F ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 3.224 başlık/FaRk ile birlikte,
3.224 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(8/14)
- FIKRA değil/yerine/= BÖLÜMCE
- FIKRA değil/yerine/= ÇİZEY
- FIKRA[Ar. çoğ. FIKARÂT] ile FIRKA[Ar. çoğ. FIRAK]
( Omurga kemiklerinden bir boğum, omur. | Bend, madde, paragraf. | Kısa öykü, masal, kıssa. | Yasa maddelerinin paragraflarından her biri. | Bölüm, kısım, fasıl.[kitap ya da eserde] | Yazılmış kısa bir haber. | Gazetelerde, gündelik olayların kısa ve temiz bir üslûpla yazılmış şekli.[Fr. CHRONIQUE] İLE İnsan kalabalığı, öbeği/grubu. | Siyâset partisi. | Tümen. )
- FIKRA değil/yerine/= GÜLDÜRMECE
- FIKRAMAK ile FIKRA ile FIKRACI/LIK
- FİKR-İ ÂNÎ ile SÜRAT-İ İNTİKAL
( Tefekkür. İLE İlham. [Gayret+Yetenek] )
- FİKRÎ değil/yerine/= DÜŞÜNSEL
- FİKRÎ değil/yerine/= DÜŞÜNSEL
- FÎKRÎ ile LAFZÎ(MANTIK/NUTK(Düşünme-Konuşma)'da)
( Lafzî nutk, insan gövdesinin bir örgeni olan dilden kaynaklanarak, gövdenin öteki bir örgeni olan kulağa ulaşan ses ve yazaçlardan(hecelerden) oluşur; dolayısıyla cisim ve duyularla ilgilidir. Bu yüzden kelâmın ne olduğu, nasıl oluştuğu, anlamı nasıl gösterdiği(delâlet) vb. konuların mantık çerçevesinde incelenmesine Dil Mantığı(İlmu'l-Mantıki'l-luğavî) adı verilir. İLE Fikrî nutk ise, insan zihninin(nefs) var olanların anlamını özleri itibariyle tasavvurundan başka bir şey olmayıp ruh ve akılla ilgilidir. Bu bağlamda zihnin varlıkların anlamlarını özleri itibariyle idrâki, ilham ve vahyin keyfiyeti gibi konuların mantık çerçevesinde ele alınıp incelenmesine de Felsefî Mantık (İlmu'l-Mantıki'l-felsefî) denilir. )
- FİKRİN SIHHATİ ile FİKRİN İSTİKAMETİ
- Fikrinle KONUŞ!!!
- FİKRİYAT değil/yerine/= DÜŞÜNLER/DÜŞÜNCELER
- FİKS/FIXED[İng.] değil/yerine/= SABİT
- FİKS[İng. < FIX] değil/yerine/= DURAĞAN/DEĞİŞMEZ, SABİT
- FİKSASYON/FIXATION[İng.] değil/yerine/= SABİTLEME | SAPLANMA
- FİKSASYON ile FİKSATİF ile FİKSE ETMEK ile FİKSE OLMAK
( Saplantı, saplanma, sabitleştirme. İLE Sabitleştirici, sıkı tutucu. İLE Sabitleştirmek, kalıcılaştırmak. İLE Odaklanmak, saplanıp kalmak. )
- FİKSATÖR/FIXER[İng.] değil/yerine/= SABİTLEYİCİ
- FİL BENZERİ ile FİL HASTALIĞI ile FİL GİBİ
( ELEPHANT-LIKE vs. ELEPHANTIASIS vs. ELEPHANTINE )
( پيلسان ile داء الفيل ile داءالفيل ile پيلي ile عظيم الجثه )
( پيلسان ile داء الفيل ile داءالفيل ile پيلي ile AZYM OLJOSEH )
- FİL DİŞİ ile FİLDİŞİ
( Filin dişi. ile Renk. )
- FÎL[Ar. çoğ. EFYÂL, FÜYÛL] ile Fİ'L/FİİL[Ar. çoğ. EF'AL, FİÂL]
( En büyük kara memelisi olan hayvan. İLE İş, kâr, amel, zamanla ilgili olup anlamı sağlayan sözcük, eylem. )
- Fİ'L[Ar.] ile HALK[Ar.] ile TAĞYÎR[Ar.]
- Fİ'L[Ar.] ile İHTİRÂ'[Ar.]
- Fİ'L[Ar.] ile İNŞÂ'[Ar.]
- FİL[Ar. < FÎL] ile KİNCER[Fars.]
( ... İLE Büyük fil. )
( EFYÂL/FÜYÛL[Ar. < FÎL]: Filler. [bilinen büyük hayvanlar] )
- FİL ile/<> SUİKASTÇI BÖCEK
- FİL ile ZÜCCACİYE DÜKKANI
- FILAGELLA değil/yerine/= KAMÇI
- FİLAMENT/FİLAMENT[İng.] değil/yerine/= İĞCİK
- FİLAMENT = HAYT = FILET
- FİLAMENT değil/yerine/= İPLİK, İP
- FİLAN FEŞMEKÂN
- FİLAN FISTIK
- FİLAN ile FİLAN FALAN
- FİLAR ile FİLARLI ile FİLARSIZ
- FİLARİZLEMEK ile FİLARİZ
- FİLARMONİ[İng./Fr. PHILHARMONY/PHILHARMONIE < PHILOS: Sevgi/si.] ile/ve/||/<> SENFONİ[İng./Fr. SYMPHONY/SYMPHONIE < Yun. < SYMPHONIA(συμφωνία) | SYM-: Birlikte. ( > SEN-)]
( Güçlü müzik sevgisi. | Müzik konserleri derneği. İLE/VE/||/<> Orkestra için bestelenmiş, birkaç bölümden oluşan uzun müzik yapıtı. )
- FİLARMONİ ile FİLARMONİK
- FİLARMONİ/K değil/yerine/= EZGİSEVİ/EZGİSEVER
- FİLATELİ -ile
( Pul bilimi. )
- FİLATELİ ile FİLATELİST
- FİLBAHAR/FİLBAHRİ -ile
( Taşkırangillerden, ilkbaharda, beyaz ve güzel kokulu çiçekler açan, park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen ağaççık. [Lat. PHILADELPHUS] )
- FILDIR FILDIR (DÖNMEK | DOLAŞMAK)
- FİLDİŞİ SAHİLİ ile FİLDİŞİ ile FİLDİŞİ KULESİ
( IVORY COAST vs. IVORY vs. IVORY TOWER )
( عاجي ile عاج ile ساحل عاج ile محل دنج )
( عاجي ile AJ ile SAHEL AJ ile MOHAL DANJ )
- FİLDİŞİ ile FİLDİŞİ RENGİ
- FILE vs. FOLDER
- FILE :/yerine DOSYA
- Fİ'LEN[Ar.] ile Fİ'LÎ[Ar. çoğ. Fİ'LİYYÂT]
( Hakikatte, gerçekten, işleyerek. İLE Fiille ilgili, gerçekten yapılan iş. )
- FİLET -ile
( Derinliği aynı olan su alanı, sığ su. )
- FİLET ile FİLETO
- FİLIFORM[İng.] değil/yerine/= İPLİKSİ | ZAYIF
- FİLİGRAN ile FİLİGRANLI
- FİLİGRAN'DA:
BULGAR ile/ve/||/<>/> AVRUPA
( 1282 - En eski filigran. )
- FİLİKA[İt. < FELUCA] ile BÜYÜK FİLİKA
( Cankurtaran sandalı. İLE ... )
( ... vs. PINNACE )
- FİLİKA[İt. < FELUCA] ile ÇATANA[Çetene kasabasının adından]/İSTİMBOT[İng. < STEAMBOAT]
( Cankurtaran sandalı. İLE Filika büyüklüğünde, islimle işleyen deniz teknesi, küçük vapur. [Tuna kıyısındaki Çetene kentinden] )
- FİLİKA ile FİLİKACI/LIK
- FİLİNTA[argo] ile FİLİNTA[Alm.]
