
YAPMAYABİLECEKLERİM(İZ)(/YAPMAYALIM!) (/DİRENÇ/İHTİYÂR[< HAYIR])
Kılavuz: Yeğle'yebileceğimiz FaRkLaR
Toplam 6009 FaRk bulunmaktadır
Sayfa 18 / 26
- KUKLA ile/ve ROBOT
- KÜL OLMAK" ile/ve/||/<> "GÜL OLMAK"
( Nefsini yakarak. İLE/VE/||/<> İyilik yaparak. )
- [ya/hem] KÜL ile/değil/yerine/hem de/ya da/||/<>/>< GÜL
( [ya/hem] Bir "bakış/algı/yorum". İLE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/YA DA/||/<>/>< Başka bir "bakış/algı/yorum". )
- KULA ÇATMAK ile/değil/yerine/>< KULAÇ ATMAK
- [ne yazık ki]
KULLANILMAYAN METİN/KİTAP ||/<>/> MEZAR
- KULLANIM/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İŞLEV/SEL
- KULLANMAK ile/değil YAŞAMAK
- KÜLLİYEN[Ar.] değil/yerine/= TAMAMEN, TÜMÜYLE
- KÜLT ile/değil/yerine/<> KÜLTÜR
( Din. | Yerel özellikler taşıyan dinî törenler. | Belirli bir dönemde aşırı ilgi gören film vb. İLE/DEĞİL/YERİNE/<> ... )
- KÜLT ile KÜRT
- KÜLTÜR EKONOMİSİ ve/||/<> KÜLTÜR POLİTİKASI ve/||/<> KÜLTÜR YÖNETİMİ
( Grafiklerle Türkiye'nin Kültür Ekonisi 2016 için burayı tıklayınız... )
- KÜLTÜR:
KÂĞIT ÜZERİNE ile/ve/||/<>/< KÂĞIT DIŞINDAKİ NESNELERLE
- KÜLTÜR ORTAKLIĞI ve/||/<> ORTAMI
- KÜLTÜR YAPITI ile/ve/||/<>/< BARBARLIK YAPITI
- KÜLTÜR ile/ve/değil/yerine İNSANLIK/İNSANLIĞIN KÜLTÜRÜ
( [not] CULTURE vs./and/but CULTURE OF HUMANITY
CULTURE OF HUMANITY instead of CULTURE )
- KÜLTÜR ile/ve/değil/||/<>/< TOPLULUK
- | (")KÜLTÜRLÜ(") ya da (")HOCA(") |
ile/değil/yerine/<>/>
BİLGE
( | Öğrenmeyi seven. YA DA Öğretmeyi seven. |
İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/>
Hem öğrenmeyi seven, hem de öğretmeyi seven. )
- KULVAR/KANAL" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM
- KUMAŞ ile/ve/||/<> HAMUR
- KUPA[Yun.] ile KUPA[Fr. < COUPE]
( Cam ya da seramikten yapılmış, kulplu, büyük bardak. | Bu bardağın alabileceği miktarda olan. | Altın, gümüş, bronz ya da kristalden yapılmış, yarışma ödülü olarak verilen ayaklı kap. | Yarışma ödülü olarak verilen herhangi bir sanat yapıtı. | İskambil kâğıtlarının dört grubundan benekleri kırmızı, kalp biçiminde olanı, yürek. İLE Kapalı ve yalnız arkada oturulacak yeri olan dört tekerlekli araba. | İki kapılı bir tür spor otomobil. )
- KURALCILIKTA:
AKILSIZLAŞMA >< ROBOTLAŞMA
- KURAL/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOŞUL/LAR
- KURAM ile/ve/değil ANLAYIŞ
- KURAM/GÖRÜNCE/TEORİ ile "SENARYO"
( THEORY vs. SCENARIO )
- KURAM" ile/değil TEMENNİ
- KURAM ile/ve/değil/||/<> YAKLAŞIM
- KURAM ile/ve/||/<> YÖNTEM
- KURAMSALLIK ile/ve/<> YARATICILIK
( Aklın mâbedi. İLE/VE/<> Kalbin mâbedi. )
- KURAM/TEORİ[İng. THEORY] ile ...
( Hareket halinde olan şeyin dışına çıkıp, dışarıdan incelemek. )
- KUR'ÂN-I KERÎM:
BAŞAT TAVIR ile/ve/<> REVNAK[Fars.][: Parlaklık, güzellik, tazelik, süs.]
- KÜRESEL ile/ve/değil/||/<>/< BASKIN YEREL
- KÜRESELLEŞ(TİR)MEK ile/ve/değil/yerine EVRENSELLEŞ(TİR)MEK
( )
- KURGU ile/ve/||/<> ANLATIM
- KURGU ile/ve HAYAL GÜCÜ
( Olduğu haliyle görün, olduğunu hayal ettiğiniz gibi değil. )
( Şeyleri hayal ettiğiniz gibi görmek yerine, onları oldukları gibi görmeyi öğrenin. )
( See your world as it is, not as you imagine it to be. Instead of seeing things as imagined, learn to see them as they are. )
( FICTION vs. IMAGINATION )
- KURGU ile KABUL
- KURGU ile "MİMARİ"
- KURGUDA:
KESMEK ile/ve/||/<>/> YONTMAK ile/ve/||/<>/> EKLEMEK
- KURGU/LAMAK ile/ve/<> VURGU/LAMAK
- KURGU/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURAM/SAL
- KURMACA GERÇEKLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜNDELİK GERÇEKLİK
- KURMACA ile/||/<> ÜST KURMACA
- KURMAK ile UYDURMAK
- KURNAZ ile/ve/||/<> TATLI SU KURNAZI
- KURS[Ar. < KURŞ] ile KURS[Fr.]
