K ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 52.664 başlık/FaRk ile birlikte,
52.664 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(126/212)
- MD/DOCTOR OF MEDICINE[İng.] değil/yerine/= TIP DOKTORU
- MD İLE MC İLE DFT İLE QMC ile/||/<> HESAPLAMALI YÖNTEMLER
( Bilgisayarlı simülasyon teknikleri. )
( Formül: F = ma → r(t+Δt) )
- MD İLE MONTE CARLO İLE QM/MM ile/||/<> MOLEKÜLER SİMÜLASYON
( Biyomoleküler dinamik simülasyon. )
( Formül: F = ma = -∇V )
- MD SİMÜLASYON ile/||/<> MONTE CARLO
( MD deterministik Newton, MC stokastik örnekleme. )
( Formül: Trajektori İLE ensemble )
( Isaac Newton tarafından 1687 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- MDC/MECHANICAL ASSIST DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK (KALP) DESTEK AYGITI
- MDD/MICROWAVE DİATHERMY | MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT[İng.] değil/yerine/= MİKRODALGA DİYATERMİSİ, MİKRODALGAYLA SICAKLIK UYGULAMASI | MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ
- MDDC/MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ AYGITI
- MDSS/MANAGERIAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİMSEL KARAR DESTEK DÜZENİ
- ME :/yerine BEN, BENİ
- MEA/COST EFFECTIVENESS ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= MALİYET ETKINLİK ÇÖZÜMLEMESİ
- MEAD ile MEÂDİB[Ar. < ME'DEBE]
( Dönüp gidilecek yer, âhiret, amaç, ulaşılacak yer. İLE Ziyâfetler. )
- MEAL :/yerine ÖĞÜN
- MEAN VALUE THEOREM ile/||/<> INTERMEDİATE VALUE
( MVT ortalama eğim, IVT ara değer varlığı. )
( Formül: Average slope İLE intermediate existence )
- MEAN :/yerine ANLAMINA GELMEK
- MEANING :/yerine ANLAM
- MEANING vs./and INTERPRETATION
- MEANWHILE :/yerine BU ARADA
- MEÂSİR[Ar. < ME'SERE] ile MEÂZİR[Ar. < Mİ'ZER]
( Güzel yapıtlar, izler/nişanlar. İLE Peştemallar. )
- MEASURE :/yerine ÖLÇMEK
- MEASUREMENT :/yerine ÖLÇÜM
- MEAT :/yerine ET
- MEBHÛS[Ar.] ile MEBHÛS[Ar. < BAHS] ile MEB'ÛS[Ar. çoğ. MEB'ÛSÂN]
( Sözü geçmiş, bahs olunmuş. İLE Solugan, tık soluk kişi/hayvan. İLE Gönderilmiş, ba's olunmuş. | Peygamber olarak gönderilmiş. | Halk tarafından seçilerek, mecliste yer alan kişi, milletvekili. )
- MEBHÛT[Ar. < BEHT] ile ŞAŞIRMIŞ, HAYRETTE KALMIŞ
( HAYRETTE KALMIŞ, ŞAŞMIŞ )
- MEBÎ'[Ar. < BEY] ile MEBÎT[Ar. < BEYT]
( Satılmış şey. İLE Gecelenecek yer. )
- ME'BIZ[Ar. | çoğ. MEÂBIZ] ile ...
( Dizkapaklarının arkasındaki çukurlar. )
- MEBLÂĞ ile/ve/değil/yerine/>< MEVLÂ
( Küçük. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Büyük. )
- MEBLAĞ[Ar.]["MEBLA" değil!] yerine TUTAR
- MEBLÛ/A[Ar. < BEL] ile MEBLÛL[Ar.]
( Yutulmuş, bel olunmuş. İLE Islanmış, ıslak. Nemli, yaş. )
- MEBRÛS[Ar.] ile MEBRÛZ[Ar.]
( Baras[: gövdede, yer yer beyaz ve alaca lekeler oluşturan ve tedavi kabul etmeyebilen hastalık] hastalığına tutulmuş olan. İLE Gösterilmiş, ibrâz olunmuş. | Açılmış mektup. )
- MEBÛS[Ar.] değil/yerine/= SAYLAV/MİLLETVEKİLİ
- MECÂL[Ar.] ile TÂKAT[Ar. < TÂK]
( Güç, kuvet. | Fırsat, olanak. İLE Güç, dinçlik. | İktidar. )
- MECÂRÎ[< MECRÂ] ile ...
( Suyun akıtıldığı yol. Su kanalı/yatağı. )
- MECAZ ile ÇOK ANLAMLILIK
( Mecaz, hakikatin üstünü güzelleştirir. )
- MECAZ değil/yerine/= DEĞİŞMECE
- MECÂZÎ AŞK ile/ve/> HAKİKÎ AŞK
- MECÂZ-I MÜREKKEB / İSTİÂRE-İ MÜREKKEBE[Ar.] ile MECÂZ-I MÜRSEL[Ar.]
( Benzetmenin temel öğelerinden olup yalnız biriyle arka arkaya birkaç benzerlik sıralayarak yapılan kullanım. İLE Bir sözcüğü, gerçek anlamından, mecâzî anlama geçirirken, aradaki ilgi ve ilişkinin benzeyişinden başka bir duruma dayandırılması. )
- MECBÛL[Ar. < CİBİLLET] ile MECBÛR[Ar. < CEBR]
( Yaratılmış. | Yaratılışında, bir durum/hal ve sıfat bulunan. [Ar. "Yaradılışı iri olan"] İLE Zorlanmış, zor görmüş, zorla bir işe girişmiş, icbâr edilmiş. | Hatırı, gönlü alınmış. | Bağlı, düşkün. )
- MECBUR ile MEMUR
- MECBUR ile/ve/değil/||/<> MÜKELLEF
- MECBÛREN[Ar.] ile MECBÛRÎ[Ar.]
( Kendi isteğinin dışında, zorla. İLE Kaçınılmaz, zorunlu. )
- MECBURİYET ile MUHTAÇLIK
- MECBÛR(İYET) değil/yerine/= YÜKÜMLÜ/LÜK, ZORUNLU/LUK
- MECCÂNEN ile MECCÂNÎ
( Ücretsiz, parasız, bedava. İLE Parasız, bedava. | Bedavacı. )
- MECDÛL[Ar. < CEDL] ile MECDÛR[Ar.]
( Sağlam şey. | Bükülmüş. [Ar. "Kemikli ve yapısı sağlam kişi"] İLE Çiçek hastalığı çıkarmış olan. )
- MECELLE[Ar.] ile MECENNE[Ar.] ile MECERRE[Ar.]
( Kitap, dergi. | Tanzîmat'tan sonra, 1869-1876 yılları arasında, fıkıh ilminin, uygulamaya özgü olan bölümüyle ilgili olarak yayımlanmış ünlü eser. İLE Delilik, divânelik. | Kalkan, siper. İLE Samanyolu. )
- MECHANISM :/yerine MEKANİZMA
- MECHANOCHEMİSTRY ile/||/<> SOLUTİON CHEMİSTRY
( Mechanochemistry mekanik kuvvet enerjisiyle reaksiyon gerçekleştirirken İLE solution chemistry çözücü ortamında reaksiyon yapar )
( Formül: Ball milling )
- MECHÛL[Ar. < CEHL] değil/yerine/= BİLİNMEYEN[BELİRSİZ değil!]
- MECİ, MAZHAR (ADAPAZARI, 1929 - 2016) :
( Öğrenimini tamamladıktan sonra girdiği iş yerinde uzun süre ticaret ve finans müdürlüğü yaptı. Bilahare kendi işyerini açtı. Çağaloğlu Lions Kulübü, Türk Kültür Cemiyeti, Göz Nurunu Koruma Vakfı ve Sarıyer Spor Kulübü üyesidir. Sarıyer Spor Kulübünde bir dönem (1981 - 1982) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. II. Türkiye Ligi şampiyonu olarak I. Türkiye ligine yükselmeyi sağlayan Yönetim Kurulunda bulundu. Sarıyer Spor Kulübünün Divan Kurulu Üyesiydi. )
- MECÎD[Ar.] ile REFÎ'[Ar.]
