S ve Ş ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(100/181)
- KÖTÜ ile/değil/yerine KULLANIŞSIZ
- KÖTÜ ile/ve/değil/yerine OLUMSUZ
- KÖTÜ ile/ve REZÂLET/REZİL
( BAD vs./and INFAMY )
- KÖTÜ = ŞER = BAD, EVIL, WRONG[İng.] = MAL[Fr.] = BÖSE, UEBEL[Alm.] = MALUS[Lat.] = MALO[İsp.]
- KÖTÜ ile/ve/değil/||/<>/< TEHLİKELİ
- KÖTÜ ile/ve/değil/<> ÜSTÜNKÖRÜ
- KÖTÜ ile YARARSIZ
( BAD vs. USELESS )
- [ne yazık ki]
KÖTÜ KULLANIM ile/ve/||/<>/> KÖTÜYE KULLANIM
( "Bir alışveriş, bir fiş." biçiminde, fazladan/gereksiz açıklama yapmak, uyarıda bulunmak. İLE/VE/||/<>/> "Ama bunu söylemenize gerek yok ki! Ben yapınca alışverişi, ZÂTEN/SONUÇTA alıyorum satış fişi." biçiminde [soluksuz/beklemeksizin/düşünmeksizin] "yanıt vermek." )
( Bir kişinin, neyi bilip bilmediğini ve/ya da o an/dönem için anımsayıp anımsamadığını "belirlemek", beklentisi içinde olmak, dilin/ifadenin kötü kullanılmasıdır. [Hiçkimsenin, neyi bilip bilmediği, isteyip istemediği ya da yapıp yapamayacağı, hiçbir zaman, zemin ve koşulda bilinemez!] İLE/VE/||/<>/> Sözcüklerin yetersiz ve kötü kullanımıyla birlikte "niyet okumak" ya da genelleyici/indirgeyici/özdeştleştirici/köktenci/toptancı/sonuç odaklı bir yargı ifadesi ise sürecin ve ilişkinin tükenmesine neden olacak/olmuş bir kötüye kullanımdır. [Güç ve baskı uygulama isteği ve/ya da nedeniyle olduğu/olabileceği gibi sorumluluktan kaçmak gibi çok çeşitli anlamsız/gereksiz nedenlerden de kaynaklanmaktadır.] )
( [... olduğunu/olacağını] "biliyorsun/biliyordun." İLE/VE/||/<>/> "ZÂTEN"/"SONUÇTA"/"ASLINDA" biliyorsun/biliyordun." )
( Dünyadaki Yaşamın Tehlikede Olduğunun 21 Kareyle Kanıtı )
- KÖTÜLEME ile/ve/değil/yerine TESPİT ETME
- [ne yazık ki]
!KÖTÜLEME ile/ve/değil/||/<> !"YAKIŞTIRMA"
- KÖTÜLEMEK ile/değil/yerine NE OLDUĞUNU BELİRTMEK
( [not] "TO RUN DOWN" vs./but TO STATE
TO STATE instead of "TO RUN DOWN" )
- [ne yazık ki]
KÖTÜLERİN, "BASKISI" ile/değil/||/<> İYİLERİN, KAYITSIZLIĞI
- KÖTÜLÜĞE, EN İYİ KARŞILIK -ile
( UNUTMAK )
- KAYGILAN/MAK / KORK/MAK:
KÖTÜLÜK EDENDEN VE ETTİĞİNDEN
ile/ve/değil/yerine/daha çok/||/<>/<
İYİLİK EDENDEN VE ETTİĞİNDEN
- KÖTÜLÜK ETME! ve/<> KUYU KAZMA!
( Kötü düşersin. VE/<> Kendin düşersin. )
- KÖTÜLÜK ETMEK ile/ve/||/<>/< ZARAR VERMEK
( İnsanda. İLE/VE/||/<>/< Kişilerde ve hayvanlarda. )
( ÖNCE, ZARAR VERME!
DO NOT HARM!
PRIMUM NON NOCERE PRIMA NON NOCERE )
- KÖTÜ/LÜK ile ...
( VAROLANLAR ARASINDAKİ GÖRELİLİK )
- KÖTÜ/LÜK ile/ve/<> GEREKSİZ YERE/LİK
- KÖTÜLÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİ OLANIN YOKLUĞU
- [ne yazık ki]
"KÖTÜLÜK" değil/yerine/>< İYİLERİN ÇABASI
( Kötülüğün baskın gelmemesi için tek koşul, iyilerin, çaba göstermeleridir. )
- KÖTÜ/LÜK ile/ve/değil/||/<> KABA/LIK
- KÖTÜ/LÜK ile/ve/değil KISKANÇ/LIK / HASUT[Ar.]
( Başkasına zarar vermek, kendini güvende hissetmeyen kişinin korkusundan kaynaklanır. )
( [not] BADNESS vs./and/but JEALOUSY )
- KÖTÜ/LÜK ile/ve/değil/<> KÖTÜLÜKLERE NEDEN/VESİLE OLAN
( Kendinden çok, başkalarından az isteyen bir kişi, kendini, kötülüklerden uzak tutar. )
( HABÂSET ile HASED )
- KÖTÜLÜKLERLE "YÜKSELMEK" değil/yerine/><
İYİLİKLERLE "KAYBETMEK"
- KÖTÜ/LÜK(TE) ile/ve/değil/yerine/>< İYİ/LİK(TE)
( Hesaplı/planlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Hesapsız/plansız. )
( İyi, yapmak ve yaratmakla; kötü, tembellik ve işsizlikle görülür. )
( Mükemmel olmayanı mükemmel olan uğruna seve seve feda edin, o zaman iyi ve kötü tartışmaları artık hiç olmayacak. )
( Ortak iyiliği (bütünün hayrını) arzu ettiğinizde, tüm dünya sizinle birlikte arzu eder. )
( Yapmış olduğu kötülüğü daha sonra yaptığı iyilikle yenen kişi, ayın, ışığını örten bulutlardan kurtulduğu zamanki gibi, dünyaya ışık yayar. )
( Olgun kişi, iyiyi gözlemleyerek onun peşinden gider, kötüyü gözlemleyerek düzeltmeye çalışır. )
( En yüksek katta şereflendirilmenin anlamı, kişinin iyiliğe olan içten aşkının doğurduğu başarıdır. )
( Olayları iyi ve kötü diye ayırdığınız sürece, haklı olabilirsiniz. Gerçekte ise, yerine getirildiklerinde, iyi kötüye, kötü de iyiye dönüşür. )
( Kötüyü kötü görebilmeliyiz ki, iyiyi arayabilelim. )
( Her şeyi iyi görürsek, tuzağa düşeriz. )
( ARETE[Hellence]: İyilik. | Erdem, yetenek, yetkinlik, yararlılık. )
( İyi şeylerin olduğu/olabildiği/olabileceği kadar, kötü; kötü şeylerin olduğu kadar da, iyi şeylerin olduğu/olabildiği/olabileceği ve bu bağlamda da, iyi/kötü tanımının olmadığı/olamayacağı, ancak ve sadece bizim alt seviye yükleme(leri)mizle ya da indirgeme(leri)mizle söz konusu olduğunu anımsamakta yarar vardır. )
( İyi birini gördüğünüzde, onu taklit etmeye çalışın. Kötü birini gördüğünüzde, onun kusurlarını, kendinizde de arayın. )
( İyinin karşıtı, "kötü" değil ne yazık ki "düşünce/düşünme yok(sun)luğu"dur. )
( Azaltamıyorsak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Artırabiliriz/artıralım! )
( Seçme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Yeğleme. )
( [not] BAD/NESS vs./and/but/>< GOOD/NESS
GOOD/NESS instead of BAD/NESS )
( MAUVAIS avec/et/>< BON )
( SCHLECHT mit/und/>< GUT )
( MALUM cum/et/>< BONUM )
( MALO con/y/>< BUENO )
( CATTIVO con/e/>< BUONO )
( SEYYİ', RADİ' ile/ve/>< CEYYİD, HASEN )
- KÖTÜMSER ile/değil SORUNLU
- KÖTÜMSER ile ÜMİTSİZ
( TRAGEDYA: Ümidin tümüyle tükenmesi. )
- KÖTÜMSER/LİK >< İYİMSER/LİK ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK
( [sadece] Tüneli "görür". >< Tünelin sonundaki ışığı "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tünelle birlikte, ışığı ve gelebilecek treni görür. )
( [sadece] Her fırsattaki "zorluğu" "görür". >< Her zorluktaki "fırsatı" "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her fırsatla birlikte kolay olmayabilecekleri birlikte değerlendirir. )
- [ne yazık ki]
KÖTÜMSERLİK = BEDBİNLİK = PESSIMISM[İng.] = PESSIMISME[Fr.] = PESSIMISMUS[Alm.] = PESSIMUS[Lat.]
