
YAPMAYABİLECEKLERİM(İZ)(/YAPMAYALIM!) (/DİRENÇ/İHTİYÂR[< HAYIR])
Kılavuz: Yeğle'yebileceğimiz FaRkLaR
Toplam 6009 FaRk bulunmaktadır
Sayfa 11 / 26
- GELİŞİM ile/ve/||/<> GELİŞMEK
( DEVELOPMENT vs./and/||/<> EVOLVE )
- GELİŞİM ile/ve/> İLERLEME
( Yaptığı işi iyi yapan kişi ilerleyecektir. )
( İlerleme ancak hazırlık aşamasında olur. )
( Kişinin daha da ilerlemesi için olanca cesârete gereksinimi vardır. )
( Sessizlik ve Sükûnet içinde, gelişirsiniz. )
( Nasıl ilerlemeli? İki kâse pirinç feda edilerek. )
( Doğru yönde ilerlediğimi nereden bileceğim? Göreviniz hakkında gösterdiğiniz azim, kararlılık, berraklık ve sadakatte ilerleyişinizle. )
( Olgun kişi, atalarının bilgelik ve deyişlerini inceleyerek kişiliğini geliştirir. )
( İlerlemenin işaretleri nelerdir? Tüm endişelerden kurtulmuşluk, bir rahatlık ve sevinç hali, içte derin bir huzur, dışta bol enerji. )
( Yükselen güneş, ilerlemeyi simgeler. )
( Senden ileride olanlara gelişmek için, geride olanlara da rahatlamak için bak. )
( One needs all the courage to go further.
In Silence and Peace, you grow.
How shall I know that I am moving in the right direction?
By your progress in intentness, in clarity and devotion to the task.
What are the signs of progress?
Freedom from anxiety; a sense of ease and joy; deep peace within and abundant energy without. )
( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/> PROGRESS )
- GELİŞİM ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA
- GELİŞİM ile/ve OLUŞUM
( DEVELOPMENT vs./and FORMATION/CONSTITUTION )
- GELİŞİM ile/ve TAMAMLANMA
( DEVELOPMENT vs./and TO GET COMPLETE, COMPLEMENT )
- GELİŞİM ile/ve/||/<>/> UYGARLIK
- GELİŞİM ile/ve/> YENİLİK
( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/> INNOVATION/REFORM/NEWNESS )
- GELİŞİM/DEĞİŞİM:
YUKARIDAN, AŞAĞI ile/ve/değil/yerine/||/<> İÇTEN, DIŞA
(
)
- GELİŞME ile/ve/<> DÖNÜŞME
- GELİŞME ile/ve/değil/yerine/||/<> OLGUNLAŞMA
- GELİŞMİŞ/LİK ve/||/<>/> YALINLAŞ(TIRIL)MIŞ/LIK
( Yalınlaşmak/yalınlaştırabilmek, gelişmişliğin, en son durumudur. )
- GELİŞTİRME ile/ve/<> ÖNÜNÜ/ÖTESİNİ AÇIK TUTMAK
( TO DEVELOP vs./and/<> TO MAKE/KEEP OPEN THE FURTHER )
- [ne yazık ki]
GEMİNİN BATMASI ile/ve/değil/||/<>/> SULARIN ÇEKİLMESİ
( Her zaman gemiler batmaz. Bu kez sular çekildi. )
- GENÇ OLMA İSTEĞİ/GENÇLEŞMEK değil/yerine DİNÇ OLMA İSTEĞİ/DİNÇLEŞMEK
- GENEL DUYULAR ile/ve/<> ÖZEL DUYULAR
( Görme, İşitme, Dokunma. İLE/VE/<> Koklama, Tatma. )
( Bellek kayıtları yoğundur. İLE/VE/<> Bellek kayıtları hafiftir. )
- GENEL-GEÇER ile/ve/değil/||/<> DEĞİŞMEZ
- [ne yazık ki]
GENELLEME ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK
- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/||/<>/< "İDDİA"
( [ne yazık ki] Ne kadar çok "genelleme" yapı(lı)yorsa, o kadar çok iddia edilir/eder. )
- GENELLEME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YORUM
- GENELLİKLE ile/ve/değil/||/<>/< BÜYÜK/YÜKSEK OLASILIKLA
- GENELME ile GENELEME ile GENELLEME
( Genişleme. İLE Bir düşüncenin, farklı sözlerle, yeniden/tekrar anlatılması. İLE Bir ya da birkaç özel/tekil veriyi/durumu, herşeyi/herkesi katarak ve tek bir şeye indirgeyerek açıklamaya çalışma "iddiası"/zayıflığı.[Tüm genellemeler, yanlıştır! Bu bile!] )
( ... ile ... ile TAMİM )
- GENİŞ ZAMAN ile/ve/<> GENELLEŞTİRME
- GENİŞ ZAMANDA ile/ve/||/<> DAR ZAMANDA
( Sıkı olabilirsek. İLE/VE/||/<> Ferah olabiliriz. )
- GENİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAPSAMLI
- GENİŞ ile/ve/||/<>/< KUŞATICI
- GENİŞLEME ile/ve/<> SEYRELME
- GERARDO MATOS RODRIGUEZ ve EDUARDO GALEANO
