K ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 52.663 başlık/FaRk ile birlikte,
52.663 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(172/212)
- SİNİR SİSTEMİ ile/ve/||/<> ENTERİK SİNİR SİSTEMİ
( Gövdenin her yerine yayılmış olan ve her birimi birbiriyle ilişki halinde bulunan bir elektriksel ve kimyasal iletişim ağı. İLE/VE/||/<> Bağırsakların, merkezî sinir sistemiyle bağlantısını sağlayan sinir sistemi. [Yaklaşık, 500 milyon sinir gözesi bulunmaktadır.] Aynı beyin gibi, davranışlarımız ve zihinsel dengemiz üzerinde etkisi bulunan, ikinci beyin olarak kabul edilen bir sistemdir. Enterik sinir sistemi ve beyin, işbirliği içinde çalışır. )
(
ile/ve/||/<> ... )
- SINIR ile/ve/değil/yerine/<> ÇARE
( Çare/ler... [için burayı tıklayınız] )
- SİNİR ile/ve/||/<> DAMAR ile/ve/||/<> AKKAN/LENF[Fr. < LYMPHE]
( Duyu ve hareket uyarılarını, beyinden örgenlere, örgenlerden beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. İLE/VE/||/<> Canlı varolanlarda kanın ya da besleyici sıvıların dolaştığı kanal. İLE/VE/||/<> Damarlarda dolaşan kanla, doku öğeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı. )
- SİNİR ile/ve/||/<> GÜÇ ile/ve/||/<> VAJİNA/PENİS/PARA
( "Düşünüyorum, dinliyorum, okuyorum, anlıyorum ve gelişmek istiyorum" düşünce ve çabası içinde olan [dişil ya da eril] her bireyin, zorunlu olan paylaşım ve dayanışmayla bazı şeylerden yararlanmak[/istifade etmek] ve birbirine zarar vermemek üzere nitelikli bir yaşam sürmek için uzaklaşması, terk/istifâ etmesi gerekenlerdir. )
- SINIR = HAT/HADD, HUDUT = LIMIT[İng.] = LIMITE[Fr., İsp.] = GRENZE[Alm.] = LIMITIS[Lat.] = PERAS[Yun.]
- SINIR ve/||/<>/> HAYIR
- SINIR ile/ve/||/<> KIYI ile/ve/||/<> UFUK ile/ve/||/<> YERYÜZÜ ile/ve/||/<> GÖKYÜZÜ ile/ve/||/<> KÜRE ile/ve/||/<> ARAF ile/ve/||/<> EŞİK ile/ve/||/<> BAĞLAÇ ile/ve/||/<> KURGU
( Önemli eşikler ve sınırlar. )
- SINIR[Yun. < PERAS]/HADD/HUDUT[Ar.] ile KOTA[Fr./İng. < QUOTA]
( İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi. | Komşu il, ilçe, köy ya da kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi. | Bir şeyin yayılabileceği ya da genişleyebileceği son çizgi, uc. | Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği ya da çıkabileceği en alt ve en üst yer. | Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük. | Uc, son. İLE Bir ülkede ithal edilecek nesnelerin çeşitlerini, oranlarını ya da miktarlarını gösteren dizin. | Bir ülkede ithal edilecek mallar için getirilen sınırlama. | Kuruluşlarda ya da derneklerde bir öbeğe tanınan sayı. | Bazı ülkelerde, sinemalarda belirli bir süre oynatılması zorunlu olan yerli film sayısının yabancı filmlere oranı. )
( BOUNDARY vs. QUOTA )
- SİNİR ile/ve/||/<>/> KRANİYAL SİNİRLER
( ... İLE/VE/||/<>/>
0 - Terminal
I – Olfaktör
II – Optik
III – Okülomotor
IV – Troklear
V – Trigeminal
VI – Abdusens
VII – Fasiyal
VIII – Vestibülokoklear
IX – Glossofaringeal
X – Vagus
XI – Aksesuar
XII – Hipoglossal )
(
)
( NERVE vs. CRANIAL NERVES )
- SINIR ve/<> MERKEZ/ÇEKİRDEK
( LIMIT and/<> CENTER/NUCLEUS )
- SINIR ile/ve/||/<> NESNENİN SINIRLILIĞI
- SINIR ile/ve/<> SINAMA
- SİNİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIR
- SINIR ile SON
( BORDER/BOUNDARY vs. END )
- SINIR ile/ve SONUÇ
( LIMIT vs./and CONSEQUENCE/RESULT )
- SİNİR ile/ve STRES
- SINIR ve/> SÜREKLİLİK ve/> TÜREV ve/> TÜMLEV(İNTEGRAL)
( ... VE/> ... VE/> Türev ve integral, birbirin ters işlemi olarak tanımlanabilir.[Toplama - çıkarma ya da çarpma - bölme gibi] [Sınır ve başlangıç koşulları işin içine girince ilişki biçimi de değişir.] )
( "Türev ve İntegral" açıklamaları için burayı tıklayınız... )
(
Türev ve İntegral
Türev Nedir?
Türev, bir şeyin değişim hızını ölçer.
Örnek:
- Arabayla giderken hız göstergesine bakıyoruz. O anki hızın, türevin bir örneğidir.
- Gittiğimiz yolun uzunluğu zamanla değişiyorsa türev, bu değişimin "ne kadar hızlı" olduğunu gösterir.
Daha yalın bir anlatımla...
Bir eğri[grafik] üzerinde bir noktaya bakıyoruz. Bu noktadaki eğimin ne olduğunu türevle buluruz.
Matematiksel olarak...
Eğer y = f(x) gibi bir işlev varsa türev f'(x) ya da \( \frac{dy}{dx} \) ile gösterilir ve işlevin "x'e göre değişim hızını" tanımlar.
Günlük yaşam örnekleri...
| Örnek | Açıklama |
|---|---|
| Hız | Türev, konumun zamana göre türevi olarak hızı verir. (Örneğin: v = \frac{dx}{dt}) |
| Fiyat Değişimi | Bir malın fiyatının zamana göre değişim hızını türevle buluruz. |
İntegral Nedir?
İntegral, bir şeyin toplamını ya da birikimini ölçer.
Örnek:
- Bir arabayla gidiyoruz ve hızını biliyoruz. Bu hızla ne kadar yol kat ettiğini bulmak istersek, integral kullanırız.
- Eğer bir grafik varsa o grafiğin altında kalan alanı hesaplamak için integral kullanılır.
Daha yalın bir anlatımla...
İntegral, parçaları birleştirerek bir bütünü bulur. Türev, bir şeyin "parçalarına" odaklanırken; integral; "parçaları toplayarak" aslına ulaşır.
Matematiksel olarak...
Eğer f(x) bir işlevse integrali \( \int f(x) dx \) ile gösterilir ve işlevin altında kalan alanı tanımlar.
Günlük yaşam örnekleri...
| Örnek | Açıklama |
|---|---|
| Toplam yol | Eğer hızını biliyorsak, bu hızla ne kadar yol kat ettiğini integral ile hesaplayabiliriz. |
| Toplam kazanç | Eğer saatlik gelirini biliyorsak, bir gün içinde toplam ne kadar kazandığını bulmak için integral kullanırız. |
Türev ve İntegralin ilişkisi
Türev ve integral, birbirinin tersidir:
- Türev: Bir şeyi parçalarına ayırır ve değişim hızını bulur.
