
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
İSTANBUL'da
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
EN SON YAPILMIŞ OLAN EKLEMELER
[ 06 Mayıs - 06 Haziran 2023 arasında... ]
Bugün itibariyle yapılmış olan eklemeler aşağıdaki gibidir.
[ 06 Mayıs - 06 Haziran 2023 arasında... ]
( 0 yeni ekleme, 0 katkı(bilgi/açıklama) )
- !MEYHÂNE ile/ve/||/<> !BOZAHÂNE[Fars. < BÛZEHÂNE(BİRAHÂNE)] ile/ve/||/<> !KAHVEHÂNE
- ...:
"BÖLÜMÜ" ile/ve/||/<> ... "YANI"
- "ADSIZ NARKOTİKLER" değil ADSIZ NARKOTİK (ARKADAŞ BİRLİĞİ)
( Adsız Narkotik Arkadaşlık Birliği Tel.: 536. 341 01 89 )
- "AĞLAMA DUVARI" ile/değil/yerine BATI DUVARI
- "AŞAĞIYA" değil AŞAĞI
- "AYAK BASMAK" ile/ve/<>/> "ADIM ATMAK"
- "BAKAN/LIK" ile/değil/yerine/> KALEM(SEKRETER/YA)
- "BEN OLMA" GEREKSİNİMİ ile/ve/||/<>/> "AİT OLMA" GEREKSİNİMİ
( En temel/öncelikli gereksinimler. )
- "BUNU ALDIM" <>/||/>/< "BUNALDIM" değil/yerine
YANLIŞIMIN/YANILSAMAMIN/OYUNUN FARKINDAYIM
- "ÇEKİP GİTMEK" ile/ve/||/<> "ÇIKIP GİTMEK"
- "ÇERÇEVE" ile/ve/||/<> KAPSAM
- "ÇOK YAŞA":
KÜLTÜRDE/ÜLKELERDE ile/ve/||/<>/> İSPANYA'DA
( Sağlık ve yaşam dileği. İLE/VE/||/<>/> 1. hapşırmada: Sağlık[Salud] | 2.'de: Para[Dinero] | 3.'de: Aşk[Amor]. dileği. )
- "ÇUKUR" ile/ve/||/<> "KARANLIK"
- "DARLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< FERAHLIK
- "DIŞ DÜNYA" ile MEKÂN
- "DIŞARISINDA" ile/değil DIŞINDA
- "DOĞU" ile/ve/değil ASYA
- "DÜŞÜNEN ADAM" HEYKELİ:
TÜRKİYE'DE ile/>< DÜNYADA
( [ne yazık ki]
"Bakırköy akıl hastahanesinde". İLE/>< Üniversitelerde. )
- "G NOKTASI" ile/değil "G NOKTASI"
( İnsanda. İLE/DEĞİL Mali'nin başkenti Bamako'da bulunan bir tepenin adı. )
- "GİTMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UNUTMAK
( Eylem. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Devrim. )
- "HABİTAT" ile/ve/||/<> "ATMOSFER" ile/ve/||/<> "AMBİYANS"
- "HIZIR TÜRBESİ" değil FERİDUN AHMET PAŞA TÜRBESİ(NİŞANCI)
( Eyüp'tedir. )
( Türbe girişindeki yazının, "Boylu-poslu, endamlı idi. Çok hayırseverdi. Hızır gibi adamdı." olmasından dolayı "Hızır Türbesi" olarak yanlış tanımlanmaktadır. )
- "KAÇMAK" ile/ve/değil/yerine/<> GİTMEK
( Sevdiklerinle arana mesafe girdiği oranda, varış yerinin de hiçbir anlamı kalmaz. )
- "KALDIĞIMIZ YER" değil/yerine "KARAR KILDIĞIMIZ YER"
- "KAYBOLMAK" ile/ve/değil/yerine/<>/> "KAPILMAK"
- "MERKEZ" ile/ve/<> EV
( HESTIA: Yuva/ocak tanrıçası. )
- "MEYHÂNE"[Fars.] ile TAVERNA[İt.]
( ... İLE Çalgılı meyhane. )
- "MISIR YOLU" ile/ve "ÇİN YOLU"
( Sanat tarihinin seçtiği yol. İLE/VE ... )
- "MUHABBET SOKAK" değil İNCİLİ ÇAVUŞ SOKAĞI
- "NOKTA KOYMAK":
TÜMCENİN SONUNDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİRCİKTE
- "ORTAK (ALAN/PARA/BİLGİ vs.)" ile/ve/değil "TOPLAM (ALAN/PARA/BİLGİ vs.)"
- "SAHİBİ OLMAK" ile/değil/yerine PARÇASI OLMAK
- "SAHİPLENME" ile/değil/yerine/< AİDİYET
( Kentte. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Köyde, doğada. )
- "SIDKIN SIYRILMASI" ile/ve/<> "GÖZÜNDEN DÜŞMEK"
- "SİGARA İÇİLMEYEN BÖLÜM" yerine SİGARA İÇİLEN BÖLÜM
( NONSMOKING AREA instead of SMOKING AREA )
- "SOĞUK" değil/yerine/>< İYİLİK
( İyilik, soğuk geçirmez. )
- "UZAMAK" ile/değil UZAKLAŞMAK
( Argoda ve/ya da günlük düşük dilde. İLE/DEĞİL ... )
- "YAKINLIK":
"SIKICI" ile/ve/değil/||/<>/< "BOĞUCU"
( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )
- "YARIMI KADAR" değil YARISI KADAR
- "YATAK ODASI" değil/yerine UYKU/UYUMA ODASI
- "YETERSİZ BAKİYE" değil/yerine/= YETERSİZ TUTAR
- (...'NIN) ALTI ile 6 (ALTI)
- (")BODRUM KAT(") ile/ve/<> (")TAVAN ARASI(")
( "Travmalar". İLE/VE/<> "Hoş anılar". )
- (")BULAŞMA(") ile/ve/değil/yerine/||/<> YANKILA(N)MA
- (")DAĞ(") ile/değil/yerine/>< (")DENİZ(")
( Uzaklaştırır, ayırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yakınlaştırır, birleştirir. )
- (")KARANLIK(") ile/ve/||/<> (")BULANIK(")
- (")MİLÂD/EŞİK(") ile (")DÖNEMEÇ(")
- (")ÖN KAPI(") ile (")ARKA KAPI(")
- (")SALLANTI(") ile (")ÇALKANTI(")
- (")SALLANTI(") ile (")SARSINTI(")
- (not GROUND) GROUNDS
- (OLABİLDİĞİNCE) ÖNLERDE OTURMAK ile/ve (OLABİLDİĞİNCE) ARKALARDA VE ORTALARDA OTURMAK
( Tiyatroda. İLE/VE Sinemada ve konserlerde. )
- [Fars.] DİH ile -DİH ile DÎH
( Köy, karye. | Tek renkli, kenarları gümüş ya da altın motifli kumaş. İLE Veren, verici.[ÂRÂM-DİH: Rahatlık veren. | HACLET-DİH: Utanç verici.] İLE Köy, karye. )
- [Fars.] Horâsân ile HORÂSÂN
( İrân'ın doğusunda bulunan geniş arazi. İLE Türk müziğinin en az iki buçuk asırlık bir mürekkep makamı olup örneği kalmamıştır. )
- [Fars.] KÂLÂ ile KÂLE ile KAL'A[Ar. çoğ. KILÂ']
( Kumaş. | Anamal, sermaye. | Ev eşyası. İLE Kumaş. | Kelek, ham kavun. İLE Kale, hisar. | Bir şeyin aslının, temelinin, güvenliğinin sürdürüldüğü nesne.[O eser, ilmin kal'asıdır.] )
( SUIDAS[Σοῦδα]/SOUDA(SUDA):
10. yüzyılda Bizans'ta yazılmış Antik Akdeniz dünyası ile ilgili bilgi veren dev ansiklopedidir. 30.000 tanım içerip, ansiklopedik sözlük biçiminde yazılmıştır; pek çok eskiz kaybolmasına rağmen kimi kısımlar Ortaçağ Hristiyan derleyicileri tarafından muhafaza edilmiştir. Suda isminin kökeninin muhtemelen[1] Bizans Yunancasında "kale", "hisar" manasına gelen souda kelimesinden geldiği düşünülmektedir. )
- [Fars.] PAYAN ile PAYANDA
( Son, sonuç, uç, kenar. İLE Yerinden oynamış bir nesnenin düşmemesi için konulan eğik ya da düz destek, dayak. )
- [Fars.] PES Ü DÎVÂR ile/ve/değil/||/<>/< PES Ü PERDE
( Duvarın arkası. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Perdenin arkası. )
- [Fars.] PEŞ ile PEŞ
( Arka. İLE Bazı giysilerin bol olması için yanlarına eklenen kumaş parçası. )
- [Fars.] PÎŞ Ü PES ile PES Ü PÎŞ
( Ön ve arka. İLE Arka ve ön. )
- [Fars.] REHBER ile REHDÂN ile REHZEN
( Yol gösterici/gösteren, kılavuz. | Derviş olanı, şeyh huzuruna götüren. | Hz. Cebrail. İLE Yol bilen. İLE Yol kesici. )
- [hem, ne] ENGEL ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de/||/<>/> KAYNAK
( [hem, ne] Kendimizden başka yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/NE DE/||/<>/> Kendimizden başka yoktur. )
- [hem] BİLMEK ile/ve/hem de/||/<>/> YAPMAK
( Yapmak, onu bildiğini göstermektir. )
( Bilmek, yapabilmektir. )
( Kişi, bildiklerini, yönetir/yönetmelidir: bilmedikleri tarafından yönetilir. )
( [ne yazık ki]
- Yapabilen istemiyor,
- İsteyen yapamıyor,
- Bilen yapmıyor,
- Yapan bilmiyor ve
Dünya böyle kötüye gidiyor...
