K ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 52.663 başlık/FaRk ile birlikte,
52.663 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(140/212)
- NEY ile/ve MISKAL[Ar.]/MÛSÎKÂR[Fars.]["ka" uzun okunur]
( MÛSÎKÂR KUŞU: Gagasındaki deliklerden çıkan uyumlu sesten. )
( ... İLE/VE Mizmar çeşidinden sıra, kalem, düdük, kaval. Dervişlere özel bir saz. | Rüzgâr estikçe, gagasındaki deliklerden türlü türlü ses çıkardığından dolayı, "mûsikî" sözünün de bundan alındığı söylenilegelen bir kuş. | Adı anonim bir Edvâr-ı İlm-i Musıkî'de geçen makam. )
- NEY değil NE
- Neyi, nasıl ve ne zaman söyleyeceğini bilmediğin için SUS!!! -ve
- [ne yazık ki]
NEYİ
BÖLÜŞEMİYORUZ? ve/||/<> NİYE DÖVÜŞÜYORUZ?
( Hiçbir mal, bizim değil! VE/||/<> Hiçbir can, bizim değil! )
- NEYİN ARANILMASI GEREKTİĞİ ile/ve/değil/yerine NEREDE ARANILMASI GEREKTİĞİ
- NEYİNİ BEĞENMEDİN? değil NESİNİ BEĞENMEDİN?
- NEY/NÂY/MİZMÂR[Ar.] [akordlarına göre]:
BOLÂHENK/NISF/NISFİYE ile/ve SÜPÜRDE ile/ve MÜSTAHSEN ile/ve KIZ NEYİ ile/ve MANSUR ile/ve ŞAH ile/ve DÂVUT
( Ney'in kendi sesi yoktur. )
( Ney'in sesi HÛ'dur. )
( Ney, ahadiyetin sesidir. )
( Ney Forum [ http://neyforum.net ] )
( Ney Derneği [ http://neyforum.biz ] )
( REED FLUTE )
- NEYSE Kİ ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE GÜZEL/HOŞ Kİ ...
- NEYZEN/NÂYÎ[Fars.] ile ...
( Ney üfleyen. )
- NEZÂFET ile/ve/||/<> NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ile/ve/||/<> NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak]
( Temizlik, paklık. İLE/VE/||/<> Ahlâk temizliği. | İncelik. İLE/VE/||/<> Kişilere saygılı ve incelikle davranma. )
- NEZÂFET ile TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET
( TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET )
- NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ve/||/<> RİKKAT
( Ahlâk temizliği. | İncelik. VE/||/<> İncelik. | Merhamet, acıma. )
- NEZÂKET:
BAŞKASINI RAHATSIZ ETMEMEK değil BAŞKASI İÇİN RAHATSIZLIK DUYMAK
- NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak] ile/ve/<>/< ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZU'/TADA'DU'[< Dİ'DA]
( Özüne varmanın ilk adımı, alçakgönüllülüktür. )
- NEZÂKET ile CESÂRET
- NEZÂKET ile/ve/<> EDEB
- NEZÂKET ile/ve EHLİYET
- İNCELİK/NEZÂKET[Ar.] ile/<> İKİYÜZLÜLÜK/RİYÂ[Ar.]
( Nezâkette, çoğunlukla, bir parça ikiyüzlülük saklıdır/vardır. )
- NEZÂKET ile/ve NEDÂRET
- NEZÂKET:
PARASIZLIKTAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AYRINTILARI ANLAMIŞLIKTAN
- NEZAKETSİZ/LİK değil/yerine/= KABA/LIK
- NEZÂRET[Ar. < NAZAR] ile/ve/<> VEKÂLET/VEKİLLİK[Ar.]
( Bakma, bakış, etrafı görme, seyir. | Gözetme, gözden geçirme, denetim. | İdâre, reislik. | Nâzırlık, vekillik. İLE/VE/<> Başkasının işini görmeye görevli ve/ya da yetkili olma. | Birini, kendi yerine geçirme. | Birinin yerini tutma. | Vekillik, nezâret. | Vekilin, görev yaptığı yer/bina. )
- NEZDİNDE ile/ve/||/<>/< ADDETMEK
( Yanında, huzurunda, gözetiminde. İLE/VE/||/<>/< Saymak. )
- NEZİF[Ar. < NEZF] değil/yerine/= KANAMA
( Gövdenin herhangi bir yerinden kan akması, kan gelmesi. | Manevi acıların yeniden etkisini duyurması, depreşmesi. )
- NEZİH (OLMAK) ile/değil MÜSTERİH (OLMAK)
- NEZÎL[Ar. < NÜZL] ile NEZÎR[Ar. < NEZR | çoğ. NÜZERÂ, NÜZÜR]
( Konuk, misafir. İLE Birini, doğru yola sokmak için gözdağı vererek korkutma. | Hz. Muhammed'in adlarından. )
- NEZÎR[< NEZR] ile ...