( "La Comparsita" tangosunun bestecisi. VE Latin Amerika'yı şiir tadındaki yazılarıyla anlatan yazar.["Aşkın ve Savaşın, Gündüz ve Geceleri" adlı kitabını okumanızı salık veririz.] )
( İkisi de, Uruguay'lıdır. )
- GERÇEK KİŞİ:
[ya] KAÇAR ile/ve/||/<> "ZARAR VERİR"
- MUTLULUK:
GERÇEK ile/ve/||/<> GÖRELİ
- GERÇEK YAŞAM ile/ve/<> SİNEMA
( Gerçek yaşamda, taklit ederiz. İLE/VE/<> Sinemada, gerçek oluruz. )
- GERÇEKÇİ YAKLAŞIM ile/ve/||/<> AKLÎ GÖRÜ
- GERÇEKLERİ DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARABİLECEKLERİ DÜŞÜNMEK
- GERÇEKLEŞME ile/ve/||/<> EKSİKSİZLEŞME
- GERÇEKLEŞTİREBİLECEKLERİMİZ/ÖĞÜTLEYEBİLECEKLERİMİZ:
BAŞARILI "OLUP/OLMAMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MUTLU OLMAK
- GERÇEK/LİK ile/ve/=/||/<> BÜTÜN/LÜK
- GERÇEK/LİK ile/ve GEREKLİ/LİK
( REAL/ITY vs./and NECESS/ITY )
- GERÇEKLİK ile/ve/<>/değil/yerine GÖRÜNÜŞ
( Düzen vardır. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Düzen yoktur. )
( Kişinin durduğu yere göre değişir. )
( Suda dans eden ay suda görünür, ama onun nedeni su değil, gökteki aydır. )
( Dünya size, karşı konulmaz biçimde gerçek görünür, çünkü her an onu düşünmektesiniz; onu düşünmeyi bırakın, o sis içinde eriyip gidecektir. )
( Berrak görebilmeniz için zihniniz saf ve bağımlılıktan yoksun olmalıdır. )
( Sadece söze dayanan kanı yeterli değildir. Ancak katı gerçekler, kişinin, kendi hakkında kurduğu imajın hiçbir şey ifade etmediğini gösterebilir. )
( Kendiniz olduğuna inandığınız varolana bakın ve anımsayın - siz, gördüğünüz değilsiniz. )
( Kendi gerçeğinizi kendi bulduğunuzca, içtenlikle yaşayın. )
( Hareket eden'in içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )
( Gerçeklik, dönüştürülmesi olanaklı olandır. )
( )
( PHENOMENON instead of REALITY
Changes indepence of the position of the person.
The moon dancing on the water is seen in the water, but it is caused by the moon in the sky and not by the water.
The world appears to you so overwhelmingly real, because you think of it all the time; cease thinking of it and it will dissolve into thin mist.
To see clearly, your mind must be pure and unattached.
Mere verbal conviction is not enough. Hard facts alone can show the absolute nothingness of the self-image.
Look at the being you believe you are and remember - you are not what you see.
Earnestly live your truth as you have found it.
Learn to distinguish the immovable in the movable, the unchanging in the changing, till you realise that all differences are in appearance only and oneness is a fact.
The moon dancing on the water is seen in the water, but it is caused by the moon in the sky and not by the water. )
( ŞE'NİYYET[< ŞE'NÎ: Gerçek] ile/ve/<>/değil/yerine KİSVET[çoğ. KÜSÂ][KİSVE değil!]: Elbise. | Özel kıyafet. | Kisbet, yağlı güreş yapan pehlivanların giydikleri paçalı meşin pantolon. | Bir kimsenin/şeyin dış görünüşü. )
( [not] REALITY vs./and/<>/but PHENOMENON )
( RÉALITÉ avec/et/<> ASPECT )
- GERÇEK/LİK ile/ve/||/<> USSAL/LIK
- GEREK NEDEN ile/ve/||/<>/> EREK NEDEN
- GEREKLİLİK:
BİLMEK ile/ve/değil/<> YAPMAK
- GEREKLİLİK/ZORUNLULUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖNÜLLÜLÜK
- GEREKSİNİM ile/ve GEREKLİLİK
( Gereksiniminiz olduğuna inandıklarınız, gereksiniminiz olanlar değildir. )
( Eğer gereksiniminiz olmayanları istemezseniz gereksiniminiz olan şeyler size gelecektir. )
( Kendiniz olmaktan başka hiçbir şeye gereksiniminiz yok. )
( Gereksiniminiz olan her şey, sizin içinizde. )
( NEED vs./and NECESSITY
What you believe you need is not what you need.
