Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 52.663 başlık/FaRk ile birlikte,
52.663 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(112/212)


- KISKANMAK ile/değil "KUDURMAK"


- KIŞKIR(T)MAK ile/ve/||/<> KAYNA(T)MAK ile/ve/||/<> KABAR(T)MAK


- KIŞKIRTICI ile TAHRİK EDİCİ


- KIŞKIRTMA ile/ve/> FIŞKIRTMA


- KIŞKIRTMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "GIDIKLAMA"


- KIŞKIRTMA ile/ve/&lt;/değil/yerine TETİKLEME


- KIŞKIRTMAK ile "KAMÇILAMAK"


- KISKIVRAK (YAKALA(N)MAK)


- KIŞ-KIYÂMET


- KIŞLA ile KIŞLA ile KIŞLA ile KIŞLAK

( Askerlerin toplu olarak barındıkları yapıların tümü. İLE Koyun ve keçi sürülerinin gecelediği ya da kışın barındığı kapalı ağıl. İLE Kış ile [soğuk/kar ile] (baş etmek/edememek). İLE Kışın barınılan yer. | Kışın orduların, göçebe oymakların hayvanlarıyla birlikte yayladan inip konakladıkları yer. )


- KIŞLA ile/||/<> KIŞLAK ile/||/<> ODA

( Askerlerin toplu olarak barındığı büyük yapı. Çevresine göre daha yüksek yerlerde kış aylarının aşırı soğuklarından etkilenen göçebe yaşam tarzını benimseyenlerin gittiği, daha sıcak olan görece alçak bölgelerdir. Kışlaklar, genelde deniz, göl ve akarsu kıyılarıdır. Deniz ve göl kıyıları çevresine göre genelde düşük yükseklikteki bölgeler olduğundan iklimi, yaylaklara göre daha ılıman olan yerlerdir. İLE/||/<> Yeniçeri kışlası. )


- KIŞLAMAK ile KIŞLAMAK

( Kış mevsiminin gelmesi. | Kışı, bir yerde geçirmek. İLE Hayvanları kovalamak üzere ses çıkarmak. )


- KISMEN "DOĞRU" ile/ve/||/<>/> ABARTI


- KISMEN "DOĞRU" ile/ve/||/<> ÇARPITMA


- KISMET ile/ve RIZK

( Bu meyve rızkım mıdır? Yiyebilirsen rızkındır! )


- KISMÎ/PARSİYEL/PARTIAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMSEL/BÖLÜMLÜ/BÖLÜNMÜŞ


- KISMİ TÜREV ile/||/<> TAM TÜREV

( Kısmi tek değişken, tam tüm değişkenlerdir )

( Formül: ∂f/∂x İLE df/dx )


- KISMÎ UYGUNLUK ve YANILTICILIK


- KİSPET = KİSVET

( Yağlı güreşte pehlivanların giydiği, belden baldıra kadar uzanan, dar paçalı pantolon. )


- KIŞR[Ar. < KUŞÛR] ile KABUK

( KABUK )


- KISRAK ile BAYKAL/YUND

( Dişil at. İLE Yabani kısrak. )

( Gebelik süreleri 330-335 gündür. İLE ... )


- KISS ile KISS

( ...~Keep It Simple & Stupid )

( Öpmek. İLE/VE/||/<> Yalın ve bir aptalın bile anlayabileceği kadarını sağla/yeğle! )


- KISS :/yerine ÖPMEK


- KISSA ile/ve/||/<>/> HİSSE

( Fıkra, öykü/hikâye, rivâyet. | Vak'a. İLE/VE/||/<>/> ... )


- KISSA[Ar. < KISAS] ile KISSA'[Ar.] ile KISA[>< UZUN]

( Fıkra, öykü, söylence. | Vak'a, macera. İLE Salatalık/hıyar.[KISSÂ ÜL-HİMÂR: Eşek hıyarı.(Fr. ÉLATER)] İLE Boyu, uzunluğu az olan, kesik. )


- KISSA[Ar.] ile MENKIBE/MENKABE[Ar. çoğ. MENÂKIB]

( Fıkra, öykü, rivâyet. | Olay, macera. İLE Din büyüklerinin ya da tarihe geçmiş ünlü kişilerin, yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili öykü. )


- KISSA[Ar.] değil/yerine/= OLAY/DURUM ANLATI


- KIST/CYST[İng.] değil/yerine/= KESE


- KIST[Ar.] ile NASÎB[Ar.]


- KİST ile UR(TÜMÖR) ile YAĞ BEZESİ

( İçi, sıvı ya da gazla dolu keseciktir. Enfeksiyon ve iltihaplanma gibi durumlarda oluşur. Yumuşaktır. [Her kistten korkmamak ve bilgili/bilinçli olmak gerekir.][Kansere daha az neden olur.] İLE Gövdenin bir yerindeki kistin olağandışı büyümüşlüğüne işaret eder. Serttir.[Daha büyük dokulardan oluşur.][Gövde içindeki bir kist parçalanıp içeriğini gövde içine yayabilir ve dolayısıyla zarar verebilir.]Kansere neden olmadığı sürece zararsızdır ve iyi huylu tümörler gövdenin herhangi bir işleviyle etkileşime girmez.] İLE Yağ ve/ya da bağ dokusunun [lipom] katı ya da sıvı oluşuna göre birikinti, beze, kist biçiminde olabilir.[Yangılı(iltihaplı) olanlarına apse/li denilmektedir.] )

( ... İLE ... İLE/ Bir yağ hücresinin içinde depoladığı yağ miktarını sınırlayamaması ve aşırı yağ depolaması ile oluşur. (Yağlı yiyecek ya da (ne az, ne de çok) yağlı yemekten kaynaklanmamaktadır.] )


- KISTÂS[Ar.] ile/ve/||/<> KISAS[Ar.]

