
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
K'LERDE
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 10847 başlık/FaRk ile birlikte,
12563 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(2/12)
- ADL[Ar.] ile KIST[Ar.]
- ADLANDIRMA ile/ve/<> KAVRAMLAŞTIRMA
( GIVING NAME vs./and/<> TO CONCEPT )
- ADLANDIRMA ile/ve/||/<> KÖPRÜ
- ADUVV[Ar.] ile KÂŞİH[Ar.]
- ÂFÂKÎ ile/ve/<> İZÂFÎ ile/ve/<> KEYFÎ
- ÂFET değil/yerine/= KIRAN/ÖLEK
- AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KABUL ETMEK
- AFİRMASYON[Fr.] değil/yerine/= KESİNLEME
- AFYON ile/||/<>/> KODEİN[Fr. < CODEINE]
( ... İLE/||/<>/> Afyondan elde edilen, öksürük ve ağrı kesmeye yarayan bir alkaloit. )
- AĞ ile KOZA
( PÎLE: İpek kozası, ipek. )
( WEB vs. COCOON )
- AĞAÇ KURBAĞASI ile KIRMIZI GÖZLÜ AĞAÇ KURBAĞASI
( ... İLE Yan taraflarında mavi-sarı çizgiler taşıyan yeşil bir gövdesi, turuncu ayak parmakları ve ateş kırmızısı gözleri vardır. )
( ... İLE Kosta Rika'da yaşarlar. )
( ... İLE Çıngıraklı yılanın yavrusu gibi ses çıkarırlar fakat tamamen zararsızlardır. )
( Bazı zehirli kurbağa türü dışında çoğu kurbağa türü tehlikeli değildir fakat öyleymiş gibi görünecek biçimde evrimleşmişlerdir. )
( BATES TAKLİDİ: Henry Walter BATES [1852 - 1892 yılları arasında Alfred Russel ile Amazon'larda yedi yıllarını geçirerek bilim dünyasına 8000 yeni tür kazandırmışlardır.] )
- AĞAÇ ile KALEMBEK(Hint Denizi'ndeki bir adanın adından)
( ... İLE Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı. | Bir cins mısır. )
- AĞAÇ ile KARAAĞAÇ/NÂRVEN[Fars.]
( ... İLE Karaağaçgillerin örnek bitkisi olan, kerestesi değerli bir ağaç. )
( ... cum ULMUS )
- AĞAÇ ile KIZILAĞAÇ/KIZILSÖĞÜT
( ... İLE Gürgengillerden, dişil çiçekleri küçük ve sarımtırak, eril çiçekleri püskül biçiminde olan, boyu 30 metre kadar olabilen, kerestesi kolay işlenebilir bir ağaç. )
( ... cum ALNUS )
- AĞAÇ ile KIZILCADİŞİ
( ... İLE Yüksekliği 4-5 metre olan, beyaz çiçekli bir ağaççık. )
( ... cum CORNUS SENGUINEA )
- AĞACI:
[ne yazık ki]
!KESERSENİZ ile/değil/yerine/>< KESMEZSENİZ
( Kazık kalır, üstüne oturursunuz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gölge olur, altına oturursunuz. )
( )
- AĞAÇKAKAN ile KIRMIZI ŞAPKALI/KOKARTLI AĞAÇKAKAN
( ... vs. RED COCKADED WOODPECKER )
( ... cum PICOIDES BOREALIS )
- AĞAÇKAKAN ile KÜÇÜK AĞAÇKAKAN
( ... vs. LESSER SPOTTED WOODPECKER )
( ... cum DENDROCOPOS MINOR )
- AĞAÇKAKAN ile SURİYE/ALACA AĞAÇKAKANI ile GÖKNAR AĞAÇKAKANI ile GRİ AĞAÇKAKAN ile KIZIL AĞAÇKAKAN ile ORMAN AĞAÇKAKANI ile SARI AĞAÇKAKAN ile TEPELİ AĞAÇKAKAN
( ... vs. SYRIAN WOODPECKER vs. GREAT SPOTTED WOODPECKER vs. GREY-FACED WOODPECKER vs. REDHEADED WOODPECKER vs. GREAT-SPOTTED WOODPECKER vs. WOODPECKER vs. PILEATED WOODPECKER )
( ... cum PICOIDES TRIDACTYLUS cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum DRYOCOPUS PILEATUS )
- AĞI AĞACI ile/ve AVİZE AĞACI ile/ve BAN AĞACI ile/ve ÇUBUK AĞACI ile/ve DANTEL AĞACI ile/ve IĞ AĞACI ile/ve KÂĞIT AĞACI ile/ve LÂLE AĞACI ile/ve LÂSTİK AĞACI ile/ve MANTAR AĞACI ile/ve MERCAN AĞACI ile/ve ÖD AĞACI ile/ve PELESENK AĞACI[Lat. GUAIACUM OFFICINALE] ile/ve PORSUK AĞACI ile/ve SAKIZ AĞACI ile/ve SÜT AĞACI ile/ve TESPİH AĞACI/ÇALISI, ÇİN LEYLAĞI[Lat. MELIA AZEDARACH] ile/ve KÖR AĞAC
- AĞIL ile KÜM
( ... İLE Küme, yığın. | Küçük ağıl. )
- AĞIR ile KIMKIM
( ... İLE Ağır ağır konuşan kişi. | Her işinde ağır davranan kişi. )
- AĞIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAK
( Daha az konuşmak üzere/için. İLE/VE/||/<>/< Daha çok dinlemek üzere/için. )
( Bir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İki. )
- AĞLAMAK:
"KIRILDIĞIN" YERDEN değil KIRDIĞIN YERDEN
( Kırıldığın yerden değil kırdığın yerden ağlarsın. )
- AĞLAYAN SÖĞÜT, SALKIMSÖĞÜDÜ ile SULTÂNÎ SÖĞÜT ile KEÇİSÖĞÜDÜ ile KIZILSÖĞÜT ile SEPETÇİSÖĞÜDÜ/SORKUN
( BÎD-İ GİRYÂN/MECNÛN/NÂLÂN/PİYÂDE/REVÂN/SERNİGÛN ile BÎD-İ MÜŞK ile BÎD-İ ... ile BÎD-İ SÜRH ile BÎD-İ ... )
( SALIX BABYLONICA cum ... cum SALIX CAPREA cum ... cum SALIX VIMINALIS )
- AGLÜTİNASYON[Fr. < AGGLUTINATION] değil/yerine/= KÜMELEŞİM
( Herhangi bir sıvı içindeki gözelerin, parçacıkların vb.nin biraraya gelmesi. )
- AGLÜTİNASYON/AGGLUTINATION[İng.] değil/yerine/= KÜMELEŞME
- AGLÜTİNASYON değil/yerine/= KÜMELEŞİM
- AGLÜTİNASYON değil/yerine/= KÜMELEŞİM
- AĞRI ile KALP AĞRISI/KRİZİ
( ... İLE Ölüm korkusu yaratan tek ağrı. )
- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ/ZAMBULA[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]
( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )
- AHIMSA ile/ve SATYA ile/ve ASTEYA ile/ve BRAHMAÇARYA ile/ve
APARIGRAHA ile/ve DAYA ile/ve KŞAMA ile/ve
DHRITI ile/ve MITAHARA ile/ve ARCAVA
( Şiddet denetimi. [Şiddetsizlik] Zararsızlık; başkalarını düşünce, söz ve hareketle incitmemek. İLE/VE Yalan denetimi. [Dürüstlük] İLE/VE Benimseme denetimi. [Çalmama] İLE/VE Eşeysel enerji denetimi. İLE/VE Biriktirme denetimi. [Biriktirmemek] İLE/VE Nefret denetimi. [Merhamet] İLE/VE Kızgınlık denetimi. [Affetme] İLE/VE Güçsüzlük denetimi. [Dayanıklılık] İLE/VE Aşırılık denetimi. [Ilımlılık] İLE/VE Yanlışlık denetimi. [Doğruluk] )
- AHLÂK ile/ve/<> KAVRAYIŞ
( MORALS vs./and/<> COMPREHENSION )
- AHLÂK ile/ve/<> KURAL
( MORALS vs./and/<> RULE )
- AHLÂK/Î değil/yerine/= KILINÇ/KILINCIL
- AHLÂKSIZ ile/değil KÖTÜ AHLÂKLI
- AHLÂKSIZLIK ile/ve/değil KÖTÜ/OLUMSUZ AHLÂK
( [not] IMMORALITY vs./and/but BAD/NEGATIVE MORALS )
- AHŞAP ile/ve/||/<> KÖRAĞAÇ
( ... İLE/VE/||/<> Kontratablada orta katı oluşturan ve genellikle yumuşak ağaçlardan hazırlanan bölüm. | Kontratablanın orta kısmında tabla kalınlığının en az yarısını oluşturan, yumuşak ağaçlardan değişik yöntemlerle elde edilen masif ağaç tabakası. )
- [Yun.] AHTAPOT ile KALAMAR
( Omurgasızlarda en zeki olanlar. )
( Kafadan bacaklılardan, dokunaçlı bir tür mürekkep balığı. | Genellikle burun zarı üzerinde çıkan bir ur türü, polip. İLE Bir tür mürekkep balığı. )
( OCTOPUS cum LOLIGO VULGARIS )
- AHVÂL-İ ŞAHSİYE[Ar.] değil/yerine/= KİŞİSEL DURUMLAR
- AİLE/OCAK ile KÖR OCAK
( ... İLE Çocuksuz aile. )
- AJAN PROVOKATÖR değil/yerine/= KIŞKIRTICI ÇAŞIT
- AJİTASYON[Fr./İng. < AGITATION]["ACITASYON" değil!] değil/yerine/= KIŞKIRTMA/KIŞKIRTI/KÖRÜKLEME ÇALKALAMA | ÇIRPINTI | DUYGU SÖMÜRÜSÜ | HUZURSUZLUK | ÇALKALAMA
- AJİTATÖR/PROVOKATÖR/MUHARRİK[Ar.] değil/yerine/= KIŞKIRTICI
- BADEM:
AK ile/||/<> KAYA ile/||/<> RÜŞTÜ ile/||/<> NURLU ile/||/<> DİŞ ile/||/<> KARABAĞ ile/||/<> SIRA
- AK KEŞİŞ/LER ile/ve KARA KEŞİŞ/LER
( ... İLE/VE Benediktenler. )
- AKARSU ile/ve/<> KIVRIMLI AKARSU/MENDERES[Yun. < MAINDROS/Μαίανδρος]
( ... İLE/VE/<> Bir akarsu yatağının az eğimli koyak tabanlarında ve ova düzlüklerinde çizdiği "s" harfine benzeyen kıvrım. )
- AKARSU ile/ve/||/<> KOYAR
( ... İLE/VE/||/<> İki akarsuyun birleştiği yer. )
- AKBABA ile KALİFORNİYA AKBABASI
( )
( CONDOR vs. CALIFORNIA CONDOR )
( ... cum GYMNOGYPS CALIFORNIANUS )
- AKBABA ile KARA AKBABA
( ... İLE Çevresinde açık arazi bulunan ormanlarda yaşarlar. )
( ... vs. BLACK VULTURE )
( ... cum AEGYPIUS MONACHUS )
- AKBABA ile KIRMIZI BAŞLI AKBABA
( ... İLE Hindistan'da yaşarlar. )
( Hindistan'da 6 ayrı çeşit akbaba yaşamaktadır. )
- AKBABA ile KIZIL AKBABA
( ... İLE Toroslarda, Doğu Karadeniz Dağları'nda, Doğu Anadolu'da bölgesel olarak yaşarlar. )
( ... vs. GRIFFON VULTURE )
( ... cum GYPS FULVUS )
- AKBABA ile KONDOR
( ... İLE Boyu 1 m. olan 12 kg.'luk dev akbaba.[Patagonya'da] )
- AKBABA ile KÜÇÜK AKBABA
( ... İLE Kanatları düz, kuyruğu uzun ve kamalıdır. )
( ... İLE Leşlerin kemik iliğiyle beslenirler. [Yüksekten atıp kırarak] )
( Tüm dünyadaki küçük akbabaların yaklaşık %25'i, Türkiye’de yaşamaktadır. )
( ... vs. EGYPTIAN VULTURE )
( ... cum NEOPHRON PERCNOPTERUS )
- AKÇE ile KUŞGÖZÜ AKÇE
( Osmanlı döneminde gümüş para cinsi ve birimi. İLE Ele zor gelen ufaklık ve incelikte gümüş para birimi. [X - XIII. yy. arası, Osman Gazi dönemindendir.] )
- AKCİĞER ZARI YANGISI(SATLICAN/ZATÜLCENP[Ar.]) ile/ve KARACİĞER YANGISI ile/ve BRONŞİYOL YANGISI ile/ve LENF BOĞUMLARI YANGISI ile/ve MEME YANGISI(MASTİT)
( ZATÜLCENP ile/ve HEPATİT, ZATÜLKEBED ile/ve BRONŞİYOLİT ile/ve ADEONOİT )
( BİLSÂM[Ar., Fars.]/PLEURÉSIE[Fr.]: Akciğer zarı yangısı, satlıcan. )
( Dünyada en sık karşılaşılan hastalık zatürree/bronşittir. )
( AKCİĞER YANGISI / GIŞÂ-İ CENB[Ar.] / PLEVRA[İt. göğüs boşluğunun iç yüzünü ve akciğerleri saran zar] )
- AKCİĞER ZARI ile KARACİĞER ZARI
( PLEURA vs. ... )
- AKCİĞER(ÖRGEN) ile/ve KARACİĞER
( ESNÂH-I RİEVİYE: Akciğer petekleri. )
( RİE ile/ve KEBED[çoğ. EKBÂD] )
( ŞÜS ile/ve ŞÜŞ )
( LUNGS vs./and LIVER )
- AKD[Ar.] ile KASEM[Ar.]
- AKDENİZ ile/ve/||/<> KARADENİZ
( BAHR-İ SİYAH ile/ve/||/<> BAHR-İ SEFİD )
- AKHILLEUS İLE KAPLUMBAĞA AÇMAZI ile/ve/||/<>/> TRUVA SİNEĞİ AÇMAZI ile/ve/||/<>/> KOŞU YOLU AÇMAZI ile/ve/||/<>/> NUMARALI TOPLAR AÇMAZI ile/ve/||/<>/> OK AÇMAZI ile/ve/||/<>/> TANRILAR AÇMAZI ile/ve/||/<>/> TRISTRAM SHANGDY AÇMAZI ile/ve/||/<>/> UZAY GEMİSİ AÇMAZI
- AKIL:
(KENDİ/BAĞIMSIZ) "YÜRÜYEN" değil YÜRÜTÜLEN
- AKIL TATMİNİ ile/ve/değil/yerine KALP TATMİNİ
( AKLIM BENİ YANILTMADI KALBİM DE AKLIMI TEKZİP ETMEDİ )
- AKIL ve/||/<> GÖRME ve/||/<> DUYMA ve/||/<> KONUŞMA
( CAMİ: CEBRAİL ve/||/<> AZRAİL ve/||/<> MİKAİL ve/||/<> İSRAFİL )
- AKIL ile/ve/<> KALP
( Su. İLE/VE/<> Toprak. )
( Kalbi ayrı olanların, aklı bir olmaz. )
( Water. VS./AND/<> Land/Soil. )
( REASON vs./and/<> HEART )
- AKIL ile/ve/<> KALP
- AKIL ile/ve/||/<> KANIT
- AKIL ile/ve/değil/yerine KULLANILAN/UYGULANAN AKIL
- AKİLEN[Fr.] değil/yerine/= KARTAL BURUN
- AKILLA TARTMAK ile/değil/yerine KALPLE DİNLEMEK
- AKILSIZ "KİMLİK" ve/||/<> KEYFİYET
- AKINTI ile/ve/değil/<> KANAMA
( ... ile/ve/değil/<> NEZİF )
- AKIŞ ile/ve/<> KENDİLİĞİNDENLİK
- AKLÎ İLİM ile/ve/<> KEŞFÎ İLİM
- AKL-I SÂLİM ile/ve/> KALB-İ SELÎM ile/ve/> SEKÎNE
- AKL-I SELÎM ile/ve/<> KALB-İ SELÎM ile/ve/<> ZEVK-İ SELÎM ile/ve/<> ZEVK-İ SELÎM
- AKLIN AHLÂKI ve/||/<> KALBİN AHLÂKI
( Mantık. VE/||/<> Edep. )
- AKLIN" KULLANDIĞI KAVRAMLAR DİL ve/||/<> KAVRAMLARIN/DİLİN KULLANDIĞI "AKIL"/ZİHİN/KİŞİ
- AKLIN NİTELİKLERİ:
HİKMET ve KUDRET ve SEVGİ/ŞEFKÂT ve ADÂLET
( Bunları içermeyen hiçbir söz, davranış/tutum, akılsal değildir/olamaz. )
- AKLIN SESİ ve/||/<> KALBİN SESİ ve/||/<> MİDENİN SESİ
( Herhangi bir işi yapmadan önce ve yaparken, üçünün sesi de olmalı ve olabildiğince orantılı, dengeli ve uyumlu olmalıdır. )
- AKLINI BAŞINA TOPLA! ve/||/<>/> KENDİNE GEL!
- AKONT[Fr. < ACOMPTE] değil/yerine/= KISMÎ ÖDEME
( Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmî ödeme. )
- AKREBİN:
KISKACI ve/||/<> KUYRUĞU
( [Zehirsiz] Kalın ise. VE/||/<> İnce ise.
[Zehirli] İnce ise. VE/||/<> Kalın ise. )
- AKREP ile KUM AKREBİ
- AKROSEFALİ[Fr.] değil/yerine/= KAFATASI BİÇİM BOZUKLUĞU
- AKSEPTANS/ACCEPTANCE[İng.] değil/yerine/= KABUL YAZISI
- AKSİLLA değil/yerine/= KOLTUK ALTI
- AKSİYOM'DA:
TAMLIK ve KAPALILIK ve BASİTLİK
- ALABASTRON[Yun.] değil/yerine/= KULPSUZ, DAR BOYUNLU PARFÜM VAZOSU
- ALALİ/ALALIA[İng.] değil/yerine/= KONUŞMA YİTIMİ
- ALBATR[Yun.] değil/yerine/= KAYMAK AŞI VE SU MERMERİ
- ALBATROS ile KARA AYAKLI ALBATROS
( ... İLE NTV - Yaşam Öyküsü 1. Bölüm (İlk Adımlar)[44:30 - 50:00 arası] )
- ALBERT EINSTEIN ve/||/<> KARL SCHWARZSCHILD
- ALÇAKGÖNÜLLÜ OLURSAK ... ve/||/<> ÇALIŞKAN OLURSAK ... ve/||/<> CÖMERT OLURSAK ... ve/||/<> NAZİK OLURSAK ... ve/||/<> MERAKLI OLURSAK ... ve/||/<> GÜVENİLİR OLURSAK ... ve/||/<> AFFEDİCİ OLURSAK ... ve/||/<> KENDİMİZ OLURSAK ... ve/||/<>
( Saygınlaşırız. VE/||/<> Nasipleniriz. VE/||/<> Rızıklanırız. VE/||/<> Anımsanırız. VE/||/<> Öğreniriz. VE/||/<> Değerleniriz. VE/||/<> Hafifleriz. VE/||/<> Mutlu oluruz. )
- ALÇI:
ADİ/STÜK ile ANHİDRİT ile DÖŞEME ile GÖZENEKLİ ile İNCE İNŞAAT ile KABA İNŞAAT ile KALIP ile KATKILI ile MERMER ile PARİS ile PİYASA ile SIVA ile ŞAPLI ile YÜKSEK DİRENÇLİ
( ANHİDRİT[Fr. < ANHYDRITE]: Genellikle kaya tuzu ve alçı taşıyla birlikte bulunan doğal, susuz kalsiyum sülfat. )
- ALÇI PENCERE/REVZEN[Fars.] ile KAFA PENCERESİ/REVZEN-İ MENKUŞ[Fars., Ar.]
( Camilerde, genellikle açıtların iç ve dış yüzlerine, birer revzen yerleştirilir. Bunlardan, nakışlı camlarla süslü olan içtekine, içlik; adi camlı olan dıştakine, dışlık adı verilir. İLE Nakışlı camlarla yapılmış alçı pencere, nakışlı revzen, vitray. )
- ALÇI ile/ve/||/<> KARTONPİYER[Fr. < CARTON-PIERRE]
( ... İLE/VE/||/<> Çoğunlukla duvar ve tavan ara kesitleriyle tavan göbeklerinde süsleme amacıyla kullanılan sertleştirilmiş alçı. )
- ALÇITAŞI ile/değil KAYMAKTAŞI/SUMERMERİ/ALBATR[Fr.]
( Toprak içinde katman olarak bulunan ve pişirilip toz durumuna getirilerek alçı yapmaya yarayan, hidratlı kalsiyum sülfat. İLE/DEĞİL Parlatılmaya elverişli, yumuşak, beyaz, yarı saydam bir mermer türü. [Kar beyazı ve yarı şeffaftır.] [Heykel/büst ve vazo yapımında kullanılır.] )
( ... İLE/DEĞİL Yapay olarak boyanabilir. Pişirilerek mermere benzetilebilir. )
( JİPS avec ... )
- ALDANMA ve/<> KAYIP
- ALDATMAK ile KIRIŞTIRMAK
- ALDATMAQ[Azr.] = KANDIRMAK[Tr.]
- ALDEHİT ile KETON
( Karbonil öbeğinin terminalde olduğu bileşikler. İLE Karbonil öbeğinin ortada olduğu bileşikler. )
- ALDEHİT ile/||/<> KETON
( Karbonil öbeğinin terminalde bulunduğu bileşikler. İLE/||/<> Karbonil öbeğinin zincir ortasında bulunduğu bileşikler. )
- ALDIRMAZ ile/ve/<> KALDIRMAZ
( Köleleştirince. İLE/VE/<> "Köle!" deyince. )
- ALEM ile/ve/||/<>/< KALEM
- ÂLEM ile/ve KOZMOS/KOSMOS[Yun.]
( ... İLE/VE Düzenlenmişlik, düzgünlük. Biçimlilik. )
- ALEYH değil/yerine/= KARŞIL
- ALEYHTAR değil/yerine/= KARŞITÇI
( Bir işe, davranışa ya da düşünceye karşı çıkan, karşı olan. )
- ALGI ile KABUL
( PERCEPTION vs. ACCEPTANCE )
- ALGI ile KABUL
- ALGI ile/ve/||/<>/> KAVRAM
( Duyusal. İLE/VE/||/<>/> Düşünsel. )
- ALGI ile/ve/<> KAVRAYIŞ
( Sizin olan, algılama gücünüzdür, algıladığınız değil. )
( İçinize sabır ve dikkatle bakın, algılananın algılayan olamayacağını anımsayın. )
( Algılayan bulunmadan algılama, bilen olmadan biliş, seven olmadan sevgi, eylem olmadan eylem ile ilgilenme. )
( Yours is the power of perception, not what you perceive.
Look within diligently, remember to remember that the perceived cannot be the perceiver. )
( PERCEPTION vs./and/<> COMPREHENSION )
- ALGILAMA SÜRECİNDE:
BELİRGİNLİK ile/ve/> KONUM ile/ve/> ŞİDDET ile/ve/> SÜRE
- ALGISIZ KAVRAMLAR ile/ve/<> KAVRAMSIZ ALGILAR
( Boş. İLE/VE/<> Kör. )
( CONCEPTS WITHOUT PERCEPTION vs./and/<> PERCEPTIONS WITHOUT CONCEPT
Empty. WITH/AND/<> Blind. )
- ALIK/SERSEM/EBLEH ile KORKAK ile ALÇAK
( "Hiçbir şeyin değişmeyeceğini" "düşünüyorsak..." İLE "Düşünmek istemiyorsak..." İLE "Hiçbir şeyin değişmemesinin, kendi çıkarımıza olacağını düşünüyorsak..." )
- ÂLİM ile/ve ÂRİF ile/ve KÂMİL
( Bildiğini bilen, nesnesini bilen. İLE/VE Bilmediğini bilen, kendini bilen. İLE/VE Eksiğini bilen. )
( Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir. )
( Âlimin yanında dilini, ârifin yanında kalbini tut! )
( Ârif'e, târif gerekmez! )
( Dünyanın anasını Kâmil ağlatır, Kâmil'in anasını da cahil. )
- ÂLİM ile KUDEMÂ
( ... İLE Eski âlimler. )
- ALIN TERİ/TERLEMESİ ile SIRT TERİ/TERLEMESİ ile KIÇ TERİ/TERLEMESİ
( Sadece fiziksel çalışmaktan kaynaklanan durum/ter. İLE Çalışırken ciddi zorlanmadan kaynaklanan durum/ter. İLE Sıkıntıdan/zorluktan kaynaklanan durum/ter. )
( BASÎ[çoğ. BUSU'], NETH )
- ALINLIK ile/||/<> KASNAK ile/||/<> KAVSARA
( Antik yapıların cephelerinde çatı ile korniş arasında yer alan üçgen biçimindeki bölüm. | Bir portalın ya da bir pencerenin çerçeve içine alınmış üst bölümü. İLE/||/<> Bir mimari yapıda kubbenin oturduğu ve yapının üslûbuna, türüne göre kare ya da yuvarlak olan kaide. İLE/||/<> Portal/taç kapı, mihrap gibi yerlerin yarım kubbeye benzeyen üst bölümü. )
- ALIK/ALIQ[Oğuz] ile/= KUŞ GAGASI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ALIŞILABİLİRLİK ile/ve/||/<> KALDIRILABİLİRLİK
- ALIŞKANLIK (İLE) ile/değil KENDİLİĞİNDENLİK (İLE)
- ALIŞKANLIK ile/ve/değil ŞARTLANMA
- ALIŞMA ile/ve KANIKSAMA
( İSTİNAS ile/ve ... )
( TO BE/GET USED TO vs./and TO BE INURED TO )
- ALIŞMA ile/ve/||/<> KAPILMA
- ALIŞMA ile/değil/yerine/||/<>/ne yazık ki KATLANMA
- ALIŞMAK ile/değil/ne yazık ki KOLAYINA GELMEK
( TO BE/GET USED TO vs. TO BE EASY/CONVENIENT FOR )
- ALIŞMAK ile/ve/değil KOŞULLANMAK
- ALKALOZ/ALKALOSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ASİTSİZLİĞİ
- ALKIŞLAMAK ile/değil/yerine KABUL ETMEK
- ALLAH TAKSİMİ ile/ve/||/<> KUL TAKSİMİ
- ALLAH'I BİLMEZ ile/ve/değil KENDİNİ BİLMEZ
- ALMAK ile/ve KABUL ETMEK
( TO GET vs./and TO ACCEPT )
- ALNI ile/ve KALBİ ile/ve KAPISI AÇIK OLMAK
- ALONJ[Fr.] değil/yerine/= KAMBİYO SENETLERİNİN ARKA YÜZÜNDE YER KALMAMASI DURUMUNDA EKLENEN KÂĞIT
- ALT KISIM = KIT'A SÜFLÂ = PARTIE INFÉRIEURE
- ALTAMİRA[İsp.] değil/yerine/= KUZEY İSPANYA'DA BULUNAN RESİMLİ MAĞARALAR VE BÖLGESİ | MAĞARA RESMİ
- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile KARA AYAKLI OK KURBAĞASI
( Dünyanın en zehirli kurbağası. İLE Dünyanın ikinci en zehirli kurbağası. )
( Adını, zehirlerini kamışçıkların ucundaki oklara bulayan yerliler vermiştir. [Şişe kapağı kadar ölçüdeki zehirle 10 kişiyi/insanı ya da 20.000 fareyi öldürebilecek kadar zehirlidir] )
( Kimi zaman nane yeşili, kimi zaman sarıdır. İLE Parlak turuncu ya da sarı renkte bir gövdesi, deniz mavisi bacakları vardır. )
( Keşfeden, Kaptan James Cochrane. [1823] İLE ... )
( APOSEMATİZM: Uyarı işareti. [Kurbağa ne kadar güzelse o kadar tehlikelidir.] )
( PHYLLOBATES TERRIBILIS cum PHYLLOBATES BICOLOR )
- ALTIN ile KOİNAJ
( ... İLE %90 Altın[Au] ve %10 Bakır[Cu] içerir. )
- ALTIN ile KREMİÇ
( ... İLE Avusturya altını. )
- ALÜMİNYUM ile/değil/yerine KARBON
- ALZHEIMER ile KORSAKOFF SENDROMU
- ... AMA ... ile/ve/<> KEŞKE ...
