P ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 24.306 başlık/FaRk ile birlikte,
24.306 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(62/99)
- MİTOKONDRİ ile/||/<> KLOROPLAST
( Mitokondri ATP üretir İLE kloroplast fotosentez yapar )
( Formül: Solunum İLE fotosentez )
( Lynn Margulis tarafından 1967 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1938-2011) (Ülke: ABD) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Endosimbiyotik teori) )
- DİN:
MİTOLOJİK ile/ve/||/<> PSİKOLOJİK ile/ve/||/<> TEOLOJİK
( Alt seviyede. İLE/VE/||/<> Orta seviyede. İLE/VE/||/<> Üst/ileri seviyede. )
- MIYMINTI/LIK ile MİSKİN/LİK[Ar.]
( Kişinin sabrını tüketecek derecede yavaş ve mızmızca iş gören. İLE Çok uyuşuk olan. | Hoş görülmeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen. | Âciz, zavallı. | Cüzzam hastalığına tutulmuş olan. )
- MIZ MIZ (ETMEK)
- -MİZ = BİZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- MİZÂC ile/ve/<>/> BÜNYE ile/ve/<>/> DİMAĞ
- MİZAÇ(HASLET) ile/ve KARAKTER
( Doğuştan gelen özellikler. İLE/VE Sonradan oluşan kişisel özellikler. )
( Kişiler, iyi öğrenciler gibi, karakterlerini, açıklıkla ve devamlılıkla geliştirmelidir. )
( ĞARîZİTU'T-TAB ile/ve MUKTESEBETUN TUTBE' LEHA )
( TEMPERAMENT/DISPOSITION vs./and CHARACTER )
- MİZÂC ile/ve/<> MEŞREB
( 12 çeşit. İLE/VE/<> 36 çeşit. )
- MİZÂC-I VAKTE VÂKIF OLMAK ve/||/<> KEYFİYET-İ HÂLE ÂRİF OLMAK
- MİZAH [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- MÎZAH değil MİZAH
- MİZAN el-HİKME ile/ve MİZAN el-HİKME ile/ve MİZAN el-HİKME
( Genel felsefe kitaplarının adı olarak bu ad kullanılır. İLE/VE İlm-i mantık'ın başka bir adıdır. Pek çok mantık kitabı bu adı taşır. İLE/VE Abdurrahman Hazinî'nin eserinin adıdır. Eser, çekim ve cisimlerin özgül ağırlıklarından bahseder. Modern döneme kadar konuyla ilgili en önemli çalışmadır. İngilizce çevirisi de vardır. )
- MİZANPAJ[Fr.] değil/yerine/= SAYFA DÜZENİ
- Mİ'ZER[Ar. < MEÂZİR] ile MİZHER[Ar. < MEZÂHİR]
( Peştemal, futa. İLE Ut. )
- MIZIKÇI/LIK değil/yerine/= OYUNBOZAN/LIK
( Çeşitli nedenlerle oyunu bozan, yenilgiyi kabul etmeyen, kolayca darılan kişi. )
- MIZMIZLANMAK ile SIZLANMAK
- MIZMIZ/LIK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> BASKIN/LIK / BASKICI/LIK
- Mısır ÇARŞISI değil MISIR ÇARŞISI
( Adını yenilen mısırdan değil Mısır ülkesinden almaktadır. Vurguyu Mı:sır biçiminde yapmak gerekir. )
- MME. ELMASYAN SAHİLHANESİ/ ELA SOYUER KONAK :
( Sarıyer vapur iskelesi karşısındadır. İlk sahibe MME Elmasyan'dır. Bilahare el değiştirmiş ve Orhan Sokullu'ya geçmiştir. Son sahibi ile Ela Soyuer'dir. Baba Ahmet Soyuer, beş yaşındaki kızına bu yalıyı satın almış ve ismini de "E. Soyuer Konak" koymuştur. )
- MN İLE MW İLE PDI ile/||/<> MOLEKÜL AĞIRLIĞI DAĞILIMI
( Polimer boyut dağılımı parametreleri. )
( Formül: PDI = Mw/Mn ≥ 1 )
- MOBBING[İng.] değil/yerine/= BEZDİRİ
- MOBILITE/MOBILITY[İng.] değil/yerine/= DEVİNIMLİLİK, HAREKETLİLİK
- MOBİLYADA ile KAPLAMADA
- MOD:
NESNE ile/ve/||/<> ÜST BİLİŞ
- MODA ile/ve/||/<> MODERN
- MODEL ile/ve ALGI DÜZENEĞİ
( MODEL vs./and PARADIGM )
- MODEL ile/ve İDOL
- MODEL[Fr. < MODELE] ile KALIP[Ar. < KÂLİB]
( Resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne ya da kişi, örnek. | Bir özelliği olan nesne ya da kişi. | Biçim. | Giysi örneklerini içinde toplayan dergi. | Otomobil vb.nde tip. | Benzer. | Örnek olmaya değer kimse ya da şey, örnek, paradigma. | Manken. | Tasarlanan ürünün tanıtım ya da deneme amacıyla üretilen ilk örneği, prototip. İLE Bir şeye biçim vermeye ya da eski biçimini korumaya yarayan araç. | Biçki modeli, patron. | Genellikle küp biçiminde yapılan. | Gösterişli görünüş. | Biçim, durum. | Yenilikten uzak, özgün olmayan. )
- MODEL vs./and PARADIGM
- MODELİ ELE ALAN DÜZEN ile/ve GÖZLEMİ ELE ALAN DÜZEN
( THE SYSTEM WHICH CONSIDERS THE MODEL vs./and THE SYSTEM WHICH CONSIDERS THE OBSERVATION )
- MODERN DÜŞÜNÜŞ/ANLAYIŞ/YAKLAŞIM ile/ve/değil/yerine/> POSTMODERN DÜŞÜNÜŞ/ANLAYIŞ/YAKLAŞIM
( "Ya, ya da" ilkesiyle/yaklaşımıyla. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> "Hem, hem de ve Ne, ne de" ilkesiyle/yaklaşımıyla. )
- MODERN GELENEK ile/ve KLASİK GELENEK
( Hareket esastır. İLE/VE Sükûn esastır. )
- MODERN (OLMAK) değil/yerine UYGAR OLMAK
- MODERN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GENİŞLETİLMİŞ
- MODERNİZM ile BATI'LILAŞMA
- MODERNİZM ile/ve/değil MODERNİTE
( Modernitedeki çelişkilerin billurlaştırılması. İLE/VE/DEĞİL Modernizmi forma sokmak. )
( Kayıp. İLE/VE/DEĞİL Kazanç/kazanım. )
( Fransız protestanlığını anlamadan Modernizm'i anlamak olanaksızdır. )
( "Konuşmaları". İLE/VE/DEĞİL Kazanımları. )
- MODERNLEŞME ile/ve/||/<> "BATILILAŞMA" ile/ve/||/<> AYDINLANMA
- MODERNLİK ile/ve/< MODERNLEŞME
- MODERNLİKTE:
KÂĞIT PARA ile/ve/||/<> ULUS ile/ve/||/<> ROMAN
- MODİFİKASYON[Fr.]/MODIFICATION[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞKE | DEĞİŞTİRME | DEĞİŞİKLİK
- MODUS PONENS İLE MODUS TOLLENS İLE SİLOJİZM ile/||/<> ÇIKARIM KURALLARI
( Mantıksal çıkarım yöntemleri. )
( Formül: p→q İLE p ⊢ q )
- MOL, PROF. DR. TORUL(İST.1940) :
( Üniversite Öğretim Üyesi. İlk ve ortaokulu Kasımpaşa'da okudu. 1959'da İstanbul Atatürk Erkek Lisesi ve 1963 yılında da İ.Ü. Orman Fakültesinden mezun oldu. 1966 yılında İ.Ü. Orman Fakültesi Orm an Entom lojisi ve Koruma Anabilim Dalında asistan olarak göreve başladı. 1972 yılında Ormancılık İlimleri Doktoru, 1979 yılında Doçent, 1988 yılında da Profesör oldu. 1996 - 2007 yılları arasında Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Başkanlığı yaptı, 18.01.2007 tarihinde emekli oldu. Or. Fakültesini bitirdikten sonra, 1963 Kasım ile 1964 Nisan ayları arasında İstanbul Bahçeköy Or. İşl. Müdürlüğü'nde Orman Yüksek Mühendisi olarak görev yaptı. 1964 - 1966 tarihleri arasında askerlik hizmetini yaptı. 1974 - 1987 yılları arasında ÖSYM İstanbul İl Sınav Yönetici Yardımcılığı görevini sürdürdü. Yayınlanan kitapla: 1) Önemli Kelebek Familyaları ve Özellikleri. 2) Marmara ve Ege Bölgeleri Ormanlarında Yaşayan Geometridae Türleri Üzerinde Araştırmalar. 3) Elazığ Ormanlarında Yemlik Yaprak Yararlanmasının Orman Ağaçlarına Etkileri. 4) Populasyon Dinamiği. 5) Yaban Hayvanları Bilgisi H. Çanakçıoğlu). 6) Orman Entomolojisi Zararlı ve Yararlı Böcekler (H. Çanakçıoğlu). 7) Orman Entomolojisi (Genel Bölüm) –H. Çanakcıoğlu -). 8)Tohum ve Kültür Zararlıları (H. Çanakçıoğlu). 9) Böceklerde Davranış. 10) Yaban Hayatı Bilgisi kitaplarını yayımladı ve ayrıca pek çok bilimsel makale ve rapor yazdı. )
- MOL ile/||/<> MOLEKÜL
( Mol madde miktarı birimi (6.02×10²³) İLE molekül tek parçacıktır )
( Formül: n İLE N )
( Amedeo Avogadro tarafından 1811 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1776-1856) (Ülke: İtalya) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Avogadro sayısı, mol kavramı) )
- MOLA[İt.] değil/yerine/= ARA
( Yorgunluğu gidermek için duraklama. | Koyverme. | Takımların, oyun arasında aldıkları birer dakikalık dinlenme süresi, ara. )
- MOLEKÜL ile/ve/||/<>/< ELEKTRON ile/ve/||/<>/< ATOM ile/ve/||/<>/< ÇEKİRDEK ile/ve/||/<>/< PROTON - NÖTRON ile/ve/||/<>/< QUARK ile/ve/||/<>/< PLANCK ile/ve/||/<>/< [HIGGS BOZONU?]
