Bugün[09 Kasım 2025]
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(95/181)


- KINIK BOYU ile/ve KAYI BOYU ile/ve BAYAT BOYU

( Selçuklu. İLE/VE Osmanlı. İLE/VE ... )


- KINKANAT ile KINKANATLILAR

( Kın kanatlı böceklerin gövdeyi korumakla görevli ve çok sert yapıda birinci çift kanadı. İLE Böcekler sınıfından, boynuzsu bir kın biçiminde olan birinci çift kanatları uçmakta kullanan öteki iki kanadı örten, ağız parçaları çiğnemeye, parçalamaya elverişli, tümüyle başkalaşma gösteren bir takım. )


- KINNAP değil/yerine/= SİCİM


- KIRNAP/KINNAP[Ar. < KİNNEB] değil/yerine/= SİCİM

( Keten, kenevir gibi bitkilerin liflerinden yapılan, kaba şeyler dikmeye, bağlamaya yarayan ince sicim ya da kalın ip. )


- Kinsiz KONUŞ!!!


- KİP ile BİÇİM

( MOOD )


- KİP = CİHET, HAL, TAVIR = MODE, MOOD[İng.] = MODE[Fr.] = MODUS[Alm., Lat.] = MODO[İsp.]


- KIPÇAK ile ...

( KUMANİA )

( XI - XV. yüzyıllarda, Hazar ve Karadeniz'in kuzeyindeki bozkırlarda, Mısır ve Suriye'de yaşamış bir Türk boyu, Kuman. | Günümüzde, Kırım Tatarcası, Kazakça, Karaçay Malkarca vb. lehçeleri konuşan öbeğe verilen genel ad. )


- KİPE[Alm. < KIPPE] -

( Hızla bükülen kalçanın sert ve birden gerilişiyle, gövdenin yatıştan ayaküstü duruşa ya da asılmadan dayanmaya geçmesi. )


- KIPI = AN = DEM = MOMENT[İng., Fr., Alm.] = ATTIMO/MOMENTO[İt.] = MOMENTO/RATO[İsp.]


- KİPLİK:
SORUN BELİRTEN ÖNERME ve/||/<> İDDİA EDİLEN ve/||/<> İTİRAZ GÖTÜRMEZ OLAN/APAÇIK


- KİPRİK değil KİRPİK


- KIR ATIN YANINDA YATAN, YA HUYUNDAN, YA SUYUNDAN ile KÖRLE YATAN ŞAŞI KALKAR


- KİR-KİSP


- KIR ile/ve/||/<>/> AK

( GRAY vs./and/||/<>/> WHITE )


- KIR ile BAKLA KIRI

( ... İLE Beyazı çoğalmış, beyazlamaya yüz tutmuş saç vb. | Koyu ve iri lekeli at donu. )


- KÎR[Ar.] ile KÎR[Ar.] ile KİR[Tr.]

( Zift, katran. İLE Erillik örgeni, penis. )


- KIR ile KIR ile KIR

( Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk. | Bu renkte olan. İLE Kent ve kasabaların dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer, dağ, bayır. İLE Bozma, bölme, ayırmanın buyruk kipi. )

( GRAY vs. GRAY vs. GRAY )


- KIRAAT ile/ve/||/<> TEFEKKÜR ile/ve/||/<> HAYAT

( Dilin okuması. İLE/VE/||/<> Aklın okuması. İLE/VE/||/<> Kalbin okuması. )


- KIRAATHANELER ile/ve/||/<>/> MARMARA KIRAATHANESİ


- KİRACI/SAHİP değil/yerine MİSÂFİR


- KİRALAYAN ile/ve KİRAYA VEREN


- KIRAN KIRANA (MÜCADELE)


- KIRAN ile KIRAN ile KIRAN/ÂFET ile KIRÂN[Ar. < KIRÂNÂT] ile KIRÂN[Fars.]

( Kırma işini yapan kişi. İLE Kıyı, kenar, çevre, uç. | Dağ sırtı, tepe, bayır. | Kıraç toprak. | Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı. İLE Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık ya da başka neden. İLE Yakınlık. | İki şeyin birleşmesi. | Gezegenlerden ikisinin bir burçta birleşmesi. İLE 1848'den 1927'ye kadar İran'da kullanılan bir gümüş para.[1.25 Dolar değerindeydi. 10 kıran, 1 toman ederdi.] )


- KIRAN/ÖLET/AFET ile KIRAN

( Kırma işini yapan kişi. | Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık ya da başka neden. İLE Kıyı, kenar, çevre, uç. | Dağ sırtı, tepe, bayır. | Kıraç toprak. | Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı. )


- KIRANTA[İt. < QUARANTA] değil/yerine/= KIRÇIL

( Saçları ağarmaya başlamış eril kişi. | İlerlemiş yaşına karşın bakımlı, özenli eril kişi. | Kırlaşmış saç, sakal. )


- KİRAZ ÇEKİRDEĞİ ve ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ ve KEÇİBOYNUZU ÇEKİRDEĞİ

( Isıtılarak uzun süreli ısıtıcı olarak kullanılabilir. )


- KİRAZ ile DALBASTI

( ... İLE Bir tür, iri, aşılı kiraz. )


- KİRAZ ile DEFNE ile MEŞE ile AKÇAAĞACI ile KAYISI

( image )

( Kendinizi tanımlamak isteseydiniz ne olmak isterdiniz?

Kiraz kadar lezzetli, defne gibi yeşil, meşe gibi toprağın sigortası, akçaağaç kadar estetik ve kayısı kadar yararlı olmak isterdim. )


- KİRAZ ile HİNTKİRAZI/MANGO[Portekizce]

( ... İLE Sumakgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, zeytin büyüklüğünde yenilir bir meyvesi olan büyük bir ağaç. )

( ... cum MANGIFERA DOMESTICA )


- KİRAZ ile İDRİSAAĞACI/MAHLEP[Ar.]

( Gülgillerden bir meyve ağacı. | Bu ağacın meyvesi. İLE Meyvesi hoş kokulu, hoş bir kiraz türü, kokulu kiraz. )

( PRUNUS AVIUM cum PRUNUS MAHALEB )


- KİRAZLI BEND (MAHMUT II. BENDİ) :

( Bahçeköy Belgrad Ormanı içindedir. Eski Belgrad köyünün güneyinde yer alan bent Sultan II. Mahmut (1785 - 1839)' un döneminde yapılmış olup 1818 yılında tamamlanmıştır. Bent Mimar Kirkor Amira Balyan (1764 - 1931) tarafından yapılmıştır. Yüksekliği 11,60 m, uzunluğu 45,45 m. dir. 103.080 m³ su kapasitelidir. )


- KİRAZLI BEND PİKNİK YERİ :

( Bahçeköy'de Belgrad Ormanı içindeki Kirazlı Bend (Mahmut II. Bendi) ön kısmı ve çevresidir. Halka açık bir piknik alanı olup, gruplara günü birlikte verilmektedir. Suyu, masaları ve çeşitli ihtiyaçlara cevap veren hizmetleri ile hazır bulunmaktadır. )


- KİRAZLIBAHÇE ÇEŞMELERİ :

