Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

[... ve ...] BAĞLAÇLI

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 05 May 2025 ]
itibariyle 21318 başlık/FaRk yer almaktadır.

- İNANMIŞ/LIK ile/ve/değil İNANDIRILMIŞ/LIK


- İNAT (ETMEK/EDEN) ile/ve/değil/yerine/<> DİRENÇ/İHTİYÂR[< HAYIR] (GÖSTERMEK/GÖSTEREN)


- İNAT ETMEK ile/ve/||/<> PES ETMEMEK ile/ve/||/<> VAZGEÇMEMEK


- İNAT ETMEK ile/ve/yerine VAZGEÇMEMEK


- İNAT/ÇI ile/ve/||/<> İNAK/ÇI


- İNAT ile/ve CEHALET


- İNAT ile/ve ÜSTÜNE GİTMEK


- İNÂYET ile/ve/||/<> İHTİRÂ[çoğ. MUHTERİAT]

( Dikkat, çaba, özenme. | İyilik, ihsan, lütûf. İLE Benzeri görülmemiş bir şey yaratma, vucuda getirme/getirilme. )


- İNCE BAĞIRSAK ile/ve 12 PARMAK BAĞIRSAĞI

( SMALL INTESTINE vs./and DUODENUM )


- İNCE BAĞIRSAK ile/ve/> KALIN BAĞIRSAK

( EM'Â-İ RAKÎKA ile/ve/> EM'Â-İ GALÎZA )

( MİÂ'[Ar.], RÛDE[Fars.]: Bağırsak. )

( EMA: Bağırsaklar. )

( MASARİKA[Yun.]: Bağırsakları tutan karın iç zarı, bağırsak askısı. )

( Bağırsağın her boğumunda bir hazım vardır. Gelen maddeden, her boğumda bir gıda alınır. )

( ANTENİT: İncebağırsak yangısı. )

( TEGALLÜF-İ EM'Â: Bağırsak dolanması. )

( SMALL INTESTINE (/BOWEL) vs./and/> LARGE INTESTINE (/BOWEL), COLON )

( JUJENUM cum/et/> INTESTINUM CRASSUM )


- İNCE BAĞIRSAK ve/||/<> ZONULİN BAĞLARI


- İNCE ve/||/<> İNCİ


- İNCE ile/ve/<> SEYREK


- İNCE ile/ve ÜST

( SUBTLE vs./and TOP )


- İNCE ile/ve/<> ZAYIF


- İNCELEMEK ile/ve/<> ARAŞTIRMAK

( Doğru biçimde anlamak için! )

( Araştırmamak, tutsaklığın başlıca nedenidir. )

( Araştırma yapmadıkça kurtuluş yoktur. )

( TETEBBUÂT: İncelemeler, araştırmalar, tetkikler. )

( PERKİZİSYON: Bir kişi ya da bir şey hakkında önceden, ayrıntısıyla araştırma. )

( To understand rightly! )

( TO INVESTIGATE vs./and/<> TO SEARCH
Non-investigation is the main cause of bondage.
There can be no salvation, without investigation. )


- İNCELEMEK ile/ve/||/<>/>/< ARAŞTIRMAK ile/ve/||/<>/>/< SORGULAMAK


- İNCELEMEK ile/ve KURCALAMAK

( TO INVESTIGATE vs./and TO DELVE )


- İNCELİK:
DÜŞÜNCEDE ile/ve/||/<> DUYGUDA ile/ve/||/<> DİLDE

( Derinlik yansıtır. İLE/VE/||/<> Sevgi oluşturur. İLE/VE/||/<> Güven yansıtır. )


- İNCELİK/KALINLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARALIK


- İNCELİK ile/ve/||/<> DOĞRULUK ile/ve/||/<> GÜZELLİK

( Belde değil dilde. İLE/VE/||/<> Sözde değil özde. İLE/VE/||/<> Yüzde değil yürekte. )


- İNCELİK ve/||/<>/> İNCİNME


- İNCELME ile/ve SEYRELME


- İNCELME ile/ve/<> SİLİKLEŞME


- İNCELTME (SİMGESİ) ile/ve/||/<>/< İNCELİK

( İzlemek için burayı tıklayınız... )


- İNCİ ile/ve AZRA

( ... İLE/VE Delinmemiş inci. )


- İNCİ ile/ve/||/<> MERCAN

( [Divân Edebiyatında] Gözyaşını simgeler. İLE/VE/||/<> Kanlı gözyaşını simgeler. )

( Barış. İLE/VE/||/<> Feragat. )

( Hz. Hasan ve soyu. İLE/VE/||/<> Hz. Hüseyin ve soyu. )

( Kavuşmayı/vuslatı simgeler/nişânesidir. İLE/VE/||/<> ... )


- İNCİNMEK ve/||/<>/> GELİŞMEK


- İNCİNMEMEK ve/||/<>/< AFFETMEK


- İNCİR ve ZEYTİN

( TİN ve ZEYTÛN )

( Çok çekirdekli. VE Tek çekirdekli. )

( Tek/çok. VE 2 )

( Beyin. VE Gözbebeği. )

( KÂBE: Beyin. )


- İNCİTME! ve/||/<>/> İNCİNME!

( Hz. Musa. VE/||/<>/> Hz. İsa. )

( İlk dersimiz. VE/||/<>/> Son dersimiz. )


- İNCİTMEK ile/ve ZEDELEMEK

( TO HURT/INJURE/STRAIN vs./and TO BRUISE )


- İNCİTMEMEK ile/ve/||/<>/> İNCİNMEMEK

( Dilin susturulmasıyla. İLE/VE/||/<>/> Zihin ve kalbin susmasıyla. )


- INDAG ile/ve/||/<> ELEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Eleğin çerçevesi. İLE/VE/||/<> ... )


- İNDİRGEME ile/ve/değil/yerine/>< DAYANDIRMA


- İNDİRGEME ile/ve/||/<>/>/= HADDİNİ AŞMAK


- İNDİRGEME ile/ve/> İHMAL


- İNDİRGEME ile/ve/değil/yerine MODELLEME


- İNDİRGEME ile/ve/> ORTADAN KALDIRMA


- İNDİRGEME ile/ve YAPAY/KABA "BAĞLANTI/LANDIRMA"


- İNDİRGEMECİLİK ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ile/ve/||/<> NESNELLİK


- İNDİRGEMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALINLAŞTIRMAK


- İNDİRGEMEK ile/ve/<> "DÜŞÜRMEK"


- İNDİRGEMEK ile/ve AYIRMAK

( TO REDUCE vs./and TO SEPARATE )


- İNDİRGEMEK ile/ve/||/<> BAŞKALAŞTIRMAK


- İNDİRGEMEK ile/ve/<>/> KALIPLAŞ(TIR)MAK


- İNDİRGEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> KISINGILAMAK/HAPSETMEK


- İNDİRGEMEK ile/ve/değil/||/<>/< SOYUTLAMAK


- İNDİRGENMİŞ RASYONEL/LİK ile/ve/değil/yerine RASYONEL/LİK


- İNDİRİM/ISKONTO[İt.][İSKONTO değil!] ile/ve/değil/yerine "İYİLEŞTİRME"


- İNEK ile/ve AVGAN

( ... İLE/VE Gebe inek. )


- İNEK ile/ve/||/<>/< BOLLUK/BEREKET İNEĞİ/KAMADHENU[Hintçe]

( ... İLE/VE/||/<>/< "Tüm ineklerin annesi".[Dişil başlı, dişil memeli, kuş kanatlı ve tavus kuyruklu olarak betimlenir.][Bazen de gövdesinde çeşitli tanrıları barındıran beyan bir inek olarak betimlenir.][Tanrıça "Devi"dir. İstenilen her şeyi veren inektir.]["Rahim/uterus", bir inek başına benzetilir.] )


- İNFÂK ile/ve/||/<> İBZÂL

( ... İLE/VE/||/<> Esirgemeden, bol bol verme, kullanma, yapma ya da söyleme. )


- İNFÂK ile/ve/||/<> KİŞİ


- INFINATUM ile/ve/||/<> INTERMINATUM


- İNGİLİZ YARARCILIĞI ile/ve/||/<>/> EVRİMCİ DOĞACILIK ile/ve/||/<>/> AMERİKAN YARARCILIĞI


- İngilizce'de Sıklıkla Yanlış Söylenilen 100 Sözcük ve Deyimler

( Bütün, ("Parçaların biraradalığı", "Bütünlük", "Entegrasyon/Integration/Integrity") anlamını taşıyan bir sözcüktür.

Tüm ise, (ingilizce "Whole/All") ile karşılık bulur. Parça parça olsa da, çeşitli oranlarda eksiklikler de olsa istisnasız ve ayırımsız, tamamıyla/tümüyle kapsamadır.

Bütün elmalar, bütün bireyler, bütün arabalar, bütün kitaplar, bütün örnekler, bütün ayrıntılar, bütün parçalar olmaz! Parçalarının ayrı ayrı kullanılma durumu olmayanlar için gereksiz/yersiz/fazladan bir sözcüktür "bütün".

Bir saksıdaki çiçeğin tüm yaprakları söz konusuysa, "bütün yapraklar" dendiğinde, --her sözcüğün, kendi anlamını taşıdığı bilgisiyle--, ucu sararmış/kırılmış, bir parçası kopmuş yapraklar devredışı bırakılmış olur, ki biz tamamını, hepsini demek istiyoruzdur.

Fransızca'da "sans" ve "cent" sözcükleri "san" diye okunur. Fransızca'yı iyi bilmeyen birinin/birilerinin zamanında "sans numero"yu numarasız ["sans" = -sız] değil de 100 olarak zannetmiş olmasından kaynaklanmıştır tuvaletlere yüz numara denmesi. II. Dünya Savaşı sonrası da Amerikan kültürü ve deyimleri bizi çok etkilediğinden dolayı bu iki sıfır da kalktı onun yerine -"çok değerli bir tanımmış gibi"- WC kullanıldı. )

( DOUBLEUR avec DOUBLURE
[ne pas] CENT NUMERO ! SANS NUMERO )


- İNGİLİZCE'Yİ:
İng.-TÜRKÇE SÖZLÜKTEN ÇALIŞMAK ile/ve/<>/||/değil/yerine TÜRKÇE-İng. SÖZLÜKTEN ÇALIŞMAK


- İNGİLİZCE ile/ve/değil/<> BİSLAMA

( ... İLE/VE/<> Vanuatu'da, 115 ayrı kültür ve dil oluşmuş. İki komşu köy bile birbiriyle anlaşamıyormuş. Daha sonra, dil olarak bozuk bir İngilizce olan "Bislama" kabul edilmiş. )


- İNGİLTERE ile/ve/||/<> BÜYÜK BRİTANYA ile/ve/||/<> BİRLEŞİK KRALLIK

( image )


- İNHİMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIMLILIK

( Bir şeye, aşırı düşkünlük gösterme, kapılma. İLE/VE/||/<>/> ... )


- İNİŞ >< ÇIKIŞ ile/ve/||/<> GİDİŞ >< GELİŞ


- İNİŞ ile/ve/değil/<> YOĞUNLAŞMA


- İNİSİYASYONLAR/KATILIMLAR:
ZAHİRÎ/LİTERAL/DOGMATİK ile/ve MİTSEL/ALEGORİK ile/ve MİSTİK

( Su ile. İLE/VE Hava ile. İLE/VE Ateş ile. )


- İNİSİYATİF ile/ve/<> GÖNÜLLÜLÜK

( Hem bireysellikte, hem/ve de toplumsallıkta. )


- İNKÂR:
DİLDE ile/ve/değil/||/<>/< GÖZDE

( "İnkâr edilen". İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Dilin, inkâr ettiği inkâr edilen. )


- İNKÂR ile/ve/||/<>/> "AKILSALLAŞTIRMA"


- İNKÂR ile/ve "BENDE OLMAZ"


- İNKÂR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSAN


- İNKÂR ile/ve/değil İSPATLANAMAMA


- İNKÂR ile/ve/değil/yerine OLUMSUZLAMA

( İnkârın inkârı yapılarak ikrâra varılır. )

( [not] TO DENY vs./and/but NEGATORY
NEGATORY instead of TO DENY )


- İNKÂRCI/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KUŞKUCU/LUK


- İNMEK ile/ve YOĞUNLAŞMAK


- İNŞÂ EDİLEBİLİRLİK ile/ve/||/<> HESAPLANILABİLİRLİK


- İNŞÂ EDİLEBİLİRLİK ile/ve/||/<>/> İNŞÂ EDİLEBİLİR ÜZERİNDEN KAVRANILABİLİRLİK


- İNŞÂ EDİLEBİLİRLİK ile/ve/||/<> İNŞÂ EDİLEMEZLİK


- İNŞÂ EDİLEBİLİRLİK ile/ve/||/<>/> SINIRLARI


- İNŞÂ ile/ve/<> İHYÂ


- İNŞÂ ile/ve/<> İMHÂ

( Her inşâ edilen, aynı zamanda, yok olmaya da başlamıştır. İLE/VE/<> Her imhâ edilen, aynı zamanda, inşâ/var olmaya da başlamıştır. )


- İNŞAALLAH ile/ve/<> MAAŞALLAH ile/ve/<> DUR BAKALIM

( Türk "felsefesi". )


- İNŞAAT:
"KABA" ile/ve/değil/||/<>/< GÖRÜNEN


- İNSÂF[Ar.] ile/ve/<> İNTİSÂF[Ar.]

( Merhamete, vicdana ya da mantığa dayanan adâlet. | Ortalama davranış. İLE/VE/<> Hakkını, tamamen alma. | Hakkını ve adâleti isteme. | [zamanda] Yarıyı bulma. )

( Hakkını verme. İLE/VE/<> Hakkını alma. )


- İNSAF ile/ve HAKKÂNİYET

( JUSTICE/MERCY vs./and EQUITY )


- İNSAF ve/<> HİKMET


- İNSAF ile/ve/<>/> İMAN


- İNSAF ile/ve MESAİ


- İNSAF ile/ve/<> YETİNME

( JUSTICE/MERCY vs./and/<> TO BE CONTENTED WITH )


- İNŞÂÎ ile/ve/||/<> KURUMSAL


- İNSAN BAĞIRSAĞI MİKROBİYATASINDA:
FIRMICUTES ile/ve/||/<> BACTEROIDETES ile/ve/||/<> ACTINOBACTERIA ile/ve/||/<> PROTEOBACTERIA

( %65 ile/ve/||/<> %15 ile/ve/||/<> ... ile/ve/||/<> ... )

( )

( image )


- İNSAN BİLİMLERİ ile/ve FEN BİLİMLERİ


- İNSAN FELSEFESİNDE:
FİZİK ÖTESİ/METAFİZİK ve/<> VARLIKBİLİM/ONTOLOJİ ve/<> BİLGİBİLİM/EPİSTEMOLOJİ ve/<> ZİHİNBİLİM/PSİKOLOJİ ve/<> TOPLUMBİLİM/SOSYOLOJİ


- İNSAN GELİŞİMİ KURAMCILARINDA:
MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> ERIK ERIKSON ile/ve/||/<> JEAN PIAGET ile/ve/||/<> DANIEL STERN


- İNSAN GÖVDESİNDE BULUNAN:
DOĞAL ÖĞELER(ELEMENTLER) ile/ve/<> İZ ÖĞELER(ELEMENTLER)

( Öğe - Ağırlık Yüzdesi )

( % 0.01'den daha az oranda... * Bor[B], * Krom[Cr], Kobalt[Co], Bakır[Cu], Flor[F], İyot[I], Demir[Fe], Mangan[Mn], Molibden[Mo], Selenyum[Se], Silisyum[Si], Kalay[Sn], Vanadyum[V], Çinko[Zn] )

( İlgili videoyu izlemek için burayı tıklayınız... )

( )


- İNSAN KAYNAKLI YARALANMA/TRAVMALARDA:
KAZAYLA OLANLAR ile/ve/ne yazık ki/||/<> KASITLI/AMAÇLI OLANLAR

( )


- İNSAN YÜZÜ ve/<> MİHRÂB


- İNSAN-DOĞA İLİŞKİSİ ile/ve/değil BİREY-BİREY İLİŞKİSİ

( Anlam bulamaz. İLE/VE/DEĞİL Anlam bulur. )


- İNSAN-I KÂMİL ile/ve ALLAH VELÎSİ

( Kendine varlık vermeyen. İLE/VE ... )

( Hiçbir mahlûkatın kendinden zarar görmediği zât. İLE/VE ... )

( Teşekkür bile istemezler. )

( Dünyanın anasını Kâmil ağlatır, Kâmil'in anasını da cahil. )

( Onlar nizamı bozmazlar, herşeyi hoş görürler. )

( Onlar için nahoş diye bir şey yoktur. )

( Onlar, balarısı gibi her çiçeğe konar, kendilerine gerekli olanı alır, hatta pisliğe bile konar ama onu bal yapar. )


- İNSAN-I KÂMİL ile/ve İNSAN-I KÂMİL-İ KÜLLÎ

( İNSAN-I KÂMİL: Dünyanın merkezi. )

( KEMÂLE ERMİŞ İNSAN | VARLIK )


- İNSAN:
"ET/KEMİK" ile/ve/değil/||/<>/< ALGI


- İNSAN:
"YOK" VAROLAN ile/ve/=/değil "YOK OLAMAZ" VAROLAN


- İNSAN:
ANLAMAYANA ile/ve/||/<> "ANLAYANA"

( "Eksik" geliriz. İLE/VE/||/<> "Çok" geliriz. )


- İNSAN:
DİRİMSEL(BİYO) ve/||/<> ANLIKSAL/ZİHİNSEL(PSİKO) ve/||/<> TOPLUMSAL(SOSYAL) VAROLAN


- İNSAN:
DOĞA VAROLANI ve/||/<>/> EĞİTİM VAROLANI


- İNSAN:
DÜNYANIN ve/||/<> TOPRAĞIN TUZU

( image )


- İNSAN:
EŞREF-İ MAHLÛK ve/||/<> AHSEN-İ TAKVİM ÜZERE ve/||/<> KEREMNÂ


- İNSAN:
HÜVE'L GAYB ve/<> HÜVE'L ÂŞİKÂR


- İNSAN:
İRÂDE SAHİBİ ile/ve/değil/||/<>/< (TEK) İHTİYÂR SAHİBİ


- İNSAN:
KONUŞAN ile/ve/değil/||/<>/< KONUŞULAN


- İNSAN:
SOĞUKTA ile/ve/değil/>< (")KARANLIKTA(")

( Yaşayamaz. İLE/DEĞİL/>< [Ancak/sadece, biyolojik (yığın) olarak] "Yaşar". )


- İNSAN:
YURTTAŞ ve/||/<> YURTTAŞ

( Devletin. VE/||/<> Çağının. )


- İNSAN'IN/KİŞİNİN DÜŞÜNMESİ ile/ve TANRI'NIN DÜŞÜNMESİ

( [mâhiyetçe değil derece olarak!] Bilkuvve'den bilfiil'e doğru. İLE/VE Bilfiil. )


- İNSAN(/TOPLUM) ile/ve DOĞA

( Kişiler, başağa benzer. İçi boşken havadadır, doldukça eğrilir. )

( İnsan doğası, azalıp çoğalmaz. )

( Kişi, doğanın doğal devamıdır. )

( Düşünce rüzgâr, bilgi yelken, insanlık da kayığın kendidir. )

( İNSAN: Başkasına yararı olan. )

( Kişi, Havasız üç dakika, Susuz üç gün, Yemeksiz ancak üç hafta dayanır. )

( HUMAN(/SOCIETY) vs./and NATURE )


- İNSAN(KİŞİ/KENDİN):
OKYANUSUN İÇİNDE BİR DAMLA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİR DAMLANIN İÇİNDEKİ OKYANUS


- İNSAN/KİŞİ:
İNCİL'DE ve/||/<> KUR'ÂN'DA

( İmanı, ümidi ve şefkati olandır. VE/||/<> İman, ihlâs ve doğru/düzgün eylem/etkinlik peşinde koşandır. )


- İNSAN/KİŞİ:
NE İSTEDİĞİNİ BİLEBİLEN ile/ve/değil/||/<>/< NE İSTEMEDİĞİNİ BİLEBİLEN


- İNSAN/KİŞİ:
OLGUN ile/ve/değil/<> ONURLU


- İNSAN/KİŞİ:
DOĞA ve/<> TARİH

( Dirimsel[biyolojik] yanı, gövdesi itibariyle. VE/<> Zihni, bilgisi, deneyimleri, görgüsü, dili ve kültürü itibariyle. )


- İNSAN/KİŞİ:
KENDİ OLAN ile/ve/||/<> ARASINDA (SIKIŞIP) KALAN ile/ve/||/<> ÂŞIK OLAN


- İNSAN/KİŞİ ile/ve "AYNA"

( Ayna, görüntüyü yansıtır fakat görüntü, aynayı düzeltmez. )

( Kendinizi, aynadan ve görüntüden ayırd etmeyi öğrenin. )

( HUMAN vs./and MIRROR
The mirror reflects the image, but the image does not improve the mirror.
Learn to separate yourself from the image and the mirror. )


- İNSAN/KİŞİ ve/<>/= BİLİNÇ/FARKINDALIK

( İNSAN: Varolmayanın, varlaştırılma süreci. )

( HUMAN and/<>/= CONSCIOUSNESS/AWARENESS )


- İNSAN/KİŞİ ve/<> GÖRÜNMEYEN VAROLAN


- İNSAN/KİŞİ ile/ve İNSAN ADAYI

( ... İLE/VE Beşer. )


- İNSAN/LIK:
MAĞARADAN ve/||/<>/> MARS'A GİDEN VE SÜRECİ


- İNSAN/LIK ve/<>/= GÜZEL AHLÂK

( İNSAN: Doya doya, insanlığını yaşayan. )


- İNSAN/LIK ve/<>/= GÜZEL AHLÂK


- İNSAN ve/<> ACZ

( Kişinin kaderi, aczdir. )


- İNSAN ile/ve ÂDEM

( HUMAN vs./and ADAM )


- İNSAN ile/ve ADEM[Ar.]/YOKLUK

( HUMAN vs./and NON-BEING )


- İNSAN ve/<> DOĞA["DOA" değil!]

( Doğa, senin herşeyindir. Herşey, senin doğandır! )

( Kişi, doğayla arasındaki derin samimiyeti yitirdiğinde, tapınaklar, önemli bir duruma geçer. )


- İNSAN ve/< DÖNÜŞ YOLU

( Yürüyüş de, dönüş de, insana hizmet ederek gerçekleşir. )


- İNSAN ve/||/<> EMEK


- İNSAN ile/ve/değil EŞİK


- İNSAN ile/ve/||/<>/> GELECEK

( İnsan, geleceği geldirendir. )


- İNSAN ve/||/<> GÜVEN

( İNSAN: Kendine, insan emânet edilebilen. )


- İNSAN ile/ve İNSAN-I KÂMİL(/KÂMİL İNSAN/ÂDEM-İ MÂNÂ)


- İNSAN ile/ve/||/<> İSYAN


- İNSAN ve/=/<> LEYL'ÜL-KABR


- İNSAN ile/ve/||/<>/< MAYMUN/SÜRÜNGEN/BALIK

(



)


- İNSAN ve/||/<>/> MECZUB

( Ne kadar insan olunabilirse, toplumun dilinde, o kadar "meczub" olunur. )


- İNSAN ile/ve MELEK

( İbâdet eder. İLE/VE İtaat eder. )


- İNSAN ve/<> MERBÛB


- İNSAN ve/||/<>/< ÜNS

( ... VE/||/<>/< Özsel yakınlık. )


- İNSAN ile/ve/||/=/<> VARLIK


- İNSANA/KİŞİYE SIĞABİLEN/SIĞAMAYAN ve/=/||/<> EVRENE SIĞABİLEN/SIĞAMAYAN

( Evren. VE/=/||/<> İnsan. )


- İNSANBİLİM ile/ve/=/> EVRENBİLİM

( ANTROPOLOJİ ile/ve/<> KOZMOLOJİ ile/ve/<> TEOLOJİ )


- İNSANÎ KONULAR/DURUMLAR/OLAYLAR:
AŞILMASI GEREKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAŞILMASI GEREKEN


- İNSANİ YETKİNLİK ve/||/<>/> SİYASET


- İNSÂNÎ ile/ve/değil/<> İTİBÂRÎ


- İNSANIN İBÂDETİ ile/ve ÖTEKİ TÜM VAROLANLARIN İBÂDETİ

( Bilmek. İLE/VE İşlevsellikleri. )

( Kişinin ibâdeti ârif olmaktır. )


- İNSANIN, ...[CANI İSTİYOR/ÇEKİYOR] ile/ve/değil BENİM/SENİN/ONUN ...


- İNSANIN/KİŞİNİN:
SÖZÜ ile/ve BAKIŞI ile/ve SUSMASI

( Hikmet olmalı. İLE/VE İbret olmalı. İLE/VE Ders olmalı. )

( Gerek yok, her sözü, lâf ile beyâna
Bir bakış, bin söz eder, bakıştan anlayana... )

( )


- İNSANIN/KİŞİNİN:
TENSEL VAROLUŞ/U ile/ve/<> TİNSEL VAROLUŞ/U

( Belirlilik. İLE/VE<> Ereklilik. )

( Belirleyici olan, zemindir/koşullarındır. )


- İNSANLAŞMA:
KARADA ile/ve/değil/||/<>/>/< DENİZDE


- İNSANLAŞMA ve/||/<>/>/< "DERTLİLİK"


- İNSANLIĞIN:
KARDEŞLİĞİ ve/||/<> BİRLİĞİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜĞÜ


- İNSANLIK OLARAK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL OLARAK


- İNSANLIKTA, GELİŞİMİNDE VE (NESNEYİ/DÜŞÜNCEYİ) KAVRAMADA ...:
BAŞ PARMAĞIN GELİŞİMİ/KULLANIMI ve/||/<> ÇENENİN ÜÇÜNCÜ(İLERİ-GERİ) HAREKETİ (VE GÜCÜ/YETİSİ)


- İNSANSIZLAŞTIRMA ile/ve/<> DİLSİZLEŞTİRME


- İNSİCÂM ve/> İNTİZÂM


- İNSÜLİN:
KISA SÜRE ETKİLİ ile/ve UZUN SÜRE ETKİLİ


- İNSÜLİN ile/ve/||/<> HOMA-IR


- INTELLIGENCE vs./and/<> WISDOM

( ZEKÂ ile/ve/<> BİLGELİK )


- INTERNET ile/ve/< INTRANET


- İNTERNETTE:
GÖRÜNÜRLÜK ile/ve/||/<> ERİŞİM KOLAYLIĞI


- İNTIBÂ ile/ve/||/<> İTİBAR


- İNTİBAK ve İTTİFAK


- İNTİHÂL ile/ve/||/<>/> İNTİHÂR

( Alıntı. İLE/VE/||/<>/> Kendini öldürmek. )


- İNTİKAL[Ar.] ile/ve/değil/<> İŞTİRAK[Ar.]


