Bugün[30 Haziran 2025]
itibariyle 6295 başlık/FaRk ile birlikte,
6287 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(11/27)


- HALT (ETMEK) ile/değil/yerine/>< HÂL (ETMEK)


- HALT (ETMEK) ile/değil/yerine/||/>< HALK (ETMEK)

( Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma. | Uygun olmayan, beğenilmeyen. | Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Oluşturma, "yaratma". )


- [ne yazık ki]
HAMAKÂT ile/<> İNAT

( Ahmaklık, "beyinsizlik", bönlük(HALÂFET, HUMK, HÜTR) İLE/<> Ne yapmayacağını bilmemek. )


- HAMAL[Ar.] değil/yerine/= YÜKÇÜ


- HAMD İLE AMD

( Yüceltme. İLE Niyet, kast, karar. )


- HAMD/MEDED ile/ve ŞÜKÜR ile/ve MEDİH ile/ve HİMMET

( Genel. İLE/VE Özel. İLE/VE ... )

( Gövdemin her zerresi gelse de dile şükrünün binde birini yapamaz bile )


- HAMMAL değil HAMAL


- [HANGİ]
(")HAKLA?(") (HİZMET)
ile/ve/değil/yerine/||/<>
AKLA? (HİZMET)


- HANIM-HANIMCIK (OTURMAK, HAREKET ETMEK)


- HANÎS[Ar.] ile HÂNİS[Ar.]

( Yemini bozup altından çıkmayan. İLE Ettiği yemini yerine getirmeyen. )


- HAN/KERVANSARAY ile/||/<> SULTANHANI ile/||/<> RİBAT

( Kervan yolları üstünde belirli aralıklarla yapılmış olan konaklama yapılarıdır. Genel adı "Han"dır. (Bkz. Ribat, Sultanhanı) Ticari ve yarı askeri sivil mimarlık örnekler olan bu yapılar, kent içlerinde de bulunabiliyordu. İLE/||/<> Anadolu Selçuklu döneminde çoğu sultanlar tarafından yaptırılan han ve kervansaraylar için kullanılan sanat tarihi deyimi. Genellikle biri kapalı, öteki açık avludan oluşan iki bölümlü bir şema gösterirler. Açık avlu ortasında "köşk mescit" bulunur. Taş süslemeler özellikle girişlerde yoğunlaşır. Her türlü konaklama gereksinimini karşılayan vakıf kuruluşlardı. İLE/||/<> Kaynağı ileri karakol anlamında olan yarı askerî yapılar. Sonradan, han ve kervansaraylar için geç döneme kadar kullanılan yerleşik bir terim. )


- HARAKET değil HAREKET


- HARAM ile/değil/yerine/>< HUZUR

( Haramda huzur ararsan, huzur sana haram olur. )


- HARCAMA ile/ve/<>/> YALNIZLIK

( Kazanmak için etrafındakileri harcayanların elde edeceği şey "galibiyet" değil yalnızlıktır. )


- HARCAMALARINDAN KALANI TASARRUF ETMEK değil/yerine TASARRUFLARINDAN KALANI HARCAMAK


- HAREKET:
CEVHER'DE ile NİCELİK'TE ile NİTELİK'TE ile MEKÂN'DA


- HAREKET DURUMUNDAKİ TEK BUZUL:
PERITO MORENO

( Dünyanın, hareket halindeki tek buzulu olan bu buzul, adını, Patagonya'da uzun süre bilimsel çalışmalar yapan, Şili-Arjantin sınırının da çizilmesine yardımcı olan, ancak bu buzulu hiç görememiş olan Francisio Moreno'dan almıştır. [Buzullar, genellikle yükseklerde (Tibet, Himalaya gibi) ya da Kutup'a çok yakın enlemlerde (Grönland, Alaska, Antartika gibi) oluşur. Bu durumda, iki etmen de bulunmamaktadır. Bu buzulu, bol kar, rüzgâr ve nem ortaya çıkarmıştır.] )

( 257 km² yüzeye, 34 km. uzunluğa ve 4 km. genişliğe sahiptir. Gölle buluştuğu noktada yüksekliği 60 m.[su altında 100 m. daha | gölden 6 km. geride ise 400 m.] )

( Her gün 1-2 cm. ilerleyen buzulun hacminde pek bir azalma olmadığı belirtiliyor. )


- HAREKET EDEN/ETTİREN ile/ve DEĞİŞEN

( Bir cismin belirli konumlarda belirli aralıklarda bulunması. İLE/VE ... )

( * Hareket nedir? * Şey nedir? * İlke nedir? * Aralarındaki ilişki nedir? İLE/VE Değişenin bilgisi elde edilebilen şey değildir, kesin olarak elde edilemez. )

