F ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 21.828 başlık/FaRk ile birlikte,
21.828 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(8/89)
- AŞKÂR[/Â/E], ÂŞİKÂR/E[Ar.] ile AŞKAR[Ar.]
( Belirli, açık, meydanda. İLE Koyu al. | Kızıl saçlı adam. | Doru[gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi kara] at. )
- AŞK:
DOKUNMAYA KIYAMAMA ile/ve/||/<>/>< KIYASIYA DOKUNMA İSTEĞİ (ARASINDALIK)
- ASKETİZM değil/yerine/= ADANMIŞLIK, ÇİLECİLİK
- AŞK'I BESLEYENLER ile AŞK'I ÖLDÜRENLER
( * MUTLULUK
* HOŞGÖRÜ
* SEVGİ
* İLGİ
* TEN UYUMU
* DOKUNMA
* BİRLİKTE ZAMAN GEÇİRME
* UYUM
* NEŞE
* ÖZLEM
* FEDÂKÂRLIK
* KISKANÇLIK
* PAYLAŞIM
* SEVGİ VE AŞK SÖZCÜKLERİ
* ROMANTİZM
* SADAKAT
* ÖZEN
* SAYGI
* CESARET
* ÇILGINLIK
* ONAYLAMA
* DÜRÜSTLÜK
* DUYARLILIK
ile
* İHMAL
* İLETİŞİM AZLIĞI
* ÇATIŞAN KİŞİLİK
* BASKICI TUTUMLAR
* SÖZEL VE FİZİKSEL ŞİDDET
* ONU TANIMAMAK
* UMUTSUZLUK
* [BAZEN] EVLİLİK )
- AŞKI DOĞURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AŞKLA DOĞURMAK
- AŞK-I HAKÎKÎ/İLÂHÎ ile/ve AŞK-I MECÂZÎ
- AŞKI:
OLUŞTURAN ile/ve/||/<>/> ARTIRAN
- AŞK:
"SAKLAMAK" ile/değil İÇİNDE YAŞAMAK
- AŞKIN "AZLIĞI" ile/ve/değil/||/<>/< ÇARESİZLİĞİN ÇOKLUĞU
- AŞK'IN:
BEDELİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KUDRETİ
- AŞK'IN FİZYOLOJİSİ
( 1. FAZ:(AMFETAMİN FAZI)(6 AY - 3 YIL)
FENİLETİLAMİN
DOPAMİN
NOREPİNEFRİN
2. FAZ: ENDORFİN FAZI
GÜVEN
3. FAZ: OKSİTOSİN FAZI
VAZOPRESSİN + ÖSTROJEN
TESTOSTERON
SERATONİN > MELATONİN
RAHATLAMA > UYUKLAMA(ASETİLKOLİN-UYKUDA SALGILANIR)
(BESLENME)
- AŞK'I BESLEYENLER ile AŞK'I ÖLDÜRENLER
AŞK'I BESLEYENLER:
( * MUTLULUK
* HOŞGÖRÜ
* SEVGİ
* İLGİ
* TEN UYUMU
* DOKUNMA
* BİRLİKTE ZAMAN GEÇİRME
* UYUM
* NEŞE
* ÖZLEM
* FEDÂKÂRLIK
* KISKANÇLIK
* PAYLAŞIM
* SEVGİ VE AŞK SÖZCÜKLERİ
* ROMANTİZM
* SADAKAT
* ÖZEN
* SAYGI
* CESARET
* ÇILGINLIK
* ONAYLAMA
* DÜRÜSTLÜK
* DUYARLILIK )
AŞK'I ÖLDÜRENLER:
( * İHMAL
* İLETİŞİM AZLIĞI
* ÇATIŞAN KİŞİLİK
* BASKICI TUTUMLAR
* SÖZEL VE FİZİKSEL ŞİDDET
* ONU TANIMAMAK
* UMUTSUZLUK
* [BAZEN] EVLİLİK ) )
- AŞKIN KİŞİ ile/ve/<> AŞK('IN) KİŞİSİ
- AŞKIN YAKIŞTIĞI:
"CANI SENİ/ONU ÇEKENE" değil KENDİNDEN/CANINDAN GEÇENE
- AŞKINLIĞA ULAŞMAK ile/ve/değil/yerine AŞKINLIĞIN, KİŞİDE AÇIĞA ÇIKMASI
- AŞKINLIK:
ZİHİNDEN "KURTULMA" ve/||/<> AKILDAN "KURTULMA"
- AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/> BİR/LİK
- AŞKINLIK ile/ve/> GÖREVDEŞLİK/SİNERJİ
( TRANSCENDENCY vs./and/> SYNERGY )
- AŞKIN/LIK ile/ve/<>/> İÇKİN/LİK
- AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/>/>< İÇKİN/LİK
( Evrenseller. İLE/VE/||/<>/>/>< İçerikleri. )
( Değişmez. İLE/VE/||/<>/>/>< Değişken. )
( Yaşam. İLE/VE/||/<>/>/>< Yaşama kattıkların. )
( Adâlet. İLE/VE/||/<>/>/>< Yasa. )
( Tek bir nesneye ait olan. İLE/VE/||/<>/>/>< Tek bir nesneye ait olmayan. | Âleme bulaşan. )
( TRANSCENDENT/TRANSCENDENCY vs./and/||/<>/>/>< IMMANENT )
( SAMADHI ile/ve/||/<>/>/>< SAMAVAYA )
( CHAOYUE ile/ve/||/<>/>/>< ... )
- AŞKINLIK ve/||/<>/< İLKELERİN OYNANAMAZLIĞI
- AŞKINLIK ve/||/<> KUŞATICILIK
- AŞKIN/LIK = MÜTEAL = TRANSCENDENT, BEYOND[İng.] = TRANSCENDANT, AU DELÀ DE[Fr.] = TRANSZENDENT, JENSEITS/DAS JENSEITIGE[Alm.] = OLTRE[İt.] = MAS ALLA DE[İsp.] = TRANS, TRANSCENDENS, ULTRA[Lat.] = PERA(N)[Yun.] = MÂVERA/Î[Ar.] = MÂFEVK[Fars.] = BOVENGAAND[Felm.]
- AŞKINLIK ve/||/<>/< ZAMANSIZLIK
- AŞKINLIKTAKİ İÇKİNLİK ile/ve/||/<> İÇKİNLİKTEKİ AŞKINLIK
- AŞKINSAL İDEALİZM ile/ve/||/<> ÖZNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> AŞKINSAL VE ÖZNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> ESTETİK İDEALİZM ile/ve/||/<> SALTIK İDEALİZM
( Kant ve Schelling. İLE/VE/||/<> Fichte. İLE/VE/||/<> Schleiermacher. İLE/VE/||/<> Schiller. İLE/VE/||/<> Hegel. )
- ASKIYA ALINAMAZLIK ile/ve/||/<> GÖZARDI EDİLEMEZLİK ile/ve/||/<> İNDİRGENEMEZLİK
- AŞKLA ve/||/<> SEVGİYLE ve/||/<> MUHABBETLE
( Doğ(ur)mak. VE/||/<> Büyü(t)mek. VE/||/<> Geliş(tir)mek. )
- AŞKTA:
[ne] GÖZE ALABİLMEK ile/ve/ne de/||/<>/> GÖZÜNÜ ALABİLMEK
- AŞKTA:
ÖLMEK ile DÖNMEK
( Var. İLE Yok. )
- AŞKTA:
SAÇMALAMAK ve/ya da SUSMAK
- [AŞKTA] SEVGİLİNİN:
"HERŞEYİ OLMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "HİÇBİR ŞEYİ OLMAK"
- AŞKTA:
"SÖNMEK" ile/değil/yerine/>< "YANMAK"
( Yok. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Var. )
- AŞKTA:
TUTARSIZLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< TUTARLILIK
( Tutmazsa/tutmazlarsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Tutarsa/tutarlarsa. )
- AŞKTA ve İŞTE ve DOSTTA
( Vasatından, uzak duralım! VE Kesatından, uzak duralım! VE Fesatından, uzak duralım! )
- AŞKTA:
DOYAMAMAK ile/ve/||/<>/> KIYAMAMAK
( Uyuma! Konuşalım... İLE/VE/||/<>/> Haydi uyu! Geç oldu. )
- AŞKTAN DOĞANLAR ile/ve/değil AŞKIN DOĞANLAR/VAROLANLAR
( Dünya/Batı. İLE/VE/DEĞİL Anadolu'da. )
- ASLI-ESASI (BULUNMAMAK/OLMAMAK)
- ASLI-FASLI (BULUNMAMA)
- NİCELİK:
ASLÎ ile/ve/||/<> ARIZÎ
( ... İLE/VE/||/<> Türemiş nicelikler. )
- ASLÎ UNSURLAR ile/ve/||/<> KÜLLÎ KAİDELER
- ASLÎ ile/ve/||/<>/> TALÎ
- ASLINDA/ESASINDA ... ile/ve/değil/yerine BİR YANDAN DA ...