- İntegral: O parçaları birleştirerek ilk durumunu bulur.
Örnek:
- Eğer bir arabanın hızını (türev) biliyorsak, bu hızdan toplam yolunu [integral] hesaplayabiliriz.
- Eğer toplam yolun nasıl değiştiğini biliyorsak, bu değişimden, hızını bulabiliriz.
Gündelik benzetmeler:
| Kavram | Benzetme |
|---|---|
| Türev | Bir filmin her saniyesini çözümlüyoruz. Hangi saniyede, ne oldu? Hızlı mı, yavaş mı değişti? |
| İntegral | Filmin tamamını izliyoruz ve genel olarak ne anlatıldığını öğreniyoruz. |
- SINIR ile UC
- İSTENÇ/İRÂDE VE SİNİRBİLİM DENEYLERİNDE:
LIBET ile/ve/||/<> HAGGARD VE EIMER ile/ve/||/<> HAYNES ile/ve/||/<> FRIED
- SİNİRCE ile/değil/yerine KORUYUCULUK
( TAASSUB ile/değil/yerine MUHAFAZAKÂRLIK )
- SİNİRKANATLILAR ile SİNİROTU
( Saydam olan kanatları, ağ biçiminde damarlarla örtülü, dört kanatlı böcekler takımı. İLE Sinirotugillerden, çiçekleri tek bir sapın ucunda, başak durumunda, yabanıl türleri bulunan ve tıpta kullanılan bir bitki. )
( ... cum PLANTAGO )
- SINIRLAMA/KISITLAMA ile/<> GİZLİLİK
- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME
- SINIRLAMA ile/ve/<> ÇERÇEVELEME
( LIMITING vs./and/<> TO FRAME )
- SINIRLAMA ile/ve/< İNDİRGEME
( INTERFERENCE vs./and/< REDUCTION )
- SINIR/LAMAK ile/ve/<> "BAĞLAM/AK"
( LIMITING vs./and/<> "TO CONNECT" )
- SINIRLAMAK ile/ve/<> BELİRLEMEK
( LIMITING vs./and TO DETERMINE )
- SINIRLAMAK ile/ve/<> DIŞTALAMAK
( LIMITING vs./and/<> TO EXTERNALIZE )
- SINIRLANDIR(IL)MA ile/ve/||/<>/> YÖNLENDİR(İL)ME
- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil/||/<>/< ÇERÇEVELENDİRME
- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ELEŞTİRİ
- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil KAPSAMA
- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil/yerine KONUMLANDIRMA
- SINIRLANDIRMA ile/ve (ÖZEL) YÖNLENDİRME
- SINIRLANDIRMA ile/ve/||/<>/> SİNİRLEN(DİR)MEME
- SINIRLANDIRMADA:
YASALILIK ve/||/<> GEÇERLİLİK(MEŞRÛİYET) ve/||/<> TOPLUMSAL GEREKLİLİK
- SINIRLAR:
GÖVDEDE ile/ve/||/<>/> DUYUDA ile/ve/||/<>/> BEYİNDE
( - İnsan gövdesinde 100 trilyon göze(hücre) vardır. [Bu gözelerden 50 milyonu her saniye yenilenir. Her gözede ise 15 milyar atom vardır.]
- Kalp, kanı 30 metre yüksekliğe fışkırtabilecek kadar güçlüdür.
- Kalp, bir dakikada gövdemizdeki kanın tamamını dolaştırır.
- Kan, bir günde gövdemizde tam 96 bin 540 km. yol alır.
- Kalp, yaşam boyunca iki buçuk milyar kereden daha fazla atar. 200 milyon litreye yakın kan pompalar.
- Toplam alyuvar sayısı [eritrosit] 25 trilyondur.
- Toplam akyuvar sayısı [lökosit] 25-100 milyar arasıdır.
- Çenemiz, bir şey çiğnerken 100 kiloya kadar basınç uygular.
- Gövdemizde 650 kas vardır, en güçlü kasımız da dilimizdir.
- Beynimizde 100 milyar sinir gözesi vardır ve bu gözelerin gönderdiği iletiler, saatte 274 km hızla yayılır.
- Bağırsaklarımızın toplam uzunluğu 200 metredir.
- Gövdemiz, Yaşam boyunca 20 kilo deri atar.
- Derideki sinirlerin uzunluğu 72 km.'yi bulur.
- Kişi, bir günde yirmidört bin kez soluk alıp verir.
- İnsan gövdesindeki damarlar, uc uca getirilse oluşan uzunluk, dünyayı iki kez dolaşır. [40.000 km. x 2 = 80.000 km.] )
- SINIRLARI BİLMEK ile/ve/değil/yerine EŞİKLERİ BİLMEK
- SINIRLARI BİLMEK ile/ve/değil/yerine öncelikle EŞİKLERİ BİLMEK
- SINIRLARI GENİŞLETMEK ile EŞİĞİ YÜKSELTMEK
- SINIRLI EVREN TASAVVURU ile/değil/yerine SINIRSIZ EVREN TASAVVURU
- Sinirli olduğunda DİNLE!!!
- SINIRLI TUTMAK ile/ve/değil/||/<>/< YETİNMEK
- SINIRLI YORUM ile/ve/||/<> DAR YORUM
- SİNİRLİ ile DELİ
( Varsılsa. İLE Yoksulsa. )
- SINIRLI ile/ve KISITLI
( LIMITED vs./and RESTRICTIVE )
- SINIRLI ile/ve/||/<> SINIRLAYICI
- SİNİR/Lİ ile/ve/değil TELAŞ/LI
- SİNİRLİLİK ile/ve/<>/değil İSYAN
- SİNİRLİ/LİK ile/ve/değil/<> TEPKİSEL/LİK
- [ne yazık ki]
SINIRSIZ "KONUŞMA" ile/ve/||/<>/> "SINIRSIZ SAHİP OLMA"
- SINIRSIZ ile SINIRLANAMAYAN
( LIMITLESS/UNLIMITED/BOUNDLESS vs. NOT POSSIBLE TO LIMIT/BOUND )
- SINIRSIZ ile SONSUZ
( Mekânda. İLE Zamanda. )
( Bir gövdede odaklanmış, sonsuz olanız. )
( Sonsuz, bölünemez. )
( Sonsuz, sonsuzdan büyük ya da küçük olamaz. )
( Sonsuzluk, nicelik değildir. )
( In place. VS. On time. )
( UNLIMITED vs. INFINITE )
( INTERMINATUM vs. INFINATUM )
- SİNİR-STRES
- SİNISTER LEFT[İng.] değil/yerine/= SOL | SOLDAKİ
- SINK :/yerine BATMAK, LAVABO
- SİNN-İ İNHİTÂT değil/yerine/= ÇÖKKÜNLÜK DÖNEMİ
- SİNOD ile SENSİNOD
( Diyakosluk'ta din işlerini konuşmak üzere toplanan kilise meclisi. İLE Eski Rus kilisesi büyük meclisi. )
- SİNOFRİ/SYNOPHRYS[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK KAŞ
- SİNOVİYA/SYNOVIA[İng.] değil/yerine/= EKLEM SIVISI
- SİNSİ ile İÇTEN PAZARLIKLI
- SİNSİ/LİK ile/ve/değil/<> BİLGİSİZ/LİK
- SİNSİ/LİK ile/ve/||/<>/> SİNİRLİ/LİK
- SİNSİN ile HALK OYUNU
( Geceleyin, ateş çevresinde, genç erkeklerin, davul, zurna eşliğinde oynadıkları halk oyunu. )
- SİNTENİ ile/||/<> ORTOLOGİ
( Sinteni gen sırası korunumu İLE ortologi işlev korunumu. )
( Formül: Gene order İLE function conservation )
- SİNTERİNG İLE SLİP CASTİNG İLE SOL-GEL ile/||/<> SERAMİK ÜRETİM
( Seramik işleme yöntemleri. )
( Formül: ρ/ρₒ = 1 - (1-ρᵢ/ρₒ)exp(-kt) )
- SİNTILASYON/SCINTILLATION[İng.] değil/yerine/= SAÇILIM
- SİNÜS İLE KOSİNÜS İLE TANJANT ile/||/<> TRİGONOMETRİK FONKSİYONLAR
( Açı-kenar ilişkileri. )
( Formül: tan = sin/cos )
- SİNÜS ile/||/<> KOSİNÜS
( Trigonometrik fonksiyonların hassas tabloları )
( Takiyüddin tarafından 1570 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1526-1585) (Ülke: Osmanlı/Şam) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: İstanbul Rasathanesi, astronomi aletleri, optik) )
- SİNÜS[İng. < Lat.] ile SİNÜS[Lat.] ile SİNÜZOİT/SINUSOID[İng.]