( ACTIVATOR vs./and ALTERATION )


- HAREKET EDEN ŞEY ile HAREKET ETMESİ BAKIMINDAN ŞEY


- HAREKET:
GÖRELİ ile/ve/<> BAĞIL


- HAREKET:
NESNENİN/DURANIN, KENDİNİ BULUNDUĞU DURUMDAN/NOKTADAN OLUMSUZLAMASI/DIŞARI ÇIKARMASI ile/ve/||/<>/> YENİDEN OLUMLAMASI/YAPILANMASI


- HAREKET:
NOKTA ve/<> HAT ve/<> SATIH/YÜZEY ve/<> HACİM/CİSİM


- HAREKET ile/ve ARDIŞIKLIK


- HAREKET ile/ve BELİRLEYİCİLİK

( MOVEMENT vs./and DETERMINATION )


- HAREKET ile/ve BELİRSİZLİK

( MOVEMENT vs./and INDEFINITENESS )


- HAREKET ve/<> BEREKET

( Varoluşu sağlar. VE/<> Varoluşun sürekliliğini sağlar. )


- HAREKET ve/<> BİÇİM ve/<> UZAM


- DEVİNİM/HAREKET[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/> DAVRANIŞ

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bilinçsiz/bilinçli hareket. )

( [not] MOVEMENT vs./and/but/||/<>/> BEHAVIOUR )


- HAREKET ile/ve/değil DEĞİŞİM

( [not] MOVEMENT vs./and/but ALTERATION )

( GAMANA ile/ve/yok/değil VIPARINAMA )


- HAREKET ve/<> DİNGİNLİK


- HAREKET ile/ve DİRİLİK


- HAREKET ile/ve/||/<> DUYGU

( MOTION vs./and/||/<> EMOTION )


- HAREKET ve/||/<> DUYGULANIM ve/||/<> BENZETME

( İki kişi arasındaki tüm ilişkilerde ve temelinde, anne ile çocuğun ilişkisinde, yerli yerinde ve yeterince bulunması gerekenler... )


- HAREKET ile/ve ETKİLEŞİM


- HAREKET ile/ve ETKİNLİK

( Hareket, tamamlanmamış etkinlik; etkinlik ise tamamlanmış harekettir. )

( Geçmiş-Şimdi-Gelecek'in bütünlüğü. )

( MOVEMENT vs./and ACTIVITY )


- HAREKET ile EYLEM

( MOVEMENT vs. ACTION )


- HAREKET ile EYLEM

( MOVEMENT vs. ACTION )


- HAREKET ve/> EYLEM ve/> YAŞAM ve/> BİLİNÇ

( HAREKET: Bil-kuvve olanın, bil-fiil olması için gerekli çaba. )

( MOVEMENT and/> ACTION and/> LIFE and/> CONSCIOUSNESS )


- HAREKET ile/ve FİİL


- HAREKET ve/= HAKK


- HAREKET ile HAREKÂT


- HAREKET ile/ve HAREKETİN AMACI

( MOVEMENT vs./and THE AIM OF THE MOVEMENT )


- HAREKET ve/<> HAREKETTE DİNGİNLİK


- HAREKET ile/ve HİKMET


- HAREKET ile/ve İMAR

( MOVEMENT vs./and TO IMPROVE )


- HAREKET ile İNTİKAL


- HAREKET ve KEMÂL/SINIR

( Her hareket, kemâline erer/sonlanır. )


- HAREKET ile/ve/değil KESİNTİSİZLİK


- HAREKET ile/ve KIMILDAMA


- HAREKET ile KIPIRTI


- HAREKET ile/ve KUVVET

( MOVEMENT vs./and POWER )


- HAREKET ve NESNE

( MOVEMENT and MATTER )


- HAREKET" ile/ve "NUMARA"


- HAREKET ve OLUŞ ve YOKOLUŞ


- HAREKET ve SABİTLİK

( MOVEMENT and CONSTANCY )


- HAREKET ile SES ile KONUŞMA

( MOVEMENT vs. VOICE vs. SPEECH/TO TALK )


- HAREKET ile/ve ŞEY

( Çırpıntı ve su ayrı değildir. Bizi suyun var oluşundan haberdar eden de o çırpıntıdır. )

( MOVEMENT vs./and THING
The commotion and the water are not separate. )


- HAREKET ile/ve SINIRLILIK


- HAREKET ve/<> SÜKÛN

( Kendi halini/yerini bulmak/bulmaya çalışmak. VE/<> Tamamlanma. )

( Hareket, sükûn ister. VE/<> Sükûn/et, hareketin ademidir/yokluğudur. )

( Kasların, harekete; zihnin, sükûna gereksinimi vardır. )

