Bugün[09 Kasım 2025]
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(83/181)


- İSTİHKAK[Ar. < HAKK]["ka" uzun okunur] ile İSTİKÂK[Ar.] ile İŞTİKAK[Ar. < ŞAKK]

( Hakkı olma, hak kazanma. | Hak kazanılan şey. İLE Bitkilerin çokluktan dolayı birbirine dolaşık/sarmaşık olması. İLE Yarılmış bir şeyin bir bölümünü alma. | Aynı kökten çıkma, türeme. | Aynı kökten türemiş sözcükleri aynı mısra ya da beyitin içinde kullanma sanatı. [teslîm, selâmet, selâm] )


- İSTİHKAM SINIFI[Ar.] değil/yerine/= (SÜEL) SAVUNAK

( Savunma oluşturma. )


- İSTİHKÂM ile İSTİHDAM

( Düşman saldırısını durdurmak, düşmana karşı savunma yapmak amacıyla düzenlenmiş yer. | İstihkam işleriyle uğraşma. İLE Bir görevde/işte kullanma. )


- İSTİHLÂB[Ar.] ile İSTİHLÂB[Ar.]

( Şerbet kıvamına getirme. | Yemeğin, bağırsaklarda sindirilmek üzere yoğun sıvı kıvamına geçmesi. | Süt sağma/sağılma. İLE Tırmalama. )


- İSTİHLÂF[Ar. < HALEF] değil/yerine/= YERİNE BIRAKMA


- İSTİHLÂL[Ar. < HELÂL] ile İSTİHLÂL[Ar. < HİLÂL] ile BERÂ'AT-İ İSTİHLÂL

( Helâl sayma. | Helâlleşme. | Helâl edilmesini isteme. İLE Yeni Ay'ın görünmesi, hilâli görme. | Çocuğun doğar doğmaz ağlamaya başlaması. İLE Bir sözün, yazının ya da yapıtın giriş bölümünde, konuya doğrudan girmeden önce, yapıt sahibinin ustalığını gösteren, dikkat çekici, zarif, sanatlı bir başlangıç yapması. | Edebî metinlerde, özellikle kaside, mersiye, gazel gibi divan edebiyatı ürünlerinde, konuya geçmeden önce yapılan sanatlı ve etkileyici giriş bölümler. [Amaç, dinleyicinin ya da okuyucunun ilgisini çekmek, şairin ustalığını sergilemek ve yapıta güçlü bir giriş yapmak.] )


- İSTİHRAÇ[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= ÇIKARSAMA YAPMAK/SONUÇ ÇIKARMAK


- İSTİHRAÇ ile İSTİHSAL ile İSTİNTAÇ

( Anlam, sonuç çıkarma/çıkarsama. İLE Çıkarma, elde etme. | Üretim, üretme. İLE Sonuç çıkarma. | Bir büyük önermeden küçüğe ve sonurguya, yasalardan olaylara, nedenden sonuca giderek sonuç çıkarma. )


- İSTİHSÂL[Ar. < HÂSIL çoğ. İSTİHSÂLÂT] ile İSTİHZAR[Ar. < HUZÛR (çoğ. İSTİHZÂRÂT)]

( Elde etme, ele geçirme/geçirilme, çıkarma, meydana getirme, hâsıl etme. | Üretim, üretme. Üretme. İLE Hazırlama. | Anımsama. )


- İSTİHZA' yerine İSTİ'FÂF(<İFFET)


- İSTİHZA ile/değil İSTİHSA


- İSTİHZÂ[Ar.] ile SUHRİYYET[Ar.]


- İSTÎKA'["ka" uzun okunur] ile İSTÎKA'["ka" uzun okunur] ile İSTİKA'[Ar. < SAKY]["ka" uzun okunur] ile İSTİKA/İSTEKA[İt. < Cerm.]

( Olacak/gerçekleşecek, vuku' bulacak diye endişelenme. İLE Olmasını bekleme, olacak diye endişeye düşme. İLE İçecek su alma, su isteme. İLE Ayakkabıların altını parlatmak için kunduracıların kullandığı kemik. )


- İŞTİKAK[Ar.]/ETİMOLOJİ[Fr./İng.] ile İHTİRÂ[Ar.]

( Ad ve fiillerin kök ya da gövdelerine yapım eki getirilerek sözcük kurma. | Aynı kökten gelen fakat ayrı anlamları olan sözcüklerle yapılan benzetme/cinas. İLE Bilinen bazı şeylerden yararlanarak düşünce gücüyle yeni bir şey bulma. | Benzeri görülmemiş bir şey oluşturma. )


- İŞTİKÂK[Ar.] ile TÜREME | [Edebiyatta, aynı kökten türemiş olan sözcükleri bir arada bulundurma sanatı.]


- İSTİKÂMET ve/<> HÜRMET ve/<> KIRAAT


- İSTÎKAN["ka" uzun okunur] ile İSTİKÂN/E/T[Ar.]

( Kesin/yakînen bilme/biliş. İLE Alçakgönüllülük. | Küçülme. )


- İSTİKBÂLEN[Ar.] ile İSTİKBÂLÎ[Ar.]

( Gelecek zamanda, ileride. | Karşılayarak, karşılamak üzere. İLE Gelecek zamanla ilgili. )


- İSTİKFÂ'[Ar.] ile İSTİKFÂ[Ar.]

( ... İLE Yeterli sayma, kâfi. Varolan ile geçinmek isteme. )


- İSTİKLÂL MARŞI ve/||/<>/< MEHMET ÂKİF ERSOY

( Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim, milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı;
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, İlahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Mehmet Âkif ERSOY )


- İSTİKLÂL (SAVAŞI):
"KURTULUŞ" (SAVAŞI) ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞIMSIZLIK (SAVAŞI)


- İSTİKLÂL[Ar.] değil/yerine/= BAĞIMSIZLIK


- İSTİKLÂL ile/ve/||/<>/> İSTİKBÂL

( Bağımsızlık. İLE/VE/||/<>/> Gelecek. )


- İSTİKRÂ[Ar.] ile İSTİKRÂ[Ar. İKTİRÂ] ile İSTİKRÂH[Ar. < KERH]

( Gezme, dolaşma; âvârelik. | Bir şey hakkında etraflı bilgi edinme. | Tümevarım. [İng. INDUCTION, Fr. ÉPAGOGIQUE] İLE Kira ile tutma/tutulma, kiralama. İLE İğrenme, tiksinme. | [Ar.: İstemeyerek zorla yapma.] )