- ASLINDA ile/değil/yerine AÇIKÇASI
- ASLINDA ile/ve/||/<> BAKTIĞINIZDA
- ASLINDA ... ile GERÇEKTE ...
- ASLINDA ile/ve/||/<> GERÇEKTEN
- ASLINDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HALBUKİ
- ASLINDA ... ile/değil/yerine ÖNCELİKLE ,,,
- ASLINDA ile/ve/değil/||/<>/< ÖZÜNDE
- ASLINDA" ile/değil YAPILABİLİYOR/OLABİLİYOR
( Hayır! ["aslı"nın ne olduğunu (bu kadar çok ve boş) "bilme/iddia" etme!] İLE/DEĞİL Evet. )
- [ASLOLAN] DÜZÜŞMEK SEVİŞMEK!
- ASMA[Ar.] ile ASMA[Ar.] ile ASMA'[Ar.] ile ASMÂ[Ar.] ile ASMAH[Ar.]
( Asma işi/durumu. | Asılmış, asılı. | İLE Asmagillerden, dalları çardak üzerine yayılan üzüm vb. bitkiler. | Belirli bir tür üzüm veren bitki. [Lat. VITIS] İLE Uyanık ve "gözü açık" olan. | Keskin kılıç. İLE Eğri elli/bacaklı. İLE Pek kahraman, çok şecâatli. )
- AŞMA ile/ve/||/<> DÖNÜŞTÜRME
- AŞMA ile ESNETME
- AŞMAK ile/ve/değil ALIŞMAK
( [not] TO EXCEED vs./and/but TO GET USED TO )
- AŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ATLAMAK
- AŞMAK ile/ve/değil/yerine DEĞİŞTİRMEK/DÖNÜŞTÜRMEK
- AŞMAK ve/> ULAŞMAK
- ASOSİYASYON/ASSOCIATION[İng.] değil/yerine/= ÇAĞRIŞIM | İLİŞKİLENDİRME
- ASOSİYATİF ile/||/<> DİSOSİYATİF
( Asosiyatif 7 koordinat ara İLE disosiyatif 5 koordinat. )
( Formül: A İLE D mekanizma )
- ASRÎ/MODERN/MUASIR değil/yerine/= ÇAĞDAŞ
- ASRÎ[Ar.]/MODERN[Fr./İng.] değil/yerine/= ÇAĞDAŞ
( Zamana uygun. )
- ASSI değil/yerine/= YARARLI
- ASTRONOMİ ile/ve/||/<> KOZMOLOJİ
( Nicelik. İLE/VE/||/<> Nitelik. )
( ASTRONOMY vs. COSMOLOGY )
- ASTROLOJİ" değil HASTROLOJİ
( )
- ASTRONOMİ MODELLERİ
( Astronomi modellerini görmek için burayı tıklayınız... )
- ASTRONOMİ ile/||/<> ASTROBİYOLOJİ/EKSOBİYOLOJİ ile/||/<> ASTROFİZİK ile/||/<> ASTROKİMYA
( Gök nesnelerini, olay ve olgularını inceleyen bilim dalı. Gök nesnelerini, olgularını ve gök nesnelerinin kökenlerini açıklamak için fizik, kimya ve matematik kullanılır. İLE/||/<> Evrende yaşamın ortaya çıkmasını, evrimini ve biyolojik süreçleri, jeokimyasal ve biyokimyasal etkenler ile inceleyen disiplinlerarası bir bilim dalı.[Güneş düzeninin içinde ve dışında olası yaşamların araştırılması ve abiyogenez gibi konuları kapsar.] İLE/||/<> Evren de içinde olmak üzere astronomik nesnelerin ve olayların fizik ve kimya kullanarak yapısını ve ne olduğunu inceleyen astronomi dalı.[Gök nesnlerinden yayılan ışık ve elektromanyetik dalga gibi verileri toplayarak fizik ve kimya bilimleri ile inceler ve yorumlar. Çok kapsamlı bir bilim alanı olduğundan, astrofizikçiler, çalışmalarını astrofiziğin öteki alt dallarına göre biçimlendirir.] İLE/||/<> Evrendeki molekülleri, dünya dışında bulunan kimyasal ögeleri/nesneleri ve bunların etkileşimlerini geniş alanlarda, özellikle moleküler gaz bulutlarında inceleyen bilim dalı. )
- ASTRONOMİ ile/ve ASTROLOJİ
( Gökyüzü nesnelerinin[cirim] aritmetik hesaplamaları. İLE/VE Gökyüzü nesnelerinin[cirim] yeryüzüne etkileri. )
( Bâtın. İLE/VE Zâhir. )
( İLM-İ HEY'ET/FELEK ile İLM-İ AHKÂM-I NÜCÛM )
- ASTRONOMİ ve TIP
( ASTRONOMY and MEDICINE )
- ASTRONOMİ değil/yerine/= UZAYBİLİM
- ASTRONOMİ'DE:
GÖZLEMLERİN DÜZELTİLMESİ ile/ve İLKELERİN DÜZELTİLMESİ
( ... İLE/VE * Metafizik * Fizik * Matematik ile. )
- ASTRONOMİK[İng.] değil/yerine/= ABARTILI
- AŞÛRE (TATLISI) ile/ve/değil/||/<>/< AŞÛRE (ÇORBASI/YEMEĞİ/AŞI)
- ASVALT" değil ASFALT
- ASYMMETRİC SYNTHESİS ile/||/<> RACEMİC SYNTHESİS
( Asymmetric synthesis tek enantiomer üretirken İLE racemic synthesis iki enantiomeri eşit miktarda üretir )
( Formül: Chiral catalyst )
- ASYMPTOTİC SAFETY ile/||/<> RENORMALİZATİON
( Asymptotic safety kuantum gravityda UV tamamlanma sağlarken İLE renormalization divergansları kaldırır )
( Formül: β(g) = 0 )
- AT BUNLARI DIŞARI:
BAŞKALARINI değil KENDİNİ
( Kendinde bulunan farklı/çeşitli "zihinleri/kişileri", kendi kulağını tutarak dışarı atmak. )
- AT İZİ ile "İT İZİ"
- AT, O "ADAMI"! ve/||/<>/> AT, O ADIMI!
