F ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 21.828 başlık/FaRk ile birlikte,
21.828 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(9/89)
- AYIRMA ile/ve/||/<>/> SINIFLANDIRMA ile/ve/||/<>/> SONSAL SINIFLAMA
( TO SEPARATE vs./and/||/<>/> CATEGORIZE )
- AYIRMA ile/ve/||/<> YALINLAŞTIRMA ile/ve/||/<> ARA ÇÖZÜM/LER ARAMA/BULMA
( Düşüncenin, bilgilerin, nesnelerin, kavram, olay ve olgular üzerinde en temel uygulanması gerekenlerin başında, onları bütün olarak görebilmenin yanı sıra ve ötesinde, ayırma bilgisi, becerisi ve oranı bulunmaktadır.
Bilmek ya da bilinebilenler, ancak küçültme ya da ayırma bilgi ve becerisiyle elde edilebilirler. Bu işin ustalığı da, her ustalığın temelinde bulunan çıraklık sürecinde gerçekleşir ve kaynağını, gücünü çıraklık döneminden alır. Bu bilgi, deneyim ve dönem, kalfalıkta ve ustalıkta bile olunsa, tüm sürecin neredeyse tamamıdır.
Birleştirme bilgi ve becerisi olarak tanımlanan ustalık, yetkin çıraklıktır. Hatta ustalık diye bir şeyden bile söz edilemeyecek kadar tek bir bilinç ve beceridir. Kişinin, bisiklet kullanmayı bir kere öğrenmesinden sonra, yaşam boyunca bir daha bisiklet kullanmayı öğrenmeye gerek kalmaması, kendinin değil, suyun kaldırma gücündeki gibi, kendiliğindenliğiyle, doğasıyla sağlanır. Zihnin ya da bilincin devrede olması ile değil, beynin ya da öte bir bilincin devrede olmasıyla, bilinç merdiveninde görülen, bilinçsiz bilinçlilik ya da yeterlilik ile sağlanır.
Karmaşık olan ya da öyle "algılanan" süreçlerin çözümü de, onları, oldukları yapıda değil, küçülterek ya da çok haneli sayıdan oluşan bir bölmenin, tek haneli bir sayıya doğru yalınlaştırılması ile gerçekleşir.
Çözümsüz "görünen" durumların da çözümü, köklü/kökten çözüm arayışı değil ara çözüm üretebilmektir. Yaşamımızda, karşılaşılabilecek sonsuz olumlu ya da olumsuz olasılıktaki durum ve süreçler için bazen ya da çoğunlukla, bir düşünce ya da nesneden, ödün vermeden ya da bir parçasından vazgeçmeden, bir şey elde etmek ya da yetersiz/olumsuz sürecin devam etmesine göz yumarak, bir sonuç ya da çözüm oluşturmak olanaklı değildir.
Ne herhangi bir düşünce ya da bir durum için, ne de kaygının sona erdirilmesi, olumsuz ya da yetersiz koşulların tamamen ortadan kalkma "beklentisi" ya da "dileği" ile sağlanamayacağından dolayı, ayırmayı, yalınlaştırmayı ve ara çözümler üretmeyi bilmek, becermek gerekmektedir.
"Hiçbir sorun, onu yaratan 'bilinç seviyesi'yle çözülemez." )
- AYIRMAK/AYIRABİLMEK ile/ve/>/= TOPARLAMAK/TOPARLAYABİLMEK
( TO SEPARATE vs./and/>/= TO (BE ABLE TO) PACK/SUMMARIZE )
- AYIRMAK SURETİYLE ile/değil/yerine/||/<> AYIRARAK
- AYKIRI ile/ve/değil/yerine/<>/< AYRI
- AYKIRI ile DIŞARIDA OLAN/KALAN
- AYKIRI ile HAYKIRI
- AYKIRI ile/ve/değil/||/<>/< ORANTISIZ
- AYKIRI/LIK / KARŞITLAMLI = MUFÂRIK[Ar.] = TENÂKUZ[Fars.] = PARADOX[İng.] = PARADOXE[Fr.] = WIDERSINNING/KEIT, PARADOX/IE[Alm.] = PARADOSSO[İt.] = PARADOX[İsp.] = PARADOXON[Lat.] = PARADOKSOS[Yun.] = PARADOX[Felm.]
- AYKIRI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/< AYRI/LIK
( [not] INCONGRUITY vs./and/but/<>/< DISTINCT
DISTINCT instead of INCONGRUITY )
- AY/LIK ile/ve/değil/||/<> AN/LIK
- AYMAZLIK ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMA/İHMAL
- AYNA:
CAM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< CAN
( Kendi yüzünü görmek isteyenin baktığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Özünü görmek isteyenin baktığı. )
- AYNA:
| DOĞA NESNELERİ ve/||/<> NESNELER | ve/||/<> KİŞİ/İNSAN ve/||/<> YAZI
- AYNA ile/ve/||/<> DİKİZ AYNASI
( )
- AYNADA:
YÜZÜNÜ GÖRMEK ile/ve/değil/yerine ÖZÜNÜ GÖRMEK
( [istersen] Cama bak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Can'a bak! )
- AYNALA(N)MA ve/||/<> ONAYLA(N)MA
- AYNA/LA(N)MAK ile/ve/değil/||/<>/< SAHİPLENMEK/MUSAHİPLİK
- AYNAN YOKSA KOMŞUNA BAK ile/ve BANA ARKADAŞINI SÖYLE, SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM
- AYNEN ile/||/<> AL BENDEN DE O KADAR
- AYNEN ile/ve/||/<> HOMOJEN
- AYNEN ile/ve TAMAMEN
( EXACTLY vs./and COMPLETELY )
- AYNI AÇIDAN BAKMAK ile/ve/||/<>/>/< AYNI ACIDAN BAKMAK
- AYNI ANDA ile/ve/değil/||/<> MİLİSANİYELER İÇİNDE
- AYNI "BOK" ile/ve/değil/||/<>/> LACİVERDİ
- AYNI DİLİ KONUŞMAK ve/||/<> AYNI DURUMU/HÂLİ PAYLAŞMAK
- AYNI DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLİKTE DÜŞÜNMEK
- AYNI PARALELDE değil AYNI YÖNDE ya da PARALELDE
- AYNI ŞEYE, FARKLI ADLAR KOYMAK ya da FARKLI ŞEYLERE, AYNI ADI KOYMAK
( İkisi de, yapılmaması gerekenlerdendir. Kavramlar, durumlar, olay ve olgular arasındaki farkları ya da karıştırılmaması gerekenlerin bilinciyle gerçekleştirilebilir. )
- AYNI ŞEYİ(AYRINTIYI/KONUYU):
KONUŞUYORUZ ile/ve/değil/||/<>/> SÖYLÜYORUZ
- AYNI YÖNDE ile/ve/||/<> PARALEL
- AYNI ZAMANDA ve/||/<> ÇOK
- AYNI ile/değil/yerine/>< AYNA
( Çevremizdekilerin [bazı/çoğu olumsuz/kötü/yanlış] zihniyle[düşünce, duygu, davranış, değer, deneyim ve dil] aynı olmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çevremizdekilere yapmayabileceklerimizle[ihtiyârımızla] [etkin ve yetkin] ayna ve örnek olmak. )
- AYNİ[Ar.] ile AYNÎ[Ar.] ile AYNÎ[Ar.]
