I ve İ ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 51.358 başlık/FaRk ile birlikte,
51.358 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(136/207)
- NATS[Ar.] ile NATŞ[Ar.]
( Nadas. İLE Bünyenin gücü ve şiddeti. )
- NATURA NATURANS ile/ve NATURA NATURATA
( Doğuran doğa. İLE/VE Doğan doğa. )
( Hakikat. İLE/VE Zâhir. )
( NOMEN ile/ve FENOMEN )
- NATURAL İLE YONEDA İLE KAN ile/||/<> KATEGORİ TEOREMLERİ
( Temel kategori kuramı sonuçları. )
( Formül: Nat(Hom(A ile-) İLE F) ≅ F(A) )
- NATURAL ORBİTAL ile/||/<> CANONİCAL ORBİTAL
( NO yoğunluk matrisi özvektör, canonical Fock özvektör. )
( Formül: Doluluk İLE enerji )
- NATURAL PHILOSOPHY ile/ve/değil NATURAL SCIENCE
( Doğanın nedensel anlaşılması. İLE/VE/DEĞİL Doğanın matematiksel/niceliksel, deneysel(experimental), mekanik açıklaması. )
- NATURE vs. NORTURE
- TABİÎ[Ar.]/NATÜREL[İng. < NATURAL] değil/yerine/= DOĞAL
- NAVIER ve/||/<> STOKES (DENKLEMLERİ)
- NAVİGASYON değil/yerine/= YOL BUL/YOL GÖSTERİCİ
- NAVLUN SÖZLEŞMESİNDE:
ISKARÇA ile/ve KIRKAMBAR ile/ve TRİPÇARTER
( Tam gemi kiralanması. İLE/VE Parça mal taşıma sözleşmesi. İLE/VE Yolculuk üzerine navlun. )
- NÂY[Ar.] ile -NÂY/NÂ-[Ar.] ile NA'Y[Ar.]
( Kamış. | Ney, kamıştan yapılan düdük. İLE Sözcüğün başına getirilerek sözcüğü olumsuzlaştıran bir edat. İLE Ölüm haberi getirme. )
- NÂY ile NEY
- NA'Z/İNTİÂZ[Ar.] ile NÂZ[Ar.]
( Güçlenme, kıvama gelme. | Kalkma. İLE Kendini beğendirmek için takınılan yapmacık. | Bir şeyi beğeniyormuş gibi görünme. | Şımarıklık. | Yalvarma, ricâ. )
- NAZ ile/ve NİYAZ (EHLİ OLMAK)
( ... İLE/VE Yalvarma, yakarma. | Dua. | Bazı tarikatlarda, küçüğün, büyüğe yönelik selâm, saygı ve duası. )
- NAZ ile/ve/||/<> CAZ
- NAZ ile CİLVE
( Fazla naz, âşık usandırır. )
( BEŞG ile ... )
( COYNESS vs. COQUETRY )
- NAZ ile/ve/değil GAZ
- NAZ ile NAS
- NAZ ile NAS
- NAZ ve/>< ŞEVK
( Süreksizlik. VE/>< Süreklilik. )
( İSTİĞNA: Önerilen bir işe karşı nazlanma, nazlı davranma. | Doygunluk, gönül doygunluğu. )
- NAZAR[Ar.] değil/yerine/= BAKMA, GÖZ ATMA | DÜŞÜNME | GÖZ DEĞME
- NAZAR ideğil/yerine/>< ÇALIŞMAK
( Nazar etme, ne olur; çalış, senin de olur! )
- NAZAR ile/ve İSTİDLÂL
- NAZAR ile/ve RASAT/RASAD
- NAZARDA, DAKİK ve/||/<> HALDE, RAKİK
( DAKİK-ÜL NAZAR, RİKKAT-ÜL HAL )
- NAZARGÂH-I İLÂHÎ ile/ve AYİNE-İ İLÂHÎ
- NAZARÎ ERDEM ile/ve FİKRÎ ERDEM ile/ve HULKÎ ERDEM ile/ve AMELÎ ERDEM(SANATLAR)
- NAZARÎ HİKMET ile/ve AMELÎ HİKMET
( Fikir üretir. İLE/VE Tedbir üretir. )
- NAZARÎ değil/yerine/= KURAMSAL
( TEORİK )
- NAZAR/NAZÂRET[Ar.] ile NAZAR[Ar. çoğ. ENZÂR]
( Altın. | Tazelik. İLE Bakma, göz atma. | Düşünme. | Göz değme. | İltifat. | İtibar. | Yan bakış. | Güzel, dilber. )
- NÂZİK[Ar.] değil/yerine/= İNCELİKLİ
- NÂZİL[Ar. < NÜZÛL] ile NAZÎR[Ar.] ile NAZÎR[Ar. < NAZAR]
( Yukarıdan aşağı inen/inici. | Bir yere konan, bir yerde konaklayan. | [müzikte] İnici, tizden pese doğru giden dizi. İLE Taze. | Altın. İLE Benzer, eş. )
- NAZIM BİÇİMLERİNDE:
TERKİB-İ BENT ile/<> TERCİ-İ BENT ile/<> TERBİ ile/<> TAHMİS ile/<> TAŞTIR ile/<> TESDİS ile/<> MUHAMMES ile/<> TARDİYE ile/<> MÜSEDDES ile/<> NAZİRE ile/<> TEHZİL