( KORKUTMA, BİRİNİ, DOĞRU YOLA SOKMAK İÇİN GÖZDAĞI VEREREK KORKUTMA )
- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile ALERJİ
- NEZLE ile/||/<> SAMAN NEZLESİ/HAY FEVER
- NEZLİNDE/NEZLİMDE" değil NEZDİNDE/NEZDİMDE
( Yanında, huzurunda, gözetiminde. )
- NFT:
EMANETE DAYALI OLAN ile EMANETE DAYALI OLMAYAN
( )
- NGS İLE SANGER İLE NANOPORE ile/||/<> DNA DİZİLEME TEKNOLOJİLERİ
( Farklı nesil dizileme yöntemleri. )
( Formül: Okuma uzunluğu: Sanger < NGS < Nanopore )
- NHS/NATIONAL HEALTH SERVICE[İng.] değil/yerine/= ULUSAL SAĞLIK SERVİSİ (INGILTERE)
- CUSANUS ve/||/<>/> KOPERNİK ve/||/<>/> PARASELSUS
( 1401 - 11 Ağustos 1464 VE/||/<>/> 19 Şubat 1473 - 24 Mayıs 1543 VE/||/<>/> 1493 - 24 Eylül 1541 )
- NICE :/yerine HOŞ
- [ne yazık ki]
NİCE KİŞİLER ile NİCE GİYSİLER
( [ne yazık ki] Görürüz, üstünde giysi olmayan. İLE Görürüz, içinde insan olmayan. )
- NİCEL ÇOKLUK ile/ve GENEL KABUL/LER
( QUANTITATIVE MAJORITY vs./and GENERAL ACCEPTANCE/S )
- [ne yazık ki]
NİCELİK EGEMENLİĞİ ile/ve/<> DEĞERSİZLİK ile/ve/<> GÖRELİLİK
- NİCELİK ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN NİCELİK
- NİCELİK = KEMİYET = QUANTITY[İng.] = QUANTITÉ[Fr.] = QUANTITÄT[Alm.] = QUANTITAS[Lat.] = POSOFEI[Yun.] = CANTIDAD[İsp.]
- NİCELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NİTELİK
( Bölünebilir olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bölünemez olan. )
( Altın, altınlık niceliğinde, altınlık niteliklerini barındırır. )
( ARITHMOS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EIDOS )
( [not] QUANTITY vs./and QUALITY
QUALITY instead of QUANTITY )
- NİCELİKLER ile YER/MEKÂN
( [zıtlık/zıddı] Yoktur. İLE Vardır. )
- NİCELİKLİ ile NİCELİKSEL
- NİCELİKSEL MATEMATİK ile KAVRAM MATEMATİĞİ
- NİCELİKSEL VAROLAN ile/ve/değil/||/<> NİTELİKSEL VAROLAN
( Cansızlar, bitkiler ve hayvanlar. İLE/VE/DEĞİL/||/<> İnsan. )
- NİÇİN? ile/ve/değil/yerine/önce/||/<>/>/< NASIL?
( Ne için? İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/<>/>/< Ne asıl? )
( Niçin'i olan, nasıl'a [biraz/bazen] "katlanabilir". )
( Sokrates öncesi > Sokrates > Platon > Aristoteles. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/<>/>/< Aristoteles > Descartes > Newton > Kant > Hegel ve sonrası. )
- NICOLAS COPERNICUS
- NICOLAUS CUSANUS ile/ve/||/<> ANAXAGORAS
- NICOTIANA RUSTICA ile NICOTIANA TABAKUM
( Rusya ve Hindistan'da yetişir. İLE Dünyanın çoğu bölgesinde bulunanın adıdır. )
- NİDA PARK – AYŞEN GRUDA :
( Huzur Mahallesinde olup, Sarfit Huzur Spor Kempleksi içinde olup, 2.000,00 m²'lik bir alanı kapsalmaktadır. )
- NİDÂ[Ar.] ile SIYÂH[Ar.]
- NİDUS[İng.] değil/yerine/= YUVA
- NİE değil NİYE?
- NIELS BOHR ve/||/<> ALBERT EINSTEIN
(
)
- NIELS HENRIK ABEL ve/||/<> EVARISTE GALOIS ve/||/<> ŞÂNİZÂDE ATÂULLAH EFENDİ
( 05 Ağustos 1802 - 06 Nisan 1829 VE/||/<> 25 Ekim 1811 - 31 Mayıs 1832 VE/||/<> 1771 - ? )
( GALOIS KURAMI: Gauss'un kullandığı bazı teknikleri genelleştirerek, derecesi dörtten büyük olan her polinom için çalışacak bir kök bulma yöntemi oluşturmanın neden olanaksız olduğunu açıklar. İçinde kökleri aradağımız sayı dizgeleri "nesneler" ile kökleri kendi arasında döndüren permütasyon "öbekleri" arasında daha önce gözlemlenmemiş ilişkiler bulur. Bu ilişkiler yumağına, bugün genel olarak verilen addır. )
- NIELS HENRIK DAVID BOHR ve/||/<> MAX BORN
( 07 Ekim 1885 - 18 Kasım 1962 ve/||/<> 11 Aralık 1882 - 05 Ocak 1970 )
- NİFÂK ile/değil/yerine/>< İNFÂK
( (")Saklıyorsak("). İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Veriyorsak. )
( İnfâk, nifâğın panzehiridir. )
- NİFÂK ve/>< TEDBİRÂT
- NİGÂH[Fars.] ile BAKIŞ
( BAKIŞ, BAKMA )
- NİGÂH-BÂN değil/yerine/= GÖZCÜ, BEKÇİ
- NİGÂL[Fars.] ile NİGÂR[Fars.] ile Nigâr[Fars.]