( Hep o, başkası değil. | Tıpkısı. İLE Gözle ilgili. İLE Para olarak değil, maddî/eşya olarak verilen. )
- AYNI ile/değil/!= BENZER
( [not] SAME vs./but/!= SIMILAR )
- AYNÎ ile İNFÂKÎ ile EKLİ
- AYNI/LIK ile/ve/||/<> KALICI/LIK
- AYNI/LIK ile ÖZDEŞ/LİK
( SAME vs. IDENTITY )
- AYNI/LIK ile PARALEL/LİK
- AYN/ILIK ile/ve/||/<>/>< FARK/LILIK
( Yakınlaştırır. İLE/VE/||/<>/>< Geliştirir. )
- AYNİYAT[Ar.] değil/yerine/= ÖZDEK
- AYNİYET ile ANALOJİ
( SAMENESS vs. ANALOGY )
- AYNİYET[Ar.] değil/yerine/= AYNILIK, ÖZDEŞLİK
- AYNİYET ile MİN VECH
- AYRI AYRI İŞLER ve AYRI AYRI KİMLİKLER
- AYRI BİR "SANAT" ile/ve/değil/||/<>/< AYRI BİR SEVİYE
- AYRI ile/ve GAYRI ile/ve ŞEBİH
- AYRICALIK (BEKLENTİSİ) ile/ve/değil/yerine NEZÂKET
- AYRICALIK ile "AĞIRLIK"
- AYRICALIK ile/ve/||/<>/< AŞK
- AYRICALIK ile/ve/değil/yerine FARK
( [not] PRIVILEGE vs./and/but DIFFERENCE
DIFFERENCE instead of PRIVILEGE )
- AYRIK OLAY ile/||/<> KESİŞEN OLAY
( Ayrık aynı anda olmaz, kesişen olabilir )
( Formül: A∩B=∅ İLE A∩B≠∅ )
- AYRIK ile AYRIM
( Ayrılmış. | Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen. | Kuraldışı, müstesna. İLE Ayırma eylemi. | Bir kişi ya da nesnenin, ötekilerle karış(tırıl)mamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark. | Alt bölüm. | Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter. | Ayrılma noktası. | Bir ya da daha çok sahne içinde geliştirilip, olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü. )
- AYRILABİLECEK OLAN ile/ve/||/<> AYRI OLABİLECEK OLAN
- AYRILABİLİR OLAN/LAR ile/ve/değil/||/<>/< AYRILAMAZ OLAN/LAR
- AYRILACAK ZAMAN ve/||/<> VERİLECEK SELÂM
( Vefâ bilmeyene zaman ayrılmaz/ayrılmamalı. VE/||/<> Değer bilmeyene selâm verilmez. )
- AYRILIK/BOZUŞMA değil/yerine/>< BİRLİK
( Ölümdür/memattır. DEĞİL/YERİNE/>< Yaşamdır/hayattır. )
( TEFRİKA[< FARK] değil/yerine/>< İTTİHAD[< VAHDET] )
- AYRILMA ile AYRIŞMA
- AYRILMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYILMAK
- AYRILMAK ile/ve UZAKLAŞMAK
( TO LEAVE vs./and TO DIGRESS )
- AYRIM ile/değil AÇIKLAMAK/ÖĞRETMEK ÜZERE, (PEDAGOJİK)
- AYRIM <>/> ÇATIŞKI <>/> BİREŞİM
- AYRIM ve/||/<> DENGE
- AYRIM ile/ve SINIR
( DISTINGUISH vs./and BOUNDARY )
- AYRIM ile/ve/||/<>/< TANIM
( DIFFERENTATION vs./and/||/<> DEFINITION )
- AYRIMLI BİRLİK ile/değil AYRIMLI, AŞILMIŞ BİRLİK
- AYRIMLI BİRLİK ile/ve AYRIMLI BİR ile/ve AYRIMSIZ TEK
( ALE-L-ITLAK: Genel olarak bir kayıtla bağlı olmayarak. | Ayırdetmeden, ayırmadan, salt olarak. )
- AYRIMLI ÖZDEŞLİK ile/ve/<> BİREŞİM(TEVHİD)
- AYRINCA ile/değil/yerine ÖNCÜL
- AYRINCA(Ar. İSTİSNÂ) ile/ve/||/<> ÖZEL ile/ve/||/<> BİREYSEL/MÜNFERİT
- AYRINTI ile AÇIKLAMA
( TEFERRUAT ile TAFSİLAT )
- AYRINTI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (BİR/ALT) BAŞLIK
- AYRINTI ile/ve DERİNLİK
( DETAIL vs./and DEEPNESS )
- AYRINTI ile/ve/||/<> GELECEK
- AYRINTI ile İNCELİK
( DETAIL vs. DELICACY )
- AYRINTI ile NÜANS
( ... İLE Resim sanatında renk ayrıntısı. )
( DETAIL vs. NUANCE
... WITH Color detail in art. )
- AYRINTICILIK ile/ve/||/<> TİTİZLİK
- AYRINTI/LAR ile/ve/yerine TEMEL İLKE/LER
( DETAIL/S vs./and BASIC PRINCIPLE/S
BASIC PRINCIPLE/S instead of DETAIL/S )
- AYRIŞIK/HETEROJEN[İng., Fr.] (KARIŞIMLAR) ile/ve/||/<>/>< BAĞDAŞIK/MÜTECÂNİS[Ar.]/HOMOJEN[İng., Fr.] (KARIŞIMLAR)
( Gözle ayırt edilebilen farklı fazlardan oluşur. İLE/VE/||/<>/>< Tek bir fazda homojen bir biçimde dağılmış nesnelerden oluşur. )
- AYRIŞMA ile/ve/değil/||/<>/> ÇOĞALMA
- AYRIŞMA ile/ve/||/<>/> UZAKLAŞMA
- AYRIŞMAK değil/yerine BULUŞMAK
- AYRIŞTIKLARIMIZ ile/değil/yerine BULUŞTUKLARIMIZ(BULUŞABİLECEKLERİMİZ)
- AYRIŞTIRMAK ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLAŞTIRMAK
- AYRIŞTIRMAK ile/değil/yerine KAYNAŞTIRMAK
- [ne yazık ki]
AYRIŞ(TIR)MAK ile/ve/<> YABANCILAŞ(TIR)MAK
- AYRIYET(T)EN değil AYRICA
- AYRIYKEN/AYRIYSAK ile/değil/yerine/>< BİRLİKTEYKEN/BİRLİKTEYSEK
( Yerlerdeyiz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ayaktayız. )
- AYTA = HİTABE[Ar.] = DECLAMATION[İng.] = DÉCLAMATION/HARANGUE[Fr..] = DEKLAMATION[Alm.]
