Bugün[31 Aralık 2025]
itibarı ile 3.224 başlık/FaRk ile birlikte,
3.224 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(14/14)


- SİYÂSET[Ar. < SEYİS] ile/ve/||/<>/> FERÂSET[Ar. < FERES]

( Seyis. At bakıcılığı/bakıcısı. İLE/VE/||/<>/> Süvari. At biniciliği. )

( Aracına[< atına] yeterince[en az seviyede ve gerektiği kadar/biçimde] bakabilmek. İLE/VE/||/<>/> Aracının[< atının] yol alabileceği kadar yol almak, ilerlemek. Uzağı, olanakları ve olasılıkları görebilmek/değerlendirebilmek. )


- ÇİZİNÇLERDE/HARİTALARDA:
SİYASİ ile/ve FİZİKİ


- SMOKİN ile FRAG

( İkisi de siyah(çok nadir beyaz ve/ya da tonları), papyon takmak gerekir. Kuyruğu olan Frag'dır. Çok özel davetlerde(resepsiyon)/kutlamalarda kullanılır. )


- SOCCER :/yerine FUTBOL


- SOFİST ile/ve/değil/yerine/||/>< FİLOZOF

( BAHŞİ[Uygurca]: Filozof. / Kâtip. )


- SOKRATES ve/||/<>/> DESCARTES ve/||/<>/> FICHTE

( FICHTE: Çam ağacı. )


- ANAHTARLAR:
SOL ile/ve/<> DO ile/ve/<> FA

( Dizenin ikinci çizgisi üzerine konulan ve çizgiye adını veren ve ince sesleri göstermeye yarayan bir anahtardır. İLE/VE/<> Portenin üzerine çizilen ve o çizgideki notaya adını veren anahtar. İLE/VE/<> Portedeki notaların, "Fa" yüksekliğinde olacağını gösteren im. )

( )


- SOLUK ve/||/<> BESLENME ve/||/<> PSİKOLOJİ ve/||/<>
FİZYOLOJİ ve/||/<> EŞEYSELLİK ve/||/<> İLETİŞİM

( www.KendiniTANI.com )


- SOLUNUM ile/||/<> FOTOSENTEZ

( Solunum O₂ alır CO₂ verir İLE fotosentez tersi )

( Formül: C₆H₁₂O₆ + 6O₂ ⇌ 6CO₂ + 6H₂O + Enerji )


- SON ile SON OYUN ile FİNALİST ile KESİNLİK ile SONUÇLANDIRMAK ile SONUNDA

( FINAL vs. FINAL GAME vs. FINALIST vs. FINALITY vs. FINALIZE vs. FINALLY )

( انتهاي ile غائي ile پاياني ile فرجامي ile قطعي ile ختام ile نهايي ile مسابقه نهايي ile پايان رس ile حتميت ile بانجام رسيدن ile بهانجام رسانيدن ile آخر ile دست آخر ile عاقبت ile در خاتمه ile آخرالامر ile بالاخره ile سرانجام ile منته )

( ENTEHYAY ile غائي ile PAYANY ile FARJAMY ile GHATEY ile ختام ile NEYAYY ile MOSABAGHEH NEYAYY ile PAYAN RES ile حتميت ile BANJAM RESYDAN ile BACPEHANJAM RESANYDAN ile AKHAR ile DAST AKHAR ile AGHBAT ile DAR KHATMEH ile AKHARALAMER ile BALAKHAREH ile SARANJAM ile منته )


- SONLU = FINITE[İng.] = FINI[Fr.] = ENDLICH[Alm.] = FINITA[Lat.]


- SORMAK = ASK[İng.] = DEMANDER[Fr.] = FRAGEN[Alm.] = DOMANDARE[İt.] = PREGUNTAR[İsp.]


- SORMAK ile/ve/<> FARKINDALIK

( TO ASK vs./and/<> AWARENESS )


- SORU = QUESTION[İng.] = QUESTION[Fr.] = FRAGE[Alm.] = QUESTIONE[İt.] = CUESTIÓN[İsp.]


- SORUN/SIKINTI:
FARKLI OLMAK/TA ile/ve/||/<>/ne yazık ki FARKINDA OLMAMAK/TA

( )


- SORUN ile/değil/yerine FARK

( [not] PROBLEM vs./but DIFFERENCE
DIFFERENCE instead of PROBLEM )


- SÖZLÜK:
ANLAM'DA ile/ve FELSEFE'DE


- SPATÜLSÜ YAPRAK = VARAK-I MİSVATÎ = FEUILLE SPATULÉE


- SPİN CAMI ile/||/<> FERROMANYETİK

( Spin camı rastgele donmuş, ferro düzenli hizalanmış. )

( Formül: Frustrasyon İLE düzen )


- SPİN ICE İLE SPİN GLASS İLE SPİN LİQUİD ile/||/<> FRUSTRE SİSTEMLER

( Geometrik frustrasyon. )

( Formül: S = kB ln(3/2)^N )


- SPOR ile/değil FUTBOL

( Futbol, "spor yanı"nın olmasının ötesinde, daha çok, toplumları gütme aracı kullanıldığından, spor olmaktan çok fazla uzaklaşmıştır. )

( [not] SPORT vs. FOOTBALL )


- STELLATAE(RUBIACEAE) = FUVVEHÎYE


- STEM/SCIENCE, TECHNOLOGY, ENGINEERING, MATHEMATICS[İng.] değil/yerine/= FEN, TEKNOLOJİ, MÜHENDISLİK, MATEMATİK


- STORM :/yerine FIRTINA


- SUDUR ile FEYZ


- SÛFÎ ile FİLOZOF(HUKEMA)

( Hakikati, eşyanın hakikatini bilir. İLE Hakikatleri bilir. )


- SÜFLÎ ile VASAT ile FEVKÂNÎ


- SÜLEYMAN ve/<> SUNULLAH ve/<> FEYZULLAH ve/<> ÂLÎ ve/<> PÎRÎ ve/<> NEV'Î

( Kanûni Sultan Süleyman. VE/<> Sunullah Efendi. VE Feyzullah Efendi. VE Gelibolu'lu Âlî. VE Piri Reis. VE Yahya Efendi. )

( Sultan. VE/<> Şeyhülislâm. VE Muhaddis. VE Tarihçi. VE Denizci. VE Şair. )

( Kanûni Sultan Süleyman ve/<> sınıf arkadaşları. )


- NAMAZ'DA:
SÜNNET ile/ve FARZ

( Camide ya da bir topluluk arasında yanyana kılınan farzların sonrasında kılınacak olan sünnetlerde dağılınır. Bunun anlamlarından ve amaçlarından biri de, birlik ve bütünlükten, biraradalıktan oluşacak ve açığa çıkacak olan bereketin(/enerjinin/titreşimlerin) her noktaya yayılması ve yayılmış olan bereketten/titreşimlerden yararlanabilmektir. )


- SÜPERPARAMANYETİK ile/||/<> FERROMANYETİK NP

( Süper <20nm tek domain, ferro çok domain kalıcı. )

( Formül: Blok sıcaklığı )


- supozituvar/supp./suppos.[Lat. < SUPPOSITORIUM] değil/yerine/= FİTİL,


- SÜREÇ ile FETRET[Ar.]

( ... İLE İki peygamber ya da sultan arasında peygambersiz/sultansız geçen süre. | İslâm'a göre, Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasında geçen süre. | İki olay arasındaki süre. | Hükümet gücünün gevşediği bir yerde, düzenin yeniden kurulmasına kadar geçen süre. )


- SURİNAM(HOLLANDA GUYANASI) ile/ve/<> FRANSIZ GUYANASI ile/ve/<> İNGİLİZ GUYANASI


- SÜRTMEK ile FİNK ATMAK


- SYMPLECTİC İLE RİEMANNİAN İLE COMPLEX ile/||/<> FİZİKSEL GEOMETRİLER

( Farklı geometrik yapılar ve uygulamaları. )

( Formül: ω = dpᵢ ∧ dqᵢ )


- TABİP FİLOZOFLAR ile/ve/||/<> FİLOZOF TABİPLER


- TABU[Fr. TABOU] ile FETİŞ[Fr. FETICHE]

( Kutsal sayılan bazı kişilere, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinî inanç. | Tekinsiz. | Yasaklanarak korunan (nesne, sözcük, davranış). İLE Put. | Uğurlu sayılan şey. | Tapınırcasına sevilen şey ya da kişi. | Saplantılı bir biçimde eşeysel coşku uyandıran öteki cinse ait giysi, ayakkabı vb. eşya. )


- TAHIL ile FİRİK

( .... İLE Olgunlaşmak üzere olan tahıl. | Çerez olarak yenilen tahıl kavurgası. )


- TAHIL ile FİRİK

( ... İLE Olgunlaşmak üzere olan tahıl. | Çerez olarak yenilen tahıl kavurgası. )


- TAKIM, ORDO = FIRKA = ORDRE


- TAKYON ile/ve/<> FOTON

( TAKYOFOTON )


- TALEBE ile/ve/||/<> FUKAHA


- TALİH = FORTUNE[İng., Fr.] = SCHICKSAL[Alm.] = FORTUNA[Lat.]


