F ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 21.828 başlık/FaRk ile birlikte,
21.828 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(19/89)
- CRİSPR ile/||/<> CAS9
( CRISPR-Cas9 gen düzenleme teknolojisi )
( Emmanuelle Charpentier tarafından 2012 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1968-) (Ülke: Fransa) (Alan: Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: CRISPR-Cas9 gen düzenleme) (Nobel: 2020) )
- CRISPR ile/||/<> TALENS
( CRISPR RNA kılavuz, TALEN protein kılavuz. )
( Formül: RNA İLE protein-guided editing )
- CRİTİCAL POİNT ile/||/<> INFLECTİON POİNT
( Critical f'(x)=0, inflection f''(x)=0 eğrilik değişim. )
( Formül: Slope zero İLE curvature change )
- CROHN HASTALIĞI ile/||/<> ÜLSERATİF KOLİT
( Crohn hastalığı tüm sindirim sistemini etkileyebilir İLE ülseratif kolit sadece kolonu etkiler. Crohn transmural inflamasyon İLE ülseratif kolit mukozal inflamasyondur. İkisinde de mikrobiyota disbiyozu rol oynar. )
- CROSS-COUPLİNG ile/||/<> TRADİTİONAL COUPLİNG
( Cross-coupling metal katalizörlü C-C bağ oluşumuyken İLE traditional coupling stoichiometric reaktif gerektirir )
( Formül: Pd-catalyzed )
- CROSS-VALİDATİON ile/||/<> HOLDOUT
( Cross-validation k-fold İLE holdout tek bölme. )
( Formül: k-fold İLE single split )
- CROWN ETHER İLE CRYPTAND İLE CALİXARENE ile/||/<> MAKROSİKLİK KONAKLAR
( İyon ve molekül tanıma yapıları. )
( Formül: 18-crown-6 + K⁺ )
- crRNA ile/ve/||/<> tracrRNA
- CRYOBİOLOGY ile/||/<> ROOM TEMPERATURE BİOLOGY
( Cryobiology düşük sıcaklık koşullarında biyolojik sistem davranışını incelerken İLE room temperature biology standart sıcaklık koşullarında çalışır )
( Formül: Cryoprotectant )
- CRYPTOGRAPHİC THEORY ile/||/<> NUMBER THEORY
( Cryptographic theory güvenli iletişim matematik temelleri sağlarken İLE number theory sayıların soyut özelliklerini inceler )
( Formül: One-way function )
- CRYSTAL BASE ile/||/<> CANONİCAL BASE
( Crystal base kombinatorial quantum grup temsiliyken İLE canonical base geometrik inşa edilen bazdır )
( Formül: Kashiwara operators )
- CSC İLE NİCHE İLE HETEROGENEİTY ile/||/<> KANSER KÖK GÖZELERİ
( Tümör içi göze çeşitliliği. )
( Formül: CD44+/CD24- (CSC marker) )
- CUAAC İLE SPAAC İLE THİOL-ENE ile/||/<> CLİCK REAKSİYONLARI
( Hızlı ve seçici birleştirme reaksiyonları. )
( Formül: R-N₃ + R′-C≡CH → triazol )
- CÜCE/LİK ile/>< YÜCE/LİK
- CÛD ile (CÛD-İ) KEREM ile (CÛD-İ) SEHÂ ile SADAKA
( El açıklığı. cömertlik. | Taşmak, dışlaşmak. | İstenilmeden vermek. İLE/VE/||/<>/> İstenildiğinde vermek. İLE/VE/||/<>/> Gerektiği kadar, ölçüsünde vermek. İLE/VE/||/<>/> Manevi olarak vermek. )
- CÛD ile/ve/> VÜCÛD ile/ve/> MEVCÛD ile/ve/> VİCDAN["VİJDAN" değil!]
( Taşma, coşma. İLE/VE/> Varlık, varoluş. İLE/VE/> Varolan. İLE/VE/> Bulunç, bulma/buluş. )
( VİCDAN: Görünmez/semâvî mâbed. )
- ÇÜGDE ile/ve/||/<> KULAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kafanın kulakların arkasındaki çıkıntı yapan bölümü. İLE/VE/||/<> ... )
- CUMA AKŞAMI ile/ve/değil PERŞEMBE AKŞAMI
( Gün, arka arkaya iki günün ikindi zamanı/vakti arası olduğundan dolayı "Cuma akşamı/gecesi", Perşembe gününün akşamı ve gecesidir. )
( ÂDÎNE[Ar.]: Cuma günü. )
( PERŞEMBE[< Fars. PENCŞENBİH: Beşinci gün.] )
( ŞENBİH[Fars.]: Gün. | Cumartesi[Ar. SEBT]. )
( PAZAR[Fars. YEKŞENBİH] )
( PAZARTESİ[Fars. DÜŞENBİH] )
( SALI[Fars. SEŞENBİH] )
( ÇARŞAMBA[Fars. ÇEHÂR-ŞENBİH] )
- ÇÜN ile PES
- ÇÜNKÜ-NİYE/NEDEN? yerine NİYE/NEDEN? ÇÜNKÜ ...
- ÇÜNKÜ < İÇİN Kİ
- CÜNÛN ile FÜNÛN ile SÜKÛN
( Coşkunluk. [Aşkın öncesi]. İLE İlim. [Aşkın ortası]. İLE Sakinlik. [Aşkın sonu]. )
- CÜRET ile/ve/değil/||/<> BİLGİSİZLİK
- CÜRET ile/değil/yerine CESÂRET
( [not] INSOLENCE | IMPUDENCE vs./but COURAGE )
- CURİE İLE NÉEL İLE VERWEY ile/||/<> MANYETİK GEÇİŞLER
( Manyetik faz değişimleri. )
( Formül: T > Tc → paramanyetik )
- CÜRM[Ar.] ile/değil CİRM[Ar.]
( Suç. İLE/DEĞİL Oylum/hacim, nesne/cisim. )
- CÜRÛF[Ar.] ile CÜRÜF[Ar.]