( Tumturaklı konuşma. | Resmî bir yerde, üst seviyedeki kişiler karşısında söylenen ve oldukça kısa olması gereken söylev. [AYTA VURGUSU / ACCENT ORATOIRE] )
- AYTIŞMAK[> EYTİŞİM] ile/ve/=/||/<>/< ATIŞMAK
( Atışmak. | Münazara. | Saz şairleri belirli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söylemek. İLE/VE/||/<>/< Birbirine karşılıklı söz söyleyerek tartışmak. | Saz şairleri belirli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söylemek. | Çocuk oyunlarında ebeyi ya da takımda olanları belirlemek için karşılıklı olarak adım atmak. | Ok vb. atarak yarışmak. )
- AYURVEDA TIBBI ile/||/<> HİPOKRAT TIBBI
( Ayurveda dosha dengesi üzerine kuruludur İLE Hipokrat tıbbı dört sıvı kuramıne dayanır. )
( Charaka tarafından -200 yılında keşfedildi/formüle edildi. (-300--200) (Ülke: Hindistan) (Alan: Tıp, Biyoloji) (Önemli katkıları: Charaka Samhita, Ayurveda tıbbı) )
- AYVA ile JAPON AYVASI
( CYDONIA OBLONGA cum CHAENOMELES SPECIOSA )
( Ayva, Farsça'da, "sulu" ve "mavi" demektir. )
( SEFERCEL ile ... )
( ÂBÎ, BİH/Î ile ... )
- AZ ANLAYAN ile ÇOK ANLAYAN
- [ne yazık ki]
AZ BİLME ve/||/ne yazık ki/<>/> ÇOK SAVUNMA
- AZ BİLMEK ve/değil/için/||/<>/< ÇOK OKUMAK/DİNLEMEK/DÜŞÜNMEK
- AZ / ÇOK değil/yerine ORANTISIZ/ORANTILI
- AZ İLE YETİNMEK ile/ve/||/<>/>/< ÖLÇÜLÜLÜK
( TO BE CONTENTED WITH FEW vs./and/||/<>/>/< MODERATION )
- [ne yazık ki]
"AZ İLE YETİNME(ME)K" ve/||/<>/> ÇOK'U BUL(AMA)MAK
- Az kullanılması gerekenleri ve kullanırken çok dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!! -ve
( "Demek ki"...
"Zâten", "herşey", "aslında" ve "sadece"
"sonuç" ile başlar/başlamış!
Az kullanılması gerekenleri ve kullanırken çok dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!!
"Zâten" diyerek, her "işine gelene/gelmeyene" bağlamadan KONUŞ!!!
"Aslında/esasında" "öyle/şöyle" (oldu/olacak) ise zamanında düşün de ona göre KONUŞ!!!
"Sadece/sırf" diyerek onca konuşulanı gözardı etmeden KONUŞ!!!
"Sonuçta" diyerek son sözü kendine ait kılmadan KONUŞ!!!
"Son tahlilde" deyince daha bir üst perdeden konuşmadığını bilerek KONUŞ!!!
"Temelde" olanın ne olduğuna iyi bak da ona göre sağlam KONUŞ!!!
"Normalde" diyerek tüm sürecin "anormal olduğu varsayımında ya da iddiasında bulunma"dan KONUŞ!!!
"Allah'tan" ise senin yetersiz diline/sözüne/onayına kalmayacağını anımsa da ona göre KONUŞ!!!
"Demek ki" ile her inancına ve kişisel sonuçlarına bağlamadan KONUŞ!!!
"Nasılsa" diyerek çıkarlarını öncellemeden KONUŞ!!!
"Ona bakarsan" diyerek sözü düşürmeden KONUŞ!!!
"Belki de" olasılıklarını düşünebiliyorsan birine ayrıcalık yapmadan KONUŞ!!!
"İlle de" o ya da öyle değil "koşulu" "koymadan/olmadan" KONUŞ!!!
"Kesinlikle... Kesinlikle..." diyerek kendi yetersizliğinin anlaşılacağını dikkate alarak KONUŞ!!!
"Diyelim ki" diyorsan doğru örnek seçerek KONUŞ!!!
"Ne var?" diyerek, ahmaklık etmeden KONUŞ!!!
"Ne var ki?" diyerek, "saf görünümlü" kurnaz olmadan KONUŞ!!!
"Ne peki?" diye anlaşılması çok basit olanı karmaşıklaştırmadan KONUŞ!!!
"Niye ki?" diyerek, hazırcı değil önce kendin düşün de ona göre KONUŞ!!!
"Elimde değil" diye kendini/başkalarını "kandır"(a)madığını bilerek KONUŞ!!!
"Ne bileyim" diyorsan düşünüp, öğrenip, bilebileceğini anımsa ve ona göre KONUŞ!!!
"Herkes"i katmadan KONUŞ!!!
"Hiç kimse" demeden KONUŞ!!!
"Hep"siz KONUŞ!!!
"Her zaman"a yaymadan KONUŞ!!!