( Ağırşak. | Bir gök cisminin teker biçimde görülen yüzü, çörek. İLE Resmî ve özel kuruluşlarca ilgililere belirli bir konuda bilgi, beceri ve davranış kazandırmak amacıyla düzenlenen derslere dayanan ve belirli bir süresi olan eğitim etkinliği. )
- KURS[Fr. < COURS] değil/yerine/= ÖĞRETİ/ÖĞRENEK
- KURTULUŞ SAVAŞI'MIZDA:
KAĞNI ve/||/<>/> UÇAK
( )
- KURUCU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOLAYLAŞTIRICI
- KURUCU/LUK ile/ve KALICI/LIK
- KURUCU/LUK ile/ve/||/<>/< KURGUCU/LUK
- KURULMA ile/ve/||/<> KIRILMA
- KURUNTU/YANILSAMA = VEHİM = ILLUSION[İng., Fr.] = ILLUSION, TÄUSCHUNG[Alm.] = ILLUSIO[Lat.] = DOXA[Yun.] = ILUSIÓN[İsp.] = MAYA[Sansk.]
- KUŞ ile DOKUMACI KUŞU
( ... İLE Afrika, Avustralya ya da Avustralya çevresinde bulunan adalarda yaşar. Yapmış oldukları yuvaların sanatsal olmasından dolayı, "Dokumacı Kuşu" olarak adlandırılırlar. )
( ... İLE Özellikleri:
Büyüklükleri ve ağırlıkları, bir serçe kadardır.
Erillerin kafasının üzerinde kırmızı renk bulunmaktadır.
Dişilin kafası üzerinde sarı renk bulunmaktadır.
Yuvanın dışını eril kuş yapmaktadır. Dişi kuş, sadece iç kısmını yapmaktadır. )
( )
( )
- KUŞATILMIŞLIK ile/ve/||/<> ÇARESİZLİK
- KUŞATMA/KUŞATICI ile KAPSAMA/KAPSAYICI
- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< EMİN OLMA[İMAN]
- KUŞKU ile/yerine SORGULAMA
( Sorgulamak ve reddetmek gereklidir. )
( Gerçek soruşturma bir şeyin içine doğru yapılır, dışa doğru değil. )
( Sorgulanmamış bir yaşam, yaşamaya değmez. )
( Bilinecek/bilinebilecek şeye yaklaşmanın biricik yolu soru sormaktır. )
( Kuşkuculuğumuz hakkında bile kuşkucu olmalıyız. )
( Temel sorun, aptalların kendilerinden son derece emin, akıllıların ise sürekli kuşku içinde olmalarıdır. )
( SUSPICION vs. INTERROGATE
INTERROGATE instead of SUSPICION
To question and deny is necessary.
True enquiry is always into something, not out of something. )
- KUSMA/İSTİFRA[Ar.] ile/ve/||/<> KUSMAK
( Kusmak durumu. | Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması. İLE Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak. | Reddetmek. | Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak. | İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak. )
- KÜSTAHLIK:
EMEK YOKSA ile/ve/||/<>/< BİLGİ YOKSA
- KÜSTAH/LIK ile/ve/=/< HAREKETİN AŞIRISI
- KUSÛR[Ar. < KASÎR < KASR] ile KUSÛR[Ar. < KASR]
( Kısa, boysuz. Kısa kesme, kısaltma, kısma. | Azaltma, kesme, eksiklik. | İbarenin çok kısaltılması. | Aruzda tef'ile'nin son harfinin düşürülmesi. İLE Köşk, kâşâne, saray. )
- KUSURLARI/NI ÖRTMEK ve/||/<> EKSİKLERİ/Nİ TAMAMLAMAK
( 54097, 54098 )
- KUSURSUZLUK ile/değil/yerine BÜTÜNLENME
- KUTSALLAŞTIRMA ile KUTSAMA
- KUTSAL/LIK ile/ve/değil/=/< BÜTÜNSEL/LİK / BÜTÜNLÜKLÜ
- KUTSALLIK ile/ve/değil DUYGU YÜKLÜLÜK
- KUTSAL/LIK ile/ve/||/<> GİZLİ/LİK
- KUTSAMA ile/değil/yerine ANMA/ANLAMA
- KÜTÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< FİDE/FİDAN
( Büyük ve "güçlü". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< İnce ve "zayıf". )
( Cansızdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Canlıdır. )
- KUTUPLAŞMA değil/yerine KUCAKLAŞMA
- KUVANTUM ile "KELEBEK ETKİSİ"
- KUYUNUN:
DERİN OLMASI ile/ve/değil/||/<>/< DOLU OLMASI
- LÂ EDRÎ ile ANONİM/YAZARI BİLİNMEYEN
- LACİVERT değil/yerine/= KOYUGÖK
- LAĞV ile/değil/yerine/>< MÜFÎD[< FEYD]
( Yararsız/faydasız, beyhûde, boş. | Yanılma, atlama. | Kaldırma, hükümsüz bırakma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlatan, ifâde eden, anlamlı/mânâlı. | Yararlı/faydalı. )
( YEMÎN-İ LAĞV: Alışkanlıkla edilen ve şer'an kefâret gerektirmeyen yemin. )
- LÂKAP(/B) değil/yerine/= TAKMA AD | SAN/UNVAN["ÜNVAN" değil!]
