Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 33.766 başlık/FaRk ile birlikte,
33.766 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(66/136)


- KAN BİRLİĞİ ile/ve/yerine/değil CAN BİRLİĞİ


- KAN ÖBEKLERİNDE:
0- ile AB+

( Herkese[tüm kan öbeklerine] verebilir ve sadece kendi kan öbeğinden alabilir. İLE Herkesten[tüm kan öbeklerinden] alabilir ve sadece kendi kan öbeğine verebilir. )

( )


- KAN ÖBEKLERİNDE:
0 ile/değil BOMBAY

( ... İLE/DEĞİL 250 bin kişide bir görüldüğü tahmin edilmektedir. Beklenilenden farklı bir kan öbeğiyle olan doğumda, Bombay olabilir şüphesiyle yaklaşılabilir. Yani, çiftlerin her birinin kanı 0 öbeği olduğu durumda, çocuğun kan öbeğininin A ya da B olması pek beklenmez, ancak bu tarz bir durumda çiftlerden herhangi birinin kan öbeğinin Bombay olma olasılığı üzerinde durulabilir. )


- KAN TÜKÜRÜP ve/fakat/||/<>/> "KIZILCIK ŞERBETİ İÇTİM" DEMEK


- KAN, KEMAL (İST. 1929 - 1997) :

( Büyükdereli olup esas ismi Nurhan Tüzünkan'dır. Cağaloğlu'ndaki Yene Lise'yi bitirdikten sonra İ. Ü. Hukuk Fakültesi ve ayrıca İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunudur. Almanya'da Bavyera Devlet Fotoğrafçılık Okulu'nda okuyup mezun oldu. Lise'yi bitirdikten sonra Rusya'dan Türkiye'ye gelen rejisör Madan Espir Şup ile kameraman Madlof'un yanında asistanlık yaptı. Çok genç yaşta yönetmen ve kameraman olarak işe başladı. Almanya'dan döndükten sonra "Taş Parçası, Yılmaz Ali", ve "Kıvırcık Paşa" filmlerini sesli olarak çekti. Bu filmleri ile tiyatrocuların tekelinde olan sinemaya değişik bir boyut kazandırdı ve "Geçiş Çağı" adı verilen yeni bir dönemin başlamasında önde gelen yönetmenlerden biri oldu.1942'de "Derili Pınar" isimli filmi ilk kes sessiz olarak çekti ve daha sonra dublajla seslendirdi. Bu biçimde film yapılması ucuz olduğundan çok yaygınlaştı ve günümüze kadar devam etti. Yerli Film Yapanlar Cemiyeti'nin kurucuları arasında yer aldı ve ilk başkanı oldu. Türkiye'de ilk defa artist yarışması düzenledi ve bu yarışmalardan Ayhan Işık, Oya Sensev, Kadir Savun, Vedat Karaokçu, Mahir Özerdem, Belgin Doruk ve Sadri Alışık gibi oyuncuları Türk sinemasına kazandırdı. Sinema sanatçılarının sosyal güvenceye kavuşturulması amacı ile kurulan Film - San Vakfı'nın kurucuları arasında yer aldı ve uzun süre başkanlığını yaptı. 1944'te İstanbul Film Şirketini kurarak kendi hesabına filmler çekti. Uzun metrajlı filmler çektiği gibi kısa metrajlı ve eğitim amaçlı filmler de çekti. "Türk Sinema tarihinin geçiş dönemi" olarak kabul edilen 1940 - 1950 arasının en önemli temsilcisi, yapımcısı ve yönetmenidir. Sanat hayatı boyunca 64 filmin yönetmenliğini yaptı. 39 filmin yapımcılığını üstlendi ve 22 filmde aktör olarak rol aldı. )


- KAN ile KAN

( Gövdemizde dolaşan yaşamsal sıvı. İLE İnanmak. )

( BLOOD vs. BLOOD )


- KAN ile KİRLİ KAN

( ... İLE Toplardamarların kalbe götürdüğü kan. )


- KAN ile PIHTILAŞMIŞ KAN(ALAK/ALEKA[Ar.])


- KAN ile/ve/<> PLAZMA[Yun.]

( ... İLE/VE/<> Kanda alyuvarla akyuvarların içinde bulunduğu sıvı. | Elektrik yükü yansız olan gaz moleküllerinden, pozitif iyonlardan ve negatif elektronlardan oluşan akışkan. )

( NEZF: Kanama. )

( HÛN ile/ve/<> ... )

( BLOOD vs./and/<> PLASMA )


- KAN ile/ve/||/<>/> TEMİZ KAN

( ... İLE/VE/||/<>/> Atardamarlarda dolaşan, akciğerlerden aldığı oksijeni taşıyarak gövdenin her yanına giden kan. )


- KANAAT ile/ve/||/<> KALENDER


- KANAAT değil/yerine/= KANI/KANIKLIK


- KANAAT ile/ve/değil/yerine KANIT


- KANÂ'AT[Ar.] ile KASD[Ar.]


- KANAAT ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH


- KANAATKÂR değil/yerine/= YETİNGEN

( Kazandığı ile meşgul olup, başkasının kazandığı ile meşgul olmamak. )


- KANADI OLMAK/ÇIRPMAK ile/ve/fakat/||/<>/> UÇAMAMAK


- KANAL KAPASİTESİ İLE HATA DÜZELTME İLE SIKIŞTIRMA ile/||/<> İLETİŞİM TEOREMİ

( Shannon ın temel teoremleri. )

( Formül: C = B log₂(1 + SNR) )


- KANAL değil/yerine/= ARK/HARK

( İçinden su akıtmak için toprağı kazarak yapılan açık oluk. )


- KANAL ile KANALCIK

( Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla ya da gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu. | Telefon, telgraf, radyo, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat. | Tahtanın liflerine dik yönde açılan kırlangıç kuyruğu biçimli girinti. | İçinden damar, sinir ya da bir sıvı geçen yol. | İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz. İLE Küçük kanal. | Bir organizmadaki küçük kanal. )


- KANAL ile LAĞIM[Yun.]/GERİZ/KERİZ/KEHRİZ/KARIZ[Fars.]

( ... İLE Bir yerleşim merkezinde, kirli suların akıp gitmesi için yeraltında açılmış ark. | Düşmanın kale duvarlarını yıkmak ya da düşmesi ordugâhına zarar vermek amacıyla, düşman siperlerine doğru yer altından açılan yol. )

( TURFAN KARIZLARI: Yeraltı su kanalları.
Lağım ya da yer altından giden su kanalı anlamındadır. Burada kullanılan lağım sözcüğü ilk anda bugün büyük şehirlerde kullanılan atık su yollarını çağrıştırsa da asıl anlamı yer altına açılan tünel, kanaldır. Osmanlı ordusunda, fethedilmek istenen kalelerin etrafı sarıldığında, yer altından tüneller açarak kale duvarı altına ve girişine patlayıcı yerleştirip, kale duvarlarının ya da kapısının yıkılmasını sağlayan asker grubuna "lağımcı" denirdi. "Karız" sözcüğü; kehriz, lağım ve yeraltı su yolu demektir. Suyun aktığı yeraltı kanalı anlamına gelen "teşme" olarak da geçmektedir. )

( [argo] KARIZ/KEHRİZ: Bugün Anadolu'da "keriz" olarak kullanılan bu sözcük, sebil, herkesin kullanımına açık çeşme anlamındadır. Malını mülkünü herkesin kullanmasında sakınca görmeyen, malını sebil gibi dağıtan kişiler için kullanılmaktadır. )

( KARİZÇİ: Kuyu kazan kişi. )


- KANAL ile MİDİ KANALI

( Akdeniz ve Atlantik Okyanusu'nu birbirine bağlayan, bugün dünya miras dizininde bulunan Midi Kanalı'nın inşasını 1667'de Paul Riquet adlı bir iş adamı başlattı. Kral XIV. Luis'in desteklediği, su, para ve insan gücünün uyumlu bir karışımı olan 240 km.lik bu proje ancak 1680'de tamamlanabildi. )


- KANAL ile SU KANALI

( Doğal su yolu. İLE İnsan eliyle açılmış su kanalı. )

( CHANNEL vs. CANAL )

( CANALI: 1887'de İtalyan gökbilimci Giovanni Schiaparelli, Mars üzerinde uzun düz çizgiler olduğunu söyledi ve bunlara canali adını koydu. İngilizce'ye "channel" olarak değil "canal" olarak çevrilmesinden dolayı Mars'ta kayıp bir uygarlık olduğu söylentilerini başlatmıştır. )


- KANALİZASYON ve/||/<> HAMAM ve/||/<> KÜTÜPHANE

( Kentin kirini alır götürür. VE/||/<> Gövdenin kiri temizlenir. VE/||/<> Aklın boşlukları/"tozları" alınır. )

( Pis ve atık suların özel kanallar aracılığıyla belirli merkezlerde toplanıp atılmasını sağlayan düzen, lağım döşemi. VE/||/<> Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam. | Para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer. VE/||/<> Betiklik/kitaplık. | Betik satılan dükkân, betikevi. )


- KANALİZE ETMEK/OLMAK değil/yerine/= YÖNLEMEK/YÖNLENMEK


- KANAMA:
YERLEŞME ile/ve/||/<> ÂDET

( Gebe kaldıktan yaklaşık 10 - 14 gün sonra oluşan az miktarda hafif lekelenme ya da kanama olarak tanımlanır. [Bu durum, gebelikte rahim duvarına yumurtanın yerleşmesi sırasında ortaya çıkar ve genellikle uzmanlar tarafından normal karşılanır.][Döllenmiş yumurtanın rahmin iç tabakasına yapışmasıyla oluştuğu düşünülen hafif bir kanama türüdür.][Genellikle kendi kendine durur ve özel bir tedavi gerektirmez.] İLE/VE/||/<> ... )


