
A/E/I/İ/O/Ö/U/Ü...A/E/I/İ/O/Ö/U/Ü...A/E/I/İ/O/Ö/U/Ü ile ()...()...()
Kılavuz: Selenli Yazaçlardaki FaRkLaR
Toplam 2426 FaRk bulunmaktadır
Sayfa 10 / 11
- PHALL-/PHALLO- ile/||/<> BALAN-/BALANO-
( Penis. İLE/||/<> Glans penisle ilgili. )
- PHİL-/-PHİL/-PHİLE/-PHİLİA/-PHİLİC/PHİLO-/-PHİLY ile/||/<> PHOB-/-PHOBE/-PHOBİA/-PHOBİAC/PHOBO-
( Sevme, eğilimi olma, eğilim, hastalık derecesinde eğilim. İLE/||/<> Korku, kaygı, fobisi olan. )
- PHYSIC vs. PHYSICS vs. PHYSICAL
- PİL-/PİLİ-/PİLO- ile/||/<> TRİCH-/TRİCHO-
( Kıl. İLE/||/<> Saç, saçların durumu ile ilgili, kıl. )
- PİNGPONG[İng.] ile PİNPON[argo]
( Masatopu. İLE Yaşlılıktan çökmüş. )
- PIŞ PIŞ (UYU(T)MAK)
- PİSUVAR[Fr. PISSOIR] ile/ve/||/<>/< BİSİKLET ile/ve/||/<>/< MERDİVENDEN İNEN KADIN
( 1917 ile/ve/||/<>/< 1913 ile/ve/||/<>/< 1912 )
( ile/ve/||/<>/<
ile/ve/||/<>/<
)
- PİYES[Fr. < PIÈCE] ile/değil/< SKEÇ["SİKEÇ" değil SIKEÇ][İng. SKETCH < Yun.]
( Oyunca. İLE/DEĞİL Daha çok radyodan yayınlanmak üzere hazırlanmış kısa oyun. )
- PLAN:
[okunuşu]
"PILAN" değil PİLAN
- PLAN/LAR ile/ve/değil/||/<>/>/>< OLAN/LAR
- PLASM-/-PLASM/PLASMO- ile/||/<> -PLASMİA
( Plazma, göze nesnesi ile ilgili, canlının oluşumu. İLE/||/<> Kan plazmasının özel bir durumu ile ilgili. )
- PNEUMO-/PNEUMON-/PNEUMONO- ile/||/<> PULMO- ile/||/<> BRONCH- ile/||/<> HEPA-/HEPAT-/HEPATICO-/HEPATO- ile/||/<> ANTHRACO-
( Akciğer, hava ya da solunumla ilgili. İLE/||/<> Akciğerlerle ilgili. İLE/||/<> Bronş. İLE/||/<> Karaciğerle ilgili. İLE/||/<> Kömür, siyah renk ile ilgili [antrakoz: Akciğerlerde kömür tozu birikmesi]. )
- POLAR ile/>< APOLAR
( Elektronların eşit olmayan dağılımı sonucu oluşan moleküller. İLE/>< Elektronların eşit dağıldığı moleküller. )
- POLEN, ÇİÇEK TOZU = TAL' = POLLEN
- POLİ-/POLİO- ile/||/<> POLY- ile/||/<> PLURİ-
( Gri, beyin ve sinir sisteminin gri maddesi ile ilgili. İLE/||/<> Çok, fazla, birçok bölümleri tutan, çok kaynaklı, çok tipli. İLE/||/<> Çok, fazla. )
- POLİASİT ile POLİYESTER/POLYESTER[Fr.]
( ... İLE Tahta üzerine sürüldüğünde koruyucu, parlak bir katman oluşturan, poliasitin doymamış alkollere ya da glikollere etkimesiyle elde edilen kimyasal madde. )
- POLİMER ile POLİMERİ[Fr. < Yun. POLUS: Çok. | MEROS. Yan.] ile POLİMERLEŞME ile POLİMERLİK
( Yinelenen yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı bileşikler. İLE Polimerlik. İLE Benzer ya da farklı birçok küçük molekülün, "polimer" denilen büyük moleküller biçiminde birleşmesi. İLE Biri, ötekinin polimeri olan iki molekül arasındaki bağıntı. )
- POLİS[Yun.] ile/||/<> SİT/SİTE[İng. < CITY < Yun.]
( Çevresinde sur bulunan, aşağı kent ve gerisindeki akropolis adı verilen iki tepeden oluşan kent (site) devletidir. İLE/||/<> Kapalı bir öbek oluşturan yapı toplulukları, birbirinden ayrılmadan korunması gereken alan. )
- POP ile/ve/||/<>/> ROCK ile/ve/||/<>/> KLASİK ile/ve/||/<>/> CAZ/JAZZ
- PORTRE ile PORTE
( Bir kişinin yağlıboya, fotoğraf vb. bir yolla yapılmış betimi. | Bir kişinin, bir şeyin özlü ya da yazılı betimi. İLE Notaların, üzerinde ya da arasında yazıldığı, beş koşut çizgi. )
- POZİSYONLA(N/DIR)MAK değil/yerine/= KONUMLA(N/DIR)MAK
- PRATİK[İng., Yun.]/TEAMÜL[Ar.] değil/yerine/= KILGI/KILGIN/KILGILI
- PRE- ile PRO- ile PROTO- ile POST- ile RE- ile RETRO- ile SUPRA-
( ... öncesi. İLE Önce, önünde. İLE İlk- İLE ... sonrası. İLE Yeniden. İLE ... arkası. İLE ... üstü. )
- PRENS[Fr./İng. < PRINCE] ile/||/<> GİRAY ile/||/<> ARŞİDÜK[Fr. < ARCHIDUC]/ARŞİDUKA ile/||/<> VOYVODA
( Hükümdar ailesinden olan erkeklere verilen unvan. | Bir prensliğin başında bulunan. | Bazı ülkelerde en yüksek "!soyluluk" unvanıydı. İLE/||/<> Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen san. İLE/||/<> Avusturya - Macaristan prenslerine verilen unvan. İLE/||/<> Slav dillerinde kumandan ya da prens anlamına gelir. [Osmanlı'da, Eflak ve Boğdan'ı topraklarına katmadan önce bu ülkelerin kralları voyvoda adıyla anılmaktaydı. Osmanlı zamanında aynı terim, Eflak ve Boğdan vilâyetlerine Sultan tarafından tayin edilen valiler için kullanılmaya devam etti. Voyvodalar, Osmanlı'nın kadrolarında sancak beylerine eşit konumdaydı.][Anadolu ve Rumeli'deki resmî Hıristiyan yöneticilere de bu ad verilmiştir.] )
- UMDE[Ar.]/PRENSİP[İng. < PRINCIPLE] değil/yerine/= İLKE
- PRES(S)[İng.] değil/yerine/= BASIN
- PRESTİJ ile PERESTİJ[Fars.]