What you need will come to you, if you do not ask for what you do not need.
You need nothing except to be what you are.
All you need is already within you. )
- GEREKSİNİM ile/ve/değil/||/<>/< TAMAMLAYICI/LIK
- GEREKSİNİMLER ve İLİŞKİLER SIRADÜZENİ:
DİRİMSEL ve/||/<>/> BİLİŞSEL ve/||/<>/> DAVRANIŞSAL
- GEREKSİNİMLER ile/ve/||/<> DEĞERLER ile/ve/||/<> ANLAMLAR
- GEREKSİZ TEKRAR(TOTOLOJİ) ile SAÇMALAMAK
( TAUTOLOGY vs. TO BULLSHIT )
- GEREKSİZ/YERSİZ/ANLAMSIZ "TEPKİ VERMEK" ile/ve/değil/yerine HAREKETE GEÇMEK
( Sadece aptallar, gereksiz/yersiz/anlamsız "tepki verir". )
- GEREKTİĞİ KADAR DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAPMAK ile/ve DEĞERİ/DEĞDİĞİ KADAR DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAPMAK
- GERGİN/LİK ile/ve/||/<> TEDİRGİN/LİK
- GERİ KALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> UZAK KALMAK
- GERİBİLDİRİM'DE:
"HIIIIII" ile/değil/>< HMMM
( Dinleyenin, küçümseyici/reddedici, kinâyeli bir tutum göstererek çıkardığı ses. İLE/DEĞİL/>< Dinleyenin, sözü/konuyu, tam olarak anlamasıyla çıkardığı ses. )
- GERİLİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DENGE
- GERİLİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DENGE
- GERİLİM ile/ve/değil/||/<>/< GİDİŞ-GELİŞ
- GERİLİM ile/ve/değil/||/<> İKİLEM
- GERİLİM ile/ve/değil/yerine SALINIM
- GERİLİMDE:
GERİLEME ile/değil/yerine İLERLEME
- GERİLİYOR/UZ[< GERİLEMEK] ile GERİLİYOR/UZ[< GERİLMEK]
- GERİSİ GELİR ile/ve/||/<> SONU GELMEZ
- GEVEZELİK ve/||/<> GAFLET
( Bilgelik/hikmet/irfan bulunmayan söz. VE/||/<> Düşünce ve bilgi bulunmayan susma/sükût. )
- GİBİ GİBİ ile/değil/yerine GİBİ
- ... GİBİ ile ...'YA GÖRE
- GİDERİNİ, GELİRİNE GÖRE AYARLAMAK/DÜŞÜREBİLMEK ile/ve/||/<>/> GELİRİNİ, GİDERİNE GÖRE AYARLAMAK/YÜKSELTEBİLMEK
- GINÂÎ[Ar.]/LİRİK[Fr.] değil/yerine/= KOŞUK
( LİRİK: Coşkun, esinle dolu. | Eski Yunan yazısında, lir eşliğinde söylenilen. Koşuk. | Çok etkili, coşkun, genellikle kişisel duyguları dile getiren yazın. )
- GİRDİ ile/ve/||/<>/> ETKEN
- GİRDİ ile/ve/||/<>/> KAZANIM
- GİRDİLER DÖRTLÜSÜ ile/ve/<> YAŞAM DÖRTLÜSÜ ile/ve/<> UYUM DÖRTLÜSÜ ile/ve/<> DEĞERLER DÖRTLÜSÜ
( Sayın Gökçen ADAR'ın, "Yaşamla Flört" adlı kitabını okumanızı salık veririz. )
( Olumlu/Pozitif | Olumsuz/Negatif | Nötr | X [Belirsiz, merak uyandıran]. İLE/VE/<>
İş | Sosyal | Aile | Özel. İLE/VE/<>
Beklenti | Ortam | Olanak | Zaman. İLE/VE/<>
Vizyon | Misyon | Nosyon | Gusto[Zevk ve heyecan niteliği, estetik değerler]. )
( INPUT QUARTET vs./and/<> LIFE QUARTET vs./and/<> HARMONY QUARTET vs./and/<> VALUES QUARTET
Positive | Negative | Neuter | X [Indefinite]. WITH/AND/<>
Business | Social | Family | Private. WITH/AND/<>
Expectation | Environment/Ambience | Possibility | Time. WITH/AND/<>
Vision | Mission | Notion | Gusto. )
- GİRİFT[Fars.] değil/yerine/= GİRİŞİK/ÇAPRAŞIK
- GİRİŞ-GELİŞME-SONUÇ ile/ve/değil/yerine/||/<> SÜREÇ-SONUÇ / USÛL-ESAS