( 7-10 beyit. İLE 7-10 beyit. İLE Gazel + 2 beyit. | Dördün. | Dörtleme. İLE Gazel + 3 beyit. İLE Gazel + 3 beyit. İLE Gazel + 4 beyit. İLE 5 dizelik. İLE 5 dizelik.[Muhammes'in, özel bir biçimi.] İLE 6 dizelik.İLE Beğendiğine benzer. İLE Alay etmek üzere yazılan nazire. )
( )
- NAZIM ile NÂZIM
( Manzume. İLE Düzenleyen. )
- NÂZIR ile/||/<> NAİB
( Bakan. İLE/||/<> Vekil, tahtta Sultan olmadığı zaman ya da Sultan'ın çocukluğu sırasında devleti yöneten kişi. )
- NAZÎRE ile KİNÂYE
- NAZİRE ile TEHZİL
( Karşılık olarak, benzetilerek yapılan davranış, söz. | Başka bir manzume örnek alınarak aynı ölçü ve aynı uyakla yazılan şiir. İLE Alaya alma. | Ciddi bir yapıtı alay tarzında nazire yazma, şakalı bir anlatıma çevirme. )
- NAZLANMAK/ŞIMARMAK = BAYLANMAK
- NAZLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< NAZENİN
- NE ÂLÂ ile/ve/<> PEK ÂLÂ
( [istenilen şey] Olursa. İLE/VE/<> Olmazsa. )
- NE ALÂKA/KEL ALÂKA değil/yerine/= NE İLGİSİ VAR/İLGİSİ YOK
- [ne] ANLAŞILABİLİR ile/ve/||/<> [ne] KAVRANABİLİR ile/ve/||/<> [ne de] KABUL EDİLEBİLİR OLAN
- NE ARAYACAĞIMIZI BİLMEDEN ile/ve/||/<>/> NE BULACAĞIMIZI BİLMEMEK
- NE ATTIĞIMIZ ve/||/<> NE KATTIĞIMIZ
- [ne] AYNI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/ne de AYRI/LIK
- Ne bileyim diyorsan düşünüp, öğrenip, bilebileceğini anımsa ve ona göre KONUŞ!!!
- NE DEDİĞİ(Nİ ANLAMAK) ile NE DEMİŞ OLABİLECEĞİ(Nİ ANLAMAK)
( TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE SAID vs. TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE MEANT TO SAY )
- NE DEMEYE ...? ile/değil/yerine/||/<>/< NEDEN ...?
- NE DERSİN? ile/ve/<> NE EDERSİN?
( N DERSİN? <> N EDERSİN? )
( Ne edersen onu dersin, ne dersen onu edersin! )
- NE DESEM/SÖYLESEM, ANLATAMAM (SANIRIM) ile/değil/yerine/||/<>/< SÖZCÜKLER, ANLATMAYA YETMİYOR
- NE DESEM BOŞ değil/yerine NE DESEM ÇOK, NE DESEM AZ
- NE DİYEBİLİRİM (Kİ)? değil NE DENİLEBİLİR (Kİ)?
- [ne] EGEMEN/LER ile/ne de/||/<> EZİLEN/LER
- [ne] EMİR ve/ne de ÖĞÜT
( Alma! )
- [ne] EMMEYE ile/ve/||/<>/ne de GÖMMEYE (GELMEK)
- NE HALE GELMİŞSİN! ile/ve/değil/yerine NE KADAR DEĞİŞMİŞSİN!
- NE HALİN/İZ VARSA GÖR/ÜN! ile/değil/yerine/||/<>/< NE HALİN/İZ VARSA GÜL/ÜN!
( "Gülmek, yaşamın en güzel eylemidir! Sizi bundan alıkoyan her ne varsa on(lar)dan vazgeçin!" )
- NE İÇİNDE? ile HANGİ YOLLA? ile NE İÇİN?
- [ne] İNCİNME ile/ve/||/<>/ne de GÜCENME
- NE İSTEDİĞİMİ/Zİ BİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEYE GEREKSİNİMİM/İZ OLDUĞUNU BİLMEK
( Herkes "bilir". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bazıları bilir. )
- [ne] İSTEMEK ne de DAYATMAK
- NE KADAR:
("ÇOK"/"AZ") YEDİĞİN ile/değil/yerine/||/<>/< ÇOK ÇİĞNEDİĞİN
( Yediğini, iç; içtiğini, ye!
[ O kadar çok ve uzun süre çiğne ki, lokmanı, katı değil sıvı duruma gelene gelsin ve yediğin şeyi yutma ve ancak içmiş ol! İçtiklerini de, yavaş yavaş, çiğniyormuş gibi yut! ]
)
- NE KADAR GERÇEKTİR? ile/değil NASIL BİR GERÇEK?
- NE KADAR KULLANILABİLİR OLMASI değil NE KADAR KULLANILABİLİR OLDUĞU
- NE KADAR SEVDİĞİNİZ ve/+/||/<> NE KADAR NAZİK YAŞADIĞINIZ ve/+/||/<> NASIL, ZARÂFETLE VAZGEÇEBİLDİĞİNİZ
- [ne] KARDAŞ, [ne de] ARKADAŞ ile/değil/sadece HALDAŞ
( Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş, ne de arkadaş; sadece hâldaş olanlar duyar. )
- Ne konuşacaksan KONUŞ!!!