( Özde, hareket aranmaz/"bulunmaz". )

( DOĞA: Hareketin yasalarının bilimi. )

( HAREKET: Doğal yerinde bulunmama. )


- HAREKET ve/> SÜREKLİLİK


- HAREKET ile/ve SÜRÜKLENME

( MOVEMENT vs./and TO DRAG )


- HAREKET ile/ve/<> TELÂŞ


- HAREKET ve/> TİN/PSİŞE ve/> ZEKÂ

( Değiştirir. VE/> Birleştirir. VE/> Dönüştürür. )

( Alterates. AND/> Combines. AND/> Tranforms. )

( MOVEMENT and/> PSYCHE and/> INTELLIGENCE )


- HAREKET ve/> ÜMİT/UMUT

( MOVEMENT and/> HOPE )


- HAREKET ile/ve/||/<> UYUMLULAŞTIRILMIŞ HAREKET


- HAREKET ile/ve/değil YER DEĞİŞTİRME(İNTİKAL)

( Basit düzeydeki zihinlerde, hareket, yer değiştirme olarak yorumlanır. )


- HAREKET ve/> YÖN

( Hareketin başladığı andan itibaren yön oluşmaya başlar. )

( Hareketin, yöne gereksinimi vardır. )

( Yön, İbni Sinâ'nın tüm kitapları, ayrı ayrı ve başlı başına bir bölümdür. )

( MOVEMENT and/> DIRECTION )


- HAREKET/DEVİM ile/ve ETKİNLİK/DEVİNİM

( MOVEMENT vs./and ACTION )


- HAREKET-İ MÜSTAKÎME ile HAREKET-İ UFKİYE ile HAREKET-İ MENKÛSE


- HAREKETİ-İ İRÂDİYE ile İRÂDE-İ AKLİYE

( Hayvan/da. İLE İnsan'da. )


- HAREKETİN KAYNAĞI ile BİLGİNİN KAYNAĞI


- HAREKET'İN:
NEDEN'İ ile/ve NASIL'I


- HAREKETİN SÜREKLİLİĞİ:
DOĞADA ile/ve/<> YAŞAMDA

( Sürekli oluşum. İLE/VE/<> Sürekli insanlaşma. )

( Yaşamdaki temeddün, doğadaki tekevvün'ün devamıdır. [ve bunun da sonsal amacı, kişinin, daha da insanlaşarak, olgunluğa/kemâle ermesidir.] )

( DOĞA: Hareket ile sükûnun ilkesi. )

( TEKEVVÜN ile/ve/<> TEMEDDÜN )


- HAREKETLİ/LİK ile/ve/<> ETKİN/LİK


- HAREKETSİZ DİRENİŞ ile/ve/||/<> SESSİZ ÇIĞLIK


- HAREKETSİZLİK ve/||/<>/> ÇÜRÜME


- HAREKET'TE:
İŞÂRÂT-I HİSSİYE ile/ve MAKSADÜ'L HAREKET


- HAREKET'TE:
YER DEĞİŞTİRMEK değil KENDİ İÇİNDE DEĞİŞMEK


- HARÎKA[Ar.] ile HÂRİKA[Ar. < HAVÂRIK] ile HÂRİKA[Ar.]

( Bulamaç, yulaf vs. lapası. | Acı, sızı. İLE Olanakların üstünde olup kişide hayret uyandıran. İLE Ateş, od. )


- HARIL HARIL ile HALDIR HALDIR (ÇALIŞMAK)


- HASEN[Ar.] değil/yerine/= GÜZEL


- HASENÂT[< HASENE] ile İNFÂK

( İYİLİKLER, HAYIRLI İŞLER, GÜZELLİKLER )


- HASEP <> HASSA/HASİYET

( Kişisel özellikler, nitelikler. <> Özgülük, hassa. | Yarar, etki. )


- HÂSILA[Ar.] ile/ve/<> HÂSILAT[Ar.]

( Bir işten elde edilen sonuç. Elde edilen kazanç. | Sonuç, netice. İLE/VE/<> Herhangi bir işten husûle gelen şeyler, temettü', yarar/fayda, îrât, vâridat, gelir, kazanç. | Ürün. )


- HAŞR[Ar.]-KALKMAK/KOPMAK

( Gizlendiği yerden ortaya çıkmak.[HA-ŞA-RA > HA-ŞA-RE: Açıkta olmayan. Gizlendiği yerden çıkan.] İLE/VE/||/<> Oturduğu/görüldüğü yerden kalkmak.[Kıyam, kıyamet.] )


