SON HARFİ ...K'LARDA

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
( SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!! )


 



Doğrudan, bu bölüm/sayfa içeriğinde
arama yapmak için...

( Klavyenizde "Ctrl + F" tuşlarıyla[önce "Ctrl" tuşu ve basılı tutarken "F" tuşuna basarak] ve/veya(^/v) fareyle[mouse] sol üst köşedeki "Düzenle/Edit" kısmında "Bul/Find"'ı tıklayarak aradığınız sözcüğü yazarak aramanızı yapabilirsiniz. )* ( Windows için geçerlidir. )
* ( Linux ve Macintosh kullanıcıları nasıl arama yapacaklarını biliyorlardır. )



AÇIKLAMALAR/ÖNSÖZ
[Mutlaka okuyunuz!!!]

- Bazı sözcüklerin, hem sözlüklerdeki karşılığına yer verilmekte, bazılarına da özellikle yer vermeyip psikolojik, felsefi, bilimsel, sanatsal, göreceli, uygulayımsal, belirli bir sınırlılık ve yaklaşımlardan yararlanılarak parantezler açılmıştır.

- Bu çalışmada, başlıkların altlarındaki bilgilere/açıklamalara (parantezlere), kişilerin, kendilerinin düşünmelerine fırsat verebilme amacıyla ve özellikle pek fazla yer verilmemektedir. Zihinlerce/kişilerce uygun bulunmayabilecek bilgiler/parantezler, gözardı edilebilir.
[ Kavramların yanında bulunan ( ) parantezler, ek bilgi ya da açıklama olarak, [ ] köşeli parantezler ise ayrıntı/teknik bilgi vermek üzere kullanılmıştır. ]

- Çoğu sözcüğe, özellikle ve belirli bir yaklaşımla yer verilmemiştir. Hayır! / Evet!

- Bu çalışmada, çoğu sözcüğün/kavramın altında, bazılarında “açıklama/ları” bulunmakta, bazılarında da -özellikle ve çeşitli nedenlerden dolayı- bulunmamaktadır.

- Bazı başlıkların altına, veri/bilgi girmemizin çeşitli nedenlerinden biri ise ulaşım/erişim kolaylığı sağlamak üzere, hazır veri/bilgi karşılıklarını sunmak üzeredir! [Dolayısıyla sizin de FaRkLaR Kılavuzu'na destek olabilmek amacıyla üyeliğinizi şimdi başlatmanızı dileriz! Teşekkür ederiz!] )

- Bu çalışmanın, sadece sözlük olarak algılanmamasını ve kullanılmamasını da sağlamak amacıyla ve özellikle “:”[iki nokta üst üste] ya da “...dır!” şeklinde belirtilmemiştir!

- Bu çalışmada, başlıkların [kavram ya da olguların], ne olduklarından çok, ne olmadıklarına işaret etme çabası güdülmektedir. [ Bir DEĞİL’leme çalışması olarak değerlendirilmelidir! ]

- Bu çalışmada bulunan tüm karşılaştırmaların, tanımlan(a)mayan, sözcük olarak karşılığı/adı tam olarak oluşturul(a)mamış, fakat zihinlerimizde karşılığı bulunan/bulunabilen “3.” anlamları ve/veya ara anlamları düşünülebilir.

- Bu kılavuz/sözlük, dil(d)e/kavramlar(d)a/sözcükler(d)e ilginizin daha da artması ve sözlük/ahit kullanımını artırmayı amaçlamaktadır.

- İngilizce’ye ve öteki dillere yer verme nedenimiz, öteki dillerle karşılaştırmalı yaklaşımla belirli bir bilince sahip olmanıza, aracı olabilmektir.

- Çoğu sözcüğün, zaman içinde, kökenbilimsel(etimolojik) derinliklerine ve öteki dillerdeki karşılıklarına da yer verilecektir. (Bu konuda her türlü destek ^v(ve/veya) katkınızı görmekten mutluluk duyarız!)

- Bu kılavuzdaki bilgiler, SDP(Sinir Dili Programlası)(NLP) üzerine de kılavuzluk edebilir.

- Bu kılavuz, soru sorma/sorgulama, yoğun/derin düşünme aracı/vesilesi olarak kullanılabilir.

- Bu kılavuz/sözlük üzerine olan tüm katkı/destek/uyarı/yorum ve önerilerinizi görmek ve değerlendirmekten mutluluk duyarız! Ayrıca burayı tıklayarak, dille ve buradaki içerikle ilgilenebileceğini düşündüğünüz kişilere tavsiye edebilirsiniz.



"... ile/ve/değil/yerine ..."
[bağlaçların kullanımı/okunuşu...]

- Kavramların aralarında kullanılan/bulunan
"... ile/ve/değil/yerine ..."
bağlaçları, ilgili satırı 2/3/4 kez ve ayrı ayrı şekilde okumanız ve satırları tekrarlamamak içindir.
( - UCLAR ile FARKLAR [karıştırılmamalı!]
- UCLAR ve FARKLAR [ayrı olmalarının yanısıra birlikte de düşünülebilir/kullanılabilir!]
- UCLAR değil FARKLAR [dır!]
- UCLAR yerine FARKLAR [düşünülmeli/kullanılmalıdır!] )



... ile ...
[ÖNCESİ | SONRASI]

- Sözcükleri dizerken ya da "... ile" öncesiyle "ile ..." sonrası arasında bir öncelik/fark/özellik/tercih/vurgu yoktur. Her ikisini de kesinlikle birbirine karıştırmamak, her ikisinin de derinliğine/önemine ve ciddiyetine yer/destek verilmesi gerekmektedir.

- Belirlemelerin/karşılaştırmaların daha da oturması/derinleşmesi için, "ile"den sonraki sözcüğün yanına tekrar "ile"den önceki sözcüğü düşünerek/koyarak değerlendiriniz.
( "- BÜTÜN ile TÜM" ise "- BÜTÜN ile TÜM (ile BÜTÜN)" gibi. )



( "- ARADA ile AKIŞTA" ise "- ARADA ile AKIŞTA [ile ARADA]" gibi. )

EN SON YAPILMIŞ OLAN EKLEMELER
[ 06 March - 09 May 2025 arasında... ]

 

Bugün [09 May 2025] itibariyle
Son harfi ...K'lar bölümüne yapılmış olan eklemeler, aşağıdaki gibidir.
[ 06 March - 09 May 2025 arasında... ]
( 170 yeni ekleme, 176 katkı )

- MATEMATİK(/ÖLÇÜ) BİLMEMEK ile/ve/değil/ya da/||/<>/< DAYAK YEMEMİŞ OLMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 May | 14:28 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71715(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KOZALAK ile/||/<> KOBALAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 May | 03:08 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71711(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Koza. | Kozalaklıların, genellikle dibi yuvarlak, tepesi koni biçiminde ve odunsu dokulu meyvesi, kozak. | Olmamış, kuru, ham meyve. | Bal mumuna basılmış mührün bozulmaması için üzerine yapıştırılan kapakçık. İLE Palamut ağacının ya da karaçalının yemişi. | Çam ve servi kozalağı. | Haşhaş bitkisinin tohumu. | Taneli ve tanesiz mısır koçanı. | Ham meyve. | Etli meyve. | Toparlak, yuvarlak. )

- SAKLAMAK ile/ve/||/<>/> SAYIKLAMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 May | 20:53 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71710(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Aşkı/nı. İLE/VE/||/<> Adı/nı. )

- TANIKLIK ile/ve/||/<>/> TANIŞIKLIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 May | 20:39 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71708(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- EPİK ile/ve/||/<> TRAJİK ile/ve/||/<> KOMİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 May | 15:54 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71706(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- MİMAR/LIK ile/ve/||/<>/> KATILIMCI MİMAR/LIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 May | 15:12 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71702(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- DAYANMAK ile/ve/değil/||/<>/< ODAKLANMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 May | 13:59 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71696(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KENDİNİ ...:
"AKLAMAK"
ile/değil/yerine/>< YOKLAMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 May | 13:13 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71695(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kendini tanımayan, bilgisiz/cahil. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kendini tanıyan, bilge. )

- MUTLAK ve/=/||/<> ADEM
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 May | 02:26 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71693(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YAKMAK ile KAVURMAK ile/değil/yerine/>< ISITMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 May | 02:16 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71690(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SALAK ile/değil ASALAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 May | 01:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71689(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( "Asalak" sözcüğünün salak ile hiçbir ilişkisi yoktur. )

- CUMALIKAZIK değil CUMALIKIZIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 04 May | 21:05 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71688(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TIKMAK ile/ve/||/<>/> TIKAMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 04 May | 15:31 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71678(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SİLMEK ile/değil/yerine/>< SEVMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 01 May | 03:13 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71657(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- MIZMIZ/LIK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> BASKIN/LIK / BASKICI/LIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 01 May | 02:48 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71656(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- CIVIK ile/= MIÇÇIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 01 May | 01:53 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71655(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KOLAY OLDUĞUNDAN YAPMAMAK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
(YETERİNCE)
(B)İLGİLENMEDİĞİNDEN/ANLAMADIĞINDAN YAPMAMAK/ERTELEMEK

[Eklenme Tarih ve Saati: 01 May | 01:49 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71654(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TEDİRGİNLİK ile/ve/||/<> HUZURSUZLUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 30 April | 23:53 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71652(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> SAÇMA
[Eklenme Tarih ve Saati: 30 April | 23:39 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71651(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> YAZIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 30 April | 23:38 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71650(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KÖTÜLÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİ OLANIN YOKLUĞU
[Eklenme Tarih ve Saati: 30 April | 23:06 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71648(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- URAL ile/ve/||/<> TÜRK
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 April | 11:19 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71639(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
(

Ural ve Türk Dillerin Sınıflandırması

  • Ural Dilleri
    • Fin-Ugor
      • Fince
      • Estonca
      • Macarca
    • Samoyedik
      • Neenetsçe
      • Enetsçe
      • Ngansanca
  • Altay Dilleri
    (Kuramsal bir aile olup Türkçe, Moğolca, Tunguzca, Korece ve Japonca’yı içerdiği iddia edilmiştir ancak bu bağlantılar kanıtlanamamıştır.)
    (Sümerce, Elamca, Etrüskçe gibi dillerin Altay ya da Ural dilleriyle ilişkilendirilmesi sadece spekülatif kuramlarla desteklenmiş, genel kabul görmemiştir.)
    • Türk Dilleri
      (Türk dilleri, ayrı bir aile olarak kabul edilir.)
      • Oğuz
        • Türkçe
        • Azerice
        • Türkmence
      • Kıpçak
        • Kazakça
        • Kırgızca
        • Tatarca
      • Karluk
        • Özbekçe
        • Uygurca
      • Öteki
        • Çuvaşça
        • Yakutça
    • Moğol Dilleri
      • Moğolca
      • Buryatça
      • Kalmakça
    • Tunguz Dilleri
      • Mançuca
      • Evenkice
    • Tartışmalı
      • Korece
      • Japonca
)

- ANLAMAMAK ile/değil/yerine/>< ANLAMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 22:55 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71637(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( En ağır yük. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sıfır yük. )

- KADIN ile/ve/||/<>/> MÜCEVHER ile/ve/||/<>/> ERKEK ile/ve/||/<>/> KADIN
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 21:15 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71635(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Birbirini tüketen döngü. )

- KIŞKIRTMAK ile/ve/||/<>/> SÜRMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 19:46 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71632(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- VERANDA[Fr. < Port.] ile/||/<> TERAS[Fr. < TERRASSE]/TARAÇA/AYAZLIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 19:33 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71630(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Daha çok ayrı yapıların zemin katında yer ile aynı seviyede ya da biraz yükseltilmiş, ön cepheyi kaplayan, üzeri bir çatıyla örtülü, yanları açık ya da camlı büyükçe sundurma. İLE/||/<> Apartmanlarda ya da evlerde en üst katın üç tarafı ve üstü açık olan bölümü. )

- BOŞLUĞUN OLMAMASI ile/ve/||/<> BİTİŞİKLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 02:08 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71625(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- DOSTLARINLA DÜŞMAN OL(MA)MAK/OLABİLMEK ile/||/<> DÜŞMANLARINLA DOST OL(MA)MAK/OLABİLMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 01:55 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71622(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İLK ile/ve/||/<> KÖK
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 April | 22:02 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71620(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TEMİZE ÇIKARMAK ile/değil/yerine/>< TEMİZLENMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 April | 21:30 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71616(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- DEŞELEMEK değil EŞELEMEK ya da DEŞMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 April | 13:02 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71611(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- [ne yazık ki]
BASKICI/LIK
ile/ve/||/<> DAYATMACI/LIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 23:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71606(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ACZİYET ile/ve/değil/||/<>/< ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 23:00 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71605(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- JEOPOLİTİK ile/ve/||/<> JEOEKONOMİK ile/ve/||/<> TEOPOLİTİK ile/ve/||/<> TEOEKONOMİK ile/ve/||/<> HİDROPOLİTİK ile/ve/||/<> HİDROEKONOMİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 22:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71604(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BAĞIMLI/LIK ile/ve/||/<>/> DÜŞKÜN/LÜK ile/ve/||/<>/> TAŞKIN/LIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 21:23 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71603(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- CANINI ÇIKARMAK ile/değil/yerine/>< TADINI ÇIKARMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 17:30 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71599(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SÖZ DİNLEMEK ile SÖZ DİNLEMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 16:25 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71598(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( "Yapma ve yap" denileni yerine getirmek, uygulamak. İLE Konuşulanları dinlemek/dinlemeye çalışmak, konuşulanlara dikkatini yöneltmek/kulak kabartmak. )

- İSHAK ile/ve/||/<> İSMAİL
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 April | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71593(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- DAYATMAK ile/ve/||/<>/> BOZMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 April | 02:32 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71587(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ANTROMORFİK" değil/yerine/= ANTROPOMORFİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 April | 02:14 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71586(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YARGILAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> ZORLAMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 April | 02:05 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71585(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BENZERLİK ile/ve/değil/||/<>/< DOLAYLILIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 April | 01:07 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71584(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ESKATOLOJİK ile/ve/||/<>/> ONTOLOJİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 23 April | 21:12 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71581(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- OLANAK ile/ve/||/<> BENZERLİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 23 April | 21:09 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71579(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ZAMANSIZLIK ile/ve/değil/||/<> ZAMANSIZLIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 23 April | 18:21 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71575(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Düşüncesi/kavram. İLE Bireyin ayırabileceği sürenin bulunmamasındaki "gerekçe/bahane/mazeret". )

- FELSEFE/BİLİM/SANAT/...
KONUŞMAK"
değil ÜZERİNE KONUŞMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 23 April | 17:31 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71574(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YERLEŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GİYDİRMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 23 April | 15:15 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71572(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- UZMAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETKİN/LİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 April | 12:55 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71563(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YAPRAK ve/<> MIZRAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 21 April | 11:47 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71558(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KOFALMAK ile/ve/||/<>/> KOFALAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 21 April | 00:12 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71557(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Gururlanmak, övünmek. | Şişmek, genişlemek. | Azalmak. İLE/VE/||/<>/> Gururlu, çalımlı. | İçi boş, kof[: kuruyarak ya da çürüyerek içi boşalmış olan]. )

- OLDUĞUN GİBİ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< YALINLIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 23:29 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71556(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TOPUK ile TOPUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 23:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71554(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( İnsan ayağının toparlakça olan alt arka bölümü. | Ökçe. | Belirli bir amaçla kazılmaksızın asıl yerinde bırakılan kömür bloku ya da cevher kütlesi. | Akarsu ağzının az ilerisinde oluşan kum birikintisi. | Sütun ve direklerin alt bölümü. İLE Kaçmak. )

- AYRILMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYILMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 17:55 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71551(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BİRİK(TİR)MEK ile/ve/||/<>/> YIĞ(IL)MAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 April | 13:55 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71544(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BAKMAK ile/ve/değil/||/<>/< DALMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 April | 13:54 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71543(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TEMELLENDİRMEK ile/ve/||/<>/> DEĞERLENDİRMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 April | 13:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71542(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- AÇIĞA ÇIK(AR)MAK ile/ve/||/<> ORTAYA ÇIK(AR)MAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 April | 17:02 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71534(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ÇOKLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEREKET
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 April | 17:00 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71533(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İLK ile/ve/değil/||/<>/> ÖNCÜ
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 April | 15:47 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71517(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YEMEK "VERMEK" değil YEMEĞE DAVET ETMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 April | 14:59 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71512(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- PARAPSİKOLOJİ ile/||/<> PARANORMAL ile/||/<> PARAFİZİK ile/||/<> PARADİGMA ile/||/<> PARALEL ile/||/<> PARAZİT ile/||/<> PARALİMPİK ile/||/<> PARAMEDİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 April | 13:36 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71510(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
(
Parapsikoloji Psikolojinin ötesindeki ruhsal/psişik olayları inceleyen alan.
Paranormal Normalin dışında olan, açıklanamayan (örnek: hayaletler, "UFO"lar)
Parafizik Fiziğin ötesindeki, fizik yasalarıyla açıklanamayan olaylarla ilgili.
Paradigma Bir düşünce yapısının yanındaki örnek, model, kalıp, çerçeve.
Paralel Yan yana giden, aynı doğrultuda. (matematiksel ya da mecâzî anlamda)
Parazit Yanında yaşayıp zarar veren canlı. [mecâzen de "gereksiz ses vb."]
Paralimpik Olimpiyatların yanında/desteğiyle düzenlenen engelli spor oyunları.
Paramedik Doktorun yanında çalışan sağlık görevlisi [acil tıp teknikeri].
)

- HOJ" BULDUK değil HOŞ BULDUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 April | 15:19 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71507(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- UNUTMAK ile/ve/değil/||/<>/< UMURSAMAMAK/ÖZENMEMEK/ÖNEMSEMEMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 06 April | 20:32 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71504(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TAŞ:
BÜYÜK
ile/ve/||/<> KÜÇÜK
[Eklenme Tarih ve Saati: 06 April | 20:30 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71503(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Değirmen döndürür. İLE/VE/||/<> Bacak sildirir. )

- YALAN ile/ve/||/<>/> UTAN(DIR/IL)MAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 April | 10:12 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71497(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- UTAN(DIRIL)MAK ile/ve/||/<>/> UYAN(DIRIL)MAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 April | 10:02 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71495(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- UTANMAK ile/ve/||/<>/> UTANDIRILMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 April | 10:00 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71494(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Erdem. İLE/VE/||/<>/> Karabasan/kâbus. )

- BÂTIL[< BUTLÂN] ile/değil/yerine/>< HAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 04 April | 02:31 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71486(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ÇIĞLIĞA:
"SAĞIR OLMAK"
ile/değil/yerine/>< ÇIĞLIK OLMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 04 April | 02:21 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71484(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- AYMAZLIK ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMA/İHMAL
[Eklenme Tarih ve Saati: 03 April | 23:44 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71477(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YAYMAK ile/ve/değil/||/<> YAYINLAMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 03 April | 23:41 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71476(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TETİKTE" OLMAK/KALMAK ile/ve/||/<> TEYAKKUZ
[Eklenme Tarih ve Saati: 03 April | 21:48 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71472(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- HEKLEMEK"[İng. < HACKING] ile/değil/yerine/>< EKLEMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 03 April | 21:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71471(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YETENEĞİNİN ...:
"SAHİBİ OLMAK"
ile/ve/değil/||/<>/> KÖLESİ OLMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 03 April | 14:15 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71467(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- MUTLULUK "DUYGUSU" değil MUTLULUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 31 March | 00:46 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71455(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İNTERNETİNE" GEÇMEK değil (WI-FI/GPRS) BAĞLANTISINA GEÇMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 22:26 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71451(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- FİŞİNİ ÇEKMEK ile/||/<> KALEMİNİ KIRMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 21:54 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71441(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KIRIK ile/||/<> KİRLİ ÇAMAŞIR
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 21:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71440(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ÇALMAK ile/ve/||/<>/> ÇAR ÇUR ETMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 13:43 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71434(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BİRİNİ SEVMEK ile/ve/değil/||/<>/< KENDİNİ SEVMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 March | 01:35 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71430(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BİLGELİK ve/=/||/<> KENDİNİ TANIMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 March | 01:27 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71428(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BİLGİ ÜRETMEK ile/ve/değil/||/<>/< BİLGİ DOĞURMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 March | 01:23 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71427(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- UTANMAK ile/ve/değil/||/<>/< GARİPSEMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 March | 01:18 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71426(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SEVDİĞİNE KAVUŞAMAMAK ile/ve/||/<> KAVUŞTUĞUNU SEVEMEMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 March | 00:03 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71425(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- DÖVÜNMEK ile/değil/yerine/>< ÖVÜNMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 March | 23:46 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71424(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KISTIRMAK ile KISTIRMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 26 March | 02:00 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71420(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kaçamayacak bir duruma getirmek, köşeye sıkıştırmak. İLE Birinin/birinden sesi kısmasını sağlatmak/istemek. )

- BİRLİKTE EVE ...
"GELİYORDUK"
değil GİDİYORDUK/DÖNÜYORDUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 March | 14:28 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71418(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BİLMEMEK ile/ve/||/<>/> KABALIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 25 March | 00:28 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71412(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SOĞUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOLUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 March | 10:19 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71406(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SALAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAF
[Eklenme Tarih ve Saati: 21 March | 16:40 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71403(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SIKIŞMIŞLIK ile/ve/||/<>/> SIKILMIŞLIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 20 March | 15:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71402(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- UYUTAN ile/ve/||/<> UYUMALIK ile/ve/||/<> UYKULUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 20 March | 14:34 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71399(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SORUN ile/ve/||/<> DAMLAYAN MUSLUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 20 March | 01:04 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71397(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TAKI:
SAHTE
ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERÇEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:51 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71390(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Varsıl taksa bile "gerçek". İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yoksul taksa bile "sahte". )

- UYKU/UYUMA "YÖNELİMİ/İSTEĞİ" ile/ve/değil/||/<>/< SOĞUKTA DONMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:47 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71389(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TAHRİK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> TAHRİP
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71384(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SÂLİK ile/ve/||/<>/> SÂDIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:09 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71383(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SÂLİK ile/ve/||/<>/> SAHİP
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:05 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71382(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KİŞİSELLEŞTİRMEK/ŞAHSİLEŞTİRMEK ile KİŞİLEŞTİRMEK/ŞAHISLAŞTIRMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71381(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kişiye özel duruma getirmek. | Bilişim teknolojisinde kullanılan araçları kişiye özgü duruma getirmek. | Birine mal etmek, bağlamak. | Sözü edilen konudan uzaklaşarak olumsuz yönleriyle kişiler üzerinde durmak. İLE Bazı durum, süreç, olayları ya da bazı nesne, bitki ya da hayvanların bazı olumlu ya da olumsuz durumlarını/"özelliklerini", birine/birilerine "yakıştırmak/ilişkilendirmek". )

- ENKAZ ile/değil/||/<> METRUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 22:54 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71377(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İLTİFAT DEĞİL!:
[ya] KİNÂYE
ile/değil/ya da GERÇEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 22:18 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71376(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KÖTÜ NİYETLİ/LİK ile/ve/değil/||/<>/< APTAL/LIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 21:36 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71375(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- OSURMAK ile OSRUK/OSRUQ ile OSURGAN ile OSRUŞMAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]

[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71355(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Gaz çıkması. İLE Osuruk. İLE Çok osuran. İLE Osuruk yarıştırmak. )

- OKIMAK/OQIMAQ ile OKIMAK/OQIMAQ ile OKIMAK/OQIMAQ/OGIMAK ile OKUT/OQUT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]

[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71345(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Çağırmak. İLE Okumak. İLE Kusmak. İLE Bir yemeğe katılmaya ya da beyin huzuruna çıkmak üzere alınan çağrı/davet. )

- OÇAK/OÇAQ ile/ve/||/<>/> OÇAKLIK/OÇAQLIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71323(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- NE/NEGÜ/NÜ ile NE/MA[Ar.] ile NEÇE ile NEME ile NEÇÜK/NELÜK ile NEREK ile NETEG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]

[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71316(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ne? İLE Acaba öyle mi? İLE Kaç? İLE Bilmem. İLE Niçin? İLE Ne gerek? İLE Nasıl? )

- MÜNGÜZGEK = NASIR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]

[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71311(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Çalışma nedeniyle elde oluşan pürüzlü doku. )

- MELDEK ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]

[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71290(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Keçeleşmiş olan. İLE ... )

- ÇÖLE ÇIKMAK, ...:
YALNIZ KALMAK
ve/||/<>/> KENDİNLE KALMAK ve/||/<>/> YALNIZLIĞI AŞMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 15 March | 22:13 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71276(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KÜZÜK ile KÜZÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]

[Eklenme Tarih ve Saati: 15 March | 21:24 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71265(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bir dokuma tezgâhında üst çözgülerin alt çözgülerden ayrılmasını sağlayan düğümlenmiş iplikler. İLE Süslü bir kumaş ya da benzerlerini dokuyan kişi. )

- KÜZEÇ ile/||/<>/> KÜZEÇLİK ile/||/<>/> KÜZEÇLİG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]

[Eklenme Tarih ve Saati: 15 March | 21:24 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71264(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Testi, ibrik. İLE/VE/||/<>/> Çömlek yapılacak kil.[KÜZEÇLİK TİTİG] İLE/VE/||/<>/> Bu kile sahip olan kişi. )

- KÜVLÜK/KÜWLÜK ile KÜVRÜG/KÜWRÜG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]

[Eklenme Tarih ve Saati: 15 March | 21:24 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71262(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kilden yapılmış ufak misketler.[Kurumadan önce ya da kuruduktan sonra yuvarlanarak oynanır.] İLE Kös. )

- KÜVÜK/KÜWÜK ile KÜVÜK[Oğuz]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]

[Eklenme Tarih ve Saati: 15 March | 21:24 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71260(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Eril [hayvan]. İLE Saman. )

- KÜRGEK ile KÜRGEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]

[Eklenme Tarih ve Saati: 15 March | 21:24 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71255(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Sandal küreği. İLE Toprağı kazmaya ya da kar küremeye yarayan her tür kürek. )

- OKUMA YAPMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YORUM YAPMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 15 March | 00:08 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71247(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KIŞI GEÇİRMEK ile/ve/fakat/||/<>/> AYAZI UNUTMAMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 23:45 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71246(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KÜMEDEN DÜŞMEK değil KÜME DÜŞMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 15:45 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71239(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ZİHİN/ANLIK ile/ve/=/||/<> ZAMAN
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 15:34 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71238(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Düşünce ve zihnin, kişinin üzerinde olması DEĞİL/YERİNE kişinin düşüncelerini ve zihnini/n üzerinde olması/olabilmesi, yönetebilmesi. İLE/VE/=/||/<> Zamanın, kişinin ve yaşamın üzerin(d)e olması/devrilmesi. DEĞİL/YERİNE Kişinin, zamanın/ı/n ve yaşamın/ı/n üzerinde olması/olabilmesi, yönetebilmesi. )

- ÇIPLAK/LIK ile/ve/değil/||/<>/> ZAMAN ÜSTÜ/LÜK
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 15:21 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71236(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ÂŞIK OLMAK ve/||/<> AŞK OLMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 15:12 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71234(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- AŞKI DOĞURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AŞKLA DOĞURMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 15:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71233(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TRAJEDİ ve KÖTÜMSERLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GÜLDÜRÜ ve İYİMSERLİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 15:04 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71232(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KANIT ile/ve/değil/||/<> TANIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 15:02 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71231(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- IŞIK ile/değil/yerine/||/<>/< GELECEK (VAR/VAAD EDİYOR)
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 22:18 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71229(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- FELSEFİ İYİMSERLİK ile FELSEFİ HİÇÇİLİK/NİHİLİZM
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71222(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Dünyanın ve insanlığın temelde iyi olduğunu savunan görüş. İLE Her türlü anlam, değer ve amaç reddini savunan görüş. )

- FELSEFİ İLERLEME ile FELSEFİ DURUM/KONUM KORUMACILIK/STATÜKOCULUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71220(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( İnsanlığın sürekli ilerlediğini savunan görüş. İLE Mevcut durumun korunmasını ve değişime karşı çıkılmasını savunan görüş. )

- FELSEFİ İLERLEME ile FELSEFİ DÖNGÜSELLİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71213(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( İnsanlığın sürekli ilerlediğini savunan görüş. İLE Tarihin ve insanlığın döngüsel bir biçimde tekrar ettiğini savunan görüş. )

- FELSEFİ ÖZGÜRLÜK ile FELSEFİ ZORUNLULUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71212(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kişinin irâdesini özgürce kullanma olanağına sahip olduğunu ve kendi yeğleme ve seçimlerini kendinin yapabildiğini/yapabileceğini savunan görüş. İLE Bireyin eylemlerinin önceden belirlenmiş olduğunu savunan görüş. )

- FELSEFİ İYİMSERLİK ile FELSEFİ KÖTÜMSERLİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71210(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Dünyanın ve insanlığın temelde iyi olduğunu savunan görüş. İLE Dünyanın ve insanlığın temelde kötü olduğunu savunan görüş. )

- AHLÂKİ GÖREV ETİĞİ ile SONUÇÇU ETİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71206(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Eylemlerin ahlâki değerinin niyet ve kurallara uygunluğuna bağlı olduğunu savunan etik düzen. İLE Eylemlerin ahlâki değerinin sonuçlarına bağlı olduğunu savunan etik düzen. )

- KARTEZYEN İKİCİLİK ile TEKÇİLİK/MONİZM
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71204(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Zihin ve gövdenin birbirinden ayrı ve farklı olduğunu savunan görüş. İLE Gerçekliğin tek bir temel unsurdan oluştuğunu savunan görüş. )

- AHLÂKİ ÇOĞULCULUK ile AHLÂKİ TEKÇİLİK/MONİZM
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71202(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Birden fazla ahlâki düzenin bir arada var olabileceğini savunan görüş. İLE Tek bir evrensel ahlâki düzenin geçerli olduğunu savunan görüş. )

- KANT\'ÇI ETİK ile ARİSTOTELES\'Çİ ETİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71198(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Eylemlerin evrensel ahlâki yasalar çerçevesinde değerlendirilmesini savunan etik düzen. İLE Erdem ve karakter üzerine odaklanan, insanın mutluluğa ulaşmasını amaçlayan etik düzen. )

- GÖRÜNGÜ BİLİMİ/FENOMENOLOJİ ile VAROLUŞÇULUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71197(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bilinç ve deneyimlerin yapısını inceleyen felsefi yaklaşım. İLE Bireyin özgürlüğünü, sorumluluğunu ve varoluşsal anlamını vurgulayan felsefi yaklaşım. )

- AHLÂKİ ÇOĞULCULUK/PLÜRALİZM ile AHLÂKİ SALTIKÇILIK/MUTLAKÇILIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71196(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Birden fazla ahlâki düzenin geçerli olabileceğini savunan görüş. İLE Tek bir evrensel ahlâki düzenin geçerli olduğunu savunan görüş. )

- KOZMOPOLİTİZM ile MİLLİYETÇİLİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71194(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Tüm insanlığın tek bir topluluk olduğunu ve evrensel değerleri savunan görüş. İLE Ulusal kimliği ve çıkarları ön planda tutan görüş. )

- FELSEFİ KUŞKUCULUK ile BİLİMSEL KUŞKUCULUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71193(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bilginin kesinliğine dair köklü kuşkuler içeren felsefi tutum. İLE Bilimsel iddiaların kanıt ve deneyle sorgulanmasını savunan tutum. )

- İRÂDECİLİK ile DETERMİNİZM
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71189(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kişinin yapmayabilme gücü[ihtiyâr] ve yapabilme gücünün[irâde] özgürce olması gerektiği ve belirleyici olduğunu savunan görüş. İLE Tüm olayların önceden belirlenmiş neden-sonuç ilişkilerine bağlı olduğunu savunan görüş. )

- AHLÂKİ GÖRELİLİK ile AHLÂKİ REALİZM
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71186(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( ahlâki değerlerin kültür, birey ya da bağlama göre değiştiğini savunan görüş. İLE ahlâki değerlerin nesnel ve evrensel olduğunu savunan görüş. )

- SOKRATES\'Çİ DİYALEKTİK ile HEGEL\'Cİ DİYALEKTİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71184(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Soru-yanıt yöntemiyle gerçeğe ulaşmayı amaçlayan diyalektik yaklaşım. İLE Tez, antitez ve sentez süreciyle gerçeğe ulaşmayı amaçlayan diyalektik yaklaşım. )

- BİLGİBİLİMSEL/EPİSTEMİK ile VAROLUŞÇU/ONTOLOJİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71183(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bilgiyle ve bilginin doğasıyla ilgili olan. İLE Varlıkla ve var olanların doğasıyla ilgili olan. )

- GÖRÜNGÜ BİLİM/FENOMENOLOJİ ile YORUMBİLİM/HERMENEUTİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71174(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bilinç ve deneyimlerin yapısını inceleyen felsefi yaklaşım. İLE Metinlerin ve anlamların yorumlanması üzerine odaklanan felsefi yaklaşım. )

- STOACILIK ile EPİKÜRCÜLÜK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71168(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Erdem, öz disiplin ve doğayla uyum içinde yaşamayı savunan felsefi okul. İLE Hazza ulaşmayı ve acıdan kaçınmayı yaşamın amacı olarak gören felsefi okul. )

- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile SAFSATACILIK/YANILTMACILIK/SOFİSTİKA
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71165(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Karşıt görüşlerin çatışması yoluyla gerçeğe ulaşma yöntemi. İLE İkna etmek amacıyla kanıtların retorik ve mantık hileleriyle kullanılması. )

- TEMESSÜK ile/||/<> VAKIF TEMESSÜKÜ ile/||/<> TAPU TEMESSÜKÜ ile/||/<> TEFVÎZ ile/||/<> CİHET-İ İTÂ-YI SENET ile/||/<> VAKF-I MÜSTESNÂ ile/||/<> MAZBÛT VAKIFLAR ile/||/<> MÜLHAK VAKIFLAR ile/||/<> TEVLİYET ile/||/<> MÜTEVELLİ ile/||/<> ile/||/<> MÜSTEGAL[ÇOĞ. MÜSTEGALLÂT] ile/||/<> MECLİS-İ İDÂRE
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71153(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Eski hukukta borç senedi. | Has, timar ve zeamet sahipleri ile mütevelliler tarafından verilen, miri ve vakıf arazide tasarruf yetkisini bildiren belge. İLE/||/<> Vakıf memurları tarafından eski tarihlerde verilen senet. İLE/||/<> Tapu memurları tarafından eski tarihlerde verilen senet. İLE/||/<> Para mukabilinde ya da satılan bir hak mukabilinde hükümet tarafından verilen. . İLE/||/<> Senetin veriliş nedeni, iktisâb. İLE/||/<> Vakıflar idaresinin müdahale ve mürakabesi olmaksızın, doğrudan doğruya mütevellileri tarafından idare olunan vakıflar. İLE/||/<> Yönetimi devlet tarafından ele alınmış vakıflar; bir vakıf iki biçimde mazbut vakıf olur; ya tüm vakıf yöneticileri ölmüştür ya da vakfeden kişi yönetici göstermemiştir. Bu durumda bu vakıfların yönetimi devlet tarafından ele alınır; devlet bu yönetimi Vakıflar Genel Müdürlüğü eli ile kullanır. İLE/||/<> Vakfın vakfiyesindeki şartlara göre vakfın işlerini gören (mütevellileri) tarafından yönetilen vakıflar. Vakıflar Genel Müdürlüğü denetimine tâbidir. İLE/||/<> Vakıf malları üzerinde kullanma yetkisi, vakıf işine bakma görevi. Bu görev sahiplerine mütevelli denir. İLE/||/<> Bir vakfın idaresine memur edilen kişi. İLE/||/<> Vakfa gelir getirmesi için tavanlı, damlı ve damsız vakfedilmiş olan mallar anlamına gelen müstegal kelimesinin çoğuludur. Çatısı bulunmayan arsa bağ bahçe gibi yerler. İLE/||/<> Yönetim kurulu, idare meclisi. )

- TARÎK ile/||/<> TARÎK-İ ÂMM ile/||/<> TARÎK-İ HÂS
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71152(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yol. İLE/||/<> Geniş yol, cadde, genel yol, kamuya ait yol. İLE/||/<> Bir ya da birkaç eve mahsus çıkmaz sokak, özel yol. )

- RAKABE ile/||/<> RAKABE ETMEK ile/||/<> MÜLK ARÂZİ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71147(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kuru mülkiyet, çıplak mülkiyet. | Bir arazinin asıl mülkiyeti. İLE/||/<> Vakfın gelirini aslına eklemek. İLE/||/<> Hem tasarruf hakkı, hem de geliri[rakabesi] kişilere ait olan her tür emlak. )

- MUHARRER ile/||/<> TAHRÎR ile/||/<> TEVSÎK ile/||/<> MÜLÂHAZAT
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71140(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yazılı. İLE/||/<> Yazma. İLE/||/<> Vesikalandırma, sağlamlaştırma, yazılı duruma getirme. İLE/||/<> Açıklamalar. )

- METRÛK ile/||/<> MÜNHEDİM
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71137(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Terk edilmiş. İLE/||/<> Yıkılan/yıkık, çöken.[binalar için] )

- MÂLİK ile/||/<> MEMLÛK ile/||/<> RABBUL-MÂL
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71132(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Mülk arazinin sahibi. İLE/||/<> Birinin malı olan. İLE/||/<> Mal sahibi.[İslâm hukukunda mâlik anlamında kullanılır.] )

- MAHAL ile/||/<> MÂFEVK ile/||/<> EMÂKİN ile/||/<> HÂNE ile/||/<> MESKEN ile/||/<> MINTIKA ile/||/<> SÜKNÂ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71130(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yer. İLE/||/<> Üst mahal. İLE/||/<> Mahaller, mekanlar, mevkiler, yerler. İLE/||/<> Ev. İLE/||/<> Kişinin fiilen oturduğu yer, konut. İLE/||/<> Bölge, yer, mahal. İLE/||/<> Oturma [oturulacak yer]. )

- GARB ile/||/<> ŞARK ile/||/<> MAĞRİB
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71116(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Batı. İLE/||/<> Doğu. İLE/||/<> Garp, batı, batıda bulunan. )

- FEVK ile/||/<> FEVKÂNÎ ile/||/<> FEVKÂNÎ TAHTÂNÎ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71114(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Üst. İLE/||/<> Binanın üst bölümü, binanın üst katı. İLE/||/<> Altlı üstlü. )

- DEVİR ile/||/<> TEMLÎK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71094(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bir hakkın, birinden başka birine geçmesi. )

- BÂ[Fars.] ile/||/<> BÂ-TEMESSÜK ile/||/<> BÂ-HÜCCET ile/||/<> BÂ-TAPU ile/||/<> BÂC
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71078(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( ile, -li, -lu eki. İLE/||/<> Temessük ile (tasarruf olunan toprak). İLE/||/<> Hüccet ile (tasarruf olunan toprak). İLE/||/<> Tapu ile (tasarruf olunan toprak). İLE/||/<> Örfî vergi. )

- ATÎK ile/||/<> KADÎM ile/||/<> MİNEL-KADÎM ile/||/<> CEDÎD
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71077(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Eski. İLE/||/<> Eski. İLE/||/<> Oluşuna, kimsenin bilemeyeceği kadar eski olan bir zaman. İLE/||/<> Yeni. )

- AKİD/AKİT ile/||/<> AHKÂM ile/||/<> BERÎÜZ-ZİMME ile/||/<> MATÛK ile/||/<> UHDE
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71074(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Sözleşme, bir sözleşmede taraf olan kişi. İLE/||/<> Hükümler. İLE/||/<> Zimmetten ya da borçlardan kurtulmuş, temize çıkmış. İLE/||/<> Azat olunmuş, azatlı. İLE/||/<> Birinin üzerinde olan iş, sorumluluk. )

- KİMSEYE İNANMAMAK" ile/değil/yerine/||/>< ONA/ONLARA(BAZI KİŞİLERE) İNANABİLECEĞİNİ ANLAMAK/KABUL ETMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 March | 01:26 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71065(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- İÇİNE GİRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNCELEMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 March | 01:23 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71064(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KIRIK ile/ve/||/<> BÜKÜK ile/ve/||/<> EĞİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 23:30 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70878(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BULANMAK ile/||/<>/> BULAŞMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 23:05 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70874(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- HÂNE[Fars.] ile/değil/yerine/||/<>/< BASAMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 22:54 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70871(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- GEBELİK ile/ve/||/<>/> EBELİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 22:49 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70869(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ben/sen. İLE/VE/||/<>/> Ben/o. )

- JENERİK[İng. GENERIC | Fr. GÉNÉRIQUE < Lat. GENUS] değil/yerine/= TANITIMLIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 04 May | 18:55 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/61690(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Genel/kapsayıcı: Belirli bir markaya ya da özel niteliğe bağlı olmayan, geniş kapsamlı.

Tıpta: Marka adıyla satılmayan ama aynı etken nesneye sahip olan ilaçlar için kullanılır. ["jenerik ilaç"]

Sinema ve televizyon: Bir filmin/dizinin başında ya da sonunda yer alan, yapımda emeği geçenlerin adlarının yazıldığı bölüm. ["filmin jeneriği"] )

- OCAK ile KÜLHAN[Fars.]/CEHENNEMLİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 16:47 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/55821(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( ... İLE Hamamları ısıtan, hamamın altında bulunan kapalı ve geniş ocak. )

- OCAK ile KÜLHAN[Fars.]/CEHENNEMLİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 16:47 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/55821(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
(

)

- AMARULA ile SARHOŞLUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 17:15 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/39946(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Meyvesinde alkol oluşan/bulunan ağaç/meyve. )

- AMARULA ile SARHOŞLUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 17:15 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/39946(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( )

- DENİZ TAŞITLARINDA:
SANCAK
ile/ve/||/<>/>< İSKELE
[Eklenme Tarih ve Saati: 17 March | 00:43 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/28900(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Sağ yanı. İLE/VE/||/<>/>< Sol yanı. )

- EŞİT/LİK ile DENK/LİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 06 March | 11:45 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/7923(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( MÜSÂVÎ[< SEVİYY] ile MÜTEKABİL[< KABL] )

- EŞİT/LİK ile DENK/LİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 06 March | 11:45 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/7923(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
(
Kavram Açıklama Kullanım Alanları Örnek
Eşit / Eşitlik Aynı niceliğe, değere veya ölçüye sahip olma durumudur. Matematik, hukuk, felsefe, sosyal bilimler 2 + 3 = 5 ifadesinde sol ve sağ taraf birbirine eşittir.
Denk / Denklik Aynı etkiye, sonuca ya da işlevselliğe sahip olma durumudur. Matematik, mantık, eğitim, mühendislik Bir dikdörtgen ile aynı alanı kaplayan bir paralelkenar denktir.
)

- EŞİT/LİK ile DENK/LİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 06 March | 11:45 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/7923(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
(
Anlamı Kullanım Alanları Örnek
= (Eşittir) İki tanımın tam olarak aynı değerde olduğunu gösterir. Temel matematik, cebir, denklem çözme 2 + 3 = 5
x=10 (x'in değeri 10'dur.)
≡ (Denk ya da Özdeşlik) İki tanımın belirli bir bağlamda, her zaman eşdeğer olduğunu gösterir. Cebir, modüler aritmetik, mantık Cebirde:
(x + 1)2 ≡ x2 + 2x + 1 (Bu eşitlik, her x için doğrudur.)

Modüler Aritmetikte:
17 ≡ 5 (mod 6) (17 ve 5, 6'ya bölündüğünde aynı kalanı verir.)
)

- EŞEYSELLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARKADAŞLIK/DOSTLUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 16:08 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/6702(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( BAHNÂME: Eşeysellik ilminden bahseden kitaplardır. [Daha önceleri tıp kitabı olarak çalışılmıştır.] )

- EŞEYSELLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARKADAŞLIK/DOSTLUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 April | 16:08 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/6702(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
(

ARKADAŞ-SEVGİLİ OLABİLMEK

Kişi, bazen arkadaşlarına sevgili gibi davranıyor. Sahipleniyor, kıskanıyor ama gırtlağına çökmeden. Tatlı tatlı flört ediyor ama sınırları aşmadan. Birlikte gülmekten ölüyor, çok ama çok eğleniyor, dağıtıyor, yerlere düşüyor, gecenin cılkını çıkarıyor ama o arkadaş ya, sevgili değil ya, hiç sorun olmuyor. Her şeyi konuşuyorlar, pek fazla sansür uygulamıyor, sürekli anlatıyorlar, fazlasıyla ilgili oluyor; kulaklarını kocaman kocaman açıp, dinliyor. En önemlisi de büyük bir coşkuyla sonsuza kadar yapılan işler üzerine konuşabiliyorlar, çünkü iş paylaşılabiliyor, birlikte benzer işler üretiliyor. Müthiş bir "zevkle" dedikodu yapabiliyor, hatta kendi karısını, kocasını, sevgilisini bile çekiştirebiliyor. Arkadaşlık, bu açıdan kişinin yaşamını sürdürebilmesi için büyük bir avantaj oluyor.

Ama kişiler, sevgilisine her zaman arkadaş gibi davranamıyor. Bir kere, eleştiriler, haliyle bu kadar net dile getirilemiyor. Sevgiliyle bir arkadaşla konuşulduğu gibi her zaman rahat da konuşulamıyor. Tehlikeli sularda dolaşmaktan kaçınmak gerekiyor. Çünkü sonuçları var bunun, bedelleri var bunun, ödemek gerekiyor, burnundan fitil fitil getirebilir, dikkatli olmak gerekir, çünkü sevgililik onuru yaralanıyor. Kişiler, sevgiliyken, evliyken çok daha duyarlılaşıyor. En küçük davranışa bile "Bana bunu nasıl yapar?" oluyor. Oysa arkadaşının kaldırabileceği sınırlar çok daha geniş. Kişi, her zaman sevgiliyi dinlemek de istemiyor. Tüm gün başkalarını dinlemiş olduğundan sıkılmış oluyor, gına gelmiş oluyor. Ya da öteki, seni dinlemek istemiyor. Eve bir sessizlik çöküyor, "Tetiği ilk kim çekecek?" diye gergin bir bekleyişe giriliyor. Bir de tabii sevgiliyle ya da kocayla sabahlara kadar zıplanıp eğlenilemiyor. Kalabalık içinde işin içine baskalarının ne düşüneceği girdiğinden gerilim artıyor, "biz"i düşünmekten "ben" karambole gidiyor.

Sevgiliyle başka bir koza yaratılıyor, o koza içine giriliyor. Hiç itirazım yok, o da güzel ama ayrı kategorilerdeki ilişkiler gibi sanki: Arkadaş olunca başka şeyler paylaşılıyor, sevgili ya da evli olunca başka şeyler paylaşılıyor. Bana daha iyisi, bu iki kategoriyi birleştirebilmek gibi geliyor. Bunun ideal bir şey olduğunu düşünüyorum: Arkadaş-sevgili olabilmek. Hem arkadaşın, hem de sevgilin gibi olabileceğin biri, hem arkadaşlığı, hem de sevgililiği paylaşabileceğin biriyle üretmek, gülmek, ağlamak, konuşmak, çekiştirmek çok daha heyecan verici geliyor. Kolay bir şeyden söz etmiyorum tabii. Arkadaş gibi zamanı geldiğinde geri çekilebilmek, uygun düştüğünde de sevgili gibi saldırabilmek, bu iki rolü birbirine karıştırmadan oynayabilmek her baba yiğidin harcı değil. Ama yapabilenler de yok değil. Yapabilenler mutluluğu ve güzellikleri yakalayabiliyor.



DEĞERİNİ/Zİ BİLİN!

Kırlangıç, birine âşık olmuş.

Penceresinin önüne konmuş, tüm cesaretini toplamış, tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra....

Küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş.

Tık...tık...tık...

Adam, cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle ugraşıyormuş. Bir meşgulmüş, bir meşgulmüş! Kimmiş onu işinden alıkoyan?

Minik bir kırlangıç!

Heyecanlı kırlangıç, telâşını bastırmaya çalışarak, deriiin bir nefes almış, şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış:

- Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini, niçinini sorma! Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.

Adam, birden parlamış.

- Yok daha neler?

- Durduk yerde sen de nereden çıktın şimdi? Olmaz alamam! demiş.

Gerekçesi de sersemceymiş:

- Sen kuşsun! Hiç kuş, insana âşık olur mu?

Kırlangıç, mahçup olmuş. Başını önüne eğmiş. Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha denemiş:

- Adam, adam! Haydi aç artık şu pencereni. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam.

Adam kararlı ve ısrarlı:

- "Yok, yok! Seni içeri alamam" demiş. Biraz da kabaymış, sözü kısa kesmiş:

- İşim gücüm var, git başımdan!

Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç, son kez adamın penceresine gelmiş:

- "Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü, ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz, bak hem sen de yalnızsın! Yalnızlığını paylaşırım..." demiş.

Bazıları, gerçekleri duymayı sevmezmiş. Adam bu yalnızlık sorununa içerlemiş. Pek sinirlenmış.

- Ben yalnızlığımdan memnunum demiş. Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş.

Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendine itiraf etmiş:

- "Hay benim akılsız başım!" demiş.

- Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim? Şimdi böyle kös kös oturacağıma, zevkli vakit geçirirdik birlikte.

Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş:

- Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir yaşam sürerim.

Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş. Ama... Onunki hiç görünmemış!

Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş!

Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış. Sonunda danışmak ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş.

Olanları anlatmış. Bilge kışi, gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:

- Kırlangıçların ömrü altı aydır...

* * * * *

Yaşamda bazı fırsatlar vardır, sadece bir kez elimize geçer ve değerlendiremezsek uçup gider.

Yaşamda bazı kişiler vardır, sadece bir kez karşımıza çıkar, değerini bilemezsek kaçıp gider. Ve asla geri gelmez. )

- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/değil ÖZGÜL/LÜK
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 May | 15:09 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/349(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan. | Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. | Çeviri olmayan, asıl olan. İLE/VE/DEĞİL Bir türle ilgili, bir türe ait. )

- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/değil ÖZGÜL/LÜK
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 May | 15:09 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/349(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( ÖZGÜL AĞIRLIK: Bir nesnenin, 1 cm³ oylumundaki parçasını ağırlığı. [Sadece suyun özgül ağırlığı, 1'dir.]

Özgül Ağırlık...

Özgül sözcüğü, Türkçede "kendine özgü", "özellikle o var olana ya da duruma ait" anlamında kullanılır. Fizikte ise bir niceliğin, belirli birim kütleye ya da oyluma düşen oranını tanımlar.

Özgül Ağırlık Tanımı

Özgül ağırlık, bir nesnenin birim oylumunun ağırlığıdır.

  • Tanım: 1 cm³ hacmindeki bir nesnenin ağırlığıdır.
  • Birim: g/cm³ ya da N/m³ [Newton m³]

SI birim düzeninde, "ağırlık" yerine "kütle" temel alınır. Bu yüzden, özgül ağırlık, çoğu zaman, yoğunlukla karıştırılır.

Su, Neden Referans Alınır?

  • 1 atmosfer basınç [deniz seviyesi] ve 4°C'de, 1 cm³ suyun kütlesi yaklaşık 1 gramdır.
  • Bu nedenle, suyun yoğunluğu, bu sıcaklıkta, 1 g/cm³ olur.
  • Bu sıcaklık ve yoğunluk, özgül ağırlık ölçümleri için kaynak/dayanakça kabul edilir.

Su, sıcaklığa bağlı olarak yoğunluk değiştirir. Örneğin 20°C’de yoğunluğu, yaklaşık 0.998 g/cm³'tür.

Özgül Ağırlık ile Yoğunluk...

  • Yoğunluk (ρ): Kütle / Oylum (kg/m³)
  • Özgül Ağırlık: Ağırlık / Oylum (N/m³)

Öteki Nesnelerin Özgül Ağırlığı...

  1. Belirli bir oylumda nesne alınır.
  2. Tartılarak ağırlığı ölçülür.
  3. Ağırlık / oylum oranı hesaplanır.
  4. Su ile karşılaştırılarak göreli özgül ağırlık belirlenebilir.
Nesne Yaklaşık Özgül Ağırlık (g/cm³)
Su (4°C)1.00
Buz0.92
Alüminyum2.70
Demir7.87
Kurşun11.34
Cıva13.60
Altın19.30
Hava (20°C, deniz seviyesi)0.0012
)

 

 



 

 


 

 

( Bugün [09 May 2025] itibariyle
Son harfi ...K'larda,
14203 yeni ekleme, 16191 katkı
)



--MEK ile/ve/||/<> -LİK



-... "ŞANSI" YOK değil ... OLASILIĞI/OLANAĞI YOK



-... BİÇİMİNDE DÜŞÜNMEK ile ... BİÇİMİNDE BAKMAK



-... BİÇİMİNDE:
OLSA/OLMASI GEREK ile OLMALI!



-... BİLMİNİ BİLMEK ile/ve/değil/yerine (EN AZINDAN) ... BİLMİNİN SONUÇLARINI BİLMEK



-... GİBİ HİSSETMEK ile/ve "O OLMAK"



-... GİBİ ile/ve ...YA BENZEMEK



-... GÖRÜNMEK ile/ve OLMAK



-... İLE BAŞ ETMEK ile MÜCADELE ETMEK



-... İLE BURUN BURUNA GELMEK ile KIÇ KIÇA YATMAK



-... İLE SINIRLI OLDUĞUNU:
DİLE GETİRMEK ile/ve/||/<> ANIMSATMAK



-... KEMAL:
NAMIK ile YAŞAR ile ORHAN

( 21 Aralık 1840 - 02 Aralık 1888 İLE 15 Eylül 1914 - 02 Haziran 1970 İLE 06 Ekim 1923 - 28 Şubat 2015 )


-... KURMAK ile/ve/||/<>/> ... OLUŞTURMAK



-... NIN ÂLEMİ YOK ile ...NIN GEREĞİ YOK



-... OLABİLİR ile/ve ... OLSA GEREK ile/ve ... OLMALI



-... OLANAĞI ..:
SUNMAK ile/ve/||/<> TANIMAK



-... OLARAK GÖRMEK ile ... OLARAK KABUL ETMEK



-... OLARAK ile/değil/yerine ... OLARAK DA



-... OLARAK ile/yerine/değil ... SIFATIYLA



-... OLMAMALI ile/değil ... OLMASA GEREK



-... OLMASINI BİLMEK değil ... OLDUĞUNU BİLMEK



-... OLUNABİLİNECEK değil OLUNABİLECEK



-... SAĞLAMAK ile ... SUNMAK



-... YAPMAYA ÇALIŞMAK ile/ve/değil/yerine ÇABA



-...:
KAYNAK/LI/LIK ile/ve/||/<> ODAK/LI/LIK ile/ve/||/<> AMAÇ/LI/LIK ile/ve/||/<> HEDEF/Lİ/LİK ile/ve/||/<> TEMEL/Lİ/LİK



-...:
OLARAK GÖRMEMEK ile/ve/||/<>/< KABUL ETMEMEK



-...'LARI:
SAYMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SIRALAMAK



-...'NIN EVİNDE YAŞAMAK ile/yerine ...'NIN EVİNDE KALMAK



-...'YA BAŞVURMAK ile/ve/||/<> ...'DAN YOLA ÇIKMAK/HAREKET ETMEK



-...'YA DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/<> ...'YA ATIFTA BULUNMAK



-...'YA GEREK YOK ile/değil/yerine ... YETERLİ



-...'YA İLİŞKİN ile/ve ...'YA YÖNELİK



-...'YA KARŞI ile/ve/değil ...'YA YÖNELİK



-...'YA SIĞMAYACAK ile/değil ... İLE SINIRLANDIRIL(A)MAYACAK



-...'YA:
DÖNEN ile/değil DÖNÜK



-...'YA/NA:
DAYANARAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜVENEREK



-...'YI DUYMUŞ OLMAK ile ...'YI DUYMAMIŞ OLMAK



-...'YI GÖRMÜŞ OLMAK ile ...'YI GÖRMEMİŞ OLMAK



-...'YI OKUMUŞ OLMAK ile ...'YI OKUMAMIŞ OLMAK



-...'YI SORMAMAK ile/ve/||/<>/> ...'YA BAKMAMAK



-...'YI:
"UZATMAK" ile/değil/yerine SÜRDÜRMEK



-... değil BEŞİBİRLİK



-...DAN KALKARAK ile ...DAN HAREKET EDEREK



-...DAN ŞÜPHE ETMEK ile ...NIN UZAK GELMESİ



-...DIR ile ...'YA İŞARET ETMEK



-...DIR ile/ve/değil/yerine ...LIK



-...DIR değil/yerine OLANAKLI/LIK



-...İZM ile İNDİRGEMECİLİK



-...LIK HİSSETMEK ile ...LAŞMAK



-...MELİ/MALI ile/değil/yerine OLSA GEREK



-...MIŞ GİBİ ile/değil VARSAYMAK



-...SIZ ile YOK



-...YA DÖNÜK ile/ve/değil ...YA YÖNELİK



-...YA ERİŞMEK ile ...YA VÂKIF OLMAK



-...YI/UYUMU:
GÖSTERMEK ile/ve/||/<>/> GÖRMEYİ ÖĞRETMEK



-"İDARE ETMEK" ile YETİNMEK



-"IRKÇI/LIK" ile/ve/değil/<> OYMAKÇI/LIK / KABİLECİ/LİK



-"KENDİMİ TANIYORUM" YANILGISI değil/yerine KENDİNİ TANIMAK



-(AĞIZDA) 30 SN. ile/yerine (MİDEDE) 2,5 SAAT'E ÖNEM/DEĞER/ÖNCELİK VERMEK



-(AYNI/FARKLI) HATALAR İÇİN:
"KİMSEYE GÜVENMEMEK" ile/değil/yerine İKİ KEZ GÜVENMEMEK



-(B)İLİM ve/||/<> ZİKİR ve/||/<> AŞK

( Aklın gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Sözün gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Gönlün gereği/terbiyesi/zekâtı. )


-(BAZI) TROPİKAL MEYVELERİN[AVOKADO, MANGO, KİVİ VB.] YUMUŞATILMASINDA:
PİRİNCİN İÇİNE YATIRMAK ve/||/<> BUZDOLABININ ÜSTÜNE KOYMAK



-(BİRİNİ, BİR ŞEYİ) "GÜZEL BULMAK" ile/değil/yerine GÜZELİ BULMAK

( Yanılabilirsin. İLE/DEĞİL/YERİNE Yanılmazsın. )


-(DİYELEKTİK değil/değil/yerine/= DİYALEKTİK) değil/değil/yerine/= EYTİŞİM(SEL)



-(GERÇEKTEN) İSTEMEK ve/+/||/<>/> EMEK ve/+/||/<>/> YEMEK



-(HERŞEYE) BURNUNU SOKMAK/SOKUYOR OLMAK ile/ve (HERŞEYE) MAYDANOZ OLMAK



-(not WRITE WITH PENCIL/INK) WRITE IN PENCIL/INK



-(OLABİLDİĞİNCE) ÖNLERDE OTURMAK ile/ve (OLABİLDİĞİNCE) ARKALARDA VE ORTALARDA OTURMAK

( Tiyatroda. İLE/VE Sinemada ve konserlerde. )


-(SEVDİĞİN)(BİR ŞEYİ)TOK KARNINA YEMEK ile/yerine AÇKEN (KARARINCA) YEMEK



-(SORUN:
) "İNANMAK/İNANMAMAK" değil KAYITSIZLIK



-(TİMUR) LENK

( TOPAL (TİMUR) )


-(UZUN SÜRE) OTURMAK yerine BİSİKLET



-(YETERİNCE) SU İÇMEYİ:
UNUTMAMAK ve/||/<> ATLAMAMAK ve/||/<> ERTELEMEMEK



-["DURUMU"] KABUL ETME(ME)K ile KABULLENME(ME)K

( TEK ELİNİ KALDIRMAK ile İKİ ELİNİ BİRDEN KALDIRMAK )


-[ANLAM BAKIMINDAN] SÖZ/LÂFIZ:
HAS ile/ve/||/<> ÂAM ile/ve/||/<> MÜŞTEREK ile/ve/||/<> MÜNKER



-[Ar.] MIZRAK ile HARBE

( Uzun saplı ve sivri demir uclu silah. İLE Kısa mızrak. | Harbi. )


-[Ar.] ŞAKIRRÂK/ŞIKIRRÂK ile ŞAKRAK



-[Ar.] SANDIK ile SANDUKA

( İçine türlü şeyler konulan, tahtadan, dört köşe, kapaklı ev eşyası. | Bir kurumda, para alınıp verilen yer. | Banka. | Yapılarda, kum, çakıl gibi şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü. | Mahalle tulumbacılarının, omuzda taşıdıkları, sandık biçimi tulumba. İLE Mezarın üzerine yerleştirilmiş, tabut büyüklüğünde tahta ya da mermer sandık. )


-[Ar.] ZİRÂ ile ZİRÂ-İ A'ŞÂRÎ ile ZİRÂ-İ AMME ile ZİRÂ-İ KİRBÂSÎ ile ZİRÂ-İ KİSRÂ/MELİK ile ZİRÂ-İ MESAHA ile ZİRÂ-I Mİ'MÂRÎ ile ...



-[ASLOLAN] DÜZÜŞMEK SEVİŞMEK!



-[Bir bilgiye/konuya]:
SAHİP OLMAK ile HÂKİM OLMAK



-[BİR ŞEYİ] BİLMEK ile [BİR ŞEYDEN] ANLAMAK



-[BU/ŞU/O] ANLAMI:
"TAHSİL ETMEK" ile/ve/||/<>/>/< ZEVK ETMEK



-[daha önce] "ALTINI ÇİZMEK(/ÇİZDİKLERİMİZİN)" ile/ve/değil/yerine/sonra/||/<>/< ÜSTÜNÜ ÇİZMEK



-[DELETE] TUŞUYLA SİLMEK ile/+ [SHIFT + DELETE] TUŞUYLA SİLMEK

( Çöp kutusuna atar. Geri alma şansı vardır. İLE Bilgisayara bir kayıt bırakmaksızın siler. Geri alma şansı yoktur. Çok dikkatli olunması gerekir. )


-[Fr. < Yun.] MENİSK ile MENİSK

( Bir yüzü içbükey, öbür yüzü dışbükey olan mercek. İLE Bazı eklemlerde, kemik arasında bulunan kıkırdak bölüm. )


-[Fr.] DÜK ile GRANDÜK

( Büyük bir düklüğün egemenine verilen ad. | Çarlık Rusya'sında, prenslere verilen ad. )


-[Fr.] OLEİK ile OLEİN ile OLEFİN

( Yağlarda, gliserin ile birlikte bulunan, rengi, kokusu, tadı olmayan, 4 °C'de billur durumunda katılaşan sıvı bir madde. İLE Sıvı yağlarda ve margarinlerde bulunan oleik asidin bir esteri. İLE Etilen gibi yapısına başka bir öğe ya da kök sokulabilen, karbonlu hidrojenlerin genel adı. )


-[Fr.] PALMİTAT ile PALMİTİK ile PALMİTİL ile PALMİTİN

( Palmitik asidin tuzu ya da esteri. İLE Doymuş bir yağ asidi CH3-(CH2)14-CO2H ve bu asitten türeyen bileşikler için kullanılır. İLE Palmitik asitten türeyen C13H31-CO formülündeki tek değerli kök. İLE Gliserinin, palmitik esteri. )


-[gökbilim] FAKÜL[Fr.] değil/yerine/= BENEK



-[hem, ne] ENGEL ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de/||/<>/> KAYNAK

( [hem, ne] Kendimizden başka yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/NE DE/||/<>/> Kendimizden başka yoktur. )


-[hem] ANLA(YA)MAMAK ile/ve/<>/değil/hem de KABUL ETMEMEK/EDEMEMEK



-[hem] BİLMEK ile/ve/||/<>/>/</=/hem de YAPABİLMEK

( Bilmek, yapabilmektir! )


-[hem] BİLMEK ile/ve/||/<>/>/</=/hem de YAPABİLMEK

( Bildiklerimiz, yapabildiklerimizdir. )


-[hem] BİLMEK ile/ve/hem de/||/<>/> YAPMAK

( Yapmak, onu bildiğini göstermektir. )


-[hem] BİLMEK ile/ve/hem de/||/<>/> YAPMAK

( Bilmek, yapabilmektir. )


-[hem] BİLMEK ile/ve/hem de/||/<>/> YAPMAK

( Kişi, bildiklerini, yönetir/yönetmelidir: bilmedikleri tarafından yönetilir. )


-[hem] BİLMEK ile/ve/hem de/||/<>/> YAPMAK

( [ne yazık ki]



- Yapabilen istemiyor,
- İsteyen yapamıyor,
- Bilen yapmıyor,
- Yapan bilmiyor ve
Dünya böyle kötüye gidiyor...

Ascoli Piceno, İtalya [1529] )


-[KAMUSAL MAL'DA] KÖY ORTA MALLARI:
OTLAK ile/ve/||/<> YAYLAK ile/ve/||/<> KIŞLAK ile/ve/||/<> BALTALIK



-[KANT'TA] KRİTİK:
ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<>/< SINIR ÇİZMEK



-[NE YAZIK Kİ]
GÜVENEMEMEK ile/ve/||/<>/> KESTİREMEMEK



-[ne yazık ki]
!"BİRBİRİNE DÜŞMEK" değil/yerine/>< BİRBİRİNİ DÜŞÜNMEK



-[ne yazık ki]
"KENDİNDE":
!AYRICALIK/ÖNCELİK ("ARAMAK"/"BULMAK") ile !"ÖLÜMSÜZLÜK" ZANNETMEK ile !EGEMENLİK "KURMAK"

( Adâletten en uzakta olanların, en bilgisiz olanların ve kendinin en yüksekte olduğunu zannedenlerin, "kabul" ya da dayatmaları... )


-[ne yazık ki]
SEVGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLETİŞİMSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLGİSİZ/LİK

( [kişileri] Geçimsiz yapar. İLE/VE/||/<> Birbirine düşman eder. İLE/VE/||/<> Güzellikleri yok eder. )


-[ne yazık ki]
SEVGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLETİŞİMSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLGİSİZ/LİK

( [ne yazık ki] Bireyleri sevemeyenler, "insanlık" kavramına sığınır... )


-[ne yazık ki]
ŞİŞMAN/LIK ve/||/<>/> PİŞMAN/LIK

( Ağzımızı tutmazsak. VE/||/<>/> Dilimizi tutmazsak. )


-[ne yazık ki]
TAGALLÜP[Ar.] değil/yerine/= ZORBALIK



-[ne yazık ki]:
FAİZ ve/||/<>/>/< BİLGİSİZLİK



-[ne yazık ki]
KONULARI/AYRINTILARI/OLAYLARI/SORUNLARI:
ABARTMAK ile SAPTIRMAK ile TIRMANDIRMAK



-[ne yazık ki]
!"FAŞİST/LİK" ile/değil/yerine !ZORBA/LIK



-[ne yazık ki]
!"IRKÇI/LIK" ile MİLLİYETÇİ/LİK



-[ne yazık ki]
!"KARALAMAK" ile/değil/yerine REDDETMEK



-[ne yazık ki]
!"KÜÇÜMSEMEK" ile/ve/||/<>/> KÜÇÜMSEDİĞİNE GEREKSİNİM DUYMAK/MUHTAÇ KALMAK

( Kapalı olan Antep fıstığını, bırakıp sonunda, o kapalı olanları açmaya çalışmak kadar komik, çaresiz ve vahim durumlara düşmemek için çoğu ufak/değersiz/yetersiz "görünen" şeyi ve kişiyi küçümsememek gerekir. )


-[ne yazık ki]
!"RAHAT"/LIK ve/||/<>/>/< !KAYITSIZ/LIK



-[ne yazık ki]
!AŞAĞILAMAK ile/ve/||/<>/> !ÖTEKİLEŞTİRMEK



-[ne yazık ki]
!ÇÖP ATMAK =/||/<> !"ÇÖP BIRAKMAK"



-[ne yazık ki]
!FAHİŞ/FUHUŞ ile/ve/||/<> !MURABAHA/TEFECİLİK

( Ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla. | Ahlâka ve törelere uygun olmayan. İLE/VE/||/<> Bir malı, çok fazla kârla satma. | Yasanın izin verdiği sınırdan aşkın faiz alma. )


-[ne yazık ki]
!HAKARET ETMEK ve/=/||/<>/> !YOK ETMEK



-[ne yazık ki]
!İFTİRA ile !İFK

( Birine, aslı olmayan bir suç yükleme. İLE Bir suçu, birine yükleme. )


-[ne yazık ki]
!IRKÇILIK ile/ve/<> !EŞEYSELCİLİK



-[ne yazık ki]
!SAVAŞLAR:
RASYONEL ile/ve/<> KİTLELERİN SEFERBER EDİLDİĞİ ile/ve/<> ASİMETRİK



-[ne yazık ki]
!TUZAK ile/ve/||/<> !KUNDAK



-[ne yazık ki]
!ZULM ile/ve/||/<> !DALKAVUKLUK

( [ne yazık ki] "Küçük gördüklerine." İLE/VE/||/<> "Büyük gördüklerine." )


-[ne yazık ki]
"ARSIZ/LIK" ile/değil ACIMASIZ/LIK

( Arsız, "güçlü" olunca, haklıyı, suçlu çıkarır. )


-[ne yazık ki]
"AZ İLE YETİNME(ME)K" ve/||/<>/> ÇOK'U BUL(AMA)MAK



-[ne yazık ki]
"BİLDİĞİNİ OKUMAK" ile/değil/yerine/>< GÖRDÜĞÜNÜ OKUMAK

( Gördüğünü okumaya çalışmamak/çalışmayan, bildiğini okumaya neden olur/devam eder. )


-[ne yazık ki]
"BİLİNMEYEN CENNET"
ile/"değil"/"yerine"
"BİLİNEN CEHENNEM"İ YEĞLEMEK



-[ne yazık ki]
"BİRİLERİNİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEK" ile/ve/||/<> "HIRSIZA, YOL GÖSTERMEK" ile/ve/||/<> DEĞİRMENİNE SU TAŞIMAK



-[ne yazık ki]
"ÇOK BİLMEK" ile/ve/||/<>/> ÇOK YANILMAK



-[ne yazık ki]
"ÇOK FAZLA BİLMEK" =/< YETERİNCE VE YETKİN BİLMEMEK



-[ne yazık ki]
"GÖZÜNDE BÜYÜTMEK" ve/||/<>/> GERÇEKLEŞME OLASILIĞINI DÜŞÜRMEK



-[ne yazık ki]
"KAHRETMEK" ve/||/<>/> KAYBETMEK



-[ne yazık ki]
"KAYGILARIMIZA" BOYUN EĞMEK
ve/=/||/<>/>
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE SIRT ÇEVİRMEK



-[ne yazık ki]
"KEYFİ/Nİ YAŞAMAK" ile/ve/değil/||/<>/>/< KEYFİ/Nİ (VE KENDİNİ) DAYATMAK



-[ne yazık ki]
"KEYFÎLİK" ile/değil/yerine GÖRELİLİK



-[ne yazık ki]
"KEYFİNİ SÜRMEK" ile/ve/||/<>/> EZBERİNİ YAŞAMAK/DAYATMAK



-[ne yazık ki]
"KOKULU" ŞAMPUANLARLA:
"YIKANMAK" değil KİRLENMEK/KÖTÜ/AĞIR KOKMAK



-[ne yazık ki]
"KÜÇÜK ŞEYLERİ KONUŞMAMAK" ve/||/<>/>/ne yazık ki BÜYÜK ŞEYLERİ KONUŞAMAMAK



-[ne yazık ki]
"PAY KAPMAYA ÇALIŞMAK" değil/yerine HAK ETMEK



-[ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLI/LIK" ve/||/<>/>/< HİLEKÂR/LIK



-[ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLILIK/MERKEZLİLİK" ile/ve/||/<>/>/< TERBİYESİZLİK



-[ne yazık ki]
"SÖZÜ/SORUYU, TARTMADAN SÖYLEMEK" ve/||/<>/> ALACAĞIN YANITTAN İNCİNMEMEK



-[ne yazık ki]
"TEPKİ" ile/değil/></< YANIT VEREMEMEK

( Yanıt veremeyen, tepki verir. )


-[ne yazık ki]
"TRENİ/OTOBÜSÜ KAÇIRMAK" ile/ve/değil/||/<>/< DOĞRU DURAKTA VE ZAMANINDA BULUNMAMAK



-[ne yazık ki]
"YOKUŞA SÜRMEK" ile/ve/<> "BİN DEREDEN SU GETİRTMEK" ile/ve/<> "ENSESİNDE BOZA PİŞİRMEK"["kafasında" değil!] ile/ve/<> "TOPU, TACA ATMAK" ile/ve/<> TRİBÜNLERE OYNAMAK ile/ve/<> İPE UN SERMEK



-[ne yazık ki]
(")GECİKEN/GECİKMİŞ ADÂLET(") =/||/> ADÂLETSİZLİK



-[ne yazık ki]
(ÇOK) BENCİL/LİK değil/yerine/>< (ÇOK) BİLGİ(Lİ/LİK)

( Ne kadar bilgi, o kadar az bencillik; ne kadar az bilgi, o kadar çok bencillik. )


-[ne yazık ki]
(FAZLA) ŞIMARTILAN ÇOCUK ve/||/<>/> KENDİNDEN NEFRET EDEN ÇOCUK



-[ne yazık ki]
[ne] "SÖZ DİNLEMEK" ile/ve/ne de/||/<>/< RİCÂ TANIMAK



-[ne yazık ki]
ACELECİLİK ile/ve/||/<> DAYATMA



-[ne yazık ki]
AĞIZ, DOLUYKEN KONUŞMAK ile/ve/=/||/<> ZİHİN, BOŞKEN KONUŞMAK



-[ne yazık ki]
ALAY ETMEK ile/ve/||/<> DALGA GEÇMEK



-[ne yazık ki]
ASIKYÜZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GÜLÜMSEMEK

( Gülümsemesini kaybeden kişi, herşeyini kaybetmiştir. )


-[ne yazık ki]
ASIKYÜZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GÜLÜMSEMEK

( A person, who has lost their smile, has lost everything. )


-[ne yazık ki]
ASIKYÜZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GÜLÜMSEMEK

( Dünyanın en kötü görüntüsü/manzarası. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dünyanın en hoş/harika görüntüsü/manzarası. )


-[ne yazık ki]
AŞIRI DOYUM ve/||/<>/> KÜSTAHLIK



-[ne yazık ki]
AYRIMCILIK ile/ve/||/<> NEFRET



-[ne yazık ki]
AYRIŞ(TIR)MAK ile ÖTEKİLEŞ(TİR)MEK



-[ne yazık ki]
AYRIŞ(TIR)MAK ile/ve/<> YABANCILAŞ(TIR)MAK



-[ne yazık ki]
BAĞIMLI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLI/LIK



-[ne yazık ki]
BAĞNAZ ile/ve/||/<> AHMAK ile/ve/||/<> KÖLE

( [Mantık ...] Yürütmeyen. İLE/VE/||/<> Yürütemeyen. İLE/VE/||/<> Yürütmekten korkan. )


-[ne yazık ki]
BANKA AÇMAK ile/ve/||/<> BANKA SOYMAK

( Bir banka soymak, bir banka açmaktan daha büyük bir suç değildir. )


-[ne yazık ki]
BASİRETSİZLİK ve/||/<>/> İHÂNET

( Sorumluları "yoksa". VE/||/<>/> Sorumluları bulunamaz. )


-[ne yazık ki]
BASKICI/LIK ile/ve/||/<> DAYATMACI/LIK



-[ne yazık ki]
BEKLENTİ ile/ve/değil/yerine/> ANLAMDAN/DEĞERDEN UZAK DÜŞMEK



-[ne yazık ki]
BENCİL/LİK ile/ve/<>/değil SORUMSUZ/LUK



-[ne yazık ki]
BENCİLLİK ile/ve/değil/||/<>/< KEYFİLİK



-[ne yazık ki]
BENCİLLİK ile/ve/||/<>/> NEFRET VE DÜŞMANLIK



-[ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( Ayrık ve bitişik 'de/da'ları, "ki'leri, "mi'leri, gerektiği gibi yaz(a)mayan/yayınlamayanların, görüntü kirliliği yaratanların "tutumu". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yazım kurallarına uyarak ve noktalamalara özen göstererek, okuyuculara ve dilimize saygı gösterenlerin, görüntü kirliliği yaratmayanların tutumu. )


-[ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( )


-[ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( )


-[ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( )


-[ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( )


-[ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( )


-[ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( )


-[ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( )


-[ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( )


-[ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( )


-[ne yazık ki]
BEYAZ DONLA YÜZMEK ile/değil/yerine/>< MAYO/ŞORT İLE YÜZMEK

( )


-[ne yazık ki]
BEZDİRİDE/YILDIRMADA/MOBBING'DE:
AMAÇLILILIK ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK ile/ve/||/<> DÜZENLİLİK



-[ne yazık ki]
BİLGİSİZ/LİK / CEHÂLET ve/||/<> ACIMASIZ/LIK



-[ne yazık ki]
BİLGİSİZLİK SÜRECİ VE SONUCU:
DEMOKRASİ ile/ve/||/<>/> OLİGARŞİ ile/ve/||/<>/> TİRANLIK



-[ne yazık ki]
BİLMEMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖNEMSEMEMEK



-[ne yazık ki]
BÜYÜK SORUN/YANILSAMA:
"ACI ÇEKMEMEK" ve/||/<>/>/< "KENDİMİZİ KANDIRMAK" / KANDIRDIĞIMIZI/KANDIRABİLECEĞİMİZİ ZANNETMEK



-[ne yazık ki]
CENDEREYE ALMAK SOKMAK ile/ve/<> KISKACINA ALMAK



-[ne yazık ki]
ÇOK ile/değil/>< AZ

( Sözcük. İLE/VE/DEĞİL/||/>< Anlam.
"Yargı". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Adâlet.
Geveze. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Konuşan.
Sevişen. İLE/VE/DEĞİL/||/>< Seven.
Yürüyen. İLE/VE/DEĞİL/||/>< İlerleyen. )


-[ne yazık ki]
ÇOK ile/değil/>< AZ

( "Yetmez." İLE/DEĞİL/>< Yeter. )


-[ne yazık ki]
DAĞITMAK/DAĞILMAK ile/ve/||/<> SAVURMAK/SAVRULMAK



-[ne yazık ki]
DALLAMA/LIK ile/ve/||/<>/> DALYARAK/LIK



-[ne yazık ki]
DAYATMA ve/||/+/<>/> ZORBALIK



-[ne yazık ki]
DAYATMAK ile/ve/değil/||/<>/< KANDIRMAK



-[ne yazık ki]
DEVİNİMSİZLİK ile/ve/değil DEĞİŞMEZLİK



-[ne yazık ki]
DOĞRU OLDUĞUNU BİLDİĞİN HALDE, YAPMAMAK ile/ve/<> YANLIŞ/HATALI/EKSİK OLANI, BİLMENE KARŞIN, YAPMAK



-[ne yazık ki]
DÜŞMAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KARŞIT/LIK



-[ne yazık ki]
DÜŞÜLEN YALNIZLIK ile/ve/değil/yerine YEĞLENİLEN YALNIZLIK

( Çürütür/eritir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Olgunlaştırır/geliştirir. )


-[ne yazık ki]
DÜŞÜNEMEMEK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ADLANDIRAMAMAK/ANLAMLANDIRAMAMAK



-[ne yazık ki]
EN BÜYÜK YANILGILARDAN BİRİ(/İKİSİ):
DİZİLERİ, GERÇEK SANMAK ile/ve/||/<>/> GERÇEK YAŞAMI, DİZİ SANMAK

( 44 yaşında...

Komedyen...

Ülkenin en çok seyredilen dizisinin başrol karakteriydi.

Dizinin adı “Halkın Hizmetkarı”

Başkan rolünde o vardı.

Dizi ekrana geldiği gece tüm Ukrayna nefesini tutuyor televizyona yapışıyordu.

Ahali kahkahadan yerlere seriliyordu.

Genç komedyen çok sevildi.

Dizi çok tuttu.

Adı Volodomir Zelenski'ydi.

***

Dizi o kadar çok tuttu ki...

Sonra siyasi partiye dönüştü.

Evet... Gülmeyin... Vallahi öyle oldu.

“Halkın Hizmetkarı Partisi” kuruldu.

Komedyen abimiz Volodomir Zelenski partinin kurucusu oldu.

Her şey bir komedi dizisi tadında ilerliyordu.

Seçimler geldi çattı.

Komedyen Zelenski, girdiği ilk seçimde oyları silip süpürdü.

450 sandalyelik Ukrayna Parlamentosu'nun yarıdan fazlasını kazandı.

Başkanlık seçiminde ise 2. Turda oyların yüzde 73.22'sini aldı.

***

Ukrayna'nın artık genç bir komedyen başkanı vardı.

Geldik bugüne...

***

Bir komedyenle bir istihbaratçı karşı karşıya gelirse...

Sizce savaşı kim kazanır?

Gülümsediğinizi görüyorum... Cevaba gerek yok.

Ukrayna Rusya geriliminin giriş sahnesini hep beraber yaşadık.

Bir yanda bir dizinin pop rüzgarıyla kendini başkanlık koltuğunda bulmuş tecrübesiz bir genç adam...

Karşısında KGB disiplini ve kurmay zekasıyla yetişmiş duygusuz tavizsiz bir istihbaratçı kurt...

Çok fazla düşünmeye gerek yok sanırım.

***

Artık güvenlik ülkelerin vazgeçilmez şartıdır.

Dünya'da bu işe uyanan devletler işi şansa bırakmıyor.

İstihbarat kökenli liderlere yönetimi veriyorlar.

***

Putin'i anlatan 4 bölümlük belgesel var.

İzleyin derim...

Adı “Putin İnterviews”

O belgeselde yönetmen Oliver Stone, Putin'in korumalarını merak ediyor...

Diyor ki “Sizin kişisel güvenliğinizi kim sağlıyor?”

Putin “Castro'dan bana kalan nasihat şuydu. Sakın kendi güvenliğini başkasının kontrolüne bırakma. Ben de o yüzden tüm koruma ve güvenliğimle bizzat ilgilenirim. Bu sayede halen ayaktayım. Ne dersin?”

Putin bir devlet başkanı ama halen bir istihbaratçı gibi yaşıyor.

Tıpkı KGB yıllarındaki gibi az konuşan, duygusallığa asla prim vermeyen ve hedefine doğrudan odaklı.

Tabi biraz da acımasız.

Yeni kuramlar geliştiriyor... Artık adıyla anılan bir doktrin var.

Güvenlik ve savunma konusunda eşi benzeri görülmemiş bir konsept geliştirdi.

Kendinden kat be kat güçlü düşmanını onun gücünü kullanarak yenme...

Judodan esinlendim diyor.

Judoda karşındaki rakibin sıkletini avantaja çevirebilirsin...

Önce imkansız gibi gözüken bu doktrinin nasıl çalıştığını gördük.

Koca NATO çaresiz kaldı.

***

Şimdi... Almanya çılgın bir deneye hazırlanıyor.

Merkel sonrası kurulan yeni hükümette Dışişleri bakanlığı görevine Annalena Baerbock geldi.

Yeşiller partisinden... Aktivist...

Düşünün... Karşısında Lavrov... Arkasına almış Gerasimov'u, Şoyguyu... Bermuda şeytan üçgeni gibi bir üçlü...

Onlarla mücadele edecek, oyun kuracak kişi Baerbock...

İyidir... Hoştur... Nitelikli bir siyasetçi olabilir.

Kabul ederim.

Ama onun yeri burası değil. Yani Dışişleri Bakanlığı değil....

Kurtlar sofrası kurulmuş.

Ülke için ölüm kalım mücadelesi başlıyor.

Hümanist kimlikli bir siyasetçiden, şeytani bir kurmay akıl bekleyebilir miyiz?

Umarım ben yanılırım...

Ama hayat öncelikleri... Hayata bakış tarzı bambaşka olan Annalena Hanım Ukrayna benzeri bir tablo yaşatabilir Almanya'ya...

***

Uzun sözün kısası...

Günümüzde bir halkın düşeceği en büyük yanılgı... Tv dizilerini gerçek, gerçek hayatı ise dizi sanmasıdır.

“Halkın Hizmetkarı” komedisine yıllarca Ukrayna Halkı güldü.

Şimdi sıra Ruslarda... )


-[ne yazık ki]
EN KÖTÜ HUY ile/ve/||/<> EN BÜYÜK HATA ile/ve/||/<> EN BÜYÜK SAFLIK

( Bazılarının karşısında bile iyi olmaktan vazgeçememek. İLE/VE/||/<> Herkesi, kendimiz gibi zannetmek. İLE/VE/||/<> Her bir kişiye güvenmek. )


-[ne yazık ki]
EZBERE YAŞAMAK ve/||/<>/> KÖTÜLÜK



-[ne yazık ki]
GENELLEME ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK



-[ne yazık ki]
GÖRELİ YOKSULLUK ile/ve/||/<> MUTLAK YOKSULLUK ile/ve/||/<> İNSANİ YOKSULLUK



-[ne yazık ki]
GÜÇLÜNÜN "SAZINI ÇALMAK" ve/||/=/<> NAMUSSUZLUK

( Gerekçesi ne olursa olsun, güçsüze karşı güçlünün sazını çalmak, namussuz sayılmak için yeterlidir. )


-[ne yazık ki]
GÜÇLÜNÜN "SAZINI ÇALMAK" ve/||/=/<> NAMUSSUZLUK

( Namuslular da namussuzlar kadar cesur olmalı! )


-[ne yazık ki]
GÜRÜLTÜ ÇIKARMAK/KORNA ÇALMAK ile/değil/yerine/>< SUSMAK/SESSİZLİĞİ YEĞLEMEK

( [ne yazık ki] Bilgisizlik ne kadarsa o kadar çok ve yüksektir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilgelik ve zarâfet ne kadar derinse/yüksekse. )


-[ne yazık ki]
GÜVENSİZLİK ile/ve/||/<> BENCİLLİK ile/ve/||/<> AHLÂK

( )


-[ne yazık ki]
HAKKINI ARAMAK ve/||/<>/></> ZULÜM/ZALİM

( Bazı "kişilerin" nasıl zâlimleştiğini görmek istiyorsak, hakkımızı aramayı denemek yeterli olacaktır. )


-[ne yazık ki]
HAKSIZLIK ve/||/<>/>/< ÖFKE

( Haksızlık etme. öfkenle hareket etme! )


-[ne yazık ki]
HALKIN PARASINI, KENDİ ÇOCUKLARINA AYIRMAK değil/>< KENDİ PARANI, HALKIN ÇOCUKLARINA BIRAKMAK



-[ne yazık ki]
HAMAKAT/AHMAK ile/ve/||/<> İHANET/HAİN



-[ne yazık ki]
HERHANGİ BİR YERDEKİ ADÂLETSİZLİK ile/değil/yerine/> HER YERDEKİ ADÂLET

( Tehdit. İLE/DEĞİL/YERİNE/> Düzen. )


-[ne yazık ki]
HERHANGİ BİR YERDEKİ ADÂLETSİZLİK ile/değil/yerine/> HER YERDEKİ ADÂLET

( Herhangi bir yerdeki adâletsizlik, adâleti tehdit eder her yerde. )


-[ne yazık ki]
HERHANGİ BİR YERDEKİ ADÂLETSİZLİK ile/değil/yerine/> HER YERDEKİ ADÂLET

( Injustice anywhere is a threat to justice everywhere. )


-[ne yazık ki]
HIRÇIN/LIK ile/ve/||/<>/> ÇİRKEF/LİK



-[ne yazık ki]
HUKUKSUZ/LUK ve/> ACIMASIZ/LIK



-[ne yazık ki]
İHMAL ile/ve/<> İŞGÜZARLIK



-[ne yazık ki]
İKİ BÜYÜK YANLIŞ(IMIZ):
DÜŞÜNMEDEN HAREKET ETMEK ve/||/<> HİÇ HAREKET ETMEDEN, SADECE/BOŞ BOŞ "DÜŞÜNMEK"



-[ne yazık ki]
İKİ YANLIŞ!:
SUSULACAK YERDE, KONUŞMAK ve/||/<> KONUŞULACAK YERDE, SUSMAK



-[ne yazık ki]
İNAT ile/ve/||/<>/>< KAYITSIZLIK



-[ne yazık ki]
İNDİRGEMEK ile/ve/ya da/||/<>/>< REDDETMEK / YOK SAYMAK

( Üçünü de yapmadan düşünmek ve hareket etmek gerekmektedir. )


-[ne yazık ki]
İNSANLIK SUÇLARI:
SOYKIRIM ile/ve/||/<> İŞKENCE/ŞİDDET ile/ve/||/<> TERÖR ile/ve/||/<> NEFRET/DÜŞMANLIK ile/ve/||/<> IRKÇILIK ile/ve/||/<> KÖLELEŞTİRME ile/ve/||/<> İNSAN KAÇAKÇILIĞI ile/ve/||/<> ORGAN TİCARETİ ile/ve/||/<> BAĞIMLILAŞTIRMA

( Bağımlılaştırma - İnsanlık Suçu İlişkisi - Muharrem Balcı )


-[ne yazık ki]
İNSANLIK SUÇLARI:
SOYKIRIM ile/ve/||/<> İŞKENCE/ŞİDDET ile/ve/||/<> TERÖR ile/ve/||/<> NEFRET/DÜŞMANLIK ile/ve/||/<> IRKÇILIK ile/ve/||/<> KÖLELEŞTİRME ile/ve/||/<> İNSAN KAÇAKÇILIĞI ile/ve/||/<> ORGAN TİCARETİ ile/ve/||/<> BAĞIMLILAŞTIRMA

( * Kasten öldürme
* Kasten yaralama
* İşkence, eziyet ya da köleleştirme
* Kişiyi, özgürlüğünden yoksun kılma
* Bilimsel deneylere tâbi kılma
* Eşeysel saldırıda bulunma, çocukların eşeysel istismarı
* Zorla gebe bırakma
* Zorla fuhşa sevketme )


-[ne yazık ki]
İŞGÜZÂR/LIK ile/ve/<> BOŞBOĞAZ/LIK



-[ne yazık ki]
İSTEDİĞİN SÖZÜ SÖYLEMEK ve/||/<>/> İSTEMEDİĞİNİ DUYMAK

( "İstediğimiz sözü" söylersek, istemediğimiz sözü de duyarız/duymak zorunda kalırız. )


-[ne yazık ki]
KABA/LIK ile/ve/||/<>/> ACIMASIZ/LIK



-[ne yazık ki]
KALİFORNİYA SENDROMU:
HAZCILIK ile/ve/+/||/<>/> BEN MERKEZCİLİK ile/ve/+/||/<>/> YALNIZLIK ile/ve/+/||/<>/> MUTSUZLUK



-[ne yazık ki]
KAPİTALİZM ve/> BİLGİSİZLEŞMEK ve/> YOKSULLAŞMAK

( Kapitalizm, okudukça cahil bırakır; çalıştıkça fakirleştirir. )


-[ne yazık ki]
KARAMSAR/LIK ve/||/<> KARARSIZ/LIK



-[ne yazık ki]
KATI/LIK ile YILGAR/SATKIN/HAİN/LİK



-[ne yazık ki]
KAYIP ile KOPUK



-[ne yazık ki]
KAYPAK/LIK ile/ve/||/<> YAVŞAK/LIK



-[ne yazık ki]
KAZF-İ ...:
Bİ-TARÎK-İL KİNÂYE ile MUALLAK ile MUZÂF ile SARÎH

( Birine, kinâyî bir tâbir ile zinâ isnâd etmek.[Hadd cezasını gerektirmez.] İLE Bir koşula talik sûretiyle gerçekleşen hakaret.[Hadd cezasını gerektirmez.]["şuraya giden zânîdir" denilmedikçe] İLE Bir vakte izâfe sûretiyle gerçekleşen hakaret.[Hadd cezasını gerektirmez.]["şu hâneye girerse zânîdir" denilmedikçe] İLE Sarâhâtten zînâya müşir bir söz ile gerçekleşen hakaret.["Şu kişi, zânîdir" gibi.] )


-[ne yazık ki]
KENDİNE KARŞI OLMA ile/ve/değil/||/<>/< ANLAMSIZLIK



-[ne yazık ki]
KEYFÎ "DÜŞÜNMEK"/KONUŞMAK ile/değil/yerine KENDİNE GÖRE "DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAŞAMAK"

( [ne yazık ki] Kişiler, (çoğunlukla) yiyecekleri ve yatacakları bir şeyleri olduğu sürece düşünmeyi reddederler. [ya da bu yanılsamadan ve keyfiyetten vazgeçip düşün(ebil)meyi, herşeye yeğlemelilerdir] )


-[ne yazık ki]
KİŞİDE:
RASTLANTISAL/LIK ile/ve/||/<> KEYFÎ/LİK



-[ne yazık ki]
KÖLELİK ile/ve/||/<>/> BORÇ KÖLELİĞİ



-[ne yazık ki]
KOPUK/LUK ve/< GÜVENSİZ/LİK



-[ne yazık ki]
KÖTÜMSERLİK:
ÇÖZÜM ARAMAMAK ve/||/<>/< ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI OLMAMAK



-[ne yazık ki]
KÖTÜMSERLİK = BEDBİNLİK = PESSIMISM[İng.] = PESSIMISME[Fr.] = PESSIMISMUS[Alm.] = PESSIMUS[Lat.]



