Bugün[25 Ekim 2025]
itibarı ile 24.306 başlık/FaRk ile birlikte,
24.306 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(68/99)


- ÖNAL, RECEP (ELAZIĞ, 1952 - 2007) :

( İstanbulspor'dan transfer edildi ve beş sezon (1971 - 1976) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 83 lig, 4 kupa ve 1 turnuva maçı olmak üzere 88 resmi ve ayrıca 46 özel maçla birlikte 134 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 5 ve özel maçlarda 10 olmak üzere takımına 15 gol kazandırdı. Elazığspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )


- ONAY (ALMAK)/ONAYLAMAK ile/ve/değil/yerine OLUR (ALMAK)/OLURLAMAK


- ONAYLAMA(MA) ile/ve/||/<>/> AYNALAMA(MA)


- ONAY/LAMA(MA)K ile/ve/değil/yerine/<> DESTEK/LEME(ME)K


- ONAYLANIRLIK ile/ve/||/<> KABUL EDİLİRLİK


- ONAYLAYICI SÖZCÜKLER ve/||/<>/> HİZMET EYLEMLERİ ve/||/<>/> FİZİKSEL TEMAS


- ONBİR BOYUT ile/ve/||/<> "PARALEL EVRENLER"


- ÖNCE:
ALICI(MÜŞTERİ) değil ÇALIŞAN


- [önce] İÇ YÜZ(Ü) ve/<> [sonra] SON SÖZ(Ü)

( [önce] Öğren/bil. VE/<> [sonra] Söyle. )


- Önce susmayı öğren! sonra KONUŞ!!!


- [önce] UMUT" sonra UNUT!"


- [önce] YORUM ile/ve/sonra/> AŞIRI YORUM

( YORUM VE AŞIRI Y0RUM (UMBERTO ECO) kitabını okumanızı salık veririz.
)

( INTERPRETATION/COMMENT vs. EXCESSIVE INTERPRETATION/COMMENT )


- ÖNCEKİ ile/ve SONRAKİ

( AKDEM[< KADÎM] ile/ve ÂHİR )

( BEFORE vs./and LATER )


- ÖNCEL >< ARDIL


- ÖNCEL ile ÖNCÜL


- ÖNCELİK'İ:
TELEFONA/MESAJA VERMEK değil/yerine ORTAMA/ÇEVREYE/TOPLANTIYA/KİŞİLERE VERMEK


- ÖNCELİK ve/||/<>/>/< İNCELİK


- ÖNCELİK ile/ve/değil/||/<>/< MERKEZÎ


- ÖNCELİK ile/ve/değil/||/<>/< PAYLAŞILMIŞ ÖNCELİK


- ÖNCELİK = PRIORITY/PRECEDENCE[İng.] = [Fr.] = [Alm.] = [İt.] = [İsp.]


- ÖNCELİK ile/ve/||/<>/< ZORUNLULUK


- OKUMAK:
TEKRAR TEKRAR -ile/ve


- ÖNCELİKLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- ÖNCELİK/LER ile/ve ÖZLEM/LER


- (ÖNCELİKLİ/ÖNEMLİ/[ÖNCEKİ] OLMAZSA OLMAZ)
KAVRAM ÇİFTLERİ:

ÖNCELİK ve/||/<>/> SONRALIK
ve/||/<>
VAR OLAN ve/||/<>/> BİLGİ
ve/||/<>
NESNE/TEK ve/||/<>/> ÖTEKİ/LER
ve/||/<>
SÜREÇ ve/||/<>/> SONUÇ
ve/||/<>
YÖNTEM/USÛL ve/||/<>/> İÇERİK/ESAS
ve/||/<>
BAĞLAM ve/||/<>/> ANLAM
ve/||/<>
ÇÖZÜMLEME ve/||/<>/> ÇÖZÜM
ve/||/<>
ÖNCÜL ve/||/<>/> ÖNERME
ve/||/<>
SAYGI ve/||/<>/> SEVGİ
[en az %99 ve/||/<>/> en az %1]
ve/||/<>
US/AKIL ve/||/<>/> ANLIK/ZEKÂ
ve/||/<>
EMİK/BEYİN ve/||/<>/> ANLIK/ZİHİN
ve/||/<>
DİRENÇ/İHTİYÂR ve/||/<>/> İSTENÇ/İRÂDE
ve/||/<>
DEVİM/HAREKET ve/||/<>/> ZAMAN
ve/||/<>
AN ve/||/<>/> ZAMAN

( Düşünme, konuşmak ve yaşamak üzere bilinmesi ve uygulanması gereken öncelikli ve olmazsa olmaz kavram çiftleri... [önceki olmadan sonraki olmaz!] )


- ÖNCELİK/Lİ ile/ve/değil/yerine AYRICALIK/LI

( [not] PRIORITY vs./and/but PRIVILEGED
PRIVILEGED instead of PRIORITY )


- ÖNCELİKLİ ile/ve/değil ÖNCELİKLERLE ÖRTÜŞEN


- ÖNCESİ-SONRASI [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- ÖNCE/Sİ ve/<> BİLİNC/İ


- ÖNCE/Sİ ile/ve (...) SONRA/SI["SORA/SORNA" değil!]

( BEFORE [...] vs./and AFTER [...] )


- ÖNCESİ-SONRASI:
TEKERLEK ve YELKEN ve YAZI


- ÖNCÜ, ATIL (ANK.) 1930) :

( Öğrenimini tamamladıktan sonra İktisatçı olarak iş hayatına atıldı. Çeşitli şirketlerde üst düzey yöneticilik yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )


- ÖNCÜ ve/||/<> İNCİ


- ÖNCÜ ile/ve/||/<> ÖNCÜL


- ÖNCÜ ile/ve/değil/||/<> ÖNE GEÇEN/ÇIKAN


- ÖNCÜLLER = MUKADDEMAT = PREMISS[İng.] = PRÉMISSES[Fr.] = PRÄMISSE[Alm.] = PRAEMISSA[Lat.] = ESTABLECIMIENTO[İsp.]