- [ne] KÖY ne de KASABA (OLAMAMAK)
- [ne] KUSURSUZ KİŞİ ne de KİŞİDE/İNSANDA KUSUR
( Seveceksen, öylece sev! Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur. )
( Kusursuz olsaydık, başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya o kadar meraklı olmazdık. )
- NE MENEM BİR ŞEY değil/yerine/= NE ÇEŞİT/NASIL BİR ŞEY
- NE ÖĞRENDİMSE/YAPTIMSA değil NE ÖĞRENDİYSEM/YAPTIYSAM
- NE OLDU? ile/ve NASIL OLDU? ile/ve NEDEN OLDU?
- NE OLDUĞUN ile/değil/yerine NE OLACAĞIN
( Belirlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE Belirli değildir. )
- NE OLDUĞU/N ile/ve/<>/değil/yerine NE OLMADIĞI/N
( Bize ancak ne olmadığımız söylenilebilir. )
( Ne olmadığımızı bilme yoluyla gerçek kimliğimizi tanırız. )
( By knowing what we are not, we come to know ourselves.
The way back to ourselves is through refusal and rejection.
Can only tell us what we are not.
By knowing what we are not, we come to know ourselves. )
( Aslımıza geri dönüş yolu, reddetme ve geri çevirmeden geçer. )
( [not] HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE vs./and/<>/but NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT
NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT instead of HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE )
- NE OLDUĞUNUN BİR ÖNEMİ YOK değil ADINI, NE KOYDUĞUMUZUN BİR ÖNEMİ YOK/OLMAYABİLİR
- NE OLDUKSA değil NE OLDUYSAK
- NE OLDUM! ile/değil/yerine NE OLACAĞIM?
- NE OLMALI? ile/değil NE OLSA GEREK?
- NE ÖLÜMDEN KORKMAK ... ile/ve/||/<> NE DE DÜŞÜNMEK, ÖLÜMÜ
- NE ...:
ÖTELEMEK ve/ne de/||/<> ERTELEMEK ve/ne de/||/<> ENGELLEMEK
- NE ŞEKER ile/ve NE TUZLU
( Bir şeyin hoşluğu anlatılmak istendiğinde. )
( Türkiye ve birçok kültürde. İLE/VE İran'da. )
- [ne]
"SERT" ne de "YUMUŞAK"
( [ne] Çevremizdekileri kıracak kadar. NE DE Kişilere cesâret verecek kadar. )
- [ne] SİHİR ne de KERÂMET
( El çabukluğu, mahâret/mârifet. )
- NE SORUSUZ YANIT ile/ve/||/<> NE DE YANITSIZ SORU
- Ne söylesen az! olduğu için DİNLE!!!
- Ne söylesen az! olduğu için SUS!!!
- Ne söylesen çok! olduğu için DİNLE!!!
- Ne söylesen çok! olduğu için SUS!!!
- ne TARAFIYIM ne de (TARAFI) DEĞİLİM değil ne TARAFIYIM ne de KARŞISINDAYIM
( Olumsuzdan[ne/ne de] sonra tekrar olumsuzluk sözcüğü ya da eki olmuyor/olmaz. )
- NE VAR, NE YOK? ile/ve/||/<> NEYİ, NASIL BİLEBİLİRİZ?
- [ne] "VARLIĞA YERİNİRİM" ne de "YOKLUĞA ERİNİRİM"
( Ancak, yokluğu birebir, kendin deneyimle(yebil)dikten sonra söyleyebilirsin/söylemelisin! )
- NE VAROLANI ile/ve/<> KİM VAROLANI
( İnsan dışındaki herşey. İLE/VE/<> İnsan. )
( BEING OF WHAT vs./and/<> BEING OF WHO )
- [ne] YAP! "EMRİ" ile/ve/||/<>/ne de YAPMA! "ENGELİ"
- NE YAPABİLİRİM?:
OLAĞAN KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMSUZ KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMLU KOŞULLARDA | ve/||/<> KİŞİYE YÖNELİK
( [yalın haliyle] Ne yapabilirim?.[her koşulda!] VE/||/<> Tüm olumsuz koşullara karşın ne yapabilirim? VE/||/<> Bu olanaklarla daha ne/ler yapabilirim? | VE/||/<> Senin için ne yapabilirim?[üç koşulu da ayırabilen ve anlayabilenlerin erişebileceği noktadır!] )
- NE YAPABİLİRİM? ve/> NASIL YAPABİLİRİM?
( Kişinin, kendine sorabileceği en temel sorulardır! )
( WHAT I CAN DO? and/> HOW I CAN DO? )
- NE YAPACAĞINI BİLMEK ile/ve/değil/||/<>/> BİLDİĞİNİ, YAPMAK/UYGULAMAK
- NE YAPACAĞINI BİLMEK
ile/ve/değil/yerine/<
NE YAPMAYABİLECEĞİNİ/YAPMAYACAĞINI! BİLMEK !!!
( Ne yapman gerektiğinden çok, önce ne yapmaman gerekiğini bil, yeter. Çoğu zaman ne yapman gerektiğini bilemeyebilirsin, fakat ne yapmaman gerektiğini her zaman çok iyi bilebilirsin. )
( İsabet ve kesinlik tutturulamayabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< İsabet ve kesinlik üzerinedir, kolaylıkla sağlanabilir, tamamen uzlaşımsal ortak bir hareket noktası sunabilir. )
( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.
Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.
Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )
( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )
( Irmağın derinliği, iki ayakla birden ölçülmez! )
( Bilme sanatı, neyi gözardı edeceğini bilmektir. )
(
)
( [not] TO KNOW, WHAT TO DO vs./and/but TO KNOW, WHAT, NOT TO DO
TO KNOW, WHAT, NOT TO DO instead of TO KNOW, WHAT TO DO )
- NE YAPACAK BENİ Kİ? değil NE YAPACAK Kİ BENİ?
- NE YAPARSAK/YAZARSAK YAPALIM/YAZALIM,
HİÇBİR KONUDA:
ACELE ETME(YELİM)! ve/||/<>/> ÖZEN GÖSTER(ELİM)!
( )
- NE YAPARSAN YAP değil SEN BİLİRSİN
- NAPIYOSUN?" ile "NE YAPIYORSUN?"
( Yapılan işin ne olduğu ile ilgili soru. İLE Merhabalaşma niteliğinde "soru". )
- NE YAPMAYABİLECEĞİNİ BİLMELİ!
( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.
Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.
Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )
- NE YAZIK Kİ/MAALESEF ... ile/değil/yerine/>< ÇOK ŞÜKÜR (Kİ) ...
- [ne yazık ki]
ACELECİ/LİK ile/ve/||/<> İNSAFSIZ/LIK
- [ne yazık ki]
ANLATILANLARI/SÖYLENİLENLERİ:
"BEĞENMEMEK" ve/||/<>/> KİŞİLERİ İTHAM ETMEK
- [ne yazık ki]
ATSAN ile/ve/||/<> SATSAN
( Atılmaz. İLE/VE/||/<> Satılmaz. )
- [ne yazık ki]
AYNI HAMAM ile/ve/||/<> AYNI TAS
- [ne yazık ki]
DESPOTİZM ile/ve/değil/||/<>/< YUMUŞAK DESPOTİZM
- [ne yazık ki]
FAHİŞE ve/||/<>/< PEZEVENK ve/||/<>/< MÜŞTERİ ve/||/<>/< TOPLUM
( [Suç/hata ve sorumluluk]
"1" ise. VE/||/<>/< İki katı. VE/||/<>/< Üç katı. VE/||/<>/< Dört katı. )
- [ne yazık ki]
GÂSİB ile/ve/||/<>/> KATİL
( Zorla alan, gasbeden, gasp edici. İLE/VE/||/<>/> İnsan öldüren kişi. | Öldürücü, ölüme neden olan. )
- [ne yazık ki]
GÜCE TAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜCE BAKMAK
- [ne yazık ki]
HIZ ile/ve/değil/||/<>/< TELÂŞ
- [ne yazık ki]
KARALAMA/İFTİRA ile/ve/değil/||/<>/< YANSITMA
- [ne yazık ki]
KUYUSUNU KAZMAK ile/ve/||/<> ALTINDAN HALIYI ÇEKMEK
- [ne yazık ki]
LİNÇ ile/ve/değil/||/<> İZDİHAM
- [ne yazık ki]
SALDIRI SAVAŞI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAVUNMA SAVAŞI
- [ne yazık ki]
SAYGISIZ/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KAYITSIZ/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/<
- [ne yazık ki]
SONRAKİ ÂN'A, SÜRECE "BAKMAK/ODAKLANMAK" ile/ve/||/></< ÂN'I YAŞAMAMAK
- [ne yazık ki]
YANLIŞA/SUÇA:
TEŞEBBÜS ile/ve/||/<>/< TENEZZÜL
- [ne yazık ki]
YARIM DOKTOR ve/||/<> YARIM HOCA
( Candan eder. VE/||/<> Maldan eder. )
- [ne yazık ki]
ZULÜM ile/değil/yerine/||/<>/< TAHAKKÜM
- [ne] "YERELCİLİK" ne de SALT "EVRENSELCİLİK"
- [ne] YİĞİDİ ÖLDÜRMEK ne de HAKKINI YEMEK
- NE ZAMAN KONUSU AÇILINCA değil NE ZAMAN KONUSU AÇILIRSA
- NE ZAMAN ile/ve/değil/yerine HANGİ KOŞULLARDA/ŞARTLARDA
- NE? ile/ve KİM?
( "Ne?", doğa yasalarıyla bilinebilir. Ya "Kim?" )
( WHAT? vs./and WHO?
It's able to know "What?" by nature laws. So "Who?" )
- NE? ve/||/<>/>/< NASIL? ve/||/<>/>/< NEDEN? ve/||/<>/>/< NİÇİN?
( Hangi şey? VE/||/<>/>/< Ne asıl? VE/||/<>/>/< Ne'den? VE/||/<>/>/< Ne için? )
( Evren/doğa/nesne/insan. VE/||/<>/>/< Bilim. VE/||/<>/>/< Felsefe/Sanat. VE/||/<>/>/< Sanat/Felsefe. )
( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )
( "What is?" question is metaphysical question. )
( Cosmos/nature/matter/human. VS./AND/||/<>/>/< Science. VS./AND/||/<>/>/< Philosophy/Art. VS./AND/||/<>/>/< Art/Philosophy. )
( WHAT? vs./||/<>/>/< HOW? vs./||/<>/>/< WHY? vs./||/<>/>/< WHAT FOR? )
- NE?[Ar.] ile NE[Ar.]
