Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

[... ve ...] BAĞLAÇLI

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 05 May 2025 ]
itibariyle 21322 başlık/FaRk yer almaktadır.

- NEDEN-ETKİ ile/ve/değil EYLEM-AMAÇ

( [not] CAUSE-EFFECT vs./and/but ACTION-PURPOSE )


- NEDEN? ile/ve/<> NASIL?

( Bilimin sorularıdır. )

( Nedeni olan, nasıla katlanır. )


- NEDEN/AÇIKLAMA:
ŞU ile/ve/<> ŞÖYLE


- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK

( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )

( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )


- NEDEN/SİZ ile/ve/||/<> KOŞUL/SUZ


- NEDEN ile/ve "MADEN"


- NEDEN ile/ve/||/<> AMAÇ


- NEDEN ve/||/<> ETKİNİN :HETEROJENLİĞİ


- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ

( Hiçbir şey, kendinin nedeni olamaz. )

( CAUSE vs./and CAUSE OF THE SELF )

( ... cum/et CAUSA SUI )


- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ

( CAUSE vs./and REASON OF THE SELF )

( ... cum/et CAUSA SUI )


- NEDEN ile/ve/||/<>/> NEDEN ÖBEĞİ/GRUBU


- NEDEN ile/ve/değil/||/<> NEYE GÖRE


- NEDEN ile/ve ÖZGÜR NEDEN

( CAUSE vs./and FREE CAUSE )

( ... cum/et CAUSA LIBERA )


- NEDENİ:
KENDİNDE OLAN ile/ve/||/<> KENDİNDE OLMAYAN

( Tekil. İLE/VE/||/<> Sonsuz. )


- NEDENİN YOKLUĞU ve/||/<>/> YOKLUĞUN NEDENİ


- NEDENLENMEMİŞ, ZORUNLU VAROLAN ile/ve/<> NEDENLENMİŞ, ZORUNLU VAROLAN


- NEDENLERDEN BİRİNCİSİ ile/ve/değil/yerine NEDENLERDEN BİRİ

( [not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE )


- NEDENLERİN BİLİMİ ile/ve NEDENLERİN NEDENİNİN BİLİMİ

( Bilim. İLE/VE Metafizik. )


- NEDENLİ DÜŞÜNMEK ve/=/||/<>/> DERİN DÜŞÜNMEK


- NEDENSEL YASA ile/ve/||/<>/> İSTATİKSEL YASA


- NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> ORANSAL/LIK


- NEDENSELLİK GEÇERLİLİĞİ ile/ve/||/<> RAHATSIZ EDİLMEYEN DÜZEN


- NEDENSELLİK ile/ve/<>/değil/yerine BÜTÜNSELLİK


- NEDENSELLİK ile/ve/değil/yerine DÖNGÜSELLİK


- NEDENSELLİK ile/ve/değil EŞZAMANLILIK

( [not] SCIENTIFIC TERM vs./and/but SYNCHRONOUSNESS )


- NEDENSELLİK ile/ve YETER NEDEN


- NEDİM/E[Ar.] ile/ve/||/<> SAĞDIÇ

( Sohbet erbabı. | Yardımcı kadın. | Düğünde, geline kılavuzluk eden kişi. İLE/VE/||/<> Düğünde, gelin ya da damada/güveye kılavuzluk eden kişi. )


- NEDİR? ile/ve/<>/değil/yerine NE/LER OLABİLİR?


- NEFES NAKIŞI ve ÖMÜR KUMAŞI ile/ve/|| KAZA ve KADER MAKASI


- NEFES ve/> NEFS ve/> NEFİS


- NEFHÂ-YI RAHMAN ile/ve NEFHÂ-YI RAHÎM

( Oksijen. İLE/VE ... )

( Bu iki nefhanın birleşmesi Bismillahirrahmanirrahim'dir. )


- NEFİS ile/ve/||/<>/> ENFES

( Pek hoş, çok güzel. İLE/VE/||/<>/> Çok güzel, en güzel. )


- NEFRET ile/ve/> DİKKAT > İLGİ > YAKINLIK

( HATE/HATRED vs./and/> ATTENTION > INTEREST > CLOSENESS/SYMPATHY )


- NEFRET ile/ve/||/<>/> KİN/BUĞZ

( Gereksiz/fazla/aşırı düşünce yönelimi. İLE/VE/||/<>/> Gereksiz/fazla/aşırı olan düşünceyi, süresiz ya da çok uzun süre sürdürme ve eyleme geçme düşüncesi ya da girişimi. )

( Nefret, çok gereksiz/fazla/anlamsız, isabetsiz ve olumsuz bir düşünceyi sürdürmek gerektirdiğinden dolayı, kimseye nefret gerektirecek kadar zaman/enerji/bellek ayırmanın gereği/anlamı/değeri ya da etkisi yoktur/olmaz/olmayacaktır! İLE/VE/||/<>/> Kimseye fakat özellikle de birinci derece yakınlara ve üzerimizde (çok/az) emeği geçenlere kin tut(a)mayacağımızı anımsamamızda, kabul etmemizde yarar vardır. )


- NEFRET ile/ve/değil/yerine/<> ÖFKE

( Nefretiniz, elektriğe dönüştürülebilseydi, dünyanın tamamını aydınlatırdı. )


- NEFS TERBİYESİ ile/ve RUH TERBİYESİ


- NEFS:
TABİÎ ile/ve/<> NEBÂTÎ

( Cismin parçalarını muhafaza edip, birbirinden ayrılmasından koruyan bir kuvvet. İLE/VE/<> Cismi, uzunluk, genişlik, derinlikte uzatıp, büyütüp, cismini büyüten kuvvet. )

( NEBATÎ NEFS'ler:
* CÂZİBE(ÇEKME)
* MÂSİKE(TUTMA)
* HÂZİME(SİNDİRME)
* MÜMEYYİZE(AYIRMA)
* DAFİA(DIŞARI ATMA)
* MÜLEDE(ÜREME)
* MUSAVVİRE(ŞEKİL VERİCİ)
* GÂDİYE
* NÂMİYE )


- NEFS'İ TERK ve/||/<> SABIR ve/||/<>
ZİKİR ve/||/<> TEFEKKÜR


- NEFS'TE:
TABİÎ ile/ve NEFSÎ ile/ve AKLÎ


- NEFS'ÜL EMR:
İRFÂNÎ VE KELÂMÎ ile/ve KOZMOLOJİK VE METAFİZİK ile/ve ONTOLOJİK VE MANTIK


- NEFS/KAN ve/> GÖNÜL

( ... VE/> Nefsin imana gelmiş hali. )


- NEFS ile/ve/<> KAN


- NEFS ve/<> KORKU


- NEFS ve/<> MUHÂLEFET

( DİN: MUHALEFETÜN NEFS[Nefsine muhalefet olmak.] )


- NEFS ile/ve NEFSLER


- NEFS ile/ve/<> VİCDAN

( Öğretmeni ol! İLE/VE/<> Öğrencisi ol! )


- NEFSÂNÎ ile/ve/||/<>/< ŞEHVÂNÎ/ŞEHVETLİ


- NEFSÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÖNTEMSEL


- NEFSİNDE, RABBİNİ ARAMAK/BULMAK ile/ve/değil/yerine RABBİNDE, NEFSİNİ ARAMAK/BULMAK


- NEFSİNİ BİLEN, RABBİNİ BİLİR ile/ve RABBİNİ BİLEN, NEFSİNİ BİLİR

( Akılsal. İLE/VE Duygusal. )


- NEGATİF/LİK ile/ve İÇEDÖNÜK/LÜK

( NEGATIVE/NESS vs./and INTROVERT/NESS )


- NEGATİF ile/ve DEZAVANTAJ

( NEGATIVE vs./and DISADVANTAGE )


- NELER DOĞAR ve/||/<>/< GÜN DOĞMADAN

( Gün doğmadan, neler doğar. )


- NEMES:
YELE ile/ve KOBRA BAŞI ile/ve RADAR


- NEMLİ HAVA ile/ve KURU HAVA

( Deriyi yumuşatır ve gövdedeki nemi artırır. İLE/VE Gövdeyi inceltir, deriyi kurutur. )


- NENG ile/ve/||/<>/> NENG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Nesne, şey. İLE/VE/||/<>/> Mal ya da zenginlik. )


- NEOLİBERALİZM ve/=/||/<> "ZENGİNLER İÇİN SOSYALİZM"


- NEOLİBERALİZMDE
ESNEKLİK VE SONUÇLARI:
GÜVENCESİZLİK ve/||/<> BELİRSİZLİK


- NEREDE ÇOKLUK, ORADA BOKLUK ile/ve/değil/yerine NEREDE HAREKET, ORADA BEREKET


- NEREDEYSE ÖLMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖLMEK

( Hiçbir şeyi değiştirmez. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Herşeyi değiştirir. )


- NERELİSİN? ile/ve/> KİMLERDENSİN? VE KİMSİN?


- NEREYE GELDİĞİMİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEREDEN GELDİĞİMİZ


- NERGİS ile/ve ÇAKAL NERGİSİ


- NERGİS ile/ve/<> FULYA

( ... İLE/VE/<> Nergisgillerden, soğan köklü bir bitki ve bu bitkinin, zerrin ve nergis adlarıyla da anılan, hoş kokulu çiçekleri. )

( ... cum NARCISSUS JONPUILLA )


- NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR


- NEŞE ve/||/<> COŞKU


- NEŞE ve/<>/< GÜVEN


- NEŞE ile/ve/||/<> NEŞET

( Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç. İLE/VE/||/<> Çıkma, ileri gelme. Bir şeyin çıktığı, neşet ettiği yer, esas, kök. | Yetişilen yer, bitirilen okul. )


- NEŞE ve SAMİMİYET

( Samimiyet, başlıca bir gereksinimdir. )

( Intimacy is essential need. )

( JOY and SINCERE | INTIMACY )


- NESEB değil/yerine EDEB ve/||/<> MAL değil/yerine AMEL ve/||/<> CEMÎ-İ DÜNYA değil/yerine İLİM

( Edeb, yeğdir nesebden; amel, yeğdir maldan; ilim, yeğdir cemî'-i dünyadan. )


- NESH ile/ve/||/<> FESH ile/ve/||/<> İLGÂ


- NESİB ile/ve RAMAZANİYE

( Ramazan konulu şiirler, genellikle kasidelerin nesib bölümünde işlenmiştir. VE Dîvânlarda, Ramazaniye başlığıyla müstakil şiirler de kaleme alınmıştır. )


- NEŞİD/E[Ar.] ile/ve/||/<> NEŞİT[Ar.]

( Bir toplulukta, okunmaya değer şiir. | Atasözü derecesinde kullanılan ünlü beyit ya da mısra. | [müzik] Eski Arap müziğinde usullü olmak koşuluyla, kendiliğinden ya da hazırlanarak söylenilen güfteli müzik yapıtı. İLE Sevinçli, neşeli, şenlikli. )


- NESNE - KARANLIK NESNE - ANTİ NESNE ile/ve/<> KARANLIK ENERJİ

( %4 İLE/VE/<> %27 İLE/VE/<> %69 )

( )

( VERA RUBIN [23 Temmuz 1928 - 25 Aralık 2016]: Galaksilerin dönüş hızlarıyla ilgili çalışmaların öncüsü sayılan Amerika'lı astronom. [Galaksilerin dönüş eğrileri üzerine çalışarak, galaksilerin açısal hareketinin tahmin edilen biçimiyle gözlemlenen biçimi arasındaki tutarsızlığı ortaya çıkardı.] )

( Paul Dirac - Anti Madde[08 Ağustos 1902 - 20 Ekim 1984] )


- NESNE İLİŞKİLERİ ile/ve/||/<> İÇSELLEŞTİRİLMİŞ NESNE İLİŞKİLERİ


- NESNE İLİŞKİLERİNDE:
ANNA FREUD ile/ve/||/<> MELANIE KLEIN ile/ve/||/<> ROLAND FAIRBAIRN ile/ve/||/<> OTTO F. KERNBERG ile/ve/||/<> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> DANIEL N. STERN ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON ile/ve/||/<> VAMIK VOLKAN


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNE SÜREĞENLİĞİ ile/ve/<> NESNE SÜREKLİLİĞİ

( http://ahmetcorak.blogspot.com.tr/2009/12/object-permanence-piaget-ilk-yas-nesne.html )

( İlk yaş.[Piaget] İLE/VE/<> 1,5 - 3 yaş.[Mahler] )

( OBJECT PERMANENCE vs./and/<> CONSTANCY )


- NESNE-KONU ile/ve KONU

( Tüm disiplinlerin nesnesi dışarıdadır. İLE/VE Sadece felsefede 'konu' kendi içindedir. )

( OBJECT-TOPIC vs./and TOPIC )


- NESNE:
BİLİMDE ile/ve/<> SANATTA

( Dışarıdan, içeri yönelik. İLE/VE/<> İçeriden, dışarı yönelik. )


- NESNE/İLKE:
DEVİNEN ile/ve/||/<> DEVİNDİREN


- NESNE/KAVRAM ile/ve/> OLAY ile/ve/> OLGU

( Çıraklık. İLE/VE/> Kalfalık. İLE/VE/> Ustalık. )

( Duyusal. İLE/VE/> Tasarımsal. İLE/VE/> Düşünsel. )

( Kağıt, yazı değildir; fakat o, yazıyı taşır. )

( SUBJECT vs./and/> EVENT vs./and/> FACT )


- NESNE/LER ile/ve/||/<>/> KİŞİ/LER

( Aldığın yere bırakılmalı. İLE/VE/||/<>/> Hak ettiği yerde bırakılmalı/tutulmalı. )


- NESNE/MADDE BAĞIMLI/LIĞI ile/ve/||/<> DAVRANIŞSAL BAĞIMLI/LIK


- NESNE/MADDE ve IŞIĞIN BÜKÜLMESİ/IŞIĞI BÜKTÜRMESİ


- NESNE ve/||/<>/> AD/KAVRAM ve/||/<>/> DÖNEM/KOŞUL ve/||/<>/> BAĞLAM/ANLAM/DEĞER

( ONTOLOJİ/K ve/||/<>/> EPİSTEMOLOJİ/K ve/||/<>/> KRONOLOJİ/K ve/||/<>/> AKSİYOLOJİ/K )


- NESNE ile/ve ESTETİK NESNE


- NESNE ile/ve/<> HAREKET

( OBJECT vs./and/<> MOVEMENT )


- NESNE ile/ve/<> İNSAN

( Nesneyi bilmek, nesnenin aynasında kendini bilmektir. )

( Ne ki, bilince nesnedir; insan değildir. Ne ki, bilince nesnedir; kişinin çevresidir. )

( Adlarıyla bilinir. İLE/VE/<> Dertleriyle tanınır.
[ Adını bilmediğin, nesnen; derdini bilmediğin, dostun olamaz. ] )


- NESNE ile/ve/değil/yerine/<>/>< KAVRAM

( Yıkılabilen ve yıkanabilen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Yıkılamayan ve yıkanamayan. )


- NESNE ile/ve/> KÜL

( [katı nesnenin] Kullanım, süreç, çeşitlilik ve değerleri. İLE/VE/> Daha sonrası olmayan, sonrasında başka hiçbir biçime/noktaya evrilemez olan son nokta/eşik. )


- NESNE ile/ve NESNE

( İki ne-ise-ne arasındaki fark, en özel niteliklerine [ehassu’s-sıfat] göre yapılır. )

( OBJECT vs./and OBJECT )


- NESNE ile/ve/değil NİMET


- NESNE ile/ve/değil SERT NESNE


- NESNE ile/ve/değil SİMGE


- NESNE ile/ve/||/<>/< SÜPERNOVA


- NESNE ile/ve TANIM ile/ve KAVRAM


- NESNE ile/ve VERİ/MA'LÛMÂT


- NESNE ile/ve/<> YOĞUNLUK


- NESNE ile/ve/<> YÜZEY


- NESNEDE ile/ve/||/<>/> BİTKİDE ile/ve/||/<>/> HAYVANDA ile/ve/||/<>/> İNSANDA/KİŞİLERDE

( Etkileşim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve yönelim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve iletişim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve iletişim ve bildirişim. )

( Tüketilir. İLE/VE/||/<>/> Su tüketir. İLE/VE/||/<>/> Su ve yiyecek tüketir. İLE/VE/||/<>/> Su, yiyecek tüketir ve tin/ekin üretir. )


- NESNEL DEĞER ile/ve/||/<> ÖZNEL DEĞER


- NESNEL İLKE ile/ve TİNSEL İLKE

( OBJECTIVE PRINCIPLE vs./and SPIRITUAL PRINCIPLE )


- NESNEL KAVRAM/LAR ile/ve/<> BİLGİ İÇEREN KAVRAM/LAR

( Açıklanırlar. İLE/VE/<> Anlamlandırılırlar. )


- NESNEL ÜRÜNLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNSEL "ÜRÜNLER"


- NESNEL/LİK ile/ve/||/<>/> İKNA EDİCİ/LİK


- NESNEL/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK


- NESNEL/OBJEKTİF DUYGULAR ile/ve PAY ALMA/KATILMA DUYGULARI ile/ve DURUM (İÇERİKSİZ) DUYGULARI


- NESNEL ile/ve/||/<> TENSEL


- NESNELER'DE:
TARİH ile/ve/<>/değil SÜREÇ

( Nesnelerin tarihi olmaz, süreci olur. )

( [not] HISTORY vs./and/<>/but PROCESS )


- NESNELER ile/ve NESNELERİN İLİŞKİLERİ ile/ve NESNELERİN DEĞERLERİ


- NESNELERDE, TEMEL VE ORTAK ÖĞELER:
KARBON ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HİDROJEN ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> FOSFOR ile/ve/||/<> SÜLFAT


- NESNELERE/KİŞİLERE:
[ne yazık ki] BAĞIMLILIK ile/ve/değil/yerine BAĞLILIK


- NESNELERİ TANIMAK ile/ve/||/<> KENDİNİ TANIMAK

( Onları aydınlatmak. İLE/VE/||/<> Aydınlanmak. )


- NESNELERİN RENKLERİNDE:
EMME ile/ve YANSITMA


- NESNELLİK ile/ve ÖZNELLİK

( OBJECTIVITY vs./and SUBJECTIVITY )

( ... ile/ve ZHUTIXING )


- NESNELLİKTE:
ÖLÇÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> KESTİRİLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> GÖZLEMLENEBİLİR/LİK


- NESNENİN "GÜZELLİĞİ" ve/||/<>/> YETKİN/LİK

( Kendini oluşturan bölümlerle birlikte, göstermiş olduğu uyumdur. VE/||/<>/> Bir şeyin, kendi kavramıyla uygunluğu. )

( Doğa, en yüce uyum ve yetkinliktir. )


- NESNENİN (T)ÖZÜ ve/||/<> İNSANIN (T)ÖZÜ ve/||/<> TİNİN (T)ÖZÜ

( Çekim, zorunluluk. VE/||/<> Özgürlük. VE/||/<> Eylem. )


- NESNENİN BİLİNCİ ile/ve KENDİ-NİN BİLİNCİ

( CONSCIOUSNESS OF THE OBJECT vs./and CONSCIOUSNESS OF THE SELF )


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- NESNENİN MERKEZİ ve/||/<> BİLİNCİN MERKEZİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜĞÜN MERKEZİ

( Kendi dışındadır. VE/||/<> Kendini bilmedir. VE/||/<> Kendine yeten varolmadır. )


- NESNENİN, DURUM DEĞİŞİMİNDE:
ERİME ile/ve/||/<>/> DONMA ile/ve/||/<>/> BUHARLAŞMA ile/ve/||/<>/> YOĞUŞMA ile/ve/||/<>/> İNCELME/SÜBLİMLEŞME ile/ve/||/<>/> KIRAĞILAŞMA

( )

( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Gaz hâlindeki bir nesnenin, ısı kaybederek sıvı durumuna gelmesi. İLE/VE/||/<>/> Bir nesnein, katı durumdan sıvı durumuna geçmeden doğrudan doğruya gaz durumuna dönüşmesi. İLE/VE/||/<>/> Su buğusunun, soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince tabaka. )


- NESNENİN:
KENDİ ile/ve/değil AYRILMIŞ/UZAKLAŞMIŞ OLMASI


- NESNENİN:
ÜÇ DURUMU ile/ve/değil ONBEŞ DURUMU


- NESNENİN/ÜRÜNÜN/BESİNİN:
TARİHİ ile/ve/||/<> TARİFİ


- NESNESİNE/KONUSUNA GÖRE İLİM ile/ve AMACINA GÖRE İLİM


- NESNESİZ ile/ve/||/<> DÜŞÜNCESİZ

( Nesnesiz ve düşüncesiz, kültür olanağı yoktur. )


- NEŞR[Ar. çoğ. NÜŞÛR] ile/ve/||/<>/> NEŞREN[Ar.] ile/ve/||/<>/> NEŞRÎ[Ar.] ile/ve/||/<>/> NEŞRÎYAT[Ar. < NEŞR]

( Yayma, dağıtma, saçma, açma. | Herkese duyurma. | Gazeteye yazma, yazdırma. | Kıyamette tüm bireylerin dirilmesi. İLE/VE/||/<>/> Neşir yoluyla. İLE/VE/||/<>/> Neşir ile ilgili. İLE/VE/||/<>/> Yayın, yazılan şeyler. | Basılıp dağıtılan yazılar/makaleler, yapıtlar/eserler. )


- NESRİN OLGUN ARSLAN ile/ve/||/<> BENGİSU AVCI

( [Manş Denizi'ni(İngiltere'den, Fransa'ya) geçen iki kişi.]
[15 saat 47 dakikada | 28 Ağustos 1979'da] İLE/VE/||/<> [11 saat 29 dakikada | 03 Ağustos 2018'de] )


- NEŞTER ile/ve/||/<> TEŞRİH


- NEŞVE ile/ve TEMÂYÜL


- NETLEŞTİRME ile/ve/değil/||/<>/< AYRIŞTIRMA


- NETLEŞTİRMEK ile/ve/<> YÜZLEŞ(TİR)MEK ile/ve/<> YORUMLAMAK

( Psikoterapi yöntem ve süreçleri. )


- NEV'Î ile/ve NEF'Î

( 1572? - 1635 ile/ve 1533 - 1599 )


- NEVRES-İ KADÎM ile/ve/değil/||/<> NEVRES-İ CEDÎD

( )

( ABDÜRREZZAK NEVRES ile/ve/değil/||/<> OSMAN NEVRES )

( XVIII. yüzyılda yaşamıştır. İLE/VE/DEĞİL/||/<> XIX. yüzyılda yaşamıştır. )


- NEWTON ve/||/<>/> COULOMB

( 04 Ocak 1643 - 31 Mart 1727 VE/||/<>/> 14 Haziran 1736 - 23 Ağustos 1806 )

( image )


- NEWTON ile/ve/<> EINSTEIN ile/ve/<> FEYNMAN


- NEWTON ve/||/<> EINSTEIN ve/||/<> PLANCK


- NEWTON ve LOCKE

( "Locke, Newton'un doğa felsefesinin yöntemini çıkarmıştır." VE "Newton, Locke'un yöntemini doğa felsefesine uygulamıştır." )


- NEWTON ve/||/<>/> VOLTAIRE

( Isaac Newton - The Last Magician [BBC Documentary] )


- NEY/NÂY/MİZMÂR[Ar.] [akordlarına göre]:
BOLÂHENK/NISF/NISFİYE ile/ve SÜPÜRDE ile/ve MÜSTAHSEN ile/ve KIZ NEYİ ile/ve MANSUR ile/ve ŞAH ile/ve DÂVUT

( Ney'in kendi sesi yoktur. )

( Ney'in sesi HÛ'dur. )

( Ney, ahadiyetin sesidir. )

( Ney Forum [ http://neyforum.net ] )

( Ney Derneği [ http://neyforum.biz ] )

( REED FLUTE )


- NEY ile/ve ÂDEM VE HAVVA

( 60 İLE/VE 45 + 15 )


- NEY ile/ve/> DUDUK


- NEY ve/<> İNSAN

( Tüm müzik aletlerini, insan çalar fakat sadece ney, insanı/kişiyi ve kişiden çalar. )


- NEY ile/ve MISKAL[Ar.]/MÛSÎKÂR[Fars.]["ka" uzun okunur]

( MÛSÎKÂR KUŞU: Gagasındaki deliklerden çıkan uyumlu sesten. )

( ... İLE/VE Mizmar çeşidinden sıra, kalem, düdük, kaval. Dervişlere özel bir saz. | Rüzgâr estikçe, gagasındaki deliklerden türlü türlü ses çıkardığından dolayı, "mûsikî" sözünün de bundan alındığı söylenilegelen bir kuş. | Adı anonim bir Edvâr-ı İlm-i Musıkî'de geçen makam. )


- Neyi, nasıl ve ne zaman söyleyeceğini bilmediğin için SUS!!!