"Hiçbir zaman" diye kestirip atmadan KONUŞ!!!
"Keşke ..." ile geçmişe dönmeye çalışmadan KONUŞ!!!
"Ya ..." ile belirsiz olanı belirlemeden KONUŞ!!!
"Böyle ... Böyle ..." demeden KONUŞ!!!
"Şey - şey - şey" demeden KONUŞ!!!
"Falan-filan" diye boşluğa bağlamadan KONUŞ!!!
"Bla-bla-bla" diye başka dilde kullanmadan KONUŞ!!!
"Dedi/Dedim" tekrarsız KONUŞ!!!
"Ben" diyerek kendini merkeze koymadan KONUŞ!!!
"Sen" diyerek kişileri katmadan, hedef almadan KONUŞ!!!
"Sen de" diyerek saldırmadan ve savunmadan KONUŞ!!!
www.FaRkLaR.net/KONUS )
( dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!! )
(





)
- AZ YEMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÇOK YEMEMEK
- AZ değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR
- AZ ile/değil/yerine ÖZ
( Deme! İLE De! )
- AZ ile YOK
( NEDRET ile ... )
( FEW vs. THERE IS/ARE NOT )
- A'ZÂ[< UZV] -ile
( ÖRGENLER, ÜYELER )
- AZAB ile/ve/<> HAZ
- ÂZÂDE, HÜR, SERBEST değil/yerine/= ÖZGÜR
- AZALT ve/değil/yerine/||/<>/>/< BIRAK ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇOĞALT
( Yediğin yemeği...
Yemeğin tuzunu...
Yediğinin/içtiğinin şekerini...
Satın alacağın eşyaları...
Harcadığın parayı...
Boşa geçen zamanı...
Gözyaşlarını...
Kafaya taktıklarını...
Televizyon ve bilgisayar/internet başında harcadığın zamanı.
Telefonla uğraştığın süreyi...
Kişlerden beklentini...
VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<
Hız yapmayı...
Şikâyet etmeyi...
Ertelemeyi, üşenmeyi ve "vazgeçmeyi"...
Çekingenliği...
Rezil olma "kaygısını"...
Alaycılığı...
Sabırsızlığı...
Çocuğuna taparlığı...
Mazeret üretmeyi...
Başkaları için yaşamayı...
"Yapamam" "düşüncesini"...
Bahaneleri...
Olumsuz düşünmeyi...
Olumsuz söz(cük)leri...
Surat asmayı...
Önyargıyı...
Kişileri ve kişiler üzerinden düşünmeyi/konuşmayı...
"Sen-ben" tartışmasını/davasını...
Herkesi eleştirmeyi...
Herkesi düzeltmeye çalışmayı...
VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<
Özen göstermeyi...
Saygı göstermeyi...
Sevmeyi...
Selâm vermeyi...
Gülümsemeyi... :)
Olumlu düşünmeyi...
Vermeyi...
Sabrını...
Şükretmeyi...
Teşekkür etmeyi...
Su içme oranını/sıklığını...
Çocuklarla zaman geçirmeyi, oynamayı...
Özür dilemeyi...
Mazur görmeyi...
Alttan almayı...
İstikrarını...
Düş kurmayı...
Ayırmayı...
Yalınlaştırmayı...
Ara çözümleri...
Güzel söz söylemeyi...
Kitap ve sözlük okumayı... )
(
)
(
)
- AZAL(T)MA ile/ve ÇOĞAL(T)MA
( TO DECREASE vs./and TO INCREASE )
- AZÂMET["AZA:MET" değil AZAMET] ile/ve ZARÂFET
- AZAP ile AZAP
( Dünyada günah işlemiş olanlara, ahirette verilecek ceza. | Büyük sıkıntı, ezinç. İLE Çiftlik uşağı. | Anadolu beyliklerinde, donanmada kullanılan asker. )
- AZAP[Ar. < AZAB < İZB: Tat, lezzet.] değil/yerine/= EZİNÇ
( Şiddetli acı ya da sıkıntı. )
- AZAR ile/ve/değil/||/<>/< NAZAR
( Kime. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Ona. )
- AZARLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TEPKİ (GÖSTERMEK)
- AZ-ÇOK ile VAR-YOK
( LESS-MUCH vs. THERE IS/PRESENT - THERE IS NOT/ABSENT )
- AZDIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< "BAŞTAN ÇIKARMAK"
- AZI DİŞLERİ ile/ve/||/<>/> AKIL DİŞLERİ
( Öğütme dişleri. İLE/VE/||/<>/> Buluğ çağı ile yaklaşık otuz yaşları arasındaki gençlik dönemi arasındadır. Bundan dolayı bu dişlere, "akıl dişi" adı verilir. )
( DIRS[çoğ. ADRÂS] ile/ve/||/<>/> ... )
- AZI, GÖRÜP; "DÜNYAYA SAHİP OLACAĞIM(IZ)A" değil/yerine DÜNYAYI GÖRÜP AZA, SAHİP OLMAK
- AZI ile AZI
( Köpek dişlerinden sonra içeriye doğru, alt ve üst çenenin iki yanında beşer tane bulunan ve yiyecekleri öğütmeye yarayan dişlerin ortak adı, azı dişi, öğütücü diş. İLE Araçlarda ön ve arka yastıkları dingile bağlayan ağaç çivi. )
- AZIKLI = AZIĞI OLAN | YOKSULLARI DOYURAN
- AZİM ve/||/<>/> SEBAT ve/||/<>/> SABIR
( Başlarken. VE/||/<>/> Sürdürürken. VE/||/<>/> Bitirirken. )
- AZIMSAMAK ile HAFİFE ALMAK
- AZİMUT ile/ve/<> MANYETİK AZİMUT ile/ve/<> AZİMUT AÇISI ile/ve/<> AZİMUT PUSULASI
( Sabit bir nokta ya da kutup etrafında bir açıyla ölçülen konum, tepe noktası. İLE/VE/<> Manyetik kuzeye bağlı azimut. İLE/VE/<> Gök küresinin herhangi bir noktasıyla güney yönü arasındaki açı. İLE/VE/<> Herhangi bir gökcisminden kerteriz alarak, onun manyetik güney açısını belirlemek için kullanılan pusula. )
( AZIMUTH vs. MAGNETIC AZIMUTH vs. AZIMUTH ANGLE vs. AZIMUTH COMPASS )
- AZINI AZIMSAMA!:
ATEŞ ve/||/<> DÜŞMAN ve/||/<> SAYRILIK ve/||/<> BİLGİ
- ÂZÎR[Ar.] ile ÂZÎR[Ar.] ile ÂZÎR[Ar.]
