I ve İ ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 51.358 başlık/FaRk ile birlikte,
51.358 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(195/207)
- X-IŞINI KRİSTALOGRAFİ ile/||/<> NMR SPEKTROSKOPİ
( X-ışını kristal protein yapısı, NMR çözelti dinamiği )
( Formül: Bragg yasası İLE Larmor frekansı )
- X-IŞINI ile/||/<> KRİSTALOGRAFİ
( X-ışınlarının kristal yapı analizinde kullanımı )
( William Henry Bragg tarafından 1913 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1862-1942) (Ülke: İngiltere) (Alan: fizik) (Önemli katkıları: X-ışını kristalografisi, Bragg yasası, kristal yapı analizi) (Nobel: 1915) )
- X-RAY İLE CT İLE MRI İLE PET ile/||/<> TIBBİ GÖRÜNTÜLEME
( Medikal görüntüleme teknikleri. )
( Formül: T1 İLE T2 weighted (MRI) )
- X-RAY KRİSTALOGRAFİ ile/||/<> CRYO-EM
( X-ray kristal yapı, cryo-EM donmuş yapı. )
( Formül: Crystal İLE frozen structure )
- X-RAY KRİSTALOGRAFİ ile/||/<> NMR SPEKTROSKOPİ
( X-ray kristal statik yapı, NMR çözelti dinamik. )
( Formül: Bragg kırınım İLE spin )
- X ile/||/<> IŞINI
( X-ışınlarının keşfi )
( Wilhelm Röntgen tarafından 1895 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1845-1923) (Ülke: Almanya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: X ışınlarının keşfi) (Nobel: 1901) )
- XD/EXPIRATION DATE[İng.] değil/yerine/= SON KULLANMA TARİHİ
- XENIA[Yun.] ile/ve/||/<> IMAGO
( [İmge:] Yunan'da. İLE/VE/||/<> Roma'da. )
- XEN-/XENO- ile/||/<> XER-/XERO-
( Yabancı, garip. İLE/||/<> Kuru. )
- 'X'İN BİLGİSİ ile/ve 'X1'İN BİLGİSİ ile/ve 'X2'NİN BİLGİSİ ile/ve 'X3'ÜN BİLGİSİ
( KNOWLEDGE OF THE 'X' vs./and KNOWLEDGE OF THE 'X1' vs./and KNOWLEDGE OF THE 'X2' vs./and KNOWLEDGE OF THE 'X3' )
- XNA İLE EXPANDED GENETİC CODE İLE SYNTHETİC CELL ile/||/<> YAPAY YAŞAM
( Doğal olmayan biyolojik sistemler. )
( Formül: ATGC → ATGCXY )
- XOCHIMILCO ve/||/<> TRAJINERA
( Meksika'da, "Çiçeklerin yetiştiği yer" anlamına gelen su kanalı. VE/||/<> Geleneksel Meksika tekneleri. )
(
)
- XRD ile/||/<> XPS
( XRD kristal yapı Bragg İLE XPS yüzey element oksidasyon. )
( Formül: Bulk İLE yüzey )
- XSONOFENES:
FİLOZOF (OLAN) ile SOKRATES'İN ÖĞRENCİSİ
- Y ile Y ile y
( Türk abecesinin yirmisekizinci harfi. Sesbilim bakımından, öndamak ünsüzlerinin ötümlüsüdür. İLE İtriyum'un simgesi. İLE Bilinmeyen, ikinci niceliği gösterir. )
- Y[Ar.] ile YÂ[Ar.] ile YÂ[Ar.] ile YÂ[Ar.]
( Osmanlı abecesinin 31. harfidir.[Ebced hesabında 10 sayısının karşılığıdır.] İLE Ye harfinin adı. İLE Ey! Hey! Arapça'da, başına geldiği türevin ilk sözcüğünü üstün(meftuh) okutur.[YÂ-RABB-EL-ÂLEMÎN] | Tek sözcüğün başına gelirse o sözcüğün son harfini ötre(mazmun) okutur.[YÂ AHMEDÜ] İLE O halde, öyleyse. )
( Yafta, bir malın cinsini, fiyatını vs. belirten kâğıt. İLE "Bulmuş, bulunmuş, bulunan" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar.[ŞEREF-YÂFTE: Şeref bulmuş.] )
- ...YA AİT ile/ve/değil ...YA ÖZGÜ
- Ya az konuş, ya da SUS!!! -ya da
- ...'YA BAŞVURMAK ile/ve/||/<> ...'DAN YOLA ÇIKMAK/HAREKET ETMEK
- ..'YA:
BİNÂEN ile İSTİNÂDEN -ile/ve/değil/||/<>/<
- [ya] "BİR YOL BULMAK/AÇMAK" ve/ya da/||/<>/>/< [ya] YOL AÇMAK ve/ya da/||/<>/>/< YOLDAN ÇEKİLMEK
- ...'YA (ÇOK) DÜŞKÜN" ile/ve/değil/yerine "...'YI (ÇOK) SEVEN"
- (ya da) "Gel! OL ve git!" öyle KONUŞ!!!
