Bilim'deki
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 11.290 başlık/FaRk ile birlikte,
11.290 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(4/47)
- ANLAMAK ve/||/=/<> DOĞMAK
- ANLAMAK ile/ve/değil/yerine/> İÇSELLEŞTİRMEK
- ANLAMAK ile/ve KAVRAMAK
( Anlamaya yardımcı olmak, gerçek yardımdır. )
( TO UNDERSTAND vs./and TO COMPREHEND
Helping to understand is real help. )
- ANLAMAK ile/ve/||/<> "YAKALAMAK"
- ANLAMAK ve/||/<>/>/< YAŞAMAK
- ANLAMAK ile/ve/||/<>/>/< YORUMLAYARAK ANLAMAK
- ANLAMAK/ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< VERMEK/VER(E)MEMEK
- ANLAMAMAK ile/değil/yerine/>< ANLAMAK
( En ağır yük. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sıfır yük. )
( [not] NOT TO UNDERSTAND vs./but/>< TO UNDERSTAND
TO UNDERSTAND instead of NOT TO UNDERSTAND )
- ANLAMAMAK ile/değil ANLAYAMAMAK ile/değil KENDİNCE/KEYFİNCE ANLAMAK
( Düşünme becerisinin gelişmemiş olması nedeniyle. İLE/DEĞİL Veri yetersizliği/eksikliği nedeniyle. )
- ANLAMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< "BİLMEMEK / İLGİLENMEMEK / KATILMAMAK"
- ANLAMAMAK ile İLGİLENMEMEK
- ANLAMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< İŞİNE GELMEMEK
- ANLAMA(MA)K ile/değil KABUL ETME(ME)K
( [not] (NOT) TO UNDERSTAND vs./but (NOT) TO ACCEPT )
- ANLA(MA)MAK ile KAFANIN BASMA(MA)SI
- ANLAMAMAK ile/ve/değil (KONUYU) "KABUL EDEMEMEK"/KONUYA (VE AYRINTILARINA) "DİRENMEK"
- ANLAMAMAK ile/ve/<>/değil TEMBELLİK
( [not] NOT TO UNDERSTAND vs./and/<>/but LAZINESS/INDOLENCE )
- ANLAMANIN:
SESİ ile/ve KURALLARI
( Hmmm.[içinden ve/ya da sesli!] İLE/VE 1. Nötr olmak. | 2. Nitelikli soru sormak. )
- ANLAMAYAN" VAR MI? / "KİM/LER ANLAMADI"? ile/değil/yerine/||/>< ANLAYAN VAR MI? / ANLAYAN KİM/LER?
- ANLAMAYA/ÖĞRENMEYE:
AÇIK ile/ve/||/<>/> ÂŞIK
- ANLAMAYI:
"UZATMAK" değil BİR AN ÖNCE/EN KISA SÜREDE
- ANLAMIN:
KAYMASI ile İÇİNİN BOŞALMASI
( İkisi de, kavramın dizgesinden/bağlamından çıkmasıyla oluşmaya başlar. )
- ... ANLAMINDA ile/ve/<> ... ORANINDA
- ANLAMIYORUM ile/ve/değil/||/<>/>/< AKLIMDA(/ZİHNİMDE) TUTAMIYORUM
- ANLAMLANDIRMAK ile/ve/||/<>/>/< ADLANDIRMAK
- ANLAMLANDIRMAK ile/ve/<>/> KAVRAMAK
- ANLAMLI BAKMAK ile ALICI GÖZÜYLE BAKMAK
- ANLAM/LI = MEAN/ING[İng.] = SIGNIFICATION[Fr.] = BEDEUTUNG[Alm.] = SIGNIFICATO[İt.] = SIGNIFICACION[İsp.] = SIGNIFICATIO[Lat.] = HE DIANOIA, HE DÜNAMIS[Yun.] = MEDLÛL, DELÂLET[Ar., Fars.] = BETEKENIS[Felm.]
- ANLAMSAL ÖLÇÜT ile BİÇİMBİLİMSEL ÖLÇÜT ile SESBİLİMSEL ÖLÇÜT
( SEMANTIC CRITERIA vs. MORPHOLOGICAL CRITERIA vs. PHONOLOGICAL CRITERIA )
- ANLAMSIZ ile/ve/||/<> GEREKSİZ ile/ve/||/<> OLANAKSIZ
- ANLAMSIZ ile SAÇMA
( Saçma/abes olan bir şeye yönelmek, felsefî olarak olanaksızdır! )
( VÂHİ[< VEHY]: Anlamsız, yararsız, önemsiz.
TÜRREHÂT: Saçmasapan sözler. )
( MEANLESS/NON-SENSE vs. ABSURD )
- ANLAMSIZLIK ve KAVRAMSIZLIK ve İNSANSIZLIK
( Kişi kendi çabalarına yön verecek ışığı hayal gücünün imgelerinden değil, açık seçik düşünülmüş kavramlardan almalıdır. )
- ANLAMSIZ/LIK ile/ve "UZAK/LIK"
( Ederler dâvâsını, bilmezler mânâsını. )
( MEANING/LESS/NESS | ABSURDITY vs./and "DIGRESS" )
- ANLAŞILABİLİR/LİK ile/ve/||/<>/< YALIN/LIK
- ANLAŞIL(A)MAZLIK ile/değil BİLMEMEK, BİLMEK İSTEMEMEK
- ANLAŞILAN/ANLAŞILIR/DOBRA[Bulg.] ile/ve/||/<>/> AŞILAN/AŞILIR
- ANLAŞILMA "BEKLENTİSİ" ile/değil/yerine/>< ANLAMAK
- ANLAŞILMAMA ile/değil KABUL EDİLMEME/GÖRMEME
- ANLAŞILMAMAK ile/ve/<>/değil/yerine/en azından YANLIŞ ANLAŞILMAMAK
- ANLAŞILMAMAK/ANLAŞILAMAMAK ile/ve/> YANLIŞ ANLAŞILMAK
( Kişiyi, en çok zorlayan, en ağrına giden şey anlaşıl(a)mamaktır. İLE/VE/> Anlaşılamamaktan daha zoru da vardır, o da yanlış anlaşılmış olmaktır. )
( Bir bitki için, güneşe yönelememek ve bir üst hareket eden canlı zincirine katılamamak, onlara "hizmet edememek"; bir aslana kediymişcesine yaklaşmak, pireyi yürütmek ne kadar ağır bir durumsa!... )
- ANLAŞILMASI AMACIYLA ile/ve/değil PEKİŞTİRMEK ÜZERE
- ... ANLAŞILMAZ! ile/değil/yerine HERKES, KABI KADARINI ALIR
- ANLAŞMA ile/ve/||/<> UZLAŞMA ile/ve/||/<> ALTINI ÇİZME
- ANLATABİLDİĞİN ile/ve/değil/yerine (ÇOK) İYİ ANLATABİLDİĞİN
( [not] WHICH YOU CAN EXPLAIN vs./and/but WHICH YOU CAN EXPLAIN VERY GOOD
WHICH YOU CAN EXPLAIN VERY GOOD instead of WHICH YOU CAN EXPLAIN )
- ANLATAMAYACAĞINDAN(< BİLMEDİĞİNDEN) DOLAYI ANLATAMAMAK ile/ve/değil/||/<>/< "ANLATMAM/ANLATMAYACAĞIM" KARARI NEDENİYLE ANLAT(A)MAMAK
- ANLAT(A)MAZSAK:
ÖĞRENEMEYİZ ile/ve/||/<>/> ÖĞRETEMEYİZ
- ANLATIM/AKTARIM:
YASALARLA ile/ve/<>/> MESELLERLE ile/ve/<>/> MİSALLERLE ile/ve/<>/> MASALLARLA ile/ve/<>/> KAVRAMLARLA
( Hz. Musa ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Hz. İsa ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Hz. Muhammed ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Âriflerin dilinde. İLE/VE/<>/> Filozofların dilinde. )
( Tevrat'ın dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> İncil'in dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Kur'ân-ı Kerîm'in dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Âriflerin dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Filozofların dili/usûlü/üslûbu. )
( Herkese, herkes için. İLE/VE/<>/> Yetişkinlere, yetişkinler için. İLE/VE/<>/> Gençlere, yetişkinlere, yetişkinler için. İLE/VE/<>/> Çocuklara, gençlere, yetişkinlere, sanatçılara. / Yetişkinler ve sanatçılarla. İLE/VE/<>/> Bilgelik aşkı olan herkese, bilgelerle, filozoflarla. )
- ANLATIMDA:
"İKİLEME GİRMEK" ile/değil İKİLEME DÜŞMEK
- ANLATIMDA:
...'YI "BİLİYORSUNUZ" değil/yerine ...'YI BİLDİĞİNİZİ VARSAYIYORUM
- ANLATIMI/NI/SÖZÜ:
KISA "KESMEK" değil KISA TUTMAK
- ANLATMAK ile/ve/<> ÖĞRENMEK ÜZERE/İÇİN ANLATMAK
( TO EXPLAIN vs./and/<> TO EXPLAIN TO/FOR TO LEARN )
- ANLATMAN" ile/değil ANLATIMIN
- ANLAYABİLMEK ve/||/<>/</> ANLATABİLMEK
( Bir şeyi anlayabilmenin en iyi yolu, onu, en iyi biçimde anlatabilmeye çalışmaktır. )
- ANLAYACAĞINIZ BİÇİMDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLATABİLECEĞİM BİÇİMDE
- ANLAYAMAMA ile/ve/||/<> YORUMLAYAMAMA
