I ve İ ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 51.358 başlık/FaRk ile birlikte,
51.358 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(63/207)
- EŞYA ile MAL
( FURNITURE vs. PROPERTY )
- EŞYALARI:
VİTRİNDE/SANDIKTA/... TUTMAK/SAKLAMAK ile/yerine/değil KULLANMAK
( "Bir gün kullanılır", "Misafir için" vb. düşünceler/tutumlar yerine kullanalım onları! )
- EŞYALARI/ÇANTAYI:
BIRAKMAK, ORTAMA GÜVENMEK yerine/değil YANINDA TUTMAK, SAHİP ÇIKMAK
( Eşyanın/çantanın yanınızda tutulmasının gerekliliği, çalınmaması için değil/yanısıra, bir hasar/kayıp ya da hırsızlık durumunda orada bulunan herkesi zan altında bırakmaması içindir. )
- EŞZAMAN/SENKRON[Fr. < SYNCHRONE] >< YADINKURUN/ASENKRON[Fr. < ASYNCHRONE]
( Aynı zaman içinde hareket eden. >< Başlama ve bitme anları başka olan (olaylar). )
- EŞZAMANLI/LIK ile/ve/||/<> KOŞUT/LUK
- EŞZAMANLILIK ile/||/<> MUTLAK ZAMAN
( Eşzamanlılık görelidir, farklı gözlemciler farklı sıralama görebilir. )
( Formül: Göreliliğin göreliliği )
- ET-TIRNAK ile/ve/||/<> "ET-KEMİK"
- ET "UYGARLIĞI" ile/değil/yerine ANLAM/MÂNÂ UYGARLIĞI
- ET ve/<> KEMİK
( FLESH and/<> BONE )
- ÉTALE ile/||/<> FİNİTE
( Étale yerel izomorfizm İLE finite sonlu derece. )
( Formül: Local isomorphism İLE finite degree )
- ETAMİN[Fr. < ÉTAMINE] ile KANAVİÇE[İt. < CANOVACCIO]
( Pamuk ya da ketenden, seyrek dokunmuş, delikli bir tür kumaş. İLE El işleri için kullanılan seyrek dokunmuş keten bezi. | Bu bezin üzerine yapılan işleme. | Çuval olarak kullanılan kendirden ya da kenevirden yapılmış seyrek bez. )
- ETEM PAŞA SEYMEN PARKI :
( Kilyos Mahallesinde olup, 500,99 m²'lik bir alanı kapsamakta olup, 250 m²'lik yeşil alanı bulunmaktadır. )
- ET(H)İK = İLM-İ AHLÂK = ETHICS[İng.] = ÉTHIQUE[Fr.] = ETHIK[Alm.] = ETHICA[Lat.] = ETHIKE[Yun.] = ÉTICA[İsp.]
- ETİ SENİN, KEMİĞİ BENİM! değil ONU, ETİNDEN VE KEMİĞİNDEN (SAPLANTISINDAN) AYIR!
- ETİK ile/ve/< ESTETİK
( Birlikte görmek/tutmak gerekiyor. )
- ETİKET[Fr. < ÉTIQUETTE] değil/yerine/= EDERCE
- ETİKET ile PETEKA
( ... İLE Eşya üzerine ve kumaş topları arasına konulan fiyat etiketi. )
- ETİKET[Fr. < Alm.] ile/= YAFTA[Fars. < YAFTE]
( Bir malın, tür, miktar vb. niteliklerini ya da kitap, defter vb. şeylerin, kime ait olduğunu belirtmek, belirli kılmak için üzerlerine konulan küçük kâğıt. | Toplum içindeki davranışlarda izlenecek yol.TEŞRİFAT İLE/= Üzerine asıldığı ya da yapıştırıldığı şeylerle ilgili herhangi bir bilgi veren, yazılı kâğıt parçası. )
- ETİKET değil/yerine/= YARLIK
- ETİKET/LEMEK ile YAFTA/LAMAK
- ETİKETLİ AYRAÇ -ile
( LABELLED BRACKET )
- ETİL = VOLGA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kıfçak ülkesinde akan, Bulgar denizine dökülen bir ırmağın adı. )
- ETİLEN[Fr. < ÉTHYLÈNE] ile ASETİLEN[Fr. < ACÉTYLÈNE]
( Yanıcı, renksiz, az kokulu, 0,97 yoğunluğunda karbon ve hidrojen bileşimi. İLE Renksiz, sarımsak kokulu, güçlü ve beyaz bir ışık vererek yanan hidrokarbonlu bir gaz. )
- ETİM (NE?) ile/ve/||/<>/> BUDUM (NE?)
- ETİMOLOJİK MEŞRÛLAŞTIRMA ile MİMOLOJİK MEŞRÛLAŞTIRMA
- ETİMOS ile ORIGIN
- ETİO- ile/||/<> RHİZ-/-RHİZA/RHİZO- ile/||/<> CARY-/CARYO-/KARY-/KARYO-
( Neden. İLE/||/<> Kök. İLE/||/<> Tane çekirdek. )
- ETİYOLOJİ ile/||/<> PATOJEN/PATOGENEZ
( Sayrılığın nedenlerini inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Sayrılığın gelişim sürecini inceleyen bilim dalı. )
- ETK/ELECTRONIC MEDICAL RECORDING[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK TIBBİ KAYIT
- ETKEN/ETMEN = ÂMİL = FACTOR[İng., İsp.] = FACTEUR[Fr.] = FAKTOR[Alm.]
- ETKEN ile/ve BELİRLEYİCİ
( FACTOR vs./and DETERMINATOR )
- ETKEN ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLEŞEN
- ETKEN ile/ve/değil/||/<> DEĞİŞKEN
( [not] FACTOR vs./and/||/<>/but/< VARIABLE
VARIABLE instead of FACTOR )
- ETKEN ile ETKİN
- ETKEN ile ETMEN
- ETKEN ile NEDEN
( AGENT/FACTOR vs. REASON/CAUSE )
- ETKEN ile VESİLE
( AGENT/FACTOR vs. MEANS )
- ETKER NEDEN = EFFICIENT CAUSE[İng.] = CAUSE EFFICIENTE[Fr.] = WIRKENDE URSACHE[Alm.] = CAUSA EFFICIENS[Lat.]
