Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 33.765 başlık/FaRk ile birlikte,
33.765 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(102/136)


- YEL/RÜZGÂR ile BELÎL[Ar.]

( ... İLE Yağmurlu, serin rüzgâr. | Islanmış şey. )


- YEL/RÜZGÂR ile BORA[İt. < BOREA < Yun.]/BURAN

( ... İLE Genellikle ardından yağmur getiren sert ve geçici rüzgâr. | Birdenbire çıkan fırtına. Pek şiddetli rüzgâr. )


- YEL/RÜZGÂR ile FIRTINA

( WIND vs. STORM )


- RÜZGÂR ile FÖN


- YEL/RÜZGÂR ile HAMSİN[Ar. (Elli-50)]

( ... İLE Sıcak ve kuru rüzgâr. | Erbain'den sonra gelen, 31 Ocak'ta başlayan elli günlük kış dönemi. )


- YEL/RÜZGÂR ile HUSÛM

( ... İLE Sürekli esen rüzgâr, fırtına. )


- YEL/RÜZGÂR ile İMBAT

( ... İLE Yazın, gündüz denizden karaya doğru esen mevsim rüzgârı, deniz yeli. )


- YEL/RÜZGÂR ile ISKARSO

( ... İLE Yelkenleri dolduran rüzgâr. | Büyük Sahra'ya özgü bir rüzgâr. )


- YEL/RÜZGÂR ile KATABATİK

( ... İLE Antarktika'nın Dry Valleys bölgesindeki koşullar katabatik[< Yun.: Alçalan.] rüzgârlardan kaynaklanmaktadır. Bu rüzgârlar, soğuk ve yoğun havanın yerçekimi kuvveti tarafından aşağı doğru çekilmesiyle meydana gelir. Bu rüzgârler saatte 320 km. hıza ulaşarak tüm nemi[su, buz ve kar] buharlaştırır. )


- YEL/RÜZGÂR ile LEVANT

( ... İLE Fransa ve İspanya kıyılarında esen sert bir rüzgâr. )


- YEL/RÜZGÂR ile MİSTRAL

( ... İLE Bir tür rüzgâr. )


- YEL/RÜZGÂR ile PAMPERO

( ... İLE Patagonya'da, şiddetli, soğuk ve hiç dinmeyen rüzgâr. )


- YEL ile/ve/<> PİNEL[İt.]

( ... İLE/VE/<> Rüzgârın estiği yönü göstermek için direk şapkalarının üstüne konulan yelkovan biçimindeki araç. )


- YEL/RÜZGÂR ile PUPA[İt. < POPPA]

( ... İLE Gemiye arkadan esen rüzgâr. | Geminin arkası, kıç. )


- YEL/RÜZGÂR[Ar.] ile SAM/BÂRİH[Ar. çoğ. BEVÂRİH]

( ... İLE Çölden esen yel, samyeli. | Sıcak ve şiddetli yel. )


- RÜZGÂR ile ŞİNUK


- YEL/RÜZGÂR ile TALAZ

( ... İLE Dalga, kasırga. )


- YEL/RÜZGÂR ile TİPİ/BORA/BURAN

( ... İLE/VE Şiddetli kar yağışı, kar fırtınası. )

( WIND vs. BLIZZARD )


- RÜZGÂR ile/değil/yerine/>< YAĞMUR

( "Kapitalisttir". [Zayıf olanı yıkar.] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Komünisttir". [Herkese eşit yağar.] )


- RÜZGÂR[Fars. :Çağ.] değil/yerine/= YEL


- RÜZGÂRIN, KAPI ARALIKLARINDA/N:
"ESMESİ" ile "ÜFÜRMESİ"


- Rüzgârı DİNLE!!!


- RÜZGÂRLI SOKAK VE RÜZGAR ÇIKMAZI SOKAK :

( Maden Mahallesi Tepeüstü mevkiinde bulunan iki sokaktır. Burası tepe olması nedeni ile devamlı rüzgâr aldığından iki sokaktan birine "Rüzgârlı Sokak", diğerine de ""Rüzgâr Çıkmazı Sokak" adı verilmiştir. )


- RUZNAMECİ İBRAHİM EFENDİ ÇEŞMESİ :

( Rumelikavağı'nda İskele Caddesi üzerinde ve yıkılıp harap olan hamamın önündedir (H.1044, M.1634). Bu duvar çeşmesi esas biçimini kaybetmiştir. Kaynak suyu ile beslenen çeşmenin kitabesi şöyledir: La ilahe illallah Muhammeden Resullullah/ Bu çeşmeyi bina iden Ruznameci İbrahim Efendidir". )


- RVAD/RIGHT VENTRICULAR ASSIST DEVICE[İng.] değil/yerine/= SAĞ KARINCIK DESTEK AYGITI, SAĞ VENTRİKÜL DESTEK AYGITI


- RZK >/<> ZKR >/<> KZR

( RIZK > ZİKİR > KAZÛRÂT [~] )

( Doğadan kişiye/hayvana. > Kişide/hayvanda. <> Doğaya. )

( Gıda > Sindirim/işleme[Besin/posa] <> Dışkı/gübre-toprak/su-gıda )


- s. 42 değil 42. s.


- S ile 5 <> Z ile 2


- S HARFİ:
"ES" değil SE


- S İLE P İLE D İLE F İLE G İLE H İLE İ ile/||/<> ORBİTAL TÜRLERİ

( Atomik orbitallerin açısal momentum kuantum sayısına göre sınıflandırılması. )

( Formül: 2(2l+1) elektron kapasitesi )


- Ş. ALAATTİN ELYÜREK PARKI :

( Bahçeköy'dedir, 389,00 m² alan üzerindedir. 85,00 m² yeşil alan, 56,00 m² çocuk oyun alanı, 72,00 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )


- S. S. SARIYER YENİMAHALLE BALIKÇILIK İSTİHSAL VE SATIŞ KOOPERATİFİ (SARIYER MERKEZ SU ÜRÜNLERİ KOOPERATİF)İ :

( 1971 yılında Halit Aslan, Lütfi Bayraktar, İsmail Çınar ve Emir Bayraktar tarafından kuruldu. Uzun süre bu isimle faaliyet gösterdi. Merkez Sarıyer, Büyükdere ve Çayırbaşı'nda kooperatif bulunmadığından yönetim kurulu kararı ile kooperatifin faaliyet alanının genişletilmesi yoluna gidildi ve Tarım Bakanlığına başvuruldu. Bakanlıkça başvuru kabul edildi ve kooperatifin ismi 02.072001'den sonra S.S.Sarıyer Merkez Su Ürünleri Kooperatifi olarak değiştirildi. Kooperatif merkezi Yenimahalle'dedir. (2019 itibariyle) Başkanlığını Bilal Çınar yapmaktadır. )


- S.S. KİREÇBURNU SU ÜRÜNLERİ KOOPERATİFİ :

( Kireçburnu'daki ilk kooperatif S.S. Kireçburnu Su Ürünleri Kooperatifidir. Semtin balıkçıları tarafından kurulmuştur. Kireçburnu balıkçı barınağı (Limanı) kooperatifin kullanımındadır. )


- S.S.RUMELİKAVAK BALIKÇILAR VE SU ÜRÜNLERİ KOOPERATİFİ :

( Bu kooperatif 1971 yılında Ahmet Terzioğlu, Cihan Karadeniz. Alaattin Ayan, Yusuf Aldın, Dursun Çınaroğlu ve Necati Tezioğlu tarafından kuruldu. İlk Başkanı Ahme Terzioğlu'yu takiben Seyfettin Aydın, Mehmet Ayan ve Mert Ayan başkanlık yaptılar. )


- S.S.SORUMLU RUMELİFENERİ SU ÜRÜNLERİ KOOPERATİFİ :

( Rumelifenerli balıkçıların kurduğu bir kooperatif olup faaliyetini devam ettirmektedir. )


- S ile S

( Türk abecesinin yirmi ikinci harfi.[Dişeti ünsüzlerinin, ötümsüzüdür.] İLE Kükürt'ün simgesi. )


- S ile/ve/||/<>/>< SS

( Seve seve. İLE/VE/||/<>/>< "S.ke s.ke."/"S.kile s.kile." )


- S ile Z


- SA NODE ile/||/<> AV NODE

( SA pace maker oto ritim, AV geciktirici. )

( Formül: Initiate İLE delay )


- SÂ' ile SÂ' ile SAA/SİA[Ar. < VÜS'AT] ile -SÂ[Fars.] ile -SÂ/Y[Fars.]