( Zekeriyaköy'deki Kirazlıbahçe çay bahçesi içindeki çeşme 1927 yılında duvar çeşmesi olarak yapılmıştır. Çeşmenin suyu Kirazlıbahçe memba suyudur. Bu bahçe içindeki diğer çeşme Kirazlıbahçenin bitişiğindeki evin bahçesindedir. Çeşme 1962 yılında yapılmıştır. Her iki çeşme de Mustafa Dayaloğlu tarafından yaptırılmıştır. )


- KİRAZLIBAHÇE MESİRESİ :

( Zekeriyaköy'ün Soğuksu tarafındadır. Mesire içi kiraz ağaçları ile dolu olması nedeni ile Kirazlıbahçe denilmektedir. Mesire içerisinde lokanta, Çay bahçesi, piknik alanı bulunmaktadır. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde bahsettiği "... lal renkli sulu kirazları..." Bu mesire bahçesinde hala bulunmaktadır. Kirazlıbahçe mesiresi 1927 yılından beri hizmet vermektedir. )


- KIRBA[Ar. < KİRBA]/MATARA[Ar. < MİTHARE] ile KIRBA

( Sakaların içinde su taşıdıkları ağzı dar, altı geniş, deriden yapılmış kap, su kabı. İLE Çok su içen. | Çocuklarda karın şişmesiyle beliren bir hastalık. )


- KİRDEŞ ile/ve/||/<> KOMŞU
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Tek bir ev içinde birlikte ikamet edilen komşu. İLE/VE/||/<> ... )


- KİREÇ KLORÜRÜ ile KİREÇ KAYMAĞI

( ... İLE Bazı nesne ve yerleri mikroplardan arıtmakta, çamaşırları ağartmakta kullanılan, sarımsı beyaz renkte ve klor kokusunda, toz ya da sulandırılmış kireç klorürü. )


- KİREÇ ile KİREÇ TAŞI

( Mermer, tebeşir, kireç taşı, alçı taşı gibi birçok taşın özünü oluşturan kalsiyum oksit.[CaO] | Kalsiyum hidroksit, Ca(OH). İLE Kireç ocağında işlenerek kireç elde edilen, kalsiyum karbon tuzundan bileşik kayaç. )


- KİREÇ ile/||/<>/> KİREÇSÜTÜ

( ... İLE/||/<>/> Badana için hazırlanmış sulu kireç. )


- KİREÇBURNU FIRINI :

( Kireçburnu çarşı içinde ve Kefeliköy Caddesi üzerindedir. 1957'den beri hizmet veren fırının sahibi Sami, Şevki Bostancı olup, börekleri ile çok ünlü bir fırındır. )


- KİREÇBURNU LİMANI :

( Kireçburnu Haydar Aliyev Parkı önünde bulunan limandır. Eski küçük ve elverişsiz barınak yıkılarak yerine bu liman yaptırılmıştır. Liman S.S. Kireçburnu Su Ürünleri Kooperatifinin kullanımındadır. )


- KİREÇBURNU MAHALLESİ :

( Kireçburnu ilçenin sahil şeridinde yer alan bir mahalle olup; Tarabya, Cumhuriyet Mahallesi (Kefeliköy) mahallesinden sınır alır. Bizans döneminde isminin Boğazın anahtarı anlamına gelen Kleidra tou Pontuveya Kleidai tou Pontu idi. Osmanlı döneminde yörede bulunan kireç ocağı ve kireç iskelesi nedeni ile semte Kireçburnu ismi verildiği bazı kaynaklarda belirtilir. 1992 nüfus sayımına göre mahallenin nüfusu 6.081'dir. )


- KİREÇBURNU MESİRESİ :

( Kireçburnu eski vapur iskelesinden Kefeliköy'e kadar uzanan sahil boyu; ağaçları, farkları ve yeşillikleri ile doğal mesire görünümünde olup bu biçimde değerlendirilmektedir. )


- KİREÇBURNU METEOROLOJİ İSTASYONU :

( Sarıyler İlçesindeki meteoroloji istasyonlarının merkezi durumundadır. )


- KİREÇBURNU PLAJI :

( Eski vapur iskelesinden Çin Konsolosluğu köşesine kadar olan alan, temiz suyu ve kullanışı nedeniyle plaj olarak kullanılmaktadır. )


- KİREÇBURNU SPOR KULÜBÜ :

( 1951 yılında Ahmet Poçar, Alaattin Kalender, İsmet Bozer, İsmet Ermetin, Raşit Yürüdü, Turgut Kalender, Fahrettin Sarıer ve Mehmet Gülümser tarafından kuruldu. Kulüp futbol dalında faaliyet göstermektedir. Bu kulüpten; Hüseyin Gülümser, Vecdi Poçar, Ferruh Engin. Engin Bilgin, Erman Ergin gibi sporcular yetişti. )


- KİREÇBURNU TABYASI :

( Kireçburnu Tabyaaltı durağının üst kısmında tepede, 1909'da savunma amaçlı yapılan ve toprak altından denize çıkışı olan tabya'da önceleri boğazın savunması için top ve askeri birlik bulunuyordu. Zamanla tabya terk edildi ve boş bırakıldı. Ulusal kurtuluş mücadelesi dönemlerinde muhtelif yerlerden temin edilen silah ve mühimmatların depo edilerek saklandığı yerlerden biridir. Bulunduğu mevkiin alt kısmına Tabyaaltı durağı vardır. )


- KİREÇBURNU VAPUR İSKELESİ :

( Şirket - i Hayriye'ye ait olun bu iskele Boğaz'ın Karadeniz'e açılan ağzının tam karşısında olması bakımından, sert havalarda geminin yanaşması ve yolcu boşaltması çok zor olan iskelelerden biriydi. Zamanla yolcusunu kaybettiğinden 1964'te kapatıldı ve iskele yerinden söküldü. )


- KİREÇÇİL >< KİREÇYEREN

( Kireçli topraktan hoşlanan, kireçli toprakta yetişen bitki. >< Kireçli topraktan hoşlanmayan, kireçli toprakta yetişmeyen. )


- KİREMİT[Yun.] ile ALMANKİREMİDİ

( Çatıları örtmekte kullanılan, yan yana dizilerek suyu aşağıya geçirmeden dışarı akıtacak biçimde yapılmış, kızıl toprağın renginde, pişmiş balçık levha. İLE Düz/yassı kiremit. )


- KİREMİTLİ ÇEŞME :

( Garipçe Kalesi yolu üzerindedir. Hangi tarihte ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. )


- KIRGIN/LIK ile/değil KIRIK/LIK


- KIRGIN/LIK ile/ve/||/<>/> KIZGIN/LIK ile/ve/||/<>/> KİN

( Sessizdir. İLE/VE/||/<>/> Gürültülüdür. İLE/VE/||/<>/> Gereksizdir ve yanlıştır. )


- KIRGINLIK ve/||/<> MESAFE

( Kırıldığında, o kişiyle aranda mesafe oluşturmak ve birbirine zaman tanımak gerekir. Anlıyorsa/n yanına gelecektir/gideceksindir. Gelmiyorsa/gitmiyorsan, o kişiyle doğru mesafeyi buldun demektir. )


- KIRIK-DÖKÜK


- KIRIK-DÖKÜK (EŞYA)