- NEYİN ARANILMASI GEREKTİĞİ ile/ve/değil/yerine NEREDE ARANILMASI GEREKTİĞİ


- NEYSE Kİ ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (NE) İYİ Kİ ...


- NEYSE Kİ ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE GÜZEL/HOŞ Kİ ...


- NEZÂFET ile/ve/||/<> NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ile/ve/||/<> NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak]

( Temizlik, paklık. İLE/VE/||/<> Ahlâk temizliği. | İncelik. İLE/VE/||/<> Kişilere saygılı ve incelikle davranma. )


- NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ve/||/<> RİKKAT

( Ahlâk temizliği. | İncelik. VE/||/<> İncelik. | Merhamet, acıma. )


- NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak] ile/ve/<>/< ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZU'/TADA'DU'[< Dİ'DA]

( Özüne varmanın ilk adımı, alçakgönüllülüktür. )


- NEZÂKET ile/ve/<> EDEB


- NEZÂKET ile/ve EHLİYET


- NEZÂKET ile/ve/<> KÜLTÜR

( POLITENESS vs./and/<> CULTURE )


- NEZÂKET ile/ve NEDÂRET


- NEZÂKET ile/ve/||/<> ZARÂFET ile/ve/||/<> MELÂHAT ile/ve/||/<> LETÂFET

( Nefsi, kötü ve yerilmiş huylardan arındırmak. İLE/VE/||/<> Aklı, kötü düşüncelerden, kuruntu/vehm ve kuşku/şüphe/zanlardan arındırmak. İLE/VE/||/<> Kalbe ait bâtınî arınma. İLE/VE/||/<> Hakk'tan başkasına bakmaktan arınmak. )


- NEZÂRET[Ar. < NAZAR] ile/ve/<> VEKÂLET/VEKİLLİK[Ar.]

( Bakma, bakış, etrafı görme, seyir. | Gözetme, gözden geçirme, denetim. | İdâre, reislik. | Nâzırlık, vekillik. İLE/VE/<> Başkasının işini görmeye görevli ve/ya da yetkili olma. | Birini, kendi yerine geçirme. | Birinin yerini tutma. | Vekillik, nezâret. | Vekilin, görev yaptığı yer/bina. )


- NEZÂRET ile/ve/||/<> BASÎRET


- NEZÎR ile/ve/değil/yerine BEŞÎR

( Korkulacak şey, henüz ortada yokken, musibet başa gelmeden önce uyaran kişi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nimetleri, ikramları henüz kendine ulaşmadan önce o nimetlerin güzelliğini gösteren, bildiren kişi. )

( Korkutucu değil, uyarıcı. )

( Kur'an-ı Kerim'in adlarındandır. )

( Allah'ın 1001 esmasındandır. )

( Kişinin, başına gelebilecek kötülüğü yaşamaması için kişiye anlatan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kişinin, henüz yaşamadan önce deneyimleyebileceği şeyleri müjdeleyen. )

( "Şuradan giderseniz düşersiniz" gibi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE "Şöyle yaparsanız, şu ödülü kazanırsınız" gibi. )


- NİCEL ÇOKLUK ile/ve GENEL KABUL/LER

( QUANTITATIVE MAJORITY vs./and GENERAL ACCEPTANCE/S )


- NİCELİK:
ASLÎ ile/ve/||/<> ARIZÎ

( ... İLE/VE/||/<> Türemiş nicelikler. )


- NİCELİK ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN NİCELİK


- NİCELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NİTELİK

( Bölünebilir olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bölünemez olan. )

( Altın, altınlık niceliğinde, altınlık niteliklerini barındırır. )

( ARITHMOS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EIDOS )

( [not] QUANTITY vs./and QUALITY
QUALITY instead of QUANTITY )


- NİCELİK ile/ve/||/<>/> NİTELİK ile/ve/||/<>/> ÖLÇÜ

( Bölünebilir olan. İLE/VE/||/<>/> Bölünemez olan. İLE/VE/||/<>/> ... )

( "Kaç?" sorusunun yanıtıdır. İLE/VE/||/<>/> "Nasıl?"[Ne asıl? < KEYFE] sorusunun yanıtıdır. İLE/VE/||/<>/> ... )

( Nicelik olmadan, nitelik olmaz! Nitelik olmadan da nicelik! )

( Altın, altınlık niceliğinde, altınlık niteliklerini barındırır. )

( QUANTITY vs./and/||/<>/> QUALITY vs./and/||/<>/> MODERATION )

( ... ile/ve/||/<>/> GUNA ile/ve/||/<>/> ... )

( KEMMİYET ile/ve/||/<>/> KEYFİYET ile/ve/||/<>/> MİYAR )


- NİCELİKSEL VAROLAN ile/ve/değil/||/<> NİTELİKSEL VAROLAN

( Cansızlar, bitkiler ve hayvanlar. İLE/VE/DEĞİL/||/<> İnsan. )


- NİÇİN? ile/ve/değil/yerine/önce/||/<>/>/< NASIL?

( Ne için? İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/<>/>/< Ne asıl? )

( Niçin'i olan, nasıl'a [biraz/bazen] "katlanabilir". )

( Sokrates öncesi > Sokrates > Platon > Aristoteles. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/<>/>/< Aristoteles > Descartes > Newton > Kant > Hegel ve sonrası. )


- NICOLAUS CUSANUS ile/ve/||/<> ANAXAGORAS


- NIELS BOHR ve/||/<> ALBERT EINSTEIN

( image )


- NIELS HENRIK ABEL ve/||/<> EVARISTE GALOIS ve/||/<> ŞÂNİZÂDE ATÂULLAH EFENDİ

( 05 Ağustos 1802 - 06 Nisan 1829 VE/||/<> 25 Ekim 1811 - 31 Mayıs 1832 VE/||/<> 1771 - ? )

( GALOIS KURAMI: Gauss'un kullandığı bazı teknikleri genelleştirerek, derecesi dörtten büyük olan her polinom için çalışacak bir kök bulma yöntemi oluşturmanın neden olanaksız olduğunu açıklar. İçinde kökleri aradağımız sayı dizgeleri "nesneler" ile kökleri kendi arasında döndüren permütasyon "öbekleri" arasında daha önce gözlemlenmemiş ilişkiler bulur. Bu ilişkiler yumağına, bugün genel olarak verilen addır. )


- NIELS HENRIK DAVID BOHR ve/||/<> MAX BORN

( 07 Ekim 1885 - 18 Kasım 1962 ve/||/<> 11 Aralık 1882 - 05 Ocak 1970 )


- NİFÂK ve/>< TEDBİRÂT


- NİHAÎ ile/ve/değil/yerine CÂMİ


- NİKÂH ile/ve DÜĞÜN


- NİKÂH ile/ve DÜĞÜN/KÜDEN[dvnlgttrk]


- NİKÂH ve SİFAH


- NİKAHTA:
TANIKLIK/ŞEHÂDET ve/||/<>/> İHİTİYÂR/RIZÂ ve/||/<>/> SÜRESİZLİK


- NİL ve/<> VICTORIA

( Dünyanın en uzun ırmağı.[6400 km.] VE/<> Dünyanın en büyük ikinci gölüdür.[Marmara Denizi'nden 5 kat daha büyüktür.] )


- NİLÜFER ile/ve/< LOTUS[Lat. < Yun.]

( Yaprakları yuvarlak ve geniş, durgun sularda ya da havuzlarda yetişen bir su bitkisi. İLE/VE/< Nilüfer cinsinden birçok bitkiye verilen genel ad. )

( NYMPHEA cum/et/< ... )

( ÂBRÛD, ÂBÛ ile/ve/< ... )


- NİMET[Ar.] ve/<> RAHMET[Ar.]


- NİMET ve/<> MEZİYET


- NİMET ve MUHABBET

( Kalıba. VE Ruha. )


- NİMET ve/<> ŞÜKÜR

( Nimetin şükrü, nimetten daha değerlidir. )

( Bir nimetin çok olması, onun nimet olmadığını göstermez. )


- NÎRÂN ile/ve/<> ZÎFÂN ile/ve/<> KURBÂN

( Canını, ateşe. İLE/VE/<> Malını, misafire. İLE/VE/<> Yakınını, Allah'a. )


- NİRENGİ ile/ve/||/<> EKSEN ile/ve/||/<> HİZA


- NİSAN YAĞMURU ile/ve MAYIS YAĞMURU

( Nisan yağar sap olur, Mayıs yağar çeç olur. [çeç: Tahıl yığını] )

( Nisan yağmuru, sadef'in karnına düşünce inci, yılanın ağzına düşünce zehir olur. )

( Nisan yağmuru ekinlerin sapını geliştirir. Mayıs yağmuru başakların dolgunlaşmasına yarar. )


- NİŞASTA ile/ve/||/<>/> GLİKOJEN

( Bitkilerde enerji depolayan polisakkarit. İLE/VE/||/<>/> Hayvanlarda enerji depolayan polisakkarit. )


- NİŞASTA ile/ve/<>/> HELME

( ... İLE/VE/<>/> Fasulye, pirinç, buğday gibi taneler, kaynatıldığında, nişastanın çökelmesiyle oluşan koyu sıvı. | Bazı bitkilerin, kök, çiçek ve tohumlarında bulunan koyu kıvamlı madde. )


- NISF[Ar.]/NİM[Fars.] ile/ve/||/<>/> ADL/ADÂLET

( Bir şeyin yarısı. İLE/VE/||/<>/> Hakkın/payın doğru dağıtılması, ait olduğu yere/kişiye teslim edilmesi. )


- NISF ile/ve/||/<> CERH

( Yarım. İLE/VE/||/<> Yarmak. )


- NİSPET ile/ve İZÂFE


- NİSPET ile/ve ŞART


- NİTELEME ile/ve KAYITLANDIRMA


- NİTELİK:
OLUMLU ve/||/<> OLUMSUZ ve/||/<> SONSUZ


- NİTELİK/LER ile/ve BOYUT

( QUALITY vs./and DIMENSION )


- NİTELİK ile/ve ANLAM


- NİTELİK ile/ve DENGE

( QUALITY vs./and BALANCE )


- NİTELİK ile/ve DERİNLİK

( QUALITY vs./and DEPTH )


- NİTELİK ile/ve DOZ

( QUALITY vs./ve DOSE )


- NİTELİK ve/<>/> FELSEFE


- NİTELİK ile/ve GEÇERLİLİK

( QUALITY vs./and VALIDITY )


- NİTELİK ile/ve İKİLİ NİTELİK

( QUALITY vs. COUPLE/DOUBLE QUALITY )


- NİTELİK ile/ve/değil/||/<>/< KAPSAM


- NİTELİK ile/ve/değil KENDİLİK

( Sıfat. İLE/VE/DEĞİL Ad. )

( Siz, sadece kendinizsinizdir. )

( Adjective. VS./AND Name. )

( [not] QUALITY vs./and/but SELF )


- NİTELİK ile/ve KUDRET

( QUALITY vs./and CAPABLE )


- NİTELİKLİ YAŞAM İÇİN ...:
YARISI ile/ve/||/<> 2 KATI ile/ve/||/<> 3 KATI :) :) :) ile/ve/||/<> SINIRSIZ ve KOŞULSUZ

( Yemeğin. İLE/VE/||/<> Yürüyüş. İLE/VE/||/<> Gülüş. :) İLE/VE/||/<> Saygı ve Sevgi. )


- NİTELİKLİ/KAPSAMLI YANIT ve/||/<>/>/< NİTELİKLİ SORU


- NİTELİKLİ ile/ve/<>/değil SEÇKİN

( [not] QUALIFIED vs./and/<>/but DISTINGUISHED )


- NİTRİK ASİT ile/ve/<>/> PİKRİK ASİT[Fr. < Yun.]

( ... İLE/VE/<>/> Nitrik asidin, anilin, ipek vb. maddelere etkimesiyle elde edilen asit.[OH-C6H2 (NO2)3 [Boyacılıkta, patlayıcı maddeler yapımında ve tıpta kullanılır.] )


- NİTROZAMİT ile/ve/||/<> NİTROZAMİN


- NİYALA ile/ve ORİBİ

( Afrika'ya özgü antilop. İLE/VE Afrika'ya özgü antilop. )


- NİYAZİ MISRÎ ve/<> ÜMMÎ SİNAN


- NİYE? ile/ve/||/<>/> ... DİYE


- NİYET "OKUMAK" ile/ve/||/<> "KİŞİLİK ÇÖZÜMLEMESİ"


- NİYET AÇMAZI ile/ve/||/<> CAYDIRICILIK AÇMAZI ile/ve/||/<> INDY AÇMAZI


- NİYET DİLLERİ ile/ve/<> GERÇEK DİLLER

( Amaca bağlandıkları zaman anlam oluşur. İLE/VE/<> Anlam, doğrudan üzerinde/içinde aranır/bulunur. )

( Arâmî, Âsır, Keldânî, Süryânî, İbrânî ve giderek Arâbî dillerin yapısı "niyet dili"dir. Bu kavram "niyete bağlı", "anlam/mânâ dili" niteliğini taşımaktadır. Niyet dillerinde yazı dili yalnızca ünsüzlerle kurulur ve okunurken ünlendirilir. Yunanca Hermes olarak kodlandırılmış olan sözcük aslen "HRM" olarak kodlanmakta ve "Hiram" diye ünlendirildiğinde "Nurlanmış" anlamına gelmektedir. )

( INTENTIONAL LANGUAGES vs./and/<> CORRECT LANGUAGES )


- NİYET:
YOKSA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VARSA

( "Bahane/mazeret", çoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hiçbir bahane/mazeret, yoktur. )


- NİYET'TE:
SAMİMİYET, İÇTENLİK, YAKINLIK
ve
TUTUM'DA:
RESMİYET, MESAFE, CİDDİYET

( SINCERELY, SINCERITY, NEARNESS :ON INTENTION and SOLEMNITY, DISTANCE, SERIOUSNESS :ON ATTITUDE )


- NİYET/Lİ/LİK ile/ve EREK/Lİ/LİK / AMAÇ/LI/LIK

( Akıllı kişi, amacı niyette görür. )

( Niyet, amacı gösterir. )

( Niyet hayır, âkıbet hayır. )

( INTENTION vs./and AIM/PURPOSE/GOAL )

( MEYELÂN ile/ve GÂYE )


- NİYET ve/<>/= ABDEST


- NİYET ve/> ÂKIBET


- NİYET ile/ve AKLINDA TUTMAK

( INTENTION vs./and TO KEEP IN MIND )


- NİYET ile/ve AMEL

( Niyet, kalbin ubudiyeti. İLE Amel, azaların/uzuvların ubudiyeti. )

( Önce Niyet, sonra Amel. )

( Niyet hayır, akıbet hayır. )

( Niyet bâtın, amel zâhirdir. )

( Müminin niyeti amelinden üstündür. )

( NİYET: Âdet ile ibâdeti ayıran şey. )


- NİYET ile/ve/<> BAŞARI/MUVAFFAKİYET

( Kendinden/senden. İLE/VE/<> Oradan. )

( INTENTION vs./and/<> SUCCESS )


- NİYET ile/ve CİDDİYET

( INTENTION vs./and SERIOUSNESS )


- NİYET ile/ve/||/<>/> DİYET


- NİYET ile/ve EĞİLİM

( INTENTION vs./and TENDENCY )


- NİYET ile/ve/<>/>/< EYLEM

( Niyet, eylemden önceliklidir. )

( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )

( Eylem, gerçeğin mihenk taşıdır. )

( Berraklık ve sevecenlik eylemdir. )

( Eylem konusunda tasa çekmeyin, aklınıza ve gönlünüze özen gösterin. )

( Gerçeği bulmak için günlük hayatınızın en küçük eylemlerinde gerçek olmalısınız. )

( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )

( Kalbi değiştiren eylemdir. )

( Sağlam bir anlayışa sahip bir kişi, eylemden sakınmaz. )

( İmgenin ardında ve ötesinde olan idrak ve eylem gücüsünüz. )

( Eylem, gizli, bilinmeyen, bilinemez olandır. Sadece onun meyvesini bilebilirsiniz. )

( Hiç kimse, bir başkası adına eylemde bulunamaz. )

( Vazgeçme! Üşenme! Erteleme! )

( Nobody can act for another. )

( Do not give up! Do not dilatory! Do not delay! )

( Action is a proof of earnestness.
Action is the touchstone of reality.
Clarity and charity is action.
You need not worry about action, look after your mind and heart.
Action is hidden, unknown, unknowable. You can only know the fruit.
A man of steady understanding will not refrain from action. )

( INTENTION vs./and/<>/>/< ACTION )


- NİYET ile/ve EYLEM

( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )

( INTENTION vs./and ACTION )


- NİYET ve/||/<> GAYRET ve/||/<> DİRÂYET[YETENEK]


- NİYET ile/ve/<> GEREKSİNİM

( INTENTION vs./and/<> NEED )


- NİYET ve/> GİRİŞİM


- NİYET ile/ve/||/<> GİZEM


- NİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HEDEF


- NİYET ve/>/< İDRAK ve/>/< İMAN


- NİYET ve/< İDRAK ve/< İMAN


- NİYET ile/ve İRÂDE

( INTENTION vs./and WILLPOWER )


- NİYET ile/ve İRÂDE

( Kişi, Ahsen-i Takvim'dir, iradesi elindedir. İsterse yakasını bu âlemden kurtarır, isterse içine düşer. )


- NİYET ve İSTEK/TALEP


- NİYET ile/ve/||/<> İZLENİM


- NİYET ve/||/<>/> KARAR ve/||/<>/> UYGULAMA

( INTENTION and/||/<>/> DECISION and/||/<>/> APPLICATION )


- NİYET ile/ve KIBLE


- NİYET ile/ve KIBLE


- NİYET ve/||/<>/< MECÂL


- NİYET ve/<> NAZAR(BAKIŞ AÇISI)

( INTENTION and/<> PARADIGM )


- NİYET ve/||/<> NAZAR ve/||/<> MÂNÂ-İ HARF ve/||/<> MÂNÂ-İ İSİM


- NİYET ve/<> TERCİH


- NİYET ile/ve ÜSLÛB


- NİYET ile/ve/değil YAKLAŞIM

( [not] INTENTION vs./and/but APPROACH )


- NİYET ile/ve YÖN

( INTENTION vs./and DIRECTION )


- NİYET ile/ve YÖNELİM

( INTENTION vs./and TO TEND )


- NİYET ile/ve/<> YÖNELİM/EĞİLİM/MEYL


- NİYET ve/||/<> YÖNELİM ve/||/<> BAĞLILIKLAR ve/||/<> YATKINLIKLAR


- NİYET ile/ve YÖNELİŞ


- NİYET ile/ve/<> YÖNTEM


- NİYETSİZ/LİK ile/ve TERBİYESİZ/LİK


- NİZÂM ile/ve/||/<> İNTİZÂM

( Düzen. İLE/VE/||/<> Düzenli olma, düzenlilik. )


- NÖBET ile/ve/değil/yerine MESAİ


- NOEIN ESTIN EINAI!:
( DÜŞÜNCE ve/||/<>/= OLMAK )


- NOEL (SANTA CRUZ) ile/ve/değil YILBAŞI (ST. SYLVESTER)

( 25 Aralık'ta. İLE/VE/DEĞİL 31 Aralık'ta. )

( Hristiyanlık'ta dinî bayram. İLE/VE/DEĞİL Yeni yıl kutlaması. )


- NOESIS ile/ve NOUS

( ... ile/ve CEBRAİL )


- NOKTA KOYMAK:
TÜMCENİN SONUNDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİRCİKTE


- NOKTA ve/||/<>/>/< BİR(LİK)


- NOKTA ve/> ÇİZGİ


- NOKTA ile/ve/||/<>/> ÇİZGİ ile/ve/||/<>/> ÜÇGEN ile/ve/||/<>/> PİRAMİT

( Tek nokta. İLE/VE/||/<>/> İki nokta. İLE/VE/||/<>/> Üç nokta. İLE/VE/||/<>/> Dört nokta. )


- NOKTA ve/||/<>/> DÜZLEM ve/||/<>/> ALAN ve/||/<>/> BİÇİM/ŞEKİL


- NOKTA ve/||/<> DÜZLEM ve/||/<> NESNE/ŞEY

( Biraradalığı vermezler. )


- NOKTA ile/ve/değil EŞİK


- NOKTA ile/ve/||/<> KÜRE

( Uzaktan bakarsak. İLE/VE/||/<> Yakından bakarsak. )


- NOKTA ile/ve SONSUZ/LUK

( NOKTANIN SONSUZLUĞU )

( POINT vs./and ETERNITY )


- NOKTA ile/ve/<> SONSUZ/LUK

( NOKTANIN SONSUZLUĞU )

( POINT vs./and ETERNITY )


- NOKTA ile/ve SÖZ


- NOKTA ile/ve SÜREKLİ NOKTA

( COMMON FIELD vs./and CONTINUAL POINT )


- NOKTA ile/ve/değil YOĞUN TİTREŞİM


- NOKTALAMA ile/ve/||/<> HAREKE

( Latin abecesinde. İLE/VE/||/<> Arap abecesinde. )

( İnsanlık, bir gün...

