S ve Ş ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(16/181)
- ATROFİ ile/||/<> ATROFİK/ATROFİYE
( Körelim. İLE/||/<> Körelmiş. )
- ATROFİ/ATROPHY[İng.] ile KÖRELİM/KÖRELME
( Körelme, dumur. Örgen ya da dokunun beslenemeyerek küçülmesi. )
- ATSUSHI MIYAZAKI PARKI :
( Van depreminde hayatını kaybeden Japon yardım gönüllüsü Atsushı Miyazaki adına inşâ edilen Japor Parkında, Karslı heykeltıraş Murat Muravvani tarafından yapılan Miyazaki büstü yer alıyor. Park Türk Japon dostluğunu simgeliyor. )
- AT[T]ENÜASYON ile/||/<> AT[T]ENÜE
( Güçsüzleştirme, güç yitirimi, zayıflatma, azaltma. İLE/||/<> Güçsüzleştirilmiş, zayıflatılmış, azaltılmış. )
- ATTOSECOND İLE STRONG FİELD İLE HHG ile/||/<> ULTRA HIZLI FİZİK
( Attosaniye zaman ölçekli olaylar. )
( Formül: 1 as = 10^-18 s )
- ATTRIBUTION vs. INTERPRETATION
- ÂTÛN, BEÇEDÂN, ZÂK, ZÂK-DÂN[Fars.], MEŞÎME[Ar.], RAHİM[Ar.] değil/yerine/= DÖLYATAĞI
- ATVÂD, CEBEL[Ar. < TAVD] ile/ve/< A'LÂM[Ar. < ALEM]
( Dağlar. İLE/VE Yüksek dağlar. )
- ATYEB-İ ME'KÛLÂT[Ar.] ile A'ZEB[Ar.]
( Yiyeceklerin en güzeli. İLE En lezzetli ve tatlı. )
- AUCTİON İLE VOTİNG İLE MATCHİNG ile/||/<> MEKANİZMA TASARIMI
( Stratejik ortamlarda kurum tasarımı. )
( Formül: Deferred Acceptance (kararlı) )
- AUD- ile/||/<> AUDİO-/AUDİTO-
( Duyma/işitme. İLE/||/<> Duyma/işitme ile ilgili. )
- AUGMENTASYON ile/||/<> AUGMENTE
( Büyütme, güçlendirme. İLE/||/<> Güçlenmiş. )
- AUGUST COMTE ve/||/<>/> GEORGE SARTON ve/||/<>/> AYDIN SAYILI
- AUGUST COMTE ve ST. SIMON
- AUGUSTE RODIN ile/ve/||/<>/> KEMAL KÜNMAT
( "Düşünen Adam" heykelini yapan. İLE/VE/||/<>/> Bakırköy Akıl Hastahanesi'ndeki "Düşünen Adam" heykelini yapan. )
- AUGUSTINUS ile/ve/<> ABELARDUS
( Anlamak için iman ediyorum. İLE/VE/<> İman etmek için anlamaya çalışıyorum. )
- AUK ile BÜYÜK AUK
( ... İLE Ne yazık ki, soyu tükenmiştir. )
( ... cum PINGUINUS IMPENNIS )
- AUM:
SOLUK ve/||/<> SESSİZLİK
- AUR-/AURİ- ile/||/<> MYRİNGO- ile/||/<> OT-/OTİC-
( Kulak. İLE/||/<> Kulak. İLE/||/<> Kulak zarı ile ilgili. )
- AURORA ile/ve AURA/ÖNCÜL DUYUM, ÖNCÜL BELİRTİ, GÖVDENİN ÇEVRESİNDEKİ ENERJİ ALANI
( Kuzey kutbu ışıkları. İLE/VE İnsan gövdesi etrafındaki ışıma/tireşim/enerji. )
- AUTHOR/OTÖR :/yerine YAZAR
- AUTOCRITAS" ile "POTESTAS"
( "Tanrıya ait". İLE "İnsana ait". )
( Evrende. İLE Dünyada. )
( Tüm güç, Tanrı'dan gelir.[Omnis potestas a deo.] )
- AUX- ile/||/<> CRESCO- ile/||/<> -BRY ile/||/<> EDE-/EDEMA- ile/||/<> GANGLİ- ile/||/<> -PHYMA ile/||/<> VARİC-/VARİCO- ile/||/<> CİRS-
( Büyüme, artma. İLE/||/<> Büyüme. İLE/||/<> Büyüme, şişme. İLE/||/<> Şişlik, şişme. İLE/||/<> Şişlik, pleksus. İLE/||/<> Derinin bir bölümünün şişmesi, tümör. İLE/||/<> Varisle ilgili, şiş, kıvrımlı. İLE/||/<> Genleş(tir)mek, genişle(t)mek, Dilate, variköz. )
- AV. AZİZ ÖZGÜR SOKAK :
( Merkez Sarıyer'de ve Sarıyer deresinin sol tarafında ve Bürümcük sokaktan sonraki ikinci sokaktır. Sokak soldan Şehit Mithat Caddesine çıkar. Bu sokağın adı Cumhuriyetin ilk yıllarından 1960'lı yıllara kadar ismi "Süngüsü Düşük Sokak" tı. Bu isim verilmesine neden, Milli Mücadele döneminde Padişah/Sultan yanlısı olan ve işgalciler hesabına çalışarak jurnalcilik yapanların bir kaçının bulunduğu sokaktı. Sarıyer'deki millicileri, Kuvayı Millicileri takip ederek jurnalliyorlardı. Bu nedenle de Sarıyerli direnişçiler zor günler yaşadılar. Milli Mücadele devam ederken jurnalcilerin pek çoğu cezalandırıldı. Bir kısmı pişmanlıklarını belirterek aman dilediler. M.M. Teşkilatının Sarıyer'deki lideri Öğretmen ve Avukat olan Aziz Bey'di (Arnavut Aziz, Zeynel'in Aziz). Özür dileyenlerin üzerine fazla gitmedi. Nihayet onlar da Sarıyerlilerdi. Ama unutmayanlar unutmadı ve jurnalcilerden en önemlisinin onurunun kırılması amacı ile bulunduğu sokağa "Süngüsü Düşük Sokak" ismini koydular. Çok uzun yıllar sokak bu isimle anıldı. Av. Aziz Özgür Beyin vefâtı üzerine bu sokağın ismi Av. Aziz Özgür Sokak olarak değiştirildi. )
- AV. REŞİT EFENDİ SOKAK :
( Yenimahalle'nin saygın isimlerinden biri olan Av, Reşit Efendi'nin oturduğu sokağa "Av. Reşit Efendi Sokak" adı verilmiştir. )
- AVAGADRO SAYISI ile AVAGADRO YASASI
( Bir moldeki molekül sayısı ve değeri, yaklaşık 6,02 10²3 olan bir sayı. İLE 0 °C sıcaklık ve 1 atmosfer basınçta herhangi bir gazın, bir molü 22,4 L hacim kapladığını ifade eden yasa. )
- AVAL/AVEL AVAL (BAKMAK)
- AVAL ile AVAL
( Bir ticaret senedinde, üçüncü bir kişinin ödemeden sorumlu olanlar yararına, alacaklılara karşı senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvence. İLE Saflığı, sersemlik derecesine varan kişi. )
- AVÂM[Ar. < ÂMM] ile A'VÂM[Ar. < ÂM]
( Herkes, kaba ve cahil halk, ayak takımı. İLE Yıllar, seneler. )
- AVAM TENZİHİ ile/ve HAVAS (ÂRİF) TENZİHİ
- AVAM ile/ve HAVAS ile/ve HAS ile/ve HAS'ÜL-HAS
( İctihadın parçası değil. İLE İctihadın parçası. İLE ... İLE ... )
- AVÂM ile ULEMÂ ile UREFÂ ile UMERÂ
( Tedbir peşindedir. İLE Kanıt peşindedir. İLE Tanık peşindedir. İLE Akıl peşindedir. )
( İhtiyât peşindedir. İLE İstidlâl peşindedir. İLE İstişhâd peşindedir. İLE İstişâre peşindedir. )
- HAVF:
AVAM'IN ile HAVAS'IN ile AHAS'IN
( Yaptığı hatalardan alacağı cezayı düşünmekten. İLE Makamından inmek, hakka yakınlık makamından uzaklaşma korkusu. İLE Nefsin edebinin yüksekliğinden. )
( Vuslat yoktur. İLE Vuslat vardır. )
( "Gaib" olan Allah'tan. İLE Hazır olan Allah'tan. İLE ... )
- AVANAK[Erm.] ile AHMAK
( Kolaylıkla kandırılabilen ya da aldatılabilen, aptal, bön. İLE Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal. )
- AVANE/AVENE[Ar.] değil/yerine/= YARDAKÇI/LAR
( Kötü işlerde birine yardım eden "kişi/ler". )
- AVANGART[Fr. < AVANT-GARDE] ile ÖNCÜ
- AVANS[Fr. < AVANCE] değil/yerine/= ÖNDELİK
( Öndelik. | Oyunda zayıf tarafa önceden verilen geçici üstünlük. )
- AVATAR -ile
( Haberci, Peygamber. )
- AVATARA[Hintçe] değil/yerine/= GÖVDELENME/BEDENLENME, ENKARNASYON
- AVÂZ ile ÂVÂZ[Fars.] ile A'VÂZ[Ar. < İVAZ]
( Nefret. İLE Ses, sedâ. İLE Bedeller, karşılıklar. )
- AVCI-TOPLAYICI değil TOPLAYICI-AVCI
- [ne yazık ki]
AVCI ile/ve/=/||/<> AYI
( Hile bilir de. İLE/VE/=/||/<> Yol bilmez mi? )
- AVCILIK VE ATICILIK SPOR KULÜBÜ :
( İstanbul Avcılık ve Atıcılık Spor Kulübü Poligon'daki tesislerinde faaliyet göstermektedir. Uluslararası yarışmalarda derece alan sporcuları vardır. )
- AVCI/LIK ile/ve/değil/önce/||/<>/< TOPLAYICI/LIK
- AVDET (ETMEK)[Ar.] değil/yerine/= GERİ GELME, DÖNME, DÖNÜŞ
- -ÂVER[Ar.] ile A'VER[Ar.]