- KIRIK ile/ve/||/<> BÜKÜK ile/ve/||/<> EĞİK


- KIRIK ile ÇATLAK


- KIRIK ile KIRIK ile KIRIK

( Kırılmış olan. | Tam nota göre düşük olan not. | Saf renkten hafif uzaklaşmış. | Kırılmış bir şeyden ayrılan parça. | Kemiğin bir etki ile kırılması. | Bir şeyin kırılan yeri. | Kırıntı. | Melez. | Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul. | Gücenmiş, üzgün. İLE Dişilin ya da erilin, yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu eril ya da dişil. İLE Fay. )


- KIRIK ile/||/<> KİRLİ ÇAMAŞIR


- KIRIK/ÇI/SINIK/ÇI[yerel] ile/değil/yerine KEMİK HEKİMİ/ORTOPEDİST


- KIRIK-KIRTIK


- KIRILGANLIĞIN GÜCÜ ve/||/<> UTANCI DİNLEMEK

( BRENE BROWN )

( İlgili konuşmayı, burayı tıklayarak izleyebilirsiniz... ve/||/<> İlgili konuşmayı, burayı tıklayarak izleyebilirsiniz... )


- KIRILMA İLE YANSIMA İLE GİRİŞİM İLE KIRINIM ile/||/<> IŞIK OLAYLARI

( Işığın madde ile etkileşiminde görülen dört temel optik olaydır. )

( Formül: n₁sinθ₁ = n₂sinθ₂ )


- KIRILMA(") ile/<> (")ÇÖKME(")


- KIRILMA ile DAĞILMA


- KIRILMA ve/> DEĞİŞİM ve/> GÜÇLENME ve/> UMURSAMAMA


- KIRILMA ile/ve/||/<> EVRİLME


- KIRILMA" ile/></> UMURSAMAZLIK

( Kırıldıkça değişir, değiştikçe güçlenir, güçlendikçe de umursamazsın. )


- KIRILMA ile/ve/||/<>/> YIKILMA


- KIR(IL)MAK ile/değil/yerine/>< EĞ(İL)MEK

( Komik değildir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Komiktir. )


- KIRILMAMA NOKTASINDAKİ KİŞİ İÇİN SÖYLENİLECEK OLAN:
[ya] KALPSİZ ile/ya da GÜÇLÜ


- KIRILMAMALI:
DAL ile/ve/||/<> SEVGİ

( Ağaçtan, meyve bekliyorsak. VE Kişilerden, sevgi bekliyorsak. )


- KIRIM ile/= TAURIS ile/= TAVRIA/TAVRIDA

( ... İLE/= Kırım'dan, ilk kez Antik Çağ'da, Heredotos söz etmiş ve bu adı vermiştir. İLE/= Roma'lılar da, bu adlarla anmıştır. )


- KIRINIM ile/||/<> SAÇILMA (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( Kırınım dalga engel arkası, saçılma parçacıklarla etkileşimdir )

( Formül: Huygens İLE Rayleigh )


- KIRIŞ KIRIŞ -


- KİRİŞ ile BAŞTABAN

( ... İLE Yunan ve Roma mimarlıklarında, sütunların üstüne oturan ve iki sütun arasındaki uzaklığın üstünü örten büyük, uzun taş kirişlerin oluşturduğu bölüm. )


- KIRIŞIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KIVRIM

( Kırışmış olan. | Kırışmış yer, kırışıklık. | Deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım. )


- KİRİŞLEME ile KİRİŞLEMEK

( Kirişlemek işi. | Ahşap döşemelerde yaklaşık 50 santimetre ara ile kirişler koyma. | Çapraz olarak, kılıçlama. İLE Kirişi çekip germek. | Kiriş olarak kullanılan keresteyi döşemek. )


- KIRIŞTIRMAK ile "KIRIŞTIRMAK"

( Nesnelerde.[kâğıt, giysi vb.] İLE Biriyle. )


- KİRİT ile/ve/||/<> KİRİTLİK/KİRİTLİG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Anahtar. İLE/VE/||/<> Kilit. )


- KIRK AKIL ile/değil/yerine/>< AKIL

( Kararsız, bir konuda belirgin görüş ve karar belirtemeyen kişi. | Her konuda düşüncesi ve sözü olan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )


- KIRK BUDAK ile ...

( BEKTÂŞİYE'DE MEYDAN ŞAMDANI )


- KIRK HANE ile/ve/||/<>/>/< BİR ÂRİF


- KIRK (LOKMA/TABAK) ile/ve/<>/ya da KIRIK (LOKMA/TABAK)

( FORTY (BITE/PLATE) vs./and/<>/or BROKEN (BITE/PLATE) )


- YAŞ:
40 ile/ve/> 50

( Gençliğin, yaşlılığı. İLE/VE/> Yaşlılığın, gençliği. )


- KIRKAĞAÇ ile KIRK AĞAÇ

( Manisa iline bağlı ilçelerden biri. İLE ... )


- KIRKAMBAR ile KIRKAMBAR

( İçinde değişik türden şeyler bulunan kap ya da yer. İLE Çok konuda bilgisi olan kişi. | Çerçi. )


- KİRKİT ile TARAK

( Dokumacılıkta atkı ipliğini sıkıştırmak için kullanılan, demirden ya da ağaçtan yapılmış dişli araç. | Halı dokunurken kullanılan el tarağı. )


- 40'LI YAŞLAR ile/ve/||/<>/> 50'Lİ YAŞLAR

( Gençliğin yaşlılığı. İLE/VE/||/<>/> Yaşlılığın gençliği. )


- KIRLANGIÇ ile AKGÖT, SALANGAN[Filipin dili]

( ... İLE Hint ve Çin denizleri kıyılarında yaşayan, uzun kanatlı, dört köşe kısa kuyruklu, esmer, küçük kuş. )

( HIRUNDO RUSTICA cum COLLOCALIA )


- KIRLANGIÇ ile BATAK/LIK KIRLANGICI


- KIRLANGIÇ ile DAĞ KIRLANGICI/ÇOBANALDATAN

( ... ile UVVÂR[çoğ. AVÂVÎR], VATVÂT[çoğ. VATÂVÎT] )

( ... ile PÂLVÂNE, PÂLVÂYE )

( ... cum CYPSELUS ALPINUS/CAPRIMULGUS EUROPEUS )


- KIRLANGIÇ ile KEÇİSAĞAN/ÇOBANALDATAN/EBÂBÎL[Ar.] ile AKKARINLI EBÂBÎL[Ar.] ile KARASAĞAN EBÂBÎL[Ar.]

