I ve İ ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 51.358 başlık/FaRk ile birlikte,
51.358 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(78/207)
- HAKSIZLIĞA/YANLIŞ ANLAŞILMAYA:
MÂRUZ KALMAK ile/ve/+/değil/yerine/> MAĞDUR OLMAK ile/ve/+/değil/yerine/> MÜŞTEKÎ OLMAK
- HAKSIZLIK ile/değil BİLİNÇ FARKLILIKLARI
- HAKSIZLIK ve/||/<> İYİLİK
( Toza yaz. VE/||/<> Mermere yaz. )
- [ne yazık ki]
HAKSIZLIK ve/||/<>/>/< ÖFKE
( Haksızlık etme. öfkenle hareket etme! )
- HAKSIZ/LIK ile/ve/||/=/<>/> ZULÜM/ZÂLİM
- HAKSÖZ, HİKMET (MESTANLI, BULGARİSTAN, 1937 - 2017) :
( İlkokulu Şumnu'daki Vakıflar İptidaisinde tamamladı. Yine Şumnu'daki Muhtelit Türk Rüştiyesine yazıldı. Üçüncü sınıfta iken Türkiye'yle göç ettirildiler (1951). Ortaokulu Vize'de tamamladı ve Balıkesir Necati Öğretmen Okulundan mezun olunca (1956) Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümüne devam etti ve mezun olarak meslek hayatına atıldı. Anılarını kapsayan "Göç Yolları" (2015) adlı kitabını yayınladı. )
- HAL DEĞİŞİMİ ile/||/<> FAZ GEÇİŞİ (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Hal değişimi genel, faz geçişi spesifik dönüşümdür )
( Formül: katı-sıvı-gaz )
- HAL EHLİ ile/ve/<> AŞK EHLİ
( Gayretlerinden doğan. İLE/VE/<> Aşkından doğan. )
( Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş, ne de arkadaş; sadece hâldaş olanlar duyar. )
- Hâl ehliyle hem sus, hem KONUŞ!!!
- HAL-HATIR (SORMAK)
- HAL ile/ve AN
- HAL ile/ve AN
- HÂL ile HAL
( Durum. İLE Sebze-Meyve toptan satış yeri. )
- KİŞİ/İNSAN:
HAL ve/<> HAL
- HAL ile HÂL/GÖVEÇLİK ile HAL[Fr. < Cerm.] ile HAL
( Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların ya da taşıdığı niteliklerin tümü, durum. | Davranış. | Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman. | Güç, kuvvet, takat. | Kötü durum, sıkıntı, dert. İLE Genellikle üstü kapalı pazaryeri. İLE Çözme, çözülme eritme, karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma. İLE Tahttan indirme. )
- HÂL[çoğ. AHVÂL] ile HÂL[çoğ. AHVÂL] ile HAL[Ar.] ile HAL'[Ar.] ile HÂL[Fars., Ar.]
( Annenin eril kardeşi, dayı. İLE Şimdiki zaman, geçmiş ve gelecek olmayan zaman. | Oluş, bulunuş, sûret, keyfiyet, durum, vaziyet. İLE Pazar yeri; Çözme. İLE Soyma. | Boşanma. | Tahttan indirme. Sultanın makamını terk etmek zorunda bırakılması. İLE Gövdede oluşan ben, nokta. )
- HAL ile/ve HAVA
- HAL ve/> MAHAL ve/> TAHALLÜL
- HÂL ile MAKAM
( Her bireye bakma, kişilerin hallerine bak. Hangisinin hâli kâmilse ona bak. )
( Seni kaldır, beni kaldır! O hali yakalayalım! )
( Bizim için ne din, ne mezhep, ne millet var, yekpâre bir hâl. )
( Geçici. İLE Kalıcı. )
- HAL ile MECAL
( CONDITION vs. POWER )
- HAL ile/ve/||/<> TAKAT
- HÂL ve/> TEMKİN ve/> SÜKÛN
- HÂLÂ ile/ve/||/<> DAİMA/SÜREKLİ
- HALA değil HÂLÂ
- HALA/HÂLA[Ar. çoğ. HÂLÂT]/EME/BİBİ ile HÂLÂ[Ar.]["HAYLA" değil!] ile HALÂ'[Ar.]
( Babanın kızkardeşi/ablası. İLE Şimdi, henüz, süregiden. İLE Boşluk. | Ayakyolu, helâ. )
- HÂLÂ ile HÂLEN
- HALÂ ile HAYYİZ
- HÂLÂ ile/ve/değil/||/<> HENÜZ
- HÂLÂ ile/ve/değil/||/<> HER ZAMAN
- HALÂ ile/ve MELÂ
( Fârâbî'nin, HALÂ risâlesinin okunmasını salık veririz. )
- HALA ile/ve TEYZE
( Babayla kardeşlik bağlantısı olan dişil gövdeli kişi. İLE/VE Anneyle kardeşlik bağlantısı olan dişil gövdeli kişi. )
( BÎBÎ[: Sayın bayan, hanım, ev hanımı. | Hala.] ile/ve ... )
( AUNT[Father's sister]. vs./and AUNT[Mother's sister]. )
- HALÂK[Ar.] ile HALAK[Ar.] ile HALAK[Ar. < HALKA]
( Pay, hisse, nasip. İLE Paçavra, yıpranmış eski şey. İLE Halkalar. )
- HALÂK[Ar.] ile NASÎB[Ar.]
- HALAKA/HALKA[Ar.] ile HALAKA[Ar. < HÂLİK]
( Ortası boş, yuvarlak biçim, daire biçiminde olan şey. | Bir çeşit ufak, yağlı ve tuzlu simit. İLE Berberler. )
- HALAKAT[Ar. < HALKA | "ka" uzun okunur] ile HALÂKAT[Ar.]
( Halkalar. İLE Halukluk, iyi ahlâklılık. | Dümdüzlük, düzlük. )
- HÂLÂT[Ar. < HALET] ile HÂLÂT[Ar. < HALA] ile HALAT[Yun.]
( Durumlar, haller, suretler, keyfiyetler, nitelikler. | Meyl, muhabbet, aşk, visal. İLE Halalar. İLE Kenevirden yapılmış çok kalın ip. )
- HALAT ile BORİNA[< İt.]