( Onu kaybettirir. İLE/VE/<> Kendini yok ettirir. )
- ÂMÂ ile KÖR
( Köre renk, sağıra ahenk olmaz! )
( DARÎR[çoğ. ADIRRÂ]: Doğuştan kör. )
- AMAÇ ile/değil KASIT
( [not] GOAL vs./but INTENTION )
- AMAZONİT ile/||/<> KRİZOKOL/KRİSOKOL
( Yeşil mavi renkte bir feldspat. İLE/||/<> Mavi-yeşil renkte bir bakır silikat minerali. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 6-6.5 İLE/||/<> 2-4
Işık Kırma İndisi: 1.52-1.53 İLE/||/<> 1.57-1.60
Rengi: Yeşil mavi İLE/||/<> Mavi-yeşil
Molekül yapısı: KAlSi³O8 İLE/||/<> (Cu,Al)²H²Si²O5(OH)4·nH²O )
- AMBAR/ARABA ile KOÇU[Macarca < KOCSI]
( ... İLE Süslü bir tür gezme arabası. | Direkler üzerine, yüksekte kurulmuş tahıl/zahire ambarı. )
- AMBU/ARTIFICIAL MANUAL BREATHING UNIT[İng.] değil/yerine/= KESE-MASKE SOLUTMA BİRİMİ
- Âmel et ve KONUŞ!!!
- AMEL ile/ve/> KİBİR
- AMENAJMAN[Fr.] değil/yerine/= KESİLECEK AĞAÇLARIN BELİRLENMESİ
- AMENSALİZM[Fr.] ile/>< KOMENSALİZM
( Bi̇r bi̇tki̇ türünün aynı ortamdaki̇ başka bi̇r bi̇tki̇ türünden ötürü geli̇şememesi̇. Bir organizmanın ötekine zarar verip kendisinin etkilenmediği ilişki. İLE/>< Bir organizmanın yarar sağlayıp ötekinin etkilenmediği ilişki. )
- AMERİKA ELMASI ile DAĞ ELMASI/YABANİ ELMA ile DEVE ELMASI ile FİL ELMASI ile KİRAZ ELMASI ile PAMUK ELMASI ile LÜBNAN ELMASI[TUFFÂH-İ LÜBNÂN] ile YER ELMASI/BADAT/TUFFÂH-ÜL-ARZ[Ar.]
- ROCKY DAĞLARI:
AMERİKA'DA ile/ve/||/<> KANADA'DA
- AMERİKA ÜZÜMÜ ile AYI ÜZÜMÜ ile BEKTAŞÎ ÜZÜMÜ ile ÇAVUŞ ÜZÜMÜ ile DENİZ ÜZÜMÜ ile KÖPEK ÜZÜMÜ ile KUŞ ÜZÜMÜ ile TİLKİ ÜZÜMÜ
- AMERİKAN BEZİ = KAPUT BEZİ
- AMME DAVASI değil/yerine/= KAMU ARANCI
- AMME EFKÂRI değil/yerine/= KAMUOYU
- AMME HÜKMİ ŞAHSİYETİ[Ar.] değil/yerine/= KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ
- AMME HUKUKU değil/yerine/= KAMU TÜZESİ
- AMME NİZAMI değil/yerine/= KAMU DÜZENİ
- AMME ZİRAİ[Ar.] ile KERAH
( 100 eski parmağa eşit olan, eski bir uzunluk birimi. İLE Amme zirai'nin 1/32'sine eşit, eski bir uzunluk ölçüsü. )
- AMME[Ar.] değil/yerine/= KAMU
- AMME değil/yerine/= KAMU
- AMNOFİL[Fr.] değil/yerine/= KUMDA YETİŞEN, KUMU SEVEN BİTKİ
- AMORF KATI ile KRİSTAL KATI
( Belirli ve düzenli bir iç yapıya sahip olmayan katılar. İLE Düzenli bir kristal iç yapıya sahip katılar. )
- AMPER ile VOLTAMPER[Fr.] ile KİLOAMPER ile MİKROAMPER
( Elektrik akımında şiddet birimi. İLE Dalgalı gerilimde, 1 voltluk bir gerilim altında, 1 amperlik bir akımın ürettiği güç birimi. İLE Değeri bin amper olan akım şiddeti birimi. İLE Amperin milyonda birine eşit akım şiddeti birimi. )
- ÂMÛT[Fars.] değil/yerine/= KUŞ YUVASI
( Yalçın kayalarda ve yüksek yerlerde bulunan kuş yuvası. )
- ÂN'!:
"KAYDETMEK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KAYBETMEK
- Ana ile KONUŞ!!!
- DOĞUM/DOĞAN:
ANADAN ile/ve/<> EĞİTİMDEN ile/ve/<> KENDİNDEN
( Beşer/beden. İLE/VE/<> İnsan. İLE/VE/<> Adı anılan/anılmayan. )
- ANAGENEZ[< Yun. ANA: Yukarı. | GENEZ: Temel.] ile KLADOGENEZ[< Yun. CLADOS: Dal. | GENEZ: Temel.]
- ANALİTİK FELSEFE ile KITA FELSEFESİ
( Dil, mantık ve kavram analizi üzerine odaklanan felsefi gelenek. İLE Varoluş, tarih ve toplum gibi konulara odaklanan felsefi gelenek. )
- ANALİTİK KİMYA ile/||/<> KROMATOGRAFİ
( Nesnelerin bileşimini ve yapısını analiz eden bilim dalı. İLE/||/<> Nesnelerin ayrıştırılmasını inceleyen bilim dalı. )
- ANATOMİ = ANATOMY[İng.] = ANATOMIE[Fr., Alm.] = ANATOMIA[İt., İsp., Lat., Yun.] = 'İLM el-TEŞRİH[Ar.] = KÂLBUDŞENÂSÎ[Fars.] = ONTLEEDKUNDE[Felm.]
- ANATOMİ KARŞILAŞTIRMALI ANATOMİ
- ANAVAŞYA[Yun.] >< KATAVAŞYA[Yun.]
( [göçücü balıkların, ...] Akdeniz'den, Karadeniz'e çıkması. >< Karadeniz'den, Akdeniz'e geçmesi[kışa doğru]. )
- ANAVATA[Yun.] değil/yerine/= KABA İPLİK ÜZERİNDE İBRİŞİM SARARAK YAPILAN NAKIŞ
- ANCA BERABER ile/ve/||/<>/> KANCA BERABER
- ANDALUZİT ile/||/<> KİYANİT
( Renk değişimi gösterir. İLE/||/<> Mavi renkli ve sertliği değişken bir mineral. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 7.5 İLE/||/<> 4.5 - 7
Işık Kırma İndisi: 1.63-1.64 İLE/||/<> 1.71 - 1.73
Rengi: Kahverengi, yeşil, kırmızı İLE/||/<> Mavi
Molekül yapısı: Al²SiO5 İLE/||/<> Al²SiO5 )
- ANDALUZİT ile/||/<> KRİZOBERİL
( Renk değişimi gösterir. İLE/||/<> Sarı-yeşil renkte ve sert bir mineral. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 7.5 İLE/||/<> 8.5
Işık Kırma İndisi: 1.63-1.64 İLE/||/<> 1.74-1.75
Rengi: Kahverengi, yeşil, kırmızı İLE/||/<> Sarı-yeşil
Molekül yapısı: Al²SiO5 İLE/||/<> BeAl²O4 )
- ANEMİ/K değil/yerine/= KANSIZ/LIK
- ANEROİT[Fr. < ANEROIDE] = KADRANLI BAROMETRE
( Cıva yerine maden bir kutu kullanmak temeline dayanan kadranlı barometre. | Madenlerin esnekliği ile çalışan barometre. )
- ANGUT ile/ve KEPÇEBURUN
( Yaban ördeği. İLE/VE Bir tür yaban ördeği. )
- ANIMSADIKLARIMIZ:
KOLAYLIKLA ile/ve/||/<>/> KOLAY OLMAYAN
- ANIRMA ile/<> KİŞNEME
( Eşeğin çıkardığı yüksek ses. İLE/<> Atın çıkardığı yüksek ses. )
- ANIT ve/<> KANIT
- ANJİNA ile/||/<> KALP KRİZİ
( Kalp kasına giden kan akışının geçici olarak azalması sonucu oluşan göğüs ağrısı. İLE/||/<> Kalp kasına giden kan akışının tamamen kesilmesi sonucu oluşan kriz. )
- ANKÂ (KUŞU) ile KAKNÛS (KUŞU)
( Kaf Dağı'nda yaşadığı varsayılan, tüyleri renkli, yüzü insana benzer, asla yere konmayıp sürekli yükseklerde uçan ve kendinde her kuştan bir alâmet bulunduran, adı var kendi yok bir kuştur. Boynu uzun olduğu için Ankâ adıyla anılır. Efsaneye göre dişil bir kuşmuş. Başka bir söylentiye göre, cennet kuşuna benzer yeşil bir kuşmuş. Bu yüzden ona "Zümrüd-ü Ankâ" denilirmiş. İran'lıların Ankâ'ya üzerinde oturan otuz kuştan birer renk ve alâmet bulundurduğu için "Sîmurg" ya da "Sîreng" dedikleri ankâ sözcüğünün eski Oğuzca'da anmak (an-) kökünden "birşey anımsatan resim" anlamına geldiği düşünülürse, Zümrüd-ü Ankâ'nın "Simurg'a benzeyen, Simurg'u andıran" anlamında Simurg-ı Ankâ tamlamasından bozularak dilimize yerleştiği düşünülür. |
Kuşları ve çocukları yuttuğu için bu kuşa, yutan, yok eden anlamda "Mugrib" sıfatı verilerek "Anka-i Magrib" de denilir. |
Bir söylenceye göre, Ankâ Kuşu, Musa Peygamber zamanında tek ve dişil olarak dünyada yer almış. Sonra Tanrı ona bir eril eş yaratmış. Zamanla bunlar çoğalmışlar. Musa öldükten sonra Necd ve Hicaz'ı kaplamış ve o çevrede bulunan çocuklara musallat olmuşlar. Bunun üzerine zamanın peygamberi Halid b. Sinan el-Absî'nin bedduası ile yok olmuşlar.
İLE
Hümâ ve musikî kuşu. |
Kemik yiyerek yaşayan, bilinmeyen bir kuş. Eskiler bu kuşun tercihen sürekli karlarla örtülü bulunan bir bölgede yaşadığına ve yırtıcı bir kuş olduğuna inanırlarmış. Başka bir söylenceye göre, bu kuş Bahr-i Muhit adalarında yaşarmış ve güvercin büyüklüğünde, gagası sarı, kanadı zümrüt yeşilli ve beyazlı bir kuşmuş. |
Bazı Türk kabîleleri arasında çocukları koruyan bir meleğe ve can alan Azrail'e de Hümâ adı verilmiştir. )
( ... ile MÜRG-İ ÂZER-EFRÛZ [ateş gibi parlak kuş] )
( [İng., Lat.] PHOENIX vs./cum ... )
- ANKÂ KUŞU/ZÜMRÜD-Ü ANKÂ/SİMURG/PHOENIX ile/ve KAF DAĞI
- AN/LAHZA değil/yerine/= KIPI/KIRPIM
- ANLAM-ANLAYIŞ ile/ve/<> KAVRAM-KAVRAYIŞ
( MEANING-PARADIGM vs./and/<> CONCEPT-COMPREHENSION )
- ANLAM SANATLARI'NDA:
İLHAM ile/ve/<> TEVRİYE[< VERÂ] ile/ve/<> İSTİHDAM ile/ve/<> MUGALATA-İ MANEVİYE ile/ve/<> TENÂSÜB[< NİSBET] ile/ve/<> LEFF Ü NEŞR ile/ve/<> TECÂHÜL-İ ÂRİF[/ÂNE/ÎN] ile/ve/<> HÜSN-İ TA'LÎL[< İLLET] ile/ve/<> SİHR-İ HELÂL ile/ve/<> İRSÂD ile/ve/<> MÜBALAĞA ile/ve/<> TEZAD ile/ve/<> İSTİĞRÂK[< GARK][GULÜVV] ile/ve/<> TEKRÎR[< KERR] ile/ve/<> RÜCÛ ile/ve/<> TEFRÎK[< FARK] ile/ve/<> KAT' ile/ve/<> TERDÎD[< REDD] ile/ve/<> İLTİFÂT ile/ve/<> TELMİH ile/ve/<> İRSÂL-İ MESEL
( İki ya da ikiden fazla anlamı olan bir sözcüğü, bir mısra ya da beyitte tüm anlamlarıyla kullanma sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, birden fazla anlamı olan bir sözcüğü, anlamlarından sadece yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetme sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, bir sözcüğü hem gerçek, hem mecaz anlamlarını kastederek kullanma sanatı. İLE/VE
Anlamı birden fazla olan sözcük ve deyimleri beyitin anlamını değişik biçimlerde açıklanabilecek biçimde kullanma sanatı. İLE/VE
Bir konuyla ilgili birden fazla sözcüğü bir mısra ya da beyitte sıralama amacı gütmeden kullanmak. İLE/VE
Bir beyitte yer alan, birbiriyle ilgili sözcüklerin sıralanmasıyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir anlam inceliği yaratmak ya da bir lâtife yapmak amacıyla, bilinmiyormuş ya da başka türlü biliniyormuş gibi gösterme sanatı. İLE/VE
Nedeni bilinen bir olayı, düşsel ya da gerçekdışı ve güzel bir olaya bağlama yoluyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir sözcüğü ya da söz öbeğini hem kendinden önceki sözcüklerin sonunda, hem sözcüklerin başında anlamlı olacak biçimde kullanma. İLE/VE
Bir mısranın secî ya da uyağını bir iki sözcükle ima etme sanatı. İLE/VE
Bir sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi abartılı biçimde az ya da çok göstererek ve lâtifeli bir biçimde anlatma. İLE/VE
İki duygu/düşünce/hayal arasındaki birbirine karşıt özellikleri birarada söyleme. İLE/VE
Över gibi görünerek yermek, yerer gibi görünerek övme sanatı. İLE/VE
Söyleyişi güçlendirmek için belirli bir anlamdaki sözcüğü ya da söz öbeğini yineleme sanatı. İLE/VE
Bir sözün anlamını, bir kavramın gücünü pekiştirmek için, o sözden/kavramdan cayar gibi görünüp cayılmış görünen sözü/kavramı daha güçlü biçimde belirtmek. İLE/VE
İki şey arasındaki farkı belirtmek. İLE/VE
Söyleyişin gücünü artırmak için, sözü [mısrayı, satırı] yarıda kesmek. İLE/VE
Sözü, beklenmedik, çarpıcı bir sonuca bağlama sanatı. İLE/VE
Şiirde bir duygulanma ya da duygu değişikliğiyle şiirdeki konuyu değiştirmeden seslenilen kişiyi ya da varolanı değiştirmek. İLE/VE
Bilinen bir olay, kişi ya da nükte, fıkra, atasözünü dolaylı biçimde anlatma, ima etme sanatı. İLE/VE
Bir düşünceyi pekiştirmek amacıyla bir atasözü ya da o değerde bir söz öbeğini alıntılamak/kullanmak. )
- ANLAM ile/ve KAVRAM
( MEANING/SENSE vs./and CONCEPT )
- ANLAM ile KAVRAM
- ANLAM ve KRİZ
( MEANING and CRISIS )
- ANLAMADIĞI YA DA "BEĞENMEDİĞİ" KARŞISINDA:
(NE DEMEKSE?)
"BEYNİN YANMASI" ile/ve/||/<> "KULAĞIN TIRMALANMASI" ile/ve/||/<> "GÖZÜN KANAMASI"
- ANLAMAK ve/> KATLANMAK
- ANLAMAK ile/ve KAVRAMAK
( Anlamaya yardımcı olmak, gerçek yardımdır. )
( TO UNDERSTAND vs./and TO COMPREHEND
Helping to understand is real help. )
- ANLAMAMAK ile/değil ANLAYAMAMAK ile/değil KENDİNCE/KEYFİNCE ANLAMAK
( Düşünme becerisinin gelişmemiş olması nedeniyle. İLE/DEĞİL Veri yetersizliği/eksikliği nedeniyle. )
- ANLAMA(MA)K ile/değil KABUL ETME(ME)K
( [not] (NOT) TO UNDERSTAND vs./but (NOT) TO ACCEPT )
- ANLA(MA)MAK ile KAFANIN BASMA(MA)SI
- ANLAMAMAK ile/ve/değil (KONUYU) "KABUL EDEMEMEK"/KONUYA (VE AYRINTILARINA) "DİRENMEK"
- ANLAMANIN:
SESİ ile/ve KURALLARI
( Hmmm.[içinden ve/ya da sesli!] İLE/VE 1. Nötr olmak. | 2. Nitelikli soru sormak. )
- ANLAM/KAVRAM ve/||/<> NİTELİK ve/||/<> İLİŞKİ ve/||/<> KİPLİK
- ANLAMLANDIRMAK ile/ve/<>/> KAVRAMAK
- ANLAMSIZ ile/değil/yerine KOPUK
- ANLAMSIZLIK ve KAVRAMSIZLIK ve İNSANSIZLIK
( Kişi kendi çabalarına yön verecek ışığı hayal gücünün imgelerinden değil, açık seçik düşünülmüş kavramlardan almalıdır. )
- ANLAŞILMAMA ile/değil KABUL EDİLMEME/GÖRMEME
- ANLATIM/AKTARIM:
YASALARLA ile/ve/<>/> MESELLERLE ile/ve/<>/> MİSALLERLE ile/ve/<>/> MASALLARLA ile/ve/<>/> KAVRAMLARLA
( Hz. Musa ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Hz. İsa ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Hz. Muhammed ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Âriflerin dilinde. İLE/VE/<>/> Filozofların dilinde. )
( Tevrat'ın dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> İncil'in dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Kur'ân-ı Kerîm'in dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Âriflerin dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Filozofların dili/usûlü/üslûbu. )
( Herkese, herkes için. İLE/VE/<>/> Yetişkinlere, yetişkinler için. İLE/VE/<>/> Gençlere, yetişkinlere, yetişkinler için. İLE/VE/<>/> Çocuklara, gençlere, yetişkinlere, sanatçılara. / Yetişkinler ve sanatçılarla. İLE/VE/<>/> Bilgelik aşkı olan herkese, bilgelerle, filozoflarla. )
- ANLATIMDA:
ÜLKE ADI ile/yerine/değil KENT/ŞEHİR ADI
- [hem] ANLA(YA)MAMAK ile/ve/<>/değil/hem de KABUL ETMEMEK/EDEMEMEK
- ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil KABULLEN(E)MEMEK
- ANLA(YAMA)MAK ile/ve KAVRA(YAMA)MAK
( Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul-zurna az! )
( "Karga'nın Bülbül'ü, Bülbül'ün Karga'yı anlaması fakat aradakilerin anlayamaması" )
( (LACK OF) MEANING vs./and (LACK OF) COMPREHEND )
- ANNEDEN DOĞAN ile/ve KENDİNDEN DOĞAN
( Kendinden doğan, kendinden kurtulan kişi, insandır. )
( Kanın ve kaygının ötesine geçmeyen, insan değildir. )
- ANOREKSİYA ile/ve/||/<>/> KAŞEKSİA[Fr. < CACHEXIE]
( İştahsızlık. İLE/VE/||/<>/> Kötü beslenme, süreğen ya da kötücül bir hastalığın seyri sırasında oluşan ileri derecede zayıflık, bitkinlik ve çöküntü durumu. )
- ARTI UC/ANOT[Fr. < ANODE] ile/ve/||/<>/>< EKSİ UC/KATOT[Fr. < CATHODE] ile/ve/||/<>/>< ANTİKATOT[Fr. < ANTICATHODE]
( Redoks tepkimelerinde, yükseltgenmenin gerçekleştiği elektrottur. Katot'un tersi olarak tanımlanabilecek, artılığı ve eksiliği duruma göre değişen iletken uc. Elektroliz tepkimesinde, anot artı ucta olur. İLE/VE/||/<>/>< İndirgenmenin gerçekleştiği elektrottur. Anot'un antisi olarak tanımlanabilecek, pozitifliği ve negatifliği duruma göre değişen iletken uctur. Devreden akım geçirmesi için dış etkiye gerek yoksa, katot, eksi uc olur. Galvanizli olan kimyasal pil reaksiyonunda ise katot, artı yüklü olur. Katot, bir elektrokimyasal hücrede, indirgenmenin meydana geldiği elektrottur. Bir elektrolizde, Hidrojen'in de açığa çıkmasını önlemek için kullanılır. Eksi uc ya da Negatif yüklü elektrot anlamını taşır. Devreden akım geçirmesi için dış etkiye gerek yoksa, katot eksi uc olur. Galvanizli olan kimyasal pil reaksiyonunda ise katot artı yüklü olur. Katot, daha çok, sıvı ve gazlar üzerinden akım iletilen düzenlerde negatif elektrottur. Elektron tüplerinde ya da lambalarda, ısıtılarak elektron yayan eleman ve elektroliz düzenlerinde bataryanın negatif kutbunun bağlandığı elektrot, katot adını alır. Elektronlar bu elektrot sayesinde sisteme girer. Elektron tüplerinde ve gazlı deşarj lambalarında kullanılan katotlar, soğuk ve sıcak (termoiyonik) olmak üzere iki bölümde incelenebilir. İLE/VE/||/<>/>< Basıncı azaltılmış bir elektrik boşalma tüpünde, katot ışınlarını durdurmak için tüp içerisinde katot karşısına yerleştirilen genellikle metal yaprak. )
( Elektronların çıktığı elektrot. İLE/VE/||/<>/>< Elektronların girdiği elektrot. İLE/VE/||/<>/>< X-ışını tüplerinde elektronların hedef aldığı elektrot. )
( [Yun.] ANOHODOS[ANO: Yukarı. HODOS: Yol.] ile/ve/||/<>/>< KATAHODOS[KATA: Aşağı. HODOS: Yol.] )
- ANOZMİ/ANOSMIA[İng.] değil/yerine/= KOKU ALAMAMA
- ANRAJE[Fr.] değil/yerine/= KUDURMUŞ
- ANŞÖVİYMAN[Fr.] değil/yerine/= KEMİK İLİĞİNE BİR BAŞKA KEMİK SOKULARAK YAPILAN BİR TÜR KIRIK KEMİK AMELİYATI
- ANSTABİL ANJİNA PEKTORİS/UNSTABLE ANGINA PECTORİS[İng.] değil/yerine/= KARARSIZ GÖĞÜS AĞRISI
- ANSTABİL/UNSTABLE, LABILE[İng.] değil/yerine/= KARARSIZ
- ANTİAGREGAN değil/yerine/= KÜMELEŞİM ÖNLER
- ANTİK[Lat.] ile/ve/değil KADÎM
( ANTIQUE vs./and ANCIENT )
( ... ile/ve GU )
- ANTİKOR[Yun.] değil/yerine/= KARŞIKOR
- ANTİLOP ile KARAANTİLOP
- ANTİLOP ile KARACA
( ... İLE Boynuzları küçük ve çatallıdır. )
( ... ile MA'Z, ÜM'ÛZ )
( ... cum CAPREOLUS )
- ANTİLOP ile KAYAANTİLOPU
- ANTİLOP ile KOA
( ... İLE Hilâl boynuzlu bir Afrika antilobu. )
- ANTİLOP ile KOBUS
- ANTİLOP ile KUDU
- ANTİPATİ değil/yerine/= KARŞI/T DUYGU
- ANTISPAZMOTİK[Fr.] değil/yerine/= KASILMA GİDERICİ (İLAÇ)
- ANTLAŞMA ile KESENE
( ... İLE Sözleşme, yazılı antlaşma. | Götürü ya da toptan satış. )
- ANTONİM[Fr.] değil/yerine/= KARŞIT ANLAMLI
- ANÜS ile/değil KLOAK
( İnsanda. İLE/DEĞİL Hayvanlarda. )
- ANYONİK DETERJAN ile KATYONİK DETERJAN
( Negatif yüklü deterjan molekülleri. İLE Pozitif yüklü deterjan molekülleri. )
- APAÇIK/LIK = SELFEVIDENCE/SELFEVIDENT[İng.] = ÉVIDENCE/ÉVIDENT[Fr.] = OFFENKUNDIG/OFENKUNDIGKEIT[Alm.] = EVIDENZA[İt.] = EVIDENCIA[İsp.] = EVIDENTA, PERSPICUITAS[Lat.] = ANERGEIA[Yun.] = BEDEHA(T)/BEDİHÎ, BEYYİN[Ar.] = HODPEYDÂ[Fars.] = KLAARBLIJKELIJK/HEID[Felm.]
- APEPSİ[Fr.] değil/yerine/= KÖTÜ MİDE SİNDİRİMİ
- APOLAR/APOLAR[İng.] değil/yerine/= KUTUPSUZ
- APOSTROF[Yun.] değil/yerine/= KESME (İMİ)
- aq bull.[Lat. < AQUA BULLİENS] değil/yerine/= KAYNAR SU
- ARA İNANIŞLARDA:
TUTUM ile/ve/||/<> KURAL ile/ve/||/<> SAYILTI
- ARABA ile KALESKA[Rusça]
( ... İLE Dört tekerlekli, hafif, bir tür gezinti arabası. )
- ARANMAK ile/ve KAŞINMAK
- ARAPÇA'DA:
GÖZ ile/ve/||/<> KÖR
( )
( Bir noktanın eksikliği, gözü kör eder. )
- ARBORİZASYON/ARBORIZATION[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIK DALLANMA
- ARCTIC değil/yerine/= KUZEY YERUCU
- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT
- ARDIÇ ile KARAARDIÇ
( ... İLE Güney Avrupa'da yetişen bir tür ardıç. )
( ... cum JUNIPERUS SABINA )
- ARDUVAZ[Fr. < ARDOISE] değil/yerine/= KAYAĞAN TAŞ, kayrak
- ARGO[Fr.] ile KÜFÜR[Ar.]
( SLANG vs. SWEARWORD )
- ARI KUŞU ile KIZIL ARI KUŞU
( )
( )
- ARINDIRMA ile/ve KESİNLEŞTİRME
- ARITA PORSELENİ ile KOPYALARI
( ... İLE 3 çeşittir. )
- ARKA ÇIKMA ile/ve/değil/yerine KENDİNİ, ONUN YERİNE KOYMA
- ARKADAŞ KAYBETMEK değil KİMİN, GERÇEK ARKADAŞ OLDUĞUNU ANLAMAK
- ARKADAŞ ile/ve/<> DOST ile/ve/<> KARDEŞ
- ARKADAŞINLA KARDEŞ (GİBİ) OLMAK/OLABİLMEK ile/ve KARDEŞİNLE KARDEŞ OLMAK/OLABİLMEK
- ARKAİK ile KADÎM
- AROMATERAPİ değil/yerine/= KOKU SAĞALTIMI/TEDAVİSİ
- ARŞ ile/ve/= KALP
- ARSLAN ve KARTAL ve BOĞA ve İNSAN
( Adâlet. VE Hikmet. VE Kudret. VE Muhabbet. )
- ARTEFAKT/ARTIFACT[İng.] değil/yerine/= KARIŞINTI | PARAZİT
- ARTİFİŞIL[İng. < ARTIFICIAL] değil/yerine/= KURGUSAL
- ASA ile KUREKEION
- AŞAĞILAMA ile/ve/||/<> KÜÇÜMSEME
- AŞAĞILAMAK ile/ve KUTSAMAK
- ASALAK ile/değil KALENDER/RİNT[Fars.]/DERVİŞ
( Başkalarının sırtından geçinen kişi. İLE/DEĞİL Parayı, malı, mülkü öncelikli saymayan, gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçakgönüllü kişi. | Yalnız biri hareketli, üst üste konulmuş belirli sayıda silindirden oluşan ve düzgün yüzeyli kâğıt üretmek için kullanılan bir makine. | Özensiz, kılıksız bir biçimde. )
- ASALI MUKABELEİHİLMİSİL değil/yerine/= KARŞILIKLILIK
- ÂSÂN[Ar.] değil/yerine/= KOLAY
- AŞI[Ar.] ile KALEMAŞISI[Ar.]