- KÖTÜMSER/LİK ile/ve/değil/||/<>/< DUYGUSAL/LIK
- KÖTÜMSERLİK değil/yerine/>< KONUŞABİLMEK
( Konuşabilirsek, "kötümserlik" oluşmaz. )
- [ne yazık ki]
KÖTÜMSERLİK:
ÇÖZÜM ARAMAMAK ve/||/<>/< ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI OLMAMAK
- KÖTÜYÜ, DOĞRUDAN GÖSTERMEK/ANLATMAK ile/ve/değil/yerine KÖTÜYÜ, DAHA KÖTÜSÜNÜ GÖSTEREREK GÖSTERMEK/ANLATMAK
- KOĞ/KOV ile KOV
( Dedikodu. İLE Sivrisinek vb. hayvanların ısırmasından korunmak için gövdeye sürülen özel sıvı. )
- KOVBOY[İng. < COWBOY] ile/ve GOŞO
( Amerika'da. İLE/VE Güney Amerika'da. )
- KOVMAK ile KOVALAMAK
- KÖVŞEK/KÖWŞEK ile KÖVÜRGEN/KÖWÜRGEN/KÖMÜRGEN[Oğuz]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İyi mayalanmış hamurdan yapılan ekmek. İLE Dağ soğanı. )
- KOVUK ile KOVUCUK/ADESE[Ar.]
( Bir şeyin oyuk durumunda bulunan iç bölümü. İLE Bitkilerde, mantar tabakası üzerinde, sünger dokunun kalınlaşmadığı yerlerde oluşan ve bitkinin solunumuna yardım eden küçük delik. )
- KOVULMA ile/ve TERK EDİLME
- KOVULMUŞ = KOVUNTU
( Kovulmuş kişi. )
- KOVUŞTURMA değil KOĞUŞTURMA
- KOVUŞTURMA değil/yerine/>< TAKİPSİZLİK
- KÖVÜZ/KÖVİZ/KÖWİZ ile KÖVİJ/KÖWİJ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kilim, şilte ya da örtü. İLE Ağacın oyuğu, çürümüş. )
- KÖY[Fars. < KÛY] ile KÖYLÜK
( Yönetim durumu, toplumsal ve ekonomik özellikleri ya da nüfus yoğunluğu yönünden kentten ayırt edilen, genellikle tarımsal alanda çalışılan, konutları ve öteki yapıları bu yaşama uygun yerleşim birimi, köylük yer, köy yeri. | Köy halkı. İLE Köy bulunan yer. )
- KÖY ENSTİTÜLERİ ile/ve/<> HALK EVLERİ
- KÖY ROMANI ile KÖY KONULU ROMAN
- KÖY ROMANININ:
DÖNEM ORTAYA ÇIKARMASI ile/ve/||/<> DÖNEM KAPATMASI
- KOY ile ÇEKMECE
( Denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu bölümü. İLE Masa, dolap gibi şeylerin dışarı çekilen gözü, çekme. | İçinde mücevherler ya da değerli şeyler saklanan, küçük süslü sandık. | Gemilerin barınabilecekleri koy. )
- KÖY ile KİBUTZ
( ... İLE Eşitlik, ortak mülkiyet, tüketim ve eğitim işbirliğini esas alan ve toplumsal adâleti ilke edinmiş kişilerin oluşturduğu İsrail'e özgü bir köy. )
- KOYAK ile/ve RİA
( ... İLE/VE Denizin örttüğü vadi. )
- KÖYBAŞI MEVKİİ :
( Kısırkaya köyüne girişte yolun ikiye ayrıldığı mevki Köybaşı Mevkiidir. )
- KÖYBAŞI TABYASI :
( Tarabya ile Yeniköy arasında 18. yy sonunda 19. yy. başlarında inşâ edildiği 1819 d yayınlanan Bocage'nin kitabında belirtilmiştir. Tabyada 6 adet top mazgalı, bir ambar ve kışlak binası ile iki kulesi bulunan küçük bir savunma tabyası tespiti var. )
- KÖYDEŞ ile/ve/=/||/<> KÖYLÜ
( Aynı köyde oturan kişilerin birbirine göre her biri. )
- KÖYİÇİ ÇEŞMESİ :
( Bahçeköy'de Pazar kurulan mahaldeki bu basit çeşmenin mimari bir özelliği yoktur. Kitabesinde "Kağızmanlı Ebubekir Kara hayrına 2001" yazısı vardır. )
- KÖYLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KÖY KÖKENLİ
- KÖYLÜ ile/ve KULAK
( ... İLE/VE Varlıklı Rus köylüsü. )
- KÖYLÜ ile MUJİK
( ... İLE Rus köylüsü. )
- KÖYLÜ ile TAŞRALI
- KOYMAK ile/ve/değil/||/<>/< BIRAKMAK
( TO PUT vs. TO PUT )
- KOYMAK ile/ve/değil/||/<>/< KUYMAK
( Katılarda. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Sıvılarda. )
( Bırakmak, yerleştirmek. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Dökmek. )
- KÖYMEK = KÖYÜK = KÖYDE = KÖZEGÜ/KÖSEĞİ = KÖZMEN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yanmak. İLE Yanan bir şey. İLE Boşaltmak üzere altın ve gümüş filizlerinin eritildigi kazan. İLE Ateşi karıştırmakta kullanılan demir ya da odundan çubuk. İLE Közde pişirilen ekmek. )
- KOYSUN ile/ve/||/<> ALSIN
( Olanağı bulunan. İLE/VE/||/<> Gereksinimi olan. )
- KOYU ile ÇOK KOYU/KUZGUNÎ
- KOYU ile DOLGUN
- KOYUN KOYUNA (YATMAK) ile KOYUN KOYUNA
( Koyun koyuna yatmak. İLE Koyunlar arasında. )
- KOYUN ile/ve ANADOLU YABAN KOYUNU
( ... İLE/VE Anadolu Yaban Koyunları: * Sadece Türkiye'de yaşarlar. (Konya-Odul Baba Dağı'nda yaşarlar.) * Dişillerin boynuzu yoktur, erillerin vardır. * Dişiller 1.5 yaşında, eriller 3.5 yaşında ergenleşir. * Ön bacaklar arka bacaklardan kısadır. )
- KOYUN ile EKTİ
( ... İLE Her yiyeceği canı çeken. | Asalak, tufeyli. | Anası ölüp başka bir koyuna alıştırılan ya da elle beslenen koyun. )
- KOYUN ile KARAGÜL/KARAKUL
( ... İLE Asıl yurdu Buhara'da Karakul bölgesi olan ve yurdumuzda da yetiştirilen, tüyleri uzun ve kıvırcık bir cins koyun. )
- KOYUN ile KOYUN
