Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 11.290 başlık/FaRk ile birlikte,
11.290 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(46/47)


- YOKLUK:
TERBİYE EDER ve/+/||/<>/> ADAM EDER


- YOKLUK, YOKTUR değil YOKLUK, YOKTUR, YOKTUR!


- YOK/LUK ile/ve/<>/değil/yerine BELİRSİZ/LİK


- YOK/LUK ile/ve BİÇİMSİZ/LİK

( NONEXISTENCE vs./and UNSHAPELINESS )


- YOKLUK ile/=/||/<>/< BİR ŞEYİN YOKLUĞU


- YOK/LUK ile/ve BOŞ/LUK

( Görünmezler, tecelli etmezler. )

( NONEXISTENCE vs./and BLANK | CAVITY )


- YOK/LUK ile/ve/<>/değil GÖRÜNMEZ/LİK, BİLİNMEZ/LİK

( AMÂ: Görünmezlik yeri/"ülkesi". )

( [not] NONEXISTENCE vs./and/<>/but INVISIBLE, UNKNOWN )


- YOK/LUK ile/değil MERKEZSİZ/LİK


- YOKLUK = NON-BEING[İng.] = NON ÊTRE[Fr.] = NICHTSEIENDE[Alm.] = NON-EUS[Lat.]


- YOKLUK ile/ve SALTIK/MUTLAK YOKLUK

( NONEXISTENCE vs./and ABSOLUTE NONEXISTENCE )

( ABHAVA ile/ve ATYANTA-ABHAVA )


- YOK/LUK değil/yerine SINIRLANAMAZ/LIK


- YOK/LUK ile/ve TANIMSIZ/LIK


- YOKLUK ile/ve/||/<>/>< VARLIK

( Gölgesi olmaz! İLE/VE/||/<>/>< Gölgesi mutlaka vardır. )

( Yokluğun varlığa gücü yeter de, varlığın yokluğa gücü yetmez. )

( Varlığımın değerini bilmeyeni, yokluğumla terbiye ederim! [en uzun süre 7 yıldır!] )

( Yoktur. İLE/VE/||/<>/>< Vardır. )

( There is no shadow! vs./AND/||/<>/>< Shadow is exist absolutely. )

( Yokluğunuzu hissetmeyeni, varoluşunuzla "rahatsız etmeyin!" )

( NONEXISTENCE vs./and/||/<>/>< EXISTENCE )


- YOKLUK ile YOK İKEN

( NONEXISTENCE vs./and WHEN (IT IS) NOT EXIST )


- YOKLUK ile/ve YOK OLMADAN ÖNCEKİ YOKLUK

( NONEXISTENCE vs./and NONEXISTENCE BEFORE TO BECOME NOT EXIST )

( ABHAVA ile/ve PRADHAVAMSA-ABHAVA )


- YOKLUK ile/ve YOKLUĞUN VAROLUŞU

( NONEXISTENCE vs./and BEING OF NON-BEING )

( ... ile/ve VU ZHI YOU )


- YOKLUK'TA YOKLUK ile VARLIK'TA YOKLUK

( Yokluk, fazlasıyla zor ve ağır bir durumdur fakat yokluktan daha zoru da vardır ki, o da, varlıkta/olanaklar içinde yokluktur. )

( NONEXISTENCE AT NONEXISTENCE vs./and NONEXISTENCE AT EXISTENCE )


- YOKSA ... ile AKSİ HALDE ...


- YOKSA ile YA DA


- YOKSULLUĞU SONLANDIRMAK:
HAYIR İŞİ ile/ve/değil/||/<> ADÂLET


- YOKTAN değil YOK İKEN


- YOKTU değil KAYITLARDA YOK/BULUNMUYOR


- YOKUŞ ile BAYIR

( ... İLE Küçük yokuş. )


- YOK-VAR ile/değil BOŞ-DOLU


- YOL ile/||/<> ANALİZİ

( Path analizi (yol analizi) yöntemi )

( Sewall Wright tarafından 1921 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1889-1988) (Ülke: ABD) (Alan: Genetik) (Önemli katkıları: Wright-Fisher modeli, popülasyon genetiği) )


- YOL ile/ve SÜREÇ

( Kendimiz bulmadıkça o, kendi yolumuz olmayacaktır ve bizi hiçbir yere götürmeyecektir. )

( Sürece katılmadıkça anlaşılmaz. )

( Kişiyi, yürüdüğü yol yorar. )

( Unless we find ourselves, it will not be our own way and will take us nowhere. )

( PATH vs./and PROCESS )


- YOLA:
AKILLA ÇIKMAK ile/ve/||/<>/> AKILDAN ÇIKMAK


- YOLA ÇIKMAK:
"İKNA EDİLMİŞLER" İLE ile/değil/yerine/>< İNANMIŞLAR İLE


- YOLA ÇIKMAK:
"YAŞAMDAN KAÇMAK İÇİN" ile/değil/yerine/>< YAŞAMI KAÇIRMAMAK ÜZERE


- YOLCULUK:
HAYAL GÜCÜ yerine GERÇEKLER

( Seyahat etmek, hayal gücümüzü, gerçeklerle dengeler ve bazı şeylerin nasıl olabileceklerini düşünmek yerine onları, oldukları gibi görmemizi sağlar. )


- YOLDA KALMAK ile SINIFTA KALMAK


- YOLDAN ÇIKAN ile/değil/yerine/>< YOLA ÇIKAN

( Yola çıkıp varmayan, yoldan çıkıp varan olmamıştır. )


- YOLDAŞ (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HALDAŞ (OLMAK)

( Gövdeye. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Gönüle. )


- YOLUNDAN ile/değil YOLUYLA


- YÖN DEĞİŞİMİ ile/ve/||/<> HIZ DEĞİŞİMİ


- YÖN ile/ve/||/<> BAĞLAM


- YÖNETİCİLER ile/ve/<> BİLİMBİREYLERİ

( Toplumun ilerlemesi için bu iki sınıfın doğru ve gerektiği gibi çalışması/davranması gerekmektedir. )

( UMERÂ ile/ve/<> ULEMÂ )


- YÖNETİM ile/ve/||/<>/> YÖNLETİM


- YÖNETİMDE:
YETKİ ve/||/<> BİÇİM/ŞEKİL ve/||/<> NEDEN ve/||/<> KONU ve/||/<> AMAÇ


- YÖNETMEK ile/ve/||/<> "YÖN VERMEK"