- YA DA ile/ve/||/<> SADECE
- YA DA ile VE
( OR vs. AND )
- ...YA DAİR ile/ve/||/<> ...YA DAHİL
- ...YA DAYANIKLI" değil DAYANAN
- ...YA "DEĞER"/"DEĞMEZ" ile/değil/yerine GEREKİR/GEREKMEZ
- ...'YA DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/<> ...'YA ATIFTA BULUNMAK
- YA DOĞRUYSA ile/ve/||/<> YA ÖYLE DEĞİLSE
( Tüzede(hukukta). İLE/VE/||/<> Bilimde. )
- ...YA ERİŞMEK ile ...YA VÂKIF OLMAK
- ...'YA GEREK YOK ile/değil/yerine ... YETERLİ
- (ya) "Git! OL ve gel!" sonra KONUŞ!!! -ve
- ...'YA İLİŞKİN ile/ve ...'YA YÖNELİK
- [ya]
İSTİKLÂL ya da ÖLÜM
( )
- [ya] KALMAK ile/değil/yerine/ya da İLERLEMEK
- ...'YA ...:
NAZARAN ile/ve/değil/||/<>/< KIYASLA
- ...'YA NAZARAN ile/ve/değil ...'YA NİSPETEN
- ...'YA NEDEN OLACAK ... değil ...'YI SAĞLAYACAK ...
- ...'YA NİSPETEN ile/ve/||/<> ...'YA SAYGIDAN/HÜRMETEN
- YA ÖYLE, YA ÖYLE ile ÖYLE Mİ, BÖYLE Mİ?
- YA ÖYLE, YA ÖYLE ile YA ÖYLE, YA BÖYLE
- ...'YA ÖZGÜ (OLMA) ile ...'YA AİT (OLMA)
( TO (BE) SPECIAL TO vs. TO (BE) BELONG TO )
- ...'YA RÂZI OLMA ile/ve/değil/||/<>/< ...'YI SAVUNMA HAKKI
- ...'YA SIĞMAYACAK ile/değil ... İLE SINIRLANDIRIL(A)MAYACAK
- Ya şimdi konuş, ya da sonsuza kadar SUS!!! -ya da
- [ya] TÂLİP OLMA! ya da ŞİKÂYET ETME!
- YA/YA DA ile/ve/değil/yerine/||/+/<>
( HEM, HEM DE ve/||/<> NE, NE DE )
( Ayrım. | İLE/VE/<> Birlik/bütünlük. )
( 0 1 ile/ve/<> [ 1 ile/ve/<> 0 ] )
( "Ne, ne de", "hem, hem de" ile birliktedir![ayrı değildir!] [sadece insana/gelişmiş zihinlere özgüdür!] )
( Doğada/fizikte/hayvanlarda, deneyde/laboratuvarda. İLE/VE/<> Sadece İNSAN'da. )
( Bir şey(ler)i bildirtir. İLE/VE/<> Kendini bildirtir. )
( EL: [Bağlamına/işlevine/yerine/gereksinime göre]
Hem kirli, hem de temiz...
Ne kirli, ne de temiz. )
( DEKOLTE:
Hem açık, hem de kapalı...
Ne açık, ne de kapalı. )
( BEYİN:
Hem ayrık, hem de bitişik...
Ne ayrık, ne de bitişik. )
- YA, YA DA ile HEM, HEM DE ile HEM, HEM DE | NE, NE DE
( Kul - Tanrı İLE İnsan. İLE İnsan <> Tanrı. )
( Şeriat. İLE Tarikat. İLE Hakikat ve Marifet. )
- [ya] YALAN BEYAN ile/değil/yerine/ya da SUSMA HAKKI
( Sanık, yalan söylese bile sözlerinde çelişkiye düşer ve onlardan ipuçları elde edilebilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/YA DA Sanığı, doğru söylemeye zorlamak, insanın varoluşuna, onuruna ve kişi haklarına aykırı olur. [Kişinin, kendini, ceza tehdidi altına sokması olanaklı değildir.] )
- [ya] YENİLECEĞİZ değil/yerine/ya da/>< YENİLENECEĞİZ
- ...YA YOL AÇTI ile ...YA NEDEN OLDU
- YA ... ile ... YA ...
( Tümce başında. İLE Tümce içinde, sözcük öncesinde. )
- YA[Ar.] ile YA[Fars.]