( Geviş getirenlerden evcil hayvan. | Verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kişi. İLE Kollar arası, kucak. | Göğüsle giysi arası. | Koruyucu, şefkatli çevre. )
( OVIS ARIES cum ... )
- KOYUN ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< OYUN
( ...'ın koyunu, sonra çıkar oyunu. )
- KOYUN ile ROCKY DAĞLARI İRİ BOYNUZLU KOYUNU
( ... İLE Amerika'nın, Rocky Dağları'nda yaşarlar. )
- KOYUN ile YABAN KOYUNU
- KOYUNCU, TURGAY (KARS, 1982) :
( Sarıyer altyapısından yetişti. Yaş gruplarında oynadıktan sonra profesyonel takıma alındı ve 8 sezon (1999 - 2007) profesyonel takım kadrosunda kaldı. Bu süre içinde 106 lig, 5 kupa olmak üzere 111 resmi ve 55 özel maçla birlikte toplam olarak 166 maçta oynadı. Lig maçlarında 3 ve özel maçlarda 2 olmak üzere takımına 5 gol kazandırdı. 2007 Ağustos ayında Malatyaspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- KOYUT = MEVZUA = POSTULATE[İng.] = POSTULAT[Fr., Alm.] = POSTULATUM[Lat.]
- KOZ[Fars. < GAVZ, GOZ] ile KOZ
( Ceviz. İLE İskambil oyunlarında öteki kâğıtları alabilen, onlara üstün tutulan belirli renk ve işaretteki kâğıt. | Başarı fırsatı olan elverişli durum, saldırış ve savunma fırsatı. | Karşısındakini alt edecek etkili şey. )
- KOZ[>< KOR] ile/||/<> KÖZ/KOR
( İyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür ya da odun parçası. İLE/||/<> Küçük kor parçası. )
- KÖZ ile KOR
- KÖZ ile/||/<> KÖZETLİG ile/||/<> KÖZNGÜ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Göz. İLE/||/<> Korunan, sakınılan nesne. İLE Ayna. )
- KOZA ile/değil KOZALAK
( ÇAM KOZALAĞI: Üremeyi simgeler. )
- KOZAK ile/= KOZALAK
( Kozalak. | Metalden yapılmış, içine antlaşma ve sultan mektuplarının konulduğu kutu. İLE/= Koza. | Kozalaklıların, genellikle dibi yuvarlak, tepesi koni biçiminde ve odunsu dokulu meyvesi, kozak. | Olmamış, kuru, ham meyve. | Bal mumuna basılmış mührün bozulmaması için üzerine yapıştırılan kapakçık. )
- KOZALAK ile/||/<> KOBALAK
( Koza. | Kozalaklıların, genellikle dibi yuvarlak, tepesi koni biçiminde ve odunsu dokulu meyvesi, kozak. | Olmamış, kuru, ham meyve. | Bal mumuna basılmış mührün bozulmaması için üzerine yapıştırılan kapakçık. İLE Palamut ağacının ya da karaçalının yemişi. | Çam ve servi kozalağı. | Haşhaş bitkisinin tohumu. | Taneli ve tanesiz mısır koçanı. | Ham meyve. | Etli meyve. | Toparlak, yuvarlak. )
- KOZALAK = MAHRÛTÎYÜ'L-ESMÂR = CÔNE
- KÖZKENİ ile KÖZKÜNEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Geceleri uçan ve vızıltıya benzer bir ses çıkaran böcek. İLE Kendini yele bırakarak uçan bir kuş.[Şahine ve kertenkeleye benzetilir.] )
- KOZMİK değil/yerine/= EVRENSEL
- KOZMOGONİ ile KOZMOGRAFYA
( Evren doğumu. İLE Gök biliminin, matematik ve fiziğin yalnız temel kavramlarından yararlanarak belirli başlı olaylarını ele alan dalı. )
- KOZMOLOJİ ile/ve/<> TEOLOJİ ile/ve/<> İNSAN
( COSMOLOGY vs./and TEOLOGY vs./and/<> HUMAN )
- KOZMOLOJİK KANITLAR
( MEHMET EMİN ÜSKÜDARÂVÎ'nin kitabını okumanızı salık veririz. )
- KOZMOPOLİS ile KOZMOPOLİT
( Uluslararası çapta. İLE/VE/||/<> Çeşitli uluslardan kişileri barındıran, içinde bulunduran. | Ulusal özellikleriyle sınırlan(dırıl)mayan kişi/ünlü/düşünür/sanatçı. )
- KOZMOS:
NESNE ile/ve/<>/> US/AKIL(LOGOS)
- KPB/KARDİYOPULMONER BAYPAS/CARDIOPULMONARY BYPASS[İng.] değil/yerine/= KALP-AKCİĞER KÖPRÜLEMESİ
- Kr ile Ku
( Kriptonun simgesi. İLE Kurçatovyumun simgesi. )
- KRAL[Sırpça]/DESPOT ile/değil/yerine/>< DEVLET ADAMI
( Yöneten fakat yönetil(e)meyen "kişi". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yöneten ve yönetilen kişi. )
- KRAL / KRALİÇE ile/ve/||/<>/> PRENS / PRENSES ile/ve/||/<>/> ARŞİDÜK/ARŞİDÜKA / ARŞİDÜŞES ile/ve/||/<>/> DÜK / DÜŞES ile/ve/||/<>/> KONT[Fr. < COMTE] ile/ve/||/<>/> VOYVODA ile/ve/||/<>/> VİKONT[Fr. < VICOMTE] ile/ve/||/<>/> BARON[Fr.] / BARONES ile/ve/||/<>/> ŞÖVALYE[Fr. < CHEVALIER] ile/ve/||/<>/> SÖR/SIR / DAME
( [Batı ülkelerinde]
