Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 11.290 başlık/FaRk ile birlikte,
11.290 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(11/47)


- ÇÖZMEK ile/ve/değil/yerine SÜZMEK


- ÇÖZÜCÜ ile/||/<> ÇÖZÜNEN

( Çözücü fazla olan, çözünen az olan )

( Formül: Çözelti = Çözücü + Çözünen )


- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARA ÇÖZÜM

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yukarı çekersek, ayak açıkta kalır. Aşağı çekersek, omuz. Neşeli kişiler, çözüm üreterek[dizlerini karnına çekerek] rahat uyur. )


- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMLEME

( Çözümleme/sorgulama(analiz), her durum/konu/ayrıntı için söz konusuyken; ("kökten/toptan") "çözüm", her durum için olanaklı değildir.

Sorumluluğumuz ve önceliğimiz de çözmek değil çözümlemektir.

Çözümleme varsa çözüm ya da ara çözüm de yakınında bir yerde bulunacaktır. )

( [not] SOLUTION vs./and/but/||/<>/< ANALYSIS
ANALYSIS instead of SOLUTION )


- ÇÖZÜM ile/ve/||/<> DÜZENLEME


- ÇÖZÜM ile YÖNEYLEM

( ... İLE Karmaşık sorunların çözümünde ve incelenmesinde, bilimsel ve özellikle matematiksel yöntemlerin uygulanışı. )


- ÇÖZÜM:
"BİZDE" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİREYDE


- ÇÖZÜMLEME ile/ve/||/<> AÇIKLAMA


- ÇÖZÜMLEME = TAHLİL[Ar.] = ANALYSIS[İng.] = ANALYSE[Fr.] = ANALYSE[Alm.] = ANALYSIS < ANALYEIN[Yun.] = ANALIZAR[İsp.]


- ÇÖZÜMLER ÜZERİNE KONUŞMAK ve/||/<>/> ÇÖZÜM ÜRETİR


- ÇÖZÜMSEL ile/ve/değil/||/<> ÇÖZÜMLEYİCİ


- ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEK, SORUNUN BİR PARÇASIYIZDIR ile/ve/||/<> YAŞAMAKLA MEŞGUL OLMAZSAK, ÖLMEKLE MEŞGUL OLURUZ


- ÇÖZÜNEN ile/||/<> ÇÖZÜCÜ

( Çözünen dağılan madde, çözücü dağıtan ortamdır )

( Formül: Tuz (çözünen) İLE su (çözücü) )


- CP İHLALİ İLE T İHLALİ İLE CPT ile/||/<> SİMETRİ İHLALLERİ

( Temel simetriler ve kırılmaları. )

( Formül: K⁰ → π⁺π⁻ (CP ihlali) )


- CP İHLALİ ile/||/<> CPT SİMETRİSİ

( CP kırılmış K/B mezonlar, CPT korunmuş temel. )

( Formül: Matter-antimatter İLE teorem )


- CPG ADASI ile/||/<> TATA KUTUSU

( CpG metilasyon hedefi, TATA polimeraz bağlanma. )

( Formül: Methylation target İLE polymerase binding )


- CRACKİNG İLE REFORMİNG İLE ALKYLATİON ile/||/<> RAFİNERİ SÜREÇLERİ

( Petrol işleme teknolojileri. )

( Formül: C₁₆ → C₈ + C₈ )


- CRAZİNG ile/||/<> SHEAR YİELDİNG

( Crazing çatlak öncesi mikro void, shear plastik akma. )

( Formül: Gevrek İLE sünek )


- CRISPR İLE TALEN İLE ZİNC FİNGER ile/||/<> GEN DÜZENLEME ARAÇLARI

( Modern gen düzenleme teknolojileri. )

( Formül: PAM: NGG motifi )


- CRISPR İLE TALENS İLE ZİNC FİNGER İLE BASE EDİTOR ile/||/<> GENOM DÜZENLEME

( Gen mühendisliği araçları. )

( Formül: PAM: NGG (SpCas9) )


- CRISPR-CAS9 ile/||/<> ZFN NÜKLEAZLARI

( CRISPR-Cas9 RNA kılavuzuyla hedefleme yaparken, ZFN protein-DNA etkileşimi kullanır )

( Formül: gRNA + Cas9 )


- CRISPR-CAS9 ile/||/<> ZİNC FİNGER NÜKLEAZ

( CRISPR RNA kılavuzlu, ZFN protein-DNA tanıma )

( Formül: PAM dizisi (NGG) İLE FokI nükleaz domeni )

( Jennifer Doudna ve Emmanuelle Charpentier tarafından 2012 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1964-) (Ülke: ABD) (Alan: Biyokimya) (Önemli katkıları: CRISPR-Cas9 gen düzenleme) (Nobel: 2020) )


- CRİSPR ile/||/<> CAS9

( CRISPR-Cas9 gen düzenleme teknolojisi )

( Emmanuelle Charpentier tarafından 2012 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1968-) (Ülke: Fransa) (Alan: Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: CRISPR-Cas9 gen düzenleme) (Nobel: 2020) )


- CRISPR ile/||/<> TALENS

( CRISPR RNA kılavuz, TALEN protein kılavuz. )

( Formül: RNA İLE protein-guided editing )


- CRİTİCAL POİNT ile/||/<> INFLECTİON POİNT

( Critical f'(x)=0, inflection f''(x)=0 eğrilik değişim. )

( Formül: Slope zero İLE curvature change )


- CROHN HASTALIĞI ile/||/<> ÜLSERATİF KOLİT

( Crohn hastalığı tüm sindirim sistemini etkileyebilir İLE ülseratif kolit sadece kolonu etkiler. Crohn transmural inflamasyon İLE ülseratif kolit mukozal inflamasyondur. İkisinde de mikrobiyota disbiyozu rol oynar. )


- CROSS-COUPLİNG ile/||/<> TRADİTİONAL COUPLİNG

( Cross-coupling metal katalizörlü C-C bağ oluşumuyken İLE traditional coupling stoichiometric reaktif gerektirir )

( Formül: Pd-catalyzed )


- CROSS-VALİDATİON ile/||/<> HOLDOUT

( Cross-validation k-fold İLE holdout tek bölme. )

( Formül: k-fold İLE single split )


- CROWN ETHER İLE CRYPTAND İLE CALİXARENE ile/||/<> MAKROSİKLİK KONAKLAR

( İyon ve molekül tanıma yapıları. )

( Formül: 18-crown-6 + K⁺ )


- CRYOBİOLOGY ile/||/<> ROOM TEMPERATURE BİOLOGY

( Cryobiology düşük sıcaklık koşullarında biyolojik sistem davranışını incelerken İLE room temperature biology standart sıcaklık koşullarında çalışır )

( Formül: Cryoprotectant )


- CRYPTOGRAPHİC THEORY ile/||/<> NUMBER THEORY

( Cryptographic theory güvenli iletişim matematik temelleri sağlarken İLE number theory sayıların soyut özelliklerini inceler )

( Formül: One-way function )


- CRYSTAL BASE ile/||/<> CANONİCAL BASE

( Crystal base kombinatorial quantum grup temsiliyken İLE canonical base geometrik inşa edilen bazdır )

( Formül: Kashiwara operators )


- CSC İLE NİCHE İLE HETEROGENEİTY ile/||/<> KANSER KÖK GÖZELERİ

( Tümör içi göze çeşitliliği. )

( Formül: CD44+/CD24- (CSC marker) )


- CUAAC İLE SPAAC İLE THİOL-ENE ile/||/<> CLİCK REAKSİYONLARI

( Hızlı ve seçici birleştirme reaksiyonları. )

( Formül: R-N₃ + R′-C≡CH → triazol )


- CÜCE/LİK ile/>< YÜCE/LİK


- ÇÜNKÜ-NİYE/NEDEN? yerine NİYE/NEDEN? ÇÜNKÜ ...