Ascoli Piceno, İtalya [1529] )
( TO KNOW vs./and/also/||/<>/> TO DO )
- [hem] ÇOK OKUYAN ile/ve/||/<>/hem de ÇOK GEZEN
( Hangisi daha çok bilir?" sorusuna, birinden yana, iki yaklaşımda bulunuluyor. Doğru yanıt diye bir şey yok! İkisi de doğru ya/ya da yanlış olabilir. Fakat bilinebilecek bir şey varsa, o da ikisini de yapanın hiçbir şey bilmediğidir. Yani ne kadar bilmediğini anlayarak ve ne kadar daha anlaması gerektiğini anlar. "ŞİO ME NİHİL ŞİRE"[En iyi bildiğim şey, hiçbir şey bilmediğim!"] )
- [KAMUSAL MAL'DA] KÖY ORTA MALLARI:
OTLAK ile/ve/||/<> YAYLAK ile/ve/||/<> KIŞLAK ile/ve/||/<> BALTALIK
Mekânlar sayfasının devamı için burayı tıklayınız...
- "AĞLAMA DUVARI" ile/değil/yerine BATI DUVARI
- "AŞAĞIYA" değil AŞAĞI
- "AVYA" değil HAVYA[Ar.]
( Madenlerle yapılan kaynak işlerinde, lehimi eritmek için ateşle ya da elektrikle kızdırılarak kullanılan, çoğunlukla çekiç biçiminde, ucu bakır aygıt. )
- "BAKAN/LIK" ile/değil/yerine/> KALEM(SEKRETER/YA)
- "BALKON" değil ŞEREFE
( Yazarım diye geçinene! )
- "BEGONVİL"[< MICHEL BÉGON - 1690] ile/değil BUGENVİL[< LOUIS ANTOINE DE BOUGAINVILLE][Brezilya-1768]/CEMİLE[Kıbrıs'ta]
( ile/değil
)
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- "BİR TANE DAHA RİCA EDEYİM" değil/yerine "ÇOK GÜZELMİŞ"["Bir tane daha alabilirsem memnun olurum tabii" anlamında]
- "ÇOK GÜZELSİN!" DEMENİN:
ÖNCESİ ile/ve/||/<>/> SONRASI
( )
( "Çok Güzelsin!" Demenin Etkileri... yazısı için burayı tıklayınız... )
- "DARLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< FERAHLIK
- "DIŞARISINDA" ile/değil DIŞINDA
- "DÜŞÜNEN ADAM" HEYKELİ:
TÜRKİYE'DE ile/>< DÜNYADA
( [ne yazık ki]
"Bakırköy akıl hastahanesinde". İLE/>< Üniversitelerde. )
- "GEÇMİŞE DÖNME İSTEĞİ" ile/değil/yerine GEÇMİŞLE İLİŞKİ KURMAK
- "GENİŞ" ile "YUVARLAK"
- "GÖKDELEN":
"BÜYÜKLÜK" değil KÜÇÜKLÜK
- "GÜZEL DEĞİL" değil BAKILIŞI (YETERİNCE) GÜZEL DEĞİL
- "GÜZEL İNSAN" değil/yerine İNSANDAKİ "GÜZELLİK"
- "GÜZEL OLAN, SEVGİLİDİR" değil/yerine SEVGİLİ OLAN, GÜZELDİR
- "GÜZEL"/"ÇİRKİN" diye birşey yok!
( There is no "BEAUTIFUL"/"UGLY"! )
- "GÜZELE, GÜZEL DEMEM, GÜZEL, BENİM OLMADIKÇA" yerine/değil GÜZELE, GÜZEL DERİM, GÜZEL, BENİM OLSUN DİYE! / BENİM OLAN, GÜZEL OLSUN DİYE!
- "GÜZELLİK YAPMAK" ile "KIYAK GEÇMEK"
- "HER İKİ KAPILARIMIZ" değil İKİ KAPIMIZ
- "İYİCENE, GÜZELCENE" değil İYİCE, GÜZELCE
- "KALÖRİFER" değil KALORİFER
- "KÜÇÜK İŞ" ile/ve/<> "BÜYÜK İŞ"
( [iş/çalışma/etkinlik] Kent içindeyse. İLE/VE/<> Kent dışındaysa. )
( Küçük çocuklara, işe gitmenin ve geri dönüşün ne kadar süreceğini anlatmak üzere kullanılabilecek sözler. )
- "LAMİNAT" değil LAMİNANT
- "MERKEZ" ile/ve/<> EV
( HESTIA: Yuva/ocak tanrıçası. )
- "MEYHÂNE"[Fars.] ile MEYANE[Fars.]
( İçki içilen lokanta. | Kabare. | Dergâh. | Mürşidin bulunduğu tekke ya da mürşidin gönlü. İLE Çorba gibi yiyeceklere tad kazandırmak için un ve yağla yapılan sos. )
- "MODERNLİK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> ÇARPIK KENTLEŞME
- "RİSK ALMAK" ile/değil/yerine/>< ÖNLEM ALMAK
- "SAHİPLENME" ile/değil/yerine/< AİDİYET
( Kentte. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Köyde, doğada. )
- "SANKİ YEDİM" CAMİSİ
( Fatih'te, Sanki Yedim Sokağı'ndadır. [Hocanın, yediğini farz ederek biriktirdiği para ile yaptırılmıştır.] )
- "SAPLAMA" ile/değil SAPTAMA
( Hızla batırmak. İLE/DEĞİL Bir şeyi belirgin kılma, tespit. | Yıkanmış gümüş bromürlü tabakanın, gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi. )
- "SELAHADDÎN CAMİLERİ" değil SALÂTÎN (SULTAN) CAMİLERİ
- "SİZ (DE) HÂLÂ ÇOK GÜZELSİNİZ" değil SİZ (DE) HER ZAMAN ÇOK GÜZELSİNİZ
- "ÜST SEVİYE" ile ALT KATMAN
- "YARARLI >< ZARARLI" ile/ve/<>/> İYİ >< KÖTÜ ile/ve/<>/> DOĞRU >< YANLIŞ ile/ve/<>/> GÜZEL >< ÇİRKİN ile/ve/<>/> SEVAP >< GÜNAH
( Akl-ı temyizî. İLE/VE/<>/> Akl-ı amelî. İLE/VE/<>/> Akıl. Akl-ı Nazarî. İLE/VE/<>/> İç duyular. İLE/VE/<> Vicdan. )
( ... İLE/VE/<>/> Düşünce ve eylemin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Kavram ve nesnenin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Biçim ve içeriğin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<> ... )
( Spor. İLE/VE/<>/> Felsefe/Ahlâk. İLE/VE/<>/> Bilim. İLE/VE/<>/> Sanat. İLE/VE/<> Din. )
( İyi, yarar ve hazın sürekliliği olarak yorumlanır. )
( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: Bunlar, kerîmdir;
2. Taklit yoluyla yapanlar: Bunlar, hakîmdir;
3. Engelleyenler: Bunlar, eşkiyâdır;
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: Bunlar, kötü niyetlilerdir. )
( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )
( When you do not know, what is good for yourself; how can you know, what is good for others? )
( ... VS./AND/<>/> Appropriateness/harmony of thought and action. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of concept and object. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of shape and content. WITH/AND/<> ... )
( ... VS./AND/<>/> Ethic. VS./AND/<>/> Rational. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religious. )
( Sport. VS./AND/<>/> Philosophy. VS./AND/<>/> Science. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religion. )
( BEŞ AMAÇ/MAKÂSID-I HAMSE[Ar.]: (KORUNANLAR/SAĞLANANLAR)
CAN ile/ve/<>/> KUŞAK/NESİL ile/ve/<>/> AKIL ile/ve/<>/> MAL ile/ve/<>/> DİN )
( NÂFİ'[< NEFY] >< ZARAR/MAZARRAT ile/ve/<>/> HAYR >< ŞER ile/ve/<>/> SIDK >< KİZB ile/ve/<>/> HÜSN >< KABÎH ile/ve/<> SEVAB-GÜNAH )
( BENEFICIAL >< HARMFUL vs./and/<>/> GOOD >< BAD vs./and/<>/> RIGHT >< WRONG/TRUE >< FALSE vs./and/<>/> BEAUTIFUL >< UGLY vs./and/<> MERIT [IN RELIGION] )
( ... ile/ve/<>/> TO AGATHON[iyilik] ile/ve/<>/> ... ile/ve/<>/> TO KALLOS[güzellik]/KALON/TOKALON ile/ve/<>/> ... )
( ... ile/ve/<>/> SHIVAM ile/ve/<>/> SATYAM ile/ve/<>/> SUNDARAM ile/ve/<> ... )
- "YATAK ODASI" değil/yerine UYKU/UYUMA ODASI
- (")ÇEŞME(") ile/<> YALAK
( ... İLE/<> Hayvanların su içtikleri, taş ya da ağaçtan oyma kap. | Çeşme, musluk vb.'nin altına akan suyun çevreye sıçramasını ya da akıp gitmesini önlemek için konulan delikli taş tekne. | [coğ.] Buzyalağı. | Boşboğaz, söz taşıyan. )
- (")DESTEK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAYANAKÇA
- (")DUVAR(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KAPI
- (")KAZIMAK(") ile/ve/değil/yerine (")SIYIRMAK(")
- (")MİLÂD/EŞİK(") ile (")DÖNEMEÇ(")
- (")SIVAMAK(") ile SIVAMAK
( Sıva ile kaplamak, sıva vurmak. | Harcı bir yere vurmak. | Sıvar gibi bulaştırmak. | Okşamak, sıvazlamak. İLE Kol ya da paçayı yukarı çekip toplamak ya da kıvırmak. )
- (ATİK) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ ile İBRAHİM PAŞA CAMİSİ / MUHSİNE HATUN CAMİSİ
( Bayezıd'ta. İLE Kumkapı'da. )
( 1477'de. İLE 1532'de. )
- (BİRİNİ, BİR ŞEYİ) "GÜZEL BULMAK" ile/değil/yerine GÜZELİ BULMAK
( Yanılabilirsin. İLE/DEĞİL/YERİNE Yanılmazsın. )
- (MERZİFON'LU) KARA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ ile KARA MUSTAFA MESCİDİ / KASAPLAR MESCİDİ
( Bayezıd'ta, Çarşıkapı karşısında, Yeniçeriler Caddesi'ndedir. [Minaresizdir.] İLE Yedikule'dedir. [Kasaplar kullandığı için Kasaplar Mescidi olarak tanınmıştır.] )
( 1690'da, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından başlatılmış, oğlu Maktûlzâde Ali Paşa tarafından tamamlanmıştır. İLE XVII. yüzyılda, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından. )
- (NEVŞEHİR'Lİ) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ ile (HADIM) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ
( Şehzadebaşı'nda. İLE Silivrikapı'da. )
( 1720'de, Sadrazam Nevşehir'li İbrahim Paşa tarafından. İLE 1551'de, Vezir Hadım İbrahim Paşa tarafından. )
- (not GROUND) GROUNDS
- (OLABİLDİĞİNCE) ÖNLERDE OTURMAK ile/ve (OLABİLDİĞİNCE) ARKALARDA VE ORTALARDA OTURMAK
( Tiyatroda. İLE/VE Sinemada ve konserlerde. )
- (ONUN/SENİN) GÜZELLİĞİNE BAKMAK ile/değil/yerine GÜZELLİĞE BAKMAK
- (TORNA) VİDALARDA:
DÜZ ile YILDIZ
( ON SCREW(DRIVER): SLOTTED vs. PHILIPS )
- [Ar.] SANDIK ile SANDUKA
( İçine türlü şeyler konulan, tahtadan, dört köşe, kapaklı ev eşyası. | Bir kurumda, para alınıp verilen yer. | Banka. | Yapılarda, kum, çakıl gibi şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü. | Mahalle tulumbacılarının, omuzda taşıdıkları, sandık biçimi tulumba. İLE Mezarın üzerine yerleştirilmiş, tabut büyüklüğünde tahta ya da mermer sandık. )
- [Fars.] ÂB-RÂNE ile ÂB-ENDÂZ
( Su yollarına ve borularına bakan mühendis. İLE Su mühendisi. )
- [Fars.] BERBÂR/E ile CİHÂN-NÜMÂ
( Çardak, sundurma. | Tahtaboş. | Kameriye. | Evin damında bulunan oda. İLE Çatının üstünde her yanı gören taraça. | Dünyayı gösteren harita. | Kâtip Çelebi'nin kaleme aldığı Asya coğrafyası.[1654] [basım 1732, İbrahim Müteferrika] )
Yapı sayfasının devamı için burayı tıklayınız...