( Bir suçlunun, başkasına yaptığı kötülüğü, aynı biçimde uygulayarak cezalandırılması. İLE/VE/||/<> Ölçü. | Büyük terazi. )


- KISTAS[Ar.]/CRITERION, CRITERIA[İng.]/KRİTER[Fr. < CRITERE] değil/yerine/= ÖLÇÜT/ÖLÇEK


- KISTIRMAK ile KISTIRMAK

( Kaçamayacak bir duruma getirmek, köşeye sıkıştırmak. İLE Birinin/birinden sesi kısmasını sağlatmak/istemek. )


- KİST/UR:
SIVI ile/ya da KATI


- KİSVE[Ar.] değil/yerine/= KILIK


- KİSVE[Ar.] ile/ve/||/<> LİBÂS[Ar.] ile/ve/||/<> ESVÂB[Ar. < SEVB]

( Kisvet. | Giysi/giyecek. | Özel giysi/giyecek. | Kisbet, yağlı güreş yapan pehlivanların giydiği dar paçalı, meşin pantolon. | Birinin ya da bir şeyin dış görünüşü. )

( Giyecek, kılık kıyafet. | Hacıların Kâbe'de giydiği beyaz üstlük. İLE/VE/||/<> Biçim verilmiş giyecek. İLE/VE/||/<> Gövdeyi örten herhangi bir giyecek. )


- KİS/ZEVCE[Ar.] ile KİŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Eş. İLE Samur. )


- KIT[Ar. < KAHT] ile AZ/YETERSİZ


- KİT KEMIK İLİĞİ TRANSPLANTASYONU/BONE MARROW TRANSPLANTATION[İng.] değil/yerine/= KEMIK İLİĞİ AKTARIMI


- KITA ile/ve/değil ADA


- KITÂ[Ar.] değil/yerine/= ANAKARA | BİRLİK | DÖRTLÜK


- KITA[Ar.] değil/yerine/= KESİT


- KITÂ'[Ar.] ile KIT'A[Ar.]

( Kat etme, kesme. | Daireden bir parça/kesme/kıt'a. [İng., Fr. SEGMENT] İLE Parça, bölük, cüz. | Arazi, memleket, ülke. | Askeri birlik. | En az iki beyitten oluşan, gazel tarzında kafiyelenen, ancak ilk beytinin mısraları birbiriyle kafiyeli olmayan nazım biçimi. )


- KITA ile KITA ile KITA ile KITA

( Yeryüzündeki altı büyük kara parçasından her biri, ana kara. İLE Askerlerin bir komutanın emrinde biraraya gelmesinden oluşan birlik. İLE Dörtlük. İLE Parça, tane. )


- KITA ile/ve ÜLKE

( CONTINENT vs./and COUNTRY )


- KİTÂB[Ar.] ile MECELLE[Ar.]


- KİTÂB[Ar.] ile MENŞÛR[Ar.]


- KİTÂB[Ar.] ile MUSHAF[Ar.]


- KİTÂB[Ar.] ile SİFR[Ar.]


- KİTABET ile/ve/||/<> HİTABET


- KİTÂBET/KETEBE/MUKABELE/KUBİLE KAYDI = FERAĞ KAYDI = İSTİNSAH KAYDI

( İstinsah kayıtlarında, tarihler, yazıyla verilir.[nadiren de rakamla] )

( İstinsah kayıtları, genellikle Arapça'dır. [XI. yy.'dan sonra Farsça da görülmektedir. XIV. yy.'dan sonra çok az sayıda Türkçe olarak da görülmektedir. Bazen de ebced ile kaydedilmiştir.][bkz. İslâm İlimleri Dergisi - Esad Coşan, 2. Sayı, 55-56 s., 1975, Ankara] )


- KİTABI:
SAĞDAN VERİLİ (OLAN/LAR) ile/ve SOLDAN VERİLİ (OLAN/LAR)

( ESHÂB-I YEMÎN ile/ve ESHÂB-I MEYMÎN )


- KİTAB-I TEKVİNÎ ile/ve KİTAB-I TEDVİNÎ

( Kainat Kitabı. İLE/VE Kuran-ı Kerim. )


- KİTAB-I:
TENZÎLÎ ile/ve/||/<> TEKVÎNÎ ile/ve/||/<> TELÎFÎ/TAHRÎRÎ


- KİTABIN ORTASINDAN KONUŞMAK ile/ve/||/<> SONDA SÖYLEYECEĞİNİ BAŞTA SÖYLEMEK


- Kitabı okuyamıyorsan (en azından) DİNLE!!!


- Kitabu'n-Necât


- KITAL[Ar. < KİTAL] değil/yerine/= SAVAŞ

( Vuruşma, birbirini öldürme. | Savaş. )


- KİTAP:
ÂFAK'TA ile/ve/<> ENFÜS'TE

( İspat, ayet, delil. İLE/VE/<> Nefs. )


- KİTAP:
BELLEK ve/||/<> İDDİA

( Korutur. VE/||/<> Sağlatır. )


- KİTAP BİLGİSİNİN EKSİKLİĞİ (VE BU DURUMUN GETİRDİĞİ BİLGİSİZLİK) ile KENDİ HAKKINDAKİ BİLGİSİZLİĞİ

( LACK OF KNOWLEDGE BY BOOK (AND THE IGNORANCE WHICH THIS SITUATION BRINGS) vs./and LACK OF KNOWLEDGE THE SELF (AND THE IGNORANCE OF IT) )


- KİTAP HEDİYE ETMEK:
EHLİNE ve İSTEKLİSİNE


- KİTAP HEDİYE ETMEK ve EHLİNE ve İSTEKLİSİNE


- KİTAP [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- KİTAP OKUMAK:
"UYUMAK İÇİN" değil UYANIK KALMAK/OLMAK ÜZERE


- KİTAP OKUMAK ile/||/<> "DENİZ SUYU İÇMEK"

( Okumak, deniz suyu içmek gibidir. İçtikçe susanır, susadıkça içilir. )


- KİTAP OKUMAYI SEVMEYEN ile/değil/yerine/<> ARADIĞI KİTABI HENÜZ BULAMAMIŞ OLAN


- Kitap okurken SUS!!!


- KİTAP OKUYANLAR ile/>< HIRSIZLAR

( Kitap çalmaz. İLE/>< Kitap okumaz. )


- KİTAP [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- BETİK/KİTAP:
SIRTI ile/ve/||/<> ARKASI


- KİTAP/YAZMA ile/ve/değil RİSÂLE

( ... İLE/VE/DEĞİL Kısa yazılmış küçük kitap. )


- KİTAP ile/ve/değil/||/<>/< CİLT


- KİTAP ile/yerine/değil YAPIT/ESER

( ... İLE/YERİNE/DEĞİL Bir şeyin varlığına delâlet eden başka bir şeyin hasıl olması. Sonuç. )

( [not] BOOK vs./but WORK
WORK instead of BOOK )


- KİTAP ile HİTAP


- KİTAP ve/||/<> HİTAP


- KİTAP ve/<> KİŞİ ve/<> MUHABBET


- KİTAP ile/ve/<>/< KİTÂBE

( BOOK and INSCRIPTION )


- KİTAP ile/ve/||/<>/> KİTAP SEVDÂSI VE AŞAMALARI

( )

( KİTAP SEVDÂSI AŞAMALARI...