- ETKİ ALANI ile/ve/<> DENETİM/KONTROL ALANI
( EFFECT FIELD vs./and/<> CONTROL FIELD )
- ETKİ ETMEK ile/ve/||/<>/> DÖNÜŞTÜRMEK
- ETKİ > TEPKİ ile/değil/yerine/> ETKİ > ANLAM > TEPKİ
- ETKİ <> TEPKİ ile/ve/değil ETKİ <> YORUM <> TEPKİ
( Hayvanlarda. İLE/VE/DEĞİL İnsanda. )
- ETKİ ile/ve/<> BASINÇ
( EFFECT/IMPACT vs./and/<> PRESSURE )
- ETKİ ile/ve/<> DENETİM
( EFFECT vs./and/<> CONTROL )
- ETKİ ve DİRENÇ
( EFFECT and RESISTANCE )
- ETKİ = ESER, TESİR = EFFECT[İng.] = EFFET[Fr.] = WIRKUNG, EFFEKT[Alm.] = EFFECTUS[Lat.] = EFECTO[İsp.]
- ETKİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ
- ETKİ ile/ve/||/<> GERÇEKLİK
- ETKİ ile/ve/||/<> İTKİ
( Dışarıda/n. İLE/VE/||/<> Dışarıda/n ve/ya da içeride/n. )
( Nesnelerde/n. İLE/VE/||/<> Hayvan ve insanda/n. )
- ETKİ ile/ve/||/<>/> İZ
- ETKİ ile/ve/değil/||/<>/< KARŞILIK
- ETKİ ile KATKI
( EFFECT vs. CONTRIBUTION )
- ETKİ ile MANDELA ETKİSİ
( ... İLE Geniş bir kitlenin, gerçekleşmemesine karşın bir olayın yaşandığına inanması durumu. )
- ETKİ ile/ve/> NEDEN
( EFFECT vs./and/> REASON )
- ETKİ ile/ve/<> TEPKİ
( EFFECT vs./and/<> REACTION )
- ETKİ UYGUN/GEREKLİ/YUMUŞAK TEPKİ
- ETKİ ile/ve YANKI
( EFFECT vs./and REVERBERATION )
- ETKİ ile/ve/<>/> YANSIMA
- ETKİ ile/ve/||/<> YAPI
- ETKİ/DÖNGÜ:
KUZEY KUTBUNDA ile/ve/||/<>/>< GÜNEY KUTBUNDA
( www.facebook.com/video.php?v=592603574202831 )
- ETKİ/LEME ile ENGEL/LEME
( Engeller bir ölçüde kalktığında, O, bir anda içinize doğar. )
( Sana engel olmaya çalışanlar, başaracağına, en çok inananlardır. )
( It will dawn on you suddenly, when the obstacles are removed to some extent. )
( IMPRESS vs. HINDRANCE/OBSTRUCTION )
- ETKİLEMEYE ÇALIŞMAK (İÇİN) KONUŞMAK/ANLATMAK ile/ve/değil/yerine (SADECE) KENDİNİ ANLATMAK/TANIMLAMAK (İÇİN) KONUŞMAK/ANLATMAK
- ETKİLENMEK = AFFECT[İng.] = AFFECTER[Fr.] = AFFIZIEREN[Alm.] = AFFICERE[Lat.]
- ETKİLENMEK ile ALIMLAMAK
( TO GET IMPRESS vs. TO TAKE )
- ETKİLENMEK ile/ve/> ESİNLENMEK
( TO GET EFFECTION vs./and/> TO BE INSPIRED )
- ALE ETKİSİ ile/||/<> ALLEE ETKİSİ ile/||/<> BULMER ETKİ ile/||/<> POZİSYON ETKİSİ ile/||/<> TETRİS ETKİSİ ile/||/<> WAHLUND ETKİSİ ile/||/<> YANLIŞ ORTAKLIK ETKİSİ
( Bireylerin kendi türünden bireylerin varoluşundan sağladığı kazancı. İLE/||/<> Tür içindeki bireylerin, aynı türde olanların çevresinde olmasından dolayı kazandığı avantaj.[İlk olarak, 1930 yılında, Warder Clyde Allee tarafından ileri sürülmüştür.] İLE/||/<> Seçilim sürdükçe genetik çeşitlilik azalır, çünkü çeşitlilik doğa tarafından seçilip azaltılır. Bu azalma, ebeveynlerin populasyona göre fenotip çeşitlilik miktarı ile doğru orantılıdır. Çeşitliliğin artışı ise genetik mekanizmalar aracılığıyla sağlanır. İLE/||/<> Genin dışavurumuna [ve fenotipe olan etkisinin] genellikle komşu genlerle olan etkileşiminden etkilendiği ve genlerin mekansal yerleri değiştiğinde (translokasyonda olduğu gibi) ekpresyonunun da değiştiği genetik etki. İLE/||/<> Bireylerin bir etkinliğe çok fazla zaman harcaması sonucu bu etkinliğin düşüncelerini, zihinsel imajını ve düşlerini etkilemesi. İLE/||/<> Bir popülasyon içinde bulunan alt popülasyonlardaki alel frekansının dağılımından ötürü, popülasyon genelinde heterozigotluğun kuşaklar içinde azalması.[1928 - Sten Wahlund] İLE/||/<> Başka kişilerle davranış, tutum, inanç bakımından benzerliklerinin abartılması. )
- ETKİLEŞİM
- ETKİLEŞİM ile/ve DEĞİŞİM
( INTERACTION vs./and ALTERATION )
- ETKİLEŞİM ile/ve DÖNÜŞÜM
( INTERACTION vs./and TRANSFORMATION )
- ETKİLEŞİM ile/ve/değil/yerine ETKİNLEŞMEK
( Duygusallık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Koşulsuz sevgi. )
( Alışveriş. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Veriş. )
( [not] REACTIVE vs./and/but ACTIVE
ACTIVE instead of REACTIVE
[not] Emotional. WITH/AND/BUT Unconditional love. )
- ETKİLEŞİM ile/ve/||/<>/> EYTİŞİM
- Etkileşimli KONUŞ!!!
