Y ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 33.765 başlık/FaRk ile birlikte,
33.765 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(34/136)
- DOĞRU OLAN ile/ve OLMASI GEREKEN
( WHICH IS RIGHT vs./and HAS TO BE )
- DOĞRU ORANTILI/LIK ile/ve/değil/||/<>/< PARALEL/LİK
- DOĞRU SEÇİM ile/ve/<> DENGELİ TÜKETİM
- DOĞRU SORULARIN YANITLARI ile/ve/||/<> DOĞRU YANITLARIN SORULARI
- DOĞRU SÖYLEYEN ile/değil/yerine/ya da/>< "ÇOK İYİ YALAN SÖYLEYEBİLEN"
- DOĞRU SÖYLÜYORSUN yerine SÖYLEDİĞİN SÖZ DOĞRU
- DOĞRU SÖZ ile/ve YEMİN
( Doğru söz, yeminden ileri! )
( RIGHT WORD vs./and OATH )
- DOĞRU-YANLIŞ YOK/TUR! ile/değil/ya da [BAĞLAMINDA ve GÖRELİ OLARAK] DOĞRU-YANLIŞ OLMAZ/OLMAYABİLİR
( Doğru-yanlış, bir şeyin ne olmadığı ve olmayacağı üzerine buluşmak olduğundan, olan/lar, olabilecek/ler üzerine kullanıl(a)maz/değildir! )
- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE
( Genelde kötü ve iyi, bir âdet ve gelenek meselesidir ve sözcüklerin nasıl kullanıldığına göre, ya sakınılır ya da hoş karşılanır. )
( Mükemmel olmayanı, mükemmel olan uğruna seve seve fedâ edersek, iyi ve kötü "tartışmaları" artık olmayacaktır. )
( Kötülük, hiçbir zaman hem iyiliği, hem de kendini tanıyamaz; iyilikse eğitildikçe zamanla hem kendine, hem de kötülüğe ilişkin bilgilerle donanır. )
( YÜCE: Fizik ya da metafizik güçlerden koruyan. )
( Usually the bad and the good are a matter of convention and custom and are shunned or welcomed, according to how the words are used. )
( RIGHT/WORNG vs. GOOD/BAD vs. NICE[/BEAUTIFUL]/UGLY )
- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE
- DOĞRU ile AÇIORTAY
( ... İLE Bir açısal bölgeyi, ölçüleri birbirine eşit olan iki açısal bölgeye ayıran doğru. )
- DOĞRU ile/ve/||/<>/> ÇAP
( RIGHT/TRUE vs./and/||/<>/> DIAMETER )
- DOĞRU ile/||/<> DOĞRU PARÇASI
( Doğru sonsuz İLE doğru parçası sınırlıdır )
( Formül: Sonsuz İLE [A ileB] )
- DOĞRU ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN DOĞRU
- DOĞRU ile/değil SABİT(E)
( [not] RIGHT vs./but CONSTANT )
- DOĞRUCU ile DOĞURUCU
- DOĞRUDAN KAYIP ile DOLAYLI KAYIP
( Herşeyi kaybetmekle, gerçekten herşeyi kazanmış olursunuz. )
( Asla kaybedilmemiş olan asla bulunamaz. )
( DIRECT LOSS vs. INDIRECT LOSS
By losing all you gain all.
What was never lost can never be found. )
- DOĞRUDAN SEN ile/ve/<> DOLAYLI SEN
( Kendin. İLE/VE/<> Çocuğun. )
- DOĞRUDAN SÖYLEMEK ile AÇIK AÇIK SÖYLEMEK/KONUŞMAK
( TO SAY DIRECTLY vs. TO SAY/TALK FRANKLY/OPENLY )
- DOĞRUDAN YARDIM ile/değil/yerine DOLAYLI YARDIM
( Politikacıdan gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgelerden gelir. )
- DOĞRUDAN ile DOLAYLI
( DIRECT vs. INDIRECT )
- DOĞRUDUR ile DOĞRU DUR!
- DOĞRULAMA, OLUMLAMA = TAHKİK = VERIFICATION[İng.] = VÉRIFICATION[Fr.] = VERIFIKATION[Alm.] = VERIFICACION[İsp.]
- DOĞRULAMAK ile/ve/değil KANITLAMAK
( [not] TO VERIFY vs./and/but TO PROVE )
- DOĞRULUK İLE KESİNLİK İLE DUYARLILIK ile/||/<> ANALİTİK PARAMETRELER
( Doğruluk gerçek değere yakınlık, kesinlik tekrarlanabilirlik, duyarlılık ise en küçük ölçüm kabiliyetidir. )
( Formül: Hata = |Xölçülen - Xgerçek| )
- DOĞRULUK:
TUTARLILIK ile/ve/değil/||/<>/< UYGUNLUK
- DOĞRULUK ve/||/<>/>/< AŞK
( Kalemimiz olsun. VE/||/<>/>/< Mürekkebimiz olsun. )
- DOĞRULUK ve/||/<> İYİLİK ve/||/<> YÖN(ELİM)/İSTİKÂMET
( Hak ve hakikatte. VE/||/<> Eylemde. VE/||/<> Davranışta. )
( el-SIDK fi'l-HAKK ve/||/<> el-HAYR fi'l-AMEL ve/||/<> el-İSTİKAMET fi'l-AHVAL )
- DOĞRU/LUK ile/ve/değil/yerine OLANAKLI/LIK
- DOĞRULUK ile/ve/||/<>/>/< YARDIM
- DOĞRULUM/YÖNELİM ile KEMOTROPİZM ile YEREDOĞRULUM ile SUYA DOĞRULUM ile IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM ile ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA
( DOĞRULUM/YÖNELİM: Bitki ve hayvanların, besin, ısı gibi uyarıcıların etkisi ile bu uyarıcılara ya da tersine yer değiştirmeleri. İLE KEMOTROPİZM: Kimyasal maddelerin etkisiyle bitkilerde görülen, maddeye doğru ya da ters yöne yönelme durumu. İLE YEREDOĞRULUM: Bitkilerde kök ve sapların, yerçekimi etkisi ile belirli bir doğrultu alma özellikleri. İLE SUYA DOĞRULUM: Bitkilerin suya doğru eğilimi. İLE IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM (Fototaksi, ışık göçüm): a) Bir hücrelilerde birdenbire aydınlanma sonucu görülen tepkime. | b) Bitki gövdelerinin ışığa doğru dönmeleri. İLE ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA: Bir ısı kaynağına yaklaşma ya da uzaklaşma. )
( TROPISM vs. CHEMOTROPISM vs. GEOTROPISM vs. HYDROTROPISM vs. PHOTOTROPISM vs. THERMOTROPISM )
- [ne yazık ki]
DOĞRU OLDUĞUNU BİLDİĞİN HALDE, YAPMAMAK ile/ve/<> YANLIŞ/HATALI/EKSİK OLANI, BİLMENE KARŞIN, YAPMAK