(,) Virgülü kaybetti:
Söyledikleri, birbirine karıştı.

(.) Noktayı kaybetti:
Düşünceleri, uzayıp gitti. Ayıramadı onları.

(!) Ünlem işaretini kaybetti bir gün de:
Sevincini, öfkesini, tüm duygularını kaybetti.

(?) Soru işaretini kaybetti bir başka gün:
Soru sormayı unuttu.
Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.

(:) İki noktayı kaybetti başka bir gün:
Hiçbir açıklama yapamadı.

Yaşamının sonuna geldiğinde...
Elinde sadece (") tırnak işareti kalmıştı...

“İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca."

Alex Kanevsky )


- NOKTASIZ ile/ve/<> NOKSANSIZ


- NOMOTETİK BİLİMLER ile/ve İDEOGRAFİK BİLİMLER

( Doğa bilimleri. İLE/VE Tin bilimleri. )


- NORMAL GÜÇ ile/ve/||/<> SÜRTÜNME GÜCÜ

( Bir yüzeyin, nesneye uyguladığı dik güç. İLE/VE/||/<> İki yüzey arasında harekete karşı oluşan güç. )


- NORMAL ile/ve/değil OLAĞAN

( [not] NORMAL vs./and/but USUAL/POSSIBLE )


- NÖRON/LAR ile/ve AYNA NÖRON/LAR

( GIACOMO RIZZOLATTI )

( )


- NÖRON/LAR ile/ve/<> GÖKADA/LAR


- NOTA'DAN, SENFONİ'YE ile/ve/||/<> ZERRE'DEN, OKYANUS'A


- NOTA ile/ve/< (ARAP) HARF NOTASI


- NOTA ile/ve EBCED NOTASI

( ... İLE/VE SOFIUDDIN URMEVÎ[XIII. yy.] [Ebced notasını düzenleyen.] )


- NOTA ile/ve GADUFU

( ... İLE/VE Japon müzik yazısı. )


- NOTA ile/ve HAMPARSUM NOTASI


- NÖTRON[Fr.] ile/ve PROTON[Yun.]

( Yaklaşık olarak proton ağırlığında ve elektrik yüklü olmayan bir atom parçacığı[yüksüz parçacık]. İLE Atom çekirdeğinde, her biri +1 pozitif elektrik yükü taşıyan atom parçacığı. | Hidrojen atomunun çekirdeği. )

( Kütleleri hemen hemen aynı olup, her biri yaklaşık 1.7 x 10¯²4 gramdır. )


- NOUVELLE ile/ve NOVELETTE ile/ve NOVELLA


- NÜBÜVVET ve/> İLİM


- NÜBÜVVET ile/ve RİSÂLET

( Kendine. İLE/VE Ümmetine. )


- NÜFÛZ EDİLEBİLİRLİK ile/ve/||/<> NÜFÛZ EDİLEMEZLİK


- NÜFÛZ ile/ve/||/<> DUHUL


- NUH'UN ÇOCUKLARI:
SÂM/SHEM[İng./İbr. ŞEM] ile/ve/||/<>/> HÂM ile/ve/||/<>/> YÂFES / JAPHETH[İng.] / YEFET/YAFET[İbr.]

( Ad/isim, ün/şöhret. [Semitik < Shem] İLE/VE/||/<>/> Sıcak/karanlık/yanık tenli.[Ham'ın "soyunun", "siyah ırk"ı temsil ettiği "iddiası", bazı Batı'lı sömürgeci yaklaşımlarda çarpıtılarak kullanılmıştır.] İLE/VE/||/<>/> Genişlemek/yayılmak. )


- NÛK[Fars.] ile/ve TOMŞUK

( Kuş gagası. İLE/VE Kuşların kıvrık gagası. )


- NUMUNE BAĞLARI ile/ve KAZIKLI BAĞLARI ile/ve CEVİZLİBAĞ


- NUN HARFİNİN:
GÖRÜNEN ANLAMLARI ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN ANLAMLARI


- NUR BAĞI ile/ve/<> RUH BAĞI


- NÛR ve/<> HİDÂYET

( İman. VE/<> İslâm. )


- NUR ve/<> HİDÂYET(KILAVUZLAMA)

( Sevgi. VE/<> Adâlet. )

( Dışarıda adâlet, içeride sevgi. )


- NUR ve/||/<> HİDÂYET(KILAVUZLAMA)

( Tevrat'ta. / İncil'de. / Kur'ân-ı Kerîm'de. / Kişide. )

( PHILO ve/||/<> SOPHOS )


- NUR ve/||/<> İMAN

( Olsun! VE/||/<> Olsun! )


- NUR ile/ve KUDRET


- NÛR ve OLMAK


- NÛR ile/ve RUH


- NUR ile/ve/<> ŞEFKÂT

( İlâhî sevgi. İLE/VE/<> ... )


- NURLANMIŞ ve/||/<> ONURLANMIŞ

( Şehit. VE/||/<> Gazi. )


- NÜSHA TESPİTİNDE:
TEK OLMASI ile/ve/||/<> NADİR OLMASI ile/ve/||/<> MÜELLİF HATTI OLMASI ile/ve/||/<> EN ESKİ TARİHLİ OLANI ile/ve/||/<> MÜELLİF NÜSHASINDAN İSTİNSAH EDİLMİŞ OLMASI ile/ve/||/<> MÜELLİFİN YAŞAMINDA, EN YAKIN DÖNEMDE MUKÂBELE EDİLMİŞ OLMASI ile/ve/||/<> İLK 2/3 FERÂ KAYDININ OLMASI


- NUSRAT["NUSRET" değil!] ve/||/<>/>/< ERTUĞRUL

( Çanakkale'deki mayın gemimizin adı. VE/||/<>/>/< Japonya'ya gidip de dönemeyen gemimizin adı. | Tayyareci İsmail Efendi'nin, Kahire'ye gitmek üzere havalanan fakat Kaz Dağı'na düşen uçağının, Çanakkale Zaferi sırasında onarılarak mayınların gözlenmesini sağlayan Yüzbaşı Cemal'in uçtuğu uçağa verilen ad. )

( ve/||/<>/>/< )


- NUTFE ile/ve/<>/> ALAKA ile/ve/<>/> MUDĞA


- NUTUK:
İÇ KONUŞMA ve/||/<> DIŞ KONUŞMA

( Düşünme/düşünce. VE/||/<> Dil/söz. )


- NUTUK ile/ve/değil/yerine/<>/=/||/hem de ÖĞÜT


- NÜZÛL ile/ve URÛC

( Hazretler ile. İLE/VE/<> Melekler ile. )

( Fiziksel/dışsal. İLE/VE/<> İçsel. )

( Kabalaşmış. İLE/VE/<> İncelmiş/incelerek. )

( Anneyle. İLE/VE/<> Aşkla. )

( Tamamı: ULÛHİYET )

( LÂHUT > NÂSUT ile/ve/<> NÂSUT > LÂHUT )

( KAVS-I NÜZÛL ile/ve/<> KAVS-İ URÛC )

( APAKSEPANA ile/ve UTKSEPANA )


- O ... ile/ve BİR ...

( Belirli. İLE/VE Belirsiz/herhangi. )


- O AÇIDAN ile/ve DOLAYISIYLA


- O ANLAMDA ile/ve O AÇIDAN


- O DİLİ ve BİZ DİLİ ve BEN DİLİ


- O OLMAK ile/ve/değil/yerine KENDİN OLARAK, O OLMAK

( [not] BEING THAT LIKE vs./and/but BEING THAT BY SELF
BEING THAT BY SELF instead of BEING THAT LIKE )


- O ortamda uyuyacak olsan da git ve DİNLE!!!


- O PARAYI:
"BAYILMAK" ile/ve/||/<>/> "DOMALMAK"


- O TARİHTE ile/ve/||/<> O DÖNEMDE


- O ZAMAN ile/ve BU SEFER


- O ZAMAN ile/ve/yerine O HALDE


- O ZAMAN ile/ve/değil/yerine O TAKDİRDE


- O ile/ve/<> BEN/BİZ


- O ve O

( THAT and THAT )


- O³ ve/<> O²

( Küp ve/<> Kare )


- OBA ile/ve/||/<>/> ORDU

( Kız çocuklarıyla kurulmak ve sürdürülmek istenen. İLE/VE/||/<>/> Erkek çocuklarıyla kurulmak ve sürdürülmek istenen. )


- OBJEKTİF ile/ve/||/<>/> TELEOBJEKTİF

( Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün vb. optik araçlarda nesnelerden gelen ışınları alıp ekran üzerine aktaran mercek ya da mercek düzeni. İLE/VE/||/<>/> Çok uzağı gösteren mercek. )


- OBJEKTİFTE:
STANDART ile/ve DSLR


- ÖBÜR/ÖTEKİ DİLLER ile/ve/<>/değil/yerine TÜRKÇE

( )

( [not] OTHER LANGUAGES vs./and/<>/but TURKISH )


- OC DİLİ ile/ve OIL DİLİ ile/ve Sİ DİLİ


- ÖÇ ile/ve/||/<> ÖD

( Acı, öfke. İLE/VE/||/<> Öd, safra. )


- OÇAK/OÇAQ ile/ve/||/<>/> OÇAKLIK/OÇAQLIK


- OCAK ile/ve/||/<>/> SOFRA


- ÖD ve/||/<> KOLEDOK[Fr. < CHOLEDOQUE]

( Safra. VE/||/<> Safra kanalı, öd kanalı. )


- OD ile/ve/=/||/<>/< OT

( Ateş. İLE/VE/||/<> Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler. | Ateş. )


- ODA ile/ve/||/<> AYVAN

( ... İLE/VE/||/<> Balkon, salon. | Bir tarafı dşarı açık olan oda. )


- ODA ile/ve MAKAM

( Koltuğun üstüne çıkarsan yükselirsin, başının üstüne alırsan altında ezilirsin! )

( ROOM vs./and POSITION )


- ODAK NOKTASI/NESNE ile/ve/değil/||/<>/< ZİHİNDEKİ(BELLEKTEKİ) ULAŞILMAZLIĞI


- ODAK(LANMAK İÇİN):
OKU ile/ve/||/<>/> DÜŞÜN ile/ve/||/<>/> ANLA ile/ve/||/<>/> KONUŞ


- ODAK/LANMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNCELİK/LENDİRME


- ODAKLANMA ile/ve/<> "YATIRIM"


- ODAKLANMA ile/ve ADANMA

( FOCUSING vs./and TO BE DEVOTED )


- ODAKLANMA ile/ve/||/<> BASTIRMA


- ODAKLANMA ile/ve/<> KÜMELEME


- ODAKLANMAK ile/ve KOŞULLANMAK

( FOCUSING vs./and CONDITIONING )


- ÖDE(YE)MEMEK ile/ve ZORUNLU BORÇ ALMAK


- ÖDEME ve/||/<>/> AVİSTO[İt. < A VISTA]

( ... VE/||/<>/> Ödenmesi gereken poliçelere yazılan ve "görüldüğünde" anlamına gelen bir terim. )


- ÖDEŞMEK ile/ve/<> BOY ÖLÇÜŞMEK


- ÖDEV AHLÂKI ile/ve FERÂGAT AHLÂKI ile/ve USTA AHLÂKI

( MORALS OF DUTY vs./and MORALS OF ABNEGATION vs./and MORALS OF MASTER )


- ÖDEV ile/ve/||/<> GÖREV


- ÖDİPAL ile/ve/||/<>/< PRE-ÖDİPAL

( 3 - 5 yaş arasında. İLE/VE/||/<>/< 0 - 2 yaş arasında. )


- ÖDÜL ile/ve/değil/||/<>/< UYARAN


- ÖDÜN VERMEK ile/ve/||/<> AĞIR BEDELLER ÖDEMEK


- OEDIPUS KARMAŞIKLIĞI/KOMPLEKSİ ve/||/<> ELEKTRA KARMAŞIKLIĞI/KOMPLEKSİ

( Eril çocuklarda. VE/||/<> Dişil çocuklarda. )


- OEDIPUS:
ŞİŞ AYAK ile/ve/||/<> BİLEN AYAK(KİŞİ)

( )


- ÖFKE GÜCÜ" ve "İSTEK/ARZU GÜCÜ" | ile/ve/değil/yerine/<>/> DÜŞÜNME/DÜŞÜNCE/AKIL GÜCÜ

( Öfkeni, akılla yenemiyorsan, kendini, insandan sayma! )

( Öfkenin her zaman bir nedeni vardır fakat iyi bir nedeni yoktur. )


- ÖFKE:
KUDRET ile/ve/değil/yerine ŞECAAT


- ÖFKE(> ADRENALİN >) ve/> KALP KRİZİ

( Keskin sirke, küpüne zarar. )


- ÖFKE ile/ve/değil/||/<>/< "BEKLENTİ"


- ÖFKE ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< "TEPKİ"


- ÖFKE ile/ve/değil/yerine/>< ANLAMA

( Öfkenin olduğu yerde anlama, anlamanın olduğu yerde öfke barın(a)maz. )


- ÖFKE ile/ve/değil/||/<>/< ÇARESİZLİK


- ÖFKE ile/ve/değil/||/<>/< ENGELLENME


- ÖFKE ile/ve/||/<>/> GERGİNLİK


- ÖFKE ile/ve/||/<> HIRS

( [gelirse/yönetilemezse ...]
Akıl gider. İLE/VE/||/<> Edep gider. )


- ÖFKE ile/ve/||/<>/> KAYGI


- ÖFKE ile/ve/||/<> KEDER ile/ve/||/<> ÜZÜNTÜ ile/ve/||/<> STRES ile/ve/||/<> KORKU

( Karaciğeri yorar ve hasta eder. İLE/VE/||/<> Akciğeri yorar ve hasta eder. İLE/VE/||/<> Mideyi yorar ve hasta eder. İLE/VE/||/<> Kalbi ve beyni yorar ve hasta eder. İLE/VE/||/<> Böbrekleri yorar ve hasta eder. )


- ÖFKE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAĞLIKLI ÖFKE


- ÖFKE ile/ve/ne yazık ki/> SALDIRI


- ÖFKE ile/ve/||/<>/> SIKINTI


- ÖFKE ile/ve/||/<>/> SUÇLULUK DÜŞÜNCESİ/DUYGUSU


- ÖFKE ile/ve/||/<> TİKSİNME


- ÖFKE ile/ve/> UTANMAK

( Öfke gelir, göz kararır; öfke gider, yüz kızarır. )

( SCHALTER mit SCHALTER mit SCHALTER )


- ÖFKE ile/ve/değil/||/<>/< YOK SAYILMA


- ÖGE/ÖĞE ile/ve/||/<>/> BİLEŞİK ile/ve/||/<>/> TEK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> CANLI ile/ve/||/<>/> ÇOK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> İNSAN

( Kimyasal olarak ayrıştırılamayan saf nesneler. İLE/VE/||/<>/> Bir ya da daha fazla ögenin kimyasal olarak birleşmesiyle oluşur. İLE/VE/||/<>/> Bir gözeden oluşan organizmalar. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Birden fazla gözeden oluşan organizmalar. İLE/VE/||/<>/> ... )


- ÖĞELER ile/ve/||/<>/> KİMYASAL EVRİM ile/ve/||/<>/> DİRİMSEL(BİYOLOJİK) EVRİM

( image )

( Kimyasal evrimin, hidrojen siyanür[HCN] ve formaldehid[H2CO] gibi basit organik moleküllerin, abiyotik sentezleriyle başladığı sanılmaktadır. Bu moleküllerin oluşumuyla ilgili olası mekanizmalar bilinmektedir fakat oluşum oranları hakkında belirsizlikler bulunmaktadır. Gereken şey, reaktif olmayan atmosfer moleküllerinin, yeni moleküller oluşturmak üzere birbiriyle birleşmleri için reaktif bileşenlere ayrılmalarını sağlayacak bir enerji kaynağıdır. Şimşekler ve güneşten gelen mor ötesi ışınlar, yerin ilk zamanlarında, uygun enerji kaynağı yaratmış olabilir.

Polimerlerin, bileşenleri olan monomerlerden oluşmaları için enerji girişi gerekir. Polimerler ve öteki organik bileşikler, daha basit bileşikler olarak yalınlaştıklarında, enerji açığa çıkar.

Tüm organizmalarda, metabolik ve genetik aygıttan başka, protein ve başka polimerlerden oluşan zarlar bulunur. Bazı zarlar, hücreyi kuşatarak canlı protoplazmayı çevresindeki ortamdan ayırır; ötekiler ise iç zarlardır. Son araştırmalar, zarların sadece basit bir koruma olmadıklarını, hücrenin biyokimyasal işlemlerinin çoğunun zarlarda oluştuğunu göstermiştir. Örneğin, hücre çeperinin etkin işlevlerinden biri, çevredeki bileşenler ortamından hücre için gereken özütleme işleminin yapılması ve artık ürünlerin çevreye atılmasıyla ilgilidir. Kimyasal evrim, yaşam başlamadan önce yüksek olasılıkla ham biyolojik zarlar üretmek zorunda kalmıştır.