( ... İLE Dört köşe yelkenlerin, yan yakalarına, alt tarafa doğru bağlanan halat. )
- HALAT ile/ve/<> ÇIMA/CI[İt. CİMA]
( ... İLE/VE/<> Gemiyi iskeleye bağlamak için kullanılan halat. | Halat ucu. )
- HALAT ile GOMBA
( Hasır halat. )
- HALAT ile İSTİNGA[İt.]
( ... İLE Yelkenleri toplamak için kullanılan halat. )
- HALAT ile İSTRALYA[İt.]
( ... İLE Gemide, direk ve çubukları baş tarafından, burundan tutan halat. | Geminin kaburgalarını birbirine bağlayan demir kuşak. )
- HALAT ile KALÇETE[İt. < CALCETTA]
( ... İLE Elle örülerek yapılan yassı halat. )
- HALAT ile RODA[İt.]
( ...İLE Düzgün sarılmış halat yumağı. )
- HALAT ile SALMASTRA[İt.]
( ... İLE Halat tellerinden, saç gibi örülmüş olan ip. | Özellikle makinelerde birbirine sıkıca değen iki yüzey arasına yerleştirilerek, bu yüzeyler arasına, su, buhar ya da yağların sızmasını önleyen urgan. )
- HALAT ile SARDUN[Yun.]
- HALAT ile/ve SART
( ... İLE/VE Hasır halat. )
- HALAT ile SELVİÇE[İt.]
( ... İLE Gemi armasında bulunan, oynak halat. )
- HALAT ile ŞIPKA
( ... İLE Torpillere karşı ve daha başka işler için gemilerde kullanılan, halattan örülmüş ağ. )
- HALAT ile VARAGELE
( ... İLE Bir şeyi bir yerden başka bir yere çekmek için kullanılan halat. )
- HALAT'LARDA:
BRAGA/MARSPET/PATRISA ile/ve GOMANA ile/ve KANDİLİSA ile/ve İSTRUMAÇA ile/ve VARAGELE ile/ve YOMA
( Gemilerde kullanılan halat. İLE/VE Gemi demirinin bağlı olduğu halat. İLE/VE Gemideki serenleri kaldırmaya yarayan halat. İLE/VE Birbirine takılmış halat. İLE/VE Bir şeyi bir yerden başka bir yere çekmek için kullanılan halat. İLE/VE 3-4 kat kol bükülmüş halat. )
- HALAT/ZİNCİR ile/ve/||/<> AGANTA[İt. < AGGUANTA]
( ... İLE/VE/||/<> Yısa ya da laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir. )
- HALÂVET[Ar.] ile TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK
( TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK )
- HALAY ile HORON
( Doğu'da. İLE Karadeniz'de. )
- HALBUKİSİ" değil HALBUKİ
- HALDUR HULDUR (HAREKET ETMEK)
- HÂLE[Ar.] değil/yerine/= AYLA
( Bazı yıldızların, özellikle ayın çevresinde görülen geniş ve aydınlık teker. | Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire. | Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi. )
- HÂLE[Ar.] ile HÂLE[Ar. çoğ. HÂLÂT]
( Bazen ay ve güneşin etrafında görülen parlak daire, ay ağılı. İLE Annenin kızkardeşi, teyze. | Meme çevresinde bulunan koyu renkli daire. )
- HALEF ile SELEF[çoğ. ESLÂF]
( Bir makamın devredildiği kişi. İLE Bir makamın devralındığı kişi. )
( Sonraki, ardıl. İLE Önceki, öncel. )
- HALEL ile/değil/yerine/>< HELÂL
- HÂLEN değil/yerine/= ŞİMDİ/ŞİMDİLİK
- HALEP ve/> ARŞIN
( Orada. VE/> Burada. )
- HÂLET değil/yerine DURUM
- HALF/HALFE[Ar.] ile HALF[Ar.]
( Yemin etme. | Yemin. İLE Art, arka. | Kötü evlât. )
- HALF[Ar.] ile HALEF[Ar.]
- HÂLÎ -ile
( HÂL'E MENSUP, ŞİMDİKİ )
- HALI FABRİKASI ile/değil HALI İPİ FABRİKASI
- HALİ[Ar.] değil/yerine BOŞ/ISSIZ
- HÂLÎ[Ar.] ile HÂLÎ[Ar.] ile HÂLİ'[Ar.] ile HALÎ'[Ar.] ile HALÎ[Fars., Ar.]
( Tenha, boş, sahipsiz yer. | Açık yer. İLE Hâle/duruma mensup. Şimdiki. İLE Boşanmış adam.[HÂLİA: Boşanmış bayan.] İLE Soyulmuş. | Kovulmuş. İLE Gamsız, uğraşsız/gailesiz, kayıtsız. | Evlenmemiş adam. )
- HALI ile KELLE[Fars.]
( ... İLE 3x4 m² olan halı. )
- HALI ile/ve KİLİM ile/ve SUMAK
- HALI ile NAH[Fars.]
( ... İLE Değerli kumaşlardan yapılan bir çeşit halı, kilim. )
- HALI ile PAZIRIK HALISI
( ... İLE Tarihte bilinen ilk halıdır. )
- HÂLİB[Ar.] ile HÂLİB[Ar. çoğ. HALEBE/HÂLİBE(dişil)] ile HALÎB[Ar.]
( Sütçü. | Sidik borusu, üretra. İLE Aldatıcı, hilekâr. İLE Süt, taze süt. )
- HÂLİC[Ar.] ile HÂLİB[Ar.] ile HALÎC[Ar.]
( Pamuk eğiren. İLE Yerinden oynatma, sarsma, hareket ettirme. İLE Denizin büyük ırmak biçiminde, iki kara arasında uzayıp gitmiş olan bölümü. Doğal liman, boğaz, kanal.[HALÎC-İ İSTANBUL/DERSAADET: İstanbul Halici. | HALÎC-İ BAHR-İ SİYAH: Boğaziçi.] )
- HÂLİD/E[Ar.] ile HALÎDE[Ar.]
