S ve Ş ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(10/181)
- AN'ANE ile/değil ANNEANNE
( Gelenek. İLE/DEĞİL Annenin annesi. )
- ANANE/Vİ[Ar.] değil/yerine/= GELENEK/SEL
- ANASON ile ÇİNANASONU/YILDIZANASONU
( Maydanozgillerden, kokulu tohumu çeşitli ürünlerde kullanılan bir bitki. İLE Manolyagillerden, sarı renkteki çiçekleri anoson kokan, Japonya'da yetişen, meyveleri zehirli bir ağaççık. )
( PIMPINELLA ANISUM ile ILLICIUM ANISATUM )
- ANATOMİ = ANATOMY[İng.] = ANATOMIE[Fr., Alm.] = ANATOMIA[İt., İsp., Lat., Yun.] = 'İLM el-TEŞRİH[Ar.] = KÂLBUDŞENÂSÎ[Fars.] = ONTLEEDKUNDE[Felm.]
- ANATOMİ ve ETİYOLOJİ ve PATOLOJİ
- ANATOMİ KARŞILAŞTIRMALI ANATOMİ
- ANATOMİ/ST / TEŞRİH/Çİ değil/yerine/= YİNBİLİM/Cİ
- ANATOPİZM[Fr.] değil/yerine/= GÖÇMENLERDE YER DEĞİŞTİRMEKTEN KAYNAKLANAN ZİHİNSEL BOZUKLUK
- ANAVAŞYA[Yun.] >< KATAVAŞYA[Yun.]
( [göçücü balıkların, ...] Akdeniz'den, Karadeniz'e çıkması. >< Karadeniz'den, Akdeniz'e geçmesi[kışa doğru]. )
- ANAVATA[Yun.] değil/yerine/= KABA İPLİK ÜZERİNDE İBRİŞİM SARARAK YAPILAN NAKIŞ
- ANAXIMANDER ile ANAXIMENES
- ANAYASA:
DEVLETİN SINIRLANDIRILMASI ve/||/<> TEMEL HAKLAR VE BİREY HAKLARININ GÜÇLENDİRİLMESİ
- ANAYASA HUKUK BİLİMİNDE:
KLASİK DÖNEM ile SİYASAL BİLİM YAKLAŞIMI ile YENİ ANAYASA HUKUKU
( 1800 - 1950 arası. İLE 1950 - 1980 arası. İLE 1980 ve sonrası. )
- ANAYASA ile/ve MEDÎNE VESÎKASI
- ANAYASALI DEVLET ile/değil/yerine ANAYASA DEVLETİ
- ANAYASANIN ...:
DÖRT YASASI ile/ve/değil/||/<> DÖRDÜNCÜ YASASI
- ANBAR[Fars.] değil/yerine/= AMBAR
- ANCA BERABER ile/ve/||/<>/> KANCA BERABER
- ANCA ile/değil ANCAK
- ANCAK ile/ve/||/<>/> ANCAK VE ANCAK
(
| Kavram | Açıklama | Örnek |
|---|---|---|
| Ancak |
- Daha genel bir koşul ya da sınırlamayı tanımlar. - Karşıtlık ya da sınırlama belirtmek için kullanılır. |
- "Sınavı geçebilirsin, ancak daha çok çalışman gerekiyor." - "Bu işi ancak deneyimli biri yapabilir." |
| Ancak ve Ancak |
- Kesinlik ve çift yönlü bir bağımlılığı tanımlar. - İki durumun birbirine bağlı olduğunu ve biri olmadan ötekinin gerçekleşemeyeceğini gösterir. |
- "Bir biçim, ancak ve ancak dört kenarı eşit ve açıları dikse karedir." - "Bu görev, ancak ve ancak herkes zamanında teslim ederse tamamlanır." |
- ANCHORMAN[İng.] değil/yerine/= ANA HABER SUNUCUSU | BAŞKAN
- ANDÂG[Çigil] ile/||/<> ANDAN[Oğuz]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Öyle. İLE Ondan sonra. )
- ANDALUZİT ile/||/<> KİYANİT
( Renk değişimi gösterir. İLE/||/<> Mavi renkli ve sertliği değişken bir mineral. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 7.5 İLE/||/<> 4.5 - 7
Işık Kırma İndisi: 1.63-1.64 İLE/||/<> 1.71 - 1.73
Rengi: Kahverengi, yeşil, kırmızı İLE/||/<> Mavi
Molekül yapısı: Al²SiO5 İLE/||/<> Al²SiO5 )
- ANDALUZİT ile/||/<> KRİZOBERİL
( Renk değişimi gösterir. İLE/||/<> Sarı-yeşil renkte ve sert bir mineral. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 7.5 İLE/||/<> 8.5
Işık Kırma İndisi: 1.63-1.64 İLE/||/<> 1.74-1.75
Rengi: Kahverengi, yeşil, kırmızı İLE/||/<> Sarı-yeşil
Molekül yapısı: Al²SiO5 İLE/||/<> BeAl²O4 )
- ANDERSON İLE MOTT İLE PEİERLS ile/||/<> FAZ GEÇİŞLERİ
( Farklı lokalizasyon ve geçiş mekanizmaları. )
( Formül: ξ ∝ |E - Ec|⁻ν )
- ANDEZİN[Fr.] ile ANDEZİT[Fr.]
( Bir feldispat türü. İLE Volkanik bir kaya çeşidi. )
- ANDEZİN ile/||/<> LABRADORİT
( Plajiyoklaz feldspat mineralidir ve kırmızı-yeşil renkte. İLE/||/<> Işık altında renkli yansımalar yapar. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 6-6.5 İLE/||/<> 6-6.5
Işık Kırma İndisi: 1.54-1.55 İLE/||/<> 1.56-1.57
Rengi: Kırmızı-yeşil İLE/||/<> Çok renkli
Molekül yapısı: (Na,Ca)(Si,Al)4O8 İLE/||/<> (Ca,Na)(Al,Si)4O8 )
- ANDEZİN ile/||/<> SUNSTONE
( Plajiyoklaz feldspat mineralidir ve kırmızı-yeşil renktedir. İLE/||/<> İçindeki hematit ya da götit pulları nedeniyle parlayan bir feldspat. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 6-6.5 İLE/||/<> 6-6.5
Işık Kırma İndisi: 1.54-1.55 İLE/||/<> 1.54-1.55
Rengi: Kırmızı-yeşil İLE/||/<> Altın parıltılı
Molekül yapısı: (Na,Ca)(Si,Al)4O8 İLE/||/<> (Na,Ca)(Si,Al)4O8 )
- ANDIRIM ile/ve/||/<>/< ANDIRIŞLAR KURAMI
- ANDIRIM ile/ve/||/<> BENZEŞİM
- ANDIRIM ile/ve/||/<> İMGELEM
- ANDIZ ile ANDIZ OTU
( Yaprakları dikenli olan bir tür ardıç. | Servi. | Kırlarda yetişen yabani bir otun kökü. İLE Birleşikgillerden, nemli yerlerde yetişen, sarı çiçekli, acı ve kokulu bir ot. )
- ANDIZ ile/değil ANIZ
( Yaprakları dikenli olan bir tür ardıç. | Servi. | Kırlarda yetişen yabani bir otun kökü. İLE Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap. | Ekin biçildikten sonra sürülmemiş tarla. )
- ANDOKARDİT[Fr.] değil/yerine/= İÇ YÜREK ZARI YANGISI
- ANDREI KOLMOGOROV
( S = klogW )
- ANDROID[Fr./İng.] ile IOS
( )
( İnsan biçiminde otomat. | Telefon işletim düzeneği. İLE Apple telefon işletim düzeneği. )
- ANDROJEN[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ TARAFINDAN SALGILANAN ERİLLİK HORMONU
- ANDROJENİK ile/||/<> ANDROPOZ
( Eril. İLE/||/<> Eril yaş dönümü. )
- ANDROJEN/TESTOSTERON ile/||/<> ANDROJENİ
( Erillik ile ilişkilendirilen gövde gelişimi, kıl uzaması, ses kalınlaşması gibi özellikleri oluşturan ya da bu özelliklerin gelişmesini uyaran bir kimyasal. İLE/||/<> Eril ve dişil görünüm özelliklerinin karışımı.[Biyolojik cinsiyet, toplumsal cinsiyet ya da eşseysel kimlik ile ilgili olabilir.] )
- ANDROJİNİ/HÜNSÂ(ERSELİK)/HERMAFRODİT/MİZVÂCE -ile
( Bir bireyde, hem erile, hem dişile özgü özelliklerin bulunması durumu. )
- ANDROLOJİ[Fr.] ile ANDROLOG[Fr.]