- ANLAYAMAMAK ile/ve/<> AÇIKLAYAMAMAK
- ANLAYAMAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (YETERİ KADAR) İLGİLENEMEMEK
- ANLAYICI ile/ve ANLAMLANDIRICI
- ANLAYIŞ ile/ve/<> TANIM
- ANLAYIŞ ile/ve/||/<> YAKLAŞIM
- ANLAYIŞ ile/ve/değil/||/<>/> YORUM
- ANLAYIŞLI ile/ve/değil FEDÂKÂR
- ANLIK/ZİHİN > US/AKIL ve/||/<>/> BETİMLEME > KAVRAM ve/||/<>/> OLASILIK > ZORUNLULUK (BİLİNCİ)
- ANLIK ile/ve ANLAK
( [Tasarımsal] Us. İLE/VE Zekâ. | Açıklık, göz önü, karşı. | Bazı hayvanların yatıp yuvarlandığı tozlu yer. )
- ANLIK/ZİHİN:
SABİT ile/değil/yerine/>< GELİŞİME AÇIK/YAKIN
( "Zeki görünme isteğinde olur." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öğrenme isteğine sahip olur. )
( Zorluklardan kaçınır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zorluklara kucak açar.
Engellerde, kolaylıkla vazgeçer. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Terslikler karşısında sağlam durur.
Çabayı, yararsız görür. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çabayı, ustalığa giden yol olarak görür.
Yararlı olumsuz geribildirimleri "gereksiz görür." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eleştirilerden öğrenir. )
- ANNE SÜTÜ ve/=/<> ŞEFKÂT
- ANNEDEN DOĞAN ile/ve "BABADAN" DOĞAN
- ANNEDEN DOĞAN ile/ve KENDİNDEN DOĞAN
( Kendinden doğan, kendinden kurtulan kişi, insandır. )
( Kanın ve kaygının ötesine geçmeyen, insan değildir. )
- ANNEDEN DOĞAN ile/ve "MÜRŞİTTEN" DOĞAN
- ANOMAL[Fr.] ile ANORMAL[Fr./İng.]
( Düzensiz, yolsuz. İLE Yerleşmiş düzene, alışkanlık ve kurallara aykırı/lık. )
- ANORMAL[İng.]/A(B)NORMALİTE ile İLGİNÇ | AÇIK/ŞEFFAF/DÜRÜST | DÜZGÜSÜZ | OLAĞANDIŞILIK | BOZUKLUK
- ANOT İLE KATOT İLE ELEKTROLİT ile/||/<> ELEKTROKİMYASAL BİLEŞENLER
( Elektrokimyasal hücrenin temel parçaları. )
( Formül: Anot: Zn → Zn²⁺ + 2e⁻ )
- ANOT ile/||/<> KATOT
( Anotta oksitlenme İLE katotta indirgenme olur )
( Formül: Oksidasyon İLE redüksiyon )
- ARTI UC/ANOT[Fr. < ANODE] ile/ve/||/<>/>< EKSİ UC/KATOT[Fr. < CATHODE] ile/ve/||/<>/>< ANTİKATOT[Fr. < ANTICATHODE]
( Redoks tepkimelerinde, yükseltgenmenin gerçekleştiği elektrottur. Katot'un tersi olarak tanımlanabilecek, artılığı ve eksiliği duruma göre değişen iletken uc. Elektroliz tepkimesinde, anot artı ucta olur. İLE/VE/||/<>/>< İndirgenmenin gerçekleştiği elektrottur. Anot'un antisi olarak tanımlanabilecek, pozitifliği ve negatifliği duruma göre değişen iletken uctur. Devreden akım geçirmesi için dış etkiye gerek yoksa, katot, eksi uc olur. Galvanizli olan kimyasal pil reaksiyonunda ise katot, artı yüklü olur. Katot, bir elektrokimyasal hücrede, indirgenmenin meydana geldiği elektrottur. Bir elektrolizde, Hidrojen'in de açığa çıkmasını önlemek için kullanılır. Eksi uc ya da Negatif yüklü elektrot anlamını taşır. Devreden akım geçirmesi için dış etkiye gerek yoksa, katot eksi uc olur. Galvanizli olan kimyasal pil reaksiyonunda ise katot artı yüklü olur. Katot, daha çok, sıvı ve gazlar üzerinden akım iletilen düzenlerde negatif elektrottur. Elektron tüplerinde ya da lambalarda, ısıtılarak elektron yayan eleman ve elektroliz düzenlerinde bataryanın negatif kutbunun bağlandığı elektrot, katot adını alır. Elektronlar bu elektrot sayesinde sisteme girer. Elektron tüplerinde ve gazlı deşarj lambalarında kullanılan katotlar, soğuk ve sıcak (termoiyonik) olmak üzere iki bölümde incelenebilir. İLE/VE/||/<>/>< Basıncı azaltılmış bir elektrik boşalma tüpünde, katot ışınlarını durdurmak için tüp içerisinde katot karşısına yerleştirilen genellikle metal yaprak. )
( Elektronların çıktığı elektrot. İLE/VE/||/<>/>< Elektronların girdiği elektrot. İLE/VE/||/<>/>< X-ışını tüplerinde elektronların hedef aldığı elektrot. )
( [Yun.] ANOHODOS[ANO: Yukarı. HODOS: Yol.] ile/ve/||/<>/>< KATAHODOS[KATA: Aşağı. HODOS: Yol.] )
- ANOVA ile/||/<> REGRESSİON
( ANOVA grup ortalama karşılaştırma İLE regression ilişki modelleme. )
( Formül: Group comparison İLE relationship modeling )
- ANSİKLOPEDİ ile/||/<> BİLİM
( Marifetname İLE dönemin bilimsel bilgilerini toplayan ansiklopedi )
( Erzurumlu İbrahim Hakkı tarafından 1756 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1703-1780) (Ülke: Osmanlı/Erzurum) (Önemli katkıları: Marifetname, ansiklopedik eser) )
- ANSİKLOPEDİ ile/ve/<>/yerine INTERNET
( ENCYCLOPEDIA vs./and/<> INTERNET
INTERNET instead of ENCYCLOPEDIA )
- ANSİKLOPEDİYE GİREN ile MEZARA GİREN
- ANTANT[Fr.]["ANTAT" değil!] (KALMAK) değil/yerine/= ANTLAŞMAK
- ANTİ-TNF TEDAVİSİ (BEHÇET) ile/||/<> KONVANSİYONEL İMMÜNSÜPRESİF TEDAVİ
( Anti-TNF biyolojik ajan İLE konvansiyonel tedavi klasik immünsüpresiflerdir. Anti-TNF hedefli tedavi İLE konvansiyonel geniş immünsüpresyon yapar. Anti-TNF dirençli Behçette etkili İLE daha pahalı ve enfeksiyon riski taşır. )
( Hulusi Behçet tarafından 1937 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1889-1948) (Ülke: Türkiye) (Alan: Dermatoloji, İmmünoloji) (Önemli katkıları: Behçet hastalığını 1937 yılında tanımladı. Üçlü semptom kompleksini (ağız yaraları, genital yaralar, göz iltihabı) bir hastalık olarak ortaya koydu. İsmini taşıyan ilk Türk doktor.) )
- ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ ile/||/<> PROBİYOTİK TEDAVİSİ
( Antibiyotik bakterileri öldürür İLE probiyotik yararlı bakterileri ekler. Antibiyotik mikrobiyotayı bozar İLE probiyotik mikrobiyotayı dengeler. Antibiyotik geniş spektrumlu İLE probiyotik seçici etkilidir. )
( Alexander Fleming tarafından 1928 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1881-1955) (Ülke: İskoçya) (Alan: Biyoloji, Tıp) (Önemli katkıları: Penisilin keşfi) (Nobel: 1945) )
- ANTİFERROMANYETİK ile/||/<> FERRİMANYETİK
( Antiferro zıt spin iptal, ferri farklı büyüklük net. )
( Formül: TN İLE TC )
- ANTİJEN ile/||/<> ANTİKOR
( Antijen yabancı madde İLE antikor savunma proteinidir )
( Formül: Virüs proteini İLE IgG )
- ANTİK İLE KLASİK İLE MODERN İLE ÇAĞDAŞ ile/||/<> MATEMATİK TARİHSEL DÖNEMLERİ
( Matematiğin tarihsel gelişimi. )
( Formül: Milenyum problemleri )
- ANTİLOJİ[Yun.] ile ANTİLOJİK[Fr.]
