Y ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 33.766 başlık/FaRk ile birlikte,
33.766 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(89/136)
- NÂB[Ar. çoğ. ENYÂB] ile NA'B[Ar.] ile NÂB[Ar.]
( Azı dişi. | Yaşlı deve. İLE Karga ya da horoz gibi ötmek. İLE Arı, saf, hâlis. | Katıksız. | Berrak. | Oluk. )
- NÂBÎ[Ar.] ile NÂBİ'/NÂBİA[Ar. < NEBEÂN] ile Nâbî[Ar.]
( Haberci, haber veren. İLE Yerden çıkıp fışkıran, kaynayan, akan. İLE Büyük Türk şairi.[1626 - 1712][müzikte, Seyyid Nuh takma/müstear adıyla besteleri vardır.] )
- NABIZ ALINABİLEN BÖLGELER:
ŞAH DAMARI ile/ve/||/<> KOL DAMARI ile/ve/||/<> ÖN KOL DAMARI ile/ve/||/<> BACAK DAMARI
( Âdem elmasının iki yanında. İLE/VE/||/<> Kolun iç yüzü, dirseğin üstü. İLE/VE/||/<> Bileğin iç yüzü, baş parmağın üst hizası. İLE/VE/||/<> Ayak sırtının ortasında.
[Çocuk ve yetişkinlerde: Şah damarından.
Bebeklerde: Kol atardamarından.] )
(
)
- NABIZ ile/||/<> TANSİYON
( Nabız kalp atım sayısı İLE tansiyon basınç )
( Formül: Atım/dakika İLE mmHg )
- NABZI/M/N ve/||/<>/> KALBİ/M/N
( [atsın, ...] Seksen. VE/||/<>/> Tek sen. )
- NÂCÎ[Ar.] ile NÂCİ'[Ar.] ile Nâcî[Ar.]
( Kurtulan, selâmete kavuşan, necat bulan. | Cehennemden kurtulmuş, cennetlik. İLE Sindirimi kolay yiyecek. İLE Birçok eseri bulunan, Tercemân-ı Hakîkat gazetesi yazarı.[öl. 1893] )
- NÂCİ ile/ve NECÎB
- NÂCİZ[Ar. çoğ. NEVÂCİZ] ile NÂ-ÇÎZ[Ar.] ile NÂCİS[Ar.]
( Azı dişi. İLE Değersiz, hiç sayılan, önemsiz, çok küçük şey. | Recâizâde Ekrem'in 1886'da basılmış, Fransızca'dan yaptığı çevirileri içeren bir kitabı. İLE Onulmaz hastalık. )
- NÂDÂN[Fars.] ile/değil/yerine/>< DÂNÂ[Fars.]
( Bilmez. | Nobran, kaba, terbiyesi kıt. | Kendini beğenmiş, kibirli. >< Bilen, bilici, bilgiç. )
- NADAS ile/ve/değil/yerine/||/<> NEKÂHET
( Toprakta/bitkilerde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Sayrıda/kişide. )
- NADH ile/||/<> FADH₂
( NADH 2.5 ATP ETC İLE FADH₂ 1.5 ATP kompleks II giriş. )
( Formül: Kompleks I İLE II )
- NADİM[Ar.]/PİŞMAN[Fars. < PAŞMAN PAŞEMAN] değil/yerine/= ÖKÜNÇLÜ
- NÂDİR[Ar. < NEDRET | çoğ. NÂDİRÂT, NEVÂDİR] ile NADÎR/NAZÎR[Ar.]
( Seyrek, az, ender bulunur. İLE Taze. | Altın. )
- NÂDİR ile/ve/<> NÂDÎDE[Fars.]
( Seyrek, az, ender bulunur. İLE/VE/<> Görülmemiş, görülmedik. | Pek seyrek bulunan, çok değerli. )
- NAFİ BABA CAMİİ :
( Rumelihisar'ın üst kısmında ve Nafi Baba mevkiinde bulunan camiidir. Tarihi özelliği yoktur. )
- NAFİ BABA SOKAK :
( Rumelihisarı sokaklarından biridir. İsmini Nafi Baba Tekkesi şeyhi Nabi Baba'dan almıştır. Nafi Baba tekkede 53 yıl şeyhlik yapmış ve şöhreti yakalamıştır. Yeniçeri ocaklarının kaldırılması üzerine Tekke binası 1926'da yıktırılmış 1839 yılında tekrar inşâ edilmiştir. Sokaklara isim verilirken şeyh unutulmamış ve bir sokağa "Nafi Baba Sokak" ismi verildi. )
- NAFİ BABA TEKKESİ/DERGÂHI :
( Boğaziçi Üniversitesi kampüsü içinde bulunan bu tekkeye şehitlik tekkesi de denilmektedir. Tekkenin adının duyulması Nafi Baba'nın postnişinliği döneminde oldu. Bu tekke de (Dergâhta) postnişinlik babadan oğula geçiyordu. )
- NAFİ BABA :
( Nafi Baba Dergâhı posnişiydi. Dergâh Rumelihisarı'nın üst kısımlarında bulunuyordu. Nafi Baba 1835'te İstanbul'da doğmuş ve 1908'de İstanbul'da ölmüştür. Dini bilimleri Silivri Müftüsü Sadık Efendi ile Adanalı İsmail Efendi'den tahsil etmiş, Fatih Camii dersi İmamlarından Musa Kazım Efendi'den de ders alarak bilgisini genişletmiştir. 1846'da kendisine İptidai Hariç İstanbul Müderrisliği unvanı verilmiştir. 1872'de Musıla - i Süleymaniye'ye müderrisliği, 1907'de Bilad - ı Mahreçten Halep Mevleviyeti'ne terfi ettikten sonra 1908'de vefât etmiştir. )
- NÂFÎ[Ar. < NEFY] ile NÂFİ'[Ar. < NEFY]
( Gideren, giderici, yok eden/edici. İLE Yararlı, kârlı. )
- NÂFİLE ile/ve/||/<> ZİYÂDE
- NAFTA[Fr.] ile NAFTALİN[Fr. < Doğu dillerinden]
( 100 - 250 °C'ler arasında damıtılan ürün. İLE Madenkömürü katranının, kuru kuruya damıtılmasından elde edilen, özel kokulu, beyaz, 1.158 yoğunluğunda, 80 °C'de ergiyen, 218 °C'de kaynayan, suda ergimeyen, alkol, benzol ve eterde, kolaylıkla eriyen, antiseptik bir hidrokarbon. )
- NAGA ile ...