- ÖNCÜLÜK ETMEK ile VESİLE OLMAK


- ÖNDE GELEN ile/ve/değil DİKKATE DEĞER


- ÖNDE OLAN/OLMASI GEREKEN:
EŞEYSELLİK(ERİLLİK/DİŞİLLİK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVGİ


- ÖNDER:
YARATICI ile/ve/değil/||/<>/< NARSİSİST


- ÖNDER ile/ve/değil/||/<>/< ATILGAN


- ÖNDER ile/ve/||/<>/> MİLLET

( Taşın arkasına saklanırsa. İLE/VE/||/<>/> Dağın arkasına saklanır. )


- ÖNDERLER":
"MELEK" ile/ve/||/<> "İNSAN"

( Daha kötüleriyle kıyaslanınca. İLE/VE/||/<> Daha iyileriyle kıyaslanınca. )


- ÖNDERLİK BUNALIMI/KRİZİ ile/ve/<> ÖZERKLİK BUNALIMI/KRİZİ


- ÖNDER/LİK ile/ve ÖNCÜ/LÜK

( )


- ONDÜLE[Fr.] değil/yerine/= DALGALI / KIVRIMLI / KIVRILMIŞ


- ÖNEM VERMEK / ÖNEMLİ GÖRMEK
ile/ve/||/<>/>
ÖNCELİKLİ GÖRMEK


- ÖNEM VERMEK ile DEĞER/DESTEK VERMEK

( GIVING IMPORTANCE vs. TO VALUE/SUPPORT )


- ÖNEM/DEĞER VERMEMEK ile/ve ÖNEMSİZ/DEĞERSİZ GÖRMEK

( "NOT TO GIVE IMPORTANCE/VALUE" vs./and "TO SEE AS UNIMPORTANT/WORTHLESS" )


- ÖNEM ile/ve/<> ANLAM

( IMPORTANCE vs./and/<> MEANING )


- ÖNEM ile/ve/<> DEĞER

( IMPORTANCE vs./and/<> VALUE/WORTH )


- ÖNEM/DEĞER ile "ÖLÇÜSÜ"

( Sayılması olanaklı şeyler, her zaman önemli olmayabilir. İLE Önemli şeyler ise her zaman sayılamayabilir. )


- ÖNEMLİ GÖRMEK ile ÖNEMLİ KILMAK


- ÖNEMLİ(ÖNCELİKLİ) ile/ve/değil/yerine/<>/>< DEĞERLİ

( Siyaset ve ticaretin itibar ettiği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< İlim ve irfanın itibar ettiği. )

( [not] IMPORTANT(PRIOR) vs./and/but/<>/>< PRECIOUS/VALUABLE
PRECIOUS/VALUABLE instead of IMPORTANT(PRIOR) )


- ÖNEMLİ ile/ve İLGİNÇ

( IMPORTANT vs./and INTERESTING )


- ÖNEMLİ ile/ve/<> ÜZERİNDE DURULMASI GEREKEN


- ÖNEMSEMEK ile/ve/||/<>/> BENİMSEMEK


- ÖNEMSEMEK ile CİDDİYE ALMAK


- [ne yazık ki]
ÖNEMSE(ME)MEK ile/ve/değil/||/<>/< ÇIKAR(SIZLIK)


- ÖNEMSİZ/LİK ile GÖZDEN DÜŞ(ÜR)ME


- ÖNERGE ile/değil ÖNERME


- ÖNERİ ile/ve/||/<> "YOL GÖSTERMEK"


- ÖNERME = KAZİYE = PROPOSITION[İng., Fr.] = LEHRSATZ[Alm.] = PROPOSITIO[Lat.] = PROPOSICION[İsp.]


- ÖNERMEK ile/değil ÖNE SÜRMEK


- ÖNERMEK ile/ve YÖNLENDİRMEK


- ONG[Çigil] ile ONGAMUK/ONGAMUQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sağ. [ONG ELİG: Sağ el.] İLE Sağ elini kullanan kişi. )


- ÖNGÖREBİLDİĞİMİZ ...:
ORANDA ile/ve/||/<> DOĞRULTUDA


- ÖNGÖRÜ ile/ve/||/<>/> ÖNERME

( vs./and/||/<> PROPOSITION )


- ÖNGÖRÜ ile/ve/||/<> SEZGİ


- ÖNGÖRÜ ile ÜÇÜNCÜ GÖZ

( FORSIGHT/PREDICTION vs. THIRD EYE )


- ÖNGÖRÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİR/LİK


- ÖNGÖRÜMÜZ ...:
BİR YILLIK İSE ile/ve/değil/||/<>/>/<
ON YILLIK İSE ile/ve/değil/||/<>/>/<
YÜZ YILLIK İSE

( Tohum ekelim. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Fidan dikelim. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Çocuk eğitelim. )


- ÖNGÖRÜSÜZLÜK ile/ve/< BİLGİSİZLİK/CEHALET

( CEHALET: Dönüp dolaşmak, sabitesi olmamak. )

( Cehalet diye bir şey yoktur, yalnızca dikkatsizlik ve ilgisizlik vardır. )

( Cehalet neden acı verici olsun? Acı verici durumlar ve sonu gelmez yanılgıların kaynağı olan arzu ve korkunun kökeninde o vardır. )

( Kederin nedeni, cehalettir. Mutluluk anlayışı izler. )

( Bilgisizliğin belirtisi, adâletsizlik ve trajediye olan inancın derinliğidir. )

( Üzüntü, zihinsel bir acıdır (ıstırap) ve acı, mutlaka dikkat ister. Ona dikkatinizi verdiğinizde, çağrı durur ve cehalet sorunu da kaybolur. )

( Bilmeyene yaraşan ceza, bilen birinden öğrenmektir. )

( Bilgisizlik, öğrenim ile de öğrenilir. )

( Meğer, cehalet, esaretten betermiş. )

( Cehalet, tahsil ile tahsil olunur. )

( There is nothing like ignorance, only inattention.
Why should ignorance be painful? It is at the root of all desire and fear, which are painful states and the source of endless errors.
Ignorance causes sorrow. Happiness follows understanding.
Worry is mental pain and pain is invariably a call for attention. The moment you give attention, the call for it ceases and the question of ignorance dissolves. )

( FORESIGHTLESSNESS vs./and/< IGNORANCE )


- ONGUN/ARMA[İt.] ve TUĞRA

( Bir devletin, bir hanedanın ya da bir kentin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf ya da biçim. | Bir kuruluşun simgesi olarak kabul edilen simge. | Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı. İLE Osmanlı sultanlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan simgeselleşmiş işaret. | Tura. )


- ONGUN ile ONGUN/TOTEM[Fr.]