( ... İLE Dağ kırlangıcı. | Çobanaldatangillerden, kahverengimsi gri zemin üzerine benekli ve çizgili tüyleri olan, kanatları sivri, kuyruğu uzun, boynu kısa, başı iri ve enli, gagası ufak, kısa ve kancalı bir tür kuş. )

( ... İLE Kahverengilerdir fakat gökyüzünde uçarlarken siyah görünürler.
* Uzun, bumeranga benzer kanatları, kısa ve çatallı kuyrukları vardır.
* Kırlangıçlar gibi uçarken kanatlarını kırmazlar.
* Kırsal bir alanda görmek olanaksızdır.
* Yuvalarını çatıların gizli yerlerinde yaparlar ve yuvalarına çok hızlı girip çıkarlar.
* Bazı ebabillerin 21 yıl yaşadığı gözlenmiştir.
* Ebabil görmek için yaz aylarında gökyüzünün çok yükseklerine bakmak gerekir.
* Kırlangıçlar gibi, teller vb. yerlere tünemezler.
* Sadece üremek için bir yere konarlar.[Türkiye'nin bir çok yerinde ürerler.]
* Özellikle akşam üstü çatıların ve evlerin üzerinde çılgınca çığlıklar atarak hızla uçarken görebilirsiniz.
* Yaşamlarının büyük bir kısmını uçarak geçirirler. [Uçarken uyurlar.]
* Şehirde, binaların arasında görebilirsiniz.
* Yuvalarını binalardaki çatlaklarına, havalandırma boşluklarına, çatı aralarına yaparlar. Yuva yapmak için uçarken rastgele topladıkları tüy, ot ve tohumları kullanırlar.
* Avrupa'ya Mayıs'ın başında gelir ve genellikle iki hafta içinde, oldukça hızlı bir biçimde tüm kıtaya yayılırlar. [Kışı geçirmek için Afrika'nın güneyine geri dönerler.]
* Mardin'de çok sayıda görmeniz olanaklıdır. )

( image )

( HUTTÂF[çoğ. HATÂTİF] ile EBÂBİL )

( BELVÂYE, PİRİSTÛ/K, PİRİSTÜK PÎLVÂYE ile EBREHE, BÂLVÂNE, YALVÂNE )

( SWALLOW vs. SWIFT vs. ALPINE SWIFT vs. CHIMNEY SWIFT )

( HIRUNDO RUSTICA cum CAPRIMULGUS EUROPAEUS cum TACHYMARPTIS/MICROPUS MELBA cum CHATEURA PELAGICA )


- KIRLANGIÇ ile KILIÇ KIRLANGICI

( HIRUNDO RUSTICA cum APODIDAE )

( SWALLOW vs. SWIFT )


- KIRLANGIÇ ile KIR KIRLANGICI

( )


- KIRLANGIÇ ile SUMRU/DENİZKIRLANGICI

( 8 cins )

( Gediz deltasında! )

( ... ile )


- KİRLENMEKTEN KORUNMA ve/<> ERDEM


- KİRLENMEMEK ile/değil/yerine/||/<>/< ARINMAK


- KİRLİ PARA ile/||/<> KARA PARA

( Yasa dışı yollardan ya da insanlık suçlarıyla elde edilen. İLE/DEĞİL/||/<> Vergi kaçırarak elde edilen. )


- KİRLİ SU ile EPRİK

( ... İLE Çamaşırın az kirli suyu. )


- KİRLİ TOPRAK değil KİLLİ TOPRAK


- KIRLI ile ...

( Ege bölgesinde özellikle hasat mevsiminde Orta Anadolu'dan gelen mevsimlik işçilere verilen ad. )


- KİR/Lİ/LİK ile/ve/= PASAK/LI/LIK


- KİRLİ/LİK ile/değil/yerine RENKLİ/LİK


- KİRLOŞ = KİRLOZ

( Kirli ve pasaklı. )


- KIRMADAN DÖKMEDEN/KIRIP DÖKMEDEN (İŞ YAPMAK)


- KIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GÖNÜL ALMAYI (DA) BİLMEK

( Herkesin yapabildiği/yapabileceği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bazılarının yapabildiği/yapabileceği. )


- KIRMAMAK" ve/||/<> "KIRILMAMAK"

( "Dil ile". VE/||/<> (B)ilim/bilgi ile. )

( İlk ders. VE/||/<> Son ders. )


- KİRMAN = KİRMEN

( İp eğirmeye yarayan tahtadan yapılmış araç. )


- KIRMIZI IŞIK:
HERKESE YANMALI ve/fakat/ne yazık ki/>/< BANA YANMASIN


- KIRMIZI KONAK ile KIRMIZI KÖŞK ile KIRMIZI YALI

( Bâb-ıâli'de Cumhuriyet Gazetesi bahçesinde harap halde duran, İttihat ve Terakki Cemiyeti(Partisi) binası. İLE Üsküdar'da, Salacak kıyısı üstünde, Sinan Paşa Camisi karşısında bulunan ahşap köşk. [Çürüksulu Ahmed Paşa Köşkü ya da Belkıs Hanım Köşkü olarak da bilinir.] İLE Kandilli'nin kuzeyindedir. [Polonya'lı Hukukçu Ostrorog tarafından yaptırılmıştır. Kont Ostrorog Yalısı olarak bilinir.] )


- KIRMIZI KÖŞK :

( Sarıyer deresi ile birleşen Teknecik deresini takiben Maden'e doğru giderken soldaki arazinin içerisinde çam ağaçlarının arasında idi. Bu büyük ve tarihi eser köşk devamlı kırmızı boya ile boyandığından "Kırmızı Köşk" olarak isimlendirilmişti. Köşk bakımsızlıktan viran hale geldikten sonra 1960'lı yıllarında sonunda yerine apartmanlar ve büyük bahçesine de işyerleri yapıldı. )


- KIRMIZI ÖLÜM ile/ve BEYAZ ÖLÜM ile/ve YEŞİL ÖLÜM ile/ve SİYAH ÖLÜM

( Hırs ve ihtirasların, şehvetin ölümü. Alışkanlıkların[murâdât'ın], alışkanlıklardan dolayı oluşmuş yakınlıkların [menusât'ın] ölümü. İLE/VE İştahın ölümü.[Tokluğun, tıkınmanın] İLE/VE Kıyafetin ölümü. Giyim-kuşamdan uzaklaşma, libası terk etme. İLE/VE Halkın arasına girmek, halkın içinde yaşamak, halkın ıstırabını yüklenmek. )

( MEVT-İ AHMER ile/ve MEVT-İ EBYEZ ile/ve MEVT-İ AHDER ile/ve MEVT-İ ESVED )

( Ölümün Dört Rengi - Dücâne Cündioğlu )


- KIRMIZI ÖRÜMCEK ile KIRMIZI SIRTLI ÖRÜMCEK

( ... İLE Avustralya'nın, en zehirli örümceğidir. )

( )

( TETRANYCHUSURTICAE - TETRANYCHUSALTHAEAE cum ... )


- KIRMIZI[Ar.] değil/yerine/= AL


- KIRMIZI[Ar.] değil/yerine/= AL / KIZIL

( Parlak kırmızı renk. | Bu renkte olan. | Aşırı derecede olan. | Komünist. | Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık. | Altın. )


- KIRMIZI ile FUŞYA[< LEONART FUCHS]

( ... İLE Canlı morumsu, kırmızı renk. )


- KIRMIZI ile GÜVEZ

( ... İLE Mora çalan kırmızı. )


- KIRMIZI ile MOR

( RED vs. PURPLE )


- KIRMIZI ile/<> NARÇİÇEĞİ

( ... İLE/<> Parlak kırmızı renk. | Bu renkte olan. )


- KIRMIZI ile YEŞİL


- KIRO"[Kürtçe(Kurmanci) < KURO: Oğul/oğlan.[sesleniş/hitap] < KUR: Oğul/oğlan.][<> KURRAG: Sıpa, tay.] ile "HANZO"