- İNTİKAL ile/ve SEVK


- İNTİKAM ile/ve/değil/yerine/<> DENGE


- İNTİKAM ve/>/= KAYBETMEK


- İNTİSÂB ETMEK ile/ve/<>/< İKRÂR ETMEK


- İNTİSÂB ile/ve İMTİSAL

( İntisâb/inisiyasyon, içsel mâbedin oluşturulmasını başlatır/sağlar. )

( VÂ-BESTE ile/ve ... )


- İNTİZÂÎ TECVİZ ile/ve İHTİRAÎ TECVİZ


- İNTİZAÎ ile/ve VEHMÎ


- İNTİZÂR[< NAZAR] ile/ve/<> İNKİSÂR[< KESR]

( Bekleme, gözleme. | İlenme, beddua. İLE/VE/<> Kırılma. | Gücenme. | İlenme, ilenç. )


- INTUITION vs. INSTINCT

( SEZGİ ile/ve İÇGÜDÜ )


- İNZÂL ile/ve/<> İRSÂL

( Nübüvvet. İLE/VE/<> Risâlet. )


- İP ile/ve/değil/<> ÇÖZGÜ/ARIŞ

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Dokumacılıkta, atkıların geçirildiği, uzunlamasına ipler. )


- İP ile/ve/< İPLİK

( Divân şiirinde sevgilinin saçı ve canı iplik gibi düşünülür. )

( Dokuma maddelerinin, bükülmüş liflerinden yapılmış bağ. | [yerel/bölgesel dilde] İplik. | Asarak öldürme cezası. İLE Pamuk, keten, naylon vb. dokuma maddelerinin, uzun, ince liflerinden her biri. | Bu liflerin, birlikte bükülmüş ve çekilmiş durumu. | Fasulye gibi sebzelerin ya da bazı meyvelerin lifi. )

( ÂVEND ile/ve/< RİŞTE )


- İP ile/ve KATKÜT

( ... İLE/VE Cerrahide/ameliyatta kullanılan ip. )


- İP ile/ve SİCİM

( ... İLE/VE Keten, kenevir gibi bitkilerin liflerinden yapılan ince ip. )


- İP ile/ve ŞİRÂZE[Fars.]

( ... İLE/VE Kitap ciltlerinin iki ucunda bulunan ve yaprakları düzenli tutan, ibrişimden örülmüş ince şerit. | Pehlivan kispetinin paçası. )


- İP ile/ve TENEF/HAYTA

( ... İLE/VE Çadır ipi. )


- İPEK YOLU ve/||/<> İLİM YOLU


- İPEK/İBRİŞİM[Fars. < EBRİŞUM] ile/ve KEMHA


- İPEK ile/ve KAZZ[Ar.]

( ... İLE/VE Ham ipek. )


- İPEKBÖCEĞİ ve/<> KARATABAN

( ... VE/<> İpek böceklerinde geniş çapta ölüme yol açan kelebek hastalığı. )


- İPEKYOLU ile/ve BAHARAT YOLU

( Belh şehri, kesişim noktasıdır. )


- İPLİK ile/ve/<> ELEMGE

( ... İLE/VE/<> Çile durumundaki ipliği yumak yapmak ya da masuraya sarmak için kullanılan ve bir eksen üzerinde dönen araç. )


- İPOTEKLİ ve/<> ÇOCUK


- İPTAL ETMEK ile/ve/yerine/değil ASKIYA ALMAK


- İPUCU ile/ve ÖNGÖRÜ

( CLUE vs./and FORESIGHT )


- IQ ile/ve/||/<> CQ ile/ve/||/<> EQ ile/ve/||/<> SQ ile/ve/||/<> KQ

( Zihinsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][IQ: Intelligence Quotient]

İLE/VE/||/<>

İletişimsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][CQ: Communication Quotient]

İLE/VE/||/<>

Duygusal Bölüm[Zekâ/Gelişim][EQ: Emotional Quotient]

İLE/VE/||/<>

Tinsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][SQ: Spiritual Quotient]

İLE/VE/||/<>

Gövdesel Bölüm[Zekâ/Gelişim][KQ: Kinesthetic Quotient] )

( )


- ÎRÂD (ETMEK) ile/ve/<> ZİKR (ETMEK)


- ÎRÂD (ETMEK) ile/ve/<> ZİKR (ETMEK)


- İRÂDE DIŞI ile/ve/değil İHTİYÂR DIŞI


- İRÂDE[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İDÂRE[Ar.]


- İRÂDE[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/< RIZÂ[Ar.]


- İRÂDE ile/ve/||/<> İDRAK


- İRÂDE ile/ve/||/<>/> İFÂDE


- İRÂDE ile/ve/değil/<> İKTİDAR


- İRÂDE ile/ve/||/<> İSTİDÂD


- İRÂDE ile/ve/||/<> KERÂHET


- İRÂDE ile/ve/değil/||/<>/< RIZÂ


- İRÂDE ile/ve/||/<>/> SAVAŞ

( Bireyde. İLE/VE/||/<>/> Topluluklar/toplumlar arasında. )


- İRÂDE ile/ve/<> ŞEHVET ile/ve/<> TAMAH

( Varoluş ve sürdürme isteği. İLE/VE/<> Dürtü ve/ya da "güdü"ler aracılığıyla isteme. İLE/VE/<> İstemenin aşırılıkları. Açgözlülük, hırs. )

( CONATUS cum/et/<> APETITUS cum/et/<> CUPIDITAS )


- İRÂDÎ ARABULUCU/LUK ile/ve/<> YARGISAL ARABULUCU/LUK


- IRAKGÖRÜR/UZAKGÖRÜR/TELESKOP[Fr.]:
AYNALI ile/ve/||/<> MERCEKLİ

( Çok uzaktaki bir nesnenin gerçek görüntüsünü, içbükey bir aynadan yapılmış merceğin odak düzleminde veren ve gök bilimiyle ilgili gözlemlerde kullanılan optik aygıt, gözlemci. )


- IRAQUOIS(ALTI ULUS):
CAYUGA ve/||/<> MOHAWK ve/||/<> ONCIDA ve/||/<> ONONDAGA ve/||/<> SENECA ve/||/<> TUSCARORA

( New York eyaleti olarak bilinen toprakların gerçek sahipleri. )


- İRCÂ ve/||/<>/>/< İCRÂ

( Dönmek. VE/||/<>/>/< Uygulamak/eylemek/işlemek/yürütmek. )


- İRDELEME ile/ve/<> ÇÖZÜMLEME


- İRDELEME ile/ve İNCELEME


- İRDELEMEK ile/ve/> İŞLEMEK


- İRFAN ve/> FERÂSET/FİRÂSET

( ... VE/> Gözle bir şeyi fark etmek. İrfanın, gözden zuhur etmesi. )

( Menşei/menbaı, kalptir. VE/> Menşei, irfandır. )


- İRFAN ve/||/<> İNSAN


- İRFAN ve SADÂKAT


- İRFAN ve/> SEYR


- İRFÂNİ ile/ve/||/<> NAZARÎ

(



Kaynak: Türk Felsefe-Bilim Tarihi'nin Seyir Defteri - Türk Felsefe-Bilim Tarihi'nin Seyir Defteriİhsan Fazlıoğlu(Prof.Dr.) )


- IRIAN JAYA ADASI'NDA:
PAPUA YENİ GİNE ile/ve/<> ENDONEZYA

( Sınırları 820 km. fakat herhangi bir sınır kapıları yok.
[Endonezya bölümünün başkenti, Jaiya-Pura] )


- İRKİLME ile/ve ÜRPERME

( Gövdede. İLE/VE Zihinde. )

( Gövdeyi korur. İLE/VE Zihni korur. )


- IRMAK ile/ve GADIR

( ... İLE/VE Küçük ırmak. )


- IRMAK ile/ve/<> GELEĞEN

( ... İLE Ana ırmağa karışan akarsu. )


- IRMAK ile/ve GÖL ile/ve DENİZ ile/ve ANADENİZ/OKYANUS

( OKYANUS: BAHR-İ MUHİT/LEBLÂYE[KARA VE YEŞİL DENİZ] )

( ÂB-I REVÂN: Akarsu, ırmak. )

( KOKYTOS ve STYKS, yeraltı ırmaklarıdır. )

( En uzun ırmaklar:
Nil (Afrika) - 6,690
Amazon (Güney/South Amerika) - 6,570
Mississippi (Missouri) (ABD/US) - 6,212
Yangtze (Çin/China) - 5,520
Irtysh (Rusya/Russia) - 5,410
Hwang Ho (Çin/China) - 4,672
Congo (Afrika) - 4,667
Amur (Asya/Asia) - 4,509
Lena (Rusya/Russia) - 4,296
Mackenzie (Kanada/Canada) - 4,241 )

( ŞEH-RÛD ile/ve İSTEL ile/ve DERYÂ ile/ve ... )

( NEHİR[çoğ. ENHÂR] ile/ve BUHAYRA ile/ve BAHR[çoğ. BİHÂR] ile/ve UMMÂN/UKYÂNUS )


- İRMİK HELVASI ile/ve UN HELVASI

( ... ile/ve HABÎS/A, BERÎK/E, BÜRÛK )


- İRMİK ile/ve HİNT İRMİĞİ/SAGU[Malezya dilinden]

( ... İLE/VE Bazı hurma ağaçlarının özünden çıkarılan ve pirinç gibi kullanılan nişastalı bir madde, hintirmiği. )


- IRREVOCABLE ile/ve/||/<> NON-RETROACTIVITY OF LAW

( Geri dönülemez. İLE/VE/||/<> Geriye/geçmişe yürümemezlik. )


- İRŞÂD HİLÂFETİ ile/ve HİZMET HİLÂFETİ


- İRŞÂD ile/ve/<> AYDINLANMA

( Kendi özüne uzanmaya yönelik hareket edilmesi/edilmişliği. İLE/VE/<> ... )


- İRŞÂD ve/=/<> İHLÂS


- İRŞÂD ile/ve İNSAF

( Anlaşılabilmek için çekile(bile)n zahmet. İLE/VE ... )


- İRSALİYE ile/ve/değil/yerine İRSALİYELİ FATURA


- IRSÎ BAĞLAR ile/ve SIHRÎ BAĞLAR

( Kan bağı. İLE/VE Eşle/evlenmeyle birlikte gerçekleşen bağlar. )

( Şer'î. İLE/VE Tarikî. )


- İRTİBÂT[Ar. < RABT] ile/ve/<> İMTİDÂD[Ar. < MEDD]

( Bağlanış, rabtedilme. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı, belirtilerin birbirini tutması. İLE/VE/<> Uzama, uzun sürme. | Uzay. )


- İRTİZÂK[RIZK] ile/ve/<> İRTİBAT[Ar. < RABT]

( Rızıklanma, rızk alma. İLE/VE/<> Bağlanış, bağlanma. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı. )


- İŞ GÖREMEMEZLİK ile/ve/değil/yerine ENGELLİLİK ORANI


- İŞ HAYATI ile/ve/<> ÖZEL HAYAT

( Hayat-veren kaynağa ulaşıncaya dek, su olmayan herşeyi atarsınız. )

( BUSINESS LIFE vs./and/<> PRIVATE LIFE
You reject all that is not water, till you reach the life-giving spring. )


- İS MÜREKKEBİ ile/ve ZER/ALTIN MÜREKKEBİ


- İŞ VERMEK:
KİFÂYETSİZE ile/ve/||/<> MUHTERİSE ile/ve/||/<> KİFÂYETSİZ MUHTERİSE

( Başarısızlığa davettir. İLE/VE/||/<> Kavgaya davettir. İLE/VE/||/<> Fitneye davettir. )


- İŞ VERMEK:
YETERSİZE ile/ve/<> HIRSLIYA ile/ve/<> YETERSİZ HIRSLIYA

( Başarısızlığa neden olur. İLE/VE/<> Kavgaya neden olur. İLE/VE/<> Fitneye neden olur. )

( KİFÂYETSİZE ile/ve/<> MUHTERÎSE ile/ve/<> KİFÂYETSİZ MUHTERÎSE )


- İŞ YAPMAK ve/||/<>/> YAPTIĞIMIZI, İYİ YAPMAK


- İŞ YAŞAMINDA:
ÖZVERİ ile/ve/yerine PROFESYONELLİK

( IN BUSINESS: SELF-SACRIFICE vs./and PROFESSIONALISM
IN BUSINESS: PROFESSIONALISM instead of SELF-SACRIFICE )


- İŞ:
[ne yazık ki]
ÖYLESİNE ve/||/<> ŞİŞİRME


- İŞ" ile/ve/||/<> HAREKET


- İŞ ve/<> (B)İLİM ve/<> İSTEK

( DAVRANIŞ/TUTUM ve/<> DÜŞÜNCE ve/<> DUYGU )

( Çalışarak, iş yaparak, kazanarak ve kazandırarak sağlanır ve dengelenir. VE/<> Akıl[doğru bağ/lar] ve ilim ile yapılandırılır. VE/<> Çeşitli fizyolojik ve psikolojik isteklerle ve eğlencelerle karşılanır. )

( Yarar/lılık ilkesiyle işler. VE/<> Doğru/luk ilkesiyle işler. VE/<> İyi ve güzel ilkeleriyle işler. )

( İlişkilerin yapılandığı üç alan. )


- İŞ ile/ve/+/||/<> ARKADAŞ ile/ve/+/||/<> UYKU

( )


- İŞ ile/ve/||/<>/> BEN YAPMAZSAM HİÇKİMSENİN YAP(A)MAYACAĞI İŞ


- İŞ ile/ve/<> İŞLEM


- İŞ ile/ve İŞLEV

( WORK vs. FUNCTION )


- İŞ ile/ve/||/<> ZAMAN

( Çok. İLE/VE/||/<> Az.["Yok" değil!] )


- İŞ ve/<> ZORLAYICILIK

( İş zorlayıcı, zorlayıcı olan ise eğlenceli olmalı/olabilmelidir. )


- ISAAC NEWTON ve/||/<>/> IMMANUEL KANT

( [ö.] 31 Mart 1727 VE/||/<>/> 12 Şubat 1804 )


- İSABETLİLİK ile/ve TUTARLILIK


- İSABETSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine HEDEFİ TUTTURAMAMA


- İŞÂRÂT ile/ve/<> İBÂRÂT


- İŞARET PARMAĞI ile/ve/değil/||/<>/< ÖTEKİ ÜÇ PARMAK

( Bir yanlışın/eksiğin savunması olarak kendimizi hatasız/suçsuz göstermek için başka bir şeyi/kişiyi işaret ettiğimizde, işaret ettiğimiz parmağımız, işaret edilen şeyle ilgili olsa bile olayların/olguların kökenindekinin, kaynağının ve ağırlığın bizim "düşünce/davranış" ve "yorumumuz" olduğunu, öteki üç parmağımız bizi gösterir. )

( %25. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< %75. )

( İyi birini gördüğünüzde, onu taklit etmeye çalışın. Kötü birini gördüğünüzde, onun kusurlarını, kendinizde de arayın. )


- İŞARET PARMAĞIYLA GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/|| AYAK İZİ


- İşaret parmağını dudaklarına götür ve SUS!!!


- İŞBİRLİĞİ/ÇÖZÜM ORTAKLIĞI ile/ve/||/<> DESTEK ALMA ile/ve/||/<> YARDIM ALMA ile/ve/||/<> YARARLANMA

( %60-70[kendin] - %30-40[öteki]. İLE/VE/||/<> %40-50[kendin] - %50-60[öteki]. İLE/VE/||/<> %70-80[öteki] - %20-30[kendin]. İLE/VE/||/<> %80-90[öteki] - %10-20[kendin]. )


- İŞBİRLİĞİ ve/<> AMAÇ BİRLİĞİ


- İŞBİRLİĞİ ile/ve/<> GÜÇ BİRLİĞİ


- İŞBİRLİĞİ ile/ve/<> İŞBÖLÜMÜ

( ... İLE/VE/<> Kendiyle ilgili her işi yapmamak. )

( COOPERATION vs./and/<> DIVISION OF LABOUR )


- İŞBÖLÜMÜ ile/ve/> İŞBİRLİĞİ


- İŞÇİ ile/ve EMEKÇİ


- İŞÇİ ile/ve/||/<>/> USTA ile/ve/||/<>/> SANATKÂR

( Elleriyle çalışan. İLE/VE/||/<>/> Elleri ve aklıyla çalışan. İLE/VE/||/<>/> Elleri, aklı ve gönlüyle çalışan. )


- İŞÇİLİK ile/ve HİZMET


- İŞE ALINMA ile/ve İŞTEN ÇIKARILMA

( Bilgi, beceri gibi özelliklerle. İLE/VE Davranış ve tutumlarla. )


- İŞE YARAR/LIK ve/<> KÖPRÜ


- İŞE YARARLIK ve/||/<> "AKILDA BULUNDURMA"


- İŞE YARARLILIK ile/ve DEĞİM/LİYÂKAT

( Ne kadar yararlıysan, o kadar adamsındır. )

( USEFULNESS vs. MERIT )


- İŞE YARARLILIK ile/ve DEĞİM/LİYÂKAT


- İŞE YARAYAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞ GÖREN


- İŞE/ÇALIŞMAYA BAŞLAYAMAMAK ile/ve/<>/değil İŞİN/ÇALIŞMANIN BÖLÜNMESİ/KESİLMESİ KAYGISI

( Her iş/çalışma, başlayana, elin değene kadardır. )


- İŞEMEK ile/ve BOŞALMAK


- İŞEMEK ile/ve SIÇMAK

( Değişim. İLE/VE Gelişim. )

( TO PEE/PISSING vs./and TO SHIT/DEFECATE/EGESTION/EXCRETION
Alteration. WITH/AND Development. )


- İŞGAL ile/ve/<> DEĞERSİZLEŞTİRME


- İŞGAL ile/ve/||/<>/>/< SAVAŞ


- İŞGÜZAR/LIK ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZ/LİK


- İSHAK ile/ve/||/<> İSMAİL


- ISHAL ile/ve/<> ISLAH


- ISI ve IŞIK...:
OLSUN ile/ve/||/<>/> DOLSUN


- ISI YALITIMI ile/ve/değil/<> ISI YÖNETİMİ


- İŞİ:
BİLMEK ile/ve/||/<>/> TUTTURMAK


- ISI(SICAKLIK) ve/||/<> SÜRTME


- İŞİ/Nİ İYİ YAPMAK ve/||/<>/> HELÂLİNDEN KAZANMAK


- İSİDOROS ve/||/<> ANTHEMIOS

( Ayasofya'yı, 5 yılda inşâ ettiler. )


- IŞIĞA, IŞIKLA BAKMAK ile/ve YÖNTEME, YÖNTEMLE BAKMAK


- IŞIĞI GÖRMEK ile/ve/değil/||/<>/< IŞIKLA GÖRMEK

( )


- IŞIĞI HAYAL ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARANLIĞI ANLAMAK


- IŞIĞIN:
YANSIMASI ile/ve/değil/||/<>/> KIRILMASI ile/ve/değil/||/<>/> SAÇILMASI

( Bir dalganın bir yüzeye çarparak geri dönmesi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bir dalganın bir ortamdan başka bir ortama geçerken yön değiştirmesi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Işığın farklı yönlere dağılması. )

( REFLECTION vs./and/||/<>/> REFRACTION vs./and/||/<>/> SCATTERING :OF LIGHT )


- IŞIK - PARÇACIK BELİRSİZLİĞİ ile/ve/<>/= YER - YÖN BELİRSİZLİĞİ


- IŞIK DALGASINDA:
ŞİDDET ile/ve/||/<> RENK ve DOĞRULTU

( Dalga yüksekliği. İLE/VE/||/<> Dalga boyu uzunluğu. )

( Gümüşlü levha üzerine çekilen ve siyah-beyaz fotoğraflarda, ışıktaki şiddet değişiklikleri kaydedilirken, renkli fotoğraflarda, dalga boyu değişiklikleri de kaydedilir. Hologramda, ışığın şiddetiyle birlikte, ışık dalgalarının doğrultusu da kaydedilerek bir nesneyi üç boyutlu görmemiz sağlanır.[Bu, tek renk hologramlar için geçerli olsa da renkli hologramlar için ışığın üç özelliği de kaydedilir.] )


- IŞIK HIZI ile/ve/||/<>/< ELEKTRON DENEYİ

( Joseph John Thomson[18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940] - 1897 )


- IŞIK HIZI ve KİLOPARSEK(KPC)

( Saniyede 300.000 km. VE Uzaklık birimi. | 3260 Işık yılı. )


- IŞIK HIZININ:
ALTI ile/ve/<> ÜSTÜ

( Madde. İLE/VE/<> Anti madde. )

( Fizik. İLE/VE/<> Metafizik. )

( V < C ile/ve/<> V > C )


- IŞIK MİKROSKOBU ile/ve ELEKTRON MİKROSKOBU ile/ve KUVANTUM MİKROSKOBU

( Işık, cam merceklerden oluşan kondansör tarafından örnek üzerine odaklanır, daha sonra görüntü objektif ve okulerdeki mercekler tarafından büyütülerek gözle ya da fotoğraf filmi üzerinde izlenir. İLE/VE Işık yerine elektron yayıcı kaynak [mikroskobun üst kısmında] kullanılır ve cam mercekler yerine elektromıknatıslar kullanılır. Yayılan elektronlar, kondansör mercekler tarafından örnek üzerine odaklanır. Objektif ve projektör mercekleri tarafından büyütülen görüntü, izlenmek üzere bir ekrana ya da fotoğraf filmi üzerine düşürülür. )


- IŞIK YILI ile/ve GAUSS YILI

( Işığın bir yılda boşlukta aldığı mesafe. [Zaman birimi değildir!] İLE/VE 1 Astronomik Birimi[AU], kütlesi sıfır kabul edilen bir taneciğin 1 Gauss yılı[365,256.898.300 gün] sürede çizdiği düzgün dairesel yörüngenin yarıçapı olarak kabul edilmiştir. )

( 1 ışık yılı = 63.241 AU [ 1 AU = 149.597.870.691 ± 30 m. ] | [9.5 Trilyon km. / 9.460.718.940.369.531 m. ± 1.897.230 m.] )

( Astronomik Birim [AU], Dünya'nın Güneş çevresinde çizdiği eliptik yörüngenin büyük ekseninin yarısı kabul edilir. )

( Dünya ile Ay arasındaki en fazla mesafe 1.3 ışık saniyesidir. )

( Dünya ile Güneş arasındaki en fazla mesafe 499 ışık saniyesidir [8.3 ışık dakikası]. )

( Güneş Sistemi'nin çapı yaklaşık 150 ışık saatidir. )

( Oort Bulutu[güneşin etrafında dönen kuyrukluyıldızlar kümesi] yaklaşık 2 ışık yılı çapındadır. )

( Güneş'e en yakın yıldız sistemi olan Alfa Centauri yıldız sistemi, Güneş Sistemi'nden yaklaşık 25 astronomik birim, yani 3,75 milyar km. uzaklıktadır. )

( Samanyolu Galaksisi'nin çapı 100.000 ışık yılı kadardır. )

( Samanyolu'nun komşu galaksilerinden Andromeda, bize 2.4 - 2.7 milyon ışık yılı uzaklıktadır. )

( Güneş'ten sonra dünyaya en yakın yıldız olan Proxima Centauri, 4.2 ışık yılı uzaklıktadır. )

( LIGHT YEAR vs./and GAUSS YEAR )


- IŞIK ile/ve/<> AN


- IŞIK ile/ve/<> ANTİ MADDE

( ... İLE/VE/<> Işık hızından daha hızlıdır. )


- IŞIK ile/ve/||/<> GÜNEŞ IŞIĞI

( ... ile/ve/||/<> FÜRÛG-İ ÂFTÂB )

( SET ile/ve/||/<> JANSET )


- IŞIK ile/ve/||/<> IŞIĞIN YAYILIMI

( Fiziğin konusudur/alanıdır. İLE/VE/||/<> Matematiğin konusudur/alanıdır. )


- IŞIK ile/ve IŞTIN/AYDINLIK

( LUX cum/et LUMEN )


- IŞIK ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< KARANLIK

( Görmek isteyenler için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>


- IŞIK ile/ve LAZER

( ... İLE/VE Tek dalga boyu yansıtan ışık. )

( LIGHT vs./and LASER[Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation] )


- IŞIK ile/ve/<> PARÇACIK


- IŞIKSIZ BÖLGE ile/ve/||/<>/> DİP/ABİSAL[Yun. < ÁBUSSOS / ἌΒΥΣΣΟΣ] BÖLGE

( Işığın uzanamadığı derin deniz bölgesi. İLE/VE/||/<>/> Açık denizlerin ya da okyanusların 4.000 - 6.000 metre arasında olan derin bölümleri.[Hiçbir zaman güneş ışığı almamaktadır ve sürekli karanlıktır.] )


- İSİM CÜMLESİ ile/ve FİİL CÜMLESİ

( İsim + İsim'den ya da İsim + Fiil'den oluşur. İLE/VE Fiil + İsim'den oluşur. )

( Örnek: Hasan kaim. İLE/VE Nasara Hasan. )

( CÜMLE: Yargı bildiren sözcükler/kelimeler bütünü. )


- İSİM[Ar. < İSM | çoğ. ESMÂ] ile/ve/||/<> SEMÂ'[Ar. < SAMÂ | SÜMÜVV | çoğ. SEMÂVÂT]/GÖK

( Yukarı kaldıran/çıkaran. İLE/VE/||/<> Kalkık. )


- İSİM ile/ve/<> CİSİM/RESİM


- İSİM ve FİİL ve HARF/EDAT

( Anlamı/mânâsı olan, zamana bitişmeyen. VE Anlamı/mânâsı olan fakat bir zamana bitişmiş. VE Tek başına anlam/mânâ ifade etmeyen isim. )


- IŞIMA ile/ve/||/<> ISIL IŞIMA


- İŞİN/KONUNUN:
"KESİLMESİ" ile/ve/<> "BÖLÜNMESİ"


- İŞİNE GEL(ME)MEK/GELEN ile/ve/||/<> DEĞER BİLMEZLİK


- İŞİNE GEL(ME)MEK/GELEN ile/ve/||/<> İŞİNE YARAMAK/YARAYAN ile/ve/||/<>


- İŞİNE GELİRSE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYARSA/UYUYORSA


- İŞİNE GELMEMESİ ile/ve/<> UĞRAŞMAK İSTEMEMEK


- ISINMA ile/ve SOĞUMA

( TESAHHUN[< SUHÛNE | çoğ. TESAHHUNÂT] ile/ve TEBERRÜD[< BERD | çoğ. TEBERRÜDÂT][: Soğuma. | Soğuk suya girme. ] )


- ISIRGAN ÇORBASI ile/ve ISIRGAN YAĞLAŞI

( ... İLE/VE Mısırununu, muhallebi gibi pişirerek. [Kümbet Yaylası] )


- ISIRMA GÜCÜ'NDE:
SIRTLAN ve TİMSAH TÜRÜ KAPLUMBAĞA

( 450 kg./1000 lbs.[Bir ısırıştaki uyguladığı çene gücü, aslanınkinden daha fazladır.] VE 453 kg./1004 lbs. )