( Güzel, yakışıklı. İLE Namlusu kısa, kurşun atan bir çeşit küçük tüfek. )
- FİLİNTA ile FİLİNTALI
- FİLİPİNCE ile FİLİPİNLİ
- FİLİZ RESTAURANT :
( Tarabya koyunda ana cadde üzerinde olan ünlü restaurantlardan biri olup, en iyi balık yenilen on restaurant arasında gösterilmektedir. )
- FİLİZ[Yun.] ile FİLİZ[Ar.]
( Yeni sürmüş körpe ve küçük dal ya da yaprak, sürgün. İLE Ocaktan çıkarılan, işlenmemiş maden bileşiği. )
- FİLİZ[Ar. < Yun.] ile FİLİZZ[Ar. çoğ. FİLİZZÂT]
( Yeni sürmüş körpe ve küçük dal ya da yaprak, sürgün. İLE Eritilip temizlenmemiş olan altın, gümüş, bakır, demir gibi ham mâden, külçe. | Erimiş bakır. )
- FİLİZ ile/ve KIVILCIM
( "SHOOT" vs./and "SPARK" )
- FİLİZ ve/||/<> SIRIKLAMA
( ... VE/||/<> Fasulye, domates gibi bitkilerin tutunması, dallarının desteklenmesi için yanlarına sırık dikmek. | Aşırıp götürmek, çalmak. )
- FİLİZ ile TOMURCUK
( Tohumdan ya da tomurcuktan çıkan körpe ve küçük dal, sürgün, ışkın, eşkin, cımbar, çıvgın, şıvgın. İLE Bir bitkinin üzerinde bulunan ve ileride sap, çiçek ya da yaprak verecek olan filiz. | Çiçek açacak gonca. )
- FİLİZLEMEK ile FİLİZLENME ile FİLİZLENMEK ile TOMURMAK
( Bitkilerin, gereğinden çok olan filizlerini kırmak. İLE Yumruların üzerinde, ince uzun filizlerin belirmesi biçiminde görülen patates hastalığı. İLE Filiz vermek. | Gelişmeye, büyümeye başlamak. İLE Ağacı dibinden kesmek. | Ağaç ve asmalarda filiz vermek üzere gözler kabarmak, tomurcuklanmak. | Şişip kabarmak. )
- FİLİZLEMEK ile FİLİZLENMEK ile FİLİZLENDİRMEK ile FİLİZ ile FİLİZİ ile FİLİZLİ ile FİLİZ RENGİ
- FİLKULAĞI -ile
( Yılanyastığıgillerden, anayurdu tropikal Amerika olan, kökü yumrulu bir süs bitkisi. [Lat. CALADIUM] )
- FILL :/yerine DOLDURMAK
- FİLLER ve/||/<>/> ÇİMENLER
( Tepinir. VE/||/<>/> Ezilir. )
- FİLM/FİLİM değil/yerine/= ÇEL, YARGAK,(ZAR GİBİ İNCE) | ÇELKİ (ÜZERİNE GÖRÜNTÜ ÇEKİLMİŞ ÇEL)
- FİLM/FOTOĞRAF:
SİYAH - BEYAZ ile/ve/||/<>/> RENKLİ
- FILM :/yerine FİLM
- FİLM ile FİLM YAPIMCISI ile FİLM YAPIMI ile FİLM KAYDEDİCİ ile FİLM ÇEKMEK ile FİLME ALMAK ile FİLM ŞERİDİ
( FILM vs. FILM MAKER vs. FILM MAKING vs. FILM RECORDER vs. FILM TAKING vs. FILMING vs. FILMSTRIP )
( فيلمبرداري کردن ile فيلم سينمايي ile فيلم ile غشاء ile فيلم ساز ile فيلم سازي ile فيلم نگار ile فيلم برداري ile نوار فيلم )
( FEYLAMBARDARY KARDAN ile FEYLAM SYNAMAYY ile FEYLAM ile GHESHA ile FEYLAM SAZ ile FEYLAM SAZY ile FEYLAM NEGAR ile FEYLAM BARDARY ile NAVAR FEYLAM )
- FİLM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İLM
- FİLMDE:
80'LER ile 90'LAR ile 2000'LER ile 2010'LAR
( )
- FİLMDE/SİNEMADA:
BELGESEL ile/ve/||/<>/> KURGU/KURMACA
- FİLMDE:
HAREKET İMGELEMİ ile/ve/||/<> ZAMAN İMGELEMİ
- FİLMİ/KİTABI:
İZLEMEK/OKUMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< DENEYİMLEMEK
- FİLMLEŞTİRMEK ile FİLMLEŞTİRİLMEK ile FİL ile FİLE ile FİLM ile FİLO ile FİLMCİ/LİK ile FİL DİŞİ ile FİL ELMASI ile FİL FARESİ ile FİLM MÜZİĞİ ile FİL YÜRÜYÜŞÜ ile FİLE BEKÇİSİ ile FİLM YILDIZI ile FİL DİŞİ KULE ile FİL HASTALIĞI ile FİLE BEKÇİLİĞİ ile FİL DİŞİ KARASI
- FİLO ile GEÇİCİ
( FLEET vs. FLEETING )
( ناوگان ile تند رفتن ile زود گذر ile عبور سريع ile تندپا )
( NAVGAN ile TAND RAFTAN ile ZUD GOZAR ile عبور سريع ile TANDPA )
- FİLOGENETİK AĞAÇ ile/||/<> EVRİMSEL UZAKLIK
( Filogenetik Ağaç ve Evrimsel Uzaklık arasındaki ilişki )
- FİLOGENETİK AĞAÇ ile/||/<> GEN AĞACI
( Filogenetik tür ilişkisi, gen ağacı gen ilişkisi. )
( Formül: Species İLE gene relationships )
- FİLOGENETİK İLE KLADİSTİK İLE FENETİK ile/||/<> SINIFLANDIRMA YÖNTEMLERİ
( Organizmaları gruplandırma yaklaşımları. )
( Formül: Monofiletik > Parafiletik )
- FİLOGENETİK ile KLADİSTİK
( Türlerin evrimsel ilişkilerini inceleyen bilim dalı. İLE Türlerin evrimsel ilişkilerini ortak atalara göre sınıflandıran yöntem. )
- FİLOGENİ İLE BOOTSTRAP İLE BAYESİAN ile/||/<> EVRİMSEL AĞAÇ YÖNTEMLERİ
( Evrim ağacı oluşturma yaklaşımları. )
( Formül: L = P(Data|Tree) )
- FİLOGENİ ile/||/<> ONTOGENİ
( Filogeni evrimsel tarih İLE ontogeni bireysel gelişimdir )