( 10üzeri-9 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-18 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-10 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 / 10üzeri-14 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-19 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-43 m. İLE/VE/||/<>/< ??? )
- MOLEKÜLARİTE ile/||/<> REAKSİYON DERECESİ
( Molekülarite kuramk, derece deneyseldir )
( Formül: Mekanizma İLE gözlem )
- MOLEKÜLER İLE HÜCRESEL İLE ORGANİZMA İLE POPÜLASYON ile/||/<> BİYOLOJİ SEVİYELERİ
( Yaşamın organizasyon seviyeleri. )
( Formül: Gen → Ekosistem )
- MOLLA ÇELEBİ CAMİİ :
( Şeyhulislam Zenbilli Ali Efendi'nin oğlu Fazıl Efendi (ö. 1583) tarafından yaptırılan bu camiye Molla Çelebi Camii deniliyordu. Ancak 1958'de yol yapım çalışmaları sırasında ortadan kaldırıldı. )
- MOLLA FENARİ MESCİDİ :
( Rumelihisarı Kalesi içinde Molla Feneri tarafından yaptırılan ve aynı ismi taşıyan Mescide zaman içinde yıkıldı. )
- MOLLA HÜSREV MESCİDİ ile MOLLA HÜSREV MESCİDİ
( Fatih'te, Sofular semtindedir. İLE Fatih'te, Küçük Mustafa Paşa Caddesi'ndedir. )
( XV. yüzyılda, Şeyhülislâm Molla Hüsrev tarafından. [Sofular Mescidi adıyla da bilinir.] İLE XV. yüzyılda, Şeyhülislâm Molla Hüsrev tarafından. [Küçük Mustafa Paşa Camisi olarak da bilinir.] )
- MOLLA SUYU ÇEŞMESİ :
( Zekeriyaköy'deki Molla Bağının içindedir. Çeşmenin kim tarafından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. )
- MOLLA SUYU :
( Zekeriyaköy'de Molla bağının içinden çıkan bir memba suyudur. Bağın içinde olduğu için halka açık değildir. )
- MOLLA değil MEVLÂ
- MOMENTUM ile/||/<> İMPULS
( Momentum hareket miktarı, impuls momentum değişimidir )
( Formül: p=mv İLE J=FΔt=Δp )
- MONAD[1] ile/ve/||/<> DIAD[2] ile/ve/||/<> TRIAD[3] ile/ve/||/<> TETRAD[4] ile/ve/||/<> PENTAD[5] ile/ve/||/<> HEKSAD[6] ile/ve/||/<> HEPTAD[7] ile/ve/||/<> OGDOAD[8] ile/ve/||/<> ENNEAD[9] ile/ve/||/<> DECAD[10]
- MONARŞİ ile/değil/yerine/||/> BAŞKANLIK ile/değil/yerine/||/> PARLAMENTARİZM
( MONARCHY vs./but/||/> PRESIDENCY vs./but/||/> PARLIAMENTARISM )
- MONARŞİ[Fr. < Lat. < Yun.] değil/yerine/= TEKERKLİK
( Siyasal yetkenin, genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığı devlet yönetimi. )
- MONDEN[Fr.]
( Toplum yaşamı ile ilgili. | Yüksek sosyete yaşamını seven. )
- MONİTÖR[Fr. < Lat.] değil/yerine/= EKRAN
( Her tür çalışmada, yetiştirici. | Ses dalgası iletiminde, iletimi bozmadan ve kesmeden, niteliğini denetleyen düzenek. | Televizyonda, görüntü ile sesin niteliğini eşleme, görüntü seçimini gerçekleştirme, görüntüyü yayınlama gibi işlerin denetlenmesinde kullanılan aygıt. )
- MONOHİBRİT İLE DİHİBRİT İLE TRİHİBRİT İLE POLİHİBRİT İLE EPİSTASİ ile/||/<> KALITIM ÇAPRAZLAMALARI
( Mendel genetiğinde farklı sayıda özelliğin kalıtım desenleri. )
( Formül: (3:1)ⁿ fenotip oranı )
( Gregor Mendel tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- MONOİD İLE YARIGRUP İLE GRUP İLE HALKA İLE MODÜL İLE CAD ile/||/<> CEBİRSEL YAPI HİYERARŞİSİ
( Soyut cebirdeki yapıların gittikçe zenginleşen hiyerarşisi. )
( Formül: (G ile*) İLE (R ile+ ile×) İLE (F ile+ ile×) )
- MONOKROMATİK IŞIK ile/||/<> POLİKROMATİK IŞIK (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Monokromatik tek renk, polikromatik çok renklidir )
( Formül: Tek λ İLE çoklu λ )
- MONOMER İLE OLİGOMER İLE POLİMER İLE KOPOLİMER ile/||/<> MAKROMOLEKÜL TÜRLERİ
( Tekrarlanan birimlerden oluşan farklı büyüklükteki molekül zincirleridir. )
( Formül: [-CH₂-CH₂-]ₙ (polietilen) )
- MONTE CARLO İLE FİNİTE ELEMENT İLE SİMPLEX ile/||/<> SAYISAL YÖNTEMLER
( Hesaplamalı problem çözme. )
( Formül: Mesh discretization )
- MONTE ETMEK değil/yerine/= YERLEŞTİRMEK
- MOOD[İng.] değil/yerine/= DUYGU DURUMU
- MORAL ÖNERME ile FELSEFİ ÖNERME
- MORALMAN değil MORAL
- MORALS vs./and WORD/PROMISE
- MORARMAK ile/ve/||/<> CIBARMAK
( ... İLE/VE/||/<> Vurma nedeniyle/sonucunda morarma. )
- MORFOGEN İLE GRADYAN İLE PATERN ile/||/<> GELİŞİMSEL SİNYALLER
( Embriyoda şekil oluşumu mekanizmaları. )
( Formül: C(x) = C₀ e^(-x/λ) )
- MORFOLOJİ ile/ve/||/<> FİZYOLOJİ
(
Morfoloji ve Fizyoloji arasındaki FaRkLaR
Yapı ve İşlev Bilimlerinin Kapsamlı Çözümlemesi
MORFOLOJİ
Yunanca "morphe" (biçim) ve "logos" (bilim) - Canlıların dış ve iç yapılarının biçim ve organizasyonunu inceleyen bilim dalı
FİZYOLOJİ
Yunanca "physis" (doğa) ve "logos" (bilim) - Canlı organizmaların ve düzeninin nasıl çalıştığını, işlevlerini ve yaşamsal süreçlerini inceleyen bilim dalı
| Kriter | Morfoloji | Fizyoloji |
|---|---|---|
| Odak Noktası | YAPI (Structure) | İŞLEV (Function) |
| Temel Soru | "Nasıl görünür?" "Ne?" | "Nasıl çalışır?" "Neden?" |
| İnceleme Konusu | Biçim, organizasyon | Süreç, mekanizma, etkinlik |
| Zaman Etmeni | Durağan (anlık durum) | Devingen (süreç odaklı) |
| Ölçüm Yöntemi | Görsel, metrik | İşlevsel, biyokimyasal |
| Çalışma Materyali | Ölü ya da canlı doku | Canlı organizma |
| Yaklaşım | Gözlemsel, tanımlayıcı | Deneysel, açıklayıcı |
| Morfolojik Yöntemler | Fizyolojik Yöntemler |
|---|---|
| Makroskopik inceleme | Biyokimyasal çözümlemeler |
| Işık ve elektron mikroskopi | Elektrofizyolojik kayıtlar |
| Histolojik kesitler | Metabolik ölçümler |
| Görüntüleme (X-ray, MR, BT) | İşlevsel testler |
| Morfometrik ölçümler | Hormon çözümlemeleri |
| 3D modelleme | Moleküler yöntemler |
| Morfoloji Alt Dalları | Fizyoloji Alt Dalları |
|---|---|
