I ve İ ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 51.358 başlık/FaRk ile birlikte,
51.358 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(108/207)
- KETENPERE[Yun. < KATO PERA] değil/yerine/= ÖTEKİ TARAFIN AŞAĞISI | KASIMPAŞA[AŞAĞI BEYOĞLU]
- KETENTOHUMU (SAREK, ZAREK, ZEREK, ZEYREK, ZERPİK, BIZIKTAN, KIRBASÇEDENE) ile KETEN TOHUMU
( Keten bitkisinin, yağı çıkarılan ya da dövülerek hekimlikte kullanılan küçük taneleri. İLE [argo] Önemsiz, değersiz kişi. )
- KETHÜDA BEY ÇEŞMESİ :
( Hacı Osman Bayırında ve İSKİ Arıtma Tesislerinin önünde ana caddenin kenarındadır (H.1219, M.1803). Mermerden klasik tarzda yapılmıştır. Ayna taşı iki yandan sütunla olup, üst kısmında kitabe vardır. Tek musluklu olan ve akarı bulunan çeşmenin yalakı yol seviyesinin altındadır. )
- KETLEMEK/ENGELLEMEK değil/yerine ÜRETİM/DÖNÜŞÜM
- KETOZİS ile KETOJENİK BESLENME
- KETTÂB ile HATTAT
( Yazı yazan sanatkâr. Yakut el-Musta'simî'den sonra hattât. )
- KETÛM[< KETM]:
SIR SAKLAYAN, AĞZI SIKI -<
- KETÜT ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Aksi ve huysuz yaşlı kişi. )
- KEVÇİ/KEWÇİ ile RITL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir ağırlık ölçüsü.[Uygur'dan Kâşgar'a kadar][On rıtl'a denk gelir.] İLE Cam ağırlık. )
- KEVEL/KEWEL ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hızlı ve çevik [hayvan/at]. İLE ... )
- KEVEN/GEVEN ve TEZEK
( Baklagillerden, çok yıllık, bazı türlerinden kitre denilen zamk çıkarılan, dikenli bir çalı. İLE Sıkışmış, kuru toprak parçası, kesek. )
- KEVGEK/KEWGEK = KEKEME
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Konuşurken kekeleyen kişi. )
- KEVGİR[Fars. < KEFGÎR] değil/yerine/= SÜZGEÇ
- KEVLAR ile/değil/yerine/> ÖRÜMCEK İPEĞİ
( Çok hafif karbon kökenli çok sağlam liflerden oluşan bir malzeme. İLE/DEĞİL/YERİNE/> Protein bazlı mikrofiber. [Genetik olarak değiştirilmiş maya, şeker ve suyun fermantasyonu ile elde ediliyor.] [Otomotivden, tıp ve dış mekân giydirmeye kadar pek çok kullanım alanına sahip olması bekleniyor.] )
- KEVLİ/KEWLİ[Kençek] ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sulama arkının ağzı. )
- KEVN ve/>< FESÂD
( İSTİHÂLE[< HAVL | çoğ. İSTİHÂLÂT]: Olanaklı/mümkün olmayış, olanaksızlık/imkânsızlık, olamazlık. | Bir durumdan/halden başka bir duruma/hâle geçiş. | Başkalaşma. [İng. METAMORPHOSE, METAMORPHOSIS | Fr. MÉTAMORPHOSE] )
- KEVREK/KEWREK ile KEVRİK/KEWRİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Herhangi bir esnek, yumuşak bitki.[Örnek: keneotu] İLE Dikenli bir ağaç. )
- KEVŞEK/KEWŞEK ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yumuşak ve esnek herhangi bir nesne, ince bir giysi. İLE ... )
- KEVSEL ile KEVSER[Ar.]
( Geminin kıç tarafı. İLE Maddi ve manevi çokluk, kalabalık kuşak. | İlim, irfân. | Cennette bir havuzun adı. )
- KEVŞENG/KEWŞENG ile/ve/||/<> SOFRA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Harman temizlendikten sonra tahılın yığılmasına yardım eden kişiye verilen yemek/armağan. )
- KEWGİN ile/değil/yerine/>< ÇİVGİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Doyurucu, besleyici olmayan bir yemek [ya da ot]. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Doyurucu, besleyici olan bir yemek [ya da ot]. )
- KEVİG/KEWİG ile KIKIRDAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Burundaki kıkırdak. İLE ... )
- KEYFÎ DAYATMA ile ZORUNLU "DAYATMA"
- [ne yazık ki]
KEYFÎ "DÜŞÜNMEK"/KONUŞMAK ile/değil/yerine KENDİNE GÖRE "DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAŞAMAK"
( [ne yazık ki] Kişiler, (çoğunlukla) yiyecekleri ve yatacakları bir şeyleri olduğu sürece düşünmeyi reddederler. [ya da bu yanılsamadan ve keyfiyetten vazgeçip düşün(ebil)meyi, her şeye yeğlemelilerdir] )
- [ne yazık ki]
!KEYFÎ "İDÂRE" ile/ve !KEYFÎ "İRÂDE"
- KEYFÎ ile/değil ÇOKLU
- KEYFÎ ile/ve DEĞİŞKEN
- KEYFÎ değil/yerine/= İSTEĞE BAĞLI
- KEYFÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİBARÎ
( Tüm ayrımlar, itibârîdir fakat keyfidir anlamına gelmez! )
- KEYFİ ile/ve/||/<> KİŞİSEL
- KEYFÎ/LİK ile/ve/<> ÇOCUK/LUK
- [ne yazık ki]
"KEYFÎLİK" ile/değil/yerine GÖRELİLİK
- KEYFÎ/LİK ile/değil/yerine KENDİLİĞİNDEN/LİK
- KEYFÎ/LİK ile OLASILIK
( ARBITRARY/-I-NESS vs. PROBABILITY )
- KEYFÎ/LİK değil/yerine/= OLUMSAL/LIK
- KEYFÎLİK ile/>< TUTARLILIK
( Keyfîlik, yaşam içermez. Yaşam, keyfî değildir. )
- KEYFÎLİK ile/ve ZORUNLULUKTAKİ KEYFÎLİK
( ARBITRARINESS vs./and ARBITRARINESS IN OBLIGATION )
- KEYFİNDE/LİK ile/değil/yerine KENDİNDE/LİK
- KEYFİNE GÖRE TAKILMAK ile/ve KAFANA GÖRE TAKILMAK
- KEYFİNE/ÇIKARINA GÖRE DAVRANMAK ile/değil/yerine/>< KENDİN/KİŞİ/ADAM/İNSAN OLMAK
( Kendin olmak, "keyfine/çıkarına göre davranmak/davranabilmek" değildir. )
- KEYFİNİ DAYATMAK ile/ve/||/<>/>/< PİSLİK YAPMAK
- KEYFİNİ SÜRMEK ile/ve/||/<> ZEVKİNİ ÇIKARMAK
- [ne yazık ki]
"KEYFİNİ SÜRMEK" ile/ve/||/<>/> EZBERİNİ YAŞAMAK/DAYATMAK
- [ne yazık ki]
"KEYFİ/Nİ YAŞAMAK" ile/ve/değil/||/<>/>/< KEYFİ/Nİ (VE KENDİNİ) DAYATMAK
- KEYFİYET ile/değil/yerine TASARRUF
- [ne yazık ki]
KEYİF EHLİ ile/ve İŞİNE GELDİĞİ GİBİ YAŞAYAN
- KEYİF/RAHATLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇALIŞMA/HİZMET
( % 3[daha çok] -31[en fazla, azınlıkla/bazen] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< % 96[daha çok] - 69[en az, çoğunlukla] )
- KEYİF değil/yerine/>< GEREKSİNİM
- KEYİF ve/<> GÜVENLİK
- [ne yazık ki]
(")KEYİF(") ile/değil "KENDİNE GÖRE OLAN"
- KEYİF ile/değil/yerine/||/></< KEŞİF
( [not] PLEASURE/MOOD vs./but/||/>< DISCOVERY
DISCOVERY instead of PLEASURE/MOOD )