( Bir yazarın eserlerinde ileri sürdüğü felsefi görüşlerin çelişkili olabilmesi. İLE Mantığa karşıt olan. )
- ANTİLOJİ[Yun.] ile ANTOLOJİ[Yun.]
( Bir yazarın eserlerinde ileri sürdüğü felsefi görüşlerin çelişkili olabilmesi. İLE Yazın yapıtlarından seçkin parçaları bir araya toplayan betik. )
- ANTİMATTER ile/||/<> MATTER
( Antimatter zıt yüklü parçacıklarken İLE matter normal pozitif/nötr yüklü parçacıklardır )
( Formül: CP violation )
- ANTİPARANTEZ değil ANTRPARANTEZ[Fr. < ENTRE PARENTHESES] / ARA AYRAÇ (ya da ARTIPARANTEZ) / İSTİTRAT[Ar.]
( Söz arasında, sırası gelmişken. | Ayrıca. )
- ANTİSEPSİ ile/||/<> ASEPSİ
( Antisepsi mikroorganizmaları öldürme İLE asepsi mikroorganizmaların ortama girmesini önlemedir. Antisepsi kimyasal maddeler kullanır İLE asepsi steril teknikler kullanır. Lister antiseptik cerrahi başlattı İLE modern cerrahi ikisini de kullanır. )
( Joseph Lister tarafından 1867 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1827-1912) (Ülke: İngiltere) (Alan: Cerrahi, Antisepsi) (Önemli katkıları: Antiseptik cerrahi teknikleri, karbolik asit kullanımı, Pasteur mikrop teorisini cerrahiye uyguladı) )
- ANTONİM[Fr.] değil/yerine/= KARŞIT ANLAMLI
- ANTR PARANTEZ değil/yerine/= ARA AYRAÇ
- ANTROPOKİMYA[Fr.] ile/ve/||/<> ANTROPOLİMATOLOJİ[Fr.] ile/ve/||/<> ANTROPOMETRİ[Fr.] ile/ve/||/<> ANTROPOPLASTİ[Fr.]
( İnsan gövdesindeki dokuları ve sıvıları inceleyen kimya kolu. İLE/VE/||/<> İklimin insan üzerindeki etkilerini inceleyen bilim. İLE/VE/||/<> İnsan organizmasının ölçülmesi için kullanılan ölçüm tekniklerinin tümü. İLE/VE/||/<> Fosil insanların iskeletinden yola çıkarak anatomik yapılarını yeniden kurma yöntemi. )
- ANTROPOLOJİ
( ANTHROPOLOGY )
- ANTROPOMORFİZM[Fr.] ile/ve/||/<> ANTROPOMORFOLOJİ/ANTROMORFOLOJİ[Fr.]
( İnsan biçimcilik. İLE/VE/||/<> İnsan gövdesinin biçimini inceleyen bilim dalı. )
- ANTROPOZOİK[Fr.] ile/ve/||/<> ANTROPOTEKNİK[Fr.]
( İnsanın belirmesi ve yaygınlaşmasını niteleyen dönem. İLE/VE/||/<> Bir ya da daha çok işlemcinin çalıştığı kumanda ve yönlendirme düzenlerinde insanla makine arasında kurulabilecek en iyi dengeyi sağlamayı amaçlayan bilim. )
- ANYON[Fr. < ANION] değil/yerine/= EKSİN
( Negatif elektrikle yüklü iyon. )
- ANYONİC İSTATİSTİK ile/||/<> FERMİ-DİRAC İSTATİSTİK
( Anyonic istatistik iki boyutta fraksiyonel istatistikken, Fermi-Dirac üç boyutta antadetrik istatistiktir )
( Formül: e^{iπθ} )
( Paul Dirac tarafından 1928 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- AORT ile/||/<> VENA KAVA
( Aort arteryal çıkış İLE vena kava venöz dönüş. )
( Formül: Outflow İLE inflow )
- APAÇIK ile NET/LİK, KESİN/LİK
( "Mantıklı" ya da "mantıksız", apaçık olanı yadsıyamazsınız. )
( Bilim, bilimde kesinliğin olmamasıdır. )
( BEDÂHET: Apaçık olma durumu. | Bir konuda hazırlıksız konuşabilme yeteneği. )
( "Logic" or "no logic", you cannot deny the obvious. )
( SARÎH ile ... )
( WIDE OPEN vs. CLEAR/NESS, CERTAINTY )
- APAÇIK/LIK = SELFEVIDENCE/SELFEVIDENT[İng.] = ÉVIDENCE/ÉVIDENT[Fr.] = OFFENKUNDIG/OFENKUNDIGKEIT[Alm.] = EVIDENZA[İt.] = EVIDENCIA[İsp.] = EVIDENTA, PERSPICUITAS[Lat.] = ANERGEIA[Yun.] = BEDEHA(T)/BEDİHÎ, BEYYİN[Ar.] = HODPEYDÂ[Fars.] = KLAARBLIJKELIJK/HEID[Felm.]
- APIK-SAPIK (DÜŞÜNCELER/DAVRANIŞLAR)
- APOENZİM ile/||/<> HOLOENZİM
( Apoenzim protein kısmı İLE holoenzim kofaktörlü tam. )
( Formül: Eksik İLE tam )
- APOKALİPTİK[Fr.] ile/||/<> APOKRİF[Fr.]
( Anlaşılmaz, karışık. İLE/||/<> Doğruluğuna güvenilmez söz, yazı. )
- APOMORF ile/||/<> PLEZİOMORF
( Apomorf türetilmiş yeni İLE pleziomorf atsal eski. )
( Formül: Derived İLE ancestral )
- APOMORFİ ile/||/<> PLESİOMORFİ
( Apomorfi türemiş İLE plesiomorfi ilkel karakterdir )
( Formül: Yeni İLE eski )
- APOPTOSİS İLE NECROSİS İLE AUTOPHAGY İLE PYROPTOSİS ile/||/<> HÜCRE ÖLÜM YOLLARI
( Farklı hücre ölüm mekanizmaları. )
( Formül: Caspase 3/7 → apoptoz )
- APOPTOZ İLE NEKROZ İLE OTOFAJİ ile/||/<> GÖZE ÖLÜM YOLLARI
( Gözelerin farklı ölüm mekanizmaları. )
( Formül: Caspase 3 → DNA fragmantasyonu )
- APOPTOZ ile/||/<> NEKROZ
( Apoptoz programlı ve kontrollü İLE nekroz kontrolsüz ve inflamatuar )
( Formül: Kaspaz kaskadı (apoptoz) İLE ATP tükenmesi (nekroz) )
- APOSTERİORİ değil/yerine/= SONSAL/DENEYİME DAYALI
- APOTHEM ile/||/<> RADİUS
( Apothem merkez-kenar mesafe İLE radius merkez-köşe mesafe. )
( Formül: Center to side İLE center to vertex )
- APPLİED MATHEMATİCS ile/||/<> PURE MATHEMATİCS
( Applied mathematics gerçek dünya problemlerine matematik uygulamalarken İLE pure mathematics soyut matematik kuramların geliştirilmesidir )
( Formül: Mathematical modeling )
- APRİORİ[LAT./İNG.] ile/ve/||/<>/> APOSTREORİ[LAT./İNG.]