- TAM ÇİÇEK, EKSİKSİZ ÇİÇEK = ZEHRE-İ KÂMİLE = FLEUR COMPLÈTE


- TAM ÇİÇEK = ZEHRE-İ TÂMME = FLEUR COMPLÈTE


- TANGO ile FOKSTROT ile QUICK STEP

( 1880'lerde, Buenos Aires'in kenar mahallelerinde, hızlı tempolu, duyumsal ve kötü bir şöhrete sahip bir Arjantin dansı olan Milonga ile İspanyol Tangosu'nun kaynaşması sonucu ortaya çıkan Tango'nun, aynı zamanda, çok kıvrak bir Küba dansı olan "Habanera"dan da etkilendiği söylenir. Kökeninin, XV. yüzyıla kadar uzandığı düşünülen Tango'nun; Brezilya, Güney İspanya, Arjantin, Küba gibi coğrafyalarda, çeşitli biçimleri yaratılır. Bu dans türü, zamanla çeşitlendirilip çok karmaşık bir duruma getirilen adımlarla ileri yürüyüşler, dönüşler, çıkışlar, yön değiştirmeler, Habanera adımları[gövdenin hafifçe sallanması], gezintiler vb. birbirine karıştırılır.

İLE

XX. yüzyılın başlarında, Avrupa'da görülmeye başlanan ve asıl ününe I. Dünya Savaşı zamanlarında, Caz'ın gelişmesiyle ulaşmış olan Fokstrot, kısa hızlı ve uzun yavaş adımlar kullanılarak yapılan dört tempolu bir salon dansı olarak bilinir. Yıllar boyunca, Fokstrot'un değişik türlerinin ortaya çıkmasına karşın, aralarında en popüler olanları, Slow Fokstrot ve Quick Step'tir. Slow Fokstrot'ta, ani dönüşler ve hareketler olmadığından, dansçıların uzun çizgiler boyunca durmaksızın hareket durumunda olmalarını gerektiren güçlü bir denge gereklidir. Ayrıca, dansa ait her hareket için dansçıların sürekli kontrolü ellerinde bulundurmaları gerekir. Dolayısıyla, bu dans türü, öteki türlere kıyasla zor bir dans olarak kabul edilir.

İLE

1930'larda, İngiltere'de, hızlı ve popüler bir dans olan Fokstrot'un yerini alan Quick Step, dönüşler ve zıplamalar içeren, hareketli ve neşeli bir salon dansıdır. Üç farklı yaş grubuna sahip dansçılar için değişik tipleri geliştirilen bu dans türünde, genç dansçılar için oldukça neşeli ve hareketli, orta yaşlı dansçılar için biraz yavaşlatılmış, sakinleştirilmiş ve ileri yaş dansçılar için ise seçilmiş koreografilerden oluşan yavaş ve daha az hareketli koreografiler uygulanır. Ayrıca Quick Step'te, çok fazla hareket çeşidi olduğundan, standart danslar içinde, yaratıcılığa en açık olanı olarak kabul edilir. )


- TAPINMA, ULULAMA = DEVOTION[İng.] = FERVEUR[Fr.] = VEREHRUNG[Alm.] = DEVOTIO[Lat.]


- TARDION ile/ve FOTON/LUXON ile/ve TACHION

( Işık hızı altı. İLE/VE Işık hızı üstü/ötesi. )


- TARİHİ PERSPEKTİF ile/ve MEDENİYET PERSPEKTİFİ ile/ve FELSEFE-BİLİM


- TASNİF'UL ULÛM:
KELÂM ve/> FIKIH ve/> TASAVVUF

( "Tasnif'ul Ulûum" kitabında Tasavvuf: "İmanın meyvesi ve İslâm'ın neticesi."/"Hüve semeretül iman ve neticetü'l-İslâm" )

( CLASSIFICATION OF SCIENCES: ISLAMIC THEOLOGY and/> ISLAMIC JURISPRUDENCE and/> SUFISM )

( CLASSIFICATION OF SCIENCES: ISLAMIC THEOLOGY and/> ISLAMIC JURISPRUDENCE and/> SUFISM )


- TATLISU KAPLUMBAĞALARINDA:
BENEKLİ ile FIRAT ile NİL ile ... ile YILAN BOYUNLU TATLISU KAPLUMBAĞASI ile KIRMIZI YANAK(ROTWANGEN) ile ÇİN KAPLUMBAĞASI

( [büyüklüğü] ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE 25 cm.'dir. İLE 17 cm.'dir. )

( Türkiye sularında yaşarlar. İLE Türkiye sularında yaşarlar. İLE Mısır'da yaşarlar. İLE ... İLE ... İLE Amerika'da, Doğu ve Batı Mississippi'de yaşarlar. İLE Endonezya, Japonya ve Güney Çin'de yaşarlar. )

( [kış uykusuna] ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yatarlar.[10-12 hafta] İLE Yatmazlar. )

( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Gençleri etçil, yaşlıları otçuldur. İLE Etçildir. )

( EMYS ARBICULARIS cum TRIONYX EUPHRATICUS / RAFETUS EUPHRATICUS cum TRIONYX TRIUNGUIS cum MAUREMYS CASPICA cum CHRYSEMYS SCRIPTA ELEGANS cum CHINEMYS REEVESIL )


- TAVL[Ar.] ile FAZL[Ar.]


- TAVUK ile FUNDATAVUĞU

( ... İLE Avustralya'da yaşayan tavuksulardan bir kuş türü. )

( ... cum CATHETFURUS LATHAMI )


- TAYLOR SERİES ile/||/<> FOURİER SERİES

( Taylor polynomyal yaklaşım, Fourier trigonometrik. )

( Formül: Polynomial İLE trigonometric )

( Brook Taylor tarafından 1715 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1685-1731) (Ülke: İngiltere) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Taylor serisi, Taylor teoremi) )


- TAYLOR SERİSİ ile/||/<> FOURİER SERİSİ

( Taylor polinom, Fourier trigonometrik açılımdır )

( Formül: xⁿ İLE sin/cos )

( Brook Taylor tarafından 1715 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1685-1731) (Ülke: İngiltere) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Taylor serisi, Taylor teoremi) )


- TECELLÎ ile/ve FÂŞ ETMEK


- TECELLÎ ile/ve/<> FEYZ

( İkisi de süreklidir. )


- TEDBİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< FİKİR (ETMEK)

( Sonuca yönelik düşünme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Sonuca yönelik olmayan düşünme. )

( Zât bakımından aynı, itibar bakımından ayrılardır. )

( Sona bakmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Yola bakmak. )

( [not] Thinking to [get/go] consequence. VS./AND/BUT/||/<>/>/< Any kind of thinking without consequence.
Any kind of thinking without consequence. INSTEAD OF Thinking to [get/go] consequence. )

( [not] PRECAUTION vs./and/but/||/<>/>/< TO THINK
TO THINK instead of PRECAUTION )


- TEFSİR ile/ve/||/<> HADİS ile/ve/||/<> FIKIH ile/ve/||/<> KELAM ile/ve/||/<> TASAVVUF


- TEKNOLOJİ ve/<> FELSEFE ve/<> İDEOLOJİ ve/<> SANAT

( [Nesneleri ve olanakları] [Daha da] Yararlı kılar. VE/<> Açıklar. VE/<> Değiştirir. VE/<> Yeniden yaratır. )


- TEKRAR ile/ve FAZLA/LIK


- TEL ile FİLAMAN[Fr.]

( ... İLE Ampullerden akım geçtiğinde, akkor durumuna gelen, ince iletken tel. )


- TELEFON ETMEYE GİTMEK ile FATURA YATIRMAK

( İşemek. İLE Sıçmak. )


- TELESKOP ile/ve/<> FAST(Five-hundred-meter Aperture Spherical Radio Telescope)

( ... İLE/VE/<> Dünyanın en güçlü tek çanaklı radyo dedektörü. )

( )


- TEMEL = ESAS = GROUND, BASIS, FOUNDATION[İng.] = FONDEMENT, PRINCIPE[Fr.] = GRUND, GRUNDLAGE, FUNDAMENT[Alm.] = FUNDAMENTUM[Lat.] = FUNDACIÓN[İsp.]