( S harfinin Arapça adı. İLE Bin dirhemlik bir hubûbat ölçeği. İLE Genişlik, bolluk. | Güç, takat. İLE Benzetme edatı olan "âsâ"nın hafifletilmişi.[ANBER-SÂ: Anber gibi. | GAYR-SÂ: Gayır gibi.] İLE "süren/sürücü" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[CEBHE-SÂ: Yüz süren. | CEBÎN-SÂ/Y: Alın süren.] )


- SAADET İŞ OKULU :

( Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak eğitim vermektedir. Büyükdere, Piyasa Caddesi üzerinde ve Sadberg Hanım Müzesi bitişiğinde ve üst yamaçtaki "Celepçiler Köşkü"n de eğitim vermektedir. )


- SAADET ile/ve/||/<>/< BEREKET


- SAADET ile/ve/> SİYÂDET

( HAPPINESS vs./and/> LORDSHIP/SOVEREIGNTY )


- SAÂDET[Ar.] ile SÜREKLİ MUTLULUK

( SÜREKLİ MUTLULUK )


- ŞAAŞA/LI ile ŞAH ŞAHA/LI


- SAAT:
9 ve/||/<>/> 10

( Evde yokuz. VE/||/<>/> Yatağa kon! )


- SÂAT[Ar. çoğ. SÂÂT] ile SÂÂT[Ar. < SÂAT]

( Saat. | Zaman, vakit. | Belirli/muayyen vakit. | Kıyâmet. İLE Saatler. )


- SAAT ile/||/<> MEKANİK

( Altı silindirli mekanik saat )

( Takiyüddin tarafından 1559 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1526-1585) (Ülke: Osmanlı/Şam) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: İstanbul Rasathanesi, astronomi aletleri, optik) )


- SAAT ile/ve SIHHAT(SAĞLIK)

( "SAATLER OLSUN!" değil "SIHHATLER OLSUN!" )


- SAATÇİOĞLU, PROF. DR. FİKRET (BALIKESİR, 1910) :

( İ. Ü. Orman Fakültesi Öğretim Üyesi. İlk ve ortaokulu Balıkesir'de tamamladı (1926). Aynı yıl Orman Mektebi Âlisi'ne (Yüksek Orman Mektebi) girdi. Buradan 1930 da "Birinci dereceden" diploma alarak mezun oldu. Mezuniyetini takiben bir süre Orman Genel Müdürlüğü teşkilatında çalıştı. 1931'de ögrenim ve ihtisas yapmak üzere Almanya'ya gönderildi. Münih Üniversitebi İktisat Fakültesi Ormancılık Bölümünü 1934'te "Pekiyi" derece ile bitirdi. Münih Üniversitesi Silvikültür Kürsüsünde bilimsel çalışmalarına devam etti. "Ladin ve Kayının karışık meşçeredeki karşılıklı büyüme münasebetleri" adlı doktora tezini tamamladı ve "Magna cum Laude" derecezsi ile "Dr. Oec. Publ" ünvanını kazandı. Yunda döndükten sonra 1935'te Yüksek Ziraat Enstitüsü Orman Fakültesi İstanbul kısmına Başasistan atandı. Bu görevde iken askere gitti. Askerliğini takiben kürsüdeki görevine döndü ve "Belgrad Ormanında Meşenin Silvikültür Bakımından Tabi Olacağı Muamele, Ekolojik Esaslar ve Teknik Teklifler" konusundaki tezi ile "Doçenti" ünvanını aldı. 1944'te üçüncü kez askere giderek görevini ifa etti. 1945'te Profesörlüğe yükseltildi. Orman Fakültesinin İstanbul Üniversitesine katılmasından önce 1948'de kadar Yüksek Ziraat Enstitüsü Orman Fakültesi Dekanı olarak ve İstanbul Üniversitesine katılmasından hemen sonra da İ.Ü. Orman Fakültesi Dekanı olarak 2 defa Dekanlık görevi yaptı. Ayrıca 6 kez 2 şer yıl olmak üzere Senatör olarak Orman Fakültesini İstanbul Üniversitesinde temsil etti. Üniversite tarafından Atatürk Devrimleri Araştırma Enstitüsü üyeliğine ve sonra da Enstitü Genel Kurul tarafından Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildi. 1973'te İstanbul Üniversitesi tarafından Türkiye Bilimsel Teknik Araştırma Kurumu Danışma Kuruluna 2 yıl süre ile İ.Ü. Temsilcisi olarak ve yine aynı yıl Ünivesite Senatosu tarafından Unuversitelerarası Kurul üyeliğine seçildi bu görevi Orman Bakanı olan tarihe kadar devam etti.1971 ile 1975 tarihleri arasında Ord. Prof. Dr. Sadı Irmak Kabinesinde Orman Bakanı olarak görev yaptı. Üniversieye döndükten sonra TUBİTAK tarafından 1980 yılı "Hizmet Ödülü" nü aldı. Uluslararası Ormancılık Kurumları Birliği (IUFRO) nin I. Seksiyonu, Türkiye Ormancılar Cemiyeti, Türkiye Orman Mühendisleri Odası, Türkiye Tabiatını Koruma Cemiyeti üyesi ve Türk Biyoloji Derneğinin kurucu üyesi, Türkiye'yi Yeşillendirme Derneği, Sosyal Araştırmalar ve Eğitime Yardım Vakfı üyesidir. Kitapları: Silvikültür I (Silvikültürün biyolojik esasları ve prensipleri, 1969", "Suni Orman Gençleştü - tirmesi ve Ağaçlandırma Tekniği, 1970", "Orman Bakımı (Meşçere yetiştirilmesine ait tedbirler, 1971", "Orman Ağacı Tohumları, Tohum tedariki, saklanması, çimlenme fizyolojisi, kalite kontrolu ile önemli ağaç ve ağaçcık türlerinin tohumu bakımından özellikleri), 1971", "Fidanlık Tekniği, 1976", "Kavak (Populus) Üretme ve Yetiştirme Teakniği, 1948", "Belgrad Ormanına ve Ayancık - Çangal Ormanlarında yapılan tatbikatlar, 1954", "Yirce – Bürmece – Kömürsü ormanlarında yapılan Silvikültür tatbikatı (Ekskürsiyon konLARI), 1962", ""Kavak kitabı (Ord. Prof. Dr. A. Irmak, Prof. Dr. A. Acatay, Prof.Dr. A. Berkel ile birlikte) 1956", "Tarsus – Karabucak mıntıkasında Okaliptüs tesis çalışmalarının 20 yıllık neticeleri üzerine silvikültürel araştırmalar (Doç. Dr. B. Pamay ile birlikte), 1958", ve pek çok sayıda bilimsel inceleme ve makalesi var. )


- SAATİ SAATİNE (TAKİP ETMEK)


- ŞA'B[çoğ. ŞUÛB] ile ŞÂB/ŞÂBB[Ar. < ŞEBÂB | çoğ. ŞÜBBÂN] ile ŞÂB[Fars.]

( Cemaat, taife, kabile. | Kızıldeniz'den çıkarılan dallı budaklı taşlar. | Bölünmüş, parçalanmış şey. | Kafatasındaki çatlaklık. İLE Genç, delikanlı; yiğit. İLE Şap. )


- SABÂ[Ar.] ile ...