( Maden posası, dışık. Erimiş malzemelerin yüzeyindeki safsızlık. İLE Yar, uçurum. )
( SCUM vs. ... )
( ABSCHAUM/SCHAUM/SCHLACKEN mit ... )
( ÉCUMER avec ... )
- CÜRÜM ile/değil CİRİM(ECRÂM)
( Suç. İLE/DEĞİL Kütle/oylum[hacim]. )
- ÇÜRÜME ile/ve/||/<> ARDAK
( ... İLE/VE/||/<> Ağaçlarda, mantarların oluşturduğu bir tür çürüme başlangıcı. )
- ÇÜRÜME ile/ve/değil/||/<> PÖRSÜME
- ÇÜRÜTÜLEBİLİR ile/değil AŞILABİLİR
- CURVATURE İLE TORSİON İLE CONNECTİON İLE PARALLEL TRANSPORT ile/||/<> DİFERANSİYEL GEOMETRİ
( Eğri uzayların geometrisi. )
( Formül: Rμν - ½gμνR = 8πGTμν )
- ÇUVGA ile ÇUVGA[KIFÇAK VE OĞUZ]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gideceği yere çabuk ulaşmak isteyen habercinin yol boyunca değiştirdiği, aktarma yaptığı atlar. İLE Keşif yapan kişi, kılavuz. )
- CÜZDAN(/LI) değil/yerine VİCDAN(/LI)
- CÜZZÎ ile CÜZ
( Zihnî. İLE Vücudî. )
- CW COMPLEX ile/||/<> SİMPLİCİAL COMPLEX
( CW cell ekleme, simplicial simplex yapıştırma. )
( Formül: Cell attachment İLE simplex gluing )
- CW İLE PULSED İLE Q-SWİTCHED İLE MODE-LOCKED ile/||/<> LAZER MODLARI
( Lazer çıkış karakteristikleri. )
( Formül: Δt·Δν ≥ 0.44 )
- CYCLOTOMİC POLYNOMİAL ile/||/<> MİNİMAL POLYNOMİAL
( Cyclotomic n-inci birlik kök, minimal en küçük derece. )
( Formül: Unity roots İLE algebraic element )
- CYCLOTRON RESONANCE ile/||/<> ELECTRON SPİN RESONANCE
( Cyclotron resonance manyetik alanda elektron orbital hareketiyken, ESR elektron spin manyetik momentinin rezonansıdır )
( Formül: ωc = eB/m )
- CYLİNDER ile/||/<> CONE
( Cylinder sabit yarıçap İLE cone değişken yarıçap. )
( Formül: Constant İLE variable radius )
- D:
"VİTAMİNİ" değil HORMONU
- ...'DA ... VARDIR ile/değil ...'DA ... GİZLİDİR
- DAĞ OLMAK ile/değil/yerine VADİ OLMAK
( Yağmur yağar ama akar gider. İLE/DEĞİL/YERİNE Yağmuru toplar, göl olursun. )
- DAG[Argu] ile/ve/||/<>/> TEGUL[Oğuz]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- DAĞ ile/ve/değil/yerine/<>/>/>< BAĞ
( Bakmazsak/özenmezsek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>/>< Bakarsak/özenirsek. )
- DAĞ ve/||/<>/> KAR
( Dağına göre kar... )
( MOUNTAIN and/||/<>/> SNOW )
- DAĞ ile/ve/||/<> KAR
( Dağına göre kar. )
( MOUNTAIN vs./and/||/<> SNOW )
- [NE] DAĞ ne de KASABA
- DAĞILIM/DAĞILMAK ile/ve/değil/||/<>/< YAYILIM/YAYILMAK
- DAĞILMA ÖZELLİĞİ ile/ve BİRLEŞME ÖZELLİĞİ
- DAĞILMA ile/ve/> SEYRELME
- DAĞILMAK değil/yerine/>< DALMAK
- DAĞLAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FARKLAR
- DAHA "AKILLI" OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAHA DİSİPLİNLİ OLMAK
- DAHA AZ DÜŞÜN! ile/ve/<> DAHA ÇOK DÜŞÜN!
( [Düşündüğün...] Kendini, kötü hissettiriyorsa/hissett(ir)diğinde. İLE/VE/<> Kendini, iyi hissettiriyorsa/hissett(ir)diğinde. )
- DAHA ÇOK OLANI ARAMAK değil/yerine DAHA AZ OLANIN TADINI ÇIKARMAK
- DAHA ÇOK SEVEN ile/ve/||/<>/< DAHA AZ SEVEN
( Sevdiğine ve hemen hemen her söylediğine/istediğine/kararına, onu kaybetmemek için "Olur." der. İLE/VE/||/<>/< Bu nedenle de ilişkiyi yönetir. )
- DAHA GÜZEL değil/yerine BAŞKA/AYRI BİR GÜZEL
- DAHA "İYİ"/"KÖTÜ" değil/yerine NEŞE
- DAHA İYİ DUYMAK/DİNLEMEK ile/ve/||/<>/> BAĞ KURMAK
- DAHA İYİ OLAN ile/ve/||/<> DAHA İYİ HİSSETTİREN
- DAHA/EN) KORKUNÇ/VAHİM OLAN:
SOKAKTAKİ KARGAŞA ile/değil DİLDEKİ KARMAŞA
( Yaşamdaki en korkunç "durum" ya da deneyim, birini çok sevmektir.
[Sevgi kadar değerli bir duygunun nesi, nasıl korkunç olabilir? O sevgimizin yoğunluğunun o kişiyi kendimizden kaçırma olasılığının artırması ve ölümünün duyulmasından dolayı her an için geçerli ve etkisi yüksek olan çok korkutucu bir durumdur.] )
- DAHA SONRA AKLIMA GELMEZ değil DAHA SONRA AKLIMA GELMEZSE/GELMEYEBİLİR
- DAHA "STERİL ZAMAN/DA" değil/yerine/= DAHA UYGUN BİR ZAMAN/DA (DİYELİM)
- DAHA) ("ÜST") GÜCE[OLANAKLARA/KİŞİLERE] TAPARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖYKÜNME
( Düşük bilgi/bilinç seviyesindeki ya da çıkarcı kişilerin(zihinlerin), iyiliğ(in)e yönelimde, güdülenmesini ve kötülüğ(ün)e başvurmada da kendini tutmasını sağlatan en etkili/etkin iki durum/tutum. )
- DAHA ... ile/ve (fakat)/ne yazık ki/||/<>/>< DAHA ...
( "Daha yüksek binalarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha kısa sabrımız var.
"Daha geniş otoyollarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha dar bakış açılarımız var.
"Daha büyük evlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha küçük ailelerimiz var.
"Daha çok ev gereçlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az zamanımız var.
"Daha çok eğitimimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağduyumuz var.
"Daha fazla bilgimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az bilgeliğimiz var.
"Daha çok uzmanımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok sorunumuz var.
"Daha çok ilacımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağlığımız var.
"Daha çok mal varlığımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az değerlerimiz var.
"Daha rahat geçinmeyi öğrendik." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yaşam kurmayı öğrenemedik.
"Daha büyük işler yaptık." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha iyi işler yapamadık.
"Daha çok harcıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şeye sahibiz.
"Daha fazla satın alıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az hoşnut kalıyoruz.
"Daha fazla söylüyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az konuşuyoruz.
Daha çok nefret ediyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az seviyoruz.
Daha az gülüyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok somurtuyoruz.
Daha çok sigara, alkol, şeker tüketiyoruz. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha savurganca para harcıyoruz.
Daha hızlı araba kullanıyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çabuk kızıyoruz.
Daha geç saatlere kadar oturuyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha yorgun kalkıyoruz.
Daha az okuyor, daha çok televizyon izliyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şükrediyoruz.
Yaşamımıza, yıllar kattık. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yıllarımıza, yaşam katamadık.
Uzayı fethettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< İç dünyamızı fethedemedik.
Havayı temizledik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Ruhumuzu kirlettik.
Atoma hükmettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Önyargılarımıza hükmedemedik.