( Hint mitolojisinde yarı kişi, yarı yılan varlık. )
- NAGBİGA ile ...
( Kendi kendine şair olan. )
- NAĞRA değil NARA[Ar. < NARE]
( Haykırma, bağırma. | "Sarhoş ya da külhanbeyi" bağırması. )
- NÂH[Fars.] ile NAH[Fars.]
( Göbek. İLE Tel. | İp. | Değerli kumaşlardan yapılan bir çeşit halı, kilim. )
- NAH ile/değil NARH[Fars.]
( İşte. İLE/DEĞİL Tüketiciyi korumak amacıyla özellikle temel gereksinim nesneleri için resmî makamlarca belirlenen ve her yerde geçerli olan fiyat. )
- NÂHİB[Ar. < NEHB] ile NAHÎB[Ar. çoğ. NAHB] ile NAHÎB[Ar.]
( Yağmalayıcı/yağma eden, talanlayan/talanlayıcı, çapulcu. İLE Korkak. İLE Avaz avaz ağlama. )
- NAHÎF[Ar.] ile NAHÎF/NAÎF[Ar. < NEHÂFET] ile NAHİF/NAİF[Fr.]
( Genizden gelen ses. İLE Zayıf, arık. İLE Kendini yetiştirmiş, doğal bir plastik sanat yeteneğine sahip sanatçılar tarafından yaratılan resim sanatı. | Güzel sanatların, özellikle resim alanında kendini yetiştirmiş sanatçısı ya da onun yapıtı. | Saf, deneyimsiz. | Acemice yapılan. )
- NAHÎF/NAÎF[Ar. < NEHÂFET] ile/ve/değil/||/<>/< ZARİF[Ar. < ZARÂFET]
- NAHIL[Ar. < NAHL] ile ...
( Anıtsal süs. Gümüş ya da mumdan yapılarak gelinlerin önünde götürülmesi ya da sonra gelin odasına konulması zamanında âdet olan süs ağacı. | Hurma ağacı. )
- NAHÎL[Ar. < NAHL] ile NÂHİL/E[Ar. < NAHL] ile NÂHİL[Ar. < NAHL] ile NÂHİL[Ar.]
( Hurma ağacı. İLE İnce, zayıf, arık. İLE Kalburcu. İLE Susuz, suyu olmayan. )
- NÂHİR[Ar. < NAHR] ile NAHÎR[Ar.]
( Çürüyüp ufalanmış kemik. İLE Burundan hırlama. )
- NÂHİRE[Ar.] ile NAHÎRE[Ar.]
( Ayın birinci günü. | Ayın sonu, son gecesi. İLE Ayın ilk günü ya da son gecesi. )
- NÂHİS[Ar.] ile NAHÎS[Ar. < NAHS]
( Kıtlık yılı. İLE Uğursuz. | Kıtlık. )
- NAHİV[Ar.]/SENTAKS[Fr., İng.] değil/yerine/= SÖZ DİZİMİ
- NAHİV ve FIKIH USÛLÜ ve TEFSİR USÛLÜ
- NÂHL[Ar. çoğ. NÜHÛL] ile NAHL[Ar.]
( Dişil bal arısı. İLE Hurma ağacı. | Zamanında, âdet olan süs ağacı. | Gümüş ya da mumdan yapılarak gelinlerin önünde götürülmesi ve sonra gelin odasına konulması. | [yazında/edebiyatta] İnce, uzun, nârin gövdeli dilber. )
- NAÎB[Ar.] ile NÂİB[Ar. < NEVB| çoğ. NÜVAB]
( Karga ve çirkin sesli kuşların ötüşü. İLE Birinin yerine geçen, vekil. | Kadı vekili. | Kadı, şeriat hükümlerine göre hüküm veren hâkim. | Nöbet bekleyen, nöbetle gelen. )
- NAÎB[Ar.] ile NAÎK[Ar.]
( Karga ve çirkin sesli kuşların ötüşü. İLE Karga ötüşü. | Horoz sesi. )
- NÂİL OLMAK ile/ve/<> LÂYIK OLMAK/OLABİLMEK
- NAİLE SAĞLAM VEREM SAVAŞ DİSPANSERİ :
( Sarıyer Merkez Mahallesinde Orta Çeşme Caddesi üzerindedir. 1955'ten beri aynı binada hizmet vermektedir. Bu dispanserin dernek başkanlığını 1997 yılına kadar 42 yıl süre ile Yaşar Hanım (Ağatan) yaptı. Dernek binasının yanındaki Çobanoğlu Köşkü dispanserin lojmanı olarak kullanılmaktadır. )
- NÂİM[Ar. < NEVM | çoğ. NÂİMÎN, NİYÂM, NÜVVÂM, NÜVVEM, NÜYYEM] ile NÂİM[Ar. < Nİ'M] ile NAÎM[Ar.]
( Lezzeti alınan her türlü yiyecek, bollukta yaşayış. | Cennetin bir bölümü. | Uyuyan, uykuda bulunan. İLE Taze, körpe. | Yumuşak, kemiksiz şey. İLE Bollukta yaşayış. | Cennetin bir bölümü. )
- NAÎR[Ar.] ile NÂİR[Ar. < NÂR]
( Haykıran, na're atan. İLE Parlayan. )
- NAK'[Ar.] ile -NÂK[Ar.]
( Suda ıslanma. | Sıcak suda haşlama. | İlâç olarak çıkarılan su. | Hayvanın yiyeceğini soğuk su ile ıslatma. | Toz. İLE Adlara takılarak sıfat oluşturan bir edat.[-li,-lü anlamını verir][DERD-NÂK: Dertli. | ELEM-NÂK: Elemli.] )
- NAKA'["ka" uzun okunur] ile NÂKA[Ar.]
( Temiz olma, paklanma. İLE Dişil deve, maya. )
- NAKALE[Ar.] ile NAKARE[Ar.]
( Haberciler, nakledenler. | Eşyayı bir yerden başka bir yere taşıyanlar. | Bir maddenin geçmesine uygun, elverişli olan şeyler. | Bir kitabı/yazıyı bir dilden başka bir dile çevirenler, aktaranlar. | Elektrik akımını ya da ısıyı ileten maddeler/iletkenler. İLE ... )
- NAKARE["ka" uzun okunur][Fars.] ile NÂ-KÂRE[Fars.]
