Toplam 2426 FaRk bulunmaktadır

Sayfa 11 / 11


- SORUN "ÇIKARMAK/ÇIKARAN" ile/ve/değil/||/<>/< SORUNU GÜN YÜZÜNE ÇIKARMAK/ÇIKARAN


- SORUN ...:
"ÇÖZÜMLENMEDİ" ile/değil ÇÖZÜLDÜ/ÇÖZÜL(E)MEDİ


- SORU(N)LARI:
ÇÖZMEK ile/ve/||/<>/> AŞMAK


- SORUNLARI(N/I):
ÖNEMSEMEMEK ile/ve/değil/yerine ÜSTÜNDE DURMAMAK


- ŞÖVALE[Fr. CHEVALET] ile ŞÖVALYE[Fr. CHEVALIER]

( Tabloların üzerine konulup resim yapıldığı sehpa. İLE Eski Roma'da, üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş. | Orta Çağ Avrupası'nda, özel eğitimle yetişmiş, belirli ülküler taşıyan, soylu, atlı savaşçı. | Derebeylik düzeninde, soyluluk unvanlarının en alt basamağı. | Günümüzde, Fransız hükûmetinin verdiği şeref belgesi ve nişanı. )


- SÖYLENCE = ÜSTURE = MYTHE[İng., Fr.] = MYTHOS[Alm., Yun.] = MITO[İsp.]


- SÖYLENMEK ile DODURDA(N)MAK


- SOYUTLAMA ile/ve/||/<> SOYUTLANMA

( ABSTRACTION vs./and/<> TO GET IN ABSTRACTION )


- SOYUTLAMAK ile/ve/||/<>/> SOYUTLAMANIN SOYUTLA(N)MASI


- SOYUTLA(N)MAK ile/değil/yerine DERİNLEŞ(TİR)MEK

( [not] TO GET IN ABSTRACTION vs./but (TO GET) DEEPEN
(TO GET) DEEPEN instead of TO GET IN ABSTRACTION )


- SÖZE UYUMAK değil/yerine SÖZE UYMAK


- AŞILA(N)MA/MAYALA(N)MA:
SÖZLE ile/ve/değil/|| SES İLE


- SÖZÜ/DÜŞÜNCEYİ/NESNEYİ:
"KALDIRMAK/KALDIR(A)MAMAK" ile/ve "TAŞIMAK/TAŞI(YA)MAMAK"


- SPEYS/SPACE değil/yerine/= UZAY


- SPOR = SPORT[İng., Fr., Alm., İt.] = DEPORTE[İsp.]


- STAJER değil STAJYER


- START ALMAK/ALDIRMAK / VERMEK değil/yerine/= BAŞLAMAK/BAŞLATMAK


- STATÜ[Fr. < STATUT] değil/yerine/= KONUM/DURUM/KOŞUL


- SİTEP/STEP[İng.] değil/yerine/= ADIM


- STEPNE[Fr.]/İSTEPNE değil/yerine/= YEDEK TEKER


- STERE-/STEREO- ile/||/<> DUR-

( Katı. İLE/||/<> Sert. )


- STİL ile SİTİL

( ... İLE Su kovası. )


- STRES/STRESS[İng.] değil/yerine/= GERİLİM


- STROK/STROKE[İng.] değil/yerine/= İNME, VURUM


- SU KÜÇÜĞÜN, SÖZ BÜYÜĞÜN değil SUS KÜÇÜĞÜN, SÖZ BÜYÜĞÜN


- ŞÛ/ŞÛY[Fars.] ile -ŞÛ/-ŞÛY[Fars.]

( Yıkama. İLE "yıkayan, temizleyen" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar.[CÂME-ŞÛY: Çamaşır yıkayan.] )


- SÛ'[Ar.] ile SEV'[Ar.]


- SU ile/ve/<> SÜT

( İlim. İLE/VE/<> İlm-i ledün. )


- SÛ'[Ar.] ile SÛ/Y[Ar.]

( Kötülük, fenalık. | Kötü, fena. İLE Yan, taraf, cihet. )


- SUARE/SUVARE[Fr.] ile MATİNE[Fr.]

( Gece gösterimi. | Sinema ve tiyatroların akşam/gece [daha çok 21.00] gösterdikleri son film/oyun. >< Gündüz gösterimi. )

( SOIRÉE avec MATINÉE )


- SÜDS/SÜDÜS ile ...

( Altıda bir. [1/6] )


- SUIT[İng.] ile SUITE[Fr., İng.]

( Takım giysi. İLE Aynı tonda yazılmış, şarkı biçimindeki dans müziği. | Otellerde, değişik amaçlar için kullanılmak üzere donatılmış ve birden çok odaya sahip olan özel bölüm. )


- SUJE/SUBJECT[İng.] değil/yerine/= ÖZNE/KİŞİ/ŞAHIS | DENEK


- SÜKÛN/ET[Ar.] / SAMA[Sansk.] ile/ve/> SEKÎN/E(T)/ŞEKİNAH[İbr.]

( Zihnin sessizliği, gürültüden/düşünceden arınmışlığı. İLE/VE/> Kalbin sessizliği. )

( Simge bulunmayan bilinç. İLE/VE/> İmge bile bulunmayan bilinç. )

( Sükûnet ve durağanlık, yarar sağlar. )

( Kişi, güvenle içinden gelen sese kulak vermelidir. )

( Dik arka, derin iç sükûnetin simgesidir. )

( Düşünmek için sükûnete gereksinim vardır. )

( Zevk, sükût etmeyi öğrendikten sonra başlar. )

( Sekine'nin yaşama geçirilmesi, zaman-mekân-imkân ile olanaklıdır. Bengidir(ebedi). Belirli zaman, belirli mekân ve belirli imkânların elverdiği ölçüde yaşama geçirilir. )

( QUIETNESS vs./and/> PEACE )


- SÜLÂSİ(ÜÇLÜ/K) ile/ve/||/<>/> RUBAİ(DÖRTLÜ/K)

( Üçlü, üç şeyden oluşan. İLE/VE/||/<>/> Dörtlü, dörtle ilgili. )