( Çok verimli, bol, eksiksiz. | Yarar duruma gelmiş, | bayındır. | Mutlu. | Kutlu, uğurlu. İLE İlkel toplumlarda topluluğun kendinden türediği sanılarak kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. doğal nesne ya da olay. | Arma[İt.]. )


- ONİKOFAJİ değil/yerine/= TIRNAK KEMİRME


- ÖNİŞ, YUSUF ZİYA (İST. 1892 - 1960) :

( Galatasaray'da futbola başladı. Tahsil için İsviçre'ye gittiğinde Servette takımında oynadı. Yurda döndüğünde İsviçre'den beraberinde getirdiği yönetmelikleri Türkçe'ye çevirerek İdman Cemiyetleri İttifakının kurulmasına öncülük etti.1923'te ilk futbol federasyonunun kurulması çalışmalarına katıldı ve ilk başkanı olarak görev yaptı. 1926'ya kadar bu görevi üç kez üstlendi. 1933'te Galatasaray'dan ayrılarak çok büyük başarılar elde eden Güneş Kulübü'nü kurdu ve 1938'e kadar bu kulüp başkanlığını yaptı. Güneş Kulübü'nün kapanması üzerine tekrar Galatasaray'a döndü ve 1950 - 1952 döneminde başkanlığını yaptı. İşinin ehli ve çok otoriter olması nedeniyle "İmparator" lakabıyla anılan Yusuf Ziya Öniş, yalısının bulunduğu Sarıyer'in adını taşıdığı kulüpte Fahri Başkanlık yaptı. vefâtından sonra Sarıyer Stadına "Yusuf Ziya Öniş Stadı" ismi verildi. )


- ONKOGEN İLE TÜMÖR SUPRESÖR İLE DNA TAMİR ile/||/<> KANSER GENLERİ

( Kanser gelişiminde rol oynayan gen türleri. )

( Formül: p53: "Genomun koruyucusu" )


- ONLAR ...:
"ANLARLARSA" değil ANLARSA

( Çoğuldan sonra tekrar çoğul eki gerekmez/fazlalıktır. )


- ONLA/ŞUNLA-BUNLA değil ONUNLA/ŞUNUNLA-BUNUNLA


- ÖNLEM ALMALI:
SEL ALMADAN ile/ve/||/<> YEL ALMADAN ile/ve/||/<> TOPRAK ALMADAN ile/ve/||/<> ALEV ALMADAN


- ÖNLEME:
GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL

( Topluma yönelik.[Koruma amacıyla.] İLE/VE/||/<> Kişiye yönelik.[Engel olabilmek üzere.] )

( Olumlu ya da olumsuz durumlar için. )


- ÖNLEME ile BASTIRMA

( TO PREVENT vs./and TO SURPASS )


- ÖNLEMEK ile/ve/||/<> ÖNÜNE GEÇMEK


- ÖNLENEBİLİR ile/ve/değil/||/<>/>/< ÖNGÖRÜLDÜĞÜNDE ÖNLENEBİLİR


- TIP/HEKİMLİK:
ÖNLEYİCİ ile/ve/||/<>/> KORUYUCU ile/ve/||/<>/> TEDAVİ


- ÖNLÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> TULUM


- [not] (ONLY) TO TALK THE PROBLEMS vs./and TO SEARCH/FIND SOLUTION FOR PROBLEMS


- ONMAK/ONAR ile/ve/||/<> ONAMAK

( Daha iyi bir duruma girmek, salah bulmak. | Eksiği kalmayıp gönül ferahlığına ermek, mutlu olmak. | Sayrılıktan, dertten kurtulmak, şifa bulmak, felâh bulmak, iflâh olmak. İLE Uygun bulma. )

( ONMAZ: İyilişme olanağı bulunmayan. )


- ÖNSEZİ = HİS-İ KABL EL-VUKÛ = PRESENTIMENT[İng., Fr.] = AHNUNG[Alm.]


- ONU DÜŞÜNMEK/HİSSETMEK ile/ve ONUN GİBİ DÜŞÜNMEK/HİSSETMEK

( Sevgi. İLE AŞK. )

( Sevgi. İLE Koşulsuz Sevgi. )


- ONU(/BENİ/SENİ) "BÖLMEK/KESMEK" değil SÖZÜ/KONUYU/AKIŞI "BÖLMEK/KESMEK"


- ÖNÜMÜZÜ AÇAN ile/ve/<> UFKUMUZU GENİŞLETEN


- ONUN-BUNUN PEŞİNDEN KOŞ(MAK) ile/değil/yerine ONUN PEŞİNDEN KOŞ!


- ONUN-BUNUN (SÖZÜYLE HAREKET ETMEK)


- ONUN/SENİN) GÜZELLİĞİNE BAKMAK ile/değil/yerine GÜZELLİĞE BAKMAK


- ÖNÜ/NDE-SONU/NDA [ENİNDE-SONUNDA değildir!]


- Önünü-Ardını düşün de KONUŞ!!!


- ONUR ve/||/<>/>/< FARKINDALIK


- ONUR = HAYSİYET = DIGNITY[İng.] = DIGNITÉ (HUMAINE)[Fr.] = WÜRDE, MENSCHENWÜRDE[Alm.] = DIGNITAS[Lat.] = DIGNIDAD[İsp.]


- ÖNYARGI ile/ve/||/<> GENELLEME

( Ne kadar genelleme yapılıyorsa düşünce de o derece yoktur. )

( PREJUDICE vs./and/||/<> GENERALIZATION )


- [ne yazık ki]
ÖNYARGI ile/ve/||/<> KUŞKU


- ÖNYARGI ile/ve/değil/yerine ÖN ANLAMA

( [not] PREJUDICE vs./and/but PRE-UNDERSTAND
PRE-UNDERSTAND instead of PREJUDICE )


- ÖNYARGI ile/değil/yerine/>< ÖNGÖRÜ


- ÖNYARGI = PEŞİN HÜKÜM, FİKR-İ BATIL, İTİKAT-I BATIL = PREJUDICE[İng.] = PRÉJUGÉ[Fr.] = VORURTEIL[Alm.] = PRAEJUDICIUM[Lat.] = PERJUICIO[İsp.]