( Davul, kös. | Dümbelek. İLE İşe yaramaz, yararsız. | Tembel, üşengen, uyuşuk. )
- NAKED SİNGULARİTY İLE FİREWALL İLE FUZZBALL ile/||/<> KARADELİK PARADOKSLARI
( Karadelik fiziği problemleri. )
( Formül: S = A/4 (Bekenstein-Hawking) )
- NAKİL (ETMEK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKIL (ETMEK)
- NAKİL ile NÂKİL
( Taşıma. İLE Taşıyan. )
- NÂKIL[Ar. < NAKL | çoğ. NÂKILÂN] ile NÂKIR["ka" uzun okunur]
( Taşıyan. | Geçiren. | Çeviren.[bir dilden] | Duyduğunu anlatan. | İletken.[Fr. CONDUCTEUR] İLE Nişana isabet olan ok. | Delen, oyan, kazan. )
- NÂKİL[Ar.] ile NAKÎR[Ar. < NAKR]
( Dönen, nükûl eden. | Kaçınan, çekinen.[MUHTERİZ] İLE Hurma çekirdeğinin arkasındaki beyaz çukur. | Pek küçük, önemsiz şey. )
- NAKÎS[Ar. < NOKSÂN] ile NÂKİS[Ar. < NEKS | çoğ. NEVÂKİS] ile NAKÎZ[Ar. < NAKZ]
( Eksik. İLE Başını sürekli öne eğen kişi. | Alçak, adi, bayağı. İLE Karşı, zıt. )
- NÂKIS ile/||/>< ZÂİD
( Eksi/negatif. İLE/||/>< Artı/ pozitif. )
- NÂKIS/A[Ar. < NAKS] ile NAKIŞ[Ar.] ile NÂKIZ[Ar. < NAKZ]
( Eksik, noksan, tam olmayan. | Kusurlu, kusuru olan. | [matematikte] -[eksi] imi/işareti. İLE Genellikle kumaş üzerine, renkli iplikler ya da sırma ve sim kullanarak, elle, makineyle yapılan işleme. | Özellikle duvar ve tavanları süslemek için yapılan resim. | Beste ve semailerin, dört yerine iki haneli olanlarına verilen ad. | [mecaz] Hile. İLE Bozan, bozucu, bozma, çözme, kırma. )
- NAKİT ile/ve/< PEŞİN[< Fars. PÎŞÎN: Önceki.]
- NAKL ETMEK ile BEYÂN ETMEK
- NAKL[Ar.] ile NAKR[Ar.]
( Bir şeyi başka bir yere götürme. | Taşıma, aktarma, geçirme. | Aynısını başka bir şey üzerine alma. | Masal/öykü anlatma, söyleme. | Çeviri yapma, tercüme etme. | [coğrafya] Taşın.[Fr. TRANSPORT] İLE Vurma. | Kuşun yem toplaması. | Oyma, kazma, taş oyma, heykel yapma, taş oymacılığı. )
- NAKLEN[Ar.] ile NAKLÎ[Ar.]
( Nakil yoluyla. | Anlatma ya da öykü yoluyla. İLE Akla değil, nakle dayanan. )
- NAKŞ (ETMEK):
HARF[HRF] ile/ve/<> RAKAM[RKM] ile/ve/<> KİTAP/KETEBE[KTB]
( Üçünün de anlamı, "Kazıyarak nakşetmek"tir. )
- NAKS[Ar.] ile NAKŞ[Ar.]
( Eksiklik, noksan. | Eksiltme, azaltma. İLE Resim. | Duvarlara, tavanlara yapılan yağlı ya da sulu boya resim, süsleme sanatı. | İpekle, sırma ile işletme. | Hile, renk. )
- NA'L[Ar.] ile NÂL[Ar.]
( Ayakkabı, pabuç. | Nal. | Oturacak yerlerin en aşağısı. İLE Kamış düdük. | Kamış. | Kamış kalemin içindeki saz. | Şeker kamışı. | İnleyen/inleyici. )
- NAL[Ar.] ile NALÇA[Ar. + Fars.]
( At, eşek, öküz vb. yük hayvanlarının tırnaklarına çakılan, ayağın biçimine uygun demir parçası. İLE Ayakkabıların altına çakılan demir. )
- NÂLÂN[Fars.] değil/yerine/>< HANDÂN[Fars.]
( İnleyici, inleyen. DEĞİL/YERİNE/>< Gülen, gülücü, güler, sevinçli. )
( "Son Hıçkırık"[Hülya Koçyiğit - Kartal Tibet] filmini de izlemenizi salık veririz. )
- NALBANT ÇEŞME SOKAK :
( İsmini bu sokak üzerinde bulunan Nalbant Mehmet Ağa'nın 1797 yılında yaptırdığı çeşmeden almıştır. Ayrıca Nalbant Çeşme ismini taşıyan altı geçici sokak daha var. )
- NALBANT MEHMET EFENDİ TEKKESİ :
( Rumelihisarı kalesi içinde bulunan bir tekkedir. Tekkeyi kuran Nalbant Mehmet Efendi olduğu için bu isimle anılmaktadır. Kalenin onarılması ve içindeki mahallenin kaldırılması sırasında tekke de kaldırıldı. )
- NALBUR MEHMET EFENDİ HAMAMI :
( Rumelihisarı kalesi içinde Nalbur Mahmut Efendi tarafından yaptırılan ve yaptırılanın adını taşıyan hamam da zamanla yıkılıp yok oldu. )
- NALBURİ MEHMET EFENDİ DERGÂHI :
( Rumelihisarında bulunuyordu, son şeyhi Şeyh Kamil Efendi olup Nakşibent tarikatı mensubuydu. )
- NÂLE[Fars.], MOAN[İng.] değil/yerine/= İNLEME
- NALLI MESCİD ile ...