( Deney yapmadan, gelen verilere dayanılarak kabul edilen, önsel. İLE/VE/||/<>/> Yapılan denemelerden sonra benimsenen sonsal soncul. )
- APRİORİ değil/yerine/= İLKSEL
- APSİS[Fr. ABSCISSE < Lat.]/KOORDİNAT[Fr.] ile APSİS[Lat.]/APSİT[Yun. APSİS, İDOS: Daire, tonoz.]
( Yönlü bir eksen üzerinde, bir noktanın, başlangıç noktasına olan uzaklığının cebirsel değeri. | Bir düzlem içinde bir noktanın yerini belirlemeye yarayan koordinatlardan yatay olanı. | Bir noktanın uzaydaki yerini belirlemeye yaraya ana çizgilerden yatay olanı. İLE Kiliselerde, koronun arkasında bulunan ve camilerine mihrap kısmının karşılığı olan, yarım daire ya da yarım çokgen biçiminde, çoğu tonozlo örtülü bölüm. [Apsitler, çoğu zaman apsidiyollerle çevrili olurlar. Roma'lılar, yapı dışına taşan yarın daire biçimindeki gözlere, absida derlerdi. Bazilikaların uclarında bir absida bulunurdu. Kiliselerdeki apsitlerin kökeni budur.] )
- APTAL CESARETİ ile/değil/yerine/>< STRATEJİ
- APTAL "DOST" ile/değil/yerine AKILLI "DÜŞMAN"
- APTAL ile ŞAPŞAL/ŞAPŞİK
( ... İLE Aptalca davranışlarda bulunan, alık kişi. | Üstüne başına önem vermeyen, özen göstermeyen. | Bol, dökük ve biçimsiz (giyecek). )
- APTALA MÂLUM OLUR" değil ABDALA MÂLUM OLUR
- APTALLIK" değil/yerine/>< "DAHİLİK/DEHÂ"
( [sınırları] Yoktur. DEĞİL/YERİNE/>< Vardır. )
( Kişinin, "dahi" olanı da olmaz, "aptal" olanı da!
Çünkü bazen/hem (bazı/ender) kişi(ler)de, dehâ açığa çıkabildiği gibi, bazen/hem de "aptallık"lar görülebilir. İkisi de aykırı ve aşırı değil sadece sıradışı durum ve koşullarda gerçekleşebilir. )
- APTALLIK"/TAN ile/değil/ne yazık ki ÇARESİZLİK/TEN
- AR[Fr. < Lat.] ile AR ile Ar
( Tarım alanları için yüz metrekare değerinde yüzey ölçü birimi. [Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.] | Sanat. İLE Utanma, utanç duyma. İLE [kimya] Argon'un simgesi. )
- ARAÇ AKILSALLIĞI ile/ve/<> DEĞER AKILSALLIĞI
- ARAÇLAR/BİLGİLER/TUTUMLAR:
KURUCU ile/ve/||/<> TAŞIYICI ile/ve/||/<> ÖĞRETİCİ
- ARADA KALMAK ile/değil/yerine ARADA OLMAK
- ARALARINDA ASAL ile/||/<> ORTAK BÖLEN
( Aralarında asal OBEB=1 İLE ortak bölen >1 ortak faktör. )
( Formül: gcd(a ileb) = 1 İLE gcd(a ileb) > 1 )
- ARAMA ile ARAŞTIRMA
( Arayan ve aranılan birdir ve önemli[öncelikli] olan, yalnızca arayıştır. )
( The seeker and the sought are one and the search alone matters. )
( SEARCH vs. RESEARCH )
- ARAMA ile/ve/||/<> TARAMA
- ARAMADIĞIMIZI BULAMAMAK ile/ve/||/<> DOLDURMADIĞIMIZI BOŞALTAMAMAK ile/ve/||/<> SAHİP OLMADIĞIMIZDAN VAZGEÇEMEMEK ile/ve/||/<> BULUNMADIĞIMIZ YERİ TERK EDEMEMEK
- ARAMAK ile/ve/değil/yerine/<> BULMAK İÇİN/ÜZERE ARAMAK
- ARAMAK = SEARCH/SEEK/LOOK FOR[İng.] = CHERCHER[Fr.] = SUCHEN[Alm.] = CERCARE[İt.] = BUSCAR[İsp.]
- ARANAN ile/ve/<>/> ARINAN
- ARANJMAN[Fr./İng. < ARRANGEMENT] değil/yerine/= DÜZENLEME
- ARANMAK ile/ve/değil ARINMAK
- ARAPÇA ile/ve/||/<> FARSÇA ile/ve/||/<> TÜRKÇE
( Felsefe/bilim dili. İLE/VE/||/<> Sanat dili. İLE/VE/||/<> Eylem dili. )
( Fasîh. İLE/VE/||/<> Lâtif. İLE/VE/||/<> Zarif. )
- ARAPÇA'DA:
GÖZ ile/ve/||/<> KÖR
(
)
( Bir noktanın eksikliği, gözü kör eder. )
- ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ ile/ve/||/<> ÖĞRETİM GÖREVLİSİ
( 2547 sayılı yasanın 50/d durumuna göre sözleşmeli olarak atanabilir.[Araştırma görevlisinin ders verme yükümlülüğü yoktur. Ancak doktorasını bitiren araştırma görevlisi, kendi isteği doğrultusunda ders verebilmektedir. Ders vermediklerinden, ek dersten yararlanamaz.] İLE/VE/||/<> 2547 sayılı yasanın 31. bölümüne göre tek durumda atanır. [Haftalık asgari 12 saat ders verme zorunluluğu vardır. 12 saatten fazla verilen dersler için ek ders ücreti alır.] )
( 35 yaş sınırı vardır. İLE/VE/||/<> Yaş sınırı yoktur. [En çok iki yıl süreyle atanır.] )
( Tüm araştırma görevlisi kadrolarına başvurabilmek için ALES'ten en az 70 ve yabancı dilden en az 50 puan olması gerekmektedir. İLE/VE/||/<> Fakülte ve dört yıllık eğitim veren yüksekokullarına atanabilmek için ALES'ten en az 70 ve yabancı dilden 50 puan olması gerekir.[MYO öğretim görevlisi kadrolarında "Yabancı Dil" zorunluluğu yoktur.] )
( Yönetim görevi alamaz. İLE/VE/||/<> Yönetim görevi alabilir.[Yönetim görevi aldığında haftalık en az vermesi gereken ders saati yükü düşer.] )
( İkisi de ÖSYM ve Açıköğretim sınavlarında görev alabilir. )
- ARAŞTIRMA (YAPMAK) ile ÇALIŞMA (YAPMAK)
( RESEARCH vs. TO STUDY/WORK )
- ARAŞTIRMA YÖNTEMİ ile/ve/||/<>/> SUNUM YÖNTEMİ
( Tarihsel. İLE/VE/||/<>/> Kavramsal. )
- ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ ile DENEYSEL TASARIM
( Bilimsel araştırmalarda veri toplamak ve çözümlemek için kullanılan yöntemler. İLE Bir deneyin nasıl yapılacağını ve verilerin nasıl yorumlanacağını belirleyen bir plan. )
- ARAŞTIRMA ile/ve GÖZLEM
( RESEARCH vs./and OBSERVATION )
- ARAŞTIRMA ile İNCELEME ile ÇÖZÜMLEME/ANALİZ
( TA'MÎK[Ar. < UMK | çoğ. TA'MÎKÂT]: Derinleştirme, derin kazma. | Esasına varacak biçimde araştırma, inceleme. )
- ARAŞTIRMACI ile/ve/||/<>/> UYGULAYICI
- ARAYAN, BULUR!:
[ya] BELÂ ya da MEVLÂ
- ARAYIŞ ile/ve/||/<> "ANLAYIŞ"
- ARAZ ile/ve/||/<> SIFAT ile/ve/||/<> MÂNÂ ile/ve/||/<> İLLET
- ARC LENGTH ile/||/<> CHORD LENGTH
( Arc eğri boyunca uzunluk, chord doğru mesafe. )
( Formül: Curved İLE straight distance )
- ARCHAEA ile/||/<> BACTERİA
( Archaea ekstrem ortam İLE bacteria normal. )
( Formül: Extremophile İLE common )
- ARCH-/ARCHE-/ARCHEO-/ARCHİ- ile/||/<> PALAE-/PALAEO-/PALEO-
( Eski, başlangıç, birinci, orijinal, ilkel, öncü. İLE/||/<> Eski, eski devirlere ait, ilkel. )
- ARDINA KADAR AÇMA! ve/||/<> TAMAMEN KAPATMA!