9- Kitapları/nı, sonraki kuşağa bırakma...
8- Kitap biriktirme...
7- Yeniden keşfetme...
6- Kitaba yer/gereksinim yok...
5- Kitaplardan beklenilenin dayanılmaz hayal kırıklığı... ["Ben bir kitap yazayım da görsünler!"]
4- Kitapları, kişilerle etkileşimde olmanın yerine koyma...
3- Kimlik olarak kitaplar...
2- Kitap aşkı...
1- Kitapların keşfi... )


- KİTAP ile LİBRETTO[İt.]

( ... İLE Bir operanın, sözlerinin yazılı bulunduğu kitap. | Bir pantomimi ya da baleyi açıklayan kitap. )


- KİTAP ile MUSHAF ile KUR'ÂN-I KERÎM

( * KUR'ÂN-I KERÎM(Zât'ı temsil eder.)
* İNCİL("YENİ AHİT" diye de geçer.)(İsimler tecellisidir.)
* TEVRAT: Beş kitap. ("ESKİ AHİT" diye de geçer.)(Sıfatlar tecellisidir.)
* ZEBUR(Fiiller tecellisidir.)
( Zebur'u ilkokul, Tevrat'ı ortaokul, İncil'i de lise öğrenimine benzetecek olursak, Kur'an yüksek öğrenime benzer. )


- KİTAP ile/ve/<> ÖĞRETMEN/HOCA/MÜRŞİT/GURU

( Neyi/neleri nasıl yapacağını/yapabileceğini anlatır/gösterir. İLE/VE/<> Neyin/nelerin yapılmayacağını/yapılmaması gerektiğini gösterir/anlatır. )

( Veri/bilgi. İLE/VE/<> Bilgi + Tecrübe. )

( ... ile/ve/<> GURU: Can bağdaşması. )


- KİTAP ile SUBARA

( ... İLE Osmanlılar'da okul kitaplarına verilen genel ad. )


- BETİK/KİTAP ile SUPARA[Fars. SÎ+PÂRE]

( ... İLE Osmanlı Devleti'nde, okul kitaplarının genel adı. )


- KİTAP ile/ve/değil TOMAR


- KİTAP ile TRETE[Fr.]

( ... İLE Bir bilim ya da sanatın ana kurallarının yazılı olduğu kitap. )


- KİTAP/DEFTER VS. SAYFALARININ UCUNU BÜKEREK ÇEVİRMEK yerine/değil BÜKMEDEN (DIŞINDAN/YAPRAKLARINDAN)(ALTTAN/ÜSTTEN/YANDAN) ÇEVİRMEK


- Kitaplı KONUŞ!!!


- KİTAPSIZLIK ile/değil/yerine "HESAPSIZLIK"


- KİTAPTA:
YAPRAĞIN UCUNU/YARISINI KATLAMAK değil/yerine AYRAÇ KULLANMAK

( ON BOOK: TO FOLD UP HALF OF(/TIP OF) THE PAPER -> TO USE SEPARATOR
ON BOOK: TO USE SEPARATOR instead of TO FOLD UP HALF OF(/TIP OF) THE PAPER )


- KITASAL ADA ile/||/<> OKYANUS ADASI

( Kıtasal kıta bağlı ada, okyanus adası izole. )

( Formül: Continental İLE oceanic )


- KIT'ATÜ-'D-DÂİRE ile/||/<> KIT'A DEFFÎYYE ile/||/<> KITÂ'U'D-DÂİRE ile/||/<> MÜSTEDÎR

( Daire parçası. İLE/||/<> Küre kuşağı. İLE/||/<> Daire dilimi. İLE/||/<> Dairesel. )


- KITCHEN :/yerine MUTFAK


- KITİPİYOZ[Yun.] değil/yerine/= DEĞERSİZ, BAYAĞI, KÖTÜ


- KITIR KITIR (YEMEK, KESMEK, DOĞRAMAK)


- KITIR ile TIKIR

( Minderin sertleşmesini sağlayan içindeki saman parçaları. | Yalan. | Patlamış mısır. İLE Tıkırdayan, birbirine vuran, çarpan şeylerin çıkardığı ses. | Para. )


- KİTLE ile KÜTLE[Ar.]

( Katı maddelerin büyük parçası, küme, yığın. | [fizik] Bir nesneye uygulanan kuvvetle, oluşan ivme arasındaki orantıyı veren katsayı ya da nesne niceliği. )


- KİTLE değil/yerine/= TOPLULUK


- KİTLESEL YOK OLUŞ ile/||/<> ARKA PLAN YOK OLUŞ

( Kitlesel ani büyük ölüm, arka plan normal oran. )

( Formül: Catastrophic İLE steady )


- KITLIKTA:
AÇLIK değil TOKLUK

( Kıtlık zamanlarında, kişileri, açlık değil alışmış oldukları tokluk öldürür. )


- KIVAM ile/ve/||/<>/> KIYAM

( Ölçü/kıvam oluşturmadan, kalkış/kıyam, ilerleme, gelişim olmaz. )


- KIVILCIM ve/||/<> SİVİLCE

( [fazla] Güvenme servetine! Bir kıvılcım yeter. VE/||/<> [fazla] Güvenme güzelliğine! Bir sivilce yeter. )


- KIVILCIM/ŞERÂRE[Ar.] ile/değil UÇKUN

( ... İLE Ateşten fırlayan kıvılcım. )


- KIVIR KIVIR (SAÇLAR) -ile


- KIVIRMAK ile KIRITMAK


- KIVRAK ZEKÂ" ile "HAZIR YANIT"


- KIVRAK/LIK ile USTA/LIK


- KIVRAMAK ile KIVRANMAK

( Bir nesnenin buruşup toplanması, kıvırcık duruma gelmesi. | Hızlı yürümek. | Harekete geçmek. İLE Ağrı, sancı gibi gövdesel ya da korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle gövdenin eğilip bükülmesi. | Acı çekmek, üzülmek. | Bir şeye çok gereksinim duymak. )


- KIVRIM KIVRIM (KIVRANMAK)


- KİWİ ile KİWİ

( Meyve. İLE Kuş. )


- KİWİ ile OKARİTO KAHVERENGİ KİWİSİ

( ... İLE Yeni Zelanda'da yaşarlar. )


- KIYÂFET/KİSVE/ESVAP/LİBAS[Ar.}/KOSTÜM[Fr./İng. < COSTUME] değil/yerine/= GİYSİ/GİYİM/GİYECEK/OTRAN


- KIYAFET ile/değil KİFÂYET

( Giysi/giyecek. İLE Yeterli oranda olma, yetme, kâfi gelme. | Yeterlilik. )