( ... İLE Değil, yok. )
- NEBÂT[Ar. çoğ. NEBÂTÂT] ile NEBÂT[Ar.]
( Topraktan çıkan/biten her türlü şey, bitki. İLE Nöbet şekeri. )
- NEBÎ[Ar. < NEBE | çoğ. ENBİYÂ] ile NEBÎH[Ar.]
( Haberci. | Peygamber. İLE Ünlü, onurlu/şerefli. )
- NEBÎ ve/||/<> PÎR ve/||/<> VELÎ
ve/||/<>
EDEB ve/||/<> AHLÂK ve/||/<> ZANAAT
- NEBÎ ile VELÎ
( Tenzil eder. İLE Te\'vil eder. )
- NEBİL SERTER YALISI :
( Yeniköy Tarabya yolu üzerindedir. 19. yy. sonlarında yapılmıştır. Mühendis Nebil Serter yalısı olarak bilinir. )
- NEBÎL[Ar.] ile NEBÎR[Ar.]
( Yüksek yetenek ve onur sahibi. | Akıllı, anlayışlı. | Bilgili ve erdemli. İLE Torun. )
- NEBİOĞLU, HALDUN (SARIYER, 1941 - 2019) :
( Ticaretle uğraştı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Divan kurulu üyesidir. )
- NEBİSE[Ar.] ile NEBİSE[Ar.]
( Kız torun. İLE Kuyu toprağı. | Irmak toprağı. )
- NEBL[Ar.] ile NEBR[Ar.]
( Ok. | Ok yapma. İLE Yükseğe çıkarma, kaldırma, yükseltme, sesi yükselme. | Korkup çığlık atma, haykırma. )
- NECÂT değil/yerine/= KURTULMA, KURTULUŞ
- Necâtî'ye KONUŞ!!!
- NECD[Ar.] ile Necd[Ar.]
( Yüksek yer. | Yiğitlik durumu. | Gamlılık. | Yol. İLE Arap Yarımadası'nın orta bölgesi. )
- NECÎB ve/> HALÎL
( ... İLE Samimi arkadaş. )
- NECİP AĞA ÇEŞMESİ :
( Çeşme, Uskumruköy'e girişte solda ve sağdaki bakkal dükkânının karşısında ki köşe başındadır (H.1325, M.1909). Çeşmenin suyu yoktur. Kitabesinde şöyle yazmaktadır: Sahib - ül hayrat Uskumru karyesi ahalisinden Necip Ağa bin Yakup Ağa hayratıdır" (1325 - 1327)". )
- NECİP BEY HAYRATI ÇEŞMESİ :
( Rumelihisarı'ndan Baltalimanı'na giderken Necip Akar bağının duvar çeşmesidir (M.1951). Çeşme bütünüyle mermerdir. Çeşmenin su akarı vardır. Kitabesinde şöyle yazmaktadır: Necip Bey hayratı 1951". Çeşmenin yalâk taşının sağ ve solunda ayrıca iki kitabe vardır. Soldaki kitabede: Bu çeşmeden içsen de/ İçmesen de uğur ola". Sağdaki kitabede ise: Suyun boşa akmasın/Açık bulursan kapa". )
- NECİP FAZIL KISAKÜREK PARKI :
( Ferahevler Mahallesindedir. 1.122,51 m²'lik bir alan üzerindedir, 383,09 m²'lik yeşil alanı, 220,55 m²'lik çocuk oyun alanı ve 330,93 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- NECİS[Ar.] ile NECÎS[Ar.]
( Pis, murdar. İLE Pis, kirli, murdar. | Onulmaz hastalık. )
- NEDÂMET[Ar.]/PİŞMANLIK[Fars.] değil/yerine/= ÖKÜNÇ
- NEDÂMET ile ...
( PİŞMANLIK )
- NEDÂMET ile LEVM
- NEDBE[Ar. çoğ. NEDEB, NÜDÛB] ile NEDEBE[Ar.] ile NEDEBÎ[Ar.]
( Yara izi. İLE Yara/kırık yeri. İLE Yara izi ile ilgili. )
- NEDEN:
400 değil 4YÜZSÜZ(/LÜK)
- NEDEN/AÇIKLAMA:
ŞU ile/ve/<> ŞÖYLE
- NEDEN/ETKEN - ETKİ ile NEDEN - TEPKİ
( Cansızlarda. İLE Canlılarda. )
- Neden ve nasılsız SUSuyorum! -ve
- NEDEN?(NE'DEN?) ile NASIL?(NE ASIL?)
( Bilimin sorularıdır. )
( Önemli[öncelikli] olan, neyi yaşadığınız değil, nasıl yaşadığınızdır. )
( WHY? vs. HOW?
Questions of the science.