( Yeni. | Yeni, son zamanlarda çıkmış. | Taze, körpe. İLE Resim. | Resim gibi güzel sevgili. | Resmedilmiş, resmi yapılmış. | Put. | Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makam. İLE Ünlü hanım şairlerimizdendir. Aks-i sadâ, Efsûs, Nîran adlı kitapları vardır.[1856 - 1918] )
- NIGHT :/yerine GECE
- NIH/NATIONAL INSTİTUTES OF HEALTH[İng.] değil/yerine/= ULUSAL SAĞLIK ENSTİTÜLERİ (ABD)
- NİHAÎ ile/ve/değil/yerine CÂMİ
- NİHÂÎ değil/yerine/= SONSAL
- NİHAL, ŞÜKUFE (İST. 1896 - 1973) :
( Edebiyatçı Yazar olup, Rumelihisar'lıdır. İstanbul'da doğdu. Babasının memuriyeti nedeniyle çocukluğu değişik yerlerde geçti. Seçkin okullarda okuyarak çok iyi eğitim aldı. Küçük yaştan itibaren memleket sorunları ile ilgilenmeye başladı. İlk evliliğini 1912 yılında Mithat Sadullah (Sander) ile yaptı. Oğlu dünyaya geldikten kısa bir süre sonra eşinden ayrıldı. İttihat Terakki yönetiminin kadınlara tanıdığı özel haktan yararlanarak öğretim süreci üç yıl olan Darülfünun edebiyat bölümüne kaydoldu. Kısa bir süre sonra aynı sınıfta okuyan arkadaşı Ahmet Hamdi (Başar) ile ikinci evliliğini yaptı. Kadınlara daha çok sosyal haklar verilmesi için başlatılan harekete öncülük etti. Kadınlar Fırkasının (Parti) kurulmasını sağladı. Akabinde hala faaliyetine devam eden Türk Kadınlar Birliği'ni kurdu. Şiirlerini hece ölçüsü ile yazdı. Yıldızlar ve Gölgeler (Aruz Ölçüsü, 1919), Hazan Rüzgârları (1927), Gayya (1930), Yakut Kayalar (1931), Su (1933), Sıla Yolları (1935), Sabah Kuşları (1943), Yerden Göğe (1960) isimlerini taşıyan 8 şiir kitabı yayınlandı. Ayrıca ölümünden sonra oğlu Nejat Sander tarafından "Şükufe Nihal/Şiirler (1975); Renksiz İstırap (1928), Yakut Kayalar (1931), Çöl Güneşi (1933) Yalnız Dönüyorum (1938) ve Domaniç Dağlarının Yolcusu (1946), Çölde Sabah Oluyor ve Vatanım İçin (1955) isimlerini taşıyan 7 romanı ve Tevekkülün Cezası (1928), Gezi Notları ve Finlandiye (1935) isimlerini taşıyan üç öyküsü yayınlandı. Şiirleri ve makaleleri; Türk Kadını, Haftalık Gazete, Yeni Mecmua, Hayat, Sus, Dergâh Kadın Yolu, Tan, Çınaraltı, Kadın Gazetesi ve Türk Yurdu gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Bilhassa kadın hakları ile ilgili büyük uğraş verdi, makaleler yazdı. 1962'de geçirdiği trafik kazasını takiben felç oldu ve uzun süre huzurevinde kaldıktan sonra 1973'te vefât etti. )
- NİHÂLE[Fars.] değil/yerine/= ALTLIK
- NİHÂVEND[Fars.] ile NİHÂVEND[Fars.]
( İran'ın batısında bulunan ünlü bir şehir. İLE Türk müziğinde bir makam. )
- NİHÂYET/ÂKIBET değil/yerine/= SONUNDA/ÖNÜNDE SONUNDA
- NİHÂYET-İ AZM[Ar.] değil/yerine/= KEMİK UCU
( Kemik ucu. )
- NİHORİ ERKEK İLKOKULU :
( Yeniköy'de açılan ilkokul, 1848 yılında eğitime açılan Nihori Erkek İlkokuludur. Bu okul Rum cemaatin yardımları ile açılmıştı. Azınlıklar ülkeyi terk ettikten sonra okul kapanmak zorunda kaldı. )
- NİKAB["ka" uzun okunur] ile NİKÂB[Ar.]
( Peçe, yüz örtüsü. | Perde, örtü. İLE Kuşçu eldiveni. )
- NİKABET[Ar. < NAKABET | çoğ. NUKABÂ] ile NİKÂBET[Ar.]
( Bir kavim ya da kabilenin reisi ya da vekili. | Bir tekkede, şeyhin, yardımcısı olan en eski dervişi ya da dedesi. İLE Rüzgârın, ters yönlerden esmesi. )
- NİKÂH ile/ve DÜĞÜN/KÜDEN[dvnlgttrk]
- NİKÂH ve SİFAH
- NİKAHTA:
TANIKLIK/ŞEHÂDET ve/||/<>/> İHİTİYÂR/RIZÂ ve/||/<>/> SÜRESİZLİK
- NİKAT[Ar. < NOKTA]["ka" uzun okunur] ile NİKÂT[Ar. < NÜKTE]
( Noktalar. İLE Herkesin anlayamadığı ince anlamlar. | İnce anlamlı, zarif ve şakalı sözler. )
- NİKRİS/NİKRÎS[Ar. < NEKARÎS] ile NÎKRÎZ/NÎRÎZ[Fars.]
( Ayak parmaklarında, topuklarda ve eklemlerde meydana gelen ağrılı hastalık. [Fr. GOUTTE] İLE Türk müziğinin en eski bileşik makamlarından. )
- Nîl ile NÎL[Ar.]
( Mısır'da geçen, Akdeniz'e dökülen ünlü ırmak. İLE Çivit otu. )
- NİL ve/<> VICTORIA
( Dünyanın en uzun ırmağı.[6400 km.] VE/<> Dünyanın en büyük ikinci gölüdür.[Marmara Denizi'nden 5 kat daha büyüktür.] )
- NIM/NONİNVAZİV MONİTORİZASYON NONİNVASIVE MONİTORING[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN İZLEÇLEME
- NİMÂL[Ar. < NEML] ile NİMÂR[Ar. < NİMR]
( Karıncalar. İLE Kaplanlar. )
- NİMBUS[Lat.] değil/yerine/= KARA BULUT
- NİMET[Ar.] değil/yerine/= ERGİ
- NİMET ile NİKMET
( ... İLE Şiddetli cezâ. )
- NİMET ve/<> ŞÜKÜR
( Nimetin şükrü, nimetten daha değerlidir. )
( Bir nimetin çok olması, onun nimet olmadığını göstermez. )
- NIMV/NONİNVAZİV MEKANİK VENTILASYON NONİNVASIVE MECHANICAL VENTILATION[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN MEKANİK SOLUTMA
- ...'NIN ADINA değil ... ADINA
- (...'NIN) ALTI ile 6 (ALTI)
- ...'NIN(BEKLEMENİN/DÜŞÜNMENİN VB.):
"ÂLEMİ" YOK! değil GEREĞİ YOK!