( Oğul/oğlan. İLE Kaba saba, görgüsüz kişi. )


- KİRPİ ile ARMADİLLO

( ... İLE 20 türü vardır. [30-40 milyon civarındalardır] [hepsi de Amerika'da yaşarlar] )

( ... İLE 60 milyon yıldır yeryüzündelerdir. )

( ... İLE Soluklarını 6 dakikaya kadar tutabilirler. [Uzun bir mesafe almaları gerektiğinde ciğerlerini havayla doldurup, midelerini can yeleği gibi şişirirler] )

( ... İLE Ürkütüldüklerinde ve bir savunma mekanizması olarak metrelerce havaya sıçrarlar. )

( ... İLE Teksas eyaletindeki her iki memeliden biri armadillodur. [Öteki ise, Teksas Uzunboynuz sığırıdır.("Teksas hız kesicisi" takma adıyla da anılırlar)] )

( Armadillo'lar, en büyük penise sahip memelidir. )

( [Azteklerde] ... ile AZOTOCHTLI[: Kaplumbağamsı tavşan.] )

( ... ile Armadillo | Armadillo )

( ... İLE Fareler [ve insanlar] dışında, cüzzamdan ciddi biçimde etkilenen tek hayvan türüdür. [Amerika'nın Louisiana eyaletindeki armadillolarının çoğu cüzzamlıdır] )

( Çözümler/Çareler...

Kendimizi, ayakta, dikey | durumda görerek değil O küre/yuvarlak biçimdeki bir bütün ve tüm bütünlüklerin önemli bir parçası olarak görüp birbirimizle, yaşamda, doğada ve doğayla uyumlu bir akış/yuvarlanış içinde olmamızda!... )

( HEDGEHOG/CENTIPEDE vs. ARMADILLO )

( ERINACEUS EUROPAEUS cum [İsp.]ARMADO< [Lat.]ARMARE )


- KİRPİ ile AVUSTRALYA KİRPİSİ

( ... ile ZÂT-ÜL-LİSÂN )


- KİRPİ ile DİKENLİ OKLU KİRPİ

( Kirpi ile ... )

( Kirpiler, suda batmazlar. )

( DÜLDÜL, KUNFUZ[çoğ. KANÂFİZ], MUKANFEZ ile ... )

( JÎK, JÎKÂSE HÂR-PÜŞT[mecaz], ÜSKÜR ile SENGER, ÜŞGUR )

( HEDGEHOG/CENTIPEDE vs. PORCUPINE )

( ERINACEUS EUROPAEUS/CONCOLOR cum HYSTRIX CRISTATUS )


- KİRPİ ile UZUN KULAKLI ÇÖL KİRPİSİ


- KIRPIK ile KIRPINTI

( Kırpılmış olan. | Bölük pörçük. İLE Kırpılan şeyden kalan küçük parça. )


- KIRPMA ile KIRKMA

( Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak. | Göz kapaklarını açıp kapamak, kıpmak. | Kesinti yapmak, tutumlu davranmak. İLE Bir şeyi uçlarından kesmek. | Saç, sakal ya da tüyü kesmek. )

( CLIPPING vs. TRIM/CLIP/CROP/FLEECE/SHEAR )


- KIRPMAK ile/ve/||/<> CIMBIZLAMAK


- KIRPMAK ile KESMEK

( TRIM vs. CUT )


- KIRŞAN, ERDİNÇ (İST. 1942) :

( Galatasaray'dan transfer edildi ve iki sezon (1961 - 1953) Sarıyer'de oynadı. Bu süre içinde 33 lig, 1 kupa maçı olmak üzere 34 resmi ve ayrıca 14 özel maçla birlikte toplam olarak 48 maçta forma giydi.. Lig maçlarında 2, kupa maçlarında 1 ve özel maçlarda 1 olmak üzere takımı adına 4 gol kaydetti. )


- KİRTÜÇ ile HUYSUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herkese kin besleyen ve huysuz kişi. İLE ... )


- KİRVE/LİK ile/ve/<> MÜSAHİP/LİK

( ... İLE/VE/<> Sohbet, arkadaşlık eden kişi. | Tatlı konuşmaları ile büyüklerin, özellikle de sultanların hoş zaman geçirmelerini sağlamakla görevli kişilere verilen san. )


- KIŞ KIŞ

( Kovalama. )


- KIS KIS (GÜLMEK)


- KIŞ UYKUSUNA YATANLAR ile KIŞ UYKUSUNA YATMAYANLAR


- KİŞ[Fars.] ile KÎŞ[Fars.]

( [satrançta] Bir taşı zorlama. İLE Din, mezhep. | Ok kuburu. | Keten kumaş. | Kuş yeleği. | Şimşir. | Âdet, huy, töre. )


- KIS ile KIZ

( Sınırlamak, azaltmak, kısmak. İLE Sinirlenmek, kızmak. | Eril olmayan çocuk. )


- KIŞ ile/ve/||/<>/< UĞULDAYAN KIŞ

( 21 Aralık - 21 Mart arası. İLE/VE/||/<>/< 21 Aralık - 31 Ocak arası. )

( ... ile/ve/||/<>/< HERÎR ??? )

( ZÂM ile/ve/||/<>/< ... )


- KISA İ ile UZUN İ

( İzci, işaret, iletişim, isim, ikiz, iplik.
İLE
İcat, bitap, bitaraf, veli. )


- KISA KES, AYDIN HAVASI OLSUN değil KISA KES, AYDIN ABASI OLSUN

( ABA: Kumaştan yapılma giysi.[Aydın efesinin abası, kısa ve dizleri açıktır.] )


- KISA KISA (ANLATMAK) ile KISA KISA (TASARRUF ETMEK)


- KISA KOLLU ile KISA, KISA KOLLU ile OMUZ ALTI ile KOLSUZ


- KISA ROL ile KÜÇÜK ROL


- İNSÜLİN:
KISA SÜRE ETKİLİ ile/ve UZUN SÜRE ETKİLİ


- KISA SÜRELİ BELLEK ile/ve/<> UZUN SÜRELİ BELLEK

( Biyofizik bir süreçtir. İLE/VE/||/<> Biyokimyasal bir süreçtir. )

( Sessel kod önemlidir. İLE/VE/||/<> Anlamsal kod önemlidir. )

( 7 +/- 2 kapasitesi vardır. İLE/VE/||/<> Kapasitesi sınırsızdır. )

( Ara-bul-geriye getir hemen hemen hatasızdır. İLE/VE/||/<> Hata yapmaya son derece eğilimlidir. )

( Yeni öğrenilen davranış ya da bilgi, kısa süreli bellekte 30 saniye kadar kalır ve sonra uzun süreli belleğe aktarılır. )

( Hipokampüs, kısa süreli bellekle ilgili bir beyin bölgesidir. )

( Bir bilginin uzun süreli belleğe girmesi protein sentezi ile gerçekleşir. )

( Otuz saniye geçtikten sonra anımsanan her bilgi ya da olay uzun süreli bellekten çağrılır. )

( KÜMELEME: Uzun süreli bellekteki bilgileriniz aracılığıyla size verilen yeni birimleri anlamlı bir biçimde gruplama sürecine kümeleme[clustering] adı verilir. )


