Bugün[13 Ekim 2025]
itibarı ile 32.206 başlık/FaRk ile birlikte,
32.206 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(102/130)


- SANATÇIDA:
KAPRİS ve/||/<> KİBİR

( "Yakışır" )


- SANATÇININ:
BAKTIĞINA BAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖRDÜĞÜNÜ GÖRMEK


- SANATÇIYIM DİYEBİLMEK İÇİN:
USTANI GEÇECEKSİN ve/||/<>/> SENİ GEÇECEK BİR ÖĞRENCİ YETİŞTİRECEKSİN


- Sanatçı DİNLE!!!


- SAN'AT-GER[Ar.] ile SAN'AT-KÂR[Ar.]

( Sanatçı. | Esnaf. İLE Sanatçı, usta. )


- SANATIN:
DİLİ ile/ve/değil/<>/< ARACI


- SANATIN GÜZELLİĞİ ile/ve/||/<> DOĞANIN GÜZELLİĞİ

( Hegel'de. İLE/VE/||/<> Kant'ta. )


- SANATIN KAVRANMASI değil SANATSAL DUYARLILIK


- SANATIN ÖLÜMÜ ile ÇIRAĞIN ÖLÜMÜ

( [Çırak, ustasını ...] Sollamazsa. İLE Hatalı sollarsa. )


- SANATSAL ÜRÜN VERMEK ile/ve/değil/yerine/<> (KENDİNE VE TOPLUMA) SANATSAL DUYARLILIK KAZAN(DIR)MAK/KAZANDIRABİLMEK

( Sanat ürünü, sanatçısını yanında istemez. )


- SANATSAL ile/ve/fakat/<>/> SANATI AŞAN


- SANATTA:
BİLİNÇSİZ SİMGESELLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇLİ SİMGESELLİK


- SANAT/TA:
DOĞAL OLAN ile/ve/||/<>/> DOĞAL OLARAK/DOĞALA EN YAKIN VE YALIN YAPILMIŞ OLAN


- SANATTA KALMAK ile/değil/yerine SANATLA KALMAK


- ŞİİR:
SANATTA ile/ve FELSEFEDE

( En üstte. İLE/VE En altta. )


- SANAT(TA TAKLİT):
DOĞRU OLMAYANDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< DOĞRU OLANDA

( Sanat, doğru olmayanı da taklit edebilir, doğru olanı da.
Doğru olmayanı taklit ederse aldatıcı olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Doğru olanı taklit ederse doğruluğunu daha çok güçlendirir. )

( Sanat, doğru ya da güzel olmayanı, doğru ve güzel olarak gösterebilir. )


- SANAYİ KAPİTALİZMİ ile/ve/||/<>/> FİNANS KAPİTALİZMİ


- SANAYİ ÖNCESİ ile SANAYİ SONRASI


- SANAYİ ve DİL BİRLİĞİ


- SANCAK ile/ve İSKELE[İt. < SCALA]

( Sağ taraf. İLE/VE Sol taraf. )

( STARBOARD vs./and PORT/PIER
Right side. WITH/AND Left side. )


- SANDAL ile BARKA

( ... İLE Büyük sandal. )


- SANDAL ile/ve DAK

( ... İLE/VE Ganj Nehri'nde kullanılan sandal. )


- SANDAL ile/<> PİROG

( ... İLE/<> Mali'de, Nijer ırmağında kullanılan bir sandal. )


- SANDAL[Ar.] ile SANDAL[Ar.] ile SANDAL(ET)[Fr. < Yun.]

( Sandalgillerden, kerestesi sert ve kokulu bir ağaç. İLE İnsan taşıyacak biçimde yapılmış, kürekle sürülen deniz teknesi. İLE Sadece tabanı bulunan, ayağa kordon ve kayışla bağlanan, açık ayakkabı. )

( ARBUTUS ANDRACHNE / SANTALUM ALBUM cum ... )


- SANDAL ile TAHLİSİYE

( ... İLE Kurtarma, can kurtarma. | Kazaya uğrayan gemilerin, yolcularını ve gemi adamlarını kurtarma işi. | Kaza sırasında, kurtarma için kullanılan sandal. )


- SANDALYE[Ar. < SANDALİYE] değil/yerine/= OTURGA


- SANDIĞIMIZ ile SANDIĞIMIZ

( Seçim sandığımız. İLE Zan/zannettiğimiz. )


- SANDWİCH KOMPLEKS ile/||/<> HALF-SANDWİCH

( Sandwich iki Cp ferosen, half-sandwich tek Cp. )

( Formül: Fe(Cp)₂ İLE CpMn(CO)₃ )


- SANEVBER ile ...