( Bazı duyguları güçlendirmek amacıyla tümcenin başında ya da sonunda kullanılır. | Bir şeyi onaylamada, "evet" anlamında kullanılır. İLE Birinden birinin olacağı sanılan iki iş için kullanılır. | Tümce başında, "evet" anlamında olumluluk bildirir. | Soru tümcelerinin başında kullanılır. | Birinden birinin seçilmesi gereken durumlarda kullanılır. | Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılır. | Gereklik ve onay bildiren tümcelerde, yargının onaylandığını bildirir. | Dilek, koşul ve geniş zaman kiplerinde, yargıyı pekitir. | Bilinen, görülen, anımsanıp anlatılan bir kolay nedeniyle de sorulan başka bir konu için kullanılır. | Bir düşüncede, sıra ile yer alan ayrı cins öğelerden biri, ötekilerden üstün görüldüğünde, o öğe, tümce dışına alınır ve başına bir "ya" getirilerek "hele, özellikle" anlamında kullanılır. | Yanıt niteliğinde olan tümcenin sonuna getirildiğinde, asıl yargının, arkadan gelen tümce ile anlatılacağını belirtir. | Öykü ve söylence birleşik zamanlarından sonra gelerek anlamı berkitir. | Tümcede, eş görevli öğeler arasında, ya ... ya, ya... ya da, ya .. ya da biçimlerinde yinelenmiş olarak kullanılır. )
- YABAN ARISI ile KAZICI YABAN ARISI
( Yaban arılarının çoğu steril dişillerdir. )
( Sadece tatlı meyve nektarı yiyebilirler. )
( WASP vs. FOSSORIAL/DIGGER WASP )
- YABAN DOMUZU ile/değil/yerine/>< TURNA
( İlkel toplumlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gelişmiş toplum ve kültür. )
- YABAN HAYVANLAR MÜZESİ :
( Poligan mahallesinde bulunan atış poligonu yerleşkesi içinde bir adet yaban hayvanlar müzesi bulunuyor. )
- YABAN KÖPEĞİ ile AVUSTRALYA YABAN KÖPEĞİ/DİNGO
( ... İLE 48 km. hızla koşabilirler. )
- YABAN KOYUNU ile ARGALI/ARGALİ
( ... İLE Boynuzlugillerden, Kuzeydoğu Asya'da yaşayan, büyük boynuzları olan yabanıl bir koyun. )
( ... cum OVIS AMMON )
- YABANCI DİLDE EĞİTİM ile/değil/yerine YABANCI DİL EĞİTİMİ
- YABANCI SÖZCÜKLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALINTI SÖZCÜKLER
- ÖZDEŞ KÜME/YABANCI TOPLULUĞU/SÖMÜRGE/GÖÇMEN/KOLONİ/COLONY ile TOPLULUK/NÜFUS/POPÜLASYON
( Aynı türden organizmaların bir arada yaşadığı topluluk. İLE Aynı türden organizmaların belirli bir alanda yaşadığı ve ürediği topluluk. )
- YABANCI ile/ve/değil/yerine BAŞKALARI
( [not] FOREIGN vs./and/but OTHERS
OTHERS instead of FOREIGN )
- YABANCI ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİNMEYEN/TANINMAYAN
- YABANCI ile DIŞARIDA TUTULAN
( YABANCİN ile ... )
( PAPALAGİ: Yabancı. | Göğü delen adam. [Göğü Delen Adam (Ayrıntı Yay.) kitabını okumanızı salık veririz] )
- YABANCI ile/ve YIRTICI ile/ve VAHŞİ
( PHALANG/GUAVA[Tayca] ile/ve ... )
( STRANGE vs./and WILD )
- YABANCILAŞMA ile/ve DUYARSIZLIK
( ALIENATION vs./and INSENSITIVITY )
- YABANCILAŞMA ile/ve/||/<>/> YADSIMA
- YABANCILAŞMA ile/ve/> YALAN
( ALIENATION vs./and/> LIE )
- YABANCILAŞMA ile/ve YANILSAMA
- YABANCILAŞMA ile/ve/> YİTİM
( ALIENATION vs./and/> LOSS )
- YABANCILAŞ(TIR)MAK ile/ve/<> ÖTEKİLEŞ(TİR)MEK
- YABANCI/LAŞTIRMA ile/ve/değil/||/<>/< TAŞRALI/LAŞTIRMA
- YABANCI/LIK / YABANCILAŞMA ile/ve YALNIZ/LIK / YALNIZLAŞMA
- YABANCI ile/ve/değil/||/<>/< YENİ
( [not] STRANGE vs./and/but/||/<>/< NEW )
- Yabancı dil değil TÜRKÇE KONUŞ!!! -ile/değil
- YABANDOMUZU ile/ve CÜCE DOMUZ
( SUS SCROFA cum ... )
- YABANDOMUZU ile DÜĞMELİ YABANDOMUZU
- YABANİ LAHANA ile/ve/||/<>/> ALABAŞ ile/ve/||/<>/> MANGIR ile/ve/||/<>/> BROKOLİ ile/ve/||/<>/> BRÜKSEL LAHANASI ile/ve/||/<>/> LAHANA ile/ve/||/<>/> KARNABAHAR
(
)
- YABANMERSİNİ ve EKŞİ NAR
( Kan şekerini dengelemede doğal ürünler olarak yararlanılabileceklerden. )
( )
( LİKAPA/LİGARBA ve ... )
- YABGU ile ...
( Han'ın yardımcısı. )
- YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> TANRILAR AÇMAZI
- YÂD ETME! ile/ve/||/<>/> FERYÂD ETME!
( Geçmişi. İLE/VE/||/<>/> Geleceğe.
Geçmişi yâd etme, geleceğe feryâd etme! )
- YAD ile YÂD[Fars.]
( Yabancı. İLE Anma. | Hatır, gönül. )
- YADA ile/değil YÂDA[< YÂD(Fars.) + A(Tr.)] ile/değil YA DA
( Doğal taş. İLE/DEĞİL Anma/ya. İLE/DEĞİL Bağlaç.[Seçeneği, çeşitliliği ya yeğlemeyi/tercihi belirten söz.] )
- YADERKLİK = İĞTİYAR = HETERONOMY[İng.] = HÉTÉRONOMIE[Fr.] = HETERONOMIE[Alm.] = HETEROS:BAŞKASI, NOMOS:YASA[Yun.]