( Sonsuz, ebedî, daim. | Bir yıldan çok yaşayan ot/ağaç. İLE Dürterek bastırılmış, saplanmış. )
- HÂLİF[Ar.] ile HALÎF[Ar.] ile HALÎF[Ar. çoğ. HULEFÂ]
( Peşinden gelen. | Birinin yerine geçen. | Çürümüş, bozulmuş. İLE Yemin ederek birbiriyle sözleşen kişilerden her biri. İLE Arkadan/sonradan gelen, birinin yerine geçen. )
- HALİFE ve/<> HANİFE
- HALİFE ile/ve KUL
- HÂLİK ile HALÎK
- Hâlik[Ar.] ile HÂLİK[Ar. < HELÂK] ile HÂLİK[Ar. çoğ. HALAKA] ile HALÎK[Ar.]
( Yaratan, yoktan var eden, yaratıcı, Allah. İLE Helâk olan, miskinlik içinde ölen. İLE Berber. İLE Traş edilmiş. )
- HALİL İBRAHİM SOFRASI ile ZEKERİYÂ SOFRASI
- HALÎL[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HABİB[Ar.]
( Kendini sevdiren. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kendi sevilen. )
- HALÎL[Ar.] ile HALÎL[Ar. çoğ. AHİLLÂ, HULLÂN]
( Koca, zevç. İLE Samimi.[dost] | Hz. İbrahim. )
- HALİL < TAHALLÜL
- HALİLE/ÇALPARA/ÇÂR-PÂRE[Fars.]/CASTANET[İng.] ile HALİLE[Fars. < HELİLE]
( Oyun havalarında kullanılan, dört küçük parça sert tahtadan yapılmış bir vurmalı çalgı. İLE Doğu Hindistan'da yetişen bir bitki. )
- HALÎM-SELÎM (BİR KİŞİ)
- HÂL/İM ile/ve/değil/||/<>/< HALÎM[Ar.]
( Durumum. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yumuşak huylu olan. )
- HALİME ÇAVUŞ KOCABIYIK PARKI :
( Kazım Karabekir Mahallesindedir. 1.386,17 m²'lik bir alan üzerindedir. 400,00 m² yeşil alanı, 130,00 m²'lik çocuk oyun alanı, 370,00 m²'lik spor alanı ve içinde bir de Yaşam Evi bulunmaktadır. )
- [ne yazık ki]
"HALININ ALTINA SÜPÜRMEK" ile/ve/||/<> "SÜMEN ALTINDA TUTMAK"
- HALİS ile/ve/||/<> MUHLİS
( Katışık olmayan, katışıksız, saf. İLE/VE/||/<> Katkısız, hâlis. | Dostluğu, samimiyeti ve hali içten, gönülden olan. [eskiden, büyükten küçüğe yazılan resmî yazılarda, bir nezâket dili olarak "ben" anlamına gelen, "muhlisiniz" biçiminde kullanılırdı] )
- HALİT AKÇATEPE BAHRİYELİLER PARKI :
( Kilyos Mahallesinde olup 440,00 m²'lik bir alanı kapsar. 300,00 m²'lik yeşil alanı, 100,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- HALİTA[Ar.] değil/yerine KARMA/ALAŞIM[kimya]
( Birkaç şeyin karışımından oluşan. )
- HÂLİYEN[Ar.] ile HÂLİYEN[Ar. < HÂLÎ]
( Şimdiki zamanda/halde. İLE Boş olduğu halde, boş olarak. )
- HALİYYE[Ar. çoğ. HALİYYÂT] ile HÂLİYYE[Ar.]
( Bekâr bayan. İLE İbâdet sırasında raks etme, el şaklatma gibi durumları helâl sayan bir tarikat. )
- HALK ÇEŞMESİ :
( Emirgan'da Doğu Muvakkithane caddesindedir (M.1934). İmam memba suyundan beslenmektedir. Ayna taşının tam ortasındaki daire içindeki kitabede şöyle yazmaktadır: Halk Çeşmesi 30 Ağ. 1934". )
- HALK MÛSİKÎSİ'NDE:
UZUN HAVA/LAR ile/ve KIRIK HAVA/LAR
( BU TOPRAĞIN SESİ [Halk Mûsikîmiz] - ADNAN ATAMAN - TÜRK EDEBİYATI VAKFI YAYINLARI kitabını okumanızı salık veririz. )
- HALK MÜZİĞİ'NDE:
YAYLI SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR
( Kabak kemane, Karadeniz kemençesi, Tırnak kemençe, Iklığ/Iklık. İLE/VE Kaval, Zurna, Mey, Tulum, Sipsi, Çifte, Argun, Zimbon[Buğday sapından çocuk çalgısı]. İLE/VE Davul, Tef, Darbuka, Kaşık, Çalpara, Zil, Çifte nara, Balaban, Tepsi, Dümbelek. )
- HALK ŞAİRİ ile HAKK ŞAİRİ
- HALK YÖNETİMİ ile/ve/||/<> ÜNİVERSİTE ile/ve/||/<> TİYATRO ile/ve/||/<> SPOR
( İyonya'lıların, insanlığın gelişimindeki önemli katkı eşikleri. )
- HALK ile AHÂLİ
- HALK ile/ve/değil/yerine ÂRİF
( Zanlarıyla hareket eder. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İrfan sahibidir. )
- HALK[Ar.] değil/yerine/= AYMAK, TOPLUM
( Toplum olabilmek, ancak, ortak bir düzen sağlayarak olanaklıdır. )
- HALK[Ar.] ile HALK[Ar. < HÂLÎ]
( Yaratma, yaratılma. | İcat. | Bireyler. | Kişilerden bir bölük. İLE Boğaz. | Traş etme. )
- HALK ve/<>/>< HAŞR
- HALK[Ar.] ile İHTİLÂK[Ar.]
- HALKA TÜR ile/||/<> KARDEŞ TÜR
( Halka coğrafi halka, kardeş görünüş benzer ama tür. )
( Formül: Geographic İLE cryptic )
- HALKA ile "HALK"A
- HALKALI ODUN BORULARI = EV'İYE-İ HALKAVÎYE = VAISSEAUX ANNULAIRES, VAISSEAUX ANNELÉS
- HALK-İ ZAMANÎ ile HALK-İ MEKÂNÎ
- HALKIN İRFANI ile/değil İLGİSİZLİK/KAYITSIZLIK
- [ne yazık ki]
HALKIN PARASINI, KENDİ ÇOCUKLARINA AYIRMAK değil/>< KENDİ PARANI, HALKIN ÇOCUKLARINA BIRAKMAK
- HALLÂK/HÂLIK[Ar.] ile HALLÂK[Ar.]