( Formül: Tür tarihi İLE birey gelişimi )
- FİLOGENİ ile/||/<> TAKSONOMİ
( Filogeni evrimsel akrabalık İLE taksonomi sınıflandırma. )
( Formül: Relationships İLE categorization )
- FİLOJENİ ile/||/<> ONTOJENİ
( Ontojeni filojeniyi özetler yasası )
( Ernst Haeckel tarafından 1866 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1834-1919) (Ülke: Almanya) (Alan: Zooloji) (Önemli katkıları: Ekoloji terimi, biyogenetik yasa) )
- FİLOLOJİ değil/yerine/= ÖRÜBİLİM
- FİLOLOJİK değil/yerine/= DİLBİLİMSEL
- FİLOZOF:
ANLAŞABİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZLAŞABİLEN
- FİLOZOF BİLİM İNSANI ile TEKNİK BİLİM İNSANI
- FİLOZOF CEMAL HATİPOĞLU ile/ve/||/<> HİLMİ BEY
( İbn Arabî'ci. İLE/VE/||/<> İmam Rabbânî'ci.[Marmara Kıraathanesi] )
- FİLOZOF ile BİLGE
- FİLOZOF ile/ve/||/<>/> DERVİŞ
( Bildikçe, ölür. İLE/VE/||/<>/> Öldükçe, bilir. )
- FİLOZOF ile/ve/||/<> DÜŞÜNÜR ile/ve/||/<> AYDIN ile/ve/||/<> YAZAR
- FİLOZOF ile/ve/= KELDANÎ
- FİLOZOF ile/ve/||/<> SANATÇI
( Soyutlayan. İLE/VE/||/<> Soyutlanan. )
- FİLOZOF ile/ve/değil/yerine SORU ERBABI
- FİLOZOF ve SORU/SORUN
( Filozof/lar doğrudan sorunla/rla uğraş(and)ırlar. )
- FİLOZOF ile SÛFÎ
( Yaptığına bakılmaz, söylediğine bakılır. İLE Söylediğine bakılmaz, yaptığına bakılır. )
( PHILOSOPHER vs. SUFI )
- Filozofça KONUŞ!!!
- FİLOZOFİK değil FELSEFÎ
- Filozofla KONUŞ!!!
- FİLOZOFLAR ile/ve PEYGAMBERLER ile/ve SANATÇILAR
( Aklını, sana gösterir/gösterenler. İLE/VE Seni, sana gösterir/gösterenler. İLE/VE Zevkini, sana gösterir/gösterenler. )
( Evrenseller. İLE/VE Kendin. İLE/VE ... )
( Tenzihin temsilcisi. İLE/VE Teşbihin temsilcisi. İLE/VE ... )
( Hareket ederler. İLE/VE Hicret ederler. İLE/VE ... )
- FİLOZOFLAR('I)
- FİLOZOFLAŞMAK ile FİLOZOF/LUK ile FİLOZOFÇA
- FİLOZOF('UN) ile/>< FELSEFE('NİN)
( [başlangıcı] Olur. İLE/>< Olmaz. )
- filt.[Lat. < FILTRA] değil/yerine/= SÜZÜNÜZ
- FİLTRASYON/FILTRATION[İng.] değil/yerine/= SÜZME | SÜZÜLME
- FİLTRASYON ile FİLTRAT ile FİLTRE
( Süzme, süzülme. İLE Süzüntü. İLE Süzgeç, süzek. )
- FİLTRAT/FILTRATE[İng.] değil/yerine/= SÜZÜNTÜ
- FİLTRE/FİLTER[İng.] değil/yerine/= SÜZGEÇ
- FİLTRE[Fr. FILTRE / İng. FILTER < Lat. ] değil/yerine/= ELEK/SÜZGEÇ/SÜZEK
- FİLTRE ile/ve/değil EŞİK
- FİLTRE ile FİLTRE YATAĞI ile FİLTRE SİGARA ile FİLTRELENEBİLİR ile FİLTRELENMİŞ ile FİLTRELEME
( FILTER vs. FILTER BED vs. FILTER CIGARETTE vs. FILTERABLE vs. FILTERED vs. FILTERING )
( پالايه ile مشتوک ile پالودن ile پالاينده ile پالونه ile صافي شني ile سيگار مشتوکدار ile سيگار فيلتردار ile صافي کردني ile صاف کرده ile فيلتري )
( PALAYYEH ile مشتوک ile PALODAN ile PALAYNADEH ile پالونه ile SAFY SHENY ile SYGAR MOSHTOKDAR ile SYGAR FEYLATARDAR ile SAFY KARDANY ile SAF KARDEH ile FEYLATARY )
- FİLTRE ile FİLTRELİ ile FİLTRESİZ
- FİLTRELENEBİLİR ile FİLTRELEME
( FILTRABLE vs. FILTRATION )
( صافي کردني ile پالايش )
( SAFY KARDANY ile PALAYSH )
- FİLVÂKİ/VÂKIA değil/yerine/= GERÇİ/GERÇEKTEN
- FİLYASYON/FILIATION[İng.] değil/yerine/= ALAN INCELEMESİ
- FİLYOS, HAKKI (İST. 1918 - 2001) :
( Sarıyerli futbolcu olup, Sarıyer Gençlik Mahfelinde oynarken Güneşspor kulübüne transfer edildi ve bu kulüpte oynadı. Güneşspor faaliyetini tatil ettikten bir süre sonra Sarıyer S. K. kuruldu ve bu takımda futbol oynadı. Bir maçta hakemi dövdüğü için sürekli hak mahrumiyeti aldı. Sarıyer'de oynarken hak mahrumiyeti alan ilk futbolcudur. )
- FİMBRİYA/FİMBRIA[İng.] değil/yerine/= SAÇAK
- FİN ile FİNK ile FİNO ile FİN HAMAMI
- FINAL :/yerine FİNAL, SON
- FİNAL ile FİNALİST ile FİNALİZM
- FİNAL[İng.] değil/yerine/= SON/LAMA, BİTİM
- FINALLY :/yerine SONUNDA
- FINANCE :/yerine FİNANS
- FİNANCIAL MATHEMATICS ile/||/<> CLASSICAL FINANCE
( Financial mathematics stochastic süreçlerle finansal araçları modellerken İLE classical finance geleneksel muhasebe ve yatırım analizi yapar )
( Formül: Black-Scholes model )
- FINANCIAL :/yerine FİNANSAL
- FİNANS ile FİNANSAL
- FİNANS ile MALİ ile MALİ YETENEK ile MALİ YARDIM ile MALİ TEMSİLCİ ile MALİ SORUMLULUK ile FİNANSÇI