-[ne yazık ki]
KÜÇÜK HESAP ile/ve/||/<>/>/< BİLGİSİZLİK

( İkirciğe neden olur. İLE/VE/||/<>/>/< Hesapsızlığa ve fazla/yersiz "atılganlığa" neden olur. )


-[ne yazık ki]
KÜSTAH/LIK ile/ve/değil/||/<>/< ÖZENSİZ/LİK



-[ne yazık ki]
KÜSTAHLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "ÖZGÜVEN"



-[ne yazık ki]
MAĞDUR ETMEK ile/ve/değil/||/<>/> MAĞDUR GÖSTERMEK



-[ne yazık ki]
MANTIK DIŞI/LIK ile/değil "DUYGUSAL/LIK"



-[ne yazık ki]
MERKEZİYETÇİ/LİK ile/ve/<> KEYFİYETÇİ/LİK



-[ne yazık ki]
NE KADAR, KENDİMİZİ "DÜŞÜNÜYORSAK" ile/ve/||/<>/> O KADAR, İŞTEN/SORUMLULUKTAN KAÇMAK/ÇALMAK



-[ne yazık ki]
NİCELİK EGEMENLİĞİ ile/ve/<> DEĞERSİZLİK ile/ve/<> GÖRELİLİK



-[ne yazık ki]
ÖNEMSE(ME)MEK ile/ve/değil/||/<>/< ÇIKAR(SIZLIK)



-[ne yazık ki]
ÖRGÜTLÜ BİLİNÇSİZLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇSİZLİĞİ ÖRGÜTLEMEK



-[ne yazık ki]
ÖTEKİLEŞTİRMEDE:
AYRIMCILIK ile/ve/<> NEFRET (SÖYLEMLERİ/TUTUMLARI)



-[ne yazık ki]
OYALAMAK ile/ve/||/<> "UYUTMAK"



-[ne yazık ki]
ÖZENSİZ/LİK ile/ve/||/<> SAYGISIZ/LIK



-[ne yazık ki]
PARASIZLIK ile/ve/||/<> ALÇIDA OLMA/KALMA

( İkisi de zamanla çözülür. Zamanın değerini/önemini, en yakın/yoğun biçimde düşündürür/deneyimletir. )


-[ne yazık ki]
PATAVATSIZLIK ile/ve/||/<> TOKSÖZLÜLÜK

( Sözlerinin nereye varacağını düşünmeden saygısızca konuşma, davranışlarına dikkat etmememe. İLE Hatır ve gönül dinlemeden, hiçbir şeyden "çekinmeden" konuşmak. )


-[ne yazık ki]
PAYLAŞIMSIZ/LIK ile/değil/< "DOYUMSUZ/LUK"



-[ne yazık ki]
PEZEVENK/TERES/KAVAT[Ar. < KAVVÂD]/GODOŞ[Erm. < KODOŞ]/PIMP/COCKOLD[İng.] ile/değil PUZEVENK



-[ne yazık ki]
POLİFALJİ ile/ve/||/<> OBURLUK



-[ne yazık ki]
PSİKOPAT/LIK ile/ve/||/<> İNSAFSIZ/LIK



-[ne yazık ki]
REDDETMEK ile/ve/||/<>/> YASAKLAMAK



-[ne yazık ki]
ŞAKŞAKÇI/LIK ile YALAKA/LIK



-[ne yazık ki]
SALDIRGAN/LIK ile/ve "AZGIN/LIK"

( Psişik. İLE/VE Ahlâkî. )


-[ne yazık ki]
SEVGİSİZLİK ve/||/<>/> KAYITSIZLIK



-[ne yazık ki]
ŞİDDET ve/||/<> TERBİYESİZLİK



-[ne yazık ki]
SIKIYA ile/ve/||/<> SIKILMAYA GELEMEMEK



-[ne yazık ki]
ŞIMARIK ile/ve/<> KÜSTAH



-[ne yazık ki]
SORUMLULUKTAN KAÇMAK ile/ve/||/<>/< ÖZGÜRLÜĞÜ YADSIMAK



-[ne yazık ki]
SORUNU ÇÖZMEYE:
NİYETİNİN OLMAMASI ile/ve/değil/||/<> KARARLILIK GÖSTERMEMEK



-[ne yazık ki]
SÖVMEK ile/ve/||/<>/> DÖVMEK



-[ne yazık ki]
SÖZCÜĞÜ/TERİMİ: ANLAMAMAK ile/ve/değil/||/<>/> BAŞKA ANLAM/LAR "YÜKLEMEK"



-[ne yazık ki]
STK ile/değil "SDK"

( Sivil Toplum Kurumu İLE/DEĞİL "Sivil Devlet Kurumu" )


-[ne yazık ki]
SUSKUNLUĞU/NU ANLAMAMAK ve/||/<>/> SÖZLERİ/Nİ DE ANLAMAMAK



-[ne yazık ki]
TARAF TUTMAK ile/değil/yerine/>< TARTIŞMAK



-[ne yazık ki]
TARİHİ ...:
BİLMEMEK ile/ve/değil/||/<>/> ÇARPITMAK



-[ne yazık ki]
TEHDİT ETMEK ile/ve/değil/||/<>/< "ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERMEK"



-[ne yazık ki]
TEMBEL/LİK ile/ve/değil/||/<> ELİNDEKİNİN DEĞERİNİ BİLMEZ/LİK



-[ne yazık ki]
TEMBELLİK ile/ve/değil/||/<>/< "SONRA YAPARIM" (ÖLÇÜSÜZLÜĞÜ)



-[ne yazık ki]
TERBİYESİZLİK ile/ve/||/<>/< KEYFİYET



-[ne yazık ki]
TIKANIKLIK ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ



-[ne yazık ki]
VERGİ KAÇIRMAK değil/yerine VERGİDEN KAÇINMAK



-[ne yazık ki]
YALAKA/LIK/DALKAVUK/LUK ile/ve/<> YARDAKÇI/LIK

( ... İLE/VE/<> Özellikle kötü işlerde birine yardım eden kişi. )


-[ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<> GERÇEĞİ ÇARPITMAK



-[ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<>/> KENDİ YALANINA İNANMAK



-[ne yazık ki]
YALANLARLA OYALANMAK ile/değil/yerine/>< GERÇEKLERLE "YARALANMAK"



-[ne yazık ki]
YAPAYALNIZ KALMAK ile/değil YAPAYALNIZ HİSSETMEYE NEDEN OLANLARLA YAŞAMAK



-[ne yazık ki]
YIKICI BENCİLLİK ile/değil/yerine/>< GÖZETICİ BENCİLLİK



-[ne yazık ki]
YOKSULLUK ve/değil/||/<> YOLSUZLUK



-[ne yazık ki]
YOKUŞA SÜRMEK ile/yerine ÜMİTSİZLENDİRMEK



-[ne yazık ki]
YÜZSÜZ/LÜK ile/ve/||/<> SIRNAŞIK/LIK

( ... İLE/VE/||/<> Can sıktığına, rahatsız ettiğine aldırmadan, birinden, sürekli, yalvarırcasına istekte bulunan ve bu isteğinde direnen kişi. | Sıkıntı veren, rahatsız eden, musallat olan. )


-[ne yazık ki]
ZORA GELEMEMEK ile/ve/değil/||/<>/< "KONFOR"



-[ne yazık ki]
ZORBALIK ile/ve/değil/<>/> AKRAN ZORBALIĞI



-[ne yazık ki]
İRTİKÂB SUÇU:
ZORLAMAYLA(İCBAR) ile/ve/||/<> İKNÂYLA ile/ve/||/<> MUHATABININ HATASINDAN YARARLANARAK



-[ne] AYNI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/ne de AYRI/LIK



-[ne] İSTEMEK ne de DAYATMAK



-[ne] YİĞİDİ ÖLDÜRMEK ne de HAKKINI YEMEK



-[ne/hem] "HAKLI/LIK" ile/ve/ya da/ne de/hem de/<>/>< KIZGIN/LIK

( Ne kadar (")haklı(") olduğumuzu zannetsek de, ne kadar kızgın olsak da,
bazı/çoğu durumu, sakinlikle ve akılla[/tüzeyle] çözerek -ve de en azından çözümleyerek- ilerlemek gerekir. )


-[NİTELİĞİN GÖSTERGESİNDE]
DOST ile ÂŞIK

( Kavgada belirli olur. İLE Vedâda belirli olur. )


-[not] BOOK vs. WORK



-[önce] DÜŞMEYİ BİLMEK ve/<> [sonra] AYAKTA/BİSİKLET ÜSTÜNDE DURMAK/OLMAK



-[ÖNCE] NE OLDUĞU ÜZERİNDEN BİLMEK ile/ve/değil/yerine/sonra/||/<>/< NE OLMADIĞI ÜZERİNDEN BİLMEK



-[SEVGİ] DAHA ÇOK ile/değil AYRI (AYRI)



-[SEVGİLİNLE/EŞİNLE] TEK KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK ile ÇİFT KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK



-[SEVİŞİRKEN/DÜZÜŞÜRKEN] YATAĞI:
DİKİNE KULLANMAK ile/ve/yerine YATAY KULLANMAK

( Yatak gıcırtısından kurtulmak için. )


-[ya] "BİR YOL BULMAK/AÇMAK" ve/ya da/||/<>/>/< [ya] YOL AÇMAK ve/ya da/||/<>/>/< YOLDAN ÇEKİLMEK



-[ya] "PSİKOLOĞA GÖRÜNMEK" ile/değil/yerine/ya da/>< OLDUĞUMUZ GİBİ GÖRÜNMEK



-[ya] KALMAK ile/değil/yerine/ya da İLERLEMEK



-[ya] TÖVBE ile/ve/ya da/||/<>/> AFFETMEK



-TESTİ ile/ve/> SU KABAĞI/SUSAK



-SON ile/ve/değil EŞİK



-UC ile/ve/değil EŞİK



-MİLÂD ile/ve/değil EŞİK



-| "DÜŞÜNMEK" ve "İNANMAK" ve "SEVMEK" |
ile/ve/ne yazık ki/||/<>/>
EYLEMEK

( Çok fazla. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Çok az. )


-| BUĞDAY ile KEPEK ile ARPA/CEVDE ile ÇAVDAR | ile YULAF

( Gramineae ailesinin triticeae ve aveneae olmak üzere iki bölümü vardır. Buğday, çavdar ve arpa, triticeae; yulaf ise aveneae bölümündendir. )


-| KAÇMAK ile/ve/ya da/||/<>/> SAVAŞMAK |
ile/ve/ya da/||/<>/>
DONAKALMAK

( [Olanaklar(ımız)/koşullar(ımız)/araçlar(ımız)]
| Yetmiyorsa, uygun değilse. İLE/VE/YA DA/||/<>/> Yetiyorsa, uygunsa. |
İLE/VE/YA DA/||/<>/>
İkisi arasında kalmış ya da hiçbir karar veremiyorsak. )


-| KAÇMAK ile/ve/ya da/||/<>/> SAVAŞMAK |
ile/ve/ya da/||/<>/>
DONAKALMAK

( | Sempatik. VE Sempatik. |
İLE/VE/YA DA/||/<>/>
Parasempatik. )


-| PİRİNÇ EKMEK ile AĞAÇ DİKMEK |
ile/ve/değil/||/<>/<
ÇOCUK YETİŞTİRMEK

( [öngörümüz/"beklentimiz"] Bir yıllıksa. İLE On yıllıksa. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yüz yıllık olursa. )


-| SİSTEME AİDİYET ile SİSTEMSİZLİK | ile/yerine/değil SİSTEMLİ ÖZGÜRLÜK



-0(SIFIR) ile YOKLUK

( Akılsal/rasyonel. İLE !Akılsal/rasyonel. [!: değil] )


-1 KİLO PAMUK = 1 KİLO/KIYYE DEMİR/KURŞUN



-1.5 - 2 YAŞINDAKİ, DIŞARI ÇIKMAK İSTEMEYEN ÇOCUĞA:
"DIŞARI ÇIKIYORUZ/ÇIKALIM MI?" DEMEK/SORMAK değil/yerine "TAVŞAN GİBİ Mİ, SİNCAP GİBİ Mİ ÇIKALIM?



-1 ile 2 ile ÇOK

( Şaşma! İLE Aşma! )


-100/60 MUMLUK değil 100/60 WATT'LIK



-12 İMAM ve/<> 14 MÂSÛM-U PÂK ve/<> 17 KEMERBEST



-2 ile/ve/değil EŞİK



-3 ANA RENK ve/<> 3 ANA BİÇİM

( Sarı, Kırmızı, Mavi. VE/<> Daire, Kare, Üçgen. )


-360 DERECE DÖNMEK değil 180 DERECE DÖNMEK



-4 UNSUR ile/ve/değil EŞİK



-45'LİK ile/ve 33'LÜK ile/ve 78

( Küçük plak. İLE/VE Büyük plak. İLE/VE Taş plak. )


-9/8'LİK ile/ve 9/8'LİK

( Türk. İLE/VE İrlanda. )


-AD ile/ve/değil EŞİK

( AD/IM/IZ üzerine... )


-ABAK[Fr. ABAQUE | Lat. ABACUS] ile ABAK

( Sütun başlıklarının üstüne gelen, genişçe ve dışa taşkın tabla, başlık tablası, mahmel. Abakus, sütunla baştaban ya da kenar üzengisi arasında, yastık görevi yapar. İLE Eski Türklerde, ölmüş ataların, yani abaların, tapılan suret ve heykelleri. Bir totem niteliğinde olan bu abaklar, çoğunlukla, bir direğin başına oyularak, evlerin ve çalardırın önüne dikilirdi. )


-ABAK ile/ve/<> ABAK MAHMUZU

( Sütun başlıklarının üstüne gelen, genişçe ve dışa taşkın tabla, başlık tablası, mahmel. Abakus, sütunla baştaban ya da kenar üzengisi arasında, yastık görevi yapar. İLE/VE/<> Bazı abakların köşelerinde yer alan kıvrımlara verilen ad. )


-ABANMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK



-ABARTI ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK



-ABARTMA ile/ve GAYRETKEŞLİK



-ABARTMAK ile/değil "ALTINI ÇİZMEK"



-ABARTMAK ile "KAÇIRMAK"



-ABARTMAK ile/ve/değil/yerine "KÖPÜRTMEK"



-ABARTMAK ile APARTMAK[< APARMAK]

( Bir nesneyi ya da durumu olduğundan daha önemli, daha büyük ya da daha çok göstermek. | Bir iş, bir davranış ve benzerlerinde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak. İLE Alıp götürmek. | Gizlice almak, alıp kaçmak, çalmak. )


-ABARTMAK ile/değil/yerine/>< AZALTMAK



-ABARTMAK ile/ve/değil/<> DURMAYI BİL(E)MEMEK/BECEREMEMEK



-ABARTMAK ile/ve/değil/yerine ÖNE ÇIKARMAK



-ABDEST ALMAK yerine ÇEHİZLENMEK/ÇEYİZLENMEK



-ABECELERDE:
GÖKTÜRK ve/||/<>/> UYGUR ve/||/<>/> ARAP ve/||/<>/> LATİN



-ABİYOTİK ile/>< BİYOTİK

( Canlı olmayan çevresel etmenler. İLE/>< Canlı organizmaları içeren etmenler. )


-ABLEPSİ[Yun.] değil/yerine/= KÖRLÜK



-ABLUKA[İt. < ABLOCO] ETMEK/ABLUKAYA ALMAK/İHATA ETMEK/MUHASARA ETMEK değil/yerine/= KUŞATMAK



-ABONELİK değil/yerine/= SÜRDÜRÜMCÜ OLMAK



-ABORTİF[Fr.] değil/yerine/= GELİŞİMİNİ TAMAMLAMAYAN (BİTKİ/ÖRGEN) | NORMAL SÜRESİNİ TAMAMLAMADAN İYİLEŞEN HASTALIK



-ABREJE[Fr.] değil/yerine/= ORG KLAVYELERİNİ BAĞLAYAN DÜZENEK



-ABRÖVAJ[Fr.] değil/yerine/= ÇAPAK

( Madencilikte, bir döküm üzerinde oluşan maden ve kum karışımı çapak. )


-ABSORBAN ile/||/<> ABSORBANS ile/||/<> ABSORBE ETMEK ile/||/<> ABSORBE OLMAK ile/||/<> ABSORPSİYON ile/||/<> ABSORPTİVİTE

( Emici, soğurucu, yüzeyine bağlayan. İLE/||/<> Emme, soğurum, soğurganlık. İLE/||/<> Emmek, soğurmak, yüzeyine bağlamak. İLE/||/<> Soğurulmak, yüzeye bağlanmak. İLE/||/<> Emilim, soğurma, yüzeyine bağlama. İLE/||/<> Emicilik, soğurganlık. )


-ABSTRAKSİYONİZM değil/yerine/= SOYUTÇULUK



-ABUK SUBUK değil ABUK SABUK



-ABUS ile ABUZAMBAK

( Somurtkan. | Çatık/asık yüz. | Garip, acayip. İLE Garip sözler söyleyen, tuhaf hareketlerde bulunan kişi. )


-AÇ TAVUK, KENDİNİ TAHIL AMBARINDA SANAR ile DEREYİ GÖRMEDEN PAÇALARI SIVAMAK



-AÇAN ile AÇAR ile AÇKI ile AÇACAK

( Açma işini yapan. | Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı. [>< BÜKEN] İLE Anahtar. | İştah açmak üzere, yemekten önce içilen içecek. İLE Bir cismin, yüzeyi üzerine, sert bir madde ya da bir araç sürterek, onu düzleştirip parlatma. [PERDAH] | [demircilikte] Delik büyültmekte kullanılan araç. | Anahtar ve her türlü açma aracı. İLE Açmaya yarayan araç. | Açma işleminin yapılacak olmasını, birinin, gelecek zaman kipinde gerçekleştireceğini belirten söz. )


-ACAYİPLİK ile/ve/<> ACAYİPLİK KORUNUMU

( Hadronların taşıdığı yük sayısı. | Taneciklerin çok çabuk oluşumuyla [güçlü etkileşme] çok yavaş bozunması [zayıf etkileşme] arasında görülen dengesizlik. İLE/VE/<> Zayıf etkileşimlerle ihlâl edilen yalıtılmış bir düzendeki hadronların, acayiplik sayılarının toplamının sabit olması. )


-ACELE ETMEK ile/değil/yerine HIZLI HAREKET ETMEK

( Hızlı hareket edin ama önce kendi kendinizle barışmanın ve çevreye uyum sağlamanın bir yolunu bulun. )


-ACELE ETMEK ile/değil/yerine HIZLI HAREKET ETMEK

( Fazla ağırdan almayın ama gereksiz yere acele de etmeyin; yolunuzda ilerleyin yeter. )


-ACELE ETMEK ile/değil/yerine HIZLI HAREKET ETMEK

( Fazla acele eden kişi, kendini her zaman ya birkaç adım önde ya da birkaç dakika geride bulur. )


-ACELE ETMEK değil/yerine/= İVMEK/ÇABUK DAVRANMAK



-ACELE ETMEK ile SABIRSIZLANMAK



-ACELE/ACİLEN/ALELACELE/DERHAL[Fars. der + Ar. ḥāl]/HEMEN[Fars. < HEMÂN] değil/yerine/= İVECE/İVEDİ/EVGİN/ÇABUCAK/ÇABUKÇA/ÇARÇABUK



-ACELECİLİK değil/yerine/= İVECENLİK/EVGİNLİK



-ACEM-KÜRDÎ ile ACEM-PÛSELİK ile ACEM-RAST ile ACEM-UŞŞAK ile ACEM-ZİRKEŞÎDE

( Türk mûsikîsinde kullanılan birleşik(mürekkeb) makamdır. İLE Tahminen iki yüzyıllık bir birleşik(mürekkeb) makamdır. Acem mürekkebine, bir pûselik beşlisinin eklenmesinden doğmuştur. İLE Adına Kırşehir'li Yusuf'un edvarında rastlanılan makam. [XV. yy.] İLE Adına Müstakimzâde Süleyman'ın dergisinde rastlanılan makam. [XVII. yy.] İLE Adına Kırşehir'li Yusuf'un edvarında rastlanılan makam. [XV. yy.] )


-ACEMİ/LİK ile AMATÖR/LÜK



-AÇGÖZLÜ/LÜK ile DOYMAZ/LIK

( Aç doyar fakat açgözlü doyamaz. )


-AÇGÖZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM



-AÇGÖZLÜLÜK ile İŞTAH



-AÇGÖZLÜLÜK = TAMAH = AVARICE[İng.] = AVARICE/AVIDITÉ[Fr.]



-ACI ile/ve/değil/yerine ACIRAK

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Az acı. )


-ACIDAN KAÇINMAK ile HAZZA YÖNELMEK



-AÇIĞA ÇIK(AR)MAK ile/ve/||/<> ORTAYA ÇIK(AR)MAK



-AÇIK KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine AYRINTILI İFADE ETMEK



-AÇIK OLMAK ile/değil CEHALET/CAHİLLİK

( Cahillerin paylaşmada sakınca görmedikleri, "şeffaf olmaları"ndan değil bilgisizliklerindendir. [kendilerini küçük düşüreceğini bilmeden] )


-AÇIK OLMAK ile İSTEKLİ OLMAK

( YA GEL, OL VE GİT!
YA GİT, OL VE GEL! )


-AÇIK SAÇIK[ARÂBE çoğ. ARABÂT] ile AÇIK SEÇİK



-AÇIK SEÇİK = CLEAR-CUT, CLEAR AND DISTINCT[İng.] = CLAIR(E) ET DISTINCT(E)[Fr.] = KLAR/DISTINCTEKLARE UND DEUTLICH(E)[Alm.] = CHIARO E DISTINTO[İt.] = CLARO Y DISTINTO[İsp.] = CLARUS/CLARE ET DISTINCTUS[Lat.] = SAF?S[Yun.] = VÂZIH VE MÜTEMÂYİZ[Ar., Fars.] = KLAAR EN DUIDELIJK[Felm.]



-AÇIK SÖYLEMEK ile YALAN SÖYLEMEMEK



-AÇIK SÖZLÜ/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEZÂKET



-AÇIK SÖZLÜ ile/değil AHMAK



-AÇIK-KOYU ile IŞIK



-ACIK" değil AZICIK



-ACIK/AÇIK değil AZICIK



-AÇIK/LIK ile/ve UYGUN/LUK



-AÇIK ile AÇIKLIK



-AÇIK ile/ve/değil/< ÂŞİKÂR/ECLÂ[Ar. < CELÎ]/BEYYİN[Ar.]



-AÇIK ile/ve/||/<> AYIK



-AÇIK ile/ve/||/<> DOĞRUDAN



-AÇIK ile/ve SEÇİK

( Doğal, Duyusal. İLE/VE Zihne. )


-AÇIK ile/ve SEÇİK

( Üçgenin iç kenarı. İLE/VE Hipotenüs. )


-AÇIK ile/ve SEÇİK

( Descartes )


-AÇIK ile SÖNÜK



-AÇIK ile/ve/değil YARIK



-AÇIK ile/ve/değil/<> ZAAF



-AÇIKLAMAK ile/ve ANLAMAK

( Açıklama, bir şeyi bir nedene değil, bir temele dayanarak göstermektir. )


-AÇIKLAMAK ile/ve ANLAMAK

( Nedensel ya da temele dayanan. İLE/VE Amaca yönelik. )


-AÇIKLAMAK ile KANITLAMAK



-AÇIKLAMAK ile/ve KURALLAŞTIRMAK



-AÇIKLAMAK ile/ve YER VERMEK



-AÇIKLANABİLİRLİK ile/ve/||/<> TÜRETİLEBİLİRLİK



-AÇIKLIĞA KAVUŞTURMAK ile/ve/değil/||/<>/< AÇIK KILMAK



-AÇIKLIK ile/ve/değil EŞİK



-AÇIKLIK ile/ve/<> GÖRÜNÜRLÜK



-AÇIKLIK ile/ve İÇTENLİK



-ACIKMA/AÇLIK ve/<> SUSAMA/SUSUZLUK



-ACİL YARDIMDA:
BEBEK ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> YETİŞKİN

( 0 - 1 yaş arası. İLE/VE/||/<> 1- 8 yaş arası. İLE/VE/||/<> 8 yaş üstü. )


-ACİLİYET değil/yerine/= İVEDİLİK



-ACIMA(MA)K ile/ve/||/<> AFFETME(ME)K

( ... İLE/VE/||/<> Acıma(ma) düşüncesi/duygusu barındırabilir de, barındırmayabilir de. )


-ACIMA(MA)K ile/ve/||/<> AFFETME(ME)K

( Tüm varolanlar için geçerli olabilir. İLE/VE/||/<> Sadece insan için geçerlidir. )


-ACIMA(MA)K ile/ve/||/<> AFFETME(ME)K

( Nesnesine ve/ya da olgusuna, doğrudan ve/ya da dolaylı etkisi olmayabilir/olmaz. İLE/VE/||/<> Kişisine ve/ya da kendine, doğrudan ve/ya da dolaylı etkisi/katkısı/artısı olabilir/olur. )


-ACIMA ile ACIMAK

( Acımak eylemi. | Başka bir kişinin ya da canlının mutsuzluğuna yönelik duyulan üzüntü, merhamet. İLE Tadı, acı duruma gelme, acılaşma. | Acılı, ağrılı olma. | Başkasının acısına ortak olmak ya da durumundan üzüntü duymak. | Başkasının uğradığı/uğrayacağı kötü bir duruma üzülmek, merhamet etmek. | Bir şeyi vermeye kıyamamak ya da verdiğine, elden çıkardığına üzülmek. )


-ACIMA ile DUYGUDAŞLIK



-ACIMAK değil/yerine ANLAMAK



-ACIMAK ile KAYGILANMAK



-ACIMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÜZÜLMEK



-ACIMASIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KAYITSIZ/LIK



-ACIMASIZLIK ile/ve/değil/||/<>/< GÜÇ EŞİĞİNİN YÜKSELMİŞLİĞİ



-ACIMIK = BELEMİR, DELİCE, KARAMUK, MAVİKANTARON, PEYGAMBER ÇİÇEĞİ

( Birleşikgillerden, baharda buğday tarlalarında mor renkli çiçekler açan bir bitki. )


-AÇINMAK ile AÇINSAMAK

( [dirimbilim] Gelişmek. | [tohum, hastalık için] İçindeki yetenekler uyanarak ereğine varmak. İLE Bir yerin özelliklerini ortaya çıkarmak için araştırma ve inceleme yapmak. )


-AÇIP-KAPATMAK ile/değil KAPATIP-AÇMAK



-AÇMAK ile AŞMAK



-AÇMAK ile GENİŞLETMEK



-AÇMAK ile/ve SAÇMAK



-AÇMAK yerine UYANDIRMAK



-AÇMAK yerine UYANDIRMAK



-AÇMAZ/ÇIKMAZ ile/ve/değil EŞİK



-ACZ ve/> AŞK ve/> ACZ [tekrar]



-ACZİNİ BİLMEK ile/ve/<> HADDİNİ BİLMEK

( Âlim bildiğini bilir, Ârif Kendini/Bileni Bilir, Kâmil Aczini/Haddini Bilir! )


-ACZİYET ile/ve/<>/değil AŞK



-ACZİYET ile/ve/değil/||/<>/< ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK



-AD DOLUNAN"/ADL OLUNMAK/ADLOLUNMAK ile/değil ADDOLUNMAK/ADDOLUNAN[Ar. + Tr.]

( Saymak, sayılan. )


-AD ile BAŞLIK



-ADA BALIĞI ile ALABALIK(TROUT) ile ATLANTİK KERTENKELE BALIĞI ile ATEŞ BALIĞI ile AY BALIĞI[Lat. MOLA MOLA] ile BENİ BALIĞI[Lat. CYPRINION MACROSTOMUS] ile ÇAÇA BALIĞI ile ÇUPRA BALIĞI ile DİL BALIĞI(SOLEFISH, [Lat. SOLEA VULGARIS]) ile DÜLGER BALIĞI[Lat. ZEUS FABER] ile FENERBALIĞI[LOPHIUS PISCATORIUS] ile FULYA BALIĞI[Lat. MYLIOBATIS AQUILA] ile GÜNBALIĞI[Lat. JULIS TURCICA] ile İSTAVRİT[Yun.][Lat. TRACHURUS TRACHURUS] ile KEDİ BALIĞI(CATFISH) ile KELER BALIĞI ile KILIÇ BALIĞI(CEMEL-İL-BAHR / CEMEL-ÜL-MÂ'[Ar.], SWORDFISH[İng.]) ile KIRLANGIÇ BALIĞI[Lat. TRIGLA HURUNDO] ile KIZILKANAT[Lat. SCARDINUS ERYHROPHTHALMUS] ile KÖPEK BALIĞI(SHARK) ile KUM BALIĞI[Lat. AMMODYTES] ile KUPES[Lat. BOOPS BOOPS] ile KÜÇÜK AĞIZLI LOTAK[Lat. CYPRINION KAIS] ile MERCAN BALIĞI ile OK BALIĞI ile ORKİNOS[Yun.]/TON[Lat. THUNNUS] ile ÖRDEK BALIĞI[Lat. LABRUS MIXTUS] ile PAPAZBALIĞI[Lat. CHROMIS CHROMIS] ile PEMBE, KURBAĞA AĞIZ BALIĞI ile RİNGA BALIĞI(HERRING)[Lat. CLUPEA HARENGUS] ile SANDIK BALIĞI[Lat. LACTOPHRYS TRIQUETER] ile TON BALIĞI(TUNAFISH) ile TARANGA ile TORPİLBALIĞI ile YILAN BALIĞI(İNKİLÎS[Ar.], EEL[İng.]) ile ACI BALIK ile BIYIKLI BALIK ile DİKENLİ BALIK[Lat. G. ACULEATUS] ile DUBAR[Lat. MUGIL CEPHALUS] ile ÜZGÜNBALIĞI[Lat. CALLIONYMUS LYRA]

( Dünyanın en büyük omurgasızı/yumuşakçası, mürekkep balığıdır. [Eril mürekkep balıklarının boyu 19 metreye kadar ulaşabilir.] )


-ADA(N)MAK ile/ve VAKFETMEK



-ÂDÂBA MUGAYERET[Ar.] değil/yerine/= GÖRGÜYE AYKIRILIK



-ADAK ile/ve/||/<>/> SUNAK



-ADAK ile/ve VERGİ



-ADÂLET VE EŞİTLİK ve/||/<>/> UYUM VE DOSTLUK



-ADÂLET YOK ile/ve/değil/yerine/<> ADÂLET'İ, KENDİN/SEN (YAKIN ÇEVRENDE, OLANAKLARINDA) GERÇEKLEŞTİR (YAŞAT/İHYÂ ET)!



-ADÂLET:
[BİR ŞEYİ ...] "YERLİ YERİNE KOYMAK" değil KENDİNE AİT YERE KOYMAK/BIRAKMAK



-ADÂLET:
BİRLİK ile/ve/<> DİRLİK



-ADÂLET:
SUÇU/"SUÇLU"YU ARAMAK ile/ve/değil/||/<>/< (SONUNA KADAR) MÂSUMU/MASUMİYETİ ARAMAK



-ADÂLET:
VARLIĞI VE VAROLANI BİLMEK/TANIMAK ve/||/<> HAK'I BİLMEK/TANIMAK ve/||/<> KENDİNİ BİLMEK/TANIMAK



-ADÂLET ile/ve/<> BİLİM ile/ve/<> AŞK



-ADÂLET ile/ve/değil EŞİK



-ADÂLET ile/ve HAK/İSTİHKAK



-ADÂLET ve/<>/< KAYGISIZLIK



-ADÂLET ile KURTARICILIK



-ADÂLET ile/ve/<> MANTIK



-ADÂLET ve/<> NİYET ve/<> SÜREKLİLİK



-ADÂLET ve/=/<> ÖLÇÜ/LÜLÜK

( Her konuda/hususta, itidâli ihtiyâr et! )


-ADÂLET ile/ve/<>/ TÜZENİN SAĞLADIĞI GÜVEN(İLİR)LİK



-ADÂLETSİZLİK ve/||/<> ANLAMSIZLIK

( [Çözüm olarak ...] Tüzeyi[hukuku] bulduk fakat tüzeye ulaşamadık. VE/||/<> Sanatı bulduk fakat sanat bize ulaşamadı. )


-ADÂLETSİZLİK ve/||/<> ANLAMSIZLIK

( Adâletsizliklerin en büyüğü, âdil olmayıp âdil gibi görünmektir. )


-ADÂLETSİZLİK ile/değil/yerine/>< KARŞILIKLI HİZMET (İÇİN)



-ADAM OLMAK ile "ADAM OLMAK"

( ADM ELİF-DAL-MİM )


-ADAMDAN SAY(MA)MAK ile/değil MUHATAB ALMA(MA)K



-ADAMI OLMAK değil ADAM OLMAK



-ADANMAK ile/yerine/değil (GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK

( Yanlışı. DEĞİL/>< Doğrusu. )


-ADANMIŞ/LIK ile FEDAKÂR/LIK



-ADANMIŞ/LIK ile İNANMIŞ/LIK



-ADANMIŞ/LIK ile İNANMIŞ/LIK



-ADANMIŞLIK ile/değil/yerine ZEN



-ADAPTASYON ile/||/<> ADAPTE ETMEK ile/||/<> ADAPTE OLMAK ile/||/<> ADAPTİF ile/||/<> ADAPTÖR ile/||/<> AKOMODASYON

( Uyum. İLE/||/<> Uyarlamak. İLE/||/<> Uyum sağlamak, alışmak. İLE/||/<> Uyumsal. İLE/||/<> Bağdaştırıcı, uyarlayıcı. İLE/||/<> Uyum, odak uyumu. )


-ADAPTASYON ile BİYOÇEŞİTLİLİK

( Bir türün çevresine uyum sağlama yeteneği. İLE Dünyadaki tüm canlı türlerinin çeşitliliği. )


-ADAPTASYON ile YAPIŞMAK



-ADAPTİF BAĞIŞIKLIK ile/||/<> ADAPTİF BAĞIŞIKLIK DÜZENİ/SİSTEMİ ile/||/<> ADAPTİF DAVRANIŞ ile/||/<> ADAPTİF ÖZELLİK ile/||/<> ADAPTİF YAYILIM ile/||/<> ADAPTÖR PROTEİN

( Lenf gözelerinin antijenlere belirli ve uzun süreli tepkilerini anlatmak için kullanılan genel bir terim.[Majör histokompatibilite kompleksi, T-gözesi alıcıları[TCR], immunoglobulinlerle birlikte rekombinaz etkinliğine sahip enzimlere gereksinim duyar.][Çenesiz balıklar dışındaki tüm omurgalılarda bulunmaktadır.] İLE/||/<> Omurgalılarda patojenlere karşı oldukça özel ve uzun süreli savunma sağlayan lenfosit düzeni.[İki ana lenfosit sınıfından oluşur. Patojene ya da patojen kaynaklı moleküllere özel olarak bağlanan antikorları salgılayan B lenfositleri/gözeleri ve patojen tarafından enfekte edilmiş gözeleri doğrudan öldürebilen ya da patojeni ortadan kaldırabilecek öteki gözeleri uyaran sinyal proteinleri [göze yüzeyi proteinleri ya da göze dışına salgılanan proteinler olabilir] üreten T lenfositleri/gözeeleri.] İLE/||/<> Bir hayvanın belirli bir durum ya da çevreye uymasını sağlayan ve hayvanın uzun dönem yaşamkalımını ve üremesini destekleyen herhangi bir davranış. İLE/||/<> Bir canlının evrim sürecinde kazandığı ve gelişim sürecinde ortaya çıkan, bunun sonucunda o canlının yaşamda kalma ve/ya da üreme başarısını artıran nitelikleri. İLE/||/<> Bir türün kısa zaman içinde çok farklı türe evrimleşmesi süreci.[Bu evrimsel süreç, genellikle bir ortamdaki çeşitli ekolojik boşlukların doldurulması ya da yeni ortamlara uyum sağlanması sonucunda ortaya çıkmaktadır.][Hispaniola, Küba ve Bahamalar'dan gelen kahverengi anoller[Anolis sagrei], kabuk anolleri[Anolis distichus] ve şövalye anollerinin[Anolis equestris] Karayip Adaları'na yayılması örnek olabilir.] İLE/||/<> Temel görevi, iki ya da daha fazla sayıda proteini bir göze içi sinyal yolağında ya da protein kompleksinde birbirine bağlamak olan proteinlerin genel adı. )


-ADÂVET/MUGALAZA[Ar.] değil/yerine/= DÜŞMANLIK, YAĞILIK



-ADCILIK/NOMİNALİZM:
KAVRAMSAL/LIK ve/||/<> TERİMSEL/LİK



-ADCILIK/NOMİNALİZM ile GERÇEKÇİLİK/REALİZM ile KONSEPTUALİZM/KAVRAMCILIK



-ADDETMEK[Ar.] değil/yerine/= SAYMAK



-ADELA[Yun.] değil/yerine/= PARLAK RENKLİ KÜÇÜK KELEBEK



-ADEM-İ İŞTİRAK değil/yerine/= KATILMAYIŞ



-ADEM-İ SALÂHİYET değil/yerine/= YETKİSİZLİK



-ADESE[Ar.]/LENS[İng.] değil/yerine/= MERCEK

( İçinden geçen koşut ışınları, düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran ya da birbirinden uzaklaştıran, camdan ya da ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim. )


-ÂDET değil/yerine/= GÖRENEK



-ADHERENS ile/||/<> ADHERE OLMAK

( Tutunum. İLE/||/<> Tutunmak. )


-ÂDİ KEFÂLET değil/yerine/= OLAĞAN YÜKÜMLÜK



-ADİ ŞİRKET değil/yerine/= SIRADAN ORTAKLIK



-ADİLİK/ONURSUZLUK/ŞEREFSİZLİK ile/değil/yerine/>< GÜÇ/KUDRET



-ADIM ile AYAK

( Bir adım atmak için 200 kasımızı kullanırız. )


-ADIM ile/ve AYAK

( Yürümek üzere yapılan ayak atışlarının her biri. | Bir adımda alınan yol. [75 cm. olarak kabul edilir.] İLE/VE Yarım arşın ya da 30.5 cm. uzunluğundaki ölçü birimi. | Buzdolabı ölçülerinde -İngiliz ölçüsü fut'un- kübü alınarak hesaplanan değer. )


-ADIM ile/ve AYAK

( [Yunan çağında, Anadolu'da] ... İLE/VE 0,296 metre. )


-ADİNAMİ[Fr.]/ADYNAMIA[İng.] değil/yerine/= KAS ZAYIFLIĞI/GÜÇSÜZLÜK



-ADINI BİLMEK ile TADINI BİLMEK

( Haberdar olmak. İLE Deneyimlemiş olmak. )


-ADINI BİLMEK ile TADINI BİLMEK

( İLM el-YAKÎN ile HAKK el-YAKÎN )


-ADL ETMEK değil ADDETMEK[Ar.]

( ... DEĞİL Saymak. | Îtibâr etmek. )


-ADL ETMEK değil ADDETMEK[Ar.]

( ADD: Sayma, sayılma. | Îtibâr etme, edilme. )


-ADRES[İng. ADDRESS] değil/yerine/= BULUNAK



-AERO/AIR CHAMBER ile/||/<> AEROB ile/||/<> AEROBİK ile/||/<> AEROFİL ile/||/<> AEROSOL ile/||/<> AEROTERAPİ ile/||/<> AİR-BORN[E]

( Hava kutusu. İLE/||/<> Havacıl. İLE/||/<> Havacıl, oksijenli. İLE/||/<> Havacıl. İLE/||/<> Püskürtü, [havada] asıltı. İLE/||/<> Hava sağaltımı. İLE/||/<> Havayla bulaşan, havadan bulaşan. )


-AEROBİK ile/||/<> AEROFAJİ ile/||/<> AEROP ile/||/<> AEROSOL

( Havacıl. İLE/||/<> Hava yutma. İLE/||/<> Havacıl, havasever. İLE/||/<> Püskürtü. )


-AEROPLAN[Fr.] değil/yerine/= UÇAK



-AEROTEKNİK[Fr.] değil/yerine/= HAVADA YER DEĞİŞTİREN NESNELERİ İNCELEMEYİ KONU EDİNEN TEKNİK



-ÂFAK ile/ve ENFÜS

( Bir şeyi anlatmak için şeriat erbabı âfaktan, hakikat erbabı ise enfüsten örnek verir. )


-ÂFAK ile İNSAN



-AFALAMAK değil AFALLAMAK



-ÂFET değil/yerine/= KIRAN/ÖLEK



-AFFEDEBİLMEK ile/ve/||/<> SABREDEBİLMEK ile/ve/||/<> VAZGEÇEBİLMEK

( [Kişiyi] Farklı kılar. İLE/VE/||/<> Güçlü kılar. İLE/VE/||/<> Kendi kılar. )


-AFFEDEBİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> VAZGEÇEBİLMEK



-AFFEDEBİLMEK ve/||/<> VEFÂ



-AFFETMEK ile/ve/değil/yerine GÖZARDI ETMEK



-AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KABUL ETMEK



-AFFETMEK ile UNUTMAK ile BARIŞMAK



-AFFETMENİN DEĞİŞTİRDİĞİ:
GEÇMİŞ değil GELECEK



-ÂFİYET/SIHHAT değil/yerine/= SAĞLIK/ESENLİK



-AFTERLOAD/AFTERLOAD[İng.] değil/yerine/= ART YÜK



-AFTERLOAD değil/yerine/= ART YÜK



-AĞ ile/ve BÜTÜNLÜK



-AĞAÇ SAKIZI/REÇİNE ile AKGÜNLÜK

( ... İLE Tütsü olarak yakılan bir ağaç sakızı türü. )


-AĞAÇ ile AĞAÇÇIK

( ... İLE Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç. )


-AĞAÇ ile ARDAK

( ... İLE İçten çürümeye başlayan ağaç. )


-AĞAÇ ile/||/=/<> DARAK



-AĞAÇ ile/ve ŞATOK/ŞADOK

( ... İLE Bir tür ağaç ve meyvesi. )


-AGENEZİ/AGENESIS[İng.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN YOKLUK



-AĞINMAK

( Hayvanların, yere yatıp yuvarlanması. )


-AĞIR İŞ YAPMAK ile/ve/değil/<>/> AĞIR KALDIRMAK



-AĞIR-AKSAK



-AĞIR/LIK ile/ve HANTAL/LIK

( Kişisel [mizac ya da karakterden dolayı] ya da çevresel etmenlerden/beklentilerden dolayı. İLE/VE Zihinsel kaynaklı eksik/yetersiz/yanlış davranış ve tutumlardan dolayı. )


-AĞIRBAŞLILIK/AYIKLIK = SOBRIETY[İng.] = SOBRIÉTÉ[Fr.] = NÜCHTERNHEIT[Alm.] = SOBRIEATAS[Lat.]



-AĞIRLIK ile/değil/||/<> AĞIRŞAK

( ... İLE/DEĞİL/||/<> İplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik parça. | Teker biçiminde yassı nesne, kurs. )


-AĞIRLIK ile ÖNCELİK



-AĞIRSIKLET değil/yerine/= BAŞAĞIRLIK



-AĞIZ UCUYLA SÖYLEMEK ile SÖYLEMEK



-AĞIZ ile/ve/değil EŞİK



-AĞIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAK

( Daha az konuşmak üzere/için. İLE/VE/||/<>/< Daha çok dinlemek üzere/için. )


-AĞIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAK

( Bir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İki. )


-AĞIZDAN ÇIKACAK OLAN (TEK) BİR SÖZCÜK ile/ve/||/<>/< AĞIZDAN ÇIK(A)MAYABİLECEK OLAN (TEK) BİR SÖZCÜK

( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA! Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )


-AĞIZDAN SOLUK ALMAK ile/yerine BURUNDAN SOLUK ALMAK



-AĞLAMA DUVARI değil el-BURAK



-AĞLAMAK/YIĞLAMAK/ZÂRİ KILMAK ile/ve AĞLAYAMADIĞINDAN DOLAYI AĞLAMAK

( Yeni doğan bebekler, 440 hz yüksekliğinde ve la notasıyla ağlar. )


-AĞLAMAK ile/ve/||/<>/> BAĞLAMAK



-AĞLAMAK değil/yerine/>< ÇAĞLAMAK



-AĞLAMAK ile/ve/değil EŞİK



-AĞLAMAK ve/değil/yerine/<>/>< GÜLMEK :)

( Yalnız. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Herkesle birlikte. :) )


-AĞLAMAK ve/değil/yerine/<>/>< GÜLMEK :)

( Çocuklar, annesini/babasını yıkarken. İLE Anneler/babalar, çocuğunu yıkarken. )


-AĞLAMAK ve/değil/yerine/<>/>< GÜLMEK :)

(

ve/değil/yerine/<>/><

)


-AĞLAMAK ve/değil/yerine/<>/>< GÜLMEK :)

( Heraklitos. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Demokritos. )


-AĞLAMAK ile HÜNGÜRDEMEK

( ... İLE Yüksek sesle ve hıçkırarak ağlamak. )


-AĞLAMAMAK değil/yerine AĞLATMAMAK



-AGLOMERASYON ile/||/<> AGLOMERE OLMAK

( Yığınlaşma, yığılma, yumaklaşma. İLE/||/<> Yığınlaşmak, yığılmak, yumaklaşmak. )


-AGNOSİ[Fr. < AGNOSIE] değil/yerine/= TANISIZLIK



-AGREGASYON/AGGREGATION[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞMA, TOPLANMA, BİR ARAYA GELMEK



-AGREVE ETMEK ile/||/<> AGREVE OLMAK

( şiddetlendirmek, artırmak. İLE/||/<> Şiddetlenmek, artmak. )


-AĞUSTOS AYI(NDAKİ) GİBİ SOĞUK ve/<> OCAK/ŞUBAT GÜNEŞİ GİBİ YAKICI

( Uruguay'da, mevsimlerin ve ayların, toplumdaki/dillerindeki karşılıkları. )


-AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ/ZAMBULA[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]

( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )


-AGUZİ/AGUESIA[İng.] değil/yerine/= TAT ALMAMAZLIK



-AĞZINDAN KAÇIRMAK ile YUMURTLAMAK



-AĞZINI AÇMAK ile/ve SAVUNMA

( Bazı durum ya da sorularda, doğrudan/gerçeklikten ne kadar bahsedecek olsan da ağzını açtığın anda haksız olduğun algısı oluşabilir. )


-AĞZINI AÇMAK ile/ve SAVUNMA

( Hiçbir şey söylenmemesi gereken durumlar vardır ve buna göre davranmak gerekir. )


-AH-AMAN (DEME[ME]K) ile/ve/||/<>/> AH'TAN AMAN'DAN ÇEKİLME(ME)K



-AHD-İ ATİK ile/ve/||/<>/> AHD-İ CEDÎD

( Tevrat. İLE/VE/||/<>/> İncil. )


-AHDETMEK değil/yerine/= SÖZ VERMEK



-ÂHÎLİK ile/||/<> AHİLER ile/||/<> BÂCİYÂN-I RUM

( Ahilik, dayanışma teşkilatıdır. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu'da yaşayan Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlâkî yönden yetiştiren, çalışma yaşamını ve iyi bireylerin becerilerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik, iyi ahlâkın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası tüm güzel becerilerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Ahi Evran Hazretlerine Ahi Baba da denir. Ahiler, 1290 yılında, Ankara'da kurulan bir Anadolu beyliğidir. 1354 yılında Osmanlı egemenliğine giren Ahiler, varlıklarını Osmanlı Devleti içerisinde sürdürmüşlerdir. Ahi Evran tarafından kurulmuştur. Ahiler, gerek Anadolu Selçuklularında gerekse Osmanlılarda önemli ekonomik etkinliklere sahipti. İLE/||/<> Anadolu Selçukluları Döneminde ortaya çıkan, esnaf örgütü. İLE/||/<> Anadolu Selçukluları Döneminde ortaya çıkan, esnaf örgütü. İLE/||/<> Anadolu kadınları birliği Ahilerin kadınlar kolu olarak yetim, kimsesiz genç kızları korumasına almış, onların eğitiminde, ev bark sahibi olmalarından, sorumlu olmuşlardır. Bunun dışında kimsesi kalmayan yaşlı kadınların bakımı, genç kızların evlendirilmesi gibi bazı toplumsal hizmetlerde bulunmuşlar, maddî sıkıntıda olanlara yardım etmişlerdir. Ahi zâviyesinde gelen konuklara yemek hazırlamada, savaş zamanlarında ordunun gereksinimi olan giysi ve savaş malzemelerinin bakımında ve onarımında yardımcı olmuşlardır. Anadolu kadınları örgütü, üyelerine şu telkinde bulunurdu. “İşine, aşına, eşine sahip ol!” Bu söz, Âhî kadın örgütünün ana ilkesi olmuştur. \"İşine sahip ol!\" yani bilge ve becerikli ol ki, evinin düzenini koruyabilesin. Tasarruf et, fazla savurgan olma ki, ocağın devamlı tütsün. Eşine sahip ol ki, evine bağlı kalsın. Anadolu kadınları sosyal yardımlar yanında ekonomiye önemli katlı sağlayan çeşitli el sanatlarında uğraşı vermişlerdir. Çadırcılık, keçecilik, halı, nakışçılık, örgücülük, kilim dokumacılık, oya dantelcilik ve kumaş üretiminde ve bunlardan giysi yapılmasında etkinlik göstermişlerdir. )


-ÂHİRET[Ar.] değil/yerine/= SONRALIK



-AHİRET ile/ve/<> İLKE/LİLİK



-AHLÂK:
KORKU ile/ve/<> HAK ile/ve/<> FERÂGAT ile/ve/<> AŞK



-AHLÂK/AHLÂKSIZLIK ile/değil/< ANATOMİ

( Eşeysel örgenlerin adlarında, "ahlâk" ya da "ahlâksızlık" aranamaz! Küfür olarak geçen sözcüklerin ve küfür edenlerin yersiz/kötü "kullanımındaki" yanlışlık, dilin ya da sözcüklerin hatası, yükü değildir! Kişilerin yanlışları da sadece o kişilerin, o ve ilgili yersiz/bağlamsız, yanlış/kötü davranış ve tutumlarıyla sınırlı tutulmak zorundadır.

Üç yaşından itibaren öğrenilmiş, fark bile olmayan "farkların", gerçekte, doğada ve bütünlükte hiçbir biçimde herhangi ciddi bir fark oluşturmadığı, herkesin her "şey"i tam olarak bildiği, gördüğü ve yaşadığı bir durumun, deneyimin de doğal ve sınırlandırılmış, kapalı koşullarda, herhangi bir ayıbı yoktur[bulunamaz ve aranamaz]! Eşeysel örgen adlarının, tıpta, anatomi ya da fizyoloji bilgisi olarak, Latince ya da başka bir dilde kullanılması da bir şeyleri "çözmekte/aşmakta" yeterli değildir.

Doğru/uygun zaman, zemin ve koşulların, duyacaklarına râzı olan/olacak kişinin, muhabbetin ve hukukun bulunmadığı ilişki ve ortamlarda, dikkatsiz, özensiz bir biçimde tüketiliyor olmasıdır tüm sorun. Söylenilen sözcüklerin değil beklenilmeyen ve istenilmeyen koşullarda, bir dayatma olmasından dolayıdır kişilerin tüm haklı tepkisi. Kişilerin, hangi konu/alan olursa olsun, seslerini yükseltmelerindeki yanlış ya da sorun kadar, kullandıkları ve seçemedikleri sözcüklerin yanlışlığındandır rahatsız olunan. Sorun, esas ya da içerik sorunu değil, yöntem(usûl) sorunudur. Kalabalığın içinde, zaman, zemin ve koşulları, kişileri dikkate almama kabalığıdır.

"Cinsiyetçi küfür" diye bir "tanım/sözcük" de olmaz! Sorun, örgen adlarında ya da "kadın"lara saygısızlık olmasında değil cahil/yetersiz/özensiz/kaba kişilerin, sonuç odaklı ve düşünmeden, özenmeden, çevresine kayıtsız ve saygısızca davranmasından dolayıdır. Eğer eşeysellikteki son aşama, "kulağa üflemek" olsaydı, her ("olumlu/olumsuz") zaman ve zeminde, her durumda, ağzından düşürmediği "söz" ve kısaltma, "AMK" değil "Hay kulağına üfleyeyim!"[KULK] olurdu. Bu durumda, bu sorun, ne kulak kepçesinin ve/ya da deliğinin, ne de bu sözcüğün, "ayıbı", "ahlâklılığı ya da ahlâksızlığı" olurdu.

Buradaki "sorun" ya da yanılsama, kapalı, sınırlı ya da bazı/çoğu ayrıntının iki kişi arasında ya da sır olarak tutulması istenilen özelin, dışarıda ve genelleştiriliyor olmasından dolayıdır.

Tıpta ve tüzede[hukukta], "ayıp", "çirkinlik" vs. ol(a)madığı gibi, zihinde ve zihin dilinde de "ayıp", "pis", "kötü" diye bir sınır(landırma) ya da sonuç(landırma) yoktur. Zihinden, "olumlu/olumsuz", "iyi/kötü" her düşünce ve ayrıntı geçebilir fakat sorumlu olunan/olunması gereken, ağızdan çıkmayabilecek olan söz(cük)ler(imiz)dir. )


-AHLÂK/AHLÂKSIZLIK ile/değil/< ANATOMİ

( image )


-AHLÂK/ERDEM ve/||/<> EYLEM/SELLİK



-AHLÂK ile/ve/değil/<> ÂDÂB

( Değişmez. İLE/VE/<>/DEĞİL Değişir. )


-AHLÂK ile/ve/değil/<> ÂDÂB

( Bireysel. İLE/VE/<>/DEĞİL Kurumsal. )


-AHLÂK ile/ve/değil/<> ÂDÂB

( !Ahbaplık arttıkça, âdâb kalkar. [fazla yüz-göz olmamaya dikkat etmek gerek!] )


-AHLÂK ile/ve/değil/<> ÂDÂB

( Yükselmiş davranış ve tutumlar. İLE/VE/<>/DEĞİL Olağan davranış ve tutumlar. )


-AHLÂK ile/ve/<> ADÂLET



-AHLÂK ve/||/<>/>/< AHLÂK-I İLÂHÎ



-AHLÂK = AKIL



-AHLÂK ile/ve/<> DİN

( Karanlıkla savaşmaya çalışır. İLE/VE/<> İçerideki saklı ışığı uyandırmaya çalışır. )


-AHLÂK ile/ve/<> DİN

( Ailede. İLE/VE/<> Toplumda. )


-AHLÂK ile/ve/<> DİN

( Ahlâklı davranmak için din, zorunlu değildir. )


-AHLÂK ile DİNDARLIK

( Doğrudan ilişkilendirilemezler. )


-AHLÂK ile/ve DÖNÜŞTÜRÜCÜ AHLÂK



-AHLÂK ile/ve/<> DÜŞÜNÜŞ



-AHLÂK ile/ve/<> ERDEM/FAZİLET

( Toplumsal. İLE/VE/<> Kişisel. )


-AHLÂK ile/ve/<> ERDEM/FAZİLET

( Hiçbir çiçeğin kokusu rüzgâra karşı gidemez fakat erdemlerin kokusu rüzgâra karşı gider en uca bile ulaşabilir. )


-AHLÂK ile/ve/<> ERDEM/FAZİLET

( Erdemler ve güçler kendini-idrakle birlikte gelir, daha önce değil. )


-AHLÂK ile/ve/<> ERDEM/FAZİLET

( Erdemleri korumanın en iyi yolu erdemlilerle birlikte olmaktır. )


-AHLÂK ile/ve/<> ERDEM/FAZİLET

( EUBULIA: Siyasal bir erdem. )


-AHLÂK ile EŞEYSELLİK(CİNSELLİK)



-AHLÂK ile/ve/değil EŞİK



-AHLÂK ve/<> EYLEM



-AHLÂK ve/<>/> GÜZELLİK



-AHLÂK ile/ve/<> HADD

( Ahlâk, haddini bilmektir. )


-AHLÂK ile/ve/<> HADD

( Başkasından nefret edeceğimize, kendi ahlâkımızdan nefret edelim. )


-AHLÂK ile/ve HAKİKAT



-AHLÂK ve/< HİLKÂT/YARATILIŞ



-AHLÂK ile/ve/<> HUY



-AHLÂK ile/ve İÇGÜDÜ

( Sonradan. İLE/VE Doğuştan. )


-AHLÂK ile/ve İÇGÜDÜ

( AHLÂK: Düşünmeden ve kolaylıkla yapılan davranış/tutum. )


-AHLÂK ile/ve İÇGÜDÜ

( İNSİYÂK[Ar.]: Bir gücün etkisiyle çekilip gitme. | Ardı sıra gitme. | İçgüdü. )


-AHLÂK ile/ve/<> İLİM

( Dünya. İLE/VE/<> Âhiret. )


-AHLÂK ve/<> İLİM ve/<> İŞ



-AHLÂK ve/< İSTENÇ



-AHLÂK ile/ve İŞTİYÂK AHLÂKI



-AHLÂK ile/ve/<> KAVRAYIŞ



-AHLÂK ile/ve/<> KURAL



-AHLÂK ile/ve/||/<>/< MERHAMET

( Merhamet, ahlâkın temelidir. )


-AHLÂK ile/ve OLMAZSA OLMAZ



-AHLÂK ve/<> ÖTEKİ/LER



-AHLÂK ile/ve/<> ÖZ



-AHLÂK ile/ve/<> SİYASET

( Kuramsal tüze(hukuk). İLE/VE/<> Uygulamalı tüze. )


-AHLÂK ile/ve/<> SİYASET

( Olması gereken(ler)e dayanır. İLE/VE/<> Olan(lar)a dayanır. )


-AHLÂK ile/ve/<> SÖZ



-AHLÂK ile/ve TESPİH



-AHLÂK ve TIP



-AHLÂK ile/ve/<> TUTUM



-AHLÂK ve/<> YAŞATMAK



-AHLÂKÇILIK ile/ve/<> VAROLUŞÇULUK



-AHLÂKİ ÇOĞULCULUK/PLÜRALİZM ile AHLÂKİ SALTIKÇILIK/MUTLAKÇILIK

( Birden fazla ahlâki düzenin geçerli olabileceğini savunan görüş. İLE Tek bir evrensel ahlâki düzenin geçerli olduğunu savunan görüş. )


-AHLÂKİ ÇOĞULCULUK ile AHLÂKİ TEKÇİLİK/MONİZM

( Birden fazla ahlâki düzenin bir arada var olabileceğini savunan görüş. İLE Tek bir evrensel ahlâki düzenin geçerli olduğunu savunan görüş. )


-AHLÂKİ GÖRELİLİK ile AHLÂKİ REALİZM

( ahlâki değerlerin kültür, birey ya da bağlama göre değiştiğini savunan görüş. İLE ahlâki değerlerin nesnel ve evrensel olduğunu savunan görüş. )


-AHLÂKİ GÖREV ETİĞİ ile SONUÇÇU ETİK

( Eylemlerin ahlâki değerinin niyet ve kurallara uygunluğuna bağlı olduğunu savunan etik düzen. İLE Eylemlerin ahlâki değerinin sonuçlarına bağlı olduğunu savunan etik düzen. )


-AHLÂKSIZLIK ile/değil AHLÂK ÖLÇÜTLERİNİN BULUNMAMASI



-AHLÂKSIZLIK ile APTALLIK

( [Kişiden] Hakikat isteniyor da dalga geçercesine yanıt veriliyorsa. İLE [Kişiyle] Dalga geçiliyor da kesin yanıt veriliyorsa. )


-AHLÂKSIZLIK ile/ve/değil KÖTÜ/OLUMSUZ AHLÂK



-AHLÂKSIZLIK ile/ve TANIMAMAK

( Nuh diyor, peygamber demiyor. )


-AHLÂKSIZLIK ile/ve TANIMAMAK

( AHLÂK-I ZEMÎME: KÖTÜ AHLÂK )


-AHLANIP VAHLANMAK



-AHMAK/LIK ile/ve/değil/ya da HAİN/LİK

( Hain, korkaktır. )


-AHMAK ile ANDAVAL/LI[Yun.]

( Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, hamakat gösteren. İLE Ahmak, aptal, beceriksiz, şaşkın, bön, görgüsüz kişi. )


-AHMAK ile/değil/yerine/>< FİLOZOF

( Felsefeyi zorlaştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Felsefeyi kolaylaştırır. )


-AİDİYET değil/yerine/= DEĞİŞLİK



-AİLE SAHİBİ OLMAK değil/yerine/= OĞUŞLANMAK



-AİLE/OCAK ile KÖR OCAK

( ... İLE Çocuksuz aile. )


-AİLE ve/||/<> ÇOCUK ve/||/<> ARKADAŞ

( Arkadaşını [tanımada/anlamada]. VE/||/<> Akrabayı [tanımada/anlamada]. VE/||/<> Sevgiliyi/eşi [tanımada/anlamada]. [ve sana zarar/yarar verip vermeyeceğinde] [PEK/KOLAY KOLAY YANILMAZ] )


-AİLE değil/yerine/= OĞUŞLUK



-AİLECEK değil AİLECE



-AİT OLMA ve/||/<>/>/< SORUMLULUK



-AİT OLMAK ile/ve/||/<>/> CİDDİYE ALINMAK



-AİT OLMAK ile PARÇASI OLMAK



-AJİTASYON ile/||/<> AJİTE ile/||/<> AJİTE ETMEK

( Huzursuzluk, çalkalama. İLE/||/<> Huzursuz, çalkalanmış. İLE/||/<> Huzursuz etmek, çalkalamak. )


-AK ile AK

( Beyaz. İLE Sıvıların/akışkanların akması. )


-AK ile BEYAZ



-AKAÇ ile AKAK ile AKI ile AKILGA ile AKIM ile AKINDIRIK ile AKINTI ile AKIŞKANLAŞTIRICI ile AKITMALIK ile AKMA ile AKMALIK

( Birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç. | Temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan, yeraltı su borusu. İLE Su, hava, duman gibi akışkan şeylerin geçip gitmesine yarayan, her tür yol, akımlık. İLE Işık kaynağının, 1 saniyede çevresine yaydığı ışık enerjisi/akısı.[Akı birimi, lümen'dir.] İLE Suların akması için bir duvarda bırakılan düşey yarık. İLE Üslûp niteliği taşımayan sanat görüşü, çığır. | Hava, su gibi akışkan maddelerin ya da elektrik gibi kuvvetin, herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, çereyan. İLE Ağaç sakızı, reçine. İLE Eğim. İLE Beton akışkanlaştırıcı. İLE Çatı kaplama işlerinde, yedirmelik ya da kurşun şerit ile örtülü birleştirme ya da tonoz geçmesi. İLE Bir gerece uygulanan gerilme sabit kaldığı halde şekil değiştirmenin artması. İLE Sokak ve bahçe yollarının iki yanında ya da ortasında, suların akıp gitmesi için yapılan oluk. )


-AKADEMİZM ile/||/<> İZLENİMCİLİK/EMPRESYONİZM ile/||/<> DIŞAVURUMCULUK/EKSPRESYONİZM ile/||/<> AYRINTI NATÜRALİZMİ ile/||/<> DEFORMASYON ile/||/<> MİTOLOJİK

( Sanat dallarında akademik öğretimin kalıplarına bağlı, yeni arayışlara karşı çıkan anlayış. İLE/||/<> 19. Yüzyıl sonunda Fransa'da ortaya çıkan, ışık etkilerine dayanarak doğayı anlık görüntüsü ile resimlemeye dayanan sanat akımı. İLE/||/<> XX. yüzyılın başlarında izlenimciliğe tepki olarak ortaya çıkan ve sanatçının duygularını renklerle ya da deformasyon yoluyla belirtmesini amaçlayan anlatımcı sanat akımı. İLE/||/<> Bir sanat yapıtındaki ayrıntıların titiz bir gözlem sonucu son derece ince bir işçilikle doğaya uygun bir biçimde betimlenmesi. Özellikle XV. yüzyıl sanatında karşımıza çıkan bu anlayışta her bir ayrıntı doğadaki aslının küçük bir kopyası gibi betimlenir. Ayrıntı natüralizminin en iyi örnekleri, XV. yüzyıl kuzey sanatında dinsel konulu resimlerin arka planlarındaki manzaralarda görülür. İLE/||/<> Biçim bozma. Bir sanat yapıtında betimlenen figürlerin belirli yerlerinin figürü tanınmaz derecesine vardırmadan bozulmaya uğratılması. Batı sanatında özellikle Maniyerist üslûbun kullandığı yöntemlerden biri olan deformasyon, Rönesans sanatındaki kusursuz anatomik tanımlamaya karşı çıkış yollarından biridir. İLE/||/<> Mitolojiye ilişkin her türlü olgu ve oluşum. Batı sanatında genellikle Yunan ve Roma mitolojilerinden konu alınmış yapılarda görülen nitelikler. )


-AKAK ile/ve ŞEV[Fars.]

( Eğimi ve inişi fazla olan yer. İLE/VE Yokuş, bayır, meyilli yer. )


-AKÂMET[Ar.] değil/yerine/= BAŞARISIZLIK

( Kısırlık, verimsizlik. | Başarısızlık, sonuçsuzluk. )


-AKARYOTİK ile/||/<> AKARYOSİT

( Çekirdeksiz . İLE/||/<> Çekirdeksiz göze. )


-AKBALIK = AKYABALIĞI

( Uskumrugillerden, ufak pullu bir balık.[10 - 60 kg.] )


-AKBİL'İ:
YAVAŞ BASMAK değil/>< BASILI TUTMAK/BEKLEMEK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


-AKEDEMİK değil AKADEMİK



-AKICI/LIK ile/ve/değil SÜREKLİ/LİK



-AKICILIK ile SÜRÜKLEYİCİLİK



-AKİD/AKİT ile/||/<> AHKÂM ile/||/<> BERÎÜZ-ZİMME ile/||/<> MATÛK ile/||/<> UHDE

( Sözleşme, bir sözleşmede taraf olan kişi. İLE/||/<> Hükümler. İLE/||/<> Zimmetten ya da borçlardan kurtulmuş, temize çıkmış. İLE/||/<> Azat olunmuş, azatlı. İLE/||/<> Birinin üzerinde olan iş, sorumluluk. )


-AKIL ETMEK ile TEFEKKÜR ETMEK



-AKIL VERMEK ile/ve/değil/yerine BİLDİKLERİNİ ANLATMAK



-AKIL-FİKİR SAHİBİ OLMA(MA)K ile İFLÂH OLMA(MA)K



-AKIL-MANTIK



-AKIL:
TÜMEL(/LER) ve/<> TİKELLER ARASILIK



-AKIL ve/||/<> AHLÂK ve/||/<> ADÂLET ve/||/<> ÂDÂB ve/||/<> AŞK



-ÂKİL ile/ve ÂŞIK



-AKIL ve METAFİZİK



-AKIL ve/||/<>/>/< OLANAK

( Yaşam, akıl ettiğin ve olanakların kadardır. [geliştirip değiştirebilme gücü/olanakları sende olmak üzere] )


-AKILDA KESİNLİK ile/> DUYULARDA KESİNLİK



-AKILDA TUTMAK ile/ve/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK



-AKILLA TARTMAK ile/değil/yerine KALPLE DİNLEMEK



-AKILLANMAK ve/||/<>/< AKIL ALMAK



-AKILLI OLMAK ile/ve/değil/yerine YETERİNCE AKILLI OLMAK/DAVRANMAK



-AKILLILIK:
"SÜREKLİ SUSKUN OLMAK"
değil
NE ZAMAN, NEREDE VE NE KADAR SUSACAĞIMIZI BİLMEK



-AKILSIZ BAŞ ve/||/<>/> AYAK

( Akılsız başın cezasını, ayaklar çeker. )


-AKILSIZ İLERLEMEK değil AKLI AŞARAK İLERLEMEK



-AKILTAPARLIK ile/yerine AYDINLANMA



-AKINEZİ/AKINESIA[İng.] değil/yerine/= DEVİNIMSİZLİK



-AKİNEZİ ile/||/<> AKİNETİK

( Devinimsizlik. İLE/||/<> Devinimsiz. )


-AKINTIYA KAPILMAK değil/yerine AKIŞA KATILMAK/BIRAKMAK



-AKIŞ ile/ve/<> KENDİLİĞİNDENLİK



-AKIŞIYLA YAŞAMAK ile/ve/||/<> AŞKIYLA YAŞAMAK



-AKIŞKANLIK ile/ve SÜREKLİLİK



-AKIŞLI/LIK ile/ve/||/<> GEÇİCİ/LİK



-AKLANIP PAKLANMAK



-AKLEDİLEBİLİRLİK ile/ve/<> EBEDİLİK



-AKLI BAŞINDALIK ile/ve/<> YALNIZLIK



-AKLÎ BİRLİK ile/ve SİYASÎ BİRLİK



-AKLÎ ZORUNLULUK ile/ve/<> OLGUSAL ZORUNLULUK



-AKLI, DUYGULARA ARAÇ KILMAK ile/değil DUYGULARI, AKLA ARAÇ KILMAK



-AKLI:
KAYBETMEK değil "TERK" ETMEK



-AKLINA GELMEME(Sİ) ile/ve UYGULAMAYA/KULLANMAYA UYGUN BULMAMAK



-AKLININ BAŞINA GELMESİ ile/değil/yerine/>< AKLI BAŞINDA DAVRANMAK



-AKOLİK değil/yerine/= SAFRASIZ



-AKREDİTASYON/ACCREDITATION[İng.] değil/yerine/= DENKLİK



-AKREP ile AKREBEK

( ... İLE Küçük akrep. )


-AKRO-... ile/||/<> AKRODİNİ ile/||/<> AKROMEGALİ ile/||/<> AKROPARESTEZİ ile/||/<> AKROSİYANOZ ile/||/<> AMPÜTASYON ile/||/<> AMPÜTE ETMEK

( Uc. İLE/||/<> Uc ağrısı. İLE/||/<> Uc irileşimi. İLE/||/<> Uc karıncalanması. İLE/||/<> Uc morarımı. İLE/||/<> Uc kesimi | kopma. İLE/||/<> Uc kesme. )


-AKROFONİ[Yun.] değil/yerine/= BİR SÖZCÜĞÜN İLK HECESİNİ VURGULU OLARAK SÖYLEMEK



-AKROMATİK[Fr.] değil/yerine/= EŞYANIN GÖRÜNTÜLERİNİ YANAR DÖNER PARÇALAR OLMADAN GÖSTEREN OPTİK DÜZEN/EK



-AKROMATİK ile AKROMATİK İĞ İPLİK

( Beyaz ışığı çözümlemeden geçiren, renksemez. Gözede, boyayı kabul etmeyen bölüm. İLE Mitozun ilk evresi sonunda tüm gözelerde beliren ve göze boyalarıyla boyanamayan iğ biçimindeki oluşum. )


-AKROMATİK ile/||/<> AKROMATOPSİ/AKROMATİZM

( Renksiz. İLE/||/<> Renk körlüğü. )


-AKSÂ-YI ŞARK

( Uzakdoğu. Çin, Japonya. )


-AKSAK ile AKSAK

( Usûl. İLE Hafifçe topallayan. | İyi gitmeyen/işlemeyen. | Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize. )


-AKSATMAK ile/ve/||/<> İHMAL ETMEK



-AKSELERASYON ile/||/<> AKSELERATÖR ile/||/<> AKSELERE ETMEK

( Hızlanma, ivme. İLE/||/<> Hızlandırıcı. İLE/||/<> Hızlandırmak. )


-AKSİLİK değil/yerine/= TERSLİK



-AKSİNE yerine FARKLI OLARAK

( Aksine kelimesindeki gibi karşı düşünceyi reddetmek yerine karşı düşüncenin varlığını kabul ederek onun farklılığını belirtmek. )


-AKSIRIP TIKSIRMAK



-AKSİS[Lat.] değil/yerine/= BİR CİNS GEYİK



-AKSİYOM'DA:
TAMLIK ve KAPALILIK ve BASİTLİK



-AKSİYOM ile ÇOK ANLAMLILIK



-AKTARMAK ile GÖNDERMEK



-AKTARMAK ile/ve/değil İŞARET ETMEK



-AKTARMAK ile/ve/<>/değil PAYLAŞMAK



-AKTARMAK ile/ve TAŞIMAK



-AKTARMAK ile/ve/değil/<> YANSITMAK



-AKTİVE ETMEK değil/yerine/= ETKİNLEŞTİRMEK



-AKTİVİZM değil/yerine/= ETKİNCİLİK



-AKTOGRAF[Fr.] değil/yerine/= BİREYİN DAVRANIŞ ETKİNLİĞİNİN ZAMAN İÇİNDEKİ DAĞILIMINI ÖLÇMEYE YARAYAN DÜZENEK



-AKTÖRE = AHLÂK = MORALS[İng.] = MORALE[Fr.] = MORALE[Alm.] = MORALIDAD[İsp.]



-AKTÜALİZM değil/yerine/= EDİMSELCİLİK



-AKUAMANİL[Lat.] değil/yerine/= İBRİK

( Kilisede kutsanmış su ve şarap dökmeye yarayan kulplu ibrik. )


-AKUAMANİL[Lat.] değil/yerine/= İBRİK

( İBRİK: Su ve sulu şeyler koymaya yarayan, kulplu, emzikli kap. )


-AKÜMÜLASYON ile/||/<> AKÜMÜLE OLMAK

( Birikim. İLE/||/<> Birikmek. )


-AKUSTİK değil/yerine/= SESSEL | EMPEDANS SES GEÇİRİMSİZLİĞİ



-AKZAMBAK değil AK ZAMBAK



-ALA-[İt.] değil/yerine/= "YÖNTEMİNCE, BİÇİMİNDE" ANLAMI KATAN ÖN EK



-ALABALIK ile/değil DENİZALASI

( Alabalıkgillerden, soğuk ve duru sularda yaşayan, bir tatlı su balığı. İLE Kemikli balıklar takımının alabalıkgiller ailesinden, denizlerde yaşayan bir balık türü. )


-ALABALIK ile GÖLALASI

( ... İLE Avrupa ve Anadolu göllerinde yaşayan, bir tür alabalık. )


-ALAÇIK:
ÇARDAK ile/ve/||/<> ÇADIR

( Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak; alaçık. | Asma vb. bitkilerin dallarını sardırmak için direklerle yapılmış yer. İLE/VE/||/<> Keçeden yapılan çadır. )


-ALÂKADAR OLMAK değil/yerine/= İLGİLENMEK/İLGİ GÖSTERMEK



-ALAKART[Fr.] değil/yerine/= SEÇİMLİ YEMEK

( Lokantada yemek dizininden seçilen yemek. )


-ALAMİNÜT[Fr.] değil/yerine/= ÇABUK, ANINDA | KOLAY VE ÇABUK YAPILAN YEMEK



-ALAN ile/ve BOŞLUK

( İkisi arasındaki boşluk, köprünün kendidir. )


-ALAN ile/ve BOŞLUK

( The very gap between is the bridge. )


-ALANINI TANIMAK ile/ve PAYLAŞIM



-ALAWILHELM[Fr.] değil/yerine/= ALMAN İMPARATORU WILHELM BİÇİMİNDE BIYIK



-ALAYCI TUTUM/LAR yerine SAYGI GÖSTERMEK



-ALBİKANS değil/yerine/= AK



-ALBİNİZM/ALBİNO[Fr. < Lat.] ile AKŞIN/LIK

( Saç, kirpik, kaş ve deride aşırı beyazlık hastalığı. (Soydan geçer.) )


-ALÇAK ile/değil AŞAĞI



-ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK ve/||/<> BİLGE/LİK

( Kimseden daha iyi olmadığımızı anlayacak kadar. VE/||/<> Herkesten farklı olduğumuzu kavrayabilecek kadar. )


-ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK ile/ve YÜCEGÖNÜLLÜ/LÜK



-ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK(TEVÂZÛ GÖSTERMEK) ile/ve/<>/değil/yerine/hem de SUSMAK



-ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK ile CEHALET



-ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK ile/ve HİKMET



-ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK = MODESTY[İng.] = MODESTIE[Fr.] = BESCHIEDENHEIT[Alm.] = MODESTIA[Lat.]



-ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK ile/ve ŞANS



-ALÇALMAK değil/yerine AÇ KALMAK



-ALÇI:
ADİ/STÜK ile ANHİDRİT ile DÖŞEME ile GÖZENEKLİ ile İNCE İNŞAAT ile KABA İNŞAAT ile KALIP ile KATKILI ile MERMER ile PARİS ile PİYASA ile SIVA ile ŞAPLI ile YÜKSEK DİRENÇLİ

( ANHİDRİT[Fr. < ANHYDRITE]: Genellikle kaya tuzu ve alçı taşıyla birlikte bulunan doğal, susuz kalsiyum sülfat. )


-ALDANMA ile/ve SORUMLULUK

( Dünyayı bileceksin, aldanmamak için! Sonrayı/ahireti bileceksin, aldatmamak için! )


-ALDANMAK/KANMAK ile HÜSRAN



-ALDANMAK ile/ve/değil/yerine ADANMAK



-ALDANMAK ile ALDATMAK

( Aldattığını düşünen/zanneden, kimi aldatmıştır acaba? Sadece, Kendini! )


-ALDAT(IL)MAK ile/ve/değil/||/<>/< YANIL(T/IL)MAK



-ALDATANI:
ALDATMAK değil/yerine "ATLATMAK"



-ALDATMAK ile "NUMARA ÇEKMEK"



-ALDATMAK ile/değil ANLATAMAMAK



-ALDATMAK ile KIRIŞTIRMAK



-ALDIRMAMAK ile/ve/<> AFFETMEK



-ALEL ITLAK[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK / HİÇBİR KAYITLA KAYITLANMAMAK



-ALENGİRLİ değil/yerine/= GÖSTERİŞLİ, TUHAF | HOŞ | KARMAŞIK



-ALERJİ ile/değil İSİLİK



-ALEV ALMAMAK ile/ve YANMAMAK



-ALGESİ[Yun.] değil/yerine/= AĞRIYA DUYARLILIK

( ALGESİMETRE[Fr.]: Bir acı duyumunu oluşturmak için gerekli uyarımın etkisini ölçen araç. )


-ALGI = İDRAK = PERCEPTION[İng., Fr.] = WAHRNEHMUNG[Alm.] = PERCEPCION[İsp.] = PERCEPTIONIS[Lat.] = HE KATALEPSIS[Yun.] = el-İDRÂK el-HİSSÎ[Ar.] = İDRÂK-İ CUZ'Î[Fars.] = GEWAARWORDING, WAARNEMING[Felm.]



-ALGIDA ...:
SEÇİCİLİK ile/ve/değil/||/<>/< SÜZÜCÜLÜK



-ALGILAMA SÜRECİNDE:
BELİRGİNLİK ile/ve/> KONUM ile/ve/> ŞİDDET ile/ve/> SÜRE



-ALGILAMAK ile/ve/için DİNLEMEK

( TO LISTEN for PERCEPTION )


-ALGILAMAK ile/ve GÖRMEK



-ALGILAMAK ile HİSSETMEK



-ALGILAMAK ile/ve İDRAK ETMEK



-ALGILAMAK = İDRAK ETMEK = PERCEIVE[İng.] = PERCEVOIR[Fr.] = ERKENNEN/WAHRNEHMEN[Alm.] = PERCIPIO[Lat.]



-ALGISAL EŞİKLER'DE:
ÖZEL ALICILAR ile/ve MUTLAK EŞİK ile/ve FARK EŞİĞİ



-ALIK/SERSEM/EBLEH ile KORKAK ile ALÇAK

( "Hiçbir şeyin değişmeyeceğini" "düşünüyorsak..." İLE "Düşünmek istemiyorsak..." İLE "Hiçbir şeyin değişmemesinin, kendi çıkarımıza olacağını düşünüyorsak..." )


-ALIK ile/||/<> BALIK



-ALIKLIK/BELÂHET değil/yerine/>< FARKINDALIK



-ALIKLIK ile ALINGANLIK

( Anlama ve sezme gücü yetersiz olma ve yetersiz olan kişi. İLE Çabuk "gücenen/kırılan". Kendiyle ilgisi olmasa da kendine bağlayan/bağlamak. )


-ALIKOYULMAK değil ALIKONULMAK



-ALİL[Fr.] değil/yerine/= SARIMSAKTA SÜLFÜR BİÇİMİNDE BULUNAN TEK DEĞERLİ KÖK



-ÂLİM'KEN ÂRİF OLMAK ile ÂRİF'KEN ZARİF OLMAK



-ALINGAN/LIK ile/değil BENCİL/LİK

( Gizli şirk. )


-ALINGAN/LIK ile HASSAS/LIK



-ALINGAN/LIK ile PARANOYA/K



-ALINLIK ile/||/<> KASNAK ile/||/<> KAVSARA

( Antik yapıların cephelerinde çatı ile korniş arasında yer alan üçgen biçimindeki bölüm. | Bir portalın ya da bir pencerenin çerçeve içine alınmış üst bölümü. İLE/||/<> Bir mimari yapıda kubbenin oturduğu ve yapının üslûbuna, türüne göre kare ya da yuvarlak olan kaide. İLE/||/<> Portal/taç kapı, mihrap gibi yerlerin yarım kubbeye benzeyen üst bölümü. )


-ALINMAK ile/ve GÜCENMEK



-ALINMAK ile İÇERLEMEK



-ALIŞIK ile AL IŞIK



-ALIŞILABİLİRLİK ile/ve/||/<> KALDIRILABİLİRLİK



-ALIŞILMIŞ/LIK ile/değil/yerine/>< AŞILMIŞ/LIK



-ALIŞKANLIK/ÂDET ile GEREKLİLİK



-ALIŞKANLIK ve/< BELLEK

( Olumsuz alışkanlıklar, bellekteki kayıtların kötüye kullanımından kaynaklanır. )


-ALIŞKANLIK ve GEÇMİŞ



-ALIŞKANLIK ile GELENEK



-ALIŞKANLIK ile GEREKLİLİK

( Normal bir hal acı verici olamaz, ama yanlış bir alışkanlık çoğu zaman süreğen acılara yol açar. )


-ALIŞKANLIK ile GEREKLİLİK

( Alışkanlık ve ihtiras kör eder ve yanlışa götürür. )


-ALIŞKANLIK ile GEREKLİLİK

( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )


-ALIŞKANLIK = İTİYAT = HABIT[İng.] = HABITUDE[Fr.] = GEWOHNHEIT[Alm.] = HABITUS[Lat.] = HEKSIS[Yun.] = COSTUMBRE[İsp.]



-ALIŞKANLIK ile/ve/değil ŞARTLANMA



-ALIŞKANLIK ile/ve/<> ŞAŞKINLIK



-ALIŞKANLIK ile SÜNNET



-ALIŞKANLIK ile ZAAF

( Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir. )


-ALIŞKANLIK ile ZAAF

( Alışkanlıklar, tutkuyu; tutku da karakteri etkiler. )


-ALIŞKINLIK ile/ve/> DUYUMSAMAMAK/HİSSETMEMEK



-ALIŞMA/ALIŞKANLIK ile DADANMA

( Sevimsiz şeyler, put edinilmez. )


-ALIŞMAK ile/ve ÂŞİNÂ/LIK



-ALIŞMAK ile/değil/ne yazık ki KOLAYINA GELMEK



-ALIŞMAK ile/ve/değil KOŞULLANMAK



-ALJEZİ ile/||/<> ALJEZİK ile/||/<> ...-ALJİ

( Ağrı duyarlılığı. İLE/||/<> Ağrılı. İLE/||/<> ... ağrısı. )


-ALKIŞLAMAK ile/değil/yerine KABUL ETMEK



-ALKOLİZM ile/||/<> ALKOLİK

( Alkol bağımlılığı İLE/||/<> Alkol bağımlısı. )


-ALLAH:
HÜSN-Ü MUTLAK ve/ya da HAYR-I MAHZ ve/ya da BAHR-I ÂMÂ



-ALLAH'I BİLMEK ve/<> HADDİNİ BİLMEK



-ALLAH'IN ZÂTINI DÜŞÜNMEK ile/ve/yerine ALLAH'IN ÂSÂR'INI DÜŞÜNMEK



-ALLAH'TAN FÂNÎ OLMAK ile/ve/||/<>/> ALLAH İLE BÂKÎ OLMAK



-ALLAH ile/ve/<> AŞK

( "Açıkladıkça" gizlenen. İLE/VE/<> Gizledikçe açığa çıkan. )


-ALLAH ile HAKK

( Kimlik. İLE Varlık. )


-ALLAH ile HAKK

( Allah'a güvenenin yolu, Hakk'tır. )


-ALLAK BULLAK (OLMAK) ile HALLAÇ PAMUĞU GİBİ ATMAK/ATILMAK



-ALLEN ile/||/<> AYRILMA ile/||/<> HAECKEL BİYOGENETİK ile/||/<> HAMİLTON ile/||/<> HARDY-WEİNBERG ile/||/<> VON BAER

( Soğuk bölgelerde yaşayan sıcakkanlı hayvanların, sıcak bölgelerde yaşayanlara göre daha kısa uzuvlarının olduğunu belirten kural.[< Joel Asaph Allen(zoolog ve ornitolog)] İLE/||/<> Bir genin iki farklı alelinin ayrılarak farklı gametlere dağılması.[Tamamen rastgele gerçekleşir. Eğer genler homozigot ise gametlerdeki ayrılan genler %100 aynı olur. Fakat eğer ayrılan genler heterozigot ise gametlerin %50'si baskın aleli, öteki %50'si ise çekinik aleli alır.] İLE/||/<> 1874 yılında öne sürülen bu kural, ontogeni ile filogeni arasındaki ilişkiyi açıklar.[< Ernst Haeckel][Ontogeni, filogeniyi yineler. Bir canlının embriyolok dönemdeki gelişimi, atalarının evrimsel geçmişindeki değişimlerini yineler. Bu kural, dirimbilim, insanbilim ve gelişim psikolojisi gibi bazı disiplinlerce kabul görmüş ya da genişletilmiştir.] İLE/||/<> Akraba seçilimi konusunda ileri sürdüğü kural.[< William Hamilton][Hamilton, akrabalar için fedakârlık gerektiren durumları matematiksel tanıma dökmüştür. Fedakârlık gerektiren bir devinimde, "c" fedakârlık yapanın ödediği bedel, "r" akrabalık derecesi ve "b" fedakârlık sonucu olası kazanç olmak üzere: C < R * B ise bu devinim, akraba seçilimi için yararlı bir devinimdir.] İLE/||/<> Gen frekanslarının hesaplanması için Harold Hardy[matematikçi] ve Wilhelm Weinberg'in, 1908 yılında geliştirdiği formül. İLE/||/<> Embriyoloji hakkında öne sürülen kural.[< Karl Ernst von Baer] )


-ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AŞMAK



-ALMAK ile EDİNMEK



-ALMAK ile/yerine EDİNMEK



-ALMAK ile/yerine EDİNMEK



-ALMAK ile/ve KABUL ETMEK



-ALMAK ile/ve/<> ÖĞRENMEK



-ALMAK ile SATIN ALMAK



-ALMANAK[İng. ALMANAC][Fr. < ALMANACH] değil/yerine/= YILLIK



-ALNI ile/ve KALBİ ile/ve KAPISI AÇIK OLMAK



-ALOFENİK/HİBRİT/KİMERİK ile/||/<> ALOJENİK ile/||/<> ALOMETRİ ile/||/<> ALOMETRİ DENKLEMİ ile/||/<> ALOPATRİ ile/||/<> ALOPATRİK MODEL ile/||/<> ALOSTERİ ile/||/<> ALOSTERİK PROTEİN ile/||/<> ALOTANIMA ile/||/<> ALOZİM

( Gözelerinde birden fazla genotip bulunan organizmalar.[İki farklı türün çiftleşmesiyle oluşan döl olarak da bilinir. En bilinen örneği, at ile eşeğin çiftleşmesi ile oluşan katırdır.] İLE/||/<> Aynı türe ait olmasına karşın bireylerin genlerinin farklı olması.[Homo sapiens türünde, tek yumurta ikizleri dışındaki her birey, birbiriyle alojeniktir.] | Bir türün farklı üyelerinden elde edilen biyolojik nesnelerin bu türün başka bir üyesi için neyle karşılandığını tanımlar.[Alojenik kök göze] İLE/||/<> Gövde büyüklüğünün, gövdenin biçimine, anatomiye, fizyolojiye ve davranışa bağlı olan ilişkisini inceleyen bilim dalı.[Çoğu zaman, bir canlının gelişimi sırasında farklı parçalarının ya da boyutlarının farklı büyüme miktarı göstermesi için kullanılsa da sadece asimetrik büyüme çözümlemesini içermez. Bir organizmanın gövde biçimi, gelişim süresince farklı parçalarının oransal büyüme hızına bağlıdır. Gövdenin kendine özgü biçimini almasını sağlayan bu orantılı büyümeye alometrik büyüme denir.][Baş, insanın gelişimi sırasında gövdeye oranla daha yavaş, bacaklar ise daha hızlı gelişmektedir.] İLE/||/<> Genel formu y = bxa olan denklem.[y ve x karşılaştırılan iki değer, a ve b ise sabittir.[Büyüme, doğrusal/izometrik ise allometrik üstel "a" nın değeri 1'dir. a > 1 olduğunda, allometri pozitif, a < 1 olduğunda negatif olarak söylenir.] İLE/||/<> Farklı coğrafi alanlarda yaşamak ya da farklı bölgelerde yaşayan topluluklar. İLE/||/<> Bir popülasyonun yalıtıldığında seçilimin ve sürüklenmenin yalıtımının iki yanındaki popülasyonlara bağımsız olarak etki etmesi yoluyla türleşmenin gerçekleştiğini ileri süren varsayım.[Günümüzde bilimsel gerçek olarak görülmektedir.] İLE/||/<> Düzenleyici bir ligandın proteinin katalitik sahası dışındaki bir bölgeye bağlanması yoluyla ya da kovalent modifikasyon yoluyla bir proteinin konformasyonunun değişmesi yoluyla protein etkinliğinin değişmesi. İLE/||/<> En az iki farklı konformasyonu benimseyebilen ve bir ligandın bir bölgesine bağlanmasıyla oluşan konformasyonel değişikliğin proteinin ikinci bir bölgesindeki protein etkinliğini değiştirdiği proteinler. Bu proteinler, bir gözedeki bir molekülün başka bir türdeki bir molekülün yazgısını etkilemesine izin verir ve bu mekanizma enzim düzenlemesinde yaygın olarak kullanılır. İLE/||/<> Bir allojenik bireyin antijen sunan gözeler üzerindeki MHC moleküllerinin, T gözeleri tarafından tanınması.[In vivo ortamda allograf reddine ve karışık lenfosit reaksiyonuna[mixed lymphocyte reaction/MLR] neden olur.] İLE/||/<> Aynı lokusta bulunan farklı alellerden salgılanan farklı özellikteki enzimler. )


-ALOPESİ/ALOPECIA[İng.] değil/yerine/= SAÇ YA DA KIL DÖKÜLMESİ | SAÇSIZLIK KELLİK



-ALT DUDAK = ŞEFE-İ SÜFLÂ = LÈVRE INFÉRIEURE



-ALT EKSTREMİTE/LOWER EXTREMITY[İng.] değil/yerine/= BACAK



-ALT-ÜST ETMEK ile YERLE BİR ETMEK



-ALTBİÇİMLİK



-ALTERNATİF ile OLANAK



-ALTIN KÖKÜ ile BOYA KÖKÜ ile EĞİR KÖKÜ/OTU ile HELVACI KÖKÜ/ÇÖVEN ile MEYAN KÖKÜ ile EK KÖK ile SAÇAK KÖK ile YUMRU KÖK

( Güney Amerika'da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka. İLE ... İLE Dere ve durgun su kenarlarında yetişen, 50-125 santimetre yüksekliğinde, çok yıllık ve otsu bir bitki, eğir kökü. İLE Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki. İLE Fasulyegillerden, 30-60 santimetre yüksekliğinde, tüysü yapraklı, mavimsi, mor çiçekli, tatlı olan toprak altı bölümleri hekimlikte ve serinletici içeceklerin yapımında kullanılan, çok yıllık otsu bir bitki. İLE Sapın yanlarından çıkan ince kök. İLE Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevresindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu. | Kök boğazının hemen alt kısmından başlayıp çok dallanmış olarak toprakta yüzeysel biçimde gelişen kök. İLE Patates, pancar, yer elması gibi yumru biçiminde olan kök. )


-ALTIN ORAN ve YAŞAMSALLIK



-ALTIN ile ZERİK

( Eski İran'da, Dariüs devrinde bastırılmış altın para. )


-ALTINA SIÇMAK ile ALTINA SIÇMAK

( Dışkıyı tutamamak. İLE Altından yapılmış klozete/taşa dışkılamak. )


-ALTINDA KALMAK ile/değil/yerine/< ALTINDAN KALKMAK



-ALTIPARMAK ile ALTIPARMAK

( Bir tür iri palamut balığı. İLE Ayrı renkte altı yolu olan kumaş. | Bu kumaştan yapılan gelin giysisi. )


-ALTSANMA ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK



-ALTTAN ALMAK ile/ve İDARE ETMEK



-ÂMÂ-İ MUTLAK ile/<> ÂMÂ-İ İZÂFÎ

( HİCÂB-I CELÂL: Mutlak körlük. )


-AMA ile ANCAK



-AMABİLE[İt.] ile SEVİMLİ ÇALINACAK

( Bir parçanın, sevimli ve cana yakın çalınacağını anlatır. )


-AMAÇ:
AYRICALIK değil/yerine HİZMET



-AMAÇ:
BİRLİK ve/<> BÜTÜNLÜK



-AMAÇ ile/ve/||/<> AMAÇLILIK



-AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/< YEĞLENİLİRLİK/TERCİH EDİLİRLİK



-AMAÇLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< YELTENMEK



-AMANT[Fr.] değil/yerine/= ÂŞIK



-AMAROKS FUGAKS/AMAUROSIS FUGAX[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ KÖRLÜK



-AMAROZ[Fr.] değil/yerine/= BAKAR KÖRLÜK



-AMARULA ile SARHOŞLUK

( Meyvesinde alkol oluşan/bulunan ağaç/meyve. )


-AMARULA ile SARHOŞLUK

( )


-AMATÖR TUTUM ile ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK



-AMATÖR/LÜK ile PROFESYONEL/LİK

( Genel kabul ile tanımlanan. )


-AMATÖR/LÜK ile PROFESYONEL/LİK

( Sanatta, tam tersi! )


-AMAZON ile/ve/<> GOOGLE ile/ve/<> FACEBOOK ile/ve/<> MICROSOFT ile/ve/<> APPLE ile/ve/<> ORACLE

( )


-AMBALAJ ile/ve/değil EŞİK



-AMBİVALANS/AMBIVALENCE[İng.] değil/yerine/= İKİRCİKLİLİK



-AMBULATUVAR/AMBULATORY[İng.] değil/yerine/= AYAKTAN | GÜNÜBİRLİK



-AMEL ile/ve EMEK

( Dünyalık için. İLE/VE Ahiret için. )


-AMELİNE GÜVENMEK ile/ve/değil/yerine ALLAH'A GÜVENMEK



-AMERİKA BİZONU ile AVRUPA BİZONU, BONNACON, VAHŞİ İNEK ile HİNT BİZONU, GAUR

( Dışkılarını, 70 metrenin üzerinde bir mesafeye püskürterek kendilerini savunurlarmış. [Ortaçağ dönemine ait metinlerden] )


-AMFİARTOZ ile/||/<> AMFİPATİK ile/||/<> AMFİZEM

( Çok az ya da özel durumlarda oynayabilen eklemler.[Kalça ve omurga arasındaki eklemler] İLE/||/<> Birbirine zıt, hidrofobik ve hidrofilik molekülün birlikte bulunması.[Yağların bu yapıda olması, canlılığın su içinde başlaması için önemlidir.] İLE/||/<> Dokularda normal durumların dışında hava bulunmasına bağlı genişleme.[Genellikle akciğerde görülür. Özellikle KOAH sayrılarında rastlanma sıklığı yüksektir.] )


-AMFİPATİK ile AMFİPATİK MOLEKÜL

( Hem hidrofobik, hem de hidrofilik özellikler taşıyan moleküller. İLE İki uclu molekül olup göze zarında önemli rol oynar. )


-AMFİPATİK ile AMFOTER

( Hem hidrofobik, hem de hidrofilik bölgeleri olan moleküller. İLE Hem asit, hem de baz özellikleri gösteren moleküller. )


-AMFOTER ile ASİDİK

( Hem asit, hem de baz olarak davranabilen nesne. İLE Proton veren nesne. )


-AMİGDALA ÇEKİRDEK ile/ve/||/<> PREFRONTAL KORTEKS



-AMORFİZM/AMORPHISM[İng.] değil/yerine/= BİÇİMSİZLİK



-AMORTİ ETMEK değil/yerine/= GERİ KAZANÇLAMAK



-AMORTİSÖR[Fr. < AMORTISSEUR] değil/yerine/= YUMUŞATMALIK

( Motorlu araçlarda sarsıntı, sallantı vb. hareketlerin etkisini daha aza indiren, yayların gereksiz hareketlerini gidermeye yarayan düzenek. | Bu düzeni kuran öğe. )


-AMOTİVASYON/AMOTIVATION[İng.] değil/yerine/= GÜDÜSÜZLÜK



-AMPİLASYON[Fr.] değil/yerine/= SOLUK ALIP VERİRKEN, GÖGÜS ÇEVRESİNİN ÇAPINDA OLUŞAN DEĞİŞİKLİK

( AMPLİYOMETRE[Fr.]: Göğüs çevresini ölçerek, solunum hareketlerinin genliğini belirtmeye yarayan araç. )


-AMPIRİK VALİDİTE/EMPIRICAL VALIDITY[İng.] değil/yerine/= GÖRGÜL GEÇERLİLİK



-AMPİRİK ile EMPİRİK

( İkisi de aynı anlamda fakat seslendirilişleri kişilerin yeğlemesine göre değişiyor. )


-AMPİRİZM değil/yerine/= DENEYİMCİLİK/DENEYCİLİK



-AMPLİFİKASYON ile/||/<> AMPLİFİKATÖR ile/||/<> AMPLİFİYE ETMEK

( Çoğaltma, artırma, güçlendirme. İLE/||/<> Yükselteç. İLE/||/<> Çoğaltmak, artırmak, güçlendirmek. )


-AMPLITÜT/AMPLITUDE[İng.] değil/yerine/= GENLİK



-AMSTERDAM ile BARSELONA ile PARİS ile NEW YORK ile DUBAİ

( image







)


-AMÛD ile/||/<> SEMEK

( Dikme. | Yükseklik. İLE/||/<> Yükseklik. )


-AMUR[Fr.] değil/yerine/= SEVGİ, AŞK



-AMUZİ[Fr.] değil/yerine/= MÜZİK YETENEKLERİNDE BOZUKLUK



-ÂN'!:
"KAYDETMEK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KAYBETMEK



-ÂN'I YAŞAMAK değil ÂN'IN FARKINDALIĞIYLA YAŞAMAK

( "Ân'ı, yaşamak" sözü, "anlık düşünmek, hareket etmek, günlük öteki işleri/durumları gözardı etmek, kenara koymak, askıya almak" ya da "keyfî, ben merkezci hareket etmek" olarak DEĞİL yaşamın, olay/olguların, çevrenin, kendinin/zihnin her durum ve sürecinde, farkındalıklı ve nitelikli yaşama çabası -iddiasında değil!- içinde olunması gerektiği, gerekenin, gerektiği koşullarda ve zamanda yerine getirilmesi gerektiği anlamına gelir. Ancak, bu biçimde, farkındalıklı düşünülür, eylemsel yaşanırsa, yaşamın içinde olunacağı, sorumluluk alarak, felsefî anlayış, bilimsel tutum ve sanatsal duyarlılık ile sağlanabilir. )


-ÂN'I YAŞAMAK değil ÂN'IN FARKINDALIĞIYLA YAŞAMAK

( "An'ı yaşamak" ya da "An'da yaşamak" deyimleri, eksik ya da yanlış kullanılmakta, algılanmaktadır ne yazık ki.