( Kapatmaya gücünün yetmeyeceği kapıyı. VE/||/<> Açmaya yüzünün tutmayacağı kapıyı. )
- ARDIŞIK/LIK ile/ve/||/<> ÖNSEL/LİK
- ARDIŞIK/LIK ile/ve/||/<> ÖZDEŞ/LİK
- ARGÜMAN[İng. < ARGUMENT]["ARGUMAN" değil!] değil/yerine/= (İKNA EDİCİ, YETERLİ/YETKİN) KANIT | SAV
( Denklem, eşitsizlik, gök nesnesinin hareketlerine ait bir öğenin bağlı bulunduğu değer. | Bir cetvelde, öteki bir sayıyı bulmak için yararlanılan sayı. | Kanıt, delil. )
- ARI KAVRAM ve/<> AKIL
- ÂRİF ile/ve ZARÂFET
( GNOSTIC vs./and ELEGANCE )
- ARIN(DIR)MA'DA:
| SU İLE / ATEŞ İLE / SIYIRARAK |
ile/değil/yerine/<>/>/<
DÜŞÜNCE/ZİHİN İLE
- ARINMA/ARINDIRMA ile/ve/=/<> AYDINLANMA ile/ve/=/<> YAPILANDIRMA
( Arınma, duyguların eğitilmesi ve duyarlılık-yetisinin geliştirilmesi için yöntem olarak kullanılmaktaydı. Sanat bu arınmanın yöntemi olarak benimsenmişti. )
( Büyüklüğü tanıyabilmek için olgunlaşmanız, kutsallık için gönlünüzü arındırmanız gerekir. )
( Zaferin sırrı, Arınma ve Bilgi'ye ulaştıktan sonra çalışmaktır. )
( Aydınlanma, kültürden uygarlığa geçiştir. )
( "Bir"deki "Birlik"i ya da "Birlik"in "Bir", "Tek" ve "Bütünsel" oluşunun farkındalığına ulaşmak "Aydınlanma"dır. )
( Aydınlanma, insan aklına güvenmek; onu tanımak ve akla dayalı bir yaşamı gerçekleştirmeyi amaçlar. )
( Aydınlanma, Varlığın Armonik Birliği'nin kavranmasını temel almış; buna bağlı olarak Toplum'un armonik birliğe ulaştırılması ve toplum içndeki kişilerin 'Tekil-Bütünlük'e gelerek 'Bireyleşmesi'ni amaç edinmiştir. )
( İngilizce'de "Enlightenment", Fransızca'da "Enlaitement", Almanca'da "Aufklærung", İtalyanca'da "Essere Illuminato", Osmanlıca'da "Tenevvür", Tasavvuf'ta "İşrak". )
( Tüm ezoterik okullarda Arınma, Aydınlanma ve Sevgi, Bilgeliğin Yöntemi, ortak bir tutum olarak benimsenmiştir. )
( Kavramlar dünyasına giren her insan evrensellikle bağ kurmuştur. Bunun ayırdında olmak, aydınlanmaya başlamak demektir. )
( Ancak anlayış aydınlatır. )
( Aydınlanmış kişi erdemli olmalıdır. )
( Ermişliğin özü, içinde bulunulan AN'ı(şimdiyi) tümüyle kabul etmek ve olmakta olanlarla uyumlanmaktır. )
( Only understanding enlighten. )
( Aydınlanma, felsefi bir kavram olarak XVIII. yy. Avrupa'sında "Akla dönüş akımı" olarak kullanılmaya başlanmış ve döneme adını vermiştir. )
( You must mature to recognise greatness and purify your heart for holiness.
The essence of saintliness is total acceptance of the present moment, harmony vs. things as they happen. )
( PURIFICATION vs./and/=/<> ENLIGHTENMENT )
- ARINMA/TEMİZLENME(TAHÂRET[Ar.]):
PİSLİKTEN/NECASETTEN ve/||/<> OLAYLARDAN/HADESTEN
- ARINMA ve/||/<>/> AYDINLANMA ve/||/<>/> AŞK
- ARINMA ile/< ELEŞTİRİ
- ARİSTOTELES ASTRONOMİSİ ile/ve BATLAMYUS KOZMOLOJİSİ[astronomisi değildir!]
- ARİSTOTELES ile/||/<> YORUM
( Aristoteles felsefesinin yorumlanması )
( İbn Rüşd (Averroes) tarafından 1180 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1126-1198) (Ülke: Endülüs) (Önemli katkıları: Aristoteles yorumları, felsefe ve tıp çalışmaları) )
- ARİTHMETİC GEOMETRY ile/||/<> DİOPHANTİNE GEOMETRY
( Arithmetic geometry sayı kuramı ve cebirsel geometri birleşimiyken İLE Diophantine geometry rasyonel nokta problemleri üzerine odaklanır )
( Formül: Heights and L-functions )
- ARİTMETİK İLE GEOMETRİK İLE HARMONİK ile/||/<> DİZİ TÜRLERİ
( Sayı dizisi çeşitleri. )
( Formül: an = a1 + (n-1)d )
- ARİTMETİK ORTALAMA ile/||/<> GEOMETRİK ORTALAMA
( Aritmetik toplam/n, geometrik n.kök(çarpım) )
( Formül: Σ/n İLE ⁿ√(Π) )
- ARİTMETİK[Yun.] ile/||/<> ARİTMİ[Fr.] ile/||/<> ARİTMİK[Fr.]
( Matematiğin sayısal özelliklerini ve işlemlerini konu edinen dalı, sayısal. İLE/||/<> Yürek atışlarındaki düzensizlik. İLE/||/<> Düzensiz kalp ya da nabız atışı. )
- ARİTMETİK ile/ve/değil CEBİR ile/ve/değil GEOMETRİ
( Zaman. İLE/VE/DEĞİL Zemin/mekân. )
( ... İLE/VE/DEĞİL Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )
( ... İLE/VE/DEĞİL Dengeyi/itidali simgeler. )
( Geometri, mekânın yorumudur. )
( [not] ARITHMETIC vs./and/||/<>/< ALGEBRA
ALGEBRA instead of ARITHMETIC )
- ARİTMETİK ile/ve/||/<> LOGARİTMA[Yun.]
( ... İLE/VE/||/<> Büyük çarpmaları, bölmeleri, kök ve kuvvet alışlarını yapabilmek için bulunan bir yol. Biri geometrik, öbürü aritmetik olarak kurulan iki sayı dizisinden, aritmetik olanın her sayısı, karşılaştığı geometrik sayının logaritmasıdır. [1=0 | 10=1 | 100=2 | 1000=3 | 10.000=4 vb.] )
( ... İLE/VE/||/<> Çok büyük ve çok küçük olan sayılarla yapılacak işlemlerde kullanılır.