( Bâbıâli'dedir. [XV. yy.] )
- NAMAZ:
DÜŞÜNCE ve EYLEM BİRLİĞİ/BULUŞMASI
- NAMAZ KILMAK yerine NAMAZI EDÂ ETMEK
- NAMAZ KILMAK değil NAMAZI KILMAK
- NAMAZDAN ÖNCE ESTAĞFİRULLAH ile/ve NAMAZDAN SONRA OKUNAN ESTAĞFİRULLAH
- NAMAZGAH ÇEŞMESİ :
( Bahçeköy'de Belgrad Ormanı içindeki Sultan Mahmut II. Bendinin sağ yanındaki yamaçtadır. Duvar çeşmesi hüviyetindedir. Kim tarafından ne zaman yapıldığı bilinmiyor. )
- NAMAZGÂH SOKAK :
( Rumelikavak mezarlığının ilerisinde bulunan bir sokaktır. Eski dönemlerde burada açık hava mescidi vardı. Yani alanda bir kıble taşı bulunuyor ve namaz vaktinde bu alan namaz kılma yeri olarak kullanılıyordu. Sırf bu nedenle bu sokağa Namazgâh Sokak adı verilmiştir. )
- NAMAZGÂH :
( Rumelikavağı'ndaki namazgâh eski mezarlığın kuzey tarafında idi. Namazgâhın tarihi Kavak Hisarları'nın yapıldığı yıllara kadar iner (IV. Murat dönemi: 1623 - 1640). Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana sadece ismi kaldı. Namazgâh taşı ve namaz kılınan yeri yıkılıp gitmiş. Aynı yerde suyu akmayan bir çeşme ve namazgâh ismini taşıyan İETT otobüsleri durağı var. )
- NAMAZGÂH ile NAMAZGÂH ile NAMAZGÂH
( 1786'da, Sultan II. Mahmud'un annesi Nakşıdil Sultan tarafından. İLE 1642'de, Sadrazam Gürcü Mehmet Paşa tarafından. İLE 1812'de, Sultan II. Mahmud'un eşi Nevfidan Sultan tarafından. )
( Okmeydanı'ndadır. İLE Okmeydanı'ndadır. İLE Üsküdar, Selimiye'de, Astsubay Orduevi karşısındadır. İLE )
- NAMIK KEMÂL FIKRALARI değil NÂM-I KEMÂL FIKRALARI
- NAMIK KEMAL ve/||/<>/< ABDÜLLÂTİF SUPHİ PAŞA
- ... KEMAL:
NAMIK ile YAŞAR ile ORHAN
( 21 Aralık 1840 - 02 Aralık 1888 İLE 15 Eylül 1914 - 02 Haziran 1970 İLE 06 Ekim 1923 - 28 Şubat 2015 )
- NÂMİYE ile ĞAZİYE ile MÜVELLİDE
( Büyüme. İLE Beslenme. İLE Üreme. )
- NÂMÛS[Ar.] ile/değil/<> NOMOS[Yun.]
( Yasa. | Ar, edep, hayâ, ırz. | Temizlik, doğruluk. | Allah'a yakın olan büyük melek. | Esrâr sahibi. | Sinek. | Derinden gelen ses. İLE/DEĞİL/<> Yasa. )
- NAMUS ile ŞEREF
- NÂM-ZED ile ...
( NİŞANLI, SÖZLÜ, YAVUKLU | ADAY | MİRAS BIRAKANIN FEVKALÂDE İKAME YOLUYLA TAYİN ETTİĞİ MİRASÇI | LEHİNE VASİYET YAPILAN KİMSE )
- NANKÖR[Fars.]["NAMKÖR" değil!] değil/yerine/= İYİLİKBİLMEZ
- NANKÖR[Fars.] ile/değil/yerine/>< VEFÂLI
( Tek bir yanlışınızı/eksiğinizi/zararınızı görse, tüm iyiliklerinizi/artılarınızı/yararlarınızı unutur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çok fazla yanlışınızı/eksiğinizi/zararınızı görse bile iyiliklerinizi/artılarınızı/yararlarınızı unutmaz. )
- NANO TEKNOLOJİ ve/<>/|| NENE(NİNE) BİLGELİĞİ
- NANO TEKNOLOJİ ile/ve/<> SÜPER İLETKEN/LER
( )
- NANO-CATALYSİS ile/||/<> BULK CATALYSİS
( Nano-catalysis nanoparçacık katalizör kullanırken İLE bulk catalysis makroskopik katalizör kullanır )
( Formül: High surface area )
- NANO-EMÜLSİYON ile/||/<> MİKRO-EMÜLSİYON
( Nano kinetik kararlı 20-200nm, mikro termodinamik <100nm. )
( Formül: Metastabil İLE kararlı )
- NANO-KAPSÜL ile/||/<> NANO-KÜRE
( Kapsül içi boş ilaç taşıma, küre dolu katı. )
( Formül: Hollow İLE solid )
- NANOKOMPOSİTE HİBRİD ile/||/<> NANOKOMPOSİTE AŞILAMASI
( Nanokomposite hibrid farklı materyallerin kimyasal birleşimiken İLE nanokomposite aşılaması fiziksel karışımdır )
( Formül: İnorganik-organik )
- NANOTEKNOLOJİ ile BİYOTEKNOLOJİ
( Atomik ve moleküler seviyede nesnelerin manipülasyonu ile ilgilenen bir bilim dalı. İLE Canlıları ve biyolojik süreçleri kullanarak ürünler ve hizmetler üreten bir bilim dalı. Bu iki dalın kesiştiği noktada, nano ölçekte biyolojik düzenler ve cihazlar tasarlanmakta. )
- NAPALM değil/yerine/= YANGIN KÖPÜĞÜ
( Yangın tüplerinin doldurulmasında kullanılan, alüminyum ya da sodyum palmitatla kıvamlaştırılmış madde. [Sodyum ve Palmitat] )
- NAR ile NÂR
( Meyve. İLE Ateş. )
- NÂR ile/||/<>/< NUR
( Nar'ını, nur ile yıkamak/yakmak. )
- NARA[Ar. < NARE] ile/ve/||/<>/> ÇIĞLIK
( Haykırma, bağırma. | Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması. İLE/VE/||/<>/> Acı, ince ve keskin selen. )
- NARASYON/U değil/yerine/= ÖYKÜ/SÜ
- NARATOR[İng. < NARRATOR] değil/yerine/= ANLATICI
- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ
( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )
- NÂRCÎL[Ar.] ile NÂRÇÎL[Ar.]