- AT ile/ve/||/<>/> DEVE ile/ve/||/<>/> FİL
( Attan büyük deve, deveden büyük fil var. )
- AT ve/||/<> KÖPEK
( Sezgi. VE/||/<> Sadakat. )
- AT ile/ve/||/<>/> OK ile/ve/||/<>/> TÜFEK
- ATA ERK/İL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKIL ERK/İL
- ATABİLİYOR ile/değil ATAYABİLİYOR
- ATAERKİLLİK ile/ve/değil/yerine/< ANAERKİLLİK
( PATRİARKAL avec ... )
- A'TAF[Ar. < ATF] ile A'TÂF[Ar. < ATF]
( En âtıfetli, pek şefkatli, çok merhametli. İLE Merhametler, şefkatler. | Meyiller, atmalar. )
- ATAK/LIK ile/ve/||/<> GÖZÜKARA/LIK
- ATAKTİK İLE İZOTAKTİK İLE SİNDİYOTAKTİK ile/||/<> POLİMER TAKTİSİTESİ
( Yan grupların uzaysal düzeni. )
( Formül: Kristallik: Iso > Syndio > Ataktik )
- ATÂLET ile/değil/yerine/>< ADÂLET
( Eylemsizliğin(atâletin) olduğu yerde, adâlet olmaz. )
- ATÂLET ile/ve/||/<> DİRENÇ
- ATÂLET[Ar.] değil/yerine/= EYLEMSİZLİK/SÜREDURUM
- ATÂLET ile/ve/değil/<>/< OLANAKSIZLIK
- ATAR DAMAR ile ATAR KANAL
( ... İLE Yumurtalardaki spermaları, sidik yoluna salan iki kanal. )
- ATARAK ile/değil/yerine SOYUTLAYARAK
- ATEİZM/ATEİST:
TANRI TANIMAZ/LIK ile/ve/değil TANRIYI KARIŞTIRMADAN BİLİMSEL ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA YAPMAK
- ATENYASYON ile/||/<> RİBOSWİTCH
( Atenyasyon transkripsiyon dur İLE riboswitch mRNA yapı. )
( Formül: Transcription termination İLE mRNA structure )
- ATEŞ ÇİÇEĞİ[Lat. SALVIA SPLENDENS] ile ATLAS ÇİÇEĞİ ile ÇADIR ÇİÇEĞİ ile ÇUHA ÇİÇEĞİ ile GÜZELHATUN ÇİÇEĞİ HANIMELİ(HONEYSUCKLE) ile ITIR ÇİÇEĞİ ile İPEK ÇİÇEĞİ ile KAHKAHA ÇİÇEĞİ/GÜNDÜZ SEFASI ile KOHLERIA ÇİÇEĞİ ile KÜPE ÇİÇEĞİ ile LÂVANTA ÇİÇEĞİ ile MAHMUR ÇİÇEĞİ ile MUM ÇİÇEĞİ ile PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ile SALON ÇİÇEĞİ ile SARAY ÇİÇEĞİ ile TELGRAF ÇİÇEĞİ ile YAYLA ÇİÇEĞİ ile YILAN ÇİÇEĞİ ile YILDIZ ÇİÇEĞİ ile ÖLMEZ ÇİÇEK ile GELİNCİK ÇİÇEĞİ(POPPY)[Lat. FRITILLARIA IMPERIALIS]
- ATEŞ[Fars.] ile/ve ALEV
( Zihinde. İLE/VE Gözde. )
( Kavram. İLE/VE Nesne. )
( Yanıcı nesnelerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr. | Tutuşmuş olan nesne. | Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer ya da araç. | Patlayıcı silahların atılması. | Genellikle hastalık etkisiyle artan gövde sıcaklığı, kızdırma. | Öfke, hırs, hınç. | Coşkunluk. | Tehlike, felaket. | Büyük üzüntü, ıstırap. İLE Yanan maddelerin ya da gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı, yalım, yalaz, alaz, şule. | Sıcaklık. | Kıvılcım. | Mızrak uçlarına takılan küçük bayrak, flama. | Aşk ateşi. )
( ÂDÎŞ ile/ve ... )
( FIRE vs./and FLAME )
( NÂR ile/ve ŞU'LE[çoğ. ŞUAL] )
- ATEŞ = ÖFKE
( FIRE = ANGER )
- ATEŞ ile/ve/||/<> YAZI ile/ve/||/<> FELSEFE-BİLİM ile/ve/||/<> SANAYİ
( İnsanlığın gelişimindeki/tarihindeki dört önemli eşik. )
( 70.000'lerde. İLE/VE/||/<> 3500'lerde. İLE/VE/||/<> [M.Ö. ve M.S.] 1000'lerde. İLE/VE/||/<> 1800'lerde. )
- ATEŞE:
BENZİN değil/yerine/>< SU
- ATFETMEK ile İTHAF ETMEK ile ADDETMEK
( Bir işi ya da bir sözü bir kimseye mal etmek, yüklemek, isnat etmek. | Yöneltmek, çevirmek. İLE Birinin adına sunmak, armağan etmek. İLE Saymak. )
- ATHÂR[Ar. < TÂHİR] ile ATHAR[Ar.]
( Hanımların, âdet ve doğumdan kurtuldukları zamanlar. İLE Çok temiz olan. )
- ÂTÎ[Ar. < İTYÂN] ile GELECEK
( GELECEK, GELEN KİŞİ/ŞEY | GELECEK ZAMAN, İSTİKBAL | ÖNDE, AŞAĞIDA )
- ATIF ile/ve PAY ALMA
( ATTRIBUTION vs./and TO GET SHARE )
- ÂTIFET[Ar. çoğ. AVÂTIF] değil/yerine/= KARŞILIK BEKLEMEDEN GÖSTERİLEN SEVGİ, İYİLİKSEVERLİK
- ATIK ile ATMIK
( Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez ya da çevre için zarar oluşturan her türlü nesne. | Üretimden tüketime kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan ve kullanıcının artık işine yaramayan nesnelerin tamamı. | Atılmış, atılan. İLE Belsuyu, meni. )
- ATILAN TOKADIN:
"SAHİBİ" ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/>/< NEDENİ
- ATILMAZ/LAR ile/ve/<> SATILMAZ/LAR
- ATILMIŞ/LIK ile "FIRLATILMIŞ/LIK" ile "DÜŞÜRÜLMÜŞ/LÜK" ile "İNDİRİLMİŞ/LİK"
- ATIN, AYNI ANDA:
BİR YANI/YÖNÜ ve ÖTEKİ YANI/YÖNÜ
( Buzul koşullarında (bile) yaşayabilen. VE/>< Sıcaktan ölebilen. [Hiçbir özel koşula gereksinimi olmadan, doğada kendi başına yaşamını sürdürebilen.] )
( * SEVİMLİ ve KORKAK
* CESUR ve OYNAK
* GÜVENİLİR ve (PEK) GÜVENİLMEZ[/GÜVENİLMEYEBİLİR] )
- ATIŞ değil ATIF
- ATIŞMAK ile ÇATIŞMAK
- ATIŞTIRMAK değil/yerine NİTELİKLİ BESİNLERİ, YAVAŞ YEMEK
- ATLAMAK ile ES GEÇMEK
- ATLAMAK ile/ve/||/<>/> PATLAMAK
- ATLAS[İlk omur]:
İNSANDA ve TARİHTE/MİTOLOJİDE
( Kafatasını taşır. VE Aklı taşır. )
- ATLAS KEMİĞİ[Boyun omurlarının birincisi] ile AŞIK KEMİĞİ ile BEL KEMİĞİ/AMUDUFIKARİ ile ÇEKİÇ KEMİĞİ ile DİRSEK KEMİĞİ ile ELMACIK KEMİĞİ ile KOL KEMİĞİ ile ÖRS KEMİĞİ
- ATLAS[Yun.] ile ATLÂS[Ar. < TALAS]