- HASSASİYET ve/<>/>/< HAYSİYET


- HATA/KUSUR ARAMAK/BULMAK (İÇİN/ÜZERE) ile/değil/yerine BİR EKSİĞİNİ/HATASINI (DAHA) DÜZELTTİRMEYE ARACI OLMAK


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> AĞMAN

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Eksiklik, kusur, ayıp. )


- HATA ile/ve/değil/||/<>/< ÇIKMAZ "SOKAK"

( İnsanda/kişide[kişinin emeğinde, üretiminde, davranış ve tutumunda, sözünde/yazısında/çiziminde, yeğlemesinde ve seçiminde] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Doğada/fizikte/kimyada, dirimbilimde. )


- HATA ile/ve/||/<> DENEYİM

( Hatalarımız, deneyimimizi artırır; deneyimlerimiz de hatalarımızı azaltır. )


- HATA ile/ve/||/<>/< GURUR


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> YETERSİZLİK


- HATA ile/ve/değil/||/<>/> (YÜKSEK) BEDEL


- HATALARI/NI ...:
KABUL ET! ve/||/<>/> DERS AL! ve/||/<>/> TEKRARLAMA!


- HATALARINLA:
[ya] YÜZSÜZLEŞMEK ya da/değil/yerine YÜZLEŞMEK

( Kişinin, kendiyle yüzleşmeye yüzü yoksa, başkalarının hatalarıyla oynar durur. )


- HÂTIR[< HUTÛR] ile HAVÂTIR[< HÂTIRA]

( Zihin, fikir. | Keyif, hâl. | Gönül. (FÜTÛHÂT[< FETH]-SÜNÛHÂT[< SÜNÛH]-ZUHÛRÂT[< ZUHÛR]-İLHÂMÂT[< İLHAM])(HÂTIR~İLM-İ LEDÜN) İLE Hâtıralar, düşünceler/fikirler. )


- HATIRLAMAK[Ar.] ile/değil/yerine/= ANIMSAMAK


- HATT ile HATT

( Çizgi. | Satır. | Yol. | Yazı. | Parmağın onikide biri olan bir ölçü. İLE Sevgilinin yüzündeki ayva tüyleri. | Gençlerin yüzünde yeni çıkan sakal ve bıyık, sarı tüyler. )

( Yazı/hatt, üstâdın öğretisinde gizlidir. Kıvamı, çok yazmaktadır; devamı, İslâm dini üzere olmaktır. )


- HATTAT["HATAT" değil!] ile KÂTİP

( ... ile TUSSİ-TUSSİ: Mektup yazıcısı. [TUSSİ: Mektup] )


- HATTAT'IN/"USTA"NIN YAZDIKLARININ, ...:
HEM KENDİNİN, HEM DE HERKES TARAFINDAN OKUNABİLENLERİ ile/ve/||/<> SADECE KENDİNİN OKUYABİLDİKLERİ ile/ve/||/<> NE KENDİNİN, NE DE BAŞKASININ OKUYABİLDİKLERİ


- MÜDAFAA:
HATTI ile/ve/değil/||/<>/< SATHI


- HAVA ATMAK ile/ve/değil/yerine/||/</>< HAVA KATMAK


- HAVA "ATMAK" ile/değil/yerine PAYLAŞMAK


- HAVL = TÂKAT


- HAYAL GÜCÜ:
TEKRARLAYICI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YARATICI

( IMAGINATION: PRODUCTIVE instead of/vs./||/<>/> REPRODUCTIVE )


- HAYAL ile/ve/değil/||/<>/< ARAYIŞ


- HAYÂL değil/yerine/= DÜŞ(LEM)/SAYIK


- HAYAL ile/ve/||/<>/> OLANAKLI ile/ve/||/<>/> GERÇEK

( Konuşuyorsak. İLE/VE/||/<>/> Öngörüyorsak. İLE/VE/||/<>/> Planlıyorsak. )


- HAYAL(İN)DEN "YOLA ÇIKMAK" ile/değil/yerine HAYALLER(İN)DEN YARARLANMAK


- HAYATI/NI YAŞAMAK ile/değil/yerine ADAM OLMAK


- HAYBE/T[Ar.] ile HEYBET[Ar.]

( Boş, işe yaramaz, anlamsız iş. İLE Korku ve saygı uyandıran görünüş. )


- HAYIR:
"BİR" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (")BİN(")

( [(")İstediğimiz(") ...] Oluyorsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Olmuyorsa. )


- HAYIR! DİYEBİLMEK ve/||/<>/> ÖNCELİKLİLERİN BELİRLENMESİ ve/||/<>/> YAKINMAMAK


- HAYIR İŞ(LER)İ ile/ve/değil/||/<> ADÂLET


- HAYIR ile/ve/||/<> HIZIR ile/ve/||/<> KADİR

( [Bil!] Her olayı. İLE/VE/||/<> Her geleni. İLE/VE/||/<> Her geceyi. )


- HAYIR ve/||/<>/> İMÂRET

( ... VE/||/<>/> Yoksullara ve öğrencilere yemek dağıtmak üzere kurulmuş hayır kurumları. )


- HAYIR >< İSRAF

( Hayırlıda israf, israfta hayır olmaz. )


- HAYIR = NO[İng., İt., İsp.] = NON[Fr.] = NEIN[Alm.]