- ...'NIN ...:
"BİTECEĞİ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÜRMEYEBİLECEĞİ
- ...'NIN DEDİĞİ ile/ve/değil/||/<>/> ...'NIN BİLDİRDİĞİ
- ...NIN "DOKUNMA/SI" ile/ve/yerine ...NIN ETKİ ETME/Sİ
- -NIN EKİ ve -DIR EKİ
( 'S to IS )
- ...'NIN EVİNDE YAŞAMAK ile/yerine ...'NIN EVİNDE KALMAK
- ...'NIN "İSTEDİĞİ" / "BEKLEDİĞİ" ile/değil/yerine/>< DAVET ETTİĞİ
- ...'NIN:
KANITI ile/değil GÖSTERGESİ
- ...'NIN:
"KARŞITI" ile/değil DIŞINDA KALAN/BIRAKILAN
- ...'NIN KENDİ ile ...'NIN NEDENİ
( Nedenler sayısızdır, tek neden fikri bir yanılsamadır. )
( Her bir şeyin sayısız nedeni vardır. )
( Sizi güldüren ya da ağlatan bir mektup alırsınız, bunun nedeni olan postacı değildir. )
( For everything there are innumerable causes. )
( Causes are numberless; the idea of a sole cause is an illusion.
You get a letter that makes you laugh or cry. It is not the postman who does it. )
( THE SELF OF ... vs. THE REASON OF ... )
- ...'NIN:
"MUTFAĞI" ile/ve/||/<> "ARKA SOKAKLAR"
- ...NIN NEDENİ ile/ve/değil/yerine ...NIN İLİŞKİSİ
- ...'NIN:
"ONURU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLURU
- ...NIN SÜRECİ ile/ve ...NIN SÜRECİ
( PROCESS OF ... vs./and PROCESS OF ... )
- ...'NIN:
TANIMI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLI OLDUĞU/OLABİLECEĞİ YER
- ...NIN:
"ÜRÜNÜLER" değil ÜRÜNLERİ
- ...'NIN ...:
YALANCI/SI ile/değil AKTARICI/SI
- ... NIN ÂLEMİ YOK ile ...NIN GEREĞİ YOK
- NİNE/EBE ile ANNEANNE/BABAANNE
( Nine, (daha çok) hem babanın, hem annenin annesi, hatta anneannenin annesi için seslenme nitelikli bir söz. İLE Annenin ya da babanın annesi olduğunu belirten sözler. )
- NINE :/yerine DOKUZ
- NİNE ile HAMİNNE[< HANIM NİNE]
( ... İLE Ailedeki yaşlı ve saygın kadınlara verilen san. )
- NİPEL[Fr.] değil/yerine/= BAĞLANTI PARÇASI
( İki bağlantı parçasını, birbirine yakın olarak eklemekte kullanılan özel parça. )
- NİPPON (JAPONYA) ile ...
( Yüksek Güneş Ülkesi. )
- NÎRÂN ile/ve/<> ZÎFÂN ile/ve/<> KURBÂN
( Canını, ateşe. İLE/VE/<> Malını, misafire. İLE/VE/<> Yakınını, Allah'a. )
- NİRENGİ[Fars.] değil/yerine/= TEPE NOKTA
( Belirli sayıda noktanın konumunu, kesinlik içinde saptayabilmek için, bu noktaları, tepe olarak kabul ederek, bir alanı üçgenlere bölme. )
- NIRS/NEAR INFRARED SPECTROSCOPY[İng.] değil/yerine/= YAKIN KIZILÖTESİ İZGESEL GÖRÜNTÜLEME
- NİRVANA = NIBBANA[Palice]
- NİRVANA[Sansk.](NİBBAHA[Pali])(SATORİ[ZEN, Jap.]) ile NİRVANE ile NİRVANİ ile ...
( Aydınlanma. (ZEN'de, Satori) Yaşam ışığının nihai eriyişi ve sönüşü. Maddeden kurtuluş, En Yüce Ruh (Brahman) ve yeniden birleşme. Budist summum bonumilkesi. En son Gerçeklik. Saltık Hakikat. Aydınlandıkları zaman, yanıltıcı egolarının bilinciyle sınırlı olmayan bir duruma giren kişilerin son durumu. Bağımlılıklardan, tutkulardan, yanılsamalardan kurtulup, uyanıp aydınlanma sonucu ulaşılan iç suskunluk, iç barış. (Tasavvuf'ta ile ABCDEF ( İşrak) İLE Bağımsızlığa, iç özgürlüğe ulaşmış kişi. İLE Nirvana'yı arayan. )
- NİŞ/NICHE[İng.] değil/yerine/= OYUK
- NİŞ ile/||/<> HABİTAT
( Niş ekolojik rol İLE habitat yaşam yeridir )
( Formül: İşlev İLE yer )
- NİŞ ile/||/<> MÜCEVHER ile/||/<> YAŞAM/HAYAT AĞACI
( Duvarda küçük ölçüde ve düzgün girinti. İLE/||/<> Kıymetli taşlarla bezenmiş. İLE/||/<> İpek ve İslâm öncesi süsleme sanatlarında ve benzeri ağaçlar.[Cenneti simgeleyen resimlerde ya da süslemelerde bakışım ekseni olarak çokça görülür.] )
- NÎŞ[Fars.] ile NİŞ[Fr./İng. < NICHE]
( İğne[arı, akrep gibi böceklerde]. | Zehir, ağı. | Diken. İLE Duvar içinde bırakılan oyuk. )
( Niş pazarlama, pazardaki hizmetlerdeki boşlukların doldurulması amacı ile yapılmaktadır. Bu pazarlama çeşidinde herkese hizmet verilmemektedir. Daha küçük bir grup niş pazarlamadan yararlanabilmektedir. Niş pazarlama, hedefindeki kişilerin isteği doğrultusunda sürekli bir biçimde yenilikler yapmak zorundadır.