Hücrenin ortaya çıkmasıyla birlikte yeryüzü tarihinin kimyasal çağı sona ermiştir. Ne yazık ki, kimyasal evrim, jeolojik kayıtlarda kesin bir iz bırakmamış. Yaşamın kökenini kavrayışımız, kurama, laboratuvarda yapılan benzetim çalışmalarına ve karşılaştırmalara dayanmaktadır. )


- ÖĞELERİN/ELEMENTLERİN YAPILARI:
FİZİKİ ile/ve/||/<> KİMYEVİ

(

ADI
SİMGESİ
ATOM

NUMARASI
ATOM

AĞIRLIĞI
KAYNAMA

NOKTASI C
ERİME

NOKTASI C
YOĞUNLUĞU

9 / CM3
ERİME

NOKTASI K
KAYNAMA

NOKTASI K
OKSİDASYON

SAYISI
BRİNELL

SERTLİĞİ
AKTİNYUM
Ac
89
(227)
3200
1050
---
---
---
3
---
ALTIN
Au
79
196.967
2970
1063
19.3
1337.95
2980.15
3
---
ALÜMİNYUM
Al
13
26.9815
2450
660
2.7
932.15
2720.15
3
16
AMERİKYUM
Am
95
(223)
2607
995
11.7
---
---
---
---
ANTİMON
Sb
51
121.75
1380
630.5
6.62
903.65
1910.15
3
30
ARGON
Ar
18
39.948
185.8
189.4
1.4
---
---
---
---
ARSENİK
As
33
74.922
613
817
5.72
1088.15
886.15
3
---
ASATATİN
At
85
(210)
(337)
(302)
---
---
---
1
---
AZOT
N
7
14.0067
195.8
210
0.81
---
---
4
---
BAKIR
Cu
29
63.5
2595
1083
8.96
1356.15
2868.15
2
50
BARYUM
Ba
56
137.34
1640
714
3.5
983.15
1910.15
2
42
BERKELYUM
Bk
97
(247)
---
---
---
---
---
---
---
BERİLYUM
Be
4
9.0122
2770
1277
1.85
2477
2750.15
2
60
BİZMUT
Bi
83
208.98
1560
271.3
9.8
---
---
3
---
BOR
B
5
10.811
(2550)
(2030)
(2.34)
2303
4173.15
3
---
BROM
Br
35
79.909
58
7.2
3.12
---
---
1
---
ÇiNKO
Zn
30
65.37
906
419.5
7.14
692.65
1180.15
2
35
CiVA
Hg
80
200.59
357
38.4
13.6
234.25
629.85
2
---
CURiYUM
Cm
96
(247)
---
1340
---
---
---
3
---
DEMİR
Fe
26
55.847
3000
1536
7.86
1809.15
3343.15
2
45
DİSPROSYUM
Dy
66
162.5
2600
1407
8.27
---
---
3
---
EINSTEINYUM
Es
99
(254)
---
---
---
---
---
---
---
ERBİYUM
Er
68
167.26
2900
1497
9.05
---
---
3
---
EUROPYUM
Eu
63
151.96
1439
826
5.26
---
---
3
---
FRANSİYUM
Fr
87
(223)
(677)
(27)
---
---
---
1
---
FERMİYUM
Fm
100
(253)
---
---
---
---
---
---
---
FLOUR
F
9
18.9984
188.2
219.6
1.5
53.55
85.15
1
---
FOSFOR
P
15
30.9738
280
44.2
1.82
317.35
554.15
3
---
GADOLİNYUM
Gd
64
157.25
3000
1312
7.89
---
---
3
---
GALYUM
Ga
31
69.72
2337
29.8
5.91
---
---
3
---
GERMANYUM
Ge
32
72.59
2830
937.4
5.32
---
---
4
---
GÜMÜŞ
Ag
47
107.870
2210
960.8
10.5
1234.34
2453.15
1
20
HAFNİYUM
H
72
178.49
5400
2222
13.1
---
---
4
---
HAHNYUM
Ha
105
(262)
---
---
---
---
---
5
---
HELYUM
He
2
4.0026
268.9
269.7
0.126
---
---
---
---
HİDROJEN
H
1
1.0079
252.7
259.2
0.071
---
---
1
---
HOLMİYUM
Ho
67
164.93
2600
1461
8.80
---
---
3
---
İNDİYUM
In
53
114.82
2000
156.2
7.31
---
---
3
---
İRİDYUM
Ir
77
192.2
5300
2454
22.5
---
---
---
---
İTTERBİYUM
Yb
70
173.04
1427
824
6.98
---
---
---
---
İTRİYUM
Y
39
88.905
2927
1509
4.47
---
---
---
---
İYOD
I
53
126.904
183
113.7
4.94
---
---
1
---
KADMİNYUM
Cd
48
112.4
765
320.9
8.65
594.15
1038.15
2
35
KALAY
Sn
50
118.69
2270
231.9
7.3
2128.15
4653
4
160
KALSİYUM
Ca
20
40.08
1440
838
1.55
1123.15
1760.15
2
13
KALİFORNİYUM
Cf
98
(249)
---
---
---
---
---
3
---
KARBON
C
6
12.0115
4830
3727
2.26
3800
---
4
---
KLOR
Cl
17
35.453
34.7
101
1.56
---
---
1
---
KRİPTON
Kr
36
83.8
152
157.3
2.6
---
---
---
---
KURCHATOVVUM
Ku
104
(206)
---
---
---
---
---
4
---
KROM
Cr
24
51.996
2665
1875
7.19
2176.15
2915.15
6
70
KOBALT
Co
27
58.933
2900
1495
8.9
1765.15
3153.15
2
125
KSENON
Xe
54
131.3
108
111.9
3.06
---
---
---
---
KURŞUN
Pb
82
207.19
1725
327.4
11.4
---
---
4
---
KÜKÜRT
S
16
32.064
444.6
119
2.7
388.5
717.75
2
---
LANTAN
La
57
138.91
3470
920
6.17
---
---
3
---
LAWRENCİYUM
Lr
103
(257)
---
---
---
---
---
---
---
LİTYUM
Li
3
6.939
1330
180.5
0.53
---
---
1
---
LUTESYUM
Lu
71
174.97
3327
1652
9.84
---
---
3
---
MANGAN
Mn
25
54.938
2150
1245
7.43
1517.15
2368.15
---
---
MAGNEZYUM
Mg
12
24.312
1107
650
1.74
922.65
1393.15
2
---
MENDELEVYUM
Md
101
(256)
---
---
---
---
---
---
---
MOBİLBEN
Mo
42
95.94
5560
2610
10.2
2893.15
5073.15
---
160
NEODİM
Nd
60
144.24
(2460)
(1027)
6.77
---
---
3
---
NEON
N
10
20.183
246
248.6
1.2
---
---
---
---
NEPTUNYUM
Np
93
(257)
(3902)
637
19.5
---
---
---
---
NİKEL
Ni
28
58.71
2730
1453
8.9
1728.15
3073.15
2
70
NİOBYUM
Nb
41
92.906
3300
2468
8.4
2741.15
5173.15
5
250
NOBELYUM
No
102
(254)
---
---
---
---
---
---
---
OKSİJEN
O
8
15.9994
183
218.8
1.14
---
---
2
---
OSMİYUM
Ds
76
190.2
5500
3000
22.6
---
---
4
---
PALLADYUM
Pd
46
106.4
3980
1552
12
---
---
3
---
PLATİN
Pt
78
195.09
4530
1769
21.4
---
---
4
---
PLUTONYUM
Pu
94
(242)
3235
640
19.84
---
---
4
---
PRASEODİM
Pr
59
140.907
3127
935
6.77
---
---
3
---
PROMETYUM
Pm
61
(147)
2460
(1027)
6.77
---
---
3
---
PROTAKTİNYUM
Pa
91
231
---
1230
15.4
---
---
5
---
POLONYUM
Po
84
210
962
254
9.2
---
---
2
---
POTASYUM
K
19
39.102
760
63.7
0.86
366.35
1026.95
1
0.03
SAMARYUM
Sm
62
150.35
1900
1072
7.54
---
---
3
---
SELENYUM
Se
34
78.96
685
217
4.79
---
---
2
---
SERYUM
Ce
58
140.12
3468
795
6.67
1070.15
3743.15
3
21
SEZYUM
Cs
55
132.905
690
28.7
1.9
---
---
1
---
SİLİSYUM
Si
14
28.086
2680
1410
2.33
---
---
4
---
SKANDİYUM
Sc
21
44.956
2730
1539
3
---
---
3
---
SODYUM
Na
11
22.989
892
97.8
0.97
370.95
1163.15
1
0.07
STRONSİYUM
Sr
38
37.62
1380
768
2.6
---
---
2
---
RADON
Rn
86
(222)
61.8
71
4.4
---
---
---
---
RADYUM
Ra
88
(226)
1140
700
5
---
---
2
---
RENYUM
Re
75
186.2
5900
3180
21
2233.15
4233.15
6
110
RODYUM
Rh
45
102.905
4500
1966
12.4
---
---
3
---
RUBİDYUM
Rb
37
85.47
688
38.9
1.53
---
---
1
---
RUTENYUM
Ru
44
101.05
4900
2500
12.2
---
---
4
---
TALYUM
Tl
81
204.37
1457
303
11.85
---
---
3
---
TANTAL
Ta
73
130.948
5425
2996
16.6
3269.15
5400
5
30
TEKNESYUM
Tc
43
(98)
4877
2140
11.5
---
---
7
---
TERBİYUM
Tb
65
158.924
2800
1356
8.27
---
---
3
---
TELLUR
Te
52
127.6
989.8
449.5
6.24
---
---
2
---
TİTAN
Ti
22
4970
3260
1668
4.51
1941.15
3553.15
4
160
TULYUM
Tm
69
168.934
1727
1545
9.33
---
---
3
---
TORYUM
Th
90
232.038
3850
1750
11.7
---
---
4
---
URANYUM
U
92
238.03
3818
1132
19.07
1403.15
4203.15
5
160
VANDANYUM
B
23
50.942
3450
1900
5.1
2163.15
3653
4
260
VOLFRAM
W
74
183.85
5930
3410
6.49
3663.15
5773.15
4
250
ZİRKONYUM
Zr
40
91.22
3580
1852
6.49
2128.15
4653
4
160
)


- OĞLAK DÖNENCESİ ile/ve/>< YENGEÇ DÖNENCESİ

( Güney yarımkürede. İLE/VE/>< Kuzey yarımkürede. )

( Ekvator'un, 23° 26' güneyinden geçtiği varsayılan enlemdir. İLE/VE/>< Ekvator'un, 23° 26' kuzeyinden geçtiği varsayılan enlemdir. )

( 21 Aralık'ta.[Güneş, tam zenitte] İLE/VE/>< 21 Haziran'da.[Güneş, tam zenitte] )

( Güney Yarımküre'de yaz gündönümü.[Güney Yarımküre'de yaz gündönümü. | En uzun gün ve en kısa gece] İLE/VE/>< Kuzey Yarımküre'de yaz gündönümü[Kuzey Yarımküre'de yaz gündönümü. | En uzun gün ve en kısa gece] )

( Güney tropikal kuşağının kuzey sınırı. İLE/VE/>< Kuzey tropikal kuşağının güney sınırı. )


- ÖĞLE VAKTİ ile/ve ÖĞLEDEN ÖNCE ile/ve ÖĞLEDEN SONRA


- ÖĞLE ile/ve/||/<> İKİNDİ

( Gölgesizlik. İLE/VE/||/<> Gün geçişi. )


- ÖĞRENEN ANCAK DÜŞÜNMEYEN ile/ve/||/<> DÜŞÜNEN ANCAK ÖĞRENMEYEN

( Kaybolmuştur. İLE/VE/||/<> Tehlikededir. )


- ÖĞRENİLECEK OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TERK EDİLECEK OLAN


- ÖĞRENİLEMEZ ile/ve ANLAŞILAMAZ

( NOT ABLE TO LEARN vs./and NOT ABLE TO UNDERSTAND )


- ÖĞRENİLEREK ile/ve/değil SORGULANARAK


- ÖĞRENİM/ÖĞRETİM ÜNİVERSİTESİ ile/ve/değil/yerine ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ


- ÖĞRENME:
DENEYSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL


- ÖĞRENME'DE:
KLASİK ile/ve EDİMSEL ile/ve PEKİŞTİRME ile/ve BİLİŞSEL ile/ve BİLGİSAYAR YARDIMIYLA


- ÖĞRENME/ÖĞRENENLER:
ZAMANINDA ile/ve/||/<> OTORİTEDEN ile/ve/||/<> DENEYEREK ile/ve/||/<> YAŞAMDAN ile/ve/||/<> YAŞAMDAN BİLE (ÖĞRENEMEME/ÖĞRENEMEYENLER)

( İndirimli fiyattan. İLE/VE/||/<> Özgürlük bedeliyle. İLE/VE/||/<> Etiket fiyatından. İLE/VE/||/<> Gecikme zammıyla. İLE/VE/||/<> Boşa geçmiş, koskoca bir yaşamla. )


- ÖĞRENME ile/ve/<>/yerine ANLAMA

( Yapmak, onu bildiğini göstermektir. )

( Bir şeyi iyi anlayın, ulaşmışsınız demektir. )

( Öğrenmek, bildiğini fark etmektir. )

( Tekrarın etkili olabilmesi için anlamlı bir biçimde ve istekle yapılması gerekir. )

( Okuyarak ve/ya da gözlemleyerek ve/ya da deneyimleyerek. İLE/VE/<>/YERİNE Severek. )

( Understand one thing well, and you have arrived. )

( TO LEARN vs./and/<> MEANING
MEANING instead of TO LEARN )


- ÖĞRENME ile/ve/> DÖNÜŞME

( TO LEARN vs./and/> TRANSFORMATION )


- ÖĞRENME ve/<> EKSİKLİK

( Öğrenebilmek için eksiklik -ve de eksikliğinin farkındalığı- gerekir. )


- ÖĞRENME ile/ve/değil/yerine KOŞULLANMA

( DISCIPULUS: ÖĞRENME/LEARNING | DISCIPULA: DÜZEN TAKİBİ/MAINTAINANCE OF ORDER
[not] LEARNING vs./and/but CONDITIONING
CONDITIONING instead of LEARNING )


- ÖĞRENME ile/ve/||/<>/> PAYLAŞMA


- ÖĞRENME ile/ve/değil/<> SÜZME


- ÖĞRENMEK/ANIMSAMAK ile/ve/değil/yerine YARATMAK

( [not] TO LEARN/REMIND vs./and/but TO CREATE
TO CREATE instead of TO LEARN/REMIND )


- ÖĞRENMEK/ÖĞRENMEMEK ile/ve/ya da "ÇİLESİNİ ÇEKMEK"


- ÖĞRENMEK ile/ve/<>/> "KALPTE BULMAK"


- ÖĞRENMEK ile/ve BAĞLANMAK

( TO LEARN vs./and TO BE CONNECTED )


- ÖĞRENMEK ile/ve/> BECERMEK

( TO LEARN vs./and/> TO MANAGE )


- ÖĞRENMEK ile/ve/<> BİLGİ EDİNMEK

( TO LEARN vs./and/<> TO GET INFORMATION )


- ÖĞRENMEK ile/ve/değil/<> DEĞER KAZANMAK


- ÖĞRENMEK ile/ve EDİNMEK

( TO LEARN vs./and TO GET/ACQUIRE/OBTAIN )


- ÖĞRENMEK ile/ve/<>/değil/yerine KEŞFETMEK

( [not] TO LEARN vs./and/<>/but TO DISCOVER
TO DISCOVER instead of TO LEARN )

( ... ile/ve/<>/değil/yerine FAXIAN )


- ÖĞRENMEK ile/ve ÖĞRENDİĞİNİ GÖRMEK

( TO LEARN vs./and TO SEE WHAT YOU LEARNED )


- ÖĞRETEN ile/ve/||/<>/> ÜRETEN


- ÖĞRETİ/DOKTRİN ile/ve/değil/||/<>/< KURAM/TEORİ


- ÖĞRETİLEMEYEN ile/ve ÖĞÜTLENEMEYEN ile/ve ÖNERİLEMEYEN

( NOT ABLE TO TEACH vs./and NOT ABLE TO ADVICE vs./and NOT ABLE TO ADVISE )


- ÖĞRETİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DAHA FAZLASI


- ÖĞRETİM'İN:
OLUMLU YANLARI ile/ve OLUMSUZ YANLARI


- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine AKTARMAK


- ÖĞRETMEK ile/ve/<>/değil/yerine ANLA(T)MAK

( En iyi öğrettiğin şey en çok öğrenmen gereken şeydir. )

( Bir kişiye bilgimin bir bölümünü öğrettiğimde, o kişi, bunun öteki üç bölümünü öğrenemezse, dersimi bir kez daha yinelemem. )

( Hocanın derdi öğretmektir, küstürmek değil! )

( [not] TO TEACH vs./and/<>/but TO EXPLAIN
TO EXPLAIN instead of TO TEACH )

( JIAO ile/değil/yerine ... )


- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜŞÜNMELERİNİ SAĞLAMAK


- ÖĞRETMEK ile/ve/<> FARK ETMEK/ETTİRMEK

( Öğretmek, başkalarına senin kadar iyi bildiklerini anımsatmaktır. )

( EACH ONE, TEACH ONE )

( TO TEACH vs./and/<> TO AWARE/TO MAKE SOMEBODY AWARE OF )


- ÖĞRETMEK ile/ve/<>/değil/yerine GÖSTERMEK

( [not] TO TEACH vs./and/<>/but TO SHOW
TO SHOW instead of TO TEACH )


- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine KEŞF ETTİRMEK

( [not] TO TEACH vs./and/but TO GET DISCOVER
TO GET DISCOVER instead of TO TEACH )


- ÖĞRETMEK ve/||/=/<>/< ÖĞRENMEK

( Öğretirken kendini araya sokmazsın, öğrenirken ben varım demezsin. )

( Öğretirken alçakgönüllülük, öğrenirken o bile değil [tam teslimiyet!(bilgiye tabii! kişiye değil!)]. )

( [öğrenmek] 2 kere. VE/||/=/<>/< 1 kere. )

( TO TEACH and/||/=/<>/< TO LEARN )


- ÖĞRETMEN ile/ve/||/<>/> ÖĞRETİM ÜYESİ

( İlk ve orta derecede. İLE/VE/||/<>/> Evrenkentte/üniversitede/akademide. )


- ÖĞRETMENİ OLALIM! ve/||/+/<>/>/< ÖĞRENCİSİ OLALIM!

( Nefsimizin. VE/||/+/<>/>/< Vicdanımızın. )


- ÖĞRETMENİN/HOCANIN SAĞLAYABİLECEKLERİ:
EMNİYETİ SAĞLAMAK ile/ve BAŞLANGIÇTA UYGUN OLAN(LAR)I SUNMAK


- ÖĞÜT VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİ/DOĞRU ÖRNEK OLMAK/GÖSTERMEK

( Yolu uzun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yolu kısa. )

( Kolay. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< "Kolay değil". )


- ÖĞÜT ile/ve/değil/yerine/||/<> (İYİ/YETERLİ/NİTELİKLİ) ÖRNEK

( Yolu, uzundur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Yolu, kısa ve etkilidir. )


- ÖĞÜT ile/ve/||/<>/> ESİNLENME


- ÖĞÜT ile/ve/<>/>< HAKARET

( Bir insana, başkaları yanında verilen "öğüt", öğüt değil "küçük düşürme", "aşağılama" ya da "hakaret" olabilir/olur[bazen/çoğunlukla]. Kimseye ve de özellikle çocuklara, ne kıyas, ne de öğüt, doğru/uygun zaman, zemin ve koşullar oluş(turul)madıkça, yapılmamalıdır. )


- ÖĞÜT ve/||/<>/> MERAK


- ÖĞÜT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖRNEK

( Yolu/süreci uzundur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yolu/süreci kısa ve etkilidir. )


- ÖĞÜTMEK ile/ve SİNDİRMEK

( Ağızda. İLE/VE Midede ve sonrasında. )

( Yediğinizi için, içtiğinizi yiyin! )

( NÂCÎ[Ar.]: Sindirimi kolay yiyecek. )


- ÖĞÜTMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/>< ÜRETMEK


- OHAL'DE, (")ÖNLEMLER("):
ANAYASAL ve YASAL ve/ne yazık ki YASADIŞI


- OK AÇMAZI ile/ve/||/<> KOŞU YOLU AÇMAZI ile/ve/||/<> UZAY GEMİSİ AÇMAZI ile/ve/||/<> TANRILAR AÇMAZI


- OK ve TUZ

( Delikanlılığı simgeler. VE Dostluğu simgeler. [Tuzun kolay kolay çürümemesi ve çürütmemesinden dolayı.] )

( Eskiden barış amacıyla kullanılırdı. )


- OK ve YAY

( İlk Selçuklu sultanı, Tuğrul Bey, tüm resmî vesikalarında olduğu gibi gönderdiği mektupların başında yay ve ok işaretlerini koyar ve içine de kendi unvanlarını yazardı. Buna Tuğra deniliyordu. Sonraları bu ok ve yay işaretleri kaldırılmış ise de sultanların ad ve unvanlarını ok ve yay biçiminde gösteren tuğra yöntemi Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna kadar devam etmiştir. )

( Oku ileri atmanın yolu, yayı geri çekmektir... )


- OKB ile/ve/değil/||/<>/< YAYGIN KAYGI BOZUKLUĞU


- ÖKE/DEHÂ ve/||/+/<>/> GÜZELLİK


- ÖKLİD ve/||/<>/> POSTULATLARI

( 1- Bir noktadan, bir noktaya, tek bir doğru çizilebilir.

2- Sonlu bir doğru, yine bir doğru olarak uzatılabilir.

3- Bir merkez ve bir mesafe, çemberi tanımlar.

4- Tüm dik açılar, birbirine eşittir.

5- Eğer bir doğru, iki doğruyu kesiyorsa iç açıları toplamı, iki dik açıdan küçük olan tarafta iki doğru kesişir.

(Bir doğruya, dışındaki bir noktadan yalnız bir tek paralel doğru çizilebilir.[John Playfair]) )


- OKŞAMAK ile/ve/değil/||/<> OVMAK


- OKSİJEN ile/ve/||/<>/ KOKU

( "Oksijeni bilmem ama kokun şart!" )


- OKSİTANYA ile/ve/> TOULOUSE

( XII. yüzyılda, Paris'teki kralın yasalarına uymayan baronlarının egemenliğinde yaşamış olan coğrafya. İLE/VE/> Oksitanya'nın merkezi ve Fransa'nın dördüncü büyük şehri olan Toulouse'nin bir başka adı da, "Pembe Kent"tir.[Bu kent, gün doğumunda pembe, öğlen kırmızı, gün batımında ise leylak rengi alırmış.]
[Oksitanya'da yaşayan halk, OC diye adlandırılıyor.] [Kendilerine özgü, yine OC dili adına bir dil konuşuyorlar. Toulouse'da, tüm sokak adları hem Fransızca, hem de OC dilinde yazılıyor.]

Toulouse'a, 1460-1500 yılları arasında altın çağını yaşatan ve tekstil sanayisinde kullanılan mavi rengi sağlayan bitkinin adı "Pastel"dir.[Güney Amerika'dan gelen İndigo bitkisi, pastelin ününü sona erdirmiş.] )


- OKSİTOSİN ile/ve/||/<> VAZOPRESİN

( Annelik içgüdüsü. Doğumla başlayan annelerde salgılanan hormon. İLE/VE/||/<> Babalık içgüdüsü. Doğumla başlayan babalarda salgılanan hormon. )

( Doğum ve emzirme süreçlerinde rol oynayan hormon. İLE/VE/||/<> Su dengesini ve kan basıncını düzenleyen hormon. )

( Sosyal bağları ve güven duygusunu artırır. İLE/VE/||/<> Stres tepkilerini ve saldırganlığı etkiler. )

( İkisi de peptid hormondur ve dokuz amino asitten oluşur. [Hipotalamustan salgılanır ve arka hipofizden salınır.] )


- OKTAV ile/ve/< GAM ile/ve/< AKOR(D)[< Lat. ADCORDIS: Akıl ve gönüle doğru.]

( İki Do arası. Sekiz sesten oluşan ses. İLE/VE Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE/VE Üç ya da daha çok sesten oluşan üçlü aralıklar şeklinde dizilebilen her uyum. | En az üç sesin aynı anda çalınması. )

( Türk mûsikîsinde Akord Ney'e göre yapılır. )

( OCTAVE vs./and SCALE(/HEXACHORD) vs./and ACCORD )


- OKU, BABAN GİBİ EŞEK OLMA!
ile/değil
OKU BABAN GİBİ, EŞEK OLMA!
ve/||/<>
A WOMAN, WITHOUT HER, MAN IS NOTHING
A WOMAN, WITHOUT HER MAN, IS NOTHING

( Virgülün/vurgunun/durağın nerede olduğu çok önemli! )

( )


- OKUMAK! ile/ve/değil/||/<>/> OKUMAK! ile/ve/değil/||/<>/> OKUMAK!