- [ne yazık ki]
DİKENLİ TELLER
- AYASOFYA MÜZESİ ve TOPKAPI SARAYI ve/||/<> HALUK DURSUN ve/||/<> KUMRULAR
- DÖRT SÜTUN:
GOTLAR ve/||/<> MISIR OBELİSKİ ve/||/<> CONSTANTINUS ve/||/<> IUSTINIANUS
- İSTANBUL:
GÜNDÜZ ve/||/<> GECE
- SONSUZ/LUK ile/ve/||/<> Pİ ile/ve/||/<> GOOGOLPLEX ile/ve/||/<> GRAHAM ile/ve/||/<> RAYO
- TAÇ KAPI ile/ve ÖTEKİ KAPILAR
- BİSİKLET ve/||/<> MUSTAFA KEMAL
- BİTLİS'Lİ İDRİS/İDRİS-İ BİTLİSÎ ile BİTLİS'Lİ ZARO AĞA
- BURGAZADA ile/ve KAŞIK ADASI / "PİDE"[< PİTA] ADASI
- CAMİ ile DEFTERDAR CAMİİ[1541]
(NAZLI MAHMUT EFENDİ)
- CUMHURİYET ANITINDA:
PIETRO CANONICA ve/||/<> SABİHA ZİYA
- DEPREM ve/||/<> YANGIN
- HAVA TAHMİNİ ile/ve/||/<>/> SEL UYARISI
- II. MAHMUT ve/||/<>/> ABDÜLAZİZ ve/||/<>/> FEYZİ PAŞA/FEYZULLAH İZMİDÎ
- İSTANBUL ile/ve/||/<> (ÜSKÜDAR/LI) HOCA ALİ RIZA EFENDİ
- KANARYA MAHALLESİ ve/||/<> KUŞ ADLI SOKAKLAR
- KENTSEL "ÖTELEME" ile/değil/yerine/||/<>/< KENTSEL DÖNÜŞÜM
- KIZKULESİ ile/ve/||/<> KIZKULESİ SOKAĞI
- LUKIANOS ile/ve/||/<> JULES VERNE
- MEDDAH İSMET (SOKAĞI) ile BEHÇET NECATİGİL (SOKAĞI)
- MİNARE ile "EĞİK MİNARE"
- RUMELİ HİSARI ile/ve RUMELİ KAVAĞI ile/ve RUMELİ FENERİ
- ŞEHİR/MEDİNE[Ar.] değil/yerine/= KENT[< KAND]
( ŞÂR )
- TAVŞAN ADASI ile/ve SEDEF ADASI ile/ve BÜYÜKADA ile/ve HEYBELİADA ile/ve BURGAZADA ile/ve KINALIADA
- YAPISAL DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/||/<>/< KENTSEL DÖNÜŞÜM
- [ne yazık ki]
DİKENLİ TELLER
( DİKENLİ TELLER
Madenlerden tel ekme tekniğini bulmakla yetinmeyen kişi, bu icadından çeşitli sanat ve sanayi
dalları yarattı. Kafes ve kümes telinden, gelin ve telgraf teline uzanan tel türlerinden biri de dikenli teldir. Kadayıf telinden çok devedikenine benzeyen dikenli tele "teldikeni" de
denebilirmiş ama, adı konmuş bir kere, değişmesi zor. Bozkırda sığır güden kovboylar için üretilen
dikenli tel, savaşlarda toplama kamplarında kullanılmış. Kimi ülkeler telin üretimini, kimi
ticaretini yasaklamış; ötekiler de tüketimi. Ülkemizde dikenli telle ilgili yasal kısıtlamalar
olup olmadığı kesin bilinmiyor. Ancak nerede "yasak" levhası varsa onun yakınında dikenli tel
örgü bulunması yabancı konuklarımızın hemen dikkatini çekiyor. Çünkü, yasak ya da tehlikeli
bölge simgesi olan dikenli telin tüketim düzeyi, ülkenin kültür düzeyi ile yapısal ve açısal
sorunlarını gösteriyor. Filtreli sigara ve Calcium(kuvvet) iğnesi türünden Frenk icatlarına
fazlaca düşkün olan milletlerin dikenli tel tüketme eğiliminin giderek yükseldiği saptanmış.
Yakın geleceğin üst düzey devlet yöneticiliğine aday olan sevgili evlatlarımıza karşı dikenli
telin saldırganca kullanıldığı da anlaşılmış. Üstelik, eskiçağlarda "dikendutu" olarak bilinen
böğürtlen çitleri yerine, günümüzde dikenli telörgüler kullanılması da çocuklarımızı hiç mutlu
etmiyormuş. Nüfusunun yüzde elli oranında şehirli, yüzde yetmiş oranında okuryazar olmasıyla
övünen Türkiye'deki dikenli tel tüketimi, plancılarla iktisatçıların tüylerini diken diken eden
bir artış hızına ulaşmış. Kesin olmayan ilk hesaplamalara göre yıllık yüzde yüzyirmisekiz
dolayındaki tüketim artışı, resmi enflasyon rakamlarını üçe katlayabilen tek tüketim kalemidir.
Bu denemede, dikenli telin şehir halkı ile topluma etkileri üzerinde durulmakta, güncelleşen
milli soruna medeni bir çözüm yolu aranmaktadır.
Dikenli telin güvenilir tarihçesi ne yazık ki hâlâ yazılmamış. Tüm bildiklerimiz, yabancı dillerdeki
ünlü ansiklopedilerden aktarılıyor. İlk üretim patenti 1874 yılında alınmış. Amerikalı mucit,
madeni tele diken takmanın teknik kolayını (aletini) bulmuş. Erkeksi görüntüsünü vurgulamak
için, bu yeni icada "sakallı tel" adı verilmiş. Çoğu sakallı olan yiğitlerimiz, Birinci Dünya
Savaşı sırasında Mısır'da tanıştıkları yeni silaha "dikenli tel" adını koymuşlar. Sakalın traş
çaresi var da dikeninki yok. Dikenli tel örgüler, o gün bugündür, düşmanlara, kaçakçılara,
hırsızlara, savaş esirlerine tutuklulara, gözaltına alınanlara karşı bir güvenlik önlemi (aracı)
olarak, inşaat şantiyelerinde, Hazine'den tahsisli resmi konutlarda, spor-eğitim ve turizm
tesislerinde, yasak ve hassas bölgelerde, saray, köşk, müze ve çocuk bahçelerinde kullanılıyor.
Kendi ülkelerinde dikenli teli belki hiç görmemiş olan kimi diplomatlar, bizdeki yaygın
kullanıma özenerek, Kançılarya ve Rezidansların bahçe duvarlarını dikenli tellerle takviye
etmeye başlamışlar. Bilinen çoğu örnek olaylar, dikenli tel çitlerin, aslında etkili olmadığını
ve sadece "yasak" anlamında kullanıldığını ortaya koyuyormuş.
Genellikle güvenilir kaynaklardan alınan derlenen doğrulanmamış bilgilere göre, 1890'da 2000 ton
olan dünya dikenli tel üretimi, 1930'da yaklaşık 200.000 tona, 1980'de 22.888.900 metrik tona
ulaşmış. Avrupa, Akdeniz ve İslam ülkeleri arasındaki tüketim hızı artışında Türkiye yıllardır
ilk sıraları koruyormuş. BM istatistikleri, sanayi ülkelerinde üretilen üstün nitelikli dikenli
tellerin daha çok gelişmekte olan ülkelerde tüketildiğini gösteriyormuş. Sivil amaçlı projelerde,
DT-7-ASA 9000 TSE standardına uygun (galvanizli çelikten yapılmış) piyasada "Kirpi" mal diye
bilinen ithal mallar ihracatında adı geçen ülkeler, dikenli tel kullanılmasını tümden yasaklamışlar.
Hatta, et ve süt paketleri üzerinde "Dikenli telsiz çiftliklerde üretilmiştir" damgası vuruluyormuş.
Afrika İnsan Hakları Derneği'nin 1986 tarihli araştırması da, dikenli telin hayvanlardan çok
yurttaşlara ve şehirlilere karşı kullanıldığı gerçeğini ortaya koymuş.