( SEVGİLİNİN BOYU, BOSU )


- SANGER DİZİLEME ile/||/<> NGS

( Sanger tek okuma uzun, NGS çoklu kısa. )

( Formül: Single long İLE multiple short reads )


- ŞANGIRTI ile PATIRTI

( Tabak, bardak, şişe vb.nin bir yere ya da birbirine çarparken, kırılırken çıkardığı sesin adı. İLE Pat pat çıkan sesin adı. | Herhangi bir biçimde ya da ayakları yere kuvvetle basarak yürüme sonucu çıkan gürültü. | Gürültülü çatışma, arbede. )


- ŞANİ IRMAĞI'NIN:
BİR YAKASI ile/ve/<> ÖTEKİ YAKASI

( Çad. İLE/VE/<> Kamerun. )


- SANÎ'[Ar. < SUN] ile SÂNÎ[Ar. < SENY] ile SÂNİ'[Ar. < SUN] ile SÂNİH/A[Ar. < SÜNÛH]

( Görülen iş. İLE İkinci. İLE Yapan/yapıcı, işleyen. | Yaradan, sanat yapıtı olarak meydana getiren. | Allah. | [tüzel] İstisna akdinin borçlusu. İLE Zihin ve düşüncede oluşan, zihne/düşünceye doğan. )


- SANI/ZAN/ZEHAB[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<> KANI/KANAAT

( Sahibi olunan düşüncenin/yorumun üzerine yargıda bulunum ve bu sürecin ilk durumu/sonucu. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Bir durum/olgu üzerine düşünce/yorum sahibi olmak. )

( Gerçeği bulmak istiyorsak, kanılarımıza asılmamalıyız. )

( To find truth, we must not cling to our convictions. )

( [not] SURMISE vs./and/but/||/<> OPINION
OPINION instead of SURMISE )


- SANI ile SANRI

( Önce, olduğunuzu sandığınız kişi olmadığınızı anlayın. )

( En küçük bir kuşku olmaksızın, kendinizi sandığınız şey olmadığınızı bilin! )

( Understand first that you are not the person you believe yourself to be.
Beyond the least shadow of doubt, that you are not what you believe yourself to be. )

( SURMISE vs. HALLUCINATION )

( ZANN ile BİRSAM )


- SANİHA[Ar.] değil/yerine/= DOĞAÇLIK/DOĞUNÇLUK


- SANIKTAN, KANITA GİTMEK" değil KANITTAN, SANIĞA GİTMEK


- SANIRIM ... OLABİLİR değil SANIRIM ... ya da ... OLABİLİR


- SANIRSAM değil SANIRIM


- SANIRSAM değil SANIRIM/SANIYORUM

( Anlatımda, bir koşulun[eğer/ise] tekrar ya da ikinci kez koşulu olmaz! Zannetmek ya da sanmak, bir koşuldur.

Zannetmek, bir şeyin, sözü geçtiği biçimde olduğunu/olacağını ya da olmadığını/olmayacağını, %51 - 99 oranında "kabul" ya da "iddia" etmenin ikinci kez ve başka bir olasılığı, belirsizliği barındırması ya da "tanımlaması" olanaksız ve anlamsızdır. )


- SANİYE ile SALİSE


- SANİYE ile/ve/||/<> TOZ

( SECOND vs./and/||/<> DUST/POWDER )


- SANIYORUM ile/ve/||/<> SAYIYORUM


- SANKİ BÖYLE değil SANKİ


- SANKİ GALİBA YANİ" değil SANKİ ya da GALİBA ya da YANİ


- SANKİ YEDİM CAMİSİ

( Fatih'te, Sanki Yedim Sokağı'ndadır. [Hocanın, yediğini farz ederek biriktirdiği para ile yaptırılmıştır.] )


- SANKİ ile/değil/yerine SANIRIM


- SANKİ değil/yerine/= SÖZÜMONA


- SANLIUN ile/ve SANRON

( Çin Buda'cı okulu. İLE/VE Japon Buda'cı okulu. )


- SANMA! ile/ve/||/<>/> ANMA! ile/ve/||/<>/> YANMA!

( )


- SANMAK ile/değil/yerine/>< "SAYMAK"


- SANRI ile/ve/||/<> SANCI


- ŞANS (VERMEK) ile/ve/değil/||/<>/< KOZ (VERMEK)


- ŞANS ile/değil OLASILIK

( Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç. | Bir olayın olabilirliği. | Bir kimsenin bilgi ve emeğinden çok, rastlantı sonucu elde ettiği elverişli durum. İLE ... )

( [not] CHANCE vs./and/but PROBABILITY
PROBABILITY instead of CHANCE )


- SANSAR ile KAYA SANSARI


- SANSAR ile/ve KESELİ SANSAR


- SANSASYON[Fr./İng. < SENSATION] ile/ve/||/<> SKANDAL[Fr. < SCANDALE]

( Dalgalanma. | Çok sayıda kişiyi ilgilendiren, etkileyen, heyecan verici olay. İLE Büyük yankı uyandıran, utanç verici ya da küçük düşürücü olay. )


- SANSASYON[Fr./İng.] ile SPEKÜLÂSYON[Fr./İng.]