"An'ı yaşamak", gün boyunca yaptığın/yaşadığın biçimde, An'ı(nı) da farkındalıklı, verimli yaşamaya işaret etmek, dikkat çekmek üzere kullanılır/kullanılmalıdır. Bu algı ve yorumla, hem gün içinde yapılan/yaşanılan işlerdeki zorunlulukları/gereksinimleri yerine getirir gibi, An'ı da aynı zorunluluklar oranında yaşamayı, hem de An'ın yoğunluğundaki bilinci/ni, gün içindeki işlerde de devrede tutarak, verimli bir tam gün geçirmeyi anımsa(t)maya yöneliktir.

"An'da yaşamak" da aynı biçimde, günlük işlerdeki çokluk ve verimlilik gibi An'da da zamanı verimli kılacak, farkındalıklı bir tutum içinde yaşamayı anımsa(t)maya yöneliktir.

Yani...
"AN'I YAŞAMAK" değil AN'I, FARKINDALIKLI YAŞAMAK; "AN'DA YAŞAMAK" değil AN'DA, VERİMLİ/ÜRETKEN YAŞAMAK'tır! )


-AN ile/ve/değil EŞİK



-ANA BUDAK



-ANABOLİK ile/||/<> ANABOLİZM[A] ile/||/<> ANABOLİZAN ile/||/<> ANAEROB[İK] ile/||/<> ANAEROP

( Özümsel/yapımsal. İLE/||/<> Özümleme/yapım. İLE/||/<> Dirimleyici. İLE/||/<> Oksijensiz [yaşayan], havacıl olmayan, havasız, oksijensiz. İLE/||/<> Hava sevmez. )


-ANADOLU'DA:
HELVA "KARMAK/KARIŞTIRMAK" ile/ve/değil/||/<> HELVA BASMAK



-ANADOLU[Yun.] = AYDINLIK

( Doğu yönü, doğu yönündeki ülke. )


-ANAEROBİK ile/>< AEROBİK

( Oksijen olmadan enerji üretimi. İLE/>< Oksijenle enerji üretimi. )


-ANAHTAR ile/ve ÜST BAŞLIK



-ANAKİKLİK ile AMBİGRAM



-ANAKLİTİK/ANACLITIC[İng.] değil/yerine/= DUYGUSAL BAĞIMLILIK



-ANAKRONİK değil/yerine/= ÇAĞAŞIMSAL, ÇAĞI GEÇMİŞ/ÇAĞA UYMAZ/ESKİMİŞ



-ANAKROTİZM[Fr.] değil/yerine/= AORT YETMEZLİĞİ DURUMUNDA NABIZ KAYIT EĞRİSİNDE GÖRÜLEN AŞIRI GENLİK



-ANALEPTİK değil/yerine/= GÜÇLENDİRİCİ



-ANALFABETİZM[Fr.] değil/yerine/= OKUR YAZARLIK



-ANALİST ile/||/<> ANALİTİK ile/||/<> ANALİZ ile/||/<> ANALİZANT ile/||/<> ANALİZÖR

( Çözümleyici. İLE/||/<> Çözümsel, çözümleyici. İLE/||/<> Çözümleme. İLE/||/<> Çözümlenen [kişi]. İLE/||/<> Çözümleyici. )


-ANALİTİK ile/ve/||/<>/> SENTETİK

( İkili. İLE/VE/||/<>/> Üçlü. )


-ANALİTİK ile/ve/||/<>/> SENTETİK

( [bilgiyi] Genişletmiyorsa. İLE/VE/||/<>/> Genişletiyorsa. )


-ANALİTİK ile/ve/||/<>/> SENTETİK

( Apriori. İLE/VE/||/<>/> Aposteriori. )


-ANALİZ ETMEK/TAHLİL ETMEK değil/yerine/= ÇÖZÜMLEMEK/ÇÖZGÜLEMEK



-ANALOJİ ile/ve METAFİZİK



-ANAMNEZ ile/||/<> ANAMNESTİK

( Öykü, anımsama. İLE/||/<> Öyküsel, anımsayıcı. )


-ANANDA MUTLULUK

( Mutluluk. )


-ANANE/TRADİSYON değil/yerine/= GELENEK



-ANATOPİZM[Fr.] değil/yerine/= GÖÇMENLERDE YER DEĞİŞTİRMEKTEN KAYNAKLANAN ZİHİNSEL BOZUKLUK



-ANAYASA:
KATI ile/ve/değil/yerine/<> ESNEK



-ANAYOL(CADDE) ile SOKAK



-ANCA ile/değil ANCAK



-ANCAK ile/ve/||/<>/> ANCAK VE ANCAK

(
Kavram Açıklama Örnek
Ancak - Daha genel bir koşul ya da sınırlamayı tanımlar.
- Karşıtlık ya da sınırlama belirtmek için kullanılır.
- "Sınavı geçebilirsin, ancak daha çok çalışman gerekiyor."
- "Bu işi ancak deneyimli biri yapabilir."
Ancak ve Ancak - Kesinlik ve çift yönlü bir bağımlılığı tanımlar.
- İki durumun birbirine bağlı olduğunu ve biri olmadan ötekinin gerçekleşemeyeceğini gösterir.
- "Bir biçim, ancak ve ancak dört kenarı eşit ve açıları dikse karedir."
- "Bu görev, ancak ve ancak herkes zamanında teslim ederse tamamlanır."
)


-ANDROJENİK ile/||/<> ANDROPOZ

( Eril. İLE/||/<> Eril yaş dönümü. )


-ANEMİ/K değil/yerine/= KANSIZ/LIK



-ANERJİ/ANERGY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK YANITSIZLIĞI | ENERJİSİZLİK



-ANERJİ/K değil/yerine/= ENERJİ YOKLUĞU | ANTİJENE DUYARSIZLIK / DUYARSIZ



-ANESTETİK/ANESTEZİK ile/||/<> ANESTEZİ ile/||/<> ANESTEZİST/ANESTEZİ[Y]OLOG

( Duyum yokluğu, duyumsuzlaştırıcı. İLE/||/<> Duyum yitimi. İLE/||/<> Anestezi uzmanı. )


-ANGAJE[Fr./İng < ENGAGE] değil/yerine/= BAĞLAMAK/BAĞLANMAK



-ANGORA:
AKRİLİK ve MOHER

( %50 ve %50 )


-ANHÂ MİNHÂ : ŞUNDAN BUNDA, ŞU BU, ÖTEBERİ, ŞÖYLE BÖYLE EDEREK



-ANIMSA(YA)BİLMEDE:
ÖNCELİK ve/||/<> YOĞUNLUK ve/||/<> PEKİŞTİRME



-ANIMSAMAK ile AKILDA TUTMAK



-ANIMSAMAK ve/<> İÇSELLEŞ(TİR)MEK



-ANIMSAMAK ile/ve/||/<>/> ÖĞRENMEK

( Günlük konuşmada kullandığımız ve düşüncemizdeki gibi gerçekleşmeyen öğrenme işlevi ve sürecinin, öğrenme çeşitlerini bilmenin de kaygının nedeni/kaynağı ve sürecinde, kaygı duygu-durum bozukluklarında, hem doğru tanımlamak, hem de tersine çevirmek üzere ne kadar işe yarayacağını anımsamak durumundayız.

Bilindiği üzere, psikoloji araştırma ve deneylerinde, hayvanlardan ve özellikle de çeşitli nedenlerden dolayı sıçanlardan da yararlanılır. Kişinin, zihinsel ve bu doğrultuda, davranışsal ve tutumsal çözümlemelerinde, anımsamanın ve öğrenmenin sürecini de sıçanlar üzerinden şöyle ilginç bir deneyle anla(t)ma olanağımız bulunuyor.

Anımsama ile Öğrenme arasındaki farkları değerlendirebileceğimiz en verimli örnek ve deney ise Su Labirenti'dir.[Water Mase]

Sıçanın, sıçrayarak dışarı çıkamayacağı, ancak yüzerek bir çıkışa ulaşabileceğini düşündüren, 50 - 60 cm. derinliğindeki ve birkaç metre çaptaki, görüş mesafesi sıfır olan, boyalı bir suyla dolu havuzu, yüzeyinde, dörde böldüğümüzü varsayalım.

Havuzun bir çeyreğinde bulunan ve su üzerinde, sıçanı, batmadan taşıyabilecek bir mantarın çaprazındaki bir noktadan da sıçanı havuza bıraktığımızda, havuzun tamamında, suyun içinde ve herhangi bir yerinde yüzerken mantarı keşfetmesi ve üzerine çıkması, sıçan için bir çıkış kapısı ve bir kayıt olarak yerini almıştır.

Sıçan, yine aynı havuzun bambaşka bir noktasından tekrar havuza bırakıldığında, aynı çeyrekte bulunan mantarın, birkaç saniye daha hızlı keşfedilmeye başlandığı gözlemlenmektedir. Bu süreç ve tekrar sayısı arttıkça, sıçan, havuzun neresinden suya bırakılırsa bırakılsın, sürenin kısalmasıyla ve doğrudan bulunduğu çeyreğe ve noktaya yüzme şeklinde bir sonuca ulaşmaktadır. Bu durum, sıçanın, mantarın bulunduğu çeyreği ve yeri, öğrenmiş olması değil anımsaması ile ifade edilmektedir.

İkinci aşamada, mantar, havuzun içinden alınır ve sıçan, tekrar farklı çeyreklerden havuza bırakılır. Hangi çeyrekten ve kaç kere suya bırakılırsa bırakılsın, doğrudan, mantarın bulunduğu aynı çeyreğe yüzmekte ve mantarın bulunduğu noktanın etrafında yüzmektedir. Bu daha kapsamlı durum, süreç ve sonuç ise öğrenme ile ifade edilmektedir.

Kaygının ortadan kaldırılması için bilginin yanı sıra, zihnin işleyişinin de bilinmesi, çok belirleyici ve kolaylaştırıcı bir katkı sağlamaktadır. )


-ANIMSAMAK ile/ve/||/<>/> ÖĞRENMEK

(
Konu Açıklama
Morris Su Labirenti/Morris Water Mase Hayvanların öğrenme, bellek ve uzamsal becerilerini değerlendirmek için kullanılan bir davranışsal testtir.
1981 yılında Richard G. Morris tarafından geliştirilmiştir.
Nörobilim ve davranışsal bilimler için standart bir araçtır ve özellikle mekânsal bellek ile ilgili beyin bölgelerinin [örneğin, hipokampus] işlevlerini anlamada önemli bir rol oynar.
Yapı - Büyük, dairesel bir su havuzu.
- Havuzun içinde, su yüzeyinin hemen altında gizli bir platform.
- Su bulanıktır, böylece platform görerek değil dokunarak bulunur.
Amaç - Hayvanın gizli platforma ulaşmasını sağlamak.
- Mekânsal öğrenme ve belleği test etmek.
Kullanım Alanları - Mekânsal öğrenme ve belleği değerlendirmesi.
- Nörolojik bozuklukların incelenmesi (ör. Alzheimer, stres).
- İlaç etkilerinin test edilmesi.
Testin Çalışma Aşamaları Eğitim aşaması: Hayvan platformun yerini öğrenene kadar tankta birkaç kez test edilir.
Test aşaması: Platform kaldırılır veya yeni bir yere yerleştirilir; hayvanın önceki bilgileri kullanma becerisi değerlendirilir.
Ölçülen Parametreler - Platforma ulaşma süresi.
- İzlenen yolun uzunluğu.
- Platform çevresinde geçirilen süre (platform kaldırıldığında).
Avantajlar - Öğrenme ve belleği niceliksel olarak değerlendirme olanağı sağlar.
- Hayvanın doğal yüzme davranışlarını kullanır.
Dezavantajlar - Hayvanlar için suya maruz kalmak stres yaratabilir.
- Uygun araçlar ve teknik bilgi gerektirir.
- Görme engelli hayvanlar için uygun değildir.


Konu Açıklama
Öğrenme ve Anımsama ile İlişkisi Morris su labirenti, mekânsal öğrenme ve uzun süreli belleği ölçmek için kullanılır.

- Anımsama (Hafıza): Test aşamasında platform kaldırıldığında, hayvanın geçmiş deneyimlerini kullanarak platformun konumunu anımsama becerisi ölçülür.
- Öğrenme Süreci: Hayvan, tekrar edilen denemelerle platformun yerini öğrenir ve bu süreç hipokampal işlevleri yansıtır.
- Nörolojik Bozukluklar: Alzheimer, travmatik beyin hasarı gibi durumlarda öğrenme ve bellek bozulmaları bu test ile tespit edilebilir.
Depresyon ile İlişkisi Depresyon, öğrenme, bellek ve bilişsel süreçlerde bozulmalara neden olabilir.

- Stres ve Depresyonun Etkileri: Kronik stres ve depresyon, hipokampus oylumunda azalmaya ve bellek-öğrenme işlevlerinde bozulmaya yol açar.
- HPA Aksı ve Kortizol: Depresyonda artan kortizol düzeyleri hipokampal plastisiteyi olumsuz etkiler, bu da labirent performansının düşmesine neden olur.
- Antidepresan Tedaviler: Antidepresanlar hipokampus üzerindeki nöroplastik etkileri yoluyla bellek ve öğrenmeyi iyileştirebilir. Bu, test performansının artmasıyla gözlenebilir.
)


-ANIMSAMAK ile/ve/||/<>/> ÖĞRENMEK

( Ahmet Çorak'ın Tezi ( .pdf olarak da buradan indirebilir ve okuyabilirsiniz...) | Ahmet Çorak'ın Sitesi )


-ANK

( Yaşam gücü. )


-ANKARA KEÇİSİ ile/ve YABAN KEÇİSİ(NÄFE[Fars.]) ile/ve AKDAĞ KEÇİSİ ile/ve MARKOR ile/ve ŞAMİ ile/ve ŞAMUA ile/ve TAR ile/ve TİFTİK



-ANKLAV:
COĞRAFİ ile/ve/||/<> SİYASİ ile/ve/||/<> ETNİK

( Coğrafi Anklavlar:
Bir ülkenin topraklarının başka bir ülke tarafından çevrelenmiş olması.[Lesotho, Güney Afrika tarafından çevrelenen bir anklavdır.]

İLE/VE/||/<>

Siyasi Anklavlar:
Ülke içinde ülke olan, farklı devlet toprağıyla kuşatılmış siyasi yapılar.[Vatikan, İtalya sınırları içinde yer alan bir anklavdır.]

İLE/VE/||/<>

Etnik Anklavlar:
Farklı bir kültürün yaşandığı ve öteki kültürlerle sınırlandırılmış bölgeler.[Gettolar, küçük İtalyan bölgeleri ve Çin mahalleleri vb.] )


-ANKLAV:
COĞRAFİ ile/ve/||/<> SİYASİ ile/ve/||/<> ETNİK

(
Anklav Türü Tanım Örnek
Coğrafi Anklav Coğrafi olarak bir ülkenin içinde tamamen çevrili olan bölge. San Marino (İtalya içinde)
Siyasi Anklav Politik nedenlerle başka bir ülke tarafından tamamen çevrelenmiş bölge. Kaliningrad (Rusya'ya ait ancak diğer ülkelerle çevrili)
Etnik Anklav Farklı etnik bir grubun çoğunlukta olduğu ve çevre ülkenin kültürel yapısından farklılık gösteren bölge. Nagorno-Karabağ (Azerbaycan içinde Ermeni nüfus ağırlıklı)
)


-ANLA(MA)MAK ile KAFANIN BASMA(MA)SI



-ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil KABULLEN(E)MEMEK



-ANLA(YAMA)MAK ile/ve KAVRA(YAMA)MAK

( Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul-zurna az! )


-ANLA(YAMA)MAK ile/ve KAVRA(YAMA)MAK

( "Karga'nın Bülbül'ü, Bülbül'ün Karga'yı anlaması fakat aradakilerin anlayamaması" )


-ANLADIĞIMIZI SANMAK ile/değil/yerine SANDIĞIMIZI ANLAMAK



-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Birleştirme/bağlantılandırma üzerine ve becerisi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ayırabilme, dışarıda bırakabilme üzerine ve becerisi. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Kendini düşünür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< [Önce kendiyle birlikte] Başkalarını da düşünür. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( "Savaşta". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Barış için! )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Sunulmuş/bahşedilmiş olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kişinin kuracağı. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek isterdim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bağ. | Eskiden, develerin ayağına bağladıkları bağ. | Kendini, gereksinimi duyulan şeyi, kendi aracılığıyla elde edilen özel bir sıfatla kayıtlandırmış zât. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Sözel/yazınsal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Matematik. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Dilin becerisi/hüneri. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Dilin freni. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Yakını gösteren ışık/huzme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Uzağı gösteren ışık/huzme. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Ne yapacağını "bilmek", istenç/irâde[yapma bilgisi/gücü/isteği]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ne yapmayabileceğini bilme[bilgisi/gücü/isteği], direnç/ihtiyâr. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Kısa sürede [kazanırsa/belki/kısmen] "kazan[dır]ır". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Orta ve uzun sürede kazan[dır]ır. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( [Kişileri ...] Ayrıştırır, uzaklaştırır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Birleştirir, buluşturur. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( [öteki ucu] Asalaklık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Aptallık. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Keskinleştirmek üzere. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yetkinleştirmek üzere. )


-ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hind felsefesindeki temel kavram RTA, Yol (Rota, route, road) anlamına gelmektedir. Ratio'nun kaynağı olan Ratis ise, Lâtince'de, bağ çubuklarını boylarına göre düzlemektir, denk etmektir. Eski Yunan'da, muntazam dizilmiş kolye anlamında, "cosmos", düzenli evren ("Cosmos") ile, akıl, dil, "Logos (uyumlu dil ve Akıl)", "Nomos", "Ethos" [yüce değerlere yönelme] arasındaki eşdeğerlik demektir. Japonların "Kannagara no michi"si, Arapların "Şeria"sı da aynı, doğru yol, anlamındadır. )


-ANLAK = ZEKÂ = INTELLECT/INTELLIGENCE[İng.] = ENTENDEMENT/INTELLIGENCE[Fr.] = VERSTAND/INTELLIGENZ[Alm.] = INTELLECTUS/INTELLIGENITIA[Lat.] = INTELIGENCIA[İsp.]



-ANLAM ÇOKLUĞU ile/ve/||/<> ÇAĞRIŞIMSALLIK



-ANLAM VERMEK ile ANLAM YÜKLEMEK



-ANLAM'DA:
DÜŞÜNMÜŞLÜK ile/ve/değil YAŞANMIŞLIK



-ANLAM/KAVRAM ve/||/<> NİTELİK ve/||/<> İLİŞKİ ve/||/<> KİPLİK



-ANLAM ile/ve/<> ANLAMI ANLAMAK



-ANLAM ile/ve/<>/>/< BÜTÜNLÜK

( Anlam, bütünlük gerektirir. )


-ANLAM ile/ve/<>/>/< BÜTÜNLÜK

( Meaning needs integrity. )


-ANLAM ile/ve/<>/>/< BÜTÜNLÜK

( Anlamak, beğenmenin başlangıcıdır. )


-ANLAM ile/ve/> DAYANAK



-ANLAM ile/ve/<> DERİNLİK

( Anlam, amaca yönelik olandır/olmalıdır. )


-ANLAM ile/ve/değil EŞİK



-ANLAM ve/=/||/<> FARK



-ANLAM ile/ve/<> MUTLULUK



-ANLAM ile/ve/<> SORUMLULUK



-ANLAM ile/ve/<> USTALIK



-ANLAMA(MA)K ile/ve İDRAK ETME(ME)K

( Haller sonsuz sayıdadır. Birini idrak edince hepsini idrak etmiş olursunuz. )


-ANLAMA(MA)K ile/değil KABUL ETME(ME)K



-ANLAMA ile DOĞRULUK



-ANLAMA = FEHM, İDRAK = UNDERSTANDING, COMPREHENSION[İng.] = COMPRENDRE[Fr.] = DAS VERSTEHEN, HET VERSTAAN[Alm.] = ENTENDER, COMPRENDER[İsp.] = COMPREHENSIO[Lat.] = HE DIANOIA[Yun.] = MEFHUM[Ar.] = DARK[Fars.]



-ANLAMAK/ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil ALGILAMAK/ALGILA(YA)MAMAK



-ANLAMAK/ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< VERMEK/VER(E)MEMEK



-ANLAMAK/ANLAMAMAK ile/ve/değil/yerine (EN AZINDAN) BİRAZ BİLGİ SAHİBİ OLMAK



-ANLAMAK ile "HAZM ETMEK"



-ANLAMAK ve/<> "ÖLMEK"

( Anlamak, "ölmeye" başlamak demektir. )


-ANLAMAK ile/ve/||/<> "YAKALAMAK"



-ANLAMAK ile "YARGI/LAMAK"

( Nezâketle dinlemek, akıllıca yanıt vermek, dengeli inceleme ve tarafsız karar vermek yargıcın özelliklerindendir. )


-ANLAMAK ile/ve (İLKELERE BAĞLI) ÇEVİRİ



-ANLAMAK ile/ve ALMAK



-ANLAMAK ve/||/<> ANILARI OLMAK

( Ancak, anıları olanlar anlar. )


-ANLAMAK ile/ve/> DEĞİŞİM/DÖNÜŞÜM



-ANLAMAK ve/||/=/<> DOĞMAK



-ANLAMAK ile/ve/> ETKİLENMEK



-ANLAMAK ile/ve EYLEM

( Eylemin en yüksek biçimi, dildir/sözdür. )


-ANLAMAK ve/<> HALE BÜRÜNMEK



-ANLAMAK ile/ve/değil/yerine/> İÇSELLEŞTİRMEK



-ANLAMAK ile/ve İDRAK ETMEK



-ANLAMAK ve/> KATLANMAK



-ANLAMAK ile/ve KAVRAMAK

( Anlamaya yardımcı olmak, gerçek yardımdır. )


-ANLAMAK ile/ve TAKDİR ETMEK



-ANLAMAK ve/> ULAŞMAK

( Anlayan yapar! Anlayan yaşar! )


-ANLAMAK ve/||/<> UYGULAMAK



-ANLAMAK ile/ve VAROLMAK



-ANLAMAK ile/ve YANLIŞ ANLAMA(MA)K



-ANLAMAK ile/ve/<> YAVAŞLAMAK/DURULMAK

( Hareketimizin hızı arttıkça, kavram hızımız da azalıyor. Anlamak/kavramak için hızımızı biraz azaltıp yavaşlamadıkça, durmadıkça ve durulmadıkça anlayamayacağımızı zihnimizden çıkarmayalım! )


-ANLAMAK ile/ve/||/<>/>/< YORUMLAYARAK ANLAMAK



-ANLAMAMAK ile/ve/değil (KONUYU) "KABUL EDEMEMEK"/KONUYA (VE AYRINTILARINA) "DİRENMEK"



-ANLAMAMAK ile/değil/yerine/>< ANLAMAK

( En ağır yük. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sıfır yük. )


-ANLAMAMAK ile/değil ANLAYAMAMAK ile/değil KENDİNCE/KEYFİNCE ANLAMAK

( Düşünme becerisinin gelişmemiş olması nedeniyle. İLE/DEĞİL Veri yetersizliği/eksikliği nedeniyle. )


-ANLAMAMAK ile İLGİLENMEMEK



-ANLAMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< İŞİNE GELMEMEK



-ANLAMAMAK ile/ve/<>/değil TEMBELLİK



-ANLAMAYA/ÖĞRENMEYE:
AÇIK ile/ve/||/<>/> ÂŞIK



-ANLAMLANDIRAMAMAK ile/ve/||/<>/> TAKILI KALMAK



-ANLAMLANDIRMA ile/ve/<> DİRİMLİLİK



-ANLAMLANDIRMAK ile/ve "ZEVK ETMEK"



-ANLAMLANDIRMAK ile/değil ANLAMLI KILMAK



-ANLAMLANDIRMAK ile/ve/<>/> KAVRAMAK



-ANLAMLI BAKMAK ile ALICI GÖZÜYLE BAKMAK



-ANLAMSIZ/LIK ile/ve "UZAK/LIK"

( Ederler dâvâsını, bilmezler mânâsını. )


-ANLAMSIZ ile/değil/yerine KOPUK



-ANLAMSIZLIK ve KAVRAMSIZLIK ve İNSANSIZLIK

( Kişi kendi çabalarına yön verecek ışığı hayal gücünün imgelerinden değil, açık seçik düşünülmüş kavramlardan almalıdır. )


-ANLAŞARAK, ANTLAŞMAK ile/ve/||/<> ANTLAŞARAK, ANLAŞMAK



-ANLAŞIL(A)MAZLIK ile/değil BİLMEMEK, BİLMEK İSTEMEMEK



-ANLAŞILABİLİR/LİK ile/ve/||/<>/< YALIN/LIK



-ANLAŞILMA "BEKLENTİSİ" ile/değil/yerine/>< ANLAMAK



-ANLAŞILMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAMAYA ÇABALAMAK

( Gereksinim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Gereken. )


-ANLAŞILMAMAK/ANLAŞILAMAMAK ile/ve/> YANLIŞ ANLAŞILMAK

( Kişiyi, en çok zorlayan, en ağrına giden şey anlaşıl(a)mamaktır. İLE/VE/> Anlaşılamamaktan daha zoru da vardır, o da yanlış anlaşılmış olmaktır. )


-ANLAŞILMAMAK/ANLAŞILAMAMAK ile/ve/> YANLIŞ ANLAŞILMAK

( Bir bitki için, güneşe yönelememek ve bir üst hareket eden canlı zincirine katılamamak, onlara "hizmet edememek"; bir aslana kediymişcesine yaklaşmak, pireyi yürütmek ne kadar ağır bir durumsa!... )


-ANLAŞILMAMAK ile/ve/<>/değil/yerine/en azından YANLIŞ ANLAŞILMAMAK



-ANLATABİLMEK ile/ve/değil/||/<>/< YALIN ANLATABİLMEK



-ANLATAMAMAK ile/ve İNANDIRAMAMAK



-ANLATIMDA:
"İKİLEME GİRMEK" ile/değil İKİLEME DÜŞMEK



-ANLATMAK ile/ve "GEVEZELİK"



-ANLATMAK ile/ve/değil/||/<>/> ANIMSA(T)MAK



-ANLATMAK ile/ve/<> ANLAMAK



-ANLATMAK ile/ve/değil/yerine DEĞİLLE(TTİR)ME

( Anlamasını sağla(t)mak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kavramasını sağla(t)mak. )


-ANLATMAK ile/ve/değil/yerine DEĞİLLE(TTİR)ME

( Yok. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Var değil. )


-ANLATMAK değil NAKL ETMEK



-ANLATMAK ile/yerine NAKLETMEK



-ANLATMAK değil NAKLETMEK



-ANLATMAK ile/ve/<> ÖĞRENMEK ÜZERE/İÇİN ANLATMAK



-ANLATMAK ile/ve ÖYLE/ŞÖYLE/BÖYLE ANLATMAK



-ANLATMAK ile/ve PAYLAŞMAK



-ANLAYABİLMEK ve/||/<>/ ANLATABİLMEK

( Bir şeyi anlayabilmenin en iyi yolu, onu, en iyi biçimde anlatabilmeye çalışmaktır. )


-ANLAYAMAMAK ile/ve/<> AÇIKLAYAMAMAK



-ANLAYAMAMAK ile/ve/<> ANLAM VEREMEMEK



-ANLAYAN ile/ve UYGULAYAN ile/ve ÖNEMSEMEK



-ANLAYIŞ ile/ve/değil/yerine YAKINLIK

( Herkese ve herşeye gösterme! İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Her zaman, herkese ve herşeye göster! )


-ANLAYIŞ ile/ve/değil/yerine/<> YOL GÖSTERMEK



-ANLAYIŞ ile/ve ZEVK



-ANLAYIŞLI/LIK ile BİLGİLİ/LİK / BİLGİSİZ/LİK



-ANLAYIŞSIZ/LIK ile BİLİNÇLİ ANLAYIŞSIZ/LIK



-ANLIK ile/ve ANLAK

( [Tasarımsal] Us. İLE/VE Zekâ. | Açıklık, göz önü, karşı. | Bazı hayvanların yatıp yuvarlandığı tozlu yer. )


-ANLIK ile/ve/<> TAMLIK



-ANLIK = ZİHİN = MIND[İng.] = MENS[Lat.]



-ANNE ve/||/<>/+ BABA ve/||/<>/> ÇOCUK

( ... ve/||/<>/+ ... ve/||/<>/> Sonuç. )


-ANNE(/ANA) OLMAK ile/yerine ANNE(/ANA) KALMAK



-ANNE/BABA-ÇOCUK ve/<> İMAM-CEMAAT

( Ebeveynlerle çocukların bazı durum ve ilişkilerinde, ebeveynlerin bazı yanlışları/hataları, "imam-cemaat" ilişkisindeki gibi dengesiz, abartılı ve uclarda olabilir. )


-ANNE/BABA ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> TORUN ile/ve/||/<>/> TORLAK

( )


-ANNE/BABA ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> TORUN ile/ve/||/<>/> TORLAK

( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Torun çocuğu. )


-ANNE/BABA ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> TORUN ile/ve/||/<>/> TORLAK

( ... İLE/VE/||/<>/> Ceviz [kabuğu]. İLE/VE/||/<>/> Ceviz içi. İLE/VE/||/<>/> ... )


-ANNE/LİK/TE:
KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/değil/yerine/>< DÜZENLEYİCİ/LİK

( [Yaklaşım] Esnek ve destekleyici. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Katı ve kurallara dayalı.

[Amaç] Çocuğun özgüvenini ve bağımsızlığını artırmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun disiplinli ve sorumlu bir birey olmasını sağlamak.

[Destekleyici Rol] Çocuğun ilgi ve yeteneklerini keşfetmesine yardımcı olmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa net sınırlar ve beklentiler koymak.

[Özgüven] Çocuğun kendine güvenini artırmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa sorumluluklar vererek güvenli bir çerçeve sağlamak.

[Bağımsızlık] Çocuğun kendi kararlarını almasına olanak tanımak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun belirli kurallara ve sorumluluklara uymasını sağlamak.

[Disiplin ve Kurallar] Daha az vurgu. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Belirli bir düzen ve disiplin içinde yetiştirme.

[Net Beklentiler] Esneklik gösterme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuklardan ne beklendiğini açıkça belirtme.

[Sorumluluk] Çocuğun sorun çözme becerilerini geliştirmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa belirli görevler ve sorumluluklar verme. )


-ANNE/LİK/TE:
KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/değil/yerine/>< DÜZENLEYİCİ/LİK

( [Annelik] Bir gelişim aşaması. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bir rol.

[Annelik] Kendini gerçekleştirme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşama geçici bir ara vermek.

[Annelik] İdealize edilmiş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Küçük görülen.

[Öznel deneyim] Uyarıcı. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tüketici.

[Rol dağılımı] Anneliğin sıradüzeni. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eş ile eşitlik.

[Kimlik] Anne. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Birey.

[Anne bakımı] İçgüdüsel. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Edinilen.[Doğru yöntemleri uygulamak]

[Yönetim] Sezgisel doğaçlama. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Alışılagelmişleri önemsemek.

[Hedef] Kendiliğindenlik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öngörülebilirlik.

[Bebeğin imgesi] Savunmasız, iyi huylu. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü, doyumsuz.

[Oryantasyon] En iyisini bebek bilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< En iyisini yetişkin bilir.

[Anne-bebek] Karşılıklı memnuniyet. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gereksinim bakışımsızlığı.

[Annenin işlevi] Vezgeçilmez. Tam zamanlı. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Başka biri tarafından da gerçekleştirilebilir. )


-ANNE/LİK/TE:
KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/değil/yerine/>< DÜZENLEYİCİ/LİK

( Çocuğun bireysel gelişimini desteklemeyi, bağımsızlık kazanmasını desteklemeyi ve onların özgüvenini artırmayı amaçlar.
[Bu yaklaşımda anneler, çocuklarının kendi kararlarını almalasına, sorun çözme becerilerini geliştirmesine ve kendi yeteneklerini keşfetmesine yardımcı olur.]

[Destekleyici Rol] Anneler, çocuklarının ilgisini ve yeteneklerini keşfetmesi için onları destekler.

[Özgüven] Çocukların kendine güvenini artırmak için teşvik edici bir ortam sağlar.

[Bağımsızlık] Çocukların kendi kararlarını almasına ve sorunları çözmesine olanak tanır.

İLE/DEĞİL/YERİNE/><

Çocukların belirli kurallara ve disiplin çerçevesine uygun biçimde yetiştirilmesini hedefler. Bu yaklaşımda anneler, çocuklarına net sınırlar ve beklentiler koyar ve bu kurallara uyulmasını sağlar. [Disiplin ve Kurallar] Çocukların belirli bir düzen ve disiplin içinde yetişmesini sağlar.

[Net Beklentiler] Anneler, çocuklardan ne beklendiğini açıkça belirtir ve bu beklentilere uyulmasını denetler.

[Sorumluluk] Çocukların sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesi için belirli görevler ve sorumluluklar verir. )


-ANNE/LİK/TE:
KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/değil/yerine/>< DÜZENLEYİCİ/LİK

( [Yaklaşımlar] Daha esnek ve destekleyici bir yaklaşımla çocuğun bireysel gelişimini ön planda tutar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Daha katı ve kurallara dayalı bir yaklaşımla çocuğun toplumsal düzene ve disipline uygun biçimde yetişmesini hedefler.

[Amaçlar] Çocuğun özgüvenini ve bağımsızlığını artırmayı amaçlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun disiplinli ve sorumlu bir birey olmasını sağlamayı hedefler.

[Yöntemler] Çocukların kendi kararlarını alması teşvik edilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocukların belirli kurallara ve sorumluluklara uymaları sağlanır.

[Çocuk Üzerindeki Etki] Çocukların yaratıcılıklarını ve sorun çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocukların daha disiplinli ve düzenli bireyler olarak yetişmesini sağlar. )


-ANNELİK ile/ve/||/<> BİRİCİKLİK GEREKSİNİMİ



-ANNÜLE[Fr.] değil/yerine/= VAZGEÇMEK



-ANOKSİ değil/yerine/= OKSİJENSİZLİK



-ANOMALİ[Fr. < ANOMALIE] değil/yerine/= AYKIRILIK/BOZUKLUK/SAPAKLIK

( Belirli bir ölçüye, belirli kurala uymama durumu. | Sayrılık niteliğinde olmamakla birlikte, normalden belirgin durumda sapma gösterme durumu. )


-ANOMALİ/ANOMALY[İng.] değil/yerine/= SAPAKLIK



-ANOMALİ ile/||/<> ANORMAL/LİK

( Sapaklık. İLE Olağandışı/lık, doğal olmayan. )


-ANOPSİ[Fr.] değil/yerine/= YUKARI ŞAŞILIK

( Göz küresinin yukarı kayması biçiminde beliren şaşılık. )


-ANOPSİ/ANOPSIA[İng.] değil/yerine/= GÖRMEZLİK



-ANORMAL[İng.]/A(B)NORMALİTE ile İLGİNÇ | AÇIK/ŞEFFAF/DÜRÜST | DÜZGÜSÜZ | OLAĞANDIŞILIK | BOZUKLUK



-ANOZOGNOZİ/ANOSOGNOSIA[İng.] değil/yerine/= HASTALIĞINI BILMEZLİK



-ANSAMBL[Fr.] değil/yerine/= ESKİ SOVYETLER'DE VE TÜRK CUMHURİYETLERİNDE, MÜZİK VE OYUN TOPLULUKLARI | TOPLULUK, BÜTÜNLÜK

( Dizenin son sözcüğüyle sonraki dizeyi başlatma sanatı. )


-ANTA[Yun.] değil/yerine/= BİR DUVARIN BAŞINI YA DA İKİ DUVARIN KÖŞESİNİ OLUŞTURAN GÖMME AYAK



-ANTAGONİZM ile/||/<> ANTAGONİST ile/||/<> ANTAGONİZE ETMEK

( Karşıt etkinlik. İLE/||/<> Karşı gelen, karşıt etkin. İLE/||/<> Karşı gelmek, karşıt etkimek. )


-ANTANT[Fr.]["ANTAT" değil!] (KALMAK) değil/yerine/= ANTLAŞMAK



-ANTİBİYOTİK değil/yerine SAĞLIK

( Bitkilerde, özellikle küf mantarlarında bulunan ya da sentezle elde edilen, birçok mikroba karşı kullanılan, penisilin, streptomisin vb. nesnelerin ortak adı. DEĞİL/YERİNE Uyku, oksijen, hareket/spor, doğru beslenme. )


-ANTİDİYABETİK değil/yerine/= ŞEKER DÜŞÜRÜR



-ANTİDİYAREİK değil/yerine/= SÜRGÜN KESER



-ANTİK ile ARKAİK



-ANTİLOP ile WALLER ANTİLOPU/GERENUK



-ANTİPATİ değil/yerine/= ANTİPATİK

( Sevimsiz, sevilmeyen, itici, soğuk. )


-ANTİPATİ değil/yerine/= İTİCİLİK/SEVİMSİZLİK



-ANTİPİRETİK değil/yerine/= ATEŞ DÜŞÜRÜR



-antisep.[Lat. < ANTISEPTICUS] değil/yerine/= ANTİSEPTİK



-ANTİSEPTİK değil/yerine/= MİKROPKIRAN



-ANTİTOKSİN = ANTİTOKSİK

( İçine giren toksinleri zararsız duruma getirmek için gövdenin çıkardığı nesne. )


-ANTLAŞAMAMAK ile/ve/en azından/||/<>/< ANTLAŞAMADIĞIMIZDA ANTLAŞMAK



-ANTLAŞMA/AHİT/MİSAK ve UYUŞMA/AHENK



-ANTROMORFİK" değil/yerine/= ANTROPOMORFİK



-ANTROPOFAJİ ile YAMYAMLIK

( Yamyamlık. )


-ANTUSİYAZM[FR./İNG. < ENTHUSIASM] değil/yerine/= COŞKU, COŞKUNLUK, AŞIRI HAYRANLIK



-ANÜS ile/ve/değil EŞİK



-ANÜS ile/değil KLOAK

( İnsanda. İLE/DEĞİL Hayvanlarda. )


-APAÇIK/LIK = SELFEVIDENCE/SELFEVIDENT[İng.] = ÉVIDENCE/ÉVIDENT[Fr.] = OFFENKUNDIG/OFENKUNDIGKEIT[Alm.] = EVIDENZA[İt.] = EVIDENCIA[İsp.] = EVIDENTA, PERSPICUITAS[Lat.] = ANERGEIA[Yun.] = BEDEHA(T)/BEDİHÎ, BEYYİN[Ar.] = HODPEYDÂ[Fars.] = KLAARBLIJKELIJK/HEID[Felm.]



-APAÇIK ile/||/<> GÜN GİBİ ile/||/<> BUZ GİBİ



-APAÇIK ile NET/LİK, KESİN/LİK

( "Mantıklı" ya da "mantıksız", apaçık olanı yadsıyamazsınız. )


-APAÇIK ile NET/LİK, KESİN/LİK

( Bilim, bilimde kesinliğin olmamasıdır. )


-APAÇIK ile NET/LİK, KESİN/LİK

( BEDÂHET: Apaçık olma durumu. | Bir konuda hazırlıksız konuşabilme yeteneği. )


-APAÇIK ile NET/LİK, KESİN/LİK

( "Logic" or "no logic", you cannot deny the obvious. )


-APARA ile AŞAĞILIK, DÜŞÜKLÜK

( Aşağılık, düşüklük. )


-APARATVA ile YAKINLIK

( Yakınlık. )


-APATETİK ile/||/<> APATİ/K

( Duygusuz, duyarsız, kayıtsız. İLE/||/<> Kayıtsızlık/kayıtsız, aldırmazlık/aldırmaz. )


-APDEYT(UPDATE) ETMEK değil GÜNCELLEMEK



-APERİTİF[Fr.]["APERATİF/APERETİF" değil!] değil/yerine/= ÖN İÇECEK/YİYECEK



-APİRETİK değil/yerine/= ATEŞSİZ



-APIŞIP KALMAK ile/ve/||/<> YAPIŞIP KALMAK



-APLASTİK ile/||/<> APLAZİ

( Gelişimsiz. İLE/||/<> Gelişmezlik, gelişimsizlik. )


-APLAZİ[Yun.]/APLASIA[İng.] değil/yerine/= GELİŞMEZLİK

( Bir doku ya da örgenin bulunmayışı ya da gelişmenin durması. )


-APLAZİ/APLASTİK değil/yerine/= GELİŞMEZLİK/GELİŞMEMİŞ



-APOLET[Fr. < ÉPAULETTE] değil/yerine/= OMUZLUK

( Subaylarda rütbeyi göstermek için üniformaların omuzlarına takılan işaretli parça. | Giysilerin omuzlarına süs olarak takılan parça. )


-APROSEKSİ/APROSEXIA[İng.] değil/yerine/= DİKKATİ SÜRDÜREMEMEZLİK



-APTAL OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< İYİ OLMAK

( Birinin hatasını, hiç olmamış gibi saymak. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Affedebilecek kadar. )


-APTAL/LIK ile DELİ/LİK



-APTAL/LIK ile/ve/değil OLANAKSIZ/LIK



-APTAL ile ŞAPŞAL/ŞAPŞİK

( ... İLE Aptalca davranışlarda bulunan, alık kişi. | Üstüne başına önem vermeyen, özen göstermeyen. | Bol, dökük ve biçimsiz (giyecek). )


-APTALLIK ve/<> İNTİHAR



-AR/AUGMENTED REALITY[İng.] değil/yerine/= ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK



-ARA AŞIĞI ile DAMLALIK AŞIĞI ile MAHYA AŞIĞI ile MONTAJ AŞIĞI/KONSTRÜKTİF AŞIK ile AŞIK TAKOZU ile ÂŞIKYOLU

( Mahya aşığı ile damlalık aşığı arasında kalan aşıklardan her biri. İLE Ahşap makaslı çatılarda, oluk tarafında dış duvarlar üzerine yerleştirilen ve mertek uclarını taşıyan aşık. Kırma ya da beşikörtüsü çatılarda, mahyaya yerlşetirilen aşık. İLE Mahyada, taşıyıcı aşık bulunmaması durumunda ya da bir mertek çatısında mertek uclarını bağlamak için bunların altına yerleştirilen ve mertekler tarafından taşınan küçük kesitli aşık. İLE Aşıkların oturmalarını sağlamak ve kaymalarını önlemek için eğik makas kirişlerinin üzerine çakılan konik ağaç parça. İLE Dik köşeli çizgilerin kırılarak devam etmesiyle oluşan eski bir geometrik bezeme.[Eskiden, "âşık yolunu şaşırmış" ya da "sarhoşyolu" da denilmiş.] )


-ARA ile/ve/değil EŞİK



-ARACI ile/ve/değil EŞİK



-ARAÇLARDAN(OTOBÜS, TREN, VAPUR VS.) ÇÖP ATMAK yerine CEPTE/ÇANTADA TUTMAK



-ARAF ile/ve/değil EŞİK



-ARAK[Ar.] ile ARAK

( Ter. İLE Çalma. )


-ARALIK/aralık ile Aralık

( Ara, boşluk. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Onikinci/son ay. )


-ARAMADIĞIMIZI BULAMAMAK ile/ve/||/<> DOLDURMADIĞIMIZI BOŞALTAMAMAK ile/ve/||/<> SAHİP OLMADIĞIMIZDAN VAZGEÇEMEMEK ile/ve/||/<> BULUNMADIĞIMIZ YERİ TERK EDEMEMEK



-ARAMAK ile/ve/değil/yerine/<> BULMAK İÇİN/ÜZERE ARAMAK



-ARAMAK ile/ve/<> PAYLAŞMAK

( Bazı şeylerin paylaşıldığı kişi aranır. Birinin bizi uzun süre sonra ya da -maddi, manevi- bir gereksinimi doğrultusunda araması çıkar değil/olmayabilir, zihnimizde ve gönlümüzde bir yeri olduğundandır. )


-ARAMAK ile/ve/<> PAYLAŞMAK

( Sahip olduğunuz her şeyi, her kimin gereksinimi varsa, onunla severek paylaşın. )


-ARAMAK ile/ve PAYLAŞMAK



-ARAMAK = SEARCH/SEEK/LOOK FOR[İng.] = CHERCHER[Fr.] = SUCHEN[Alm.] = CERCARE[İt.] = BUSCAR[İsp.]



-ARANMAK ile/ve/değil/yerine ARINMAK



-ARANMAK ile/ve/değil ARINMAK



-ARANMAK ile/ve KAŞINMAK



-ARAYIP SORMAK



-ARAZ-I-LÂZIM ile ARAZ-I-MUFÂRIK

( Gerekli araz.[Mâhiyetten ayrılması olanaksızdır] İLE Ayrılabilir araz.[Mâhiyetten ayrılması olanaksız değildir.] )


-ARAZBÂR ile ARAZBÂR-PÛSELİK ile ARAZBÂR-ZEMZEM

( Türk mûsikîsinin pek eski birleşik(mürekkeb) makamlarındandır. [Nevâ'da beyâtî ve rast beşlisi'nin çârgâh'taki şeddi ve uşak dörtlüsünün birleşmesinden meydana gelmiştir.] İLE III. Selim'in ihtirâ[benzeri görülmemiş bir şey icâd etme] ettiği birleşik(mürekkeb) makamlardan biridir. [Arazbâr mürekkebine bir pûselik dörtlüsü ya da beşlisi eklenerek meydana gelmiştir.] İLE Nasır Abdülbâkî'nin tetkik ve tahkikinde adı geçen makam. )


-ARAZİ ile BATAKLIK



-ARAZİ ile ÇİMENLİK



-ARAZİ ile/ve TOPRAK

( TOPRAK

Tarlam, sana üçyüz fidan aşılasam
Tarla coşar, fidan coşar, el coşar
Gücüm yetse, hemen işe başlasam
Kazma coşar, kürek coşar, bel coşar

Muhidime örnek olmak maksadım
Sevinir evlâdım, söylenir adım
Hız ile yürür idim olsa kanadım
Yolcu coşar, ayak coşar, yol coşar

Çalışırsan toprak verir cömerttir
Emeksiz istemek, dermansız derttir
Çalışmak, insana büyük servettir
Kese coşar, gönül coşar, el coşar

Yılda bir kez, çiçek açan ağaçlar
Hayatta insana ömür bağışlar
Her taraftan cıvıldaşır o kuşlar
Seher coşar, bülbül coşar, gül coşar

Güzelin kulağı, küpeyi saklar
Ağacın yaprağı, meyveyi koklar
Mehtap ile birleşince yapraklar
Gölge coşar, mehtap coşar, dal coşar

Yel, dala değdikçe, sor ki, dallar ne çeker
Durmaz inler, ırgalanır, Hû çeker
Demişler ki, bu derdi bu çeker
Veysel ağlar, sazı ile tez coşar

 

[ Veysel (Âşık) 'ın yazdığı ilk şiirdir. ]

[ Sürekli erişim adresi...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/12792 ]

)


-ARDAK ile ARDIŞIK

( Mantarların etkisiyle ahşapta meydana gelen ve renk değişikliği doğuran çürüme başlangıcı. İLE Aynı öğenin birbiri ardına gelmesi. )


-ARDIŞIK/LIK ile/ve/||/<> ÖNSEL/LİK



-ARDIŞIK/LIK ile/ve/||/<> ÖZDEŞ/LİK



-ARDUVAZ[Fr. < ARDOISE] değil/yerine/= KAYAĞAN TAŞ, kayrak



-AREFLEKSİ/AREFLEXIA[İng.] değil/yerine/= TEPKESİZLİK



-ÂRÎ:
ÇIPLAK ile ÖZGÜR/HÜR



-ARIK ile ALGIN

( Ark, açık oluk, karık, dren[Fr. < DRAIN]. | Fide ya da fidan dikilen yer. | Zayıf, cılız, kuru, sıska. İLE Cılız, zayıf, hastalıklı. | Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun. )


-ARIK ile ARIK

( Ark. | Fide ya da fidan dikilen yer. İLE Zayıf, kuru, sıska. )


-ARINMA ile/ve/> AŞKINLIK



-ARINMA ve/||/<>/> AYDINLANMA ve/||/<>/> AŞK



-ARINMAK ile/ve/değil/<> DUYARLILAŞ(TIR)MAK



-ARİSTOTELES MANTIĞI/SERT NESNELER MANTIĞI ile/ve BULANIK MANTIK



-ARITMAK ile ARINDIRMAK



-ARITMAK ile ISLAH (ETMEK)



-ARİTMETİK/ASTRONOMİ ile/ve GEOMETRİ ile/ve ŞİİR ile/ve MÜZİK

( Zamanı hesap ettiğinizde Aritmetik, Astronomi; mekânı ölçmeye başladığınızda geometri; dili ölçmeye başladığınızda da şiir ortaya çıkar. Zaman ve dili beraber ölçtüğünüzde müzik ortaya çıkar. )


-ARİTMETİK ile/ve/değil CEBİR ile/ve/değil GEOMETRİ

( Zaman. İLE/VE/DEĞİL Zemin/mekân. )


-ARİTMETİK ile/ve/değil CEBİR ile/ve/değil GEOMETRİ

( ... İLE/VE/DEĞİL Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )


-ARİTMETİK ile/ve/değil CEBİR ile/ve/değil GEOMETRİ

( ... İLE/VE/DEĞİL Dengeyi/itidali simgeler. )


-ARİTMETİK ile/ve/değil CEBİR ile/ve/değil GEOMETRİ

( Geometri, mekânın yorumudur. )


-ARİTMETİK ile/ve/||/<> LOGARİTMA[Yun.]

( ... İLE/VE/||/<> Büyük çarpmaları, bölmeleri, kök ve kuvvet alışlarını yapabilmek için bulunan bir yol. Biri geometrik, öbürü aritmetik olarak kurulan iki sayı dizisinden, aritmetik olanın her sayısı, karşılaştığı geometrik sayının logaritmasıdır. [1=0 | 10=1 | 100=2 | 1000=3 | 10.000=4 vb.] )


-ARİTMETİK ile/ve/||/<> LOGARİTMA[Yun.]

( ... İLE/VE/||/<> Çok büyük ve çok küçük olan sayılarla yapılacak işlemlerde kullanılır.
[Uzay bilimlerinde, bileşik faiz ve koordinat hesaplamalarında, deprem ve ses şiddetinin hesaplamalarında, kimyada pH hesabında, matematiksel konumu belirli olan iki nokta arasındaki uzaklığın hesaplanmasında ve bakterilerin çoğalma hızının hesaplanmasında kullanılır.]
[İlk kez, John Napier tarafından kullanılmıştır.] )


-ARIYORSAN:
ELİNİ ÖPECEK ve YAKASINA YAPIŞILACAK

( Kendi elini öp! VE Kendi yakana yapış! )


-ARIYORSAN:
ELİNİ ÖPECEK ve YAKASINA YAPIŞILACAK

( ELİNİ ÖPECEK BİRİNİ ARIYORSAN, KENDİ ELİNİ ÖP!
YAKASINA YAPIŞILACAK BİRİNİ ARIYORSAN, KENDİ YAKANA YAPIŞ! )


-ÂRIZ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÂRİF OLMAK



-ARK değil/yerine/= SU YOLU



-ARKADAŞ KAYBETMEK değil KİMİN, GERÇEK ARKADAŞ OLDUĞUNU ANLAMAK



-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( Belirli seviyede tutulan iletişim ve paylaşımın, dolayısıyla ilişkinin durumu. İLE Dostlukta son derece derin ve yoğun yakınlık, iletişim ve paylaşım vardır. Bir kişinin birini "Samimi arkadaşım/kankam(kan kardeşim)" olarak tanıtması için en temelde, o iki kişinin sırlarını paylaşabilmesi ve Para ve Seks durumu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olma durumu vardır. )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( Dostluk, duygulu, erdemli iki kişi arasında, kendiliğinden oluşuveren bir anlaşmadır. Duygulu diyorum, çünkü bir keşiş, dünyadan el etek çekmiş biri, hiç kötü olmaz da dostluk nedir bilmeden yaşayabilir. Erdemli diyorum, çünkü kötülerin, olsa olsa suç ortakları olur, haz düşkünlerinin zevk ve eğlence arkadaşları, çıkarlarını arayanların ortakları vardır, siyaset kişileri, çevrelerine fitne fücurlar toplar, çoğu avarenin bağlılıkları, prenslerin dalkavukları olur; erdemli kişilerin, yalnız onların dostları vardır. )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( Eğlenebildiklerimizle. İLE/VE/<> Anlatabildiklerimizle. İLE/VE/<> Ağlayabildiklerimizle. )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( "Geçerken uğra" der. İLE "Geç, erken uğra!" der. )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( ... İLE Kişiyi, hiçbir zaman/koşulda, terk etmeyen. )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( Herkes dost olamaz! Dost olmayana, arkadaş demenin farkını görmek ve buna göre kullanmak gerekir. )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( Eğer hiç dostun yoksa sen bir dost ol! )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( Derviş, dostum demez! Dost, hiçbir zaman, yanından ayrılmayacak kişidir. Ancak, gerçekten dost olunacak kişi için kullanılabilir. )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( Tek dostumdur... Gökteki yıldızlar! )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( SEN, SANA DOSTSUN!
[HABERİN YOK] )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( Kişilerin en âcizi, dost edinmeyendir! Bundan da âcizi ise dostunu yitirendir. )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( İyi arkadaş, yanında, yüksek sesle konuşup düşünebileceğin kişidir. )


-ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK

( "Dostlarım! Dünyada dost yoktur!" )


-ARKADAŞ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YOLDAŞ/LIK

( Bir yere kadar. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yolun sonuna kadar. )


-ARKADAŞ ve/||/<> SAĞLIK

( İkisinin değeri ve önemi de kaybedilince anlaşılıyor ne yazık ki. )


-ARKADAŞ ile/ve/değil TANIDIK

( [ne yazık ki] Hesap yapanların, arkadaşları/dostları yoktur. Sadece, "hesaplarına"/"çıkarlarına"/"beklentilerine" uyan "tanıdıkları" vardır. )


-ARKADAŞINLA KARDEŞ (GİBİ) OLMAK/OLABİLMEK ile/ve KARDEŞİNLE KARDEŞ OLMAK/OLABİLMEK



-ARKADAŞLIK ve/> YOL

( Önce arkadaş, sonra yol. )


-ARKADAŞLIK ve/> YOL

( Evvel refîk, sümme tarîk. )


-ARKAİK değil/yerine/= ESKİCİL



-ARKAİK ile/ve/<> GELENEKSEL



-ARKAİK ile KADÎM



-ARKAİZM değil/yerine/= ESKİCİLLİK



-ARKEOLOJİ/K değil/yerine/= ESKİLBİLİM/SEL



-ARKEOLOJİ/K değil/yerine/= ESKİLBİLİM/SEL / KAZI BİLİMİ

( Tarih öncesi ve eski çağlardan kalma yapıtları, tarih ve sanat açısından inceleyen bilim. )


-ARKETİP değil/yerine/= İLK ÖRNEK



-ARMA:
DİREK ve/||/<> SEREN ve/||/<> HALAT ve/||/<> TEL MAKARA ve/||/<> YELKEN

( ARMA: Teknede, güverteden yukarı bölümde bulunan donanımların genel adı. )


-ARMAĞAN ETMEK ve/||/<> GERİ VERMEK/İADE ETMEK



-ARMAĞAN ile/ve/<> GÖRÜMLÜK

( ... İLE/VE/<> Yalnız görülmek için konulan nesne. | Nişanlanılacak kıza ilk kez görmeye gidildiğinde, erkek tarafından takılan ya da verilen armağan. )


-AROMATİK BİLEŞİK ile ALİFATİK BİLEŞİK

( Halkalı yapıya sahip bileşikler. İLE Düz zincirli ya da dallanmış yapıya sahip bileşikler. )


-AROMATİK ile ALİFATİK

( Halkalı yapıya sahip bileşikler. İLE Düz zincirli ya da dallanmış yapıya sahip bileşikler. )


-ARP ile/ve SAUNG GZUK

( ARP: Dostluğun simgesi. [İki arkadaş, her fırsat bulduğuklarında, biri arp çalar öteki de dikkatli bir biçimde dinlermiş. Dinleyen arkadaşı, bir gün beklenmedik bir biçimde erkenden ölmüş. Bunun üzerine, arp çalan arkadaşı, arpın tellerini koparmış ve bir daha hiç arp çalmamış. O gün bugündür, arp, dostluğun simgesi olarak kalmış. ] )


-ARP ile/ve SAUNG GZUK

( ... İLE/VE Myanmar(Burma) çalgısı. Yay-arpların en zarifi. )


-ARPACIK ile ARPACIK ile ARPACIK ile ARPACIK

( İtdirseği/çıban. İLE Soğan/kıska, tohumluk soğan. | Taze, ufak hıyar. | Çorbalık arpa biçiminde şehriye. | Amerikan tohumlu buğday. İLE Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun en ileri bölümünde bulunan ve nişan alırken gezle birlikte göz ile hedef arasında aynı çizgi üzerine getirilen küçük çıkıntı. | Değirmen çarkının merkezinde bulunan demir parça. İLE Erkek geceliğine[entari/anteri] yapılan bir çeşit nakış. )


-ARPAYI BOL BULMAK ile/ve/||/<> BOSTANI BOŞ BULMAK



-ARSA değil/yerine/= DÜZLEK



-ARŞILAŞMALARDA/BULUŞMALARDA/KÜLTÜRLERDE:
HİÇ ÖPÜŞMEMEK ile İKİ KEZ ile ÜÇ KEZ ile DÖRT KEZ YANAKTAN ÖPÜŞMEK



-ARŞIN ile ÇARŞI ARŞINI ile MİMAR/BİNA ARŞINI(ZİRA-I MİMARİ)/PARMAK ile YENİ ARŞIN

( El parmaklarının ucundan, omuza kadar olan, 0,75855 m.'ye eşit, eski bir uzunluk ölçüsü. [Önceleri, 60 parçaya bölünen arşın, 994 Hicri yılından sonra 24'e bölünmüştür.] İLE Eskiden, kumaş ölçmekte kullanılan, 8 urup ve 16 kerrap'a bölünen, 0,6858 m.'ye eşit arşın. İLE Eskiden, Türk mimarlarının kullandığı, 75,774 cm.lik arşın. İLE Osmanlılar'da, 1869'da, metre karşılığı olarak kabul edilen arşın. )


-ARŞİV[Fr./İng. < ARCHIVE/S] değil/yerine/= BELGELİK



-ARSIZ/LIK ile YÜZSÜZ/LÜK

( Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz kişi. | Açgözlü davranan kişi. | Kolayca üreyebilen bitki. İLE Utanmaz, sıkılmaz, çekinmez. )


-ART NİYETLİ OLMAK ile/ve/<> GÜNAHINI ALMAK



-ART ZAMANLI/DİYAKRONİK değil/yerine/= ART ZAMANLILIK/DİYAKRONİ

( Evrim açısından ele alınan süre içinde birbirini izleyen. İLE Değişik zaman ve evrim açısından incelenen dil olaylarının özelliği. )


-ARTI DEĞER ve DERİNLİK



-ARTIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ARTI



-ARTIK ile ARTIK

( İçildikten, yenildikten ya da kullanıldıktan sonra geriye kalan. | Bir şeyin harcandıktan ya da kullanıldıktan sonra artan bölümü. | Daha çok, daha fazla. | [müzik] Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış durumu. İLE Bundan böyle, bundan sonra. )


-ARTIK ile ARTIK

( Ad/isim. | Önad/sıfat. İLE İlgeç/zarf. )


-ARTIK ile FAZLALIK



-ARTIRMAK ile/ve/<> YAYGINLAŞTIRMAK



-ARTİSTİK değil/yerine/= ESİNÇLİ



-ARTTIRMAK ile/değil ARTIRMAK



-ARZU[Ar.] ile/değil/yerine İSTEK

( Tüketme nesnesiyle. İLE Ulaşma/sahip olma durumuyla/"nesnesiyle". )


-ARZU[Ar.] ile/değil/yerine İSTEK

( Psikolojinin alanı/konusu. İLE/DEĞİL/YERİNE Hukukun alanı/konusu. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Arzu ve korkuyla hareket etmek bağımlılıktır, sevgiyle hareket etmek ise özgürlüktür. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Sevgi seçici değildir, arzu seçicidir. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Arzu geçmişe, korku geleceğe yöneliktir. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Arzulardan ve korkulardan kurtulun, görüşünüz birdenbire berraklaşacak ve herşeyi olduğu gibi göreceksiniz. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Arzunun sahte olarak tanınması ile arzudan kurtulmuşluk kendiliğinden gelir. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Unutmak zorunda değiliz; arzu ve korku son bulunca, tutsaklık da biter. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( İç değerinizi bilmelisiniz, ona güvenmelisiniz ve günlük yaşantınızda arzu ve korkularınızı feda ederek bunu belirgin kılmalısınız. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Arzuladığınız şeyde mutluluk yoktur. [Mutluluk sizdedir!] )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Gerçek olmayanı yaratan imgelemedir, onu devam ettiren ise arzudur. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( İmgeleme ve arzunun son bulmasıyla birlikte varlık da sona erer ve şu ya da bu oluş saf varoluşla kaynaşıp birleşir, ki onu tarif olanaklı değildir, o ancak yaşanabilir. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Kişisel arzularınızı terk edin ve böylece tasarruf edilen gücü dünyanın değişmesi yolunda kullanın! )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Eğer isteklerimiz güçlü ve gerçeklerse, gerçekleşmek üzere yaşamımızı yoğurup şekillendireceklerdir. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Kendini-bilmek için, herşeyin, arzudan doğmuş imgeleme olduğunu fark etmek gereklidir. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Zihin arzudan azade ve rahat olmalıdır. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Anlayan bir zihin, arzulardan ve korkulardan azâdedir. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Arzudan ve korkudan kurtulmak, bizi öyle korkutmasın. Bu hepinizin bildiğinden öyle farklı, çok daha yoğun ve ilginç bir yaşam sürebilmemizi sağlayacaktır; öyle ki biz her şeyi kaybetmekle, gerçekten her şeyi kazanmış oluruz. )


-ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( To act from desire and fear is bondage, to act from love is freedom.
Love is not selective, desire is selective.
Desire is of the past, fear is of the future.
Be free of desires and fears and at once your vision will clear and you shall see all things as they are.
Desirelessness comes on its own when desire is recognised as false.
You need not forget; when desire and fear end, bondage also ends.
You must know your inner worth and trust it and express it in the daily sacrifice of desire and fear.
No happiness in what you desire. [It is you!]
The innards created by imagination and perpetuated by desire.
With the cessation of imagination and desire, becoming ceases and the being this or that merges into pure being, which is not describable, only experienceable.
If your desires are strong and true, they will mould your life for their fulfilment.
To see everything as imagination, born of desire, is necessary for self-realisation.
Mind must be free of desires and relaxed.
An understanding mind is free of desires and fears.
Do not be afraid of freedom from desire and fear. It enables you to live a life so different from all you know, so much more intense and interesting, that, truly, by losing all you gain all. )


-ÂŞ[Fars.] değil/yerine/= YEMEK

( Muharrem ayında pişirilen aşure. )


-ÂŞ[Fars.] değil/yerine/= YEMEK

( Yemek, öyle yenilmeli ki, biz onu yemeliyiz. O, bizi yememeli. | Lokma. )


-AŞ ve/<>/|| AŞK



-ASABİYET değil/yerine/= SİNİRLİLİK



-AŞAĞI TÜKÜRSEN, SAKAL; YUKARI TÜKÜRSEN, BIYIK ile/ve/||/<> NE, İSA'YA; NE DE MUSA'YA YARANAMAMAK



-AŞAĞILAMAK ile/ve KUTSAMAK



-AŞAĞILAYICI/LIK / DIŞLAYICI/LIK ile/ve/<> "HERETİK" DEMEK



-AŞAĞILAYICI/LIK ile/ve/<> DIŞLAYICI/LIK



-ASALAK ile DIŞASALAK

( Bir canlının içinde ya da üzerinde, sürekli ya da geçici olarak, onun zararına yaşayan, başka canlı. TUFEYLİ, PARAZİT | Başkalarının sırtından geçinen kişi, ekti. İLE Konakçının* üzerinde yaşayan ve çoğunlukla, kan emen asalak. [*KONAKÇI: Asalağın erginini ya da gelişim evrelerinden herhangi birini taşıyan canlı, konak.] )


-ASALAK ile İÇASALAK

( ... İLE Konakçının içinde yaşayan asalak. )


-ASALAK ile/değil KALENDER/RİNT[Fars.]/DERVİŞ

( Başkalarının sırtından geçinen kişi. İLE/DEĞİL Parayı, malı, mülkü öncelikli saymayan, gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçakgönüllü kişi. | Yalnız biri hareketli, üst üste konulmuş belirli sayıda silindirden oluşan ve düzgün yüzeyli kâğıt üretmek için kullanılan bir makine. | Özensiz, kılıksız bir biçimde. )


-ASALAK ile/değil SIĞINTI



-ASALAK ile TAMASALAK

( ... İLE Toprağa ve özümlemeye bağlı tüm besinlerini, konakçıdan sağlayan bitki asalağı. )


-ASALAK ile/değil ÜSTBİTKEN/EPİFİT[Fr. < Yun.]

( ... İLE/DEĞİL Başka bir bitkinin üzerinde biten fakat asalak olmayan bitki. )


-ASALAK ile YARIMASALAK

( ... İLE Üzerinde yaşadığı konakçı bitkiden, bazen hazır besin maddesi alan, gerektiğinde, kendibeslek yaşayabilen, klorofili bitkilerde görülen, tam olmayan asalaklık durumu. )


-ASALAK ile/değil YATALAK



-ASÂLET[Ar.]/EN[Fars.] değil/yerine/= ÖZYETKİLİK / ÖZYETKİLİCE/ÖZYETKİLİ OLARAK



-ASALI MUKABELEİHİLMİSİL değil/yerine/= KARŞILIKLILIK



-AŞAMA ile/ve/değil EŞİK



-ASANSÖRDE:
DOĞRUCA ADIM ATMAK değil/yerine ADIM ATMADAN ÖNCE AYNAYI (KENDİNİ AYNADA) GÖRMEK



-AŞAR'İ değil/yerine/= ONDALIK



-AŞAR/AŞARÎ[Ar.] değil/yerine/= ONDALIK

( Türkiye’de 1925 yılına kadar tarımsal ürünün onda biri oranında aynî olarak alınan vergi. | Ondalık. )


-ÂSÂYİŞ[Fars.] değil/yerine/= DÜZENLİLİK | GÜVENLİK

( Bir yerin düzen ve güvenlik içinde bulunması durumu. )


-ASEFALİ değil/yerine/= BAŞSIZLIK



-ASEPSİ ile/||/<> ASEPTİK

( Arındırma, bulaşsızlık. İLE/||/<> Arınık, bulaşsız. )


-ASGARÎ MÜŞTEREK ile/ve/yerine AZAMÎ MÜŞTEREK



-ASGARİ MÜŞTEREK değil/yerine/= ORTAK PAYDA



-ASİDİK ile/ve/||/<>/>< BAZİK

( pH değeri 7'den küçük. İLE/VE/||/>< pH değeri 7'den büyük. )


-ÂŞIK OLMAK ile/ve/değil/||/<> "ÇARPILMAK"



-ÂŞIK OLMAK ile "HASTA OLMAK"



-ÂŞIK OLMAK ve/||/<> AŞK OLMAK



-ÂŞIK OLMAK ile AŞK/I YAŞAMAK



-ÂŞIK OLMAK ile/ve/||/<> TAKINTILI-ZORLAYICI(OBSESİF-KOMPULSİF) KİŞİLİK BOZUKLUĞU

( Gövdede, aynı biyokimyasal etkileri "yaratıyor"/yaratabiliyor. )


-ASIK SURATLI/LIK ile/değil/yerine CİDDİYET



-ÂŞIK ve (")MUM(")



-ÂŞIK ile ÂRİF

( Susarsa helâk olur. İLE Konuşursa helâk olur. )


-AŞIK ile/değil ÂŞIK

( Baldır kemiği ile eklemleşerek, bileğin belirli başlı oynak merkezini oluşturan, ayak bileğinde bulunan, küçük kemiklerden biri. | Yapı çatılarında, uzun mertek, aşırma. | AŞIK ATMAK: Yarışmak. İLE/DEĞİL Vurgun, tutkun. )


-ASIK ile ASIK

( Somurtkan. İLE Asılı. )


-ASIK ile ÂŞIK

( Asılmış olan. İLE Çok seven. )


-ÂŞIK <> AŞK <> MÂŞÛK(A)

( Rüyasını görür. <> ... <> Uyur. )


-ÂŞIK <> AŞK <> MÂŞÛK(A)

( Kayıcı. [Durum, koşul ve karşılıksızlık durumlarında olasılık olarak davranışlarında kıyıcı ve yıkıcı olabilir.] İLE/||/<>/>< ... İLE/||/<>/>< Yakıcı.[Herhangi bir ölçüt olmaksızın âşık olana ya da "kendine yönelmiş olana" karşı, davranışlarında ve sözlerinde, bağlam, olanak ve terslik olarak (%1 - 99 arası) kıyıcı ve yıkıcı[0/1 (Evet/Hayır!)] olabilir.] )


-AŞIK ile/||/<>/< AŞUK/AŞUQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( ... İLE/||/<>/< İnsanın ayak bileğinde bulunan kemiklerden biri. )


-ÂŞIK ile/ve/değil/yerine/<> HAYRAN



-ÂŞIK ile KUL



-ÂŞIK ile/ve/||/<> MECNÛN

( Kardeşlerdir. )


-ÂŞIK ile/ve/||/<> SÂDIK ile/ve/||/<> LÂYIK



-ÂŞIK ile ŞIPSEVDİ

( ... İLE Görür görmez seven, âşık olan kişi. )


-ÂŞIKKEN "EVLENMEK" ile/değil/yerine/>< ÂŞIK OLDUĞUMUZ KİŞİYLE EVLENMEK



-ASIKYÜZLÜ/LÜK ile MEYMENETSİZ[Ar.]

( ... İLE "Uğursuz", huysuz, aksi. )


-ASIKYÜZLÜLÜK değil/yerine/>< GÜLÜMSEMEK

( 43 kas ile. DEĞİL/YERİNE/>< 17 kas. )


-ASIKYÜZLÜLÜK ile/değil ZİHNİ MEŞGUL(/KAFASI DOLU) OLMAK



-AŞILAMAK ile/ve/||/<> KÖKLENDİRMEK

( ... İLE/VE/||/<> Bir ağacın aşı yerini, aşı filizinin kök salması için toprağa gömmek. | Kök vermesini sağlamak. )


-AŞILAMAZ/LIK ile/değil/yerine TÜKETİLEMEZ/LİK



-AŞILANMA/MAYALANMA:
KUŞKUYU SÖYLEMEK ile/değil/yerine İMANI SÖYLEMEK



-ASILMAK ile ASILMAK ile ASILMAK

( Tutunmak, tutunarak çekmek. İLE Birine sarkıntılık etmek. İLE [boyundan asılarak] "Ölüm cezası almak/vermek". )


-ASILMAK ile TIRMALAMAK



-ASILMAK ile/ve/||/<>/> YAZILMAK ile/ve/||/<>/> YÜRÜMEK



-ASİMETRİ ile/değil YAMUKLUK



-ASİMİLASYON[Fr. < ASSIMILATION] değil/yerine/= ÖZÜMLEMEK | BENZEŞ(TİR)MEK

( Özümleme. | Benzeşme. | Farklı kökenden gelen azınlıkları ya da etnik öbekleri, bunların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde eriterek yok etme. )


-ÂŞİNA değil/yerine/= TANIDIK/BİLDİK/TANIŞIK



-AŞINDIRMAK değil/yerine AŞMAK



-ASİNERJİ/ASYNERGY[İng.] değil/yerine/= EŞ ETKİMESİZLİK



-ASİNERJİ değil/yerine/= EŞ ETKİMESİZLİK



-AŞİRET ile/değil/yerine HUKUK



-AŞİRET değil/yerine/= OYMAK



-AŞIRI "AKILCILIK" >< YARATICILIK



-AŞIRI ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK ile/ve/<>/>/< YAĞCI/LIK



-AŞIRI KİBAR/LIK ile/değil AHMAK/LIK



-AŞIRI ŞÜPHECİ/LİK ile/ve/> SALDIRGAN/LIK



-AŞIRI/LIK["AŞŞIRI" değil!] ile/ve/değil SIRADIŞI/LIK



-AŞIRI/LIK ile/ve/değil AYKIRI/LIK



-AŞIRI/LIK ve/<> EKSİK/LİK

( YARASA: "Güzelliğim" "fazla görülmesin" diye gece uçarmış. KUĞU: Güzelliğini sergilemekten, su içmeyi bile boşvererek/unutarak susuzluktan ölmüş. )


-AŞIRI/LIK ve/<> EKSİK/LİK

( Aşırı gidersen tersi olur. )


-AŞIRI/LIK ile UC



-AŞIRI/LIK ile/ve ZORLAMA



-ASIRLIK değil/yerine/= YÜZYILLIK



-ASİYANOTİK değil/yerine/= MORARMAMIŞ



-AŞK:
"SAKLAMAK" ile/değil İÇİNDE YAŞAMAK



-AŞK:
"SÖZCÜK" değil SÖZLÜK



-AŞK:
ÇOK UZAK ile/ve/<>/< FAZLA YAKIN



-AŞK'TA:
GÖRMEK ile/ve DOKUNMAK

( Çoğaltır. İLE/VE Azaltır. )


-ÂŞK/ÂŞIK ile/ve/<> YANAK

( Âşıkların alınyazısı, sevgililerinin yanaklarında yazmaktadır. )


-AŞK/MÂŞUK ve/<> MASUMİYET/MASUM



-AŞK ile/ve/değil/||/<>/< (")MİNNETTARLIK(")



-AŞK ile/ve/<> (")TİTİZLİK(")



-AŞK = (FALL IN) LOVE[İng.] = AMOUR[Fr.] = LIEBE[Alm.] = AMORE[İt.] = AMOR[İsp., Lat.] = HO ER.S, HE FILIA, HE AGAPE[Yun.] = İŞK[Ar., Fars.] = MIN[Felm.]



-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( İçine girme isteği/coşkusu ile. İLE/VE/||/<>/> İçine alma isteği/coşkusu ile. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Dudaklarından öpme/öpülme isteği/coşkusu ile. İLE/VE/||/<>/> Yanaklarından öpme/öpülme isteği/coşkusu ile. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Gönüldeki durum, kişiye hâkim oluyorsa. İLE/VE/||/<>/> Kişi, gönlündeki duruma hâkim olabiliyorsa. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Aşk, düzenliyi ve güzeli, akla ve mûsikî eğitimine uygun bir biçimde sevmektir. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Aşk, bilincin kaymasıdır. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Özne ile nesnenin, sarmal birliği. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Kişinin, aslını bulma zevki. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Muhabbet Yolu, Aşk Apartmanı, No.1, o kapıdan gir! )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Aşkta, herşeyin mânâsı var, davası yok. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Aşkta, özün yanmaya, gözün ağlamaya başlar. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Meyl edip muhabbet ettiğin şeyin, olmaması durumu. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Aşk/Âşık! Ölümden ne korkarsın? Korkma! Ebedî varsın! )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Dün olmayan. | Güzelliğe duyulan özlem. İLE/VE/||/<>/> ... )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Bağımlılık gibidir.[Kaybedince/kaybedersek, kendini kaybetmiş gibi oluruz/olabiliriz.] İLE/VE/||/<>/> Bağlılık gibidir.[Kaybedince/kaybedersek, bir parçamızı kaybetmiş gibi oluruz/olabiliriz.] )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( İTİLÂK: Birinin sevgisine yakalanma, tutulma. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Aşk ehline, önce dert düşer, aşk değil! )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Yakıcı. İLE/VE/||/<>/> Isıtıcı. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( "Seni seviyorum..." [Çünkü sana gereksinimim var.] İLE/VE/||/<>/> Sana gereksinimim var. [Çünkü seni seviyorum...] )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Coşkulu, tutkulu yaşanır. İLE/VE/||/<>/> Farkındalıklı, derinlikli, dingin ve doyurucudur. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> SEVGİ

( Başımızı döndürür. İLE/VE/||/<>/> Dünyayı döndürür. )


-AŞK ile/ve/||/=/<> AÇIKLIK



-AŞK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ADÂLET

( [ölçü/ölçüsüzlük] Bireyde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Toplumda. )


-AŞK ve/<> AF



-AŞK ile/ve/değil/<> AHİD'E VEFÂ



-AŞK ve/||/<>/>< AKIL

( Aklınızı kullandığınız kadar aşkınızı kullanmazsanız, denge/yi tutturamazsınız. )


-AŞK ve/||/<>/>< AKIL

( Sen, sen olduğun sürece o değilsin; o geldiğinde de sen olmazsın. )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( Çaresizlik yoktur. İLE/VE Çaresizlik çoktur/yaşayabilir. )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( Birçok şeye [herşeye/herkese] yönelik olabilir. İLE/VE Tek bir şeye/kişiye yönelmiştir. )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( Aşk, daha çok, tek taraflıdır. )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( Aşk ehline, sultanların tahtı, tahta parçasından başka bir şey değildir. )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( AŞK :/= Yasaksa!... [Aşk, ancak yasak aşk ise süreklidir/sürdürülebilirdir.] )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( Mutlu aşk/âşık yoktur.(yoktur) )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( "Kör-kütük âşık olmak" değil bir "kütüğe" âşık olup kör olmak. )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( AŞK'I, ÂŞIKLAR BİLİR
[Başka da, hiçkimse bilemez.] )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( Âşık, türkü yakmazsa, aşka katlanamaz. )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( KENDİNDE VÜCÛD OLMAYAN ZÂT )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( I love my love, but my love doesn't love me as I love my love. )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( "Çıkıktır o. Âşık olsan, duramazdın." )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( )


-AŞK ile/ve ÂŞIK["AŞIK" değil!]

( Aşk ile yürüyen, sırtında, dünyayı taşır...
Aşksız yürüyen, "beden" diye bir ceset taşır. )


-AŞK ve/<> AŞKINLIK



-AŞK ile/ve/değil ÇEKİM/CÂZİBE



-AŞK ile/ve/<>/> CESÂRET



-AŞK ile/ve/değil/yerine/<> COŞKU



-AŞK ile/ve DALÂLET



-AŞK ve/||/<> DAYANÇ/SABIR



-AŞK ile/ve/> DERT

( Aşkın gıdası, derttir. )


-AŞK ile/ve/> DERT

( Söylemem derdimi, hemderde bile! )


-AŞK ile/ve/> DERT

( Aşk adamı inletir, dert adamı söyletir. )


-AŞK ile/ve/> DERT

( Dinletir. İLE/VE/> Söyletir. )


-AŞK ile/ve DEVAMLILIK



-AŞK ile/ve/||/<>/> EŞEYSELLİK/SEKS

( BÂH-NÂME[Ar., Fars.]: Eşeyselliği konu alan kitap. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> EŞEYSELLİK/SEKS

( EŞEYSELLİK (SEKS) :
- Eşey Bilim: Seksoloji.

- Latince "sexus".

- Eşeysel çekim(cazibe): seksapel (ingilizce "sexappeal").

- Orpheus("Nur ile şifa veren"). (Fenike dilinde Nur anlamına gelen Aur, Yunanca'da Arpha ile şifa anlamına gelen Rafae sözcüklerinden oluşmuştur ve "Nur ile şifa veren" anlamına gelmektedir.)

- Üçlemeler(Triad'lar)... (Sevgi-Sezgi-Bilgi), (Güzellik-Bilgi-Güç), (Sevgi-Arınma-Aydınlanma), (Güzel-İyi-Doğru).

 

American Heritage Sözlüğü'nde

- Sex: 1. a. The property or quality by which organisms are classified according to their reproductive functions. b. Either of two divisions, designated male and female, of this classification.
2. Males or females collectively.
3. The condition or character of being male or female; the physiological, functional, and psychological differences that distinguish the male and the female.
4. The sexual urge or instinct as it manifests itself in behavior.
5. Sexual intercourse.
6. The genitalia.
sexed, sexing, sex.es: To determine the sex of (young chickens).

- sex appeal: n. Physical attractiveness or personal qualities that arouse sexual interest in another person.

- sex cell: n. A gamete.

- sex chromosome: n. Either of a pair of chromosomes, usually, designated X or Y, in the germ cells of human, most animals, and some plants, that combine to determine the sex of an individual, XX resulting in a female and XY in a male.

- sex gland: n. A testis or ovary; gonad.

- sex hormone: n. Any of various animal hormones, such as estrogen and androgen, affecting the growth of function of the reproductive organs and the development of secondary sex characteristics.

- sex.ism: n. Discrimination based on sex, esp. discrimination against women. 2. Attitudes or conditions that promote stereotyping of social roles based on gender. -sex'ist adj. & n.

- sex.less: adj. 1. Lacking sexual characteristics; neuter. 2. Arousing or exhibiting no sexual interest or desire; asexual. -sex'less.ly adv. -sex'less.ness n.

- sex linkage: n. The condition in which a gene responsible for a specific phenotypic trait is located on the X choromoseome, resulting in sexually dependent inheritance of the trait.

- sex-linked: adj. 1. Carried by a sex chromosome, esp. an X chromosome. Used of genes. 2. Sexually determined. Used esp. of inherited traits.

- sex.ol.o.gy: n. The study of human sexual behavior. -sex'o.log'ic, sex'o.log'i.cal adj. -sex.ol'o.gist n.

- sex.pot: n. Informal. A strikingly sexy person.

- sex.tant: n. 1. A navigational instrument used for measuring the altitudes of celestial bodies. 2. Sextant. Sextans. [NLat. sextans, sextant- < Lat., sixth part(from its being graduated in sixths of a circle) < sextus, sixth.]

- sex.tile: adj. Designating the position of two celestial bodies when they are 60 degrees apart. [Lat. sextilis, one sixth < sextus, sixth.]

- sex.u.al: adj. 1. Of, pertaining to, affecting, or characteristic of sex, the sexes, or the sex organs and their functions. 2. Implying or symbolizing erotic desires or activity. 3. Of, pertaining to, or designating reproduction involving the union of male and female gametes. [LLat. sexualis < Lat. sexus, sex.] -sex'u.al.ly adv.

- sexual intercourse: n. Coitus, esp. between humans.

- sex.u.al.i.ty: n. 1. The conditionof being characterized and distinguished by sex. 2. Concern with or interest in sexual activity. 3. The quality of possessing a sexual character or potency.

- sex.u.al.ize: tr.v. -ized, -iz.ing, -iz.es. To make sexual in character or quality.

- sex.y: adj. -i.er, -iest. Arousing or tending to arouse. sexual desire or interest. -sex'i.ly adv. -sex'i.ness n.

- sexual selection: n. Darwinian adjunct of natural selection hypothesizing the preffered hereditary selection of characteristics involved in male courtship displays and combat.

 

- sex: pref. Six; sexpartite. [Lat. sex, six.]

- sex.a.ge.nar.i.an: n. A person who is sixty years old or between the ages of sixty and seventy.
adj. 1. Being sixty years old or between the ages of sixty and seventy. 2. Of or pertaining to a sexagenarian. [Lat. sexagenarius, sexagenary]

- sex.ag.e.nar.y: adj. 1. Pertaining to or proceeding by sixties. 2. Sexagenarian. -n., pl. -ies. A sexagenarian. [Lat. sexagenarius < sexageni, sixty each < sexaginta, sixty < sex, six.]

- Sex.a.ges.i.ma: n. The Second Sunday before Lent. [LLat. sexagesima < Lat. sexagesimus, sextieth < sexaginta, sixty < sex, six.]

- sex.a.ges.i.mal: adj. Of, relating to, or based on the number 60. [< Lat. sexagesimus sixty.]

- sex.cen.te.nar.y: adj. Pertaining to 600 or to a 600-year period. -n., pl. -ies. A 600th anniversary or its commemoration. [< Lat. sexcenteni, six hundred each : sex, six + centeni, a hundred each < centum, hundred.]

- sex.en.ni.al: adj. 1. Occurring every six years. 2. Relating to or lasting six years. -n. An event that occurs ever six years. [Lat. sexennium, of six years : sex, six + annus, year.] -sex.en'ni.al.ly adv.

- sex.par.tite: adj. Composed of or divided into six parts, as a groined vault.