It's not the issue what you live, it is how you live. )
- NEDEN OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ZEMİN HAZIRLAMA
- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK
( Olumsuz durumlarda kullanılır. İLE Olumlu durumlar için kullanılır. )
- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK
- NEDEN OLMAK ile YOL AÇMAK
- NEDEN OLMAK ile "YOL AÇMAK"
- NEDEN/SEBEP/MÜSEBBİB ile VESİLE
( CAUSE vs. MEANS )
- YANILGI:
"NEDEN" ile/ve/||/<> "BİLGİ" ile/ve/||/<> "ÖZGÜVEN"
- NEDEN ile BAĞLANTI
( REASON vs. CONNECTION )
- NEDEN ile BAHÂNE[Fars.]
( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )
( REASON vs. PRETEXT )
- NEDEN ile HİKMET
- NEDEN ile/değil İLLET
( ... İLE/DEĞİL Varoluş nedeni. )
- NEDEN = İLLET, SEBEP = CAUSE, REASON[İng.] = CAUSE, RAISON[Fr.] = URSACHE, GRUND[Alm.] = CAUSA, RATIO[Lat.] = CAUSA, RAZON[İsp.]
- NEDEN ile KANIT
( Tek kanıtınız kendinizsiniz. )
( REASON vs. PROOF
Your only proof is in yourself. )
- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ
( Hiçbir şey, kendinin nedeni olamaz. )
( CAUSE vs./and CAUSE OF THE SELF )
( ... cum/et CAUSA SUI )
- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ
( CAUSE vs./and REASON OF THE SELF )
( ... cum/et CAUSA SUI )
- NEDEN ile/ve "MADEN"
- NEDEN? ile/ve/<> NASIL?
( Bilimin sorularıdır. )
( Nedeni olan, nasıla katlanır. )
- NEDEN ile/ve/||/<>/> NEDEN ÖBEĞİ/GRUBU
- NEDEN ile/ve/değil/||/<> NEYE GÖRE
- NEDEN? ile NİÇİN?
( Ne'den? İLE Ne için? )
( WHY? vs. WHAT FOR? )
- NEDEN? ile NİÇİN?
( Ne'den? İLE Ne için? )
( Hangi şey? VE Ne asıl? VE Ne'den? VE Ne için? )
( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )
( Her biri bir ötekinin nedenidir. )
( ŞERAİT ile/ve/<> ŞERİAT )
( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )
( Çocuk sorusu. İLE/VE Yetişkin sorusu. )
( "Ne?", doğa yasalarıyla bilinebilir. Ya "Kim?" )
( Felsefe ve din alanının sorularıdır. )
( Ne'den? İLE Ne için? )
( WHY? vs. WHAT FOR?
WHAT? vs. HOW? vs. WHY? vs. WHAT FOR?
"What is?" question is metaphysical question.
[not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other.
[not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE
CAUSE/S vs./and/<> CONDITION/S
REASON vs. PRETEXT
HOW? vs. HOW MUCH?
WHAT (IS) THIS? vs./and WHAT WORTH OF THIS?
Question of child. WITH/AND Question of adult.
WHAT? vs./and WHO?
It's able to know "What?" by nature laws. So "Who?"
WHO? vs. FOR/TO WHAT?
Questions of the philosophy and religion.
FROM WHAT? vs. WHY? )
- NEDEN ile/ve ÖZGÜR NEDEN
( CAUSE vs./and FREE CAUSE )
( ... cum/et CAUSA LIBERA )
- NEDEN ile SAİK
- NEDEN ile TETİKLEYİCİ
( Her şey kendi kendinin nedenidir. )
( REASON vs. TRIGGER
Everything is its own cause. )
- NEDEN-ETKİ ile/ve/değil EYLEM-AMAÇ
( [not] CAUSE-EFFECT vs./and/but ACTION-PURPOSE )
- NEDENİ:
KENDİNDE OLAN ile/ve/||/<> KENDİNDE OLMAYAN
( Tekil. İLE/VE/||/<> Sonsuz. )
- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ
( Her biri bir ötekinin nedenidir. )
( [not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other. )
- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ
( [not] CAUSE OF vs. CAUSES OF ONE )
- NEDENİN YOKLUĞU ve/||/<>/> YOKLUĞUN NEDENİ
- NEDENİNİ GÖRÜP:
GÖZARDI EDEN / KAYITSIZ KALAN(LARDAN OLMAK) ile/değil/yerine GÖRDÜKLERİNDEN HOŞLANMAYANLARDAN OLMAK
- ... NEDENİYLE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... GEREĞİNCE
- ... NEDENİYLE ile ... SONUCUNDA
- NEDENLENMEMİŞ, ZORUNLU VAROLAN ile/ve/<> NEDENLENMİŞ, ZORUNLU VAROLAN
- NEDENLERDEN BİRİNCİSİ ile/ve/değil/yerine NEDENLERDEN BİRİ
( [not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE )
- NEDENLERİN BİLİMİ ile/ve NEDENLERİN NEDENİNİN BİLİMİ
( Bilim. İLE/VE Metafizik. )
- NEDENLİ DÜŞÜNMEK ve/=/||/<>/> DERİN DÜŞÜNMEK
- NEDENSEL YASA ile/ve/||/<>/> İSTATİKSEL YASA
- NEDENSELLİK (ANLAYIŞI) ile YASA (ANLAYIŞI)
- NEDENSELLİK GEÇERLİLİĞİ ile/ve/||/<> RAHATSIZ EDİLMEYEN DÜZEN
- NEDENSELLİK ile/değil ALIŞKANLIK
- NEDENSELLİK ile/||/<> ALIŞKANLIK
( Nedensellik eleştirisi )
( David Hume tarafından 1748 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1711-1776) (Ülke: İskoçya) (Alan: Felsefe) (Önemli katkıları: Şüphecilik, nedensellik eleştirisi) )
- NEDENSELLİK ile/değil ARDIŞIKLIK
- NEDENSELLİK ile BİTİŞKENLİK
- NEDENSELLİK ile/ve/<>/değil/yerine BÜTÜNSELLİK
- NEDENSELLİK ile/ve/değil/yerine DÖNGÜSELLİK
- NEDENSELLİK ile/ve/değil EŞZAMANLILIK
( [not] SCIENTIFIC TERM vs./and/but SYNCHRONOUSNESS )
- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK
( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )
( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )
- NEDENSELLİK = İLLİYET = CAUSALITY[İng.] = CAUSALITÉ[Fr.] = KAUSALITÄT[Alm.] = CAUSALITAS[Lat.]
- NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> ORANSAL/LIK
- NEDENSELLİK ile/ve YETER NEDEN
- Nedensiz DİNLE!!!
- NEDENSİZ/SEBEPSİZ ile/değil BİR ANDA
( [not] WITHOUT APPARENT REASON vs./but SUDDENLY )
- Nedensiz SUS!!!
- NEDEN/SİZ ile/ve/||/<> KOŞUL/SUZ
- NEDEN-SONUÇ ile İLLET-MÂLÛL
- NEDÎM ile ...
( Yeniçeri ocağına yeni yazılan. )
- NEDÎM[Ar.] ile Nedîm
( Meclis/sohbet arkadaşı. | Büyükleri, fıkra ve öyküleriyle eğlendiren. | Güzel, öykü anlatan, tatlı konuşan. | Yeniçeri ocağına yeni yazılan. İLE Osmanlı şairlerindendir. [öl. 1730] )
- NEDİM/E[Ar.] ile/ve/||/<> SAĞDIÇ
( Sohbet erbabı. | Yardımcı kadın. | Düğünde, geline kılavuzluk eden kişi. İLE/VE/||/<> Düğünde, gelin ya da damada/güveye kılavuzluk eden kişi. )
- NEFEL[Ar.] ile NEFER[Ar.]
( Düşmandan alınan mal. | Ülül-emrin iznini almadan düşmana karşı çıkan, sayısı az bir topluluk. İLE Bir adam, tek kişi. | Rütbesi olmayan asker, er. | İnsan sayısı bildiren sözler için kullanılır. )
- NEFERTİTİ ile ...
( Gelen(TİTİ) Güzel(NEFER) [Suriye'den] )
- NEFES NAKIŞI ve ÖMÜR KUMAŞI ile/ve/|| KAZA ve KADER MAKASI
- NEFES NEFESE değil/yerine/= SOLUK SOLUĞA
- NEFES ile ...
( SOLUK | SOLUK ALACAK KADAR GEÇEN ZAMAN, AN | BEKTÂŞÎ İLÂHİLERİ | MÂNEN YARDIM ETMEK )
- NEFES ve/> NEFS ve/> NEFİS
- NEFES = NUTUK
- NEFFÂ'[Ar. < NEF] ile NEFFÂH[Ar.]
( Çıkarı çok olan. İLE Hayırlı, hayır ve iyilik sahibi. | Kokusu çok. )
- NEFHA[Ar. çoğ. NEFEHÂT] ile NEFHA[Ar.]
( Güzel koku. | Bir esim yel, rüzgârın bir kere esmesi. | Üfürük, soluk üfürme. İLE Üfürük. | Karın şişmesi, şişkinlik. )
- NEFHÂ-YI RAHMAN ile/ve NEFHÂ-YI RAHÎM
( Oksijen. İLE/VE ... )
( Bu iki nefhanın birleşmesi Bismillahirrahmanirrahim'dir. )
- NEF'Î[Ar. < NEF] ile Nef'î[Ar.]
( Çıkar ile ilgili, yararcı. İLE Divan Edebiyatı'nın en yüksek kasidecisi. [öl. 1634][IV. Murat döneminde, Bayram Paşa tarafından, bir hicvinden dolayı boğdurularak öldürtülmüştür.] )
- NEFÎR ile ...
( CEMAAT, TOPLULUK | BOYNUZDAN YAPILAN BORU )
- NEFL[Ar.] ile NEFR[Ar.]