( Düz, havsız, tüysüz. | Büyük harita. | Atlas Denizi. | Dünyanın, bir ülkenin/bölgenin, fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih gibi konularda, toplu, tutarlı bilgi vermek için biraraya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi. | Bir kitabın sonuna eklenen ya da bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim ya da levhaların tümü. | Boyun omurlarının, üstten birincisi. İLE Eskitmeler. | Eski, aşındırılmış. )
- ATMAK ile/değil/yerine/||/<>/< KAYDIRMAK
- ATMAK değil TERK
- ATMASYON ile/değil/yerine/||/<> UYDURMA
- ATOM ALTI/NDA ve/<> BÜTÜNLÜK/TE
( Belirsizliğin yaşandığı alanlar. )
- ATOM(BÖLÜNEMEZLİK) = ATOME[İng.] = ATOME[Fr.] = ATAMUS, INDIVIDIUM CORPUS[Lat.] = (HE) ATOMOS[Yun.] = CUZ'UN LA-YETECEZZA, ZERRE[Ar.] = ATOM, ZERRE[Fars.] = PARAMANU, TANMATRA, ANU[Sans.] = YUANZI[Çince] = GENŞİ[Jap.] = NGUYÊN TU'[Vietnamca] = PARÁNY[Macarca]
- ATOM ÇEKİRDEĞİ ile/||/<> ELEKTRON BULUTU
( Çekirdek proton+nötron merkez, elektron bulutu çevredeki olasılık dağılımı. )
( Formül: r_çekirdek ~ fm İLE r_atom ~ Å )
( Ernest Rutherford tarafından 1911 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1871-1937) (Ülke: Yeni Zelanda) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Atom çekirdeği, radyoaktivite) (Nobel: 1908) )
- ATOM DÜZEYİ ile/ve/> MOLEKÜLER DÜZEY ile/ve/> ORGANEL DÜZEYİ ile/ve/> GÖZE DÜZEYİ ile/ve/> DOKU DÜZEYİ ile/ve/> ORGAN DÜZEYİ ile/ve/> ORGAN DÜZENİ(SİSTEMİ) DÜZEYİ ile/ve/> ORGANİZMA DÜZEYİ
( Hücrenin İç Yapısı'nı izlemek için burayı tıklayınız... )
- ATOM ECONOMY İLE E-FACTOR İLE SOLVENT-FREE ile/||/<> SÜRDÜRÜLEBİLİR KİMYA
( Çevre dostu kimyasal süreçler. )
( Formül: AE = MW(product)/ΣMW(reactants)×100 )
- ATOM EKONOMİSİ İLE E-FAKTÖR İLE RME ile/||/<> YEŞİL METRİKLER
( Kimyasal süreç verimliliği ölçütleri. )
( Formül: AE = (MW_ürün/ΣMW_reaktant) × 100 )
- ATOM EKONOMİSİ ile/||/<> VERİM
( Atom ekonomisi kuramk maksimum İLE verim gerçek elde edilen )
( Formül: AE = (M_ürün/ΣM_reaktant) × 100 )
- ATOM:
FİZİK'TE ile/ve/değil FELSEFE'DE
( Bölünmüş olduğu kabul edilir. İLE/VE/DEĞİL Felsefede bölünemeyen anlamını karşılamaya devam eder. )
( Fizikte bölündüğü düşünülen şey bölünmüştür fakat o atom değildir. En son bölünemeyendir atom. )
- ATOM GRAM ile ATOM NUMARASI
( 1 mol atomun, gram cinsinden kütlesi. İLE Atomun, elektronlarının sayısı ya da çekirdekteki protonların sayısı. )
- ATOM İLE İYON İLE İZOTOP ile/||/<> ATOMİK VARYASYONLAR
( Atom nötr, iyon yüklü, izotop ise farklı nötron sayılı aynı elementtir. )
( Formül: Z = proton İLE A = proton + nötron )
- ATOM MODELLERİNDE:
DEMOCRITOS ile/ve/||/<>/> DALTON ile/ve/||/<>/> THOMSON ile/ve/||/<>/> RUTHERFORD ile/ve/||/<>/> BOHR ile/ve/||/<>/> MODERN ATOM KURAMI
(
)
- ATOM NUMARASI ile/ve KÜTLE NUMARASI
( Bir atomun çekirdeğindeki protonların sayısı. [Her bir öğe/element için kendine özgü atom numarası vardır.] İLE/VE Bir atomun çekirdeğindeki protonların ve nötronlarının sayısının toplamı. [Kütle numarası, atom çekirdeğindeki proton ve nötronların toplamına eşittir.] )
( vs./and/||/<> MASS NUMBER )
- ATOM ÜSTÜ ile/ve ATOM ALTI
- ATOM ile/ve/değil/yerine BÖLÜNEMEYEN EN KÜÇÜK
- ATOM ile/||/<> BOŞLUK
( Her şey atom ve boşluktan oluşur )
( Demokritos tarafından -400 yılında keşfedildi/formüle edildi. (-460--370) (Ülke: Antik Yunan) (Alan: Fizik, Felsefe) (Önemli katkıları: Atom teorisi) )
- ATOM ile/ve/< ÇEKİRDEK ile/ve/< PROTON/NÖTRON(NÜKLEON[Fr. < Lat.]) ile/ve/< MEZON[Fr. < Yun.] ile/ve/< ELEKTRON ile/ve/< KUARK
( 10¯8 cm. İLE/VE/< 10¯¹² cm. İLE/VE/< 10¯¹³ cm. | Elektrondan ağır, protondan hafif bir atom nesneciği. İLE/VE/< 10¯¹6 cm. İLE/VE/< 10¯¹6 cm. )
( ATOM vs./and/< NUCLEUS vs./and/< PROTON/NEUTRON vs./and/< MÉSON vs./and/< ELECTRON vs./and/< QUARK )
- ATOM[Fr./İng. ATOME < Yun.] değil/yerine/= EYCİK
- ATOM ile İYON
( Elektriksel olarak nötr olan temel kimyasal birim. İLE Elektrik yükü taşıyan atom ya da molekül. )
( ATOM vs. ION )
- ATOM ile/||/<> MOLEKÜL
( Atom elementin en küçük birimi İLE molekül bileşiğin en küçük birimidir )
( Formül: H İLE H₂O )
( Demokritos tarafından -400 yılında keşfedildi/formüle edildi. (-460--370) (Ülke: Antik Yunan) (Alan: Fizik, Felsefe) (Önemli katkıları: Atom teorisi) )
- ATOM ile/ve/||/<>/> ÖZDECİK/MOLEKÜL[Fr./İng. MOLECULE]
( Bölünemeyen. İLE/VE/||/<>/> Pek ufak parça. )
( Bir ögenin özelliklerini taşıyan, nesnenin en küçük birimi. İLE//VE/||/<>/> İki ya da daha fazla sayıda atomun kovalent bağlarla birbirine bağlanmasıyla oluşan nesne. )
( CEVHER-İ FERDÎ )
( [kökeni/etimolojisi] TOMOS[Yun.]: Bölmek. İLE/VE ZERRE[Ar.] )
( Rotasyon. İLE/VE Sirkülasyon. )
( ATAMUS cum/et ... )
( ATOMOS )
- ATOM ile MONAD
- ATOM ile/ve/||/<> TO KENON
( Bölünemeyen. İLE/VE/||/<> Boşluk. )
( Fiziksel. İLE/VE/||/<> Matematiksel. )
- ATOM ile ZERRE
- ATOMCU KELÂM ile/ve İBN-İ SÎNÂ'CI KELÂM
- ATOMİK KATMAN BİRİKTİRME ile/||/<> KİMYASAL BUHAR BİRİKTİRME
( ALD monatomik tabakalar halinde kontrolle büyütürken, CVD sürekli film oluşumu sağlar )
( Formül: Kendini sınırlayan )
- ATON[< ADONAI] ve/<>/< ATUM/ATOM ve/<>/< AMON