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Süreç olmadan(düşünülmeden/konuşulmadan), sonuca; yöntem(usûl) olmadan, asıl(esas) konuya geçilemez/değinilemez! )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Konuşuruz[konuşmalıyız!], etkin susmak üzere; susarız[susabilmeliyiz!], yetkin konuşmak üzere! ["Söyleyerek" değil söyleşerek/konuşarak!] )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Tümdengelim yapabilmek için tümevarımsal düşünmüş olmak gerekir! )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Anlamak için konuşmak; konuşmak için dinlemek; dinlemek için de susabilmek gerekir! [Anlamanın iki temel koşulu: 1. Nötr olmak/olabilmek. | 2. (Nitelikli) Soru sormak.] )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Algı düzenimizi (paradigmamızı) düzeltmek/değiştirmek/geliştirmek üzere, zaman zaman/sık sık "fabrika ayarlarımıza" dönmek gerekir. [Yaşamın ve özellikle de gündelik yaşamın/konuların hızına/yoğunluğuna (fazla) kapılmamak için!] )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Çıkarlarımıza yönelik/uygun olarak, "kazanın" "doğurduğuna" inanma eğilimi gösterirken; sonuç odaklı/merkezli olmamak üzere, "kazanın" "öldüğünü" kabul edebilme ve düşünme gücünü kullanmaya cesâret etmemiz gerekir. )
- GİRİŞ ile/ve/||/<> ALTYAPI
- GİRİŞ ile/ve/||/<>/> GELİŞME ile/ve/||/<>/> SONUÇ
- GİTMEK ile/ve/değil/yerine HAREKET (ETMEK)
( ZİHAP ile/ve/değil/yerine ... )
( [not] TO GO vs./and/but TO MOVE
TO MOVE instead of TO GO )
- GİYSİ ile YAPIK
( ... İLE Belleme. | Yeniçeriler'in giydikleri üstlük. )
- GİZEM ile/değil BELİRSİZLİK
- GİZLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> TERSİYLE GÖSTERMEK
- GİZLEYEREK AÇMAK ile/ve AÇARAK GİZLEMEK
- GİZLİ ile/ve/değil/||/<> GİZEMLİ
- GİZLİ/LİK ile/ve/değil/<> GÖRÜLMESİ/DUYULMASI/BİLİNMESİ İSTENİLMEYEN
- GLOBAL/LEŞ(TİR)MEK değil/yerine/= KÜRESEL/LEŞ(TİR)MEK
- GOETHE["GÖTE" değil!] ve/||/<> HERDER
- ABECELERDE:
GÖKTÜRK ve/||/<>/> UYGUR ve/||/<>/> ARAP ve/||/<>/> LATİN
- GÖLGE ile/ve/||/<> İZ
- GÖMMEK değil/yerine/>< GÖRMEK
- GÖNDERME" ile/ve/<> ANIMSATMA
- GÖNDERME" ile/ve/değil/yerine BAŞVURU
- GÖNDERME ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞIM
- GÖNDERME ile/ve/değil/yerine/<> KATKI
- GÖNENCE/KONFOR değil/yerine/>< EYTİŞİM/DİYALEKTİK
- GÖNÜL:
ONA...
KAYAR ve/||/<>/> KAÇAR
- GÖNÜLLÜ ile/ve/||/<> GÖNÜLVEREN
- GÖNÜLLÜ/LÜK ile/ve/||/<> ADANMIŞ/LIK
- GÖNÜLLÜLÜK ile/ve/||/<> NEŞE
- GÖRDÜĞÜM KADARIYLA ile/ve/||/<> BÜYÜK/AZ OLASILIKLA
- GÖREBİLDİĞİMİZ IŞIK:
KIRMIZI ile/ve/<> MOR ARASI
( 400 nanometre. İLE/VE/<> 700 nanometre arası. )
( [Güneşten gelen beyaz ışığın, yansıma ve kırılmasıyla birlikte]
Az saçılmayla. İLE/VE/<> Çok saçılmayla. )
- GÖRECE/Lİ/LİK" ile/ve/değil GÖRELİ/LİK
- GÖRELİ/İZÂFÎ[Ar.] ile ÎTİBÂRÎ
- GÖRELİ ile/ve/||/<> DURUMA GÖRE
- GÖRELİ ile/ve/||/<> İLİŞKİSEL
- GÖRELİ/LİK ile/>< AHLÂK
- GÖRELİ/LİK ile/ve/||/<> YARARCI/LIK
- GÖREMEZSİN ile/değil GÖRÜNMEZ
- GÖREV ve/değil/||/<> İŞLEV
- GÖREVİNİ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK
- GÖRGÜ ile/ve/> UFUK
( Görgülü kuşlar, gördüğünü işler. )
- GÖRKEM:
BAKILANDA ile/ve/değil/||/<>/< BAKIŞTA
- GÖRME ile/ve/<> NÜFÛZ ETME
- GÖRMEK (BAKMAK) = REGARD[İng.] = CONSIDÉRER[Fr.] = BETRACHTEN[Alm.] = CONTEMPLOR[Lat.]