( İnsan (rekor): 0.8 MPa = 81.6 ton-kuvvet/metrekare

Alman Kurdu: 1.6 - 5.5 MPa = 163-561 ton-kuvvet/metrekare

Pitbull: 1.6 MPa = 163 ton-kuvvet/metrekare

Leopar: 2.1 MPa = 214 ton-kuvvet/metrekare

Rottweiler: 2.3 - 2.4 MPa = 240 ton-kuvvet/metrekare

Beyaz Köpekbalığı: 4.13 MPa = 421 ton-kuvvet/metrekare

Aslan: 4.76 MPa = 485 ton-kuvvet/metrekare

Sivas Kangalı: 4.92 MPa = 502 ton-kuvvet/metrekare

Mürekkepbalığı: 6.89 MPa = 703 ton-kuvvet/metrekare

Sırtlan: 6.89 MPa = 703 ton-kuvvet/metrekare

Timsah: 17.2 - 34.47 MPa = 1754-3515 ton-kuvvet/metrekare )


- ISIRMAK ile/ve/> ÇİĞNEMEK


- ISIS ve/||/<> OSIRIS

( Müziğin de koruyucuları. )


- ISITMA ile/ve/<> IŞITMA

( TESHÎN[< SAHN | çoğ. TESHÎNÂT] ile ŞAVK )


- ISITMAK ile/ve/değil/yerine SICAK TUTMAK


- İŞİTMEK ile/ve DUYMAK/DİNLEMEK

( İşlevsel. İLE/VE Katılımcı. )

( TO HEAR vs./and TO LISTEN )


- İŞİTMEK ile/ve/değil EŞİK


- İSKÂN ile/ve/||/<>/> İMÂR ile/ve/||/<>/> İNŞÂ


- İSKÂN ile/ve/||/<>/> İNŞÂ


- İŞKEMBE[Fars. < ŞIKENBE] ile/ve/> BÖRKENEK ile/ve/> KIRKBAYIR/KERGÜK ile/ve/> ŞİRDEN/ŞÎRDÂN[Fars.]/KUTNE

( Geviş getirenlerin, ilk ve en büyük mide bölümü. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda ikinci mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda üçüncü mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda dördüncü mide. )

( RUMEN vs./and/> RETIKULUM vs./and/> OMASUM vs./and/> ABOMASUM )


- İSKENDER[< İSKÂNDAR] KENTİ ile/ve/||/<>/> KALINTISI

( Beş. İLE/VE/||/<>/> İki. )


- ISLAK ile/ve YAŞ


- İSLÂM COĞRAFYASINDA YAYGIN TARİKATLAR:
NAKŞİBENDİYE ve KÂDİRİYE ve HALVETİYE


- İSLÂM DÜŞÜNCESİ ile/ve TÜRK DÜŞÜNCESİ


- İSLÂM İCTİHÂDINDA:
KAZAÎ ve/||/<> ADLÎ


- İSLÂM MEDENİYETİNDE
ENDÜLÜS ile/ve/||/<> KUDÜS ile/ve/||/<> MÂVERÂÜNNEHİR(KAZAKİSTAN-ÖZBEKİSTAN-TÜRKMENİSTAN)


- İSLÂM TASAVVUFU ile/ve KABBALAH(YAHUDİ TASAVVUFU) ile/ve GNOSTİZM(HRİSTİYAN TASAVVUFU)


- İSLÂM:
"İNANCI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNCESİ


- İSLÂM'IN 5 ŞARTI ve "İSLÂM'IN 6. ŞARTI"

( Zorunluluk/Cebrî. Dışsal. VE İrâdî. İçsel. )

( İslâm'ın birinci şartı, iman olup, kalp ile inanmak ve dil ile de söylemektir. Öteki dört şart ise, gövde ile yapılacak ve kalp ile niyet edilecek ibâdetlerdir. )

( İslâm'ın şartı beştir, altıncısı Haddini Bilmek'tir. [7. şartı da haddini bilmeyene haddini bildirmek!] )

( PENC-ERKÂN )


- İSLÂM/MÜSLÜMANLIK ve/<> KAVRAMAK


- İSLÂM ile/ve/<> İMÂN

( Dış güven/ce. İLE/VE/<> İç/öz güven/ce. )

( Toplumda. İLE/VE/<> Kendinde. )

( İnandığına teslim olma, selâmete ermek, kurtulmak. İLE/VE/<> İnancın pekişmişliği. )


- İSLÂM ve/> İMAN ve/> İHSAN

( Saygı. VE/> Sevgi. VE/> Ahlâk. )

( HZ. MUSÂ(KELİMULLAH) ve/> HZ. İSÂ ve/> HZ. MUHAMMED )


- İSLÂMÎ HÜKÜMDARLIKTA:
OSMANLI ile/ve/||/<> SELÇUKLU ile/ve/||/<> ABBASİ ile/ve/||/<> EMEVİ


- İŞLEM SIRASINDA:
ÜSLÜ ile/ve/<>/> PARANTEZ ile/ve/<>/> ÇARPMA-BÖLME ile/ve/<>/> TOPLAMA-ÇIKARMA

( 1. ile/ve/<>/> 2. ile/ve/<>/> 3. ile/ve/<>/> 4. )


- İŞLEM:
BİLİNÇTE ile/ve/||/<>/< BİLİNÇALTINDA

( [saniyede] 5-9 ile/ve/||/<>/< 1300 )


- İŞLEME/NAKIŞ ile/ve/||/<> BRODE

( ... İLE/VE/||/<> Kâğıt ve kumaş gibi nesneler üzerine, makine ya da el ile yapılan kabartma biçimindeki işleme. )


- İŞLEMEK ile/ve DOKUMAK


- İŞLEMEK ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK


- İŞLEMEK ile/ve/<> İZLEMEK


- İŞLEMEK ile/ve/<> YOĞURMAK


- İŞLENEBİLİR VERİ ile/ve/||/<>/> ERİŞİLEBİLİR VERİ ile/ve/||/<>/> OKUNABİLİR VERİ ile/ve/||/<>/> ANLAŞILABİLİR VERİ

( Simge seviyesinde. Dijital ve mantıksal girdilerle. İLE/VE/||/<>/> Bili/enformasyon. | Veri aktarımı. | Matematik ve iletişim. | Anlam olmayan değer. İLE/VE/||/<>/> Bilgi. | Değer etiketlemesi. İLE/VE/||/<>/> Keşif. KATAdop Mimarisiyle. )


- İŞLENMİŞ ile/ve/değil/yerine DÖNÜŞMÜŞ


- İŞLENMİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖĞÜTÜLMÜŞ


- İŞLER ve/||/<>/> İLİŞKİLER


- İŞLERLİK ile/ve İŞLEVSELLİK


- İŞLET FİİLİN, DUYSUN KULAĞIN ve/||/<> NE VERİRSEN ELİNLE, O DA GELİR SENİNLE ve/||/<> SADECE İŞİNİ YAP, BIRAK ULUSUNLAR


- İŞLEV ile/ve/<> BİÇİM ile/ve/<> NİTELİK


- İŞLEV ile/ve/değil/yerine/<> EYLEM

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Bilinçli, amaçlı etkinlik. )

( Kişi, eylemiyle tanınır. )

( İşlet fiilin, duysun kulağın. )

( Human recognize by action. )

( Alkışı, en sessiz biçimde karşılayan, alkışı, hak etmiş demektir. )

( [not] FUNCTION vs./and/but ACTION
ACTION instead of FUNCTION )


- İŞLEV ile/ve GÖRÜNÜŞ

( FUNCTION vs./and APPEARANCE )


- İŞLEV ile/ve TERETTÜB-ÜL ÂSÂR[Ar.]

( ... İLE/VE Varolanın içeriğine(mahiyetine) ilişkin niteliklerinin ortaya çıkması. )


- İŞLEV ve YÖN

( FUNCTION and DIRECTION )


- İŞLEVSEL(ADAPTİF) ile/ve/||/<>/>< İŞLEVSEL OLMAYAN(MALADAPTİF)


- İŞLEVSEL/LİK ile/ve EREKSEL/LİK

( Sadece kendini gösteriyorsa. İLE/VE Kendini göstermiyorsa, başka bir şeyi gösteriyorsa. )


- İŞLEVSEL/LİK ile/ve EYLEMSEL/LİK


- İŞLEVSELLİK ve/||/<> İŞE YARARLIK


- İŞLEVSELLİK ile/ve/||/<> ÖZELLİK


- İŞLEVSELLİK ile/ve YARARLILIK

( FUNCTIONALNESS vs. USEFULNESS )


- İŞLEYİŞ ile/ve ÖNGÖRÜ

( PROCESS vs./and TO GUESS )


- ISLIK ile/ve ASADOLU

( ... İLE/VE Çoban ıslığı. )


- İSM-İ FAİL ile/ve İSM-İ MEF'UL

( MENÂSÎRU | MENASİRU )

( İSM-İ FAİL:

NÂSİRÛNE (NUSSÂRUN) (NUSSARUN, NASARATÜN)
NASİRÂTÜN (NEVÂSİRU)
-
-
   
-
NÂSİRÂNİ
NASİRATÂNİ
-
-
   
NÂSİRUN
NASİRATÜN
-
-
 
-
* 4 CEMİ MÜZEKKER ile/ve 2 CEMİ MÜENNES ( NÂSİRÛNE | NUSSÂRUN | NUSSARUN | NASARATÜN ile/ve NASİRÂTÜN | NEVÂSİRU )


- İSM-İ TASGİR ile/ve İSM-İ MENSUB(MÜZEKKER)

( SAĞDAN SOLA! )

( NUSAYRÛNE | NUSAYRÂNÎ | NUSAYRUN ile/ve NASRİYÛNE | NASRİYÂNÎ | NASRİYÜN [MÜZEKKER] NASRİYÂTÜN | NASRİYETÂNÎ | NASRİYETÜN [MÜENNES] )


- İSMAİLÎ-BÂTINÎ TEVİL KURAMI ile/ve MUTEZİLE TEVİL KURAMI


- İSMET:
İMAN ve/||/<> EMAN


- İSMET ve/||/<>/< ÂDEMİYET


- İSMET ve/<> İFFET


- ISO 9000 ile/ve/<> ISO 9001


- İSPANYA ile/ve/<> FRANSA

( Bu iki ülkeyi birbirinden ayıran, 430 km.lik doğal bir sınır olan Pirene sıradağlarıdır.
[93 milyon yıllık bu dağlar, tüm evrimi içeren kalıntılar taşır.] )


- İSPANYOLCA ile/ve/<>/< LATİNCE


- İSPAT/İSBAT ile/ve HÜCCET ile/ve BURHAN ile/ve DELİL

( BELGİT: Bir kişinin, yapmaya ya da ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek üzere imzaladığı resmi kâğıt, senet. | Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru olarak kabul edilen başka önerme. )


- İSPAT/TANIT ile/ve KANIT

( Matematik'te. İLE/VE Matematik dışında. Fizik'te. )

( Öne sürülen bir şeyin doğruluğunu göstermede izlenen düşünce süreci. | Tanıtlamaya yarayan belge ya da herhangi bir şey, beyyine, hüccet. İLE Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman. | Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil. | Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil.

SONURGU: Bir başlangıcın, bir olgunun, bir ilginin renkli ve zorunlu görülen sonucu, vargısı. )

( İçeriden. İLE/VE Dışarıdan. )


- İSPAT ile/ve DESTEK

( TO PROVE vs./and SUPPORT )


- İSPAT ile/ve İNANDIRICILIK

( PROVING vs./and PLAUSIBILITY/PERSUASIVENESS )


- İSRAF ile/ve/||/<> ABARTI


- İSRAF ile/ve/> BATKI/NLIK / İFLÂS

( İsraf, iflâsı muhakkak kılar. )

( En büyük israf, zaman israfıdır. )

( EXTRAVAGANCE vs. BANKRUPTCY )


- İSRAF ve/değil/yerine İNFÂK


- İŞRAK ile/ve/<> İRŞÂD


- İŞRÂKÎ ile/ve/||/<> ÜVEYSÎ


- ISRAR ETME! ile/ve/||/<>/> (FAZLA) DİRENÇ GÖSTERME!


- ISRAR ile/ve/<> "SIKBOĞAZ ETMEK"


- ISRAR ile/ve "TİTİZLİK"


- ISRAR ile/ve İBRÂM[Ar.]

( ... İLE/VE Can sıkacak derecede ısrar etme, üstüne düşme, zorlama. )


- ISRAR ve İHTİYÂT


- ISRAR ile/ve İNAT

( Ne/yi yapacağın üzerindeki bilinçli kararlılıkta. İLE/VE Ne/yi yapmayacağın üzerine göstermen gereken bilgi ve bilincin, davranış ve tutumun bulunmamasında. )

( Sen varsan. İLE/VE Sen yoksan. )

( Akıllılıkta. İLE/VE Duygusallıkta. )

( Çözümleyicilikte. İLE/VE Tepkisellikte. )

( INSISTENCE vs./and OBSTINACY )


- İŞRET ve/> ZİLLET


- İST. BOĞAZI'NDA:
ÜST AKINTI ile/ve ALT AKINTI

( Karadeniz'den gelen. İLE/VE Ege'den gelen. )


- İŞTAH[Ar.]/APETİT[Fr./İng.] ile/ve BESLENME

( APPETITE vs./and NUTRITION )


- İŞTAH ve ŞEHVET

( APPETITE and LUST )


- İŞTAHIN ORANTISIZLIĞI ve/||/<>/> İFLÂH OLMAMAK


- ISTAKA'DA:
ŞAFT ile/ve DİP


- İSTANBUL ile/ve TÜRKİYE

( Eski İstanbul'un denizden yüksekliği 2 ile 12 metre arasındadır. )

( 1854/55: İstanbul Belediyesi'nin kuruluşu. )

( İSTANBUL'DA ... )

( İSTANBUL SÖZLÜĞÜ - M. ORHAN BAYRAK - TARİH DÜŞÜNCE KİTAPLIĞI )

( İSTANBUL'UN İLKLERİ VE ENLERİ - SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU - EP YAYINLARI )


- İSTANBUL ile/ve TÜRKİYE


- İSTANBUL:
GÜNDÜZ ve/||/<> GECE

( Bektaş Musa )

(

Galata Kulesi
Beyazıt Kulesi


Çemberlitaş


Bozdoğan Kemeri


Sultanahmet Camii


Yeni Cami


Taksim Cumhuriyet Anıtı
)


- İstanbul'da, 200'ün üzeri çeşitte mimari yapı ve 3500'ün üzerinde cami bulunmaktadır.


- İSTANBUL'DA:
YAKA ile/ve/||/<> KITA


- İSTANBUL'DA/KENTİNDE YAŞAMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< İSTANBUL'U/KENTİNİ YAŞAMAK


- İSTANBUL'U GÖRMEK ile/ve/değil/yerine İSTANBUL'A GÖRÜNMEK


- İSTANBUL'UN AÇILIŞI ile/ve İSTANBUL'UN FETHİ

( 11 Mayıs 330 İLE/VE 29 Mayıs 1453 )


- İSTANBUL'UN ADLARI ve ŞANLARI

( BYZAS, BUZIS, BYSE, BYSANTE [İlk adlarından.] )

( BYZANTION [Byzas'ın kenti.][Roma dönemine kadar kullanılmıştır.] )

( ANTONEIA, ANTHUSA, DEUTERA ROME [Roma'lıların kullanımı.] )

( KONSTANTINOPOLIS [Uzun süre bu adla tanımlanmıştır.] )

( TSARIGRA [İmparator kenti.][Slav kaynaklarında.] ( MIKLEGARD [İmparator Mikhael?in kenti.][Vikingler'de.] )

( TEKFURİYE, ZAVEGOROD [Rus'ların kullanımı.] [TEKFUR: Bizans hudud valisi] )

( VİZENDOVAR [Macar'ların kullanımı.] )

( KANATORYA/KANATURİYE [Polonya'lıların kullanımı.] )

( AYLANA [Çek'lerin kullanımı.] )

( KONSTANTİNAPOL [Avusturya'lıların kullanımı.][Nemçe] )

( HERAKLİYAN [İsveç'lilerin kullanımı.] )

( İSTEFANYA, İSTEFANİYE [Hollanda'lıların kullanımı.] )

( AGRANDONE [Frank'ların kullanımı.] )

( YAĞFURİYE, POZANTİYAM, KONSTANTİNİYE [Frenk'lerin kullanımı.] )

( KOSTİYE, KOSTİN [Portekiz'lilerin kullanımı.] )

( MAKEDONYA [Latin'lerin kullanımı.] )

( KONSTANTİNİYYE-İ KÜBRA [Arap'ların kullanımı.] )

( KAYSER-İ ZEMİN[Yeryüzü imparatoru] [Fars'ların/Acem'lerin kullanımı.] )

( TAHT-I RUM [Hint'lerin kullanımı.] )

( ÇAKDURYAN, ÇAKDURKAN [Moğol'ların kullanımı.] )

( SAKALYA [Tatar'ların kullanımı.] )

( VİZENDOVİNA [Ermeni'lerin kullanımı.] )

( YANKOVİÇE, ALEKSANDRA [Süryani'lerin kullanımı.] )

( PÜZANT [Ermeni'lerin kullanımı.] )

( ÂSİTÂNE [Osmanlı'larda!] )

( ÂSİTÂNE-İ SAADET[Sultan Sarayı] )

( DÂR-ÜL HİLÂFE[Halife'nin evi] )

( DÂRÜ'S SALTANA[Saltanat'ın evi] )

( DERGÂH-I SELÂTİN[Sultanlar kapısı] )

( DERSAADET, DERALİYE )

( MAHRÛSE: Türklere göre, İstanbul'un Büyük Kent anlamına gelen bir adı. )

( MAHRÛSE-İ KONSTANTİNİYE: Konstantiniye Büyük Kenti. )

( İSTİMBOLİ [Verilen adlardan biri.] )

( KONSTANTİNİYYEBULİN [Verilen adlardan biri.] )

( POZANTİYAM [Verilen adlardan biri.] )

( SÜDDE-İ SALTANAT Saltanatın Eşiği. [Verilen adlardan biri.] )

( İstanbul, en çok adı olan şehirdir. )

( UÇ-OĞ-BOLUĞ: İstanbul'un kadîm dönemlerinde, "Cennet Şehir" anlamına gelen, ön-Türkçe adı. )

( GULGULE-İ RÛM
TANTANA-İ RÛM
VEVELE-İ RÛM
DEBDEBE-İ RÛM
GALEBE-İ RÛM )

( : EIS TIN POLIN, ISTINPOLIN: Kentte, kent içinde, kent içi. )


- İSTANBUL'UN FETHİNDEKİ BAYRAKLAR:
KIRMIZI ile/ve/<> YEŞİL ile/ve/<> BEYAZ

( Orduyu simgeler. İLE/VE/<> Dini simgeler. İLE/VE/<> Devleti simgeler. )


- İSTANBUL'UN ORTASI ile/ve SIFIR(MİLYON/MILLION) TAŞI

( Şehzâde Camisi'nin köşesinde bulunan taşın bulunduğu noktadır. İLE/VE Sultanahmet'te, Divanyolu başında, Yerebatan Sarnıcı köşesinde bulunan Bizans yapıtı taş sütundur. [Dünyanın, İstanbul'un merkezi ve başlangıç noktası, Avrupa'ya İstanbul'dan başlayan yolun başı olarak değerlendirilmiştir.] )

( Osmanlı için. İLE/VE Bizans için. )


- İSTANBUL'UN:
SAFÂ SULARI ile/ve/||/<>/> ŞİFÂ SULARI


- İSTANBUL'UN:
SULARI ve SURLARI


- İSTANBUL('UN):
EFENDİSİ ile/ve MANEVÎ EFENDİSİ ile/ve KÜLTÜREL EFENDİSİ

( Yöneticiler. İLE/VE Meşâyih. İLE/VE Dikkatli, temiz, düzenliler. )

( Maddî. İLE/VE Manevî. İLE/VE Kültürel. )

( İHTİSAB AĞALARI )

( ALİİ: Efendi. ile/ve ... )


- İSTANBUL/ROMA ve/||/<> FİLİBE

( Filibe de, İstanbul ve Roma gibi, 7 tepe üzerine kurulmuştur. )

( ... VE/||/<> Nöbettepe, Canbaztepe, Taksimtepe, Çanlıtepe, Boztepe, Saraytepe, Pınarcıtepe. )


- İSTANBUL ile/ve/||/<> (ÜSKÜDAR/LI) HOCA ALİ RIZA EFENDİ

( )


- İSTANBUL ve/<> DİVAN EDEBİYATI


- İSTANBUL ve/yerine EDİRNE

( ... VE/YERİNE Sultanların yeğlediği. )


- İSTANBUL ile/ve NEFS-İ İSTANBUL

( BÎLÂD-I SELÂSE İLE/VE Suriçi İstanbul. [Asıl İstanbul] )


- İSTANBUL ve ROMA ve PRAG

( Boğaz, ikiye böler. VE Tiber Irmağı, ikiye böler. VE Vltava Irmağı, ikiye böler. )


- İSTANBUL ve/<>/> TEBRİZ

( Türkçe'nin en çok konuşulduğu kent. VE/<>/> Türkçe'nin en çok konuşulduğu ikinci kent. )


- İSTATİKSEL YASA ile/ve/||/<> ÇOK BÜYÜK SAYILAR YASASI


- İSTATİSTİK:
MATEMATİK ile/ve/||/<>/> YÖNETİM/DEVLET BİLGİSİ


- İSTATİSTİK ve/||/<> BOLTZMANN İSTATİSTİK YASASI


- İSTATİSTİK ile/ve/değil VERİTABANI


- İSTATİSTİKSEL ANLAM/LILIK / YORUM ile/ve/<> TARİHSEL ANLAM/LILIK / YORUM


- İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ

( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )


- İSTATİSTİKSEL/LİK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GENELLEYİCİ/LİK


- İŞTE:
"GÖNÜL EĞLENDİRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/></< GÖNÜLLÜLÜK


- İSTEDİĞİM ile/ve/değil/yerine SENİN İSTEDİĞİNİ İSTEMEMİ İSTET!


- İSTEDİĞİN KADAR ARAMA(MA)K ile/ve/değil/hem de İSTEDİĞİN ZAMAN ARAMA(MA)K


- İSTEDİĞİNİ:
ALMAK ile/ve/değil/<> ALDIKTAN SONRA HÂLÂ İSTİYOR OLMAK


- İSTEK DIŞI/DOĞAL ÖLÜM ile/ve/değil/yerine/< İSTEYEREK ÖLÜM

( Kişinin ölümü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< Kişiliğin ölümü. )

( Ölmeden önce ölünüz. - MÛTÛ KABLE EN TE-MÛT )

( MEVT-İ TABİÎ ile/ve/değil/yerine/< MEVT-İ İRADÎ/İHTİYARÎ )


- İSTEK/ARZU ile/ve KORKU

( Keyfin/zevkin, hazzın anısı. İLE/VE Acının/ıstırabın anısı. )

( İkisi de zihni huzursuz eder. )

( RAĞBET ile/ve RÂHBET )

( DESIRE vs./and/<> EXERTION )


- İSTEK/HEVES ile/ve/değil/||/<>/>/</>< OLANAK/KOŞUL/ARAÇ/PARA

( Varken, olanak olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Varken, istek olmayabilir. )

( )


- İSTEK/LER ile/ve/değil/yerine GEREKSİNİM/LER

( Sınırsız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sınırlı. )

( [not] REQUEST/S vs./and/but NEED/S
NEED/S instead of REQUEST/S )


- İSTEK/MERAM ile/ve KASIT

( REQUEST vs./and PURPOSE )


- İSTEK/TAMAH ile/ve/değil/yerine/>< KANAAT

( Zahmet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Rahatlık. )


- İSTEK ile/ve/<> AKIL

( REQUEST vs./and/<> REASON )


- İSTEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AMAÇ

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> (Daha) İleri düşünenlerin sahip olduğu, peşinde gittiği. )


- İSTEK ile/ve/||/<> BEĞENİ

( Dopamin üretir. İLE/VE/||/<> Opioid etkisi yaratır. )


- İSTEK ile/ve/<> DÜŞÜNME

( REQUEST vs./and/<> TO THINK )


- İSTEK ile/ve/<> GAYRET

( YISA[İt.]: Gayret vermek için söylenilen söz. )

( REQUEST vs./and/<> EXERTION )


- İSTEK ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM(İHTİYAÇ) ile/ve/||/<>/> HİZMET

( WANT vs. NEED )


- İSTEK ile/ve/<> İÇGÜDÜ

( DESIRE vs./and/<> INSTINCT )

( İKHA ile/ve/<> ... )


- İSTEK ile/ve ŞEHVET

( HÂHİŞ ile/ve ... )


- İSTEK ile/ve/<> TERCİH

( REQUEST vs./and/<> PREFER )


- İSTEK ile/ve TESLİMİYET


- İSTEK ve/<>/|| YOL


- İSTEK ile/ve ZORUNLULUK


- İSTEKSİZ/LİK ile/ve/değil KARARSIZ/LIK


- İSTEMEDİĞİ ile/ve/değil/yerine SORMADIĞI


- İSTEMEK/SORMAK(SUAL ETMEK):
KİŞİDEN ile/ve/değil/yerine/||/<> ALLAH'TAN

( Verirse, (")minnet("); vermezse, (")zillet("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Verirse, nimet; vermezse, hikmet. )


- İSTEMEK ile/ve BEHCET


- İSTEMEK ile/ve/<> ÇAĞIRMAK

( REQUEST vs./and/<> TO CALL, TO INVITE )


- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/hem de/+/||/<>/> GERÇEKTEN İSTEMEK

( Zihindeki günlük 40-50.000 düşüncenin büyük bir bölümünün tanımlanmamış/netleşmemiş, pasif temelli, sıradan, dayanaksız, isteme eylemi. İLE Sıradan isteğin bir üst aşaması olan gerçekten istemenin, gerekeni yaparak ve istenenin umudu ve çabası, içtenliği, samimiyeti ve ciddiyeti ile istemek. )

( İstemekle tamamına ve daha da fazlasına sahip olabilirsiniz. )

( EĞİNİK: İçten istemek. )

( İSTİD'Â'[Ar. < DUA]: Yalvararak isteme. | Dilekçe. )

( You can have the whole of it and more for the mere asking. )

( [not] TO ASK/REQUIRE vs./and/but/also REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST
REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST instead of TO ASK/REQUIRE )

( [nicht] FORDERN/WOLLEN mit/und TATSÄCHLICH FORDERN/WOLLEN )


- İSTEMEK ile/ve/<> İNANMAK

( İnan ya da terk et! )

( Believe it or leave! )

( TO ASK/REQUIRE vs./and/<> TO BELIEVE )


- İSTEMEK ile/ve İNANMAK

( TO ASK/REQUIRE vs./and TO BELIEVE )


- İSTEMEK ile/ve/||/<>/> KARAR VERMEK


- İSTEMEK ile/ve/< ÖZENMEK

( TO ASK/REQUIRE vs./and/< TO TAKE PAINS )


- İSTEMEK ile/ve/<> TENEZZÜL


- İSTEMEK ile/ve/<> UYGUNLUK

( REQUEST vs./and/<> APPROPRIATENESS )


- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞLEMEK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine GEREK GÖRMEMEK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK


- İŞTEN ÇIKIŞTA/ÇIKARILMADA:
KIDEM TAZMİNATI ile/ve/<> İHBAR TAZMİNATI ile/ve/<> İŞSİZLİK ÖDENEĞİ

( )


- İSTENÇ(İRÂDE) ile/ve/||/<> BULUNÇ(KEŞF/VİCDAN)

( Gerçek, keşiftedir, keşfedilmişte değil. )

( Özgürleşme, keşfetme özgürlüğü demektir. )

( Keşif için ne başlangıç ne son vardır. )

( KEŞF: Kaldırmak. )

( To discovery there is no beginning and no end. )

( WILLPOWER vs./and/||/<> CONSCIENCE/CONSCIOUS )

( MEŞİYET[: İrâde. | Arzu, dilek, istek. | Yürüyüş, yürütme.] ile/ve ... )


- İSTENÇ/DİRETME/İRÂDE[EVET]
ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/&gt;&lt;/>/<
DİRENÇ/DİRENME/İHTİYÂR[< HAYIR]
( ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/&gt;&lt;/>/<
REVİYE[Ar.][>< BEDİHE])

( Yapma/yapabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yapmama/yapmayabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. )

( "Zekâda", nefiste. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Akılda. )

( Seçim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yeğleme/tercih. )

( Cins. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Fasl. )

( Varoluş/sal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Varoluşunun sürekliliği için/yönünde. )

( Doğadaki tüm varolanlar gibi insanın gövdesi de gelişerek ve değişerek sürecini tamamlar. Gövdemiz itibariyle bitki ve hayvanların koşullarıyla birlikte bülûğa ermesiyle tanımlanan belirli yaş, dönem ve zihinsel seviyelerden geçerek herkesle eşit olanaklara, haklara ve kararlara sahip olmak üzere birey olmaya, reşit olmaya hak kazanırız.