- İSTİKRAR ile İKTİDAR


- İSTİKRAR ve/||/<>/< TUTARLILIK


- İSTİKRARSIZLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DALGALANMA


- İSTİKŞÂF[< KEŞF | çoğ. İSTİKŞÂFÂT][İSTİŞKÂF değil!] ile/ve/<>/> İSTİŞÂRE

( Keşfetmeye çalışma, ne olup bittiğini öğrenmek için araştırmada bulunma. | [coğr.] Açınsama. İLE Fikir sorma, danışma. )


- İSTİKTÂL[Ar.] ile İSTİKTÂR[Ar. < KATR]

( Ölümden korkmayarak kendini tehlikeye atma. İLE Damla damla akıtma, damıtma. )


- İSTÎLÂ'[Ar. < VELY] ile İSTİ'LÂ'[Ar. < ULÜVV]

( Bir yeri kuvvet kullanarak ele geçirme. | Yayılma, kaplama. | Basma.[Jeoloji'de] İLE Yükselme. | Üste çıkma, üstün gelme. )


- ISTILÂ[Ar.] ile ISTILÂH[Ar. < SULH | çoğ. ISTILAHÂT]

( Ateşte ısınma. İLE Terim, tabir, ilim/bilim sözü/sözcüğü. )

( ... İLE Barış sağlatan kavram. )


- İSTİLÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİSMÂR[Ar.]


- [ne yazık ki]
İSTÎLÂ ile/ve/||/<>/> SÖMÜRÜ


- ISTILAH[< SULH] değil/yerine/= TERİM, İLİM SÖZÜ, TÂBİR


- İSTİ'LÂM[Ar. < İLM] ile İSTİLÂM[Ar.]

( Karar bulma, yerleşme. | Kararlaşma, iyice belirli olma. İLE Öpme ya da el sürme. | Kâbe'nin tavâfı sırasında "Hacer-ül-Esved"in elle okşanması ve izdiham dolayısıyla bizzat el sürülemiyorsa uzaktan okşama işaretinin yapılması. | Allah'ın madde ilhâm etmesi niyâzında bulunma. )


- İSTİMÂL[Ar. < AMEL] ile İSTİMHÂL[Ar. < MEHL]

( Kullanma. İLE Zaman, mühlet isteme. )


- İSTİMAL[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİFÂDE[Ar.]

( Kullanım. İLE/VE/||/<> Yararlanma. )


- İSTİMÂL[Ar. < AMEL] ile İSTİMÂR[Ar. < TAMİR]

( Kullanma. İLE İmâr ettirme. | Bir yerin imarını isteme. | İstimlâk etme, sömürgeleştirme. )


- İSTİMATÖR[İt.] -ile

( Gümrüklerde, mallara değer biçen görevli. )


- İSTİMDÂT[Ar. < MEDED] değil/yerine/= YARDIM İSTEME


- İSTİMLÂK ile DAYATMA


- İSTİMLÂK[Ar.] değil/yerine/= KAMULAŞTIRMA


- İSTİMTÂ'[Ar. < TEMETTÜ] ile İSTİMTÂR[Ar.]

( Yararlanma, kazanç. İLE Yağmur isteme, yağmur duasına çıkma. )


- İSTİNABE[Ar.] değil/yerine/= DAYANAKÇA


- İSTİ'NÂD[Ar. < İNÂD] ile İSTİNÂD[Ar.]

( İnat etme, direnme. İLE Dayanma. | Güvenme. | Senet, delil, hüccet sayma. )


- İSTİNAT ETMEK değil/yerine/= DAYANMAK/YASLANMAK


- İSTİNBÂ'[Ar.] ile İSTİNBÂT[Ar.]

( Haber sorma, bilgi isteme. İLE Bir söz ya da işten gizli bir anlam çıkarma. Açık olmayarak, dolayısıyla, zımnen anlama. )


- İSTİNBÂT[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİDLÂL[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİBSÂR[Ar.]

( Bir söz ya da işten gizli bir anlam çıkarma. Açık olmayarak, dolayısıyla, zımnen anlama. İLE Bir delile dayanarak bir şeyden sonuç çıkarma, delil ile anlama. İLE Basiretli olmak. Düşünceli, hesaplı ve dikkatli iş yapmak ve hareket etmek. )


- İSTİNCÂ' değil/yerine/= PİSLİKTEN/NECASETTEN TEMİZLENME


- İSTİNKAS["ka" uzun okunur] ile İSTİNKÂŞ[Ar. < NAKŞ]["ka" uzun okunur]

( Bir şeyin fiyatını/değerini düşürmeye çalışma. İLE Nakşedilmesini isteme. | Nakşetme. )


- İSTİNSÂ'[Ar.] ile İSTİNSÂH[Ar. < NESH] ile İSTİNSÂH[Ar. < NUSH]

( Borç ödemek için zaman/mühlet isteme. | Veresiye almak isteme. İLE Nüshasını çıkarma, bir sûretini çıkarma, kopya etme. )


- İSTİNSÂR[Ar.] ile İSTİNSÂR[Ar. < NASR] ile İSTİNŞÂ'[Ar.]

( Su ya da başka bir ilâç çekip burnu temizleme. | Püskürme. İLE Yardım isteme. İLE Haber/havâdis araştırma. )


- İSTİNYE – ÇUBUKLU FERİBOT (ARABALI VAPUR İSKELESİ) :

( İstinye koyundaki eski İstinye Tarsanesinin bulunduğu büyük yeşil alanda yapıldı. Feribotlar (Arabalı vapurlar) İstinye Çubuklu arasında arabaları taşıyor. Bu hat 16.06.2019 tarihinhde açıldı. )


- İSTİNYE DALYANLARI :

( İstinye koyunda, biri koya girişte sağda diğeri solda kurulan bu iki dalyan çok uzun yıllardan beri kurulmamaktadır. )


- İSTİNYE DENİZ HAMAMI :

( İstinye'de dolaysıyla Boğaziçi'nde ilk deniz hamamı açılan semtlerden biridir. 05.10.1877'de Vilayet - i Belediye Kanunu gereğince, halkın açıktan denize girmelerini önlemek amacı ile 1878'de açıldı. Bu hamam çok uzun yıllar kullanıldıktan sonra kapatıldı. )


- İSTİNYE DERESİ :