( Eril eşeysel örgenini incleyen bilim dalı. İLE Bu dalın uzmanı. )
- ÂNE, ÂSÂB[Ar.] -ile
( Kasık. | Kasık kılı. )
- ...ÂNE ile ...ÂNÎ
- ANEKDOT[Fr. < ANECDOTE] değil/yerine/= ÖYKÜCÜK, KISA ÖYKÜ
( Bir söz ya da geniş bir olay içine yerleştirilmiş öykü. )
- ANELE[İt. < ANELLO] değil/yerine/= HALKA
( Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka. )
- ANEMİ[Fr.] ile PERNİSİYÖZ ANEMİ
- ANEMOMETRE değil/yerine/= YELÖLÇER
( Yelölçer. )
- ANEROTİZM[Yun.] değil/yerine/= ERKEK VE KADINDA EŞEYSEL TUTUKLUK, ZEVK AL(A)MAMA
- ANESTETİK/ANESTEZİK ile/||/<> ANESTEZİ ile/||/<> ANESTEZİST/ANESTEZİ[Y]OLOG
( Duyum yokluğu, duyumsuzlaştırıcı. İLE/||/<> Duyum yitimi. İLE/||/<> Anestezi uzmanı. )
- ANESTEZİK[Yun.] ile ANALJEZİK[Yun.]
( Gövdede [bölgesel] ya da beyinde [genel]. İLE Beyinde [bölgesel/noktasal]. )
- ANESTEZİ/ST[Yun.] değil/yerine/= DUYUM YİTİM/Cİ / UYUŞTURMA
- ANG ile/||/<> ANG[Oğuz] ile/||/<> AP ile/||/<> APANG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir kuş. İLE Hayır, yok. İLE Hayır, değil. İLE Eğer. )
- ANGAJE[Fr./İng < ENGAGE] değil/yerine/= BAĞLAMAK/BAĞLANMAK
- ANGAJMAN[Fr./İng. < ENGAGEMENT] değil/yerine/= BAĞLANTI/ÜSTLENME
- ANGİ-/ANGİO- ile/||/<> ARTER-/ARTERİO- ile/||/<> VAS-/VASC-/VASİ-/VASO- ile/||/<> PHLEB-/PHLEBO-
( Damar, kan damarı, damar ile ilgili [anjiyografi: damarları görüntüleme yöntemi]. İLE/||/<> Arter, atardamar ile ilgili [arterit: Atardamar yangısı]. İLE/||/<> Damar, kanal ile ilgili. İLE/||/<> Ven. )
- ANGIT/ANGUT ile/||/<> ANGUT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ördeğe benzer, kızıl renkli bir kuş. İLE Tıpa. )
- ANGLEZ[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLİKAN[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLİKANİZM[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLİSİZM[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLO ARAP[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLO AMERİKAN[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLOFİL[Fr.] ile/ve/||/<> ANGLOSAKSON[Fr.]
( İngiliz biçimi. | Çizgileri sağdan sola yatık eğik yazı. | Tek bir erkek tarafından yapılan çok canlı bir dans. İLE/VE/||/<> İngiliz kilisesine bağlı kişi. İLE/VE/||/<> İngiliz Hıristiyan topluluğunun mezhebi. İLE/VE/||/<> Başka dillere geçmiş İngilizce sözcük ve deyimler. İLE/VE/||/<> İngiliz ve Arap atlarının soylarından yetişmiş at. İLE/VE/||/<> Ataları İngiliz, kendi Amerika'lı olan. İLE/VE/||/<> İngiliz dostu. İLE/VE/||/<> Anadili İngilizce olan. )
- ANGLİKAN ile ANGLOSAKSON
( İngiliz kilisesine bağlı olan kişi. İLE V. ve VI. yüzyılda Büyük Britanya'yı ele geçiren Cermen ırkından oymaklar. | Ana dili İngilizce olan kişi. )
- ANGUT ile/ve KEPÇEBURUN
( Yaban ördeği. İLE/VE Bir tür yaban ördeği. )
- ANHİDRE/ANHİDRÖZ ile/||/<> ANHİDROZ[İS]
( Susuz. İLE/||/<> Terlememe. )
- ÂN-I DAİM ile/ve/değil/<>/< ÂN-I MUHAYYEL
- AN-I DAİM ile/ve HAKİKAT
- ÂN'I:
"KAYDETMEK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KAYBETMEK
- ÂN'I YAŞAMAK değil ÂN'IN FARKINDALIĞIYLA YAŞAMAK
( "Ân'ı, yaşamak" sözü, "anlık düşünmek, hareket etmek, günlük öteki işleri/durumları gözardı etmek, kenara koymak, askıya almak" ya da "keyfî, ben merkezci hareket etmek" olarak DEĞİL yaşamın, olay/olguların, çevrenin, kendinin/zihnin her durum ve sürecinde, farkındalıklı ve nitelikli yaşama çabası -iddiasında değil!- içinde olunması gerektiği, gerekenin, gerektiği koşullarda ve zamanda yerine getirilmesi gerektiği anlamına gelir. Ancak, bu biçimde, farkındalıklı düşünülür, eylemsel yaşanırsa, yaşamın içinde olunacağı, sorumluluk alarak, felsefî anlayış, bilimsel tutum ve sanatsal duyarlılık ile sağlanabilir. )
( "An'ı yaşamak" ya da "An'da yaşamak" deyimleri, eksik ya da yanlış kullanılmakta, algılanmaktadır ne yazık ki.