( GÜN DOĞUSUNDAN ESEN HAFİF VE LÂTİF RÜZGÂR | TÜRK MÜZİĞİNİN EN ESKİ MAKAMLARINDAN. KENDİ CAZİBESİYLE ÇEKEN, GÖNLÜ ALIP GÖTÜREN (MAKAM) )


- SABA[Ar.] ile SABA

( Türk müziğinde, bir bileşik makam. İLE Kaba-saba. )


- SABAH(/KALKINCA) HAZIRLA(N)MAK ile/yerine AKŞAMDAN(/ÖNCEDEN) HAZIRLA(N)MAK

( Eğer hazırlanmakta başarısız olursanız, başarısız olmaya hazırsınız demektir. )

( TO GET READY IN THE MORNING vs. TO GET READY IN THE LAST EVENING
TO GET READY IN THE LAST EVENING instead of TO GET READY IN THE MORNING )


- OKUMAK:
SABAH ile/ve/||/<>/> AKŞAM ile/ve/||/<>/> YATARKEN/YATMADAN ÖNCE


- SABAH RÜZGÂRI değil SABÂ RÜZGÂRI


- SABAH YEMEĞİ ile SABAH VE ÖĞLE YEMEĞİ(BRANÇ[İng. < BRUNCH])

( ÂB-ÇERÂ ile ... )

( BREAKFAST vs. BReakfastlUNCH )


- SABAH ile/ve/<> SEHER

( ... İLE/VE/<> Tan yeri ağarmadan biraz önceki vakit. )


- SABAHTAN/DEMİNDEN ...):
"... BELLİ" değil ... BERİ


- ŞABAN, İZZETTİN (SARIYER, 1895 - 1975) :

( Sariyer'de doğdu. İlk tahsilini Sarıyer İptidai Mektebinde ve takiben de Mekte - i Tefeyyüz'de yaptı. 1907'de Kumkapı Fransız Mektebinde okudu, lise tahlisini Robert Kolejde tamamladı. 1919'da Darülfünun - u Osman - î'de Tıp eğitimine başlayıp, 1924'te Mekteb - i Tıbbiye'den doktor olarak mezun oldu. 1927 - 1929 yılları arasında Paris'te Akliye ve Asabiye ihtisası sırasında Salpetriere'de Nöroloji, Villejuif Bimarhanesin'de Furus'un yanında Akliye asistanlığı yaptı. Deliliğin Psikolojisi, Psikoanaliz, İlmi Beşer isimli üç Türkçe eseri ayrıca Türk İnkilaplarını tahlil eden Bersam - ı Sa'adet isimli eserini yazdı. "İslam Tıp Tarihi" çevirisini yaptı. Yeni Adam Mecmuasında pek çok makalesi yayınlandı. Tanrı Dağı Mecmuasında yayın heyetinde yer aldı. Toptaşı Tımarhanesi'nde ve sonra da Bakırköy Sinir Hastanesinde altı yıl çalıştıktan sonra Gazi Terbiye Enstitüsünde Muallim, Erzurum ve Zonguldak Numune Hastanelerinde mütehassıs doktor olarak görev yaptı. Milli Eğitim Sağlık Müfettişi son on yıllarda da İstanbul Müzeler ve Kütüphaneler Tabipliği görevinde bulundu ve 1963 yılında kendi isteği ile emekli oldu. Türkiye'de psikanalizin tanıtılmasında öncülük yapmıştı. 1932 yılında Freud'un yayınladığı Imago Dergisinde Merkez Efendi'nin bir rüyasını psikanalitik olarak yorumlayan uzun incelemesi önemli bir yayınlarından biridir. )


- SABAN/PULLUK[Rusça PLOUG] ile SAPAN

( Toprağı sürmek için kullanılan tarım aracı. İLE ... )

( NEVCER ile ... )

( GIBÂZ ile ... )

( PLOUGH ile ... )

( ARATRUM ile ... )

( ARATRO con ... )

( AROTRON ile ... )

( PELEUGH ile ... )


- SABATİER İLE LANGMUİR-HİNSHELWOOD İLE ELEY-RİDEAL ile/||/<> KATALİZ MEKANİZMALARI

( Heterojen kataliz reaksiyon yolları. )

( Formül: r = kθAθB (L-H) )


- SABG[Ar.] ile SÂBİG/A[Ar.] ile SÂBIK[Ar. < SEBK]

( Boyama/boyanma. | Bazı bitki köklerine ispirto, eter gibi şeyler karıştırılarak yapılan ilâç. İLE Tam, uzun, ayrıntılı/tafsilâtlı. İLE Geçici, geçen, geçmiş. | Şimdikinden bir önce memurlukta bulunmuş olan. | İleride bulunan, zamanca/rütbece önde bulunan. )


- SÂBİ' ile SABÎ

( Yıldızlara tapanlardan sebea'lı. İLE Henüz memeden kesilmemiş eril çocuk. | Üç yaşını tamamlamamış eril çocuk. )


- SÂBİ'[Ar.] ile SÂBİ'/SÂBİA[Ar.] ile SABÎ[Ar. çoğ. ASBİYE, SIBYÂN, SIBVÂN, SABYE, SIBYE, SUBYE] ile SABÎH[Ar.]

( Yıldızlara tapanlardan sebea'lı. İLE Yedinci. İLE Henüz memeden kesilmemiş eril çocuk. | Üç yaşını tamamlamamış eril çocuk. İLE ... )


- SABÎH[Ar. < SUBH] ile SÂBİH[Ar. < SİBÂHAT]

( Güzel, şirin, lâtif. İLE Yüzen, yüzücü. )


- SÂBÎHA[Ar. < SİBÂHAT] ile SÂBİHÂT[Ar. < SÂBÎHA]

( Gemi. İLE Gemiler. | Yıldızlar. | İmanlıların ruhları. )


- SÂBIK[Ar.] ile SÂDIK[Ar.]

( Önceki. İLE Sadakatli. | Doğru, gerçek. )


- SÂBIKAN[Ar.] ile SÂBIKÎN[Ar. < SÂBIK]

( Daha önce, bundan önce. İLE Geçmişler, önce gelmiş olanlar. )


- SABIN değil SABUN


- SABIR:
"BEKLEME BECERİSİ" değil BEKLERKEN, DOĞRU DAVRANIŞ SERGİLEME


- SABIR DİLEMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÂFİYET DİLEMEK


- SABIR ile ...'A KATLANMAK


- SABIR ile/ve ANLAYIŞ

( PATIENCE vs./and UNDERSTANDING )


- SABIR ile/ve/değil/<>/ne yazık ki ÇIKAR


- SABIR ve/<> HİZMET


- SABIR ile KAYITSIZLIK/İLGİSİZLİK


- SABIR ile/ve SEBÂT

( Allah'ın adlarının sonuncusudur. )

( PATIENCE vs./and PERSEVERANCE )


- SABIR ve/<> TAVIR/TUTUM

( Hiçbir şeyin yokken gösterdiğin. VE/<> Her şeyin varken sergilediğin. )


- SABIRLI KİŞİLER:
GEMİLERİ YAKAN ile/ve/değil/||/<>/> LİMANLARI YAKAN


- SABİT/CONSTANT değil/yerine/= DURGAN/DURAĞAN


- SABİTFİKİR ile/ve/> TAKINTI ile/ve/> TAASSUB/NEVROZ

( Bir "düşüncenin", yerinden oynatılamazlığı. İLE/VE/> Sabitfikre, duygunun da katılması (ile). İLE/VE/> Sinirlilik/asabileşme ve çeşitli türlerde tepkisellikler. )


- SÂBİT[Ar. < SEBÂT, SÜBÛT] ile Sâbit[Ar.]

( Hareketsiz, kımıldamayan, yerinde duran. | İspat edilmiş, anlaşılmış. İLE Ünlü Türk şairlerindendir.[ö. 1716, h. 1124] )


- SABİT YÖRÜNGE(GEO) ile/ve/||/<> DÜŞÜK DÜNYA YÖRÜNGESİ(LEO) ile/ve/||/<> ORTA DÜNYA YÖRÜNGESİ(MEO) ile/ve/||/<> KUTUPSAL YÖRÜNGE VE GÜNEŞ EŞZAMANLI YÖRÜNGE(SSO) ile/ve/||/<> AKTARIM YÖRÜNGELERİ VE SABİT KONUMSAL AKTARIM YÖRÜNGESİ(GTO) ile/ve/||/<> LAGRANGE NOKTALARI(L)


- SABİT ile/ve DEĞİŞMEYEN

( FIXED vs./and INVARIABLE )


- SABİT ile/ve/||/<> DONMA


- SABİT ile/ve/değil HAREKET NOKTASI

( [not] FIXED vs./and/but MOTION POINT )


- SABİT ile İLİŞKİ

( FIXED vs. RELATION )


- SABİT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SADIK


- SABİT ile/ve TEK

( FIXED vs./and UNIQUE )


- SABİT ile ZÂBİT

( Sabitleyen kişi/şey. İLE Tutan, saklayan, zabteden kişi/şey. | Rütbesi, teğmenden, binbaşıya kadar olan asker, subay. | Yönetme gücü olan, dediğini yaptıran. )


- SABİTLEME ile/ve/<> İSTİKRAR


- SABİTLEMEK ile OTURTMAK


- SABİTLER:
YER ÇEKİMİ ile/ve/||/<> IŞIK ile/ve/||/<> PLANCK


- SABİT/LER ile/ve/<> DEĞİŞKEN/LER

( FIXES vs./and/<> VARIABLES )


- SABİT/LİK ile/ve DÖNÜŞTÜRÜLEMEZ/LİK

( FIXED vs./and UNTRANSFORABILITY/NESS )


- [ne yazık ki]
!SABOTAJ[Fr.] ile !KOMPLO[Fr. COMPLOT] ile !KUMPAS/KOMPAS[Fr. COMPAS] ile !MANİPLE[Fr.]