( Gökteki nur. VE/<>/< Yerdeki nur. VE/<>/< Gönüldeki nur. )
( Evrende/ilâhta. VE/<>/< Dünyada/evrende. VE/<>/< İnsanda/kalbinde. )
( Güneş. VE/<>/< Zerre. VE/<>/< İnsan. )
(
)
- ATP ile/||/<> ADP
( ATP 3 fosfat yüksek enerji İLE ADP 2 fosfat düşük enerji )
( Formül: ATP ⇌ ADP + Pi + Enerji )
- ATP ile/||/<> GTP
( ATP evrensel enerji İLE GTP sinyal ve protein sentezi. )
( Formül: Adenin İLE guanin )
- ATRAVMATİK/ATRAUMATIC[İng.] değil/yerine/= ÖRSELEMEYEN
- ATTOSECOND İLE STRONG FİELD İLE HHG ile/||/<> ULTRA HIZLI FİZİK
( Attosaniye zaman ölçekli olaylar. )
( Formül: 1 as = 10^-18 s )
- AUCTİON İLE VOTİNG İLE MATCHİNG ile/||/<> MEKANİZMA TASARIMI
( Stratejik ortamlarda kurum tasarımı. )
( Formül: Deferred Acceptance (kararlı) )
- AUGUST COMTE ve ST. SIMON
- AUGUSTINUS ile/ve/<> ABELARDUS
( Anlamak için iman ediyorum. İLE/VE/<> İman etmek için anlamaya çalışıyorum. )
- AUM:
SOLUK ve/||/<> SESSİZLİK
- AUTOCRITAS" ile "POTESTAS"
( "Tanrıya ait". İLE "İnsana ait". )
( Evrende. İLE Dünyada. )
( Tüm güç, Tanrı'dan gelir.[Omnis potestas a deo.] )
- AUXİN İLE SİTOKİNİN İLE GİBERELLİN ile/||/<> BİTKİ HORMONLARI
( Bitki büyüme düzenleyicileri. )
( Formül: IAA (indol asetik asit) )
- AVAGADRO SAYISI ile AVAGADRO YASASI
( Bir moldeki molekül sayısı ve değeri, yaklaşık 6,02 10²3 olan bir sayı. İLE 0 °C sıcaklık ve 1 atmosfer basınçta herhangi bir gazın, bir molü 22,4 L hacim kapladığını ifade eden yasa. )
- AVÂM ile ULEMÂ ile UREFÂ ile UMERÂ
( Tedbir peşindedir. İLE Kanıt peşindedir. İLE Tanık peşindedir. İLE Akıl peşindedir. )
( İhtiyât peşindedir. İLE İstidlâl peşindedir. İLE İstişhâd peşindedir. İLE İstişâre peşindedir. )
- AVANAK[Erm.] ile AHMAK
( Kolaylıkla kandırılabilen ya da aldatılabilen, aptal, bön. İLE Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal. )
- AVATAR -ile
( Haberci, Peygamber. )
- AVATARA[Hintçe] değil/yerine/= GÖVDELENME/BEDENLENME, ENKARNASYON
- AVCI-TOPLAYICI değil TOPLAYICI-AVCI
- AVCI-TOPLAYICI TOPLUM ile/||/<> TARIMSAL TOPLUM
( Avcı-toplayıcı toplum göçebe yaşam İLE tarımsal toplum yerleşik yaşamdır. Avcı-toplayıcı eşitlikçi küçük gruplar İLE tarımsal toplum hiyerarşik büyük topluluklar oluşturur. Neolitik devrim geçiş süreci İLE Göbeklitepe ara dönem gösterir. )
( V. Gordon Childe tarafından 1936 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1957) (Ülke: Avustralya/İngiltere) (Alan: Arkeoloji) (Önemli katkıları: Neolitik Devrim kavramını ortaya attı, kentsel devrim teorisi, kültürel evrim yaklaşımı) )
- [ne yazık ki]
AVCI ile/ve/=/||/<> AYI
( Hile bilir de. İLE/VE/=/||/<> Yol bilmez mi? )
- AVES ile/||/<> REPTİLİA
( Aves kuş sıcakkanlı İLE reptilia sürüngen soğukkanlı. )
( Formül: Warm İLE cold-blooded )
- AVKMAK ile AVKMAK ile AVKMAK ile AVKMAK
( Karıştırmak, iyice karıştırmak, kabartmak. | Yoğurmak, özleştirmek. İLE Ezmek, parçalamak, ufalamak, çok küçük parçalara ayırmak. | Dövmek. | Çamaşırı durulamak. | Çitilemek, avuç içinde sıkıştırmak, ovmak, ovalamak. İLE Yenmek, mağlup etmek. İLE Köpeğin koparmadan, az ısırması. )
- AVOİDED CROSSİNG İLE CONİCAL INTERSECTİON İLE SEAM ile/||/<> POTANSİYEL YÜZEY KESİŞİMLERİ
( Elektronik durum etkileşimleri. )
( Formül: NAC = ⟨ψ₁|∂/∂R|ψ₂⟩ )
- AVUKAT/EUATHLOS AÇMAZI ile/ve/||/<> KÖPRÜ AÇMAZI ile/ve/||/<> İKİ ZARF AÇMAZI ile/ve/||/<> UYUYAN GÜZEL AÇMAZI
( Hukuk fakültesini bitiren genç, ülkenin en ünlü avukatının yanında staj yapmak için başvuruda bulunur.
Avukat, gence, tek koşul ileri sürer:
"İlk davandan elde ettiğin tüm parayı bana vereceksin".
Antlaşma imzalanır ve iki yıl beraber çalışırlar. Tam staj bittiğinde, genç, antlaşmayı haksız bulduğunu, ilk davadan kazandığı parayı ona vermeyeceğini açıklar. Avukat, tazminat talebi ile mahkemeye başvurur.
Hakimin kararı ne olmalıdır?
İki davalı, duruşmada, hakimin karşısına geçtiğinde, avukat, şunu söyler:
"Sayın Yargıç. Bu davayı uzatmaya gerek yok. Çünkü, eğer ben kazanırsam, parayı alacağım; eğer kaybedersem yine alacağım. Çünkü, antlaşmamıza göre, o, ilk davasından kazandığı parayı bana verecek."
Hakim, tam avukatı haklı bulacakken, bu kez, genç avukat söz alır ve şöyle der:
"Sayın Yargıç. Evet. Avukat haklı. Bu duruşma, gerçekten gereksiz ama benim lehime. Eğer, ben bu davayı kazanırsam, ona bir şey ödemeyeceğim. Eğer, kaybedersem, antlaşmamıza göre, ilk davayı kaybettiğimden dolayı ona yine bir şey ödemeyeceğim.”
İLE/VE/||/<>
Sokrates, güçlü bir efendinin, -Platon'un- bekçiliğini yaptığı bir köprüye gelir ve geçmesine izin vermesini rica eder. Platon, şu yanıtı verir...
"Yemin ederim, ağzından çıkacak bir sonraki söz doğru olursa geçmene izin veririm, yanlış olursa seni suya atarım.
Sokrates'in yanıtı:
"Sen, beni, suya atacaksın." olur.
[Platon, Sokrates'i suya atmasa, Sokrates, yalan söylemiş olacak ve suya atılması gerekecek; suya atsa, Sokrates doğru söylemiş olacak ve suya atılmaması gerekecektir.]
İLE/VE/||/<>
...