- [ne yazık ki]
!TERÖR ile/ve/=/||/<>/< FİNANS


- TEŞRİ ile FETVÂ


- TEVHİD ile/ve/||/<> FITRAT


- TIP ile/||/<> FELSEFE

( Tıp ve felsefeyi birleştiren bütüncül yaklaşım )

( İbn Sina (Avicenna) tarafından 1025 yılında keşfedildi/formüle edildi. (980-1037) (Ülke: İran/Buhara) (Alan: biyoloji) (Önemli katkıları: El-Kanun fi Tıb kitabı, tıp ansiklopedisi, felsefe ve mantık çalışmaları) )


- TOHUM YAPRAKLARI, KOTİLEDONLAR, ÇENEKLER = EVRÂK-I BEZRÎYE = FEUILLES SÉMINALES, COTYLÉDONS


- TOHUM ile/ve/||/<>/> FİLİZ ile/ve/||/<>/> FİDAN ile/ve/||/<>/> GENÇ AĞAÇ ile/ve/||/<>/> YETİŞKIN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> ÇİÇEK VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> MEYVE VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> KORU ile/ve/||/<>/> ORMAN

( )


- TOHUM ile FİLİZLENEN ile ÇİMLENMEK ile ÇİMLENME

( GERMINAL vs. GERMINANT vs. GERMINATE vs. GERMINATION )

( نطفهاي ile جوانه زننده ile سبز شونده ile تنديدن ile جوانه زني ile جوانه زايي )

( NOTFEHYAY ile JAVANEH ZANANDEH ile SABZ SHVANDEH ile TANDYDAN ile JAVANEH ZANY ile JAVANEH ZAYY )


- TOKA ile FİRKETE[İt.]

( ... İLE Kadınların, saçlarını tutturmak için kullandığı, U biçimindeki naylon, tel ya da bağdan saç tokası. )


- TOKAMAK İLE STELLARATOR İLE ICF ile/||/<> FÜZYON YAKLAŞIMLARI

( Kontrollü füzyon yöntemleri. )

( Formül: Q = P_out/P_in > 1 )


- TOKAT ile FİSKE[Yun.]


- TOKMAK ile FİLARİZ

( ... İLE Keten dövmeye yarayan tokmak. )


- TOKONOMA ile/ve/||/<> SHOJİ ile/ve/||/<> FUSUMA ile/ve/||/<> DOMA ile/ve/||/<> AMADO ile/ve/||/<> RANMA

(

Tokonoma (床の間)

Tanım: Zaşiki odasında yer alan, süs eşyalarının ya da sanat yapıtlarının sergilendiği dekoratif niştir.

  • Rulo resim[kakejiku], ikebana[çiçek düzeni9 ya da kaligrafi yapıtları yer alır.
  • Konuklara saygının ve estetik anlayışın göstergesidir.
  • Odada genellikle en onurlu köşede yer alır.

Shoji (障子)

Tanım: Ahşap iskelet üzerine yerleştirilmiş yarı saydam kâğıttan oluşan sürgü kapı ya da pencere panelleridir.

  • Gün ışığını yumuşatarak içeri alır.
  • Odalar arasında ışık geçişini sağlar ama görüşü sınırlar.
  • Doğayla geçirgen bir sınır oluşturur; engava ve zaşiki ile sık ilişkilidir.

Fusuma (襖)

Tanım: Opak, kalın kâğıtla kaplı, ahşap çerçeveli sürgü kapılardır. Odaları birbirinden ayırmakta kullanılır.

  • Shoji'den farkı, ışık geçirmemesidir.
  • İç mekân esnekliğini sağlar; duvar yerine geçebilir.
  • Genellikle zarif manzara ya da motifli çizimlerle süslenir.

Doma (土間)

Tanım: Toprak ya da taş zeminli, ayakkabıyla girilebilen iç alan. Geleneksel evlerde mutfak ya da çalışma alanı olabilir.

  • Genkan'a bağlı olabilir ya da onun devamı sayılır.
  • Yarı iç mekân işlevi görür.
  • Kırsal evlerde sık görülür; bazen ocak[irori] ile bütünleşir.

Amado (雨戸)

Tanım: Ahşap ya da metalden yapılmış, genellikle pencere ya da sürgü kapıların dışına yerleştirilen koruyucu panjurlardır.

  • Gece kapatılarak güvenlik sağlar.
  • Fırtına, yel ve dış etkenlere karşı koruma sunar.
  • Engava çevresinde kullanımı yaygındır.

Ranma (欄間)

Tanım: Oda bölmeleri üzerinde yer alan dekoratif ve havalandırmaya izin veren ahşap oymalı panellerdir.

  • Işık ve hava geçişini sağlar.
  • Oymacılık sanatının ince örnekleriyle süslenebilir.
  • Zaşiki ya da öteki odalar arasında bulunur.
)


- TOMRUK ile FİLENK[Yun.]

( Kesilmiş ağacın, silindir biçimindeki gövdesi. | İşlenmek ya da biçilmek üzere hazırlanmış taş kütlesi. | Tomurcuk. | Tutukevi. İLE Ağır nesneleri bir yerden, bir yere kaydırmak ve özellikle tekneleri karaya çekmek için bunların altına sürülen yuvarlak ağaç. )


- TOMURCUK ile FİLİZ

( BUD vs. SHOOT )


- TOPLANTI SALONU ile/ve/||/<> FUAYE[Fr.]

( ... İLE/VE/||/<> Bir gösteri ya da toplantı salonunda, sunum ya da toplantı aralarında kullanılan dinlenme yeri. )


- TOPLARDAMAR ile/ve/<> FLEBİT/FİLİBİT[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Toplardamlarda, içzar yangısı. )


- TOPLUM BİLİMLERİ ile FEN BİLİMLERİ


- TOPLUMSAL İNSANBİLİM/ANTROPOLOJİ ile/ve FİZİK İNSANBİLİM/ANTROPOLOJİ

( İstanbul'da. İLE/VE Ankara'da. )


- TORBA GEREKSİNİMİ değil FİLE/SEPET (KULLANMAK)[NAYLON değil/yerine!]


- TOSS :/yerine FIRLATMAK


- TÖVBE ile/ve/değil/yerine/||/<> FARKINDALIK


- TRANSPARENCY vs. FLEXIBILITY

( Saydamlık/şeffaflık. İLE Esneklik. )


- TREN ile HIZLI TREN ile TRAMVAY ile HIZLI TRAMVAY ile METRO ile FÜNİKÜLER


- EĞİLİM/TREND[İng.] ile FURYA[İt. < FURIA]

( Eğilim. İLE Olağandan çok fazla bulunma durumu. )


- TROPİK KUŞU ile/ve FIRKATEYN KUŞU

( Topago - Karayipler )


- TÜNEL ile/ve FÜNİKİLER

( Beyoğlu - Karaköy arasında. İLE/VE Taksim - Kabataş arasında. )


- TÜP[Fr./İng. < TUBE] ile FALLOP TÜPÜ/BORUSU

( Laboratuvarlarda türlü işlerde kullanılan, bir ucu kapalı cam boru. | İçine krem, diş macunu, ilaç vb. nesneler konulan, bir ucu burgu kapaklı, plastik ya da metal boru. | Akışkan nesnelerin konulduğu, genellikle silindir biçiminde, içi boş, ağzı özel tapalı kap. İLE Döl yatağının üst köşesinden yumurtalığa kadar uzanan, yaklaşık 10 santimetre uzunluğundaki boru. )


- TÜPSÜ ÇİÇEKLER, KAPİTULUMUN ORTASINDAKİ TÜPSÜ ÇİÇEKLER = EZHÂR-I ÜNBÛBÎYE = FLEURS TUBULÉES, FLEURS TUBULEUSES


- TÜR ile FERD


- TURAÇ ile FRANKSEVER ile FRANKSEVER

( FRANCOLIN vs. FRANCOPHIL vs. FRANCOPHILE )

( دراج ile هواخواه فرانسه )

( DARAJ ile NPAVAKHAH FARANSEH )


- TÜRETME ile TÜREV ile TÜREVLER ile TÜRETMEK ile FAYDA ELDE ETMEK

( DERIVATION vs. DERIVATIVE vs. DERIVATIVES vs. DERIVE vs. DERIVE BENEFIT )