( ZEVÂTÜS-SELÂSE: Üç yazaca sahip olan [ortası illetli] sözcükler.
ZEVÂTÜL-ERBAA: Dört yazaca sahip olan [sonu illetli] sözcükler. )


- SÜLFAT ile SULFATA

( ... İLE Kinin sülfatı ve genel olarak kinin tuzu. )


- SÜLFATLAMA ile SÜLFATLANMA ile SÜLFATLAŞMA

( Mantar hastalıklarına karşı bitkilere bakır sülfat, demir sülfat püskürtme ya da bitkileri bu maddelere bulama işlemi. İLE Bir akümülatörün levhaları üzerinde kurşun sülfat tabakasının oluşması. İLE Doğal maden sülfürlerinin, hava ve su etkisiyle yavaş yavaş sülfat durumuna dönüşmesi. )


- SUMM/ASAMM ile/||/>< MUNTAK

( Asal sayı. | İki tam sayının oranı ile ifade edilemeyen sayı. İLE/||/>< Asal olmayan sayı. | İki tam sayının oranı ile ifade edilebilen sayı. )


- SÜNNÎ ile SUN(N)Î

( Mezhep. İLE Yapay. )


- SÜPRİZ değil SÜRPRİZ


- SÛRET ile/ve/<>/= SÛRE


- SÜRÜNME ile SÜRTÜNME


- SÜRÜ(N)MEK ile SÜRÜKLE(N)MEK


- TAAB ile TAB' ile TÂB[Fars.] ile -TÂB[Fars.]

( Yorgunluk. | Sıkıntı, zahmet, eziyet, meşakkat. | Sinirlerin zayıflığından dolayı kaslarda ve çeşitli yerlerde duyulan şiddetli sancı. | Tabiat, huy. | Damga, mühür basma. | Kitap basma. İLE Güç, kuvvet, tâkat. | Işık, parlaklık. | Harâret. | Tazelik. | Kıvrım, büklüm. | Sıkıntı, eziyet. | Öfke. | Kılıcın keskinliği. İLE "parlayan, parlatan, aydınlatan" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar. [ÂLEM-TÂB: Dünyayı aydınlatan.] )


- TAAM" değil TAMAM


- TABAN TABANA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TAMAMEN


- TA'DÂD[Ar. < ADET] (ETMEK)[Ar.] ile/ve/||/<> İHYÂ'[Ar. < HAYÂT] (ETMEK)[Ar.]

( Sayma, sayı. | Birer birer söyleme, sayıp dökme, sayım. İLE/VE/||/<> Diriltme, diriltilme, canlandırma. | Can verircesine iyilik etme, lütfetme. | Yeniden güçlendirme. | Uyandırma, canlandırma, tazelik verme. )


- TÂDİLAT ile/ve DEKORASYON


- TÂDİLAT ile/ve TAMİRAT


- TAHALLÜL[< HALEL | çoğ. TAHALLÜLÂT] ile/değil/< TAHALLÜL[< HALL | çoğ. TAHALLÜLÂT]

( Bozulma, halel bulma. | Ekşime, sirkeleşme. | Araya girme. İLE Hallolma, parçaları birbirinden ayrılma. | [kimya] Ayrışma. )

( [ile] TAHALHUL[< HALHAL]: Ayağa bilezik/halhal takma. | Hava cereyânı olması. | Bir nesnenin, hacminin kabarıp şişmesi. )


- TAHAŞŞU'[Ar. < HUŞÛ] ile TAHAŞŞUB[Ar.]

( Alçakgönüllülük. İLE Odunlaşma. )


- TAHATTÜM[Ar. < HATM] ile TAHAŞŞUB[Ar. < HATEM]

( Gerekme, gerekli olma. İLE Yüzük takınma, hatem. | Âriflerin gönüllerine Allah'ın koyduğu işaret. )


- TAHLÎF[< HALEF] ile TAHLÎF[< HALF]

( Birini kendi yerine bırakma. İLE Yemin ettirme. | Yargıcın, taraflardan birine yemin ettirmesi. )


- TAHRÎK[Ar. < HAREF] ile TAHRÎK[Ar. < HARK] ile TAHRÎK[Ar. < HAREKET | çoğ. TAHRÎKÂT]

( Yırtma, yırtılma, yarma, yarılma. İLE Çok yakma/yakılma. | Susatma/susatılma. İLE Kımıldatma, oynatma. | Kışkırtma, azdırma. | Yola çıkarma. | Uyandırma. | Meczum(cezimli) bir harfi hareke ile okuma.[İLM sözcüğünü İLİM olarak okuma.] )


- TAHSÎN[Ar.] ile TASHÎN[Ar. < SAHN]

( ... İLE Sahneye koyma, sahnede oynanacak şekle koyma. )


- TÂİB[Ar. < TEVBE] ile TAYYİB/E[Ar.]

( Tövbe eden. | XVIII. yüzyılda, Lâle Devri'nde, şairlerin önderi sayılan şair. İLE İyi, güzel, hoş. | Hz. Muhammed'in, annesi Âmine'ye verdiği bir ad. )


- TÂKA[Ar.] ile TÂKA/TÂKAT[Ar. < TÂK] ile TAKA[Ar.]

( Kubbeli mahfe. | Pencere. İLE Güç, kuvvet. | Taklar. | Güçler, tâkatler. İLE Duvarın içindeki kapaksız dolap. | Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi. | Bozuk, zor çalışan ya da eski kara taşıtları için kullanılan bir söz. )


- TAKATTUR[Ar. < KATR, KUTÛR, KATARAN] ile TAKATUR/TEKATUR[Ar. < KATRE]["ka" uzun okunur]

( Damlama, damla damla akma. İLE ... )


- TAKDİR ile/ve KUDRET ile/ve MAKDUR ile/ve KADER


- TAKDİR ile/ve/değil/< TEDBİR[< DÜBÛR/DÜBR]

( Tedbir, takdirin parçasıdır. )


- TALÎK[Ar.] ile TA'LÎK[Ar. < ALAK | çoğ. TÂ'LÎKAT]

( Güleryüzlü. | Düzgün söz söyleyen. İLE Asma/asılma. | Bir şeye bağlı gösterme. | Geciktirme, askıda bırakma/bırakılma. | Belirli bir zamana bırakma, te'hîr. | Hat sanatında bir yazı biçimi. )


- TÂLİK[Ar. TA'LİK < ALAK] ile TÂLİK[Ar. TA'LİK] ile TALİKA[Bulg. TALİGA < Mac.] ile TÂLİK'UT TÂLİK(ÂT)[Ar.]