( İstinye sırtlarından çıkan ve İstinye koyuna akan ilçenin büyük derelerinde biriydi. Halen su akışı vardır. Yol yapım çalışmaları sırasında derenin üstü büyük oranda kapatılmıştır. )


- İSTİNYE DEVLET HASTANESİ :

( İstinye Devlet Hastanesi, İstinye'de ana cadde üzerinde olup 1952'de iki katlı binada sağlık ocağı olarak açıldı. 1970'de Devlet Hastanesine dönüştürüldü. 1967 ve 1968 yıllarında yapılan büyük onarımda yapılan ilavelerle yatak sayısı 100'e, 1979'da üçüncü binanın yapılışı ile de 200'e yükseldi. Sarıyer İlçesinin en büyük hastanesidir. )


- İSTİNYE HAMAMI :

( İstinye'de Neslişah Sultan Camii karşısında olup 1460'da Gazi Semiz Ali Paşa tarafından yaptırılarak vakfedildi. Aslında yan yana iki hamamdı, biri yıktırıldı. Bu hamama Neslişah Sultan Hamamı da denilmektedir. Hamama düşkünlerin ilgi göstermesi nedeniyle "Dilenciler" hamamı da denilmektedir. )


- İSTİNYE İTFAİYESİ :

( İtfaiye teşkilatı İstinye'de 1926'da İstanbul belediyesi tarafından Deniz İtfaiyesi olarak kuruldu. 1960'a kadar hem denizde hem de karada görev yaptı. Deniz itfaiyesi 1970 yıllarda servisten kaldırıldı. Kara itfaiyesi devam ediyor. İtfaiye Teşkilatı İstinye Devlet Hastanesinin yanındaki yerindedir. )


- İSTİNYE KÖRLER İLKOKULU :

( İstinye Körler Okulu uzun yıllar eğitim verdi. 1971/1972 öğretim yılında Recaizade Ekrem İlkokulunun eski binasında eğitime devam eden okul, 1986'da hayırsever Veysel Vardar'ın Kilyos'ta yaptırdığı yeni binaya taşınarak yatılı olarak eğitim vermeye başladı (bkz. Veysel Vardar Engelliler Okulu). )


- İSTİNYE KOYU :

( Karadeniz Boğazı'nın en mükemmel koyudur. İstinye koyuna "Küçük Haliç" de denilmektedir. Koy her türlü rüzgâra karşı kapalı ve korumalıdır. Çok eski yıllarda kayda balıkçılık yapılırdı. Sonraları sanayi gelişti 1991 yılından bu yana ise yat limanı (Marina) olarak kullanılıyor. )


- İSTİNYE MAHALLESİ :

( İstinye, Sarıyer sahil şeridinde yer alan bir mahalledir. Emirgan, Yeniköy, Reşitpaşa, Darüşşafaka, Yavuz Sultan Selim, Çamlıtepe ve Poligon mahallelerinden sınır alır. İstinye'nin antik çağdaki ismi Leosthenion'du. Aynı dönemde Lassthenes ve Sosthenion adlarıyla da anılıyordu. Sosthenion, Helen dilindeki anlamı ile "Güvenli" ve Sthenion "Yani güçlünün yeri, Athena'nın yeri" sözcüklerinden türetilmiş olup; "Güçlü tanrıca Athena'nın güvenli limanı, güvenli koyu" anlamındadır. Koyunun durulu dikkate alındığında İstinye'nin ismini güvenli koyu, güvenli liman oluşundan aldığı anlaşılmış olur. Bizans döneminde Stenos ve Stenia olan semtin adı zamanla İstinye'ye dönüştü. 1992 nüfus sayımına göre mahallenin nüfusu 15.242'dir. )


- İSTİNYE MEZARLIĞI :

( İstinye Dereiçi mevkiinde olan İstinye Mezarlığı yol yapım çalışmaları sırasında, ortasından yol geçirilmesi nedeniyle ikiye ayrıldı. Yeri olanlara gömü izni verilmektedir. )


- İSTİNYE S.S.K. DİSPANSERİ :

( İstinye S.S.K. Dispanseri 1970'de ana cadde üzerinde ve İstinye Devlet hastanesinin yanında kendi binasında açıldı. Uzun yıllar hizmet verdikten sonra kapatılarak onarıma alındı ve bir daha açılmadı. )


- İSTİNYE SAĞLIK BİRİMİ :

( Sarıyer Sağlık Grup Başkanlığına bağlı Sağlık Birimi İstinye'de Ana cadde üzerinde hizmet vermektedir. )


- İSTİNYE SPOR KULÜBÜ :

( İstinye'de 1979'da Mazlum Akdağ'ın Başkanlığında; Kazım Gençal, Erdal Berk, Fazlı Cevahiroğlu, Harun Ay, M. A. Uğur Çınar, Mehmet Uysallı, Necmeddin Dereli tarafından kuruldu. Futbol dalında faaliyetine devam etmektedir. İstanbul Amatör Liginde yer almaktadır. )


- İSTİNYE TERSANESİ SPOR KULÜBÜ :

( Bu kulüp 1977'de, İstinye'deki Tersanenin takımı olarak; Bayram Camcı, Kaya Alp, Mehmet Güven, Ertan Çekiç, Engin Dönmez, Mehmet Arı, Mehmet Soylu, Süleyman Çelikel ve Ali Güney tarafından kuruldu. Futbol ve voleybol dalında faaliyet gösterdi. Tersane İstinye'den kaldırıldıktan kulüp kapandı. )


- İSTİNYE VAPUR İSKELESİ :

( İlk vapur iskelesi karakol önünde 1851'de ahşap olarak inşâ edildi. 1898'de yeterli görülmeyince yıktırıldı görevli onarım elemanlarından Kemal Usta tarafından yenisi yapıldı. Çok uzun yıllar hizmet veren bu iskele Tersanenin buradan kaldırılması ile işlevini kaybetti. Her ne kadar 1996'da yeniden açıldığı ise de beklenen canlılığı elde edemeyince tekrar kapatıldı. )


- İSTİNYE YOLCU GEMİSİ :

( Şirket - i Hayriye İşeletmesi tarafından 1857'de İngiltere'de East Cowes'da John White tezgâhlarında yaptırıldı. 140 gros tonluk ve teknesi ahşaptı. Uzunluğu 41,1 metre, genişliği 6 metre, su kesimi 3 metre idi. Maudslay yapımı 60 beygir gücünde çift silindirli compound buhar makinesi vardı. 1857'de hizmete girdi, 1864'te hizmet dışı bırakıldı.. Baca No.su 7 idi. )


- İSTÎRÂ'[Ar.] ile İSTİR'Â[Ar.] ile İŞTİRA[Ar.]