- ETKİLEŞİMLİ ve/||/<> DEVİNGEN
- ETKİLEŞME ENERJİSİ ile/ve/||/<> TEPKİME HIZI
( Kimyasal etkileşimin başlaması için gerekli olan enerji miktarı. İLE/VE/||/<> Birim zamanda gerçekleşen kimyasal değişim hızını tanımlar. )
- ETKİLEYİCİ ile/ve BELİRLEYİCİ
( IMPRESSIVE vs./and DETERMINER )
- ETKİLEYİCİ ile/ve/||/<> "ÇARPICI"
- ETKİLEYİCİ ile "DOKUNAKLI"
- ETKİLEYİCİ ile/ve DÖNÜŞTÜRÜCÜ
( IMPRESSIVE vs./and TRANSFORMER )
- ETKİLEYİŞ ile/değil ETKİLEŞİM
- Etkili KONUŞ!!!
- ETKİLİ ile/ve ETKİLEYİCİ
( EFFECTIVE vs./and IMPRESSIVE )
- ETKİN ile/ve BASKIN
( AFFECTIVE vs./and DOMINANT )
- ETKİN ile/ve EGEMEN
( Egemen de/bile, egemenliğinin egemenliği altındadır. )
( ... ile/ve ALİİ SİLİ )
- ETKİN ile ETKEN
- ETKİN ile/ve/<> ETKİLİ
- ETKİN = FAAL = ACTIVE[İng.] = ACTIF[Fr.] = AKTIV[Alm.] = ACTIVO[İsp.]
- ETKİN ile/ve İŞLEYEN
( FÂİL ile/ve ÂMİL )
- ETKİ/N ile/ve/<> YETKİ/N
- ETKİNİN:
BULAŞMAMASI ile/ve/||/<> BOZULMAMASI
- ETKİNLİK/PERFORMANS =/ve İLETİŞİM =/ve GÜDÜLENME =/ve YETKİNLİK/LER
( NE? ve NEDEN? ve NASIL? )
- ETKİNLİK ile EDİLGENLİK
( Tarihte yerini alır. İLE Yazında[edebiyatta] yer bulur. )
- ETKİNLİK = FAALİYET, FAİLİYET = ACTIVITY[İng.] = ACTIVITÉ[Fr.] = AKTIVITÄT, TÄTIGKEIT[Alm.] = ACTIVIDAD[İsp.]
- ETKİNLİK ile/ve/||/<> NESNELERİN BÜTÜNLÜĞÜ
- ETKİNLİK ile/ve/değil/yerine/> ÜRETİM
( [not] ACTIVITY vs./and/but TO PRODUCE
TO PRODUCE instead of ACTIVITY )
- ETKİNLİK ile/ve ÜRETKENLİK
( ACTIVITY vs./and PRODUCTIVITY )
- ETKİNLİK/FİİL ile/ve DAVRANIŞ ile/ve EYLEM
( İş üretir. Durumu değiştirmektir. İLE/VE Psişik durumların dışavurumu. İLE/VE Bilinçli, amaçlı etkinlik. )
- ETKİSİ ALTINA ALMAK ile/ve/||/<> YÖNLENDİRMEK
- ETKİSİNDE KALMAK ile/ve/||/<>/> YÜCELTMEK
- RUH:
ETKİSİYLE/SONUÇLARIYLA BİLİNEN ile/ve/<> İÇERİĞİYLE/KAPSAMIYLA BİLİN(E)MEYEN
- ETME! ve/||/<> EYLEME!
- ETMEK ile ETREK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ekmek. İLE Görünüşü sağlıklı, al yanaklı kişi. )
- ETMEN" ile/değil ETMEYİN
- ETMEN = ÅMİL = AGENT[İng., Fr.] = AGENS, DAS WIRKENDE[Alm.] = AGENS[Lat.] = AGENTE[İsp.]
- ETMEN ile BİLEŞEN
- ETNİK ile/||/<> ETNOGRAFYA
( Kavimle, ulusla ilgili. İLE/||/<> Kavimleri karşılaştırarak inceleyen, kültür oluşumlarını araştıran bilim, kavmiyat. )
- ETNOARKEOLOJİ ile/||/<> DENEYSEL ARKEOLOJİ
( Etnoarkeoloji güncel toplumlardan analoji İLE deneysel arkeoloji yeniden yapılandırma deneyleridir. Etnoarkeoloji Binford'un orta menzil kuramı İLE arkeolojik kayıt yorumlanır. İki yöntem geçmiş davranış İLE farklı kanıt yolları kullanır. )
( Lewis Binford tarafından 1967 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1931-2011) (Ülke: ABD) (Alan: Arkeoloji) (Önemli katkıları: İşlemeci (prosesüel) arkeoloji, orta menzil kuram, etnoarkeoloji, bilimsel yöntem uygulaması) )
- ETNOGRAFYA MÜZESİ <>/< ANKARA HALK EVİ
- ETRA'[Ar.] ile ETRÂH[Ar. < TERAH]
( Dere gibi akan su. İLE/VE Kaygılar, tasalar, gamlar, kederler. )
- ETRAF ile/ve/||/<> EŞRAF
- ETRAFINDA:
"ÇOK KİŞİ" değil/yerine (SADECE) KİŞİ/ADAM
- ETS/EARLY DIAGNOSIS SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ERKEN TANILAMA DÜZENİ
- ETÜT/ETÜD[Fr. < ETUDE] değil/yerine/= ÇALIŞMA
( Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma. | Ön çalışma. | Belirli bir konuyu inceleyen, araştıran yapıt ya da yazı. | Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışması, mütalaa, müzakere. )
- ETÜZ SİNEMASI :
( Rumelihisarı'ndaki ikinci sinema idi. 1970/1971 yıllarında Nedim Etüz Bey tarafından açılan bu sinema sadece üç yıl hizmet verdi ve 1973'te kapandı. )
- [ne yazık ki]
ET YİYENLER ile LEŞ YİYENLER
( [Ar., Fars.] LÂHİME ile CÎFE-HÂR )
( BUGAS[Ar.]: Leş yiyen kuşlar. )
( MEYTE/MEYYİTE/CÎFE[çoğ. CİYEF][Ar.]/LÂŞE[Fars.]/CARCASS[İng.]: Hayvan leşi. )
( DED ile CÎFE-HÂR, LÂŞE-HÂR, MEYTE-HÂR )
( CARNIVOROUS vs. SCAVENGER )
- EU- ile/||/<> COSM-
( İyi, güzel. İLE/||/<> Kozmetik, güzellik, düzenli. )
- EUCLİDEAN GEOMETRY ile/||/<> NON-EUCLİDEAN
( Euclidean düz uzay, non-Euclidean eğri uzay. )
( Formül: Flat İLE curved space )
- EUCLİDEAN İLE HYPERBOLİC İLE ELLİPTİC İLE PROJECTİVE ile/||/<> GEOMETRİ TÜRLERİ
( Farklı aksiyom sistemleri. )
( Formül: K = -1 İLE 0 İLE +1 )
- EUDOS ile/ve/||/<>/> SCHEMA/FORM ile/ve/||/<>/> MORPHE[/FİGÜR/ŞEKİL/BİÇİM]
- EUKROMATİN ile/||/<> HETEROKROMATİN
( Eukromatin açık aktif İLE heterokromatin kapalı sessiz. )
( Formül: Open active İLE closed silent )
- EULER CHARACTERİSTİC ile/||/<> GENUS
( Euler χ(X) homotopy invariant, genus orient 2-manifold. )
( Formül: General invariant İLE surface classification )