İlk "Dikenli Tel Yasası" 1894'te İngiltere'de yürürlüğe girmiş. Yasa, dikenli telin insana ve
hayvanlara zarar verecek biçimde kullanılmasını yasaklamış. Meskûn yerlerde ve yol kenarında kurulu
tel örgüler kaldırılmış, yasaya uymayan kişi ve kurumlara ağır cezalar kesilmiş. Yasa başarılı olmuş.
Medeni ülkelere sokulmayan dikenli teller, günümüzde artık medeniyet merkezi sayılan şehirlerde
görülüyor. "Gülü seven dikenine katlanır" sözü uyarınca, dikenl tel, en çok da, anıt ve sanat
yapıları, okullar, luna-parklar ile çocuk bahçelerinde "yasak" (girilmez/geçilmez/dokunulmaz)
anlamında kullanılıyor. Kime karşı, neden yasak? Malı mı koruduğu yoksa canı mı sakındığı?
belirsiz olan yasağın kendi, tehlikesinden büyük bir simge! "Dikkat Köpek Var!" ihbarı gibi,
"Dikkat Dikenli Tel" diye uyarmak gerekir hemşerileri.
Dikenli telden korunmak için neler yapılabilir? Telin dikenlerini traşlayan elektriklitraş makine
patenti 1974'te alınmışsa da, yapılan pazar araştırmaları sonunda, talep azlığı nedeniyle
üretime geçilememiş. Uluslararası Hayvanları Koruma Derneği'nin dergisine göre, en basit ve
ucuzundan bir tel makası ve iki kalifiye işçi ile yaklaşık 200.000 metrelik tel örgünün üç günde
kesilip kaldırılacağı; diken-traş makinelerine hiç ihtiyaç bulunmadığı anlaşılmış. Bu yüzden
diken traşlama makinesi yerine, çim-biçme makineleri alınması tavsiye ediliyor.
En kolay ve etkili çözümü Türk çocukları bulmuş. Dikenli telleri, birer yay teli gibi gerip
birbirine bağlayarak tel örgülerde 40-50 santimetrelik pencereler açmayı öğrenmişler. Çok büyük
değil ama geçmeye yetiyor. Gönüller şen olsun! Büyüklerce tasarlanan tel engellerin çocuklara
karşı etkili olmadığı görülüyor. Uzun sözün kısası, dikenli tel, öyle aşılmaz, geçilmez, sağlam
ya da dayanıklı bir engel değildir. Tırmalar, yaralar, belki sakatlar ama kararlı kişileri
durduramaz. Hele bizim mahalle çocuklarını asla!
Dikenli telle yıllardır içli-dışlı yaşamaya alışmış bir toplumdaki dikenli tel alışkanlığı nasıl
giderilebilir? Günlük yaşamımızın parçası olan tellerden vazgeçilebilir mi? Şili, Peru ve
Uruguay'daki ilk denemeler, yasağın karaborsaya yol açtığı ve milli standarda uymayan malların
piyasaya sürüldüğünü göstermiş. Halkın taklitlerden sakınması güçleşmiş. Ayrca, "Dikenli tel
kullanmak yasaktır" levhalarının dikenli telle çevrilmesi de -resmi tüketimin artmasına yol
açarken- muhalefet basınında çıkan karikatürlere konu olmuş.
Dikenli telin sakıncası yalnızca ele-göze batmasından, gelip geçen vatandaşların elbise ve eteklerini
yırtmasından, her ay yüzler ve binlerce çocuğa yok yere tetanoz serumu yapılmasından ibaret
değildir. Asıl üzerinde durulması gereken sorun, dikenli telin gelişigüzel kullanımından doğan duygusal
tepki ve manevi yıkıntılardır. AT ülkeleri, Belediyeler Biriği Genel Kurulu, dikenli telle korunmuş
kent mekânlarının, hemşeriye hakaret, çocuklara saldırı, milli onura saygısızlık, kamu yararına
"muzır" olduğuna karar vermiş.
Güney Amerika'da 1985'te yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre, dikenli telli şehirlerde yetişen
çocukların, küçüklerini sevmediği, büyüklerini saymadığı, vatandaşlık görevlerini yerine getirmediği
görülmüş.* Yakın Doğu'nun Sincan özerk yöresinde at koşturan soydaşlarımızla geçen yaz yapılan
bilimsel söyleşide, Uygurlar'ın dikenli tel örgüleri hiç bilmedikleri anlaşılmış. New York
Belediyesi de, Batı Yakası'nın Öyküsü filminden sonra okul bahçeleri çevresindeki tel
örgüleri tümden kaldırmaya karar vermiş. Çünkü bu okullarda yetişmiş çocukların 2-3 katlı
binalara merdivensiz tırmandıkları görülmüş.
Dikenli telden yapılmış en ünlü engel, Birinci Savaş'ta Avusturya (Alp) Cephesi'nde savaşan ve
zafer kazanan İtalyan piyadelerinin "Konçertino" (Küçük Konçerto) adını verdikleri
istihkam (savaş) aracıdır. Akordiyon körüğü gibi açılıp kapanabilen, rüzgarlı kış gecelerinde,
memleket ezgilerini anımsatan özlem dolu sesler çıkaran dikenli kangallar bir dönem Napoliten
serenadlar kadar ün kazanmış. İtalyan savaşçılarn kara mizahı, medeniyet yolunda ilerleyen
insanlık onuru için görkemli bir esin kaynağı olabilir mi? diye düşünüyorum.
Fantastik çözüm yolları geliyor insanın aklına. Önce, dikenli tel örgülerin önünde ya da
arkasına yerleştirilecek sanayi tipi, kuvvetli hava üfüren vantilatörlerle, dikenli tellerin
müzik yapma gücü kanıtlanabilir ve amatör müzikseverlerin bu telleri dev akordiyonlar gibi
çalması sağlanabilir. İkinci ve daha etkili çözüm yolu olarak şehir merkezi (Centrum) çevresinden
sökülecek dikenli tellerden yapılacak Santurlar, Belediye konservatuvar öğrencilerine parasız
dağıtılabilir. Hele bir düşünün, değerli dostlarım: "Konser ya da Konçerto alanı: Giriş Serbesttir!
Alışageldiğimiz, dikenli yasaklar yerine kulağa ne kadar hoş geliyor, değil mi?
Yasaklar konusunu işleyip de, dikenli tel örgülere yer vermeyen kimi usta sanatçılarımıza buradan
kişisel bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yaşar Kemal gibi yazarlar, dikenli tel yasaklarına karşı
bir kampanya açabilir. Kampanyanın koordinatörlüğünü belirlemek üzere uluslararası yarışmalar
da düzenlenebilir. Belediye Başkanlığı, İl Eğitim Müdürlüğü ile İlçe Zabıta Amirliği'nin açılacak
yarışmaya danışman olarak katılması sağlanabilir. En çok (kilo ya da kilometre) dikenli teli en
kısa zamanda söküp kaldıran yerel örgüte, çocuk ve yaşlı hemşerilerden kurulu yarışma jürisi
tarafından Büyük Belde Belediyeler Birliği (BBBB)'nin Başarı Beratı (BB) verilebilir. Yarışmayı
kazanan örgüt bandosu ile Konservatuvar Santur Heyeti'nin şehir merkezinde konserler vermesi de
düşünülebilir. Tanıtma Vakıflarımız, yeni spor dalının, Akdeniz ve Balkan Oyunları ile Olimpiyat
programına alınması için harekete geçirilebilir. Uluslararası yarışmalardaki ulusal başarılara
yıllardır özlem duyan ülkemiz, bir yandan altın madalyaları toplarken, barışcı çabalarındaki
başarısından dolayı Nobel'e aday da olabilir. Belki hayal denecek ama dikenli tel örgülerimizin
kaldırılabileceğini ve şehir merkezlerinin dikensiz, toplu-taşıma raylar ile örülebileceğini
sanıyorum. Dikensiz şehir merkezlerinde yetişen kuşakların güllere karşı daha duyarlı ve saygılı
olacaklarını da hayal ediyorum.
Dikenli tel, ekili tarlaları, başıboş sürülere karşı başarıyla korumuştur. Endüstrileşen ülkelerde
bostana giren danalar tasarım önlemleriyle durduruldu. Zamana ayak uyduramayan ve geri kalmış
ülkelerde, şehirlerin konut, eğitim, sağlık, üretim, ulaşım, dinlenme ve savunma bölgeleri
birbirine karışınca, tel örgülü yasaklar kaçınılmaz olmuş. Çağdaş Belediyeler, savaşı anımsatan
yasakları yaşatmak yerine dikensiz mekanlar yaratmak yolunu seçti. Kent bölgeleri yasalarla
belirlenince dikenli tel yasaklara gerek kalmamış. Parklarda, hipodromda, Hisarda, stadyumda,
okulda ve otoyoldaki dikenli "yasak"ların yerini biz de deneyebiliriz. Halk dilinde "köşeyi
dönmek" başarmak anlamına gelir. Oysa Hemşeri, köşeleri değil, kestirmelerin dikkenarlardan
yaklaşık, üçte-bir oranında daha kısa ve kârlı olduğunu keşfetmiştir. Dikdörtgen prizmanın
köşegenleri yaya trafiğe açılınca, köşeleri bekleyen dikenler işlevsiz kalır. Böylece, uygar
davranışa duyarlı şehir tasarımı, dikenli telin kullanma gerekçesini ortadan kaldırır. Dikenli
tele çözüm bulan Belediye (Başkanı), "Gidemediğin yer senin değildir." sözüyle ünlü Sivas Valisi
Halil Rıfat Paşa gibi, tarihe geçebilir. Gidilen her yer belediyenin, vatandaşın malı olur,
vatan olur. Bu öneri de, kuşkusuz, biraz hayal-kurgudur ama gerçek-üstü kuruntu değildir.
Vatandaşımıza, "Girebildiğin her yer senindir. Bu vatan senindir" diyebilmeliyiz.
* Manuel Scorza, Dikenli Tel adlı belgesel romanında (Türkçesi 1975), dikenli teli bir
silah gibi kullanan sömürgecilere yenik düşen ve tüm otlaklarını yitiren Peru'lu köylülerin
öyküsünü anlatır. Köyün rahibi, dikenli tel örgüyü "Şeytanla top oynayan kişinin işine",
Yerli-köylülerse, "Tanrı'nın Gazabına" benzetmişler, Tanrı'ya yalvarmışlarsa da sonuç hiç
değişmemiş!