( ... İLE Ucu kalem gibi kesilmiş çubukla yapılan ağaç aşısı. )
- ÂŞIK ile KUL
- AŞILAMA ile KÜLTÜRLEME
- AŞILAMAK ile/ve/||/<> KÖKLENDİRMEK
( ... İLE/VE/||/<> Bir ağacın aşı yerini, aşı filizinin kök salması için toprağa gömmek. | Kök vermesini sağlamak. )
- AŞİRET ile KABİLE
( Devlet örgütünün geri ve etkisiz olduğu toplumlarda bireylerin korunma ve yaşama gereksinimiyle bir şefin yönetimi altında birleşerek oluşturdukları küme. İLE ... )
- [ne yazık ki]
AŞIRI DOYUM ve/||/<>/> KÜSTAHLIK
- ASİSTOLİ/ASYSTOLE[İng.] değil/yerine/= KALP DURMASI
- ABSİSİK ASİT ile/||/<> AMİNO ASİT ile/||/<> KOLİK ASİT ile/||/<> NÜKLEİK[DNA/RNA] ASİT ile/||/<> SÜLFÜRİK ASİT/ZAÇ YAĞI[H2SO4]
( Bitkilerin büyüme, gelişme ve stres yanıtlarının düzenlenmesinde önemli rolü olan bir bitki hormonu.[Tohum ve tomurcuk dormansisi, filizlenme, stomaların kapanması, yaprakların dirimsel yaşlanması, ozmotik düzenleme, büyümenin engellenmesi gibi çoğu fizyolojik durumda etker.] İLE/||/<> Proteinleri oluşturan temel yapıtaşları.[Bilinen, beşyüz amino asit vardır. Bunların yirmiikisi canlıların yapısına katılır ve yirmisi temel amino asit olarak bilinir.][Her amino asit, DNA tarafından kodlanır. Amino asitler, hem amin, hem de karboksil öbeği içeren moleküldür.] İLE/||/<> Yağ sindirimine yardım eden ve safrada bulunan asit. İLE/||/<> Canlılardaki en büyük molekül türü. Proteinleri kodlayan ve nükleotit zinciri. İLE/||/<> Güçlü ve tehlikeli bir mineral asidi. [Akü sıvısı üretiminde kullanılır.] )
- ÂŞİYAN MEZARLIĞI değil KAYALAR MEZARLIĞI
( ÂŞİYAN[Fars.]: Yuva, ev. | Kuş[bülbül] yuvası. )
( ÂŞİYAN KÖŞKÜ: Tevfik Fikret'in yaptırdığı köşk. )
- AŞK ve/<> KAVUŞMA(VUSLAT)
( İkisi de AN'dadır. )
- AŞK >< KAYITSIZLIK [NEFRET değil!]
- AŞK ve/<> KEMÂL
( AŞK: Kendi olgunluğuna/kemâline olan/yönelik tutku/şevk. )
- ASKER ile KAPIKULU
( ... İLE Osmanlı'larda, devletten ödenek alan, sürekli görev yapan atlı ve yaya askerlerden oluşan teşkilat. )
- ASKER ile/ve/||/<> KARACI
( Kara kuvvetlerine bağlı subay, astsubay ya da er. )
- ASKER ile KARAKULLUKÇU
( ... İLE Yeniçeri Ocağı bölüklerinde odaları ve odaya gelen konukların ayakkabılarını temizleme, yemek kaplarını yıkama vb. işlerle görevli er. )
- ASKER ile KOMANDO[Fr. < COMMANDO]
( ... İLE Özel yetiştirilmiş askerlerden oluşan birlik. | Bu birlikte görevli asker. | Vurucu güç. )
- AŞK'IN "AZALMASI/DÜŞMESİ" ile/ve/değil/<> KANIKSAMA
- AŞKIN YAKIŞTIĞI:
"CANI SENİ/ONU ÇEKENE" değil KENDİNDEN/CANINDAN GEÇENE
- AŞKINLAŞTIRMA ile KRİSTALLEŞTİRME
- AŞKINLIK ve/||/<> KUŞATICILIK
- ASLAN ile/||/<> ASYA ASLANI ile/||/<> KONGO ASLANI ile/||/<> GÜNEY AFRİKA ASLANI ile/||/<> BARBARY ASLANI
( Afrika ve Hindistan'a özgü olan büyük bir kedi türüdür. [Genellikle Afrika savanalarında ve Hindistan'ın bazı bölgelerinde yaşarlar.] [Erkek aslanlar, dişilere göre daha büyük ve güçlüdür.] İLE/||/<> Asya'nın bazı bölgelerinde bulunan bir aslan alt türüdür.[Öteki aslan türlerine göre daha küçük bir yapısı vardır.[ İLE/||/<> Kongo Irmağı bölgesinde bulunan bir aslan alt türüdür. [Öteki aslan türlerine göre daha koyu renklidir.] İLE/||/<> Güney Afrika'nın bazı bölgelerinde yaşayan bir aslan alt türüdür. [Öteki aslan türlerine göre daha büyük bir yapısı vardır.] İLE/||/<> Kuzey Afrika'da bulunan bir aslan alt türüdür. [Ne yazık ki, bu alt tür, soyu tükenmiş durumdadır ve doğada yaşamamaktadır.] )
( PANTHERA LEO vs./||/<> PANTHERA LEO PERSICA vs./||/<> PANTHERA LEO AZANDICA vs./||/<> PANTHERA LEO KRUGERI vs./||/<> PANTHERA LEO LEO )
- ASLAN ile KAPLAN/ESRİ[dvnlgttrk]
( Yemek için avlanır. Toksa saldırmaz. İLE Aç ya da tok olsa da saldırır. )
( Afrika'da yaşar. İLE Asya'da yaşar. )
( Dişilleri, hem daha hızlı, hem de daha çeviktir. İLE ... )
( Yüksek kolesterol hastalarıdır. İLE ... )
( Kükremeleri, birbiriyle iletişim kurmak içindir. [avını yıldırmak için değil!] İLE ... )
( Kükreyebilirler fakat mırıldanamazlar. [Boğaz kemikleri kedilerinki gibi katı değildir. Esnek bir kirişle bağlanmıştır. Böylece gırtlakları genişleyebilmekte ve titreşmektedir] İLE ... )
( En çok kaplan, Amerika'da yaşar. )
( 300 kadar vahşi Asya Aslanı, Hindistan'ın kuzeyindeki Gujarat'ta bulunan Gir Ormanı'nda yaşamaktadır. İLE Güney Çin Kaplanı'ndan sadece 30 tane kalmıştır. )
( Dünyada 5100 ile 7500 vahşi kaplan kaldığı tahmin edilmektedir. )
( ... İLE Hindistan kaplanları 3000 ila 4700 arasındadır. [100 yıl önce 40.000 kadardı] )
( ... İLE 3 m. ve 300 kg. kadar olanları vardır. )
( ... İLE 35 kg. kadar et yiyebilirler. )
( ... İLE Yalnız yaşar ve avlanırlar. )
( ... İLE Kendi bölgelerini oluşturmak üzere 200 km. kadar yol alabilirler. )
( ... İLE Yalnızca tüyleri değil, derileri de çizgilidir. )
( ... İLE Ayakları perdeli olduğundan çok iyi bir yüzücülerdir. 15 mil kadar yüzebilirler. )
( ... İLE Alkol kokusuna dayanamazlar. İçkili herkese saldırırlar. )
( Yavruların sadece %10'u 2 yaşını geçebilir. [ve de sadece şanslı olanlar 10 yaş ve üzerine ulaşabilir] İLE ... )
( Bir dişil aslan, kızıştığında, eril aslan dört gün boyunca sürekli ve belirli aralıklarla çiftleşir. [Günde 50 keze kadar çıkabilir] [Hayatta kalan her bir yavru için yaklaşık 3000 kez ilişkiye girmektelerdir] İLE ... )
( Gebelik süreleri 105-112 gündür. İLE Gebelik süreleri 155 gündür. )
( Güneşi simgeler. İLE [şiirlerde, Dîvân Edebiyatı'nda] "Leyla" sözü geçen/görülen yerde kaplan, karanlık ve yıldız vardır/aramak gerekir. )
( Saldırmayı simgeler. İLE Kibiri simgeler. )
( VERD[Ar.]: Rengi doru olan aslan. )
( EKLEF: Koyu renkli aslan. )
( ŞİBL: Aslan yavrusu. )
( YAGUS[Ar.]["gu" uzun okunur]: Aslan şeklinde olan eski bir putun adı. )
( ile
ile
)
( Bir günde, 50 kez çiftleşebilirler. İLE ... )
( ESED[çoğ. ÂSÂD], DIRGAM/ZIRGAM[çoğ. ZARÂGIM], DIRGAME/ZIRGAME["ga" uzun okunur], ABBÂS, HAYDAR, HERSEME, HİZEBR/HİZBER[çoğ. HEZÂBİR], LEYS, MEHÎB[< HEYBET], MERHÛB, NECÎD ile NEMİR, NİMR[çoğ. NİMÂR, NÜMÛR/NİMÜR], NİMRE[: Dişil kaplan.]
NEHÎM: Aslan kükremesi ve fil sesi. | ZEİR/ZE'R: Aslan kükremesi. )
( ŞÎR/NERRE-ŞÎR[: Eril aslan.] | ŞÎR-İ MÂDE: Dişil aslan. | ŞÎR-İ YELE: Güçlü, saldırıcı aslan. )
( Maalesef, Kafkaslar'daki son aslan X. yy.'da, Türkiye'de XIX. yy. sonlarında, İran'da ise 1941'de öldürülmüştür. İLE Hazar Denizi civarındaki kaplanların soyu 1950'lerde, Java ve Bali adalarındaki kaplanlar 1937 ile 1972 arasında tükenmiştir.
LION vs. TIGER )
( FELIS/PANTHERA LEO cum FELIS/PANTHERA TIGRIS )
( EL LEON con EL TIGRE )
- ASLEN değil/yerine/= KÖKÇE/SOYCA
- ASLÎ UNSURLAR ile/ve/||/<> KÜLLÎ KAİDELER
- AŞMAK ile/ve KIRMAK
- AŞMAK ile KIRMAK
- ASSIT/ASCITES[İng.] değil/yerine/= KARINDA SIVI TOPLANMASI
- ASSİT değil/yerine/= KARINDA SIVI BİRİKİMİ
- ASTEROİT KUŞAĞI ile/ve KUİPER KUŞAĞI ile/ve OORT BULUTU
( )
( Oort Bulutu:
Adını, Jan Oort'tan alan Oort Bulutu'nun, Güneş Sistemi'ne yaklaşık 1000 - 100.000 AB/AU uzaklıkta bir bölge olduğu ve Güneş Sistemi'ni çok büyük bir küre gibi çevrelediği düşünülüyor.
1 AB/AU(astronomi birimi), Güneş ile Dünya arasındaki uzaklık olup yaklaşık 150 milyon kilometredir. Bilinen en uzak gezegen olan Neptün, Güneş'e, yaklaşık 30 AB/AU uzaklıktadır.
Oort Bulutu'nun iç sınırı ile dış sınırı arasındaki uzaklık, o kadar büyüktür ki, NASA'nın, günde 1,5 milyon kilometre yol alan uzay aracı Voyager 1'in, bu hızla Oort Bulutu'na ulaşması, yaklaşık 300 yılı, Oort Bulutu'ndan çıkması ise 30.000 yılı bulabilir. )
- ASTEROİT ile/ve KUYRUKLU YILDIZ
( İkisi de gezegenler oluşurken ortaya çıkmıştır ve güneş sisteminin içinde hareket eder durumdalardır. )
( Kayaç ve metallerden oluşur. İLE/VE Tuz ve organik nesnelerden oluşur. )
( Kuyruklu yıldızların yörüngeleri, asteroidlere göre daha düzensiz ve dairesel olmaktan uzaktır. )
( Genelde, Mars ve Jüpiter asteroid kuşağında bulunurlar. İLE/VE Uzayın daha derinlerinde bulunurlar. )
- ASTIM ile/ve/||/<> KOAH
- ASTRONOMİ ile/ve/||/<> KOZMOLOJİ
( Nicelik. İLE/VE/||/<> Nitelik. )
( ASTRONOMY vs. COSMOLOGY )
- ASTRONOT[Fr. < ASTRONAUTE] = KOZMONOT[Fr. < COSMONAUTE]
( Uzaya çıkan kişi, uzay araştırmacısı. )
- AT BUNLARI DIŞARI:
BAŞKALARINI değil KENDİNİ
( Kendinde bulunan farklı/çeşitli "zihinleri/kişileri", kendi kulağını tutarak dışarı atmak. )
- AT:
GEYİK ve KAYIK ve HÖYÜK
( Önden bakınca. VE Yandan bakınca. VE Arkadan bakınca. )
- AT[Fars.] ile EŞEK/AFRİKA EŞEĞİ ile KATIR
( At ve eşek kendi neslinin devamı olan hayvanlardır. Hem kendi içlerinde, hem de at ile eşek arasındaki farkları bilmek gerekir. Katır ise, at ile eşeğin çiftleştirilmesi ile oluşan bir hayvandır. Üçü de geviş getirmeyenler[non rumminants] sınıfındadır. )
( Gebelik süreleri 330-335 gündür. İLE Gebelik süreleri 348-377 gündür. İLE ... )
( Atlarda safra kesesi yoktur. )
( Eşeklerin kulakları, atlarınkinden çok daha uzundur. )
( FERESİYYE: Atgiller. )
( AKRAH: Alnı beyaz at. )
( BELAK: Ayakları alacalı at. )
( BÛR[Fars.]/KÜMEYT[Ar..]: Doru, kızıla çalar at. [KÜRÂN, KÜREND, KÜRENG[Fars.]: Kırmızı/al renkli at.] )
( EBREŞ: Sisli, alaca benekli at. )
( GARRÂ': Alnında beyaz bir lekesi, akıtması olan at vs. )
( SABÂH-ÜL-HAYR: Bazı atların alnında bulunan beyaz leke. [beyazlık alnından burnunun üstüne kadar uzarsa buna "akıtma" denilir.] )
( HACÎL[Ar.]/ŞİKÂL[Fars.]: Üç ayağı beyaz[sekili] olan at. )
( HANEB[Ar.]: Atın arka ayaklarının ortasında bulunan dirsek gibi dışarı çıkık bölümü. )
( İŞKİL/İŞKÎL[Fars.]: Önden sağ ve arkadan sol ayağı beyaz olan at.[Araplarca hiç makbul sayılmaz] )
( KARAKUŞ: Atların ayağında görülen bir hastalık. )
( MEŞBÛB[Ar. çoğ. MEŞÂBÎB]: İki ayağı beyaz olan at. )
( MEŞKÛL[Ar.]: Bileklerine kadar üç ayağı beyaz olan at. )
( NEVEND/E[Fars.]: Hızlı giden at. )
( ESB-İ YELE[Fars.]: Koşucu at. )
( PÂLÂ/PÂLÂD/PÂLÂDE/PÂLÂY[Fars.]: Yedek at. )
( PULÂD-REG[Fars.]: Sert damarlı, dayanıklı at. )
( PÂY-İ SEMEND: At ayağı. )
( RÜMMÂNÎ[Ar.]: Kır ile doru arasında bir donu olan at. )
( SABÂ-REFTÂR[Ar., Fars.]: Rüzgâr gibi hafif ve çabuk giden. )
( SARÎH[Ar. çoğ. SARÂİH]: Safkan Arap atı. )
( SEBBAK[Ar.]: Yüğrük[İyi yürüyen/koşan. | Çalışkan. | Çevik, güçlü.] at. )
( SEMEND[Fars.]: Kula[: al ile kır arası] at. | Çevik ve güzel at. )
( ŞU'LE[Fars. çoğ. ŞUAL]: Atlarda beyaz tüylerden oluşan benekler. )
( TAHCÎL[< Ar. HACLE]: Atların ayağında beyaz siğil bulunması. )
( TEKÂVER[Fars.]: Koşucu, seğirtici at. | ESB-İ TEKÂVER: Koşu atı. )
( URNE[Ar.]: Bıcılgan hastalığı.[atların topuklarına yakın yerlerin iltihaplanması] )
( ÜSTÛR[Fars.]: Davar, at ve katır gibi dört ayaklı hayvan. )
( VERD, VERD-İ AĞBES[Ar.]: Doru at. | Hz. Muhammed'in yedi atından birinin adı. )
( YA'FUR[Ar. | çoğ. YAÂFİR]: Hz. Muhammed'in Hayber Vak'ası'nda ganîmet olarak aldığı bir eşeğin adı. )
( HEDÎR[Ar.] / ŞÎHE[Fars.]: At kişnemesi. )
( NEHÂK/NEHÎK/NÜHÂK[< NEHK]: Eşek anırtısı. )
( 6000 - 8000 yıl önce, Türkistan'da evcileştirilmişlerdir. İLE 6000 yıl önce, Etiyopya ve Somali'de evcileştirilmişlerdir. İLE ... )
( Eşek, şehveti simgeler. )
( HERGELE[Fars. | çoğ. HERÂGİ]: Eşek sürüsü. | Binek ve taşıta alışmamış huysuz hayvan. )
( PÂDE[Fars.]: Eşek ve sığır sürüsü. )
( [Ermenice] ... ile AVANAK ile ... )
( ile
ile
)
( Süleymaniye Kütüphanesi'nde, incelenmeyi bekleyen 57 adet yazma bulunmaktadır. )
( * SAKARYA: ATATÜRK'ün atı/nın adı.
* HAYYAM: Halife Abdülmecid'in atı/nın adı.
* DERVİŞ: Enver Paşa'nın atı/nın adı.
* MARENGO: Napolyon'un atı/nın adı.
* BUKEFALOS / ÖKÜZ KAFA: İskender'in atı/nın adı.
* İNKİTATUS(SENATÖ): Kaligu'nın atı/nın adı. )
( RAHVAN: Koşarken bir yandaki iki bacağını aynı anda atan at. )
( ÇAVAA[Batı Moğolistan Tsengel Tuvaları'nda]: 1 yaşındaki at. )
( ... ile MERKEB, HIMAR, AYR[çoğ. A'YÂR] ile BAGL/[BAGLE: Dişil katır], BAĞLÜ )
( ESB, FERES, RAHŞ[: Gösterişli, yürük ve güzel.], BÂRE, BÂR-GÎR ile HAR/MARSIVAN ile ESTER )
( HORSE vs. DONKEY[< DUN&MONKEY][end of XVIII. century] [JACK/JACKASS(male) | JENNY(female)] vs. MULE )
( EQUUS CABALLUS cum EQUUS ASINUS cum EQUUS MULUS )
( EL CABALLO con ... con ... )
- AT ile KAMIŞKULAK
( ... İLE Kulakları ince, düzgün ve dik at. )
- AT ile KARAYAĞIZ AT
( ... ile EDHEM )
- AT ile/ve/değil/yerine KATIR
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Atın yapamadıklarını sağlama olanağı sunar. )
- AT ile KIR AT
( ... ile EŞHEB )
- AT ve/||/<> KÖPEK
( Sezgi. VE/||/<> Sadakat. )
- AT ile KÜHEYLAN
( ... İLE Hızlı koşan arap atı. | Gözü sürmeli, cins arap atı. )
( HORSE vs. MUSTANG )
- Ata/ların ile KONUŞ!!!
- ATARDAMAR YANGISI ile/ve TOPLARDAMAR DUVARLARI YANGISI ile/ve AK KAN BEZİ YANGISI(ADENİT) ile/ve KALP KAPAKÇIĞI YANGISI
( ARTERİT ile/ve FLEBİT/TROMBOFLEBİT ile/ve VALVULITIS )
- ATEŞ ÇİÇEĞİ[Lat. SALVIA SPLENDENS] ile ATLAS ÇİÇEĞİ ile ÇADIR ÇİÇEĞİ ile ÇUHA ÇİÇEĞİ ile GÜZELHATUN ÇİÇEĞİ HANIMELİ(HONEYSUCKLE) ile ITIR ÇİÇEĞİ ile İPEK ÇİÇEĞİ ile KAHKAHA ÇİÇEĞİ/GÜNDÜZ SEFASI ile KOHLERIA ÇİÇEĞİ ile KÜPE ÇİÇEĞİ ile LÂVANTA ÇİÇEĞİ ile MAHMUR ÇİÇEĞİ ile MUM ÇİÇEĞİ ile PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ile SALON ÇİÇEĞİ ile SARAY ÇİÇEĞİ ile TELGRAF ÇİÇEĞİ ile YAYLA ÇİÇEĞİ ile YILAN ÇİÇEĞİ ile YILDIZ ÇİÇEĞİ ile ÖLMEZ ÇİÇEK ile GELİNCİK ÇİÇEĞİ(POPPY)[Lat. FRITILLARIA IMPERIALIS]
- ATEŞ ve/<> KORUK
- ATEŞBALIĞI/SARDALYA/SARDALYE[İt.][Lat. CLUPEA PILCHARDUS] ile VONOZ[Yun.] ile SARDUNYA(SARDINE) ile SAZAN(CARP)[Lat. CYPRINUS CARPIO] ile KOLYOS ile HAMSİ(ANCHOVY) ile BAKALYARO[Lat. MERLANGUIS MERLANGUS] ile ÇİNGENE PALAMUDU ile MALTAPALAMUDU[Lat. NAUCRATES DUCTOR] ile TORİK(BONITO) ile ALTIPARMAK ile LÜFER/KUNBER[Ar.] ile ÇİNAKOP/TEMNODON SALTATOR[Lat.] ile ÇİPURA/AURATA AURATA[Lat.] ile HANİ/SERRANUS CARILLA[Lat.] ile HARHARYAS/CARCHARHINUSLAMIA[Lat.] ile İSTRONGİLOS[Lat. SMARIS VULGARIS] ile İŞKİNE[Lat. SCIAENA UMBRA ] ile İZMARİT[Lat. MAENA VULGARIS] ile KOFANA[Yun.] ile TEKİR[MUGIL SURMULLETUS] ile BARBUNYA/BERBUNİ[Ar.]/MULLUS BARBATUS[Lat.] ile KÂĞITBALIĞI ile KALKAN ile KILIÇ ile LAHOS/LAGOS/KAYAHANİSİ[Yun.] ile LİPSOS[Yun.][Lat. SCORPAENA PORCUS] ile MAZAK[Lat. TRIGIA LINEATA] ile MELANURYA[Lat. SPARUS MELANURYA] ile MORİNA[Lat. GADUS MORRHUA] ile MERLİN BALIĞI ile PİSİ ile PLATİKA[Lat. ACERINA CERNUA] ile RİNA/TIRPANA[Lat. RAJA BATIS] ile SARIAĞIZ[Lat. SCIAENA AQUILLA] ile SARIBALIK[Lat. IDUS JESSES] ile SARIGÖZ[Lat. SARGUS SALVIERI] ile SARIHANİ[Lat. EPINEPHELES GIGAS] ile SARPA[Yun.][Lat. BOOPS SALPA] ile SİNAGUD ile SİVRİ ile KARAGÖZ ile MARANGOZBALIĞI/TESTEREBALIĞI[Lat. PRISTIS PRISTIS] ile MERCAN ile USKUMRU(MACKEREL)[Lat. SCOMBER SCOMBRUS] ile ÇİTARİ/BOX SALPA[Lat.] ile ÇOPRABALIĞI/COBITIS[Lat.] ile ÇOPURİNA ile ÇOTİRA/BALISTES CAPRISCUS[Lat.] ile ÇURÇUR/CRENILABRUS[Lat.] ile DAĞALASI/SALMA ALPINUS[Lat.] ile YAYINBALIĞI[Lat. SILURUS GLANIS] ile YAZILIHANİ[Lat. SERRANUS SCRIBA]
- ÂTIFET[Ar. çoğ. AVÂTIF] değil/yerine/= KARŞILIK BEKLEMEDEN GÖSTERİLEN SEVGİ, İYİLİKSEVERLİK
- ÂTIFET değil/yerine/= KUTSEVGİ
- ATİK ile/değil KADÎM
( Eski. İLE/DEĞİL Eskiyi ardına alarak ve sağlam köklere dayanarak bugüne karşılık verecek ve geleceğe yönelik olabilmesidir. )
- ATİK[Ar.] ile KADÎM[Ar.]
- ATÎK ile/||/<> KADÎM ile/||/<> MİNEL-KADÎM ile/||/<> CEDÎD
( Eski. İLE/||/<> Eski. İLE/||/<> Oluşuna, kimsenin bilemeyeceği kadar eski olan bir zaman. İLE/||/<> Yeni. )
- ATIK ile/değil KALINTI
- ATILGAN ile KAPILGAN
( ... İLE Kolayca etkilenen, herşeye çabuk kapılan. )
- ATILIM ile/ve/<>/< KATILIM
- ATLAS KEMİĞİ[Boyun omurlarının birincisi] ile AŞIK KEMİĞİ ile BEL KEMİĞİ/AMUDUFIKARİ ile ÇEKİÇ KEMİĞİ ile DİRSEK KEMİĞİ ile ELMACIK KEMİĞİ ile KOL KEMİĞİ ile ÖRS KEMİĞİ
- ATLAS OKYANUSU ile/ve/||/<> BÜYÜK OKYANUS ile/ve/||/<> HİNT OKYANUSU ile/ve/||/<> GÜNEY OKYANUSU ile/ve/||/<> KUZEY BUZ DENİZİ
- ATLI KARINCA ile AT ile KARACA[Erkek çocuklar atlara, kız çocukları Karaca'ya bindirmekten!]
- ATMAK ile/değil/yerine/||/<>/< KAYDIRMAK
- ATOM NUMARASI ile/ve KÜTLE NUMARASI
( Bir atomun çekirdeğindeki protonların sayısı. [Her bir öğe/element için kendine özgü atom numarası vardır.] İLE/VE Bir atomun çekirdeğindeki protonların ve nötronlarının sayısının toplamı. [Kütle numarası, atom çekirdeğindeki proton ve nötronların toplamına eşittir.] )
- ATOM ile/ve/< ÇEKİRDEK ile/ve/< PROTON/NÖTRON(NÜKLEON[Fr. < Lat.]) ile/ve/< MEZON[Fr. < Yun.] ile/ve/< ELEKTRON ile/ve/< KUARK
( 10¯8 cm. İLE/VE/< 10¯¹² cm. İLE/VE/< 10¯¹³ cm. | Elektrondan ağır, protondan hafif bir atom nesneciği. İLE/VE/< 10¯¹6 cm. İLE/VE/< 10¯¹6 cm. )
( ATOM vs./and/< NUCLEUS vs./and/< PROTON/NEUTRON vs./and/< MÉSON vs./and/< ELECTRON vs./and/< QUARK )
- ATOPİK DERMATİT ile/||/<> KONTAKT DERMATİT
( Genetik ve çevresel etmenlerin neden olduğu süreğen bir deri yangısı. İLE/||/<> Derinin alerjen ya da irritan nesnelerle teması sonucu oluşan yangılanma. )
- ATREZİ/ATRESIA[İng.] değil/yerine/= KÖRLENİM
- ATRİYUM/ATRIUM[İng.] değil/yerine/= KULAKÇIK
- ATRİYUM değil/yerine/= KULAKÇIK
- ATROFİ/ATROPHY[İng.] ile KÖRELİM/KÖRELME
( Körelme, dumur. Örgen ya da dokunun beslenemeyerek küçülmesi. )
- ATTAPULGIT ile/ve/<> KAOLIN(IT)
( İspanya toprağı. İLE/VE/<> ... )
- AUGUSTE RODIN ile/ve/||/<>/> KEMAL KÜNMAT
( "Düşünen Adam" heykelini yapan. İLE/VE/||/<>/> Bakırköy Akıl Hastahanesi'ndeki "Düşünen Adam" heykelini yapan. )
- AVALOKITESVARA[Sansk.] = KWAN-YIN[Çince] = KWANNON[Jap.]