( Çakmak taşından ateş çıkartma. | İki ağaç parçasını birbirine sürte sürte tutuşturma. İLE Riayet isteme. İLE Satın alma. )


- ISTIRAP/B ile AZAB

( ... ile İKAB["ka" uzun okunur] )


- İSTÎRÂHAT[Ar. < RÂHAT] ile İSTÎRÂHÂT[Ar. < İSTÎRÂHAT]

( Rahat etme, dinlenme. İLE Dinlenmeler. )


- İŞTİRÂK[< ŞİRKET] değil/yerine/= ORTAK OLMA, ORTAKLIK | KATILIM


- İSTİRÂK[Ar. < SİRKAT] ile İSTİ'RÂK[Ar.] ile İŞTİRÂK[Ar. < ŞİRKET]

( Çalma/çalınma, hırsızlık. İLE Terlemek üzere/için yatmak. İLE Ortaklık, ortak olma, paydaşlık. | Bir işte yer alma, paydaşlık etme. | Bir işe, bir düşünceye katılma, katılım. | İktisadi devlet teşekküllerinin ya da kamu iktisadi kuruluşlarının ya da bağlı ortaklıklarının, sermayelerinin en az yüzde onbeşine, en çok yüzde ellisine sahip bulundukları anonim şirketler. | Bir ortaklık ile işletme arasında, sözkonusu ortaklığın yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılma anlamında sürekli bir bağ yaratan, doğrudan ya da dolaylı sermaye ve yönetim ilişkisi. )


- İŞTİRÂK[Ar. < ŞİRKET] ile/ve/<>/< İŞTİYÂK[Ar. < ŞEVK]

( Ortaklık, ortak olma, paydaşlık. | Bir işte yer alma, paydaşlık etme. | Bir işe, bir düşünceye katılma, katılım. | İktisadi devlet teşekküllerinin ya da kamu iktisadi kuruluşlarının ya da bağlı ortaklıklarının, sermayelerinin en az yüzde onbeşine, en çok yüzde ellisine sahip bulundukları anonim şirketler. | Bir ortaklık ile işletme arasında, sözkonusu ortaklığın yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılma anlamında sürekli bir bağ yaratan, doğrudan ya da dolaylı sermaye ve yönetim ilişkisi. İLE/VE/<>/< Şevklenme, göreceği gelme, özleme. )


- İŞTİRÂK ile/||/<> MÜCENNİS ile/||/<> MÜTEMÂSİL

( Ortaklık, iki ya da daha fazla sayının başka bir sayının ortak katları olması durumu. İLE/||/<> Aynı cins durumuna getirilmiş olan. | Tam sayılı kesrin bileşik kesre çevrildikten sonraki payı. İLE/||/<> Aynı. )


- [ne yazık ki]
ISTIRAP:
HAFİF ile DERİN

( Konuşulabilir. İLE Konuşulamaz, dile gel(e)mez/getiril(e)mez. )


- ISTIRAP:
SAĞLIKSIZ/KİRLİ ile/değil/yerine/>< SAĞLIKLI/TEMİZ


- ISTIRAP VERİCİ OLAN:
"KİM OLMADIĞIMIZ" değil KİM OLAMADIĞIMIZ


- ISTIRAP ile ARUF[Ar.]

( ... İLE Uzun süre ıstırap çeken. )


- ISTIRAP ile/ve/> ÇİLE

( ... İLE/VE/> Kemalâta erdiren ıstırap. )


- ISTIRAP ile/ve DAYANÇ/SABIR

( Annesi ölene, "öksüz"; babası ölene, "yetim"; eşi ölene, "dul" denilir. Fakat çocuğu ölene, hiçbir şey diyemezler. Çünkü bu, öyle bir ıstıraptır ki, o ıstırabı anlatabilecek bir sözcük bile yoktur. )


- ISTIRAP ve HAREKET


- ISTIRAP ve/<> OLGUNLUK


- İSTİRDAT[Ar.] değil/yerine/= KURTARMA, GERİ ALMA


- İSTİRHÂM[Ar. < RUHM]["İSTİRÂM" değil!] değil/yerine/= YALVARMA


- İSTİRİDYE ile/ve/||/<>/> İNCİ İSTİRİDYESİ/KABUĞU

( SADEF/SEDEF )


- İSTİ'SÂB[Ar.] ile İSTİS'ÂB[Ar. < SA'B]

( İğrenme. İLE Güç sayma, bir şeyin zor gelmesi. )


- İSTİS'ÂL[Ar. < SUÂL] ile İSTÎSÂL[Ar. < ASL] ile İSTİSHÂL[Ar. < SEHL]

( Soruşturma. İLE Kökünden koparıp çıkarma/çıkarılma, kökünü kurutma. | Bir urun çıkarılması. İLE Kolay sayma/görme. )


- İSTİŞAM değil İNSİCAM/BAĞDAŞIM

( Benzer nesneler arasındaki ya da bir bütünü oluşturan parçalar arasındaki uyum. | Tutarlılık. )


- İSTİŞ'ÂR[Ar. çoğ. İSTİŞ'ÂRÂT] ile İSTİŞHÂR[Ar.]

( Yazı ile bildirilmesini isteme. [POLEMİK: Yazarak/yazılı tartışma.] İLE Ün kazanma, şöhret bulma. )


- İSTİ'SÂR[Ar.] ile İSTÎSÂR[Ar.] ile İSTÎSÂR[Ar.] ile İSTİSHÂR[Ar.]