- DOĞRUSAL HAREKET ile/ve DAİRESEL/DÖNGÜSEL HAREKET
( HAREKET-İ MÜSTAKİME ile/ve HAREKET-İ MÜSTEDİRE )
- DOĞRUSAL ZAMAN ANLAYIŞI ile/ve/<> DÖNGÜSEL ZAMAN ANLAYIŞI
( LINEAR TIME PARADIGM vs./and/<> VICIOUS CIRCLE TIME PARADIGM )
- DOĞRUSAL ile/||/<> DOĞRUSAL OLMAYAN
( Doğrusal sistemler süperpozisyon ilkesine uyarken İLE doğrusal olmayan sistemler uymaz )
( Henri Poincaré tarafından 1890 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1854-1912) (Ülke: Fransa) (Alan: matematik) )
- DOĞRUYA DOĞRU ile DOĞRU'YA DOĞRU
( Bir doğru karşısında başka bir doğru daha. İLE Doğrunun bulunması ve bilinmesi yolunda/yönünde. )
- DOĞRUYA EN YAKIN ile/ve YANLIŞTAN EN UZAK
( THE CLOSEST TO THE STRAIGHT vs./and THE FAREST FROM THE FALSE )
- DOĞRUYU SÖYLEMEK, HER ZAMAN DOĞRU DEĞİLDİR değil HER DOĞRUYU, HER ZAMAN VE HER YERDE SÖYLEMEMEK GEREK
( "Doğruyu söylemek, her zaman doğru değildir" diyenler, kendileri için "en yararlı olabilecek" yanlışı söylemek için en uygun zamanı bekleyenlerdir... )
- EBCED:
DOĞU ile/ve/||/<> BATI
- DOĞU/MAŞRIK[Ar. < ŞARK] ile MAĞRİP/MAĞRİB[Ar. < GARB]
( DOĞU, GÜNEŞİN DOĞDUĞU TARAF )
- DOĞU RÜZGÂRLARI ile/ve BATI RÜZGÂRLARI
( Sabahları eser. İLE/VE Akşamları eser. )
( Batı rüzgârları doğu rüzgârlarından nispeten daha serindir. )
( Doğu ve batı rüzgârları, kuzey ve güney rüzgârlarından daha sıcaktır. )
( Gecenin geç saatlerinde ya da sabahın erken saatlerinde esince, hava incelir ve Güneş'in doğuşuyla dengelenir. Nem azalır ve hava ısınır, kurur, hafifler. Öğleden sonra ya da gecenin erken saatlerinde esen rüzgârlar tamamen tersi niteliktedir. Genel olarak ifade edilirse, doğu rüzgârları batı rüzgârlarından daha yararlıdır. İLE/VE Gecenin geç saatlerinde ve günün erken saatlerinde estiğinde, henüz Güneş onların üzerinde yükselmediği için yoğun ve ağırdır. Günün geç saatleri ve gecenin erken saatlerinde esen rüzgârlar zıt tiptedir. )
- DOĞU TOPLUMU ile/değil/yerine DOĞULU TOPLUM
- DOĞUBEYAZIT değil DOĞUBAYAZIT
- DOĞUCU ile/ve/değil/yerine/||/>< DOĞULU
- DOĞUM PSİKOZU ile/ve/<>/> LOHUSA SENDROMU
( )
- DOĞUM ve/> BÜYÜME ve/> GELİŞİM
( Aşk ile. VE/> Şevkât ile. VE/> Muhabbet ile. )
( İSTİHLÂL[Ar. < HİLÂL]: Çocuğun doğar doğmaz ağlamaya başlaması. )
( TELAHHUM[Ar. < LAHM]: Semirme, etlenme. )
( TERBİYE[Ar.< RÜBÜV]: Besleyip büyütme, beslenip büyütülme. | Eğitim. | Görgü. | Alıştırma. | Hafif cezalandırma. | Bazı yemeklere konulan limon, sirke, salça gibi şeyler. | Alıştırma.[hayvan] | Tavsiye, kayırma, koruma. )
- DOĞUM ile DOĞUŞ
- DOĞUM ile/ve/=/:/<> EVRENDOĞUM
( İNSAN! )
- DOĞURMAK ve/||/<>/> DOYURMAK | ile/ve/değil/||/<>/> YOĞURMAK
- DOĞURTMA = İSTİLÂT, SANAT-I TEVLİT = MAIEUTICS[İng.] = MAIEUTIQUE[Fr.] = MAIEUTIK[Alm.] = MAIEUTIKE[Yun.]
- DOĞUŞTAN BAĞIŞIKLIK ile/||/<> ADAPTİF BAĞIŞIKLIK
( Doğuştan doğuştan nonspesifik, adaptif öğrenilen spesifik. )
( Formül: Natural İLE acquired )
- DOĞUŞTAN = VEHBİ, FITRİ = INNATE[İng.] = INNÉ[Fr.] = ANGEBOREN[Alm.]
- DOĞUŞTAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN/LİK
- DOKANIR değil DOKUNUR
- DOKANMAK" değil DOKUNMAK
- DÖKMEK ile/değil AKITMAK
( Katılarda. İLE/DEĞİL Sıvılarda. )
( [not] TO POUR vs. TO FLOW
[not] Solids. WITH Liquids. )
- %99,73 (ve üzeri):
DNA babalık tayini eşiği. -ve
- DOKU ve KOKU/TAT ile/ve/||/<> DUYU(İŞİTME ve GÖRÜ/GÖRME)
- DOKU ile KORUN DOKUSU
( ... İLE Korunu ve bu tabakanın değişimiyle oluşan tırnak, boynuz vb. yapan doku. )
- DOKU = NESİÇ, NESC = TISSU
- DOKU ile ÖZEK DOKU/PARANKİMA[Yun.]
( ... İLE Selülöz çeperleri kalınlaşmamış, odunlaşmamış olan, değişik görevler yapan gözelerin oluşturduğu doku. )
- DOKU ile PEKDOKU
( ... İLE Selülöz çeperleri değişik kalınlıkta gözelerden oluşan, dalların dik durmasını sağlayan doku. )
- DOKUMA ve/||/<>/>/< OKUMA
- DOKUMACI ile ÇULHA[Fars. < CÜLÂH]
( ... İLE El tezgâhında bez dokuyan kişi. )
- DOKÜMAN[Fr., İng. < DOCUMENT]["DÖKÜMAN" da değil!] değil/yerine/= BELGE
- DOKUN(DUR)MAK ile/||/<> DEĞ(DİR)MEK
- DOKUNAKLI ile/ve/||/<>/< DÜŞÜNDÜRÜCÜ/DUYGUSAL
- DOKUNARAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YOKLAYARAK
- DOKUNMA
- DOKUNMA COŞKUSU/TUTKUSU ile/ve/değil/yerine/<> GÖRME COŞKUSU/TUTKUSU
- DOKUNMA!:
ÖZELİNE ve/||/<> ÖZÜRÜNE ve/||/<> KUTSALINA
- DOKUNMA ile/ve EŞEYSELLİK/SEKS
( TO TOUCH vs./and SEX )
- DOKUNMA ve/||/<>/> YOĞRULMA
- DOKUNMAK ile/ve/||/<> ANLAMAK
( TO TOUCH vs./and/||/<> TO UNDERSTAND )
- DOKUNMAK ile/ve/||/=/<> ANMAK
- DOKUNMAK ile/ve/değil DEĞİNMEK
( Fiziksel. İLE/VE/DEĞİL Zihinsel/kavramsal. | Bağlantı kurmak, ilişkiye geçmek. )
- DOKUNMAK ile/ve DUYUMSAMAK/HİSSETMEK
( TOUCHING vs./and FEELING )
( SPARSA ile/ve ... )
( ... ile/ve QINGGAN[çoğ.: Hisler] )
- DOKUNMALI!