- ÖNYARGI ile/ve SAPLANTI

( PREJUDICE vs./and OBSESSION )

( ... ile/ve ZHI )


- ÖNYARGI ile/ve/değil/||/<>/> SONUÇ ODAKLILIK


- ÖNYARGI ile TESPİT

( PREJUDICE vs. TO DETERMINE )


- ÖNYARGILARINI DÜZENLEMEK ile/değil/yerine/>< DÜŞÜNMEK


- ÖNYARGILARINI YENİDEN DÜZENLEMEK ile/değil/yerine DÜŞÜNMEK


- OP-/OPTO- ile/||/<> -OPSİS/OPHTHALM-/OPHTHALMO- ile/||/<> -OPİA ile/||/<> -OPSİA/-OPSİS/-OPSY ile/||/<> -OPY ile/||/<> CERAT-/CERATO-/KERA-/KERAT-/KERATO- ile/||/<> OCUL-/OCULİ-/OCULO- ile/||/<> CORE-/CORO-/-CORİA ile/||/<> PHAC-/PHACO- ile/||/<> ANİSOKORİ ile/||/<> DACRY-/DACRYO- ile/||/<> LACRİMO-/LACHRYMO- ile/||/<> CYCL-/CYCLO- ile/||/<> TARS-/TARSO- ile/||/<> İRİD-/İRİDO- ile/||/<> CANTH-/CANTHO- ile/||/<> BLEPHAR-/BLEPHARO-/-BLEPHARON ile/||/<> -SCOPE/-SCOPİC/-SCOPY ile/||/<> PHOR-/-PHORE/-PHORİA/PHORO-/-PHOROUS ile/||/<> ASTHENO-

( Görme, optik. İLE/||/<> Göz. İLE/||/<> Göz, göz kusuru ile ilgili. İLE/||/<> Özel görme ya da görünüm tipi ile ilgili. İLE/||/<> Boynuzsu doku | Kornea. İLE/||/<> Göz, gözle ilgili, göze ait. İLE/||/<> Lens ya da göz merceği ile ilgili. İLE/||/<> Göz bebekleri/Pupiller ile ilgili. İLE/||/<> Göz bebeklerinin farklı büyüklükte olması. İLE/||/<> Göz yaşları ile ilgili. İLE/||/<> Gözyaşı ve ilgili yapılarla ilgili. İLE/||/<> Devir, halka, daire, dairesel, gözün silier nesnesi ile ilgili. İLE/||/<> Göz kapaklarının kenarları ile ilgili, ayağın tarsal bölümü ile ilgili. İLE/||/<> İris. İLE/||/<> Gözün köşeleri ile ilgili, kontusla ilgili. İLE/||/<> Göz kapakları, kirpiklerle ilgili. | Göz kapağı hastalıkları ile ilgili. İLE/||/<> İnceleme için kullanılan araç, görmeyi sağlayan araç, görme, inceleme. İLE/||/<> Taşıyan, yüklenen, görme ekseninin dönmesi. İLE/||/<> Güçsüzlük, zayıflık [astenopi: Göz yorgunluğu]. )


- OPEN(NESS) vs./and APPROPRIATE(NESS)


- OPERA BİNASI <>/< SERGİ EVİ

( Ankara'da. )


- OPERON ile/||/<> REGULON

( Operon tek promotor çoklu gen İLE regulon çoklu operondur )

( Formül: lac İLE trp SOS )


- ÖPMEK:
DUDAĞINDAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YANAĞINDAN

( (")Seviyorsa/k("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Çok seviyorsa/k. )


- ÖPMEK ile ÖPÜLMEK ile ÖPÜŞMEK


- OPTİCAL TWEEZERS İLE AFM İLE MAGNETİC TWEEZERS ile/||/<> KUVVET SPEKTROSKOPİSİ

( Biyomoleküllere kuvvet uygulama. )

( Formül: F = kx (pN) )


- OPTİK DİSK/OPTIC DISK[İng.] değil/yerine/= KÖR NOKTA


- OPTİMİZM/NİKBİNLİK değil/yerine/= İYİMSERLİK


- OPTOGENETİCS İLE MAGNETOGENETİCS İLE CHEMOGENETİCS ile/||/<> HÜCRE KONTROLÜ

( Uzaktan hücre aktivitesi kontrolü. )

( Formül: λ = 470 nm (ChR2) )


- OPU = ÜSTÜBEÇ/İSFÎDÂC[Ar.]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- ÖPÜP KOKLAMA


- ORADA-BURADA (DOLAŞMAK, TAKILMAK, YAŞAMAK)


- ORADAN ile/ve/||/<> BURADAN


- ORAK/KALIÇ / ORGAK/ORGAQ[dvnlgttrk] ile/ve/değil TIRPAN[Yun.]/BAŞTAR[< dvnlgttrk]

( Sapı kısa olan. İLE/VE/DEĞİL Sapı uzun olan. )

( Yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin, ot vb. biçme aracı. | Ekin biçme zamanı. | Ekin, ot vb. biçme işi. İLE/VE/DEĞİL Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak. | Güreşte devirmek amacıyla rakibin ayak bileklerine hızla ayak vurarak yapılan bir oyun. )

( DÂS, DÂSE ile/ve/değil ... )


- ORAN/LI, (/ORANSIZ) ile/ve DENGE/Lİ, (/DENGESİZ)


- ORAN/TI/LI/LIK / NİSBÎ ile/ve/<> GÖRELİ/LİK / İZÂFİYET

( PROPORTION vs./and/<> RELATIVITY )


- [ne yazık ki]
ORANTISIZ GÜÇ ve/||/<>/< KÖR ŞİDDET


- ORANTISIZ GÜÇ ile/ve/||/<> ORANTISIZ HOŞGÖRÜ


- ORANTISIZ ÖFKE ile/değil/yerine ÖFKE


- ORANTISIZ ŞİDDET ve/<> ORANTISIZ GÜÇ


- [ne yazık ki]
ORANTISIZ (YORUM) ile AŞIRI (YORUM)


- ÖRDEK ile DODO

( ... İLE 1700'de soyu tamamen tükenmiştir. )