Olanaklarımız, 18 yılımızı tamamlayana kadar, ağırlıklı olarak bitki ve hayvanlarla ortak olduğumuz gövdemizde, varoluşsal ve canlılık gereksinimlerimize, istediklerimize gözümüzü, ağzımızı, elimizi ve dilimizi, "Evet"lerimizi yöneltmeyle yani "yapma isteği/bilgisi" anlamına gelen irâdemiz aracılığıyla sağlanır.

Bu süreç, özellikle 1 yaşında, bazı sözcükleri söylemeye başlayarak; 2 yaşında, benlik algımızın kısmen gelişmişliğiyle erk karşısında, varolduğunu gösterebilmek üzere dışkı tutarak; 4 yaşında, kısmen başlayan öğrenim/eğitim becerisiyle; 7 yaşından itibaren bilinçlenerek; 18'den önce dereceli olarak, 12 - 15 yaş arasında ve 15 - 18 yaş arasında, ayırd etme[temyîz] ve hukuksal cezâ görme eşiğiyle; 16 yaşında, ebeveynin resmî izniyle dünyanın her yerine gidebilme; yine ebeveyn izniyle 17 yaşında evlenebilme eşiklerindeki kısmî hakları ile 18'den sonra da gözümüzü, ağzımızı, elimizi, belimizi ve dilimizi uzatmayabileceklerimiz için "Hayır!" diyerek, "yapmama bilgisi/isteği" olarak tanımlanan ihtiyârımız ve muhtariyetimizle yani kendimize ve çevremizdekilere zarar vermemek üzere, ancak bu koşullarla özgürlük hakkımızı elde ederiz ve yaşamımızı, yapmayabileceklerimiz üzerinden sürdürürüz.

Atacağımız her adımda, yapacağımız ve söyleyeceğimiz herşeyde, önce "Evet"imiz(irâdemiz) değil "Hayır!"ımız(ihtiyârımız) devrede olmak zorundadır. Birilerini yaralamak, öldürmek ya da insanlık suçlarına giren uyuşturucu("sigara vb". da) satmak gibi çevremize çeşitli zarar verebilecek eylemler ise en önemli ve olmazsa olmazımız, Sağlık ve Özgürlük'ün yitirilmesi, hastahane ya da hapishaneyle sınırlandırılmasıyla son bulmasıdır.

İlim ve irfanın öncelikleri, ilkeleri olan eline, diline ve beline hâkim olmak, tüm kadîm geleneklerin ortak uyarısıdır. Şiddet kontrolü, şiddetsizlik, zararsızlık; başkalarını, düşünce, söz ve hareketle incitmemek; yalan kontrolü ve dürüstlük; benimseme kontrolü ya da çalmama; eşeysel(cinsel) enerji kontrolü; mal/eşya biriktirme kontrolü, biriktirmemek; nefret kontrolü ve merhamet; kızgınlık kontrolü ve affetme; güçsüzlük kontrolü ve dayanıklılık; aşırılık kontrolü ve ılımlılık; yanlışlık kontrolü ve doğruluk da insan haklarının dışına çıkmamayı sağlayacak olan uyarılardır.
[ www.FaRkLaR.net/kisiselgelisim ve www.FaRkLaR.net/ilim-irfan sayfalarından da yararlanılabilir.]

Kendi haklarımızı ve başkalarının haklarını tanımamıza yardımcı olabilecek çok önemli iki çalışma ise bir kâğıda ya da bilgisayarda/cep telefonunda, iki ayrı sayfa oluşturup öncelikle "Ne yapmayabileceklerim"i/zi, ötekine ise tam ve kesin olarak "Hayır!" dediklerimizi, diyebileceklerimizi yazmamızdır.

Giyinmek, öncelikle toplum (ve düzeni/sağlığı) için ancak daha sonra kişinin kendi içindir. )

( Bir şeyi yapmanın, tek bir yolu yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yolu, tektir! [Yapmamaktır!] )

( Başı, ortası/süreci ve sonucu, akıl iledir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Özgüven iledir ve öz/güven sağlatır. )

( Parça. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Bütün. )

( Özgürlüğümüzü yitirdiğimizde, değerini bilmeye başladığımız, anladığımız ve anımsadığımız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Özgürlüğümüzde, sürekli bilmemiz ve anımsamamız gereken. )

( Gereksinimimize yönelterek, önceleyerek.[Kısa ve uzun süreli olarak tehlikeli/riskli/zararlı olup olmadığına fazla bakmaksızın.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Var oluşumuzu ve var oluşumuzun sürekliliğini önemseten, önceleyen.[Hem şu anda, hem de uzun süreli olarak.] )

( Bir şey ki, yapmasan da olur... YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur... SÖYLEME!

Yaptığımız, "kâr"; yapmadığımız, yarar!
Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar!

Yediğimiz/içtiğimiz, "kâr"; yemediğimiz/içmediğimiz, yarar!

Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir/geliştir... Dünya/n değişsin//gelişsin! )

( Belediye. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Muhtarlık. )

( Görülen, gösterilen/gösterilebilen. | Görülebilir/lik, gösterilebilir/lik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Görülmeyen, gösterilmeyen ve gösterilemeyen. | Görülemez/lik, gösterilemez/lik. )

( "Evet!" diyebilme (olanağı/gücü). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< "Hayır!" diyebilme (olanağı/gücü). )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Nefsine muhâlefet etmek/edebilmek.[MUHALEFET-ÜN-NEFS] )

(

İhtiyâr ve İrâde "Kader" - "İrâdenin Özgürce Kullanımı" Tartışması Huyların Değişmesinin Olanağı Mantıksal Belirlenimcilik
Kindî Bağdaşırcı Belirlenimci/Bağdaşırcı - -
Fârâbî Bağdaşırcı Bağdaşırcı Bağdaşırcı Bağdaşırcı
Yahyâ İbn Adî - Bağdaşırcı Belirlenimci İrâdenin Özgürce Kullanımı
Âmirî Bağdaşırcı Bağdaşırcı - -
İbn Sînâ Belirlenimci Belirlenimci Bağdaşırcı Belirlenimci
İbn Bâcce Bağdaşırcı/İrâdeci - - -
İbn Rüşd Belirlenimci/Bağdaşırcı Belirlenimci/Bağdaşırcı - Bağdaşırcı


"Meşşâî Felsefede Ahlâkî Determinizm ve Özgürlük" - Emre Çeliker

)

( WILL/WILLPOWER vs. RESISTANCE )


- İSTENÇ/İRÂDE VE SİNİRBİLİM DENEYLERİNDE:
LIBET ile/ve/||/<> HAGGARD VE EIMER ile/ve/||/<> HAYNES ile/ve/||/<> FRIED


- İSTENÇ/İRÂDE:
UZAK ile/ve/||/<>/> ORTA ile/ve/||/<>/> YAKIN

( El. İLE/VE/||/<>/> Dil. İLE/VE/||/<>/> Bakış. )


- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve AŞKINLIK

( ... ile/ve GULÜV )

( WILLPOWER vs./and TRANSCENDENCE )


- İSTENÇ/İRÂDE ve/<> İDÂRE

( WILLPOWER and/<> TO MANAGE )


- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve İSTEK

( Tümdengelimli doğada. İLE/VE Tümevarımlı doğada. )

( WILLPOWER vs./and WILL )


- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve İSTİKRAR

( WILLPOWER vs./and STABILITY )


- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve NİYET

( WILLPOWER vs./and INTENTION )


- İSTENÇ/İRÂDE ve/||/<>/> SİYÂSET

( Bireydeki yapma isteği. VE/||/<>/> Toplumdaki yapma isteği. )


- İSTENİLEN/BEKLENİLEN:
HAKİKAT ile/ve/değil/||/<>/> MÂRİFET

( Tek. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çok. )


- İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM

( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )

( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )


- İSTER ..., İSTER ... ile/ve/<> NE ..., NE DE ...


- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN


- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/||/<>/>< NE YAZIK Kİ


- İŞTEŞLİKTE/:
SÜREKLİLİK ile/ve/<> KARŞILIKLILIK


- İSTİ'DÂD ile/ve KÂBİLİYET


- İSTİ'DÂD ve YÖNELİM


- İSTİÂRE ile/ve/değil MECÂZ[< CEVAZ | çoğ. MECÂZÂT]

( Bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka şeylerin adıyla anma sanatı. İLE/VE Sözcükleri gerçek anlamları dışında kullanma sanatı. )


- İSTİDÂD:
TAM ile/ve/değil/||/<> EKSİK


- İSTİFA ETMEK ile/ve/||/<> AFFINI İSTEMEK


- ISTIFÂ'[< SAFVET] ile/ve/< İSTİ'FA'[< AFV]

( Bir şeyin hâlisini, temizini seçip alma. | Ayıklama. | Seçme, seçkinlik. İLE/VE Affını isteme. | Bir işten, kendi isteğiyle çekilme. )


- İSTİFÂ[Ar.] ile/ve/değil ÇEKİLME

( Görevden. İLE/VE/DEĞİL Önderlikten. )

( Siyasette. İLE/VE/DEĞİL Dinde. )


- İSTİFA ile/ve/||/<>/> İSTİĞFAR

( Affını isteme. | Bir işten, kendi isteğiyle çekilme. İLE/VE/||/<>/> Tövbe. | Allah'tan günahın bağışlanmasını isteme. | Estağfirullah. )


- İSTİFÂDE ile/ve/<>/< İSTİFÂ

( İstifâ etmediğimizden, istifâde edemeyiz. )


- İSTİFSÂR[Ar. < FESR] ile/ve/<> İSTİNTÂK[Ar. < NUTK]

( Bir şeyin açıklanmasını, aydınlığa kavuşmasını isteme, anlamaya çalışma, sorma. İLE/VE/<> Sorgu. | Sorguya çekme. )


- İSTİĞFAR ve İBÂDET


- İSTİĞFAR ile/ve SEYİD'ÜL İSTİĞFAR(TÖVBENİN EFENDİSİ)


- İSTİKÂMET ve/<> HÜRMET ve/<> KIRAAT


- İSTİKLÂL (SAVAŞI):
"KURTULUŞ" (SAVAŞI) ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞIMSIZLIK (SAVAŞI)


- İSTİKLÂL MARŞI ve/||/<>/< MEHMET ÂKİF ERSOY

( Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim, milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı;
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, İlahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

Mehmet Âkif ERSOY )


- İSTİKRÂ ve/||/<> KIRAAT/İKRÂ


- İSTİKRAR ve/||/<>/< TUTARLILIK


- İSTİKRARSIZLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DALGALANMA


- İSTİKŞÂF[< KEŞF | çoğ. İSTİKŞÂFÂT][İSTİŞKÂF değil!] ile/ve/<>/> İSTİŞÂRE

( Keşfetmeye çalışma, ne olup bittiğini öğrenmek için araştırmada bulunma. | [coğr.] Açınsama. İLE Fikir sorma, danışma. )


- İSTİLÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİSMÂR[Ar.]


- İSTİMAL[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİFÂDE[Ar.]

( Kullanım. İLE/VE/||/<> Yararlanma. )


- İSTİMLÂK[Ar. < MİLK] ile/ve/||/<> İSTİMÂR[Ar. < TAMİR]

( Bir yeri satın alma, mülk alma. | Kamulaştırma. Devletin, genelin yararına olarak bir şeyi sahibinden satın alması. İLE/VE/||/<> İmâr ettirme. | Bir yerin imarını isteme. | İstimlâk etme, sömürgeleştirme. )


- İSTİNBÂT[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİDLÂL[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİBSÂR[Ar.]

( Bir söz ya da işten gizli bir anlam çıkarma. Açık olmayarak, dolayısıyla, zımnen anlama. İLE Bir delile dayanarak bir şeyden sonuç çıkarma, delil ile anlama. İLE Basiretli olmak. Düşünceli, hesaplı ve dikkatli iş yapmak ve hareket etmek. )


- İŞTİRÂK[Ar. < ŞİRKET] ile/ve/<>/< İŞTİYÂK[Ar. < ŞEVK]

( Ortaklık, ortak olma, paydaşlık. | Bir işte yer alma, paydaşlık etme. | Bir işe, bir düşünceye katılma, katılım. | İktisadi devlet teşekküllerinin ya da kamu iktisadi kuruluşlarının ya da bağlı ortaklıklarının, sermayelerinin en az yüzde onbeşine, en çok yüzde ellisine sahip bulundukları anonim şirketler. | Bir ortaklık ile işletme arasında, sözkonusu ortaklığın yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılma anlamında sürekli bir bağ yaratan, doğrudan ya da dolaylı sermaye ve yönetim ilişkisi. İLE/VE/<>/< Şevklenme, göreceği gelme, özleme. )


- ISTIRAP ile/ve/> ÇİLE

( ... İLE/VE/> Kemalâta erdiren ıstırap. )


- ISTIRAP ile/ve DAYANÇ/SABIR

( Annesi ölene, "öksüz"; babası ölene, "yetim"; eşi ölene, "dul" denilir. Fakat çocuğu ölene, hiçbir şey diyemezler. Çünkü bu, öyle bir ıstıraptır ki, o ıstırabı anlatabilecek bir sözcük bile yoktur. )


- ISTIRAP ve HAREKET


- ISTIRAP ve/<> OLGUNLUK


- İSTİRİDYE ile/ve/||/<>/> İNCİ İSTİRİDYESİ/KABUĞU

( SADEF/SEDEF )


- İSTİŞÂRE ile/ve/<> İSTİFÂDE


- İSTİŞÂRE ile/ve İSTİHÂRE

( Sohbet ederek sual etmek. İLE/VE Allah'a sual etmek. [Uyku hali şart değildir.] )


- İSTİŞÂRÎ ile/ve/||/<> İSTİDLÂLÎ


- İSTİSMÂR[Ar. < SEMERE] ile/ve/<>/değil SÛ-İ İSTİ'MÂL[Ar. < AMEL | çoğ. İSTİ'MÂLÂT]

( İşletme, yararlanma. | Sömürme. İLE/VE/<>/DEĞİL Kötü/yersiz/yolsuz kullanma. )

( )


- İSTİSMÂR ile/ve/değil FEDÂ


- İSTİSMAR ile/ve RİYÂ


- İSTİYORUM / İSTEMİYORUM ile/ve/ya da/||/<> SEVİYORUM / SEVMİYORUM

( Hiçbir zaman, bir açıklama yeterliliği ve niteliğinde değillerdir. Daha çok da, kaçmaya ya da dayatmaya yönelik yanıtlardır.

Anımsanması gereken nokta da, sizin kullandığınız oranda ve koşullardaki keyfiyetle, bir başkası da aynı keyfiyetle bunları kullanabilir, karşılık verebilir ve sonuç tam bir hüsran ve boşluk/anlamsızlık yaratır/yaratacaktır.

Dolayısıyla da, yaşamın getirdiği durumlarla/zorunluluklarla yüzleşerek, kaçmaksızın, isteyip-istememe, sevip-sevmeme alanından çıkarmak gerekir. )


- İŞVE[Ar.] ile/ve CİLVE[Ar.]

( Güzelin, gönül aldatan/çelen, naz ve edâsı. İLE/VE Kırıtma. | Görünüş, tecelli. )

( TEBÂÜL: Karı-koca cilvesi. )


- İSVİÇRE-BELLINZONA'DA, ÜÇ KALE:
CASTELGRANDE ile/ve/||/<> MONTEBELLO ile/ve/||/<> SASSO CORBARO


- İSYAN ÇIKARMA/ÇIKARAN ile/ve/||/<>/> İSYANI KIŞKIRTMA/KIŞKIRTAN


- İSYAN/KÂR/LIK ile/ve/değil/yerine/<> TEPKİ/SEL/LİK


- İSYAN ile/ve/değil/yerine FERYAD


- İSYÂN ile/ve/<> İNTİZÂR

( Emre boyun eğmeme, itaatsizlik. | Başkaldırı, ayaklanma. İLE/VE/<> Bekleme, gözleme. | İlenme, beddua. )


- İSYAN ile/ve/> İSTİFÂ

( Bilinçli ve/ya da bilinçsiz. İLE Kararlı ve bilinçli. )


- İSYAN ile/ve KÜFÜR

( !UPRISING vs./and !CURSING )


- İSYAN ile/ve ŞİKÂYET

( UPRISING vs./and COMPLAINT )


- İSYANDA:
BAŞ EDEMEME ile/ve/değil/||/<>/< ALT EDEMEME


- İT:
KÖPEK ile/ve/<> KANCIK

( Eriline verilen ad. İLE/VE/<> Dişiline verilen ad. )


- İT(") ve/||/<>/> (")BİT(")

( İtle yatan, bitle kalkar. )


- İT(İL)MEK ile/ve KAK(IL)MAK


- İT ve/||/<>/> BİT

( ile yatan. VE/||/<>/> ile kalkar. )


- İTAAT" ile/ve/||/<>/> "RAHAT"


- İTAAT/KÂR ile/ve/||/<> BİAT/KÂR

( Aç kalarak/bırakarak. İLE/VE/||/<> Bilgisiz kalarak/bırakarak. )


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/<> "TAPMAK" ile/ve/değil/yerine/<> TESLİMİYET

( [not] OBEY vs./and "WORSHIP" vs./and/but/<> SUBMISSION
SUBMISSION instead of OBEY and "WORSHIP" )


- İTAAT ile/ve/değil/<> DÜZEN


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KABUL


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RIZÂ


- İTAAT ile/ve/değil/<> TESLİMİYET


- İTALYA DEPREMİNİN:
ÖNCESİ ile/ve/> SONRASI


- İTALYANCA ile/ve/<>/< LATİNCE


- İTHAM ile/ve/<> GENELLEME


- İTHAM ile/ve/||/<> YAFTALAMA


- İTİBAR ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAYGI GÖSTERMEK


- İTİBAR ile/ve/||/<>/> İTİMAT


- İTİBAR ile/ve/||/<> TAHAMMÜL


- İTİBÂRÎ ile/ve/değil/yerine UZLAŞIMSAL


- ÎTİDAL ve/<> FAZÎLET


- İTİDAL ve/<> HAYIR

( Hayır olan itidal olan, itidal olan hayır olandır. )


- İTİDAL ve/> KEMÂL

( İnce oranlarda karışım. VE Hareket eden maddedeki olanakların dışa çıkması. )


- İTİKAF ile/ve/değil/||/<> İNZİVA


- İTİLÂ[Ar. < ULÜVV] ile/ve/<> RÜCÛ[Ar.]

( Yükselme, yukarı rütbelere erişme. İLE/VE/<> Dönme, geri dönme. | Vazgeçme, sözünden dönme, sözünü geri alma. )


- İTİMÂD[Ar. < AMD] ve/> İ'TİKAD[Ar. < AKD]

( Dayanma, güvenme. | Güven, emniyet. VE/> Düğümlenip kalma, bir şeye bağlanma. | İnanma, gönülden onaylayarak inanma. )


- İTİMAT ve İTİKAT


- İTİMAT ve İTİKAT


- İTİNÂ ile/ve/||/<>/> İMTİNÂ


- İTİNÂ ve/||/<>/> İTİBAR


- İTİP ile/ve/||/<> KAKMAK

( Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek. | Kapı, pencere vb.ni güç uygulayarak açmak ya da kapamak. | Bulunduğu yerden aşağı düşürmek. | Sürüklemek, sevk etmek. | Bir nesne ile belirli bir yakınlıktaki başka bir nesneyi kendinden uzaklaşmaya zorlamak, "çekme"nin karşıtı. İLE/VE/||/<> İtmek, vurmak. | Kakma yapmak. | Vurarak dar bir yere sokmak. )


- İTİRAF ile/ve/||/<> (")GÜNAH ÇIKARMA(")


- İTİRAF ile/ve/değil/||/<>/< AÇIK AÇIK SÖYLEMEK


- İTİRAF ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AÇIKLAMA


- İTİRAF ile/ve/||/<>/> ARINMA


- İTİRAF ile/ve/değil/||/<> İDDİA


- İTİRAF ile/ve/değil/||/<>/< KABUL

( [not] CONFESS vs./and/but/||/<>/< ACCEPTANCE )


- İTİRAF ve/> PİŞMANLIK ve/> HESAPLAŞMA ve/> TÖVBE


- İTİRAF ile/ve/değil/ne yazık ki TEHDİT


- İTİRAF ile/ve/||/<> TÖVBE

( Hristiyanlık'ta. İLE/VE/||/<> İslâm'da. )


- İTİRAF ile/ve VURGULAMA

( CONFESSION vs./and TO EMPHASIZE )


- İTİRAZ (ETMEK) ile/ve/<>/değil/yerine SORU (SORMAK)


- İTİRAZ ETMEK ile/ve/||/<> KARŞI ÇIKMAK


- İTİRAZ ile/ve/değil/yerine İLÂVE/EK, KATKI

( Li-kâilin en-yekûl: Güçlü bir itirazı imler; yanıtın da bu itiraza orantılı olması amaçlanır. İn kulte: Orta seviyeli bir itiraza işaret eder. Fe-in kîle: Zayıf bir itiraz olduğu anlamına gelir. La-yukâl: Çok zayıf bir karşı düşüncenin dile getirilmesinde kullanılır. )

( [not] OBJECTION vs./and/but CONTRIBUTION
CONTRIBUTION instead of OBJECTION )


- İTİRAZ ile/ve/değil/||/<>/< İTİRAF


- İTİRAZ ile/ve/<> İTİZAL


- İTİZAL ile/ve/||/<> RIFZ


- İTKİ ile/ve/||/<> TUTKU


- İTME ile/ve/||/<> DÜRTME ile/ve/||/<> TETİKLEME


- ITRÎ ve/||/<> ZAHARYA(S)

( [Türk Mûsikîsi'nin ...] Süleymaniye Camisi. VE/||/<> SultanAhmet Camisi. )

( [vefat] 1711 ve/||/<> 1790? )


- İTTİFAK ile/ve MUTABAKAT


- İTTİSAF[Ar. < VASF] ve/< URÛZ[Ar. < ARZ]

( Nitelenme. VE ... )


- İTTİSAL ile/ve VUSLAT


- IVAN PAVLOV ve/||/<> BIANCHI ve/||/<> SANTIAGO RAMON Y CAJAL ve/||/<> ALOIS ALZHEIMER ve/||/<> HANS BERGER


- IVF ile/ve/||/<>/> IVG

( IN VITRO FERTILIZATION vs./and/||/<>/> IN VITRO GAMETOGENESIS )


- İVME ile/ve/||/<>/> HIZLANMA

( Bir nesnenin hızının birim zamanda değişim oranı. İLE/VE/||/<>/> Bir nesnenin hızının artması durumu. )


- IYDİYE ile/ve KASÎDE


- İYİ AHLÂK ve DOĞRU DÜŞÜNME


- İYİ ANLAMAK ile/ve/||/<>/< YALIN ANLATABİLMEK

( Yalın anlatamıyorsak, yeterince / iyi anlamamışız demektir. )

( If we cannot explain simply, we don't understand it enough well. )


- İYİ BİR YÖNETİCİ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİ BİR KİŞİ OLMAK

( AKIL ve/<> ADÂLET ve/<> SİYASET ve/<> DOĞRULUK ve/<> AHLAK BİLGİ

İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/<

ADÂLET DAİRESİ
)


- İyi düşün ve KONUŞ!!!