( Getiren, taşıyan. [PEYÂM-ÂVER > PEYGAMBER] İLE Bir gözü kör, tek gözlü. | Körbağırsak. )
- [not] AVERAGE vs. APPROXIMATE
- AVERAJ[Fr./İng. < AVERAGE] değil/yerine/= ORTALAMA | SAYI FARKI
- AVEZ[Ar.] ile A'VEZ[Ar.]
( Fakirlik, sıkıntı. İLE Anlaşılması güç şiir. | Anlamı anlaşılmaz şey. )
- AVKMAK ile AVKMAK ile AVKMAK ile AVKMAK
( Karıştırmak, iyice karıştırmak, kabartmak. | Yoğurmak, özleştirmek. İLE Ezmek, parçalamak, ufalamak, çok küçük parçalara ayırmak. | Dövmek. | Çamaşırı durulamak. | Çitilemek, avuç içinde sıkıştırmak, ovmak, ovalamak. İLE Yenmek, mağlup etmek. İLE Köpeğin koparmadan, az ısırması. )
- AVNİ BABA ÇEŞMESİ :
( Boyacıköy Dönüm Sokakta olup duvar çeşmesidir. Kim tarafından ne zaman yapıldığı bilinmiyor, tamiri 1963 yılında Avni Baba tarafından yapılmıştır. )
- AVNÎ ile/ve/||/<> SELİMÎ ile/ve/||/<> MUHİBBÎ ile/ve/||/<> ADLÎ ile/ve/||/<> MURÂDÎ ile/ve/||/<> NECİB ile/ve/||/<> İLHÂMÎ
( [şiirlerinde kullandığı takma ad/mahlas]
Fatih Sultan Mehmet'in. İLE/VE/||/<> Yavuz Sultan Selim'in. İLE/VE/||/<> Kanunî Sultan Süleyman'ın. İLE/VE/||/<> II. Bayezit'in. İLE/VE/||/<> III. Murad'ın. İLE/VE/||/<> III. Ahmed'in. İLE/VE/||/<> III. Selim'in. )
- AVOID vs. TO PROTECT
- AVOİDED CROSSİNG İLE CONİCAL INTERSECTİON İLE SEAM ile/||/<> POTANSİYEL YÜZEY KESİŞİMLERİ
( Elektronik durum etkileşimleri. )
( Formül: NAC = ⟨ψ₁|∂/∂R|ψ₂⟩ )
- AVRASYA:
ASYA[< ASIA, ASIE] ile/ve AVRUPA
( 40 milyon km². İLE/VE 10 milyon km² )
( ASIA vs./and EUROPE )
- AVRAT[Ar.] ile/= AVRET[Ar.]
( Kadın. | Karı, eş. İLE Bacak arası, edep yeri, genital bölge. )
- AVRUPA BİRLİĞİ ZİRVESİ ile/ve/||/<> AVRUPA BİRLİĞİ KURULU/KONSEYİ
( THE EUROPEAN COUNCIL vs./and/||/<> THE COUNCIL )
- AVRUPA ISTAKOZU[Lat. HOMARUS GAMMARUS] ile AMERİKAN ISTAKOZU[Lat. HOMARUS AMERICANUS] ile ÇEKİRGE ISTAKOZU ile KADİFE YÜZGEÇLİ ISTAKOZ ile KÜRKLÜ ISTAKOZ
- AVRUPA SUSAMURU ile KANADA SUSAMURU ile BREZİLYA SUSAMURU ile HİNT SUSAMURU ile AVUSTRALYA SUSAMURU ile TIRNAKSI SUSAMURU ile KÜÇÜK TIRNAKLI SUSAMURU ile DENİZ SUSAMURU
- AVRUPA ile AVRUPA BİRLİĞİ
- AVŞAR, HÜLYA (EDREMİT, 1963) :
( Sinema ve ses sanatçısı. 1983 yılında Bulvar Gazetesinin tertiplediği Kainat Güzellik Yarışmasında birinci oldu ve yıldızı parladı. Sinemaya geçti. "Haram" filmi le sanat hayatı başladı. Sinema ile uğraşırken müzik eğitimi almayı ihmal etmedi. Müzikallerde oynadı albüm ve single yaptı. "Salkım Yarası"albümü ile şöhreti yakaladı. "Sessiz Kadın" şarkısı ile önemli bir şöhretin sahibi oldu. Bir Milyon yüz binin üzerinde satış yaparak rekor kırdı. Kral TV.'den En iyi Kadın şarkıcı ödülünü aldı. Sahne aldı, filmlerde oynadı, show programları yaptı. Uzun yıllardan beri Sarıyer'de ikamet etmektedir. )
- AVT/AUT[İng. < OUT] değil/yerine/= DIŞARIDA
- AVUÇLAMAK ile KISIMLAMAK
( ... İLE Tek elle avuçlamak. )
- AVUÇ/LAMAK ile/ve KOŞAM/LAMAK
( ... İLE/VE İki elle avuç/lamak. )
- AVUCUNU YALAMAK ile YUMRUĞUNU YALAMAK
( Karşılık bulamamak. İLE Cimrilik. )
- AVUKAT/EUATHLOS AÇMAZI ile/ve/||/<> KÖPRÜ AÇMAZI ile/ve/||/<> İKİ ZARF AÇMAZI ile/ve/||/<> UYUYAN GÜZEL AÇMAZI
( Hukuk fakültesini bitiren genç, ülkenin en ünlü avukatının yanında staj yapmak için başvuruda bulunur.
Avukat, gence, tek koşul ileri sürer:
"İlk davandan elde ettiğin tüm parayı bana vereceksin".
Antlaşma imzalanır ve iki yıl beraber çalışırlar. Tam staj bittiğinde, genç, antlaşmayı haksız bulduğunu, ilk davadan kazandığı parayı ona vermeyeceğini açıklar. Avukat, tazminat talebi ile mahkemeye başvurur.
Hakimin kararı ne olmalıdır?
İki davalı, duruşmada, hakimin karşısına geçtiğinde, avukat, şunu söyler:
"Sayın Yargıç. Bu davayı uzatmaya gerek yok. Çünkü, eğer ben kazanırsam, parayı alacağım; eğer kaybedersem yine alacağım. Çünkü, antlaşmamıza göre, o, ilk davasından kazandığı parayı bana verecek."
Hakim, tam avukatı haklı bulacakken, bu kez, genç avukat söz alır ve şöyle der:
"Sayın Yargıç. Evet. Avukat haklı. Bu duruşma, gerçekten gereksiz ama benim lehime. Eğer, ben bu davayı kazanırsam, ona bir şey ödemeyeceğim. Eğer, kaybedersem, antlaşmamıza göre, ilk davayı kaybettiğimden dolayı ona yine bir şey ödemeyeceğim.”
İLE/VE/||/<>
Sokrates, güçlü bir efendinin, -Platon'un- bekçiliğini yaptığı bir köprüye gelir ve geçmesine izin vermesini rica eder. Platon, şu yanıtı verir...
"Yemin ederim, ağzından çıkacak bir sonraki söz doğru olursa geçmene izin veririm, yanlış olursa seni suya atarım.
Sokrates'in yanıtı:
"Sen, beni, suya atacaksın." olur.
[Platon, Sokrates'i suya atmasa, Sokrates, yalan söylemiş olacak ve suya atılması gerekecek; suya atsa, Sokrates doğru söylemiş olacak ve suya atılmaması gerekecektir.]
İLE/VE/||/<>
...