( ... İLE 1865'te, Alice Harikalar Diyarı'nda kitabında görülene kadar unutulmuştu. )

( DUCK vs. DODO
[Hollanda'lılar] ... ile WALGVOGEL )

( ANAS cum RABHUS CUCULLATUS )


- ORDI[< ORMAK/ORMAQ] ile ORDU ile ORDU ile ORDU/FERRAŞ ile ORDU ile ORDU/ARDUTAL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir tarlayı ya da başka bir şeyi biçmek. İLE Bir Hakan'ın yaşadığı yer/yapı [sarayı].[KAŞGAR = ORDU KENT/ORDU KEND: Hakan'ların oturduğu kent.] İLE Balâsâgün yakınlarında bir yer. İLE Hakan'ın kalacağı yeri, yatağını düzenleyen, derleyen toplayan kişi. İLE Bir hayvanın yeraltındaki yuvası.[Sıçanın kovuğu, gelinciğin deliği] İLE Hamamotu.[Tüy dökücü bir nesnenin yapımında kullanılır.] )


- ORDU ile ORDU

( En üst askeri birlik. İLE Karadeniz'de bir il. )


- ORDUEVİ :

( Yenimahalle Pazarbaşı mevkiindeki ve deniz kenarındadır. Burada daha önceleri iki katlı bir dalyan evi bulunuyordu. Bu alan bilahare Deniz astsubay Orduevi olarak hizmet vermeye başladı. Kampus içinde misafirhanesi, restaurantı, çay bahçesi, gazinosu ile plajı ile hizmet veren bir orduevidir. )


- ÖREK ile ÖREKE

( Başıboş gezen hayvan sürüsü. İLE Eğrilmekte olan keten gibi şeylerin tutturulduğu, bir ucu çatal değnek. | Ebelerin gebelere doğum yaptırmak üzere bacakları ayırarak doğum yaptırmaya yaran oturağı. | [mecaz, argo] Dişil eşeysel örgeni benzetmesi. ["Ebenin/ananın örekesi."] )


- ÖREKE KAYALIKLARI :

( Rumelifeneri Köyünün denize olan en uç noktasıdır. Bu kayalara Orakiye Kayalıkları, Öreke Taşı, Kanlı Kayalar, Kocataş, Körtaş, Mavi ve Kayalar denildiği gibi halk ağzı ile Roke Kayalıkları da denilmektedir. Efsanelere konu olan Öreke kayalıkları Rumelifeneri ile birlikte anılmaktadır. Bu kayalıklara antik çağda Kyanaeis ya da Symplegades, değişik zamanlarda Geant veya Bavonene kayalıkları da deniliyordu. Bizanslar döneminde bu kayalıkların en yüksek noktasına bir sütün dikilmiştir. Bu sütuna Pompeus sütunu veya İmparator Hadrianus'a ait olduğu da söylenmektedir. Bu sütun deniz kazalarının önlenmesi amacı ile dikilmiş, en tepe noktasına ateş yapılarak gemilere yol gösterici olmuştur. Sütun zamanla yıkılmış olup, üzerinde Latince yazılar olan kaidesi kalmıştır. Öreke kayalıklarına Symplegades denilmesinin nedeni sabit olan bu kayaların hareket ettiğini sanılması, birbirlerine yaklaştıklarına inanılmasından ileri geliyordu. Oysa bu olay med - cezir denilen suların yükselip çekilmesinden başka bir şey değildi. )


- ÖRF değil/yerine/= TÖRE/GELENEK


- ÖRFÎ ile HAKİKÎ ile NAZARÎ


- ORG. EMİN ALPKAYA İLKÖĞRETİM OKULU :

( Yeniköy, Org. Emin Alpkaya İlköğretim okulu 1974'te Bağlar Baraka İlkokulu adıyla eğitim ve öğretime açıldı. Okulun adı bilahare Org. Emin Alpkaya İlköğretim Okulu olarak değiştirildi. )


- ORGANİK DÜŞÜNCE ile KATEGORİK DÜŞÜNCE


- ORGANİK DÜŞÜNCE ile SINIFSAL DÜŞÜNCE

( ORGANIC THOUGHT vs. CATEGORIC THOUGHT )


- ORGANİK GEOMETRİ ile/ve ANALİTİK GEOMETRİ


- ORGANİK TARIM ile/ve/<> İYİ TARIM


- ÖRGEN BAĞIŞI ve/> KADAVRA[İt. < CADAVERE] BAĞIŞI

( TAHNÎT: Cesetlerin çürümemesi için içinin boşaltılıp ilâçlanması. )

( KADAVRA[İt. < CADAVERE]: Tıp öğretiminde, üzerinde çalışma yapılan ölü insan ya da hayvan gövdesi. )


- ÖRGENLER [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- ÖRGENLER [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- ÖRGENLER/ORGANLAR, UZUVLAR, ÂLETLER = ÂLÂT = ORGANES


- ÖRGENLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- ÖRGENLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- ÖRGEN/ORGAN, UZUV = ÂLET = ORGANE


- ÖRGÜ ve/||/<>/> GÖRGÜ


- ÖRGÜ ile/ve/<> ÖRÜ

( Örnek eylemi ya da biçimi. | Tığ ya da şişlerle, ilmiklerin yan yana getirimesiyle örülerek yapılmış şey. | Örülmüş saç bölüğü, belik. | Dokumacılıkta atık ve çözgü ipliklerinin, dokumayı oluşturacak biçimde belirli bir desene göre kesişmesi. | Bazı sinir ya da damarların birbirine geçip dolaşmasından ortaya çıkan oluşum. | İletişim, ulaşım vb.'nin ülke yüzeyinde yayılmış biçimi. | Konunun ana çizgisi, oyunun işlenişi ya da çatısı. | Örülerek yapılmış olan. İLE Örnek işi. | Otlak. | Tarlalarda, sele karşı yapılmış set. | Yama olarak yapılan örgü. )


- ÖRGÜTLENME ve/||/<> YAPILANMA


- [ne yazık ki]
ÖRGÜTLÜ BİLİNÇSİZLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇSİZLİĞİ ÖRGÜTLEMEK


- ORHAN ile/değil ORHUN

( Kentin yöneticisi/yargıcı. İLE/DEĞİL Orta Asya'da ırmak. )