( Duyduğumu unuturum, gördüğümü anımsarım, okuduğumu anlarım. )

( Kurnaz kişiler, okumayı küçümser; basit kişiler, ona hayran olur; akıllı kişiler ise ondan yararlanır. )

( Okumak bir kişiyi doldurur, kişilerle konuşmak hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır. )

( Kişi kendini yetiştirmek/terbiye etmek için okumalıdır! [Başkalarına bilgi satmak için değil!] )

( Kitap okumak, sevgilinin fotoğrafına bakmak gibidir. )

(

Büyük buluş! )

( )

( image )

( Bir kitabı okurken geçen iki saatin, yaşamımın çoğu yılından daha dolu olduğunu fark edince, bir kişinin yaşamının ürkütücü hiçliğini düşünürüm.

Sabahattin Ali )

( "Okuma Alışkanlığı Üzerine" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )

( READING! and READING! and READING! )


- OKUL ile/ve TAPINAK


- OKUL ile/ve/||/<>/>< YAŞAM

( Önce ders verir, sonra dener, sınav yapar. İLE/VE/||/<>/>< Önce sınav yapar, sonra [dene(yimle)terek] ders aldırır. )


- OKÜLT ile/ve MANİFEST

( Nesnenin içkin gizil gücü. İLE/VE Bu gizil gücün dışavurumu. )


- OKUMA YAPMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YORUM YAPMAK


- OKUMA:
DOĞRUSU ile/ve/||/<>/> GÜZELLEŞTİRME


- OKUMA ile/ve/değil HECELEME

( [not] READING vs./and/but SYLLABLING )


- OKUMA ile/ve/||/<>/> UZMANLIK


- OKUMAK:
ÖNCELİKLE ile/ve TEKRAR TEKRAR


- OKUMAK:
SABAH ile/ve/||/<>/> AKŞAM ile/ve/||/<>/> YATARKEN/YATMADAN ÖNCE


- OKUMAK:
YOLDA ile/ve BEKLERKEN


- OKUMAK:
YOKSULLUKTA ve/||/<>/> VARSILLIKTA

( Varlık/servet[Ar.]. VE/||/<>/> Süs, ziynet/zinet[Ar.]. )


- OKUMAK ve/<> BİRARAYA GELMEK/GETİRMEK

( Anlamak için okursun, anlarsan okursun! )

( TO READ and/<> TO BRING TOGETHER )


- OKUMAK ile/ve/||/<>/&gt;&lt;/< DİNLEMEK

( Kişileri ayrıştırır. İLE/VE/||/<>/


- OKUMAK ile/ve/değil/||/<>/= DUYURMAK/İLETMEK


- OKUMAK ile/ve/değil EŞİK


- OKUMAK ve/||/<> KONUŞMAK ve/||/<> YAZMAK

( Tamamlar. VE/||/<> Hazırlar. VE/||/<> Olgunlaştırır. )


- OKUMAK ile/ve/değil/||/<>/< OKUYABİLMEK


- OKUMAYA DEĞER ŞEYLER YAZMAK ve/||/<> YAZILMAYA DEĞER ŞEYLER YAŞA(T)MAK


- OKUNACAKLAR ile/ve/<> KONUŞULACAKLAR

( GOING TO READ vs. GOING TO TALK )


- OKUR-YAZARLIK ile/ve/<> SAYISAL OKUR-YAZARLIK

( ... İLE/VE/<> Sayıları kavrayabilme ve kullanabilme yetisi.[düzeyler, basamaklar, zaman algısı] )

( LITERACY vs./and/<> NUMERIC LITERACY )

( WHIPPLES ve ABCC Endeksleri )


- OKUYAN/YAZAN ile/ve/değil/yerine OKUR-YAZAR


- OKYANUSU AŞMAK ve/ne yazık ki/||/<>/> DEREDE BOĞULMAK


- OL!:
İÇİNDE ve/||/<> KIÇINDA ve/||/<> BAŞINDA ve/||/<> YANINDA

( Tarlan varsa. VE/||/<> Teknen varsa. VE/||/<> İşin varsa. VE/||/<> Eşin varsa. )


- OLABİLDİĞİNCE ...:
KÜÇÜLTELİM!/AZALTALIM! ve/||/<> ARTIRALIM!

( Lokmalarımızdaki oranı. VE/||/<> Çiğneme sayımızı. )


- OLABİLDİĞİNCE ile/ve "ALABİLDİĞİNCE"


- OLABİLDİĞİNCE ile/ve ALABİLDİĞİNE


- OLABİLECEKLER ile/ve/||/<>/>/< OLMASI GEREKENLER


- OLABİLECEKLERİN OLMASI İÇİN UĞRAŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< OLMAYABİLECEKLERİN OLABİLMESİ İÇİN SABRETMEK


- OLAĞAN GERİBİLDİRİM(REFLEKS) ile/ve/değil BEYİN TRAVMASI

( [Bilinci kapalı bir hastanın, (olası/çeşitli) fiziksel tepkilerinin anlamı için ayağın tabanı gıdıklanınca, ayak parmakları...] İleri doğru kasılıyorsa. İLE/VE/DEĞİL Geriye doğru kasılıyorsa. )


- OLAĞANÜSTÜ DURUM/HAL ile/ve/<> SIKIYÖNETİM


- OLAGELEN ile/ve/> SÜREGİDEN

( Geçmişten bugüne. [değiştirip değiştirilememesi ayrı bir konu olmak üzere...] İLE/VE/> Geçmiş de (bazen/kısmen/tamamen) içinde olmak üzere, bugün de devam eden ve etmesi olası olan. )


- OLAN OLMALIYDI ile/ve OLACAK OLAN OLUR ile/ve (O HALDE) OLAN OLUR


- Olan-biteni unut ve SUS!!!


- OLAN/DAN ile/ve OLMAYAN/DAN

( Kâr. İLE/VE Yarar. )


- OLAN ile/ve BU

( BEING vs./and THIS )


- OLAN ile/ve/||/<>/>< OL(MA)MASI GEREKEN


- OLAN ile/ve/<>/değil/yerine OLABİLEN

( Evren/dekiler. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE İnsan... )


- OLAN ile/ve/||/<>/> OLAĞAN


- OLAN ile/ve/<> OLANAKLI OLAN

( Kavram. İLE/VE/<> Simge. )


- OLAN ile/ve/<>/||/hem de ÖLEN ile/ve/<>/||/hem de YANAN ile/ve/<>/||/hem de YENİLEN

( Hiçbirine, çözüm yoktur. )


- OLAN ile/ve/<> OLMASI GEREKEN

( Akıl ile yönetilerek. İLE/VE/<> Eylem ve katılım ile sağlanan/sağlanır. )


- OLAN ile/ve/||/<> ORAN


- OLAN ile/ve VARLIK

( BEING vs./and EXISTENCE )


- OLAN ile/ve VAROLAN


- OLAN ile/ve VAROLAN

( Kişinin içindeki varolanlar kimine kıyâmet, kimine alâmet olur. )


- OLAN ile/ve YAYILIMLI (OLAN)

( BEING vs./and EXTEND )


- OLANAK SAĞLAMAK ile/ve OLANAKLARI SEFERBER ETMEK


- OLANAK/LILIK ile/ve/<> KOLAYLIK

( POSSIBILITY vs./and/<> EASINESS )


- OLANAK/SIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< ÜMİT/SİZ/LİK


- OLANAK ile/ve/||/<> BENZERLİK


- OLANAK ile/ve/değil/<>/> ÇÖZÜLME


- OLANAK ile/ve FIRSAT

( Tutum, fırsatı kendine çeker. )

( Attitude attracts opportunity. )

( POSSIBILITY vs./and OPPORTUNITY )


- OLANAK ve/<> VAROLAN(MEVCUT)


- OLANAKLAR ve/||/<>/>/< GELİŞME HAKKI


- OLANAKLAR ile/ve/değil/yerine/||/<> OLANAKLILIKLAR

( Parça. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Bütün. )

( Hedef. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Durum. )


- OLANAKLARIN/KAZANIMLARIN/SORUNLARIN:
İÇİNDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EŞİĞİNDE
(OLMAK/OLMAMAK)


- OLANAKLI İLKECE BİLİNÇLİ:
BİLİNÇ ÖNCESİ ile/ve/||/<> DİNAMİK BİLİNÇDIŞI

( )


- OLANAKLI/LIK ile/ve KENDİ/LİK

( POSSIBLE/POSSIBILITY vs./and SELF )


- OLANAKLI/LIK ile/ve/||/<> SONSUZ/LUK


- OLANAKLI ile/ve/değil YANLIŞ DEĞİL/OLMAYACAKTIR


- OLANAKLILAŞTIRMA ile/ve/||/<>/> KOLAYLAŞTIRMA


- OLANAKLILIK/OLANAKSIZLIK ile/ve YETERLİLİK/YETERSİZLİK

( POSSIBILITY/IMPOSSIBILITY vs./and SUFFICIENCY/INSUFFICIENCY )


- OLANAKLILIK ile/ve/<> GEÇERLİLİK


- OLANAKLILIK ile/ve/<> GERÇEKLİK


- OLANAKLILIK ile/ve KENDİNDELİK


- OLANAKLILIK ile/ve UYGUNLUK

( POSSIBILITY vs./and APPROPRIATENESS )


- OLANAKSIZ/LIK / OLANAKLI/LIK ve/<> KARARLI/LIK

( Aralarındaki tek fark, kararlılık derecesindedir. )


- OLANI BİLİRİM/BİLEYİM ile/ve/||/<>/< OLMASI GEREKENİ (")BİLEBİLİRİM(")/BİLEYİM

( Aristoteles. İLE/VE/||/<>/< Platon. )


- OLANI BİLMEK ve/||/<>/>/< ORANI BİLMEK


- OLANI/ELDEKİNİ:
BEĞENMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine DAHA İYİSİNİ İSTEMEK


- OLANLA(RLA) / OLDUĞU KADARIYLA:
TATMİN/MUTMAİN OLMA(MA)K ile/ve/değil/yerine/||/<> YETİNME(ME)K


- OLASI (BİR DURUM/SÜREÇ/YANLIŞLIK/KAZA/SONUÇ) ile/ve/değil/yerine OLASI(LIKLI) (BİR DURUM/SÜREÇ/YANLIŞLIK/KAZA/SONUÇ)


- OLASI ile/ve/değil/yerine OLASILIKLI


- OLASILIĞI DÜŞÜNMEYE BAŞLAMAK ile/ve OLASILIĞIN YÜKSEK OLMASI

( TO BEGIN TO THINK ABOUT PROBABILITY vs./and HIGH PROBABILITY )


- OLASILIĞIN DOĞUŞU ve/||/<> ŞANSIN TERBİYE EDİLİŞİ

( Ian Hacking'in bu kitaplarını da okumanızı salık veririz. )


- OLASILIK:
DOĞADA/DEVİMDE/NESNELERDE ile/ve/||/<>/> DAVRANIŞTA/EYLEMDE(KİŞİDE) ile/ve/||/<>/> ZİHİNDE/DÜŞÜNCEDE/SÖZDE


- OLASILIK ile/ve/değil BULANIK MANTIK

( Bilgisizlikte. İLE/VE/DEĞİL Bilgiye dayalı. )

( [not] PROBABILITY vs./and/but FUZZY LOGIC )


- OLASILIK ile/ve/değil BULANIK MANTIK

( Bilgisizlikte. İLE/VE/DEĞİL Bilgiye dayalı. )


- OLASILIK ile/ve KUVVE


- OLASILIK ile/ve POTANSİYEL

( PROBABILITY vs./and POTENTIAL )


- OLASILIK ile/ve/||/<>/> TEDBİR


- OLASILIKLARA "GÜVENMEK" ile/ve/değil/yerine KENDİMİZE GÜVENMEK

( Anımsa ki, her zaman şanslı olmayabilirsin! )

( [not] TO TRUST THE CHANCE vs./and/but TO TRUST THE SELF
TO TRUST THE SELF instead of TO TRUST THE CHANCE
Remind that, you might not lucky every time! )


- OLAY "AÇLIĞI" ile/ve/değil/||/<>/< ONAY AÇLIĞI


- OLAY UFKU ile/ve/<> ERGOSFER

( EVENT HORIZON ile/ve/<> ERGOSPHERE )

( )


- OLAY/DURUM ile/ve/||/<> AYRINTI/LAR(I)


- OLAY/OLGU/DURUM ile/ve/||/<>/>< YADSIMA


- OLAY ve/değil/||/=/<>/< BETİMLENEN


- OLAY ve/<> GELİŞİGÜZEL/LİK


- OLAY ve/||/<>/< KOLAY

( Olay ortaya çıkınca, çözümü de belirsizliğe göre nispeten daha kolay olur. )


- OLAY ile/ve OLGU

( Edebî. İLE/VE Bilimsel. )

( Fizik alanda gerçekleşmiş olup, üzerine herhangi bir eklemenin/yorumlamanın yapılamayacağı kesinlik/"sonuç". İLE/VE Oluş'un potansiyeli, kavramsallığı, sürekliliği, genelleştirilmesi. )

( OLGU: Varoluşu zihne bağlı olmayan. )

( Zorunlulukları gösterilmemiş betimleme. İLE/VE Betimlenen üzerine yönelerek nedenselliklerini sorgulamak. )

( Yaşayan kişi. İLE/VE Ölmüş kişi. )

( İlineksel. İLE/VE Ussal. )

( EVENT vs./and FACT )

( EREIGNIS/VORFALL mit/und TATSACHE )


- OLAY ve/<> TASARIM


- OLAYLAR VE KİŞİLER ve/||/<> YÜKLENEN ANLAM ve/||/<> ALGI ve/||/<> YORUM | BİLİŞSEL ÇARPITMALAR


- OLAYLAR'DA:
ARDIŞIKLIK ve BENZERLİK

( En büyük ahmaklık, olayı[vak'ayı] duygularla bozmaktır[tahrib etmektir]. )


- OLAYLAR ile/ve YANSIMALAR

( EVENTS vs./and REFLECTIONS )


- ÖLÇEK ile/ve/değil EŞİK


- ÖLÇEK ile/ve/<> NİCELİK


- ÖLÇEK ile/ve/<> NİTELİK


- ÖLÇME ile/ve/||/<> ÖLÇÜMLEME


- ÖLÇMEK ile/ve/<> "YÜKLEMEK"


- ÖLÇMEK ile/ve HESAPLAMAK

( TO CONSIDER vs./and TO COMPUTE )


- ÖLÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TARTMAK


- ÖLÇÜ EKSİKLİKLERİNDE:
İMÂLE ile/ve/<> ZİHAF ile/ve/<> MED ile/ve/<> VASL(ULAMA) ile/ve/<> KASR ile/ve/<> SEKT-İ MELİH

( Kısa olan hecenin, uzun okunması. İLE/VE/<> Uzun hecenin, kısa okunması. İLE/VE/<> Bir tam sesi, birbuçuk sese yükseltmek. İLE/VE/<> Sessizle biten sözcüğün, sesliyle başlayan sözcüğe bağlanması. İLE/VE/<> Sessizle biten sözcüğün, sesliyle başlayan sözcüğe bağlanması. İLE/VE/<> Uzun heceyi, inceltmek. İLE/VE/<> Kısa hecelerin, birleşerek, uzun hece oluşturması. )

( )


- ÖLÇÜ/T ile/ve/değil/<> ÇERÇEVE


- ÖLÇÜ ile/ve AMAÇ

( MODERATION vs./and AIM )


- ÖLÇÜ ile/ve AYAR

( MODERATION vs./and SETTING, ALIGNMENT )


- ÖLÇÜ ile/ve DENETİM/KONTROL

( MODERATION vs./and CONTROL )


- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> DERECE


- ÖLÇÜ ile/ve/değil EŞİK


- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> KARAKUŞÎ

( ... İLE Yasa, kural, mantık ölçülerine dayanmayan. )


- ÖLÇÜ ile/ve/<> ÖLÇÜT ile/ve/<> ÖLÇEK


- ÖLÇÜ ile/ve/||/<> ORAN ile/ve/||/<> MATEMATİK

( Bilim/de. İLE/VE/||/<> Sanat/ta. İLE/VE/||/<> Müzik/te. )


- ÖLÇÜ ve/||/<>/> TEKRAR ÜRETİM


- ÖLÇÜ ile/ve YASALLIK/MEŞRUİYET

( TO CONSIDER vs./and LEGALITY )


- ÖLÇÜDE:
7'Lİ ile/ve/<> 8'Lİ ile/ve/<> 11'Lİ ile/ve/<> 14'LÜ

( Mâni. İLE/VE/<> Semai, destan, türkü. İLE/VE/<> Koşma, destan. İLE/VE/<> Çağdaş Türk ve Tekke Yazını. )

( )


- ÖLÇÜDE:
HECE ile/ve/<> SERBEST ile/ve/<> ARUZ

( )


- ÖLÇÜLEBİLİRLİK ile/ve ÖLÇÜLEMEZLİK

( Sanat, evrenin ölçülemezliği ile uğraşır. )

( MEASURABILITY vs./and DISMEASURABILITY
Art interest to dismeasurability of universe. )


- ÖLÇÜLEMEZLER VE TARTILAMAZLAR:
ISI ile/ve/||/<> IŞIK ile/ve/||/<> ELEKTRİK ile/ve/||/<> MANYETİZMA


- ÖLÇÜLEMEZLİK ile/ve AKTARILANIN ÖLÇÜLEBİLİRLİĞİ

( UNMEASURABILITY vs./and MEASURABILITY OF TRANSMISSING )


- ÖLÇÜLÜ ile/ve/||/<> ÖLÇÜ İLE


- ÖLÇÜLÜLÜK ile/ve/<> DENGE

( MODERATION vs./and/<> BALANCE )


- ÖLÇÜSÜZ/LÜK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"


- ÖLÇÜT ile/ve/||/<> GEREKÇE


- OLDUĞUN GİBİ GÖRÜNMEK/KONUŞMAK ile/ve/<> GÖRÜNDÜĞÜN/KONUŞTUĞUN GİBİ OLMAK

( Kendinizi olduğunuz gibi bilmek için tüm fikirlerden vazgeçiniz. )

( TO VISUALIZE LIKE HOW/WHAT YOU ARE vs./and/<> TO BE LIKE HOW/WHAT YOU ARE
To know yourself as you are, give up all ideas. )


- OLDUĞUN GİBİ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< YALINLIK


- ÖLDÜRME ile/ve/||/<> YOK ETME


- OLGU ile/ve/değil/<> GÖRÜNÜŞ


- OLGU ile/ve OLUŞ


- OLGUN BİRİKİM ve/||/<> GENÇ ENERJİ


- OLGUN/LUK:
BİLGİ İTİBARİYLE
ve/||/<>
BİLGELİK İTİBARİYLE
ve/||/<>
DURUM/KOŞULLAR İTİBARİYLE
ve/||/<>
AYDINLATMA İTİBARİYLE

( KEMÂL-İ İLİM ve/||/<> KEMÂL-İ İRFÂN ve/||/<> KEMÂL-İ HÂL ve/||/<> KEMÂL-İ İRŞÂD )


- OLGUN/LUK ve/||/<> AKILLI/LIK ve/||/<> GÜÇLÜ/LÜK

( Hatalarımızı kabul edebilecek kadar. VE/||/<> Hatalarımızdan ders alabilecek kadar. VE/||/<> Hatalarımızı düzeltebilecek kadar. )


- OLGUN/LUK ile/ve SONSUZ/LUK

( MATURITY vs./and ETERNITY )


- OLGUN/LUK ve/||/<>/>/< SUSKUN/LUK

( KEMÂLÂT ve/||/<>/>/< SÜKÛT > SÜKÛNET > SEKÎNET )


- OLGUN/LUK ile/ve YETKİN/LİK


- OLGUN ile/ve/değil/||/<> "DURGUN"


- OLGUN ve/||/=/<> ACIYA GÜLEBİLEN

( En olgun kişi/ler, acıya gülen(ler)dir. )


- OLGUN ile/ve/<>/+ YETKİN


- OLGUNLAŞMA(KEMÂLÂT) ve SABİTLİK ve TEKRAR


- OLGUNLAŞMA/KEMÂL:
"YAŞ ALARAK" ile/ve/değil/||/<>/< YAŞAYARAK


- OLGUNLAŞMA ile/ve/||/<> "DURULMA"


- OLGUNLAŞMA ve/||/<> "YARA ALMAMA" ve/||/<> KAZANMA

( İlgiye gereksinim duymadıkça. VE/||/<> Beklentiye girilmedikçe. VE/||/<> Bağımlı kalınmadıkça. )


- OLGUNLAŞMA ve/||/<>/> ŞAŞIRMAMA


- OLGUNLAŞMAK/TEKÂMÜL (ETMEK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇEKİRDEĞİNİ KÜÇÜLTMEK


- OLGUNLAŞMANIN SAĞLADIKLARI:
"KALPTE" ile/ve/||/<>/> ANLIK'TA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<>/> YAŞAMDA

( Duyarlılık kazandırır. VE/||/<>/> İşleklik ve işlevsellik sağlar. VE/||/<>/> Huzur sağlar/sunar. )


- OLGUNLUĞUN EN ÖNEMLİ GÖSTERGELERİ:
DEDİKODUYA DAYANMA/TAHAMMÜL ve/<>
İFTİRAYA DAYANMA/TAHAMMÜL

( Dedikodu ve iftiraya karşılığın da üç aşaması vardır.
1- Dedikodu ve iftiraya susarak[sükûnetle] karşılık vermek.
2- Dedikodu ve iftiradan "memnun olmak".
3- Dedikodu ve iftiradan "memnun olup", "dedikoducu/iftiracı" için üzülmek. )


- OLGUNLUK/KEMÂLÂT ve SÜKÛT

( Kemâlâtın sonu, sükûttur. )

( KEMÂL: YEKSAN-REKSAN )

( KEM-ÂLÂTLA, KEMÂLÂT OLMAZ )

( Cemal görmek, kemal bulmak. )

( Belirli bir seviyeye (olgunluğa/kemale) ulaşmadan dönüşüm gerçekleşemez fakat dönüştürücü öğe/ler içeridedir. )


- OLGUNLUK ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK


- OLGUSAL GERÇEKLİK ile/ve AKILSAL GERÇEKLİK


- OLGUSAL/LIK ile/ve/||/<> EDİMSEL/LİK


- OLGUSAL/LIK ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK


- OLGUSAL/LIK ile/ve/<> FARKLI/LIK


- OLGUSAL/LIK ile/ve/=/||/<>/> USSAL/LIK

( FACTIVE )


- OLİMPİYAT SONUÇLARI[2016]:
ÜLKELER ve/ne yazık ki/>< TÜRKİYE

( )

( Türkiye, 1 altın, 3 gümüş, 4 bronz olmak üzere toplam 8 madalyanın sahibi oldu. )


- OLMA ile/ve/< "OLMADAN ÖNCE OLMA"


- OLMADAN ÖNCE OLSUN DİYE ve/||/<> ÖLMEDEN ÖNCE ÖLSÜN DİYE


- OLMADIĞINDA (EN ÇOK) ARANAN ile/ve/<> OLDUĞUNDA (EN ÇOK) TARTIŞILAN


- OLMADIKLARIMIZ ve/||/<>/> YAPMADIKLARIMIZ ve/||/<>/> DÜŞÜNMEDİKLERİMİZ ve/||/<>/> KONUŞMADIKLARIMIZ

( Yeğlemedikleri... [B (bile değil)] )


- OLMAK/OLDURMAK ile/ve SÜRDÜR(EBİL)MEK

( Olmak sözcüğünün bir anlamı da, hamlıktan olgunluğa geçmektir. )

( BEING vs./and TO SUSTAIN (/SUSTAINIBILITY) )


- OLMAK ve/<>/:/= ANLAMAK


- OLMAK ile/ve/=/<> BULMAK

( İsimsiz, cisimsiz, resimsiz. İLE/VE/=/<> İsimle, cisimle, resimle. )

( TO BE vs./and/=/<> TO FIND )


- OLMAK ve/=/<>/|| OLAN

( Kavram/olgu. VE/=/<>/|| İnsan. )


- OLMAK ile/ve/||/<>/> OLAN ile/ve/||/<>/> OLUŞ

( Bir gövdede odaklanmış, sonsuz olansınız. )

( BEDÂHETEN: O anda oluşan. | Birdenbire, ansızın, düşünmeksizin. )


- OLMAK ile/ve/değil OLDUĞUNU İLÂN ETMEK

( [not] TO BE vs./and/but TO ANNOUNCE THE SELF BEING )

( BLİ ile/ve/değil ... )


- OLMAK ile/ve/değil OLDUĞUNU İLÂN ETMEK


- OLMALI ile/ve/değil/yerine/<> OLABİLİR


- OLMAMIŞ ile/ve DÜŞMEMİŞ


- OLMASI GEREKEN ile/ve/||/<> OLANIN FELSEFESİ

( Platon. İLE/VE/||/<> Aristoteles. )


- OLMASI GEREKEN ile/ve ÖZVERİ/TÂVİZ[Ar.]