- İYİ DÜŞÜN!:
KALBİ ve/||/<>/>/< KAPIYI ve/||/<>/>/< SON SÖZÜNÜ

( Kırmak yerine. VE/||/<>/>/< Çarpmak yerine. VE/||/<>/>/< Söylemeden önce. )


- İYİ EĞİTİM ile/ve/||/<>/< İYİ ÖĞRETMEN/EĞİTİMCİ

( Bazı şeyleri (yüksek oranda) değiştirebilir. İLE/VE/||/<>/< Herşeyi (tamamen) değiştirebilir. )


- İYİ HEKİM ile/ve/||/<>/> USTA HEKİM

( Hastalığı iyileştirir. İLE/VE/||/<>/> Hastayı iyileştirir. )


- İYİ HİSSETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİCE HİSSETMEK


- İYİ İŞ ve/||/<>/>/< USTA


- İYİ KİŞİ ile/ve/||/<>/> BİLGELİK


- İYİ KULLANMAK ile/ve/||/<> YARARLANMAK


- İYİ NİYET(Lİ YAKLAŞIM) ile/ve/<>/değil/yerine ÇÖZÜMCÜ (VE YAPICI) YAKLAŞIM

( İyi niyet, bir şeyleri çözmekte/aşmakta yeterli değildir/olmayabilir. )


- İYİ NİYET ile/ve/değil/||/<>/>/< ADÂLET


- İYİ NİYETLİ ile/ve/< YUFKAYÜREKLİ/RAKÎK[Ar. < RİKKAT]


- İYİ NİYETLİLİK ile/ve/<> ANLAYIŞ GÖSTERMEK


- İYİ OLMAK ile/ve/değil ADAM OLMAK/OLABİLMEK

( Ne yaptıklarımızla/yapabileceklerimizle orantılıdır/biçimlenir. İLE/VE/DEĞİL Ne yapmadıklarımızla/yapmayabileceklerimizle orantılıdır/biçimlenir. )

( Koşulları çeşitlidir. İLE/VE/DEĞİL Koşulları belirlidir. )

( Yorum/değer ve değerlendirmelere göre değişebilir. İLE/VE/DEĞİL Yorum gerektirmeyecek kadar sabit ve ortaktır. )

( Her zaman ve her koşulda kişi ve çevresi için iyi olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL Her zaman ve her koşulda iyidir/gereklidir. )

( Bazen, bazı artıları ya da eksileri olabilir. İLE/VE/DEĞİL Çok büyük oranda olumludur. )

( Herkes için geçerli olabilir fakat yeterli değildir/olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL Herşeyde geçerli ve yeterlidir. )

( Her türlü noktaya/konuma ulaşılabilir belki fakat adam olamadıktan sonra hiçbir anlamı/değeri kalmayacaktır. ["Vali olmuşsun fakat adam olamamışsın!" öyküsü] )


- İYİ OLMAK ile/ve/değil/=/||/<>/< ÂDİL OLMAK


- İYİ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÂDİL OLMAK


- İYİ/LİK ve/||/<>/< AŞKIN/LIK


- İYİ/YETERİNCE DÜŞÜNMEK ile/ve/||/<>/>/< İSABETLİ KARAR VERMEK


- İYİ ile/ve/<>/> DAHA İYİ ile/ve/<>/> EN İYİ

( İnanırsak. İLE/VE/<>/> Sabredersek. İLE/VE/<>/> Vazgeçmezsek. )


- İYİ ile/ve DOĞRU ile/ve GÜZEL

( Duyu ve duygu. İLE/VE Düşünce. İLE/VE Duyu ve duygu ve düşünce. )

( Davranış. İLE/VE Düşünce. İLE/VE Bütünlük. )


- İYİ ile/ve ETKİLİ

( İyilik yapmaya başlamadan önce yapılması gereken, kötülük yapmayı bırakmaktır. )

( İyi olanı yapmakta yavaş davranan kişinin aklı kötülükteki zevke dalar. )

( İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız, ondan hiç bahsetmeyin. )

( İyilik, ahlâktan kötülük çıktıktan sonra gelir. )

( İyiyi murad edenler memnun olacaktır, kötüyü murad edenler lâyıkını bulacaktır. )

( Ceasing to do evil precedes beginning to do good. )

( GOOD vs./and EFFECTIVE )


- İYİ ile/ve/<> GÜZEL

( Ayrıntıdır/ayrıntılardadır. İLE/VE/<> Bütündür/bütünlüktedir. | İyilerin biraradalığı/toplamıdır. )


- İYİ ile/ve/değil/yerine/<> İYİLİK İÇEREN


- İYİ ile/ve KESİN

( GOOD vs./and DEFINITE )


- İYİ ile/ve/değil KÖTÜNÜN İYİSİ


- İYİ ile/ve/değil/yerine OLUMLU


- İYİLEŞME/ŞİFA:
SARIMSAK ve/||/+/hem de/<> SARILSAK


- İYİLEŞME ve/||/<>/< EMEK


- İYİLEŞME ile/ve/değil/||/<>/< İLERLEME


- İYİLEŞMEK ile/ve/değil/||/<>/< (DAHA) İYİ HİSSETMEK

( Kişiler, çoğunlukla, psikoloğa/psikiyatriste, iyileşmeye değil "(daha) iyi hissetmek" üzere giderler. )


- İYİLEŞTİRİCİLER/DENGELEYİCİLER:
GÜNEŞ ile/ve/||/<> DİNLENME ile/ve/||/<> HAREKET/SPOR ile/ve/||/<> BESLENME ile/ve/||/<> ÖZGÜVEN ile/ve/||/<> ARKADAŞLAR


- İYİLEŞTİRMEK ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK


- İYİLİĞE GEREKSİNİMİ OLANLAR ile/ve/||/<> İYİLİK YAPMAYA GEREKSİNİMİ OLANLAR

( )

( The Last Bookstore (Son Kitapçı) adlı şu kısa belgesel, Los Angeles'ta bulunan 'Son Kitapçı' adlı kitapçının sahibi ve işletmecisi Josh Spencer'ın yaşamına odaklanıyor. Belgesel, Spencer'ın bir baba, koca, küçük işletme sahibi ve paraplejik olarak yaşamını gözler önüne sererken, fiziksel kitaplardan vazgeçemeyenler için bir çekim merkezi haline gelen dükkanının da öyküsünü anlatmış oluyor.

http://lastbookstorela.com

)

( Çok sevgili arkadaşım,
Ramazan Baş’ın (Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı),
koronavirüs nedeniyle yaşamını kaybettiğini öğrendik.

Çok çok üzüldüm/üzüldük.

Ne yazacağımı ve ne kadar yazacağımı bilemiyorum. Ben/biz de tüm Türkiye de en başta engelliler olmak üzere yakın bir dostumuzu kaybetmenin çok büyük üzüntüsü içinde...

Türkiye de, dünya da çok büyük bir değerini, başarısını, çok önemli bir gönüllüsünü çok erken kaybetti. Hepimizin başı[yarası] sağılsın[iyileşsin].

Çok sevgili Ramazan Baş'la 2006 yılında, her ayın ilk Çarşamba'sı gezi anıları ve sunumlarımızı paylaşmak üzere buluştuğumuz Gezginler Derneği toplantımıza katılmasıyla tanıştık. Onu ve yanındakileri tekerlekli sandalyesiyle sahnede görünce çok mutlu olmuştum.

Dernek başkanımız Orhan Kural ve yönetim kurulu üyeleri, düşünce, öneri, istek ve beklentilerini dinlemek üzere yılda bir kez de tüm gezgin üyelerimizi davet ediyorduk. 2000'den beri katılabildiğim bu toplantıların birinde gezi ve gezginlik dışında dernek olarak daha etkin, topluma da yararlı çalışma ve dayanışmalarımızın olması gerektiğine değinmiştim. Her ne kadar gezme olanağı buluyorsak da engellilerin bu olanağa pek de sahip olmadığına, hepimizin çeşitli nedenlerle her an bir kaza geçirerek engelli kalabileceğine, gücümüz ve olanaklarımız yerindeyken engellilerin sorunlarına çok daha fazla katkı ve destek vermemiz gerektiğini paylaşmıştım. Bu konudaki ilk adımımızın da engelli dernekleriyle olan ilişki ve işbirliğiyle gerçekleşebileceğine de değinmiştim.

2006'daki toplantılarımızın birinde bu düşünce ve dileklerimin ekonomik gücü yerinde olan kişilerin/gezginlerin önüne daha yakından ulaşabildiğini görmekten, az da olsa bir katkım olması ve aracı olabilmekten çok mutlu oldum. (Kendimi değil bu tür düşünce, adım, aracılık ve çabaların önemini pekiştirme ve yayılması dileğiyle bu deneyimimi paylaşıyorum.)

Ben de kendi olanaklarım içinde daha fazla neler yapabileceğimi düşünerek Ramazan Baş ile daveti üzerine Ataköy'deki dernek merkezine gitmeye başladım. İnternet ve bilgisayarla ilgili olanaklarımı seferber ederek birkaç yıl derneğin web sitesiyle ilgili çalışmalar yürüttüm. Sevgili Ramazan Baş, tüm çalışanlar, gönüllüler ve engelliler ile daha yakından iletişim ve paylaşım fırsatı bularak tekerlekli sandalye dağıtımı başta olmak üzere çoğu etkinliğin mutfağında yer almaya çalıştım.

Derneğin başarılarından çoğunuzun haberdar olduğunu bildiğim her süreç ve ayrıntıda çeşitli gereksinimleri olan engelliler için çok önemli olanaklar sağlandı. Boynundan aşağısı felç kalmış, çoğunlukla yattığı yerden hizmet vermeye çalışan sevgili Ramazan Baş'ın, en başta annesi olmak üzere çevresindeki tüm dostların, üstün, özverili emek, çaba ve başarılarıyla dolu yaşamında, yazmak ve paylaşmakla bitmeyecek Türkiye ve dünya çapında örnek hizmet ve katkıları için ne kadar teşekkür etsek azdır. Yıllarca dernek çalışmalarına ve engellilere sürekli destek veren binlerce tanınmış/tanınmamış gönüllü, siyasetçi, sanatçı ve sporcuya da ayrıca çok teşekkür ederim/z...

Tüm emek, çaba, katkı, aracılık ve çalışmalarından dolayı tekrar tekrar milyonlarca minnet ve teşekkür ediyorum/z çok sevgili Ramazan Baş. Her zaman, hepimizleydin, her zaman da öyle olacaksın. Yaşamımız, gönlümüz ve zihnimizdeki yerin apayrı!

(Dileklerimiz, tek başına bazı sorunların gelişmesi, değişmesi ve düzelmesi için yeterli olmuyor biliyorsunuz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hem doğrudan, hem de dolaylı olarak gereksinimi çok fazla olan birey ve derneklere her türlü maddi ve manevi yardımı sürekli kılarak gerçekleşiyor. Eğer bugüne kadar katkı ve desteğiniz olmuş ya olamamışsa da bundan sonra daha fazla olabileceğini de tekrar ve sürekli anımsayalım istiyorum. Bu doğrultuda da TOFD'ye cep telefonu üzerinden aylık 10 TL.'lik düzenli bağışına siz de katılabilirsiniz. Ayrıca, plastik şişelerin kapaklarını biriktirerek ve dernek merkezine ulaşmasını sağlayarak da destekte bulunabiliyoruz. Tüm ayrıntılarını TOFD.org.tr adresinden görebilir ve takip edebilirsiniz. Şimdiden tüm katkı ve desteklerinizden dolayı tebrik ve teşekkür ediyorum/z...)

Ancak bu kadarıyla sınırlandırabildiğim, ne kadar yazsam ve anlatsam da onu tanı(t)maya yetmeyecek sevgili Ramazan Baş'ı, kısmen de olsa daha yakından tanıyabilmeniz için aşağıdaki bağlantıdan TEDx konuşmasını kesinlikle izlemenizi rica ediyorum...

İYİLİĞE GEREKSİNİMİ OLANLAR ile/ve/||/<>
İYİLİK YAPMAYA GEREKSİNİMİ OLANLAR

Mutluluğun Anahtarı; Köprü Olmak | Ramazan Baş

youtube.com/watch?v=wA4wK6Kby2Q

instagram.com/TOFDgenelmerkez
instagram.com/ramazanbastofd
instagram.com/semracetinkaya__

(Sürekli erişim ve paylaşım adresleri...
FaRkLaR.net/sozluk/fark/37462
instagram.com/p/CODS7iwAJcg )


- İYİLİĞİN KOŞULLARI:
HIZLI(EN KISA SÜREDE) OLMALI ile/ve/||/<>/> GİZLİ OLMALI ile/ve/||/<>/> GÖZDE BÜYÜTÜLMEMELİ ile/ve/||/<>/> SÜREKLİ OLMALI ile/ve/||/<>/> YERİNİ BULMALI


- İYİLİK EDENİN GÖREVİ ve/||/<> İYİLİK GÖRENİN GÖREVİ

( İyiliğini unutmak. VE/||/<> İyilik edeni unutmamak. )


- İYİLİK YAPMAK ÜZERE/İÇİN ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK/YAPARAK


- İYİLİK YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> İYİ OLMAK


- İYİLİK:
BAŞKASINA YAPTIĞIMIZ ile/ve/||/<> BİZE YAPILAN

( Unutalım! İLE/VE/||/<> Unutmayalım! )


- İYİLİK:
EMPATİ ve/||/<> PİŞMANLIK ve/||/<> UTANMAK


- İYİLİK:
NESNEL ile/ve/||/<> ÖZNEL


- İYİLİK:
SÖZ İLE ve/||/<> VERMEK İLE ve/||/<> DÜŞÜNCE İLE

( Güven oluşturur. VE/||/<> Sevgi oluşturur. VE/||/<> Derinlik oluşturur. )


- İYİLİK ile/ve/||/<> DOĞRULUK ile/ve/||/<> CESÂRET ile/ve/||/<> VEFÂ

( Kötülüğe karşın. İLE/VE/||/<> Yanlışa karşın. İLE/VE/||/<> Zorluğa karşın. İLE/VE/||/<> Mesafeye karşın. )


- İYİLİK ile/ve/değil/||/<>/< DÖNGÜ/DEVİR/DEVRAN


- İYİLİK ile/ve HİZMET

( Her kişi, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur. )

( İyilik, sağırın duyabildiği, körün görebildiği bir dildir. )

( GOODNESS/KINDNESS vs./and TO SERVE, SERVICE )


- İYİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<> HİZMET


- İYİLİK ile/ve/değil İŞİNİN HAKKINI TESLİM ETMEK

( İyiliğe iyiliği her kişi yapar, Kötülüğe iyiliği er kişi yapar. )

( "(BİR) GÜZELLİK YAPMAK": İYİLİK )

( [not] GOODNESS/KINDNESS vs./and/but TO GIVE TO THE BUSINESS IT'S DUE )


- İYİLİK ve/||/<>/>/< KAMU YARARI


- İYİLİK ile/ve KAYRA/LÜTÛF/İHSAN


- İYİLİK ve/||/<>/> SONSUZLUK ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜK


- İYİLİK ile/ve/||/<>/> ZİHİNSEL VE TOPLUMSAL İYİLİK(ÖDÖMONİ[Yun. < EUDOIMONIA])


- İYİLİKSEVER/LİK ile/ve SEVGİ


- İYİLİKTE:
[ne yazık ki]
!"NEDEN ARAYIŞI" ve/<> !"ÖDÜL BEKLENTİSİ"

( Herhangi bir nedeni de olmaz/olmamalıdır ve hiçbir ödül beklentisi de oluşmamalıdır. İyilik, neden-sonuç ilişkisinin tamamen dışındadır ve ancak dışındaysa iyiliktir. )


- İYİLİKTE/İYİLİĞİ:
ARAŞTIR! ve/||/<>/> ABARTMA! ve/||/<>/> ANLATMA!


- İYİMSER/LİK ile/ve/<> ANLAYIŞLI/LIK


- İYİMSER/LİK ile/ve/||/<>/> SAKINGAN/İHTİYATLI İYİMSER/LİK


- İYONİK BAĞ ile/ve/||/<> KOVALENT BAĞ

( İki atom arasında elektron aktarımı/alışverişi ile oluşan bağlar. İLE/VE/||/<> Elektron paylaşımıyla oluşan bağlar. )


- İYOT[Fr. < Yun.] ile/ve/<> İYODÜR[Fr.]

( Atom numarası 53, atom ağırlığı 126,92 olan, doğada deniz suyunda, sodyum iyodür durumunda rastlanılan, bazı deniz bitkilerinde de çokça birikmiş olarak bulunan, mavimsi esmer renkte, katı bir öğe. [simgesi: I] İLE/VE/<> İyotun, bir öğe ya da bir bileşikle verdiği bileşim. )


- İYOT ile/ve/<> İYOTLAMA

( ... İLE/VE/<> İçme sularındaki mikropların, iyot etkisiyle giderilmesi. | Organik bir bileşikte, hidrojenin, iyotla yer değiştirmesi. )


- İZ BIRAKAN FİLMLER:
SİNAN CANAN ve/||/<> MUSTAFA CAN

( )


- İZ ve/<> GÖZ

( Tarlada izi olmayanın, hasatta gözü ol(a)maz. )


- İZ ile/ve/||/<>/> İZLENİM


- İZÂFÎ ve FÂNİ

( Eğer tüm göreceli ve geçici veriler, sonsal hedef yapılırsa, putperestlik kaçınılmazdır. )


- İZAH ve/<> HİZA


- İZAHAT ile/ve NASİHAT


- İZÂHÎ ile/ve/<> İZÂFÎ


- İZÂN ve/<> FERÂSET


- İZANAKİ ile/ve/||/<> İZANAMİ


- İZDÜŞÜM ile/ve/<> UZANTI


- İZİDOR ile/ve/||/<>/> İZİDOR

( Milet'li. İLE/VE/||/<>/> Yeğeni. )

( Ayasofya'nın iki mimarından biri. İLE/VE/||/<>/> Kubbesini ikinci kez inşâ eden. )


- İZİN (VERMEK) ile/ve/değil/yerine FIRSAT (VERMEK)

( Kendine kapı açıldığı halde içeri girmeyen, kovulmayı (da) hak eder. )

( TO GIVE PERMISSION vs. TO GIVE AN OPPORTUNITY
TO GIVE AN OPPORTUNITY instead of TO GIVE PERMISSION )


- İZİN İSTEMEK ile/ve/değil/yerine OLUR ALMA, BİLGİ VERME (GEREKLİLİĞİ)


- İZİN VERMEK ile/ve GÖZ YUMMAK


- İZİN VERMEK ile/ve/değil SÖZ VERMEK


- İZİN VERMEMEK ile/ve ENGEL OLMAK


- İZİN ile/ve BİLGİ


- İZİN ile/ve İCÂZE


- İZİN ile/ve/değil/yerine OLUR VERMEK


- İZİN ile/ve/değil/yerine ONAY

( [not] PERMISSION vs./and/but TO APPROVE
TO APPROVE instead of PERMISSION )


- İZİN ile/ve/değil/yerine/< RIZÂ


- İZİN ile/ve/<>/< SALÂHİYET


- IZIS ile/ve NEFTIS

( Osiris'in eşi ve kardeşi. )


- İZLEK ile/ve/||/<> SÜREK


- İZLEM/STRATEJİ(K)[Fr. < Yun. STRATOS: Ordu. | AGO: Gütmek.] ile/ve/<> TAKTİK

( Üst kuram, kuram kurma kuramı. İLE/VE Stratejinin uygulanması. )

( STRATEGY vs./and TACTICS )


- İZLEM/STRATEJİ ile/ve AKIL

( Üst kuram, kuram kurma kuramı. İLE/VE ... )

( Strateji sakatsa takviye yetmez. )

( STRATEGY vs./and REASON )


- İZLEM/STRATEJİ ile/ve LOJİSTİK


- İZLEMEK ile/ve/<> DESTEKLEMEK


- İZLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< EYLEMEK


- İZLEMEK ile/ve/||/<> TARAMAK


- İZLENİLESİ:
GÜLDÜRÜ ve/||/<> EĞLENCE

( TÜM ŞENER ŞEN, KEMAL SUNAL, CHARLIE CHAPLIN, JIM CARREY, EDDIE MURPHY FİLMLERİ

BAY EVET (YES MAN) (2008)

TERMINAL (2004)

BENDEN BU KADAR (AS GOOD AS IT GETS) (1997)

OYUN (THE GAME) (1997)

JUMANJİ (1995)

FORREST GUMP (1994)

BUGÜN, DÜNDÜ (GROUNDHOG DAY) (1993)

SALAK İLE AVANAK (DUMB AND DUMBER) (1994)

EVDE TEK BAŞINA (HOME ALONE) I, II (1990)

MR. BEAN (1990)

DİKKAT KÖPEK VAR (TURNER&HOOCH) (1989)

ÇIPLAK SİLAH (THE NAKED GUN) | 2.5 | 3.3 (1988, 1991, 1994)

BANA GÖZ KULAK OL (SEE NO EVIL, HEAR NO EVIL) (1989)

SOSYETE POLİSİ (BEVERLY HILLS COP) I, II, III, IV (1984, 1987, 1994, 2016)

POLİS AKADEMİSİ I, II, III (1984, 1985, 1986, 1987, 1988)

ÇOK GİZLİ (TOP SECRET) (1984) )


- İZLENİLESİ:
ÖNCELİKLİLER ve/ya da/||/<> AYRICALIKLILAR

( ESARETİN BEDELİ (SHAWSHANK REDEMPTION) (1994)

CESUR YÜREK (BRAVEHEART) (1995)

YEŞİL YOL (GREEN MILE) (1999)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)

FARELER VE İNSANLAR (OF MICE AND MEN) (1992)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)

İYİLİK BUL, İYİLİK YAP (PAY IT FORWARD) (2000)

ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ (DEAD POETS SOCIETY) (1989)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)

YEDİ (SEVEN) (1995)

TİBET'TE YEDİ YIL (SEVEN YEARS IN TIBET) (1997)

YENİ YAŞAM (CAST AWAY) (2000)

TRUMAN SHOW (1998)

YÜKSELİŞ (ASCENSION) (dizi)(3 bölüm) (2014)

ŞEYTANIN AVUKATI (DEVIL'S ADVOCATE) (1997)

MALICE (1993)

İHANET (THE EDGE) (1996)

İÇİMDEKİ DENİZ (2004)

PLATFORM (2019)

KÖRLÜK (BLINDNESS) (2008)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)

JOKER (2019)

LORENZO'NUN YAĞI (LORENZO'S OIL) (1992)

CAN DOSTUM (THE INTOUCHABLES) (2011)

İÇGÜDÜ (INSTINCT) (1999)

FİL ADAM (THE ELEPHANT MAN) (1980)

NELL (1994)

BABAM VE OĞLUM (2005)

GÖNÜL YARASI (2005)

ABİM (2009)

BENİM DÜNYAM (2013) / < (BLACK) (2005)

RASHOMON (1950)

LEON (1994)

YİĞİT (HERO) (2002)

İLKBAHAR, YAZ, SONBAHAR, KIŞ VE İLKBAHAR (SPRING, SUMMER, FALL, WINTER AND SPRING) (2003)

DELİ VE DAHİ (THE PROFESSOR AND THE MAD MAN) (2019)

RÜZGÂRI Dİ(ZGİ)NLEYEN ÇOCUK (THE BOY WHO HARNESSED THE WIND) (2019)

BALİNANIN SIRTINDA (WHALE RIDER) (2002)

HÜCRE NO:7 MUCİZESİ (MIRACLE IN CELL NO:7) (2013)

KIYIM GECESİ (FRACTURE) (2007)

MAÇ SAYISI (MATCH POINT) (2005)

BİR DÜŞÜŞÜN ANATOMİSİ (ANATOMY OF A FALL) (2023)

BÜYÜK HESAPLAŞMA (HEAT) (1995)

KARDEŞ GİBİLERDİ (SLEEPERS) (1996)

GÜLÜN ADI (THE NAME OF THE ROSE) (1986)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)

YATAĞIMDAKİ DÜŞMAN (SLEEPING WITH THE ENEMY) (1991)

YETER (ENOUGH) (2002)

KÜP (CUBE) I, II, III (1997, 2002, 2004)

OYUN (THE GAME) (1997)

BUGÜN, DÜNDÜ (GROUNDHOG DAY) (1993) :)

BENDEN BU KADAR (AS GOOD AS IT GETS) (1997)

YEŞİL KILAVUZ (GREEN BOOK) (2018)

12 YILLIK TUTSAKLIK (12 YEARS A SLAVE) (2013)

ŞİMDİ YA DA ASLA (THE BUCKET LIST) (2007)

SOFİ'NİN SEÇİMİ (SOPHIE'S CHOICE) (1982)

ÇİZGİLİ PİJAMALI ÇOCUK (THE BOY IN THE STRIPED PAJAMAS) (2008)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)

SCHINDLER'İN DİZİNİ (SCHINDLER'S LIST) (1993)

PİYANİST (2002)

SALAK İLE AVANAK (DUMB AND DUMBER) (1994) :)

BAY EVET (YES MAN) (2008) :)

FORREST GUMP (1994) :)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)

TEHLİKELİ YÜRÜYÜŞ (THE WALK) (2015)
(İzlemeden önce "TO REACH THE CLOUDS" betiğini okumanızı salık veririz.)

LA CASA DE PAPALLE (dizi) (2017 - 2020)

THELMA VE LOUISE (1991)

MİLYONLUK BEBEK (MILLION DOLLAR BABY) (2004)

BÖKE(ŞAMPİYON) (THE CHAMP) (1979)

HERŞEYİN KURAMI (THE THEORY OF EVERYTHING) (2014)

YAĞMUR ADAM (RAIN MAN) (1988)

LION (2016)

TEMPLE GRANDIN (2010)

GİZLİ SAYILAR (HIDDEN FIGURES) (2016)

EŞKIYA (1996)

KABADAYI (2007)



AŞK, TESADÜFLERİ SEVER (2011)

TESADÜF (SERENDIPITY) (2001)

MELEKLER ŞEHRİ(CITY OF ANGELS) (1998)

AŞK MASALI (MAID IN MANHATTAN) (2002)

İKNA (PERSUASION) (2022)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)

AŞK VE YAŞAM (SENSE & SENSIBILITY) (1995)
(İzlemeden önce betiğini okumanızı salık veririz.)