( Baltalama. [Fransa'daki işçilerin, haklarını almak/savunmak üzere tepki olarak ayaklarındaki saboları[tahta ayakkabı], makinelerin içine atmasıyla] İLE Birine, bir kuruluşa karşı, toplu olarak alınan, gizli karar. | Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir tasar. İLE Dizicilerin, harfleri, satır durumuna getirirken, içine yerleştirdikleri ayarlanabilir demir yuva. | Gizli bir iş, düzen hazırlamak. İLE Telgraf imlerini göndermek için bir devredeki akımı kesmekte ya da yeniden vermekte kullanılan aygıt. | Roma ordusunda, 60 ya da 120 erden ibaret bölük. | Bazı papazların ayinlerde sol kolun bileğine yakın taktığı süslü şerit. )

( !SABOTAGE vs. !CONSPIRACY vs. !PLOT vs. !MANIPLE )


- SABRİ ARTAM CAMİİ :

( Hayırsever Sabri Artam tarafından Bahçeköy Beldesi'nin Kemer mahallesinde inşâ edilen ve Osmanlı mimarı tarzında bir cami olup, tarihi özelliği yoktur. )


- SABRI OLMAYAN ile/ve/değil/yerine/&gt;/<>/>< RÂZI OLAN

( İntizar eden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>/<>/>< Zevk eden. )


- SABRI SINAMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<> SABRI ZORLAMAK


- SABUN ile/||/<> DETERJAN

( Sabun doğal yağlardan İLE deterjan sentetik )

( Formül: Yağ + Baz → Sabun İLE Petrol türevleri )


- SABUN ile/ve ŞAMPUAN

( Sabun ile ilgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( )

( BERHÛH ile/ve ... )

( SOAP vs./and SHAMPOO )


- SABUNCU İSKELESİ :

( Sarıyer balıkçı barınağının (Taşiskelesi) batı kısmında küçük bir iskele idi. Küçük balıkçı kayıkları ile mangal kömürü taşıyan küçük tekneler bu iskeleye yanaşıyordu. Rıhtım tanzim ve çevre düzenlemesi sırasında 1999'da bu iskele de ortadan kaldırıldı. )


- SAÇ:
AT KUYRUK ile/ve TOPUZ

( [Daha çok] Günlük yaşamda. İLE/VE [Daha çok] Özel toplantılarda. )

( İkisi de alımlıdır/etkileyicidir. )


- SAÇ EKİMİNDE:
MİKROMOTOR ile FUE İĞNESİ

( )


- SAÇ RENGİ AÇMADA:
SOMBRE ile/değil/||/<> OMBRE

( En fazla 4 ton açık renk yeğlenebilir. İLE Saçın doğal tonundan 7 ton daha açık renkler yeğlenebilir.[Saçların doğal rengi fark etmeksizin çok farklı tonda uygulanabilmektedir.] )


- SAÇ ile A'SAC

( ... İLE Saçı, alnı üzerine dökülmüş. )


- SAÇ ile BELİK/BÖLÜK

( ... İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü. )


- SAÇ ile/değil SAC ile/değil SAÇ

( Baş derisini kaplayan kıllar. İLE Yassı demir çelik ürünü. | Bu nesneden yapılmış dışbükey pişirme aracı. | Sactan yapılmış olan. İLE Kuyrukluyıldız çekirdeğini saran, ışıklı gazyuvarı. )


- SAÇ ile/||/<> SEÇ

( Gelişigüzel ayırmak[dağılmışlar arasından]. İLE/||/<> Beğenip ayırmak[derilmişler arasından]. )


- SAÇ ile/ve/<> TIRNAK

( Saç ve tırnaklar ölümden sonra uzamazlar! [Ölümde gövde su kaybettiğinden dolayı deri sıkılaşır, bu da saç ve tırnağın uzadığı yanılgısına neden olur.] )

( "Saç, sefadan; tırnak, cefadan uzar." )

( Baş derisini kaplayan kıllar. İLE İnsanda ve çoğu omurgalı hayvanda parmak uclarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka. | Kanca gibi araçların kıvrık yeri. | Gemi demirinin ucundaki yassı parça. | Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar. | Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılan dişlerin her biri. | Kanun çalmakta kullanılan mızrap. | Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski. | Tırnak işareti. )

( ŞA'R ile/ve/<> ZIFR )


- SAÇ ile ZAÇ[Ar.]

( ... İLE Kükürtle demir bileşimlerinden biri. )


- SAÇAK ile SAÇAK

( Bazı giyim eşyalarında ya da döşemeliklerde, kumaş kenarlarına dikilen, süslü iplikten püskül. | Kenarlardaki iplik püskülü. İLE Bir yapının herhangi bir bölümünü, güneş ve yağmurdan koruması için, o bölümden dışa taşkın ve altı boşta olarak yapılan örtü. İLE Bir gaz ortama yerleştirilen ve yüksek bir gizilgüç verilen bir nesnenin yüzeyinde oluşan ışık olayı. )


- SAÇAKBULUT/SIRRUS[Lat.] ile/ve KÜMÜLONİMBUS

( En üst/yüksek bulut katmanı. İLE/VE En alt [dokuzuncu] bulut katmanı. )

( Sirrus bulutları, 12.000 m. yükseklikte, ince bir tabakadır. Gökyüzünde tamamen buzdan oluşan tek buluttur. [Yerkürenin ısısını düzenlemeye yardımcı olur.] )


- SACHER-MASOCH ile/ve/||/<>/> RICHARD FREIER von KRAFT-EBING ile/ve/||/<>/> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> THEODOR REIK ile/ve/||/<>/> JACQUES LACAN ile/ve/||/<>/> GILLES DELUZE

( [Mazoşizm Üzerine Kitaplar/ı...]
1870'te. İLE/VE/||/<>/> 1886[Eşeyselliğin Psikopatolojisi] İLE/VE/||/<>/> 1905[Eşeysellik Kuramı Üzerine Üç Deneme], 1920[Haz İlkesinin Ötesinde], 1924[Mazoşizmin Ekonomik Sorunu] İLE/VE/||/<>/> 1957[konuşması], 1973[Aşk ve Şehvet Üzerine] İLE/VE/||/<>/> 1964[XI. Seminer] İLE/VE/||/<>/> 1967[Sacher-Masoch'un Sunumu] )


- SAÇI KEL değil KAFASI KEL


- SAÇILIM ile/değil/yerine/>< AÇILIM


- SAÇLARIN BEYAZLAMASI:
YASTAN ile/değil/yerine YAŞTAN


- SAÇMA = ABES = ABSURD[İng., Alm.] = ABSURDE[Fr.] = ABSURDO/DA[İsp.]