( Dalgalanma. | Birçok kişiyi ilgilendiren, etkileyen, heyecan verici olay. İLE Vurgunculuk. | Saptırma. | Kurgu. )

( SENSATION vs. SPECULATION )


- ... "ŞANSI" YOK değil ... OLASILIĞI/OLANAĞI YOK


- ŞANSIZ ile ŞANSSIZ

( Ünsüz. | Gösterişsiz. | Kılıksız, kıyafetsiz. İLE Şansı olmayan. )


- SANSKRİTÇE değil SANSKRİT


- ŞANSÖLYE[Fr. CHANCELIER]:
BAŞBAKAN ile/ve MALİYE BAKANI

( Almanya ve Avusturya'da. İLE/VE İngiltere'de. )


- SANSUALİZM[Fr.]/SENSÜALİZM[İng.] değil/yerine/= DUYUMCULUK


- SANSÜR[Fr.] değil/yerine/= DENETLEME/DENETKİ/SIKIDENETİM

( Her türlü yayının, sinema ve tiyatro yapıtlarının, hükümetçe, önceden denetlenmesi. Yayın ve gösterilmesinin, izne bağlı olması, sıkıdenetim. | Denetleme işini yapan kurul. )


- SANSÜRLEME ile/değil/yerine DÜZENLEME


- SANTİAR[Fr.] ile/ve/<> SANTİGRAM[Fr.] ile/ve/<> SANTİGRAT[Fr.] ile/ve/<> SANTİLİTRE[Fr.] ile/ve/<> SANTİM[Fr.] ile/ve/<> SANTİMETRE[Fr.]

( Bir ar'ın, yüzde biri, bir metrekare. İLE/VE/<> Bir gramın, yüzde biri, bir desigramın onda biri. İLE/VE/<> Suyun, buz olma noktasını sıfır, buharlaşma noktasını 100 sayarak, arası, derece olarak adlandırılan yüz eşit kısma bölme yoluyla bulunan ısı ölçeği. İLE/VE/<> Bir litrenin, yüzde biri. İLE/VE/<> Herhangi bir birimin, yüzde biri. İLE/VE/<> Bir metrenin, yüzde biri. )


- ŞANTİYE[Fr. CHANTIER] değil/yerine/= ...

( Yapı gereçlerinin yığılıp saklandığı ya da işlendiği yer. | İnşa durumundaki ev, fabrika, baraj vb. her türlü yapı. | Büyük yapıların inşasında yapıcıların yaşadıkları geçici bina. | Ev, fabrika, baraj vb.nin yapımının sürdüğü yer, yapı yeri. | Gemi tezgâhı. )


- SANTRANÇ değil SATRANÇ


- SANZEN[Jap.] = SAN-CH'AN[Çince]


- SAP, DÖNER; KESER, DÖNER ve/||/<>/> GÜN GELİR, HESAP DÖNER


- SAP ile SAMAN

( Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm. | Çiçek ya da meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak. İLE Ekinlerin harmanda dövülüp taneleri ayrıldıktan sonra kalan ufalanmış sapları. )


- ŞAP ile ŞAP[Ar. < ŞABB]/ALÜN[Fr.] ile ŞAP

( İstekle öperken çıkan ses. | Birden yere düşme ya da çarpma sırasında çıkan ses. İLE Alüminyum ve potasyum sülfatından ya da amonyum alüminyum sülfatından oluşan, sıcak suda eriyen, tadı buruk, antiseptik bir madde. İLE İnce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşeme sıvası. )


- SAP ile SAPÇIK

( Bitkinin, dal, yaprak, çiçek gibi bölümlerini taşıyan, ağaçlarda, odunlaşarak, gövde durumunu alan bölüm. | Çiçek ya da meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak. | Bir aracı tutmaya yarayan bölüm. | İplik, tire, ibrişim gibi şeylerde, iğneye geçirilen bir dikişlik iplik. | Demet durumundaki sap. İLE Küçük sap. | Bir örgeni, organizmanın öteki bölümlerine bağlayan, içinde damarlar, sinirler ve görevsel kanallar bulunan öğelerin tümü. | Ucunda çiçek bulunan dalcık. )


- SAPA ile SAPAK

( Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan. İLE Bir anayoldan ayrılan yolun, başlangıç noktası. )