( Kovuk, kanal, boşluk. Örgenlerin ya da dokuların arasında bulunan boşluklar. | Dibi ağzından geniş oyuk/yara. İLE Trigonometrik bir çember üzerine taşınmış bir yayın ucunun ve bu yaya karşılık olan merkez açısının ordinatı. Simgesi: sin İLE Boşlukçuk, toplardamar boşluğu. )
- SİNÜS ile/||/<> TABLO
( Hassas trigonometrik tablolar )
( Ulug Bey tarafından 1440 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1394-1449) (Ülke: Semerkant) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: Zij-i Cedid yıldız kataloğu, Semerkant Rasathanesi) )
- SİNYAL[İng.,Fr. < SIGNAL] değil/yerine/= İMLEM
- SİOSEPOL KÖPRÜSÜ -ile
( 33 kemerli köprü. )
- ŞIP ŞIP (DAMLAMAK)
( Düşen su damlasının çıkardığı ses. )
- SIP ile/||/<> SIPA
( Tay[iki yaşına girmiş]. İLE/||/<> Eşek yavrusu[bir yaşında]. )
- SIPA[Abazaca < SPAU: Çocuk.]/KODOK ile/ve KULUN/KOLON
( Eşek yavrusu. İLE/VE Altı aylığa kadar olan at ve eşek yavrusu. )
( HAR-KÜRRE ile/ve ... )
- SİPAHİ OCAĞI BİNİCİLİK KULÜBÜ :
( 22 Mart 1913 yılında kuruldu. Kulübün kurucula: İbrahim Bey (İstanbul Valisi), Ahmet Rıza Bey (Ayandan), Aristidi Bey(Ziraat ve Ticaret Nazırı), Tevfik Bey (Şehremeni), Cavit Bey (Nafia Nazırı), Talat Bey (Posta Telgraf Nazırı), Osman Bey(İstinaf Mahkemesi Azasından), İsmail Hakkı Paşa (Birinci Kolordu Erkan - ı Harp Reisi), Zeki Paşa (Kolordu Kumandanı) Sait Halim Paşa (Şura - ı Devlet Reisi), Salih Paşa (Seryaverde Şehriyari), Fuat Paşa (Birinci Kolordu Süvari Mefettişi), Mahmut Şevket Paşa (Harbiye Nazırı), Mahmut Muhtar Paşa (Bahriye Nazırı), Nazif Paşa (Süvari Daire Reisi)'dir. Sipahi Ocağı Kulübü merkez binası uzun yıllar Yeniköy'de, Tarabya Yolu üzerinde bulunuyordu. Sipahi Ocağı Binicilik Tesisleri Maslak, Üç Yol mevkiinde, İTÜ Kampüsü karşısındadır. Sipahi Ocağı Binicilik Kulübü İstanbul'un en eski binicilik kulübüdür. )
- SİPÂHÎ[Fars.] ile SÜVÂRİ[Fars.]
( Osmanlı'da tımar sahibi atlı öbek. İLE "Sü Eri", atlı asker. [Geçmişte daha çok ani baskınlarda ve vurucu saldırılarda kullanılırdı. Ateşli silahların gelişmesinden önce hedefe büyük bir hızla ulaşan süvari birliklerinin savaşa katılması çoğu kez savaşın akışını değiştirirdi.][Bugün süvarilerin yerini tankların kullanıldığı zırhlı birlikler almıştır.] )
- SİPER-İ SAİKA[Ar.]/PARATONER[Fr. < PARATONNERRE]["PARATONEL" değil!] değil/yerine/= YILDIRIMSAVAR/YILDIRIMKIRAN/YILDIRIMLIK
- ŞIPIR ŞIPIR (DAMLAMAK)
- ŞIPPADAK/ŞIPPADANAK/ŞIRAKKADAK/ŞAKKADAK/PATTADAK/PATTADAN/PATTADANAK ANSIZIN/ANİ[Ar.]
( Birdenbire ve beklenmeyen bir zamanda. )
- ŞİPŞAK ile/değil/yerine/= ÇABUCAK
- SİPSİVRİ
- Şİ'R[Ar. çoğ. EŞ'ÂR] ile ŞÎR[Ar.]
( Anlama. | Şiir, edebî değeri olan nazımlı ve uyaklı söz. İLE Arslan. | Süt. | Yiğit, yürekli. )
- SIR:
GİZLİ ile/değil DİLE GEL(E)MEYEN
- SIR İLE SEIR İLE NETWORK ile/||/<> EPİDEMİYOLOJİ MODELLERİ
( Hastalık yayılımı matematiği. )
( Formül: R₀ = βS₀/γ )
- SIR ISAAC NEWTON
( 1687 - PRINCIPIA )
- SIR:
"ÜSTÜ ÖRTÜLEN" değil PAYLAŞIL(A)MAYAN
- SIR ile/değil/yerine/>< AKIL
- SIR :/yerine BAYIM
- SIR ve/=/||/<>/< BİLİM
- SIR ile/ve/||/<> DOSTLUK
( Bir şeyi anlatmamak isteyişimizde başlar. İLE/VE/||/<> Her şeyi anlatmak isteyişimizde başlar. )
- SIR ile/ve KISIR
- SIR ile/ve SINIR
- SIR ile/ve/değil SINIR
- Sİ'R[Ar. çoğ. ES'ÂR] ile SÎR[Ar.]
( Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle zorunlu gereksinim maddeleri için devletçe saptanan fiyat. [Fars. NARH] İLE Tok, doymuş. | Sarmısak. )
- SIR ile/||/<> SIRALTI TEKNİĞİ ile/||/<> SLİP TEKNİĞİ ile/||/<> PERDAH TEKNİĞİ/LÜSTER ile/||/<> RENKLİ SIR TEKNİĞİ ile/||/<> KARBOTİ
( Keramikler üzerinde koruyucu, cam benzeri tabaka. İLE/||/<> Keramik boyalarının bisküvi halindeki keramikler üzerine boyanarak üstlerine sır çekilmesi, boyaların sır altında kalması ile oluşan teknik. İLE/||/<> İlk dönem Osmanlı keramiklerinde hamur kırmızıdır. İşte bu kırmızı rengi kapanak, beyaz ve düzgün bir yüzey elde etmek için keramikler astarlanır. Slip tekniğinde de esas olan bu astardır. Bu teknikte süsleme astarla yapılır. Burada astar, normaldeki halinden daha koyudur. Kırmızı hamurlu kap üzerine, istenen motiflere göre fırça ile astarla süsleme yapılır ve istenen renk, saydam sırlanır. İLE/||/<> Perdah tekniği çini ve keramik alanında bir sır üstü çalışmasıdır. Kap istenen renkte sırla sırlanıp fırınlandıktan sonra perdah adı verilen madde ile istenen örnekler yapılır ve az hararetli, dumanlı bir fırında tekrar fırınlanır. Bu fırınlamadan sonra, kap madeni bir parlaklık kazanır. İLE/||/<> Osmanlılar tarafından uygulanan bir çini tekniği. Bu teknikte boya sır altındadır. Sırın kendisi renklidir. İlk olarak, levha üzerine sınır birbirine karışmasını önleyen, kontur oluşturan bir madde ile sınırlar belirlenir. Daha sonra, istenen renkler sırasıyla boya gibi kullanılarak levha renklendirilir. En son fırın işlemiyle renkler ve yüzey tarafında içinden kaynaklanan bir mermerleşme karışması sağlanır. İLE/||/<> Keramiklerin süslenmesinde kullanılan bir teknik. Doğrudan kabın üzerine yapılan ya da ikinci hamuru yapıştırmak yoluyla bir takım kabartma figürlerin işlenmesi. )
- SIRA SIRA (DİZMEK/DİZİLME)
( SAFF SAFF )
- ŞİRÂ'[Ar.] ile İSTİBDÂL[Ar.]
- ŞİRÂ'[Ar.] ile ŞİRÂ'/Şİ'RÂ'[Ar.] ile Şİ'RÂ'[Ar.]
( Satın alma/alınma. İLE Yelken, gemi yelkeni. İLE İki yıldızın adı. )
- SİRÂC[Ar.] değil/yerine/= IŞIK, KANDİL, MUM, GÜNEŞ
- SIRACA ile SIRACAOTU
( Deride ve daha çok, boyunda görülen değişiklik; lenf düğümlenmelerinin şişkinliğiyle beliren tüberküloz türü. İLE Sıracagillerden, birçok türünün kökleri tıpta kullanılmış olan bir bitki. )
( ... cum SCROPHULARIS )
- SIRADAN BİRİ ile/yerine/değil HERHANGİ BİRİ
- SIRADAN KİŞİ ile/değil AYDINLANAN KİŞİ
( Aydınlandığını sanır. İLE/DEĞİL Sıradan olduğunu anlar. )
- SIRADAN KİŞİ değil/yerine ETİK VE ESTETİK KİŞİ
( ... DEĞİL/YERİNE Bilgeliğin, etiğe; sanatın da estetiğe dönüştürmesiyle. )
- SIRADAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALIN
- SIRADANLAŞMA ile/ve/||/<> NORMALLEŞME
- SIRADANLAŞMAK ile/ve/değil/yerine/<>/>< "UYUM SAĞLAMAK/GÖSTERMEK"
- SIRADAN/LIK ile YAVAN/LIK
( ... İLE Yağı az. | Katıksız. | Hoşa gitmeyen, tatsız. | Görgüsüz, bilgisiz. )
- SIRADÜZENSİZLİK ile/ve/||/<> KARMAŞA
( ANARCHY vs. CHAOS )
- ÖLÜM:
"SIRALI" ile/ve/değil/||/<>/< SIRASIZ
- SIRAM-SIRAM (DİZİLMEK)
- SIRÂT[Ar.] değil/yerine/= YOL
- SIRATAŞ BATARYASI :
( Sırataş Bataryası Rumelikavağı ile Mavramoloz bataryası arasındadır. 19. yy ortalarında Boğazın savunması amacı ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Batarya ve müştemilatının 1906'da onarım gördüğü, bataryada 2 parça 35 kalibrelik, 2 parça 22 kalibrelik topun bulunduğu kayıtlarda görülmektedir, )
- SIRATAŞ DALYANI :
( Karataş dalyanı ile yan yana kurulan bu dalyan uzun bir süreden beri kurulmamaktadır. )
- SIRÂT/TÂRİK[Ar.] değil/yerine/= YOL
- SİRÂYET[Ar.] değil/yerine/= GEÇME/BULAŞMA
- ŞÎRÂZE[Fars.] ile ...
( Ciltçilikte, kitap yapraklarını düzgün tutmaya yarayan ibrişimden örülmüş ince şerit. | Pehlivan kispetinin paçası. | Esas, düzen, nizam. )
- SIRÇA[Tr. < SIRIÇGA]/CAM[Fars. < KUPA] ile/ve/||/<>/> AYNA[Ar.]
( Cam, camdan yapılmış. İLE/VE/||/<>/> Camın sırlanmışı. )
- SIRÇALI KÖŞK değil SIRÇA KÖŞK
- SİRER, REŞAT ŞEMSETTİN (SİVAS, 1903 - 2.10.1953) :
( Siyasetçi ve Bürokrat. Sivans'ta doğdu. Sarıyer Piyasa Caddesindeki yalısında ikamet etti. İ.Ü. İktisat Fakültesini bitirdi. Milli Eğitim Bakanlığında Yüksek Öğrenim Genel Müdürlüğü yaptı. 7. 8. Ve 9'cu dönemlerde Türkiye Büyük Millet Mecliste Sivas Milletvekili olarak bulundu. I. Hasan Saka Hükümetinde Milli Eğitim Bakanlığı (5.8.1946 – 9.6.1948) ve 18.Şemsettin Günaltay Hükümetinde (16.1.1949 – 22.5.1950) Çalışma Bakanlığı yaptı. Uzun yıllar eğitimci olarak çalıştı. Köy enstitülerine karşı olan tutumu ile tanınır. Son yıllarında dini içerikli kitaplar yazdı. Adı Sivas'ta bir caddeye verildi. )
- SIRF VARLIK(ENE) ile/ve MUTLAK VARLIK ile/ve MUKAYYET VARLIK
( Deneyimi olanaklı kılan Mutlak'tır. Onu gerçektleştiren ise Öz Varlık'tır. )
- SIRF ile/ve HAKİKAT
( ONLY/MERE/SHEER vs./and TRUTH )
- SIRIK DOMATES ile YER DOMATESİ ile YEŞİL DOMATES ile KAVATA ile OVAL ile ELİKA ile SALKİTO
( Salatalık. İLE Yemeklik. İLE Turşuluk. İLE Dolmalık. [Kızarmayan domates] )
( LYCOPERSICON ESCULENTUM )
- SIRIK ile HEREK/İSPALYA[Fr.]