( مشتغ گيري ile اشتقاق ile مشتق ile اشتقاقي ile فرعي ile مشتغات ile متفرعات ile مشتقات ile مشتق شدن ile مشتق کردن ile فايدهرساندن )

( MOSHTAGH GYRY ile ESHTAQAQ ile MOSHTAGH ile ESHTAQAQY ile FAREY ile مشتغات ile MOTEFAREAT ile MOSHTAQAT ile MOSHTAGH SHODAN ile MOSHTAGH KARDAN ile فايدهرساندن )


- TÜRK MİLİ ile/<> FRANSIZ MİLİ ile/<> ALMAN MİLİ ile/<> RUS MİLİ ile/<> YUNAN MİLİ ile/<> DENİZ MİLİ

( 1895 m. İLE/<> 1852 m. İLE/<> 7500 m. İLE/<> 7467 m. İLE/<> 10000 m. İLE/<> 1852 m. )


- TÜRKÇE FELSEFE" (YAPMAK) değil FELSEFEYİ TÜRKÇE (DİLİNDE) (YAPMAK)


- TÜRKÇE ve/||/<> FARSÇA SÖZCÜK EKLERİ

(

Son Ekler

Türkçe Farsça Örnek(ler)
-aneـانهŞahane, Divane
-asaآساDevasa
-averآورCengaver
-bazبازSihirbaz, Cambaz, Kumarbaz, Küfürbaz, Hokkabaz
-berبرPeygamber, Rehber, Seferber
-çaچهBahçe, Kepçe, Parça
-danدانÇaydanlık, Cüzdan
-danدانNüktedan
-darدارHaberdar, Dindar, Minnettar, Tezgâhtar, Bayraktar, Taraftar, Emektar
-engizانگیزEsrarengiz
-füruşفروشMalumatfüruş
-gâhـگاهİkametgâh, Tezgâh, Ordugâh, Güzergâh
-girگیرBeygir, Peşkir
-güzarگزارİşgüzar
-haneخانهÇamaşırhane, Hastane, Hapishane, Meyhane, Eczane, Dershane, Pastane, Postane, Darphane, Doğumhane, Ameliyathane, Yatakhane, Yemekhane, Patrikhane, Kütüphane
-istanـستانErmenistan, Özbekistan, Tataristan, Tacikistan, Yunanistan, Dağıstan, Afganistan, Sırbistan, Kırgızistan, Kazakistan, Bulgaristan, Moğolistan, Hırvatistan, Hindistan, Türkmenistan, Türkistan, Gürcistan, Macaristan, Pakistan, Arabistan
-kârکارFedakâr, Günahkâr, İsyankâr, Zanaatkâr, Bestekâr, Sahtekâr, Tehditkâr
-nameنامهTaahütname, Beyanname, Muvafakatname, Vekaletname, Nizamname
-paraـبارهKulampara, Zampara
-perestپرستHayalperest, Putperest
-perverپرورMisafirperver
-şorشورSilahşor
-tıraşتراشHeykeltıraş, Kalemtıraş
-zadeزادهŞehzade
-zarزارÇimenzar, Gülzar, Lalezar
-zedeزدهAfetzede, Depremzede, Kazazede
-zenزنNeyzen
)

(

Ön Ekler

Türkçe Farsça Örnek(ler)
Ber-برBerkemal, Bertaraf
Bi-بیBiçare, Bihaber
Der-درDerhal, Deruhte
Hem-همHemşehri, Hemfikir
Na-ناNahoş, Namahrem, Namert
)

(

Bağlaçlar

Türkçe Farsça
Bariباری
Belkiبلکه
Çünküچون که
Eğerاگر
Gâh … gâh …گاه … گاه …
Gerçiگرچه
Heleهله
Hem … hem …هم … هم …
Kâh … kâh …گاه … گاه …
Keşkeکاشکی
Kiکه
Meğerمگر
Ne … ne …نه … نه …
Sankiسان که
Şayetشاید
Taتا
Ya … ya …یا … یا …
Yahutیا خود
Ziraزیرا
)


- TURUNCU ve FOSFOR

( Uzaktan en iyi fark edilen renk. VE Havadan en iyi farkedilen. )


- TUTKU ile/ve/değil/yerine/>< FERÂGAT


- TUTKU ile FETİŞ


- TUVALET ile FERAH ile MALLAR ile EMTİA

( COMMODE vs. COMMODIOUS vs. COMMODITIES vs. COMMODITY )

( گنجه کشودار ile رختان ile رختدان ile مقرون بصرفه ile بکار خور ile اجناس ile کالا )

( GONJEH KESHODAR ile RAKHTAN ile RAKHTEDAN ile MOGHORON BASRAFEH ile BEKAR KHOR ile AJENAS ile KALA )


- TÜZE(HUKUK) ve/<>/|| FİZİK


- ÜÇ LOPLU YAPRAK = VARAK-I SÜLÂSÎYÜ'L-FÜSÛS = FEUILLE TRILOBÉE


- UCLAR ile/ve/değil/yerine FARKLAR

( [not] TIPS vs./and/but CONFLICT
CONFLICT instead of TIPS )


- ÜÇLÜ YAPRAK, TERNAT YAPRAK = VARAK-I RÎŞÎ-İ MÜSELLES = FEUILLE TERNÉE


- UÇUK ile/ve/değil/yerine/||/<> FARKLI


- UGARİT/LER ve/> FENİKE/LİLER ve/> YUNAN/LAR


- ULEMÂ ile/ve VÜKELÂ ile/ve VÜZERÂ ile/ve FUKARÂ

( Bilimkişileri. İLE/VE Bakanlar, vekiller. İLE/VE Vezirler. İLE/VE Dervişler. )


- ULÛM-U HUKUKİYE:
USÛL-Ü FIKIH/NAZARİYAT-I HUKUKİYE ile/ve/||/<> FÜRU-U FIKIH/TATBİKAT-I HUKUKİYE


- UMUT ve/=/||/<>/>/< YOKSULUN/FAKİRİN EKMEĞİ


- UN, NİŞASTA = DAKÎK = FÉCULE AMYLACÉE, AMIDON


- ÜNİVERSİTE FAKÜLTE


- UNLARDA:
BUĞDAY ile/||/<> TAM BUĞDAY ile/||/<> KARABUĞDAY/GREÇKA ile/||/<> KIRMIZI BUĞDAY ile/||/<> KEPEKLİ ile/||/<> SİYEZ ile/||/<> KAVILCA ile/||/<> KUNDUR ile/||/<> YULAF ile/||/<> ÇAVDAR ile/||/<> ARPA ile/||/<> MISIR ile/||/<> KİNOA ile/||/<> TEFF ile/||/<> AMARANT ile/||/<> NOHUT ile/||/<> KESTANE ile/||/<> KEÇİBOYNUZU ile/||/<> BADEM ile/||/<> CEVİZ ile/||/<> FINDIK ile/||/<> ANTEPFISTIĞI ile/||/<> ARAROT ile/||/<> DİNKEL[Alm.]/FARRO[İt.]