- ŞAPERON ile/||/<> PROTEAZOM

( Şaperon katlanma yardım İLE proteazom protein yıkımı. )

( Formül: HSP İLE ubikuitin )


- SAPIK/LIK" ile SAPKIN/LIK | ile/değil/yerine/||/<>/< SAPMA

( "Yükleme". İLE Tespit. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Durum. )


- SAPITMA ile/değil/||/< SAPTIRMA ile/değil/||/< SAPMA


- ŞAPKA ile/değil BO DOI

( ... İLE/DEĞİL Vietnam'da, koni biçimindeki şapkaların adı. )


- ŞAPKA[Rusça] ile KEP[İng. < CAP]

( Keçe, hasır, kumaş, ip vb. ile yapılan başlık. | Boru, baca, direk vb. nesnelerin açık olan üst bölümünü havanın etkisinden korumak için takılan başlık. | Bazı bitkilerde, özellikle mantarlarda sapın üstünde bulunan, üreme örgenlerini taşıyan şapka biçimindeki örgen. | Düzeltme imi. İLE Başlık, sipersiz şapka. | Asker şapkası. | Hemşirelerin taktığı başlık. | Bazı törenlerde profesör ve öğrencilerin taktığı özel başlık. )


- ŞAPKA[Rus.] ile KASKET[Fr. CASQUETTE]

( Keçe, hasır, kumaş, ip vb. ile yapılan başlık. | Boru, baca, direk vb. şeylerin açık olan üst bölümünü havanın etkisinden korumak için takılan başlık. | Bazı bitkilerde, özellikle mantarlarda sapın üstünde bulunan, üreme örgenlerini taşıyan, şapka biçimindeki örgen. | Düzeltme işareti. İLE Genellikle erkeklerin giydiği, önü siperli başlık. )


- SAPKIN EŞEYSELLİK ile/değil YOĞUN EŞEYSELLİK


- SAPKIN" ile/değil/yerine ÇAPKIN


- SAPLAMA ile/değil SAPTAMA

( Hızla batırmak. İLE/DEĞİL Bir şeyi belirgin kılma, tespit. | Yıkanmış gümüş bromürlü tabakanın, gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi. )


- SAPLAMAK, BATIRMAK = SANÇMAK


- ŞAPLAMAK ile ŞAPLAMAK ile ŞAPLAMAK ile ŞAPLAMAK

( "Şap" diye ses çıkarmak. İLE Bir şeyi, şaplı su ile ıslatmak. İLE Bir yapının tabanını, ince kum ve çimentoyla hazırlanan karışımla sıvamak. İLE Yemeğe şap katmak. )


- SAPLANTI ile/değil AŞK


- SAPLANTI = FİKR-İ SABİT = FIXED IDEA[İng.] = IDÉE FIXE[Fr.] = FIXE IDEE[Alm.] = FIXUS[Lat.]


- SAPLANTI ile/değil/yerine İSTİKRAR


- SAPLANTI ile/değil TİK[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL Herhangi bir kas kümesinin, istençdışı devinmesi. | Alışkanlıkla sık sık yinelenen, gülünç, sıkıcı söz ya da el, kol, yüz devinmesi. )


- SAPMA ile/ve AYRILMA

( Serbest bir mıktnatıslı iğnenin, denge konumunda iken gösterdiği doğrultudan geçen düşey düzlemle, bulunulan noktanın meridyen düzlemi arasındaki açı. | Bir ışının, saydam bir biçmeden geçtikten sonraki doğrultusu ile ilk doğrultusu arasında oluşan açı. | Bazı sözcüklerin, kurallara göre almaları gereken biçimlerden uzaklaşması durumu. İLE ... )

( DEVIATION vs./and DIVERGE )


- SAPMA ile/değil BAŞKALDIRI


- SAPMA ile/değil KAYMA


- SAPMA ile/ve/<> SAPLANMA


- SAPMA ile/ve/||/<> YAŞAMDA KALMA SAPMASI

( II. Dünya Savaşı sırasında, müttefikler, Naziler tarafından vurulan uçaklardaki kurşun deliklerini haritaladı ve düşman topçularının ağır hasar verdiği alanları güçlendirmeye çalıştı.

Hedefleri, uçağın daha fazla kırmızı noktalı (ya da daha fazla merminin isabet ettiği) alanları yeniden inşâ etmek ve güçlendirmekti.

Kuramsal olarak, bu mantıklı bir çıkarımdı. Sonuç itibariyle bunlar en çok etkilenen bölgelerdi.

Ama bir matematikçi olan Abraham Wald, farklı bir sonuca vardı: Kırmızı noktalar, sadece eve dönebilen uçaklara verilen hasarı temsil ediyordu.