İLE/VE/||/<>
... )
- AVUKAT ile/değil/<> MÜDÂFÎ
- AVUKAT ile SAVCI
( [yarısı dolu bir bardağın] Dolu ve boş bölümlerini ayrı ayrı görebilen ve savunabilen. İLE Boş bölümün, dolu olan bölümünden öncelikli olmadığını gösterme sorumluluğu ve yetkisiyle "iddia etmesi" ve/ya da "savunabilmesi" gereken. )
- AVUKAT[Ar.] değil/yerine/= SAVUNMAN
- AVUNÇ ile/ve/||/<> AVUNTU
( Acının hafiflemesi ya da unutulması. Teselli. İLE İnsanı avutan şey. )
- AVUNMA ile KANIKSAMA
( TO BE CONSOLED vs. TO BE INURED TO )
- AVUNMA ile/ve NEŞE
( TO BE CONSOLED vs./and GAIETY/MERRIMENT )
- AVUNMA ile/ve/değil/yerine/|| SAVUNMA
- AVUN(/T)MAK ile KAN(DIR)MAK
( TO BE CONSOLED(/TO SOOTHE/DIVERT) vs. TO (BE) DECEIVE(D) )
- AVUNTU ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEK/LİK
- AVUNTU ile/ve KETLE(N)ME[Erm.]
( CONSOLATION vs./and OBSTACLE | TO IMPEDE )
- AVUNTU ile/değil/yerine/||/>< ÜMİT
- AVURT ile/ve/||/<> ART AVURT
( Yanağın ağız boşluğu hizasına gelen bölümü. İLE/VE/||/<> Avurdun arka bölümü. )
- AX- ile/||/<> -DROME
( Eksen. İLE/||/<> Gidiş, seyir. )
- AXİNİT ile/||/<> EPİDOT
( Kahverengi, sarı ve mavi tonlarında bulunur. İLE/||/<> Genellikle yeşil renkte olup kristal yapısı uzundur. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 6.5-7 İLE/||/<> 6-7
Işık Kırma İndisi: 1.68-1.70 İLE/||/<> 1.72-1.75
Rengi: Kahverengi, sarı, mavi İLE/||/<> Yeşil
Molekül yapısı: Ca²(Fe,Al)Al²BSi4O05(OH) İLE/||/<> Ca²(Al,Fe)³(SiO4)³(OH) )
- AY ALTI (ÂLEM) ile/ve AY ÜSTÜ (ÂLEM)
( Fizik. İLE/VE Matematik. )
( Doğrusal hareket vardır. İLE Doğrusal hareket yoktur. )
( METAFİZİK - (ÖTESİ) MATEMATİK - (ÜSTÜ) FİZİK - (ALTI) )
( Klâsik kozmolojide, Ay feleğinin altında bulunan, dört unsurun, toprak, su, hava ve ateş, karışımından meydana gelen, madenler, bitkiler, hayvanlar ve insan ile metereoloji olgu ve olaylarının yer aldığı, çizgisel hareketin hakim olduğu, oluş ve bozuluş dünyası. İLE/VE Klasik kozmolojide, atlas feleği ile ay feleği arasında yer alan, esirden meydana gelmiş, dairesel hareketin hakim olduğu, mahiyetini kozmoloji, heyetini ise astronominin incelediği dünya. )
- AY AY/TARSİER ile FİLİPİN TARSİERİ
- AY/DOLUNAY ile/ve YENİAY
( MEH ile/ve HİLÂL, ŞEHR )
( MOON vs./and CRESCENT )
- AY MAYMUNU ile AY AY LEMURU[MAYMUN değil!]
( Asya ile Avustralya arasındaki cennet adalarında yaşarlar. İLE Madagaskar'da yaşarlar. )
( ... İLE Yeterli miktarda yiyecek bulabilmek için arayış sırasında, bir gecede, 3 km. yol almış olurlar. )
- AY SİNEMASI :
( Emirgan'da yazlık sinema olarak hizmet veriyordu. Hayat Bahçesi olarak isimlendirilen yerdeki bulunan bu sinema 1975'te kapatıldı. İşletmecisi Ekrem Beydi. )
- AY TAŞI ile/||/<> GÜNEŞ TAŞI
( Işığı yansıtan mavi bir parlaklığa sahiptir. İLE/||/<> Altın renkli parıltılara sahiptir. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 6-6.5 İLE/||/<> 6-6.5
Işık Kırma İndisi: 1.52-1.53 İLE/||/<> 1.52-1.53
Rengi: Mavi parlaklık İLE/||/<> Altın parıltı
Molekül yapısı: (Na,K)AlSi³O8 İLE/||/<> (Na,Ca)(Si,Al)4O8 )
- [ne yazık ki]
AY VE YILDIZ İSTER/SİN ve/||/<>/> BUNLARI DA GÜNDÜZ OLSUN DİYE İSTER/SİN / BEKLER/SİN
- AY ile AY ile AY
( Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme ya da sevinç anlatan bir söz. İLE Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre. | Yılın on iki bölümünden her biri. | Bir ayın herhangi bir gününden ertesi ayın aynı gününe kadar geçen ya da yaklaşık otuz gün olarak kabul edilen süre. İLE Dünyanın uydusu olan gök nesnesi. )
( MOON vs. MOON vs. MOON )
- AYA ANASTAS KİLİSESİ :
( Tarabya'daki Rum Kiliselerinden biriydi. 6 - 7 Eylül olayları sarsında tahrip edildi ve sonradan onarıldı. )
- AYÂ[Ar.] ile ÂYÂ[Fars.], ACABA[Ar.] ile A'YÂ[Ar.] ile AYA[Ar.]
( Yeteneksiz/kabiliyetsiz, kudretsiz. | Tedavi edilemez, iyileştirilemez. İLE Şüphe ve tereddüt bildiren edat. İLE Daha ya da en kudretsiz, hiç iktidarı olmayan. İLE El/avuç içi, ayak tabanı. | Yaprakların düz ve parlak bölümü. )
- AYAĞA KALKMAK/KIYAM ve/||/<>/> UYANMAK/UYANIKLIK/YAKAZA ve/||/<>/> YÜRÜYÜŞ/SEYR
- AYAĞIM, ELİM/KOLUM VB.:
SORUNLU ile RAHATSIZ ile SAKAT
- AYAĞIMI/AYAKLARIMI (ÇIKARAYIM/ÇIKARMAK)" değil AYAKKABILARIMI (ÇIKARAYIM/ÇIKARMAK)
- AYAĞINA TAŞ DEĞMESİN" ile/ve/||/<> "KİRPİĞİNE TOZ DEĞMESİN"
- AYAK -ile
( Çoban, murakıb, müş'ir, müşir, müşire ya da payende; reddade, müşahide, takibe, garib )
- AYAK BASMAK" ile/ve/<>/> "ADIM ATMAK"
- AYAK SÜRÜYEREK YÜRÜMEK ile/yerine/değil AYAK SÜRÜMEDEN YÜRÜMEK
( [not] WALKING IN, TO DRAG ALONG THE FOOT vs. WALKING IN, NOT TO DRAG ALONG THE FOOT
WALKING IN, TO DRAG ALONG THE FOOT vs. WALKING IN, NOT TO DRAG ALONG THE FOOT )
- AYAK TERİ ile AYAK TERİ ile AYAK TERİ/KİRASI
( Ayak parmakları arasından çıkan pis kokulu salgı. İLE Hizmet için bir yere gönderilen kişiye verilen ücret, ayak kirası. İLE Bir haber ya da nesne getirene, emeğinin karşılığı olarak verilen para. )
- AYAK/AYAQ/ÇANAQ[Oğuz] ile AYAK/AYAQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kap kacak. İLE Ayak. )
- AYAKÇAK ile AYAKÇIN
( Merdiven, merdiven basamağı. | Dokuma tezgâhı ayaklığı. | Çocukların, cambazların ayaklarına takıp yürüdükleri çifte sırık. İLE Dokuma tezgâhlarında, atkı ipliklerini devindirmek için ayakla basılan tahta ayaklık. )
- AYAKKABI yerine İZLİK
( Ayakkabı, dünyayı ve dünya malını simgeler. Eve ve camiye girerken dünya ve dünyaya ait herşey dışarıda bırakılır. )
- AYAKKABI / KALOŞ[Yun.]/GALOŞ
( Sağlık kurumları, müzeler vb. yerlerde özel bölümlere girerken ayakkabıya geçirilen ince ve şeffaf kılıf. | Tabanı tahtadan yapılmış deri ayakkabı. )
- AYAKKABI ile KASKAL(/LAMAK)
( ... İLE Eski ayakkabı. )
- AYAKKABI ile POSTAL[Fars.]