Niş Pazarlama, İngilizce'de Niche marketing adı ile anılmaktadır. Bu pazarın belirli başlı özellikleri bulunur.
- Niş pazarlama, küçük kitleleri hedef almış olan bir pazarlama yöntemi olarak karşımıza çıkar.
- Niş pazarlama, yönteminde maliyetin üzerine ciddi bir kâr konulmaktadır. Bu nedenle de önemli oranlarda kâr elde etmek olanaklıdır.
- Niş pazarlamada, üretim ve pazarlama oldukça düşüktür. Ancak kazanılan paralar oldukça tatmin edicidir.
- Niş pazarlamada, müşteri gereksinimine göre ürün üretilmektedir.
- Niş pazarlama, kitlesi küçük olması nedeni ile pazarlama iletişimine ayrılan para oldukça azdır.
- Niş pazarlama yapılırken, üretimin özgün olması ve üretimi yapan şirketin alanında uzman olması oldukça önemlidir.
- Tüketici güvenini kazanmak ve tüketiciyi memnun etmek, niş pazarlamada çok daha kolay bir biçimde yapılabilmektedir.
Niş Ürün, Niş Parfüm, Niş Pazar ve Niş Boyut Ne Anlama Gelir?
Niş pazarlamada üretilen niş ürünlerin herhangi bir alternatifinin bulunmaması oldukça önemli bir konudur. Niş pazarlama stratejilerinde hedef kitle oldukça küçük olmaktadır. Bazı kişiler tarafından bu pazar türünde rekabet olmadığı düşünülebilir. Ancak niş pazarlamadaki rekabet oldukça fazladır.
Niş pazarlama, yapmak oldukça dar bir bölgede pazarlama yapmak demektir. Bunun yanında bu dar bölgede pek çok rekabet eden şirket olması da olanaklıdır. )
- NİSAİYE/JİNEKOLOJİ değil/yerine/= KADIN-DOĞUM SAYRILIKLARI
- NİSÂL[Ar. < NASL] ile NİSÂR[Ar.] ile -NİSÂR[Ar.]
( Temrenler, ok, kargı gibi şeylerin uclarındaki sivri demirler. İLE Saçma, serpme. | Saçı, düğünde saçılan para. İLE "Saçan/saçıcı" anlamlarına sözcükleri sıfatlandırır.[PERTEV-NİSÂR: Işık saçan.] )
- NİSAN YAĞMURU:
SEDEFİN AĞZINDA ile YILANIN AĞZINDA
( İnci. İLE Zehir. )
- NİSAN YAĞMURU ile/ve MAYIS YAĞMURU
( Nisan yağar sap olur, Mayıs yağar çeç olur. [çeç: Tahıl yığını] )
( Nisan yağmuru, sadef'in karnına düşünce inci, yılanın ağzına düşünce zehir olur. )
( Nisan yağmuru ekinlerin sapını geliştirir. Mayıs yağmuru başakların dolgunlaşmasına yarar. )
- NİŞÂN[Fars.] ile -NİŞÂN[Fars.]
( İz, belirti. | İşaret, fabrika işareti. | Yara izi. | Amaç, hedef, vurulması istenilen nokta. | Vurulacak noktaya silahı çevirme. | Sevgililik işareti. | Bu işareti takmak üzere yapılan tören. | Hatıra için dikilen taş. | Tuğra. | Taltif için verilen madalya. | Ferman. İLE "duran, dikilen, kalan" gibi anlamları gelerek bileşik sıfatlar yapar.[HATIR-NİŞAN: Unutulmayan, akılda kalan.] )
- NİŞÂN ile NÎSÂN[Süryanice]
( İz, belirti. | İşaret. İLE Nisan ayı. )
- NİŞAN ile/||/<> URA
( ... İLE/VE/||/<> Sınır nişanı. )
- NİŞANTAŞI ile NİŞANTAŞI
( Şişli - Teşvikiye arasında bulunan ve adını burada bulunan nişantaşından alan semt. İLE Vali Konağı - Teşvikiye caddelerinin kesiştiği noktada bulunan, 1825'te Sultan II. Mahmud tarafından diktirilmiş yazılı sütun. )
- NİSANTAŞI ile NİŞANTAŞI
- NİSAP değil/yerine/= YETER SAYI
- NİŞASTA ile FEKÜL[Fr.]
( ... İLE Patates gibi bazı bitkilerin yumrularında bulunan nişasta. )
- NİŞASTA ile/ve/||/<>/> GLİKOJEN
( Bitkilerde enerji depolayan polisakkarit. İLE/VE/||/<>/> Hayvanlarda enerji depolayan polisakkarit. )
- NİŞASTA ile/ve/<>/> HELME
( ... İLE/VE/<>/> Fasulye, pirinç, buğday gibi taneler, kaynatıldığında, nişastanın çökelmesiyle oluşan koyu sıvı. | Bazı bitkilerin, kök, çiçek ve tohumlarında bulunan koyu kıvamlı madde. )
- NİŞASTA ile PATATES NİŞASTASI/FEKÜL[Fr.]
( STARCH vs. POTATO STARCH )
- NİŞASTA ile TAPYOKA[Fr. < TAPIOCA]
( ... İLE Manyok kökünden çıkarılan nişasta. )
- NİSBÎ ile KISMÎ
- NİSEB-İ ERBAA
( Yansıma[aks], oranla[nispetle] ilgilidir.
1- Eşitlik/Denklik[Müsâvât]
( - Her kişi, nâtıktır.
- Her nâtık, insandır. )
2- Karşıtlık/Uyuşmazlık[Mübâyenet]
( - Hiçbir insan, taş değildir.
- Hiçbir taş, insan değildir. )
3- Genel[Umum] - Özel[Husus] - Bağlamında/Açısında[Min-vech]
( - Bazı kişiler, beyazdır.