- HAYIRHAH değil/yerine/= İYİLİKSEVER


- HAYIRLI İŞLER! ile KOLAY GELSİN


- HAYIRLI OLMAK değil/yerine/= İYİLİK GETİRMEK


- - "..., HAYIRLI OLSUN" ile/ve/değil/||/<>/>/< "..., (... İÇİN) (DE) HAYIRLI OLSUN, HAYIRLARA VESİLE OLSUN"

( Kutlama. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Tesellî. )


- HAYIRLI ÖMÜR ile/ve/||/<>/> HAYIRLI ÖLÜM


- HAYIRSEVER/HAYIRPERVER = HAYIRHAH[Ar., Fars.]

( Yoksullara, düşkünlere, yardıma gereksinimi olanlara, iyilik ve yardım etmeyi seven, iyiliksever, yardımsever. | İyilik dileyen/isteyen, iyicil. )


- HAYR:
SÖZ (İLE) ile/ve/||/<> SÜKÛT (İLE) ile/ve/||/<> NAZAR (İLE) ile/ve/||/<> AMEL (İLE)


- HAYR ile/ve/||/<> TEVHÎD


- HAYRAN ile/ve/> HAYRAT

( Hayran olduğuna, hayrat ol! )


- HAYRANLIK ile/ve/||/<>/> İÇSELLEŞTİRME


- HAYRANLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> TESLİMİYET


- [ne yazık ki]
HAYRANLIK DUYANI ve/||/<> GÖRMEMEZLİKTEN GELENE

( Görmemezlikten geliyoruz. VE/||/<> Hayranlık duyuyoruz. )


- HAYRÂT[< HAYR]: HAYIRLI İŞLER | HAYIR İÇİN KURULAN MÜESSESELER [ÇEŞME, HASTAHANE, AŞHÂNE]


- HAYVAN GİBİ YAŞAYAN "KİŞİ/İNSAN" ile/değil/>< İNSAN GİBİ HAREKET EDEN "HAYVAN"


- HAYVAN SÜRÜSÜ ile/ve/||/>< İNSAN TOPLULUKLARI

( Kalabalıklaştıkça akıllanır. İLE/VE/||/>< Kalabalıklaştıkça aklını kaybeder. )


- HAZ" ve "GÜÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM ve DEĞER


- HAZ ile/ve/değil/yerine/<>/> İHTİZAZ

( Gövdesel. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Zihinsel. )


- HAZ ile/değil/yerine OLGUNLUK

( Olgunluk, hazzı erteleyebilme becerisidir. )


- HÂZIK[Ar.] değil/yerine/= BECERİ SAHİBİ


- HAZIR ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÜRETMEK/YAPMAK

( [not] TO BUY A READY PRODUCT vs./and/but/||/<>/< TO PRODUCE/MAKE
TO PRODUCE/MAKE instead of TO BUY A READY PRODUCT )


- HAZIR OLMAK/OLAN ile/ve/<> İSTEKLİ OLMAK/OLAN


- HAZIR OLMAK ile/yerine AKŞAMDAN(/ÖNCEDEN) HAZIRLANMAK


- HAZIR OLMAK ile/ve/<>/değil/yerine HAZIRLIKLI OLMAK


- HAZIR (OLMAK) ile/ve/> RAHAT (OLMAK)


- HÂZIR ve NÂZIR


- HAZIRLAMA ile/ve/||/<>/> SUNMA


- HAZIRLIKSIZ ... ile/değil/yerine/>< HAZIRLIKLI ...


- HAZİRUN değil HAZIRUN


- HEBÂ değil/yerine/>< ÇABA


- HEBÂ ile/değil/yerine FEDÂ


- HEDEFİ BELİRLEMEK ile/ve/||/<>/> ÇITAYI YÜKSELTMEK


- HEDİYELEŞMEK ve/||/<>/> NİTELİKLİ BERABERLİK


- HEGEMONYA[Yun. < HEGEMONIA]["HEGAMONYA" değil!] ile BASKI

( ... İLE Bir devletin, başka bir devlet üzerindeki siyasi üstünlüğü ve baskısı. )


- HEKİM ile NİTÂSÎ[Ar.]