( NECESSITY TO BE vs./and SELF-SACRIFICE )


- OLMAYAN MEYVEYE EL UZANMAZ ve/<> AŞILANMAYAN MEYVE TATLANMAZ


- OLMAYAN ile/ve/değil OLMASI GEREKEN


- OLMAYANA ERGİME ile/ve/||/<> SAÇMA OLANA İNDİRGEME


- OLMAYANLARA ve/||/<> OLANLARA

( İnanmamalıyız. VE/||/<> Kanmamalıyız. )


- OLMAZ OLSUN ile/ve/||/<> JE VEUX

(

ile/ve/||/<>

)


- OLMAZSA OLMAZ ile/ve/değil EŞİK


- OLMAZSA OLMAZLIK ile/ve/||/<> TERK EDİLEMEZLİK


- ÖLMEK:
GÖVDEDE ile/ve/değil/yerine/<>/< KENDİNDE


- ÖLMEK ile/ve/||/<>/>/< "ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK"

( Dünyanın içinden çıkmak. İLE/VE/||/<>/>/< Dünyayı, içinden çıkarmak. )


- ÖLMEK ile/ve KURTULUŞ KAPISININ KAPANMASI


- ÖLMEK ile/ve/değil/yerine OLMAK


- OLSUN ile/ve/||/<> OLUR (ÖYLE)


- ÖLÜ SERTLİĞİ ile/ve/||/<> ÖLÜ MORLUĞU ile/ve/||/<> ÖLÜ SOĞUMASI

( RIGOR MORTIS cum/et/||/<> LIVOR MORTIS cum/et/||/<> ARGOR MORTIS )


- ÖLÜ ile/ve/değil/||/<>/< ÖLÜMLÜ


- ÖLÜ ile/ve/değil ŞEHİT


- OLUK/YİV ve/||/<>/< KINDIRAÇ

( ... VE/||/<>/< Oluk ya da yiv açmaya yarayan araç. )


- ÖLÜM:
"ÖNÜNDE DURURSAN" ve/||/<> "KAÇARSAN"

( Yakalar. VE/||/<> Yetişir. )


- ÖLÜM:
"SIRALI" ile/ve/değil/||/<>/< SIRASIZ


- ÖLÜM:
KALP/BEYİN DURDUĞUNDA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> UNUTULDUĞUMUZDA


- ÖLÜM:
ZORUNLU/IZDIRARÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İHTİYÂRÎ

( Ölmeden önce ölünüz... )


- ÖLÜM ile/ve "IŞIK KAYBI" (SENDROMU)


- ÖLÜM ve/<> APTALLIK

( Öldüğünde, öldüğünü bilmezsin. Sadece, başkaları için zordur. VE/<> Aynı şey, aptallıkların için de geçerlidir. )


- ÖLÜM ile/ve/değil/< AYRILIK/MEHCÛR[Ar. < HİCR]/HİCRET

( Bir kere ölmek. İLE/VE/DEĞİL Her an ölüp ölüp dirilmek. )

( İnsan/kişi ancak öldükten sonra bilince konu olur/olabilir. )


- ÖLÜM ile/ve/değil/yerine DAĞILMA/YAYILMA/AYRIŞMA

( MEVT ile/ve/değil/yerine NEŞR )


- ÖLÜM ile/ve/değil/yerine EMR-İ HAKK


- ÖLÜM ile/ve/değil EŞİK


- ÖLÜM ile/ve GÖMÜT/SİN OBRUĞU/MEZAR/MAKBER/E / MERKAD/MERKAT/METFEN[Ar.], GÛR[Fars.], MAŞATLIK[Yahudi mezarlığı], DARÎH/ZARÎH[Ar.]/NEKROPOL[Yun.]

( Ölüler kokmasın diye, derin çukurlara gömülür. Ölçünün olmadığı dönemlerde bu çukurların derinliğini "mezarı kazanın beline kadar" diyerek ölçüye vurmuşlardır. Bu, "bele kadar" ölçüsü, eril gövdeler içindir. Dişil gövdeler daha yağlı olduklarından, onların mezarlarını, "mezarı kazanın göğsüne kadar" diyerek tarif etmişlerdir. )

( Yakının ölümünü kabul aşamaları: Reddediş > Öfke > Uyum > Üzüntü > Kabul )


- ÖLÜM ile/ve KÜÇÜK ÖLÜM

( ... İLE/VE Orgazm. )


- ÖLÜM ile/ve MATEM

( Ölüm sonrasında kendini paralamak, aşırı tepkiler göstermek, çok uzun süre matem tutmak uygun/yerinde değildir. )

( ... ile/ve YUĞ/DOHIYA )


- ÖLÜM ile/ve/||/<>/> MİRAS

( Hak. İLE/VE/||/<>/> Helâl. )


- ÖLÜM ile/ve/||/<>/> ORGAZM

( Tüm ölçü(t)lerin ölçütü. İLE/VE/||/<>/> Tüm deneyimlerin/duyumların ölçütü. )


- ÖLÜM ile/ve/yerine RABITA-I MEVT


- ÖLÜM ile/ve/||/<>/> TEMEVVÜT[Ar. < MEVT]

( ... İLE/VE/||/<> Bir örgenin çürüyüp ölü duruma geçmesi. )


- ÖLÜM ile/ve/||/<> UYKU

( Uyku, ölümün kardeşidir. )

( ZIBARMAK: Ölmek, gebermek. | Uyumak, sızmak. )

( Ağır uyku. İLE/VE/||/<> Hafif ölüm. )


- ÖLÜM ile/ve YAKÎN


- ÖLÜMCÜL HASTALIKLARIN ÖĞRENİLMESİNDE:
REDDETME ile/ve/<>/> ÖFKE ile/ve/<>/> PAZARLIK ile/ve/<>/> DEPRESYON ile/ve/<>/> KABUL

( DENIAL vs./and/<>/> ANGER vs./and/<>/> BARGAIN vs./and/<>/> DEPPRESSION vs./and/<>/> ACCEPTANCE :ON TERMINAL PATIENT )


- ÖLÜMDE "ÖNCELİK":
[ya] SEN/O ile/ve/ya da/||/<> BEN ile/ve/ya da/||/<> AYNI ANDA, İKİMİZ BİRDEN

( [değil/yerine/ya da]
Bu üç olasılıktan biri gerçekleşmeden, ikimiz/hepimiz[düşünebilen ve seven/sevebilen herkes], ölümle yüzleşip ölmeden önce "ölerek" ve sevdiklerimizle ölüm/ümüz konusunu da konuşabilme olanağıyla, bu üçünün de dışına çıkabilmek. )


- OLUMLAMA ile/ve OLUMSUZU OLUMSUZLAYARAK OLUMLAMA

( AFFIRMATION vs./and AFFIRMATION THE NEGATIVES IN NEGATORY )


- OLUMLAMA ile/ve/<> ONAYLAMA


- OLUMLU ÖZGÜRLÜK ile/ve OLUMSUZ ÖZGÜRLÜK

( Olumsuz özgürlük de bir olanaktır/olanaklılıktır. )

( Kişi, köleliği ya da engelliliği de yeğleyerek özgür olduğunu "düşünebilir/varsayabilir". )

( POSITIVE FREEDOM vs./and NEGATIVE FREEDOM )


- OLUMLU-OLUMSUZ ALGISI ile/ve VARLIK-YOKLUK ALGISI

( PERCEPTION OF THE POSITIVE-NEGATIVE vs./and PERCEPTION OF THE EXISTENCE-NONEXISTENCE )


- OLUMLU/OLUMSUZ) HAVA/SI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HÂL/İ


- OLUMLU ile/ve/||/<>/> OYLUMLU/HACİMLİ


- OLUMSALLIK ile/ve/ne yazık ki/||/<> KEYFÎLİK


- OLUMSUZ KOŞULLAR:
GEÇİRİCİ ile/ve/değil/yerine/<> GEÇİCİ


- OLUMSUZ OLASILIK ile/ve TEHDİT

( NEGATIVE PROBABILITY vs./and THREAT )


- OLUMSUZ ÖZGÜRLÜK ve/= GEREKSİNİM

( NEGATIVE FREEDOM vs./and/= NEED )


- ÖLÜMSÜZ YAPITLAR:
ÇOCUK ve KİTAP ve HAYRAT


- ÖLÜMSÜZ/LÜK ve/||/<>/< ÖZGÜR/LÜK


- OLUMSUZ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KABA


- OLUMSUZ ile/ve/değil/yerine/>< OLUMLU

( !Üretici/yaratıcı. [!:değil] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Üretici/yaratıcı. )

( [not] NEGATIVE vs./and/but/>< POSITIVE
POSITIVE instead of NEGATIVE )


- OLUMSUZ ile/ve/değil/||/<> UYUMSUZ


- OLUMSUZLAMA ve/> BELİRLEME

( LÂ İLÂHE ve/> İLLALLAH )


- OLUMSUZLAMA ile/ve/değil DEĞİL

( [not] NEGATORY vs./and/but NOT )


- OLUMSUZLAMA ile/ve DÖNÜŞTÜRMEK

( NEGATORY vs./and TO TRANSFORM )


- OLUMSUZLAMA ve ETKİN OLABİLMEK

( NEGATORY and TO BE ABLE TO AFFECTIVE )


- OLUMSUZLAMA ve/> ÖZNE

( Olumsuzlama, öznedir. )

( AFFIRMATION and/> SUBJECT
Affirmation is subject. )


- OLUMSUZLAMA ile/ve ÖZNE


- OLUMSUZLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÜRETKEN OLUMSUZLAMA


- OLUMSUZLUĞU/SORUNU/ÇÖZÜMÜ:
HESABA KATMAMIŞ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< GÖZE ALMIŞ OLMAK


- OLUMSUZLUK ile/ve/değil TARZ

( [not] NEGATIVENESS vs./and/but STYLE )


- OLUMSUZLUK ile/ve/değil TERCİH

( [not] NEGATIVENESS vs./and/but CHOICE )


- OLUMSUZLUK ile/ve/değil/<> ÜMİTSİZLİK


- OLUMSUZLUKLARI/OLUMSUZLUKLARDAN:
"BESLE(N)ME" ile/ve/<> "BEZE(N)ME"


- OLUR"
ile/ve/değil/||/<>/><
NA OLUR ve/||/<> NAH OLUR


- OLUR ile/ve/||/<> OLMAZ

( Diye bir şey yok! İLE/VE/||/<> Diye bir şey yok! )


- OLURSA/OLMASI YETMEZ ile/ve/değil/<> OLMAZSA OLMAZ


- OLURSA ile/ve/<> OLMAZSA

( Ne iyi/âlâ. İLE/VE/<> Pek iyi/âlâ. )


- OLURUNA BIRAKMAK ile/ve/<> AKIŞINA BIRAKMAK


- OLUŞ:
YOKLUĞUN YADSINMASI ve/||/<> YOK'UN YOKLUĞU


- OLUŞ'TA(KEVN): SÜKÛN ve/||/<> HAREKET ve/||/<> ELVAN ve/||/<> ASVAT ve/||/<> TUUM(TADLAR) ve/||/<> REVAYİH(KOKULAR) ve/||/<> İTİMAT ve/||/<> HARARET ve/||/<> BÜRÛDET ve/||/<> RUTÛBET ve/||/<> YÜBÛSET(KURULUK) ve/||/<> TELİF ve/||/<> HAYAT ve/||/<> ELEM ve/||/<> KUDRET ve/||/<> İRADET ve/||/<> KERÂHET ve/||/<> ŞEHVET ve/||/<> NEFRET ve/||/<> İTİKAT ve/||/<> ZAN

( LA STABILITE et/||/<> LE MOUVEMENT et/||/<> LES COULEURES et/||/<> LES SONS et/||/<> LES GOUTA et/||/<> LES ODEURS et/||/<> L'APPUI et/||/<> LA CHALEUR et/||/<> LE FROID et/||/<> L'HUMIDITE et/||/<> LA SECHERESSE et/||/<> L'ACCORD et/||/<> LA VIE et/||/<> LA DOULEUR et/||/<> LA PUISSANCE et/||/<> LA VOLONTE et/||/<> LA REPUGNANCE et/||/<> LE DESIR SEXUEL et/||/<> L'AVERSION et/||/<> LA CONVICTION et/||/<> L'AVIS )


- OLUŞ(TUR)MAK ile/ve/||/<>/> ÖRGÜTLE(N)MEK


- OLUŞ ve/||/<> AKIŞ


- OLUŞ ile/ve BOZULUŞ

( KEVN ile/ve/<>/>< FESAD )

( BEING vs./and CORRUPTION/SPOIL )

( KOZMOS ile/ve/<>/>< KAOS )


- OLUŞ ve/<> NÛR


- OLUŞ ve NÛR


- OLUŞ ile/ve/||/<>/< ORUÇ


- OLUŞ ve/||/<>/>/< SONSUZLUK

( İkisinin de tek sözcüğü/aracı... "... bile değil!" )


- OLUŞ ile/ve/<>/değil SÜREÇ


- OLUŞ ile/ve/değil SÜREKLİ OLUŞ

( Oluş. İLE/VE/DEĞİL Şe'n. )

( Oluş, bilginin kendidir. )

( Olduğum gibi oluşum, benim liyakatım değil, onların oldukları gibi oluşları da onların kusurları değil. )

( Olmak, fark edilebilir olmaktır, orada değil, burada olmaktır, o zaman değil, şimdi olmaktır, başka türlü değil de böyle olmaktır. )

( Olmak isteyen, oldurmaya çalışmaz. )

( Aradığınız, aslında olduğunuzu ifadelendirmektir. )

( Oluşun ve olmayışın, gelip geçiciliğini idrak edin ve her birinden de kurtulun. )

( [not] BEING vs./and/but CONTINUAL BEING
Being itself is knowledge.
To be, is to be distinguishable, to be here and not there, to be now and not then, to be thus and not otherwise.
What you seek is to express in action what you are.
Realise the momentariness of being and non-being and be free from both. )


- OLUŞ ile/ve SÜREKLİ OLUŞ

( Oluş. İLE/VE Şe'n. )

( "Külle yevmin fîşe'n": O, her an yeni bir oluştadır. )

( Her ne ki söylenmiş, durmadan oluyor. )


- OLUŞ ile/ve VAROLUŞ

( BEING vs./and ENTITY )


- OLUŞ ile/ve VAROLUŞ

( Kendi varoluş sermayesinden iflâs eden kurtulur. )


- OLUŞ ile/ve YAŞAYIŞ


- OLUŞAN ile/ve/<> OLUŞ


- OLUŞMA ile/ve/değil BELİRME


- OLUŞMA ile/ve/<>/değil/yerine ORTAYA ÇIKMA


- OLUŞTURMAK ile/ve/değil KURMAK


- OLUŞTURUCU ile/ve KURUCU


- OLUŞUM/TEŞEKKÜL[Ar.] ve/<> TEŞEKKÜR


- OLUŞUM ile/ve/||/<> BAŞLANGIÇ


- OLUŞUM ile/ve DEĞİŞİM

( FORMATION vs./and ALTERATION )


- OLUŞUM ile/ve/||/<> DÜZEN


- OLUŞUM ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA


- OLUŞUM ile/ve/<> OLUŞ


- OLUŞUM ile/ve/||/<> TÜRÜM

( ... İLE/VE/||/<> Varolanların oluşumu. )


- OLUYORMUŞ GİBİ OLMASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> OLMAMASI


- ÖMÜR:
KAMET ile/ve/<> EZAN ARASI

( Cenaze namazı kılınırken, "Er kişi niyetine" denildikten hemen sonra, "Allah-u Ekber" denilerek devam edilir.
["Allah-u Ekber" demeden önce "Ezanını okusaydık" diyene...
"Doğduğunda okunmuştu" diyerek, ezanın karşılığı anımsatılır.] )


- OMUR ile/ve/<> OMURİLİK/MURDARİLİK

( Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri. İçinden omurilik geçebilsin diye ortasında delik olan bir kemik parçası. İLE/VE/<> Omurga içinde bulunan boşluk boyunca uzanan, bozmadde ve akmaddeden oluşan, sinirsel doku. )

( ... ile/ve/<> MAĞZ-I PÜŞT )

( FIKRA ile/ve/<> MURDARİLİK )


- OMURGA STRES KIRIĞI(SPONDILOLIZIS) ile/ve/<> OMURGA KAYMASI(SPONDILOLISTEZIS)

( http://www.ahmetalanay.com/omurga-hastaliklari.28.omurga-stres-kirigi-spondilolizis-ve-omurga-kaymasi-spondilolistezis.aspx )


- OMURGALI ile/ve BİR DURUŞU OLAN/OLABİLEN


- OMURGALILAR:
SUCUL ile/ve/<> KARACIL ile/ve/<> İKİ-YAŞAYIŞLI


- OMURGALILAR ile/ve OMURGASIZLAR

( Omurgalıların Sınıflandırılması )

( VERTEBRATES vs. INVERTEBRATES )


- OMUZ:
SAĞ ile/ve/<> SOL

( Kişinin, %80'inin sağ omuzu, sol omuzundan düşüktür. İLE/VE/<> Kişinin, %20'sinin de sol omuzu, sağ omuzundan düşüktür. )


- OMUZ/ÇİĞİN ile/ve KOLTUKALTI

( KETİF/KETEF/KİTF ile/ve İBT/IBIT[çoğ. ÂBÂT], ÂTÂL[< ITL] )

( ZÎR-İ SER ile/ve ZÎR-İ BAGAL )

( SHOULDER vs./and ARMPIT/AXILLA )


- ÖN BEYİN'DE:
TALAMUS ile/ve HİPOTALAMUS ile/ve LİMBİK SİSTEM ile/ve BEYİN KABUĞU

( Talamus, duyu organlarından gelen sinir hücrelerinin beyin kabuğuyla olan ilişkisini sağlar. )

( Hipotalamus, en çok araştırılan beyin kısımlarından biridir. Büyüklüğü küçük bir kesme şeker kadar olmasına karşın, gördüğü işlemler son derece önemli ve değişiktir. Heyecanların ve arzuların denetlendiği merkezdir. Eşeysel davranış, yeme-içme bu merkezce denetlenir. )

( Limbik sistem beyin sapının yukarı kısmıyla ön beyin arasında yer alan sinir hücresi ağından oluşur. Heyecan yaşantısı, saldırma ve kaçma davramışlarıyla ilişkisi vardır. )

( THALAMUS vs./and HYPOTHALAMUS vs./and LIMBIC SYSTEM vs./and CEREBRAL CORTEX )


- ONA AİT ile/ve/değil/yerine ONUN ÜZERİNE


- ONAY (ALMAK)/ONAYLAMAK ile/ve/değil/yerine OLUR (ALMAK)/OLURLAMAK


- ONAY/LAMA(MA)K ile/ve/değil/yerine/<> DESTEK/LEME(ME)K


- ONAY ile/ve EMİNLİK

( APPROVAL vs./and TO BE SURE )


- ONAY ile/ve/değil TESPİT

( [not] APPROVAL vs./and/but ESTABLISHING )


- ONAYLA(MA)MAK ile/ve UYGUN BUL(MA)MAK

( (NOT) TO APPROVE vs./and (NOT) TO SEE FIT )


- ONAYLAMA(MA) ile/ve/||/<>/> AYNALAMA(MA)


- ONAYLANIRLIK ile/ve/||/<> KABUL EDİLİRLİK


- ONAYLAYICI SÖZCÜKLER ve/||/<>/> HİZMET EYLEMLERİ ve/||/<>/> FİZİKSEL TEMAS


- ONBİR BOYUT ile/ve/||/<> "PARALEL EVRENLER"


- ÖNCE CÂN, SONRA CÂNAN ile/ve/değil ÖNCE CÂNAN, SONRA CÂN

( "Canım var!" diyen ölüdür. )

( Canından vazgeçen ölüler için ölüm var mı? )

( ÂŞIK OLDUR KİM KILÂR CANIN FEDÂ CÂNÂNINA
MEYL-İ CÂNÂN ETMESİN HER KİM Kİ KIYMAZ CÂNINÂ

CÂNI KİM CÂNÂNI İÇİN SEVE CÂNÂNIN SEVER
CÂNI İÇİN KİM Kİ CÂNÂNIN SEVER CÂNIN SEVER )

( [Ancak] Verirsek canı, alırız cananı. )


- Önce dinle, sonra nötr ol ve öyle KONUŞ!!!