[Uzay bilimlerinde, bileşik faiz ve koordinat hesaplamalarında, deprem ve ses şiddetinin hesaplamalarında, kimyada pH hesabında, matematiksel konumu belirli olan iki nokta arasındaki uzaklığın hesaplanmasında ve bakterilerin çoğalma hızının hesaplanmasında kullanılır.]
[İlk kez, John Napier tarafından kullanılmıştır.] )
- ARİTMETİK/ASTRONOMİ ile/ve GEOMETRİ ile/ve ŞİİR ile/ve MÜZİK
( Zamanı hesap ettiğinizde Aritmetik, Astronomi; mekânı ölçmeye başladığınızda geometri; dili ölçmeye başladığınızda da şiir ortaya çıkar. Zaman ve dili beraber ölçtüğünüzde müzik ortaya çıkar. )
- ARITMOS ile/ve MEGETHOS
( Adet. İLE/VE Mikdar. )
( Sayılar kuramı. İLE/VE Geometrik cebir. )
( Hermes/Hermetik. İLE/VE Phytagoras/Pisagor. )
- ÂRIZ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÂRİF OLMAK
- ARKA FON[Fr. < FOND] değil ARKADA[Tr.] ya da FONDA
- ARKA TEKER ile/ve/değil/||/<>/> ÖN TEKER
( Ön teker nereye giderse, arka teker de oraya gider. )
- ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK
( Belirli seviyede tutulan iletişim ve paylaşımın, dolayısıyla ilişkinin durumu. İLE Dostlukta son derece derin ve yoğun yakınlık, iletişim ve paylaşım vardır. Bir kişinin birini "Samimi arkadaşım/kankam(kan kardeşim)" olarak tanıtması için en temelde, o iki kişinin sırlarını paylaşabilmesi ve Para ve Seks durumu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olma durumu vardır. )
( Dostluk, duygulu, erdemli iki kişi arasında, kendiliğinden oluşuveren bir anlaşmadır. Duygulu diyorum, çünkü bir keşiş, dünyadan el etek çekmiş biri, hiç kötü olmaz da dostluk nedir bilmeden yaşayabilir. Erdemli diyorum, çünkü kötülerin, olsa olsa suç ortakları olur, haz düşkünlerinin zevk ve eğlence arkadaşları, çıkarlarını arayanların ortakları vardır, siyaset kişileri, çevrelerine fitne fücurlar toplar, çoğu avarenin bağlılıkları, prenslerin dalkavukları olur; erdemli kişilerin, yalnız onların dostları vardır. )
( Eğlenebildiklerimizle. İLE/VE/<> Anlatabildiklerimizle. İLE/VE/<> Ağlayabildiklerimizle. )
( "Geçerken uğra" der. İLE "Geç, erken uğra!" der. )
( ... İLE Kişiyi, hiçbir zaman/koşulda, terk etmeyen. )
( Herkes dost olamaz! Dost olmayana, arkadaş demenin farkını görmek ve buna göre kullanmak gerekir. )
( Eğer hiç dostun yoksa sen bir dost ol! )
( Derviş, dostum demez! Dost, hiçbir zaman, yanından ayrılmayacak kişidir. Ancak, gerçekten dost olunacak kişi için kullanılabilir. )
( Tek dostumdur... Gökteki yıldızlar! )
( SEN, SANA DOSTSUN!
[HABERİN YOK] )
( Kişilerin en âcizi, dost edinmeyendir! Bundan da âcizi ise dostunu yitirendir. )
( İyi arkadaş, yanında, yüksek sesle konuşup düşünebileceğin kişidir. )
( "Dostlarım! Dünyada dost yoktur!" )
- ARKADAŞ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YOLDAŞ/LIK
( Bir yere kadar. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yolun sonuna kadar. )
- ARKEOLOG[Yun.] ile/||/<> ARKEOLOJİ[Yun.] ile/||/<> ARKEOLOJİK[Fr.] ile/||/<> ARKEOZOİK[Fr.] ile/||/<> ARKETİP[Fr.]
( Arkeoloji uzmanı. İLE/||/<> Eski çağlardan kalan eserleri, tarih ve sanat yönünden inceleyen bilim. İLE/||/<> Arkeoloji ile ilgili. İLE/||/<> Tüm taşlarda şiddetli başkalaşımların olduğu zaman. İLE/||/<> Sanatın çeşitli kollarında olabilecek özellik taşıyan, ilk örnek. )
- ARKEOLOJİ:
GEÇMİŞİN BİLİMİ ile/ve/değil/||/<>/> GELECEĞİN BİLİMİ
- ARKEOLOJİ ile/ve/||/<>/> DENEYSEL ARKEOLOJİ
( )
- ARKEOLOJİ/K değil/yerine/= ESKİLBİLİM/SEL
- ARKETİP ile PROTOTİP
( Tarihsellik. İLE İlkesellik. )
- ARMAĞAN ETMEK ve/||/<> GERİ VERMEK/İADE ETMEK
- ARMUT ile/ve/||/<> ÜZÜM
( Sapı. İLE/VE/||/<> Çöpü. )
- ARNO PENZIAS ve/||/<> ROBERT WILSON
- AROMATİK İLE ANTİAROMATİK İLE NONAROMATİK ile/||/<> AROMATİKLİK DURUMLARI
( Halkalı moleküllerin elektron delokalizasyon durumları. )
( Formül: 4n+2 π elektron )
- AROMATİKLİK ile/||/<> ANTİAROMATİKLİK
( Aromatik 4n+2 π elektronu kararlı, antiaromatik 4n π elektronu kararsız )
( Formül: Hückel kuralı: 4n+2 (aromatik) İLE 4n (antiaromatik) )
- ARPES İLE STM İLE NEUTRON ile/||/<> DENEYSEL TEKNİKLER
( Yoğun madde karakterizasyon yöntemleri. )
( Formül: ΔE·Δt ≥ ℏ/2 )
- ARRHENİUS DENKLEMİ ile/||/<> EYRİNG DENKLEMİ
( Arrhenius k=Ae^(-Ea/RT), Eyring geçiş durumu kuramı. )
( Formül: Ea İLE ΔH‡ İLE ΔS‡ )
( Svante Arrhenius tarafından 1887 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1859-1927) (Ülke: İsveç) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Elektrolit teorisi, Arrhenius denklemi) (Nobel: 1903) )
- ARRHENİUS İLE EYRİNG İLE MARCUS ile/||/<> KİNETİK KURAMLER
( Reaksiyon hızlarını açıklayan kuramlar. )
( Formül: k = Ae^(-Ea/RT) )
( Svante Arrhenius tarafından 1887 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1859-1927) (Ülke: İsveç) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Elektrolit teorisi, Arrhenius denklemi) (Nobel: 1903) )
- ARŞİMET(ARCHIMEDES):
KATISI ile/ve/||/<> SAYISI ile/ve/||/<> YASASI
( Hepsinin aynı tipte ve çok yüzlü açılarının eşit olması gerekmediği halde, yüzlerinin hepsi de düzenli çokgenler olan 13 olası katıdan biri. İLE/VE/||/<> Yerçekim gücünün ağdalılık gücüne oranını veren, boyutsuz sayılar öbeğinden biri. İLE/VE/||/<> Bir sıvı içine daldırılmış olan bir nesne, batan bölümünün hacmi kadar sıvının ağırlığına eşit bir güçle yukarı doğru itilir. )
- ARTER/ARTERİA ile/||/<> VEN
( Arter kalpten uzaklaştırır, ven kalbe getirir )
( Formül: Oksijence zengin/fakir )
- ARTI DEĞER ile/ve/||/<> YAN ÜRÜN
- ARTİFİCİAL PHOTOSYNTHESİS ile/||/<> NATURAL PHOTOSYNTHESİS
( Artificial photosynthesis sentetik sistemle güneş enerjisi dönüşümüken İLE natural photosynthesis bitkilerin doğal fotosentez sürecidir )
( Formül: Water splitting )
- ARTIRIM ile ARTIRMA ile ARTIŞ
( Bir şeyi idareli harcayarak onun bir bölümünü artırma işi, tasarruf. | Müzayedede artırma. İLE Artırma durumu. | Açık artırma. İLE Artma durumu. Çoğalma. | Harcandıktan sonra bir miktarının geri kalması. | Değerinin yükselmesi, fazlalaşması. )
- ARTIRMA ile/ve İLERLEME
( SAVING/ECONOMIZING vs./and PROGRESS )
- ARTIRMAK ile/ve/<> YAYGINLAŞTIRMAK
- ARTIŞ/ARTIM:
İŞTEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİŞTEN
- ARTIŞ/ARTIM ile ARTIMLI/ARTAĞAN
( Artma durumu. Çoğalma. | Harcandıktan sonra bir miktarının geri kalması. | Değerinin yükselmesi, fazlalaşması. İLE Pişince şiştiğinden, ölçüsü artmış gibi görünen. | Çoğalma özelliği olan. )
- ARTMA ile/ve ÇOĞALMA
- ARZU ile/ve DÜŞÜNCE
( Öznelerini ya da nesnelerini tahrip eden ya da doyurulduklarında yatışmayan arzular kendileriyle çelişen arzulardır ve onlar tatmin edilemezler. )
( Ancak sevgi, iyi niyet ve şefkatle harekete geçirilmiş arzular hem özne hem nesne için yararlılardır ve tamamıyla doyurulabilirler. )
( Arzuladığınız şeyi hak ediyor musunuz? )
( Arzudan kaçınmayın, sadece onun doğru kanallardan akmasına dikkat edin. )
( Siz ortak iyiliği (bütünün hayrını) arzu ettiğinizde tüm dünya sizinle birlikte arzu eder. )
( Şefkat ve merhametten doğan bir arzuyu yerine getirmek için tüm evren harekete geçer. )
( DESIRE vs./and THOUGHT
Desires that destroy their subjects, or objects, or do not subside on satisfaction are self-contradictory and cannot be fulfilled.