- KANAMALAR:
DIŞ ile/ve/||/<> İÇ ile/ve/||/<> DELİKLERDEN[doğal] ile/ve/||/<> ATAR DAMAR ile/ve/||/<> TOPLAR DAMAR ile/ve/||/<> KILCAL DAMAR

( [Burun Kanaması]
- Hasta/yaralı sakinleştirilir, oturtulur.
- Başı hafifçe öne eğilir.
- Burun kanatları, 5 dk. süre ile sıkılır.
- Uzman bir doktora gitmesi sağlanır.
)

( [Kulak Kanaması]
- Hasta/yaralı, sakinleştirilir.
- Kanama hafifse kulak, temiz bir bezle temizlenir.
- Kanama ciddi ise kulağı tıkamadan temiz bir bezle kapanır.
- Bilinci yerindeyse hareket ettirmeden sırtüstü yatırılır, bilinçsiz ise kanayan kulak üzerine yan yatırılır.
- Kulak kanaması, kan kusma, anüs, üreme organlarından gelen kanamalarda hasta/yaralı, kanama örnekleri ile uzman doktora sevk edilir.
)


- KANAMALARDA, BASI/TURNİKE UYGULAMA NOKTALARI:
BOYUN ile/ve/||/<> KÖPRÜCÜK KEMİĞİ ile/ve/||/<> KOLTUK ALTI ile/ve/||/<> PAZU ile/ve/||/<> KASIK ile/ve/||/<> UYLUK[BACAĞIN ÜST YARISI]

( [Turnike uygulamasında dikkat edilecekler...]
- Turnike uygulamasında kullanılacak malzemelerin genişliği en az 8 – 10 cm. olmalıdır.
- Turnike uygulamasında ip, tel gibi kesici malzemeler kullanılmamalıdır.
- Turnikeyi sıkmak için tahta parçası, kalem gibi malzemeler kullanılabilir.
- Turnike kanama duruncaya kadar sıkılır, kanama durduktan sonra daha fazla sıkılmaz.
- Turnike uygulanan bölgenin üzerine hiçbir şey örtülmez.
- Turnike uygulamasının yapıldığı saat bir kağıda yazılmalı ve yaralının üzerine asılmalıdır.
- Uzun süreli kanamalardaki turnike uygulamalarında, kanayan bölgeye göre 15-20 dakikada bir turnike gevşetilmelidir.
- Turnike uzvun koptuğu bölgeye en yakın olan ve deri bütünlüğünün bozulmamış olduğu bölgeye uygulanır.
- Turnike, kol ve uyluk gibi tek kemikli bölgelere uygulanır, ancak ön kol ve bacağa el ve ayağın beslenmesini bozabileceği için uygulanmaz. Uzuv kopması durumlarında, ön kol ve bacağa da turnike uygulanabilir. )

( [Boğucu Sargı (Turnike) Uygulama Tekniği]
- İlk yardımcı, eline, geniş, güçlü ve esnemeyen bir sargı alır.
- Şerit yarı uzunluğunda katlanır, uzuv, etrafına sarılır.
- Bir ucu halkadan geçirip çekilir ve iki ucu biraraya getirilir.
- Kanamayı tamamen durduracak yeterlikte sıkı bir bağ atılır.
- Sargının içinden sert nesne[kalem gibi] geçirilir ve uzva paralel konuma getirilir.
- Kanama durana kadar sert nesne döndürülür.
- Sert nesne, uzva dik konuma getirilerek sargı çözülmeyecek biçimde sabitlenir.
- Hastanın/yaralının giysisinin üzerine, adı ve turnikenin uygulandığı zaman[saat ve dakika] yazılı bir kart iğnelenir.
- Çok sayıda yaralı olduğunda, yaralının alnına rujla ya da sabit kalemle "turnike" ya da "T" harfi yazılır.
- Hasta/yaralı, pansuman ve turnikesi görülecek biçimde battaniye ile sarılır.
- Turnike, 15-20 dakika aralıklarla gevşetilir, sonra tekrar sıkılır.
)

( [Uzuv Kopması Varsa]
- Kopan parça, temiz, su geçirmez, ağzı kapalı bir plastik torbaya yerleştirilir.
- Kopan parçanın konduğu torba, buz içeren ikinci bir torbanın içine konulur.
- Kopmuş uzuv parçasının konduğu plastik torba, ağzı kapatıldıktan sonra içinde 1 ölçek suya 2 ölçek buz konulmuş ikinci bir torbaya ya da kovaya konulur. Bu biçimde, kopmuş uzuv parçasının buz ile doğrudan teması önlenmiş ve soğuk bir ortamda taşınması sağlanmış olur.
- Torba, hasta/yaralı ile aynı araca konulur, üzerine hastanın adı ve soyadı yazılır, en geç 6 saat içinde sağlık kuruluşuna gönderilir.
- Tıbbi birimler haberdar edilir[112].
)


- KANARYA MAHALLESİ ve/||/<> KUŞ ADLI SOKAKLAR

( )


- KANAT ile/değil KANAAT

( Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan örgen. | Balıklarda yüzgeç. | Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey. | Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı. | Yan, taraf. | Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri. | Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol. | Angıç. | Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah. | Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü. İLE/DEĞİL Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum. | Kanma, inanma. | Kanış, kanı, inanç, düşünce. )


- KANATA[İt. < CANETTA] ile GÜĞÜM[Yun.]

( Ağzı geniş, tek kulplu su kabı. İLE Yandan kulplu, boynu uzun, genellikle bakırdan su kabı. )


- KANATALP, SAMET (KOCAELİ, 1992) :

( Orta saha elemanı olarak Bodrumspor'dan transfer edildi (2018/2019, ara transfer). Sezon sonu serbest kaldı. Takımının 10 lig maçında oynadı. 4 kez Olimpik Milli takımda yer aldı. Kocaeli, Körezspor, Çubukspor, Bakspor, A. Selçuklu (Konya), Diyarbakırspor A.Ş., Pendikspor, Tokatspor, Sivas Belediyespor, Bodrum Belediyespor ve Sarıyer kulüplerinde oynadı. )


- KANÂTIR[Ar. < KANTARA] ile KANÂTÎR[Ar. < KANTAR]

( Taştan yapılan kemerli büyük köprüler. İLE Kantarlar. )


- KANATLI MEYVE, SAMARA = SİMÂR-I MÜCENNEHA = SAMARE


- KANBUR değil KAMBUR


- KANDA ile KANDAN

( Nerede. İLE Nereden. )


- KANDEMİR, M. SEMİH (SARIYER/YENİMAHALLE, 1952) :

( Bir süre yurtdışında çalıştıktan sonra yurda döndü. Ticaret Odasında memuriyet hayatına başladı ve buradan emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü, Yenimahalle Spor Kulübü, Yenimahalle Cami Derneği ve Sarıyer yeni Merkez Cami Derneği üyesi olup, Yenimahalle Spor Kulübünde yıllarca yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )


- KANDİL ve MÂHYA

( ... VE Ramazan ayında birden çok minaresi olan camilerin minareleri arasına gerilen iplere kandil ya da ampullerle yazılan yazılar, resimler. )


- KANDIRMA ile/ve/<>/> "YUTTURMA"


- KANDIRMA/CA ile/ve/değil ŞAŞIR(T)MA/CA ile/ve/değil YANILTMA/CA / YANILSAMA


- [ne yazık ki]
KANDIRMADA:
"APTAL/LIĞIMIZ" ile/ve/değil/||/<>/< "ONUN/ONLARIN" KARAKTERSİZ/LİĞİ

( Olmuyor. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Oluyor. )


- KANDIRMAK ile ALDATMAK

( TO DELUDE vs. TO DECEIVE )


- KANDIRMAK ile/<> "ATLATMAK"


- KANDIRMAK ile/ve/değil "BAŞTAN ÇIKARMAK"

( ... ile/ve/değil TEDSİYE )


- KANDIRMAK ile/ve/değil "GÖZÜNÜ BOYAMAK"


- KANDIRMAK ile/değil/yerine İSTEDİKLERİNİ/BEKLEDİKLERİNİ VERMEK


- KANDIRMAK ile/değil/yerine/>< KABUL/RÂZI ETTİRMEK


- KANDIRMAK ile KAFESLEMEK[argo]

( Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek. | Aldatmak. | İçme, yeme isteğini karşılamak. İLE Çıkar sağlamak için birini aldatmak. )


- KANDIRMAK ile/değil OYALAMAK


- KANDIRMAK ile SANDIRMAK


- KANDIRMAK(YEMEK) ile/değil YANILTMAK


- KANGAL[Yun.] ile KANGAL ile Kangal

( Tel, kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla yapılan bağ. | Bu biçimde bükülmüş şeylerin her bir halkası. İLE Deve dikeni. | Kangal ilçesine özgü bir köpek. İLE Sivas iline bağlı ilçelerden biri. )


- KANGCHENJUNGA -ile

( Dünyanın üçüncü en yüksek dağı.[8598 m.]Sıkkım'da bulunur. )


- KANGURU ile KUOKKA/QUOKKA

( - Kanguru ailesindendir.
- Güney Batı Avustralya'da yaşarlar.
- Ağırlığı 2.5 - 5 kg., boyları ise 40 - 54 cm. arasındadır.
- Otobur ve barışçıldır. )

( image )


- KÂNÎ[Ar.] ile Kânî[Ar.] ile KANİ'[Ar. < KANÂAT | çoğ. KANİÛN, KANİÎN]["ka" uzun okunur]

( Dokunaklı/iğneli söz söyleyen, kinâye eden/söyleyen. İLE XVIII. yy.da Osmanlı edebiyatının şiir/nazım ve düzyazı/nesir üstadlarındandır. Hezl ve mizah tarzında yazdığı hoş mektuplarla ün kazanmıştır. İLE Hırs. )


- KANIK = TOKGÖZLÜ/KANAATKÂR


- KANIKSAMA ile TAHAMMÜL

( TO BE INURED TO vs. ENDURANCE )