- ÖNCE/Sİ ile/ve (...) SONRA/SI["sora" DEĞİL!]

( BEFORE [...] vs./and AFTER [...] )


- ÖNCE/Sİ ve/<> BİLİNC/İ


- ÖNCEDEN ... ile/ve/değil/||/<>/< ÖNCELERİ ...


- ÖNCEKİ ile/ve SONRAKİ

( AKDEM[< KADÎM] ile/ve ÂHİR )

( BEFORE vs./and LATER )


- ÖNCEKİ ile/ve/değil YETERSİZLİK


- ÖNCEL ile/ve/||/<>/> İLİNEKSEL


- ÖNCELİK-SONRALIK ve/değil BİRLİKTELİK


- ÖNCELİK:
BİLİŞSEL/MANTIKSAL ile/ve/değil/||/<>/< VAROLUŞSAL


- ÖNCELİK/LER ile/ve ÖZLEM/LER


- ÖNCELİK/Lİ (OLAN) ile/ve ÖNEM(Lİ) (OLAN)

( (THE) PRIORITY(/PRIMARY) vs./and (THE) IMPORTANT(/IMPORTANCE) )


- ÖNCELİK/Lİ ile/ve/değil/yerine AYRICALIK/LI

( [not] PRIORITY vs./and/but PRIVILEGED
PRIVILEGED instead of PRIORITY )


- ÖNCELİK/SONRALIK ile/ve/değil/yerine İÇ İÇELİK


- ÖNCELİK/SONRALIK ile/ve/değil SIRALAMA


- ÖNCELİK ile/ve "POZİTİF AYRIMCILIK"


- ÖNCELİK ile/ve/değil/<>/= İLGİ

( [not] URGENT vs./and/but/<>/= PRIOR )


- ÖNCELİK ve/||/<>/>/< İNCELİK


- ÖNCELİK ile/ve İTİBAR


- ÖNCELİK ile/ve/değil KAYNAK

( [not] PRIORITY vs./and/but SOURCE )


- ÖNCELİK ile/ve/değil/||/<>/< MERKEZÎ


- ÖNCELİK ile/ve/değil MEŞGUL OLMA

( [not] PRIORITY vs./and/but TO BE BUSY )


- ÖNCELİK ile/ve ÖZELLİK

( PRIORITY vs./and ATTRIBUTE )


- ÖNCELİK ile/ve/değil/||/<>/< PAYLAŞILMIŞ ÖNCELİK


- ÖNCELİK ile/ve/||/<>/< ZORUNLULUK


- ÖNCELİKLE ile/ve/||/<> BAŞTA


- ÖNCELİKLİ KILMAK ile/ve/<> ÖNE ÇIKARMAK


- ÖNCELİKLİ/LER ile/ve GENEL

( For human. VS./AND On nature. )

( İnsanda. İLE/VE Doğada. )

( PRIORITY vs./and GENERAL )


- ÖNCELİKLİ/ÖNCELİĞİ (OLAN) ile/ve ÖNEM(L)İ (OLAN)

( Önde gelmesi gereken, öne alınmalıdır. )

( TAKADDÜM ile/ve EHEMMİYET )

( (THE) PRIORITY(/PRIMARY) vs./and (THE) IMPORTANT(/IMPORTANCE) )


- ÖNCELİKLİ ile/ve/değil ÖNCELİKLERLE ÖRTÜŞEN


- ÖNCESİ-SONRASI:
TEKERLEK ve YELKEN ve YAZI


- ÖNCÜ ve/||/<> İNCİ


- ÖNCÜ ile/ve/||/<> ÖNCÜL


- ÖNCÜ ile/ve/değil/||/<> ÖNE GEÇEN/ÇIKAN


- ÖNCÜLLER ile/ve/||/<> KESİNLİK


- ÖNCÜLLER ile/ve/||/<> ÖNCELİK


- ONDA "VAR OLMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> ONUNLA "VAR OLMAK"


- ONDALIK SAYILARDA:
NOKTA ile/ve/||/<> VİRGÜL

( "Ondalık Sayılarda Nokta mı, Virgül mü?" yazısı için burayı tıklayınız... )


- ÖNDE GELEN ile/ve/değil DİKKATE DEĞER


- ÖNDER:
ORTA ile/ve/||/<>/> İYİ ile/ve/||/<>/> DAHA İYİ ile/ve/||/<>/> EN İYİ

( Anlatır. İLE/VE/||/<>/> Açıklar. İLE/VE/||/<>/> Gösterir. İLE/VE/||/<>/> Esin/ilham verir. )


- ÖNDER:
YARATICI ile/ve/değil/||/<>/< NARSİSİST


- ÖNDER/LİK ile/ve ÖNCÜ/LÜK

( )


- ÖNDER ile/ve/değil/||/<>/< ATILGAN


- ÖNDER ile/ve/||/<>/> MİLLET

( Taşın arkasına saklanırsa. İLE/VE/||/<>/> Dağın arkasına saklanır. )


- ÖNDERLER":
"MELEK" ile/ve/||/<> "İNSAN"

( Daha kötüleriyle kıyaslanınca. İLE/VE/||/<> Daha iyileriyle kıyaslanınca. )


- ÖNDERLİK BUNALIMI/KRİZİ ile/ve/<> ÖZERKLİK BUNALIMI/KRİZİ


- ÖNE GEÇMEK ile/ve/değil GÜNDEMDE KALMAK


- ÖNE SÜRMEK ile/ve ÖNE ÇIKARMAK


- ÖNE SÜRMEK ile/ve/||/<>/< SAVUNMAK


- ÖNEM VERMEK / ÖNEMLİ GÖRMEK
ile/ve/||/<>/>
ÖNCELİKLİ GÖRMEK


- ÖNEM/DEĞER VERMEMEK ile/ve ÖNEMSİZ/DEĞERSİZ GÖRMEK

( "NOT TO GIVE IMPORTANCE/VALUE" vs./and "TO SEE AS UNIMPORTANT/WORTHLESS" )


- ÖNEM/Lİ ile/ve/değil/yerine BELİRLEYİCİ/LİK

( [not] IMPORTANT vs./and/but DETERMINATION
DETERMINATION instead of IMPORTANT )


- ÖNEM ile/ve/<> ANLAM

( IMPORTANCE vs./and/<> MEANING )


- ÖNEM ile/ve/<> DEĞER

( IMPORTANCE vs./and/<> VALUE/WORTH )


- ÖNEM ile/ve/değil YAYGINLIK


- ÖNEMLİ BULMAK" ile/ve/değil/yerine/<> ÖNEMSEMEK


- ÖNEMLİ DEĞİL ile/ve/değil/yerine ÖNEMSİZ


- ÖNEMLİ FARK ile/ve BÜYÜK FARK


- ÖNEMLİ OLAN" ile/ve/değil/yerine ÖNEMİ OLAN

( Herşeyin bir (az/orta/çok) önemi(değeri) vardır fakat önemli olup olmamayı, öncelik belirler. )


- ÖNEMLİ(ÖNCELİKLİ) ile/ve/değil/yerine/<>/>< DEĞERLİ

( Siyaset ve ticaretin itibar ettiği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< İlim ve irfanın itibar ettiği. )

( [not] IMPORTANT(PRIOR) vs./and/but/<>/>< PRECIOUS/VALUABLE
PRECIOUS/VALUABLE instead of IMPORTANT(PRIOR) )


- ÖNEMLİ ile/ve/fakat/||/<> AYRI


- ÖNEMLİ ile/ve/<> CİDDİ

( IMPORTANT vs./and/<> SERIOUS )


- ÖNEMLİ ile/ve İLGİNÇ

( IMPORTANT vs./and INTERESTING )


- ÖNEMLİ ile/ve ÖZEL

( IMPORTANT vs./and SPECIAL/PRIVATE )


- ÖNEMLİ ile/ve/<> ÜZERİNDE DURULMASI GEREKEN


- ÖNEMSEMEK ile/ve/||/<>/> BENİMSEMEK


- ÖNEMSİZ ile/ve/değil İKİNCİL

( [not] UNIMPORTANT vs./and/but SECONDARY )


- ÖNERİ ile/ve/||/<> "YOL GÖSTERMEK"


- ÖNERİ ile/ve/<>/yerine ÇÖZÜM

( Burada/şurada/orada değil! Sende! )

( SUGGESTION vs./and/<> CONSEQUENCE
CONSEQUENCE instead of SUGGESTION )


- ÖNERİLEN ile/ve OLAGELEN


- ÖNERME ile/ve ÖNCÜL


- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/> ÖNERİ

( [not] PROPOSITION vs./and/but/||/<>/> SUGGESTION )


- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/< ÖRNEK


- ÖNERME ile/ve/||/<>/>< TERS EVİRME

( ... İLE/VE/||/<>/>< Olumlu ya da olumsuz olan bir önermenin konusunun tersini, yüklem ve yüklemin tersini konu yapma. )


- ÖNERME ile/ve VARSAYIM


- ÖNERMEK ile/ve/<> KULLANMAK

( TO SUGGEST/RECOMMEND vs./and/<> TO USE )


- Öngör ve KONUŞ!!!


- ÖNGÖREBİLDİĞİMİZ ...:
ORANDA ile/ve/||/<> DOĞRULTUDA


- ÖNGÖRMEK ile/ve/<> HESAPLAŞMAK


- ÖNGÖRÜ ile/ve İDDİA

( FORESIGHT vs./and ASSERTION )


- ÖNGÖRÜ ile/ve/||/<>/> ÖNERME


- ÖNGÖRÜ ile/ve/||/<> UFUK


- ÖNGÖRÜ ile/ve/değil/yerine/<> VERİ


- ÖNGÖRÜ ile/ve YORUM


- ÖNGÖRÜLEBİLİR BİLİNMEYEN ile/ve/<> BİLİNEMEYECEK BİLİNMEYEN

( PRUDENT UNKNOWN vs./and/<> UNKNOWN WHICH IS NOT ABLE TO KNOW )


- ÖNGÖRÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİR/LİK


- ÖNGÖRÜMÜZ ...:
BİR YILLIK İSE ile/ve/değil/||/<>/>/<
ON YILLIK İSE ile/ve/değil/||/<>/>/<
YÜZ YILLIK İSE

( Tohum ekelim. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Fidan dikelim. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Çocuk eğitelim. )


- ÖNGÖRÜSÜZLÜK ile/ve/< BİLGİSİZLİK/CEHALET

( CEHALET: Dönüp dolaşmak, sabitesi olmamak. )

( Cehalet diye bir şey yoktur, yalnızca dikkatsizlik ve ilgisizlik vardır. )

( Cehalet neden acı verici olsun? Acı verici durumlar ve sonu gelmez yanılgıların kaynağı olan arzu ve korkunun kökeninde o vardır. )

( Kederin nedeni, cehalettir. Mutluluk anlayışı izler. )

( Bilgisizliğin belirtisi, adâletsizlik ve trajediye olan inancın derinliğidir. )

( Üzüntü, zihinsel bir acıdır (ıstırap) ve acı, mutlaka dikkat ister. Ona dikkatinizi verdiğinizde, çağrı durur ve cehalet sorunu da kaybolur. )

( Bilmeyene yaraşan ceza, bilen birinden öğrenmektir. )

( Bilgisizlik, öğrenim ile de öğrenilir. )

( Meğer, cehalet, esaretten betermiş. )

( Cehalet, tahsil ile tahsil olunur. )

( There is nothing like ignorance, only inattention.
Why should ignorance be painful? It is at the root of all desire and fear, which are painful states and the source of endless errors.
Ignorance causes sorrow. Happiness follows understanding.
Worry is mental pain and pain is invariably a call for attention. The moment you give attention, the call for it ceases and the question of ignorance dissolves. )

( FORESIGHTLESSNESS vs./and/< IGNORANCE )


- ONGUN/ARMA[İt.] ve TUĞRA

( Bir devletin, bir hanedanın ya da bir kentin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf ya da biçim. | Bir kuruluşun simgesi olarak kabul edilen simge. | Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı. İLE Osmanlı sultanlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan simgeselleşmiş işaret. | Tura. )


- ÖNKABUL ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< ÖNYARGI

( Çoğu kişi, zihinindeki önyargıları başka bir biçimde düzenlerken düşündüğünü zannetmektedir. )

( Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur. )

( PRE ACCEPTANCE vs. PREJUDICE )


- ONLARIN TEKELİNDE ile/ve/değil/yerine/<> ONLARLA ÖZDEŞ


- ÖNLEM ALMALI:
SEL ALMADAN ile/ve/||/<> YEL ALMADAN ile/ve/||/<> TOPRAK ALMADAN ile/ve/||/<> ALEV ALMADAN


- ÖNLEM ile/ve UYARI

( PRECAUTION vs./and CAUTION )


- ÖNLEME:
GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL

( Topluma yönelik.[Koruma amacıyla.] İLE/VE/||/<> Kişiye yönelik.[Engel olabilmek üzere.] )

( Olumlu ya da olumsuz durumlar için. )


- ÖNLEME:
İŞ KAZALARINDA ile/ve/||/<> MESLEK HASTALIKLARINDA

( [Gereken doğru/uygun koşulların sağlanmasıyla] %98 ile/ve/||/<> %100 )


- ÖNLEMEK ile/ve/||/<> ÖNÜNE GEÇMEK


- ÖNLENEBİLİR ile/ve/değil/||/<>/>/< ÖNGÖRÜLDÜĞÜNDE ÖNLENEBİLİR


- ÖNLÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> TULUM


- ONMA/ŞİFÂ[Ar.] ile/ve DEVÂ

( Gövdesel ya da ruhsal bir hastalığın son bulması, hastalıktan kurtulma. İLE/VE İlâç, çare. )


- ONMAK/ONAR ile/ve/||/<> ONAMAK

( Daha iyi bir duruma girmek, salah bulmak. | Eksiği kalmayıp gönül ferahlığına ermek, mutlu olmak. | Sayrılıktan, dertten kurtulmak, şifa bulmak, felâh bulmak, iflâh olmak. İLE Uygun bulma. )

( ONMAZ: İyilişme olanağı bulunmayan. )


- ÖNSES (DÜŞMESİ) ile/ve/||/<> İÇSES (DÜŞMESİ) ile/ve/||/<> SONSES (DÜŞMESİ)

( Sözcük başındaki ilk ses. İLE/VE/||/<> Sözcüğün, önses ve sonsesi arasında kalan ses ya da sesler. İLE/VE/||/<> Sözcük sonundaki son ses. )

( ARSLAN > ASLAN ile/ve/||/<> ISICAK > SICAK | ISITMA > SITMA ile/ve/||/<> YAYLAG > YAYLA | ARIG > ARI )


- ÖNSÖZ AÇMAZI ile/ve/||/<> PİYANGO AÇMAZI


- ÖNSÖZ ve/||/<> İLK BÖLÜM


- ONTOLOJİ ile/ve/||/<>/> EPİSTEMOLOJİ ile/ve/||/<>/> METAFİZİK

( Nesnelerle uğraşmak. İLE/VE/||/<>/> Nesnelerle uğraşma yöntemi. İLE/VE/||/<>/> İlkelerle/kavramlarla uğraşmak. )

( Tohum. İLE/VE/||/<>/> Ağaç. İLE/VE/||/<>/> Su. )

( Metafizik:
1- Varolan ve varlığın bilimi/bilgisi.
2- Sonsal gerçekler.
3- Bütünün ve tümelin bilgisi.
4- İlk, ilkelerin bilimi/bilgisi. )

( Metafizik yapma biçimleri:
* KELÂMÎ
* İRFÂNÎ
* İŞRÂKÎ
* MEŞŞAÎ )

( Kelâmî felsefenin hikmeti, tasavvuf; meşşai felsefenin hikmeti, işrâkiliktir. )

( İşrâkilik, meşşailerin tasavvufu; irfan, kelâmın tasavvufudur. )

( Havuz. İLE/VE/||/<>/> Su. İLE/VE/||/<>/> Kişi/insan ve/ya da yüzme. )

( Felsefenin, felsefeleşmiş biçimi/durumu, metafiziktir. )

( Metafizik: Kavramsal çözümleme[analiz]. Kavramların, kavramsal ilişki ve yargıların çözümlemesi. )

( Gövde. İLE/VE/||/<>/> Gölge. İLE/VE/||/<>/> Boşluk[herşeyi kapsayan]. )


- ONU DÜŞÜNMEK/HİSSETMEK ile/ve ONUN GİBİ DÜŞÜNMEK/HİSSETMEK

( Sevgi. İLE AŞK. )

( Sevgi. İLE Koşulsuz Sevgi. )


- ONU SEVMEK ile/ve/<>/değil SENDEKİ "O"YU SEVMEK


- ONU SÖYLEMENİN ANLAMI NE? ile/ve ONU SÖYLEMENİN ÂLEMİ NE?


- ONU ve ONU

( THAT and THAT )


- ÖNÜMÜZDE ile/ve/||/<> ELİMİZDE


- ÖNÜMÜZÜ AÇAN ile/ve/<> UFKUMUZU GENİŞLETEN


- ÖNÜNE GEÇMEK ile/ve/yerine ARKASINDA DURMAK


- ONUR/ŞEREF ve CESÂRET


- ONUR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLGELİK


- ONUR ve/||/<>/>/< FARKINDALIK


- ÖNVARLIK ÇİZELGESİ ile/ve AŞAMA ÇİZELGESİ ile/ve DIŞTA BIRAKMA ÇİZELGESİ

( TABULA PRAESENTIAE cum/et TABULA GRADUUM cum/et TABULA ABSENTIAE )


- ÖNYARGI ile/ve/||/<> GENELLEME

( Ne kadar genelleme yapılıyorsa düşünce de o derece yoktur. )

( PREJUDICE vs./and/||/<> GENERALIZATION )


- ÖNYARGI ile/ve/değil/yerine ÖN ANLAMA

( [not] PREJUDICE vs./and/but PRE-UNDERSTAND
PRE-UNDERSTAND instead of PREJUDICE )


- ÖNYARGI ile/ve SAPLANTI

( PREJUDICE vs./and OBSESSION )

( ... ile/ve ZHI )


- ÖNYARGI ile/ve/değil/||/<>/> SONUÇ ODAKLILIK


- ÖPERKEN ile/ve/||/<>/> ÖZLERKEN

( Kokusunu içine çektiysek. İLE/VE/||/<>/> Burnunun direği sızlar. )


- ÖPMEK:
DUDAĞINDAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YANAĞINDAN

( (")Seviyorsa/k("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Çok seviyorsa/k. )


- ÖPMEK ile/ve ISIRMAK


- ÖPMEK ve/||/<>/< ÖNEMSEMEK


- ORADAN ile/ve/||/<> BURADAN


- ORAK/KALIÇ / ORGAK/ORGAQ[dvnlgttrk] ile/ve/değil TIRPAN[Yun.]/BAŞTAR[< dvnlgttrk]

( Sapı kısa olan. İLE/VE/DEĞİL Sapı uzun olan. )

( Yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin, ot vb. biçme aracı. | Ekin biçme zamanı. | Ekin, ot vb. biçme işi. İLE/VE/DEĞİL Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak. | Güreşte devirmek amacıyla rakibin ayak bileklerine hızla ayak vurarak yapılan bir oyun. )

( DÂS, DÂSE ile/ve/değil ... )


- ORAK ile/ve KOSA

( ... İLE/VE Uzun saplı orak. )


- ORAN/LI, (/ORANSIZ) ile/ve DENGE/Lİ, (/DENGESİZ)


- ORAN/TI/LI/LIK / NİSBÎ ile/ve/<> GÖRELİ/LİK / İZÂFİYET

( PROPORTION vs./and/<> RELATIVITY )


- ORAN ile/ve/||/<> ANDIRIM


- ORAN ile/ve BAKIŞIM/SİMETRİ

( PROPORTION vs./and SYMMETRY )


- ORAN ile/ve/<> ETKİ

( PROPORTION vs./and/<> EFFECT )


- ORAN ile/ve/<> ORANTI

( PROPORTION vs./and/<> BALANCE/PROPORTION )


- ORAN ile/ve/||/<> YERLEŞTİRME


- ORANTI ile/ve/değil/<> BAĞLAM


- ORANTISIZ GÜÇ ile/ve/||/<> ORANTISIZ HOŞGÖRÜ


- ORANTISIZ ŞİDDET ve/<> ORANTISIZ GÜÇ


- ORBİT/ORBİTAL ile/ve/değil/yerine/= YÖRÜNGE

( Bir elektronun yerini belirleme olasılığı en yüksek olan belirsiz bir alanı. İLE/VE/||/<> Uzaydaki bir nesnenin kütle çekimi nedeniyle başka bir nesnenin etrafından geçtiği eğrili yol. | Bir gök cisminin hareketi süresince izlediği yol. | Hareketli bir noktanın izlediği ya da çizdiği yol. )


- ORCA'LARDA:
RESIDENTS ile/ve TRANSIENTS ile/ve OFFSHORES

( 25 ya da daha kalabalık öbekler halinde yaşarlar. İLE/VE 3-5'inin birarada bulunduğu, geçici olarak oluşturukları öbekler halinde yaşarlar. İLE/VE ... )

( Başta Somon olmak üzere sadece balıklar ile beslenirler. İLE/VE Yunuslar ve foklar olmak üzere sadece memelilerle beslenirler. İLE/VE ... )

( Orca'lar denizlerdeki en hızlı memelidir. [Avlarına saldırırken 30 mil'e ulaşırlar.] )

( Vancouver Adası'yla anakara arasında yaşarlar. İLE/VE Çeşitli bölgelerde geçici öbekler halinde yaşarlar. İLE/VE Açık denizlerde yaşarlar. )


- ÖRDEK ile/ve MOSKOFÖRDEĞİ


- ÖRDEK ile/ve PATKA

( ... İLE/VE Bir tür deniz ördeği. )


- ÖRDEK ile/ve SUNA(KUŞAKLI ÖRDEK)

( ... İLE/VE Eril ördek. | Göl ördeği. )

( ... cum TADORNA TADORNA )


- ORDINAL ile/ve/||/<> CARDINAL


- ORDUNUN DİLİ ile/ve SARAY'IN DİLİ


- ORG ile/ve ARMONYUM/HARMONYUM[Fr.]/REGAL

( Erganun. İLE/VE Kamışlı org. | Dış görünüşü piyanoya benzeyen, körüğü ayakla işletilen küçük org. )


- ORG ile/ve HYDRAULIS

( ... İLE/VE İlk borulu org. )


- ORGANEL ile/ve/> ORGAN ile/ve/> ORGANİZMA


- ORGANİK GEOMETRİ ile/ve ANALİTİK GEOMETRİ


- ORGANİK TARIM ile/ve/<> İYİ TARIM


- ORGANİK ile/ve/= MEKANİK DEĞİL


- ORGANİK ile/ve/değil/yerine/||/<> SERTİFİKALI ORGANİK

( Naturey.com )


- ORGANİZMA[Fr.] ile/ve/değil/+/||/<>/> ALGORİTMA[Yun.]