( Berber. İLE Halk edici, hâlik. )
- HALLENMEK ile/değil HEMHAL OLMAK
- HALLETMEK ile BAĞLAMAK
- HALLÎ[Ar.] ile HALLÎ[Ar.] ile HÂLLİ[Ar.]
( Çözümleyerek, çözümleme ile ilgili. İLE Sirke ile ilgili. İLE Kuvvetli. | Zengin. )
- HAL(L)ÜSİNASYON ile HAL(L)ÜSİNOJEN
( varsanı, sanrı. İLE Varsanıya yol açan, sanrıya yol açan. )
- HALOJENLER ile/||/<> SOY GAZLAR
( Halojenler 7 elektron reaktif İLE soy gazlar 8 elektron inert )
( Formül: X₂ + 2e⁻ → 2X⁻ (halojen) İLE stabil oktet (soy gaz) )
- HALSİZLİK ile REHÂVET
- HALT (ETMEK) ile/değil/yerine/>< HÂL (ETMEK)
- HALT (ETMEK) ile/değil/yerine/||/>< HALK (ETMEK)
( Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma. | Uygun olmayan, beğenilmeyen. | Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Oluşturma, "yaratma". )
- HALT[< HALATA]:
KARIŞTIRMAK -<
- HÂLÛK[Ar.] ile/değil HALÛK[Ar.]
( Sıçan otu. | Mercimek ocağı. İLE İyi huylu, ahlâklı, insaniyetli, geçim ehli olan. )
- HALUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/= MEVCUD
- HALÜSİNASYON/HALLUCINATION[İng.]/BİRSAM değil/yerine/= VARSANI
- HALÜSİNASYON ile SİMÜLASYON
( HALLUCINATION vs. SIMULATION )
- HAM ile/ve/değil/||/<> BİÇİMSİZ
- HAM ile ÇİĞ
- HÂM değil/yerine/= ÇİĞ/OLMAMIŞ/OLGUNLAŞMAMIŞ
- HAM ile GÖK
- HÂM[Fars.] ile HAM[Fars.]
( Pişmemiş, olmamış, çiğ. | İşlenmemiş, üzerinde çalışılmamış. | Boş, nâfile, beyhûde. | Terbiye, deneyim görmemiş, acemi. İLE Eğri, bükülmüş. )
- HÂM[Fars.] ile HAMM ile AM
( Pişmemiş, olmamış, çiğ. | İşlenmemiş, üzerinde çalışılmamış. | Boş, nâfile, beyhûde. | Terbiye, deneyim görmemiş, acemi. İLE Sevgi. | İstenilen. | Dişilik örgeni, vajina. )
- HAM ile/ve/||/<> KEKRE
( ... İLE/VE/||/<> Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan. )
- HAMAK[Fr. HAMAC] ile ŞEZLONG[Fr. CHAISELONGUE]["ŞENZLONG/ŞENZLONK/ŞEZLOG/ŞEZLOK/ŞEZLONK" değil!]
( İki ağaç ya da direk arasına asılarak kurulan, içine yatılarak sallanılabilen, ağ, bez vb.nden yapılmış yatak, ağ yatak. İLE Üzerine uzanılabilecek biçimde ayarlanan, döşeme yerine bez gerilen bir tür taşınabilir koltuk. )
- HAMÂKÂT ile/ve AHMAKLIK
( Aptallık. İLE/VE Aptallığın da ötesinde aptallık. )
- HAMÂKÂT[Ar.] ile HAMÂSET[Ar.]
( Ahmaklık. İLE Yiğitlik, kahramanlık, cesaret. | Dinleyenleri etkilemek ya da heyecanlandırmak amacıyla yapılan abartılı anlatım. )
- [ne yazık ki]
HAMAKÂT ile/<> İNAT
( Ahmaklık, "beyinsizlik", bönlük(HALÂFET, HUMK, HÜTR) İLE/<> Ne yapmayacağını bilmemek. )
- [ne yazık ki]
HAMAKAT/AHMAK ile/ve/||/<> İHANET/HAİN
- HAMAL[Ar.] değil/yerine/= YÜKÇÜ
- HAMAL/LIK" ve AHMAK/LIK
- HAMAL/LIK ile/ve/||/<> HAİN/LİK
( (")Düşmanından("), bir şey almayanların durumu. İLE/VE/||/<> (")Düşmanından("), yanlış şeyler alanların durumu. )
- HAMAM SOKAK :
( Sarıyer Merkez Mahallesi sokaklarındandır. Orta çeşme caddesi üzerinde ve sağ yöne çıkış olan ilk sokaktır. İsmini burada bulunan Hamam'dan almıştır. Sarıyer Hamamı Çelebi Müftü ismi ile anılan Şeyhülislam Hocazade Mehmet Efendi tarafından yaptırıldı. Bu sokak üzerinde ve Karakütük caddesine çıkış olan kısa sokağa da Hamamın arkasında olması nedeni ile "Hamam Arkası Sokak" denilmiştir. )
- HAMAM SOKAK :
( Bezzazistan Kethüdası Hacı Mehmet Ağa tarafından yaptırılan Hamam'ın bulunduğu sokağa "Hamam Sokak" adı verilmiştir. Ancak hamam günümüzde mevcut değildir. )
- HAMAM SOKAK :
( Büyükdere Mahallesi sokaklarından bikridir. 16. yy da yapılan ancak zaman yıkılıp giden hamamın bulunduğu sokağa "Hamam Sokak" verilmiştir. )
- HAMAM[Ar.] ile/ve KAPLICA[< KAPALI ILICA]
( ... İLE/VE Suyu sıcak olarak yerden çıkan hamam. )