- Bazı beyazlar, insandır. )
4- Genel[Umum] - Özel[Husus] - Kesinlik[Mutlak]
( - Her hayvan, insandır.[Yanlış!]
- Her insan, hayvandır.[Doğru!] )
[Hayvan[küllî]:
- İnsan(- Hayvan[cüz-i eamm]
- Nâtık[cüz-i müsavî])(postulat);
- At; - Eşek; - Köpek] )
- NISF ile/ve/||/<> CERH
( Yarım. İLE/VE/||/<> Yarmak. )
- NISF-I KUTUR değil/yerine/= YARIÇAP
- NİSPET ile GÖRELİLİK/İZÂFET
( Bir değişkenin bir sabite oranı. İLE İki değişkenin birbirine bağlı oranı. )
( Birinin değişkenliğinde. İLE İkisinin de değişkenliğinde. )
( RATIO vs. RELATIVITY )
- NİSPETİYE CADDESİ :
( Rumelihisarı'ndan Levent'e kadar uzanan bir cadde olup, Nispetiye semtinin ismi caddeye verilmiştir. )
- NISQ İLE FAULT-TOLERANT İLE ANALOG İLE DİGİTAL ile/||/<> KUANTUM BİLGİSAYAR ÇAĞLARI
( Kuantum hesaplama evreleri. )
( Formül: ~1000 logical qubits )
- NISQ ile/||/<> HATA TOLERANSLI
( NISQ gürültülü yakın dönem, toleranslı tam düzeltmeli gelecek. )
( Formül: ~100 qubit İLE 10⁶ qubit )
- NİSYAN ile GAFLET
( Kendi muhtaç himmete, bir dede
Nerede kaldı, gayrıya himmet ede )
- NİSYÂN[Ar.] ile SEHV[Ar.]
- NİSYÂN[Ar.] değil/yerine/= UNUTUŞ
- [NİTELİĞİN GÖSTERGESİNDE]
DOST ile ÂŞIK
( Kavgada belirli olur. İLE Vedâda belirli olur. )
- NİTELİK:
OLUMLU ve/||/<> OLUMSUZ ve/||/<> SONSUZ
- NİTELİK ile/ve ANLAM
( vs./and/||/<> MEANING )
- NİTELİK ile AYIRT EDİCİ NİTELİK
( QUALITY vs. TRAIT )
- NİTELİK ile/ve DENGE
( QUALITY vs./and BALANCE )
- NİTELİK ile/ve DERİNLİK
( QUALITY vs./and DEPTH )
- NİTELİK ile/ve DOZ
( QUALITY vs./ve DOSE )
- NİTELİK ve/<>/> FELSEFE
( QUALITY/ATTRIBUTE and/<>/> PHILOSOPHY )
- NİTELİK ile/ve GEÇERLİLİK
( QUALITY vs./and VALIDITY )
- NİTELİK ile/ve İKİLİ NİTELİK
( QUALITY vs. COUPLE/DOUBLE QUALITY )
- NİTELİK ile KAPASİTE
( QUALITY vs. CAPACITY )
- NİTELİK ile/ve/değil/||/<>/< KAPSAM
- NİTELİK ile/ve/değil KENDİLİK
( Sıfat. İLE/VE/DEĞİL Ad. )
( Siz, sadece kendinizsinizdir. )
( Adjective. VS./AND Name. )
( [not] QUALITY vs./and/but SELF )
- NİTELİK = KEYFİYET = QUALITY[İng.] = QUALITÉ[Fr.] = QUALITÄT, BESCHAFFENHEIT[Alm.] = QUALITAS[Lat.] = POIOTES[Yun.] = CALIDAD[İsp.]
- NİTELİK ile/ve KUDRET
( QUALITY vs./and CAPABLE )
- NİTELİK NİCELİK
( QUALITY
QUANTITY )
- NİCELİK ile/ve/||/<>/> NİTELİK ile/ve/||/<>/> ÖLÇÜ
( Bölünebilir olan. İLE/VE/||/<>/> Bölünemez olan. İLE/VE/||/<>/> ... )
( "Kaç?" sorusunun yanıtıdır. İLE/VE/||/<>/> "Nasıl?"[Ne asıl? < KEYFE] sorusunun yanıtıdır. İLE/VE/||/<>/> ... )
( Nicelik olmadan, nitelik olmaz! Nitelik olmadan da nicelik! )
( Altın, altınlık niceliğinde, altınlık niteliklerini barındırır. )
( QUANTITY vs./and/||/<>/> QUALITY vs./and/||/<>/> MODERATION )
( ... ile/ve/||/<>/> GUNA ile/ve/||/<>/> ... )
( KEMMİYET ile/ve/||/<>/> KEYFİYET ile/ve/||/<>/> MİYAR )
- NİTELİK ile/ve/||/<>/> OLANAK
- NİTELİK ile ÖZELLİK
( QUALITY vs. FEATURE )
- NİTELİK ile SINIR
( QUALITY vs. BOUNDARY )
( ... ile JIANGJIE )
- NİTELİK ile SIRADÜZEN
( QUALITY vs. HIERARCHY )
- NİTELİK/LER ile/ve BOYUT
( QUALITY vs./and DIMENSION )
- NİTELİKLİ" KİŞİ ile/değil TANINMIŞ KİŞİ
- Nitelikli soru sorabilmek için DİNLE!!!
- Nitelikli soru sorabilmek için SUS!!!
- Nitelikli soru sorarak KONUŞ!!!
- NİTELİKLİ/KAPSAMLI YANIT ve/||/<>/>/< NİTELİKLİ SORU
- NİTELİKLİ YAŞAM İÇİN ...:
YARISI ile/ve/||/<> 2 KATI ile/ve/||/<> 3 KATI :) :) :) ile/ve/||/<> SINIRSIZ ve KOŞULSUZ
( Yemeğin. İLE/VE/||/<> Yürüyüş. İLE/VE/||/<> Gülüş. :) İLE/VE/||/<> Saygı ve Sevgi. )
- NİTELİKLİ ile NİTELİKSEL
- NİTELİKLİ ile/ve/<>/değil SEÇKİN
( [not] QUALIFIED vs./and/<>/but DISTINGUISHED )
- NİTRİK ASİT ile/değil NİTRİK OKSİT
- NİTRİK ASİT ile/ve/<>/> PİKRİK ASİT[Fr. < Yun.]