- KEYİF ile/değil/yerine/>< KEŞİF
( [not] PLEASURE/MOOD vs./but/>< DISCOVERY
DISCOVERY instead of PLEASURE/MOOD )
- KEYİF ile/değil RIZÂ
- KEYİF ile TEMBELLİK
( PLEASURE vs. INDOLENCE )
- KEYİF ile/ve/||/<>/> UYKU
- KEYİF ile/değil/< YAŞAM
( Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan. )
- KEYİF değil/yerine/= YAŞU/YAŞUĞ
- KEYİF ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>/< ZEVK
( Gövdesel/bedensel. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Zihinsel. )
( Maddi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Manevi. )
( Üç duyudan biriyle [ya da ikisi/üçüyle] ten, organ, kas ve sinirlerin "az ya da çok" uyarımıyla "deneyimlenen".[Dokunma, tatma, koklama][yeme, içme, oturma/uzanma vb.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< İki duyudan biriyle deneyimlenen.[Görme ve duyma][Felsefe, bilim, sanat, kitap okuma, düşünme, dinleme, söyleşi/sohbet] )
( Yatarak/yatmaktan, tembelikten, miskinlikten. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Hareketle/hareketten. )
( Bir şey yapmadan "yaşadığı"[nı zannettiği/n, "iddia ettiği/n"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Bazı şeyler yaparak, özen ve çaba göstererek, emek ya da ödün vererek elde ettiğimiz. )
( Yaşandığı oranda pişmanlığa götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Yaşandığı oranda sevinç/neşe verir. )
( Canlılığa[hayvana/hayvansallığa] özgü.
[Hayvanlarda ve gövdemiz itibarı ile de canlılıkta ortaktır.] [Keyfin simgesi ve doruğu olan eşekte de vardır.]
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/<
İnsana özgü. [Sadece insandadır, zihindedir.] )
( Geçici. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Kalıcı. )
( Araçlı "duyum"/haz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Aracısız algılayış/idrak. )
( Istırap akışı içinde yalnızca bir kesintidir. )
( Utanç verici bir keyfin, keyfi geçer, utancı kalır. )
( Keyifteki ölçü/oran/sayı/mikdar arttıkça eleme/işkenceye dönüşür. )
( Ancak çalıştıktan ya da bir şeyler yaptıktan sonra, kısa süreli ve hak edilen keyfin tadı ve değeri olur. )
( Zevk, susabilmeyi[sükût etmeyi] öğrendikten sonra başlar. )
( Kişi, kendini ya da başkalarını utandırabilecek ucuz keyiflere, ne şimdi, ne de sonra kapılmalıdır. )
( İki ıstırap verici durum arasındaki aralıklardır. )
( Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif ve zevk almayı değerli kılan. )
( İkisi de ıstırabın eseridir. )
( Dayatarak/dayatmacı. Sorumsuzca, kendi kendine, başı başında[Farsça "ser-ser-î"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Özgürce. Sorumluluğunu alarak/üstlenerek. Başı bağlı[Farsça "ser-best"] )
( [not] PLEASURE vs./and/but/||/<>/>>/< ENJOYMENT
ENJOYMENT instead of PLEASURE )
- KEYİFLİLİK ile NÖTR OLMAK
- Keyifsizi DİNLE!!!
- KEYİFSİZLİK ile NÖTR OLMAK
- KEYİFSİZLİK ile ZİHNİN MEŞGULİYETİ
( MEŞGULİYET: Bir şeyle uğraşırken, başka bir şeyle ilgilenememe. )
- KEYİK ile KEYLİK/KEYLİG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Vahşi [geyik]. İLE Vahşi kişi. )
- KEYSTONE TÜR ile/||/<> ŞEMSİYE TÜR
( Keystone kritik ekolojik rol, şemsiye koruma odak. )
( Formül: Ekosistem mühendisi İLE sembol )
- KEZ değil GEZ
( Kere. DEĞİL 66 cm. [özellikle okçulukta kullanılan bir ölçü] )
- KEZÂ[Ar.] ile ZİRA[Fars.]
( Aynı zamanda. İLE Çünkü. )
( Zarf. İLE Bağlaç. )
- KEZBAN(")[Ar.] ile/değil/>< KEZBAN[Fars.]
( Kötü kadın. | (")Deneyimsiz, beceriksiz, bilgisiz, görgüsüz kadınlara yakıştırılan söz("). İLE/DEĞİL/>< Becerikli, hamarat kadın. )
- KEZ/GEZ ile KEZ ile KEZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Okun üzerindeki çentik. İLE Bir yiyecekten geriye kalanlar. İLE Süslü bir Çin kumaşı türü. )
- KEZİG ile KEZİG ile KEZİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dönüşümlü olarak yapılan bir işte sıra. İLE Cesaret. İLE Ateş ve titreme. )
- KEZLİK ile BIÇAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kadınların kaftanına tutturulmuş olarak sakladığı küçük bir bıçak. İLE ... )
- KEZZAP[Fars. < TİZ+AB] ile TUZRUHU
( Nitrik asit. Organik nesneler üzerinde yakıcı ve sarartıcı bir etki gösteren, birleşiminde bir azot, üç oksijen ve bir hidrojen bulunan, yoğunluğu 1,52 olan, 86 °C'de kaynayan, sanayide kullanılan asit. İLE Hidroklorik asit. Hidrojen ve klordan oluşan, renksiz, havada beyaz dumanlar saçan, suda kolayca eriyen ve fosfor elde edilmesinde, çeliğin pasını gidermede kullanılan keskin kokulu bir gaz. )
- Kİ[Fars.] ile -Kİ
( Anlam bakımından birbiriyle ilgili tümceleri birbirine bağlayan bir sözcük. | Özneyi, tümleci güçlendirerek tümcenin temel bölümüne bağlayan bir sözcük. | "Öyle, o kadar, o denli" vb.nden sonra, kullanıldığı tümceye güç katan bir sözcük. | İkinci tümcedeki yargının birincideki hareketin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını bildiren bir sözcük. | İki tümcede anlatılan durumların uyuşmazlığını bildiren bir sözcük. | Yakınma, kınama vb. duyguları anlatmak için bir tümcenin sonuna getirilen bir sözcük. | Bir soru tümcesinin sonuna getirildiğinde kuşku ya da kaygı anlatan bir sözcük. | Bazı sözcüklerin sonuna bir ek gibi eklenerek birtakım zarf, yeni edatlar oluşturan bir sözcük.[Belki, çünkü, hâlbuki, mademki, sanki] İLE Zaman, yer/konum ya da koşul belirten sözcük eki.[önceki, buradaki, sıcaklıktaki] )
( Ayrı yazılır. İLE Bitişik yazılır. )
- KİBÂR[< KEBÎR] değil/yerine/= İNCE/TAYLAN/KOSTAK
( Zarif, kibar, nazik, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı. | Yiğit, kabadayı, yürekli. | Büyükler, ulular. )
- KİBÂR-I EHLULLAH ile ...