( Asma, asılma. | Bir koşul ile bağlama, bir konuyu başka bir konuya bağlı kılma. | Belirli bir zamana bırakma, geciktirme, erteleme. İLE Îran'da XI. ve XII. yüzyılda tevkî ve rikā' yazılarından geliştirilmiş bir yazı çeşidi.[Türkçe'de nestâlik yazıya da tâlik denmiştir.] İLE Dört tekerlekli, üstü kapalı bir çeşit hafif at arabası. İLE Bir kitabın bazı yerlerini açıklamak ve eleştirmek amacıyla sayfa kenarlarına konan ya da ayrıca bir risâle biçiminde yazılan notlar. )


- TÂLİKAT[Ar.] ile/ve/||/<>/> MÜBÂHASAT[Ar. < MÜBÂHESE]

( Bir kitabın bâzı yerlerini açıklamak ve eleştirmek amacıyla sayfa kenarlarına konan ya da ayrıca bir risâle biçiminde yazılan notlar. İLE/VE/||/<> Bir konu üzerine iki ya da daha fazla kişinin kendi arasında yaptığı konuşmalar. | Bahse girişmeler. İddialı ve karşılıklı konuşmalar. )


- TALTİF[Ar. < LÛTF çoğ. TALTÎFÂT] değil/yerine/= ÖDÜLLENDİRME

( LÛTUFLAR, İHSANLAR)] ile ABCDEF ( GÖNÜL OKŞAMA, GÖNLÜ HOŞ ETME ] YUMUŞATMA,YUMUŞATACAK BİR İLÂÇ KULLANMA ] RÜTBE, NİŞAN, MAAŞ ARTIRIMI GİBİ ŞEYLERLE SEVİNDİRME )


- TAM ÜSTÜNE BASMAK ile CUK OTUR(T)MAK


- TA'M[Ar. çoğ. TUÛM] ile TAMA'[Ar.]

( Yeme. | Tad, lezzet. İLE Doymazlık, çok isteme, açgözlülük. )


- TAMAMLA(N)MAK ile/ve/<> BÜTÜNLE(N)MEK


- TAMAMLA(N)MAK ile OLMAK

( "Şu ya da bu olmak" değil yalnızca olmak. )

( Olmak, herşeye tanık olmayı gerektirir. )

( Olmayı bilmemiz gerekmez fakat bilmek için de olmak zorundayız. )

( MÜTEMMİM: Tamamlayan. )

( TO (GET) COMPLETE vs. TO BE
Not being this or that, but just being.
To be needs, everything must be witnessed.
You need not know to be, but you must be to know. )


- TAMMÂ'[Ar. < TAMA] ile TAMA'[Ar.]

( Son derece tamah eden. İLE Doymazlık, çok isteme, açgözlülük. )


- TAMPONAT[İng. < TAMPONADE] değil/yerine/= BASKILANMA


- [Ar.] TA'M[çoğ. TUÛM] ile TAMA'

( Yeme. | Tad, lezzet. İLE Doymazlık, çok isteme, açgözlülük. )


- TANE/ADET[Ar. < ADED] ile/ve/||/<> KAT ile/ve/||/<> KEZ/KERE[Ar. < KERRE]

( Nesnelerdeki niceliği/sayıyı gösterir. İLE/VE/||/<> Yukarı doğru yineleme/tekrar. İLE/VE/||/<> Eylemlerdeki niceliği/sayıyı ve yana doğru yinelemeyi/tekrarı gösterir. )


- TANI ile/ve/||/<> TANIM


- TANIKLIK ile/ve/||/<>/> TANIŞIKLIK


- TANIM(HADD) ile TANITIM(RESM)

( DEFINITION vs. DESCRIPTION )


- TANI(N)MAK ile/ve TANI(N)MAK

( Bilmek/bilinmek. İLE/VE Kabul etmek/edilmek. )


- TANITLAMA ile/ve/||/<> TANITLAMAK

( Tanıtlamak işi, ispatlama. | Öne sürülen bir iddianın doğruluğunu mantıksal yöntemle gösterme. İLE/VE/||/<> Bir iddianın gerçekliğini inkâr edilmeyecek bir kesinlikle göstermek, ispatlamak. | Muhakeme etme yoluyla ya da tanık göstererek bir şeyin doğruluğunu ortaya koymak. )


- TANIYORUM ile/ve/ne yazık ki UTANIYORUM


- TANSİYON/BLOOD PRESSURE | TENSION[İng.] değil/yerine/= KAN BASINCI | GERILIM


- TAPINCAK/SANEM[Ar.]/PUT[Fars. < BUT]/FETİŞ[İng. FETISH | Fr. < FETICHE] ile/ve/değil/||/<>/> KÜLT[İng. CULT | Fr. CULTE]

( Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı ya da cansız nesne. | Haç. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Din. | Yerel özellikler taşıyan dinî törenler. | Belirli bir dönemde yoğun ilgi gören. [yapıt/kitap/film vb.] )


- TARAFTA/LIK ile/ve/değil/yerine ETRAFTA/LIK


- TARAS değil TERAS[Fr. < TERRASSE]

( Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça. | Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş. | Seki. )


- TARET[İng. < TURRET] değil/yerine/= TOPÇU KULESİ

( Gemilerde ya da kalelerde, topçu konumlarında, topun, makine bölümünü ve topçuları koruyacak biçimde yapılmış zırhlı kule. )


- TÂRİD[Ar. < TARD] ile TARÎD[Ar.]