- ÇÜNKÜ < İÇİN Kİ


- CURİE İLE NÉEL İLE VERWEY ile/||/<> MANYETİK GEÇİŞLER

( Manyetik faz değişimleri. )

( Formül: T > Tc → paramanyetik )


- CÜRÜM ile/değil CİRİM(ECRÂM)

( Suç. İLE/DEĞİL Kütle/oylum[hacim]. )


- CURVATURE İLE TORSİON İLE CONNECTİON İLE PARALLEL TRANSPORT ile/||/<> DİFERANSİYEL GEOMETRİ

( Eğri uzayların geometrisi. )

( Formül: Rμν - ½gμνR = 8πGTμν )


- ÇUVGA ile ÇUVGA[KIFÇAK VE OĞUZ]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gideceği yere çabuk ulaşmak isteyen habercinin yol boyunca değiştirdiği, aktarma yaptığı atlar. İLE Keşif yapan kişi, kılavuz. )


- CW COMPLEX ile/||/<> SİMPLİCİAL COMPLEX

( CW cell ekleme, simplicial simplex yapıştırma. )

( Formül: Cell attachment İLE simplex gluing )


- CW İLE PULSED İLE Q-SWİTCHED İLE MODE-LOCKED ile/||/<> LAZER MODLARI

( Lazer çıkış karakteristikleri. )

( Formül: Δt·Δν ≥ 0.44 )


- CYCLOTOMİC POLYNOMİAL ile/||/<> MİNİMAL POLYNOMİAL

( Cyclotomic n-inci birlik kök, minimal en küçük derece. )

( Formül: Unity roots İLE algebraic element )


- CYCLOTRON RESONANCE ile/||/<> ELECTRON SPİN RESONANCE

( Cyclotron resonance manyetik alanda elektron orbital hareketiyken, ESR elektron spin manyetik momentinin rezonansıdır )

( Formül: ωc = eB/m )


- CYLİNDER ile/||/<> CONE

( Cylinder sabit yarıçap İLE cone değişken yarıçap. )

( Formül: Constant İLE variable radius )


- AMELİYAT:
DA VINCI İLE ile/değil/yerine OLAĞAN

( "Robotik Cerrahi Gerçekten Üstün mü? - Ahmet Rasim Küçükusta" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


- DAG[Argu] ile/ve/||/<>/> TEGUL[Oğuz]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- DAĞILMA ÖZELLİĞİ ile/ve BİRLEŞME ÖZELLİĞİ


- DAĞILMAK değil/yerine/>< DALMAK


- DAĞLAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FARKLAR


- DAHA "AKILLI" OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAHA DİSİPLİNLİ OLMAK


- DAHA AZ DÜŞÜN! ile/ve/<> DAHA ÇOK DÜŞÜN!

( [Düşündüğün...] Kendini, kötü hissettiriyorsa/hissett(ir)diğinde. İLE/VE/<> Kendini, iyi hissettiriyorsa/hissett(ir)diğinde. )


- DAHA ÇOK OLANI ARAMAK değil/yerine DAHA AZ OLANIN TADINI ÇIKARMAK


- DAHA İYİ DUYMAK/DİNLEMEK ile/ve/||/<>/> BAĞ KURMAK


- DAHA İYİ OLAN ile/ve/||/<> DAHA İYİ HİSSETTİREN


- DAHA/EN) KORKUNÇ/VAHİM OLAN:
SOKAKTAKİ KARGAŞA ile/değil DİLDEKİ KARMAŞA

( Yaşamdaki en korkunç "durum" ya da deneyim, birini çok sevmektir.
[Sevgi kadar değerli bir duygunun nesi, nasıl korkunç olabilir? O sevgimizin yoğunluğunun o kişiyi kendimizden kaçırma olasılığının artırması ve ölümünün duyulmasından dolayı her an için geçerli ve etkisi yüksek olan çok korkutucu bir durumdur.] )


- DAHA SONRA AKLIMA GELMEZ değil DAHA SONRA AKLIMA GELMEZSE/GELMEYEBİLİR


- DAHA) ("ÜST") GÜCE[OLANAKLARA/KİŞİLERE] TAPARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖYKÜNME

( Düşük bilgi/bilinç seviyesindeki ya da çıkarcı kişilerin(zihinlerin), iyiliğ(in)e yönelimde, güdülenmesini ve kötülüğ(ün)e başvurmada da kendini tutmasını sağlatan en etkili/etkin iki durum/tutum. )


- DAHA ... ile/ve (fakat)/ne yazık ki/||/<>/>< DAHA ...

( "Daha yüksek binalarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha kısa sabrımız var.
"Daha geniş otoyollarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha dar bakış açılarımız var.
"Daha büyük evlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha küçük ailelerimiz var.
"Daha çok ev gereçlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az zamanımız var.
"Daha çok eğitimimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağduyumuz var.
"Daha fazla bilgimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az bilgeliğimiz var.
"Daha çok uzmanımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok sorunumuz var.
"Daha çok ilacımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağlığımız var.
"Daha çok mal varlığımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az değerlerimiz var.
"Daha rahat geçinmeyi öğrendik." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yaşam kurmayı öğrenemedik.
"Daha büyük işler yaptık." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha iyi işler yapamadık.
"Daha çok harcıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şeye sahibiz.
"Daha fazla satın alıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az hoşnut kalıyoruz.
"Daha fazla söylüyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az konuşuyoruz.
Daha çok nefret ediyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az seviyoruz.
Daha az gülüyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok somurtuyoruz.
Daha çok sigara, alkol, şeker tüketiyoruz. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha savurganca para harcıyoruz.
Daha hızlı araba kullanıyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çabuk kızıyoruz.
Daha geç saatlere kadar oturuyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha yorgun kalkıyoruz.
Daha az okuyor, daha çok televizyon izliyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şükrediyoruz.
Yaşamımıza, yıllar kattık. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yıllarımıza, yaşam katamadık.
Uzayı fethettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< İç dünyamızı fethedemedik.
Havayı temizledik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Ruhumuzu kirlettik.
Atoma hükmettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Önyargılarımıza hükmedemedik.
)


- DAHİ ile DÂHİ

( Bile. İLE Yaratıcı gücü olan kişi. )

( ... İLE Bir Milletin Bekâsı - Teoman Duralı... )


- DÂHİ ile/ve DEVRİMCİ

( Dâhi kişi, başkasına da dehâ aşılayabilen kişidir. )


- DÂHİL[Ar.] OLMAK değil/yerine/= İÇİNDE YER ALMAK/KATILMAK


- DÂHİYÂNE ile/ve/||/<>/> ÂHİYÂNE


- DAHİYÂNE[Ar.] değil/yerine/= ÖKECE


- DAİRE ile/ve OLANAK/KAPASİTE


- DAİRESEL YÖRÜNGE ile/ve/||/<>/> ELİPTİK YÖRÜNGE

( Aristoteles. İLE/VE/||/<>/> Kepler. )


- DAKİK DİL ve/||/<>/> SAHİH TASAVVUR


- DAKKA[Ar. > DAKKÂK] ile/ve/||/<>/> DUKKA

( Kapı çalıcı. | Kapı kapı dolaşan, eşik aşındıran.[daḳḳa: Bir şeyi kırıp ufalamak. | Kapıyı çalmak.] İLE/VE/||/<>/> Birinin kapısını çalanın kapısı çalınır.[Men dakka dukka] )


- DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL

( Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri. | Kol, bölüm. | Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların biraraya gelmesiyle oluşan birlik, şube. İLE Arka, sırt. | Kol. | Boyun, ense. İLE Çıplak, yalın. İLE Zaman belirten sözcüklerin karşısına getirildiğinde sözcüğün anlamını güçlendirir. İLE Arap abecesindeki yazaç/harf. İLE Suda derinlere doğru ilerlemek. İLE Düşlemek, düşünmek, dalmak. İLE Bir tür Hint yemeği. )