( ... İLE Asma, fasulye gibi sarılgan bitkilerin tutunması için yanlarına dikilen sırık. )
- ŞIRIL ŞIRIL (AKMAK)
( Suyun, sürekli ve ses çıkararak akması. )
- SIRILSIKLAM
- SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM
( Dar, uzun tarla parçası. İLE Dönümden küçük toprak ölçüsü. İLE Bataklık kıyılarında biten, sert yapraklı bir çeşit bitki. İLE İnatçı. İLE Kara kuru, sağlam yapılı [kişi]. | Çevik, güçlü. | İnce yapılı ve güçlü. İLE Erikten yapılan ekşi. İLE Çok fazla, sık. İLE Çarık yamalığı, çok dayanıklı. )
- ŞİRİN değil/yerine/= SEVİMLİ
- ŞÎRÎN[Fars.] ile Şîrîn[Fars.]
( Tatlı. | Sevimli, cana yakın. | Türk müziğinde büyük bir usul. İLE Ferhâd[Husrev] ile Şîrîn öyküsünün kahramanı. )
- ŞIRINGA[İng. < SYRINGE]/ENJEKTÖR değil/yerine/= İĞNE
- ŞİRİN/LİK / SEVİMLİ/LİK ile/ve/değil/||/<>/< SAF/LIK
- ŞİRİN/LİK / SEVİMLİ/LİK ile/ve/değil/||/<>/< ŞAPŞAL/LIK
- ŞİRİN/LİK ile/ve CANA YAKIN/LIK
- ŞİRİN/LİK ile GÜZEL/LİK
- ŞİRİN/LİK ile/ve/||/<> MASUM/İYET
- SIRITMAK ile/değil/yerine GÜLMEK
( Aptallık, şaşkınlık, kurnazlık ya da alay belirtir biçimde gülmek. [Durumdaki hoşluğa ya da durumun algılanamamasında düşünsel/duygusal karşılığı olmadan yüz kaslarını düşünce komutlarıyla güler konuma getirmek.] İLE ... )
( TO GRIN vs. LAUGHING
LAUGHING instead of TO GRIN )
- GÖKBÖRİ/KÖPEKYILDIZI/SİRİUS[Fr., Alm., Rusça]/SOTHIS[Mısır]/SEIRIOS[Yun.]/İŞVARA[Hintçe]/ŞİRA[Ar.]:
A ile/ve/||/<> B
- SİRİYOLOJİK HİYEROGLİF ile/ve TROPOLOJİK HİYEROGLİF
( Bütünü göstermek üzere parça yazılır. İLE/VE Benzerlik ölçütlerine göre bir şey bir başkasının yerine konur. )
- ŞİRK/ZINDIKLIK ile/ve/değil/yerine TEVHİD
( Herşeyi hem birbirinden ayrı, hem de birbirinin aynısı görmek. )
( O'nu bilen, başka ne bilir ki, şirk'e düşe? )
- ŞİRK[Ar.] değil/yerine/= EŞKOŞMAK
- ŞİRK ile/ve/||/<> KİBİR
( Tanrı'ya, başka bir şeyi/birini ortak koşmak. İLE/VE/||/<> Tanrı'ya, kendini ortak koşmak. )
- ŞİRK ile ŞİRKTEN SONRAKİ GÜNAHLAR
- SİRKADİYEN/CIRCADIAN[İng.] değil/yerine/= GÜNLÜK
- SİRKADİYEN RITIM/CIRCADIAN RHYTHM[İng.] değil/yerine/= GÜNLÜK DİZEM
- SİRKADİYEN ile SİRKALUNAR ile SİRKASEPTAN ile SİRKANUAL
( )
- SİRKE ile/ve/||/<> ASETİK[Fr. < ACÉTIQUE]
( ... İLE Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan. )
- SİRKE[Ar.] ile SİRKE[Ar.]
( Ekşimiş üzüm suyu. | Birtakım kimyasal yöntemlerle hazırlanmış bileşiklerin ortak adı. İLE Bit, tahtakurusu gibi asalak böceklerin yumurtası. )
- SİRKECİ ile/ve/||/<>/< SİRKE-Cİ
- ŞİRKET SANI/UNVANI[Ar.] ile/ve/<> MARKA
- ŞİRKETLER, HİZMETLERİNDE:
UCUZ İSE ile/ya da/<> HIZLI İSE ile/ya da/<> NİTELİKLİ İSE
( Niteliksiz ve hızlıdır. İLE/YA DA/<> Ucuz ve niteliksizdir. İLE/YA DA/<> Pahalı ve yavaştır. )
( Dünyada, hiçbir şirket, bir işi, hem ucuz, hem hızlı, hem de nitelikli yapamaz. )
- SİRKÜLASYON/CIRCULATION[İng.] değil/yerine/= DOLAŞIM
- SİRKÜLASYON[İng. < CIRCULATION] değil/yerine/= DOLAŞIM/YAYILMA
- SİRKÜLASYON ile SİKLON/SİKLUS/KİKLON[Alm. < KYKLON]
( CIRCULATION vs. CYCLONE )
- SİRKÜLER/CIRCULAR[İng.] değil/yerine/= DAİRESEL | İÇ YAZIM
- SİRKÜMFERANSİYEL/CIRCUMFERENTIAL[İng.] değil/yerine/= ÇEMBERSEL
- SİRKÜMFLEKS/CIRCUMFLEX[İng.] değil/yerine/= DOLANAN
- SİRKÜMSTANSİYALITE/CIRCUMSTANTIALITY[İng.] değil/yerine/= ÇEVRESEL KONUŞMA
- ŞIRLAĞAN/ŞIRLANYAĞI = SUSAM YAĞI
- SIRLAR'DA:
KİŞİYE VERİLEN SIR ile/ve AÇILDIKÇA ÇOĞALAN SIR ile/ve SAKLANDIKÇA ÇOĞALAN SIR
- SİRMO ile İNCALİZ/INCALIZ
( Yabani soğan. İLE Turşusu yapılan yabani soğan. )
- SIRNAŞMAK ile/ve/||/<> YILIŞMAK
- SIRP ile/ve BOŞNAK
( Müslüman olmayan Slavlar. İLE/VE Müslüman olan Slavlar. )
- ŞİRPENÇE[Fars.] değil/yerine/= ASLANÇIBANI/KIZILYARA
( Deri altı hücre dokusunun ve yağ bezlerinin yangılanmasından oluşan, genişlediğinde çok tehlikeli olabilen, stafilokokların neden olduğu bir kan çıbanı. )
- ŞİRRET değil/yerine/= KAVGACI/KAPIŞKAN
- ŞİRRET[Ar.] = "ZİLLİMAŞA"
( Edepsiz, geçimsiz, yaygaracı. )
- SIRRI BEY SOKAK :
( Sarıyer Merkez Mahallesi sokaklarından biridir. Sefir Zokaktan Kaptan Sokağa gidilirken sol taraftaki bahçe içinde büyük bir ahşap köşk vardı. Bu köşke Sırrı Bey Köşkü deniliyordu. Sırrı Bey Sarıyerli ve Sultan Abdülhamit'in jurnalcilerinden biriydi. Kimse kılına dokunamıyordu. Bu nedenle de işgalcilerle yakın ilişki kurabilmiş ve millicilere kan kusturmuştu. Köşkü, jurnalciliği nedeni ile elde ettiği paralarla yaptırdığı söylentisi yaygındı. Ne var ki. Milli mücadele zaferli sonuçlanınca işler ters döndü. Sarıyerli olması nedeni ile ortadan kaldırılmamış ama gözden uzak da tutulmamıştır. Herkesin nefreti üzerinde olan Sırrı Bey devamlı aşağılanmasının temini için Köşkünün az ilerisindeki sokağa "Sırrı Bey Sokak" ismi verilmiştir. )
- SIRS/SYSTEMIC INFLAMMATORY RESPONSE SYNDROME[İng.] değil/yerine/= SİSTEMİK ENFLAMATUVAR YANIT SENDROMU, SİSTEMİK YANGISAL YANIT BELİRGESİ
- SIRT ÇEVİRMEK değil YÜZ ÇEVİRMEK ya da SIRTINI DÖNMEK
- SIRT İLE MTOR İLE AMPK ile/||/<> YAŞLANMA YOLAKLARI
( Ömür uzunluğunu düzenleyen sinyal yolları. )
( Formül: CR → SIRT↑ mTOR↓ )
- SIRT SIRTA
- SIRT ile BALIKSIRTI
( Omurgalı ya da omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm. | İnsanda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm. | Kesici araçların kesmeyen kenarı. | Dağların ya da tepelerin üst bölümü. | İnsanın üstü. | Bir şeyin üstü, üst bölümü. | Dikilmiş ya da ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm. İLE Balık iskeleti biçiminde birbirine paralel ve çapraz çizgili kumaş deseni. | Suların toplanmaması için ortası şişkin bir biçimde yapılan yol. | Orta bölümü yüksek olup yanlara doğru alçalan bir biçimde. )