- MECLİS ARAŞTIRMASI ile MECLİS SORUŞTURMASI
- MECMÂ'[Ar. çoğ. MECÂMÎ'] ile MECMAA/MECMÛA[Ar.]
( Toplanılacak yer. | Kavuşulan yer, nokta. İLE Toplanılıp biriktirilmiş, düzenlenmiş şeyler. | Seçilmiş yazılardan oluşturulmuş yazma kitap. | Dergi. )
- MECMÂ[Ar.] değil/yerine/= YIĞINAK
( Bir şeyin biriktiği yer. | Bir şeyin, bir yerde çokça birikmesi, tecemmu, tahaşşüt. | Birgözeli bitkilerin biraraya gelerek oluşturdukları küme. )
- MECMÛ/A[Ar. < CEM] ile MECMÛA[Ar. çoğ. MECÂMÎ']
( Toplanmış, biraraya getirilmiş şey, tüm. | Bir yazı biçimi/tarzı. İLE Toplanılıp biriktirilmiş, düzenlenmiş şeyler. | Seçilmiş yazılardan oluşturulmuş yazma kitap. | Dergi. )
- MECNÛN[Ar. < CİNN | çoğ. MECÂNÎN] ile Mecnûn[Ar.]
( Çıldırmış, deli, divâne. | Delice seven, tutkun. İLE Leylâ ile Mecnûn öyküsünün, erkek kahramanı. Kays. )
- MECNÛN[< CİNN] ile MA'TÛH[< ATEH]
( Deli, çıldırmış. | Delice seven, tutkun. İLE Bunamış, bunak. )
- MECNÛN ile MECLÛB[< CELB]
( Delice seven, tutkun. İLE Başka yerden getirilmiş olan. | Taraftarlığı kazanılmış bulunan. | Tutkun. )
- MECNÛN-I MUTBİK ile MECNÛN-I GAYRİ MUTBİK
( Deliliği, tüm zamanını kaplayan. İLE Bazen mecnun olup, bazen iyileşen. )
- MECRÂ ile/ve/<> MACERA
- MECRÛH[Ar. < CERH] değil/yerine/= YARALI/İNCİNMİŞ
( Yaralanmış. | İnandırıcı sözlerle çürütülmüş düşünce/dâvâ. )
- MEC'ÛL[Ar.] ile ME'CÛR[Ar. < ECR]
( Ortaya/meydana çıkarılmış olan, yapılmış olan. İLE Ecr ve sevabı verilmiş olan. | Kiraya verilen şey. )
- MECÛSÎ[Ar.] = ZERDÜŞTÎ[Fars.]
( Zerdüşt dininde olanlar. )
- MECZ değil MEZC
( ... DEĞİL Birbirine katmak, katıştırmak. )
- MECZÛB ve/||/<>/> DİLEKÇESİ...
( 1965 yılında vefât eden,
Elazığ Tımarhanesi'ndeki bir meczubun (ortadaki)
Allah'a yazdığı mektubu...
“Ben, dünya Kürresi, Türkiye karyesi ve Urfa Köyü'nden, (El-Aziz --Elazığ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden;
ismi önemsiz, cismi değersiz, çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken, Başhekimlik üzerinden, Hâkimler Hakimi'nin dergâh-ı Ulûhiyetine son arzuhâlimdir:
Ben, gam(dertlilik) deryasında, fakirlik vatanında,
horluk ve rezillik kaftanında, SULTAN yapılmışım.
Meyvelerden, dağdağana; çalgılardan, ney-kemana kapılmışım… Benim yatağım, akasya dikeninden; yorganım, kirpi derisinden farksızdır. Kalbim, Ayizman’ın(Hitlerin işkenceci Nazi Komutanı) fırını ve Sahrâ'nın çöl fırtınasıdır.
Ruhum, âşık-ı Hüdâ Mahbûb peresttir, lâkin aklım,
kaderin cilvesi ve talihin sillesiyle gûresttir(gel-gittir).
Bana gelen, derd ü gamın kilosu beleştir. Nerede bir güzel varsa, bana karşı keleştir(yüz vermez, cesâretlidir),
tüm yiğitler de bana hep ters ve terestir.
Aylar geçti, tek temizliğim, gözyaşıyla ve kara toprakla aldığım teyemmüm abdesttir. Yani, içtiğimiz, kezzap suyu; mezemiz ise ateştir.
Ol Resûl-i zişân ve Sultân-ı dü-cihân: “Cenâb-ı Allah’ın, insanları, dünya; dünyayı ise insan için yarattığını; Ruhları, vucud için, vucudları ise ruhlar için yarattığını; erkekleri, kadınlar; kadınları, erkekler için yarattığını; Cennet'i, mü’min kullar, mü’min kulları da Cennet için yarattığını; cehennemi, inkârcılar ve münâfıklar, inkârcıları ve münâfıkları da cehennem için yarattığını” hadisleriyle haber vermiştir.
Peki, acaba, benim gibi meczub divâneleri ne maksatla halk etmiştir? Bilen babayiğit, meydana çıkıp söylesin...
Allah, sana iman verdi, sen, tuğyan edersin; O in’am etti, sen, küfran(nankörlük) edersin; O, ikram etti, sen, inkâr edersin; O, ihsân etti, sen, isyân edersin; bir de kalkıp bana deli divâne diye bühtân edersin!...
Bu söylediklerimin hepsi, ruhumun içinde cenk etmektedir. Eğer, dilekçemin yanıtı gelirse bu manevralar sona erecektir.
Şimdi, adresimi arz ediyorum: Kur’ân’ı geldiği yere, yine Kur’ân’ı getiren, geri taşısın. Madem ki, ahkâmı ve ahlâkı kalmadı, Kur’ân’ın kâğıdı ve yazısı neye yarasın?! Tâ ki, Hz. Muhammed Mehdi (A.S) gelince, yeniden okunup yaşansın!
Ey, zerrelerden kürrelere, yerlerden göklere, tüm âlemlerin Rabbi!...
Ey, cemâdî, nebâtî, hayvanî, insanî, ruhanî ve nuranî,
her şeyin ve herkesin yegâne sahibi!...
Ey, iman ve şuur ehl-i kalplerin, en yüce habîbi!...
Ey, dertli bedenlerin, kederli gönüllerin ve yaralı yüreklerin tabîbi!...
Ben, bi-çâre kulun ki; garipler garîbi, hüzünlerin esîri, zulümlerin mustarîbi, öksüz, yetim ve sahipsiz bir tımarhane delisi...
Ama kutsî muhabbet ve hasretinin divânesi!...
Herkesi ve her şeyimi elimden aldın ama sana sığındım, aşkına sarıldım, yegâne Sen kaldın!... Yurdumdan, yuvamdan, evimden, barkımdan ayırdın, gurbete ve hasrete saldın. Ama onları ararken, Sana ulaştım, sevdâna daldım! Böylece, fânî ve hayalî görüntülerden kurtarıp hakîkî tecellîne mazhar kıldın.
Yüceler yücesi Rabbim, Efendim!
Hakk'tan saparak ve haddimi aşarak, hâşâ, Sen'den, Burak bineği, Cebrail seyisi, Sidret'ül Münteha menzili, cümle mahlûkâtın en şereflisi, Rahmân'ın en mükemmel tecelli ve temsilcisi… Kâinâtın fahrî ebedîsi, Âhir zaman Nebî'si ve Mehdî'si, Levh-i Mahfûz'un tercümanı ve tebliğcisi, Efendiler efendisi, Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem’in) Mahbubiyeti'ni mi istedim?...
Hanif Din'in üstadı ve nice Nebîlerin atası, Hz. İbrahim’in, halîliyetini; Hz. Süleyman’ın, saltanat ve servetini; Hz. Musa’nın, Celâdet ve cesâretini; Hz. İsa’nın ruhanîyetini mi istedim?...
Hz. Ebû Bekir Sıddık’ın, yüksek fazîlet ve kurbiyyetini; Hz. Ömer'ül Faruk’un, dirâyet ve teslimiyetini; Hz. Osman-ı Zinnureyn'in, asâlet ve sehâvetini; Hz. Aliy'ül Murtaza’nın, ilim ve velâyetini mi istedim?...