Gerçekten güçlendirilmesi gereken alanlar, mermilerin isabet etmediği yerlerdi. Çünkü bunlar, uçak vurulduğunda yaşamda kalamayacağı yerlerdi.

Buna, "yaşamda kalma sapması" denir.

Yalnızca yaşamda kalan örneklere odaklanmamızdan kaynaklı bir hatadır. )

( image )


- SAPOTAĞACI ve/<> SAPOTGİLLER

( Sapotgillerin örnek bitkisi olan, lezzetli meyvesi ve çiklet yapımında kullanılan salgısı için sıcak ülkelerde yetiştirilen bir ağaç. VE/<> İkiçeneklilerden, örnek bitkisi sapotağacı olan, sıcak ülkelerde, genellikle Orta Amerika'da yetişen, bazı cinslerinden gütaperka çıkarılan bir bitki ailesi. )

( ACHRAS SAPOTA )


- SAPROFİT[Fr. < Yun. SAPROS: Çürük. | PHYTON: Bitki.]/SAPROTROF değil/yerine/= ÇÜRÜKÇÜL

( Doğal olarak hayvan ve bitki kalıntılarının üzerinde yaşayan ve onların çürümesine yol açan bitki ve organizmalar. )


- SINIR:
SAPTANABİLİR ile/ve/||/<>/> HESAPLANABİLİR


- SAPTIRMA ile/değil/yerine SAPTAMA


- ŞAR ŞAR / ŞARIL ŞARIL (AKMAK)

( Su ya da yağmurun, bol ve sesli bir biçimde akması, yağması. )


- SAR'/SAR'A[Ar.] ile SÂR[Ar.] ile -SÂR[Ar.]

( Tutarık, tutarak, bayıltıcı bir sinir/beyin hastalığı. İLE Öc, intikam. İLE "yer" bildirerek birleşik sözcükler yapar.[ÇEŞME-SÂR: Çeşmeleri çok olan yer. | KÜH-SÂR: Dağlık yer.] )


- SAR'/SAR'A[Ar.]/TUTARAK/TUTARIK/TUTARGA/YİLBİK[Ar.] ile SÂRÂ[Ar.]

( Tutarık, tutarak, bayıltıcı bir sinir/beyin hastalığı. İLE Katkısız, hâlis. )


- SARAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SAĞAN


- ŞARAP FERMANTASYONU ile/||/<> SİRKE FERMANTASYONU

( Şarap fermantasyonu mayalar tarafından şeker alkole dönüştürülür İLE sirke fermantasyonu bakteriler alkolu asetik aside dönüştürür. Şarap anaerobik İLE sirke aerobik süreçtir. Pasteur iki fermantasyonu da mikroorganizmalara bağladı. )

( Louis Pasteur tarafından 1864 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1822-1895) (Ülke: Fransa) (Alan: Biyoloji, Kimya) (Önemli katkıları: Mikrop teorisi, pastörizasyon, aşı geliştirme (kuduz, şarbon), spontan üreme teorisini çürüttü, fermantasyon süreçlerini açıkladı, antisepsi kavramını tıbba kazandırdı) )


- ŞARAP[Ar. < ŞERÂB]/MÜDÂME/MEY[Fars.] ile/değil HAMR


- ŞARAP ile/değil KEVSER ŞARABI


- ŞARAP ile/ve/değil/> SERAP


- ŞARAP ile/<> SİRKE

( Bulunduğu yerdeki sirkeye etki edemez. İLE/<> Bulunduğu yerdeki şarabı sirkeleştirir/bozar. )


- SARAY DANSLARINDA:
MENUETTO ile/<> GIGUE ile/<> SARABANDE ile/<> ALLAMANDE


- SARAY ile/ve/değil/yerine/<> ÇAYIR-BAYIR


- SARAY ile HATİCE SULTAN SARAYI


- ŞARBON AŞISI ile/||/<> DOĞAL BAĞIŞIKLIK

( Şarbon aşısı yapay aktif bağışıklık oluşturur İLE doğal bağışıklık hastalığı geçirerek kazanılır. Pasteur koyunlara zayıflatılmış şarbon aşısı vurdu İLE Pouilly-le-Fort deneyinde aşının etkinliğini kanıtladı. Aşı hastalığa yakalanmadan koruma sağlar. )

( Louis Pasteur tarafından 1881 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1822-1895) (Ülke: Fransa) (Alan: Biyoloji, Kimya) (Önemli katkıları: Mikrop teorisi, pastörizasyon, aşı geliştirme (kuduz, şarbon), spontan üreme teorisini çürüttü, fermantasyon süreçlerini açıkladı, antisepsi kavramını tıbba kazandırdı) )


- ŞARBON[Fr. < CHARBON] değil/yerine/= KARAKABARCIK


- ŞARBON[Fr.] değil/yerine/= YANIKARA/KARAKABARCIK/KARAYANIK

( Çeşitli hayvanlarda, özellikle koyun ve sığırlarda görülen, deri ya da mukoza yoluyla insana bulaşan, bulaştığı yerde kara bir çıban yapan, tehlikeli sayrılık. )


- SARF[Ar.] ile/ve/||/<> NAHV[Ar.]