)
- [ne yazık ki]
"DAHA FAZLASI" değil/yerine/>< GEREKLİ/YETERLİ OLAN
( En büyük suçlar ve hatalar, gerekli olanı değil daha fazlasını elde etmek için işlenir. )
- DAHİ ile DÂHİ
( Bile. İLE Yaratıcı gücü olan kişi. )
( ... İLE Bir Milletin Bekâsı - Teoman Duralı... )
- DÂHİ ile/ve DEVRİMCİ
( Dâhi kişi, başkasına da dehâ aşılayabilen kişidir. )
- DÂHİL[Ar.] OLMAK değil/yerine/= İÇİNDE YER ALMAK/KATILMAK
- DÂHİLÎ değil/yerine/= İÇSEL
- DÂHİYÂNE ile/ve/||/<>/> ÂHİYÂNE
- DAHİYÂNE[Ar.] değil/yerine/= ÖKECE
- DAİRE[Ar.] ile/değil/=/||/<>/< SONSUZ/ÇOK KÖŞELİ/LİK / SONSUZ KENARLI ÇOKGEN
- DAİREDE:
İÇ ALAN ile/ve/<> DIŞ ALAN
- DAİRESEL YÖRÜNGE ile/ve/||/<>/> ELİPTİK YÖRÜNGE
( Aristoteles. İLE/VE/||/<>/> Kepler. )
- DAKİK DİL ve/||/<>/> SAHİH TASAVVUR
- DAKKA[Ar. > DAKKÂK] ile/ve/||/<>/> DUKKA
( Kapı çalıcı. | Kapı kapı dolaşan, eşik aşındıran.[daḳḳa: Bir şeyi kırıp ufalamak. | Kapıyı çalmak.] İLE/VE/||/<>/> Birinin kapısını çalanın kapısı çalınır.[Men dakka dukka] )
- DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE
( Klavyede, harflerin bulunduğu sol üst köşeye göre ad alırlar. )
( Hiyeroglif klavyesi... http://discoveringegypt.com/egyptian-hieroglyphic-writing/hieroglyphic-typewriter )
(
ile
)
( What I learned about languages just by looking at a Turkish typewriter )
( İHSAN SITKI YENER KİMDİR?
Liseyi, 1942 yılında, İzmir Ticaret Lisesi'nde bitirdi. Ortaokul yıllarında, daktiloda on parmak yazı yazmaya başlayan İhsan Sıtkı Yener, 1940'lı yıllardan itibaren standart klavye konusunda çalışmaya başladı.
Yüksek öğrenimini, 1946 yılında, İstanbul'da Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde tamamladı. Aynı yıl, Sultanahmet Lisesi'nde daktilografi öğretmenliği yaptı. Yüksek Lisans için ABD'ye giderek New York Üniversitesi'nde “Ölçme ve Değerlendirme” konusunda yüksek lisans yaptı ve aynı yıl doktorasını tamamladı.
Yener, 1946 yılında öğretmenliğe başladığı sırada, Türk dilinin özelliklerine göre yapılmış bir daktilo icat etme çalışmalarına başladı. "On parmak için ideal Türk Klavyesi"ni, 1955 yılında kabul ettirdi ve 1974 yılında tüm daktiloların F klavye olmasını sağladı. )
( Ümit Kıvanç'ın, "F klavye, Türkiye'de yapılmış tek düzgün iştir" yazısı için burayı tıklayınız... )
(
)
( Bilgisayarınızda klavyeler tanımlanmışsa "Alt + Shift" komutu ile direkt olarak geçiş yapabilirsiniz. Aynı klavyeyi ister F, ister Q olsun, hem F, hem Q olarak kullanabilirsiniz. )
( F klavyenin mucidi İhsan Sıtkı Yener, yaşamını kaybetti - 02 Eylül 2016 )
( )
( )
( Q klavyeyi oluşturan: Christopher Latham Sholes (1867) )
( "Neden Q (QWERTY) Klavye Kullanmaktan Vazgeçemiyoruz?" yazısı için burayı tıklayınız... )
- DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL
( Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri. | Kol, bölüm. | Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların biraraya gelmesiyle oluşan birlik, şube. İLE Arka, sırt. | Kol. | Boyun, ense. İLE Çıplak, yalın. İLE Zaman belirten sözcüklerin karşısına getirildiğinde sözcüğün anlamını güçlendirir. İLE Arap abecesindeki yazaç/harf. İLE Suda derinlere doğru ilerlemek. İLE Düşlemek, düşünmek, dalmak. İLE Bir tür Hint yemeği. )
- DAL ile/ve/||/<> KOL
( BRANCH vs./and/||/<> ARM/BRANCH )
- d'ALEMBERT İLKESİ ile/ve/<> d'ALEMBERT AÇMAZI/PARADOKSU
( m kütleli bir nesne üzerine etkiyen birden fazla dış kuvvetler, cisme, a ivmesi kazandırdığında, uygulanan kuvvetlerin vektörel toplamının F büyüklüğü, ma'ya eşittir. Eğer -ma; etkin kuvvet ya da iç kuvvet olarak kabul edilirse, bu kuvvetlerle sistemin iç kuvvetlerinin toplamı eşittir ve F - ma = 0 ile gösterilir. İLE/VE/<> İlk hızı sıfır ya da düzgün hareket eden, ağdalı olmayan ve sıkıştırılamaz çok büyük kütleli bir akışkan içinde bir doğru boyunca sabit hızla hareket eden bir cisme hiçbir kuvvet etkimez. )
( 1752 )
- DALEMBERT İLKESİ ile/||/<> NEWTON YASALARI
( DAlembert dinamiği statiğe çevirir (F-ma)=0, Newton F=ma. )
( Formül: (F - ma) = 0 denge )
( Isaac Newton tarafından 1687 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- DALGA BOYLARI ile/ve DALGA GENLİĞİ
( Işığın rengini oluşturur. İLE/VE Işığın şiddetini[intensity] ya da parlaklığını[brightness] oluşturur. )
- DALGA BOYU ile/||/<> FREKANS
( Dalga boyu uzaysal periyot İLE frekans zamana göre tekrar sayısıdır )
( λ İLE f=1/T İLE c=λf )
- DALGA BOYU ile/||/<> FREKANS
( Dalga boyu uzaysal periyot İLE frekans zamana göre tekrar sayısıdır )
( Formül: λ İLE f=1/T İLE c=λf )
( James Clerk Maxwell tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- DALGA FONKSİYONU ile/||/<> OLASILIK YOĞUNLUĞU
( Dalga fonksiyonu ψ sistemin durumu İLE |ψ|² bulunma olasılık yoğunluğudur. )
( Formül: ψ(x ilet) İLE P = |ψ|² )
- DALGA GEÇMEK İÇİN GÜLMEK ile/değil SEVDİĞİNDEN DOLAYI GÜLMEK
- DALGA GEÇMEK ile/ve/değil/||/<>/< BİLMEMEK