Senden, mülk-ü-hâkimiyet, şan-ü-şöhret, mal-ü-servet mi talep ettim? Senden, vucuduma sıhhat ve âfiyet; aklıma ziyâ ve selâmet; hayatıma, huzur ve istikâmet dilendiysem, bunlar için de bin kere tevbe ettim!
Çünkü, Şeriât'ın iptal, Tarikât'ın ihmal, Hakîkât'ın ihlâl ve mü’minlerin iğfâl edildiği bir zillet ve rezâlet döneminde, bana, akıl ve mükellefiyet verseydin, bu, sadece benim mesûliyet ve mahzûniyetimi ziyâdeleştirecekti!
Sultan'ım Efendi'm!
Ben, Senden, sadece, seni istedim; pahası, elbet böyle yüksektir ve tüm sevdiklerimi ve sahiplendiklerimi uğruna fedâ etmektir.
Rabbim, elbet vardır hikmeti ki, bu kuluna, böyle zillet ve zahmet çektirirsin. Ben, hâşâ, itiraz değil naz ederim ama umarım,
Sen, niyâz kabul edersin.
Aile efrâdımı, akl-ı izânımı alıp beni hicrâna saldın. Ama yine de şükür; ya akıllı kalıp ama hâin ve hilekâr olaydım...
Ya varlıklı kalıp ama zâlim ve sahtekâr olaydım...
Ya âlim ve saygın kalıp ama gâfil ve riyâkâr olaydım...
Ya arkalı etraflı kalıp ama azgın ve zulümkâr olaydım...
Ya sağlıklı sefâlı kalıp ama sapıtmış, ahlâksız ve vicdansız olaydım!...
Derd-ü-belâ ki, sabredenlerin vesile-i mirâcıdır. Mü'minler, kalbimin tâcı; mücrimler, rahmetin muhtâcı; münkirler, hikmetin icabı; Sâdık ve âşık, ehl-i cehd adâletin ilâcıdır. Velâkin, bu münâfık, hain ve zâlimler ise çıban başıdır, akrep gibi sancıdır; şerefli insana, helâli dışında tüm kadınlar, kızlar, ana-bacıdır.
Ey Rabbim, Efendi'm!
Malûm-u âlîniz ve yüce takdirinizdir ki; ne özenli-bezekli elbiselerle gezdiğim bayramlarım oldu… Ne onurlu ve huzurlu seyahatlerim ve seyranlarım oldu… Ne etrafımda hizmet ve rağbet gösteren dostlarım ve hayranlarım oldu!...
Lezzet ne imiş, izzet ne imiş ve fazilet ne imiş tatmadım; ama şikâyet şekâvettir; tüm bu fânî ve fenâ nimetlerin asıl sahibi olan Padişahlar Padişahı'nı buldum...
Beni, yoktan var ettin, iman ve hidâyet buyurup varlığından haberdar ettin, ama aklımı alıp kulunu, bi-karar ettin.
Sana, sonsuz şükürler olsun!...
Şimdi, son dileğim, beni yanına al ve bir daha huzurundan ve sonsuz nûrundan ayırma, ne olursun!
Umarım, bu dilekçeyi yazdım diye bana darılmazsın; çünkü, Zâtından gayrıya yalvarıp yakarmanın, ŞİRK olduğunu buyurdun!
Selâm ve dua ile... )
- MECZUB OLMAK ile/ve/<>/değil/yerine CÂZİB OLMAK
- MECZUB ile/>< GÂFİL
( Gereğinden fazla içe yönelirsek. İLE/>< Gereğinden fazla dışa dönüklük ve çenesi düşüklük. )
( İlimsiz hâl. İLE/>< Hâlsiz ilim. )
- MECZÛB[Ar. < CEZB] ile/değil/< MECNÛN[Ar. < CİNN]
( Çekilmiş, cezb olunmuş. | Allah sevgisinden dolayı cezbeye tutularak kendinden geçmiş olan. | Deli, divâne. İLE/DEĞİL Çıldırmış, deli, divâne. | Delice seven, tutkun, âşık. )
( Âşıklar, meczûb değil mecnûndur. )
- MECZUB ile/değil MECZUB MEŞREP
- MECZUB ile MELENG[Fars.]
( ... İLE Yalınayak, başıkabak bir halde dünya ile ilişkisini kesmiş olan. | Hakikî aşk ile sarhoş olmuş kişi. )
- MECZÛM[Ar. < CEZM] ile MECZÛM[Ar. < CÜZÂM]
( Niyet edilmiş, kesin karar verilmiş. | Cezimli, son harfi harekesiz olarak okunan sözcük. ["İlm, cezb" gibi] İLE Cüzâmlı, miskinlik hastalığına/durumuna tutulmuş kişi. )
- MEDÂİN/MEDÂYİN[Ar. < MEDÎNE] ile MEDÂYÎN[Ar. < MİDYÂN] ile Medâin[Ar.]
( İller/kentler. [BÜLDÂN < BELD/BELDE] İLE Borca saplanmış, sürekli borç alan kişiler. İLE Eski İran'da, Dicle etrafında, yedi kentin adı olup, İslâm fetihleri sırasında, başkent konumundaydı. )
- MEDÂR[Ar. < DEVR] değil/yerine/= DÖNENCE | DAYANAK
- MEDÂR-I İFTİHÂR değil/yerine/= ÖVÜNME NEDENİ/ARACI, ÖVÜNÇLÜK, KIVANÇLIK
- GEL-GİT/MED-CEZİR:
DÜNYADA ile/ve/<> GÜNEY ÇİN DENİZİ'NDE
( ... İLE/VE/<> Her 6 saatte bir gerçekleşmektedir. Borneo Adası'ndaki, Malezya'nın Sarawak eyaletindeki Sarawak Irmağı'nın akış yönünün bile değişmesine neden olmaktadır. )
- MEDCEZİR[Ar.] değil/yerine/= GEL-GİT
- MEDDAH İSMET (SOKAĞI) ile BEHÇET NECATİGİL (SOKAĞI)
( )
- MEDDAH ile/ve/< KISSAHAN
- [Ar.] MEDDAH ile MEDDAH
( Taklitler yaparak, hoş öyküler anlatarak halkı eğlendiren sanatçı. İLE Öven, aşırı övgüde bulunan kişi. )
- MEDDE İLEYHİ BASARAHU[Ar.] ile İSTEŞRAFEHU Bİ BASARİHÎ[Ar.]
- MEDED ile ...
( Yardım, imdat. | Aman, eyvah! [bkz. NUSRET] )
- MEDENİYET DİLİ ile/ve/değil KÜLTÜR DİLİ
- MEDENİYET ve FELSEFE-BİLİM
- MEDENİYET ve/<> TEMEDDÜN
( Düşünülen ve konuşulanı içerir. VE/<> Aynı zamanda, yaşanılan ve yapılan süreci, sürekliliği içerir. )
( Olmuş, bitmiş örgü. VE/<> Sürekli örülmekte olan bir örüntü. )
- MEDENÎ(YET) değil/yerine/= UYGAR/LIK
- MEDED[Ar.] değil/yerine/= YARDIM
- MEDH[Ar.] ile SENÂ'[Ar.]
- MEDH[Ar.] ile TAKRÎZ[Ar.]