( Bir işin güç olmasını isteme. İLE Bir şeyi nefsine ayırma. [Fr. ÉGOÏSME] İLE Kolaylaşma, kolay sayma/addedilme. İLE Alay etme, eğlenme. )


- İSTİŞÂRE[< ŞÛRÂ (çoğ. İSTİŞÂRÂT)] değil/yerine/= DÜŞÜNCE SORMA, DANIŞMA


- İSTİŞÂRE ile/ve/<> İSTİFÂDE


- İSTİŞÂRE ile/ve İSTİHÂRE

( Sohbet ederek sual etmek. İLE/VE Allah'a sual etmek. [Uyku hali şart değildir.] )


- İSTİSÂRE[Ar.] ile İSTİŞÂRE[Ar. < ŞÛRÂ (çoğ. İSTİŞÂRÂT)]

( Tozutma, toz savurma. | Fitnecilik, fesatçılık etme. İLE Fikir sorma, danışma. )


- İSTİŞÂRE[< ŞÛRÂ | çoğ. İSTİŞÂRÂT] ile TEÂTÎ[< ATÂ]


- İSTİŞÂRÎ ile/ve/||/<> İSTİDLÂLÎ


- İSTİŞHÂD[Ar.] ile İSTİŞHÂD[Ar.]

( Tanık getirme, tanık gösterme. | Şehit olma. İLE Edebî bir düşüncenin sağlamlığını kanıtlamak için, değerli yapıtlardan örnek gösterme. )


- İSTİSHÂL[Ar. < SEHL] ile İSTİSHÂR[Ar.]

( Kolay sayma/görme. İLE Alay etme, eğlenme. )


- [ne yazık ki]
!İSTİSHÂR değil/yerine/= !ALAY ETME, EĞLENME


- İSTİSKAL[< SIKLET] değil/yerine/= SOĞUK DAVRANMA

( Ağır görme, huzurundan hoşlanmama. | Soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belirginleştirme. Yüz vermeme, kovarcasına davranma, kovma. )


- İSTİSMÂR ile/ve/değil FEDÂ


- İSTİSMAR ile/ve RİYÂ


- İSTİSMÂR[Ar. < SEMERE] ile/ve/<>/değil SÛ-İ İSTİ'MÂL[Ar. < AMEL | çoğ. İSTİ'MÂLÂT]

( )

( İşletme, yararlanma. | Sömürme. İLE/VE/<>/DEĞİL Kötü/yersiz/yolsuz kullanma. )


- [ne yazık ki]
İSTİSMÂR ile/ve/||/<>/> TECÂVÜZ


- İSTİSNA OLMAK" değil/yerine/>< İNSAN/KİŞİ/ADAM OLMAK

( [istiyorsan] "Egemen olmak." DEĞİL/YERİNE Özgür olmak. )


- İSTİSNA[Ar.] değil/yerine/= AYRINCA


- İSTİSNA ile KAİDE

( İstisnalar kaideyi bozmaz, kuvvetlendirir! )

( İstisnalar bilinmedikçe, kaide bilinmiyor demektir. )


- İSTİSRÂ'[Ar. < SÜR'AT] ile İSTİSRÂR[Ar.]

( Hızlandırma, süratlendirme. İLE Odalık alma. )


- İSTİ'TÂF[Ar. < ATF | çoğ. İSTİ'TÂFÂT] ile İSTÎTÂF[Ar.]

( Yardım ve merhamet dileme. İLE Kaplama. )


- İSTİVÂ'[Ar. < SEVÂ] ile İSTİ'FÂ'[Ar. < AFV] ile İŞTİFÂ'[Ar.]

( Birden çok şeyin birbirine eşit ve denk olması. | Düz olma, düzlük. | Kaplama, örtme. | Ortada ve tam bir derecede bulunma. | Mevlevî sikkesinin tam ortasına gelmek üzere önden arkaya doğru çekilen iki parmak eninde yeşil çuha. İLE Affını isteme. | Bir işten kendi isteğiyle çekilme. İLE İyi olma, şifâ bulma. )


- İSTİYÂK[Ar.] ile İŞTİYÂK[Ar. < ŞEVK]

( Misvak kullanma. İLE Şevklenme, göreceği gelme, özleme. )


- İŞTİYÂK[< ŞEVK] değil/yerine/= ÖZLEM, HASRET | YOĞUN İSTEK/ARZU


- İSTİYORUM / İSTEMİYORUM ile/ve/ya da/||/<> SEVİYORUM / SEVMİYORUM

( Hiçbir zaman, bir açıklama yeterliliği ve niteliğinde değillerdir. Daha çok da, kaçmaya ya da dayatmaya yönelik yanıtlardır.

Anımsanması gereken nokta da, sizin kullandığınız oranda ve koşullardaki keyfiyetle, bir başkası da aynı keyfiyetle bunları kullanabilir, karşılık verebilir ve sonuç tam bir hüsran ve boşluk/anlamsızlık yaratır/yaratacaktır.

Dolayısıyla da, yaşamın getirdiği durumlarla/zorunluluklarla yüzleşerek, kaçmaksızın, isteyip-istememe, sevip-sevmeme alanından çıkarmak gerekir. )


- İSTİZÂA[Ar. < ZİYÂ] ile İSTÎZÂH[Ar. < VUZUH | çoğ. İSTÎZÂHÂT]

( Aydınlanma, ışıklanma, ziyâlanma. İLE Bir şeyin açık olarak bildirilmesini isteme, açıklama isteme. | Gensoru.[mecliste] )


- İSTİ'ZÂR[Ar. < ÖZR] ile İSTİZHÂR[Ar. < ZAHR]

( Bağışlamasını isteme, af/özür dileme. İLE Dayanma, güvenme, arka verme. | Yardım isteme, arka/zâhir olmasını isteme. )


- İSTİZLÂL[Ar. < ZİLL] ile İSTİZLÂL[Ar. < ZILL]

( Bayağı/aşağılık görme/görülme, zelil görme. İLE Gölgelenme, gölge altına girme. | Gölgede oturma. | Sığınma. )


- İSTOP değil/yerine STOP değil/yerine DURMA/DURDU


- İŞVE[Ar.] ile/ve CİLVE[Ar.]