( ... İLE/DEĞİL Tapınma, taparcasına sevme. )
- PRİZ[Fr. < PRISE] ile/ve/||/<>/< FİŞ[Fr. < FICHE]
( Elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva. İLE/VE/||/<>/< Prizden akım almaya yarayan araç. | Bir yapıtın hazırlanmasında kolaylık sağlamak ya da bir işe kılavuzluk etmek için yazılıp sınıflandırılan küçük kâğıt yapraklardan her biri. | Bir işi yaptırmak ya da gereken kaydın alındığını belirtmek için bir koçandan koparılmış kâğıtlardan her biri, makbuz. )
( )
- PROGRAM[İng. PROGRAM | Fr. PROGRAMME ] değil/yerine/= KOMUTLAM
- PROKARYOT ile/||/<> ABC TAŞIMA DÜZENİ/ATP-BAĞLAYAN KASET[İng. < ATP-BİNDİNG CASSETTE]
( ... İLE/||/<> Prokaryotlardaki üç taşıma düzeninden biri. Şeker ve aminoasit gibi organik moleküller ile sülfat, fosfat ve nadir metaller gibi inorganik nesnelerin göze içine alınımına yarar. )
- PROMETHEUS'UN ATEŞİ(N) ÇAL(IN)MASI ile/ve/||/<> PANDORA'NIN KUTUSU
- PROTEİN ile ALBÜMİN[Fr. < ALBUMINE]
( Canlı gözelerin ana nesnesini oluşturan, genellikle sülfür, oksijen ve karbon öğeleri bulunan amino asit birleşiminden oluşmuş, karmaşık yapılı doğal nesne. İLE Bitkilerin, hayvanların doku ve sıvılarında bulunan, birleşimi karbon, oksijen, azot, hidrojen ve kükürt olan, suda eriyen, beyaza yakın renkte, yapışkan özellikte bir protein. )
( ALBÜMİNİMETRİ: Fizyolojik bir sıvıdaki albümin oranını ölçme.
ALBÜMİNİMETRE: Fizyolojik bir sıvıdaki albümin oranını bulmaya yarayan araç. )
- PROTİK SOLVENT ile/>< APROTİK SOLVENT
( Hidrojen bağı oluşturabilen solvent. İLE/>< Hidrojen bağı oluşturamayan solvent. )
- PSYCH-/PSYCHO- ile/||/<> PSYCHRO- ile/||/<> CRY-/CRY-MO-/CRYO- ile/||/<> -THYMİA/THYMO- ile/||/<> -MANİA ile/||/<> PHREN-/-PHRENİA/PHRENO- ile/||/<> EROT-
( Zihin, zekâ ile ilgili, zihinsel olaylarla ilgili, psikolojik yöntemlerle ilgili, psikolojik. İLE/||/<> Soğuk. İLE/||/<> Soğuk, donma. İLE/||/<> Psişe, psişik durumla ilgili, timusla ilgili. İLE/||/<> Delilik, manik durum. İLE/||/<> Mental bozuklukla ilgili, diyaframla ilgili. İLE/||/<> Aşk. )
- PULSATIL/PULSATILE[İng.] değil/yerine/= VURUMLU
- PÜS ile/||/<> PÜSE
( Erik, kayısı, badem vb. ağaçlardan sızan zamk, kedibalı, keven bitkisinden elde edilen zamk, kitre. İLE/||/<> Çamların çıralı yerlerinden elde edilen siyah katran. )
- PY- ile/||/<> PYEL-/PYELO- ile/||/<> PYL-/PYLE-/PYO-
( Cerahatle ilgili, cerahat olması. İLE/||/<> Böbrek pelvisi ile ilgili. İLE/||/<> Portal venle ilgili. )
- QUADR-/QUADRİ- ile/||/<> TETR-/TETRA-
( Dört, dört kez, dört kat. İLE/||/<> Dört. )
- RÂCİ'/RÂCİA[Ar. < RÜCÛ] ile RÂCÎ[Ar. < RECÂ]
( Geri dönen. | İlgisi/münâsebeti olan. | [dilb.] Bir kişiden kinâye olan zamir. İLE Ricâ eden, yalvaran. | Ümitli. )
- RÂDDE[Ar. < REDD] ile RA'DE/RA'ŞE[Ar.]
( Derece, mertebe, kerte, sır. | Çizgi/hatt. | Aşağı yukarı tahmin edilen miktar ya da zaman. İLE Titreme/titreyiş. | [korku ya da soğuktan] Ürkme. )
- RAF[Ar. < REFF] ile/ve/||/<>/> REYON[Fr. < RAYON]
- RAHATLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> DENGELE(N)ME
- RÂHÎ[Ar.] ile RÂHÎ[Fars. < RÂH]
( Rahat, sakin. İLE Yola ait, yolla ilgili. )
- RAHÎM:
CENİN ve/<> CAN ve/<> CENNE(T)
- RÂHT/REHT[Ar. çoğ. ERHÂT] ile RAHT[Ar.]
( Kalabalık, cemaat. | Boy, kabile. İLE At takımı. | Yol levâzımı. | Döşeme ve ev takımı. | Kapı ve pencere kanatlarının menteşe takımı. )
- RÂÎ/RÂİYE[Ar. < RA'Y] ile RÂÎ/RÂİYYE[Ar.]
( Çoban, sığırtmaç. | Çobansı, çoban ve kır hayatını anlatan şiir. [İng., Fr. PASTORAL] İLE Rü'yet eden. | R harfine ait, r ile ilgili. )
- RAKABÂT[Ar. < RAKABE] ile REKABET["ka" uzun okunur]
( Ense kökleri, boyunlar. | Kullar, köleler, cariyeler. İLE Gözleme, gözetleme. | Birbirini çekememe. | Kıskanma. | Benzerleriyle yarışa çıkma. [İng. RIVALRY, COMPETING | Fr. CONCURRENCE] )
- RAKÎM ile RÂKIM[< RAKM]
( YAZI YAZACAK LEVHA | YAZI, KİTAP VE SAİRE ile YAZAN, ÇİZEN | KOT, BİR YERİN DENİZDEN OLAN YÜKSEKLİĞİ )
- RAKKAM değil RAKAM
- RAMP[Fr.] ile RAMPA[İt.]