( Hindistan cevizi. İLE Hindistan cevizi. )
- NARH[aslı NİRH] değil/yerine/= NARK, ÇARŞIDA, PAZARDA SATILAN ŞEYLER İÇİN RESMÎ MAKAMLARCA GÖSTERİLEN FİYAT
- NARSİSİZM:
BİRİNCİL ile/ve/||/<>/> İKİNCİL
- NARSİSİZM/NARSİSİST ile SOLİPSİZM/SOLİPSİST
- NARSİSİZM ile AŞAĞILIK DÜŞÜNCE VE DUYGUSU
- NARSİSİZM ile/ve/||/<> KÖTÜCÜL(MALIGNANT) NARSİSİZM
- NARSİSİZM değil/yerine/= ÖZSEVERLİK
- NÂS[Ar.] ile/ve/||/<> İHTİYÂR[Ar.]
- NÂS[Ar. < İNS] ile NAS/NASS[Ar. < NUSÛS] ile NA'S/NA'SE[Ar.]
( Kişiler, halk, herkes. İLE Açıklık, sarihlik, kat'îlik. | Anlamında açıklık, kesinlik bulunan Kur'an-ı Kerîm ayetinin delil olarak gösterileni. | [felsefe] İnak, dogma. | [eskiden] Sadece bir anlama gelen sözcük. İLE Uykusu gelme, uyku bastırma, ımızganma. | Zayıflık, bitkinlik, kuvvetsizlik. )
- NASAF[Ar.] ile NÂ-SÂF[Fars. Ar.]
( Uşak, hizmetçi. İLE Saf/hâlis olmayan, karışık. | Kirli, pis. )
- NASFET/NISFET[Ar.] değil/yerine/= HAK VE ADÂLETE UYGUNLUK
- NASH İLE PARETO İLE CORRELATED ile/||/<> DENGE KAVRAMLARI
( Oyun kuramınde denge türleri. )
( Formül: BR(σ₋ᵢ) = σᵢ )
- NASH İLE PARETO İLE STACKELBERG ile/||/<> DENGE KAVRAMLARI
( Oyun kuramınde farklı denge türleri. )
( Formül: BR₁(s₂) ∩ BR₂(s₁) = Nash )
- NASI değil NASIL?
- NAŞİ[Ar.] değil/yerine/= ÖTÜRÜ/DOLAYI
- NASÎB ile NASB
( Pay, kısmet. | Birinin elde edebildiği şey. İLE Bir memurluğa tâyin. | Dikmek, saplamak. )
- NÂSIH/NASÎH[< NUSH (çoğ. NASÂYİH)] ile ÖĞÜT VEREN, NASÎHAT EDEN | KUŞATMA
- NÂSİH[Ar. < NESH] ile NASÎH[Ar. çoğ. NUSAHÂ]
( İptal eden, nesh eden. | Kopyasını çıkaran, istinsâh eden. İLE Öğüt veren, nasihat eden. )
- NASİHAT ile/ve/||/<> NASİP[Ar. NASİB]
- NASİHAT ile TEMBİH[Ar. < TENBİH]
( Öğüt. İLE Uyarı, uyarma, uyarım. )
- NASIL BİLİRDİNİZ?:
ALLAH'A OLAN MUHABBETİYLE ve/<> İNSANA/KİŞİLERE OLAN HİZMETİYLE
- NASIL GÖRDÜĞÜNÜ DEĞİŞTİR ve/<>/> NASIL DEĞİŞTİĞİNİ GÖR
- NASIL GÖRÜNDÜĞÜMÜZ ile NE BİLDİĞİMİZ
( Ne bildiğimizi değiştirir. İLE Nasıl göründüğümüzü değiştirir. )
- NASIL KULLANIŞI değil NASIL KULLANILDIĞI
- NASIL OLURSA OLSUN ile/değil NASIL OLMUŞ OLURSA OLSUN
- NASIL ...:
"TAKDİR EDERSEN/İZ" ile/ve/değil/yerine/<> "UYGUN GÖRÜRSEN/İZ"
- NASIL YARARLANIRIM? değil/yerine/>< NASIL YARARLI OLABİLİRİM?
- NÂSİL[Ar. < NESAK] ile NÂSİR[Ar. < NESR] ile NASÎR[Ar. < NASR] ile NASL[Ar. çoğ. NİSÂL, NUSÛL] ile NASR[Ar.]
( Kıl dökücü ilâç. İLE Yayan, saçan. | Düzyazı/nesir yazan. İLE Yardımcı, nusret eden. İLE Ok, kargı, temren gibi şeylerin ucundaki sivri demir. İLE Yardım. | Üstünlük. )
- NASIL? ile NE KADAR?
( HOW? vs. HOW MUCH? )
- NASİ-/NASO- ile/||/<> RHİN-/-RHİNE/RHİNO-/-RHİNOUS/-RHİNİA/-RRHİNİA
( Burun, buruna ait. İLE/||/<> Burun, burunun belirli durumları ile ilgili. )
- NASIP[Ar.] değil/yerine/= ATAMA
- NASİP ile/ve/değil/yerine AZİM
( Nasip bilmeyip, azim biliriz. )
- NASİP ile/ve İHSAN
- NASİP ile KISMET
( Kısmetse gelir Yemen'den, değilse gelir çenenden. )
- NASİP ile/ve KISMET
( Bu kurda, bu kuşa, bu da nasip olursa bana. )
( 
)
- NASİP ve MÜESSER
- NASIP ile NASİP
( Atama. İLE Birinin payına düşen şey. | Birinin elde edebildiği, sahip olabildiği şey. | Kısmet, talih, baht. | Günlük kazanç. )
- NASİPLENME ile/ve/||/<> PAYINI ALMAK
- NASİR[Ar.] değil/yerine/= DÜZYAZAR
- NASRETTİN HOCA PARKI :
( Tarabya Mahallesindedir. 1.950,00 m²'lik bir alanı kapsamaktadır. 1.230,00 m²'lik yeşil alanı, 150,00 m²'lik çocuk oyun parkı ve 220,00 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- NAT'[Ar. çoğ. ENTÂ', NUTÛ'] ile NA'T[Ar. çoğ. NUÛT]
( Sofra bezi. | Meşinden yapılan döşek.[Fr. NATTE] İLE Bir şeyi överek/medhederek anlatma, vasıflandırma. | Hz. Muhammed'i övmek üzere yazılan şiirler. )
- NATS[Ar.] ile NATŞ[Ar.]