- DOKUNULABİLİR/LER ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖZLE(MLE)NEBİLİR/LER
( MELMÛS[< LEMS | çoğ. MELÂMÎS] ile/ve MERSÛD[< RASAD] )
- DOKUNUM ile DOKUNUŞ
( Çevremizdeki nesnelerin, sıcaklık/soğukluk, sertlik/yumuşaklık gibi niteliklerini, derimiz aracılığıyla bildiren duyarlık yeteneği. İLE Dokunmak eylemi ya da biçimi. | Dokuma ipliklerinin çaprazlama biçimi. )
( LAMİSE ile TEMAS )
- DOLAMAQ[Azr.] = DALGA GEÇMEK[Tr.]
- DOLANA KADAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> OLANA KADAR
( Nicelik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Nitelik. )
- DOLANAN ile/değil DOLAŞAN
- DOLANDIRICI ile/değil KALPAZAN
( ... İLE/DEĞİL Sahte para basan ya da piyasaya süren kişi. | Yalan ve hile ile iş gören kişi. )
- DOLANDIRICI ile TAVCI
( ... İLE Birini kandırarak, yüze gülerek aldatan kişi. | Yurt dışından geldiğini söyleyerek üzerindeki değeri düşük altın ya da mücevherleri çok değerli gösterip dolandırıcılık yapan kişi. )
- DOLANDIRMAK ile DOLANDIRMAK
( Üçkağıt. İLE Uzatmak. )
- DOLANDIRMAK ile DOLAŞTIRMAK
- DOLANDIRMAK ile UZATMAK
- DOLANMAQ[Azr.] = GEÇİNMEK[Tr.]
- DOLAP[Ar. < DULÂB] ile/değil YÜKLÜK
( Evlerde, yatak, yorgan gibi şeyler koymaya yarayan, yerli, büyük dolap ya da yatak, yorgan konulan yer. )
- DOLAŞIM(SİRKÜLÂSYON) ile DEVİNİM
( Hiçbir şey kendi başına devinmez ve durmaz. )
( By itself nothing moves, nothing rests. )
( CIRCULATION vs. MOVEMENT )
- DOLAŞIM ile/değil DOLAYIM
- DOLAŞIYIM" değil DOLAŞAYIM
- DOLAYIM(LI/SIZ) ile DÜŞÜNÜLMÜŞ
- DOLAYISIYLA ile BU/O NEDENLE
- DOL(DUR)MAK ile/ve BOŞAL(T)MAK
( TO (GET) FILL vs./and TO DISCHARGE )
- DOLDURMAK ile/ve/<> ŞİŞİRMEK
- DOLGUNLUK ile/yerine OLGUNLUK
( STUFFED vs. RIPENESS
RIPENESS instead of STUFFED )
- DÖLLENME ile ÇİÇEKLERDE DÖLLENME
( INSEMINATION vs. POLLINATION )
- DÖLLENME = İLKÂH = FÉCONDATION
- DÖLLENME ile MAYALANMA
( ZYGOSIS vs. ZYMOSIS )
- DOLMUŞTA ANLATIRIM ile DOLMUŞ DA ANLATIYOR
- DOLU ile BERED[Ar.]
( ... İLE En çok fırtınalı havada yağan dolu. )
- DOLU ile DOLU
( Havada, su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak ya da düzensiz biçimli, saydam buz parçaları durumunda, yere hızla düşen bir yağış türü. İLE İçi boş olmayan, dolmuş. | Bir yerde, sayıca çok. | Boş yeri yok, her yeri tutulmuş. | Boş zamanı olmayan, meşgul. | Çok olan. | [tornacılıkta] Delik açılmamış, oyulmamış gereç. )
- DOLU ile KAR
( HAIL vs. SNOW )
- DOLUNAY ile/ve/<> DÖRDÜN
( ... İLE/VE/<> Ay ya da benzeri gök nesneleri[cirim] tekerlerinin yarısının aydınlık olduğu evre, yarımay. )
( ... ile/ve/<> TERBİ )
- DOLUNAY/NUR/BEDİR[Ar. < BEDR] ile YARIMAY/DÖRDÜN ile YENİAY/AYÇA/HİLÂL[Ar.]
- DOMESTİK[İng./Fr. < DOMESTIC/DOMESTIQUE] değil/yerine/= YEREL/İÇ, ÜLKE İÇİ
- DOMİNANT ALEL ile/||/<> RESESİF ALEL
( Dominant bir kopya yeter, resesif iki kopya gerekir )
( Formül: A > a notasyonu İLE 3:1 F2 oranı )
- DOMİNANT İLE RESESİF İLE KODOMİNANT ile/||/<> ALLEL ETKİLEŞİMLERİ
( Allellerin fenotipe etki biçimleri. )
( Formül: F₂: 3:1 (dominant) )
- DOMİNANT İLE RESESİF İLE KODOMİNANT ile/||/<> KALITIM PATTERNLERİ
( Alel ilişkileri. )
( Formül: AA İLE Aa İLE aa )
- DOMİNAN/T ile DOMİNANS
( Baskın, başat. İLE Baskınlık, başatlık. )
- DOMİNANT ile/||/<> RESESİF
( Dominant baskın gen İLE resesif çekinik gendir )
( Formül: AA/Aa görünür İLE aa )
( Gregor Mendel tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1822-1884) (Ülke: Avusturya) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Kalıtım yasaları, modern genetiğin kurucusu) )
- DOMİNO ETKİSİ ile/ve/||/<> ZİNCİRLEME ETKİ
- DOMİNO[Fr.] ile AZNİF[Erm.]
( Üzerleri noktalarla işaretli dikdörtgen biçiminde yirmi sekiz taşla masa üzerinde oynanan bir oyun. | Maskeli balolarda giyilen kukuletalı uzun giysi. İLE Bir tür domino oyunu. )
- DOMİNO ile/ve/||/<> KELEBEK ETKİSİ ile/ve/||/<> KARTOPU > ÇIĞ ETKİSİ
- DOMİNO ile MAHJONGG
- DOMUZ yerine HINZIR
- DON-GÖMLEK ([ORTALIKTA] DOLAŞMAK)
- DON-PAÇA ([ORTALIKTA] DOLAŞMAK)
- DON/KÜLOT[Fr. < CULOTTE] ile DON ile DON
( Giysi. | Gövdenin, belden aşağısına giyilen, uzun ya da kısa iç giysisi, beli lastikli iç çamaşırı. İLE Hava sıcaklığının sıfırdan aşağı düşmesiyle, suların buz tutması. İLE At tüyünün rengi. )
- DONAKALMAK değil/yerine/>< ODAKLANMAK
- DONANIMLI (OLMAK) ile HAZIRLIKLI (OLMAK)
( İlerleme ancak hazırlık(sadhana) aşamasında olur. )
- DÖNDERMEK değil DÖNDÜRMEK
- DONDURMACI VELİ :
( Tarabya'da çarşı içinde bulunan dondurmacı Veli Usta 1927 yılından beri hizmet vermektedir. )
- DÖNE[Tr.] ile/ve/||/<> DONE[Fr.]