( KÂMİL İNSAN )
- KİBAR-I KELÂM = BÜYÜKLERİN KELÂMI
- KİBAR/LIK ile NAZİK/LİK
- KİBARLIK ile/değil/yerine NEZÂKET
( Nasıl "görünmek" "istediğmizle". İLE/DEĞİL/YERİNE Kim olduğumuzla ilgili. )
( Krala gösterilen kibarlık, "zorunluluktandır". İLE/DEĞİL/YERİNE Dilenciye gösterileni nezâket, gerçektir. )
- KİBİR:
HALKTAN "UZAK DURMAK" değil HAK VE HAKİKATTEN UZAK DURMAK
- KİBİR ile/ve/değil/<> ALAYCILIK
- KİBİR değil/yerine/>< ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK
( Büyük görünme. / Küçüklüğün ölçüsü. DEĞİL/YERİNE/>< Küçük görünme. / Büyüklüğün ölçüsü. )
- KİBİR ile/ve/<>/değil BAĞIMLILIK
( Kibir, kişinin, sahip olduklarını, "hak etmediği" korkusundan kaynaklanır... )
- KİBİR ile/ve/<> BENCİLLİK
- KİBİR ile/değil ÇEKİNGENLİK
- [ne yazık ki]
KİBİR ile/ve/<> GİZLİ KİBİR
- KİBİR ile/değil/yerine KİBARLIK
- KİBİR >< KISKANÇLIK/GÜNÜ/HASET
( Sahip olanda. >< Sahip ol(a)mayanda. )
- KİBİR ile/değil/yerine MESAFE KOYMA
- KİBİR değil/yerine/>< ONUR/VAKAR[Ar.]
( Kartal, vakarı; yılan, bilgeliği simgeler. )
( Başkalarını aşağılayarak. DEĞİL/YERİNE/>< Başkalarına hizmet ederek. )
( Kendini beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik. DEĞİL/YERİNE/>< Ağırbaşlılık. )
- KİBİR ile/değil/yerine ÖZDEĞER
- KİBİR ile/değil/yerine/>< ÖZGÜVEN
( Çoğu kişiden üstün olduğumuzu zannediyorsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kimseden bir eksiğimizin olmadığını düşünüyorsak. )
( Kendinden emin olmaya alışık olmayana, özgüven, "kibir" gibi gelebilir. )
( [not] ARROGANCE vs./but/>< SELF CONFIDENCE
SELF CONFIDENCE instead of ARROGANCE )
- KİBİR ile/değil/yerine ÖZSAYGI
( [not] ARROGANCE vs./but SELF-ESTEEM
SELF-ESTEEM instead of ARROGANCE )
- KİBİR = PRIDE[İng.] = ORGUEIL[Fr.] = HOCHMUT[Alm.] = SUPERBIA[Lat.]
- KİB[İ]R ile UCB
( BÜYÜKLÜK, ULULUK | KENDİNİ BÜYÜK GÖRME, BÜYÜKLÜK TASLAMA )
- KİBİRLİ EDÂ ile KÜFÜR
- KİBİRLİ" ile "KASINTI"
- KIBLE ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/> AMAÇ
( Güney ile güneybatı [Güneybatı ile güney arası]. [Türkiye'ye göre!] [Güney anlamına da kullanılır.] | Mekke'de Kâbe'nin batı köşesi ile altınok (Mizp) arasının doğrultusu. | Kabul etmek. | Güneyden esen rüzgâr. | Darlıkta başvurulan kapı. )
- KIBLE ve/<> KABUL ve/<> KABİLE
- KIBLE ||/<>/= ÖZBİLİNÇ
- KIBLESİZLİK ile/ve CEHALET
- KİBRİT ile HİBRİT
- KIÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BACAK
( MÂ-BA'D ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÂMİLE[< AMEL] )
( [not] BUTTOCK[ASS, ARSE] vs./and/but/||/<>/< LEG
LEG instead of BUTTOCK )
- KIÇ/I BAŞ/I (OYNAMAK, AÇIKTA OLMAK/KALMAK)
- KİÇİG KEYGEN ile ULUG KEYGEN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kayas'tan, Ila vadisine akan iki ırmağın adı. )
( Küçük. İLE Büyük. )
- KİÇİMEK ile/ve/||/<> KİÇİNMEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kaşınmak. İLE/VE/||/<> Dayak. | Aşırı eşeysel istek. )
- KIÇIN KIÇIN = GERİ GERİ (UZAKLAŞMAK)
- KIÇINDAN ANLAMAK/ANLAYAN/UYDURAN değil/< KIŞRINDAN(KABUĞUNDAN) "ANLAMAK/ANLAYAN/UYDURAN"
- KIÇINI DÖNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SIRTINI DÖNMEK
- KİDİZ ile KİDİZGEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Keçe. İLE Tazeliğini kaybetmiş ve keçeleşmiş. )
- KIDVE ile ...
( KENDİNE UYUP ARDINDAN GİDİLECEK KİŞİ | BİR SINIFIN YA DA TOPLULUĞUN BAŞINDA OLAN KİŞİ )
- KİFAFLANMAK[Ar.] değil/yerine/= AZLA YETİNMEK
( Elde ne varsa onunla, çok az yiyecekle karın doyurmak, çok az şeyle yetinmek. )
- KİFÂYET ile YETİŞME, ELVERME | YETERLİK | İKTİDAR, YARARLIK
( YETİŞME, ELVERME | YETERLİK | İKTİDAR, YARARLIK )
- KİFÂYETSİZ MUHTERİS ile/ve/<> HEBENNEKA[Ar.]