- LÂLE ile/ve TERS LÂLE/DERVİŞ LÂLESİ/AĞLAYAN GELİN
( ... İLE/VE Dünyada yalnızca Hakkari Cilo Dağı'nda yetişen bu nadide çiceğe, Asur'lular, her sabah göbeğinden su damlattığı için "Ağlayan Lâle" adını verdiler ve kutsal saydılar. )
( ... İLE/VE Her dalında altı adet lâlenin ters büyüdüğü, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınan Ters Lâle'nin; sarı, turuncu ve kırmızı renkleri bulunmaktadır. )
( ... İLE/VE Selimiye Camii'ndeki. )
( LÂLEZAR: Lâle bahçesi. )
( BAHÂ-PÎRÂ-Yİ İSMÂİL: Ünlü bir çeşit lâle. )
( Lâlezar Sergisi )
( Lâle, İstanbul'dan, Hollanda'ya, 1554'te gönderilmiştir. )
- LAOCOÖN ile/ve/||/<>/> OĞULLARI
- ...'LARI:
SAYMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SIRALAMAK
- LARVA ile/ve/||/<>/> PUPA ile/ve/||/<>/> IMAGO
( [İnsanda] EMBRİYON ile/ve/||/<>/> FETÜS ile/ve/||/<>/> HOMO SAPIENS SAPIENS )
( )
( CATERPILLAR vs./and/||/<>/> CHRYSALIS vs./and/||/<>/> BUTTERFLY )
- LÂTİF ile KESİF
- LÂTİF ile/ve/||/<> NARİN
- LÂTİF ve/||/<> ZARİF
- LÂTİF/E ile/ve/||/<> RİKKAT
- LAVOLTA/LEVALTO/LAVATOE ile ...
( İtalyan kökenli bir dans. )
- LAVUK[Kürtçe(Kurmanci) < LAWİK: Oğlan çocuğu. < LAW: Oğul/oğlan.][argo] değil/yerine/= GEREKSİZ KONUŞAN
( Gereksiz konuşan kişi. | Önemsiz konular üzerinde fazlaca duran, hareketleri ve sözlerinde meymenet olmayan kişi. )
- LAZÜLÎ ÜSLÛBU ile/||/<> RÛMÎ
( İspanya ve Kuzey Afrika'nın İslâm sanatı üslûbuna verilen genel ad. Yapıların daha çok iç yüzeylerinde kullanılan ve yüzeysel akıl kahramanlarının işlendiği ile elde edilen bir süsleme tekniği. İLE/||/<> Türk ve İslâm sanatında Batı kökenli süsleme motifi.[Yarım palmetlerden türediği ya da hayvansal kökenli olduğu araştırmacılarca tartışılan rumî, Batı illerinde arabesk olarak adlandırılır.] )
- LEONARDO DA VINCI ile RAFFAELLO DI SANZIO
- LEVHA[Ar.]/TABELA[İt. < TABELLA] ile ARMADURA[İt. < ARMATURA]
( Bir yere asılmak için yazılmış yazı, safiha. Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret ya da resim bulunan, tahta ya da sac parçası. | Hastahane, yatılı okul, askerî birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge. | Hastahanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt. İLE Gemide direklere takılı halatları bağlamak için küpeştenin iç tarafında bulunan delikli ve çubuklu levha. )
- LEYLA ve MECNUN ile/ve/||/<> FERHAD ve ŞİRİN ile/ve/||/<> ZÜHRE ve TAHİR
- LİSAN-I MÜNÂSİP (İLE)[Ar.] değil/yerine/= UYGUN BİR DİL (İLE)
- LOKMANIN TADI ile/ve/||/<>/> YEMEĞİN TADI
( Ne kadar çok çiğnersek. İLE/VE/||/<>/> Ne kadar az yersek. )
( Yediğini, iç; içtiğini, ye! İLE/VE/||/<>/> Çok yiyen, az tad alır; az yiyen, çok tad alır. )
- LUP[İng. < LOOP] değil/yerine/= DÖNGÜ
- LÜTUF/İHSAN/ATIFET/İNAYET değil/yerine/= KAYRA/İYİDEM/KUTBAĞIŞ/KUTYARDIM
- LÜTÛF ile/ve/||/<> SIR
- M.Ö. ile/ve/değil/||/<>/< G.Ö.