En yüksek devlet otoritesini, kalıtım ya da soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran hükümdar. İLE/VE/||/<>/> Hükümdar ailesinden olan erkeklere verilen san. İLE/VE/||/<>/> Özellikle Habsburg hanedanının (Avusturya - Macaristan) erkek üyeleri için kullanılan bir san. İLE/VE/||/<>/> Büyük ve önemli bir toprak parçasını yöneten yüksek rütbeli soylu. | Bazı devletlerde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk gösteren san. İLE/VE/||/<>/> Roma imparatorunun danışman olarak seçtiği kişi. | Derebeyi. | Erkekler için kullanılan bir "soyluluk" sanı. İLE/VE/||/<> Orta ve Doğu Avrupa'da, özellikle Balkanlar'da ve Polonya-Litvanya'da kullanılan bir askeri önder ya da yönetici sanı. İLE/VE/||/<>/> Belirli bölgeleri yöneten soyluluk sanı. İLE/VE/||/<>/> Küçük toprak sahibi ve yerel bir yönetici olabilir.[En düşük soyluluk sanlarından biri] İLE/VE/||/<>/> Eski Roma'da üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş. | Orta Çağ Avrupası'nda özel eğitimle yetişmiş, belirli ülküler taşıyan, soylu, atlı savaşçı ve genellikle askeri hizmetler için kullanılan san.[Soylulukta en alt seviyededir.] | Derebeylik düzeninde soyluluk sanlarının en alt basamağı. | Günümüzde Fransız hükûmetinin verdiği şeref belgesi ve nişanı. İLE/VE/||/<>/> Bir kişiye şövalyelik sanı verildiğinde kullanılır. [Genellikle önemli hizmetleri ya da başarıları olan kişilere verilir.] )
- KRAL OLMAK ile/değil/yerine/>< BABA OLMAK
- KRAL =/<> ÇAR
( ... =/<> Bulgarlar'ın ve Ruslar'ın, kral için kullanmış olduğu sözcük.
[Bulgaristan, 913-1018, 1185-1422 ve 1908-1946 arası.
Sırbistan, 1346-1371 arası.
Rusya, 1480'dan (/1547) 1721'ye kadar. 1721'den sonra 1917'ye kadar ve resmi olarak sadece Rus imparatorlarının Polonya, Gürcistan gibi bazı bağımsız ülkeler üzerindeki yetki gücü için kullanılmıştır.] )
- KRAL ile RACA[Hintçe]
( ... İLE Kral ve imparatorlara, büyük toprak sahibi prenslere, Hindistan'da verilen san. )
- KRALDAN ÇOK, KRALCI/LIK ile/ve/değil/yerine/<> KURALDAN ÇOK, KURALCI/LIK
- KRAL/LIK" ile/ve/değil/||/<>/>/< BİLGE/LİK
( Davranışla. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Sessizlikle. )
- KRAMP ile DİSTONİ
( kısa ve ani kasılmalar.[Saniyeler ya da bir iki dakika sürebilir. Kramplara stres, vitamin eksikliği, tiroid işlev denemelerindeki bozukluklar, yorgunluk, aşırı egzersiz, kafein(kahve) tüketimi gibi çok sayıda etmen neden olabilir.] İLE Uzun süren kasılmalar.[Ancak nörolog tarafından tanınabilir. Bu nedenle, uzun süren kasılmaları olanların nöroloğa başvurması ve taramalarının yapılması gerekmektedir.] )
- KRAMP/CRAMP[İng.]/[Fr. < CRAMPE] değil/yerine/= KASILMA/KASINÇ
- KRANK[İng. < CRANK] ile/ve/||/<> KRANK MİLİ
( Bir motorda biyellerin doğrusal hareketini dairesel harekete çeviren dingil. | Sac, çinko, dökme demir, bakır vb. borunun yönünü değiştirmeye yarayan kıvrım. İLE/VE/||/<> Pistonun doğrusal hareketini dairesel dönme hareketine çeviren mil. )
- KRANOLOJİ ile KRONOLOJİ
( Kafatası biçimlerini inceleyen insanbilim dalı. İLE Zaman bilimi/dizini. )
- KRANYOTOMİ/CRANİOTOMY ile/||/<> KRANYOPLASTİ/CRANİOPLASTY
( Kafatası ameliyatı. İLE/||/<> Kafatası onarımı. )
- KRATER[Fr. < CRATÈRE] ile KRİTER[Fr. < CRITÈRE]
( Yanardağ ağzı. İLE Ölçüt. )
- KREASYON[Fr./İng. < CREATION] değil/yerine/= YARATI/YARATMA
( Özel bir yetenekten yararlanılarak ortaya konulmuş şey. )
- KREATİF[İng. < CREATIVE] değil/yerine/= YARATICI
- KREATÖR[Fr./İng. < CREATOR] değil/yerine/= YARATICI
- KREDİ ile/değil/yerine/=/||/<>/< SAYGINLIK/İTİBAR
- KREM FONDOTEN ile/yerine TOZ FONDOTEN
- KREM:
GÜNDÜZ ile GECE
- KREM ile/ve/||/<> JEL
( CREAM vs./and/||/<> GEL )
- KREM ile LOSYON
( Yağ içine su damlacıklarının karışımıdır.[Yüksek yağ yüzdesine sahiptir.][Kıvamı daha koyudur. Losyondan daha ağır ve daha zengin olabilir.] İLE Su içine yağ damlacıklarının karışımıdır.[Daha yüksek su yüzdesine sahiptir.][Hafif biçimde, yağsız ve deride daha kolay emilmeye yöneliktir.][Deride yağlı bir kalıntı bırakmamasını istenildiği zaman kullanılmaktadır.] )
- KREP[Fr. < CREPE] ile KREP[Fr. < CREPE]
( Çok bükümlü iplikle dokunmuş bir tür ince kumaş. İLE Tavada kızartılarak yapılan, küçük yuvarlak tatlı ya da tuzlu yiyecek. )
- KREPON[Fr. < CREPON] ile KREPON[Fr. < CREPON]
( Kıvrımları olan pamuk kumaş. İLE Krepon kâğıdı. )
- KREŞANDO değil/yerine/= GİDEREK ARTAN
- KRETENİZM[Fr. < CRETINISME] ile KRETEN[Fr. < CRETIN]
( Tiroit bezinin yeterince hormon üretmemesi sonucu oluşan, fiziksel, psikolojik ve duygusal gelişimin duraklamasıyla beliren hastalık. İLE/VE/||/<>/> Kretenizme tutulmuş kişi. )
- KRİMİNAL değil/yerine/= SUÇLA İLGİLİ
- KRİMİNOLOG değil/yerine/= SUÇBİLİMCİ
- KRİMİNOLOJİ ile/ve KRALANTİLOJİ
( Suç işle(t)me nedenlerini araştıran bilim dalı. İLE/VE Suçu ve suçluluğu inceleyen bilim. )
- KRİPTO[Fr. < CRYPTO] ile KRİPTO[Fr. < CRYPTO]
( Siyasi inancını gizleyen kişi. İLE Saklı yazı. )
- BORSA:
KRİPTO ile HİSSE SENEDİ
( [süresi] 24 saat. İLE 8 saat. )
( Daha zor. İLE Daha kolay. )
- KRİPTOLOJİ[Fr. < CRYPTOLOGIE] ile/ve/||/<>/> KRİPTOLOG[Fr. < CRYPTOLOGUE]