- GÖRMEK ile/ve/||/<>/> BAKMAK
( İşlevsel/lik. İLE/VE/||/<>/> Niyetli, bilinçli, amaçlı. )
( GÖRMEK: Can kulağıyla dinlemek. )
( Görmek, dinlemek ile başlar. )
( )
( İnsanın her bir gözü, doğrudan doğruya karşıya baktığı zaman, burundan dışarı doğru 95 derecelik bir görüş alanına sahiptir.
Ayrıca, gözlerimiz sayesinde burundan aşağıya doğru 75 derece,
burna doğruysa 60 derecelik bir açıyı görebiliriz.
İki gözün görüş açısının, yani sol gözümüzün burna ve sağa doğru 60 derecelik görüş alanıyla,
sağ gözümüzün burna ve sola doğru 60 derecelik görüş alanının çakıştığı bölge, kabaca 3 boyutlu görüş alanımızdır.
Bu 3 boyutlu görüş alanı, sadece 114 derecelik bir alanı kapsar.
Bu iki alanın çakışması sayesinde derinlik algılanabilir.
114 derecenin geri kalan alanında teknik olarak 2 boyutlu görebiliriz ve
derinlik algısı yok denecek kadar azdır.
İki göz hesaba katıldığında, insanın yatayda (göz ekseninde)
180 dereceden birazcık büyük bir görüş alanı vardır.
Bunun üzerine göz hareketleri de görüş alanını değiştirir.
Her bir gözümüz, yuvası içinde 90 dereceye yakın bir açıyla sola ya da sağa dönebilir.
Bu sayede, kafamızı hareket ettirmeksizin,
görüş alanımız göz ekseninde 270 dereceye kadar ulaşabilir.
Kafamız da 100-130 dereceye kadar sağa ya da sola dönebilir.
Bu sayede görüş alanımızı toplamda 340-350 dereceye kadar çıkarmamız mümkündür.
Kafa ve boyun hareketine, göğüs ve bel dönüşü (rotasyonu) da eklenirse,
bacakları hareket ettirmeksizin 360 dereceyi görmemiz olanaklıdır.
Her bir gözümüzde, dimdik ileri baktığımızda 12-15 derece dışa,
1.5 derece aşağıya denk gelecek biçimde optik sinirin retinayı yararak girdiği kör nokta bulunur.
Bu kör nokta, görüş alanını gövde eksenimizde 7.5 derece,
göz eksenimizde 5.5 derece kısıtlayan bir evrimsel kusurdur. )
( BASAR ile/ve/||/<>/> NAZAR )
( DÎDÂR: Görme, görüş gücü. İLE/VE/||/<>/> ... )
( TO SEE vs./and/||/<>/> TO LOOK )
- GÖRMEK ile/ve/||/<>/> BAKMAK ile/ve/||/<>/> İZLEMEK
( Denk gelerek, istemeden de görülmüş olabilir. İLE/VE/||/<>/> Dikkati yönelterek. İLE/VE/||/<>/> Bakışı kararlı bir biçimde sürdürerek. )
( BASAR ile/ve/||/<>/> NAZAR ile/ve/||/<>/> SEYİR/SEYR )
( TO SEE vs./and/||/<>/> TO LOOK vs./and/||/<>/> TO WATCH )
- GÖRMEMEK ile GÖRÜNENİ GÖRENİ GÖRMEMEK
( Nakışa bak, nakkaşı anla! )
- [önce] | "GÖRMEMEZLİKTEN GELİRLER"
sonra
"ALAY EDERLER"
sonra
"SAVAŞIRLAR" |
ile/değil/yerine/||/>/><
[sonunda]
KAZANIRSIN
- GÖRSEL/LİK ile DIŞSAL/LIK
( DIŞSALLIĞI İLE ALGINDA, İÇSELLİĞİ İLE AKLINDA )
( VISUAL/NESS vs. EXTERIOR/NESS )
- GÖRÜLEN ile/ve GÖRÜLMEYEN
( VISIBLE vs./and INVISIBLE )
- GÖRÜM" (DİYE) değil GÖREYİM (DİYE)
- GÖRÜNEN UYUM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜNMEYEN UYUM
- GÖRÜNMEZ KAZA" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< GÖRÜNÜR(ÖNGÖRÜLEBİLİR) "GÖRÜNMEZ KAZA"
- GÖRÜNTÜ/FOTOĞRAF:
ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TASARLAMAK
- GÖRÜNTÜ ile GÖRSEL
- GÖRÜNTÜ ile/ve GÜZELLİK
( Rüya. İLE/VE Gerçek. )
( APPEARANCE vs./and BEAUTY )
- GÖRÜNTÜNÜN/MANZARANIN:
EN ÇİRKİNİ/KORKUNCU ile/değil/yerine/>< EN GÜZELİ
( Somurtan bir "yüz". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gülen bir yüz. :) )
( Gülen İnsan Yüzünün Görsel FaRkLaR'ı için burayı tıklayınız... )
( Kara delik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güneş. )
(
ile/değil/yerine/><
)
- GÖRÜNTÜSELLİK
( ICONICITY )
- GÖRÜNTÜSÜ ile/ve/değil/yerine İŞLEVSELLİĞİ
( [Beynin] Sağ yarımküresi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sol yarımküresi. )
- GÖRÜNÜR HAREKET ile/ve GERÇEK HAREKET
( VISIUAL/EXTERNAL MOVEMENT vs./and REAL MOVEMENT )
- GÖRÜNÜR HAREKET ile/ve GERÇEK HAREKET
- GÖRÜNÜRLÜK ile/ve/<> SAYDAMLIK
- GÖRÜNÜŞ ile/ve DUYARLILIK
( APPEARANCE vs./and SENSITIVITY )
- GÖRÜNÜŞ/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAREKET/LER
- GÖRÜŞ ile/ve/||/<>/< GÖRMÜŞ/LÜK
- GÖRÜŞ ile/ve/||/<> YORUM
- GÖSTERGE = İŞARET = SIGN[İng.] = SIGNE[Fr.] = ZEICHEN[Alm.] = SIGNUM[Lat.] = SENAL[İsp.]
- GÖSTERGE ile/ve/değil/||/<> ÖLÇÜT
- GÖSTERİ ile/ve/değil DİNLETİ
- GÖSTERİMİ OLAN ile GÖSTERİMİ OLMAYAN
- GÖSTERİMSEL
( DEICTIC )
- GÖSTERME ile/ve/değil/yerine İMLEMEK/İŞARET (ETME)
( [not] TO SHOW vs./and/but TO INDICATE
TO INDICATE instead of TO SHOW )
- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖRTEREK GÖSTERMEK
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Sanat. )
- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/<> SİMGELERLE/ÖYKÜLERLE/MASALLARLA ANLATMAK
- GÖSTERMEK ile/ve/||/<> TANITMAK
- GOTİK ile/||/<> ULUSLARARASI GOTİK ile/||/<> STİL GALANTE
( Avrupa'da Ortaçağ mimarisine verilen ad. XII. yüzyılın ortasından Rönesans'a kadar süreci içeren Gotik, resim ve heykel de kapsayan geniş bir sanat akımıdır. Geç Gotik, Uluslararası Gotik (Bkz. "Bkz." ile geçen madde) altı bir dönemi niteler. İLE/||/<> XIV. yüzyıl sonunda ilk kez Fransız sarayında beliren bir sanat üslûbu. Bir üslûp olarak temelde Gotik'e bağlı olan bu anlayışta özellikle manzara ayrıntılarına, hayvanlara ve giysilere gerçekçi bir yaklaşım söz konusudur. Ama bu gerçekçilik, daha geç dönemin esinini doğadan alan ve Masaccio ile Donatello'nun yapıtlarında anlatımını bulan gerçekçi yaklaşımdan farklıdır. İLE/||/<> Zarif üslûp. Almanya'da XIV. yüzyıl sonu ile XV. yüzyıl başında egemen olmuş bir sanat anlayışı. Uluslararası Gotik'le sıkı sıkıya ilişkili olan bu anlayışta, figürler yumuşak, zarif ve incelikli bir biçimde betimlenir, sıcak renklerle boyanırdı. )
- GÖVDE AMELİYATI ile/ve/||/<> MANEVİ AMELİYAT
( [Kişinin] Uyut(ul)ması gerekir. İLE/VE/||/<> Uyan(dırıl)ması gerekir. )
- GÖVDE ve/||/<> ZİHİN ve/||/<> KALP ve/||/<> HİÇ
( Deneyim aradığımızda. VE/||/<> Bilgiyi aradığımızda. VE/||/<> Tanrı'yı aradığımızda. VE/||/<> Hakikati aradığımızda. )
- GÖZ:
GÜNEŞ ve/<> GÜZELLİK
- GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK ile/ve/ya da ÇÖZMEK
- GÖZ ve/||/<>/>/< AKIL
( Göz, odur ki; dağın arkasını göre! VE/||/<>/>/< Akıl, odur ki; başına geleni/geleceği bile! )
- GÖZ ve/<> BİLİNÇ
( Göz ve bilinç, tüm dünyayı gördüğü halde, kendini [pek] [kolay kolay] göremez. )
