Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(38/79)


- KARLI ile/değil KÂRLI


- KÂRLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> VERİMLİ


- KARMA ile/ve/değil BİRLEŞİK


- KARMAŞA/KARGAŞA değil/yerine YAŞAMIN OLUŞTURULMASI

( Türdeşlik ve görelilik ile. DEĞİL/YERİNE Düzen kurarak. )


- KARMAŞA değil/yerine/>< SEVGİ

( )

( Bazı noktaları birleştirirsek "karmaşa", görünmez ve (en başta sevgi gibi) bazı (değerli) şeyler görünür olur. )


- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ:
"KARMAŞIK" değil RASTGELE OLAN


- KARMAŞIK YAPININ DEĞERİNİ DÜŞÜRMEK ile/değil/yerine KARMAŞIK YAPIYI, BASİT/KOLAY ÇÖZÜMLE ÇÖZMEK


- KARMAŞIK ile/ve/değil ÇEŞİTLİ

( [not] COMPLEX/COMPLICATED vs./and/but VARIOUS )


- KARMAŞIK ile/ve/değil DOLAŞIKLIK

( [not] COMPLEX/COMPLICATED vs./and/but ENTANGLEMENT )


- KARMAŞIK ile/değil/yerine "SARMAŞIK"


- KARMAŞIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YOĞUN


- KARMAŞIK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DERİN/LİK


- KARMAŞIKLIK ile/değil/yerine/||/<>/< VERİMLİLİK


- KARMAŞIKLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZENGİNLİK


- KARNE[Fr. < CARNET] değil/yerine/= BELGE

( Öğrencilere dönem sonlarında okul yönetimleri tarafından verilen ve her dersin başarı durumu ile devam, sağlık, yetenek ve genel gidiş durumlarını gösteren belge. | Kişilerin bir haktan yararlanmaları için bir kuruluş tarafından verilen belge. )


- KARNIBAHAR değil KARNABAHAR


- KARŞI ÇIKMAK ile/değil/yerine ELEŞTİRMEK


- KARŞI KARŞIYA ile/ve/değil/yerine/||/>< BAŞ BAŞA


- KARŞI KOYMAK ile/değil/yerine FARKINDALIK


- KARŞI OLMAK ile/değil/yerine AŞMAK/AŞMIŞ OLMAK


- KARŞI" (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TEMKİNLİ (OLMAK)


- KARŞI ile/ve/değil/yerine/></< TAMAMLAYICI


- KARŞICIL/MUHÂLİF[Ar.] ile/ve/değil/||/<> ÇEKİNGEN


- KARŞILAŞMA ile/değil YARIŞMA


- KARŞILIĞINDA ile/değil KARŞISINDA


- KARŞILIK ile/ve/değil/||/<> BAKIŞIM


- KARŞILIK ile/ve/değil/<> IŞILTI


- KONUŞMAK:
KARŞILIKLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLİKTE


- KARŞILIKLI" ...LAŞIM değil ...LAŞIM


- KARŞİM" değil KARDEŞİM


- DÜŞMAN:
KARŞINDAKİ ile/ve/değil/||/<> "YANINDAKİ" ile/ve/değil/||/<> "İÇİNDEKİ"

( Elindeki kılıçla. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Arkasına sakladığı hançerle. )


- KARSİNOGENEZ(İS)/CARCINOGENESIS[İng.] değil/yerine/= KANSERLEŞME


- KARSİNOİT/CARCINOID[İng.] değil/yerine/= KANSERİMSİ


- KARSİNOJEN/CARCINOGEN[İng.] değil/yerine/= KANSERLEŞTİRICİ


- KARSİNOM/CARCINOMA[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜL EPİTEL URU


- KARSİNOMATÖZ/CARCINOMATOUS[İng.] değil/yerine/= KANSERSİ


- KARŞISINDAKİ -değil/yerine/=


- KARŞIT ile/değil MUHATTAB


- KARŞIT/I ile/değil/yerine ÖTEKİ UC/U


- KARŞITLIK ile/değil/yerine/>< EYTİŞİM

( Uzlaşmaz karşıtlıklara düşkünlük, zekânın zayıflığındandır. )