- sext(also Sext): n. Eccles. 1. The fourth of the seven canonical hours. 2. The time of day set aside for sext, usually the sixth hour, or noon. [ME sexte < Lat. sexta(hora), sixth(hour) < sextus, sixth.]

- sex.tan: n. A malarial fever with paroxysms recurring every six days. -adj. Occurring or recurring every six days. [NLat. sextana(febris), sextan(fever) < Lat. sextus, sixth.]

- Sex.tans: n. A constellation in the equatorial region of the sky near Leo and Hydra. [NLat., sextant.]

- sex.tet: n. 1. Mus. a. A group composed of six vocalists or musicians. b. A musical composition written for six performers. 2. A group of six persons or things. [Alteration of SESTET.]

- sex.til.lion: n. 1. The cardinal number written 10*21. 2. Chiefly Brit. The cardinal number written 10*36. [Fr. sex-, six (Lat. sex) + million, million.] -sex.til'lion adj. & pron.

- sex.til.lionth: n. The ordinal number that matches the number sextillion in a series. 2. One of sextillion equal parts. -sex.til'lionth adj. & adv.

- sex.to.dec.i.mo: n. pl. -mos. 1. The page size of a book composed of printer's sheets folded into 16 leaves or 32 pages. 2. A book composed of sextodecimo pages. [Lat. sextodecimo, ablative of sextusdecimus, one sixteenth : sextus, sixth + decimus, tenth < decem, ten.]

- sex.ton: n. An employee or officer of a church who is responsible for the care and upkeep of church property and sometimes for ringing bells and digging graves. [ME segerstone < AN segerstaine < Med. Lat. sacristanus, sacristan.]

- sexton beetle: n. The burying beetle.

- sex.tu.ple: tr. & intr.v. -pled, -pling, -ples. To multiply or be multiplied by six. adj. 1. Containing or consisting of six parts; sixfold. 2. Larger or greater by sixfold; multiplied by six. 3. Mus. Having six beats to the measure. -n. A number six times larger than another. [Prob. SEX- + (QUIN)TUPLE] - sex.tu'ply adv.

- sex.tu.plet: n. 1. One of six delivered at one birth. 2. sextuplets. The six offspring of one birth. 3. A group of six similar persons or things; sextet. [SEXTU(PLE) + (TRI)PLET.]

- sex.tu.pli.cate: adj. 1. Six times as many or as much; sixfold. 2. Raised to the sixth power. -tr.v. -cat.ed, -cat.ing, -cates. To sextuple. -n. One of six similar things. [SEXTU(PLE) + (DU)PLICATE.] - sex.tu'pli.cate.ly adv. -sex.tu'pli.ca'tion n. )


-AŞK ile/ve/> EŞK[Fars.]

( ... İLE/VE/> Gözyaşı. )


-AŞK ve/> FEDÂKARLIK



-AŞK ve FEDÂKÂRLIK



-AŞK ile GARÂM



-AŞK ile/ve/<>/> GÜLMEK :)

( Sen gülersen, hayat güler. :) :) :) )


-AŞK ve HAKK

( Nefisle karışık aşk zillete, Allah'la karışık aşk da devlete götürür. )


-AŞK ve HAKK

( İrfaniyetle ilmin, ilimle ibâdetin araları, birer asır kadar uzaktır. Fakat aşk, bu mesafeyi bir adımda aşar gider. Aşksız da olur ama beşer ömrü yetmez. )


-AŞK ile HAYALPERESTLİK



-AŞK ile/ve/<> HELÂK OLMAK

( Aşk/âşık olmadan helâk olunmaz. )


-AŞK ile HIRS



-AŞK ve İCÂD ETMEK



-AŞK ile/ve İHLÂS

( Aşk kelâmını anlamak için âşık olmak gerektir. )


-AŞK ile/ve İHLÂS

( Âşıklar ölmez! Ölen, hayvân imiş. )


-AŞK ile/ve İHLÂS

( Aşkta herşeyin mânâsı var, davası yok. )


-AŞK ile/ve İHLÂS

( AŞK: VASITA-İ VUSLAT-İ İLÂHÎ )


-AŞK ve/> İHSAN



-AŞK ile/ve/değil/||/<>/< İLK GÖRÜŞTE AŞK



-AŞK ve/> İRFAN



-AŞK ve/> İRFAN



-AŞK ile/< IŞK

( ... İLE/< Sarmaşık. )


-AŞK ile/ve İŞTİYÂK



-AŞK ve/<> KAVUŞMA(VUSLAT)

( İkisi de AN'dadır. )


-AŞK >< KAYITSIZLIK [NEFRET değil!]



-AŞK ve/<> KEMÂL

( AŞK: Kendi olgunluğuna/kemâline olan/yönelik tutku/şevk. )


-AŞK ve/||/<>/>/< MAHVİYET



-AŞK ve/<> MEŞK



-AŞK ve MUHABBET ve CEZBE

( Allah'a duyulan. VE İnsan'a duyulan. VE ... )


-AŞK ile/ve/||/<> ONUR



-AŞK ve/||/<>/> ŞAİR/ŞİİR

( Aşkın dokunuşlarıyla herkes şair olur. )


-AŞK ve/<> SAVUNMASIZLIK



-AŞK ile/ve/> SAYGI



-AŞK ile/ve/||/<> SEVDÂ

( Hevesin geçene kadar. İLE/VE/||/<> Soluğun yetene kadar. )


-AŞK ile/ve/||/<> SEVDÂ

( ... İLE/VE/||/<> Kalbin ortasındaki kararmaya yüz tutmuş kan. | Aşk, sevgi. | Aşırı sevgiden doğan bir çeşit hastalık. | İstek, heves, arzu. | Çok kara/siyah. | Eskilerin, insan mizâcında kabul ettikleri dört hılttan biri. )


-AŞK ile/ve/> SIDKIYET

( Birinde kül olduysan, başkasını ısıtamazsın. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> ŞİİR

( ... İLE/VE/||/<>/> Birinin unuttuğunu, öbürüne unutturmayan söz. )


-AŞK ile/ve/||/<>/> ŞİİR

( Aşk (bile), şiirin bahanesidir. )


-AŞK ile/ve ŞÜKÜR



-AŞK ile/ve ŞÜKÜR



-AŞK >< TAASSUB



-AŞK ile TAŞKIN SEVGİ, ĞARAM/GARAM



-AŞK ile/ve/>/değil VEFÂ

( NE MÜMKÜNDÜR VEFÂ BULMAK CİHANIN BÎ-VEFÂSINDAN
MUHİB-İ SÂDIKI YEĞDİR KİŞİNİN AKRABASINDAN )


-AŞK ile/ve YORGUNLUK



-AŞK ve/<> ZÂT

( Zât(ın)'a yol, sadece/ancak AŞK'tır. )


-AŞK ile/ve/||/<> ZEN



-AŞKA DÜŞMEK:
GÖNÜL İLE ile ZEKÂ İLE ile AKIL İLE ile DUYGU İLE ile DÜŞMEZSEK

( Yanarız. İLE Kavruluruz. İLE Çıldırırız. İLE Gülünç oluruz. İLE Kalabalığa karışıp ezilir gideriz. )


-ASKETİZM değil/yerine/= ADANMIŞLIK, ÇİLECİLİK



-AŞKI DOĞURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AŞKLA DOĞURMAK



-AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/> BİR/LİK



-AŞKIN/LIK ile/ve/<>/> İÇKİN/LİK



-AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/>/>< İÇKİN/LİK

( Evrenseller. İLE/VE/||/<>/>/>< İçerikleri. )


-AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/>/>< İÇKİN/LİK

( Değişmez. İLE/VE/||/<>/>/>< Değişken. )


-AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/>/>< İÇKİN/LİK

( Yaşam. İLE/VE/||/<>/>/>< Yaşama kattıkların. )


-AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/>/>< İÇKİN/LİK

( Adâlet. İLE/VE/||/<>/>/>< Yasa. )


-AŞKIN/LIK ile/ve/||/<>/>/>< İÇKİN/LİK

( Tek bir nesneye ait olan. İLE/VE/||/<>/>/>< Tek bir nesneye ait olmayan. | Âleme bulaşan. )


-AŞKIN/LIK = MÜTEAL = TRANSCENDENT, BEYOND[İng.] = TRANSCENDANT, AU DELÀ DE[Fr.] = TRANSZENDENT, JENSEITS/DAS JENSEITIGE[Alm.] = OLTRE[İt.] = MAS ALLA DE[İsp.] = TRANS, TRANSCENDENS, ULTRA[Lat.] = PERA(N)[Yun.] = MÂVERA/Î[Ar.] = MÂFEVK[Fars.] = BOVENGAAND[Felm.]



-AŞKINLIĞA ULAŞMAK ile/ve/değil/yerine AŞKINLIĞIN, KİŞİDE AÇIĞA ÇIKMASI



-AŞKINLIK ile/ve/> GÖREVDEŞLİK/SİNERJİ



-AŞKINLIK ve/||/<>/< İLKELERİN OYNANAMAZLIĞI



-AŞKINLIK ve/||/<> KUŞATICILIK



-AŞKINLIK ve/||/<>/< ZAMANSIZLIK



-AŞKINLIKTAKİ İÇKİNLİK ile/ve/||/<> İÇKİNLİKTEKİ AŞKINLIK



-ASKIYA ALINAMAZLIK ile/ve/||/<> GÖZARDI EDİLEMEZLİK ile/ve/||/<> İNDİRGENEMEZLİK



-ASKIYA ALMAK ile RAFA KALDIRMAK



-AŞKTA:
ÖLMEK ile DÖNMEK

( Var. İLE Yok. )


-AŞKTA:
[ne] GÖZE ALABİLMEK ile/ve/ne de/||/<>/> GÖZÜNÜ ALABİLMEK



-AŞKTA:
SAÇMALAMAK ve/ya da SUSMAK



-AŞKTA:
TUTARSIZLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< TUTARLILIK

( Tutmazsa/tutmazlarsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>

-ASLÎ ZİLYETLİK değil/yerine/= İYE ELDECİLİK



-AŞMAK ile/ve/değil ALIŞMAK



-ASMAK ile AŞMAK



-AŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ATLAMAK



-AŞMAK ile ATLATMAK



-AŞMAK ile/ve ÇIKMAK



-AŞMAK ile/ve/değil/yerine DEĞİŞTİRMEK/DÖNÜŞTÜRMEK



-AŞMAK ile/ve KIRMAK



-AŞMAK ile KIRMAK



-AŞMAK ve/> ULAŞMAK



-AŞNA FİŞNE/HAŞNE FİŞNE = GİZLİ DOST/LUK



-ASPİRASYON ile/||/<> ASPİRATÖR ile/||/<> ASPİRE ETMEK

( Emerek çekme. İLE/||/<> Emçek, emeç, emmeç. İLE/||/<> Emerek çekmek. )


-AŞSAMAK ile/||/<> AŞSAMAK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dağ geçidini geçmeye/aşmaya niyetlenmek ve bunu istemek. İLE/||/<> Birinin yemek istemesi. )


-ASTAZİ ile/||/<> ASTENİ/K

( Ayakta duramama. İLE/||/<> Güç yitimi/güçten düşmüş. )


-ASTROFİZİK değil/yerine/= GÖKFİZİĞİ



-ASTRONOMİ ile/||/<> ASTROBİYOLOJİ/EKSOBİYOLOJİ ile/||/<> ASTROFİZİK ile/||/<> ASTROKİMYA

( Gök nesnelerini, olay ve olgularını inceleyen bilim dalı. Gök nesnelerini, olgularını ve gök nesnelerinin kökenlerini açıklamak için fizik, kimya ve matematik kullanılır. İLE/||/<> Evrende yaşamın ortaya çıkmasını, evrimini ve biyolojik süreçleri, jeokimyasal ve biyokimyasal etkenler ile inceleyen disiplinlerarası bir bilim dalı.[Güneş düzeninin içinde ve dışında olası yaşamların araştırılması ve abiyogenez gibi konuları kapsar.] İLE/||/<> Evren de içinde olmak üzere astronomik nesnelerin ve olayların fizik ve kimya kullanarak yapısını ve ne olduğunu inceleyen astronomi dalı.[Gök nesnlerinden yayılan ışık ve elektromanyetik dalga gibi verileri toplayarak fizik ve kimya bilimleri ile inceler ve yorumlar. Çok kapsamlı bir bilim alanı olduğundan, astrofizikçiler, çalışmalarını astrofiziğin öteki alt dallarına göre biçimlendirir.] İLE/||/<> Evrendeki molekülleri, dünya dışında bulunan kimyasal ögeleri/nesneleri ve bunların etkileşimlerini geniş alanlarda, özellikle moleküler gaz bulutlarında inceleyen bilim dalı. )


-ASTRONOMİ ile/ve OPTİK



-ASTRONOMİK değil/yerine/= GÖKBİLİMSEL



-AŞÛRE PİŞİRMEK yerine AŞÛRE KAYNATMAK

( Muharrem'in 9'unda pişirilir, 10. gün dağıtımı yapılır. )


-AT:
GEYİK ve KAYIK ve HÖYÜK

( Önden bakınca. VE Yandan bakınca. VE Arkadan bakınca. )


-AT ile ALABACAK

( ... İLE Ayağında sekil olan at, eşek vb. | Ara bozucu, dönek, uğursuz kişi. )


-AT ile KAMIŞKULAK

( ... İLE Kulakları ince, düzgün ve dik at. )


-AT ve/||/<> KÖPEK

( Sezgi. VE/||/<> Sadakat. )


-ATABEK ile/||/<> ATABEY

( Eski Türk devletlerinde şehzadelerin eğitimi ve bölgenin yönetimi ile görevli vezir. İLE/||/<> Selçuklu şehzâdelerin eğitimiyle uğraşan öğretmen. )


-ATABEY/ATABEK ile Atabey

( Eski Türk devletlerinde, özellikle Selçuklu'larda, şehzadelerin eğitimi ya da bağımsız olarak bir eyaletin yönetimi ile görevli vezir. İLE Isparta iline bağlı ilçelerden biri. )


-ATAERKİLLİK ile/ve/değil/yerine/< ANAERKİLLİK



-ATAK/LIK ile/ve/||/<> GÖZÜKARA/LIK



-ATAK ile/değil/ne yazık ki !SALDIRGAN



-ATAK ile ATAK[Fr. < ATTAQUE]/OFANS[Fr. < OFFENCE]

( Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr. Çevik, hareketli. | Geveze. | Aniden başlayan hastalık nöbeti. İLE Atılım. | Saldırı, saldırış, hücum, hamle, akın. | Gol atmak ya da sayı kazanmak amacıyla yapılan akın. )


-ATAK ile/ve SERİ



-ATÂLET ile/ve/değil/<>/< OLANAKSIZLIK



-ATARAK ile/değil/yerine SOYUTLAYARAK



-ATATÜRK ve/||/<> ANITKABİR

( )


-ATATÜRK ve/||/<>/< BEHİÇ ERKİN

( )


-ATEİZM/ATEİST:
TANRI TANIMAZ/LIK ile/ve/değil TANRIYI KARIŞTIRMADAN BİLİMSEL ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA YAPMAK



-ATELYE/ATÖLYE değil/yerine İŞLİK

( Zanaatçıların ya da resim, yontu gibi sanatlarla uğraşanların çalıştığı yer. | Gömlek. )


-ATEŞ ÇİÇEĞİ[Lat. SALVIA SPLENDENS] ile ATLAS ÇİÇEĞİ ile ÇADIR ÇİÇEĞİ ile ÇUHA ÇİÇEĞİ ile GÜZELHATUN ÇİÇEĞİ HANIMELİ(HONEYSUCKLE) ile ITIR ÇİÇEĞİ ile İPEK ÇİÇEĞİ ile KAHKAHA ÇİÇEĞİ/GÜNDÜZ SEFASI ile KOHLERIA ÇİÇEĞİ ile KÜPE ÇİÇEĞİ ile LÂVANTA ÇİÇEĞİ ile MAHMUR ÇİÇEĞİ ile MUM ÇİÇEĞİ ile PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ile SALON ÇİÇEĞİ ile SARAY ÇİÇEĞİ ile TELGRAF ÇİÇEĞİ ile YAYLA ÇİÇEĞİ ile YILAN ÇİÇEĞİ ile YILDIZ ÇİÇEĞİ ile ÖLMEZ ÇİÇEK ile GELİNCİK ÇİÇEĞİ(POPPY)[Lat. FRITILLARIA IMPERIALIS]



-ATEŞ ve/<> KORUK



-ATEŞ ile/ve TOPRAK

( ... İLE/VE Hazinet-ül esma. )


-ATEŞBALIĞI/SARDALYA/SARDALYE[İt.][Lat. CLUPEA PILCHARDUS] ile VONOZ[Yun.] ile SARDUNYA(SARDINE) ile SAZAN(CARP)[Lat. CYPRINUS CARPIO] ile KOLYOS ile HAMSİ(ANCHOVY) ile BAKALYARO[Lat. MERLANGUIS MERLANGUS] ile ÇİNGENE PALAMUDU ile MALTAPALAMUDU[Lat. NAUCRATES DUCTOR] ile TORİK(BONITO) ile ALTIPARMAK ile LÜFER/KUNBER[Ar.] ile ÇİNAKOP/TEMNODON SALTATOR[Lat.] ile ÇİPURA/AURATA AURATA[Lat.] ile HANİ/SERRANUS CARILLA[Lat.] ile HARHARYAS/CARCHARHINUSLAMIA[Lat.] ile İSTRONGİLOS[Lat. SMARIS VULGARIS] ile İŞKİNE[Lat. SCIAENA UMBRA ] ile İZMARİT[Lat. MAENA VULGARIS] ile KOFANA[Yun.] ile TEKİR[MUGIL SURMULLETUS] ile BARBUNYA/BERBUNİ[Ar.]/MULLUS BARBATUS[Lat.] ile KÂĞITBALIĞI ile KALKAN ile KILIÇ ile LAHOS/LAGOS/KAYAHANİSİ[Yun.] ile LİPSOS[Yun.][Lat. SCORPAENA PORCUS] ile MAZAK[Lat. TRIGIA LINEATA] ile MELANURYA[Lat. SPARUS MELANURYA] ile MORİNA[Lat. GADUS MORRHUA] ile MERLİN BALIĞI ile PİSİ ile PLATİKA[Lat. ACERINA CERNUA] ile RİNA/TIRPANA[Lat. RAJA BATIS] ile SARIAĞIZ[Lat. SCIAENA AQUILLA] ile SARIBALIK[Lat. IDUS JESSES] ile SARIGÖZ[Lat. SARGUS SALVIERI] ile SARIHANİ[Lat. EPINEPHELES GIGAS] ile SARPA[Yun.][Lat. BOOPS SALPA] ile SİNAGUD ile SİVRİ ile KARAGÖZ ile MARANGOZBALIĞI/TESTEREBALIĞI[Lat. PRISTIS PRISTIS] ile MERCAN ile USKUMRU(MACKEREL)[Lat. SCOMBER SCOMBRUS] ile ÇİTARİ/BOX SALPA[Lat.] ile ÇOPRABALIĞI/COBITIS[Lat.] ile ÇOPURİNA ile ÇOTİRA/BALISTES CAPRISCUS[Lat.] ile ÇURÇUR/CRENILABRUS[Lat.] ile DAĞALASI/SALMA ALPINUS[Lat.] ile YAYINBALIĞI[Lat. SILURUS GLANIS] ile YAZILIHANİ[Lat. SERRANUS SCRIBA]



-ATEŞLE PİŞMEK ile/ve/yerine GÜNEŞLE TATLANMAK



-ATFETMEK ile İTHAF ETMEK ile ADDETMEK

( Bir işi ya da bir sözü bir kimseye mal etmek, yüklemek, isnat etmek. | Yöneltmek, çevirmek. İLE Birinin adına sunmak, armağan etmek. İLE Saymak. )


-ÂTÎ[Ar. < İTYÂN] ile GELECEK

( GELECEK, GELEN KİŞİ/ŞEY | GELECEK ZAMAN, İSTİKBAL | ÖNDE, AŞAĞIDA )


-ÂTIFET[Ar. çoğ. AVÂTIF] değil/yerine/= KARŞILIK BEKLEMEDEN GÖSTERİLEN SEVGİ, İYİLİKSEVERLİK



-ATIK ile ARTIK



-ATİK ile ATİK/A

( Çabuk davranan, çevik. İLE Eski, eski zamanla ilgili. )


-ATIK ile ATMIK

( Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez ya da çevre için zarar oluşturan her türlü nesne. | Üretimden tüketime kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan ve kullanıcının artık işine yaramayan nesnelerin tamamı. | Atılmış, atılan. İLE Belsuyu, meni. )


-ATIK ile ÇÖP



-ATIK ile/ve/||/<> DIŞKI



-ATIK ile FAZLALIK



-ATİK ile/değil KADÎM

( Eski. İLE/DEĞİL Eskiyi ardına alarak ve sağlam köklere dayanarak bugüne karşılık verecek ve geleceğe yönelik olabilmesidir. )


-ATÎK ile/||/<> KADÎM ile/||/<> MİNEL-KADÎM ile/||/<> CEDÎD

( Eski. İLE/||/<> Eski. İLE/||/<> Oluşuna, kimsenin bilemeyeceği kadar eski olan bir zaman. İLE/||/<> Yeni. )


-ATIK ile/değil KALINTI



-ÂTIL ile/değil METRUK



-ATILMAK ile/ve/değil/||/<>/< İSTENİLMEMEK



-ATILMIŞ/LIK ile "FIRLATILMIŞ/LIK" ile "DÜŞÜRÜLMÜŞ/LÜK" ile "İNDİRİLMİŞ/LİK"



-ATİNA ve/<>/>< SELANİK

( ... VE/<>/>< Ege'nin en güzel yarımadalarından biri olan Halkidıkide'de bulunmaktadır. [Adını, Büyük İskender'in üvey kızkardeşi olan Thessalonica'dan almıştır.] )


-ATİNA ve/<>/>< SELANİK

( ... VE/<>/>< "Thermaikos körfezinin gelini" olarak da bilinen Vardar[Aksios] ırmağının ağzında, Yunan tanrılarının dağı Olympos'un karşısında kurulan Selanik, Bizans döneminde, İstanbul'dan sonra, bölgenin en önemli kentiydi. Bugün de, Yunanistan'ın ikinci büyük kenti olan Selanik'in tek rakibi, adını, tanrıça Athena'dan alan başkent Atina'dır. )


-ATİNA ve/<>/>< SELANİK

( ... VE/<>/>< Selanik, Kordon sefalarının benzerliği ile İzmir'in küçük kardeşi olarak da tanınır. )


-ATIŞMAK ile AYTIŞMAK

( Tartışmak. | Kendine dargın olan bir kişiye barışıkmış gibi söz söylemek. | Çocuk oyunlarında ebeyi ya da takımda olanları belirlemek için karşılıklı olarak adım atmak. İLE Atışmak, tartışmak, münakaşa etmek. | Halk şairlerinin belirli bir ayak çerçevesinde karşılıklı atışması. )


-ATIŞMAK ile ÇATIŞMAK



-ATIŞTIRMAK değil/yerine NİTELİKLİ BESİNLERİ, YAVAŞ YEMEK



-ATKI AÇIKLIĞI ile/<> ETKEN/EFEKTİF/HESAP AÇIKLIK ile/<> SERBEST AÇIKLIK

( İki anakiriş arasındaki kirişleme açıklığı. | Atkı[lenot] boyu. İLE/<> Bir strüktür öğesinin dayanaklarının, eksenden eksene uzaklığı. İLE/<> Bir kirişin iki dayanağı arasındaki kesintisi açıklık ya da yatay uzaklık. )


-ATLAMAK ile/değil ALIŞIK OLMAMAK



-ATLAMAK ile ES GEÇMEK



-ATLAMAK ile/ve/||/<>/> PATLAMAK



-ATLATMA ve/> MUTLULUK



-ATLET ile/ve/||/<>/> TAVŞANLIK

( ... İLE/VE/||/<>/> Değerli ağaçlarla ince işler yapma sanatı. | Atletizm yarışlarında rekor kırması beklenen atletin önünde koşup tempoyu yüksek tutan atletin yaptığı iş. )


-ATMACA ile BÂŞAK

( ... İLE Bir cins küçük atmaca. )


-ATMAK ile/ve FIRLATMAK



-ATMAK ile/değil/yerine/||/<>/< KAYDIRMAK



-ATMAK ile SALLAMAK



-ATMAK ile SATMAK



-ATMAK değil TERK



-ATOM[Fr./İng. ATOME < Yun.] değil/yerine/= EYCİK



-ATOM ile/ve/değil/yerine BÖLÜNEMEYEN EN KÜÇÜK



-ATOM ile/ve/< ÇEKİRDEK ile/ve/< PROTON/NÖTRON(NÜKLEON[Fr. < Lat.]) ile/ve/< MEZON[Fr. < Yun.] ile/ve/< ELEKTRON ile/ve/< KUARK

( 10¯8 cm. İLE/VE/< 10¯¹² cm. İLE/VE/< 10¯¹³ cm. | Elektrondan ağır, protondan hafif bir atom nesneciği. İLE/VE/< 10¯¹6 cm. İLE/VE/< 10¯¹6 cm. )


-ATOM ile/ve/değil EŞİK



-ATOMAL/ATOMİK değil/yerine/= ATOMSAL



-ATONİ ile/||/<> ATONİK

( Gergi/gerim yitimi. İLE/||/<> Gevşek, gergisiz. )


-ATREZİ ile/||/<>/> ATREZİK

( Gerileme. | Doğuştan tıkanıklık. İLE/||/<>/> Gerilemiş. )


-ATRİYUM/ATRIUM[İng.] değil/yerine/= KULAKÇIK



-ATRİYUM değil/yerine/= KULAKÇIK



-AUGMENTED REALITY[İng.] değil/yerine/= ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK



-AUK ile BÜYÜK AUK

( ... İLE Ne yazık ki, soyu tükenmiştir. )


-AUM:
SOLUK ve/||/<> SESSİZLİK



-AVADANLIK

( Alet takımı. )


-AVANAK[Erm.] ile AHMAK

( Kolaylıkla kandırılabilen ya da aldatılabilen, aptal, bön. İLE Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal. )


-AVANS[Fr. < AVANCE] değil/yerine/= ÖNDELİK

( Öndelik. | Oyunda zayıf tarafa önceden verilen geçici üstünlük. )


-AVCI/LIK ile/ve TOPLAYICI/LIK



-AVİTAMİNOZ/AVITAMINOSIS[İng.] değil/yerine/= VITAMINSİZLİK



-AVKMAK ile AVKMAK ile AVKMAK ile AVKMAK

( Karıştırmak, iyice karıştırmak, kabartmak. | Yoğurmak, özleştirmek. İLE Ezmek, parçalamak, ufalamak, çok küçük parçalara ayırmak. | Dövmek. | Çamaşırı durulamak. | Çitilemek, avuç içinde sıkıştırmak, ovmak, ovalamak. İLE Yenmek, mağlup etmek. İLE Köpeğin koparmadan, az ısırması. )


-AVUÇ/LAMAK ile/ve KOŞAM/LAMAK

( ... İLE/VE İki elle avuç/lamak. )


-AVUÇLAMAK ile KISIMLAMAK

( ... İLE Tek elle avuçlamak. )


-AVUCUNU YALAMAK ile YUMRUĞUNU YALAMAK

( Karşılık bulamamak. İLE Cimrilik. )


-AVUN(/T)MAK ile KAN(DIR)MAK



-AVUNMAK ile YETİNMEK



-AVUNTU ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEK/LİK



-AYAĞA BAKMAK ile/ve/değil/yerine YERE BAKMAK



-AYAK

( Çoban, murakıb, müş'ir, müşir, müşire ya da payende; reddade, müşahide, takibe, garib )


-AYAK SÜRÜYEREK YÜRÜMEK ile/yerine/değil AYAK SÜRÜMEDEN YÜRÜMEK



-AYAK UYDURMAK ile/ve EŞLİK ETMEK



-AYAK/PA[Fars.]:
PATİ ile/||/<> PATİK ile/||/<> PATİKA ile/||/<> PABUÇ ile/||/<> PAYTAK ile/||/<> PAYİDAR ile/||/<> PİYADE[< PAYADAK] ile/||/<> PİYON[< PEDON]

( Kedi, köpek için ön ayak. İLE/||/<> Küçük çocuk ayakkabısı. İLE/||/<> Keçi yolu. İLE/||/<> Ayakkabı. İLE/||/<> Eğri bacak. İLE/||/<> Ayakta durmak. İLE/||/<> Yaya. İLE/||/<> Yaya. )


-AYAK ile/ve AĞIM

( ... İLE/VE Ayağın üstündeki tümsek. )


-AYAK ile/ve AĞIM

( Her bir ayağımızda yaklaşık bir trilyon bakteri vardır. )


-AYAK değil/yerine HAL



-AYAK ile/||/<> PAYANDA ile/||/<> REVAK ile/||/<> PAYE ile/||/<> NEF/SAHIN

( Paye, taş ya da tuğladan örülmüş taşıyıcı mimari öge. İLE/||/<> Destek, yükü karşılamak üzere eklenmiş duvar parçası. İLE/||/<> Sütun ve payeler tarafından taşınan kemerlerle çevrilmiş, üstü örtülü uzun bölümler, güneş ve yağmurdan korunmayı yürümeye bölümleri. Portik. İLE/||/<> Örülerek oluşturulmuş tek taşıyıcı. Ayak. İLE/||/<> Yapılarda sütunlarla ya da payelerle ayrılan her bir bölüm. Yol. )


-AYAK ve/<> TÜM ÖRGENLER



-AYAKÇAK ile AYAKÇIN

( Merdiven, merdiven basamağı. | Dokuma tezgâhı ayaklığı. | Çocukların, cambazların ayaklarına takıp yürüdükleri çifte sırık. İLE Dokuma tezgâhlarında, atkı ipliklerini devindirmek için ayakla basılan tahta ayaklık. )


-AYAKKABI BAĞCIKLARINI:
BAĞLAMAK ile/değil/yerine/> MIKNATIS

( ... İLE )


-AYAKKABI/BAŞMAK ile AYAKAPI

( ... İLE Fener-Balat'taki kapı. )


-AYAKKABI yerine İZLİK

( Ayakkabı, dünyayı ve dünya malını simgeler. Eve ve camiye girerken dünya ve dünyaya ait herşey dışarıda bırakılır. )


-AYAKTA DURMAK/DURABİLMEK ile/ve/<>/< KİŞİSEL YÖNETİM VE GELİŞİM



-AYAKTA DURMAK ile DİKİLMEK

( Dik dur fakat diklenme! )


-AYAKTA DURMAK ve/fakat/||/<>/>/< HAYATTA KALMAK

( Yeterince gücün olmayabilir/kalmayabilir. VE/FAKAT/||/<>/>/< Nedenlerin vardır ve yeterince çoktur. )


-AYAKTA TUTMAK ile/ve/||/<> HAVADA TUTMAK



-AYARLAMAK ile AYARTMAK



-AYARLAMAK ile/ve/<>/değil DENK GETİRMEK



-AYASOFYA ve ZEYREK

( Fatih Sultan Mehmet'in fetih sonrasında benim diye belirlediği yerler. )


-AYASULUK =/< SELÇUK

( ... =/< Selçuk'un eski adı. )


-AYDAKİ 3 DORUK:
ULUĞ BEY ve/<> KOPERNIK ve/<> GALILEO

( Uluğ Bey, kurduğu sektans sistemi ile 1180 yıldızın konumunu ve bir yılın 365 gün olduğunu, Kopernik'ten 60, Galileo'dan 200 yıl önce, hemen hemen doğru olarak hesaplamıştır. )


-AYDINLANMA:
AYDINLIĞI "DÜŞLEYEREK" değil KARANLIĞIN BİLİNCINE VARARAK



-AYDINLANMA ile/ve/değil EŞİK



-AYDINLANMAK ile/ve/||/<>/> ERMEK



-AYDINLANMAK ve/||/<>/>/< ŞEFKÂT



-AYDINLANMIŞ/LIK ve/<> UYANDIRILMIŞ/LIK



-AYGIR ile KISRAK

( Eril at. İLE Dişil at. )


-AYIK ile UYANIK



-AYIKLAMAK ile SÜZMEK

( Araçsız. İLE Araçlı/araçla. )


-AYILMA ile FARKINDALIK



-ÂYİNLERİN SAĞLADIKLARI:
ÂŞIK'IN, AŞKINI ARTIRMAK ile/ve GAFİL'İN GAFLETİNİ KALDIRMA



-AYIP (OLAN):
(")BİLMEMEK(") ile/ve/değil/||/<>/< ÖĞRENMEMEK



-AYIP >< AYIK



-AYIRD ETMEK/EDEBİLMEK ile/değil/yerine AYIRMAK



-AYIRDEDİLEMEZLİK ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK

( Gottfried Leibniz İLE/VE/||/<> Werner Heisenberg )


-AYIRDEDİLEMEZLİK ile/ve/||/<> ÖZDEŞLİK



-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Ayırt edebilme bağımlılıklardan kurtuluşa götürür. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Ayırt edebilme yeteneği, bizi bağımlılıklardan kurtuluşa, tutkusuzluğa götürecektir; bu durum ise doğru davranışı, eylemi sağlayacaktır; doğru davranış ise bizi gerçek var oluşumuza ulaştıran içsel köprüyü kuracaktır. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Ayırt etme ve ayrılık duygusu olmadığında, buna sevgi diyebilirsiniz. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Olgun kişi toplulukları düzenleyerek neyi birbirinden ayırması gerektiğini bilir. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Kişinin kendi için doğru olanı ayırd etmesi ve sıkı çalışması er ya da geç ödüllendirilecektir. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Kişi durumunun mükemmel olduğunun ve hatta daha da ilerleyeceğinin ayrımına varmalıdır. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Farkındalık her şeyin ötesidir - hem varlığın, hem yokluğun. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Farkına varın ki, her ne olursa, size, sizin tarafınızdan, sizin aracılığınızla olur ve siz, her ne algılarsanız, onun yaratanı, tadına varanı ve yok edenisiniz. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Önemli[öncelikli] olan, yalnızca farkındalıktır, onun içerdikleri değil. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Tam farkındalık halinde temas kurulmuştur. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Bir ilişki kurmak ve sürdürmek için, doğrudan eylemle ifade edilen sevecen bir farkındalık hali gereklidir. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Yeni ve özel bir farkındalık biçimi gerekmez. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Kişinin gönlünü görebilecek berrak içgörüye sahip olmadıkça ayırt edemezsiniz. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Kendi hakkınızdaki farkındalığınızı derinleştirin ve genişletin, o zaman tüm hayırlar ve lütûflar akacaktır. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Şimdi yapılmakta olan ayırt edebilme ve ihtirassız olma uygulaması, zamanı geldiğinde meyvesini verecektir. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Tüm gereksiniminiz, varoluşunuzun, bir sözlü beyan şeklinde değil, fakat her an mevcut bir gerçek olarak farkında olmaktır. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Varoluşunuzun farkındalığı, gerçek varlığınızı görmenizi sağlayacaktır. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Sadece var olduğunuzun farkında olun ve farkında kalın. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( Discrimination leads to detachment. )


-AYIRDINDA/LIK ile/ve/<> FARKINDA/LIK

( In full awareness the contact is established.
Discrimination will lead to detachment; detachment will ensure right action; right action will build the inner bridge to your real being.
Awareness is beyond all - being as well as not-being.
Awareness itself is all important, not the content of it.
Deepen and broaden your awareness of yourself and all the blessings will flow.
You cannot, unless you have a clear insight into the heart of person.
Be aware that whatever happens, happens to you, by you, through you, that you are the creator, enjoyer and destroyer of all you perceive.
For establishing and maintaining relationship affectionate awareness expressed in direct action is required.
No new, or special kind of awareness is needed.
Discrimination and dispassion practised now will yield their fruits at the proper time.
All you need is to be aware of being, not as a verbal statement, but as an ever-present fact.
The awareness that you are, will open your eyes to what you are.
Just be aware that you are and remain aware. )


-AYIRDINDALIK ile/ve/<> İÇSELLEŞTİRME



-AYIRDINDALIK ile UYANIKLIK/YAKAZA



-AYIRIP KAYIRMAK



-AYIRMAK/AYIRABİLMEK ile/ve/>/= TOPARLAMAK/TOPARLAYABİLMEK



-AYIRMAK ile AYIKLAMAK



-AYIRMAK ile/değil/yerine AYRICALIK/LAR (TANIMAK)



-AYIRMAK ile DIŞARIDA BIRAKMAK



-AYIRMAK ile KOPARMAK



-AYIRMAK ile/değil SIYIRMAK



-AYKIRI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/< AYRI/LIK



-AYKIRI/LIK ile/ve/değil UYMAMA



-AYKIRI değil/yerine/= YADIRGI DÜŞMEK



-AYLAK/LIK ile ÂVÂRE/LİK

( BATÂLET[Ar.]: İşsizlik, âvârelik. | Cesaret, kahramanlık. )


-AYLAKLIK ile ÇALIŞMAMAK



-AYMAZLIK ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMA/İHMAL



-AYN/ILIK ile/ve/||/<>/>< FARK/LILIK

( Yakınlaştırır. İLE/VE/||/<>/>< Geliştirir. )


-AYNA/LA(N)MAK ile/ve/değil/||/<>/< SAHİPLENMEK/MUSAHİPLİK



-AYNADA:
YÜZÜNÜ GÖRMEK ile/ve/değil/yerine ÖZÜNÜ GÖRMEK

( [istersen] Cama bak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Can'a bak! )


-AYNAN YOKSA KOMŞUNA BAK ile/ve BANA ARKADAŞINI SÖYLE, SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM



-AYNI AÇIDAN BAKMAK ile/ve/||/<>/>/< AYNI ACIDAN BAKMAK



-AYNI DİLİ KONUŞMAK ve/||/<> AYNI DURUMU/HÂLİ PAYLAŞMAK



-AYNI DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLİKTE DÜŞÜNMEK



-AYNI ŞEYE, FARKLI ADLAR KOYMAK ya da FARKLI ŞEYLERE, AYNI ADI KOYMAK

( İkisi de, yapılmaması gerekenlerdendir. Kavramlar, durumlar, olay ve olgular arasındaki farkları ya da karıştırılmaması gerekenlerin bilinciyle gerçekleştirilebilir. )


-AYNI ZAMANDA ve/||/<> ÇOK



-AYNI ZAMANDA ile/ve/değil/yerine ÜSTELİK



-AYNI/LIK ile/ve/||/<> KALICI/LIK



-AYNI/LIK ile ÖZDEŞ/LİK



-AYNI/LIK ile PARALEL/LİK



-AYNI ile/ve ORTAK



-AYNILAŞ(TIR)MAK değil/yerine/>< FARKLILAŞ(TIR)MAK

( Rekâbet edilirse. DEĞİL/YERİNE/>< Cesâret edilirse. )


-AYNILAŞTIRMAK ile/değil/yerine/>< FARKLILIKLARIN KABULÜ



-AYNİYAT[Ar.] değil/yerine/= ÖZDEK



-AYNİYET[Ar.] değil/yerine/= AYNILIK, ÖZDEŞLİK



-AYRI GÖRMEK/TUTMAK ile/ve DIŞINDA GÖRMEK/TUTMAK



-AYRI PETALLİ KOROLLA, DIALIPETAL KOROLLA, KORİPETAL KOROLLA = TÜVEYC-İ KESÎRÜ'L-EVRÂK = COROLLE POLYPÉTALE, COROLLE DIALYPÉTALE



-AYRI SEPALLİ KALİKS, DİALİSEPAL KALİKS, KORİSEPAL KALİKS = KE'S-İ KESÎRÜ'L-EVRÂK = CALICE POLYSÉPALE, CALICE DIALYSÉPALE



-AYRI-GAYRI ile/ve GÂFİL OLMAMAK



-AYRI/LIK ile/ve BAŞKA/LIK



-AYRI/LIK ile/ve TAŞKIN/LIK



-AYRI ile/ve/değil/yerine UZAK



-AYRICA ile/ve/||/<> EK OLARAK



-AYRICALIK ile "AĞIRLIK"



-AYRICALIK ile/ve/||/<>/< AŞK



-AYRICALIK ile AZINLIK



-AYRICALIK ile/ve/değil/yerine FARK



-AYRIK ile AYRIM

( Ayrılmış. | Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen. | Kuraldışı, müstesna. İLE Ayırma eylemi. | Bir kişi ya da nesnenin, ötekilerle karış(tırıl)mamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark. | Alt bölüm. | Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter. | Ayrılma noktası. | Bir ya da daha çok sahne içinde geliştirilip, olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü. )


-AYRILIK/BOZUŞMA değil/yerine/>< BİRLİK

( Ölümdür/memattır. DEĞİL/YERİNE/>< Yaşamdır/hayattır. )


-AYRILIK/İKİLİK ile/değil SALINIM



-AYRILIK ile/ve ALAN AYRILIĞI



-AYRILIK ile/ve/>/değil BAŞLANGIÇ



-AYRILIK ile İKİLİK



-AYRILIK ile/ve/<> SAYRILIK/HASTALIK ile/ve/<> ÖLÜM



-AYRILIK ile/ve SON



-AYRILMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYILMAK



-AYRILMAK ile/ve UZAKLAŞMAK



-AYRIM (NOKTASI):
KAVŞAK ile/ya da/||/<> MAKAS ile/ya da/||/<> ÇATAL



-AYRIM/AYRILIK = FASL-I KARİP = DIFFERENCE[İng.] = DIFFÉRENCE/DIVERSITÉ[Fr.] = DIFFERENZ/VERSCHIEDENHEIT[Alm.] = DIFFERENTIA/DIVERSITAS[Lat.] = DIAPHORA[Yun.] = DIFERENCIA[İsp.]



-AYRIM/FARK ile/ve/değil/||/<> ORAN



-AYRIM ile/ve/<> BİRLİK



-AYRIMLAR İÇİNDEKİ BÜTÜNLÜK



-AYRIMLI BİRLİK ile/ve AYRIMLI BİR ile/ve AYRIMSIZ TEK



-AYRIMLI BİRLİK ile/değil AYRIMLI, AŞILMIŞ BİRLİK



-AYRIMLI ÖZDEŞLİK ile/ve/<> BİREŞİM(TEVHİD)



-AYRINCA/İSTİSNA ile/ve/||/<> ÖZGÜN/LÜK



-AYRINTI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (BİR/ALT) BAŞLIK



-AYRINTI ve BASAMAK



-AYRINTI ile/ve DERİNLİK



-AYRINTI ile/ve/||/<> GELECEK



-AYRINTI ile İNCELİK



-AYRINTICILIK ile/ve/||/<> TİTİZLİK



-AYRIŞMAK değil/yerine BULUŞMAK



-AYRIŞTIRICI ile/değil KOPUK



-AYRIŞTIRMAK ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLAŞTIRMAK



-AYRIŞTIRMAK ile/değil/yerine KAYNAŞTIRMAK



-AYRIYKEN/AYRIYSAK ile/değil/yerine/>< BİRLİKTEYKEN/BİRLİKTEYSEK

( Yerlerdeyiz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ayaktayız. )


-AYRUK

( Ayrı, başka, gayri. )


-AYTIŞMAK[> EYTİŞİM] ile/ve/=/||/<>/< ATIŞMAK

( Atışmak. | Münazara. | Saz şairleri belirli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söylemek. İLE/VE/||/<>/< Birbirine karşılıklı söz söyleyerek tartışmak. | Saz şairleri belirli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söylemek. | Çocuk oyunlarında ebeyi ya da takımda olanları belirlemek için karşılıklı olarak adım atmak. | Ok vb. atarak yarışmak. )


-AZ / ÇOK değil/yerine ORANTISIZ/ORANTILI



-AZ BİLMEK ve/değil/için/||/<>/< ÇOK OKUMAK/DİNLEMEK/DÜŞÜNMEK



-AZ İLE YETİNMEK ile/ve/||/<>/>/< ÖLÇÜLÜLÜK



-AZ YEMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÇOK YEMEMEK



-AZ-BUÇUK



-AZ-ÇOK ile VAR-YOK



-AZ(DIR)MAK ile AYAKLAN(DIR)MAK



-AZ/YETERSİZ KAZANÇ TUTUMLU OLMAK



-AZ ile YOK



-AZALT ve/değil/yerine/||/<>/>/< BIRAK ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇOĞALT

( Yediğin yemeği...
Yemeğin tuzunu...
Yediğinin/içtiğinin şekerini...
Satın alacağın eşyaları...
Harcadığın parayı...
Boşa geçen zamanı...
Gözyaşlarını...
Kafaya taktıklarını...
Televizyon ve bilgisayar/internet başında harcadığın zamanı.
Telefonla uğraştığın süreyi...
Kişlerden beklentini...

VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<

Hız yapmayı...
Şikâyet etmeyi...
Ertelemeyi, üşenmeyi ve "vazgeçmeyi"...
Çekingenliği...
Rezil olma "kaygısını"...
Alaycılığı...
Sabırsızlığı...
Çocuğuna taparlığı...
Mazeret üretmeyi...
Başkaları için yaşamayı...
"Yapamam" "düşüncesini"...
Bahaneleri...
Olumsuz düşünmeyi...
Olumsuz söz(cük)leri...
Surat asmayı...
Önyargıyı...
Kişileri ve kişiler üzerinden düşünmeyi/konuşmayı...
"Sen-ben" tartışmasını/davasını...
Herkesi eleştirmeyi...
Herkesi düzeltmeye çalışmayı...

VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<

Özen göstermeyi...
Saygı göstermeyi...
Sevmeyi...
Selâm vermeyi...
Gülümsemeyi... :)
Olumlu düşünmeyi...
Vermeyi...
Sabrını...
Şükretmeyi...
Teşekkür etmeyi...
Su içme oranını/sıklığını...
Çocuklarla zaman geçirmeyi, oynamayı...
Özür dilemeyi...
Mazur görmeyi...
Alttan almayı...
İstikrarını...
Düş kurmayı...
Ayırmayı...
Yalınlaştırmayı...
Ara çözümleri...
Güzel söz söylemeyi...
Kitap ve sözlük okumayı... )


-AZALT ve/değil/yerine/||/<>/>/< BIRAK ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇOĞALT

( )


-AZALT ve/değil/yerine/||/<>/>/< BIRAK ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇOĞALT

( )


-AZAP ile/ve/<> ASLINDAN AYRI DÜŞMEK



-AZARLAMAK/İTAP/TEKDÎR/TEVBÎH[Ar.] ile/ve/değil/yerine UYARMAK

( Nush ile uslanmayanı, etmeli tekdîr
Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir! )


-AZARLAMAK/İTAP/TEKDÎR/TEVBÎH[Ar.] ile/ve/değil/yerine UYARMAK

( Dostun azarı, olgunluğa[kemâle] götürür. )


-AZARLAMAK/İTAP/TEKDÎR/TEVBÎH[Ar.] ile/ve/değil/yerine UYARMAK

( Kendini "azarla", kimse, seni azarlayamaz. )


-AZDIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< "BAŞTAN ÇIKARMAK"



-AZGIN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TAŞKIN/LIK



-AZI, GÖRÜP; "DÜNYAYA SAHİP OLACAĞIM(IZ)A" değil/yerine DÜNYAYI GÖRÜP AZA, SAHİP OLMAK



-AZIK ile/||/<> KUMANYA[İt. < COMPAGNA]

( ... İLE/||/<> Yolculuk için hazırlanan yiyecek. | Sefer durumundaki askerler için hazırlanan yiyecek. )


-AZIMSAMAK ile HAFİFE ALMAK



-AZIMSAMAK ile KÜÇÜMSEMEK



-AZINI AZIMSAMA!:
ATEŞ ve/||/<> DÜŞMAN ve/||/<> SAYRILIK ve/||/<> BİLGİ



-AZINLIK ile/değil ETNİK ÖBEK



-AZINLIK ile/ve/||/<> GÖÇMEN



-AZITMAK ile DAĞITMAK ile TOZUTMAK



-AZLETMEK değil/yerine/= GÖREVDEN ALMAK



-AZMA ile AZMAK ile AZMAK ile AZMAK ile AZMAK ile AZMAK

( Azmak durumu/eylemi. | Melez. İLE Küçük su birikintisi, gölcük. | Bataklık. | İLE Taşkınlıkta ileri gitmek. İLE Denizin, ırmağın vb. kabarması, taşması. | Yaranın, hastalığın, etkili, tehlikeli duruma gelmesi. | Eşeysel uyarıların artması. İLE Çamaşırın artık ağartılamaz duruma ge(tiri)lmesi. İLE Hayvanların iki ayrı ırktan doğması. | Bitkilerin aşırı büyümesi. )


-AZMAK ile AZMAK ile AZMAK[< AĞIZMAK]

( Taşkınlıkta ileri gitmek, kötülüğünü artırmak. | Denizin, ırmağın kabarması/yükselmesi. | Etkili, tehlikeli duruma gelmek. | Eşeysel duyguları artmak. | Çamaşırın, artık beyazlatılamaz duruma gelmesi. | İki ayrı ırktan doğmak. [Katır, Liger, Tigon gibi.] İLE Yolunu kaybetmek/şaşırmak. İLE Su birikmiş çukur ya da hendek. | Aakarsu kenarlarında yağmurdan sonra tarlalarda, yollarda görülen küçük su birikintisi, gölcük, su toplanan çukurcuk. | Bataklık, sızlık, büyük su birikintisi. | Azmak[< aġızmaḳ: Akarsuyun denize döküldüğü yer.] )


-AZMAK ile COŞMAK



-BÂ-HUSÛS değil/yerine/= ÖZELLİKLE, EN ÇOK



-BA'S[Ar.] değil/yerine/= GÖNDERME, GÖNDERİLME | DİRİLTME | PEYGAMBERLİK



-BÂ[Fars.] ile/||/<> BÂ-TEMESSÜK ile/||/<> BÂ-HÜCCET ile/||/<> BÂ-TAPU ile/||/<> BÂC

( ile, -li, -lu eki. İLE/||/<> Temessük ile (tasarruf olunan toprak). İLE/||/<> Hüccet ile (tasarruf olunan toprak). İLE/||/<> Tapu ile (tasarruf olunan toprak). İLE/||/<> Örfî vergi. )


-BÂC-I AĞNAM ile/ve/<> BÂC-I TAMGA ile/ve/<> BÂC-I BÜZÜRK ile/ve/<> BÂC-I KIRTIL ile/ve/<> BÂC-I NİYÂBET

( BÂC[Fars.]: Vergi/harç. | Gümrük vergisi. )


-BACAK/EL SALLAMAK ile/ve/değil/yerine BEKLENTİSİZ VE SAKİN, O ANDA VE ORADA OLMAK

( Bulunulan koşullardan çıkma ya da [çeşitli ve belirli/belirsiz] sıkılma durumlarında yapılan kontrolsüz el/kol/ayak/bacak sallamalarının/hareketlerinin nedeni daha çok "bir an önce o ortamdan/koşullardan çıkma/uzaklaşma" ya da "sonraki sürece/aşamalara geçme" isteği üzerinedir. Bunu da sürenin/sürecin "kısalması/hızlanması" beklentisiyle, farkında olmadan [/"ne yaptıklarını biliyor oldukları" "iddiasıyla"/zannıyla] el/ayak/bacak sallayarak ya da nesnelerle uğraşarak [çizerek, kağıt karalayarak, kalem çevirerek, nesne parçalayarak/delerek, tespih çekerek vs.], zihinlerini başka şeylerle meşgul ederek ve ancak bir şeylerle uğraşmak yoluyla çözmeye çalışırlar. Bu hareketler, "küçük/önemsiz/değersiz hareketler" varsayıldığından dolayı yapan kişi tarafından algılanmaz. [Daha çok da gençlikte/olgunlaşmamışlıktan ve/ya da cahillikten dolayı görülen/yaşanılan bir durumdur.] Bu durumlarda, çevredeki kişiler, çıkan sesle ya da gözleriyle ve zihinleriyle, yapılan harekete ister istemez takılırlar. Bu uyaranları, hem kişinin kendi için, hem de çevresindekileri düşünerek kontrol altında tutmaları gerekir. Bunu da, zihinlerini bulundukları zaman ve zeminde tutmaya çalışarak, geçmesi gereken zamana ve koşullara biraz daha sabrederek ya da odaklanarak sağlayabilirler. Sürekli olarak anımsanmalı ki, zihin, başka/çeşitli noktalarda bulunabilir fakat gövdeyi düşünce hızında bir yerlere taşımak olanaklı değildir. )


-BACAK ile AYAK



-BACANAK ile KAYINBİRADER/KAYINÇO/İNİ

( Eşleri kardeş olan erkeklerin birbirine göre durumu. | Dost, arkadaş. İLE Kadın ya da kocaya göre birbirinin erkek kardeşi. )


-BADAR/FALAK

( Ayı yavrusu. )


-BÂDELİ ÂŞIK ile BÂDESİZ ÂŞIK



-BADEM:
AK ile/||/<> KAYA ile/||/<> RÜŞTÜ ile/||/<> NURLU ile/||/<> DİŞ ile/||/<> KARABAĞ ile/||/<> SIRA



-BADEMCİK

( TONSIL )


-BADİ ile/ve/||/<>/> BADİK

( Ördek. İLE/VE/||/<>/< Ördek. | Palaz. | Kısa boylu. )


-BAĞ:
ÖZERKLİK ve/<> HAZIR OLMA ve/<> GÖNÜLLÜLÜK/RIZÂ ve/<> HAREKETE GEÇME/GEÇEBİLME ve/<> KURABİLME(SÜRDÜREBİLME/SÜREKLİLİK) ve/<> PAYLAŞIM ve/<> GÜÇ



-BAĞ ile/ve/||/<>/> BÜTÜNLÜK



-BAĞ ile İÇ GÖBEK

( ... İLE Çiçeklerin dişil örgeninde, yumurtacık ile kabuğu arasındaki bağ. )


-BAĞ ile SAKANDIRIK

( ... İLE Başlıklarda, çene bağı. )


-BAĞ değil/yerine/= ÜZÜMLÜK



-BAGAJ[Fr. BAGAGE] değil/yerine/= YÜKLÜK



-BAĞDAŞ KURMAK ile LOTUS OTURUŞU



-BAĞDAŞIK = MÜTECÂNİS = HOMOGENEOUS[İng.] = HOMOGÈNE[Fr.] = GLEICHARTIG[Alm.] = OMOGENO[İt.] = HOMOGÉNEO[İsp.] = EIUSDEM GENERIS[Lat.] = HOMOGENES, HOMOIOMERES[Yun.] = MUTECÂNİS[Ar.] = MOTECÂNES[Fars.] = GELIJKSOORTIG[Felm.]



-BAĞILDAK = BAĞIRDAK

( Beşikteki çocuğun düşmemesi için beşiğe sarılıp bağlanan, kumaştan yapılmış enli bağ, bağıldak. | Kadınların âdet zamanında bağladıkları bez, bağıldak. | Yaklaşık 30 cm. eninde bir metre boyunda, uclarında birer metre kaytanı olan, astarlı, sırma işlemeli kumaş, bağıldak. )


-BAĞIMLI/LIK(MÜPTELÂLIK) ile ISRARCI/LIK



-BAĞIMLI/LIK ile/yerine BAĞLI/LIK

( Onlar mı size, siz mi onlara bağlısınız? )


-BAĞIMLI/LIK ile/yerine BAĞLI/LIK

( Do they depend on you, or you on them? )


-BAĞIMLI/LIK ile/yerine BAĞLI/LIK

( Herhangi bir şeye bağımlı değilim. Geçip giden gösteriyi, geçip giden gösteri olarak görüyorum.[Bazı/çoğu kişi ise nesnelere tutunup yapışıyor ve onlarla birlikte hareket ediyor.] )


-BAĞIMLI/LIK ile/yerine BAĞLI/LIK

( I am detached and see the passing show as a passing show, while you stick to things and move along with them. )


-BAĞIMLI/LIK ile/ve/||/<>/> DÜŞKÜN/LÜK ile/ve/||/<>/> TAŞKIN/LIK



-BAĞIMLILIK ile/ve AŞIRILIK



-BAĞIMLILIK = DEPENDENCE[İng.] = DÉPENDANCE[Fr.] = ANHÄNGIGKEIT, DEPENDENZ[Alm.] = DIPENDENZA[İt.] = DEPENDENCIA[İsp.] = CONIUNCTIO[Lat.] = TO KATANTES, SÜNDESMOS[Yun.] = TAVAKKUF[Ar.] = BASTEGÎ[Fars.] = AFHANKELIJKHEID[Felm.]



-BAĞIMLILIK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM



-BAĞIMLILIK ile ÖZDEŞLİK

( İnsan değil mi, hem yapar, hem tapar! )


-BAĞIMLILIK ile/ve SAPLANTI



-BAĞIMLILIK ile/ve YERİNDEN OYNATILAMAZLIK



-BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KAYITSIZ/LIK



-BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/||/<> ÖZERK/LİK



-BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/||/<> TAM/LIK ile/ve/||/<> TUTARLI/LIK



-BAĞIMSIZLIK ile/ve/yerine DAYANIŞMA



-BAĞIMSIZLIK ile/ve/=/||/<>/< EKONOMİK BAĞIMSIZLIK



-BAĞIMSIZLIK ile KEYFÎLİK



-BAĞIMSIZLIK ile/ve ÖZGÜRLÜK

( Bağımsızlığınızı idrak edin ve mutlu kalın. )


-BAĞIMSIZLIK ile/ve/||/<> RADİKAL BAĞIMSIZLIK



-BAĞIMSIZLIK ile/ve/||/<> TARAFSIZLIK



-BAĞINI KESMEK ile/ve KENDİNE YÖNELMEK



-BAĞINTILI/LIK ile/ve/||/<>/> ZORUNLU/LUK



-BAĞIRARAK SÖYLEMEK ile/değil/yerine/= SERT SÖYLEMEK



-BAĞIRMA ile ÇIĞLIK



-BAĞIRMAK ile ANIRMAK



-BAĞIRMAK ile BOZLAMAK

( ... İLE Devenin anırması/"bağırması". | Çığlık koparmak. )


-BAĞIRMAK ile HÖYKÜRMEK

( ... İLE Kişilerin, dua ederken kendilerinden geçerek tek ya da hep bir ağızdan yüksek sesle bağırması/bağrışması. )


-BAĞIRMAK ile/değil SESLENMEK



-BAĞIRMAK ile/değil YÜKSEK SESLE KONUŞMAK

( MİCHÂR[Ar.]: Yüksek sesle konuşan. )


-BAĞIRSAK ile/ve/||/<> APANDİS[Fr. < APPENDICE]

( )


-BAĞIRSAK ile/ve/||/<> APANDİS[Fr. < APPENDICE]

( ... İLE/VE/||/<> Kör bağırsağın ince bir parmak gibi olan son bölümü. )


-BAĞIRSAK ile/ve KÖRBAĞIRSAK



-BAĞIRSAK ile/ve/||/<> TÜMÜR

( ... İLE/VE/||/<> Bağırsakların iç yüzeylerinde bulunan pürtüklerin adı. )


-BAĞIŞIKLIK:
MUTLAK ile/değil/yerine/<>/>< SINIRLI



-BAĞIŞIKLIK ile ANTİKOR

( Gövdenin hastalıklara karşı savunma yeteneği. İLE Bağışıklık düzeni tarafından üretilen ve yabancı nesnelere karşı savaşan proteinler. )


-BAĞIŞIKLIK ile BAĞIŞIKLIK TEPKİSİ

( Gövdenin hastalıklara karşı savunma yeteneği. İLE Gövdenin sayrılıklara karşı oluşturduğu özel tepkimeler. )


-BAĞIŞIKLIK ile/||/<> ETKİN/AKTİF BAĞIŞIKLIK

( ... İLE/||/<> Sayrılığa maruz kalınması ile kazanılan bağışıklık.[Sayrılığa neden olan organizmalara doğrudan maruz kalma ile ya da organizmanın zayıflatılmış ya da öldürülmüş durumunun aşı yolu ile gövdeye verilmesi ile oluşur. İki durumda da bağışıklığı kazanmış biri, ileride sayrılık ile karşılaştığında bağışıklık düzeni, sayrılığı tanıyacaktır ve gerekli antikorları üretecektir. Etkin bağışıklık, uzun sürelidir ve yaşam boyu sürebilmektedir.] )


-BAĞIŞLAMAK ile/ve/değil BAĞIŞ YAPMAK



-BAĞIŞLANMAK ve/||/<>/< BAĞIŞLAMAK

( Pişmanlık duymayanı bağışlamak, "suya, resim yapmak" gibidir. )


-BAĞLAÇ ile BAĞLAM ile BAĞLANTI/BAĞLANAK ile BAĞLAŞIK ile BAĞLAYICI ile BAĞLI

( Eş görevli sözcükleri ya da önermeleri birbirine bağlayan sözcük türü. İLE Deste. | Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. | Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce ya da sonra gelen, çok sayıdaki durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim ya da birimler bütünü. | Bent. İLE İki ya da daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki. | İki şey arasında ilişki sağlayan bağ. | Yapılacak işle ilgili sözlü ya da yazılı antlaşma. İLE Aralarında antlaşma ya da sözleşme sağlanmış olan kişi ya da topluluk, müttefik. | Sonuç, neden gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan nesne, terim. İLE Bağlama niteliği olan. | Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan. | Uyulması zorunlu. | Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu nesnelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü. İLE Bir bağ ile tutturulmuş olan. | Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. | Sınırlanmış, sınırlı. | Kapatılmış olan, kapalı. | Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. | Birine, bir düşünceye, bir anıya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sâdık, tutkun. | Halk inanışına göre, büyü etkisiyle eşeysel güçten yoksun edilmiş eril. )


-BAĞLAM ve/> NİYET ve/> EREK



-BAĞLAMA ile/ve/||/<> ÖZNEYE DUYARLILIK



-BAĞLAMAK ile ÇÖZMEK



-BAĞLAMAK ile/ve ÇÖZMEK



-BAĞLAMAK ile/ve DÜĞÜM



-BAĞLAMAK ile/ve TOPARLAMAK



-BAĞLANMA:
SAKİNLİK ve/||/<>/>< KAYGI



-BAĞLANTI:
BULMAK ile/ve/<>/> KURMAK



-BAĞLANTI ile/ve ÖZDEŞLİK



-BAĞLANTILANDIRMAK ile VURGULAMAK



-BAĞLAŞIK/LIK ile BAĞDAŞIK/LIK

( Nesnel. İLE Kavramsal/tüzel/ekinsel. )


-BAĞLAYICILIK ile/ve BORÇLULUK



-BAĞLAYICILIK ile/ve/||/<> KANIT NİTELİĞİ



-BAĞLAYICILIK ile/ve/<> ÖTEYE GEÇİLEMEZLİK



-BAĞLI/LIK ile/ve/<> SAYGILI/LIK



-BAĞLILAŞIK ile BAĞLILAŞMA ile BAĞLILIK/BAĞLILAŞIM

( Biri ötekine bağlı olarak var olan, biri olmadan öteki düşünülemeyen iki şeyin bu ilişki yönünden durumu. İLE İki şey arasında karşılıklı bağıntı olmak ya da bağlılık kurmak. İLE Bağlı olma durumu, merbutiyet. | Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat. | Bağlılaşım. )


-BAĞLILIK ile/ve GEREKSİNİM



-BAĞNAZ/LIK ile/ve/<> YOBAZ/LIK

( Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen/etmeme. İLE/VE/<> Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen/yönelme. | Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan/olma. | Kaba saba, incelikten anlamayan/anlamama. )


-BAĞSIZ/LIK ile/ve/<> BAHTSIZ/LIK



-BAĞTAK ile/||/<> BARATA ile/||/<> KABALAK ile/||/<> FES ile/||/<> FERAHİ

( Sultan hareminde önemli kadınlar tarafından giyilen başlık. İLE/||/<> Bostancıların, baltacı ve kapıcıların giydiği, kırmızı çuhadan yapılmış, ucu kıvrık, uzunca başlık. İLE/||/<> Birinci Dünya Savaşında Osmanlı ordusunda kullanılan bir tür başlık. İLE/||/<> Kırmızı renkli yün çuha başlık. İLE/||/<> İkinci Mahmut devrinde feslerin tepesine püskülü tutturmak için takılan metal tepelik. )


-BAHÇE ile/ve ÇİÇEKLİK



-BAHANE BULMAK ile/değil/yerine ÇÖZÜMÜNÜ/ÇARESİNİ BULMAK(/ARAMAK)

( "İstemediği/n" herşeye. İLE/DEĞİL/YERİNE (Gerçekten) İstediği herşeyin. )


-BAHANE ETMEK değil/yerine/= NEDENCELEMEK



-BAHANE <> GÜZELLİK



-BAHANELERE SIĞINMAK ve/> BAHANELERE ESİR OLMAK



-BAHARİYE ile/||/<> CERÂYE ile/||/<> ARPALIK ile/||/<> DİRLİK ile/||/<> HAS ile/||/<> İLTİZAM ile/||/<> LEZEZ ile/||/<> ULÛFE

( Sultanların, Yeniçeri ağası başta olmak üzere ocak ağalarına dağıtığı yazlık giysi ya da kumaş. İLE/||/<> Evkaf idaresi tarafından yoksullara dağıtılan yiyecek ve ödenek. İLE/||/<> Devlet görevlilerine maaşlarında ayrı olarak ya da emekliliklerinde verilen ek ödenek. İLE/||/<> Devlete ait bir hizmeti yapmakla görevlendirilen kişiye ücret anlamında ayrılan geçim kaynağına verilen ad. İLE/||/<> Osmanlı'da, toprak düzeninde geliri yüz bin akçaden fazla dirlik.[Sultana, hanedan üyelerine, vezir-i azama, beylerbeyine, sancak beyleri ve üst düzey devlet görevlilerine verilirdi.] İLE/||/<> Devlete ait gelir kaynaklarının peşinen, "mültezim" adı verilen kişilere belirli bir süre bırakılması. İLE/||/<> Askerlerin aldığı üç aylık maaşın Şevval, Zilkâde ve Zilhicce aylarına denk gelen dördüncü bölümü. İLE/||/<> Kapıkulu askerlerine, saray ve devlet kuruluşlarındaki bazı görevlilere üç ayda bir verilen ücret. | Yeniçerilere verilen üç aylık ücret. )


-BAHÇE değil/yerine/= DIŞRA/YEŞEREK



-BAHR-İ NÂZÜK

( Muradnâme'de geçtiğine göre en az 5-6 yüzyıllık bir makamdır. )


-BAHS[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= SÖZ ETMEK



-BAHŞİŞ[Fars. < BAHŞİ: Bağışlamak/affetmek.] değil/yerine/= İŞLİK



-BAK! BEN NE YAPTIM! İÇİN YAPMAK ile/ve/değil/yerine HİZMET OLARAK YAPMAK



-BAK! BEN NE YAPTIM! İÇİN YAPMAK değil/>< HİZMET OLARAK YAPMAK



-BAKAN/LIK ile/değil/yerine/> KALEM(SEKRETER/YA)



-BAKANAK ile TOYAK ile TOYNAK

( Geviş getiren hayvanların tırnağı. İLE At tırnağı. İLE At, eşek gibi tektırnaklı hayvanların tırnağı. )


-BAKIM ve/<> BÜTÜNLÜK



-BAKIM ve KÜLTÜR ve UYGARLIK



-BAKIM ile/ve/<> TEMİZLİK



-BAKIMLI/LIK ile/ve/> ALIMLI/LIK



-BAKIP BAKIŞTIRMAK



-BAKIP KALMAK ile/değil/yerine/>< GÖRÜP GEÇMEK



-BAKIŞ ile/ve/> UFUK

( Bakış/nazar derinleştikçe ufuk açılır. )


-BAKIŞIK = SYMMETRICAL[İng.] = SYMÉTRFIQUE[Fr.] = EBENMÄßIG, SPIEGELGLEICH[Alm.] = SIM(M)ETRICO[İt., İsp.] = ÆQUALIS ET CONGRUENS, CONVENIENTER COMPOSITUS[Lat.] = SÜMMETROS, EMMETROS, EURÜTHMOS[Yun.] = MAVÂZİ, MUTEVÂZİ[Ar.] = MUTEKÂRON[Fars.] = SYMMETRISCH[Felm.]



-BAKIŞMAK ile/ve YİYİŞMEK/SEVİŞMEK



-BAKMAK ile "GÖZ ATMAK"



-BAKMAK ile/ve "SÜZMEK"



-BAKMAK ile/ve/değil/||/<>/< DALMAK



-BAKMAK ile/ve GÖZLEM

( NAZAR: Aklın hareketi.[HAREKET'ÜL AKL] )


-BAKMAK yerine NAZAR KILMAK



-BAKMAK değil NAZAR KILMAK



-BAKMAK ile/ve/<> SAHİP ÇIKMAK



-BAKTERİ ile BAKTERİSİT ile BAKTERİYOFAJ ile BAKTERİYOSTATİK

( Virüsten farklı, yaklaşık 0,4-1,5 μm boyutunda, sert bir hücre duvarı ile hücre zarı ve sitoplazmaya sahip, çekirdek zarları olmadığından dolayı, DNA ve RNA'ları sitoplazma içinde bulunan, Enterobacteria sınıfından bir mikroorganizma. İLE Bakteri öldürücü madde. İLE Bakterileri yok eden virüslere verilen ad. İLE Bakteriyi öldürmeksizin büyüme ve çoğalmasını yavaşlatma ya da durdurma özelliğine sahip olan. )


-BAKTERİ değil/yerine/= BOZGAN/ÇÖPÜK



-BAKTERİ ile/ve MİKROFOK

( ... İLE/VE Nokta biçiminde hareketsiz bakteriler. )


-BAKTERİYOLOJİ ile/||/<> BAKTERİSİT ile/||/<> BAKTERİÜRİ ile/||/<> BAKTERİYOSTATİK

( Bakteri bilimi. İLE/VE/|| Bakterikıran. İLE/VE/|| Bakterili idrar. İLE/VE/|| Bakterisavar. )


-BAKTERİYOSTATİK ile BAKTERİSİDAL

( bakterilerin çoğalmasını durduran. İLE bakterileri öldüren. )


-BAL ÖZÜ/NEKTAR[Fr. < NECTAR] ile/ve/||/<> BAL ÖZÜLÜK

( Bazı çiçeklerin içinde bulunan, arıların bal yapmak için emdikleri tatlı sıvı. İLE/VE/||/<> Çiçeklerde bal özünü çıkaran bezlerin bulunduğu örgen. )


-BALAK ile KÖS[Fars. < KÛS]

( ... İLE Savaşlarda, alaylarda, işaret vermek için kullanılan büyük davul. )


-BALÇIK ile LÖS[Alm.]

( ... İLE En çok, vadilerle yamaçlarda bulunan, kil ve kum karışımı, sarı renkli verimli balçık. )


-BALDIRAK ile BALDIRAK

( Don, pantolon vb. giysilerin dizden aşağı olan bölümü. İLE Kılıç kayışının aşağı uzanan parçası. )


-BALIK ÖLÇÜSÜ[ARCHIMEDES]:
YÜKSEKLİK ve/||/<> UZUNLUK ORANI

( Bir çemberin merkezinin, ötekinin çevresine değmesiyle oluşan balık biçimi. )


-BALIK ÖLÇÜSÜ[ARCHIMEDES]:
YÜKSEKLİK ve/||/<> UZUNLUK ORANI

( 153.265: 3'ün kareköküne ve eşkenar üçgenin orantısına yakın tam sayı. )


-BALIK ile ACIBALIK/GÖRDEK

( ... İLE Sazangillerden, Avrupa'da ve ülkemiz göllerinde yaşayan, 8-10 cm. uzunluğunda bir balık. )


-BALIK ile AMFİBİ

( Suda yaşayan ve solungaçlarıyla soluk alan omurgalılar. İLE Hem suda, hem de karada yaşayabilen ve deri ile akciğerinden soluk alan omurgalılar. )


-BALIK ile ANÇUEZ



-BALIK ile BALLIK

( Omurgalılardan, suda yaşayan, solungaçla soluk alan ve yumurtadan üreyen hayvanların genel adı. İLE Bağlarda görülen külleme hastalığı. | Ballıbaba bitkisi. )


-BALIK ile BALON BALIĞI

( )


-BALIK ile BAŞGAN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( ... İLE 50 - 100 rıtl[130 dirhem] ağırlığında olan büyük balık. )


-BALIK ile BERBERBALIĞI

( Hanigillerden, kuyruğunun çatalı çok uzun olan, Akdeniz'de yaşayan bir balık. [Lat. SERRANUS ANTHIAS] )


-BALIK ile BIYIKLI VUNDU BALIĞI

( Zambiya'nın Zambezi ırmağında yaşamaktadır. )


-BALIK ile/ve/değil ÇAMUR ZIP-ZIPI



-BALIK ile CENNETBALIĞI

( Mavi, yeşil zemin üzerine, bakır rengi, çizgili, tropikal balık. [Lat. MACROPODUS VIRIDIAURATUS] )


-BALIK ile CHAMBO BALIĞI

( ... İLE Malawi'de, Malawi Gölü'nde yaşarlar. )


-BALIK ile DAMLA BALIĞI

( ... İLE Denizin 900 metre derinliklerinde yaşar. )


-BALIK ile DÖRT GÖZLÜ BALIK



-BALIK ile FİL BALIĞI



-BALIK ile KAYA BALIĞI/DİŞLİ/TOKMAKBAŞ

( ... İLE Kaya balığıgillerden, kayalık yerlerde yaşayan, çoğu koyu renkli küçük balık. )


-BALIK ile KILIÇKUYRUK

( ... İLE Kemikli balıklar takımından uzunluğu 8-10 santimetre olan, tropik süs balığı. )


-BALIK ile LAMPREY

( ... ile )


-BALIK ile MAVİ HALKALI ÇAMUR BALIKLARI

( ... İLE Sular çekildiğinde bile kara ve çamurda yaşayabilen balıklar. )


-BALIK ile OKÇU BALIK



-BALIK ile OMUL BALIĞI

( Baykal gölünde ve 250 m. derinlikte yaşarlar. )


-BALIK ile ORFOZ

( ... İLE Hanigillerden, Ege ve Akdeniz'de bulunan bir balık. )


-BALIK ile PACU BALIĞI

( )


-BALIK ile PACU BALIĞI

( )


-BALIK ile PAPAĞAN BALIĞI



-BALİNANIN SIRTINDA ve/||/<> RÜZGÂRI Dİ(ZGİ)NLEYEN ÇOCUK

( ve/||/<> )


-BALKIMAK

( Parlamak, ışıldamak, çakmak. )


-BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve GÖK GÜRLEMESİ



-BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve/||/<> YILDIRIM

( Bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında ya da bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık, balkır, çakım, çakın, yalabık, yıldırak. | Parıltı. İLE/VE 30 milyon volt gücündeki elektriktir. 30.000°C'lık bir sıcaklığa ulaşır. Saatte 115.000 km.'nin üzerinde bir hızla gider. Tek bir yıldırım çarpması 100.000 amperlik elektrik akımı taşır, bu mikdar 200.000 nüfuslu bir şehri 1 dakika boyunca aydınlatabilir. )


-BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve/||/<> YILDIRIM

( ... İLE/VE/||/<> Dünyada her gün 17 milyondan fazla ya da saniyede 200'ün üzerinde yıldırım düşer. )


-BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve/||/<> YILDIRIM

( ... İLE/VE/||/<> Baylara, bayanlardan 6 kat daha fazla yıldırım çarpar. )


-BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve/||/<> YILDIRIM

( Açık havada şimşekli ve gökgürültülü bir fırtınaya yakalanırsanız, en güvenli konum, ağaçlardan uzak durup yüzükoyun yere yatmaktır. )


-BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve/||/<> YILDIRIM

( Her yıl 3-6 Britanya'lı ve 100 Amerika'lı yıldırım çarpması sonucu ölür. Ölüm nedenleri daha çok gövdelerine yakın bir yerde seyyar paratonerler (golf sopaları, karbon kamışlı olta ve balenli sutyen) taşımalarıdır. )


-BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve/||/<> YILDIRIM

( Yıldırım çarpmalarının en çok görüldüğü yerler kıyı bölgeleridir.[Kilometrekare başına yılda yaklaşık 2 kez!] )


-BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve/||/<> YILDIRIM

( Bulutlar arasındadır. Elektrik yüklü bir bulut ile başka bir bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. [Önceden tahmin edilmesi oldukça zordur.] [Belirli hava koşullarında oluşur.] İLE/VE/||/<> Bulut ile yeryüzü arasındadır. Bulut ile yeryüzü arasındaki elektrik boşalmaları olarak tanımlanır. [Zikzaklı bir yol takip ederek kollar olarak aşağı doğru iner.] [Gök gürültüsü ve şimşekten oluşan, gökyüzü ile yeryüzü arasındaki elektrik boşalmasıdır.] [Genellikle şiddetli bir yağmurla birlikte görülür.] )


-BALNEOTERAPİ ile BALNEOLOJİK

( su ile tedavi yöntemi. İLE su ile tedaviyle ilgili. )


-BALTA ile NACAK

( ... İLE Sapı kısa, küçük, odun baltası. )


-BALTALARDA:
KERKİ ile/ve NACAK ile/ve İVGİ/TEBERZİN

( Büyük olan. İLE/VE Küçük balta. Kısa saplı odun baltası. İLE/VE Ağaç oymada kullanılan kesici araç. )


-BALYOZ ile/değil YUMRUK

( Başkasının yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz zanneder. )


-BAN/BODY AREA NETWORK değil/yerine/= GÖVDE ALAN AĞLARI



-BAN ile/||/<> BANLIK

( Macaristan ve Slovenya dolaylarında sancak beylerine ve küçük prenslere verilen san. İLE/||/<> Macaristan, Slovenya dolaylarındaki sancak beylerinin sanı ya da onların yönettiği toprak. )


-BANGKOK

( Zeytin/Erik Köyü. [BANG: Köy. | MAKOK: Zeytin ya da erik ya da ikisinin karışımı.] )


-BANKA SOYMAK ve/=/||/<> BANKA AÇMAK

( Banka soymak, banka açmaktan daha büyük bir suç değildir. )


-BANKET[Fr. < BANQUETTE] değil/yerine/= BASAMAK

( İller arası yolların iki tarafında yayaların yürümesine ve taşıtların trafiği aksatmadan durabilmesine yarayan çakıl ya da toprak yol. | Yamaçtan kayan toprağı yerinde tutmak ve böylece ekilmeye elverişli yer kazanmak için türlü yollarla yapılan dar basamak. )


-BANU ÇİÇEK ve/<> BAMSI BEYREK

( Dede Korkut Öyküleri'nde geçen bir aşk öyküsü. )


-BAOBAB AĞAÇLARI:
AFRİKA ile/ve/<> BÜYÜK ile/ve/<> AVUSTRALYA ile/ve/<> MADAGASKAR ile/ve/<> PERRIER ile/ve/<> FONY ile/ve/<> SUAREZ ile/ve/<> ZA

( )


-BARAK ile BARAK

( Tüylü, kıllı çuha. İLE Bir cins tüylü av köpeği. )


-BARAKA ile IGLOO/APUTIAK

( ... İLE Eskimoların kar ve buzdan yaptığı ev. )


-BARDAK-ÇANAK



-BARDAK ile SAĞRAK/KADEH



-BARİKAT[Fr. BARRICADE] değil/yerine/= ENGELLEK



-BARINAK ile APATAM

( ... İLE Afrika yerlilerinin barınağı. )


-BARINAK ile GÜME/GÜMELE

( ... İLE Bostanda kurulan bekçi barınağı. )


-BARINAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> TAPINAK



-BARIŞI:
KURMAK ile/ve/||/<>/> KORUMAK



-BARIŞMAK ile/ve/değil/yerine AŞMAK



-BARIŞMAK ile BARIŞIK OLMAK



-BARIŞMAK ile/ve UNUTMAK



-BARIŞMAK ile/ve/||/<>/> YAKINLAŞMAK



-BAROK ile GEÇ BAROK



-BAŞ DÖNMESİ ile DENGESİZLİK

( )


-BAŞ EDİLEMEZ/LİK ile ELDE TUTULAMAZ/LIK



-BAŞ MELEK ile/ve CEBRAİL

( ... İLE/VE Meleklerin birliği. )


-BAŞ MELEK ile/ve CEBRAİL

( ... İLE/VE Cebrail, anlayış ve ilimdir. )


-BAŞA GETİRMEK ile/değil BAŞA GEÇİRMEK



-BAŞA KAKMAK ile/ve/<> KENDİN YAPTIN ZANNETMEK



-BAŞAK ile BAŞAK

( Arpa, buğday, yulaf gibi ekinlerin, taneleri taşıyan kılçıklı başı. | Tarlalarda, bağlarda, dökülmüş ya da tek tük kalmış olan ürün. İLE Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi burçları arasında bulunan burcun adı. )


-BAŞAK ile SAKSIGÜZELİ

( ... İLE Damkoruğugillerden, yaprakları etli, çiçekleri başak biçiminde bir süs bitkisi. )


-BAŞAKLANMAK

( Başak bağlamak, tutmak. )


-BASAMAK ile ASANSÖR



-BASAMAK ile/= BAGNA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( ... İLE Merdivenin bir basamağı. )


-BASAMAK ile/ve/değil EŞİK



-BASAMAK ile/ve/değil/<> TARAÇA[İt. < TERRAZZA]



-BAŞARI İÇİN YAŞAMAK ile/değil/yerine YAŞAMI/NI SÜRDÜRMEK



-BAŞARI:
ZEKÂ ve/değil/||/<>/< SORUNLARLA UĞRAŞMAKTAN VAZGEÇMEYEREK



-BAŞARI ve/=/||/<>/>/< MUTLULUK



-BAŞARI ile/ve PARA KAZANMAK/SAHİBİ OLMAK



-BAŞARI ile/değil/ne yazık ki SONUÇ MERKEZLİLLİK/ODAKLILIK

( Bir şeyin/durumun, "çoğunluk" tarafından istenmesi, kabul görmesi, başarı değildir/olamaz! )


-BAŞARILI OLMAK İÇİN...:
YUMUŞAK ile/ve/||/<>/> MÂKUL ile/ve/||/<>/> DERİN ile/ve/||/<>/> ile/ve/||/<>/> YETERİNCE ile/ve/||/<>/> ŞIK ile/ve/||/<>/> KORKUSUZ ile/ve/||/<>/> SABIRLA ile/ve/||/<>/> FARKLI ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜLÜ ile/ve/||/<>/> DÜRÜST ile/ve/||/<>/> DÜZENLİ ile/ve/||/<>/> AKILLI

( Konuş. İLE/VE/||/<>/> Ye. İLE/VE/||/<>/> Soluk al. İLE/VE/||/<>/> Uyu. İLE/VE/||/<>/> Giyin. İLE/VE/||/<>/> Hareket et. İLE/VE/||/<>/> Çalış. İLE/VE/||/<>/> Düşün. İLE/VE/||/<>/> Davran. İLE/VE/||/<>/> Kazan. İLE/VE/||/<>/> Biriktir. İLE/VE/||/<>/> Tüket. )


-BAŞARISIZ OLMAK ile/değil BAŞARISIZ KALMAK



-BAŞARISIZ/LIK ile/değil İSTEKSİZ/LİK

( )


-BAŞARISIZ/LIK ile/değil OLANAKSIZ/LIK / PARASIZ/LIK



-BAŞARISIZLIK ile/değil/yerine/<>/></> BAŞARI

( Açıklama gerektirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Sessizdir. )


-BAŞARISIZLIK ile/değil/yerine/<>/></> BAŞARI

( Başarı, "başarısızlık kaygısı"ndan uzak durabilmeyi bilmektir/yeğlemektir. )


-BAŞARISIZLIK ile/değil/yerine DÜŞMEK

( Başarısızlık, düştüğün yerde kalmaktır. İLE/DEĞİL/YERİNE Düşmek, başarısızlık değildir. )


-BAŞARISIZLIK ile/ve/değil ŞANSSIZLIK

( Düşmek, başarısızlık değil düştüğün yerde kalmaktır. )


-BAŞARISIZLIK ile/ve/||/<>/> UTANMAK



-BAŞARISIZLIK ile/ve/değil/||/<>/< YETERSİZLİK



-BAŞARMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< İLERLEMEK

( Sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Süreç. )


-BAŞARMAK ile/ve/değil KAZANMA (İSTEĞİ/COŞKUSU)



-BAŞARMAK ile/ve/değil/||/<>/< TUTTURMAK



-BAŞBAŞA/LIK ile/ve/değil BİRLİKTE/LİK



-BASIK ile KISIK

( Basılmış, yassılaşmış. | Çok yüksek olmayan, alçak. | Kısık. İLE Kısılmış olan. | Boğuk, güçlükle çıkan ses. | Hafifçe aralanmış, yumulmuş olan göz kapağı. | Kanyon. )


-BAŞINA GELECEK ile/ve/||/<>/> GÖZÜNE GÖRÜNECEK



-BASINÇ ile/ve/||/<> DERİNLİK

( Basıncın daha çok olması için derinliğin de daha çok olması gerekir. İLE/VE/||/<> Derinlik azsa, basınç da az olur. )


-BASINÇ ile/ve/||/<> DERİNLİK

( 1- Sıvının derinliğine bağlıdır. Sıvının derinliği arttıkça yaptığı basınç da artar.
2- Sıvının yoğunluğuna bağlıdır. Sıvının yoğunluğu arttıkça basıncı da artar.
[Sıvı basıncı, sıvının miktarına göredir, kabın biçimine bağlı değildir.] ) )


-BAŞINDAN ...:
"SALMAK" değil SAVMAK



-BASIP GİTMEK



-BASİRET ile/<> BASİRETSİZLİK ile/<> AYMAZLIK

( Yanlış yapmadan önce düşünmek. İLE/<> Yaparken, düşünmemek. İLE/<> Yanlış yapabileceğini düşünmemek. )


-BASİT SÖZCÜK

( SIMPLE / SIMPLEX WORD )


-BASİT/LİK ve KUŞATICI/LIK



-BASİT ile BİRLİK



-BASİTE İNDİRGEMEK değil BASİTE İNDİRMEK



-BASİTLİK ile/değil SIĞLIK



-BAŞKA BİR KONU ile/ve/değil/yerine/ya da/||/<>/< SUSABİLMEK



-BAŞKA ŞANSI YOK değil BAŞKA YOLU YOK



-BAŞKA/LIK ile FARK(LI/LIK)



-BAŞKALARINA "EFENDİLİK" ile/değil/yerine/>< KENDİMİZE EFENDİLİK

( "Güç" gerektirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü olmayı gerektirir. )


-BAŞKALARINI AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KENDİNİ AFFETMEK

( Affetmek, bir mahkûmu serbest bırakmaktır ve o mahkûmun kendin olduğunu keşfetmektir. )


-BAŞKALARINI AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KENDİNİ AFFETMEK

( AFFEDELİM!!!

Lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur:

"Bir yaşam deneyimine katılmak ister misiniz?"

Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul ederler. "O zaman" der öğretmen. "Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin"

Öğrenciler bunu da yapar. "Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!"

Öğrenciler, bu işten pek birşey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah hepsinin sıralarını üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendine meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen:

"Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın,o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun."

Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, kendine "Peki şimdi ne olacak?" der gibi bakan öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar:

"Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde? Hep yanınızda olacaklar."

Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikâyete başlar:
"Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor."
"Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi, kişiler, tuhaf bakıyor bana artık. Hem sıkıldık, Hem yorulduk!"

Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:

"Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz,

halbuki affetmek, en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir. )


-BAŞKALARINI AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KENDİNİ AFFETMEK

( Kendini affetmeyen kişinin, tüm kusurları affedilebilir. )


-BAŞKALARINI ÇÖZMEYE ÇALIŞMAK ve/||/<>/> KENDİNİ DÜĞÜMLEMEK



-BAŞKALARINI DÜŞÜNMEK ile/değil/yerine BAŞKALARINI DA DÜŞÜNMEK



-BAŞKASI İLE GELEN MUTLULUK
ile/ve/değil/||/<>/>
BAŞKASI İLE GİDEN MUTLULUK



-BAŞKASINI "KANDIRMAK" değil KENDİNİ YADSIMAK



-BAŞLAMAK-BİTİRMEK ile BAŞLAMAK-TAMAMLAMAK



-BAŞLAMAK ve/<> BAŞARMAK

( Başlamak, başarmanın yarısıdır. )


-BAŞLAMAK ve/<> BAŞARMAK

( Her iş, başlayana kadardır. )


-BAŞLANGIÇ ve/||/<> EMEK



-BAŞLANGIÇ ile/ve/değil EŞİK



-BAŞLANGIÇ ile/ve TÜRDEŞLİK



-BAŞLANGIÇ ile/ve YENİLİK



-BAŞLIK ile BARATA[< İt.]

( ... İLE Osmanlı sarayında, genel olarak bostancıların, baltacı ve kapıcıların giydikleri, kırmızı çuhadan yapılmış başlık. )


-BAŞLIK ile IŞKIRLAK

( ... İLE Karagöz'ün başlığı. )


-BAŞLIK ile KUKULETA[İt. < COCOLETTA]

( ... İLE Yağmur, soğuk vb. dış etkilere karşı başa geçirilen, giysiye dikili ya da ayrı olarak kullanılan başlık. )


-BAŞLIK ile TAMLAMA



-BASMA ile BASMAK

( Basmak eylemi. | Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua. | İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun. | Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş. | Bu kumaştan yapılan. | Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı. | Basılmış, matbu. | Gübre, tezek. İLE Gövdenin ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere ya da bir şeyin üzerine koymak. | Küçük çocuklar ayakta durabilmek. | Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek. | Sıkıştırarak yerleştirmek. | Bası işi yapmak, tabetmek. | Örtmek, bürümek, kaplamak. | Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak. | Baskın yapmak. | Yaş almak. | Dumanın, sisin vb. çevreyi kaplaması, çökmesi. | Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek. | Kümes hayvanları kuluçkaya yatması. | Uygunsuz vaziyette yakalamak. | Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak. )


-BAŞMAK ile/ve/||/<> BAŞMAKLIK

( ... İLE Camide ayakkabı konulan yer. | Sultanın anne, kız kardeş, kız ve hasekilerine bağlanan ödenek, has. )


-BAŞTAN ANLATMAK ile/yerine SORULURSA ANLATMAK



-BAŞTAN ÇIKARMAK ile/ve YOLDAN ÇIKARMAK



-BAŞTAN ÇIKMAK ile/ve/||/<>/> YOLDAN ÇIKMAK



-BAŞTAN DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> ZAMANINDA DÜŞÜNMEK



-BASTIR(IL)MAK ile SİNDİR(İL)MEK



-BASTIRILMIŞ/LIK ile/ve VAZGEÇMİŞ/LİK

( Kişiler, neden/nasıl vazgeçerler?
( Why people give up? )

Hızlı sonuç beklediklerinden dolayı...
( Expect fast results... )

Kendilerine inançlarını kestiklerinden dolayı...
( Stop believing in themselves... )

Geçmişe saplanıp kalmalarından dolayı...
( Get stuck in the past... )

Hatalarında yaşadıklarından dolayı...
( Dwell on mistakes... )

Gelecekten korktuklarından dolayı...
( Fear the future... )

Değişime direndiklerinden dolayı...
( Resist the change/alteration... )

Güçlerinden vazgeçtiklerinden dolayı...
( Give up the power... )

Güçsüzlüklerine inandıklarından dolayı...
( Believe in their weaknesses... )

Dünyaya sahip oldukları zannından dolayı...
( Feel the world owes them something... )

Başarıyı istemekten çok, hata yapma korkularından dolayı...
( Fear failure more than desire success... )

Nelerin olanaklar içinde olduğunu görememelerinden dolayı...
( Never visualize what is possible... )

Kaybedecek şeylerinin çok olduğu zannından dolayı...
( Feel they have something to lose... )

Fazla çalışmaktan dolayı...
( Overwork... )

Sorunlarının sadece kendilerine özgü ve biricik olduğunu zannetmelerinden dolayı...
( Assume their problems are unique... )

Geri dönmenin ve geri dön işaretinin, hata yaptıkları anlamına geldiğini zannetmelerinden dolayı...
( See failure as the signal to turn back... )

Kendilerini, üzgün, güçsüz, acınası hissetmelerinden dolayı...
( Feel sorry for themselves... ) )


-BASTIRMAK ile/ve/<> GÖZARDI ETMEK



-BASTIRMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< TUTMAK



-BASTIRMAK ile ÜSTÜNÜ ÖRTMEK



-BASTON ile DEĞNEK



-BATAKLIK ve/||/<> BATAKÇIL

( ... VE/||/<> Bataklıkları seven, bataklıklarda yaşayan bitki ya da hayvan. )


-BATAKLIKTA SİNEK AVLAMAK değil/yerine BATAKLIĞI KURUTMAK



-BATİK ile ÇİTENGE

( ... İLE Zambiya'da, 2 m.'lik, göz alıcı renklerle yapılan tek parçalı, pamuk batik. )


-BÂTIL[< BUTLÂN] ile/değil/yerine/>< HAK



-BÂTINÎ >< ZÂHİRÎ değil/yerine/= İÇREK >< DIŞRAK



-BATINİ/EZOTERİK değil/yerine/= İÇREK



-BÂTINÎ/LİK = ESOTERIC/ISM[İng.] = ÉSOTÉRIQUE/ÉSOTÉRISME[Fr.] = ESOTERISCH/ESOTERISMUS[Alm.] = ESOTERISMO[İt., İsp.] = ESOTERICUS[Lat.] = ESOTERIKOS[Yun.] = BÂTİNİ/YYE, SİRRİ/YYE[Ar.] = BÂTİNÎ/GERÎ[Fars.] = ESOTERISCH/ESOTERISME[Felm.]