- KANIKSAMAK ile/ve/||/<>/> ÖZÜMSEMEK ile/ve/||/<>/> İÇSELLEŞTİRMEK


- KANIN AKMASI ile/değil/yerine/>< MÜREKKEBİN AKMASI


- KANIRMAK ile KANIRTMA ile KANIRTMAÇ

( Bir şeyi eğip zorlayarak yerinden çıkarmak ya da çıkarmaya çalışmak. İLE Kanırtma işi. İLE Bir şeyi kanırtmak için kullanılan değnek ya da araç, bir tür kaldıraç. )


- KANIT ARAMAK ile/değil/yerine KAVRAYIŞ


- KANIT ile/ve İSPAT

( Fizik'te. İLE/VE Matematik'te. )

( EVIDENCE vs./and PROOF )


- KANIT[Ar.] ile KANIT[Ar. < KUNÛT]["ka" uzun okunur] ile KANİT[Ar. < KUNÛT]["ka" uzun okunur]

( Bir şeyin doğruluğu/gerçekliği konusunda kanı verici belge/öğe, delil. İLE Ümidi tamamen sönmüş, ümitsiz, kederli. İLE İtaatli, bağlı, dindar. )


- KANIT ve/<> SONSUZLUK


- KANIT ile/ve/değil/||/<> TANIK


- KANIT/BURHAN ile/ve/||/<> KESİNLİK/YAKÎN


- KANITIN YOKLUĞU ve YOKLUĞUN KANITI

( İkisi de olamaz! )

( "Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir." )


- KANITLAMAK ile/ve/||/<>/> İKNÂ ETMEK


- KANITLARI:
SAKLAMAK ile/ve ÇARPITMAK ile/ve YOK ETMEK


- KANITLAYAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEKLEYEN


- KANLI-CANLI


- KANLIKAVAK ÇEŞMESİ :

( Çeşme Emirgan'a doğru giden ana cadde üzerinde ve Boyacıköy içine girilirken sağ baştaki Emlakçı'nın denize bakan ön cephesindedir. Birkaç kez onarılan çeşme mermerdir. Son onarımı 1988 yılında yapılmıştır. Kanlıkavak memba suyu akışı vardır. Suyun sertlik derecesi 3.5 dir. )


- KANMA ile/ve/||/<>/> KANIŞ

( Söylenilen sözün, anlatılan konunun doğruluğuna inanmak. | Tatlı sözlere aldanmak. | Bir gereksinimini, bir isteğini yeteri kadar karşılamış olmak, doymak. | Yetinmek, iktifa etmek. İLE/VE/||/<>/> Kanma durumu. | Kanı, kanaat. | Aldanış, kanma. )


- KANMA ile KANMA

( Yanılma. İLE Yetinme. )


- KANMAK/KANDIRMAK ile/ve/değil/yerine/<>/> İKNA (OLMAK/ETMEK)


- KANON = KANUN, KAİDE = CANON[İng., Fr., İsp.] = KANON[Alm., Yun.]

( Herhangi bir konuda yetkelerin belirlediği seçimler bütünü. | Eşit aralıklarla ilerleyen ancak birlikte değil, art arda duyulan iki ya da daha çok sesin birbirini sürekli taklit etmesiyle oluşan bütün. )


- KANONİK MOMENTUM ile/||/<> MEKANİK MOMENTUM

( Kanonik p = ∂L/∂q̇ Lagrange"dan, mekanik momentum p = mv. )

( Formül: p = ∂L/∂q̇ İLE p = mv )


- KANPANYA değil KAMPANYA


- KANSA/KONSA = TAŞLIK


- KANSAROJEN değil KANSEROJEN


- KANSER[Fr./İng. CANCER] değil/yerine/= DOKUNMA BANA / İNCİTME BENİ

( Bir organ ya da dokudaki gözelerin kontrolsüz olarak bölünüp çoğalmasına bağlı olarak yakın dokulara yayılmasıyla ya da uzak dokulara sıçramasıyla beliren hastalık. )


- KANSER değil/yerine KONSER (OLSUN) ile/değil/yerine/>< DERT değil/yerine MERT (OLMAK)

( GAZ/GÜLMEK: "İçinde kalıp kanser olacağına dışına çıkıp konser olsun." :) )


- KANSER ile GANSER (SENDROMU)


- KANSER ile/||/<> KROMOZOM

( Kanserin kromozomal temeli hipotezi )

( Theodor Boveri tarafından 1914 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1862-1915) (Ülke: Almanya) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Kromozom teorisi, kanser genetiği) )


- KANSER ile/||/<> PATOLOJİ

( Kanser patolojisi çalışmaları )

( John Foxton Ross Kerr tarafından 1972 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1934-) (Ülke: Avustralya) (Alan: Patoloji) (Önemli katkıları: Apoptoz kavramı) )


- KANSIZLIK/ANEMİ[Fr. < ANEMIE] ile AKDENİZ KANSIZLIĞI/ANEMİSİ(TALASEMİ[Fr.])

( [Ar., Fars.] FAKR-ÜD-DEM ile ... )

( Kansızlık hastalığı. İLE Akdeniz bölgesinde görülen ve genetik etmenlerle sonraki kuşaklara geçebilen bir tür kansızlık hastalığı. )

( ANAEMIA vs. THALASSEMIA[Lat.] )

( ANÉMIE avec ... )


- KANT ile/ve/||/<>/> SCHILLER ile/ve/||/<>/> FICHTE ile/ve/||/<>/> SCHLEIERMACHER ile/ve/||/<>/> SCHLEGEL ile/ve/||/<>/> HEGEL ile/ve/||/<>/> SCHELLING ile/ve/||/<>/> SCHOPENHAUER ile/ve/||/<>/> FUERBACH ile/ve/||/<>/> DARWIN ile/ve/||/<>/> SPENCER

( [Doğum Tarihi] 1724 ile/ve/||/<>/> 1759 ile/ve/||/<>/> 1762 ile/ve/||/<>/> 1768 ile/ve/||/<>/> 1770 ile/ve/||/<>/> 1772 ile/ve/||/<>/> 1772 ile/ve/||/<>/> 1775 ile/ve/||/<>/> 1788 ile/ve/||/<>/> 1804 ile/ve/||/<>/> 1809 ile/ve/||/<>/> 1820 )

( Wilhelm Schlegel, 22 Ocak 1798'de Jena'dan, Berlin'de kardeşi Friedrich Schlegel ile küçük bir evi paylaşan Schleiermacher'a, kardeşinin yarattığı skandallardan dolayı sitem dolu bir mektup yazar ve yakın zamanda taşınmış olduğu Berlin'den Jena'ya, kendinin yanına dönmesi için Friedrich'i ikna etmesini ister; zira kardeşi, Schiller ile girdiği tartışma sonrasında yayımladığı son metniyle tümden tozu dumana katmıştır. Öyle ki, aynı soyadını taşımasıyla Wilhelm dahi gözden çıkarılmanın eşiğine gelmiştir. Sonunda, Goethe, tartışmaya dahil olur ve Friedrich ile babacan bir konuşma yaparak, ondan kibarca, bundan sonra başka bir alan üzerine, başka bir yerde çalışmasını ister. Oysa Friedrich, bu tavsiye üzerine gittiği Berlin’de, çoktan kendi çevresini kurarak yeni bir edebi akımın öncülüğü görevini üstlenmiştir. Henüz 25 yaşındaki bir genç tarafından yazılıp böylesi büyük bir etki yaratan, yepyeni ve tümüyle özgün bir düşünsel hareketin öncüsü olan bu metin, Eleştirel Fragmanlar'dı ve yalnızca 37 sayfalık 127 aforizmadan oluşuyordu. Aradan geçen neredeyse iki yüz yıl boyunca Eleştirel Fragmanlar üzerine yüzlerce kitap yazılacaktı. Schlegel kimilerine göre yaygaracı, kimilerine göre dâhi olarak adlandırılacak ama her halükârda Romantik hareketin düşünsel temellendiricisi olarak tarih sahnesindeki yerini alacaktı... )


- KANTAR[Ar. < KİNTÂR]/BASKÜL[Fr. < BASCULE] değil/yerine/= TARTI (ARACI)

( Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç. | Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aracı, el kantarı. | 56,452 kilogram ağırlığında ya da kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi. )


- KANTAR ile/ve/||/<>/< TOPUZU


- KANTARIN TOPUZUNU KAÇIRMAK ile EŞEĞİN ..INA SU KAÇIRMAK


- KANTARON ile KANTARON ile KIZIL KANTARON

( Kızılkantarongillerden, hekimlikte kullanılan, sarı çiçekli, acı köklü, küçük bir bitki İLE Birleşikgillerden, sarı, mavi, kırmızı çiçekli türleri bulunan otsu bir bitki. İLE Kızılkantarongillerin örnek bitkisi olan, 10-50 santimetre yüksekliğinde, kırmızı çiçekli, karşılıklı yapraklı, sap ve yaprakları tıpta kullanılan, iki yıllık otsu bir bitki. )

( GENTIANA LUTEA cum CENTAUREA cum ERYHRAEA CENTAURIUM )

( ST. JOHN'S WORT vs. ... vs. ... )


- KANTAT[Fr. < CANTATE] ile/değil/yerine İLÂHÎ

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kahramanlık ve din konularında yazılıp bestelenen şiir ya da bu şiirin orkestra eşliğindeki tek ya da çok sesli bestesi. )


- KANTAY, PROF. DR. RAMAZAN (İSPARTA, 1943) :