"An'ı yaşamak", gün boyunca yaptığın/yaşadığın biçimde, An'ı(nı) da farkındalıklı, verimli yaşamaya işaret etmek, dikkat çekmek üzere kullanılır/kullanılmalıdır. Bu algı ve yorumla, hem gün içinde yapılan/yaşanılan işlerdeki zorunlulukları/gereksinimleri yerine getirir gibi, An'ı da aynı zorunluluklar oranında yaşamayı, hem de An'ın yoğunluğundaki bilinci/ni, gün içindeki işlerde de devrede tutarak, verimli bir tam gün geçirmeyi anımsa(t)maya yöneliktir.
"An'da yaşamak" da aynı biçimde, günlük işlerdeki çokluk ve verimlilik gibi An'da da zamanı verimli kılacak, farkındalıklı bir tutum içinde yaşamayı anımsa(t)maya yöneliktir.
Yani...
"AN'I YAŞAMAK" değil AN'I, FARKINDALIKLI YAŞAMAK;
"AN'DA YAŞAMAK" değil AN'DA, VERİMLİ/ÜRETKEN YAŞAMAK'tır! )
- ANI ile ... ÂNI
- ÂNÎ[Ar.] ile ÂNÎ[Ar.] ile ÂNÎ[Ar.] ile A'NÎ[Ar.]
( Alçakgönüllü. | Köle. | Meşgul. | Mustarib. | İşçi. | Müfettiş. | Tahsildar. [dişil ÂNİYE] İLE Bir an içinde, hemen, o anda, derhal. İLE Olmuş, kemâle ermiş. İLE Yâni. )
- ANI ile/ve/||/<> DÜŞ/HAYAL
( Geçmişe taşıyan. İLE/VE/||/<> Geleceğe taşıyan. )
- ANI ile/değil GÖZLEM
- ANİ ile/değil HANİ
- ANİ ile/değil HANİ
( Ansızın, birden. İLE/DEĞİL Nerede, ne oldu, nerede kaldı? )
- ANI ve/<> TANI
- ÂNİD[Ar.] ile ANÎD[Ar. < İNÂD]
( İnat eden, inatçı. İLE Çok inatçı. )
- ANÎF[Ar. < UNF] ile ÂNİF[Ar.]
( Sert, şiddetli. | Kaba/kötü tutumda bulunan. İLE Pek yakında geçen. )
- [Ar.] ANÎK, ATAL[çoğ. A'TÂL] ile/ve/<> NUKRE, NUKRE-İ KAFÂ
( Ense. İLE/VE/<> Ense çukuru. )
- ANIMA ile/ve ANIMUS
( Dişil. İLE/VE Eril. )
( CARL JUNG )
- ANİMALİZM[Fr.] değil/yerine/= HAYVANLARIN TANRILIĞI VE KUTSALLIĞI İNANCI
- ANİMASYON[Fr.] ile/ve/||/<> ANİMATÖR[Fr.] ile/ve/||/<> ANİMİST[Fr.] ile/ve/||/<> ANİMİZM[Fr.]
( Canlandırma. | Çizgi film. İLE/VE/||/<> Canlandırıcı, harekete geçirici, sunucu. İLE/VE/||/<> Animizm yanlısı, animizm ile ilgili. İLE/VE/||/<> Her nesnenin üst bir imge tarafından yönetildiğini kabul eden düzen ve inanç, canlıcılık. )
- ANIMSADIKLARIMIZ:
KOLAYLIKLA ile/ve/||/<>/> KOLAY OLMAYAN
- ANIMSAMA ile/ve/||/<>/> ANIMSAMA TEPESİ
( ... İLE/VE/||/<>/> 17-25 yaş arası. )
- ANIMSAMA ile/ve/||/<>/> ANMA
- ANIMSAMA ile/ve/değil ÇAĞRIŞIM
( Şimdi'ye getirme. İLE/VE/DEĞİL Şimdi'yi, geçmişe/geçmiştekine taşıma/bağlama. )
( LETHOLOGICA: "Dilimin ucunda fakat söyleyemiyorum" durumu. )
( BERGÜZÂR: Andaç, hatıra, hediye. )
( [not] TO REMEMBER vs./and/but RECALL )
- ANIMSAMA ile/ve/||/<> HESABA KATMA
- ANIMSAMA ile/ve REKLÂM
( En az bilineni, en çok bilinen aracılığıyla imgeleme. İLE Az bilinenin, çok bilinen ve/ya da tanınan aracılığıyla sunulması. )
( Yapıcı bir yaklaşım daha çok etkindir. İLE/VE Yıkıcı bir yaklaşım daha çok etkindir. )
( TO REMEMBER vs./and ADVERTISEMENT )
- ANIMSAMA ile/ve/||/<> ŞİMDİ\'YE/ŞU AN\'A GETİRME
- ANIMSAMA = TAHATTÜR = REMINISCENCE[İng.] = RÉMINISCENCE/RAPPELER[Fr.] = ANAMNESIS/ERINNERN[Alm.] = RECORDOR[Lat.] = ANAMNESIS[Yun.]
- ANIMSAMA ile/ve/||/<> ZEIGARNIK ETKİSİ
( ... İLE/VE/||/<> Yarım kalmış, tamamlanmamış şeylerin aniden ve daha kolay bir biçimde anımsanabildiği savunulan etki.[< Bluma Zeigarnik - 1920] )
- ANIMSAMAK ile AKILDA TUTMAK
( TO RECALL vs. TO KEEP IN MIND )
- ANIMSAMAK ve/<> İÇSELLEŞ(TİR)MEK
- ANIMSAMAK ile/ve/||/<>/> ÖĞRENMEK
( Günlük konuşmada kullandığımız ve düşüncemizdeki gibi gerçekleşmeyen öğrenme işlevi ve sürecinin, öğrenme çeşitlerini bilmenin de kaygının nedeni/kaynağı ve sürecinde, kaygı duygu-durum bozukluklarında, hem doğru tanımlamak, hem de tersine çevirmek üzere ne kadar işe yarayacağını anımsamak durumundayız.
Bilindiği üzere, psikoloji araştırma ve deneylerinde, hayvanlardan ve özellikle de çeşitli nedenlerden dolayı sıçanlardan da yararlanılır. Kişinin, zihinsel ve bu doğrultuda, davranışsal ve tutumsal çözümlemelerinde, anımsamanın ve öğrenmenin sürecini de sıçanlar üzerinden şöyle ilginç bir deneyle anla(t)ma olanağımız bulunuyor.
Anımsama ile Öğrenme arasındaki farkları değerlendirebileceğimiz en verimli örnek ve deney ise Su Labirenti'dir.[Water Mase]
Sıçanın, sıçrayarak dışarı çıkamayacağı, ancak yüzerek bir çıkışa ulaşabileceğini düşündüren, 50 - 60 cm. derinliğindeki ve birkaç metre çaptaki, görüş mesafesi sıfır olan, boyalı bir suyla dolu havuzu, yüzeyinde, dörde böldüğümüzü varsayalım.
Havuzun bir çeyreğinde bulunan ve su üzerinde, sıçanı, batmadan taşıyabilecek bir mantarın çaprazındaki bir noktadan da sıçanı havuza bıraktığımızda, havuzun tamamında, suyun içinde ve herhangi bir yerinde yüzerken mantarı keşfetmesi ve üzerine çıkması, sıçan için bir çıkış kapısı ve bir kayıt olarak yerini almıştır.