GÜN DOĞMADAN > GÜN BATMADAN > GECE OLMADAN
(BEFORE SUNRISE > BEFORE SUNSET > BEFORE MIDNIGHT)
(1995, 2004, 2013)

BARFİ (2012)

CESARETİN VAR MI AŞKA? (JEUX D'ENFANTS) (2003)

ÖZEL BİR KADIN (PRETTY WOMAN) (1990)

KORUMA (THE BODYGUARD) (1992)

HAYALET (GHOST) (1990)

TITANIC (1997)

KESİŞME (INTERSECTION) (1994)

AHLÂKSIZ TEKLİF (INDECENT PROPOSAL) (1993)



BİRKAÇ İYİ ADAM (A FEW GOOD MEN) (1992)

TERMINAL (2004)

BİZ MELEK DEĞİLİZ (WE ARE NOT ANGELS) (1989)

BENİM 533 ÇOCUĞUM VAR (STARBUCK) (2011)

ÇAŞIT OYUNU (SPY GAME) (2001)

SON KALE (THE LAST CASTLE) (2001)

SON SAMURAY (THE LAST SAMURAI) (2003)

SÜREKLİ GENÇ (FOREVER YOUNG) (1992)

VATANSEVER (THE PATRIOT) (2000)

KURTLARLA DANS (DANCES WITH WOLVES) (1990)

DOKUNULMAZLAR (UNTOUCHABLES) (1987)

ZAFER VE GURUR (PRIDE AND GLORY) (2008)

ÖZGÜN KIYIMLAR (RIGHTEOUS KILL) (2008)

SÖZLEŞME (THE CONTRACT) (2006)

ŞANTAJ (STONE) (2010)

KÖPEKLERİN GÜNÜ (DOG DAY AFTERNOON) (1975)

CASINO (1995)

İÇERİDEKİ ADAM (INSIDE MAN) (2006)

RONIN (1998)

KIRILMA NOKTASI (POINT BREAK) (1991)

KURDA TUZAK (ENTRAPMENT) (1999)

GERİ DÖNEN (THE REVENANT) (2015)

KAYA (THE ROCK) (1996)



SIKI DOSTLAR (GOOD FELLAS) (1990)

GUGUK KUŞU (ONE FLEWS OVER THE CUCKOO'S NEST) (1975)

BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK (1962)

RUANDA OTELİ (HOTEL RWANDA) (2004)

KUZULARIN SESSİZLİĞİ (THE SILENCE OF THE LAMBS) (1991)

UCUZ ROMAN (PULP FICTION) (1994)

TANGO VE CASH (1989)

DÖVÜŞ KULÜBÜ (FIGHT CLUB) (1999)

WHIPLASH (2014)

YABAN YAŞAMA DOĞRU (INTO THE WILD) (2007)

127 SAAT (127 HOURS) (2010)

96 SAAT (TAKEN) (2009)

KÖSTEBEK (2006)

21 (2008)

ENOLA HOLMES (2020) (B Niles <> 11-08-22)

AKLI HAVADA (UP IN THE AIR) (2009)

CEHENNEM SİLAHI (LETHAL WEAPON) II, III, IV (1989, 1992, 1998)



GELECEĞE DÖNÜŞ (BACK TO THE FUTURE) I, II, III (1985)

YAŞLI DELİKANLI (OLDBOY) (2003)

ŞARLO DİKTATÖR (1940)

ÇILGIN MAX (MAD MAX) I, II, III (1979, 1981, 1985)



İLK KORKU (PRIMAL FEAR) (1996)

KIRILAMAZ (UNBREAKABLE) (2000)

AYRIM (SPLIT) (2016)

CAM (GLASS) (2019)



DAĞCI (CLIFFHANGER) (1993)

ÇAKAL (JACKAL) (1997)

KAÇAK (FUGITIVE) (1993)

TUTUKLULAR (PRISONERS) (2013)

DENEY (THE EXPERIMENT) (2010)

AĞLATAN OYUN (THE CRYING GAME) (1992)

OMUZ OMUZA (JULIA ROBERTS) (1998)

AĞILI SARMAŞIK (POISON IVY) (1992)

OCEAN'S ELEVEN | TWELVE | THIRTEEN (2001, 2004, 2007)

HIZ TUZAĞI (SPEED) (1994)

DENİZDE İSYAN (CRIMSON TIDE) (1995)

AZINLIK RAPORU (MINORITY REPORT) (2002)

OLAĞAN ŞÜPHELİLER (USUAL SUSPECTS) (1995)

KÖSTEBEK (THE DEPARTED) (2006)

SIKIYSA YAKALA (CATCH ME IF YOU CAN) (2002)

CASUSLAR KÖPRÜSÜ (BRIDGE OF SPIES) (2015)

ZİNDAN ADASI (SHUTTER ISLAND) (2010)

YANILTICI (THE ILLUSIONIST) (2006)

SİHİRBAZLAR ÇETESİ (NOW YOU SEE ME) I, II (2013, 2016)

SOYGUN (HOLD UP) (1985)

DÜŞMAN (ENEMY) (2013)

AVUNTU (SOLACE) (2016)

JUMANJİ (1995)

ZOR ÖLÜM (DIE HARD) I, II, III (1988, 1990, 1995)

DEVLET DÜŞMANI (ENEMY OF THE STATE) (1998)

DENGESİZ (UNHINGED) (2020)

PARAZİT (PARASITE) (2019)

PERSON OF INTEREST (dizi) (2011)



MR. BEAN (1990)

EVDE TEK BAŞINA (HOME ALONE) I, II (1990)

DİKKAT KÖPEK VAR (TURNER&HOOCH) (1989)

SOSYETE POLİSİ (BEVERLY HILLS COP) I, II, III, IV (1984, 1987, 1994, 2016)

ÇIPLAK SİLAH (THE NAKED GUN) | 2.5 | 3.3 (1988, 1991, 1994)

POLİS AKADEMİSİ I, II, III (1984, 1985, 1986, 1987, 1988)

BANA GÖZ KULAK OL (SEE NO EVIL, HEAR NO EVIL) (1989)

ÇOK GİZLİ (TOP SECRET) (1984)



Güncellenme Tarihi > [karşıdaki sağ alt köşe --->] )


- İZLENİLESİ:
OYUNCULAR ve/||/<>/> TÜM FİLMLERİ

( CHARLIE CHAPLIN

ANTHONY HOPKINS

ROBERT DE NIRO

ŞENER ŞEN

KEMAL SUNAL

AL PACINO

MORGAN FREEMAN

TOM HANKS

JIM CARREY

EDDIE MURPHY

JACK NICHOLSON

MEL GIBSON

DENZEL WASHINGTON

STEVEN SEAGAL )


- İZLENİLESİ:
SUÇ ile/ve/değil/||/<>/< YANILGI

( MALICE (1993)

BÜYÜK HESAPLAŞMA (HEAT) (1995)

YEDİ (SEVEN) (1995)

YATAĞIMDAKİ DÜŞMAN (SLEEPING WITH THE ENEMY) (1991)

YETER (ENOUGH) (2002)

CASINO (1995)

ÖZGÜN KIYIMLAR (RIGHTEOUS KILL) (2008)

KIRILMA NOKTASI (POINT BREAK) (1991)

SIKI DOSTLAR (GOOD FELLAS) (1990)

RUANDA OTELİ (HOTEL RWANDA) (2004)

KUZULARIN SESSİZLİĞİ (THE SILENCE OF THE LAMBS) (1991)

CEHENNEM SİLAHI (LETHAL WEAPON) II, III, IV (1989, 1992, 1998)

AĞILI SARMAŞIK (POISON IVY) (1992)

OCEAN'S ELEVEN | TWELVE | THIRTEEN (2001, 2004, 2007)

HIZ TUZAĞI (SPEED) (1994)

AZINLIK RAPORU (MINORITY REPORT) (2002)

OLAĞAN ŞÜPHELİLER (USUAL SUSPECTS) (1995)

KÖPEKLERİN GÜNÜ (DOG DAY AFTERNOON) (1975)

KÖSTEBEK (THE DEPARTED) (2006)

SIKIYSA YAKALA (CATCH ME IF YOU CAN) (2002)

YANILTICI (THE ILLUSIONIST) (2006)

SİHİRBAZLAR ÇETESİ (NOW YOU SEE ME) I, II (2013, 2016)

AVUNTU (SOLACE) (2016)

ZOR ÖLÜM (DIE HARD) I, II, III (1988, 1990, 1995)

96 SAAT (TAKEN) (2009)

KURDA TUZAK (ENTRAPMENT) (1999)

KAYA (THE ROCK) (1996)

DEVLET DÜŞMANI (ENEMY OF THE STATE) (1998)

PERSON OF INTEREST (dizi) (2011)





YANILGI (bireysel/toplumsal)

FARELER VE İNSANLAR (OF MICE AND MEN) (1992)

YEDİ (SEVEN) (1995)

İHANET (THE EDGE) (1996)

ŞEYTANIN AVUKATI (DEVIL'S ADVOCATE) (1997)

KARDEŞ GİBİYDİLER (SLEEPERS) (1996)

YEŞİL YOL (GREEN MILE) (1999)

KÖRLÜK (BLINDNESS) (2008)

JOKER (2019)

CAN DOSTUM (THE INTOUCHABLES)(2011)

BALİNANIN SIRTINDA (WHALE RIDER) (2002)

BABAM VE OĞLUM (2005)

GÖNÜL YARASI (2005)

BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK (1962)

RUANDA OTELİ (HOTEL RWANDA) (2004)

ŞARLO DİKTATÖR (1940)

KAÇAK (FUGITIVE) (1993) )


- İZLENİLESİ:
YARGI ve/||/<>/< DAVÂ/DURUŞMA/İDDİA/SUÇLAMA/SAVUNMA/AVUKATLIK/MASUMİYET

( ŞEYTANIN AVUKATI (DEVIL'S ADVOCATE) (1997)

BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK (1962)

KARDEŞ GİBİYDİLER (SLEEPERS) (1996)

İLK CANİLİK (1995)

CİNAYET GECESİ (FRACTURE) (2007)

HÜKÜM (1982)

SLEEPERS (1996)

JÜRİ (2003)

SANIK (1988)

YAĞMURCU (1997)

KUZENİM VINNY (1992)

BİR CİNAYETİN ANATOMİSİ (1959)

BİR DÜŞÜŞÜN ANATOMİSİ (ANATOMY OF A FALL) (2023)

DARK WATERS (2019)

YARGIÇ (THE JUDGE) (2014)

THE PEOPLE VS. LARRY FLYNT

12 ANGRY MEN (1957)

AVUKAT (2007)

TATLI BELÂ (2000)

SKANDALIN ADI (1996)

ÖLDÜRME ZAMANI (1994)

KARAR (1982)

ADÂLET PEŞİNDE (2009)

SULLY (2016)





HAK ARAYIŞI

YATAĞIMDAKİ DÜŞMAN (SLEEPING WITH THE ENEMY) (1991)

YETER (ENOUGH) (2002)

KARDEŞ GİBİYDİLER (SLEEPERS) (1996)

BİRKAÇ İYİ ADAM (A FEW GOOD MEN) (1992)

PHILADELPHIA (1993)

DENİZDE İSYAN (CRIMSON TIDE) (1995)

CASUSLAR KÖPRÜSÜ (BRIDGE OF SPIES) (2015)

KAÇAK (FUGITIVE) (1993)

ŞARLO DİKTATÖR (1940)

BALİNANIN SIRTINDA (WHALE RIDER) (2002)

JOKER (2019)

YAŞAMAK İÇİN(FOR LIFE) (2020) (dizi) )


- İZOTERMAL SÜREÇ ile/ve/||/<> ADYABATİK SÜREÇ

( Sıcaklığın sabit kaldığı termodinamik süreç. İLE/VE/||/<> Isı alışverişinin olmadığı termodinamik süreç. )


- İZOTONİK KASILMA ile/ve İZOMETRİK KASILMA

( Kasın, boyca kısalıp kuvveti sabit kalması. İLE/VE Kasın, kasılırken kasın boyu kısalmayıp, kuvvetin değişmesi. )


- İZOTOP (KİMYASI) ile/ve/||/<> İZOMER (KİMYASI)

( Aynı ögenin farklı nötron sayısına sahip atomları. İLE/VE/||/<> Aynı moleküler formüle sahip fakat farklı yapısal düzenlemelere sahip bileşikler. )

( İzotopların kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/VE/||/<> İzomerlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )


- İZOTOP ile/ve/||/<> İYON

( Aynı ögenin farklı nötron sayısına sahip atomları. İLE/VE/||/<> Elektron kaybetmiş ya da kazanmış atom ya da molekül. )


- JAİNİZM'DE:
SHVETEMBER ile/ve DIGAMBER


- JALE ve ŞUKÛFE ve/||/<>/> PERVANE

( Baba. VE Anne. VE/||/<>/> Çocuk. )


- JAMES COOK'UN:
I. YOLCULUĞU ile/ve/||/<>/> II. YOLCULUĞU ile/ve/||/<>/> III. YOLCULUĞU)

( Ağustos 1768 - Temmuz 1771 ile/ve/||/<>/> 1772 - 1775 ile/ve/||/<>/> 1776 - 1780 )

( )


- JANDARMA ÖZEL HAREKAT(JÖH) ile/ve/||/<> POLİS ÖZEL HAREKAT(PÖH)


- JAPON EVLERİ ile/ve/||/<> SÜRECİ

(

Comon Dönemi (M.Ö. 10.000 – M.Ö. 300)

Neolitik Dönem

Japonya'da yerleşik yaşama geçişin ilk örneklerini barındırır. Yer altına kısmen gömülü, konik çatılı, saz kaplı basit kulübeler yaygındır. Taştan ocaklar, toprak kaplar ve basit mimari örnekleri görülür.

Yayoi Dönemi (M.Ö. 300 – M.S. 300)

Tarım Toplumu Başlangıcı

Pirinç tarımı ve toplumsal yapıdaki gelişmelerle birlikte yükseltilmiş platform evler ortaya çıkar. Ahşap direkler üzerine kurulu yapılar, daha planlı ve savunmaya uygun köy düzenlemeleriyle dikkat çeker.

Kofun Dönemi (300 – 710)

İlk Merkezi Krallıklar

Yamato devletinin etkisiyle daha bakışımlı ve merkezi planlı duruma gelir. Saray benzeri yapılar ve zengin mezar mimarisi öne çıkar. Çatılar, daha eğimli ve giriş alanları daha simgesel olarak vurgulanmıştır.

Nara Dönemi (710 – 794)

İlk Planlı Kent: Naniwa

Çin etkisinde gelişmiş merkezi başkent modeli uygulanmıştır. Tapınak mimarisi, konutlara da yansır. Ahşap yapı iskeleti ve modüler oda düzeni gelişir. Kayar kapılar ve veranda kültürü bu dönemde ortaya çıkar.

Heian Dönemi (794 – 1185)

Kyoto Başkentliği

"Shinden-zukuri" tarzı saray mimarisi gelişir. Geniş salonlar, bağlantılı koridorlar, bahçeye açılan teraslar kullanılır. Asillerin yaşadığı geniş yapılarda doğal çevreyle bütünlük önemli duruma gelir.

Feodal Dönem (1185 – 1602)

Şoin ve Sukiya Üslûbu

Samuray sınıfı ile birlikte savunmaya uygun mimari yapılar (kaleler, surlu evler) ortaya çıkar. "Shoin-zukuri" tarzında bakışımlı odalar, yer masaları, tokonoma [niş], kayar kapılar gelişir. "Sukiya-zukuri" daha zarif, çay seremonisi odaklıdır.

Edo Dönemi (1600 – 1868)

Tokyo Merkezli Feodal Dönem

Kent planlaması ve konutlarda standartlaşma olur. Maçiya [kent evleri] ve minka [kırsal evler] yaygındır. Ahşap karkas sistem, tatami döşemeler, iç mekân bölücüler gelişir. Zanaatkâr ve tüccar sınıfının yaşam biçimi, mimariye yansır.

Meiji Dönemi (1868 – 1912)

Modernleşme ve Batılılaşma

Batı mimarisinin etkisiyle tuğla, taş ve cam gibi yeni malzemeler kullanılmaya başlanır. Japon evi, Batı tarzı odalarla [masa, sandalye] melez duruma gelir. Modern altyapı unsurları [gaz, kanalizasyon] görülür.

Modern Dönem (1912 – günümüz)

Minimalist ve Betonarme Yapılar

Modern Japon konutları, hem geleneksel unsurlar [tatami, shoji] hem de çağdaş malzeme [beton, cam, çelik] ile inşâ edilir. Depreme dayanıklı sistemler, küçük metrekarelerde işlevsellik ön plandadır.

)

( )


- JAPONCA'DA (KANJİ):
AĞAÇ ile/ve/||/<>/> KİTAP/KÖK ile/ve/||/<>/> KORU ile/ve/||/<>/> ORMAN

( ile ile ile )


- JAPONCA'DA:
HİRAGANA ABECESİ/HARFLERİ ile/ve KATAGANA ABECESİ/HARFLERİ ile/ve KANJI ABECESİ/HARFLERİ

( Japonca kökenli sözcükler için. İLE/VE Dışarıdan girmiş kavramları Japonca harflerle yazmak için. İLE/VE ... )


- JAVA ile/ve AJAX

( ... İLE/VE Asynchronous Java Application and XML )


- JAZZ ile/ve BLUES


- JEAN JACQUES ROUSSEAU ile/ve JACQUES COUSTEAU

( ... İLE/VE Deniz araştırmacısı, okyanusbilimci, kaptan. )

( [vefât] 02 Temmuz 1778 İLE/VE 25 Haziran 1997 )


- JEAN-BAPTISTE LAMARCK ve/||/<>/> CHARLES DARWIN

( 01 Ağustos 1744 - 18 Aralık 1829 ve/||/<>/> 12 Şubat 1809 - 19 Nisan 1882 )


- JEAN-BAPTISTE LAMARCK ile/ve/||/<>/> CHARLES DARWIN ile/ve/||/<>/> THOMAS HENRY HUXLEY

( 01 Ağustos 1744 - 18 Aralık 1829 İLE/VE/||/<>/> 12 Şubat 1809 - 19 Nisan 1882 İLE/VE/||/<>/> 04 Mayıs 1825 - 29 Haziran 1895 )


- JEITA MAĞARALARI'NIN KEŞFİ:
1836 ile/ve/<> 1958

( Alt katı. İLE/VE/<> Üst katı.
[Beyrut'un başkentine 20 km. mesafede]
[Dünyanın 8 m.lik en uzun sarkıtı da bu mağaradadır.] )

( 6.2 km. İLE/VE/<> 9 km. )


- JEOBİYOLOJİ ile/ve/<> JEOBOTANİK

( Canlı maddenin evrimini inceleyen bilim dalı. İLE/VE/<> Bitkilerin dağılımını inceleyen bilim. )


- JEODİNAMİK ile/ve/<> JEOFİZİK ile/ve/<> JEOKİMYA ile/ve/<> JEOLOJİ[Fr. < Yun. GEO: Yer. | LOGOS: Bilim.] ile/ve/<> JEOMORFOLOJİ

( İç [volkan, deprem vb.] ve dış (aşınma) etkenlerle yerkabuğunda oluşan değişikliklerin incelenmesi. İLE Yeryuvarlağını ve atmosferi etkileyen, doğal fiziksel olayların incelenmesi. İLE Yerkabuğunu oluşturan kimyasal öğelerin tümü. İLE Yerbilim. İLE Yeryüzünün engebelerini ve aşınma ile ilgili gelişimleri inceleyen bilim. )


- JEOLOJİ ile/ve/<> HİDROJEOLOJİ

( ... İLE/VE/<> Yeraltı sularının araştırılmasını ve elde edilmesini inceleyen yerbilim kolu. )


- JEOPOLİTİK ile/ve/||/<> JEOEKONOMİK ile/ve/||/<> TEOPOLİTİK ile/ve/||/<> TEOEKONOMİK ile/ve/||/<> HİDROPOLİTİK ile/ve/||/<> HİDROEKONOMİK


- JEREMY BENTHAM ile/ve/||/<>/> JAMES MILL ile/ve/||/<>/> JOHN STUART MILL

( 15 Şubat 1748 - 06 Haziran 1832 İLE 06 Nisan 1773 - 23 Haziran 1836 İLE 20 Mayıs 1806 - 08 Mayıs 1873 )


- JERSEY ADASI ile/ve/<> GUERNSEY

( Victor Hugo, Jersey Adası'nda, kanal adalarından olan Guernsey'e sürgüne gönderilmiştir ve ünlü kitabı "Sefiller"i burada kaleme almıştır.[1850] )


- JEST ile/ve/||/<> MİMİK


- JİK ile/ve KAR TANESİ

( Yağmur damlası. İLE/VE ... )

( ... vs./and SNOWFLAKE )


- JİLET ile/ve/||/<> BALTA

( Keskindir ama odunu parçalayamaz/kesemez. İLE/VE/||/<> Güçlüdür ama traş edemez. )

( )


- JOHANN GOTTLIEB FICHTE ve/||/<> WILHELM von HUMBOLDT

( İlk üniversitenin kurulması için baskın, etkin ve üstün çaba gösterenler.[1809 - Berlin] )

( 19 Mayıs 1762 - 27 Ocak 1814 ve/||/<> 22 Haziran 1767 - 08 Nisan 1835 )


- JOHN BELL ile/ve/||/<>/< DAVID BOHM ile/ve/||/<>/< EPR

( 1963 ile/ve/||/<>/< 1950 ile/ve/||/<>/< 1935 )


- JOHN BOWLBY ile/ve/||/<>/> MARY AINSWORTH ile/ve/||/<>/> MARY MAIN

( 1907 - 1990 ile/ve/||/<>/> 1913 - 1999 ile/ve/||/<>/> 1943 - 2023 )


- JOHN LOCKE ile/ve/||/<>/> ALEXANDER VON HUMBOLDT ile/ve/||/<>/> MARTIN HEIDEGGER ile/ve/||/<>/> FERDINAND DE SAUSSURE ile/ve/||/<>/> LUDWIG WITTGENSTEIN ile/ve/||/<>/> JACQUES DERRIDA

( 29 Ağustos 1632 - 28 Ekim 1704 İLE/VE/||/<>/> 14 Eylül 1769 - 06 Mayıs 1859 İLE/VE/||/<>/> 26 Eylül 1889 - 26 Mayıs 1976 İLE/VE/||/<>/> 26 Kasım 1857 - 22 Şubat 1913 İLE/VE/||/<>/> 26 Nisan 1889 - 29 Nisan 1951 İLE/VE/||/<>/> 15 Temmuz 1930 - 09 Ekim 2004 )


- JOHN LOCKE ile/ve/||/<>/> GEORGE BERKELEY

( 29 Ağustos 1632 - 28 Ekim 1704 İLE/VE/||/<>/> 12 Mart 1685 - 14 Ocak 1753 )


- JOSEPH JOHN THOMSON ile/ve/||/<>/> GEORGE PAGET THOMSON

( [Nobel Fizik Ödülü'nü ...]
Elektronların, parçacık olduğunu göstererek kazandı.[1906] İLE/VE/||/<>/> Elektronların, dalga biçiminde olduğunu göstererek kazandı.[1937] )

( 18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940 İLE/VE/||/<>/> 03 Mayıs 1892 - 10 Eylül 1975 )

( Babası. İLE/VE/||/<> Oğlu. )

( )


- JOSEPH-LOUIS LAGRANGE ve/||/<> PIERRE SIMON LAPLACE

( İtalyan Aydınlanma Dönemi matematikçisi ve astronomudur. Analiz, sayı kuramı ve klasik ve gök mekaniği alanlarında önemli katkıları olmuştur. VE/||/<> Fransız matematikçi ve gökbilimci. )

( 25 Ocak 1736 - 10 Nisan 1813 VE/||/<> 23 Mart 1749 - 05 Mart 1827 )


- JUGGLING ile/ve/||/<>/> JOGGLING


- JUL[Fizik bilgini Joule'ün adından] ile/ve/<>/> KİLOJUL

( Bir cisim üzerine uygulanan bir nevtonluk kuvvetin uygulama noktasını, kendi doğrultusunda bir metre değiştiren iş birimi. [ 1J = .239 cal | 1cal = 4.184 ] İLE/VE/<>/> Bin jul değerinde iş birimi. )

( 1 JOULE = ENERJİ )

( JOUL: Nesnenin, yerkeçimi karşısındaki 1 m. aşağı inişiyle oluşan 1 derecelik enerji. )

( J sembolü ile gösterilen joule; Uluslararası Birim Sistemi'nde enerji, iş ya da ısı miktarından türetilmiş bir birimdir. Bir metre üzerinden, bir newton'luk kuvvet uygulanarak harcanan enerjiye ya da bir saniye içinde bir ohm'luk bir direnç üzerinden geçen bir amperlik elektrik akımına eşittir. )

( ENERJİNİN KORUNUMU - JOULE )

( 1 kilojoule [kJ] = 1000 joule [J]

1 kilowatt-hour [kW*h] = 3600000 joule [J]

1 watt-hour [W*h] = 3600 joule [J]

1 calorie (nutritional) = 4186.8 joule [J]

1 horsepower (metric) hour = 2647795.5 joule [J]

1 Btu (IT) [Btu (IT), Btu] = 1055.05585262 joule [J]

1 Btu (th) [Btu (th)] = 1054.3499999744 joule [J]

1 gigajoule [GJ] = 1000000000 joule [J]

1 megajoule [MJ] = 1000000 joule [J]

1 millijoule [mJ] = 0.001 joule [J]

1 microjoule [µJ] = 1.0E-6 joule [J]

1 nanojoule [nJ] = 1.0E-9 joule [J]

1 attojoule [aJ] = 1.0E-18 joule [J]

1 megaelectron-volt [MeV] = 1.6021766339999E-13 joule [J]

1 kiloelectron-volt [keV] = 1.6021766339999E-16 joule [J]

1 electron-volt [eV] = 1.6021766339999E-19 joule [J]

1 erg = 1.0E-7 joule [J]

1 gigawatt-hour [GW*h] = 3600000000000 joule [J]

1 megawatt-hour [MW*h] = 3600000000 joule [J]

1 kilowatt-second [kW*s] = 1000 joule [J]

1 watt-second [W*s] = 1 joule [J]

1 newton meter [N*m] = 1 joule [J]

1 horsepower hour [hp*h] = 2684519.5368856 joule [J]

1 kilocalorie (IT) [kcal (IT)] = 4186.8 joule [J]

1 kilocalorie (th) [kcal (th)] = 4184 joule [J]

1 calorie (IT) [cal (IT), cal] = 4.1868 joule [J]

1 calorie (th) [cal (th)] = 4.184 joule [J]

1 mega Btu (IT) [MBtu (IT)] = 1055055852.62 joule [J]

1 ton-hour (refrigeration) = 12660670.23144 joule [J]

1 fuel oil equivalent @kiloliter = 40197627984.822 joule [J]

1 fuel oil equivalent @barrel (US) = 6383087908.3509 joule [J]

1 gigaton [Gton] = 4.184E+18 joule [J]

1 megaton [Mton] = 4.184E+15 joule [J]

1 kiloton [kton] = 4184000000000 joule [J]

1 ton (explosives) = 4184000000 joule [J]

1 dyne centimeter [dyn*cm] = 1.0E-7 joule [J]

1 gram-force meter [gf*m] = 0.00980665 joule [J]

1 gram-force centimeter = 9.80665E-5 joule [J]

1 kilogram-force centimeter = 0.0980665 joule [J]

1 kilogram-force meter = 9.8066499997 joule [J]

1 kilopond meter [kp*m] = 9.8066499997 joule [J]

1 pound-force foot [lbf*ft] = 1.3558179483 joule [J]

1 pound-force inch [lbf*in] = 0.112984829 joule [J]

1 ounce-force inch [ozf*in] = 0.0070615518 joule [J]

1 foot-pound [ft*lbf] = 1.3558179483 joule [J]

1 inch-pound [in*lbf] = 0.112984829 joule [J]

1 inch-ounce [in*ozf] = 0.0070615518 joule [J]

1 poundal foot [pdl*ft] = 0.04214011 joule [J]

1 therm = 105505600 joule [J]

1 therm (EC) = 105505600 joule [J]

1 therm (US) = 105480400 joule [J]

1 Hartree energy = 4.3597482E-18 joule [J]

1 Rydberg constant = 2.1798741E-18 joule [J] )


- JÜPİTER'DE:
1 GÜN ve/||/<> 1 YIL

( 9 saat 50 dakika. VE/||/<> 4332 dünya günü. )


- JÜPİTER/GALILEO UYDULARI:
IO ile/ve/||/<> EUROPA ile/ve/||/<> GANYMEDE ile/ve/||/<> CALLISTO


- JUS COGENS ile/ve/||/<> OBLIGATIO ERGA OMNES ile/ve/||/<> OPINIO JURIS

( Hukukta en üst kurallar. İLE/VE/||/<> Uluslararası hukuk açısından, devletlerin uymakla ve gözetmekle yükümlü olduğu kurallar. | "Herkese karşı hak". İLE/VE/||/<> Davranışın, bir hukukî zorunluluk oluşturduğunun kanaati. | Devletlerin, bir uygulamasının, örf ve âdet hukuku kuralı durumuna "ge(tiri)lmesi". | Devletlerin, işlem ve eylemlerinin, hukukî olması zorunluluğu. )


- KABA (DİL) ile/ve/değil ORTALAMA (DİL)