( Ad. İLE )
- DONE ile DONÖR
( veri. İLE Verici. )
- DÖNEK ile DÖNME
- DÖNEL HAREKET ile/||/<> ÖTELEME HAREKETİ
( Dönel eksen etrafında, öteleme doğrusal harekettir )
( Formül: ω=dθ/dt İLE v=dx/dt )
( Aristoteles tarafından -350 yılında keşfedildi/formüle edildi. (-384--322) (Ülke: Antik Yunan) (Alan: Felsefe, Mantık, Biyoloji) (Önemli katkıları: Mantık, etik, metafizik) )
- DÖNER DİSK ELEKTROT ile/||/<> DÖNER HALKA-DİSK
( RDE kütle transferi, RRDE ara ürün tespiti. )
( Formül: Tek İLE çift elektrot )
- DONEV, DONCHE (DİMİTBOUGRAD, BULGARİSTAN, 1973) :
( Bulgaristan'ın Sofya Leviski kulübünden transfer edildi. Bir sezon (1996 - 1997) tescilli kaldığı Sarıyer takımında 33 lig, 1 kupa olmak üzere 34 resmi ve ayrıca 16 özel maçla birlikte toplam olarak 50 maçta oynadı. Lig maçlarında 9 ve özel maçlarda 10 olmak üzere takımına 19 gol kazandırdı. Bulgar A Milli takım formasını da giyen Donev, sezon sonunda Vanspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- DÖNGÜ ile/ve BOKBÖCEĞİ/KHEBER[Mısır'da]
( )
( CYCLE/CYCLONE vs./and SCARAB )
( ... cum GEOTRUPES STERCORARIUS )
- DÖNGÜ ile/ve/||/<> DEVİNİM
- DÖNGÜ ile/ve/değil EŞİK
- DÖNGÜ ile/ve/||/<> SALINIM
- DONMA DERECELERİNDE:
1 ile/> 2 ile/> 3
( En hafif biçimidir. Erken müdahale edilirse hızla iyileşir. [Deride solukluk, soğukluk hissi olur. Uyuşukluk ve halsizlik görülür. Daha sonra kızarıklık ve iğnelenme duyumu oluşur.] İLE/> Soğuğun sürekli olması ile belirtiler belirginleşir. [Zarar gören bölgede, gerginlik duyumu olur. Ödem, şişkinlik, ağrı ve içi su dolu kabarcıklar[bül] oluşur. Su toplanması, iyileşirken, siyah kabuklara dönüşür.] İLE/> Dokuların, geriye dönülmez biçimde hasara uğramasıdır.[Canlı ve sağlıklı deriden kesin hatları ile ayrılan siyah bir bölge oluşur.] )
( [Donmada İlk Yardım]
- Hasta/yaralı ılık bir ortama alınarak soğukla teması kesilir.
- Sakinleştirilir, kesin dinlendirmeye alınır ve hareket ettirilmez.
- Kuru giysiler giydirilir.
- Çok sıcak olmayan içecekler verilir.
- Su toplamış bölgeler patlatılmaz, bu bölgelerin üstü temiz bir bez ile örtülür.
- Isınma işleminden sonra hâlâ hissizlik varsa bezle bandaj yapılır.
- Donuk bölge ovulmaz, kendi kendine ısınması sağlanır.
- El ve ayak, doğal konumunda tutulur.
- El ve ayaklar, yukarı kaldırılır.
- Tıbbî yardım istenir[112]. )
- DONMA NOKTASI ile BUZ NOKTASI
( ... İLE Bir saf su karışımıyla saf buzun, standart atmosfer [1 At] basıncında dengede olduğu, buzun gerçek donma noktası. )
- DONMA NOKTASI ile DONUKLUK
( Bir maddenin, katı ve sıvı eşiklerinin, belirli bir basınçta [normal olarak 1 At basınçta] birlikte dengede bulundukları sıcaklık. İLE Bir madde üzerine gelen ışık akısının, geçen akıya oranı. )
( FREEZING POINT vs. OPACITY, DULLNESS )
( LE POINT DE LA CONGÉLATION avec L'OPACITÉ )
( GEFRIERPUNKT mit UNDERCHSICHTIGKEIT )
- DONMA NOKTASI ile/ve/değil EŞİK
- DONMA ile/değil/yerine KRİSTALİZE OLMA
- DONMAK ile DONUP-KALMA
( Gövde ısısı düşük birine konyak vermek çok vahim bir hatadır! )
- DÖNME İLE YUVARLANMA İLE KAYMA ile/||/<> HAREKET TÜRLERİ
( Katı cadlerin üç temel hareket modu. )
( Formül: Ek = ½Iω² + ½mv² )
- DONÖR/DONOR[İng.] değil/yerine/= VERICİ, BAĞIŞLAYICI, BAĞIŞLAYAN
- DONUK/LUK ile/değil ÇİĞ/LİK
- DÖNÜŞTÜREREK ile/değil/<> DÖNÜŞEREK
- DÖNÜŞTÜRME ve/||/<>/< DÜŞÜNME
- DÖNÜŞÜM ile/ve/||/<> DEĞİŞKEN DÖNÜŞÜMÜ
- DÖNÜŞÜM ve/||/<>/> DOĞUM
- DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/||/<>/< DÖNGÜ
( [not] TRANSFORMATION vs./and/||/<>/but/< CYCLE
CYCLE instead of TRANSFORMATION )
- DOORU/DORU ile/değil DOĞRU
( Çeşitli tonları bulunan kızıl kahve at rengi. YAĞIZ | Bu renkte olan at. | Bu renkte olan. İLE/DEĞİL Kavram ile nesnenin/durumun uyumluluğu. )
- DOPAMİN İLE SEROTONİN İLE GABA ile/||/<> NÖROTRANSMİTERLER
( Temel beyin kimyasalları. )
( Formül: GABA: Cl⁻ girişi )
- DOPAMİN ile/||/<> SEROTONİN
( Dopamin ödül-motivasyon İLE serotonin duygudurum-uyku )
( Formül: C₈H₁₁NO₂ İLE C₁₀H₁₂N₂O )
- DOPİNG ile DOPİNG ile DOPİNG MADDESİ
( Bir spor yarışması sırasında, gövdeye, üstün hareket ve enerji sağlamak için kullanılan, kural ve/ya da yasadışı ilaç (kullanımı.)
İLE
İstenilen p ya da n tipi iletkenlikler elde etmek için yarı iletkene, safsızlıklar eklenmesi.
İLE
Kristal diyotlar ve transistörlerde kullanılan yarı iletken maddelere eklenen safsızlık öğesi. )
- DOPİNG değil/yerine/= GÜÇKATIM
- DOPPLER ETKİSİ/OLAYI ile/ve/<> DOPPLER GENİŞLEMESİ ile/ve/<> DOPPLER GENİŞLİĞİ ile/ve/<> DOPPLER KAYMASI/FREKANSI ile/ve/<> DOPPLER ORTALAMA ETKİ KESİTİ
( Bir akustik dalga ışık ya da öteki elektromanyetik dalgaların görünen frekansında, kaynağın ve gözlemcinin bağıl hareketinin neden olduğu değişim. Bu, ışık ve öteki elektromanyetik dalgalar için Optik Doppler Etkisi olarak da bilinir.
İLE/VE/<>
Uyarılmış atomlar, moleküller ya da çekirdeklerin hepsi de aynı hıza sahip olmadıkları ve her biri farklı bir Doppler kaymasına neden olduklarında, tek frekanslı bir ışında ortaya çıkan frekans yayılması. | Molekül, atom ya da çekirdeklerin ısıl hareketlerinden dolayı spektrum çizgilerinde gözlenilen genişleme. | Özel bir spektral çizgi oluşturan uyarılmış çekirdekler, atomlar ve moleküller, ısıl hareketlerinin neden olduğu Doppler etkisinden dolayı bir frekans dağılımına sahip oldukları zaman çizgi ve soğurma spektrumlarında ve çekirdek tepkimelerinde gözlenilen bir etki.