( Bir tiyatro sahnesinin önünde, ışık ve ışıldakların yerleştirildiği, izleyiciye en yakın yer. İLE Bir arazinin, bir karayolunun, bir demiryolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü. | Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek ya da boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set. | Bir vagonu, raya sokmak ya da raydan çıkarmak için kullanılan araç. | Bir geminin, bir başka gemiye, dubaya, iskeleye ya da sala değecek biçimde yanaşması. | İki ağacı ya da takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, ucları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk. | Füzeli mermi ya da makinelerin, havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek. )
- RASTLANTI["RASLANTI" değil!] = TESADÜF = CHANCE, HAZARD[İng.] = HASARD[Fr.] = ZUFALL[Alm.]
- RATÎB/RATB[Ar.] ile RÂTİB[Ar.]
( Taze, yeşil, yaş.[yemiş] | Yumuşak, mülâyim. İLE Sıraya koyan, tertip eden. )
- RÂY[Ar.] ile RA'Y[Ar.] ile RAY[Fr./İng. RAIL]
( Oy, rey, fikir. | Raca, Hint hükümdarı. | Sancak, bayrak.[< RÂYET] İLE Otlama. | Otlatma, gütme. | Teslim olma. )
- RAYNAUD ile/||/<> BUERGER/BURGER
( Soğuk ya da stres nedeniyle parmaklarda renk değişikliği. İLE/||/<> Sigara içenlerde görülen, el ve ayak damarlarının yangılanması. )
- RAZ/RAZZ[Ar.] ile RÂZZ[Ar.] ile RÂZ[Ar.]
( Berelenme, bere. | Bir şeyi döküp bulgur gibi ufalama. İLE Kesmez alet. İLE Sır, gizlenilen şey. )
- REC[Ar.] ile REC'[Ar.] ile RECC[Ar.]
( Sarsma, sallama. | Sallanma, sarsılma. İLE Geri döndürme. İLE Sallayıp sarsma, sallanıp sarsılma. )
- REC'[Ar.] ile REDD[Ar.]
- REC'A[Ar. çoğ. RECEÂT] ile RECÂ'[Ar.]
( "Öldükten sonra dünyaya geliş."[TENÂSÜH, RE-ENKARNASYON] İLE Ümit, umma. | Yalvarma. | İstek, dilek. )
- REDÂ'[Ar. < RED] ile REDÂ'[Ar.]
( Önleme, yasak etme. İLE Süt emme. )
- REFİK[< RIFK]/ZEVC[Ar.] ile/ve/||/<> REFİKA/ZEVCE[Ar.]
( Eril olan eş. Koca. İLE/VE/||/<> Dişil olan eş. Karı. )
- REFİK/A ile/ve/> SÂDIK
- REHİN[Ar. < REHN]/İPOTEK[Fr. < HYPOTHEQUE] değil/yerine/= TUTU
( Borcun ödeneceğine ilişkin borçlunun alacaklıya bir taşınmazı güvence olarak göstermesi. )
- REKLAM[Fr. < RÉCLAME] değil/yerine/= TANITI
( Bir şeyi topluma tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenilen her türlü yol. | Bu amaç için kullanılan yazı, görsel, film vb. )
- REMM[Ar.] ile REM[Ar.]
( Onarma. İLE Ürkme. | Titreme. | Sürü. )
- REPLANTASYO/N REPLANTATION[İng.] değil/yerine/= YERİNE TAKMA | YENİDEN EKİM
- RE'S/REÎS[Ar.] ile -RES[Ar.]
( Baş/kafa. | Baş, başkan. | Baş, başlangıç. | [coğr.] Burun. | Uc, tepe. | Koyun/keçi gibi canlı hayvan. | Baş. | Tepe. | Bitkilerin kökten en uzak olan noktası. İLE "erişen, yetişen, ulaşan" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[NEV-RES: Yeni yetişme.] )
- RE'SEN[Ar.] ile RESEN[Fars.]
[ikisi de "REYSEN" değil!]
( Kendi kendine, kendi başına, kimseye danışmadan. İLE İp, urgan, halat. )
- RESÎS/E[Ar.] ile RESÎS/E[Ar.]
( Hastalık başlangıcı. İLE Eskimiş, yıpranmış, eski, köhne. )
- RESMEN ile/değil RE'SEN
( Devlet adına, devletçe, resmî olarak. | Yasaya, yönteme uygun olarak, yöntemince. | Kesinlikle, açıkça, kesin olarak. İLE/DEĞİL Kendi başına, kendiliğinden. | Bağımsız olarak, kimseye bağlı olmaksızın. )
- REV'/REV'A[Ar.] ile -REV[Ar.]
( Korku. | Heyecan. İLE "giden, yürüyen" anlamları ile birleşik sözcükler yapar.[PÎŞ-REV: Önden giden.] )
- REZİDÜ/RESIDUE[İng.] değil/yerine/= KALINTI, ARTIK
- RİM/RİMM/RİMME[Ar.] ile RÎM[Ar.]
( Çürümüş kemik. İLE İrin. | Roma'nın bir adı. )
- RİYAL[İsp. < REAL] ile RİYAL ile RİYAL
( İspanya madeni paralarındandı. Peseta'nın dörtte biri değerinde İspanyol para birimi. İLE Saudi Arabistan para birimi. İLE Osmanlılar zamanında kullanılan Hollanda para birimi. )
- RİYÂSET ile/ve/değil/yerine RİYÂET
- RİZ/RİZZ[Ar.] ile -RÎZ[Ar.]
( Gizli ses. İLE "Döken, akıtan, saçan" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[EŞK-RÎZ: Gözyaşı döken. | ŞEREF-RÎZ: Şeref saçan.] )
- RIZÂ ile/ve HAKK
( Evrensel/ortak yasa. İLE/VE ... )
( Candır Hakk'ın bedeli. )
( Amaç bir rızâ! Allah'ı râzı edeceksin. Ondan sonra bak ki, o rızanın altında ne ilimler var. )
( Ek olma, Hakk ol! )
( Kul, Allah'tan razı olmadıkça, Allah, Kul'dan razı olmaz. )
( Hakk, bir yetimin gözündedir. )
- ROMAN YAZIMI:
ÖVMEK İÇİN değil SORGULA(T)MAK İÇİN
- RÖTAR[Fr./İng. < RETARD] değil/yerine/= SARKMA/GECİKME
- RÛ/Y[Fars.] ile RÛY[Fars.] ile -RÛ[Fars.]