- KIYÂM ve/||/<> SÜKÛNET ve/||/<> KAVL ve/||/<> HAYAT

( Hizmet ile olsun! VE/||/<> Hürmet ile olsun! VE/||/<> Hikmet ile olsun! VE/||/<> Edep ile olsun! )


- KIYAM ve/||/<> SÜKÛNET ve/||/<> KAVL(SÖZ) ve/||/<> HAYAT

( Hizmet ile. VE/||/<> Saygı ile. VE/||/<> Hikmet ile. VE/||/<> Edeb ile. )


- KIYAS ile GIYÂS


- KIYAS ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> HAKARET

( Kimseye ve de özellikle çocuklara, ne kıyas, ne de hakaret edilir! )


- KIYAS ile/yerine KARŞILAŞTIRMA

( Tanım/Örnek: Bir sayfanın ikiye bölünerek, iki ayrı olgunun/kavramın kendi özlerinin iki ayrı sütunda sadece veri olarak dizilişi ve öylece yorum eklemeden bırakılması. İLE Yapılan tablonun/karşılaştırmanın altına ekleme/yorum biçiminde göreceliliği, sınırlılığı ve kısıtlılığı potansiyelinin gözardı edilerek bir değerlendirme yapılması.(sınırı aşmak/bilmemek). Sonuç: Kıyasın değil, karşılaştırmanın daha yerinde, arı, saf, doğru olacağı ve kıyas yapmama gerekliliği. )

( Nispet. İLE/YERİNE Oran. )

( TO COMPARE vs. COMPARISON
COMPARISON instead of TO COMPARE )


- KIYAS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KISTAS


- KIYAS ile/değil YANLIŞ KIYAS

( ... İLE Bilgisizin/cahilin yaptığı. )


- KIYASİ[Ar.] ile KIYASEN[Ar.]

( Uygulama ve benzetme ile elde edilen. | Kurala göre yapılmış, kurallı. İLE Kıyas edilerek, kıyas yoluyla. | Karşılaştırarak, oranlayarak. | Benzeterek. )


- KIYASIN ENGELLERİNDE(DEF-İ KIYAS):
MEN ile/ve/||/<> MUARAZA ile/ve/||/<> NAKZ-I İCMÂLÎ ile/ve/||/<> NAKZ-I TAFSİLÎ/ŞEBİHÎ

( EMPECHEMENT PROPREMENT DIT avec/et/||/<> CONTESTATION avec/et/||/<> REFUTATION COLLECTIVE avec/et/||/<> REFUTATION PARTIELLE OU RESSEMBLANTE )


- KIYASIYA = ŞİDDETLİ/YOĞUN BİR BİÇİMDE

( Çok şiddetli, korkunç, müthiş. | Şiddetli bir biçimde. )


- KIYASLAMA HATALARI:
GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME

( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )


- KIYASLAMA ile "TOKUŞTURMA"

( TO COMPARE vs. "TO KNOCK" )


- KIYASLAMA ile/ve/||/<>/> YARGILAMA ile/ve/||/<>/> SUÇLAMA ile/ve/||/<>/> AŞAĞILAMA


- KIYASLAMAK ile/ve/> KARIŞTIRMAK


- KIYAS/LAMAK ile/ve/değil/<> KISKANÇLIK


- KIYAS(LAMA)/TASMİM[Ar.] değil/yerine/= TASIM(LAMA)


- KIYI RESTAURANT :

( Tarabya koyunda ana cadde üzerindeki Kıyı Restaurant çok ünlü bir restaurant olup en iyi balık yenilen on restaurant arasında gösterilmektedir. )


- KIYI/SAHİL[Ar.]["SAYİL" değil!] ile/ve/değil KUMSAL


- KIYI ile/ve/<> RIHTIM[Fars. < RİHTİM: Sıkıştırılmış taş ve toprak yer. | Kumsal.]

( ... İLE/VE/<> Bir akarsu ya da deniz kıyısında doldurularak yapılmış, gemilerin indirme-bindirme ya da yükleme-boşaltma yapabileceği yer. )


- KIYI ile UC


- KIYICI ile KIYICI/GADDAR ile KIYICI

( Kıyma işini yapan kişi. İLE Gaddar. İLE Kıyılara vuran enkazı devletten aldığı izinle toplayan kişi. )


- KIYIDA-KÖŞEDE (KALMAK)


- [ne yazık ki]
!KIYIM ile/ve/||/<> !"YIKIM"


- KIYIN KIYIN -ile

( Kıyıdan, gizli gizli. )


- KIYIN ile KIYINTI

( Güçlü birinin, yasaya ya da vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, zulüm. İLE/ Açlık nedeniyle midede duyulan eziklik. | Herhangi bir nedenle gövdede duyulan kırıklık. | İnce ince doğranmış küçük parça. )


- KIYISINDAN-KÖŞESİNDEN (BULAŞMAMAK)


- KIYIYOR/UM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KINIYOR/UM


- KIYL Ü KÂL/KİL Ü KAL ile ...

( Dedikodu, kuru lâf. [GÜFT Ü GÛ] )


- KIYMAK ile/değil/yerine KILMAK


- KIYMATARYEN değil/yerine KIYMETARYEN

( Hayvanlara/canlılara kıyan ya da "kıyma" denilen şeyden yapılan "şeyler" yiyen. DEĞİL/YERİNE Hayvanların değerini bilip tüm canlılara saygı göstererek yaşama olanağı sunmayı yeğleme zihninde/bilincinde, tutum ve davranışında olanlar. )


- KIYMET(DEĞER) ile/ve KABİLİYET(BECERİ)

( Değerlidir(kıymetli) (belki) fakat becerikli(kabiliyetli) midir (acaba)? )


- KIYMET[Ar.] ile SEMEN[Ar.]