Sıçan, yine aynı havuzun bambaşka bir noktasından tekrar havuza bırakıldığında, aynı çeyrekte bulunan mantarın, birkaç saniye daha hızlı keşfedilmeye başlandığı gözlemlenmektedir. Bu süreç ve tekrar sayısı arttıkça, sıçan, havuzun neresinden suya bırakılırsa bırakılsın, sürenin kısalmasıyla ve doğrudan bulunduğu çeyreğe ve noktaya yüzme biçiminde bir sonuca ulaşmaktadır. Bu durum, sıçanın, mantarın bulunduğu çeyreği ve yeri, öğrenmiş olması değil anımsaması ile ifade edilmektedir.
İkinci aşamada, mantar, havuzun içinden alınır ve sıçan, tekrar farklı çeyreklerden havuza bırakılır. Hangi çeyrekten ve kaç kere suya bırakılırsa bırakılsın, doğrudan, mantarın bulunduğu aynı çeyreğe yüzmekte ve mantarın bulunduğu noktanın etrafında yüzmektedir. Bu daha kapsamlı durum, süreç ve sonuç ise öğrenme ile ifade edilmektedir.
Kaygının ortadan kaldırılması için bilginin yanı sıra, zihnin işleyişinin de bilinmesi, çok belirleyici ve kolaylaştırıcı bir katkı sağlamaktadır. )
(
| Konu | Açıklama |
|---|---|
| Morris Su Labirenti/Morris Water Mase |
Hayvanların öğrenme, bellek ve uzamsal becerilerini değerlendirmek için kullanılan bir davranışsal testtir. 1981 yılında Richard G. Morris tarafından geliştirilmiştir. Nörobilim ve davranışsal bilimler için standart bir araçtır ve özellikle mekânsal bellek ile ilgili beyin bölgelerinin [örneğin, hipokampus] işlevlerini anlamada önemli bir rol oynar. |
| Yapı |
- Büyük, dairesel bir su havuzu. - Havuzun içinde, su yüzeyinin hemen altında gizli bir platform. - Su bulanıktır, böylece platform görerek değil dokunarak bulunur. |
| Amaç |
- Hayvanın gizli platforma ulaşmasını sağlamak. - Mekânsal öğrenme ve belleği test etmek. |
| Kullanım Alanları |
- Mekânsal öğrenme ve belleği değerlendirmesi. - Nörolojik bozuklukların incelenmesi (ör. Alzheimer, stres). - İlaç etkilerinin test edilmesi. |
| Testin Çalışma Aşamaları |
Eğitim aşaması: Hayvan platformun yerini öğrenene kadar tankta birkaç kez test edilir. Test aşaması: Platform kaldırılır veya yeni bir yere yerleştirilir; hayvanın önceki bilgileri kullanma becerisi değerlendirilir. |
| Ölçülen Parametreler |
- Platforma ulaşma süresi. - İzlenen yolun uzunluğu. - Platform çevresinde geçirilen süre (platform kaldırıldığında). |
| Avantajlar |
- Öğrenme ve belleği niceliksel olarak değerlendirme olanağı sağlar. - Hayvanın doğal yüzme davranışlarını kullanır. |
| Dezavantajlar |
- Hayvanlar için suya maruz kalmak stres yaratabilir. - Uygun araçlar ve teknik bilgi gerektirir. - Görme engelli hayvanlar için uygun değildir. |
| Konu | Açıklama |
|---|---|
| Öğrenme ve Anımsama ile İlişkisi |
Morris su labirenti, mekânsal öğrenme ve uzun süreli belleği ölçmek için kullanılır. - Anımsama (Hafıza): Test aşamasında platform kaldırıldığında, hayvanın geçmiş deneyimlerini kullanarak platformun konumunu anımsama becerisi ölçülür. - Öğrenme Süreci: Hayvan, tekrar edilen denemelerle platformun yerini öğrenir ve bu süreç hipokampal işlevleri yansıtır. - Nörolojik Bozukluklar: Alzheimer, travmatik beyin hasarı gibi durumlarda öğrenme ve bellek bozulmaları bu test ile tespit edilebilir. |
| Depresyon ile İlişkisi |
Depresyon, öğrenme, bellek ve bilişsel süreçlerde bozulmalara neden olabilir. - Stres ve Depresyonun Etkileri: Kronik stres ve depresyon, hipokampus oylumunda azalmaya ve bellek-öğrenme işlevlerinde bozulmaya yol açar. - HPA Aksı ve Kortizol: Depresyonda artan kortizol düzeyleri hipokampal plastisiteyi olumsuz etkiler, bu da labirent performansının düşmesine neden olur. - Antidepresan Tedaviler: Antidepresanlar hipokampus üzerindeki nöroplastik etkileri yoluyla bellek ve öğrenmeyi iyileştirebilir. Bu, test performansının artmasıyla gözlenebilir. |
( Ahmet Çorak'ın Tezi (
.pdf olarak da buradan indirebilir ve okuyabilirsiniz...) | Ahmet Çorak'ın Sitesi )
- ANIMSAMALI!
- ANIMSAMAMAK / ANIMSANMAMASI GEREKENLER
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>
ANIMSAMAK / ANIMSAMAMIZ GEREKENLER
( Yaşadığımız, "olumlu"/"olumsuz", "büyük"/"küçük" herşeyi, sürekli anımsasaydık, delirirdik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bazen/çoğunlukla, bazı "olumlu"/"olumsuz", "büyük"/"küçük" bilgi ve deneyimleri, delirmemek, kendimizi kaybetmemek/korumak, korkmak/korkabilmek ve varoluşumuzun sürekliliği için anımsamamız/anımsayabilmemiz gerekir. )
- ANIMSA(T)MA ile/ve/||/<> ANIŞTIRMA
- ANIMSATMA ile ÖNE ÇIKARMA
- ANIMSA(YA)BİLMEDE:
ÖNCELİK ve/||/<> YOĞUNLUK ve/||/<> PEKİŞTİRME
- ÂNÎSE[Ar.] ile ÂNİSE[Ar.]
( Sıkı bağlı şey. | Koyulaşmış/katılaşmış akıcı maddeler. [kan ya da mürekkep gibi] İLE Cana yakın kız/kadın. )
- ANIT ÇINAR AĞACI :
( Bilezikçi Çiftliğinde ve Bahçeköy caddesine yakın bir yerdedir. Ağaç bin yaşın üzerinde çevresi 15 - 20 metre, gövdesi kovuk olup, kovuk kısmı bir salon kadar büyüktür, içinde 25 - 30 kişi girip oturabilmektedir. )
- ANIT ve/<> KANIT
- ANITKABİR ile ANITMEZAR/MOZOLE[Fr. < MOUSELEE]
( Sevgili ATATÜRK'ümüzün, Ankara'daki anıt yapısı, mezarı/kabri. İLE Tarihî değeri olan kişilerin mezarı olarak yapılan anıt değerindeki yapı. )
- ANJİN DÖ PUVATRİN[Fr.] değil/yerine/= SOLUK DARLIĞI
- ANJİN ile/||/<> ANJİNA PEKTORİS
( Boğak. İLE/||/<> Göğüs ağrısı. )
- ANJİOGENEZ İLE METASTAZ İLE EMT ile/||/<> KANSER SÜREÇLERİ
( Kanserin yayılma mekanizmaları. )
( Formül: VEGF → Anjiogenez )
- ANJİ[Y]OGENEZİ ile/||/<> ANJİ[Y]OPLASTİ ile/||/<> ANJİ[Y]OSPAZM
( Damarlanma. İLE/||/<> Damar onarımı. İLE/||/<> Damar kasılımı. )
- ANJİYOGRAFİ[Fr.] ile/ve/||/<> ANJİYOKARDİOGRAFİ[Fr.]