( Yüz, çehre. İLE Tunç. İLE "biten, olan" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar.[HOD-RÛ: Kendiliğinden.] )
- YEL/RÜZGÂR ile BORA[İt. < BOREA < Yun.]/BURAN
( ... İLE Genellikle ardından yağmur getiren sert ve geçici rüzgâr. | Birdenbire çıkan fırtına. Pek şiddetli rüzgâr. )
- YEL/RÜZGÂR ile PUPA[İt. < POPPA]
( ... İLE Gemiye arkadan esen rüzgâr. | Geminin arkası, kıç. )
- YEL/RÜZGÂR ile TİPİ/BORA/BURAN
( ... İLE/VE Şiddetli kar yağışı, kar fırtınası. )
( WIND vs. BLIZZARD )
- SÂ' ile SÂ' ile SAA/SİA[Ar. < VÜS'AT] ile -SÂ[Fars.] ile -SÂ/Y[Fars.]
( S harfinin Arapça adı. İLE Bin dirhemlik bir hubûbat ölçeği. İLE Genişlik, bolluk. | Güç, takat. İLE Benzetme edatı olan "âsâ"nın hafifletilmişi.[ANBER-SÂ: Anber gibi. | GAYR-SÂ: Gayır gibi.] İLE "süren/sürücü" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[CEBHE-SÂ: Yüz süren. | CEBÎN-SÂ/Y: Alın süren.] )
- ŞA'B[çoğ. ŞUÛB] ile ŞÂB/ŞÂBB[Ar. < ŞEBÂB | çoğ. ŞÜBBÂN] ile ŞÂB[Fars.]
( Cemaat, taife, kabile. | Kızıldeniz'den çıkarılan dallı budaklı taşlar. | Bölünmüş, parçalanmış şey. | Kafatasındaki çatlaklık. İLE Genç, delikanlı; yiğit. İLE Şap. )
- SABAH(/KALKINCA) HAZIRLA(N)MAK ile/yerine AKŞAMDAN(/ÖNCEDEN) HAZIRLA(N)MAK
( Eğer hazırlanmakta başarısız olursanız, başarısız olmaya hazırsınız demektir. )
( TO GET READY IN THE MORNING vs. TO GET READY IN THE LAST EVENING
TO GET READY IN THE LAST EVENING instead of TO GET READY IN THE MORNING )
- SAÇ RENGİ AÇMADA:
SOMBRE ile/değil/||/<> OMBRE
( En fazla 4 ton açık renk yeğlenebilir. İLE Saçın doğal tonundan 7 ton daha açık renkler yeğlenebilir.[Saçların doğal rengi fark etmeksizin çok farklı tonda uygulanabilmektedir.] )
- SAÇILIM ile/değil/yerine/>< AÇILIM
- SAÇMA = ABES = ABSURD[İng., Alm.] = ABSURDE[Fr.] = ABSURDO/DA[İsp.]
- SÂD/SÂDD[Ar. < SEDD] ile SÂD ile SA'D ile SAD ile SAD[Fars.]
( Kapayan, örten. | Aksu, göz perdesi. İLE Göz ağrısı/hastalığı. İLE Kutluluk. | Uğur. | Kutlu, uğurlu.[SA'D-ÜD-DÎN/SÂDETTİN: Dini uğurlu, kutlu kılan.] İLE Osmanlı ve Arap abecesinin onyedinci harfidir.[ebced hesabında 90 sayısının karşılığıdır] İLE Yüz/100. )
- SÂDE[Ar. < SEYYİD] ile SÂDE[Ar. < SÂDEC/SÂZEC]/YALIN[Ar.]
( Seyyidler. İLE Düz, basit, yalın, gösterişsiz. | Süssüz. | Karışıksız, katkısız. | Derin düşünemeyen, bön, saf adam. | Yalnız, ancak. | Arasına, içine peynir vb. konulmamış hamur. )
- SADEFE[Ar.]/SCALE[İng.]/ÉCAILLE[Fr.] ile PUL
( Balık pulu. )
- SAF ile/ve/değil/||/<> SAFA YATAN
- SAFF[Ar. çoğ. SUFÛF] ile SÂF[Ar.]
( Dizi, sıra. İLE Sade, arı, katıksız. | Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen. )
- ŞÂFİ'[Ar. < ŞEFÂAT] ile ŞÂFÎ[Ar. < ŞİFÂ] ile ŞÂFİÎ[Ar.] ile ŞÂFİÎ[Ar.]
( Şefaat eden, hatalı kişinin affı için araya girip yalvaran. İLE Hastayı iyi eden, şifa veren. | Yeter görünen, kifâyet eden. İLE İmam-ı Şâfiî mezhebinden olan kişi. İLE Dört mezhepten birinin imamı olan kişi. [İdris][Hicrî: 150 - 204] )
- SÂFİR[Ar. < SEFER | çoğ. SÜFFÂR] ile SAFÎR[Ar.]
( Yola çıkmaya hazır, yolcu. | Yazıcı, kâtip. İLE Islık. | İnce, güzel ses. | Islığımsı ses. | Gök yakut. )
- SAĞÎR ile/||/<> SAĞİRE
( Küçük yaşta erkek. İLE/||/<> Küçük yaşta kadın. )
- ŞAH değil/yerine/></< AH
( Mazlumun "AH"ı; indirir, "ŞAH"ı. )
- SAHÂ'[Ar.] ile SÂHA[Ar. çoğ. SÂH, SÂHÂT]
( Cömertlik, elaçıklığı. İLE Alan, meydan, avlu. )
- SAHARÎ[Ar.] ile SAHÂRÎ[Ar. < SAHRÂ]
( Kaya ile ilgili, kaya cinsinden. İLE Çöller, sahrâlar, kırlar. )
- SAHIN/SAHN[Ar.] değil/yerine/= NAMAZ KILMA YERİ
- SÂHİR[Ar. < SİHR] ile SÂHİR[Ar. < SEHER] ile SÂHİR[Ar. < SAHR]
( Büyücü. | Büyüleyici etki yaratan güzel. İLE Gece uyumayan, uykusuz. İLE Maskaralık eden. )
- SAHR[Ar.] ile SAHR/SUHÛR[Ar. < SAHRE]
( Kaya. İLE Büyük taşlar, kayalar, maden kütleleri. )
- SAHÛR[Ar.] ile SAHÛR[Ar. < SİHR] ile SÂHÛR[Ar. < SAHRE] ile SÂÛR[Ar. < SA'R]
( Temcit yemeği, sahur. İLE Gece uyanıklığı, uykusuzluk. | Ay ağılı. İLE Dünyanın aya düşen, ay tutulmasını oluşturan gölgesi. İLE Ocak, fırın. )
- SAÎR[Ar.] ile SÂİR[Ar. < SEYR] ile ŞÂİR[Ar. < Şİ'R]
( Ateş, alevli ateş. | Tamu, cehennem. İLE Harekette olan, yürüyen, seyir eden. | Bir şeyden kalan başka şey. | Geçen, dolaşan. | Başka, öteki/diğer, gayri. İLE Ozan, şiir yazan/yazarı. )
- ŞAÎR[Ar.] ile ŞÂİR[Ar. < Şİ'R | çoğ. ŞÂİRÂN, ŞUARÂ]
( Arpa. İLE Şair, ozan. )
- ŞAK ile ŞAKK[Ar.]
( Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses. İLE Yarma, yarılma. | Yarık, çatlak. )
- SÂKİN[< SÜKÛN] / MUKÎM[< KIYAM] ile/ve ŞÂGİL[< ŞUGL]
( Konutta/meskende yaşayan/oturan, ikâmet eden. İLE/VE Meşgul eden, edici. | Meşgul olmayı gerektiren. | İşgâl eden, tutan. | Bir mülkte oturan. )
- SAKLAMAK ile/ve/||/<>/> SAYIKLAMAK
( Aşkı/nı. İLE/VE/||/<> Adı/nı. )
- SALAK ile/değil ASALAK
( "Asalak" sözcüğünün salak ile hiçbir ilişkisi yoktur. )
- SALEP[Ar.] ile SA'LEB[Ar. çoğ. SAÂLİB]
( Salepgillerin örnek bitkisi, orkide. [Lat. ORCHIS] | Bu bitkinin yumru durumundaki köklerinden dövülerek hazırlanan beyaz toz. | Bu tozun, şekerli süt ya da su ile kaynatılmasıyla yapılan sıcak içecek. İLE Tilki. )
- SALİK ile/değil SAİK
- SALLA(N)MAK ile SİLKELE(N)MEK
( TO SWING vs. SHAKE OFF )
- SALLANMAK ile YALPALA(N)MAK
( TO SWING vs. TO LURCH )
- SALT = SIRF, SAF, MAHZ = PURE[İng.] = PUR[Fr.] = REIN[Alm.] = PURUS[Lat.] = PURO[İsp.]
- SAMANA ile SAMANYA
( Huzur içinde yaşayan Brahmin. | Rahip. İLE Tümellik. )
- ŞAMDAN ile/değil ÇIRAKMA/ÇIRAKMAN
( ... İLE/DEĞİL Üzerine, kandil, mum ya da herhangi bir ışık konulan, yüksek tabla. )
- ŞAMYEL/ŞAMREL değil ŞAMBREL[Fr. < CHAMBRE A AIR]
( İç lastik. )
- SANDALYE[Ar. < SANDALİYE] değil/yerine/= OTURGA
- SANI ile SANRI
( Önce, olduğunuzu sandığınız kişi olmadığınızı anlayın. )
( En küçük bir kuşku olmaksızın, kendinizi sandığınız şey olmadığınızı bilin! )
( Understand first that you are not the person you believe yourself to be.
Beyond the least shadow of doubt, that you are not what you believe yourself to be. )
( SURMISE vs. HALLUCINATION )
( ZANN ile BİRSAM )
- ŞANSIZ ile ŞANSSIZ
( Ünsüz. | Gösterişsiz. | Kılıksız, kıyafetsiz. İLE Şansı olmayan. )
- SANTRANÇ değil SATRANÇ
- SAPA ile SAPAK
( Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan. İLE Bir anayoldan ayrılan yolun, başlangıç noktası. )
- SAPKIN" ile/değil/yerine ÇAPKIN
- SAR'/SAR'A[Ar.] ile SÂR[Ar.] ile -SÂR[Ar.]
( Tutarık, tutarak, bayıltıcı bir sinir/beyin hastalığı. İLE Öc, intikam. İLE "yer" bildirerek birleşik sözcükler yapar.[ÇEŞME-SÂR: Çeşmeleri çok olan yer. | KÜH-SÂR: Dağlık yer.] )
- SAR'/SAR'A[Ar.]/TUTARAK/TUTARIK/TUTARGA/YİLBİK[Ar.] ile SÂRÂ[Ar.]
( Tutarık, tutarak, bayıltıcı bir sinir/beyin hastalığı. İLE Katkısız, hâlis. )
- SARGAÇ/KORSA/KORSE[Fr. < CORSET] ile KORSAJ[Fr. < CORSAGE]
( İnce görünmek için kullanılan esnek iç giysisi. | Herhangi bir darbeden zarar görmemesi için boyna takılan, bel fıtığı gibi durumlarda gövdeyi düzgün tutmaya yarayan nesne. İLE Küçük, kısa sargaç. )
- SARGILI ile/değil SARILI
- SARIP SARMALAMAK / SARINIP SARMALANMAK
- ŞÂŞAA/LI["ŞAŞALI" değil!] değil/yerine/= GÖRKEM | PARILTI, PARLAKLIK
- ŞAŞAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< AŞAR
( Torun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Dede. )
( İstenç[irâde]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Direnç[ihtiyâr]. )
( Aynı dönemde ve birlikte yaşarlar. )
- ŞAŞI/LIK ile/değil ŞAŞIL/ŞEHLÂ
( Birbirine paralel görme ekseni olmayan (göz ya da kişi.) | Gözlerini çarpıtarak. İLE Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı göz. )
( AHVEL ile/değil ... )
( LÛC ile/değil ... )
( [not] GOGGLE/CROSS-EYE/SQUINT vs./and/but ... )
- ŞAŞKIN/LIK ile/değil/yerine AŞKIN/LIK
- ŞATHİYAT ile ŞATHİYE
( Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler. İLE Yergiye, alaya, şakaya yer veren manzum yapıt. | Tasavvuf konularını mizahlı bir biçimde işleyen, coşku hâlinde söylenen bir şiir türü. )
- SATIH/SATHİ[Ar.] değil/yerine/= YÜZEY/SEL
- ŞÂTIR[Ar. < ŞETÂRET | çoğ. ŞUTTÂR] ile ŞÂTR[Fars.]