( Güzelin, gönül aldatan/çelen, naz ve edâsı. İLE/VE Kırıtma. | Görünüş, tecelli. )

( TEBÂÜL: Karı-koca cilvesi. )


- İŞVEREN İŞÇİ

( EMPLOYER
WORKER )


- İSYAN ÇIKARMA/ÇIKARAN ile/ve/||/<>/> İSYANI KIŞKIRTMA/KIŞKIRTAN


- İSYAN (MECLİSİ) değil/yerine İSTİŞARE (MECLİSİ)


- İSYAN ile/ve/değil/||/<>/> ANARŞİ


- İSYAN ile/ve/değil/yerine FERYAD


- İSYÂN ile/ve/<> İNTİZÂR

( Emre boyun eğmeme, itaatsizlik. | Başkaldırı, ayaklanma. İLE/VE/<> Bekleme, gözleme. | İlenme, beddua. )


- İSYAN ile İTİRAZ


- İSYAN ile/ve KÜFÜR

( !UPRISING vs./and !CURSING )


- İSYAN ile/ve/||/<> ŞİKÂYET


- İSYAN ile/ve/||/<>/> TEPKİ


- İSYAN ile/değil/yerine YAS


- İSYANDA:
BAŞ EDEMEME ile/ve/değil/||/<>/< ALT EDEMEME


- İSYAN/KÂR/LIK ile/ve/değil/yerine/<> TEPKİ/SEL/LİK


- İŞYAR, HÜSEYİN (RİZE, 1956) :

( Sarıyer altyapısından yetişti ve 1974'te profesyonel takım kadrosuna alındı. Beş sezon (1974 - 1979) içinde 35 lig, 36 amatör lig, 3 kupa, 3 turnuva maçı olmak üzere 77 resmi ve ayrıca 31 özel maçla birlikte toplam olarak 108 kez lacivert - beyazlı formayı giydi. Lig maçlarında 2, amatör lig maçlarında 20, turnuva maçlarında 2 olmak üzere resmi maçlarda 24 ve özel maçlarda attığı 9 golle birlikte takımı adına 33 gol kaydetti. )


- İŞYERİNE, ÖZELLİKLE EVE YENİ GELMİŞ EŞİNİZE/BİRİNE GİRER GİRMEZ BİRŞEY SÖYLEMEK ile/yerine 5-10 DAKİKA SONRA SÖYLEMEK


- IT/INFORMATION TECHNOLOGIES[İng.] değil/yerine/= BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ


- İT-KOPUK


- [İt.] LİRİK SOPRANO ile DRAMATİK SOPRANO ile KOLORATUR SOPRANO

( Duygusal ve yumuşak renkteki selen. İLE Tok ve derin renkteki selen. İLE Parlak, tiz ve ajilitesi yüksek selen. )


- [İt.] ORSA ile/ve ORSA ALABANDA ile/ve ORSA POCA/BOCA

( Yelkenleri, rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, iki taraftan, yelkenlinin ortasına bağlanan ip. | Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgâr üstü. İLE/VE Gemiyi birdenbire rüzgârın üstüne çevirme. İLE/VE Geminin, bazı rüzgâr yönüne yaklaşarak, bazen rüzgârdan uzaklaşarak yol alması. | Geminin rüzgâr almayan yanı. | [mecaz] Bata çıka, iyi kötü. )


- [İt.] PASTA ile PASTA

( İçine katılmış türlü maddelerle özel bir tat verilmiş, fırında ya da başka bir yolla pişirilerek hazırlanmış bir tür hamur tatlısı. İLE Giysilerde dikişli kıvrım. )


- [İt.] SOPRANO ile/ve MEZZO SOPRANO ile/ve KONTRALTO SOPRANO/ALTO

( Kadın ya da genç erkek çocuklarda en ince selen. | Bir çalgı topluluğunda, en ince sesleri veren müzik araçları. İLE Soprano ile kontralto arasında kadın seleni. İLE Kadın selenlerinin en kalını. )


- İT(") ve/||/<>/> (")BİT(")

( İtle yatan, bitle kalkar. )


- İT ve/||/<>/> BİT

( ile yatan. VE/||/<>/> ile kalkar. )


- İT ile İD

( Köpek. İLE Dürtü, bilinçaltı.[İd-egp-süper ego] )


- İT ile İT

( Köpek. İLE İleri doğru devinim kazandırmanın buyruk kipi. )


- İTÂ ÂMİRİ değil/yerine/= ÖDEME YETKİLİSİ


- ÎTÂ'[Ar.] ile İ'TÂ'/ÎTÂ[Ar. < ATÂ]

( Kafiyenin bir anlamda olarak aynen tekrarı. İLE Verme/verilme, ödeme. )


- İTAAT ile/ve/değil/<> DÜZEN


- İTAAT ile/değil/yerine/>< İTTİHAT


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KABUL


- İTAAT" ile/ve/||/<>/> "RAHAT"


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RIZÂ


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/<> "TAPMAK" ile/ve/değil/yerine/<> TESLİMİYET

( [not] OBEY vs./and "WORSHIP" vs./and/but/<> SUBMISSION
SUBMISSION instead of OBEY and "WORSHIP" )


- İTAAT ile/ve/değil/<> TESLİMİYET


- İTAAT/KÂR ile/ve/||/<> BİAT/KÂR

( Aç kalarak/bırakarak. İLE/VE/||/<> Bilgisiz kalarak/bırakarak. )


- İTAATKÂR/MUTÎ[Ar. < TÂAT] değil/yerine ESLEK

( Başkasının buyruk ya da dileklerini yerine getiren, yumuşak başlı. )


- İT'ÂB[< TAAB] ile İTÂB ile İTÂB

( Yorma, yorulma, zahmet verme. İLE Azarlama, tersleme, paylama. | Darılma. İLE Kolsuz, yakasız kadın gömleği, dekolte gömlek. )


- ÎTÂB[Ar.] ile İTÂB[Ar.] ile İT'ÂB[Ar. < TAAB]

( Kolsuz, yakasız bayan gömleği, dekolte gömlek. İLE Azarlama, tersleme, paylama, darılma. İLE Yorma/yorulma, zahmet verme. )


- ÎTÂD[Ar.] ile İTÂD[Ar. < ATÂ]

( Kazık çakma. İLE Süt sağarken ineğin ayağına geçirilen ip. )


- İTALYA BÜYÜKELÇİLİĞİ YALISI :

( Tarabya'da Kefeliköy Caddesi üzerinde görkemli bir yalıdır. Sultan II. Abdülhamid (1876 - 1909) döneminde 1906'da inşâ edildi. Yalı Sultan Abdülhamid tarafından Karadağ Beyi'nin Victor Emanuel ile evlenen kızına çeyiz olarak hediye edildi. Halen İtalya Büyükelçiliğinin mülkiyetindedir. )


- İTALYA BÜYÜKELÇİLİĞİ YAZLIĞI :

( Tarabya Caddesi üzerindedir. 1906 yılında Raimondo D'Aranco tarafından inşâ edilmiştir. Geniş saçakları, cumbası ve balkonu ile Boğaziçi'ndeki art nouveau üsluplu yapılar arasında öne çıkar 1960 yılına kadar Elçilik yazlığı olarak kullanıldı. )


- İTALYA DEPREMİNİN:
ÖNCESİ ile/ve/> SONRASI


- ITÂM[Ar.] ile IT'ÂM/İT'ÂM[Ar. < TAAM]

( İşeme tutulması/zorluğu. İLE Yemek yedirme/verme. )


- İT'ÂM[Ar.] ile İT'ÂM[Ar.] ile İTHÂM[Ar.]