- KIYMET/Lİ[Ar.] değil/yerine/= DEĞER/Lİ


- KIZ BÖCEKLERİ ile KIZ BÖCEĞİ

( Örnek hayvanı kız böceği olan, kanatları eşit, camsı, uçuşları sürekli ve hızlı, avcı böcekler takımı. İLE Eklembacaklıların kız böcekleri takımından, başı büyük, gövdesi narin, zar kanatlı bir böcek. )

( ... cum LIBELLULA DEPRESSA )


- KIZ/KADIN ile VİRAGO

( ... İLE Erkek gibi davranan ve giyinen kadın/kız. | Kavgacı/şirret kadın. )


- KIZ = KID

( Kıt, "nadir/yetersiz/az" olan demektir.
[ Eski zamanlarda annelerin doğumlarda ölmesi ve ayrıca önceliğin/değerin erile verilmesinden dolayı "eril olmayan" bebeğin/doğan-ın değersiz görülmesiyle ve dişil çocukların azalması ve yetersiz/kıt kalmasından adını almıştır. ]
[ Arapça'da KID olarak kullanılan bu sözcük, Türkçe'de hem KIT olarak, hem de D harfinin Z olarak seslendirilmesiyle KIZ olarak yerini almıştır. ] )


- KIZ ve SÂNİYE ve SÂLİSE ve RABİA


- KIZ ile SÜTKIZI

( ... İLE Bir kadının, kendi çocuğu değilken emzirdiği ve kocasıyla birlikte evlat olarak benimsediği kız çocuk. )


- KIZAN ile KIZAN

( Erkek çocuk. | Silahlı köy delikanlısı. | Çoluk çocuk. İLE Dişi köpek, kedi gibi hayvanların çiftleşme isteği gösterdikleri durum ya da zaman. )


- KIZARIP BOZARMAK


- KIZDIRMAK ile KISTIRMAK


- KIZGINLIK ile/değil AŞAĞILAMA


- KIZGINLIK ile İSYAN

( ANGER vs. REBELLION )


- KIZGIN/LIK ile/ve TEPKİLİ/LİK


- KIZGIN/LIK ile/ve/değil/<> ÜZÜNTÜ/ÜZGÜN

( Üzüntü bir zihinsel acıdır ve bu ıstırap, mutlaka dikkat ister. Ona dikkatimizi verdiğimizde, çağrı durur ve bilgisizlik sorunu da kaybolur. )

( Üzüntülerimiz hakkında üzülmemize gerek yoktur. )

( Üzüntü, sen ve ben olduğu sürece devam eder. )

( Worry is mental pain and pain is invariably a call for attention. The moment you give attention, the call for it ceases and the question of ignorance dissolves.
You need not worry about your worries. )


- KIZIL GERDANLI DALGIÇKUŞU ile KARA GERDANLI DALGIÇKUŞU


- KIZIL MESCİD ile KIZIL MESCİD

( Eyüp, Kalenderhane Sokağı'ndadır. İLE Fatih-Draman'da, Tercüman Yunus Sokağı'ndadır. )

( 1581'de, Kiremitçi Süleyman Çelebi tarafından. [Kiremitçi Süleyman Çelebi adıyla da bilinir.] İLE Hüseyin Ağa tarafından. [Hüseyin Ağa Mescidi adıyla da bilinir.] )


- KIZIL ŞAHİN ile ŞAH KARTAL

( ile )


- KIZIL ile KIZILTI

( ... İLE Bir yerden yansıyan hafif kızıl renk, solgun kızıl. | Bu renkte olan. )


- KIZILABA ile/||/<> PIRPIRI/PİRPİRİ ile/||/<> LATA

( Yeniçeri oçağına küçük yaşta giren oğlanların giydiği kırmızı abadan yapılmış giysi. İLE/||/<> Yeniçeri salma erlerinin giydiği kırmızı çuhadan yapılmış cüppe. İLE/||/<> İlmiyenin giydiği bir üstlük. )


- KIZILAY, TEVFİK (İST. 1935 - 1979) :

( Eyüpspor Kulübünden transfer edildi. Aralıklı olarak beş sezon (1961 - 1962; 1964 - 1965 ve 1969 - 1972) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 50 lig, 3 B takımlar ligi, 1 kupa maçı olmak üzere 64 resmi ve 13 özel maçla birlikte 77 maçta oynadı. 1961/62 sezonunda Taksim ile oynanan lig maçında (11.04.1962) rakip seyirciler aleyhinde tezahürat yapınca tribüne çıkarak kavga ederek bağıranlardan bir kaçını dövdü bu eylemi ile de ebedi hak mahrumiyeti aldı. 1964/65 sezon içinde çıkan Af Yasası ile affa uğradı ve tekrar sahalara döndü 1972'de Hasköy Spor Kulübüne transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )


- KIZILAY ile KIZILHAÇ

( RED CRESENT vs. RED CROSS )


- KIZILCIK KÖŞKÜ :

( Sarıyer vadisinin tam ortasında yani bugünkü Yusuf Ziya Öniş Stadının bulunduğu bağın içinde idi. Sahibi ise Türkiye'nin ilk Baro Başkanı Mehmet Raşit Efendi (1886 - 1908) idi. Bu muhteşem köşkte zamana direnemedi, harap oldu. Bağ satıldıktan sonra ise spor alanı yapılmak üzere köşk yıktırıldı. )


- KIZILCIK ile ÇİĞDE

( ... İLE Kızılcığa benzer, kabuğu sert bir meyve. )


- KIZILCIK ile GERİMŞİK/GERMİŞİK

( ... İLE Yabani kızılcık. )


- KIZILCIK ile VİŞNE

( Kızılcıkgillerden, yaprak açmadan çiçeklenen iri gövdeli bir ağaç. | Bu ağacın güzün olgunlaşan, kırmızı, tek çekirdekli, reçeli ve şerbeti yapılan, buruk bir tadı olan yemişi. İLE Gülgillerden, dalları kırmızımtırak, çiçekleri beyaz renkte, kiraza benzer bir ağaç. | Bu ağacın genellikle reçel ve şerbet yapılan, kırmızı renkte ekşimtırak meyvesi, ekşi kiraz. )

( CORNELIAN CHERRY vs. SOUR CHERRY/MORELLO/AMARELLE )

( CORNUS MAS/FRUCTUS CORNI cum PRUNUS CERASUS / CERASUS VULGARIS )


- KIZILDERİLİ değil/yerine AMERİKA(N) YERLİSİ/ESKİ HİNTLİLER/OLD INDIANS


- KIZILGERDAN = | NAR BÜLBÜLÜ = KINALI = GÖĞSÜ KINALI |[yerel]


- KIZILKAYA, BAKİ (İST. 1930) :

( Emirgan'ın renkli simalarından biridir. Uzun Yıllar Sabancı Ailesinin özel fotoğrafçılığını yaptı. 1984 yılından bu yana beş dönem (25 yıl) Emirgan muhtarı olarak görev yaptı. 29 Mart 2009 seçimlerinde görevini yeni seçilen arkadaşına devrederek muhtarlık yaşamını tamamladı. )


- KIZILÖTESİ ASTRONOMİ ile/||/<> GÖRÜNÜR IŞIK ASTRONOMİSİ

( Kızılötesi astronomi sıcaklık ve toz içi gözlem İLE görünür ışık astronomisi yıldız ve galaksi gözlemidir. Kızılötesi erken evren İLE kırmızıya kayma nedeniyle uzak nesneler görür. James Webb kızılötesi İLE ilk galaksileri inceliyor. )