-BÂTINÎ ile/değil HERETİK

( Kendi dininin içindeki "sapmalar". İLE/DEĞİL Dinin dışına yönelik "sapmalar". )


-BÂTINÎ ile/değil HERETİK

( ... İLE/DEĞİL Ortodoksluk içinde ve sonrasında oluşmuşluğuyla ad bulmuştur. )


-BATIRMAK ile BANDIRMAK



-BATKI/HÜSRAN[Ar.] ile/değil/yerine ŞAŞIRMA/ŞAŞKINLIK



-BATKI/HÜSRAN ile PİŞMANLIK



-BAYILMAK ile/ve/değil/yerine/<>/> AYILMAK



-BAYILMAK ile KENDİNDEN GEÇMEK



-BAYILMAK ile KOMA

( Kısa süreli, yüzeysel ve geçici bilinç kaybıdır. Beyne giden kan akışının azalması sonucu oluşur. İLE Yutkunma ve öksürük gibi reflekslerin ve dışarıdan gelen uyarılara karşı tepkinin azalması ya da yok olması ile ortaya çıkan uzun süreli bilinç kaybıdır. )


-BAYILMAK ile KOMA

( [Bayılma nedenleri]
- Korku, aşırı heyecan.
- Sıcak, yorgunluk.
- Kapalı ortam, kirli hava.
- Aniden ayağa kalkma.
- Kan şekerinin düşmesi.
- Şiddetli enfeksiyonlar.

[Bayılma belirtileri]
- Baş dönmesi, baygınlık, yere düşme.
- Bacaklarda uyuşma.
- Bilinçte bulanıklık.
- Yüzde solgunluk.
- Üşüme, terleme.
- Hızlı ve zayıf nabız.

İLE

[Koma nedenleri]
- Düşme ya da şiddetli darbe.
- Özellikle kafa travmaları.
- Zehirlenmeler.
- Aşırı alkol, uyuşturucu kullanımı.
- Şeker hastalığı.
- Karaciğer hastalıkları.
- Havale gibi ateşli hastalıklar.

[Koma belirtileri]
- Yutkunma, öksürük gibi tepkilerin kaybolması.
- Sesli ve ağrılı dürtülere tepki olmaması.
- İdrar ve dışkı kaçırma. )


-BAYILMAK ile KOMA

( [Koma duruşu(yarı yüzükoyun-yan tutuş)]
- Sesli ya da omzundan hafif sarsarak, uyarı verilerek bilinç kontrol edilir.
- Sıkan giysiler, gevşetilir.
- Ağız içinde yabancı nesne olup olmadığı kontrol edilir.
- Bak, dinle, duyumsa yöntemi ile solunum kontrol edilir.
- Şah damarından nabız kontrol edilir.
- Hastanın/yaralının döndürüleceği tarafa diz çökülür.
- Hastanın/yaralının karşı tarafta kalan kolu karşı omzunun üzerine konur.
- Karşı taraftaki bacağı, dik açı yapacak biçimde kıvrılır.
- İlk yardımcıya yakın kolu, baş hizasında omuzdan yukarı uzatılır.
- Karşı taraf, omuz ve kalçasından tutularak bir hamlede çevrilir.
- Üstteki bacak, kalça ve dizden bükülerek öne doğru destek yapılır.
- Alttaki bacak, hafif dizden bükülerek arkaya destek yapılır.
- Başı uzatılan kolun üzerine yan duruşta hafif öne eğik konur.
- Tıbbî yardım[112] gelinceye kadar bu duruşta tutulur.
- 3–5 dakika ara ile solunum ve nabız kontrol edilir.
)


-BAYIR DERSEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞ DERSEK

( Bayır olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bağ olur. )


-BAYIR DERSEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> HAYIR(!) DERSEK

( Bayır olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Hayır olur. )


-BAYKUŞ (PUHU KUŞU) ile ARUSEK

( Eril baykuş. İLE Dişil baykuş. )


-BAYKUŞ (PUHU KUŞU) ile ARUSEK

( Baykuşların 14 boyun omurları vardır. [Memelilerin iki katı.] )


-BAYKUŞ (PUHU KUŞU) ile ARUSEK

( Kafalarını 360 derece çeviremezler fakat 270 dereceye kadar çevirebilirler. )


-BAYKUŞ (PUHU KUŞU) ile ARUSEK

( Bilgeliğin ve güzel sanatların simgesi. | Sanatın yaratıcısı. İLE/VE ... )


-BAYKUŞ (PUHU KUŞU) ile ARUSEK

( Baykuş ile ... )


-BAYKUŞ (PUHU KUŞU) ile ARUSEK

( Orman, dağ ve kayalıklarda yaşarlar. İLE ... )


-BAYKUŞ (PUHU KUŞU) ile ARUSEK

( Uzunluğu 65 cm. olan ve sırtı koyu kahverengi bir kuş. İLE ... )


-BAYKUŞ (PUHU KUŞU) ile ARUSEK

( )


-BAYKUŞ ile YAPALAK



-BAYLARDA:
AYAKTA İŞEMEK ile/yerine OTURARAK/ÇÖMELEREK İŞEMEK



-BAYRAK ile BANDIRA[< İt. < Alm.]

( ... İLE Geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak. | Yabancı devlet bayrağı. )


-BAYRAK ile MISIR BAYRAĞI



-BAYRAK ile/ve/||/<>/< SANCAK/LİVA[Ar. çoğ. ELVİYE]

( Bir ulusun, belirli bir topluluğun ya da bir örgütün simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş. | Öncü. | Simge. İLE/VE/||/<>/< Bayrak. | Çoğunlukla askeri birliklere verilen, yazı işlemeli, kenarları saçaklı ve gönderli bayrak. | Osmanlı yönetim örgütünde, illerle ilçeler arasında yer alan yönetim bölümü, mutasarrıflık. | Gemilerin sağ yanı. )


-BAYRAK ile/ve/||/<>/< SANCAK/LİVA[Ar. çoğ. ELVİYE]

( Vatanı simgeler. İLE/VE/||/<>/< Dili(mizi) simgeler. )


-BAYRAK ile/ve/||/<>/< SANCAK/LİVA[Ar. çoğ. ELVİYE]

( Simgelerin işlevi, anlamı ve değeri çok büyüktür. Bayrak ve Sancak gibi.

Bayrağımız, toprağımızı, vatanımızı ve özgürlüğü simgeler! Sancağımız ise o topraklardaki varlığımızın/birliğimizin göstergesi olan dilimizi!

Bayrak düşerse vatan kaybedilmiş sayılmaz ama Sancak düşmüşse herşey kaybedilmiş demektir! )


-BAYRAK ile/ve/||/<>/< SANCAK/LİVA[Ar. çoğ. ELVİYE]

( )


-BAYRAK ile UÇUN

( ... İLE Bayrağın gönder/uçkurluk karşısındaki kenarı. )


-BAYRAKÇIK, VEKSİLLUM, PAPILIONACEAE FAMİLYASINDA ÇİÇEĞİN ÜST PETALİ = BAYRAK = PAVILLON, ÉTENDARD



-BAYRAKTA:
UÇKURLUK ile/ve/||/<>/> UÇUM

( Direğe yakın olan ve ipe bağlı olan eni. İLE/VE/||/<>/> Öteki taraftaki eni. )


-BAZEN ve BAZI "DURUMLARI/KABULLERİ":
"KURMAK/SÜRDÜRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YIKMAK/BOZMAK



-BAZI AYRINTILARI ...:
ÖĞRENDİKTEN SONRA YAŞAMAK ile/ve/<>/değil/yerine YAŞADIKTAN SONRA ÖĞRENMEK



-BAZI BEYİN/PSİKOJENİK HASTALIKLAR ile/ve/||/<>/> YARATICILIK



-BAZI BİLGİLERİN SUNUMUNDA:
TAÇLANMAK ile/ve/değil/<>/></< TAŞLANMAK

( Taşlanılmadan, taçlanılmaz! )


-BAZI DEĞERLERİ/İLKELERİ:
"ALMIŞ/ALMAMIŞ" OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> ANLAMIŞ OLMAK



-BAZI DUYGULAR/DURUMLAR:
DİLLENDİR(E)MESEK DE ... ile/ve/değil/||/<>/>/< DİLLENDİRİRSEK

( ... de (")olur("). İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Bambaşka[tatlı/değerli/etkil(eşiml)i/karşılıklı/coşkulu/sevimli/sevecen] olur. )


-BAZI KAVRAMLARI:
KOPYALA-YAPIŞTIR değil/yerine TEKRAR TEKRAR DA OLSA YAZMAK



-BAZI KİŞİLER(E/DEN):
UZAK DUR(!)MAK ile/ve/değil/yerine/||/<> (FAZLA) YAKIN OLMAMAK



-BAZI ŞEYLERİ ...
ANLADIKTAN SONRA YAŞAMAK ile/ve/<>/değil/yerine YAŞADIKTAN SONRA ANLAMAK



-BAZI ŞEYLERİ ...
UNUTMAYA ÇALIŞMAK ile/değil/yerine/>
HİÇ YAŞAMAMAK/YAŞAMAMAYA ÇALIŞMAK



-BAZI ŞEYLERİ:
ÇIRPINARAK SİLMEK ile/değil/yerine/>< BİR ÇIRPIDA SİLMEK



-BAZI) DUYGULARI/NI:
SÜREKLİ YAŞAMAK/DUYUMSAMAK ile/ve/değil YOĞUN YAŞAMAK/DUYUMSAMAK



-Bazı durumları) Tecrübe ederek anlamak yerine SUS!!!



-BEBEK/ÇOCUK ile APALAK

( ... İLE Tombul, gürbüz, iri bebek ya da küçük çocuk. )


-BEBEK/LİK EVRELERİ/NDE:
OTİSTİK ile/ve/> SİMBİYOTİK ile/ve/> AYRIŞMA VE BİREYLEŞME

( 0-2 ay. İLE/VE/> 2-5 ay. İLE/VE/> 6-30 ay. İLE/VE/> 30 ay sonrası. )


-BEBEK/LİK EVRELERİ/NDE:
OTİSTİK ile/ve/> SİMBİYOTİK ile/ve/> AYRIŞMA VE BİREYLEŞME

( [bkz.] Margaret Mahler )


-BEBEK ile/ve/<>/> ÇOCUK

( Ortalama 1 yaşına ulaşana kadar "Bebek", daha sonra "Çocuk" tanımına geçer. )


-BEBEK ile/ve/<>/> ÇOCUK

( ÇAĞA: Çocuk, bebek. )


-BEBEK ile/ve/<> ÇOCUK/İN[Türkçe]

( Coşturur. İLE/VE/<> Eğlendirir. )


-BEBEK ile/ve/<> ÇOCUK/İN[Türkçe]

( Ortalama 1 yaşına ulaşana kadar "Bebek", daha sonra "Çocuk" tanımına geçer. )


-BEBEK ile/ve/<> ÇOCUK/İN[Türkçe]

( ... ile EN: Büyük çocuk, yetişkin kişi. )


-BEBEK ile/ve/<> ÇOCUK/İN[Türkçe]

( Çocuktan al haberi! )


-BEBEK ile/ve/<>/> ÇOCUK ile/ve/<>/> ERGEN ile/ve/<>/> GENÇ ile/ve/<>/> ORTA YAŞ ile/ve/<>/> YAŞLI

( [yaş arası] 0-1 İLE/VE/<>/> 1-12. İLE/VE/<>/> 12-18. İLE/VE/<>/> 18-65. İLE/VE/<>/> 66-79. İLE/VE/<>/> 79-99.[Dünya Sağlık Örgütü'nün kabulü olarak] )


-BEBEK ile TAŞ BEBEK

( ... İLE Genellikle alçı vb. yapılmış oyuncak bebek. | Yaşı ilerlemiş olmasına karşın genç görünen kişi. )


-BEBEK ile/ve/değil YENİ DOĞAN

( Yeni doğan bebekler, 440 hz yüksekliğinde ve la notasıyla ağlar. )


-BEBEKTE:
BOŞLUK DUYUSU ile/ve/||/<> YÜKSEKLİK



-BEÇÇE/BEÇE[Fars.] ile ENİK, ENCİK ile CERV[Ar.]

( İnsan ya da hayvan yavrusuna verilen genel ad. İLE Kedi, köpek gibi çok memeli hayvanların yavrusu. | [Ar. ENÎK] Güzel, sevimli, şirin şey. İLE Yırtıcı hayvan yavrusu. )


-BEÇENEK ile BEÇENEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Rum ülkesi yakınında yaşayan bir Türk kavmi. İLE Oğuzların bir kolu. )


-BECERİ:
SÖYLEMEK değil/yerine DİNLEMEK

( Dinlemeyenler, öğrenemezler.
Öğrenemeyenler, bilemezler.
Bilemeyenler, olamazlar. )


-BECERİKSİZ/LİK ile/değil TİTİZ/LİK



-BECERMEK ile SAĞLAMAK



-BEDAVAYA GETİRMEYE ÇALIŞMAK ile/değil PARASIZLIK(TAN)



-BEDBAHTLIK değil/yerine/= MUTSUZLUK



-BEDEL ile KARŞILIK

( Olumsuz(lar)da. Ödenir. İLE Olumlu(lar)da. Sağlanır/Bulunur. )


-BEDELİ/HARCAMAYI:
KABUL ETMEK ile/ve/<> GÖZDEN ÇIKARMAK



-BEDÜK = BÜYÜK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]



-BEĞENİ ile ÇEKEMEMEZLİK



-BEĞENİ ile HOŞLANMAK



-BEĞENİ ile/ve/<> İÇERİK



-BEĞENİ ile UMURSAMAZLIK

( UMÛR[Ar.< EMR]: İşler, hususlar, maddeler, şeyler. | Önem verme, aldırma, üzerinde durma, iş sayma/edinme. )


-BEĞENİLMEK ve/||/<>/>/< KABUL EDİLMEK



-BEĞENİP BEĞENMEMEK değil/yerine BECERİP BECERMEMEK

( Yapılması gerekenlerin ya da düşünülmesi gerekenlerin, beğenilip beğenilmemesi değil becerip becerememek ya da ne kadar becerebildiğindir öncelikli(önemli) olan. )


-BEĞENMEK ile/ve/<> BENİMSEMEK



-BEĞENMEK ile/ve/<> SEVMEK



-BEĞENMEMEK ile GÖZÜ TUTMAMAK



-BEHAVIORISM değil/yerine/= DAVRANIŞÇILIK



-BEHİŞT ile CENNET, UÇMAK



-BEK ile BEK[İng. < BACK] ile BEK[Fr. < BEC]

( Sert, katı. | Sağlam. İLE Savunma oyuncusu. İLE Hava gazı lambasının ucu. )


-BEKÂ BULMAK değil/yerine/= KALICILAŞMAK/KALICI OLMAK



-BEKÂ değil/yerine/= KALIM/KALICILIK



-BEKAS[Fr. < BÉCASSE] değil/yerine/= ÇULLUK

( Çullukgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'da yaşayan, 32 cm. uzunluğunda, tüyleri kahverengi ve kül rengi, göçebe, uzun gagalı bir kuş. )


-BEKÇİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAHÇIVAN[Fars. < BAĞÇEVAN] OLMAK



-BEKLEME:
GEVŞEK ile/ve/||/<> SIKI ile/ve/||/<> SAF



-BEKLEMEK" ile/ve İSTEMEK



-BEKLEMEK ile İSTEMEK



-BEKLEMEK ile NÖBET



-BEKLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNGÖRMEK



-BEKLEMEK ve/> SORGULAMA



-BEKLEMEK ve/= TERBİYE



-BEKLEMEK ve/= TERBİYE



-BEKLEMEK ve/> YORGUNLUK



-BEKLENMEDİK ile/ve/<> SIRADIŞI



-BEKLENTİ İÇİNDE OLMAK ile/değil/yerine İSTEDİĞİN ŞEY İÇİN GEREKENİ YAPMAK



-BEKLENTİ İÇİNDE OLMAK ile/yerine PLANLAMA YAPMAK



-BEKLENTİ İÇİNDE SORMAK ile/değil/yerine ANLAMAK ÜZERE SORMAK

( Doğru biçimde anlamak için -inceleyin, araştırın. )


-BEKLENTİ İÇİNDE SORMAK ile/değil/yerine ANLAMAK ÜZERE SORMAK

( Anlamak için öteki kişilere güvenmek, iyileşmek için doktorlara güvenmeye benzer. Onlardan, sadece var oldukları ve doğru oldukları zaman yararlanabiliriz. Yok olmuşlarsa ya da yanlışlarsa şanssızız demektir. Fakat bunun yerine, eğer tüm yaşamı, bildiklerimizi nasıl anlayacağımızı öğrenmeye harcarsak, içsel olarak kendini bilme sürekli bizimle birlikte olur, yanlış olduğu zaman ise hemen hemen her zaman işe yarayana kadar onu değiştirebiliriz. )


-BEKLENTİ ile/yerine BEKLEMEK

( Beklenti içinde olmamak esastır. )


-BEKLENTİ ile/ve/<>/değil YÜKSEK EŞİK



-BEKLENTİDE OLMA(MA)K ile/ve/değil/yerine/>< "RAHATLIK"



-BEKLENTİDE/İSTEKTE:
YENİ/Sİ ile/ve/<> DAHA FAZLASI/ÇOK



-BEKLENTİYE YANIT ARAMAK ile/yerine (SADECE ANLAMAK İÇİN/ÜZERE) SORU SORMAK

( Yeter ki, soru sormasını bil! Taşlar bile seninle konuşur. )


-BEKLENTİYİ YÖNETMEYE ODAKLANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÇÖZÜM ÜRETMEYE ÇABALAMAK



-BEKLETMEK ile GECİKTİRMEK



-BELÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AŞK

( Bin. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bir. )


-BELAGAT/RETORİK değil/yerine/= SÖZDEM



-BELDE değil/yerine/= İLÇİK



-BELEK ile BELEK/BÖLEK ile BELEK ile BELEK/BELİK ile BELEK ile BELEK ile BELEK
ile/değil
BELLEK

( Çocuk bezi. | Kundak. | Beşiğe konulan yatak. İLE Armağan. | Düğün armağanı, çeyiz. | Kumaş, yazma. İLE Korku, korkak. İLE Alacalı, karışık renkli. İLE Üzerinden yol geçen tepe. İLE Saç örgüsü. İLE Antalya'nın bir ilçesi. İLE/DEĞİL Yaşantıları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini, bilinçli olarak anlıkta saklama olanağı/gücü, hafıza. | Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm. )


-BELEŞ/Çİ/LİK ile/ve/<> OTLAKÇI/LIK



-BELİĞ ile BELİK

( Belagati olan, belagatli. İLE Saç örgüsü. )


-BELİRGİN/LİK ile KESİN/LİK



-BELİRGİN/LİK ile/ve SABİT/LİK



-BELİRGİN/LİK ile/ve SÜREKLİ/LİK



-BELİRLEME ile/ve/> BİRARADA TUTMAK



-BELİRLEMEK ile "AYARLAMAK"



-BELİRLEMEK ile/ve KARAR VERMEK



-BELİRLEMEK ile/ve NETLEŞTİRMEK



-BELİRLEMEK ile NİTELEMEK

( BELİRLEMEK: Nedene dayandırmak. )


-BELİRLEMEK ile NİTELEMEK



-BELİRLENİM ile/ve/||/<> İLİŞKİSELLİK



-BELİRLENİM ile/ve ZORUNLULUK



-BELİRLENİM ile/ve/||/<> ZORUNLULUK



-BELİRLENİMSİZ/LİK ile/ve OLANAKLI/LIK



-BELİRLENMİŞ/LİK ile/ve/değil BELİRGİN/LİK



-BELİRLENMİŞLİK ile KOŞULLANMIŞLIK



-BELİRLENMİŞLİK ile/ve SEÇİLMİŞ/LİK



-BELİRLENMİŞLİK ile/ve/||/<> SONSUZLUĞUN OLANAKSIZLIĞI



-BELİRLEYİCİ/LİK ile/ve BAĞLAYICI/LIK



-BELİRLEYİCİ/LİK ile/ve/<> OYALAYICI/LIK



-BELİRLİ BİR ALANDA/KONUDA:
BİN KİTAP OKUMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< (YETKİN) BİR KİTABI, BİN KEZ OKUMAK



-BELİRLİ BİR YERDELİK ile/ve/||/<>/> SIRALILIK



-BELİRLİ) BİR MİKDAR ile BİR ÖLÇEK



-BELİRLİ/LİK ile/ve BAĞIMLI/LIK



-BELİRLİ/LİK ile/ve BELKİLİ/LİK

( Olanaklı/lık. İLE/VE Olası/lık. )


-BELİRLİ/LİK ile MUTLAK



-BELİRLİ/LİK ile/ve ZORUNLU/LUK



-BELİRLİLİK ile/ve BİLİNEBİLİRLİK



-BELİRSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BELİRGİN/LİK

( Zihnin baş edemediği ve neredeyse her an tükenebileceği tek durum. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Zihnin ve sürecin rahatlayabildiği ve yaşayabildiği tek durum. )


-BELİRSİZ/LİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BÖLÜNMÜŞ/LÜK



-BELİRSİZ/LİK ile/ve/=/||/<> DEĞERSİZ/LİK



-BELİRSİZ/LİK ile KEYFÎ/LİK



-BELİRSİZ/LİK ile MUTLAK



-BELİRSİZ/LİK ile/ve/||/<> OLUMSUZ/LUK

( Zihnin, işleyebildiği tek durum/koşul belirginlik; rahat edemediği tek durum ise belirsizliktir. )


-BELİRSİZ ile KARIŞIK



-BELİRSİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖRTÜK



-BELİRSİZ ile/ve/||/<>/> SONSUZ ile/ve/||/<>/> TEK

( Tek aynada. İLE/VE/||/<>/> Karşılıklı aynanın arasında. İLE/VE/||/<>/> Birbirine bakan üç aynanın[üçgen içinde] ortasında. )


-BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK



-BELİRSİZLİK ile/ve/<> (")BAŞEDİLEMEZLİK(")

( Zihnin(/kişinin) başedemeyeceği tek olgu/durum. )


-BELİRSİZLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARA DURUMLAR



-BELİRSİZLİK ile/ve/değil BULANIKLIK



-BELİRSİZLİK <>/>< BÜTÜNLÜK

( INDEFINITENESS <>/>< INTEGRITY )


-BELİRSİZLİK ile/ve/değil/||/<>/< GERİLİM



-BELİRSİZLİK ile/ve/<> GİZEM



-BELİRSİZLİK ile/ve/||/<>/> KARARSIZLIK



-BELİRSİZLİK ile/ve/<> KARMAŞIKLIK

( Nesnesizlikten/kavramsızlıktan. İLE/VE/<> Yöntemsizlikten. )


-BELİRSİZLİK ile/ve/<> KUŞKU



-BELİRSİZLİK ile/ve/||/<>/>/< OLANAKSIZLIK



-BELİRSİZLİK ile RASTGELELİK



-BELİRSİZLİK ile/ve/değil/yerine/<> ÜMİT



-BELİRSİZLİK ile/ve/||/<> ÜMİTSİZLİK

( Dışarıda, bazı/çoğu şeyde olabilir. İLE/VE (FAKAT)/||/<> İçeride ve hiçbir "şey/durum" için olmamalıdır! )


-BELİRTİ ile ÖZELLİK



-BELİRTMEK ile/ve "ALTINI ÇİZMEK"



-BELİT/AKSİYOM ile/ve/değil EŞİK



-BELLEĞİNDEN SİLMEK ile/ve/> ETKİSİNDEN/"BÜYÜSÜNDEN" KURTULMAK



-BELLEK YİTİMİ ile DUYUM YİTİMİ ile ACI YİTİMİ ile SÖZ YİTİMİ ile HAREKETLERDEKİ DÜZENSİZLİK



-BELLEK:
SEMANTİK ile/ve/||/<> EPİZODİK

( Olgusal. İLE/VE/||/<> Özgeçmişe dayalı. )


-BELLEK ile/ve/<> ALGI

( KUVVE-İ ZÂKİRE ile/ve/<> İDRAK )


-BELLEK ile/ve/<> ALGI

( Algı bir örgütlemedir. )


-BELLEK ile/ve/<> ALGI

( Bellek Haritası )


-BELLEK ve/||/<> DİL



-BELLEK ile/ve GELECEK



-BELLEK ile/ve GÖRÜ



-BELLEK = HÂFIZA = MEMORY[İng.] = MÉMOIRE[Fr.] = GEDÄCHTNIS[Alm.] = MEMORIA[dissil/f.]/RECUERDO[eril/m.][İsp.]



-BELLEK ile/ve/değil İLGİ



-BELLEK ile/<> MNEMOTEKNİ[Fr. < Yun. MNEME: Bellek. | TEKHNE: Sanat.]

( ... İLE/<> Bazı alıştırma ve çağrışımlardan yararlanarak, belleği geliştirme yöntemi. )


-BELLEK ile/ve/değil ÖNCELİK



-BELLEK ile/ve TARİH

( Bellek, sadece benzerlik ve sürekliliği temel alırken, tarih farklılık ve düzensizlikleri önemser. )


-BELLEK ile/ve TARİH

( Bellek, geçmişi sözlü gelenek içinde yaşatırken, tarih, geçmişi, yazıyla sergilemektedir. )


-BELLEK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL BELLEK



-BELLEK ile/ve/yerine/||/<> US/AKIL

( Katıksız aklın, belleğe gereksinimi yoktur. )


-BELLEK ile/ve/yerine/||/<> US/AKIL

( Sahip olunan etkin/aktif ya da pasif bilgilerin, şimdiki zamanda, uygulanabilir/pratik bilgi olarak, hızla ortaya çıkartılabilmesi Us'a[akla/akıllı olmaya] işaret etmez. Beynin çalışma yapıları özerklik gösterdiğinden, içinde bulunulan topludurum[konjonktür] gereği beynin nasıl çalışabileceği önceden bilinebilir/tespit edilebilir değildir. )


-BELLEK ile/ve/yerine/||/<> US/AKIL

( Bellek, süreklilik, yanılsama verir, tekrarlanış ise nedensellik düşüncesini oluşturur. )


-BELLEK ile/ve/yerine/||/<> US/AKIL

( Bellek ve beklenti olmadıkça zaman da yoktur. )


-BELLEK ile/ve/yerine/||/<> US/AKIL

( Bellek, iyi bir hizmetkârdır fakat kötü bir efendidir. )


-BELLEK ile/ve/yerine/||/<> US/AKIL

( Memory gives the illusion of continuity and repetitiveness creates the idea of causality.
Memory is a good servant, but a bad master. )


-BELLEKTE TAŞIMAK ile/değil/yerine BİLMEK

( Bilgi 2'dir. 1. Hakkında veri sahibi olmak. 2. Nerede bulacağını/bulabileceğini bilmek. [Bu çağda olması gereken ve öncelikli olan nerede bulabileceğini bilmektir.] )


-BELLEKTE TUTMAK/TAŞIMAK değil/>< BİLMEK



-BELLEKTE TUTMAYA ÇALIŞMAK ile/ve/değil/yerine "HEYBEYE ATMAK"



-BELLEMEK ile BELLEMEK

( Öğrenip akılda tutmak: | Öğrenmek. İLE Bel denilen araçla toprağı işlemek, aktarmak. )


-BELLEMEK ile/ve/yerine EZBERLEMEK[Fars.]

( ... İLE/VE/YERİNE Kalbe yazmak. )


-BELLEMEK ile/yerine SORGULAMAK/DÜŞÜNMEK

( Sormaz ki bilsin, sorsa bilir; bilmez ki sorsun, bilse sorar. )


-BELLETİCİ AHLÂK ile/yerine DÖNÜŞTÜRÜCÜ AHLÂK



-BEMBEYAZ APAK

( ... İLE Bembeyaz. | Çok ak bir biçimde. )


-BEN OLDUM DELİSİ OLMAK ile/yerine NE OLDUM DELİSİ OLMAK ile/yerine BEN/NE OLDUM DELİSİ OLMAMAK(/BU DURUMA DÜŞMEMEK)



-BEN-İM:
BENLİK ile/ve/değil ÖZNE

( Kendini merkeze koymak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Başkalarından/ötekilerden ayrı olan. )


-BEN/LİK >< ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK

( NEFS >< TEVÂZÛ )


-BEN/LİK ile/ve/<>/> KENDİ/LİK



-BEN ile/ve/<>/> BİZ ile/ve/<>/> KENDİ/LİK



-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Bencillik, parçanın adına ve bütünün zararına, açgözlülük etmek, ele geçirmek, biriktirmek demektir. )


-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Kişi, iç gerçeklerini gözardı eder etmez bencilliğe sürüklenebilir. )


-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Dar görüşlü, çiğ kişiler, varlığı bencilce kullanırken, büyük kişiler sahip olduklarını başkalarının yararına değerlendirirler. )


-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Başkalarına yararlı olabilmek için esneklik, bencillikten kurtulmak ve insan doğasını anlamak gerekir. )


-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Bencillik ıstırabın nedenidir. )


-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Bencillik tüm kötülüklerin kaynağıdır. )


-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Kendinin, gövde ve zihin olmadığını bilen bir kişi, bencil olamaz. Çünkü, bencillik nedeni olabilecek bir şeye sahip değildir. )


-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Savunmak zorunda olduğunuz bir egonuz olduğu sürece şiddet kullanmak zorundasınız. )


-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Tek kötülük, budalalık ve bencilliktir. )


-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Bencillik merkezi yok olduğu zaman, tüm haz arzusu ve ıstırap korkusu biter. )


-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Kişi, kendini sürekli yenilemeli ve başkalarını da meziyetiyle etkileyerek bencillikten uzaklaşmalıdır. )


-BENCİ/LİK ile BENCİL/LİK

( Selfishness is the source of all evil.
That as long as you have a self to defend, you must be violent. )


-BENCİL/LİK ile/değil/yerine BİREYSEL/LİK



-BENCİL/LİK ile ÇIKARCI/LIK

( AFERİST: Çıkarcı, vurguncu, dalavereci. )


-BENCİL/LİK ile/ve/> SAHTEKÂR/LIK



-BENCİL/LİK ile/ve/> SORUMSUZ/LUK



-BENCİLLİK değil/yerine/>< DAYANIŞMA



-BENCİLLİK ile/>< ELEŞTİRİ



-BENCİLLİK ile/değil/>< KENDİNİ ÖNCELİKLENDİRMEK

( Gereksinimlerinin karşılanmasına alışık olmayana, kendini önceliklendirmek, "bencillik" gibi gelebilir. )


-BENCİLLİK ile/değil/yerine KİŞİLİK/ŞAHSİYET

( Kişi, kendini dışarıdan/ötekinden koruyan değil, dışarıyı/ötekini kendinden koruyan kişidir. )


-BENEK ile AK BENEK

( ... İLE Gözün saydam tabakasında bir yara ya da çıban sonucunda oluşmuş, görmeyi derece derece azaltan beyaz benek. )


-BENEK ile/değil ÇİL



-BENİMSEMEK ile "SAHİP ÇIKMAK"



-BENİMSEMEK ile "TUTMAK"



-BENİMSEMEK ile "TUTMAK"



-BENİMSEMEK ve/||/<> ANIMSAMAK



-BENİMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KABUL ETMEK



-BENİMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KARŞI ÇIKABİLMEK



-BENİMSEMEK ile/ve/değil/yerine/<> ÖZÜMSEMEK



-BENİMSEMEK ile/ve/<> SAVUNMAK



-BENLİK:
GERÇEK ile/ve/||/<>/> İMGESEL ile/ve/||/<>/> SİMGESEL



-BENLİK ile/ve/||/<>/> ÖYKÜSEL BENLİK



-BENLİK ile/ve/değil/yerine/<>/>< VARLIK



-BENLİKTE ÖLMEK ve/||/<>/> HAKİKATTE DİRİLMEK



-BENLİKTEN/EGODAN VAZGEÇMEMEK ve/ne yazık ki/> KENDİNDEN VAZGEÇMEK



-BENMERKEZCİ/LİK ile/ve/değil/||/<> BENMERKEZLİ/LİK



-BENMERKEZCİ/LİK ile/değil/yerine/>< EVRENSELLİK



-BENZEMEK ile/ve ANDIRMAK



-BENZER/LİK ile/değil AYRIM/LAR

( Belirleyici olan/olması gereken benzerlik değil ayrımlardır! )


-BENZER/LİK ile/ve/değil/||/<> PARALEL/LİK



-BENZER/LİK ile/ve YAKLAŞIK/LIK



-BENZER ile BENZEŞEN ile BENZEŞİM ile BENZEŞLİK ile BENZEŞME ile BENZETİ ile BENZETME ile BENZEYİŞ



-BENZERLİK ile "MODA"



-BENZERLİK ile "YAKINLIK"



-BENZERLİK ile/ve/değil/||/<>/< DOLAYLILIK



-BENZERLİKTE:
AYNILIK ile/ve/||/<> FARKLILIK



-BENZERSİZLEŞTİRME ile/ve/değil/yerine "FARKLILIK"/"ÖZGÜNLÜK" ATFETMEK



-BENZEŞ/LİK ile EŞİT/LİK



-BENZEŞ/LİK ile ÖZDEŞ/LİK



-BENZEŞİM ile/değil BAKIŞIKLIK



-BENZEŞLİK ile ÖZDEŞLİK



-BENZETMEK ile UZLAŞMAK



-BERABERLİK ile HAŞR OLMAK



-BERE ile BERTİK

( Vurma ve incitme sonucunda, gövdenin herhangi bir yerinde oluşan çürük. | Herhangi bir şeyde görülen çizik, ezik. İLE Yara, bere. | İncinmiş, burkulmuş. | Deride mor leke, çürük. )


-BEREKET ALMAK ve EL TUTMAK



-BEREKET ile/ve/||/<> BOLLUK



-BEREKET ile/ve OLANAK



-BEREKET ile/ve OLANAK



-BERKİMEK ile/ve/||/<> SAĞLAMLAŞMAK, PEKİŞMEK, GÜÇ KAZANMAK



-BERR-İ ATÎK ile/ve BERR-İ CEDÎD

( Eski karalar/topraklar. [Asya, Avrupa, Afrika] İLE/VE Yeni karalar/topraklar. [Amerika, Avustralya] )


-BERRAK[Ar.]/LIK değil/yerine/= DURU/LUK / AYDIN LIK / AÇIK/LIK / APAÇIK/LIK



-BERTARAF ETMEK değil/yerine/= ORTADAN KALDIRMAK



-BERZAH ile/ve/değil EŞİK



-BEŞER DOĞMAK ile/ve/> KİŞİ/İNSAN OLMAK

( BEŞER İKEN BÎ-ŞER OLMAKTIR İNSAN OLMAK )


-BESLEMEK ile/ve/<> BESLENMEK



-BESLEMEK ile/ve/<> BESTELEMEK



-BESLEMEK ile/ve/||/<>/> BİÇİMLENDİRMEK



-BESLEMEK ile/ve/<> DESTEKLEMEK



-BESLEMEK ve/||/<> DESTEKLEMEK



-BESLENME BİLİMİ ile TIBBİ DİYETETİK

( Besinlerin gövdede nasıl kullanıldığını ve insan sağlığını nasıl etkilediğini inceleyen bir bilim dalı. İLE Hastalıkları önlemek ve tedavi etmek için beslenme planları geliştirmeye odaklanan bir sağlık mesleği. Bu iki dalın kesiştiği noktada, bireylere ve hastalara özel beslenme planları oluşturulmaktadır. )


-BESMELE ile/ve/değil/> ZAMAN/FIRSAT/BOŞLUK

( Herhangi bir eylem öncesinde kullanılan Besmele sadece bir söz değil, günlük hayattaki (zihinsel) koşuşturmanın içinde küçük aralar vererek kontrollü/farkındalıklı olmayı, kendine/zihnine ve olaya/olguya [birkaç salise/saniye olsa bile] fırsat/zaman/boşluk sunmayı sağlar. )


-BETELENMEK = KARŞI GELMEK, DİKLEŞMEK, KAFA TUTMAK



-BETİK = KİTAP = BOOK[İng.] = LIVRE[Fr.] = BUCH[Alm.] = LIBRO[İt., İsp.]



-BETİK ve/||/<>/< TAMAMLANDIĞI YERDE BAŞLAYAN



-BETİMLEMEK ile/ve PLANLAMAK



-BETİMLEYİCİ ETİK ile/ve/||/<> NORMATİF ETİK ile/ve/||/<> ÇÖZÜMLEYİCİ ETİK



-BETONU DELMEK ile BETONU SAĞLAMLAŞTIRMAK



-BEYÂN ETMEK ile/ve/değil AKTARMAK/NAKLETMEK



-BEYÂTÎ[Fars.] ile BEYÂTÎ-ARABÂN ile BEYÂTÎ-ARABÂN-PÛSELİK ile BEYÂTÎ-PÛSELİK

( Türk müziğinin en eski makamlarındandır. İLE Türk müziğinin mürekkep makamlarındandır. İLE Fahri efendinin düzenlediği bir makamdır. İLE Zekâi Dede'nin düzenlediği bir mürekkep makamdır. )


-BEYAZ PİRİNÇ yerine/değil KABUKLU/KEPEKLİ PİRİNÇ, ÇELMİK



-BEYİN:
AUSTRALOPİTEK ile/ve/||/<>/> HOMO ERGASTER ile/ve/||/<>/> HOMO SAPİENS SAPİENS

( 400 cm³ İLE/VE/||/<>/> 800 cm³ İLE/VE/||/<>/> 1200 cm³ )


-BEYİN[Ar.] değil/yerine EMİK



-BEYİN ile/ve/<> BEYİNCİK



-BEYLİK ile/||/<> BEYLERBEYİ ile/||/<> DAYI

( Bir beyin yönetimi altındaki ülke, küçük devlet.[Anadolu beylikleri, Eretna Beyliği, Erdel Beyliği] İLE/||/<> Sancak beylerine verilen ad ya da san. İLE/||/<> Tunus ve Cezayir Bey'lerine verilen ad.[1711 - 1730] )


-BEYLİK ile BEYLİK

( Bey olma durumu. | Herkesin kullandığı, herkesin bildiği. | Basmakalıp. | Devletle ilgili, devlete özgü olan, devlet malı olan, mirî. | Bir tür küçük ve ince asker battaniyesi. | Rahat yaşama. | Merkeze tam bağlı olmayarak bir beyin yönetimi altındaki ülke, emîrlik, emaret, mirlik. | Hükûmet. )


-BEYNİN/ZİHNİN İŞLEYİŞİNDE:
TEKRAR ile/ve/||/<> PARALELLİK ile/ve/||/<> MOZAİK



-BEYTÂRÂ[Ar.]/VETERİNERLİK

( Hayvan hekimliği. )


-BEZE ile BEZECİK

( Kolda bir çıban çıksa, koltuğumuzun altında bir beze meydana gelir. Bu beze, gövdenin kendini korumak için oluşturduğu kaledir. Beze ya da bezeler mikropları tutup onların kana karışmasını ve tüm gövdeyi işgal etmesini engellemeye çalışır. )


-BEZEK =/> BOYAMA/SÜSLEME
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]



-BEZGEK ile BEZİG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Titreme. | Titremeli humma. İLE Ürperti. )


-BEZGİN/LİK ile/ve DELİ/LİK



-BEZGİN/LİK ile/ve/||/<>/>/< ÜMİTSİZ/LİK



-BEZL değil/yerine/= SAÇMAK, DAĞITMAK



-BİBERON değil/yerine/= EMZİK



-BIÇAK SIRTI ile/ve/değil EŞİK



-BIÇAK ile/||/<> AKVA

( ... İLE/||/<> Osmanlı'da ileri gelenlerin kullandığı bir bıçak türü. )


-BIÇAK ile/ve/||/<> BİTKİ ile/ve/||/<> SÖZ

( Hem olumlu, hem de olumsuz yönde kullanılabilir. )


-BIÇAK ile EKMEK BIÇAĞI



-BIÇAK ile FALÇETA/FALÇETE[İt.]

( ... İLE Eğri, kunduracı bıçağı. )


-BIÇAK ile IŞKI

( ... İLE Kazımakta kullanılan, iki ucunda da sapı olan eğri bıçak. )


-BIÇAK ile JİLET



-BIÇAK ile KAMA

( ... İLE Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak. | Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş ya da cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat öğeleri üstüne ya da arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası. | Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı. | Topun gerisini kapayan kapak. | Oyunda kazanılan her parti. | Oyunda sayı. )


-BIÇAK ile KASATURA[İt. < CACCIATORA]

( ... İLE Süngü gibi tüfeğin namlusu ucuna takılan ya da bel kayışına asılı olarak taşınan bir bıçak türü. )


-BIÇAK ile KESKİ

( ... İLE Ağaç, taş, metal vb. yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç. | Demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç, tırnak. | Pulluk gövdesi önüne takılan ve toprağı kesip ayıran, bıçak ya da disk biçiminde çelikten yapılmış pulluk parçası. )


-BIÇAK yerine KESKİN



-BIÇAK ile/ve/||/<> MASAT[Ar. MİŞHAZ]

( ... İLE/VE/||/<> Bıçak bilemeye yarayan, çelikten, çubuk biçiminde araç. )


-BIÇAK ile/ve/<> PIRAZVANA[Fars.]

( ... İLE/VE/<> Kılıç, bıçak gibi saplı şeylerin, sap içinde kalan bölümü. )


-BIÇAK ile/değil TAHRA

( ... İLE Bir tür eğri budama bıçağı. )


-BIÇAK ile YATAĞAN

( ... İLE Namlusu eğimli, iki yanı da kesici, bir tür uzun savaş bıçağı. )


-BIÇAK ile YÜLGÜ/YÜLİGÜ/KEREY/USTURA

( ... İLE Tıraş için kullanılan bıçak. )


-BİÇEK ile/> BIÇAK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]



-BİÇİM DEĞİŞTİRMEK ile/değil KILIK DEĞİŞTİRMEK



-BİÇİM ile/ve/<> İÇERİK

( Bir şey bir şeyin içeriğiyse, içeriği olduğu şey onun biçimidir. )


-BİÇİMİNİ KORUMAK ve ÜREMEK

( HIFZ-I TERKİB )


-BİÇİMSİZ/LİK ile ÇİRKİN/LİK



-BIDIK ile BIZDIK

( Kısa ve tıknaz. İLE Ufak çocuk. )


-BİDİSTİLE ile BİFAZİK ile BİFİD ile BİFOKAL ile BİFÜRKASYO/N ile BİGEMİNE ile BİKÜSPİT ile BİLATERAL ile BİMANUEL ile BİMODAL ile BİNOKÜLER ile BİPARTİT/E ile BİPEDAL ile BİPOLAR ile BİVALAN

( İkil damıtık. İLE İki evreli. İLE Ayrık, çatallı, yarık. İLE İki odaklı. İLE Çatallanım, çatallanma. İLE Eş, çift, ikiz. İLE İkili kapakçık. İLE İki yanlı/taraflı. İLE İki/çift elle. İLE İki tepeli. İLE İki bakarlı. İLE İki parçalı. İLE İki ayaklı. İLE İki kutuplu. İLE İki değerli. )


-BİFURKASYO/N ile/||/<> BİFAZİK

( Çatallanma. İLE/||/<> İki evreli. )


-BİHTER/EK ile/değil BİHTEREK

( Daha, en, pek iyi. İLE/DEĞİL Fars'lılarca 120 yılda bir kere onüç ay olarak sayılan yılın adı. [sonraları, dört yılda bir gün fazlası olan SENE-İ KEBÎSE şekline konulmuştur.] )


-BIKKIN/LIK ile/ve SIKKIN/LIK



-BIKMAK/USANMAK ile/ve SIKILMAK



-BIKMAK ile/ve/değil/||/<>/< BEZMEK



-BIKMAK ile KANIKSAMAK



-BİL(E)MEMEK ile/ve DOĞRU/TAM TANIMLA(YA)MAMAK



-BİL(E)MEMEK ile/ve EMİN OLMADIĞINDAN (DOLAYI) BİL(E)MEMEK



-BİLDİĞİNİ/BİLMEDİĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN KONUŞMAK değil/yerine GERİBİLDİRİM



-BİLDİK değil BİLİNDİK



-BİLDİKLERİNİ YAPMAK ve/<> BİLMEDİKLERİNİ ÖĞRENMEK

( Bildiğinizle amel/hizmet edin; bilmedikleriniz, size sunulacaktır. )


-BILDIRCIN ile KEKLİK

( FERİK: Keklik, bıldırcın gibi kuşların yumurtadan yeni çıkmış yavruları. )


-BILDIRCIN ile KEKLİK

( Tavukgillerden, boz renkli, benekli, göçebe kuş. İLE Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş. )


-BİLDİRİLENİ BİLMEK ile/ve/değil/||/<>/< BİLMEK



-BİLDİRMEK ile/ve/değil/yerine/<> UYANDIRMAK



-BİLECİK < BELEKOMA



-BİLECİK ile BİRECİK

( İl. İLE İlçe.[Urfa] )


-BİLECİK ile BİRECİK

( ... İLE Kelaynak kuşlarının koruma altına alındığı bölge. )


-BİLEK[İng. < BLACK] ile/değil BİLEK



-BİLEMEK ile "KESKİNLEŞTİRMEK"

( KILAĞI/ZAĞ: Taş üzerinde bilenen bir kesici aracın, keskin yüzüne yapışan ve aracın iyi kesebilmesi için yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları. )


-BİLEREK / BİLMEYEREK ile/ve/||/<> İSTEYEREK / İSTEMEYEREK ile/ve/||/<> DOĞRUDAN / DOLAYLI



-BİLEREK ile BİLE BİLE



-BİLEREK ile BİLE BİLE



-BİLEREK ile BİLE BİLE



-BİLEŞEN ile BİLEŞİK ile BİLEŞİM ile BİLEŞKE

( Fizikte ve dilde. İLE Kimyada, doğada, dilde, felsefede. İLE Kimyada. İLE Fizikte. )


-BİLEŞEN ile BİLEŞİK ile BİLEŞİM ile BİLEŞKE

( Bir bileşke oluşturan güçlerin her biri. | Bir bileşiğin molekülündeki ögeler ya da alt öbeklerden her biri. | Bir karışımın ögeleri. | Bileşim yoluyla bir sözcüğün yapısına giren sözcük. [örn. sivrisinek] İLE Bileşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep. | Kİmyasal tepkimeler sonucunda, iki ya da daha çok öğeden oluşan ve bunlardan bağımsız, fiziksel, kimyasal nitelikler gösteren özdek/madde. [örn. su] | Ses ve görüntünün birlikte yer aldığı film parçası. İLE İki ya da daha çok ögenin biraraya gelerek yeni bir öğe oluşturması, terkip. | İki ya da daha fazla nesnenin belirli oranlarda tepkimeye girerek oluşturduğu ve özellikleri kendini oluşturan nesnelerden farklı ve bileşenlerinin fiziksel yollarla birbirinden ayrılamadığı nesne. | Bir nesnenin, hangi kimyasal türlerden oluştuğun belirleyen verilerin tümü. | Bileşme sonucu oluşan nesne. İLE Bir nesneye uygulanan birkaç gücün toplam etkisine eşit olan tek güç. | Bir nesneyi oluşturan ögeler ya da bileşikler. )


-BİLEŞİK/LİK ile BİREŞİK/LİK



-BİLEŞİK ile DIŞMERKEZLİ BİLEŞİK



-BİLEŞİK ile KARIŞIM

( Aynı cins moleküllerden oluşur. İLE Farklı cins atom ya da moleküllerden oluşur. )


-BİLEŞİK ile KARIŞIM

( Kimyasal yollarla ayrıştırılırlar. İLE Fiziksel yollarla ayrıştırılırlar. )


-BİLEŞİK ile KARIŞIM

( Saftır. İLE Saf değildir. )


-BİLEŞİK ile KARIŞIM

( Yapısındaki öğeler, belirli kütle oranlarında birleşir. İLE Belirli bir oran yoktur. )


-BİLEŞİK ile KARIŞIM

( Yoğunlukları karakteristiktir. İLE Yoğunlukları karışımdaki maddelerin karışma miktarına bağlı olarak değişir. )


-BİLEZİK ile HALHAL[Ar.]

( ... İLE Kadınların, ayak bileklerine taktığı bilezik. )


-BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK

( İzler/seyreder. İLE Söz söyler, konuşur. İLE Susar. İLE İnat eder. İLE Laklak eder. )


-BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK

( Âlimler, mesafe/menzil alır; cahiller, yolun başında birinin gelip kendini götürmesini bekler. )


-BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK

( Cahilin kalbi, dudağında; âlimin/ârifin ağzı/dili, kalbindedir. )


-BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK

( Âlimin sözü incidir; cahilin sözü, günde, bin can incitir. )


-BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK

( Asıl güneş, âşıkların, âriflerin kalplerinden, gözlerinden doğan güneştir. )


-BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK

( Bilen/bilge kişi konuşur, çünkü söyleyebileceği bir şeyleri vardır. Cahil kişi konuşur, çünkü "bir şeyler söylemek zorundadır". )


-BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK

( Wise people talk, because they have something to say; fools talks, because they "have to say something". )


-BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK

( [hatasını gösterdiğimizde] Teşekkür eder. İLE Anlayışla kabul eder ve gülümser. İLE Yararlanır. İLE Küfür/hakaret eder. İLE ... bile görmez. )


-BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK

( Akıllı, şakadan bile öğüt alır; ahmak, her öğüdü, şaka sanar. )


-BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK

( Ancak yaşadıklarına/deneyimleyebildiklerine hükm eder. İLE Yaşamadıklarına da hükm eder ya da etmeye çabalar. İLE ... İLE ... İLE ... )


-BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK

( Bilenle ya da bilmeyenle tartışılabilir. Fakat bildiğini sananla tartışmak, ahmaklıktır. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Devirsel kalıpları anlamak. İLE/VE Bilgi sahibi olmak. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Gerçek olmayanın, gerçek olmadığını görmek bilgeliktir. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Mutlu olmak için kendimizi (özümüzü) bilmek dışında hiçbir şeye gereksinimimiz olmadığını bilmek, bilgeliktir. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Bilgeliğin önemli koşulu, düzen kurmaktır. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( O, asla vazgeçmez. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Bilgelik, kişinin doğuştan gelen yetilerinin üstüne kurulur ve bunların kazanılmış yetilerle beslenerek geliştirilmesi amaçlanır. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Bilgelik/Aydınlanma yolunda Arınma'da amaç: 1. İçgüdüler'i de içine alan duygular'ın uyumlandırılması, coşku ile yaşam sevinci'ne kavuşmak. 2. Duyarlılık Yetisi'nin eğitilmesiyle, algı yolları'nın yetkinleştirilmesi. 3. Sezgi ve buluş yollarının açılması. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Bilgelik, "altın orta yol"u izlemek. Aşırılığı, tutumsuzluğu ve tutkunluğu yok edebilmektir. [TAO] )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Tüm ezoterik okullarda Arınma, Aydınlanma ve Sevgi, Bilgeliğin Yöntemi, ortak bir tutum olarak benimsenmiştir. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Kişi, ağzından çıkan sözlerini ve zihnini kontrol etmeli ve kendi gövdesine hiçbir zarar vermemelidir. Ancak bu davranışları saf olursa bilgelik yolunda ilerleyebilir. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( To see the unreal is wisdom.
To know that you need nothing to be happy, except self-knowledge, is wisdom.
Will never give up. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile BİLGİLİ/LİK



-BİLGE/LİK:
NE İSTEDİĞİNİ BİLEN/BİLMEK ile/ve/değil/||/<>/< NE İSTEMEDİĞİNİ BİLEN/BİLMEK



-BİLGE/LİK ile/ve BİLİNÇLİ "BENCİL/LİK"



-BİLGE/LİK ve/||/<> GÖNÜLLÜ/LÜK



-BİLGE/LİK ile/ve/<> ÖZGÜR/LÜK

( Bilge, köle de olsa özgürdür. )


-BİLGE/LİK ile/ve/||/<>/>/< YALIN/LIK



-BİLGELİK:
(DERİNLİKLİ/KAPSAMLI) KONUŞMAK ile/ve/<>/değil YAPMAK

( (Derinlikli/kapsamlı) Konuşmak, bilgelik değildir. Bilgelik, yapmaktır! )


-BİLGELİK ve ANLAMA, ANLAMLANDIRMA

( Bilgeliğin dudakları, anlamayanların kulaklarına kapalıdır. )


-BİLGELİK ile/ve/||/<> AYDINLANMA

( Başkalarının bilgisi. İLE/VE/||/<> Kendini tanıma. )


-BİLGELİK ve BAŞKALARINI KARALAMAMAK



-BİLGELİK ve/||/<> CESÂRET ve/||/<> ÖLÇÜLÜLÜK

( Bilgelik, aklın; Cesaret, kalbin; Ölçülülük, duyguların kontrolüdür. )


-BİLGELİK = HİKMET = WISDOM[İng.] = PRAJNA/MOKSHA[Sansk.]



-BİLGELİK ile/ve/||/<>/>/< KALITIMSAL BİLGELİK



-BİLGELİK ve/=/||/<> KARŞILIKSIZ HİZMET



-BİLGELİK ve/=/||/<> KENDİNİ TANIMAK



-BİLGELİK ile/değil MİSTİK DENEYİM



-BİLGELİK ve/<> SANAT

( Sıradan insanı, "etik insan"a dönüştürür. VE/<> Sıradan insanı, "estetik insan"a dönüştürür. )


-BİLGELİK ve/||/<> SEVGİ

( Hiçbir şey(liğ)i gördüğümüzde deneyimlenilen. VE/||/<> Herşey olduğumuzu gördüğümüzde deneyimlenilen. )


-BİLGELİK ve/||/<> SEVGİ

( Yaşam(ımımız), bu ikisi arasında akar/akmalı! )


-BİLGELİK ve/> TEMKİN



-BİLGELİK ve/||/<>/< UTANABILMEK



-BİLGİ ÇOKLUĞU ile/ve/değil/yerine ANLAYIŞI GELİŞTİR(EBİL)MEK



-BİLGİ TAŞIYICISI OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/>/< ÖĞRENMEYİ ÖĞRENMEK



-BİLGİ ÜRETMEK ile/ve/değil/||/<>/< BİLGİ DOĞURMAK



-BİLGİ:
TÜMEL/LİK ile/ve/||/<> ÖZSEL/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> KESİN/LİK



-BİLGİ:
BETİMLEYEREK ile/ve/||/<>/< AŞİNALIKLA



-BİLGİ/İLİM SAHİBİ OLMAK ile/ve/<> KENDİNİ BİLMEK(TANIMAK)

( Bilgi, kendine kayıtsız kalana acımaz. )


-BİLGİ ile AHLÂK ile ESTETİK



-BİLGİ ile AHLÂK ile ESTETİK



-BİLGİ ile/ve/||/<>/> DENEYİM ile/ve/||/<>/> YARATICILIK

( )


-BİLGİ ile/ve/=/||/<>/< DÖNÜŞ(TÜR)EBİLMEK



-BİLGİ ve/||/<>/> ERDEM ve/||/<>/> MUTLULUK ve/||/<>/> BİLGELİK



-BİLGİ ve/||/<>/> İYİLİK ve/||/<>/> KARARLILIK

( Kuşkudan kurtarır. VE/||/<>/> Istırap çekmekten kurtarır. VE/||/<>/> Kaygıdan kurtarır. )


-BİLGİ ve/= ORTADAN KALKMIŞ/LIK



-BİLGİ ile/ve SEÇENEK



-BİLGİ ve/<> TAMLIK



-BİLGİ ile/ve/=/||/<>/< VARLIK



-BİLGİBİLİMSEL/EPİSTEMİK ile VAROLUŞÇU/ONTOLOJİK

( Bilgiyle ve bilginin doğasıyla ilgili olan. İLE Varlıkla ve var olanların doğasıyla ilgili olan. )


-BİLGİDE:
TÜMELLİK ile/ve/||/<> KESİNLİK ile/ve/||/<> ZORUNLULUK



-BİLGİDE/BİLİMDE/BİLİMSELLİKTE,
DÜŞÜNCEDE/UYGULAMADA/YAŞAMDA:
DOĞRULANABİLİRLİK ile/ve/değil/||/<>/< YANLIŞLANABİLİRLİK

( Karl Popper )


-BİLGİLENME ve ÖZGÜRLÜK



-BİLGİLENMEK ile/ve/değil/yerine BİLGİ İŞLEMEK



-BİLGİLİ/LİK ile/ve/||/<>/> SOĞUKKANLI/LIK



-BİLGİLİK = KAMUS = ENCYCLOPEDIA[İng.] = ENCYLOPÉDIE[Fr.] = ENZYKLOPÄDIE[Alm.] = ENCICLOPEDIA[İsp.]



-BİLGİSEVER/LİK(/AKILSEVERLİK/DİLSEVERLİK/ÖLÇÜSEVERLİK) ile/ve/||/<>/> BİLGELİKSEVER/LİK



-BİLGİSİZ/LİK / CAHİL/LİK ile/ve/||/<>/>/< "DUYGUSAL/LIK"



-BİLGİSİZ/LİK ile/değil KÜLTÜRSÜZ/LÜK

( Bazı verilere sahip olmamanın adı, bilgisizlik değil kültürsüzlüktür. )


-BİLGİSİZİN/APTALIN HATASINI DÜZELTMEK ile BİLGENİN HATASINI DÜZELTMEK

( Sizden nefret eder. İLE/DEĞİL/YERİNE Size teşekkür eder.
[Bir aptalın hatasını düzeltme! Senden nefret edecektir. Bir bilgenin hatasını düzelt. Sana minnettar olacaktır.] )


-BİLGİSİZLİK:
BİLMEMEK ile/ve/değil/ne yazık ki/+/||/<>/< ANLAMAYA DİRENMEK



-BİLGİSİZLİK/CEHALET >< BİLİMSEL TUTUM ve BAĞNAZLIK >< FELSEFİ ANLAYIŞ ve GÜÇ/ŞİDDET >< SANATSAL DUYARLILIK



-BİLGİSİZLİK/CEHÂLET ile/ve/değil EŞİK



-BİLGİSİZLİK ile/ve/||/<>/> BELİRSİZLİK



-BİLGİSİZLİK ile/değil CAHİLLİK/CEHÂLET

( Cehâlet ve zulmü kaldır, hidayet oradadır. )


-BİLGİSİZLİK ile/değil CAHİLLİK/CEHÂLET

( Hayatı amaçsız yaşamak. )


-BİLGİSİZLİK ile/değil CAHİLLİK/CEHÂLET

( Zekâ, doğruluk Hürmüz'ün; cehalet, yalan ise Ehrimen'in sıfatlarıdır. )


-BİLGİYE ERİŞİM:
GÖZLEM ve/+/||/<>/>/< SEZGİ ve/+/||/<>/>/< FARKINDALIK



-BİLGİYİ:
KULLANMAK ile/ve/<> DÜZENLEMEK



-BİLİK ile BİLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kandil fitili. İLE Yaraların tedavisi sırasında kullanılan bir inceleme aracı. )


-BİLİM DEĞERLERİNDE:
GÖZLEM/VERİ/OLGU ÖBEĞİNDE DESTEKLENME ve/||/<>/> DENEYE DUYARLILIK ve/||/<>/> KURAMA DUYARLILIK ve/||/<>/> MATEMATİKSELLİK ve/||/<>/> YARARLILIK-İŞLEVSELLİK ve/||/<>/> GERÇEKLİĞİ BETİMLEYEBİLME



-BİLİM İLE DİN İLİŞKİSİ "YORUMLAMASINDA":
ÇATIŞTIRMACI/LIK ile ONAYLAYICI/LIK ile GEÇİŞLİ/LİK ile BİRLİKTE/LİK

( Üst-alt. İLE Yanyana. İLE Teğet/paralel. İLE Kesişim.[bazı noktalarda ve belirli oranlarda] )


-BİLİM VE SANAT'TA ÜÇ DÖNEM:
KLASİK ile/ve/||/<>/> MODERN ile/ve/||/<>/> MODERN SONRASI(POSTMODERN)

( 600 - 1600 arası. İLE/VE/||/<>/> 1600 - 1950 arası. İLE/VE/||/<>/> 1950 ve sonrası. )


-BİLİM VE TEKNOLOJİ TOPLUMU ile BİLİMSEL OKURYAZARLIK

( Bilimin ve teknolojinin toplumdaki rolünü inceleyen bir dal. İLE Bireylerin bilimsel bilgiyi nasıl anlayıp yorumlayabileceklerini, bilimsel kanıtları nasıl değerlendirebileceklerini ve bilimsel bulguları nasıl kullanarak bilinçli kararlar verebileceklerini inceler. )


-BİLİM:
BİLİNMEYENDEN, BİLİNEBİLECEK OLANA YAPILAN YOLCULUK değil BİLİNENDEN, BİLİNMEYENE YAPILAN YOLCULUK



-BİLİM/BİLİMDE/BİLİMSELLİKTE:
(ÖNCELİKLE) VAR OLANIN[MEVCUD/ONTOS] ve/||/<>/> DOĞANIN ve/||/<>/> DOĞAL)
NESNE ve/||/<>/> OLAY ve/||/<>/> OLGU ve/||/<>/> DURUM ve/||/<>/> İLİŞKİLERİN
(VE ANCAK DAHA SONRA) ÜRETİLMİŞ NESNELERİN
(VE EN SON OLARAK) KİŞİLERİN ve/||/<>/> TOPLULUKLARIN ve/||/<>/> TOPLUMUN/TOPLUMLARDA YAŞANMIŞ/YAŞANAN/YAŞANABİLEN
OLAY ve/||/<>/> OLGU ve/||/<>/> DURUM ve/||/<>/> İLİŞKİLERİN
(ÖNCEDEN TANIMLANMIŞ ve/||/<>/> BELİRLENMİŞ BİR YÖNTEM ve/||/<>/> ARACA BAĞLI OLARAK)
(İSTİDLÂLÎ/RASYONEL [AKIL İLE])
ÖLÇÜLÜ ve/||/<>/> ÖLÇÜLEBİLİR/ÖLÇÜMLENEBİLİR
NEDENSEL ve/||/<>/> KAVRAMSAL ve/||/<>/> ELEŞTİREL (OLANAK ve/||/<>/> SINIRLARI İÇİNDE)
KANITLI ve/||/<>/> DÜZENLİ ve/||/<>/> TUTARLI (BİR BİÇİMDE)
KAMUSAL/LIK ve/||/<>/> TEKRARLANABİLİR/LİK ve/||/<>/> DENETLENEBİLİR/LİK ve/||/<>/> PAYLAŞILABİLİR/LİK (KOŞULLARINDA)
TANIM ve/||/<>/> İŞLEV ve/||/<>/> YARARA (KONU OLABİLEN/OLABİLECEK)
VERİ ve/||/<>/> BİLİ ve/||/<>/> BİLGİ/Sİ



-BİLİM/KİŞİ/İNSAN:
EŞİKLER ve/||/<> ARALIK



-BİLİM/LER ve DİZGESELLİK



-BİLİM/SELLİK ile/ve/değil/< YÖNELİM/SELLİK



-BİLİM ile/ve AHLÂK ile/ve DİN

( KANT'IN ÜÇ SORUSUNDA: NE BİLEBİLİRİM? ile/ve NE YAPMALIYIM? ile/ve NEYİ ÜMİT EDEBİLİRİM? )


-BİLİM ile/ve GEÇERLİLİK



-BİLİM ile/ve GELENEK



-BİLİM ile/ve/||/<> TEKNİK

( ... İLE/VE/||/<> Bir sanat, bir bilim, bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi. | Fizik, kimya, matematik vb. bilimlerden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama. | Bu uygulamaya dayanan, bu uygulamaya ilişkin. | Yol, beceri, yöntem. )


-BİLİM ile/ve YORUMBİLİM/HERMENEUTİK



-BİLİME İNANMAK değil BİLİMİ/BİLİMSELLİĞİ ÖNCELİKLİ KILMAK/TUTMAK

( Bilim/bilimsellik, olay, olgu ve kavramları değerlendirmede/yorumlamada/konuşmada, olmazsa olmaz, aslolan ve öncelikli olanın, yanlı ya da keyfî davranmayarak, kendini/birini/kişiyi merkeze almadan (bu tavır ve tutumu anımsayarak/anımsatarak, göstererek), dayanakçalı düşünerek, konuşarak ve davranarak sağlanabilir/gösterilebilir. )


-BİLİME İNANMAK değil BİLİMİ/BİLİMSELLİĞİ ÖNCELİKLİ KILMAK/TUTMAK

( Bilim/bilimsellik, doğrulanabilirlik ya da kanıt üzerinden değil yanlışlanana kadar doğru kabul etme gerekliliği ilkesiyle işleyen ve sürdürülebilen bir araç, yaklaşım ve tutumdur. )


-BİLİMSEL DEVRİM:
KOPERNİK ve/<> BRAHE ve/<> KEPLER ve/<> GALILEO ve/<> NEWTON

( KOPERNİK: "Modern astronominin ilk temsilcisi" DEĞİL Antik evren anlayışının son temsilcisi. )


-BİLİMSEL DEVRİM:
KOPERNİK ve/<> BRAHE ve/<> KEPLER ve/<> GALILEO ve/<> NEWTON

( KEPLER YASALARI (EPITOME | 1618 - 1621) )


-BİLİMSEL ETİK ile BİYOETİK

( Bilimsel araştırmalarda uyulması gereken etik ilkeleri içerir. İLE Biyolojik ve tıp bilimlerinin etik yönlerini inceleyen bir dal. )


-BİLİMSEL TUTUM/DURUŞ ve/||/<> FELSEFÎ ANLAYIŞ ve/||/<> SANATSAL/ESTETİK DUYARLILIK ve/||/<> HAREKETLİ(SPORCUL) YAŞAM

( Hayret. VE/||/<> Hayranlık. VE/||/<> Aşk. VE/||/<> Coşku. )


-BİLİMSEL YAYINCILIK ile AKADEMİK DOĞRULUK/DÜRÜSTLÜK[Fars.]

( Bilimsel bulguların yazılı olarak yayınlanması ve paylaşılması süreci. İLE Bilimsel araştırmalarda dürüst ve etik davranmayı gerektirir. )


-BİLİMSEL/LİK ile/ve/değil BİLİMLER



-BİLİMSELLİKTE:
"YANLIŞLANAMAZLIK" ile/değil YANLIŞLANABİLİRLİK



-BİLİMSELLİKTE:
DOĞRULANABİLİRLİK ile/ve/değil/<> YANLIŞLANABİLİRLİK



-BİLİMTEY'DE:
SANATÇI YETİŞTİRMEK ve/||/<>/< SANATÇININ DEĞERİNİ BİLMEK



-BİLİNÇ'TE:
SÖZCÜK ve/<> İMGE

( Bilinç, sözcüklerle imgenin buluşmasıdır. )


-BİLİNÇ/ŞUUR ve/||/<>/>/< SORUMLULUK



-BİLİNÇ ile/ve/<> AMAÇ/LILIK

( Kişi, amacı kadardır. )


-BİLİNÇ ve/<> AMAÇ ve/<> EYLEM/ETKİNLİK



-BİLİNÇ ile/ve/değil/||/<>/< DOLANIKLIK



-BİLİNÇ ve/=/||/<> EDİM/EYLEM ve/=/||/<> OLANAK/LI/LIK



-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilincin düzeyleri vardır fakat farkındalığın yoktur. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilinç, ikilik hakkındadır. Farkındalık halinde ise ikilik yoktur. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilinç, gelir ve gider, farkındalık ise değişmeksizin parlar. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilinçten farkındalığa bir geçiş olamaz, çünkü farkındalık bir bilinç şekli değildir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Devinim durumundaki bilinç, mutluluktur. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilinç, tümüyle değişimin bilincidir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilinç, hareketsiz iken varlıktır. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilinç, varlığın tümü değildir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilinç görelidir, içeriğine göredir; bilinç her zaman bir şeyle ilgili, bir şeye aittir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Yaşayan her şey bilinci korumak, sürdürmek ve genişletmek için çalışır. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilinci, bilinç parlatır. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilincinde olduğunuz şey siz değildir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilincinde olduklarınızın hiçbiri değilsiniz. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilincin ötesinde tezahür etmemiş olan yatar. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilincin ötesinde zaman ve uzay yoktur. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilincim var fakat bilincimin bilincine gereksinimim var. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilincin, bencilliğinin dürüstlüğünün ölçüsüdür. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilince ve onun içeriğine tutunmayın. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilincinizin içeriği ile büyülenmeyi bırakın. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilinçli bir varolan olarak, doğanın bir parçasısınız. Farkındalık olarak ise onun ötesindesiniz. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bir kâğıttaki bir deliğin hem kâğıtta oluşu hem de kâğıttan olmayışı gibi, en yüce hal de bilincin tam merkezinde ama yine de bilinçten ötedir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Gerçekten sahip olduğunuz şeyin bilincinde olmazsınız. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Sahip olduğunuzda artık onun bilincinde olmazsınız. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalık, bir nesnesi ve hedefi olduğunda bilinç olur. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalık, kendi başına, devinimsiz ve zamansız, burada ve şimdidir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalık, zihnin kendi ötesinde gerçeğe uzandığı noktadır. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalık durumu içindeyken aradığımız, bizi hoşnut eden değil doğru olandır. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalık halinde olgularla yüzleşirsiniz, gerçek olguları sever. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalık, zamana ilişkin değildir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalık, her zaman sizinledir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalık, bütün, değişmez, sakin ve sessizdir. Ve o tüm deneyimlerin ortak matrisi(ana kalıbı)dir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalık, tüm zamanı ve uzayı içerir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Şefkatli farkındalık iyileştirir ve yanlıştan kurtarır. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Doğayı sadece bilinç olarak görmek, farkındalıktır. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Önce farkındalığın güneşi doğmalı - ardından hepsi gelecektir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bir kalemin minicik ucu nasıl sayısız resim çizebilirse, öylece, farkındalığın boyutsuz noktası da koskoca evrenin içeriğini çizer. Siz işte o noktayı bulun ve özgür olun. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Olay hoş ya da nahoş olabilir, küçük ya da önemli olabilir, farkındalık hep aynıdır, değişmez. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Kökenlere inin, çok geçmeden, farkındalığın sizin gerçek doğanız olduğunu ve farkında olduğunuz hiçbir şeyin kendinize ait olduğunu söyleyemeyeceğinizi fark edeceksiniz. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Öz-Farkındalık içinde kendinizi öğrenirsiniz. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Öz-Farkındalık, size her adımda ne yapılması gerektiğini bildirir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Öz-farkındalık, tüm hayırların size akmasını sağlar. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Yolculuğun başlangıcında arınmaya ve yıkanmaya, berraklaşmaya gereksinim vardır, bunu da farkındalık hali sağlayabilir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilincin ötesindeki Saf Farkındalık en yüce Mürşit'tir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Kişi tanığa katılır, tanık farkındalığa, farkındalık ise saf varoluş katılır; bununla birlikte, kimlik kaybolmaz, yalnızca onun sınırlılığı kaybolur. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Gövdeyi beyin gözetir, beyni bilinç aydınlatır; bilinç farkındalığın gözetimindedir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Gövdemiz ve zihnimiz, ikisi de zamana tabilerdir; sadece farkındalık, zaman-ötesidir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalığın ötesine geçtiğinizde birlik hali vardır. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalığınızla işe koyulun, zihninizle değil. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındayım, çünkü hiçbir şey imgelemiyorum. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( Ehl-i butlânın sözün tercih eden, âdem midir?
Âdem ol! İsterse hasm olsun bütün âlem sana
[ Bâtıl ehlinin sözünü yeğleyen, insan mıdır?
İnsan ol da isterse bütün dünya düşman olsun sana ] )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( There are levels in consciousness, but not in awareness.
Consciousness is of duality. There is no duality in awareness.
Consciousness comes and goes, awareness shines immutably.
There can be no transition from consciousness to awareness, for awareness is not a form of consciousness.
Consciousness is relative to it's content; consciousness is always of something.
Awareness is total, changeless, calm and silent. And it is the common matrix of every experience.
Awareness is not of time.
Consciousness is not the whole of being.
Awareness is always with you.
All that lives, works for protecting, perpetuating and expanding consciousness.
Beyond consciousness altogether lies the unmanifested.
Beyond consciousness where are time and space?
Like a hole in the paper is both in the paper and yet not of paper, so is the supreme state in the very centre of consciousness, and yet beyond consciousness.
Consciousness in movement is happiness.
Consciousness motionless is being.
You are nothing that you are conscious of.
The body is looked after by the brain, the brain is illumined by consciousness; awareness watches over consciousness.
Cease being fascinated by the content of your consciousness.
As a conscious self you are a part of nature. As awareness, you are beyond.
Do not hold on to consciousness and its contents.
What is really your own, you are not conscious of.
When you have it, you are no longer conscious of it.
What you are conscious of is not you.
Awareness is the point at which the mind reaches out beyond itself into reality.
In awareness you seek not what pleases, but what is true.
Awareness becomes consciousness when it has an object.
Awareness by itself is motionless and timeless, here and now.
In awareness you are facing facts and reality is fond of facts.
Awareness contains all space and time.
Compassionate awareness heals and redeems.
The sun of awareness must rise first - all else will follow.
Self-awareness tells you at every step what needs be done.
The event may be pleasant or unpleasant, minor or important, awareness is the same.
Go to the root of pure awareness and you will soon realise that awareness is your true nature and nothing you may be aware of, you can call your own.
Into self-awareness all blessings flow.
The clarification and purification needed at the very start of the journey, only awareness can give.
Pure awareness beyond consciousness is the supreme Guru.
The person merges into the witness, the witness into awareness, awareness into pure being, yet identity is not lost, only its limitations are lost.
Your body and your mind are both subject to time; only awareness is timeless.
When you go beyond awareness, there is a state of non-duality.
Put your awareness to work, not your mind.
I am aware, for I imagine nothing. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( İçerikle ilgilidir. İLE/VE/<> Bütünlükle ilgilidir. )


-BİLİNÇ ile/ve/<> FARKINDALIK

( )


-BİLİNÇDIŞINA ÇIKARMAK ile/ve/ya da ÖZDEŞLEŞMEK



-BİLİNCE AÇIK ve/||/<> ANLAŞILIR



-BİLİNCE KONU OLAN ile/ve DIŞSALLIK



-BİLİNCE YANSIYAN FARKINDALIK
ile/ve
BİLİNÇ ÖTESİ SAF FARKINDALIK

( Saf farkındalık sanatında ustalaştığınız zaman onu kolayca geçebilirsiniz. )


-BİLİNCİ ...:
[ne yazık ki]
BELİRLİ BİR YAŞTA KALMAK
ile/değil/yerine/><
BELİRLİ BİR YAŞTA DURDURMAK



-BİLİNCİNDE OLMA/OLARAK ile BİLİNÇLİ OLMA/OLARAK



-BİLİNÇLİ ile/değil BİLEREK



-BİLİNÇSİZ YETERSİZLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇLİ YETERSİZLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇLİ YETERLİLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇSİZ YETERLİLİK

( [ BİLİNÇSİZ YETERLİLİK

              ^

BİLİNÇLİ YETERLİLİK

              ^

BİLİNÇLİ YETERSİZLİK

              ^

BİLİNÇSİZ YETERSİZLİK ] )


-BİLİNÇSİZ YETERSİZLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇLİ YETERSİZLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇLİ YETERLİLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇSİZ YETERLİLİK

( Conscious incapacity. WITH/AND/||/<>/> Conscious sufficiency. WITH/AND/||/<>/> Unconscious sufficiency.

[ UNCONSCIOUS SUFFICIENCY

              ^

CONSCIOUS SUFFICIENCY

              ^

CONSCIOUS INCAPACITY

              ^

UNCONSCIOUS INCAPACITY ] )


-BİLİNÇSİZLİK ile/ve/değil BİLGİYE KAPALILIK

( BİLİNÇSİZLİK: Örtük/açık nesnellik. )


-BİLİNEBİLECEK ile/değil BİLDİRİLİRSE BİLİNECEK



-BİLİNİR/LİK ile/ve/||/<>/>/< BELİRGİN/LİK



-BİLİNMEYENLE İLGİLENMEK ile/ve/<>/değil/yerine BİLİNENLE İLGİLENMEK



-BİLİNMEZ/LİK ile/ve/<>/>/< BELİRSİZ/LİK



-BİLİNMEZE OTURMAK ve/||/<>/> ENGİNE YOL ALMAK



-BİLİP DE:
SUSMAK ile KONUŞMAMAK



-BİLİP DE:
SUSMAK ile SAKLAMAK



-BİLİRKEN SUSMAK ve/=/||/<> BİLMEZKEN KONUŞMAK/SÖYLEMEK

( [Bazen ...] İkisi de kötü ve yanlıştır. )


-BİLİYOR OLMAK ile/ve/<>/değil BELLEĞİN GÜÇLÜ OLMASI



-BİLME(ME)K ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK(/TEVÂZÛ)

( Alçakgönüllülükten başarı doğar, üstün kişi sonuna dek yılmadan devam eder. )


-BİLME(ME)K ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK(/TEVÂZÛ)

( Alçakgönüllülüğü elden bırakmayın. )


-BİLME(ME)K ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK(/TEVÂZÛ)

( Alçakgönüllü yüreklerde yaşayan düşünceler, en yüksek düşüncelerdir. )


-BİLME(ME)K ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK(/TEVÂZÛ)

( Alçakgönüllü yaşama biçimleri olanlar, başarıya ulaşır. )


-BİLME(ME)K ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK(/TEVÂZÛ)

( Ancak olgun kişinin alçakgönüllülüğü alçakgönüllülüktür. )


-BİLME(ME)K ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK(/TEVÂZÛ)

( Çalışkan ve alçakgönüllü kişiler, şansı yakalayacaktır. )


-BİLME(ME)K ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK(/TEVÂZÛ)

( Kaynak ve meziyetlerin açığa vurulması yerine sadelikle alçakgönüllülük salık verilir. )


-BİLME(ME)K ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK(/TEVÂZÛ)

( Dağ, alçakgönüllülüğü simgeler. )


-BİLME(ME)K ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK(/TEVÂZÛ)

( Fazla alçakgönüllülük gösterme, gerçek sanarlar. )


-BİLME(ME)K ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK(/TEVÂZÛ)

( Kişinin, bilgiden yana nasibi yoksa, zihni/gönlü, alçakgönüllülüğe râzı olmaz. )


-BİLME(ME)K ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK(/TEVÂZÛ)

( Fazla alçakgönüllüğün sonu, ortalama/vasat kişilerden öğüt/nasihat dinlemektir. )


-BİLME/K ile/ve/değil BİLGİSİNE SAHİP OLMA



-BİLME/K ile/ve/değil/<>/>< TANIMA/K

( Bazı olay/olgu/bilgi/durum/tutumları sadece biliyor olmak, tanımanın öteki ucudur/olabilir. )


-BİLMEDİĞİMİZ SÖZCÜKLER İÇİN SÖZLÜĞE BAKMAK ile/ve/<>/yerine [ÖZELLİKLE] BİLDİĞİMİZ SÖZCÜKLER İÇİN SÖZLÜĞE BAKMAK



-BİLMEDİĞİNDE SUSMAK ile/ve/değil BİLGELİKLE SUSMAK/SUSABİLMEK

( Bilgeliğin dudakları, duymayanlara kapalıdır. )


-BİLMEDİĞİNDEN DOLAYI SORMAK ile BİLDİĞİNİ DUYMAK İÇİN SORMAK

( Soruyu sorarken yanıtını da biliyorsunuz! )


-BİLMEDİĞİNDEN DOLAYI SORMAK ile BİLDİĞİNİ DUYMAK İÇİN SORMAK

( Yanıt her zaman sorunun içinde, orada da değilse sizin içinizdedir. )


-BİLMEDİĞİNDEN KORKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLDİĞİNDEN KORKMAK



-BİLMEK NEREDE BULACAĞINI/BULABİLECEĞİNİ BİLMEK



-BİLMEK VE SUSABİLMEK ile BİLMEMEK VE "SUSMAK"



-BİLMEK VE SUSMAK ile BİLMEMEK VE SUSMAK



-BİLMEK/ANLAMAK ile/ve/||/<>/> İBÂDET



-BİLMEK/TANIMAK ve/<> SEVMEK



-BİLMEK ile/ve "ÇÖZMEK"



-BİLMEK ile/ve/<> KENDİNİ TANIMAK ile/ve/<> BAŞKASINI TANIMAK



-BİLMEK ve/<>/> ÂKIBET/SON

( Yeterli ve yetkin bilgiyle. VE/<>/> Değiştirilebilir. )


-BİLMEK ile/ve/<> ANIMSAMAK

( Bilmek, anımsamaktır. )


-BİLMEK ile/ve/<> ANLAM

( Gözyaşı kaynağının ne olduğu sorusu ve yanıtı. İLE/VE/<> Gözyaşının düşünce ve duygulalarla bağlantılarının ne olduğu sorusu ve yanıtı. )


-BİLMEK ile/ve/değil/yerine ANLAŞILIR KILABİLMEYİ BİLMEK



-BİLMEK ile/ve ANLAŞILIR KILABİLMEYİ BİLMEK



-BİLMEK ile/ve/||/<>/> ANLAYABİLMEK ile/ve/||/<>/> (BİRİNE) ANLATABİLMEK ile/ve/||/<>/> (ÇOCUĞA) YALIN ANLATABİLMEK



-BİLMEK ile/ve/<>/= AYIRMAK/AYIRABİLMEK



-BİLMEK ile BAHSETME(ME)K



-BİLMEK ile/ve/değil/yerine BECERMEK



-BİLMEK ile/ve/<> BEĞENMEK



-BİLMEK ile/ve BİLDİĞİNİN TARİHİNİ BİLMEK



-BİLMEK ile/ve/değil/||/<> BİLDİRİL(ME)MİŞ OLMA(MA)SI



-BİLMEK ile/ve BİLİNEBİLİRLİĞİ/Nİ BİLMEK



-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( "Bilmediğimizi bilmek", gerçek bilgidir. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( "Daha iyisini bilemiyorum." [Hiç olmazsa bu kadarını biliyorsunuz.] )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( Bilmiyoruz, bunu bilmediğinizi de bilmiyoruz. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( Bilmediğimizi ve anlamadığımızı bilmek gerçek bilgidir, alçakgönüllü birinin bilgisidir. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( Bilmediğini bilen, bellekten ve beklentiden kurtulmuş olan, ebedidir. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( Yaşamımızın her bir anında bilmeye gereksinimimiz olanı biliriz. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( Ancak bilmediğimiz zaman, araştırmak için rahat oluruz. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( Biliyorum diyene hiçbir şey koklatılmaz. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( Ne kadar bilirsek, yanılmamız da o kadar. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( Bildiğimiz, yanıldığımıza yetmez. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( O ki, bilmiyor ama biliyor bilmediğini;
çocuktur, onu eğitin/yetiştirin.

O ki, bilmiyor ama bilmiyor bilmediğini;
cahildir, ondan uzakça durun.

O ki, biliyor ama bilmiyor bildiğini;
(belki) uykudadır, onu uyandırın.