( Kovan, tardeden. İLE Kovulmuş, çıkartılmış, matrûd. )


- TÂRİF ile/değil/||/<>/> ÂRİF

( Ârife, târif gerekmez. )


- TARİH OLMAK ile/ve TARİHE MAL OLMAK


- TARÎH[Ar.] ile/değil/< TÂRİH[Ar. < ERH | çoğ. TEVÂRÎH]

( İşe yaramadığından dolayı bir yana atılmış şey. İLE/DEĞİL Tarih. )


- TARİKA(T) ve/<> AŞK

( Çeperden merkeze. VE/<> Merkezden çepere. )


- TÂRİYE[Ar.] ile TA'RİYE[Ar.] ile TARİYY/TARİYYE[Ar.]

( Ansızın gelen belâ. İLE Soyma, soyulma, çıplaklaştırma. İLE Körpe, yaş, taze. | Yumuşak ekmek. )


- TARTI ile TARTIM

( Ağırlık. | Tartma aleti, çeki. | Oran, ölçü, karar. | Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip. İLE [müzik] Dizem. )


- TÂR U PÛD[Ar.] değil/yerine/= ARIŞ[Fars. < ERŞ/EREŞ] İLE ARGAÇ[Ar.]

( İplik ve atkı. )

( TÂR: İplik, tel. | PÛD: Argaç, dokumada, enlemesine atılan atkı. )


- TAŞ ile/değil/yerine/||/<>/>< AŞ

( Sana taş atana, aş at! )


- TAS ile/ve/||/<> TASA

( Kayıp, yitik. İLE/VE/||/<> Üzüntü. )


- TAŞ ile TAŞIL/FOSİL[Fr.] ile TAŞÇIL

( ... İLE ... İLE Taşı andıran, taş gibi. | Taşlar ve kayalar üzerinde ya da taşlı topraklarda yetişen. )


- TAŞAK/HAYA/BİLLUR[Ar.]/TESTİS[İng. < TESTICLE] ile/ve/||/<> ANTER

( Hayvan ve insanda. İLE/VE/||/<> Bitkide.[Çiceklerin tohum taşıyan torbaları] )


- TASARI ile/ve/||/<>/> TASARIM

( Olması ya da yapılması istenilen bir şeyin, zihinde aldığı biçim. | Tüzel bir işlemin, o işlemi yapmakla yetkili kurul ya da organ önüne getirildiği andaki durumu, üstünde görüşme ve oylama yapılabilir durumdaki metin, layiha. İLE Zihinde canlandırılan biçim, tasavvur. | Bir sanat yapıtının, yapının ya da teknik ürünün ilk taslağı, tasar çizim, dizayn. | Bir araştırma sürecinin çeşitli dönemlerinde izlenecek yol ve işlemleri tasarlayan çerçeve, tasar çizim, dizayn. | Daha önce algılanmış olan bir nesne ya da olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan kopyası. )


- TASFÎH[Ar. < SAFH | çoğ. TASFÎHÂT] ile TASFÎR[Ar. < SAFÎR | çoğ. TASFÎRÂT]

( El çırpma, alkışlama. | Yassıltma, yufka haline getirme, yaprak yaprak yapma. İLE Islık çalma, ıslıkla seslenme. | Sarartma, sarıya boyama. )


- TAŞKIN/LIK ile/ve/değil/yerine AŞKIN/LIK


- TAŞMAK ile TAŞIMAK


- TA'TÎS[Ar. < ATSE] ile TA'TÎŞ[Ar. < ATŞ]

( Aksırtma. İLE Susatma/susatılma. )


- TATMİN ile/ve/değil/yerine ETKİLE(N)ME

( [not] SATISFACTION vs./and/but TO (GET) IMPRESS
TO (GET) IMPRESS instead of SATISFACTION )


- TAVÎL/TAVÎLE[Ar. < TÛL | çoğ. TIVÂL] ile TAVÎLE[Ar.]

( Uzun. | Çok süren. İLE Hayvan katarı, birbiri ardına bağlanmış bir sıra hayvan. | At ahırı. | Çayıra koyuverilen hayvanın ayağına bağladıkları ip, tavla ipi. )


- TAVIR[Ar. < TAVR] değil/yerine/= DURUŞ


- TAY/TAYLAK ile SIPA[Abazaca < SPAU: Çocuk.]/KODOK/KURRAG[Fars.]

( At yavrusu. [Üç yaşına kadar] İLE Eşek yavrusu. )

( GULİN ile ... )

( MÜHR[çoğ. EMHÂR, MİHÂR] ile KÜRRE )

( KÜRRE ile KÜRRE-İ HAR )

( COLT/FOAL vs. DONKEY-FOAL )

( HIPPOMAN: Yeni doğan tayın alnındaki küçük siyah zar. )


- TA'YÎN[Ar. < AYN] ile TAHÎN[Ar.]

( Ayırma, belirli etme. | Bir memuriyete koyma. | Tayın, asker ekmeği. | Erzak. İLE Öğütülmüş tahıl. | Darı unu. | Şekerle karıştırılarak helvası yapılan öğütülmüş susam. )


- TAZACCU'[Ar.] ile TAZACCUR[Ar.]

( Üşenme, gevşek davranma. İLE İç sıkılması, sıkıntı. )


- TEAMÜL ÇARKI ile/ve TEKÂMÜL ÇARKI

( [İnsandaki] Uzun Devran. İLE Kısa Devran. )

( Kişinin zuhur âlemine gelişine kadarki süre[ç]. İLE Kişinin mânâya dönüşüne kadarki süre[ç]. )


- TEARRÜF ile TEÂRÜF[< AREF] ile ...