( Üniversite Öğretim Üyesi:1943 yılında Isparta'da doğdu, 1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi'nden 1967 yılında mezun oldu. 1968 yılında fakülteye asistan, 1976'de doktor, 1984'te doçent, 1988 yılında ise profesörlüğe yükseltildi. Bugüne kadar Orman Ürünlerinden Faydalanma Bilim Dalı'nda 4 araştırma kitabı, 1 yardımcı ders kitabı(Türkiye'nin Orman Ağaç Türleri Kerestelerinin Teknik Kurutma Özellikleri Üzerine Araştırmalar, Ceviz, Cdruh Meşesi ve Doğu Kayınında Elde Edilen Kaplama Levhalarının Kurutma Özellikleri Üzerine Araştırmalar, Üç Tabakalı ve Okal Tipi Yonga Levhalarının Teknolojik Özellikleri Üzerine Araştırmalar - Göker ve Kurtoğlu ile birlikte - , Türkiye'e Parke Endüstrisinin Bugünkü Yapısı veSorunları (Ekizoğlu ile birlikte), Kereste Kurutma ve Buharlama) kitapları yayınlandı ayrıca çeşitli dergi ve gazetelerde 80 bilimsel makalesi ve 26 bilimsel bildirisi yayınlandı. )


- KANTİN[Fr. < CANTINE] -/

( Kışla, fabrika, okul vb. yerlerde yiyecek ve içecek maddelerinin satıldığı yer. | Bu gibi kurumlarda işletilen ve yalnız o kuruma bağlı kimselerin yemek yediği lokanta. )


- KANTITATİF ARAŞTIRMA/QUANTITATIVE RESEARCH[İng.] değil/yerine/= NICEL ARAŞTIRMA


- KANTITATİF/QUANTITATIVE[İng.] değil/yerine/= NICEL


- KANTİYANE[Lat. < GENTIANA] -/

( Kızılkantarongillerden, hekimlikte iştah açıcı olarak kullanılan bir tür bitki. )


- KANTON[Fr. < CANTON] değil/yerine/= BÖLGE

( İsviçre Konfederasyonu'nu oluşturan devletlerden her biri. )


- KÂNÛN[Ar.] -ile

( Kış mevsiminin ilk ayı.[Aralık.] )


- KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME(KHK) ile/ve/değil/yerine/||/<> YASA


- VARSIL/ZENGİN OLMAK:
KANUN KADAR değil KARUN KADAR


- KANUN[Ar.] ile KANUN[Ar.] ile KÂNUN[Ar.]

( Devletin yasama kuvveti tarafından herkesçe uyulmak üzere konulan her tür düzen, kural, kaide, yasa. | Herhangi bir konu üzerindeki yasayı/kanunu taşıyan kitap. | Geçerli olan kural. | Doğa olaylarının bağlı göründükleri ve dışına çıkamadığı düzen. | Yol, yordam, âdet. İLE Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı. İLE Soba. | Mangal. | Bir şeyin tutuşup yandığı yer. | Kış mevsiminin ilk ayı.[Aralık] Eski takvimde yer alan kânun-u sâni, kânun-u evvel ay adlarında geçen "ateş ocağı" anlamındaki söz. )


- KANUN[Ar.] ile/ve/< SANTUR[Fars. < SENTÛR < Yun.]

( Parmaklarla. İLE/VE Kanun biçiminde fakat tokmaklarla çalınan bir çalgı. )

( YATUK: Kanun, santur gibi sazların ortak adı. )


- KANUN değil/yerine/= YASA


- KÂNUN-I EVVEL ile/ve KÂNUN-I SÂNÎ


- KANUNÎ ile KANUNÎ ile KANUNÎ

( Yasal. İLE Kanun çalan. İLE Kanuni Sultan Süleyman. )


- KANUN-U ESÂSÎ değil/yerine/= ANAYASA


- KANUN-U ESASÎ değil/yerine/= ANAYASA

( Anayasa, teşkîlât-ı esâsiye kānûnu. )


- KAODAİZM -ile

( Vietnam'ın, Tay Ninh kentinde, Budizm, Taoizm, Katolik Hristiyanlık ve Konfüçyüs'ten etkilenerek 1928 yılında, Cao Dai tarafından oluşturulmuş bir din. Victor Hugo'nun eserleri de bu dinin ilkelerinin belirleyicilerinden biri olmuştur.[Tay Ninh'deki mabedleri, 1932 yılında tamamlanmıştır.]

"Tek göz", bir simge olarak kullanılmaktadır.[Yaşamın ve ibadetin yolu olan ve kalbe yakın olduğundan dolayı olarak değerlendirilen sol göz.]

06:00, 12:00, 18:00 ve 00:00'te olmak üzere, günde dört kez ibadet etmektelerdir. Törenlerde, kadın-erkek ayrımı olmaksızın yanyana yer alır.

5 ana ilkeleri vardır:
1. Kimseyi öldürme!
2. Yalan söyleme!
3. Hırsızlık yapma!
4. Tek eşli ol!
5. Alkollü içki içme! )


- KAOS = CHAOS[İng., Fr., Alm.] = KHAOS:UÇURUM[Yun.] = CAOS[İsp.]


- KAOS ile/ve/değil/||/<> TENÂKUZ


- KAP KALAYLAMAK ile/ve/<>/değil/yerine KALP KALAYLAMAK


- KAP ile BADYA

( ... İLE Ağzı geniş, yayvan, büyükçe su kabı. )


- KAP ile (")ÇAP(")


- KAP ile/değil DAĞAR

( ... İLE/DEĞİL Ağzı yayvan, toprak kap. | Dağarcık. )


- KAP ile GÜLABDAN[Fars.]

( ... İLE Gülsuyu serpmek/dökmek için kullanılan, ağzı emzikli, armut biçiminde küçük kap. )


- KAP ile GÜVEÇ

( ... İLE İçinde yemek pişirilen toprak kap. | Bu kapta pişirilen yemek. )


- KAP[Fr. < CAPE] ile KAP ile KÂP/KÂB[Ar.]

( Giysi. İLE Mahfaza. İLE Aşık kemiği. )

( Gövdeyi omuzların üstünden çepeçevre saracak biçimde yapılan bir tür üst giysisi. | Kadınların giydiği kolsuz üstlük. İLE İçi gaz, sıvı ya da katı herhangi bir nesneyi alabilen oyuk nesne. | Kap kacak. | Türlü şeylerin taşınması ya da saklanması için kullanılan torba, kılıf, çanta, sepet, sandık vb. | Kapak, cilt. İLE Aşık kemiği. )


- KAP ile KAPÇIK

( ... İLE Küçük kap. | Boş mermi kovanı. | Tahıl tanelerinde kabuk. )


- KAP ile KIRBA[Ar. < KİRBA]/KIRPA

( ... İLE İçinde su taşınılan, ağzı dar, altı geniş su kabı. | Çok su içen kişi. | Çocuklarda karın şişmesiyle beliren bir hastalık. )


- KAP ile MATARA[Ar.]

( ... İLE Yolculukta kullanılan, boyna ya da bele asılı olarak taşınan su taşıma kabı. )


- KAP ile YAĞDANLIK

( ... İLE Makine parçalarına yağ akıtmak için kullanılan, ince uzun bir borusu olan kap. )


- KAPACIK / KAPAKÇIK

( Küçük kapak. | Yürekte ve damarlarda kanın ya da başka sıvıların geri dönmesini önleyen supap durumunda küçük kapak. )


- KIRIKLARDA:
KAPALI ile/ve/||/<> AÇIK

( Kırık, kemik bütünlüğünün bozulmasıdır. Kırıklar, darbe sonucu ya da kendiliğinden oluşabilir. Yaşlılık ile birlikte kendiliğinden kırık oluşma riski de artar. )

( [Kırık belirtileri]
- Hareket ile artan ağrı.
- Biçim bozukluğu.
- Hareket kaybı.
- Ödem ve kanama nedeniyle morarma.
[Ağrılı bölgelerin tespiti için elle muayene gereklidir.] )

( [Kırığın Yol Açabileceği Olumsuz Durumlar]
- Kırık yakınındaki damar, sinir, kaslarda yaralanma ve sıkışma[Kırık bölgede nabız alınamaması, solukluk, soğukluk].
- Parçalı kırıklarda, kanamaya bağlı şok. )

( [Kırıklarda İlk Yardım]
- Yaşamı tehdit eden yaralanmalara öncelik verilir.
- Hasta/yaralı, hareket ettirilmez, sıcak tutulur.
- Kol etkilenmişse yüzük ve saat gibi nesneler çıkarılır. - Sabitleme ve sargı yapılırken, parmaklar görünecek biçimde açıkta bırakılır.
- Kırık kuşkusu bulunan bölge, ani hareketlerden kaçınılarak bir alt ve bir üst eklemleri de içine alacak biçimde sabitlenir.
- Açık kırıklarda, sabitlemeden önce yara temiz bir bezle kapatılmalıdır.
- Kırık bölgede sık aralıklarla nabız, derinin rengi ve ısısı gözlenir.
- Kol ve bacaklar yukarıda tutulur.
- Tıbbî yardım istenir[112]. )

( )


- KAPALI SORU SORMA ile/ve AÇIK SORU SORMA

( )


- KAPALI ile/ve/||/<> DOLAYLI


- KAPAMAK ile KAPATMAK

( Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek. | Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak. | Bir şeyin görünmesine engel olmak. | Geçişi engellemek. | Tıkamak, içini doldurmak. | Su, elektrik gelişini kesmek. | Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek. | Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak. | Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek. | Ortalıktan alıp saklamak. | Karşılamak, denk gelmek. İLE Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek. | Kapamak. | Bir kadınla nikâhsız yaşamak. | Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek. | Herhangi bir yerin tüM tüketimlerini üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek. | Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek. )


- KAPAMAK ile YUMMAK


- KAPAN ile KAPAN

( Tuzak. İLE Büyük dükkan/depo.[ > Unkapanı ] )


- KAPAR ile KAPAR

( Kapatmanın geniş zamanlı tanımı/kullanımı. İLE Kapmanın geniş zamanlı tanımı/kullanımı. )


- KAPARO[İt. < CAPARRA]/BESMÂN[Fars.] ile/ve PEY/PEH[Fars.]