İLE/VE/<>
Bir tek gaz atomundan yayınlanan ışığın görünen frekansı, atomun gözlemciye göre olan hızına bağlıdır ve gaz atomları, bir Maxwell hız dağılımına sahip olduğundan, bir gözlemcinin algıladığı ışın frekanslarının da benzer bir dağılıma sahip olmasıyla verdiği bir tek spektral çizginin genişliği.
İLE/VE/<>
Bir dalganın kaynaklanan ve Hertz olarak ifade edilen değişim miktarı.
İLE/VE/<>
Hedef taneciklerin ısıl hareketlerini hesaba katmak için uygun ağırlık katsayılarını kullanarak, enerjiye göre ortalanmış etki kesiti. )
( DOPPLEREFFEKT mit DOPPLER-VERBREITERUNG mit DOPPLERBREITE mit DOPPLER-VERSCHIEBUNG mit DOPPLERMITTELQUERSCHNIT )
( L'EFFECT DE DOPPLER avec LA DILATATION DE DOPPLER avec LA LARGEUR DE DOPPLER avec LE DÉPLACEMENT DE DOPPLER avec LA SECTION TRANSVERSALE )
( DOPPLER EFECT vs. DOPPLER BROADENING vs. DOPPLER WIDTH vs. DOPPLER SHIFT vs. DOPPLER MEAN CROSS-SECTION )
- DOPPLER İLE ÇERENKOV İLE SONİC BOOM ile/||/<> DALGA KAYNAĞI HAREKETLİ
( Hareketli kaynak etkileri. )
( Formül: f' = f(v ± vo)/(v ± vs) )
( Christian Doppler tarafından 1842 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1803-1853) (Ülke: Avusturya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Doppler etkisi) )
- DOPPLER KAYMASI ile/||/<> GÖRELİ DOPPLER
( Klasik Doppler ses için, göreli Doppler ışık için zaman genişlemesi içerir. )
( Formül: f" = f√((1-β)/(1+β)) )
( Christian Doppler tarafından 1842 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1803-1853) (Ülke: Avusturya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Doppler etkisi) )
- DORKEN, NİHAT (İST. 1917 - 1997) :
( Sarıyerlidir. Tıp Fakültesi mezunudur. Akademik kariyerini tüm aşamaları başarı ile geçerek yaptı ve profesör oldu. Türkiye'de ilk kalp ameliyatını yaparak kalp kapaklarının genişletilmesini sağladı. Adını Türk tıp tarihine yazdırdı. Gençliğinde Sarıyer Gençler Cemiyeti ve Sarıyer Gençler mahfeli takımında kaleci olarak futbol oynadı. )
- DORSUM ile DORSAL ile DORSO-LOMBER ile DORSİFLEKSİYON
( Sırt, arka. İLE Sırt[la ilgili], arka[yla ilgili]. İLE Sırt-bel [ile ilgili]. İLE Geriye bükme. )
- DÖRT AYAK ÜZERİNE DÜŞMEK ile ...
- DÖRT DÖRTLÜK ADAM OLMAK ile/ve KALIBININ ADAMI OLMAK
( Dört unsur ve dört hıltın [bkz. İnsan'da!] en uyumlu ve dengeli bir biçimde biraradalığı. İLE/VE Sözleri ve yaptıklarında tutarlı ve bütünlüklü olmak/davranmak. )
- DÖRT İSTEK:
AÇGÖZLÜLÜK ile/ve/||/<>/> ÇEKİŞME ile/ve/||/<>/> GÖSTERİŞ ile/ve/||/<>/> GÜÇ TUTKUSU
- DÖRT MEZHEB(MEZÂHİB-İ ERBAA)
( * HANEFİYYE: Hz. İmâm-ı A'zâm Ebû Hanife (r.a.)
* ŞÂFİİYYE: Hz. İmâm-ı Şafiî (r.a.)
* HANBELİYYE: Hz. İmâm-ı Ahmed b. Hanbelî (r.a.)
* MÂLİKİYYE: Hz. İmam Muhammed Mâlikî (r.a.) )
- DÖRT PARMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SERÇE PARMAK
( Bazı yiyecekleri tadarken ya da nesneyi temizlerken baş, işaret, orta ve yüzük parmağı yerine serçe parmağın kullanılması, daha az mikrop bulaştırma olanağı ve sağlık koşulları nedeniyle yeğlenebilir/yeğlenmeli. )
- 4S:
SPOR ve/ SEKS[UYKU / GÜNEŞ] ve/ SANAT ve/ SEYAHAT
( SPORT and SEX and ART and TRAVEL )
- DÖRT SÜTUN:
GOTLAR ve/||/<> MISIR OBELİSKİ ve/||/<> CONSTANTINUS ve/||/<> IUSTINIANUS
( Hangi dönemde inşâ edildiği kesin olarak bilinmeyen bu anıt sütun, bazı araştırmacılar tarafından üzerindeki yazı biçimleri nedeniyle İmparator I. Constantinus dönemine tarihlenir. Mavi damarlı Prokennesos mermerinden yapılan sütunun üzerinde korint üslûbunda bir sütun başlığı taşımaktadır ve kaidesinde ise şu sözler yer alır. "Gotları yenmemizle dönen tâlihe..." VE/||/<> İmparator I. Theodosios döneminde, hipodromun spinası üzerine dikilen bu anıtın üst bölümü, Mısır uygarlığına ait bir anıt sütundur. Ancak bu bizi şaşırtmaz. Nitekim, Roma'nın köklerinde yatan tanrıları arasında Mısır tanrıları sıklıkla görülür. Hatta bunlar adına Roma topraklarında tapınaklar bile yapılmıştır. Bu obeliskin en önemli bölümü ise kaidesindeki rölyeflerdir. Kaidenin bir tarafında eski Yunanca bir kitâbe varken, öbür tarafında ise Latince bir kitâbe bulunur. VE/||/<> İmparator I. Constantinus tarafından İstanbul'un M.S. 330 tarihindeki başkent oluşunun bir nişânesi olarak dikilen bu anıt sütun, Roma çağında İstanbul'un simgesi durumuna gelmiştir. O dönemde yapılan haritalarda İstanbul bu sütunla simgelenmiştir. VE/||/<> Bugün yerinde yeller esen bu sütun, Roma çağında, Ayasofya'nın güneyinde bulunuyordu. Osmanlı devrinde yıkılan bu sütunun üzerinde, at üstünde I. Iustinianus'un heykeli vardı. Heykelin üzerindeki imparator, bir eliyle dünya hakimiyetini simgeleyen bir küre tutarken öteki eli ile doğuyu işaret eden bir mızrak tutardı. )
(
)
- DÖRT TARAFI "DENİZLERLE" değil DENİZLE KAPLI
- DÖRT UNSUR(BASÂİD, ANÂSIR-I ERBAA, ÇÂR-I ANÂSIR)/ERKÂN[< RÜKN] ve/<> HILTLAR/SUYUK (İLK SIVILAR) ve/<> NİTELİK
( TOPRAK <> SU <> HAVA <> ATEŞ ve/<> (KAN <> SALYA <> SAFRA <> DALAK) | ( KURULUK <> ISLAKLIK <> SOĞUKLUK <> SICAKLIK )
( KALP <> AKCİĞER <> KARACİĞER <> DALAK )
( DÖRT DÖRTLÜK ADAM OLMAK: Dört unsur ve dört hıltın en uyumlu ve dengeli bir biçimde biraradalığı. )
- DÖRT UNSUR/ANASIR-I ERBAA[Ar.]/ÇÂR-RÜKN[Fars.]:
TOPRA/K / TOPLAK VE SU ve HAVA VE ATEŞ ve BOŞLUK
( Hafiflerdir ve yukarı doğru hareket ederler. VE Ağırlardır ve aşağı doğru hareket ederler. )
( Ateşe bakanın ömrü az, suya bakanınsa uzun olur. )
( Ateş, Celâl; su, Cemâl'dir. )
- DÖRT UNSUR ve/||/<> DÖRT MELEK(E)
- DÖRT YETİ:
CÂZİBE ve/> MÂSIKA ve/> HÂZIMA ve/> LÂMİA
- 4 YÖN ile/ve/<> KOZMİK YÖN/2 KONUM
- MİNERALLERDE:
DÖRT YÜZLÜ ile/ve/||/<> ZİNCİR ile/ve/||/<> YAPRAK
( Dünyada en bol bulunan mineraller, silisyum, oksijen ve demir gibi öteki öğelerden oluşan silikatlardır. Bir silikat mineralinin en baskın yapısal bileşeni merkezinde bir silisyum atomu bulunduran ve dört oksijen atomundan oluşan bir dört yüzlüdür. Farklı silikat minerallerinde, birbirine göre farklı biçimlerde sıralanan ve farklı öğelerden oluşan bir karışım içeren silisyum-oksijen dört yüzlüleri bulunur. )
- DORUK/ZİRVE[Ar.] ile TEPE
( Dorukta, tüm yollar, aşağı doğru götürür. )
( From the summit all roads lead downwards. )
( EVC, ŞÂHİKA ile ... )
( BERMÂL ile ... )
( SUMMIT vs. HILL/TOP )
- DORUK ile UC
( SUMMIT vs. TIP )
- DORUK ile/ve/değil UC
( [not] SUMMIT vs./and TIP )
- DORUKLARI/NI... -ile/ve/<>
( DORUKLARI/NI
[NE YAZIK Kİ]
ŞEFKÂTSİZLİĞİ/MİZİ, ANNEDE/N ÖĞREN/DİK
ANLAYIŞSIZLIĞI/MIZI, BABADA/N ÖĞREN/DİK
ÖTEKİLEŞTİRME/MİZİ, KARDEŞLERDE/N ÖĞREN/DİK
UZAKLIĞI/MIZI, YAKINLARIMIZDA/N ÖĞREN/DİK
ACIMASIZLIĞI/MIZI, KADINLARDA/N ÖĞREN/DİK
TAKINTILARI/MIZI, ERKEKLERDE/N ÖĞREN/DİK
KEYFİYETİ/MİZİ, EŞEŞEYSELLERDE/N ÖĞREN/DİK
SEFİLLİĞİ/MİZİ, ZENGİNLERDE/N ÖĞREN/DİK
KAYITSIZLIĞI/MIZI, ÜNLÜLERDE/N ÖĞREN/DİK
İKİYÜZLÜLÜĞÜ/MÜZÜ, POLİTİKACILARDA/N ÖĞREN/DİK
SAPLANTILARI/MIZI, BAŞ(BA)KANLARDA/N ÖĞREN/DİK
DİNSİZLİĞİ/MİZİ, DİN(İ)DARLARDA/N ÖĞREN/DİK
TUTARSIZLIĞI/MIZI, HOCALARDA/N ÖĞREN/DİK
ZEVZEKLİĞİ/MİZİ, AYDINLARDA/N ÖĞREN/DİK
SİNSİLİĞİ/MİZİ, TÜCCARLARDA/N ÖĞREN/DİK
DEDİKODUCULUĞU/MUZU, ESNAFTA/N ÖĞREN/DİK
İLGİSİZLİĞİ/MİZİ, BİLGİSAYARCILARDA/N ÖĞREN/DİK
DEĞERSİZLEŞTİRMEYİ/MİZİ, GAZETECİLERDE/N ÖĞREN/DİK
AKILSIZLIĞI/MIZI, BİLİMKİŞİLERİNDE/N ÖĞREN/DİK
YÜZEYSELLİĞİ/MİZİ, FELSEFECİLERDE/N ÖĞREN/DİK
DUYARSIZLIĞI/MIZI, SANATÇILARDA/N ÖĞREN/DİK
SAYGISIZLIĞI/MIZI, YAYADAN ÖĞREN/DİK
DİKKATSİZLİĞİ/MİZİ, ONDAN ÖĞREN/DİK
ÖZENSİZLİĞİ/MİZİ İSE SENDEN ÖĞREN/DİK
DİDİŞME/MİZİ, KOMŞUDAN ÖĞREN/DİK
SATAŞMA/MIZI, ARKADAŞTAN ÖĞREN/DİK
KAVGAYI DA, TARAFTARLARDA/N ÖĞREN/DİK
[FAKAT/YERİNE]
BARIŞI, HALKTA/N ÖĞREN/DİK
BAYRAMI, ÇOCUKLARDA/N ÖĞREN/DİK
DENGEYİ, DOĞADA/N ÖĞREN/DİK
KENDİMİZİ, EVRENDE/N ÖĞREN/DİK
[ Sürekli/doğrudan erişim adresi...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/32793 ] )
( THEIR SUMMITS
[UNFORTUNATELY]
(WE) LEARN/ED (OUR) COMPASSION FROM/AT (OUR) MOTHER
(WE) LEARN/ED (OUR) INCOMPREHENSION FROM/AT (OUR) FATHER
(WE) LEARN/ED (OUR) FROM/AT (OUR) BROTHERS/SISTERS
(WE) LEARN/ED (OUR) OTHERING FROM/AT (OUR) RELATIVES
(WE) LEARN/ED (OUR) RELENTLESS FROM/AT WOMEN
(WE) LEARN/ED (OUR) OBSSESSIONS FROM/AT MEN
(WE) LEARN/ED (OUR) MODALITIES FROM/AT HOMOSEXUALS
(WE) LEARN/ED (OUR) POVERTY FROM/AT RICHS
(WE) LEARN/ED (OUR) DETACHMENT FROM/AT CELEBRITIES
(WE) LEARN/ED (OUR) HYPOCRISY FROM/AT POLITICIANS
(WE) LEARN/ED (OUR) FIXATIONS FROM/AT PRESIDENTS/MINISTERS
(WE) LEARN/ED (OUR) IRRELIGION FROM/AT RELIGIOUS'
(WE) LEARN/ED (OUR) INCONSISTENCE FROM/AT TEACHERS
(WE) LEARN/ED (OUR) FLIPPANCY FROM/AT INTELLECTUALS
(WE) LEARN/ED (OUR) SLYNESS FROM/AT TRADERS
(WE) LEARN/ED (OUR) GOSSIPY FROM/AT DEALERS
(WE) LEARN/ED (OUR) IRRELEVANCE FROM/AT COMPUTER NERDS
(WE) LEARN/ED (OUR) DEBASEMENT FROM/AT JOURNALISTS
(WE) LEARN/ED (OUR) INSANITY FROM/AT SCIENTICIANS
(WE) LEARN/ED (OUR) SUPERFICIALITY FROM/AT PHILOSOPHERS
(WE) LEARN/ED (OUR) INSENSITIVITY FROM/AT ARTISTS
(WE) LEARN/ED (OUR) INDIGNITY FROM/AT PEDESTRIANS
(WE) LEARN/ED (OUR) NEGLIGENCE FROM/AT HIM/HER
(WE) LEARN/ED (OUR) SLIPSHOD FROM/AT YOU
(WE) LEARN/ED (OUR) SCUFFLE FROM/AT NEIGHBOR
(WE) LEARN/ED (OUR) PROVOCATION FROM/AT FRIEND
(WE) LEARN/ED (OUR) SCRAP FROM/AT FANS
[BUT/INSTEAD OF "THESE"]
(WE) LEARN/ED (OUR) PEACE FROM/AT PUBLIC
(WE) LEARN/ED (OUR) MERRINESS FROM/AT KIDS
(WE) LEARN/ED (OUR) BALANCE FROM/AT NATURE
(WE) LEARN/ED (OUR) SELF/SELVES FROM/AT UNIVERSE
[ Direct reach address...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/32793 ] )
- DOS/DISK OPERATING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= DİSK İŞLETIM DÜZENİ
- DOSLUK" değil DOSTLUK
- DOST, ACI SÖYLER değil DOST, ACIYI DA SÖYLEYEBİLİR/SÖYLER
- DOST, ACI SÖYLER değil/yerine DOST, ACIYI, TATLI SÖYLEYEBİLİR/SÖYLEYEBİLENDİR
- DOST:
ACI SÖYLEYEN değil ACIYI, TATLI SÖYLEYEN
- DOST / KİŞİ/LERİ KAZANMAK ile/ve/değil/yerine DOSTU/DOSTLARI/KİŞİ/LERİ KAYBETMEMEK
( Dost kazanmak yerine varolan dostları [tanıyarak/anlayarak] kaybetmemeye çalışmalı! )
- DOST:
KOLAY KAZANILMAZ ve KOLAY KAYBEDİLEBİLİR
- DOST OL(A)MAYAN/A ile/değil/yerine DOST (OLAN/A, OLABİLEN/E)
( Yol ver. İLE/DEĞİL/YERİNE "Yaşamını ver." )
( KIYIM-KIYIM, KIYIL Kİ, DOST ÖNÜNE ÇIK(ABİL) )
- DOST:
YANLIŞINI DUYURAN/YAYAN değil YANLIŞINDA UYARAN ve/sonra KORUYAN/KOLLAYAN
- DOST YÜZÜ ve/||/<> SALÂT-I DAİM
( Aşk, imamdır bize
Gönül, cemaat.