- YÖNLENDİRME ile/değil ANIMSATMA


- YÖNLENDİRME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜZENLEME


- YÖNLÜ SEÇİLİM ile/||/<> DENGELEYİCİ SEÇİLİM

( Yönlü tek yön seçilim, dengeleyici ortalama. )

( Formül: Trend İLE balanced )


- YÖNTEM ile/ve/||/<> KAVRAM

( YÖNTEM: Kavramın bilinci. )

( Yöntem, mantığın içeriğinin, içsel özdeviniminin biçimi üzerindeki bilinçtir. )

( METHOD vs./and/||/<> CONCEPT )


- YÖNTEM = USÛL = METHOD[İng.] = MÉTHODE[Fr.] = METHODE[Alm.] = METHODUS[Lat.] = METHODOS[Yun.] = METODO[İsp.]


- YÖNTEM ile/ve/||/<>/< YEĞLEME/TERCİH


- YÖNTEMBİLİM = USULİYAT = METHODOLOGY[İng.] = MÉTHODOLOGIE[Fr.] = METHODOLOGIE, METHODENLEHRE[Alm.]


- YÖNTEM/USÛL ile/ve/||/<>/> İŞLEYİŞ


- YORULDUĞUMUZDA:
"BIRAKMAK/VAZGEÇMEK" ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< DİNLENMEK


- YORULMADA:
HAREKET ile/değil DURGUNLUK

( Kişiyi, hareket değil durgunluk yorar. )


- YORULMAK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< SÖZCÜK DAĞARCIĞI/N YETERSİZ


- YORUM:
[ne yazık ki]
YANLIŞ ile ÇILGINCA ile ZORLAMA


- YORUM ile/değil DEDİKODU

( [not] INTERPRETATION/COMMENT vs./but GOSSIP )


- YORUM ile/ve DÖNÜŞTÜRÜCÜ NİTELİKTE YORUM

( INTERPRETATION/COMMENT vs./and TRANSFORMER INTERPRETATION/COMMENT )


- YORUM ve/||/<>/> KILAVUZLUK


- YORUM ile YAKLAŞIM

( INTERPRETATION/COMMENT vs. APPROACH )


- YORUM(KEYFİYET / LÂF | KÜFÜR | HERZE) ile/değil/yerine/>< DÜŞÜNCE


- YORUMLAMA ile/ve/||/<>/> DİRİLTME


- YORUMLANABİLİR/LİK ve/||/<>/> YÖNETİLEBİLİR/LİK


- YORUMSAMA ile/ve/değil/||/<>/< YORUMLAMA


- YOUNG DENKLEMİ ile/||/<> LAPLACE BASINCI

( Young katı-sıvı denge, Laplace eğri yüzey ΔP = 2γ/r. )

( Formül: Düz İLE eğri )

( Pierre-Simon Laplace tarafından 1799 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- YOZLAŞMA ile/ve/||/<> KANIKSAMA


- YOZLAŞMA ile/ve/||/<> KURUMLAŞMA


- YÜCE/LİK ile/ve/<> MUTLAK/LIK

( Belirlenim. İLE/VE/<> Belirlenimsizlik. )


- YÜK ile/ve/değil/||/<> KARMAŞA


- YÜKLEDİĞİN ile/ve/||/<> YÜKLENDİĞİN


- YÜKLEM ve/||/<>/= YETİ


- YÜKLEMLEME ile/ve/||/<> ÇELİŞMEZLİK


- YÜKLEMLEME ile/ve/||/<> TERİMLERİN SINIFLANDIRILMASI


- YÜKLEM/LER ile/ve/||/<> ÇELİŞİK YÜKLEM/LER


- YÜKLENME ile/değil/yerine DÜŞÜNME


- YÜKSEK SPİN İLE DÜŞÜK SPİN ile/||/<> KOMPLEKS MANYETİZMASI

( Geçiş metali komplekslerinde spin durumları. )

( Formül: μ = √(n(n+2)) BM )


- YÜKSEK SPİN ile/||/<> DÜŞÜK SPİN

( Yüksek spin zayıf alan maksimum eşleşmemiş İLE düşük spin güçlü alan. )

( Formül: Δ < P İLE Δ > P )


- YÜKSEK ZEKÂ ile/ve/değil/<> YARATICILIK


- YÜKSELİP/İLERLEYİP BİRLEŞMEK ile/değil/yerine BİRLEŞİP YÜKSELMEK/İLERLEMEK

( 23 + 43 = 72 İLE/DEĞİL/YERİNE (2 + 4)3 = 216 )

( image )


- YÜKSELİŞ ile/ve/||/<>/> AŞMAK


- YÜKSEL(T)MEK ile/değil/yerine YÜCEL(T)MEK

( İTİLA[Ar.]: Yükselme, yücelme. )

( TO BECOME LOFTY, (TO EXALT/SUBLIMATE) vs. TO RISE/INCREASE, (TO PROMOTE) )


- YÜKÜMLÜLÜK ve/||/<> ÖZ


- YUMURTANIN KABUĞUNUN KIRILMASI:
DIŞARIDAN ile/değil/yerine/>< İÇERIDEN

( Ölüm. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşam. )


- YUMUŞAK OLMA(!) ile/ve/<>/>< SERT OLMA(!)

( Ezilirsin. İLE/VE/<>/>< Kırılırsın. )


- YUNİT[İng. < UNIT] değil/yerine/= BİRİM


- YÜRÜMEK:
HIZLI OLSUN İSTERSEK ile/ve/değil/||/<> UZAĞA GİTMEK İSTERSEK

( Yalnız. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Birlikte. )


- YÜRÜME/"YOL ALMA"[GELİŞİM, DEĞİŞİM]:
AYAKKABI İLE değil AKIL İLE!