( Damarlara opak nesne verildikten sonra elde edilen radyografi. İLE/VE/||/<> Kalp boşlukları ve kalp tabanındaki büyük damarlar radyografisi. )
- ANJİYOLOJİ[Fr.] ile ANJİYOM[Fr.] ile ANJİYOSKOP[Fr.]
( Anatominin dolaşım örgenlerini inceleyen bölümü. İLE Damarların çoğalmasından ileri gelen tehlikesiz ur. İLE Kılcal damarları yerinden çıkarmadan, canlı üzerinde inceleme yapmaya yarayan büyüteç. )
- ANKA KUŞU :/<> TURNA KUŞU
- ANKÂ KUŞU/ZÜMRÜD-Ü ANKÂ/SİMURG/PHOENIX ile/ve KAF DAĞI
- ANKADRMAN[Fr.] değil/yerine/= ÇERÇEVELEME
- ANKARA KEÇİSİ ile/ve YABAN KEÇİSİ(NÄFE[Fars.]) ile/ve AKDAĞ KEÇİSİ ile/ve MARKOR ile/ve ŞAMİ ile/ve ŞAMUA ile/ve TAR ile/ve TİFTİK
- ANKASTRE[Fr.] değil/yerine/= BİR OYUĞA, YUVAYA YERLEŞTİRİLMİŞ TESİSAT
- ANKA-YI LÂ MEKÂN ile ANKA-YI MAĞRİB
( Allah. İLE Zümrüd-ü Anka kuşunun bir adı. )
- ANKES[Fr.] ile ANKESMAN[Fr.] ile ANKESÖR[Fr.]
( Kasada bulunan. İLE Para ve değerli kâğıtları kasaya koyma. İLE Otomatik olarak çalışan para makinası. )
- ANKET[Fr. < Lat. INQUIRERE] değil/yerine/= SORMACA/SORUŞTURMA
- ANKİLOZ/ANKYLOSIS[İng.] değil/yerine/= DONUK EKLEM
- ANKİMOZ[Yun.] ile ANKİSTMAN[Fr.]
( Dış etki olmaksızın deri damarlarında kan toplanması. İLE Dokuda yabancı bir nesnenin oluşması. )
- ANKLAV ile EKSKLAV
( Bir devletin toprak parçasının başka bir devletin topraklarıyla çevrelenmesi durumu.[Başka bir ülkenin sınırları içinde yer alan yabancı toprak parçası.][Lesotho, Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından çevrelenmiş bir anklavdır. | Vatikan da İtalya içinde yer alan bir anklavdır.] İLE Bir devletin topraklarının bir bölümünün, başka bir devletin toprakları nedeniyle ana ülkesinden ayrı kalması durumu.[Siyasi olarak bağlı olduğu ülkeye coğrafi açıdan bağlı olmayan toprak parçası.][Nahçıvan, Azerbaycan'a ait bir eksklavdır. | Alaska, ABD'ye ait bir eksklavdır çünkü ABD ile arasında Kanada bulunmaktadır. | Rusya'nın Kaliningrad bölgesi de eksklavdır. (Litvanya ve Polonya tarafından çevrelenmiştir.)] )
( Aynı toprak parçası ve çevreleyen ülke açısındandır. İLE Siyasi olarak bağlı olduğu ülke açısındandır. )
(
Anklav ve Eksklav Örnekleri
| Bölge | Bağlı Olduğu Ülke | Çevreleyen Ülke(ler) | Anklav mı? | Eksklav mı? |
|---|---|---|---|---|
| San Marino | San Marino | İtalya | Evet | Hayır |
| Lesotho | Lesotho | Güney Afrika | Evet | Hayır |
| Kaliningrad | Rusya | Litvanya, Polonya | Hayır | Evet |
| Cebelitarık | Birleşik Krallık | İspanya | Hayır | Evet |
| Alaska | ABD | Kanada | Hayır | Evet |
| Ceuta | İspanya | Fas | Hayır | Evet |
| Melilla | İspanya | Fas | Hayır | Evet |
| Vatikandan çevrili Roma (Vatikan anklavı) | İtalya | Vatikan | Hayır | Evet |
| Nakhçivan | Azerbaycan | Ermenistan, İran, Türkiye | Hayır | Evet |
- ANLA! ve/||/<>/> TAMAMLA!
- ANLADIĞIMIZI SANMAK ile/değil/yerine SANDIĞIMIZI ANLAMAK
- ANLADIĞINI SANMAK ile/ve/değil/||/<>/> BOĞMAK(MIŞ)
( Hiçbir ilişki ve süreç, tek taraflı değildir. Onun payı/hataları da ciddi bir orandadır. Tamamen senden dolayı değildir. Kendinde çok fazla "hata/suç/yanlış/yük" aramamak gerek. Pek kolay olamasa da "Bazen olur öyle" deyip geçebilmek, üstünde durmamak gerek... )
- ANLADIM değil PEKİ/Yİ["PİKİ" değil!] / hmmm
( [belirsiz/bilinmeyen bir şeyin sorulması/konuşulması durumunda] Belirsizliğe/bilinmeyene verilecek yanıt, "peki[pekiyi]" ya da "hmmm"dır. )
- ANLADIN MI? ile/değil/yerine ANLATABİLDİM Mİ?
- ANLAK/ZEKÂ ile DENEYİM/TECRÜBE
( Sahip olunan geçmiş eylem bilgilerinin ve sonuçlarının, şimdiki zamanda, uygulanabilir[/pratik] bilgi olarak, hızla ortaya çıkarılabilmesi Zekâ'ya işaret etmez. )
( INTELLIGENCE vs. EXPERIENCE )
- ANLAK/ZEKÂ ile İÇGÜDÜ
( INTELLIGENCE vs. INSTINCT )
- ANLAK/ZEKÂ" ile/ve/değil/||/<>/< BELLEK/HÂFIZA
- ANLAK/ZEKÂ ile/ve DOĞA
( INTELLIGENCE vs./and NATURE )
- ANLAK = ZEKÂ = INTELLECT/INTELLIGENCE[İng.] = ENTENDEMENT/INTELLIGENCE[Fr.] = VERSTAND/INTELLIGENZ[Alm.] = INTELLECTUS/INTELLIGENITIA[Lat.] = INTELIGENCIA[İsp.]
- ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/||/<>/< BİLİNÇ
- ANLAM -ile
( İnsanda ve kişide karşılığı bulunmayan şey, anlam değildir. )
- ANLAM:
ALGI/DÜZEN ve/||/<> İMGE
- ANLAM-ANLAYIŞ ile/ve/<> KAVRAM-KAVRAYIŞ
( MEANING-PARADIGM vs./and/<> CONCEPT-COMPREHENSION )
- ANLAM ARAYIŞI ile/ve/<> ANLAM ÇOKLUĞUNA YÖNELME
- ANLAM ARAYIŞI ile/ve/||/<> ANLAM VERME
- ANLAM:
BAĞLAM ile/ve/||/<> TANIM ile/ve/||/<> ÖLÇÜ
- [ANLAM BAKIMINDAN] SÖZ/LÂFIZ:
HAS ile/ve/||/<> ÂAM ile/ve/||/<> MÜŞTEREK ile/ve/||/<> MÜNKER
( el-FAZÜ'L-HASSA ile/ve/||/<> el-FAZÜ'L-ÂMME ile/ve/||/<> el-FAZÜ'L-MÜŞTEREK ile/ve/||/<> el-FAZÜ'L-MÜNKERE )
- ANLAM BİLİMİ ile DİL BİLİMİ ile YAZIN/EDEBİYAT BİLİMİ ile GÖK BİLİMİ ile HALK BİLİMİ ile İŞ BİLİMİ ile TOPLUM BİLİMİ ile TOPRAK BİLİMİ ile YER BİLİMİ/ARZİYAT
( İlim, gücümüz; iman, kılıcımız; sükût da delinmez zırhımız olsun! )
- ANLAM BOŞLUĞU ile/ve/değil ANLAM YİTİMİ
( [not] MEANING SPACE vs./and/but MEANING LOSS )
- ANLAM (BULMAK/ARAMAK) ve/<> HUZUR
- ANLAM BÜTÜNLÜĞÜ ile/ve PARÇA PARÇA ELE ALIŞ
( MEANING INTEGRITY vs./and HANDLE IN PIECE BY PIECE )
- ANLAM ÇOKLUĞU ile/ve/||/<> ÇAĞRIŞIMSALLIK
- ANLAM GENİŞLEMESİ ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANLAM "ŞİŞ(İRİL)MESİ"
- ANLAM İYİLEŞMESİ ile/>< ANLAM KÖTÜLEŞMESİ
- ANLAM/KAVRAM:
NİCELİK EVRENSEL ve/||/<> TİKEL ve/||/<> TEKİL
- ANLAM KAYBI ile/ve/<> ANLAM KAYMASI
- ANLAM:
PARÇADA ile/ve/değil/||/<>/> BÜTÜNDE
- ANLAM [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- ANLAM SANATLARI'NDA:
İLHAM ile/ve/<> TEVRİYE[< VERÂ] ile/ve/<> İSTİHDAM ile/ve/<> MUGALATA-İ MANEVİYE ile/ve/<> TENÂSÜB[< NİSBET] ile/ve/<> LEFF Ü NEŞR ile/ve/<> TECÂHÜL-İ ÂRİF[/ÂNE/ÎN] ile/ve/<> HÜSN-İ TA'LÎL[< İLLET] ile/ve/<> SİHR-İ HELÂL ile/ve/<> İRSÂD ile/ve/<> MÜBALAĞA ile/ve/<> TEZAD ile/ve/<> İSTİĞRÂK[< GARK][GULÜVV] ile/ve/<> TEKRÎR[< KERR] ile/ve/<> RÜCÛ ile/ve/<> TEFRÎK[< FARK] ile/ve/<> KAT' ile/ve/<> TERDÎD[< REDD] ile/ve/<> İLTİFÂT ile/ve/<> TELMİH ile/ve/<> İRSÂL-İ MESEL
( İki ya da ikiden fazla anlamı olan bir sözcüğü, bir mısra ya da beyitte tüm anlamlarıyla kullanma sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, birden fazla anlamı olan bir sözcüğü, anlamlarından sadece yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetme sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, bir sözcüğü hem gerçek, hem mecaz anlamlarını kastederek kullanma sanatı. İLE/VE
Anlamı birden fazla olan sözcük ve deyimleri beyitin anlamını değişik biçimlerde açıklanabilecek biçimde kullanma sanatı. İLE/VE
Bir konuyla ilgili birden fazla sözcüğü bir mısra ya da beyitte sıralama amacı gütmeden kullanmak. İLE/VE
Bir beyitte yer alan, birbiriyle ilgili sözcüklerin sıralanmasıyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir anlam inceliği yaratmak ya da bir lâtife yapmak amacıyla, bilinmiyormuş ya da başka türlü biliniyormuş gibi gösterme sanatı. İLE/VE
Nedeni bilinen bir olayı, düşsel ya da gerçekdışı ve güzel bir olaya bağlama yoluyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir sözcüğü ya da söz öbeğini hem kendinden önceki sözcüklerin sonunda, hem sözcüklerin başında anlamlı olacak biçimde kullanma. İLE/VE
Bir mısranın secî ya da uyağını bir iki sözcükle ima etme sanatı. İLE/VE
Bir sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi abartılı biçimde az ya da çok göstererek ve lâtifeli bir biçimde anlatma. İLE/VE
İki duygu/düşünce/hayal arasındaki birbirine karşıt özellikleri birarada söyleme. İLE/VE
Över gibi görünerek yermek, yerer gibi görünerek övme sanatı. İLE/VE
Söyleyişi güçlendirmek için belirli bir anlamdaki sözcüğü ya da söz öbeğini yineleme sanatı. İLE/VE
Bir sözün anlamını, bir kavramın gücünü pekiştirmek için, o sözden/kavramdan cayar gibi görünüp cayılmış görünen sözü/kavramı daha güçlü biçimde belirtmek. İLE/VE