- DAL ile/ve/||/<> KOL

( BRANCH vs./and/||/<> ARM/BRANCH )


- d'ALEMBERT İLKESİ ile/ve/<> d'ALEMBERT AÇMAZI/PARADOKSU

( m kütleli bir nesne üzerine etkiyen birden fazla dış kuvvetler, cisme, a ivmesi kazandırdığında, uygulanan kuvvetlerin vektörel toplamının F büyüklüğü, ma'ya eşittir. Eğer -ma; etkin kuvvet ya da iç kuvvet olarak kabul edilirse, bu kuvvetlerle sistemin iç kuvvetlerinin toplamı eşittir ve F - ma = 0 ile gösterilir. İLE/VE/<> İlk hızı sıfır ya da düzgün hareket eden, ağdalı olmayan ve sıkıştırılamaz çok büyük kütleli bir akışkan içinde bir doğru boyunca sabit hızla hareket eden bir cisme hiçbir kuvvet etkimez. )

( 1752 )


- DALEMBERT İLKESİ ile/||/<> NEWTON YASALARI

( DAlembert dinamiği statiğe çevirir (F-ma)=0, Newton F=ma. )

( Formül: (F - ma) = 0 denge )

( Isaac Newton tarafından 1687 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- DALGA BOYLARI ile/ve DALGA GENLİĞİ

( Işığın rengini oluşturur. İLE/VE Işığın şiddetini[intensity] ya da parlaklığını[brightness] oluşturur. )


- DALGA BOYU ile/||/<> FREKANS

( Dalga boyu uzaysal periyot İLE frekans zamana göre tekrar sayısıdır )

( λ İLE f=1/T İLE c=λf )


- DALGA BOYU ile/||/<> FREKANS

( Dalga boyu uzaysal periyot İLE frekans zamana göre tekrar sayısıdır )

( Formül: λ İLE f=1/T İLE c=λf )

( James Clerk Maxwell tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- DALGA FONKSİYONU ile/||/<> OLASILIK YOĞUNLUĞU

( Dalga fonksiyonu ψ sistemin durumu İLE |ψ|² bulunma olasılık yoğunluğudur. )

( Formül: ψ(x ilet) İLE P = |ψ|² )


- DALGA İŞLEVİ İLE OLASILIK YOĞUNLUĞU İLE BEKLENEN DEĞER ile/||/<> KUANTUM ÖLÇÜMLER

( Dalga işlevi sistemin durumunu, karesi olasılık yoğunluğunu, integrali beklenen değeri verir. )

( Formül: ∫|ψ|²dx = 1 İLE = ∫ψ*xψ dx )


- DALGA İŞLEVU ile/||/<> OLASILIK YOĞUNLUĞU

( Dalga işlevu sistemin kuantum durumunu, karesi olasılık yoğunluğunu verir )

( Formül: iℏ∂ψ/∂t = Ĥψ (Schrödinger denklemi)\nP = |ψ|²dV (Olasılık) )


- DALGA-PARÇACIK İKİLİĞİ ile/||/<> BELİRSİZLİK İLKESİ

( İkilik çift doğa, belirsizlik ölçüm limitidir )

( Formül: λ=h/p İLE ΔxΔp≥ħ/2 )

( Louis de Broglie tarafından 1924 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1987) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Madde dalgaları) (Nobel: 1929) )


- DALGA ile/ve/<>/hem de/ne de/>< PARÇACIK

( Enerjiyi bir ortamda taşıyan titreşimler. İLE/VE/||/<>/hem de/ne de/>< Kütlesi ve hızı olan nesne.[Nesneyi oluşturan temel birimler.] Nesneyi oluşturan temel birimler. )

( WAVE vs./and/<>/also/ne de/>< PARTICLE )


- DALGA ile/||/<> PARÇACIK

( Işığın ve maddenin hem dalga hem parçacık özelliği göstermesi (dalga-parçacık ikiliği) )

( Louis de Broglie tarafından 1924 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1987) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Madde dalgaları) (Nobel: 1929) )


- DALGALARDA:
ALFA ile BETA ile GAMMA ile TETA

( [Saniyede] 8-12 titreşim. İLE 25-100 titreşim. İLE 1 sn. İLE ... )


- DALINI KIRMAMAK ve/||/<> GÜVENİNİ KIRMAMAK

( Ağaçtan, meyve almak istiyorsak... VE/||/<> Kişilerden, sevgi bekliyorsak... )


- DALMADAN ile/değil/yerine DAĞILMADAN


- DAMITMA ile/||/<> SAFLAŞTIRMA

( Damıtma yöntemleri ve saflaştırma teknikleri )

( Cabir bin Hayyan tarafından 790 yılında keşfedildi/formüle edildi. (721-815) (Ülke: İran) (Alan: kimya) (Önemli katkıları: Kimyanın babası, damıtma, kristalizasyon, asit keşfi) )


- DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR ile/ve/||/<> TAŞI DELEN, SUYUN GÜCÜ DEĞİL DAMLALARIN SÜREKLİLİĞİDİR


- DOĞRUYU BİLMEK/BULMAK:
...'DAN DOLAYI ile/ve/değil/yerine/||/<> ...'YA KARŞIN


- ...DAN KALKARAK ile ...DAN HAREKET EDEREK


- ...DAN SONRA:
GÖRÜŞÜRÜZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜŞELİM


- DANIŞMAK ile/ve/||/<>/> BİLGİ VERMEK


- DANIŞMAN ile/ve/değil/||/<>/< DANIŞILAN


- DAR AÇI ile/||/<> GENİŞ AÇI

( Dar açı <90° İLE geniş açı >90° )

( Formül: Akut İLE obtüz )


- DAR KAFALILIKTAN BIKTIM"

( "DAR KAFALILIKTAN BIKTIM"

1964 yılında, ABD'de bir öğretmen dergisinde, Alexander Cassandra imzalı bir yazı yayımlanır:

Bir fizik hocası ile öğrencisi, sınav sorusuna verilen yanıt hakkında antlaşmazlığa düşerler ve deneyimli öğretmen, Cassandra'nın hakemliğine başvururlar.

Soru şöyledir:

"Bir binanın yüksekliğini, bir barometrenin yardımı ile nasıl bulursunuz?"

Öğrenci de bu soruya yanıt olarak, "Barometreye bir ip bağlar, binanın çatısından aşağı sarkıtır ve barometrenin yere değdiği noktada ipi ölçerim" yazar.

Tabii ki, öğretmenin beklediği yanıt bu olmasa da binanın yüksekliğinin bu yöntemle ölçülebilirliği de ortadadır.

Cassandra, tartışmayı uzatmamak için öğrenciden hemen o anda bu soruyu başka bir yanıt ile yanıtlamasını ister.

Öğrenci, bu kez:

"Ama bir tek yanıt yok, pek çok yöntem var" diye yanıt verir.

Casandra, "Peki" der. "Düşünebildiğin kadar yanıt ver o zaman. Ama olanaklıysa yanıtların en az birinden fizik çalışmış olduğunu anlayalım."

Öğrencinin ilk yanıtı şöyle olur:

"Barometreyi çatıdan aşağı bırakırsınız ve bir kronometre ile kaç salisede yere çarptığını hesaplayıp x=1/2 x g x t2 formülü ile yüksekliği bulursunuz." Beklenilen yanıt bu olmasa da yanıt, fizik bilgisi içermektedir.

Öğrenci, yanıtlarını sıralamayı sürdürür: “Güneşli bir günde, barometreyi dik tutup gölgesini ölçersiniz ve sonra da binanın gölgesini ölçüp orantıyı barometrenin yüksekliği ile çarparsınız”

Bu yanıt da doğrudur.