( Milattan önce. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Günümüzden önce. )
- MADDE VE HAREKET ile/ve MADDE YA DA HAREKET ile/ve MADDE İLE HAREKET
- MADDE ile/ve/||/<>/> CİSİM ile/ve/||/<>/> SÛRET
( Yayılan. İLE/VE/||/<>/> Maddenin biçim almış durumu. İLE/VE/||/<>/> ... )
- MAĞŞUŞ[Ar.] değil/yerine/= KARIŞIK
- MAHÂFİL[Ar. < MAHFİL] ile MAHÂFİR[Ar. < MİHFER/E]
( Oturulacak, görüşülecek yerler, toplantı yerleri. | Büyük camilerde, sultanlara ya da müezzinlere ayrılmış etrafı parmaklıkla çevrilmiş olan yerler. İLE Hattatların, yanlışı kazımakta kullandıkları, bir çeşit kalemtraş. | Beller. Kazmalar. )
- MAHARET/BECERİ ile/ve MEZİYET
( SKILL/ABILITY vs./and MERIT )
- MAHÂRET ile/ve/||/<> HAMARAT
( Beceri. İLE/VE/||/<> Ev işlerinde, çok çalışkan ve becerikli kadın. )
- MAHFUZ[Ar.] değil/yerine/= KORUNAN/KORUNMUŞ/SAKLANMIŞ/SAKLI
- MAHİR[Ar.] değil/yerine/= USTA/BECERİKLİ
( MÂHİRÂNE[Ar., Fars.]: Becerikli bir biçimde, becerikli olarak, ustaca. )
- MAHMÛD[Ar. < HAMD] ile Mahmûd[Ar.] ile Mahmûd (Kaşgarlı)[Ar.]
( Övülmeye değer, hamdolunmuş, senâ edilmiş. | Hz. Peygamber'in adlarından biri. İLE Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmak üzere getirdiği filin adı. İLE Türk bilgini, sözlük yazarı ve edibi. | Dîvân-ü Lügat-it Türk'ün yazarı. )
- MAHREK[Ar. < HAREKET] ile MAHREK[Ar.]
( [mat.] Hareketli bir noktanın güttüğü yol. | Bir gök nesnesinin hareketinde, ağırlık merkezinin geometri bakımından yeri, yörünge. [Fr. ORBITE] İLE Yakacak yer. )
- MAHRÛMİYET ile/ve/||/<>/> MAĞDURİYET
- MÂHYA ile MÂHYA
( Ramazan gecelerinde, camilerde, iki minare arasına gerilen ipler üzerine kandil ya da elektrik ampulleriyle yazılan yazı ya da yapılan resim. İLE Çatılarda, iki eğik yüzeyin birleştiği bölüm. )
- MAHYALARDA:
YAZI ile/ve/||/<>/> RESİM
( [Ramazan ayının ...] ... ilk onbeş gününde. İLE/VE/||/<>/> İkinci onbeş gününde. )
( )
- MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< MAKİNA YAPAN MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< "YAPAY ZEKÂ" ÜRÜNLERİ/ARAÇLARI GELİŞTİRMEK/OLUŞTURMAK
- MAKLÛB-İ MUAVVEC ile/ve/<> MAKLÛB-İ MÜCENNAH
( Bir sözcükteki harflerin, düzensizce yer değiştirmesiyle ortaya başka bir sözcüğün çıkması. İLE Söylenişleri aynı iki sözcükten birini, beytin başında, öbürünü sonunda getirme sanatı.
[Gül ruhun hecriyle lâl olmuş gönül ey gonca-fem
Gel bana ben ağlayayım bülbül gibi sen bak da gül.] )
- MAKSAT/MAKSAD[Ar.] ile/ve/değil/||/<> MURAT/MURAD[Ar.]
- MAKSAT ve/||/<>/> ANLAM
- MAKTA'[Ar. < KIYÂS] ile MAKTAA[Ar.]
( Kesilen yer, bir şeyin kesildiği yer, eski kamış kalemlerin, yontulduktan sonra üzerine yatırılıp uclarının kesildiği, sert ağaçtan ya da kemikten yapılan alet. | [mat.] Kesit. | Bir gazel ya da kasîdenin son beyti. İLE Üzerinde kamış kalemin ucu kesilerek düzeltilen kemik, şimşir ya da madenden yapılmış alet. )
- MAKUL ve/||/<>/> MAKBUL
( Akılcı, akla uygun. VE/||/<>/> Kabul edilir/edilebilir. )
- MAKYAJ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜLÜMSE/MEK
( Kişinin en güzel/iyi/büyüleyici/olmazsa olmaz/değerli/etkili/sınırsız/sürekli makyajı, gülümsemesidir. )
- MAKYAJ[Fr.] değil/yerine SÜSLEM / YÜZ BOYAMA
- MA'NÂ[Ar. çoğ. MAÂNÎ] ile MÂNÂ[Ar.]
( Anlam. | İç, iç yüz. | Düş/rüya. | Akla yakın neden. İLE Eş, benzer. )
- MANÇU ile ÜCRET
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir zanaatkâra verilen ücret.[Başka bir ücreti anlatmak için kullanılmaz.] İLE ... )
- MANDALALAR ile ...