( Bir şeyi araştırarak öğrenme. İLE Bir şeyin herkesçe bilinmesi. )


- TEBA'[Ar.] ile TEBAA[Ar. < TÂBİ]

( Uyma, tâbi olma. İLE Uyruk, bir devletin hükmü altında bulunan kişi/ler. )


- TEBEVVÜL-İ SÜKKER ile TEBEVVÜL-İ SÜKKERÎ ile TEBEVVÜL-İ ZÜLÂL ile TEBEVVÜL-ÜD-DEM

( Şekerin sidik yoluyla çıkması, şeker işeme. İLE Sidikte şeker bulunması. İLE Sidikte albümin bulunması. İLE Kan işeme, sidiğin kana karışarak kan zehirlenmesi. )


- TEBHÂL/E[Ar.] | COLD SORE, HERPES[İng.] değil/yerine/= UÇUK


- TEBŞÎR[< BEŞR] değil/yerine/= MÜJDE VERME, MÜJDELEME, MÜJDELENME


- TECZÎ'[Ar.] ile/değil TECZİE[Ar. < CÜZ] ile/değil TECZÎR[Ar. < CEZR]

( ... İLE/DEĞİL Bölüm bölüm ayırma, bölme, doğrama, ufaltma. İLE Karekökünü alma, cezrini bulma. )


- TEDHÎN[Ar. < DUHAN] ile TEDHÎN[Ar. < DÜHN]

( Tütsüleme, dumanlama. İLE Güzel kokulu yağ sürme/sürülme. )


- TEDVÎN[Ar. < DÎVÂN] değil/yerine/= DERLEM/E

( Dîvân şekline sokma. | Kitaplaştırma. | Yasalaştırma. [yazılı ve bütünlüklü duruma getirilen kurallar][İng. CODIFICATION] )


- TEFERRU'/ÂT[çoğ.][< FER] ile TEFERRUH[< FERAH] ile TEFERRUĞ[Ar. < FERAĞ]

( Dallanma, dal budak salıverme. | Bölümlere ayrılma. | Bir kökten çıkıp ayrılma. | Ayrıntı/lar. İLE Ferahlama, içi açılma. İLE Vazgeçme, cayma. | Bir işi bitirip ondan kurtulma. | Satın alınan bir malın tapusunu üstüne geçirme. )


- TEFRÎH[Ar. < FERAH] ile TEFRÎH[Ar. < FERH]

( Ferahlandırma, gönül açma. İLE Korkusuz kalma. | Gelişme, filizlenme. | Yumurtadan çıkma zamanı. )


- TEĞET/MÜMAS[Ar. < MÜMASS] ile/değil TEYİT

( Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru. İLE/DEĞİL Doğrulama. )


- TEKÂMÜL[Ar. < KEMÂL] ile/ve/değil/||/<>/< TEKÂBÜL[Ar. < KABL]


- TEKATTU'[Ar.] ile TEKATU'[Ar. < KAT] ile TEKATUR/TAKATTUR[Ar. < KATR, KUTUR, KATARÂN]["ka" uzun okunur]

( Bir sıtma nöbetinin düzenli aralıklara ayrılması. İLE Kesme, kesişme, çatışma. İki çizginin birbirini kesip geçmesi. İLE Damlama, damla damla dökülme. )


- TEKAÜD[Ar. < KUÛD]["ka" uzun okunur] ile TEKAVVÜT[Ar. < KUT]

( Karşılıklı oturma. | Emekliye ayrılma. | Emeklilik. İLE Azıklanma, beslenme, geçinme. )


- TEKBENCİLİK = ENEİYE = SOLIPSISM[İng.] = SOLIPSISME[Fr.] = SOLIPSISMUS[Alm.] = SOLUS:YALNIZ, TEK, IPSE:BEN[Lat.]


- TEKE TEK (MÜCADELE ETMEK)


- TE'KÎD[Ar. < EKD | çoğ. TE'KÎDÂT] ile TENKÎD[Ar. < NAKD | çoğ. TENKİDÂT]/İNTİKAD[doğrusu!]["ka" uzun okunur][Ar. çoğ. İNTİKADÂT]

( Sağlamlaştırma. | Üsteleme, bir iş için önceden yazılan bir yazıyı tekrarlama. | [dilb.] Pekiştirme.[Fr. INTESIF] İLE Bir konuya ait yazıyı ya da eseri değer bakımından gözden geçirme, eleştiri.[İng., Fr. CRITIQUE][İNTİKAD: Kalp parayı gerçeğindan ayırma. | Tenkîd.] )


- TEKKE ile/ve ÂS(İ)TÂNE


- TEKLİF[Ar. çoğ. TEKÂLİF] değil/yerine/= ÖNERİ


- TEKNE[Yun.] ile KANO[Fr. < CANOT]

( ... İLE Kürekle yürütülen dar, uzun, hafif tekne. )


- TEKNE[Yun.] ile MAVNA/MAVUNA[Ar.]

( ... İLE Gemilere ve yakın kıyılara yük taşıyan, güvertesiz büyük tekne. )


- TEKRAR GÖVDELENMEK ile YENİDEN DİRİL(T)MEK/CANLAN(DIR)MAK

( REINCARNATION vs. RESURRECTION )


- TEKRÎS/İNİSİYASYON ile/ve İNÂBE/T

( Temele taş koyma. | Tanrı'ya vakfetme, takdîs. | İthaf. İLE/VE Günahlara tövbe edip Hakk yoluna dönme. | Bir mürşide başvurup, tarikata girme. )


- TELÂKİ[Ar. < LİKA] ile TELÂKKİ[Ar. < LİKA | çoğ. TELÂKKIYYÂT]

( Birbirine karşı gelip buluşma, karşılaşma, birbirine ulaşma, birleşme. İLE Alma, kabul etme. | Kişisel görüş/anlayış. )


- TELÂŞ/TELÂŞE[Ar.] ile ÜRKÜ/PANİK[Yun.]