- YADİGAR EJDER PARKI :
( Maden Mahallesindedir. 1.299,00 m²'lik bir alan üzerinde kurulmuştur. 400,00 m²'lik yeşil alanı, 127,00 m²'lik çocuk oun alanı ve 328,00 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- YADIRGAMA ile/değil/yerine/<> BENİMSE(YE)MEME
- YADIRGAMA ile/ve/> RED
( TO REGARD AS A STRANGER vs./and/> TO DENY )
- YADIRGAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TANIMLAYAMAMAK
- YADIRGAMAK ile/ve/||/<> TUHAF KARŞILAMAK
- YADIRGAMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> "YARGILAMAK"
- YADIRGAMA(MA)K ile/ve/değil/||/<> YABANA ATMA(MA)K
- YADSIMA ile/ve/||/<> GÖZARDI ETME
- YADSIMA >< KUTSAMA
- YADSIMA = NEFİY/NEFY = NEGATION = NÉGATION[Fr.] = NEGATION[Alm.] = NEGATIO[Lat.] = APOPHASIS[Yun.] = NEGACION[İsp.]
- YADSIMA ile/ve/değil/yerine SORGULAMA
( [not] TO DENY | REJECT vs./and/but TO INTERROGATE
TO INTERROGATE instead of TO DENY | REJECT )
- YADSIMAK ile/ve/<> ÖNEMSEMEMEK
- YADSIMAK ile YADIRGAMAK
- YAĞ BEZELERİ:
LİPOM ile YAĞ KİSTİ
( Katı. İLE Daha çok sıvı. )
( Genelde/çoğunlukla ağrı yapmazlar.[çok ileri derecede ve bir yere bası olmadıkça] )
- YAĞ BEZESİ ile/ve/<> YAĞ KİSTİ ile/ve/<> YAĞ BİRİKİNTİSİ
- YAĞ DAMLASI DENEYİ ve/||/<> ELEKTRONUN YÜKÜNÜN ÖLÇÜLMESİ
( 1909 yılında yapılan bir deneyde, elektronun yükünün büyüklüğü ölçüldü. Robert A. Millikan[] 22 Mart 1868 - 19 Aralık 1953], ayrıca bu yükün en küçük birim yük olduğunu ve bu yükün kuantize olduğunu da ortaya koydu... )
- YAĞ ile ÇAM YAĞI
( ... İLE Çam ağacından, kâğıt hamuru üretiminde yan ürün olarak elde edilen, sabun ve boya endüstrisinde kullanılan, eşit miktarda reçine asidi ve yağ asitleri içeren bir madde. )
- YAĞ ile KALIN/AĞIR YAĞ
( ... İLE Ham petrolden elde edilen, makinelerin hareketli bölümlerini yağlamakta kullanılan yoğun yağ. )
- YAĞ ile MANUKA YAĞI
( ... İLE Yeni Zelanda ve Avustralya'nın doğu ve batı bölgelerinde bulunan, gri yeşil kabuklu, 8 metre uzunluğunda, beyaz yaprakları ince noktalı, pembe ya da kırmızı çiçekli ince manuka ağacından elde edilen, antibakteriyel etkisinden dolayı sivilce, siğil, akne, açık yara ve yanıkların tedavisinde kullanılan bir yağ türü. )
- YAĞ ile YAĞ ASİDİ
( Trigliseritlerden oluşan organik bileşikler. İLE Uzun zincirli karboksilik asitler. )
- YAĞCI, ÇOŞKUN (İST. 1945) :
( Öğrenimini takiben aile şirketi olan Yağcı Denizcilik Şirketinde işe başladı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- YAĞIŞ ile KONVEKSİYON YAĞIŞ
- YAĞIZ/ESMER[Ar.] ile KUMRAL ile KONUR
( Siyaha çalan buğday rengi. | Kurşuni renk. | Bu renkte olan. | Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan kişi. İLE Koyu sarı ya da açık kestane rengi. | Teni ve saçları sarıya çalan açık buğday rengi olan kişi. İLE Açık kestane renginde olan. )
- YAĞIZ, SAMİM (İST. 1950 - ) :
( Kocaelispor'dan transfer edildi bir sezon (1978/1979) lacivert - beyazlı formayı giydi. Bu süre içinde 14 lig, 5 B takımlar ligi, 4 kupa maçı olmak üzere 23 resmi ve ayrıca 16 özel maçla birlikte toplam olarak 39 maçta Sarıyer formasını giydi. Lig maçlarında 2. özel maçlarda 1 olmak üzere 3 gol attı. 3 kez de Ümit Milli akımda oynadı. )
- YAĞLAMAK ile YALAMAK
- YAĞLARDA:
UÇUCU ile/ve SABİT
( Çiçek, yaprak, kokulu. [biberiye, nane] İLE/VE Meyve, tohum. [badem, ısırgan, z.yağı] )
- YAĞLARI/NI YAKMAK değil YAĞLARI/NI ERİTMEK
- YAĞLI BALLI
- YAĞLI CİLT ile/ve/<> SİVİLCELİ CİLT
( Organik Yağlı ve Sivilceli Ciltler için özel kremler )
- YAĞMUR ADAM ve/||/<>/> TEMPLE GRANDIN
( ... VE/||/<>/> Otizmin, bireyler ve toplum tarafından algısı, yorumlanışı, gösterilen yanlış tepkiler yerine yapıcı yaklaşımların farkını harika bir süreç ve anlatımla sunuyor. )
( Otizmli Bireylerle İlgili Çekilmiş 17 Film...