- YÜRÜTME ile/ve/||/<>/> SÜRDÜRME


- YÜRÜYÜŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İŞLEYİŞ


- YUTTURMA ile/değil/yerine/>< TUTTURMA


- YUVARLAK ile/ve ALTIGEN

( En uygun/ideal biçim. İLE/VE Küreye en yakın biçim. | Belirli/sınırlı bir alanı en iyi ve en az boşluk kalacak biçimde değerlendirmeyi sağlayan biçim. | Arı peteğinin her bir kovuğu. )


- YUVARÖLÇER

( Özellikle optik camların küresel eğriliğini ölçmeye yarayan aygıt. )


- %51 ve %49 ve/||/<>/> %66 ve 33 ve/||/<>/> %91 ve %9 ve/||/<>/> %99 ve %1

( [Herhangi bir durumda, işte/hizmette ya da süreçte ...]
İlk bakılması, dikkate alınması gereken. VE/||/<>/> İkinci ve/ya da ayrıca bakılması, dikkate alınması gereken. VE/||/<>/> Üçüncü ve/ya da ayrıca bakılması, dikkate alınması gereken. VE/||/<>/> Dördüncü ve/ya da ayrıca bakılması, dikkate alınması gereken. )


- YÜZEY GERİLİMİ İLE ARA YÜZEY İLE TEMAS AÇISI ile/||/<> YÜZEY ÖZELLİKLERİ

( Faz sınırlarındaki özellikler. )

( Formül: γ_SV = γ_SL + γ_LV cosθ )


- YÜZEYSEL ile/değil/yerine/>< ANSİKLOPEDİK


- YÜZEYSEL ile/değil/yerine/>< YETERİNCE


- [ne yazık ki]
"YÜZEYSEL/LİK" ile/ve/||/<> "SIĞ/LIK"


- YÜZLEŞME ile KARŞILAŞMA


- YÜZSÜZLEŞMEK değil/yerine/>< YÜZLEŞMEK

( Ya hatalarımızla yüzleşiriz ya da hatalarımızla yüzsüzleşiriz. )


- ... YÜZÜNDEN ile/ve/değil/yerine ... NEDENİYLE


- ZÂCİR ve/||/<>/>/< RAM

( Men ve yasak eden. VE İtaat eden. )


- ZAFER/YENİLGİ değil/yerine SEFER


- ZAHMET değil/yerine/= SIKINTI, EZİYET, RAHATSIZLIK | ZOR, GÜÇ | YORGUNLUK


- ZAHMET[Ar.] ile ZAMET[< SAMET < SAMED]


- ZAİTSEV ile/||/<> KURALI

( Eliminasyon reaksiyonlarında Zaitsev kuralı )

( Alexander Zaitsev tarafından 1875 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1841-1910) (Ülke: Rusya) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Zaitsev kuralı) )


- ZÂLİM <>/>< ÂLİM

( Zâlim olan, âlim olabilir fakat zâlim olan, ârif ol(a)maz. )

( Yol sırasında, süreçte, kimin zâlim, kimin âlim olduğu/olacağı bilinmez. )


- ZAMAN GENİŞLEMESİ ile/||/<> UZUNLUK DARALMASI

( Zaman genişlemesi hareket eden saat yavaş İLE uzunluk daralması hareket yönünde kısalma )

( Formül: Δt = γΔt₀ İLE L = L₀/γ İLE γ = 1/√(1-v²/c²) )


- ZAMAN VE ENERJİ TÜKETİMİMİZ:
"NASIL GÖRÜNDÜĞÜMÜZ" ile/değil/yerine NASIL GÖRDÜĞÜMÜZ


- ZAMAN VE ZEMİNDE NESNE değil BİRLİKTE OLUŞMAYLA

( Özdek/nesne, zamanı gerçekleştiren devinimdir. )


- ZAMAN YÖNETİMİNDE:
ACİL ve ÖNEMLİ ile/ve/||/<> ÖNEMLİ ve ACİL DEĞİL
ile/ve/||/<>
ACİL DEĞİL ve ÖNEMSİZ ile/ve/||/<> ÖNEMSİZ ve ACİL

( Hemen yap/alım! İLE/VE/||/<> Yapacağımız zamanı belirle/yelim!
İLE/VE/||/<>
İşi yapabilecek biri(leri)ne yönlendir/elim! İLE/VE/||/<> Yapma/yalım! )


- ZAMAN ve ZEMİN(BAĞLAM) ile/ve/değil/yerine/||/<> ZİHİN ve ZEMİN(KOŞULLAR)

( Bir şeyin(/durumun/olgunun/olayın), öyle olması ya da olmamasındaki, az ya da çok oranında(etmenliliğinde) olmasındaki belirleyiciler. )

( Dış. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> İç. )

( İkincil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Birincil. )


- ZAMAN ve/||/<>/< HAREKET ve/||/<>/< DEĞİŞİM

( Zaman, hareketin ölçüsüdür ve değişimin tanımlanma çabasıdır. )

( TIME and/||/<>/< MOVEMENT and/||/<>/< ALTERATION )


- ZAMAN ile/||/<> "MUMYALANMIŞ ZAMAN"

( ... İLE/||/<> Fotoğraf. )


- ZAMAN ile/ve/değil/||/<>/< ÖNCELİK-SONRALIK


- ZAMAN ile/ve/<> SEVGİ

( Sevdiklerinize zaman ayırın! Yoksa, zaman, sizi sevdiklerinizden ayırır. )

( TIME vs./and/<> LOVE )


- ZAMAN ile/||/<> UZAY

( Einstein'ın görelilik kuramıne göre zaman ve uzay birbirinden bağımsız değildir İLE uzay-zaman sürekliliği oluşturur )

( Albert Einstein tarafından 1905 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1879-1955) (Ülke: Almanya/ABD) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Görelilik teorisi, fotoelektrik etki) (Nobel: 1921) )


- ZAMANA YAYMAK ile/ve/<> SONRAYA BIRAKMAK


- ZAMANI:
NEREDE GEÇİRDİĞİMİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NASIL GEÇİRDİĞİMİZ

( Gövdemizle ilişkilidir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Anlığımızla(zihnimizle) ilişkilidir. )

( Nicelikseldir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Nitelikseldir. )


- ZAMANIN AÇIKLIĞI ile/ve/||/<> EVRENİN KAPALILIĞI


- ÖĞRENME/ÖĞRENENLER:
ZAMANINDA ile/ve/||/<> OTORİTEDEN ile/ve/||/<> DENEYEREK ile/ve/||/<> YAŞAMDAN ile/ve/||/<> YAŞAMDAN BİLE (ÖĞRENEMEME/ÖĞRENEMEYENLER)