Sayın Bozkurt Güvenç'in, İnsan ve Kültür adlı kitabından... )
( )
- DEPREM ve/||/<> YANGIN
( )
- KANALİZASYON ve/||/<> HAMAM ve/||/<> KÜTÜPHANE
( Kentin kirini alır götürür. VE/||/<> Gövdenin kiri temizlenir. VE/||/<> Aklın boşlukları/"tozları" alınır. )
( Pis ve atık suların özel kanallar aracılığıyla belirli merkezlerde toplanıp atılmasını sağlayan düzen, lağım döşemi. VE/||/<> Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam. | Para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer. VE/||/<> Betiklik/kitaplık. | Betik satılan dükkân, betikevi. )
|
|||||||||||||||||
- ŞEHİR ve MEDENİYET |
|
||||||||||||||||
itibariyle 363 başlık/FaRk ile birlikte,
560 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(1/2)
- !HARBİYE ile Harbiye ile Harbiye
( Savaş işleri. İLE Subay yetiştiren yüksekokul, Harp Okulu. İLE Elmadağ - Taksim ile Pangaltı - Nişantaşı arasındaki bölgenin adı. )
- (ATİK) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ ile İBRAHİM PAŞA CAMİSİ / MUHSİNE HATUN CAMİSİ
( Bayezıd'ta. İLE Kumkapı'da. )
( 1477'de. İLE 1532'de. )
- (MERZİFON'LU) KARA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ ile KARA MUSTAFA MESCİDİ / KASAPLAR MESCİDİ
( Bayezıd'ta, Çarşıkapı karşısında, Yeniçeriler Caddesi'ndedir. [Minaresizdir.] İLE Yedikule'dedir. [Kasaplar kullandığı için Kasaplar Mescidi olarak tanınmıştır.] )
( 1690'da, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından başlatılmış, oğlu Maktûlzâde Ali Paşa tarafından tamamlanmıştır. İLE XVII. yüzyılda, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından. )
- (NEVŞEHİR'Lİ) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ ile (HADIM) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ
( Şehzadebaşı'nda. İLE Silivrikapı'da. )
( 1720'de, Sadrazam Nevşehir'li İbrahim Paşa tarafından. İLE 1551'de, Vezir Hadım İbrahim Paşa tarafından. )
- [eskiden] İSTANBUL ile/ve/<> ANADOLU
( Yangını. İLE/VE/<> Salgını. )
- [ne yazık ki]
DİKENLİ TELLER
( DİKENLİ TELLER
Madenlerden tel ekme tekniğini bulmakla yetinmeyen kişi, bu icadından çeşitli sanat ve sanayi
dalları yarattı. Kafes ve kümes telinden, gelin ve telgraf teline uzanan tel türlerinden biri de dikenli teldir. Kadayıf telinden çok devedikenine benzeyen dikenli tele "teldikeni" de
denebilirmiş ama, adı konmuş bir kere, değişmesi zor. Bozkırda sığır güden kovboylar için üretilen
dikenli tel, savaşlarda toplama kamplarında kullanılmış. Kimi ülkeler telin üretimini, kimi
ticaretini yasaklamış; ötekiler de tüketimi. Ülkemizde dikenli telle ilgili yasal kısıtlamalar
olup olmadığı kesin bilinmiyor. Ancak nerede "yasak" levhası varsa onun yakınında dikenli tel
örgü bulunması yabancı konuklarımızın hemen dikkatini çekiyor. Çünkü, yasak ya da tehlikeli
bölge simgesi olan dikenli telin tüketim düzeyi, ülkenin kültür düzeyi ile yapısal ve açısal
sorunlarını gösteriyor. Filtreli sigara ve Calcium(kuvvet) iğnesi türünden Frenk icatlarına
fazlaca düşkün olan milletlerin dikenli tel tüketme eğiliminin giderek yükseldiği saptanmış.
Yakın geleceğin üst düzey devlet yöneticiliğine aday olan sevgili evlatlarımıza karşı dikenli
telin saldırganca kullanıldığı da anlaşılmış. Üstelik, eskiçağlarda "dikendutu" olarak bilinen
böğürtlen çitleri yerine, günümüzde dikenli telörgüler kullanılması da çocuklarımızı hiç mutlu
etmiyormuş. Nüfusunun yüzde elli oranında şehirli, yüzde yetmiş oranında okuryazar olmasıyla
övünen Türkiye'deki dikenli tel tüketimi, plancılarla iktisatçıların tüylerini diken diken eden
bir artış hızına ulaşmış. Kesin olmayan ilk hesaplamalara göre yıllık yüzde yüzyirmisekiz
dolayındaki tüketim artışı, resmi enflasyon rakamlarını üçe katlayabilen tek tüketim kalemidir.
Bu denemede, dikenli telin şehir halkı ile topluma etkileri üzerinde durulmakta, güncelleşen
milli soruna medeni bir çözüm yolu aranmaktadır.
Dikenli telin güvenilir tarihçesi ne yazık ki hâlâ yazılmamış. Tüm bildiklerimiz, yabancı dillerdeki
ünlü ansiklopedilerden aktarılıyor. İlk üretim patenti 1874 yılında alınmış. Amerikalı mucit,
madeni tele diken takmanın teknik kolayını (aletini) bulmuş. Erkeksi görüntüsünü vurgulamak
için, bu yeni icada "sakallı tel" adı verilmiş. Çoğu sakallı olan yiğitlerimiz, Birinci Dünya
Savaşı sırasında Mısır'da tanıştıkları yeni silaha "dikenli tel" adını koymuşlar. Sakalın traş
çaresi var da dikeninki yok. Dikenli tel örgüler, o gün bugündür, düşmanlara, kaçakçılara,
hırsızlara, savaş esirlerine tutuklulara, gözaltına alınanlara karşı bir güvenlik önlemi (aracı)
olarak, inşaat şantiyelerinde, Hazine'den tahsisli resmi konutlarda, spor-eğitim ve turizm
tesislerinde, yasak ve hassas bölgelerde, saray, köşk, müze ve çocuk bahçelerinde kullanılıyor.
Kendi ülkelerinde dikenli teli belki hiç görmemiş olan kimi diplomatlar, bizdeki yaygın
kullanıma özenerek, Kançılarya ve Rezidansların bahçe duvarlarını dikenli tellerle takviye
etmeye başlamışlar. Bilinen çoğu örnek olaylar, dikenli tel çitlerin, aslında etkili olmadığını
ve sadece "yasak" anlamında kullanıldığını ortaya koyuyormuş.
Genellikle güvenilir kaynaklardan alınan derlenen doğrulanmamış bilgilere göre, 1890'da 2000 ton
olan dünya dikenli tel üretimi, 1930'da yaklaşık 200.000 tona, 1980'de 22.888.900 metrik tona
ulaşmış. Avrupa, Akdeniz ve İslam ülkeleri arasındaki tüketim hızı artışında Türkiye yıllardır
ilk sıraları koruyormuş. BM istatistikleri, sanayi ülkelerinde üretilen üstün nitelikli dikenli
tellerin daha çok gelişmekte olan ülkelerde tüketildiğini gösteriyormuş. Sivil amaçlı projelerde,
DT-7-ASA 9000 TSE standardına uygun (galvanizli çelikten yapılmış) piyasada "Kirpi" mal diye
bilinen ithal mallar ihracatında adı geçen ülkeler, dikenli tel kullanılmasını tümden yasaklamışlar.
Hatta, et ve süt paketleri üzerinde "Dikenli telsiz çiftliklerde üretilmiştir" damgası vuruluyormuş.
Afrika İnsan Hakları Derneği'nin 1986 tarihli araştırması da, dikenli telin hayvanlardan çok
yurttaşlara ve şehirlilere karşı kullanıldığı gerçeğini ortaya koymuş.
İlk "Dikenli Tel Yasası" 1894'te İngiltere'de yürürlüğe girmiş. Yasa, dikenli telin insana ve
hayvanlara zarar verecek biçimde kullanılmasını yasaklamış. Meskûn yerlerde ve yol kenarında kurulu
tel örgüler kaldırılmış, yasaya uymayan kişi ve kurumlara ağır cezalar kesilmiş. Yasa başarılı olmuş.
Medeni ülkelere sokulmayan dikenli teller, günümüzde artık medeniyet merkezi sayılan şehirlerde
görülüyor. "Gülü seven dikenine katlanır" sözü uyarınca, dikenl tel, en çok da, anıt ve sanat
yapıları, okullar, luna-parklar ile çocuk bahçelerinde "yasak" (girilmez/geçilmez/dokunulmaz)
anlamında kullanılıyor. Kime karşı, neden yasak? Malı mı koruduğu yoksa canı mı sakındığı?
belirsiz olan yasağın kendi, tehlikesinden büyük bir simge! "Dikkat Köpek Var!" ihbarı gibi,
"Dikkat Dikenli Tel" diye uyarmak gerekir hemşerileri.
Dikenli telden korunmak için neler yapılabilir? Telin dikenlerini traşlayan elektriklitraş makine
patenti 1974'te alınmışsa da, yapılan pazar araştırmaları sonunda, talep azlığı nedeniyle
üretime geçilememiş. Uluslararası Hayvanları Koruma Derneği'nin dergisine göre, en basit ve
ucuzundan bir tel makası ve iki kalifiye işçi ile yaklaşık 200.000 metrelik tel örgünün üç günde
kesilip kaldırılacağı; diken-traş makinelerine hiç ihtiyaç bulunmadığı anlaşılmış. Bu yüzden
diken traşlama makinesi yerine, çim-biçme makineleri alınması tavsiye ediliyor.
En kolay ve etkili çözümü Türk çocukları bulmuş. Dikenli telleri, birer yay teli gibi gerip
birbirine bağlayarak tel örgülerde 40-50 santimetrelik pencereler açmayı öğrenmişler. Çok büyük
değil ama geçmeye yetiyor. Gönüller şen olsun! Büyüklerce tasarlanan tel engellerin çocuklara
karşı etkili olmadığı görülüyor. Uzun sözün kısası, dikenli tel, öyle aşılmaz, geçilmez, sağlam
ya da dayanıklı bir engel değildir. Tırmalar, yaralar, belki sakatlar ama kararlı kişileri
durduramaz. Hele bizim mahalle çocuklarını asla!