| Anatomi | Yapı fizyolojisi |
| Histoloji | Göze fizyolojisi |
| Sitoloji | Nörofizyoloji |
| Embriyoloji | Kardiyovasküler fizyoloji |
| Karşılaştırmalı morfoloji | Egzersiz fizyolojisi |
| Paleomorfoloji | Üreme fizyolojisi |
| Ultrastrüktür morfoloji | Endokrin fizyolojisi |
| Organ/Sistem | Morfolojik Özellikler | Fizyolojik Özellikler |
|---|---|---|
| KALP | ||
| Yapı/İşlev | 4 odacıklı, kas dokulu, konik biçim, 250 - 350 gram | 60 - 100 atım/dk, 5 L/dk kan pompalar, elektriksel ileti |
| KEMİK | ||
| Yapı/İşlev | Kompakt ve spongioz yapı, Havers düzenekleri, lameller | Ca homeostazı, kan gözesi üretimi, mekanik destek |
| GÖZ | ||
| Yapı/İşlev | Küresel yapı, kornea, lens, retina katmanları | Işık kırılması, görüntü oluşumu, sinyal iletimi |
| AKCİĞER | ||
| Yapı/İşlev | Süngerimsi yapı, alveol, bronş ağacı, ince duvar | Gaz değişimi, pH dengesi, ses üretimi |
| BÖBREK | ||
| Yapı/İşlev | Fasulye biçimi, korteks-medulla, nefron yapısı | Filtrasyon, reabsorpsiyon, idrar üretimi |
| Alan | Morfolojik Bozukluklar | Fizyolojik Bozukluklar |
|---|---|---|
| Patoloji Tipleri | Anatomik anomaliler | Metabolik sayrılıklar |
| Organ Değişimleri | Organ hipertrofisi/atrofisi | Organ yetmezliği |
| Neoplazi | Tümör oluşumu ve boyutu | Hormon salgılayan tümörler |
| Dejenerasyon | Dejeneratif değişiklikler | İşlev kaybı |
| Konjenital | Konjenital malformasyonlar | Enzim eksiklikleri |
| İmmün Sistem | Lenfoid hiperplazi | Otoimmün reaksiyonlar |
| Morfolojik Araştırma | Fizyolojik Araştırma |
|---|---|
| Yapısal karşılaştırmalar | İşlevsel çözümlemeler |
| Evrimsel morfoloji | Adaptasyon mekanizmaları |
| Gelişimsel anatomi | Düzenleme düzenekleri |
| Karşılaştırmalı anatomi | Karşılaştırmalı fizyoloji |
| Kuantitatif morfoloji | Düzenek fizyolojisi |
| Temel İlke | "Yapı, işlevi belirler; işlev, yapıyı biçimlendirir" | |
| Evrimsel Uyumlanma | İki bilim de çevresel uyumlanmaları inceler | |
| Karşılıklı Bağımlılık | Morfolojik değişimler, fizyolojik sonuçlar doğurur | |
| Homeostaz | İki bilim de dengeyi koruma mekanizmalarını araştırır | |
| Entegrasyon | Modern bilimde morfofizyoloji olarak birleşir | |
Morfoloji Özellikleri
- Statik inceleme
- Yapı odaklı çözümleme
- Gözlemsel yaklaşım
- "Ne?" ve "Nasıl görünür?" soruları
- Form ve organizasyon
- Ölü ya da canlı dokuda çalışma
Fizyoloji Özellikleri
- Dinamik inceleme
- İşlev odaklı çözümleme
- Deneysel yaklaşım
- "Nasıl?" ve "Neden?" soruları
- Süreç ve mekanizma
- Canlı organizmada çalışma
Spor Bilimlerinde
Morfoloji: Kas hipertrofisi, tendon kalınlaşması
Fizyoloji: VO₂ max artışı, laktat eşiği
Sayrılık Tanısında
Morfoloji: Biyopsi ile doku incelemesi
Fizyoloji: Kan testleri, EKG, SFT
İlaç Gelişiminde
Morfoloji: İlacın doku üzerindeki yapısal etkileri
Fizyoloji: İlacın metabolik ve işlevsel etkileri
- MORGÜL, CEMAL (İST. 1947) :
( Deniz Yolları Şehir Hatları İşletmesinden emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü'nde 2 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu Üyesidir. )
- MORİTANYA'DA:
ÇAY ve 3 SUNUM/ANLAMI
( Moritanya'da, ufak bardakta üç kez çay ikram edilir.
1. Yaşamın kendi gibi acıdır.
2. Aşk kadar tatlıdır.
3. Ölüm kadar katıdır. )
- MORPHOGEN İLE ORGANİZER İLE INDUCER ile/||/<> GELİŞİM SİNYALLERİ
( Embriyoda şekil oluşum mekanizmaları. )
( Formül: [Morphogen] → Pattern )
- MORS ABECESİ ile/ve/||/<> BREYL(BRAILLE) ABECESİ
( Işık ya da seslerin kullanılarak bilgi aktarılmasını sağlayan yöntem/abece. İLE/VE/||/<> Görme engelliler abecesi. )
( Hem görmeyen, hem de duymayan bir çocuğun, nasıl eğitilip yaşama katılabileceğini ve tek başına ayakta kalabileceğini, böyle bir durumun tüm zorlukları ve buna karşın olan çaba ve çözümlerini de ayrıntılarıyla gösteren, çok etkileyici ve çok başarılı bir film olan "Benim Dünyam" adlı filmi [Uğur Yücel - Beren Saat] izlemenizi salık veririz. )
( Mors Abecesi ve Metin - Mors Çeviricisi için burayı tıklayınız... )
(
)
( Yıldızlararası(Interstellar) filmini de izlemenizi salık veririz... )
( 
"Braille Abecesi ve Louis Braille'nin Öyküsü" yazısı için burayı tıklayınız... )
( DUMLUPINAR
"Delikanlı, Askeri Deniz Lisesi'ni kazanır ve Heybeliada'da okula başlar...
Bu arada, tanıştığı o Çanakkale'li kıza âşık olmuştur. Okulla beraber, aşkını büyüterek geliştirir. Arada mektuplaşmalar yazışmalar ve gün gelir, okul biter. Deniz Harp Okulu'nu da bitiren delikanlı, artık, Teğmen olmuştur.
Yine her zaman buluştukları kır kahvesinde buluşmak için randevulaşırlar. Önce delikanlı gelir, sonra da genç kız. Genç kız geldiğinde delikanlının yüzü düşmüş, yüzü asık onu beklemektedir. Genç kız, bu yüzü hiç beğenmemiştir. "Ayrılık zamanı geldi" diye düşünerek hazırlamıştır kendini. Önceki buluşmalardaki o heyecan, o sevinç, artık yoktur delikanlıda...
Usulca yanına yaklaşır ve "Hoş geldin" der. Kuru bir "sen de hoş geldin" diye aldığı yanıt, iyice hüzne boğmuştur genç kızı.
Artık bu aşkın sonuna geldiğini düşünerek sorar;
- "Senin bir sıkıntın mı var?"
- "Evet!"
- "Haydi söyle o zaman, her şeye hazırlıklıyım."v
- "Yaa... Beni bir denizaltıya verdiler", der genç... Kızgınca...
Genç kız, artık rahatlamıştır. Sorunun kendi değil denizaltı olduğunu duyunca içinden bir ohh çeker.
- "Ne var bunda?" diye sorar genç kız.
- "Yaa öyle deme! Biz denizciler, gemideyken sevdiklerimizle haberleşemiyoruz. Denizaltıdan nasıl haberleşeceğiz?"
Ve delikanlı, üzgün bir sesle sorar genç kıza...