- KISA SÜRELİ BELLEK ile/ve/değil YANKISAL DEPO

( 10 - 30 saniye. İLE/VE/DEĞİL 250 milisaniye - 4 saniye. )


- KISA SÜRELİ ile/ve/<> GEÇİCİ


- KISA/UZUN VÂDELİ[Ar.] değil/yerine/= KISA/UZUN ERİMLİ


- KISA VADELİ YARAR-UZUN VADELİ ZARAR ile/değil/yerine ÂN'I YAŞAMAK


- KISA (YOL) ile/ve/değil KESTİRME (YOL)


- KISACA GEÇMEK ile HIZLICA GEÇMEK


- KISACA ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< KABACA


- KISACASI değil/yerine SÖZÜN KISASI


- KISA/KÜÇÜK ile/değil MİNYON[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL İnce, küçük, sevimli, zarif. )


- KASLAR:
KISALAN ile/ve/||/<> UZAYAN

( )


- KISALTMA ve/ya da HIZLANDIRMA ile/> GENELLEME ve İNDİRGEME


- KISALTMA ile HIZLANDIRMA


- KISAS[Ar. < KISSA] ile KISÂS[Ar.]

( Fıkralar, öyküler, söylenceler. İLE Suçun birebir aynısının işleyene uygulanması. )


- KISAS ile KIYAS


- KISAS ile MİSL


- KISASTA ...:
HAYIR ile/ve/||/<>/> HAYAT


- KİŞİ ADEDİ[Ar.] değil/yerine/= KİŞİ SAYISI


- KİŞİ:
AYNI ACIYA ile AYNI GÜLÜNÇ OLANA

( [nedense ...] Defalarca ağlar. İLE Defalarca gülmez. )


- KİŞİ BAŞINA DÜŞEN, ULUSAL GELİRİN EN YÜKSEK OLDUĞU ÜLKE:
BRUNEİ (SULTANLIĞI)

( Bu ülkede, halk, gelir vergisi de ödemiyor. )


- KİŞİ/BİREY ile/ve/değil/yerine KAVRAM/DURUM/OLAY

( Bazı durumları yaşayan/deneyimleyen değil o durumu kim yaşarsa yaşasın aynı süreç ve sonuç deneyimlenebilecek olan. )

( Kişinin özgünlüğünün, özerkliğinin üst seviyede olması, sınırlanamaz, kısıtlanamazlığı, kapsayıcılığının derinliği ve genişliği, insanla bağlantılandırılan ve bağdaştırılanların yetersizliği/düşüklüğünden dolayı apayrı olarak ve hiçbir şeyle karıştırılmaması gerekliliği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kavramın/olayın kendi içinde ve kendine özgülüğünün gözönünde bulundurularak/dikkate alınarak değerlendirilmesi ve arı biçimde bırakılma gerekliliğinin ister kişi, isterse diğer tüm kavram ve olaylarla bağlantılandırılmasındaki/bağdaştırılmasındaki duyarlılık ve titizlik gerekliliği. )

( Kişiyi, kavramsallaştırma! Kavramı, kişiselleştirme!
[ GENEL ile ÖZEL'i karıştırma! ] )

( Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır. )

( PERSON vs./and CONCEPT/EVENT )


- KİŞİ:
"BÜYÜK" ile/ve/||/<> AKILLI ile/ve/||/<> GÜÇLÜ

( Hatalarını kabul edebildiği ölçüde. İLE/VE/||/<> Hatalarından ders çıkarabildiği ölçüde. İLE/VE/||/<> Hatalarını düzeltebildiği ölçüde. )


- KİŞİ:
FARKLI ile/ve/değil/||/<>/>/< (TOPLAMININ) FAZLASI


- KIŞI GEÇİRMEK ile/ve/fakat/||/<>/> AYAZI UNUTMAMAK


- KİŞİ(İNSAN) HAKLARINDA:
BAŞKALARININ HAKKI ve/||/<>/> TOPLUMUN DÜZENİ


- KİŞİ:
"HINZIR'IN ÜSTÜNDE HINZIR'LAŞMIŞ" ile/değil/yerine/>< HIZIR'IN ÜSTÜNDE HIZIR'LAŞMIŞ


- KİŞİ İÇİN:
"ÇİZİLEN RESİM" ile "BİÇİLEN KAFTAN"


- KİŞİ İÇİN (OLAN) ile/ve TOPLUM İÇİN (OLAN)

( Giyinmek, öncelikle toplum (ve düzeni/sağlığı) için daha sonra kişi içindir. )


- KİŞİ/İNSAN:
ANLAMAYANA ile/ve/||/<> "ANLAYANA"

( "Eksik" geliriz. İLE/VE/||/<> "Çok" geliriz. )

( Davul-zurna, az. İLE/VE/||/<> Sivrisinek, saz. )


- KİŞİ/İNSAN:
FITRAT ve/||/<> FÜTÛHÂT

( Kişi, fıtrat ve fütühatın birliği[tevhidi] olarak kişidir/insandır. )


- KİŞİ/İNSAN:
UYKU ve/||/<> UYANIKLIK ve/||/<> BEN'İN DENEYİMİ/FARKINDALIĞI


- KİŞİ/İNSAN ile/ve/||/<> AĞAÇ

( Bireyler, ağaçlardan ders almalıdır. Ağaçlar, ne üzerinde barınan kuşların, ne gölgelerinde yatan kişilerin, ne de verdikleri meyvelerin hesabını tutar. )

( )

( )

( )

( )

( HUMAN vs./and/||/<> TREE )


- KİŞİ/İNSAN ve/= AKIL

( Akılla her şey bilinir de insan bilinmez. )


- KİŞİ/İNSAN ve/<> DENEYİM

( HUMAN and/<> EXPERIENCE )


- KİŞİ/İNSAN ve/||/=/<>/< DİL

( Kişi, dilinin ardında gizlidir. )

( TALÂKAT: Dil açıklığı, düzgün sözlülük. | Güleryüzlülük. )

( Kişinin içi neyse, dili de odur. )

( Kişinin, dile; dilin, yola; yolun, ereğe gereksinimi vardır. )

( İnsan/kişi, dil varolanıdır; kelâmla terbiye olunur/edilir. )

( Hakikatin üzerindeki perdelerden biri dildir. )

( SELÂSET: Sözün akıcı olma, kolay anlaşılma hali. )

( AĞZI TATLI: Hoş konuşan. )

( Üslûb-u lîsân, aynıyla insan. )

( Kişi, kendini, yazı aynasında görür/gösterir ve gerçekleştirir. )

( HUMAN(/SOCIETY) and/||/=/<>/< LANGUAGE )

( ... ve/||/=/<>/< LİSÂN )

( ... ve/||/=/<>/< ZEBÂN )


- KİŞİ/İNSAN ve/<> İNSAF


- KİŞİ/İNSAN ve/||/<> KİTAP

( Kişiler, kitap gibidir. Gerçek yüzleri, kapağına bakınca değil zamanla, sayfaları okundukça anlaşılır. )

( )


- KİŞİ/İNSAN ve/||/<> KÜLTÜR ve/||/<> TOPLUM ve/||/<> DİL


- KİŞİ/İNSAN ile/ve/<> SAYGI

( HUMAN vs./and RESPECT )