( John Mather tarafından 2021 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1946-) (Ülke: ABD) (Alan: Astrofizik, Kozmoloji) (Önemli katkıları: Kozmik mikrodalga arka plan ışıması ölçümleri, COBE ve James Webb projesi, Nobel Ödülü (2006)) )


- KIZILÖTESİ ile/||/<> IŞIN

( Kızılötesi ışınların keşfi )

( William Herschel tarafından 1800 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1738-1822) (Ülke: Almanya-İngiltere) (Alan: Astronomi) (Önemli katkıları: Uranüs gezegeni, kızılötesi ışınlar) )


- KIZIL/QIZIL ÇÜVİT ile AL ÇÜVİT ile KÖK ÇÜVİT ile YAŞIL ÇÜVİT ile SANG ÇÜVİT
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Parlak kırmızı renk. İLE Kızıl turuncu renk. İLE Parlak mavi renk. İLE Yeşil renk. İLE Sarı renk. )


- KIZILTUĞ, AV. HÜSEYİN (SARIYER,1952) :

( Sarıyerlidir. Sarıyer İlkokulu, Sarıyer Ortaokulu ve Sarıyer Lisesini bitirdi, İ.Ü. Hukuk Fakültesinden mezun oldu ve Avukat olarak hayata atıldı. Askerlik görevini yaparken Kıbrıs Barış Harekâtına katıldı ve Gazi olarak döndü. Sarıyer Spor Kulübünde basketbol oynadı. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübünde 3 dönem (6 yıl) Yönetim Kurulu üyesi olarak görev şaptı. Sarıyer Liseliler Derneğinde 3 dönem (6 yıl) Yönetim Kurulu üyesi, Sarıyerliler Derneği (SA - DER) ‘inde 4 dönem (8 yıl) yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu üyesidir. )


- KIZILTUĞ, İSMAİL (SARIYER, 1917 - 1983) :

( İş hayatına İstanbul Belediyesinde başladı ve Tahakkuk şefliğinden emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü'nün ilk takımında oynadı. 1 dönemi başkan (1961/62) olmak üzere 7 dönem Sarıyer Spor Kulübü'nde yönetici olarak görev yaptı. Kulübün amatörlük ve profesyonellik dönemlerinde görev yapan birkaç yöneticiden biridir. Kulübün Divan Kurulu üyesiydi. )


- KIZIM ile/ve/||/<>/> GELİNİM

( Sana söylüyorum. İLE/VE/||/<>/> Sen anla! )


- KIZIM/OĞLUM yerine ÇOCUĞUM


- KIZKULESİ ile/ve/||/<> KIZKULESİ SOKAĞI

( İstanbul'da. İLE/VE/||/<> Ankara'da. )

( )


- KIZMAK ile "BOZULMAK"


- KIZMAK ile/değil DOĞRUDAN SÖYLEMEK

( [not] TO GET ANGRY vs./but TO SAY DIRECT )


- KIZMAK ile/ve/değil/yerine GÜCENMEK


- KIZMAK ile HOMURDANMAK

( TO GET ANGRY vs. TO GRUMBLE )


- KIZMAK ile/ve KINAMAK


- KIZMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK

( Isıtılan ya da ısınan bir nesnenin sıcaklığının çok artması. | At, eşek vb. hayvanların çiftleşme istemesi, kösnümek. | Dişi kuşların zamanı gelip kuluçkaya yatma isteği göstermesi. | Öfkelenmek, sinirlenmek. İLE Yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak. İLE Bitkilerin, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınması. İLE Hayvan, eş isteme zamanı gelmek, kösnümek. İLE Zorlu, sert, kızışık bir durum almak, şiddetlenmek, artmak. | Hızlanmak, hareketlenmek. )


- KIZMAK ve ÖNEMSEMEK


- KIZMAK ile RAHATSIZ OLMAK


- KIZMAK ile/ve/değil/yerine SİTEM[Fars.] (ETMEK)

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Birine, yaptığı bir hareketin ya da söylediği sözün, üzüntü, alınganlık, kırgınlık vb. duygular uyandırdığını, öfkelenmeden belirtme. )


- KIZMAK ile/ve/<> "TAPASI ATMAK"


- KIZMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÜZÜLMEK


- KIZMAZ, AHMET NABİ (ÇORUM, 1946) :

( Sarıyer/Yenimahalle'de ikamet etmektedir. İlk, orta ve liseyi Çorum'da tamamladı. İ.Ü. Tıp Fakültesinden 1972'de mezun oldu. Almanya'da Erlanger Ünriversitesinde Cerrahi dalında çalıştı. Yurda döndükten sonra Beyoğlu Hastanesinde asistanlığını tamamladı. Tiroit hastalıkları ve cerrahi üzerinde çalışmalarını devam ettirdi. Tez çalışmasını Cerahpaşa Tıp Fakültesi Endoksin ve Cerrahi Anabilim dalında gerçekleştirdi. 1982'de genel cerrahi uzmanı oldu. Karabük Sigorta Hastanesinde cerrahi uzmanı, İstanbul İstirnye Hastanesinde ve İstinye Devlet hastanesinde Başhekim yardımcısı olarak çalıştı. Taksim İlk Yardım Eğitim ve Araştırma Hastanesi Cerrahi Servisinde, daha sonra da Sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesinde çalıştıktan sonra tekrar Haydarpaşa Numune Eğıitim Hastanesine döndü. 1999'da İstinye Devlet Hastanesine Baştabib atandı. Emekli olduktan (2003) sonra değişik özel hastanelerde çalıştı. Pek çok akademik çalışmalarda bulundu, mesleki toplantılara katıldı. )


- KIZSA ile KIZSA ile KISSA[Ar.]