- KAPARO[İt. < CAPARRA] değil/yerine/= ÖNDELİK


- KAPASİTANS ile/||/<> İNDÜKTANS

( Kapasitans yük depolama (C = Q/V), indüktans manyetik enerji depolama (L = Φ/I). )

( Formül: C = ε₀A/d İLE L = μ₀n²V )


- KAPASİTE ARTTIRIMI değil KAPASİTE ARTIRIMI


- KAPASİTÖR İLE İNDÜKTÖR İLE DİRENÇ ile/||/<> PASİF DEVRE ELEMANLARI

( Üç temel pasif elektrik devre elemanı. )

( Formül: Z = R + j(ωL - 1/ωC) )


- KAPASİTÖR ile/||/<> İNDÜKTÖR

( Kapasitör elektrik enerjisi, indüktör manyetik enerji depolar )

( Formül: C=Q/V İLE L=Φ/I )


- KAPATMAK ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/>< ÜSTÜNÜ ÖRTMEK


- KAPI KOLU ile/değil KAPI TUTAMAĞI


- KAPI TOKMAKLARINDA:
BÜYÜK HALKA ile/ve KÜÇÜK HALKA

( Baylar için. Çalanın/misafirin bay olduğunu anlamak için. İLE/VE Bayanlar için. Çalanın/misafirin bayan olduğunu anlamak için. )


- KAPI ile/ve ÇIKRIK[Yörük]

( ... İLE/VE Bahçe kapısı. )


- KAPI ile/değil KAPAK


- KAPI ve/<> KIPI

( Zemin. VE/<> An.[Zaman] )


- KAPI ile/ve/||/<>/> SAPI


- KAPI ile/ve SÖVE

( ... İLE/VE Kapının yerleştiği kasa, çerçeve. | Eşik. )


- KAPI ile/ve/gibi/||/<>/> TAPU


- KAPI ve/||/<>/> YAPI


- KAPILANMA ile/ve/||/<> SABİTLENME


- KAPILANMAK ve/<> KAPLANMAK


- KAPILARI:
AÇIK BIRAKMAK değil/yerine KAPALI TUTMAK

( Tuvalet kapısı gibi kapıların, içeridekiler tarafından kapatılması isteği, kendilerini saklamak üzere değil kapının önünden geçecek kişileri(/bayanları) içeriyi görmek zorunda bırakmamak içindir! [Lütfen özellikle bayanların rahatsızlığını dikkate alarak ve saygı göstererek tuvalet giriş kapılarını kapalı tutmaya özen gösterelim!...] )


- KAPILMA ile DUYGULANIM

( TO BE CARRIED AWAY vs. SENSATION )


- KAPISKA değil KAPUSKA[Slav]

( Lahana yemeği. )


- KAPİTALİSTLEŞME ile/ve/||/<> ULUSLAŞMA ile/ve/||/<> BİREYLEŞME

( Kâğıt para. İLE/VE/||/<> Gazete. İLE/VE/||/<> Roman. )


- KAPİTALİZM:
ÜRÜN ÜRETME değil/ne yazık ki/>< MÜŞTERİ ÜRETME


- [ne yazık ki]
KAPİTALİZM ve/> BİLGİSİZLEŞMEK ve/> YOKSULLAŞMAK

( Kapitalizm, okudukça cahil bırakır; çalıştıkça fakirleştirir. )

( CAPITALISM and/> IGNORANCE and/> TO GET POOR )


- KAPIYI:
VURMADAN/ÇALMADAN AÇMAK/GİRMEK ile/değil/yerine VURARAK/ÇALARAK AÇMAK/GİRMEK


- KAPLAN-MEİER İLE COX İLE LOG-RANK ile/||/<> SAĞKALIM ANALİZİ

( Klinik çalışma istatistikleri. )

( Formül: S(t) = P(T>t) )


- KAPLAN, MEHMET (MALATYA, 1964) :

( Zeytinburnuspor Kulübünden transfer edildi (1987) ve 9 sezon Sarıyer'de tescilli kaldı (1987 - 1996).Bu süre içinde 244 lig, 32 kupa maçı olmak üzere 276 resmi ve ayrıca 111 özel maçla birlikte toplam olarak 387 Maçta lacivert - beyazlı formayı giydi. Lig maçlarında 4, kupa maçlarında 3 ve özel maçlarda 3 gol kaydetti. Sarıyer'de en çok oynayan futbolcular sıralamasında ilk on futbolcunun içinde yer almaktadır. Antrenör lisansına sahip olun, Sarıyer dahil pek çok kulüpte teknik eleman olarak görev yaptı. )


- KAPLAN ile BEBR/BEBİR[Fars.]

( ... İLE Hindistan'da kaplana benzeyen, kedi yapılı, gayet büyük, üstü yol yok tüylü bir hayvanmış. Saldırdığı zaman tüyleri öyle bir kabarırmış ki gören ürkermiş. Böbürlenmek sözcüğünün bebr'den geldiği sanılmaktadır. Efsaneye göre bu hayvanın derisine ok, kılıç, mızrak gibi savaş aletleri işlemezmiş. )


- KAPLAYAN ile/ve/<> KAPSAYAN


- KAPLICA ile KAPLICA

( Kapalı ılıca, hamam. İLE Taneleri ufak bir tür buğday. )

( ... cum TRITICUM MONOCOCCUM )


- KAPLICALAR MEVKİİ CAMİİ :

( İstinye'nin yeni yerleşim bölgelerinden Kaplıcalar mevkiinde aynı ismi taşıyan cami yeni bir cami olup tarihi özelliği yoktur. )


- KAPLUMBAĞA ve/||/<> GORİL ve/||/<> FİL

( [karadaki] En yaşlı. VE/||/<> En güçlü. VE/||/<> En büyük. )


- KAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALMAK


- KAPORA[İt. < CAPARRA] değil/yerine/= GÜVENMELİK


- KAPORTA[İt. < BOCCAPORTA] ile/ve/||/<> KAROSER[Fr. < CARROSSERIE] ile/ve/||/<> TAMPON[Fr. < TAMPON]

( Otomobilde, kaput ya da ön kapak. | Motorlu taşıtları örten, genellikle sacdan yapılmış dış bölüm. | Gemi içinin aydınlanması ve hava alması amacıyla güvertede açılmış bulunan camekânlı yer. | Kişinin yüz, giysi, ayakkabı vb.nden oluşan dış görünümü. İLE/VE/||/<> Otomobilde, mekanizmayı oluşturan motor, makine, tekerlek, şasi vb. bölümlerin dışında kalan, görünen dış bölüm. İLE/VE/||/<> Bir deliği kapamaya yarayan, herhangi bir nesneden yapılmış büyük tıkaç. | Bir darbenin şiddetini azaltmaya yarayan, içi yumuşak nesneyle dolu şey. | Çarpışmaların etkisini azaltmak için vagonların, otomobillerin ön ve arkalarında bulunan donanım. | Kanı silmek, durdurmak için kullanılan gazlı bez yumağı ya da sterilize edilmiş pamuklu özel parça. | Bir darbenin, çatışmanın şiddetini azaltan etken. )


- KAPRİS[Fr./İng. CAPRICE] ile GURUR

( Geçici, düşüncesizce, değişken istek. | Huysuzluk. İLE Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir. | Övünme. Kurum, çalım. )

( CAPRICE/WHIM vs. PRIDE )


- KAPSAM ile/ve/= BÜTÜNLÜK

( ŞÜMÛL ile/ve/= ... )


- KAPSAM ile İSTİAP

( ... İLE İçine alma, içine sığdırma. )


- KAPSAM ile/||/<> KAPSAM


- KAPSAM/AK ile/ve/değil/||/<>/< KAPLAM/AK

( Sınırları içine başka konuları ya da anlamları alma durumu. İLE Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği var olanların ve bireysel olayların bütünü. )

( Felsefede. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Mantıkta. )


- KAPSAMI AŞAN ile/ve/||/<> KAPSAM DIŞINDA KALAN


- KAPSAR KOMPLEKS ile/||/<> KLATRAT KOMPLEKS

( Kapsar kompleks misafir molekülü kapsarken İLE klatrat kompleks kafes içinde tutar )

( Formül: Host-guest kimyası )


- KAPSAYICI/LIK ile/ve/değil AŞKIN/LIK


- KAPSAYICI/LIK ile/ve/||/<> KUCAKLAYICI/LIK


- KAPSAYICI/LIK ile/ve/||/<> OKŞAYICI/LIK


- KAPSÜL[Fr. < CAPSULE] -/

( Ateşli silahlarda, horozun ya da iğnenin çarpmasıyla ateş alan, bir tür özel barutla dolu, küçük, yuvarlak metal parça. | Bazı ilaçların, kolay yutulmak üzere içine konulduğu, ilacın yapısını etkilemeyen jelatinden kap. | Laboratuvarlarda kullanılan yarım küre biçimindeki kap. | Raflı mobilyalarda rafları taşımak için yan tablalara açılan deliklere çakılan ortası delik ve silindir biçimli metal ya da plastik araç.| Oturma mobilyalarının, masa, sehpa vb. eşyaların ayaklarının altına çakılan, genellikle üç tırnaklı ya da ortadan çivili, tepesi bombeli, kalın sacdan pres yapılarak elde edilen araç. | Bazı bitkilerde tohumları içinde taşıyan kuru kabuk. | Bir örgeni ya da yapıyı çevreleyen kese biçiminde zar. | Oyuncak tabancalarda kullanılan, şerit biçiminde iki kâğıt tabaka arasına konmuş patlayıcı madde. | Şişe kapağı. )


- KAPTAN - I DERYEA CEZAYİRLİ GAZİ HASAN PAŞA GÖZETLEME KULESİ :