( Leonhard Euler tarafından 1750 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1707-1783) (Ülke: İsviçre) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Analiz, sayılar teorisi, graf teorisi) )
- EULER DENKLEMİ ile/||/<> BERNOULLİ DENKLEMİ
( Euler genel hareket denklemi, Bernoulli akım çizgisi boyunca integral. )
( Formül: ρDv/Dt = -∇p + F )
( Leonhard Euler tarafından 1750 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- EULER İLE HAMİLTON İLE ÇİN POSTACI ile/||/<> GRAF PROBLEMLERİ
( Klasik graf kuramı problemleri. )
( Formül: Derece toplamı = 2E )
( Leonhard Euler tarafından 1750 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1707-1783) (Ülke: İsviçre) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Analiz, sayılar teorisi, graf teorisi) )
- EULER İLE RUNGE-KUTTA İLE ADAMS ile/||/<> ODE ÇÖZÜCÜLER
( Adi diferansiyel denklem sayısal çözümleri. )
( Formül: y_{n+1} = y_n + hf(x_n İLE y_n) )
( Leonhard Euler tarafından 1750 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1707-1783) (Ülke: İsviçre) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Analiz, sayılar teorisi, graf teorisi) )
- EULER İLE RUNGE-KUTTA İLE ADAMS ile/||/<> ODE ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ
( Diferansiyel denklem sayısal çözümleri. )
( Formül: yₙ₊₁ = yₙ + hf(tₙ ileyₙ) )
( Leonhard Euler tarafından 1750 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1707-1783) (Ülke: İsviçre) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Analiz, sayılar teorisi, graf teorisi) )
- EULER METODU ile/||/<> RUNGE-KUTTA
( Euler 1. derece O(h), RK4 4. derece O(h⁴) hassas. )
( Formül: y_{n+1} = y_n + hf )
( Leonhard Euler tarafından 1750 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- EULER PHİ FONKSİYONU ile/||/<> MÖBİUS FONKSİYONU
( Phi aralarında asal sayısı, Möbius çarpanlar paritelisi. )
( Formül: φ(n) İLE μ(n) )
( Leonhard Euler tarafından 1750 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1707-1783) (Ülke: İsviçre) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Analiz, sayılar teorisi, graf teorisi) )
- EULER ve LAGRANGE ve KANT
( Klâsik mekaniğin matematiğini üretmiştir. VE Klâsik mekaniğe en mükemmel biçimini vermiştir. VE Klâsik mekaniğin felsefesini yapmıştır. )
( Euler sayısı, topolojik değişmezdir. )
( )
- EUPNE ile APNE
( Solunumun normal hali. İLE Solunumun durması. )
- EURY- ile/||/<> PLAT-/PLATY-
( Geniş, enli. İLE/||/<> Geniş, enli, yaygın. )
- -EURYSİS ile/||/<> TENS- ile/||/<> TRACT-
( Gerilme, genişletici ameliyat. İLE/||/<> Gerilme. İLE/||/<> Çekme, germe. )
- EUS/ENDOSCOPIC ULTRASOUND[İng.] değil/yerine/= ENDOSKOPİK ULTRASON, İÇ GÖREÇLEMEYLE ULTRASON
- EV-BARK (SAHİBİ OLMAK)
- EV:
HAZIRYAPIM(PREFABRİK) ile ÇELİK
- EV İŞİ GEN ile/||/<> DOKU ÖZEL GEN
( Ev işi her hücre, doku özel doku özel. )
( Formül: Universal İLE specialized expression )
- EV ile/||/<> AİLE
- EV ve/||/<>/> EVRE
( HOME/HOUSE and/||/<>/> PHASE/STAGE )
- EV ile/ve/<> HANAY
( ... İLE/VE/<> İki ve daha çok katlı ev. | Sofa, hol. | Avlu. )
- EV ile/ve HÂNE
- EV ile/ve/değil/||/<>/< HÜCERÂT
- EV ile/ve/değil/||/<>/< KOMŞU
( Alma. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Al. )
- EV ile/ve/||/<> KONUT
( Öncelikle "ev" ve "konut" sözcükleri ele alınmalı... Türkçe'de konut sözcüğünün kökeni olan "kon", geçici olarak bir yerde bulunmayı tanımlamaktadır. Edim olarak kon-mak biçiminde kullanılır. Eskiden atlarla bir günde alınan yola de "konak" denilirmiş. Örneğin, "buradan orası 10 konak" denildiğinde arası on gün demekmiş. "Gündüzün şer'i, gecenin hayr'ından evlâdır" denilir. Gece yolculuğu yeğlenmez ve bir yerlerde konaklamak gerekirmiş. O yüzden, geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yerlere de konak denilmiş. Zarif, estetik konaklar, kervansaraylar yapmış eskiler...
Ev sözcüğü, konut sözcüğünün tam tersine, kalıcılığı yani yerleşmeyi simgelemektedir. Örnek olarak, Dîvân-ı Lugâti't-Türk'te, "evlenmek" sözcüğünün karşılığı olarak "ev edinmek, yerleşmek" tanımı kullanılır. "Konut ve ev" sözcüğünün kökenlerine baktığımızda ikisinin arasında anlam bakımından çok önemli bir uçurum olduğu rahatlıkla görülebilir. İlk dikkatimizi çekmesi gereken konu şudur. Konut, bir yer üzerinde geçiciliği tanımlar, ev ise yerleşikliği tanımlamaktadır. Konut üzerinde gerçekleşen konmak eylemi herhangi bir yer üzerinde olanaklıyken, evin toprağa oturduğunu (yerleştiğini) fark etmişizdir. Yani "ev" demek, toprakla bağ demektir.