( İkiz doğurma. İLE Yemek yedirme/verme/verilme. İLE Suçlama. )


- İTÂT[Ar.] ile İTÂAT[Ar. < TAV]

( Düşmanlık, zıtlık. İLE Boyun eğme, dinleme, alınan emre göre davranma. )


- [ne yazık ki]
!İTEN ile/||/<> !TUTMAYAN


- [ne yazık ki]
İTEN ile/ve/değil/||/<>/< TUTMAYAN


- İTERBİYUM[< YTTERBY-İSVEÇ] ile İTRİYUM[< YTTERBY-İSVEÇ]

( Atom numarası 70, atom ağırlığı 173,04 olan, değerli bir öğe. [Simgesi: Yb] İLE Atom numarası 39, atom ağırlığı 88,92 olan, seryum filizlerinde bulunan, gri renkli, 4,6 yoğunluğunda, değerli bir öğe. [Simgesi: Y] )


- İTFA[Ar.] ile/değil/yerine BORÇ ÖDEME

( ... İLE Söndürme. | Sönüm. | Bir borcu, azar azar ödeyerek kapatma, sönüm. )


- İTFAİYE MESCİDİ :

( İstinye Devlet Hastanesi yanında bulunan İtfaiye'nin kampüsü içinde küçük bir mescittir. )


- İTGES/CONTENT-BASED İMAGE RETRİEVAL SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İÇERİK TABANLI GÖRÜNTÜ ERİŞİM DÜZENİ


- İTHAF ile/değil ATIF


- İTHAF[Ar.] değil/yerine/= SUNMA/SUNGULAMA/ADAMA


- İTHAL ETMEK değil/yerine İHDAS ETMEK


- İTHAM ile AŞAĞILAMA

( Suçlama, suçlu görme. İLE Küçük görme. )


- İTHAM ile/değil/yerine/||/>< ELEŞTİRİ


- İTHAM ile/ve/<> GENELLEME


- [ne yazık ki]
İTHAM ile İMÂ


- İTHAM ile İSNÂD


- [ne yazık ki]
!İTHAM ile !TEKFÎR

( Çoğunlukla/bazen itham, küfürden daha ağırdır. )

( Suçlama. İLE Kâfir sayma. )


- İTHAM ile/ve/||/<> YAFTALAMA


- İTHAM/NÂME["İTAM" değil!] değil/yerine/= SUÇLAMA/LIK


- İTİ, AN; ÇOMAĞI HAZIRLA!" ile/değil/yerine "İYİ KİŞİ, SÖZÜNÜN ÜZERİNE GELİR"


- İTİBAR ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAYGI GÖSTERMEK


- İTİBAR/HAYSİYET[Ar.] değil/yerine/= SAYGINLIK/ÖZSAYGI


- İTİBAR/PRESTİJ değil/yerine/= SAYGINLIK


- İTİBAR[Ar. < UBÛR | çoğ. İTİBÂRÂT] ile İHTİBÂR[Ar. < HABER]

( Saygı gösterme. | Önem verme. | Onur/şeref, haysiyet. | Bir şeyin, gerçek değil kararlaştırılan değeri. | İbret alma. | [ticaret] Söz ya da imzanın değeri. [İng./Fr. CREDIT] | Değer. İLE [bir kimseyi] Yoklama, deneme, sınama. )


- İTİBAR ile/ve/||/<>/> İTİMAT


- İTİBAR ile ŞEREF


- İTİBAR ile/ve/||/<> TAHAMMÜL


- İTİBARÎ[Ar.] değil/yerine/= SAYMACA


- İTİBÂRÎ ile/ve/değil/yerine UZLAŞIMSAL


- İTİBARIYLA değil/yerine/= İLE BİRLİKTE


- İTİBÂR/LI değil/yerine/= SAYGIN/LIK


- İ'TİDÂD[Ar. < ADD] ile İ'TİDÂD[Ar.]

( Sayma, iddet çekme. | Nazlanma. | Gururlanma. İLE Bir şeyi kol üzerine alma. | Yardım isteme. )


- ÎTİDAL ve/<> FAZÎLET


- İ'TİDÂL[< ADL] ile Î'TİZÂL[< AZL]

( Denge, ölçülülük. İLE Yalnızlığı yeğleyip bir köşeye çekilme, uzlet etme. | İşi terketme. | Topluluktan/cemâatten ayrılma. )


- İTİDAL ve/> KEMÂL

( İnce oranlarda karışım. VE Hareket eden maddedeki olanakların dışa çıkması. )


- İTİKAD ile/ve/||/<>/> AMEL


- İ'TİKÂF -ile

( BİR YERE KAPANIP İBÂDETLE VAKİT GEÇİRME [ÖZELLİKLE RAMAZAN'IN SON ON GÜNÜNDE CÂMİDE, MAKSÛREDE YERLERE KAPANIP İBÂDETLE VAKİT GEÇİRME] )


- İ'TİKAL["ka" uzun okunur] ile İ'TİKÂL[Ar.] ile İ'TİKÂL[Ar. < EKL | çoğ. İ'TİKÂLÂT]

( Devenin dizini büküp bağlama. | Güreşte sarmaya getirip yıkma. | Sağmak için koyunun ayaklarını iki bacağı arasına alma. İLE Zorlaşma, müşkilleşme. İLE Kemirerek yeme. | Yaranın gövdeyi sarması/yemesi. | Deniz dalgalarının, karaları döverek aşındırması/oyması.[EROZYON, İng. EROSION, Fr. ÉROSION] )


- İTİKAT ile İTİMADEN İTİKAT


- İTİLÂ[Ar. < ULÜVV] ile/ve/<> RÜCÛ[Ar.]