( KAPLI: Kaplanmış olan. | Altındakini göstermeyecek kadar çok olan. | Kabı olan. )
( ... ile ÇERMİK )
- HAMAMBÖCEĞİ ile AMERİKA HAMAMBÖCEĞİ
( ... cum PERIPLANETA AMERICANA )
- HAMAMCIOĞLU YALISI/BEYAZ YALI :
( Sarıyer'de Yenimahalle Karakütük caddesi üzerinde olup iki cephelidir. Yalının altı mağaza olup 1930 - 1950 yılları arasında balık tuzlama yeri olarak kullanıldı. Uzun yıllardan beri boş duran yalı viran haldedir. Yalı 19. yy. sonlarında inşâ edilmiştir. Beyaz Yalı olarak anılmaktadır. )
- HAMAMCIOĞLU, GARO (KARABET) (İST. 1945) :
( Taksim Spor Kulübünden transfer edildi (1967) ve 13 sezon (1967 - 1980) Sarıyer'de tescilli kaldı. Sarıyer'de en uzun süre forma giyen futbolculardan biridir. Sarıyer'de kaldığı süre içinde 368 lig, 3 B. Takımlar ligi 17 kupa ve 4 turnuva maçı olmak üzere 393 resmi ve 91 özel maçla birlikte toplam olarak 483 kez maçta forma giydi. Lig maçlarında 103, kupa maçlarında 4, turnuva maçlarında 3 olmak üzere resmi maçlarda 110, özel maçlarda 55 olmak üzere toplam olarak 165 gol kaydetti. Sarıyer takımında en çok oynayan ve en çok gol atan futbolcu olarak rekor sahibidir. Uzun süre takım kaptanlığı görevini üstlendi. Sarıyer'de oynadığı 13 sezon içinde 10 kez takımının en çok gol atan adamı olmayı bildi. Futbolu jübile yaparak Sarıyer'de bıraktı. Cemaatinin takımı olan Taksim Spor Kulübünde uzun zamandan beri başkan olarak görev yapmaktadır. Ermeni Cemaatinde Vakıf Başkanlığı gibi görevler üstlenmektedir. )
- HAMAYLI/HAMAİL[Ar.] değil/yerine KUŞAK
( Omuzdan, çapraz olarak bele inen bağ. | Muska. )
- HAMD ve/<>/>/< AHAD
- HAMD:
HAMÎD ile/ve/||/<>/> AHMED ile/ve/||/<>/> MUHAMMED
( Tevrat. İLE/VE/||/<>/> İncil. İLE/VE/||/<>/> Kur'ân-ı Kerîm. )
- HAMD İLE AMD
( Yüceltme. İLE Niyet, kast, karar. )
- HAMD[Ar.] ile İHMÂD[Ar.]
- HAMD ile/ve/<> ŞÜKÜR/ŞÜKR
( Allah'a. İLE/VE/<> Nimete. )
( Bil(e)mediğin tüm (olası) nimetler/olanaklar için. İLE/VE/<> Bildiğin/gördüğün nimetler/olanaklar için. )
( Kendi varoluşunun değerini bilmek/bilen. İLE/VE/<> Varolanların değerini bilmek. )
( Yüceltme. İLE/VE/<> ... )
( Allah'ı, cemâl ve celâl sıfatlarına uyar biçimde övmek. | İyi ki varım. )
- HAMD/MEDED ile/ve ŞÜKÜR ile/ve MEDİH ile/ve HİMMET
( Genel. İLE/VE Özel. İLE/VE ... )
( Gövdemin her zerresi gelse de dile şükrünün binde birini yapamaz bile )
( PRAISE/HELP/SUPPORT vs./and GRATITUDE vs./and EULOGY vs./and SPIRITUAL SUPPORT )
- HAMDİ ÇAVUŞ ÇEŞMESİ :
( Kireçburnu ile Çayırbaşı arasında bir kayanın dibinde bulunduğu (H.1315, M.1897) "İstanbul Çeşmeleri" kitabında kaydedilen bu çeşme yol genişletilirken ortadan kaldırılmıştır. )
- HAMDİ PAŞA ÇİFTLİĞİ/KORUSU :
( Maden mahallesinin doğusunda, Taşocakları mevkiinin bitişiği ve üst kısmındadır. Çam ağaçları ile kaplı büyük bir alandır. )
- HAMDİ PAŞA ÇİFTLİK SOKAK :
( Hamdi Paşa, kişiliği, çiftliği ve görkemli köşkü ile Maden mahallesine hayat veren biriydi. Çok hareketli olan Çiftlik ve köşk zamanla bu hareketliliğini kaybetti ve sessizliğe gömüldü. Köşk bakımsız kaldı, harap oldu yıkıldı, mükemmel Hamdi Paşa kaynak suyu da kayboldu. Sokaklara isim verilirken Hamdi Paşa da unutulmadı ve Çiftliğin bulunduğu yere "Hamdi Paşa Çiftlik Sokak" ismi verildi. Ayrıca numaralı olarak üç adet Hamdi Paşa Çiftlik Sokak var. )
- HAMDİ PAŞA KÖŞKÜ :
( Aynı ismi taşıyan çiftliğin/koruluğun içinde bulunuyordu. Zamanla yıkılıp gitti. )
- HAMDİ PAŞA MEMBA SUYU :
( Hamdi Paşa Çiftliği/koruluğu içinde bulunan bu su içimi çok iyi olan sulardan olmasına karşın, bakımı yapılmadığı için kendi halinde kaldı, kullanılmıyor. )
- HÂMÎ[Ar. < HUMAT] ile HÂMÎ[Fars.]