- KİŞİ/İNSAN ve/<> YAPIT/ESER

( Kişi, yapıtlarının yansımasında izlenir. )


- KİŞİ/İNSAN ve/||/<>/< ZAAF

( Kişi, "zaafları"nın toplamı kadardır. )


- KİŞİ/İNSANLIK İÇİN ile/ve/değil KİŞİ'DEN


- KİŞİ:
İYİLİK ile/ve/||/<> MERHAMET ile/ve/||/<> KİŞİLİK

( [kadar ...] "Taşlanır." İLE/VE/||/<> "Dışlanır." İLE/VE/||/<> Sınanır. )


- KİŞİ KAYBETMEK ile/değil/yerine/<> PARA KAYBETMEK


- KİŞİ/KENDİ ile/ve İNSANLIK

( İnsanlık, bizden, çoluğumuzun çocuğumuzun, konu konşumuzun, milletimizin ve insanlığın yararlanmasıdır. )


- KİŞİ, KİŞİNİN:
"KURDU" değil YURDU/AYNASI


- KİŞİ, KİŞİNİN KURDUDUR[HOMO HOMINUS LUPUS]:
"THOMAS HOBBES'UN SÖZÜ" değil PLAUTUS'UN SÖZÜ[ASINARIA'da]


- KİŞİ, KÖTÜ değil İŞİ(PARA DURUMU), KÖTÜ


- KİŞİ:
MEKÂN değil MAHAL


- KİŞİ:
MUTLU ve/||/<>/> KARARLI ve/||/<>/> ONURLU ve/||/<>/> "BÜYÜK" ve/||/<>/> SAYGIN ve/||/<>/> İNSAN

( Sevgimiz kadar. VE/||/<>/> Bilgimiz kadar. VE/||/<>/> Ürettiğimiz kadar. VE/||/<>/> Paylaştığımız kadar. VE/||/<>/> Merhametimiz kadar. VE/||/<>/> Dürüstlüğümüz kadar. )


- KİŞİ, NE YAPARSA:
KENDİ YAPAR ve/+/<> KENDİNE YAPAR


- KİŞİ ODAKLILIK ile/değil/yerine/>< OLGU(/DURUM/KAVRAM/BAĞLAM) ODAKLILIK

( [GELECEK:] "Kim gelecek? O gelecek." biçiminde algılar/yorumlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmiş ya da şimdi değil Şimdi'den sonrası olan zamansal durumu/kavramı düşünmek olarak algılar/yorumlar. )


- KİŞİ/ADAM/İNSAN OLMAK ve/||/<>/=/: 72 MİLLETİ, BİR BİLMEK


- KİŞİ OLMAK ile/ve/değil KENDİ OLMAK


- KİŞİ(ŞAHIS) ORTAKLIĞI(ŞİRKETİ) ile TİCARİ ORTAKLIK(ŞİRKETİ) ile ANONİM ORTAKLIK(ŞİRKET)


- KİŞİ:
ŞER ile/değil/yerine/>< ER


- KİŞİ:
"SERT" ile/ve/||/<>/> SICAKKANLI ile/ve/||/<>/> KARARLI

( Uzaktan bakıldığında. İLE/VE/||/<>/> Yaklaşıldığında. İLE/VE/||/<>/> Konuşmaya başladığında. )


- KİŞİ TANRI ile KAVRAM TANRI


- KİŞİ:
"TAŞLANIR" ve/||/<> "DIŞLANIR" ve/||/<> "SINANIR"

( İyiliği kadar. VE/||/<> Merhameti kadar. VE/||/<> Teslimiyeti kadar. )


- KİŞİ:
ÜMİT ve/<> BATKI/HÜSRÂN['ın biraradalığı]

( Kişilerin ümitleriyle oynama! Belki ve bazen/çoğunlukla, tek sahip oldukları şey odur. )

( "Ümit Yitimi" değil/yerine Ümit... yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


- KİŞİ UYUMU ile ...

( PERSON AGREEMENT )


- KİŞİ/KUL HAKKI ve/||/<> TUZ HAKKI


- KİŞİ ve/||/<>/> GÖZGÜ/AYNA ve/||/<>/> YAZI

( Üçü de herşeyi yansıtır. )

( Ancak, üçüne baktığında, kendini görebilirsin. )

( Kişi, kendini, en iyi, yazı aynasında tanır ve gerçekleştirir. [ Öncelikli olarak, iki ayrı sayfada, şu iki dizini oluşturmakla başlamak gerek. 1- HAYIR! | 2- YAPMAYABİLECEKLERİM(İZ) ] )

( Kişi, kendini, üç ayna karşısında tanıyabilir ve gerçekleştirebilir.

İlk aynamız, öteki aynasında yani anne ve başka kişilerle olan ilişkilerinde, paylaşım ve iletişimlerimizdedir.

İkincisi, doğada ya da cam/ayna, metal, kamera gibi nesnelerdeki yansımalarındadır.

Üçüncüsü ise yazı aynasındadır, yazdıklarımızın ve yazabileceklerimizin yansımasındadır.

Yazma eylemi, ilk ikisi gibi dolaylı olmayıp doğrudan, kişinin kendini, zihnini ve yaşamını karşısına koyup gözlemlemesini ve düzenlemesini sağlayan, yaşamın gelişine ya da kendi "haz ve keyfî kararlarına" düş(ür)meyebileceği eylem ve tutumdur.

Yaparak, eyleyerek ve "Yaptığını yaz, yazdığını yap!" ilkesiyle ancak yazarak, kendine hizmet etmekle herkese, insanlığa hizmet etmiş ve yaşama katılmış olur.


Bir'e hizmet, bin'e hizmet;
bin'e hizmet, bir'e hizmettir.

-------------------------------------------

Kişi, ne yaparsa
kendi yapar, kendine yapar. )


- KİŞİ ve/||/<>/> BAŞ OYUNCU

( Her birey, yaşamının baş oyuncusudur. )


- KİŞİ ve/||/<>/>/< BELLEK

( ... VE/||/<>/>/< Güncellenen geçmiş. )


- KİŞİ DURUM


- KİŞİ ile/ve/<> DÜZEN

( HUMAN vs./and/<> SYSTEM )


- KİŞİ[Azr.] = ERKEK[Tr.]