( Kabuğundan ve kepeğinden ayrılarak kullanılan, işlenmiş buğday unundan [beyaz ekmek] yapılır. İLE/||/<> Buğday tanesinin kabuğuyla birlikte öğütülerek elde edilir. Besin değerleri, öteki rafine unlara göre daha yüksektir.[Glüten içerir.] İLE/||/<> ... İLE/||/<> Anadolu'nun, en eski çeşitlerindendir.[Genetiği bozulmamış, nitelikli bir undur.] Ekmek yapımına çok uygundur.[Kepeği ile öğütülmüş olanını yeğlenmelidir.][Glüteni düşüktür.] İLE/||/<> Kepeğinden ayrılmamış undur. İLE/||/<> Kastamonu bölgesinin unudur. Tüm unlarla karıştırılabilir. Aroması "keskin" gelebilir.[Genetiği bozulmamış, nitelikli bir undur.][Glüteni çok düşüktür. Çok sağlıklıdır.] İLE/||/<> Kars'ta yetişen bir buğdaydır. Kökeni, Kastamonu'dur. [Genetiği bozulmamış, nitelikli bir undur.][Her türlü iklime dayanıklı, güçlü bir yapısı olduğundan, kabuk bölümü kalındır. Kabuk bölümünün kalınlığı, tanelerinin ufak kalmasına ve glüten içeriğinin, öteki buğday türlerine göre daha olmasını sağlamıştır ve bu nedenle de glisemik indeksi düşüktür.] İLE/||/<> Güneydoğu Anadolu bölgesi buğdayıdır. İLE/||/<> Glüten alerjisi olanlar için iyi bir seçenektir. [Deri ve bağırsak sorunu olanların, yulaf ununu yeğleyebilir.][Yüksek besin değerine sahip ve glisemik indeksi düşüktür.] İLE/||/<> Bol proteinlidir.[Yüksek glüten içerir.][Soğuk iklime dayanıklıdır.] İLE/||/<> Çok eski bir buğday türüdür. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Güney Amerika'da, And Dağları'nda, doğal olarak yetişen, otumsu bir bitkinin, kurutulmuş tohumudur.[Unu da, tohumları gibi yüksek demir ve besin değerlerine sahiptir ve çok lezzetlidir.][Tek başına ya da tüm unlarla karıştırılabilir.] İLE/||/<> ... İLE/||/<> Amarant[horozibiği] bitkisinin tohumlarından elde edilir.[Tüm unlar içinde, en yüksek proteine sahiptir.][Glüten içermez ve glisemik indeksi düşüktür.][Tadı, ekşi ve keskin olduğundan, lezzeti görecelidir.] İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Sıcak iklimlerde yetişen maranta adlı kamıştan ve başka bitkilerin kökünden çıkarılan un. [Çocuk maması yapılan un.] İLE/||/<> Siyez ile benzerlik taşır.[İçeriğindeki protein yapısı daha kırılgan ve çözünebilir olduğundan, tüm tahıl unları içinde, siyez kadar düşük glütene sahiptir.][Genetiği değişmemiş bir çeşittir.][Her türlü hamur işinde kullanılabilir.] )

( ... İLE/||/<> Glüten içerir. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüteni düşüktür. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüteni çok düşüktür. İLE/||/<> Glüteni düşüktür. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüten alerjisi olanlar için iyi bir seçenektir. İLE/||/<> Yüksek glüten içerir. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüten içermez. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Düşük glütene sahiptir. )


- UNLIKE :/yerine FARKLI, BENZEMEYEN


- USTALIKTA/VİRTÜÖZLÜKTE:
NICCOLO PAGANINI ve/||/<> FRANZ LIST


- ÜSTÜN/LÜK / GERİ/LİK ile/ve/değil/yerine FARK/LI/LIK


- ÜSTÜN/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> FARKLI/LIK

( [not] SUPERIOR/ITY vs./and/but/||/<> DIFFERENT/DIFFERENCE, DIVERSITY
DIFFERENT/DIFFERENCE, DIVERSITY instead of SUPERIOR/ITY )


- USÛL ile/ve/<> FÜRÛG[Fars.]

( Yöntem. İLE/VE/<> Işık/ziyâ/nur, parlaklık, parıldayış. )


- USUVV[Ar.] ile FESÂD[Ar.]


- UTILITY :/yerine FAYDA, HİZMET


- UZAY ile FAZ UZAYI

( ... İLE Sonsuz boyutlu zaman ve nesne[nin yorumlanabilmesi]. )


- UZAY ile/||/<> FAZ UZAYI

( )

( Bilinmiyor tarafından keşfedildi/formüle edildi. )


- ÜZÜM/ÇALI ile FRENKÜZÜMÜ

( ... İLE Taşkırangillerden bir çalı. | Bu bitkinin, daha çok, şurubu yapılan, uzun salkım biçiminde, taneleri ufak, kırmızı ve mayhoş yemişi. )

( ... cum RIBES RUBRUM | ... )

( ... cum RIBES RUBRUM )


- VAGON[Fr./İng. < WAGON] ile/ve/||/<> FURGON[Fr. < FOURGON]

( ... İLE/VE/||/<> Nesne vagonu. )


- VÂHİD[Ar.] ile FERD[Ar.]


- VÂHİD[Ar.] ile VAHÎD[Ar.] ile FERÎD[Ar.]


- VAHİY ile İLHÂMÂT ile RÜYÂ ile FERÂSET

( Cebrail ile gelen. İLE Cebrail'siz gelen. İLE Cebrail'siz gelen. İLE Kendi öngördüğün. )


- VÂKIF/VUKÛFİYET ile/ve/||/<> FARKINDA/LIK


- VARLIKBİLİM ile/ve FİZİK

( ONTOLOGY vs./and PHYSICS )


- VAROLAN'IN(MEVCUDUN) DÖRT NEDENİ:
MADDÎ ile SURÎ/BİÇİMSEL(FORMEL) ile FAİL/ETKER ile GÂÎ/SONSAL


- VAROLUŞ ve/||/<> ÖLÇÜ ve/||/<> FELSEFE ve/||/<> TÜZE ve/||/<> SANAT ve/||/<> SPOR ve/||/<> BÜTÜNLÜK ve/||/<> SUSABİLMEK ve/||/<> YOK/LUK

( Saygı gerek önce
Sonra ölçü
Sonra anlayış gerek
Sonra hak gözetmek
Özen ve duyarlılık gerek
Sürekli hareket gerek
Her an bütünlük
Çoğunlukla susabilmek
Herşeyin ölçütü yok(luk)

[En sonunda, Yaşam ve İnsan/Kişilik] )

( Üzerine düşünülebilecek ve konuşulabilecekler, düşünülmesi ve konuşulması gerekenler/öncelikliler... )


- VAROŞ ile/<> FAVELA

( Gecekondu mahallelerinde yaşayanlar. İLE/<> Rio de Janeiro - Brezilya gecekondu mahallelerinde yaşayanlar. )


- VARSAYIM = FARAZİYE = HYPOTHESIS[İng.] = HYPOTHÉSE[Fr.] = HYPOTHESE[Alm.] = SUPPOSITIO[Lat.] = HYPOTHESIS[Yun.]


- VAZGEÇMEK ile FERÂGAT ETMEK

( TO GIVE UP vs. TO ABNEGATE )


- VEHİM/VEHM ile/değil/yerine/>< FEHİM/FEHM

( Kuruntu. İLE Anlama, düşünme. )


- | VERİ ve/> BİLİ(ENFORMASYON) ve/> BİLGİ | ile/ve/+/<>/>/<
FARKINDALIK | BİLGELİK(İRFAN/HİKMET) ile/ve/+/<>/>/< ZARİFLİK/ZARÂFET

( BİLGİ: İnsan aklı sınırıları içerisinde evreni ve doğayı anlama çabası. )

( Bilgi, göklere uçabileceğimiz kanatlardır. )

( Yapmanız gereken şey farkında olmanın farkında olmaktır. )

( Tüm sonuçlarına katlanabilmektir. )

( Hiçbir uygarlık, varolan bilgiyle çatışmadan, bilgi üretemez. )

( KUTADGUBİLİG: Mutluluk/saadet veren bilgi, kutlu bilgi. Çinliler, ona Edebü'l-Mülûk der; Maçinliler, onu Enîsü'l-memâlik diye adlandırır. Bu meşrık ilinin büyükleri, buna doğruca Zînetü'l-ümerâ der.
İranlılar buna Şehnâme der, Turanlılar ise Kutadgu bilig diye anar. )

( )

( | Before AND/> After. AND/> Inside AND/> Outside |

vs./AND/+/<>/>/<

Time and place. )

( | [by] ... AND/> "What, where, when, who?" questions and answers. AND/> "How?" question and answers. |

vs./AND/+/<>/>

"Why?" question and answers. )

( | Letter, phoneme. AND/> Morpheme. AND/> Word. |

vs./AND/+/<>/>/<

Sentence. )

( [bilginin/kavramın/nesnenin/olgunun] | Öncesi VE/> Sonrası VE/> İçi ve dışı |

İLE/VE/+/<>/>/<

Zamanı ve Zemini )

( | Yazaç/harf. VE/> Hece. VE/> Sözcük. |

İLE/VE/+/<>/>/<

Tümce. )

( | ... VE/> "Ne, ne zaman, nerede, kim?" soruları ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. VE/> "Nasıl?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. |

İLE/VE/+/<>/>/<

"Neden?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. )

( DATA vs./and/<>/>/< INFORMATION vs./and/<>/>/< KNOWLEDGE vs./and/<>/>/< WISDOM, AWARENESS vs./and/<>/>/< ELEGANCE )


- VERMEK ile FAYDA SAĞLAMAK ile TARAFSIZ ile TARAFSIZ OLARAK

( IMPART vs. IMPART BENEFITS vs. IMPARTIAL vs. IMPARTIALLY )

( بهرهمند ساختن ile افاضه کردن ile بي غرض ile حق گو ile بيطرفانه ile بيغرضانه )

( BACPAREAMAND SAKHTAN ile AFAZEH KARDAN ile BEY GHARZ ile HAGH GO ile بيطرفانه ile بيغرضانه )


- VIBRATION vs. FLUCTUATION


- VİZE ile FİNAL


- W/Z BOZONU ile/||/<> FOTON

( W/Z zayıf kuvvet masif ~80-90 GeV, foton kütlesiz. )

( Formül: Kısa menzil İLE sonsuz )


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> FREUD

( Benjamin, Freud'un yazı ve kitaplarının iyi bir okuyucusudur. )


- WHISPER :/yerine FISILDAMAK


- YÂD ETME! ile/ve/||/<>/> FERYÂD ETME!