Öğrencinin üçüncü yanıtı da şu olur: "Merdivenleri çıkarken, duvar boyunca barometrenin yüksekliğini defalarca işaretleyerek çıkar ve işaret sayısı ile barometrenin yüksekliğini çarparsınız"

Bu da doğrudur elbette ama dördüncü yanıt öğretmenlerin küçük dillerini yutmalarına neden olur; çünkü yanıttan öğrencinin fiziği çok iyi bildiği anlaşılmaktadır:

"Küçük bir ipe bağladığınız barometreyi önce yerde sonra da çatıda sallar ipin uzunluğu ve sallanma periyodları arasındaki farklarla Newton'un g katsayısını hesaplar, iki g katsayısı arasındaki farktan binanın yüksekliğini hesaplayabileceğiniz oranı bulursunuz"

Söylenilecek bir şey kalmamıştır, öğrencinin sınıfı geçtiği açıktır.

Öğrenci, yarattığı etki ile gülümser ve der ki: “Ama bence yapılacak daha doğru şey, kapıcıya gidip barometreyi hediye edip karşılığında binanın yüksekliğini söylemesini istemekten ibarettir.”

Hep beraber gülmeye başladılar.

Cassandra, hayranlıkla sorar öğrenciye:

"Peki, öğretmeninin senden beklediği yanıtı da biliyor musun?"

Öğrenci, alaylı bakışlarla yanıt verir:

"Evet, çatıda ve yerde hava basıncını ölçerek aradaki farktan hesaplamamız gerekiyor yazmamı bekliyordu"

Cassandra merakla şu soruyu sorar: "Peki madem istenilen yanıtı biliyordun, neden yazmadın?" Öğrenci, omuzlarını silkerek şöyle der:

"Çünkü dar kafalılıktan bıktım."

Yaşamı, tek bilinmeyenli bir denklem gibi ele almak, altı boş kulağa hoş sloganlarla konuşup zamana göre kendini geliştirmeyen, saplantı slogan hükümlere göre yaşamak ve mevzî alıp dayatmaya çalışmak kolaycılığı hiçkimseyi ve de toplumları bir yere götürmez.

Yaşamda, soruların pek çoğunun tek bir yanıtı yoktur.

Başarının, çalışmaktan önce geldiği tek yer sözlüktür. )


- DARALTILMIŞ OLAN ile ODAKLANILMIŞ OLAN


- DARALTMA ile İNDİRGEME

( TO NARROW vs. REDUCTION )


- DARBE GENİŞLİĞİ ile DARBE GENLİĞİ

( Darbenin düşmeye başladığı an ile yükselme zamanının sonu arasındaki zaman farkı. İLE Bir darbenin, tam değeri, sayısal bir değer verildiğinde belirlenebilen tepe, ortalama, etkin, anî vb. değerleri ya da bunlardan biri. )

( PULSE WIDTH vs. PULSE AMPLITUDE )

( L'ÉTENDUE DU POULS avec L'AMPLITUDE DU POULS )

( PULSESBREITE mit IMPULSAMPLITUDE )


- DARILMA ile/değil/yerine/>< DAYANMA


- DARK MATTER ile/||/<> DARK ENERGY

( Dark matter görülmeyen kütle etkisi yaparken İLE dark energy evrenin hızlanan genişlemesine neden olur )

( Formül: Λ-CDM model )


- DÂR-ÜL ACEZE ile/||/<> DÂR-ÜL BEDÂYİ ile/||/<> DÂR-ÜL ELHAN ile/||/<> DÂR-ÜL FÜNÛN ile/||/<> DÂR-ÜL MUALLİMAT ile/||/<> DÂR-ÜL MUALLİMİN ile/||/<> DARÜŞŞAFAKA ile/||/<> DARÜŞŞİFA

( Düşkünler evi.[1895] İLE/||/<> İstanbul Belediyesi'ne ait ilk tiyatro.[1913] İLE/||/<> İstanbul'da kurulan ilk müzik okulu.[1917] İLE/||/<> Üniversite, fenler evi.[1845] İLE/||/<> İstanbul'da kurulan ilk kız öğretmen okulu.[1869] İLE/||/<> İstanbul Fatih'te kurulan erkek öğretmen okulu.[1848] İLE/||/<> İstanbul Fatih'te, Abdülaziz'in desteğiyle kurulan yoksul, öksüz ve yetimlere ait yatılı lise. İLE/||/<> Sağlık yurdu. )


- DARWIN ile/ve/||/<>/> MİTHAT EFENDİ

( ... İLE/VE/||/<>/> Kitaplarının ilk Türkçe çevirilerini yapan. )


- DARWİNİAN EVRİM ile/||/<> LAMARCKİAN EVRİM

( Darwin doğal seçilim, Lamarck kazanılmış özellik. )

( Formül: Seçilim İLE kalıtım )

( Jacques Charles tarafından 1859 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1809-1882) (Ülke: İngiltere) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Evrim teorisi, doğal seçilim) )


- DASEİN ile/||/<> DAS MAN

( Varlık ve Zaman )

( Martin Heidegger tarafından 1927 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1889-1976) (Ülke: Almanya) (Alan: Felsefe) (Önemli katkıları: Varlık ve Zaman, Dasein) )


- DÂVÂ "GÜTMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "DÂVÂ GÖRMEK"


- DAVÂ ile/ve/||/<>/> DEVÂ


- DAVÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< MÂNÂ

( Bilmezler mânâsını, ederler dâvâsını. )


- DAVRANIŞ/TUTUM ile/ve/değil/yerine/||/>< DÜŞÜNMEK


- DAVRANIŞ:
"KİŞİYE GÖRE" değil/yerine/>< İNSAN GİBİ


- DAVRANIŞSAL YAKLAŞIM ile/ve/||/<> BİLİŞSEL YAKLAŞIM


- DAYALI ile/ve/değil/||/<>/< DAYANIKLI


- DAYANAK ile/ve ARKAPLAN

( SUPPORT vs./and BACKGROUND )


- DAYANAK ile DAYANAKÇA


- DAYANAK ile DÜZLEM


- DAYANAK = MABİH-İL-KIVAM = SUBSTRATUM[İng.] = SUBSTRAT[Fr., Alm.] = SUBSTSRATUM[Lat.] = HYPOKEIMENON[Yun.] = LECHO[İsp.]


- DAYANAK/DAYANGAÇ ile/ve ZEMİN

( SUPPORT/BASE vs./and SOIL/GROUND )


- Dayanakçalı KONUŞ!!!


- DAYANÇ/SABIR:
EMEK/ÇABA ve/+/||/<>/> SÜREKLİLİK


- DAYANÇ/SABIR ile/ve MÜCADELE (ETMEK)

( Sabırla koruk tut, yaprağı Atlas olur. )

( PATIENCE vs./and TO STRUGGLE )


- DAYANIŞMA:
MEKANİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ORGANİK


- DAYANMAK ile ABANMAK

( TO LEAN vs. TO LEAN AGAINST/OVER )


- DAYANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BIRAKMAK


- DAYANMAK ile/ve/değil/||/<>/< ODAKLANMAK


- DAYANTI = UKNUM = HYPOSTASIS[İng.] = HYPOSTASE[Fr.] = HYPOSTASE[Alm.] = HYPOSTASIS[Yun.]


- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/< KURAMCILIK


- DAYATMA ile/değil/||/</>< ÖZEN/BAKIM


- DAYATMAK ile/ve/||/<>/> BOZMAK


- DE NOVO İLE REFERANS TABANLI İLE HİBRİT ile/||/<> GENOM BİRLEŞTİRME

( DNA dizileme verilerinden genom oluşturma. )

( Formül: N50: Median contig uzunluğu )


- DE RHAM COHOMOLOGY ile/||/<> ČECH COHOMOLOGY

( de Rham diferansiyel form, Čech örtü intersection. )

( Formül: Differential forms İLE cover intersections )


- DEBYE İLE LARMOR İLE CYCLOTRON ile/||/<> PLAZMA ÖLÇEKLERİ

( Plazmadaki karakteristik uzunluk ve frekanslar. )

( Formül: λD = √(ε₀kT/ne²) )


- DEBYE İLE LARMOR İLE PLAZMA ile/||/<> KARAKTERİSTİK UZUNLUKLAR

( Plazmadaki temel uzunluk ölçekleri. )

( Formül: λ_D = √(ε₀kT/ne²) )


- DEBYE UZUNLUĞU ile/||/<> ORTALAMA SERBEST YOL

( Debye elektrik perdeleme λ_D, serbest yol çarpışmalar arası λ. )

( Formül: λ_D = √(ε₀kT/ne²) )


- DEBYE-HÜCKEL İLE PİTZER İLE DAVİES ile/||/<> İYONİK KUVVET KURAMLERİ

( Elektrolit çözeltilerinin aktivite katsayısı modelleri. )

( Formül: log γ± = -A|z+z-|√I )


- DEBYE-HÜCKEL ile/||/<> PİTZER DENKLEMLERİ

( D-H seyreltik <0.01M basit, Pitzer yoğun çözeltiler. )

( Formül: I^(1/2) İLE kompleks )


- DEDİKODU/GIYBET[Ar.] ile/değil/yerine ELEŞTİRİ/TENKİD[Ar.]

( )


- DEEP LEARNİNG ile/||/<> SHALLOW LEARNİNG

( Deep learning çok katmanlı sinir ağları kullanırken İLE shallow learning tek gizli katmanlı veya lineer modeller kullanır )

( Formül: Backpropagation )


- DEFATEN[Ar. DEF-AT[çoğ.] + Fars. -EN] ile/değil DEFAATLE[Ar. DEFA-AT[çoğ.] + Tr. İLE]

( Ansızın, bir kerede, bir çırpıda. İLE/DEĞİL Yineleyerek/tekrarlayarak, defalarca. )


- DEFORMASYON değil/yerine BİÇİM BOZULMASI


- DEĞER "YARGISI" ile/değil/yerine/>< DEĞER BİLGİSİ


- DEĞER ile/ve/||/<> AYAR


- DEĞER ile/ve/<> BAĞIL DEĞER

( ... İLE/VE/<> Bir aritmetik sayısının, önüne (+) ya da (-) imleri yazıldıktan sonraki değeri. | Bir sayının, rakamlarından her birinin, bulunduğu basamağa göre aldığı değer. )


- DEĞER ve/=/||/<> EMEK


- DEĞER ile/ve/||/<> YARAR


- DEĞER/İNİ BİLMEK:
SAHİP OLMADAN ÖNCE ile SAHİP İKEN ile KAYBETTİKTEN SONRA

( )

( )

( )

( )


- DEĞERİNİ:
TAKDİR (ETMEK) ile/ve/||/<>/> TESLİM (ETMEK)


- DEĞER/KİŞİ:
KAYBETTİĞİMİZDE ANLAŞILAN değil SAHİPKEN BİLİNMESİ GEREKEN


- DEĞERLENDİRME ile/ve/değil/||/<>/> TEKLİF


- DEĞER/LER ile/ve/<> KAVRAM/LAR

( Uğruna yaşanılacak kavramlar. İLE/VE/<> ... )

( VALUE/S vs./and/<> CONCEPT/S )


- DEĞERLERİ BELİRLEMEK değil/yerine/< DEĞERLERİN, BİZİM İÇİN DEĞERİ


- DEĞERLİ OLDUĞUNDAN ÖNEMLİ ile/değil/yerine ÖNEMLİ OLDUĞUNDAN DEĞERLİ


- DEĞERLİ/LİK / DEĞERSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine/<> GEÇERLİ/LİK / GEÇERSİZ/LİK


- DEĞERLİLİK ile/ve/||/<> YARATICILIK


- DEĞERSİZLEŞİR ile/ve/||/<> YOLDA KALIR ile/ve/||/<> YALNIZLAŞIR ile/ve/||/<> TÜKENİR ile/ve/||/<> BİLGİSİZ SAYILIR

( Her durumunu anlatan. İLE/VE/||/<> Herkese güvenen. İLE/VE/||/<> Her sırrını açığa vuran. İLE/VE/||/<> Her becerisini ortaya döken. İLE/VE/||/<> Her bildiğini söyleyen. )


- DEĞERSİZLEŞTİRMEK ile/değil ÖNCELİK (BELİRLEMEK)


- DEĞİL ile "YOK"


- DEĞİLLİK ile ...

( NEGATIVE )


- DEĞİN ile DEĞİN ile DEĞGİN

( "...'ya kadar/dek" gibi bir işin/durumun sona erdiği/ereceği zamanı/yeri gösteren sözcük. İLE Sincap. İLE İlişkin, üstüne, ait, dair. )


- DEĞİNMEK ile/ve/||/<> DEYİNMEK

( Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek. İLE Yakınma, sitem yollu söylenme. )


- DEĞİRMENİNE SU TAŞIMAK ile/ve/||/<> EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEK


- DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Değişmeyen de değişecek olanın/değişmesi gerekenin değişimine etkide/katkıda bulunabilir. )

( Değişme gereksiniminde olan nasılsa değişecektir. )

( İçinizde değişmeyen nedir? )

( Değişmez olan, ancak sessizlik içinde idrak edilebilir. )

( Doğrulukta, değişmez oluruz. )

( Değişmez olan, işimize yaramaz. )

( Değişmeyenin bilincinde olamayız. )

( Değişmez-olanı anlamak, değişmez-olan olmak demektir. )

( Kendinizi değişmek olarak, değişken zihnin tanığı olarak bilin. Bu yeterlidir. )

( Hareket eden'in içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )

( Değişmez ve mutluluk-verici olanı bulmak için değişen ve acı verici olana sarılmayı bırakmak zorundasınız. )

( TÜREV: Değişkenin değişkeni. )

( What needs changing shall change anyhow.
What is it in you that does not change?
The unchangeable can only be realised in silence.
You become immovable in reticence.
You cannot be conscious of what does not change.
To realise the immovable means to become immovable.
Know yourself to be the changeless witness of the changeful mind. That's enough.
Learn to distinguish the immovable in the movable, the unchanging in the changing, till you realise that all differences are in appearance only and oneness is a fact.
To find the immutable and blissful you must give up your hold on the mutable and painful. )

( DEĞİŞENDE DEĞİŞMEYEN: ORAN )

( IN THE TERM OF CHANGE vs./and/<> NOT IN THE TERM OF CHANGE )


- DEĞİŞİK "AÇILARDAN/YÖNLERDEN" değil ÇEŞİTLİ AÇILARDAN/YÖNLERDEN


- DEĞİŞİK/LİK ile/ve/değil/||/<> ÇEŞİTLİ/LİK


- DEĞİŞİM:
KİMYASAL ile/ve/||/<> FİZİKSEL

( * Nesnenin molekül yapısı değişir.
* Nesnenin görünür yapısı değişir.
* Hem moleküler yapısı, hem de görünür yapısı itibariyle yeni bir nesne oluşur. [kâğıdın yanması]
* Ortaya çıkan yeni nesne, eski durumuna kesinlikle geri dönemez. [Yanan nesneden [kağıttan vs.] arta kalan küllerle yeni bir nesne [kağıt vs.] oluşturulamaz.]
[Örnekler: Yanıcı nesne olan hidrojen ve oksijen moleküllerinin tepkimeye girerek; yanıcı olmayan suyun ortaya çıkması. | Kâğıdın yakılması. | Un helvası yapımı. | Mumun yanması. | Demirin paslanması. | Odunun yanması. | Sebzelerin çürümesi.