- AVERSİYON/AVERSION[İng.] değil/yerine/= KAÇINMA
- AVRAT değil/yerine/= KADIN
- AVRUPA ISTAKOZU[Lat. HOMARUS GAMMARUS] ile AMERİKAN ISTAKOZU[Lat. HOMARUS AMERICANUS] ile ÇEKİRGE ISTAKOZU ile KADİFE YÜZGEÇLİ ISTAKOZ ile KÜRKLÜ ISTAKOZ
- AVRUPA SUSAMURU ile KANADA SUSAMURU ile BREZİLYA SUSAMURU ile HİNT SUSAMURU ile AVUSTRALYA SUSAMURU ile TIRNAKSI SUSAMURU ile KÜÇÜK TIRNAKLI SUSAMURU ile DENİZ SUSAMURU
- AVUÇLAMAK ile KISIMLAMAK
( ... İLE Tek elle avuçlamak. )
- AVUÇ/LAMAK ile/ve KOŞAM/LAMAK
( ... İLE/VE İki elle avuç/lamak. )
- AVUKAT/EUATHLOS AÇMAZI ile/ve/||/<> KÖPRÜ AÇMAZI ile/ve/||/<> İKİ ZARF AÇMAZI ile/ve/||/<> UYUYAN GÜZEL AÇMAZI
( Hukuk fakültesini bitiren genç, ülkenin en ünlü avukatının yanında staj yapmak için başvuruda bulunur.
Avukat, gence, tek koşul ileri sürer:
"İlk davandan elde ettiğin tüm parayı bana vereceksin".
Antlaşma imzalanır ve iki yıl beraber çalışırlar. Tam staj bittiğinde, genç, antlaşmayı haksız bulduğunu, ilk davadan kazandığı parayı ona vermeyeceğini açıklar. Avukat, tazminat talebi ile mahkemeye başvurur.
Hakimin kararı ne olmalıdır?
İki davalı, duruşmada, hakimin karşısına geçtiğinde, avukat, şunu söyler:
"Sayın Yargıç. Bu davayı uzatmaya gerek yok. Çünkü, eğer ben kazanırsam, parayı alacağım; eğer kaybedersem yine alacağım. Çünkü, antlaşmamıza göre, o, ilk davasından kazandığı parayı bana verecek."
Hakim, tam avukatı haklı bulacakken, bu kez, genç avukat söz alır ve şöyle der:
"Sayın Yargıç. Evet. Avukat haklı. Bu duruşma, gerçekten gereksiz ama benim lehime. Eğer, ben bu davayı kazanırsam, ona bir şey ödemeyeceğim. Eğer, kaybedersem, antlaşmamıza göre, ilk davayı kaybettiğimden dolayı ona yine bir şey ödemeyeceğim.”
İLE/VE/||/<>
Sokrates, güçlü bir efendinin, -Platon'un- bekçiliğini yaptığı bir köprüye gelir ve geçmesine izin vermesini rica eder. Platon, şu yanıtı verir...
"Yemin ederim, ağzından çıkacak bir sonraki söz doğru olursa geçmene izin veririm, yanlış olursa seni suya atarım.
Sokrates'in yanıtı:
"Sen, beni, suya atacaksın." olur.
[Platon, Sokrates'i suya atmasa, Sokrates, yalan söylemiş olacak ve suya atılması gerekecek; suya atsa, Sokrates doğru söylemiş olacak ve suya atılmaması gerekecektir.]
İLE/VE/||/<>
...
İLE/VE/||/<>
... )
- AVUNMA ile KANIKSAMA
( TO BE CONSOLED vs. TO BE INURED TO )
- AVUN(/T)MAK ile KAN(DIR)MAK
( TO BE CONSOLED(/TO SOOTHE/DIVERT) vs. TO (BE) DECEIVE(D) )
- AVUNTU ile/ve KETLE(N)ME[Erm.]
( CONSOLATION vs./and OBSTACLE | TO IMPEDE )
- AY ile/ve/||/<> KAMO OALEWA
( Dünyanın iki uydusu. )
- AYAĞIM, ELİM/KOLUM VB.:
SORUNLU ile RAHATSIZ ile SAKAT
- AYAĞINA TAŞ DEĞMESİN" ile/ve/||/<> "KİRPİĞİNE TOZ DEĞMESİN"
- AYAKKABI / KALOŞ[Yun.]/GALOŞ
( Sağlık kurumları, müzeler vb. yerlerde özel bölümlere girerken ayakkabıya geçirilen ince ve şeffaf kılıf. | Tabanı tahtadan yapılmış deri ayakkabı. )
- AYAKKABI ile KASKAL(/LAMAK)
( ... İLE Eski ayakkabı. )
- AYAKKABI ile KUNDURA[İt. < CONDURA}
( ... İLE Kaba işlenmiş, bağsız, konçsuz ayakkabı. )
- AYAKTA DURMAK/DURABİLMEK ile/ve/<>/< KİŞİSEL YÖNETİM VE GELİŞİM
- AYAR SİMETRİSİ
ile/ve/||/<>
AYAR GRUBU
ile/ve/||/<>
KONFİGÜRASYON UZAYI
ile/ve/||/<>
DENKLİK SINIFI
( Bir kuramın fiziksel olmayan simetrilerine verilen addır. Bir kuramda bazı ayar dönüşümleri yapıyorsak ve gözlemlenebilen fiziksel nicelikler bundan etkilenmiyorsa deriz ki, kuram belirli bir ayar simetrisine sahiptir. [Newton'un klasik mekaniği, tüm evrenin ötelemeleri altında simetriktir. Evrendeki maddeyi bir metre yukarı (bunun yerine kendi favori yönünüzü de seçebilirsiniz) taşıdığımızda evren yine bildiğimiz evrendir. Hiçbir şey değişmemiştir. Bundan dolayı Newton mekaniğinin öteleme simetrisi vardır diyebiliriz.]
İLE/VE/||/<>
Ayar dönüşümlerinin oluşturduğu gruptur. Bunun için ayar dönüşümlerinin bazı özellikleri sağlaması gerekir (bunlara grup belitleri/aksiyomları denir):
– Birim öğe. [Sisteme hiçbir işlem yapmayan bir simetri vardır.]
– Ters öğe. Bir simetri dönüşümünün etkilerini geri alabilecek bir simetri dönüşümü vardır. [Newton mekaniğinde tüm evreni bir metre yukarı kaydırdık. Sonra da bir metre aşağı kaydırdık. Aşağı kaydırma işlemi, yukarı kaydırma işleminin tersidir. Ve birbirine ters olan dönüşümlerin art arda uygulanması birim elemanı verir.]
– Kapalılık. [Art arda uygulanan ayar dönüşümlerinin de bir ayar dönüşümü olması gerekir.]
– Birleşme özelliği. [Birer ayar dönüşümü olsun ve art arda uygulansın. 'dan önce ikilisini uygulamakla 'dan sonra ikilisini uygulamak arasında fark yoktur.]
İLE/VE/||/<>
Bir kuramın izin verdiği tüm hallerin bir kümesidir, uzayıdır.
İLE/VE/||/<>
Bir kümenin birbirine denk [birbirine denk demek bir denklik bağıntısıyla birbirine bağlı olmak demektir] olan öğelerinin oluşturduğu kümedir. )
- AYAR ile KIRAT[Ar.]
( Değerli maddelerin saflık derecesi. İLE Elmas, zümrüt vb. değerli taşların tartısında kullanılan, 0,20043 g. olan ağırlık ölçü birimi. | Nitelik, değer, düzey, seviye. )
- AYARTICI ile KIŞKIRTICI
- AYASOFYA MÜZESİ ve TOPKAPI SARAYI ve/||/<> HALUK DURSUN ve/||/<> KUMRULAR
( Makam odasını kumrulara terk eden bürokrat: Haluk Dursun
"Topkapı Sarayı'nda müdürlük yaptığım dönemde, makam odamda otururken bir kumrunun
açık pencereden girerek avizenin etrafında uçtuğunu gördüm. Hiç kımıldamadan seyretmeye
başladım.
Kumru, sanki tavaf eder gibi odanın her tarafında dolaştı, avizenin üzerine kondu, bir süre
oturdu. Sonra geldiği gibi uçup gitti. Biraz sonra yanında başka bir kumru ile tekrar geldi.
Bu sefer sanki bir ev (saray) sahibi edasıyla onu gezdirdi. Yeni geleni elinden, (kanadından)
tutar gibi aldı ve avizenin içine oturttu. Bir süre koklaştılar. Sonra uçup gittiler.
Ertesi gün ikisi birlikte ağızlarında dal parçacıkları ile geri geldi ve avizenin içine bir yuva
kurmaya başladılar. Yuva birkaç gün içinde kuruldu.
Olup biteni hiç ses çıkarmadan izliyordum. Dişi kuş, yumurtlama hazırlığı yapıyordu.
Galiba onlar da beni izliyordu ki, hiç tedirgin olmuş gibi görünmüyorlardı. Buna karşılık dışarıdan odaya başka biri girince, hemen ürküp pencereden kaçıyorlardı. Baktım olmayacak, makam odamı onlara bırakıp hemen karşıda bulunan küçük bir odaya geçtim.
Bir gün, televizyon çekimi için Topkapı Sarayı'na gelen gazeteci dostum rahmetli Savaş Ay,
"Hocam, niye bu küçücük odada oturuyorsun?" diye sordu.
"Ben hâlden anlarım, bir kumru arkadaşım, sevgilisine, “ben seni saraylarda yaşatacağım"
diye söz vermiş, insan yuva kurana yardımcı olmaz mı?" dedim.
"Hocam, ne olur göster şu yuvayı bana” dedi ve kapıdan odadaki yuvanın fotoğrafını çekti.
Ertesi gün beni Ankara'dan arayan arayana...
"Derhal makam odası açılsın, kumruların yuvası dağıtılsın,
saray bakımsızlıktan perişan olmuş görüntüsü verilmesin" dediler.
Meğer Savaş Ay haber yapmış bizim kumrunun öyküsünü...
Hemen aradım, “üstad sen ne yaptın?” diye sordum.
"Hocam bu kadar güzel malzeme (haber) buldum, yazılmaz mı Allah aşkına" dedi.
"Gazetede sabah toplantısında anlattım, herkes ayağa kalktı ve seni alkışladı" diye ekledi.
Sadece gazetedekiler değil Ankara da ayağa kalktı sayende" diye yanıt verdim.
Şimdi ne yapacaktım? Çifte kumrulara kol kanat gerip onların saadetlerini korumaya mı çalışacaktım, yoksa odayı kullanıma açarak bir yuvanın dağıtılmasına mı neden olacaktım?
Bir biçimde, ya ben makamı, ya da o kumrular makam odamdaki yuvalarını kaybedeceklerdi.
Akşama kadar bakanlıktan beni aramayan kalmadı...
“En azından yumurtadan yavru kuşlar çıksın, uçup gidene kadar bekleyelim” diye düşündüm.
“Ben yuvayı almam, siz beni görevden alın isterseniz” dedim.
Ertesi gün, yuvaya bakmaya gittim ki, ne göreyim, yuva yerinde duruyordu ama kumrular yoktu.
Yuva yerinde durmasa, "Biri kuşları ürküttü, kovaladı" diyecektim. Hâlbuki yuva yerli yerinde duruyordu. Kumrular, sanki durumu hissetmiş ve sessizce çekip gitmişlerdi. Bir daha da hiç gelmediler.
Daha sonra Topkapı Sarayı'ndan, Müsteşar ve Bakan Yardımcısı olarak Ankara'ya gittim.
"Kuşların yuvası dağıtılsın, makama sahip çıkılsın" diyenlerin ise hiçbiri Bakanlık'ta makamlarında kalamamıştı.
Muhakkak ki, biz de bir gün bu makamlardan uçup gideceğiz. Kuşlar ise hep sevmeye, uçmaya ve yuva kurmaya devam edecek.
Haluk DURSUN )
( )
- AYASOFYA ile KÜÇÜK AYASOFYA CAMİSİ
( ... İLE Sultanahmet'in aşağısında, Küçük Ayasofya Caddesi'nin sonundadır. )
( ... İLE 1505'te, Bâbüssaâde Ağası Hadım Hüseyin Ağa emriyle Bizans kilisesinden[527] camiye dönüştürülmüştür. )
- AYASOFYA'DA:
İMAM ile/ve/değil KÜRSÜ ŞEYHİ
- AYDAKİ 3 DORUK:
ULUĞ BEY ve/<> KOPERNIK ve/<> GALILEO
( Uluğ Bey, kurduğu sektans sistemi ile 1180 yıldızın konumunu ve bir yılın 365 gün olduğunu, Kopernik'ten 60, Galileo'dan 200 yıl önce, hemen hemen doğru olarak hesaplamıştır. )
- AYDINLANMA:
AYDINLIĞI "DÜŞLEYEREK" değil KARANLIĞIN BİLİNCINE VARARAK
- ÂYET ile HADİS ile İCMÂ ile KIYAS
( Tefsir edilir. İLE Şerh edilir. )
( Âyet + Hadis = Nass )
( BELGÜ ile ... )
- AYGIR ile KISRAK
( Eril at. İLE Dişil at. )
( HİSÂN ile FERÂSE )
( ... vs. MARE, MÂDİYÂN )
- AYI ile/ve KANADA AYISI
( ... İLE/VE Avlanmak için suyun içine dalma özelliği geliştirmiştir. )
- AYI ile KESELİ AYI
( ... cum PHASCOGILLERCTOS CINEREUS )
- AYI ile KODYAK AYISI
( )
- AYI ile KUTUPAYISI
( Bozayılar, simsiyah renkte de olabilmektedir. İLE Kutupayıları, beyaz değildir. Derileri siyah renktedir, kürkleri yarı saydamdır. [Beyaz görünümleri, ışığın saydam yüzeylerden kırılarak yansımasının bir sonucudur] )
( EBÛ-HAMÎD / EBÛ-HÛMİD: Ayı. )
( ile
)
( What to do if you see a bear? )
( How To Be Safe Around Bears )
( ... İLE 160 km. yüzebilirler. )
( What To Do If You See A Bear (And Why) )
( DÜBB/DÜBBE[dişil], DÜBBİYYE[: Ayıgiller] ile DÜBB-İ ŞİMÂLÎ )
( HIRS ile ...
HIRS-BEÇE: Ayı yavrusu. )
( URSUS ARCTOS cum URSUS MARITIMUS )
- AYIP[Ar. < AYB] ile/ve/<>/> KAYIP[Ar. < GAYB]
- AYIRICI AKIL ile/ve UYGULAMALI AKIL ile/ve KURAMSAL AKIL
( Yararlı-Zararlı. İLE/VE İyi-Kötü. İLE/VE Doğru-Yanlış. )
- AYIRMA ile/ve KAYIRMA
- AYIRMAK ile KOPARMAK
( TO SEPARATE vs. TO BREAK OFF )
- AYNA:
| DOĞA NESNELERİ ve/||/<> NESNELER | ve/||/<> KİŞİ/İNSAN ve/||/<> YAZI
- AYNA ile KÖRLER PAZARINDA AYNA
- AYNEN ile/ve/||/=/<> KESİNLİKLE
- AYNI/LIK ile/ve/||/<> KALICI/LIK
- AYRAÇ(/PARANTEZ/KAVS[Ar.]) " ( ) " ile KÖŞELİ AYRAÇ " [ ] "
- AYRI SEPALLİ KALİKS, DİALİSEPAL KALİKS, KORİSEPAL KALİKS = KE'S-İ KESÎRÜ'L-EVRÂK = CALICE POLYSÉPALE, CALICE DIALYSÉPALE
- AYRILIKTA:
[SEVGİLİNİN, ...]
HÜZNÜNÜN YARALAMASINA ve/||/<> KARANLIĞININ ÜŞÜTMESİNE
( Dayanılmaz. VE/||/<> Alışılmaz. )
- AYRILMA ile/ve KOPUŞ/KOPMA
( [bir şeyi/kavramı/durumu/olayı] Süreç ve sonucun(un) birlik ve bütünlüğüyle görerek tanımlama ve/ya da değerlendirme. İLE/VE Süreç merkezli/odaklı (aşırı) "yorum"/"okuma". )
( Davranış ve tutum, yeğleme/tercih. İLE/VE Durum. )
( Kişide. İLE/VE Nesnelerde.[Benzetme olarak, tırnak içinde] )
( Tekrar biraraya gelebilme, buluşabilme olanağıyla. İLE/VE Bir daha birleşmemek üzere. )
( "AYRIŞMA"yı da karşılıklılık/işteşlik durumu olduğundan dolayı AYRILMA ile birlikte ya da ayrı ayrı kullanmak olanaklı olduğu gibi bunlarla da karıştırmamak gerekiyor. )
( DEVIATION vs./and TO BREAK OFF )
- AYRINTILI ile/ve/<> KAPSAMLI
- AYRIŞMA ile/ve/değil/yerine/<>/>< KATILMA
( İFTİRÂK ile/ve/değil/yerine/<>/>< İŞTİRÂK )
- AYRIŞTIRICI ile/değil KOPUK
- AYRIŞTIRMAK ile/değil/yerine KAYNAŞTIRMAK
- AZAR/TEKDİR/TEVBİH değil/yerine/= KIZGI/PAYLAMA
- AZIK ile/||/<> KUMANYA[İt. < COMPAGNA]
( ... İLE/||/<> Yolculuk için hazırlanan yiyecek. | Sefer durumundaki askerler için hazırlanan yiyecek. )
- AZIMSAMAK ile KÜÇÜMSEMEK
( UNDERESTIMATE vs. DESPISE )
- AZÎMU'L-KAVM[Ar.] ile KEBÎRU'L-KAVM[Ar.]
- AZITMA ile/ve/değil/yerine/> KAZITMA
- AZÎZ[Ar.] ile KÂHİR[Ar.]
- AZMÎN/ASTÉINE[Fr.] değil/yerine/= KEMİK ÖZÜ
- AZMIŞ ile KUDURMUŞ
- AZURİT ile/||/<> KRİZOBERİL
( Mavi renkte bakır karbonat minerali. İLE/||/<> Sarı-yeşil renkte ve sert bir mineral. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 3.5-4 İLE/||/<> 8.5
Işık Kırma İndisi: 1.73-1.84 İLE/||/<> 1.74-1.75
Rengi: Mavi İLE/||/<> Sarı-yeşil
Molekül yapısı: Cu³(CO³)²(OH)² İLE/||/<> BeAl²O4 )
- A/AN[Yun.] ile/||/<> ANTİ[Yun.] ile/||/<> Bİ/BİS[Lat.] ile/||/<> DE/DES[Fr.] ile/||/<> DİS[Yun.] ile/||/<> EX[Lat.] ile/||/<> EXO[Lat.] ile/||/<> EPİ[Yun.] ile/||/<> FOS[Yun.] ile/||/<> GEO( >JEO)[Yun.] ile/||/<> HETER/O[Yun.] ile/||/<> HYPO(HİPO)[Yun.] ile/||/<> HYPER(HİPER) ile/||/<> HYDRO(HİDRO)[Yun.] ile/||/<> HOMO[Yun.] ile/||/<> İL/İN ile/||/<> İNTER[Lat.] ile/||/<> İZO[Yun.] ile/||/<> COZMO(KOZMO)[Yun.] ile/||/<> KONTRA[İt.] ile/||/<> KO/KOL/KOM/KON[Lat.] ile/||/<> MAKRO[Yun.] ile/||/<> MİKRO[Yun.] ile/||/<> MONO[Yun.] ile/||/<> NEO[Yun.] ile/||/<> OTO[Yun.] ile/||/<> PAN[Yun.] ile/||/<> PAR/PARA[Yun.] ile/||/<> POLİ[Yun.] ile/||/<> PRE[Fr.] ile/||/<> PRO[Yun.] ile/||/<> RE[Lat.] ile/||/<> SYN/SYM/SEM[Yun.] ile/||/<> SÜR[Lat.] ile/||/<> TELE[Yun.]
( Yok/luk. [ametal | amorf | aritmik] [analjezi | anestezi | anonim]
İLE/||/<>
Karşıt. [antibiyotik | antipatik | antitez]
İLE/||/<>
Çift, tekrar. [binok | bisiklet]
İLE/||/<>
Olumsuzluk.[demode | deforme | deşifre]
İLE/||/<>
Olumsuzluk ve güçlük. [diskalifiye | dismorf | disfonksiyon]
İLE/||/<>
Dışı, dışında, ...-dan başka. [exporte | expresyonizm | expresyon]
İLE/||/<>
Dışarıdan, dıştan bakılınca. [exotermik | exotizm]
İLE/||/<>
Üzerinde. [epiderm | epigrafi]
İLE/||/<>
Işık, parıltı. [fosfat | fosfor]
İLE/||/<>
Yerle ilgili ön ek. [jeofizik | jeoloji/jeolog]
İLE/||/<>
Öteki, öbür, başka. [heterojen | heterozigot]
İLE/||/<>
Aşağı, alt, daha alt. [hipoderm | hipotenüs | hipotez]
İLE/||/<>
Üstünde, aşırı, yukarı, dışında. [hipertansiyon]
İLE/||/<>
Su, suyla ilgili. [hidrosefali | hidrografi | hidrojen]
İLE/||/<>
Eş, benzer. [homojen | homonim | homolog]
İLE/||/<>
-dan yoksun. [illegal] [indirekt | inorganik]
İLE/||/<>
Ara, arası. [internasyonal | interpol]
İLE/||/<>
Eşitlik. [izobar | izotop | izoterm]
İLE/||/<>
Evren. [kozmogami | kozmopolit | kozmoloji]
İLE/||/<>
Karşı, aksi yönde. [kontrast | kontgerilla | kontratak]
İLE/||/<>
Birlik, beraberlik. [koalisyon | koleksiyon | konferans
İLE/||/<>
Büyük, geniş. [makrosefal | makrostopi]
İLE/||/<>
Küçük. [mikrofilm | mikrometre | mikrofon]
İLE/||/<>
Bir, tek. [monarşi | monolog | monopol]
İLE/||/<>
Yeni. [neolitik]
İLE/||/<>
Kendi, kendiliğinden. [otobiyografi | otopsi | otokritik]
İLE/||/<>
Bütün, birlik. [panorama | pankreas]
İLE/||/<>
Boyunca, karşı, üstünde, yanında. [paragraf | paralel]
İLE/||/<>
Çok. [poliandri | poliklinik]
İLE/||/<>
İlk, önceki, birinci. [prefabrik | prematüre]
İLE/||/<>
İleride, önde. [prolog | prova | prototip]
İLE/||/<>
Yeniden, tekrar, geri döndürmek. [reaksiyon | redaktör]
İLE/||/<>
Birlikte. [simetri | senfoni | sempati]
İLE/||/<>
Süper, üstünlük. [sürmenaj]
İLE/||/<>
Uzak, ırak. [teleferik | telefon | telepati] )
( ANTİ-...
- Antiaging/anti-aging: Genç kalma, yaşlanmayı önleme; yaşlanmayı önleyici.
- Antialerjik: Duyarca önleyici/giderici.
- Antidepresan: Çökkünlük giderici.
- Antidiüretik: Sidik/idrar kesici.
- Antidiyabetik: Şeker düşürücü.
- Antidot(e): Panzehir.
- Antiemetik: Kusma önleyici.
- Antienfeksiyöz/antienfektif: Bulaş önleyici/giderici.
- Anti-enflamatuvar: Yangı giderici.
- Antiflojistik: Yangı giderici.
- Antifungal: Mantar giderici/karşıtı.
- Antihelmintik: Solucan kıran/giderici.
- Antihemorajik: Kanama kesici/önleyici.
- Antihipertansif: Kan basıncı düşürücü.
- Antikoagülan: Pıhtı önleyici/çözücü.
- Antikodon: Karşıt şifre.
- Antikonsepsiyonel: Gebelik önleyici.
- Antikonvülzif: Nöbet önleyici.
- Antimalarial: Sıtma ilacı.
- Antimikotik: Mantar ilacı/karşıtı.
- Antineoplastik: Kanser ilacı.
- Antinevraljik: Sinir ağrısı dindirici.
- Antiparaziter: Asalak karşıtı/ilacı.
- Antipiretik: Ateş düşürücü.
- Antiproliferatif: Çoğalım önleyici.
- Antiprüritik: Kaşıntı giderici.
- Antisekretuvar: Salgı önleyici.
- Antisepsi: Arıtım, bulaş giderici.
- Antiseptik: Arıtkan, bulaş gideren.
- Antispazmodik: Kasılım çözücü.
- Antistres: Gerilim giderici/önleyici.
- Antite: Özgün durum.
- Antite morbid: Sayrılıklı özgün durum.
- Antitermik: Isı/sıcaklık düşürücü.
- Antitussif: Öksürük kesici/önleyici.
- Antivertijinöz: Baş dönmesi önleyici. )
- BABA ve/||/<> OĞUL ve/||/<> KUTSAL RUH
( Yasama. VE/||/<> Yürütme. VE/||/<> Yargı. )
- BACAKSIZLAR/SÜRÜNGENLER ile KARINDANBACAKLILAR(GASTROPODLAR) ile 2 BACAKLILAR ile 4 BACAKLILAR ile 6 BACAKLILAR ile 8 BACAKLILAR
( Tatlısu yumuşakçaları ve karındanbacaklılar, her yıl yaklaşık 10.000 kişinin ölümüne neden olan bir hastalık(şistosomiasisin) taşıyıcılarıdır. )
- BACANAK ile KAYINBİRADER/KAYINÇO/İNİ
( Eşleri kardeş olan erkeklerin birbirine göre durumu. | Dost, arkadaş. İLE Kadın ya da kocaya göre birbirinin erkek kardeşi. )
- BADEM ile KARGADELEN
( ... İLE Kabuğunun çok gevrek olması dolayısıyla kolay kırılan bir tür badem. )
- BAĞ:
ÖZERKLİK ve/<> HAZIR OLMA ve/<> GÖNÜLLÜLÜK/RIZÂ ve/<> HAREKETE GEÇME/GEÇEBİLME ve/<> KURABİLME(SÜRDÜREBİLME/SÜREKLİLİK) ve/<> PAYLAŞIM ve/<> GÜÇ
- BAĞ ile KENET
( ... İLE İki sert nesneyi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça. )
- BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KAYITSIZ/LIK
- BAĞIMSIZLIK ile KEYFÎLİK
( INDEPENDENCE vs. ARBITRARINESS )
- BAĞINI KESMEK ile/ve KENDİNE YÖNELMEK
- BAĞIRSAK ile/ve KÖRBAĞIRSAK
( ... ile/ve A'VER, NOKTA-İ AVRÂ )
( BOWEL vs./and CAECUM )
( ... cum/et PUNCTUM COECUM )
- BAĞIŞ ile/||/<> İHSÂN ile/||/<> LÜTÛF ile/||/<> HİMMET ile/||/<> KEREM ile/||/<>
İNÂYET ile/||/<> İLTİFAT ile/||/<> ATÂ ile/||/<> ATIFET ile/||/<> HÎBE
- BAĞLAÇ = CONJUNCTION[İng.] = CONJONCTION[Fr.] = KONJUNKTION[Alm.] = CONGIUNZIONE[İt.] = CONJUNCIÓN[İsp.] = COPULA[Lat.]
- BAĞLAM ile/ve/||/<>/< ANLAM ile/ve/||/<>/< KAVRAM
( CONTEXT vs./and/<>/< MEANING vs./and/<>/< CONCEPT )
- BAĞLAM ile/ve/||/<> KOŞULLAR
( CONTEXT vs./and/||/<> CONDITIONS )
- BAĞLAMAQ[Azr.] = KAPATMAK[Tr.]
- BAĞLANMA:
SAKİNLİK ve/||/<>/>< KAYGI
- BAĞLANMA ile/ve KARŞILIKLI RIZÂ
- BAĞLANTI:
BULMAK ile/ve/<>/> KURMAK
- BAĞLAYICILIK ile/ve/||/<> KANIT NİTELİĞİ
- [ne yazık ki]
BAĞNAZ ile/ve/||/<> AHMAK ile/ve/||/<> KÖLE
( [Mantık ...] Yürütmeyen. İLE/VE/||/<> Yürütemeyen. İLE/VE/||/<> Yürütmekten korkan. )
- BAĞTAK ile/||/<> BARATA ile/||/<> KABALAK ile/||/<> FES ile/||/<> FERAHİ
( Sultan hareminde önemli kadınlar tarafından giyilen başlık. İLE/||/<> Bostancıların, baltacı ve kapıcıların giydiği, kırmızı çuhadan yapılmış, ucu kıvrık, uzunca başlık. İLE/||/<> Birinci Dünya Savaşında Osmanlı ordusunda kullanılan bir tür başlık. İLE/||/<> Kırmızı renkli yün çuha başlık. İLE/||/<> İkinci Mahmut devrinde feslerin tepesine püskülü tutturmak için takılan metal tepelik. )
- BAHÇE ile/ve KELE/KELEME
( ... İLE/VE Bakımsız bahçe. | Sürülmemiş tarla. )
- BAHREYN ve/<> KUR'ÂN-I KERÎM MÜZESİ
( Bahreyn'in başkenti Mename'de bulunan İslâm Merkezi'nde, Bait Al Quran[Kur'ân-ı Kerîm Müzesi] bulunmaktadır. [Başta Türkiye olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinden getirilen ve çoğu el yazması olan Kur'ân'lar sergilenmektedir.][Gutenberg'in, matbaayı bulmasından sonra basılan ilk Kur'ân-ı Kerîm de bu müzede bulunmaktadır.] )
- BAHŞİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<> KATKI PAYI
- BAKAN/LIK ile/değil/yerine/> KALEM(SEKRETER/YA)
- BÂKÎ[Ar.] ile KÂDÎM[Ar.] ile MÜTEKADDİM[Ar.]