İLE/VE/||/<>
... )
- AVUNMA ile/ve NEŞE
( TO BE CONSOLED vs./and GAIETY/MERRIMENT )
- AVUNMA ile/ve/değil/yerine/|| SAVUNMA
- AVUN(/T)MAK ile KAN(DIR)MAK
( TO BE CONSOLED(/TO SOOTHE/DIVERT) vs. TO (BE) DECEIVE(D) )
- AVUNTU ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEK/LİK
- AVUNTU ile/değil/yerine/||/>< ÜMİT
- AVURT ile/ve/||/<> ART AVURT
( Yanağın ağız boşluğu hizasına gelen bölümü. İLE/VE/||/<> Avurdun arka bölümü. )
- AY ALTI (ÂLEM) ile/ve AY ÜSTÜ (ÂLEM)
( Fizik. İLE/VE Matematik. )
( Doğrusal hareket vardır. İLE Doğrusal hareket yoktur. )
( METAFİZİK - (ÖTESİ) MATEMATİK - (ÜSTÜ) FİZİK - (ALTI) )
( Klâsik kozmolojide, Ay feleğinin altında bulunan, dört unsurun, toprak, su, hava ve ateş, karışımından meydana gelen, madenler, bitkiler, hayvanlar ve insan ile metereoloji olgu ve olaylarının yer aldığı, çizgisel hareketin hakim olduğu, oluş ve bozuluş dünyası. İLE/VE Klasik kozmolojide, atlas feleği ile ay feleği arasında yer alan, esirden meydana gelmiş, dairesel hareketin hakim olduğu, mahiyetini kozmoloji, heyetini ise astronominin incelediği dünya. )
- AY/DOLUNAY ile/ve YENİAY
( MEH ile/ve HİLÂL, ŞEHR )
( MOON vs./and CRESCENT )
- [ne yazık ki]
AY VE YILDIZ İSTER/SİN ve/||/<>/> BUNLARI DA GÜNDÜZ OLSUN DİYE İSTER/SİN / BEKLER/SİN
- AY ve/<> 2016 HO3
( [Dünyanın] Uydusu. VE/<> Yarı uydusu. )
( ... VE/<> NASA, 2016 HO3 adlı bir asteroid keşfettiğini ve bunun dünyanın yarı uydusu olduğunu açıkladı. 2016 HO3 adlı asteroidin, 10 yıl önce görüntüden kaybolan 2003 YN107'nin bir benzeri olduğu belirtildi. İlk keşfin, 27 Nisan'da Hawaii'deki Pan-STARRS 1 araştırma teleskopunu kullanan bilimkişileri tarafından yapıldığını açıklayan NASA, o günden bu yana incelenip gökbilimciler tarafından kayıt altına alınan asteroidin, "2016 HO3" adıyla etiketlendiğini açıkladı. İncelemeler sonucunda, bir yarı uydu olduğu sonucuna varılan asteroidin, 38 - 120 metre çapında olduğu tahmin ediliyor. )
( )
( MOON and/<> CONSTANT COMPANION )
- AY ile/||/<> HAREKET
( Ay hareketlerinin matematiksel modeli )
( Ali Kuşçu tarafından 1450 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1403-1474) (Ülke: Semerkant/Osmanlı) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: Risaletu Fethiyye, Ay gözlemleri, matematik ve astronomi) )
- AYA ile FINDIK YUVASI
( Avuçiçi. İLE Eldeki çukurluk. )
( PALM vs. ... )
- AYAĞA KALKMAK/KIYAM ve/||/<>/> UYANMAK/UYANIKLIK/YAKAZA ve/||/<>/> YÜRÜYÜŞ/SEYR
- AYAK BASMAK" ile/ve/<>/> "ADIM ATMAK"
- AYAK SÜRÜYEREK YÜRÜMEK ile/yerine/değil AYAK SÜRÜMEDEN YÜRÜMEK
( [not] WALKING IN, TO DRAG ALONG THE FOOT vs. WALKING IN, NOT TO DRAG ALONG THE FOOT
WALKING IN, TO DRAG ALONG THE FOOT vs. WALKING IN, NOT TO DRAG ALONG THE FOOT )
- AYAK TERİ ile AYAK TERİ ile AYAK TERİ/KİRASI
( Ayak parmakları arasından çıkan pis kokulu salgı. İLE Hizmet için bir yere gönderilen kişiye verilen ücret, ayak kirası. İLE Bir haber ya da nesne getirene, emeğinin karşılığı olarak verilen para. )
- ... AYAKLARI ile/ve/||/<>/> ... AĞIZLARI
- AYAKLARINIZI:
ÜŞÜTMEYİN! ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SICAK TUTUN!
- AYAK/PA[Fars.]:
PATİ ile/||/<> PATİK ile/||/<> PATİKA ile/||/<> PABUÇ ile/||/<> PAYTAK ile/||/<> PAYİDAR ile/||/<> PİYADE[< PAYADAK] ile/||/<> PİYON[< PEDON]
( Kedi, köpek için ön ayak. İLE/||/<> Küçük çocuk ayakkabısı. İLE/||/<> Keçi yolu. İLE/||/<> Ayakkabı. İLE/||/<> Eğri bacak. İLE/||/<> Ayakta durmak. İLE/||/<> Yaya. İLE/||/<> Yaya. )
- AYAKTA DURACAK DURUMUNUN OLMAMASI ile/ve/||/<>/< YAŞAMDA DURACAK NEDENLERİNİN OLMASI
- AYAKTA DURMAK/DURABİLMEK ile/ve/<>/< KİŞİSEL YÖNETİM VE GELİŞİM
- AYAKTA DURMAK ve/fakat/||/<>/>/< HAYATTA KALMAK
( Yeterince gücün olmayabilir/kalmayabilir. VE/FAKAT/||/<>/>/< Nedenlerin vardır ve yeterince çoktur. )
- AYAKTA TUTMAK ile/ve/||/<> HAVADA TUTMAK
- AYAKTA UYUYAN ile/değil/yerine/>< AYAKTA DURAN
- AYAN/AYÂN[Ar. < İYÂN] ile ÂYAN/Â'YÂN[Ar. < AYN]
( Belirli, açık. İLE Gözler. | İleri gelenler. | Meşrûtiyet dönemlerinde danışma meclisi niteliğindeki Âyan Meclisi üyeliği yapmış kişilerin her biri. )
- AYAR SİMETRİSİ
ile/ve/||/<>
AYAR GRUBU
ile/ve/||/<>
KONFİGÜRASYON UZAYI
ile/ve/||/<>
DENKLİK SINIFI
( Bir kuramın fiziksel olmayan simetrilerine verilen addır. Bir kuramda bazı ayar dönüşümleri yapıyorsak ve gözlemlenebilen fiziksel nicelikler bundan etkilenmiyorsa deriz ki, kuram belirli bir ayar simetrisine sahiptir. [Newton'un klasik mekaniği, tüm evrenin ötelemeleri altında simetriktir. Evrendeki maddeyi bir metre yukarı (bunun yerine kendi favori yönünüzü de seçebilirsiniz) taşıdığımızda evren yine bildiğimiz evrendir. Hiçbir şey değişmemiştir. Bundan dolayı Newton mekaniğinin öteleme simetrisi vardır diyebiliriz.]
İLE/VE/||/<>
Ayar dönüşümlerinin oluşturduğu gruptur. Bunun için ayar dönüşümlerinin bazı özellikleri sağlaması gerekir (bunlara grup belitleri/aksiyomları denir):
– Birim öğe. [Sisteme hiçbir işlem yapmayan bir simetri vardır.]
– Ters öğe. Bir simetri dönüşümünün etkilerini geri alabilecek bir simetri dönüşümü vardır. [Newton mekaniğinde tüm evreni bir metre yukarı kaydırdık. Sonra da bir metre aşağı kaydırdık. Aşağı kaydırma işlemi, yukarı kaydırma işleminin tersidir. Ve birbirine ters olan dönüşümlerin art arda uygulanması birim elemanı verir.]
– Kapalılık. [Art arda uygulanan ayar dönüşümlerinin de bir ayar dönüşümü olması gerekir.]
– Birleşme özelliği. [Birer ayar dönüşümü olsun ve art arda uygulansın. 'dan önce ikilisini uygulamakla 'dan sonra ikilisini uygulamak arasında fark yoktur.]
İLE/VE/||/<>
Bir kuramın izin verdiği tüm hallerin bir kümesidir, uzayıdır.
İLE/VE/||/<>
Bir kümenin birbirine denk [birbirine denk demek bir denklik bağıntısıyla birbirine bağlı olmak demektir] olan öğelerinin oluşturduğu kümedir. )
- AYAR ile AĞYAR
( Bir iş ya da davranışta gereken ölçü. İLE Başkaları, yabancılar/eller. | Dışında/ki, hariç, haricinde/ki. )
( Tanımdaki/ifadedeki gereklilik kuralı: Parçalarını bulunduran, dışındakilere engel olan. [Efrâdını câmi, ağyarını mâni.] )
- AYARLAMA ile UYARLAMA
- AYASOFYA MÜZESİ ve TOPKAPI SARAYI ve/||/<> HALUK DURSUN ve/||/<> KUMRULAR
( Makam odasını kumrulara terk eden bürokrat: Haluk Dursun
"Topkapı Sarayı'nda müdürlük yaptığım dönemde, makam odamda otururken bir kumrunun
açık pencereden girerek avizenin etrafında uçtuğunu gördüm. Hiç kımıldamadan seyretmeye
başladım.
Kumru, sanki tavaf eder gibi odanın her tarafında dolaştı, avizenin üzerine kondu, bir süre
oturdu. Sonra geldiği gibi uçup gitti. Biraz sonra yanında başka bir kumru ile tekrar geldi.
Bu sefer sanki bir ev (saray) sahibi edasıyla onu gezdirdi. Yeni geleni elinden, (kanadından)
tutar gibi aldı ve avizenin içine oturttu. Bir süre koklaştılar. Sonra uçup gittiler.
Ertesi gün ikisi birlikte ağızlarında dal parçacıkları ile geri geldi ve avizenin içine bir yuva
kurmaya başladılar. Yuva birkaç gün içinde kuruldu.
Olup biteni hiç ses çıkarmadan izliyordum. Dişi kuş, yumurtlama hazırlığı yapıyordu.