( Gizli yazılar, şifreli belgeler bilimi ya da incelemesi. İLE/VE/||/<>/> Kriptoloji uzmanı. )
- KRİŞLER TRİGONOMETRİSİ ile/ve/> AÇI TRİGONOMETRİSİ ile/ve/> İNTEGRAL-DİFRENSİYAL HESAP
( Nasreddin Tûsî'ye (ö. 1274) kadar, krişler trigonometrisi kullanılmış, akabinde açı trigonometrisi geliştirilmiştir. XVII. yüzyılın ikinci yarısından sonra, yavaş yavaş integral-diferansiyel hesaba geçilmiştir. )
- KRİSTAL İLE AMORF İLE POLİKRİSTAL ile/||/<> KATI HAL YAPILARI
( Atomik düzen türleri. )
( Formül: Bragg: nλ = 2d sinθ )
- KRİSTAL ile/||/<> AMORF
( Kristal düzenli yapı İLE amorf düzensiz yapıdır )
( Formül: Tuz İLE cam )
- KRİSTAL[Fr. < CRISTAL] değil/yerine/= BİLLUR
- KRİTER ile/ve BİLGİ BİRİKİMİ
( CRITERION vs./and KNOWLEDGE )
- KRİZ YOK değil/ne yazık ki KERİZ ÇOK
- RİSK YÖNETİMİ ile/ve/||/<>/> KRİZ YÖNETİMİ
( Hem kişisel, hem de kurumsal/şirket yönetimimizde, öncelikli olarak risk yönetimimizi, planlamalarımızı yapmak, daha sonra da olası büyük sorunlarda nasıl düşünebileceğimizi ve hareket edebileceğimizi iyi hesaplamak ve öngörmek durumundayız/zorundayız! )
- KRİZ ile/ve/||/<>/> "FABRİKA AYARLARI"NA DÖNÜŞ
- KRİZ ile/ve/||/<>/>/>< KERİZ
( "Yok" saymak. İLE/VE/||/<>/>/>< Çok. )
- KRİZ ile KRİTİK
- KRİZOKOL ile/||/<> RODONİT
( Mavi-yeşil renkte bir bakır silikat minerali. İLE/||/<> Pembe ve siyah renkli bir mineral. )
- KRİZOKOL ile/||/<> TURKUAZ
( Mavi-yeşil renkte bir bakır silikat minerali. İLE/||/<> Mavi-yeşil renkte bir fosfat. )
- KROM[Fr./İng. CHROME] ile/ve/||/<>/> KROMAJ[Fr./İng. CHROMAGE]
( Atom numarası 24, atom ağırlığı 52,01, yoğunluğu 6,92 olan, 1514 °C'de eriyen, ısıya dayanıklı, havada oksitlenmeyen bir öğe. [simgesi Cr] | Bu öğeden yapılmış olan. İLE/VE/||/<>/> Metal yüzeyleri kromla kaplama işlemi. | Bu işlemle kaplanmış yer. )
- KROMATİN[Fr. < CHROMATINE] ile/||/<> KROMATİT[Fr. < CHROMATITE] ile/||/<> KROMOZOM[Fr. < CHROMOSOME]
( Göze çekirdeğinde küçük tanecikler, düzensiz kitleler ya da ağ biçiminde bulunan, soya çekim olaylarını sağlayan, bazı boyalarla hemen boyanabilen nesne. İLE/||/<> Bir kromozomun uzunlamasına iki yarısından her biri. İLE/||/<> Göze çekirdeğinde bulunan DNA ve protein yapısı. )
- KROMATOFOR[Fr. < CHROMATOPHORE] ile/ve/||/<> KROMOPLAST[Fr. < CHROMOPLASTE]
( Plazması pigment tanecikleriyle dolu, çokgen ya da yıldız biçiminde, belirli uzunlukta ya da kısalabilir uzantıları bulunan göze. İLE/VE/||/<> Değişik renkler taşıyan kromatofor. )
- KROMATOGRAFİ ile/||/<> SPEKTROSKOPİ
( Kromatografi ayırma İLE spektroskopi tanımlamadır )
( Formül: Ayırma İLE analiz )
- KROMOSFER[Fr. < CHROMOSPHERE] değil/yerine/= RENK YUVARI
( Güneşin ışıkyuvarını saran, yaklaşık olarak 10.000 km. kalınlığındaki küre kabuğu. )
- KROMOZOM ve/<> KİNETOKOR
( )
- KROMOZOM değil/yerine/= SOYAKTARAN
- KRONER değil KORONER
- KRONOLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ZAMANDİZİN/OĞURBİLİM/OĞURDİZİN
- KRONOMETRE[Fr. < CHRONOMETRE] değil/yerine/= SÜREÖLÇER
- KROS[İng. < CROSS] değil/yerine/= DOĞADA KOŞU
( Kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu. )
- KROZOL ve AŞK MEYVESİ
( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde bulunan ve tatmanız önerilen iki tropikal meyve. )
- KŞ/BLOOD GLUCOSE[İng.] değil/yerine/= KAN ŞEKERİ
- KSE/PROTECTED HEALTH INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KORUNMUŞ SAĞLIK BİLGİSİ
- KSENOFANES ile/<>/> KSENOFON
( [M.Ö.] 475 ile/<>/> 431 - 354 )
( XENOPHANES vs./<>/> XENOPHON )
- KSİLEM İLE FLOEM İLE KAMBİYUM ile/||/<> BİTKİ DOKULARI
( İletim ve büyüme dokuları. )
( Formül: H₂O ↑ İLE şeker ↓ )
- KSİLEM İLE FLOEM ile/||/<> İLETİM DOKULARI
( Bitkilerde taşıma sistemleri. )
( Formül: Ψ = Ψs + Ψp + Ψm )
- KSK/PERSONAL HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL SAĞLIK KAYDI
- KTB/PERSONAL IDENTIFIABLE INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL TANIMLANABİLİR BİLGİ
- KÜ ile KÜÇ ile KÜÇ ile KÜÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Toplum içinde tanınma bildiren bir sözcük.[KÜLÜG BİLGE: Ünlü bir bilgin.] İLE Güç. İLE Şiddet ya da zulüm. İLE Susam. )
- HAIR STYLER[İng.]/KUAFÖR[Fr. < COIFFEUR]/BERBER[Fars.]/PERUKAR[İt. < PARRUCCHIERE] değil/yerine/= SAÇ BAKIMCISI
( Saç ve sakalın kesilmesi, taranması ve yapılması işiyle uğraşan ya bunu meslek edinen kişi. | Bu işin yapıldığı dükkân, güzellik salonu. )
- KUARK ile/ve/||/<>/>< KARŞI KUARK
- KUARKLAR ile/ve/||/<>/> LEPTONLAR ile/ve/||/<>/> BOZONLAR ile/ve/||/<>/> HIGGS BOZONU
- KÜBÂD[Ar.] ile KÜBBÂD[Ar.]