- KABA OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KİTABIN ORTASINDAN KONUŞMAK


- KABA/LIK ile/ve/ya da ÇIKARCI/LIK

( GALÎZ[< GILZET] ile/ve/ya da ... )


- KABA/LIK ile/ve SAÇMA/LIK


- KABA/LIK ile/ve/değil/<> SAF/LIK


- KABA ile/ve/değil/<> GELİP GEÇİCİ


- KABA ile/ve/||/<>/> KUBAT

( ... İLE/VE/||/<>/> Kaba, biçimsiz. | Davranışları kaba olan. )


- KABACA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANA HATLARIYLA


- KABAHAT, ...:
SENDE ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< SENİ SEVENDE


- KABALA'DA:
SEFAR ile/ve SİPUR ile/ve SEFER

( Kabala'da üç temel kavram vardır: Sefar, Sipur, Sefer. Sefar: Sayı, nicelik demektir. Sefar ya da nicelik varolanların birbiriyle ilişkisinde birinci durumda rol oynar, bu da sayıyla belirtilir. Daha sonra devinimi ve öteki nitelikleri gelir ki bunlar da sayıyla belirtilir.
Sipur: Söz ya da Logos anlamına gelir. Her harf bir kuvveti işaret eder ve var olanlar, harflerden oluşan sözcüklerdir.
Sefer: Yazı demektir. Tanrının yazısından da evrende varolanları anlamak gerekir. Tanrının düşüncesi bu varolanların anlamıdır. )

( Kabala İşlemleri: Themuria, Gematria, Notaria. Themuria: Kutsal sayılan sözcüklerdeki harflerin yerini değiştirerek yeni sözcükler elde etme yöntemidir. Gematria: Sözcükleri oluşturan harflerin sayısal değerlerinin toplamının hesaplanmasıdır. Notaria: Sözcüklerin kökeni olan harflerden sayı değerleri yoluyla yeni sözcükler türetmektir. )

( Kabala'da varlığın en genel ve bütünsel biçimlerine ise Sefirot(Sephirot) adı verilir. )

( Zohar Nur anlamına gelir ve Zohar öğretisi mistik tefekkür ve deneyim yoluyla nura kavuşma, varlık birliğinin insanda gerçekleştirilmesidir. Kabala, bu öğretinin kabul edilmesi, içselleştirilmesi anlamına gelir. )

( Kabala'da harfler sayılarla eşleştirilmiş ve birtakım tanrısal isimlerin harflerinin yerleri değiştirilerek belirli matematiksel kurallara göre anlam türetmelerine gidilmiştir. )


- KABALA ile/ve STEGANOGRAFİ

( Yahudi bilgeliği, mistisizmi. İLE/VE Gizli yazı. )


- KABALIĞIM ile/ve/değil KALABALIKLIĞIM


- KABALIK ve/||/<>/< GÜÇLÜ TAKLİDİ

( Kabalık, zayıf kişinin, güçlü taklididir. )


- KABARMA ile/ve/<> KÖPÜRME


- KABBALAH:
KABIN İLMİ ile/ve/<> KABUL İLMİ


- KÂBE ile/ve/= ANITKABİR


- KÂBE ve/<> KALP


- KÂBE ve/||/<> KIBLE

( ... VE/||/<> Etrafında tavaf eden/ler varsa. )


- KÂBİL ile/ve/<> FAİL


- KÂBİL ve KABUL


- KABİLE MENSUBİYETİ ile/ve YER MENSUBİYETİ


- KABİLE ile/ve/değil/||/<>/> KÖY


- KABIZLIK ve/ne yazık ki/||/<>/> ANAL ÇATLAK/YIRTIK

( CONSTIPATION and/unfortunately/||/<>/> ANAL FISSURE )


- KABIZLIKTA:
PRE-BİYOTİK ile/ve/<> PRO-BİYOTİK

( SEMBİYOTİK: İkisinin de biraradalığı. )


- KABUK ile/ve/<> BADIÇ

( .. İLE/VE/<> Bakla, fasulye, bezelye gibi taze sebzelerde, içinde tohumların sıralanmış bulunduğu kabuk. )


- KABUK ile/ve/||/<>/> KABUKLU

( Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır/kışr. | Ekmeğin, pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü. | Bir sıvı ya da gazı dıştan saran, sert katman. | Deri üzerinde bir yaranın ya da sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm. | Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi ya da boynuzsu örtü, kavkı. İLE/VE/||/<>/> Kabuğu olan. )


- KABUK ile/ve ÖZ

( KIŞR ile/ve CEVHER )

( COVER vs./and ESSENCE )


- KABUKİ ile/ve BUNRAKU

( Geleneksel Japon tiyatrosu. İLE/VE Kukla tiyatrosu. )


- KABUKİ ile/ve BUNRAKU

( Geleneksel Japon tiyatrosu. İLE/VE Kukla tiyatrosu. )


- KABUL EDEMEMEK ile/ve/değil DİRENMEK

( BEKİNME: İnat etmek, direnmek. | Kapanma, tıkanma. )


- KABUL EDERSE/NİZ ile/ve/değil/yerine UYGUNSA/NIZ, UYGUN GÖRÜRSENİZ


- KABUL EDİLEMEZLİK ile/ve/<>/değil/yerine SİNDİRİLEMEZLİK


- KABUL EDİLMEK ve/> KAYBOLMAK


- KABUL ETMEK ile/ve/değil/yerine "GÖZE ALMAK"


- KABUL ETMEK ile/ve KATLANMAK

( ACCEPTANCE vs./and TO BEAR THE CONSEQUENCES )


- KABUL ETMEK ile/ve/değil/yerine TANIMAK


- KABUL ETMEMEK ile/ve/değil DAHA ÇOK YAKLAŞMASINI SAĞLAMAK


- KABUL GÖRME ile/ve/değil/||/<> ÖNDE YER ALMA


- KABUL İLİŞKİSİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YADSIMA İLİŞKİSİ


- KABUL/LER ile/ve/değil/<> GELENEK/LER


- KABUL ile/ve/<> DESTEK


- KABUL ile/ve EZBER

( Dönüştürücü. [Kalb/tekallüb] İLE/VE Kalbe yazmak. )

( ... ile/ve BERM[: Ezberleme, hatırda tutma.] )

( ACCEPTANCE vs./and MEMORIZING )


- KABUL ile/ve/değil/<> İÇSELLEŞTİRME


- KABUL ile/ve İNANCA

( ACCEPTANCE vs./and ASSURANCE )


- KABUL ile/ve/||/<>/>/< İTİBAR

( ... İLE/VE/||/<>/>/< Saygı gösterme. | Önem verme. | Onur/şeref, haysiyet. | Bir şeyin, gerçek değil kararlaştırılan değeri. | İbret alma. | [ticaret] Söz ya da imzanın değeri. [İng./Fr. CREDIT] | Değer. )


- KABUL ile/ve/<> KALIB KABUL ile/ve/<> KALIP


- KABUL ile/ve/||/<>/< MAKBUL


- KABUL ile/ve MERHAMET

( ACCEPTANCE vs./and MERCY )


- KABUL ile/ve/değil OYUN

( [not] ACCEPTANCE vs./and/but GAME )


- KABUL ile/ve/||/<>/< RIZÂ


- KABUL ile/ve/<> SIRADÜZEN/HİYERARŞİ


- KABUL ve/< TAHSÎN

( ACCEPTANCE and/< TO SEE NICE )


- KABUL ve TAHSİN


- KABUL ve/<> UYGUN DAVRANIŞ

( ACCEPTANCE and/<> APPROPRIATE BEHAVIOUR )


- KABUL ile/ve YADSIMA

( ACCEPTANCE vs. TO DENY/REJECT )


- KABULLENMEK ile/ve/<> KOŞULLANMAK


- KABULLER ile/ve/||/<> SINIRLAMALAR


- KABURGALAR ile/ve UCLARI SERBEST OLAN 11. 12. KABURGALAR

( ADLÂ'[< DIL]: Kaburgalar. | Geometrik şekillerin kenarları. İLE/VE ... )

( RIBS/BREAST BONES vs./and FLOATIN RIBS )


- Kabut et! ve DİNLE!!!


- Kabut et! ve SUS!!!


- KABZA ile/ve/||/<> BARÇAK

( ... İLE/VE/||/<> Kılıç kabzasının siperi. )


- KAÇAN/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN/LAR


- KAÇINMA ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜ ile/ve/||/<>/> TOPARLANMA


- KAÇKAR DAĞLARI ile/ve KÜRE DAĞLARI


- KAÇKARLAR ile/ve/||/<> KALÇARLAR


- KAÇKIN ile/ve/||/<> UÇKUN


- KAÇMA ile/ve/<> KENDİNDEN KAÇMA

( Geçenlerde, bir şair arkadaşımla konuşuyordum. İlk kez yurtdışına çıkmıştı. İzlenimlerini sorduğumda, kestirme bir yanıt verip "Dünyam daraldı" dedi. Bu sözüne şaşırdığımı görünce sözlerini sürdürdü. "Eskiden, kaçıp gideceğim yerlerin var olduğunu bilmek, bir ölçüde rahatlatıyordu beni. Fakat şimdi anladım ki, kaçıp gidilecek bir yer yokmuş." )


- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine (GERİ) ÇEKİLMEK


- KAÇMAK ile/ve/değil ANLAMSIZ/DEĞERSİZ BULMAK, DEĞER VERMEMEK


- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine/<> GİTMEK

( Sevdiklerinle arana mesafe girdiği oranda, varış yerinin de hiçbir anlamı kalmaz. )


- KAÇMAK ile/ve/değil/ne yazık ki KOLAYINA KAÇMAK


- KAÇMAK ile/ve SAKLANMAK


- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine ÜSTLENMEMEK


- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine UZAK DURMAK

( UZAK DUR!
* Karnı tokken sızlanandan
* Zevk sürerken sıkılandan
* El içinde ağlayandan
* Dost sözünden gocunandan
* Kuşkusuyla buz tutandan
* Düşmanına dost durandan
* Suretiyle kandırandan
* Aynalardan kovulandan
* Şeytanıyla yarışandan
* Sevabını anlatandan
* Günahına kulp takandan

Mete Özgencil )


- KADEH ile/ve/değil/yerine PİSAGOR'UN KADEHİ

( ... İLE Ölçüyü kaybedersen, herşeyi/ni kaybedersin. )

( ... İLE İçine konulan şarabın, kadehin ortasındaki çıkıntının seviyesini geçmesiyle, fazla olanı değil kadehin içindeki tüm sıvıyı, altındaki deliklerden akıtır. [Nerede duracağını ve ne kadar içmesi gerektiğini bilmeyenler için ve sınırlarını öğrenmeleri için yapılmıştır.] )

( | )

( )


- KADEM ve/<> HATEM


- KADER ile/ve/değil/||/<>/< AKIBET


- KADER ile/ve BUYRUK

( DESTINY vs./and ORDER )


- KADER ve/değil/yerine/||/<>/>/< EYLEM


- KADER ile/ve/<> FITRAT


- KADER ile/ve/||/<> KARMA

( ... ile/ve/||/<> )

( Karma ve Kader kavramlarını, kapsamlı bir biçimde anlamak ve görmek üzere "My name is Earl" dizisini baştan sona izlemenizi öneririz... )

( Karma'nın etkileyici ve ilham verici 10 yasası )


- KADER ile/ve RASTLANTI/TESADÜF

( DESTINY vs./and COINCIDENCE )


- KADI ile/ve/||/<> KÂTİP

( Yargıç. İLE/VE/||/<> Yazıcı ya da sekreter. )


- KADİFE/VELUR[Fr.] ile/ve ÇATMA

( Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış, ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş. İLE Bir tür döşemelik kumaş. )


- KADÎM BİLGELİK ile/ve/<> KADÎM GELENEK

( ... İLE/VE/<> Kadîm Gelenek, hiçbir kültürün, milletin ve/ya da egemenliği altında değildir! Evrenseldir ve bu geleneğe ulaşmak, hünerdir. )


- KADÎM MATEMATİK'TE, ÜÇ SORUNSAL:
TESLÎS-İ ZÂVİYE ile/ve TADÎF-İ MEZBAH ile/ve TERBİ'-İ DÂİRE

( * Dar açının çizimle/geometrik olarak üç eşit parçaya bölünmesi. İLE/VE * Küpün iki katının alınması. İLE/VE * Dairenin kareleştirilmesi. )

( Daha geniş bilgi için burayı tıklayınız... )


- KADÎM-İ ZÂTÎ ile/ve KADÎM-İ ZAMANÎ


- KADÎM'İN KIDEMİ ile/ve CEDÎD'İN VAADİ

( Geçmişte. İLE/VE Gelecekte. )

( Klasik geleneklerde esas olan. İLE/VE Modern zamanlarda ve arayışlarda. )

( Geçmiş dönemlerde, tarihin oluşması[tekâmülü], geçmiş üzerine/üzerindendi. )

( MA el-MÂHÛD )


- KADÎM ile/ve ATİK


- KADÎM ve/<> KABUL


- KADÎM ve/<> ŞİMDİ

( Bugüne, şu AN'a (da) etki ediyorsa, kadîmdir. )


- KADIN DOKTOR ile/ve/değil/||/<> KADIN DOKTORU


- KADIN ve ERKEK:
EŞİT ile/ve/değil/||/<>/>/< EŞ

( Eşitlik, ancak hak ve koşullar/olanaklar itibariyle, tüze ve tıpta geçerli olmak üzere, hâkim ve hekim önünde söz konusudur.

Hiçkimse de kimseyle kıyaslanamaz ve ölçülendirilemezdir. Kadın ve erkek "farkı/ayrımı" ise anlamsız bir genelleme sonucunda oluşan gereksiz, yersiz, karşılıksız, anlamsız ve boş bir "çabadır"/zorlamadır. )


- KADIN/LIK ile/ve/||/<>/> ANNE/LİK

( Bebek doğurabilme olanağı. | Kendini doğurabilme olanağı ve olasılığı. İLE/VE/||/<>/> Bebeği doğurup bakabilme, yetiştirebilme. | Bebeğinden ve kendinden doğabilme, kendini gerçekleştirme. )


- KADIN ile/ve/||/<>/> MÜCEVHER ile/ve/||/<>/> ERKEK ile/ve/||/<>/> KADIN

( Birbirini tüketen döngü. )


- KADINLAR ve/ne yazık ki/||/<>/> ÖLDÜRÜLEN KADINLAR :( ((((((

( Anıt Sayaç :( (((((( )


- KADINLARIN SEÇME VE SEÇİLME HAKKI:
BELEDİYE SEÇİMLERİ/NDE ile/ve/||/<>/> MILLETVEKİLLİĞİ/NDE

( 03 Nisan 1930 İLE/VE/||/<>/> 05 Aralık 1934 )


- KADİR GECESİ ile/ve/değil/<> KADİR-KIYMET BİLDİĞİN GECE


- KADİR ile/ve/||/<> HIZIR


- KÂDİR ile/ve MÂLİK


- KADIRGA ile/ve/<> KALYON

( Hem yelken, hem de kürekle yol alan, özellikle Akdeniz'de kullanılmış bir savaş gemisi. İLE/VE/<> Yelkenle ve kürekle yol alan savaş gemilerinin en büyüğü olan yelkenli gemi. )


- KADR ile/ve KADER/KADAR ile/ve KADER

( Parlaklık. İLE/VE Ölçü. | Ölçüsünde, derecesinde. | Büyüklüğünde, genişliğinde. | Dek. | Gibi. | Denli. | Süre belirten bir söz. | Miktarda, derecede. | Bir sayıdan sonra geldiğinde, kesinlikle belirli olmayan bir niceliği belirten söz. İLE/VE Özgürlük. )


- KADRAN[Fr. < CADRAN] ile/ve/||/<> KADRAJ[Fr. < CADRAGE]

( Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam ya da başka işaretler bulunan düzlem. | Ölçek. İLE/VE/||/<> Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )


- KAF (DAĞI) ve/<> ANKA (KUŞU)

( İnsan beyni/zihni. VE Yeğleme/tercih.[kılma/kılamama | yapma/yapamama] )


- KAFA SESİ ile/ve/||/<> FALSETTO[İt.]


- KAFA/BAŞ ve/<> AYAK

( Serin tutulmalı. VE/<> Sıcak tutulmalı. )

( Kafa, tüm gövdenin 1/8'i oranındadır. [Altın Oran!] )

( Kopan bir kafanın bilincinin ne kadar süre yerinde kaldığını (kalıyorsa) sınamak olanaksızdır. En iyi tahminle 5 ila 13 saniye arasında olduğudur. )

( Akılsız başın cezasını, ayaklar çeker. )

( SEDİR AĞACI: Kafatası. )

( )


- KAFAM KARIŞTI ile/ve/değil/yerine BİLMİYORUM


- KAFAMIZIN KARIŞMASI ile/ve/değil/||/<>/< EZBERİMİZİN BOZULMASI


- KAFANIN BASMAMASI ile/ve/||/<>/< KAPASİTE(Sİ)NİN YETMEMESİ


- KAFANIN ÇALIŞMASI ile/ve/değil/+/||/<>/> KAFANIN ÇALIŞTIRILMASI

( Zekâ. İLE/VE/DEĞİL/+/||/<>/> Akıl. )


- KAFATASI/OMURGA YARALANMALARINDA:
SAÇLI DERİDE ile/ve/||/<> KAFATASI/BEYİN ile/ve/||/<> YÜZ ile/ve/||/<> OMURGA

( Saç derisi kafatası yüzeyi üzerinde kolaylıkla yer değiştirebilir ve herhangi bir darbe sonucu kolayca ayrılabilir. Bu durumda çok fazla miktarda kanama olur, bu nedenle öncelikle kanamanın durdurulması gereklidir. İLE/VE/||/<> Kafatası kırıklarında beyin zedelenmesi, kemiğin kırılmasından daha önemlidir. Bu nedenle, beyin hasarı bulguları değerlendirilmelidir. İLE/VE/||/<> Ağız ve burun yaralanmalarında solunum ciddi biçimde etkilenebilir ve duyu organları zarar görebilir. Bir yüz yaralanması sonucunda burun, çene kemiği kemiklerinde yaralanma görülebilir. İLE/VE/||/<> En çok zarar gören bölge bel ve boyun bölgesidir ve çok ağrılıdır. Kazalarda en çok boyun etkilenir. )

( [Kafatası ve omurga yaralanmalarının nedenlerinde]
- Yüksek bir yerden düşmek.
- Baş ve gövde yaralanması.
- Otomobil ya da motosiklet kazaları.
- Spor ve iş kazaları.
- Yıkıntı altında kalmak. )

( [Kafatası ve omurga yaralanmalarında belirtiler]
- Bilinç düzeyinde değişmeler, bellek değişiklikleri ya da bellek kaybı.
- Başta, boyunda ve sırtta ağrı.
- Elde ve parmaklarda karıncalanma ya da duyu kaybı.
- Gövdenin herhangi bir yerinde, tam ya da kısmî hareket kaybı.
- Baş ya da bel kemiğinde biçim bozukluğu.
- Burun ve kulaktan, beyin omurilik sıvısı ve kan gelmesi.
- Baş, boyun ve sırtta dış kanama.
- Sarsıntı.
- Denge kaybı.
- Kulak ve göz çevresinde morluk. )

( [Kafatası ve omurga yaralanmalarında ilkyardım]
- Bilinç kontrolü yapılır,yaşam bulguları değerlendirilir.
- Hemen tıbbî yardım istenir[112].
- Bilinci açıksa hareket etmemesi sağlanır.
- Tehlike söz konusu ise düz pozisyonda sürüklenir.
- Baş-boyun-gövde ekseni bozulmamalıdır.
- Sarsıntıya maruz kalmaması gerekir.
- Bilgiler kaydedilmeli ve gelen ekibe bildirilmelidir.
- Asla yalnız bırakılmamalıdır. )


- KAFATASI ile/ve/||/<>/> FRENOLOJİ

( ... İLE/VE/||/<>/> Kafatası bilimi. )


- KAFAYI ÇALIŞTIRMAK ve MESAFEYİ KORUMAK


- KAFKASLAR'DA YAŞLAR:
0-40 ile/ve 40-70 ile/ve 70-110 ile/ve 110 - >

( Çocuk. İLE/VE Delikanlı. İLE/VE Olgun. İLE/VE Yaşlı/ihtiyar. )

( Özellikle cirit oyunlarında uygulanır. )


- KAFKASYA'DA:
KISLOVODSK ile/ve MINERALNIY VODO

( Sıcak su. İLE/VE Mineral su. )


- KAFTAN ile/ve/değil/||/<> HİLAT

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Sultanların, gönül almak, ödüllendirmek için birine giydirdikleri değerli kumaştan yapılmış kaftan. )


- KÂĞIT BOYAMADA:
KINA ile/ve/||/<> CEVİZ KABUĞU ile/ve/||/<> SOĞAN KABUĞU

( XV. yy.'da uygulanan boyama teknikleri ve araçları. )


- KÂĞIT PARA:
HÜKÜMDARIN BORCU ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HALKIN BORCU


- KAĞIT PARANIN BASIMI ile/ve MADENÎ PARANIN BASIMI

( Merkez Bankası tarafından. İLE/VE Maliye Bakanlığı tarafından. )


- KAĞIT PARAYLA ÖDEME ile/ve MADENÎ PARAYLA ÖDEME


- KÂĞIT:
DOĞU'DA ile/ve/||/<>/> BATI'DA

( M.Ö. 100 - M.S. 650 arasında Semerkand'da. İLE/VE/||/<>/> XIII. yy.'dan sonra Avrupa'da. )


- KÂĞIT:
PAPİRÜS ile/ve/||/<> BAĞDÂDÎ ile/ve/||/<> SEMERKANDÎ ile/ve/||/<> HİNDÎ


- KÂĞIT ve/||/<>/> GAZETE ve/||/<>/> ROMAN

( [olmasaydı, ...] Kapitalizm olmazdı. VE/||/<>/> Ulus olmazdı. VE/||/<>/> Birey olmazdı. )

( "Kitap, Kütüphane, Yazı, Okuma Kültürü, Yayıncılık" Konulu Kitaplar )


- KÂĞIT ve/||/<>/> KİTAP

( Gibi sessiz. VE/||/<>/> Gibi dolu. [olmayı yeğle(yebil)menin önemi/önceliği] )


- KAĞITTA:
A0 ile/ve/<>/>/< A1 ile/ve/<>/>/< A2 ile/ve/<>/>/< A3 ile/ve/<>/>/< A4 ile/ve/<>/>/< A5

( Ayrıntılarını izlemek için burayı tıklayınız... )

( [kapladığı alan] 1 m² İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin yarısı. [1/2] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin dörtte biri [1/4] ]İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin sekizde biri. [1/8] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin onaltıda biri. [1/16] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin otuzikide biri. [1/32] )


- KÂĞITTA:
TERBİYECİ ile/ve/||/<>/> AHERCİ ile/ve/||/<>/> BOYAYICI ile/ve/||/<>/> TAMİRCİ

( [bkz.]
Kâğıtlar ve Su Damgaları - Süheyl Ünver - Türk Tarih Kurumu, Belleten
XVIII. ve XIX. yy.'da, Türkiye'de Kâğıt - Osman Ersoy (Prof.) - Ankara, 1963 )


- KAGU ile/ve/<> BENZERİ

( Yeni Kaledonya'da. İLE/VE/<> Yeni Zelanda'da. )

( Uçamayan, kocaman bir kuş. Kanatlarını kullanarak ağaçlara tırmanabiliyor. )


- KAHIR ile/ve LÜTÛF


- KAHR (OLMAK) ile/ve/||/<>/> MAHV (OLMAK)


- KAHRAMAN ile/ve/değil/||/<>/< BAŞ ROL


- KAHRAMANLIK ve/||/<> AŞK

( Nasıl yaşayacağım? VE/||/<> Nasıl öleceğim? )


- KAHVE ile/ve/||/<>/> KAHPE/KAHBE


- KAHVERENGİ PELİKAN ile/ve/||/<> PERU PELİKANLARI

( Ayrıntıları okumak için burayı tıklayınız... )


- KAİM[< KIYÂM] ile/ve/<> DAİM

( Kaimse daim de olur. )

( Daim değilse kaim de değildir. )

( Var. | Ayakta duran/bulunan. | Birinin yerini tutan, birinin yerine geçen. | Bir işte sebât eden. | Her zaman var olan [Tanrı]. İLE/VE/<> Sürekli/daima, sonsuz. )


- KAİNAT:
EVREN ile/ve/değil/<> YERYÜZÜ


- KÂİNAT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/= EVREN

( Ay altı [olan/lar(/kâin)]. İLE/VE/<> Ay üstü. )


- KÂİNÂT ile/ve/||/<> ÂLEM

( Ol(un)an. İLE/VE/||/<> Bil(in)en. )

( (B)ilim. İLE/VE/||/<> Bilinen kainat. )


- KÂİNAT ve/<> KANAAT


- KÂİNÂT ile/ve MEVCÛDÂT


- KAİNÂT ve MÜVELLEDÂT


- KAKAO/HİNTBADEMİ ve/<> SU

( Kakaoyu suyla karıştırıp içen ilk kişiler, Mayalar'dır. )

( THEOBROMA CACAO et/<> ... )


- KAKTÜS/ATLASÇİÇEĞİ ile/ve FESTAN

( ... İLE/VE Dikensiz kaktüs. )

( GÜLÂYÂN ile/ve ... )


- KAKTÜS ile/ve/değil SUKKULENT


- KÂL ve/> HÂL ve/> SÜKÛT


- KALAALLİTLER ile/ve İNUVİALUİTLER ile/ve İNUPİATLAR, YUPİGETLER, YUPLİTLER, ALUTİİTLER ile/ve YUPİKLER[:
Gerçek kişi]

( Grönland'daki eskimolar. İLE/VE Kanada'daki eskimolar. İLE/VE Alaska'daki eskimolar. İLE/VE Alaska'nın güneybatısında ve Sibirya'daki eskimolar.[İnuit sözünün ne olduğunu bilmezler.] )


- KALABALIK ile/ve/değil DOLU


- KALAN SAĞLAR ile/ve/||/<> KALAN SAHALAR
(BİZİMDİR)


- KALASTRA[İt. < CALASTRA] ve/||/<> FİLİKA[İt. < FELUCA]

( Gemilerde cankurtaran filikalarını oturtmak için güvertelere konulan sehpa. İLE Cankurtaran sandalı. )


- KALAY ile/ve/||/<>/> KALAYLAMA

( Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7, yoğunluğu 7,29 olan, 232 °C'de eriyen, gümüş beyazlığında, kolay işlenebilen, yumuşak bir öğe. [simgesi Sn] | Kalaylanmış bir kabın üzerindeki alaşım tabakası. | Aldatıcı görünüş. | Sövme, küfür. İLE Oksitlenmeden korumak için bir metal parçasını ya da kabı kalay tabakası ile kaplamak. | Eksiklikleri, kusurları görünüşte gizlemeye çalışmak. | Sövmek. )