- "İstersen ayrılalım!"
- "Hayır! Asla! Ben, seni bırakmam!" diye yanıtlar genç kız.
Delikanlı, beklediği bu yanıtı alır almaz heyecanlanır ve elinde tuttuğu paketi kıza uzatır.
- "Sana armağan getirdim. Al!"
Kızın kalbi hızla atmaya başlar. Neredeyse duracak gibi olur ve içinde yüzük olduğunu tahmin ettiği paketi heyecanla açar ama şaşkınlıktan duraklar. Paketin içinde bir fener ve mors abecesini gösteren kitap bulunmaktadır. Kız, şaşkınlıkla yine sorar...
- "Bunlar da ne?"
- "Yaa biz Çanakkale boğazından denizaltı ile çok geçeceğiz ve geçişlerimiz hep yüzeyden olur. Sen de fenerle mors abecesini kullanarak sana haber verdiğim zamanlarda yazışırız. Olmaz mı?"
- "Bunlarla mı yazışacağız?" diye sorar genç kız, yeniden.
- "İstemiyorsan ayrılalım!" der delikanlı.
- "Yok! Hayır!" der genç kız... "Ayrılık yok! Yaşasın mors!" diye yineler delikanlıya.
Genç kız, mors abecesi üzerinde çalışmaya başlar. Tüm ayrıntılarıyla öğrenir ve kullanabilir seviyeye gelir artık. Birkaç gün sonra haber gelir delikanlıdan. Gelen iletiye göre beş gün sonra gece saat 01:00'de geçeceğini ve kendine ileti yazmasını, kendinin de ona ileti göndereceğini iletir. Genç kız, belirtilen zaman ve saatte pencerede hazır bekler. Gelibolu'da denizaltı denizden süzülerek geçerken, çevrenin zifiri karanlığında, uzaklardan bir yerden yanan ışık pırıltılarını fark eder güvertedeki komutan ve öteki subaylar... İçlerinden biri...
- "Bakın bakın! İleriden bir yerden ışık yanıp sönüyor" diye dikkat çeker.
- "Çabuk okuyun! Bakalım ne diyorlarmış?" diye emir verir komutan. Subaylardan biri heceleyerek okur...
- "S-e-n-i-s-e-v-i-y-o-r-u-m..."
- "Bu ne lan?"" diye sorar komutan.
Hemen yanında duran delikanlı Teğmen...
- "Komutanım. "O, benim sevgilim!" der en şirin haliyle...
- "Nedir oğlum bu?"
- "Komutanım. Mors abecesi kitabı armağan etmiştim ve ben geçince bana yazarsın demiştim. İşte o!" diye yanıtlar delikanlı Teğmen.
- "Vayy be aferin lan! Desene biz bunca zaman boğazları hep boş geçmişiz."
- "İzin verir misiniz komutanım. Ben de bir ileti göndereyim."
- "Neyle?"
- "Cep fenerim var komutanım." der delikanlı Teğmen.
- "Ne feneri? Aç yansıtıcıyı! Geç başına! Gönder iletini!" der komutanı Teğmen'e...
Yansıtıcıyı açan Teğmen, yanıp söndürürken, sanki Gelibolu'yu yakıp tutuşturuyordu aşkından... İlk kez böyle bir şeyle karşılaşan Gelibolu halkı ise sanki uzaylılar istila etmiş gibi heyecanlanmıştı Teğmen ile genç kızın aşkından.
Gelen iletileri heceleyerek kâğıda dökmeye çalışan genç kız, denizaltı geçtikten sonra elindeki kâğıdı okur.
"S-O-N-S-U-Z-A-K-A-D-A-R!" yazılıydı delikanlıdan gelen iletide.
Bu olay, tüm denizaltıcılar arasında duyulmuştu. Artık herkes delikanlı Teğmen ile genç kızın aşkını anlatıyordu...
Birkaç gün sonra bir haber daha gelir. "Bir hafta sonra gece saat 02:45'te pencerede ol! Ben geçiyorum. Bana ileti gönder. Ama dikkat et! Konvoy durumunda geliyoruz ve ilk denizaltıda ben varım. Sakın sırayı şaşırma!"
Genç kız yine belirtilen saatte pencerede bekler...
Gecenin karanlığında Ege Denizi'nden, Çanakkale Boğazı'na giren denizaltılar süzülerek ilerliyordu. Genç kız, fenerini yakıp söndürerek iletisini göndermeye başladı. Işıkları gören denizaltındaki denizciler...
- "Bakın bakın! Işık, yanıp sönüyor okuyun!"
"S-e-n-i-s-e-v-i-y-o-r-u-m"
- "Vay be! Duyduğumuz doğruymuş. Gerçekten böyle bir aşk varmış!" der denizaltının kaptanı Bahri Kunt.
- "İyi de bu kızın sevgilisinin denizaltısı öndeydi. İlk denizaltıydı. Niye bize ileti gönderdi ki?" diye kendi kendine seslice sormadan edemez kaptan.
- "Komutanım. Herhalde uyuyakaldı ya da sırayı şaşırmıştır." diye yanıtlar subaylardan biri.
- "Yahu geçip gideceğiz. Şimdi kız haber almazsa yanlış anlayacak. Rahat uyuyamaz... Nasılsa gecenin karanlığı. Kimse anlamaz. Açın şu yansıtıcıyı!" emrini verir kaptan Bahri Kunt.
Ve iletiyi gönderir...
"S-O-N-S-U-Z-A-K-A-D-A-R!"
Tarih, 04 Nisan 1953'tü...
O konvoyun 1. denizaltısının adı ise "Dumlupınar"dı...
Çanakkale'nin Nara burnu açıklarında, İsveç bandıralı ve buzkıran donanımlı Naboland gemisinin çarpması sonucu Çanakkale Boğazı'nın derin sularına az önce gömülmüştü...
Konvoydaki 2. denizaltı ise bunu hiç fark etmeden devam etmişti ve boğazdan ilk geçen denizaltı olmuştu...
81 denizcimiz ile beraber o genç delikanlı Teğmen...
"S-O-N-S-U-Z-A-K-A-D-A-R..." sürecek olan son uykularına dalıyordu...