( FINANCE vs. FINANCIAL vs. FINANCIAL ABILITY vs. FINANCIAL AID vs. FINANCIAL REPRESENTATIVE vs. FINANCIAL RESPONSIBILITY vs. FINANCIER )
( ماليه ile سرمايهتهيه کردن ile دارايي ile مالي ile نقدي ile بضاعت ile کمک مالي ile مامورمالي ile ابولب جمعي ile سرمايه گذار ile سرمايه دار )
( MALYYEH ile SARMAYCPEHTEHYYEH KARDAN ile DARAYY ile MALY ile NAGHADY ile BEZAAT ile KAMAK MALY ile مامورمالي ile ABOLAB JAMY ile SARMAYYEH GOZAR ile SARMAYYEH DAR )
- FİNANSMAN/FİNANSÖR değil/yerine/= PARA DESTEĞİ/DESTEKÇİSİ
- FİNCAN/LIK ile FİNCANCI/LIK ile FİNCAN OYUNU ile FİNCAN BÖREĞİ ile FİNCAN FİNCAN
- FİNCAN ile/değil ÇAMÇAK
- FİNCAN ile PİYALE
( ... İLE Kulpsuz, büyük fincan. )
- FİNCANCIK DERESİ :
( Hidayetinbağı'nın köşesinden Zümrütevler'e giden ana yol, aslında dere idi. Derenin coğrafi ismi de Fincancık deresiydi. Derenin akarı Havantepe'nin alt taraflarından çıkıyor, ayrıca Hidayetinbağı'nın arka kısım ve Kalaycıların bağından çıkan sudan akış alıyordu. Kış aylarında iyi akış yaparken, suyunda yazın azalma oluyordu. Bu derenin suyu Sarıyer (Mercimek) Deresi ile birleşiyordu. Ne var ki dere kanalizasyona bağlanarak ortadan kaldırıldı. )
- FİNCANCILAR YOKUŞU -ile
- FIND :/yerine BULMAK
- FINDIK GEÇİDİ :
( Kilyos futbol sahasının karşısında ve Demirciköy'e sınır olan alandır. )
- FINDIK SUYU ÇEŞMESİ :
( Sarıyer'de memba sularının yoğun bulunduğu bir yerde, Kocataş tepesinin alt kısımlarında; Hünkar ve Kestane Suyu yakınında bulunuyordu (H.1289, M.1872). Zamanla bu çeşme yok olup gitti. Çeşmenin kitabesinde şöyle bir dörtlük yazılı olduğunu Mehmet Raif'in Mirat - ı İstanbul kitabından anlaşılıyor: Ne hünkâr ve ne Kestane değil böyle bir ma/Cümle sular tahtında bulunmuştur mücedded iş bu ma/Şûrb olunca taamı mahv idüp sadra şifa/İsmi poste şürbi doste sahibi El - hac Mustafa". Bu dörtlükten anlaşıldığına göre Çeşme Hacı Mustafa Efendi tarafından yaptırılmıştır. )
- FINDIK/LIK ile FINDIKİ ile FINDIKLI ile FINDIKÇI/LIK ile FINDIK İÇİ ile FINDIK BİTİ ile FINDIK YAĞI ile FINDIK ATEŞİ ile FINDIK KURDU ile FINDIK RENGİ ile FINDIK ALTINI ile FINDIK FARESİ ile FINDIK SIÇANI ile FINDIK YUVASI
- FINDIK ile KURU DUT/KURU ÜZÜM(CURRANT/RAISIN)
( Karıştırmamak değil, karıştırıp afiyetle yemek gerekiyor. )
- FINDIK ile MAKADEMYA FINDIĞI
- FINDIK ile PALAZ
( CORYLUS AVELLANA cum ... )
- FINDIKBİTİ ile FINDIKKURDU
( Kınkanatlılardan, fındıkkurdu denilen, kurtçukları dolayısıyla fındık ürünün en büyük düşmanı olan uzun gagalı böcek. İLE Fındıkbitinin, fındık içinde gelişerek, onun dökülmesine, değerini yitirmesine neden olan kurtçuk. )
( BALANINUS NUCUM cum ... )
- FINDIKSUYU MESİRESİ :
( Hünkar Suyu mesiresinin alt tarafında ve Sarıyer deresinin Hünkar Suyu yamacı alt kısmında idi. 20 yy. ilk çeyreğine kadar çok ilgi gören bir mesire idi. Tiyatro oynanan ve konserle düzenlenen bu mesire bilhassa Sarıyer dışından gelenlerin çok ilgi gösterdikleri bir mesire idi. Zamanla bu mesirenin yerini Hünkâr Suyu fabrikası aldı. )
- FINDIKSUYU :
( Fındıksuyu mesiresi içinde aynı ismi taşıyan bir memba suyu idi. Sertlik derecesi 5,5 idi. )
- FINDING SOLUTION vs. FIX THE SOLUTION
- FINDING :/yerine BULGU
- FINE :/yerine İYİ, PARA CEZASI
- FINGER :/yerine PARMAK
- FİNGİRDEMEK ile FİNGİRDEŞMEK ile FİNGİRDEK/LİK
- FİNİKE ile FİNİKE PORTAKALI
- FİNİŞ[İng. < FINISH] değil/yerine/= BİTİŞ, VARIŞ
- FINISH :/yerine BİTİRMEK
- FİNİTE MATHEMATICS ile/||/<> INFİNİTE MATHEMATICS
( Finite mathematics sonlu kümeler ve işlemleri incelerken İLE infinite mathematics sonsuz yapılar ve limitler inceler )
( Formül: Finite fields )
- FIR FIR (DÖNMEK)
- FIR FIR ile FIRFIR
( Fırıl fırıl. İLE Giysi, perde gibi nesnelerin kenarına dikilen, kırmalı ya da büzgülü süs, farba, farbala. )
- FIR FIR ile/ve/||/<> GIR GIR
( Eteğim. İLE/VE/||/<> Yaşamım. )
- FIR ile FIRT ile FIR FIR ile FIRT FIRT
- FIRAK[< FIRKA] ile FİRKAT[Ar.] ile FIRKA[Ar. çoğ. FIRAK]
- FİRÂK <>/> VİSÂL
ve/||/<>
BELÂ <>/> ÂHİR
ve/||/<>
CEFÂ <>/> VEFÂ
ve/||/<>
GAM <>/> PÂYÂN
- FIRÂK[Ar. < FIRKA] ile FİRÂK[Ar.]