- DALGA İŞLEVİ İLE OLASILIK YOĞUNLUĞU İLE BEKLENEN DEĞER ile/||/<> KUANTUM ÖLÇÜMLER
( Dalga işlevi sistemin durumunu, karesi olasılık yoğunluğunu, integrali beklenen değeri verir. )
( Formül: ∫|ψ|²dx = 1 İLE
- DALGA İŞLEVU ile/||/<> OLASILIK YOĞUNLUĞU
( Dalga işlevu sistemin kuantum durumunu, karesi olasılık yoğunluğunu verir )
( Formül: iℏ∂ψ/∂t = Ĥψ (Schrödinger denklemi)\nP = |ψ|²dV (Olasılık) )
- DALGA-PARÇACIK İKİLİĞİ ile/||/<> BELİRSİZLİK İLKESİ
( İkilik çift doğa, belirsizlik ölçüm limitidir )
( Formül: λ=h/p İLE ΔxΔp≥ħ/2 )
( Louis de Broglie tarafından 1924 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1987) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Madde dalgaları) (Nobel: 1929) )
- DALGA ile KARINTI
( ... İLE Geminin yanından vurarak gemiyi sarsan dalga. | Anaforlarda oluşan çevrinti. )
- DALGA ile/ve/<>/hem de/ne de/>< PARÇACIK
( Enerjiyi bir ortamda taşıyan titreşimler. İLE/VE/||/<>/hem de/ne de/>< Kütlesi ve hızı olan nesne.[Nesneyi oluşturan temel birimler.] Nesneyi oluşturan temel birimler. )
( WAVE vs./and/<>/also/ne de/>< PARTICLE )
- DALGA ile/||/<> PARÇACIK
( Işığın ve maddenin hem dalga hem parçacık özelliği göstermesi (dalga-parçacık ikiliği) )
( Louis de Broglie tarafından 1924 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1987) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Madde dalgaları) (Nobel: 1929) )
- DALGA ile TİDAL DALGASI TİDAL DALGALARI TIDAL WAVES
( Denizaltı yer sarsıntısından oluşan iri dalgalar. )
- DALGALARDA:
ALFA ile BETA ile GAMMA ile TETA
( [Saniyede] 8-12 titreşim. İLE 25-100 titreşim. İLE 1 sn. İLE ... )
- DALGALI/ALTERNATİF AKIM ile DOĞRU AKIM ile KUVVETLİ AKIM ile ZAYIF AKIM
( Belirli ve eşit zaman aralıkları ile yeğinliği aynı değer ve yönde olarak değişen elektrik akımı. İLE İletken bir devre üzerinde, hep aynı yöne doğru giden elektrik akımı. İLE Aydınlatmada ve makinelerin çalıştırılmasında kullanılan akım. İLE Yapıda, zil, telefon, anten, yangın ihbar düzeni gibi iletişim aygıtlarını işletmekte yararlanılan akım. )
- DALGI/GAFLET ile YANLIŞ(HATÂ) ile YANILGI/SAPKI/SAPINÇ/DALÂLET
( Kişi, yanlışları olup da bunları düzeltmezse, bunları benimsemiş demektir. )
( Gaflet de bir nimettir. )
- DALINÇ/İSTİĞRAK ile KONSANTRASYON
- DALINI KIRMAMAK ve/||/<> GÜVENİNİ KIRMAMAK
( Ağaçtan, meyve almak istiyorsak... VE/||/<> Kişilerden, sevgi bekliyorsak... )
- DALKAVUK OLMAK değil/yerine DAL OLMAK
- DALKAVUK ile/değil/yerine/>< SOYTARI
( "Erke/kişiye/saraya". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Halka. )
- DALMADAN ile/değil/yerine DAĞILMADAN
- DALYA[< İt.] ile DALYA[< DAHL(İsveç'li bitkibilimci)]
( Bir şey sayılırken, birim olarak alınan sayıya gelince söylenilen uyarma sözü. İLE Yıldızçiçeği. )
( ... cum DAHLIA )
- DALYA[İt. < TAGLIA] ile JÜBİLE[Fr. < İbr.]
( Bir şey sayılırken, birim olarak alınan sayıya gelince söylenilen uyarma sözü. İLE Eski Ahit'e göre, Yahudilerde, elli yılda bir Tanrı'ya ve dinlenmeye ayrılan yıl. | Katoliklerde, Roma'ya Hacc'a gidenlerin, kilisece günahlarının tam olarak bağışlandığı yıl. | Evliliğin ellinci yılında düzenlenen kutlama şenliği. | Bir meslekte uzun süre başarılı olarak çalışanlar için düzenlenen tören. )
- DAMA ile/değil/yerine SATRANÇ
( 2000 sonrası. İLE/DEĞİL/YERİNE 2000 öncesi. )
- DAMAK ile/ve/||/<> ART DAMAK
( Ağız boşluğunun tavanı. İLE/VE/||/<> Damağın arka bölümü. )
- DAMAR YAŞLANMASI ile/ve BAĞIŞIKLIK YAŞLANMASI
( Yaşımız, damarlarımızın yaşlan(ma)dığı kadardır. )
- DAMAR ile/ve/||/<> KANAL
- DAMARDAN" değil/yerine DOĞRUDAN
- DAMINMAK: DAMLA DAMLA DAMLAMAK
- DAMITMA ile/||/<> SAFLAŞTIRMA
( Damıtma yöntemleri ve saflaştırma teknikleri )
( Cabir bin Hayyan tarafından 790 yılında keşfedildi/formüle edildi. (721-815) (Ülke: İran) (Alan: kimya) (Önemli katkıları: Kimyanın babası, damıtma, kristalizasyon, asit keşfi) )
- DAMLA ile/ve/<> DERYA
( Deryanın damlaya gereksinimi yoktur fakat damlayı kurtardım diye sevinir. )
( DAMLAMIZ DERYAYA SALDIK BİZ BUGÜN
DAMLA NİCE ANLAR
DERYA OLAN ANLAR
HAYVAN NİCE ANLAR
HAYRAN OLAN ANLAR )
- DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR ile/ve/||/<> TAŞI DELEN, SUYUN GÜCÜ DEĞİL DAMLALARIN SÜREKLİLİĞİDİR
- DOĞRUYU BİLMEK/BULMAK:
...'DAN DOLAYI ile/ve/değil/yerine/||/<> ...'YA KARŞIN
- ...DAN KALKARAK ile ...DAN HAREKET EDEREK
- ...DAN SONRA:
GÖRÜŞÜRÜZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜŞELİM
- DANA[Ar. IJL] ile DANA ile DÂNÂ[Fars.]
( İneğin, sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu. İLE Vakıf ve hayır için yapılan sadaka ya da benzerleri. | Terketme, bırakma. İLE Bilen. )
- DANIŞMA ve/||/<>/> DAYANIŞMA
( Bin bilsek de bir bilene danışmak gerek. )
- DANIŞMAK ile/ve/||/<>/> BİLGİ VERMEK
- DANIŞMAN ile/ve/değil/||/<>/< DANIŞILAN
- DANS EDELİM! ve/||/<> ŞARKI SÖYLEYELİM! ve/||/<> SEVELİM! ve/||/<> YAŞAYALIM!