( Karaciğer yangısı/iltihabı. İLE Ağaç kavununu andıran, iri ve yumuşak bir limon. )
- KUBARMAK ile KUBARMAK
( Hindi ya da güvercinin, tüylerinin kabarması. İLE Çalımlı bir tavır takınmak. )
- KUBBE[Ar.]/KÜMBET[Fars. < GUNBED] değil/yerine/= YUVARDAM
- KUBBET-üs-SAHRA ve/<> MESCİD-İ AKSÂ
( Caminin 52 penceresinin vitrayları da birbirinden farklıdır. VE/<> ... )
( Sekizgen olarak inşa edilmiştir. VE/<> ... )
- KÜBİK[Fr. < CUBIQUE] değil/yerine/= KÜP BİÇİMLİ
( Küp ve kesme biçiminde olan. | Kübizm akımına uyularak yapılan. | Küp biçiminde olan. )
- KUBİLAY AYTAÇ PARKI :
( Kilyos Mahallesinde olup, 285,00 m²'lik bir alanı kapsamakta olup, 130,00 m²'lik yeşil alanı, 85,00 m²'lik çocuk oyun alanı ve 25 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- KUBUR ile KUBUR[Ar. < KABİR/KABR]
( Tuvalet deliğinden lağıma inen boru. | Boru biçiminde kap. | Bir tür tabanca, dolma tabanca. İLE Gömüt, sin, mezar/lık, kabristan. )
- KÜÇ ile KÜÇ ile KÜÇ
( Güç. İLE Şiddet, zulüm. İLE Susam. )
- KUCAK ile KUCAKLAŞMAK/KOÇMAK
( Kişinin, göğüs ile diz arasındaki alana verilen ad. İLE İki gövdenin, sevgi ve coşkuyla sarılması. )
- KUCAKLAMAK/KUCAĞA ALMAK ile KUCAĞINA OTURTMAK
( Bir bebeği/çocuğu kollar aracılığıyla/yardımıyla göğüs bölgesinde tutmak. İLE Bir bebeği/çocuğu üst bacaklar üzerinde oturtmak. )
- KÜÇÜĞÜN, BÜYÜĞE SELÂM VERMESİ ile/ve/değil/yerine BÜYÜĞÜN, KÜÇÜĞE SELÂM VERMESİ
- KÜÇÜK AK BALIKÇIL ile BÜYÜK BALIKÇIL
( İki kat büyüktür. )
- KÜÇÜK AKICI MARTI ile PENGUEN
- KÜÇÜK ARMUTLU MERKEZ CAMİİ :
( Fatih Sultan Mehmet mahallesinin Küçük Armutlu yerleşim bölgesinde yen alan cami yeni camilerden olup tarihi özelliği yoktur. )
- KÜÇÜK ATARDAMAR ile ATARDAMAR
( ARTERIOLE vs. ARTERY )
- ÇÖZÜMLER:
KÜÇÜK ile/ve/||/<> ARA ile/ve/||/<> YALIN
- KÜÇÜK DELİKLER = MESÂMMÂT = PORES
- KÜÇÜK DERT ile/ve/||/<> BÜYÜK DERT
( Konuşur/konuşturur. İLE/VE/||/<> Dilsizdir. )
- KÜÇÜK EFENDİ KÜLLİYESİ ile ...
( Kocamustafapaşa'dadır. [Nakşibendi Tekkesi olarak kullanılırdı.] )
- KÜÇÜK/BÜYÜK(MİKRO/MAKRO) EVREN(KOZMOS)
- KÜÇÜK GÖRMEK ile/ve/<> KÜÇÜK DÜŞÜRMEK
- KÜÇÜK GÜVENCELİK/KASKO ile/ve/||/<> DAR GÜVENCELİK/KASKO
( Küçük güvencelik/kasko, araçlarda oluşan küçük ölçekli kayıpların sigorta şirketi tarafından üstlenilmesi için hazırlanan bir üründür. Dolayısıyla güvence kapsamları sınırlıdır. Güvenceleri, sigorta şirketi bazında değişiklik gösterse de çoğunlukla boyasız araç kaportası onarımı, döşeme tamiri, göçük kurtarma, leke çıkarma gibi küçük onarımları kapsar. Bu tür, araçta farklı nedenlerle oluşan kozmetik sorunların poliçe kapsamında giderilmesini olanaklı kılar. İLE/VE/||/<> İçerdiği güvenceler nedeniyle genelde yoğun trafikte uzun süre araç kullanan sürücüler tarafından yeğlenir. Boyada ya da çamurlukta oluşan hafif çizikler de dâhil olmak üzere küçük hasarlarda devreye girmesi sayesinde aracın hasarsızlık oranı bozulmamış olur ve araç sahipleri bir sonraki yenileme döneminde avantajlı fiyatlarla kasko poliçelerini devam ettirebilme olanağına kavuşur. [Standart kasko paketleriyle beraber kullanımı sık karşılaşılan bir uygulamadır.] )
- KÜÇÜK HESAP ile/değil/yerine/>< AYRINTI
( "Küçük/güdük zihin"liler "uğraşır". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Profesyoneller uğraşır. )
( Gözü, tanede olan kuşun, ayağı, tuzaktan kurtulmaz. )
( FERİ[Ar.]: Ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan. | İkinci derecede/n olan. )
- [ne yazık ki]
KÜÇÜK HESAP ile/ve/||/<>/>/< BİLGİSİZLİK
( İkirciğe neden olur. İLE/VE/||/<>/>/< Hesapsızlığa ve fazla/yersiz "atılganlığa" neden olur. )
- KÜÇÜK HÜCRELER = HÜCERÂT-I SIĞÂR = PETITES LOGES
- KÜÇÜK İŞ ile/ve/<> BÜYÜK İŞ
( [iş/çalışma/etkinlik] Kent içindeyse. İLE/VE/<> Kent dışındaysa. )
( Küçük çocuklara, işe gitmenin ve geri dönüşün ne kadar süreceğini anlatmak üzere kullanılabilecek sözler. )
- KÜÇÜK KAN DOLAŞIMI ile/ve/<> BÜYÜK KAN DOLAŞIMI