( ... İLE Konçlu ve kaba potin. | [mecaz] Düşkün, eski değer ve onurunu yitirmiş kadın. )
( HAFF ile ... )
( PAPUÇ ile PÂLENG )
- AYAKKABI/BAŞMAK ile AYAKAPI
( ... İLE Fener-Balat'taki kapı. )
- ... AYAKLARI ile/ve/||/<>/> ... AĞIZLARI
- AYAKLARINIZI:
ÜŞÜTMEYİN! ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SICAK TUTUN!
- AYAK/PA[Fars.]:
PATİ ile/||/<> PATİK ile/||/<> PATİKA ile/||/<> PABUÇ ile/||/<> PAYTAK ile/||/<> PAYİDAR ile/||/<> PİYADE[< PAYADAK] ile/||/<> PİYON[< PEDON]
( Kedi, köpek için ön ayak. İLE/||/<> Küçük çocuk ayakkabısı. İLE/||/<> Keçi yolu. İLE/||/<> Ayakkabı. İLE/||/<> Eğri bacak. İLE/||/<> Ayakta durmak. İLE/||/<> Yaya. İLE/||/<> Yaya. )
- AYAKTA DURACAK DURUMUNUN OLMAMASI ile/ve/||/<>/< YAŞAMDA DURACAK NEDENLERİNİN OLMASI
- AYAKTA DURMAK/DURABİLMEK ile/ve/<>/< KİŞİSEL YÖNETİM VE GELİŞİM
- AYAKTA DURMAK ve/fakat/||/<>/>/< HAYATTA KALMAK
( Yeterince gücün olmayabilir/kalmayabilir. VE/FAKAT/||/<>/>/< Nedenlerin vardır ve yeterince çoktur. )
- AYAKTA TUTMAK ile/ve/||/<> HAVADA TUTMAK
- AYAKTA UYUYAN ile/değil/yerine/>< AYAKTA DURAN
- AYAKTAKİ KEMİKLER:
BAŞPARMAKTA ile/ve/||/<> ÖTEKİ PARMAKLARDA
( 2'şer kemik bulunur. İLE/VE/||/<> 3'er kemik bulunur. )
- AYAKTAYKEN ile AYAK ÜSTÜ
( ... İLE Oturmadan, ayakta durarak, kısa sürede. )
- AYÂL = AİLE
- AYAN-BEYAN (ORTADA OLMAK)
( Kanıt gerektirmemek. )
- AYAN/AYÂN[Ar. < İYÂN] ile ÂYAN/Â'YÂN[Ar. < AYN]
( Belirli, açık. İLE Gözler. | İleri gelenler. | Meşrûtiyet dönemlerinde danışma meclisi niteliğindeki Âyan Meclisi üyeliği yapmış kişilerin her biri. )
- AYÂN ile/||/<>/> AYÂN-EŞRÂF
( Bir bölgenin ileri gelenlerine verilen ad. İLE/||/<>/> Derebeyi konumuna ulaşan taşra ileri gelenlerine verilen ad. )
- AYANOĞLU, OSMAN (İST. 1947 - ?) :
( Armatör olarak iş hayatına devam ederken Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- AYAR BABA ile/ve/||/<> LEYLÂ ANNE
- AYAR ile AĞYAR
( Bir iş ya da davranışta gereken ölçü. İLE Başkaları, yabancılar/eller. | Dışında/ki, hariç, haricinde/ki. )
( Tanımdaki/ifadedeki gereklilik kuralı: Parçalarını bulunduran, dışındakilere engel olan. [Efrâdını câmi, ağyarını mâni.] )
- ÂYAR değil AYAR
- AYARLAMA ile UYARLAMA
- AYARLAMAK ile AYARTMAK
( TO ARRANGE vs. TO ENTICE/SEDUCE/TEMPT )
- AYARLAYAN ile/ve/değil/||/<> AYARTAN
- AYARTICI ile KIŞKIRTICI
- AYASOFYA MİNARELERİ'NDE:
MİMAR SİNAN DÖNEMİ ile FATİH DÖNEMİ
( [müze girişi itibariyle] Sol taraftakiler. İLE Sağ taraftakiler. )
- AYASOFYA MÜZESİ ve TOPKAPI SARAYI ve/||/<> HALUK DURSUN ve/||/<> KUMRULAR
( Makam odasını kumrulara terk eden bürokrat: Haluk Dursun
"Topkapı Sarayı'nda müdürlük yaptığım dönemde, makam odamda otururken bir kumrunun
açık pencereden girerek avizenin etrafında uçtuğunu gördüm. Hiç kımıldamadan seyretmeye
başladım.
Kumru, sanki tavaf eder gibi odanın her tarafında dolaştı, avizenin üzerine kondu, bir süre
oturdu. Sonra geldiği gibi uçup gitti. Biraz sonra yanında başka bir kumru ile tekrar geldi.
Bu sefer sanki bir ev (saray) sahibi edasıyla onu gezdirdi. Yeni geleni elinden, (kanadından)
tutar gibi aldı ve avizenin içine oturttu. Bir süre koklaştılar. Sonra uçup gittiler.
Ertesi gün ikisi birlikte ağızlarında dal parçacıkları ile geri geldi ve avizenin içine bir yuva
kurmaya başladılar. Yuva birkaç gün içinde kuruldu.
Olup biteni hiç ses çıkarmadan izliyordum. Dişi kuş, yumurtlama hazırlığı yapıyordu.
Galiba onlar da beni izliyordu ki, hiç tedirgin olmuş gibi görünmüyorlardı. Buna karşılık dışarıdan odaya başka biri girince, hemen ürküp pencereden kaçıyorlardı. Baktım olmayacak, makam odamı onlara bırakıp hemen karşıda bulunan küçük bir odaya geçtim.
Bir gün, televizyon çekimi için Topkapı Sarayı'na gelen gazeteci dostum rahmetli Savaş Ay,
"Hocam, niye bu küçücük odada oturuyorsun?" diye sordu.
"Ben hâlden anlarım, bir kumru arkadaşım, sevgilisine, “ben seni saraylarda yaşatacağım"
diye söz vermiş, insan yuva kurana yardımcı olmaz mı?" dedim.
"Hocam, ne olur göster şu yuvayı bana” dedi ve kapıdan odadaki yuvanın fotoğrafını çekti.
Ertesi gün beni Ankara'dan arayan arayana...
"Derhal makam odası açılsın, kumruların yuvası dağıtılsın,
saray bakımsızlıktan perişan olmuş görüntüsü verilmesin" dediler.
Meğer Savaş Ay haber yapmış bizim kumrunun öyküsünü...
Hemen aradım, “üstad sen ne yaptın?” diye sordum.
"Hocam bu kadar güzel malzeme (haber) buldum, yazılmaz mı Allah aşkına" dedi.
"Gazetede sabah toplantısında anlattım, herkes ayağa kalktı ve seni alkışladı" diye ekledi.
Sadece gazetedekiler değil Ankara da ayağa kalktı sayende" diye yanıt verdim.
Şimdi ne yapacaktım? Çifte kumrulara kol kanat gerip onların saadetlerini korumaya mı çalışacaktım, yoksa odayı kullanıma açarak bir yuvanın dağıtılmasına mı neden olacaktım?
Bir biçimde, ya ben makamı, ya da o kumrular makam odamdaki yuvalarını kaybedeceklerdi.
Akşama kadar bakanlıktan beni aramayan kalmadı...
“En azından yumurtadan yavru kuşlar çıksın, uçup gidene kadar bekleyelim” diye düşündüm.
“Ben yuvayı almam, siz beni görevden alın isterseniz” dedim.
Ertesi gün, yuvaya bakmaya gittim ki, ne göreyim, yuva yerinde duruyordu ama kumrular yoktu.
Yuva yerinde durmasa, "Biri kuşları ürküttü, kovaladı" diyecektim. Hâlbuki yuva yerli yerinde duruyordu. Kumrular, sanki durumu hissetmiş ve sessizce çekip gitmişlerdi. Bir daha da hiç gelmediler.
Daha sonra Topkapı Sarayı'ndan, Müsteşar ve Bakan Yardımcısı olarak Ankara'ya gittim.
"Kuşların yuvası dağıtılsın, makama sahip çıkılsın" diyenlerin ise hiçbiri Bakanlık'ta makamlarında kalamamıştı.
Muhakkak ki, biz de bir gün bu makamlardan uçup gideceğiz. Kuşlar ise hep sevmeye, uçmaya ve yuva kurmaya devam edecek.