( Geçmişi. İLE/VE/||/<>/> Geleceğe.
Geçmişi yâd etme, geleceğe feryâd etme! )


- YALAN ile FARKLILAŞTIRMA


- YALAN ile/ve/değil/yerine FELSEFE

( [not] LIE vs./and/but PHILOSOPHY
PHILOSOPHY instead of LIE )


- YALNIZLIK:
FARKINDA OLUNMAYAN ile/değil/yerine FARKINDA OLUNAN

( Hakkında, "konuşabildiğin". İLE/DEĞİL/YERİNE Susmaktan başka çarenin olmadığı. )


- YANARDAĞLARDA:
GAZ ile/ve/<> FÜMEROL[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Etkin olmayan dönemlerde, yanardağların ağzından yayılan gaz. )


- YANILMALI TASIM = KIYAS-I FASİT = PARALOGISM[İng.] = PARALOGISME[Fr.] = FEHLSCHLUSS, PARALOGISMUS[Alm.] = PARALOGISMOS[Yun.]


- YANLIŞ DÜŞÜNMEK ile/değil FARKLI DÜŞÜNMEK

( [not] "THINKING WRONG" vs./but THINKING DIFFERENT )


- YANLIŞ ile/değil FARKLI

( [not] WRONG/FALSE vs./but DIFFERENT )


- YANLIŞ = HATALI = WRONG[İng.] = FAUX[Fr.] = FALSCH[Alm.] = FALSUS[Lat.] = INJURIA[İsp.]


- YAPIM EKLERİNDE:
ADDAN AD ile/ve/||/<> ADDAN EYLEM ile/ve/||/<> EYLEMDEN AD ile/ve/||/<> EYLEMDEN EYLEM

( )


- YAPINTI = TASNİ = FICTION[İng., Fr.] = FIKTION[Alm.] = FICTIO[Lat.] = FICCIÓN[İsp.]


- YAPRAK = VARAK = FEUILLE


- YAPRAKLAR = EVRÂK = FEUILLES


- YARATICILIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FARKLILIK


- YARDIMCI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< FIRSAT VERMEK

( Tekrarlanması gereken yardım, yardım değildir. )

( Yapılmaya değer tek yardım, yardıma gereksinim duymaktan kurtuluşu sağlamaktır. )

( Bizi, insan yapacak olan, berraklık ve yardımseverliktir. )

( En önemli yardımcı, gerçeğin, içimizde bulunuşudur. )

( The main thing that helps is to have reality within. )

( image

Bunu mu istiyorsunuz?

• Çocuğunuz...

– Varsın, bir çivi bile çakamasın... Ama dersleri iyi olsun.
– Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın... Ama matematiği düzgün olsun.
– Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin... Ama notları yüksek olsun.
– Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın... Ama fen lisesine gitmiş olsun.
– Varsın, ağlayan bir çocuk görünce ona gülsün... Ama sınıfın birincisi olsun.
– Varsın, kendinin fazladan harçlığı olduğu halde; kantinden simit alamayan çocuklarla alay etsin... Ama öğretmenlerinin gözdesi olsun.
– Varsın, başını okşayıp hatırını soran bir yetişkine dönüp; “Ya siz nasılsınız?” diyemesin... Ama yabancı dili mükemmel olsun.
– Varsın, oyun arkadaşları olmasın... Ama sınavlarda “on” çeksin.

– Varsın;
– Taziye nedir, bilmesin,
– "Başın sağ olsun" ne demek, anlamasın,
– "Geçmiş olsun" kime denir, niçin denir, haberi olmasın,
– "Uğurlar olsun", ne anlama gelir farkında olmasın,
– Ama... Karneleri süper olsun.
– Evet… Varsın, tek dostu olmasın... Ama iyi gelir getiren bir mesleği olsun...

Üstün Dökmen )

( [not] TO HELP vs./and/but/||/<>/>< TO GIVE AN OPPORTUNITY
TO GIVE AN OPPORTUNITY instead of TO HELP )


- YARGIÇ ile YARGI ile FİZYONOMİYE GÖRE YARGILAMA ile KIYAMET GÜNÜ ile HAKİMLER ile YARGI

( JUDGE vs. JUDGEMENT vs. JUDGEMENT BY PHYSIOGNOMY vs. JUDGEMENT DAY vs. JUDGES vs. JUDGMENT )

( قضاوت کردن ile دادرس ile ديان ile دادرسي کردن ile حکم کردن ile داور ile قاضي ile داوري کردن ile دادرسي ile فتوا ile داوري ile تفرس ile محشر ile روز محشر ile قضات ile قضاوت ile قضا )

( GHAZAVAT KARDAN ile DADRES ile ديان ile DADRESY KARDAN ile HOKAM KARDAN ile DAVAR ile QAZY ile DAVARY KARDAN ile DADRESY ile FATAVA ile DAVARY ile تفرس ile MAHSHAR ile RUZ MAHSHAR ile GHAZAT ile GHAZAVAT ile GHAZA )


- YARILMA > FARKINDALIK


- YAŞ/TARİH TESPİTİ:
KETEBE ve/||/<> ZAHRİYE ve/||/<> FİLİGRAN ve/||/<> MÜREKKEP

( Zahriye, XIII. yy.'a kadar bulunmaktadır. | Ser levha, XVI. yy.'dan sonra kullanılmaya başlanmıştır. | Eski yapıtlarda, cetvel yoktur. )


- YAŞAM:
MASAL ile/ve/||/<>/> ROMAN ile/ve/||/<>/> FIKRA

( Başlangıçta. İLE/VE/||/<>/> Yaşandıkça. İLE/VE/||/<>/> Anlattıkça. )


- YAŞAMA GÜCÜ = KUVVE-İ HAYATİYE = FORCE VITALE[Fr.] = LEBENSKRAFT[Alm.]


- YAŞAMIN YALINLIĞINDA:
BİLİM ile/ve/||/<> FELSEFE ile/ve/||/<> SANAT ile/ve/||/<> DİN

( Sınırlar. İLE/VE/||/<> Yorumlar. İLE/VE/||/<> Betimler. İLE/VE/||/<> Kutsar. )


- YAZGICILIK = CEBRİYE = FATALISM[İng.] = FATALISME[Fr.] = FATALISMUS[Alm.]


- YAZIN(EDEBİYAT) ve POLİTİKA |
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
FELSEFE ve SU

( İnandırma "gücü". VE Kandırma "gücü".
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/<
Uyandırma gücü/olanağı. VE Kaldırma gücü/olanağı. )


- YAZMALARIN BOZULMASINDA:
MİKROORGANİZMALAR ve/||/<> BÖCEKLER ve/||/<> FARELER ve/||/<> NEM ve/||/<> TOZ


- YELEK ile/değil FERMENE[İt. < PARAMANO]

( ... İLE/DEĞİL Türlü nakışlarla işlemeli, önü kavuşmayan, yeleğe benzeyen bir giysi. )


- YELKEN ile FLOK

( ... İLE Geminin cıvadrasına çekilen, üçgen yelken.
[CIVADRA: Geminin baş tarafından havaya doğru biraz kalkık olarak uzatılmış bulunan direk.] )


- YENGEÇYİYEN AYIBALIĞI ile LEOPAR AYIBALIĞI ile FİL AYIBALIĞI

( ARCTOCEPHALUS PUSILLUS )


- YENİ DOĞA FELSEFESİ ile FENOMENOLOJİK YAKLAŞIM

( * 3. Şahıs Perspektifi. İLE 1. Şahıs Perspektifi. * Tanrısal bakış. İLE Kişi perspektifi. * Nesneyi ötekileştirme. İLE Nesnenin buradalaştırılması. * Deney. İLE Deneyim. * Yersiz-zamansız. İLE Yerli-zamanlı. * Matematiksel. İLE Dil. * Mekanik. İLE Organik. * Açıklar. İLE Betimleme. )


- YENİ/ESKİ ile/ve/değil/yerine FARKLI

( [not] NEW/OLD vs./and/but DENSE
DIFFERENT instead of NEW/OLD )


- YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI ile FOSİL YAKITLAR

( Yenilenebilir enerji kaynakları, doğal yollarla yenilenebilen ve tükenmeyen enerji kaynaklarıdır[güneş enerjisi, yel enerjisi]. İLE Kömür, petrol ve doğalgaz gibi yeraltında bulunan ve sınırlı miktarda olan enerji kaynakları. )


- YENİLENEBİLİR ENERJİ ile/||/<> FOSİL ENERJİ

( Yenilenebilir doğal döngü sürdürülebilir, fosil sınırlı CO₂. )

( Formül: Güneş/rüzgar İLE kömür/gaz )


- YETİ = MELEKE = FACULTY[İng.] = FACULTÉ[Fr.] = VERMÖGEN, FÄHIGKEIT[Alm.] = FACULTAS[Lat.] = FACULTAD[İsp.]