Anılarına saygıyla... Mekânları cennet olsun... )
( MORSE CODE vs./and/||/<> BRAILLE )
- MORS ABECESİ ile/ve/<> PIRILDAK
( ... İLE/VE/<> Işık açıp kapayarak işaretler vermeyi ve anlaşmayı sağlayan aygıt. )
- MORS "(OLMAK/ETMEK)" ile/değil/||/<> MARS (OLMAK/ETMEK)
- MOSMOR
- MOT İLE OPTİCAL LATTİCE İLE ATOM CHİP ile/||/<> ATOM TUZAKLAMA
( Atomları yakalama ve kontrol teknikleri. )
( Formül: F = -kv - ∇U )
- MOTİF[Fr.] değil/yerine/= ÖRGE
( Yanyana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan öğelerden her biri. )
- MOTİVASYON[İng.] değil/yerine/= GÜDÜLE(N)ME
- MOTİVASYON ile PERFORMANS
( MOTIVATION vs. PERFORMANCE )
- MOTIVATION vs. PERFORMANCE
- MOTIVATION[İng., Fr., Alm.] değil/yerine/= GÜDÜLENİM
- MOTOR İLE SHUTTLE İLE RATCHET ile/||/<> MOLEKÜLER MAKİNELER
( Nano ölçek mekanik sistemler. )
( Formül: kBT scale energy )
- MOULD vs. RUST
- MOZAİK[Fr. < MOSAIQUE] ile/değil/yerine BAĞDAŞTIRIM
- MOZAİK ile/ve/değil/yerine/||/<> AŞURE
- MOZAİK ile/ve/değil/||/<>/> EBRU
- MOZALE/MOZOLE[MAUSOLÉE | Fr. < Yun.] değil/yerine/= ANITMEZAR
- MR ile/ve/||/<> BT/CT(TOMOGRAFİ)
( Gövdenin yapısal anormalliklerini tespit etmede kullanılan manyetik alanlı ve radyo dalgalı bir görüntüleme aracı.[Daha çok tendon yaralanmalarında, omurilik sorunlarında, beyin tümorlerinde ve yumuşak bağ doku tespitlerinde kullanılır.][Manyetik alan kullanılır.][X-ray ışınları ve radyasyon kullanılmaz.][İşlemi, yarım saat kadar sürebilir.] İLE/VE/||/<> Daha çok kemik yaralanmalarında, ciğer ve göğüs sorunlarında ve kanser tespitlerinde kullanılır.[Radyasyon kullanılır.][Daha çok acil servislerde kullanılır.][İşlemi, yaklaşık beş dakika sürer.] )
- MRI ile/ve/||/<>/> fMRI
( RITA LEVI-MONTALCINI[22 Nisan 1909 - 30 Aralık 2012]
[1940'ta, MR'ı yapan kişidir.] )
- mRNA ile/ve/<> miRNA ile/ve/<> tRNA ile/ve/<> rRNA
( Messenger RNA. İLE/VE/<> Transfer RNA. İLE/VE/<> Ribozomal RNA. )
- MUACCELE ile/||/<> MUECCEL
( Önden alınan. | Vakıf kiralarının ya da mâlikâne yöntemi ile işletilen mukataalardan peşin alınan bölümü. İLE/||/<> Tecil edilmiş, mühletli, sonraya bırakılan, peşin olmayan. )
- MUÂD[Ar.] ile MUADD[Ar. < ADD]
( Geri çevrilmiş, iade edilmiş. İLE Hazırlanmış, îdâd olunmuş. )
- MUADDEL ile/||/<> MUNKALİB ile/||/<> TEBÂDÜL ile/||/<> TAHVÎL
( Değiştirilmiş, tâdil edilmiş. İLE/||/<> Değişen. İLE/||/<> Değişme. İLE/||/<> Değiştirme. )
- MUÂDİL[Ar. < ADL] ile MUADDİL[Ar. < ADL]
( Eşit, denk. | [fizik] Eşdeğer. İLE Eşit ve beraber kılan, düzelten, denkleştiren, tâdîl eden. )
- MUAF[Ar.] değil/yerine/= AYRI
( Bağışlanmış, affedilmiş. | Ayrı tutulmuş, ayrıcalık tanınmış. | Özgür. )
- MUAF ile/ve/<> MASUM
- MUAHEDE[< AHD | çoğ. MUÂHEDÂT] ile MUÂHEZE[< AHZ]
( Karşılıklı and içme. | Antlaşma. İLE Azarlama, paylama, çıkışma, darılma. | Tenkîd. )
- MUÂKADE[Ar. < AKD] ile/ve/||/<>/> MÜKÂTEB/E[Ar. < KETB]
( Sözleşme yapmak, antlaşma, akid. İLE/ve/||/<>/> Tamamlandığı zaman özgürleştirilmek üzere bedele bağlanan köle/lik. )
- MUÂLLAK/A[Ar. < ALÂKA]/SÜRÜNCEME[Ar.] ile MUALLÂKA/T[Ar. çoğ. MUALLÂKÂT]
( Asılmış, asılı, ta'lîk edilmiş. | Bir yere dayanmadan, havada, boşta duran. | Sürüncemede kalmış iş. | Bağlı. | Kesin olmayan. | Açık hece.[bâ] | Bir yazı biçimi. İLE İslâm'dan önce, Arap şairlerinin beğenilip Kâbe duvarına asılmış olan ünlü kasideleri. [7 ya da 9 tanedir] )
- MUALLÎ[Ar.] ile MUALLİL[Ar. < İLLET]
( Yücelten, yükselten. İLE Neden, bahane ileri süren, ta'lîl eden. )
- MUALLİM[Ar. < İLM] değil/yerine/= ÖĞRETMEN
( Tâlim eden, öğreten, öğretmen, hoca. )
- MUÂMELE[Ar.] değil/yerine/= İŞLEM, DAVRANIŞ
- MUAMMER AKSOY HUKUKÇULAR PARKI :
( Darüşşafaka Mahallesindedir. 563,00 m²'lik bir alanı kaphsamaktadır. 287,00 m²'lik yleşil alanı vardır, 87,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- MUARIZ[Ar.] değil/yerine/= KARŞI KOYAN/ÇIKAN/ÇIKABİLEN
- MUARRİF[ÂRİF] ile MUARREF[ÂRİF]
( Tanımlayan. İLE Tanımlanan. )
( Tarif eden, etraflıca anlatan, bildiren. | Cami ve tekkelerde hayır sahiplerinin adlarını sayan ve dua eden müzezzin ya da derviş. İLE Tarif edilmiş, etraflıca bildirilmiş. | Bilindik, belirli, bilinen. | Harf-i tarif. | Sınırlı. )
- MUÂSARA/T[Ar. < ASR] ile MUHASARA[Ar. < HASR] ile MUÂSERE[Ar.]
( Çağdaşlık, başkalarıyla bir yüzyılda yaşamış bulunma. İLE Kuşatma, etrafını çevirme. İLE Güçlük. | Fakirlik. )
- MUASIR MEDENİYET SEVİYESİ değil/yerine/= ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİ
- MUÂVENÂT[Ar. < MUÂVENET] ile MUÂVENET[Ar. < AVN | çoğ. MUÂVENÂT]
( Yardımlar, yardım etmeler. İLE Yardım, yardım etme. )
- MUAVİN[Ar.] değil/yerine/= YARDIMCI
- MUAYEDE[Ar.] değil/yerine/= BAYRAMLAŞMA
- MUÂYENE[Ar. < MUÂVENET] ile MUAYYEN/E[Ar. < AYN]
( Gözden geçirme, yoklama. İLE Belirli. | Kararlaştırılan. )
- MUAZZAM[Ar.] değil/yerine/= KOCAMAN/KOSKOCA/KOSKOCAMAN
- MUAZZEZ[Ar.] değil/yerine/= SAYILAN, SAYGI DUYULAN/GÖSTERİLEN
- MÜBÂDELE[Ar. < BEDEL | çoğ. MÜBÂDELÂT]/TAKAS/TRAMPA[İt.]/TROK[Fr.] değil/yerine/= DEĞİŞ/DEĞİŞMECE/DEĞİŞ-TOKUŞ
- MÜBÂDELE[Ar. < BEDEL | çoğ. MÜBÂDELÂT] ile MÜBÂDERE[Ar. < BÜDÛR]
( Değiş-tokuş, bir şeyin, başka bir şeyle değiştirilmesi, trampa. | Ulemânın kadılık ve medrese değiştirmeleri.[1654'ten sonra bu söz yerine "mesafe" kullanılmıştır.] İLE Bir iş yapmaya girişme. )
- MÜBÂGAME değil/yerine/= TATLI DİLLİLİK
- MUBAH["MÜBAH" değil!] ile CÂİZ[< CEVÂZ]
- MUBAH[Ar. < İBÂHA] ile MÜSTAHAK[Ar. < HAKK]
( İşlenmesinde, sevap ya da günah olmayan şey/iş. İLE Karşılığını bulmuş, hak etmiş. )
- MÜBAŞERET[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİM
( Bir işe başlama. )
- MÜBAŞİR[Ar.] değil/yerine/= ÇAĞRICI
- MÜBAYACI SOKAK :
( Rumelihisarı Mahallesi sokaklarından biridir. Sokakta mübaya işlerine bakan bir görevlinin olması nedeni ile sokağa "Mübayacı Sokak" ismi verilmiştir. )
- MÜBÂYENET[Ar.] değil/yerine/= ÇELİŞKİ
( Bir şeyin, kendinden başka bir şey olmaması. )
- MÜBAYENET[Ar.] değil/yerine/= UYUŞMAZLIK
- MÜBEŞŞER[Ar. < BEŞÂRET] ile MÜBEŞŞİR[Ar. < BEŞÂRET | çoğ. MÜBEŞŞİRÎN]
( Kendine müjde verilmiş, tebşîr olunmuş. İLE Müjdeci, muştucu, tebşîr eden. | Dört İncil'i yazanlardan biri. )
- MÜBEZZİR ile MÜSRİF
- MÜBEZZİR değil/yerine/= TEBZÎR EDEN, GEREKSİZ, YERSİZ HARCAYAN, İSRÂF EDEN
- MÜBREZ[Ar. < BÜRÛZ] ile MÜBRİZ[Ar. < BÜRÛZ]
( Gösterilmiş, meydana çıkarılmış, ibrâz olunmuş. İLE Gösteren, meydana çıkaran, ibrâz eden. )
- MÜBTEDÎ[Ar. < BED | çoğ. MÜBTEDİÎN, MÜBTEDİYÂN] ile MÜBTEDİ'[Ar. < BED]
( Bir şey öğrenmeye yeni başlayan. Acemi. İLE Yeni bir şey ortaya çıkaran, bir yenilik ortaya koyan. )
- MÜBTELÂ'[Ar. < BEL] ile MÜBTELA[Ar. < BELÂ] ile MÜBTENÂ/MÜBTENÎ[Ar. < BİNÂ]
( Yutulmuş, yenilmiş. İLE Düşkün, bağımlı.[kötü şeylere] | Tutkun, tutulmuş. İLE Kurulu, kurulmuş olan, ibtinâ eden. | Dayanan. )
- MÜBTESİM[< TEBESSÜM] ile GÜLÜMSEYEN, TEBESSÜM EDEN
- MÜBTÎ'[Ar. < BATÂET] ile MÜBTİL[Ar.]