Haluk DURSUN )
(
)
- AYASOFYA ile KÜÇÜK AYASOFYA CAMİSİ
( ... İLE Sultanahmet'in aşağısında, Küçük Ayasofya Caddesi'nin sonundadır. )
( ... İLE 1505'te, Bâbüssaâde Ağası Hadım Hüseyin Ağa emriyle Bizans kilisesinden[527] camiye dönüştürülmüştür. )
- AYASOFYA'DA:
BİRİNCİ ile/ve İKİNCİ ile/ve ÜÇÜNCÜ
( M.S.: 360 ile/ve 415 ile/ve 537 )
- AYASOFYA'DA:
İMAM ile/ve/değil KÜRSÜ ŞEYHİ
- ÂYÂT-I İLMÎYE/KAVL ile/ve ÂYÂT-I KEVNÎYE
( Peygamberlere Cebrail aracılığıyla indirilmiş ayetler. İLE/VE Tüm âlem. Kainattaki herşey Allah'ın tüm ayetleridir. [Okuyabilene aşk olsun!] )
- ÂYÂT-I MÜTEŞÂBİHAT ile ÂYÂT-I MUHKEMÂT
- AYAYANİ KİLİSESİ :
( Tarabya'daki Rum Kiliselerinden biridir. 6 - 7 Eylül olayları sırasında tahrip gören ve sonrada onarılan. )
- AYAZ ile/ve/||/<> BOĞAZ
( Lokman Hekim, 32 temel hastalık belirlemiş. 16'sının, soğuktan; 16'sının da "yeme-içme"den kaynaklandığını görmüş. Üşütmemeyi ve çok yememeyi yeğlemeliyiz. )
- AYAZAĞA MAHALLESİ :
( 1930 yılında ilçe olan Sarıyer'e bağlıydı Ayazağa köyü. Bağlılığı 1954 yılına kadar devam etti. 1954 yılında Şişli yeni bir ilçe olarak kurulurken Ayazağa, Maslak ve Huzur mahalleleri de ile Şişli'ye bağlandı. 2012 yılında "Belediyeler Birliği Kararnamesi" ile Huzur ve Maslak Mahalleleri ile birlikte Sarıyer'e bağlandı. Üç tarafı ormanla kaplı olan Ayazağa'nın kuruluşu 300 yıl önceye kadar gider. )
- AYAZAĞA MERKEZ PARKI :
( Ayazağa Mahallesindedir. 903,84 m2 lik bir alanı kaplamaktadır. 225,29 m2 yeşil alanı bulunmaktadır. )
- AYAZMA[< Yun.][Hristiyanlıkta] -ile
( Hristiyan'larda okunmuş kutsal su. | Şifalı/kutsal su/kaynak/pınar. )
- AYAZMA SUYU :
( Hünkar Suyu mesiresine giderken yolan üst kısmında olup kayalıklar arasından çıkar. Aynı yerden çıkan Aralık suyu ile birleştirilerek; Aralık, Horozoğlu, Atçeşmesi ve Kumsal Çeşmesine akış verir. )
- AYBER, ADNAN (BİTLİS/AHLAT 1953) :
( Eğitimci, sendikacı ve siyasetçi. 1972'de Gaziantep Öğretmen Okulundan mezun oldu.1 yıl Mardin Nusaybin Dibek Köyünde, 5 yıl Ahlat Taşharman köyünde, 19 yıl Sarıyer Ferahevler Mahallesi Hürriyet İlkokulunda öğretmen olarak görev yaptı ve buradan emekli oldu. TÖBDER Ahlat Şube Başkan Yardımcılığı yaptı. Siyasete Sarıyer CHP teşkilatında başladı. 2004/2009 ve 2009/2014 de olmak üzere iki dönem Sarıyer Belediye Meclisi üyesi seçildi. Aynı dönem içinde 2 yıl Belediye Meclis Başkan Yardımcılığı, 3 yıl Sarıyer Belediye Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu 2014/2017 yılları arasında Sarıyer Kızılay Şubesi yönetiminde görev yaptı. 2012 yılından beri İstanbul Ahlat Kültür Turizm Tanıtma ve Yardımlaşma Dernek Başkanı olarak görev yapmaktadır. Ticaretle uğraşmaktadır. )
- AYDAKİ 3 DORUK:
ULUĞ BEY ve/<> KOPERNIK ve/<> GALILEO
( Uluğ Bey, kurduğu sektans sistemi ile 1180 yıldızın konumunu ve bir yılın 365 gün olduğunu, Kopernik'ten 60, Galileo'dan 200 yıl önce, hemen hemen doğru olarak hesaplamıştır. )
- AYDEMİR, MUSTAFA (ANTALYA, 1953) :
( Antalya'da doğdu (1953), Uzun yıllardan beri Sarıyer/Yenimahalle'de ikamet etmektedir. Antalya Lisesini bitirdi (1972), İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun oldu (1979). 1974 yılında kendi şirketini kurdu. 1977 yılında Teksas Üniversitesi adına G. Bass ekibiyle Serçe Limanı Bizans Batığı Sualtı Kazısında çalıştı. Antik batıklara, 1. ve 2. Dünya savaşı batıklarına daldı. Uzun yıllar batıklar, balıklar, kıyılar ve amforalar hakkında makaleler yazdı. Kaptan Cousteau Ekibiyle daldı ve birlikte konferanslar verdi. 9 yıl boyunca araştırdığı Fransız Savaş Gemisi Paris - 2 batığından, 1. Dünya Savaşı'na ait unutulmuş bir tarihi ortaya çıkardı ve bunu 2004'te "Ben bir Türk Zabitiyim. Batıktan Çıkan Kahraman" isimli belgesel kitabıyla yayınladı. Arkeolojik Eser Koleksiyoncuları Derneği ve Marmara Adası Deniz Müzesi Kurucuları arasında yer aldı. Dernek üyelerinin eserlerini bir araya getirerek Deniz Müzesi projesi hazırladı. Atatürk portresini Erzincan dağlarının en iyi görünen bir yüzüne resmeden çalışmasını 2010 yılında "Dağdan Bakan Gözler" ismi ile kitaplaştırarak yayınladı. Çalışmalarını Sarıyer'de bir deniz müzesi açılması için sürdürmektedir. )
- AYDIN, EROL (İST. 1966) :
( Sarıyerli, Sarıyer Lisesini bitirdi. İ.Ü. İktisat Faktültesinden mezun oldu ve ABD. Southern Üniversitesine lisans ve lisansüstü eğitim için gitti ama çeşitli nedenlerle tamamlayamadı. Siyasete DSP saflarında atıldı. 1999 yerel seçimlerinde DSP den Sarıyer Belediye Başkan adayı oldu, kazanamadı. 2009 yerel seçimlerinde CHP den Belediye Meclis Üyesi seçildi ve Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübünde bir dönem (2009/2010) Yönetim Kurulu Üyesi Asbaşkan olarak görev yaptı. Spor olarak futbolu seçti ve Beşiktaş, Galatasaray, Sarıyer (PAF) alt yapı takımlarında ve Rumelihisar Kulübünde futbol oynadı. )
- AYDIN, HÜSEYİN (SÜRMENE, 1931 - 1985) :
( Bir yıl İstanbul Tıp Fakültesinde okuduktan sonra İ.Ü. Diş Hekimliği Fakültesine geçti ve bu fakülteyi bitirdi. Askerlik görevini Karadeniz Ereğli'de yaptı. Diş Hekimi olarak iş hayatına atıldı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- AYDIN, NURİ FATİH (ÜSKÜDAR, 1996) :
( UTAŞ Uşakspor'dan orta saha elemanı olarak transfer edildi bir sezon (2018/2019) tescilli kaldı. Bu süre içerisinde takımının 33 lig ve 2 özel olmak 37 maçında forma giydi ve takımına lig maçlarında 5 gol kazandırdı. Gebze Karadenizspor, İstanbulspor A.Ş. Ofspor A.Ş. UTAŞ Uşakspor ve Sarıyer'de oynayan bu futbolcu sezon sonunda serbest kaldı. )
- AYDIN, OĞUZ KONUK (ASLANKÖY, 1954) :
( Fenerbahçe'den transfer edildi (1978) 9 sezon Sarıyer'de kaldı. 232 Lig, 4 B Takımlar ligi, 20 Kupa ve 6 Turnuva maçı olmak üzere 262 resmi, 66 özel olmak üzere 328 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 14, özel maçlarda 4 olmak üzere 18 gol kaydetti. )
- AYDIN, ŞAKİR (...) :
( Çayırbaşı Mahallesinde muhtarlık yaptı. )