( ... İLE/VE/<>/> Nitrik asidin, anilin, ipek vb. maddelere etkimesiyle elde edilen asit.[OH-C6H2 (NO2)3 [Boyacılıkta, patlayıcı maddeler yapımında ve tıpta kullanılır.] )
- NİTROJEN FİKSASYONU ile/||/<> NİTRİFİKASYON
( Nitrojen fiksasyonu atmosferik azotu amonyağa dönüştürür İLE nitrifikasyon amonyağı nitrata dönüştürür. Nitrojen fiksasyonu Rhizobium gibi bakteriler yapar İLE nitrifikasyon Nitrosomonas ve Nitrobacter gerçekleştirir. Beijerinck ve Winogradsky bu süreçleri keşfetti. )
( Martinus Beijerinck tarafından 1901 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1851-1931) (Ülke: Hollanda) (Alan: Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Virüsleri keşfetti, zenginleştirme kültürü tekniği, azot fiksasyonu bakterileri) )
- NİTROJEN/NİTROGEN[İng.] değil/yerine/= AZOT
- NİTROJEN[Fr.] değil/yerine/= AZOT(Az)
- NİTROZAMİT ile/ve/||/<> NİTROZAMİN
- NİV/NONİNVAZİV VENTILASYON NONİNVASIVE VENTILATION[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN SOLUTMA
- NİYÂBE[Ar.] ile NİYÂBET[Ar.]
( Nöbet. İLE Vekillik, vekâlet, nâiblik. | Kadı vekilliği, kadılık. )
- NİYE KONUŞUYORUZ? değil NEYİ KONUŞUYORUZ?
( Konuşmak/konuşabilmek esas ve önceliklidir. Bazı şeyler gerçekleşmeden, olumsuzlukları ve yetersizliklerin yaşanmasına fırsat vermemek üzere, konuşabilmek, doğadaki en güçlü ve olanaklı yetimizdir. Konuşmanın, "niye"si, "gereksizliği" vs. olmaz! )
- NİYE? ile/ve/||/<>/> ... DİYE
- NİYEMİŞ değil NİYEYMİŞ?/NİYE İMİŞ?
- NİYET AÇMAZI ile/ve/||/<> CAYDIRICILIK AÇMAZI ile/ve/||/<> INDY AÇMAZI
- NİYET BOZUKLUĞU ile/değil NİYET EKSİKLİĞİ
( [not] HAVE AN EVIL INTENTION vs./but LACK OF INTENTION )
- NİYET DİLLERİ ile/ve/<> GERÇEK DİLLER
( Amaca bağlandıkları zaman anlam oluşur. İLE/VE/<> Anlam, doğrudan üzerinde/içinde aranır/bulunur. )
( Arâmî, Âsır, Keldânî, Süryânî, İbrânî ve giderek Arâbî dillerin yapısı "niyet dili"dir. Bu kavram "niyete bağlı", "anlam/mânâ dili" niteliğini taşımaktadır. Niyet dillerinde yazı dili yalnızca ünsüzlerle kurulur ve okunurken ünlendirilir. Yunanca Hermes olarak kodlandırılmış olan sözcük aslen "HRM" olarak kodlanmakta ve "Hiram" diye ünlendirildiğinde "Nurlanmış" anlamına gelmektedir. )
( INTENTIONAL LANGUAGES vs./and/<> CORRECT LANGUAGES )
- [ne yazık ki]
"NİYET OKUMA" ile/ve/||/<> "AKIL OKUMA"
( İkisi de yanlıştır ve olanaksızdır. Hiçbir zaman, zemin ve koşulda yapılmamalıdır! )
- NİYET "OKUMAK" ile/ve/||/<> "KİŞİLİK ÇÖZÜMLEMESİ"
- NİYET:
YOKSA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VARSA
( "Bahane/mazeret", çoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hiçbir bahane/mazeret, yoktur. )
- NİYET ile ...
( NİYET, MERAM | FİİL VE HAREKET | DÜNYA LEZZETLERİNİ TERK EDEREK İBADETLE ALLAH'A YÖNELMEK )
- NİYET ve/<>/= ABDEST
- NİYET ve/> ÂKIBET
- NİYET ile/ve AKLINDA TUTMAK
( INTENTION vs./and TO KEEP IN MIND )
- NİYET ile/ve AMEL
( Niyet, kalbin ubudiyeti. İLE Amel, azaların/uzuvların ubudiyeti. )
( Önce Niyet, sonra Amel. )
( Niyet hayır, akıbet hayır. )
( Niyet bâtın, amel zâhirdir. )
( Müminin niyeti amelinden üstündür. )
( NİYET: Âdet ile ibâdeti ayıran şey. )
- NİYET ile/ve/<> BAŞARI/MUVAFFAKİYET
( Kendinden/senden. İLE/VE/<> Oradan. )
( INTENTION vs./and/<> SUCCESS )
- NİYET ile/ve CİDDİYET
( INTENTION vs./and SERIOUSNESS )
- NİYET ile/ve/||/<>/> DİYET
- NİYET ile/ve EĞİLİM
( INTENTION vs./and TENDENCY )
- NİYET ile/ve/<>/>/< EYLEM
( Niyet, eylemden önceliklidir. )
( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )
( Eylem, gerçeğin mihenk taşıdır. )
( Berraklık ve sevecenlik eylemdir. )
( Eylem konusunda tasa çekmeyin, aklınıza ve gönlünüze özen gösterin. )
( Gerçeği bulmak için günlük hayatınızın en küçük eylemlerinde gerçek olmalısınız. )
( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )
( Kalbi değiştiren eylemdir. )
( Sağlam bir anlayışa sahip bir kişi, eylemden sakınmaz. )
( İmgenin ardında ve ötesinde olan idrak ve eylem gücüsünüz. )
( Eylem, gizli, bilinmeyen, bilinemez olandır. Sadece onun meyvesini bilebilirsiniz. )
( Hiç kimse, bir başkası adına eylemde bulunamaz. )
( Vazgeçme! Üşenme! Erteleme! )
( Nobody can act for another. )
( Do not give up! Do not dilatory! Do not delay! )
( Action is a proof of earnestness.