( Garipçe kalesinin batı tarafında ve köyün en yüksek tepesinde bulunmaktadır. Gözetleme kulesinin 1778'de Kaptan - ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa'nın emri ile yapıldığı kayıtlarda bulunmaktadır. Kulenin yapılmasındaki amaç boğazdan girecek olan düşman gemilerinin gelişini gözlemekti. Kule tahrip olmuş, harap haldedir. Uzun yıllar köylü tarafından harman yeri olarak kullanıldı. )


- KAPTAN BAYRAM DENİZ ÇEŞMESİ :

( Rumelifeneri'nde tahlisiye binasının bulunduğu Atlamataşı mevkiinde bulunan çeşmeye "Atlama Çeşmesi" de denilmektedir. Çeşme onarım sırasında Dere mahallesinin üst kısmına vagonluk mevkiine taşınmıştır. Çeşme, yaptıran ailenin ismi ile anılmaktadır (1936). Kitabesindeki yazı şöyledir: Kaptan Bayram Deniz ve oğulları kıldılar ihya bu harabe mevkii sarf idüp nakti helalin şevk ile yaptılar bu çeşmeyi ve büyük hayrı nuş idenler sahib - ül hayratına kılsın dua. Her içen kimse şifa bulsun bu âbı" (1936). )


- KAPTAN BEY YALISI/SÜTUNLU YALI :

( Sarıyer'de Mesarburnu Caddesi üzerindedir. Kaptan Bey isimli bir Ermeni tarafından 1866 yılında yaptırıldı. Ön cephede ve ana giriş kapısı önünde dört sütun olduğu için sütunlu yalı olarak da anılmaktadır. Yalı Cumhuriyetin ilk yıllarında Nemlizadeler tarafından satın alınıyor. Daha sonra da Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 25 bin liraya satın alınan yalı Sarıyer Ortaokulu olarak hizmet veriyor. Sonraları Sarıyer Lisesi, daha sonra da isim değiştirerek Sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesi oldu. Son dönemde Sarıyer Akşam Meslek Lisesi ve Öğretmen evi olarak kullanılmaktadır. Başbakan A. Fethi Okyar (1880 - 1043) birkaç yıl, yaz mevsimini bu binada ikamet ederek geçirdi. Atatürk İstanbul'a geldiğinde, Sarıyer'i gelerek Ali Fethi Bey ile bu evde bir araya geldiler. )


- KAPTAN PAŞA CAMİSİ ile KAPTAN PAŞA CAMİSİ

( Eyüp'te İskele Caddesi'ndedir. İLE Üsküdar, Doğancılar Caddesi'ndedir. )

( 1577'de, Hacı Mahmud Ağa tarafından. İLE 1727'de Kaptan-ı Derya Kaymak Mustafa Paşa tarafından. )


- KAPTAN, YAKUP (SARIYER, 1948 - 2017) :

( Büyükdere'den transfer edildi ve üç sezon (1967 - 1968; 1972 - 1973; 1975 - 1976) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 42 lig, 2 kupa olmak üzere 44 resmi ve 16 özel maçla birlikte toplam olarak 60 maçta Sarıyer formasını giydi. Lig maçlarında 2 ve özel maçlarda 3 gol kaydetti. Aralıklarla Vefa ve Karabükspor'da da futbol oynadı. Futbol yaşamını noktaladıktan sonra kurslara katılarak antrenör lisansı aldı. Sarıyer dahil pek çok takımda antrenör ve teknik direktör ve zaman zaman da spor yazarı olarak görev yaptı. CHP Sarıyer İlçe Teşkilatında çeşitli görevler üstlendi ve bir dönem İl Genel Meclisi Üyesi olarak görev yaptı. )


- KAPTANOĞLU, HAYATİ (GÖRELE, 1952) :

( İlk, orta ve öğrenimini Sarıyer'de gördü ve İ.Ü. Kimya Mühendisliği Fakültesinden Kimya Mühendisi olarak mezun oldu. N bir yıl Tekel Bira Fabrikasında mühendislik (İşletme Şefi) yaptı ve 4 yıl Tekel İçki Fabrikasını yönetti. Futbol Antrenör kurslarını tamamlayarak antrenörlük diploması aldı ve Sarıyer Spor Kulübü altyapısında antrenörlük yaptı. Siyasete Demokratik Sol Parti (DSP), 1988 - 1999 yıllarında DSP İlçe Başkanlığı görevinde bulundu. 1994 yerel seçimlerinde DSP den Sarıyer Belediye Başkanlığı için aday oldu ama kazanamadı. 1996 - 1997 yıllarında DSP İstanbul İl Örgütünde İl Sekreterliği görevini yürüttü. 1997'de Sarıyerliler Derneği (SA - DER) Başkanlığına seçildi ve halen bu görevini devam ettirmektedir. Sarıyer Spor Kulübünde Divan ve Disiplin Kurulu üyesi olan iki dönemde (2007/2008 ve 2008/2009) kulüp yönetim kurulu üyesi olarak görev aldı.2011/2012 döneminde de Kulüp Başkanlığı yaptı. Başta Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) olmak üzere sosyal, kültürel ve sportif amaçlı pek çok derneğin üyesidir. 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde CHP den Sarıyer Belediye Meclis üyesi seçildi. Gerektiğinde Belediye Başkanına vekâlet etmektedir. )


- KAPÜŞONLU["KAPŞON" değil!] ile/değil TOGA["TOKA" değil!]


- KAPUT[Fr. < CAPUTE] ile KAPUT

( Asker paltosu.| Otomobil, kamyon vb. motorlu taşıtlarda motoru örten açılır kapanır biçimdeki kapak. | Prezervatif. İLE İskambilde el vermeden yenme. | Kötü, bozuk, işe yaramaz. )


- KAPUZ ile/ve AKABE ile/ve MUHAK

( Dar ve derin geçit. İLE/VE Tehlikeli geçit. İLE/VE Dağ geçidi. )


- KAPUZ ile KAPUZ

( Dar ve derin koyak. İLE İçine girilemeyen sık orman. [Sığla ormanı gibi.] )


- KÂR ETMEYE ÇALIŞMAK ile/değil/yerine/< ZARAR ETMEMEYE ÇALIŞMAK


- KİŞİ/İNSAN:
KÂR VAROLANI ile/değil/yerine DEĞERLER VAROLANI


- KAR YAĞIŞI ile KAR FIRTINASI/TİPİ

( ... İLE Görüş mesafesini yağan kar ile 400 metrenin altına düşüren, en az 3 saat süren ve 56 km/saat hızında ya da daha şiddetli rüzgârlar ile görülen kar fırtınası. )


- KÂR değil/yerine AR


- KAR[< Ar. Soğuk.] ile/ve/değil DOLU/GIRCI/KIRCI

( SELC[çoğ. SÜLÛC] ile/ve/değil ... )

( BERF ile/ve/değil BEŞG, TEGERG[yağan dolu]
BÂRÂN Ü TEGERG: Yağmur ve dolu.
BERF-ÂB: Karsuyu, karlı soğuk su. | BERFÎN: Kardan, karla ilgili. | BERF-NÂK: Kış-yaz karlı olan, karı eksik olmayan. | BERF-PÂRE: Kar parçası. )


- KAR ile EBEBULGURU

( ... İLE Bulgur iriliğinde yağan kar. )


- KÂR ile GETİRİM/RANT[Fr.]

( ... İLE Bir mal ya da paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeden sağladığı gelir. )


- [ne]
([ne yazık ki] [ya]) "KÂR" ne de/ya da İNKÂR


- KÂR[Fars.] ile/ve/||/<> KÂM[Fars.]

( Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı. | İş. | Yarar, fayda. | Üretim etmenlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay. | Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark. İLE/VE/||/<> Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )


- KAR ile KÂR

( Kış mevsiminde yağan. İLE Kazanç. )

( Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak düşen su buharı. İLE Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı. | İş. | Yarar, fayda. | Üretim etmenlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay. | Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark. )


- KAR' ile KAR' ile KA'R[çoğ. KUÛR] ile KÂR[Fars.] ile -KÂR[Fars.]

( Kapıyı çalma. İLE Hekimin, hastayı muayene ederken, ses almak üzere, bir örgene/uzva parmakla vurması. | Kapı çalma. | Su kabağı. İLE Çukur şeyin dibi, dip, son/nihayet. | Derinlik. İLE İş güç, iş. | Kazanç, temettü. | Meşguliyet; sanat. | İşleme, etki/te'sir. | Savaş. İLE "-li, -ci, eden, -edici" eklerinin karşılığıdır. Adları sıfat yapar.[HİLE-KÂR, İSYAN-KÂR, KANAAT-KÂR vb.] )


- KAR ile/ve/||/<>/> KARLIK

( Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak düşen su buharı. İLE/VE/||/<>/> Kar kuyusu. | Dışı hasır örgüsüyle kaplı, içinde kar ya da buz koymak için bölmesi bulunan, soğutucu olarak kullanılan büyük şişe. )


- KAR ile/değil SULUSEPKEN/SEPKEN

( ... İLE/DEĞİL Yağmurla karışık yağan kar. )


- KÂR["KAR" degil!] ile/ve ZARAR

( Fahiş olmamak kaydıyla çeşitli koşullara göre değişebilir. İLE/VE Neresinden dönülürse kârdır. )


- KARA ASTRONOMİSİ ile/ve DENİZ ASTRONOMİSİ


- KARA BABA :

( Hakkında fazla bir bilgi yok. Sarıyer'de mezarı bulunan bir yatır olduğu söylenir. Sarıyer'deki Nakşi Dergâhı'nın (Sarıbaba Tekkesinin) aslında Kara Baba Dergâhı olduğu iddiası da yaygındır. Sarıyer Hamamında bulunan iki halvet odasından birinin ismi Kara Baba diğerinin ismi Sarı Baba olduğuna göre her ikisi de Sarıyer'de ve belki de dergâhın bahçesinde gömülüdür. )