Geçiciliğin simgesi olan konutlarda anılar yoktur, konutlarda anı bulamayız. Anı yoktur, çünkü 40 - 50 yıl içinde yıkılarak yerine yenisi yapılacak beton yapılarca işgal edilmiş topraklardır. Bahçeleri de yoktur... Bağ bahçe olmadığından da çocukluk anılarımız ol(a)maz. Evde ise anılar vardır. Birliktelik vardır, komşuluk vardır, aidiyet vardır. Evde, dedeimiz ninemiz, anne ve babamızla anılarımız yaşar. Üç kuşak bir arada bulunabilir. Huzur ve heyecanımız olur...
Evde, dallarında salıncak yaptığımız ve mevsimi geldiğine meyvelerini yediğimiz doğal ağaçlar vardır. Konutlarda ise GDO'lu ürünler... Uzun bir süre raflarda bozulmadan dursun diye yapay, GDO'lu, hormonlu ve kimyasal katkılı gıdalar ancak konutlarda bulunmaktadır. Evlerin sokakları araba katliamına da uğramaz; çünkü, daracık alanda yirmi ailenin arabası park etmek zorunda değildir. Dolayısıyla evlerin sokakları/mahalleleri çocuklara aittir. Konutların mahallelerinde sokaklar arabalarca işgal edilir, egzoz dumanı da armağanı. Evlerde sadece anne baba ve çocuklar değil dede ve nineler de kendine yer bulabilir. Konutlar ise yaşlıları, dedeleri ve nineleri birlikte barındırmaya yetmez. Onlar, artık "huzur evine gönderilmek zorundadır"...
Evler, nasıl konut oldu?
Diyelim ki, on katlı bir binada 150 m² konut edindik... Bu bina da 500 m² üzerine oturtulan bir alana sahiptir. Binadaki daire sayısı ise yaklaşık yirmi dolayında. Daire başına düşen toprak miktarı en fazla 25 m² gibi görünse de gerçekte toprakla artık bağınız kalmamıştır. Hayali bir topraktır o... Zira hiçbir dairenin topraktan ve onun üzerindeki üretim gücünden, verimliliğinden ve huzurundan yararlanılması olanaklı değildir. Ailelerin toprakla bağı kesilince onları rahatlıkla her şeyi satın alan/almakta zorunda olan tüketim toplulukları durumuna getirilir. Ev üzerinde yerleştiği toprakla bütünleşir ve üretim aracı olur. Konutlar ise birer borç üretimi, yani borçlanma merkezidir. Konutları hem satın alırken, hem de üzerinde yaşamımızı sürdürmeye çalışırken bağımlı, tüketici ve hasta bireyler durumuna düşeriz. Konutlarda doğanın sunduklarından yararlanamayız. Üstelik bu konutların planlı eskitme nedeniyle "bilimsel" süresi 60 - 70 yıl. Kullanım süreleri de 40 - 50 yıldır. 40 - 50 yaş aralığında sahip olduğunuz konutlarda ortalama yirmi yıl yaşamıyoruz bile... Bize üzerinde geçici olarak konulacak kapitalist düzenin dayattığı borç üreten merkezler değil toprak ile bütünleşik gerçek evler gerek. )
- EV ile LAGINA
( ... İLE Mali'de, menapoza girmiş kadınların yaşadığı evler. )
- EV ile/ve/değil RAB
( ... İLE/VE/DEĞİL Mısır'da. )
- EVALUATE vs. ASSESS vs. APPRAISE
( Değerlendirmek, takdir etmek. İLE Değerlendirmek, takdir etmek. İLE Değerlendirmek, değer biçmek. )
- EVÂN[Ar. çoğ. ÂVİNE] ile EVÂM[Ar.]
( Vakit, zaman, çağ. İLE Borç, ödünç. | Renk, boya. )
- EVAPORASYON ile EVAPORATÖR
( Buharlaşma. İLE Buharlaştırıcı. )
- EVCÂ'[Ar. < VECÂ] ile EVCÂR[Ar.]
( Ağrılar, sancılar, acılar, sızılar. İLE İçinde gizlenmek üzere oluşturulan çukurlar, siperler. )
- EVCEL[Ar.] ile EVCER[Ar.]
( Çok korkak. İLE Çok çekingen. )
- EVCİL ile EVCİMEN
- EVCİL ile/ve/değil/<> İNSANCIL
- EVCİLİK değil EVLİLİK
- EVCİLLEŞTİRME (BİTKİ) ile/||/<> EVCİLLEŞTİRME (HAYVAN)
( Bitki evcilleştirmesi tahıl seçimi İLE hayvan evcilleştirmesi davranış kontrolüdür. Bitki evcilleştirmesi MÖ 10000 İLE hayvan evcilleştirmesi MÖ 9000 başladı. İki süreç Neolitik Devrimi İLE tarımsal toplum temelini attı. )
- EVCİMEN, BEKİR SITKI PROF. DR. (İST. 1926 - 1979) :
( Büyükdereli olup, ilk ve orta öğretimini burada tamamlamış, askerlik görevini takiben 1951'de kayıt olduğu İ.Ü. Üniversitesi Orman Fakültesinden 1955'te Orman Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. 1956'da İ.Ü. Orman Fakültesi Ormancılık Politikası ve Amenajman Kürsüsüne asistan olarak atandı. 1961 yılında hazırladığı "Türkiye Sedir Ormanlarının Ekonomik Önemi ve Amenajman Esasları" adlı çalışması ile Doktor unvanını aldı. İngiltere ve ABD de çalışma konuları ile ilgili olarak bilimsel araştırma ve incelemelerde bulundu. 1966'da "Türkiye'deki Aynı Yaşlı Ormanların Optimal Kuruluşa Götürülmesi İmkânları Hakkında Araştırmalar" konulu tezi hazırladı ve Doçent unvanını aldı. 1973 - 1974 arasında Almanya'da Freiburg ve Göttingen Üniversitesi Orman Fakültesinde bilimsel çalışmalarda bulundu. 1976'da Profesörlük unvanını aldı, 1979'da vefât etti. )
- EVDE BAKIM ile/ve/||/<> HASTAHANEDE BAKIM
- EVE/EWE/YEVE/YEWE = EVEK/EWEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Oğuzların bir kolu. İLE Tez canlı, aceleci kişi. )
- EVELEYİP-GEVELEMEK
- EVET DERİM/DEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAYIR DİYEMEM(EK)
( Özellikle de sevdiğin birinden alabileceğin "evlilik teklifi"ne... )
- EVET EKLEMİ ile/ve/||/<> HAYIR EKLEMİ
- EVET ile/ve/||/<>/> DEVAM ET
- EVET ile HE
- EVİÇ ile HADİD
- EVİNDE YEMEK ile BAŞKASINDA YEMEK
( ... İLE Nedense daha tatlı gelir. )
( Buyurun misafirler, davranın bizimkiler. )
- EVİN/EWİN ile TAHIL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Tahıl tanesi, tohum. İLE ... )
- EVİNİ ve/||/<>/< ZİHNİNİ/KALBİNİ
( Konuk gelecekmiş gibi temiz tut! VE/||/<>/< Ölüm gelecekmiş gibi temiz tut! )
- EVİNİ/MUTFAĞINI/BUZDOLABINI, MARKETE ÇEVİRMEK değil/yerine EVİNİ/ZİHNİNİ, MARKETTE TUTMAK
( İstediğimiz zaman/gerektiğinde, gerektiği kadarını marketten almak varken "her an ve hemen istediğim yerine gelsin" diye onlarca gereksiz/gerekli ürünü evimizde bulundurmamız şart değil! )
- EVİRE-ÇEVİRE (DÖVMEK)
- EVİRME/EVİRTİM/YANSIMA = AKİS/İNİKÂS/İFRAĞ = CONVERSION[İng., Fr.] = KONVERSION[Alm.] = CONVERSIO[Lat.]