Dikenli telle yıllardır içli-dışlı yaşamaya alışmış bir toplumdaki dikenli tel alışkanlığı nasıl
giderilebilir? Günlük yaşamımızın parçası olan tellerden vazgeçilebilir mi? Şili, Peru ve
Uruguay'daki ilk denemeler, yasağın karaborsaya yol açtığı ve milli standarda uymayan malların
piyasaya sürüldüğünü göstermiş. Halkın taklitlerden sakınması güçleşmiş. Ayrca, "Dikenli tel
kullanmak yasaktır" levhalarının dikenli telle çevrilmesi de -resmi tüketimin artmasına yol
açarken- muhalefet basınında çıkan karikatürlere konu olmuş.
Dikenli telin sakıncası yalnızca ele-göze batmasından, gelip geçen vatandaşların elbise ve eteklerini
yırtmasından, her ay yüzler ve binlerce çocuğa yok yere tetanoz serumu yapılmasından ibaret
değildir. Asıl üzerinde durulması gereken sorun, dikenli telin gelişigüzel kullanımından doğan duygusal
tepki ve manevi yıkıntılardır. AT ülkeleri, Belediyeler Biriği Genel Kurulu, dikenli telle korunmuş
kent mekânlarının, hemşeriye hakaret, çocuklara saldırı, milli onura saygısızlık, kamu yararına
"muzır" olduğuna karar vermiş.
Güney Amerika'da 1985'te yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre, dikenli telli şehirlerde yetişen
çocukların, küçüklerini sevmediği, büyüklerini saymadığı, vatandaşlık görevlerini yerine getirmediği
görülmüş.* Yakın Doğu'nun Sincan özerk yöresinde at koşturan soydaşlarımızla geçen yaz yapılan
bilimsel söyleşide, Uygurlar'ın dikenli tel örgüleri hiç bilmedikleri anlaşılmış. New York
Belediyesi de, Batı Yakası'nın Öyküsü filminden sonra okul bahçeleri çevresindeki tel
örgüleri tümden kaldırmaya karar vermiş. Çünkü bu okullarda yetişmiş çocukların 2-3 katlı
binalara merdivensiz tırmandıkları görülmüş.
Dikenli telden yapılmış en ünlü engel, Birinci Savaş'ta Avusturya (Alp) Cephesi'nde savaşan ve
zafer kazanan İtalyan piyadelerinin "Konçertino" (Küçük Konçerto) adını verdikleri
istihkam (savaş) aracıdır. Akordiyon körüğü gibi açılıp kapanabilen, rüzgarlı kış gecelerinde,
memleket ezgilerini anımsatan özlem dolu sesler çıkaran dikenli kangallar bir dönem Napoliten
serenadlar kadar ün kazanmış. İtalyan savaşçılarn kara mizahı, medeniyet yolunda ilerleyen
insanlık onuru için görkemli bir esin kaynağı olabilir mi? diye düşünüyorum.
Fantastik çözüm yolları geliyor insanın aklına. Önce, dikenli tel örgülerin önünde ya da
arkasına yerleştirilecek sanayi tipi, kuvvetli hava üfüren vantilatörlerle, dikenli tellerin
müzik yapma gücü kanıtlanabilir ve amatör müzikseverlerin bu telleri dev akordiyonlar gibi
çalması sağlanabilir. İkinci ve daha etkili çözüm yolu olarak şehir merkezi (Centrum) çevresinden
sökülecek dikenli tellerden yapılacak Santurlar, Belediye konservatuvar öğrencilerine parasız
dağıtılabilir. Hele bir düşünün, değerli dostlarım: "Konser ya da Konçerto alanı: Giriş Serbesttir!
Alışageldiğimiz, dikenli yasaklar yerine kulağa ne kadar hoş geliyor, değil mi?
Yasaklar konusunu işleyip de, dikenli tel örgülere yer vermeyen kimi usta sanatçılarımıza buradan
kişisel bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yaşar Kemal gibi yazarlar, dikenli tel yasaklarına karşı
bir kampanya açabilir. Kampanyanın koordinatörlüğünü belirlemek üzere uluslararası yarışmalar
da düzenlenebilir. Belediye Başkanlığı, İl Eğitim Müdürlüğü ile İlçe Zabıta Amirliği'nin açılacak
yarışmaya danışman olarak katılması sağlanabilir. En çok (kilo ya da kilometre) dikenli teli en
kısa zamanda söküp kaldıran yerel örgüte, çocuk ve yaşlı hemşerilerden kurulu yarışma jürisi
tarafından Büyük Belde Belediyeler Birliği (BBBB)'nin Başarı Beratı (BB) verilebilir. Yarışmayı
kazanan örgüt bandosu ile Konservatuvar Santur Heyeti'nin şehir merkezinde konserler vermesi de
düşünülebilir. Tanıtma Vakıflarımız, yeni spor dalının, Akdeniz ve Balkan Oyunları ile Olimpiyat
programına alınması için harekete geçirilebilir. Uluslararası yarışmalardaki ulusal başarılara
yıllardır özlem duyan ülkemiz, bir yandan altın madalyaları toplarken, barışcı çabalarındaki
başarısından dolayı Nobel'e aday da olabilir. Belki hayal denecek ama dikenli tel örgülerimizin
kaldırılabileceğini ve şehir merkezlerinin dikensiz, toplu-taşıma raylar ile örülebileceğini
sanıyorum. Dikensiz şehir merkezlerinde yetişen kuşakların güllere karşı daha duyarlı ve saygılı
olacaklarını da hayal ediyorum.
Dikenli tel, ekili tarlaları, başıboş sürülere karşı başarıyla korumuştur. Endüstrileşen ülkelerde
bostana giren danalar tasarım önlemleriyle durduruldu. Zamana ayak uyduramayan ve geri kalmış
ülkelerde, şehirlerin konut, eğitim, sağlık, üretim, ulaşım, dinlenme ve savunma bölgeleri
birbirine karışınca, tel örgülü yasaklar kaçınılmaz olmuş. Çağdaş Belediyeler, savaşı anımsatan
yasakları yaşatmak yerine dikensiz mekanlar yaratmak yolunu seçti. Kent bölgeleri yasalarla
belirlenince dikenli tel yasaklara gerek kalmamış. Parklarda, hipodromda, Hisarda, stadyumda,
okulda ve otoyoldaki dikenli "yasak"ların yerini biz de deneyebiliriz. Halk dilinde "köşeyi
dönmek" başarmak anlamına gelir. Oysa Hemşeri, köşeleri değil, kestirmelerin dikkenarlardan
yaklaşık, üçte-bir oranında daha kısa ve kârlı olduğunu keşfetmiştir. Dikdörtgen prizmanın
köşegenleri yaya trafiğe açılınca, köşeleri bekleyen dikenler işlevsiz kalır. Böylece, uygar
davranışa duyarlı şehir tasarımı, dikenli telin kullanma gerekçesini ortadan kaldırır. Dikenli
tele çözüm bulan Belediye (Başkanı), "Gidemediğin yer senin değildir." sözüyle ünlü Sivas Valisi
Halil Rıfat Paşa gibi, tarihe geçebilir. Gidilen her yer belediyenin, vatandaşın malı olur,
vatan olur. Bu öneri de, kuşkusuz, biraz hayal-kurgudur ama gerçek-üstü kuruntu değildir.
Vatandaşımıza, "Girebildiğin her yer senindir. Bu vatan senindir" diyebilmeliyiz.
* Manuel Scorza, Dikenli Tel adlı belgesel romanında (Türkçesi 1975), dikenli teli bir
silah gibi kullanan sömürgecilere yenik düşen ve tüm otlaklarını yitiren Peru'lu köylülerin
öyküsünü anlatır. Köyün rahibi, dikenli tel örgüyü "Şeytanla top oynayan kişinin işine",
Yerli-köylülerse, "Tanrı'nın Gazabına" benzetmişler, Tanrı'ya yalvarmışlarsa da sonuç hiç
değişmemiş!