Dost yüzü, kıbledir.
Daimdir salât. )
- DOST ve/>< DERT
( Dostu olanın, derdi olmaz. )
- DOSTEVLER CAMİİ :
( Tarabya'da Dostevler Sitesinin bulunduğu yerdeki bu camiye sitenin ismi verilmiş olup tarihi bir özelliği yoktur. )
- DOSTLARINLA DÜŞMAN OL(MA)MAK/OLABİLMEK ile/||/<> DÜŞMANLARINLA DOST OL(MA)MAK/OLABİLMEK
- DOSTLUK:
"KUSURSUZ/LUK" değil/yerine SAMİMİYET
- DOSTLUK ve/||/<> YARDIM
( Eli. VE/||/<> Seli. )
- DOSTLUK/TA:
ÜST/AŞAĞI değil/yok DENKLİK
- DOSTLUKTA/YOLCULUKTA:
İKNÂ ve/||/<> RIZÂ
( [ne yazık ki] Dostlukta ya da bir yol alışta, iknâ ve rızâ değil de zorlama var ise, yoldaşlar, önce birbirini yargılamaya sonra da birbirini yok etmeye başlarlar. )
( Amaçları farklı iki kişinin, aynı yolda yürümesi, onları yoldaş kılmaz, bir süreliğine yol arkadaşı kılar. Birbirini taşımaz, yük olurlar. )
- DOSTUNA, HERŞEYİ/Nİ ANLATMA! ve DÜŞMANINA, BÜYÜK/FAZLA HAKARET ETME!
( [ileride] Düşmanın olabilir. VE Dostun olabilir. )
( ...nın, yarısını göster, yarısını gösterme! )
- DOSYA ile/ve KLASÖR
( FILE vs./and FOLDER )
- DOT İLE CROSS İLE TRİPLE ile/||/<> VEKTÖR ÇARPIMLARI
( Vektör işlem türleri. )
( Formül: a×b = |a||b|sinθ n )
- DOUBLE CORTEX[İng.] değil/yerine/= ÇİFT BEYİN KABUĞU
- DÖVÜNMEK ile/değil/yerine/>< ÖVÜNMEK
- [ne yazık ki]
DÖVÜŞ ile/ve/||/<>/> GÖLGE DÖVÜŞÜ
- DÖVÜŞ ile/değil GÜÇLÜ GENİN AKTARILMASI
- DOYA DOYA (YEMEK/İÇMEK, SEVMEK/ÖPMEK) ile/ve/||/<> KANA KANA (İÇMEK)
- DOYAMAMAK ile/ve DAYANAMAMAK
- DOYGUN, KAMİL (RUMELİKAVAK, 1953) :
( Sarıyer altyapısından yetişti ve aralıklı olarak 5 sezon (1969 - 1972 ve 1979 - 1981) takım kadrosunda kaldı. Bu süre içinde 27 lig. 16 B takımlar ligi, 4 kupa maçı olmak üzere 47 resmi ve ayrıca 27 özel maçla birlikte toplam olarak 74 maçta Sarıyer formasını giydi. Takımına 6 gol kazandırdı. Futbolu bıraktıktan sonra kurslara katılarak antrenörlük ve teknik direktörlük lisansı aldı. Sarıyer S. K. dahil değişik kulüplerde antrenör ve teknik direktör olarak çalıştı. Türkiye Futbol Federasyonu ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünce tertiplenen antrenör ve teknik direktörlük kurslarında kurs direktörü ve eğitici olarak görev yaptı. TFF Eğitim Dairesinde görev yapmaktadır. Sarıyer Spor Kulübü, 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği, İstanbul Antrenörle Derneği, Sarıyerliler Derneği (SA - DER) Rumelikavağı Spor Kulübü üyesidir. SA - DER'in kurucusu olup, antrenörler derneğinde iki dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- DOYGUN, TEKİN (SARIYER, 1945 - 2012) :
( Rumelikavağı'ndaki İskele Restaurantın uzun süre işletmeciliğini yaptı. Kilyos Yolu üzerinde Doygun Tesislerini kurdu. Sarıyer Spor Kulübü'nde 2 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- DOYMA ile AŞIRI DOYMA
( Yeğinliği gittikçe artırılan bir manyetik alanın içindeki bir çelik çubuğun alabileceği en çok manyetizmayı almış olması. | Bir gazın, belirli bir sıcaklıkta o sıcaklığa özgü olan en büyük basınç altında bulunması. | Bir sıvının içinde belirli bir nesneden eriyebilecek en çok miktarın erimiş bulunması, işba. İLE Belirli sıcaklıktaki bir sıvı içinde, eriyebildiği kadar eriyen bir nesnenin, sıcaklığın düşmesine karşın bir sınıra kadar erimiş olarak kalması durumu. )
- DOYMAK(SINIRA GELMEK) ile/yerine GEREKSİNİM DUYDUĞUN KADARINI ALMAK
- DOYMAK ile "KESİLMEK"
- DOYMUŞ ÇÖZELTİ ile/||/<> DOYMAMIŞ ÇÖZELTİ
( Doymuş maksimum çözünmüş, doymamış daha fazla çözebilir )
( Formül: Çözünürlük limiti )
- DOYMUŞ ile/||/<> DOYMAMIŞ
( Doymuş maksimum çözünmüş İLE doymamış daha fazla çözebilir )
( Formül: Çözünürlük limiti İLE Limit altı )
- DOYUM ve/||/<>/< BÜTÜNLÜK
- DOYUM ile/ve/> TEKRAR
( SATISFACTION vs./and/> REPETITION )
- DOYUMLULUK ve/||/<> GÜVEN
( En büyük zenginlik. VE/||/<> En iyi yakınlık/akrabalık. )
- DOYUMSUZ/LUK ile/ve/<>/|| DUYARSIZ/LIK
- DOYURMAK ÜZERE ile/ve/değil/yerine HAREKETE GEÇİRMEK
- DOZ ile DOZAJ ile DOZE ETMEK ile DOZİMETRE
( verit, ölçü. İLE Kullanım ölçüsü, düzem. İLE Ölçüsünü ayarlamak. İLE Işınölçer. )
- DOZ[İng. DOSE] ile DÜZE/SEVİYE
( DOSE vs. LEVEL )
- DOZAJ/DOSAGE[İng.] değil/yerine DOZLAMA/DÜZEM
( Bir bileşiğe ya da bir karışıma girecek madde miktarlarının belirtilmesi. )
- DOZİMETRE/DOSİMETER[İng.] değil/yerine/= IŞINÖLÇER, IŞINÖLÇÜMÜ
- DR. CAVİT BEY YALISI :