Galiba onlar da beni izliyordu ki, hiç tedirgin olmuş gibi görünmüyorlardı. Buna karşılık dışarıdan odaya başka biri girince, hemen ürküp pencereden kaçıyorlardı. Baktım olmayacak, makam odamı onlara bırakıp hemen karşıda bulunan küçük bir odaya geçtim.
Bir gün, televizyon çekimi için Topkapı Sarayı'na gelen gazeteci dostum rahmetli Savaş Ay,
"Hocam, niye bu küçücük odada oturuyorsun?" diye sordu.
"Ben hâlden anlarım, bir kumru arkadaşım, sevgilisine, “ben seni saraylarda yaşatacağım"
diye söz vermiş, insan yuva kurana yardımcı olmaz mı?" dedim.
"Hocam, ne olur göster şu yuvayı bana” dedi ve kapıdan odadaki yuvanın fotoğrafını çekti.
Ertesi gün beni Ankara'dan arayan arayana...
"Derhal makam odası açılsın, kumruların yuvası dağıtılsın,
saray bakımsızlıktan perişan olmuş görüntüsü verilmesin" dediler.
Meğer Savaş Ay haber yapmış bizim kumrunun öyküsünü...
Hemen aradım, “üstad sen ne yaptın?” diye sordum.
"Hocam bu kadar güzel malzeme (haber) buldum, yazılmaz mı Allah aşkına" dedi.
"Gazetede sabah toplantısında anlattım, herkes ayağa kalktı ve seni alkışladı" diye ekledi.
Sadece gazetedekiler değil Ankara da ayağa kalktı sayende" diye yanıt verdim.
Şimdi ne yapacaktım? Çifte kumrulara kol kanat gerip onların saadetlerini korumaya mı çalışacaktım, yoksa odayı kullanıma açarak bir yuvanın dağıtılmasına mı neden olacaktım?
Bir biçimde, ya ben makamı, ya da o kumrular makam odamdaki yuvalarını kaybedeceklerdi.
Akşama kadar bakanlıktan beni aramayan kalmadı...
“En azından yumurtadan yavru kuşlar çıksın, uçup gidene kadar bekleyelim” diye düşündüm.
“Ben yuvayı almam, siz beni görevden alın isterseniz” dedim.
Ertesi gün, yuvaya bakmaya gittim ki, ne göreyim, yuva yerinde duruyordu ama kumrular yoktu.
Yuva yerinde durmasa, "Biri kuşları ürküttü, kovaladı" diyecektim. Hâlbuki yuva yerli yerinde duruyordu. Kumrular, sanki durumu hissetmiş ve sessizce çekip gitmişlerdi. Bir daha da hiç gelmediler.
Daha sonra Topkapı Sarayı'ndan, Müsteşar ve Bakan Yardımcısı olarak Ankara'ya gittim.
"Kuşların yuvası dağıtılsın, makama sahip çıkılsın" diyenlerin ise hiçbiri Bakanlık'ta makamlarında kalamamıştı.
Muhakkak ki, biz de bir gün bu makamlardan uçup gideceğiz. Kuşlar ise hep sevmeye, uçmaya ve yuva kurmaya devam edecek.
Haluk DURSUN )
(
)
- AYAZ ile/ve/||/<> BOĞAZ
( Lokman Hekim, 32 temel hastalık belirlemiş. 16'sının, soğuktan; 16'sının da "yeme-içme"den kaynaklandığını görmüş. Üşütmemeyi ve çok yememeyi yeğlemeliyiz. )
- AYAZMA[< Yun.][Hristiyanlıkta] -ile
( Hristiyan'larda okunmuş kutsal su. | Şifalı/kutsal su/kaynak/pınar. )
- AYDAKİ 3 DORUK:
ULUĞ BEY ve/<> KOPERNIK ve/<> GALILEO
( Uluğ Bey, kurduğu sektans sistemi ile 1180 yıldızın konumunu ve bir yılın 365 gün olduğunu, Kopernik'ten 60, Galileo'dan 200 yıl önce, hemen hemen doğru olarak hesaplamıştır. )
- AYDIN = MÜNEVVER = INTELLECTUAL[İng.] = INTELLECTUEL[Fr.] = INTELLEKTUELL[Alm.] = INTELLETTUALE[İt.] = INTELECTUAL[İsp.] = PAIDEUMENOS[Yun.] = MUFEKKİR[Ar.] = RÛŞENFİKR[Fars.] = INTELLEKTUEEL[Felm.] = ZİYÂLİ[Azarbaycan = Özbek Tr.] = BİLİKTİ[Kazak Tr.] = BİLİMDÜ[Kırgız Tr.] = DIANOOUMENOS[Yun.] = PROSVEŞÇONNIY[Rusça]
- AYDIN ile/ve/||/<> ÖNDER
- AYDINLANMA:
AYDINLIĞI "DÜŞLEYEREK" değil KARANLIĞIN BİLİNCINE VARARAK
- AYDINLANMA/HAK(K)'I BULMAK:
DERVİŞ OLMAKLA ile/ve/||/<> ÂŞIK OLMAKLA ile/ve/||/<> İNSAN OLMAKLA
- AYDINLANMA(/IŞIKLANMAK) = TENEVVÜR = İŞRAK(tasavvuf) = ENLIGHTENMENT[İng.] = ENLAITEMENT, SIÈCLES DES LUMIÈRES[Fr.] = AUFKLæRUNG[Alm.] = ESSERE ILLUMINATO[İt.]
- AYDINLANMA ile/ve/> AŞMA
( ENLIGHTENMENT vs./and/> TO EXCEED )
- AYDINLANMA >< AYDINLANMA İSTEĞİ
- AYDINLANMA ile/ve/<>/> DEVRİM
- AYDINLANMA ile/ve/değil EŞİK
- AYDINLANMA ile/ve MİLÂD
- AYDINLANMA ile OLGUNLAŞMA
( Olgun olanlar daha çok deneyim birikimine sahip olanlardır. )
( AYDINLANMA: Aklını kullanabilme cesâreti. )
( Tüm aklını aydınlanmaya ulaşma amacına yöneltmiş ve tüm duygusal zevklerden arınmış kişiye, "akıntıya karşı giden kişi" adı verilmiştir. Çünkü, o kişi, sonsuzluğun sevincine ulaşmak için, dünya yaşamının korkunç dalgalarıyla boğuşmaktadır. )
( The ripe ones had more experience behind them. )
( ENLIGHTENMENT vs. RIPEN )
- AYDINLANMA ile/ve "ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK"
- AYDINLANMA ve/=/<> SEVİNÇ
- AYDINLANMA ile/ve/||/<>/> SÜKÛNET
( ENLIGHTENMENT vs./and/||/<>/> QUITENESS )
- AYDINLANMADA:
ATİNA ile/ve/||/<>/> BAĞDAT ile/ve/||/<>/> AMSTERDAM
( )
- AYDINLANMAK ile/ve/||/<>/> ERMEK
- AYDINLANMAK ve/||/<>/>/< ŞEFKÂT
- AYDINLANMALI!
- AYDINLANMIŞ ile BİLGE
( Kendini tanıyan. İLE Kendini tanımakla birlikte/öte başkalarını da tanıyan. )
( Bir bilge, şeylerin, olduklarından farklı olmalarını istemez/beklemez. )
( Mutlu olmak için kendimizi(özümüzü) bilmek dışında, hiçbir şeye gereksiniminiz olmadığını bilmek, bilgeliktir. )
( Bilge, şu dört zaaftan tamamıyla korunmuş olan kişidir:
* Benlik
* Bencillik
* Önyargı
* İnat )
( Bilge, iç deneyimler ile sezgiyi yansıtmaktan âciz kalan kavramlarla elden geldiğince az iş görmeye bakar. )
( BİLGE: Seni, sana bildiren. )
( MERKEZ EFENDİ )
( Knows the self. VS. Knows the self with all others.
A wise/saint does not want things to be different from what they are.