( Ağrı, sızı, akıntı, ıstırap. | Azar. İLE Özür, özür dileyen. İLE Biçilmiş ekinin tarlada satılması. )
- AZÎZ[Ar.] değil/yerine/= MUHTEREM, SAYIN, İZZETLİ, ONURLU, GÜÇLÜ | SEVGİLİ
- AZMAN (OLMAK) ile/değil/yerine/>< UZMAN (OLMAK)
- B KAT SAYISI[EINSTEIN KAT SAYILARI] ile B KAYNAĞI
( Atom ya da moleküllerin elektronik seviyeleri arasındaki geçiş olasılığını ve soğurma kat sayısı bulunduğu takdirde, ışıma kat sayısının da kendiliğinden bulunabileceğini gösteren Anm, Bmn, ve Bnm kat sayıları. Bir n durumundaki atomlar v frekanslı bir elektromanyetik ışınıma maruz kaldıklarında, hv enerjili bir foton soğurarak daha yüksek bir m enerji seviyesine geçiş yapabilirler. Bu geçişi yapan atomların sayısı; Bnm Nn.u(v) ile verilir. Burada, u(v), v frekanslı ışının enerji yoğunluğu, Nn; n durumundaki atomların sayısı, Bnm; soğurma için Einstein kat sayısıdır. Benzer biçimde, m durumundaki atomlar da ışınla etkileşebilir ve foton yayarak n durumuna geçiş yapabilirler. Bu değişimi yapan atomların sayısı, BnmNmu(v) ile verilir. m durumundaki atomlar da kendiliğinden, bir foton yayınıyla n durumuna geçiş yapabilir. Bu geçişi yapan atomların sayısı da AnmNmu(v) ile verilir. Bu kat sayılar arasında Bnm/Bmn = gm/gn bağıntısı vardır. Burada, gm ve gn; m ve n durumlarının istatistik ağırlıklarıdır. Isıl denge durumunda Bmn = Bnm ve Anm = 8 πv³/c³ Bnm = 8 πv³/c³Bnm dir.
İLE
Elektron tüplerinde anot için yüksek gerilim, ekran ızgara için de güç kaynağı. )
( EINSTEIN COEFFICIENTS vs. B-POWER SUPPLY )
( LES COEFFICIENTS avec LA SOURCE DE LÉNERGIE DE B, LA SOURCE-B )
( EINSTEINKOEFFIZIENT mit B-STROMVERSORGUNG )
- B LENFOSİT İLE T LENFOSİT İLE NK ile/||/<> İMMÜN GÖZELERİ
( Üç temel lenfosit türü. )
( Formül: CD4⁺ (helper) İLE CD8⁺ (sitotoksik) )
- B LENFOSİT ile/||/<> T LENFOSİT
( B antikor üretici, T sitotoksik/helper. )
( Formül: Antibody İLE cell attack )
- B3LYP İLE PBE İLE HSE İLE M06 ile/||/<> DFT FONKSİYONELLERİ
( Yaygın exchange-correlation fonksiyoneller. )
( Formül: Exc[ρ] = Ex[ρ] + Ec[ρ] )
- B3LYP ile/||/<> MP2
( B3LYP hibrit DFT hızlı İLE MP2 korelasyon hassas. )
( Formül: Fonksiyonel İLE pertürbasyon )
- BÂB[Ar. çoğ. EBVÂB] ile BÂB[Ar.] ile BÂB[Ar.]
( Kapı. | Geçit, boğaz. | Bölüm. | İş, biçim, mesele, yol, konu/mevzû. | Tövbe.[tas.] | Kaş ve göz[B] ve burun[|] ve kaş ve göz[B].[tas.] İLE Uygun, lâyık. Elverişli. Hayır, uğur. İLE Baba, ata. | Mânevî önder, şeyh. )
- BABA:
EVE, "EKMEK" GETİREN ile/ve/değil/||/<> SEVGİSİNE, EMEK VEREN
- BABA ve/||/<> OĞUL ve/||/<> KUTSAL RUH
( Yasama. VE/||/<> Yürütme. VE/||/<> Yargı. )
- BABALAR:
KAHRAMAN ve/||/<> İLK ÂŞIK OLUNAN
- ... BÂBINDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... BAĞLAMINDA
- BACAĞIMI/KOLUMU) KIRDIM değil (BACAĞIM/KOLUM) KIRILDI
- BAÇAK/BAÇAQ ile/||/<> ORUÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hıristiyan orucu. İLE ... )
- BACAKLARI AYIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> TOPUKLARI BİRLEŞTİRMEK
- BACHELOR ile/ve MASTER ile/ve Ph.D.
( KALFA ile/ve USTA ile/ve ÜSTAD )
( Üniversite mezunu. İLE/VE Lisansüstü yapmış. İLE/VE Doktora yapmış. )
( Terimlerden haberdar olmuş olur. İLE/VE Yayınları ve kaynakları tanır/tarar. İLE/VE Özgün bir şeyler ortaya çıkarır. )
- BACON ile BACON
- BACTERİOPHAGE ile/||/<> PLASMİD
( Bacteriophage bakteri enfekte eden virusken İLE plasmid bakteride bağımsız DNA parçasıdır )
( Formül: Lytic/lysogenic )
- BÂD[Fars.] ile BÂD[Fars.]
( Olsun, ola, olaydı. İLE Yel, rüzgâr. | Soluk, nefes. | Ah sesi, ah çekme. | [tas.] Allah'ın yardımı. | Övme, söz. | Büyüklük taslama, kibir. | Şarap. )
- BA'DE[Ar.] ile BÂDE[Ar.]