( Sözcük bilgisi/(b)ilimi. İLE/VE/||/<> Tümce/cümle bilgisi/(b)ilimi. )


- SARF-I NAZAR[Ar.] değil/yerine/= SAYILMASA DA, VAZGEÇİLSE DE


- SARGAÇ/KORSA/KORSE[Fr. < CORSET] ile KORSAJ[Fr. < CORSAGE]

( İnce görünmek için kullanılan esnek iç giysisi. | Herhangi bir darbeden zarar görmemesi için boyna takılan, bel fıtığı gibi durumlarda gövdeyi düzgün tutmaya yarayan nesne. İLE Küçük, kısa sargaç. )


- SARGILI ile/değil SARILI


- SARHOŞ İKEN ile/değil SARHOŞ İSEN


- SARHOŞ ile DÎVÂNE


- SARHOŞ[Fars. SER:Baş. + HOŞ] değil/yerine/= ESRİK/ESRÜK[dvnlgttrk]


- SARHOŞ ile KÖR KANDİL/GÖK KANDİL

( ... İLE Aşırı derecede sarhoş. )


- SARHOŞ[Fars. < SER-HOŞ] ile MASTOR/MASTUR

( ... İLE İleri derecede sarhoş. )


- SARHOŞLUK ile ZAFER SARHOŞLUĞU

( ... İLE En kötü sarhoşluk. )


- SARI "BULGUR" ile/değil/yerine DOĞAL BULGUR


- SARI KİRAZ ile/ve/||/<> PEMBE KİRAZ ile/ve/||/<> İTALYAN KİRAZ


- SARI MERCİMEK ile/değil SOYULMUŞ YEŞİL MERCİMEK


- SARI SALTUK = DERVİŞ SALTUK

( "Sarı" sözcüğü ve "kullanımı", başağın/buğdayın olgunlaşması ve rengiyle bağlantılandırılır. )


- SARI ile ERMİŞ/ERGİN


- SARİ ile SÂRİ

( Budist rahiplerin giydiği sarı renkli giysi. İLE Bulaşıcı sayrılık. )


- SAR'Î ile SARÎ' ile SÂRÎ[Ar. < SİRÂYET] ile SÂRÎ[Fars.] ile SARÎH[Ar. < SARÂHAT]

( Sar'a hastalığı ile ilgili. | Sar'alı. İLE Yere yığılmış sar'alı kişi. İLE Bulaşan/bulaşıcı. [İng. CONTAGIOUS, Fr. CONTAGIEUX] İLE Sürücü, süren. İLE Açık, meydanda. | Belirli. | Saf, halis. | Safkan Arap atı. )


- SARI ile ŞEKERRENK

( ... İLE Sarıya çalan renk. | Bu renkte olan. | İki kişi arasındaki dostluk ilişkilerinin bozuk olması. )


- SARIGÜZEL CADDESİ değil/< SARIGÖREZ CADDESİ


- SARILMAK ile SARINMAK

( Sarma eyleminin yapılması. | Bir şeyin üzerine, bir ya da birkaç kez dolanmak. | Kollarını dolamak, kucaklamak. | Tüm gücü ile ele almak. | Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek. | Hemen yapmaya koyulmak, girişmek. İLE Kendi üstüne sarmak. )


- SARIMSAK ve NAR (GİBİ) ve/+/||/<>/> LAHANA ve MARUL ve SOĞAN (GİBİ)

( [İnsanın/kişinin] Bilinmesi gerekenleri. VE/+/||/<>/> Tanınması gerekenleri. )


- SARIMSAK ile KURTLUCA/SU SARIMSAĞI

( Ballıbabagillerden, tırmanıcı sarı çiçekleri olan, kokusu sarımsağı andıran, göl, akarsu kıyıları vb. nemli yerlerde yetişen bir bitki, meşecik, yer meşesi/palamudu/pelidi. | Lohusa otu. )


- SARIMSAK ile SARIMSAKOTU

( ... İLE Turpgillerden, beyaz, küçük çiçekli, ovulduğunda sarımsak kokusu veren bir bitki. )

( ... cum ALLIARIA OFFICINALIS )


- SARIMSI = SARIMTIRAK

( Sarıya çalan/benzeyen. )