( Kendi vasıtasıyla meditasyon yapılan resimler. )
- MANET ile VAN GOGH
- MANEVİYÂT:
KABALIKTAN > ZARÂFET'E
- MANEVRA[Fr.] değil/yerine/= DÖNÜŞ/HAREKET
( Bir aygıtın işleyişini düzenleme, yönetme eylemi ya da biçimi. | Geminin bir yere yanaşmak ya da bir yerden çıkmak için yaptığı hareket. | Lokomotifin, katar katmak ya da katar dağıtmak için ileri geri giderek hattan hasa geçmesi. | Hareket, gidiş-geliş. | Asker birliklerini, savaşa hazırlamak amacıyla, arazi üzerinde yapılan geniş ölçüde savaş denemesi, tatbikat. | İstenilen amaca ulaşmak için tutulması gereken yol. )
- MÂNİ'[Ar. < MEN | çoğ. MENEA] ile MA'NÎ/MÂNÂ[Fars.] ile Mânî[Fars.] ile MANİ[Ar.]
( Geri bırakan, alıkoyan, engel olan, men eden. | Engel, özür. İLE Eş, benzer. İLE Ünlü Çin'li nakkaşın adı. Behram Şâpûr zamanında İran'a gelip Zerdüşt ve Îsâ dinlerinin karışımı olan bâtıl mezhebini yaymaya başlamış olmasından dolayı idam edilmiştir. [Erteng/Erjeng adlı yapıtı ünlüdür.] )
- MÂNİ[Ar.]/ENGEL[Fars. :Parazit.] değil/yerine/= ENGEL
- MÂNİ/MÂNİA[Ar.] ile MÂNİ[Ar.] ile MANİ[Fr. < Yun. MANİA]
( Engel. İLE 1.,2. ve 4. mısraları uyaklı(kâfiyeli) halk şiiri. İLE Tutku, düşkünlük, saplantı, taşkınlık. )
- MANİPURİF ile ...
( Hindistan'a özgü bir dans. )
- ... MANTIĞI ile/ve/değil/||/<>/< KABULÜ
- MANTIK ile/ve ESTETİK
( İdrakin/düşüncenin kurallarını inceler. İLE/VE Vicdanın/duygunun kurallarını inceler. )
( ... İLE/VE Duyarlılık Bilimi[Cognitio Sensitiva] | Güzel üzerine düşünme sanatı ve felsefesi. | İlm-i his/tahassüs. )
- MANTIK ile/ve/<>/< HAYAL GÜCÜ
( A[/B/C/...Y/Z] noktasından, B[C/D.../Y/Z] noktalarına [belki/bazen/biraz] götürür. İLE/VE/<>/< Her yere götürür. )
( Çeperdeki 360 dereceden, birine/birkaçına götürür. İLE/VE/< 360 dereceyle, eşit aralıkta bulunan merkez(in)e götürür. )
- MANTIK ile/ve/||/<> ORGANON
- MANTIK ile/ve/||/<>/> "YANILSAMA MANTIĞI"
- MARAZ[Ar. çoğ. EMRÂZ] ile MA'RAZ/MA'RIZ[Ar. < ARZ | çoğ. MAÂRIZ]
( Hastalık. | [mecaz] Dert, belâ, dayanılması güç durum. İLE Bir şeyin göründüğü, çıktığı yer. | Bir şeyin bildirildiği yer. | Sergi, meşher. )
( ... vs. EXPOSITION )
( ... avec EXPOSITION )
- MARCEL CAMUS ile ALBERT CAMUS
( [21 Nisan] 1912 - [13 Ocak] 1982 ile 1913 - 1960 )
- MÂRİFET:
İÇTENLİK ile/ve/||/<> NEZÂKET ile/ve/||/<> ZARÂFET
- MÂRİFET ile/ve HÜNER
- MÂRİFET ile/ve/||/<>/>/< İLTİFAT
( Mârifet, iltifata tâbidir; müşterisiz meta, zâyidir. )
- MÂRİFET ile/ve/<>/> MAHÂRET
( Uygulanan, kullanılan bilgi. İLE/VE/<>/> Beceri. )
- MARİNERA ile ...