Only desires motivated by love, goodwill and compassion are beneficial to both the subject and object and can be fully satisfied.
Do you deserve what you desire?
Shun not desire; see only that it flows into the right channels.
When you desire the common good, the whole world desires vs. you.
The entire universe strives to fulfil a desire born of compassion. )
- AŞ ve EŞ ve/||/<>/>/< İŞ
( Gövdesinde erişkinliğine ulaşanlar[bülûğa erenler], eşini;
akılda erişkinliğe ulaşanlar, aslını aramaya başlar. )
- AŞAĞI YUKARI ile/||/<> HEMEN HEMEN
- ASAL İLE YARIASAL İLE BİLEŞİK İLE MÜKEMMEL İLE ARKADAŞ ile/||/<> ÖZEL SAYI TÜRLERİ
( Sayı kuramınde özel özelliklere sahip tam sayı sınıfları. )
( Formül: σ(n) = 2n (mükemmel) )
- ASAL SAYI ile/||/<> ARALARINDA ASAL
( Asal sayı sadece 1 ve kendisine bölünürken İLE aralarında asal sayıların OBEB'i 1'dir )
( Formül: OBEB(a ileb) = 1 ⟹ a ve b aralarında asal\nπ(n) ~ n/ln(n) (Asal sayı teoremi) )
- ASAL SAYI ile/||/<> BİLEŞİK SAYI
( Asal sayılar sadece 1 ve kendisine bölünür İLE bileşik sayılar başka bölenleri vardır )
( Formül: p asal ⇔ d|p ⇒ d=1 veya d=p )
- AŞAMA ile/ve NOKTA
( PHASE/GRADE vs./and POINT )
- AŞAMA ile/ve SIRA
( TERETTÜB[Ar. < RÜTÛB]: Sıralanma, sırasında olma, sırası gelme. | Ait olma, icab etme, gerekme. )
( Dün, ben sizin gibiydim; yarın, siz de benim gibi olacaksınız! )
( PHASE/GRADE vs./and ORDER )
- AŞAMALAR/MERTEBELER:
US'TA/AKIL'DA ile/ve/||/<>/> ANLIK'TA/NEFS'TE ile/ve/||/<>/> TİN'DE/RUH'TA
( Anlayış. İLE/VE/||/<>/> Temizlenme. İLE/VE/||/<>/> Tekâmül. )
- AŞAMALI ile/ve/||/<> DALGA DALGA
- AŞAMA/SAFHA ile/ve/||/<> KATMAN
- ASCOMYCOTA İLE BASİDİOMYCOTA İLE ZYGOMYCOTA ile/||/<> MANTAR ŞUBELERİ
( Mantar krallığı ana grupları. )
( Formül: Hifa → miselyum )
- ASETAL ile ASTEALDEHİT ile ASETAMİT ile ASETANİLİT
- ASİDİK ile/ve/||/<>/>< BAZİK
( pH değeri 7'den küçük. İLE/VE/||/>< pH değeri 7'den büyük. )
- ASIG ile/||/<> ASIGLIG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kazanç, yarar. İLE Yararlı iş. )
- ÂŞIK OLMAK ve/||/<> AŞK OLMAK
- ÂŞİKÂR ile/değil ÂŞİNÂ
- ÂŞİKÂR ile/ve/||/<> BÂRİZ
- ASİKLİK/ACYCLIC[İng.] değil/yerine/= DÖNGÜSÜZ | DÖNGÜSÜ DÜZENSİZ
- AŞİL İLE KAPLUMBAĞA PARADOKSU ile/||/<> HAREKET PARADOKSU
( Aşil paradoksu yavaş gidene yetişememe İLE hareket paradoksu sonsuz bölmenin sonucudur. Zenon Aşil kaplumbağaya yetişemez çünkü sonsuz adım gerekir İLE bu hareketin mantıksal analizini sorgular. Modern matematik limit kavramı ile çözüldü. )
( Zenon (Elea) tarafından -450 yılında keşfedildi/formüle edildi. (-490--430) (Ülke: Antik Yunan) (Alan: Felsefe, Mantık) (Önemli katkıları: Zenon paradoksları (Aşil ve kaplumbağa, ok paradoksu), hareket ve bölünebilirlik paradoksları) )
- ASIL ile/ve UNSUR
( BASE vs./and ELEMENT )
- AŞILAMAZ/LIK ile/değil/yerine TÜKETİLEMEZ/LİK
- ASILI ile ASILLI
( Asılmış olan, asma, asık, muallak. | Asılmış bir biçimde. İLE Bir kökene dayanan, kökenli. )
- ASILMAK ile TIRMALAMAK
- AŞINDIRMAK değil/yerine AŞMAK
- AŞIRI "AKILCILIK" >< YARATICILIK
- AŞIRI ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK ile/ve/<>/>/< YAĞCI/LIK
- AŞIRI GERİLİM ile/||/<> DENGE POTANSİYELİ
( Aşırı gerilim kinetik kayıp η, denge termodinamik Nernst. )
( Formül: η = E - Eeq )
- AŞIRI/ABARTILI KEYFİYET ve/||/<>/> GECİKEN/GECİKMİŞ ADÂLET
- AŞIRI YORUMA KAÇMADAN! ile/ve/değil/||/<>/< ELDEN/DİLDEN GELDİĞİNCE
- AŞIRI değil/yerine/>< BAŞARI
- AŞIRI ... değil/yerine DAHA YOĞUN ...