( Tümenler, alaylar, bölükler. | Partiler. | Cennetler, takımlar, kalabalıklar, ehl-i sünnet ve cemaatten ayrılan mezhepler. İLE Ayrılık, ayrılma. | Hüzün, keder, sıkıntı. )
- FİRAK ile FİRAKLI
- FİRAR (ETMEK) değil/yerine/= KAÇIŞ / KAÇMAK
- FİRAR ile FİRARİ/LİK
- FİRARİ[Ar.] değil/yerine/= KAÇAK
- FİRÂŞ[çoğ. FÜRÜŞ] ile/ve/değil MENÂM[< NEVM]
( Döşek, yatak, yaygı, şilte. | Hasır, halı. İLE/VE/DEĞİL Uyunacak yer, yatak odası. | Uyku. | Düş, rüya. )
- FIRAT, PROF. DR. ÖMER FEHİM (ERZİNCAN, 1908 - 1980) :
( Üniversite öğretim üyesi. Erzincan'da Mahalle Mektebini bitirdikten sonra Mecidiye Mektebine girdi. Fakat Rus işgali nedeni ile Erzincan'dan ayrıldıkları için okulu bitiremedi. Kayseri'de İttihat ve Terakki okuluna kaydoldu ama Rus İşgali kalkınca Erzincan'a döndü ve diğer sınıfları burada okudu.1923'te İdadiyi bitirince yeni açılan Ziraat Mektebine girdi. Bu okulu üç yılda Pekiyi derece ile bitirdi ve Halkalı Ziraat Mektebine girdi. Buradan 1927'de sınıfca İktisat Vekaleti Âli Orman Mektebine nakledildi. Bu okuldan Pekiyi derece ile mezun oldu ve memuriyet görevine Edremit Orman Mühendisliği ile başladı. Kısa bir süre sonda aynı yıl içinde Yüksek Orman Mektebi Orman Amenajman Kürsüsünde asistan olarak atandı. Fransa'ya gönderildi ve burada iki yıllık tahsilden sonra 1934'te "Diplome d'Ingenieurd Civil des Eaux et Forets" diplomasını aldı. Bu arada Almanya'da ihtisas ve doktora yapması istendiğinden tahsil süresi uzatılınca Almanya'da gitti. 1937'de tezini tamamlayıp sınavlarını verip "Doktor Ingeniers der Forestwissenschaft (Dr. Fırest) oldu. Yurda dönünce Ankara Yüksek Ziraat Enstitüleri Orman Mektebi Hasılat Bilgisi ve İşletme İktisadı Enstitüsüne Başasistan tayin edildi. Askerlik görevini tamamladıktan sonra 1939'da Fakültedeki Enstitüsünde Başasistan tayin edildi. 1940'de ikinci askerlik görevine gitti. 1942'de İkinci sınıf Doçentlik unvanını aldı ve laboratuvar şefliğine atandı. 1942'de Dekan Katipliği ile görevlendirildi. 1944'te Orman Hasılatı ve İşletme İktisadı Enstitüsü Direktörlüğüne atandı. Aynı yıl içinde üçüncü askerlik görevine gitti. 1944 Ziraat Vekaleti tarafından Dekan Vekilliğine atandı. 1945'te Profesörlük unvanını aldı. Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsünün lağvedilmesi ve Orman Fakültesinin İstanbul Üniversitesine bağlanması üzerine, Orman Hasılatı ve İşletme İktisadı Enstitüsü ve Kürsü Başkanı olarak görevine devam etti. 1951'de İstanbul Üniversitesi Senatosuna Orman Fakültesi Senatörü olarak seçildi. 1952'de Orman Fakültesi Dekanlığına seçildi ve bu görevini iki yıl sürdürdü. 28.07.1955'te İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne seçildi. O tarihe kadar, rektör Fakültelerden sıra ile seçilirdi. İlk kez kural değişti ve Orman Fakültesinin sırası gelmeden Prof. Dr. Fehim Fırat rektör seçildi. Görevi bittikten sonra rektör olarak iki yıl daha görev yaptı, 1960'da İstanbul Üniversitesi Senatosuna Orman Fakültesi temsilcisi olarak Senatör seçildi. 1960 Devriminden sonra demokratik rejime geçilmesi için teşkil edilen Kurucu Meclisin Temsilciler Meclisi kanadına İstanbul Üniversitesinden seçilen dört temsilciden biri olarak görev yaptı. 1963'te kurulan TUBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Tarım ve Ormancılık Araştırma Grubu ilk Yürütme Komitesine tek ormancı üye olarak seçildi ve üç yıl görev yaptı. 1975'te üçüncü kez Üniversite Senatosuna Fakülte temsilcisi olarak Senatör seçildi. 13.07.1978 tarihinde emekli oldu. Uzun yıllar. (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (F.A.O.) nda üst düzeyde görev aldı. 1953 yılından itibaren Dünya Ormancılık Araştırma Kuruluşları Birliği (IUFRO) Konseyinde Türkiye Temsilcisi olarak görev aldı ve Roma'da yapılan konğreye katıldı. IUFRO ‘nun 1956 yazında Oxford'da yapılan XII. Toplantısında Konsey tarafından Birliğin 25. Seksiyonu Başkanlığına seçildi. 1955'te Milletlerarası Üniversiteler Birliğinin 2. Kongresinde Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi bu görevi 7 yıl süre ile yaptı. Fransa'da "Academia d'Agriculture de France" muhabir azalığına, İtalya'da "Academia Italiana de Scienze Forestali" üyeliğine ve "Societdy of American Foresters" in şeref üyeliğine seçildi.1963 yılında Kanada da Quebeç'de Laval Üniversitesinde ders verdi. "Dendrometri 1947", Ormancımlık İşletme İktisadı, 1967", " Ormans Hasılat Bilgisi, 1972"de "Orman Kıymetlerinin Tekdirinde Kullanılan Formüller ve Tatbikatlarına ait Misaller (M. Miraboğlu ile birlikte) 1969" kitaplarını yayımladı, ayrıca pek çok bilimsel makalesi var. )
- FİRAVUN FARESİ ile/<>/< FOSSA
( Fossanın ataları, firavun faresidir. )
( ... İLE/<>/< Madagaskar'daki yerli halkın adını bile söylemek istemediği kadar kötü bir avcıdır. "Çocukları kaçıran bir şeytan" olduğunu söylerler ama elbette bu doğru değildir. Bu hayvan, sadece adadaki en tehlikeli etobur, memeli yırtıcıdır.