( ... İLE Anlayışlı hekim. )


- HEKİMLER ile/ve/<> PİLOTLAR


- HEMŞİRE/ŞVESTER değil/yerine/= SAYRICI < KARDEŞ[KADIN]


- HEPİMİZ:
AYNIYIZ değil AYNI DEĞERDEYİZ


- HER BİLDİĞİMİZİ ... ile/ve/||/<> HER SÖYLEDİĞİMİZİ ...

( Söylemiyoruz! İLE/VE/||/<> Biliyoruz! )


- HER DERDE DEVÂ OLAN:
(")SARIMSAK(") ile/ve/değil/||/<>/< SARILMAK


- HER ELİNİ SIKAN İLE ... ile/ve/<> HER CANINI SIKAN İLE ...

( Dost olma! İLE/VE/<> Düşman olma! )


- HER GÜN ...:
BİR ile/ve/||/<>/> ÜÇ ile/ve/||/<>/> BEŞ
İŞ/GÖREV

( [Her gün ...]
Büyük bir işi/görevi yerine getirebilmek. İLE/VE/||/<>/> En az üç orta işi/görevi yerine getirebilmek. İLE/VE/||/<>/> En az beş küçük işi/görevi yerine getirebilmek. )


- HER İŞE KARIŞMAK =/<> HİÇBİR İŞ YAPMAMAK


- HER KOŞUL ALTINDA GEÇERLİLER ile/ve/||/<>/> MÜKEMMELLEŞME


- (HER KOŞULDA) YAP!:
NE YAPABİLİYORSAN ile/ve/||/<> NE KADARINA SAHİPSEN ile/ve/||/<> NEREDEYSEN

( (IN ANY CONDITION) DO:
WHAT YOU CAN vs./and/||/<> WHAT YOU HAVE vs./and/||/<> WHERE YOU ARE )


- HER NE OLURSA ve/||/<> DİLİM/İZ DURURSA

( Bana, benden olur. VE/||/<> Başım barış/selâmet bulur. )


- HER ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BAZI

( [kitap] Okunmaz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazılarına başvurulur. )

( [eşya] Kullanılmaz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazıları saklanır. )

( [yazar] Sevilmez. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazıları (sadece) beğenilir. )


- HERKES, KENDİ İŞİNE BAKSIN! değil HERKES, KENDİ İÇİNE BAKSIN!


- HERKES YAPIYORSA BIRAK YAPSINLAR | KİMSE YAPAMIYORSA BEN NASIL YAPAYIM ile/değil/yerine/>< HERKES YAPIYORSA BEN DE YAPABİLMELİYİM | KİMSE YAPAMIYORSA BEN YAPAYIM


- HERKESE YETİŞMEYE ÇALIŞMAK ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> KENDİNE GEÇ KALMAK


- HER ŞEY ile HİÇBİR ŞEY

( Zamanla telâfi edilebilir. İLE Geçip giden zaman, hiçbir şeyle telâfi edilemez. )


- HERŞEYİ YAZMAK ile/ve/değil/yerine YAZILABİLDİĞİ KADAR/INI YAZMAK


- HERŞEYİN DÜZELECEĞİNE ve/||/<> HERŞEYİ DÜZELTEBİLECEĞİNE ve/||/<> HERŞEYİN BİTECEĞİNE

( İnanarak dileyelim! VE/||/<> İnanarak çabalayalım! VE/||/<> İnanarak sabredelim! )


- HESAP SORMAK ile/değil/yerine ANLAMAK ÜZERE SORU SORMAK


- HESAP SORMAK ile/değil/yerine ÇÖZÜM/KATKI SUNMAK


- HESAP SORMAK ile/değil/yerine UYARMAK


- HESAPLAMA:
MÜHENDİSLİK ve/||/<> LOJİSTİK


- HESAPLAMA ile/ve/<> AÇIKLAMA


- HEVES KIRILMASI ve/<>/> YALNIZLIĞA YÖNELİM/DÜŞKÜNLÜK


- HEVES/ŞEVK değil/yerine/= İSTEYİŞ/İSTEK


- HEVES ile GIPTA


- HEVES ile/ve/değil/yerine/||/<>/> HEDEF

( [kişiyi ...] Oyalar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Yola çıkarır. )


- HEVESKÂR ile/ve/değil/yerine GAYRETKÂR

( Olgun kişi, kişileri topluma yararlılık konusunda heveslendirerek, iyi çalışmalarını sağlar. )


- HEVESKÂR ile TALEBE

( İsteme[/eğilimli]. İLE Gayret eden, İsteyen[talep eden]. )


- HEVESKÂR ile/değil/yerine TALEPKÂR

( Tembel olur. İLE/DEĞİL/YERİNE Gereğini yerine getirebilecek kadar çalışkan olur. )