- KARŞIT/LIK ile/değil/yerine KARŞILIK/LILIK


- KARŞITLIK" değil/yerine/>< ZEKÂ

( Uzlaşmaz karşıtlıklara düşkünlük, zekânın zayıflığındandır. )


- KARTOGRAF/YA / KARTOGRAFİ[İng. < CARTOGRAPHY] değil/yerine/= HARİTALAMA, HARİTACILIK, ÇİZİNÇÇİ/LİK, ÇİZİMBİLİM


- KARTOROZ" değil KART HOROZ


- KARTVİZİT değil/yerine/= TANITMA KARTI


- KÂRÛN değil/yerine HÂRÛN


- KARYOLA[İt. < CARRIOLA] değil/yerine/= SEKİ/SEDİR

( Üzerine yatak yapılıp yatılan tahta ya da metal sedir. | El arabası. )


- KARYOSIT/KARYOCYTE[İng.] değil/yerine/= ÇEKİRDEKLİ GÖZE


- KARZ değil/yerine/= ÖDÜNÇ


- KAS BELLEĞİ/HAFIZASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MYELİN BAĞLARI


- KAS (GÜCÜ) ile/ve/<>/yerine/değil DÜŞÜNCE (GÜCÜ)


- | "KAS KAFA" ile/ve/||/<> "BOŞ KAFA" ile/ve/||/<> "MAN KAFA" |
ile/değil/yerine
HOŞ KAFA

( Duyduğundan bir şey al(a)mayan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu çabuk unutan, etki etmeyen. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu herkese anlatan. İLE/DEĞİL/YERİNE Duyduğunu içinde tutan. )

( Üç/dört heykel masalını okumanızı/dinlemenizi salık veririz. )


- KAS ile/ve/değil GRUP KAS

( ... İLE/VE/DEĞİL Tek bir kas gibi görünen fakat birkaç kastan meydana gelen kas. )


- KASA ile/ve/değil/yerine/<>/< KESE


- KASABA değil/yerine/= İLÇE


- KASABA değil/yerine/= KIRBUCAK


- KÂSE[Fars.] değil/yerine/= TAS

( Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak. | Kalp. )


- KAŞEKSİ/CACHEXIA, CACHEXY[İng.] değil/yerine/= HASTALIKLI ZAYIFLIK


- KASEM/YEMİN[Ar.] değil/yerine/= ANT


- KAŞIĞI/ÇATALI BIRAKMAK:
İÇBÜKEY ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DIŞBÜKEY

( Kaşığı tabağın içine ya da herhangi bir zemine sırtı tabana değecek biçimde bırakmak, hem kaşıkta kalıntının bulunmasına, hem de tabaktaysa/tenceredeyse tabağın içine kayarak batmasına neden olabilir. Çözümü ise sırtı havaya gelecek biçimde kaşığı ters bırakmaktır. )


- KAŞIK değil/yerine/= DOĞUM KAŞIĞI/KAŞIK/KISKAÇ/FORSEPS


- KAŞIKLA VERİP, KEPÇEYLE ALMAK değil/yerine KOŞULSUZ VE BEKLENTİSİZ VERMEK/HİZMET


- KAS(IL)MAK ile/değil/yerine/>< KAT(IL)MAK


- KAŞINMAK değil/yerine/ya da/>< DÜŞÜNÜP TAŞINMAK


- KASIT ile/ve/değil/||/<>/< BAĞLAM


- KASIT ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DAYANAKÇA


- KASITLI (OLARAK) ile/ve/değil/yerine ÖZELLİKLE


- KASKO[İt. < CASCO] değil/yerine/= GÜVENCELİK


- KAŞKOL[Fr. < CACHE-COL] değil/yerine/= BOYUN ATKISI


- KASTEN/KASTİ/MAHSUS değil/yerine/= İSTEYEREK/İSTENEREK/BİLEREK/AMAÇLI/AMAÇLICA


- KASTETMEK değil/yerine/= DEMEK İSTEMEK


- KASVETLİ değil/yerine/= İÇSIKAN


- KAT İRTİFAKI değil/yerine/= KAT YÜKÜMLENİMİ


- KAT MALİKİ değil/yerine/= KAT İYESİ


- KAT MÜLKİYETİ[Ar.] değil/yerine/= KAT İYELİĞİ


- KATABOLİZMA/CATABOLISM[İng.] değil/yerine/= YIKIMLAMA | YADIMLAMA


- KATALEPSİ/CATALEPSY[İng.] değil/yerine/= KASILAKALIM


- KATALİZ/ÖR[Fr. < CATALYSE/UR] değil/yerine/= TEZGEN

( Kimyasal tepkimenin olmasını ya da hızının değişmesini molekül yapısını değiştirmeden sağlayan, katalitik etkiye yol açan nesne. )