( Portekiz ve Şili'ye özgü bir dans. )
- MARON[Fr. < MARRON] değil/yerine/= KESTANE RENGİ
- MARTAVAL (OKUMAK) ile/ve/değil/yerine MASAL (ANLATMAK)
- MASALLAR:
ÇOCUKLARA ile/ve/||/<> YETİŞKİNLERE
( Uyutmak için. İLE/VE/||/<> Uyandırmak için. )
- MAŞERÎ[Ar.] değil/yerine/= ORTAK US/AKIL
( Topluluğun olan, ortaklaşa. )
( Hiçkimse, birlikte olduğumuz kadar akıllı değildir/olamaz. )
- MASLAHAT ve/||/<>/> SANAT
- MATEMATİK YÜCE ile/ve/||/<> DAĞ YÜCE
( Dağ. İLE/VE/||/<> Kasırga. )
- MATEMATİK/BİLİM EŞİKLERİ
( )
( "Dünyayı Değiştiren Kadın Matematikçiler"i görmek ve okumak için burayı tıklayınız... )
- MATEMATİK/SEL/LİK:
DEĞERLİ ile/ve/fakat/||/<>/> YETERLİ DEĞİL
- MATRUŞKA[Rusça] ile/ve/||/<> SOĞAN
( Tahtadan yapılmış iç içe bebeklerden oluşan süs eşyası. İLE/VE/||/<> ... )
- MATÛF[Ar. < ATF] değil/yerine/= YÖNELTİLMİŞ
( Bir yöne eğilmiş. | Yöneltilmiş. )
- MÂVERÂ[Ar.] değil/yerine/= ÖTE
( Ard, geri, bir şeyin ötesinde, arkasında bulunan. | Türk müziğinin eski bir mürekkep makamı.[Biri, devr-i kebir, öteki, fahte usûlünde, iki tane müellifi belirli olmayan peşrev ile bir tane, yine müellifi bilinmeyen saz semaisi, bu makama örnektir.] )
- MAYALANDIRMA(") ile/ve/<> (")ÇOĞALTMA(")
- MAYMUN İŞTAHLI/LIK ile/değil/yerine ÇOK YÖNLÜ/LÜK
- MAZMÛN[Ar. < ZIMN] ile MAZNÛN[Ar. ZANN]
( Derinlerdeki anlam, kavram. | Ödenmesi gereken şey. | Nükteli, sanatlı, ince söz. İLE Bir suç dolayısıyla sorguya çekilen, sanık. )
- MEÂSİR[Ar. < ME'SERE] ile MEÂZİR[Ar. < Mİ'ZER]
( Güzel yapıtlar, izler/nişanlar. İLE Peştemallar. )
- MEBSÛS[Ar.] ile MEBSÛS[Ar.]
( Yayılmış, dağılmış, saçılmış, herkese yayılmış, herkesçe duyulmuş. İLE Gösterilmiş. | Açılmış mektup. )
- MECAZ ile İHAM
( ... İLE Kuruntuya düşürme. | İki anlamı olan bir sözcüğün, akla en az gelen anlamının amaçlanarak kullanılması sanatı. )
- MECÂZ/Î / METAFORİ/K değil/yerine/= ÖZGEÇ/Lİ
- MECÂZ-I MÜREKKEB / İSTİÂRE-İ MÜREKKEBE[Ar.] ile MECÂZ-I MÜRSEL[Ar.]
( Benzetmenin temel öğelerinden olup yalnız biriyle arka arkaya birkaç benzerlik sıralayarak yapılan kullanım. İLE Bir sözcüğü, gerçek anlamından, mecâzî anlama geçirirken, aradaki ilgi ve ilişkinin benzeyişinden başka bir duruma dayandırılması. )
- MECCÂNEN ile MECCÂNÎ
( Ücretsiz, parasız, bedava. İLE Parasız, bedava. | Bedavacı. )
- MECMÂ'[Ar. çoğ. MECÂMÎ'] ile MECMAA/MECMÛA[Ar.]
( Toplanılacak yer. | Kavuşulan yer, nokta. İLE Toplanılıp biriktirilmiş, düzenlenmiş şeyler. | Seçilmiş yazılardan oluşturulmuş yazma kitap. | Dergi. )
- MECMÛ/A[Ar. < CEM] ile MECMÛA[Ar. çoğ. MECÂMÎ']
( Toplanmış, biraraya getirilmiş şey, tüm. | Bir yazı şekli/tarzı. İLE Toplanılıp biriktirilmiş, düzenlenmiş şeyler. | Seçilmiş yazılardan oluşturulmuş yazma kitap. | Dergi. )
- MEDÂR-I İFTİHÂR değil/yerine/= ÖVÜNME NEDENİ/ARACI, ÖVÜNÇLÜK, KIVANÇLIK
- MEDDAH İSMET (SOKAĞI) ile BEHÇET NECATİGİL (SOKAĞI)
( )
- MEDDAH ile/ve/< KISSAHAN
- [Ar.] MEDDAH ile MEDDAH
( Taklitler yaparak, hoş öyküler anlatarak halkı eğlendiren sanatçı. İLE Öven, aşırı övgüde bulunan kişi. )
- MEDRESE ile/||/<> AÇIK MEDRESE ile/||/<> KUBBELİ MEDRESE ile/||/<> RASATHANE
( Yüksek düzeyde öğretim kurumu. Bu amaçla yaptırılmış mimarlık eserleri Anadolu önünde genellikle açık avlulu, Anadolu'da ise avlusunun üstü açık ve kapalı olmak üzere iki tipte gelişmiştir. Kaynağında IX - XI. yüzyıl Horasan bölgesi mimarisinin bulunması olasıdır. İLE/||/<> İç avlusunun üstü açık olan medreseler için kullanılan bir tanımlama biçimi. İLE/||/<> İç avlusunun üstü örtülü olan medreseler. İLE/||/<> Gözlemevi. Gökbilimi için kullanılan medrese türü. )