- MEDIA :/yerine MEDYA
- MEDICAL FUTILITY[İng.] değil/yerine/= BOŞA SAĞALTIM
- MEDICAL :/yerine TIBBİ
- MEDICATION :/yerine İLAÇ
- MEDİCİNAL CHEMİSTRY ile/||/<> PHARMACEUTİCAL CHEMİSTRY
( Medicinal chemistry ilaç tasarım ve optimizasyon yaparken İLE pharmaceutical chemistry ilaç üretim ve formülasyon yapar )
( Formül: Lead optimization )
- MEDICINE :/yerine TIP, İLAÇ
- MEDİKAL ETİK/MEDICAL ETHİCS[İng.] değil/yerine/= TIP ETİĞİ
- MEDİKAL/MEDICAL[İng.] değil/yerine/= TIBBİ
- MEDİKAL ONTOLOJİ/MEDICAL ONTOLOGY[İng.] değil/yerine/= TIBBİ VARLIKBİLİM
- MEDİKASYON/MEDICATION[İng.] değil/yerine/= İLAÇ SAĞALTIMI | İLAÇ
- MEDİNE ile/ve/<> MEDİNTA
( Mahkemenin olduğu yer. İLE/VE/<> Kaleyle korunmuş yer. )
- MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ CAMİİ :
( Cumhuriyet Mahallesi'ndeki bu cami 2003'te Osmanlı mimarı tarzında yapılmıştır. Tarihi özelliği yoktur. Camiin alt katı çok amaçlı olarak kullanılmaktadır. Bu camiye Mekke camide denilmektedir. )
- MEDITASYON/MEDITATION[İng.] değil/yerine/= ZİHINSEL YOĞUNLAŞMA
- MEDİTASYON ile/ve OTOHİPNOZ
- MEDIUM[İng.] değil/yerine/= ORTA | BESİYERİ
- MEDIUM :/yerine ORTAM, ORTA
- MEDİYAL/MEDIAL[İng.] değil/yerine/= İÇ YAN
- MEDİYAN DÜZLEM/MEDIAN PLANE[İng.] değil/yerine/= ORTA HAT DÜZLEMİ
- MEDİYAN/MEDIAN[İng.] değil/yerine/= ORTANCA
- MEDİYASTİN[Fr.] değil/yerine/= GÖĞÜS
( Göğsün, yanlardan akciğerle, önden göğüs kemiği, arkadan omurga ile sınırlanan orta bölgesi. )
- MEDİYATÖR/MEDİATOR[İng.] değil/yerine/= ARACI
- MEDİYOLATERAL/MEDIOLATERAL[İng.] değil/yerine/= ORTA-DIŞ YAN
- MEDJACKING/MEDJACKING[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTME GİRİŞİMİ
- MEDLER ile/ve/<>/> PERSLER
- MEDLÛL[Ar.] değil/yerine/= ANLAM
- MEDRESE TALEBELERİ:
DÂHİL ve/> ÂLİM ve/> FÂZIL ve/> KÂMİL
- MEDRESE ile/||/<> AÇIK MEDRESE ile/||/<> KUBBELİ MEDRESE ile/||/<> RASATHANE
( Yüksek düzeyde öğretim kurumu. Bu amaçla yaptırılmış mimarlık eserleri Anadolu önünde genellikle açık avlulu, Anadolu'da ise avlusunun üstü açık ve kapalı olmak üzere iki tipte gelişmiştir. Kaynağında IX - XI. yüzyıl Horasan bölgesi mimarisinin bulunması olasıdır. İLE/||/<> İç avlusunun üstü açık olan medreseler için kullanılan bir tanımlama biçimi. İLE/||/<> İç avlusunun üstü örtülü olan medreseler. İLE/||/<> Gözlemevi. Gökbilimi için kullanılan medrese türü. )
- MEDRESE ile/ve/değil/||/<>/> KÜLLİYE
( İlk medrese: NİZÂMİYE MEDRESESİ [1066] )
( OSMANLI MEDRESELERİ - CAHİT BALTACI kitabını okumanızı salık veririz. )
( Genellikle İslâm dini kurallarına uygun bilimlerin okutulduğu, müslüman ülkelerde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adı. Medrese sözcüğü, "ders" kökünden gelir. [Ders verenlere müderris, yardımcılarına muid, okuyanlara danışmend, sohta ya da talebe adı verilir] | Kendine özgü bir mimarisi olan, üstü açık ya da kapalı geniş bir avlu çevresinde talebelerin yatıp kalkması, ders çalışması için inşâ edilmiş odalardan oluşan yapı. | Fakülte. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bir caminin çevresinde, cami ile birlikte kurulmuş medrese, imâret, sebil, kütüphane, hastane gibi yapıların tümü. )
- MEDRESE ile/ve/<> MAHDARA
( ... İLE/VE/<> Moritanya'da, medreselere verilen ad.[Ülkenin milli kültür ve dilinin korunmasında önemli bir rol oynamaktadır.] )
- MEDRESE ile/ve MİDRAŞ ile/ve VİHARA
( İslâm'da. İLE/VE Yahudilik'te. İLE/VE Budizm'de. )
( Medreselerin kurulmasında ve Selçuklular zamanında Vihara'ların etkisi olmuştur. )
( ANADOLU MEDRESELERİ (2 CİLT) - METİN SÖZEN'in kitabından yararlanabilirsiniz. )
- MEDRESE ve/ TEKKE(/TEKYE/TAKİYE) ve/ ZÂVİYE ve/ DERGÂH
( İlim. VE Simgesel anlatım. VE Açı. VE Sohbet, insan sevgisi. )
- MEDRESE ile/ve TETİMME(TAMAMLAMA/HAZIRLIK) MEDRESELERİ
- MEDRESELERDE:
27 İLİM DALI ve (OKUTULAN KİTAPLAR)
( * İLM-İ 'AKÂ'İD ('TAHKÎK-İ 'ÎMÂN' ile 'TA'LÎM-İ KUR'AN)
* 'İLM-İ TECVÎD ( 1. DÜRR-İ YETÎM, 2. CİZRELİ )
* 'İLM-İ KIRA'AT ( 1. ŞÂTIBÎ, 2. İBN KÂSİH )
* 'İLM-İ ŞARF ( 1. MAKSÛD, 2. 'İZZÎ, 3. MERÂH, 4. ŞÂFİYE, 5. SEYYİD, 6. ABDULLAH-I ÇÂRPERD, 7. ŞÂFİYE )
* 'İLM-İ NAHV ( 1. KÂFİYE, 2. MOLLA CÂMÎ, 3. 'İŞÂM, 4. İMTİHÂN [İMTİHÂN el-EZKİYÂ] )
* 'İLM-İ ME'ÂNÎ ( 1. HEVÂDÎ, 2. el-MUHTASAR ve el-MUTAVVEL )
* 'İLM-İ MANTIK ( 1. ÎSÂGÛCÎ, 2. FENÂRÎ, 3. KUL AHMED, 4. TEHLÎB-İ MÎR, 5. SEYYİD, 6. KARA DÂVUD, 7. 'İMÂD, 8. MÎRZA-CÂN, 9. MÎR )
* 'İLM-İ 'ÂDÂB ( 1. HUSEYNİYE, 2. MES'ÛD, 3. KARA HÂŞİYE, 4. 'ÂDÂB-I MÎR, ŞÂH HUSEYN )
* 'İLM-İ HİKMET ( 1. KÂZÎ-MÎR [ŞERH HİDÂYET el-HİKME], 2. LÂRÎ, 3. HİKMET el-'AYN, 4. KUTB, 5. SEYYİD, 6. MÎRZA-CÂN )
* 'İLM-İ HEY'ET ( 1. ŞERH-İ ÇAGMÛNÎ, 2. BİRCENDÎ [HÂŞİYE 'ALÂ ŞERH el-MULAHHAS fî el-HYE'E el-BASÎTE] )
* 'İLM-İ HENDESE ( 1. EŞKÂL-İ TE'SÎS, 2. KÂZÎ-ZÂDE ŞERHİ )
* 'İLM-İ ZÎC ( 1. ULUĞ BEY, 2. MÎRİM ÇELEBÎ )
* 'İLM-İ MÎKÂT
* 'İLM-İ HİSÂB ( 1. LUM'A, 2. BAHÂUDDÎN [RİSÂLE-İ BAHÂİYYE], 3. RAMAZÂN, 4. İBNÜ'L-ÇULLÎ, 5. 'ABDURRAHÎM, 6. METÂLİB )
* 'İLM-İ FERÂ'İZ ( 1. SECÂVENDÎ, 2. SEYYİD, 3. 'ACEMUDDÎN )
* 'İLM-İ VEFK ( 1. MAVSİLÎ )
* 'İLM-İ MU'AMMÂ ( 1. MÎR HUSEYN )