Kedilerle pek çok benzer yanları bulunur ancak hepsi bölgeye özgü olan Madagaskar etçilleri ailesine aittir. Adadaki baskın avcılardır. Adada, etobur memeliler bulunmamaktadır. Ayrıca, lemurların [insandan sonra :(] temel avcısıdır. Büyük boyları [bir ev kedisinden iki kata kadar daha büyük], adadaki devlikleri ile ilgili bilinen bir olgu durumuna gelmiştir. Bu, çevresinde doğal avcıları ya da rakipleri olmayan yalıtılmış türlerin başına gelen evrimsel bir tepkidir.
Eril fossalar, dişilerden biraz daha büyüktür ve yaklaşık 78 cm. boya ulaşabilirler. Dişi fossalarsa 71 cm. gibi bir boya erişebilirler. Kuyrukları neredeyse bir metre uzunluğunda olabilir ve eriller, yaklaşık 8.5 kg., dişilerse yaklaşık 5.5 kg. gelebilmektedir. İki cinsiyet de kırmızımsı, sarımsı kahverengi ya da kahverengi olabilen kısa tüylere sahiptir. Başları, uzun, kaslıdır ve gövdelerinin geri kalanına göre daha küçüktür. Bu özellik, onların kuyruksürenlerle, yakın akrabalıklarının olduğu izlenimini vermektedir. Ayrıca büyük yuvarlak kulakları, siyah burunları, geceleri görmelerini sağlayan kahverengi gözleri ve yüzlerinin her yerinde bıyıkları bulunur.
Fossa'nın en sıradışı özelliklerinden biri de, dış cinsel organlarıdır. Erillerin arka bacaklarının arasında penisleri vardır. Öte yandan, dişiler yaklaşık 1-2 yaşından itibaren "geçici erkekleşme" olarak adlandırılan bir özellik gösterirler. Bu evre, onların klitorislerinin büyüyüp penisimsi bir yapıya dönüşmesi dönemini kapsar. Kedilerinki gibi geriye doğru çekilen pençeleri vardır. Pençeleri içeri çekildiğinde ortaya çıkan yumuşak patileri kayalara ve dallara sıkıca tutunmalarına olanak sağlar. Patileri üzerinden yürüyüşe çıkarlar ve avlarını yakalamak için ağaçtan ağaca atlayabilirler.
Fossalar, çoğunlukla geceleri avlanan hayvanlardır ve ağaçlarla dolu gür bitki örtüsü arasında çok fazla alanın olduğu kuru ormanlarda saklanmayı severler. Üstlerine atlayarak lemurları avlarlar ve ayrıca uçan kuşları yakalarlar. Bazen amfibileri, böcekleri, sürüngenleri ve hatta küçük memelileri de yerler. Bunlar, yalnız ve çok bölgeci hayvanlardır. Fossalar, bölgelerini ter bezlerinden çıkan salgılarla işaretler. Bu, iki cinsiyette de geçerlidir.
Doğum yaptıkları yavruların sayısı değişebilir. Bebekler kürk ya da dişleri olmadan doğar ve bir yaşına kadar tamamen annelerine bağımlılardır. Genç bir fossa, genellikle gri ya da beyaz renktedir, üç yaşında cinsel olgunluğa ulaşırlar, artık bu yaştan itibaren üremeye başlayabilirler.
Davranışları ve görünümleri nedeniyle, Madagaskar'da yaşayanlar, fossayı "şeytan" olarak adlandırıyorlar. Bu hayvanla ilgili çok sayıda efsane vardır ve en popülerlerinden biri de geceleri bebek kaçırdıkları üzerinedir.
Bu, çoğu kişinin gördükleri an onları avlamalarına ya da öldürmelerine neden olmuş ve yerel yönetim onları korumaya çalışmak için adım atmak zorunda kalmıştır. Avlanma ve yaşam alanlarının tahrip edilmesi, azalan nüfuslarının ana nedenlerinden biridir. Araştırmacılar, vahşi doğada sadece 2.500 fossa kaldığını tahmin ediyor. Unvanları gerçek davranışlarıyla gerçekten aynı çizgide değildir. Fossalar, nispeten uysal hayvanlardır ve hatta bazı kişiler, onları evcil hayvan olarak beslemektedir. Sahiplerine karşı çok şefkatli olabilirler ve esaret altında yirmi yıla kadar yaşayabilirler. )
( ... cum/<>/< CRYPTOPROCTA FEROX )
- FİRAVUNLAŞMAK ile FİRAVUN/LUK ile FİRAVUN FARESİ ile FİRAVUN İNCİRİ
- FIRÇALAMAK ile FIRÇALAMA
( BRUSH vs. BRUSHING )
( علف هرزه ile مسواک زدن ile قلم مو ile تند گذشتن ile قلم مو زدن ile پاک کن زدن ile برس ile زدايش )
( ALAF NPARZEH ile MOSVAK ZADAN ile GHALAM MO ile TAND GOZASHTAN ile GHALAM MO ZADAN ile PAK KON ZADAN ile BARS ile ZADAYSH )
- FIRÇALAMAK ile FIRÇALANMAK ile FIRÇALATMAK ile FIRÇALAYABİLMEK ile FIRÇA/LIK ile FIRÇACI/LIK ile FIRÇALI
- FİRDEVS -ile
( CENNETLERİN ÂLÂSI, MAKSÛRE-İ RAHMÂN )
- FİRDEVS BARAS YALISI :
( Rumelihisarı, Baltalimanı Caddesi üzerinde bulunan önemli tarihi yalılardan biri olup 1900'da inşâ edildi. 1953'te büyük onarım gören yalı 1963 ve 1972'de iki defa gemi çarpması ile hasar gördü. )
- FIRE :/yerine ATEŞ, YANGIN
- FİRE değil/yerine/= EKSİNTİ
- FİRE ile FIRE[İng.]