- MEDRÛK[Ar.] ile METRÛK[Ar. < TERK]
( Anlaşılmış, derk olunmuş. İLE Terk edilmiş, bırakılmış, kullanılmasından vazgeçilmiş. Battal. )
- MEFHÛM[Ar.] ile MEFHÛM[Ar. < FEHM | çoğ. MEFÂHÎM]
( Kömürleşmiş, kömür olmuş, fahim durumuna geçmiş. İLE Anlaşılmış, fehm olunmuş. | Sözden çıkarılan anlam, kavram. )
- MEFISTOFELES ile/ve/||/<> MARGARETTA
( )
- MEFRÛZ[Ar. çoğ. MEFRÛZÂT] ile MEFRÛZ[Ar. < FARZ]
( Ayrılmış, bölünmüş, ifrâz olunmuş. İLE Farz kılınmış. | Varsayılan, farz olunan. )
- MEFTÛH[< FETH] değil/yerine/= AÇILMIŞ, AÇIK, FETHEDİLMİŞ | ELE GEÇİRİLMİŞ
- MEFTÛM[Ar.] ile MEFTÛN[Ar. < FİTNE]
( Memeden, sütten kesilmiş çocuk. İLE Fitneye düşmüş. | Gönül vermiş, tutkun, vurgun. | Hayran olmuş, şaşmış. )
- MEĞER[Fars. < MEGER] ile MADEM[Ar. < MADAM]
- MEKÂN ile/ve HAREKET
( HAREKET: GEÇMİŞ-ŞİMDİ-GELECEK'İN BÜTÜNLÜĞÜ )
( TOPOS/KHORA İLE/VE ... )
- MEKÂN ve ZAMAN ve HAREKET
( PLACE and TIME and MOVEMENT )
- MEKANİK DİZGE ile/ve ORGANİK DİZGE
( Bütün için. İLE/VE/||/<> Hem kendi, hem de düzen için. )
( MECHANICAL SYSTEM vs./and ORGANICAL SYSTEM )
- MEKANİZMA ile/ve/||/<> İLKE
- MEKANİZMA ile/ve/||/<> ORGANİZMA
( Değer üretmez. İLE/VE/||/<> Değer üretir. )
( İşlev. İLE/VE/||/<> Eylem. )
- MELÂMİ'[Ar. < LEM'A] ile MELÂMÎ[Ar. < MELÂMET | çoğ. MELÂMİYYÛN] ile MELÂMİH[Ar. < LEMHA]
( Parıltılar. İLE Her türlü gösterişten uzak, dünya malından yüz çeviren, dervişliği, rintliği kendine ilke edinen kişi. Melâmiye tarikatından olan.[Hem tarikattir, hem de değildir | Ne tarikat, ne de değildir] İLE Lemhalar[: Bir kez bakma. | Parıltı, parlama.]. | Bir şeyin başka bir şeye benzeme noktaları. | Güzellik ya da çirkinlik yapıtları. )
- MELEK ile/ve/||/<>/> MELEKE
( Doğa/da, canlı/da[bitki/de, hayvan/da]. İLE/VE/||/<>/> İnsan/da. )
( Kavram. İLE/VE/||/<>/> Yeti. )
- MELEKE[Ar.] değil/yerine/= YETİ
( TEKRARLAYA TEKRARLAYA MEYDANA GELEN ALIŞIKLIK, YATKINLIK, YORDAM | YETİ )
- MELEKLERDE:
"KANAT" değil İLİŞKİ
- MELHÛZ[Ar.] değil/yerine/= UMULAN/BEKLENEN
( Düşünülebilen, olabilen, hatıra gelen, mülâhaza edilen. )
- MEMNUN (OLMAK) ile/ve/||/<> HOŞNUT (OLMAK) ile/ve/||/<> TATMİN (OLMAK)
- MEMNUN (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RÂZI (OLMAK)
- [Ar.] MEMUR ile MEMUL
( Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kişi, görevli. | Bir işle görevlendirilmiş olan, yükümlü. İLE Umulan, düşünülen. )
- MENBA'[Ar. < NEBEÂN] ile KAYNAĞIN GÖRÜNMEYEN BÖLÜMÜ, KAYNAK | PINAR [NEBEÂN]
( KAYNAĞIN GÖRÜNMEYEN KISMI, KAYNAK | PINAR [NEBEÂN ile ABCDEF ( KAYNAMA] )
- MERAK ile/ve/<> ŞAŞKINLIK
- MERAKLI ile KIRKMERAK
( ... İLE Çok meraklı, her şeyi anlamak isteyen. )
- MERÂSÎ[Ar. < MERSİYE] ile MERÂRET[Ar. < MERSÂ]
( Ağıtlar, mersiyeler. İLE Limanlar, gemilerin barındığı yer. )
- MERSİYE[Ar.] değil/yerine/= AĞIT
( Birinin ölümü üzerine duyulan etkilenimi anlatmak için yazılan şiir. )
- MESÂHA ETMEK[doğrusu MİSÂHA/T] değil/yerine/= YERİ ÖLÇME | YÜZÖLÇÜMÜ
( Ölçmek. )
- MESERRET[Ar. < SÜRÛR] değil/yerine/= SEVİNÇ, ŞENLİK
- MEŞGUL OLMAK ile/ve HEMHAL OLMAK
- MEŞGUL ile/değil/yerine/>< ÜRETKEN
- MEŞGUL ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< VERİMLİ
- MEŞGUL/İYET[Ar.] değil/yerine/= İŞLİ/LİK
- MEŞK[Ar.] ile MEŞK[Ar.]
( Yazı örneği. | Alışmak, öğrenmek üzere yapılan çalışma, alışma/alıştırma. | Yazı ya da müzik dersi. İLE Tulumdan yapılmış su kabı, saka kırbası. )
- MESNÛN ile ...