( Hiçkimse izlemiyormuş gibi. VE/||/<> Hiçkimse dinlemiyormuş gibi. VE/||/<> Hiç incinmemiş gibi. VE/||/<> Dünya, cennetmiş gibi. )
- DANS ile/ve/değil/<> OHYOKHAI
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Yakutlar'a özgü bir Şaman uygulaması.
[Ohuokay ustasının çevresine toplanan halk, el ele tutuşarak büyük bir çember oluşturuyor ve ustanın sözlerini tekrarlayarak, hafif hafif öne ve arkaya eğilerek hareket edip güneşin doğduğu yönden, battığı yöne doğru dönerler.]
[Bu uygulamaya özgü, belirli bir müziği bulunmamaktadır.] )
- DAR AÇI ile/||/<> GENİŞ AÇI
( Dar açı <90° İLE geniş açı >90° )
( Formül: Akut İLE obtüz )
- DAR KAFALILIKTAN BIKTIM"
( "DAR KAFALILIKTAN BIKTIM"
1964 yılında, ABD'de bir öğretmen dergisinde, Alexander Cassandra imzalı bir yazı yayımlanır:
Bir fizik hocası ile öğrencisi, sınav sorusuna verilen yanıt hakkında antlaşmazlığa düşerler ve deneyimli öğretmen, Cassandra'nın hakemliğine başvururlar.
Soru şöyledir:
"Bir binanın yüksekliğini, bir barometrenin yardımı ile nasıl bulursunuz?"
Öğrenci de bu soruya yanıt olarak,
"Barometreye bir ip bağlar, binanın çatısından aşağı sarkıtır ve barometrenin yere değdiği noktada ipi ölçerim" yazar.
Tabii ki, öğretmenin beklediği yanıt bu olmasa da binanın yüksekliğinin bu yöntemle ölçülebilirliği de ortadadır.
Cassandra, tartışmayı uzatmamak için öğrenciden hemen o anda bu soruyu başka bir yanıt ile yanıtlamasını ister.
Öğrenci, bu kez:
"Ama bir tek yanıt yok, pek çok yöntem var" diye yanıt verir.
Casandra, "Peki" der. "Düşünebildiğin kadar yanıt ver o zaman. Ama olanaklıysa yanıtların en az birinden fizik çalışmış olduğunu anlayalım."
Öğrencinin ilk yanıtı şöyle olur:
"Barometreyi çatıdan aşağı bırakırsınız ve bir kronometre ile kaç salisede yere çarptığını hesaplayıp x=1/2 x g x t2 formülü ile yüksekliği bulursunuz." Beklenilen yanıt bu olmasa da yanıt, fizik bilgisi içermektedir.
Öğrenci, yanıtlarını sıralamayı sürdürür: “Güneşli bir günde, barometreyi dik tutup gölgesini ölçersiniz ve sonra da binanın gölgesini ölçüp orantıyı barometrenin yüksekliği ile çarparsınız”
Bu yanıt da doğrudur.
Öğrencinin üçüncü yanıtı da şu olur: "Merdivenleri çıkarken, duvar boyunca barometrenin yüksekliğini defalarca işaretleyerek çıkar ve işaret sayısı ile barometrenin yüksekliğini çarparsınız"
Bu da doğrudur elbette ama dördüncü yanıt öğretmenlerin küçük dillerini yutmalarına neden olur; çünkü yanıttan öğrencinin fiziği çok iyi bildiği anlaşılmaktadır:
"Küçük bir ipe bağladığınız barometreyi önce yerde sonra da çatıda sallar ipin uzunluğu ve sallanma periyodları arasındaki farklarla Newton'un g katsayısını hesaplar, iki g katsayısı arasındaki farktan binanın yüksekliğini hesaplayabileceğiniz oranı bulursunuz"
Söylenilecek bir şey kalmamıştır, öğrencinin sınıfı geçtiği açıktır.
Öğrenci, yarattığı etki ile gülümser ve der ki: “Ama bence yapılacak daha doğru şey, kapıcıya gidip barometreyi hediye edip karşılığında binanın yüksekliğini söylemesini istemekten ibarettir.”
Hep beraber gülmeye başladılar.
Cassandra, hayranlıkla sorar öğrenciye:
"Peki, öğretmeninin senden beklediği yanıtı da biliyor musun?"
Öğrenci, alaylı bakışlarla yanıt verir:
"Evet, çatıda ve yerde hava basıncını ölçerek aradaki farktan hesaplamamız gerekiyor yazmamı bekliyordu"
Cassandra merakla şu soruyu sorar: "Peki madem istenilen yanıtı biliyordun, neden yazmadın?"
Öğrenci, omuzlarını silkerek şöyle der:
"Çünkü dar kafalılıktan bıktım."
Yaşamı, tek bilinmeyenli bir denklem gibi ele almak, altı boş kulağa hoş sloganlarla konuşup zamana göre kendini geliştirmeyen, saplantı slogan hükümlere göre yaşamak ve mevzî alıp dayatmaya çalışmak kolaycılığı hiçkimseyi ve de toplumları bir yere götürmez.
Yaşamda, soruların pek çoğunun tek bir yanıtı yoktur.
Başarının, çalışmaktan önce geldiği tek yer sözlüktür. )
- DARALMA ile/ve/||/<> SIKILAŞMA
( CONTRACTION vs. ... )
- DARALTILMIŞ OLAN ile ODAKLANILMIŞ OLAN
- DARALTMA ile İNDİRGEME
( TO NARROW vs. REDUCTION )
- DARB ile/ve PEKİŞTİRME
- DARBE GENİŞLİĞİ ile DARBE GENLİĞİ
( Darbenin düşmeye başladığı an ile yükselme zamanının sonu arasındaki zaman farkı. İLE Bir darbenin, tam değeri, sayısal bir değer verildiğinde belirlenebilen tepe, ortalama, etkin, anî vb. değerleri ya da bunlardan biri. )
( PULSE WIDTH vs. PULSE AMPLITUDE )
( L'ÉTENDUE DU POULS avec L'AMPLITUDE DU POULS )
( PULSESBREITE mit IMPULSAMPLITUDE )
- DARILMA ile/değil/yerine/>< DAYANMA
- DARILMAK ile/değil/yerine/>< SARILMAK
- DARK MATTER ile/||/<> DARK ENERGY
( Dark matter görülmeyen kütle etkisi yaparken İLE dark energy evrenin hızlanan genişlemesine neden olur )
( Formül: Λ-CDM model )
- DARMADAĞIN (OLMAK)
- DARRÂ[Ar.] ile MENFAAT[Ar.]