- YILDIZ PARALAKSI/IRAKLIK AÇISI ve/||/<>/> DOPPLER ETKİSİ/KAYMASI ve/||/<>/> FAUCAULT SARKACI

( 1838 ve/||/<>/> 1842 ve/||/<>/> 1851 )


- YİYECEK = FOOD[İng.] = NOURRITURE[Fr.] = NAHRUNG[Alm.] = CIBO[İt.] = COMIDA[İsp.]


- YOĞUNLAŞMA ve/||/<> FARKLILAŞMA ve/||/<> BELİRLEME


- YÖNTEM ile FORMÜL

( vs./and/||/<> FORMULA )


- YOSUN ile FUKUSGİLLER

( Suyosunlarından, gelgitli denizlerin kayalıklara yakın yerlerinde yetişen, esmer bir yosun. )


- YUNUS ile FALYANOS

( ... İLE Yunus balığının irisi. )


- ZAMAN KAZANMAK ile FIRSAT ARAMAK/BEKLEMEK


- ZAMAN ile/ve/= FIRSAT

( TIME vs./and/= OPPORTUNITY )


- ZANAAT OLARAK SİMYA ile FELSEFÎ SİMYA ile DİNÎ SİMYA

( Uygulamalar arasında nedensel ilişki kurmadan, herhangi bir teoriye dayanmadan nesneler üzerinde simyevi işlemler yapmak. Burada esas olan nesneleri kullanmaktır. İLE Belirli bir teoriye dayalı olarak ve nedensel ilişkiler kurarak nesneleri tespit ve tasvir etmek. Burada esas olan nesneler içinde kalmaktır. İLE Doğaüstü, mistik ve spritüel güçleri de dikkate alarak belirli ritüeller içinde nesneleri anlamaya çalışmak. Burada esas olan nesnelerin doğaüstü güçlerin işaretleri olduğunu anlamaktır. )

( Bolos (M.Ö. II. yy.) simyayı felsefi bir yöntem haline getiren. )

( Zosimus (M.S. III. sonu, IV yy. başı) simyayı bir din haline getiren. )

( İslâm dünyasında ise simya ilk önce felsefî açıdan dikkate alınmıştır. Cabir b. Hayyân sadece madenleri değil, bitkileri ve hayvanları da simyanın konusu kılmıştır. Civa ve kükürt teorisini geliştirerek tüm varolanları yekpare bir sistem içerisinde açıklamaya çalıştı. Bunun için bazı sayısal simgeleri kullandı. Aynı zamanda kurduğu laboratuvarlarla felsefi simyadan 'bilimsel simya'ya(kimya'ya) geçiş yaptı. )


- ZANAAT/ZANAATKÂR ve FELSEFE/FİLOZOF


- ZANNETME! ile/ve/||/<> FARZ ETME! ile/ve/||/<> SOR! ile/ve/||/<> SÖYLE!


- ZÂT-ÜS-SUKABÂT[Ar.] = FORAMINIFÈRES[Fr.] = ...

( Delikliler. )


- ZENGİNİN YÜRÜDÜĞÜ ile/ne yazık ki FAKİRİN YÜRÜDÜĞÜ

( Sindirebilmek için. İLE/NE YAZIK Kİ Bulmak için. )


- ZERRİN[Fars.] değil/yerine/= FULYA

( Altından yapılmış. | Altın rengi, sarı. | [bitki] Fulya. )


- ZEVÂL ile/ve/<> FEY-İ ZEVÂL

( Güneşin tam tepede olduğu an/vakit. İLE/VE/<> Güneşin zevâlden çıkmaya başladığı an. )


- ZEVK ile/ve/yerine FERÂGAT

( PLEASURE vs./and RENUNCIATION
RENUNCIATION instead of PLEASURE )

( SUKHA ile/ve/yerine SAMBHOGAKAYA )


- ZEYNEB ile/ve FÂTIMA

( Salih'lerin annesi. İLE Muhammed'lerin annesi. )

( ZEYNEP[ZEYN - EB: Babasının süsü/güzelliği.] )


- ZİGON SEHPA ile FİSKOS SEHPA

( İçiçe geçmeli servis sehpası. İLE İki tekli koltuk arasında bulunan sehpa. )


- ZİHİN ile/ve/<> FARKINDALIK

( Zihin, olaylarla ilgilenir, farkındalık ise zihnin kendiyle ilgilenir. )

( Zihin, her durumu ile kendini bilmelidir. )

( Zihnimizi içiyle dışıyla bilmedikçe, bağımlılıklar bizi terk etmeyecektir. )

( Zihin, iki halde bulunur; su gibi ve bal gibi. Su en ufak bir sallanışta titreşir, halbuki bal ne kadar karıştırılırsa karıştırılsın, hemen hareketsizliğe döner. )

( Yanılsamayı yaratan zihindir ve ondan kurtulan da zihindir. )

( Zihnin bize yardım edeceğinden değil fakat zihni iyi bilirsek, onun bizi sınırlamasından sakınabiliriz. )

( Başlangıçta önde gelenin zihin olması gerekir. )

( Zihin dili biçimlendirir ve dil de zihne biçim verir. )

( Zihnin bilgisi gerçek bilgi değildir. )

( Zihne ait olan göreli olandır, onu bir "mutlak" haline getirmek hatadır. )

( Zihin, arzudan azade ve rahat olmalıdır. )

( Anlayan bir zihin, arzulardan ve korkulardan azâdedir. )

( Zihin yanlış anlar, yanlış anlama onun doğası gereğidir. )

( Zihin anlayamaz, çünkü zihin kavramak, tutmak ve devam ettirmek üzere eğitilmiştir. )

( Şimdiye kadar zihni bilen olarak kabul ettiniz, fakat öyle değildir. )

( Zihin, bizi imgelerle ve düşüncelerle tıkamakta ve onlar, bellekte yara izleri bırakmakta. )

( Zihin diye bir şey yoktur. Düşünceler vardır ve bunlardan bazıları yanlıştır. Yanlış olan düşünceleri terk edin, çünkü onlar sahtelerdir ve kendi hakkınızdaki görüşünüzü bulandırırlar. )

( Zihnin kurduğunu, zihin yıkmalıdır. )

( Sakin bir zihin, doğru bir idrak için şarttır, ki bu da kendini-biliş için gereklidir. )

( Zihin, karanlık ya da çalkantılıyken, kaynak fark edilmez. )

( Zihin, sakin olduğu zaman gerçeği yansıtır. )

( Zihin, telaş halinde olmadığı ve endişelerden uzak olduğu zaman sessizleşir ve sessizlik içinde, genelde kolay idrak edilemeyecek kadar süptil olan bazı şeylerin işitilebilmesi olanaklaşır. )

( Zihin, görebilmek için açık ve sessiz olmalıdır. )

( Zihin yatıştırıldığında ve artık iç âlemi rahatsız etmediğinde, gövde yeni bir anlam kazanır ve onun değişimi hem gerekli hem olanaklı hale gelir. )

( Zihin tamamen hareketsiz olduğu zaman, erir, yalnızca gerçek kalır. )

( Zihninizi ya da gövdenizi değiştirebilirsiniz fakat değişmiş olan sürekli sizin dışınızda olan bir şeydir, kendiniz değil. )

( Zihin ve gönül olgunluğu vazgeçilmez gerekliliktir. )

( Durgun ya da huzursuz olan zihindir, siz değilsiniz. )

( Cildinizin dış tarafındaki dünya ile iç tarafındaki dünyayı birbirinden ayıran ve onları karşıt konumlara getiren sizin zihninizdir. )