- AYDIN, VAROL (RUMELİKAVAK, 1964) :
( Rumlikavaklı işadamı ve dernekçi. Rumelikavağı Spor Kulübü üyesi ve başkanı, Rumelikavağı Güzelleştirme Derneği Üyesi ve Başkanı. Sarıyer Spor Kulübü Üyesi olup iki dönem (2015/2016 ve 2016/2017) Yönetim kurulunda bulundu. )
- AYDIN, YEKTA (YEŞİLCE/ORDU, 1950) :
( İstinyeli, eğitimci, yazar ve siyasetçi. İlk ve ortaokulu Yeşilce ve Mesudiye'de, öğretmen okulunu Perşembe'de, Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler Bölümünü Ankara'da, lisansını Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tarih Bölümünde tamamladı. Memuriyete öğretmen olarak başladı. Mesudiye Lisesi ve Mesudiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yaptı. İstanbul Yeni Levent Lisesi ve sonrasında Şişli Çağlayan Lisesinde Müdür olarak atandı. 2000‘de emekli oldu ve Beşiktaş Özel Yıldız Kolejinde Müdür olarak görev yaptı. Siyasete CHP saflarında başladı ve Yeşilce Belediye Başkanı seçildi (2004 - 2009). CHP İstanbul İl Yönetim Kurulunda üye olarak görev yaptı. İstanbul ikinci bölgeden milletvekilliğine aday oldu kazanamadı. Çeşitli vakıf, dernek ve diğer sivil toplum kuruluşlarında üye ve yönetici alarak çalıştı. Aynı zamanda saz sanatçısı ve bestekâr olarak da eserler verdi. Yazın hayatını da devam ettirdi ve uzun yıllar Mesudiye'nin Sesi ve Mora Dergilerinde yazıları yayınlandı. Ayrıca Gül Dalı, Yayla Yeli, İnsan İlişkilerimiz, Işıksız Köyler, Gökten Sevgi Yağsın Yere, Dostun Yolu İnce Uzun adlı şiir kitapları ile Göle Düşen Damla, Dünden Bugüne İzlenimlerim isimlerini taşıyan kitapları var. )
- AYDIN = MÜNEVVER = INTELLECTUAL[İng.] = INTELLECTUEL[Fr.] = INTELLEKTUELL[Alm.] = INTELLETTUALE[İt.] = INTELECTUAL[İsp.] = PAIDEUMENOS[Yun.] = MUFEKKİR[Ar.] = RÛŞENFİKR[Fars.] = INTELLEKTUEEL[Felm.] = ZİYÂLİ[Azarbaycan = Özbek Tr.] = BİLİKTİ[Kazak Tr.] = BİLİMDÜ[Kırgız Tr.] = DIANOOUMENOS[Yun.] = PROSVEŞÇONNIY[Rusça]
- AYDIN ile/ve/||/<> ÖNDER
- AYDINALP, ALİ (?) :
( Sarıyer Kaymakamı olarak hayli iz bıraktı. Bilhassa halkın içine girmesi, derneklerle yakın ilişki kurması ve Sarıyer Spor Kulübü'nün I. Türkiye Ligine yükseldiği sezon, kulübe verdiği destek ve diğer amatör kulüplere gösterdiği yakın ilgi ile iz bıraktı. Sarıyer'den Tekirdağ Vali Yardımcısı olarak ayrıldı. )
- AYDINER SOKAK PARKI :
( Baltalimanı Mahallesindedir. 352,00 m2'lik bir alan üzerindedir. 150,00 m2'lik yeşil alanı, 42,00 m2'lik çocuk oylun alanı ve 80,00 m2'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- AYDINEVLER EBUBEKİR CAMİİ :
( Tarabya'da Aydınevler Sitesi içindeki cami sitenin ismini almış olup, tarihi özelliği yoktur. )
- AYDINLAMACI değil AYDINLANMACI
- AYDINLANMA:
AYDINLIĞI "DÜŞLEYEREK" değil KARANLIĞIN BİLİNCINE VARARAK
- AYDINLANMA/HAK(K)'I BULMAK:
DERVİŞ OLMAKLA ile/ve/||/<> ÂŞIK OLMAKLA ile/ve/||/<> İNSAN OLMAKLA
- AYDINLANMA(/IŞIKLANMAK) = TENEVVÜR = İŞRAK(tasavvuf) = ENLIGHTENMENT[İng.] = ENLAITEMENT, SIÈCLES DES LUMIÈRES[Fr.] = AUFKLæRUNG[Alm.] = ESSERE ILLUMINATO[İt.]
- AYDINLANMA ile/ve/> AŞMA
( ENLIGHTENMENT vs./and/> TO EXCEED )
- AYDINLANMA >< AYDINLANMA İSTEĞİ
- AYDINLANMA ile/ve/<>/> DEVRİM
- AYDINLANMA ile/ve/değil EŞİK
- AYDINLANMA ile/ve MİLÂD
- AYDINLANMA ile MİSTİK AYDINLANMA
( ... İLE Birlik bilinci. )
- AYDINLANMA ile OLGUNLAŞMA
( Olgun olanlar daha çok deneyim birikimine sahip olanlardır. )
( AYDINLANMA: Aklını kullanabilme cesâreti. )
( Tüm aklını aydınlanmaya ulaşma amacına yöneltmiş ve tüm duygusal zevklerden arınmış kişiye, "akıntıya karşı giden kişi" adı verilmiştir. Çünkü, o kişi, sonsuzluğun sevincine ulaşmak için, dünya yaşamının korkunç dalgalarıyla boğuşmaktadır. )
( The ripe ones had more experience behind them. )
( ENLIGHTENMENT vs. RIPEN )
- AYDINLANMA ile/ve "ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK"
- AYDINLANMA ve/=/<> SEVİNÇ
- AYDINLANMA ile/ve/||/<>/> SÜKÛNET
( ENLIGHTENMENT vs./and/||/<>/> QUITENESS )
- AYDINLANMADA:
ATİNA ile/ve/||/<>/> BAĞDAT ile/ve/||/<>/> AMSTERDAM
( )
- AYDINLANMAK ile/ve/||/<>/> ERMEK
- AYDINLANMAK ve/||/<>/>/< ŞEFKÂT
- AYDINLANMALI!
- AYDINLANMIŞ ile BİLGE
( Kendini tanıyan. İLE Kendini tanımakla birlikte/öte başkalarını da tanıyan. )
( Bir bilge, şeylerin, olduklarından farklı olmalarını istemez/beklemez. )
( Mutlu olmak için kendimizi(özümüzü) bilmek dışında, hiçbir şeye gereksiniminiz olmadığını bilmek, bilgeliktir. )
( Bilge, şu dört zaaftan tamamıyla korunmuş olan kişidir:
* Benlik
* Bencillik
* Önyargı
* İnat )
( Bilge, iç deneyimler ile sezgiyi yansıtmaktan âciz kalan kavramlarla elden geldiğince az iş görmeye bakar. )
( BİLGE: Seni, sana bildiren. )
( MERKEZ EFENDİ )
( Knows the self. VS. Knows the self with all others.
A wise/saint does not want things to be different from what they are.
To know that you need nothing to be happy, except self-knowledge, is wisdom. )
( ENLIGHTENED vs. WISE )
- AYDINLANMIŞLIK(ENTELEKYA) ile/ve AKIL(REASON) ile/ve ORAN(RASYO)
( Ereğe bağlı akıl. İLE/VE Nedene/sebebe bağlı akıl. İLE/VE Tasıma/kıyasa bağlı akıl. )
( Ereğe ulaştırır. İLE/VE Hikmet sunar. İLE/VE Düzen sağlar. )
( INTELLECT vs./and REASON vs./and RATIO
Dependent in aim. WITH/AND Dependent in cause. WITH/AND Dependent in comparison.
Attains to the aim. WITH/AND Presents the philosophy. WITH/AND Obtains the regularity. )
- AYDINLANMIŞ/LIK ve/<> UYANDIRILMIŞ/LIK
- AYDINLARIN BİLGİSİZLİĞİ ile/ve/||/<> SANATÇILARIN SATKINLIĞI
- AYDINLATMA ile/ve/değil AYDINLANMA
( [not] ILLIMUNATION vs./and/but ENLIGHTENMENT )
- AYDOĞDU, OĞUZ (İST. 1960) :
( Sarıyer altyapısından yetişti. Profesyonel kadroya alındı (1976). 70 Lig, 3 Kupa, 28 Amatör lig olmak üzere 101 resmi ve 20 özel maçla birlikte toplam 121 maçta forma giydi. Prof. Lig maçlarında 7 olmak üzere 134 gol kaydetti. 9 kez Amatör ve 4 kez de A Genç olmak üzere 13 kez milli oldu. )
- AYDOS < AYETOS/KARTAL
- A'YEN[Ar.] ile ÂYEN, ÂHEN[Ar.]