( KATALİZ: Bir nesnenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını ya da hızının değişmesini sağlayan etkisi. )


- KATAPLEKSİ/CATAPLEXIA[İng.] değil/yerine/= GEVŞEYİKALIM


- KATARAKT[Fr. < CATARACTE]/ENÜÇ[dvnlgttrk] değil/yerine/= PERDE, AKBASMA, AKSU


- KATARSİZ/KATARSİS değil KATARZİS


- KATASTROFİK/CATASTROPHİC[İng.] değil/yerine/= DEHŞET VERICİ, ÜRKÜTÜCÜ


- KATASTROFİZASYON/CATASTROPHİZING[İng.] değil/yerine/= FELAKETLEŞTİRME


- KATATONİ/CATATONIA[İng.] değil/yerine/= TUTULAKALIM


- KATEGORİ[Fr. < CATÉGORIE | İng. CATEGORY < Yun.] değil/yerine/= ULAM/DENKÖBEK

( Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi ya da benzerlik bulunanların tamamı. )


- KATEGORİLERİ BİLMEK ile/değil KATEGORİLERLE BİLMEK


- KATEKSİS/CATHEXIS[İng.] değil/yerine/= DUYGUSAL YATIRIM


- KATETER/CATHETER[İng.] değil/yerine/= DALGI


- KATETERİZASYON/CATHETERIZATION[İng.] değil/yerine/= DALGILAMA


- ANAYASA:
KATI ile/ve/değil/yerine/<> ESNEK


- KAT'I MÜKAFTİ/PARABOL değil/yerine/= ...


- KATI ile/ve/değil YOĞUN

( [not] SOLIDS vs./and DENSE )


- KATİL[Ar.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜMCÜ/ÖLDÜREN


- KATI/LIK" ile/ve/değil ISRAR/CI/LIK


- KATILIM FONU ile/ve/değil/yerine/||/<> KATILIM HESABI

( Sermaye piyasası ürünlerinden olan portföyler.[Profesyoneller tarafından yönetilir.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Katılım bankalarının, fon toplamak için kullandığı tasarruf aracıdır. )


- KATILIM SAĞLAMAK ile/değil/yerine/||/<>/< KATILMAK


- KATILIMLARINIZDAN DOLAYI ile/değil KATILIMINIZDAN DOLAYI


- KATILIRIZ/KATILMAYIZ, ...:
"O(RASI), ÖNEMLİ DEĞİL" değil "O(RASI), AYRI BİR KONU"


- KATILMAK ile/ve/değil İMAN ETMEK


- KATİ/MUHAKKAK değil/yerine/= KESİN


- KÂTİP[Ar.]/SEKRETER[Fr.] değil/yerine/= YAZMAN/YÖNETİCİ YARDIMCISI


- KATİYEN/MUHAKKAK/MUTLAKA değil/yerine/= KESİNLİKLE/KESİN/KESİNKES


- KATİYET KESBETMEK değil/yerine/= KESİNLİK KAZANMAK/KESİNLEŞMEK


- KATİYET değil/yerine/= KESİNLİK


- KAT'Î/YET[Ar.] değil/yerine/= KESİN/LİK


- KATKI ile/ve/<>/değil/yerine/|| DEVAM ETTİRME


- KATKIDA "BULUNMAK/BULUNMASI" ile/değil "ETKİ ETMEK/ETMESİ"


- KATLİAM[Ar. KATL+ÂMM] değil/yerine/= KIRIM


- KATLANDIĞIMIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAŞADIĞIMIZ/YAŞAYABİLECEKLERİMİZ

( Çoğunluk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Azınlık. [bazı yeğlemelerimizle böyle sürmek/kalmak zorunda olmadan!] )