( ... İLE/VE/<> Zeki ve becerikli olmadığı halde, kendini öyle sanan. )
- KİFÂYETSİZ[Ar.] değil/yerine/= YETERSİZ
- KIĞ = KIĞI
( Koyun, keçi vb. ve deve dışkısı. )
- KÎH[Ar.] ile KİH[Fars. çoğ. KİHÂN]
( İrin, cerahat. İLE Küçük. )
- KIKIR KIKIR (GÜLMEK/KIKIRDAMAK)
( "Kıkır kıkır" diye ses çıkararak gülmek. | Donacak kadar üşümek. | Soğuktan donmak. | [argo] Ölmek. )
- KIKIRDAK/KAKIRDAK ile/ve KEMİK
( EŞVÂK[Ar. < ŞEVK]: Kemiklerin uzaması. )
( Kemik kadar sert olmayan, dayanıklı, esnek, bükülgen, damarsız bağ dokusu. | Sığır ve danada, hayvanın göğüs boşluğunun arka tarafının alt bölümünde bulunan parça. İLE/VE İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert örgenlerin genel adı. | Kemikten yapılmış olan. )
(
)
( GUDRÛF ile/ve AZM[çoğ. İZÂM] )
( KÖZ ile/ve ESTEH, ÜSTÜHÂN/İSTİHÂN )
( GRISTLE/RING CARTILAGE vs./and BONE )
- KIKIRDAK ile KEMİRCİK
( ... İLE Burun, kulak vb.nde bulunan küçük kıkırdak. )
- KİKLOTRON[Yun. ] değil/yerine/= HIZLANDIRICI
( ... İLE Atom araştırmalarında, elektriklenmiş nesnelere yüksek hız veren bir aygıt. )
- KİL[Fars. < GİL] ile KİLERMENİ[Fars. GİL + ERMENİ]
( Islandığı zaman kolayca biçimlendirilebilen, yumuşak ve yağlı toprak. İLE Eczacılıkta kullanılmış olan kırmızı renkli kil. )
- KIL-KUYRUK (BİR TİP)
- KİL[Fars. < GİL] ile ARIKİL/KAOLİN[< Çince]
( Islandığı zaman kolayca biçimlendirilebilen yumuşak ve yağlı toprak. İLE Porselen yapmakta kullanılan, bir çeşit ak ve gevrek kil. )
- KILÂ'[Ar. < KAL'A] ile KILÂA[Ar.]
( Kaleler, surlar. İLE Yelken. )
- KILAVUZ/REHBER[Ar.] ile ÖNDER[LİDER değil!]
( İçten, doğru gelmeyen hiçbir kılavuzluğu kabul etmeyin. O zaman bile tüm anıları ayıklayın. Çünkü onlar, bizi yanlışa götürür. )
( Yollar ve araçlar hakkında tümüyle cahil olsanız bile sessiz kalın ve içinize bakın; kılavuzluk mutlaka gelecektir. )
( KÂİD ile RÂİD )
( GUIDE vs. LEADER
Accept no guidance but from within, and even then sift out all memories for they will mislead you.
Even if you are quite ignorant of the ways and the means, keep quiet and look within; guidance is sure to come. )
- KILAVUZ RNA ile/||/<> DONOR ŞABLON
( Kılavuz RNA kılavuz kesim, donor şablon onarım. )
( Formül: Cutting guide İLE repair template )
- KILAVUZ = REHBER = GUIDE[İng., Fr.] = FÜHRER[Alm.] = GUIDA[İt.] = GUÍA[İsp.]
- KILAVUZ ile/ve/||/<>/> SÖZLÜK
- KILBARAK/MİDİLLİ[Yun.] ve KATANA/KADANA[Mac.]
( Küçük at. VE İri yapılı at. )
- KILÇIK ile GELMİÇ[Fars.]
( Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik. | Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif. | Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön ya da yan tarafına aşırıp atması. İLE İri balıklarda, kılçık durumunda olan kemik. )
- KILDIRAN; GÜNEY (RUMELİKAVAĞI, 1935) :
( Rumelikavaklıdır. Rumelikavağı 41. İlkokul, Sarıyer Ortaokulu ve Kabataş lisesini bitirdikten sonra 1957'de İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi'nden mezun oldu. İlkokulu okuduğu 41. Rumelikavağı İlkokulunu yeniden inşâ ederek modern hale getirdi ve okula ismi verildi. İş hayatına muhasebe müdürü olarak bir toptan kumaş fabrikasında sonra da bir triko fabrikasında çalışarak başladı. 1961'de kendisine ait olan ilk işi Gün Örme San. A.Ş. yi, 1979'da ise ÖRTÖP Örme San. Tic. A.Ş.yi kurdu. İki şirketin yönetim kurulu başkanıdır. İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyesi ve Triko Sanayicileri Derneği (TRİSAD)'nin kuruluşundan bu yana başkanlığını yapmaktadır. Uzun yıllar Sarıyer Voleybol takımında oynamıştır. )
- MAHZEN[Ar.] ile/ve/||/<> KİLER[Fars. < KİLÂR]/ARDİYE[Ar. < ARZİYE] ile/ve/||/<> DEPO[Fr. < DÉPÔT]/DEBBOY ile/ve/||/<> ANTREPO[Fr. < ENTREPOT] ile/ve/||/<> SAKLAK/AMBAR[Fars. < ANBAR]
( Yapılarda yer altı sakla[n]ma/koru[n]ma alanı. İLE/VE/||/<> Evlerde saklanılabilecek yiyecek ve içeceğin [Ar. erzak] saklandığı oda, ambar ya da dolap. İLE/VE/||/<> Korunmak, saklanmak ya da gerektiğinde kullanılmak için nesnelerin konulduğu/saklandığı yer. | Nesnelerin toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer. | Ordu nesne ve araçlarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer. İLE/VE/||/<> Vergileri ödenmemiş, gümrüğe ait nesnelerin korunması için kurulan alan. İLE/VE/||/<> Genellikle tahıl saklanılan yer. | Yiyecek ve bazı nesnelerin saklanıldığı yer. | Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. | Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. | Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. | Nesne taşıma işleri yapan kurum ya da ortaklık. )
- KILGILI/KILGIN/UYGULAMALI = AMELÎ = PRACTICAL[İng.] = PRATIQUE[Fr.] = PRAKTISCH[Alm.] = PRAKTIKOS < PRAKTEIN[Yun.] = PRÂCTICO[İsp.]
- KİLİ, SUNA (İST. 1929 - 2015) :
( Sarıyer/Yeniköylüdür. Boğaziçi Üniversitesi öğrenci üyesiydi. İstanbul Amerikan Kız Kolejinden mezun oldu. Yüksek Öğrenimini ABD de tamamladı. Lisans, master ve doktora derecelerini Bryn Mawr College'den Siyasal Bilimler ve Ulusal İlişkiler dallarında aldı. Berkeley'de Kaliforniya üniversitesinde lisansüstü çalışmalar yaptı, doktora sonrası araştırmalarını London School of Economics Columbia Üniversitesi ve Princeton Üniversitesinde sürdürdü. Los Angeles California Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesinde 1977/1978 akademik yılında konuk öğretim üyesi olarak ders verdi. Yurt içinde ve yurt dışında pek çok seminer, kongre, sempozyum ve benzeri bilimsel toplantıya katıldı, çeşitli konularda bildiriler sundu. Uluslararası Siyasi Bilimler Dergisi (İPSA) ve Arap Bölgesi, Türkiye ve Iran Sosyal Bilimler Dergisi (ASSART) gibi çeşitli kuruluşların üyesi olup, İPSA'nın Siyasal Eğitim Komitesi ikinci eş başkanlığını yürüttü. Türk Devrim Tarihi, The Atatürk Revoluation, Cumhuriyet ve Küreselleşme, Türk Anayasası Metinleri, CHP de Gelişmeler, Türk Anayasası, Atatürk Devrimi Bir Çağdaşlaşma Modeli, Çayırhan, 27 Mayıs Devrimi Kurucu Meclis ve 1961 Anayasası isimli kitapları var. )
- KILIBIK ile/değil/yerine KALBİ ILIK
- KILIBIK >< KAZAK
- KILIÇ BALIĞI ile/değil YELKEN BALIĞI
( ... İLE/DEĞİL Su altının, en hızlı balığıdır. )
- KILIÇ KAPTAN :
( Kılıç Kaptan denilen mevkii, Kocataş yalısı ile Sarıyer Orduevi arasında kalan deniz sahilidir. Kaptanyan yalısını (Vehbi Koç Vakfı Lisesi ön binası) yaptıran kişinin ismi Kılıç Kaptan olduğundan bu isimle bilinmektedir. )
- KILIÇ ile EPE[Fr.]