- ORILAMAK/ORILAMAQ ile ORILAMAK/ORILAMAQ ile ORLAŞMAK/ORLAŞMAQ / ORILAŞMAK/ORILAŞMAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bağırmak. İLE Övünmek ve bu böbürlenmede aşırıya kaçmak. İLE Haykırış ve haykırışın yükselmesi, halkın haykırması. )


- ORMAN FAKÜLTESİ :

( İlçedeki en önemli kurumlardan biri olan İ.Ü. Orman Fakültesi 1857'de Orman Mektebi Alisi olarak kuruldu. 1880'de Maden Mektebi ile birleşti ve Orman ve Maadin Mektebi adını aldı. 1893'te okul kapatıldı ve Orman dersleri Halkalı Ziraat Mektebine verildi. 1903'te okulun adı Halkalı Ziraat Mektebi oldu. 1910 yılında ise Orman Mektebi Alisi adıyla bir orman okulu kuruldu. Okul Sultanahmet Akbıyık'ta faaliyet gösterdikten sonra Sarıyer'deki Horozoğlu Konağına (Sarıyer Kültür Merkezi) daha sonra da Bahçeköy'e taşındı. 1919'da Muhtar Paşa Çiftliğinde sonra da Sarıyer'deki Yedi Sekiz Hasan Paşa Köşkü Orman Mektebi Alisi binası olarak kullanıldı. 1922'de tekrar Bahçeköy'e taşındı. Halen Bahçeköy'deki 17 hektarlık alana yayılan kampüsünde eğitim ve öğretime devam edilmektedir. Orman Mektebi Alisi 1934'te Orman Fakültesi adını aldı. Orman Mühendisliği ile birlikte 1982 yılında Orman Endüstri Mühendisliği, 1985 yılında ise Peyzaj Mimarlığı Bölümleri açılmıştır. Orman Fakültesi İstanbul üniversitesine bağlıdır. )


- ORMAN MEMBA SUYU :

( Kazım Karabekir mahallesi sınırları içinde olan ve üst kısımlarında bulunan orman içinden çıkan bir memba suyudur. )


- ORMAN, MEHMET (İST. 1952) :

( Emirganspor Kulübünden transfer edildi ve aralıklı olarak beş sezon (1973 - 1976 ve 1981 - 1982) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 148 lig, 8 kupa ve 2 turnuva maçı olmak üzere 158 resmi ve 44 özel maçla birlikte toplam olarak 202 maçta oynadı. Lig maçlarında 18 ve özel maçlarda 17 olmak üzere takımına 35 kazandırdı. )


- ORMANCILIK MESLEK YÜKSEK OKULU :

( Ormancılık Yüksek Okulu Orman Fakültesi bünyesinde 2000'de açılarak mesleki eğitim ve öğretim vermektedir. )


- ÖRNEK ALMAK ile DERS ALMAK


- ÖRNEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARAÇ


- DAĞ OLUŞ/OROJENİ[Fr. < Yun. OROS: Dağ. | GNOS: Doğuş.] ile/ve DAĞCILIK/ALPİNİZM[Fr.]

( Dağ oluş. | Dağ bilimi. İLE/VE Dağcılık. )


- OROSPU ile/değil METRES


- OROSPU/LUK / KAHPE[Ar. < KAHBE] / EKEK/LİK / ERSEK[dvnlgttrk] ile FÂHİŞE/LİK | KEVÂŞE

( Kısaca: Orospuluk Zihinde; Fahişelik Gövdede
Orospuluk, spekülatif düşüncelerle, çıkara yönelik, işine geldiği gibi hareket etme eğilimi(eşeysel göstergesi olmaksızın). İLE Fahişelik ise, içinde bulunduğu/bulunmuş oldukları koşullardan/olumsuzluklardan/"acziyetten" kaynaklanabilen, çok geniş/özel nedenlere dayanabilen ya da kişisel seçim/karar ile gövdenin eşeysel yönde, nesnel karşılığı için kullandırılması. )

( BAGIYY [çoğ. BAGAYÂ] )


- ÖRS ile ÖRS

( Biçimleri yapılacak işe göre değişen, üzerinde maden dövülen, çelik yüzeyli demir araç. | Üzerine çivi çakılacak ayakkabı geçirilen kunduracı aracı. İLE Kulaktaki üç kemikten biri. )


- ÖRSELEMEK ile TIRMALAMAK


- ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ'NDE:
HASTALIK ve/<> HASTAHANE

( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, hastahane ve sağlık hizmetleri çok kötü olduğundan, hasta olmamak için -umarız bir gün düzelene kadar- hastahaneye gitmemek bile gerekebilir. )


- ORTA CAMİ ile ORTAKÖY CAMİSİ / MECİDİYE CAMİSİ

( Fatih'te, Sofular semtinde, Et Meydanı'ndadır. İLE Ortaköy'de, iskele yanındadır. )

( 1527'de, Maktûl İbrahim Paşa tarafından. [Ahmediye Camisi, Et Meydanı Camisi adlarıyla da bilinir.] İLE 1854'te, Sultan Abdülmecid tarafından, Mimar Karabet Balyan'a Barok üslûbunda yaptırılmıştır. )


- ÖNDER:
ORTA ile/ve/||/<>/> İYİ ile/ve/||/<>/> DAHA İYİ ile/ve/||/<>/> EN İYİ

( Anlatır. İLE/VE/||/<>/> Açıklar. İLE/VE/||/<>/> Gösterir. İLE/VE/||/<>/> Esin/ilham verir. )


- ORTA ile/ve/değil MERKEZ


- ORTA ile/ve/||/<> ORTAY/MERKEZ[Ar.]