( Mihnet, keder. Şiddet. Belâ. İLE Yarar, kâr, çıkar. )
- DÂR-ÜL ACEZE ile/||/<> DÂR-ÜL BEDÂYİ ile/||/<> DÂR-ÜL ELHAN ile/||/<> DÂR-ÜL FÜNÛN ile/||/<> DÂR-ÜL MUALLİMAT ile/||/<> DÂR-ÜL MUALLİMİN ile/||/<> DARÜŞŞAFAKA ile/||/<> DARÜŞŞİFA
( Düşkünler evi.[1895] İLE/||/<> İstanbul Belediyesi'ne ait ilk tiyatro.[1913] İLE/||/<> İstanbul'da kurulan ilk müzik okulu.[1917] İLE/||/<> Üniversite, fenler evi.[1845] İLE/||/<> İstanbul'da kurulan ilk kız öğretmen okulu.[1869] İLE/||/<> İstanbul Fatih'te kurulan erkek öğretmen okulu.[1848] İLE/||/<> İstanbul Fatih'te, Abdülaziz'in desteğiyle kurulan yoksul, öksüz ve yetimlere ait yatılı lise. İLE/||/<> Sağlık yurdu. )
- DARWİNİAN EVRİM ile/||/<> LAMARCKİAN EVRİM
( Darwin doğal seçilim, Lamarck kazanılmış özellik. )
( Formül: Seçilim İLE kalıtım )
( Jacques Charles tarafından 1859 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1809-1882) (Ülke: İngiltere) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Evrim teorisi, doğal seçilim) )
- DARWIN'İN (")İSABETLİLİĞİ("):
ZİHİN İÇİN ile/değil GÖVDE İÇİN
- DARWIN/İZM ile/değil SPENCER/İZM
- DAS CAPITAL:
1867 ile/ve/||/<>/> 1873
( I. basım. İLE/VE/||/<>/> II. basım. )
- DASEİN ile/||/<> DAS MAN
( Varlık ve Zaman )
( Martin Heidegger tarafından 1927 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1889-1976) (Ülke: Almanya) (Alan: Felsefe) (Önemli katkıları: Varlık ve Zaman, Dasein) )
- DÂVÂ "GÜTMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "DÂVÂ GÖRMEK"
- DA'VÂ[Ar.] ile DÂV[Ar.]
( Şikâyetçi olarak mahkemeye başvurma. | Sorun, mesele. | Bir konu/sorun üzerinde özel bir düşünce sahibi olma, iddia. İLE Satranç, dama, tavla gibi oyunlarda tutulan sıra, nöbet. | Oyunda sürülen para. | Sövme. | Dâvâ. | Duvar sırası. )
- DÂVÂ ile/ve/||/<>/< DÂVET
( TRIAL vs./and SUMMON/SUMMONS )
- DAVÂ ile/ve/||/<>/> DEVÂ
- DAVÂ ile/ve/değil/yerine HİZMET
- DAVÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< MÂNÂ
( Bilmezler mânâsını, ederler dâvâsını. )
- DAVÂ ile ŞEKVÂ
( ... İLE Şikâyetin, mahkemelik olmadan, dava haline getirilmesi. )
- DAVÂ değil/yerine/>< TERK-İ DAVÂ
- DAVET:
SÖZ İLE ile/ve/değil/||/<>/< HÂL İLE
- DAVET ve/<>/> İCÂBET
- DAVID RICARDO ile/ve/||/<>/> ADAM SMITH
( 16 Haziran 1723 - 17 Temmuz 1790 İLE/VE/||/<> 18 Nisan 1772 - 11 Eylül 1823 )
- DAVLUMBAZ/TAVLUMBAZ/DAVLUNBAZ[Ar. TABL + Fars. -BÂZ]/KÜLÂH[Fars. < KULAH: Şapka.] değil/yerine/= TÜMSEK/ÇIKINTI
( Mutfak duvarlarında ocak, fırın vb.nin dumanını toplayıp bacaya vermeye yarayan emici ile donatılmış, piramidimsi biçimde çıkıntı. | Ocağın üzerinde, eşya koymaya yarayan raf. | Üzeri oymalı, işlemeli, birkaç gözü olan bir çeşit dolap. | Yandan çarklı vapurların çarklarını örten yarım daire biçimindeki kapak. | Otomobillerin tekerleklerini örten yarım daire biçimindeki kapak. | Kaptan köşkü, gemilerdeki yönetim yeri. | Aralık, antre. | Gözenek. | Yüksek. )
- DAVRANIŞ/TUTUM ile/ve/değil/yerine/||/>< DÜŞÜNMEK
- DAVRANIŞ ve/<> İYİ NİYET
( Davranışların en iyisi iyi niyetten, niyetin en iyisi ise bilimden ortaya çıkandır. )
- DAVRANIŞ ile/ve/<> KURTARICI DAVRANIŞ
- DAVRANIŞ ile/ve/||/<> ÖRÜNTÜ
- DAVRANIŞ:
"KİŞİYE GÖRE" değil/yerine/>< İNSAN GİBİ
- DAVRANIŞLARIMIZ:
"İYİ/KÖTÜ" ile/ve/değil/||/<> GÜÇLÜ/ZAYIF
- DAVRANIŞSAL YAKLAŞIM ile/ve/||/<> BİLİŞSEL YAKLAŞIM
- DAVUL" ile/değil/yerine "SİVRİSİNEK"
( Anlamayana. İLE/DEĞİL/YERİNE Anlayana. )
( Az. İLE/DEĞİL/YERİNE Saz. )
- DAVUL ve/||/<> TOKMAK
( Davul, ayrı kişide; tokmak, ayrı kişide olmaz! )
- DAYALI ile/ve/değil/||/<>/< DAYANIKLI
- DAYANAK ile/ve ARKAPLAN
( SUPPORT vs./and BACKGROUND )
- DAYANAK ile DAYANAKÇA
- DAYANAK ile DÜZLEM
- DAYANAK = MABİH-İL-KIVAM = SUBSTRATUM[İng.] = SUBSTRAT[Fr., Alm.] = SUBSTSRATUM[Lat.] = HYPOKEIMENON[Yun.] = LECHO[İsp.]
- DAYANAK/DAYANGAÇ ile/ve ZEMİN
( SUPPORT/BASE vs./and SOIL/GROUND )
- Dayanakçalı KONUŞ!!!