To know that you need nothing to be happy, except self-knowledge, is wisdom. )
( ENLIGHTENED vs. WISE )
- AYDINLANMIŞLIK(ENTELEKYA) ile/ve AKIL(REASON) ile/ve ORAN(RASYO)
( Ereğe bağlı akıl. İLE/VE Nedene/sebebe bağlı akıl. İLE/VE Tasıma/kıyasa bağlı akıl. )
( Ereğe ulaştırır. İLE/VE Hikmet sunar. İLE/VE Düzen sağlar. )
( INTELLECT vs./and REASON vs./and RATIO
Dependent in aim. WITH/AND Dependent in cause. WITH/AND Dependent in comparison.
Attains to the aim. WITH/AND Presents the philosophy. WITH/AND Obtains the regularity. )
- AYDINLANMIŞ/LIK ve/<> UYANDIRILMIŞ/LIK
- AYDINLATMA ile/ve/değil AYDINLANMA
( [not] ILLIMUNATION vs./and/but ENLIGHTENMENT )
- A'YEN[Ar.] ile ÂYEN, ÂHEN[Ar.]
( Büyük, iri gözlü. | Bakılan yer. | Çok açık, pek belirli. İLE Demir. )
- ÂYET (YAPIŞTIRMAK) ile/ve/||/<> KÜLTÜR (YAPIŞTIRMAK)
- AYET ile/ve/<> HİKMET
( İddia edersen, böyle/şöyle olursun. )
- ÂYET ve/=/||/<> İŞÂRET
- ÂYET ve/||/<>/< SİMGE
- AYI ile/ve/||/<>/> AHLAT
( Ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne. )
- AYI ile/değil/yerine ARI
( Gibi yeme/oturma! İLE/DEĞİL/YERİNE Gibi çalış! )
- AYIKLAMA ile/ve/||/<> ÇIKARMA
- AYIKLAMA ile/ve SINIFLANDIRMA
( SELECTION vs./and CLASSIFICATION )
- AYILMA ile FARKINDALIK
( TO RECOVER vs./and AWARENESS )
- ÂYİN[Fars.] değil/yerine/= DİNSEL TÖREN
( Dinî tören, ritüel. | Mevlevi tekkelerinde okunan bestelerin tamamı. )
- ÂYİNLERİN SAĞLADIKLARI:
ÂŞIK'IN, AŞKINI ARTIRMAK ile/ve GAFİL'İN GAFLETİNİ KALDIRMA
- AYIP "GÖRME"! -ve
( Görürsen de ört! )
- AYIP (OLAN):
(")BİLMEMEK(") ile/ve/değil/||/<>/< ÖĞRENMEMEK
- AYIP OLMAZ/ARANILMAZ!:
TIPTA ile/ve/||/<> HUKUKTA ile/ve/||/<> SÖZLÜKTE ile/ve/||/<>
FELSEFEDE ile/ve/||/<> BİLİMDE ile/ve/||/<> SANATTA ile/ve/||/<> SPORDA ile/ve/||/<>
DOĞADA ile/ve/||/<> HAYVANLARDA ile/ve/||/<> BİTKİLERDE ile/ve/||/<>
NESNELERDE ile/ve/||/<> DİRİMBİLİMDE ile/ve/||/<>
ANLIKTA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<> USTA(AKILDA) ile/ve/||/<> TARİHTE ile/ve/||/<>
RIZÂDA ile/ve/||/<> GÜVENLİKTE ile/ve/||/<> İKİ KİŞİ ARASINDA ile/ve/||/<>
EŞEYSELLİKTE ile/ve/||/<> DÖRT DUVAR ARASINDA ile/ve/||/<> BATTANİYENİN ALTINDA
- AYIP ile/ve/değil/||/<> "AÇIK"
- AYIP >< AYIK
- AYIP ile/ve/değil/yerine SAÇMA
- AYIP ile/ve < TEZAD
- AYIRAÇ/BELİRTEÇ/MİYAR/REAKTİF ile AYIRAN ile AYIRICI ile AYIRMAÇ/FARİKA ile AYIRTI/ÇALAR/NÜANS
( Nesneleri kimyasal birleşime ya da ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan bileşikler. İLE Işığı yalın öğelerine ayırma özelliği olan. İLE Ayırma özelliği ya da gücü olan. | Yüksüz elektrik devrelerini açıp kapayan araç. İLE Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan durum ya da öğe. İLE Aynı cinsten olan şeyler arasındaki ince fark. )
- AYIRD ETMEK/EDEBİLMEK ile/değil/yerine AYIRMAK
- AYIRDEDİLEMEZLİK ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK
( Gottfried Leibniz İLE/VE/||/<> Werner Heisenberg )
- AYIRDEDİLEMEZLİK ile/ve/||/<> ÖZDEŞLİK
- AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK
( Ayırt edebilme bağımlılıklardan kurtuluşa götürür. )
( Ayırt edebilme yeteneği, bizi bağımlılıklardan kurtuluşa, tutkusuzluğa götürecektir; bu durum ise doğru davranışı, eylemi sağlayacaktır; doğru davranış ise bizi gerçek var oluşumuza ulaştıran içsel köprüyü kuracaktır. )
( Ayırt etme ve ayrılık duygusu olmadığında, buna sevgi diyebilirsiniz. )
( Olgun kişi toplulukları düzenleyerek neyi birbirinden ayırması gerektiğini bilir. )
( Kişinin kendi için doğru olanı ayırd etmesi ve sıkı çalışması er ya da geç ödüllendirilecektir. )
( Kişi durumunun mükemmel olduğunun ve hatta daha da ilerleyeceğinin ayrımına varmalıdır. )
( Farkındalık her şeyin ötesidir - hem varlığın, hem yokluğun. )
( Farkına varın ki, her ne olursa, size, sizin tarafınızdan, sizin aracılığınızla olur ve siz, her ne algılarsanız, onun yaratanı, tadına varanı ve yok edenisiniz. )
( Önemli[öncelikli] olan, yalnızca farkındalıktır, onun içerdikleri değil. )
( Tam farkındalık halinde temas kurulmuştur. )
( Bir ilişki kurmak ve sürdürmek için, doğrudan eylemle ifade edilen sevecen bir farkındalık hali gereklidir. )
( Yeni ve özel bir farkındalık biçimi gerekmez. )
( Kişinin gönlünü görebilecek berrak içgörüye sahip olmadıkça ayırt edemezsiniz. )
( Kendi hakkınızdaki farkındalığınızı derinleştirin ve genişletin, o zaman tüm hayırlar ve lütûflar akacaktır. )
( Şimdi yapılmakta olan ayırt edebilme ve ihtirassız olma uygulaması, zamanı geldiğinde meyvesini verecektir. )
( Tüm gereksiniminiz, varoluşunuzun, bir sözlü beyan biçiminde değil, fakat her an mevcut bir gerçek olarak farkında olmaktır. )
( Varoluşunuzun farkındalığı, gerçek varlığınızı görmenizi sağlayacaktır. )
( Sadece var olduğunuzun farkında olun ve farkında kalın. )
( Discrimination leads to detachment. )
( In full awareness the contact is established.
Discrimination will lead to detachment; detachment will ensure right action; right action will build the inner bridge to your real being.
Awareness is beyond all - being as well as not-being.
Awareness itself is all important, not the content of it.
Deepen and broaden your awareness of yourself and all the blessings will flow.
You cannot, unless you have a clear insight into the heart of person.
Be aware that whatever happens, happens to you, by you, through you, that you are the creator, enjoyer and destroyer of all you perceive.
For establishing and maintaining relationship affectionate awareness expressed in direct action is required.
No new, or special kind of awareness is needed.
Discrimination and dispassion practised now will yield their fruits at the proper time.
All you need is to be aware of being, not as a verbal statement, but as an ever-present fact.
The awareness that you are, will open your eyes to what you are.
Just be aware that you are and remain aware. )
( DISTINGUISH/NESS, DISCRIMINATION vs./and/<> AWARE/NESS )
- AYIRICI AKIL ile/ve UYGULAMALI AKIL ile/ve KURAMSAL AKIL
( Yararlı-Zararlı. İLE/VE İyi-Kötü. İLE/VE Doğru-Yanlış. )
- AYIRMA ile/ve/değil/yerine PAYLAŞIM
itibarı ile 21.828 başlık/FaRk ile birlikte,
21.828 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(8/89)
(1996'dan beri)