- EVKAF[< VAKF] -ile
( CÂMİ, MEDRESE, İMÂRET GİBİ HAYRÂTIN İDARESİNE AYRILAN ARAZİ, BİNA VS. | VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ )
- EVKÂF ile/||/<> EVKÂF-I HÜMÂYÛN
( Vakıflar. İLE/||/<> Padişahların ve padişahlara mensup olanların vakıfları. )
- EVLÂ' -ile
( DAHA UYGUN, DAHA İYİ )
- EVLÂD-I BÜTÛN ile/ve EVLÂD-I ZUHÛR
( Kişinin kızının çocukları. İLE/VE Kişinin oğlunun çocukları. )
- EVLÂD-I İNÂS ile/||/<> EVLÂD-I YOL
( Kız çocukları.[vakfiyelerde geçer] İLE/||/<> Çoluk çocuk.[vakfiyelerde geçer] )
- EVLÂD-I SULBİYE/SULBİYYE ile/||/<> EVLÂD-I ÜMM
( Vakıfta birinin çocuklarını anlatan terim.[Birin torunları, onun evlâd-ı sulbiyyesidir.]. İLE/||/<> Ölenin, ana bir oğlan ve kız kardeşleri. )
- EVLÂT[Ar.] değil/yerine/= ÇOCUKLAR
- EVLENECEĞİN KİŞİYİ:
AKŞAM/GECE GÖRMEK ile/ve/yerine SABAH/UYANINCA GÖRMEK
- EVLENMEK ile/ve/||/<>/< EĞLENMEK
- EVLENMEK ile/ve/değil/||/<>/< KATLANMAK
(
)
- EVLENMEMİŞ ile EVLİ OLMAYAN
( Bekâr(< [Ar. BEKÂRET][Fars. BİKÂR]), evlenmemiş demektir. [Evli olmayan anlamına gelmez!] )
- EVLİ-BARKLI
- EVLİ-DAMLI
- EVLİLİK:
AİLE KARARI(GÖRÜCÜ) ile/ve/<> BEŞİK KERTMESİ ile/ve/<> DEĞİŞ-TOKUŞ
( Sibirya'nın kuzeyinde uygulanan üç çeşit evlilik. Eskiden ve kısmen hâlâ, gençler, 12 - 16 yaş arasında evlendirilirlermiş. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> Bir kızın, bir aileye gelin ve oğlunun da damat olarak gitmesi. )
(
Öteki Evlilik Türleri
| Evlilik Türü | Tanım | Amacı | Yaygın Olduğu Bölgeler |
|---|---|---|---|
| Levirat Evlilik | Dul kalan kadının, ölen kocasının erkek kardeşiyle evlendirilmesi. | Dul kadının korunması, çocukların aile içinde kalması, miras bütünlüğü. | Türkler, Yahudiler, bazı Afrika kabileleri, Orta Asya, Güney Asya. |
| Sororat Evlilik | Bir erkeğin, eşi öldüğünde ya da doğurgan olmadığında eşinin kız kardeşiyle evlenmesi. | Aile bağlarını koruma, çocukların aynı aile içinde büyümesini sağlama. | Kızılderili kabileleri, Afrika kabileleri, Tibet, Nepal. |
| Zorla Evlilik | Bireyin isteği dışında, ailesi ya da toplumu tarafından evlendirilmesi. | Aile çıkarlarını koruma, sosyal ya da ekonomik kazanç sağlama. | Dünya genelinde bazı geleneksel topluluklar. |
| Görücü Usulü Evlilik | Ailelerin uygun gördüğü kişilerin evlendirilmesi ancak tarafların onayı alınır. | Ailelerin söz sahibi olması, uyumlu evliliklerin sağlanması. | Türkiye, Hindistan, Orta Doğu, Asya. |
| Çok Eşli Evlilik (Poligami) | Bir bireyin aynı anda birden fazla eşe sahip olması. | Soyun devamlılığı, sosyal veya ekonomik avantajlar. | Orta Doğu, Afrika, bazı Asya ülkeleri. |
| Tek Eşlilik (Monogami) | Bir bireyin yaşamı boyunca ya da evlilik süresince tek bir eşe sahip olması. | Aile yapısının istikrarlı olması, duygusal bağlılık. | Batı dünyası, Türkiye, modern hukuk düzenine sahip ülkeler. |
- EVLİLİK:
GELECEĞİN TAAHHÜDÜ değil İLİŞKİ SÜRESİNCE SÖZLEŞME
( Birlikteliğin toplumsallığı, kurumsallığı ve kuramsallığı olan "evlilik", [dişil ya da eril fark etmeksizin] İNSAN için, koşullara/olanaklara bağlı, itibarî olan ve [doğal koşullarda olmayanlar için ve özellikle kentlerde yaşayanlarda] zorunlu olmayan bir süreç ya da kabul olarak değerlendirilmektedir.