( Nadas. İLE Bünyenin gücü ve şiddeti. )
- NATURAL İLE YONEDA İLE KAN ile/||/<> KATEGORİ TEOREMLERİ
( Temel kategori kuramı sonuçları. )
( Formül: Nat(Hom(A ile-) İLE F) ≅ F(A) )
- NATURAL ORBİTAL ile/||/<> CANONİCAL ORBİTAL
( NO yoğunluk matrisi özvektör, canonical Fock özvektör. )
( Formül: Doluluk İLE enerji )
- TABİÎ[Ar.]/NATÜREL[İng. < NATURAL] değil/yerine/= DOĞAL
- NAVLUN SÖZLEŞMESİNDE:
ISKARÇA ile/ve KIRKAMBAR ile/ve TRİPÇARTER
( Tam gemi kiralanması. İLE/VE Parça mal taşıma sözleşmesi. İLE/VE Yolculuk üzerine navlun. )
- NÂY[Ar.] ile -NÂY/NÂ-[Ar.] ile NA'Y[Ar.]
( Kamış. | Ney, kamıştan yapılan düdük. İLE Sözcüğün başına getirilerek sözcüğü olumsuzlaştıran bir edat. İLE Ölüm haberi getirme. )
- NÂY ile NEY
- NAYLON POŞETLER(İ KULLANMAK) yerine/değil FİLE/SEPET (KULLANMAK)
- NA'Z/İNTİÂZ[Ar.] ile NÂZ[Ar.]
( Güçlenme, kıvama gelme. | Kalkma. İLE Kendini beğendirmek için takınılan yapmacık. | Bir şeyi beğeniyormuş gibi görünme. | Şımarıklık. | Yalvarma, ricâ. )
- NAZ ile/ve NİYAZ (EHLİ OLMAK)
( ... İLE/VE Yalvarma, yakarma. | Dua. | Bazı tarikatlarda, küçüğün, büyüğe yönelik selâm, saygı ve duası. )
- NAZ ile/ve/||/<> CAZ
- NAZ ile CİLVE
( Fazla naz, âşık usandırır. )
( BEŞG ile ... )
( COYNESS vs. COQUETRY )
- NAZ ile/ve/değil GAZ
- NAZ ile NAS
- NAZ ile NAS
- NAZ ve/>< ŞEVK
( Süreksizlik. VE/>< Süreklilik. )
( İSTİĞNA: Önerilen bir işe karşı nazlanma, nazlı davranma. | Doygunluk, gönül doygunluğu. )
- NAZAR[Ar.] değil/yerine/= BAKMA, GÖZ ATMA | DÜŞÜNME | GÖZ DEĞME
- NAZAR ideğil/yerine/>< ÇALIŞMAK
( Nazar etme, ne olur; çalış, senin de olur! )
- NAZAR ile/ve RASAT/RASAD
- NAZARDA, DAKİK ve/||/<> HALDE, RAKİK
( DAKİK-ÜL NAZAR, RİKKAT-ÜL HAL )
- NAZARÎ ERDEM ile/ve FİKRÎ ERDEM ile/ve HULKÎ ERDEM ile/ve AMELÎ ERDEM(SANATLAR)
- NAZARÎ değil/yerine/= KURAMSAL
( TEORİK )
- NAZAR/NAZÂRET[Ar.] ile NAZAR[Ar. çoğ. ENZÂR]
( Altın. | Tazelik. İLE Bakma, göz atma. | Düşünme. | Göz değme. | İltifat. | İtibar. | Yan bakış. | Güzel, dilber. )
- NÂZİL[Ar. < NÜZÛL] ile NAZÎR[Ar.] ile NAZÎR[Ar. < NAZAR]
( Yukarıdan aşağı inen/inici. | Bir yere konan, bir yerde konaklayan. | [müzikte] İnici, tizden pese doğru giden dizi. İLE Taze. | Altın. İLE Benzer, eş. )
- NAZIM BİÇİMLERİNDE:
TERKİB-İ BENT ile/<> TERCİ-İ BENT ile/<> TERBİ ile/<> TAHMİS ile/<> TAŞTIR ile/<> TESDİS ile/<> MUHAMMES ile/<> TARDİYE ile/<> MÜSEDDES ile/<> NAZİRE ile/<> TEHZİL
( 7-10 beyit. İLE 7-10 beyit. İLE Gazel + 2 beyit. | Dördün. | Dörtleme. İLE Gazel + 3 beyit. İLE Gazel + 3 beyit. İLE Gazel + 4 beyit. İLE 5 dizelik. İLE 5 dizelik.[Muhammes'in, özel bir biçimi.] İLE 6 dizelik.İLE Beğendiğine benzer. İLE Alay etmek üzere yazılan nazire. )
( )
- NAZIM ile NÂZIM
( Manzume. İLE Düzenleyen. )
- NAZÎRE ile KİNÂYE
- NAZLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< NAZENİN
- NE ALÂKA/KEL ALÂKA değil/yerine/= NE İLGİSİ VAR/İLGİSİ YOK
- [ne] ANLAŞILABİLİR ile/ve/||/<> [ne] KAVRANABİLİR ile/ve/||/<> [ne de] KABUL EDİLEBİLİR OLAN
- NE ARAYACAĞIMIZI BİLMEDEN ile/ve/||/<>/> NE BULACAĞIMIZI BİLMEMEK
- NE ATTIĞIMIZ ve/||/<> NE KATTIĞIMIZ
- [ne] AYNI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/ne de AYRI/LIK
- NE DEMEYE ...? ile/değil/yerine/||/<>/< NEDEN ...?
- NE DERSİN? ile/ve/<> NE EDERSİN?
( N DERSİN? <> N EDERSİN? )
( Ne edersen onu dersin, ne dersen onu edersin! )
- NE DESEM/SÖYLESEM, ANLATAMAM (SANIRIM) ile/değil/yerine/||/<>/< SÖZCÜKLER, ANLATMAYA YETMİYOR
- NE DESEM BOŞ değil/yerine NE DESEM ÇOK, NE DESEM AZ
- [ne] EGEMEN/LER ile/ne de/||/<> EZİLEN/LER
- [ne] EMİR ve/ne de ÖĞÜT
( Alma! )
- [ne] EMMEYE ile/ve/||/<>/ne de GÖMMEYE (GELMEK)
- NE HALİN/İZ VARSA GÖR/ÜN! ile/değil/yerine/||/<>/< NE HALİN/İZ VARSA GÜL/ÜN!