* 'İLM-İ 'ARÛZ ( 1. KÂFÎ, 2. HAZRECÎ, 3. ENDELUSÎ )
* 'İLM-İ 'USÛL-İ FIKH ( 1. MENÂR, 2. İBN MELEK, 3. RUHÂVÎ, 4. TAVZÎH, 5. TELVÎH, 6. HASAN ÇELEBÎ, 7. İBN KEMÂL, 8. ŞERH-İ MUHTASAR, 9. SEYYİD )
* 'İLM-İ 'USÛL-İ HADÎS ( 1. NUHBE ŞERHİ, 2. ELFİYYE-İ İBNÜ'S-SALÂH )
* 'İLM-İ 'USÛL-İ TEFSÎR ( 1. BURHÂN, 2. İTKÂN )
* 'İLM-İ FIKH ( 1. MÜLTEKÂ, 2. DÜRER )
* 'İLM-İ HADÎS ( 1. BUHÂRÎ, 2. İBN MELEK, 3. MESÂBİH )
* 'İLM-İ TEFSÎR ( 1. KÂZÎ, 2. KEŞŞÂF )
* 'İLM-İ KELÂM ( 1. MONLÂ CELÂL, 2. HALHÂLÎ, 3. HAYÂLÎ, 4. BAHR-I EFKÂR, 5. SELKÛTÎ [SİYÂLKÛTÎ], 6. İSBÂT-I VÂCİB ŞERHİ )
* 'İLM-İ FURS ( 1. ŞÂHİDÎ, 2. HÂFIZ, 3. PEND, 4. MANTIK el-TAYR )
* 'İLM-İ TASAVVUF, 'İLM-İ KEŞF, 'İLM-İ LEDÜN )
- MEDRÛK[Ar.] ile METRÛK[Ar. < TERK]
( Anlaşılmış, derk olunmuş. İLE Terk edilmiş, bırakılmış, kullanılmasından vazgeçilmiş. Battal. )
- MEDYA/MEDIA[İng.] değil/yerine/= ORTA KATMAN | ORTAM, | BESİYERİ
- MEDYATİK ZİHNİYET ile AKADEMİK ZİHNİYET ile SİSTEMİK ZİHNİYET ile BİLGE ZİHNİYET
( 50-100 günü öngermek. İLE 50-100 yılı öngermek. İLE 500-1000 yılı öngermek. İLE 5000 - ~ yılı öngörmek. )
( MEDIATICAL MIND vs. ACADEMICAL MIND vs. SYSTEMATICAL MIND vs. WISE MIND
Prudence in 50-100 days. WITH Prudence in 50-100 years. WITH Prudence in 500-1000 years. WITH Prudence in 5000 -
years. )
- MEDYUN[Ar. < DEYN] değil/yerine/= BORÇLU/VERECEKLİ
- MEET :/yerine TANIŞMAK, BULUŞMAK
- MEETING :/yerine TOPLANTI
- MEFÂHİR[< MEFHAR] ile ...
( İFTİHAR EDİLECEK, ÖVÜNÜLECEK ŞEYLER )
- MEFHAR[< FAHR] ile ...
( ÖVÜNME, FAHİRLENME | ÖVÜNMEYE NEDEN OLAN, ÖVÜNMEYİ GEREKTİREN )
- MEFHAS[Ar. | çoğ. MEFÂHİS] ile ...
( Kuş yuvası. )
- MEFHUM:
TASAVVUR ve/< MİSDAK
- MEFHUM ile/ve MÂNÂ
( Kavram. İLE/VE Anlam. )
( Nesneler için. İLE/VE Sözcük için. )
( Nesnenin gösterdiği şey. | Demek istenilen şey. İLE/VE Lafzın gösterdiği şey. )
( Zihinde. İLE/VE Olguda/nesnede. )
( REFERENCE vs./and SENSE )
- MEFHÛM ile MEVHÛM
- MEFHUM-U MUHALİF değil/yerine/= KARŞIT KAVRAM
- MEFISTOFELES ile/ve/||/<> MARGARETTA
(
)
- MEFKÛR ile MEFKÛRE
( Vakfedilen mal. İLE Ülkü, düşünce. )
- MEFKÛREVÎ[Ar.]/IDEAL[İng., Alm., İsp.]/IDÉAL[Fr.] değil/yerine/= ÜLKÜ/SEL
- MEFRAT[Ar.] ile MEFRED[Ar.]
( Pek/çok büyük. İLE Kocaman, iri, büyük. )
- MEFRÛG[Ar. < FERÂĞ | çoğ. MEFÂRÎG] ile MEFRÛK[Ar. < FARK | çoğ. MEFÂRÎK] ile MEFRÛK[Ar.]
( Başkasına bırakılmış, ferâgat edilmiş. İLE Ayrılmış, araya başka bir şey girmiş, tefrîk edilmiş. İLE Uğulmuş. | Safranla boyanmış şey. )
- MEFRUŞAT[Ar.] değil/yerine/= DÖŞEME
( Ev döşemek için gerekli eşya. )
- MEFRÛZ[Ar. çoğ. MEFRÛZÂT] ile MEFRÛZ[Ar. < FARZ]
( Ayrılmış, bölünmüş, ifrâz olunmuş. İLE Farz kılınmış. | Varsayılan, farz olunan. )
- MEFSÛH[Ar.] değil/yerine/= KALDIRILMIŞ/DAĞITILMIŞ/BOZULMUŞ
- MEFSÛH/A[Ar. < FESH] ile MEFŞÛ'[Ar.]
( Yürürlükten kaldırılmış, hükümsüz bırakılmış, fesh olunmuş. | İptal edilmiş, çalışmaz duruma getirilmiş. İLE Duyulmuş, yayılmış, açıklanmış, ifşâ edilmiş. )
- MEFSÛL[Ar. < FASL] ile MEFZÛL[Ar.]
( Ayrılmış, ayrışık, fasl olunmuş. İLE Fazla gelmiş olan, üstün gelen. )
- MEFSÛL[Ar. < FASL] ile MEFRÛZ[Ar. çoğ. MEFRÛZÂT]
( Ayrılmış, ayrışık, fasl olunmuş. İLE Ayrılmış, bölünmüş, ifrâz olunmuş. )
- MEFTÛH[< FETH] değil/yerine/= AÇILMIŞ, AÇIK, FETHEDİLMİŞ | ELE GEÇİRİLMİŞ
- MEFTÛL[Ar. < FETL] ile MEFTÛR[Ar. < FITRET] ile MEFTÛR[Ar. < FÜTÛR]
( Bükülmüş, kıvrılmış, fitil durumuna getirilmiş. İLE Yaratılmış, fıtretlenmiş. | Tabîî, cibillî. İLE Bezgin, bezmiş, kederli, ümitsiz. )
- MEFTÛM[Ar.] ile MEFTÛN[Ar. < FİTNE]
( Memeden, sütten kesilmiş çocuk. İLE Fitneye düşmüş. | Gönül vermiş, tutkun, vurgun. | Hayran olmuş, şaşmış. )
- MEFTÛN[Ar. < FİTNE] ile/değil MEDFÛN[Ar. < DEFN]
( Fitneye düşmüş. | Gönül vermiş, tutkun, vurgun. | Hayran olmuş, şaşmış. İLE/DEĞİL Gömülmüş, defnolunmuş. )
- MEFÛL[Ar.] değil/yerine/= TÜMLEÇ
( Yapılmış, işlenmiş. | Bir eylemin etkisinde olan. | Tümleç. )
- MEGALİT ile/||/<> KÜLLİYE
( Prehistorik çağlardan itibaren Ege çevresinde uygulanmış, kısa tarafından giriş bulunan ön olan dehliz ve dikdörtgen bir odadan oluşan ev biçimi. Yunan tapınağının ilk örneği. İLE/||/<> Değişik işlevli yapılardan oluşan yapılar topluluğuna verilen ad. )
- MEGALOMAN/İ ile NARSİSİST/LİK
( MEGALOMANIA vs. NARCISSISNESS )
- MEGALOMANIA vs. NARCISSISNESS
- MEĞER[Fars. < MEGER] ile MADEM[Ar. < MADAM]
- MEĞERSE/M değil MEĞER
- MEH/KAMER(AKMÂR)[Ar.] değil/yerine/= AY
- MEHÂBET[Ar. < HEYBET] ile ULULUK, KORKUNÇLUK, AZÂMET; BÜYÜK GÖRÜNME
- MEHDÎ[Ar. < HEDY] değil/yerine/= DOĞRU YOLU TUTAN, HİDÂYETE EREN/ERDİREN
- MEHDÎ ile/ve/<> MESİH
( [Toplumu] Adâletle düzene/barışa getiren. İLE/VE/<> Erdemle düzene/barışa getiren. )
( [beklenti] Adâlet üzerineyse. İLE/VE/<> Ahlâk ve erdem üzerineyse. )
( Dışarıdan ve kılıçla. İLE/VE/<> İçeriden ve düşünceyle. )
( Adl'im durur. İLE/VE/<> Fazl'ım durur. )
- MEHENG, MEHEKK değil MİHEKK
- MEHÎR[Ar.] ile MEHR[Ar. çoğ. EMHÂR, MÜHÛR]
( [astr.] Ay. İLE [eskiden] Evlenirken, erkek tarafından kadına verilen nikâh bedeli. )
- MEHÎRE[Ar.] ile MEHÎR[Ar.]