( Fazladan, vacib olmayan ibadet. İLE Ürküp kaçma. | İğrenme, tiksinme. )
- NEFRET ile/ve/||/<>/> KİN/BUĞZ
( Gereksiz/fazla/aşırı düşünce yönelimi. İLE/VE/||/<>/> Gereksiz/fazla/aşırı olan düşünceyi, süresiz ya da çok uzun süre sürdürme ve eyleme geçme düşüncesi ya da girişimi. )
( Nefret, çok gereksiz/fazla/anlamsız, isabetsiz ve olumsuz bir düşünceyi sürdürmek gerektirdiğinden dolayı, kimseye nefret gerektirecek kadar zaman/enerji/bellek ayırmanın gereği/anlamı/değeri ya da etkisi yoktur/olmaz/olmayacaktır! İLE/VE/||/<>/> Kimseye fakat özellikle de birinci derece yakınlara ve üzerimizde (çok/az) emeği geçenlere kin tut(a)mayacağımızı anımsamamızda, kabul etmemizde yarar vardır. )
- NEFRET ile/ve/değil/yerine/<> ÖFKE
( Nefretiniz, elektriğe dönüştürülebilseydi, dünyanın tamamını aydınlatırdı. )
( [not] HATE vs./and/but/<> ANGER
ANGER instead of HATE )
- NEFRET ile/değil/yerine/>< SEVGİ
( 3 DEREKE[Cehâletle orantılı olarak] ile/değil/yerine/>< 3 DERECE )
( Kendinden. Yanındakilerden. Onu sevenlerden. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kendini. Yanındakileri de. Onu sevenleri de. )
( Eden uzaklaşır. >< Yakınlaştırır. )
( Düşmanlarımızdan nefret etmemek gerek. Bu, algılama ve yargılama yetimizi sınırlar. )
( Nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir. )
( Ürküp kaçma. | Tiksinme, iğrenme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )
( NEFRET-İ TECEDDÜD: Yenilik kaygısı. )
( [not] HATE vs./but/>< LOVE
LOVE instead of HATE )
- NEFROTİK SENDROM ile/||/<> NEFRİTİK SENDROM
( Böbreklerde protein kaybı ve ödem. İLE/||/<> Böbreklerde yangılanma ve kanama. )
- NEFS:
(BENİ/SENİ/ONU) İDARE ETMEK İÇİN değil/yerine İDARE EDİLMEK İÇİN
- NEFS:
ÖLMEZ["ÖLDÜRÜLMELİ" değil] ancak TERBİYE (EDİLİR)
- NEFS TERBİYELERİ/AYDINLANMA
(İŞRÂK/ENLIGHTENMENT)/İLİMDE GELİŞME ÖNKOŞULLARI
(EN AZ ÜÇÜ UYGULANMALI)
( * GILLET-İ TAAM(AZ YEMEK)[Az yemek, az uyumaktan daha önemlidir.]
* GILLET-İ MENÂM(AZ UYKU)
* GILLET-İ KELÂM(AZ KONUŞMA)
* UZLET-İ ANİL ENAM(HALKTAN UZAKLAŞMA)
* ZİKR-İ MÜDAM(ZİKİRDE DAİM OLMA)
* FİKR-İ TAMAM(DÜŞÜNCEYİ OLGUNLAŞTIRMA) )
( Hakikati arayın, bulmak için de nefsinizi öldürün! )
( Nefsin beraat ettiremeyeceği suç yoktur. [Yani dikkat etmek ve nefse kanmamak gerekir! )
- NEFS:
VAZGEÇMEK değil TERBİYE ETMEK
- NEFS ile/ve/değil/||/<>/< BİLGİSİZ/LİK / CEHÂLET/CAHİL
- NEFS/KAN ve/> GÖNÜL
( ... VE/> Nefsin imana gelmiş hali. )
( SELF/BLOOD and/> HEART )
- NEFS ile/ve/<> KAN
- NEFS ve/<> KORKU
- NEFS ile LEYH
( Kendi nefsinin siyaseti ile başlayan, kişilerin siyasetini de idrak eder. )
( "Ancak nefis terbiyesi(tehzîb) ve istikâmet üzere olma(takvim) ile ıslah gerçekleşir." )
- NEFS ve/<> MUHÂLEFET
( DİN: MUHALEFETÜN NEFS[Nefsine muhalefet olmak.] )
- NEFS ile/değil/yerine NEFES
( Bilmeyene. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilene. )
- NEFS > NEFÎS
( Nefs'i, nefîs'e taşımak/dönüştürmek gerek! )
- NEFS[Ar.] ile NEFS[Ar.]
( Tükürükle üfleme. Üfleme. İLE Can, yaşam/hayat. | Kişinin yeme-içme gibi dirimsel gereksinimleri. | Kendi, kişi. | Asıl, maya, töz/cevher. | Bir şeyin ta kendi. | Döl suyu. | İç, iç taraf. | Bir kentin içinden olan kişi. )
- NEFS ile NEFS-İ CEBÂBİRE
( BİR ŞEYİN ZÂTI, KENDİ. RUH, CAN, HAYAT, KALB, HEVES | İNSANIN YEME-İÇME GİBİ BİYOLOJİK GEREKSİNİMLERİ | ASIL, MAYA, CEVHER | DÖLSUYU | İÇ, İÇ TARAF | RUHUN MADDEYLE BİRLEŞMESİ )
- NEFS ile/ve NEFSLER
- NEFS ile ŞEYTAN
( ... İLE Kötülüğe meyl/"emir" eden nefs. )
- NEFS ile/ve/<> VİCDAN
( Öğretmeni ol! İLE/VE/<> Öğrencisi ol! )
- NEFSÂNÎ SOHBET ile RAHMÂNÎ SOHBET
- NEFSÂNÎ ile/ve/||/<>/< ŞEHVÂNÎ/ŞEHVETLİ
- NEFSANİYE/T ile ŞEYTANİYE/T
( [Kötülüğü] Kendine yapan. İLE Başkalarına yapan. )
- NEFSİ İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK ile/yerine ALLAH İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK
itibarı ile 51.358 başlık/FaRk ile birlikte,
51.358 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(136/207)
(1996'dan beri)