Sayın Bozkurt Güvenç'in, İnsan ve Kültür adlı kitabından... )
( )
- İSTANBUL ile/ve TÜRKİYE
( Eski İstanbul'un denizden yüksekliği 2 ile 12 metre arasındadır. )
( 1854/55: İstanbul Belediyesi'nin kuruluşu. )
( İSTANBUL'DA ... )
( İSTANBUL SÖZLÜĞÜ - M. ORHAN BAYRAK - TARİH DÜŞÜNCE KİTAPLIĞI )
( İSTANBUL'UN İLKLERİ VE ENLERİ - SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU - EP YAYINLARI )
- İSTANBUL'UN İLKLERİ
- YALILAR'I
- İstanbul 2010
- İstanbul Araştırmaları Enstitüsü
- İSTANBUL ile/ve TÜRKİYE
- İstanbul Kitapçısı
- İstanbul Tarih.com
- 1453 ile/ve/değil/yerine 857[hicri]
- 7 TEPE:
İSTANBUL ile/ve ROMA
( İSTANBUL'da:
* Akropolis [Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Camii'nin yer aldığı yükseklik]
* Çemberlitaş [Konstantin Sütunu'nun bulunduğu bölge ve çevresi]
* Beyazıt ve Süleymaniye alanı
* Fatih
* Fenerin üst kısımları [Yavuz Selim Camii’nin bulunduğu bölge]
* Cerrahpaşa sırtları
* Edirnekapı [Mihrimah Sultan Camii’nin yer aldığı tepe]
[Yediye yükseltmek için uydurulmuştu] İLE/VE
ROMA'da:
* Palatine
* Capitoline
* Quirinal
* Caelian
* Aventine
* Esquiline
* Viminal )
( Antik Roma kentinin yedi tepe üzerine kurulmasının, İmparator Büyük Konstantinos'u (Constantinus) çok etkilediği, İstanbul'u da Roma'ya benzetmek amacıyla, yedi rakamına yönlendirdiği anlatılır. İmparator, bu yedi sayısını uğurlu ve kutsal sayıyordu. Sarayının ana salonu, "Hepta Likhnos" yani "Yedi Kandilli" adını almıştı. İmparatoru korumakla görevli, "yedi kıtadan oluşmuş bir muhafız alayı vardı. Konstantinos, kendini, çevresinde "yedi gezegen"in dönüp durduğu güneş yerine koymuştu. Çemberlitaş üzerindeki heykeli de bu durumu betimlemekteydi. )
- 7 TEPE ve 7 MAHKEME/NOTER
- ADALAR ile BAHARİYE ADALARI
( ... İLE Haliç'te, Eyüp - Sütlüce tarafında bulunan küçük adacıklar. )
- ADALAR ve/> ÜSKÜDAR ve/> BEYOĞLU ve/> SURİÇİ
- ADLARI:
İLKÇAĞ'DA ile BİZANS'TA ile OSMANLI'DA
( DEMONNESOI / PROPONTIDAS ile PAPADONISIA ile KIZIL ADALAR )
- ÂHİYÂNE[Fars.] değil/yerine/= BOĞAZ
- AKATLAR ile/ve AKARETLER
- AKŞEMSETTİN CAMİİ ile/ve AKBIYIK SULTAN CAMİİ (KIBLET'ÜL MESÂCİD CAMİİ)
( ... İLE/VE En uctaki cami.[Sultanahmet'ten Cankurtaran'a giden tren altgeçidinin yanındaki cami. İsmail Dede Efendi Evi'nin yolu üzerinde.] )
- ALAY KÖŞKÜ
( Sultanların, saraylardaki halkı selâmladığı ve törenleri izlediği köşkler. )
- AMBARLAR ile AMBARLI
( Cevizlibağ - Zeytinburnu'nda. İLE Avcılar'da. )
- ANADOLU HİSARI(GÜZELCEHİSAR/YENİCEHİSAR) ile/ve ANADOLU HİSARI
( Kale. [65 x 80 m.lik bir alanı kaplar. Duvarları 2.5 m. kalınlığındadır. 3 kulelidir.] İLE/VE Semt. [Adını bu kaleden almıştır] )
- ANADOLU HİSARI ile/ve ANADOLU KAVAĞI ile/ve ANADOLU FENERİ
( Kanlıca - Kandilli arasındadır. İLE/VE Boğaziçi'nin kuzeyinde, Karadeniz'in başlangıcındadır. )
- ANADOLU ile ASYA (KITASI)
- ANEMAS KULESİ VE ZİNDANLARI ile/ve HERAKLEUS BURÇLARI
- Arkeoloji Müzesi
- ASLANLI YALI = SAİD HALİM PAŞA YALISI
- ÂŞİYAN MEZARLIĞI değil KAYALAR MEZARLIĞI
( ÂŞİYAN[Fars.]: Yuva, ev. | Kuş[bülbül] yuvası. )
( ÂŞİYAN KÖŞKÜ: Tevfik Fikret'in yaptırdığı köşk. )
- ATAKÖY ile/ve/<> ŞİRİNEVLER
- AYAKKABI/BAŞMAK ile AYAKAPI
( ... İLE Fener-Balat'taki kapı. )
- AYASOFYA MİNARELERİ'NDE:
MİMAR SİNAN DÖNEMİ ile FATİH DÖNEMİ
( [müze girişi itibariyle] Sol taraftakiler. İLE Sağ taraftakiler. )
- AYASOFYA MÜZESİ ve TOPKAPI SARAYI ve/||/<> HALUK DURSUN ve/||/<> KUMRULAR
( Makam odasını kumrulara terk eden bürokrat: Haluk Dursun
"Topkapı Sarayı'nda müdürlük yaptığım dönemde, makam odamda otururken bir kumrunun
açık pencereden girerek avizenin etrafında uçtuğunu gördüm. Hiç kımıldamadan seyretmeye
başladım.
Kumru, sanki tavaf eder gibi odanın her tarafında dolaştı, avizenin üzerine kondu, bir süre
oturdu. Sonra geldiği gibi uçup gitti. Biraz sonra yanında başka bir kumru ile tekrar geldi.
Bu sefer sanki bir ev (saray) sahibi edasıyla onu gezdirdi. Yeni geleni elinden, (kanadından)
tutar gibi aldı ve avizenin içine oturttu. Bir süre koklaştılar. Sonra uçup gittiler.
Ertesi gün ikisi birlikte ağızlarında dal parçacıkları ile geri geldi ve avizenin içine bir yuva
kurmaya başladılar. Yuva birkaç gün içinde kuruldu.
Olup biteni hiç ses çıkarmadan izliyordum. Dişi kuş, yumurtlama hazırlığı yapıyordu.
Galiba onlar da beni izliyordu ki, hiç tedirgin olmuş gibi görünmüyorlardı. Buna karşılık dışarıdan odaya başka biri girince, hemen ürküp pencereden kaçıyorlardı. Baktım olmayacak, makam odamı onlara bırakıp hemen karşıda bulunan küçük bir odaya geçtim.
Bir gün, televizyon çekimi için Topkapı Sarayı'na gelen gazeteci dostum rahmetli Savaş Ay,
"Hocam, niye bu küçücük odada oturuyorsun?" diye sordu.
"Ben hâlden anlarım, bir kumru arkadaşım, sevgilisine, “ben seni saraylarda yaşatacağım"
diye söz vermiş, insan yuva kurana yardımcı olmaz mı?" dedim.
"Hocam, ne olur göster şu yuvayı bana” dedi ve kapıdan odadaki yuvanın fotoğrafını çekti.
Ertesi gün beni Ankara'dan arayan arayana...
"Derhal makam odası açılsın, kumruların yuvası dağıtılsın,
saray bakımsızlıktan perişan olmuş görüntüsü verilmesin" dediler.
Meğer Savaş Ay haber yapmış bizim kumrunun öyküsünü...
Hemen aradım, “üstad sen ne yaptın?” diye sordum.
"Hocam bu kadar güzel malzeme (haber) buldum, yazılmaz mı Allah aşkına" dedi.
"Gazetede sabah toplantısında anlattım, herkes ayağa kalktı ve seni alkışladı" diye ekledi.
Sadece gazetedekiler değil Ankara da ayağa kalktı sayende" diye yanıt verdim.
Şimdi ne yapacaktım? Çifte kumrulara kol kanat gerip onların saadetlerini korumaya mı çalışacaktım, yoksa odayı kullanıma açarak bir yuvanın dağıtılmasına mı neden olacaktım?
Bir biçimde, ya ben makamı, ya da o kumrular makam odamdaki yuvalarını kaybedeceklerdi.
Akşama kadar bakanlıktan beni aramayan kalmadı...
“En azından yumurtadan yavru kuşlar çıksın, uçup gidene kadar bekleyelim” diye düşündüm.
“Ben yuvayı almam, siz beni görevden alın isterseniz” dedim.
Ertesi gün, yuvaya bakmaya gittim ki, ne göreyim, yuva yerinde duruyordu ama kumrular yoktu.
Yuva yerinde durmasa, "Biri kuşları ürküttü, kovaladı" diyecektim. Hâlbuki yuva yerli yerinde duruyordu. Kumrular, sanki durumu hissetmiş ve sessizce çekip gitmişlerdi. Bir daha da hiç gelmediler.
Daha sonra Topkapı Sarayı'ndan, Müsteşar ve Bakan Yardımcısı olarak Ankara'ya gittim.
"Kuşların yuvası dağıtılsın, makama sahip çıkılsın" diyenlerin ise hiçbiri Bakanlık'ta makamlarında kalamamıştı.
Muhakkak ki, biz de bir gün bu makamlardan uçup gideceğiz. Kuşlar ise hep sevmeye, uçmaya ve yuva kurmaya devam edecek.
Haluk DURSUN )
( )
- AYASOFYA'DA:
BİRİNCİ ile/ve İKİNCİ ile/ve ÜÇÜNCÜ
( M.S.: 360 ile/ve 415 ile/ve 537 )
- AYASOFYA ile KÜÇÜK AYASOFYA CAMİSİ
( ... İLE Sultanahmet'in aşağısında, Küçük Ayasofya Caddesi'nin sonundadır. )
( ... İLE 1505'te, Bâbüssaâde Ağası Hadım Hüseyin Ağa emriyle Bizans kilisesinden[527] camiye dönüştürülmüştür. )
- AYASOFYA ve ZEYREK
( Fatih Sultan Mehmet'in fetih sonrasında benim diye belirlediği yerler. )
- BÂB-ÜS-SAÂDE ile/ve BÂB-ÜS-SELÂM
( Topkapı Sarayı'nın üçüncü kapısı/dış kapısı. İLE/VE Topkapı Sarayı'nın ikinci kapısı. )
- BABA-OĞUL ÇEŞMESİ
( Acıbadem'dedir. [1841] )
- BAHARİYE ile/ve BAHARİYE
( Eyüp'te.[Bostan İskelesi - Silâhtarağa arasında] İLE/VE Kadıköy'de.[Altıyol - Küçük Moda arasında] )
- BAHÇELİEVLER ile/ve BAHÇELİEVLER
( Bakırköy ve Zeytinburnu'nun kuzeyinde bulunan bir ilçe. İLE/VE Çengelköy - Kuleli semtlerinin doğusunda bulunan bir semt. )
- BAKIRKÖY < MAKRİKÖY[YEDİNCİ KÖY]
- BAMYA ANITI
( Topkapı Sarayı'ndadır. [1811] )
- BARBYSOS değil/yerine/= KÂĞITHANE
- BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ ile BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ
( Kadıköy'de. İLE Avcılar'da. )
- BATI ROMA İMPARATORLUĞU ile/ve/değil DOĞU ROMA İMPARATORLUĞU
( ... İLE Fethedilmiş olan. )
- BAYEZİD MEYDANI'NDA:
ÇINAR AĞACI ile/ve KESTANE AĞACI
- BAYEZİD YANGIN KULESİ değil OSMANLI TOPU('nun dikilmiş hali)
( Mimar Krikor Amira Balyan [1828] )
( İstanbul Üniversitesi bahçesindedir. )
( 85 m. yüksekliktedir. Gözcülerin bulunduğu bölüm 68 m.'dedir. [180 basamaklıdır] )
( Dış çevresi 43.70 m., iç çevresi 11.20 m.'dir. )
- BAYEZİD'İN:
DELİSİ ve VELİSİ ve KEDİSİ
- BAYILDIM YOKUŞU
( Maçka'dadır. )
- BEBEK CAMİİ değil/< HÜMÂYUN-U ÂBÂD
- BEYKOZ[İNCİRKÖY] ve BEYLERBEYİ ve BEYOĞLU
- BİLÂD-I AŞERE ile BİLÂD-I ERBAA ile BİLÂDI-I İSNÂ AŞER
( 10 şehir. [İzmir, Eyüp, Kandiye, Halep, Selânik, Sofya, Trabzon, Galata, Kudüs, Lârisa] İLE 4 şehir. [Edirne, Bursa, Şam, Kahire] İLE 12 şehir. [Adana, Erzurum, Bağdat, Beyrut, Diyarbakır, Rusçuk, Bosnasaray, Sivas, Maraş, Trablusgarp, Antep, Çankırı] )
- BİLÂD-I SELÂSE ile VİLÂYAT-I SELÂSE
( Üç şehir. İLE Üç vilâyet. )
( * Üsküdar, Galata, Eyüp.