( Sonra. İLE Şarap, içki. | Aşk, Allah sevgisi. | Halk öykülerinde Hızır'ın kahramanlara ve bazı saz şairlerine rüyalarında sunduğu içki. )
- BÂDİHE = ÂNİ İLHAM
- BAĞ/BAĞLANTI ile/ve AYRIM
( CONNECTION vs./and SEPERATION )
- BAĞ değil/yerine ÜZÜM
ile/ve/||/<>/>
BAĞCI değil/yerine ÜZÜM
( "Üzümünü ye, bağını sorma!" İLE/VE/||/<>/> Konu/durum/çözüm, bağcıyı dövmek değil üzümü yemek. )
- BAĞ:
ÖZERKLİK ve/<> HAZIR OLMA ve/<> GÖNÜLLÜLÜK/RIZÂ ve/<> HAREKETE GEÇME/GEÇEBİLME ve/<> KURABİLME(SÜRDÜREBİLME/SÜREKLİLİK) ve/<> PAYLAŞIM ve/<> GÜÇ
- BAĞ ile/ve/<> BAĞINTI
( vs./and/||/<> RELATION )
- BAĞ ile BAĞLANTI
( BOND vs. CONNECTION )
- BAĞ ile/ve/||/<>/> BÜTÜNLÜK
- BAĞ ile/ve/<> İLİŞKİ
( CONNECTION vs./and/<> RELATION )
- BAGAJ" ile/ve/||/<> "AJANDA"
- BAĞIL ile/ve/||/<> BAĞILLIK/İZÂFİYET/RÖLATİVİTE
( Görece. | Kendine özgü bir kımıldanışı olduğu hâlde başka bir nesneye uyarak sürüklenen nesnenin görünürdeki kımıldanışının niteliği. İLE/VE/||/<> Görece olma durumu. )
- BAĞIMLI OLAY ile/||/<> BAĞIMSIZ OLAY
( Bağımlı birbirini etkiler, bağımsız etkilemez )
( Formül: P(A|B)≠P(A) İLE P(A|B)=P(A) )
- [ne yazık ki]
BAĞIMLI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLI/LIK
- BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN ile/ve BAĞIMLI DEĞİŞKEN
( Tanım aralığı. İLE/VE Değer aralığı. )
- BAĞIMSIZ OLAYLAR ile/||/<> AYRIK OLAYLAR
( Bağımsız olaylar birbirini etkilemezken İLE ayrık olaylar aynı anda gerçekleşemez )
( Formül: Bağımsız: P(A∩B) = P(A)·P(B)\nAyrık: P(A∩B) = 0 İLE P(A∪B) = P(A) + P(B) )
- BAĞIMSIZ OLAYLAR ile/||/<> BAĞIMLI OLAYLAR
( Bağımsız olaylar birbirini etkilemez İLE bağımlı olaylar etkiler )
( Formül: P(A∩B) = P(A)P(B) İLE P(A∩B) = P(A)P(B|A) )
- BAĞIMSIZLIK ile/ve/yerine DAYANIŞMA
( INDEPENDENCE vs./and SOLIDARITY
SOLIDARITY instead of INDEPENDENCE )
- BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KAYITSIZ/LIK
- BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/||/<> ÖZERK/LİK
- BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/||/<>/< ÖZGÜN/LÜK
- BAĞIMSIZLIK ile/ve ÖZGÜRLÜK
( Bağımsızlığınızı idrak edin ve mutlu kalın. )
( INDEPENDENCE vs./and FREEDOM
Realise your independence and remain happy. )
- BAĞINI KESMEK ile/ve KENDİNE YÖNELMEK
- BAĞINTILARDA:
YANSIMA ile BAKIŞIM(SİMETRİ) ile TERS BAKIŞIM ile GEÇİŞME
( xRx İLE xRy ise yRx İLE ... İLE xRy ^[ve] yRz ise xRz )
- BAĞINTILI/LIK ile/ve/||/<>/> ZORUNLU/LUK
- BAĞIR ile BAĞIR
( Göğüs, sine. | Ok yayının orta bölümü. | Dağın orta bölümü. | Ciğer, bağırsak vb. gövde boşluklarında bulunan örgenlerin ortak adı, ahşa. | Bir şeyin ortası, orta yeri. İLE Birinin sesini yükseltmesini istemek. )
- BAĞIRARAK SÖYLEMEK ile/değil/yerine/= SERT SÖYLEMEK
- BAĞIRMA ile ÇIĞLIK
( ... ile VÂ-VEYLÂ[Çığlık, yaygara. | Eyvah, yazık! | Nâmık Kemâl'in şiiri.] )
( ... ile FİGAN[çoğ. EFGAN] )
- BAĞIRMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SESSİZ KALMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP
( Ağırdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çok daha ağırdır. )
- BAĞIRSAK-BEYİN EKSENİ ile/||/<> BAĞIRSAK-KARACİĞER EKSENİ
( Bağırsak-beyin ekseni vagus siniri ve nörotransmitterler üzerinden iletişim İLE bağırsak-karaciğer ekseni portal ven yoluyla iletişim sağlar. İkisi de iki yönlü etkileşim İLE farklı yolaklar kullanır. )
- BAĞIRSAK ile/ve/||/<> APANDİS[Fr. < APPENDICE]
(
)
( ... İLE/VE/||/<> Kör bağırsağın ince bir parmak gibi olan son bölümü. )
- BAĞIRSAK ile/ve KÖRBAĞIRSAK
( ... ile/ve A'VER, NOKTA-İ AVRÂ )
( BOWEL vs./and CAECUM )
( ... cum/et PUNCTUM COECUM )
- BAĞIRSAK ile/ve/||/<> TÜMÜR
( ... İLE/VE/||/<> Bağırsakların iç yüzeylerinde bulunan pürtüklerin adı. )
- BAGIRSAK/BAGIRSAQ ile BAGIRSUK/BAGIRSUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Şefkatli, iyi kalpli kişi. İLE Bağırsak. )
- BAGIŞ ile BOGIM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kol, bacak ya da parmaklann eklem yerleri. İLE Parmak eklemi. )
( Kamış ya da genel olarak tüm sazlık bitkilerin boğumları. )
- BAĞIŞ ile/||/<> İHSÂN ile/||/<> LÜTÛF ile/||/<> HİMMET ile/||/<> KEREM ile/||/<>
İNÂYET ile/||/<> İLTİFAT ile/||/<> ATÂ ile/||/<> ATIFET ile/||/<> HÎBE
- BAĞIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< İNFAK
- BAĞIŞ ve RAHMET
- BAĞIŞLAMA ile/ve DAYANÇ/SABIR (ETME)
- BAĞIŞLANMAK ve/||/<>/< BAĞIŞLAMAK
( Pişmanlık duymayanı bağışlamak, "suya, resim yapmak" gibidir. )
- BAĞLAÇ ile BAĞLAM ile BAĞLANTI/BAĞLANAK ile BAĞLAŞIK ile BAĞLAYICI ile BAĞLI
( Eş görevli sözcükleri ya da önermeleri birbirine bağlayan sözcük türü. İLE Deste. | Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. | Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce ya da sonra gelen, çok sayıdaki durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim ya da birimler bütünü. | Bent. İLE İki ya da daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki. | İki şey arasında ilişki sağlayan bağ. | Yapılacak işle ilgili sözlü ya da yazılı antlaşma. İLE Aralarında antlaşma ya da sözleşme sağlanmış olan kişi ya da topluluk, müttefik. | Sonuç, neden gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan nesne, terim. İLE Bağlama niteliği olan. | Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan. | Uyulması zorunlu. | Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu nesnelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü. İLE Bir bağ ile tutturulmuş olan. | Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. | Sınırlanmış, sınırlı. | Kapatılmış olan, kapalı. | Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. | Birine, bir düşünceye, bir anıya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sâdık, tutkun. | Halk inanışına göre, büyü etkisiyle eşeysel güçten yoksun edilmiş eril. )
- BAĞLAÇ = CONJUNCTION[İng.] = CONJONCTION[Fr.] = KONJUNKTION[Alm.] = CONGIUNZIONE[İt.] = CONJUNCIÓN[İsp.] = COPULA[Lat.]