- ORTAÇEŞME (HACI SALİH PAŞA ÇEŞMESİ) :

( Sarıyer'den Maden Mahallesine giderken, mezarları geçtikten sonra yol ayrımında bulunmaktadır. Asırlık çınar ağaçlarının karşısında ve büyük dişbudak ağacının dibinde çukurdadır. Kitabesinde: Sahib - ül hayrat vel - hasenat/Elhac Salih Paşa Sadr - ı ali hala" (1238) yazısı vardır. Sarıyer Vakıf memba suyunun ulaştığı ilk çeşmedir. Bakımsızlıktan, gelen suyun yol seviyesinin çok altında kalması nedeniyle su akışı iptal edilmiştir. Çeşme bakımsız ve harap haldedir. )


- ORTAÇEŞME CADDESİ :

( Taşiskele'den başlayarak, üç mezarlığı geçtikten sonra Ortaçeşme de son bulur. Sarıyer'in en eski caddesidir. Sarıyer'in en görkemli Köşkü bu cadde üzerindedir. Sahibi Erzurum Milletvekili Alb. Dr. Fehmi Çobanoğlu muhteşem köşkünü Sarıyer Verem Savaş Derneğine bağışladı. Cadde ismini, mezarlıkların kuzey tarafında bulunan ve oradaki maslaktan Sarıyer'deki çeşmelere su veren Orta Çeşmeden almış olabilir. )


- ORTADAN KALDIRMAK ile/||/<> KÖKÜNÜ KAZIMAK


- ORTAK AKIL ile/ve/||/<> ORTAK İSTENÇ


- ORTAK AKLIN, ...:
SÖYLEME ÇIKIŞI ve/||/<>/> GÖRÜNÜŞE ÇIKIŞI

( Tüze[hukuk]. VE/||/<>/> Tüzel kurumlar. )


- ORTAK (ALAN/PARA/BİLGİ vs.) ile/ve/değil TOPLAM (ALAN/PARA/BİLGİ vs.)


- ORTAK ALAN ile/ve ORTAK NOKTA

( COMMON FIELD vs./and COMMON POINT )


- ORTAK DUYU = HİSS-İ MÜŞTEREK = COMMON SENSE[İng.] = SENS COMMUN[Fr.] = GEMEINSINN[Alm.] = SENSUS COMMUNIS[Lat.] = KOINE AISTHESIS[Yun.] = COMÚN SENTIDO[İsp.]


- ORTAK NOKTA ile/ve/değil/yerine ALT KATILIM(ASGARİ MÜŞTEREK)

( [not] COMMON POINT vs./and/but COMMON SENSE
COMMON SENSE instead of COMMON POINT )


- [ne yazık ki]
ORTAK ALANDA:
"KİŞİSEL DAVRANIŞ" ve/||/<>/< "KEYFÎ TUTUM"

( İkisi de yapılmamalı! )


- ORTAKLAŞALIK = CEMAAT = COMMUNITY[İng.] = COMMUNAUTÉ[Fr.] = GEMEINSCHAFT[Alm.] = COMUNIDAD[İsp.]


- ORTAK/LIK ile/ve/||/<>/< AŞKIN/LIK


- ORTAK/LIK ile/ve BENZER/LİK

( COMMON vs./and SIMILAR )


- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÇÖZÜM ORTAKLIĞI


- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine DAYANIŞMACI ORTAKLIK


- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine/<> GÜÇ BİRLİĞİ


- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine TOPLUMSAL ADÂLET

( [not] COMMUNISM vs./and/but SOCIAL JUSTICE
SOCIAL JUSTICE instead of COMMUNISM )


- ORTALAMA ile YAKLAŞIK


- [Ortalık yerde karıştırılmamalı!]
BURUN DELİKLERİ ve/||/<> KULAK DELİKLERİ


- ORTAM:
HAREKETİ TETİKLEMEZ ile/değil/hatta/>< ENGELLER


- ORTAM İÇİN:
KOKU/YOR ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/> HAVA/SIZ


- ORTAM [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- ORTAM [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- ORTASINDA ile ARASINDA

( Bacaklarının ortasında ne vardır?: Diz/ler! [arasında değil!] ;) )


- ÖRTBAS["ÖRTPAS" değil!] ETMEK ile KORUMAK ile BASTIRMAK ile GÖZARDI ETMEK

( ... vs. TO IGNORE )


- ORTOREKSİYA NERVOZA/ORTHOREXIA NERVOSA[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKLI BESLENME TAKINTISI


- ÖRTÜ/PERDE[Fars.]/HİCAB[Ar.]:
BURKU ile NİKAB ile LİFAM ile LİSAM ile HIMAR ile NASİF ile MİKNE'A ile CİLBAB


- ÖRTÜK BİLME ile/ve/||/<> EKİNSEL/KÜLTÜREL BİLME


- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<>/> TAMAMLAMA


- ORUÇ ile/ve/||/<> DİRENÇ/İHTİYÂR[< HAYIR]


- ORUÇ ile/ve EZBER BOZMAK


- ÖRÜNTÜ KURMA DÜRTÜSÜ ve/||/<> KEŞİF ve/||/<> DUYUSAL/EŞEYSEL ve/||/<>
BAĞLANMA ve/||/<> BAKICILIK ve/||/<> YAKINLIK ve/||/<> GERİ ÇEKİLME/KAÇINMA/ÖFKE/ZITLIK

( Kişinin ve bebeğin, ilk harekete geç(iril)en, yönelim, donanım ve gereksinimleri... )


- ÖRÜNTÜ ile/ve/||/<> BAĞLAM


- ÖRÜNTÜ ile/ve/||/<> DÖNGÜ


- ÖRÜNTÜLENDİRME ile/ve/||/<> YAPILANDIRMA


- OSAL ile OSAYUK/OSAYUQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Savsak, özen göstermeyen kişi. İLE Boşlayan/ihmalkâr kişi. )


- OSMAN AĞA ÇEŞMESİ :

( Uskumruköy'ün aşağı mahallesinde olduğu "İstanbul Çeşmeleri" kitabında belirtilen bu çeşme yerinde yoktur (H.1198 - M.1783). )


- OSMAN KABİL CAMİİ :

( Pınar mahallesindeki Osman Kabil Camii 1977'de yapılan ve tarihi özelliği olmayan bir camidir. )


- OSMAN REİS CAMİİ :

( Derya Reislerinden Osman Ağa tarafından 1635'te yaptırılan cami Köybaşı Caddesi üzerindedir. Cami 1903'te Ahmet Arif (Afif) Paşa tarafından bugünkü durumu ile yeniden inşâ edildi. )


- OSMAN REİS MEZARLIĞI :