* İstanbul, Edirne, Bursa.
İLE
Selânik, Manastır, Yanya. )
- BİSİKLET ve/||/<> MUSTAFA KEMAL
( )
- BİTLİS'Lİ İDRİS/İDRİS-İ BİTLİSÎ ile BİTLİS'Lİ ZARO AĞA
( 1452 - 15 Kasım 1520 İLE 1774/1777 - 29 Haziran 1934 )
( ... İLE İzlemek için burayı tıklayınız... )
( )
- BİZANS YAPILARI'NDAN:
CAMİYE DÖNÜŞTÜRÜLENLER ile/ve CAMİYE DÖNÜŞTÜRÜLMEYENLER
( * Acem Ağa Mescidi[Khalkopreteia Kilisesi'nden] [Sadece apsis bölümü kalmıştır.]
* Ahmed Paşa Mescidi[Trullo Manastır Kilisesi'nden]
* Arap Camisi[San Paolo ve Domenico Kilisesi'nden]
* Atik Mustafa Paşa Camisi[Hagia Thekla Kilisesi'nden]
* Ayasofya[Hagia Sofia Kilisesi'nden]
* Bodrum Camisi[Myrelaion Manastır Kilisesi'nden]
* Ese(İsa) Kapısı Mescidi[Cerrahpaşa Hastahanesi sınırları içinde harap bir durumdadır.]
* Eski İmâret Camisi[Pantepoptes Manastır Kilisesi'nden]
* Fenari İsa Camisi[Lips Manastır Kilisesi'nden]
* Fethiye Camisi[Pammakaristos Manastır Kilisesi'nden] [Bir bölümü cami olarak kullanılmaktadır.]
* Gül Camisi[Euphemia ve Theodosia Kilisesi'nden]
* İmrahor İlyas Bey Camisi[Studios Manastır Kilisesi'nden]
* Kalenderhane Camisi[Akataleptos Manastır Kilisesi'nden]
* Kariye Camisi[Khora Manastır Kilisesi'nden]
* Kasım Ağa Mescidi
* Kefeli Mescidi
* Koca Mustafa Paşa Camisi[Hagios Andreas Manastır Kilisesi'nden]
* Küçük Ayasofya Camisi[Sergios ve Bakkhos Kilisesi'nden]
* Manastır Mescidi[Kyra Martha Manastır Kilisesi'nden]
* Vefa Kilise Camisi[Hagios Theodoros Kilisesi'nden]
* Sancaktar Hayrettin Mescidi
* Şeyh Süleyman Mescidi
* Yeraltı Camisi[Galata'da bir burcun alt bölümü ait yapı cami olarak kullanılmaktadır.]
* Zeyrek Kilise Camisi[Pantokrator Manastır Kilisesi'nden] [Güney bölümü cami olarak kullanılmaktadır.]
ile/ve
Camiye Dönüştürülmeyenler:
* Aya İrini[Hagia Eirene Kilisesi]
* Boğdan Sarayı[Bizans Devri Şapeli] [Boğdan Voyvodoları'nın ibadet yeri olarak kullanılmıştır.] [Günümüzde harabe halindedir.]
* Hagios Georgios Kyparesso Kilisesi[Ortodoks cemaatine bağlı bir kilisedir.]
* Panaghiotissa/Moukhliotissa Kilisesi[Son Bizans dönemi yapısıdır. Kilise olarak kullanılmaya devam etmektedir.]
* Surp Kevork ve Sulu Manastır[Peribleptos Manastırı Kilisesi] [Sekiz destekli plan tipinin tek örneği olan bir kilisedir.] [1643'te Ermeni cemaatine vakfedilmiştir.]
* Hagios Menas Kilisesi
* Panaghia Kilisesi[Heybeliada'da eski Rum Yetimhanesi avlusundadır.] [Deniz Kuvvetleri'ne bağlıdır.] )
( Camiye dönüştürülen fakat günümüze ulaşmayanlar:
* Arabacı Bayezıd Camisi
* Balaban Ağa Mescidi
* Baruthane Mescidi
* Etyemez Tekkesi
* Haydarhane Mescidi
* Hoca Hayreddin Mescidi
* Odalar Camisi
* Purkuyu(Parmakkapı) Mescidi
* Sekbanbaşı Ferhat Ağa Mescidi
* Sekbanbaşı İbrahim Ağa Mescidi
* Sivasi Tekkesi Mescidi
* Şeyh Murat Mescidi
* Toklu İbrahim Dede Mescidi
* Şüheda Mescidi
* Yıldız Dede Tekkesi
* Manastır Mescidi [Galata'da]
* Sinan Paşa Mescidi(Kızıl Mescid)
* Hamza Paşa Mescidi (Peykhane ya da Tahta Minare) )
- BOĞAZ ile İSTANBUL BOĞAZI
( İNEKGEÇİDİ, BOSPHORUS[İng.] )
- BOĞAZIN EN DAR NOKTASI
( RUMUELİ HİSARI ile ANADOLU HİSARI arası[698 m.] )
- BOĞAZIN:
ANADOLU KIYISI ile/ve RUMELİ KIYISI
( [Karadeniz[PONTUS EUXINUS]'den Marmara[PROPONTIS]'ya, Kuzey'den Güney'e]
ANADOLU KIYISI:
* ANKYREION: YUMBURNU
* AMPELODES: KABAKOZ KOYU
* DIOS SACRA: POYRAZ LİMANI
* KORAKION, MOKADION: FİLBURNU
* KHELAI, OPHRU LIMEN: KEÇİLİLİMAN
* HIERON, YOROS: ANADOLU KAVAĞI
* ARGYRONION: MACARBURNU, YÛŞÂ TEPESİ
* DAPHNE: UMURYERİ
* MUKAPORIS: HÜNKÂR İSKELESİ
* AIETU RHYNKHOS: SERVİBURNU
* AMYKOS: BEYKOZ
* KATANGEION, EIRANAION: ÇUBUKLU
* PHRIKSU LIMEN, BORADION: KANLICA
* PHIELA, PHIALE: KÖRFEZ
* POTAMONION: ANADOLUHİSARI
* EKAHAI: KANDİLLİ
* LYKADION: VANİKÖY
* KIKONION, SOPHIANAI: ÇENGELKÖY
* RHOLZUSAI, STAUROS: BEYLERBEYİ
* DAMAIS: SALACAK
* ARKLA: KIZKULESİ
ile/ve
RUMELİ KIYISI:
* SYMPLEGADES, KYANEAI: ÖREKETAŞI
* PANION: RUMELİ FENERİ
* GYPOPOLIS: PAPAZBURNU
* LYKION LIMEN: HAMSİ LİMANI
* EPHESIATES: BÜYÜKLİMAN
* TIMAEA TURRIS: DENİZ FENERİ
* SERAPIEION, KATASKEPEI?: RUMELİ KAVAĞI
* MILTON: TELLİ TABYA
* SKLETRINAS: SARIYER
* SIMAS: MESARBURNU
* BATHYKOLPOSKALOSAGROS: BÜYÜKDERE
* KLEIDES: KİREÇBURNU
* PHARMAKIAS, THERAPEIA: TARABYA
* PITHEKU LIMEN: KALENDER
* KOMARODES: YENİKÖY
* LASTHENES, SOSTHENION: İSTİNYE
* KYPARODES: EMİRGÂN
* GYNAKION LIMEN, PHONEAS: BALTALİMANI
* RHOODES: ŞEYTANBURNU
* HERMAION, PYRRIAS: RUMELİHİSARI
* KHELAI, PHILEMPORON: BEBEK
* HESTIA, ANAPLUS: ARNAVUTKÖY
* KALAMOS, TARASION: KURUÇEŞME
* KLEIDION: DEFTERDARBURNU
* ARKHEION, ARSABERU: ORTAKÖY
* IASONIAN, DIPLOKIONION: BEŞİKTAŞ
* PENTEKONTORIKON: DOLMABAHÇE
* THERMASTIS, BUTHARION: KABATAŞ
* PALINORMIKON: FINDIKLI
* AIANTEION: SALIPAZARI
* METOPEN, ARGYROPOLIS: TOPHANE )
- BOĞAZLAR('I)
- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] / VALENS KEMERİ
( 800 m. [bugün] < 1200 m. )
- BURGAZADA ile/ve KAŞIK ADASI / "PİDE"[< PİTA] ADASI
( ... İLE/VE Burgazada'nın önünde bulunan küçük ada. )
( Tarihi kaynaklara göre bilinen ilk tarihsel olay, Büyük İskender'in komutanı Antigonos'un oğlu Dimitrios Polyerkides'in M.Ö. 298 yılında, babası adına Panarmos adasında bir kale inşa ettirmesi ve adaya Antigoneia adını vermesidir. İLE/VE ... )
( Bizans döneminde üç manastır yaptırılmıştır. )
( )
( )
- BÜYÜK ARMUTLU ile/ve KÜÇÜK ARMUTLU
- BÜYÜK BEBEK ile/ve KÜÇÜK BEBEK
- BÜYÜK ESMA SULTAN YALISI ile/ve KÜÇÜK ESMA SULTAN YALISI
- BÜYÜK KAPI/LAR ile/ve KÜÇÜK KAPI/LAR
( ... İLE/VE Osmanlı'da "Koltuk Kapısı" alarak adlandırılırdı. )