- KARA ÇÖL ile/ve/<> KIZIL ÇÖL


- KARA DELİK BİRLEŞMESİ ile/||/<> NÖTRON YILDIZ BİRLEŞMESİ

( Kara delik birleşmesi sadece gravitasyonel dalga İLE nötron yıldız birleşmesi ışık ve dalga yayar. Kara delik birleşmesi sessiz elektromanyetik İLE nötron yıldız birleşmesi kilonova oluşturur. İki olay gravitasyonel dalga İLE LIGO-Virgo tarafından gözlenir. )


- KARA DELİK ENTROPİ ile/||/<> TERMODİNAMİK ENTROPİ

( Kara delik entropisi yüzey alanı ile orantılı İLE termodinamik entropi hacim ile ilişkilidir. Kara delik entropisi Bekenstein-Hawking formülü İLE evrendeki maksimum entropi sınırını belirler. İki entropi bilgi kuramı ile bağlantılıdır. )

( Stephen Hawking tarafından 1974 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1942-2018) (Ülke: İngiltere) (Alan: Fizik, Kozmoloji) (Önemli katkıları: Hawking ışıması, kara delik termodinamiği, tekillik teoremleri, kuantum kozmoloji) )


- KARA DELİK ile/||/<> NÖTRON YILDIZI

( Kara delik ışık kaçamaz İLE nötron yıldızı yoğun ama görünür )

( Formül: r_s = 2GM/c² (Schwarzschild yarıçapı) )


- KARA DELİK ile/ve/||/<> OLAY UFKU


- KARA ENERJİ ile/ve KARA MADDE


- KARA KARA (DÜŞÜNMEK)

( ALE-L-İNFİRÂD )

( AVAZ AVAZ )


- KARA KARA DÜŞÜNME(NSH) ile/değil/yerine DÜŞÜNME


- KARA MEHMET KETHÜDA CAMİİ :

( Büyükdere, Çayırbaşı Caddesi üzerindedir. Sultan III. Mustafa döneminde (1757 - 1774) sadaret kethüdası Kara Mehmet Ağa tarafından yaptırıldı. Onarımları sırasında iç kısmı çok değişikliğe uğradı. Cami haziresinde birkaç mezar bulunmaktadır. Cami Cumhuriyet döneminde Latin harfleri kabul edildiği zaman bir süre, ibadet olmadığı zamanlarda, Millet Mektebi olarak kullanıldı (bkz. Büyükdere Mehmet İpgin İlkokulu). )


- KARA SÜLEYMAN MESCİDİ ile KARA SÜLEYMAN MESCİDİ ile KARA SÜLEYMAN MESCİDİ

( Eyüp, Düğmeciler Mahallesi'ndedir. İLE Süleymaniye'de, Bozdoğan Su Kemeri yakınındadır. İLE Eyüp, Nişanca'dadır. )

( Defterdar Kara Süleyman Çelebi tarafından. [Defterdar ya da Tahta Minâre Camisi olarak da bilinir.] İLE Süleyman Subaşı tarafından. [Süleyman Subaşı ya da Kirazlı Mescid olarak da bilinir.] İLE XVI. yüzyılda, Süleyman Subaşı tarafından. [Münzevî(yalnız yaşayan) ya da Müzevvir(yalancı) Mescidi adlarıyla da bilinir.] )


- KARA TODORİ YALISI :

( Yeniköy, Köybaşı caddesi üzerinde 125 kapı No. lu yalıdır. Yalı 18. yy ortalarında yapılmış olup Kara Todori Yalısı olarak bilinmektedir. Kara Todori'nin ismi Aleksandros Todori (1833 - 1906) olup paşadır. )


- KARA YILANI ile/ve KARAYILAN

( ... İLE Boyu uzun, başı iri pullarla örtülü, zararlı hayvanları yediği için tarıma yararlı, tehlikesiz bir yılan. )

( RINGED/GRASS SNAKE vs./and WHIPSNAKE )

( TROPIDONOTUS NATRIX cum/et COLUBER JUGULARIS / DOLICHOPHIS JUGULARIS )


- KARA, HAYRİ (HAYRETTİN) (İST. 1944) :

( Hasköy Spor Kulübünden transfer edildi ve dört sezon (1967 - 1971) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 121 lig, 1 amatör lig, 4 kupa olmak üzere 126 resmi ve 14 özel maçla birlikte 140 maçta Sarıyer formasını giydi. Lig maçlarında 27. amatör lig maçında 1, turnuva maçlarında 1 olmak üzere resmi maçlarda 29 ve özel maçlarda attığı 8 golle birlikte toplam olarak takımına 37 gol kazandırdı. Kocaelispor'a transfer olarak Sarıyer'den ayrıldı. )


- KARA ile/ve/||/<> DENİZ

( BLACK vs./and/||/<> SEA )


- KARA ile KARA

( Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak. İLE En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı. | Bu renkte olan. | Esmer. | Kötü, uğursuz, sıkıntılı. | Yüz kızartıcı durum, leke. | İftira. )


- KARA ile KARANLIK


- KARABABA DERGÂHI/SARIBABA TEKKESİ (SARIYER) :

( Dergâh/tekke Sarıyer Merkez mahallesinde ve hamam arkası sokakta bulunuyordu. Bu dergâha Sarıbaba Tekkesi de denilmektedir. Dergâhın son şeyhi Nakşibent tarikatından Hüseyin Efendidir. Dergâh ve zaviyeler kapatıldıktan sonra dergâh binası değişik amaçlarla kullanıldı. Dergâh binasının bulunduğu alanda Sarıyer merkez Ali Kethüda Camiine lojman binası yapıldı. Bina yapılırken mevcut bulunan mezar Hamam Sokak tarafına taşındı ve mezar taşı Sarıyer 14. İlkokul bahçesinden getirildi. Mezar taşında Sarıer Baba yazılıdır. Mezar Kara Baba ya mı, Sarı Baba ya mı aittir kesinlik yoktur (Sarı Baba Tekkesine bak. Sarı Baba'ya bak). )


- KARABASAN ile/ve/değil/||/<>/< KAYGI


- KARABATAK / KARABATAK


- KARABEL, MELİH (SARIYER, 1943 – 2014) :

( Sarıyer altyapısından yetişti, profesyonel kadroya alındı ve iki sezon (1961 - 1963) Sarıyer'de oynadıktan sonra askere gitti ve terhisini takiben futbol oynamadı. Hukuk Fakültesini bitirerek avukat oldu, İSKİ Genel Müdürlüğünde Müfettiş olarak görev yaptı. Sarıyer forması altında 18 lig ve 6 özel maçla birlikte 24 maçta forma giydi. )


- KARABERBEROĞLU, ESAT (ADAPAZARI, 1968 - 2013) :

( Düzce Doğsanspor'dan transfer edildi ve iki sezon (1990 - 1992) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 19 lig, 5 kupa maçı olmak üzere 24 resmi ve 20 özel maçla birlikte 44 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 3 özel maçlarda 10 olmak üzere toplam 13 gol kaydetti. Sakaryaspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Değişik kulüplerde antrenör olarak görev yaptı. )


- KARACA KURUCA ve/fakat/||/<>/> GÖNLÜME GÖRECE


- KARACA, DURSUN (RİZE, 1946) :

( Udi, bestekâr. Maden/Sarıyerlidir. Okul, spor ve müzik hayatını birlikte yürütmeye çalıştı. Futbol oynadı, başarılıydı, Çayeli Spor'a transfer oldu. Ancak müzik hayatına kendini verince spordan erken koptu. Müzik eğitimine ağırlık verdi ve udi oldu. Udi olarak büyük aşama gösterdi, kendini kabul ettirdi. 1984 - 1989 yılları arasında Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev laptı. Bu görevi tamamladıktan sonra kendisini tamamen müziğe verdi. Beste yapmaya, sosyal çalışmalara katılmaya gayret etti. Bu arada 2000 - 2010 yılları arasında "MESAM" (Müzik Telif Hakları Kuruluşu) ‘ın kuruluşunda yer aldı ve bu kuruluşun on yıl süre ile genel sekreterliğini yaparak, telif hakları konusunda büyük mücadeleler verdi. Çeşitli makamlarda, caz müziği ve marş olarak besteler yaparak Türk müziğine katkıda bulundu. Marşları arasında Nişantaşı Anadolu Lisesi Marşı, İstanbul barosu Marşı ve Sarıyer spor kulübü marşı var. Önemli bestelerinden bazıları: Yüreğimde bir ateş düşlerimde nursun" (Hicaz), "Bir tutum hasret" (Kürdili Hicazkâr), "Adını anmaya varmıyor dilim" (Nihavent), Sen gittin gideli yüzüm gülmüyor" (Hicaz/Düyek), "Nasıl unutursun" (Hicaz), "Sabret Diyorsun bana" (Nihavent), Yanık bıraktın beni türbede bir mum gibi" (Caz şarkı), "Ölürüm biliyorsun" (Muhayyer Kürdi), "Beni kalbinde ara" (Hicaz), "Gittiğin o uzak yerden" (Nihavent), "Seninle bu aşkı kaldığı yerden" (Nihavent tango" gibi besteleri var. Beste yarışmalarında pek çok ödül kazandı ve besteleri TRT repertuarında yer aldı, okundu, okunmaya devam ediyor. Sarıyer'e Türk sanat müziğine sevdiren kişi olarak 1964'te Halk Eğitim merkezinde, isteklilere müzik eğitimi vermiştir. Değişik derneklerin kurdukları sanat müziği çalışmalarına katkı vermektedir. )


- KARACA ile KARACA ile KARACA

( Rengi karaya yakın olan, esmer. İLE Üst kol. İLE Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir hayvan. )


- KARAÇALI = ÇALIDİKENİ

( Hünnapgillerden, kurak yerlerde yetişen, çiçekleri altın sarısı renginde, dikenli bir bitki. | İki kişinin arasına girerek ilişkileri bozan kişi. )

( PALIURUS SPINOSA )