( Nikâh bedeli çok olan kadın. | Usta, becerikli, mâhir. İLE [astr.] Ay. )
- MEHL[Ar.] ile MEHÎL[Ar.] ile MEHÎR[Ar.] ile MEHÎN[Ar.]
( Vâde, zaman tanıma, vakit verme, bir işi belirli bir zamana kadar bırakma. İLE Korkunç yer. İLE [astr.] Ay. İLE Hor, hakir. Zaif[: Zayıf, güçsüz/kuvvetsiz, tâkatsız, kansız, arık. | Gevşek. | Tembel.] )
- MEHL/MEHİL[Ar.] değil/yerine/= ÖNEL
( Bir işin tamamlanması için tanınan ek süre. | İş sözleşmesine göre, işçinin, işten çıkarılması durumunda tanınan süre. )
- MEHMED AĞA CAMİSİ ile MEHMED AĞA MESCİDİ
( Fatih, Atik Ali'de, Saray Ağası Caddesi'ndedir. İLE Sultanahmet, Yerebatan Caddesi'ndedir. )
( 1585'te, Dârüssaâde Ağası Hadım Mehmed Ağa tarafından Mimar Davud Ağa'ya yaptırtılmıştır. İLE XV. yüzyılda, Satırbaşı Mehmed Ağa tarafından. [Üskübiye ya da Yerebatan Mescidi adlarıyla da bilinir.] )
- MEHMED AĞA ÇEŞMESİ (KEMERALTI ÇEŞMESİ) ile MEHMED AĞA SEBİLİ
( Üsküdar'da, Valide-i Atik Mahallesi'ndedir. İLE Bayezıd, Çarşıkapı'dadır. )
( 1583'te, Dârüssaâde Ağası Mehmed Ağa tarafından. İLE XVI. yüzyılda, Kızlar Ağası Mehmed Ağa tarafından. )
- MEHMED II TÜRBESİ (FATİH TÜRBESİ) ile MEHMED III TÜRBESİ ile MEHMED V TÜRBESİ
( Fatih Camii bahçesindedir. İLE Ayasofya'nın ön bahçesindedir. İLE Eyüp, Boyacı Sokak'tadır. )
( 1784 [1766 depreminde yıkılmasından dolayı ikinci kez yapılmış halidir.] İLE 1604 [Mimar Dalgıç Mehmed Ağa yapıtıdır.] İLE 1910 [Mimar Kemaleddin yapıtıdır.] )
- MEHMED PAŞA CAMİSİ ile MEHMED PAŞA CAMİSİ
( Sultanahmet - Kadırga arasındadır. İLE Süleymaniye'de, Mehmed Paşa Yokuşu'ndadır. )
- MEHMET AKİF ERSOY PARKI :
( Sarıyer mekez mahallesinde Sarıyer vapur iskelesi ile İDO vapur iskelesi arasındadadır. Büyük bir alan içinde kurulmuştur. Çeşitli türde ağaçlar, çocuk oyun grubu, çeşme ve Mehmet Akif Ersoy'un bir büstü bulunuyor. Muhtarlık ofisi bu parkın içindedir. )
- MEHMET AKİF ERSOY PİKNİK YERİ :
( Bahçeköy Caddesi üzerindedir ve Bahçeköy Kemerine yakındır. Şehre yakınlığı, toplu taşıma araçlarının alana girmesinin kolaylığı, alanının temizliği ve ihtiyaçlara yanıt verecek kadar komplike olduğu için tercih edilmektedir. Sportif çalışmalara uygundur. Futbol, basketbol ve voleybol oynanacak tesisleri bulunmaktadır. İ.Ü. Orman Fakültesi tarafından işletilmektedir. )
- MEHMET AKİF İLKÖĞRETİM OKULU :
( Pınar Mahallesi İlk Okulu olarak 1972'de dört derslikli olarak eğitim ve öğretime başladı ve 1985 yılına kadar öğretime devam etti. 1988'de yeni binasına taşınan okulun ismi 1990'da Mehmet Akif İlköğretim okulu olarak değiştirildi. )
- MEHMET ALI PAŞA YALISI :
( Aslında Mehmet Ali Paşa'nın Sarayı olarak bilinir ve bulunduğu sokağa Saray Arkası Sokağı denilmektedir. 25 odalı büyük bir ahşap binadır. 19. yy'ın ortalarında yapıldığı sanılıyor. Yalı zamanla el değiştirdi ve üçe bölündü. Sarıyer tarafındaki bölmeye Mazotçu Ömer Aslan, orta bölme Cemil Ezgü ve Yenimahalle tarafındaki bölme de Dr. Necdet Zeren sahip oldular. Saray bakıma muhtaç haldedir. )
- MEHMET BEY CAMİİ :
( Kireçburnu'nda ana cadde üzerinde Ağaçaltı bahçesi yanındadır. Mehmet Bey tarafından 1882'de yaptırılmış olan Camiine Gümrükçü İshak Ağa Camii de denilmektedir. )
- MEHMET PAŞA YALISI :
( Sarıyer, Yenimahalle Caddesi üzerinde bulunan bu ahşap yalı tümden yıkılarak yerlerine beş katlı beton bir bina yapılmıştır. )
- MEHMET PAŞA YALISI :
( Yenimahalle'den Pazarbaşı'na giderken köşe başında ve denizle iç içedir. Bahriye Nazırı Mehmet Paşa'ya ait olan bu yalı el değiştirdi. Yeni sahibi Suzan Levi tarafından bütünü ile yıkılıp eskisine sadık kalınarak yeniden inşâ edildi. )
- MEHMET RAŞİT EFENDİ (İST. Ö. 1914) :
( Aile şeceresinden anlaşıldığına göre H. 1260'da Suudi Arabistan'dan Balkanlara göç eden ve sonraları İstanbul'a gelip Sarıyer'e yerleşen bir ailenin oğludur. Tophane ve Kadıköy kadılıklarında bulunduktan sonra İstanbul'un ilk Türk Baro Başkanı (1886 - 1908) olarak görev yaptı. )
- MEHMET ŞAM ANADOLU TİCARET VE TİCARET MESLEK LİSESİ :
( 1979'da inşâ edilen bina Zübeyde Hanım İlkokulu olarak eğitime başlandı. 1991'de Ticaret Lisesine dönüştürüldü ve 1996'ya kadar hizmet verdi. 1966'da okulun ismi Mehmet Şam olarak değiştirildi ve genel lise haline getirildi. 1998/1999 ders yılından itibaren Mehmet Şam Ticaret Meslek Lisesi olarak eğitim ve öğretim vermeye başlayan okul 2008'de Sarıyer Şifasuyu mesiresi ile Çırçırsuyu mesiresinin üst kısımlarında yapılan yeni binasına taşındı. )
- MEHMET ŞAM TİCARET MESLEK LİSESİ :
( 1979'da inşâ edilen bina Zübeyde Hanım İlkokulu olarak eğitime başlandı. 1991'de Ticaret Lisesine dönüştürüldü ve 1996'ya kadar hizmet verdi. 1966'da okulun ismi Mehmet Şam olarak değiştirildi ve genel lise haline getirildi. 1998/1999 ders yılından itibaren Mehmet Şam Ticaret Meslek Lisesi olarak eğitim ve öğretim vermeye başlayan okul 2008'de Sarıyer Şifasuyu mesiresi ile Çırçırsuyu mesiresinin üst kısımlarında yapılan yeni binasına taşındı. )
- MEHMETÇİK ÇEŞMESİ :
( Yenimahalle Pazarbaşı Caddesi üzerindeki Jandarma Karakolunun ön cephe duvarındaydı. 1998 yılında Jandarma Karakolunun bahçe duvarları onarılırken, uzun bir zamandır suyu akmayan çeşme kaldırıldı. Buna karşın, karakolun arka bahçesine yeni bir çeşme yapıldı. Bu halka açık olmayan ve sadece askeri birliğin ihtiyacını karşılayan çeşmenin her hangi bir özelliği yok. Kitabesinde şöyle yazıyor: Mehmetçik Çeşmesi: Yerleri, gökleri yaratan Allah/ Mal verme, mülk verme, han verme bana/ Mehmedim doğuda şehit olurken/ Yatakta çıkacak can verme bana" (30.8.1998). )
- MEHMETÇİK İLKÖĞRETİM OKULU :
( Yeniköy'de bulunan Mehmetçik İlköğretim Okulu 1989/1990'da eğitim ve öğretime açıldı. 1997/1998 öğretim yılında İlköğretim statüsüne alındı. )
- MEHR-İ MUACCEL[Ar.] ile MEHR-İ MÜECCEL[Ar.]