- BAĞLAM ile/ve/||/<>/< ANLAM ile/ve/||/<>/< KAVRAM
( CONTEXT vs./and/<>/< MEANING vs./and/<>/< CONCEPT )
- BAĞLAM ile/ve/||/<> İTİBAR
- BAĞLAM ile/ve/||/<> KOŞUL/LAR
( CONTEXT vs./and/||/<> CONDITIONS )
- BAĞLAM ve/> NİYET ve/> EREK
( CONTEXT and/> INTENTION and/> AIM )
- BAĞLAMA ile/ve/||/<> ÖZNEYE DUYARLILIK
- BAĞLAMAQ[Azr.] = KAPATMAK[Tr.]
- BAĞLAMLARDA DÜŞÜNCE ve/||/<>/> BİLME-İNANMA ve/||/<>/> EYLEME-YAŞAMA
- BAĞLANMA ENERJİSİ İLE KÜTLE KUSURU ile/||/<> NÜKLEER ENERJİ
( Çekirdek kararlılığının enerji açıklaması. )
( Formül: BE/A ≈ 8.8 MeV (Fe-56) )
- BAĞLANMA ENERJİSİ ile/||/<> İYONLAŞMA ENERJİSİ
( Bağlanma çekirdeği ayırma, iyonlaşma elektron koparma enerjisidir. )
( Formül: BE/A ~ 8 MeV İLE IE ~ eV )
- BAĞLANMA ile/ve KARŞILIKLI RIZÂ
- BAĞLANTI:
BULMAK ile/ve/<>/> KURMAK
- BAĞLANTI ile/ve/||/<> BENZETME
- BAĞLANTI ile/||/<> ÇAĞRIŞIM
- BAĞLANTI ile/||/<> CROSSİNG OVER
( Bağlantı birlikte kalıtım İLE crossing over karışım. )
( Formül: Bağlı İLE rekombinant )
- BAĞLANTI ile ORANTI
( CONNECTION vs. PROPORTION )
( SAMYOGA ile ... )
- BAĞLANTI ile/ve ÖZDEŞLİK
( CONNECTION vs./and IDENTITY )
- BAĞLANTI ile/ve/değil/||/<> YANKI
- BAĞLAYICILIK ile/ve/||/<> KANIT NİTELİĞİ
- BAĞLAYICILIK ile/ve/<> ÖTEYE GEÇİLEMEZLİK
- BAĞLILAŞIK ile BAĞLILAŞMA ile BAĞLILIK/BAĞLILAŞIM
( Biri ötekine bağlı olarak var olan, biri olmadan öteki düşünülemeyen iki şeyin bu ilişki yönünden durumu. İLE İki şey arasında karşılıklı bağıntı olmak ya da bağlılık kurmak. İLE Bağlı olma durumu, merbutiyet. | Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat. | Bağlılaşım. )
- BAĞLI/LIK ile/ve/<> SAYGILI/LIK
- [ne yazık ki]
BAĞNAZ ile/ve/||/<> AHMAK ile/ve/||/<> KÖLE
( [Mantık ...] Yürütmeyen. İLE/VE/||/<> Yürütemeyen. İLE/VE/||/<> Yürütmekten korkan. )
- BAĞNAZLIĞIN KALKMASI:
BİLİMSEL TUTUM (İLE) değil FELSEFİ ANLAYIŞ (İLE)
- BAĞNAZ/LIK ile/ve/<> YOBAZ/LIK
( Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen/etmeme. İLE/VE/<> Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen/yönelme. | Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan/olma. | Kaba saba, incelikten anlamayan/anlamama. )
( BIGOT/RY )
- BAHÂÎ[Ar.] ile BAHAÎ/LİK[Ar.]
( Alışkın. İLE Din. )
- BAHANE BULMAK ile/değil/yerine ÇÖZÜMÜNÜ/ÇARESİNİ BULMAK(/ARAMAK)
( "İstemediği/n" her şeye. İLE/DEĞİL/YERİNE (Gerçekten) İstediği herşeyin. )
- BAHANE ile/değil/yerine AYRINTI
- BAHÂNE yerine ÇÖZÜM/ÇÂRE
( [bir işi] Yapmak istemeyenin "tutumu". YERİNE Yapmak isteyenin tutumu. )
( "Çareler" yazısı için burayı tıklayınız... )
- BAHANE <> GÜZELLİK
- BAHANE ile/ve/||/<> MAKYAJ
- BAHAR[Fars.] ile MÜNİB[Ar. < NEVB]
( ... İLE İnâbe eden, azgınlıktan sakınarak Allah'a yönelen. | Güçlü yağan, yararlı yağmur. | Taze ve verimli bahar. )
- BAHİR[Ar.] ile BÂHİR[Ar.] ile BÂHİR[Ar.] ile BÂHİR[Ar.]
( Deniz. İLE Yalancı, ahmak, alık. İLE Ekin sulayıcı, sulayan. İLE Belirli, açık, apaçık. | Işıklı, parlak, güzel. )
- BAHİS[Ar. < BAHS] ile BÂHİS[Ar.]