( "Gülmek, yaşamın en güzel eylemidir! Sizi bundan alıkoyan her ne varsa on(lar)dan vazgeçin!" )
- NE İSTEDİĞİMİ/Zİ BİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEYE GEREKSİNİMİM/İZ OLDUĞUNU BİLMEK
( Herkes "bilir". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bazıları bilir. )
- [ne] İSTEMEK ne de DAYATMAK
- NE KADAR:
("ÇOK"/"AZ") YEDİĞİN ile/değil/yerine/||/<>/< ÇOK ÇİĞNEDİĞİN
( Yediğini, iç; içtiğini, ye!
[ O kadar çok ve uzun süre çiğne ki, lokmanı, katı değil sıvı duruma gelene gelsin ve yediğin şeyi yutma ve ancak içmiş ol! İçtiklerini de, yavaş yavaş, çiğniyormuş gibi yut! ]
)
- NE KADAR GERÇEKTİR? ile/değil NASIL BİR GERÇEK?
- NE KADAR SEVDİĞİNİZ ve/+/||/<> NE KADAR NAZİK YAŞADIĞINIZ ve/+/||/<> NASIL, ZARÂFETLE VAZGEÇEBİLDİĞİNİZ
- [ne] KÖY ne de KASABA (OLAMAMAK)
- [ne] KUSURSUZ KİŞİ ne de KİŞİDE/İNSANDA KUSUR
( Seveceksen, öylece sev! Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur. )
( Kusursuz olsaydık, başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya o kadar meraklı olmazdık. )
- NE MENEM BİR ŞEY değil/yerine/= NE ÇEŞİT/NASIL BİR ŞEY
- NE OLDU? ile/ve NASIL OLDU? ile/ve NEDEN OLDU?
- NE OLDUM! ile/değil/yerine NE OLACAĞIM?
- NE OLMALI? ile/değil NE OLSA GEREK?
- NE ÖLÜMDEN KORKMAK ... ile/ve/||/<> NE DE DÜŞÜNMEK, ÖLÜMÜ
- NE ...:
ÖTELEMEK ve/ne de/||/<> ERTELEMEK ve/ne de/||/<> ENGELLEMEK
- NE ŞEKER ile/ve NE TUZLU
( Bir şeyin hoşluğu anlatılmak istendiğinde. )
( Türkiye ve birçok kültürde. İLE/VE İran'da. )
- [ne]
"SERT" ne de "YUMUŞAK"
( [ne] Çevremizdekileri kıracak kadar. NE DE Kişilere cesâret verecek kadar. )
- [ne] SİHİR ne de KERÂMET
( El çabukluğu, mahâret/mârifet. )
- NE SORUSUZ YANIT ile/ve/||/<> NE DE YANITSIZ SORU
- [ne] "VARLIĞA YERİNİRİM" ne de "YOKLUĞA ERİNİRİM"
( Ancak, yokluğu birebir, kendin deneyimle(yebil)dikten sonra söyleyebilirsin/söylemelisin! )
- NE VAROLANI ile/ve/<> KİM VAROLANI
( İnsan dışındaki herşey. İLE/VE/<> İnsan. )
( BEING OF WHAT vs./and/<> BEING OF WHO )
- [ne] YAP! "EMRİ" ile/ve/||/<>/ne de YAPMA! "ENGELİ"
- NE YAPABİLİRİM?:
OLAĞAN KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMSUZ KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMLU KOŞULLARDA | ve/||/<> KİŞİYE YÖNELİK
( [yalın haliyle] Ne yapabilirim?.[her koşulda!] VE/||/<> Tüm olumsuz koşullara karşın ne yapabilirim? VE/||/<> Bu olanaklarla daha ne/ler yapabilirim? | VE/||/<> Senin için ne yapabilirim?[üç koşulu da ayırabilen ve anlayabilenlerin erişebileceği noktadır!] )
- NE YAPABİLİRİM? ve/> NASIL YAPABİLİRİM?
( Kişinin, kendine sorabileceği en temel sorulardır! )
( WHAT I CAN DO? and/> HOW I CAN DO? )
- NE YAPACAĞINI BİLMEK ile/ve/değil/||/<>/> BİLDİĞİNİ, YAPMAK/UYGULAMAK
- NE YAPACAĞINI BİLMEK
ile/ve/değil/yerine/<
NE YAPMAYABİLECEĞİNİ/YAPMAYACAĞINI! BİLMEK !!!
( Ne yapman gerektiğinden çok, önce ne yapmaman gerekiğini bil, yeter. Çoğu zaman ne yapman gerektiğini bilemeyebilirsin, fakat ne yapmaman gerektiğini her zaman çok iyi bilebilirsin. )
( İsabet ve kesinlik tutturulamayabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< İsabet ve kesinlik üzerinedir, kolaylıkla sağlanabilir, tamamen uzlaşımsal ortak bir hareket noktası sunabilir. )
( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.
Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.
Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )
( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )
( Irmağın derinliği, iki ayakla birden ölçülmez! )
( Bilme sanatı, neyi gözardı edeceğini bilmektir. )
(
)
( [not] TO KNOW, WHAT TO DO vs./and/but TO KNOW, WHAT, NOT TO DO
TO KNOW, WHAT, NOT TO DO instead of TO KNOW, WHAT TO DO )
- NE YAPARSAK/YAZARSAK YAPALIM/YAZALIM,
HİÇBİR KONUDA:
ACELE ETME(YELİM)! ve/||/<>/> ÖZEN GÖSTER(ELİM)!