( Sağ karıncıktan çıkan akiğer atardamarı kalbin hemen üzerinde ikiye ayrılarak biri sağ öbürü sol akciğere ider. Akciğerde kan temizlendikten sonra her akciğerden bir çift toplardamar halinde çıkarak sol kulakçığa dört koldan dökülür. Kalple akciğer arasındaki bu dolaşıma "Küçük Dolaşım" denir. İLE/VE/<> Sol karıncıktan çıkan aort, sola doğru kıvrılarak bir yay yapar. Bu yaydan başa ve kollara damarlar ayrılır. Daha sonra aort aşağı doğru kıvrılarak diyaframı deler ve karın boşluğuna geçer; kalça hizasında ikiye ayrılarak bacaklara uzanır. Bu aralıkta, iç organlara ve kaslara dallar verir. Gövdenin alt kısımlarında oksijensiz kan al ana toplardamarı ile gövdenin üst kısmından toplanan oksijensiz kan ise üst ana toplardamarı ile kalbin sağ kulakçığına dökülür. Bu dolaşım sistemine de "Büyük Dolaşım" denir. )
( KÜÇÜK KAN DOLAŞIMI - İBN. NEFİS, FAZIL b. NÂTIK ve HARVEY )
( Kanımızın, gövdemizi dolaşması, yalnızca 22-23 saniye sürmektedir. )
(
)
- YILDIZLAR:
KÜÇÜK KÜTLELİ ile/ve/||/<>/> BÜYÜK KÜTLELİ
( Sessiz. İLE/VE/||/<>/> Büyük bir patlama ile. )
- KÜÇÜK MAHMUT BABA :
( Nafi Baba'nın ölmesi üzerine (1908) Tekkenin başına oğlu Küçük Mahmut Baba geçti. Küçük Mahmut Baba devlet hizmetinde çalışan bir görevliydi. Dâhiliye Nazırlığı özel kaleminde, Gümrük Müdürlüğünde; Darülfünunda İngilizce öğretmeni olarak çalışmıştı. Tekkeler kapatılırken (1925) tekkenin son şeyhi idi. )
- KÜÇÜK OLASILIK değil DÜŞÜK OLASILIK
- KÜÇÜK ORMAN KARTALI ile YILAN KARTALI
( Tüyleri, kemiklerinden iki kat daha ağırdır. İLE ... )
( ... vs. SPOTTED EAGLE )
( ... cum AQUILA POMARINA )
- KÜÇÜK PARÇA ile KIYMIK
( ... İLE Çok küçük ve sivri tahta, demir ya da kemik parçası. )
- KÜÇÜK ROK ile BÜYÜK ROK
- KÜÇÜK ŞALGAM = YAĞ ŞALGAMI
( Turpgillerden, çiçekleri kokulu, tohumlarından ışık araçlarında ve sabun yapımında kullanılan bir yağ çıkarılan, kolzaya benzeyen bir bitki. )
( BRASSICA RAPA )
- KÜÇÜK ŞEYLER ve/||/<>/> BÜYÜK ŞEYLER
( Yaşam, küçük şeylerden oluşur. VE/||/<>/> Eğer seversek, büyük olurlar. )
- KÜÇÜK ÜNLÜ(LER) ile BÜYÜK ÜNLÜ(LER)
- KÜÇÜK ZİHİN ile/değil/yerine/<>/> ORTA ZİHİN ile/değil/yerine/<>/> İLERİ ZİHİN
( Kişilerle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Olaylarla uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Düzenle/sistemle uğraşır. )
( "Her sorunun" kendince bir yanıtı/açıklaması vardır. İLE/DEĞİL/YERİNE Deneyimlerinden öğrenir. İLE/DEĞİL/YERİNE Herşeyden ve herkesten öğrenir. )
( "Dengini" arar. İLE ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kendini arar. )
( "İleri zihinler, kendi çağının ötesindedir, zekiler, kendine bir şeyler çıkarır ve ahmak olan da buna karşı koyar.[The great person is ahead of their time, the smart make something out of it, and the blockhead, sets themselves against it.]" )
- KÜÇÜK, CELALETTİN (AMASYA/TAŞOVA, 1965) :
( Emekli Maliyeci. İktisat Fakültesi Maliye Bölümünden mezun oldu. 1995'te Maliye Bakanlığından tayin olarak Sarıyer'e geldi ve buradan 2018'de emekli oldu. 2009 yılında kurduğu Simas Ajans'ta Turizm, Reklam, Organizasyon, Garifik Tasarım ve Matbaacılık işleri ile iştigal etti 2002'de Sarıyer'in ilk web sitesi olan sariyerim.com web portalını kurdu. Sarıyer'de hazırlanan ilk Kültür Edebiyat ve Sanat Dergisi olan Simas'ı yayımlamaya başladı. Aynı zamanda Aktüel Dergisini çıkarıyor. )
- KÜÇÜK ile GÜDÜK
- KÜÇÜK ile/ve/<> KÜÇÜLTÜLMÜŞ
- KÜÇÜKÇEKMECE ile/ve KÜÇÜKÇEKMECE GÖLÜ
( Büyükçekmece - Florya arasında bir semt. [1987] [Adını "Çekdiri" adlı gemilerin çekildiği yer olmasından dolayı almıştır.] İLE/VE Küçükçekmece'de, Marmara Denizi kıyısında bulunan kıyı ve baraj gölüdür. [Suyu tuzludur.] [Yüzölçümü 16 km2, derinliği 20 m., denizden yüksekliği 3 m.] [28 Ocak 1969'da donmuştur.] )
- KÜÇÜKDERE AYAZMASI :
( Rumelihisarı'nın üst kısımlarında eski Osmanlı mezarlığının yanında olup Ermenilere ait bir ayazmadır. Mahallelerin ayrışmasından sonra Reşitpaşa'nın sınırları içinde kalmıştır. )
- KÜÇÜKDERE CAMİİ :
( Baltalimanı mahallesi sınırları içindeki Küçükdere camii 2001'de yapılmış olup tarihi özelliği yoktur. )
- KÜÇÜKEROL, RIZA (ANTALYA, 1935) :
( Beykoz'dan kaleci olarak transfer edildi ve altı sezon (1956 - 1062) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 92 lig ve 12 özel olmak üzere 104 maçta oynadı. Lig maçlarında71 ve özel maçlarda 15 olmak üzere toplam olarak 86 gol yedi. Sarıyer'de futbol yaşamını noktaladı. )
- KÜÇÜK-MÜÇÜK
- [ne yazık ki]
"KÜÇÜK ŞEYLERİ KONUŞMAMAK" ve/||/<>/>/ne yazık ki BÜYÜK ŞEYLERİ KONUŞAMAMAK
- KÜÇÜLME ile/ve/||/<> BÜZÜŞME/SIKIŞMA
- KÜÇÜLMEK ile/değil/yerine İNCELMEK
- KÜÇÜLMEK ve RAHATLIK
- KÜÇÜLTMEK ile ...