- [ne yazık ki]
SAÇMA ile/ve/değil/||/<> BAĞLANTISIZ


- SAÇMALAMAK ile/ve DENSİZLİK[< TENG/LİG]


- SAÇMALAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< SAYGISIZLAŞMAK


- SAÇMA/LIK:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI ile/ve/ne yazık ki/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ/SUSKUNLUĞU


- SAÇMALIK ile AHMAKLIK


- SAÇMALIK ile/ve/değil/||/<>/> KISIR DÖNGÜ


- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR:
BİÇİMSİZ ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK ile/ve/||/<> SALDIRI ile/ve/||/<> KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA ile/ve/||/<> TARTIŞMALI NEDEN ile/ve/||/<> İSTATİSTİKSEL HATA ile/ve/||/<> ŞAŞIRTMA ile/ve/||/<> YETKEYE BAŞVURMA ile/ve/||/<> DUYGULARA BAŞVURMA ile/ve/||/<> KIYASLAMA HATALARI ile/ve/||/<> SINIFLANDIRMA HATALARI

( BİÇİMSİZ SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR
( INFORMAL FALLACIES vs./and/||/<> FALLACIES )

BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )

SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )

KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KISIR DÖNGÜ ile/ve/||/<> İLGİSİZ AMAÇ ile/ve/||/<> İLGİSİZ SONUÇ ile/ve/||/<> İDDİAYI ZAYIFLATMA ile/ve/||/<> KONUYU SAPTIRMA
( BEGGING THE QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF IRRELEVANT PURPOSE vs./and/||/<> IRRELEVANT CONCLUSION vs./and/||/<> FALLACY OF STRAW-MAN vs./and/||/<> FALLACY OF RED HERRING )

TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )

İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ
( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )

ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )

YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> GENETİK
( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> GENETIC FALLACY )

DUYGULARA BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: TEHDİT ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> ÖNYARGILI DİL ile/ve/||/<> MAZERET
( ARGUMENT FROM FORCE vs./and/||/<> ARGUMENT TO PITY vs./and/||/<> PREJUDICIAL LANGUAGE vs./and/||/<> FALLACY OF SPECIAL PLEADING )

SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR
( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )

KIYASLAMA HATALARI: GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )

SINIFLANDIRMA HATALARI: BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME
( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION ) )


- SAÇMA(LIK)LAR / SAFSATALAR ile/değil/yerine FaRkLaR

( Sözcükler: "SEN ..." / "SEN DE ..." ile başlatılan/saldırılan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: Tartışmada, öteki kişinin söz ve hareketlerini, kendi görüşünü savunmada kanıt olarak kullanma. | "Bir savın doğruluğunun, savı geliştiren kişinin, kişiliği ile ilgisi olduğu" "savı". | Bir kişinin önerileri yerine, önerinin reddedilmesini sağlamak üzere, kişiye sövülerek yapılan saldırı.
Örnek: - "Senin müdür hakkında söylediklerini duydum. Nankör adam! Sen müdürün o kadar ekmeğini yedin!"
- "...yı şu yaptıysa doğrudur/yanlıştır."
- "...yı savunuyorsa ahlâksızın tekiymiş."
Lat./İng.: ARGUMENTUM AD HOMINEM

* Tanım/açıklama: Tepkisel indirgemecilik.
Örnek:
- ... sorununun bu hâle gelmesinin toplumsal, ekonomik, politik bir sürü nedeni var.
- "Terör örgütünü mü savunuyorsun bana?!..."
İng.: STRAW MAN

Sözcük: "ONA BAKARSAN ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Ortak özellik gösteren iki önermenin birbiriyle aynı olması ya da birbirine çok benzemesi gerektiği" "savı". ZAYIF BENZETME
Örnek: "Osmanlı İmparatorluğu da tıpkı Roma İmparatorluğu gibi parçalanmıştır."
İng.: WEAK ANALOGY

Sözcük: "HERKES ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Çoğunluğun benimsediğinin doğru olduğu" "savı".
Örnek: " 'Herkes' ona oy verdiğine göre yaptıkları da doğrudur."
Lat.: ARGUMENTUM AD POPULUM

Sözcük: "DEMEK Kİ ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Zaman içinde, önce gerçekleşen bir olgunun, onu izleyen başka bir olgunun nedeni olması gerektiği" "savı".
Örnek: "Güneş tutulmasından sonra deprem oldu. Demek ki depremin nedeni güneş tutulmasıdır."
Lat.: POST HOC ERGO PROPTER HOC

Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "SONUÇTA ..." / "TEMELDE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Tersi kanıtlanamayanın doğru olduğu" "savı".
Örnek: "UFO'ların dünyayı ziyaret etmediği yolunda hiçbir kanıt yoktur. Demek ki ediyorlar."
Lat.: ARGUMENTUM AD IGNORANTIAM

Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "ZATEN ..." ile başlayan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: "Bağlantı, ilişki ya da ortak özelliklerin, mutlaka neden-sonuç ilişkisi içinde olduğu" "savı".
Örnek: "Genç kızlar, çok çikolata yiyor. Genç kızlarda sivilce çok görülüyor. Demek ki, sivilcenin nedeni çikolatadır."
Lat.: CUM HOC ERGO PROPTER HOC

* Tanım/açıklama: "Geleneksel olanın doğru olduğu" "savı".
Örnek 1: "...'yı öldürmemiz gerekiyor. Çünkü töre böyle."
Örnek 2: "Bunca yıldır böyle yapılıyor. Demek ki doğrudur."
Lat.: ARGUMENTUM AD TRADITIO / ANTIQUITATEM

* Tanım/açıklama: "Bir tartışmanın taraflarından birinin sessiz kalmasının, sessiz kalan tarafın tartışılan konuda bilgisi olmadığını, haksız olduğunu ya da yanıldığını kabullenmesi anlamına geldiği" "savı".
Örnek: "Sükût, ikrardan gelir! Türk atasözü."
Örnek:
- Sanık, sorguda susma hakkını kullanmıştır!
- "Suçsuzsa neden sussun ki?! Kalkıp açık açık, 'Ben suçsuzum!' derdi suçlu olmasaydı!"
Lat.: ARGUMENTUM EX SILENTIO

Sözcükler: "DEMEK Kİ ..." / "BELKİ DE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Sorunun ardında yatan varsayımların doğru olduğu" "savı". YÜKLÜ SORU
Örnek:
- Uyuşturucu kullanmaktan ne zaman vazgeçtin?
- Vazgeçmedim!
- Demek ki hâlâ kullanıyorsun?!...
- Hayır, hiç kullanmadım!
- "Ama vazgeçmediğini itiraf ettin!"
İng.: LOADED QUESTION

Sözcükler: "TEMELDE ..." / "HİÇ" / "HEP" ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: Döngüsel nedensellik. Kendi kendini "kanıtlayan" önerme.
Örnek: "O, tembeldir. Çünkü çalışmayı hiç sevmez."
Örnek: "Yalancı değilim. O nedenle, tüm söylediklerim doğrudur."
Örnek: "Sudan hafif maddeler yüzerler. Çünkü batmazlar."
Lat.: PETITIO PRINCIPII
İng.: BEGGING THE QUESTION

Sözcükler: "NASILSA ..." ile başlayan "tanımlar".
* Tanım/açıklama: "Ünlülerin/güçlülerin/zenginlerin söylediklerinin doğru ya da yoksulların söylediklerinin yanlış olduğu" "savı".
Örnek 1: "... bunu söylüyorsa doğrudur."
Örnek 2: "O beş parasızın teki! Söylediklerine kim inanır!?..."
Lat.: ARGUMENTUM AD CRUMENAM

* Tanım/açıklama: "Yoksulların söylediklerinin doğru ya da zenginlerin söylediklerinin yanlış olduğu" "savı".
Örnek: "Adamın beş parası yok ki çapkınlık yapabilsin!"
Örnek: "Adamın milyonları var. Güya eşini hiç aldatmamış!"
Lat.: ARGUMENTUM AD LAZARUM

* Tanım/açıklama: "Acınacak durumda olmanın ya da çaresizliğin, söylenilen ya da yapılanların yanlışlığına ağır bastığı" "savı".
Örnek: "Adam ayakta duramayacak denli yaşlı ve hasta. Bence geçmişte yaptıklarından sorumlu tutulmasına artık gerek kalmamalı."
Lat.: ARGUMENTUM AD MISERICORIDIAM

Sözcükler: "İLLE DE" / "TEMELDE ..." ile başlayan "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Yalnızca iki seçeneğin var olduğu savı." YANLIŞ İKİLEM.
Örnek: "Ya çözümün bir parçasısındır ya da sorunun!"
İng.: BIFURCATION

Sözcükler: "ELİMDE DEĞİL ..." / "NE BİLEYİM ..." sözlerinin eklendiği "tanımlar".
Tanım/açıklama: "Güç"/"zayıflık" kullanımı.
Örnek: "Ders kitaplarında yazılanlar doğrudur. Eğer yanlış dersem öğretmen beni sınıfta bırakır."
Lat.: ARGUMENTUM AD BACULUM


Az kullanılması gerekenleri ve kullanırken çok dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!! )

( http://www.nku.edu/~garns/165/ppt3_2.html

http://courses.washington.edu/spcmu/334/fallacies.html )

( Safsata Türleri )

( [not] FALLACY vs./but DiFfeReNCeS
DiFfeReNCeS instead of FALLACY )

( KIYÂS-I BÂTIL ile/değil/yerine FURKAN )

( SAFSATA ile/değil FURKAN )


- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR

( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )


- SAÇ-SAKAL (BİRBİRİNE KARIŞMIŞ)

( Bakımsızlığı, özensizliği betimler. )


- SÂD/SÂDD[Ar. < SEDD] ile SÂD ile SA'D ile SAD ile SAD[Fars.]