( ... İLE Kılıç sporunda kullanılan bir tür kılıç. | Bu kılıç kullanılarak gerçekleşen kılıç sporu. )
- KILIÇ ile FLÖRE[Fr.]
( ... İLE Namlusu düz ve yuvarlak, ucu düğmeli kılıç. )
- KILIÇ ve/<> GEZLİK
( ... VE/<> Eğri kılıçların ağız bölümü. )
- KILIÇ ile PALA
( ... İLE Kavisli, kısa, uc bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir tür kılıç. | Kürek gibi bazı araçların, enli ve yassı bölümü. | Bir yere çaprazlama konulan yassı kiriş ya da kereste. )
- KILIÇ ile PALYOŞ[İt.]
( ... İLE Kısa ve iki yanı keskin, düz kılıç. )
- KILIÇOĞLU, HALİL (KÜTAHYA, 1945) :
( Üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra ticaret hayatına atıldı. Türkiye Tekvando Federasyonunda üye olarak çalıştı. Sarıyer Spor Kulübü'nde bir dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- KILIÇOĞLU, MUHLİS (GİRESUN, ?) :
( Uzun yıllardan beri Bahçeköy'de ikamet etmektedir. İ.Ü. Orman Fakültesi mezunudur. Peyzaj işleri yapan şirketi vardır. Bahçeköy Giresunlular Derneği Başkanıdır. 2004 - 2009 döneminde Bahçeköy Belediye Meclisinde AKP üyesi olarak görev yaptı. )
- KILIÇPINAR DERESİ :
( Bekardere'nin batı tarafından, Kılıçpınar mesiresinin alt kısımlarından çıkarak Sarıyer (Mercimek) deresi ile birleşir. )
- KILIÇPINAR MESİRESİ :
( Bahçeköy'ün kuzey doğu tarafında Kılıçpınar mevkiindedir. Kılıçpınar Sarıyer, Bahçeköy ve Sarıyer arasında büyük bir alandır. Mesire içerisinde çay bahçesi, restaurant vardır. Sarıyer deresine akar veren Kılıçpınar deresi bu mesire içinden çıkmaktadır. Mesire içerisinde Kılıçpınar memba suyu vardır. Mesire içerisinde Avcılık ve Atıcılık Sporları için atış poligonu da bulunmaktadır. )
- KILIÇPINAR SUYU :
( Kılıçpınar mesiresi içinden çıkan memba suyu olup içimi çok iyidir. )
- KILIF ile KALIP
- KILIF ile KAP
- KILIF[Ar. < GİLÂF] ile KIRLENT[Fr. < GUIRLANDE]
( Bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir nesneden yapılmış özel kap. | Yolsuz bir işe bulunan sudan gerekçe. İLE Çiçek ya da yaprak işlemeli süs. | İşlemeli ya da işlemesiz bir tür küçük yastık. )
- KILIF ile PERDE
- KILIF ile/ve ZARF
- KİLİM ile BİSÂT[Ar. çoğ. BUSAT]
( ... İLE Kilim, minder, döşeme, keçe, yaygı. )
- KİLİSE CAMİSİ ile KİLİSE CAMİSİ ile KİLİSE MESCİDİ
( Fatih - Zeyrek'tedir. İLE Unkapanı - Vefa arasındadır. İLE Topkapı semtindedir. )
( Fatih Sultan Mehmet emriyle, Pankrator kilisesinden camiye dönüştürülmüştür. [İlk müderrisinin Zeyrek Mehmed oluşundan dolayı Zeyrek Camii adıyla bilinir.] İLE XV. yüzyılda, Şeyhülislâm Molla Gürânî emriyle Bizans kilisesinden[XI. yy.] camiye dönüştürülmüştür. [Molla Gürânî Camisi olarak da bilinir.] İLE XV. yüzyılda, Çavuş Mustafa Ağa emriyle Bizans kilisesinden camiye dönüştürülmüştür. [Kilise ya da Mustafa Çavuş Mescidi adıyla da bilinir.] )
- KİLİSE:
KURUM değil DÜZEN
- KİLİSE ile BAZİLİKA[< Lat. < Yun.]
( ... İLE Kral sarayı. | Dikdörtgen biçimindek, uc kısmında, yarım çembere benzeyen bir çıkıntısı olan Roma mahkemesi. | Ortadaki yüksek, yanlardakiler daha alçak olmak üzere içi, iki sıra sütunla, üç salona ayrılmış, dikdörtgen biçimindeki kilise. | Hristiyanların eski Roma mahkemeleri biçiminde yaptığı ilk kiliselere verilen ad. | Düz çatılı. )
- KİLİSE =/<> CEMAAT
- KİLİSE ile/ve/||/<>/> BAŞKİLİSE/KATEDRAL[Fr. < CATHÉDRALE]
( ... İLE/VE/||/<>/> Baş kilise. Bir kentin büyük kilisesi. )
- KİLİSECİK MEVKİİ :
( Demirciköy Uzunca deresine yakın bir yerde olan Kilisecik mevkii ismini buradaki kiliseden almakta idi. Kilise yıkılınca buraya da Kilisecik mevkii denildi. Hıristiyan Mezarlığı da bu civarlardaydı. )
- KİLİT[Fars. < KELİD/KİLİD] ile/ve/||/<> PERİCİK
( Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aracı. | Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka. | Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık. İLE/VE/||/<> Kilit dili. | Perihastalığı.[Sara ve isteri gibi bazı hastalıklar için kullanılır.] )
- KİLİTLE(N)ME ile/değil DÜĞÜMLE(N)ME
- KİLİTLENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ODAKLANMAK
- KILKAPAN/SAMANKAPAN/KEHRİBAR[Fars. < KEHRUBÂ ] ile KARAKEHRİBAR/OLTU TAŞI
( Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılan ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif nesneleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine. İLE Bu reçineden yapılmış: )
- KILKIRAN = SAÇKIRAN
( Bir mantarın oluşturduğu, kılları döken bir deri sayrılığı. )
- KİLL SWİTCH İLE CONTAİNMENT İLE ORTHOGONAL ile/||/<> BİYOGÜVENLİK
( Sentetik organizmaların kontrol mekanizmaları. )
( Formül: Toxin-antitoxin sistemi )
- KILLI (GÖVDE/YÜZ/YANAK/ÇENE/BURUN/KULAK/SIRT/GÖĞÜS/PENİS/YARDA/TESTİS/VAJİNA/PUBIC/LABIA MAJOR/KIÇ/BACAK) ile/yerine KILSIZ (GÖVDE/YÜZ/YANAK/ÇENE/BURUN/KULAK/SIRT/GÖĞÜS/PENİS/TESTİS/VAJİNA/PUBIC/LABIA MAJOR/KIÇ/BACAK)
- KILLIK ile/değil (BİLİNÇLİ) TAVIR/TUTUM
- KİLO KAYBETMEK iel/değil/yerine/||/<> KİLO VERMEK
- KİLO VERMEK/ALMAK değil/yerine KİLOYU AŞAĞIYA/YUKARIYA KONTROL ETMEK
( [not] TO GIVE/TAKE WEIGHT but TO CONTROL THE WEIGHT UP/DOWN
TO CONTROL THE WEIGHT UP/DOWN instead of TO GIVE/TAKE WEIGHT )
- KİLO- ile/||/<> MİLLİ-
( Bin. İLE/||/<> Bin, binde bir. )