İki şey arasındaki farkı belirtmek. İLE/VE
Söyleyişin gücünü artırmak için, sözü [mısrayı, satırı] yarıda kesmek. İLE/VE
Sözü, beklenmedik, çarpıcı bir sonuca bağlama sanatı. İLE/VE
Şiirde bir duygulanma ya da duygu değişikliğiyle şiirdeki konuyu değiştirmeden seslenilen kişiyi ya da varolanı değiştirmek. İLE/VE
Bilinen bir olay, kişi ya da nükte, fıkra, atasözünü dolaylı biçimde anlatma, ima etme sanatı. İLE/VE
Bir düşünceyi pekiştirmek amacıyla bir atasözü ya da o değerde bir söz öbeğini alıntılamak/kullanmak. )
- ANLAM TEKLİĞİ ile/ve/||/<> GÖRÜNÜŞ ÇOKLUĞU
- ANLAM VAROLANI ile/ve BİLGİ VAROLANI
( Anlam üretimi varsa. İLE/VE Veri ve bilgi sahibi. )
( Aşkın. İLE/VE Özdeş. )
( İnsan. İLE/VE Beşer. )
- ANLAM VERMEK ile ANLAM YÜKLEMEK
- ANLAM YİTİMİ ile/ve DİRENÇ YİTİMİ
( LOSS OF MEANING vs./and LOSS OF RESISTANCE )
- ANLAM ile/ve ÂLEM
- ANLAM ile/ve ALT ANLAM
( ... ile/ve HIPONOIA )
( MEANING vs./and SUB MEANING )
- ANLAM ile/ve AMAÇ
( MEANING vs./and AIM )
- ANLAM ile/ve/<> AMAÇ
- ANLAM/MA'NÂ ile/ve AMAÇ
( Denilmek istenilen şey. İLE/VE İstenilenin düzenlenmesi. )
( MEANING vs./and AIM )
- ANLAM ile ANLAM VERİCİ
( Ne olmadığını anlamak, anlamaya olanak/ortam yaratır. )
- ANLAM ile/ve/<> ANLAM VERME
( MEANING vs./and/<> TO GIVE MEANING )
- ANLAM ile/ve/||/<>/> ANLAMA ile/ve/||/<>/> ANLAMLANDIRMA
- ANLAM ile/ve/<> ANLAMI ANLAMAK
( MEANING vs./and/<> TO UNDERSTAND THE MEANING )
- ANLAM ile/ve ANLAM'IN ANLAMI
- ANLAM ile/ve/<>/>/< BÜTÜNLÜK
( Anlam, bütünlük gerektirir. )
( Meaning needs integrity. )
( Anlamak, beğenmenin başlangıcıdır. )
( MEANING and/<> INTEGRITY )
- ANLAM ile/ve/değil/||/<> "ÇIKARIM"
- ANLAM ile/ve/> DAYANAK
( MEANING/SENSE vs./and/> SUPPORT )
- ANLAM ile/ve/||/<>/< DEĞER ile/ve/||/<>/< AMAÇ
( "Herkeste, [zannı] var." İLE/VE/||/<>/< "Herkeste var." İLE/VE/||/<>/< Herkeste yok. )
( MEANING and/< WORTH and/< AIM )
- ANLAM ile/ve/<> DERİNLİK
( Anlam, amaca yönelik olandır/olmalıdır. )
( MEANING vs./and/<> DEEPNESS )
- ANLAM ile/ve/değil EŞİK
- ANLAM ile/ve/> ETKİ
( Anlam varsa ifadesi sonsuza kadar gider. )
( MEANING vs./and/> EFFECT )
- ANLAM ve/=/||/<> FARK
( MEAN and/=/||/<> DIFFERENCE )
- ANLAM ile/ve İÇLEM
( ... İLE/VE Bir kavramın çağrıştırdığı kaplama giren niteliklerin ya da taşıdığı özelliklerin tümü. | Bir nesnenin içeriğini oluşturan şey. )
- ANLAM ile/ve/<> İMLEM
( MEANING vs./and/<> TO SYMBOLIZE )
- ANLAM ile/ve/<> İŞLEV
( MEANING vs./and/<> FUNCTION )
- ANLAM ile/ve KAVRAM
( MEANING/SENSE vs./and CONCEPT )
- ANLAM ile KAVRAM
( vs./and/||/<> CONCEPT )
- ANLAM ve KRİZ
( MEANING and CRISIS )
- ANLAM ile/ve/<> MUTLULUK
( MEANING vs./and/<> HAPPINESS )
- ANLAM ile/ve NEDEN/İLLET
( MEANING vs./and REASON )
- ANLAM ile/ve/<> SORUMLULUK
( MEANING vs./and/<> RESPONSIBILITY )
- ANLAM ile/ve/<> TAD
( Bir şeyin anlamı olmazsa, tadı/lezzeti de olmaz. )
( MEANING vs./and/<> EFFECT )
- ANLAM ve/<> TARİH ve/<> DİL
( MEANING/SENSE and/<> HISTORY and/<> LANGUAGE )
- ANLAM ile/ve/<> USTALIK
( MEANING vs./and/<> PROFICIENCY )
- ANLAM ile/ve YORUM
( MEANING vs./and INTERPRETATION )
- ANLAMA ile/ve ANLAMLANDIRMA
( Yaşamı farklılaştırır. )
- ANLAM/A ile/ve/<> ANLAMLANDIRMA
( TO UNDERSTAND vs./and/<> TO GIVE A MEANING )
- ANLAMA = FEHM, İDRAK = UNDERSTANDING, COMPREHENSION[İng.] = COMPRENDRE[Fr.] = DAS VERSTEHEN, HET VERSTAAN[Alm.] = ENTENDER, COMPRENDER[İsp.] = COMPREHENSIO[Lat.] = HE DIANOIA[Yun.] = MEFHUM[Ar.] = DARK[Fars.]
- ANLAMA ile/ve/=/||/<>/> SOYUTLAYABİLME
- ANLAMA ve YENİDEN YAŞAMA
( TO UNDERSTAND vs. RE-LIVING )
- ANLAMA ile/ve YORUMLAYICI ANLAMA
- ANLAMA ile/ve/değil/yerine ZEVK ETME
- ANLAMADAN-DİNLEMEDEN (KONUŞMAK)
- ANLAMADIĞI YA DA "BEĞENMEDİĞİ" KARŞISINDA:
(NE DEMEKSE?)