( O, kızar/öfkelenir ise. İLE Erkek değil ise. İLE Ders çıkarılması gereken anlatı, olay. )


- KKDS/CLINICAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KLINİK KARAR DESTEK DÜZENİ


- KKE/PERSONAL PROTECTIVE EQUİPMENT KİŞİSEL KORUYUCU EKİPMAN, KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM -değil/yerine/=


- KLADİSTİK ile/||/<> FENETİK

( Kladistik ortak ata İLE fenetik genel benzerlik sınıflamasıdır )

( Formül: Monofiletik İLE benzerlik )


- KLAN[Fr.]/SEMİYE[Osm. < Ar.] ile SOP

( Toplumun ilk ve en basit biçimi/türü. )


- KLARNET ile/ve SERKAN ÇAĞRI SOL KLARNET/İ


- KLARNET ile/ve Sİ-BEMOL/JAZZ KLARNET/İ


- KLASIFIKASYON/CLASSIFICATION[İng.] değil/yerine/= SINIFLAMA


- KLASİK FİZİK ile/||/<> KUANTUM MEKANİĞİ

( Klasik fizik makroskopik nesnelerin davranışını açıklarken İLE kuantum mekaniği atomik ve subatomik parçacıkların davranışını açıklar )

( Max Planck tarafından 1900 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1858-1947) (Ülke: Almanya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Kuantum teorisi, Planck sabiti) (Nobel: 1918) )


- KLASİK FİZİK ile/||/<> MODERN FİZİK (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( Klasik makro dünya, modern mikro ve yüksek hız fiziğidir )

( Formül: Newton İLE Einstein/Planck )


- KLASİK GELENEKTE ve MODERN GELENEKTE

( Mantık + Dil Felsefesi. VE Mantık + Matematik. )

( ... VE 1860 sonrası. )


- KLÂSİK GİTAR ile/ve AKUSTİK GİTAR


- KLASİK İLE MODERN İLE KUANTUM İLE RELATİVİSTİK ile/||/<> FİZİK DALLARI

( Fiziğin ana alanları. )

( Formül: ℏ İLE c sabitleri )


- KLASİK İLE RELATİVİSTİK İLE KUANTUM ile/||/<> FİZİK PARADİGMALARI

( Üç temel fizik anlayışının karşılaştırması. )

( Formül: E = mc² İLE ΔxΔp ≥ ℏ/2 )


- KLASİK KİMYA ile/||/<> KUVANTUM KİMYASI

( )

( Bilinmiyor tarafından keşfedildi/formüle edildi. )


- KLÂSİK KİTAP ile DERS KİTABI


- KLASİK KOŞULLANMA ile/ve BİLİŞSEL KOŞULLANMA


- KLASİK MANTIK ile/||/<> BULANIK MANTIK

( Klasik mantık kesin doğru/yanlış değerleri kullanırken İLE bulanık mantık 0-1 arasında derecelendirilmiş üyelik değerleri kullanır )

( Formül: μ(x) ∈ [0 ile1] )

( Lotfi A. Zadeh tarafından 1965 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1921-2017) (Ülke: Azerbaycan/ABD) (Alan: Matematik, Bilgisayar) (Önemli katkıları: Bulanık mantık, bulanık kümeler) )


- KLÂSİK MANTIK ile/ve MODERN MANTIK

( Dile dayalı kavram, tanım, önerme ve çıkarımı esas alır. İLE/VE Simgelere dayalı önerme ve çıkarımı esas alır. )

( )


- KLASİK MANTIK ile/||/<> MODERN MANTIK

( Klasik mantık Aristoteles mantığı İLE modern mantık sembolik mantıktır. Klasik mantık doğal dil ile İLE modern mantık matematiksel gösterimle çalışır. Klasik mantık üç temel yasa İLE modern mantık önerme ve yüklem mantığı içerir. )

( Gottlob Frege tarafından 1879 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1848-1925) (Ülke: Almanya) (Alan: Matematik, Mantık, Felsefe) (Önemli katkıları: Modern mantığın kurucusu, önerme mantığı, yüklem mantığı, anlam ve gönderim ayrımı, matematiksel mantık gösterimi) )


- KLASİK MEKANİK/"FİZİK" ile/ve/||/<>/> KUVANTUM MEKANİĞİ/"FİZİĞİ"

( Bağımsız nesne. İLE/VE/||/<>/> Bağımlı enerji. )

( Sürekli zaman. İLE/VE/||/<>/> Süreksiz an. )

( Sürekli mekân. İLE/VE/||/<>/> Süreksiz olasılık. )

( Belirlilik. İLE/VE/||/<>/> Belirsizlik. )

( Yerellik. İLE/VE/||/<>/> Tümellik. )

( Nedensellik. İLE/VE/||/<>/> Bütünsellik. )

( Bağımsız ölçüm. İLE/VE/||/<>/> Bağımlı ölçüm. )

( Mantık.[0 | 1 (ya / ya da)] İLE/VE/||/<>/> Eytişimsel mantık. [hem, hem de | ne, ne de] )

( 1900 - MAX PLANCK
["Kuvantum Kuramı"nı geliştirdi ve Termodinamik yasaları üzerine çalıştı. Kendi adıyla bilinen "Planck sabiti"ni ve "Planck ışınım yasası"nı buldu.] )

(

Max Planck, Albert Einstein,
Niels Bohr, Louis de Broglie,
Max Born, Paul Dirac,
Werner Heisenberg, Wolfgang Pauli,
Erwin Schrödinger, Richard Feynman )

( Makroskopik nesnelerin devimini inceleyen fizik dalı. İLE/VE/||/<>/> Mikroskopik parçacıkların davranışını inceleyen fizik dalı. )


- KLÂSİK NEDENSELLİK (ELEŞTİRİSİ) ile/ve MODERN NEDENSELLİK (ELEŞTİRİSİ)


- PSİKANALİZ:
KLASİK ile/ve/||/<> İLİŞKİSEL


- KLASİK ile/ve/=/||/<> ALGI KÖRLÜĞÜ OLUŞTURMAYAN


- KLASİK ile/değil ANTİK/A

( [not] CLASSIC vs. ANTIQUE )


- KLASİK ile/ve/değil/yerine/<> GELENEKSEL

( CLASSICAL vs./and TRADITIONAL )


- KLASİK ile GELENEKSEL

( CLASSIC vs. TRADITIONAL )


- KLASİK ile/ve/değil/yerine KADÎM

( Her dönem geçerli olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE ... )

( [not] CLASSICAL vs./and/but ANCIENT
ANCIENT instead of CLASSICAL )


- KLASİK ile KLASİSİZM[Fr. < CLASSICISME]

( Üzerinden çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen yapıt. | XVII. yüzyıl Fransız dili, sanatı ve yazarları ile ilgili olan. | Alışılmış. | Sanatta kuralcı. | Kökleşik. | Eski Yunan, Roma ve XVII. yüzyıl Fransız sanatıyla ilgili sanatçı ya da yapıt. | Eski Yunan ve Roma çağı dili ve sanatı ile ilgili olan. İLE Eski Yunan, Roma sanatından, yazınından kaynaklanan, XVII. yüzyılda Fransa'dan yayılan sanat ve yazın çığırı. )