- HEVESLİ ile/ve HAZIR


- HEYECAN:
TÜMELİN > TEKİLLEŞMESİ


- HEYECAN ile/ve/değil/||/<>/< ÜMİT


- HEYÛLA ve/<> SÛRET ve/<> ŞEKİL ve/<> NİTELİK


- HİBE değil/yerine/= BAĞIŞ


- HİÇ VAR OLMAMAK değil/yerine "TELEF OLMAK"


- HİÇBİR ŞEYE SAHİP OLMAMAK değil HİÇBİR ŞEYİN, BİZE SAHİP OLMAMASI


- HİDÂYET = KILAVUZLANMA


- HİKMET ve/||/<> DENGE/İTİDAL


- HİLE HURDA" değil HİLE HUD'A[Ar.]

( ... DEĞİL Hîle, düzen, oyun, aldatma. )


- HİLE[Ar.]/DESİSE[Ar.]/FENT[Fars.]/DEK[Fars.]/ENTRİKA[Fr. < INTRIGUE] değil/yerine/= DOLAN/AYAK OYUNU/DALAVERE


- HİLEKÂR[Ar. HİLE | Fars. -KÂR]/AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DOLANCI, DALAVERECİ


- HİMÂYE[Ar.] değil/yerine/= KORUMA/GÖZETME/ESİRGEME/KORUYUCULUK/GÖZETİM


- HİMMET ile/ve/<>/< HİKMET ile/ve/<>/< HİZMET

( Yardım. İLE/VE/<> Bereket. İLE/VE/<> İç yardım. )

( İSLÂM: Allah'ın emirlerine tâzim, kullarına hizmet. )

( BABA, HİMMET! OĞLUM, HİZMET! )

( BİN'E HİZMET, BİR'DEN HİMMET )

( GÖRÜNMEYENE HİZMET
GÖRÜNENDEN HİZMET
[GÖRÜNENE HİZMET, GÖRÜNMEYENDEN HİMMET] )

( Onu bile, kurtuluşa erdirmek üzere hizmet et! )

( Hizmet edersen, himmet edilirsin! )


- HINBIL ile/değil HIMBIL

( Şişman ve uyuşuk kişi. | Aciz, zavallı. | Bir çeşit iskambil oyunu. İLE/DEĞİL Hizmetçi. | Eşek. )


- HİPERAKTİF ile/değil HAREKETLİ

( Öğrenme becerisi gösteremeyenler için geçerlidir. İLE ... )

( Nohut, boncuk vb. gibi şeyleri, önündeki ağzı dar şişeye 1-2-3 dk. boyunca doldurabiliyorsa ve dikkatini belirli sürelerde bir şeyler üzerinde tutabiliyorsa hiperaktif değildir! )


- HIRİSTİYAN ile/||/<> CERAHOR

( ... İLE/||/<> Ordu hizmetlerinde kullanılan Hıristiyanlara verilen ad. )


- HIRS değil/yerine/>< SABIR


- HIRS değil/yerine/>< YASA


- HIRSIZ değil/yerine/></< HIRSSIZ

( Hırssız kişi, hırsızlığa gerek duymaz. )


- HIRSIZLIK ile YAĞMA


- HISIM-AKRABA


- HİSS-İ SELÎM/İLHÂMÂT-I RABBÂNÎ/BON SENS[Fr.] değil/yerine/= SAĞDUYU


- HİTÂB/EN ile/değil İTHÂF/EN


- HIYAR ile HIYAR[AHYÂR]

( Salatalık. İLE Kendi ve başkaları/toplum için yararlı işler yapan, hayırlı olan kişi.[Argodaki ve tırnak içinde, "anlamaz, işe yaramaz" olarak "yerme" anlamındaki kullanımı "kişisel" ve kötü, yanlış bir kullanımdır.] )


- HİYERARŞİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HETERARŞİ

( Dikey (ilişki). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yatay (ilişki). )


- HIZ değil/yerine/>< DAYANÇ/SABIR


- HIZ ve/=/||/<>/> SORUN


- HİZAYA GELMEK değil/yerine/= DÜZ SIRA OLMAK


- HIZLANDIRICI ile/ve KOLAYLAŞTIRICI

( SPEEDER vs./and FACILITATER )


- HIZLANDIRMA ile "EKONOMİK"


- HIZLI GİTMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZAĞA GİDEBİLMEK

( [... için/istiyorsak ...]
Yalnız gidilmeli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Birlikte gidilmeli. )


- HIZLI KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKICI KONUŞMAK


- HIZLI MODA ile/değil/yerine/>< YAVAŞ MODA

( )