O ki, biliyor ama biliyor bildiğini;
bilge kişidir, onu izleyin. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( ŞİO ME NİHİL ŞİRE: EN İYİ BİLDİĞİM, HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİM )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( To know that you do not know, is true knowledge.
"I don't know any better." [At least that much you know.]
You do not know, nor do you know that you do not know.
To know that you do not know and do not understand is true knowledge, the knowledge of an humble heart.
Which knows that it does not know, which is free of memory and anticipation, is timeless.
At every moment of your life you know what you need to know.
It is when you do not know, that you are free to investigate. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( Hiçbir şey bilmediğini bilen, hiçbir şey bilmediğini bilmeyenden daha çok şey bilir...
Wer weiβ, dass er nichts weiβ, weiβ mehr als der, der nicht weiβ, dass er nichts weiβ... )


-BİLMEK ile/değil/yerine BİLMEK

( "Etkinlik". İLE/DEĞİL/YERİNE Dayanakçalı. )


-BİLMEK ile/ve/değil/||/<>/> BİLMENİN SÜREKLİLİĞİ/BİLMEKTE OLMAK



-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEYİ BİLMEK

( Sormaz ki bilsin, sorsa bilir; bilmez ki sorsun, bilse sorar. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEYİ BİLMEK

( Bilmekten korkanlar, belirsizliğe sığınır; tarihten korkanlar da mite. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEYİ BİLMEK

( Var olduğumuzu biliyoruz. Ne olduğumuzu ise bilmiyoruz. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEYİ BİLMEK

( Bir şeyi bilmek için onu tamamen kabul etmek gerekir. )


-BİLMEK ile/ve/<> BİLMEYİ BİLMEK

( SÂİL: Soran, sual eden. )


-BİLMEK ile/ve BİLMEYİ BİLMEK



-BİLMEK ile/ve/<> BİR ŞEYİ BİLMEK



-BİLMEK ile/ve/> BULMAK ile/ve/> OLMAK

( Bilmek ile olmak arasında bir mesafe, bir boşluk yoktur. )


-BİLMEK ile/ve/> BULMAK ile/ve/> OLMAK

( Between knowing and being, there is no gap. )


-BİLMEK ile/ve/> BULMAK ile/ve/> SUSMAK

( Çabuk iyileşmek istiyorsan ağzını kapalı tut! )


-BİLMEK ile/ve/> BULMAK ile/ve/> SUSMAK

( Bilinmeden bulunmaz, bulduktan sonraki biliş de apayrıdır. )


-BİLMEK ile/ve/> BULMAK ile/ve/> SUSMAK

( Kişi, ne kadar bilirse bilsin, bilmediği çok şey vardır. )


-BİLMEK ve/<>/= DEĞİŞTİREBİLMEK



-BİLMEK ve/=/> DEĞİŞTİRMEK



-BİLMEK ile/ve/||/<>/>/< DENEYİMLEMEK



-BİLMEK ile/ve/değil DİKKAT ETMEK



-BİLMEK ile/ve/<> DOĞAYI BİLMEK

( Bilmek, olmak demektir. )


-BİLMEK ile/ve/<> DOĞAYI BİLMEK

( Bilmek, dış dünyayı, insancaya çevirmektir. )


-BİLMEK ile/ve/<> DOĞAYI BİLMEK

( Doğaya tam itaatte, çaba(zorlanma) yoktur. )


-BİLMEK ile/ve/<> DOĞAYI BİLMEK

( Bilinçli deneyimlerin bütünlüğü doğadır. )


-BİLMEK ile/ve/<> DOĞAYI BİLMEK

( Doğayı sadece bilinç olarak görmek, farkındalıktır. )


-BİLMEK ile/ve/<> DOĞAYI BİLMEK

( Gerçek doğamızı aramak için kendi içimize, derinlere daldığımızda, fark edeceğiz ki, sadece gövdemiz ufaktır ve sadece belleğimiz sınırlıdır; ama yaşamın ucsuz bucaksız okyanusu bizimdir. )


-BİLMEK ile/ve/<> DOĞAYI BİLMEK

( Kişi, bildiği şeyi bildiğini bilmeli. Bilmediği şeyi bilmediğini bilmelidir. Gerçek bilgi işte budur. )


-BİLMEK ile/ve/<> DOĞAYI BİLMEK

( Konuşanlar bilmiyor, bilenler konuşmuyor. )


-BİLMEK ile/ve/<> DOĞAYI BİLMEK

( Bilin, ki güçlü olun, güçlü kalın! )


-BİLMEK ile/ve DOĞAYI BİLMEK



-BİLMEK ile/ve/<> DÖNÜŞTÜRMEK



-BİLMEK ile/ve/||/<> DÜŞÜNMEK

( BİLMEK:
GÖRÜ ile/ve/||/<> KAVRAM )


-BİLMEK ile/ve/değil EMANET ALMAK



-BİLMEK ile/ve/değil EŞİK



-BİLMEK ile/ve/<> FARKINDALIK

( Su. İLE/VE/<> Elektrik. [Herhangi birini tercih edemezsiniz. İkisi de aynı anda olmak durumundadır.] )


-BİLMEK ile/ve/<> FARKINDALIK

( Her gün, bir şey öğrenmek. İLE/VE/<> Her gün, "zihnimizdeki" bir bilginin/kaydın (daha) gitmesine, unutulmasına fırsat vermek. )


-BİLMEK ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilme; olma ve sevme'nin de yanısıra gerçek doğamızın bir yansımasıdır. )


-BİLMEK ile/ve/<> FARKINDALIK

( Yalnızca, eyleyenler bilir, bilenler de eyler. )


-BİLMEK ile/ve/<> FARKINDALIK

( İdrak edeceğiz ki, bilmek, sevmektir; sevmek de bilmektir. )


-BİLMEK ile/ve/<> FARKINDALIK

( Farkındalık, tüm zamanı ve uzayı içerir. )


-BİLMEK ile/ve/<> FARKINDALIK

( Kişi, bilmediğini ayağının altına alsa, başı, göğe erer. )


-BİLMEK ile/ve/<> FARKINDALIK

( Bilmek, belirlemektir. )


-BİLMEK ile/ve/<> FARKINDALIK

( Knowing is a reflection of your true nature along vs. being and loving.
Awareness contains all space and time. )


-BİLMEK ile FARKINDALIK



-BİLMEK ile/ve/> GÖRMEK/"GÖRMEK"

( Bilen/anlayan görür. )


-BİLMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< HÂL'DEN, HÂL'E GEÇEREK BİLMEK



-BİLMEK ile/ve/=/||/<> HESAPLAYABİLMEK



-BİLMEK ile/ve İDRAK

( ... ile/ve EDREKE: Tutmak, kavramak. )


-BİLMEK ile/ve İDRAK

( İhsas ve idrak, toplumsal-kültürel bir terbiyeden geçer. )


-BİLMEK ile/ve/||/<> KANITLAMAK



-BİLMEK ile/ve/> KAVRAMAK



-BİLMEK ile/ve/> KAYITLA(N)MAK



-BİLMEK ile/ve/<> KENDİNİ BİLMEK



-BİLMEK ile KENDİNİ BİLMEK



-BİLMEK ile/ve/||/<> KENDİNİ BİLMEK ile/ve/||/<> BAŞKASINI BİLMEK

( Başkalarının hatalarını, yaptıklarını ya da yapmadıklarını değil kendi hatalarımızı, kendi yaptıklarımızı ve yapmadıklarımızı düşünelim. )


-BİLMEK ile/ve/||/<> KENDİNİ BİLMEK ile/ve/||/<> BAŞKASINI BİLMEK

( Bir süre için başkalarını kendi hallerine bırakalım ve kendimizi inceleyelim. )


-BİLMEK ile/ve/||/<> KENDİNİ BİLMEK ile/ve/||/<> BAŞKASINI BİLMEK

( Leave others alone for some time and examine ourselves. )


-BİLMEK ile/ve/<> KUDRET SAHİBİ OLMAK



-BİLMEK ile/ve/<> KULLANMAYI/UYGULAMAYI BİLMEK

( Bildiklerinizi yaşa(r)sanız, bilmedikleriniz de öğretilir. )


-BİLMEK ve/||/<>/>< MESAFE



-BİLMEK ile/ve/değil NAKLETMEK



-BİLMEK ile/ve/||/<>/< NEDENLERİ BİLMEK



-BİLMEK ile/ve/<>/değil/yerine NEREDE BULACAĞINI/BULABİLECEĞİNİ BİLMEK

( Bulunduğumuz bu dönemin/çağın olanakları içinde bilgileri bellemek değil nerede ve nasıl [kısa sürede ve kolay] doğrudan bulabileceğini bilmektir. )


-BİLMEK ile/ve/değil ÖĞRENİM YOLUYLA İNANDIRILMIŞLIK



-BİLMEK ile/ve/<> OLAYLARI/ZORLUKLARI "ALTTAN ALABİLMEK"



-BİLMEK ve/<> OLMAK



-BİLMEK ile/ve/<> OLMAK

( Ne olduğunuzu bilmenize gerek olmayabilir. Ne olmadığınızı bilmek yeterlidir. )


-BİLMEK ile/ve/||/<>/> ÖNGÖRMEK



-BİLMEK ile/ve/<> ÖZÜ BİLMEK

( Bilmek, özü bilmektir. )


-BİLMEK ile/ve/<> ÖZÜ BİLMEK

( Lezzet meyvenin suyunda yani anlamındadır, tortusunda yani şeklinde değildir. )


-BİLMEK ile/ve/<> SEVGİ

( Hakkında ne kadar çok bilirsen o kadar çok seversin. )


-BİLMEK ve/> SEVMEK ve/> VERMEK ve/> BULMAK

( İlmimizce bilinir, ikramımızca ihsan görür, sevdiğimizce seviliriz. )


-BİLMEK ve/> SEVMEK ve/> VERMEK ve/> BULMAK

( Ne kadar geç verirse o kadar çok verir. )


-BİLMEK ile/ve/<> SEZMEK



-BİLMEK ile/ve/<> TANIMAK



-BİLMEK ile TANIMAK



-BİLMEK ile TANIMAK

( Bilmek, bilmeyi bilmektir. İLE İrfan + Marifet. )


-BİLMEK ile TANIMAK



-BİLMEK ve/<> TANIMLAMAK ve/<> ANLAMAK



-BİLMEK ile/ve/<> YOLDA GİTMEK



-BİLMEMEK ile/ve/> BELİRSİZLİK



-BİLMEMEK ile/ve/ne yazık ki/<>/> BİLMEYE/DÜŞÜNMEYE YANAŞMAMAK



-BİLMEMEK ile/değil DAHA/EN DOĞRU(YA YAKIN) OLAN TANIMI/BİLGİYİ DÜŞÜNMEK



-BİLMEMEK ile/ve/değil EDEB

( TECÂHÜL-İ ÂRİFÂNE: Çok iyi bildiği halde bilmiyormuş/cahilmiş gibi görünmek. | [edediyat] Bilinen bir şeyi, edebî bir nükte ile bilinmiyormuş ya da başka türlü biliniyormuş gibi gösterme sanatı. )


-BİLMEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İLGİLENMEMEK



-BİLMEMEK ile/ve/||/<>/> KABALIK



-BİLMEMEK ile/ve/değil/<> KABUL ETMEMEK/"EDEMEMEK"



-BİLMEMEK ile KÖTÜ (OLARAK) BİLMEK



-BİLMEMEK ile/ve/değil TERBİYESİZ/LİK



-BİLMEMEK ile/ve/||/<>/> UZAK DÜŞMEK



-BİLMEMEK ile/ve/değil YENİ ÖĞRENMİŞ OLMAK



-BİLMEYE ÇALIŞMAK ile/ve/yerine/değil ANLAMAYA ÇALIŞMAK



-BİLMEYİ BİLMEK ve/||/<> BİLGİ ÜRETİMİ ve/||/<> GÜVENİLİR BİLGİ ve/||/<> BİLGİNİN UYGULANMASI/KULLANIMI



-BİLMEYİ BİLMEK ile/ve/||/<> FELSEFE/SOYUTLAMA



-BİLMİYOR OLMAK ile/ve/=/<> İLGİLENMEMİŞ/İLGİLENMİYOR OLMAK



-BİLMÜZAKERE[Ar.] değil/yerine/= GÖRÜŞLEŞEREK



-BÎNÎ, ENF[çoğ. ÂNÂF] ile BURUN, UC, DORUK

( Yayın ele alındığı kısmının ucu. İLE ... )


-BİNMEK ile ÜSTÜNE ÇIKMAK



-BIOFEEDBACK değil/yerine/= DİRİMSEL GERİBİLDİRİM



-BİPOLAR BOZUKLUK ile/||/<> DEPRESYON/MAJÖR DEPRESYON/DEPRESİF BOZUKLUK

( Duygu durumunda aşırı dalgalanmalar ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. İLE/||/<> Sürekli üzüntü ve ilgi kaybı ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. )


-BİPOLAR BOZUKLUK ile/||/<> DİSTİMİ

( Duygu durumunda aşırı dalgalanmalar ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. İLE/||/<> süreğen ve hafif seyreden depresyon ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. )


-BİPOLAR BOZUKLUK ile/||/<> ŞİZOFRENİ

( Duygu durumunda aşırı dalgalanmalar ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. İLE/||/<> Gerçeklikten kopma, halüsinasyonlar ve sanrılar ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. )


-BİR ...:
SÖZCÜK ve/||/<> DUYGU ve/||/<> KİŞİ

( Kararı/nı değiştirebilir. VE/||/<> Yaşamı/nı değiştirebilir. VE/||/<> Seni/kişiyi değiştirebilir. )


-BİR "KENARIYA" KOYARAK değil BİR KENARA KOYARAK



-BİR ALANIN/KONUNUN:
"EN İYİSİ" OLMAK ile/değil TEK KİŞİSİ OLMAK



-BİR AN EVVEL/BİR AN ÖNCE değil/yerine/= KIPICAK



-BİR ARAYA GELMEK ile/ve/||/<>/> BİR ARADA DURMAK ile/ve/||/<>/> BİRLİKTE ÇALIŞMAK

( Başlangıç. İLE/VE/||/<>/> İlerleme. İLE/VE/||/<>/> Başarı. )


-BİR BALTAYA SAP OLAMAMAK ile/ve DİKİLİ BİR AĞACININ OLMAMASI



-BİR BARDAK SUDA FIRTINA KOPARMAK ile/ve/||/<> ORTALIĞI VELVELEYE VERMEK



-BİR DAHAKİ DURAK ile BU DURAK



-BİR DURUMA GEREKÇE BULMAK ile/ve GEREKÇE BULDUKTAN SONRA BİR DURUMA DÜŞMEK



-BİR DURUMU:
KONU ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DİLE GETİRMEK



-BİR DÜŞÜNCEYİ:
"BESLEMEK" ile/ve/değil/yerine SADECE BİLMEK



-BİR İŞE GİRMEK ile BİR İŞE GİRİŞMEK



-BİR KAP YEMEK ve/||/<> BİR KALP SEVGİ



-BİR KONU/OLGU/DURUM/YAZI/SÖZÜ ANLAMAK ile/ve/değil/yerine (ONU) YAŞAMAK



-BİR KONUYU/DURUMU GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN:
[ya] OLANAK/LAR SAHİBİ OLMAK ile/ve/<>/ya da "DAMARINA" SAHİP OLMAK



-BİR KONUYU/OLGUYU:
KENDİNE("BANA") GÖRE DÜŞÜNMEK/ÇÖZÜMLEMEK/YORUMLAMAK ile/ve/değil/yerine O KAVRAMI (/N İÇİNDE) KONUŞMAK



-BİR NESNE/OLAY/OLGU/DURUM/KOŞUL İÇİN:
BİR "AD VEREBİLMEK", BİR ŞEY "DEMEK/DİYEBİLMEK"
ve/||/<>/<
O ...'YI DENEMEK



-BİR ÖLÇÜYE BAĞLAMAK ile/ve/değil BİR ÖLÇÜYE DAYANDIRMAK



-BİR ORTAMDA "TAKILMAK" ile/değil/yerine BİR/KAÇ ORTAMA KATILMAK



-BİR SEVMEK ve/||/=/<>/> BİN KEZ ÖLMEK



-BİR ŞEY "YEME/ATIŞTIRMA" "İSTEĞİ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ACIKMAK



-BİR ŞEY KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine BİR ŞEYİ/ŞEYLERİ KONUŞMAK



-BİR ŞEY/BAZI ŞEYLER) BİLİYOR OLMAK ile/ve/değil/yerine (DERİNLEMESİNE) BİLİYOR OLMAK



-BİR ŞEY/BİRİ:
GÜLDÜRMEYEN/GÜLDÜRMÜYORSA > GÜLÜP GEÇMEK



-BİR ŞEYDEN[ÜRÜN/HİZMET]) MEMNUN OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> (BİR ŞEYİN[ÜRÜN/HİZMET]) (SİZİN İÇİN) UYGUN OLMASI



-BİR ŞEYİ ANLAMAK ile/ve/<>/değil/yerine ANLAMAYI ANLAMAK



-BİR ŞEYİ ELDE ETMEK İÇİN:
ÇABALAMAK ile/ve/sonra/ne yazık ki/||/<>/> KENARA ATMAK ile/ve/sonra/ne yazık ki/||/<>/> ANLAMAK



-BİR ŞEYİ:
KISKANMAK ile/ve/değil "CANI ÇEKMEK"



-BİR ŞEYİN, "YAPILAMAZ" OLDUĞUNU SANMAK ve/||/<>/> O ŞEYİN, YAPILIRKENKİ GÜRÜLTÜSÜYLE UYANMAK



-BİR ŞEYİN/BİRİNİN, DEĞERİNİ BİLMEK ile/ve/||/<>/< KENDİ DEĞERİNİ BİLMEK

( Kendi değerimizi bilmezsek, başkası hiçbir zaman, zemin ve koşulda bilmez. )


-BİR ŞEYLE İLGİLENMEK ile/ve BİR ŞEYLE UĞRAŞMAK



-BİR YANLIŞI:
"BİLEREK YAPMAK"
ile/değil/yerine/><
BİLMEDEN YAPMAK

( Belirleyici olan, bulunç/vicdandır. )


-BİR YERE ULAŞMAK ile/değil/yerine BULUNDUĞUN YERDE KALMAMAK



-BİR YERLİ OLMAK ile/ve/değil/yerine YAŞADIĞI/YAŞAMAK İSTEDİĞİ YERLİ OLMAK(YERE AİT OLMAK)

( Tanışmalarda da ikincil/üçüncül[/ya da yeri kaçıncı sıradaysa] konulardandır. Kişinin zihnindeki, coğrafî ve kültürel arkatasarla/geçmişle ve kabulle ilgili bir durumdur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. Nerelisin sorusu da sorulmaması gereken sorulardandır. "Nerelisin?" yerine "Nerede yaşıyorsun?" sorusu daha anlamlıdır. İletişim ve paylaşımlarda kişinin yaşadığı ya da yaşamak istediği yeri düşünmesi ve o düşündüğü yerle özdeşleşmesi ve buna göre beyanda bulunma olanağı/fırsatı verilmelidir. )


-BİR-LİK ile BİRLİK



-BİR-LİK ile BİRLİK



-BİR:
[hem/ne] TEK hem de/ne de ÇİFT



-BİR'DEN BAŞLAMAK ve/||/<>/> BİRDEN BİRE BULMAK



-BİR'DEN/BİRDEN DOĞMA ve ŞEKK'SİZ-ŞÜPHESİZLİK



-BİR(1) TANE ile/değil TEK



-BİR/KAÇ KONUYU/SORUNU:
AÇMAK/AÇMAYA ÇALIŞMAK ile/ve/||/<>/> AŞMAK/AŞMAYA ÇALIŞMAK



-BİR/LİK ve/+ ÇOK/LUK | ve/||/<>/> TÜMEL/LİK



-BİR/LİK ile/ve BELİRLİLİK



-BİR/LİK ile/ve ÇOK/LUK



-BİR/LİK ile ÖZDEŞ/LİK



-BİR ile/ve/değil/<> BİRİCİK

( Vahid. İLE/VE/DEĞİL/<> Ahad. )


-BİR ile/ve/||/<> BİRLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK

( Allah. İLE/VE/||/<> Evren. İLE/VE/||/<> İnsan. )


-BİR ile/ve/||/<> BİRLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK

( The god. VS./AND/||/<> The universe. VS./AND/||/<> The human. )


-BİR ile BİRLİK ile BÜTÜNLÜK



-BİR ile/ve/> ÇOK



-BİR ile DENK



-BİR ile/ve ÖRNEK



-BİR ile/ve TEK



-BIRAKMAK ile/ve "SALMAK"



-BIRAKMAK ile/ve/değil AŞMAK



-BIRAKMAK ile AYIRMAK



-BIRAKMAK ile/ve İZİN VERMEK



-BIRAKMAK ile SALMAK



-BIRAKMAK ile TERK ETMEK



-BIRAKMAK ile/ve/değil UNUTMAK



-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Mutlu olmak için herhangi bir şeye bağımlı olmak, çaresizliğin son aşamasıdır. )


-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Herhangi bir şeye karşı artık bağımlı olmadığınızda, payınıza düşeni yapmışsınız demektir. )


-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Zihnimizi, içiyle dışıyla bilmedikçe, bağımlılıklar bizi terk etmeyecektir. )


-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Bağımlılıklarımızdan vazgeçelim. Vazgeçmemiz gereken başka hiçbir şey yoktur. )


-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Bilincine varmadığınız bir şeyi, terk edemezsiniz. )


-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Alışkanlık ve ihtiras, kör eder ve yanlışa götürür. )


-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Alışkanlık! Gereklilik değil! )


-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( SİGARAYI: "BIRAKTIM!" değil/yerine "İÇMİYORUM" ya da "İÇMEMEYİ YEĞLİYORUM/TERCİH EDİYORUM!" )


-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Mücadelemiz içenlerle değil maddeyle!
Koruyup kolladığımız, kişiler; kovduğumuz, o sinsi madde!...
Davetimiz, sağlıklı olmak; kabul etmediğimiz, sararmak...
Çözümlerimiz, herkes için; çaresi "Hayır!"da...
Herkes için hayırlı olan, hayırsızı yakmamakta... )


-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Not necessary! It's habit/addiction. )


-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( FEEL FREE TO SAY NO! )


-BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Dependence on anything for happiness is utter misery.
When you are no longer attached to anything, you have done your share.
Attachments are in the mind and will not leave you until you know your mind in and out.
Give up your addictions. There is nothing else to give up.
You cannot leave if you don't aware of it.
Habit/addiction and passion makes blind and takes to the false.
"I PREFER, NOT TO SMOKE" instead of "QUIT SMOKING/CIGARETTE" )


-BIRAKMAK ile YERİNE KOYMAK



-BİRARADALIK ile/ve ARDIŞIKLIK

( Mekân, geometri. İLE/VE Aritmetik. )


-BİRARADALIK ile/ve/<> BÜTÜNSELLİK



-BİRARAYA GETİRMEK ile/ve BİRARADA TUTMAK



-BİRBİRİMİZİ:
[ya] TAMAMLAYAMAMAK ile/ve/ya da/<>/< TAM ANLAYAMAMAK



-BİRBİRİNDEN AYIRDETMEK değil BİRBİRİNDEN AYIRMAK ya da [sadece] AYIRDETMEK



-BİRBİRİNE DÖNÜŞEMEME/DÖNÜŞEMEYEN ile İLİŞKİSİZ/LİK



-BİRBİRİNİ ETKİLEMEK ile/ve BİRBİRİNİ TAMAMLAMAK



-BİRBİRİNİ:
BİLMEK ile/ve/<>/değil/yerine ANLAMAK

( Dinlemeyi/görmeyi/okumayı gerektirir. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Tanışmayı gerektirir. )


-BİRÇOK ile BİRKAÇ

( Üçten fazla. İLE İkiden fazla. )


-BİRÇOK ile ÇOĞU



-BİREŞİM'DE/TEVHİD'DE:
ŞAHSİYET ile/ve BENLİK ile/ve AŞK ile/ve MÂNÂ ile/ve KURBİYET/VUSLAT

( Kendi benliğin/varoluşun da içinde olmak üzere, onun huzurunda, hiçbir şeyin varoluş iddiası olamaz. [Bunu, bu biçimde bilmektir ŞAHSİYET] İLE/VE/> Bunu, böyle düşünmeden, tevhide erdiğini zannetmeye BENLİK. İLE/VE/> Kişiyi, benlikten soyan çekime/cazibeye AŞK. İLE/VE/> Aşkla birlikte, varoluşundan da geçerek aslolan hakikate kavuşmasına MÂNÂ. İLE/VE/> Mânâya kavuşmakla birlikte, o mânânın sahibiyle yakınlaşmaya da KURBİYET/VUSLAT denilir. )


-BİREŞİM(TEVHİD) ve/||/<>/>/< KUŞKUDAN KURTULMAK



-BİREŞİM/TEVHİD:
SEVGİLİNİ, HERŞEYDE/HER YERDE GÖRMEK değil/yerine HERŞEYDE/HER YERDE, SEVDİĞİNİ ANIMSAMAK

( Bir yâr için ağyâra minnet ettiğim ayıb eyleme
Bağ-ı bân bir gül için bin hâra[dikene] hizmetkâr olur )


-BİREŞİM/TEVHİD ile/ve/||/<> CÖMERTLİK/SELEK



-BİREŞİM/TEVHİD ve/||/<>/>/< KENDİNDEN RÂZI OLMAK



-BİREŞİM/TEVHİD ve/||/<>/> SEVDİĞİNİ ÖZLEMEK



-BİREY/KİŞİ < TÜZE/HUKUK



-BİREY ile/ve/<> BİREYSELLİK

( Topluma ve tanrıya atıfta bulunmadan yaşayabilen. İLE/VE/<> ... )


-BİREYSEL/LİK ile/ve/<>/> YALNIZ/LIK



-BİREYSELLİK ile BİREYLİK



-BİREYSELLİK ve/<>/>/< EDEB

( Yalnız kalmayı da göze alabilmek. VE/<>/>/< Yapmamayı öncelleyebilmek ve tercih edebilmek. )


-BİREYSELLİK ve/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( Bireyselliğin olgunluğu/kemâli, yüklenilmiş ya da beklentili gerekçesi olmayan yeğlemedir/tercihtir. )


-BİRİCİK/LİK ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK



-BİRİCİK/LİK ile/ve/<> FARKLI/LIK



-BİRİCİK/LİK ile/ve/<> PAYLAŞILAMAZ/LIK



-BİRİCİK ile/ve AYRIK/KURALDIŞI

( Mâhiyetten, istisnâ olmaz![Ancak fertler istisnâ kılınabilir.] )


-BİRİCİKLİK ve BİRİCİKLİĞE SAYGI GÖSTERMEK/DUYMAK



-BİRİK(TİR)MEK ile/ve/||/<>/> YIĞ(IL)MAK



-BİRİKTİRMEK ile/ve/||/<>/> DAĞITMAK/ATMAK/VAZGEÇMEK



-BİRİKTİRMEK ile/ve/||/<> DOLDURMAK

( Nesnelerde. İLE/VE/||/<> Nesne ve sıvılarda. )


-BİRİKTİRMEK ile SAKLAMAK



-BİRİKTİRMEK ile TOPLAMAK

( Ha bir kuru emektir.
"Biriktir de biriktir." )


-BİRİM ile/ve/||/<>/> ARD ARDALIK



-BİRİNCİ[1.] ile/ve/değil İLK



-BİRİNCİLİK ile YENMEK

( Çokluda. İLE İkilide. )


-BİRİNDEN VAZGEÇMEK ile/ve/değil/yerine/>< BİRİNİ AFFETMEK

( Hiçbir zaman affedemeyeceğimizi zannettiğimizde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Hiçbir zaman vazgeçemeyeceğimizi anladığımızda. )


-BİRİNE ÇARPMAK ile/ne yazık ki BİRİNİ "ÇARPMAK"

( ... İLE/NE YAZIK Kİ Yankesicilik, üçkâğıtçılık, hırsızlık. )


-BİRİNE ÇARPMAK ile/ne yazık ki BİRİNİ "ÇARPMAK"

( İstemeden, kazayla. İLE/NE YAZIK Kİ Amaçlı, planlı. )


-BİRİNE, BİR ŞEY(LER)İ:
LÜTÛF ETMEK değil/yerine/>< (O) KİŞİNİN DEĞERİNİ BİLEREK, BİR ŞEY(LER)İ PAYLAŞMAK



-BİRİNE:
2 KEZ (VE ÜZERİ) BAKMAK ile/ve/değil/yerine 1 KEZ BAKMAK



-BİRİNE:
2 KEZ (VE ÜZERİ) BAKMAK değil/>< 1 KEZ BAKMAK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


-BİRİNE:
UZUN UZUN BAKMAK ile SIK SIK BAKMAK

( Belirli/kısa bir süreden sonrası rahatsız edicidir. İLE Rahatsız etmeyecek kadar/biçimde, belirli aralıklarla takipte olmak. )


-BİRİNİ BULMAK ile/ve/değil/yerine BİRBİRİNİ BULMAK



-BİRİNİ SEVMEK ile/ve/değil/||/<>/< KENDİNİ SEVMEK



-BİRİNİ:
TANIMAK ile GÖZÜNÜ AYIR(A)MAMAK



-BİRİNİ:
YOLDA BIRAKMAK ile
YOLUNDA BIRAKMAK/İNDİRMEK



-BİRİNİN:
"EŞİ/SEVGİLİSİ/DOSTU/ARKADAŞI/KARDEŞİ VS." OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< (SADECE VE YETERİNCE) SEVİYOR(/SEVGİNİ GÖSTERİYOR/YAŞIYOR/YAŞATIYOR) OLMAK

( [ne yazık ki] "Yetersiz" gelebilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Herşey için yeterlidir. )


-BİRKAÇ "BİR ŞEY" SÖYLEMEK/AÇIKLAMAK/PAYLAŞMAK değil BİRKAÇ ŞEY SÖYLEMEK/AÇIKLAMAK/PAYLAŞMAK ya da BİR ŞEY SÖYLEMEK/AÇIKLAMAK/PAYLAŞMAK



-BİRLEŞ(TİR)MEK ile/ve/değil/||/<> KAVUŞ(TUR)MAK



-BİRLEŞİK ARAP EMİRLİĞİ'NDE:
SHARJAH ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖTEKİ ALTI EMİRLİK

( En sert İslâmî/şerî kuralların uygulandığı emirlik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> ... )


-BİRLEŞİK PETALLİ KOROLLA, GAMOPETAL KOROLLA, SİNPETAL KOROLLA = TÜVEYC-İ ÂHÂDÎYÜ'L-VARAK = COROLLE MONOPÉTALE, COROLLE GAMOPÉTALE



-BİRLEŞİK SEPALLİ KALİKS, GAMOSEPAL KALİKS, SİNSEPAL KALİKS = KE'S-İ ÂHÂDÎYÜ'L-VARAK = CALYCE MONOSÉPALE, CALICE GAMOSÉPALE



-BİRLEŞİK/BİLEŞİK ile/ve/değil BİTİŞİK



-BİRLEŞİK ile/değil BİLEŞİK



-BİRLEŞMEK ile/ve BİRLİĞİ SÜRDÜRMEK ile/ve BİRLİKTE ÇALIŞMAK

( Başlangıç. İLE/VE Gelişme. İLE/VE Başarı. )


-BİRLEŞMEK ile/ve BİRLİĞİ SÜRDÜRMEK ile/ve BİRLİKTE ÇALIŞMAK

( Kervan gider, sen kalma geri! )


-BİRLEŞTİRME ile/değil BİRLİK



-BİRLEŞTİRMEK ile BULUŞTURMAK



-BİRLEŞTİRMEK ile BÜTÜNLEŞTİRMEK

( Bütünleşme gereksinimini anlayın! )


-BİRLEŞTİRMEK ile BÜTÜNLEŞTİRMEK

( Durumda eksik olan, birleştirici bir güçtür. )


-BİRLEŞTİRMEK ile/ve ÖZDEŞLEŞTİRMEK



-BİRLEŞTİRMEK ile TAMAMLAMAK



-BİRLİK ile/ve/değil/yerine AŞILMIŞ BİRLİK



-BİRLİK ile/ve AYRIM



-BİRLİK ile/ve AYRIMLI BİRLİK



-BİRLİK ile/ve BEREKET



-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Harekete bakıp dinginliği, dinginlikte hareketi anlamak, birliktir. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( En küçük bir şey için tüm evren katkıda bulunur. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Birlik, özgürleştirir; özgürlük, birleştirir. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( "Ben gövdeyim" düşüncesini yok edersek iç ve dış, bir olacaktır. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Duvarın ve onun iki tarafının da "burası" ya da "orası" gibi tanımlanamayacak tek bir alan olduğu idrak edilmeli. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Bir durum tanınıp anlaşıldığı anda, olaylar uygun karşılığı vermek üzere harekete geçecektir. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Ayrılık ve görünümlerin bir ve bütün olduğunu kavramak için aklın sakinleştirilmesi ve dinginlik kazanması gereklidir. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( "Anlaşılmış olanlar"ın bütünlüğü (toplamı), bizim "nesne" dediğimizdir. Anlayanların bütünlüğü ise "evrensel zihin" dediğimizdir. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Kişisel gövdeniz bir parçadır ki onun içinde bütün harikülâde bir biçimde yansımaktadır. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Hareket eden'in içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Mutlak bütünlüğün değişmezliği! )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Doğruluk ve eylemin birliği! )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( HOLOGRAFİ[Yun. < HOLON]: Evren, üç boyutlu olan, bütünlük. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Toprağın üstündeki su, birliği simgeler. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Balıkların Stratejisi )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Unity liberates. Freedom unites. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( BÜTÜNLÜK: Kişinin kurtuluşu. )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( The entire universe contributes to the least thing.
Realise that the wall and both sides of it are one single space, to which no idea like 'here' or 'there' applies.
A situation has been cognised, events will move in adequate response.
The totality of the perceived is what you call "matter". The totality of all perceivers is what you call the "universal mind".
Your personal body is a part in which the whole is wonderfully reflected.
The immutability of absolute! )


-BİRLİK ile/ve BÜTÜNLÜK

( Bir'likten söz etmeyi ertele! Sen, henüz, hiç yerle bir olmamışsın. )


-BİRLİK ile/ve/<> BÜTÜNSELLİK



-BİRLİK ile/ve ÇELİŞİK BİRLİK



-BİRLİK ile/ve CEZBE



-BİRLİK ile/ve ÇIKAR BİRLİĞİ



-BİRLİK ile/ve/||/<>/>/< DENGE



-BİRLİK ile DONUKLUK



-BİRLİK ve DÜZEN ve KURALLILIK



-BİRLİK ile/ve FARK/LAR, FURKAN

( İçte. İLE/VE Dışta. )


-BİRLİK ile/ve FARKLAR

( Birlik altında olmayanlar, ayırd edilemez. )


-BİRLİK ile/ve FARKLILIK



-BİRLİK ile/ve KAVRAMSALLIK



-BİRLİK ve/||/<> NOKTA ve/||/<> AN ve/||/<> AŞK

( Varlığın ilkesi/zirvesi. VE/||/<> Mekânın ilkesi/zirvesi. VE/||/<> Zamanın ilkesi/zirvesi. VE/||/<> Göreliliğin ilkesi/zirvesi. )


-BİRLİK ile ÖZDEŞLİK



-BİRLİK ile/ve/<> ÖZGÜRLÜK

( Birlik özgürleştirir, özgürlük birleştirir. )


-BİRLİK ile/ve/<> ÖZGÜRLÜK

( Unity liberates. Freedom unites. )


-BİRLİK ile/ve/<> SINIR/HADD/DEN



-BİRLİK ile/ve SÜREKLİLİK



-BİRLİK ile/ve UYUM

( Uyum, her zaman güçlüdür ve arıdır. )


-BİRLİK ile/ve UYUM

( Uyum, her yanı kaplar ve onun huzuru asla bozulmaz; bu sükûn ve sessizlik gövdendir. )


-BİRLİK ile/ve UYUM

( Her şeyden çok iç huzuruna gereksiniminiz var - ki bu iç ve dış arasındaki uyumu gerektirir. )


-BİRLİK ile/ve UYUM

( Sevgi ve bilgelikle yarattığınız ve yarattıklarınıza bağımlı olmadığınız zaman, sonuç, barış ve uyumdur. )


-BİRLİK = VAHDET = UNITY[İng.] = UNITÉ[Fr.] = EINHEIT[Alm.] = UNITAS< UNUS[Lat.] = UNIDAD[İsp.]



-BİRLİKTE EVE ...
"GELİYORDUK" değil GİDİYORDUK/DÖNÜYORDUK



-BİRLİKTE HAREKET ETMEK ile/ve BİRLİKTE OLMAK

( Trinidad Tobago'nun ambleminde, "Birlikte Hareket Edersek Başarırız!" yazmaktadır. )


-BİRLİKTE:
GÜLMEK ile/ve/<> AĞLAMAK ile/ve/<> SUSMAK

( Mutluluktur. İLE/VE/<> Dostluktur. İLE/VE/<> Aşktır. )


-BİRLİKTE:
YAŞAMAK ve/||/<>/> YAŞLANMAK



-BİRLİKTE/LİK ile/ve BASKIN/LIK



-BİRLİKTE/LİK ile/ve BERABER/LİK

( Zihinsel/düşünsel. İLE/VE Mekansal/fiziksel. )


-BİRLİKTE/LİK ile/ve BERABER/LİK

( Dikey. İLE/VE Yatay. )


-BİRLİKTELİK ile/ve/||/<> KARŞILIKLILIK



-BİRŞEYLERİ:
ERTELEMEK ile/değil/yerine/>< ÖNCELLEMEK



-BİSİKLET BİNMEK değil BİSİKLETE BİNMEK



-BİSİKLET ve/<> ARKADAŞLIK



-BİSİKLET ve/<> AŞK



-BİSİKLET ve/<> BİLGELİK



-BİSİKLET ve/<> BİRLİK



-BİSİKLET ve/<> BÜTÜNLÜK



-BİSİKLET ve/<> DESTEK



-BİSİKLET ve/<> DOĞALLIK



-BİSİKLET ve/<> DOSTLUK



-BİSİKLET ve/<> ENGELSİZLİK



-BİSİKLET ve/<> FARKINDALIK



-BİSİKLET ve/<> GELECEK



-BİSİKLET ve/<> HAFİFLİK



-BİSİKLET ve/<> İŞLEV/SELLİK



-BİSİKLET ve KASK



-BİSİKLET ve/<> MATEMATİK



-BİSİKLET ve/<> MUTLULUK



-BİSİKLET ve/<> MÜZİK



-BİSİKLET ve/<> ÖNCELİK



-BİSİKLET ve/<> ÖZGÜRLÜK



-BİSİKLET ve/<> RAHATLIK



-BİSİKLET ve/<> SAĞLIK



-BİSİKLET ve/<> SÜREKLİLİK



-BİSİKLET ve/<> TAŞIMACILIK



-BİSİKLETTE:
(DAHA FAZLA) GÖRÜNÜRLÜK ile/ve/||/<>/> (DAHA YÜKSEK) GÜVENLİK



-BİSİKLETTE:
ELCİĞİ/GİDONU TUTARAK ve ELLERİ BIRAKARAK



-BİSİKLETTE:
HAFİFLİK ve/<> AERODİNAMİZM

( İlgili yazı için burayı tıklayınız... )


-BİSİKLETTE:
KASK ve YARIŞÇI/SPORCU/HIZ KASKI



-BİSİKLETTE:
PAÇALARI ÇORAP İÇİNE SOKMAK ile/ve/yerine (FOSFORLU) PAÇALIK



-BİSİKLETTE:
YEDEK İÇ LASTİK ve POMPA ve ALET TAKIMI

( Olmazsa olmazlardan. )


-BİT ile/ve/<>/< YAVŞAK

( ... İLE/VE/<>/< Bit yavrusu. )


-BİTEK ile BİTELGE

( Bol ve iyi bitki yetiştiren, verimli toprak. İLE Toprağın bitki yetiştirme gücü. )


-BİTİK ile BATIK



-BİTİK ile/ve/değil/yerine/||/<> YİTİK



-BİTİMLİ/LİK ile/ve/<> BİTİMLİLİĞİNDE(Kİ) BİTİMSİZ/LİK

( İnsan dışındaki her şey/kavram/olgu/durum. İLE/VE/<> İnsan. )


-BİTİRMEK ile "BAĞLAMAK"



-BİTİRMEK ile "HALLETMEK"



-BİTİRMEK ile "NOKTALAMAK"



-BİTİRMEK ile KAPATMAK



-BİTİRMEK yerine NİHAYETE ERDİRMEK



-BİTİRMEK yerine NİHAYETE ERDİRMEK



-BİTİRMEK ile SONLANDIRMAK



-BİTİRMEK ile/değil/yerine TAMAMLAMAK

( Yapılan birçok işte/ilişkilerde, "bitirmek" yerine "tamamlamış/tamamlanmış" olduğu düşüncesi/sözcüğü çok daha yerindedir. )


-BİTİRMEK yerine TAMAMLAMAK



-BİTİRMEK ile TÜKETMEK



-BİTİRMEK ile/ve/>< YİTİRMEK



-BİTİŞİK/LİK ile ARASIZ/LIK



-BİTİŞİK/LİK ile/ve/||/<> ÖNSEL/LİK



-BİTİŞİK ile BİTİŞKEN

( Birbirine dokunacak kadar yakınlaşmış ya da yan yana olan. | Yandaki ev, komşu. | Yan, yandaki. İLE Sözcük üretim ve çekiminde ekler getirilirken, kökü ya da gövdesi değişikliğe uğramayan dil. )


-BİTİŞİK ile/ve İLİŞİK



-BİTKİ SAPI, SAK ile YAPRAK SAPI

( STALK ile PETIOL )


-BİTKİ SAPI, SAK ile YAPRAK SAPI

( SESİL: Sapsız. )


-BİTKİBİLİM = BOTANİK = BOTANIQUE



-BİTKİLER = NEBÂTÂT = BOTANİK = BOTANIQUE



-BİTMEK ile/ve/||/<> BATMAK



-BİTMEK ile BİTMEK

( Tükenmek. İLE Yeşermek.[Bitki] )


-BİTMEK ile TERLEMEK

( Kılların çıkması. İLE Bıyığın/sakalın, yeni yeni çıkmaya başlaması. )


-BİTMEMİŞLİK GÖRÜNÜŞÜ ile BİTMİŞLİK

( IMPERFECTIVE ASPECT vs. PERFECTIVE ASPECT )


-BİTRİK ile BİTRİK[Argu]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bızır/klitoris. İLE Fıstık. )


-BIYIK ile PİSBIYIK

( .. İLE Kılları gür olmayan ve biçime girmeyen bıyık. )


-BIYIK ile POS (BIYIK)

( ... İLE Gür ve uzun. )


-BIYIKLARDA:
BURMA ile NEVHAT ile GAYTAN ile YOLUK ile KIRPIK ile PIRASA ile YASTIKLI

( ÇÂR-DARB[Fars.]: Dört darp. Kalenderîlerin arasında sakal, bıyık, kirpik ve kaş yerine kullanılan bir deyimdir. )


-BİYOKİMYA ile BİYOKİMYASAL/BİYOŞİMİK

( Dirimlilerin kimyasal süreçleri. İLE Dirimlilerin kimyasal süreçleriyle ilgili. )


-BİYOLOJİ/K değil/yerine/= DİRİMBİLİM/SEL



-BİYOLOJİ ile/ve FİZİK

( Canlı bilimi. İLE/VE Matematik diliyle yapılan iletişim. )


-BİYOLOJİ ile/ve FİZİK

( ... İLE/VE Temek/taşıyıcı bilim. )


-BİYOLOJİ ile/ve FİZİK

( Modern Fizik ve Felsefe )


-BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK ile SOYU TÜKENMEKTE OLAN TÜRLER

( Dünyadaki tüm canlı türlerinin çeşitliliği. İLE Doğada doğal yaşam alanlarında var oluşunu sürdürebilecek kadar az sayıda kalan ve yakın gelecekte yok olma riski altında olan türleri tanımlar. )


-BİYOLOJİK değil/yerine/= DİRİMSEL



-BİYOMEKANİK ile BİYOMATERYAL

( Canlı düzenlerin mekanik özelliklerini inceleyen bir bilim dalı. İLE Canlı dokularda ve tıbbi implantlarda kullanılan nesneler. Bu iki dalın kesiştiği noktada, yeni implantlar ve protez tasarımları geliştirilmekte ve insan hareketinin mekanikleri araştırılmaktadır. )


-BİYOMÜHENDİSLİK ile SENTETİK BİYOLOJİ

( Canlı düzenleri ve biyolojik molekülleri mühendislik ilkelerini kullanarak tasarlama ve modifiye etme bilimi. İLE Yeni biyolojik düzenler ve işlevler yaratmak için doğal ve yapay bileşenleri birleştiren bir alt dal. )


-BİYOSANTRİK değil/yerine/= DİRİMÖZEKÇİ



-BİYOSENTRİZM değil/yerine/= DİRİMÖZEKÇİLİK



-BİYOSİD/AL ile BAKTERİ(Y)OSTATİK ile BAKTERİSİD(AL)

( Canlı öldürücü. İLE Bakteri durdurucu. İLE Bakteri öldürücü. )


-BİYOTEKNOLOJİ ile BİYOETİK

( Canlıları ve biyolojik süreçleri kullanarak ürünler ve hizmetler üreten bir bilim dalı. İLE Biyoteknolojinin etik boyutlarını inceleyen bir alan. Biyoteknolojinin insan, hayvan ve çevre üzerindeki olası etkileri üzerine etik sorulara odaklanır. )


-BİYOTEKNOLOJİ ile GENETİK MÜHENDİSLİK

( Dirimbilimsel düzenleri ve organizmaları kullanarak ürünler geliştirme bilimi. İLE Genlerin doğrudan manipülasyonu ile yeni özellikler kazandırma bilimi. )


-BİZSİ YAPRAK = VARAK-I MIHSAFÎ = FEUILLE SUBULÉE



-BLOK ile BLOKAJ ile BLOKE ETMEK ile BLOKER/BLOKÖR

( Engel, durma, bina. İLE Durdurma, tıkanma, tıkanıklık. İLE Durdurmak. İLE Durdurucu, engelleyici. )


-BLOK ile/||/<> BLOKE ile/||/<> BLOKER ile/||/<> BLOKAJ

( Engel. | Durma | Kalıp. İLE/VE/|| Engellenmiş. İLE/VE/|| Engelleyici. İLE/VE/|| Engel/leme. )


-BLOKLAMAK değil/yerine/= ENGELLEMEK



-BLUETOOTH'TA:
GFSK ile/ve/||/<> FHSS ile/ve/||/<> ISM

( Gauss Tipi Frekans Kayma Modeli. İLE/VE/||/<> Frekans Atlamalı Yayılmış Spektrum. İLE/VE/||/<> Endüstriyel Bilimsel Medikal Radyo Bandı. )


-BLUETOOTH'TA:
GFSK ile/ve/||/<> FHSS ile/ve/||/<> ISM

( Taşıma modülasyonu. İLE/VE/||/<> Radyo frekansı iletişim modülasyonu. İLE/VE/||/<> Veri alışverişi.[2.4 GHz frekanks bandında][lisans gerektirmez] )


-BÖBREK:
İKİ ile/ve/||/<> TEK



-BÖBREK ve/<> HAVUZCUK

( ... VE/<> Sidikborularının böbrekle birleştikleri yerde, huni biçimindeki genişlik. )


-BÖBREKSİ YAPRAK = VARAK-I KİLYEVÎ = FEUILLE OBLONGUE



-BÖBÜRLENME değil/yerine/>< KENDİNİN/KİŞİNİN/İNSAN(IN) DEĞERİ(Nİ) BİLMEK, ONUR/GURUR DUYMAK



-BÖBÜRLENMEK ve/||/<> HORULDAMAK

( Gündüz. VE/||/<> Gece. )


-BÖBÜRLENMEK ve/||/<> HORULDAMAK

( "Uyanıkken". VE/||/<> Uyurken. )


-BOCALAMAK ile/ve SAÇMALAMAK



-BÖCEK ile BENEKLİ, KIZIL BÖCEK

( ... İLE Ural ormanlarında yaşarlar. )


-BÖCEK ile ÇAM KESE BÖCEĞİ



-BÖCEK ile DALGIÇBÖCEĞİ



-BÖCEK ile DEV SU BÖCEĞİ

( )


-BÖCEK ile FLATET BÖCEĞİ

( ... İLE Madagaskar'daki Baobab ağaçlarında yaşarlar. )


-BÖCEK ile GERGEDANBÖCEĞİ

( ... İLE 4 cm.'ye yakın boyda, erillerinde, sert bir boynuz bulunan ve kurtçuk evresini, ağaç kökü kemirerek geçiren, kınkanatlı böcek. )


-BÖCEK ile GEYİKBÖCEĞİ

( ... İLE Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleriyle, orman ve tarım ağaçlarını kemirerek beslenen 20-60 mm. boyunda, kınkanatlı böcek. )


-BÖCEK ile GÜMÜŞÇÜN

( ... İLE Püskülkuyruklulardan, eski kitap sayfalarında, döşeme aralıklarında, şekerli maddeler ve tahta kırıntıları yiyerek yaşayan, gövdeleri küçük parlak pullarla örtülü, kanatsız böcek. )


-BÖCEK ile HERKÜL BÖCEĞİ



-BÖCEK ile HERKÜL BÖCEĞİ



-BÖCEK ile KALKAN BÖCEKLERİ

( ... İLE Birçok türü, tarım ve orman bitkilerinde asalak olarak yaşayan, kın kanatları kalkanımsı böcekler ailesi. )


-BÖCEK ile KIMIL

( ... İLE Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek ya da yiyerek ekin hastalığına yol açan, gövdesi kalkana benzeyen zararlı bir böcek. )


-BÖCEK ile KIRMIZ BÖCEĞİ

( ... İLE Zar kanatlılardan, küçük bir böcek. )


-BÖCEK ile KUDUZ/KUNDUZ BÖCEĞİ

( ... İLE Kın kanatlılardan, hekimlikte yakı yakmak için kullanılan, 2 cm. uzunluğunda, parlak yeşil renkli bir böcek. )


-BÖCEK ile KULAĞAKAÇAN

( ... İLE Düz kanatlılardan, karnında çatal biçiminde iki uzantı bulunan, meyve ve sebzelere zarar veren otçul bir böcek. )


-BÖCEK ile KÜRK BÖCEĞİ

( ... İLE Kınkanatlılardan, esmer uzun kıllı, halı, keçe gibi nesneleri kemiren bir böcek. )


-BÖCEK ile PAEDERUS

( ... İLE Türkiye'de, 6 farklı türü bulunmaktadır. )


-BÖCEK ile SEPET YILDIZI BÖCEĞİ

( )


-BÖCEK ile SUBÖCEĞİ/HİDROFİL

( Kınkanatlılardan, küçük su birikintilerinde yaşayan, 18 milimetre uzunluğunda, kahverengi bir böcek. )


-BÖCEK ile SUDA KOŞAN BÖCEĞİ



-BÖCEK ile SUİKASTÇI BÖCEK

( ... İLE İğnemsi gagaları vardır ve kendi boyundan uzun, antenleri vardır. )


-BÖCEK ile TAKLABÖCEĞİ



-BÖCEK ile TAŞBÖCEĞİ

( ... İLE Kabuğu, katır boncuğuna benzeyen bir yumuşakça. )


-BÖCEK ile TESBİH BÖCEĞİ

( Tesbih böceklerinin soluk delikleri, bacaklarındadır. )


-BÖCEK değil VETA



-BOĞA ile/ve/||/<> EŞEK ile/ve/||/<> YILAN ile/ve/||/<> BİLGİSİZ/CAHİL

( [...'ya yaklaşma!]
Ön tarafından. İLE/VE/||/<> Arka tarafından. İLE/VE/||/<> Yanından. İLE/VE/||/<> Hiçbir tarafından. )


-BOĞAZ ÜNSÜZLERİ'NDE:
H ile/ve/||/<> K ile/ve/||/<> G



-BOĞAZ ile/ve/değil EŞİK



-BOĞAZINA DİZİLMEK ile BOĞAZINDAN GEÇMEMESİ



-BOĞUK ile/ve/||/<> BOZUK



-BOĞULMAK ile/ve/||/<> BOCALAMAK



-BOĞUM ile ENDAZE[Fars.] ile İPLİK ile ÖRÜMCEKTELİ ile PARMAK

( Çubuk şeklinde bir şeyin üzerinde, çepeçevre sıkılmış ya da şişmiş gibi bir durumda bulunan yer. | İki boğum arasındaki bölüm. | Arşının 1/60'ı olan eski parmağın 2.5 katına eşit uzunluk ölçüsü. | Yağmur borusunun, bileziğe oturduğu noktadaki şişkin bölümü. İLE Ölçü. | Eskiden, değerli kumaşları ölçmekte yararlanılan, 0,6575 m. uzunluğunda bir Türk uzunluk ölçü birimi. İLE Arşının 1/60'ı olan parmağın, 1/10'una eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE İpliğin, 1/100'ü eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE Eskiden, Türk mimarlarının kullandıkları, 75,774 cm.lik arşın. )


-BÖĞÜRMEK ile ÖĞÜRMEK



-BOHEM/LİK ile/||/<> AYLAK/LIK

( Batı'da. İLE/||/<> Doğu'da. )


-BÖK ile BÖKE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşık oyununda, aşığın sırtının[daha enli olan yüzlerden çukur olan tarafının] yukarı gelmesi. İLE Büyük yılan. | Ejderha. )


-BOL BOL ile/ve ÇOK ÇOK

( Besmele. İLE/VE Fatiha Sûresi. )


-BOL EKMEK, AZ YEMEK değil/yerine (YETERİNCE) YEMEK, AZ EKMEK

( Para/olanak olmayınca. DEĞİL/YERİNE Her koşulda. )


-BOLLUK >< KITLIK

( BOLLUK-KITLIK )


-BÖLME ile BÖLÜK



-BÖLMEK ile AYIRMAK



-BÖLMEK ile/ve/değil/||/<>/< DIŞINA ÇIK(AR)MAK



-BÖLMEK ile/ve DOĞRAMAK



-BÖLMEK ile KATLAMAK



-BÖLMEK ile TOPLAMAK

( İkili. İLE Üçlü. )


-BÖLÜCÜLÜK ile/ve/||/<> !ÖTEKİLEŞTİRME



-BÖLÜK ile BÖLÜK/BELİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir tür hayvanın bir arada bulunduğu öbek. İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü, bölük, örgü. )


-BÖLÜMSELLİK ile/ve/<> GEÇİCİLİK



-BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK



-BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK



-BÖLÜNEMEZ/LİK ile/ve/değil TAHLİL EDİLEMEZ/LİK



-BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK

( Yok eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tok eder. )


-BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK

( Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Hat: Serçemeli Mustafa Necateddin el-Erzurumî (1912-1991) )


-BÖLÜNMEZLİK ve/<> NOKTA



-BOMBE değil/yerine/= ŞİŞKİNLİK/KABARIKLIK



-BOMBOK



-BONCUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNCİ

( İnciyi kuyumcuya götürmek gerek, semerciye götürürsen takar bir yere, boncuk diye. )


-BONKÖR değil/yerine/= ELİAÇIK

( NE OLUR!
Arada bir, bonkör/insan ol! )


-BOR ile/ve/<> BORİK

( ... İLE/VE/<> Bordan türeyen bir asit ve anhidrite verilen ad. )


-BORAK ile BORAKS[< Fr.]

( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu. )


-BORÇ ile ALACAK

( GARÎM[çoğ. GUREMÂ], DÂİN[Ar. < DEYN | DÜYÛN(çoğulu): Borçlar. ]: Alacaklı. )


-BORÇ ile MİNNETTARLIK



-BORÇLU OLMAK/KALMAK ile ALTTA/ALTINDA KALMAK



-BORÇLU/LUK ile/ve SORUMLU/LUK



-BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEMEK" ile/değil/yerine ÖDEYEMEMEK



-BÖREK-ÇÖREK



-BÖREK ile KATMER

( ... İLE Yağda ya da sacda pişirilen bir börek türü. | Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği. | Bir şeyi oluşturan katlardan her biri. )


-BÖREK ile SUBÖREĞİ ile KOLBÖREĞİ



-BÖREK ile/ve/değil/||/<>/< YUFKA



-BÖRK değil/yerine/= KALPAK[Tataristan'da]



-BÖRÜ/SİRHAN, DÎDÂN[< DÛD]/NEMF, ŞUFEYRE/ŞÜFEYRE, ÜŞBE[Ar.] / NYMPH[İng.] / NYMPHE[Fr.]: KURT | KURTÇUK



-BOŞ DURMAK değil/yerine KOŞTURMAK



-BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )


-BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K

( HERZE[Fars.]: Boş lakırdı, saçma. )


-BOŞ KONUŞMAK ile/değil/yerine/>< AÇIKSÖZLÜLÜK



-BOŞ SÖZ:
SÖYLEMEMEK ile/ve/değil SÖYLEME LÜKSÜ BULUNMAMA/OLMAMA



-BOŞ YER BIRAKMAK ile İŞARET/SİMGE KULLANMAK



-BOŞ ZAMANINDA GÖRÜŞMEK ile/değil GÖRÜŞMEK İÇİN ÖZEL ZAMAN YARATMAK



-BOŞA KOYSAN DOLMUYOR, DOLUYA KOYSAN OLMUYOR ile AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK



-BÖSBÜYÜK



-BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK



-BOŞLUĞUN OLMAMASI ile/ve/||/<> BİTİŞİKLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK



-BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK



-BOŞLUK ile/ve/<> ABARA

( ... İLE/VE/<> Köy evlerinin tavanlarında, iki direk arasında kalan boşluk. )


-BOŞLUK ile/ve/değil ARALIK



-BOŞLUK ile/değil/yerine AŞKIN



-BOŞLUK ile/ve/||/<>/> BAKIŞ BOŞLUĞU



-BOŞLUK ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK



-BOŞLUK ile DÜZ UZAY



-BOŞLUK ile/ve/değil EŞİK



-BOŞLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN



-BOŞLUK ile KOFUL

( ... İLE Bitki gözeleri yaşlandıkça, plazmalarında oluşan ve içi göze suyu ile dolu olan boşluk. )


-BOŞLUK ile/ve/<> KÜTLE



-BOŞLUK ile/ve/değil/||/<> MESAFE



-BOŞLUK ile/ve NÂL



-BOŞLUK ile SOKRA[Yun.]

( ... İLE Güverte döşemelerinde, iki ağacın uc uca gelmesiyle oluşan aralık. )


-BOŞLUK ile/ve/||/<> SU



-BOŞLUK ile/ve/<> VAROLAN/VARLIK



-BÖSMEK ile BÖSÜG ile BÖSGEÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dövmek. İLE Dayak. İLE Çörek. )


-BOSTAN[Fars. < BUSTAN] değil/yerine/= KAVUNLUK



-BOSTAN değil/yerine/= GÖVERİLİK



-BOTANİK değil/yerine/= BİTKİBİLİM



-BOTERO'NUN RESİMLERİNDE:
ŞİŞMAN/LIK ile/değil OYLUM/HACİM VERME

( ... İLE/DEĞİL Abartır, büyütür, genişletir. Sanatçının abartılı bakışına/tutumuna işaret eder. )


-BOY ile/ve KARAKTERİSTİK UZUNLUK

( The NCD Risk Faktörü Birliği'nin 'Yetişkin İnsanda Boy Uzunluğu Trendlerinin 100 Yılı' adlı araştırması, bir ülkede, belirli bir zamanda, bireylerin boy ortalamalarının ne olduğunu ve 100 yıl içinde bu rakamların nasıl değiştiğini ortaya çıkarmayı hedefliyor. XX. yüzyılın sonunda, en uzun erkekler [ortalama 183 cm. boy uzunluğuyla] Hollanda'da doğdu. En kısa kadınlar ise [ortalama 140 cm. boy uzunluğuyla] Guatemala'da doğdu. 1896'da en kısa ve en uzun boylu memleketlerin arasındaki fark (hem kadın, hem erkekte) 20 cm. olarak kaydedildi. Bu, yeterli beslenme ve hastalıklara yatkınlık bakımlarından çok büyük farklar anlamına geliyordu. Son 100 yılda boy uzunluklarının nasıl değiştiği de ülkeden ülkeye farklılık gösterdi. 1996 yılında doğan İran'lı erkekler, 1896'da doğanlara göre 17 cm., Güney Kore'li kadınlar 20 cm. kadar uzundu. Güney Asya ve Afrika gibi ülkelerde, bireyler, 100 yıl önce olduklarından pek farklı bir boy uzunluğunda değiller ve hatta bazı ülkelerde, bireyler, 50 yıl önce olduklarından daha kısalar. Araştırma, boy uzunluğunun farklı ülkelerde farklı miktarlarda değişmesinin nedenini anlamayı ve bu bilgiyi beslenme ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için kullanmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra, boy uzamasının daha iyi bir sağlık ve daha uzun ömür anlamına geldiği bilgisinin yaygınlaşması da amaçlanıyor. )


-BOY ile/ve KARAKTERİSTİK UZUNLUK

( )


-BOYA ile KIZILKÖK

( ... İLE Kök boyası. )


-BOYNUZ ile/ve/yerine IŞIK

( KARN )


-BOYNUZLU ENGEREK ile ARAP BOYNUZLU ENGEREK

( )


-BOYNUZU OLAN TEK GEYİK

( REN GEYİĞİ )


-BOYUN BÜKTÜRMEK değil/yerine BOYUN BÜKMEK



-BOYUN EĞMEK ile BAŞ KESMEK



-BOYUN EĞMEK ile/ve BELİRLENMEK



-BOYUN EĞMEK ile/değil DAYANÇ/SABIR ETMEK

( İNHİNA: Eğrilme, bükülme. | Baş eğme. )


-BOYUN EĞMEK ile/ve/||/<> DONUP KALMAK



-BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET



-BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET



-BOYUNBAĞI ile BOYUNLUK

( Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan, uzun, kumaş parçası. Kravat. İLE Boyuna sarılan şey, boyun sargısı. )


-BOYUNDURUK ile/ve/||/<> CENDERE



-BOYUT ile/ve/<> DERİNLİK



-BOZ/MALAZ ile/ve BOR/BORAK

( Sürülmemiş toprak. İLE/VE Ekilmemiş/işlenmemiş toprak. )


-BOZMADAN ile/ve/değil/yerine/<> KORUYARAK



-BOZMAK ile DEĞİŞTİRMEK

( Tahrife, tarif gerekmez. )


-BOZMAK ile/değil GENİŞLETMEK



-BOZMAK ile/değil KORUMAK



-BOZMAK ile ÜZMEK



-BOZUK ile BOZUK[< BÜZÜRG]

( Bozulmuş olan. | Görevini yapamaz, işlemez duruma gelmiş. | Kızgın, sıkıntılı. İLE Türk halk müziğinde kullanılan, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük, dokuz telli bir saz. )


-BOZUK ile ÇÜRÜK



-BOZUK ile SORUNLU



-BOZUKLUK ile/ve/değil HASTALIK

( Zihinsel/psikolojik. İLE/VE/DEĞİL Gövdesel/somatik. )


-BOZUKLUK ile/ve/değil HASTALIK

( Mekanikte. İLE/VE/DEĞİL Organikte. )


-BOZUKLUK ile/ve/değil HASTALIK

( Nedeni bilinmiyorsa. İLE/VE/DEĞİL Nedeni biliniyorsa. )


-BOZUKLUK ile/ve/değil HASTALIK

( Hastalanmamak en büyük hastalıktır. )


-BOZUKLUK ile/ve/değil HASTALIK

( Uzun sürmeyen hastalıkların değerini bilmek gerek. )


-BOZUKLUK ile/ve/ya da/||/<> İŞLEVSİZLİK



-BOZUKLUK ile/ve/değil/||/<>/< RAHATSIZLIK



-BREAK vs. BRAKE

( Ara (vermek). İLE Fren (yapmak). )


-BRİT değil/yerine/= YAPIŞIKLIK



-BU DA VAR ile/ve/||/<>/> YOK ARTIK



-BU DÜNYADA OLMAK ile/ve/değil/yerine BU DÜNYADAN OLMAMAK



-BUDAK

( NODE )


-BÜĞELEK

( Sığırları ısıran sinek. )


-BUĞRA/CEMEL/BAÎR/LÖK ile/ve/||/<> MAYA

( Eril deve. | Damızlık deve. İLE/VE/||/<> Dişil deve. )


-BUĞRA/CEMEL/BAÎR/LÖK ile/ve/||/<> MAYA

( ECMÂL[< ECMEL]: Eril develer. )


-BUĞRA/CEMEL/BAÎR/LÖK ile/ve/||/<> MAYA

( LÖK: Yedi yaş üstü deve. [Lök gibi oturmak.] )


-BÜK(ÜL)MEK ile BURK(UL)MAK



-BÜK(ÜL)MEK ile EĞ(İL)MEK



-BÜK ile BÜK[Argu]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Fundalık. İLE Köşe. )


-BÜKE ile/||/<> BÜK

( Yöresi ormanlık yüksek ve çıplak tepe. İLE/||/<> Sık çalılık, fundalık. )


-BÜKMEK ile BURMAK



-BÜKMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DÖNÜŞTÜRMEK



-BÜKMEK ile/ve/<> DÜRMEK



-BULANIK MANTIK değil BULANIĞIN MANTIĞI



-BULANIK ile/ve/||/<> KARIŞIK



-BULANIKLIK ile/||/<>/> APROSEKSİ[Fr.]

( ... İLE/||/<>/> Dikkati yoğunlaştıramama zihin bulanıklığı gibi sayrılık belirtilerinin tümü. )


-BULANMAK ile/||/<>/> BULAŞMAK



-BULAŞMAK ile/ve ULAŞMAK



-BULAŞTIRMAK ile YAYMAK



-BULGUR ile FİRİK



-BULGUR ile HEDİK

( ... İLE Kaynatılmış buğday/bulgur. )


-BULMAK :/ile/ve/değil/>/|| BİLDİĞİNLE BULUŞMAK



-BULMAK ile/ve TESPİT ETMEK



-BULMAK ile/ve/<> UYANMAK



-BULMAK ile/ve UYANMAK



-BULMAK ile YAKALAMAK



-BÜLUĞ değil/yerine/= ERGENLİK/ERİNLİK/YENİYETMELİK



-BÜLUĞA ERMEK değil/yerine/= ERGEN/ERİN OLMAK



-BÜLÛĞA ERMEK ile/değil RÜŞTÜNÜ İSPAT ETMEK



-BULUNCU(VİCDANI), TATMİN ETMEK ile/ve/||/<> AKLI, İKNÂ ETMEK



-BULUNDUĞUN YER ile/ve/değil EŞİK



-BULUP BULUŞTURMAK



-BULUŞARAK, ANLAŞMAK ile/ve/||/<> ANLAŞARAK, BULUŞMAK



-BULUŞMA ile/ve/değil EŞİK



-BULUŞMAK ile/ve ÖZDEŞLEŞMEK



-BULUŞMAK ile/ve UYUŞMAK



-BULUŞMAK ile/ve UZLAŞMAK



-BUNA BAĞLI OLARAK ile DOLAYISIYLA



-BUNALIM ile/ve DUYARSIZLIK



-BUNALIM ve/> KÖTÜLÜK



-BUNALTI ile/ve DUYARLILIK



-BÜNBEK/BENBEK ile KADIRGA BALIĞI

( Kadırga balığı denilen bir tür deniz canlısı. )


-BUNLARIN DIŞINDA ile ARTI OLARAK



-BUNU DA İTİRAF ETMEK GEREK ile/değil BUNU DA İFADE ETMEK GEREK



-BURÂK

( HZ. MUHAMMED'İN MÎRAÇ'TA BİNDİĞİ AT )


-BURÂK

( ŞİMŞEK [IŞIK HIZINDA] )


-BURAK ve/> CEBRAİL ve/> REFREF/REF Ü REF(KALDIR VE KALDIR)

( Gövdenin bineği. VE/> Akıl bineği. VE/> Aşk. )


-BURAK ile/ve DÜLDÜL

( BURAK: İnsanı, imana yaklaştıran amellere sevk eden. )


-BURÇAK ile HÜRLE

( ... İLE Bir cins burçak. )


-BÜRÇEK ile PERÇEM
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İnsan perçemi. İLE Atın perçemi, yelesi ya da kuyruk tüyü. )


-BURGULU KAZIK ile ÇAKMA KAZIK ile FORE KAZIK ile KUM KAZIK ile MİNİ KAZIK ile SÜRTÜNME/ADERANS KAZIĞI

( Ucundaki burgu aracılığıyla burularak yere sokulan kazık. İLE Bir şahmerdan ile başına vurularak yere çakılan, ucu çelik çarıklı kazık. İLE Zemine çakılan bir kılıf borusunun içindeki toprağı boşaltıp çelik donatı indirdikten sonra yerinde beton dökülerek yapılan kazık.[Beton döküldükçe, kılıf, yukarıya çekilir.] İLE Çok çürük zeminlerde, delinen zemine kum doldurarak yapılan bir çeşit kazık. İLE Geçici toprak işleri için kullanılan, çapı 25 cm. kadar olan ve yanyana çakılarak ya da açılan deliklere beton dökülerek uygulanan kısa boylu kazıklara verilen ad. İLE Sağlam zemine ulaşılması olanaksız durumlarda, beton dökülerek yapılan ve yanlarak sürtünerek duran kazık. )


-BURKA/BÜRKA'[Ar.] değil/yerine/= YAŞMAK

( Peçe, tül, yaşmak, yüzörtüsü. )


-BURN-OUT değil/yerine/= TÜKENMİŞLİK



-BURNU BÜYÜK/LÜK ile/değil/yerine SEÇKİN/LİK



-BURNUN AKMASI ile/ve/değil/yerine SÜMKÜRMEK

( MÜTEMAHHIT: Sümküren, temahhut eden. )


-BÜROKRASİ ile/ve/ne yazık ki/<>/>< YOLSUZLUK



-BÜROKRATİK değil/yerine/= KAMUYÖNETSEL



-BURTLAK

( Taşlık, çalılık yer. )


-BURTLAK/MOZAK/MERDEK ile ÇORPA

( Domuz yavrusu. İLE Dağ domuzu yavrusu. )


-BÜRÜNÇÜK ile BÜRÜNG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kadın peçesi, yaşmak. İLE Girdap. )


-BÛSE ile ÖPÜCÜK



-BÛSELİK

( En eski makamlardandır. Minör karşılığıdır. Bûselik beşlisi ve hicaz dörtlüsünden oluşur. Dizisi çıkıcı olup hüseynîde son bulur. İnici şekli şehnâz ve bûselik adıyla anılır. Nihâvend, sultân-ı yegâh, ruh ve nüvâz gibi makamlar bundan çıkmıştır. Orta derecede kullanılmış makamlardandır. )


-BÜTÇE YÖNETİMİNDE:
NAKİT ile/ve/<> TAHAKKUK



-BÜTÜN/LÜK ile/ve/||/<> DİZGESEL/LİK



-BÜTÜN/LÜK ve/||/<> GÜVENİLİR/LİK



-BÜTÜN/LÜK ile/ve KENDİ/LİK



-BÜTÜN/LÜK ile KENDİNİ TEKRARLAYAN



-BÜTÜN/LÜK ile/||/<> KUŞATICI/LIK



-BÜTÜNCÜL ile/ve/||/<> BÜTÜNLEŞİK



-BÜTÜNCÜL ile/ve/||/<> ORGANİK



-BÜTÜNLE(N)MEK ile/ve TAMAMLA(N)MAK



-BÜTÜNLEŞMEK ile BOYUN EĞMEK



-BÜTÜNLÜK



-BÜTÜNLÜK ile/ve/||/<> BİREŞİM/TEVHİD



-BÜTÜNLÜK ile/ve/<> BÜTÜNCÜLLÜK



-BÜTÜNLÜK ile/ve/değil DİREYSEL/ORGANİK BÜTÜNLÜK

( Parçaların biraradalığı/birliği. İLE/VE/DEĞİL Uyum. )


-BÜTÜNLÜK ile/ve DOKUNULMAZLIK



-BÜTÜNLÜK ile ESRİME

( ... İLE Esrime, duyulur olanlardan, bir başka deyişle tikel şeylerden başlayıp derece derece iç algıya ve iç algıdan da geçip bir an için bile olsa yokluğa dalmak, aslına kavuşmak demektir. )


-BÜTÜNLÜK ile/ve/değil/||/<>/< GÜZELLİK



-BÜTÜNLÜK ile/ve/||/<> HAKİKAT



-BÜTÜNLÜK ile/ve/<> İÇ İÇELİK



-BÜTÜNLÜK ve/<> IŞILTI



-BÜTÜNLÜK ve/<> IŞIMA



-BÜTÜNLÜK ile/ve/<> SÜREKLİLİK



-BÜTÜNLÜK ile/değil TÜMEL



-BÜTÜNLÜK ile YOĞUNLAŞMA/KONSANTRASYON



-BÜTÜNSELLİK ile KUŞATICILIK



-BÜTÜNSELLİK ile/ve/<> SEVGİ



-BÜYÜĞÜN İÇİNDEKİ KÜÇÜK ile/ve/değil/yerine KÜÇÜĞÜN İÇİNDEKİ BÜYÜK



-BÜYÜK >< KÜÇÜK ile/ve/<> UZAK >< YAKIN



-BÜYÜK BEBEK ile/ve KÜÇÜK BEBEK



-BÜYÜK BURUN/LULUK ve/||/<>/> BURNUNUN DİBİNDEKİ FIRSATLARI/GERÇEKLERİ GÖREMEME



-BÜYÜK HATA:
BİR ŞEYE/KİŞİYE, GEREĞİNDEN FAZLA DEĞER VERMEK ile/ve/değil/<> KENDİNE, HAK ETTİĞİNDEN DAHA AZ DEĞER VERMEK



-BÜYÜK/KÜÇÜK ile/ve/||/<> ARD ARDALIK ile/ve/||/<> YAN YANALIK



-BÜYÜK/KÜÇÜK ile ETKİSİ

( Küçük büyür, büyük ölür. )


-BÜYÜK/KÜÇÜK ile ETKİSİ

( ARTAL[Ar.]: Benzerlerinden çok daha iri olan. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Parçalar arasındadır. İLE/VE/DEĞİL Küçüğü olmayan büyük(lük)tür. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Büyük, küçülebilendir. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Büyüğün büyüklüğü, küçüğünü düşünmesindedir, sevmesindedir. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Ne kadar seviyor ve düşünüyorsa o kadar büyüktür. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Kişi maneviyatta büyümezse, isterse 500 yıl yaşasın, yine çocuktur. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Yaşayanın değil, düşünenin ve anlayanın yaşı büyüktür. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Her büyük şey, büyük bir anlamla yaşar. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Büyük, küçüğü sevmeye memurdur. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Parçalar arasındadır. DEĞİL Küçüğü olmayan büyük(lük)tür. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Büyük, küçülebilendir. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Büyüğün büyüklüğü, küçüğünü düşünmesindedir, sevmesindedir. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Ne kadar seviyor ve düşünüyorsa o kadar büyüktür. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Kişi, maneviyatta büyümezse, isterse 500 yıl yaşasın, yine çocuktur. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Yaşayanın değil, düşünenin ve anlayanın yaşı büyüktür. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK

( Büyük, küçüğü sevmeye memurdur. )


-BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÜCE/LİK



-BÜYÜK ile BATTAL

( ... İLE İşe yaramaz, kullanılmaz. | Alışılmış olandan büyük. )


-BÜYÜK ile/ve CİDDİ



-BÜYÜK ile GENİŞ



-BÜYÜK ile GÜÇLÜ



-BÜYÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> OYLUMLU/HACİMLİ



-BÜYÜK ile/ve/değil TÜMEL



-BÜYÜKELÇİ(SEFİR[Ar.]/SEFÂRET)/LİK ile/ve/||/<> KONSOLOS[Yun.]/LUK / ŞEHBENDER[Fars.]

( VİSKONSÜL: Konsolos yardımcısı. )


-BÜYÜKELÇİ(SEFİR[Ar.]/SEFÂRET)/LİK ile/ve/||/<> KONSOLOS[Yun.]/LUK / ŞEHBENDER[Fars.]

( Ülkesinin, öteki ülkelerin başkentinde sadece bir tane olan, temsil etmekte olduğu ülkenin en büyük yetkisine sahip diplomatik kurumudur.[Çoğunlukla ve olağan koşullarda vize ve pasaport işlemleri yapılmaz.] İLE/VE/||/<> Ülkesinin, öteki ülkelerdeki ticari çıkarlarını korumakla sorumlu, diplomatik olmayan resmi kurumlardır.[Diplomatik özelliği bulunmayan resmi görevlerin yapıldığı, resmi kurumdur. Genellikle, pasaport, evlilik, doğum ve ölüm gibi işlemler yapılmaktadır.][Konsolosluk arşivleri ile binalarının dokunulmaz hakları vardır.] )


-BÜYÜKELÇİ(SEFİR[Ar.]/SEFÂRET)/LİK ile/ve/||/<> KONSOLOS[Yun.]/LUK / ŞEHBENDER[Fars.]

( Kendi ülkesini başka ülkede temsil eden en üst düzeydeki devlet görevlisidir, diplomattır.[Görevli oldukları ülkelerde, vatandaşı oldukları ülkenin devlet başkanının temsilcisidir. Ülkesiyle görevli oldukları ülkeler arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri ilişkileri geliştirmeyi hedefler.] İLE/VE/||/<> Konsolosluk yöneticisinin unvanı, ülkelere göre farklılık gösterir.[Bulundukları kentin yetkili yöneticisiyle ilişki durumundadır. Konsolosluktaki görevlilerin diplomatik temsil hakkı yoktur.] )


-BÜYÜLE(N)MEK ile/ve/değil HAYRAN (KALMAK/BIRAKMAK)



-BÜYÜLTMEK ile/ve/=/> KÜÇÜLTMEK



-BÜYÜMEK ile/ve/||/<>/>/< "ÇOCUKLAŞABİLMEK"

( Zamanın etkisi. İLE/VE/||/<>/>/< Kişinin becerisi. )


-BÜYÜMEK ile/ve/||/<>/>/< "ÇOCUKLAŞABİLMEK"

( İçindeki çocuğa sarıl! Sana, insanı anlatır... )


-BÜYÜMEK ile/ve/||/<>/>/< "ÇOCUKLAŞABİLMEK"

( )


-BÜYÜMEK ile SEMİRMEK (MEYVE VERMEK)



-BUYURGANLIK ile/değil TOPLUMSALLIK



-BÜYÜTMEK ile BÜYÜLTMEK



-BÜYÜTMEK ile/ve/değil/||/<>/< YETİŞTİRMEK

( Gövdeyi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Zihni. )


-BÜYÜTMEK ile/ve/değil/||/<>/< YETİŞTİRMEK

( Bitkiyi/hayvanı/beşeri(kişiyi). İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< İnsanı/kişiliği. )


-BUZAĞI["BUZA" değil!] ile/<>/> DANA ile/<>/> DÜVE ile/<>/> İNEK ile/<>/> TOSUN ile/<>/> BOĞA/KELE ile/<>/> ÖKÜZ ile/<>/> SIĞIR

( Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu. İLE/<>/> İneğin, sütten kesildikten sonra 15 aylığa kadar olan yavrusu. İLE/<>/> Doğum yapmamış dişi inek yavrusu. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri dişi sığır. İLE/<>/> Danalıktan yeni çıkmış 15 - 24 ay arasındaki genç boğa. | [mecaz] Sağlıklı, tıknaz delikanlı. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri erkek boğa/sığır. İLE/<>/> Kısırlaştırılmış/burulmuş boğa. İLE/<>/> Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı. )


-BÜZGEN ile/ve/<> BÜZÜK

( Kasılarak, gövdedeki herhangi bir deliği açan ya da kapayan, çember biçimindeki kasların genel adı. İLE/VE/<> Toplanarak büzülmüş. | Kalınbağırsağın sona erdiği yer, anüs. | [argo] Yüreklilik, cesâret. )


-BUZULLAR İÇİN İLK TÜRK TEMSİLCİ: ONUR SABRİ DURAK

( İTÜ Denizcilik Fakültesi öğretim görevlisi Onur Sabri Durak[Dr.], Antarktik Antlaşmalar Sekretaryası'nda Türkiye’yi temsil eden ilk biliminsanı olarak göreve başladı...[10 Ocak 2017] [devamı için burayı tıklayınız...] )


-ÇABALAMAK ile/ve/<> DEBELENMEK



-ÇABUK ile/değil/yerine BİLENMİŞ



-ÇADIR[Fars. < ÇADER/ÇETR] ile/ve OTAĞ/OTAG[dvnlgttrk]/OTAK

( Gölgelik. İLE/VE Büyük ve süslü çadır. | Sultan ve vezirlere ait çadırlara verilen addır. Bu çadırlara otağ denmesinin nedeni, içinde "od" yani ateş yakılabilmesidir. )


-ÇADIR[Fars. < ÇADER/ÇETR] ile/ve OTAĞ/OTAG[dvnlgttrk]/OTAK

( [Yun. (Türkçe'den)] ÇADÍRİ [Dağınık ev ya da oda.] ile/ve ... )


-ÇADIR[Fars. < ÇADER/ÇETR] ile/ve OTAĞ/OTAG[dvnlgttrk]/OTAK

( [Çince (Türkçe'den)] CHÁDIÉ'ÉR ile/ve ... )


-ÇADIR[Fars. < ÇADER/ÇETR] ile/ve OTAĞ/OTAG[dvnlgttrk]/OTAK

( [Urduca (Türkçe'den)] ÇATR [Sultan için kullanılan büyük şemsiye.] ile/ve ... )


-ÇAĞIN MİTOSLARINDA:
TARAFSIZLIK ile/ve EVRENSELLİK ile/ve NESNELLİK



-ÇAĞIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞTIRMAK



-ÇAĞIRMAK ile/ve/<>/değil/yerine DAVET ETMEK



-ÇAĞIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< GELEBİLECEĞİ BİLGİSİNİ/HABERİNİ VERMEK



-ÇAĞIRMAK değil İLÂN ETMEK



-ÇAĞLAR:
İLK ile/ve/<>/> ESKİ ile/ve/<>/> ORTA ile/ve/<>/> YENİ ile/ve/<>/> ÇAĞDAŞ

( M.Ö. 3400 ile/ve/<>/> M.Ö. VII. yy. - M.S. IV. yy. ile/ve/<>/> 1453 - 1600 ile/ve/<>/> 1600 - 1800 ile/ve/<>/> 1800 - 2000'ler )


-ÇAĞLAYAN/ÇAĞLAR ile ÇAĞLAYIK

( Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer. İLE Yerden, sesle kaynayarak çıkan su, kaynak. )


-ÇAĞLAYAN ile SIZAK

( ... İLE Dağ sırtlarından, kayalardan sızan su. )


-ÇAĞMAK ile ÇAĞNAK

( Güneş ışığının vurması. İLE Döl kesesini dolduran ve dölütü içinde bulunduran sıvı, amnios suyu. )


-CAHİL/LİK ile/ve/<> APTAL/LIK

( Elif'i, mertek zannetmek. [Bir şey bilmediği halde konuşanlar için kullanılan deyim. (Elif harfini ve bu kadar basit bir şeyi bile bilmeyecek kadar bilgisiz olma durumu.)][MERTEK: Eskiden evleri yaparken kullanılan dört köşe ya da yuvarlak kalınca ağaç gövdesi.] )


-CAHİL/LİK ile/ve/<> APTAL/LIK

( CAHİLLER...
* Her şeyde, hemen öfkelenir.
* Yararı olmayan şeylerden konuşur.
* Yersiz [yanlış yerlere] sadaka verir.
* Sırrı korumayıp açık ederler ve yayar.
* Dostunu ve düşmanını birbirinden ayıramazlar.
* Merhametsiz ve vicdansızlardır. Hoşgörü, onları bırakmıştır.
* Kindar olup, fitne ve fücûr çıkarmayı sever.
* İftira atmaktan, başkasının âhını almaktan kaçınmaz.
* Dedikodu ve yalanları çoktur.
* Güvenilmezdir, emanete ihanet eder.
* Dünya nimetleri için el-etek öpmeyi çok sever, utanmaz.
* Yoldaşını yarı yolda bırakır, yedikleri kaba etmekten çekinmez.
* Kalplerinde vefâ, diğergamlık, kadirşinaslık olmaz.
* Nezâket ve letâfet onlara hiç değmemiş, olmamış meyve misali hamdır!
* Edep, onları terk etmiştir! )


-CAHİL/LİK ile/ve SARHOŞ/LUK



-ÇAKAL/KURT/KÖPEK ile/değil ÇAKUPEK

( İlgili açıklamaları okumak için burayı tıklayınız... )


-ÇAKIL ile KAYDIRAK

( Çakıl taşı. İLE Yassı, kaygan çakıl taş. | Çocukların, kaydırılan bir taşı ayakla kaydırarak oynadıkları oyun. | Çocuk bahçelerinde, çocukların oturup kayarak eğlendikleri oyun aracı. | Tomrukların kolay taşınması için dağdan kaydırıldığı yer. )


-ÇAKIŞ(TIR)MAK ile/ve/değil/||/<>/< ÖRTÜŞ(TÜR)MEK



-ÇAKMAK ile ÇAKMAK ile ÇAKMAK

( Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası. | Çelik, taş ve tutuşacak maddeden yapılmış tutuşturma aygıtı. İLE Kuruyunca, kalın kabuk bağlayan, kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı. İLE Vurarak sokup yerleştirmek. | Çivi ile tutturmak. | [argo] Kabul edilmeyecek bir şeyi, kurnazlıkla kabul ettirmek. | Vurmak. | Bir şeyi, başka bir şeye sürtmek, vurmak ya da çarpmak. | Sezinlemek. | İçki içmek. | Parıldamak, ışık vermek. )


-ÇAKTIRMA(MA)K ile/ve RENK VERMEMEK



-ÇALIP-ÇIRPMAK



-ÇALIŞKAN/LIK ile/ve/> ZEKİ/LİK

( Çalışkan ve alçakgönüllü kişiler, şansı yakalayacaktır. )


-ÇALIŞKAN/LIK ile/ve/> ZEKİ/LİK

( Çalışan kişi, sürekli saf; tembel ise hilekârdır. )


-ÇALIŞMA ile SALT ETKİN-LİK



-ÇALIŞMA ile/ve/<> VERİMLİLİK

( ONGUN: Çok verimli olan. | Yarar duruma gelmiş. | Mutlu. | Kutlu. | Totem. | Arma. )


-ÇALIŞMADA (KENDİNDEN/İŞLERİNDEN) ÖDÜN VERMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÖZVERİLİ ÇALIŞMAK



-ÇALIŞMAK İÇİN DİNLENMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÇALIŞTIKTAN SONRA DİNLENMEK



-ÇALIŞMAK/ÇALIŞAN ve/||/<>/> SESSİZ/LİK

( Çalışanın sesi çıkmaz. )


-ÇALIŞMAK ile/ve/değil/||/<>/< AKILLICA ÇALIŞMAK

( )


-ÇALIŞMAK ile/ve BAŞLAMAK

( Her iş, başlayana kadardır! )


-ÇALIŞMAK ve/=/||/<> DUA/İBÂDET

( LABORARE EST ORARE: Çalışmak, duadır/ibâdettir. )


-ÇALIŞMAK ile/ve/||/<>/< KAPILANMAK

( ... İLE/VE/||/<>/< Bir işe girmek ve o işte devam etmek. | Bir işe girmek. )


-ÇALIŞMAK ve/<> KAZANMAK

( KÂSİB[< KESB]: Çalışıp kazanan. )


-ÇALIŞMAK ile/ve TEMBELLİK SONRASI ÇALIŞMAK

( ... İLE/VE Olumlu bir yaklaşımla, daha dönüştürücü, üretken bir çalışmaya dönüştürülebilir. )


-ÇALIŞMAMAK değil/yerine/>< (B)AĞ KURMAK



-ÇALIŞMAYA ALIŞMAK ile/ve/||/<>/> ALIŞMAYA ÇALIŞMAK

( Okulda. İLE/VE/||/<> Yaşamda. )


-ÇALIŞTIĞIN YERİ/İŞİ SEVMEK ile/ve/ya da/||/<> SEVDİĞİN YERDE/İŞTE ÇALIŞMAK

( Sevdiğin işi yaparsan, çalışmış sayılmazsın. )


-ÇALKALA(N)MAK ile/ve/<>/değil SALLA(N)MAK



-ÇALMAK ile/değil/yerine/>< ÇALIŞMAK

( image )


-ÇALMAK ile/ve/||/<>/> ÇAR ÇUR ETMEK



-CAMİA/ZÜMRE[Ar.] değil/yerine/= KESİM/TOPLULUK

( Belirli ortak amaçlara sahip kişilerden oluşan öbek/küme. )


-CAMİLERDE:
KLASİK ile/ve YENİ/NEO KLASİK



-ÇAMUR ile/değil BALÇIK



-CAN ERİK ile PAPAZ ERİK



-CAN SIKINTISINDAN (DOLAYI) YEMEK ile/değil/yerine AÇLIKTAN (DOLAYI) YEMEK



-CAN ve/<> HAKK

( CANDIR, HAKK'IN BEDELİ )


-ÇANAK TUTMA(MA)K ile/ve/değil/yerine MEYDAN VERME(ME)K



-ÇANAK TUTMAK ile PRİM VERMEK



-ÇANAK-ÇÖMLEK



-CANCILIK = CÂNEGERÂYÎ[Fars.] = ERVÂHİYYE/T[Ar.] = ANIMISM[İng.] = ANIMISME[Fr.] = ANIMISMUS[Alm.] = ANIMISMO[İt., İsp.]



-CANI İSTEMEK ile CANI ÇEKMEK



-CANİ/LİK ile/değil/||/<> VAHŞİ/LİK



-CANIMIZI, TEN EYLEMEK/SANMAK/VARSAYMAK ile/değil/yerine/>< TENİMİZİ, CAN EYLEMEK



-CANINA OT TIKMAK/TIKAMAK ile ÇARKINA SIÇMAK

( Bahsi geçen ot, pamuktur.[Anlayana!] İLE ... )


-CANINI ÇIKARMAK ile/değil/yerine/>< TADINI ÇIKARMAK



-CANLI:
[ne] BÜYÜK, [ne de] KÜÇÜK değil TEK

( Canlının, (en) "küçüğü" ya da "büyüğü" diye bir şey yoktur/olmaz! Hücreden daha büyük bir canlı yoktur. )


-CANLI/LIK ile/ve CANSIZ-LIK

( MOLEKÜL/LER > DNA > HÜCRE > ORGANİZMA/İNSAN ile/ve KRİSTAL/LER > GÜNEŞ DÜZENİ > EVREN )


-CANLI/LIK ile/ve DERİN/LİK



-CANLI/LIK ile/ve/değil DİRİ/LİK



-CANLI ile/ve/<> GERÇEK



-CANLI ile/ve ORGANİK



-CANLILIK = TİRİGLİG = SERZENDEGÎ[Fars.] = el-HAYAVİYE/T[Ar.] = LIVELINESS[İng.] = VITALITÉ[Fr.] = VITALITAS[Lat.] = DIE BELEBUNG, DIE BELEBHEIT, DIE LEBENDIGKEIT, DAS LEBENDIGSEIN[Alm.] = HË EMPSÜKHË[Yun.] = VITALITA[İt.] = VIDALIDAD[İsp.] = LEVENDIGHEID[Fel.] = LIVLIGHED[Dan.] = JIVAYO SUŞŞESTVO[Rus.]



-ÇAPA/LAMAK ile ÇABA/LAMAK



-CAPABLE OF DISCRİMINATING[İng.] değil/yerine/= ERGINLİK VE SEZGINLİK



-ÇAPAK ile ÇAPAK

( Göz pınarında ve kirpiklerde birikerek pıhtılaşan ya da kuruyan akıntı. | Madenler dövülürken sıçrayan ince ufak parça. | Metal eşyada bulunan pürüz. İLE Sazan ailesinden, gövdesi yandan basık, boyu yarım metre kadar olabilen bir balık. )


-ÇAPSIZ/LIK ile/ve/||/<> (")KİFÂYETSİZ MUHTERİS(") (OLMA)



-ÇARÇABUK



-ÇARDAK ile ALAÇIK

( Tarla, bahçe gibi yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak. İLE Üzeri dal ve hasırla örülmüş barınak. )


-ÇARDAK ile Çardak

( Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak; alaçık. | Asma vb. bitkilerin dallarını sardırmak için direklerle yapılmış yer. İLE Denizli iline bağlı ilçelerden biri. )


-ÇARDAK ile KAMERİYE

( ... İLE Bahçelerde yazın oturulmak için yapılan, kafes biçiminde, kubbeli, üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak. )


-ÇARENİN BULUNMASI/BULUN(A)MAMASI ile BAŞARI/BAŞARISIZLIK



-ÇARESİZ KALMAK ile/ve/değil/yerine/<> ÜMİTLİ OLMAK



-ÇARESİZ/LİK ile/ve/||/<> ÂCİZ/LİK



-ÇARESİZLİK ile ACZİYET



-ÇARESİZLİK ile/ve/||/<>/>/< HİÇBİR ŞEY YAPAMAMA



-ÇARESİZLİK ile/yerine KOŞULSUZLUK



-ÇARESİZLİK ile/ve/değil/yerine/<> SABIR



-ÇARIK-ÇÜRÜK



-ÇARIK ile/ve/||/<>/> CIZLAVAT



-CARİYE/HALAYIK / AS/AWINÇU/KÜNG[dvlgtrk] ile/||/<> KARVAŞ/KARAVAŞ ile/||/<> MUTAK ile/||/<> HASEKİ ile/||/<> HASEKİ İKBAL

( ... İLE/||/<> Haremdeki cariye. İLE/||/<> Osmanlı'da özgürlüğü geri verilmiş kul ya da karavaş. İLE/||/<> Karavaşlar arasından seçilen, sultan gözdesi.[Erkek çocuk doğuran, saray cariyesi.] İLE/||/<> Sultanın gözde cariyesi. )


-ÇARK ETMEK ile/değil/yerine/>< FARK ETMEK



-ÇARK ile/ve/||/<> DİŞLİ



-ÇARK ile TARTURA

( ... İLE Çıkrıkçı çarkı. )


-ÇARP(IL)MAK ile TEPELE(N)MEK



-ÇARPIKLIK ile SAPTIRMA



-ÇARPIŞMA ile/ve/değil EŞİK



-ÇARPIŞMAK ile/ve/değil/yerine/>< TARTIŞMAK



-ÇARPITMAK ile GERİYE YANSITMA



-ÇARPITMAK ile SAPTIRMAK



-ÇARPTIRMAK ile/değil ÇARPITMAK



-ÇARŞILAR:
ÜSTÜ AÇIK ile/ve/||/<> KAPALI ile/ve/||/<> BEDESTEN



-CASCAVLAK



-CASUSLUK YAPMAK değil/yerine/= ÇAŞITLAMAK



-ÇATAL ile/ve/değil EŞİK



-ÇATAL ile/ve/||/<> YARIK



-ÇATALHÖYÜK ile/ve/||/<>/> HACILARHÖYÜK



-ÇATI ile/ve/değil EŞİK



-ÇATIŞKI ile/ve/||/<> UYUŞMAZLIK



-ÇATIŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< ÇALIŞMAK



-ÇATMAK ile SATAŞMAK



-ÇAYDANLIK ile SEMAVER[Rus.]

( ... İLE Özellikle çay demlemekte kullanılan, kömür yakacak ocağı kendi içinde bulunan, elektrikle de çalışabilen, bakır, pirinç gibi metallerden yapılmış, musluklu kap. )


-CAYDIRICI/LIK ile/ve YILDIRICI/LIK



-CAYDIRICILIK ile/ve/||/<> ISLÂH EDİCİLİK



-ÇAYIRLIK ile/ve HAYMANA

( ... İLE/VE Hayvanların salındığı çayırlık. )


-ÇAYLAK ile MISIR ÇAYLAĞI



-CEBERÛT/LUK / ZORBALIK değil/yerine/= GÜCEGEN/LİK



-CEBİR/SEL ile/ve/||/<> ARİTMETİK



-CEBİRE[Ar.]/KOAPTÖR[Fr.] = SÜYEK

( Kırık ve çıkık kemikleri yerinde tutmak için kullanılan tahta, mukavva ya da tenekeden yapılmış, üzeri sargıyla kaplanan levha. | Rayları, iki ucundan birbirine bağlamak için kullanılan delikli metal çubuk. )


-ÇEÇEK ile ÇEÇEK[Çigil]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çiçek. İLE Kızamık ya da çiçek sayrılığına verilen ad. )


-CEDVEL ÇEKMEK

( Kenarlara çizgi çekmek. Cedvelkeş, kalemkeş. )


-CEHÂLET KİBARLIĞI ile/değil/yerine KİBARLIK

( "Kibarlığını" yüzüne-gözüne bulaştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE Zamanını, zeminini, gerektiği kadar ve ölçüsünü bilerek/tutturarak, bilinçle. )


-CEHÂLET:
BİLGİSİZLİK değil KIBLESİZLİK



-CEHÂLET/BİLGİSİZLİK ve/<> ÇOK VE BOŞ (GEREKSİZ) KONUŞMAK



-CEHÂLET/CAHİL ile/ve LAUBALİ/LİK



-CEHÂLET ve/<> BAĞNAZLIK ve/<> ÖFKE ve/<> YEGİNLİK/ŞİDDET



-CEHÂLET ve/>/ve/< KABA GÜÇ ve/>/ve/< BAĞNAZLIK



-CEHALET ile/ve/<>/değil OLANAKSIZLIK



-CEHÂLET ve/> SABIRSIZLIK



-CEHÂLET ile/ve ŞİRK



-CEHÂLET ile/ve TEVEKKÜLDEN UZAK OLMAK



-CEHÂLET ile UZAK OLMAK



-ÇEKEK ile ÇEÇGE ile ÇEK ÇUK ile ÇEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çekiç. İLE Dokumacı tarağı. İLE Ivır zıvır, eski eşya. İLE . Çizgili kumaşa[bürd] benzeyen bir pamuklu dokuma.[Atkı, şal gibi şeylerin yapımında kullanılır.] )


-ÇEKİÇ ile/ve/değil/||/<> TOKMAK



-ÇEKİG ile ÇEKİK/ÇÜPEK ile ÇEKİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir yazıdaki yardımcı imler. İLE Küçük erkek çocuğunun eşeysel örgeni, pipi. İLE Serçeye benzer benekli bir kuş.[Kayalık yerlerde yaşar.] )


-ÇEKİMİN/KAMERANIN:
ÖNÜNDEN GEÇMEK değil/yerine/>< ARKASINDAN GEÇMEK



-ÇEKİMSER/LİK ile/ve/||/<> KAÇINGAN/LIK



-ÇEKİMSER/LİK ile/ve/değil/||/<>/< UYUMLU/LUK



-ÇEKİNGEN/LİK ile/ve/<> DAYANÇLI/LIK/SABIRLI/LIK



-ÇEKİNGEN/LİK ile İÇE KAPANIK/LIK



-ÇEKİNGEN/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MESAFELİ/LİK



-ÇEKİNGEN ile ÇEKİNİK ile ÇEKKİN

( Herşeyden çekinme huy olan, ürkek, sıkılgan. İLE Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan soyaçekim nitelikleri için kullanılır. [ÇEKİNİK GEN] İLE Elini çekmiş, ilgisiz. )


-ÇEKİNİLMESİ GEREKEN:
SALDIRGAN/LIK ile/ve/||/<>/> ŞIMARIK/LIK

( [Çekinilmesi gereken ...]
İyi birinin aç kaldığındaki saldırganlığı. İLE/VE/||/<>/>Kötü birinin doyduğundaki şımarıklığından. )


-ÇEKİNMEK ile ÇEKİLMEK



-ÇEKİNMEK ile SAKINMAK



-ÇEKİP ÇEVİRMEK



-ÇEKİP GİTMEK



-ÇEKİP GİTMEK ile/ve/||/<> ÇIKIP GİTMEK



-ÇEKİRDEK ile/ve/<> ÇEKİRDECİK

( Evli meyvelerin içinde, bir ya da birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum. | Yenmek için satılan kabak çekirdği. | Bir gözenin merkezini oluşturan nesnecik. | Atom çekirdeği. | 5 santigrama eşit olan, kuyumculukta kullanılan ağırlık ölçüsü. | Bir şeyin temelini oluşturan öz, nüve. İLE Göze çekirdeğinin içinde, tek ya da birden çok bulunan, yuvarlak nesne. )


-ÇEKİRDEK ile/||/<> ÇEKİRDEK BAĞLANMA ENERJİSİ / BAĞLANMA ENERJİSİ ile/||/<> ÇEKİRDEK BOZULMA MODU / BOZULMA ile/||/<> ÇEKİRDEK BÖLÜNMESİ

( Temel olarak proton ve nötronlardan oluşan, yükü +Ze olan, etrafında elektronların döndüğü ve atomun hemen hemen tüm kütlesini oluşturan çok yoğun merkezî kısmı. | Bir düzenek sargısının ortasında bulunan, manyetik çekirdek ya da kor olarak da bilinen manyetik nesne. )


-ÇEKİRDEK ile/değil ÇİĞİT

( ... İLE/DEĞİL Pamuk çekirdeği. )


-ÇEKİRDEK ile/ve/=/||/<> GİLİK

( ... İLE/VE/=/||/<> Antalya bölgesinde meyve çekirdeklerine verilen ad. )


-ÇEKİRDEK ile/ve/||/<> GÖZE SIVISI/SİTOPLAZMA[Fr. < CYTOPLASME]/CYTOPLASM[İng.] ile/ve/||/<> PROTOPLAZMA[Fr. < PROTOPLAZMA < Yun.]