- KLAS/MAN[Fr. < CLASSE/MENT] değil/yerine/= BÖLÜM


- KLAVSEN[< Fr.]/ÇEMBALO[< İt.] = PİYANO[İt. < PIANO]

( Klavyeli ve telli bir çalgı. )


- KLAVYE KULLANIMI(/CISI) ile FARE KULLANIMI(/CISI)

( Üretim/üret[k]en. İLE Tüketim/tüket[k]en. )

( Büyük Harf[Caps Lock] tuşu aktifken [AltGr + Q] işaretini çıkartamazsınız. )


- KLAVYE ile/ve/||/<>/> MEKANİK KLAVYE


- KLİAD ile/||/<> GRADDE

( Kliad evrimsel grup İLE gradde gelişim seviyesi. )

( Formül: Evolutionary İLE developmental )


- KLİNİK BİBLİYOTERAPİ ile/ve/||/<> GELİŞİMSEL BİBLİYOTERAPİ


- KLİNİK BİYOKİMYA ile MOLEKÜLER TIP

( Hastalıkları teşhis ve tedavisinde kullanılan biyokimyasal yöntemleri inceleyen bir bilim dalı. İLE Moleküler düzeyde hastalıkların teşhisi ve tedavisi ile ilgilenen bir tıp dalı. Bu iki dalın kesiştiği noktada, genetik testler ve moleküler ilaçlar geliştirilmektedir. )


- KLİNİK PSİKOLOJİ ile/ve/değil/||/<> PSİKOPATOLOJİ


- KLİNOMETRE[Fr.] değil/yerine EĞİMÖLÇER

( Bir yüzey, düzlem, yol ya da aygıtın, yatay düzleme oranla eğimini ölçen araç. )


- KLİŞE[Fr. < CLICHÉ] değil/yerine/= BASMAKALIP SÖZ / TANIKLIK


- KLİŞE[Fr. < CLICHE] değil/yerine/= KALIP/BASMAKALIP

( Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, biçim, yazı çıkarılmış metal levha. | Basmakalıp söz, görüş vb. )


- KLİŞE ile/değil KLASİK


- KLON SEÇİLİMİ ile/||/<> KLON EKSPANSİYONU

( Klon seçilimi belirli özellikteki hücreleri seçerken İLE klon ekspansiyonu seçili hücreleri çoğaltır )

( Formül: Seçici basınç )


- KLON ile/||/<> KİMERA

( Klon identik kopya İLE kimera farklı DNA karışım. )

( Formül: Identical İLE mixed DNA )


- KLOR[Fr. < CHLORE] ile KLOR HİDRAT[Fr. < CHLORHYDRATE] ile KLOR HİDRİK ASİT ile KLORİK[Fr. < CHLORIQUE] ile KLORLAMAK

( Atom numarası 17, atom ağırlığı 35,5 olan, normal sıcaklıkta gaz durumunda bulunan, halojenlerden bir öğe.[simgesi Cl] İLE Azotlu organik bir baz ile hidroklorik asitten türeyen tuz. İLE Klor ile hidrojen bileşiği (HCl). İLE Klorik asit. İLE Mikroplardan arındırmak amacıyla suya düşük oranda klor katmak. | Özellikle yünlü kumaşlara, ipliklere parlaklık vermek için klor gazına tutmak. | Savaşta insana, hayvanlara ve bitkilere zararlı olması, öldürmesi için klor püskürtmek. )


- KLOR[Fr. < CHLORE] ile KLORÜR[Fr. < CHLORURE]

( Atom numarası 17, atom ağırlığı 35,5 olan, normal sıcaklıkta gaz durumunda bulunan, halojenlerden bir öğe.[simgesi Cl] İLE Klorun, oksijen ve flor dışındaki elementlerle yaptığı birleşik. )


- KLOROFİL[Fr. < CHLOROPHYLLE] ile KLOROFORM ile KLOROMETRİ/KLORÖLÇER ile KLOROPLAST[Fr. < CHLOROPLASTE] ile KLOROZ/SARICALIK

( Güneş ışığını soğurarak bitkilerde karbon özümlemesini sağlayan ve bitkilere yeşil renklerini veren nesne. İLE Renksiz, hoş kokulu, genellikle anestezide kullanılan, yatıştırıcı ve uyuşturucu birleşik. [CHCI3] | Bir tür organik yağ çözücü. İLE Bir sıvının içindeki erimiş bulunan klor miktarını ölçmeye yarayan araç. İLE Yeşil bitkilerde gözelerin içinde bulunan, klorofil moleküllerinden oluşan, karmaşık yapılı kromoplast. İLE Kanda alyuvar sayısının azalmasından ileri gelen, genellikle genç kızlarda görülen kansızlık. | Yaprakların sarımtırak bir renk aldığı bitki hastalığı. )


- KLOROFİL ile/ve HEMOGLOBİN[Fr. < Yun: HAIMA: Kan. | BUS: Yuvarlak.]

( Bitkilere rengini veren. İLE/VE Kana rengini veren. | Soluk alma aygıtıyla organizmanın gözeleri arasında oksijen ve karbon gazını iletmeyi sağlayan, bileşiminde, demir, azot, oksijen, hidrojen, kömür ve kükürt bulunan alyuvarların en önemli maddesi. )


- HIZIR/KLOROFİL değil/yerine/= YEŞERMİK, YEŞİLİZ


- KLOSTROFOBİ[Fr./ing. < Yun.]["KLASTROFOBİ" değil!] değil/yerine/= KAPALI YER KORKUSU


- KM/BY/KNOWLEDGE MANAGEMENT değil/yerine/= BİLGİ YÖNETİMİ


- KMML ile/||/<> JMML

( KMML'nin ayrıntıları için burayı tıklayınız... İLE/||/<> JMML'nin ayrıntıları için burayı tıklayınız... )


- KMR/CARDIAC MAGNETIC RESONANCE[İng.] değil/yerine/= KARDİYAK MANYETİK REZONANS


- KMY/BONE MINERAL DENSITY[İng.] değil/yerine/= KEMİK MINERAL YOĞUNLUĞU


- KNEE :/yerine DİZ


- KNEZ ile ...

( Rus Beyi. )


- KNEZLİK ile/||/<> VOYVODA

( Prensliğin genellikle Slav devletlerine verilen adı. İLE/VE/||/<>/> Slav dillerinde kumandan ya da prens. )


- KNİDARİA ile/||/<> KTENOFORA

( Knidaria knidosit iğne İLE ktenofora taraklı. )

( Formül: Stinging İLE comb plates )


- KNIFE :/yerine BIÇAK

Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 52.663 başlık/FaRk ile birlikte,
52.663 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(112/212)