( Koruyan, koruyucu, sahip çıkan, gözeten, himâye eden. İLE Hamlık, gevşeklik. )
- HAMİ[Ar.] değil/yerine/= KORUYUCU
- HÂMÎ ile/ve/||/<>/> MAHMÎ
( Koruyan, kollayan/kollayıcı, sahip çıkan. İLE/VE/||/<>/> Korunulan. )
- HAMİD - İ EVVEL/EMİRGAN CAMİİ :
( Emirgan Çınaraltı mevkiinde bulunan Emirgan Camiinin esas ismi Hamid - i Evvel Camii'dir. Emirgan'ın önemli tarihi eserlerinden biridir. Bu camii 1871'de Sultan I. Abdülhamid tarafından erken yaşta ölen şehzadelerinden Mehmet ve onun annesi Hümaşah Kadın adına yaptırıldı. Külliye olarak yaptırılan camiin; çeşmesi, hamamı, fırını, değirmeni de vardı. Bunların pek çoğu günümüze oluşmadı. Camii, Emirgüneoğlu Yusuf Paşanın yaptırdığı sahil sarayının yerine inşâ edilmişti. Cami Sultan Mahmut (1808 - 1839) döneminde eski camiin yerine yeniden inşâ edildi. Camiin doğu tarafına yapılan ve tüm cepheyi kaplayan ahşap Hünkar kasrı müstakil olup girişi ayrıdır. Cami 2007 yılında yangın geçirdi. )
- HAMÎD[< HAMD] -ile
( ÖVGÜ ANCAK ALLAH'A | ŞÜKREDEN )
- HÂMİD[Ar.] ile HÂMİD[Ar. < HAMD | çoğ. HÂMİDÎN, HÂMİDÛN, HUMMÂD] ile HAMÎD[Ar. < HAMD]
( Koru sönmediği halde alevi sönen ateş. İLE Hamdeden, şükreden. İLE Allah'ın adlarından. | Övülmeye değer. )
- HAMİD-İ EVVEL (I. ABDÜLHAMİD) SEBİLİ) ile MAHMUD II SEBİLİ ile MAHMUD II SEBİLİ
( Gülhane Parkı girişinin karşısındaki sebil. İLE Fatih'te, Zincirlikuyu Caddesi'nde, Şekerciler Çarşısı'nda, Efdalzâde Medresesi yanındadır. [Türk Rokokosu üslûbundadır] İLE Sultanahmet - Divanyolu'nda, II. Mahmud Türbesi yanındadır. )
( 1829'da. İLE 1840'ta, Sultan Abdülmecid tarafından inşa ettirilmiştir. [Ampir üslûbundadır.] )
- HAMİDİ VELİ -ile
( SOMUNCU BABA )
- HAMİDİYE ÇEŞMESİ ile/ve HAMİDİYE ÇEŞMESİ
( Yıldız Sarayı bahçesinde. [II. Abdülhamid] [1888] İLE/VE Galatasaray Lisesi bahçesinde. [II. Abdülhamid] [1902] [Tahttaki 25. yılının anısına] )
- HÂMİL[Ar.] değil/yerine/= TAŞIYAN
- HAMİLE[Ar. çoğ. HAVÂMİL] ile HAMÎLE[Ar. çoğ. HAMÂİL]
( Gebe. İLE Kılıç bağı, kılıç kayışı. | Nusha, muska, tılsım. )
- HAMİLE[Ar.] değil/yerine/= GEBE/YÜKLÜ
- HAMILTON ve/||/<> LAGRANGE ÇÖZÜMLEMELERİ
- HAMILTON ve/||/<>/> MAXWELL
- HAMÎS[Ar.] ile HÂMİS[Ar.] ile HÂMİŞ[Ar.]
( Beşinci. | Öncü, artcı ve öteki merkezlerden oluşan büyük ordu. İLE Beşinci, dördüncüden sonra gelen sayı. İLE Mektubun altına eklenen yazı. | Yazmalarda, sayfaların kenarında/etrafında bulunan boşluk/lar. )
- HAMİYET ile HAMİYYET
( Kişinin yurdunu, ulusunu ve ailesini koruma çabası. İLE Millî onur ve haysiyet. )
- HAMİYYETİN GEREKTİRDİĞİ GAZAB[Ar.] ile HİKMETİN GEREKTİRDİĞİ GAZAB[Ar.]
- HAMIZ[Ar.] = ASİT
- HAM/KÜRE TAŞ ile/ve/||/<>/> KÜP TAŞ
- HAMLAÇ[Ar.] değil/yerine ÜFLEÇ
( ... İLE Kaynak yapımında, metalleri kesme ve eritme işlemlerinde kullanılan, alev püskürten araç. | Laboratuvarlarda, yüksek ısı elde edilen araç. | Kirli havayı dışarı atan ya da temiz hava veren aygıt, aspiratör, vantilatör. )
- HAMLE[Ar.] değil/yerine/= ATILIM/ATAK
( İleri atılma, atılım. | Saldırış, savlet. | Satrançta ve damada, taş sürme eylemi. | Atak. )
- HAMMADDE ile SERMAYE
- HAMMADDE ile ÜRÜN
- HAMMAL değil HAMAL
- HAMR/ŞARAP ile NEBÎZ
( Aynıyla haramdır. İLE Sarhoş ediciliğiyle orantılı olarak haramdır. )
( ... İLE Hurma ya da arpadan yapılan bir çeşit içki. | Şarap. )
- HAMSİ LİMANI KOYU :
( Garipçe köyü sınırları içindedir. Büyükliman Plajı ve Çalıburnu geçildikten sonraki koya Hamsi Limanı denir. Küçük bir koydur. Yat ve kotralar burada demirler. )
- HAMSİ ile ÇAÇABALIĞI
( ... İLE Hamsigillerden, küçük bir balık. )
( ... cum CLUPEA SPRATTUS )
- HAMSİ ile ÇERUKA
( Hamsigillerden, Akdeniz, Karadeniz ve Batı Avrupa kıyılarında yaşayan, 10-12 cm. boyunda, ince uzun bir balık. İLE/VE Göl hamsisi. )
( ENGRAULIS ENCRASICHOLUS cum ... )
- HAMSİ ile/ve/değil/||/<>/< HAMSE
- HAMSİ ile TİRSİ[Yun.]