( Şekillendirilen, fırınlanmamış çamur. | Bilenmiş bıçak/çakı. | Sünnet olan şey.[EMR-İ MESNÛN )
- MEŞVERET[Ar.] değil/yerine/= DANIŞMA
( Danışma, bir iş üzerinde konuşma. )
( CONSULTATION )
- METAFOR ile ANALOJİ
( Bir şeyi, bir şeyden, başka yere "taşımak/ilişkilendirmek". İLE Aynı düşünme biçimiyle başka bir şeyi benzer kılmak. )
- METÂLİB ile/ve/+/||/<>/> MEZÂHİB
( İstenilen şeyler. İLE/VE/+/||/<>/> Tutulan yollar. )
- METÂNET[Ar.] değil/yerine/= DAYANIKLILIK
( Dayanıklılık, güçlü olma, metin olma, sağlamlık, muhkemlik. )
- METH(İYE)/MEDİH[Ar.]/SENÂ[Ar.]/SİTAYİŞ[Fars.] değil/yerine/= ÖVME/ÖVGÜ
( [>< KADH/ZEMM] )
- METİN ile/ve/= SÖZLÜK
- METİN ve/<> YAPI
( Bilim, felsefe ve sanattaki yetkin yapıt. VE/<> Mimarlıktaki metin. )
- METOT(/D)//METHOD[İng.] değil/yerine/= YÖNTEM
- MEVCUD ile/ve/değil/||/<>/< HALK
- MEVCÛD ve/||/<>/> İCÂD
( Varolanlar olmadan, türetme[/icâd] olmaz. )
( İnsan. VE/||/<>/> Ürettikleri/üretilenler. )
- MEVHÛM[Ar. < VEHM] ile MEVHÛN[Ar.]
( Aslı yokken, zihinde kurulmuş olan, kuruntuya dayanan, vehm olunmuş. İLE Arık, zayıf kişi. )
- MEVSİM[Ar.] ile/ve/||/<> FASL[Ar.]
( Yılın dört bölümünden her biri. | Bir şeyin belirli zamanı. İLE/VE/||/<> Ayrıntı, ayırma, ayrılma. | Kesme, kesinti, bölüm. | Sonuçlandırma, halletme. | Aleyhte bulunma, birini çekiştirme. | Bir kitabın ya da tiyatro oyununun başlıca bölümlerinden her biri. | Sözcükler, düzenlemeler, tümceler arasında bağlantı edatı bulunmadan yazı yazma yöntemi. | Bir defada çalınan peşrev, şarkı vb. | Dört mevsimden biri. | Bir bestekârın, aynı makamdan bestelediği iki beste ile iki semai. | Türk müziğinde klasik bir konser programı. | İki yüzeyin birleşmesinden oluşan çizgi. | Eklem, gövdenin oynak yerleri. )
- MEYAN ile MEYAN/MEYANKÖKÜ ile MEYAN[Fars. < MIYAN/MİYAN]
( Şarkıların üçüncü dizesi. İLE Fasulyegillerden, tatlı olan toprakaltı bölümleri tıpta kullanılan, çok yıllık, otsu bir bitki. İLE Ara, orta. )
( ... cum GLYCYRRHIZA GLABRA cum ... )
- MEYÂSİR[Ar. < MEYSERE] ile MEYÂSÎR[Ar. < MEYSÛR/E < YÜSR | çoğ. MEYSÛRÂT] ile MEYÂZİR/MEÂZİR[Ar. < Mİ'ZER]
( Zenginlikler. | Sol kanatlar/cenahlar. Ordunun sol kanadı. İLE Kolaylanmış, kolaylatılmış, kolay. İLE Güzel eserler, nişanlar, izler. )
- MEYDAN OKUMA ile/değil/yerine DİRENÇ
- MEYDAN/CANINA OKUMAK değil/yerine/>< KİTAP OKUMAK
- MEYHÂNE ile KABARE
( ... İLE Çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri. | Meyhane. )
- MEYİL[Ar.] ile/ve/||/<>/> TEAMÜL[Ar.]
( Eğim. İLE/VE/||/<>/> Tepki, tepkime. | Kılgı, kılgın, kılgılı. )
- MEYL/TEMÂYÜL ile/ve/> HAREKET
( Hareketten önceki ilk durum, hareketin başlangıcı. İLE/VE/> ... )
- ME'YÛS[< YE'S]/NEVMÎD[Fars. < NÂ-ÜMÎD] değil/yerine/= ÜMİTSİZ
- MEYVE/Sİ ile/ve/değil ÜRÜN/Ü
- MEZİYET ile/ve YETENEK
( Bir kişiyi ya da nesneyi benzerinden üstün gösteren nitelik. İLE/VE Bir şeyi anlama/yapabilme niteliği. | Bir duruma uyma konusunda kişide bulunan ve doğuştan gelen güç. | Kişinin kalıtımsal olarak öğrenmesini çerçeveleyen sınır. | Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü. )
( Yeteneklerinin farkedilmemesi, kişide üzüntü, çevresindekilerdeyse kayba yol açar. )
( MERIT vs./and TALENT/CAPACITY )