( Büyük, iri gözlü. | Bakılan yer. | Çok açık, pek belirli. İLE Demir. )
- ÂYET (YAPIŞTIRMAK) ile/ve/||/<> KÜLTÜR (YAPIŞTIRMAK)
- ÂYET ve/=/||/<> İŞÂRET
- ÂYET ve/||/<>/< SİMGE
- AYGIN BAYGIN -
( Bitkin. | Duyguda ölçüyü kaçırmış. | Kendinden geçercesine âşık, vurgun. )
- AYI ile/ve/||/<>/> AHLAT
( Ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne. )
- AYI ile/değil/yerine ARI
( Gibi yeme/oturma! İLE/DEĞİL/YERİNE Gibi çalış! )
- AYI ile AYI SANSARI/VOLVERİN
- AYI ile GÖZLÜKLÜ AYI
( ... İLE Ant Dağları'nda yaşarlar. )
- AYI ile KESELİ AYI
( ... cum PHASCOGILLERCTOS CINEREUS )
- AYI ile KODYAK AYISI
(
)
- AYI ile KUTUPAYISI
( Bozayılar, simsiyah renkte de olabilmektedir. İLE Kutupayıları, beyaz değildir. Derileri siyah renktedir, kürkleri yarı saydamdır. [Beyaz görünümleri, ışığın saydam yüzeylerden kırılarak yansımasının bir sonucudur] )
( EBÛ-HAMÎD / EBÛ-HÛMİD: Ayı. )
(
ile
)
( What to do if you see a bear? )
( ... İLE 160 km. yüzebilirler. )
( What To Do If You See A Bear (And Why) )
( How To Be Safe Around Bears )
( DÜBB/DÜBBE[dişil], DÜBBİYYE[: Ayıgiller] ile DÜBB-İ ŞİMÂLÎ )
( HIRS ile ...
HIRS-BEÇE: Ayı yavrusu. )
( URSUS ARCTOS cum URSUS MARITIMUS )
- AYİA PARASKEVİ AYAZMASI :
( Yeniköy'ün en eski ve önemli ayazmalarından biridir. Suyunun göz hastalıklarına iyi geldiğine inanılır. )
- AYIK ile UYANIK
- AYIKLAMA ile/ve/||/<> ÇIKARMA
- AYIKLAMA ile/ve SINIFLANDIRMA
( SELECTION vs./and CLASSIFICATION )
- AYILMA ile FARKINDALIK
( TO RECOVER vs./and AWARENESS )
- ÂYİN[Fars.] değil/yerine/= DİNSEL TÖREN
( Dinî tören, ritüel. | Mevlevi tekkelerinde okunan bestelerin tamamı. )
- Ayinesi iştir kişinin, SUS!!!
- Ayinesi susmaktır kişinin, SUS!!!
- ÂYİNLERİN SAĞLADIKLARI:
ÂŞIK'IN, AŞKINI ARTIRMAK ile/ve GAFİL'İN GAFLETİNİ KALDIRMA
- AYİOS HARALAMBOS AYAZMASI :
( Hala kullanılan bir ayazmadır. Rum meşatlığı (mezarlığı) içindeki bu ayazma mermer su haznesi bulunan bir ayazma olup, son yıllarda büyük onarım gördü. )
- AYIOS NİKOLAOS KİLİSESİ :
( Yeniköy'deki kiliselerin büyüklerinden biridir. Balıkçı ve denizcilerin koruyucusu Aziz Nikola'ya ithaf edilmiştir. 1772'deki yangından sonra bir kaç kez onarıldı ve yenilendi. 1839'da yeniden inşâ edilen kilise, bahçe içindeki çan kulesi 1888'de inşâ edilmiştir. )
- AYİOS PARASKAVİ KİLİSESİ :
( Büyükdere Ayios Paraskavi Rum Ortodoks Kilisesi Büyükdere eski vapur iskelesi karşısında, Danışmend sokağı PTT binası bitişiğindedir. Kilise yangın sonucu harap olduktan sonra 1831'de yeniden inşâ edildi. )
- AYİOS PARASKAVİ RUM İLKOKULU :
( Büyükdere eski vapur iskelesi karşısında, Danışmend sokakta bulunan Ayios Paraskavi Rum Ortodoks Kilisesi arka kısmında set üzerindeki büyük binada eğitim vermekteydi. Rum nüfusun azalması sonucu okul kapandı. )
- AYİOS PARASKAVİ RUM KİLİSESİ AYAZMASI :
( Bu ayazma Ayios Paraskavi Rum Kilisesinin içindedir. )
- AYIOS THERAPON AYAZMASI :
( Yeniköy'de Sermet Sokak'ta bir baraka içinde bulunan bu ayazma 1960'lı yıllara kadar ziyaret edilen bir ayazma idi. Arazi üzerine konut yapıldığı için ayazma ortadan kalktı. )
- AYİOS YEORGİOS KİLİSESİ :
( Yeniköy'deki bu kilise, İstanbul'dan Kudüs Patrikhanesine bağlı kiliselerden biridir. Bu kilisenin ne zaman yapıldığı bilinmiyor ancak 1740 yılında var olduğu biliniyor. Kilise 1851'de büyük onarım gördü. )
- AYIP "GÖRME"! -ve
( Görürsen de ört! )
- AYIP (OLAN):
(")BİLMEMEK(") ile/ve/değil/||/<>/< ÖĞRENMEMEK
- AYIP OLMAZ/ARANILMAZ!:
TIPTA ile/ve/||/<> HUKUKTA ile/ve/||/<> SÖZLÜKTE ile/ve/||/<>
FELSEFEDE ile/ve/||/<> BİLİMDE ile/ve/||/<> SANATTA ile/ve/||/<> SPORDA ile/ve/||/<>
DOĞADA ile/ve/||/<> HAYVANLARDA ile/ve/||/<> BİTKİLERDE ile/ve/||/<>
NESNELERDE ile/ve/||/<> DİRİMBİLİMDE ile/ve/||/<>
ANLIKTA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<> USTA(AKILDA) ile/ve/||/<> TARİHTE ile/ve/||/<>
RIZÂDA ile/ve/||/<> GÜVENLİKTE ile/ve/||/<> İKİ KİŞİ ARASINDA ile/ve/||/<>
EŞEYSELLİKTE ile/ve/||/<> DÖRT DUVAR ARASINDA ile/ve/||/<> BATTANİYENİN ALTINDA
- AYIP ile/ve/değil/||/<> "AÇIK"
- AYIP ile/ve/değil/||/<> AĞIR
- AYIP >< AYIK
- AYIP ile/ve/< ISTIRAP
- AYIP[Ar. < AYB] ile/ve/<>/> KAYIP[Ar. < GAYB]
- AYIP ile/ve/değil/yerine SAÇMA
- AYIP ile/ve < TEZAD
- AYIP değil/yerine/= UYAT
- AYIRAÇ/BELİRTEÇ/MİYAR/REAKTİF ile AYIRAN ile AYIRICI ile AYIRMAÇ/FARİKA ile AYIRTI/ÇALAR/NÜANS
( Nesneleri kimyasal birleşime ya da ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan bileşikler. İLE Işığı yalın öğelerine ayırma özelliği olan. İLE Ayırma özelliği ya da gücü olan. | Yüksüz elektrik devrelerini açıp kapayan araç. İLE Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan durum ya da öğe. İLE Aynı cinsten olan şeyler arasındaki ince fark. )
- AYIRD ETMEK/EDEBİLMEK ile/değil/yerine AYIRMAK
- AYIRDEDİLEMEZLİK ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK
( Gottfried Leibniz İLE/VE/||/<> Werner Heisenberg )
- AYIRDEDİLEMEZLİK ile/ve/||/<> ÖZDEŞLİK
- AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK
( Ayırt edebilme bağımlılıklardan kurtuluşa götürür. )
( Ayırt edebilme yeteneği, bizi bağımlılıklardan kurtuluşa, tutkusuzluğa götürecektir; bu durum ise doğru davranışı, eylemi sağlayacaktır; doğru davranış ise bizi gerçek var oluşumuza ulaştıran içsel köprüyü kuracaktır. )
( Ayırt etme ve ayrılık duygusu olmadığında, buna sevgi diyebilirsiniz. )
( Olgun kişi toplulukları düzenleyerek neyi birbirinden ayırması gerektiğini bilir. )
( Kişinin kendi için doğru olanı ayırd etmesi ve sıkı çalışması er ya da geç ödüllendirilecektir. )
( Kişi durumunun mükemmel olduğunun ve hatta daha da ilerleyeceğinin ayrımına varmalıdır. )
( Farkındalık her şeyin ötesidir - hem varlığın, hem yokluğun. )
( Farkına varın ki, her ne olursa, size, sizin tarafınızdan, sizin aracılığınızla olur ve siz, her ne algılarsanız, onun yaratanı, tadına varanı ve yok edenisiniz. )
( Önemli[öncelikli] olan, yalnızca farkındalıktır, onun içerdikleri değil. )
( Tam farkındalık halinde temas kurulmuştur. )
( Bir ilişki kurmak ve sürdürmek için, doğrudan eylemle ifade edilen sevecen bir farkındalık hali gereklidir. )
( Yeni ve özel bir farkındalık biçimi gerekmez. )
( Kişinin gönlünü görebilecek berrak içgörüye sahip olmadıkça ayırt edemezsiniz. )
( Kendi hakkınızdaki farkındalığınızı derinleştirin ve genişletin, o zaman tüm hayırlar ve lütûflar akacaktır. )
( Şimdi yapılmakta olan ayırt edebilme ve ihtirassız olma uygulaması, zamanı geldiğinde meyvesini verecektir. )
( Tüm gereksiniminiz, varoluşunuzun, bir sözlü beyan biçiminde değil, fakat her an mevcut bir gerçek olarak farkında olmaktır. )
( Varoluşunuzun farkındalığı, gerçek varlığınızı görmenizi sağlayacaktır. )
( Sadece var olduğunuzun farkında olun ve farkında kalın. )
( Discrimination leads to detachment. )
( In full awareness the contact is established.