Action is the touchstone of reality.
Clarity and charity is action.
You need not worry about action, look after your mind and heart.
Action is hidden, unknown, unknowable. You can only know the fruit.
A man of steady understanding will not refrain from action. )
( INTENTION vs./and/<>/>/< ACTION )
- NİYET ile/ve EYLEM
( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )
( INTENTION vs./and ACTION )
- NİYET EYLEM
- NİYET ve/||/<> GAYRET ve/||/<> DİRÂYET[YETENEK]
- NİYET ile GELİŞİGÜZEL/LİK, GÖRELİ/LİK
- NİYET ile/ve/<> GEREKSİNİM
( INTENTION vs./and/<> NEED )
- NİYET ve/> GİRİŞİM
- NİYET ile/ve/||/<> GİZEM
- NİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HEDEF
- NİYET +/=/> İDRAK +/=/> İLİM
- NİYET ve/>/< İDRAK ve/>/< İMAN
- NİYET ve/< İDRAK ve/< İMAN
- NİYET ile/ve İRÂDE
( INTENTION vs./and WILLPOWER )
- NİYET ile/ve İRÂDE
( Kişi, Ahsen-i Takvim'dir, iradesi elindedir. İsterse yakasını bu âlemden kurtarır, isterse içine düşer. )
- NİYET ve İSTEK/TALEP
- NİYET ile/ve/||/<> İZLENİM
- NİYET ve/||/<>/> KARAR ve/||/<>/> UYGULAMA
( INTENTION and/||/<>/> DECISION and/||/<>/> APPLICATION )
- NİYET ile KASIT/AMD
( INTENTION vs. PURPOSE )
- NİYET ile KASTETMEK
- NİYET ile/ve KIBLE
- NİYET ile/ve KIBLE
- NİYET ve/||/<>/< MECÂL
- NİYET ve/||/<> NAZAR ve/||/<> MÂNÂ-İ HARF ve/||/<> MÂNÂ-İ İSİM
- NİYET ve/<> NAZAR(BAKIŞ AÇISI)
( INTENTION and/<> PARADIGM )
- NİYET ve/<> TERCİH
- NİYET ile/ve ÜSLÛB
- NİYET ile/ve/değil YAKLAŞIM
( [not] INTENTION vs./and/but APPROACH )
- NİYET ile/ve YÖN
( INTENTION vs./and DIRECTION )
- NİYET ile/ve YÖNELİM
( INTENTION vs./and TO TEND )
- NİYET YÖNELİM
- NİYET ile/ve/<> YÖNELİM/EĞİLİM/MEYL
- NİYET ve/||/<> YÖNELİM ve/||/<> BAĞLILIKLAR ve/||/<> YATKINLIKLAR
- NİYET ile/ve YÖNELİŞ
- NİYET ile/ve/<> YÖNTEM
- NİYETİN BEDELİ ile BİLGİSİZLİĞİN BEDELİ
( EQUIVALENT OF INTENTION vs. EQUIVALENT OF IGNORANCE )
- NİYET/Lİ/LİK ile/ve EREK/Lİ/LİK / AMAÇ/LI/LIK
( Akıllı kişi, amacı niyette görür. )
( Niyet, amacı gösterir. )
( Niyet hayır, âkıbet hayır. )
( INTENTION vs./and AIM/PURPOSE/GOAL )
( MEYELÂN ile/ve GÂYE )
- NİYETSİZLİK ile/değil/yerine AKSAKLIK
- NİYETSİZ/LİK ile/ve TERBİYESİZ/LİK
- KUŞKU:
NİYETTE ile/ve/||/<> AMAÇTA
( Yola çıkarmaz. İLE/VE/||/<> Yol aldırtmaz. )
- NİYET'TE:
SAMİMİYET, İÇTENLİK, YAKINLIK
ve
TUTUM'DA:
RESMİYET, MESAFE, CİDDİYET
( SINCERELY, SINCERITY, NEARNESS :ON INTENTION and SOLEMNITY, DISTANCE, SERIOUSNESS :ON ATTITUDE )
- NİZÂ'[< NEZ] ile/değil/yerine/>< NİZÂM[NAZAME]
( Bilgi, güce tâbi olursa/tutulursa. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güç, bilgiye tâbi olursa/tutulursa. )
( Çekişme, kavga. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncileri, ipe dizmek. )
- NİZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZEN
- NİZÂM ile/ve/||/<> İNTİZÂM
( Düzen. İLE/VE/||/<> Düzenli olma, düzenlilik. )
- NK/NATURAL KİLLER CELLS[İng.] değil/yerine/= DOĞAL ÖLDÜRÜCÜ GÖZELER
- NLP/NATUREL LANGUAGE PROCESS[İng.] değil/yerine/= DOĞAL DİL İŞLEME
- NLP ile NLP
( NEURO LINGUISTIC PROGRAMMING vs. NATURAL LANGUAGE PROGRESS )
- NMES/NÖROMÜSKÜLER ELEKTRİKSEL STIMÜLASYON NEUROMUSCULAR ELECTRICAL STIMULATION[İng.] değil/yerine/= SİNİRKAS ELEKTRİKSEL UYARIMI
itibarı ile 52.663 başlık/FaRk ile birlikte,
52.663 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(140/212)
(1996'dan beri)