( Gerçek Bedel[The True Cost] ve Irmak Mavisi[River Blue] belgesellerini de izleyelim, bilgilenelim, bilinçlenelim, çevremize duyuralım! )


- HIZLI ÖRGÜTLEN(EBİL)ME ile/ve/değil/<> NİTELİKLİ ÖRGÜTLENME


- HIZLI ile/ve/değil/yerine HAREKETLİ

( [not] FAST vs./and/but ACTIVE
ACTIVE instead of FAST )


- HIZLILIK ve/<> TEKNİK ve/<> GÜÇLÜLÜK ve/<> ESNEKLİK


- HİZMET:
40'INA KADAR ile/ve/<>/> 40'INDAN SONRA

( Ben, neye/kime? İLE/VE/<>/> Ne/kim, bana? )


- HİZMET:
AŞK İLE değil SEVGİ/MUHABBET İLE


- HİZMET ETMEK ve/<> ÖTEKİLERİ İHMAL ETMEMEK


- HİZMET[bkz. HİDMET, HİDEMÂT] değil/yerine/= İŞ GÖRME, GÖREV


- HİZMET:
MİNNETSİZ ve/<> KÜLFETSİZ ve/<> ÜCRETSİZ ve/<> TEŞEKKÜRSÜZ


- HİZMET:
REHBETEN[Ar.] ile/değil/yerine/>< RAĞBETEN[Ar.]

( Korkarak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İsteyerek. )


- HİZMET:
| YARARLANILAN ile/ve/<> ETKİLENİLEN | ile/değil/yerine KATILINAN


- HİZMET ve/<> ÂRİF


- HİZMET ile/ve DESTEK

( SERVICE vs./and SUPPORT )


- HİZMET ile/ve/<> DEVİNİM

( Hizmet etmek/edebilmek, devindirici ve dönüştürücüdür. )

( TO SERVE vs./and/<> MOVEMENT )


- HİZMET ve EDEB


- HİZMET ve/||/<>/< GÖNÜLLÜLÜK

( SERVICE and/||/<>/< VOLITIONAL )


- HİZMET değil/yerine/= İŞGÖRÜ


- HİZMET ile/ve/||/<> İZZET

( ... İLE/VE/||/<> Büyüklük, yücelik, ululuk. )


- HİZMET ile/ve/değil/yerine KARŞILIKSIZ HİZMET


- HİZMET ile KATKI


- HİZMET ile/ve/<> KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME

( Hizmet ederek kendini gerçekleştirir, kendini gerçekleştirirken/gerçekleştirmek için de hizmet edebilirsin/etmelisin. )

( )

( TO SERVE vs./and/<> SELF REALIZATION )


- HİZMET ve/||/<> SADÂKAT ve/||/<> FEDÂKÂRLIK


- HİZMETÇİ ile BESLEK/BESLEME


- HİZMETÇİ ile/değil/yerine HİZMETLİ


- HİZMETÇİ değil/yerine/= İŞGÖREN


- HİZMETÇİ ile/ve/||/<> KAVVAM

( Hizmet gören kişi. İLE/VE/||/<> Gözeten ve koruyan kişi. İşlerin sorumluluğunu üzerine alıp iyi yöneten. )


- HİZMETÇİ ile/ve/değil/||/<> TABLAKÂR


- HİZMETİN:
[ne yazık ki]
KÖTÜ İŞLEMESİ ile/ve/||/<>/< GEÇ İŞLEMESİ ile/ve/||/<>/< İŞLEMEMESİ


- HİZMETLİ ile MÜTEFERRİKA

( ... İLE Küçük giderler için ayrılan para. | Güvenlik örgütünde, kuşkulu kişilerin ilgili yerlere gönderilmek üzere geçici olarak barındırıldıkları bölüm. | Sultan, vezir ve daha başka devlet büyüklerinin yanında, türlü hizmetlerde bulunan. )


- HİZMETNİŞİN değil/yerine/= GÖREV ALAN, HİZMET EDEN, HİZMET EDENLERDEN


- HOCA[Fars. HVÂCE] değil/yerine/= ÖĞRETMEN


- HORGÖRÜ ile/yerine HOŞGÖRÜ

( Hor görme! Hor gördüğüne muhtaç olursun. )

( Güçlü bir zihin hoşgörülü, dar bir zihin horgörülü olur. )

( DESPISE vs. TOLERANCE
TOLERANCE instead of DESPISE )


- HOŞ GÖRMEK ile/ve/değil NEŞEYLE NEŞELENMEK


- HOŞ OLMAYAN ile/ve/değil/||/<>/> YAKIŞMAYAN


- HOŞ VE ETKİLİ KONUŞMAK:
"FEDÂKÂRLIK" değil GEREKLİLİK