( Hamsigillerden, Akdeniz, Karadeniz ve Batı Avrupa kıyılarında yaşayan, 10-12 santimetre boyunda, ince uzun bir balık. İLE Hamsigillerden, yumurtalarını tatlı sulara bırakan bir tür balık. )
( ENGRAULIS ENCRASICHOLUS cum ALOSA ALOSA )
- HAMUR KABARTMADA:
KARBONAT ile/<> KABARTMA TOZU ile/<> MADEN SUYU
- HAMUR ile BULAMAÇ
( ... İLE Sulu, cıvık hamur. | Bu koyulukta yapılan, türlü hamur yemekleri. )
- HAMUR ile/ve/<> ÇAMUR
- HAMUR[Ar. < HAMİR] değil/yerine/= SUVUN/YOĞRUM
- HAMUR[Ar. < HAMİR] ile YUFKA
( Unun su ya da başka sıvılarla yoğrulmuş durumu. | Kâğıtta tür, nitelik. | İyi pişmemiş [ekmek ve hamur işleri]. | Öz, asıl, maya. İLE Oklava ile açılan, ince, yuvarlak hamur yaprağı. | Sacta pişen bir ekmek türü. | İnce ve çabuk kırılır, dayanıksız. )
- HAMUR/SUZ ile/ve/=/||/<> DÜNYA
- HÂMÛŞ/SÂKİT[Ar. < SÜKÛT]/SAMUT[Fars.] ile HAMÛŞ/HAMUŞ/HÂMUŞ/HÂMÜŞ[Fars.]
( Susmuş, sessiz. | Mevlânâ'nın bazı gazellerinde kullandığı takma adı/mahlası. İLE "HÂMÛŞ" sözü/sözcüğünün hafifletilmiş ve çeşitli kullanımları. [çoğ. HÂMÛŞÂN: Mevlevi mezarlıklarına verilen ad] )
- HAN-HAMAM (SAHİBİ OLMAK/BİR)
- HANA ile HATA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ana. İLE Ata. )
- HANÂN[Ar.] ile HÂNÂN[Fars. < HÂN]
( Yürek yufkalığı, acıma, merhamet. İLE Hükümdarlar, hanlar. )
- HANÇERLİ ÇAVUŞ SOKAK :
( Büyükdere Mahallesi sokaklarından biridir. Belediye görevlisi çavuş görevi sırasında ve görevi dışında hançerini belinden çıkarmamakta ısrar ettiğinden bu lakapla anılmış ve oturduğu sokağa "Hançerli Çavuş Sokak" adı verilmiştir. )
- HANCI, ORHAN (1923 - 202) :
( Rumelihisarlıdır. Ticaretle uğraşır. İki dönem R. Hisar muhtarı olarak görev yaptı. )
- HANDÂN[Fars.] ile HÂNDE-KÂR[Fars.] ile HANDE-RÎZ[Fars.] ile HANDE-RÛY[Fars.] ile HANDE-ZEN[Fars.]
( Gülen, gülücü, güler, sevinçli. | Sürekli gülen. İLE Gülen, gülücü. İLE Gülüp duran. İLE Güleryüzlü. İLE Gülen. )
- HANDERÎS[Ar.] ile HANDE-RÎZ[Ar.]
( Şarap, yıllanmış şarap. İLE Gülüp duran. )
- HANDİKAP"[İng. < HANDICAP] değil/yerine/= ENGEL
- HÂNE[Ar. < HÂNÂT] ile HÂNE[Fars.]
( Meyhane. İLE Ev. | Bir şeyin bölündüğü, ayrıldığı kısımlardan her biri. | Basamak.[matematik] | Hayâlî me'vâ. | Türk müziğinde bir müzik parçasının oluşturulduğu lâhnî topluluklara verilen bir ad. | Halk şairlerinin beyte verdikleri ad. )
- HÂNE[Fars.] ile/değil/yerine/||/<>/< BASAMAK
- HANE[Ar.] ve/> KÖY[Fars. < KÛY] ve/> NÂHİYE[Ar.] ve/> KAZÂ[Ar.]
( Ev/ocak. VE/> Yerleşim birimi. VE/> Bucak, bölge. VE/> İlçe. )
- HÂNE ile/||/<> MENZİL ile/||/<> RAB ile/||/<> MÜSTEGAL[ÇOĞ. MÜSTEGALLÂT] ile/||/<> TARÎK-İ HÂS
- HANEDÂN ile HANEDÂN ile HANEDÂN
( KÖKTEN ASÎL VE BÜYÜK AİLE, OCAK ile CÖMERT ile KAPISI AÇIK )
- HANEDANLIK değil HANEDAN
- HANEK[Ar. :
Damak.] değil/yerine SÖZ/KONUŞMA
- [HANGİ]
(")HAKLA?(") (HİZMET)
ile/ve/değil/yerine/||/<>
AKLA? (HİZMET)
- HANGİLERİNLE/N değil HANGİLERİYLE
- HANGİMİZ ...? ile/ve/değil KAÇIMIZ ...?
- HANİ ile BARİ
- HANİ[Ar.] ile HANİ[Yun.] ile HÂNİ'[Ar.] ile HANİ[Ar.]
( Nerede, ne oldu, nerede kaldı? | Ötekinin daha önceden bildiği bir şey kendine anımsatılmak istendiğinde kullanılır. | Verilen sözü anımsatan sözün başına getirildiğinde sitem anlatır. | Kimi zaman "bari" anlamında kullanılır. | "Doğrusunu söylemek gerekirse", "Kaldı ki, üstelik" anlamlarında kullanılır. İLE Hanigillerden, Akdeniz'de yaşayan, alaca kırmızı renkli orta büyüklükte bir balık.[Lat. SERRANUS CABRILLA] İLE Boşanmış.[ikisi için de] İLE Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri. )
- HÂNİF ile/değil HANÎF
( Dargın, küskün. İLE/DEĞİL İslâm dinine sımsıkı bağlı bulunan kişi. )
- HÂNİF[Ar.] ile HANÎF[Ar. çoğ. HUNEFÂ]
( Küskün, dargın. | Gururlu. İLE İslâm dinine sımsıkı bağlı bulunan kişi. )
- HANIM HANIMCIK -ile
- HANIMELİ ile HANIM ELİ
( Çiçek. İLE Eşin/kadının eli ya da emeği, hizmeti, katkısı, bakımı. )
- HANIMELİ ile TÜRÜZ OTU
( Hanımeligillerden, tırmanıcı, korularda, çalılıklarda yetişen bir bitki. | Bu bitkinin güzel kokulu çiçeği. İLE Hanımeligillerden, sarı, kırmızı çiçekli, güzel kokulu ve tırmanıcı bir süs bitkisi. )
( Yaklaşık 180 türü vardır. 100 kadarı, Çin'dedir. Avrupa ve Kuzey Amerika'da 20'şer türü vardır. İLE ... )
( LONICERA CAPRIFOLIUM cum LEONICERA JAPONICA )
- HANIM-HANIMCIK (OTURMAK, HAREKET ETMEK)
- HANÎS[Ar.] ile HÂNİS[Ar.]