( Nikâhta, kız tarafına verilen ağırlık, para, başlık, kalın. İLE Boşanma ya da ölüm durumunda, kız tarafına verilmesi, nikâhta kararlaştırılmış olan bedel. )
- MEHTAP[Fars. < MAHTÂB] değil/yerine/= AY IŞIĞI
- MEHTAP değil/yerine/= IŞILAY
- MEHVÂ[Ar.] ile MEH-VÂR[Ar.]
( Yar, uçurum. İLE Ay gibi. | Aylık, maaş. )
- MEHVEŞ[Ar. çoğ. MEHÂVİŞ] ile MEH-VEŞ[Ar.]
( Karışık ve kalabalık yer. İLE Ay gibi. )
- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA
( Nesne. İLE/VE Atom. )
- MEKÂN:
BÖLÜNEBİLİYORSA ile/ve BÖLÜNEMİYORSA
( Nesne. İLE/VE Atom. )
- MEKÂN:
BOŞLUK ile/ve İÇ İÇE GEÇMİŞLİK
( Platon. İLE/VE/||/<>/> Aristoteles. )
( TO KENON ile/ve TOPOS/KHORA )
- MEKÂN[Ar. < KEVN | çoğ. EMÂKİN, EMKİNE] ile/ve/< MESKEN[Ar. < SÜKÛN | çoğ. MESÂKİN]
( Yer, mahal. | Ev, oturulan yer. | Uzay. İLE/VE Sakin olunacak, oturulacak yer, oturulan ev. )
- MEKÂN SÜREKLİLİĞİ ve KÜLTÜREL BÜTÜNLÜK
- MEKÂN ve/<> GEZİ/NTİ
( BERÂY-İ TENEZZÜH[Fars.]: Gezinti için. )
- MEKÂN ile/ve HAREKET
( HAREKET: GEÇMİŞ-ŞİMDİ-GELECEK'İN BÜTÜNLÜĞÜ )
( TOPOS/KHORA İLE/VE ... )
- MEKÂN ile/ve HAYYİZ(TEHAYYÜZ)(YER KAPLAYAN)
( DİL ile/ve ... )
- MEKÂN ile/ve HAYYİZ(TEHAYYÜZ)(YER KAPLAYAN)
( DİL ile/ve ... )
- MEKÂN ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN
( Bir binayı, ayakta tutan, payandaları değil, insan soluğudur. )
( Bir yerin şerefi, orada yaşayanlarladır. [ŞEREF'ÜL MEKÂN BİL MEKÎN] )
( Yerim yanındır, yerin yanımdır! )
( Ne ev sahibisin, ne kiracı. Sadece bir ömürlük misafir! )
( İNSAN: Mekândan, zamana geçmiş varolan. )
- MEKÂN ile/ve/değil MAHAL["MEAL" değil!]
( ... İLE/VE/DEĞİL Söz ve halin buluşmasında bulunan/oluşan. )
- MEKÂN ile/ve/||/<>/> MAHFİL
- MEKÂN[Ar.] ile MEKÂNET[Ar.]
- MEKÂN değil/yerine/= UZAY
- MEKÂN ve ZAMAN ve HAREKET
( PLACE and TIME and MOVEMENT )
- MEKÂN ve ZAMAN ve KUVVET(GRAVİTASYON) | ve SÜREÇ
( PLACE and TIME and GRAVITATION | and PROCESS )
- MEKÂNDA BULUNMAK ile ... İÇİNDE OLMAK
- MEKÂNİK DAYANIŞMA ile/ve DAYANIŞMA
- MEKANİK DİZGE ile/ve ORGANİK DİZGE
( Bütün için. İLE/VE/||/<> Hem kendi, hem de düzen için. )
( MECHANICAL SYSTEM vs./and ORGANICAL SYSTEM )
- DUYULAR'DA:
MEKANİK ile/ve/<> KİMYASAL ile/ve/<> TERMAL ile/ve/<> ELEKTROMANYETİK
- MEKANİK FELSEFE'DE:
DESCARTES ile/ve LEIBNIZ ile/ve NEWTON
- MEKANİK İLE ELEKTROMANYETİK İLE MADDE ile/||/<> DALGA SINIFLARI
( Üç temel dalga kategorisi. )
( Formül: λ = h/p (de Broglie) )
- SİNDİRİM:
MEKANİK ile/ve/||/<>/> KİMYASAL
- MEKANİK ile/ve İKİLİK
- MEKANİK ile/ve/||/<> KİNEMATİK[Fr. < CINEMATIQUE]
( ... İLE/VE/||/<> Nesnelerin hareketlerini yörünge, hız ve ivme vb. konular bakımından inceleyen mekanik kolu. )
- MEKANİK ile/ve MATEMATİK
( Hareket. İLE/VE Biçim. )
( MECHANICS vs./and MATHEMATICS )
- MEKANİK[Fr. < Yun.] ile MEKANİZE[Fr.] ile MEKANİZMA
( Kuvvetlerin özdekler ve devinimler üzerine etkisini inceleyen fizik dalı. | Denge ve devinim kurallarıyla ilgili. | El ya da makine ile yapılan. | [mecaz] Düşünmeden yapılan. İLE Savaş ve taşıma gereçleriyle donatılmış kıta ya da birlik. İLE Belirli bir sonuca ulaşmak için karmaşık bir biçimde düzenlenmiş organ ya da parçalar bileşimi, düzenek. | Örgenlerin işleyiş biçimi. | Ateşli silahların işlemesini sağlayan mekanik bölüm. | [mecaz] Oluş, ortaya çıkış, işleyiş. )
- MEKANİKTE:
NEWTON ile/ve/||/<>/> LAGRANGE
( )
- MEKANİZMA/MECHANISM[İng.] değil/yerine/= DÜZENEK
- MEKANİZMA değil/yerine/= DÜZENEK
- MEKANİZMA ile/ve/||/<> İLKE
( vs./and/||/<> PRINCIPLE )
- MEKANİZMA ile/değil METABOLİZMA[Fr. < Yun. METABOLE: Değişme.]