( Bir gözenin merkezini oluşturan nesnecik. | Atom çekirdeği. İLE/VE/||/<> Çekirdek dışta kalmak üzere, protoplazma yığını. İLE/VE/||/<> Yapı bakımından, çekirdek ve sitoplazmadan oluşan, yarı sıvı, saydam ve canlı gözenin metabolizma olaylarının oluştuğu yer. )


-ÇEKİRDEK ile SIMIŞKA



-ÇEKİRGE ile CIRCIR BÖCEĞİ / CIRLAK

( Çekirgenin kulakları, dizlerinde bulunmaktadır. )


-ÇEKMECE/KUTU = KOYACAK

( İçine öteberi koymaya yarayan nesne. )


-ÇEKMEK ile ALIKOYMAK



-ÇEKREK = TEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Tek kat. )


-CELÂLLENMEK değil/yerine/= ÖFKELENMEK



-ÇELİK ile ÇELİK

( Su verilerek çok sert ve esnek bir duruma getirilebilen, bileşiminde az miktarda karbon bulunan demir ve karbon alaşımı. | Çelikten yapılmış. İLE Kısa kesilmiş dal. | Kök salmak amacıyla yere dikilen dal. | Çocukların çelikçomak oyununda, ucuna çomakla vurarak havaya kaldırdıkları, iki tarafı sivri, kısa değnek. | Gemilerde, üzerine halat ya da ip geçirip tutturmaya yarayan ağaç ya da metalden yapılmış kısa değnek. )


-ÇELİK ile/ve/||/<> ÇELİK YÜNÜ



-ÇELİK ile GRAFEN

( )


-ÇELİK ile PASLANMAZ ÇELİK

( ... İLE Çeliğe %10-30 krom katılarak. )


-ÇELİŞİK ile/ve/değil BARIŞMAMIŞ



-ÇELİŞİK = MÜTENAKIZ = CONTRADICTORY[İng.] = CONTRADICTOIRE[Fr.] = KONTRADIKTORISCH, WIDERSPRECHEND[Alm.] = CONTRADICTORIUS[Lat.] = CONTRADECIR[İsp.]



-ÇELİŞKİ ile/ve/||/<> İKİRCİK



-ÇELİŞKİ ile/ve/||/<> TUTARSIZLIK



-ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYUMSUZLUK



-ÇELİŞMEZLİK ile/ve ÇOKLUK



-ÇELTİK ile/ve/> PİRİNÇ ile/ve/> PİLAV

( Kabuğu ayıklanmamış pirinç. İLE/VE/> Kabuğu ayıklanmış çeltik. İLE/VE/> Bu pirinçlerden yapılan yemek. [Ayıklanmış/kabuksuz, "beyaz pirinç", besin değerlerinden yoksun, neredeyse posa olarak mideyi şişiren özelliğinden öte pek bir etkisi/katkısı olmayan bir gıdadır. Çeltiği yeğlemekte yarar vardır!] )


-CEM ETMEK ile BİRLEŞTİRMEK / İLÂÇ HAZIRLAMAK

( İLÂÇ HAZIRLAMAK )


-CEM ile/||/<> TEFRÎK ile/||/<> DARB ile/||/<> TANSÎF

( Toplama işlemi. İLE/||/<> Çıkarma işlemi. İLE/||/<> Çarpma işlemi. İLE/||/<> Yarıya bölme işlemi. )


-CEMÂL GÖRMEK ve/||/<> KEMÂL BULMAK ve/||/<> RIZÂ DEVŞİRMEK



-CEMAL:
GÜZELLİK ile/ve YÜZ



-CEMİYET değil/yerine/= DERNEK



-ÇEMKİRMEK ile ÇEMKİRMEK

( Birine karşı gelmek, sert yanıt vermek.İLE Köpeğin kesik kesik havlaması. )


-ÇEMREMEK ile/ve/||/<> ÇEMRENMEK

( Kol, paça, etek gibi şeyleri sıvamak. İLE/VE/||/<> Kendi kol, etek ya da paçalarını çemremek. | Bir işe girişmek için hazırlanmak, paçaları sıvamak. )


-CENÂB-I[: Taraf, yön. < Hazret. ] HAKK ile ALLÂH-Ü TEÂLÂ (olarak tanımlamak)



-ÇENE ile GABGAB/SAKAK

( Çene altı, gıdı. )


-ÇENEK ile ÇENET

( Tohumda, embriyonu kaplayan etli bölüm. | Kuşların gagasını oluşturan alt ve üst bölümlerden her biri. | Böceklerde, ağzın iki yanında bulunan, parçalayıcı, sert örgen. İLE Açıldığında tohumların ortaya çıktığı kabuk. | İstiridye gibi ikiçenetli yumuşakçalarda, kolsuayaklılarda, kavkının iki parçasından her biri. )


-ÇENESİ DÜŞÜK/LÜK ile ZEVZEK/LİK



-ÇENİLEMEK ile ÇENTMEK

( Canı yanan köpeğin, ağlama gibi ses çıkarması. İLE Bir şeyin kenarında kertik açmak. | Soğan, salatalık, kabak gibi sebzeleri ya da nesneleri, küçük ve ince parçalar şeklinde doğramak. )


-ÇENİŞTÜRÜK ile FINDIK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yazın başında olgunlaşan, beyaz-kırmızı renkte, fındığa benzeyen ve yenilebilen bir meyve. İLE ... )


-ÇENTİK/TIRTIK ile İŞÂRET

( Bir şeyin kenarında kesilerek ya da kırılarak açılan küçük kertik, tırtık. | Küçük oyuk. | Basım sırasında basım aygıtının diyaframını belirli bir açıklığa getirecek düzeni işletmek için filmin kenarına yapılan çukurluk. İLE Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im. | Belirti, gösterge, alâmet. | El, yüz hareketleriyle gösterme. )


-CEP TEL'DA:
KULAKLIKSIZ KULLANMAK değil/yerine KULAKLIĞIYLA KULLANMAK



-CEP TELEFONU KULLANIMI DOĞRUDAN KONUYU KONUŞMAK



-CEP TELEFONU'NDA:
SELÂMLAŞMA/HATIR yerine DOĞRUDAN KONUYU KONUŞMAK



-CEP TELEFONUNU:
KULAKLIKSIZ KULLANMAK değil/>< KULAKLIĞIYLA KULLANMAK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


-CEPTEKİ PARA ile/ve ALACAK



-ÇERAG/Ğ[Fars.]/ÇIRA değil/yerine/= KANDİL, MUM, IŞIK | OTLAMA, OTLAK



-ÇERÇEVE ile/ve EREK



-ÇERÇEVE ile KASNAK



-ÇERÇEVELENDİRME ve/||/<>/> TANITILABİLİRLİK



-ÇERH[Fars. < ÇARH/ÇERYH]/FELEK[Ar.] değil/yerine/= ÇARK



-CESARET ETMEK değil/yerine/= GÖZE ALMAK



-CESÂRET:
DEVAM EDEBİLME GÜCÜ ile/ve/değil/||/<>/< HİÇ GÜCÜMÜZ KALMADIĞINDA, DEVAM EDEBİLMEK



-CESÂRET ile/ve ATILGANLIK



-CESÂRET ile/ve/<> AYKIRILIK



-CESÂRET ile/ve/değil/||/<> GÖZDEN ÇIKARMAK



-CESÂRET ile/ve/||/<>/> GÜÇ ile/ve/||/<>/> MUTLULUK

( En kısa sürede özür dileyerek. İLE/VE/||/<>/> En kısa sürede affederek. İLE/VE/||/<>/> En kısa zamanda unutarak. )


-CESÂRET ile/ve/<>/değil İSTEKLİLİK



-CESÂRET ile/değil KABA/LIK



-CESÂRET ile/ve KARARLILIK



-CESÂRET ile/değil/ne yazık ki SAYGISIZLIK



-CESÂRET ve/||/<>/>/< YARATICILIK

( Önderden gelir. VE/||/<>/>/< Takımdan gelir. )


-CESÂRET ile/ve YÜREKLİLİK



-CESARET değil/yerine/= YÜREKLİLİK/GÖZÜPEKLİK



-CESÂRET ile/değil YÜZSÜZ/LÜK



-CESARETLEN(DİR)MEK değil/yerine/= YÜREKLEN(DİR)MEK



-CESEDİ:
SIRIKLAR ÜSTÜNE BIRAKMAK ile YAKMAK ile TOPRAĞA GÖMMEK

( Yakutistan'lılar, cenazelerini bu 3 biçimde kaldırırlar. [Ölüleri için yas tutmazlar.] )


-ÇEŞİT/LEME / ÇEŞİT/Lİ/LİK ve/<> EŞİT/LEME / EŞİT/LİK



-ÇEŞİTLİ/LİK ile/değil/||/<> ÇEŞNİ



-ÇEŞİTLİ/LİK ile ÇOK/LUK

( Çeşitlilik içinde birlik doğaldır ve iyidir. )


-ÇEŞİTLİLİK ile/ve DERİNLİK



-ÇEŞİTLİLİK ile/yerine MÜZİK

( Çeşitlilik alışkanlıklarda aşırılık doğurur, gövdede ise hastalık. İLE/YERİNE Müzikte sadelik, kişilere ağırbaşlılık, gövde eğitiminde ise gövdelere sağlık verir. )


-ÇEŞİTLİLİK ile/ve/<>/> TÜKETİM



-ÇEŞİTLİLİK ile/ve/<> UYUMLULUK ile/ve/<>
EVRİM ile/ve/<> BİYOÇEŞİTLİLİK

( Açıklamalar için burayı tıklayınız... )


-ÇEŞİTLİLİK ile/ve/<> UYUMLULUK ile/ve/<>
EVRİM ile/ve/<> BİYOÇEŞİTLİLİK

( )


-ÇEŞİTLİLİK ile/ve/<> UYUMLULUK ile/ve/<>
EVRİM ile/ve/<> BİYOÇEŞİTLİLİK

( image )


-ÇEŞİTLİLİK ile/ve/<> UYUMLULUK ile/ve/<>
EVRİM ile/ve/<> BİYOÇEŞİTLİLİK

( )


-ÇEŞME ile/<> YALAK

( ... İLE/<> Hayvanların su içtikleri, taş ya da ağaçtan oyma kap. | Çeşme, musluk vb.'nin altına akan suyun çevreye sıçramasını ya da akıp gitmesini önlemek için konulan delikli taş tekne. | [coğ.] Buzyalağı. | Boşboğaz, söz taşıyan. )


-CESUR/CESURCA değil/yerine/= YÜREKLİ/KORKUSUZ/GÖZÜPEK



-ÇETREFİLLİ/LİK ile/ve/||/<> ÇATALLI/LIK



-ÇEVİRİ:
ÖRTÜK ile/ve/||/<> AÇIK



-ÇEVİRİDE:
OLANAKSIZLIK ile/ve/||/<> TAMAMLANAMAZLIK



-ÇEVİRİDEN OKUMAK ile/ve/değil/yerine İLK KAYNAKTAN OKUMAK



-ÇEVİRİDEN OKUMAK ile/ve/değil/yerine İLK KAYNAKTAN OKUMAK



-ÇEVİRMEK ile/ve/değil/||/<>/< DÖNÜŞTÜRMEK



-ÇEVRE İÇİN YAŞAMAK değil/yerine ÇEVRE İLE BİRLİKTE YAŞAMAK



-ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK değil/yerine/= ÇEVRE VE URELCİLİK



-ÇEVRECİ/LİK ile/ve/değil DOĞACI/LIK



-CEYLAN/ÂHÛ ile DİBAGAT/ANTİLOP[Fr.] ile GEYİK

( ... İLE ... İLE Gebelik süreleri, 160-200 gündür. )


-CEYLAN/ÂHÛ ile DİBAGAT/ANTİLOP[Fr.] ile GEYİK

( MARAL: Dişil geyik. )


-CEYLAN/ÂHÛ ile DİBAGAT/ANTİLOP[Fr.] ile GEYİK

( Ceylan ile Antilop ile Geyik )


-CEZA:
GELECEĞE YÖNELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEÇMİŞE DÖNÜK



-CEZA:
MUTLAK ile/ve/||/<> NİSBÎ ile/ve/||/<> KARMA

( Kesinlik ve karşılık. İLE/VE/||/<> Önleyici. İLE/VE/||/<> Hem önleyici, hem de karşılık. )


-CEZÂ ile/değil KARŞILIK

( Kötülüğü cezalandırmayan, yapılmasını emreden gibidir. )


-CEZÂDA AŞIRIYA DÜŞMEK değil/yerine/>< HATAYLA BERAAT



-CEZBE/CAZİBE ile/ve TAHRİK



-CHANCE vs. LUCK



-CHATGPT ile/ve/||/<> GEMINI(GOOGLE) ile/ve/||/<> COPILOT(MICROSOFT) ile/ve/||/<> DEEPSEEK



-CHECK and BALANCE



-cib.[Lat. < CIBUM] değil/yerine/= GIDA, YEMEK



-ÇIBAN/APSE[Fr. < ABCES]/F(U)RONKÜL ile SULUK

( Gövdenin herhangi bir yerinde oluşan ve çoğu, deride şişkinlik, kızartı, ağrı ve ateş ile kendini gösteren irin birikimi. İLE Küçük çocukların başlarında, yer yer saç dökülmesi ve kabartılarla beliren bir deri hastalığı. )


-ÇİÇEK ile ATATÜRK ÇİÇEĞİ/NOEL YILDIZI/POINSETTIA

( Joel Roberts Poinsett'i de araştırmanızı salık veririz... )


-ÇİÇEK ile AYNISEFÂ

( ... İLE Birleşikgillerden, çiçekleri sarı renkli bir kır bitkisi. )


-ÇİÇEK ile ÇALIK

( İrinli kabarcıklar dökerek, yüzde izler bırakan, ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık. İLE Çarpık. | Verev kesilmiş. | Doğal olmaktan uzaklaşmış, kendi renginden olmayan. | Yan yan giden. | Adı defterden silinmiş. | Yüzünde çıban ya da yara yeri olan. | Koyunlarda, çiçek hastalığı. )


-ÇİÇEK ile ÇİÇEK SAPI

( )


-ÇİÇEK ile ERSELİK ÇİÇEK

( ... İLE Hem eril, hem dişil gametleri bulunan çiçek. [Hünsa] )


-ÇİÇEK ile KATALPA[Fr. < CATALPA]



-ÇİÇEK ile KAUDUPUL ÇİÇEĞİ



-ÇİÇEK ile KIZKALBİ

( ... İLE Şahteregillerden, kalp biçiminde pembe çiçekli bir süs bitkisi. )


-ÇİÇEK MUHABBETÇİÇEĞİ

( Muhabbetçiçeğigillerden, çiçekleri yeşilimtırak beyaz, güzel kokulu bir süs bitkisi. )


-ÇİÇEK ile SARMAŞIK/LEBLÂB[Ar.]/ÇENGLİK[dvnlgttrk]



-ÇİÇEK değil SUÇİÇEĞİ



-ÇİÇEK ile TOMURCUK/BÛJENE[Fars.]

( ... İLE Henüz açılmamış çiçek. )


-ÇİÇEK = ZEHRE = FLEUR



-CİDDİ/YET ile/ve/<> İSABET/Lİ/LİK



-CİDDİYE ALMA(MA)K ile MUHATAP ALMA(MA)K/SAYMA(MA)K

( İTTİHAZ: Sayma, tutma. | Alma. )


-CİDDİYET ile/>< ASIKYÜZLÜLÜK

( Ciddiyet, ilkelerle olur.
Yüdeki/surattaki "ciddiyet", suratsızlıktır. )


-CİDDİYET ile/ve/<> DİKKATE ALINIRLIK



-CİDDİYET ve/> GÜVEN ve/> YAKINLIK



-CİDDİYET ve SÜREKLİLİK



-CİDDİYET ile/ve/değil/yerine TUTARLILIK

( KONSEKAN: Tutarlı, mantıklı davranan. Yargıları mantığa uygun olan. )


-ÇİFT ANLAMLI/LIK ile/değil ÇOK ANLAMLI/LIK



-ÇİFT KİŞİLİK YATAKTA TEK YATMAK ile/ve/yerine ÇİFT KİŞİLİK YATAKTA ÇİFT YATMAK



-ÇİFT YARIK ile/ve/||/<> ÇOKLU YARIK



-ÇİFT ile/ve/||/<> BAĞDAŞIK



-ÇİFT ile/ve/||/<>/> SONSUZLUK



-ÇİFTLEŞ(TİR)MEK/AŞIM ile/ve/değil BİRLEŞ(TİR)MEK

( Hayvanlarda. İLE/VE/DEĞİL İnsanda. )


-ÇİFTLEŞ(TİR)MEK/AŞIM ile/ve/değil BİRLEŞ(TİR)MEK

( DENİZ YILDIZI: Etkin olmayan eşlere verilen ad. )


-ÇİFTLEŞ(TİR)MEK/AŞIM ile/ve/değil BİRLEŞ(TİR)MEK

( MİKSOSKOPİ: Birleşmeyi seyretmekten hoşlanma/hoşlanan. )


-ÇİFTLEŞ(TİR)MEK/AŞIM ile/ve/değil BİRLEŞ(TİR)MEK

( PORNO/GRAFİ: Açık, apaçık olan. [Eşeyselliğin tekelinde bir terim/sözcük değildir. (Güneşin görünürlüğü/varoluşu kadar açık/kesin/net olanlara da "pornografik" denilebileceği gibi)] )


-ÇİFTLEŞ(TİR)MEK/AŞIM ile/ve/değil BİRLEŞ(TİR)MEK

( MEVSİM-İ SİFÂD[Ar.]: Hayvanların çiftleşme mevsimi/dönemi/zamanı. )


-ÇİFTLEŞ(TİR)MEK/AŞIM ile/ve/değil BİRLEŞ(TİR)MEK

( VENERYEN/VENEREAL[İng.]: Eşeysel ilişkiyle ilgili, zührevî. )


-ÇİFTLEŞMEK ile EŞLEŞMEK



-ÇİFTLİK ile/değil ESTANCIAL

( ... İLE/DEĞİL Patagonya'da, çok büyük alanı kaplayan çiftlikler. )


-ÇİĞ SARIMSAK ile/ve/değil/yerine PİŞMİŞ SARIMSAK

( Yedikten sonra ağız kokusu olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE [pek] Kokusu olmaz. )


-ÇİĞ SARIMSAK ile/ve/değil/yerine PİŞMİŞ SARIMSAK

( Keskindir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Keskinliği gider. )


-ÇIĞLIĞA:
"SAĞIR OLMAK" ile/değil/yerine/>< ÇIĞLIK OLMAK



-ÇIĞLIK ile/ve/değil/=/||/<>/< ÇAĞRI



-ÇİĞNEMEK ile (")GEVİŞ GETİRMEK(")

( İnsanda. İLE Hayvanda ve beşerde. )


-ÇİĞNEMEK ile (")GEVİŞ GETİRMEK(")

( Lokmalarını sıralamayıp gerektiği kadar [20-40 kez] çiğneyerek yutan. İLE Lokmalarını çiğnemeden yutanların yaşadığı. )


-ÇİĞNEMEK ile/ve/<> EZMEK



-ÇİĞNEMEK ile/ve/||/<>/> SİNDİRMEK



-ÇİK ile ÇİK ÇİK/ÇİLİK ÇİLİK ile ÇİKİR ÇİKİR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşık oyununda kullanılan bir sözcük. İLE Keçiyi çağırmak ya da yürütmek için kullanılan bir sözcük. İLE Ekmeğin içindeki küçük taş parçalarının çiğneme sırasında dişlerin arasında sıkışması ve dişlere çarpmasıyla çıkan ses. )


-ÇIKAR(LAR)INI "DÜŞÜNMEK/İSTEMEK/BEKLEMEK" değil/yerine/>< HAK ETTİKLERİNE VE/VEYA ETTİĞİN KADARINA RIZÂ GÖSTERMEK



-ÇIKAR(LAR)INI DÜŞÜNME/K ile/değil/yerine ONU(N)/ÖTEKİ(Nİ/N)/SENİ(N)/KENDİ (İYİLİĞİN/ÇIKARIN) (İÇİN) DÜŞÜNME/K



-ÇIKAR/MENFAAT ile/<> EĞİLMEK

( Nokta kadar çıkar/menfaat için virgül kadar eğilmeye değmez. )


-ÇIKAR >< GÜZEL/LİK



-ÇIKAR ile/değil/yerine/>< HAK

( Bir şey, çıkar ise hak değildir.
Hak ise çıkar değildir.

Hukukun abecesi budur. )


-ÇIKAR ile/ve ÖNCELİK



-ÇIKAR ile/değil/yerine TAD/ZEVK



-ÇIKARIM ile/ve/||/<>/< İLİNEK



-ÇIKARIMIZI GÖZETMEK ile/ve/değil/yerine/<> ZARAR GÖRMEMEK



-ÇIKARLARIMIZI, BİRİLERİNDEN/ÖTEKİLERDEN ...:
!ÖNDE/ÜSTTE TUTMA(MA)K ile/değil/yerine AYRI TUTMA(MA)K



-ÇIKIK ile KIRIK



-ÇIKINTILIK YAPMAK ile/ve/||/<>/> İSYAN (YA DA PROTESTO) ETMEK ile/ve/||/<>/> MARJİNAL OLMAYA/GÖRÜNMEYE ÇALIŞMAK



-ÇIKIP GELMEK/GİTMEK



-ÇIKMAK ile/ve İNCELMEK



-ÇIKMAK ile YÜKSELMEK



-ÇİLECİ/LİK ile ADANMIŞ/LIK



-ÇİLECİLİK = ZÜHDİYE = ASCETISM[İng.] = ASCÉTISME[Fr.] = ASKESE, ASKETIK[Alm.] = ASKEIN[Yun.]



-ÇİLEDEN ÇIKMAK ile/ve/<> HALVET KIRMAK



-ÇİLEK ile BÖĞÜRTLEN/DİKENDUTU/İT ÜZÜMÜ ile DUT ile AHUDUDU(AĞAÇÇİLEĞİ)/FRAMBUAZ[Fr. < FRAMBOISE]

( BÜK, DİKENDUTU: Böğürtlen. )


-ÇİLEK ile BÖĞÜRTLEN/DİKENDUTU/İT ÜZÜMÜ ile DUT ile AHUDUDU(AĞAÇÇİLEĞİ)/FRAMBUAZ[Fr. < FRAMBOISE]

( AGREGAT MEYVELER: Birkaç karpeli olan, tek bir çiçekten gelişen meyve. )


-ÇİLEK ile BÖĞÜRTLEN/DİKENDUTU/İT ÜZÜMÜ ile DUT ile AHUDUDU(AĞAÇÇİLEĞİ)/FRAMBUAZ[Fr. < FRAMBOISE]

( Gülgillerden, sapları sürüngen, çiçekleri beyaz bir bitki. | Bu bitkinin güzel kokulu, pembe, kırmızı renkli meyvesi. İLE Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı, diken dutu. | Bu bitkinin önce kırmızı, olgunlaştığında kararan mayhoş yemişi. İLE Gülgillerden, böğürtleni andıran, çalı görünümünde, dikenli bir bitki. | Bu bitkinin duta benzeyen, kırmızı renkli, sulu ve kokulu yemişi. )


-ÇİLEK ile DAĞ ÇİLEĞİ/YABANİ ÇİLEK/KOCAYEMİŞ/PİĞRETİN



-ÇİLEK ile/değil/ne yazık ki FRENKÇİLEĞİ

( ... İLE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ Kokusuz, kırmızı ve iri meyve veren çilek türü. )


-CİLT/KAPAK



-CİLTTE:
YEK-ŞAH ile/ve/||/<> YAZMA ile/ve/||/<> GÖMME(ŞEMSE)[SOĞUK ve MÜLEMMÂ] ile/ve/||/<> CİHAR ile/ve/||/<> EBRU ile/ve/||/<> ZER-DUA ile/ve/||/<> SİM-DÜZ ile/ve/||/<> LAKE ile/ve/||/<> ZİLBAHAR[BAKLAVA] ile/ve/||/<> MEMLÛK(KAHVERENGİ) ile/ve/||/<> SELÇUK



-CİLVE ile FİNGİRDEMEK



-CİMCİK ile ÇİMDİK



-ÇİMEN ile ÇİMENLİK



-ÇIMKIRIK/SANK

( Kuş pisliği. )


-CİMRİ/LİK, HASİS/LİK, PİNTİ/LİK ile/değil/yerine TUTUMLU/LUK



-CİMRİ/NEKES[Fars. < NÂ+KES]/PİNTİ/MIHSIÇTI[argo] değil/yerine/= KISMIK

( Aşırı derecede tutumlu. )


-CİMRİLİK ile/ve/değil PARA HARCAYAMAMAK

( Bazı kişiler cimri değildir fakat para da harcayamaz. )


-CİN/LİK ile HİN/LİK



-CİNÂS-I TAMM ile/ve CİNÂS-I NÂKIS ile/ve CİNÂS-I MÜREKKEB ile/ve CİNÂS-I MEFRÛK ile/ve CİNÂS-I DARBÎ

( Söyleniş ve yazılışı aynı [eksik ya da fazlalık bulunmayan], anlamı ayrı iki sözcüğün birlikte kullanılışı. İLE/VE Cinaslı sözcüklerin birinde, bir ya da birkaç harfin fazla olması şeklinde yapılan cinas. [dem > âdem gibi] Cinaslı sözlerden biri, iki ayrı sözcük olan cinas türü. İLE/VE Cinaslı sözcüklerden biri, bağımsız iki sözcükten oluşan cinas türü. İLE/VE Pekiştirme sıfatıyla yapılan cinas türü. )


-ÇİNİLEK

( Akustiği bozuk yer. )


-CİNNET:
"GETİRMEK" değil GEÇİRMEK



-CİNNET[Ar.] değil/yerine/= DELİLİK



-CİNS/LİK / KIL/LIK ile UYUZ/LUK



-CİNSEL/LİK yerine EŞEYSEL/LİK



-CİNSELLİK YAŞAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜZÜŞMEK



-ÇİPEK ile ATMACA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Atmacaya benzeyen bir kuş. İLE ... )


-ÇIPLAK/LIK ile/ve/değil/||/<> GÜÇSÜZ/LÜK



-ÇIPLAK/LIK ile/ve/değil/||/<>/> ZAMAN ÜSTÜ/LÜK



-ÇIPLAK ile/değil BÜRÜNMÜŞ



-ÇIPLAK ile CASCAVLAK

( ... İLE [Baş için] Saçsız, tüysüz. | Çırılçıplak, örtüsüz. )


-ÇIPLAK ile KEL



-ÇIPLAK ile/= ŞALLAK

( ... İLE/= Çıplak. | Giyimine, özen göstermeyen kişi. )


-ÇIPLAK ile/ve/değil/||/<>/< YABAN/Î



-ÇIRÇIPLAK/ÇIRILÇIPLAK



-CIRILMAK ile/değil/yerine/>< (AZ/KARARINDA/ORANTILI) YEMEK

( Çatlayıncaya kadar yemek. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Az, ölçülü ve sağlıklı yemeği yeğleyelim! )


-ÇİRKİN/LİK ARAMAK/BULMAK ile/değil/yerine MAZERET ARAMAK/BULMAK



-ÇİRKİN/LİK ile/değil/yerine BAKIMSIZ/LIK

( "Çirkinlik"ten değil bakımsızlıktandır! )


-ÇİRKİN/LİK ile/ve/<> ÇİĞ/LİK



-ÇİRKİN/LİK ile/ve/değil/||/<> ÇİRKEF/LİK



-CIRLAK ile CIRLAYIK

( Cırcır böceği. İLE Örümcekgillerden, ormanlık, çalılık yerlerde yaşayan, hoş öten bir kuş. | Ağustos böceği. )


-CIRLAK ile CIRTLAK

( Hoşa gitmeyen, tiz ses. | Cırcır böceği. İLE Cırlak. | Olgunluktan, ezilebilecek duruma gelmiş meyve/sebze. )


-CIRMALAMAK değil TIRMALAMAK



-ÇIRPMAK ile/ve/değil/||/<> SİLKELEMEK



-ÇIT ÇIKARMAMAK ile/ve/||/<> GIKININ ÇIKMAMASI



-ÇITALI UÇURTMA/BATPİREK ile/ve ŞEYTAN UÇURTMASI



-ÇİTLEMBİK



-ÇİTLEMBİK ile/değil ÇITLIK



-CIVA ile/||/<> CIVA BUHARLI DOĞRULTUCU ile/||/<> CIVA BUHARLI LAMBA ile/||/<> CIVA HAZNELİ KATOT ile/||/<> CIVA LAMBASI ile/||/<> CIVALI ALAŞIM ile/||/<> CIVALI ARK ile/||/<> CIVALI BAROMETRE ile/||/<> CIVALI DOĞRULTUCU ile/||/<> CIVA BUHARLI DOĞRULTUCU ile/||/<> CIVALI MANOMETRE ile/||/<> CIVALI PİL ile/||/<> CIVALI SICAKLIKÖLÇER ile/||/<> CIVALI TERMOMETRE



-CIVIK ile/= MIÇÇIK



-ÇIVMAK ile ÇIVLAMAK

( Atlamak, sıçramak, zıplamak. | Bir yere çarpıp yön değiştirmek, sekmek, çavmak, inhiraf etmek. İLE Fışkırarak akmak. )


-CIVRAK/CAVRAK ile/||/<> ÇEVİK[Fars. < ÇABUK]/TETİK/ATİK/KIRNAK

( Tez, çevik, kıvrak/divrek, acele eden. İLE/||/<> Kolaylık ve hızla davranan. )


-ÇİZİKTİRMEK" değil ÇİZMEK



-ÇİZMEK ile KESMEK



-CNN/CONVOLUTIONAL NEURAL NETWORK değil/yerine/= EVRİŞİMSEL SİNİR AĞI



-ÇOCUĞA, "GELECEK HAZIRLAMAK" değil ÇOCUĞU, GELECEĞE HAZIRLAMAK



-ÇOCUĞA, PARMAĞINI TUTTURMAK ile/değil/yerine ÇOCUĞUN, ELİNDEN TUTMAK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Güven, güç, ümit ve cesâret verir. Birlik ve bütünlük düşünce ve duygusu yaratır. )


-ÇOCUĞUN GEREKSİNİMLERİ/SORUNLARI İLE "İLGİLENMEK"/KENDİ YAPABİLECEKLERİNİ "GİDERMEK" ile/değil/ne yazık ki/> ÇOCUĞU KÖRELTMEK/KAYBETMEK



-ÇOCUK/LUK ile GENÇ/LİK



-ÇOCUK/LUK ile/> YETİŞKİN/LİK

( [Sorumluluğu] Dışarıda/başkalarında bekleyen/"gören". İLE/> Kendinde bulan/üstlenen. )


-ÇOCUK/LUK ile/> YETİŞKİN/LİK

( Sorumsuzluk. İLE/> Sorumluluk. )


-ÇOCUK/LUK ile/> YETİŞKİN/LİK

( Yabancılık. İLE/> Özdeşlik. )


-ÇOCUK/LUK ile/> YETİŞKİN/LİK

( Oyunlarla aldatılır. İLE/> Yeminlerle aldatılır. )


-ÇOCUK/LUK ile/> YETİŞKİN/LİK

( Hiçbir şeyde, "her şeyi bulur". İLE/> "Her şeyde", hiçbir şey bulamaz. )


-ÇOCUK/TA, "SAYGISIZ/LIK":
[ya] YILIŞIK/LIK ya da ŞIMARIK/LIK

( Aşırı baskıdan dolayı. YA DA Aşırı "sevgi"den dolayı. )


-ÇOCUK ile/||/<> AŞTAL/AFARA/KENCE/TEKNE KAZINTISI
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( ... İLE/||/<> Kişinin sonuncu [yaşlılık çağlarında doğan] çocuğu. )


-ÇOCUK ve/<> BİSİKLET

( İçindeki çocuğa sarıl! Sana, insanı ve bisikleti anlatır/yaşatır... )


-ÇOCUK = CHILD/KID[İng.] = ENFANT/GOSSE[Fr.] = KIND[Alm.] = BAMBINO[İt.] = NIÑO[İsp.]



-ÇOCUK ile HIRSIZ

( İkisi için de, geldiğimiz son nokta[olanaklar/koşullar], onların başlangıç noktasıdır.[Dolayısıyla, ne çocuğun, ne de hırsızın "zekâ"sının ve/ya da "başarı"larının üzerinde fazla durulmaz/durulmamalıdır!] )


-ÇOCUK ve/<>/= İNSANLIK



-ÇOCUK ile KİŞİ



-ÇOCUK ile/ve SABÎ[Ar.]

( ... İLE/VE Henüz memeden kesilmemiş erkek çocuk. | Üç yaşını tamamlamayan erkek çocuk. )


-ÇOCUK ile/ve SABÎ[Ar.]

( SABÎ-İ MUABBİR: Söyleyen ve söylediğini bilen çocuk. )


-ÇOCUK ile VAHŞİ ÇOCUK

( ... İLE Hindistan'da. )


-ÇOCUK ile/ve/||/<>/> YETİŞMİŞ/SERPİLMİŞ ÇOCUK/ÜFHÛD[Ar.]



-ÇOCUKÇA/LIK ile/değil/yerine ÇOCUKSU/LUK

( Belirli bir yaşa/"bilince" kadar ve kısmen kabul edilebilir. İLE/DEĞİL/YERİNE Her yaşta kabul edilir, hoş ve uygundur. )


-ÇOCUKÇA/LIK ile/değil/yerine ÇOCUKSU/LUK

( Bilgisiz ve bilinçsizcedir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgecedir. )


-ÇOCUKÇA/LIK ile/değil/yerine ÇOCUKSU/LUK

( Hamakatle/ahmaklıkla. İLE/DEĞİL/YERİNE Neşeyle, sevinçle, coşkuyla. )


-ÇOCUKÇA/LIK ile/değil/yerine ÇOCUKSU/LUK

( İrâdeyle. İLE/DEĞİL/YERİNE İhtiyârla. )


-ÇOCUKLARA ABUR CUBUR ALMAK/VERMEK, GÖTÜRMEK, HEDİYE ETMEK yerine MEYVE VERMEK, GÖTÜRMEK, HEDİYE ETMEK

( Çikolata/gofret çeşitleri, özellikle çocuklar için olduğu gibi yetişkinler için de sağlığa zararlı ürünlerdir. Neredeyse hiç denilebilecek kadar az tüket(tir)menizi salık veririz. LÜTFEN! )


-ÇOCUKLARA ABUR CUBUR ALMAK/VERMEK, GÖTÜRMEK, HEDİYE ETMEK yerine MEYVE VERMEK, GÖTÜRMEK, HEDİYE ETMEK

( Çocukları meyve ya da daha yararlı yiyecek ya da küçük/basit/ucuz hediye ve oyuncaklarla sevindirebiliriz. )


-ÇOCUKLARA ABUR CUBUR ALMAK/VERMEK, GÖTÜRMEK, HEDİYE ETMEK yerine MEYVE VERMEK, GÖTÜRMEK, HEDİYE ETMEK

( Çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak, yapılmaması gerekenleri bugün yerine getirerek, sürekli doğru örnek olarak sağlanabilir. )


-ÇOCUKLARA, DAHA İYİ BİR DÜNYA BIRAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜNYAYA, DAHA İYİ ÇOCUKLAR BIRAKMAK



-ÇOCUKLARA:
KONUŞMAYI "ÖĞRETMEK" ile/ve/değil/yerine DİNLEMEYİ GÖSTERMEK/ÖĞRETMEK



-ÇOCUKLARI TERBİYE ETMEK ile/ve/değil/yerine KENDİMİZİ TERBİYE ETMEK



-ÇOCUKLARIN:
!YÜZÜNE TOKAT ATMAK değil/yerine !KIÇLARINA VURMAK



-ÇOCUKLARIN:
!YÜZÜNE TOKAT ATMAK değil/>< !KIÇLARINA VURMAK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


-ÇOCUKLUK VE GENÇLİK ile/ve/||/<> RÜŞT VE KEMÂL



-ÇOĞAL(T)MAK ile/ve/||/<> YAYGINLAŞ(TIR)MAK



-ÇOĞALTICI ile/||/<> ÇOĞALTICI TÜP / ELEKTRON ÇOĞALTICI TÜP / ÇOĞALTICI FOTOTÜP / ELEKTRON ÇOĞALTICI FOTOTÜP ile/||/<> ÇOĞALTKAN OLMAYAN ORTAM / ÇOĞALTKAN OLMAYAN REAKTÖR / REAKTİFLİK

( Gerilim aralığını artırmak için bir gerilimölçerle seri bağlı olarak kullanılan direnç. İLE/||/<> Fotokatodu ve çıkış elektrodu arasında giderek artan potansiyel farkları altında bir ya da daha fazla kademeli dinotları olan, fotokatottan gelen elektronların her dinotta yansıyarak ve her yansımada yayılan ikincil elektronların eklenmesiyle çoğalarak yükselmiş çıkış alınan bir fototüp. )


-ÇOĞALTMAK ile/ve ARTIRMAK



-ÇOĞALTMAK ile/ve/<>/> YAYMAK



-ÇOĞU ŞEYİ BİLMEMEK/BİLMİYOR OLMAK ile/değil/yerine BAZI ŞEYLERİ BİLMEMEK/BİLMİYOR OLMAK



-ÇOĞUL KİŞİLİK ile/ve/||/<> AYRIŞMA SORUNU



-ÇOĞUNLUĞUN:
İSTEDİĞİNİ İSTEMEMEK ile/ve/<> İSTEMEDİĞİNİ İSTEMEK



-ÇOĞUNLUK/AZINLIK değil/yerine HEP BİRLİKTE



-ÇOĞUNLUK ile BÜYÜK/GENİŞ ÇOĞUNLUK



-ÇOĞUNLUK ile ÇOĞUL



-ÇOĞUNLUK ile ÇOĞULLUK



-ÇOĞUNLUK ile NİTELİKLİ ÇOĞUNLUK



-ÇOĞUNLUK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> SÜRÜ



-ÇOĞUNLUK ile/değil/yerine/<> YETERSAYI



-ÇOĞUNLUKÇULUK ile/değil/yerine ÇOĞULCULUK



-ÇOK "YUKARI" değil ÇOK YÜKSEK



-ÇOK (FAZLA) ŞEY BİLMEK ile/ve/<>/değil/yerine İŞE YARAYACAK ÇOK (FAZLA) ŞEY BİLMEK



-ÇOK ANLAMLILIK ile/ve/değil ANLAM ÇOKLUĞU



-ÇOK ANLAMLILIK ile/ve/değil ÇOKLU ANLAMLILIK



-ÇOK ANLAMLILIK ile/ve ORTAK ANLAMLILIK



-ÇOK BİLGİLİ OLMAK ile/ve/||/<>/> ÇOK GÜZELLİK VE ACI GÖRMEK/YAŞAMAK



-ÇOK BİLMİŞLİK ile/ve/değil/<> HADDİNİ/AMACINI AŞAN, ANLAMSIZ(GEREKSİZ/YERSİZ) SÖZ/KONUŞMA



-ÇOK ÇEŞİTLİ/FARKLI ŞEYLERİ BİLMEK ile/ve/<> BİLDİĞİ(N) KONUDA ÇOK ÇEŞİTLİ/DERİN ŞEYLERİ BİLMEK

( Okyanusun yüzeyini görüp de alttaki derinliği ve ucsuz bucaksızlığı tümüyle unutma! )


-ÇOK İSTEMEK ile/yerine GERÇEKTEN İSTEMEK



-ÇOK KONUŞMAK ile/ve BOŞ KONUŞMAK) ile/ve/yerine ÇOK/BOŞ KONUŞMAMAK



-ÇOK KONUŞMAK değil/yerine/>< AZ KONUŞMAK

( Sık sık pişman olunur. DEĞİL/YERİNE/>< Pek az pişman olunur. )


-ÇOK KÜLTÜRCÜLÜK ile/değil/yerine ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK



-ÇOK SESLİLİK / İFADE HAKKI ile/değil DENSİZLİK

( "Sosyal medya"da. İLE/DEĞİL Günlük yaşamda. )


-ÇOK SESLİLİK / İFADE HAKKI ile/değil DENSİZLİK

( Keyfiyette. İLE/DEĞİL Gerçeklikte. )


-ÇOK SESLİLİK / İFADE HAKKI ile/değil DENSİZLİK

( "Kendi çıkarlarında." İLE/DEĞİL Ortak alanda, olanaklarda ve koşullarda. )


-ÇOK SEVMEK değil/yerine SEVMEK

( Neyi çok[gereğinden fazla] seversek, canımızdan olduran odur. )


-ÇOK SEVMEK ile/değil/yerine SEVMEK



-ÇOK ŞEY BİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇOK ÖNEMLİ(ÖNCELİKLİ) ŞEYLERİ BİLMEK



-ÇOK ŞEYDEN HABERDAR OLMAK ile/ve/değil/yerine BİRBİRİMİZİ DİNLEMEK



-ÇOK ULUSLULUK ile/değil/yerine EVRENSELLİK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Dil, hukuk ve kavramsallık. )


-ÇOK YAŞAMAK ile/ve/değil/yerine İYİ/NİTELİKLİ YAŞAMAK

( Nicelikli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nitelikli. )


-ÇOK YAŞAMAK ile/ve/değil/yerine İYİ/NİTELİKLİ YAŞAMAK

( Yaşlanılan gün/saat/dakika/ÂN. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yaşanılan gün/saat/dakika/ÂN. )


-ÇOK YEMEK ile/değil/yerine YEMEYİ SEVMEK



-ÇOK YORULMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÇABUK YORULMAK



-ÇOK/GERÇEKTEN İSTEMEK ile/ve/<> TAM/DOĞRU İSTEMEK



-ÇOK/LUK ve/||/<>/> ÇÖP/LÜK



-ÇOK/LUK ile/ve/değil İKİ/LİK



-ÇOK/LUK ile/ve/<>/değil/yerine YAYGIN/LIK



-ÇOK ile BOL

( ... ile VÜS'AT[: Genişlik, bolluk. | Para durumu. | Boş meydan, fırsat. | Genlik.] )


-ÇOK ile BOL BOL



-ÇOK ile/ve/değil ÇOĞUL



-ÇOK ile DELİM

( ... İLE Çok, fazla, ziyade. )


-ÇOK ile FURYA[İt. < FURIA]

( ... İLE Olağandan çok fazla bulunma durumu. )


-ÇOK değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR



-ÇOK ile HIZLI



-ÇOK ile PEK



-ÇOK ile SIK SIK



-ÇOK ile/ve/||/<>/> ŞOK



-ÇOK ile SÜREKLİ



-ÇOK ile/>< YOK



-ÇÖKEK ile ÇÖKELGE

( Çukur yer. | Bataklık, sazlık. İLE Bataklık, su kenarı, balçık. )


-ÇÖKELTME/K ile/değil ÇÖKERTME/K



-ÇOKLU MANTIK ile/ve SAÇAKLI MANTIK



-ÇOKLUK ve ANLAYIŞ



-ÇOKLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEREKET



-ÇOKLUK ile/ve/<>/= BİRLİK



-ÇOKLUK ile BÜYÜKLÜK

( "Bağımsız" parçalara bölünür ve her bir parça "süreksiz"dir. İLE "Sınırsızca" parçalara bölünebilir ancak her bir parçası "sürekli"dir. )


-ÇOKLUK ile SÜREKLİLİK



-ÇÖKMEK/ÇÖMELMEK ile APIŞMAK

( ... İLE Hayvanın yorgunluktan bacaklarını birbirinden ayırarak çöküvermesi. | Ne yapacağını kestirememek, şaşırmak. | Oturmak, bacakları ayırarak çömelmek. )


-ÇÖKMEK ile/ve/değil ÇÖMELMEK



-ÇÖKMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÇULLANMAK



-ÇOKTANRICILIK = POLYTHEISM[İng.] = POLYTHÉISME[Fr.] = POLYTHEISMUS[Alm.]



-ÇÖKÜK ile GÖÇÜK



-ÇÖLE ÇIKMAK, ...:
YALNIZ KALMAK ve/||/<>/> KENDİNLE KALMAK ve/||/<>/> YALNIZLIĞI AŞMAK



-ÇOLPA/TOPAL ile ÇOLAK

( Ayağında/bacağında sakatlık/aksaklık bulunanlara verilen ad. İLE Elinde/kolunda sakatlık/aksaklık bulunanlara verilen ad. )


-ÇOLUK-ÇOCUK EŞ-DOST



-ÇÖLYAK ile/||/<> BUĞDAY ALERJİSİ

( Gluten tüketimi sonucu ince bağırsaklarda hasar ile ilişkili bir bağışıklık sayrılığı. İLE/||/<> Buğday proteinlerine karşı alerjik tepkime. )


-ÇÖLYAK ile/||/<> LAKTOZ İNTOLERANSI

( Gluten tüketimi sonucu ince bağırsakta hasar oluşması ile ilişkili bir bağışıklık sayrılığı. İLE/||/<> Laktozun içeren gıdaların sindirilememesi sonucu sindirim sorunları. )


-ÇÖLYAK ile/değil TROPİKAL SPRUE

( ... İLE/DEĞİL Bu hastalık, çölyak hastalığını taklit ederek bazen doktorları yanıltsa da tropik bölgelerde yaşayan ya da geziye çıkan kişilerin kaptığı bir bulaşımdan kaynaklanır. Belirtiler arasında, şiddetli ishal, kuvvet kaybı, ateş, gece körlüğü ve besin emilimi yetersizliği görülür. Hastalığa neden olan bakteri, kesin olarak bilinmemekle beraber antibiyotik ve vitaminlerle tedavi edilebilmektedir. İyi haber şu ki, dünya çapında artan hijyen ve sağlık koşulları ile antibiyotik sağlanabilirliği sayesinde, bu hastalık giderek azalmakta. )


-CÖMERT/BONKÖR/AHİ/SEMİH değil/yerine/= ELİAÇIK/AKI/ELİBOL/GÖNLÜBOL/SELEK



-CÖMERTLİK ile İSRAF



-ÇÖMLEK ile/ve ÜZLÜK

( ... İLE/VE Topraktan, kulpsuz, küçük çömlek. )


-COMMENT vs. FEEDBACK



-CONNECTION vs. TRICK



-CONSIDER vs. CONTEMPLATE vs. MEDITATE vs. PONDER vs. RUMINATE vs. THINK



-COOK vs. COOKER



-ÇÖP/LÜK ile/değil MİDE!

( Mide çöplük değildir! "Atılmasın/günah" diye (gereksiz/fazladan) yemek de mideyi çöplük durumuna düşürür. Yiyecekler atılması gerekiyorsa atılmalıdır/atılabilmelidir. )


-ÇORAK ile KURAK

( Verimli olmayan toprak. | Acı su. | Verimsiz, kısır. | Toprak damlara çekilen, su geçirmeyen killi toprak. | Bazı toprakların yüzünde beyaz bir katman durumunda toplanan ve eskiden barut yapmakta kullanılan potaslı, sutlu tuz. İLE Yağışsız hava, mevsim, yıl. | Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak toprak. )


-ÇORAP[Fars. < CURAB] ile PATİK



-ÇORAP ile BENÎK

( ... İLE Çoğu zaman çorap yapılan adi ipek. )


-ÇORBA YAPMAK ile HELVA YAPMAK



-ÇORBA:
SICAK ile SOĞUK



-ÇÖREK ile AY ÇÖREĞİ

( ... İLE İçine tarçın, ceviz konularak ay biçiminde yapılmış çörek )


-ÇÖREK ile KETE

( ... İLE Yağlı, mayalı ya da mayasız hamurdan yapılan çörek. )


-COŞKUNLUK ile CEZBE



-COŞMAK ile/ve AKMAK



-COŞMAK ile/ve/<> KOŞMAK



-ÇÖZELTİ ile ERİYİK



-ÇÖZME ile ÇÖZÜNME ile ÇÖZÜNÜRLÜK ile ÇÖZÜNME ENTALPİSİ ile ÇÖZÜNMEYEN NESNE

( Bir katının, çözeltiye geçirilmesi. İLE Katı, sıvı ya da gaz durumundaki maddelerin, molekül ya da atomlarını birarada tutan güçleri yenerek bir başka madde içinde tek faz oluşturacak biçimde dağılmaları olayı. İLE Bir maddenin çözünmesine eşlik eden entalpi değişimi. İLE Bir maddenin, belirli bir sıcaklıktaki doygun çözeltisindeki derişimi. İLE Belirli bir çözücüde çözünmeyen madde. [Aksi belirtilmemişse çözücünün su olduğu anlaşılır.] )


-ÇÖZMEK ile/ve AŞMAK



-ÇÖZMEK ile/değil GİDERMEK



-ÇÖZMEK ile/ve/değil/yerine SÜZMEK



-ÇÖZÜLMÜŞ/LÜK ile/ve/||/<> AŞILMIŞ/LIK



-ÇÖZÜM ÜRETMEK ile/ve ÇÖZÜM OTURTMAK



-ÇÖZÜMLER ÜZERİNE KONUŞMAK ve/||/<>/> ÇÖZÜM ÜRETİR



-ÇÖZÜMLER:
KÜÇÜK ile/ve/||/<> ARA ile/ve/||/<> YALIN



-ÇÖZÜMSÜZLÜK ile/ve/> ÇARESİZLİK

( Çözümsüzlük hiçbir zaman çözüm değildir/olamaz! [kabul edilemez/edilmemeli, gözardı edilemez/edilmemeli, boş verilemez/verilmemeli, ertelenemez/ertelenmemeli!] )


-ÇÖZÜNÜRLÜK ile ÇÖZÜNME HIZI

( Bir nesnenin belirli bir çözücüde çözünme miktarı. İLE Bir nesnenin belirli bir çözücüde çözünme hızı. )


-ÇUBUK/DAL ile YÜRÜYEN ÇUBUK

( Bitki. İLE Hayvan. )


-ÇUBUK ile ARDA

( ... İLE İşaret olarak yere dikilen çubuk. )


-CÜCE/LİK ile/>< YÜCE/LİK



-CÜCÜK ile CÜCÜK

( Filiz, tomurcuk. | Soğanın ortası. İLE Kümes hayvanlarının yavrusu, civciv. | Kuş yavrusu. )


-ÇÜÇUNEK/XUÇUNEK ile KAVUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Üzeri çizgili bir kavun.[tatlı ve hoş kokulu] İLE ... )


-ÇUKUR ile/ve/||/<> KARANLIK



-ÇUKUR ile OBRUK

( ... İLE Huni biçiminde çukur yer. | Doğal ve derin kuyu, düden. | Yeraltı sularının çekilip toprağın çökmesiyle oluşan çukur. )


-ÇULLUK ile SUÇULLUĞU/BATAKLIKÇULLUĞU/BATAKÇULLUĞU



-CUMALIKAZIK değil CUMALIKIZIK



-CUMBADAK/CUP/CUPPADAK ile CUMBURLOP ile CUMBURTU

( Suya düşen bir özdeğin çıkardığı sesi anlatmak için kullanılır. İLE Ağır bir özdeğin, suya düştüğü zaman çıkardığı sesi anlatmak için kullanılır. İLE Suya düşen bir özdeğin ya da çalkalanan suyun çıkardığı ses. )


-CUMHURİYET[Ar.] ile/ve ELERKİ/KAMUERK



-CÜRET ile/ve/değil/||/<> BİLGİSİZLİK



-CÜRET değil/yerine/= GÖZSÜZLÜK



-CÜRET ile/ve/<> KÜSTAHLIK



-ÇÜRÜME ile/ve/||/<> ARDAK

( ... İLE/VE/||/<> Ağaçlarda, mantarların oluşturduğu bir tür çürüme başlangıcı. )


-CUSANUS ve/||/<>/> KOPERNİK ve/||/<>/> PARASELSUS

( 1401 - 11 Ağustos 1464 VE/||/<>/> 19 Şubat 1473 - 24 Mayıs 1543 VE/||/<>/> 1493 - 24 Eylül 1541 )


-DABNE ile/ve/<> MERAK

( Büyükayının sonundaki iki parlak yıldız. )


-DAĞ OLMAK ile/değil/yerine VADİ OLMAK

( Yağmur yağar ama akar gider. İLE/DEĞİL/YERİNE Yağmuru toplar, göl olursun. )


-DAĞILIM/DAĞILMAK ile/ve/değil/||/<>/< YAYILIM/YAYILMAK



-DAĞILMAK değil/yerine/>< DALMAK



-DAĞILMIŞLIK ile/ve/değil/yerine BOĞULMUŞLUK



-DAĞINIK/LIK ile BİÇİMSİZ/LİK



-DAĞINIK/LIK ile KOPUK/LUK



-DAĞINIK ile/ve/değil/||/<>/< PARÇA PARÇA



-DAĞINIK ile PİS



-DAĞINIK ile/değil YAYILMIŞ



-DAĞITMAK ile DAĞILMAK



-DAHA "AKILLI" OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAHA DİSİPLİNLİ OLMAK



-DAHA ÇOK OLANI ARAMAK değil/yerine DAHA AZ OLANIN TADINI ÇIKARMAK



-DAHA ÇOK ile/ve/<>/değil/yerine BİR DAHA



-DAHA İYİ DUYMAK/DİNLEMEK ile/ve/||/<>/> BAĞ KURMAK



-DAHA) ("ÜST") GÜCE[OLANAKLARA/KİŞİLERE] TAPARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖYKÜNME

( Düşük bilgi/bilinç seviyesindeki ya da çıkarcı kişilerin(zihinlerin), iyiliğ(in)e yönelimde, güdülenmesini ve kötülüğ(ün)e başvurmada da kendini tutmasını sağlatan en etkili/etkin iki durum/tutum. )


-DAHA ile ÇOK



-DAHA ile/ve/değil/yerine/=/||/<> HENÜZ ile/ve/değil/yerine/=/||/<> HÂLÂ ile/ve/değil/yerine/=/||/<> ARTIK



-DÂHİL[Ar.] OLMAK değil/yerine/= İÇİNDE YER ALMAK/KATILMAK



-DAHİLİYE değil/yerine/= İÇSAYRILIK



-DAKİK değil/yerine/= ÖYCÜL



-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( Klavyede, harflerin bulunduğu sol üst köşeye göre ad alırlar. )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( Hiyeroglif klavyesi... http://discoveringegypt.com/egyptian-hieroglyphic-writing/hieroglyphic-typewriter )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( Marcin Wichary'nin, "Sadece Türkçe bir daktiloya bakarak diller hakkında öğrendiklerim" yazısı için burayı tıklayınız... )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

(

ile

)


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( What I learned about languages just by looking at a Turkish typewriter )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( İHSAN SITKI YENER KİMDİR?

Liseyi, 1942 yılında, İzmir Ticaret Lisesi'nde bitirdi. Ortaokul yıllarında, daktiloda on parmak yazı yazmaya başlayan İhsan Sıtkı Yener, 1940'lı yıllardan itibaren standart klavye konusunda çalışmaya başladı.

Yüksek öğrenimini, 1946 yılında, İstanbul'da Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde tamamladı. Aynı yıl, Sultanahmet Lisesi'nde daktilografi öğretmenliği yaptı. Yüksek Lisans için ABD'ye giderek New York Üniversitesi'nde “Ölçme ve Değerlendirme” konusunda yüksek lisans yaptı ve aynı yıl doktorasını tamamladı.

Yener, 1946 yılında öğretmenliğe başladığı sırada, Türk dilinin özelliklerine göre yapılmış bir daktilo icat etme çalışmalarına başladı. "On parmak için ideal Türk Klavyesi"ni, 1955 yılında kabul ettirdi ve 1974 yılında tüm daktiloların F klavye olmasını sağladı. )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( Ümit Kıvanç'ın, "F klavye, Türkiye'de yapılmış tek düzgün iştir" yazısı için burayı tıklayınız... )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( Bilgisayarınızda klavyeler tanımlanmışsa "Alt + Shift" komutu ile direkt olarak geçiş yapabilirsiniz. Aynı klavyeyi ister F, ister Q olsun, hem F, hem Q olarak kullanabilirsiniz. )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( F klavyenin mucidi İhsan Sıtkı Yener, yaşamını kaybetti - 02 Eylül 2016 )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( Q klavyeyi oluşturan: Christopher Latham Sholes (1867) )


-DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE

( "Neden Q (QWERTY) Klavye Kullanmaktan Vazgeçemiyoruz?" yazısı için burayı tıklayınız... )


-DAL-BUDAK



-DAL/FINDIK ile/ve/||/<>/> ÇOTANAK

( ... İLE/VE/||/<>/> Üzerinde çok sayıda fındık bulunan dal. )


-DAL/YAPRAK ile/ve/||/<> KAVRAK

( ... İLE Ateş yakmak için kullanılan kuru yaprak, ince dal. )


-DALÂLET ile FAZLA/ZİYÂDE AŞK

( Fazla aşk/tutku, kişiyi birçok hatanın eşiğinde tutar. )


-DALÂLET ile FAZLA/ZİYÂDE AŞK

( Beşerin böyle dalâletleri var, Kendi yapar, kendi tapar. )


-DALDIRMAK ile/ve/<> BATIRMAK



-DALGA GEÇMEK İÇİN GÜLMEK ile/değil SEVDİĞİNDEN DOLAYI GÜLMEK



-DALGA GEÇMEK ile/değil/yerine (SADECE) TAKLİT ETMEK

( Bozarak, yamultarak tekrar/taklit. İLE/DEĞİL/YERİNE Birinin davranışını/tutumunu, sözünü/sesisini gerçeğine en yakın durum çabasıyla tekrarlama. )


-DALGA GEÇMEK ile/değil/yerine (SADECE) TAKLİT ETMEK

( Olumsuz. İLE/DEĞİL/YERİNE Olumlu ya da nötr. )


-DALGA GEÇMEK ile/değil/yerine (SADECE) TAKLİT ETMEK

( Gereksiz, yersiz, anlamsız. İLE/DEĞİL/YERİNE Belirli bir ölçüde kabul görebilecek kadar/biçimde. )


-DALGA GEÇMEK ile/ve/değil/||/<>/< BİLMEMEK



-DALGA GEÇMEK ile/ve/değil CİDDİYE ALMAMAK

( Ciddiye almayabilirsiniz fakat dalga geçmek gerekmiyor! )


-DALGA:
DALGA BOYU ile/ve/||/<> DÖNGÜ/PERİYOT ile/ve/||/<> SIKLIK/FREKANS ile/ve/||/<> GENLİK



-DALGA ile/ve/<>/hem de/ne de/>< PARÇACIK

( Enerjiyi bir ortamda taşıyan titreşimler. İLE/VE/||/<>/hem de/ne de/>< Kütlesi ve hızı olan nesne.[Nesneyi oluşturan temel birimler.] Nesneyi oluşturan temel birimler. )


-DALGI/GAFLET ile/ve/||/<> HADSİZLİK



-DALGIN/LIK ile/ve/||/<> DURGUN/LUK



-DALINÇ/İSTİĞRAK ile KONSANTRASYON



-DALINI KIRMAMAK ve/||/<> GÜVENİNİ KIRMAMAK

( Ağaçtan, meyve almak istiyorsak... VE/||/<> Kişilerden, sevgi bekliyorsak... )


-DALKAVUK OLMAK değil/yerine DAL OLMAK



-DALKAVUK ile/değil/yerine/>< SOYTARI

( "Erke/kişiye/saraya". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Halka. )


-DALLANDIRIP BUDAKLANDIRMAK



-DALLI KÖK = CEZR-İ MÜTEŞA'İB = RACINE RAMEUSE



-DALMAK ile TAKILMAK



-DAMAK ile/ve/||/<> ART DAMAK

( Ağız boşluğunun tavanı. İLE/VE/||/<> Damağın arka bölümü. )


-DAMAKSILLAŞTIRMA/İMÂLE ile/||/<> ART DAMAKSALLAŞTIRMA ile/||/<> EKLEMLEME NOKTASI/ÇIKAK ile/||/<> GENİZSİL/GUNNE ile/||/<> SALÂBET

( İki ses arasından, asıl seslere katılmayacak bir ses çıkarma. | Bir sesin eklemlenme bölgesini art damaktan ön damağa kaydırma. [iki ses arasından, asıl seslere katılamayacak bir ses çıkarma]. İLE/||/<> Yumuşak damak bölgesinde, sert damağın art uç noktasıyla küçük dil arasında oluşturulan ses. İLE/||/<> Sesler oluşturulurken eklemleyicilerin birbirine yaklaşması ya da değmesi sonucu ses yolunun daraldığı ya da tıkandığı yer. İLE/||/<> Geniz yoluyla[nazal] çıkarılan ses. İLE/||/<> Sertlik. )


-DAMINMAK: DAMLA DAMLA DAMLAMAK



-DAMIZLIK HİNDİLERDE:
NORFOLK BLACK ile/ve WHITE HOLLAND

( İngiliz damızlığı olan cinslerdir. )


-DAMIZLIK HİNDİLERDE:
NORFOLK BLACK ile/ve WHITE HOLLAND

( ABD'deki hindilerin çoğu bu cinslerdendir. )


-DANGALAK/LIK ile ÂCİZ/LİK



-DANIŞMAK ile/ve/||/<>/> BİLGİ VERMEK



-DANIŞMAN/LIK ile KOÇ/LUK

( Danışan, dağları aşmış; danışmayan, düz yolda şaşmış. )


-DANIŞMAN/LIK ile KOÇ/LUK

( MEŞVERET[Ar.] (ETMEK): Danışma. )


-DANS:
YATAY İSTEK ve/||/<>/> DİKEY ANLATIM



-DARA DÜŞMEK ile DÂRA GELMEK

( İdam edilmek, dâr ağacına gelmek. )


-DARGIN/LIK ile/ve/<> DURGUN/LUK



-DARGIN/LIK ile/ve KIRGIN/LIK



-DARILMAK ile/değil/yerine/>< SARILMAK



-DARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< FERAHLIK



-DAVNLOD[İng. < DOWNLOAD] değil/yerine/= İNDİRMEK



-DAVRANIŞ ile/ve/değil EŞİK



-DAVUL ile DÜNBEK

( ... İLE Bekçi davulu. | Dümbelek. )


-DAVUL ile DÜNBEK

( TABBÂL: Davulcu. )


-DAVUL ve/||/<> TOKMAK

( Davul, ayrı kişide; tokmak, ayrı kişide olmaz! )


-DAVULDA:
TOKMAK ile/ve/||/<> BIZBIZ

( ... İLE/VE/||/<> Davula sol elle vurulan ince değnek. )


-DAYAK YEMEKTEN:
KORKMAK ile/ve/değil/<> KENDİNE YEDİREMEMEK



-DAYAMAK ile KARINLAMAK

( ... İLE Gemi yanını dayamak. )


-DAYAN(AMA)MAK" ile "KALDIR(AMA)MAK



-DAYAN(DIR)MAK ile "TAKILMAK"



-DAYANAK ile/ve ARKAPLAN



-DAYANAK ile DAYANAKÇA



-DAYANAK ile DÜZLEM



-DAYANAK = MABİH-İL-KIVAM = SUBSTRATUM[İng.] = SUBSTRAT[Fr., Alm.] = SUBSTSRATUM[Lat.] = HYPOKEIMENON[Yun.] = LECHO[İsp.]



-DAYANÇ'TA/SABIR'DA:
METÂNET ile HOŞGÖRÜ ile DUA ile GÖZYAŞI ile HASRET ile AŞK

( Acıya sabredersek. İLE Kişilere sabredersek. İLE Dileğe sabredersek. İLE Duygulara sabredersek. İLE Özleme sabredersek. İLE Sevgiye sabredersek. )


-DAYANÇ'TA/SABIR'DA:
METÂNET ile HOŞGÖRÜ ile DUA ile GÖZYAŞI ile HASRET ile AŞK

( Madem görüyorsunuz... O zaman, hoşgörün!
[Âşık Veysel] )


-DAYANÇ/SABIR:
BOYUN EĞMEK değil/yerine ÇABA GÖSTERMEK



-DAYANÇ/SABIR ve/||/<> BEKLEMEK



-DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> DAYANIKLILIK



-DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> DİNGİNLİK



-DAYANÇ/SABIR ile İSYAN ETMEMEK



-DAYANÇ/SABIR ve/<> KARARLILIK



-DAYANIKLI/LIK ile/ve/||/<> AĞIRBAŞLI/LIK



-DAYANIKLI/LIK ile SAĞLAM/LIK



-DAYANIKLILIK ile/ve DAYANIŞMA



-DAYANIKLILIK = FORTITUDE[İng.] = FORCE D'ÂME[Fr.] = GEISTESKRAFT[Alm.] = FORTITUDO[Lat.]



-DAYANIKLILIK ve/||/<> GÖNÜL FERAHLIĞI ve/||/<> MERHAMET ve/||/<> SABIR

( Daha yüksek bir terbiye yoktur. VE/||/<> Daha büyük bir mutluluk yoktur. VE/||/<> Daha kutsal bir görev yoktur. VE/||/<> Daha etkili bir güç yoktur. )


-DAYANIŞMA:
MEKANİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ORGANİK



-DAYANMAK ile ABANMAK



-DAYANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BIRAKMAK



-DAYANMAK ile/ve/değil/||/<>/< ODAKLANMAK



-DAYANMAK ile SIĞINMAK



-DAYANMAK ile YASLANMAK



-DAYATMA ile/ve/= ARKASINDAN İŞ ÇEVİRMEK



-DAYATMA ile/değil/yerine ZORUNLULUK



-DAYATMAK ile/ve/||/<>/> BOZMAK



-DAYATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMSÜZ/ÇARESİZ OLMAK/KALMAK



-DAYAYIP DÖŞEMEK



-DEAKTİVE ETMEK değil/yerine/= ETKİNSİZLEŞTİRMEK



-DEBİLİTE değil/yerine/= DÜŞKÜNLÜK | GERİ ZEKÂLILIK



-DEDİKODU/GIYBET:
SÖZLE ile/ve HAREKETLE ile/ve DİNLEYEREK



-DEDİKODU ile/ve GEVEZELİK



-DEF ETMEK ile/ve DEFN ETMEK



-DEF ETMEK ile/ve DEFN ETMEK



-DEFETMEK değil/yerine/= SAVMAK/SAVUŞTURMAK



-DEFEYANS[İng. < DEFEASANCE] değil/yerine/= BAYILMA, BAYGINLIK



-DEFİSİT/DEFICIT[İng.] değil/yerine/= EKSİKLİK



-DEFNE/DEVELİK ile YABAN DEFNESİ ile ARABİSTAN DEFNESİ

( Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç. İLE İki çeneklilerden, çiçekleri beyaz, sarı ya da pembe renkli, orman ve çayırlarda yetişen bir süs bitkisi. İLE Dulaptal otugillerden, Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen, kabukları tıpta kullanılan bir ağaççık. )


-DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ ve/< KOLAYLIK



-DEĞER DÜŞÜRÜCÜ/LÜK ile/değil DÜŞ/HAYAL KIRIKLIĞI



-DEĞER ile ANLAM ile KARŞILIK



-DEĞER ve/=/||/<> EMEK



-DEĞER ile/ve/<> GELENEK



-DEĞER ile/ve GELENEK



-DEĞER ile KARŞILIK



-DEĞERİNİ BİLMEK ile ELİNDE TUTMAYA ÇALIŞMAK



-DEĞERLENDİRME YAPMAK ve/için/< HAKİKATLERİ BİLMEK



-DEĞERLERİ BELİRLEMEK değil/yerine/< DEĞERLERİN, BİZİM İÇİN DEĞERİ



-DEĞERLERİMİZİ, ÇÖP DURUMUNA DÜŞÜRMEK değil/yerine ÇÖPLERİMİZİ, DEĞER DURUMUNA ÇIKARMAK



-DEĞERLİ OLAN BİR ŞEYİ/ŞEYLERİ SEVMEK ile/ve/<>/değil/yerine DEĞERİ SEVMEK



-DEĞERLİ/LİK / DEĞERSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine/<> GEÇERLİ/LİK / GEÇERSİZ/LİK



-DEĞERLİLİK ile/ve/||/<> YARATICILIK



-DEĞERSİZ/"KÜÇÜK" GÖRMEK ile/değil UZAK(LAŞMIŞ) OLMAK



-DEĞERSİZLEŞTİRMEK ile/değil ÖNCELİK (BELİRLEMEK)



-DEĞERSİZLİK ile/değil/sadece REDDEDİLMEK



-DEĞİL/LİK ile/ve OLAMAZ/LIK



-DEĞİLLEME ve/> AŞKINLIK



-DEĞİLLEME ve BÜTÜNLÜK



-DEĞİLLEME ve DEĞİLLEYEREK



-DEĞİLLİK ile ...

( NEGATIVE )


-DEĞİNMEK ile/ve/||/<> DEYİNMEK

( Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek. İLE Yakınma, sitem yollu söylenme. )


-DEĞİNMEK ile İŞLEMEK



-DEĞİŞ(TİR)MEYE ÇALIŞMAK ile/ve/değil/yerine/< ANLAMAYA ÇALIŞMAK



-DEĞİŞEBİLİR/LİK ile KEYFÎ/LİK



-DEĞİŞEREK DEVAM ETMEK ile/ve/||/<>/> DEVAM EDEREK DEĞİŞMEK



-DEĞİŞİK/LİK ile/ve/değil/||/<> ÇEŞİTLİ/LİK



-DEĞİŞİK/LİK ile FARKLI/LIK



-DEĞİŞİK/LİK ile İLGİNÇ/LİK



-DEGİŞİK/LİK ile ÖZEL/LİK



-DEĞİŞİM ile/ve/> ANLAM KAZANMAK



-DEĞİŞİM ile/ve/değil EŞİK



-DEĞİŞİM ve/||/<> İLKSELLİĞİN "İÇKİNLİĞİ/AŞKINLIĞI" ve/||/<> CANLILIK ve/||/<> YERÇEKİMİ

( Dünya, düşünce[felsefe/bilim] tarihinin en temel sorun(sal)ları. )


-DEĞİŞİM ile/ve/<> SÜREKLİLİK



-DEĞİŞİMDE:
KATILAŞMIŞLIK değil/yerine AKILLANMIŞLIK

( Canı çok acıyarak. DEĞİL/YERİNE Yeterince/çok şey öğrenerek/bilerek. )


-DEĞİŞİMİN:
KURBANI OLMAK değil/yerine/>< USTASI OLMAK



-DEĞİŞKEN/LİK ile/ve AKICI/LIK



-DEĞİŞKEN/LİK ile/ve GÖRELİ/LİK



-DEĞİŞKEN/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> UZAKLIK/MESAFE



-DEĞİŞKEN ile/ve/değil/||/<>/< OLASILIK



-DEĞİŞMEK ile DEĞİŞTİRİL(E)ME(ME)K



-DEĞİŞMEK ile/ve/değil/||/<>/< FARKINA VARMAK



-DEĞİŞMEZ/LİK ile/ve/değil/yerine BENZER/LİK



-DEĞİŞMEZ/LİK ile SÜREKLİ/LİK

( Süreklilik, geçmiş-şimdi-gelecek'teki kimlik aynılığını gerektirir. Böyle bir ayrılık olanaklı değildir, çünkü tanımlama vasıtası durmadan dalgalanıp değişir. )


-DEĞİŞMEZ/LİK ile SÜREKLİ/LİK

( Süreklilik, kalıcılık, bunlar belleğin yarattığı yanılsamalardır; yalnızca zihnin yansıttığı -aslında var olmayan- bir resim, bir kalıptır. )


-DEĞİŞMEZ/LİK ile SÜREKLİ/LİK

( Şehrin yeri değişirse de kuyunun yeri değişmez. )


-DEĞİŞMEZ/LİK ile/değil TUTARLI/LIK



-DEĞİŞTİRMEK ile/değil/yerine DEĞİŞİM



-DEĞİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine DEĞİŞİME KATKIDA BULUNMAK

( Değişimin sırrı, tüm enerjini, yeniyi inşâ etmek üzerine odaklamandır! Eskiyle savaşmak üzerine değil! )


-DEĞİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine DEĞİŞİME KATKIDA BULUNMAK

( The secret of change is to focus all of your energy, not on fighting the old, but on building the new. )


-DEĞİŞTİRMEK ile/ve DÖNÜŞTÜRMEK

( Dıştakileri. İLE/VE İçtekileri/Kendini. )


-DEĞİŞTİRMEK ile/ve DÖNÜŞTÜRMEK

( İnsanı. İLE/VE Toplumu. )


-DEĞİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine GÜNCELLEŞTİRMEK



-DEĞİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine ZENGİNLEŞTİRMEK



-DEĞNEK yerine ÂSÂ



-DEĞNEK ile ÇİLİK

( ... İLE Çelik çomak oyununda kullanılan ince değnek. )


-DEĞNEK ile CIRDAVAL

( ... İLE Ucu demirli, uzun, cirit değneği. )


-DEĞNEK ile ÇÖTELE

( Tehlikeyi belirtmek için dikilen değnek. )


-DEĞNEK ile/değil ISTAKA/İSTAKA[İt. < Cerm.]

( ... İLE/DEĞİL Bilardo oyununda kullanılan değnek. | Basımevlerinde, kitap formalarını kırmak, katlamak için kullanılan, tahtadan yapılmış küçük araç. )


-DEĞNEK ile SOPA

( ... İLE Kalın değnek. )


-DEHÂ ile/ve/|/<>/>< DELİLİK

( İkisinin arasında, çok ince bir çizgi, aralık vardır. )


-DEHLİZ[Fars.]/KORİDOR[Fr. < CORRIDOR] değil/yerine/= GEÇENEK



-DEK ile DEK[Fars.] ile DEK/TEK

( "...ya kadar" gibi, bir eylemin sona erdiği noktayı ya da zamanı anlatır. Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı ya da yeri gösteren bir söz; kadar, değin. | Belirtilen zamanı, yeri vb.ni içine almayacak bir biçimde; kadar, değin. İLE Düzen, hile, desise, entrika. | Dilenci. | Tokuşma, çatışma. | Sağlam. İLE Tek. )


-DEKLARE (ETMEK) değil/yerine/= BİLDİRMEK



-DEKOMPOZE OLMAK ile DEKOMPOZİSYON

( Ayrışmak, parçalanmak. İLE Ayrışım, parçalanma. )


-DEKONJESTAN ile DEKONJESYONE ETMEK

( Kan dolum/göllenme giderici. İLE Kan dolumunu/göllenmeyi gidermek. )


-DEKSTROKARDİ değil/yerine/= SAĞDA YÜREK



-DELİ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< ZIRVA BULABİLMEK

( "Deliyim" demek bir şey değil. Önemli olan, zırva bulabilmek. )


-DELİ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLGİLİ/LİK

( Bilgisizler/cahiller ve düşün[e]meyenler için anlayamadıkları her şey [ve herkes] "deli/lik"tir. )


-DELİ/LİK ile/ve/değil/||/></ne yazık ki BİLGİSİZ/LİK / CAHİL/LİK

( Akıl, kişiyi terk etmişse. İLE/VE/DEĞİL/||/>

-DELİ/LİK ile ÇILGIN/LIK



-DELİ/LİK ile ÇILGIN/LIK



-DELİ/LİK ile VELİ/LİK

( Deli, kendi deli olduğu gibi başkasını da delirten. İLE Veli, başkasını ihyâ eden. )


-DELİ/LİK ile VELİ/LİK

( İnsan aklı bırakırsa Deli, akıl insanı bırakırsa Veli. )


-DELİ/LİK ile VELİ/LİK

( "Deliyim!" demek, bir şey değil. Maharet, zırva bulabilmekte! )


-DELİ/LİK ile VELİ/LİK

( Velîlik, altın; nebîlik, gümüş kerpiçtir. İlâhî zevk ve saltanat makamına "Altın kerpiç", Peygamber'in, kişileri davet etmek için indiği tenezzül makamına da "Gümüş kerpiç" denilmiştir. )


-DELİ ile/ve/değil ÂŞIK



-DELİ ile MİSTİK

( Zihnin altında ezilirsek. İLE Zihni aşabilirsek. )


-DELİCİ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİCİ/LİK



-DELİK/YIRTIK ile/değil İLİK



-DELİK ile/değil/yerine AÇIKLIK



-DELİK ile AVGIN

( ... İLE Duvarda, suyun geçmesine yarayan delik. | Üstü kapalı su yolu. )


-DELİK ile AYRIK



-DELİK ile/değil BARBAKAN

( ... İLE/DEĞİL Kale duvarlarında, düşmana ok atmak üzere açılmış delik. )


-DELİK ile BASTİKA[İt. < PASTECA]

( ... İLE Bir yelken serenine ya da herhangi bir ağaca açılan delik. )


-DELİK ile CIRNIK

( ... İLE Set duvarlarında, su akacak delik. )


-DELİK ile ÇİZİK



-DELİK ile/ve/değil/< GEDİK/RAHNE[Fars.]



-DELİK ile GÖZENEK



-DELİK ile KESİK



-DELİK ile LOMBAR[İt.]

( ... İLE Gemi bordalarına, küpeştelerine açılan, dörtgen biçiminde delik. )


-DELİK ile OYUK



-DELİK ile YARIK



-DELİK ile YURDU

( ... İLE İğne deliği. )


-DELİL ile/ve DAYANAK



-DELİL değil/yerine/= TUTAMAK



-DELİLİK ile AMOK

( ... İLE Öldürücü delilik. [Malezya'da] )


-DELİLİK ile/değil/yerine GÜVENİLİR "DELİLİK"



-DELİLİK ile/ve/değil İNANÇ/İMAN



-DELİRMEK ile/ve/||/<> BELİRMEK



-DELİSİ OLMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> NANKÖRÜ OLMAK

( Ulaşamadıklarının. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Ulaştıklarının. )


-DEMAGOJİ[Fr. DÉMAGOGIE]["DEMOGOJİ" değil!] ile POLEMİK

( ... İLE Yazarak/yazılı tartışma.[söz dalaşı vs. değildir!] [İSTİŞ'ÂR: Yazı ile bildirilmesini isteme.] )


-DEMEK İSTEMEK ile DEMEYE GETİRMEK



-DEMEK ile SÖYLEMEK

( Sözün aktarımı/seslendirilişi. İLE Düşüncenin/kavramın/olgunun/durumun bildirimi/paylaşımı. )


-DEMİR ile ÇELİK

( ... İLE Demire, %2 karbon katılarak. / Karbon oranının azaltılmasıyla. )


-DEMİR ile ÇELİK

( HESPAIDOS: Demir tanrısı. )


-DEMİR ile ÇELİK

( LAHOR ÇELİĞİ )


-DEMOGRAFİK değil/yerine/= ÇOĞABİLİMSEL/ÇOĞASAL



-DEMOKRASİ ve/||/<> GÜVENLİK ve/||/<> EKONOMİ ve/||/<> İKLİM



-DEMOKRASİ ile SANDIK

( Her demokrasi olan yerde/ülkede sandık vardır fakat her sandık olan yerde/ülkede "demokrasi vardır" diyemeyiz. )


-DEMOKRATİK TOPLUMUN GEREĞİNDE:
ÖLÇÜLÜLÜK ve/||/<> ZORLAYICI TOPLUMSAL GEREKSİNİM ve/||/<> SON ÇÖZÜM İLKESİ



-DEMORALİZE OLMAK/ETMEK değil/yerine/= ÖZCÜL GÜCÜNÜ YİTİRMEK/BOZMAK



-DENEME-YANILMA değil/yerine YAŞANMIŞLIKLARDAN DERS ALMAK



-DENEMEK > TAKLİT ETMEK değil/yerine/> DÜŞÜNMEK

( En acı olan. > En kolay olan. DEĞİL/YERİNE/<>/> En akıllıca olan. )


-DENEMEK ile/ve SINAMAK



-DENENEBİLİR/LİK ile/ve/||/<>/> DENETLENEBİLİR/LİK



-DENETİMCİ/LİK ile/ve/<> KATILIMCI/LIK



-DENETLENEMEZLİK ve/<> DÖNÜŞÜM



-DENETLEYEBİLMEK ile/ve/= BİLMEK



-DENEY ile/ve DÜZENEK



-DENEYCİLİK ile DUYUMCULUK/HİSÇİLİK



-DENEYCİLİK = İHTİBARİYE = EMPIRICISM[İng.] = EMPIRISME[Fr.] = EMPIRISMUS[Alm.]



-DENEYCİLİKTE:
SAYMAYA YÖNELİK ile VARSAYIMA YÖNELİK

( Bacon. İLE Galileo. )


-DENEYİM YAŞAYAN BENLİK ile/ve/<> GÖZLEMLEYEN BENLİK

( Yoğun bir deneyim yaşayan kişi, güven ve cesâret yayar. )


-DENEYİM YAŞAYAN BENLİK ile/ve/<> GÖZLEMLEYEN BENLİK

( Gerçek benliğin bulunabilmesi için sahte olanın terk edilmesi zorunludur. )


-DENEYİM YAŞAYAN BENLİK ile/ve/<> GÖZLEMLEYEN BENLİK

( Düşüncelerinizi, duygularınızı, sözlerinizi ve eylemlerinizi gözleyin. )


-DENEYİM YAŞAYAN BENLİK ile/ve/<> GÖZLEMLEYEN BENLİK

( A man who is intense in his experience will radiate confidence and courage.
The false self must be abandoned before the real self can be found.
Watch over your thoughts, feelings, words and actions. )


-DENEYİM:
YAŞLANARAK değil YAŞAYARAK



-DENEYİM ve/||/<>/> KENDİLİK



-DENEYİM ile/değil KUŞKUCULUK

( Bazı kisiler, yavaş yavaş, inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve tamamen kuşkucu olmayı öğrenir. Bu süreç gerçekleştiğinde de artık çok geçtir. Ne yazık ki, (bazı) "zihinlerin", "deneyim" dediği şey budur. Aklıyla bağlantısını kaybetmiş bir kişi, "deneyimli" olarak tanımlar kendini. )


-DENEYİMCİ MATEMATİK ile/ve METAFİZİK MATEMATİK



-DENEYİME AÇIK/LIK ile/ve/<> DIŞADÖNÜK/LÜK



-DENEYİMLEMEK ile/ve/<>/>/< DEYİMLEMEK



-DENEYİMLEMEK ile/ve/<> GÖZLEMLEMEK



-DENEYİMSEL TAMAMLIK ile SONUÇLU TAMAMLIK ile TÜMEL TAMAMLIK ile YAKIN GEÇMİŞ TAMAMLIK ile TAMAMLIK GÖRÜNÜŞÜ



-DENEYSEL ile MEKANİK ile MATEMATİK



-DENGE ile/ve/<> DİNGİNLİK



-DENGE ile EŞİTLİK



-DENGELEYİCİLİK ile/ve BÜTÜNLÜK



-DENİZ ASLANI/FOK ile DENİZ AYISI/İNEĞİ (MANAT)

( Gebelik süreleri 11 aydır. Her seferinde tek bir yavru doğurur. Doğurunca hemen bir yenisine gebe kalır. İLE 1.5 - 2 m. boyunda, bitkiyle beslenen bir deniz memelisi. )


-DENİZ SEVİYESİ ile/ve/değil EŞİK



-DENİZ TAŞITLARINDA:
SANCAK ile/ve/||/<>/>< İSKELE

( Sağ yanı. İLE/VE/||/<>/>< Sol yanı. )


-DENİZ/GÖL/IRMAK ile/ve/||/<> BALIKLAVA

( ... İLE/VE/||/<> Deniz, göl ve ırmaklarda balık yatağı olan yer. )


-DENİZASLANI ile FOK

( Daha kalın kürkü vardır. İLE Daha yağlıdır. )


-DENİZASLANI ile FOK

( Kulakları gözle görülür. İLE Arka kanatları arkaya doğru bakar. )


-DENİZASLANI ile FOK

( Fokların gözleri deniz altında bulanık görmez. )


-DENİZASLANI ile FOK

( Fok ile Denizaslanı iskeletlerinin farkları )


-DENİZASLANI ile FOK

( Alttaki. İLE Üstteki. )


-DENİZAYGIRI/MORS[Laponca] ile FOK

( ... İLE Tüm memeliler arasında, sütü, en yağlı olandır. [Yavrusunun hızlı büyümesinin zorunluluğundan dolayı][Birkaç hafta içinde sütten kesilirler] )


-DENİZAYGIRI/MORS[Laponca] ile FOK

( Mors/Denizaygırı ile Fok )


-DENİZCİLİK ile/ve ASTRONOMİ



-DENİZCİLİK ile GEMİCİLİK



-DENİZCİLİK ile ÜSKÜDAR VAPURU FACİASI

( )


-DENİZDE YÜZÜP DEREDE BOĞULMAK ile/<> DİMYAT'A, PİRİNCE GİDERKEN, EVİNDEKİ BULGURDAN OLMAK



-DENİZLİ[< DONGUZLU] ile/ve VAN ile/ve MALATYA ile/ve NİĞDE ile/ve UŞAK ile/ve ISPARTA



-DENK DÜŞMEK/DÜŞÜRMEK ile/ve DENK GELMESİ/GETİRMEK



-DENK/LİK ile/ve ÖZDEŞ/LİK



-DENK ile KÜFÜV

( ... İLE Birbirine benzeyen ya da yakışan. )


-DENKLİK ile/ve/<> BÜTÜNLÜK



-DENKLİK ile İZDÜŞÜM



-DENSİZ/LİK ile/ve/<> DALLAMA/LIK ile/ve/<> DANGALAK/LIK ile/ve/<> DALYARAK/LIK



-DENSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< HEVESLİ/LİK



-DENSİZ/LİK ile/ve/<> PATAVATSIZ/LIK



-DEONTOLOJİ/K değil/yerine/= ÖDEVBİLİM/SEL / ÖDEVSEL



-DEONTOLOJİZM değil/yerine/= ÖDEVBİLİMCİLİK



-DEPLASE ETMEK ile DEPLASE OLMAK

( Yer değiştirtmek. İLE Yer değiştirmek. )


-DEPO/KÖMÜRLÜK değil/yerine EV/OFİS/APARTMAN/PARK



-DEPREM/ZELZELE ile/||/<> ÜGRÜMEK

( Alttan, yukarı doğru vuran. İLE/||/<> Yerin ileri geri gitmesi ya da geminin sağa sola sallanması/sendelemesi. )


-DEPREMDE:
ÇÖKMEK ile/ve/||/<> KAPANMAK ile/ve/||/<> TUTUNMAK

(



)


-DEPRESİF ile MELANKOLİK

( [günümüzde] Hem erilde, hem dişilde. İLE [eskiden][daha çok] Dişilde. )


-DERC[Ar.] (ETMEK) ile/ve/||/<> CEM[Ar.] ETMEK

( Sokma, arasına sıkıştırma. | Gazeteye yazma. | Toplama, biriktirme. İLE/VE/||/<> Toplamak. | Bir araya getirmek. )


-DERC[Ar.] (ETMEK) ile/ve/||/<> CEM[Ar.] ETMEK

( Hattatların yazdığı meşk tomarı. )


-DERC[Ar.] (ETMEK) ile/ve/||/<> CEM[Ar.] ETMEK

( Nakışlı kâğıda yazılmış yazı. )


-DERE ile/ve/<> ÇATAK

( Genellikle, yazın kuruyan küçük akarsu ve bunların yatağı. | İki dağ arasındaki uzun çukur. | Damlarda, yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko ya da kiremit yol. İLE/VE/<> İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı. | Yapışık, ikiz meyve. | Kavgacı. )


-DERE ile ÇAY ile IRMAK



-DEREBEYLİK ile/değil/yerine/<>/> DEVLET



-DERECE ile/ve/değil EŞİK



-DERECELENDİRİLEBİLİR ile DERECELENDİRİLEBİLİRLİK



-DEREOTU ile YABANTIRAK

( ... İLE Sulak yerlerde yetişen, bir tür dereotu. )


-DERİN BİR SOLUK ve/||/<> DERİN BİR ŞÜKÜR



-DERİN DÜŞÜNMEK(TEFEKKÜR) ile/ve UYUMAK

( Uykunun karanlığı bile tazeleyici ve gençleştiricidir. )


-DERİN DÜŞÜNMEK(TEFEKKÜR) ile/ve UYUMAK

( Uyanıkken bilinçlisiniz; uyurken sadece canlısınız. )


-DERİN DÜŞÜNMEK(TEFEKKÜR) ile/ve UYUMAK

( FİKR-İ AMÎK[Ar. < UMK]: DERİN DÜŞÜNCE )


-DERİN/LİK ile/değil ABİS

( ... İLE/DEĞİL Okyanusların çok derin yeri ve daha özel olarak, güneş ışığının erişemediği bölüm. )


-DERİN/LİK ile/ve TUTARLI/LIK

( Derinlik, kişinin en kapsamlı gereksinimlerine olan duyarlılığında oluşturulan dengeden söz eder. Tutarlılıksa güvenilirliğe değinir. )


-DERİN/LİK ile/ve UZAK/LIK



-DERİN/YOĞUN/GENİŞ DÜŞÜN(E)MEMEK ile/değil/<> BİLGİSİZLİK/DÜŞÜNCESİZLİK

( Bilgisizlik de, bilgi de zihindedir, gerçekte değil. )


-DERİN/YOĞUN/GENİŞ DÜŞÜN(E)MEMEK ile/değil/<> BİLGİSİZLİK/DÜŞÜNCESİZLİK

( Bilgisiz olup, doğruyu savunacağına; bilgili olup, yanlışı savun! )


-DERİNLEŞMEK ile KÖK SALMAK



-DERİNLEŞMEK ile/ve UZAKLAŞMAK/YAKINLAŞMAK



-DERİNLEŞTİRMEK ile/ve/<> BESLEMEK



-DERİNLEŞTİRMEK ile OTURTMAK



-DERİNLİK ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK



-DERİNLİK ile/ve/değil EVRE



-DERİNLİK ile/ve/<> İÇ İÇELİK



-DERİNLİK ve/||/<>/> İSKANDİL[İt.]