( Canlı bir varolanı oluşturan örgenlerin tümü, uzviyet. | Herhangi bir canlı varolan. İLE/VE/DEĞİL/+/||/<>/> Her tür düzenli hesaplama işlemi. | Ondalık sayı düzenine göre yapılmış hesap işlemi.[< LEIBNIZ < HAREZMİ] )


- ORGANİZMA ile/ve EYTİŞİM


- ORGANİZMA ile/ve İLİŞKİLER BÜTÜNÜ/BÜTÜNLÜĞÜ


- ORGANİZMA ve KEMÂLÂT


- ORGANON ile/ve/||/<>/> KANON


- ÖRGEN BAĞIŞI ve/> KADAVRA[İt. < CADAVERE] BAĞIŞI

( TAHNÎT: Cesetlerin çürümemesi için içinin boşaltılıp ilâçlanması. )

( KADAVRA[İt. < CADAVERE]: Tıp öğretiminde, üzerinde çalışma yapılan ölü insan ya da hayvan gövdesi. )


- ÖRGEN:
ANALOG ile/ve/||/<> HOMOLOG

( Kökenleri farklı ama işlevi aynı olan örgenlere verilen ad. Kökenleri farklı olmasına karşın yaptığı görevler aynı olduğundan, benzer biçim alan örgenlerdir.[İki örgen, birbiri ile aynı işlevi yerine getirse bile örgenleri ve düzenekleri farklı hayvan üzerindedir. Doğal sınıflandırmada bir önem taşımaz.][Örnekler: Serçe kanadı ve yarasa kanadı. İnsan ayağı, kuş kanadı, kartal kanadı, karınca ayağı, sinek kanadı ve kelebek kanadı.] İLE/VE/||/<> Kökenleri aynı ama görevleri birbirinden farklı olan örgenlerdir. Kökenleri aynı olmasına karşın gerçekleştirdikleri görevler farklı olduğu zaman farklı biçim alır.[Bu örgenlerin işleyişi, filogenetik adı verilen sınıflandırmaya tâbidir. Burada bilinen yapı, protein dizilimi ve morfoloji, embriyonik gelişim gibi etmenler bulunur. Yapısal farklara da çok dikkat edilir. Doğal sınıflandırma bakımından oldukça önemlidir.][Örnekler: Balık yüzgeci ve insan kolu. Yunusun ön yüzgeçleri ve atın ön ayakları, kedi bacağı ve insan kolu, balina yüzgeci ve yarasa kanadı.] )


- ÖRGEN ile/ve/||/<> TAL[Fr. THALLE]

( ... İLE Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme örgeni. )


- ÖRGENLER ile/ve İÇ ÖRGENLER

( ORGANS vs./and INTERNAL ORGANS, VISCERA )


- ÖRGÜ ve/||/<>/> GÖRGÜ


- ÖRGÜ ile/ve/<> ÖRÜ

( Örnek eylemi ya da biçimi. | Tığ ya da şişlerle, ilmiklerin yan yana getirimesiyle örülerek yapılmış şey. | Örülmüş saç bölüğü, belik. | Dokumacılıkta atık ve çözgü ipliklerinin, dokumayı oluşturacak biçimde belirli bir desene göre kesişmesi. | Bazı sinir ya da damarların birbirine geçip dolaşmasından ortaya çıkan oluşum. | İletişim, ulaşım vb.'nin ülke yüzeyinde yayılmış biçimi. | Konunun ana çizgisi, oyunun işlenişi ya da çatısı. | Örülerek yapılmış olan. İLE Örnek işi. | Otlak. | Tarlalarda, sele karşı yapılmış set. | Yama olarak yapılan örgü. )


- ÖRGÜNLÜK ile/ve/<> YETKİNLİK


- ÖRGÜTLENME ile/ve SIÇRAMA


- ÖRGÜTLENME ve/||/<> YAPILANMA


- ORHUN HARFLERİ ile/ve/||/<> OSK HARFLERİ ile/ve/||/<> ETRÜSK HARFLERİ


- ORİGAMİ ile/ve KİRİGAMİ

( Katlanarak olanı. İLE/VE Kesilerek olanı. )


- ORIGINAL/AUTHENTIC vs./ ve FREE

( ÖZGÜN ile/ve ÖZGÜR )


- ORKİDE:
"CENNET KUŞU" ile/ve/<> "KARDAN ATEŞ" ile/ve/<> "DANS EDEN KIZ" ile/ve/<> "YIKANAN ÇOCUK"

( Singapur'un başkenti Singapur'da bulunan Orkide Bahçesi'nde, orkide çeşitleri ve yerel dilde orkide çeşitlerine verilen adlar. )

( Singapur, yılda 10 milyon $'lık orkide ihraç etmektedir. )


- ORKİDE ile/ve VANDA

( ORCHID vs./and ... )

( BARLIA ROBERTIANA cum/et ... )


- ORMAN MOĞOLLARI ile/ve BOZKIR MOĞOLLARI


- ORMAN ile/ve IGAPO

( ... İLE/VE Amazon'un sık ormanları. )


- ORMAN ile/ve KAYRAN

( Dünyanın %24,3'ü orman alanıdır. İLE/VE ... )

( ... İLE/VE Orman içinde, geniş ve çıplak alan, düzlük. )

( CENGEL ile/ve ... )


- ORMAN ile/ve MENGROW ORMANI


- ORMAN ile/ve/değil MİLLİ PARK


- ORMAN ile/ve/değil/||/<>/> ÖRÜMCEK ORMANI

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Gümüşhane'dedir. )


- ORMAN ile/ve/||/<> TARIM/ZİRAAT


- ORMANCILIKTA:
EKONOMİK İŞLEV ile/ve/değil/||/<>/< EKOLOJİK İŞLEV


- ÖRNEĞİNİ BOLCA:
GÖRMEK ile/ve/||/<>/> BULMAK


- ÖRNEK ALMAK ile/ve ÖYKÜNMEK


- ÖRNEK VERMEK ile/ve/<> İŞARET ETMEK

( Kötü örnek, örnek değildir! [Su-i misal, misal teşkil etmez!] )

( Örnekte/benzetmede, hata olmaz/olmamalıdır! [Teşbihte, hata olmaz!] )

( Örnekler topaldır, üstüne gidilmez. )

( GIVING EXAMPLE vs./and/<> TO INDICATE )


- ÖRNEK ile/ve AÇIKLAMA

( SAMPLE vs./and EXPLANATION )


- ÖRNEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARAÇ


- ÖRNEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BENZETME


- ÖRNEK ve RESM-İ NÂKIS


- ORNİTORENG ve DİKENLİ KARINCAYİYEN

( Yumurtlayan, sadece iki memelidir. )


- ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ'NDE:
HASTALIK ve/<> HASTAHANE

( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, hastahane ve sağlık hizmetleri çok kötü olduğundan, hasta olmamak için -umarız bir gün düzelene kadar- hastahaneye gitmemek bile gerekebilir. )


- ORTA AMERİKA CUMHURİYETİ:
EL SALVADOR ve/<> HONDURAS ve/<> GUATEMALA ve/<> NİKARAGUA ve/<> KOSTA RİKA

( Orta Amerika Cumhuriyeti, 1843 yılında, beş ayrı ülkeye bölündü. )


- ORTA DAMAR ile/ve/||/<> YAN DAMAR

( Bitki yapraklarının tam ortasında bulunan ve yan damarlara göre daha kalın olan damar. )


- ORTA OYUNU ile/ve/||/<>/> DOĞAÇLAMA/TULUAT[Ar.]

( )

( Kavuklu ve Pişekâr İLE/VE/||/<>/> Uşak ve Efendi )


- ORTA YOL ile/ve/değil/||/<> ARA ÇÖZÜM


- ORTA ile/ve/||/<> ARACI


- ORTA ile/ve/değil MERKEZ


- ORTA ile/ve/||/<> ORTAY/MERKEZ[Ar.]


- ORTA ile/ve/||/<> SONUÇ

( [İki taraftan da pay] Alarak/alıyorsa. İLE/VE/||/<> Almıyorsa. )


- ORTAÇAĞ:
ERKEN ile/ve/<>/> YÜKSEK/KLASİK ile/ve/<>/> GEÇ

( ORTAÇAĞ: Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] başlayarak, 1453 ya da 1492'ye kadar süren çağ. )

( 476 - 1000 arası. ile/ve/<>/> 1000 - 1300 arası. ile/ve/<>/> 1300 - 1453/1492 arası. )

( )


- ORTADA BIRAKMA/KALMA ile/ve/||/<>/>/< BELİRSİZLİK


- ORTADA/Kİ ile/ve/değil/yerine ARACI

( Uzak illet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yakın illet. )

( MUTAVASSIT ile/ve/değil/yerine VASITA )


- ORTADA ile/ve/değil ORTALIKTA


- ORTADAN KALDIRMAK ile/ve DÖNÜŞTÜRMEK


- ORTAK (ALAN/PARA/BİLGİ vs.) ile/ve/değil TOPLAM (ALAN/PARA/BİLGİ vs.)


- ORTAK AKIL ile/ve/||/<> ORTAK İSTENÇ


- ORTAK AKLIN, ...:
SÖYLEME ÇIKIŞI ve/||/<>/> GÖRÜNÜŞE ÇIKIŞI

( Tüze[hukuk]. VE/||/<>/> Tüzel kurumlar. )


- ORTAK ALAN ile/ve ORTAK NOKTA

( COMMON FIELD vs./and COMMON POINT )


- ORTAK GEÇMİŞ ve/değil/yerine/||/<>/>/< ORTAK GELECEK


- ORTAK NOKTA ile/ve/değil/yerine ALT KATILIM(ASGARİ MÜŞTEREK)

( [not] COMMON POINT vs./and/but COMMON SENSE
COMMON SENSE instead of COMMON POINT )


- ORTAK NOKTA ile/ve BENZE(T)MEK

( COMMON POINT vs./and TO LIKEN )


- ORTAK OLAN/OLUNAN ile/ve/değil/yerine ÖDÜNÇ ALINAN


- ORTAK/LIK ile/ve/||/<>/< AŞKIN/LIK


- ORTAK/LIK ile/ve BENZER/LİK

( COMMON vs./and SIMILAR )


- ORTAK/LIK ile/ve FARKLI/LIK

( COMMON vs./and DIFFERENT )


- ORTAK/LIK ile/ve/<> ÖZDEŞ/LİK


- ORTAKLIK ile/ve/<> AYRIM


- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÇÖZÜM ORTAKLIĞI


- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine DAYANIŞMACI ORTAKLIK


- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine/<> GÜÇ BİRLİĞİ


- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine TOPLUMSAL ADÂLET

( [not] COMMUNISM vs./and/but SOCIAL JUSTICE
SOCIAL JUSTICE instead of COMMUNISM )


- ORTALAMA (OLARAK) ile/ve GENELLEME

( ON AN AVERAGE vs./and GENERALIZATION )


- ORTALAMA ile/ve/||/<> GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ


- ORTALAMA ile/ve/||/<>/> RASTGELELİK

( Basınç ve ısı. İLE/VE/||/<>/> Tersinemezlik. )


- ORTALAMA ile/ve/değil/yerine YAKLAŞIK

( [not] AVERAGE vs./and/but APPROXIMATE
APPROXIMATE instead of AVERAGE )


- ORTAM ile/ve/||/<> KOŞULLAR


- ORTAM ile/ve/değil/<> ORTALIK


- ORTAMA GİRMEK ile/ve/<> ORTAMDAN ÇIKMAK

( Ortamda bulunan kişilerin, sizin orada/aralarında bulunup bulunmamanıza göre gösterdikleri memnuniyet ya da rahatsızlıklarıyla orantılıdır. )


- ORTAYA ÇIKARMA ile/ve/||/<> TEMELLENDİRME


- ORTAYA ÇIKMA ile/ve/<>/değil OLUŞMA


- ORTAYA ÇIKMA ile/ve/değil/> YAPILANMA


- ORTEZ ile/ve/||/<> PROTEZ

( Kaybedilen örgenlerin desteklenmesinde ve düzeltilmesinde yardımcı olan araçlar. İLE/VE/||/<> Herhangi bir örgen kaybı yaşandığında oluşturulan yapay örgenler. )


- ORTOPEDİ[Yun. ORTHOS: Doğru. | PAIS/PAIDOS: Çocuk.] ile/ve/<> AGMATOLOJİ ile/ve/<> OSTEOLOJİ[Fr.]

( ORTOPEDİ: Tıbbın, çocuklardaki gövde biçimsizliklerini düzelten ya da önleyen bir kolu. | Gövdedeki kemikler, eklemler, kaslar, kirişler, sinirler gibi hareketi sağlayan örgen bozukluklarını sağaltan cerrahi kolu. | Hastahanelerde, bu tür sağaltımların yapıldığı bölüm. İLE/VE/<> Kırık bilimi. İLE/VE/<> Kemik bilimi. )


- ÖRTÜK BİLME ile/ve/||/<> EKİNSEL/KÜLTÜREL BİLME


- ÖRTÜK/LÜK ile/ve/||/<> ÖZDEŞ/LİK


- ÖRTÜK ile/ve/||/<> DOLAYLI


- ÖRTÜLÜ ile/ve/<> GÖRÜNMEYEN


- ÖRTÜŞEBİLİRLİK ile/ve/||/<> ÖRTÜŞTÜRÜLEBİLİRLİK

( CONGRUENCE )


- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<> BAĞDAŞMA


- ÖRTÜŞME ile/ve BULUŞMA

( INTERSECTION vs./and TO BRING TOGETHER )


- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<>/> DOĞRULAMA


- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<>/> TAMAMLAMA


- ÖRTÜŞME ile/ve/değil/||/<>/< TUTARLILIK


- ÖRTÜŞME ile/ve/<> UYUMLULUK


- ORUÇ ile/ve/||/<> DİRENÇ/İHTİYÂR[< HAYIR]


- ORUÇ ile/ve EZBER BOZMAK


- ORUÇ ile/ve NAFİLE ORUÇ

( Bozulmaz. İLE/VE Bozulabilir. )


- ORUÇ ile/ve/değil SAVM-I DÂVÛD

( ... İLE/VE/DEĞİL Bir gün tutarak, bir gün tutmadan uygulanan oruç. )


- ORUÇ ile/ve SAVM-I VİSÂL


- ORUÇ ile/ve/<> TEKNE ORUCU

( ... İLE/VE/<> Çocuklara, öğlene kadar tutturulan alıştırma orucu. )


- ORUCU:
NASIL "TUTTUĞUN" ile/ve/değil/||/<>/> NASIL AÇTIĞIN


- ÖRÜMCEK MAYMUN ile/ve (BIYIKLI) İPEK MAYMUNU ile/ve SİNCAP MAYMUNU ile/ve BAŞLIKLI MAYMUN


- ÖRÜMCEK ile/ve HUNİ ÖRÜMCEK


- ÖRÜMCEK ile/ve İPEKÖRÜMCEĞİ


- ÖRÜMCEK ile/ve KÖR ÖRÜMCEK

( ... İLE/VE Büyük gözlü Kurt Örümceği ailesine mensuptur. )

( ... İLE/VE Sadece Hawaii'deki Kauai volkanik adasında üç zifiri karanlık mağarada yaşarlar. )


- ÖRÜMCEK ile/ve PİSAURA


- ÖRÜMCEK ile/ve SU (ALTI) ÖRÜMCEĞİ


- ÖRÜMCEK ile/ve YENGEÇÖRÜMCEĞİ


- ÖRÜMCEKLER ve/||/<> GÖZLERİ

( )


- ÖRÜNTÜ KURMA DÜRTÜSÜ ve/||/<> KEŞİF ve/||/<> DUYUSAL/EŞEYSEL ve/||/<>
BAĞLANMA ve/||/<> BAKICILIK ve/||/<> YAKINLIK ve/||/<> GERİ ÇEKİLME/KAÇINMA/ÖFKE/ZITLIK

( Kişinin ve bebeğin, ilk harekete geç(iril)en, yönelim, donanım ve gereksinimleri... )


- ÖRÜNTÜ ile/ve/||/<> DÖNGÜ


- ÖRÜNTÜ ile/ve/<> GÖRÜNTÜ

( PATTERN vs./and/<> APPEAR )


- ÖRÜNTÜLENDİRME ile/ve/||/<> YAPILANDIRMA


- ÖRÜT/DOKU/METİN[Ar.]/TEXT[İng.] ile/ve/||/<>/> METÎN ile/ve/||/<>/> Metin

( Bir yazıyı, biçim, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan sözcüklerin tümü. | Basılı ya da el yazması parça. İLE/VE/||/<>/> Acılar karşısında, dayanma gücünü yitirmeyen, sağlam, dayanaklı, değerli, kavî. İLE/VE/||/<>/> Kişi adı. )


- OSMANLI ARŞİVİ ile/ve CUMHURİYET ARŞİVİ

( İstanbul'da. İLE/VE Ankara'da. )


- OSMANLI'DA:
UZUNLUK ÖLÇÜLERİ ile/ve ALAN ÖLÇÜLERİ ile/ve AĞIRLIK ÖLÇÜLERİ

( Parmak, hat, nokta, kulaç, zirai mimari(zirai, mimari arşını), fersah, kara mili, berid (menzil), merhale, çarşı arşını, rubu (urup), kirah, endaze. İLE/VE Arşın kare(zirai kare), yeni dönüm, büyük dönüm, atik dönüm, atik evlek, yeni evlek, cerip, ayak kare, parmak kare, hat kare, çarşı arşın kare (çarşı arşını kare), urup kare, kirah kare, endaze kare. İLE/VE Okka(kıyye), batman, kantar, ludre, çeki, tonilato, dirhem, dünük, kırat, bakray, fitil, nekir, kıtmir, zerre. )

( Bazı XIV. yüzyıl kaynakları, İran-İlhanlı ağırlık birimi olarak kullanılan Lodra, Kantar, Okka ve Batman'ın[menn], hububat ölçüsü olarak kullanılan Kile ve Müdd'ün, Osmanlı öncesi Anadolu'da ölçü sisteminin temelini oluşturduğunu belirtmektedir. )


- OSMANLICILIK ile/ve/||/<>/> İSLÂMCILIK ile/ve/||/<>/> TÜRKÇÜLÜK


- OSNABRUCKER ve/||/<> ÇANAKKALE

( Çanakkale Anıtı bulunmaktadır. VE/||/<> Almanya'nın, Osnabrucker kenti adına bir park bulunmaktadır. )


- ÖSTROJEN:
ÖSTRADİOL ile/ve/||/<> ÖSTRİOL ile/ve/||/<> ÖSTRON


- ÖSTROJEN ile/ve/değil/||/<> İZOFLAVON(FİTOÖSTROJEN)

( Östrojene, moleküler açıdan benzer fakat gövdeyi, östrojen gibi etkilemez.[Soya fasulyesinde östrojen bulunmaz, izoflavon (fitoöstrojen) bulunur.] )


- ÖSTROJEN ile/ve/||/<> TESTOSTERON

( Dişillerde birincil eşeysel hormon. İLE/VE/||/<> Erillerde birincil eşeysel hormon. )


- OT YİYENLER/OTOBURLAR ile/ve ET YİYENLER/ETOBURLAR ile/ve HEPÇİLLER[hem OT, hem ET YİYENLER] ile/ve LEŞ YİYENLER/LEŞOBURLAR ile/ve AYRIŞTIRICILAR

( )

( )

( DÂD ile/ve DED ile/ve DÂD Ü DED ile/ve ... ile/ve ... )

( HERBIVOROUS vs./and CARNIVOROUS vs./and OMNIVOROUS vs./and ... vs./and ... )


- OT ile/ve ÇALI ile/ve AĞAÇ


- OT ile/ve/değil SEBZE


- ÖTE ile/ve İLERİ

( FURTHER vs./and FORWARD )


- ÖTEKİ DENEYİMLER/İ/M ile/ve/değil/||/<>/< ÖNCEKİ DENEYİMLER/İ/M


- ÖTEKİ DİLLERDEN, TÜRKÇE'YE GİRMİŞ SÖZCÜKLER ile/ve/||/<>/< TÜRKÇE'DEN, ÖTEKİ DİLLERE GİRMİŞ SÖZCÜKLER

( ... ile/ve/||/<>/< )



(16/21)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2025 itibariyle 525 kez incelenmiş/okunmuştur.