( Neşeli, zevkli, şen, şenlik. | Büyük bir kişinin atı yanında gitmekle görevli ağa. | Tören ve alaylarda, sultanın, vezirin yanında yürüyen görevliler. İLE Yarı, yarım. | Bölüm, parça, kısım. | Dize/mısra. )
- SATRANÇ = CHESS[İng.] = ÉCHESS[Fr.] = SCHACH[Alm.] = SCACCHI[İt.] = AJEDREZ[İsp.]
- SAV ile/||/<> SAVA
( Haber. İLE/||/<> Havadis. )
- SAVUNMAK ile KORU(N)MAK
( TO DEFEND vs. TO (GET) SAVE )
- SAY ile/||/<> SAYA
( Düz tabaka biçiminde ince, yassı taş, çakıl. İLE/||/<> Yumuşak taş. )
- SAYGI = HÜRMET = RESPECT[İng., Fr.] = ACHTUNG[Alm.] = RESPECTO[İsp.]
- ŞÂYİ'[< ŞÜYÛ] ile ŞÂYİA
( Duyulmuş, herkesçe bilinmiş. Belirli olan, duyulan. | Bölüşülmemiş ortak hisse. | Bir şeyin her noktasıyla ilgili bulunan. İLE Yayılmış haber, yaygın söylenti, duyultu. )
- -SCHESIS ile/||/<> -SCHISIS/SCHISTO- ile/||/<> FLUX- ile/||/<> ISCH-/ISCHO-
( Süpresyon, denetim, birikim, akışın önlenmesi. İLE/||/<> Yırtık, dalak, fissür, yapışıklıkların önlenmesi. İLE/||/<> Akış. İLE/||/<> Denetim, eksiklik, durdurma, baskı altına alma. )
- SCOTO- ile/||/<> SKİA- ile/||/<> NOCT-/NOCTİ-/NYCT-/NYCTİ-/NYCTO-
( Karanlık. İLE/||/<> Gölge. İLE/||/<> Gece. )
- ŞEBB[Ar.] ile ŞEB[Ar.]
( Şap. İLE Gece. )
- ŞEC ile ŞECC
( ... İLE Geminin, denizi yararak yol alması. )
- ŞECÂAT[Ar.] ile ŞECCÂT[Ar. < ŞECCE]
( Haksızlığa karşı olan öfke. | Yiğitlik, yüreklilik. İLE Başta ve yüzde oluşturulan yaralar. )
- ŞECERE[Ar. çoğ. ŞECERÂT] ile ŞECÎR[Ar.]
( Soyağacı. | Atların soyunun yazılı olduğu çizelge. | Küçük ağaç, tek bir ağaç. | Olgun insan./İnsan-ı Kâmil. İLE Kısa, küçük ağaç. )
- -SECT ile/||/<> TME- ile/||/<> -TOME ile/||/<> -TOMY
( Kesmek. İLE/||/<> Kesmek. İLE/||/<> Kesici araç, kesilen bölüm, kesi. İLE/||/<> Kesme işlemi. )
- SEHER[Ar. çoğ. ESHÂR] ile SEHER[Ar.]
( Tan yeri ağarmadan biraz önceki zaman. İLE Uykusuzluk, gece uyumama hastalığı. )
- SEHİM/SEHM[Ar.] değil/yerine/= PAY
( Pay/hisse karşılığı/bedeli. | Pay. | Yüksek çelik binaların tepesinin sürekli olarak sağa sola yaylanması. )
- ŞEHR[Ar. çoğ. EŞHÜR, ŞÜHÛR ile ...
( Aylar.] )
- ŞEHR[çoğ. EŞHÜR, ŞÜHÛR] ile ŞEHÎR[Ar. < ŞÖHRET] ile ŞEHİR/ŞEHR[Fars.]
( Yeni ay, hilâl. | Otuz günlük zaman. İLE Ünlü, namlı, şöhret. İLE Kent, il, büyük belde. )
- ŞEHRÎ/ŞEHRİYYE[Ar.] ile ŞEHRÎ[Ar.]
( Aylık, ayla ilgili. İLE Şehirli. | İstanbul'lu, İstanbul'da doğup büyüme. | İnce, kibar. )
- ŞEİME/ŞEYİME değil ŞEHÎME
- ŞEK/ŞEKK ile/ve/||/<> ŞIK/ŞIKK
( İkircik. %50-50. İLE/VE/||/<> İkiye bölünmüş şeyin bir parçası. | Bir işin, iki yönünden her biri. | Seçenek. )
- SEKİ ile SEKİ/L
( Evlerin önüne, oturmak için taş ve çamurdan yapılan yer. | Oturulacak sedir biçiminde taş ya da set. | Toprak üstündeki yükseklik, doğal set. | Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, set, taraça, teras. İLE Atın ayağında, genellikle bileğe ya da dize kadar çıkan beyazlık. )
- ŞEKİL-ŞEMÂİL/ŞEKLİ-ŞEMÂİLİ (ARAMAK/İSTEMEK | OLMAMASI)
- ŞEKİL ile/ve/||/<> AHVÂL/HÂL
- ŞEKK/SİZ-ŞÜPHE/SİZ
- SEKS ile/ve/||/<>/< SES
- SEKŞIN[İng. < SECTION] değil/yerine/= GRUP
- SEKTE[Ar.]/KRİZ[İng. < CRISIS] ile/||/<>/> BUNALIM/BUHRAN[Ar.]
( Tıpta. [kalp sektesi(nden ölmek/gitmek) /kalp krizi(nden ölmek/gitmek).] İLE/||/<>/> Toplumsal. [büyük buhran (1929)] )
- SEKTER[Fr. SECTAIRE] değil/yerine/= HOŞGÖRÜSÜZ
- SELÂMLA(Ş)MALI!
- SELEKSİYON/SELECTION[İng.] değil/yerine/= SEÇME | AYIKLA(N)MA | SEÇELE
- ŞEMM/ŞEM[Ar.] ile ŞEM'[Ar. < ŞÜMÛ']
( Koklama, koklanma, koku alma. İLE Balmumu. | Mum. )
- ŞEMAL" değil ŞEMAİL
- SEMEN[Ar. < aslı SEMN, SİMEN] ile SEMEN[çoğ. ESMÂN] ile SEMEN[Fars.]
( Semizlik, yağlılık. İLE Baba, değer/kıymet, tutar. İLE Yasemin. )
- SEMPATİKO ile/ve/||/<> SEMPATİ ile/ve/||/<> EMPATİ ile/ve/||/<> CONPATİ
- ŞE'N[Ar.] ile ŞENN/ŞEN[Ar. çoğ. EŞNÂN] ile ŞEN[Ar.]