( İndirimli fiyattan. İLE/VE/||/<> Özgürlük bedeliyle. İLE/VE/||/<> Etiket fiyatından. İLE/VE/||/<> Gecikme zammıyla. İLE/VE/||/<> Boşa geçmiş, koskoca bir yaşamla. )


- ZAMAN/SIZ/LIK ile/ve DÖNEM/SİZ/LİK

( TIME vs./and PERIOD )


- ZAMANSIZLIK ile/ve/değil/||/<> ZAMANSIZLIK

( Düşüncesi/kavram. İLE Bireyin ayırabileceği sürenin bulunmamasındaki "gerekçe/bahane/mazeret". )


- ZAN (ETMEK) ile/ve/||/<>/> İDDİA (ETMEK)


- ZAN ETMEK ile/ve/||/<> ÜMİT ETMEK


- ZAN:
"ÖNE SÜRÜLEBİLECEK BİR ŞEY"
değil
ANCAK, KABUL EDİLECEK BİR ŞEY


- ZAN ile/ve/||/<>/> SAFSATA


- ZAN ile/ve/değil/yerine/<>/>< SEN

( [not] SUPPOSITION vs./and/but/<>/>< YOU
YOU instead of SUPPOSITION )


- ZANAAT OLARAK SİMYA ile FELSEFÎ SİMYA ile DİNÎ SİMYA

( Uygulamalar arasında nedensel ilişki kurmadan, herhangi bir teoriye dayanmadan nesneler üzerinde simyevi işlemler yapmak. Burada esas olan nesneleri kullanmaktır. İLE Belirli bir teoriye dayalı olarak ve nedensel ilişkiler kurarak nesneleri tespit ve tasvir etmek. Burada esas olan nesneler içinde kalmaktır. İLE Doğaüstü, mistik ve spritüel güçleri de dikkate alarak belirli ritüeller içinde nesneleri anlamaya çalışmak. Burada esas olan nesnelerin doğaüstü güçlerin işaretleri olduğunu anlamaktır. )

( Bolos (M.Ö. II. yy.) simyayı felsefi bir yöntem haline getiren. )

( Zosimus (M.S. III. sonu, IV yy. başı) simyayı bir din haline getiren. )

( İslâm dünyasında ise simya ilk önce felsefî açıdan dikkate alınmıştır. Cabir b. Hayyân sadece madenleri değil, bitkileri ve hayvanları da simyanın konusu kılmıştır. Civa ve kükürt teorisini geliştirerek tüm varolanları yekpare bir sistem içerisinde açıklamaya çalıştı. Bunun için bazı sayısal simgeleri kullandı. Aynı zamanda kurduğu laboratuvarlarla felsefi simyadan 'bilimsel simya'ya(kimya'ya) geçiş yaptı. )


- ZANN ile/ve/||/<>/>/< "EZBER/KALIP"


- ZANN[Ar.] ile/= GÜMÂN[Fars.]


- ZAN(N) ile/değil/yerine/>< İLM/İLİM


- ZANNEDİYORUM ile/ve/||/<> BELLEĞİM YANILTMIYORSA


- ZANNETME! ile/ve/||/<> FARZ ETME! ile/ve/||/<> SOR! ile/ve/||/<> SÖYLE!


- ZANNETMEDEN ÖNCE ve/<> YARGILAMADAN ÖNCE ve/<> YARALAMADAN ÖNCE ve/<> KONUŞMADAN ÖNCE

( Öğren! VE/<> Anla! VE/<> Hisset! VE/<> Düşün! )


- ZANNETMEK ile/ve/||/<> BİLE DEĞİL


- ZARÂFET ile/ve/<> LETÂFET


- ZARAR ile/değil/yerine SAKINCA


- ZARARLI SABİT GELENEĞE SAPLANMA değil/yerine/>< YARARLI SABİTİN TAKLİDİ


- ZARARSIZ OLMAK ile/ve/||/<>/> YARARLI OLMAK


- ZARÛRÎ İSTİDLÂL ile MÜMKÜN VE İKNAİ İSTİDLÂL

( Gerekirlilik/Belirleme/Dettermine. İLE Olanaklı/Mümkünlü/Belkililik/Cidal. )

( Doğa. İLE Tin. )

( FARÂBÎ )

( Bkz. HİLMİ ZİYÂ ÜLKEN - İSLÂM DÜŞÜNCESİ - ÜLKEN YAY. )


- ZÂT ile/ve/||/<>/> SIFAT ile/ve/||/<>/> EFAL ile/ve/||/<>/> ESÂR[< ESER]

( Öz/İnsan. VE/||/<>/> Bilgi. VE/||/<>/> Eylem. VE/||/<>/> Yapıt/eser. )


- ZÂTEN" değil/yerine BİLİNDİĞİ GİBİ/MÂLUM


- ... ZÂT-EN değil/yerine/>< ... BİLİYORSUNUZ


- ZÂVİYE ile KÖŞE | AÇI | KÜÇÜK TEKKE

( KÖŞE | AÇI | KÜÇÜK TEKKE )


- ZAYIF ÇEKİRDEK GÜÇ ve/||/<>/> MUON OLUŞUMU


- ZAYIF/GÜÇSÜZ OLANI:
"CEZALANDIRMAK" değil KAYITSIZLIK


- ZAYIF "YAPAY ZEKÂ" YAKLAŞIMI
ile/değil
GÜÇLÜ "YAPAY ZEKÂ" YAKLAŞIMI


- ZAYIF ile/değil DUYARLI/LIK


- ZAYIF[Ar. < ZA'ÎF] ile/ve/||/<> KADİT[Ar. KADÎD]

( Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan ya da hayvan). | Görevini yapacak kadar yeterli gücü olmayan. | Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan. | Önemli, güvenilir olmayan. | Çok az. | Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan. | Başarısızlığı gösteren not. | Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz. | Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan. İLE/VE/||/<> Çok zayıf. | İskelet. )


- ZAYIFLATILMIŞ AŞI ile/||/<> ÖLÜ AŞI

( Zayıflatılmış aşı canlı ama hastalık yapmayan mikroorganizma içerir İLE ölü aşı öldürülmüş mikroorganizma içerir. Zayıflatılmış aşı güçlü bağışıklık oluşturur İLE ölü aşı daha güvenlidir. Pasteur şarbon ve kuduz için zayıflatılmış aşı geliştirdi. )