( Ağırlık yitimi. | Bir iş yapılırken çıkan artık parça. | Eksik, noksan olan. İLE Ateş. )
- FİRE ile FİREZ
- FIRFIR ile FIRFIRLI ile FIRFIRSIZ
- FIRIL FIRIL (DÖNMEK)
- FIRILDAK/LIK ile FIRILDAKÇI/LIK ile FIRILDAK ÇİÇEĞİ
- FIRILDAKBAHÇE :
( Yenimahalle Pazarbaşı mevkiinde ve Necip Akar bağının yanında ve bulunan bir mesiredir. Boğaza tepeden bakan bu mesire daha ziyade edebiyatçı ve sanatçıların çok ilgi gösterdikleri bir yerdi. İçimi çok iyi olan bir de memba suyu vardı ama 1960 sonrası mesire kapatıldı. )
- FIRIN ile/değil ETÜV[Fr.]
( ... İLE/DEĞİL Yiyecekleri, nesneleri, yüksek ısıyla sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan, kapalı aygıt. | Çeşitli eşyayı kurutmakta ya da temizlemekte kullanılan aygıt. | Mikropların üretilmesinde uygun sıcaklığı sağlayan kapalı aygıt. )
- FIRIN ile FIRINCI
( KILN vs. KILN MAN )
( درکوره پختن ile کورهپز )
( DARKOREH POKHTAN ile کورهپز )
- FIRIN ile HAMLAMA
( ... İLE Hamlama eylemi. | Çini toprağından yapılmış nesnelerin ilk pişirilişi. | Bu pişirmenin yapıldığı fırın bölümü. )
- FIRINCI değil EKMEKÇİ
- FIRINLAMAK ile FIRINLANMAK ile FIRINLATMAK ile FIRIN/LIK ile FIRINCI/LIK ile FIRINLI ile FIRIN BOYA ile FIRIN KEBABI
- FIRKA:
SİYASİ PARTİ ile/||/<> TÜMEN
- FIRKA ile FIRKACI/LIK
- FIRKA-İ NÂCİYE ve/<> NECÂT
- FİRKETELEMEK ile FİRKETE
- FIRLAMA ile PİÇ
- FIRLAMAK ile FIRLATMAK ile FIRLATILMAK ile FIRLATABİLMEK ile FIRLATIVERMEK ile FIRLAYIVERMEK ile FIRLAK
- FIRLAMAK ile YEKİNMEK
( ... İLE Davranmak, olduğu yerden fırlamak, ayağa kalkmak. )
- FIRLATILDI ile FIRLATMA
( HURLED vs. HURLING )
( پرتابه ile پرتاب )
( PORTABEH ile PORTAB )
- FIRLATMAQ[Azr.] = DÖNDÜRMEK[Tr.]
- FIRM :/yerine FİRMA, SIKI
- FİRMA KURMAK ile KURULUŞ ile BİRLEŞTİRİCİ ile KURUCU ile MADDİ OLMAYAN ile MADDİ OLMAYAN VARLIKLAR ile BEDENSİZLİK
( INCORPORATE vs. INCORPORATION vs. INCORPORATIVE vs. INCORPORATOR vs. INCORPOREAL vs. INCORPOREAL BEINGS vs. INCORPOREITY )
( بهم پيوستن ile غير جسماني ile تلفيق ile يکي شدني ile وابستهبهالحاق ile يکي سازنده ile حکمي ile بي جسم ile مجردات ile غير جسماني بودن )
( BACPAM PEYVASTAN ile غير جسماني ile TALFYGH ile YKY SHODANY ile VABASTEHABEHALHAQ ile YKY SAZANDEH ile HOKAMY ile BEY JASM ile MOJARDAT ile GHYR JASMANY BODAN )
- FİRMA ile SIKILAŞMAK ile SIKICA ile SERTLİK
( FIRM vs. FIRM UP vs. FIRMLY vs. FIRMNESS )
( پرقوام ile پايدار ile موسسه بازرگاني ile استوار ile مضبوط ile واثق ile رکين ile رست ile راسخ ile مستحکم ile محکم ile غرا ile پابرجا ile ثابت ile قرص ile پا برجاي ile استوار کردن ile پروپاقرص ile استحکام ile صلابت ile رزانت ile ثبات ile استواري ile محکمي )
( PARGHAVAM ile PAYDAR ile MOSESEH BAZORGANY ile ESTAVAR ile مضبوط ile VASAGH ile رکين ile RAST ile RASOKH ile MOSTAHKAM ile MOHKAM ile غرا ile PABARJA ile SABAT ile GHORS ile PA BARJAY ile ESTAVAR KARDAN ile PROPAGHORS ile ESTAHKAM ile SALABAT ile رزانت ile SOBAT ile ESTAVARY ile MOHKAMY )
- FİRMİCUTES ile/||/<> BACTEROİDETES
( Firmicutes gram pozitif bakteriler İLE Bacteroidetes gram negatif bakterilerdir. Firmicutes/Bacteroidetes oranı obezite ile ilişkili İLE bu oranın dengesizliği metabolik hastalıklara yol açar. )
( Jeffrey Gordon tarafından 2006 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1947-) (Ülke: ABD) (Alan: Gastroenteroloji, Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Bağırsak mikrobiyotasının obezite ve metabolizmadaki rolü) )
- FIRSÂD[Ar., Fars.] ile FIRSAT/FURSAT[Ar. çoğ. FIRAK] ile FISÂD/FASD[Ar.]