- KATLANMA ve KİLİTLENME ile/ve/değil/||/<>/< KODLANMA


- KATLANMA/TAHAMMÜL[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAYANÇ/DAYANCA/SABIR

( Katlanmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Direnmek. )

( Maddî olanlara. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Manevî olanlara. )

( PATIENCE vs./and/<> ENDURANCE )


- KATLANMAK değil/yerine DAYANÇ/SABIR


- KATLETMEK ile/değil/yerine/>< KATETMEK


- KATLETMEK değil/yerine/= ÖLDÜRMEK


- KATMAN ile/ve/değil EŞİK


- KATOLOG değil KATALOG


- KATRE/KATRA[Ar. çoğ. KATER, KATARÂT] değil/yerine/= DAMLA

( Damla, damlayan şey. )


- ... değil KATSAYI


- KATYON[Fr. < CATION] değil/yerine/= ARTIN

( Bir çözeltinin elektrolizi sırasında katotta toplanan iyon. )


- KAUDA/CAUDA, TAIL[İng.] değil/yerine/= KUYRUK


- KAVAF[Ar. < HAFFÂF] ile/değil/yerine/>< ESNAF[çoğ. Ar. < SINIF]

( Ucuz, özenmeden ve bayağı cins ayakkabı, kemer, cüzdan yapan ya da satan esnaf. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Küçük sermaye ve zanaat sahibi. | [mecaz] Başlıca düşüncesi, mesleğinin tüm inceliklerinden yararlanıp bunları karşısındakinin zararına kullanarak ve meslekte kötü örnek oluşturarak çok para kazanan kişi. )


- KAVÂİD[Ar.] değil/yerine/= DİLBİLGİSİ


- KAVAK ile/değil ÇINAR[Fars. < ÇENÂR]

( Anadolu Kavağı'ndakiler, çınardır. )

( Söğütgillerden, sulak bölgelerde yetişen, boyu bazı türlerinde 30-40 metreye değin çıkan, kerestesinden yararlanılan uzun boylu bir ağaç. İLE İki çeneklilerden, otuz metreye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç. )

( POPULUS cum PLATANUS )


- KAVERN/CAVERN[İng.] değil/yerine/= KOVUK


- KAVERNÖZ/CAVERNOUS[İng.] değil/yerine/= KOVUKSU


- KAVGA ile/ve/değil/yerine TUTUM

( [not] !FIGHT vs./and/but ATTITUDE
ATTITUDE instead of !FIGHT )


- KAVGACI/LIK ile/değil/yerine/>< KARARLI/LIK


- KAVÎ değil/yerine/= GÜÇLÜ


- KAVİLEŞMEK[Ar. + Tr.] değil/yerine/= SAĞLAMLAŞMAK, PEKİŞMEK


- KAVİS[Ar.]/KURVATÜR/CURVATURE[İng.] değil/yerine EĞMEÇ/YAY

( Yay ya da buna benzer şeylerin biçimi. | Bir eğrinin sınırlı bir bölümü. )


- KAVITASYON/CAVITATION[İng.] değil/yerine/= OYMA


- KAVİTE/CAVITY[İng.] değil/yerine/= BOŞLUK


- KAVONOZ değil KAVANOZ[Yun.]

( Plastik, cam vb. nesnelerden yapılmış ağzı geniş, çeşitli boylarda kap. )


- KAVRAM "KARGAŞASI" değil KAVRAM KARMAŞASI

( Kargaşa, kişiler arasında olandır. )


- KAVRAM KARMAŞASI ile/ve/değil (KASITLI) KAVRAM SAPTIRMASI


- KAVRAM KARMAŞASI ile/değil ZİHİN/DÜŞÜNÜŞ KARMAŞASI


- KAVRAM/KONU/DURUM/SORUN:
"KİŞİ/LER ÜZERİNDEN" (KAVRAM/DURUM) ile/değil/yerine/>< KAVRAM/DURUM ÜZERİNDEN (KİŞİ/LER)


- KAVRAM ÜRETMEK ile/ve/değil/||/<> KURAM ÜRETMEK


- KAVRAM ile/ve/değil EŞİK


- KAVRAM ile/ve/değil/||/<>/>/< KAVRAM ÇİFTLERİ


- KAVRAM ile/ve/değil/||/<>/< ÖĞE/UNSUR[Ar.]