Discrimination will lead to detachment; detachment will ensure right action; right action will build the inner bridge to your real being.
Awareness is beyond all - being as well as not-being.
Awareness itself is all important, not the content of it.
Deepen and broaden your awareness of yourself and all the blessings will flow.
You cannot, unless you have a clear insight into the heart of person.
Be aware that whatever happens, happens to you, by you, through you, that you are the creator, enjoyer and destroyer of all you perceive.
For establishing and maintaining relationship affectionate awareness expressed in direct action is required.
No new, or special kind of awareness is needed.
Discrimination and dispassion practised now will yield their fruits at the proper time.
All you need is to be aware of being, not as a verbal statement, but as an ever-present fact.
The awareness that you are, will open your eyes to what you are.
Just be aware that you are and remain aware. )
( DISTINGUISH/NESS, DISCRIMINATION vs./and/<> AWARE/NESS )
- AYIRDINDALIK ile/ve/<> İÇSELLEŞTİRME
( DISTINGUISHNESS vs./and/<> INTERNALIZATION )
- AYIRICI AKIL ile/ve UYGULAMALI AKIL ile/ve KURAMSAL AKIL
( Yararlı-Zararlı. İLE/VE İyi-Kötü. İLE/VE Doğru-Yanlış. )
- AYIRMA ile/ve KAYIRMA
- AYIRMA ile/ve/değil/yerine PAYLAŞIM
- AYIRMA ile/ve/||/<>/> SINIFLANDIRMA ile/ve/||/<>/> SONSAL SINIFLAMA
( TO SEPARATE vs./and/||/<>/> CATEGORIZE )
- AYIRMA ile/ve/||/<> YALINLAŞTIRMA ile/ve/||/<> ARA ÇÖZÜM/LER ARAMA/BULMA
( Düşüncenin, bilgilerin, nesnelerin, kavram, olay ve olgular üzerinde en temel uygulanması gerekenlerin başında, onları bütün olarak görebilmenin yanı sıra ve ötesinde, ayırma bilgisi, becerisi ve oranı bulunmaktadır.
Bilmek ya da bilinebilenler, ancak küçültme ya da ayırma bilgi ve becerisiyle elde edilebilirler. Bu işin ustalığı da, her ustalığın temelinde bulunan çıraklık sürecinde gerçekleşir ve kaynağını, gücünü çıraklık döneminden alır. Bu bilgi, deneyim ve dönem, kalfalıkta ve ustalıkta bile olunsa, tüm sürecin neredeyse tamamıdır.
Birleştirme bilgi ve becerisi olarak tanımlanan ustalık, yetkin çıraklıktır. Hatta ustalık diye bir şeyden bile söz edilemeyecek kadar tek bir bilinç ve beceridir. Kişinin, bisiklet kullanmayı bir kere öğrenmesinden sonra, yaşam boyunca bir daha bisiklet kullanmayı öğrenmeye gerek kalmaması, kendinin değil, suyun kaldırma gücündeki gibi, kendiliğindenliğiyle, doğasıyla sağlanır. Zihnin ya da bilincin devrede olması ile değil, beynin ya da öte bir bilincin devrede olmasıyla, bilinç merdiveninde görülen, bilinçsiz bilinçlilik ya da yeterlilik ile sağlanır.
Karmaşık olan ya da öyle "algılanan" süreçlerin çözümü de, onları, oldukları yapıda değil, küçülterek ya da çok haneli sayıdan oluşan bir bölmenin, tek haneli bir sayıya doğru yalınlaştırılması ile gerçekleşir.
Çözümsüz "görünen" durumların da çözümü, köklü/kökten çözüm arayışı değil ara çözüm üretebilmektir. Yaşamımızda, karşılaşılabilecek sonsuz olumlu ya da olumsuz olasılıktaki durum ve süreçler için bazen ya da çoğunlukla, bir düşünce ya da nesneden, ödün vermeden ya da bir parçasından vazgeçmeden, bir şey elde etmek ya da yetersiz/olumsuz sürecin devam etmesine göz yumarak, bir sonuç ya da çözüm oluşturmak olanaklı değildir.
Ne herhangi bir düşünce ya da bir durum için, ne de kaygının sona erdirilmesi, olumsuz ya da yetersiz koşulların tamamen ortadan kalkma "beklentisi" ya da "dileği" ile sağlanamayacağından dolayı, ayırmayı, yalınlaştırmayı ve ara çözümler üretmeyi bilmek, becermek gerekmektedir.
"Hiçbir sorun, onu yaratan 'bilinç seviyesi'yle çözülemez." )
- AYIRMAK/AYIRABİLMEK ile/ve/>/= TOPARLAMAK/TOPARLAYABİLMEK
( TO SEPARATE vs./and/>/= TO (BE ABLE TO) PACK/SUMMARIZE )
- AYIRMAK SURETİYLE ile/değil/yerine/||/<> AYIRARAK
- AYIRMAK ile AYIKLAMAK
( TO SEPARATE vs. SELECTION )
- AYIRMAK ile/değil/yerine AYRICALIK/LAR (TANIMAK)
- AYIRMAK ile KOPARMAK
( TO SEPARATE vs. TO BREAK OFF )
- AYIT/HAYIT -ile
( Mineçiçeğigillerden, Akdeniz çevresinde yetişen, mavi, beyaz ya da menekşe renginde çiçekler açan, 1-2 metre boyunda bir ağaççık.[Lat. V. AGNUS CASTUS] )
- AYKIRI ile/ve/değil/yerine/<>/< AYRI
- AYKIRI ile DIŞARIDA OLAN/KALAN
- AYKIRI ile HAYKIRI
- AYKIRI ile/ve/değil/||/<>/< ORANTISIZ
- AYKIRI ile UÇARI
- AYKIRI/LIK / KARŞITLAMLI = MUFÂRIK[Ar.] = TENÂKUZ[Fars.] = PARADOX[İng.] = PARADOXE[Fr.] = WIDERSINNING/KEIT, PARADOX/IE[Alm.] = PARADOSSO[İt.] = PARADOX[İsp.] = PARADOXON[Lat.] = PARADOKSOS[Yun.] = PARADOX[Felm.]
- AYKIRI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/< AYRI/LIK
( [not] INCONGRUITY vs./and/but/<>/< DISTINCT
DISTINCT instead of INCONGRUITY )
- AYKOL, İZZET (İST. 1916 - ?) :
( Sarıyerlidir. Uzun yıllar çeşitli gazetelerde çalıştı. Sarıyer Gençlik Mahfili mensuplarından biridir. Üyesi olduğu Sarıyer Spor kulübünde bir dönem (1957 - 1958) yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- AYKUT, PROF. DR. İSMAİL TURGAY (ANKARA, 1938) :
( Üniversite Öğretim Üyesi. Ilk, orta ve lise eğitimini İstanbul'da tamamladı. İ.Ü. Orman Fakültesinden 1960'da mezun oldu. Askerliğini tamamladıktan sonra 1963'te sınavları kazanarak Orman İnşaatı Kürsüsüne asistan atandı. "Bolu Mıntıkasında Orman Nakliyatının Tekniği Bakımından Araştırılması" tezi ile 1970'de "Pek İyi" derece ile "Ormancılık Doktoru Unvanı"nı aldı. 1976'da "Kastamonu Mıntıkasında Üst Yapı Tekniği Üzerine Araştırmalar" konulu tezi ile "Üniversite Doçenti" unvanını aldı. "Orman Ürünleri Taşımacılığında Araç ve Teknikler" konulu tezini tamamlayarak 1984'te Profesör oldu. 1997 - 2004 yılları arasında İ.Ü.Orman İnşaatı ve Transportu Anabilim Dalı Başkanlığı görevini emekli olduğu 2004 yılına kadar sürdürdü. Yayınlanmış üç kitabı ve pek çok bilimsel makalesi var. )
- AYLA ile/||/<> AYLA QILGIL/KILGIL ile/||/<> AYLOK AYLOK/AYLOQ AYLOQ[Oğuz]
< DİVÂNÜ-LUGÂTİT-TÜRKTE/N]
( Böylece, bu suretle. İLE Böyle yap. İLE Böyle böyle. )
- AYLAK/LIK ile ÂVÂRE/LİK
( BATÂLET[Ar.]: İşsizlik, âvârelik. | Cesaret, kahramanlık. )
- AYLAKLIK ile ÇALIŞMAMAK
- AY/LIK ile/ve/değil/||/<> AN/LIK
- AYMAZLIK ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMA/İHMAL
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(16/181)
(1996'dan beri)