( İş. | Yeni iş, yeni çıkan hal, olay. İLE Şaraba su karıştırma. İLE Naz ve edâ. | Göze ve gönüle hoş görünen hal. | Ferahlı, sevinçli. | Kendir. | Bayındır. )
- SENDİK[Fr. < Yun.] ile SENDİKA[Fr. < Yun.]
( Bir birliğin, ortaklığın ya da alacaklılar grubunun haklarını korumakla görevli kişi. İLE İşçilerin ya da işverenlerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular bakımından çıkarlarını korumak ve daha da geliştirmek için aralarında kurdukları birlik. )
- SENİL/SENILE[İng.] değil/yerine/= YAŞLI
- SENİYY/SENİYYE[Ar.] ile SENİYYE[Ar. çoğ. SENÂYÂ]
( Yüksek, yüce. İLE Öndeki dört diş. )
- ŞER/ŞERR[Ar.] ile ŞER[Ar.] ile ŞERR[Ar. çoğ. ŞÜRÛR] ile ŞERR[Ar. < EŞRÂR]
( Gerçek. İLE Kötü, fena, ayıp, utanılacak. İLE Kötülük, kötü iş. | Kavga, gürültü. [>< HAYR] İLE Kötülük eden, kötü kişi. | Daha/pek/en kötü. )
- SER[Fars.] ile SER/SERA[Fr.]
( Baş, kafa. | Başkan. İLE Limonluk. )
- SERÂ/SERÂY[Fars.] ile -SERÂ[Fars.] ile SERÂ[Ar./Fars.]
( Saray. | Büyük konak. | Hükümet konağı. İLE "Şarkı söyleyen" anlamlarıyla başa gelerek birleşik sözcükler yapar. [NAĞME-SERÂ: Türkü, şarkı söyleyen.] İLE Toprak. )
- SER-BEST[Ar.] ile/ve SER-BESTE[Ar.]
( Başıboş, kayıtsız. | İstediği gibi hareket eden. | Sıkılmayan. | Engelsiz. İLE/VE Başı bağlı. | Başı toplu, aklını başına toplamış. | Örtülü, gizli, kapalı. )
- SERE SERPE (YATMAK, UZANMAK, YAYILMAK)
- ONUR = ŞEREF[Ar.] = HONOUR[İng.] = HONNEUR[Fr.] = EHRE[Alm.] = ONORE[İt.] = HONOR[İsp.]
- ŞERİA(T):
ANA IRMAK ve TÜZE(HUKUK)
- SES ile/ve/değil/||/<>/>/< "ES"[< S][ARA (VERMEK)]
- SESİZLİK" değil SESSİZLİK
- SEVÂMM[Ar. < SÂMME] ile SEVÂİM[Ar. < SÂİME]
( Zehirli hayvan/lar. İLE Çayıra boşu boş olarak salıverilen hayvanlar, otlak hayvanı. | Zekât hesabına katılan çift tırnaklı hayvanlar.[koyun, keçi, sığır, deve vs.] )
- SEVGİ:
EDÂ ile/ve/||/<>/> SEDÂ
- SEVGİ ile/ve/<> SEVİ/ŞEFKÂT
( İstenç/irâde dışı. İLE/VE/<> İstençli/irâdeli. )
( Şefkatli ol! Bil ki, karşılaştığın herkes, kolay olmayan bir yaşam mücadelesi veriyor. )
( ŞEFKAT: İmbikten geçirilmiş aşk. )
( ... İLE/VE/<> Kişiyi, içeriden, kurtuluşa erdiren. )
( Sadece şefkat, iyileştiricidir. Çünkü, kişinin içindeki tüm hastalıklar, sevginin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. )
( Without will. VS./AND/<> Strong-willed. )
( LOVE vs./and/<> COMPASSION )
- SEVİLİYORSAK ile SEVİLMİYORSAK
( Gurur duyup sarılalım. İLE Saygı gösterip uzaklaşalım. )
- ŞEVKÂT[Ar. < ŞEVK | çoğ. EŞVÂK] ile/değil ŞEFKÂT/ŞEFÂKÂT[Ar.]
( Şiddetli istek, keyif, neşe, sevinç. İLE/DEĞİL Sevecenlik. | Acıyarak, esirgeyerek, merhamet ederek sevme. )
- ŞEY[çoğ. EŞYÂ] ile/||/<> MÂL[çoğ. EMVÂL] ile/||/<> KA'B/MUKA'AB ile/||/<> MÂLÜ'L-MÂL ile/||/<> MÂLÜ'L-KA'B
( Cebirsel denklemde bilinmeyen, yani ["x"]. İLE/||/<> Cebirsel denklemde bilinmeyenin tam kare durumu,.["x2"]. İLE/||/<> Küp. | Cebirsel denklemde bilinmeyenin tam küp durumu. ["x3"]. İLE/||/<> Cebirsel denklemde bilinmeyenin dördüncü üs derecesinde olması. ["x4"]. İLE/||/<> Cebirsel denklemde bilinmeyenin beşinci üs derecesinde olması. ["x5"]. )
- ŞEYSİ" değil ŞEYİ
- SEYYÂL[Ar. < SEYELÂN] ile SEYYÂR[Ar. < SEYR]
( Akıcı, akan. | [fizikte] Akışkan.[Fr. FLUIDE] İLE Gezici, gezen, dolaşan. | İstenilen tarafa taşınabilen. [Fr. PORTATIF] | Bir yerde durmayıp dolaşan, yer değiştiren gök cismi. )
- SEYYİE[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜLÜK
- ŞİÂ'[Ar. < ŞUÂ] ile ŞÎA/ŞİYA/EŞYÂ[Ar.]