( Ağır hareket eden, ağır davranıp geciken. İLE İptal eden, hükümsüz bırakan, bozan. )
- MÜCADELE değil MÜCÂDELE
- MÜCADELE ve/||/<>/> MÜŞAHEDE
- MÜCÂDELE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MÜZÂKERE
- MÜCBER[Ar. < CEBR] ile MÜCBİR[Ar. < CEBR] ile MÜCEBBİR[Ar. < CEBR]
( Olunmuş, zorlanılmış, zorlanılan, icbâr olunan. İLE Zorlayan, zorlayıcı. İLE Çıkıkçı. )
- MÜCBİR[< CEBR] değil/yerine/= ZORLAYICI/ZORLAYAN
- MÜCBİR SEBEP değil/yerine/= GÜCEYİCİ NEDEN
- MÜCEDDİD[< CEDÎD] ile YENİLEYEN, YENİLEYİCİ, YENİ BİR ŞEKİL VE SÛRET VEREN | DÎNE YENİ BİR VECHE VEREN ZÂT
( YENİLEYEN, YENİLEYİCİ, YENİ BİR ŞEKİL VE SÛRET VEREN | DÎNE YENİ BİR VECHE VEREN ZAT )
- MÜCEDDİD[< CEDÎD] ile/ve/||/<> MUHYÎ[< HAYÂT]
( Yenileyen, yenileyici, yeni bir biçim ve sûret veren, tecdîd eden. | Dine yeni bir açı katan kişi. İLE/VE/||/<> İhyâ eden, dirilten, canlandıran, yaşam/hayat veren. )
- MÜCEHHEZ[Ar. < CİHÂZ] ile MÜCEHHİZ[Ar. < CİHÂZ]
( Donanmış, donatılmış, hazırlanmış, techîz olunmuş. İLE Donatan, techîz eden. | Armadar. )
- MÜCEHHEZ-İ MÂİYE ile ...
( Kurbağazehirigiller. [Fr. HYDROCHARIDÉES] )
- MÜCELLED[Ar. < CİLD] ile MÜCELLİD[Ar. < CİLD | çoğ. MÜCELLİDÎN]
( Ciltlenmiş, teclîd olunmuş. İLE Kitap ciltleyen, ciltçi. )
- MÜCELLİT[Ar.] değil/yerine/= CİLTÇİ
- MÜCERREB[Ar. < TECRİBE] ile MÜCERRİB[Ar. < TECRİBE | çoğ. MÜCERRİBÎN]
( Denenmiş, sınanmış, tecrübe edilmiş. İLE Deneyen, sınayan, tecrübe eden. )
- MÜCERRED[Ar.] ile TAAZZÜB[Ar. < AZEB] ile TE'EBBÜD[Ar.]
( Tek, yalnız. İLE Evlenmeyip bekâr kalma. İLE Ürküp çekinme. | Evlenmeme. )
- MÜCERREP[Ar.] değil/yerine/= DENENMİŞ, SINANMIŞ
- MÜCEVHER[Ar.] değil/yerine/= DEĞERLİ NESNE
- MÛCÎ[Ar. < VECÂ] ile MÛCİ'[Ar. < VECA]
( Ağrıtan, acıtan. İLE Elem veren. )
- MU'CİB[Ar. < ACEB] ile MÛCİB[Ar. < VÜCÛB] ile MÜCÎB[Ar. < CEVÂB]
( Hayrete/taaccübe düşüren, şaşkınlık veren, icâb eden. İLE Gereken, gerektiren. | Neden, vesîle. İLE Teklifi kabul eden, istenileni yapan, sorulana yanıt veren, icâbet eden. )
- MÛCİBE[Ar.] ile MU'CİBE[Ar.]
( Olumlu. İLE Şaşılacak, taaccüb olunacak. )
- MÜCİDD[Ar. < CİDD] ile MÛCİD[Ar. < VÜCÛD] ile MÜCÎZ[Ar. < İCÂZET] ile MÛCİZ[Ar. < VECZ, VÜCÛZ]
( Çok çalışan. İLE Yeni bir şey oluşturan, icâd eden, vücut veren. | Düşünce ve anlam yaratan. İLE İzin veren, icâzet veren. İLE Kısaltan, îcâz eden. | Kısa, toplu. )
- MUCİP SEBEP değil/yerine/= GEREKÇE
- MU'CİR[Ar.] ile MÛCİR[Ar. < ECR]
( Bir çeşit kadın başörtüsü. İLE Kiraya veren, îcâr eden. )
- MÛCİT/KÂŞİF değil/yerine/= GELİŞTİRİCİ/BULUCU/ORTAYA ÇIKARAN
- MUCÎZ[Ar. < VECZ, VÜCÛZ] ile MU'CÎZ[Ar. < ACZ] ile MÛCİZ[Ar. < VECZ, VÜCÛD]
( İzin/icâzet veren. İLE Başkalarını, bir şey yapmada geri bırakan, acze düşüren. | Kimsenin yapamayacağı yolda olan. İLE Kısaltan, îcâz eden. | Kısa, toplu. )
- MÜCRİM[Ar.] değil/yerine/= SUÇLU
- MÜDÂFAA[Ar.]/DEFANS[İng. < DEFENCE] değil/yerine/= SAVUNMA/SAVUNU
- MÜDAHALE EDEMEMEK ile/değil TAHAMMÜL EDEMEMEK
- MÜDAHALE ile "DARBE"
- MÜDÂHİL ile/ve/<> NÜFÛZ
- MÜDÂRÂ[Fars.] ile MÜDÂVÂ/T[Ar. < DEVÂ]
( Yüze gülme, dost gibi görünme. İLE Hastaya bakıp ilâç verme, devâ arama. )
- [ne yazık ki]
MÜDÂRÂ[T][< DERY] ile İKİYÜZLÜLÜK | YÜZE GÜLME, DOST GİBİ GÖRÜNME
- MÜDÂVÂ/T[Ar. < DEVÂ] ile MÜDÂVÎ[Ar. < DEVÂ]
( Hastaya bakıp ilâç verme, devâ arama. İLE İlâç veren, iyileştiren, devâ bulan. )
- MÜDÂVEME[Ar. < DEVÂM] ile MÜDÂVİM/E[Ar. < DEVÂM]
( Devam etme, bir yere her zaman gidip gelme. | Bir iş üzerinde aralıksız çalışma. İLE Devam eden, bir iş üzerinde aralıksız çalışan. | Bir yere, sürekli gidip gelen. )
- MÜDÂVÎ[Ar. < DEVÂ] ile MÜDÂVÎM[Ar. < DEVÂM |çoğ. MÜDÂVİMÎN]
( İlâç veren, iyileştiren, devâ bulan. İLE Devam eden, bir iş üzerinde aralıksız çalışan. | Bir yere, sürekli gidip gelen. )
- MÜDÂVİM ile/ve BELEŞÇİ
- MÜDD ile MÛD[Fars.]
( Mut, kara mut, batman türünden bir ölçek. İLE Tavşancıl kuşu. )
- MÜDDEÎ[Ar. < DA'VÂ] ile MÜDDÎ[Ar.]
( İddia eden, dâvâcı. | Bir yargıda ayak direyen. | İnatçı. İLE [felsefe] ... [Fr. PROTENSIF] )
- MÜDDET-İ İDDET:
BOŞANMIŞ ile DUL ile GEBE
( 3 ay[üç âdet dönemi] İLE 4 ay, 10 gün. İLE Doğum ile kayıtlıdır. )
( Boşanmış bir kadının tekrar evlenebilmesi için beklemek zorunda olduğu süre. )
- MÜDESSÎ[Ar. < DESÎSE] ile MÜDESSİR[Ar. < DİSÂR]
( Yolunu şaşırtan, baştan çıkaran. İLE Giyinmiş, bir örtüye bürünmüş. | Kur'ân-ı Kerîm'in 74. sûresi olup 56 âyettir. )
- MÛDİ'[Ar. < VED] ile MUDÎ/E, MUZÎ'[Ar. < ZİYÂ]
( Emânet olarak bırakan/veren, tevdî eden. İLE Kaybeden, zâyi eden. )
- MUDİL[Ar. çoğ. MUDİLÂT] ile MUDİLL[Ar. < DALÂLET]
( Güç, zor, çetin. İLE Doğru yoldan çıkarıp eğri yola saptıran, dalâlete düşüren. )
- MÜDÎR[Ar. < DEVR | çoğ. MÜDÎRÂN] ile MÜDİRR[Ar. < İDRAR]
( Çeviren, bakan, idâre eden. | İdâre eden anlayan. | İdâre memuru. | Yönetici. | Bölgedeki en büyük memur. İLE İdrar veren/verici. )
- MUDİYY[Ar.] ile ZEHÂB[Ar.]