( ... İLE/DEĞİL Canlı organizmada ya da canlı gözelerde, hareketi, enerjiyi sağlamak için oluşan, dirimbilimsel ve kimyasal değişimlerin tümü. )
- MEKANİZMA ile/ve/||/<> ORGANİZMA
( Değer üretmez. İLE/VE/||/<> Değer üretir. )
( İşlev. İLE/VE/||/<> Eylem. )
- MEKANOKİMYA ile/||/<> FOTOKİMYA
( Mekanokimya mekanik kuvvet ile reaksiyon gerçekleştirirken İLE fotokimya ışık enerjisi kullanır )
( Formül: Piezoelektrik etki )
- MEKÂRİMEL AHLÂK ve/<> EFENDİMİZ/HZ. MUHAMMED
( MEKÂRİM: Kerâmetin bulunduğu birçok yer. | İstemeden verilenlerin[merhamet, kanaat, hilmiyet, af, cömertlik] makamı. )
- MEKARÎS[Ar. < MIKRÂS]["ka" uzun okunur] ile MEKARÎZ[Ar. < MİKRÂZ]["ka" uzun okunur]
( Kesecek aletler, makaslar. İLE Kesecek aletler, makamlar. )
- MEKÎN[< MEKÂN] değil/yerine/= OTURAN, YERLEŞEN | VAKARLI, TEMKİNLİ | SAĞLAM OTURAKLI KARARGÂH
- MEKKE NUR CAMİİ :
( Cumhuriyet mahallesinde Osmanlı tarzındea inşâ edilen bir camidir. )
- MEKKEH ile MÜREKKEP
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çin'den getirilen bir mürekkep.[Türk kitapları bu mürekkeple yazılırdı.] İLE ... )
- MEKNÛS[Ar.] ile MEKNÛZ/E[Ar.]
( Süpürülmüş. İLE Yere gömülü, hazinede saklı. )
- MEKNÛZ[< KENZ] değil/yerine/= YERE GÖMÜLÜ, HAZİNEDE SAKLI
- MEKRÛH[Ar. < KERH] ile/ve/değil/||/<>/< METRUK
( İğrenç. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Terk edilmiş. )
- MEKRUH ile/ve HARAMA YAKIN MEKRUH
- MEKRUH[Ar.] değil/yerine/= İĞRENÇ
( İğrenç, tiksindirici. | İslâm'da, dince yasaklanmadığı halde yapılmaması istenilen. )
- MEKRÜMETLÜ/MEKREMETLÜ ile FAZÎLETLÜ ile SEMÂHATLÜ ile FÜTÜVVETLÜ ile MEVEDDETLÜ ile ZEHÂDETLÜ
( İlmiyede sadreyn pâyesinin resmi unvanı. İLE İlmiye sınıfına ait olanlardan, İstanbul ve Harameyn unvanını alanlara hitapta kullanılan unvan. İLE Din âlimleri arasında kazaskerlik pâyesinde bulunanlara özel resmî takma ad. İLE Askerlikte mülâzım[teğmenler] ile kol ağası ve yüzbaşılara mülkiyede, rabia ve hâmise rütbeleri taşıyan kimselere verilen unvan. İLE Rütbesi olmayan kadılara verilen unvan. İLE Şeyhlere ve din adamlarına hitâben kullanılan unvan. )
- MEKTEB-İ TIBBİYE-İ MÜLKİYE[Ar.] ile MEKTEB-İ TIBBİYE-İ ŞAHÂNE[Ar.]
( Tıp fakültesi. İLE Askerî tıp okulu. )
- MEKTEP SOKAK :
( Rum kilisesinin üst kısmında bulunan sokakta Rum İlkokulu olması nedeni ile sokağa Mektep Sokak adı verilmiştir. Zamanla Rum ilkokul 1930 yılların sonunda yandı, okul kilisenin içinde eğitime devam etti bir süre. Okul zamanla yıkılıp gitti, arsası üzerinde Yenimahalle Spor Kulübü binası var. )
- MEKTEP[Ar.] değil/yerine/= OKUL
- MEKTUP değil/yerine/= BİTİ/BETİK
- MEKTUP ile/ve FERMAN
( BİTİK/G[Sözün yakalanıp saklandığı, muhafaza edildiği yer. | Sözün bittiği(türediği), ozlaştığı yer.] ile/ve YARLIĞ )
- MEKTUP ile SİRKÜLER
( ... İLE Birçok kişiye ulaştırılmak üzere çoğaltılmış mektup. )
- MEKTUP ZARF
- MEKTUPLARDAKİ FELSEFE:
HANNAH ARENDT ile KARL JASPERS ile MARTIN HEIDEGGER
(
)
- MEL- ile/||/<> BUCCO- ile/||/<> -MELİA/-MELAS ile/||/<> MEL-/-MELO- ile/||/<> BRACHİ-/BRACHİO- ile/||/<> -PELLİC/PELYCO- ile/||/<> POD-/-POD/-PODİA/PODO-
( Yanak. İLE/||/<> Yanaklarla ilgili. İLE/||/<> Kol ve bacaklar. İLE/||/<> Ekstremite, kol ve bacaklarla ilgili durumlar. İLE/||/<> Kollarla ilgili, kol. İLE/||/<> Belirli tipte, pelvisle ilgili. İLE/||/<> Ayakla ilgili, ayaklı, ayakların oluşumuyla ilgili. )
- MELÂ[Ar.] ile MELÂ'[Ar.] ile MELÂH[Ar.]
( Sahra, ova. İLE Cemaat. İLE Çekirge. )
- MELÂHAT[Ar.] ile/ve SABÂHAT[Ar. < SUBH] ile/ve BEŞENC[Fars.]
( Güzellik, yüz güzelliği. İLE/VE Güzellik, lâtiflik, yüz güzelliği. İLE/VE Yüz lâtifliği, güzelliği, parlaklığı ve gençliği. )
- MELÂİK[Ar. < MİL'AKA] ile MELÂİK/E[Ar. < MELEK]
( Tahta kaşıklar. İLE Melekler. )
- MELÂİKE-İ KERUBİYUN[Ar.] değil/yerine/= MELEKLERİN EN BÜYÜKLERİ
- MELÂL[Ar.] ile/ve/||/<> MEHCUR/E[Ar. < HİCR]
( Sıkıntı. İLE/VE/||/<> Uzaklaşmış, uzakta kalmış, ayrı düşmüş. Bırakılmış, metruk, unutulmuş, gayr-i müstâmel. | Saçma sapan, hezeyan. Amel edilmeyen. Kullanılmaz olmuş. Ayrılmış. )
- MELÂL[Ar.] / GAM/M[Ar.] değil/yerine/= SIKINTI
- MELÂMİ'[Ar. < LEM'A] ile MELÂMÎ[Ar. < MELÂMET | çoğ. MELÂMİYYÛN] ile MELÂMİH[Ar. < LEMHA]
( Parıltılar. İLE Her türlü gösterişten uzak, dünya malından yüz çeviren, dervişliği, rintliği kendine ilke edinen kişi. Melâmiye tarikatından olan.[Hem tarikattir, hem de değildir | Ne tarikat, ne de değildir] İLE Lemhalar[: Bir kez bakma. | Parıltı, parlama.]. | Bir şeyin başka bir şeye benzeme noktaları. | Güzellik ya da çirkinlik yapıtları. )
- MELÂMÎ ile/değil/yerine MELÂMET NEŞELİ/NEŞESİ OLAN (BİRİ)
- [ne yazık ki]
LÂNET ETMEK, LÂNET OKUMAK ["NALET" değil!]/MELÂNET[Ar. < LA'N] değil/yerine/= BÜYÜK KÖTÜLÜK/İLENÇLİK/KARGIŞLIK, KARGIMAK/UZAKLAŞTIRMA
- [Fr.] MELANİT ile MELANİT[< Lat.]
( Doğal demir ve kalsiyum silikat. İLE Aslı pikrik asit olan patlayıcı bir madde. )
- MELANKOLİ[Fr. < Yun. melan/kara + khole/safra] değil/yerine/= KARASEVDÂ/MALİHULYA[Ar. < Yun.]
( Kara Sevdâ/Safra. | Kuruntu. )
- MELANKOLİ değil/yerine/= KARAKAYGI
itibarı ile 52.664 başlık/FaRk ile birlikte,
52.664 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(126/212)
(1996'dan beri)