( Işın, güneşten ya da başka bir ışık kaynağından uzanan tel ışıklar. | Vektör. İLE Taraflılar, yardımcılar (topluluğu). | Hz. Ali taraflısı. | Şiîlik. )
- ŞİAR ile ŞİYAR
- ŞİB[Ar.] ile ŞİB'/ŞİBA'[Ar.] ile Şİ'B[Ar. çoğ. ŞİÂB]
( İniş, aşağı doğru eğiklik. İLE Doyma, tokluk. İLE Dar yol, keçiyolu, dağ yolu. | Oymak, kabile. | Küçük akarsu yatağı. )
- SİGARA İÇEN ile/ve/değil/<> İÇİREN/İÇTİREN/İÇTİRTEN
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Etkin/Edilgin/Ettirgen. )
( [ne yazık ki] İçmeyenler. İLE/VE/DEĞİL/<> İçenler ve içmeyenler. )
- ŞİİR ile/ve/değil/<> NEŞÎD/E
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Bir toplulukta, okunmaya değer şiir. | Atasözü derecesinde kullanılan ünlü beyit ya da mısra. | [müzik] Eski Arap müziğinde usullü olmak koşuluyla, kendiliğinden ya da hazırlanarak söylenilen güfteli müzik yapıtı. )
- ŞİİR = POEM[İng.] = POÈME[Fr.] = GEDICHT[Alm.] = POEMA[İt., İsp.]
- SİKA'["ka" uzun okunur] ile SİKA[Ar. < VÜSÛK | çoğ. SİKAT]
( Kırba, sakaların içine su koydukları köseleden yapılmış kab. İLE Güven, emniyet. | İnanılır, güvenilir kişi. )
- SİKE SİKE ile/ve/değil/||/<> SİKKE SİKKE (ÖDEMEK)
- ŞIK[Fr. CHIC] ile ŞIK[Ar. ŞİKK]
( Güzel, zarif, modaya uygun. | Güzel, modaya uygun giyinmiş olan. | Yerinde, uygun. İLE Seçenek. )
- ŞIKK-I:
EVVEL ile/ve/||/<>/> SÂNÎ ile/ve/||/<>/> SÂLİS
( [Mâliye teşkilâtının ayrıldığı, ...] birinci mâlî bölge. İLE/VE/||/<> İkinci mâlî bölge. İLE/VE/||/<> Üçüncü mâlî bölge. )
- SIKLAŞTIRMA ile SIKILAŞTIRMA
- SIK/LIK ile/ve/||/<> SIKI/LIK ile/ve/||/<> YOĞUN/LUK
- SİMETRİ ile ASİMETRİ
- SİMETRİK MEDRESE/LER ile ASİMETRİK MEDRESE/LER
- SÎN[Ar.] ile Sîn[Ar.] ile SİN[Ar.] ile SİN/SİNN[Ar. çoğ. ESİNNE, ESNÂN, ESÜNN] ile Sinn[Alm.]
( Osmanlı abecesinin onbeşinci harfi. Ebced hesabında, 60 sayısının karşılığıdır. | Sual sözcüğünün kısaltılmış şekli. İLE Çin. İLE Mezar. İLE Diş. | Yaş, ömrün derecesi. İLE Algı. )
- SİNE[Fars.] = SADIR/SADR[Ar.]
- SİNİR KILIFI/MİYELİN/MYELIN[İng.] ile/ve/||/<> SİNİR GÖZESİ/NÖRON
( Sinir gözelerinin aksonlarını saran yalıtıcı tabaka. İLE/VE/||/<> Sinir gözesi. )
- SIP ile/||/<> SIPA
( Tay[iki yaşına girmiş]. İLE/||/<> Eşek yavrusu[bir yaşında]. )
- SİPER-İ SAİKA[Ar.]/PARATONER[Fr. < PARATONNERRE]["PARATONEL" değil!] değil/yerine/= YILDIRIMSAVAR/YILDIRIMKIRAN/YILDIRIMLIK
- Şİ'R[Ar. çoğ. EŞ'ÂR] ile ŞÎR[Ar.]
( Anlama. | Şiir, edebî değeri olan nazımlı ve uyaklı söz. İLE Arslan. | Süt. | Yiğit, yürekli. )
- SIR:
GİZLİ ile/değil DİLE GEL(E)MEYEN
- Sİ'R[Ar. çoğ. ES'ÂR] ile SÎR[Ar.]
( Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle zorunlu gereksinim maddeleri için devletçe saptanan fiyat. [Fars. NARH] İLE Tok, doymuş. | Sarmısak. )
- SIRT SIRTA
- SİS ile İS
( Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su ya da buhar tanelerinden oluşan bulutların, çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman. İLE Dumanın, değdiği yerde bıraktığı, kara leke. | Sürme. )
( FOG vs. SOOT )
- ŞİVE[Fars.]/AKSAN[Fr./İng. < ACCENT] değil/yerine/= VURGU/ÖZÜN/AĞIZ
- SİVRİSİNEK ile/ve GÖLE/K
- SIYÂNET[Ar.] değil/yerine/= KORU(N)MA
- KÜFÜR:
[ne yazık ki]
SİYASETTE değil/yerine/>< GECE ve TOPRAK ve DENİZ ve DOST
( Hakikati örter. DEĞİL/YERİNE/>< Dünyayı örter. VE Tohumu örter. VE Dibini örter. VE Dostun, ayıbını örter. )
( KÜFR: Bir şeyin üzerini örtmek. )
- SIYÂS/Î[Ar. < SIYSA] ile SİYÂSÎ[Ar.]
( Kaleler. | Köşkler. | Sığınılacak yerler. İLE Siyâset gereği olan. | Diplomatça olan, politik. | Siyâsetle uğraşan. )
- SİYER/SİRE[< SÎRET] ile TERCEME (NEFSEHU/Lİ-NEFSEHİ)
( AHLÂK VE YÜKSEK VASIFLAR | HZ. MUHAMMED'İN YAŞAMINDAN BAHSEDEN KİTAP )
- ŞİZOFREN/İ ile MÜNÂFIK/LIK[< NİFÂK]
( Beynin kimyasının bozukluğu. İLE Kalbin kimyasının bozukluğu. )
- SKANDAL[FR. < SCANDALE] ile/||/<> KRİZ
- SOBA[Macarca SZOBA] ile ŞÖMİNE[Fr. CHEMINEE]
( İçinde, kömür, odun ya da gaz yakılan, elektrikle de çalıştırılabilen ısınma aracı. İLE Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla ya da taştan yapılmış, bacası olan yer, ocak. )
- ŞOK OLMAK değil ŞOKE OLMAK
- SOLGUN değil/yerine/</>< OLGUN
- SOLMAK ile/değil/yerine/||/>< OLMAK
- SÖMESTR/E[Fr.] değil/yerine/= YARIYIL
- SONA değil SONRA
- SORGUSUZ ile/ve/||/<>/> SORUSUZ/SUALSİZ[Ar.]
- SORU ile/ve/> SORUN ile/ve/> SORUNSAL
( Sorun olmadan/yoksa soru da olmaz/oluşmaz. )
( QUESTION and/> PROBLEM and/> PROBLEMATICAL )