( ... VE/||/<>/> Denizin derinliğini ölçme. | Bu iş için kullanılan araç. )


-DERİNLİK ile/ve SERİNLİK



-DERİNLİK ile/ve/<> YAYILIM



-DERİŞİK >< SEYRELTİK



-DERLEYİP TOPARLAMAK



-DERM[İng.] değil/yerine/= DERİ | KATMAN | YAPRAK



-DERMA/DERMATO/DERMO- ile DERMAL/DERMATİK ile DERMABRAZYON ile DERMATOGLİFİKS ile DERMATOLOG ile DERMATOLOJİ ile DERMATOLOJİK ile DERMATOM ile DERMATOZ ile DERMİS ile DERMOAKTİF ile DERMOİD

( Deri [ile ilgili]. İLE Deri [ile ilgili]. İLE Deri kazıma. İLE Deri çizgileri, deri çizgibilim. İLE Deri sayrılıkları uzmanı. İLE Deri sayrılıkları bilimi. İLE Deri sayrılıkları [ile ilgili]. İLE Duyu alanı. İLE Deri sayrılığı. İLE Alt deri. İLE Deriyi etkileyen. İLE Derimsi. )


-DERPİŞ ETMEK değil/yerine/= ÖNGÖRMEK/GÖZ ÖNÜNDE TUTMAK/USUNDAN GEÇİRMEK



-DERS ÇALIŞMAK ile/ve/> (NİTELİKLİ/AYRICALIKLI) ÇALIŞMAK



-DERS YAPMAK ile/değil/yerine DERS(İ) İŞLEMEK



-DERT ETMEK ile DERT EDİNMEK

( Kendinize zulmetmek için yollar icat etmeyin! )


-DERT SAHİPLİĞİ ile/ve/değil ADANMIŞLIK



-DERT/LERİNİ ANLATMAK ile/değil/yerine (NİTELİKLİ VE YÜKSÜZ) İLİŞKİ (KURMAK)



-DERT ile/ve/= NİTELİK

( Baki olan bir dert edin! Bu fâni dünyada. )


-DERT ile/ve/= NİTELİK

( Ehl-i derdin sohbetine mahrem et! )


-DERT ile/ve/= NİTELİK

( Söylemem derdimi hemderde bile! )


-DERT ile/ve/= NİTELİK

( Allah derdinizi artırsın! )


-DERTLİ ile/ve/<> EDİP ile/ve/<> ÂŞIK ile/ve/<> ÂRİF

( [Derdini] Yalın anlatan. İLE/VE/<> Hoş anlatan. İLE/VE/<> Haliyle anlatan. İLE/VE/<> Gülümseyişiyle örterek anlatan. )


-DERVİŞ:
DÜNYA ve/||/<> İKİYÜZLÜLÜK ve/||/<> VARLIK ve/||/<> YALAN ve/||/<> KÖSNÜ/ŞEHVET

( DERVİŞ: DAL ve/||/<> RA ve/||/<> VAV ve/||/<> YE ve/||/<> ŞIN )


-DERVİŞ/LİK ve/||/<>/> KENDİNİ "YOK ETMEK"



-DERVİŞ ile/ve ABDAL/TORLAK

( ... İLE/VE Gezgin derviş. )


-DERVİŞ ile/ve ÂŞIK

( Önce nefsini yok etmeye çabalar. İLE/VE Önce aklını yok etmeye çabalar. )


-DERVİŞ ile/ve ÂŞIK

( Âşık'ın uykusu: Hâl-i istiğrak. Gözü uyur ama, özü uyumaz. )


-DERVİŞ ile/ve ÂŞIK

( Âlimlerin uykusu ibâdettir. )


-DERVİŞ ile/ve ÂŞIK

( DERVİŞ: Başına gelmiştir ve fakat anlamamıştır. )


-DERVİŞ ile/ve ÂŞIK

( Tüm tarikatlerde bazı (hal üzere) yol alanlar. İLE/VE (Alevi-)Bektaşî'likte. )


-DERVİŞ ile/ve/değil EŞİK



-DERVİŞ ile/ve IŞIK

( ... İLE/VE Bektâşî dervişi. )


-DERVİŞ ile/ve IŞIK

( Erenler adama bir iş ederler, evirir-çevirir, ederler derviş. )


-DERVİŞ ile/ve IŞIK

( Bir iş ederler, adamı derviş ederler. )


-DERVİŞ ile/ve SÂLİK

( Dervişlik çok kolay, âsân bir yoldur, söz dinleyene; Dervişlik çetin ve pek müşkil yoldur, söz dinlemeyene. )


-DERVİŞ ile/ve SÂLİK

( Dervişe gizli olmaz. )


-DEŞARJ ile DEŞARJ OLMAK

( Boşalım. İLE Boşalmak. )


-DEŞELEMEK değil EŞELEMEK ya da DEŞMEK



-DESEN ile/ve/değil/<> RENK



-DESİNLER DİYE YAPMAK değil/yerine İŞLET FİİLİN, DUYSUN KULAĞIN



-DEŞMEK ile/ve/değil/||/<>/> DELMEK

( Daha hafif. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Daha etkili. )


-DEŞMEK ile/ve/değil/||/<>/> KAZMAK



-DESTANÎ/EPİK değil/yerine/= OZYIRSI



-DESTEK VERMEK ile REKLÂMINI YAPMAK

( Yap fakat tapma! )


-DESTEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAYANAKÇA



-DESTEK ile/ve/<> DAYANIŞMA



-DESTEK ile/ve/<> PAYLAŞIM

( Ölçü, aynı şeye gülmek değil, aynı şeye ağlamaktır. )


-DESTEK ile/ve/<> SEFERBERLİK



-DESTEK ile/ve/<> TEŞVİK



-DESTEK ile TUZAK



-DESTEKLEMEK ile/ve/||/<> PEKİŞTİRMEK



-DETERMİNAN/T ile DETERMİNASYON ile DETERMİNE ile DETERMİNE ETMEK

( Belirleyen, belirleyici. İLE Belirlenim, belirleme, belirleyicilik. İLE Belirlenmiş, belirli. İLE Belirlemek. )


-DETERMİNİZM/DETERMINISM[İng.] değil/yerine/= BELİRLEYİMCİLİK



-DEVAM ETMEK değil/yerine/= SÜRDÜRMEK / SÜRMEK/SÜRÜP GİTMEK



-DEVAM ETTİRME ile SÜREKLİLİK



-DEVAM ETTİRMEK/İDAME("İTAM/İTAME" değil!) ETTİRMEK değil/yerine/= SÜRDÜRMEK/SÜRMESİNİ SAĞLAMAK



-DEVAMLILIK değil/yerine/= SÜREYLİK



-DEVE ile/ve/||/<> "ASLAN" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BEBEK



-DEVİM/DİNAMİK ile/ve KİNETİK



-DEVİMSEL/LİK[DİNAMİK(LİK)] ve VAR/LIK



-DEVİNİM/DİNAMİK ile/ve ÇELİŞKİ



-DEVİNİM/DİNAMİK ile/ve İLİŞKİ



-DEVİNİM/DİNAMİK ile/ve SINIR



-DEVİR/TEMLİK değil/yerine/= GEÇİRİ



-DEVİR ile/ve/değil EŞİK



-DEVİR ile/||/<> TEMLÎK

( Bir hakkın, birinden başka birine geçmesi. )


-DEVİRLER:
GELİŞME ve OLGUNLUK ve ORTA YAŞLILIK ve YAŞLILIK

( Yaklaşık 30 yaşa kadar olan devir. VE Yaklaşık 35'lerden 40'a kadar olan devir. VE Yaklaşık 60 yaşlarına kadar uzanan devir. VE Hayat merkezlerinin tedricen zayıflamaya başladığı ölüme kadarki devir. )


-DEVLET:
TÜZE/HUKUK ile/ve/||/<> İKTİSAT ile/ve/||/<> SİYASET



-DEVLET değil/yerine/= GENERK



-DEVLET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TÜZE/HUKUK

( "Yüce". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< En yüce. )


-DEVLETİN (ÖNCELİKLİ/ZORUNLU) SORUMLULUKLARI:
EĞİTİM ve/||/<> SAĞLIK ve/||/<> GÜVENLİK ve/||/<> YARGI GÜVENCESİ



-DEVRALMAK[Ar.] değil/yerine/= GEÇİRALMAK



-DEVRAN ile/ve/||/<> SEYRAN ile/ve/||/<> HAYRET ile/ve/||/<> MERAK ile/ve/||/<> İLİM



-DEVREDİLMEK/DEVROLMAK değil/yerine/= GEÇİRİLENMEK



-DEVREMÜLK değil/yerine/= DÖNEMEV



-DEVRETMEK değil/yerine/= GEÇİRİLEMEK



-DEVRİM ile/ve/değil/yerine/<> DEĞİŞİKLİK



-DEVRİM ile/ve/değil EŞİK



-DEVRİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SİVİL İTAATSİZLİK



-DEVRİMCİ/LİK ile/ve/<>/> KORUMACI/LIK

( En radikal devrimciler bile devrimin ertesi günü, korumacı[muhafazakâr] olur. )


-DEVRİMLER/DE:
FRANSIZ ile/ve/||/<> ALMAN ile/ve/||/<> İTALYAN ile/ve/||/<> BOLŞEVİK ile/ve/||/<> ANADOLU/TÜRK

( [ağırlıklı/yoğunluklu olarak]
Siyaset/te. İLE/VE/||/<> Eğitim/de. İLE/VE/||/<> Sanat/ta. İLE/VE/||/<> Ekonomi/de. İLE/VE/||/<> Kültür/de. )


-DEVŞİRME ile/||/<>/> CİVELEK ile/||/<>/> ÇERİ ile/||/<>/> YENİÇERİ/SOLAK ile/||/<>/> CERRAH ile/||/<>/> BAŞESKİ ile/||/<>/> EŞKİNCİ ile/||/<>/> KETHÜDA ile/||/<>/> ODABAŞI ile/||/<>/> TURNACIBAŞI ile/||/<>/> ULÛFECİ ile/||/<>/> ASÂKİR-İ MANSURE

( Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri ocağına alınacak çocukları seçip toplama işi. İLE/||/<>/> Yeniçeri ocağına yeni girmiş delikanlı. İLE/||/<>/> Asker. İLE/||/<>/> Piyade askeri. İLE/||/<> Yeniçeri ordusunda görevli hekim. İLE/||/<> Yeniçeri bölüklerinin en kıdemsiz subayı ve erlerinin en kıdemlisi. İLE/||/<>/> Osmanlı sultanı ya da serdar ile savaşa giden ve ordunun vurucu gücünü oluşturan yeniçeri askerleri. İLE/||/<>/> Yeniçeri Ocağı'nda, Yeniçeri Ağası'ndan sonra gelen en yüksek subay. İLE/||/<>/> Yeniçeri kuruluşunda görevi alaylarda selâm törenlerini düzenlemek ve yönetmek olan subay. İLE/||/<> Yeniçeri Ocağı'nda bir bölüğünün komutanı. Son dönemde mübaşirlik yapanlara verilmiştir. İLE/||/<> Yeniçerilikte bir sınıf süvari askeri. İLE/||/<> İkinci Mahmut döneminde, yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra kurulan yeni ordunun adı. )


-DEVŞİRME ile/||/<>/> CİVELEK ile/||/<>/> ÇERİ ile/||/<>/> YENİÇERİ/SOLAK ile/||/<>/> CERRAH ile/||/<>/> BAŞESKİ ile/||/<>/> EŞKİNCİ ile/||/<>/> KETHÜDA ile/||/<>/> ODABAŞI ile/||/<>/> TURNACIBAŞI ile/||/<>/> ULÛFECİ ile/||/<>/> ASÂKİR-İ MANSURE

( FERİK: Tümgeneral ya da korgeneral.
HASSA ORDUSU: Hükümdarı ve sarayı korumakla görevli askeri sınıf.
KAPIKULU: Ücretli Osmanlı askeri.
KARAKULAK: Emir çavuşu ya da haberci.
LAĞIMCILAR: Kapıkulu Ordusu'nda düşman kalesini yıkmak için tünel kazan askeri birlik.
LEVEND: Deniz askeri.
LİKATOR: Bulgarlar'dan oluşan Voynuk Teşkilatındaki küçük rütbeli subaylar.
LİVA: İki alaydan oluşan askeri birlik. | İlden küçük, ilçeden büyük olan yönetim bölgesi.
MALKOÇ: Akıncılar ocağının komutanı.
PENCİK: Asker yetiştirilmek için, savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemioğlan adayları.
PEYK: Postacılık, taşımacılık ve korumacılık yapan, törenlerde yer alan asker sınıfı.
REDİF: Son dönem Osmanlı ordusunda askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er.
REİS-ÜL KÜTTAB: XVII. Yüzyıla kadar Osmanlılarda Sultan divanı katiplerinin başı.
RİKABİYE: Sadrazam, vezir gibi devlet adamları tarafından devlet adamlarına verilen ad.
RİYALA: Tümgenerale eşit bir rütbe.
SAKA: Eyalet askerlerine bağlı bir sınıf.
SALMA: Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri.
SARICA: Eyalet valilerinin buyruğundaki başıbozuk asker.
SEKBAN: Eyalet paşaları ve sancak beylerine bağlı olarak görev yapan bir sınıf asker. | Sınır boylarında görev yapan asker sınıfı.
SERASKER: Kara ordusu komutan. | Sadrazamlık görevi ile yükümlü olmayan ve Osmanlı ordusunun komutanlığını yapan vezirin ünvanı.
SİPAHİ: Osmanlılarda tımar sahibi atlı grup.
ÜMERA: Bey, amir, üst düzey subay.
VELEDEŞ: Kapıkulu süvarilerinin oğullarına verilen ad.
VÜZERA: Vezirler.
YASAVUL: İlhanlılarda ordu müfettişine verilen ad. )


-DEVŞİRMEK ile/ve DENŞİRMEK

( Biraraya getirmek, derlemek, toparlamak. | Katlamak, düzgün duruma getirmek. | Asker olarak yetiştirilmek üzere Yeniçeri Ocağı'na alınacak çocukları seçip, toplama. İLE/VE Bir şeyin doğasını ya da niteliğini bozmak. )


-DEZAVANTAJ SAĞLAMAK değil DEZAVANTAJ YARATMAK



-DEZENFEKSİYON ile DEZENFEKTAN ile DEZENFEKTE ETMEK

( Bulaşsızlaştırma. İLE Bulaşım kıran. İLE Bulaşsızlaştırmak. )


-Dİ(Y)ABET ile Dİ(Y)ABETİK

( Şeker sayrılığı. İLE Şeker sayrılığı [ile ilgili], şeker sayrısı. )


-Dİ(Y)AFORETİK ile Dİ(Y)AFOREZ

( Terletici, terleme [ile ilgili]. İLE Terleme. )


-Dİ(Y)AGNOSTİK ile Dİ(Y)AGNOZ

( Tanısal, tanı koydurucu. İLE Tanı. )


-Dİ(Y)ET ile Dİ(Y)ETETİK ile Dİ(Y)ETİSYEN

( Besidüzeni, beslenme. İLE Besinbilim, besinbilim [ile ilgili]. İLE Beslenme uzmanı. )


-DİADELF, İKİ DEMET HALİNDE BİRLEŞİK = SÜNÂİYÜ'L-IHVE = DIADELPHE



-DİASPORA[Fr.] değil/yerine/= KOPUNTU | AZINLIK

( Herhangi bir ulusun ya da inanç mensuplarının ana yurtları dışında azınlık olarak yaşadıkları yer. | Herhangi bir ulusun yurdundan ayrılmış kolu, kopuntu. | Yahudilerin ana yurtlarından ayrılarak yabancı ülkelerde yerleşen kolları. | Kopmuş parça. )


-DİBEK ile DİNK

( Taştan ya da ağaçtan yapılmış, büyük havan. | Dibekte dövülmüş olan. İLE Pirinci, kabuğundan ayırmak ya da bulgur dövmek için kullanılan dibek. )


-DİDEK ile PERDE
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Tahtırevan perdesi. İLE ... )


-DİDİKLEMEK ile/ve İNCELEMEK



-DİDİKLEMEK ile/ve/||/<> KURCALAMAK



-DİDİKLEMEK ile TİFTİKLEMEK



-DİDİNMEK ile/ve UĞRAŞMAK

( Uğraşlarınız arttıkça kaygılarınız azalır. [Hobileriniz arttıkça fobileriniz azalır.] )


-DİDİŞMEK ile/ve CEDELLEŞMEK



-DİDİŞMEK ile/ve ÇEKİŞMEK



-DİDİŞMEK ile HİZİPLEŞMEK/KLİK[Fr. < CLIQUE]

( HİZİP[Ar. < HIZB]: Bölük, kısım. | Kur'ân-ı Kerîm'in her cüzünün beş sayfalık bölümü. | Bir siyasi partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasi çizgiye karşı olan, ayrı bir teşkilat merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan parti içi grup, fraksiyon, klik. )


-DİFAZİK değil/yerine/= İKİ DEVRELİ



-DIGITAL DIARY ile DATABANK



-DIHK - > DÂHIK - > DAHHAK



-DİK ile/ve YÜKSEK



-DİKARYOTİK ile DİPOLAR

( İki çekirdekli. İLE İki kutuplu. )


-DİKENLİ TAHTAKURUSU:
GRİ ile KÜÇÜK ile UZUN HORTUMLU

( Erginleri, 8-12 mm boyunda, kırmızımsı kahverengi, göğüs bölümünde öne doğru uzamış dikensi uzantı taşıyan, huş ağaçlarında beslenen böcek türü.[Yarımkanatlılar (Hemiptera) takımının dikenli tahtakuruları (Acanthosomatidae) ailesinde yer alır.] İLE Erginleri, 9-12 mm boyunda, yeşil renkli, göğüs bölümünde öne doğru uzamış dikensi uzantı taşıyan böcek türü. İLE Kahverengi desenli, uzun hortumlu, göğüs bölümünde öne doğru uzamış dikensi uzantı taşıyan böcek türü. )


-DİKENLİ TAHTAKURUSU:
GRİ ile KÜÇÜK ile UZUN HORTUMLU

( Üçü de Yarımkanatlılar[Hemiptera] takımının dikenli tahtakuruları [Acanthosomatidae] ailesinde yer alır. )


-DİKİŞTE:
OVERLOK ile/değil/yerine LOK



-DİKKAT ÇEKME ile/ve/||/<> SORUMLULUK



-DİKKAT ÇEKMEK ve/||/<>/> "DÜŞMAN" ÇEKMEK



-DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/<> DİKKAT ETMEK



-DİKKAT ÇEKMEK ile İLGİ TOPLAMAK

( CÂLİB-İ DİKKAT ile ... )


-DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine ÖNEMİNİ BELİRTMEK



-DİKKAT ETMEK değil/yerine/= GÖZEÇLEMEK



-DİKKAT ETMEK ile/ve SORGULAMAK



-DİKKAT ETMEMEK/ETMEMİŞ OLMAK ile/ve/değil/yerine ANIMSA(YA)MAMAK



-DİKKATE ALMA(MA)K ile/ve/yerine CİDDİYE ALMA(MA)K



-DİKKATE ALMAK ile/ve/<> GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK



-DİKKATE DEĞMEZ/LİK değil SADE/LİK



-DİKKATİNİ ÇEKMEK ile MERAK ETMEK



-DİKKATİNİ TOPLAMAK/KONSANTRE OLMAK değil/yerine/= GÖZEÇLENMEK/YOĞUNLAŞMAK



-DİKKATİNİ:
"ÇELMEK" değil ÇEKMEK



-DİKKATSİZLİK ile/ve/değil/< İLGİSİZLİK



-DİKKATSİZLİK ile/ve/değil/< KONTROLSÜZLÜK



-DİKMEK ile KÖPÜLEMEK

( ... İLE Şilte, yastık, yorgan vb.ni kalın ve aralıklı, sıkıca dikmek. )


-DİKMEK ile/<> SIRIMAK

( ... İLE/<> Yorgan, şilte gibi şeyleri, iri ve aralıklı dikmek. | Sağlam ve sıkıca dikmek. )


-DİL (BİLGİSİ) YAZIP KONUŞMAK ile/ve/değil KONUŞUP, DİL (BİLGİSİ) YAZMAK

( TASHÎF[Ar. < SAHF | çoğ. TASHÎFÂT]: Yazı yazarken sözcüğü yanlış yazma, yanılıp yanlış sözcük yazma. )


-DİL FELSEFESİ'NDE:
MANTIK ile/ve BELÂGAT ile/ve USUL-Ü FIKIH



-DİL FELSEFESİ'NDE:
NAHİV ve/<> MANTIK ve/<> BELÂGAT ve/<> USUL-Ü FIKIH



-DİL OLUŞTURMAK ile/değil DİLİN, DİLBİLGİSİNİ(GRAMERİNİ) OLUŞTURMAK



-DİL'İ KULLANMAK ve VAROLMAK



-DİL ve/||/<> BELLEK ve/||/<> YAŞAM



-DİL ve/<> BİRLİK



-DİL ile DİLCİK

( ... İLE Buğdaygillerde, yaprak ayası ile yaprak kınının birbirinden ayrıldığı yerde bulunan, sivri uclu, küçük, saydam çıkıntı. | Böceklerin ağzında, küçük dilin önünde bulunan bölüm. | Üflemeli çalgılarda ya da org borularında, kamış, tahta ya da metalden, yassı parça. )


-DİL ve/<> EGEMENLİK



-DİL ve/||/<>/= GÜVENİLİRLİK



-DİL ve/+ MANTIK ve/+ GEOMETRİ



-DİL ve/||/<> MANTIK ve/||/<> MATEMATİK

( ... VE/||/<> ... VE/||/<> Kavramı, kavramla göstermek. )


-DİL ve/||/<> SANAT ve/||/<> AHLÂK

( Kişilerin, düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek üzere, işaret ya da sözcüklerle yaşadıkları anlaşma. VE/||/<> Kişinin, hem kendine, hem de hemcinslerine yönelik 'iyilik' ülküsüne yaklaşma çabası ile hak-ödev bağlantısı çerçevesinde kurduğu ilişkiler manzumesini ve bunları belirleyen kurallar düzeni. VE/||/<> Yarar kaygısından git gide uzaklaşıp 'güzellik' değerlendirişine, elden geldiğince uygun ürün ortaya koymanın anlamını dışavurmanın yolu yordamıdır. )


-DİL ve/||/<> SANAT ve/||/<> AHLÂK

( Dilde, mucize olmaz. )


-DİL ile/ve TUTARLILIK



-DİLATASYON ile DİLATE ile DİLATE ETMEK

( Genişleme. İLE Genişlemiş. İLE Genişletmek. )


-DİLBİLİM/LİNGUİSTİK ile/ve/||/<> ÖRÜBİLİM/FİLOLOJİ

( ... İLE/VE/||/<> Yazına[edebiyata] dayalı dilbilgisi. )


-DİLEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERÇEK/LİK



-DİLEK ile/ve HEDEF

( Sana hiçbir dilek verilmemiştir ki, onu gerçekleştirecek güç de verilmemiş olsun. Ancak bunun için çallışman gerekebilir. )


-DİLEK ve/<> HÜZÜN

( Dilek, hüzün gerektirir. )


-DİLEK ile İSTEK/ARZU



-DİLENMEK ile/ve/<> ACINDIRMAK



-DİLENMEK ile/ve/değil/yerine DİLEMEK

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Beklenti içinde olmadan istemek. )


-DİLİ ÖĞRENMEK/ÖĞRETMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< DİLİ KULLANMAYI ÖĞRENMEK/ÖĞRETMEK



-DİLİ(ZİHNİ) (DOĞRU/YETKİN) KULLANMAK ile/ve/<> TÜRKÇE'Yİ (DOĞRU/YETKİN) KULLANMAK



-DİLİ/Nİ ARINDIRMAK ve/<> DÜŞÜNCENİ/ZİHNİNİ ARINDIRMAK



-DİLİN İŞLEVLERİ ve/||/<> KİMLİK



-DİLİNİ ANLAMAK ile/ve/<>/||/değil ZEVKİNİ ANLAMAK



-DİLLE ANLATMAK ile/yerine DİLDE YANSITMAK



-DİLUE/DİLUTED[İng.] değil/yerine/= SEYRELTİK



-DİLÜE ile DİLÜE ETMEK ile DİLÜENT ile DİLÜSYON

( Seyreltik, seyreltilmiş. İLE Seyreltmek, yoğunluğunu azaltmak. İLE Seyreltici. İLE Seyreltme. )


-DİMDİK ile/ve/||/<> DÜMDÜZ



-DIMDIZLAK



-DİN ANLATIMINDA:
BÖLÜNMÜŞLÜK ile/değil/yerine KAPSAMLI/LIK



-DİN:
İMAN ve/<> ÜMİT ve/<> AŞK



-DİN:
KADÎM BİLGELİK ve/||/<> KÜLTÜR



-DİN:
MİTOLOJİK ile/ve/||/<> PSİKOLOJİK ile/ve/||/<> TEOLOJİK

( Alt seviyede. İLE/VE/||/<> Orta seviyede. İLE/VE/||/<> Üst/ileri seviyede. )


-DİN:
SAMİMİYET ve/||/<> YALANSIZLIK



-DİN:
(YAŞAMSAL BİR) OLGU ve/<> (BİR) YANSIMA/TECELLİ ve/<> (YÜKSEK BİR) ANLAYIŞ/İDRAK ve/<> (YÜCE/ULVÎ BİR) KEŞİF ve/<> (YÜCE/ÂLÎ BİR) DENEYİM



-DİN ve/<> DİNDARLIK

( Söz vermek. VE/<> Sözünde durmak. )


-DİN ile/ve/değil EŞİK



-DİN ile/ve/||/<> EVLİLİK

( (")İki (")gönüllülük(") temelli oluşum.(") )


-DİN ile/ve GELENEK

( DİN: İnançlar ağı. )


-DİN ile/değil HRİSTİYANLIK



-DİN ile METAFİZİK



-DİN ve/<> YAŞAM ve/<> ETKİNLİK ve/<> İŞBÖLÜMÜ-İŞBİRLİĞİ



-DİNAMİK değil/yerine/= DEVİMBİLİM



-DİNAMİK değil/yerine/= DEVİMLİ/DEVİNGEN/DİRİMLİ/ETKİN/DEVİMSEL



-DİNAMİT ile/değil DİNAMİK



-DİNAMİZM değil/yerine/= DEVİMSELLİK / DEVİMSELCİLİK



-DİNÇ/LİK ile/ve DEVİMSEL/LİK[DİNAMİK/LİK]



-DİNÇ/LİK ile/ve/<>/ya da DİNGİN/LİK



-DİNDE:
ZORUNLULUK ile/ve/<> SORUMLULUK

( [var ise] Sorumluluk yoktur. İLE/VE/<> Zorunluluk yoktur. )


-DİNDİRMEK ile GİDERMEK



-DİNE SAHİP OLMAK değil/yerine DİNİ/Nİ İZLEMEK



-DİNGİNCİLİK ile/ve BİLİNEMEZCİLİK



-DİNGİNCİLİK ile/ve VAROLUŞÇULUK



-DİNGİNLİK ve DENGE



-DİNGİNLİK ile HAREKETSİZLİK

( Hareketsiz kalma, eylemde bulun; çünkü etkinlik hareketsizliğe üstündür; hareketsizlik manevi yaşamı köreltir. )


-DİNGİNLİK ile HAREKETSİZLİK

( Ayrılık ve görünümlerin bir ve bütün olduğunu kavramak için aklın sakinleştirilmesi ve dinginlik kazanması gereklidir. )


-DİNGİNLİK ve/<> HAREKETTE DİNGİNLİK



-DİNİ:
ANLADIKTAN SONRA YAŞAMAK ile/ve/değil/yerine YAŞADIKTAN SONRA ANLAMAK



-DİNLEMEK/DİNLER GİBİ GÖRÜNMEK ile İLGİSİZLİK/KAYITSIZLIK



-DİNLEMEK ile "KULAK KABARTMAK"

( Kulağı ve dili olana söylüyorum, kulaksız ve dilsiz olan işitiyor. )


-DİNLEMEK ile/ve "TAKİP ETMEK"



-DİNLEMEK ve/||/<>/>/< AŞKINLIK



-DİNLEMEK ile/ve/> DENEMEK



-DİNLEMEK ve/||/<>/> DİNLENMEK



-DİNLEMEK ile/ve/<> İZLEMEK



-DİNLEMEK ile/ve/<> SABIR/SABRETMEK



-DİNLEMEK ve/+/||/<>/>/< YAZMAK(NOT ALMAK)



-DİNLEMEMEK ile/ve/||/<> BASTIRMAYA ÇALIŞMAK ile/ve/||/<> ORTAMDA DEĞİLMİŞ GİBİ DAVRANMAK



-DİNLEMEMEK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/>/< NANKÖRLÜK

( Bir tek, nankörler dinlemez! )


-DİNLEMİŞ/DİNLİYOR GİBİ GÖRÜNMEK ile/değil/yerine DİNLEMEK



-DİNLENMEK/DİYLEM ile/ve/<> DİNGİNLEŞMEK

( Dinleyen dinlenir. [başkaları da dinleyeni dinler!] Dinleyen dinlenir. [yorulmaz, dinginleşir ve gelişir!] )


-DİNLENMEK ile/ve/||/<>/< ANA DİLİNDE DİNLENMEK



-DİNSİZ/LİK ile/ve İLGİSİZ/LİK

( GÂVUR/"GEVUR"[Fars. < GEBR]: Ateşe tapan, mecûsî. | Dinsiz. | Müslüman olmayan. | Merhametsiz, acımasız. | İnatçı. )


-DİP ile/ve/değil EŞİK



-DİP ile KÖK

( Eğer kökler sağlıklıysa ve iyi sulanıyorsa, meyveler elbette lezzetli olacaktır. )


-DIRAFT[İng. < DRAFT] değil/yerine/= TASLAK



-DİREK ile ARMOZ DİREĞİ

( ... İLE Köşe dikmesi. [Doğu Karadeniz'de] )


-DİREK ve/<> ÇANAKLIK

( ... VE/<> Gemi direklerindeki gözleme yeri. )


-DİREK ile/ve/<> DAYANAK



-DİREK ile/değil GÖNDER

( ... İLE/DEĞİL Bayrak çekilen direk. | Üvendire. | Kayık ve yelkenli gemilere yön vermeye yarayan, ucunda metal olan ağaç sopa. )


-DİREK ile GRANDİ[İt.]

( ... İLE Geminin, baştan ikinci direği. )


-DİREK ile HATIL

( Duvarı sağlamlaştırmak için konulan direkler. )


-DİREK ile/ve/||/<>/> KABALLAMAK

( ... İLE/VE/||/<>/> Maden ocaklarında galerileri direklerle pekiştirmek. )


-DİREKT OLARAK değil/yerine DOĞRUDAN



-DİREKT ile DİREK



-DİRENÇ ile/ve EŞİK



-DİRENGEN/LİK(İNATÇI/LIK) ile DİKBAŞLI/LIK

( İnatçılık daha çok bildiği ve/ya da bildiğini zannettiği üzerine gösterilen tutum. İLE Dik başlılık ise, bilgiye/doğru bilgiye sahip olmadan fikir/yorum sahibi olup, fikrinde/yorumunda sabit/ısrarcı olma durumu. )


-DİRENGEN/LİK(İNATÇI/LIK) ile/değil/yerine KARARLI/LIK

( Bilgisizlikte/cahillikte, donanımsızlıkta, beşerde. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgilide, bilgede, insanda, adam olmuşta. )


-DİRENMEK ile/ve DAYANMAK



-DİRENMEK ile İSYAN

( Direnç göstermeyin, kendiniz sandığınız kişi'ye tutunmayın. )


-DİRENMEK ile İSYAN

( Direnmediğiniz zaman, bir dirençle de karşılaşmazsınız. )


-DİRETMEK ile/ve/değil/yerine/önce/+/||/<>/></>/< DİRENMEK

( "İrâde"[yapma bilgisi/"isteği"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İhtiyâr[yapma bilgisi/"isteği"]. )


-DİRETMEK ile/değil/yerine/>< DİRİLTMEK



-DİRLİK ile DİRİLİK



-DİRSEK ile DİZ

( Kolların eklem yeri. İLE Bacakların eklem yeri. )


-DIŞ "GÜZELLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İÇ GÜZELLİK



-DIŞ BAYRAK ile/ve/<> İÇ BAYRAK



-DİŞ ÇIKARMAK

( TEETHE )


-DIŞ KULAK ile/ve/||/<> ORTA KULAK ile/ve/||/<> İÇ KULAK

( Kulak kepçesi ve dış kulak yolundan oluşan bölüm. İLE/VE/||/<> Kulakzarı, çekiç, örs, üzengi kemiklerinin bulunduğu, dış kulakla iç kulak arasındaki bölüm. İLE/VE/||/<> İşitme sinirlerinin bulunduğu bölüm. )


-DİŞ MACUNU VE BENZERİ TÜPLERİNİN:
ORTASINDAN SIKMAK yerine DİBİNDEN, YUKARI DOĞRU SIKMAK



-DİŞ TELİ ile/değil/yerine/||/<>/> SAYDAM PLAK

(
ile/değil/yerine/||/<>/>
)


-DIŞADÖNÜKLÜK ile/ve/||/<> AÇIKLIK ile/ve/||/<> UZLAŞMACILIK ile/ve/||/<> VİCDANLILIK ile/ve/||/<> SİNİRLİLİK



-DIŞARIDA ARAMAK ile/ve/değil/yerine İÇERİDE/YAKINDA ARAMAK/BULMAK

( Dışarıda aranan/bulunan, kaybedilir de. )


-DIŞARIDA BIRAK(IL)MAK ve/=/||/<> İÇERİ KAPAT(IL)MAK



-DIŞARIDA BIRAKMAK ile KENARA KOYMAK



-DIŞASALAK ile DIŞBESLENEN

( ... İLE Besinini, organik maddelerden sağlayan. HETEROTROF )


-DIŞAVURUM ve/||/<>/< AHLÂK ve/||/<>/< İHLÂS



-DİŞBUDAK ile DİŞOTU

( Zeytingillerden, kerestesi sert ve değerli bir ağaç. İLE Dişotugillerden, kurak ve çorak yerlerde yetişen, otsu bir bitki. )


-DİSEKAN değil/yerine/= DİLİNİK



-DİŞETİ ile/ve DAMAK



-DİŞİ ÇİÇEK = ZEHRE-İ MÜENNES = FLEUR FEMELLE



-DİŞİL SİVRİSİNEK ile/ve ERİL SİVRİSİNEK

( İnsanı ısırır. İLE/VE Sadece bitkileri ısırır. )


-DİŞİL SİVRİSİNEK ile/ve ERİL SİVRİSİNEK

( ... İLE/VE Dişillerden daha yüksek bir perdeden vızıldarlar. )


-DİŞİL SİVRİSİNEK ile/ve ERİL SİVRİSİNEK

( ... İLE/VE Si-natürel bir diyapozon notasıyla eşeysel olarak uyarılabilirler. )


-DİŞİL SİVRİSİNEK ile/ve ERİL SİVRİSİNEK

( Beslendikleri yere çeken şeyler nem, süt, karbondioksit, gövde sıcaklığı ve harekettir. Terli kişilerin ve gebelerin ısırılma olasılıkları daha fazladır. İLE/VE ... )


-DİŞİL SİVRİSİNEK ile/ve ERİL SİVRİSİNEK

( 100'den fazla ölümcül hastalık taşırlar. )


-DİŞİL SİVRİSİNEK ile/ve ERİL SİVRİSİNEK

( Günümüzde her 12 saniyede bir kişiyi öldürüyorlar. )


-DİŞİL SİVRİSİNEK ile/ve ERİL SİVRİSİNEK

( Şu ana kadar ölmüş kişilerin yarısını (olasılıkla 45 milyar kadar) dişi sivrisinekler öldürmüştür. )


-DİŞİL SİVRİSİNEK ile/ve ERİL SİVRİSİNEK

( Ronald Ross, dişi sivrisineklerin Plazmodyum[sıtma mikrobu] parazitini salyalarıyla nasıl taşıdıklarını gösteren kişidir. )


-DİŞİL SİVRİSİNEK ile/ve ERİL SİVRİSİNEK

( KİNİN: Bazı hastalıklarda ateşi düşürmek için [özellikle sıtma tedavisinde] kullanılan ilâçtır. )


-DİŞİLİK ile/yerine KİŞİLİK

( "Dişi-kişi" "olmak" değil, kişi-dişi olmaktır aslolan. )


-DİŞİLLİK ile/ve/||/<> ARKEGON[Fr. < ARCHÉGONE]

( ... İLE/VE/||/<> Eğrelti otlarında, tüm kara yosunlarında, bazı su yosunlarında ve açık tohumlularda görülen dişillik örgeni. )


-DİSİMİLASYON[Fr.] değil/yerine/= BENZEŞMEZLİK



-DİSİPLİN(LER):
INTER ile/ve/||/<>/> MULTI ile/ve/||/<>/> TRANS ile/ve/||/<>/> OMNI ile/ve/||/<>/> HOLİSTİK

( İkili. İLE/VE/||/<>/> Çoklu. İLE/VE/||/<>/> Çeşitli. İLE/VE/||/<>/> Karışık. İLE/VE/||/<>/> Bütüncül. )


-DİSİPLİN ile KATILIK



-DİSİPLİN ile/ve SORUMLULUK



-DİSİPLİN ile TİTİZLİK



-DİSİPLİNLERARASILIK ile/ve/<> SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK



-DİSKORDAN/S değil/yerine/= BENZEŞMEZ/LİK | UYUMSUZ/LUK



-DİSKORDANS/DISCORDANCE[İng.] değil/yerine/= UYUMSUZLUK



-DIŞLA(N)MAK ile AŞAĞILA(N)MAK



-DIŞLAMA(MA)K ile/ve/<> HOR GÖRME(ME)K



-DIŞLAMA(MA)K ile/ve/||/<> KÜÇÜMSE(ME)MEK



-DIŞLAMA ile/değil (SADECE) FARK



-DIŞLAMAK ile ARKADA BIRAKMAK



-DIŞLAMAK ile/ve/değil/yerine DIŞARIDA BIRAKMAK



-DIŞLAMAK ile GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK



-DIŞLAMAK ile ÖTEKİLEŞTİRME



-DIŞLAMAK ile REDDETMEK



-DIŞLAMAK ile/değil/yerine UZAKLAŞTIRMAK



-DIŞLAŞ(TIR)MAK ile/ve/||/<> KABALAŞ(TIR)MAK



-DIŞLAŞ(TIR)MAK ile SOMUTLAŞ(TIR)MAK



-DIŞLAŞ(TIR)MAK ile YOĞUNLAŞMAK



-DIŞLAŞMAK ve/||/<>/> AÇIĞA ÇIKMAK



-DİŞLEMEK ile ISIRMAK



-DİŞLEMEK ile KEMİRMEK



-DİŞLERİ:
YEMEKTEN HEMEN SONRA/YER-YEMEZ FIRÇALAMAK yerine 10-15 DAKİKA SONRA FIRÇALAMAK



-DİŞLİ ile/ve/||/<> ÇARK



-DİSLOKASYON/DISLOCATION[İng.] değil/yerine/= ÇIKIK



-DISORDER[İng.] değil/yerine/= BOZUKLUK



-DİSPLAZİ ile/||/<> DİSPLASTİK ile/||/<> DİSTROFİ

( Yoz gelişim. İLE/VE/|| Gelişimi bozuk. İLE/VE/|| Yoz gelişme. )


-DİSPROPORSİYON/DISPROPORTION[İng.] değil/yerine/= ORANTISIZLIK



-DİSPROPORSİYON değil/yerine/= ORANTISIZLIK



-DIŞRAK = HARİCİ = EXOTERIC[İng.] = ÉXOTÉRIQUE[Fr.] = EXOTERISCH[Alm.]



-DIŞSALLAYICI/LIK ile/değil/yerine/>< KAPSAYICI/LIK



-DISTAL[İng.] değil/yerine/= BAŞLANGICA UZAK



-DİSTAL değil/yerine/= BAŞLANGICA UZAK



-DİSTAL ile/||/<> DİSTALİZE ETMEK ile/||/<> DİSTANSİYON ile/||/<> DİSTENSİYON

( Uc. İLE/||/<> Uca kaydırmak. İLE/||/<> Gerginlik. İLE/||/<> Genişleme. )


-DİSTANSİYON değil/yerine/= GERGİNLİK, ŞİŞKİNLİK



-DİSTİLE/DISTILLED[İng.] değil/yerine/= DAMITIK



-DİÜREZ ile/||/<> DİÜRETİK

( Sidik sökümü. İLE/VE/|| Sidik söker. )


-DİVÂN EDEBİYATI DÖNEMLERİ'NDE:
KURULUŞ ile/ve/> GEÇİŞ ile/ve/> KLASİK ile/ve/> SEBK-İ HİNDÎ ile/ve/> YERLİLEŞME

( [Yaklaşık olarak] 1250 - 1451 ile/ve/> 1451 - 1512 ile/ve/> 1512 - 1603 ile/ve/> I. Ahmed - IV. Mehmet [dönemi] ile/ve/> III. Ahmet - Tanzimat )


-DİVÂN ile CÖNK



-DİVERTİKÜL değil/yerine/= CEPÇİK



-DİVLEK ile DİVREK

( Kalın kabuklu, olgun kavun. | Olgun, ufak kavun. | Kelek. İLE Çevik. )


-DİYABET ile/||/<> DİYABETİK

( Şeker hastalığı. İLE/||/<> Şeker hastalığıyla ilgili. )


-DİYABETİK AYAK ile/||/<> DİYABETİK RETİNOPATİ

( Diyabetin neden olduğu ayak yaraları ve bulaşlar. İLE/||/<> Diyabetin neden olduğu retina hasarı. )


-DİYABETİK AYAK ile/||/<> PERİFERİK ARTER SAYRILIĞI

( Diyabetin neden olduğu sinir hasarı ve dolaşım bozukluğu ile ayakta yaralar. İLE/||/<> Bacaklardaki arterlerin daralması ile kan akışının azalması ve ağrı. )


-DİYABETTE:
TİP 1 ile/ve/||/<>/> TİP 2 ile/ve/||/<>/> GEBELİK ile/ve/||/<>/> MODY ile/ve/||/<>/> LADA

( Genellikle çocuklarda ve ergenlerde, nadiren yetişkinlerde görülür. İLE Genellikle yetişkinlerde görülür. İLE 25 yaşın altında görülen, genetik geçişli, insülin gerektirmeyen bir şeker hastalığıdır. İLE Gebelik sürecinde ortaya çıkıp doğumdan sonra kaybolan bir tür diyabettir. İLE Oluşum mekanizması tıpkı Tip 1 gibi olan ama erişkinlerde görülen bir şeker hastalığıdır. )


-DİYABETTE:
TİP 1 ile/ve/||/<>/> TİP 2 ile/ve/||/<>/> GEBELİK ile/ve/||/<>/> MODY ile/ve/||/<>/> LADA

( Bağışıklık sisteminin yanlışlıkla pankreasa saldırması sonucunda, insülin üretiminin durmasına bağlı bir hastalıktır.[Tüm diyabet hastalarının yaklaşık % 5 kadarı bu tiptir.] Genellikle birdenbire başlar, hastalar hızla kötüleşebilir. Tanı konulur konmaz, insüline başla(t)mak zorunludur. Genetik yatkınlığı olan kişilerde kabakulak, kızamıkçık ve sitomegalovirüs gibi virüs enfeksiyonlarının pankreasta bağışıklık sistemini uyardığı, bu sistemin de yanlışlıkla insülin üreten hücrelere saldırdığı düşünülmektedir.[Kistik fibrozis, hemakromatozis gibi bazı hastalıklar da nedenler arasında gösterilmektedir.] İLE Tüm diyabet hastalarının % 90-95'i bu tiptir. Hatalı beslenme ve hareketsizlik gibi yaşam tarzı hataları ile ilgilidir. Tip 1 diyabetin tam tersine, Tip 2 diyabette pankreas insülin üretir, hatta gereğinden fazla da üretir fakat insülin direnci nedeniyle yeterince kullanılamaz. Ailesinde şeker hastalığı olanlar, şişmanlar, hareketsiz kişiler, hatalı beslenenler ve sigara içenler için bu hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Tedavisinde, yaşam tarzı değişikliği başta gelir. Yeterli sonuç alınamıyorsa ilâç tedavisine başlanır. Yine de sonuç anlamazsa insüline başlanması gerekebilir. İLE Gebelik sürecinde ortaya çıkıp doğumdan sonra kaybolan bir tür diyabettir. Bazen yıllar sonra bu kişilerde Tip 2 diyabet ortaya çıkabilir. İLE genetik geçişli, insülin gerektirmeyen bir şeker hastalığıdır. İLE Oluşum mekanizması tıpkı Tip 1 gibi olan ama erişkinlerde görülen bir şeker hastalığıdır. )


-DİYABETTE:
TİP 1 ile/ve/||/<>/> TİP 2 ile/ve/||/<>/> GEBELİK ile/ve/||/<>/> MODY ile/ve/||/<>/> LADA

( Hem tip 1 diyabet, hem Tip 2 diyabet damarlarda yavaş yavaş ilerleyen hasara yol açtığından, kalp damar hastalıkları riskini artırır. Bu nedenle, diyabet hastalarında, kalp krizi, felç, görme ile ilgili problemler ve böbrek yetmezliği riski, şeker hastası olmayanlara göre daha yüksektir. Tip 1 şeker hastalarında, koma; tip 2 şeker hastalarında ise bacak gangreni riski vardır. Tip 2 şeker hastalarında, özellikle yeterli tedavi olmayan yaşlı şeker hastalarında, araya şiddetli bir enfeksiyon, kalp krizi, felç ve yanık gibi acil bir olay girdiğinde koma görülebilir. )


-DİYABETTE:
TİP 1 ile/ve/||/<>/> TİP 2 ile/ve/||/<>/> GEBELİK ile/ve/||/<>/> MODY ile/ve/||/<>/> LADA

( Şeker, kalorisi yüksek olduğundan değil bağırsak mikrobiyotasına verdiği zarar, neden olduğu oksidatif stres ve kronik enflamasyon nedeniyle zararlıdır. )


-DİYALEKTİK değil/yerine/= EYTİŞİM



-DİYALEKTİK ile/ve/<> LOGIC ile/ve/<> RETORIC

( Varlığın düzeni. İLE/VE/<> Aklın düzeni. İLE/VE/<> Dilin düzeni. )


-DİYATEZ/DIATHESIS[İng.] değil/yerine/= DOĞAL YATKINLIK



-DİYATEZ değil/yerine/= YATKINLIK



-DİZ ÇÖKMEK ile BAĞDAŞ KURMAK



-DİZE GELMEK" ile/ve/||/<> DİZ ÇÖKMEK

( Bilgi ve zekâ karşısında. İLE Sevgide. )


-DİZGE ile/ve/<> BÜTÜNLÜK

( Aslında her biri öbürüdür. )


-DİZGE = SİSTEM, MANZUME, MESLEK = SYSTEM[İng., Alm.] = SYSTÈME[Fr.] = SYSTEMA[Yun.] = SISTEMA[İsp.]



-DİZGE ile SÜREKLİLİK



-DİZİ ile ALMAŞIK

( ... İLE Farklı iki öğenin, ardışık olarak birbirini izlemesinden meydana gelen (dizi). )


-DİZMEK ile DÜZMEK



-DİZMEK ile KURGULAMAK



-DOBRA/LIK ile/ve/değil/||/<>/> KABA/LIK



-DODURDA(N)MAK ile HOMURDAMAK



-DOĞA/FITRAT ve/<> İLKELİLİK



-DOĞA ile/ve/<> DOĞALLIK

( Aşılamaz! İLE/VE/<> Aşılabilir [ve fakat aşılmadığı oranda da isabet kaydedilir.] )


-DOĞA ve/||/<> MANTIK ve/||/<> TİN



-DOĞA ile/ve/||/<>/>< NİTELİK

( Azalmaz/çoğalmaz. İLE/VE/||/<>/>< Azalır/çoğalır. )


-DOĞA ile/ve/= TÜMEL AHLÂK



-DOĞA ile/ve ZORUNLULUK



-DOĞAÇLAMA ile KENDİLİĞİNDENLİK



-DOĞADA/BİLİMDE:
KARARSIZ değil YARI KARARLI/LIK



-DOĞAL AHLÂK ile/ve AKLÎ AHLÂK ile/ve ŞER'Î AHLÂK



-DOĞAL BESLENMEDE:
MESAFE ile/ve/||/<> ZAMANLAMA ile/ve/||/<> TOHUM ile/ve/||/<> KAYNAK ile/ve/||/<> İŞLEME ile/ve/||/<> SAĞLIK ile/ve/||/<> CANLILAR

( Yakın. İLE/VE/||/<> Döngüsel. İLE/VE/||/<> Yerli. İLE/VE/||/<> Aracısız. İLE/VE/||/<> Organik/zehirsiz. İLE/VE/||/<> Dirimsel çeşitlilik. )


-DOĞAL OLARAK ile/değil/yerine ARAYA, ZAMANIN GİRMESİ NEDENİYLE



-DOĞAL OLARAK ile/ve/değil/yerine KENDİLİĞİNDEN



-DOĞAL/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİĞİNDEN/LİK



-DOĞALLIK



-DOĞALLIK ile EŞEŞEYSELLİK/"İBNELİK"/HOMOSEKSÜELLİK



-DOĞALLIK ile/ve/||/<> İÇTENLİK

( ... İLE/VE/||/<> Kanıta gereksinimi olmayan doğallık. )


-DOĞALLIK ile/ve/<> KENDİLİK



-DOĞAN/ATMACA ile/ve/<> PIRLAK

( ... İLE/VE/<> Doğan, atmaca gibi yırtıcı kuşları yakalamada, çağırtkan ve av olarak kullanılan kuş. )


-DOĞANIN/NESNELERİN OKUNMASINDA:
DİL ile/ve/<> MATEMATİK ile/ve/<> İLİŞKİSEL ile/ve/<> DİL-MATEMATİK KESİŞİMİNDEN



-DOĞAYI BİLMEK ile/ve DOĞA AYNASINDA, KENDİNİ BİLMEK



-DOGMA[Yun.] değil/yerine/= İNAK



-DOĞMAMIŞ ÇOCUĞA DON BİÇMEK ile/değil DEREYİ GÖRMEDEN, PAÇALARI SIVAMAK



-DOĞRU BİLDİĞİNİ YAPMAK ile/değil CANININ İSTEDİĞİNİ YAPMAK [değil/yerine/daha iyisi YAPMAMAK]



-DOĞRU DUYU/HİS ile/ve NASIL ÖĞRENİLECEĞİNİ BİLMEK

( Doğru hisse sahip olan, nasıl öğreneceğini bilir. )


-DOĞRU ORANTILI/LIK ile/ve/değil/||/<>/< PARALEL/LİK



-DOĞRU-LAMAK ile YANLIŞ-LAMAK



-DOĞRU/DÜRÜST[Fars.] OLMAK =/||/<> "MANZARA KAPATAN AĞAÇ OLMAK"

( Ne yazık ki, bazı "kişiler" için dürüst kişilerin (istenilmeme) durumu. )


-DOĞRU/LUK/DÜRÜST/LÜK[Fars.] ile/ve AÇIK/LIK



-DOĞRU/LUK ile/ve BAĞLI/LIK



-DOĞRU/LUK ile/ve/değil GEÇERLİ/LİK



-DOĞRU/LUK ile/ve GEÇİCİ/LİK



-DOĞRU/LUK ve/> GÜVENİLİR/LİK



-DOĞRU/LUK ile/ve KESİN/LİK



-DOĞRU/LUK ile/ve/değil/yerine OLANAKLI/LIK



-DOĞRU/LUK ile/ve TATMİN EDİCİ/LİK



-DOĞRU/LUK ile/ve/> UYGULANABİLİR/LİK



-DOĞRU/LUK ile/ve/değil/yerine UYGUN/LUK



-DOĞRU/LUK ile/ve UYGUN/LUK



-DOĞRU/LUK ile YANLIŞ/LIK

( Yanlış, "gücünün artmasıyla" hiçbir zaman doğru duruma geçmez/geçir(t)ilemez. )


-DOĞRU/SÂDIK ile/ve/değil/yerine OLDUĞU GİBİ

( Doğru, gün gibi âşikârdır. )


-DOĞRU ile/ve GELECEK

( Doğru, gelecekte yerini alır. )


-DOĞRU ile GERÇEK



-DOĞRUDAN SÖYLEMEK ile AÇIK AÇIK SÖYLEMEK/KONUŞMAK



-DOĞRUDANLIK ile/ve/<> BİRE BİR



-DOĞRULAMA, OLUMLAMA = TAHKİK = VERIFICATION[İng.] = VÉRIFICATION[Fr.] = VERIFIKATION[Alm.] = VERIFICACION[İsp.]



-DOĞRULAMAK ile/değil DESTEKLEMEK



-DOĞRULAMAK ile/ve/<> DOLDURMAK



-DOĞRULAMAK ile/ve/değil KANITLAMAK



-DOĞRULAMAK = VERIFY[İng.] = VÉRIFIER[Fr.] = VERIFIZIEREN[Alm.]



-DOĞRULUK:
TUTARLILIK ile/ve/değil/||/<>/< UYGUNLUK



-DOĞRULUK/DÜRÜSTLÜK[Fars.] =/> RAHATLIK



-DOĞRULUK ve/||/<>/>/< AŞK

( Kalemimiz olsun. VE/||/<>/>/< Mürekkebimiz olsun. )


-DOĞRULUK = HAKİKAT = TRUTH[İng.] = VÉRITÉ[Fr.] = WAHRHEIT, RICHIGKEIT[Alm.] = VERITAS[Lat.] = ALÉTHEIA[Yun.] = VERDAD[İsp.]



-DOĞRULUK ve/||/<> İYİLİK ve/||/<> YÖN(ELİM)/İSTİKÂMET

( Hak ve hakikatte. VE/||/<> Eylemde. VE/||/<> Davranışta. )


-DOĞRULUK ile/ve/||/<>/>/< YARDIM



-DOĞRUYA EN YAKIN ile/ve YANLIŞTAN EN UZAK



-DOĞRUYU SÖYLEME ZORUNLULUĞU ile/ve/değil/||/<> GÜVENİLİRLİK

( Hukukçular, güvenilir kişilerdir; ancak, doğruyu söylemek zorunda değillerdir. )


-DOĞRUYU SÖYLEMEK, HER ZAMAN DOĞRU DEĞİLDİR değil HER DOĞRUYU, HER ZAMAN VE HER YERDE SÖYLEMEMEK GEREK

( "Doğruyu söylemek, her zaman doğru değildir" diyenler, kendileri için "en yararlı olabilecek" yanlışı söylemek için en uygun zamanı bekleyenlerdir... )


-DOĞUM ile/ve/değil EŞİK



-DOĞURMAK ve/||/<>/> DOYURMAK | ile/ve/değil/||/<>/> YOĞURMAK



-DOĞURMAK >< ÖLÜM

( Doğurmayan ölür. )


-DOĞUŞTAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN/LİK



-DOKANMAK" değil DOKUNMAK



-DÖKMEK ile/değil AKITMAK

( Katılarda. İLE/DEĞİL Sıvılarda. )


-DOKTORA "VERMEK" ile/değil DOKTORA VERMEK/YAPMAK



-DOKTRİN değil KADİM BİLGELİK



-DOKTRİNEL ile/<> DİDAKTİK



-DÖKTÜRMEK ile DÖŞENMEK



-DOKUNARAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YOKLAYARAK



-DOKUNMAK ile/ve/||/<> ANLAMAK



-DOKUNMAK ile/ve/||/=/<> ANMAK



-DOKUNMAK ile/ve/değil DEĞİNMEK

( Fiziksel. İLE/VE/DEĞİL Zihinsel/kavramsal. | Bağlantı kurmak, ilişkiye geçmek. )


-DOKUNMAK ile/ve DUYUMSAMAK/HİSSETMEK



-DOKUNULAMAZLIK ile ELE GEÇİRİLEMEZLİK



-DOKUNULMAZ/LIK ile/değil/yerine AYRICALIK/LI



-DOKUNULMAZLIK ile/ve/değil/yerine KORUMA



-DOL(DUR)MAK ile/ve BOŞAL(T)MAK



-DOLANDIRMAK ile DOLANDIRMAK

( Üçkağıt. İLE Uzatmak. )


-DOLANDIRMAK ile DOLAŞTIRMAK



-DOLANDIRMAK ile UZATMAK



-DOLAP[Ar. < DULÂB] ile/değil YÜKLÜK

( Evlerde, yatak, yorgan gibi şeyler koymaya yarayan, yerli, büyük dolap ya da yatak, yorgan konulan yer. )


-DOLAŞMAK ile/ve/değil BAKINMAK



-DOLAYLI OLARAK ile ÜZERİNDEN



-DOLAYLILIKTA:
ALGISALLIK ile/ve/||/<> ÇIKARIMSALLIK ile/ve/||/<> AKTARIMSALLIK



-DOLDURMAK ile/ve/<> ŞİŞİRMEK



-DOLGUNLUK ile/yerine OLGUNLUK



-DOLİKO- ile DOLİKOEKTAZİK

( Uzun. İLE Uzamış ve genişlemiş. )


-DOLMAK ile/ve/||/<> ŞİŞMEK



-DOLUP TAŞMAK



-DOMATESTE:
ERCİK ile/ve/||/<> YUMURTALIK ile/ve/||/<> STİGMA ile/ve/||/<> DİŞİCİK

( Polen üreten eril üreme örgenidir. Domates çiçeklerinde altı eril örgeni bulunur. İLE/VE/||/<> Yumurta gözesi üreten dişil üreme örgenidir. Domates çiçeklerinde tek bir yumurtalık bulunur. İLE/VE/||/<> Yumurtalığın tepesinde bulunan ve poleni yakalayan yapıştırıcı bir yüzeye sahip bölümüdür. İLE/VE/||/<> Yumurtalığı ve stigmayı içeren dişil üreme örgenidir. )


-DOMATESTE:
ERCİK ile/ve/||/<> YUMURTALIK ile/ve/||/<> STİGMA ile/ve/||/<> DİŞİCİK

( Domates çiçeği tozlaştığında, eril örgenlerden gelen polenler, dişil örgenlerdeki stigmaya yapışır. Polen tanesi, stigmaya yapıştıktan sonra polen tanesinden çıkan bir tüp, yumurtalığa kadar uzanır ve yumurta gözesiyle döllenme gerçekleşir. Bu döllenme sonucunda tohumlar oluşur.[Tohumlar, domatesin meyvesinin içinde bulunur. Tohumlar, domatesin yeni kuşağını oluşturmak için kullanılır.] )


-DOMİNANS/DOMINANCE[İng.] değil/yerine/= BASKINLIK



-DOMİNE ETMEK değil/yerine/= YÖNLENDİRMEK



-DOMUZ ile FESEK

( ... İLE Yabani domuz. )


-DOMUZ ile FESEK

( Gebelik süreleri 119-130 gündür. İLE ... )


-DOMUZ ile FESEK

( Çin, yaban domuzlarının ilk olarak evcilleştirildiği yerdir. [9000 yıl önce] )


-DOMUZ ile FESEK

( Dünyada bir milyardan fazla domuz vardır. )


-DOMUZ ile FESEK

( Domuzlar, ter bezleri olmadığından dolayı terlemezler. [Güneş yanığına karşı zayıflardır, buna karşın yalıtıcı kalın bir yağ tabakasına sahiplerdir.] [Serin kalmak ve korunmak için gövdelerini saran çamurdan bir tabakaya gereksinim duyarlar.] )


-DOMUZ ile FESEK

( DOKS[Tuna Bulgarları'na ait kitâbelerde] ile ... )


-DOMUZ ile FESEK

( Domuz ile Yaban Domuzu )


-DOMUZ ile FESEK

( BOCUK ile ... )


-DOMUZ ile/ve YERDOMUZU/AARDVARK

( image )


-DONAKALMAK değil/yerine/>< ODAKLANMAK



-DONANIM ile/ve YATKINLIK



-DONANIMLI OLMAK ile/ve HAZIRLIKLI OLMAK

( İlerleme, ancak hazırlık [sadhana] aşamasında olur. )


-DONATMAK ile/ve BEZEMEK



-DÖNDERMEK değil DÖNDÜRMEK



-DONDURMAK ile SABİTLEMEK



-DÖNDÜRMEK ile ÇEVİRMEK



-DÖNDÜRMEK ile/değil DÖNÜŞTÜRMEK



-DÖNDÜRMEK ile EVİRMEK



-DÖNEK ile DÖNME



-DÖNEM ile/ve/||/<>/< DOLAYLILIK



-DÖNGE/ÇEMBER ile/ve/||/<> YUVARLAK



-DÖNGÜ ile ALIŞKANLIK



-DÖNGÜ ile/ve/değil EŞİK



-DÖNGÜ ile/ve/değil SÜREKLİLİK



-DONMA NOKTASI ile DONUKLUK

( Bir maddenin, katı ve sıvı eşiklerinin, belirli bir basınçta [normal olarak 1 At basınçta] birlikte dengede bulundukları sıcaklık. İLE Bir madde üzerine gelen ışık akısının, geçen akıya oranı. )


-DONMA NOKTASI ile/ve/değil EŞİK



-DONMAK ile DONUP-KALMA

( Gövde ısısı düşük birine konyak vermek çok vahim bir hatadır! )


-DÖNMEK ile/ve/değil SEMÂ ETMEK



-DONUK/LUK ile/değil ÇİĞ/LİK



-DONUK ile/ve/değil/||/<>/< DURGUN



-DONUKLUK ile/değil BULANIKLIK



-DÖNÜM NOKTASI ile/ve/değil EŞİK



-DÖNÜP DOLAŞMAK

( Dönüp dolaşıp aynı yere gelmek. Başlanılan noktaya geri dönmek zorunda kalmak. )


-DONUP KALMAK ile APIŞIP KALMAK



-DÖNÜŞTÜREREK ile/değil/<> DÖNÜŞEREK



-DÖNÜŞTÜRMEK ile İÇSELLEŞTİRMEK

( Dıştakileri. İLE/VE Kavramları. )


-DÖNÜŞÜM ile/ve/değil EŞİK



-DÖNÜŞÜM ile/ve/<> ETKİNLİK



-DÖRT AYAK ÜZERİNE DÜŞMEK ile ...



-DÖRT DÖRTLÜK ADAM OLMAK ile/ve KALIBININ ADAMI OLMAK

( Dört unsur ve dört hıltın [bkz. İnsan'da!] en uyumlu ve dengeli bir biçimde biraradalığı. İLE/VE Sözleri ve yaptıklarında tutarlı ve bütünlüklü olmak/davranmak. )


-DÖRT İSTEK:
AÇGÖZLÜLÜK ile/ve/||/<>/> ÇEKİŞME ile/ve/||/<>/> GÖSTERİŞ ile/ve/||/<>/> GÜÇ TUTKUSU



-DÖRT PARMAK ve/<> BAŞPARMAK

( [elini, kalbinin üzerine getirdiğinde] Geleneği/e işaret eder. VE/<> Kişiyi/e[seni/sana] işaret eder. )


-DÖRT PARMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SERÇE PARMAK

( Bazı yiyecekleri tadarken ya da nesneyi temizlerken baş, işaret, orta ve yüzük parmağı yerine serçe parmağın kullanılması, daha az mikrop bulaştırma olanağı ve sağlık koşulları nedeniyle yeğlenebilir/yeğlenmeli. )


-DÖRT UNSUR(BASÂİD, ANÂSIR-I ERBAA, ÇÂR-I ANÂSIR)/ERKÂN[< RÜKN] ve/<> HILTLAR/SUYUK (İLK SIVILAR) ve/<> NİTELİK

( TOPRAK <> SU <> HAVA <> ATEŞ ve/<> (KAN <> SALYA <> SAFRA <> DALAK) | ( KURULUK <> ISLAKLIK <> SOĞUKLUK <> SICAKLIK )


-DÖRT UNSUR(BASÂİD, ANÂSIR-I ERBAA, ÇÂR-I ANÂSIR)/ERKÂN[< RÜKN] ve/<> HILTLAR/SUYUK (İLK SIVILAR) ve/<> NİTELİK

( KALP <> AKCİĞER <> KARACİĞER <> DALAK )


-DÖRT UNSUR(BASÂİD, ANÂSIR-I ERBAA, ÇÂR-I ANÂSIR)/ERKÂN[< RÜKN] ve/<> HILTLAR/SUYUK (İLK SIVILAR) ve/<> NİTELİK

( DÖRT DÖRTLÜK ADAM OLMAK: Dört unsur ve dört hıltın en uyumlu ve dengeli bir biçimde biraradalığı. )


-DÖRT UNSUR/ANASIR-I ERBAA[Ar.]/ÇÂR-RÜKN[Fars.]:
TOPRA/K / TOPLAK VE SU ve HAVA VE ATEŞ ve BOŞLUK

( Hafiflerdir ve yukarı doğru hareket ederler. VE Ağırlardır ve aşağı doğru hareket ederler. )


-DÖRT UNSUR/ANASIR-I ERBAA[Ar.]/ÇÂR-RÜKN[Fars.]:
TOPRA/K / TOPLAK VE SU ve HAVA VE ATEŞ ve BOŞLUK

( Ateşe bakanın ömrü az, suya bakanınsa uzun olur. )


-DÖRT UNSUR/ANASIR-I ERBAA[Ar.]/ÇÂR-RÜKN[Fars.]:
TOPRA/K / TOPLAK VE SU ve HAVA VE ATEŞ ve BOŞLUK

( Ateş, Celâl; su, Cemâl'dir. )


-DORUK ile/ve/değil EŞİK



-DORUK ile UC



-DORUK ile/ve/değil UC



-DORUM/KÖŞEK/KÖÇEK/POTUK/TAYLAK/YELEK ile TAYLAN

( Bir yaşına kadar olan deve yavrusu. İLE İki yaşında deve yavrusu. )


-DOSLUK" değil DOSTLUK



-DOST / KİŞİ/LERİ KAZANMAK ile/ve/değil/yerine DOSTU/DOSTLARI/KİŞİ/LERİ KAYBETMEMEK

( Dost kazanmak yerine varolan dostları [tanıyarak/anlayarak] kaybetmemeye çalışmalı! )


-DOST ile KARDEŞLİK

( Kardeş olma durumu, karındaşlık, uhuvvet. | Kardeş kadar yakın sayılan kimse, yakın dost. | Birlik, beraberlik. | Adı bilinmeyen kişilere söylenilen bir seslenme sözü. )


-DOSTLARINLA DÜŞMAN OL(MA)MAK/OLABİLMEK ile/||/<> DÜŞMANLARINLA DOST OL(MA)MAK/OLABİLMEK



-DOSTLUK/TA:
ÜST/AŞAĞI değil/yok DENKLİK



-DOSTLUK ve/||/<> YARDIM

( Eli. VE/||/<> Seli. )


-DOSYA değil/yerine/= KOVLUK



-DÖVÜNMEK ile/değil/yerine/>< ÖVÜNMEK



-DOYAMAMAK ile/ve DAYANAMAMAK



-DOYGUNLUK ile/ve/değil/yerine TADINA VARMAK



-DOYMAK(SINIRA GELMEK) ile/yerine GEREKSİNİM DUYDUĞUN KADARINI ALMAK



-DOYMAK ile "KESİLMEK"



-DOYMAK ile "KESİLMEK"



-DOYMAK ile/ve/değil ŞİŞMEK

( Beyin, doyma bilgisini, 20 dak. sonra oluşturur. )


-DOYUM:
"İNANARAK" ile/değil ANLAYARAK



-DOYUM ve/||/<>/< BÜTÜNLÜK



-DOYUMLULUK ve/||/<> GÜVEN

( En büyük zenginlik. VE/||/<> En iyi yakınlık/akrabalık. )


-DOYUMSUZ/LUK ile/ve/<>/|| DUYARSIZ/LIK



-DOYURMAK ÜZERE ile/ve/değil/yerine HAREKETE GEÇİRMEK



-DOZ ile DOZAJ ile DOZE ETMEK ile DOZİMETRE

( verit, ölçü. İLE Kullanım ölçüsü, düzem. İLE Ölçüsünü ayarlamak. İLE Işınölçer. )


-DOZUNU KAÇIRMAK ile ABARTMAK



-DÜ-YEK ile DÜ-YEK

( Usûl. İLE 1-2. )


-DUA ETMEK ile/ve BOYNUNU BÜKMEK



-DUA ile/ve DİLEMEK



-DUA ile/ve İSTEK



-DUALİZM değil/yerine/= İKİCİLİK



-DÜALİZM değil/yerine/= İKİCİLİK



-DUBROVNİK

( Meşe ağacı. )


-DUDAK BÜKMEK ile/ve/||/<> BURUN KIVIRMAK



-DUDAK BÜKMEK ile DUDAK SARKITMAK

( Beğenmemek. İLE Somurtmak. )


-DUDAK/ERİN[dvnlgttrk] ile/ve/değil YANAK ile/ve/değil YAKA



-DUDAK ile DURAK



-DUDAK ile/ve/değil EŞİK



-DÜDÜK ile/ve/değil DUDUK

( ... İLE/VE/DEĞİL Kayısı ağacından yapılır. )


-DÜDÜK ile/ve/değil KAVAL



-DÜDÜK ile SİPSİ

( ... İLE Ağaç dallarından yapılan düdük. | Gemici düdüğü. | Zurnanın, dudaklara gelen, kamış bölümü. )


-DÜĞÜM ile/ve/değil EŞİK



-DÜĞÜM ile İLMİK

( ... İLE Çözülmesi kolay düğüm, eğreti düğüm. )


-DÜĞÜMÜ KESMEK ile/değil/yerine DÜĞÜMÜ ÇÖZMEK



-DÜĞÜN-DERNEK



-DÜK ile DÜK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Yumruk. İLE DÜK MİNG: Binlerce. )


-DÜK =/< DUKA

( ... =/< Dük sanının, eskiden kullanılan biçimi. | XIII. yüzyılda Venedik'te çıkarılmış altın akçesine verilen ad. )


-DÜLEK ile/<> KIRIK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kırık çanak çömlek, ağzı kırık bir testi. İLE/<> ... )


-DÜNYA İŞLERİNİ BİLMEK ile/ve AHİRET İŞLERİNİ BİLMEK

( Aldanmamak için. İLE/VE Aldatmamak için. )


-DÜNYA İŞLERİNİ BİLMEK ile/ve AHİRET İŞLERİNİ BİLMEK

( Kişinin ibadeti bilmektir. )


-DÜNYADA, BİR KİŞİ/İNSAN OLMAK ile/ve/değil/||/<> BİR KİŞİ İÇİN DÜNYA OLMAK



-DÜNYAYA GELMEK/GELDİK değil DÜNYADAN GELMEK/GELDİK



-DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK ile/değil/yerine DÜNYANI[İSTEKLERİNİ/ÇEVRENİ/KOŞULLARINI] DEĞİŞTİRMEK



-DÜNYAYI YERİNDEN OYNATMAK ile/ve/||/<>/< OTURDUĞUMUZ YERDEN KALKMAK



-DÜNYAYI/ÜLKEYİ/KİŞİLERİ KURTARMAK/KORUMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ KURTARMAK VE KORUMAK



-DURABILITY[İng.] değil/yerine/= DAYANIKLILIK, SAĞLAMLIK



-DURABİLMEK ile/ve/||/<> UNUTABİLMEK ile/ve/||/<> SUSABİLMEK ile/ve/||/<> AFFEDEBİLMEK



-DURAĞAN/LIK ve YOK/LUK



-DURAĞAN/STATİK ile/>< DEVİNGEN/DİNAMİK

( Durağan nesnelerin dengesi ve Güçlerle ilgilenen fizik dalı. İLE/>< devimli nesnelerin Güç ve devimle ilgilenen fizik dalı. )


-DURAĞANLIK ile/ve/değil/yerine/||/>< DEVİNİMSEL/LİK



-DURAK ile/ve/değil EŞİK



-DURAK ile/değil İSKELE



-DURAK ile PERON[Fr.]

( ... İLE Tren istasyonlarında, tren yolu boyunca uzanan, inilip binilen, yüksekçe döşeme. )


-DURAKLAMAK ile/ve/değil DURAKSAMAK



-DURDURMAK ve/||/<>/< DURMAK

( Yaşamımızdaki ve çevremizdeki tüm yakın ya da uzak sorunları, öncelikle sorunların ve sorunları yaratanların karşılarında durarak, yapmayarak, yaptırmayarak, "Hayır!" deme olanağımızla[ihtiyârımızla/muhtariyetimizle] durdurabiliriz. )


-DURDURMAK ile/ve/<> ENGELLEMEK



-DURDURMAK ile/ve/||/<> KURTULMAK



-DURDURMAK ile/ve/değil SABİTLEMEK



-DURDURMAK ile/ve YAVAŞLATMAK



-DURGUN/LUK ile/ve/değil/yerine DİNGİN/LİK



-DURGUN/LUK ile/ve/değil/||/<> DURAĞAN/LIK



-DURMAK ve/<> DURU BAKMAK



-DÜRMEK ile KATLAMAK



-DÜRTMEK ile GIDIKLAMAK



-DÜRTMEK ile İTMEK



-DÜRTMEK ile/değil/yerine UYARMAK



-DURUM ile/ve/||/<> SÜREDURUM/EYLEMSİZLİK



-DURUMDAN/HALDEN ANLAMAK ve/||/<> GÖNÜL KIRMAMAK



-DURUMUNDA OLMAK ile/ve KONUMUNDA OLMAK



-DURUMUNDA OLMAK ile ZORUNLULUK



-DÜRÜST/LÜK >< BİLGİSİZ/LİK(CEHÂLET)



-DUŞ ALMAK değil/yerine YIKANMAK



-DÜŞ/ÜNÜ KURMAK ve/||/<>/> HAREKETE GEÇMEK



-DÜŞKÜNLÜK ile/ve/değil/yerine ÖNCELİK (VERMEK/VERİLEN)



-DÜŞKÜNLÜK ile/ve/değil/yerine SEVGİ

( Sevgi, tutkunluk ve düşkünlük göstermez, düşkünlük ise sevgi değildir. )


-DÜŞMAN OLMAK ile/ve "GICIK" OLMAK



-DÜŞMAN OLMAK değil/yerine/>< BİRBİRİNE HAYRAN OLMAK



-DÜŞMAN ve DELİ ile/değil/yerine/||/>< DOST ve ÂŞIK

( İşine geleni söyler. VE Ağzına geleni söyler. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gerçekleri söyler. VE Gönlünden geçeni söyler. )


-DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine/>< DOST/LUK

( Düşmanın en büyük hilesi, "dostluğudur". )


-DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine/>< DOST/LUK

( Dostluğunun bedelini ödemekten kaçınanın, "düşmanlığı"nı önemsemeyebilirsin. Fakat düşmanlığının bedelini ödemeye hazır olanın, "dostluğu"nu ciddiye al! )


-DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine/>< DOST/LUK

( Dedikodu/nu eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uyarır/ikaz eder. )


-DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine/>< DOST/LUK

( )


-DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine/>< DOST/LUK

( [ölümü] Unutturan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anımsatan. )


-DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine/>< DOST/LUK

( "Ne yapmamız gerektiğini" gösterir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ne yapabileceğimizi gösterir. )


-DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine/>< DOST/LUK

( Her canımızı sıkanla. VE Her elimizi sıkanla. [Olmayalım!] )


-DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine/>< DOST/LUK

( Her başımızı ağrıtanı düşman bilmeyelim/saymayalım. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her başımızı okşayanı dost bilmeyelim/saymayalım. )


-DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine FARKLI/LIK



-DÜŞMAN/LIK ve KİN



-DÜŞMAN/LIK ve/||/<> YAKIN/LIK

( "Hiçbir şey, çetin düşmanlar kadar birbirine yakın değildir." )


-DÜŞMANA:
| "ZARAR VERMEK ve/ya da ÖÇ ALMAK" |
ile/değil/yerine/><
BAĞIŞLAMAK

( | Düşmanından daha alçağa düşürür. VE/YA DA Düşmanınla aynı seviyeye düşürür. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yüceltir. )


-DÜŞMANDAN KORUNMAK ile/ve/değil/||/<> "DOST"TAN KORUNMAK

( Kendin korunabilirsin. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Bir şeylerin ve/ya da birilerinin de koruması gerekir. )


-DÜŞMANDAN KORUNMAK ile/ve/değil/||/<> "DOST"TAN KORUNMAK

( Dostlarım! Dünyada, dost yoktur! )


-DÜŞMANDAN KORUNMAK ile/ve/değil/||/<> "DOST"TAN KORUNMAK

( Kusursuz dost isteyen, dostsuz kalır. )


-DÜŞMANDAN KORUNMAK ile/ve/değil/||/<> "DOST"TAN KORUNMAK

( Ayıpsız yâr isteyen, yârsız kalır. )


-DÜŞMANLIK değil/yerine/>< BİREŞİM/TEVHİD



-DÜŞMEK ile İNMEK



-DÜŞMEK ile KAPAKLANMAK



-DÜŞMEMEK değil/yerine KALKABİLMEK

( Hiç. DEĞİL/YERİNE Her düştüğünde. )


-DUŞTA/YIKANMADA SICAK/SOĞUK SU AYAKLARDAN YUKARI DOĞRU ISLATMAYA BAŞLAYARAK DÖK(ÜN)MEK



-DUŞU:
YEMEKTEN SONRA, DOLU MİDEYLE YAPMAK değil/yerine YEMEKTEN ÖNCE, BOŞ MİDEYLE YAPMAK



-DUŞU:
YEMEKTEN/KAHVALTIDAN SONRA, DOLU MİDEYLE YAPMAK değil/>< YEMEKTEN/KAHVALTIDAN ÖNCE, BOŞ MİDEYLE YAPMAK



-DUŞU/YIKANMAYI:
SICAK SUYLA TAMAMLAMAK değil ILIK (ya da [DAYANILABİLİR] SOĞUĞA YAKIN) SUYLA TAMAMLAMAK



-DÜŞÜK YOĞUNLUK ile YÜKSEK YOĞUNLUK

( Düşük kütle/oylum oranı. İLE Yüksek kütle/oylum oranı. )


-DÜŞÜK ile HAFİF/YEĞNİ



-DÜŞÜK ile YETERSİZ



-DÜŞÜN(E)MEMEK değil/ne yazık ki/< "DÜŞÜNMEYİ İSTEMEMEK"



-DÜŞÜNCE, DÜŞÜNMEK yerine ZAMANINDA DÜŞÜNMEK

( Düşünce, düşünce başlar. [yere/aşağı düşünce!][düşen, düşünce/düştükten sonra anlar/bilir!] )


-DÜŞÜNCE, DÜŞÜNMEK yerine ZAMANINDA DÜŞÜNMEK

( "Melek Şehri" filmini de izlemenizi salık veririz. )


-DÜŞÜNCE/DUYGU/DAVRANIŞ'LARDA:
KOŞMAK/EMEKLEMEK değil/yerine YÜRÜMEK



-DÜŞÜNCE ve/||/<> BİLGİ ve/||/<> BELLEK



-DÜŞÜNCE ve/||/<> IŞIK ve/||/<> KİŞİ ve/||/<> İLİŞKİ

( Her zaman, zemin ve koşulda, her yöne ilerleyebilirler. )


-DÜŞÜNCE ile/ve/||/<> VARLIK

( ... İLE/VE/||/<> En temel düşünce. )


-DÜŞÜNCELERİ ÖĞRENMEK ile/ve/değil/yerine DÜŞÜNMEYİ ÖĞRENMEK/BECERMEK



-DÜŞÜNCELERİN/HAYALLERİN:
"KAÇMAK" ile/değil/yerine PEŞİNDEN KOŞMAMAK



-DÜŞÜNCEME" değil DÜŞÜNMEK



-DÜŞÜNCESİZLİK ile DÜŞÜNEMEMEK/DÜŞÜNEMEMİŞ OLMAK



-DÜŞÜNCEYİ:
SÖZDE/YAZIDA BIRAKMAK ile/değil/yerine UYGULAMAYA SOKMAK

( Bir düşüncene(/düşünceye/ilkeye/mirasa), ancak, sen sahip çıkarsan (uygular ve devam ettirirsen), bir anlam/değer kazanır/sın ve/ya da kazandırır/sın. )


-DÜŞÜNCEYİ/DÜŞLERİ, DOĞAYA YANSITMAK değil/yerine DOĞAYI, ZİHİNDE İNŞÂ ETMEK



-DÜŞÜNCEYLE BAKMAK ile DÜŞÜNCE OLMADAN BAKMAK



-DÜŞÜNDÜĞÜNÜ, VAROLANA GİYDİRMEK ile/değil/yerine VAROLANI DÜŞÜNMEK



-DÜŞÜNEMEMEK ile/ve/<> AYIRD EDEMEMEK

( Düşünemeyen ayırd etmeyi de ayrıntıları da göremez. [ayıramayınca/düşünemeyince de bedelini ağır ödeyebilir!] )


-DÜŞÜNEMEMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< DÜŞÜNMEMEK



-DÜŞÜNENDEN ÜSTÜN OLMAYA ÇALIŞMAK değil DÜŞÜNCENİN ÜSTESİNDEN GELEBİLMEK

( [ne yazık ki] Düşüncenin üstesinden gelemeyen ya da söylenilen söze yanıt veremeyecek olan, düşünenin, söz söyleyenin "üstesinden gelmeye çalışır". )


-DÜŞÜNME ile DÜŞÜNMEYİ DÜŞÜNMEK



-DÜŞÜNMEDEN KONUŞMAK ve/ne yazık ki/||/<>/> SONRADAN DÜŞÜNMEK ZORUNDA KALMAK



-DÜŞÜNMEDEN ÖĞRENMEK ile/ve/<> ÖĞRENMEDEN DÜŞÜNMEK

( Yararsız. İLE/VE/<> Tehlikeli. )


-DÜŞÜNMEK => VAR OLMAK
ve/||/<>/>
VAR OLMAK =< ALGILANMIŞ OLMAK

( René Descartes VE/||/<>/> George Berkeley )


-DÜŞÜNMEK/TAHAYYÜL ile/ve DÜŞÜNEMEMEK/TAHAYYÜL (BİLE) EDEMEMEK

( Bazı şeyler hayal edilebilir fakat bazı şeyleri ne düşünmek, ne hayal edebilmek bile söz konusu değildir. )


-DÜŞÜNMEK ile/ve/||/<>/> "HESAP ETMEK"



-DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine BİLDİĞİN ŞEY ÜZERİNE DÜŞÜNMEK

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Tefekkür. )


-DÜŞÜNMEK ve/<>/>/< BOŞ KONUŞMAMAYI BECERMEK

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )


-DÜŞÜNMEK ve/<>/>/< BOŞ KONUŞMAMAYI BECERMEK

( Bir şey ki, yapmasan da olur. YAPMA! Bir şey ki, söylemesen de olur. SÖYLEME! )


-DÜŞÜNMEK ve/<>/>/< BOŞ KONUŞMAMAYI BECERMEK

( Konuşulacak bir kişi olduğunda, onunla konuşamamak, onu yitirmek demektir. Konuşulamayacak bir kişiyle konuşmaksa sözlerin boşuna harcanması demektir. )


-DÜŞÜNMEK ve/<>/>/< BOŞ KONUŞMAMAYI BECERMEK

( Bazı şeyleri konuşmuyoruz diye aklımız/sözümüz yok zannedilmesin! )


-DÜŞÜNMEK ile DEĞERLENDİRMEK



-DÜŞÜNMEK ile DEĞERLENDİRMEK



-DÜŞÜNMEK ve/<> DÖNÜŞMEK



-DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/<> DÜŞÜNDÜĞÜNÜ DÜŞÜNMEK



-DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine DÜŞÜNMEYİ "DERT" EDİNMEK



-DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine DÜŞÜNMEYİ DEĞERLENDİREREK DÜŞÜNMEK



-DÜŞÜNMEK ile/ve/<>/= ETKİNLİK

( TEFEKKÜR ile/ve/<>/= FAALİYET )


-DÜŞÜNMEK ile/değil GELİŞTİRMEK



-DÜŞÜNMEK ve/||/=/<> GÖRMEK

( DÜŞÜNMEK: Görmeyi, yeniden ve tekrar tekrar öğrenmek. )


-DÜŞÜNMEK ile/ve/<> HAYAL ETMEK

( Kişinin en yüce yetisi düşünme yetisidir. Akılda bulunduğu için de en önemli varlıktır/değerdir. )


-DÜŞÜNMEK ile HESAPLAMAK



-DÜŞÜNMEK ile/ve/||/<> İNANMAK



-DÜŞÜNMEK ve KENDİNİN BİLİNCİNDE OLMAK



-DÜŞÜNMEK ile/ve/||/<>/> KONUŞMAK ile/ve/||/<>/> YAPMAK

( Konuşmadan önce "konuşmak". İLE/VE/||/<>/> Yapmadan önce "yapmak". İLE/VE/||/<>/> [olumlu/olumsuz] Kesinleşmeden önce "görmek/denemek". )


-DÜŞÜNMEK ile/ve/||/<> OLGUSALLIK



-DÜŞÜNMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÖNGÖRMEK

( Bazı ileri/yüksek düşünceler, örnek kullanılmadan, hoşnut edici bir biçimde anlatılamazlar. )


-DÜŞÜNMEK ile TAKILMAK



-DÜŞÜNMEK ile/ve/<> TEKRARLAMAK



-DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/||/<> UMMAK/ÜMİT ETMEK



-DÜŞÜNMEK ile/ve VAR OLMAYANI DÜŞÜN(EBİL)MEK



-DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAZARAK VE YAPARAK DÜŞÜNMEK ve/||/<> DÜŞÜNEREK YAZMAK VE YAPMAK



-DÜŞÜNMEMEK ile DÜŞÜNMEMİŞ OLMAK



-DÜŞÜNMEMİŞ OLMAK ile/değil YETERSİZLİK/ZAYIFLIK/GERİLİK

( ... ile/değil REKÂKET )


-DÜŞÜNMENİN/SORGULAMANIN:
İLK VE EN ÖNEMLİ SAĞLADIĞI/SUNDUĞU:
KENDİNİ VE DÜNYAYI...
KENDİNDEN KURTARMAK/KORUMAK ile/ve/||/<>/< DÜNYADAN KURTARMAK/KORUMAK ile/ve/||/<>/< YANILSAMALARDAN KURTARMAK/KORUMAK



-DÜŞÜNMEYİ BECEREMEMEK ve/||/<>/>/< DÜŞÜNMEYİ SEV(E)MEMEK



-DÜŞÜNMEYİ BİLMEMEK ile/ve/<>/= KONUŞMAYI BİLMEMEK

( Düşünmeyi bilmeyen, [sürdürmeyen ve geliştirmeyen] konuşmayı da bilemez! )


-DÜŞÜNÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİR/LİK



-DÜŞÜNÜLEN/DÜŞÜNÜLEBİLİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜŞÜNÜLENE/DÜŞÜNÜLEBİLİRE YAKLAŞMAK



-DÜŞÜNÜP DURMAK" ile/değil/yerine/>< DURUP DÜŞÜNMEK



-DÜŞÜNÜP TAŞINMAK



-DÜŞÜP BAYILMAK değil BAYILIP DÜŞMEK



-DÜŞÜP-KALKMAK



-DÜŞÜRMEK ile ATMAK



-DÜŞÜRMEK değil/yerine DÜŞÜNMEK



-DUTY vs. MISSION vs. TASK



-DUVAK ile CİBİNLİK

( Gelinin başını, bazen de yüzünü kapayan dantel ya da tülden örtü. | Küp, tandır, baca gibi şeylerin, taş ya da topraktan kapağı. | Kimi bebeklerin doğduğu zaman, başlarını çevreleyen zar. İLE Sivrisinekten ve öteki böceklerden korunmak için yatağın üstüne ve yanlarına gerilen, çadır biçiminde tül. )


-DUVAR ile/ve/değil EŞİK



-DUVARI SIRTINA YASLAMAK ile/değil/>< DUVARA SIRTINI YASLAMAK



-DUYARLI/LIK/HASSASİYET ile TİTİZ/LİK

( Durumunuzun ne denli nazik olduğunu fark ettiğiniz anda uyanık ve tetiksizsinizdir. )


-DUYARLI/LIK ve/||/<> ÖZEN / TİTİZ/LİK



-DUYARLIK ile/değil DUYARLILIK

( Duyma/işitme aracının/durumunun/sürecinin ve olanağının var olması ya da sürmesi. İLE/DEĞİL Çevresinde ve odağında olanı saygı, ölçü ve özenle anlamaya[düşünmeye ve sorgulamaya] öncelik verme çabası. )


-DUYARLILIK ile "AÇLIK"



-DUYARLILIK ile/ve "TOPLUMSAL ROL"



-DUYARLILIK = HASSASİYET = SENSIBILITY[İng.] = SENSIBILITÉ[Fr.] = SENSIBILITÄT, SINNLICHKEIT[Alm.] = SENSIBILIDAD[İsp.]



-DUYARLILIK ile/ve/<> İÇSELLEŞTİRME



-DUYARLILIK ile/ve İMGELEM

( DUYUSALLIK + DUYGUSALLIK = DUYARLILIK )


-DUYARLILIK ile/ve/||/<> İRKİLME ile/ve/||/<> ÜREME



-DUYARLILIK ve/> ÖZ | OLUŞ

( Duyarlılık, özünüze yeni bir başlangıcın açılımıdır. )


-DUYARLILIK ile/ve ZEKÂ



-DUYARSIZ/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KAYITSIZ/LIK



-DUYARSIZLIK ile/ve TEPKİSİZLİK



-DUYDUĞUNU NAKLETMEK ile/ve/yerine BİLDİĞİNİ NAKLETMEK



-DÜYEK

( Türk müziğinin küçük usullerindendir. )


-DUYGU İFADELERİNDE:
POZİTİF ile/ve/||/<> NEGATİF ile/ve/||/<> YAKINLIK

( 3, 4, 9, 11, 13, 15, 16. maddeler. İLE/VE/||/<> 2, 5, 10, 14. maddeler. İLE/VE/||/<> 1, 6, 7, 8, 12. maddeler. )


-DUYGU:
SEMPATİK DÜZENEK ve/||/<> PARASEMPATİK DÜZENEK

( DUYGU: Düşüncenin, gövde üzerinde/eşliğinde, sempatik ve parasempatik düzenekle açığa çıkan fizyolojik etkileşimleri/yansımaları. )


-DUYGU ile/ve/||/<> BELLEK



-DUYGUDAŞLIK = TECAZÜP = SYMPATHY[İng.] = SYMPATHIE[Fr., Alm.] = SYMPATHEIA[Yun.] = SIMPETIA[İsp.]



-DUYGUSAL BİRLİK ve/< İLKESEL BİRLİK



-DUYGUSAL DÜŞÜNMEK değil DÜŞÜNMEK



-DUYGUSAL OLMAK ile/değil/yerine DUYGUSAL OLABİLMEK



-DUYGUSAL YALNIZLIK ile "ENTELEKTÜEL YALNIZLIK"



-DUYGUSAL/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DUYARLI/LIK



-DUYGUSAL/LIK ile/ve/||/<> TEPKİSEL/LİK

( Bilgisizlikle. İLE/VE/||/<> Bilinçsizlikle. )


-DUYGUSALLIK YAPMAK ile/değil/yerine DUYGUSAL OLABİLMEK

( Çiftler birbirine yönelik olarak duygusallıklarını yaşayabilmeli, duygusal olabilmelidir fakat birbirine ağırlık/yük yapacak türden duygusal yüklenmelerden kaçınmalıdır. )


-DUYGUSALLIK ve/> DENETİMSİZLİK/KONTROLSÜZLÜK



-DUYGUSALLIK ve/> MUTSUZLUK



-DUYGUYA ODAKLANMADA:
VAROLUŞUMUZU SÜRDÜRMEK ile/ve/||/<> İLİŞKİLERİMİZİ DÜZENLEMEK ile/ve/||/<> SORUN ÇÖZMEK



-DUYMA(MA)K ile/ve DİNLEME(ME)K

( Her dinlemiyor gibi görünen, dinlemiyor değildir! )


-DUYMA(MA)K ile/ve DİNLEME(ME)K

( Beyin ve kulak ile. İLE/VE Zihin, veri/bilgi, düşünce ve tutum ile. )


-DUYMAK/DUYUMSAMAK ile/ve/||/<>/< ÖNEMSEMEK



-DUYU ve/+ AKIL ve/+ HADS ve/+ MATEMATİK



-DUYU ile/ve/değil EŞİK



-DUYULAR'DA:
MEKANİK ile/ve/<> KİMYASAL ile/ve/<> TERMAL ile/ve/<> ELEKTROMANYETİK



-DUYULAR/DA:
SINIRLI/LIK ile/ve/||/<> ÇARPITICI/LIK



-DUYULAR ile/ve/<>/değil FARKINDALIK



-DUYULARDA KESİNLİK ile DUYULARIN KESİNLİĞİ



-DUYUMSAMA ile/ve/||/<> DUYARLILIK

( Dışarıdakilerde/n. İLE/VE//||/<> İçte/n. )


-DUYUMSAMAK ile/ve/<> KABUL ETMEK



-DUYURMAK ile/ve/değil DİNLETMEK



-DUYUSAL DENEYİM ile BİREYSEL BİLİNÇLİLİK ile TOPLUMSAL İLİŞKİLER



-DÜZ (DOKUNMUŞ) ile/ve SUMAK ile/ve CECİM/CİCİM ile/ve ZİLİ ile/ve HEYBE

( ... İLE/VE ... İLE/VE Nakışlı ve ince. Sivas/Divriği bölgesinde. İLE/VE Ağrı/Patnos, Çanakkale bölgelerinde. İLE/VE Urfa bölgesinde. )


-DÜZELMEK ile DOĞRULMAK



-DÜZELTMEK ile DOĞRULTMAK



-DÜZELTMEK ile TOPARLAMAK



-DÜZEN KURMAK ile STANDARTLARI OTURTMAK

 

 



 



K harfiyle biten sözcük ve FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )





 

 

Bu sayfa 01 Ocak 2020 itibariyle 66 kez incelenmiş/okunmuştur.  

 

 

FaRkLaR Kılavuzu Facebook Grubu             FaRkLaR Kılavuzu Twitter Sayfası
grubumuza da katılabilirsiniz...             'dan da takip edebilirsiniz...
 

6D Bilgi Hizmetleri vs. | www.6Dtr.com       FaRkLaR Kılavuzu       GösterGe Bilişim ve İnternet Hizmetleri

Yenilikler ve Duyurular | Desteğiniz Lüt(û)fen!!!