( Kapayan, örten. | Aksu, göz perdesi. İLE Göz ağrısı/hastalığı. İLE Kutluluk. | Uğur. | Kutlu, uğurlu.[SA'D-ÜD-DÎN/SÂDETTİN: Dini uğurlu, kutlu kılan.] İLE Osmanlı ve Arap abecesinin onyedinci harfidir.[ebced hesabında 90 sayısının karşılığıdır] İLE Yüz/100. )


- ŞÂD[Fars.] değil/yerine/= NEŞELİ, SEVİNÇLİ


- SADÂ ve/<> EDÂ


- SÂDÂD ile EFENDİLER

( EFENDİLER )


- SADAKA DAĞITMAK ile/ve/||/değil/yerine/< HAKSIZLIKLARI ORTADAN KALDIRMAK


- SADAKA ile ISKAT[Ar.]

( ... İLE Düşürme, aşağı atma. | Düşürülme. | Ölenlerin, kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka. )


- SADÂKAT VE BAĞLILIK ve/||/<> FARKINDALIK VE ADÂLET ve/||/<> EDEB VE HAYÂ ve/||/<> FETA VE GÖNÜL

( HZ. EBÛ-BEKİR SIDDÎK ve/||/<> HZ. ÖMER el-FÂRUK/HATTÂB ve/||/<> HZ. OSMAN ZİNNUREYN ve/||/<> HZ. İMÂM-I ALİ )

( Çocukluk. VE/||/<> Gençlik. VE/||/<> Yetişkinlik. VE/||/<> Olgunluk. )


- SADÂKAT ile/ve/<> BAĞLILIK


- SADAKAT[Ar. < SADAKA]["ka" uzun okunur] ile SADÂKAT[Ar. < SIDK]

( Sadakalar. | Müslümanların ellerinde bulunan ve fakirlere/düşkünlere verilen üç maldan biri. İLE Dostluk, içten bağlılık, vefâlılık. Doğruluk, yürek doğruluğu. )


- SADÂKAT ile/değil/yerine SAF BAKIŞ


- SADÂKAT ile/ve SÜREKLİLİK

( LOYALTY vs./and CONTINUITY )


- SADÂKAT ile/ve/<> VEFÂ

( ... İLE/VE/<> Sadakatin zirvesi. )


- SADAKAYI:
SAKAT DİLENCİYE VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< YOKSUL FİLOZOFA VER(E)MEMEK

( Bir gün, kötürüm ya da kör olmaktan korktuklarından, "gözünden/gördüklerinden akıllı" olmalarından dolayı. İLE Gün gelip de, felsefenin içinde olacaklarını düşünememekten dolayı. )


- ŞÂDÂN ile SEVİNÇLİ, NEŞELİ, ZEVKLİ | ŞAD KİŞİLER

( SEVİNÇLİ, NEŞELİ, KEYİFLİ | ŞAD KİMSELER )


- SADBERG HANIM MÜZESİ :

( Büyükdere, Piyasa Caddesi üzerindeki tarihi Azaryan Yalısı 1954'te Vehbi Koç tarafından satın alınarak karısı Sadberg Hanım'ın adına müze olarak açıldı. Bina eskisine sadık kalınarak yenilendi. Yandaki küçük yalı da alınarak müzeye dahil edildi. Müze iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm (Büyük bina, Azaryan yalısı); ikinci bölüm küçük bina. Büyük binada sanat tarihi; ikinci binada ise arkeolojik eserler sergilenmektedir. )


- SADBERK ile ...

( YÜZ(100) GÜL )


- SADDLE-NODE İLE HOPF İLE PİTCHFORK İLE TRANSCRİTİCAL ile/||/<> BİFURKASYON TÜRLERİ

( Parametre değişiminde davranış değişimi. )

( Formül: ẋ = μ ± x² (saddle-node) )


- SÂDE[Fars.]/SÂF[Ar.] değil/yerine/= ARI/YALIN


- SÂDE[Ar. < SEYYİD] ile SÂDE[Ar. < SÂDEC/SÂZEC]/YALIN[Ar.]

( Seyyidler. İLE Düz, basit, yalın, gösterişsiz. | Süssüz. | Karışıksız, katkısız. | Derin düşünemeyen, bön, saf adam. | Yalnız, ancak. | Arasına, içine peynir vb. konulmamış hamur. )


- SADECE KENDİ DENEYİMİNİ "YEĞLEMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< ÖTEKİNE (DE) İNANMAK

( Bazıları, gökyüzünde 300 trilyon yıldız olduğunu söylerseniz inanır/kabul eder ama "Şu masa, boyalı!" derseniz gidip önce bir eller.

Sen söylersin, dinlemez; doktor söyler, anında yapar.

"Köleleştirirsin", aldırmaz; "köle" dersin, "kaldırmaz". )


- SADECE ..., SADECE ..., SADECE ... (DEĞİL) değil/yerine/= TEK BİR ŞEY (DEĞİL)


- SADED[Ar.] değil/yerine/= ASIL

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. )


- SADED[Ar.] ile ÖZET

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. İLE ... )


- SADED[Ar.] ile SONUÇ

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. İLE ... )


- SADEDE GELMEK değil/yerine/= KONUYA DÖNMEK


- SADEFE[Ar.]/SCALE[İng.]/ÉCAILLE[Fr.] ile PUL

( Balık pulu. )


- SADELEŞTİRME ile ÇEVİRİ


- SADELİK ve/||/<> DAYANÇ(SABIR) ve/||/<> ŞEFKÂT ve/||/<> MERHAMET

( SIMPLICITY and/||/<> PATIENCE and/||/<> COMPASSION and/||/<> MERCY )


- ŞÂDÎ[Ar. < ŞEDÂ] ile ŞÂDÎ[Fars.]

( Mahkeme hademesi, mübaşir. | Zamanında, sultan sarayına odun götüren yeniçeri, odun ambarı memuru. | Nağme ile şiir okuyan. | İlimden, edebiyattan payı olan. | Torba oğlanı, Acemi Ocağı neferi. İLE Memnuniyet, sevinçlilik, gönül ferahlığı. )


- SADIK AHMET PARKI :

( Tarabya Mahallesindedir. Tarabya parkına yeni düzenleme yapılmış ve ismi de Dr. Sadık Ahmet Parkı olarak değiştirilmiştir. 2.396,68 m²'lik bir alan üzerindedir. 824,25 m²'lik bir yeşil alanı, 69,76 m²'lik çocuk oyun alanı ve ayrıca tesis bulunmaktadır. )


- SADIK GÜNEY PARKI :

( Bahçeköy'dedir. 650,00 m²'lik bir alanı kapsar, 250,00 m²'lik yeşil alanı, 88,00 m²'lik çocuk oyun alanı ve 50,00 m²'lik spor alanı vardır. )


- SADIK HOCA MAHALLE MEKTEBİ :

( Rumelikavağı'ndaki ilk özel okul Sadık Hoca Mahalle Mektebi idi. Bu okulda yıllarca eğitim verildi. Türk ordusunun iki mareşalinden biri olan M. Fevzi Çakmak, Sadık Hoca'nın Mahalle Mektebinde okudu. )


- SADIK TOMAK PARKI :