- Temple Grandin
- Barfi
- Mary&Max
- Yağmur Adam /Rain Man
- My Name is Khan
- Benim Adın Sam /I am Sam
- Snow Cake
- Ocean Heaven /Hai Yang Tian Tang
- Ben X
- The Black Balloon
- Campeones
- Adam
- Mozart be Balina / Mozart and the Whale
- Çok Gürültü ve Çok Yakın
- Sevgili John
- Silent Fall
- Molly )
- YAĞMUR KUŞU ile KILIÇ GAGALI
( ... İLE Yağmur kuşugillerden, çok ince ve uzun gagalı, tüyleri ak, kanatları kara bir kuş. )
( ... cum RECURVIROSTA AVOCETTA )
- YAĞMUR SUYU ile KAR SUYU
- YAĞMUR ile/ve KIRK İKİNDİLER
( ... İLE/VE Haziran-Temmuz aylarında 40 gün boyunca, ikindi zamanları 20-30 dakikalık sağnak yağış. )
- YAĞMUR ile/ve "AHMAK ISLATAN" YAĞMURU
- YAĞMUR ile ÇAKAL YAĞMURU
- YAĞMUR ile/değil ÇİLENTİ
( ... İLE/DEĞİL Hafif yağmur, serpinti. )
- YAĞMUR ile ÇİSELEMEK
( RAIN vs. TO DRIZZLE )
- YAĞMUR ile/değil ÇIVGIN/ŞIVGIN
( ... İLE/DEĞİL Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur. | Ağaç sürgünü, filiz. )
- YAĞMUR ile GÜZLEK
( ... İLE Güz yağmuru. | Güz mevsiminin geçirildiği yer. )
- YAĞMUR ile/ve/değil/<> HAMSİN
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Kum yağdırır. )
- YAĞMUR ile KAR
( RAIN vs. SNOW )
- YAĞMUR ile MUSON[Fr. < Ar.]
( ... İLE Güney Asya kıyılarıyla Hint Denizi'nde, yaz ve kış mevsimlerinde, birbirine ters yönlerden esen geniş alanlı rüzgâr.[Yaz musonu, nemlidir.] )
( RAIN vs. MONSOON )
- YAĞMUR ile SÜMBÜLÎ[Fars. + Ar.]
( ... İLE Yağmur yağdırmayan, koyu renkli bulutlarla örtülü hava. )
- YAĞMUR ile/ve/değil/||/<>/< YAĞIŞ
- YAĞMURCUN ile GÜMÜŞ YAĞMURCUN
- YAĞYI/YAĞSI değil YAĞI
- YÂHÛ[Ar.] ile YÂ-HÛ[Ar.]
( Ey Tanrı/Allah'ım! [Dervişlerin, "Allahısmarladık" yerine birbirine verdikleri selâm. asıl karşılığı YÂ-MEN-HÛ] İLE Ey o zât![Ey Allah!] | Hey, bana bak, baksan a!, a canım, adam!, adamlar!, ey sen!, duymuyor musun? )
- YÂHÛD[Ar.] ile Yahûd/Yehûd[Ar.]
( Ya da, ya da, isterseniz. | İyisi, daha doğrusu. İLE Yahudî. Hz. Yâkub'un oğlu Yahuda soyundan gelenler, İsrailoğulları. )
- YAHUDİ ile/değil/yerine/= MUSEVÎ
- YAHUDİLİK'TE:
SEFERADLAR ile/ve AŞKENAZLAR ile/ve KARAİLER
- YAHYA EFENDİ ÇEŞMESİ ile YAHYA EFENDİ ÇEŞMESİ
( Yahya Efendi mezarlığında, Yahya Efendi Camisi yanındadır. İLE Davutpaşa'da, Medrese Çıkmazı sokağındadır )
( 1538'de inşa edilmiştir. İLE 1735'te inşa edilmiştir. )
- YAKA-BAĞIR (AÇIK) (GEZMEK)
- YAKA-PAÇA (ATMAK)
- YAKA ile KLAPA/KLAPE[Alm. < KLAPPE]
( ... İLE Yakanın, göğüse doğru inen devrik bölümü. )
- KÖPRÜ:
YAKACAĞIN ile/ve/değil/yerine/>< GEÇECEĞİN
- YAKALAMA ile/ve/||/<> BELİRLEME
- YAKALIKAMÇILILAR
( Deniz ya da tatlı sularda yaşayan, kamçılı, birgözeli hayvanlar ailesi. )
- YAKAMOZ[Yun.] ile/değil GÜMÜŞSERVİ
( ... İLE/DEĞİL Ayın, suya yansımasıyla oluşan parıltılı görünüm. )
- YAKAN TOP değil YAKANTOP
- YAKARIŞ ile/ve/<> HAYKIRIŞ
- YAKARIŞ ve/||/<>/> TÖVBE
- YAKARMAK ile YAKINMAK
( Israrla istemek, yalvarmak. İLE Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek. )