- KİŞİ ile/ve/<>/değil EVRENSEL İLKE


- KİŞİ ve/= GÖNÜL

( GÖNÜL BİRDİR!
["Benim gönlüm"/"Senin gönlün"ü olmaz!] )

( HUMAN and/= HEART )


- KİŞİ ile/ve/<> İNSANLIK

( Kişileri, ayrı ayrı sevemeyenler, -çarpıtarak- "insanlık" kavramına "sığınırlar". )

( Seni sana emanet edemiyorsak, insanlığı nasıl emanet edelim?! )


- KİŞİ/İNSAN ile/ve/> İNSAN/LIKTA OLAN KİŞİ

( KİŞİ/İNSAN: Yolu, özgürlük; yönü, özgünlük... )

( HUMAN vs./ve/> HUMAN IN HUMANITY )


- KİŞİ ve/<> KİŞİ

( Kişi, başka bir kişiyle ile insan olur. )

( Bir kişiyi sevmekle başlayacak herşey! )

( Kişi, kaya gibi olmalı, hareket ettiren olursa kımıldamalı! )

( KİŞİ: Benden konuşan ve senden dinleyen. )

( KİŞİ: Altı yönden[ön-arka, sağ-sol, alt-üst] bakabilen. )

( PERSON and/<> PERSON )


- KİŞİ ile/değil KÎŞÎ

( Birey. İLE/DEĞİL Şemseddin Kîşî.[Kutbuddin Şirâzî'nin hocasıdır.] )


- KİŞİ ile KİŞİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kişi/birey. İLE Eş. )


- KİŞİ = MİRASSIZ


- KİŞİ ile/ve/değil/yerine OLGUN/KÂMİL KİŞİ(/İNSAN-I KÂMİL)

( Başkasının sözünü taşıyan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kendi sözünü söyleyebilen/söyleyen. )

( Anadan doğma insan yoktur. )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kendini aşma iradesini gösteren. )

( ... ile İSKENDERİYE FENERİ/MİSFALA )


- KİŞİ ve/= ÖYKÜ

( Kişi, mekândan, zamana geçendir. )

( HUMAN and/= STORY )


- KİŞİ = ŞAHIS/FERD = PERSON[İng.] = PERSONNE[Fr.] = PERSON[Alm.] = PERSONA[Lat., İsp.]


- KİŞİ ve/<> SANATÇI

( Ben-im gören, hem gösteren. )

( HUMAN and/<> ARTIST )


- KİŞİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÖZLÜK


- KİŞİ ile/ve/||/<> TOPLUM

( [Kendini/zihnini/davranışını/adâletini] Kızdığında gösterir. İLE/VE/||/<> Savaşta gösterir. )

( PERSON vs./and/||/<> SOCIETY )


- KİŞİ:
CAN ve/||/<>/> GÜÇ ve/||/<>/> /< İKRAR ve/||/<>/> /< ADÂLET ve/||/<>/> KEMÂL

( Kişi, doğar ve can kazanır. VE/||/<> />/< Canında güç kazanır/bulur. VE/||/<> />/< Gücünü, kararlarında/ikrarında bulur. VE/||/<> /< Kararında adâletli ise, erdemli olur. VE/||/<> />Adâletinde olgunluğu/kemâli bulursa, olgun/kâmil olur. )


- KİŞİDE:
EBEVEYN BULAŞMASI ile/ve/||/<> ÇOCUK BULAŞMASI

( Düşüncelerde. İLE/VE/||/<> Duygularda. )


- KİŞİDE/İNSAN'DA:
OLUŞMAK ve OLUŞTURMAK


- KİŞİDE/İNSANDA ve/||/<>/>/< TOPLUM('DA)

( Akıl. VE/||/<>/>/< Üniversite. )

( Direnç[ihtiyâr] ve istenç[irâde]. VE/||/<>/>/< Siyâset. )

( Bulunç/vicdan. VE/||/<>/>/< Türe/adâlet. )

( Değişen. VE/||/<>/>/< Dönüşen. )

( Direnç[ihtiyâr: yapmama bilgisi/isteği] ve istenç[irâde: yapma "gücü/bilgisi/isteği"]. VE/||/<>/>/< Direnç[İhtiyâr]. )

( (Koşulsuz) Saygı ve sevgi. VE/||/<>/>/< Türe/adâlet. )


- KİŞİDE:
VARLIK ve/> SEVİNÇ

( Oluşan/oluşmuş/oluşursa. VE/> Göstergesi. )


- KİŞİDEKİ KABALIK ile/ve/değil/||/<>/< ANLIKTAKİ/ZİHİNDEKİ KALABALIK


- ÇEKİNMEK/KORKMAK:
KİŞİDEN ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİNİN BİLGİSİZLİĞİNDEN


- KİŞİDEN/BİRİNDEN KORKMAK ile/değil/yerine KENDİNDEN KORKMAK

( Onun/onların sana verebileceği zarardan korkmak/çekinmek. İLE/DEĞİL/YERİNE Kendi yapabileceklerinden, deliliğinden, gözü karalığından korkmak/çekinmek, düşünmek. )


- KİŞİDEN KORKMAK ile/değil/yerine KİŞİNİN CEHALETİNDEN KORKMAK


- [ne yazık ki]
KİŞİDE:
RASTLANTISAL/LIK ile/ve/||/<> KEYFÎ/LİK


- KİŞİ/İNSAN:
BİLGİSİZLİĞİNİN ESİRİ
ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>
BİLGELİĞİNİN ESERİ


- KİŞİ/İNSAN:
DÜŞKÜN ile/değil/yerine/>< İÇKİN

( Gövde/haz odaklı/lık. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Akıl öncelikll/lik. )


- KİŞİ/İNSAN, GÖVDENİN İÇİNDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖVDE, KİŞİNİN DIŞINDA


- KİŞİ/İNSAN ile/ve ÂLEM

( İNSAN: İki âlemin kavuştuğu fakat karışmadığı. )

( Sendedir mahzen-i esrâr-ı muhabbet sende
Sendedir ma'den-i envâr-ı fütuvvet sende
Gizli gizli dahi vardır nice hâlet sende
Marifet sende, hüner sende, hakikat sende
Nazar etsen yer ü gök düzah u cennet sende
Arş u kürsi ü melek sendedir elbet sende

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen! )

( Kendine, bir hoşça bak; sen, âlemin özüsün
Varolanların gözbebeği olan insansın! )

( PERSON/HUMAN vs./and UNIVERSE/WORLD )


- KİŞİ/İNSAN ve/<> BİRLİK

( Benden konuşan ile senden dinleyenin birliği. )

( HUMAN and UNITY )


- KİŞİ/İNSAN ve DOĞA/TOPRAK ve PARA

( Meta olarak görülmemesi gerekenler. )

( ... VE/||/<> BER[Arapça ve Türkçe]: Yer, toprak. VE/||/<> ... )

( Yedi çeşit iklim bulunan kuzey yarım kürede 0-90 derecenin tam ortası yani 45 derece enlemin altı ve üstü ot çeşitliliği olan bölgeleri oluşturmaktadır. )

( HUMAN and NATURE/LAND and MONEY )


- KİŞİ/İNSAN ve/<> EYLEM

( Ayinesi iştir kişinin, lâfına bakılmaz! )

( Kişinin "büyüklüğü", başkası/başkaları için de yapabildikleriyle orantılıdır. )

( İnsana özgü/dair hiçbir şey bana/sana yabancı değildir. )


- KİŞİ/İNSAN ve/<> İHSAN

( PERSON/HUMAN and/<> BENEVOLENCE/EXCELLENCE )


- KİŞİLER:
(")AKILLI(") ile/ve/||/<> (")DUYARLI(") ile/ve/||/<> (")ETKİLİ(")

( Duygusuz. İLE/VE/||/<> Etkisiz. İLE/VE/||/<> Akılsız. )


- KİŞİLER ARASINDA:
"DUVAR ÖRMEK" değil/yerine/>< "KÖPRÜ KURMAK"


- KİŞİLER, DİN İÇİN değil/>< DİN/İNSANLIK, İNSANLIK/KİŞİLER İÇİN

Bugün[09 Kasım 2025]
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(95/181)