( Bahçeköy'dedir. 600,00 m²'lik bir alan üzerinde yapılmıştır. 200,00 m²'lik yeşil alanı, 100,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )


- SADIR ile SÂDIR

( Göğüs/sine. | Yürek/kalp. | Kazaskerlere verilen san. | Sadrazam sözcüğünün, kısa söylenişi. İLE Çıkan, görünen. )


- SADRAZAM TORUNU değil SADRAZAM'IN SOL TAŞAĞI


- SADRİ ALIŞIK HOŞGÖRÜ PARKI :

( Ferahevler Mahallesindedir. 2.177,00 m²'lik bir alanı kapsar, 1.633,00 m² yeşil alan, 230,00 m² çocuk oyun alanı ve 148,00 m² de spor alanı bulunmaktadır. )


- SAF İLE UYGULAMALI ile/||/<> MATEMATİK İKİLİĞİ

( Kuramk ve pratik matematik. )

( Formül: Teori ↔ Uygulama )


- SAF KÜLTÜR TEKNİĞİ ile/||/<> KARIŞIK KÜLTÜR

( Saf kültür tek tür mikroorganizma içerir İLE karışık kültür birden fazla tür içerir. Koch agar plak yöntemi ile saf kültür elde etti İLE bu sayede bakterileri tek tek inceledi. Saf kültür bakteriyolojinin temel tekniğidir. )

( Robert Koch tarafından 1881 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1843-1910) (Ülke: Almanya) (Alan: Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Bakteriyel hastalık teorisi, Koch postülatları, bakteriyel kültür teknikleri) )


- SAF ile/ve/< SADE[Fars. < SÂZEC]

( Bir maddenin, kavramın ve/ya da ...'nın kendi özünden/doğasından uzaklaşmadığı kadar ve dışarıdan etkilenmediği derecede bulunduğu hal. İLE/VE Bir maddenin ve/ya da kavramın etkilendiği dış faktörlerin olabildiğince alt seviyede/kıvamda tutulup, fazlalılığa/aşırılığa/lükse gitmeme/kaçmama hali. )

( Sadelikten şaşmamak doğrudur. )

( Saflaşın, dikkatli ve uyanık olun, hazır bulunun. )

( Be pure, be alert, keep ready. )

( PURE vs./and SIMPLE )


- SAF ile SÂF


- SAF ile/ve/değil/||/<> SAFA YATAN


- SAF ... değil SALT ...


- SAFAHAT ile SEFAHAT

( Evreler, safhalar. İLE Eğlenceye düşkünlük. | Uçarılık. )


- ŞAFAK[Ar. < ŞEFAK] değil/yerine/= TAN

( Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık. )


- ŞAFAK ile/ve/||/<> KOZMİK ŞAFAK


- SAFDİL[Fars.] ile/= SAFDERUN[Fars.]

( Kolayca aldatılan. )


- SAFF[Ar. çoğ. SUFÛF] ile SÂF[Ar.]

( Dizi, sıra. İLE Sade, arı, katıksız. | Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen. )


- SAFHA ile/değil/yerine AŞAMA


- SAFHINI BELİRLEMEK/BİLMEK ile/ve SAF OLMAK/KALMAK


- SAFİ BABA :

( Horasan'dan İstanbul kuşatmasında bulunmak için gelen Cihat Erlerinden biridir. Ayrıca Çamlıca da İvaz Baba, Beykoz da Yuşa'a Tepesinde Arkam Baba, Eyüp Sultan tepesinde Karyağdı Baba, Sütlücede Kömürcü Evliyası, Yedikule'de Eryek Baba, Merdivenköy de Şahkulu Sultan, Yıldız Baba Yıldız Hamamı mevkiinde, Tezveren Dede, Vezirhanı altında Ali Baba (Fatih Erlerindendir), Ayasofya'da Sancaktar Baba, Ayasofya'daki hamamın dibinde Salcı Baba yine aynı yerde Şücâüddin ve Cihangir'de Sakabaşı cihat erlerindendir. Safi Baba ve diğerleri İstanbul'un fethinden sonra erenlerden sayılmışlar, çoğu Bektaşi efsanelerine geçmiştir. )


- ŞÂFİ'[Ar. < ŞEFÂAT] ile ŞÂFÎ[Ar. < ŞİFÂ] ile ŞÂFİÎ[Ar.] ile ŞÂFİÎ[Ar.]

( Şefaat eden, hatalı kişinin affı için araya girip yalvaran. İLE Hastayı iyi eden, şifa veren. | Yeter görünen, kifâyet eden. İLE İmam-ı Şâfiî mezhebinden olan kişi. İLE Dört mezhepten birinin imamı olan kişi. [İdris][Hicrî: 150 - 204] )


- SÂFİL[Ar.] ile SÂFİL[Ar.]

( Aşağı, alçak. İLE Çökelek, tortu. )


- SÂFİR[Ar. < SEFER | çoğ. SÜFFÂR] ile SAFÎR[Ar.]

( Yola çıkmaya hazır, yolcu. | Yazıcı, kâtip. İLE Islık. | İnce, güzel ses. | Islığımsı ses. | Gök yakut. )


- SÂFİYET AHLÂKI ile/ve/> İRFAN AHLÂKI ile/ve/> AŞK AHLÂKI

( Saflaşmadıkça, kapı/lar açılmaz. )

( MORALS OF PURITY vs./and MORALS OF WISDOM vs./and MORALS OF LOVE )


- SAFİYET ve/||/<> SAMİMİYET


- SAFLAŞMA ile/ve/> İNCELME

( PURIFY vs./and/> TO BE REFINED )


- SAFLAŞMA ile/ve/değil/yerine/<> YALINLAŞMA


- SAF/LAŞTIRILMIŞ AKIL ile/ve/= NİYET ile/ve/= KALP

( PURIFIED REASON vs./and INTENTION = HEART )


- SAFLIK ile HOŞGÖRÜ

( PURITY vs. TOLERANCE )


- SAF/LIK ile/ve/değil İYİ NİYETLİ/LİK


- SAF/LIK ile KATIŞIKSIZ/LIK, KATIKSIZLIK

( PURE vs. UNADULTERATED )


- SAFLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<> TESLİMİYET


- SÂF/SAFF[Ar. çoğ. SUFÛF] ile SÂF/SÂFÎ[Ar. < SAFÂ, SAFVET] ile SAFH[Ar.]

( Dizi, sıra, camide cemaatin sırası. İLE Temiz, katkısız, karışık olmayan, halis. | Bön, kolay aldanabilen, kurnazlığa aklı ermeyen. İLE Yüz çevirme. | Affetme, suç bağışlama.[AFV] )


- SAFSATA ile HURÂFE


- SAFSATA ile/ve/||/<> TATAVA

( Boş, temelsiz, asılsız söz. İLE/VE/||/<> Çok fazla söz. )


- SAFSATA ile TOTOLOJİ

( Belirli bir niyet üzere uyarlanmışlık da vardır. İLE ... )


- ŞAFT[İng. SHAFT] ile ŞAFT

( Bir makinenin dönme hareketini, öteki parçalara aktaran ve ucuna dişli çarklar, tekerlekler ya da pervane bağlanan demir mil. İLE Bilardoda, ıstaka çeşidi. )


- SAĞ AKCİĞER ile/ve SOL AKCİĞER

( 3 bölüm[lob] vardır.[üst-orta-alt] İLE/VE 2 bölüm[lob] vardır.[üst-alt] )


- SAĞ/SOL BEYİN değil SAĞ/SOL YARIMKÜRE


- SAĞ ile/ve/||/<>/> SELÂMET

( Sen. İLE/VE/||/<>/> Ben. )


- SAĞ ile ZAĞ/KILAĞI

( ... İLE Taş üzerinde bilenen bir kesici aracın, keskin yüzüne yapışan ve aracın iyi kesebilmesi için yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları. )


- SAĞALTIM AMAÇLI ile/ve/değil/||/<>/> GELİŞ(TİR)ME AMAÇLI


- SAĞALTIM/PSİKOTERAPİ ile/ve/||/<> ANALİTİK SAĞALTIM/PSİKOTERAPİ

( )


- SAĞALTIM ile/ve/değil/||/<>/< DAYANIŞMA


- SAĞANAK ile/ve BORAN

( Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren, şiddetli yağmur. İLE/VE Yel, şimşek ve gökgürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava. )


- SAĞANAQ[Azr.] = KASNAK, ÇEMBER[Tr.]