- KİLOGRAMAĞIRLIK/KİLOGRAMKUVVET ile KİLOGRAMMETRE
( Bir kilogramlık bir kütlenin yer tarafından çekilmesini sağlayan güce[9,81 Newton] eşit olan güç birimi. İLE Bir kilogram ağırlığındaki bir gücün, uygulandığı maddi bir noktayı güç doğrultusunda bir metre yer değiştirmesiyle yapılan işe eşit iş birimi. )
- KİLOJOULE[KJ] ile KİLOKALORİ[KCAL]
( [Joule: Bir nesnenin kimyasal bir tepkimesi sonucunda açığa çıkabilen enerji.][Kilojoule, "KJ" ile gösterilir ve bin (103) joule'a eşit olmaktadır. Çoğu ülkedeki besin standartlarının enerji değeri kilojoules olarak tanımlanır. Bir kilojoule, saniyede, tam gün ışığında, dünyanın bir metrekare tarafından alınmış olan güneş radyasyonunun yaklaşık olarak ölçüsünü verir.] İLE Kalorinin simgesi "cal" ile gösterilir. Atmosfer basıncı içinde 1 gram olan suyun sıcaklığını 1 °C artırabilmek için gereken enerji miktarıdır. [Kilokaloriye, "büyük kalori" adı da verilir. 1000 kaloriye eşit olmaktadır.][1925'ten itibaren kalori, joule kavramı ile belirlenmiştir. Enerji birimi olarak bakıldığında kalori, bir nesneye verilmiş ya da eklenmiş olan ısı miktarını belirlemek amacı ile kullanılır.][Sözü geçen nesnelerin ısı kapasitesi, erime ya da buharlaşma ısısı ve kimyevî bir değişmeye bağlı olan etkileşim ısısı her zaman kalori kavramı ile tanımlanır.][1 kalori, yaklaşık olarak 4,184 joule'ye eşittir.][Dört kibrit çöpü yakıldığı zaman, 1 kalorilik enerji açığa çıkmaktadır.]
[Fiziksel olan kalori ile yiyeceklerin ya da içeceklerin enerji değerlerini göstermekte kullanılmakta olan kalori ile karıştırılmamalıdır.][Yiyeceklerde kullanılmakta olan kalori, "C" ile gösterilip 1000 cal değerinde olmaktadır.][Besinlerin tüketilmesi sürecinde öğütülmesinin ardından besinler enerjiye dönüşür. Sözü geçen enerjiye "kcal" adı verilir.] )
- KİLYOS (KUMKÖY) DOĞAL ÇEVRESİNİ KORUMA VE ÇEVRE KÜLTÜRÜNÜ GELİŞTİRME DERNEĞİ :
( Kilyos (Kumköy) da 1994 yılında Tülin Erkan, Memduh Iğırcık, Atilla Günaltay, Güler Sönmez, Mehmet Ali Erdoğan, Naz Karavuz, Ayşe Ergin ve Hasene Kan tarafından kuruldu. Çevre koruma konularında pek çok proje içinde yer aldı ve destek verdi. İstanbul Valiliğinin 2000 yılında başlattığı ve devam eden İstanbul'un tüm okullarını kapsayan "Çevre Eğitim Projesi" nin il organizasyon kurulunda ve diğer pek çok platformda yer aldı. 1998 yılından beri her yıl yapılan İstanbul Boğazı'nda taşımacılığın tehlikesine dikkat çeken ve boğaz trafiğini kapatma eylemlerine aktif olarak katıldı. Sahillerimizdeki hızlı ve çarpık yapılaşma nedeniyle nesli tükenmekte olan Kum Zambaklarının korunması için yaptıkları başvurunun AB de kabulü üzerine "Sarıyer'in kum zambaklarını koruyalım" projesini yürüttü ve 22 - 24 Temmuz 2011 de I. Kilyos Kum Zambakları Festivali"ni gerçekleştirir. )
- KİLYOS 75. YIL VE MAVİ SU PARKI :
( Kilyos'da kale caddesi üzerindedir. 1.070,27 m²'lik bir alanı kapsamakta olup, 562,76 m²'lik yeşil alanı bulunmaktadır. )
- KİLYOS ABDULLAH KAYA ÇOCUK PARKI PARKI :
( Kilyos'da Osman Görgün Sokak üzerindedir ve yeniden tanzim edilerkek hizmete açıldı. )
- KİLYOS ASTSUBAY GAZİNOSU BAHÇESİNDEKİ ÇINAR AĞACI :
( Astsubay Gazinosu olarak kullanılan Kilyos Kalesi içindedir. Gövde çevresi 5,40 m, boyu 28 m, yaşı 549 dur (2009 itibariyle). )
- KİLYOS CADDESİ :
( Maden mahallesinden köylere giden caddeye "Kilyos Caddesi" ismi verilmiştir. )
- KİLYOS CAMİİ :
( Kilyos (Kumköy) Camii 1931 yılında inşâ edilmiş olup tarihi bir özelliği yoktur. )
- KİLYOS DALYANI :
( Çok uzun yıllar kurulan bu dalyan son yıllarda kurulmamaktadır. )
- KİLYOS GÜVEN SOKAK PARKI :
( Kilyos'da yeni inşâ edilen parklardan biridir. Güven sokak üzerindedir. )
- KİLYOS KALESİ :
( Kale, Kilyos köyünün denize çıkıntılı en uç noktasında ve kayalıklar üzerinde inşâ edilmiştir. Kalenin 4. veya 5. yy. larda Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) tarafından yaptırıldığına inanılmaktadır. Bizansların zayıf düştüğü bir dönemde Cenevizliler kaleyi ele geçirmiş ve uzun yıllar burada kaldığı bazı eserlerde yer almaktadır. Kale Osmanlıların eline geçtikten sonra iki kez onarım Don Kazaklarının saldırısına uğradı ve büyük hasar gördü. Sultan I. Abdülhamid (1774 - 1789) ve Sultan II. Mahmut (1808 - 1839) dönemlerinde ve 1782 ile 1826'da iki kez büyük onarım gördü. 1833'da Hünkâr antlaşması ile Boğazlara yerleşen Ruslar, 1841'de Londra Antlaşması ile Boğazlardan çıkarılırken kaleyi Türk ve İngilizler birlikte kullandılar. O dönemde İngilizlerin kaleye getirdikleri toplar, hala kalenin arenasında teşhir edilmektedir. I. Dünya Savaşında Rusların Boğazlara girmelerini önlemek amacı ile kaleye Alman topları yerleştirildi. Kale Kırım Savaşı sırasında hastane olarak kullanıldı. Halen askeri gazino olarak kullanılmaktadır. )
- KİLYOS KUM ZAMBAKLARI VE FESTİVALİ :