- DAYANÇ/SABIR:
BOYUN EĞMEK değil/yerine ÇABA GÖSTERMEK
- DAYANÇ/SABIR:
EMEK/ÇABA ve/+/||/<>/> SÜREKLİLİK
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> DİNGİNLİK
( PATIENCE vs./and/<> INERTIA )
- DAYANÇ/SABIR ve DOĞRU (ZAM)ANLAMA
( PATIENCE and TIMING )
- DAYANÇ/SABIR ve/<> GÜÇ
( PATIENCE and/<> POWER )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> İSTİKRAR
( SABIR ÇİÇEĞİ / GIAN AGAVE[Lat.] [Ancak 10 yılda açar.] )
( PATIENCE vs./and/<> STABILITY )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> KANAAT
( Kanaat eden aziz olur, Kanaatsizlik eden zelil olur. [azza men kanea, zelle men tamea] )
( PATIENCE vs./and/<> CONTENTMENT )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve MÜCADELE (ETMEK)
( Sabırla koruk tut, yaprağı Atlas olur. )
( PATIENCE vs./and TO STRUGGLE )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> RIZÂ
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/> SELÂMET
( Sabrın sonu, selâmettir. )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/||/<> ŞÜKÜR
( PATIENCE vs./and/<> GRATITUDE )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> UYUM
( Olgun kişi, zayıf ve kendinden aşağı unsurlara karşı sabır gösterir ve onlara önem verir. )
( Uyumsuzluğu, ihtiyârını devrede tutmayan kişi yaratır. )
( PATIENCE vs./and/<> HARMONY )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve BAŞARI
( Eğer sabır gösterirseniz, başarmamak olanaksızdır. )
( If you persevere, there can be no failure. )
( Büyük başarıların sahipleri, küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir. )
( PATIENCE vs./and SUCCESS )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve SIĞINMA
( PATIENCE vs./and SHELTER )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> DAYANIKLILIK
( PATIENCE vs./and/<> ENDURANCE )
( ... cum/et/<> FORTITUDO )
- DAYANÇ/SABIR ve/<> KARARLILIK
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> "KENDİNİ TUTMAK"
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/||/<> TEVEKKÜL
- DAYANÇ'TA/SABIR'DA:
METÂNET ile HOŞGÖRÜ ile DUA ile GÖZYAŞI ile HASRET ile AŞK
( Acıya sabredersek. İLE Kişilere sabredersek. İLE Dileğe sabredersek. İLE Duygulara sabredersek. İLE Özleme sabredersek. İLE Sevgiye sabredersek. )
( Madem görüyorsunuz... O zaman, hoşgörün!
[Âşık Veysel] )
- DAYANIKLI TÜKETİM ARACI ile/ve/||/<> DAYANIKSIZ TÜKETİM ARACI
- DAYANIKLI/LIK ile/ve/||/<> AĞIRBAŞLI/LIK
( METÂNET ile/ve/||/<> VAKAR )
- DAYANIKLILIK ile/ve DAYANIŞMA
( ENDURANCE vs./and/<> SOLIDARITY )
- DAYANIKLILIK = FORTITUDE[İng.] = FORCE D'ÂME[Fr.] = GEISTESKRAFT[Alm.] = FORTITUDO[Lat.]
- DAYANIKLILIK ve/||/<> GÖNÜL FERAHLIĞI ve/||/<> MERHAMET ve/||/<> SABIR
( Daha yüksek bir terbiye yoktur. VE/||/<> Daha büyük bir mutluluk yoktur. VE/||/<> Daha kutsal bir görev yoktur. VE/||/<> Daha etkili bir güç yoktur. )
- DAYANIŞMA:
MEKANİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ORGANİK
- DAYANIŞMA ile/ve/<> GÜVEN
( Kişiler, kendilerine değil birbiriyle dayanışma içindelerse güven duyabilir ve yansıtabilir. [özellikle de eşler ve ortaklar!] )
( Aslanlar [ve birçok güçlü görünen hayvan] bile tek başına yeterli güçte değildir. Ancak birlikte ve dayanışmayla ayakta kalırlar. )
( Loncaları inceleyiniz. )
( SOLIDARITY vs./and/<> TRUST/CONFIDENCE )
- DAYANMA ile KATLANMA
- DAYANMAK ile ABANMAK
( TO LEAN vs. TO LEAN AGAINST/OVER )
- DAYANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BIRAKMAK
- DAYANMAK ile/ve/değil/||/<>/< ODAKLANMAK
- DAYANTI = UKNUM = HYPOSTASIS[İng.] = HYPOSTASE[Fr.] = HYPOSTASE[Alm.] = HYPOSTASIS[Yun.]
- DAYATMA değil/yerine/>< DAYANIŞMA
- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/< KURAMCILIK
- DAYATMA ile/değil/||/</>< ÖZEN/BAKIM
- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/>/< YAPTIRIM
- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/>/< YAYGINLIK
- DAYATMA ile/değil/yerine ZORUNLULUK
- DAYATMA/CI "ÇÖZÜMLER" ile/değil/yerine/>< GERÇEK/SAĞLAM ÇÖZÜMLER
- DAYATMAK ile/ve/||/<>/> BOZMAK
- DAYATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMSÜZ/ÇARESİZ OLMAK/KALMAK
- DE NOVO İLE REFERANS TABANLI İLE HİBRİT ile/||/<> GENOM BİRLEŞTİRME
( DNA dizileme verilerinden genom oluşturma. )
( Formül: N50: Median contig uzunluğu )
- DE RHAM COHOMOLOGY ile/||/<> ČECH COHOMOLOGY
( de Rham diferansiyel form, Čech örtü intersection. )
( Formül: Differential forms İLE cover intersections )
- DEBYE İLE LARMOR İLE CYCLOTRON ile/||/<> PLAZMA ÖLÇEKLERİ
( Plazmadaki karakteristik uzunluk ve frekanslar. )
( Formül: λD = √(ε₀kT/ne²) )
- DEBYE İLE LARMOR İLE PLAZMA ile/||/<> KARAKTERİSTİK UZUNLUKLAR
( Plazmadaki temel uzunluk ölçekleri. )
( Formül: λ_D = √(ε₀kT/ne²) )
- DEBYE UZUNLUĞU ile/||/<> ORTALAMA SERBEST YOL
( Debye elektrik perdeleme λ_D, serbest yol çarpışmalar arası λ. )
( Formül: λ_D = √(ε₀kT/ne²) )
- DEBYE-HÜCKEL İLE PİTZER İLE DAVİES ile/||/<> İYONİK KUVVET KURAMLERİ
( Elektrolit çözeltilerinin aktivite katsayısı modelleri. )
( Formül: log γ± = -A|z+z-|√I )
- DEBYE-HÜCKEL ile/||/<> PİTZER DENKLEMLERİ
( D-H seyreltik <0.01M basit, Pitzer yoğun çözeltiler. )
( Formül: I^(1/2) İLE kompleks )
- DEDEKTÖR[İng.] değil/yerine/= EYBULUR/ARARBULUR
- DEDİKODU/GIYBET[Ar.] ile/değil/yerine ELEŞTİRİ/TENKİD[Ar.]
( )
- [ne yazık ki]
!DEDİKODU ile/değil/yerine/>< BİLGİ
( "Dilde". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Akılda. )
- DEDİKODU ile/ve/<>/= CEHÂLET
( GOSSIP vs./and/<>/= IGNORANCE )
- DEEP LEARNİNG ile/||/<> SHALLOW LEARNİNG
( Deep learning çok katmanlı sinir ağları kullanırken İLE shallow learning tek gizli katmanlı veya lineer modeller kullanır )
( Formül: Backpropagation )
- DEF ETMEK ile/ve DEFN ETMEK
- DEF'[Ar.] ile DEFF[Ar.]/DEF[Fars.]/[Ar.]
