KARA SURLARININ KAPILARI

Altın (Yaldızlı) Kapı (Porto Auera): Bizans döneminde günlük kullanıma kapalı, sadece İmparatorluk törenlerinde kullanılan bir kapıydı. Trakya'dan gelen Via Egnatia yolu bu kapıdan geçtikten sonra kentin Mese denilen ana caddesinde devam edip Ayasofya önünde son buluyordu. II. Theodosius'un kara surlarını yaptırırken bu kapıyı da surlarla bir bütün olarak inşa ettirdiği ileri sürülmektedir. Kapı, adını, altın yaldızla kaplı oluşundan almıştır. Halkın kullanması için bu kapının az ilerisinde açılan kapı Yedikule Kapısı'dır. (Osmanlı döneminde bu kapı Yedikule hisarına dönüştürülmüştür.



Belgrad Kapısı (Porto Ksilokerkos): V. yy.'da içeriden surlara çıkmak üzere yapılmış ikinci askerî kapıdır. Osmanlı döneminde önem kazanmış ve kullanıma açılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman, Belgrat'ı fethettikten sonra yanında getirdiği esnafı buraya yerleştirdiği için bu adla anılmaktadır. (Yedikule ile Belgrad Kapı arasında 11 burç vardır)



Silivri Kapısı (Porta Pege): Silivri yolunun başlangıcında olduğu için daha sonra bu adla anılmıştır. İstanbul'daki Latin istilâsına bu kapıdan gizlice giren komutan Aleksius Stategopulos son vermiştir. Kapının 200 m. kadar uzağında ise I. Leon tarafından yaptırılan "Balıklı Ayazması" bulunmaktadır. (Belgrad Kapı ile arasında 13 burç vardır)



Kalagru Kapısı (Porta tou Kalagru): Bizans devrinde Pege ile Rhesium kapıları arasındaki askeri bir küçük kapıydı.



Mevlânâ Kapısı (Rhesium, Porta Rhegion): Osmanlı devrinde yakınındaki Mevlevihane'den dolayı "Mevlevihane Kapısı" adı ile anılmıştır. Bizans'ın son dönemlerinde, IX. yy.'da Eyüp'e yerleşen bir Rus cemaatinin bu kapıdan girip çıkmalarına izin verildiğinden, kapıya "Rus Kapısı" adı da verilmiştir.



Top Kapısı (Topkapı) (Porta Romanos): Mevlevihane Kapısı ile Sulukule Kapısı arasındadır. Fatih Sultan Mehmet fetihte kuşatma esnasında karargâhını buraya kurarak en büyük topları buraya yerleştirmiş ve top atışları buradan yapılmıştır. Bu nedenle bu adı almıştır.



Sulukule Kapısı (Porta Pempton): Edirne Kapısı'na en yakın olan kapıdır. Lykos Deresi üzerinde olduğu için Sulukule adı ile tanınmıştır.



Edirne Kapısı (Porta Harisius, Andrinopolis): İstanbul surlarının on büyük kapısından biridir. Eskiden Lykos Deresi'nin aktığı bu yer, surların en alçak kısmıdır. Fetih sırasında ilk açılan kapı olduğu da söylenmektedir. Sefere çıkan Bizans İmparatorları bu kapıdan geçerek dışarı çıkarlardı. Aynı zamanda bu kapıyı Rumeli'den gelen tüccarlar kullanırlardı. Bu özelliğini Osmanlı döneminde de korumuş olup bu kapının içerisinde de çeşitli dükkânlar açılmış ve esnaf yerleşimi olmuştur. Aynı zamanda bir merasim kapısı olma özelliğini de korumuş ve yabancı elçiler bu kapıdan şehre girmişlerdir.



Eğri Kapı (Porta Regia): Askeri bir kapıdır. İstanbul'un fethi sırasında en kanlı mücadelenin geçtiği yerlerden birisidir. (Şehir düşmeden az önce son İmparator Konstantin Dragazes'in hayatta iken en son görüldüğü yerin burası olduğu hakkında bir söylence vardır) Bu kapının civarında Bizans döneminde ayakkabı ve ordu için çizme yapan esnafın yerleştiği ileri sürülmektedir.



Blakhernai Kapısı (Ksyloporta): Blakhernai Sarayı ve çevresindeki surlara ait sivil kapılardan biridir. Buradaki kara surlarının bir bölümü saray yapıldıktan sonra genişletilmiş ve saray ile içinde bulunduğu mahalle koruma altına alınmıştır. Sağlam kulelerin yer aldığı bu surun önünde hendek yoktur. Buradaki surlar Manuel Komnenos, Herakleios ve Leon suru olmak üzere üç kısımdan meydana gelmektedir. 626 yılında Avarlar İstanbul'u kuşatmaları sırasında buradan bir gedik açarak şehre girmek istemişlerse de başarılı olamamışlardır.