( Louis Pasteur tarafından 1881 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1822-1895) (Ülke: Fransa) (Alan: Biyoloji, Kimya) (Önemli katkıları: Mikrop teorisi, pastörizasyon, aşı geliştirme (kuduz, şarbon), spontan üreme teorisini çürüttü, fermantasyon süreçlerini açıkladı, antisepsi kavramını tıbba kazandırdı) )


- ZAYIFLIK" ile/değil KİŞİLİKLİ/OMURGALI KALMAYI YEĞLEMEK


- ZEDELEME ile/ve/<> SARSMA


- ZEDELE(N)ME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇEŞİTLE(N)ME


- ZEEMAN İLE STARK İLE PASCHEN-BACK ile/||/<> ATOMİK YARILMALAR

( Dış alanların atomik spektrum çizgilerine etkisi. )

( Formül: ΔE = μB·B )


- ZEHÂB ile ...

( GİTME )

( BİR FİKRE, DÜŞÜNCEYE UYMA, SAPMA | ZİHNEN BİR YOLA SAPMA | ZANNETME, ÖYLE SANMA )


- ZEHİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ŞİFÂ


- ZEİSE TUZU ile/||/<> KLASİK KOMPLEKS

( Zeise π-kompleks eten, klasik σ-donor NH₃. )

( Formül: K[PtCl₃(C₂H₄)] )


- ZEKÂ GÖSTERGESİ:
YANITLAR(IY)LA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SORULAR(IY)LA


- ZEKÂ:
(HIZLI) (İSÂBETLİ) "BİRLEŞTİRME/BAĞLANTILANDIRMA/KESKİNLEŞTİRME" BİLGİSİ ile/ve/değil/||/<> AYIRMA BİLGİSİ/YETİSİ


- ZEKÂ:
SOYUT ile/ve/||/<> MEKANİK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL

( )


- ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Birleştirme/bağlantılandırma üzerine ve becerisi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ayırabilme, dışarıda bırakabilme üzerine ve becerisi. )

( Kendini düşünür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< [Önce kendiyle birlikte] Başkalarını da düşünür. )

( Sunulmuş/bahşedilmiş olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kişinin kuracağı. )

( Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek isterdim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum. )

( "Savaşta". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Barış için! )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bağ. | Eskiden, develerin ayağına bağladıkları bağ. | Kendini, gereksinimi duyulan şeyi, kendi aracılığıyla elde edilen özel bir sıfatla kayıtlandırmış zât. )

( )

( Sözel/yazınsal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Matematik. )

( Dilin becerisi/hüneri. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Dilin freni. )

( Yakını gösteren ışık/huzme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Uzağı gösteren ışık/huzme. )

( Ne yapacağını "bilmek", istenç/irâde[yapma bilgisi/gücü/isteği]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ne yapmayabileceğini bilme[bilgisi/gücü/isteği], direnç/ihtiyâr. )

( Kısa sürede [kazanırsa/belki/kısmen] "kazan[dır]ır". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Orta ve uzun sürede kazan[dır]ır. )

( )

( [Kişileri ...] Ayrıştırır, uzaklaştırır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Birleştirir, buluşturur. )

( [öteki ucu] Asalaklık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Aptallık. )

( Keskinleştirmek üzere. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yetkinleştirmek üzere. )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hind felsefesindeki temel kavram RTA, Yol (Rota, route, road) anlamına gelmektedir. Ratio'nun kaynağı olan Ratis ise, Lâtince'de, bağ çubuklarını boylarına göre düzlemektir, denk etmektir. Eski Yunan'da, muntazam dizilmiş kolye anlamında, "cosmos", düzenli evren ("Cosmos") ile, akıl, dil, "Logos (uyumlu dil ve Akıl)", "Nomos", "Ethos" [yüce değerlere yönelme] arasındaki eşdeğerlik demektir. Japonların "Kannagara no michi"si, Arapların "Şeria"sı da aynı, doğru yol, anlamındadır. )

( INTELLIGENCE vs./and/but/||/<>/< REASON/RATIO
REASON/RATIO instead of INTELLIGENCE )

( [nicht] INTELLIGENZ mit/und/||/<>/< VERNUNFT )


- ZEKÂ değil/ne yazık ki BOŞLAMA(İHMAL)

( Çocukların, telefonda/tablette oyun bulup oynaması, zeki olduğunu değil ne yazık ki, boşlandığını gösterir. )


- ZEKÂ ile/ve/değil/+/||/<>/> DEHÂ

( Belirli bir alanda uzmanlaşma. İLE/VE/DEĞİL/+/||/<>/> Uzmanlıklar arasında örgütlenmeyi sağlama. )

( [not] INTELLIGENCE vs./and/but/+/||/<>/> GENIUS )


- ZEKÂ ve/||/<> DUYARLILIK


- ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< EMEK


- ZEKÂ ve/<>/>< EYLEM

( INTELLIGENCE and ACTION )


- ZEKÂ ile/ve/||/<>/>/< GÖZLEM GÜCÜ


- ZEKÂ ile GÖRÜNTÜ

( Zekâsını beğendiğin kişinin, görüntüsünü merak etme!
Zekâsını kullanmayan birininse, görüntüsünden etkilenme! )

( vs./and/||/<> IMAGE )


- ZEKÂ ile/ve/<> KUVVET ile/ve/<> MADDE


- ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NAMUS


- ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ŞEFKÂT

( [karşısında] Eğiliriz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Diz çökeriz. )


- ZEKÂ ve/||/<> SEVGİ

( [İnsan] Zekâ karşısında dize gelir. VE/||/<> Sevgi karşısında diz çöker. )


- ZEKÂ ve/<> SORUMSUZLUK


- ZEKÂ ve/||/<>/< SOYUTLAMA GÜCÜ / STİL


- ZEKÂ ile YETENEK


- ZEKÂT ve/||/<>/>/< ZEKÂ


- ZEKÎ[< ZEKÂ), ZEKİYYE değil/yerine/= TEMİZ, HÂLİS, HÂLİ TEMİZ OLAN KİMSE | AKLINI SAFLAŞTIRMIŞ, ARI, DURU HALE GETİRMİŞ KİŞİ


- ZEKİ ile "UYANIK"

( KİYÂSET: Zeki ve uyanık oluş. Zeyreklik, anlayışlılık. )

( ... ile ZEYREK )


- ZEMİN ile/ve/<> BAĞLAM


- ZEMİN ile/ve HAREKET NOKTASI

( Zemini olmayanın ereği olmaz. )


- ZENGİN[Fars. :Ağır.] ile KALANTOR[İt.]