- KALB ve/<> LÂTİF/E


- KALBİMİZ ile/ve/<> KALBİMİZDEKİ


- KALBİN DERİNLİĞİ ile/ve DERİNLİĞİN KALBİ


- KALBİN YEDİ TAVRI (*) ile/ve/||/<> KALBİN YEDİ TAVRI (**)

( (*)
1. SADIR
2. KALB
3. ŞEFFAF
4. FUÂD
5. CENNETÜ'L-KULÛB
6. SEVDÂ
7. CENNETÜ'L-KULÛB

ile/ve/||/<>

(**)
1. Kalb-i vesvese
2. Kalb-i İslâm
3. Kalb-i rü'yet
4. Kalb-i muhabbet
5. Kalb-i mir'âtül gayb
6. Kalb-i ma'denü'l-mükâşefat
7. Kalb-i mevlüd-i tecellî )


- KALBİN YOLU ile/ve/||/<> ZİHNİN YOLU

( Hoştur fakat tehlikelidir. VE/||/<> Sıradandır fakat güvenlidir. )


- KALBURA ile/ve/||/<> KEVGİRE DÖNMEK/ÇEVİRMEK


- KALDIR(AMA)MAK ile/ve SİNDİR(EME)MEK


- KALDIRIL(A)MAZ DUYGU ile/ve/||/<> DÖNÜŞTÜRÜLEMEZ DUYGU


- KALDIRIP DİKMEK ile/ve/||/<>/> YATIRIP SİKMEK


- KALDIRMA:
KORUMA ile/ve/||/<> YOK ETME

( KATERGEIN )


- KALDIRMAK/BİTİRMEK ile/ve/<>/değil/yerine DARALTMAK


- KALE ile/ve/||/<> AHMEDEK

( ... İLE/VE/||/<> Bir kalede, dıştaki sur duvarına bitişik, iç kale. )


- KALEDONYA ile/ve/<> YENİ KALEDONYA

( İskoçya. İLE/VE/<> Kaptan Cook, bu coğrafyaya ilk vardığında, doğasını ve yeşilini çok beğendiğinden, vatanı İskoçya'ya benzeterek, Yeni Kaledonya olarak adlandırdı. )


- KALEM TÜKETMEK ile/ve/değil/daha çok/+/||/<>/&gt;&lt;/< SİLGİ TÜKETMEK


- KALEM ile/ve DOLMA KALEM

( HÂME ile/ve ... )

( PENCIL vs./and PEN )


- KALFA ile/ve/<> YARDAK

( Aşaması çırakla usta arasında bulunan zanaatçı.| Mimar yardımcısı. | Saraylarda ve büyük konaklarda, halayıkların başında bulunan kadın. | İptidailerde, hoca yardımcısı. | Çocukları evlerinden alarak okula, okuldan evlerine götüren yardımcı. İLE/VE/<> Karagöz ustasının yardımcısı. )


- KALİBRASYON ve SENKRONİZASYON


- KALICI/LIK ile/ve/||/<>/> SÜRDÜRÜLEBİLİR/LİK


- KALICI/LIK ile/ve/değil/yerine SÜREKLİ/LİK

( [not] PERMANENCE vs./and/but CONTINUOUS/NESS
CONTINUOUS/NESS instead of PERMANENCE )


- KALICI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZUN SÜRELİ/LİK


- KALICI ile/ve/değil/||/<>/< GEÇERLİ


- KALICILIK ile/ve/değil/||/<>/> BAĞLAYICILIK


- KALIN >< YUFKA ile/ve/||/<> YOĞUN >< İNCE

( Diklemesine.[On kâğıdın, üst üste konulması.] İLE/VE/||/<> Enlemesine.[On ipliğin, üst üste eğrilmesi.] )

( "(Bir şey) yufka iken (onu) delmek kolaymış, ince olanı (da) kırmak kolay. Yufka, kalın olursa (onu) delmek zormuş, ince, yoğun olursa (onu) kırmak zormuş." )


- KALIN BAĞIRSAK ile/ve/>/> GÖDEN[< GÖD/GÖT]/REKTUM

( ... İLE/VE/> Kalınbağırsağın son bölümü. )

( MAYASIL/BÂSÛR[Ar.]/HEMAROİD/HÉMORROÏDES[Fr.]: Kalın bağırsakta ve makadın etrafındaki siyah kan damarlarının şişmesinden ve bazen yangılanmasından dolayı, makadın içinde ve dışında oluşan memeler yüzünden, makattan, kan ya da cerahat gelmesi. )


- KALIN KAFALI/LIK ile/ve ANLAMAK İSTEMEMEK


- KALIN ile/ve GENİŞ


- KALIN ile/ve/<> KABA


- KALINKAFALI/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HAYAL GÜCÜNÜN OLMAMASI


- KALINTI ile/ve/||/<> BULUNTU


- KALINTI ile/ve/<>/değil İZ


- KALIP/LAR ile/ve/<> KABUL/LER

( Az bilenlerde/okumuşlarda. İLE/VE/<> "Çok" "bilenlerde"/"okumuşlarda". )


- KALIP ile/ve/<>/> KALP

( Görevi, aynıdır. İLE/VE/<>/> Görevleri, çeşitli ve farklıdır. )

( Kalbi değiştiren, eylemdir. )

( Kalıbımız, neye/kime benzerse, kalbimiz de ona benzer. )


- KALIP ile/ve KİSVE


- KALIT/MİRAS[Ar.] ile/ve/||/<> TEREKE/METRÛKÂT[Ar.]

( Ölen kişiden kalanlar. İLE/VE/||/<> Ölen birinin bıraktığı şeyler. )


- KALIT/MİRAS ile/ve/||/<> KALITÇILAR/MİRASÇILAR/VERESE[Ar.]


- KALITIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;/&lt; KATILIM

( [not] HERITAGE vs./and/but/||/<>/>/< PARTICIPATION
PARTICIPATION instead of HERITAGE )


- KALKAN ve/<> PARPA

( ... VE/<> Kalkan balığının yavrusu. )


- KALKER TAŞI ile/ve/||/<> KİL ile/ve/||/<> DEMİR CEVHERİ

( Çimento yapımında kullanılırlar. )


- KALKMAK ile/ve/||/<> KALGIMAK

( ... İLE Sıçramak, fırlamak, şaha kalkmak. | Öfkeyle kalkmak. | Çapkınlık, serserilik yapmak. )


- KALMA!:
KÖR ve/||/<> SAĞIR ve/||/<> DİLSİZ

( Geçmiş(in)e. VE/||/<> Şimdi'(n/y)e. VE/||/<> Geleceğ(in)e. )


- KALP (İLE) ve/||/<> DİL (İLE)

( İkrar. VE/||/<> Tekrar. )


- KALP GÖZÜ(FUAD, BASİRET) ile/ve GÖZ

( ... İLE/VE Can alıp, veren. [Azrail] )

( Göz açık olmalı, aklını bulunduğu yere almalı. )


- KALP ZARI YANGISI ile/ve KARIN ZARI(PERİTON) YANGISI ile/ve BAĞIRSAK YANGISI ile/ve MESANE YANGISI

( İLTİHAB-I ŞEGAF ile/ve PERİTONİT ile/ve ENTERİT ile/ve ZATÜLMESANE )


- KALP-DAMAR HASTALIKLARI ile/ve/||/<> BÖBREK HASTALIKLARI


- KALP ile/ve GÖNÜL


- KALP ve/<> KABUL

( Kalp/b, kabul edendir. )

( Kalbi değiştiren eylemdir. )

( Mumyalamada kalp gövdenin içinde bırakılır. [Bok Böceği de, döngünün simgesi olarak kalbin üzerine konulur.] )

( BULUN, BUT-AĞI, OG, ALTIN KAZIK )

( Bir kişinin kalbi, günde yaklaşık 100 bin kez atar. )


- KALP ve/<> KABUL

( Kalp/b, kabul edendir. )

( Herşeyi terk edip, bomboş, gidenleri kabul. )


- KALP ve/||/<> KULAKÇIK/KULACIK

( ... VE/||/<> Kalbin üst bölümünde bulunan, sağdaki ana toplardamarlardan ve soldaki akciğer toplardamarlarından kanı alıp karıncıklara veren iki boşluğun adı. )


- KALP ve/+/<> OMURGA

( İhtiyâr. VE/+/<> İrâde. )

( [ebced] 66 VE/+/<> 33 )


- KALP ve SES

( İkisini de yumuşatmak gerekiyor. )


- KALP ve/<> TEKALLÜB(DÖNÜŞÜM)


- KALP ile/ve ZAMÎR

( ... İLE/VE İç, içyüz. | Vicdan. | Gönlün içi. Gönülde geçen şey. Gönülde gizli olan sır. | [dilb.] Adın yerini tutan sözcük. )


- KALPAK ile/ve PAPAK

( ... İLE/VE Uzun, tüylü kalpak. )


- KALPAK ile/ve ŞUBARA


- KALPTE:
KARINCIK ile/ve/||/<> KULAKÇIK

( İki. İLE/VE/||/<> İki. )


- KÂM[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/< GAM[Ar.]

( Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/< Tasa, kaygı, üzüntü. )


- KÂM[Fars.] ile/ve/değil/yerine/||/<> RÂM[Fars.]

( Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan. )


- KAMBURLUK/KİFOZ ile/ve/||/<> DOWAGER KAMBURLUĞU


- KAMET:
YASSI NAMAZININ KAMETİ ile/ve/<> TERAVİH NAMAZI VE CUMA GECESİ[PERŞEMBE AKŞAMI] KAMETİ

( İsfehan makamında okunur. İLE/VE/<> Hüseynî makamında [Cumhur Müezzinliği'nde] okunur. [HAYYE ALE'S-SALÂH'a kadar, [bir müezzin]; HAYYE ALE'S-SALÂH'ta da, [tüm müezzinler ayakta olmak üzere] cemaatle birlikte.] )


- KAMET ve KIYÂMET


- KAMİ ve/||/<> KAZE

( Tanrı. VE/||/<> Yel/rüzgâr. )


- KÂMİL ile/ve/||/<> KÂZIM

( Olgun. İLE/VE/||/<> Öfkesini tutan/yutan. )


- KAMU DENETÇİ/LİĞİ/MUHTESİB(OMBUDSMAN/LIK) ile/ve/||/<> ARABULUCU/LUK

( ... ile/ve/||/<> MUSLİHÛN )


- KAMU TÜZESİ/HUKUKU ile/ve/||/<>/> DEVLETLER TÜZESİ/HUKUKU ile/ve/||/<>/> DÜNYA VATANDAŞLIĞI TÜZESİ/HUKUKU


- KAMU ile/ve/||/<>/> ÖZEL ile/ve/||/<>/> VAKIF


- KÂMUS ve/<> NÂMUS

( Kâmus, namustur. )


- KAMUSAL/LIK ile/ve/<> KURUMSAL/LIK


- KAMUTAY ile/ve/||/<> KURULTAY[Moğolca]

( Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin genel kurulu. İLE Ulusal ya da uluslararası bilimsel toplantı. | Bir kuruluşun, gündemindeki sorunları, temel konuları konuşmak ve yeni kurullar seçmek üzere belirli sürelerle ya da gerektikçe yaptığı genel toplantı. | Eski Türkler'de, devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı kurul/meclis. )


- KAMUTAY ile/ve/||/<>/> OĞUŞLUK KAMUTAYI ile/ve/||/<>/> ULUS KAMUTAYI ile/ve/||/<>/> URAY KAMUTAYI

( MECLİS ile/ve/||/<>/> AİLE MECLİSİ ile/ve/||/<>/> MİLLET MECLİSİ ile/ve/||/<>/> BELEDİYE MECLİSİ )


- KAN BAĞIŞI ve ÖRGEN BAĞIŞI

( )

( )


- KAN BİRLİĞİ ile/ve/yerine/değil CAN BİRLİĞİ


- KAN TÜKÜRÜP ve/fakat/||/<>/> "KIZILCIK ŞERBETİ İÇTİM" DEMEK


- KAN:
ACİL GEREKSİNİM ile/ve/<>/değil SÜREKLİ GEREKSİNİM


- KÂN(OLUŞ) ||/>
MEKÂN ile/ve/||/<>/> DUYU ile/ve/||/<>/> DUYGU ile/ve/||/<>/> HAL ile/ve/||/<>/> MAHAL ile/ve/||/<>/> MAKAM
||/> AKIL/KAVRAM


- KAN ile/ve İLİK

( BLOOD vs./and BONE MARROW )


- KAN ile/ve/<> PLAZMA[Yun.]

( ... İLE/VE/<> Kanda alyuvarla akyuvarların içinde bulunduğu sıvı. | Elektrik yükü yansız olan gaz moleküllerinden, pozitif iyonlardan ve negatif elektronlardan oluşan akışkan. )

( NEZF: Kanama. )

( HÛN ile/ve/<> ... )

( BLOOD vs./and/<> PLASMA )


- KAN ile/ve/||/<>/> TEMİZ KAN

( ... İLE/VE/||/<>/> Atardamarlarda dolaşan, akciğerlerden aldığı oksijeni taşıyarak gövdenin her yanına giden kan. )


- KANAAT ile/ve/değil/yerine KANIT


- KANAAT ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH


- KANADI OLMAK/ÇIRPMAK ile/ve/fakat/||/<>/> UÇAMAMAK


- KANAL ile/ve TÜNEL


- KANAL ile/ve YOL


- KANALİZASYON ve/||/<> HAMAM ve/||/<> KÜTÜPHANE

( Kentin kirini alır götürür. VE/||/<> Gövdenin kiri temizlenir. VE/||/<> Aklın boşlukları/"tozları" alınır. )

( Pis ve atık suların özel kanallar aracılığıyla belirli merkezlerde toplanıp atılmasını sağlayan düzen, lağım döşemi. VE/||/<> Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam. | Para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer. VE/||/<> Betiklik/kitaplık. | Betik satılan dükkân, betikevi. )


- KANAMA:
YERLEŞME ile/ve/||/<> ÂDET

( Gebe kaldıktan yaklaşık 10 - 14 gün sonra oluşan az miktarda hafif lekelenme ya da kanama olarak tanımlanır. [Bu durum, gebelikte rahim duvarına yumurtanın yerleşmesi sırasında ortaya çıkar ve genellikle uzmanlar tarafından normal karşılanır.][Döllenmiş yumurtanın rahmin iç tabakasına yapışmasıyla oluştuğu düşünülen hafif bir kanama türüdür.][Genellikle kendi kendine durur ve özel bir tedavi gerektirmez.] İLE/VE/||/<> ... )


- KANAMALAR:
DIŞ ile/ve/||/<> İÇ ile/ve/||/<> DELİKLERDEN[doğal] ile/ve/||/<> ATAR DAMAR ile/ve/||/<> TOPLAR DAMAR ile/ve/||/<> KILCAL DAMAR

( [Burun Kanaması]
- Hasta/yaralı sakinleştirilir, oturtulur.
- Başı hafifçe öne eğilir.
- Burun kanatları, 5 dk. süre ile sıkılır.
- Uzman bir doktora gitmesi sağlanır.
)

( [Kulak Kanaması]
- Hasta/yaralı, sakinleştirilir.
- Kanama hafifse kulak, temiz bir bezle temizlenir.
- Kanama ciddi ise kulağı tıkamadan temiz bir bezle kapanır.
- Bilinci yerindeyse hareket ettirmeden sırtüstü yatırılır, bilinçsiz ise kanayan kulak üzerine yan yatırılır.
- Kulak kanaması, kan kusma, anüs, üreme organlarından gelen kanamalarda hasta/yaralı, kanama örnekleri ile uzman doktora sevk edilir.
)


- KANAMALARDA, BASI/TURNİKE UYGULAMA NOKTALARI:
BOYUN ile/ve/||/<> KÖPRÜCÜK KEMİĞİ ile/ve/||/<> KOLTUK ALTI ile/ve/||/<> PAZU ile/ve/||/<> KASIK ile/ve/||/<> UYLUK[BACAĞIN ÜST YARISI]

( [Turnike uygulamasında dikkat edilecekler...]
- Turnike uygulamasında kullanılacak malzemelerin genişliği en az 8 – 10 cm. olmalıdır.
- Turnike uygulamasında ip, tel gibi kesici malzemeler kullanılmamalıdır.
- Turnikeyi sıkmak için tahta parçası, kalem gibi malzemeler kullanılabilir.
- Turnike kanama duruncaya kadar sıkılır, kanama durduktan sonra daha fazla sıkılmaz.
- Turnike uygulanan bölgenin üzerine hiçbir şey örtülmez.
- Turnike uygulamasının yapıldığı saat bir kağıda yazılmalı ve yaralının üzerine asılmalıdır.
- Uzun süreli kanamalardaki turnike uygulamalarında, kanayan bölgeye göre 15-20 dakikada bir turnike gevşetilmelidir.
- Turnike uzvun koptuğu bölgeye en yakın olan ve deri bütünlüğünün bozulmamış olduğu bölgeye uygulanır.
- Turnike, kol ve uyluk gibi tek kemikli bölgelere uygulanır, ancak ön kol ve bacağa el ve ayağın beslenmesini bozabileceği için uygulanmaz. Uzuv kopması durumlarında, ön kol ve bacağa da turnike uygulanabilir. )

( [Boğucu Sargı (Turnike) Uygulama Tekniği]
- İlk yardımcı, eline, geniş, güçlü ve esnemeyen bir sargı alır.
- Şerit yarı uzunluğunda katlanır, uzuv, etrafına sarılır.
- Bir ucu halkadan geçirip çekilir ve iki ucu biraraya getirilir.
- Kanamayı tamamen durduracak yeterlikte sıkı bir bağ atılır.
- Sargının içinden sert nesne[kalem gibi] geçirilir ve uzva paralel konuma getirilir.
- Kanama durana kadar sert nesne döndürülür.
- Sert nesne, uzva dik konuma getirilerek sargı çözülmeyecek biçimde sabitlenir.
- Hastanın/yaralının giysisinin üzerine, adı ve turnikenin uygulandığı zaman[saat ve dakika] yazılı bir kart iğnelenir.
- Çok sayıda yaralı olduğunda, yaralının alnına rujla ya da sabit kalemle "turnike" ya da "T" harfi yazılır.
- Hasta/yaralı, pansuman ve turnikesi görülecek biçimde battaniye ile sarılır.
- Turnike, 15-20 dakika aralıklarla gevşetilir, sonra tekrar sıkılır.
)

( [Uzuv Kopması Varsa]
- Kopan parça, temiz, su geçirmez, ağzı kapalı bir plastik torbaya yerleştirilir.
- Kopan parçanın konduğu torba, buz içeren ikinci bir torbanın içine konulur.
- Kopmuş uzuv parçasının konduğu plastik torba, ağzı kapatıldıktan sonra içinde 1 ölçek suya 2 ölçek buz konulmuş ikinci bir torbaya ya da kovaya konulur. Bu biçimde, kopmuş uzuv parçasının buz ile doğrudan teması önlenmiş ve soğuk bir ortamda taşınması sağlanmış olur.
- Torba, hasta/yaralı ile aynı araca konulur, üzerine hastanın adı ve soyadı yazılır, en geç 6 saat içinde sağlık kuruluşuna gönderilir.
- Tıbbi birimler haberdar edilir[112].
)


- KANARYA MAHALLESİ ve/||/<> KUŞ ADLI SOKAKLAR

( )


- KANARYA SESİ ile/ve BÜLBÜL SESİ

( Sadece eril kanaryalar öter. İLE/VE ... )

( Telefonları ve öteki ev aletlerinin seslerini taklit edebilirler. İLE/VE Çevrelerindeki tüm sesleri belleklerine kaydederek büyük bir uyum içinde kaydettikleri tüm sesleri çıkartırlar. )


- KANARYA ile/ve KARTAL

( İspinozgillerden, yeşilimsi ya da sarı tüylü, koni biçiminde küçük gagalı, ötücü kuş. [Çizgi film kahramanı Tweety, bir kanaryadır.] İLE ... )

( SERINUS CANARIA cum/et AQUILA )

( CANARY vs./and EAGLE )

( ASKA'/KENÂRİ' ile/ve NESR, UKAB[çoğ. AKABE, IKBÂN]["ka" uzun okunur] )


- KANAT TELEKLERİ ile/ve/<> KUYRUK TELEKLERİ

( El, Kol ve Kın Telekleri. İLE/VE/<> ... )


- KANAT ile/ve/değil/||/<> ANGIÇ

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Araca daha fazla yük yüklemek üzere yanlarda oluşturulan parmaklık, kanat. )


- KANCA[İt. < GANCIO] ile/ve KARMUK

( ... İLE/VE Büyük kanca. )


- KANCA ile/ve/değil ÇENGEL


- KANÇILAR[İt. < CANCELLIERE] ile/ve/||/<> KANÇILARYA[İt. < CANCELLERIA]

( Elçiliklerde, konsolosluklarda yazı ve evrak işlerini yürüten görevli. İLE/VE/||/<> Elçilik ve konsolosluklarda yönetimle ilgili görevlilerin çalıştığı yer. )


- KANDİL ve MÂHYA

( ... VE Ramazan ayında birden çok minaresi olan camilerin minareleri arasına gerilen iplere kandil ya da ampullerle yazılan yazılar, resimler. )


- KANDIR(IL)MAK ile/ve/değil/yerine İKNA ETMEK/EDİLMEK


- KANDIRMA:
BAŞKALARINI ile/ve/değil/||/<>/< KENDİNİ


- KANDIRMA/CA ile/ve/değil ŞAŞIR(T)MA/CA ile/ve/değil YANILTMA/CA / YANILSAMA


- KANDIRMA ile/ve/<>/> "YUTTURMA"


- KANDIRMA ile/ve/değil/yerine/<> İKNA


- KANDIRMAK/ALDATMAK ile/ve/değil AVUTMAK


- KANDIRMAK ile/ve/değil "BAŞTAN ÇIKARMAK"

( ... ile/ve/değil TEDSİYE )


- KANDIRMAK ile/ve/değil "GÖZÜNÜ BOYAMAK"


- KANDIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALGI OLUŞTURMAK


- KANGURU ile/ve/<> AĞAÇ KANGURUSU

( ... İLE Papua Yeni Gine'nin başkenti Moresby'de görülebilir. )

( Avustralya'da, 60 kanguru türü bulunmaktadır. )

( ... İLE Yavruları, 12-20 ay arasında emerek beslenirler. )


- KANGURU ile/ve BUDİ

( Avustralya'da bulunan keseli hayvan. İLE/VE Fare kangurusu. )


- KANIKSAMA ile/ve SAHİPLENME

( TO BE INURED TO vs./and TO CLAIM )


- KANIKSAMA ile/ve/> TÜKETMEK

( TO BE INURED TO vs./AND/> EXPEND )


- KANIKSAMAK ile/ve BENİMSEMEK

( TO BE INURED TO vs./and TO MAKE ONE'S OWN )


- KANIKSAMAK ile/ve/<> YADIRGAMAZ OLMAK

( ... ile/ve/<> İSTİNAS )


- KANIT(LANABİLİRLİK) ile/ve/||/<> ZORUNLULUK


- KANIT/BURHAN ile/ve/||/<> KESİNLİK/YAKÎN


- KANIT/DELİL ile/ve İTİRAZ

( Hem filozofların, hem kelâmcıların birbirine yönelik yaptığı. )

( DELİL: Burhanın zihinde olması. (İNNE/İNNİ) )

( Kendiyle başka bir şeye işaret eden. İLE/>< ... )

( PROOF vs./and OBJECTION )


- KANIT/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖSTERGE/LER


- KANIT ile/ve/||/<> BİLİMSEL BİLGİNİN OLANAĞI


- KANIT ile/ve İSPAT

( Fizik'te. İLE/VE Matematik'te. )


- KANIT ve/||/<>/< KAVRAM


- KANIT ile/ve KAYNAK

( PROOF vs./and SOURCE )


- KANIT ile/ve/<> KUŞKUSUZLUK


- KANIT ile/ve/||/<> SAĞLAMA


- KANIT ve/<> SONSUZLUK


- KANIT ile/ve/değil/||/<> TANIK


- KANITIN YOKLUĞU ve YOKLUĞUN KANITI

( İkisi de olamaz! )

( "Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir." )


- KANITLAMAK ile/ve/||/<>/> İKNÂ ETMEK


- KANITLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TEMELLENDİRMEK


- KANITLARI:
SAKLAMAK ile/ve ÇARPITMAK ile/ve YOK ETMEK


- KANITLAYAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEKLEYEN


- KANKA ile/ve/değil/yerine "KAFA DENGİ"


- KANMA ile/ve/||/<>/> KANIŞ

( Söylenilen sözün, anlatılan konunun doğruluğuna inanmak. | Tatlı sözlere aldanmak. | Bir gereksinimini, bir isteğini yeteri kadar karşılamış olmak, doymak. | Yetinmek, iktifa etmek. İLE/VE/||/<>/> Kanma durumu. | Kanı, kanaat. | Aldanış, kanma. )


- KANMAK/ALDANMAK ile/ve/değil KAPILMAK


- KANSERDE:
BİRİNCİL TEDAVİ ile/ve/yerine/<> NEOADJUVAN TEDAVİ

( ... İLE Eğer hormon tedavisi, birincil tedavi öncesi verilirse buna Neoadjuvan Tedavi denir. Kanser hücrelerinin öldürülmesine ve birincil tedavinin etkili olmasına yardımcı olur. )

( http://kanserle-dans.blogspot.com )


- KANT'I ETKİLEYENLER:
LİZBON DEPREMİ(1755)[9.0] ile/ve/||/<> HUME VE NEDENSELLİK SORUNU ile/ve/||/<> ROUSSEAU VE ÖZGÜRLÜK SORUNU


- KANT'IN, KRİTİK YAZIMI DÖNEMLERİNDE:
YAZIM ÖNCESİ ile/ve/||/<> YAZIMI ile/ve/||/<> YAZIM SONRASI

( 1746 - 1770 ile/ve/||/<> 1781 - 1790 ile/ve/||/<> 1790 - 1804 )


- KANT'IN, ÖNE SÜRDÜĞÜ TEMEL VARSAYIM:
AKLÎ GÖRÜNÜN İPTALİ ile/ve/||/<>/> MATEMATİK ZEMİNİN ORTAYA KONULMASI


- KANT'IN, YÜRÜYÜŞLERİNİN DAKİKLİĞİ ile/ve/||/<>/> BOZULMASI

( ... İLE/VE/||/<>/> 1789 Aydınlanma Devrimi'nin haberi ve coşkusundan dolayı. VE Rousseau'nun, eğitim felsefesi ile ilgili adlı "Emile" adlı kitabını okurken çok etkilenmiş olmasından dolayı. )


- KANT'IN):
GÖRÜŞLER/İ ile/ve/||/<> ÇÖZÜMLER/İ

( 1. Canlı kuvvetlerin, doğru tahmini üzerine düşünceler[1746]
2. Metafiziksel bilişin ilk ilkeleri üzerine yeni bir açıklama[1755]
3. Evrensel doğa tarihi ve gökler kuramı[1755]
4. Fiziksel monodoloji[1756] )



(12/21)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2025 itibariyle 516 kez incelenmiş/okunmuştur.