( Yemini bozup altından çıkmayan. İLE Ettiği yemini yerine getirmeyen. )
- Hanisiz KONUŞ!!!
- HAN/KERVANSARAY ile/||/<> SULTANHANI ile/||/<> RİBAT
( Kervan yolları üstünde belirli aralıklarla yapılmış olan konaklama yapılarıdır. Genel adı "Han"dır. (Bkz. Ribat, Sultanhanı) Ticari ve yarı askeri sivil mimarlık örnekler olan bu yapılar, kent içlerinde de bulunabiliyordu. İLE/||/<> Anadolu Selçuklu döneminde çoğu sultanlar tarafından yaptırılan han ve kervansaraylar için kullanılan sanat tarihi deyimi. Genellikle biri kapalı, öteki açık avludan oluşan iki bölümlü bir şema gösterirler. Açık avlu ortasında "köşk mescit" bulunur. Taş süslemeler özellikle girişlerde yoğunlaşır. Her türlü konaklama gereksinimini karşılayan vakıf kuruluşlardı. İLE/||/<> Kaynağı ileri karakol anlamında olan yarı askerî yapılar. Sonradan, han ve kervansaraylar için geç döneme kadar kullanılan yerleşik bir terim. )
- HANTALLIK ile/ve/> ATÂLET
( Hantallık, atâlete ve sonrasında da gittikçe kişinin kendini tüketmesine yöneltir/neden olur. )
- HANÛT[Ar.] ile HÂNÛT[Ar.]
( Ölüyü ilâçlamakta/tahnît etmekte kullanılan ilâç. İLE Dükkân. | Meyhane. )
- ANYAYI KONYAYI ('YI GÖRMEK/GÖRÜRSÜN!) değil HANYA-KONYA ('YI GÖRMEK/GÖRÜRSÜN!)
( Neyin ne olduğunu ve nasıl olduğunu/olmadığını görmek/anlamak. )
( Hanya: Girit adasında bir kent. [ANYA değil HANYA!] )
- HANYA'YI-KONYA'YI GÖRMEK ile "EBESİNİN ÖREKESİNİ/AMINI/NİKAHINI" GÖRMEK
- HAPI YUTTUK" ile/ve/||/<> "AYVAYI YEDİK"
- HAPLOİD ile/||/<> DİPLOİD
( Haploid tek set kromozom İLE diploid çift set. )
( Formül: n İLE 2n )
- HAPLOİT/HAPLOID[İng.] değil/yerine/= YARI KROMOZOMLU
- HAPLOİT ile/||/<> DİPLOİT
( Haploit tek kromozom seti (n) İLE diploit çift settir (2n) )
( Formül: Gamet İLE vücut hücresi )
- HAPPYNESS vs./and PEACE
- HAPSETME ile/||/<> ASİMPTOTİK ÖZGÜRLÜK
( Hapsetme düşük enerji serbest kuark yok, asimptotik yüksek enerji serbest. )
( Formül: IR İLE UV )
- HAPŞIRIRKEN:
AÇIĞA/HAVAYA DOĞRU değil/yerine/>< ELİMİZLE/KOLUMUZLA AĞZIMIZI KAPATARAK
- HAPŞIRMA ile IŞINSAL HAPŞIRMA YANSIMASI
( )
( SNEEZING/STERNUTATION vs. PHOTIC SNEEZE REFLEX(AUTOSOMAL-DOMINANT) COMPELLIN HELIO OPHTALMIC OUTBURSTS) )
- HAPUR-HUPUR (YEMEK)
- HAPUR HUPUR/HAPPURU HUPPURU (YEMEK, "GÖTÜRMEK")
- HAR VURUP HARMAN SAVURMAK ile BOL KESEDEN HARCAMAK/SAVURMAK
- HAR[Fars.] ile HÂR[Fars.] ile HÂR[Fars.] ile HÂR[Ar.][Fars.]
( Eşek. İLE Diken. İLE Hor, hakir, aşağı, bayağı. | Yiyici, yiyen. İLE Yıkılmış. )
- HARAÇ ile/değil/yerine/>< ARAÇ
- HARAÇ[Ar. < HARÂC] ile/ve/||/<> BAÇ[Fars. < BÂC] ile/ve/||/<> BÂD-I HAVA
( Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para. | Osmanlı Devleti'nde Müslüman olmayanların devlete ödemekle yükümlü oldukları vergi. | Osmanlı Türklerinde genellikle toprak sahiplerinden devletçe alınan vergi. İLE/VE/||/<> Osmanlı Devleti'nde gümrük vergisi. | Zorla alınan para. İLE/VE/||/<> Topraksız köylüden alınan kazanç vergisi. )
- HARAKET değil HAREKET
- HARAM Lİ AYNİHÎ ile/ve HARAM Lİ GAYRIHÎ
- HARAM ve HADD
( Haram nedir? Kendi nefsine revâ görmediğini başkasına yapmaktır. )
( Bir kiloluk demirden havayı çekseler, bir tondan ağır gelir. )
- HARAM ile/ve HARAMA YAKIN MEKRUH
- HARAM ile/değil/yerine/>< HUZUR
( Haramda huzur ararsan, huzur sana haram olur. )
- HARAM ile MEKRUH
- HARÂMÎ/KORSAN[İt./Lat. < KORSO] ile/ve IZBANDUT[İt. SBANDATO < Cerm.] ile/ve EŞKIYÂ/PİRAT
( Bir devletin koruması altında ve uluslararası kurallara göre tâbi olarak hareket eder/di. İLE/VE Görünüşü ve davranışı ile korku veren, iriyarı adam. | Rum korsanlarına verilen ad. İLE/VE Deniz haydutu. )
( Haksız saldırıları dava etme olanağı/hakkı söz konusudur. İLE/VE ... İLE/VE Hiçbir hak söz konusu değildir. )
itibarı ile 51.358 başlık/FaRk ile birlikte,
51.358 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(78/207)
(1996'dan beri)