( Dünyayı projekte eden zihin onu kendi tarzında renklendirir. )

( Zihni huzursuz eden arzular ve korkulardır. )

( Sürekli düşünmek, zihninizi yıpratır ve bozar. )

( Zihninizi durmadan çalıştırmayın. )

( Zihin, büyük bir işçidir ve dinlenmeye gereksinimi vardır. )

( Zihninizi toparlayıp güçlendirin, göreceksiniz ki düşünceleriniz ve duygularınız, sözleriniz ve eylemleriniz sizin iradeniz yönünde hizaya gireceklerdir. )

( Onun istekleri sayısız ve sınırsızdır. Zihninizi büyük dikkatle, sebatla gözlemleyin, çünkü tutsaklığınız da özgürlüğünüzün anahtarı da onda yatar. )

( Elbette ki gövdemizi ve zihnimizi işletelim fakat onların bizi sınırlamasına izin vermeyelim. )

( Tüm gereksiniminiz sakin bir uyanıklığı koruyarak kendi gerçek doğanızı araştırmaktır. )

( Tüm yapılması gereken, Öz ile özdeşliğinin farkına varılabilmesi için zihni arındırmaktır. )

( Tüm gereksiniminiz sadece sakin bir zihindir. )

( Zihninize, tarafsızlıkla bakın, bu onu sakinleştirmeye yeter. )

( Zihin, aşırı meşguliyetlerden uzak tutulduğu zaman sakinleşir. )

( Sessizlikten başka hiçbir belirli düşünce zihnin doğal hali olamaz. )

( Zihnin ötesinde tüm farklar biter. )

( Zihnin ötesindesiniz fakat zihninizle bilirsiniz. )

( Zihin, hazır olur olmaz güneş onun içinde parlar. )

( Zihninizi yatıştırın ve arındırın, berraklaştırın, o zaman kendinizi gerçekte olduğunuz gibi göreceksiniz. )

( Zihniniz sakinleştiğinde öteki herşey gereğince ve doğru biçimde gerçekleşecektir. )

( Kişinin kendi gerçek doğasına nüfuz etmesini engelleyen şey, zihnin zayıflığı, duygusuzluğu ve süptil olanı atlayıp sadece kaba olan üzerinde odaklanmasıdır. )

( Zihninizi durdurun ve sadece OLun! )

( Kendinizi her şey ve her şeyden öte olarak bilmenize engel olan, belleğe dayanan zihindir. )

( Kendiniz olarak imgelediğiniz kişiyi, zihninizde algıladığınız dünyanın bir parçası olarak görün ve zihninize dışarıdan bakın, çünkü siz zihin değilsiniz. )

( Kendi zihninizi anlayın, böylece onun sizin üzerinizdeki bağlayıcılığı son bulacaktır. )

( Öz varlığınız olmanız için zihnin ötesine geçmeniz, kendinizi bulmanız gerekir. )

( Zihnin ötesine geçmek için sessiz ve sakin olmak zorundasınız. )

( Zihninizin aynasında imgeler görünür ve kaybolurlar. Ayna kalır. )

( Zihni, olması gereken yerde ve kendi işiyle meşgul tutarsanız, bu zihnin kurtuluşudur. )

( Yapmaya çalışacağımız şey, gerçek olanı anlamak için zihni uygun duruma getirmektir. )

( Dünya, zihnin sadece yüzeyidir ve zihin sonsuzdur. )

( Düşünceler dediklerimiz, zihnin yüzeyindeki dalgacıklardır ancak. )

( Her şeyin sizin zihninizde olduğunu, sizin zihinden öte olduğunuzu ve gerçekten yalnız başınıza olduğunuzu ne zaman idrak ederseniz, işte o zaman her şey sizsiniz. )

( Bağımsız, yaratılmamış, ebedi ve değişmez ama yeni ve taze olan, zihnin ötesidir. )

( Resim, ressamın zihninde ve resmin içinde; resim, ressamın zihnindeki resmin içindeki ressamın zihninde! )

( Zihninizi düzene koyun, doğrultun, herşey düzelecektir. )

( Kendinizi bilmeyi engelleyen yalnızca zihindir. )

( Mind is interested in what happens, while awareness is interested in the mind itself.
The mind must know itself in every mood.
What is of the mind is relative, it is a mistake to make it into an absolute.
The mind exists in two states: as water and as honey. The water vibrates at the least disturbance, while the honey, however disturbed, returns quickly to immobility.
It is the mind that creates illusion and it is the mind that gets free of it.
Not that the mind will help you, but by knowing your mind you may avoid your mind disabling you.
The mind cannot understand, for the mind is trained for grasping and holding.
For it is the mind that is primary in the beginning.
The mind shapes the language and the language shapes the mind.
To keep the mind in its own place and on its own work is the liberation of the mind.
There is no such thing as mind. There are ideas and some of them are wrong. Abandon the wrong ideas, for they are false and obstruct your vision of yourself.
When the mind is dark or turbulent, the source is not perceived.
What the mind has done the mind must undo.
The mind misunderstands, misunderstanding is its very nature.
All else will happen rightly, once your mind is quiet.
Ripeness of heart and mind is indispensable.
You took the mind for the knower, but it is just not so.
The mind clogs you up with images and ideas, which leave scars in memory.
It is the mind that is dull or restless, not you.
It is your mind that has separated the world outside your skin from the world inside and put them in opposition.
The mind that projects the world, colours it its own way.
It is desires and fears that make the mind restless.
Constant thinking makes the mind decay.
Do not keep your mind busy all the time.
Mind is the great worker and it needs rest.
Collect and strengthen your mind and you will find that your thoughts and feelings, words and actions will align themselves in the direction of your will.
You may change your mind or your body, but it is always something external to you that has changed, not yourself.
It's appetites are numberless and limitless. Watch your mind with great diligence, for there lies your bondage and also the key to freedom.
When you are not in a hurry and the mind is free from anxieties, it becomes quiet and in the silence something may be heard which is ordinarily too fine and subtle for perception.
The mind must be open and quiet to see.
When the mind has been put to rest and disturbs no longer the inner space (chidakash), the body acquires a new meaning and its transformation becomes both necessary and possible.
All you need is to keep quietly alert, enquiring into the real nature of yourself.
When it is motionless through and through, it dissolves and only reality remains.
A quiet mind is all you need.
Look at your mind dispassionately; this is enough to calm it.
When the mind is kept away from its preoccupations, it becomes quiet.
You are beyond the mind, but you know with your mind.
As soon as the mind is ready, the sun shines in it.
Calm and clarify your mind and you will know yourself as you are.
Understand your own mind and its hold on you will snap.
To go beyond the mind, you must be silent and quiet.
What prevents the insight into one's true nature is the weakness and obtuseness of the mind and its tendency to skip the subtle and focus on the gross only.
Stop your mind - and just be.
What prevents you from knowing yourself as all and beyond all, is the mind based on memory.
Just see the person you imagine yourself to be as a part of the world you perceive within your mind and look at the mind from the outside, for you are not the mind.
To be what you are, you must go beyond the mind, into your own being.
What we are trying to do here is to bring our minds into the right state for understanding what is real.
The world is but the surface of the mind and the mind is infinite.
What we call thoughts are just ripples in the mind.
What is independent, uncreated, timeless and changeless, and yet ever new and fresh, is beyond the mind.
The picture is in the mind of the painter and the painter is in the picture, which is in the mind of the painter who is in the picture!
It is your mind's attitude that determines what he is to you. )

( MIND vs./and/<> AWARENESS )


- ZİHİN ile FİKİR/YORUM

( Fukarâ ise ukalâ olur. )


- ZILL[Ar.] ile FEY'[Ar.]


- ZITLAR ile/değil/yerine FARKLAR

( Zıtlar vardır fakat zıtlık yoktur. )

( Zıtları, birbirinden farklı ve ayrı haller olarak düşünürüz. Değillerdir. )

( Zihnin ötesinde, tüm farklar biter. )

( Fark gözetmeyin ve ayrılmaz olanı ayırmayın. )

( There are opposites, but no opposition.
You imagine that they are distinct and separate states. They are not.
Beyond the mind all distinctions cease.
Make no distinction, don't separate the inseparable. )

( DIDD ile/değil/yerine FURKAN )

( ÂHŞÎG/ÂN ile/değil/yerine ... )

( [not] CONTRARIES/ANTONYMS vs./but DIFFERENCES
DIFFERENCES instead of CONTRARIES/ANTONYMS )


- ZOMBİ ile FELSEFÎ ZOMBİ


- ZÜHD ile FERÂGAT