( Konuşulan şey, söz. | İddialaşma. İLE Bahseden, araştıran. )
- BAHS[Ar.] ile/ve/||/<>/> HAFRİYAT[Ar.]
( Söz. | Üzerinde konuşulan şey, konu. | Görüşünde ya da iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü antlaşma. | Bir kitabın bölümlerinden her biri. | Araştırma. İLE/VE/||/<>/> Yeryüzünü kazmak, yarmak ve açığa çıkan fazlalıkları da atmak. )
- BAHS[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= SÖZ ETMEK
- BAHTİYÂR[Fars.] ile BAHTİYÂR[Fars.]
( Mutlu kişi. İLE Güneydoğu Anadolu, Musul ve Bağdat'ta kullanılan bir makam. )
- BAHTİYÂR ile/>< İHTİYÂR
( Bir söz ki, bir gönlü, bir ömür, bahtiyâr eder;
Bir söz ki, bir gönlü, bir günde, ihtiyâr eder. )
- BAİLAR TWİST ile/||/<> RAY-DUTT TWİST
( Bailar oktahedral→trigonal prizmatik, Ray-Dutt kare düzlem. )
( Formül: Oh→TP İLE SP→TBP )
- BAKA/BAQA ile MÜNGÜZ BAKA/MÜNGÜZ BAQA ile BAKAÇUK/BAQAÇUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ... "BÂKÎ KALIR" değil ... BÂKÎ ya da ... KALICI
- BÂKÎ ile/ve/||/<> ASLÎ
- BÂKÎ ile/ve/|| FÂNÎ ile/ve/|| ÂSİ ile/ve/|| ÂFİ
( Yazı. İLE/VE/|| Yaşam. İLE/VE/|| Kul. İLE/VE/|| Rab. )
- BÂKİ ile/ve/||/<> KAİM
- BÂKÎ[Ar.] değil/yerine/= KALICI/KALIMLI
- BAKİ[Ar.] değil/yerine/= SÜREKLİ
- BÂKÎ[Ar. < BEKÂ] ile/değil VÂKİ[Ar. < VUKÛ]
( Kalıcı. İLE/DEĞİL Olan, düşen. | Olagelen, rastlayan. | Geçen, geçmiş olan. | Gerçekleşme. )
- BAKIG/BAQIG ile BAKIŞ/BAQIŞ ile BAQINGIL/BAKINGIL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bakma, bakış. İLE Bakış. İLE Bak! )
( İŞ KEDİNGE BAKINGIL/İŞ KEDİNGE BAQINGIL: Eyleminin sonucuna bak ve bunu düşün! )
- BAKIM ile/ve/<> ÖZEN
- BAKIP KALMAK ile/değil/yerine/>< GÖRÜP GEÇMEK
- BAKIŞ AÇISI ile/ve "ÇERÇEVE"
- BAKIŞ AÇISI ile/ve/||/<>/>/< TUTUM
- BAKIŞ:
DIŞARIDAN ile/ve/değil/||/<>/< İÇERİDEN
- BAKIŞ/HİZMET:
"A'dan Z'ye" ile/ve/||/<> "360 DERECE"
- BAKIŞIM/SİMETRİ ile/ve UYUM
( TENÂZUR[< NAZAR] ile/ve TENÂSÜB[< NİSBET] )
( SYMMETRY vs./and HARMONY )
( SYMÉTRIE avec/et PROPORTION )
- BAKIŞIM ile/ve/||/<>/> DENGE
- BAKIŞIM/SİMETRİ ile AYAR/GAUGE SİMETRİLERİ
- BAKMAK:
KAÇIRDIKLARINA değil/yerine YAKALAYABİLECEKLERİNE
- BAKMAK ile/ve GÖZLEM
( NAZAR: Aklın hareketi.[HAREKET'ÜL AKL] )
( NAZAR ile/ve RASAD )
- BAKMAK ile/ve/<> SAHİP ÇIKMAK
- BAKTERİ İLE ARKE İLE ÖKARYOT ile/||/<> ÜÇ DOMAİN
( Yaşamın üç temel dalı. )
( Formül: 16S rRNA filogeni )
- BAKTERİ SPORU ile/||/<> VEJETATİF BAKTERİ
( Bakteri sporu dayanıklı form İLE vejetatif bakteri aktif çoğalan formdur. Spor aşırı koşullara dirençli İLE vejetatif form normal yaşam döngüsünü sürdürür. Cohn bakteriyel sporları tanımladı İLE Pasteur sporların ısıya dayanıklı olduğunu gösterdi. )
( Ferdinand Cohn tarafından 1876 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1828-1898) (Ülke: Almanya) (Alan: Botanik, Bakteriyoloji) (Önemli katkıları: Bakterileri sınıflandırdı, bakteri sporlarını keşfetti, bakteriyolojinin kurucularından) )
- BAKTERİ ile BAKTERİSİT ile BAKTERİYOFAJ ile BAKTERİYOSTATİK
( Virüsten farklı, yaklaşık 0,4-1,5 μm boyutunda, sert bir hücre duvarı ile hücre zarı ve sitoplazmaya sahip, çekirdek zarları olmadığından dolayı, DNA ve RNA'ları sitoplazma içinde bulunan, Enterobacteria sınıfından bir mikroorganizma. İLE Bakteri öldürücü madde. İLE Bakterileri yok eden virüslere verilen ad. İLE Bakteriyi öldürmeksizin büyüme ve çoğalmasını yavaşlatma ya da durdurma özelliğine sahip olan. )
- BAKTERİ ile BASİL
( ... İLE Bakterilerin, çomak biçiminde, ince ve uzun olan türü. )
- BAKTERİ ile/ve MİKROFOK
( ... İLE/VE Nokta biçiminde hareketsiz bakteriler. )
- BAKTERİ ile/ve/||/<>/< SİYANOBAKTERİ
( )
( BACTERIA vs./and/||/<>/< CYANOBACTERIA )
- BAKTERİ ile/||/<> VİRÜS
( Bakteri canlı göze İLE virüs canlı değil )
( Formül: Prokaryot hücre İLE Protein+DNA/RNA )
( Antonie van Leeuwenhoek tarafından 1676 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1632-1723) (Ülke: Hollanda) (Alan: Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Mikroskopi, bakterilerin keşfi) )
itibarı ile 21.828 başlık/FaRk ile birlikte,
21.828 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(9/89)
(1996'dan beri)