( Sarıyer'in Karadeniz sahilşeridi kumullarında yetişen ve nesli tükenmekte olan bir çiçek türüdür. Latince adı Paneratium Maritumum'dur. Temmuz - Ekim aylarında beyaz renkli çiçek açar. İstanbul'dan başka Kırklareli, Çanakkale, Sinop, Samsun, Giresun, Muğla, Antalya, Mersin ve Hatay sahil şehirleri kumullarında yetişir. Nesli tehlike altında olan bu nadide çiçeği korumak amacı ile 1994 yılında Kilyos (Kumköy) Doğal Çevresini Koruma ve Çevre Kültürünü Geliştirme Derneği kuruldu. Toplumu bilinçleştirmek için 2010 yılında hazırlanan "Sarıyer'in kum zambaklarını koruyalım" adlı proje Avrupa Birliği tarafından kabul edildi. Bu projenin sürdürülebilmesi için 2014'te "Kilyos Kum Zambakları Festivali" düzenlenmeye Rotary Vakfı ve Rotary Kulübü ve Sarıyer Belediyesi destek vermektedir. Kum Zambakları festivali içinde ve ayrıca Sarıyer Belediye Başkanlığının tertiplediği "Kumda Sanat Şenliği" de yapılmaktadır. Kum Zambaklarının korunması amacı ile Orman ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Kum Zambaklarını koruma altına almış, koparıp tahrip edenlere maddi ceza uygulamasını başlatmıştır. )
- KİLYOS MAHALLESİ KAMİL İNAN PARKI :
( Eski park bütünü ile yenilene, köyde muhtarlık yapan ve bir süne önce vefât eden Kamil İlhan adının verildiği parkta çocuk oyu grupları ve fitness alanı da bulunuyor. )
- KİLYOS METEOROLOJİ İSTASYONU :
( Kilyos da eski caminin karşısında olup 1951'de açıldı. 1964 yılında dört katlı binasına taşındı. Burada faaliyetine devam ediyor. )
- KİLYOS MEZARLIĞI :
( Kilyos mezarlığı ile bilinen mezarlık aslında Uskumruköy sınırları içindedir. Bu mezarlık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mezarlıklar Müdürlüğüne bağlı olup, Türkiye'nin en büyük mezarlığıdır. Mezarlıkta sadece Müslümanlara değil Yehova Şahitlerine, Batinilere, Ateistlere, kimsesizlere ve daha değişik dini inanca sahip olanlara da ayrılmış gömü yerleri bulunmaktadır. )
- KİLYOS PLAJI :
( Kilyos burnu başından Kısırkaya'ya kadar uzanan birkaç kilometrelik mükemmel bir plajdır. 1956'da Turizm Bakanlığınca kurulan Turban Tatil Köyü Tesisleri uzun yıllar turizme hizmet verdikten sonra Sarıyer Belediyesine devredildi. Plaj, tahlisiye önünden başlar, Gümüşdereköyü plajına kadar uzanan, mükemmel kumu ile göz kamaştıran bir plajdır. Deniz sörfünün en iyi yapıldığı yerlerden biri olan Kilyos plajında ihtiyaca cevap verecek her türlü tesis bulunmaktadır. )
- KİLYOS SAĞLIK OCAĞI :
( Köyde, Sarıyer Sağlık Grup Başkanlığına bağlı Kilyos (Kumköy) sağlık ocağı bulunmakta ve hizmet vermektedir. )
- KİLYOS SEYMEN AĞA PARKI :
( Kilyos Seymen Ağa Sokak üzerinde inşâ edilen yeni bir parktır. )
- KİLYOS SİNEMALARI :
( Kilyos'da ilk sinema eski camiin yanında Muhtar Almi Biçer tarafından 1975 yılında yazlık sinema olarak açıldı ve 1978 yılında kapandı. İkinci sinema Ford Mustafa Lakaplı İlhan Bey tarafından 1978'de işletmeye açıldı ise de bu sinemada 1980 yılında faaliyetine son verdi. )
- KİLYOS SOSYAL TESİSLER PARKI :
( Kilyos mahallesinde bulunan Sarıyer Belediyesi sosyal tesisleri içinde bulunan büyük bir parktır. )
- KİLYOS SPOR KULÜBÜ :
( Fuat Bostan, Şevki Bezeroğlu, Selahattin Örs, Hasan Şenocak, Kamil İlhan ve Ethem Özgönül tarafından kuruldu. Futbol dalında faaliyet göstermekte olup, İstanbul Amatör Liginde yer almaktadır. )
- KİLYOS STADI :
( Kilyos Mahallesindedir. Önceleri Gençlik Spor İl Müdürlügü tarafından inşâ edilmişse de yeteri kadar yararlanılamadığından Sarıyer belediyesi tarafından yeniden ele alanırak eksikler giderilmiştir. Kilyos Spor Kulübü ile ilçenin diğer kulüpleri buradan yararlanmaktadır. Zemin halıdır, Stadın otoparkı vardır. )
- KİLYOS YENİ CAMİ :
( Kilyos köy meydanındadır. Osmanlı tarzında yapılan camiin tarihi özelliği yoktur. )
- KİLYOS :
( İlçenin deniz sahil şeridinde yer alır. Demirciköy, Uskumruköy, Gümüşdere köylerinden sınır alır. Kilyos'un Rumca'da "Kum" anlamına gelen Kilya sözcüğünden türediği söyleniyorsa da aslı K(uwa)ila olan ve Güzel - Geçit/Boğaz anlamını veren Killa sözcüğünden türeyerek Kilyos'a dönüştüğü söylemi de yaygındır. Her iki sözcük, yörenin coğrafi durumu dikkate alındığında uygun olduğu görülmektedir. Köyün değiştirilen ismi "Kumköy" olmasına rağmen bu isim tutmadı ve hala ilk ismi olan Kilyos kullanılmaya devam edilmektedir. Sarıyer İlçe olmadan evvel Kilyos nahiye olarak Çatalça'ya bağlı idi. Sarıyer'in Kırsal alandaki köyleri de Kilyos nahiyesine bağlı bulunuyordu. Sarıyer ilçe olduktan sonra Kilyos köy olarak Sarıyer'e bağlandı. Kilyos'un 1992 nüfus sayımına göre köyün nüfusu 1.853'tür. )
- KİM?:
DEĞİŞİM İSTER? ile DEĞİŞMEK İSTER?
( Herkes. İLE Pek az (aklını kullanma cesâretini gösteren) kişi. )
- KİM II SUNG/KİMİLSUNG ÇİÇEĞİ ile ...
( Kuzey Kore'de, bolca yetişen, adını önder Kim II Sung'tan alan bir çiçek. )
- KİM II SUNG ve/<> KİM JONG II
( Kuzey Kore'nin, baba-oğul iki önderi.
[1994'te, 83 yaşında vefat etti. VE/<> ...] )
- KİM KİME, TIM TIMA/DUM DUMA
- KİM OLDUĞUMUZ ile/ve/değil/yerine/< ADAM OLUP OLMADIĞIMIZ
- KİM OLDUĞUNU BELİRTMEMEK ile/ve/||/<>/> KİM OLDUĞUNU ANLATMA GEREKLİLİĞİ/ZORUNLULUĞU
( Bazen ve bazı durumlarda/koşullarda/ortamlarda, gereklilik ya da yeğleme/olumsallık[keyfiyet]. İLE/VE/||/<>/> Zorunluluk. )
- KİM ile KİM
( "Hangi kişi?" anlamında tümcede, özne, tümleç, nesne, yüklem görevinde kullanılan bir sözcük. İLE [eskiden] Ki bağlacı. )
- KİM? ile NİÇİN?(NE İÇİN?)