( NİYÂZ ile ŞEKVÂ )
- YAKI ile/<> YAKIAĞACI ile/<> YAKIOTU
( Bazı sayrılıkları sağaltmak amacıyla bir bez üzerine yayılıp gövdenin bazı yerlerine konulan, koyuca lapa ya da özel biçimde yapılmış eczalı parça. İLE/<> Kabukları, yakı olarak kullanılan, defne türünden bir ağaç. İLE/<> Küpeçiçeğigillerden, kırmızı ya da pembe çiçekli, sulak yerlerde yetişen, küçük bir süs bitkisi. )
( ... cum DAPHNE QUIDIUM cum EPILOBIUM )
- YAKICI ile YIKICI
- BOĞULMA:
YAKIN ile/ve/||/<> YAŞ/KURU ile/ve/||/<> ETKİN/EDİLGEN
( )
- YAKIN GEZEGENLER ile BÜYÜK GEZEGENLER ile KÜÇÜK GEZEGENLER
( Merkür, Venüs, Mars/Merîh/Sakıt. İLE Merkür, Venüs, Dünya, Mars/Merîh/Sakıt, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün. İLE Mars ve Jüpiter gezegenleri arasında kalan gök nesneleri[cirim], astereoidler. )
( Utârid, Zühre, Mirrih. İLE Utârid, Zühre, ..., Mirrih, Müşteri, Zühal, ..., ... İLE ... )
( SEB'A-İ SEYYÂRE: Yedi gezegen. )
( INNER PLANETS vs. MAJOR PLANETS vs. MINOR PLANETS )
- YAKIN HEDEF ile/ve UZAK HEDEF
- YAKIN İLİŞKİ ve/||/<>/< "DÖRT MEVSİM" BOYUNCA GÖRMEK/YAŞAMAK
( İlişki/yakın ilişki, dört mevsim boyunca görmeden ol(uş)maz! )
- YAKIN İLİŞKİ ile/ve/||/<> YOĞUN İLİŞKİ
- YAKIN KAYBI ve/||/<>/> KAYIP KAYGISI
- YAKÎN:
KESİN/LİK ile/ve/değil YAKLAŞIK/LIK
- YAKIN NEDEN ile UZAK NEDEN
( Kuyudaki bir kurbağa, gökteki kuşlar hakkında hiçbir şey bilmez. )
( NEAR CAUSE vs. FAR CAUSE
A frog in a well knows nothing about the birds in the sky. )
- YAKIN NEDEN ile UZAK NEDEN
- YAKIN OLMAK:
"ASRA" ile/değil ASLA
- YAKIN ile/ve/değil ARDIŞIK
( [not] NEAR vs./and/but CONSECUTIVE )
- YAKÎN ile/ve BURHAN
- YAKIN ile EŞ
( "NEAR/CLOSE" vs. MATCH )
- YAKÎN ile/ve/<> KEŞF
- YAKIN ile/ve UZAK
( NEAR vs./and FAR/DISTANT )
- YAKIN ile/ve/değil/<>/> UZAK DURULAN/TUTULAN "YAKIN"
- YAKIN/YAKINEN ile YAKÎN[< YAKN]/YAKÎNEN
( Yakın: Uzaklık/mesafeyle ilgilidir[uzakta olmayan] | Muhabbet ve sevgi duyulan, dayanışma içinde olunan kişi/ler. İLE/DEĞİL Kesinlik, eminlik. | Ölüm. | İlm-el-Yakîn > Ayn-el-Yakîn > Hakk-el-Yakîn )
( Yakından tanımak/bilmek, bir yakını olarak değerlendirmek. İLE/DEĞİL Kesin veri/bilgi ile değerlendirmek/bilmek. )
( YAKÎN ile ZANN ile ŞEKK ile VEHM
[ %100 İLE %50 üzeri. İLE %50 İLE %50 altı. ] )
- YAKÎN ve ZANN
- YAKINDIĞIMIZ" ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< (")YAKINIMIZ(")
- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> BEKLENTİ > HÜSRAN ile/ve/||/<>/> ÖFKE
- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> UZAKLAŞMA GEREKSİNİMİ
- YAKINLAŞMA ve/<> YAKINSAMA
- YAK(IN)LAŞMAK ve/< TÖVBE (ET/MEK)
- YAKINLAŞMAK ve/||/<> YALINLAŞMAK
- YAKINLAŞTIRMA ile YAKIŞTIRMA
- YAKINLIK[< KURBİYET / KURBAN] BAYRAMIMIZ:
HAYVAN KESEREK / CAN ALARAK değil/yerine
SEVDİKLERİMİZİ, BİRBİRİMİZİ ANLAMAK VE
YAKINLAŞMAK[< KURBİYET / KURBAN] İÇİN BİR ŞEYLER(İN)DEN VAZGEÇEREK/VEREREK...