- SIRTINDAN VURAN('A) ve/<> ARKANDAN KONUŞAN('A)
( Kızma! Ona güvenip arkanı dönen sensin! VE/<> Darılma! Adam yerine koyan sensin! )
- SIRTINI DAYAMAK ile/değil/yerine/>< GÜVENMEK
- SIRTINI DÖNMEK değil/yerine SIRTINI YASLAMAK
- SIRTLAN/YELELİKURT/ANDIK/ANDUK ile YABAN KÖPEĞİ
( 4 modern türleri bulunmaktadır. İLE ... )
( Sırtlanların, köpeklerle bir akrabalığı yoktur. [En yakın akrabaları misk kedileridir.] )
( Aslanlarınkinden iki kat büyüklükte kalpleri vardır. İLE ... )
( 5 kilometre boyunca saatte 55 kilometre hızla koşabilirler. İLE ... )
( Sırtlanlar çok miktarda ve çok hızlı yerler. [Gövde ağırlıklarının 3 katı kadar] İLE ... )
( Hedefteki avı kaçmaktan vazgeçene kadar kilometrelerce takip ederler. Kurban pes ettiği anda, karnına ve bacaklarına saldırırlar. İLE ... )
( Av hayvanı ölümlerinin 1/4'ünden sorumlulardır. [Çok sayıdaki bölgede, avladıkları hayvanlar, aslanların en büyük besin kaynağıdır.] İLE ... )
( Tek rakipleri aslanlardır. [Aralarında sürekli bir savaş hali bulunur.][İkisi de birbirinden yemek çalarlar fakat yaygın inancın aksine, daha çok aslanlar sırtlanların leşlerinden aşırırlar.]Bir ısırıştaki uyguladığı çene gücü, aslanınkinden daha fazladır. İLE ... )
( Midelerindeki konsantre hidroklorik asit sayesinde deri ve kemikleri de sindirebilirler. [Kalsiyumun etkisiyle dışkıları beyaz renktedir.] İLE ... )
( Yavruları çiftler halinde doğar. [Yavrulardan birinin egemenlik kurmak için ikizini öldürdüğü sıkça görülmektedir.] İLE ... )
( Dişillerin önderlik ettiği topluluklar halinde yaşarlar. İLE ... )
( Bir ailedeki sırtlan sayısı 80'e kadar çıkabilir.[Fakat avlanmak için küçük gruplara bölünürler.] İLE ... )
( Yaşlanmış aslanlar sürünün dışında kaldıklarından dolayı sırtlanlar tarafından parçalanırlar.] )
( BEHDEL[Ar.]: Sırtlan yavrusu. )
( Etiyopya'nın Harar bölgesinde yaşayan bir hayvansever, her akşam, yüzlerce sırtlanı, tek tek adıyla çağırarak kendi eliyle beslemektedir.[Tebrik ve teşekkür ediyoruz!] )
( ZAB', ZABU'/DABU'[çoğ. ZIBÂ/DİBÂ'], ARCÂ/ARFÂ ile ... )
( KEFTAR ile ... )
( HYENA vs. WILD DOG )
( HYANENA cum CANIS AUREUS )
- SIRTLAN ile BENEKLİ DİŞİ SIRTLAN
( ... İLE Erilin penisine denk gelecek büyüklükte klitorisleri bulunur. )
( ... cum CROCUTA CROCUTA )
- SIRTLAN ile KARINCAYİYEN SIRTLAN
- SIRTLAN ile MAĞARA SIRTLANI
( Size: Roughly 1 meter high at the shoulder, 1.5 meters long, 70-120 kilograms in weight.
Locations: Across Eurasia.
Time period: Pleistocene.
The cave hyena (Crocuta crocuta spelaea) is an extinct subspecies of spotted hyena (Crocuta crocuta) native to Eurasia, ranging from northern China to Spain and into the British Isles. Though originally described as a separate species from the spotted hyena due to large differences in fore and hind extremities, genetic analysis indicates no sizeable differences in DNA between Pleistocene cave hyena and modern day spotted hyena populations. It is known from a range of fossils and prehistoric cave art. With the decline of grasslands 12,500 years ago, Europe experienced a massive loss of lowland habitats favoured by cave hyenas, and a corresponding increase in mixed woodlands.The main distinction between the spotted hyena and the cave hyena is grounded on different lengths of the hind and fore limb bones. They have been estimated to have weighed 102 kg. Little is known of their social habits. Their use of caves as dens is widely accepted, although sites in the open-air are also known. Indications of whether cave hyenas lived in large clans or on a more solitary basis is lacking, though large clans are not considered likely in their Pleistocene habitat. )
( ... cum CROCUTA CROCUTA SPELAEA )
- SIRTLI, KÜRŞAT (MURGUL/BORÇKA, 1972) :
( Orman Mühendisi, dernekçi. Ankara Sarar ve Ulubatlı Hasan İlkodkulu, Trabzon Anadolu Lisesi ve Nişantaşı Anadolu Lisesinden mezun oldu. İ.Ü. Orman Fakültesinde Peyzaj Mimari bölümün bitirdi. Kendi şirketi olan AKS Peyzaj, Proje, Taahhüt ve Danışmanlık Şirketini kurdu. Siyasete MHP de atıldı. 1995'te İstanbul Ülkü Ocakları İl Yönetim Kurulu Üyesi, 2001'de MHP Sarıyer İlçe Teşkilatı Başkan yardımcılığı, 2010 - 2012'de MHP İl Başkan Danışmanlığı, 2012 - 2018'de MHP İstanbul İl Başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Futbola 1991'de Bahçeköy Spor kulübünde başladı. Büyükdere ve Güngören kulüplerinde oynadı. İ.Ü. Orman Fakültesi takımında yer aldı. Orman Spor Kulübü Başkanlığı, Maden Spor Kulübü, İstanbul Gümüşhane Spor Kulübü ve Sarıyer Spor Kulübü Yönetim Kurulu üayeiliği görevlerinde bulundu. Sarıyer Spor Kulübünde Asbaşkan olarak görev yaptı. Cumhuriyet İlköğretim Okulu, Bahçeköy ve Derbent'teki ilköğretim okullarında İngilizce öğretmeni olarak görev yaptı." Cosmos Engin" adını taşıyan bir kitabı var. )
- SIRTTA TAŞINAN GİYSİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÜZDE TAŞINAN İFADE
- SIS/SPATIAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= UZAMSAL BİLGİ DÜZENİ
- SİS ile DUMAN
( FOG vs. SMOKE )
- SİS ile İS
( Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su ya da buhar tanelerinden oluşan bulutların, çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman. İLE Dumanın, değdiği yerde bıraktığı, kara leke. | Sürme. )
( FOG vs. SOOT )
- SİS ile/ve/||/<>/> İZ
( Havada/çevrede. İLE/VE/||/<>/> Zihinde. )
( FOG vs./and/||/<>/> TRACE/TRACK )
- SİS ile/değil ÖLÜMCÜL "SİS"
( ... İLE/DEĞİL 1952 yılında Londra’'da oturanlar ısınmak için her zamankinden daha fazla ölçüde kömür yakmıştı. Yine aynı dönemde elektrikli tramvaylar kaldırılmış, yerine benzin ve mazotla çalışan binlerce otobüs alınmıştı.