( Felsefe ve din alanının sorularıdır. )
( WHO? vs. FOR/TO WHAT?
Questions of the philosophy and religion. )
- KİME NİYET ile/ve/||/<>/> KİME KISMET
- KİMİ:
GİTTİKÇE ile KALDIKÇA
( Kalır. İLE Gider. )
- KİMİ-KİMSESİ (OLMAMAK, BULUNMAMAK, KALMAMAK)
- KİMİ YERLERDE değil BAZI YERDE
- KİMİ ... ile/ve/||/<> BAZI ...
- KİMİN ELİ ile/ve/||/<>/> KİMİN CEBİNDE?
- KİMİN, "HAKLI/HAKSIZ" OLDUĞU değil/yerine NEYİN, DOĞRU OLDUĞU
( Bir şeyin, haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir. )
- KİMİN:
"NE OLDUĞU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< NE OLACAĞI
( "Belirli" olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Belirsizdir. )
- KİMİNİN PARASI ile/ve/<>/değil/yerine KİMİNİN GÖNLÜ/DUASI
- KİMİSİ değil KİMİ
( "Sahibisi" demediğimiz gibi! )
- KİMLİĞİN ALGILANIŞ BİÇİMİ ve/<> DİL
- KİMLİĞİN:
TARİHSELLİĞİ ile/değil/yerine EVRENSELLİĞİ
- KİMLİK (KARTI)/KAFA KÂĞIDI ile EHLİYET
( IDENTITY (CARD) vs. DRIVING LICENCE )
- KİMLİK (KARTI) ile PASO
( IDENTITY (CARD) vs. PASS CARD )
- KİMLİK ile/ve/<> AİDİYET
- KİMLİK ve/||/<>/< BELLEK
- KİMLİK ile/ve/<> BENLİK ile/ve/<> BİREYSELLİK
- KİMLİK ile/ve/<> KABUL
( IDENTITY vs./and/<> ACCEPTANCE )
- KİMLİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİK
- KİMLİK ile/ve/||/<> KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ
- KİMLİK ile/ve/||/<>/>/!= SÜREKLİLİK
( Kimlik ile süreklilik, aynı şey değildir. )
( IDENTITY vs./and/||/<>/>/!= CONTINUITY )
- KİMLİK ile/ve/değil/||/<>/< TARİH TORTULARI
- KİMON PALAMİDİS EVYANİDİS YALISI :
( Tarabya, Yeniköy Caddesi üzerinde bulunan tarihi yalılardan biridir. 1950'li yıllarda Kimon Palamidis Evyanidis Yalısının arka tarafında sarnıcı ve arkada tepede bir yel değirmeni bulunuyordu. Yalı mirasçıları tarafından kullanılmaktadır. )
- KİMSE DİKKAT ETMİYOR yerine/değil BEN NE YAPMAMALIYIM/YAPABİLİRİM?
- KİMSE, KİMSEYE MUHTAÇ DEĞİLDİR ve/||/<>/> HERKES, HERKESE MUHTAÇ OLABİLİR
- KİMSELERİN değil KİMSENİN
- KİMSENİN DİNİNE VE DİLİNE, DİL UZATMAMALI!
- KİMSESİZ/LİK (KALMAK) ile/değil/yerine YALNIZ/LIK (OLMAK)
- KİMSESİZ ile ANNESİZ-BABASIZ
( BÎ-KES ile ... )
- KİMSESİZ ile/ve/değil/||/<>/< UYUMSUZ
- KİMSESİZLER [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- KİMSEYE GÜVENME! değil KİMSEYE (TAMAMEN) BIRAKMA!
- KİMSEYE İNANMAMAK" ile/değil/yerine/||/>< ONA/ONLARA(BAZI KİŞİLERE) İNANABİLECEĞİNİ ANLAMAK/KABUL ETMEK
- KİMSEYİ:
(ÇOK/FAZLA) ÖVMEMELİ ve/||/<> KÜSMEMELİ ve/||/<> YAKINMAMALI ve/||/<> SUÇLAMAMALI
- KİMYA DOĞRULUMU/ŞİMİOTROPİZM ile KİMYA GÖÇÜMÜ/ŞİMİOTAKSİ
( Kimyasal nesnelerin etkisi ile bitkilerde görülen, nesneye doğru ya da ters yöne yönelme durumu. İLE Bir gözeli varolanlarda, kimyasal nesnelerin etkisi altında yanaşma ya da uzaklaşma biçiminde görülen yer değiştirme durumu. )
- KİMYÂ' ile ...
( ARZUYU TERK, MEVCÛDA KANÂAT )
- KİMYA ile/ve/<> ÇEKİRDEK KİMYASI
( ... İLE/VE/<> Atom çekirdeğindeki değişimlerle ilgilenen kimya dalı. )
- KİMYA ile/||/<> ÇEKİRDEK KİMYASİ
( )
( Bilinmiyor tarafından keşfedildi/formüle edildi. )
- KİMYA/GER ile SİMYA/GER ile el-KİMYA
( Nesneleri yapılandırma/dönüştürme. İLE Bilinci/kendini yapılandırma/dönüştürme. İLE ... )
( Söylediklerine göre, Avusturya'da bir altın simyacısına türbe yapmışlar. Türbenin yanında da bir kütüphane varmış. Altın yapmak için uğraşıp da başarılı olamayan simyacılar, yarım kalan eserlerini o kütüphaneye bırakırmış. )
- KİMYANIN İNCELEDİĞİ:
MADDE değil DEĞİŞİM
- KİMYASAL BAĞ ile/ve/||/<>/>< FİZİKSEL BAĞ
( Atomlar arası kuvvetli bağ. İLE/VE/||/<>/>< Moleküller arası zayıf bağ. )
- KİMYASAL BAĞLARDA:
İYONİK ile/ve/||/<> KOVALENT ile/ve/||/<> METALİK
- KİM-YASAL" değil KİMYA-SAL
- KİMYON[Ar. < KEMMUN] ile YABANİ KİMYON
( ... İLE Ayrı taçyapraklı ikiçeneklilerden, yabanikimyon, peygamberağacı gibi bitkileri içine alan bir aile. )
( ... cum ZYGOPHIYIUM FABAGO )
- KİN:
"TUTMAK" ile/değil/yerine/>< TUTMAMAK
( Güçsüz olanlar, kin tutar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü olanlar, kin tutmaz. )
- KİN YIPAR ile KİZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kese. İLE Kutu, sandık, dolap ya da heybe gibi nesneler. )
- KİN yerine DİN
( Kin ile Din aynı kalpte olmaz! )
- [ne yazık ki]
!KİN ile/<> !GILLÜGİŞ/GILLIGIŞ
( ... İLE/<> Gizli kin, gizli ve kötü erek/amaç. )
itibarı ile 51.358 başlık/FaRk ile birlikte,
51.358 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(108/207)
(1996'dan beri)