- TELÂŞ ile/değil/yerine/>< GAİLE/UĞRAŞ


- TELEK ile/ve/||/<> TELEKE

( Kuşların gövde, kanat ve kuyruğunda bulunan, uçma, örtü ve kuyruk telekleri olarak üçe ayrılan, çeşitli renklerde kalın eksenli tüy. İLE/VE/||/<> Uzun ve sert kanat telekleri. )


- TELEK ile/||/<> TELEKE ile/||/<> TÜMEN/TÜĞMEN/TEPELİK

( Kuşların kanat ve kuyruk tüyü. İLE/||/<> Kanat teleklerinin uzun ve serti. İLE/||/<> Tavukların, horozların, kuzuların ya da koyunların tepesindeki top tüy kümesi.[Çankırı ve Kastamonu'da][Tüymenli, tüymenli civciv, tüymenli tavuk, tüymenli kuzu] | Bazı kuşların tepesinde bulunan uzunca tüy. | Tavuğun başındaki kabarık tüy. )


- TEMBEL/SALPA/SALPAK değil/yerine/= UYUŞUK


- TEMBELLİK YAPMAMAK ile/ve TEMBELLİK YAPAMAMAK

( Bilginin, ilmin yetersizliğinden. İLE/VE Aklın yetersizliğinden. )


- TEMEYYÜZ[Ar. < MEYZ]:
HALK ile/ve/||/<> BA'S

( Benzerleri içinde sivrilme, seçilir duruma gelme, kendini gösterme.[< MEYZ: Ayırmak, üstün tutmak.] )


- TENÂFÜS[Ar. çoğ. TENÂFÜSÂT] ile TENEFFÜS[Ar. < NEFES]

( Kıskanma, haset etme, çekememe. İLE Soluk/nefes alma. | Yorgunluğu gidermek üzere dinlenme. | Okulda ders araları verilen dinlenme. | Tan yerinin ağarması. | Deniz suyunun dalga ile sahile vurması. )


- TENÂSSUR[Ar. < NASRÂN] ile TENÂSUR[Ar. < NASR]

( Hıristiyan olma. İLE Yardımlaşma. )


- TENEVVÜ'[Ar. < NEV | çoğ. TENEVVÜÂT] ile TENEVVÜR[Ar. < NÛR]

( Çeşitlenme, çeşitlilik. İLE Nurlanma, parlama, ışıldama. )


- TEPELEMEK yerine ANLAŞMAK VE/> ANTLAŞMAK


- TEPELEMEK ile TEPELEME

( Ayakları altında ezmek. | Bozguna uğratmak, hırpalamak, yakalamak, basmak, enselemek. | Kıyasıya dövmek. | Öldürmek. İLE Tepe biçimi verecek ya da kenarlarından taşacak kadar olan, taşacak kadar yığmak/dizmek. )


- TERÂKKUS[Ar. < RAKS] ile TERÂKUS[Ar. < RAKS]

( Durmadan, aşağı inip yukarı çıkma. | Dans etme. İLE Dans etme. [bkz. TELÂUB] )


- TERAZİ ile KABBÂN[Ar.] (KEPAN[Fars.])

( ... İLE Büyük terazi. )


- TERCİH ile/ve TERCİH-BİLÂ-MÜRACCAH


- TERİM = TERM[İng.] = TERME[Fr.] = AUSDRUCK[Alm.] = TERM[Lat.]


- TERMOSTAT[Fr.]/THERMOSTATE[İng.] değil/yerine/= ISIDENETİR/SICAKLIKDENETİR


- TERÖRİZE ETMEK ile/değil/yerine/>< TEORİZE ETMEK


- TERSİNMEK ile TERSLEMEK ile TERSLENMEK ile TERSLEŞMEK

( Geri dönmek, rücû etmek. | Hiddetlenmek, aksilik etmek. İLE Birine gönül kırıcı, sert söz söylemek ya da gönül kırıcı davranmak, azarlamak. İLE Tersleme durumuna konu olmak. | Aksilik etmek, terslik göstermek. İLE Terslik etmek, zıt davranmak. )


- TERZÎK[Ar. < RIZK] ile BESLE(N)ME

( Besleme, rızık verme. )


- TEŞCÎ'[Ar. < ŞECÂAT | çoğ. TEŞCÎÂT] ile TEŞCÎR[Ar. < ŞECER]

( Cesaret verme/verilme, gayrete getirme/getirilme. İLE Ağaçlandırma, ağaç dikme. )


- TEŞECCÜ'[Ar. < ŞECÂAT | çoğ. TEŞCÎÂT] ile TEŞECCÜR[Ar.]

( Sahte cesâret gösterme, şecî görünme. İLE Ağaçlaşma, ağaçlanma. | [kimya] Billur nesnelerin ağaç biçiminde birleşmesi. )


- TEŞEMMÜ'[Ar. < ŞEM] ile TEŞEMMÜM[Ar. < ŞEMM]

( Mumlaşma, mum bağlama, muşamba gibi olma. | Üzerine bal mumu sürülme. [TEŞEMMÜ-İ KEBED: Karaciğerin muşambalaşması, siroz.] İLE Koklama. )


- TEŞENNÜC[Ar. < ŞENC]/İSPAZMOS/SPASM[İng.]/SPASME[Fr.] değil/yerine/= KASILMA

( Kasların kasılması, gerilip/çekilip büzülmesi. )


- TESMİYE[Ar. < İSM] ile ADLANDIRMA, AD VERME/KOYMA

( AD KOYMA, ADLANDIRMA, İSİM VERME | BESMELE ÇEKME )


- TESTİ ile/ve CERE/CERRE

( ... İLE/VE Toprak testi. )


- TESTİS-İ ile/değil TESTİ-Sİ

( Şu sayrının erbezi/testisi. İLE/DEĞİL Şu su/şerbet testisi. )


- TETİKLE(N)ME ile/ve DÖNÜŞÜM


- TETİKLE(N)ME" ile/ve "KÖRÜKLE(N)ME" ile/ve "YÜKSELME" ile/ve "HOŞLANMA"


- TEVEŞÜ ile TEVEŞÜL


- TEVKİ'[Ar. < VUKÛ] ile TEVKİÎ[Ar.]

( Sultan buyruklarına çekilen nişan. | Padişahın nişanlı buyruğu. İLE Tevki'ci. Padişah buyruklarına nişan işaretini yapan memur, tuğrakeş. )


- TEYZE / KÜKÜ/Y[dvnlgttrk] ile/ve/||/<> ANNE

( [Biyolojik açıdan] Anneyle kardeşlik bağlantısı olan dişil gövdeli kişi/ye verilen ad. İLE/VE/||/<> Yaşama, karnında(uterus'ta/rahim'de) gelişerek başlanılan kişi. )

( AUNT vs./and MOTHER )


- TEYZEZÂDE[Tr. + Fars.]/KUZEN[İng. < COUSIN] değil/yerine/= TEYZENİN OĞLU


- TIBÂ[Ar. < TAB] ile TIBÂA[Ar.]