( ... İLE Gösterişi seven varlıklı kişi. )


- ZENGİNKEN, FAKİR DÜŞMEK ile/ve/||/<> ZÂLİMLER ARASINDA, ÂLİM OLMAK ile/ve/||/<> HATIRLIYKEN, İTİBARSIZLAŞMAK


- ZENGİN/LİK ile/ve/değil/yerine/||/< ENGİN/LİK


- ZERO FİELD SPLİTTİNG ile/||/<> SPİN-ORBİT COUPLİNG

( ZFS kristal alan D, E, spin-orbit LS coupling. )

( Formül: D İLE E parametreleri )


- ZERO-KNOWLEDGE İLE MPC İLE FHE ile/||/<> GİZLİLİK KORUMALI HESAPLAMA

( Veri ifşa etmeden hesaplama. )

( Formül: Prover→Verifier )


- ZERO-KNOWLEDGE İLE MPC İLE FHE ile/||/<> İLERİ KRİPTOGRAFİ

( Modern kriptografik protokoller. )

( Formül: ZKP: P kanıtlar İLE V doğrular )


- ZERRE MİSKAL (İLGİSİ BULUNMAMAK) -ile


- ZERREDEKİ OKYANUS ile/ve/||/<> NOKTANIN SONSUZLUĞU


- ZEVK ALARAK ile ZEVK VEREREK


- ZEVK ALMAK İÇİN/ÜZERE ile ZEVK VERMEK İÇİN/ÜZERE


- ZEVK ile HAZ

( ENJOYMENT vs. PLEASURE )


- ZEVK ile/ve HEYECAN


- ZEVK ile/ve SEFA/SAFÂ[ZEVK Ü SEFÂ]

( ENJOYMENT vs./and TO ENJOY )

( SUKHA )


- ZEVKİNDE/LİK ile/ve/değil/yerine/<> KENDİNDE/LİK


- ZEVKİNE ERMEK ile/ve/||/<>/< ZEVK VERMEK


- ZEYİL[Ar.] değil/yerine/= EK

( Bir yazıya ek olarak katılan parça. | Bir yapıtı tamamlamak için sonradan yazılan ek yapıt. )


- ZEYL[Ar.] ile ZEYL[Ar. çoğ. EZYÂL, ZÜYÛL]

( Ayırma, tefrik. | Betiğin başı ya da sonundaki ek. İLE Etek. )


- ZFC İLE NBG İLE MK ile/||/<> KÜME KURAMSİ AKSİYOMLARI

( Farklı aksiyomatik küme kuramları. )

( Formül: AC: Seçim Aksiyomu )


- ZİHİN ile/||/<> BEDEN

( Bilinç sorunu )

( David Chalmers tarafından 1996 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1966-) (Ülke: Avustralya) (Alan: Felsefe) (Önemli katkıları: Bilinç problemi, zombi argümanı) )


- ZİHİN ile/ve/değil/yerine BİRLEŞTİRİCİ/KAPSAYICI ZİHİN

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Koşullara karşı mücadele eden, başlangıçta düş kırıklığına uğrasa da zafere ulaşan, eylem halindeki sevgi. )


- ZİHİN ve/||/<> PARAŞÜT

( İkisi de açık olmadığı sürece bir işe yaramaz. )


- ZİHİN ile/ve/||/<> PARAŞÜT

( Zihin, paraşüt gibidir. Açık değilse işe yaramaz. )


- ZİHİN/ANLIK ile/ve/=/||/<> ZAMAN

( Düşünce ve zihnin, kişinin üzerinde olması DEĞİL/YERİNE kişinin düşüncelerini ve zihnini/n üzerinde olması/olabilmesi, yönetebilmesi. İLE/VE/=/||/<> Zamanın, kişinin ve yaşamın üzerin(d)e olması/devrilmesi. DEĞİL/YERİNE Kişinin, zamanın/ı/n ve yaşamın/ı/n üzerinde olması/olabilmesi, yönetebilmesi. )


- ZİHİNDE:
OLGU değil [ya] NESNE [ya da] OLAY


- ZİHİNLE KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine/<> "KALBİNLE" BAKMAK


- ZİHİN/LER ve/<> GÜNEŞ

( Kırık ayna parçaları. VE/<> Bütünlük. )


- ZİHİNSEL ENGELLİ/LİK ile/ve DÜŞÜNME ENGELLİ/LİK

( Hastalık/ta. İLE/VE Olumsuz alışkanlık/ta. )

( Bazı bireylerde. İLE/VE Toplum(lar)da. )


- ZİHİNSEL SEZGİ ile/ve/değil AKILSAL SEZGİ

( Zihin, fukarâ olursa akıl, ukalâ olur. )


- ZİHİNSEL YALNIZ/LIK ile GÖVDESEL(BEDENSEL) YALNIZ/LIK

( Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil. )

( "Ben Gövde'yim" düşüncesinin ötesine geçelim! )

( Yalnızlık çekmenize gerek yok. )

( Tek başına olsa da bir ağaç kadar sağlam durabilmeli ve yaşamı neşeyle algılamalıdır. )

( LONELINESS vs. SOLITUDE/ALONE
Go beyond the l-am-the-body idea.
You need not feel alone. )


- ZİHN-İ DAKÎK ile/ve/||/<>/>/< ZİHN-İ RAKÎK


- ZİHNİ YORMAK ile/değil/yerine ZİHNİ ZORLAMAK

( Körü körüne zorlukların üstüne gitmek şanssızlığa yol açar. Uyumlu zaman koşullarını beklerken gelişmelerle mutlu olun. )


- ZİHNİN BURUŞMASI ile/değil/>< TENİN BURUŞMASI

( "Heyecanımızdan vazgeçmemizle".[Olmamalı!] İLE/DEĞİL/>< Yıllarla.[Olabilir.] )


- ZİHNİN: "KÖLESİ OLMAK" değil/yerine/>< USTASI OLMAK


- ZİHNİN/AKLIN, ONA ...:
KAYMASI/KAYAR ile/ve/||/<>/> KAÇMASI/KAÇAR


- ZİHNİN VE YAŞAMIN:
ARINARAK DÖNÜŞMESİ ile/ve/||/<> DÖNÜŞEREK ARINMASI


- ZİHNİNDE ve/=/||/<>/>/< DİLİNDE

( Ne ki, var zihninde; aynı var dilinde!
Ne ki, var dilinde; aynı var zihninde! )


- ZİHNİNİ ...:
"YORMAK" değil KULLANMAK


- ZİLC[Pehlevice] ile ...