- YAKINLIK:
SIKICI ile/ve/değil/||/<>/< BOĞUCU
( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )
- YAKINLIK ile/ve/<>/değil ACIMA
- YAKIN/LIK ile SICAK/LIK
( CLOSENESS vs. WARMTH )
- YAKIN/LIK ile/ve/<> YATKIN/LIK
- YAKINLIK/KURBİYET ile/ve KAVUŞMA/VUSLAT
- YAKINLIK-UZAKLIK ile/ve/||/<> BAŞATLIK-ÇEKİNGENLİK
- YAKINMA ile/değil/yerine "DİLE GETİRME"
- YAKINMA ile/ve/değil/||/<>/> DÜŞ KIRIKLIĞI
- YAKINMA/ŞİKÂYET" değil/yerine/>< CESARET
- YAKINSAK MERCEK ile/||/<> IRAKSAK MERCEK
( Yakınsak toplar, ıraksak dağıtır )
( Formül: f>0 İLE f<0 )
- YAKINSAK SERİ ile/||/<> IRAKSAK SERİ
( Yakınsak seri sonlu limite gider, ıraksak seri sonsuza gider )
( Formül: lim S_n = L (yakınsak) İLE lim S_n = ∞ (ıraksak) )
- YAKINSAK ile/||/<> IRAKSAK
( Yakınsak limite gider, ıraksak sonsuza gider )
( Formül: Converge İLE diverge )
- YAKINSAMA ile/ve/||/<> YAKLAŞMA
- YAKIP YIKMAK
- YAKIŞAN/YAKIŞMAYAN" ile/ve/değil/||/<>/< UYGUN DÜŞEN/DÜŞMEYEN
- YAKIŞIKLI ile GÜZEL
( Baylar için kullanılır. İLE Bayanlar için kullanılır. Yüz güzelliği için özel bir sözcük vardır["Sabâhat"]. [Nadiren erkekler için de kullanılıyor.] ( Öz Türkçe'de "Göz-el"dir. Göze hitap eden. Zamanla "Güzel"e dönüşmüştür. )
( HANDSOME vs. BEAUTIFUL )
- YAKIŞIKLI/LIK ile/ve ŞIK/LIK
- YAKIŞMAMA ile/ve/değil/||/<>/< ALIŞMAMA
- YAKIŞ(TIR)MAK ile BAĞDAŞ(TIR)MAK
( TO ASCRIBE vs. TO RECONCILE )
- YAKLAŞIK DEĞER ile TAM DEĞER
- YAKLAŞIK OLARAK ile/ve/||/<>/> SONSUZ İŞ/GÖREV
( Newton. İLE/VE/||/<>/> Kant. )
( QUAM PROXIME > INFINITE TASK )
- YAKLAŞIK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (YÜKSEK/DÜŞÜK) OLASILIK (İLE)
( [not] APPROXIMATE/LY vs./and/but/||/<>/< PROBABILITY
PROBABILITY instead of APPROXIMATE/LY )
- YAKLAŞIM ile/ve/değil/<> İRDELEME
- YAKLAŞIM ile/ve/||/<> TARZ
- YAKLAŞIM ile TEPKİ
( Sonsuz oluştaki su, meziyete karşı olgun yaklaşımı simgeler. )
( Kişi, olaylara, iç gerçeğinin ve mantığının belirlediği biçimde tepki vermelidir. )
( APPROACH vs. REACTION )
- YAKLAŞMAK ile/ve/değil/<>/> YAKINLAŞMAK
( [not] TO GET CLOSE vs./and/but/<>/> TO GET CLOSER )
- YAKLAŞMAK ile/ve YANAŞMAK
- YAKMAK ile/ve/değil/||/<> DAĞLAMAK
- YAKMAK ile DALAMAK
- YAKMAK ile YAKMAK
( Yanmasını sağlamak ya da yanmasına yol açmak, tutuşturmak. | Ateşle yok etmek. | Işık vermesini sağlamak. | Isı etkisiyle bozmak. | Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek. | Yanıyormuş gibi bir etki yapmak. | Güçlü sevgi uyandırmak. | Kurutmak, zarar vermek. | Çok sıcak olmak. | Karartmak. | Çok üşütmek. | Acıtmak. | Silahla vurmak. | Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak. İLE Koymak, sürmek. | Düzenlemek, bestelemek. )
- YAKOMOZ değil YAKAMOZ
- YAKUP KAPTAN TOPÇULA PARKI :
( Yenimahalle'nin Havantepe yerleşim bölgesinin üst tarafındaki parktır. 2.003.91 m²'lik bir alanı kapsamaktadır. 988,69 m²'lik yeşil alanı, 293,81 m²'lik çocuk oyun alanı ve 213,68 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- YAKUT[Ar.]/KIZILTAŞ/ALTAŞ ile YAKUT
( Pembe ya da erguvan tonları ile karışık, koyu kırmızı renkte, saydam bir korindon türü olan değerli taş. | Yakuttan yapılmış ya da yakutla süslenmiş olan. İLE Kuzeydoğu Sibirya'da yaşayan bir Türk topluluğu ya da bu topluluktan olan kişi. | Bu topluluğa özgü olan, bu toplulukla ilgili. )
- YAKUTİSTAN'DA:
KUŞLAR ve BALIKLAR
( 350 cins. VE 50 çeşit. )
- YAL DERVİŞİ/EHLİ ile KAL DERVİŞİ/EHLİ ile HAL DERVİŞİ/EHLİ
( YAL: Yol yiyeceği. )
( Derviş, iyi niyetini bilgeliğiyle birleştirebilmiş insandır. )
( ELE GELENİ YERSİN
DİLE GELENİ DERSİN
BÖYLE DERVİŞLİK DURSUN
SEN DERVİŞ OLAMAZSIN )
( DERVİŞİN...