- KAVRAMA(DA) ile/ve/değil/||/<>/> ANLAMA(DA)

( Kalırsın. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Dönüşürsün. )

( Kavramak, anlamanın sınırında biter. )

( Tinsel. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Ussal. )

( BİR ŞEYİN: Nedenlerini bilmek. İLE/<> Niyetlerini bilmek. )

( Geçmişle ilgilidir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Gelecekle ilgilidir. )

( [not] Spiritual. WITH/AND/||/<>/>/but Rational. Mental. )

( [not] MEANING vs./and/<>/but COMPREHENSION )


- KAVRAMAK ile/ve/değil/||/<>/< DENEYİM(LEMEK)


- KAVRAMDA değil KAVRAMIN OLGUSUNDA


- KAVRAMI/MEFHUMU GÖRMEK ile/ve/değil/||/<>/< KAVRAM/MEFHUM İLE GÖRMEK

( )

( Mefhumu Görmek, Mefhum ile Görmek - İhsan Fazlıoğlu )


- KAVRAMIN:
AKILSALLIĞI ile/değil TARİHSELLİĞİ

( Tüm filozoflarda. İLE/DEĞİL Hegel'de. )

( Kavramlar, aklın görüleridir. )


- KAVRAMIN:
SONSUZLUĞU ile/ve/değil/<> SINIRLILIĞI


- KAVRAMLAR:
"TEŞBİH EDİLEN/LER" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TESBİH EDİLEN/LER

( Zihin ile bilinenler/bilinebilenler. İLE/VE/||/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Akıl ile bilinenler/bilinebilenler. )


- KAVRAMSAL DİL" değil KAVRAMLAR


- KAVRULMUŞ BADEM değil/yerine ÇİĞ BADEM


- KAVŞAK ile/ve/değil/<> AYRIÇ

( Yol vb. uzayıp giden şeylerin kesiştikleri ya da birleştikleri yer. | Bir ırmağın denize ya da başka bir ırmağa döküldüğü, kavuştuğu yer, munsap. İLE/VE/DEĞİL/<> İki yolun ayrıldığı yer. )


- KAVUK ile/değil KOVUK

( Pamuktan yapılmış, üzerine sarık sarılan erkek başlığı. | İçi boş şey. | İdrar torbası. İLE/DEĞİL Bir şeyin oyuk durumunda bulunan iç bölümü. )


- KAVUM/CAVUM[İng.] değil/yerine/= OYUK, BOŞLUK


- ... değil KAVUNİÇİ

( Pembeye çalan sarı renk. | Bu renkte olan. )


- KAVUNİÇİ/PEMBE ile/değil YAVRUAĞZI

( ... İLE/DEĞİL Kavuniçi ile pembe arası bir renk. | Bu renkte olan. )


- KAVURMA / KIZARTMA değil/yerine/>< FIRINDA / BUĞULAMA / HAŞLAMA/KAYNATMA


- KAVUŞAMAYANLARIN YAŞADIĞI AŞK ile/ve/değil/<> KAVUŞANLARIN YAŞATTIĞI AŞK


- KAVUŞMA/VUSLAT ve/değil ÖZGÜRLÜK


- AŞK:
KAVUŞMADAN(VUSLATTAN) ÖNCE değil/yerine/<> KAVUŞMADAN(VUSLATTAN) SONRA


- KAVVAM[AR.] ile/değil KAVRAM

( Gözleyen ve koruyan. İşlerin sorumluluğunu alıp iyi yöneten. İLE/VE/||/<>/< Bir nesnenin ya da düşüncenin zihindeki soyut ve genel tasarımı. )


- KAYBETME KORKUSU değil KAVUŞMA ÜMİDİ

( Yakınlıkta. DEĞİL Uzaklıkta.
Yakınlık, uzaklıktan daha sıkıntılıdır. )


- KAYBETME ŞANSI değil KAYBETME OLASILIĞI


- KAYBETMEK:
(")YENİLİNCE(") değil VAZGEÇİNCE


- KAYBETMEK ile/değil/yerine/>< KAYDETMEK


- KAYBETMEK ile/değil KURTULMAK


- KAYBETMEK ile/ve/değil/yerine/||/>< SEVMEK

( Bir anda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Zamanla. )