Eşeysel birlikteliğin, kentlerde, eskisi gibi belirleyici/bağlayıcı olması ise pek fazla devrede olmayabilmektedir. )
- EVLİLİK:
SONUÇ değil BAŞLANGIÇ VE SÜREÇ
- EVLİLİK ile/ve/değil/<>/< AŞK
( Akit ile. İLE/VE/DEĞİL/<>/< Ahit ile. )
( Tanık, rızâ, onay ister. İLE/VE/<>/< Ahde vefâ edecek bir kalp yeterlidir. )
- EVLİLİK ile/ve/değil KUTSAL EVLİLİK
( Bir başkasıyla. İLE/VE/DEĞİL Kendinle. )
( Gövdeyle. İLE/VE/DEĞİL Zihninde. )
( MÜTEEHHİL[< EHL]: Evlenmiş, evli, teehhül etmiş. )
- EVLİLİKLERİN SONLANMASI:
"AŞKIN BİTMESİ" değil/ne yazık ki/< ARKADAŞLIĞIN OLMAMASI
- EVLİLİKTE/İLİŞKİDE:
(")KÜSME(") ve/<>/>/< (")BAĞIRMA(")
- EVLİYÂ ile/ve BEŞİK EVLİYÂSI
- EVO-DEVO ile/||/<> KLASİK EVRİM
( Evo-devo gelişim genetik, klasik populasyon. )
( Formül: Development İLE population )
- EVOLUTİONARY DEVELOPMENTAL BİOLOGY ile/||/<> CLASSİCAL DEVELOPMENT
( Evolutionary developmental biology gelişimin evrimsel kökenlerini incelerken İLE classical development sadece bireysel gelişim süreçlerini inceler )
( Formül: Evo-devo )
- EVRÂD[< VİRD] -ile
( OKUNMASI ÂDET OLUNAN DÎNÎ DUALAR, HER ZAMAN DİLDE VE AĞIZDA DOLAŞAN SÖZLER )
- EVRÂD[Ar. < VİRD] ile/ve/||/<> EZKÂR[Ar. < ZİKR]
( Okunması âdet olunan dini dualar. | Her zaman, dilde ve ağızda dolaşan sözler. İLE/VE/||/<> Anmalar, anımsamalar/hatırlamalar, bildirmeler, söylemeler. | Zikirler. )
- EVRAK[Ar. < VARAK] değil/yerine/= DEĞERLİ BELGE / İŞBELGE
- EVRAK ile/||/<> VESİKA
- EVRÂK-I MÜSBİTE ile/||/<> ZABIT KAYITLARI ile/||/<> DÂİMİ KAYITLAR ile/||/<> YOKLAMA KAYITLARI ile/||/<> MAZBATA
( Tapu sicilini tamamlayan belgeler. İLE/||/<> Tapulama(kadastro) görmeden önce taşınmazlarla ilgili tutulan tapu kayıtları. İLE/||/<> Tapu Yönetimlerinde iş sahiplerinin başvurusu üzerine tutulan kayıtlar. İLE/||/<> Rumi 1288 - 1325 tarihleri arasında miri arazinin, yetkili memurlar tarafından mahalline gidilerek, yerinde görülüp incelenerek tutulan kayıtlar. İLE/||/<> Tutanak. )
- EVRAKLAR/LA değil EVRAK/LA
( "Evrak", varak[Ar. yaprak, yazılı kâğıt, varaka] sözcüğünün çoğulu olduğundan, çoğul olana bir "-ler" eki daha olmaz/kullanılamaz. )
- EVRE ile/ve/||/<> DEVRE/DÖNEM
- EVREN "ANLAYIŞI/KABULÜNDE":
"AÇIK" ile "DÜZ" ile "KAPALI"
( k=-1 İLE k=0 İLE k=1 )
( Ω < 1 İLE Ω = 1 İLE Ω > 1 )
- EVREN:
DÜNYA ile/ve/<>/> MUHÎD(OKYANUS/OCEAN)/ATLAS
( Hareket ve ağırlık merkezi. İLE/VE/<>/> En son felek. )
- EVREN/KAİNAT:
OLUŞ/KEVN ve/||/<> BOZULUŞ/FESAD
- EVREN:
"SONLU" değil SINIRSIZ-SONLU
- EVREN:
YAYILIM ve/||/<>/> BÖLÜNEBİLİRLİK
- EVREN ile/ve BEN/KİŞİ
( UNIVERSE vs./and ME/PERSON )
- EVREN ile/ve BEN/KİŞİ
( UNIVERSE vs./and ME/PERSON )
- EVREN ve/<> BEYİN
( Makro beyin. VE/<> Mikro evren. )
( UNIVERSE and/<> BRAIN )
- EVREN/EVRAN ile EVRENG[Fars.] ile Evren
( Gök var olanların bütünü. kâinat, cihan, âlem, kozmos. | Düzenli ve uyumlu bir bütün olarak düşünülen tüm var olanlar. kâinat. | Büyük yılan. | Kişinin içinde yaşadığı, ilişkide bulunduğu ortam. İLE Taht. İLE Ankara iline bağlı ilçelerden biri. )
- EVREN = KÂİNAT = COSMOS[İng., Fr.] = KOSMOS[Alm.] = KOSMOS[Yun.]
( VAROLANLARIN HEPSİ | OLANLAR | AYALTI DÜNYA [olarak kabul edilirdi] )
- EVRENBİLİM = KEVNİYAT = COSMOLOGY[İng.] = COSMOLOGIE[Fr.] = KOSMOLOGIE[Alm.] = COSMOLOGIA[Lat.] = KOSMOLOGIA[Yun.]
- EVRENBİLİM(KOZMOLOJİ) ve PSİKOLOJİ ve GEOMETRİ/MANTIK
- EVRENDE:
İKİLEM değil/yerine BÜTÜNLÜK
- EVRENDOĞUM = KİYANİYAT, TEŞEKKÜL-İ ÂLEM = COSMOGONY[İng.] = COSMOGONIE[Fr.] = KOSMOGONIE[Alm.] = KOSMO-GONIA[Yun.]