HER SÖYLEDİĞİ DOĞRU OLMALI
HER DOĞRUYU SÖYLEMEK DOĞRU DEĞİLDİR
HER SÖYLEDİĞİ HAKK OLMALI
HER HAKK'I SÖYLEMEK HAKKIN DEĞİLDİR )
( Keşkül Dergisi'nden: Derviş I, Derviş II )
- Yâl ehliyle de (gerektiği kadar) KONUŞ!!!
- [ne yazık ki]
YALAKA/LIK/DALKAVUK/LUK ile/ve/<> YARDAKÇI/LIK
( ... İLE/VE/<> Özellikle kötü işlerde birine yardım eden kişi. )
( TEKÂPÛ ile/ve/<> ... )
- YALAKA/LIK ile/değil/yerine/>< SAYGI/LI
- YALAMAK ile "DİL ATMAK"
- YALAN:
HATA değil İHANET
- YALAN KONUŞMAK değil YALAN SÖYLEMEK
- YALAN (MI?) ile YANLIŞ (MI?)
- YALAN:
SAFSATA ile/ve/<> MECAZ ile/ve/<> PROPAGANDA ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> HABER
( Felsefede. İLE/VE/<> Yazında(edebiyatta). İLE/VE/<> Siyasette. İLE/VE/<> Ticarette. İLE/VE/<> Gazetecilikte. )
- YALAN SÖYLEME! ile/değil/yerine DOĞRUYU SÖYLE!
( Suçlamak. İLE/DEĞİL/YERİNE Yol göstermek. )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil DOĞRUYU SÖYLEYEMEMEK
( [not] TO LIE vs./and/but NOT TO SAY THE TRUTH )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> DUYMAK İSTENİLENİ (İSTENİLDİĞİ BİÇİMDE) SÖYLEMEK
- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<> GERÇEĞİ ÇARPITMAK
- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK
( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )
( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )
( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<>/< GİZLEMEK
- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<>/> KENDİ YALANINA İNANMAK
- YALAN SÖYLEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK ile/ve/<> YALAN SÖYLEYEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK
( Öğrenmiş ve uyguluyor olmak gerek. İLE/VE/<> [hâlâ öğrenilemediyse] Özellikle çocuklardan öğrenilebilir. )
- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEYEN ile/değil/yerine/>< DOĞRU SÖYLEYEN
( İkna etmeye çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sadece anlatır. )
( Yalan söyleyen/ler, doğru söyleyen(ler)e inanmaz. )
- YALAN SÖYLEYİP UTANMAK değil/yerine/>< DOĞRUYU SÖYLEYİP/DÜRÜST OLUP "KAYBETMEK"(/KAZANMAK)
- YALAN SÖYLÜYORSUN! ile/değil/yerine HATA EDİYORSUN
- YALAN SÖYLÜYORSUN! değil YALAN!
( Doğru/yanlış, tüm bireylere ve olguya/olaylara tâbidir. Dolayısıyla doğrudan ya da "dolaylı" olarak belirli/bir kişiyle sınırlanamaz/odaklanamaz! )
- YALAN-YANLIŞ
- YALAN ile AD/TANIM DEĞİŞTİRMEK
( LIE vs. TO RENAME )
- YALAN ile/ve/değil/||/<>/> ALDATMA
- YALAN ile/değil (BAŞKASINI İLGİLENDİRMEYEN) AYRINTI/"BİLGİ"
- YALAN ile/değil BİRŞEY SÖYLEMEMEK
- YALAN ile/ve/=/||/<> ÇÖP
- YALAN ile DOĞASINA UYGUN DAVRANMAK
( LIE vs. BEHAVE IN THE SELF OF NATURE )
- YALAN ile/değil/yerine/>< DOĞRU
( [ne yazık ki] Yalan, öyle işlemiş ki bireylerin diline, "doğruyu söylemek gerekirse" diye bir kalıp "var". )
( Ocağını batırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Onurunu artırır. )
( Doğruları biliyorsak, yalanları dinlemek, eğlencelidir. )
- YALAN ile/değil/yerine/>< GERÇEK
( Yüksek sesle çıkar, gürültülüdür ve çok söz söyletir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sessizdir ve az söz söyletir. )
- YALAN ile HAKARET
- YALAN ile İFTİRA
- YALAN ile IĞRIP
( ... İLE Yalan, düzen. )
- YALAN ile/ve İLGİLENMEME/UĞRAŞMAMA (İSTEĞİ)
( LIE vs./and (INCLINATION OF) NOT TO INTEREST )
- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN "DOĞRU"
- YALAN ile KITIR
( ... İLE Uydurma söz. )
( LIE vs. FICTITIOUS WORD )
- YALAN ile/||/<> KÖTÜ YALAN
( Kötüdür. İLE/||/<> Daha kötüdür. )
- YALAN ile/değil/yerine MASAL
( Portakalı soydum
Başucuma koydum
Ben bir yalan uydurdum. İLE/DEĞİL/YERİNE Ben bir masal uydurdum. )
- YALAN ile/ve/değil OYALAN
( "O yalan, bu yalan"... Var, biraz da sen oyalan! )
- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖZVERİ
( )
itibarı ile 51.358 başlık/FaRk ile birlikte,
51.358 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(195/207)
(1996'dan beri)