- BÂKİ ile/ve/||/<> KAİM
- BÂKÎ[Ar.] değil/yerine/= KALICI/KALIMLI
- BAKIM ve KÜLTÜR ve UYGARLIK
- BAKIŞIM/SİMETRİ ile/ve/<>/|| KIRIK BAKIŞIM/SİMETRİ
- BAKIŞIM/SİMETRİ ile/ve/||/<> KÜTLE
- BAKİYE değil/yerine/= KALAN/KALANCA
- BAKMAYALIM! > KATILALIM!
- BAKTERİ ile KOLİ BASİLİ
( ... İLE Toprakta, insan ve hayvan bağırsaklarında, bazen sularda, yiyeceklerde bulunan ve uygun bir ortam bulduğunda insanda hastalık yapabilen, yuvarlak uclu, çomak biçiminde bakteri. )
- BAKTERİYEMI/BACTEREMIA değil/yerine/= KANDA BAKTERİ
- BÂL[Ar.] ile KALB[Ar.]
- BÂL[Fars.] değil/yerine/= KUŞ KANADI
- BALAK ile KÖS[Fars. < KÛS]
( ... İLE Savaşlarda, alaylarda, işaret vermek için kullanılan büyük davul. )
- BALE'DE:
5 AYAK DURUŞU ile/ve/||/<> PLIE ile/ve/||/<> ÇARPMA ADIMI(BEATEN STEP) ile/ve/||/<> KEÇİ SIÇRAYIŞI(CAPRIOLLES/CAPRIOLA[İt.])
( AYAK DURUŞU:
1. Ayaklar yanlara doğru düz bir çizgidedir. ve topuklar birbirine değer.
2. Birinci duruşun bir adım boyu kadar yanlara açılmış durumudur ve ayaklar yine yanlara doğru düz bir çizgidedir.
3. Bir ayak ötekinin önündedir ve öndeki ayağın topuğu arkadaki ayağın orta çukuruna değmektedir.
4. Bir ayak, bir adım boyu ötekinin önündedir ve ayaklar dışa dönüktür.
5. Bir ayak, hemen ötekinin önünde ve ona tümüyle dokunacak biçimde ve dışa dönük olarak yerleşir. [Bu duruşta ön ayağın arkasından sadece arka ayağın başparmağı görülür.]
İLE/VE/||/<>
PLIE:
Dizlerin kırılması hareketidir. [Bir zıplama hareketine başlamadan önce ya da bitirdikten sonra dizler mutlaka plie ile yanlara eğilir.] | Günlük bale derslerinde dansçının kaslarının ve tendonlarının yumuşaması ve dengeyi güçlendirmesi için ayaklar dışa dönük biçimde dizleri yavaşça kırarak balenin 5 duruşunda yapılan dersin açılış hareketidir.
İLE/VE/||/<>
ÇARPMA ADIMI(BEATEN STEP):
Bir bacağın ötekine çarpması ya da havada iken iki bacağın karşılıklı çarparak geçişmesi hareketine verilen ad.
İLE/VE/||/<>
KEÇİ SIÇRAYIŞI(CAPRIOLLES/CAPRIOLA[İt.]):
Her yöne yapılabilen bu harekette, sıçradıktan sonra iki bacak yere paralel olacak kadar yükselir ve birbirine çarpar. )
- BALIK ile KAYA BALIĞI/DİŞLİ/TOKMAKBAŞ
( ... İLE Kaya balığıgillerden, kayalık yerlerde yaşayan, çoğu koyu renkli küçük balık. )
( ... İLE GOBIUS GOBIUS )
- BALIK ile KILIÇKUYRUK
( ... İLE Kemikli balıklar takımından uzunluğu 8-10 santimetre olan, tropik süs balığı. )
( ... cum XIPHOPHORUS HELLERI )
- BALIKÇIL ile KARA BALIKÇIL
( )
( ... İLE Afrika'da, Sahra Çölü'nün güneyinde yaşarlar. Boyu 42,5 - 66 cm. arasındadır. Ayakları ve bacakları sarıdır. )
( )
( ... cum EGRETTA ARDESIACA[< ARDEIDAE] )
- BALIKÇIL ile KIZILCA BALIKÇIL
- BALİNA ile KADIRGABALIĞI/İSPERMEÇET/SPERM BALİNASI/KAŞALOT[Fr. CACHALOT]
( ... İLE Erilleri, en büyük beyine sahip hayvandır. )
( ... İLE 1000 m. derinlikte yaşayabilir ve avlanırlar. [2000 m. derinliğe kadar dalabilirler] )
( ... İLE 40 dk. boyunca suyun altında kalabilirler. )
( ... İLE En yüksek sesli hayvandır. )
( ... İLE Karayip falezlerinde görülebilmektedir. )
( ... ile )
( ... ile )
( )
- BALİNA ile KAMBUR BALİNA
( ... İLE 12 - 16 metre uzunluğunda ve 35 - 40 ton ağırlıkları vardır. )
( ... İLE Her yıl beslenme ve üreme amacıyla göç ederler. [Kışın kutuplarda, yazın tropik denizlerde olmak üzere yaklaşık 25.000 km. yolculuk ederler.] )
( ... ile )
( ... İLE NTV - Yaşam Öyküsü 1. Bölüm (İlk Adımlar)[15:15 - 19:30 arası] )
( ... vs. HUMPBACK WHALE )
( ... cum MEGAPTERA NOVAEANGLIAE )
- BALİNA ile KATİL BALİNA / ORCA
( ... ile )
( Dünyada 50.000'e yakın oldukları kaydediliyor.[2013] )
( )
( CEMEL-İL-BAHR / CEMEL-ÜL-MÂ': Kılıçbalığı. | Balina. )
( WHALE vs. ORCA )
- BALİNA ile KAYTAS
- BALİNA ile KÜÇÜK DİŞLİ BALİNALAR
- BALİNA ile KUZEY BALİNASI
( ... İLE Okyanuslarda yaşayan balina. )
- BALON[Azr.] = KAVANOZ[Tr.]
- BAMBU[Malezya yerlilerinin dilinden] ile/ve/değil KARGI
( Buğdaygillerden, sıcak ülkelerde yetişen, boyu 25 metre kadar olabilen, mobilya, merdiven, baston gibi çoğu eşyanın yapımında kullanılan bir tür kamış. HEZAREN, HİNTKAMIŞI | Bu kamıştan yapılmış olan. İLE/VE/DEĞİL Bambunun küçüğü. Gövdesi 5-6 metre yüksekliğe erişebilen çok yıllık bir bitki, kamış, saz. | Silah olarak kullanılan, ucu sivri ve demirli uzun mızrak[Ar.]. )
( BAMBUSA VULGARIS cum ARUNDO DONAX )
- BAMYA ile KINALI BAMYA
( ... İLE Trakya'da yetişen, baş tarafı kızıl renkte bir cins bamya. )
- BANDIRMA VAPURU ile/ve/||/<>/> KARADENİZ VAPURU
( )
( )
- BÂNİ[Ar.] değil/yerine/= KURUCU/YAPAN
- BANKA[Azr.] = KAVANOZ[Tr.]
- BARBAROS[İt.] ile KIRMIZI SAKALLI
( Kırmızı sakallı. )
- BARBYSOS değil/yerine/= KÂĞITHANE
- BARINDIRMA ile KAPSAMA
- BARIŞ ve/<> KURTULUŞ
- BARIŞTIRICI ile/ve/||/<> KURTARICI
- BAŞ AĞRISI ile/ve/<> KARIN AĞRISI
( [durumlar/"sorunlar"] "Kaldırılamadığında". İLE/VE/<> "Sindirilemediğinde". )
- BAŞ BİTİ ile/ve GÖVDE BİTİ ile/ve KASIK/PUBİS BİTİ
( ... İLE/VE Sadece elbiselerimizin üzerinde yaşarlar. İLE/VE Eşeysel örgenlerin çevresindeki kıl diplerine yerleşen bit. )
( ... İLE/VE 70.000 yıl önce, baş bitinden evrilmişlerdir. İLE/VE ... )
( Bir başta, en fazla 100 bit bulunur. [1 ayda bu sayıya ulaşırlar.] )
( Bitler, sıçrayamadıklarından dolayı ancak temas edilerek bulaşırlar. )
( Bitler, günde 6 yumurta bırakırlar. )
( Bit yavruları, yumurtadan çıkabilmek için bulundukları yumurtanın içine hava emerler. Yumurta kırılana kadar basınç artarak patlar ve bu biçimde dışarı çıkarlar. [1 haftada yetişkin olurlar.] )
( Bazı bitler oldukça zararlıdır. [İnsan gövdesine yapışan bitlerin dışkılarında tifüs ve siper humması gibi hastalıklar bulunur.] )
( ... ile/ve GORİL BİTİ[Lat. PTHIRUS GORILLAE] ile yakın akrabalardır. [DNA'ları 3 milyon yıl önce ayrılmıştır.] )
( BİTOTU: Sıracagillerden, çok çeşidi bulunan ve kuzey yarımkürede yetişen bir bitki. [Lat. PEDICULARIS] | Bitlere karşı kullanılan bir özdek/madde. )
( HEADLOUSE vs./and BODY LOUSE vs./and CRAB LOUSE )
( PEDICULUS HUMANUS CAPITIS cum/et PEDICULUS HUMANUS HUMANUS cum/et PTHIRUS PUBIS )
- BAŞ GÖZÜ ile/ve KALP GÖZÜ ile/ve SIR GÖZÜ
( "SUYUN AKMAYA BAŞLADIĞI KAYNAK" )
- [İt.] BAS ile BASBARİTON ile BARİTON ile TENOR ile KONTRTENOR
( En kalın, eril seleni. | En kalın sesli orkestra çalgısı. İLE Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen, buna karşın, basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen eril seleni. İLE Bas ve tenor selenleri arasında bulunan eril seleni. İLE En tiz ya da en ince eril seleni. İLE Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen ve buna karşılık basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen bir eril seleni. )
- BAŞ ile KAFA
- BAŞA KAKMAK ile/ve/<> KENDİN YAPTIN ZANNETMEK
- BAŞARI:
KAZANILABİLEN ile/ve/||/<>/> KAYBEDİLEBİLEN
- BAŞARI:
SABIR ve/+/x/||/<>/> ÇALIŞMA ve/+/x/||/<>/> İSTİKRAR ve/+/x/||/<>/>
DENEME ve/+/x/||/<>/> KOŞULLAR ve/+/x/||/<>/> ZAMAN, ZEMİN
- BAŞARILI OLMAK İÇİN...:
YUMUŞAK ile/ve/||/<>/> MÂKUL ile/ve/||/<>/> DERİN ile/ve/||/<>/> ile/ve/||/<>/> YETERİNCE ile/ve/||/<>/> ŞIK ile/ve/||/<>/> KORKUSUZ ile/ve/||/<>/> SABIRLA ile/ve/||/<>/> FARKLI ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜLÜ ile/ve/||/<>/> DÜRÜST ile/ve/||/<>/> DÜZENLİ ile/ve/||/<>/> AKILLI
( Konuş. İLE/VE/||/<>/> Ye. İLE/VE/||/<>/> Soluk al. İLE/VE/||/<>/> Uyu. İLE/VE/||/<>/> Giyin. İLE/VE/||/<>/> Hareket et. İLE/VE/||/<>/> Çalış. İLE/VE/||/<>/> Düşün. İLE/VE/||/<>/> Davran. İLE/VE/||/<>/> Kazan. İLE/VE/||/<>/> Biriktir. İLE/VE/||/<>/> Tüket. )
- BAŞARMAK ile/ve/değil KAZANMA (İSTEĞİ/COŞKUSU)
- BAŞCIK, KÖMEÇ, KAPİTULUM = KIMME = CAPITULE
( Papatya ve ayçiçeğinde olduğu gibi, sapın yassılaşmış ve genişlemiş ucu üzerinde çiçeklerin yan yana toplanmasıyla oluşan çiçek durumu. )
- BASIK ile KISIK
( Basılmış, yassılaşmış. | Çok yüksek olmayan, alçak. | Kısık. İLE Kısılmış olan. | Boğuk, güçlükle çıkan ses. | Hafifçe aralanmış, yumulmuş olan göz kapağı. | Kanyon. )
- BASİT "BİR ŞEKİLDE" ile/ve/değil/yerine KISA BİR ANLATIMLA
- BASİT KAPİTULUM = KIMMÎYE-İ ÂDÎYE = CAPITULE
- BASİT değil/yerine/= KOLAY | KARMAŞIK OLMAYAN | /OLAĞAN, YÖNEKEY | GÖRGÜSÜZ
- BASİT/LİK ve KUŞATICI/LIK
( SIMPLICITY and SURROUNDING )
- BAŞKALARINA "EFENDİLİK" ile/değil/yerine/>< KENDİMİZE EFENDİLİK
( "Güç" gerektirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü olmayı gerektirir. )
- UTANMA:
BAŞKALARINDAN ile/ve/<>/değil/yerine KENDİNDEN
- BAŞKALARINI AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KENDİNİ AFFETMEK
( Affetmek, bir mahkûmu serbest bırakmaktır ve o mahkûmun kendin olduğunu keşfetmektir. )
( AFFEDELİM!!!
Lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur:
"Bir yaşam deneyimine katılmak ister misiniz?"
Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul
ederler. "O zaman" der öğretmen. "Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da
söz verin"
Öğrenciler bunu da yapar. "Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın
hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!"
Öğrenciler, bu işten pek birşey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah
hepsinin sıralarını üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendine
meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen:
"Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates
alın,o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun."
Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının
torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, kendine "Peki şimdi ne olacak?" der gibi bakan öğrencilerine
ikinci açıklamasını yapar:
"Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz
otobüste, okuldayken sıranızın üstünde? Hep yanınızda olacaklar."
Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış
olan öğrenciler şikâyete başlar:
"Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor."
"Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi, kişiler, tuhaf bakıyor bana artık. Hem sıkıldık,
Hem yorulduk!"
Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:
"Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır
yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz,
halbuki affetmek, en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir. )
( Kendini affetmeyen kişinin, tüm kusurları affedilebilir. )
( FORGIVE THE OHTERS vs./and/||/<>/< FORGIVE THE SELF )
- BARIŞ(TIR)MAK:
BAŞKALARINI ile/ve/değil/<> KENDİNİ (KENDİNLE)
( Zaman zaman. İLE/VE/<>/DEĞİL Her zaman. )
- BAŞKALARINI ÇÖZMEYE ÇALIŞMAK ve/||/<>/> KENDİNİ DÜĞÜMLEMEK
- KANDIRMA:
BAŞKALARINI ile/ve/değil/||/<>/< KENDİNİ
- BAŞKALARININ (")TERBİYESİZLİĞİ(") ile/değil/yerine/>< KENDİ TERBİYEN
- BAŞKASINI "KANDIRMAK" değil KENDİNİ YADSIMAK
- BAŞKASININ, BİZİ KEŞFETMESİ ile/ve/>/değil/yerine KENDİNİ KEŞFETME
( Beşer. İLE/VE/>/DEĞİL/YERİNE İnsan. )
- BAŞKASININ SORUSU ile/değil/yerine KENDİ SORUN
- BAŞKASININ/BAŞKALARININ YANITLARI ile/ve/değil/yerine KENDİ(NİN) YANITLARI(N)
- BASKI ile/ve/||/<>/> KORKU
- BAŞLANGIÇ MİT/LERİ ile/ve KURULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTARICI MİT/LER ile/ve SON/KIYÂMET MİT/LERİ ile/ve YENİDEN DİRİLİŞ MİT/LERİ ile/ve GELECEK/ESKATOLOJİ MİT/LERİ ile/ve ÜTOPYA/CENNET MİT/LERİ ile/ve BAŞLANGIÇ/KOZMOGONİ MİT/LERİ ile/ve NEDENSELLİK/ETYOLOJİ MİT/LERİ ile/ve AHLÂK MİT/LERİ ile/ve PSİŞİK MİT/LER
- BAŞLANGIÇ ile/ve/değil KAYIT TARİHİ, RESMİYET KAZAN(DIR)MA
- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<> KÖKEN ile/ve/||/<> DOĞUM
- BAŞLIK ile KUKULETA[İt. < COCOLETTA]
( ... İLE Yağmur, soğuk vb. dış etkilere karşı başa geçirilen, giysiye dikili ya da ayrı olarak kullanılan başlık. )
- BASRA OKULU ile/ve/<> KÛFE OKULU
- BAST (HALİ) ile/ve KABZ (HALİ)
( Kâmil kişinin ihtiyârındadır. )
- BÂSÛR[Ar. çoğ. BEVÂSÎR] ile KANLI BÂSÛR/İSHAL/DİZANTERİ[Fr. < Yun.]
( Kalınbağırsakta ve makadın etrafındaki siyah kan damarlarının şişmesinden ve bazen iltihaplanmasından dolayı, makadın içinde ve dışında oluşan memeler yüzünden makattan kan ya da irin gelmesi. İLE Ağrılı ve kanlı ishalle beliren, bağırsakta yaralara yol açan, bulaşıcı, salgın sayrılık. )
- BATAĞAN ile KARA BOYUNLU BATAĞAN
( )
( GREBE vs. BLACK-NECKED GREBE )
( PODICIPEDIDAE cum PODICEPS NIGRICOLLIS )
- BATAĞAN ile KÜÇÜK BATAĞAN
- BATI/LI(coğrafya) = KEDİN, KURIYAKI = WEST/ERN[İng.] = OUEST, OCCIDENT/AL[Fr.] = DER WESTEN/WESTLICH[Alm.] = OCCIDENTE/OCCIDENTAL(E)[İt., İsp.] = OCCIDENS/OCCIDENTEM[Lat.] = HE DÜZIS/PROS HELION DÜZIN[Yun.] = el-ĞARB/ĞARBÎ[Ar.] = BÂKHTER/Î[Fars.] = HET WESTEN/WESTELIJK[Felm.]
- BATKI/İFLAS ile KONKORDATO[İt. < CONCORDATO]
( Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilân olunan iş adamının durumu. | Yenilgiye uğrama, değerini yitirme. | İşlevini ya DA görevini yapamama. İLE Antlaşmalı iflas. | Papalık makamıyla başka hükûmetler arasında yapılan antlaşma. )
- BATTANİYE[Ar.] değil/yerine/= KALIN ÖRTÜ
- BAYAĞI KAŞIKÇI ile ... KAŞIKÇI ile ... KAŞIKÇI ile PEMBE KAŞIKÇI
( ... İLE Ciconiiformes olarak bilinen Leyleksiler takımı üyesidir; ancak Thereskionithidae olarak bilinen aynakgiller ailesinde sınıflandırılır. Gagalarının "kaşık" gibi olmasından dolayı bu ad verilmiştir. )
( Afrika'nın güneyinde, Avrupa'da, Asya'nın orta ve güney kesimlerinde yaşarlar.[Yazın, başının gerisinde uzun, ucu sarıya çalan, beyaz tüylerden bir sorguç belirir.] İLE/||/<> Afrika'da yaşarlar. İLE/||/<> Avustralya'da ve Yeni Zelanda'da yaşarlar. İLE/||/<> Yenidünya'da yaşarlar. )
( ile
)
( PLATALEA LEUCORODIA cum/||/<> PLATALEA ALBA cum/||/<> PLATALEA REGIA cum/||/<> ROSEATE SPOONBILLS / AJAIA AJAIA )
- BAYAN ile/değil/yerine KADIN
( Kadınların, ad ya da soyadlarının önüne getirilen saygı sözü. | Kadın. | Eş, karı. | Kadınlara bir seslenme sözü. İLE/DEĞİL/YERİNE Erişkin dişil kişi, hatun, hatun kişi. | Analık ya da ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan. )
- BAYAT ile KURU
- BAYEZİD MEYDANI'NDA:
ÇINAR AĞACI ile/ve KESTANE AĞACI
- BAYILMAK ile KENDİNDEN GEÇMEK
( İGMÂ )
- BAYILMAK ile KOMA
( Kısa süreli, yüzeysel ve geçici bilinç kaybıdır. Beyne giden kan akışının azalması sonucu oluşur. İLE Yutkunma ve öksürük gibi reflekslerin ve dışarıdan gelen uyarılara karşı tepkinin azalması ya da yok olması ile ortaya çıkan uzun süreli bilinç kaybıdır. )
( [Bayılma nedenleri]
- Korku, aşırı heyecan.
- Sıcak, yorgunluk.
- Kapalı ortam, kirli hava.
- Aniden ayağa kalkma.
- Kan şekerinin düşmesi.
- Şiddetli enfeksiyonlar.
[Bayılma belirtileri]
- Baş dönmesi, baygınlık, yere düşme.
- Bacaklarda uyuşma.
- Bilinçte bulanıklık.
- Yüzde solgunluk.
- Üşüme, terleme.
- Hızlı ve zayıf nabız.
İLE
[Koma nedenleri]
- Düşme ya da şiddetli darbe.
- Özellikle kafa travmaları.
- Zehirlenmeler.
- Aşırı alkol, uyuşturucu kullanımı.
- Şeker hastalığı.
- Karaciğer hastalıkları.
- Havale gibi ateşli hastalıklar.
[Koma belirtileri]
- Yutkunma, öksürük gibi tepkilerin kaybolması.
- Sesli ve ağrılı dürtülere tepki olmaması.
- İdrar ve dışkı kaçırma. )
( [Koma duruşu(yarı yüzükoyun-yan tutuş)]
- Sesli ya da omzundan hafif sarsarak, uyarı verilerek bilinç kontrol edilir.
- Sıkan giysiler, gevşetilir.
- Ağız içinde yabancı nesne olup olmadığı kontrol edilir.
- Bak, dinle, duyumsa yöntemi ile solunum kontrol edilir.
- Şah damarından nabız kontrol edilir.
- Hastanın/yaralının döndürüleceği tarafa diz çökülür.
- Hastanın/yaralının karşı tarafta kalan kolu karşı omzunun üzerine konur.
- Karşı taraftaki bacağı, dik açı yapacak biçimde kıvrılır.
- İlk yardımcıya yakın kolu, baş hizasında omuzdan yukarı uzatılır.
- Karşı taraf, omuz ve kalçasından tutularak bir hamlede çevrilir.
- Üstteki bacak, kalça ve dizden bükülerek öne doğru destek yapılır.
- Alttaki bacak, hafif dizden bükülerek arkaya destek yapılır.
- Başı uzatılan kolun üzerine yan duruşta hafif öne eğik konur.
- Tıbbî yardım[112] gelinceye kadar bu duruşta tutulur.
- 3–5 dakika ara ile solunum ve nabız kontrol edilir.
)
- BAYIN/YEPUN = KIZIL/QIZIL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Koyu kırmızı. | Kırmızı dağ lalesinin renginde olan herhangi bir şey. )
- BAYKUŞ ile KAR BAYKUŞU
- BAYKUŞ ile KISA KULAKLI BAYKUŞ
( OWL vs. SHORT-EARED OWL )
- BAYKUŞ ile KUKUMAV[Yun.]
( ... İLE Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'da yaşar. )
( Hindistan'da 15 baykuş türü bulunmaktadır. )
( ... vs. OWLET[: Ufak baykuş, kukumav, baykuş yavrusu.] )
( ... cum ATHENE NOCTUA[Baykuş ve Ejderha'nın, Athena'nın kutsal kuşlarıdır] )
- BAYKUŞ ile KULAKLI ORMAN BAYKUŞU
( ... cum ASIO OTUS )
- BAYPAS/BYPASS değil/yerine/= KÖPRÜLEME
- BAZI/BAZEN/ZAMAN ZAMAN değil/yerine/= KİMİKEZ/KİMİLEYİN/KİMİ OĞUR/ARA SIRA
- BAZI[Ar.] ile KİMİ, BİRTAKIM
- BAZI[Ar.] değil/yerine/= KİMİ/BİRTAKIM
- BAZİLİKA ile/||/<> ŞAPEL ile/||/<> KATEDRAL
( Hristiyanlığa geçişte ve ilk Bizans devrinde ortaya çıkan bir kilise biçimi. Bu tip yapılar doğu-batı ekseninde oldukça çok sayıda yapılmış bir kilise gösterir. Doğu bölümünde yarım yuvarlak biçiminde uzanan dikdörtgen bir kilise planının önünde tören yapılan kısma benzeyen bir bölümü yer alır. Bazilikalarda orta nefi giriş mekânları bulunur. Narteks'in önünde ise atrium denilen bir avlu yer alır. İLE/||/<> Tek mekânlı küçük kilise. | Büyük bir kilise ya da katedralde bir kutsal kişiye adanmış dua mekânı. İLE/||/<> Piskoposluk kilisesi.[Genellikle boyut açısından normal kiliselerden daha büyüktür.] )
- BEBEK/ÇOCUK GELİŞİMİNDE:
BAĞLANMA ile/ve/||/<>/> AYRIŞMA ile/ve/||/<>/> KİMLİK KAZANIMI
( 0 - 18 ay. İLE/VE/||/<>/> 18 - 36 ay. İLE/VE/||/<>/> 36 - 72 ay. )
- BEBEKLERDE:
GAZ ile REFLÜ ile KOLİK[Fr. < COLIQUE]
- BEDDUA[Ar.] değil/yerine/= KARGIŞ
- BEDEL (ÖDEMEK) ile/ve/<>/değil/yerine KEFÂLET (ÖDEMEK)
- BEDEL ile KARŞILIK
( Olumsuz(lar)da. Ödenir. İLE Olumlu(lar)da. Sağlanır/Bulunur. )
( PRICE vs. EQUIVALENT )
( ... ile ALOFA )
- BEĞENİLMEK ve/||/<>/>/< KABUL EDİLMEK
- BEKÂ BULMAK değil/yerine/= KALICILAŞMAK/KALICI OLMAK
- BEKÂ değil/yerine/= KALIM/KALICILIK
- BEKÇİ ile/ve/||/<>/< GÖZETİCİ ile/ve/||/<>/< KURTARICI (OLMAK/OLMAMAK)
- BEKÇİ ile KİZİR
( ... İLE Köy bekçisi/kâhyası. )
- BEKLENMEYEN SINAV AÇMAZI ile KESTİRİM AÇMAZI
- BEKLENTİ değil KENDİNDEN KAÇIŞ
( Merkezden uzaklaşmak. )
- BEKLENTİ(DE OLMAK) değil/yerine/>< KABUL (ETMEK)
( Hiçbir şey için! DEĞİL/YERİNE/>< Her şeyi. )
( Expect(ation) (for) nothing but accept(ion) (for) everything! )
( not EXPECTATION but/>< ACCEPTION
ACCEPTION instead of EXPECTATION )
- BEL ile/ve/<> BASEN ile/ve/<> KALÇA
( Göğüs ile karın arasında daralmış bölüm. İLE/VE/<> Omurganın, bel ile kalça arasındaki bölümü. İLE/VE/<> Bacakla böğür arasındaki, iki yana doğru çıkıntılı bölümü. )
- BELGE ile/ve KAYIT
- BELGİT/SENET ÇEŞİTLERİ'NDE:
ADİ ile RESMİ ile RE'SEN DÜZENLENMİŞ/TANZİM EDİLMİŞ ile TASDİKLİ ile HATIR ile KIYMETLİ ile TİCÂRÎ ile EMTİA
- BELİRGİN/LİK ile KESİN/LİK
( CLARITY vs. CERTAINTY )
- BELİRLEMEK ile/ve KARAR VERMEK
( TO DETERMINE vs./and TO DECIDE )
- BELİRLENİM ile/ve KABUL
( DETERMINATION vs./and TO ACCEPT )
- BELİRLENMİŞLİK ile KOŞULLANMIŞLIK
( DETERMINED vs. TO BECOME CONDITIONED )
- BELİRSİZ SÖZ/MUĞLAK İFADE ile/değil/yerine KAVRAM
- BELİRSİZ ile KARIŞIK
( INDEFINITE vs. COMPLICATED )
- BELİRSİZLİK ile/ve/||/<>/> KARARSIZLIK
- BELİRSİZLİK ile/ve/<> KARMAŞIKLIK
( Nesnesizlikten/kavramsızlıktan. İLE/VE/<> Yöntemsizlikten. )
- BELİRSİZ/LİK ile KEYFÎ/LİK
( INDEFINITE/NESS vs./and ARBITRARY/INESS )
- BELİRSİZLİK ile/ve/<> KUŞKU
- BELİRTİLER ile/ve/değil/yerine KÖKEN
( [not] SIGN/ALS vs./and/but ORIGIN
ORIGIN instead of SIGN/ALS )
- BELİT/AKSİYOM ile/ve KOYUT/ÖN DOĞRU/POSTULA(T)
( İnsan zihninin, tümel kuralları. İLE/VE Herhangi bir bilimin, tümel kuralları. )
( Kendiliğinden apaçık olan ve böyle olduğu için öteki önermelerin ön dayanağı olan temel önerme. İLE/VE Ön doğru. )
( Belitler/aksiyomlar, temellendirilmez. )
( Kendileri kanıtlanmayan, kanıtları kanıtlanmaya gereksinim duyulmayacak ilk ilkelere verilen ad. | Tüm bilimler için uyulması gereken temel kurallar. İLE/VE Bir bilim dalının [üyesinin] kabul ettiği temel kurallar. )
( ÖZDEŞLİK İLKESİ | ÇELİŞMEZLİK İLKESİ | ÜÇÜNCÜ OLASININ/ŞIKKIN OLANAKSIZLIĞI [ARISTOTELES] )
( KOINAI ENNOIAI ile/ve AITEMATA )
( MÜTEARİFE/MÜSELLEMÂT/MÜSELLEMÛN ile/ve MEVZUA[ÖN KABUL]/MÜSÂDERÂT )
( AXIOME[Fr. < Yun.] ile/ve POSTULATUM[Lat.] )
- BEN ile/ve/<>/> BİZ ile/ve/<>/> KENDİ/LİK
- BENCİLLİK ile/değil/>< KENDİNİ ÖNCELİKLENDİRMEK
( Gereksinimlerinin karşılanmasına alışık olmayana, kendini önceliklendirmek, "bencillik" gibi gelebilir. )
- [ne yazık ki]
BENCİLLİK ile/ve/değil/||/<>/< KEYFİLİK
- BENCİLLİK ile/değil/yerine KİŞİLİK/ŞAHSİYET
( Kişi, kendini dışarıdan/ötekinden koruyan değil, dışarıyı/ötekini kendinden koruyan kişidir. )
- BENDE[Fars.] ile KUL, KÖLE, BAĞLI [bkz. ABD(Ar.)]