( DIMINUTIVE )
- KÜÇÜLTMEK ile/ve/||/<> BÖLMEK
- KÜÇÜMSEMEK ve/||/=/<> ABARTMAK/"BÜYÜLTMEK"
- KÜÇÜMSEMEK ile HOR GÖRMEK
( Kimseyi küçümseme! Nokta da küçüktür fakat bitirir tümceyi. )
( "Karıncayı bile incitmem" deme! "Bile"den incinir karınca. Söz söylemek, İrfân ister; anlamak, İnsan! )
( TO DESPISE vs. TO BELITTLE )
( CONTEMPTUS cum DEDIGNATIO )
- [ne yazık ki]
!"KÜÇÜMSEMEK" ile/ve/||/<>/> KÜÇÜMSEDİĞİNE GEREKSİNİM DUYMAK/MUHTAÇ KALMAK
( Kapalı olan Antep fıstığını, bırakıp sonunda, o kapalı olanları açmaya çalışmak kadar komik, çaresiz ve vahim durumlara düşmemek için çoğu ufak/değersiz/yetersiz "görünen" şeyi ve kişiyi küçümsememek gerekir. )
- KÜÇÜMSEMEK ile ÖNEMSEMEK/ÖNEMSEMEMEK
( "Sahip olduklarını/olduklarında." İLE "Sahip olamadıklarını/olamadıklarında." )
- KÜÇÜMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÖTEKİLEŞTİRMEK
- KÜÇÜREK ile KÜÇÜMEN
( Biraz küçük. İLE Benzerlerinden daha küçük olan, pek küçük. )
- KUDRET BEY KÖŞKÜ :
( Sarıyer'de ve Sırrı Bey sokakta olan bu mükemmel köşke Pembe Köşk'te denilmektedir. Bu bina 2008'de yıkılarak ortadan kalktı. )
- KUDRET ile/ve EDEB
- KUDRET ile/ve ENERJİ
( CAPABLE vs./and ENERGY )
- KUDRET ve/<> HİZMET
( CAPABLE and/<> TO SERVE )
- KUDRET ile TASARRUF
( CAPABLE vs. SAVING )
- KUDU, ALİ (...) :
( Üç dönem Yenimahalle muhtarı olarak görev yaptı. Yoksulları Koruma Derneği yönetiminde bulundu. )
- KUDURGAN = AZGIN
- KUDURMAK ile FITIK OLMAK
- KUDUR(T)MAK ile ÇILDIR(T)MAK
- KUDURUK ile/ve AZGIN
- KUDUZ ile KUNDUZ
- KUELA ile KIRMIZI GAGALI KUELA
( ... İLE Dünya üzerindeki en geniş nüfusa sahip kuş türüdür. )
( )
- KÜFE[Ar.] ile KEFE[Ar. < KEFFE]
( Genellikle söğüt ya da başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet. | Bu sepetin alabildiği ölçüde olan. | Kıç. İLE Terazi gözlerinden her biri. )
- KÛFİ ile/ve SATRANÇ KÛFÎ
- KÜFÜR ETMEK ile/değil/yerine "BU DA VAR(MIŞ)" DEMEK
- KÜFÜR ETMEK/EDEN/ŞATİM[Ar. < ŞETM] ile/değil/yerine/>< ŞÜKÜR ETMEK/EDEN
- KÜFÜR[Ar. KFR/KÂFİR: Örten. | Çiftçi.] (ETMEK) değil/yerine/= SÖVGÜ/SÖVMEK
- KÜFÜR KIYAMET -ile
- KÜFÜR ile/ve/= AŞIRI ABARTI
( SEBBETMEK ile/ve/= ... )
- KÜFÜR değil/yerine/>< FİKİR
( Gerçeğin üstünü örtmek. DEĞİL/YERİNE/>< Gerçeğin örtüsünü açmak. )
- KÜFÜR ile HÂCİRE[Ar. | çoğ. HEVÂCİR]
( ... İLE Terbiye sınırlarını aşan küfür. | Günün en sıcak zamanı. )
- KÜFÜR[Ar. KÜFR] ile/ve/||/<> HİCÂB[Ar.]
- KÜFÜR ile/ve/<> İDDİA
( Küfürlerin büyük çoğunluğu aynı zamanda birer iddialardır. )
- KÜFÜR ile İGLÂZ[< GALÎZ, çoğ. İGLÂZÂT]
( ... İLE Kaba, kötü "söz" söyleme. )
- [ne yazık ki]
KÜFÜR ile/ve/değil/||/<> İNKÂR
- KÜFÜR ile/ve/||/<> LİBAS
( Örtme/örten. İLE/VE/||/<> Giysi[< elbise], örten. )
- KÜFÜR ile/ve/||/<> SİLAH ile/ve/||/<> BİAT ile/ve/||/<> YALAN
( Küfürden medet uman fikir,
Silahtan medet uman cesâret,
Biattan medet uman haysiyet,
Yalandan medet uman inanç, YOKSULDUR/FAKİRDİR... )
- KÜFÜR ile ZULÜM
- KÜFÜRBAZ[Ar. + Fars.(-bâz)] değil/yerine/= SÖVGEN/SÖVÜCÜ/AĞZI BOZUK/KARA
- KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Şiirin aruzu, ölçüsü. İLE Türkü söylerken kullanılan bir ezgi. | Beste. İLE Bir kentin halkı arasında ortaya çıkarak belirli bir süre dilde kullanılan nükteli bir söz. İLE Koçun ya da bazı vahşi hayvanların kışa yakın dönemlerde azması. İLE Aynanın üzerinde oluşan pas cinsinden lekeler. İLE Yüzde oluşan çil. İLE Doğaya salınan. )
- KUĞU:
Güzelliğini sergilemekten, su içmeyi bile boşvererek/unutarak susuzluktan ölmüş. -ile
- KUĞU ile KOSKOROBA
- KUĞU ile/değil ÖTÜCÜ KUĞU
- KUĞU ile/ve/değil TURNA
( Anadolu'da, kuğuya turna denilir. )
( ... ile/ve/değil KÜLENG )
- KUKA[Yun.] ile KUKA[Yun.]
( Dantel ya da nakış ipliği yumağı. | Taş, konserve kutusuna benzer nesnelerle oynanan bir çocuk oyunu. İLE Tespih vb. yapımında kullanılan, siyah ya da kahverenginde Hindistan cevizi kökü. | Bu kökten yapılan. )
- KUKLA SANATINDA:
TALAT-SÜREYYA DUMANLI ile/ve/<>/> NEVZAT AÇIKGÖZ ile/ve/<>/> DUYGU-OYA TANSI
( )
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(100/181)
(1996'dan beri)