( Gökyüzü haritası. )


- ZİMOGEN ile/||/<> AKTİF ENZİM

( Zimogen inaktif öncül, aktif proteolitik kesim. )

( Formül: Pepsinojen İLE pepsin )


- ZİNCİR REAKSİYONU ile/||/<> KONTROLLÜ REAKSİYON

( Zincir kendini besler üstel, kontrollü sabit güçtedir. )

( Formül: k > 1 İLE k = 1 )


- ZİNCİRİN GÜCÜ ile/ve/||/<>/< ZAYIF HALKA

( Zincirin gücü, en zayıf halkası kadardır. )


- ZİNDE[Fars.] değil/yerine/= DİNÇ/DİRİMLİ/DİRİ/SAĞLAM


- ZİNDE[Fars.] ile/ve/||/<>/> İZİNDE


- ZİNDE/LİK[Fars.] değil/yerine/= DİNGİN/LİK, DİNÇ/LİK


- ZİNTL İLE LAVES İLE HEUSLER ile/||/<> İNTERMETALİK FAZLAR

( Metal alaşımlarında özel kristal yapılar. )

( Formül: MgZn₂ İLE MgCu₂ (Laves) )


- ZIP ÇIKTI ile/ve/||/<> NEV ZUHUR


- ZIR/DELİ ile/değil DÂHİ

( Kişilerin/toplumun anlayamadıkları ve/ya da kabul edemedikleri. İLE/DEĞİL Deliliğini, topluma kabul ettire(bile)n. )

(
Özellikle sözlük çalışması, dilin önemi, bireyin farkı ve değeri, yaşam hakkı, aşk, dostluk, psikoloji, ümit, hizmet, hukuksal süreç bağlamında ve daha çoğu bireysel (||/<>) toplumsal düşünce, duygu ve değerler açısından izlenilmesi gerekli olan, gerçek bir yaşam öyküsünün işlenilmiş olduğu etkileyici, ilginç ve harika bir film. )

( "Oxford İngilizce Sözlüğü'nü Olanaklı Kılan Şizofren Cerrah: William Chester Minor" ve James Augustus Henry Murray hakkındaki ve sözlük yazma sürecindeki ilişkiyi okumak için burayı tıklayınız... )


- ZİYÂ[Ar.] değil/yerine/= IŞIK/AYDINLIK


- ZİYÂDE[Ar.] değil/yerine/= ÇOK, DAHA ÇOK | ARTMA, ÇOĞALMA | ARTAN, FAZLA KALAN | ÇOK BOL | AŞIRI, FAZLA


- ZİYAN ile/değil/yerine/>< EHLİYET/EHİL

( Ehline denk gelmeyen hizmetler[/işler, kişiler, konular/sorunlar, araçlar/nesneler], ziyan olur. )


- ZOM ile ZUM(< ZOOM)

( Sarhoş. | Olgun olan kişi. İLE Odaklanma. )


- ZONTA[Yun.] ile ZORBA[Fars. < ZORBAZ]

( Kaba ve kültürsüz kişi. İLE Güç gösterisi yapan, ağırlık kaldıran sporcu. )


- ZOR İŞ değil AZ COŞKU/AŞK


- ZOR/ZORLUK/ZAHMET/MÜŞKÜLAT[Ar.] değil/yerine/= ÇETİNLİK/GÜÇLÜK/KIYINLIK


- ZOR ile/ve/değil/||/<>/< AYRINTILI


- ZOR ile/ve/değil/||/<>/< KAPSAMLI


- ZOR değil/yerine/< KOLAY DEĞİL

( NOT EASY instead of DIFFICULT )


- [ne yazık ki]
ZORA KOŞMA ile/ve/||/<> "YOKUŞA SÜRME"


- ZORLAMA ile/ve/||/<> ABARTI


- ZORLAMA ile/değil İNCELİK


- ZORLAMA ile/ve/değil/yerine/<> ZORUNLULUK

( Kişilerde/insanda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Doğada. )


- ZORLANMA ve/||/<>/> DEĞİŞİM

( Kişiyi zorlamıyorsa, değiştirmeyecektir. )

( If it doesn't challenge you, it won't change you. )

( CHALLENGE and/||/<>/> CHANGE/ALTERATION )


- ZORLANMAK ve/fakat/||/<>/>/< KAÇMAMAK


- ZOR/LUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARMAŞIK/LIK


- ZORLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZORLANMA

( Dışarıda/ki/ler/de. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İçeride/ki/ler/de/n. )


- ZORLUKLAR KARŞISINDA:
"PES ETMEK" ile/değil/yerine/>< OLGUNLAŞMAK


- ZORLUKLARI:
"ÜSTLENMEK" ile/ve/değil "GÖĞÜSLEMEK"


- ZOR(UN)DA KALMAMIŞ/LIK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ÇOCUK KALMIŞ/LIK


- ZORUNLU HAREKET ile/ve/değil ZORLAMALI HAREKET


- ZORUNLU NEDEN ile/ve/||/<> YETERLİ NEDEN

( Yetinilenler. İLE/VE/||/<> ... )


- ZORUNLU SÜREÇ ile/ve/değil ZORUNLULUK İÇEREN SÜREÇ


- ZORUNLULUK ile/ve/değil/||/<>/>/< AŞKINLIK


- ZORUNLULUK ile/ve/değil/yerine/<>/< BAĞLAYICILIK


- ZORUNLU/LUK / ZARÛRÎ ile/değil/yerine/=/< KAÇINILMAZ/LIK

Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 11.290 başlık/FaRk ile birlikte,
11.290 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(46/47)
SÖZLER

Bilgilerin örgün birliği.

Bilim, nesneler karşısında yöntemli bilgidir.