- SAĞAR ile/değil SAĞIR

( Sağma işlemi yapan. İLE/DEĞİL Duymayan/işitmeyen kişi. )


- SAĞDUYU ve/<> DENGE


- SAĞDUYU ile DUYARLILIK

( AKL-I/HİSS-İ SELÎM ile HASSASİYET )


- SAĞDUYU ile/ve/||/<> SAĞGÖRÜ

( Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği. | Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü. İLE/VE/||/<> Gerçekleri, yanılmadan görebilme yeteneği. )


- SAĞÎR/SAGİR[Ar.] ile/değil/||/<>/> SAĞIR[Ar.]

( Küçük, ufak. | Ergenlik çağına gelmemiş, bülûğa ermemiş, velî ya da vasîye muhtaç çocuk. | Ayırt edemeyen. | Zelil ve aşağılık kişi. İLE/DEĞİL/||/<>/> Duymayan. )


- SAĞÎR ile/||/<> SAĞİRE

( Küçük yaşta erkek. İLE/||/<> Küçük yaşta kadın. )


- SÜSLEME!:
"SAĞIRA" ve/||/<> "KÖRE"

( Sözünü. VE/||/<> Yüzünü. )

( Yorma dilini. VE/||/<> Süsleme sözlerini.
[Köre yormam dilimi, sağıra süslemem sözlerimi.] )


- SAGİTAL EKSEN/SAGITTAL AXIS[İng.] değil/yerine/= ÖN-ARKA EKSEN


- SAGİTTARİUS A* (SGR A*) ile/||/<> M87 KARA DELİĞİ

( Sgr A* Samanyolu merkezinde 4 milyon güneş kütlesi İLE M87 kara deliği 6,5 milyar güneş kütlesidir. Sgr A* 26 bin ışık yılı uzakta İLE M87 55 milyon ışık yılı uzaktır. İki kara delik EHT tarafından görüntülendi İLE süper kütleli kara deliklerin kanıtıdır. )

( Andrea Ghez tarafından 2020 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1965-) (Ülke: ABD) (Alan: Astronomi) (Önemli katkıları: Samanyolu merkezindeki süper kütleli kara delik (Sgr A*) gözlemi, Nobel Ödülü (2020)) )


- SAĞLAM ZİHİN ve/||/<>/>/< SAĞLAM GÖVDE

( Sağlam anlık[zihin], sağlam gövdede bulunur. VE/||/<>/>/< Sağlam gövde, sağlam anlıkta[zihinde] bulunur. )


- SAĞLAM, CEMİL (...) :

( Bir dönem Yenimahalle muhtarı olarak görev yaptı. )


- SAĞLIK BAKANLIĞI TARABYA AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ :

( Tarabya Caddesi bayırı üzerindedir. )


- SAĞLIK:
"HİZMET" ile/ve/değil/||/<>/< HAK


- SAĞLIK ve/||/<>/< SÜREKLİLİK


- SAĞLIKLI/SAĞLIKSIZ ... değil/yerine ORANTILI/ORANTISIZ ...


- SAĞLIKLI YAŞAM YÜRÜYÜŞ PARKURU :

( Kireçburnu - Tarabya ve Kireçburnu –Kefeliköy arasındaki sahil boyu sağlıklı yaşam ve yürüyüş parkuru Boğaziçi'nin en iyi parkurlarından biridir. Bu parkur Yeniköy'den Sarıyer Orduevine kadar gitmektedir. )


- SAĞYA değil SAĞA


- ŞAH AKORD ile/ve ŞAH ÂHENK


- ŞAH MAT değil/yerine/= HAN DÜŞER


- SAH/SAHÂ[Ar.] ile SAH/SAHH[Ar. < SIHHAT]

( Cömertlik, elaçıklığı. İLE "doğrudur, yanlışsızdır" anlamına, resmî yazılara konulan bir işaret. )


- SAH/SAK SUBARAKNOİT HEMORAJİ/SUBARACHNOID HEMORRHAGE[İng.] değil/yerine/= SUBARAKNOİT KANAMA


- ŞAH değil/yerine/&gt;&lt;/< AH

( Mazlumun "AH"ı; indirir, "ŞAH"ı. )


- ŞAH[Fars.] ile ŞAH

( İran ya da Afgan hükümdarı. | Satranç oyununda, her yönde tek hane gidebilen en önemli taş. | Alevilik, Bektaşilik'te, Pîr. | Benzerlerine oranla en üstün, en güzel, en iyi. İLE Atın, ön ayaklarını yerden keserek arka ayakları üstünde ayakta durması. )


- SÂHA[Ar.]/SEKTÖR[Fr.] ile BÖLÜM/KESİM/ALAN

( SECTOR vs. ZONE/AREA )


- SAHA değil SÂHA


- SAHÂ'[Ar.] ile SÂHA[Ar. çoğ. SÂH, SÂHÂT]

( Cömertlik, elaçıklığı. İLE Alan, meydan, avlu. )


- ŞAHAB/ŞİHÂB[Ar.]/METEOR(İT) değil/yerine/= GÖKTAŞI

( Havayuvarı içinde oluşan sıcaklık değişmeleri, yel, yıldırım, yağmur, dolu gibi olaylara verilen ad. | Akanyıldız. )


- SAHÂBE/ASHAB ile/ve/> TÂBİİN ile/ve/> TEBE-İ TÂBİÎN

( Hz. Muhammed'in döneminde yaşamış ve onu görmüş olanlar. İLE/VE/> Hz. Muhammed'i görmüş olanları görenler. İLE/VE/> Hz. Muhammed'i görmüş olanları görenleri görenler. )


- SAHAF < SAHHAF


- SAHAFLAR ÇARŞISI < FESÇİLER ÇARŞISI


- SAHAK MESROP ERMENİ İLKOKULU :

( Yenimahalle Dalyan Sokaktaki Ermeni Sahap Mesrop Ermeni İlkokulu uzun yıllar eğitim verdi. Ermeni cemaat azalınca okulda öğrenim ve eğitim verilemez oldu. Okul kapalı durumdadır. Okul binası ahşap olup tarihi niteliktedir. )


- SAHAN ile ŞAHAN[< ŞAHİN]

( Tencere. İLE [Fars.] Şahlar, sultanlar/padişahlar. | Şahin. )


- ŞÂHÂNE ile ...

( Padişah'ın kullandığı herşey bu adla birlikte kullanılırdı. [Padişah'ın "Minder-i Şâhânesi" gibi.] )


- ŞAHANE değil/yerine/= ÇOK GÜZEL, EŞSİZ, GÖRKEMLİ


- ŞAHAP[Ar. < ŞİHÂB] değil/yerine/= AĞMA/AKAN YILDIZ


- SAHARÎ[Ar.] ile SAHÂRÎ[Ar. < SAHRÂ]

( Kaya ile ilgili, kaya cinsinden. İLE Çöller, sahrâlar, kırlar. )


- SAHB[Ar.] ile SAHB[Ar. < SÂHİB]

( Gürültü, patırtı etme. İLE Yakın dostlar, sahipler. )


- ŞAHESER[Ar.] değil/yerine/= BAŞYAPIT


- SAHÎ[Ar.] ile SÂHÎ[Ar. < SEHV]

( Cömert, eliaçık. İLE Yanılan, hata işleyen. )


- SÂHİB[Ar.] ile KARÎN[Ar.]


- SAHİBİ OLMAK ile/değil/yerine PARÇASI OLMAK


- SAHİBİNE SORULMADAN/İZİN ALINMADAN KİŞİLERİN (ÖZEL) EŞYALARINA DOKUNULMAZ!


- SAHİBİSİ" değil SAHİBİ


- SAHİCİ ile/ve/||/<>/< SAHİH[Ar. < SIHHAT]

( Sahte olmayan, gerçek, yapma karşıtı. İLE/VE/||/<>/< Sağlıklı olmak, gerçek olmak. )

Bugün[16 Kasım 2025]
itibarı ile 33.765 başlık/FaRk ile birlikte,
33.765 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(102/136)