"BEYNİN YANMASI" ile/ve/||/<> "KULAĞIN TIRMALANMASI" ile/ve/||/<> "GÖZÜN KANAMASI"
- ANLAMAK/ANLAMAMAK ile/ve/değil/yerine (EN AZINDAN) BİRAZ BİLGİ SAHİBİ OLMAK
- ANLAMAK ve/||/<>/>/< AKILLANMAK
- ANLAMAK ile/ve ALMAK
( MEANING vs./and TO GET )
- ANLAMAK ve/||/<> ANILARI OLMAK
( Ancak, anıları olanlar anlar. )
- ANLAMAK ve/||/<>/>/< BÜYÜMEK
- ANLAMAK ile/ve/> DEĞİŞİM/DÖNÜŞÜM
- ANLAMAK ve/||/=/<> DOĞMAK
- ANLAMAK ile/ve EYLEM
( Eylemin en yüksek biçimi, dildir/sözdür. )
( TO UNDERSTAND vs./and ACTION )
( VERSTEHEN mit/und AKTION/HANDLUNG )
- ANLAMAK ve/<> HALE BÜRÜNMEK
- ANLAMAK ile/ve/değil/yerine/> İÇSELLEŞTİRMEK
- ANLAMAK ile/ve (İLKELERE BAĞLI) ÇEVİRİ
( MEANING vs./and (FAITHFUL) TRANSLATION )
- ANLAMAK ile/ve KAVRAMAK
( Anlamaya yardımcı olmak, gerçek yardımdır. )
( TO UNDERSTAND vs./and TO COMPREHEND
Helping to understand is real help. )
- ANLAMAK ve/||/<> UYGULAMAK
- ANLAMAK ile/ve/||/<> "YAKALAMAK"
- ANLAMAK ile/ve YANLIŞ ANLAMA(MA)K
( "MEANING" vs./and (NOT TO) WRONG MEANING )
- ANLAMAK ile "YARGI/LAMAK"
( Nezâketle dinlemek, akıllıca yanıt vermek, dengeli inceleme ve tarafsız karar vermek yargıcın özelliklerindendir. )
( TO UNDERSTAND vs. TO JUDGE/MENT )
- ANLAMAK ve/||/<>/>/< YAŞAMAK
- ANLAMAK ile/ve/||/<>/>/< YORUMLAYARAK ANLAMAK
- ANLAMAK/ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< VERMEK/VER(E)MEMEK
- ANLAMAK/ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil ALGILAMAK/ALGILA(YA)MAMAK
- ANLAMAMAK ile/değil/yerine/>< ANLAMAK
( En ağır yük. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sıfır yük. )
( [not] NOT TO UNDERSTAND vs./but/>< TO UNDERSTAND
TO UNDERSTAND instead of NOT TO UNDERSTAND )
- ANLAMAMAK ile/değil ANLAYAMAMAK ile/değil KENDİNCE/KEYFİNCE ANLAMAK
( Düşünme becerisinin gelişmemiş olması nedeniyle. İLE/DEĞİL Veri yetersizliği/eksikliği nedeniyle. )
- ANLAMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< "BİLMEMEK / İLGİLENMEMEK / KATILMAMAK"
- ANLAMAMAK ile İLGİLENMEMEK
- ANLAMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< İŞİNE GELMEMEK
- ANLAMA(MA)K ile/değil KABUL ETME(ME)K
( [not] (NOT) TO UNDERSTAND vs./but (NOT) TO ACCEPT )
- ANLA(MA)MAK ile KAFANIN BASMA(MA)SI
- ANLAMAMAK ile/ve/değil (KONUYU) "KABUL EDEMEMEK"/KONUYA (VE AYRINTILARINA) "DİRENMEK"
- ANLAMAMAK ile/ve/<>/değil TEMBELLİK
( [not] NOT TO UNDERSTAND vs./and/<>/but LAZINESS/INDOLENCE )
- [ne yazık ki]
"ANLAMAMAZLIKTAN GELMEK" ile/ve/||/<> "İŞİNE GELMEMESİ"
- ANLAMAMIŞSIN/YANLIŞ ANLAMIŞSIN / ANLAMAMIŞSIN/YANLIŞ ANLAMIŞSIN değil SANIRIM ANLATAMAMIŞIM / ANLATAMAMIŞIMDIR BELKİ/SANIRIM
- ANLAMANIN:
SESİ ile/ve KURALLARI
( Hmmm.[içinden ve/ya da sesli!] İLE/VE 1. Nötr olmak. | 2. Nitelikli soru sormak. )
- ANLAMAYAN" VAR MI? / "KİM/LER ANLAMADI"? ile/değil/yerine/||/>< ANLAYAN VAR MI? / ANLAYAN KİM/LER?
- ANLAMAYA/ÖĞRENMEYE:
AÇIK ile/ve/||/<>/> ÂŞIK
- ANLAMAYI:
"UZATMAK" değil BİR AN ÖNCE/EN KISA SÜREDE
- ANLAMBİLİM = SEMANTICS[İng.] = SÉMANTIQUE[Fr.] = WORTBEDEUTUNGSLEHRE, SEMANTIK[Alm.] = SEMANTICO[İt., İsp.] = İLM el-DELÂLET[Ar.] = NAMÛGÂRŞİNASÎ[Fars.] = SEMANTIEK[Felm.]
- ANLAM'DA:
DÜŞÜNMÜŞLÜK ile/ve/değil YAŞANMIŞLIK
( IN THE MEANING: [not] TO THINK vs./and/but EXPERIENCE )
- ... ANLAMDA ile/ve/değil/||/<>/< ... ALANDA
- ANLAMDIRMAK değil ANLAMLANDIRMAK
- ANLAMIN:
KAYMASI ile İÇİNİN BOŞALMASI
( İkisi de, kavramın dizgesinden/bağlamından çıkmasıyla oluşmaya başlar. )
- ANLAMINA GELİYOR ile/yerine ANLAMINA DA GELİYOR
- ... ANLAMINDA ile/ve/<> ... ORANINDA
- ANLAMINDADIR/MANÂSINDADIR değil/yerine ANLAMINADIR/MANÂSINADIR
- ANLAMIYORSUN! / BENİ ANLAMIYORSUN! ile/değil/yerine SÖYLEDİKLERİMDE ANLAŞILMAYAN NEDİR?
( İkisi de, çok yanlış "ifade"lerdir! İkisinin yerine de,
"Söylediklerimde, anlaşılmayan nedir?" /
"Söylediklerimde, anlaşılmayan neyse onu açayım..." vb.,
kişiyi hedef almayan, konuşulan konunun üzerinde durulacak kavramları ve ifadeleri kullanmak gerekir! )
- ANLAMIYORUM ile/ve/değil/||/<>/>/< AKLIMDA(/ZİHNİMDE) TUTAMIYORUM
- ANLAM/KAVRAM ve/||/<> NİTELİK ve/||/<> İLİŞKİ ve/||/<> KİPLİK
- ANLAMLANDIRAMAMAK ile/ve/||/<>/> TAKILI KALMAK
- ANLAMLANDIRMA ile/ve DENEYİM
- ANLAMLANDIRMA ile/ve/<> DİRİMLİLİK
- ANLAMLANDIRMA ile/ve ETKİ
( Sorgulanmayan yaşam, yaşam değildir. )
- ANLAMLANDIRMAK ile/ve/||/<>/>/< ADLANDIRMAK
- ANLAMLANDIRMAK ile/ve/<>/> KAVRAMAK
- ANLAMLANDIRMAK ile/ve "ZEVK ETMEK"
- ANLAMLI BAKMAK ile ALICI GÖZÜYLE BAKMAK
- ANLAMLI YAŞAM ile/ve/yerine MUTLU YAŞAM
( Geçmiş ve/ya da gelecek üzerine kurulan. İLE/VE/YERİNE ÂN üzerine kurulan. )
- ÇAĞRIŞIM/LI ile/değil/yerine/></< ANLAMAK | ANLAM/LI
( [not] ASSOCIATION/ASSOCIATED vs./>< MEANING/FUL
MEANING/FUL instead of ASSOCIATION/ASSOCIATED )
- ANLAM/LI = MEAN/ING[İng.] = SIGNIFICATION[Fr.] = BEDEUTUNG[Alm.] = SIGNIFICATO[İt.] = SIGNIFICACION[İsp.] = SIGNIFICATIO[Lat.] = HE DIANOIA, HE DÜNAMIS[Yun.] = MEDLÛL, DELÂLET[Ar., Fars.] = BETEKENIS[Felm.]
- Anlamlı KONUŞ!!!
- ANLAMSAL ÖLÇÜT ile BİÇİMBİLİMSEL ÖLÇÜT ile SESBİLİMSEL ÖLÇÜT
( SEMANTIC CRITERIA vs. MORPHOLOGICAL CRITERIA vs. PHONOLOGICAL CRITERIA )
- ANLAMSIZ ile/ve/||/<> GEREKSİZ ile/ve/||/<> OLANAKSIZ
- ANLAMSIZ ile İLGİNÇ
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(10/181)
(1996'dan beri)