- GÖZ ile/ve GÖZDEKİ ANLAM VE DERİNLİK
- GÖZ ve/||/<> KALP
( Gülmek için!... :) VE/||/<> Sevmek için!... )
- GÖZ ile/ve/=/<> KİŞİLİK/AKIL
- GÖZDEN DÜŞME ile/ve/<>/>< YÜCELME
( İkisi de, kişiyi eşit şaşırtır. )
- GÖZDEN GEÇİRME ile KOLAÇAN ETME
( ... İLE Herhangi bir amaçla çevreyi dolaşıp pek belirli etmeksizin gözden geçirme. )
- GÖZDEN GEÇİRMEK ile/ve/||/<> GÖZLEMLEMEK
- GÖZDEN GEÇİRMEK ile İRDELEMEK
- GÖZE BATMA ile/değil/yerine GÖZE ÇARPMA
- GÖZLEM ile HESAP
- GÖZLEM ile/ve/değil/||/<> ÖNGÖRÜ
- GÖZLEMEK ile/değil GÖZLEMLEMEK
- GÖZLEMLEMEK ile/ve/||/<> "TARTMAK"
- GÖZLEMSEL BİLGİ ile/ve KATILIMSAL BİLGİ
( OBSERVAL KNOWLEDGE vs./and PARTICIPAL KNOWLEDGE )
- GÖZÜTOK/LUK ile TUZUKURU/LUK
- GRAFİK DİZAYN/IR / DESİGNER değil/yerine/= ÇİZGE TASARIM/CI
- GRAFİK değil/yerine/= ÇİZGE
- GRAFOLOJİ değil/yerine/= YAZIBİLGİSİ
( El yazısından, yazanın karakter ve duygularını anlamayı amaç edinen inceleme yöntemi. )
- GRAVÜR[Fr.] ile RÖLYEF[Fr.]
( Kazıma resim. İLE Kabartma. )
- GROTESK[Fr.]
( Eskiçağ Roma yapılarında bulunan, tuhaf, gülünç figürlerden oluşmuş süsleme biçemi. | Kaba gülünçlüklerden, tuhaf ve olmayacak şakalaşmalardan yararlanan, karşıt görüntüleri, bağdaşmaz durumları şaşırtıcı biçimde birleştiren güldürü biçimi. )
- GÜÇ/KUDRET:
BEL ÜSTÜ ile/ve/<> BEL ALTI
( Erilde. İLE/VE/<> Dişilde. )
( [daha çok] Erillerin, govdesi ve kolları güçlüdür/dayanıklıdır. İLE/VE/<> Dişillerin, bacakları güçlüdür/dayanıklıdır. )
- GÜÇ ile/ve DİRENÇ
( POWER vs./and RESISTANCE )
- GÜÇ ile/ve GÜZELLİK
( Kendinden. İLE/VE/||/<>/> Yansıma. )
( POWER vs./and BEAUTY )
- GÜÇ ile/ve/||/<> SORUMLULUK
- GÜÇLENDİRME ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAĞLAMLAŞTIRMA/BERKİTME
- GÜÇLEN(DİR)ME ile/ve/||/<>/< DEVİN(DİR)ME/HAREKETLEN(DİR)ME
- GÜÇLENMEK ile/ve/||/<>/> YÜKSELMEK
- GÜÇLÜ OLAN ile/değil/yerine (")HAKLI(") OLAN
( Güçlü olan, haklı değildir! Haklı olan ise güçlü olandır! )
- GÜÇLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DONANIMLI
- GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/> ETKİLİ
- GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/>/< SÜREKLİ
- GÜÇSÜZ/LÜK ile/ve/||/<>/> İSTEKSİZ/LİK
- GÜDÜ:
ZİHİNSEL ile/ve/||/<> FİZYOLOJİK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL
- GÜDÜ ile CEZBE
( İtim. İLE Çekim. | Tarikat ehlinin kendinden geçme durumu. )
- GÜDÜK ile KADÜK[Fr.]
( Eksik yanı olan, tamamlanmamış, kısa. | Kuyruğu kesik ya da kopmuş. | Yetersiz, sonuç vermemiş. İLE Değerini/önemini yitirmiş, geçerliliği kalmamış, eskimiş. )
- GÜDÜLENME ile/ve/||/<>/> ALIŞKANLIK
( Başlamak üzere. İLE/VE/||/<>/> İlerlemek üzere. )
- GÜDÜLENMEDE:
ALGI ve/||/<>/> SEÇME ve/||/<>/> ÖZERKLİK ve/||/<>/> ÖZYETKİNLİK
- GÜDÜLENMEDE:
İLİŞKİLİLİK ve/||/<>/> GÜVEN ve/||/<>/> ŞEFKÂT ve/||/<>/> ÖZGÜNLÜK
- GÜDÜLENMEDE:
UYARILMA ve/||/<>/> MERAK ve/||/<>/> DENETİM ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA
- GÜDÜLENMEDE/HAREKETE GEÇMEDE:
[bazen/biraz] HEYECAN/COŞKU/ÜMİT ile/ve/bazen/biraz da/||/<> OLANAK
- GÜFTÂR[Fars.] ile/ve/+/değil/yerine/||/<>/> KÂR[Fars.]