- MÜEDDEP[Ar.] değil/yerine/= USLU, TERBİYELİ
- MÜELLEF[Ar. < ÜLFET] ile MÜELLİF[Ar. < ÜLFET]
( Kitap olarak oluşturulmuş, te'lîf edilmiş. | Yazılmış, toplanmış. | Bir yazı tarzı. | Uyumlu. İLE Kitap yazan, yapıt/eser sahibi. | Uyum gösteren, imtizâc ettiren. )
- MÜELLİF NÜSHASINI TESPİT EDEMEDİĞİMİZ BİR YAZMANIN EDİSYON KRİTİĞİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR -ile
( Konunun tespiti yapılmalıdır. Bu tespit hocanın yardımıyla olabilir başka bir biçimde de olabilir. )
( Çalışmaya başlamadan önce müellif, sonra kitabının adının elimizde olması gerekir. )
( Sonra kataloglara bakılmalı, nüshalar tespit edilmelidir. )
( Nüshalar tespit edildikten sonra bu nüshalar kendi aralarında bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Bu değerlendirme sonunda ana nüsha seçilmelidir. )
( Ana nüshayı tespit ederken dikkat edilecek hususlar:
a) Saha dikkate alınmalıdır. (Mesela, felsefe kitapları ile aritmetik kitapları.)
b) Günlük tecrübe ve sezgiler önemlidir.
c) Müstensihin kimliği ve istinsah tarihi önemlidir.
d) Kayıt türleri önemlidir. Müellifle alakalı olmayan kayıtlardır bunlar. (mukabele kaydı vs.)
e) Sunulan kişiler önemlidir. )
( Ana nüshayı tespit ettikten sonra öbür nüshalar bir sıraya konulmalıdır. (onların da kriterleri vardır.) Bu nüshalara ayrı ayrı semboller verilmelidir. )
( Sonra ana nüsha aynen kopya edilmelidir. Satır satır, ana nüshaya uygun olarak bu istinsah işi yapılmalıdır. )
( Daha sonra ana nüsha öbür nüshalarla yaprak yaprak kontrol edilmeli, farklar çıkarılmalıdır. )
( Ana metin tam metin demek değildir. )
( Edisyon kritik bir metni bugünkü formel estetik yapıya uygun hale getirmektir. )
- MÜELLİF[Ar. < ÜLFET] değil/yerine/= KİTAP YAZAN, YAPIT SAHİBİ
- MÜESSES[Ar. < ESÂS] ile MÜESSİS[Ar. < ESÂS | çoğ. MÜESSİSÎN]
( Kurulmuş, kurulu, te'sîs edilmiş. İLE Kuran, temel atan, te'sîs eden. | Kuran, kurucu. )
- MÜESSES) NİZAM[Ar.] değil/yerine/= (KURULU/YERLEŞİK) DÜZEN
- MÜESSES/E[Ar.] değil/yerine/= KURULU/Ş
( Kurulma işi. | Topluma hizmet, üretim, tüketim vb. amaç ve görevlerle kurulan her şey, tesis. | Yapı, yapılış, bünye. | Kasılma. | Bir sefer kuvvetini oluşturan birliklerin yapısı. )
- MÜESSESE ile/ve/||/<> TEŞEKKÜL
- MÜFEKKİRE ile/ve AKIL
( Düşünme yetisi/gücü. İLE ... )
- MÜFERRES[Ar.] ile MÜFERREŞ[Ar.]
( Farsça'laştırılmış. İLE Döşenmiş, tefrîş edilmiş. )
- MÜFİT[Ar.] değil/yerine/= YARARLI | ANLATAN
- MÜFLİS ile/değil/yerine/>< MÜFLİK
( İflâs eden. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Birinci sınıf şiir yazan şair. )
- MÜFRED(YALIN) ile MÜREKKEB(BİLEŞİK)
( Küllî anlam bir tek lâfızla gösterildiğinde "müfred" adını alır. İLE İki lâfız birleştirilerek gösterildiğinde "mürekkeb" adını alır. )
- MÜFREDAT[Ar.] değil/yerine/= ÖĞRETİM İZLENCESİ
- MÜFRİT[Ar.] değil/yerine/= AŞIRI
- MÜFRİT ile/değil/yerine/>< MÛNİS ve MÛTEDİL
- [ne yazık ki]
!MÜFSİT[Ar.]/MÜZEVİR[Ar.] değil/yerine/= ARABOZUCU
- MÜFTABİH ile/ve/||/<> MÜFTÂBİH
( Hakkında, fetvâ verilmiş olan. Kendiyle amel olunması icâb eden hüküm. İLE/VE/||/<> Müctehid âlimlerin ictihâdlarının kendiyle fetvâ. )
- MÜFTERÎ[Ar. < FERİYY] ile MÜFTERİH[Ar. < FERAH]
( İftira atan, kara çalıcı. İLE Şen, zevkli. )
- MÜFTERİ/İFTİRACI değil/yerine/= KARAÇALAN/KARALAMACI
- MÜFTERÎS[Ar. < FERS] ile MÜFTERİS[Ar.] ile MÜFTERİŞ[Ar.]
( Yırtıcı hayvan. İLE Fırsat bulan, fırsat bilen. İLE Secdede, iki kolunu yere koyan. )
- MUGALATA[Ar. < GALAT | çoğ. MUGALATÂT]["ga" uzun okunur] ile MUGALLAT/A[Ar. < GALAT]
( Yanıltmak için, yanıltacak yönde söz söyleme. | Ağız kalabalığı. İLE Yanlış telâffuz edilmiş. )
- MUGALATA[Ar.] değil/yerine/= YANILTMACA
( Yanıltmak için, yanıltacak yolda söz söyleme. | Başkasını yanıltmak için, doğru olmadığı bilinerek yapılan uslamlama ve çıkarsama. )
- MUGALEBE[< GALEBE]/TEGALÜB ile ...
( GALEBE ÇALMAYA, ÜSTÜN GELMEYE UĞRAŞMA | GALİP, ÜSTÜN )
- MUĞLAK ile MÜPHEM ile MECHUL ile MUAMMA
( Anlaşılması güç, anlaşılmaz, karışık, çapraşık. İLE Belirsiz. | Açık ve seçik olmadan. İLE Bilinmeyen. İLE Şiir sanatında harflerle yapılan bilmece/ler. )
- MUHABBET ile/ve/<> MERHAMET ile/ve/<> ADÂLET
( LOVE vs./and/<> MERCY vs./and/<> JUSTICE )
- MUHABBET ve/<> MÜNÂSEBET
( LOVE and/<> RELATIONSHIP )
- MUHACCİL[Ar. < HACLET] ile MUHÂCİR[Ar. < HİCRET]
( Utandıran, tahcil eden. İLE Göçmen, göç eden. Bir ülkeden ayrılıp, başka bir ülkeye yerleşen. )
- MUHÂCEZE[Ar.] ile MUACCİZE[Ar. < ACZ]
( Fısıldamak. İLE Sıkıntı verme, bıktırma, usandırma, tâciz etme. | Yapışkanlık, sırnaşıklık. )
- MUHÂCİM[Ar. < HÜCUM] değil/yerine/= SALDIRAN/SALDIRICI
- MUHACİR MAHALLESİ :
( Sarıyer Orta Çeşme Caddesi üzerindeki Çukurçeşmenin ilerisinde sağdadır. Hidayetin bağına kadar uzar. Fıstıklıbağlar yolundan sınır alır. 93 Harbi (Rus - Türkiye) göçmenlerinin iskân edildiği bir bölgedir. Zamanla değişikliğe uğradı. )
- MUHÂDAA/T[Ar. < HAD] ile MUHÂDÂT[Ar.]
( Aldatma, oyun/hile etme. İLE Hediyeleşmek. )
- MUHADDAB[Ar. < HAD] ile MUHÂTAB[Ar. < HUTBE]
( Boyanmış, tahdîb olunmuş. İLE Kendine söz söylenilen. | İkinci kişi. | Eskiden, Şeyhülislâm tarafından, medresede yetişmiş kişiler arasından seçilen ve huzur derslerine katılan, en çok dört kişiden biri. )
- MUHADDEP[Ar.]/KONVEKS[İng.] değil/yerine/= DIŞBÜKEY
- MUHADDİR/E[Ar. < HADR] ile MUHADDİR[Ar.]