( Karadut. İLE Uygun zaman, elverişli durum, yararlanma sırası, elden kaçırılmayacak yararlı zaman, hal ve ilişki. | Nöbet. İLE Kan alma, damardan kan çıkarma. )
- FIRSAT ile/ve/||/<> BAHANE
- FIRSAT ile/ve/<> CESÂRET
- FIRSAT ile FIRSATÇI/LIK ile FIRSAT DÜŞKÜNÜ ile FIRSAT YOKSULU ile FIRSAT EŞİTLİĞİ ile FIRSAT DÜŞKÜNLÜĞÜ
- FIRSAT ile/ve ORTAM
( OPPORTUNITY vs./and AMBIENCE IN POTENTIAL )
- FIRSAT ile/ve ŞANS
( OPPORTUNITY vs./and CHANCE )
- FIRSAT ile/ve VESİLE
( OPPORTUNITY vs./and CAUSE )
- FIRSATÇI/ÇIKARCI ile/değil KÂMİL
- [ne yazık ki]
!FIRSATÇILAR ile/ve !KONFORCULAR
- FIRSATÇILIK ile/değil/yerine YARARCILIK
( [not] OPPORTUNISM vs./but PRAGMATISM
PRAGMATISM instead of OPPORTUNISM )
- FİRST COUNTABLE ile/||/<> SECOND COUNTABLE
( First her nokta sayılabilir basis, second uzay sayılabilir basis. )
( Formül: Local İLE global countable basis )
- FIRST :/yerine İLK
- FIRT FIRT (KAÇMAK)
- FIRTINA DERE ve İKİZDERE
( Sal Yaylası - Çamlıhemşin - Rize )
( Rafting yapılabilir. VE ... )
( 6 km.lik güzergâh [herkese yönelik] VE 12 km.lik güzergâh [uzmanlara yönelik] )
- FIRTINA[İt. < FORTUNALE] ile AYANDON[Yun.]
( Rüzgâr çizelgesinde hızı 34-40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr. | Bu rüzgârın denizde ya da kum çöllerinde yarattığı dalgalanma. | Güç atlatılan kötü durum. | Karşıt düşünce ya da durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı. İLE 28 Ocak'ta başlayan bir fırtına. )
- FIRTINA ile FİLİZKIRAN
( ... İLE Mayıs ayında, ağaçların filizlendiği mevsimde çıkan bir fırtına. )
- FIRTINA ile FIRTINALI ile FIRTINA KUŞU ile FIRTINA UĞRAĞI ile FIRTINA KUŞUGİLLER
- FIRTINA[İt. < FORTUNALE] ile KASIRGA
( Rüzgâr çizelgesinde hızı 34-40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr. | Bu rüzgârın denizde ya da kum çöllerinde yarattığı dalgalanma. | Güç atlatılan kötü durum. | Karşıt düşünce ya da durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı. İLE Rüzgâr çizelgesinde hızı 64 ya da daha fazla deniz mili olan ve kuvveti 12 ile gösterilen rüzgâr. | Duyguların patlak verişi, büyük heyecan, coşku. )
( ÂSIFE ile İ'SÂR )
( ... ile BÂD-GERD )
( STORM vs. HURRICANE )
- FIRTINA ile KIRLANGIÇ FIRTINASI
( ... İLE Nisan ayının ilk günlerinde görülen fırtına. )
- FIRTINA ile LEYLEK FIRTINASI
- FIRTINA ile/ve/<> MİKRO PATLAMA
( ... İLE/VE/<> Yoğunluk ve atmosferdeki sıcaklık farkının çok farklı değerler ile artması ya da azalması [kilometre başına 9,8 °C'lik değişimler] ile açığa çıkan büyük basınçlarla yeryüzüne püskürtmesi biçiminde oluşmaktadır. [Burada oluşan yüksek sıcaklık değişimleri rastgele büyük hava sütunları oluşturmakta ve sıcaklık farkının artması ile hız kazanmaktadır.] )
( ... İLE/VE/<> )
- FIRTINA ile TURNAGEÇİDİ
( ... İLE Baharda esen bir fırtına. )
- FIRTINA ile URAĞAN[Karayip dili]
( ... İLE Beraberinde yağmur getirmeyen, güçlü fırtına. )
- FIRTINADAN ÖNCE ...:
DUVAR ile/değil/yerine/>< DEĞİRMEN
(İNŞÂ ETMEK)
- FIRTIQ[Azr.] = SÜMÜK[Tr.]
- FİRÛZE[Ar.]/PİRÛZE[Fars.] -ile
( Nişabur'da çıkarılan açık mavi renkli bir mücevher. )
- FIŞ FIŞ
- FIS FIS (KONUŞMAK)
- FIS FIS ile FISFIS
( Gizli ve yavaş konuşulurken çıkan seleni anlatır. İLE Koku, ilaç vb. sıvıları püskürtmek için kullanılan araç. )
- FİŞ ile FİŞE
- FÎ-SEBÎL-İLLÂH -ile
( KARŞILIK BEKLEMEKSİZİN | ALLAH YOLUNDA )
- FİŞEK/LİK ile FİŞEKLİ ile FİŞEKÇİ/LİK ile FİŞEKSİZ ile FİŞEKLİKLİ
- FİŞFİKLEMEK ile KIŞKIRTMAK
- FISFISLAMAK ile FISFISLANMAK ile FISFISLATMAK ile FISFIS
- FISH/FLUORESCEİN İN SITU HYBRİDIZATION[İng.] değil/yerine/= FLORESAN İN SITU HİBRİDİZASYON, FLORESANLA YERİNDE MELEZLEME
- FISH :/yerine BALIK
- FİSHER ile/||/<> BİLGİSİ
( Fisher bilgi matrisi )
( Ronald Fisher tarafından 1922 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1890-1962) (Ülke: İngiltere) (Alan: İstatistik, Genetik) (Önemli katkıları: Wright-Fisher modeli, istatistiksel genetik) )
- FISHING :/yerine BALIK TUTMA
- FISIL FISIL (FISILDAMAK)
- FISILDAMAK ile FISILDANMAK ile FISILDAŞMAK ile FISILDAYABİLMEK
- FISILTI ile FISILTI GAZETESİ
- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU
( 1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü )
( MUHÂCEZE: Fısıldamak. )
- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU:
1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü.
- FİŞİNİ ÇEKMEK ile/||/<> KALEMİNİ KIRMAK
- FIŞIR FIŞIR
( Naylon gibi çeşitli maddelerle çıkartılan seslerde. )
(1996'dan beri)