( Yaradılışlar, âdetler. İLE Kılıç yapma zanaatı. | Kitap vs. basma işi. )


- TIFIL[Ar. < TIFL | çoğ. ETFÂL] değil/yerine/= KÜÇÜK ÇOCUK


- TIKMAK ile/ve/||/<>/> TIKAMAK


- TİN/AN = SPIRIT[İng.] = ESPRIT[Fr.] = GEIST[Alm.] = SPIRITUS[Lat.] = PNEUMA, NOUS[Yun.] = ALIENTO[İsp.]


- TIPA TIP (AYNI OLMAK)

( Benzemek. )


- TIRIK ile TIRAK ile TIRIK TIRAK ile TIRINK

( Bir nesnenin art arda iki yere çarpmasından çıkan ince ve kuru ses. İLE Kırılan kuru bir şeyin çıkardığı ses. İLE Art arda gelen kuru ve hafif bir biçimde ses çıkararak. İLE Sert bir yüzeye çarpan para vb. metal bir nesnenin çıkardığı ses. )


- TIRMÎZÎ ile/ve/değil TİLMÎZİ[Ar. | çoğ. TELÂMÎZ/E]

( ... İLE/VE/DEĞİL Öğrencisi/talebesi. | Çırağı. )


- TİTAN/YUM[Ti][Fr. < TITANE] ile TİTAN

( Atom numarası 22, atom ağırlığı 47,90, yoğunluğu 4,5 olan, 1675 °C'ye doğru eriyen, özellikleri bakımından silisyumla kalaya yaklaşan, parlak beyaz renkli, basit öğe. İLE Satürn'ün en büyük uydusudur ve yoğun bir atmosferi olduğu bilinen tek doğal uydudur. Titan'daki büyük su kütleleri gibi görünen bu okyanusların, metan gazının sıvı durumu olduğu görülmüştür. Yüzey sıcaklığı, yaklaşık olarak -180 °C'dir. )


- TOHUM, BEZİR = BEZR = GRAINE


- TOHUMLA(N)MA ile/ve SPORLA(N)MA

( Çiçekliler/de. İLE/VE Çiçeksizler/de. )


- TOPARLA(N)MAK ile/ve/değil/yerine/||/<> SİLKELE(N)MEK


- TOPLU "TAŞIM" değil TOPLU TAŞIMA


- TOPLU "TAŞIM" değil TOPLU TAŞIMA (ARACI/ARAÇLARI)


- [ne yazık ki]
DIŞLA(N)MA:
TOPLUMSAL ile BİREYSEL


- TOPLUMSAL DIŞLA(N)MA ile/ve/||/<> KÜLTÜREL DIŞLA(N)MA


- TOPLUMSALLIK:
TANIMA ve/||/<> TANINMA


- TÖRPÜLE(N)ME ile/ve/||/<> ÖRSELE(N)ME


- TÖRPÜLE(N)MEK ile/ve/değil/yerine/||/>< DENGELE(N)MEK


- TÖZ ile/||/<>/> TÖZE

( Kök. İLE/||/<>/> Köklü. )


- TIRABZAN[Fars. < DARBEZİN] değil/yerine/= MERDİVEN KORKULUĞU


- TRANSPARAN[İng. < TRANSPARENT] değil/yerine/= İÇ GÖSTERİR


- TRAUMAT-/TRAUMATO- ile/||/<> HELC-/HELCO-

( Yara. İLE/||/<> Ülser, ülser yapan, dokuyu yiyen yara. )


- TRİO/TRİYO[İt.] değil/yerine/= ÜÇLÜ


- TRİZOMİ X(XXX) ile/ve/||/<> KLİNEFELTER (XXY)

(

Özellik Trizomi X(XXX) Klinefelter(XXY)
Görülme Sıklığı 1.000 kadında 1 500 - 1.000 erkekte 1
Belirtiler Çoğunlukla belirtisiz. Bazı durumlarda:
- Öğrenme güçlüğü
- Dil becerilerinde gecikme
- Hafif fiziksel farklar
- Düşük testosteron
- Ergenlikte gecikme
- Zayıf kas kütlesi
- Öğrenme zorlukları
- Kısırlık
Doğurganlık Genellikle normal Doğal yolla düşük; yardımcı üreme teknikleri gerekebilir
Tanınma Zamanı Genellikle rastlantısal (erken çocukluk veya yetişkinlik) Ergenlikte ya da yetişkinlikte (kısırlık araştırmaları sırasında)
)


- TRUP[Fr. < TROUPE] ile TURP[Fars.]

( Aynı tiyatroda çalışan oyuncular topluluğu. İLE Turpgillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri beyaz, sarı, mor renkli bir bitki. | Bu bitkinin yenilen etli, yumru kökü. )


- Tûbâ[Ar.] ile TÛBÂ[Ar.] ile TUBBA'[Ar. çoğ. TEBÂBİA] ile TUBA[Fr./İng.]

( Güzellik, iyilik, hoşluk. | Rahatlık. İLE Kökleri semâda, dalları zemine uzanmış, Cennet'te, Sidre'de bulunan ve dalları bütün Cennet'i gölgeleyen ilâhî ağaç. İLE Eski çağlarda, Yemen bölgesinde saltanat süren eski Arap hükümdarlarının unvanı. İLE Üzerinde pistonlar bulunan, bakırdan soluklu çalgı. )


- TÜFEK ile MARTİN[< Martini]

( ... İLE Tek kurşun atan, bir çeşit tüfek. )


- TÜKEL ile/||/<> TÜKELE

( Kâmil. İLE/||/<> Kâmile. )


- TÜNMEK ile/ve/||/<>/> TÜNEK

( Kuşların, kanatlı evcil hayvanların, uyumak için bir dala ya da sırığa konması. | Tabure, yüksekçe iskemle vb. üzerine oturmak. İLE/VE/||/<>/> Kuş, tavuk, horoz vb.nin üzerinde tünedikleri dal ya da sırık. )


- TÜRE(T)ME ile YARATMA

( TO DERIVE vs. TO CREATE )


- TÜRKÜ değil/yerine/= TÜRK'Ü


- TÜRÜM = SUDUR = EMANATION[İng., Alm.] = ÉMANATION[Fr.] = EMANATIO[Lat.]