- KAYBETMEK[Ar. < GAYB] değil/yerine/= YİTİRMEK

( Bir kez ulaşıldığında artık yitirilmez. )

( ZİYÂ: Taşınmaz malı kaybetmek. | Işık, aydınlık. )

( Once arrived at, it cannot be lost. )


- KAYBETTİĞİNE ÜZÜLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAZANDIĞINA/KAZANABİLECEĞİNE SEVİNMEK


- KAYBOLMA ile/yerine/değil DÖNÜŞÜM

( [not] TO DISAPPEAR vs./but TRANSFORMATION
TRANSFORMATION instead of TO DISAPPEAR )


- KAYBOLMAK ile/ve/değil/yerine/<>/> KAPILMAK


- KAYBOLMAK değil/yerine/= YİTMEK


- KAYDIRICI ile/ve/değil KAYGANLAŞTIRICI


- ... KAYDIYLA ile/değil ... KOŞULUYLA


- KAYGI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇABA


- KAYGI ile/ve/değil/||/<>/< "CAN/İÇ" SIKINTISI


- KAYGI ile/ve/değil/||/<>/< DERT (ETMEK)


- KAYGI ile/ve/değil/yerine DUYARLILIK


- KAYGI ile/değil İSTEK


- KAYGI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "KANI"


- KAYGI ile/değil/ne yazık ki/||/<>/> KAYGININ "YORUMU"


- KAYGI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNYARGI


- KAYGI değil/yerine/>< SAYGI

( "Kaygı..." yazısı için burayı tıklayınız... )


- KAYGILANMAK ile/değil/yerine DÜŞÜNMEK


- KAYGILANMAK ile/değil/yerine ÖNGÖRMEK


- KAYIK ile/değil ÇIRNIK

( ... İLE/DEĞİL Küçük boyda kayık. | Üç flok yelkeni bulunan, 200 tona kadar olabilen, tek ve yekpare direkli yelkenli. )


- KAYINBABA/ANA değil KAİMBABA/ANA


- KAYIP ile/değil KAYMA


- KAYIP değil/yerine/= YİTİK


- KAYIPLA:
"BAŞA ÇIKAMAMAK" ile/değil/yerine/>< BAŞA ÇIKMAK


- KAYIT/LI ile/ve/değil/||/<>/< KANIT/LI


- KAYITSIZ/LIK/TAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAYIŞ/TAN

( Bazen, bazıları için, bazı/çoğu durum, olay, tutum ve davranışlar, kayıtsızlıktan dolayı değil ("fazla") anlayıştan/irfandan ileri gelebilir. [Göründüğü gibi yorumlayabilmenin yanı sıra ve karşısında, aykırı/aşırı görmeyebiliriz de.] )


- KAYITSIZLIK değil/yerine/>< DERT EDİNME


- KAYITSIZLIK ile/ve/değil/yerine İLGİLENMEMEK

( BÎ-GÂNE: Kayıtsız, ilgisiz. )


- KAYITSIZLIK ile/değil İZLEME / SEYRETME


- KAYKILMAK ile/değil/yerine DAYANMAK


- KAYKILMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> UZANMAK


- KAYLÛLE[Ar.]/SİESTA[İsp.]/RİPOSO[İt.]/İNEMURİ[Jap.] değil/yerine/= ÖĞLE ARASI/UYKUSU/DİNLENMESİ


- KAYMA OLANAĞI değil OLASILIĞI


- KAYMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAYNAK


- KAYNAĞA/KİTABA/SÖZE/SÖYLEYENE GÜVENMEK ile/ve/değil/yerine ANLAMA GÜVENMEK

( [not] TO TRUST TO SOURCE/BOOK/WORD vs./and/but TO TRUST TO MEANING
TO TRUST TO MEANING instead of TO TRUST TO SOURCE/BOOK/WORD )


- KAYNAK ile/ve/değil/yerine ARAÇ

( [not] SOURCE vs./and/but VEHICLE/TOOL
VEHICLE/TOOL instead of SOURCE )