İLE/VE/||/<>

Nesnenin molekül yapısında değişme oluşmaz.
Nesnenin sadece biçimi, görüntüsü değişir.
Sadece görünür yapısı değişen, moleküler yapısı değişim göstermemiş yeni bir nesne ortaya çıkar [Suyun buharlaşması]
Ortaya çıkan bu madde, eski durumuna dönebilir.[Buharlaşan suyun, tekrar suya dönüşebilmesi. Bulut ve yağmur]
[Örnekler: Eriyen mumun tekrar donarak tekrar kullanılması. | Kâğıdın yırtılması. | Çaydanlıkta bulunan suyun kaynaması ve ortaya çıkan buharın tekrar yoğunlaşarak suya dönüşmesi.] )


- DEĞİŞİM:
KIRILINCA ile/ve/||/<> KANDIRILINCA ile/ve/||/<> ÇOK FAZLA ŞEY ÖĞRENİNCE ile/ve/||/<> ÂŞIK OLUNCA ile/ve/||/<> ZORDA/ZORUNDA KALINCA


- DEĞİŞİM ile/ve/> ANLAM KAZANMAK


- DEĞİŞİM ile DEĞİŞİNİM

( ALTERATION/VARIATION vs. MUTATION )


- DEĞİŞİM ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON

( Bir süreç içindeki değişikliklerin tümü. | Yeni döllerin, atalarına tıpatıp benzememesini sağlayan özelliklerin tümü. | Üretilen malların, başka mallar ya da para karşılığı takası. | Bir niceliğin, birbirinden ayrı değerler alması ya da böyle iki değer arasındaki ayrım. | Rüzgârın yön değiştirmesi. İLE Doğada ve toplumda, niteliksel değişmelerin, yavaş yavaş değil birdenbire olması, bir şeyin, ortam ve koşullarını bulduğunda, birdenbire nitelik değiştirmesi. )

( ALTERATION/VARIATION vs. MUTATION )


- DEĞİŞİM ve/< DEĞİŞMEZ/LER


- DEĞİŞİM ile/ve/değil/||/>< DEVİNİM


- DEĞİŞİM ile/ve/||/<>/> DEVRİM


- DEĞİŞİM ile HAREKET

( vs./and/||/<> MOVEMENT )


- DEĞİŞİM ve/||/<> İLKSELLİĞİN "İÇKİNLİĞİ/AŞKINLIĞI" ve/||/<> CANLILIK ve/||/<> YERÇEKİMİ

( Dünya, düşünce[felsefe/bilim] tarihinin en temel sorun(sal)ları. )


- DEĞİŞİM ile/ve/||/<> SÜREKLİLİĞİ


- DEĞİŞİM ile/ve/||/<> ZORUNLULUK

( vs./and/||/<> NECESSITY )


- DEĞİŞİMDE/METABOLE [ARISTOTELES'TE]:
| OLUŞ ile/ve/||/>< BOZULUŞ |
ve/||/<>
| NİCELİK ile/ve/||/<> NİTELİK ile/ve/||/<> YER DEĞİŞTİRME |a


- DEĞİŞİYOR ile/değil DEĞİŞEBİLİYOR


- DEĞİŞKEN AYIRMA ile/||/<> PERTÜRBASYON KURAMSİ

( Değişken ayırma tam çözüm, pertürbasyon yaklaşık seri. )

( Formül: Ψ = R(r)Θ(θ)Φ(φ) İLE ε^n )


- HAZ:
DEĞİŞKEN ile/değil/yerine DEVİNGEN

( Gövdede ve gövdeye yönelik.[keyif] İLE/DEĞİL/YERİNE Zihinde ve zihne yönelik.[zevk] )


- DEĞİŞKEN HESABI ile/||/<> DİFERANSİYEL HESAP

( Değişken fonksiyonel δS[y], diferansiyel fonksiyon df/dx. )

( Formül: δS/δy = 0 İLE df/dx = 0 )


- DEĞİŞKEN ile/ve/değil/||/<>/< OLASILIK

( [not] VARIABLE vs./and/||/<>/and/but/< PROBABILITY
PROBABILITY instead of VARIABLE )


- DEĞİŞKEN ile/||/<> SABİT

( Değişken bilinmeyen İLE sabit belirli değerdir )

( Formül: x İLE 5 )


- DEĞİŞKEN ile/ve/değil/||/<>/< VERİ

( Her değişken, bir veridir fakat her veri bir değişken değildir. )

( [not] VARIABLE vs./and/||/<>/but/< DATA
DATA instead of VARIABLE )


- DEĞİŞKEN/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> UZAKLIK/MESAFE

( INVARIANCE vs./and/||/<> CAUSALITY vs./and/||/<> DISTANCE )


- DEĞİŞKEN/PARAMETRE ile/ve/||/<> ETMEN/FAKTÖR


- DEĞİŞMEK ile/ve/değil/||/<>/< FARKINA VARMAK


- DEĞİŞMEZ/LİK ile/değil TUTARLI/LIK


- DEĞİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine DEĞİŞİME KATKIDA BULUNMAK

( Değişimin sırrı, tüm enerjini, yeniyi inşâ etmek üzerine odaklamandır! Eskiyle savaşmak üzerine değil! )

( The secret of change is to focus all of your energy, not on fighting the old, but on building the new. )


- DEGRADER İLE PROTAC İLE MOLECULAR GLUE ile/||/<> PROTEİN DEGRADASYON

( Hedefli protein yıkımı. )

( Formül: POI-PROTAC-E3 )


- DEHÂ:
%1 ile/ve/değil/||/<>/< %99

( "İlham." İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Ter/çalışmak. )


- DEHÂ ile/ve/||/<>/>< DELİLİK

( İkisinin arasında, çok ince bir çizgi, aralık vardır. )


- DEHÂ ile/ve/değil/||/<> ODAKLANMA GÜCÜ


- DEHÂ ile/ve/değil TUTKU

( [not] GENIUS vs./and/but PASSION )


- DEKAN değil/yerine/= YETİLBEY

( Mâlî Papaz. DEĞİL/YERİNE ... )


- DEKOHERANS ile/||/<> ÖLÇÜM

( Dekoherans çevreyle etkileşim, ölçüm aktif müdahale. )

( Formül: Gradual İLE instant )


- DELİ ile/değil/yerine/<>/>< AKILLI

( Sadece, aklı başında olanlar, deli olduklarını kabul ederler. )

( Dışından, kendi kendine konuşunca. İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< İçinden, kendi kendine konuşunca. )


- DELİL ile/ve DAYANAK


- DELİL ile/ve GEREKÇE

( PROOF vs./and JUSTIFICATION )


- DELİ/LER ile/değil/yerine/>< DELİL/LER


- DELİ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLGİLİ/LİK

( Bilgisizler/cahiller ve düşün[e]meyenler için anlayamadıkları her şey [ve herkes] "deli/lik"tir. )


- DELİ/LİK ile/ve/değil/||/&gt;&lt;/ne yazık ki BİLGİSİZ/LİK / CAHİL/LİK

( Akıl, kişiyi terk etmişse. İLE/VE/DEĞİL/||/>


- DELİLİK ile/değil/yerine GÜVENİLİR "DELİLİK"


- DELTA İŞLEVİ ile/||/<> HEAVİSİDE İŞLEVİ

( Delta anlık darbe, Heaviside basamak işlevi )

( Formül: δ(x) İLE H(x) = {0 if x<0 İLE 1 if x≥0} )


- DEMEDİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DENİLMEDİ

( Karl Marx, "Din, halk için afyondur" demedi!
Adam Smith, "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" demedi!
Thomas Hobbes, "Birey, bireyin kurdudur" demedi!
Niccolò Machiavelli, "Her şey mübahtır" demedi!
İbn Haldun, "Coğrafya, kaderdir" demedi!!! )


- DEMET[Yun. DEMATİ] ile/||/<> DEST/E[< Fars.][Türkçe > Bulgarca ve Sırpça]

( Çiçek ya da bitkilerin bir araya getirilip bağlanmış biçimi, bağ, bağlam. | Aynı ya da farklı nesnelerin bir küme oluşturacak biçimde bir araya gelmiş biçimi. | Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı ya da lifli kordon. | Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu. | Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu. İLE/||/<> Elde tutulabilecek biçimde bir araya getirilmiş nesnelerden oluşan bağ, demet, tutam, bağlam. | On tâneden oluşan takım. | Tutulacak yer, kabza, sap. | Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldığı beş dereceden en küçüğü. | On yapraktan oluşan altın varak defteri. | Elli iki kâğıttan oluşan iskambil kâğıdı takımı. | Takım, tâife, güruh. )


- DEMEYE GETİRMEK ile/değil/yerine/||/<>/< DEMEYE ÇALIŞMAK


- DEMİR(Fe) DEMİR

( Ferrum )


- DEMİR ile/ve/değil/||/<>/< EMİR

( "Emir, demiri keser." )


- DEMİR ve/||/<> TÂV[Fars.]