- TUTUKLU/TUTUKLA(N)MA ile/ve/değil/||/<>/< GÖZALTINDA/GÖZALTINA ALMA

( [ancak özel ve zorunlu durumlarda] Yargıç dışında, ne savcı, ne de polis tutuklama yapabilir.[yaptıkları tutuklama değil gözaltına alma ve/ya da [sınırlılığında] bulundurmadır] )

( [not] ARREST vs./and/but/||/<>/< CUSTODY )


- (TÜYLERİ/M) DİKEN DİKEN


- TUZAĞA DÜŞ(ÜR)MEK ile/ve/değil/||/<>/< GAFİL AVLA(N)MAK


- TXT/TEXT[İng.] değil/yerine/= METİN DOSYASI


- 3B:
BARIŞ(TIR)MAK ve BÖLÜŞ(TÜR)MEK ve BÜYÜ(T)MEK
ve/||/<>/>/<
3Y:
YÖN ve YÖNTEM ve YÖNETİM


- UCB/UCUB/KİBİR[Ar.] değil/yerine/= "KENDİNİ BEĞENME VE GÜVENME"


- ULAŞ/IM ile/ve/değil/<>/ne yazık ki BULAŞ/IM


- ÜMİTLİ/UMUTLU OLMAK ile/ve/<> MUTLU OLMAK

( UMUTLU/LUK ile/ve/<> MUTLU/LUK )

( TO BE IN HOPE vs./and/<> TO BE HAPPY )


- ÜNİTE[İng. < UNIT] değil/yerine/= BÖLÜM | BİRİM, ÖLÇÜ, VAHİT

( Birim, vahit, ölçü. )


- ÜNİVERSİTE["ÜNİVERSTE" değil!] değil/yerine/= BİLİMTEY/EVRENKENT


- UNUTMUŞTUM değil UNUTMUŞUM


- US/AKIL ile/ve/||/<>/> BİLİM/İLİM


- UŞAK[< URŞAK] ile AYVAZ

( Hizmet eden erkek. | Çocuk. İLE Büyük konaklarda, mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak. | Koca, erkek, eş. | Karşılık, bedel. )


- UŞAK/VALE[İt. < VALET] ile UŞAK ile UŞAK

( Özel, eril hizmetçi, hizmet eden. İLE Karadeniz bölgesinde, çocuğa verilen genel ad/sesleniş. İLE Türkiye'nin, Kütahya, Manisa, Afyon ve Denizli arasında bulunan bir Ege bölgesi ili. )


- USÇULUK = AKLİYE = RATIONALISM[İng.] = RATIONALISME[Fr.] = RATIONALISMUS[Alm.] = RATIO[Lat.]


- ÜŞKÛFE[Fars.] ile ÜŞKÜFTE[Fars.]

( Çiçek. İLE Açılmış çiçek. )


- ÜSTÂD ile USTA ile KALFA ile ÇIRAK ile YAMAK/ELULAĞI

( ... İLE Yaşadıklarımızın. İLE Yaşamakta olduklarımızın. İLE Yaşayacaklarımızın. İLE ... )

( ... ile ... ile ... ile TİLMÎZ ile ... )


- ÜŞÜMEK ile/ve/değil/<> ÜŞÜTMEK


- UTANÇ = SHAME[İng.] = HONTE[Fr.] = SHAM[Alm.] = PUDOR[Lat.]


- UTANIYORUM ile/değil/yerine/>< TANIYORUM!


- UTANMAK ile/ve/||/<> KENDİNE YAKIŞTIR(A)MAMAK


- UTM/UTÜM[Ar.] ile UTUM[Ar.]

( Yabani zeytin ağacı. İLE Köşk. | Taş duvar/yapı. )


- UV/ULTRAVİYOLE RADYASYON/ULTRAVIOLET RADIATION[İng.] değil/yerine/= MOR ÖTESİ, MOR ÖTESİ IŞINIM


- UY(>< İN) ile/||/<> UYA(> YUVA)

( Çukur. İLE/||/<> Yuva. )


- UYDUR/UK-KAYDIR/IK/KIYDIRIK


- UYGARLAŞMA ile/ve/<> UYGARLAŞAMAMA

( Nevroz doğurur.[Freud] İLE/VE/<> Yeterince uygarlaşamama, nevroz doğurur.[Adler] )


- UYUCAK/UYUYUCAK" değil UYUYACAK


- UYUMAK ile UYUŞMAK ile UYUŞMAK

( Uyku durumu/deneyimi. İLE Kendin geçmek. İLE Birlikte ya da karşılıklı olarak uyumlu hareket etmek ya da hareket etmeye çalışmak. )


- UZAK BİR YER ile/ve/<> UZAAAK BİR YER

( Dilde. İLE/VE/<> Belâgatta. )


- UZAK ile/ve/||/<>/> TUZAK


- UZA(T)MAK ile/ve/değil/||/<>/< TEKRAR


- UZAY = MEKÂN = SPACE[İng.] = ESPACE[Fr.] = RAUM[Alm.] = SPATIUM[Lat.] = ESPACIO[İsp.]


- ÜZGÜN ile/ve/||/<>/> SÜZGÜN


- UZLAŞIM/SAL = İTİBAR/Î = CONVENTION/AL[İng.] = CONVENTION/NEL[Fr.] = KONVENTION/EL[Alm.] = CONVENTIO[Lat.] = CONVENCIÓN[İsp.]


- UZÛBET[Ar.] ile UZÛBET/UZBET[Ar.]

( Tatlılık, şirinlik, lâtiflik. İLE Bekârlık, ergenlik. )


- ÜZÜLME ve/||/<>/> BÜZÜLME


- ÜZÜLMEK ile/ve/||/<>/> SÜZÜLMEK


- UZUN SÜREÇ değil UZUN SÜRE


- VÂH[Ar.] ile VÂH/VÂHA[Ar. çoğ. VÂHÂT]

( Vâh, yazık, ay. İLE Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yer. )