- KAYNAK ile/ve/değil/||/<> DAYANAK


- KAYNAKLANMA ile/ve/değil/||/<>/< KAYNAK ALMA


- KAYNAKLARDAN YARARLANMAMAK ile/ve/değil/yerine/<> ADLARINA YER VERMEMEK


- KAYNAMA NOKTASI ile/ve/değil EŞİK


- KAYNATMA ile/ve/değil HAŞLAMA

( Bazı bitkileri/çayları, kaynatarak değil haşlama yaparak içmek gerekir. )

( Kök sebzelerini[patates, yerelması vb.] soğuk su ile. İLE/VE/DEĞİL Yeşil yapraklı, çiçekli ve çeşitli narin sebzeleri[ıspanak, brokoli, kuşkonmaz vb.] kaynamış suyun içine, fazla kaynatmadan, diri tutmak üzere kısa süreli. )


- KAYPAK[mecaz]/DÖNEK ile/değil/=/||/<> KAYAĞAN/KAYGAN


- KAYPAK ile/değil PAYTAK


- KAYPAK/LIK ile/değil/yerine/>< SAMİMİ/YET


- KAYSI değil KAYISI


- KAZA değil/yerine/= İLÇE


- [bazen] [ya/hem]
"KAZANÇ"/"KÂR"
ile/ve/değil/yerine/bazen/hem de/ya da/||/<>
DENEYİM/ÖĞRENME/YARAR

( "Hep mi ben kazanacağım/"kazanmalıyım"?",
Sadece benim mi yolum sürekli açık olacak/"olmalı"?
[eksik/fazla/özensiz] Yapmasam da olmaz mı?
[eksik/fazla/özensiz] Söylemesem/konuşmasam da olmaz mı? )


- KAZANÇ ile/ve/değil KAZANIM ile/ve/değil KÂR ile/ve/değil ÇIKAR


- KAZANÇ/KÂR ile/değil/yerine YARAR/FAYDA

( Ne denli güzel ve kârlı olsa da hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. )

( Yaptığımız/söylediğimiz/yediğimiz. İLE/DEĞİL/YERİNE Yapmadığımız/söylemediğimiz/yemediğimiz. )

( Gider/gelir, artar/azalır. İLE/DEĞİL/YERİNE Gitmez. )

( Başkaları da ister/katılır. İLE Başkaları istemez ve ne yazık ki pek katılmaz. )

( RİBH/RIBH ile ... )

( PROFIT vs. BENEFIT )


- KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DONANIM

( "Kâr". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Yarar. )


- KAZANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> KATILMAK


- KAZANMAK ile/ve/değil/yerine KAZANÇLI ÇIKMAK

( Hiçkimse, sürekli olarak ve herşeyi kazanamaz fakat görülmesi gerekeni görebilirse herşeyde ve sürekli kazançlı çıkabilir. )


- KAZANMAK" ile/değil/yerine/>< TARTIŞMAK

( "Kazanmak için başlanılmış" tartışma, kaybetmenin ilk adımıdır. )


- KAZANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAŞAMAK


- KAZARA değil/yerine/= KAZAYLA/İSTEMEDEN


- KAZIMAK ile/ve/değil/yerine SIYIRMAK


- KAZİYYE-İ MUHKEME/MUHKEM KAZİYE değil/yerine/= KESİN YARGI


- KB/BLOOD PRESSURE[İng.] değil/yerine/= KAN BASINCI


- KBB/EAR-NOSE-THROAT[İng.] değil/yerine/= KULAK BURUN BOĞAZ


- KBRN/CHEMICAL, BIOLOGICAL, RADIOACTIVE, NUCLEAR[İng.] değil/yerine/= KİMYASAL, BİYOLOJİK, RADYOAKTİF, NÜKLEER


- KBTA/CORONARY COMPUTED TOMOGRAPHYANGIOGRAHY[İng.] değil/yerine/= KORONER BİLGİSAYARLI KESITÇEKİM DAMAR GÖRÜNTÜLEMESİ, KORONER BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİK ANJIOGRAFİ


- KBY/CHRONIC RENAL FAILURE | PERSONAL INFORMATION MANAGEMENT[İng.] değil/yerine/= KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ | KİŞİSEL BİLGİ YÖNETİMİ


- KBYS/PERSONAL INFORMATION MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL BİLGİ YÖNETİMİ DÜZENİ


- KDS/DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KARAR DESTEK DÜZENİ


- KEBED değil/yerine/= DİK DURMAK | MEŞEKKÂT


- KEÇİ değil MAVİ KOYUN

( Himalaya'da yaşarlar. )