- EVREN/EWREN ile EVREN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Demirci ocağı biçiminde yapılan ekmek fırını. İLE ... )
- EVRENİ ANLAMAK ile/ve YAŞAMAK
- ... "EVRENİ" ile/ve/<> ... EVRİMİ
- EVRENİN, BAŞLANGIÇTAKİ ISISI -ile
( 10¯³² )
- EVRENİN:
BÜYÜMESİ ile/ve/değil GENİŞLEMESİ
- EVRENİN:GENİŞLEMESİ ile/ve/||/<>/> KARANLIK ENERJİ
( 1965 ile/ve/||/<>/> 1967 )
- EVREN'İN İÇ YAPISI ve/<> EVREN'DE, İNSAN'IN YERİ
- EVRENİN:
KÖKENİ ile/ve/||/<>/> OLUŞU ile/ve/||/<>/> İŞLEYİŞİ
- EVRENİN OLUŞUMUNDA/GELİŞİMİNDE:
İLK PARÇACIKLAR ile/ve/>/> İLK YILDIZLAR [< BUGÜN]
( 400.000'nci yılında. İLE/VE/> 400 milyon yıl sonra. [> 14.7 milyar yıl.] )
- Evrenle KONUŞ!!!
- EVRENOS YALISI :
( Çayırbaşı'ndaki yalılarından biri de 1940'lı yıllarda yapılan Evrenos yalısıdır. Kazıklı yol ile eski Çayırbaşı Caddesi arasında ve bahçe içindeki yalı Evrenos yalısı olarak bilinir. )
- EVRENSEL AKIL ile/ve/<> BİREYSEL AKIL
- EVRENSEL BİLİM ile/ve/||/<> DÜNYA GÖRÜŞÜNÜN BİLİMİ
- EVRENSEL BİLİM ile/değil EGEMEN BİLİM
( Bilim, evrensel olmaz; bilim, egemen olur. Evrensel bilim yoktur, egemen bilim vardır. )
- EVRENSEL DİL ARAYIŞI ile/ve/||/<>/> YETER NEDEN İLKESİ
( LEIBNIZ )
- EVRENSEL FELSEFE ile EGEMEN FELSEFE
( Evren simgelerden, simgeler de noktalardan oluşur. )
( Tanrısal görü evrensellerle olanak bulur. )
- ... GERÇEKLİK:
EVRENSEL/BÜTÜNCÜL ... ile/ve/||/<> FİZİKSEL ... ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ... ile/ve/||/<> ÖZNEL ... ile/ve/||/<> İLİŞKİSEL ...
- EVRENSEL ile/ve DOLAYLILIK
- EVRENSEL ile KÜRESEL/KÜREVİ
( ÂLEM-ŞÜMÛL ile ... )
( UNIVERSAL vs. GLOBAL )
- EVRENSEL ile/değil TÜMEL
- EVRENSEL = UNIVERSAL[İng., Alm.] = GÉNÉRALE[Fr.] = UNIVERSALIS[Lat.]
- EVRENSELCİLİK ile EVRENSELLİK
- EVRENSEL/KOZMİK ile MİSTİK
- EVRENSELLER ile/ve/<> KENDİN
( Filozoflar. İLE/VE/<> Peygamberler. )
( Genel/e. İLE/VE/<> Özel/e. )
( Evrensellere katılmayanlar, özelin sofrasına da oturamaz. )
- EVRENSELLERİN:
ŞEYLERDEN ÖNCELİĞİ ile/ve ŞEYLERİN İÇİNDELİĞİ ile/ve ŞEYLERDEN SONRALIĞI
( UNIVERSALIS ANTE REM cum/et UNIVERSALIS IN REBUS cum/et UNIVERSALIS POST REM )
- EVRENSELLEŞTİRME ile/ve SONSUZLAŞTIRMA
( UNIVERSALIZATION vs./and TO GET INFINITE )
- EVRENSELLEŞTİRME ile/ve SONSUZLAŞTIRMA
( UNIVERSALIZATION vs./and TO GET INFINITE )
- EVRENSEL/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KALICI/LIK
- EVRENSEL/LİK ile KÜRESEL/LİK
( ÂLEM-ŞÜMÛL ile ... )
( UNIVERSAL vs. GLOBAL )
- EVRENSEL/LİK ile/ve/||/<> KUŞATICI/LIK
- EVRENSELLİK ile/ve/<>/< ZORUNLULUK
- EVRİK ile/ve/<> EVRİŞİK
( [başka bir önermeye, kurama göre] Terimleri ters durumda olan. [önerme, kuram]
"Üçün altıya oranı, altının onikiye oranı gibidir" ve "onikinin altıya oranı, altının üçe oranı gibidir" önermeleri, birbirinin evriğidir.
"Aydınlığın yeğinlği, ışıklı cismin uzaklığıyla evrik olarak orantılıdır. Uzaklık çok olunca aydınlık azalır, az olunca aydınlık çoğalır."
İLE/VE/<>
Evirme yoluyla elde edilen önerme.
"Her kişi, gülendir." önermesinin evrişiği,
"Her gülen, insandır." biçiminde olur. )
- EVRİM:
DİRİMSEL ile/değil TARİHSEL
- EVRİM:
DOĞAL SEÇİLİM KURAMI/ÖRNEĞİ ile/ve/değil/yerin/<>/>< DAYANIŞMA(SYMBIOSIS) KURAMI/ÖRNEĞİ
( Ekvator bölgesinde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Sibirya'da. )
( CHARLES DARWIN ile/ve/değil/yerine/<>/>< PYOTR KROPOTKIN[09 Aralık 1842 - 08 Şubat 1921] )
- EVRİM YASASI ile/ve/||/<> EVRİM KURAMI ile/ve/||/<> EVRİMSEL BİYOLOJİ
( )
( )
- EVRİM ile BİYOÇEŞİTLİLİK
( Canlı türlerinin zamanla değişimi. İLE Dünyadaki tüm canlı türlerinin çeşitliliği. )
- EVRİM ile/ve/değil/||/<>/> ÇEŞİTLENDİRICİ/LIK
- EVRİM ile/ve/değil/yerine DEĞİŞİKLİK
( [not] EVOLUTION vs./and/but ALTERATION
ALTERATION instead of EVOLUTION )
- EVRİM ile/ve/değil/yerine DEĞİŞİM
( [not] EVOLUTION vs./but ALTERATION
ALTERATION instead of EVOLUTION )
itibarı ile 51.358 başlık/FaRk ile birlikte,
51.358 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(63/207)
(1996'dan beri)