- SARIP SARMALAMAK / SARINIP SARMALANMAK


- SABIR/SARISABIR[Süryanice ŞABRÂ] ile SARISALKIM

( Zambakgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, yaprakları, oldukça yüksek bir sapın tepesinde, rozet biçiminde toplanmış bulunan bir süs bitkisi. | Bu bitkinin, etli ve kalın yapraklarından çıkarılan, kırmızımsı esmer renkli, tıpta ve boyacılıkta kullanılan bir madde. İLE Baklagillerden, salkım durumunda sarı çiçekleri bulunan, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir ağaç. )

( ŞİBÂRU[Akatça]: Sivri bir araç. İlâç olarak kullanılan bir bitki. )

( ALOES cum LABURNUM )


- SARIYER İSKELESİ =/< MESAR BURNU


- ŞARK ile Şark

( Yön. İLE Özel ad, bölge adı. )


- SARKAÇ ile/||/<> PERİYOT

( Sarkaç yasaları )

( Galileo Galilei tarafından 1602 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1564-1642) (Ülke: İtalya) (Alan: Fizik, Astronomi) (Önemli katkıları: Teleskop, Jüpiter uyduları, serbest düşme) )


- SARKAÇ ile SARKIK ile SARKIL ile SARKINTI ile SARKIŞ ile SARKIT

( Durağan bir nokta çevresinde, ağırlığının etkisiyle salınım yapan, devingen katı nesne. İLE Aşağı doğru uzanmış, sölpük, salpa, gevşek. İLE Sarkaçla ilgili, devinimi, sarkaç devinimine benzeyen. İLE Aşağı doğru uzanan, sarkan şey. İLE Sarkma eylemi ya da biçimi. İLE Mağaraların tavanında oluşan, genel olarak koni biçiminde, kalker birikintisi, damlataş, istalaktit. )


- ŞARKÎ/ŞARKLI değil/yerine/= DOĞULU


- ŞARKI ile KANTO[İt. < CANTO]

( ... İLE Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteri. | Bu gösteri sırasında söylenen şarkı. )


- ŞARKI ile/ve/değil/yerine/<> NİNNİ

( Tüm ninniler, hicaz makamındadır. )


- ŞARKI[< ŞARKÎ] ile/ve TÜRKÜ[< TÜRKÎ]

( Bestecisi bilinir. İLE/VE Bestecisi bilinmez. )

( YIR / IR: Ezgi, türkü, nağme. | Şiir. | Şarkı. )


- ŞARKILARINA EŞLİK ETMEK/EDİLMESİ ile/ve/||/<>/> ŞARKILARININ HEP BİRLİKTE SÖYLENMESİ


- SARKINTILIK ile/değil İLTİFAT


- SARKMA ile/ve GECİKME

( [buluşma dakikasından önce] Haber verilmişse/verilirse. İLE/VE Haber verilmemişse. )


- ŞARLATAN ile/değil/yerine/>< BİLGİN

( Aldatır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Aydınlatır. )


- ŞARLATAN değil/yerine/>< FİLOZOF

( Filozofların aydınlatmadığı bir toplumu, şarlatanlar aldatır. )


- SARMA ile SARMAL/YILANKAVİ/HELİSEL/HELEZONİ[Ar., Yun.] ile SARMAN ile SARMAŞAN/SARILGAN ile SARMAŞIK

( Sarma eylemi. | Saran, içine alan şey. | Yaprak ya da başka şeylerle, içlik malzeme konup sarılarak yapılan yemek. | Güreşçinin, kendi ayağını, arkasında bulunan rakibin ayağının iç tarafına sokup dolaması. | Sarılarak yapılan. İLE Sarmal biçiminde olan. İLE Azman, iri. | Sarı tüylü kedi. İLE Sarılgan. İLE Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan, küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki. )


- SARMAL ile/değil DÖNGÜSEL


- SARMAŞIK ile ÇİTSARMAŞIĞI

( ... İLE Çitsarmaşığıgillerin örnek bitkisi olan, daha çok, tarla kenarlarında yetişen, beyaz çiçekli, sarılıcı, otsu bitki. )

( ... cum CONVOLVULUS ARVENSE )


- SARMAŞIK ile JAPONSARMAŞIĞI

( Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki. İLE Asmagillerden, ana vatanı Çin ve Japonya olan, sülüklerinin ucu duvarlara tutunmak için genellikle daire biçiminde genişlemiş olan, sarılcı süs bitkisi. )

( HEDERA HELIX cum AMPELOPSIS JAPONICA )


- SARMAŞIK ile SARILGAN

( ... İLE Sapı yakınındaki başka bitkilere ya da başka şeylere sarılıp yükselen, otsu ya da odunsu bitki. )


- SARMAŞIK ile/değil SARMAL


- SARMAŞIK ile SARMAŞIK İNCİRİ


- SARRÂF ile/ve/değil/yerine/||/<> SAHHÂF


- SARSIM ile SARSINTI

( Sarsma eylemi. | Gök nesnelerinin[cirim], genel çekim yasasına uygun olarak birbirini çekmesi nedeniyle herhangi bir gezegenin hareketinde görülen karışıklık. İLE Birden sallanma, sarsılma. | Titreme. | Deprem. | Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri. | Bir kurum ya da kuruluşun dengesini etkileyen bozukluk. | Kaza, ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, fiziksel ya da coşkusal nitelikteki, birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü. )


- ŞART değil KOLAY!