( KUL, KÖLE, BAĞLI [bkz. ABD] )
- [ne yazık ki]
"BEN" DEYİP DURAN ile KENDİNİ/KENDİNDEKİNİ DAYATAN
- BENİM OL! değil KENDİ(N) OL(SUN)!
- BENİMSEME ile KİŞİSELLEŞTİRME
- BENİMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KABUL ETMEK
- BENİMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KARŞI ÇIKABİLMEK
- BENLİĞİN, TASARIMSAL KOLU ile/ve/||/<> KENDİLİĞİN, UYGULAYICI KOLU
- BENLİK TUTUMUNDA:
KİM OLMADIĞIMIZ ile/ve KARŞIT OLDUKLARIMIZ
- BEN/LİK ile/ve/<>/> KENDİ/LİK
- BENLİK/EGO ile/ve/||/<> KENDİLİK(BENLİK KİMLİĞİ)
- BENLİKTEN/EGODAN VAZGEÇMEMEK ve/ne yazık ki/> KENDİNDEN VAZGEÇMEK
- BENZETME:
AYRINTILI ile KISALTILMIŞ ile PEKİŞTİRİLMİŞ ile GÜZEL(BELİĞ)
( )
- BERR[Ar.] değil/yerine/= KARA
- BERRÎ[Ar.] değil/yerine/= KARASAL
- BEŞER DOĞMAK ile/ve/> KİŞİ/İNSAN OLMAK
( BEŞER İKEN BÎ-ŞER OLMAKTIR İNSAN OLMAK )
( BIRTH AS HUMAN vs./and/> BEING HUMAN )
- BEŞER ile/ve/>/değil/yerine KİŞİ
( Herhangi/belirli biri. İLE/VE/>/DEĞİL/YERİNE Sanatsal biri. )
( Başkasının sözünü bile aktaramayan. İLE/VE/>/DEĞİL/YERİNE Kendi sözünü söyleyebilen/söyleyen. )
( Hayvanlıktan ayağa kalkmış olan. İLE/VE/>/DEĞİL/YERİNE Bilinçte ayağa kalkmış olan. )
- BESLENMEDE, ...:
YEŞİL ve/||/<> SARI ve/||/<> TURUNCU ve/||/<> KIRMIZI ve/||/<> MOR
( Zehir atıcı. VE/||/<> Güzellik. VE/||/<> Kanserden koruyucu. VE/||/<> Kemik sağlığı. VE/||/<> Uzun yaşam. )
( )
- BESTE[Fars.] değil/yerine/= KÜĞ
( Farsça'da, "kapalı" ve "paket" demektir. )
- BESTECİ/BESTEKÂR değil/yerine/= KÜĞCÜ/KÜĞYAPAR
- BETELENMEK = KARŞI GELMEK, DİKLEŞMEK, KAFA TUTMAK
- BETİK:
"SATILSIN DİYE" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OKUNSUN DİYE
- BETİK = KİTAP = BOOK[İng.] = LIVRE[Fr.] = BUCH[Alm.] = LIBRO[İt., İsp.]
- BEYAZ BASTON/LU ile/ve/||/<> KIRMIZI - BEYAZ BASTON/LU
( ... İLE Görme engelli bir kişi, kırmızı - beyaz renkli baston kullanıyorsa bu, aynı zamanda kişinin işitme sorunu olduğu anlamına gelmektedir. )
( )
- GEZEGENLER:
BEYAZ CÜCE ile KARA CÜCE
( ... İLE Henüz görülememiştir. [Sönebilmesi için yeterli sürenin geçmemiş olduğundan görülememektedir.] )
- BEYAZ YÜZLÜ/KAFALI KAPUÇİN ile KAHVERENGİ KAPUÇİN
- LAHANA:
BEYAZ ile KIRMIZI ile KARA
- BEYAZ ORDU:
ÇEK LEJYONU ve/<> KOLÇAK KUVVETLERİ
( LEJYON[Fr. < Lat.]: Eski Romalılar'da, piyade ve süvarinin oluşturduğu askeri birlik. | Birkaç takımdan oluşan asker birliği. )
- BEYAZ OY ile YEŞİL OY ile KIRMIZI OY
( Kabul demektir. İLE Çekimser kalındığını gösterir. İLE Red demektir. )
- BEYAZ PİRİNÇ yerine/değil KABUKLU/KEPEKLİ PİRİNÇ, ÇELMİK
- BEYAZ TÜYLÜ LEMUR ile/ve KOYU/SİYAH TÜYLÜ LEMUR
( Madagaskar'da yaşarlar. )
( Gebelik süresi: 140 gün. İLE/VE 130 gün. )
( Yılda bir doğum yaparlar. )
( Beyaz tüylü lemurlar su içmez. )
( ile ... )
( MAKİ )
( Otuzdan fazla lemur türü bulunmaktadır. )
- YAĞ DOKUSU:
BEYAZ ile/ve/||/<> KAHVERENGİ ile/ve/||/<> KEMİK İLİĞİ
( Deri altında, karın içinde, iç örgenlerin çevresinde birikir. Çoğunlukla kalça ve göbek olarak görürüz. İç örgen yağlanmasını ise göremeyiz. Araçlarla ölçmek gerekir. Beslenme yanlışları, metabolizmadaki sorunlar, bu yağ dokusunu artırır, şişmanlama nedeni ve sonucudur. İLE/VE/||/<> Sırtta, kürek kemiklerinin arasında ve omuzda bulunur. Yattığımız yerden kalori yakmamızı sağlar. Gövde ısısının dengesinde çok önemlidir. İLE/VE/||/<> Uzun kemiklerin iki ucunda, kan yapımında görevli kırmızı kemik iliği, kemiğin ortasında ise sarı kemik iliği bulunur. Bu yağlı ilik salgıladığı büyüme etmenleriyle kemiğin yenilenmesinde çok önemlidir. )
- BEYAZ YALAN ile KUYRUKLU YALAN
- BEYİN ile/ve/<> GÖZ ile/ve/<> GÖĞÜS ile/ve/<> KALP
( En iyi/güzel kıvam. [AHSEN-İ TAKVİM] )
- BEYİN ile/ve/||/<> KALP
( Kan dolaşımını sağlayan örgen. İLE/VE/||/<> Merkezi sinir düzeninin denetleme merkezi. )
- BEYİN ve/<> KARACİĞER
( Duyu ve hareket merkezi. VE/<> Fiziksel işlev ve beslenme merkezi. )
( Yaşam süresince, oksijenli taze kan ile pembe renktedir. [Öldükten sonra ya da çıkarıldığında, griye döner.] VE/<> ... )
( 1 litre su, 150 gram yağ, 15 gram şeker, 110 gram protein ve 10 gram tuzdan oluşur. VE/<> ... )
( ... ve/<> ŞÜŞ )
- BEYİNDEKİ BOŞLUKLAR ile/ve KALPTEKİ BOŞLUKLAR[ikisi sağda, ikisi solda]
( TECÂVÎF-İ DİMÂĞ ile/ve TECÂVÎF-İ KALB )
- BEYİT/DİSTİQUE değil/yerine/= KOŞA
- BEYYİNE KÜLFETİ değil/yerine/= KANITLAMA YÜKÜ
- BEZ ile KETAL
( ... İLE Çirişli bir tür parlak bez. )
- BEZİR[Ar. < BEZR] ile KETEN TOHUMU YAĞI
( Keten tohumu yağı. )
- BİBER ile KIRMIZIBİBER
( ... İLE Patlıcangillerden bir tür biber. | Bu bitkinin olgunlaştığında kızarıp yakıcı bir acılık kazanan, kurutulup dövülerek yemeklerde baharat olarak kullanılan tozu. )
( ... cum CAPSICUM ANNUUM )
- BİBERDE:
ÇARLİSTON ile ACI ÇARLİSTON ile İNCE SİVRİ ile KALIN SİVRİ ile KIL SİVRİ ile KILÇIK SİVRİ ile DOLMA ile KAPYA ile ÜÇBURUN ile KIRMIZI ŞİLİ ile YEŞİL ŞİLİ ile MACAR ÇARLİ ile MACAR DOLMA ile JELAPENO ile KAMPARİ ile SARI KALİFORNİYA ile KIRMIZI KALİFORNİYA ile CİN
- BİBLİYOGRAFYA[İng.] değil/yerine/= KAYNAKÇA
- BİBLİYOGRAFYA değil/yerine/= KAYNAKÇA
- BIÇAK ile KAMA
( ... İLE Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak. | Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş ya da cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat öğeleri üstüne ya da arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası. | Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı. | Topun gerisini kapayan kapak. | Oyunda kazanılan her parti. | Oyunda sayı. )
- BIÇAK ile KASATURA[İt. < CACCIATORA]
( ... İLE Süngü gibi tüfeğin namlusu ucuna takılan ya da bel kayışına asılı olarak taşınan bir bıçak türü. )
- BIÇAK ile KESKİ
( ... İLE Ağaç, taş, metal vb. yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç. | Demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç, tırnak. | Pulluk gövdesi önüne takılan ve toprağı kesip ayıran, bıçak ya da disk biçiminde çelikten yapılmış pulluk parçası. )
- BIÇAK yerine KESKİN
- BİÇİM DEĞİŞTİRMEK ile/değil KILIK DEĞİŞTİRMEK
- BİÇİM ile KİP
- BİD'AT ile KÜFÜR
- BÎ-GÂNE değil/yerine/= KAYITSIZ, İLGİSİZ
- BİHASEBİL VERASE değil/yerine/= KALITÇILIK NEDENİYLE
- BIKIN/BIQIN =/> KALÇA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BIKMAK ile KANIKSAMAK
- BİLÂ KAYDÜ ŞART/KAYITSIZ ŞARTSIZ değil/yerine/= KOŞULSUZCA/YAZGASIZ KOŞULSUZ
- BİL/BEYYİNE değil/yerine/= KANITLIK/LA
- BILDIRCIN ile KEKLİK
( FERİK: Keklik, bıldırcın gibi kuşların yumurtadan yeni çıkmış yavruları. )
( Tavukgillerden, boz renkli, benekli, göçebe kuş. İLE Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş. )
( SEMÂN ile [eril] HIRT, YA'KUB[çoğ. YEÂKİB] )
( BÛDENE, SEMÂNE ile KEBK/KEBG
KEBG-İ DERÎ: Bir tür keklik. )
( QUAIL vs. PARTRIDGE )
( COTURNIX COTURNIX cum ALECTORIS CHUKAR, PERDRIX, PERDIX PERDIX )
- BİLEMEK ile "KESKİNLEŞTİRMEK"
( KILAĞI/ZAĞ: Taş üzerinde bilenen bir kesici aracın, keskin yüzüne yapışan ve aracın iyi kesebilmesi için yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları. )
- BİLEŞİK ile KARIŞIM
( Aynı cins moleküllerden oluşur. İLE Farklı cins atom ya da moleküllerden oluşur. )
( Kimyasal yollarla ayrıştırılırlar. İLE Fiziksel yollarla ayrıştırılırlar. )
( Saftır. İLE Saf değildir. )
( Yapısındaki öğeler, belirli kütle oranlarında birleşir. İLE Belirli bir oran yoktur. )
( Yoğunlukları karakteristiktir. İLE Yoğunlukları karışımdaki maddelerin karışma miktarına bağlı olarak değişir. )
( MÜREKKEB/P ile MEZC/MAHLUP )
- BİLGELİK ile/ve/||/<>/>/< KALITIMSAL BİLGELİK
( WISDOM vs./and/||/<>/>/< ANCESTRAL WISDOM )
- BİLGELİK ve/=/||/<> KARŞILIKSIZ HİZMET
- BİLGELİK ve/=/||/<> KENDİNİ TANIMAK
- BİLGİ/İLİM SAHİBİ OLMAK ile/ve/<> KENDİNİ BİLMEK(TANIMAK)
( Bilgi, kendine kayıtsız kalana acımaz. )
- BİLGİ:
TÜMEL/LİK ile/ve/||/<> ÖZSEL/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> KESİN/LİK
- BİLGİ ve/||/<>/> İYİLİK ve/||/<>/> KARARLILIK
( Kuşkudan kurtarır. VE/||/<>/> Istırap çekmekten kurtarır. VE/||/<>/> Kaygıdan kurtarır. )
- BİLGİ ve/||/<> KİŞİ
( Bilgi, kendine kayıtsız kalana acımaz. )
- BİLGİ = KNOWLEDGE, COGNITION[İng.] = CONNAISSANCE[Fr.] = die ERKENNTNIS, die KENNTNIS[Alm.] = COGNITIO[Lat.] = HË GNÕSIS[Yun.] = CONOCIMIENTO[İsp.]
- BİLGİLİ/BİLGİSİZ ile/değil KIBLELİ/KIBLESİZ
( Kişiyi, bilgisinden çok, niyeti/yönelimi/yaklaşımı belirler. )
- BİLGİLİK = KAMUS = ENCYCLOPEDIA[İng.] = ENCYLOPÉDIE[Fr.] = ENZYKLOPÄDIE[Alm.] = ENCICLOPEDIA[İsp.]
- BİLGİSİZ/CÂHİL ile/ve/değil/||/<>/< KAYITSIZ
- [ne yazık ki]
BİLGİSİZLİĞİN/BİLGİSİZLERİN:
KABALIĞI ile/ve/||/<> KALABALIĞI
- BİLGİSİZ/LİK ile/değil KÜLTÜRSÜZ/LÜK
( Bazı verilere sahip olmamanın adı, bilgisizlik değil kültürsüzlüktür. )
- BİLGİYE GİDİŞ ve/||/<> KAYNAĞA DÖNÜŞ
- B/İLİM ve/<> KÜLTÜR COŞKUSU
( WISSENSCHAFT und/<> BILDUNG )
- BİLİM DEĞERLERİNDE:
GÖZLEM/VERİ/OLGU ÖBEĞİNDE DESTEKLENME ve/||/<>/> DENEYE DUYARLILIK ve/||/<>/> KURAMA DUYARLILIK ve/||/<>/> MATEMATİKSELLİK ve/||/<>/> YARARLILIK-İŞLEVSELLİK ve/||/<>/> GERÇEKLİĞİ BETİMLEYEBİLME
- (B)İLİM İÇİN GEREKENLER:
GURBET ve/||/<> SABIR ve/||/<> KILAVUZ/ÜSTAD ve/||/<> FAKR-U ZARÛRET
- BİLİM KİŞİSİ:
BİLİR ve/||/<>/> KANITLAR ve/||/<>/> DİKKAT EDİLMESİNİ İSTER
( Sanmaz. VE/||/<>/> İnandırmaya çalışmaz. VE/||/<>/> Güvenilmeyi beklemez. )
- BİLİM ile/ve/değil KABUL GÖRMÜŞ BİLİM
- BİLİM ile/ve KELÂM
( Kelâm ilmi, öteki ilimlerin şemsiyesidir. )
- BİLİM ve/< KORKU
- BİLİM ile/ve KÜLTÜR
- BİLİM > TEKNOLOJİ > KONFOR(MİZM)
- BİLİMSEL DEVRİM:
KOPERNİK ve/<> BRAHE ve/<> KEPLER ve/<> GALILEO ve/<> NEWTON
( KOPERNİK: "Modern astronominin ilk temsilcisi" DEĞİL Antik evren anlayışının son temsilcisi. )
( KEPLER YASALARI (EPITOME | 1618 - 1621) )
- [ne yazık ki]
| KİŞİSEL(KENDİNİ İSPAT) "...DIR!"I
ile
TAHMİN "...DIR!"I |
ile/değil/yerine/><
BİLİMSEL "...DIR!"
( KOŞAÇ: Ad tümcelerinde özne ile yüklemi birleştiren, yükleme güçlü olasılık, olumluluk, olumsuzluk, süreklilik, kesinlik kavramları veren -dır / -dir eki ya da değil sözcüğü. )
- BİLİM/SEL ile/ve KAVRAM/SAL
- BİLİNÇ ve/||/<> KİŞİ ve/||/<> YAŞAM
( Gövde. VE/||/<> Kişi. VE/||/<> Yaşam. )
( Tohum. VE/||/<> Ağaç. VE/||/<> Meyve. )
- BİLİNÇ ile/ve KOLLEKTİF BİLİNÇ
( Bilinç: Kendini, kendi olmayanlardan ayırd etme. )
( Bilinçte, devinim vardır. )
( CARL GUSTAV JUNG )
( CONSCIOUSNESS vs./and COLLECTIVE CONSCIOUSNESS
In consciousness there is movement. )
- BİLİNÇ ve KOŞUL/LAR
( CONSCIOUSNESS vs./and CONDITION/S )
- BİLİNÇLENME ile/ve KORUNUM/KORUMA
( CONSCIOUSNESS vs./and PRESERVATION/CONSERVATION/PROTECTION )
- BİLİNÇ/Lİ ile KASIT/LI
( CONSCIOUSNESS vs. PURPOSE )
- BİLİNÇLİ ile/ve/değil KASTEN
- BİLİNÇSİZ(CE) ile/ve/değil KONTROLDIŞI
- BİLİNMEZ:
NEYİN, NEYE DENK GELECEĞİ ve/||/<> KİMİN, KİME YÂR/DÜŞMAN OLACAĞI
- BİLİP DE:
SUSMAK ile KONUŞMAMAK
- BİLMEK:
GÖRÜ ile/ve/||/<> KAVRAM
( ANSHAUUNG mit/und/||/<> BEGRIFF )
- BİLMEK(İLİM):
DİL ile/ve/||/<> KALP ile/ve/||/<> GÖVDE
( Zikreden. İLE/VE/||/<> Şükreden. İLE/VE/||/<> Sabreden. )
- BİLMEK ile/ve/||/<> KANITLAMAK
- BİLMEK ile/ve/> KAVRAMAK
( TO KNOW vs./and/> TO COMPREHEND )
- BİLMEK ile/ve/> KAYITLA(N)MAK
- BİLMEK ile/ve/<> KENDİNİ BİLMEK
( TO KNOW vs./and/<> TO KNOW THE SELF )
- BİLMEK ile KENDİNİ BİLMEK
- BİLMEK ile/ve/<> KENDİNİ TANIMAK ile/ve/<> BAŞKASINI TANIMAK
( TO RECOGNIZE vs./and/<> TO RECOGNIZE THE SELF vs./and/> TO RECOGNIZE THE SOMEONE )
- BİLMEK ile/ve/<> KUDRET SAHİBİ OLMAK
- BİLMEK ile/ve/<> KULLANMAYI/UYGULAMAYI BİLMEK
( Bildiklerinizi yaşa(r)sanız, bilmedikleriniz de öğretilir. )
( TO KNOW vs./and/<> TO KNOW TO USE/APPLY )
- BİLMEMEK ile/ve/||/<>/> KABALIK
- BİLMEMEK ile/ve/değil/<> KABUL ETMEMEK/"EDEMEMEK"
- BİLMEMEK ile KÖTÜ (OLARAK) BİLMEK
( NOT TO KNOW vs. TO KNOW (AS) BAD )
- BİR AN EVVEL/BİR AN ÖNCE değil/yerine/= KIPICAK
- BİR İŞİN:
"KOLAY GELMESİ" ile/değil/ne yazık ki "KOLAYINA GELMESİ"
- KİŞİYİ/KİŞİLERİ:
"KÜÇÜMSEMEK" ile/ve/değil/||/<>/>< "BÜYÜK GÖRMEK"
( Ahlâksızlıktır. İLE/VE/DEĞİL/>< Bilgisizliktir. )
( Akılsızlık. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>< Korkaklık. )
- BİR ŞEYE:
YOK DEME! ve KENDİNE BENZETME!
- BİR ŞEYİ ELDE ETMEK İÇİN:
ÇABALAMAK ile/ve/sonra/ne yazık ki/||/<>/> KENARA ATMAK ile/ve/sonra/ne yazık ki/||/<>/> ANLAMAK
- BİR ŞEYİN BÜTÜNÜ ile KENDİNDE BÜTÜN
( TOTALITY OF SOMETHING vs. TOTAL IN SELF )
- BİR ŞEYİN/BİRİNİN, DEĞERİNİ BİLMEK ile/ve/||/<>/< KENDİ DEĞERİNİ BİLMEK
( Kendi değerimizi bilmezsek, başkası hiçbir zaman, zemin ve koşulda bilmez. )
- BİR ŞEY(LER)İN:
OLURU ile/ve/<> KENDİLİĞİNDENLİĞİ
- BİR ...:
SÖZCÜK ve/||/<> DUYGU ve/||/<> KİŞİ
( Kararı/nı değiştirebilir. VE/||/<> Yaşamı/nı değiştirebilir. VE/||/<> Seni/kişiyi değiştirebilir. )
- BİR TUTULAMAMA ile KIYASLANAMAMA
- BİR ile/ve/||/<>/> BİN ile/ve/||/<>/> MİLYON ile/ve/||/<>/> MİLYAR ile/ve/||/<>/> TRİLYON ile/ve/||/<>/> KATRİLYON ile/ve/||/<>/> KENTİLYON ile/ve/||/<>/> SEKSTİLYON ile/ve/||/<>/> SEPTİLYON ile/ve/||/<>/> OKTİLYON ile/ve/||/<>/> NONTİLYON
( ... ile~> 3 ile~> 6 ile~> 9 ile~> 12 ile~> 15 ile~> 18 ile~> 21 ile~> 24 ile~> 27 ile~> 30 [0/Sıfır] )
- BİRAZ SONRA" ile/değil "KISA BİR SÜRE SONRA", "DAHA SONRA"
( Yaşanmış bir şeyin anlatımında "biraz sonra" denilmez! )
- BİRBİRİMİZİ:
BİLEMEYİZ ancak KEŞFEDERİZ
- BİREŞİM'DE/TEVHİD'DE:
ŞAHSİYET ile/ve BENLİK ile/ve AŞK ile/ve MÂNÂ ile/ve KURBİYET/VUSLAT
( Kendi benliğin/varoluşun da içinde olmak üzere, onun huzurunda, hiçbir şeyin varoluş iddiası olamaz. [Bunu, bu biçimde bilmektir ŞAHSİYET] İLE/VE/> Bunu, böyle düşünmeden, tevhide erdiğini zannetmeye BENLİK. İLE/VE/> Kişiyi, benlikten soyan çekime/cazibeye AŞK. İLE/VE/> Aşkla birlikte, varoluşundan da geçerek aslolan hakikate kavuşmasına MÂNÂ. İLE/VE/> Mânâya kavuşmakla birlikte, o mânânın sahibiyle yakınlaşmaya da KURBİYET/VUSLAT denilir. )
- BİREŞİM/TEVHİD:
AMAÇTA ile/ve/||/<> KİMLİKTE ile/ve/||/<> EYLEMDE
( Sıfat. İLE/VE/||/<> Zât. İLE/VE/||/<> Ef'al. )
- BİREŞİM/TEVHİD ve/||/<>/>/< KENDİNDEN RÂZI OLMAK
- BİREŞİM(TEVHİD) ve/||/<>/>/< KUŞKUDAN KURTULMAK
- SANAT:
BİREYLERİ/TOPLUMU ...
ŞAŞIRTMAK (İÇİN) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KIŞKIRTMAK (İÇİN)
- BİRİNE, YENİDEN GÜVENİP FIRSAT VERDİĞİMİZDE:
"KALDIĞIMIZ YER" ile/ve/değil/ne yazık ki KANDIĞIMIZ YER
- BİRİNİ SEVMEK ile/ve/değil/||/<>/< KENDİNİ SEVMEK
- BİRLEŞİK SEPALLİ KALİKS, GAMOSEPAL KALİKS, SİNSEPAL KALİKS = KE'S-İ ÂHÂDÎYÜ'L-VARAK = CALYCE MONOSÉPALE, CALICE GAMOSÉPALE
- BM'NİN KURALLARI:
KÜRESEL DÜZENİ SAĞLAMAK İÇİN ile/ve/||/<> KENDİ İÇ DÜZENİNİ SAĞLAMAK İÇİN
( JUS COGENS: Uluslararası hukukta, emredici kurallar. )
- BİRLEŞ(TİR)MEK ile/ve/değil/||/<> KAVUŞ(TUR)MAK
- BİRLİK/ÇABA/ÖNCELİK:
ANDA ve/||/<> CANDA ve/||/<> KANDA ve/||/<> DONDA
- BİRLİK ve DÜZEN ve KURALLILIK
- BİRLİK ile/ve KAVRAMSALLIK
- BİRLİKTE ile/ve/değil KARŞILIKLI
- BİRLİKTELİK ile/ve/||/<> KARŞILIKLILIK
- BİRR[Ar.] ile KURBÂN[Ar.]