( ... VE/||/<> İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu. | Semizlik. | En uygun durum ve zaman. | Hazır olma. )

( Demir, tavında dövülür. )


- DEMOGRAFİK değil/yerine/= ÇOĞABİLİMSEL/ÇOĞASAL


- DENDRİMER İLE KALİXAREN İLE SİKLODEKSTRİN ile/||/<> SUPRAMOLEKÜLER YAPI TAŞLARI

( Host molekül platformları. )

( Formül: α-CD (6) İLE β-CD (7) İLE γ-CD (8) )


- DENDRİMER İLE STAR İLE BRUSH ile/||/<> CLİCK POLİMERLER

( Click ile polimer mimarileri. )

( Formül: G4-dendrimer )


- DENDRİMER ile/||/<> HİPERDALLANMIŞ

( Dendrimer mükemmel dallanma, hiper rastgele. )

( Formül: Monodispers İLE polidispers )


- DENDRİTİK POLİMER ile/||/<> LİNEER POLİMER

( Dendritik polimer ağaç benzeri dallanma gösterirken İLE lineer polimer düz zincir yapısındadır )

( Formül: Dallanma derecesi )


- DENEME SÜRESİ ile/ve/değil DENEME SÜRECİ


- DENEME-YANILMA ile/ve/bazen/ne yazık ki DENEME-"YAMULMA"


- DENEME-YANILMA değil/yerine YAŞANMIŞLIKLARDAN DERS ALMAK


- DENEME ile DENETLEME


- DENEME ile/ve/||/<> YANILMA


- DENEMEK > TAKLİT ETMEK değil/yerine/></> DÜŞÜNMEK

( En acı olan. > En kolay olan. DEĞİL/YERİNE/<>/> En akıllıca olan. )


- DENEMEK ile/ve SINAMAK

( TO TEST vs./and TO EXAMINE )


- DENENEBİLİR/LİK ile/ve/||/<>/> DENETLENEBİLİR/LİK


- DENETİM/KONTROL ile/ve/<> HAKİMİYET

( CONTROL vs./and/<> SOVEREIGNTY/DOMINATION )


- DENETLEYEBİLMEK ile/ve/= BİLMEK

( ABLE TO INSPECT vs./and/= TO KNOW )


- DENEY BİLİMLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLİM


- DENEY VE GÖZLEM ve/||/<> ÖLÇÜ VE YÖNTEM


- DENEY ile/ve/değil DENEME

( [not] EXPERIMENT vs./and/||/<>/but/< TRIAL
TRIAL instead of EXPERIMENT )


- DENEY ile/ve/||/<>/> DENETIMLİ DENEY


- DENEY ile/ve DENEYİM

( Dışta. İLE/VE İçte. )

( En önemli sözcüklerden biri, "Denemek"tir. )

( Yoğun bir deneyim yaşayan kişi, güven ve cesâret yayar. )

( Geçmiş deneyimlere göre davranmayalım, yeniden ve tekrar tekrar deneyelim. )

( Doğrudan deneyim, en son kanıttır. )

( Deneyim eşsizdir/benzersizdir, kuşku götürmez ve yanlış anlaşılmaz. )

( Sürekli olan deneyimlenemez, çünkü onun sınırları yoktur. )

( Tüm deneyim, zihindedir. )

( Denemezsek, saplanıp kalırız. )

( Deneyelim! Her seferinde, bir adım daha kolaydır. )

( Deneyin ve yine deneyin! )

( Tekrar deneyin! Denemeye devam edersek, bir şey olabilir. )

( Başarıncaya kadar, denemeye devam edelim! )

( Laboratuvarda. İLE/VE Kişi(ler)de/ki. )

( Outside. VS./AND Inside.
Experiment anew, don't go by past experience.
Direct experience is the final proof.
The experience is unique and unmistakable.
The continuous cannot be experienced, for it has no borders.
All experience is in the mind.
If you don't try, you are stuck.
Try. One step at a time is easy.
Try and try again.
Try again. If you keep on trying, something may happen.
You just keep on trying until you succeed. )

( Nesnel. İLE/VE Öznel. )

( EXPERIMENT vs./and EXPERIENCE )


- DENEY ile/ve DÜZENEK

( vs./and/||/<> APPARATUS )


- DENEY ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GİRİŞİM

( vs./and/||/<>/but/< INTERFERENCE
INTERFERENCE instead of EXPERIMENT )


- DENEY = TECRÜBE = EXPERIENCE, EXPERIMENT[İng.] = EXPÉRIENCE[Fr.] = ERFAHRUNG[Alm.] = EXPERIENTIA[Lat.] = EMPEIRIA[Yun.] = EXPERIENCIA[İsp.]


- DENEY ile TEST

( Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem. İLE Birinin, bir topluluğun doğal ya da sonradan kazanılmış yeteneklerini, bilgi ve becerilerini ölçmeye ve anlamaya yarayan sınama. | Doğru yanıtın, seçenekler arasından bulunmasına dayanan bir sınav türü. | Biyolojik bir işlevi ya da değişmez bir niteliği incelenen bireyin tepkisini, örnek olarak alınan normal bireyinkiyle karşılaştırarak ölçmeye ve değerlendirmeye yarayan yoklama. | Bir hastalığın varoluşunu ve niteliğini anlamak için yapılan laboratuvar araştırması. )

( EXPERIMENT vs. TEST )


- DENEY ve YASA

( EXPERIMENT and LAW )


- DENEYCİLİK ile/||/<> AKILCILIK

( Bilginin kaynağı tartışması )

( John Locke tarafından 1689 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1632-1704) (Ülke: İngiltere) (Alan: Felsefe) (Önemli katkıları: Ampirizm, tabula rasa) )


- DENEYCİLİK ile/||/<> DOGMATİZM

( Bilginin kaynağı deneydir )

( Francis Bacon tarafından 1620 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1561-1626) (Ülke: İngiltere) (Alan: Felsefe, Bilim Metodolojisi) (Önemli katkıları: Deneysel yöntem, tümevarım) )


- DENEYCİLİK ile DUYUMCULUK/HİSÇİLİK

( AMPRISM vs. SENSUALISM )


- DENEYCİLİK = İHTİBARİYE = EMPIRICISM[İng.] = EMPIRISME[Fr.] = EMPIRISMUS[Alm.]