( Söz. İLE/VE/+/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı. | İş. | Yarar, fayda. | Üretim etmenlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay. | Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark. )
- GÜFTÂR[Fars.] ile SÖZ
( SÖZ )
- GÜL GİBİ ve/||/<> GÜN GİBİ
- GÜLDÜRÜ/KOMEDİ[Fr.] ile GÜLMECE/MİZAH[Ar.]/HUMOR[Fr. < HUMOUR]
( Gövdeyle ilgili, gövde üzerine. İLE Zihin/akıl yürütmeyi gerektiren. )
( Gördüğü üzerinden ve doğrudan. İLE Olumsuz olanı, olumluya çevirme. )
( GARGANTUA - Francois RABELAIS )
- GÜLLÜ AGOP (VARTOVYAN) =/> GÜLLÜ YAKUP
( Osmanlı dönemi tiyatro oyuncusu ve yönetmeni ve Türk tiyatrosunun kurucularındandır. Oyunculuğundan ziyade kurduğu ve yönettiği tiyatro toplulukları ile başarı kazanan bir sanatçıdır.[1840-1902] )
- GÜLME! ve/ya da AĞLAMA! ve/ya da LANETLEME!
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
SADECE ANLA!(MAK)
( NON RIDERE vs. NON LUGERE vs. NEQUE DETESTARI |
SED INTELLIGERE )
- GÜLMEK ve/||/<>/> EĞLENMEK ve/||/<>/> GEZMEK ve/||/<>/> DÜŞÜNMEK ve/||/<>/> ÖNERMEK ve/||/<>/> ÖNEMSEMEK ve/||/<>/> SEVMEK
( 10 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 20 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 30 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 40 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 50 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 60 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 70 yaşındaymış gibi. )
- GÜLTEN DAYIOĞLU ve/||/<> REŞAT NURİ GÜNTEKİN
( )
- GÜLÜMSEME :) ve/||/<> DUCHENNE GÜLÜMSEMESİ :)
( ... VE/||/<> Gözlerin yanındaki, "kaz ayakları" denilen çizgileri yukarı doğru olanların, yaşamlarının, olmayanlara göre 8.5 yıl daha uzun yaşadıklarını tespit etmişler. :) )
- GÜLÜN (DAHA) GÜZELİ ve/||/<>/> DOSTUN (DAHA) GÜZELİ ve/||/<>/> İNSANIN (DAHA) GÜZELİ
( Çiçek veren. VE/||/<> Vefâsı uzun süren. VE/||/<> Selâm veren ve gülümseyen. :) )
- GÜNCEL ile ÇAĞDAŞ
- GÜNCEL = FİİLİ = ACTUAL[İng.] = ACTUEL[Fr.] = AKTUELL[Alm.] = REAL[İsp.]
- GÜNDELİK METİN ile KURMACA METİN ile KULLANMALIK METİN
- GÜNEŞ IŞIĞI ve/||/<> BİLGİ AYDINLIĞI
- GÜNEŞE:
ARKAMIZI DÖNMEK değil/yerine/>< YÜZÜMÜZÜ DÖNMEK
( Gölgeleri/sorunları, önümüzde gösterir ve ümit yitiricidir. DEĞİL/YERİNE/>< Gölgeleri/sorunları, ardımızda bırak(tır)ır. )
- GÜNLÜK HAREKET/LER ile/ve DÜZENSİZ HAREKET/LER
( ... ile/ve TERÂCÛİYYİN )
( ... vs./and RETROGRADE )
- GÜNLÜK KONUŞMALARIN SIRADANLIĞINDA/YALINLIĞIYLA:
AMAÇLI ile/ve/||/<> BİLEREK ile/ve/||/<> BİLMEDEN ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜKLÜ
( Reklam. İLE/VE/||/<> Evlilik. İLE/VE/||/<> Dostluk. İLE/VE/||/<> Sanat. )
( Kitlelere "oynanıyorsa". İLE/VE/||/<> Saygıyla bütünleşilecekse. İLE/VE/||/<> Sevgiyle yaklaşılıyorsa. İLE/VE/||/<> Susulabiliyorsa. )
( )
- GÜPGÜZEL
- GÜRÛH[Fars.] ile GÜRÛH-I NÂCİ
( Cemaat, bölük, takım. | Değersiz, aşağı görülen, küçümsenen topluluk, derinti, sürü. İLE Kurtulmuş topluluk. )
- GÜVEN ve/||/<> DERİNLİK ve/||/<> SEVGİ
( Söz ile yapılan iyilik. VE/||/<> Düşünce ile yapılan iyilik. VE/||/<> Vererek yapılan iyilik. )