- BİSİKLET YARIŞLARINDA:
SARI MAYO ile/ve YEŞİL MAYO ile/ve BEYAZ MAYO ile/ve KIRMIZI PUANLI MAYO
( Bisiklet sporundaki en büyük ödülün simgesidir. [En kısa zamanda turu bitirenin üzerinde olur.] İLE/VE En çok puan toplayanın giydiği. [Sarı mayodan farkı, bazı etaplardaki puanlamalar farklı olduğu için, sprint etaplarında başarılı olanlar daha fazla puan toplayabiliyor. Bu yüzden, sarı ve yeşil mayo, çoğu zaman farklı yarışçılara gider.] İLE/VE En başarılı genç bisikletçiye verilir. [Genç olmak, 26 yaşın altında olmak.] İLE/VE Tırmanış etaplarında toplanan puanlara göre verilir. )
- BİSİKLET ve/<>/= KÂR
- BİSİKLET ve/<> KARAVAN/KAMP
- BİSİKLET ve KASK
- BİSİKLET ve/<> KAYAK/KAR
- BİSİKLET ve/<> KAZANÇ
- BİSİKLET ve/<> KİLİT
- BİSİKLET ve/<> KİTAP/LAR
- BİSİKLET ve/<> KORUMA
- BİSİKLET ve/<> KOŞULSUZ SEVGİ
- BİSİKLETTE:
(ARKA) EL FRENİ ve/ya da KONTRA (PEDAL) FRENİ
- BİSİKLETTE:
ELDİVEN ve/değil/yerine KESİK PARMAKLI ELDİVEN
( Soğukta. VE/DEĞİL/YERİNE Her koşulda. )
- BİT ile KABUKLU BİT/KIRMIZ BÖCEĞİ/KOŞNİL[Fr. < COCHENILLE]
( ... cum COCCUS COETI )
- BİT yerine KEHLE
- BİT ile KENE/SAKIRGA/SAKARGA ile MAYT ile GÜVE
( Bilinen, 866 tür kene vardır. )
( ... ile SIFÂR ile ... ile ... )
( ... ile KENE ile ... ile BÎV, PÎVE, SÛS )
( LOUSE vs. TICK/ACARID vs. MITE vs. MOTH )
( PEDICULUS cum TRICHODECTES CAMELI[Deve kenesi]/HAEMATOPINUS PILIFERUS[Köpek kenesi]/TRICHODECTES OVIS[Koyun kenesi] cum ... cum TINEA PELLIONELLA )
- BİT ile KÖPEK BİTİ
( ... İLE Avrupa dışındaki tüm köpeklere bulaşırlar. )
( ... İLE Avustralya'da kangurularda da yaşamak üzere evrimleşmişlerdir. [4000 yıl önce Endonezya'lı balıkçılar tarafından başka bir ortama taşınınca dingolara da bulaşmışlardır.] )
( ... cum HETERODOXUS SPINIGER )
- BİT ile KUŞ BİTİ
( ... İLE Üzerinde bulundukları kuşlar öldüğü ya da fazla kalabalık olduklarında bir sineğe tutunup başka bir hayvana taşınabilirler. [Sinek üstünde yaşayamadıklarından dolayı yeni bir kuş bulamazlarsa 2 gün içinde ölürler.] )
( PEDICULUS cum ... )
- BİTEK/HUMUS/LÖS ile/>< KIRAÇ
( Verimli toprak. İLE/>< Verimsiz toprak. )
- BİTİRMEK ile KAPATMAK
( TO FINISH vs. CLOSING )
- BİYO ORGANİZMA ile/ve/değil KOZMİK ORGANİZMA
- BİYOLOJİK BELİRLENİM ile/ve KÜLTÜREL BELİRLENİM
( Beşer. İLE/VE İnsan. )
- BİZİ:
KİMİN İNCİTTİĞİ ile/değil/yerine/>< KİMİN GÜLDÜRDÜĞÜ :)
- BLEFARİT ile/||/<> KONJONKTİVİT
( Göz kapaklarının yangılanması. İLE/||/<> Gözün konjonktiva tabakasının yangılanması. )
- BLEFARİT ile/||/<> KONJONKTİVİT
( Göz kapaklarının yangılanması. İLE/||/<> Gözün konjonktiva tabakasının yangılanması. )
- BÖBREK YETMEZLİĞİ ile/||/<> KARACİĞER YETMEZLİĞİ
( Böbreklerin işlevlerini yerine getirememesi. İLE/||/<> Karaciğerin işlevlerini yerine getirememesi. )
- BÖBREK YETMEZLİĞİ ile/||/<> KARACİĞER YETMEZLİĞİ
( Böbreklerin atık nesneleri ve fazla sıvıyı yeterince filtreleyememesi. İLE/||/<> Karaciğerin zehirleri ve atık nesneleri yeterince işleyememesi. )
- BÖBÜRLENME değil/yerine/>< KENDİNİN/KİŞİNİN/İNSAN(IN) DEĞERİ(Nİ) BİLMEK, ONUR/GURUR DUYMAK
- BÖCEK ile KALKAN BÖCEKLERİ
( ... İLE Birçok türü, tarım ve orman bitkilerinde asalak olarak yaşayan, kın kanatları kalkanımsı böcekler ailesi. )
- BÖCEK ile KIMIL
( ... İLE Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek ya da yiyerek ekin hastalığına yol açan, gövdesi kalkana benzeyen zararlı bir böcek. )
( ... cum AELIA ROSTRATA )
- BÖCEK ile KIRMIZ BÖCEĞİ
( ... İLE Zar kanatlılardan, küçük bir böcek. )
( ... cum COCCUS ILICIS )
- BÖCEK ile KUDUZ/KUNDUZ BÖCEĞİ
( ... İLE Kın kanatlılardan, hekimlikte yakı yakmak için kullanılan, 2 cm. uzunluğunda, parlak yeşil renkli bir böcek. )
( ... cum CANTHARIS )
- BÖCEK ile KULAĞAKAÇAN
( ... İLE Düz kanatlılardan, karnında çatal biçiminde iki uzantı bulunan, meyve ve sebzelere zarar veren otçul bir böcek. )
- BÖCEK ile KÜRK BÖCEĞİ
( ... İLE Kınkanatlılardan, esmer uzun kıllı, halı, keçe gibi nesneleri kemiren bir böcek. )
- BÖCEKLER ile/ve/||/<> KUŞLAR ile/ve/||/<> MEMELİLER
( 3 milyon tür[1 milyonu kayıtlı]. İLE/VE/||/<> 8.000 tür. İLE/VE/||/<> 5.000 tür. )
- BODOSLAMA:
BAŞ ile/<> KIÇ
( Teknenin başını oluşturmak üzere uzanan, omurganın devamı olan dikey ya da eğik uzantı. İLE/<> Teknenin kıçını oluşturmak üzere uzanan, omurganın devamı olan dikey ya da eğik uzantı. )
- BADİ GARD[İng. < BODYGUARD] değil/yerine/= KORUMA
- BOĞA ve/||/<> KURT ve/||/<> TURNA
( Güç simgesi. VE/||/<> Birliktelik simgesi. VE/||/<> Sanat, zarâfet ve ekin/kültür simgesi. )
- BOĞA ile/değil KUTUZ
- BOĞAZ ÜNSÜZLERİ'NDE:
H ile/ve/||/<> K ile/ve/||/<> G
- BOGSUK/BOGSUQ ile/> KELEPÇE, PRANGA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BOLD[İng.] değil/yerine/= KOYU/KALIN
- BÖLGELERİNE GÖRE ile/ve KONULARINA GÖRE ile/ve TEKNİK YAPILARINA GÖRE ile/ve İCRADA KULLANILIŞ TÜRÜNE GÖRE
- BOLLUK >< KITLIK
( )
- BÖLMEK ile KATLAMAK
- BÖLÜMLEME ile/ve/<> KÜMELEME
- BÖLÜNME ile KATLANMA
( TO SPLIT vs. TO BE FOLDED )
- BORAT ile KOLEMANİT
( Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz. İLE Hidratlı doğal kalsiyum borat. )
- BORÇ ile KARZ-I HASEN
( ... İLE Faizsiz verilen borç. )
( MUHÎL: İhale eden, havale eden. | Borcunu başkasının borcuna nakleden. )
( MUKRİZ[< KARZ]: Borç/ödünç veren. )
- BORÇ ile KREDİ
( DEBT vs. CREDIT )
- BORDÜR[Fr. < BORDURE] değil/yerine/= KENARTAŞI
- BORDÜR ile/||/<> KONTUR
( Kenar, genellikle süslemeli kenar şeriti. İLE/||/<> Çevre çizgisi. Figürleri ya da motifleri çevreleyen çizgi. )
- BÖREK ile KATMER
( ... İLE Yağda ya da sacda pişirilen bir börek türü. | Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği. | Bir şeyi oluşturan katlardan her biri. )
- BÖREK ile SUBÖREĞİ ile KOLBÖREĞİ
- BÖRK değil/yerine/= KALPAK[Tataristan'da]
- BORNEO ADASI:
SARAWAK ve SABAH ile/ve KALİMANTAN
( Malezya'ya ait. İLE/VE Endonezya'ya ait. )
- BORNEO ve/<> KİNABALU TEPESİ
( Borneo Adası'nın en yüksek tepesi, 4101 m. yüksekliğiyle, Sabah eyalatinin başkenti olan Kota Kinabalu kentindedir. )
- BÖRÜLCE/BÜRÜCE/KARNIKARA ile KURŞUNOTU
( ... İLE Deniz börülcesi. )
( VIGNA SINONSIS / DOLICHOS cum ... )
( DOLICHOS BEAN, COWPEA, BLACK-EYED PEA vs. SEA BEAN/ASPARAGUS, SAMPHIRE, GLOSSWORT )
- BOŞ DURMAK değil/yerine KOŞTURMAK
- BOŞ DÜŞÜNCE ile/ve/<> KÖR TUTUM/DAVRANIŞ
- BOŞ ile/ve/<>/değil/yerine KARŞILIKSIZ
- BOŞ ile/ve/değil KOF
( [not] EMPTY/VACANT/VAIN/FUTILE vs./and/but ROTTEN )
- BOŞANMA İSTEĞİ ile/ve/<> KARŞILIKLI BOŞANMA İSTEĞİ
- BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞMASI ile/ve/||/<>/> SIVI ile/ve/||/<>/> KATI ile/ve/||/<>/> GAZ ile/ve/||/<>/> PLAZMA
( SU: Parçacıklardan daha da yüksek miktarda enerji çıkardığımızda, olanaklı minimum enerji seviyesi.[Tüm parçacıkların hepsi bir bütün gibi, tamamen aynı yöne doğru "büyük bir dalga" halinde hareket eder.][Mutlak sıfır derecesine çok çok yakın derecelerde soğutulan atom topluluğudur.[mutlak sıfır = 0 Kelvin ya da −273,15°C'dir]. Mutlak sıfır civarında, parçacıklar, aynı enerji seviyesine düşerek kümeleşmeye başlarlar. Kafasına buyruk ve bireysel hareket eden parçacıklar yoktur; hepsi "aynı" kimliğe bürünmüşlerdir ve bir küme durumunda "tek bir atommuşçasına" hareket etmeye başlar.] İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> 0 derecede.[Buz] İLE/VE/||/<>/> 100 derecede.[Buhar] İLE/VE/||/<>/> Nesnenin aşırı ısınması sonucu, iyonların ve elektronların serbestçe dolaşabildiği durum. )
( )
( )
( )
( )
- BOŞLUK" ile "KÂBUS"
- BOŞLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN
- BOŞLUK ile KOFUL
( ... İLE Bitki gözeleri yaşlandıkça, plazmalarında oluşan ve içi göze suyu ile dolu olan boşluk. )
- BOŞLUK ile/ve/<> KÜTLE
- BOSTAN[Fars. < BUSTAN] değil/yerine/= KAVUNLUK
- BOY ile/ve KARAKTERİSTİK UZUNLUK
( The NCD Risk Faktörü Birliği'nin 'Yetişkin İnsanda Boy Uzunluğu Trendlerinin 100 Yılı' adlı araştırması, bir ülkede, belirli bir zamanda, bireylerin boy ortalamalarının ne olduğunu ve 100 yıl içinde bu rakamların nasıl değiştiğini ortaya çıkarmayı hedefliyor. XX. yüzyılın sonunda, en uzun erkekler [ortalama 183 cm. boy uzunluğuyla] Hollanda'da doğdu. En kısa kadınlar ise [ortalama 140 cm. boy uzunluğuyla] Guatemala'da doğdu. 1896'da en kısa ve en uzun boylu memleketlerin arasındaki fark (hem kadın, hem erkekte) 20 cm. olarak kaydedildi. Bu, yeterli beslenme ve hastalıklara yatkınlık bakımlarından çok büyük farklar anlamına geliyordu. Son 100 yılda boy uzunluklarının nasıl değiştiği de ülkeden ülkeye farklılık gösterdi. 1996 yılında doğan İran'lı erkekler, 1896'da doğanlara göre 17 cm., Güney Kore'li kadınlar 20 cm. kadar uzundu. Güney Asya ve Afrika gibi ülkelerde, bireyler, 100 yıl önce olduklarından pek farklı bir boy uzunluğunda değiller ve hatta bazı ülkelerde, bireyler, 50 yıl önce olduklarından daha kısalar. Araştırma, boy uzunluğunun farklı ülkelerde farklı miktarlarda değişmesinin nedenini anlamayı ve bu bilgiyi beslenme ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için kullanmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra, boy uzamasının daha iyi bir sağlık ve daha uzun ömür anlamına geldiği bilgisinin yaygınlaşması da amaçlanıyor. )
( )
- BOYA ile/değil/yerine KINA[Ar. < HİNNÂ]
( ... İLE Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz. )
- BOYA ile KIZILKÖK
( ... İLE Kök boyası. )
- BOYA ile KOK BOYASI/KIRMIZISI/ALİZARİN[Fr. < ALIZARINE]
( ... İLE Kökboyasının köklerinden elde edilen kırmızımsı sarı bir boya, kök kırmızısı. )
- BOYUT ile/ve KESİRLİ BOYUT
- BOZAYI ile KARAAYI
( Siyah renkte olabilirler. İLE Bozayı renginde olabilirler. )
( Burun buruna gelinirse ölü taklidi yapılarak kandırılabilirler. İLE Bir biçimde kaçmak gerekir. [Ölü taklidi yapılsa bile yemeğe kalkarlar.] )
( Ayıların gebelik süreleri 180-187 gündür. [Dişil ayılar uykularında doğurabilirler.] )
( Ayıların, uyuşukluk[kış uykusu] süreleri 7 aydır. [Bu süre içinde yemek yemez, su içmez, boşaltım işlemlerini gerçekleştirmezler.] [Gövdelerindeki üreyi proteine çevirir, kloaklarını, dışkı, kıl ve kuru ottan oluşan bir karışımla tıkarlar.] )
( Dişilleri 225 kg.'ya kadar, erilleri 500 kg.'ya kadar ulaşırlar. Dört ayak üstündeki boyları 1.5 metre iken iki ayak üstünde, 3 metreye kadar ulaşırlar. İLE ... )
( Eskiden daha geniş alanlarda yaygınlarken günümüzde[2012], ancak Alaska ve Kanada'da, 15.000 civarında kalmışlardır. İLE ... )
( Tırnakları 10 cm.dir. İLE ... )
( GRIZZLY/BROWN BEAR vs. BLACK BEAR )
( URSUS ARCTOS HORRIBILIS cum URSUS AMERICANUS )
( EL OSO )
- BOZMADAN ile/ve/değil/yerine/<> KORUYARAK
- BOZMAK ile/değil KORUMAK
- BP/BLOOD PRESSURE değil/yerine/= KAN BASINCI
- BRADIPUS ile KAPLUMBAĞA
( Kaplumbağadan da yavaş hareket eder. İLE ... )
- BRADIPUS/TEMBEL HAYVAN ile KOALA
( Çok/en yavaş hareket eden hayvan. İLE Sakin hayvan. )
( ile
)
( Tembel hayvan, suda, su üstünde/karada/ağaçta olduğu kadar yavaş değildir. İLE ... )
- BRAGG (KLEEMAN):
KURALI ile/ve/||/<> YASASI/DENKLEMİ ile/ve/||/<> KIRINIMI/YANSIMASI
( Bir öğenin alfa tanecikleri için durdurma gücünün atom ağırlığının kareköküyle ters orantılı olduğunu ifade eden deneysel kural. İLE/VE/||/<> Bir kristal düzlemine çarptığında, farklı düzlemlerden yansıyan, yüksek şiddetli paralel X ışınları demetleri arasındaki yapısal girişim, yol uzunluğundaki fark dalga boyunun tam katlarına eşit olduğu zaman 2d.sin0 = n.λ [Bragg denklemi] ile oluşur. Burada, d; kristal düzlemleri arasındaki mesafe, 0, ışın demetinin gelme ve yansıma açısı [Bragg açısı], λ, X ışınlarının dalga boyu ve n; bir tam sayıdır. Bu, Bravais Yasası olarak da bilir.
[Ek: Bragg, ilk çalışmayı X ışınlarıyla yaptığından dolayı, tanımda sadece X ışınlarından bahsedilmesine karşın, tüm elektromanyetik ışın, yüklü tanecikler ve nötronlarla da aynı desenler oluşmaktadır.] İLE/VE/||/<> Bir kristal atomlarından tüm elektromanyetik ışınlar, yüklü tanecikler ve nötronların sadece Bragg açısında yapısal girişim oluşturduğu saçılma ya da kırınım. )
- BRAHMANLAR ile/ve KŞATRİYALAR ile/ve VAYSYALAR ile/ve SUDRALAR ile/ve PARYALAR/DALİTLER
( Brahma'nın ağzından yaratılmış rahipler sınıfı. İLE/VE Brahma'nın kolundan yaratılmış soylular ve savaşanlar sınıfı. Krallar, savaşçılar ve soylular. [Tenleri kırmızımsıdır.] İLE/VE Brahma'nın kalçasından yaratılmış çiftçi ve tüccar sınıfı. İLE/VE Brahma'nın kalçasından yaratılmış hizmetkâr ve işçi sınıfı. İLE/VE Bu dört sınıf dışında kalanlar. )
- BRİÇ[İng. < BRİDGE] değil/yerine/= KÖPRÜ
- BRÜT değil/yerine/= KESİNTİSİZ
- BUDİZM'DE/Kİ TARİKATLAR:
SARI ile/ve SİYAH ŞAPKALILAR ile/ve KIRMIZI GRUP ile/ve ŞAPKASIZLAR
( Dalay Lama'nın başkanlığındadır. İLE/VE Karmapalar yönetir. İLE/VE ... İLE/VE ... )
- BUĞDAY değil/yerine/= KAPLICA
( ... İLE Taneleri ufak bir tür buğday. )
( ... cum TRITICUM MONOCOCCUM )
- BUĞDAY ile/değil/||/<> KARABUĞDAY/GREÇKA
( Karabuğday (Greçka), adından dolayı, tahıllarla birlikte ele alınıp sınıflandırılmasına karşın, Gramineae[Buğdaygiller] ailesinin içinde değildir. Üçgen şeklindeki tohumları tüketilen, Rusya, Ukrayna, Kuzey ve Doğu Avrupa, Kuzey Amerika, Japonya ve Çin gibi ülke ve bölgelerde üretilen bir bitkidir. Polygonaceae[Kuzukulağıgiller] ailesinin içindedir. )
( ... ile/değil/||/<> GREÇKA )
( [not] WHEAT vs./but/||/<> BUCKWHEAT )
( TRITICUM cum/||/<> FAGOPYRUM )
- BUĞDAY ile KARAKILÇIK BUĞDAYI
( ... İLE Kılçıkları siyah olan, kırmızı ya da beyaz, sert taneli buğday. )
- | BUĞDAY ile KEPEK ile ARPA/CEVDE ile ÇAVDAR | ile YULAF
( Gramineae ailesinin triticeae ve aveneae olmak üzere iki bölümü vardır. Buğday, çavdar ve arpa, triticeae; yulaf ise aveneae bölümündendir. )
( BESEK/BESDEK[Fars.]: Harman yerinde toplanılan buğday ve arpa demeti. )
( | WHEAT vs. BRAN, WHOLE-WHEAT vs. BARLEY vs. RYE | vs. OATS )
( | TRITICUM cum FURFUR/IS cum HORDEUM VULGARE cum SECALE CEREALE | cum AVENA SATIVA )
- BUĞDAY ile KIZILCA
( ... İLE Kızıla çalan bir tür buğday. | Kızıla çalan, az kızıl. | Aşırı derecede, kızıl. )
- BUĞDAY ve/||/>< KÖLÇER
( ... VE/||/>< Tanelere zarar veren bir buğday hastalığı. )
- BUĞZ[Ar.] ile KERÂHET[Ar.]
- BUKLE değil KUPLE[İng. < COUPLE] [bunların yerine ÇİFT/BEYİT]
- BÜKÜM/MÜKİM/MÜKİN = KADIN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BULANIK ile/ve/||/<> KARIŞIK
- BULAŞICI ile/ve/değil/||/<>/< KALITSAL
- BULAŞMA ile/değil KONTAMİNASYON
( ... İLE/DEĞİL Temiz bir yüzeye, ortama ya da dokuya, başka bir ortamdan, kirliliğin taşınması. )
( Kontaminasyon Yeri [Mikroorganizma Sayısı]
Parmak Ucu [20 100 adet /cm²]
Eller [1.000 6.000 adet /cm²]
Kol [100 4.500 adet /cm²
Ayak [100 1.000 adet /cm²]
Tükürük [1 milyon 100 milyon adet/ml]
Dışkı [Yüzlerce milyar adet/gram]
Burun Akıntısı [1 milyon 10 milyon adet/ml] )
( [not] TO SMUDGE vs./but CONTAMINATION )
- BULDGING ile HUMP ile KREST
( Şişkinlik, çıkıntı. İLE Tümsek, hörgüç, kambur. İLE Kabartı, çıkıntı. )
- BULGU ile/ve/<> KANIT
- bull.[Lat. < BULLI] değil/yerine/= KAYNAT, KAYNATINIZ
- BULUŞMA "NOKTASI" ile "KESİŞME NOKTASI"
- BULUT ile KARABULUT
( ... İLE Sıkıntı, felaket. )
- BULUTSULAR ile/ve/||/<> GALAKSİLER ile/ve/||/<> KARA DELİKLER
- BUN/BLOOD UREA NİTROGEN değil/yerine/= KAN ÜRE AZOTU
- BUNALIM ile/ve KIRILMA
- BUNALIM ve/> KÖTÜLÜK
- BÜNBEK/BENBEK ile KADIRGA BALIĞI
( Kadırga balığı denilen bir tür deniz canlısı. )
- BURGAÇ/EĞRİM/GİRDAP[Fars.] ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ
- BURGAZADA ile/ve KAŞIK ADASI / "PİDE"[< PİTA] ADASI
( ... İLE/VE Burgazada'nın önünde bulunan küçük ada. )
( Tarihi kaynaklara göre bilinen ilk tarihsel olay, Büyük İskender'in komutanı Antigonos'un oğlu Dimitrios Polyerkides'in M.Ö. 298 yılında, babası adına Panarmos adasında bir kale inşa ettirmesi ve adaya Antigoneia adını vermesidir. İLE/VE ... )
( Bizans döneminde üç manastır yaptırılmıştır. )
( )
( )
- BURGULU KAZIK ile ÇAKMA KAZIK ile FORE KAZIK ile KUM KAZIK ile MİNİ KAZIK ile SÜRTÜNME/ADERANS KAZIĞI
( Ucundaki burgu aracılığıyla burularak yere sokulan kazık. İLE Bir şahmerdan ile başına vurularak yere çakılan, ucu çelik çarıklı kazık. İLE Zemine çakılan bir kılıf borusunun içindeki toprağı boşaltıp çelik donatı indirdikten sonra yerinde beton dökülerek yapılan kazık.[Beton döküldükçe, kılıf, yukarıya çekilir.] İLE Çok çürük zeminlerde, delinen zemine kum doldurarak yapılan bir çeşit kazık. İLE Geçici toprak işleri için kullanılan, çapı 25 cm. kadar olan ve yanyana çakılarak ya da açılan deliklere beton dökülerek uygulanan kısa boylu kazıklara verilen ad. İLE Sağlam zemine ulaşılması olanaksız durumlarda, beton dökülerek yapılan ve yanlarak sürtünerek duran kazık. )
- BURJUVA/Zİ değil/yerine/= KENTSOYLU/LAR / KENTLİ
( Ortaçağ Avrupası'nda tüccarlara verilen ad. | Orta durumlu halk. )
- BIYIKLARDA:
BURMA ile NEVHAT ile GAYTAN ile YOLUK ile KIRPIK ile PIRASA ile YASTIKLI
( ÇÂR-DARB[Fars.]: Dört darp. Kalenderîlerin arasında sakal, bıyık, kirpik ve kaş yerine kullanılan bir deyimdir. )
( BURÛT: Bıyık. )
- BÜROKRASİ değil/yerine/= KAMUÜSTLER
- BÜROKRAT değil/yerine/= KAMUÜST
- BÜROKRATİK değil/yerine/= KAMUYÖNETSEL
- BURSLAN = KAPLAN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BÜRT = KÂBUS
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BURUN/ZİRVE ile KEREMPE
( ... İLE Denize doğru uzanan taşlık burun. | Dağın en yüksek yeri. )
- BURUN ile KIL BURUN
( ... İLE Deniz içine uzanmış ince kara parçası. )
- BURUNDİ'DE:
FRANSIZCA ile/ve/değil/yerine KURUNDİ
( UMUGOFE: Kadın. | IZUBU: Gündüz. | UKWEZI: Gece )
- BUTOMANCEAE = KÜLÂNÎYE
- BÜTÜN/LÜK ile/ve KENDİ/LİK
( ENTIRE/INTEGRITY vs./and THE SELF/NESS )
- BÜTÜN/LÜK ile KENDİNİ TEKRARLAYAN
- BÜTÜN/LÜK ile/||/<> KUŞATICI/LIK
- BÜTÜNSELLİK ile KUŞATICILIK
( INTEGRITY vs. SURROUNDING )
- BUVALDUR/EFLATUN[Ar. < Yun.] ile KIZILŞAP
( Açık mor renk. | Bu renkte olan. İLE Açık mor/eflatun renk. | Bu renkte olan. )
- BÜYÜĞÜN İÇİNDEKİ KÜÇÜK ile/ve/değil/yerine KÜÇÜĞÜN İÇİNDEKİ BÜYÜK
- BÜYÜK ARMUTLU ile/ve KÜÇÜK ARMUTLU
- BÜYÜK AVARYA ile/ve KÜÇÜK AVARYA
( AVARYA: Gemiye ya da yüke sonradan gelen maddi hasar ile umulmayan masraflar. )
( Tüm malların ortaklaşa kurtuluşunu sağlamak amacıyla yapılan akla uygun fakat olağanüstü giderler. İLE/VE Yolculuğun gereği olarak ortaya çıkabilen hasar ve giderlerdir. [Sahibine aittir.] )
( Gemiyi batmaktan korumak için bazı yüklerin denize atılması. İLE/VE Geminin karaya oturması ya da gemideki yükün dalgalar tarafından alınması. )
- BÜYÜK AYI ile/ve/<> KÜÇÜK AYI
- BÜYÜK BEBEK ile/ve KÜÇÜK BEBEK
- BÜYÜK DEVLET ile/ve/değil/yerine KÜÇÜK DEVLET
- BÜYÜK DÖNGÜLER ile/ve/+/||/<> KÜÇÜK/İÇ/ALT DÖNGÜLER
- BÜYÜK DUDAKLAR ile/ve/<> KÜÇÜK DUDAKLAR
( VESTİBÜL: Küçük dudaklar tarafından sarılan boşluk. )
( LABIA MAJOR ile/ve LABIA MINOR )
- BÜYÜK ESMA SULTAN YALISI ile/ve KÜÇÜK ESMA SULTAN YALISI
- BÜYÜK HATA:
BİR ŞEYE/KİŞİYE, GEREĞİNDEN FAZLA DEĞER VERMEK ile/ve/değil/<> KENDİNE, HAK ETTİĞİNDEN DAHA AZ DEĞER VERMEK
- BÜYÜK GÖZELER/HÜCRELER ile/ve/<> KÜÇÜK GÖZELER/HÜCRELER
( MAGNO ile/ve/<> PARVOSEÜLER )
( )
- BÜYÜK KAPI/LAR ile/ve KÜÇÜK KAPI/LAR
( ... İLE/VE Osmanlı'da "Koltuk Kapısı" alarak adlandırılırdı. )
- BÜYÜK KARAMAN ile/ve KÜÇÜK KARAMAN
( Fatih )
- BÜYÜK LOGOS ile/ve KÜÇÜK LOGOS
( Klâsik kozmolojide evrene içkin(müdebbir) akıl. İLE/VE Büyük logostan pay alan kişinin nutkiyeti. )
- BÜYÜK OKYANUS [KUZEY]:
DOĞU ÇİN DENİZİ ile/ve/||/<> KORE BOĞAZI ile/ve/||/<> SARI DENİZ ile/ve/||/<> KORE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JAPON DENİZİ ile/ve/||/<> LA PEROUSE BOĞAZI ile/ve/||/<> TERPENİYA BOĞAZI ile/ve/||/<> OHOTSK DENİZİ ile/ve/||/<> TTATAR BOĞAZI ile/ve/||/<> UDSKAYA KOYU ile/ve/||/<> ŞELİHOV KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PENJUNA KOYU ile/ve/||/<> KURİLSKİYE BOĞAZI ile/ve/||/<> BERING DENİZİ ile/ve/||/<> BERING BOĞAZI ile/ve/||/<> ANADIR KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NORTON KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU
- BÜYÜK OKYANUSTA:
[AVUSTRALYA'DA]
TAZMANYA DENİZİ ile/ve/||/<> BASS BOĞAZI ile/ve/||/<> HALIFAX KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PRENSEN CHARLOTTE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PAPUA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CARPENTERIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> MERCAN DENİZİ ile/ve/||/<> BISMARCK DENİZİ ile/ve/||/<> ARAFURA DENİZİ ile/ve/||/<> FLAMINGO KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BANDA DENİZİ ile/ve/||/<> MOLUK BOĞAZI ile/ve/||/<> MAKASSAR BOĞAZI ile/ve/||/<> TİMOR DENİZİ ile/ve/||/<> JOSEPH BONAPART KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CLARENCE BOĞAZI ile/ve/||/<> FLORES DENİZİ ile/ve/||/<> JAVA DENİZİ ile/ve/||/<> SELEBES DENİZİ ile/ve/||/<> SULU DENİZİ ile/ve/||/<> BALABAC BOĞAZI ile/ve/||/<> GÜNEY ÇİN DENİZİ ile/ve/||/<> TAYLAND KÖRFESİ ile/ve/||/<> VİETNAM KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİLİPİNLER DENİZİ ile/ve/||/<> LUZON BOĞAZI
ile/ve/||/<>
[G. AMERİKA'DA]
PENAS KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORCAVADO KÖRFEZİ ile/ve/||/<> GUAYAQUIL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KANALI ile/ve/||/<> TETUANTEPEC KOYU
ile/ve/||/<>
[K. AMERİKA'DA]
KALİFORNİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KRALİÇE CHARLOTTE BOĞAZI ile/ve/||/<> HECATE BOĞAZI ile/ve/||/<> COOK KOYU ile/ve/||/<> SHELIKOF BOĞAZI ile/ve/||/<> BRISTOL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KUSKOKWIM KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU ile/ve/||/<> BERING BOĞAZI
- BÜYÜK PATLAMA ve/||/<>/> SİMETRİ KIRILMASI ve/||/<>/> KÜTLE
- BÜYÜK ŞEYLER ile/ve/değil/yerine KÜÇÜK ŞEYLER
( Yok olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sürekli[bâki] kalır. )
- TAŞ:
BÜYÜK ile/ve/||/<> KÜÇÜK
( Değirmen döndürür. İLE/VE/||/<> Bacak sildirir. )
- BÜYÜK TERİM ile/ve ORTA TERİM ile/ve KÜÇÜK TERİM
( Özne. İLE/VE Neden. İLE/VE Sonuç. )
( Kıyasın varlıkbilimi ve fiziği. )
- BÜYÜK YAZAÇ(İMLEÇ/HARF) ile KÜÇÜK YAZAÇ
- BÜYÜKAYI ile KÜÇÜKAYI
( DÜBBÜEKBER ile DÜBBÜASGAR )
( BIG/GREAT DIPPER vs. LITTLE DIPPER )
- BÜYÜKELÇİ(SEFİR[Ar.]/SEFÂRET)/LİK ile/ve/||/<> KONSOLOS[Yun.]/LUK / ŞEHBENDER[Fars.]