( )
- NE YAPARSAN YAP değil SEN BİLİRSİN
- [ne yazık ki]
ACELECİ/LİK ile/ve/||/<> İNSAFSIZ/LIK
- [ne yazık ki]
ANLATILANLARI/SÖYLENİLENLERİ:
"BEĞENMEMEK" ve/||/<>/> KİŞİLERİ İTHAM ETMEK
- [ne yazık ki]
ATSAN ile/ve/||/<> SATSAN
( Atılmaz. İLE/VE/||/<> Satılmaz. )
- [ne yazık ki]
AYNI HAMAM ile/ve/||/<> AYNI TAS
- [ne yazık ki]
DESPOTİZM ile/ve/değil/||/<>/< YUMUŞAK DESPOTİZM
- [ne yazık ki]
FAHİŞE ve/||/<>/< PEZEVENK ve/||/<>/< MÜŞTERİ ve/||/<>/< TOPLUM
( [Suç/hata ve sorumluluk]
"1" ise. VE/||/<>/< İki katı. VE/||/<>/< Üç katı. VE/||/<>/< Dört katı. )
- [ne yazık ki]
GÂSİB ile/ve/||/<>/> KATİL
( Zorla alan, gasbeden, gasp edici. İLE/VE/||/<>/> İnsan öldüren kişi. | Öldürücü, ölüme neden olan. )
- [ne yazık ki]
GÜCE TAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜCE BAKMAK
- [ne yazık ki]
HIZ ile/ve/değil/||/<>/< TELÂŞ
- [ne yazık ki]
KARALAMA/İFTİRA ile/ve/değil/||/<>/< YANSITMA
- [ne yazık ki]
KUYUSUNU KAZMAK ile/ve/||/<> ALTINDAN HALIYI ÇEKMEK
- [ne yazık ki]
LİNÇ ile/ve/değil/||/<> İZDİHAM
- [ne yazık ki]
SALDIRI SAVAŞI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAVUNMA SAVAŞI
- [ne yazık ki]
SAYGISIZ/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KAYITSIZ/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/<
- [ne yazık ki]
SONRAKİ ÂN'A, SÜRECE "BAKMAK/ODAKLANMAK" ile/ve/||/></< ÂN'I YAŞAMAMAK
- [ne yazık ki]
YANLIŞA/SUÇA:
TEŞEBBÜS ile/ve/||/<>/< TENEZZÜL
- [ne yazık ki]
YARIM DOKTOR ve/||/<> YARIM HOCA
( Candan eder. VE/||/<> Maldan eder. )
- [ne] YİĞİDİ ÖLDÜRMEK ne de HAKKINI YEMEK
- NE? ve/||/<>/>/< NASIL? ve/||/<>/>/< NEDEN? ve/||/<>/>/< NİÇİN?
( Hangi şey? VE/||/<>/>/< Ne asıl? VE/||/<>/>/< Ne'den? VE/||/<>/>/< Ne için? )
( Evren/doğa/nesne/insan. VE/||/<>/>/< Bilim. VE/||/<>/>/< Felsefe/Sanat. VE/||/<>/>/< Sanat/Felsefe. )
( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )
( "What is?" question is metaphysical question. )
( Cosmos/nature/matter/human. VS./AND/||/<>/>/< Science. VS./AND/||/<>/>/< Philosophy/Art. VS./AND/||/<>/>/< Art/Philosophy. )
( WHAT? vs./||/<>/>/< HOW? vs./||/<>/>/< WHY? vs./||/<>/>/< WHAT FOR? )
- NEBÎ[Ar. < NEBE | çoğ. ENBİYÂ] ile NEBÎH[Ar.]
( Haberci. | Peygamber. İLE Ünlü, onurlu/şerefli. )
- NEBİL SERTER YALISI :
( Yeniköy Tarabya yolu üzerindedir. 19. yy. sonlarında yapılmıştır. Mühendis Nebil Serter yalısı olarak bilinir. )
- NEBÎL[Ar.] ile NEBÎR[Ar.]
( Yüksek yetenek ve onur sahibi. | Akıllı, anlayışlı. | Bilgili ve erdemli. İLE Torun. )
- NEBİOĞLU, HALDUN (SARIYER, 1941 - 2019) :
( Ticaretle uğraştı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Divan kurulu üyesidir. )
- NEBL[Ar.] ile NEBR[Ar.]
( Ok. | Ok yapma. İLE Yükseğe çıkarma, kaldırma, yükseltme, sesi yükselme. | Korkup çığlık atma, haykırma. )
- NEBÜLÖZ[Fr.] değil/yerine/= BULUTSU
- NECÂT değil/yerine/= KURTULMA, KURTULUŞ
- NECÎB ve/> HALÎL
( ... İLE Samimi arkadaş. )
- NECİP AĞA ÇEŞMESİ :
( Çeşme, Uskumruköy'e girişte solda ve sağdaki bakkal dükkânının karşısında ki köşe başındadır (H.1325, M.1909). Çeşmenin suyu yoktur. Kitabesinde şöyle yazmaktadır: Sahib - ül hayrat Uskumru karyesi ahalisinden Necip Ağa bin Yakup Ağa hayratıdır" (1325 - 1327)". )
- NECİP BEY HAYRATI ÇEŞMESİ :
( Rumelihisarı'ndan Baltalimanı'na giderken Necip Akar bağının duvar çeşmesidir (M.1951). Çeşme bütünüyle mermerdir. Çeşmenin su akarı vardır. Kitabesinde şöyle yazmaktadır: Necip Bey hayratı 1951". Çeşmenin yalâk taşının sağ ve solunda ayrıca iki kitabe vardır. Soldaki kitabede: Bu çeşmeden içsen de/ İçmesen de uğur ola". Sağdaki kitabede ise: Suyun boşa akmasın/Açık bulursan kapa". )
- NECİP FAZIL KISAKÜREK PARKI :
( Ferahevler Mahallesindedir. 1.122,51 m²'lik bir alan üzerindedir, 383,09 m²'lik yeşil alanı, 220,55 m²'lik çocuk oyun alanı ve 330,93 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- NECİS[Ar.] ile NECÎS[Ar.]
( Pis, murdar. İLE Pis, kirli, murdar. | Onulmaz hastalık. )
- NEDBE[Ar. çoğ. NEDEB, NÜDÛB] ile NEDEBE[Ar.] ile NEDEBÎ[Ar.]
( Yara izi. İLE Yara/kırık yeri. İLE Yara izi ile ilgili. )
- NEDEN:
400 değil 4YÜZSÜZ(/LÜK)
- NEDEN/AÇIKLAMA:
ŞU ile/ve/<> ŞÖYLE
- NEDEN/ETKEN - ETKİ ile NEDEN - TEPKİ
( Cansızlarda. İLE Canlılarda. )
- Neden ve nasılsız SUSuyorum! -ve
- NEDEN?(NE'DEN?) ile NASIL?(NE ASIL?)
( Bilimin sorularıdır. )
( Önemli[öncelikli] olan, neyi yaşadığınız değil, nasıl yaşadığınızdır. )
( WHY? vs. HOW?
Questions of the science.
It's not the issue what you live, it is how you live. )
- NEDEN OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ZEMİN HAZIRLAMA
- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK
( Olumsuz durumlarda kullanılır. İLE Olumlu durumlar için kullanılır. )
- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK
- NEDEN OLMAK ile YOL AÇMAK
itibarı ile 33.766 başlık/FaRk ile birlikte,
33.766 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(89/136)
(1996'dan beri)