Tüm bunlara yel akışının azlığı da eklenince ciddi bir hava kirliliği oluştu.
Kentin üstünü dumanlı sis bulutu kapladı ve bir haftadan fazla sürdü. Yüksek ozon seviyesi, kalp atışlarında düzensizliklere neden oldu; soluk alma güçlüğü yüzünden pek çok kişi hastahanelere başvurdu.
Günde 135 olan ölü sayısı, ikinci gün 500'e çıktı ve üç hafta boyunca günlük ölü sayısı 200 kişinin altına düşmedi.
İngiliz hükümeti, başlangıçta ölümlerin kirlilik yüzünden oluştuğunu kabul etmek istemedi. Ancak halkın baskısı ve bilimsel kanıtların ortaya çıkması sonucunda, hava kirliliği konusunda ciddi önlemler almak zorunda kaldı.
Bu olay tüm dünyanın hava kirliliğine bakış açısını değiştirdi. O güne kadar bireyler, hava kirliliği ile öyle ya da böyle yaşamaya alışmış ve kabullenmisti fakat bu olay ile birlikte havayı kirleten endüstriyel kuruluşlara birçok sınırlama getirildi. )
- SİS ile/ve/||/<>/> PUS
( [Görüş uzaklığı] 1 km.den az ise. İLE/VE/||/<>/> 1 km.den çok ise. )
- ŞİŞ ile/ve TIĞ
- ŞİŞE değil/yerine/= KÜÇÜK ŞİŞE/FLAKON
- ŞİŞELERİN AĞZININ TAMAMINI DUDAKLARIN ARASINA ALARAK/SOKARAK değil ŞİŞENİN KENARINI ALT DUDAĞA DAYAYARAK
- ŞİŞİNMEK ile ŞİŞİNMEK
( Surat asmak, dargın durmak. | Başkalarına yüksekten bakar gibi bir tavır takınmak, böbürlendiğini davranışlarıyla belirli etmek, kabarmak, gururlanmak. İLE Bazı böceklerin/hayvanların, saldırıya uğradıklarında tüm uzantı ve eklentilerini, düşmanını korkutup ürkütecek biçimde yayarak genişletmesi. )
- ŞİŞİRME ile "ŞİŞİRME"/ŞİŞİRMECE
( Şişirme işi. İLE Baştan savma, kötü iş. )
- ŞİŞKİNLİK ile NOKRA
( ... İLE Büveleğin neden olduğu, başta sığır olmak üzere çeşitli memeli hayvanlarda, seyrek olarak insanda rastlanılan, ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık. )
- ŞİŞKO >< SISKA
- SİSLİ ile DUMANLI/PUSLU
( FOGGY vs. HAZY )
- ŞİŞMAN OLAN BEYNİMİZ ile/değil ŞİŞMAN OLAN, BEYNİMİZ/ZİHNİMİZ
( Beynin, temelde ve her koşulda şişman olduğunu "düşünmek/iddia etmek". İLE/DEĞİL Şişmanlığın, gövdede değil beyinde/zihinde olması/olmayabilmesi [uyarısı]. )
- ŞİŞMAN OLAN BEYNİNİZ ile/değil ŞİŞMAN OLAN, BEYNİNİZ
- ŞİŞMAN/MÜLAHHAM[Ar.] ile/değil/yerine TOPLUCA
( Deri altında fazla yağ toplanması nedeniyle gövdenin her yanı şişkin görünen kişi. İLE/DEĞİL/YERİNE Gövdece biraz dolgun. | Toplu olarak, beraber. )
- ŞİŞMAN, İHSAN :
( Anavatan Partisi saflarında siyasete başladı ve 1994/1999 döneminde Anmavatan Partisi listesinden yerel seçimlere girdi ve Belediye Meclisine seçilerek görev yaptı. )
- ŞİŞMAN ile/değil/yerine KALIN
- ŞİŞMAN ile SEMİZ
( BEYDAHA: Etine dolgun, iri ve şişmanca hanım. )
- ŞİŞMAN ile/||/<> TUMBADIZ
( ... İLE/||/<> Kısa boylu ve şişman. )
- ŞİŞMAN ile/ve/değil/yerine YAPILI
- [ne yazık ki]
ŞİŞMAN/LIK ve/||/<>/> PİŞMAN/LIK
( Ağzımızı tutmazsak. VE/||/<>/> Dilimizi tutmazsak. )
- [ne yazık ki]
ŞİŞMANLIK:
F ve/||/<> A ve/||/<> T
( Sıklık. VE/||/<> Oran. VE/||/<> Çeşit. )
( Frequency. AND/||/<> Amount. AND/||/<> Type. )
- ŞİŞMANOĞLU, MEHMET AKİF (İST. 1963) :
( Yeniköy'de ikamet etmektedir. Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldu. Aynı zamanda İ.Ü. İşletme İktisadı Enstitüsü Uluslar arası İşletmecilik Programını İngilizce olarak tamamladı. 1987'de demir - çelik sektöründe iş hayatına atıldı, halen aynı sektörde faaliyet gösteren bir şirketin ortağıdır. Siyasete Adalet Kalkınma Partisi'nin (AKP) kurulması ile bu parti saflarında başladı. İstanbul İl Yönetim Kurulu Kurucu Üyesidir. Altı yıl İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyeliği, İl Başkan Yardımcılığı, Sarıyer İlçesi Sorumluluğu görevlerinde bulundu. 2007 genel seçimlerinde İstanbul 2. Bölgeden Milletvekili aday adayı oldu. 29 Mart 2009 yerel seçimlerde AKP den Sarıyer Belediye Başkanlığına adaylığını koydu fakat seçilemedi. )
- SİSMİK[Fr. < SEISMIC] değil/yerine/= SARSIM/DEPREMSEL
- SİSMOGRAF (ÇİN) ile/||/<> MODERN SİSMOGRAF
( Zhang Heng ilk sismografı MS 132de yaptı İLE modern sismograflar 19. yüzyılda gelişti. )
( Zhang Heng tarafından 132 yılında keşfedildi/formüle edildi. (78-139) (Ülke: Çin) (Alan: Astronomi, Mühendislik) (Önemli katkıları: Sismograf, gök küresi) )
- SİSMOLOJİ/SEISMOLOGY değil/yerine/= DEPREMBİLİM
- ŞİST[Fr. SCHISTE] değil/yerine/= KAYAÇ
( Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı. | Kömürle karışık, tüm moloz maddelerinin bilimsel adı. | Kil taşı. )
- ŞİST[Fr. < Yun.] ile YAPRAKTAŞ
( Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı. | Molozla karışık tüm moloz maddelerinin bilimsel adı. İLE İçinde mıka parçacıkları bulunan, değişime uğramış şist. )
- SİSTEM FELSEFESİ/FİLOZOFU ile PROBLEM(/SORUN) FELSEFESİ/FİLOZOFU
- SİSTEM KODU "0" ile KOD
( Tüm dünyada ve Türkiye'de belirlenmiş olan "0" bir kod olarak belirtilmez/yazılmaz! Şehirlerarası "0" ve/ya da uluslararası "00" aramalarda tuşlanma gerekliliği bilinen/bilinmesi gereken bir sistem kodudur. Şehirin ve ülkenin kodu ise belirtilebilir olan/belirtilmesi gerekendir. 0212, 0216, 0312, 0535 denmez! Sadece kod söylenir! 212. 212 22 22 gibi. )
- SİSTEM = MANZÛME = SYSTEM[İng.] = GLIEDERUNG, LEHRBAU, SYSTEM[Alm.] = SYSTÈME[Fr.] = SÜSTEMA[Yun.] = SİSTEMA[İt.]