- DENEYCİLİKTE:
SAYMAYA YÖNELİK ile VARSAYIMA YÖNELİK

( Bacon. İLE Galileo. )


- DENEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZLEMLEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİNLEYEN

( "Aptal/ahmak". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< "Yarı akıllı". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Akıllı. )

( DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYENİ, DİNLERLER]
DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYEN, RAHAT EDER]
DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYEN, DİN SAHİBİ OLUR] )


- DENEYİM ile/ve/<> ANI


- DENEYİM ile/ve BİRİKİM

( Doğrudan deneyim, tek geçerli doğrulamadır. )

( Geçmiş deneyimlere göre davranmayalım, yeniden deneyelim. )

( Tüm deneyim, imgelemeden doğmuştur. )

( Direct experience is the only valid confirmation.
All experience is born of imagination. )

( EXPERIENCE vs./and ACCUMULATION )


- DENEYİM ile/ve/||/<> DENEYİMLENİLEN


- DENEYİM ile/ve/||/<>/> DÜZENLEYİCİ DENEYİM


- DENEYİM ile/değil KUŞKUCULUK

( Bazı kisiler, yavaş yavaş, inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve tamamen kuşkucu olmayı öğrenir. Bu süreç gerçekleştiğinde de artık çok geçtir. Ne yazık ki, (bazı) "zihinlerin", "deneyim" dediği şey budur. Aklıyla bağlantısını kaybetmiş bir kişi, "deneyimli" olarak tanımlar kendini. )


- DENEYİM ile/ve/değil/||/<>/< YÖNTEM

( Bireysel. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Bilimsel. )


- DENEYİMCİ MATEMATİK ile/ve METAFİZİK MATEMATİK

( Newton. İLE/VE Leibniz. )


- DENEYİMLEMEK ile/ve/<> GÖZLEMLEMEK


- DENEYİMLEYEN ile/ve/||/<> DENEYİMLEME BAĞI ile/ve/||/<> DENEYİMLENİLEN


- DENEYLENEBİLİR BİLGİ ile/ve/değil/<> DENEYİMLENEBİLİR BİLGİ


- ÖĞRENME:
DENEYSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL


- DENEYSEL ile/ve/değil DENEYİMSEL

Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 11.290 başlık/FaRk ile birlikte,
11.290 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(11/47)
SÖZLER

Bilgilerin örgün birliği.

Bilim, nesneler karşısında yöntemli bilgidir.

Bilim, gerçeğin edebiyatıdır.

Bilim, bize geleceği vaad eder.

Bilim, yalnızca doğanın matematiksel davranışını ortaya koyan yasalardan oluşur.

Bilim bir hayal değildir, fakat onun bize vermediği şeyleri başka bir yerde bulacağımızı sanmak hayaldir.

Bilimin en önemli özelliği doğanın içinde kalmaktır.

Dış etkiler üstüne giriştiği mantık-deney işlemler bütünü.

"Ne tür bir bilgi gereklidir?" sorusunun yanıtı ancak "Bilimsel bilgi"de çözülecektir.

İnsan ancak bilimsel bilgi yoluyla nesne, olay ve olgulara egemen olmayı başarmaktadır.

Bilimsel ol ve bekle!

Gerçek bilim, her şeyin üstünde şüphe etmeyi ve cahil olmayı öğretir.

Evren matematiksel yapıdadır. Bilimin konusu olan doğa, matematiksel niteliklere sahip, bölünmez küçük parçacıklar olan atomlardan yapılmıştır. Doğada meydana gelen tüm değişiklikler, bu atomların birleşmesi, ayrılması ve hareketlerinden oluşur.

Hiçbir bilim, o bilimi yaparkenki araçları sorgulamaz.

Her bilim cevherin bir sunumunu inceler.

İlmin başı soğandan acı, sonu baldan tatlıdır.

İlmin yarısı aşk, yarısı okumaktır.

İlim sohbetle olur, kitaptan bilgi devşirilir.

Dili bilimden ayrı düşünmek veya bilimi dilden ayrı düşünebilmek olanaksızdır.

Sosyoloji en fazla metodu içeren, fakat en az çözümü olan bilimdir.

Matematik, doğanın sırlarını açacak tek anahtar olacaktır.

Terimlerle yapılmaya çalışılan bilim, ancak o terimi bilenler arasında yapılabilir.

İlim kesb ile rütbe-i rif'at arzu-yı muhal imiş ancak
Aşk imiş ne var âlemde ilim bir kıyl u kal imiş ancak

YANILGI

Greater Idaho Falls Bilim Fuarı'nda, bir lise öğrencisi, yöre insanlarını hazırladığı Projeyi imzalamaya davet etti. Delikanlı, "dihydrogen monokside" adlı maddenin kullanımının tümüyle yasaklanmasını, mümkün olmadığı takdirde çok sıkı kontrolünü istiyordu. Maddenin zararlarını, duvarlara astığı afişle açıklıyordu:

1- Yoğun terlemelere ve kusmalara sebep olabilir.
2- Doğaya büyük zararlar veren asit yağmurlarının ana unsurudur.
3- Gaz haline geçmiş hali, çok ciddi yanıklara sebep olabilir.
4- Kazara solunması, ciğerlere dolması ölüme yol açar.
5- Erozyona yol açar.
6- Otomobil frenlerinin etkinliğini azaltır.
7- Ölümcül kanser tümörlerinin hepsinin içinde bulunmuştur.

Bir saat içinde tam 50 bilim fuarı meraklısı insan delikanlının kampanya açtığı standı ziyaret etti. 43 kişi, yasaklama isteğini şiddetle desteklediler. 6 kişi kararsız kaldı. Sadece bir kişi yasaklanması istenen "dihydrogenmonokside" in H2O, yani hayatın can damarı "Su" olduğunu söyledi. Delikanlının bu projesi "Ne kadar kolay aldatılabiliyoruz" yarışmasının birincisi ilân edildi!...
Delikanlı, "Amacım, kolayca saptırılmış, saçma bilimsel cümleciklerle insanların nasıl yanlış koşullandırılabildiklerini göstermek istedim" dedi.

KAÇ SAAT ÇALIŞIYORSUN?

Seksen yaşını aşmış bir akademisyenin, odasındaki duvarda fotoğrafı asılı duran hocası ile arasında geçen bir konuşma, belki de başarısının sırrını, başka bir deyişle ilmin görkeminin sırrını veriyordu:

"Günde kaç saat çalışıyorsun?"

Vereceği rakamın etkisinden emin olan akademisyen, ikirciksiz şöyle der:
"Onyedi saat Hocam!"

Yüzünü ekşiten hocası,
"Günde onyedi saat çalışarak âlim olamazsın!"
diye karşılık verince şaşıran akademisyen:

"Peki Hocam! Âlim olmam için günde kaç saat çalışmam gerekiyor?" diye sorar.

Hocası'nın yanıtı ilginç, bir o kadar da çarpıcıdır:

"Benim hocam günde 26 saat çalışırdı;
ben ancak 25 saat çalışabiliyorum;

senin de âlim olmak için günde en az 24 saat çalışman gerek!"


Sayın İhsan FAZLIOĞLU'na, Ahmet ÇORAK'a, Baha Zafer'e, Ayhan Çitil'e, Tahir ÖZAKKAŞ'a, Doğan CÜCELOĞLU'na, Metin BOBAROĞLU'na, Kayıhan ŞAHİNOĞLU'na, Haluk BERKMEN'e, Mehmet Aşık'a, Mustafa ÖZEL'e, Ahmet DAVUTOĞLU'na, Kâzım MERTEK'e, İlber ORTAYLI'ya, Şinasi ve Gönül TEKİN'e...
Burhan OĞUZ'a, Ali DEMİRSOY'a, Lütfi YALÇINKAYA'ya, Galip ERDEM'e, Cevdet KUDRET'e, Ahmet ARVASÎ'ye, Osman TURAN'a, İsmail SAİB SENCER'e, İbn'ül Emin Mahmut KEMAL'e, Süheyl ÜNVER'e...
Ali KUŞÇU'ya, İbn-i SİNÂ'ya...
EINSTEIN'a, POPPER'a, PASTEUR'e, LAVOSIER'e, BOYLE'a...
HYPATIA'ya
PORTRELER GALERİSİ programına...
BSV'ye ve AAV'ye...
tarihteki, (adı/kendi bilinsin/bilinmesin, kaydı bulunsun/bulunmasın), doğrudan ya da dolaylı olarak
Felsefe, Bilim ve Sanata hizmeti/katkısı/çabası/desteği olmuş herkese...
paylaşımları/katkıları için çok teşekkür ederiz...