( VİSKONSÜL: Konsolos yardımcısı. )
( Ülkesinin, öteki ülkelerin başkentinde sadece bir tane olan, temsil etmekte olduğu ülkenin en büyük yetkisine sahip diplomatik kurumudur.[Çoğunlukla ve olağan koşullarda vize ve pasaport işlemleri yapılmaz.] İLE/VE/||/<> Ülkesinin, öteki ülkelerdeki ticari çıkarlarını korumakla sorumlu, diplomatik olmayan resmi kurumlardır.[Diplomatik özelliği bulunmayan resmi görevlerin yapıldığı, resmi kurumdur. Genellikle, pasaport, evlilik, doğum ve ölüm gibi işlemler yapılmaktadır.][Konsolosluk arşivleri ile binalarının dokunulmaz hakları vardır.] )
( Kendi ülkesini başka ülkede temsil eden en üst düzeydeki devlet görevlisidir, diplomattır.[Görevli oldukları ülkelerde, vatandaşı oldukları ülkenin devlet başkanının temsilcisidir. Ülkesiyle görevli oldukları ülkeler arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri ilişkileri geliştirmeyi hedefler.] İLE/VE/||/<> Konsolosluk yöneticisinin unvanı, ülkelere göre farklılık gösterir.[Bulundukları kentin yetkili yöneticisiyle ilişki durumundadır. Konsolosluktaki görevlilerin diplomatik temsil hakkı yoktur.] )
( AMBASSADOR vs./and CONSUL )
- BÜYÜKLER FİZİĞİ ile/ve/||/<> KÜÇÜKLER FİZİĞİ
( [BOZULMA(DISTURBANCE)] İhmal edilebiliyorsa. İLE/VE/||/<> İhmal edilemiyorsa. )
- [ne yazık ki]
BÜYÜK SORUN/YANILSAMA:
"ACI ÇEKMEMEK" ve/||/<>/>/< "KENDİMİZİ KANDIRMAK" / KANDIRDIĞIMIZI/KANDIRABİLECEĞİMİZİ ZANNETMEK
- BÜYÜLTMEK ile/ve/=/> KÜÇÜLTMEK
( TO ENLARGE vs./and/=/> TO LOWER )
- BUZ ile/ve/||/<> KÖREŞE
( ... İLE/VE/||/<> Yerdeki karın yüzünde buz tutmuş olan tabaka. )
- BÜZ[< Fr.] = KÜNK[< Fars.]
( Pişmiş toprak ya da çimentodan yapılmış kalın su borusu. )
- BÜZ-BÂN[Fars.] değil/yerine/= KEÇİ ÇOBANI
- BUZDOLABINDAKİ KÖTÜ KOKULARI ALMADA:
KARBONAT ile/ve KÖMÜR
- CA/CLUSTERING ANALYSIS değil/yerine/= KÜMELEME ÇÖZÜMLEMESİ
- CABG/CORONARY ARTERY BYPASS GRAFTING değil/yerine/= KORONER ARTER BAYPAS GREFTLEMESİ
- ÇAĞ ile/ve KOŞULLAR
( AGE vs./and CONDITIONS )
- ÇAĞIN:
KUŞATMASI ile/ve/||/<> KUCAKLAMASI
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/yerine/>/</||/>< KAVRAM
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< KOŞULLANMA
- CAHD[Ar.] ile KEZİB[Ar.]
- CAHİL ile/ve KABA
( Kişiyi/cahili, bilgili ya da bilgisizliğinden değil yaklaşımından tanırsınız/anlarsınız! )
( Erkeğin okumuşu Kâdı, kadının okumuşu cadı olurmuş. )
( IGNORANT vs./and RUDE
You recognize the person/ignorant by his/her approach but also not by knowledge, nor ignorance. )
- CÂHİL ile KÂMİL
( Uzak ol/dur! İLE Yakın ol/dur! )
- ÇAKIL ile KAYDIRAK
( Çakıl taşı. İLE Yassı, kaygan çakıl taş. | Çocukların, kaydırılan bir taşı ayakla kaydırarak oynadıkları oyun. | Çocuk bahçelerinde, çocukların oturup kayarak eğlendikleri oyun aracı. | Tomrukların kolay taşınması için dağdan kaydırıldığı yer. )
- ÇAL KOY/ÇAL QOY ile KOYUN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Alacalı koyun. )
- ÇALGAY ile KANAT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kuş kanadının ucları. )
- ÇALI ile KARDİKENİ
( Böğürtlen, ahududu gibi küçük, dalları dibinden çatallanan ve sapları odunsu bitki: İLE Dişotugillerden, pembe çiçekli bir tür çalı. )
( ... cum ACANTHOLIMON ECHINUS )
- ÇALI ile KATMERİBADEM
- ÇAL(IN)MA ile/değil KAÇIR(IL)MA
( Nesneler için geçerlidir. İLE/DEĞİL Canlılar[insan ve/ya da hayvan] için geçerlidir. )
- ÇALIŞMAK ile/ve/||/<>/< KAPILANMAK
( ... İLE/VE/||/<>/< Bir işe girmek ve o işte devam etmek. | Bir işe girmek. )
- ÇALIŞMAK ve/<> KAZANMAK
( KÂSİB[< KESB]: Çalışıp kazanan. )
- ÇALIŞMANIN SAĞLADIKLARI/KORUDUKLARI:
CAN SIKINTISINDAN ve/||/<> KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDAN ve/||/<> YOKSULLUKTAN
- ÇAM AĞACI/KÖKNAR ile/ve SÖĞÜT AĞACI ile/ve KAVAK AĞACI
( Sağlığı simgeler. İLE/VE ... İLE/VE ... )
( ... ile/ve BÎD ile/ve ... )
( FIR vs./and WILLOW vs./and POPLAR )
( ABIES cum/et SALIX cum/et POPULUS )
- ÇAM ile KATRANÇAMI
( Çamgillerin örnek bitkisi olan, dört mevsim yeşil kalabilen, iğne yapraklı, yurdumuzda birçok türü yetişen bir orman ağacı. İLE Gemilerde kullanılan katranın çıkarıldığı bir tür çam. )
( PINUS cum PINUS RIGIDA )
- CAM ile/ve/||/<> KELEBEK CAMI
( ... İLE/VE/||/<> Otomobilde ön kapı penceresinde ekseni çevresinde dönerek açılabilen ya da sabit bulunan küçük cam. )
- ÇAMAŞIR SUYU ile KEZZAP[< Fars. TÎZ-ÂB(TÎZ: Tez, çabuk. | Keskin. | Sık.)]
( Sodyum hipoklorit. [NaClO] İLE Nitrik asit. [HNO3] )
- CAMİ ile/ve/değil/||/<>/= KÜLLİYE
- CAMİA/ZÜMRE[Ar.] değil/yerine/= KESİM/TOPLULUK
( Belirli ortak amaçlara sahip kişilerden oluşan öbek/küme. )
- CAN ve/||/<>/>/< KAN
- CAN ve/||/<> KAŞINMA
( Örgenlerimizin adı yoktur! Kendimiz için yoktur!
Başkaları için vardır. Başkalarının örgenleri ve adları olarak vardır.
Her yerimiz, canımızdır.
Can(ım) +
kulağım/sırtım/ayağım/parmağım/yanağım/kafam/kıçım, "oram/şuram/buram"...
Neremizden söz edecek olursak olalım, başkasının anlaması açısından bir addan ibarettir. Bizim içinse bir bütün olarak sadece canımızın acıdığı ya da kaşınan, dışarıdan ya da içeriden, sinir, kas ya da ten/doku olarak uyarılan noktamızdır. Neremize dokunursak dokunalım, neremizi düşünürsek düşünelim, her birimiz, canımızı düşünürüz ya da duyumsar ve algılarız. Başkası ise kaşınan ya da acıyan noktanın bölgesine verdiği adı düşünür ya da söyler, konuşur. Örgenlerimiz, tıbbın ve hukukun konusu olabilir fakat zihnin konusu değildir. Ötekinin, başkasının "konusu ya da düşüncesi" olabilir fakat bizim konumuz değildir. Her yerimiz, sadece ve tamamen tek bir parça olarak canımızdır.
Dolayısıyla bazı özel, duyarlı ve kapalı bölgemizin kendi ya da adı, ayrıcalıklı, iyi ya da kötü, çirkin, pis, iğrenç vb. de değildir ve olamaz! Gövdemizin her parçası kadar sinir taşıyor ve değerliyse kendimiz için "ayıp, kötü ya da günah" diyebileceğimiz yerimiz de yoktur. Ancak, üçüncü kişinin bulunduğu ya da bulunabileceği yerden itibaren bazı sınırlamalara gitmek durumundayızdır. Her zihnimizden geçen düşünceyi nasıl dillendir(e)miyorsak, bazı noktalarımızın adını ya da ayrıntılarını da dile getireceksek bazı koşullar aramak durumundayızdır. Bu özen ve duyarlılığımız, kendimiz için değil söz(cük)lerimizin başkalarına yük ya da dayatma olmaması amaçlı ve temellidir.
Ağzımızı silmek ile kıçımızı silmek arasında da kendimiz için ve tensel olarak hiçbir fark yoktur ve olmamalıdır. Her bir noktamızı ayrı ayrı düşünür ve duyumsarız fakat bütünlüğünü unutur ya da göz ardı edersek, olmadık "düşünce ve duygulara" da boş yere kapılırız. Bebeğimiz ve çocuğumuz için de aynı/özdeş görerek zihnimizin konusu görmeyiz. Sadece gereksinimimiz doğrultusunda gereken eylemi, temizliği/mizi yaparız.
Bağırsaklarımız da kötü ya da pis değildir. Suyla dışımızı yıkadığımız gibi yiyecekler de bizi beslediği gibi içimizi yıkar. İçerideki karmaşık yapıyı tarayarak fazlalıkları siler, süpürür. Son noktası, dışkının çıkış noktası da "pis" değildir! Yani dışarı atılması gerekenler vardır fakat "pis" olarak adlandırmamak, olumsuz "söz(cük), düşünce ve duygularla" körüklememeyi anımsamalı, kendimizi bu düşünce biçimine alıştırmak durumundayız. Bağırsağın son bölümü ve noktası, "göden" olarak tanımlanmıştır. Daha sonra da kısalarak ve "göt" olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Kaba etimiz olarak üzerine oturduğumuz yerin adı da her ne kadar "arka" anlamında "kıç" sözcüğü olarak kullanılsa da "göt/kıç" değil bacaklarımızın sonu ya da başlangıcıdır. Birleşme, yan yana olma konumunu, bir bölge adı olarak adlandırmış durumdayız. Kadın ya da erkek farkı olmaksızın anatomik tanımları, belleğimizdeki olumsuz kayıtlarla, anlamsız, karşılıksız "düşünce ve duygularla" özdeşleştirmek ve olumsuzluğa indirgemek de ne yazık ki çok fazla karşılaşılan bir bilgisizlik ve bilinçsizlik durumudur.
Aynı biçimde, özel bölge olarak tanımladığımız örgenlerin Latince adları olan "penis" ve "vajina" için de geçerli olan deneyimlediğimiz ve duyumsadığımız ayrıntılar vardır. Bu bölgelerin de adı, başkası için bir anlam ifade eder. Bizim içinse hiçbir ayrımı ve utanç konusu olmaksızın, yoğun sinirlerle kaplı ve öteki bölgelerimize göre daha duyarlı olan, belirli bir noktamız ya da bölgemizdir. Aralarında, ne Latince, Türkçe ya da argo, küfür, benzetme adıyla, ne düşüncesiyle, ne gözümüzle görerek, ne de elimizle dokunarak herhangi bir fark duyumsarız. Canımızın yandığı/yanabileceği, incinebileceğimiz, yüksek duyarlılıkta ya da her yerimizde olduğu gibi sadece kaşınan/kaşınabilen herhangi bir noktamızdır. Bir bütün olarak görüp hiçbir noktamızın herhangi bir ayrımı, düşünce konusu olmasa da dilimizin konusu olabilir fakat böyle olmamalıdır.
Kendimizi, dikey ya da yatay, üçgen, dörtgen, çokgen ya da kare gibi değil küre olarak, aynı anne karnında bulunduğumuz biçimde, sırtındaki yuvarlak kabuğunun/kalkanının içinde bulunan bir armadillonun açılıp kapanması gibi hiçbir yeri tamamen açık ya da kapalı olmaksızın, spor hareketlerimizdeki gibi gerektiğinde açılabilen, gerektiğinde kapanarak tek bir yuvarlak parça/gövde olarak yaşayan bir canlı olarak düşünmek ve görmek durumundayız.
Bildiğimiz her ayrıntı veri, gördüğümüz her bir noktamız/parçamız, bütünlüğümüzü bozmaya yetebilecek bir bilgi ve bakış olmamalıdır. Gereksiz ve bilinçsiz bir biçimde parçalar ve küçük hesaplarla uğraşırken, gördüğümüz, zihnimize, dilimize doladığımız her parça ayağımıza dolanır ve yürüyüşümüzü yani yaşamamızı, yakınlarımızı ve çevremizi bozar. Ya da bunu şu andan itibaren tam tersine çevirebiliriz.
Nesneleri ve olguları birbirinden ayırabilme, yalınlaştırabilme, ara çözümler üretebilme bilgi ve becerisiyle parçalar ve "küçük hesaplar" yerine
daha bütünlüklü ve derinlikli algı, düşünce ve duygularla yaşamımızı sürdürmemiz dileğiyle... )
- ÇANAK, KALİKS = KE'S = CALICE
- CÂNİB[Ar.] ile KENEF[Ar.]
- CANİK ATI ile/ve "DOĞU"/"BATI" TRAKYA ATI ile/ve AYVACIK(EDREMİT) MİDİLLİSİ ile/ve UZUNYAYLA(KAYSERİ) ATI ile/ve TOROS(ADANA)[YARIMKAN] ATI ile/ve KÜRT ATI ile/ve MALAKAN(KAFKAS) ATI
( Muzaffer Paşa komisyonundan. [1900] )
- ÇANSI KALİKS, ÇAN BİÇİMİNDE KALİKS = KE'S-İ CERESÎ = CALICE CAMPANULÉ
- caps. amyl.[Lat. < CAPSULA AMYLACEA] değil/yerine/= KAŞE
- caps.[Lat. < CAPSULA] değil/yerine/= KAPSÜL
- ÇAPSIZ/LIK ile/ve/||/<> (")KİFÂYETSİZ MUHTERİS(") (OLMA)
- ÇARDAK ile KAMERİYE
( ... İLE Bahçelerde yazın oturulmak için yapılan, kafes biçiminde, kubbeli, üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak. )
- ÇARESİZLİK ile/yerine KOŞULSUZLUK
( HELPLESS vs. UNCONDITIONALNESS
UNCONDITIONALNESS instead of HELPLESS )
- CARİYE/HALAYIK / AS/AWINÇU/KÜNG[dvlgtrk] ile/||/<> KARVAŞ/KARAVAŞ ile/||/<> MUTAK ile/||/<> HASEKİ ile/||/<> HASEKİ İKBAL
( ... İLE/||/<> Haremdeki cariye. İLE/||/<> Osmanlı'da özgürlüğü geri verilmiş kul ya da karavaş. İLE/||/<> Karavaşlar arasından seçilen, sultan gözdesi.[Erkek çocuk doğuran, saray cariyesi.] İLE/||/<> Sultanın gözde cariyesi. )
- ÇARPIM ile/ve/||/<> KARTEZYEN ÇARPIM
- ÇARŞI ile KAPALI ÇARŞI ile ALIŞVERİŞ MERKEZİ(AVM)
( ... İLE Tonoz ya da kubbelerle örtülü, yanları kapalı, çeşitli dükkânlardan oluşan büyük çarşı binâsı. İLE ... )
- ÇARŞILAR:
ÜSTÜ AÇIK ile/ve/||/<> KAPALI ile/ve/||/<> BEDESTEN
- CARYOPHYLLACEAE = KARANFİLÎYE
- ÇATIŞMA ile "KAPIŞMA"
- ÇATIŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KESİŞME
- ÇATKI ile KAŞBASTI
( Uc uca, birbirine çatılan şeylerin bütünü. | Sehpa. | Alından geçerek başın çevresine çember gibi bağlanan bağ, kaşbastı. | Bir işin bütününün ya da parçalarının biraraya getirilmesinde uyulan yöntem. İLE Başa ve alna bağlanan bağ. )
- ÇAYDAM ile KEÇE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kaban yapmakta ya da döşeğin içini doldurmakta kullanılan ince keçe. )
- ÇAYIR MANTARI ile HOROZ MANTARI ile KAV MANTARI ile KEÇİ MANTARI/AK MANTAR ile KUZU MANTARI ile YER MANTARI/KEME/KARAKEME/DOMALAN[Lat. TUBER MELANOSPORUM] KARA KEME
( KAV MANTARI: Bazitli mantarlardan, ağaçların gövdesinde ya da dallarında yetişen ve kurusu kav olarak kullanılan bitki.[Lat. FOMES FOMENTARIUS] )
- ÇAYIROTU/FLEOL ile KOKULU ÇAYIROTU
( Çayır oluşturan çeşitli bitkilerin genel adı. | Buğdaygillerden, kuru ve kireçli yerlerde yetişen küçük bir ot. İLE Buğdaygillerden, çayırlarda yetişen, hayvanlar için iyi bir yem olan güzel kokulu bitki. )
( PHLEUM PRATENSE cum ANTHOXANTHUM ODORATUM )
- CBCT/CONE BEAM COMPUTERIZED/COMPUTED TOMOGRAPHY değil/yerine/= KONİ IŞINLI BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ
- CC/CORRELATION COEFFICIENT | CLOUD COMPUTING değil/yerine/= KORELASYON KATSAYISI | BULUT BİLİŞİM
- CCTA/CORONARY COMPUTERIZED TOMOGRAPHY-ANGIOGRAHY, CORONARY COMPUTED TOMOGRAPHY-ANGIOGRAHY değil/yerine/= KORONER BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ ANJIOGRAFİ
- CDSS/CLINICAL DECİSION SUPPORT SYSTEM değil/yerine/= KLINİK KARAR DESTEK DÜZENİ
- CEBERÛT[Ar.] ile CİRİYYE[Ar.] ile KİBR[Ar.]
- CEBÎN[Ar.] değil/yerine/= KORKAK, YÜREKSİZ | ALÇAK | ALIN
- CEBRİYE ile KADERİYE
- CEFÂKÂR değil/yerine/= KIRAV/CI
- CEFÂKEŞ değil/yerine/= KIRAVÇEKEN
- CEFÂLI değil/yerine/= KIRAVLI
- CEHÂLET:
BİLGİSİZLİK değil KIBLESİZLİK
- CEHÂLET KİBARLIĞI ile/değil/yerine KİBARLIK
( "Kibarlığını" yüzüne-gözüne bulaştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE Zamanını, zeminini, gerektiği kadar ve ölçüsünü bilerek/tutturarak, bilinçle. )
- CEHÂLET ve/>/ve/< KABA GÜÇ ve/>/ve/< BAĞNAZLIK
- CEHÂLET ile/ve/< KİN
( IGNORANCE vs./and/< HATRED/SPITE/GRUDGE )
- CEHEL SUTUN = KIRK SÜTUN
- CEHR[Ar.] ile KEŞF[Ar.]
- CEKET ile KRUVAZE[Fr. < CROISE]
( ... İLE Ön parçaları, birbiri üzerine gelecek biçimde yapılan ceket, yelek. )
- ÇEKİMSER/LİK ile/ve/||/<> KAÇINGAN/LIK
- ÇEKİRDEK DUYULAR ve/||/<> KAYGI ve/||/<> GÜVENLİK STRATEJİLERİ
- ÇEKİRDEK TEPKİMESİ ile/ve/||/<> KİMYASAL TEPKİME
( Atom çekirdeklerinin değişime uğradığı tepkimeler. İLE/VE/||/<> Atomların elektron düzenlemelerinin değiştiği tepkimeler. )
- ÇEKİRGE ile KIR ÇEKİRGESİ
- ÇEKMECE/KUTU = KOYACAK
( İçine öteberi koymaya yarayan nesne. )
- CELCIUS ile/=/||/<> FAHRENHEIT ile/=/||/<> KELVIN
( °C = 1 ile/=/||/<> °C x 1.8 + 32 ile/=/||/<> °C + 273.15 )
( 100 °C ile/=/||/<> 212 °F ile/=/||/<> 373 K [Suyun kaynama noktası]
0 °C ile/=/||/<> 32 °F ile/=/||/<> 273 K [Suyun donma noktası]
-78 °C ile/=/||/<> -109 °F ile/=/||/<> 195 K [Karbondioksitin donma noktası]
-183 °C ile/=/||/<> -298 °F ile/=/||/<> 90 K [Oksijenin donma noktası]
-196 °C ile/=/||/<> -321 °F ile/=/||/<> 77 K [Azotun donma noktası]
-273 °C ile/=/||/<> -460 °F ile/=/||/<> 0 K [Mutlak sıfır noktası] )
( )
( 1 Celsius [°C] = 274.15 kelvin [K]
1 Fahrenheit [°F] = 255.9277777778 kelvin [K]
1 Rankine [°R] = 0.5555555556 kelvin [K]
1 Reaumur [°r] = 274.4 kelvin [K] )
- ÇELİŞİK = MÜTENAKIZ = CONTRADICTORY[İng.] = CONTRADICTOIRE[Fr.] = KONTRADIKTORISCH, WIDERSPRECHEND[Alm.] = CONTRADICTORIUS[Lat.] = CONTRADECIR[İsp.]
- CEM'[Ar.] ile KÜLL[Ar.]
- CEMÂL GÖRMEK ve/||/<> KEMÂL BULMAK ve/||/<> RIZÂ DEVŞİRMEK
- CEMÂL ve/||/<> KEMÂL
( Seyr eylenir. VE/||/<> Tahsil edilir. )
- ÇEMBERLİTAŞ ile KIZTAŞI[< MARKIANOS SÜTUNU]
- CEMİ ile/ve/||/<> KESİR ile/ve/||/<> MEBZUL[Ar. < BEZL] ile/ve/||/<> CÜMLE
( Toplam. İLE/VE/||/<> Çok. İLE/VE/||/<> Bol, çok, ucuz. | Tıka basa. İLE/VE/||/<> Ne var, ne yok ise hepsi. | O andaki hepsi. )
- CEMÎ[Ar.] ile/ve/||/<> KÜLLÎ[Ar.]
- CEMM[Ar.] ile KESÎR[Ar.]
- [ne yazık ki]
CENDEREYE ALMAK SOKMAK ile/ve/<> KISKACINA ALMAK
- CEP TEL'DA:
KULAKLIKSIZ KULLANMAK değil/yerine KULAKLIĞIYLA KULLANMAK
( [not] TO USE EARPHONELESS - TO USE WITH EARPHONE/WIRELESS :ON MOBILE PHONES) ( TO USE WITH EARPHONE/WIRELESS instead of TO USE EARPHONELESS :ON MOBILE PHONES )
- CEP TELEFONUNU:
KULAKLIKSIZ KULLANMAK değil/>< KULAKLIĞIYLA KULLANMAK
( Yanlışı. >< Doğrusu. )
- ÇERAG/Ğ[Fars.]/ÇIRA değil/yerine/= KANDİL, MUM, IŞIK | OTLAMA, OTLAK
- ÇERÇEVE ile/ve/||/<> KAPSAM
- ÇERÇEVE ile KASNAK
( ÇÂR-ÇÛBE [ÇÂR: Dört. | ÇÛBE: Oklava.] ile ... )
- CERH[Ar.] ile KESB[Ar.]
- CESÂRET ile/değil KABA/LIK
- CESÂRET ile/ve KARARLILIK
( COURAGE vs./and DECISIVENESS/STABILITY )
- CESARET ile/ve/||/<>/< KAYGI
- ÇETÜK[Oğuz] ile KEDİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dişi kedi. İLE ... )
- CEVDET-İ RAVİYE ve/||/<> KUVVET-İ AZİME
( Düşünme gücü/yetisi. VE/||/<> Yapma gücü/yetisi. )
- ÇEVİRMEN / KAPIOĞLANI
( ... İLE Kapı çuhadarı yamağı. | Elçiliklerde, çevirmen yardımcısı. )
- CEZÂ:
HAD ve/||/<> KISAS ve/||/<> ERŞ ve/||/<> TÂZİR
( Beş amaç/makâsıd-ı hamse. VE/||/<> ... VE/||/<> ... VE/||/<> İctihad yoluyladır.[Had ve kefâret cezası konulmamışlar için] )
- CEZA:
MUTLAK ile/ve/||/<> NİSBÎ ile/ve/||/<> KARMA
( Kesinlik ve karşılık. İLE/VE/||/<> Önleyici. İLE/VE/||/<> Hem önleyici, hem de karşılık. )
- CEZA SAHASI değil/yerine/= KIZIT ALANI
- CEZÂ ile/değil KARŞILIK
( Kötülüğü cezalandırmayan, yapılmasını emreden gibidir. )