- SİSTEM ile PROGRAM
( SYSTEM vs. PROGRAM )
- SİSTEM[İng., Fr.] ile/ve ŞABLON[Alm. SCHABLONE]
( Düzen. | Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni. | Yol, yöntem. | Bir aracı oluşturan düzen, düzenek/tertibat. | Model, tip. | [felsefe] Dizge. İLE Üzerindeki harf ve biçimlerin çevre çizgileri kalem ucu girecek biçimde oyuk olan, bu çizgilerden kalemle istenilen biçim elde edilen, metal ya da plastikten cetvel. | Değişik alanlarda düzeltme, belirleme, ölçme, denetleme işlerinde kullanılan ve yaptığı işe göre yapısı değişen araç. | Çok kez tekrarlandığından, kanıksanmış basmakalıp örnek. )
( SYSTEM vs./and TEMPLATE )
- YAZILIM:
SİSTEM ile/ve/||/<>/> UYGULAMA
- SİSTEMATİK/SYSTEMATIC[İng.] değil/yerine/= DİZGELİ
- SİSTEMATİK değil/yerine/= DİZGELİ
- | SİSTEME AİDİYET ile SİSTEMSİZLİK | ile/yerine/değil SİSTEMLİ ÖZGÜRLÜK
- SİSTEMİK İLE PULMONER İLE KORONER ile/||/<> DOLAŞIM SİSTEMLERİ
( Kan dolaşım yolları. )
( Formül: LV → Aort → Vücut )
- SİSTEMİK SİRKÜLASYON/SYSTEMIC CIRCULATION[İng.] değil/yerine/= BÜYÜK KAN DOLAŞIMI
- SİSTEMİK/SYSTEMIC[İng.] değil/yerine/= YAYGIN | TÜM GÖVDEYLE İLGILİ)
- SISTER :/yerine KIZ KARDEŞ
- SİSTOL ile/||/<> DİYASTOL
( Sistol kalp kasılması İLE diyastol gevşemesidir )
( Formül: Kasılma İLE gevşeme )
- SİSTOLİK ile/||/<> DİYASTOLİK
( Sistolik kalp kasılma İLE diyastolik gevşeme. )
( Formül: Contraction İLE relaxation )
- SISTOMETRİ/CYSTOMETRY[İng.] değil/yerine/= MESANE İŞLEV ÖLÇÜMÜ
- SIT :/yerine OTURMAK
- SİT[Ar.] ile SÎT[Ar.]
( Hanım. | Altı. İLE Ün, iyi şöhret. | Çatırdı, patırtı. )
- ŞİTÂÎ[Ar.] ile ŞİTEVÎ[Ar.]
( Kışa ait, kışla ilgili. İLE Kışa ait, kışla ilgili. | Kış sebzesi. )
- SITASYON/CITATION[İng.] değil/yerine/= GÖNDERME, ATIF
- SITE :/yerine ALAN, SİTE
- SİTELER KATILIM PARKI :
( Reşitpaşa Mahallesindedir, 96,81 m²'lik bir alanı kapsar, 3,10 m²'lik yeşil alanı, 93,71 m² çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- SİTEM[Fars.] ile/değil BATKI/HÜSRAN
- SITMA/MALARYA[İt.] ile/ve DANG
( Sivrisineklerle bulaşan hastalıklar. )
( Anofel türü sivrisineğin kesmesiyle insandan insana bulaşan, titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren bir hastalık. İLE ... )
( HUMMA, TEKATTU': Bir sıtma nöbetinin düzenli aralıklara ayrılması. İLE ... )
( TEB ile/ve ... )
- SITOGENETİK/CYTOGENETICS[İng.] değil/yerine/= GÖZE GENETİK BİLİMİ
- SITOGENEZ/CYTOGENESIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE GELİŞİMİ
- SITOLİZ/CYTOLYSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE ERİMESİ
- SITOLOJİ/CYTOLOGY[İng.] değil/yerine/= GÖZE BİLİMİ
- SİTOLOJİ[Fr., İng.] ile GÖZEBİLİM
( Hücre bilimi. )
- SITOLOJİK/CYTOLOGIC[İng.] değil/yerine/= GÖZE BİLİMSEL
- SITOLOJİK TETKİK/CYTOLOGIC EXAMINATION[İng.] değil/yerine/= GÖZE BİLİMSEL INCELEME
- SITOMETRİ/CYTOMETRY[İng.] değil/yerine/= GÖZE ÖLÇÜMÜ
- SİTOPLAZM/CYTOPLASM ile/||/<> SİTOİSKELET/CYTOSKELETON
( Göze içi sıvı. İLE/||/<> Göze iskeleti. )
- SITOPLAZMA/CYTOPLASM[İng.] değil/yerine/= GÖZE SIVISI
- SİTOPLAZMA ile/||/<> SİTOSOL
( Sitoplazma organeller dahil İLE sitosol sıvı kısımdır )
( Formül: Tümü İLE sıvı kısım )
- SİTOSOL ile/||/<> SİTOPLAZMA
( Sitosol su fazı İLE sitoplazma organelsiz tüm iç. )
( Formül: Sıvı İLE bütün )
- SİTTE-İ SEVİR[Ar.] değil/yerine/= ÖKÜZSOĞUĞU
( Nisan'ın 15'inden sonra olan fırtınanın adı. )
- SİTTİN SENE ile Fİ TARİHİNDE
( 60 yıl. | Sonu gelmeyecek kadar uzun zaman. )
- SITUATION vs. PROCESS
itibarı ile 52.663 başlık/FaRk ile birlikte,
52.663 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(172/212)
(1996'dan beri)