- AŞIRI/LIK ile/ve/değil AYKIRI/LIK
- ASİT/ASİDİTE ile/ve/||/>< NÖTRAL ile/ve/||/>< ALKALİ/BAZİKLİK/ANTİ ASİT
( 1-2-3-4-5-6 ile/ve/||/>< 7 ile 8-9-10-11-12-13-14 )
( 2[Mide sıvısı, limon suyu], 3[Sirke, bira, şarap, kola], 4[Domates suyu], 5[Sade kahve, yağmur suyu], 6[Sidik] İLE/VE/||/>< 7[Saf su, insan kanı] İLE/VE/||/>< 8-9[Deniz suyu], 10-11[Magnezyum hidroksit sıvısı], 11-12[Amonyaklı temizlik sıvısı], 12-13[Çamaşır suyu], 13-14[Yağ çözücü temizlik maddesi] )
( [H+] > [OH-] ile/ve/||/>< [H+] = [OH-] ile/ve/||/>< [H+] < [OH-] )
(
)
( Suda hidrojen iyonu (H+) verebilen nesneler. İLE/VE/||/>< ... İLE/VE/||/>< Suda hidroksit iyonu (OH-) verebilen ya da proton alabilen nesneler. )
( Proton verici nesne. İLE/VE/||/>< ... İLE/VE/||/>< Proton alıcı nesne. )
- ASİT ile/||/<> BAZ
( Asitler proton (H+) veren İLE bazlar ise proton alan maddelerdir. )
( pH = -log[H^+] )
( Cabir ibn Hayyan (Geber) | 780 | Orta Çağ | Kimyanın babası, deneysel yöntemi geliştirdi (1859 - 1927) (Ülke: İsveç) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Elektrolit teorisi, Arrhenius denklemi) (Nobel: 1903) )
- ASİT ile/||/<> BAZ
( Asitler proton (H+) veren İLE bazlar ise proton alan maddelerdir. )
( Formül: pH = -log[H^+] )
( Cabir ibn Hayyan (Geber) tarafından 780 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1859-1927) (Ülke: İsveç) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Elektrolit teorisi, Arrhenius denklemi) (Nobel: 1903) )
- AŞK ERBÂBI ile/ve ZEVK ERBÂBI
- AŞK (İLE) ve/||/<>/> (B)İLİM (İLE)
( Bulunur, bulmak gerekir. VE/||/<>/> Bilinir, bilmek gerekir. )
- AŞK ile/ve/değil/||/<>/< İLK GÖRÜŞTE AŞK
- AŞK ile/ve/değil/||/<>/< "OLMAZIN"(ÇOK DÜŞÜK OLASILIĞIN) HEYECANI("GERÇEKLEŞME DÜŞÜNCESİ/DÜŞÜ/BEKLENTİSİ")
- AŞKI:
OLUŞTURAN ile/ve/||/<>/> ARTIRAN
- AŞKIN OLMAMA ile/değil ZORUNLU OLMA
- AŞKINLIK:
ZİHİNDEN "KURTULMA" ve/||/<> AKILDAN "KURTULMA"
- AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/> BİR/LİK
- AŞKINLIK ve/||/<>/< İLKELERİN OYNANAMAZLIĞI
- AŞKINLIK ve/||/<> KUŞATICILIK
- AŞKINLIK ve/||/<>/< ZAMANSIZLIK
- AŞKINLIKTAKİ İÇKİNLİK ile/ve/||/<> İÇKİNLİKTEKİ AŞKINLIK
- ASKIYA ALINAMAZLIK ile/ve/||/<> GÖZARDI EDİLEMEZLİK ile/ve/||/<> İNDİRGENEMEZLİK
- ASLÎ ile/ve/||/<>/> TALÎ
- ASLINDA ile/değil/yerine AÇIKÇASI
- ASLINDA ile/ve/||/<> BAKTIĞINIZDA
- ASLINDA ile/ve/||/<> GERÇEKTEN
- ASLINDA ... ile/değil/yerine ÖNCELİKLE ,,,
itibarı ile 11.290 başlık/FaRk ile birlikte,
11.290 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(4/47)
Bilgilerin örgün birliği.
Bilim, nesneler karşısında yöntemli bilgidir.
Bilim, gerçeğin edebiyatıdır.
Bilim, bize geleceği vaad eder.
Bilim, yalnızca doğanın matematiksel davranışını ortaya koyan yasalardan oluşur.
Bilim bir hayal değildir, fakat onun bize vermediği şeyleri başka bir yerde bulacağımızı sanmak hayaldir.
Bilimin en önemli özelliği doğanın içinde kalmaktır.
Dış etkiler üstüne giriştiği mantık-deney işlemler bütünü.
"Ne tür bir bilgi gereklidir?" sorusunun yanıtı ancak "Bilimsel bilgi"de çözülecektir.
İnsan ancak bilimsel bilgi yoluyla nesne, olay ve olgulara egemen olmayı başarmaktadır.
Bilimsel ol ve bekle!
Gerçek bilim, her şeyin üstünde şüphe etmeyi ve cahil olmayı öğretir.
Evren matematiksel yapıdadır. Bilimin konusu olan doğa, matematiksel niteliklere sahip, bölünmez küçük parçacıklar olan atomlardan yapılmıştır. Doğada meydana gelen tüm değişiklikler, bu atomların birleşmesi, ayrılması ve hareketlerinden oluşur.
Hiçbir bilim, o bilimi yaparkenki araçları sorgulamaz.
Her bilim cevherin bir sunumunu inceler.
İlmin başı soğandan acı, sonu baldan tatlıdır.
İlmin yarısı aşk, yarısı okumaktır.
İlim sohbetle olur, kitaptan bilgi devşirilir.
Dili bilimden ayrı düşünmek veya bilimi dilden ayrı düşünebilmek olanaksızdır.
Sosyoloji en fazla metodu içeren, fakat en az çözümü olan bilimdir.
Matematik, doğanın sırlarını açacak tek anahtar olacaktır.
Terimlerle yapılmaya çalışılan bilim, ancak o terimi bilenler arasında yapılabilir.
İlim kesb ile rütbe-i rif'at arzu-yı muhal imiş ancak
Aşk imiş ne var âlemde ilim bir kıyl u kal imiş ancak
YANILGI
Greater Idaho Falls Bilim Fuarı'nda, bir lise öğrencisi, yöre insanlarını hazırladığı Projeyi imzalamaya davet etti. Delikanlı, "dihydrogen monokside" adlı maddenin kullanımının tümüyle yasaklanmasını, mümkün olmadığı takdirde çok sıkı kontrolünü istiyordu. Maddenin zararlarını, duvarlara astığı afişle açıklıyordu:
1- Yoğun terlemelere ve kusmalara sebep olabilir.
2- Doğaya büyük zararlar veren asit yağmurlarının ana unsurudur.
3- Gaz haline geçmiş hali, çok ciddi yanıklara sebep olabilir.
4- Kazara solunması, ciğerlere dolması ölüme yol açar.
5- Erozyona yol açar.
6- Otomobil frenlerinin etkinliğini azaltır.
7- Ölümcül kanser tümörlerinin hepsinin içinde bulunmuştur.
Bir saat içinde tam 50 bilim fuarı meraklısı insan delikanlının kampanya açtığı standı ziyaret etti. 43 kişi, yasaklama isteğini şiddetle desteklediler. 6 kişi kararsız kaldı. Sadece bir kişi yasaklanması istenen "dihydrogenmonokside" in H2O, yani hayatın can damarı "Su" olduğunu söyledi. Delikanlının bu projesi "Ne kadar kolay aldatılabiliyoruz" yarışmasının birincisi ilân edildi!...
Delikanlı, "Amacım, kolayca saptırılmış, saçma bilimsel cümleciklerle insanların nasıl yanlış koşullandırılabildiklerini göstermek istedim" dedi.
KAÇ SAAT ÇALIŞIYORSUN?
Seksen yaşını aşmış bir akademisyenin, odasındaki duvarda fotoğrafı asılı duran hocası ile arasında geçen bir konuşma, belki de başarısının sırrını, başka bir deyişle ilmin görkeminin sırrını veriyordu:
"Günde kaç saat çalışıyorsun?"
Vereceği rakamın etkisinden emin olan akademisyen, ikirciksiz şöyle der:
"Onyedi saat Hocam!"
Yüzünü ekşiten hocası,
"Günde onyedi saat çalışarak âlim olamazsın!"
diye karşılık verince şaşıran akademisyen:
"Peki Hocam! Âlim olmam için günde kaç saat çalışmam gerekiyor?" diye sorar.
Hocası'nın yanıtı ilginç, bir o kadar da çarpıcıdır:
"Benim hocam günde 26 saat çalışırdı;
ben ancak 25 saat çalışabiliyorum;
senin de âlim olmak için günde en az 24 saat çalışman gerek!"
(1996'dan beri)