( Çayırbaşı'nda askeri iskelenin Büyükdere tarafında ve Pide Ban müessesesinin tam karşısında ve kazıklı yol ile Çayırbaşı caddesi arasında kalan bu tarihi yalı 1990'lı yıllarda bütünü ile yıkılıp eskisine sadık kalınarak yenilendi. Yalının yangın sonucu ortadan kaybolan Kefeliköy otelinin müştemilatı olduğu da söylenmektedir. )
- DR. MUVAFFAK GÖREN YALISI :
( Yeniköy'de Yalılar Caddesi üzerindedir. "Bahçedeki 1897 tarihli çakıl taşlarından da belgelendiği gibi, Sultan II. Abdülhamid (1876 - 1909) döneminde Baron yaptırmış. 1920 yıllarında da Dr. Muvaffak Gören Hamapolos adlı Saraya mensup bir Rum sarraftan satın almış. )
- DR. RASİM BEY YALISI :
( Yeniköy, Köybaşı Caddesi üzerindeki 157 kapı No. lu yalı Dr. Rasim Bey yalısı olarak bilinir. Ancak sahip değiştirdikten sonra Çiller yalısı olarak isimlendirildi. Son sahibi Başbakanlık da yapan Prof. Dr. Tansu Çiller'dir. )
- DRAKE DENKLEMİ İLE FERMİ PARADOKSU İLE YAŞANABİLİR BÖLGE ile/||/<> DÜNYA DIŞI YAŞAM
( Evrendeki yaşam olasılığı kavramları. )
( Formül: N = R* × fp × ne × fl × fi × fc × L )
( Frank Drake tarafından 1961 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- DRAM[Fr. < DRAME]/DRAMA ile TRAJEDİ[Fr. < Yun. TRAGEDIE]
( Sahnede oynanmak için yazılmış oyun, drama. | Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu ya da televizyon filmi. | Tiyatro yazını. | Acıklı olay. İLE Konusunu efsanelerden ya da tarihsel olaylardan alan, acıklı sonuçlarla bağlanan bir tür tiyatro yapıtı, facia. | Üzücü iki [ve üzeri] olmazın biraradalığı. )
- DRAM[Fr. < Yun.] ile DRAMATURGİ[Yun.]
( Dram yazma ve oyun yönetme kurallarını ele alan sanat ve bu sanatın uygulanması. | Tiyatro yapıtları incelemesi. )
- DRAM ile KOMEDİ
( Duyguya yöneliktir. İLE Zekâya yöneliktir. )
- DRAM[Fr. < Yun.] ile MELODRAM[Fr. < Yun.]
( Sahnede oynanmak üzere yazılmış oyun. | Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu türü. | Tiyatro yazını. | Acıklı olay. İLE Yunan trajedilerinde koro başı ile bir oyuncu arasında geçen şarkılı konuşma. | Müzik eşliğinde, oyuncuların sahneye girip çıktığı bir oyun türü. | Çağdaş tiyatroda, hareketli ve duygusal olaylara dayalı bir oyun türü. )
- DRAM ile/değil/yerine/||/<>/> SDRAM
- DRAMA ile DRAM'A
- DRAMATÜRJ/DRAMATÜRG[Fr. < Yun.] -ile
( Tiyatro yapıtı yazan, okuyan. )
- DRAYVIR [İng. < DRİVER] değil/yerine/= SÜRÜCÜ
- DREN/DRAIN[İng.] değil/yerine/= AKITAÇ
- AKAÇ/AKITAÇ/DREN ile/ve/||/<> BOŞALTMA/AKAÇLAMA/DRENAJ[İng. < DRAINAGE]
( Birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç. | Temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan, yeraltı su borusu. İLE/VE/||/<> ... )
- DRİVER İLE PASSENGER İLE CLONAL ile/||/<> MUTASYON TÜRLERİ
( Kanserdeki mutasyon sınıfları. )
( Formül: TMB: Mutasyon/Mb )
- DRONE:
HAVADA ile/ve/||/<> SUDA
(
ile/ve/||/<>
)
- DRUG ile DROG
( Uyuşturucu. İLE İlaç. )
- DRUGLAMAK" ile/değil/yerine DURAKLAMAK
- DS-DA/DOCUMENT LEVEL SENTIMENT ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= BELGE DÜZEYİ DUYGU ÇÖZÜMLEMESİ
- DSA/DİJİTAL SUBTRAKSİYON ANJİYOGRAFİ/DONOR SPECIFIC ANTIGEN | DIGITAL SUBTRACTION ANGIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= VERİCİ ÖZGÜL ANTİJEN | SAYISAL ÇIKARIMLI DAMAR GÖRÜNTÜLEMESİ
- DSP/DATA SCIENCE PYRAMİD[İng.] değil/yerine/= VERİ BİLİMİ PIRAMİDİ
- DSSC İLE PEROVSKİTE İLE ORGANİC PV ile/||/<> GÜNEŞ PİLİ TEKNOLOJİLERİ
( Fotovoltaik enerji dönüşüm sistemleri. )
( Formül: PCE = Pmax/Pin )
- DUA (İLE) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞA (İLE)
- DUA ile/ve/||/<> MAHATMA GANDHI'NİN DUASI
( )
- DUAL SPACE ile/||/<> BİDUAL SPACE
( Dual X* linear functional, bidual X** double dual. )
( Formül: Linear functionals İLE double dual )
- DUAL SPACE ile/||/<> PRİMAL SPACE
( Dual V* lineer fonksiyonlar, primal V orijinal uzay. )
( Formül: Linear functionals İLE original )
- DUAL değil/yerine/= İKİL
- DUALİTE değil/yerine/= EŞLEKLİK/İKİLİK/İKİLLİK/İKİLEM
- DUATEPE MESİRESİ :
( Rumelihisarı'nın en tepe noktasında bulunan Duatepe Parkı semtin en önemli mesiresidir. )
- DUATEPE :
( Rumelihisar'ın üst kısımlarında bulunuyor. Boğaza hakim noktadadır. )
- BAŞ DİPLOMAT[Fr. < DIPLOMATE]/DUAYEN[Fr. < DOYEN] -ile
( Kordiplomatikte başta gelen diplomat. )
itibarı ile 33.765 başlık/FaRk ile birlikte,
33.765 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(34/136)
(1996'dan beri)