( Öteye itme, savma, savulma. | Verme, ortadan kaldırma. | Giderme. | Bir dâvâyı savunmak üzere açılan başka bir dâvâ. İLE Tef. Zilli ve pullu bir çembere gerilmiş deriden oluşturulan çalgı, daire. )
- DEFATEN[Ar. DEF-AT[çoğ.] + Fars. -EN] ile/değil DEFAATLE[Ar. DEFA-AT[çoğ.] + Tr. İLE]
( Ansızın, bir kerede, bir çırpıda. İLE/DEĞİL Yineleyerek/tekrarlayarak, defalarca. )
- DEFEKTİF/DEFECTIVE[İng.] değil/yerine/= KUSURLU
- DEFİSİT/DEFICIT[İng.] değil/yerine/= EKSİKLİK
- DEFORMASYON değil/yerine BİÇİM BOZULMASI
- DEĞER "YARGISI" ile/değil/yerine/>< DEĞER BİLGİSİ
- DEĞER ile/ve/||/<> AYAR
- DEĞER ve/=/||/<> EMEK
- DEĞER ile/ve/<>/< KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<>/< PAYLAŞIM DEĞERİ ile/ve/<>/< DEĞİŞİM/SOYUT DEĞERİ ile/ve/<>/< ÜRETİM DEĞERİ ile/ve/<>/< ARTI DEĞERİ
- DEĞER = MERIT[İng.] = MÉRITE[Fr.] = VERDIENST[Alm.] = MERITUS[Lat.]
- DEĞER ile/ve/<> NİYET
( VALUE vs./and/<> INTENTION )
- DEĞER ile/ve/||/<> YARAR
- DEĞERİ OLMAYAN ile/ve/değil DEĞERİNİ ÖLÇME OLANAĞI BULUNMAYAN
- DEĞER/İNİ BİLMEK:
SAHİP OLMADAN ÖNCE ile SAHİP İKEN ile KAYBETTİKTEN SONRA
(
)
(
)
(
)
(
)
- DEĞERİNİ:
TAKDİR (ETMEK) ile/ve/||/<>/> TESLİM (ETMEK)
- DEĞERİNİ/Zİ BİLİN!
( DEĞERİNİ/Zİ BİLİN!
Kırlangıç, bir adama âşık olmuş.
Penceresinin önüne konmuş, tüm cesâretini toplamış, tüylerini kabartmış,
güzel durduğuna iknâ olduktan sonra...
Küçük, sevimli gagasıyla cama vurmuş.
Tık... tık... tık...
Adam, cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle ugraşıyormuş. Bir
meşgulmüş, bir meşgulmüş! Kimmiş, onu işinden alıkoyan?
Minik bir kırlangıç!
Heyecanlı kırlangıç, telâşını bastırmaya çalışarak, deriiin bir soluk
almış, şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış:
- Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini, niçinini sorma. Uzun
zamandır, seni izliyorum. Bugün, cesâret buldum konuşmaya.
Lütfen, pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.
Adam birden parlamış.
- Yok daha neler?
- Durduk yerde sen de nereden çıktın şimdi? Olmaz alamam! demiş.
Gerekçesi de sersemceymiş:
- Sen kuşsun! Hiç kuş insana aşık olur mu?
Kırlangıç mahçup olmuş. Başını önüne eğmiş.
Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek
bir kez daha şansını denemiş:
- Adam, adam! Haydi aç artık şu pencereni.
Al beni içeri! Ben, sana dost olurum. Hiç canını sıkmam.
Adam, kararlı; adam, ısrarlı:
- "Yok, yok ben seni içeri alamam" demiş. Biraz da kabaymış,
sözü kısa kesmiş:
- "İşim gücüm var, git başımdan!"
Aradan bir zaman geçmiş. Kırlangıç, son kez adamın penceresine gitmiş:
- "Bak! Soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda.
Aç şu pencereyi, al beni içeri! Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda
kalırım. Çünkü, ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni
eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz, bak hem sen de yalnızsın!
Yalnızlığını paylaşırım..." demiş.
Bazıları, gerçekleri duymayı sevmezmiş. Adam, bu yalnızlık sorununa
içerlemiş. Pek bir sinirlenmiş.
- "Ben, yalnızlığımdan memnunum!" demiş... Kuştan, onu rahat bırakmasını
istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla
çıkınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş.
Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra itiraf etmiş:
- "Hay benim akılsız başım" demiş.
- "Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir
dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim ki? Şimdi böyle
kös kös oturacağıma, zevkli vakit geçirirdik birlikte."
Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş.
Yine de kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş:
- "Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de onu
içeri alır, mutlu bir yaşam sürerim."
Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü
yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş. Ama...
Onunki hiç görünmemiş!
Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna.
Kırlangıç, yokmuş!
Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış. Sonunda, danışmak
ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş.
Olanları anlatmış. Bilge kişi, gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:
- "Kırlangıçların yaşamı, altı aydır..."
* * * * *
Yaşamda bazı fırsatlar vardır, yalnızca bir kez elimize geçer ve
değerlendiremezsek uçup gider.
Yaşamda bazı kişiler vardır, sadece bir kez karşımıza çıkar, değerini
bilemezsek kaçıp gider. Ve asla geri gelmezler. )
- DEĞER/KİŞİ:
KAYBETTİĞİMİZDE ANLAŞILAN değil SAHİPKEN BİLİNMESİ GEREKEN
- DEĞERLENDİRME YAPMAK ve/için/< HAKİKATLERİ BİLMEK
- DEĞERLENDİRME ile/ve/değil/||/<>/> TEKLİF
- DEĞER/LER ile/ve/<> KAVRAM/LAR
( Uğruna yaşanılacak kavramlar. İLE/VE/<> ... )
( VALUE/S vs./and/<> CONCEPT/S )
- DEĞERLERİ BELİRLEMEK değil/yerine/< DEĞERLERİN, BİZİM İÇİN DEĞERİ
- DEĞERLERİMİZİ, ÇÖP DURUMUNA DÜŞÜRMEK değil/yerine ÇÖPLERİMİZİ, DEĞER DURUMUNA ÇIKARMAK
- DEĞERLİ OLDUĞUNDAN ÖNEMLİ ile/değil/yerine ÖNEMLİ OLDUĞUNDAN DEĞERLİ
- DEĞERLİ/LİK / DEĞERSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine/<> GEÇERLİ/LİK / GEÇERSİZ/LİK
- DEĞERLİLİK ile/ve/||/<> YARATICILIK
- DEĞERSİZLEŞİR ile/ve/||/<> YOLDA KALIR ile/ve/||/<> YALNIZLAŞIR ile/ve/||/<> TÜKENİR ile/ve/||/<> BİLGİSİZ SAYILIR
( Her durumunu anlatan. İLE/VE/||/<> Herkese güvenen. İLE/VE/||/<> Her sırrını açığa vuran. İLE/VE/||/<> Her becerisini ortaya döken. İLE/VE/||/<> Her bildiğini söyleyen. )
- DEĞERSİZLEŞTİRMEK ile/değil ÖNCELİK (BELİRLEMEK)
itibarı ile 21.828 başlık/FaRk ile birlikte,
21.828 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(19/89)
(1996'dan beri)