Bilim, gerçeğin edebiyatıdır.

Bilim, bize geleceği vaad eder.

Bilim, yalnızca doğanın matematiksel davranışını ortaya koyan yasalardan oluşur.

Bilim bir hayal değildir, fakat onun bize vermediği şeyleri başka bir yerde bulacağımızı sanmak hayaldir.

Bilimin en önemli özelliği doğanın içinde kalmaktır.

Dış etkiler üstüne giriştiği mantık-deney işlemler bütünü.

"Ne tür bir bilgi gereklidir?" sorusunun yanıtı ancak "Bilimsel bilgi"de çözülecektir.

İnsan ancak bilimsel bilgi yoluyla nesne, olay ve olgulara egemen olmayı başarmaktadır.

Bilimsel ol ve bekle!

Gerçek bilim, her şeyin üstünde şüphe etmeyi ve cahil olmayı öğretir.

Evren matematiksel yapıdadır. Bilimin konusu olan doğa, matematiksel niteliklere sahip, bölünmez küçük parçacıklar olan atomlardan yapılmıştır. Doğada meydana gelen tüm değişiklikler, bu atomların birleşmesi, ayrılması ve hareketlerinden oluşur.

Hiçbir bilim, o bilimi yaparkenki araçları sorgulamaz.

Her bilim cevherin bir sunumunu inceler.

İlmin başı soğandan acı, sonu baldan tatlıdır.

İlmin yarısı aşk, yarısı okumaktır.

İlim sohbetle olur, kitaptan bilgi devşirilir.

Dili bilimden ayrı düşünmek veya bilimi dilden ayrı düşünebilmek olanaksızdır.

Sosyoloji en fazla metodu içeren, fakat en az çözümü olan bilimdir.

Matematik, doğanın sırlarını açacak tek anahtar olacaktır.

Terimlerle yapılmaya çalışılan bilim, ancak o terimi bilenler arasında yapılabilir.

İlim kesb ile rütbe-i rif'at arzu-yı muhal imiş ancak
Aşk imiş ne var âlemde ilim bir kıyl u kal imiş ancak

YANILGI

Greater Idaho Falls Bilim Fuarı'nda, bir lise öğrencisi, yöre insanlarını hazırladığı Projeyi imzalamaya davet etti. Delikanlı, "dihydrogen monokside" adlı maddenin kullanımının tümüyle yasaklanmasını, mümkün olmadığı takdirde çok sıkı kontrolünü istiyordu. Maddenin zararlarını, duvarlara astığı afişle açıklıyordu:

1- Yoğun terlemelere ve kusmalara sebep olabilir.
2- Doğaya büyük zararlar veren asit yağmurlarının ana unsurudur.
3- Gaz haline geçmiş hali, çok ciddi yanıklara sebep olabilir.
4- Kazara solunması, ciğerlere dolması ölüme yol açar.
5- Erozyona yol açar.
6- Otomobil frenlerinin etkinliğini azaltır.
7- Ölümcül kanser tümörlerinin hepsinin içinde bulunmuştur.

Bir saat içinde tam 50 bilim fuarı meraklısı insan delikanlının kampanya açtığı standı ziyaret etti. 43 kişi, yasaklama isteğini şiddetle desteklediler. 6 kişi kararsız kaldı. Sadece bir kişi yasaklanması istenen "dihydrogenmonokside" in H2O, yani hayatın can damarı "Su" olduğunu söyledi. Delikanlının bu projesi "Ne kadar kolay aldatılabiliyoruz" yarışmasının birincisi ilân edildi!...
Delikanlı, "Amacım, kolayca saptırılmış, saçma bilimsel cümleciklerle insanların nasıl yanlış koşullandırılabildiklerini göstermek istedim" dedi.

KAÇ SAAT ÇALIŞIYORSUN?

Seksen yaşını aşmış bir akademisyenin, odasındaki duvarda fotoğrafı asılı duran hocası ile arasında geçen bir konuşma, belki de başarısının sırrını, başka bir deyişle ilmin görkeminin sırrını veriyordu:

"Günde kaç saat çalışıyorsun?"

Vereceği rakamın etkisinden emin olan akademisyen, ikirciksiz şöyle der:
"Onyedi saat Hocam!"

Yüzünü ekşiten hocası,
"Günde onyedi saat çalışarak âlim olamazsın!"
diye karşılık verince şaşıran akademisyen:

"Peki Hocam! Âlim olmam için günde kaç saat çalışmam gerekiyor?" diye sorar.

Hocası'nın yanıtı ilginç, bir o kadar da çarpıcıdır:

"Benim hocam günde 26 saat çalışırdı;
ben ancak 25 saat çalışabiliyorum;

senin de âlim olmak için günde en az 24 saat çalışman gerek!"


Sayın İhsan FAZLIOĞLU'na, Ahmet ÇORAK'a, Baha Zafer'e, Ayhan Çitil'e, Tahir ÖZAKKAŞ'a, Doğan CÜCELOĞLU'na, Metin BOBAROĞLU'na, Kayıhan ŞAHİNOĞLU'na, Haluk BERKMEN'e, Mehmet Aşık'a, Mustafa ÖZEL'e, Ahmet DAVUTOĞLU'na, Kâzım MERTEK'e, İlber ORTAYLI'ya, Şinasi ve Gönül TEKİN'e...
Burhan OĞUZ'a, Ali DEMİRSOY'a, Lütfi YALÇINKAYA'ya, Galip ERDEM'e, Cevdet KUDRET'e, Ahmet ARVASÎ'ye, Osman TURAN'a, İsmail SAİB SENCER'e, İbn'ül Emin Mahmut KEMAL'e, Süheyl ÜNVER'e...
Ali KUŞÇU'ya, İbn-i SİNÂ'ya...
EINSTEIN'a, POPPER'a, PASTEUR'e, LAVOSIER'e, BOYLE'a...
HYPATIA'ya
PORTRELER GALERİSİ programına...
BSV'ye ve AAV'ye...
tarihteki, (adı/kendi bilinsin/bilinmesin, kaydı bulunsun/bulunmasın), doğrudan ya da dolaylı olarak
Felsefe, Bilim ve Sanata hizmeti/katkısı/çabası/desteği olmuş herkese...
paylaşımları/katkıları için çok teşekkür ederiz...