( Yükselme, yukarı rütbelere erişme. İLE/VE/<> Dönme, geri dönme. | Vazgeçme, sözünden dönme, sözünü geri alma. )


- İ'TİLÂF[Ar. < ÜLFET | çoğ. İ'TİLÂFÂT] ile İHTİLÂF/ŞİKAK[Ar. < HİLÂFET | çoğ. İHTİLÂFÂT]

( Uyuşma, anlaşma. İLE Antlaşmazlık, uyuşmazlık/uymayış/uymama, ayrılık, aykırılık. )


- İTİMÂD[Ar. < AMD] ve/> İ'TİKAD[Ar. < AKD]

( Dayanma, güvenme. | Güven, emniyet. VE/> Düğümlenip kalma, bir şeye bağlanma. | İnanma, gönülden onaylayarak inanma. )


- İTİMAT[Ar.] değil/yerine/= GÜVEN/GÜVENÇ


- İTİMAT ve İTİKAT


- İTİMAT ve İTİKAT


- İTİMATSIZ/EMNİYETSİZLİK değil/yerine/= GÜVENSİZLİK / GÜVENMEZ/LİK


- İTİNA[Ar.] ETMEK değil/yerine/= ÖZENMEK


- İTİNÂ ile/ve/||/<>/> İMTİNÂ


- İTİNÂ ve/||/<>/> İTİBAR


- İTİNÂ[Ar.] değil/yerine/= ÖZEN


- İTİP ile/ve/||/<> KAKMAK

( Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek. | Kapı, pencere vb.ni güç uygulayarak açmak ya da kapamak. | Bulunduğu yerden aşağı düşürmek. | Sürüklemek, sevk etmek. | Bir nesne ile belirli bir yakınlıktaki başka bir nesneyi kendinden uzaklaşmaya zorlamak, "çekme"nin karşıtı. İLE/VE/||/<> İtmek, vurmak. | Kakma yapmak. | Vurarak dar bir yere sokmak. )


- İTİRAF[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= EYDİVERME/K


- İTİRAF ETMEK ile/değil KABUL ETMEK


- İTİRAF ile/ve/değil/||/<> AÇIĞA ÇIKARMAK


- İTİRAF ile/ve/değil/||/<>/< AÇIK AÇIK SÖYLEMEK


- İTİRAF ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AÇIKLAMA


- İTİRAF ile AĞZINDAN KAÇIRMAK

( Kişiler, fiziksel açıdan yorgun olduğunda, dürüst olmaya daha eğilimliler. Bu nedenle, gece geç saatte yapılan konuşmalarda, itiraflar daha sık oluyor. )

( CONFESSION vs. TO LET SLIP, TO BLURT OUT )


- İTİRAF ile/ve/||/<>/> ARINMA


- İTİRAF ile/ve/||/<> (")GÜNAH ÇIKARMA(")


- İTİRAF ile/ve/değil/||/<> İDDİA


- İTİRAF ile İFŞÂ


- İTİRAF ile/değil İFTİRA


- İTİRAF ile/ya da İNTİHAR


- İTİRAF ve/> PİŞMANLIK ve/> HESAPLAŞMA ve/> TÖVBE


- İTİRAF ile/ve/değil/ne yazık ki TEHDİT


- İTİRAF ile/ve/||/<> TÖVBE

( Hristiyanlık'ta. İLE/VE/||/<> İslâm'da. )


- İTİRAF ile/ve VURGULAMA

( CONFESSION vs./and TO EMPHASIZE )


- İTİRAZ ETMEK ile/ve/||/<> KARŞI ÇIKMAK


- İTİRAZ (ETMEK) değil/yerine/= KARŞIÇIKI / KARŞI ÇIKMAK


- İTİRAZ (ETMEK) ile/ve/<>/değil/yerine SORU (SORMAK)


- İTİRAZ ile/ve/değil/||/<>/< İTİRAF


- İTİRAZ ile/ve/<> İTİZAL


- İTİŞ-KAKIŞ


- İ'TİSÂ[Ar.] ile İ'TİSÂR[Ar.]

( Asâ kullanma, asâya dayanma. İLE Özünü/usâresini çıkarmak için bir şeyi sıkma, sıkılma. )


- İ'TİZÂL[Ar. < AZL] ile İ'TİZÂR[Ar. < ÖZR | çoğ. İ'TİZÂRÂT]

( Bir tarafa çekilme. | İşten çekilme. | Ehl-i sünnet'ten Vâsıl b. Atâ'nın kurduğu mu'tezile mezhebi. | Takımdan ayrılma. İLE Özür dileme. )


- İTİZAL ile/ve/||/<> RIFZ


- İTKİ ile İÇGÜDÜ

( IMPULSION vs. INSTINCT )


- İTKİ = İLCÂ = IMPULSE, APPETITE[İng.] = IMPULSION, APPÉTIT[Fr.] = IMPULS, TRIEBE[Alm.] = IMPULSIO, APPETITUS[Lat.] = IMPULSO[İsp.]


- İTKİ ile/ve/||/<> TUTKU


- ITLÂ'[Ar.] ile ITLÂ'[Ar. < TULÛ] ile ITRÂ'[Ar. < TARÂVET]

( Havalı şeylere heves etme. | Bir şeyin üstüne bir şey sürme. İLE Bildirme, haberli kılma. İLE Abartılı, aşırı derecede övme. )


- ITLÂK ile/>< İTİLÂK

( Uzaklaşma, ayrı/bağımsız olma, boşanma. İLE/>< Birinin sevgisine yakalanma, tutulma. )


- İTLE DALAŞMAK ile/değil/yerine/>< YAMACI DOLANMAK


- İTME ile/ve/||/<> DÜRTME ile/ve/||/<> TETİKLEME


- İTMİNAN değil/yerine/= İNANMA, GÜVENME


- ITNÂB-I MAKBÛL ile ITNÂB-I MUHİLL ile ITNÂB-I MÜMİLL

( Konuyu iyice açıklamak/anlatmak gibi bir yarar düşünülerek yapılan. İLE Fazlalıklar yüzünden istenilen anlamı vermeyen söz. İLE Bıktıracak, usanç verecek kadar sözü uzatma. )


- ITO İLE STRATONOVİCH İLE SKOROHOD ile/||/<> STOKASTİK KALKÜLÜS

( Stokastik integral tanımları. )

( Formül: dX_t = μdt + σdW_t )


- ITRÎ ve/||/<> ZAHARYA(S)

( [Türk Mûsikîsi'nin ...] Süleymaniye Camisi. VE/||/<> SultanAhmet Camisi. )

( [vefat] 1711 ve/||/<> 1790? )

Bugün[09 Kasım 2025]
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(83/181)