( Tarabya'da bulunan küçük bir mezarlığın adıdır. Deniz yolu ile kum taşıyan Osman Reis ile arkadaşları fırtınaya yakalanıp tekneleri batkınca hepsi boğulmuşlar ve Garaj Restaurantın bulunduğu yerin arka tarafındaki yamaca gömülmüşler. Mezar taşları mevcuttur. Bu mezarlıkta gömü yapılmamaktadır. )


- OSMAN SAÇMACI İLK ÖĞRETİM OKULU :

( Emirgan'da Osman Saçmacı İlköğretim Okulu 1964/1965 öğretim yılında Karacapaşa İlkokulu adı ile açıldı. 1997/1998'de yeni ilavelerle büyütülen okulun adı Osman Saçmacı İlköğretim okulu olarak değiştirildi. )


- OSMANLI ARŞİVİ ile/ve CUMHURİYET ARŞİVİ

( İstanbul'da. İLE/VE Ankara'da. )


- OSMANLI İMPARATORLUĞU/DEVLETİ değil OSMANLI HANEDANI

( Avrupa'lıların sonradan yüklediği bir tanımdır. Osmanlı, hiçbir zaman "imparatorluk" olmamıştır! [insanı, hak ve hukuku hiçe saymak gibi bir tutumu yoktur] )


- OSMANLI MEZARLIĞI :

( Rumelihisarı'nın üst kısımlarında ve Küçükdere Ayazmasının yakınında bulunan bu mezarlık yıllar önce ortadan kaldırıldı. )


- OSMANLI PARALARI'NDA


- OSMANLICILIK ile/ve/||/<>/> İSLÂMCILIK ile/ve/||/<>/> TÜRKÇÜLÜK


- ÖŞR ile VERGİ

( Onda bir, ondalık, onda biri alınan vergi. | Kur'ân-ı Kerim'den 10 âyetlik kısım. )


- OSUG ile UYUM
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir şeyin başka bir şeye uygun olması. İLE ... )


- OSURMAK ile OSRUK/OSRUQ ile OSURGAN ile OSRUŞMAK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gaz çıkması. İLE Osuruk. İLE Çok osuran. İLE Osuruk yarıştırmak. )


- OT ile KAŞIKOTU

( ... İLE Turpgillerden, iskorbüte karşı kullanılan, yaprakları kaşığı andıran, güzel çiçekler açan bir bitki. )

( ... cum COCHLEARLA OFFICINALIS )


- OT ile/||/<> ÖT

( Zehir[acı kavramından, ilaç/ilaç için kullanılan ve ilaç yapılan bitki]. İLE/||/<> Acı, safra. )

( GRASS/HERB vs./||/<> CHIRP/SOUND )


- OT ile OT ile OT ile OT ile OT
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bitki. İLE Her tür kaba hayvan yemini, kuru otu anlatmak için kullanılan sözcük. İLE İlaç.[OTACI: Hekim.] İLE Zehir. İLE Ateş. )


- OTA-BOKA (KARIŞMAK, BURNUNU SOKMAK)


- OTAĞTEPE PİKNİK YERİ : OTAĞ TEPE

( Belgrad Ormanında ve Büyük Bendin yakınındadır. Otağtepe'nin bir adı da Otağı Hümayün Tepedir. Fatih Sultan Mehmet İstanbul'a gelince otağını bu tepeye kurdurttuğu için bu ismi almıştır. Eşsiz bir güzelliğe sahip olan Otağtepe hemen yakınındaki Büyük Bend ile gelenler için mükemmel bir yerdir. )


- ÖTANAZİ["ÖTENAZİ" değil!]/EUTHANASIA[İng.]/EUTHANASIE[Fr.]/STERBEHILFE[Alm.] ile ÖLÜM İSTEĞİ VE HAKKI


- ÖTE ile BULAŞICI/SİRET


- ÖTE-BERİ


- ÖTEDUYUM/ÖTEGÖRÜ/UZADUYUM/RÂBITA/TELEPATİ ile/değil AYNI ŞEYİ DÜŞÜNMEK

( [not] TELEPATHY vs./but TO THINK SAME THING )


- ÖTEDUYUM/UZADUYUM(TELEPATİ) ile DURUGÖRÜ

( NAKL-İ MEVCE ile ... )

( TELEPATHY vs. CLAIRVOYANCE )


- ÖTEDUYUM/UZADUYUM(TELEPATİ) ile RÂBITA


- Öteduyumsal/uzaduyumsal/telepatik KONUŞ!!!


- ÖTEKİ DENEYİMLER/İ/M ile/ve/değil/||/<>/< ÖNCEKİ DENEYİMLER/İ/M


- ÖTEKİ ile/ve HERKES


- YAŞAMAK:
ÖTEKİLERE/DİĞERLERİNE GÖRE ile/değil/yerine DEĞERLERİNE GÖRE

( Kaç kuruşunun olduğu önemlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE Nasıl bir duruşunun olduğu önemlidir. )


- ÖTEKİLERİ YOK SAYMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BELİRGİNİ ÖNE ÇIKARMAK


- ÖTEKİLEŞMİŞ/LİK ile/değil ÖTEKİLEŞTİRİLMİŞ/LİK


- [ne yazık ki]
!ÖTEKİLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> !DÜŞMANLAŞTIRMA


- ÖTEKİLEŞTİRME ile "ETİKETLEME" ile "DAMGALAMA"


- ÖTEKİLEŞTİRME ile/değil/yerine/>< HAK/LAR


- ÖTEKİLEŞTİRME ile/ve/değil/||/<> KORUYUCULUK/MUHAFAZAKÂRLIK


- ÖTEKİLEŞTİRME değil/yerine/>< [sadece] ÖTEKİ/BAŞKASI


- ÖTEKİLEŞTİRME ile/değil TANIYAMAMA


- [ne yazık ki]
ÖTEKİLEŞTİRME ile/ve/<> TEKTİPLEŞTİRME


- [ne yazık ki]
ÖTEKİLEŞTİRMEDE:
AYRIMCILIK ile/ve/<> NEFRET (SÖYLEMLERİ/TUTUMLARI)


- ÖTEKİSİ değil ÖTEKİ

( "Sahibisi" demediğimiz gibi. )


- OTELCİLİKTE:
"MÜŞTERİ" değil/yerine KONUK/MİSAFİR

Bugün[25 Ekim 2025]
itibarı ile 24.306 başlık/FaRk ile birlikte,
24.306 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(68/99)