- KEDİ ile/değil/<>/< VAŞAK

( Gebelik süreleri, 56-63 gündür. İLE ... )

( Kedilerin her bir kulağında, 32 adele/kas vardır. İLE ... )

( Kedi ile ... )

( Kediler, geceleri daha iyi görürler. İLE/DEĞİL/<>/< ... )

( Limon ve portakal kokusunu pek sevmezler. İLE/DEĞİL/<>/< ... )

( Siyah kediler, beyaz kedilere göre daha sakindir. İLE/DEĞİL/<>/< ... )

( Dişil kediler, erillerden daha iyi görme özelliğine sahiptir. İLE/DEĞİL/<>/< ... )

( SİNNEVR[çoğ. SENÂNÎR], HİRR, HİRRE[: dişil kedi. | çoğ. HÜRER], KITT[çoğ. KITÂT] ile ZAYVEN[: Eril kedi. | Yaban kedisi. | çoğ. ZAYÂVİN]
HİRRİYYE: Kedigiller.
HÜZÎ: Kedi yavrusu. )

( GÜRBE ile VEŞAK )

( CAT vs. WILDCAT/LYNX )

( FELIS DOMESTICA cum CARACAL MELANOTIS/LYNX PARDINA/LYNX LYNX )

( PİSTAN/PİSİK )


- KEDİLERDE:
CEZA ile/değil/yerine ÖDÜL

( Kediler, cezaları algılayamazlar. İLE/DEĞİL/YERİNE Ödüllere tepki verebilirler. )


- ALERJİ:
"KEDİYE" değil KEDİ TÜYÜNE


- KEFÂLET SENEDİ değil/yerine/= YÜKÜMLÜK BELGİTİ


- KEFÂLET/NÂME değil/yerine/= YÜKÜMLÜK/BELGE


- KEFÂRET/PENANCE değil/yerine/= SUÇ ÖRTER


- KEFEN KUMAŞINI:
MAKASLA KESMEK değil ELLE YIRTMAK


- KEFİL ile/ve/değil ARACI

( ... ile/ve/değil VESÂTET[Ar.]: Aracılık. )


- KEFİL[Ar.] değil/yerine/= YÜKÜMCÜ


- KEFİLE KEFALET/SECONDARY GUARANTEE değil/yerine/= YÜKÜMCÜYE YÜKÜMLÜK/İKİNCİL GÜVENCE


- KEHÂNET[AR.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< ALÂMET[AR.]


- KEHÂNET değil/yerine/= ÖNBİLİ


- KEKELEME ile/ve/değil/||/<>/< GEVELEME


- KEL/AYPANG[Çigil][< divanlugatturk] ile/ve/değil/||/<> KÖSE


- KELÂM[Ar.] değil/yerine/= SÖZLEM


- KELÂMÂT-I DİNNİYE ile/ve/değil/yerine/<>/> KELÂMÂT-I FENNİYE


- KELÂM'IN:
İHMÂLİ değil/yerine/>< İMÂLİ

( Kelâmın imâli, ihmâlinden evlâdır. )

( Kelâmın imâli, mümkün olmaz ise ihmâl olunur. / Kelâm, imâl olunmazsa, ihmâl olunur. )


- KELEBEK ile/ve/değil SİVRİSİNEK

( ... İLE/VE/DEĞİL Papua Yeni Gine'nin, Sepik Irmak'ında bulunan çok çeşitli sivrisineklerinin arasında, kelebeğe benzeyenleri de bulunmaktadır. [Bu bölgedeki sivrisinekler, sabah, öğle ve akşam olmak üzere ayrı sivrisineklerdir.] )


- KELEPÇE:
AŞAĞILAYICI değil KORUYUCU

( Zanlı kişinin ellerinin/kollarının önden [ya da duruma/kişiye göre arkadan] kelepçelenmesi, olası ve çeşitli panik, korku ya da kaygılarla, ilk başta kendine daha sonra da çevresine zarar verme olasılığını engelleyebilmek ve kişiyi korumak üzeredir. Hakaret ya da aşağılayıcı bir davranış olarak düşünülmemeli/algılanmamalıdır. )