- KARACAOĞLU, TORON (MUDANYA; 1930 - 2018) :

( Sinema sanatçısı, yönetmen. İlk, orta ve lise öğrenimini Bursa'da tamamladı. Tiyatroya duyduğu ile nedeni ile İstanbul'a gitti, Büyükdere'de ikamet etti ve sanat hayatına İstanbul'da başladı. Beşiktaş ve Büyükdere Halkevi'nde çalışmalarını devam ettirdikten sonra Şehir Tiyatroları sınavını kazanarak kadrolu oyuncu oldu. 150'den fazla oyunda rol aldı. Dublaj sanatçısı olarak sinema hayatına başladı. Sinema ve dizi filmlerde oynadı. "Tiyatrokare" ve "Tiyatro Kedi" gibi özel kuruluşlarda yönetmenlik yaptı. Altın Portakal Sinema Emek Ödülü gibi pek çok ödülün sahibidir. )


- KARACIL OMURGALILAR:
SÜRÜNGENLER ile/ve/<> KUŞLAR ile/ve/<> MEMELİLER


- KARADELİK ile/||/<> ÖNGÖRÜ

( Karadelik kavramının ilk öngörüsü )

( Pierre-Simon Laplace tarafından 1796 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1749-1827) (Ülke: Fransa) (Alan: Matematik, Astronomi) (Önemli katkıları: Laplace dönüşümü, olasılık teorisi) )


- KARADENİZ MAHALLESİ PARKI :

( Bahçeköy'dedir. 245,00 m²'lik bir alanı kapsar, 70.00 m²'lik yeşil alanı, 75,00 m²'lik çocuk olun alanı vardır. )


- KARADENİZLİLER VAKFI :

( Poligon'daki mükemmel tesisleri ile üyelerine her türlü sosyal hizmeti vermektedir. )


- KARADUMAN, BİLGE (BANDIRMA,) :

( Eğitimci - Yazar. İlköğretimini takiben Şehit Mehmet Gören Lisesinde okudu. İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünde Türkçe okudu. Anadolu Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü Lisans tamamlama eğitimi gördü. Gültepe Teknik ve Endüstri Lisesinde görev yaptı. "Aşktan da Üstün" (2016) ismini taşıyan bir romanı var. )


- KÂR-ÂGÂH[Ar.] ile KARÂR-GÂH[Ar., Fars.]

( İş bilir, uyanık. İLE Bir yerde oturup karar kılınacak, dinlenilecek yer. | Bir ordu kurmay kurulunun bulunduğu yer/merkez. )


- KARAGÖZ OYUNUNDA:
MUHÂVERE ile/ve/<> FASIL


- KARAGÖZ SAHNESİNDE:
ÇIRAK ile/ve/<> YARDAK ile/ve/<> DAYREZEN ile/ve/<> SANDIKKAR


- KARAGÖZ, BURHAN (İST. 1929) :

( İlk ve orta öğretimini Sarıyer'de tamamladı. 1951'de İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulundan mezun oldu. Türkiye İş Bankasındaki memuriyetine 1953'te müfettiş yardımcısı olarak başladı. Müfettiş olduktan sonra Mevduat Müdürlüğünde Müdür, Teftiş Kurulu Başkanlığında Başkan ve Krediler Müdürlüğünde Müdür olarak görev yaptı. 1972'de Genel Müdür Yardımcılığına, 1982'de Genel Müdürlüğe atandı ve 1988'de emekli oldu ve Türkiye İş Bankası Yönetim Kuruluna seçildi. 1996 - 2002 yılları arasında Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Pek çok kuruluşta Yönetim Kurulu Üyeliği ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundu. )


- KARAHAN, VURAL (SARIYER, 1952) :

( Sarıyer Pertevniyal İlkokulu, Sarıyer Ortaokulu ve Sarıyer Lisesini bitirdi, Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Fakültesinden 1981'de mimar olarak mezun oldu. Çeşitli devlet kurum ve kuruluşlarında mimar, şef, genel koordinatör olarak görev yaptı. Hacettepe Üniversitesinde uzman mimarlık, Sarıyer Belediyesinde Teknik Başkan Yardımcılığı, Sarıyer Belediyesi Alt Yapı Planlama ve Koardinasyon Müdürlüğü yaptı. A1 Yapı Denetim Limited Şirketinin Genel Müdürlüğü görevinde bulundu. TMMOB Mimarlar Odası, Sarıyerli Sporcular Derneği, Sarıyer Spor Kulübü, Çocuk Böbrek Vakfı, Kalecikliler Derneği, Sarıyer lisesi Mezunları Derneği üyesi olup, Liseliler derneğinde bir dönem başkan olarak görev yaptı. Sarıyer voleybol takımında iki sezon oynadı. Ayrıca ADDMA takımında voleybol ve futbol oynadı. Siyasete AKP saflarında başladı 2004'te AK Parti Ankara İl Yönetim kuruluna seçildi. 6. Dönem Siyaset Akademisi ve I. Dönem Yerel Yönetimler Akademisini bitirdi. Bala, Kalecik, Elmadağ ilçelerinde İl Koordinatörü olarak görev yaptı. 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde Kalecik Belediye Başkanlığı seçimlerinde aday oldu. Kalecik'te 1920 yılında inşâ edilen tarihi konağı satın aldı ve müze haline getirdi. Karahan Müzesi adı ile halkın görüşüne sunuldu. Müzede, Kalecik tarihini yansıtan pek çok alet edevat, fotoğraf, giysi, Kalecik karası omcalarından meydana getirilen hayvan figürleri, beşik, enstrüman, kilimler, eski dönemlere ait cam eşya, panjur, antik eşyalar ve bizzat kendisinin yaptığı resimler sergilenmektedir. )


- KARAKAŞ MESCİDİ :

( Rumelikavak meydanındaki Kavak Hisarı içindeki bu mescit IV. Murat döneminde (1623 - 1640) Karakaş Mustafa Çelebi tarafından yaptırıldı. Mescit büyük Sarıyer selinde yıkıldı ve yerine yenisi yapılmadı. )


- KARAKAŞ, AYGÜN (ÇAYKARA, 1960) :

( Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Bölümünden mezun oldu. ABD Sistem Mühendisliği öğrenimi gördü. Uluslar arası İşletmecilik ve Ekonomi dalında iki mastır yaptı. Fatih İmar ve Çevre Vakfı kurucu üyesidir. Sarıyer Spor Kulübü'nde bir dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )


- KARAKAŞ, ERCAN (ÇANAKKALE, 1945) :

( Almanya'da Fachhocshule des Lcandres Rheinland Pfalz okulunu bitirdi. ATUR Yönetim Kurulu Başkanlığı, gazetecilik, yazarlık, CHP den 19 ve 23. Dönem İstanbul Milletvekili ve Kültür Bakanı olarak görev yaptı. Sarıyer/Zekeriyaköy'da ikamet etmektedir. )


- KARAKAŞ, YÜCEL (ZONGULDAK, 1945) :

( Kütahya Şekerspor'dan transfer edildi ve beş sezon (1964 - 1969) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 54 lig, 14 kupa ve 1 turnuva maçı olmak üzere 69 resmi ve 4 özel maçla birlikte toplam olarak 73 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 4, kupa maçlarında 2 ve özel maçlarda da 2 gol kaydetti. Karabükspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )


- KARAKAYA, ÖZGÜR (SAMSUN, 1978) :

( Sarıyer altyapısından yetişti. Yaş gruplarında oynadıktan sonra profesyonel takım kadrosuna alındı. Dört sezon (1996 - 2000) tescilli kaldı. Bu süre içinde 23 lig, 3 kupa, 2 turnuva, 14 amatör lig ve 16 PAF - Ümit takım lig maçı olmak üzere 58 resmi ve 39 özel maçla birlikte toplam olarak 97 maçta Sarıyer forması giydi. PAF - Ümit maçlarında 6 ve özel maçlarda 2 gol kaydetti. Batman Petrolspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )


- KARAKOL BİNASI :

( Büyükdere caddesi üzerindeki ağaçlıklar arasındadır. Uzun bir süre Jandarma Karakol binası olarak terk edildi. Halen harabe halindedir. )


- KARAKOL SOKAK :

( Merkez Sarıyer'de değişik sokaklarda karakol binası oldu. Ancak Karakol Sokak ismi bir sokağa verildi. Sarıdağ'a girişte soldaki ilk binada eski yıllarda karakol binası bulunduğundan sokağa bu isim verildi. )


- KARAKOL yerine POLİS MERKEZİ


- KARAKOLÜSTÜ SOKAK PARKI :

( Fatih Sultan Mehmet (Armutlu) Mahallesindedir. 229,34 m²'lik bir alanı kapsamaktadır. 89,38 m²'lik lik yeşil alana sahiptir, 51.35 m²'lik çocuk oyun alanı vardır. )


- KARAKTER[Fr., İng. < CHARACTER < Yun.]/SECİYE[Ar.] değil/yerine/= ÖZYAPI/IRA/İMCETÜR


- KARAKTERİSTİK/CHARACTERISTIC[İng.] değil/yerine/= AYIRT EDİCİ


- KARAKUŞ, TAHSİN (BURSA, 1892 - 1959) :

( Bestekârdır ve uzun yıllar Rumelihisarı'nda ikamet etti. İlk ve ortaöğrenimini Mustafa Kemal Paşa'da bitirdi. İstanbul'da medrese eğitimi gördü. Askerlikten sonra ses sanatçısı olarak çalıştı. Büyük gazinolarda sahne aldı. Pek çok beste yaptı. Derdimi anlatırdım ıssız geceler aya, O yardan haber yok unuttu bizi, Şu İzmir'in dağlarında bülbüller öter bağlarında, Bir gizli nigahımla senin gölgeni sarsam, Ey nuri başar vuslatı düşlerde bestelerinden bir kısmıdır. )

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 33.766 başlık/FaRk ile birlikte,
33.766 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(66/136)