( Uyuşturan, uyuşturucu, tahdîr eden. [Fr. NARCOTIQUE] İLE Kabartan, şişiren. )
- MUHAFAZA[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= KORUMAK/KORUYUP SAKLAMAK
- MUHÂFAZA ve/+ KÂR ile/değil/yerine/>< MUHÂFAZAKÂR/KORUYUCU
- MUHAFAZAKÂR[Ar., Fars.] değil/yerine/= TUTUCU
- MUHAFAZAKÂR/LIK ile BAĞNAZ/LIK
( CONSERVATIVE/NESS vs. FANATIC/ISM )
- MUHAFAZAKÂRLIK ile/ve/||/<> TEPKİSELLİK
- MUHAKKÂK ile/||/<> REYHANÎ
( Sülüse benzeyen ancak daha fazla yatık ve uzun çizgileri olan büyük boy yazı biçimi. İLE/||/<> Muhakkâk'ın küçüğü. )
- MUHAKKIK[< TAHKİK] ile MÜDEKKİK[< TEDKİK]
( Konuyu delilleriyle bilen, açıklayan. İLE Delillerine delil getiren. Kanıtın kanıtla ispatı. Kılı kırk yaran. )
( isbat el-mesele bi-el-delil İLE isbat el-delil bi-el-delil )
- MUHÂLAA[Ar.] ile MUHÂLÂT[Ar.]
( Kadının, kocasına, biraz mal vererek, birbirinden resmen ayrılmaları. | Karşılıklı boşanma isteği, kararı ve rızâsı. İLE Olanaksız, olmaz, olmayacak şeyler. )
- MUHÂLİF[Ar.] değil/yerine/= KARŞICIL/KARŞITÇI
- MUHALİF ile/değil/yerine MUHATAP
- MUHALLÂ[Ar. < HALÂ] ile MUHALLÂ[Ar. < HALÂ/HÂLÎ]
( Süslenmiş, süs yapılmış, donatılmış, tahliye olunmuş. İLE Boşaltılmış. | Süslenmiş, süs yapılmış. )
- MUHÂLLİM[Ar. < HİLM] ile MUALLİM[Ar. < İLM]
( Sakin. Yavaş kılan, halîm eden. İLE Öğreten, öğretmen, hoca, tâlim ettiren. | Muallim Naci'nin, 1886'da basılmış, Tercemân-ı Hakîkat gazetesinin edebî sayfasındaki şiirlere yazdığı tenkitleri topladığı bir yapıtı. )
- MUHALLÜN-LEH[Ar.] ile MUHÂLÜN LEH[Ar.]
( Kendine helâl olan. | Boşadığı karısı, başka biriyle evlenip boşandıktan ve bir iddet devresi bekledikten sonra tekrar kendine dönmesi şer'an kabul edilen koca. İLE Alacaklı olan kişi. )
- MUHAMMER[Ar. < HİMÂR] ile MUHAMMER[Ar. < HAMR] ile MUAMMER[Ar. < ÖMR]
( Eşeğe benzetilmiş, eşek denilmiş, tahmîr olunmuş. İLE Mayalanmış, ekşiyip kabarmış. | Yoğurulmuş. Kaynayıp kıvamını bulmuş. İLE Yaşayan, yaşamış, ömür süren. )
- MUHAMMİN[Ar.] değil/yerine/= ORANLAYAN
- MUHAMMİR[Ar. < HAMR] ile MUHAMMİR[Ar.] ile MUHÂMÎ[Ar.]
( Mayalayan, ekşitip kabartan, tahmîr eden. | Yoğuran, mayalayan, kıvamını bulduran. İLE Kızdırıcı ilâç. İLE Savunan, koruyan, müdafaa eden. | Avukat. )
- MUHÂNET[Ar. < MUHÂN] ile MUHANNET[Ar.]
( İhânet eden, hain, alçak. İLE Mumyalanmış, tahnît olunmuş. )
- MUHAREBE[Ar.] değil/yerine/= ÇARPIŞKI
- MUHARRER ile/||/<> TAHRÎR ile/||/<> TEVSÎK ile/||/<> MÜLÂHAZAT
( Yazılı. İLE/||/<> Yazma. İLE/||/<> Vesikalandırma, sağlamlaştırma, yazılı duruma getirme. İLE/||/<> Açıklamalar. )
- MUHARRİK[< HAREKET] ile MÜTEHARRİK[< HAREKET]
( Tahrik eden, harekete geçiren, oynatan. | Kışkırtan, ayartan, dürten. İLE Hareket eden, kımıldayan, oynayan. )
- MUHARRİK[Ar. < HARÎK] ile MUHARRİK[Ar. < HARK] ile MUHARRİK[Ar. < HAREKET]
( Yakan, tahrîk eden. İLE Çok yakan. | Çok hareket eden. | Pek susatan. İLE Hareket ettiren, oynatan. | Kışkırtan, ayartan, dürten. | [fels.] Devitken. | [kimya] Karmaç. )
- MUHARRİK ile/ve MÜTEHARRİK
( Hareket ettirici. İLE/VE Hareket eden. )
- MUHASEBE ile/ve/||/<>/< MUHAKEME
- MUHASSAR ile/ve MUHATAB
- MUHASSAS[Ar.] değil/yerine/= AYRILMIŞ
( Birine ayrılmış, tahsis olunmuş. )
- MUHAŞŞİ[Ar.] ile MUHAŞŞİ'[Ar.] ile MUHAŞŞÎ[Ar. < HAŞYET]
( Hâşiye yazayan, hâşiyeleyen. İLE Kibirlinin, kibrini kıran. İLE Korkutan, haşyete düşüren. )
- MUHASSIN[Ar.] ile MUHASSİN[Ar. < HASEN]
( Kale gibi korunaklı ve sağlam kılan. | Nâmâhremden saklayan. İLE Güzel kılan, güzelleştiren, tahsîn eden. )
- MUHATAP[Ar.]["MUHATTAP" değil!] değil/yerine/= KONUŞULAN/KONUŞUK
- MUHÂTARA/LI[< HATAR] ile NETÂME/Lİ
( Söyleşme, konuşma, birbirine hitap etme. | [mecaz] Çekişme. | Tehlike. | Zarar, ziyan, korku. İLE Gizli bir tehlikesi olduğu sanılan, tekin olmayan. | Başına sık sık kaza gelen. )
- MUATTAP/MUHATTAP/MUHAATTAP[Ar.] değil MUHÂTAP[Ar. < MUHÂTAB < HUTBE]
- MUHÂVELE ile MUHAVERE[çoğ. MUHÂVERÂT]
( İsteme/taleb. İLE İki kişinin karşılıklı konuşması. )
- MUHAYYEL[Ar. < HAYÂL] ile MUHAYYER[Ar. < HAYR]
( Hayal kurulmuş, tahayyül olunmuş. İLE Seçmeli, beğenmeye bağlı. | Beğenilmediğinde geri verilen eşya. | Türk müziğinin en eski ve en çok kullanılan makamlarından. )
- MUHAYYİLE ile MÜTEHAYYİLE
- MUHAYYİLE ile/ve MÜVEHHİME
( Hayal yetisi. İLE/VE Vehim yetisi. )
( Yanyana koyar. İLE/VE Sıraya koyar. )
- MUHÂZÎ[Ar. < HİZÂ] ile MUHÂZÎ[Ar. < HİZÂ] ile MUHAZZİ'[Ar.] ile MUHÂDİ'[Ar. < HAD, HID]
( Birbirinin karşısında ve aynı sırada bulunan. | Paralel. İLE Birbirinin karşısında bulunan, karşı sırada bulunan. İLE Ot ve saman kesmeye yarayan bir çeşit tarım makinesi. İLE Hile yapan, aldatan. )
- MUHBİR[Ar.] ile/değil MUHABİR[Ar.]
( Haber ulaştırıcı/veren. | Yasadışı olan bir durumu, yetkili oruna bildiren. İLE/DEĞİL Basın ve yayın kurumlarına haber toplayan, bildiren ya da yazan kişi. | Herhangi bir kuruluşun çalışmasıyla ilgili olarak, merkezle başka bir ülke arasında bağlantıyı sağlayan görevli. )
- MÜHELHİL[Ar.] ile MÜHELLİL[Ar. < TEHLÎL]
( Bir şeyi, nâzik ve lâtif yapan. | Nâzik ve lâtif söz söyleyen. İLE "Lâ ilâhe ill-Allah" diyen, tehlîl eden. )
itibarı ile 24.306 başlık/FaRk ile birlikte,
24.306 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(62/99)
(1996'dan beri)