- ŞART ile/ve/<> ŞATR

( Koşul. | Durum, hal, vaziyet. | Yemin. İLE/VE/<> Yarı, yarım. | Bölüm, kısım, parça. | Mısra. )


- ŞART-I A'ZAM ile/ve ŞART-I BÂTIL ile/ve ŞART-I CÂİZ ile/ve ŞART-I LAĞV ile/ve ŞART-I MÜFSİD ile/ve ŞART-I MÜTEAHHİR ile/ve ŞART-I MÜTEÂRIZ ile/ve ŞART-I MÜTEKADDİM/EVVEL ile/ve ŞART-I NÂSİH ile/ve ŞART-I SÂNİ ile/ve ŞART-I SARÎH ile/ve ŞART-I TAKYÎDÎ ile/ve ŞART-I VÂKIF


- ŞART-I İNFİSÂHÎ ile/ve ŞART-TÂLİKÎ

( Bozucu şart. [Evimi eşime bağışlarım fakat benden önce ölürse ev benimdir.] İLE/VE Belirli bir zamana/koşula bağlı şart. [Eğer sınıfı geçersen bisiklet alırım.] )


- KOŞULLARDA:
HAKİKÎ ile/ve/||/<> CALÎ ile/ve/||/<> İLLET HÜKMÜNDE ile/ve/||/<> SEBEP HÜKMÜNDE


- ŞARTSIZ-ŞURTSUZ (KABUL ETMEK, ÖNE SÜRMEK)


- ŞARZ değil ŞARJ


- ŞAŞA ile ŞATAFAT


- ŞÂŞAA/LI["ŞAŞALI" değil!] değil/yerine/= GÖRKEM | PARILTI, PARLAKLIK


- ŞAŞAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< AŞAR

( Torun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Dede. )

( İstenç[irâde]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Direnç[ihtiyâr]. )

( Aynı dönemde ve birlikte yaşarlar. )


- ŞASE[Fr. SACHET] ile ŞASİ[Fr. CHÂSSIS]

( İçine mendil, gecelik vb. şeyleri koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte, kumaştan koruncak. İLE Motorlu kara taşıtlarının iskelet bölümü. | Fotoğrafçılıkta içine duyarlı bir cam ya da kâğıt konulan, yassı, ışık geçirmez kutu. | Yapı işlerinde sürme çerçeve. )


- ŞAŞI/LIK ile/değil ŞAŞIL/ŞEHLÂ

( Birbirine paralel görme ekseni olmayan (göz ya da kişi.) | Gözlerini çarpıtarak. İLE Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı göz. )

( AHVEL ile/değil ... )

( LÛC ile/değil ... )

( [not] GOGGLE/CROSS-EYE/SQUINT vs./and/but ... )


- ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK

( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )


- ŞAŞKINLIK(/HAYRET) ile/ve/||/<>/> KUŞKU

( Zihinde. İLE/VE/||/<>/> Felsefede. )


- ŞAŞKIN/LIK ile/değil/yerine AŞKIN/LIK


- ŞAŞKINLIK = CONSTERNATION[İng., Fr.] = BESTÜRZUNG[Alm.] = CONSTERNATIO[Lat.]


- ŞAŞKINLIK ile "GÖT OLMAK"


- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/<> GÜVENSİZ/LİK


- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/değil HAYRAN/LIK

( BEHT )


- ŞAŞKIN/LIK ve PANİK


- ŞAŞMA/ŞAŞIRMA/HAYRET (ETMEK) ile/ve/<>/> ŞAŞAKALMA/HAYRANLIK

( Felsefeye yöneltir. İLE/VE/<>/> Sanata yöneltir. )

( Doğaya/doğada. İLE/VE/<>/> İnsana/insanda. )

( Kısa süreli. İLE/VE/<>/> Uzun süreli. )

( Hem olumlu, hem olumsuzlara yöneliktir. İLE/VE/<>/> Olumsuzlara yönelik değildir. )

( Parçaya yöneliktir. İLE/VE/<>/> Tamamlanmışlara/olgunlara yöneliktir. )

( Anlayamadıklarımıza yöneliktir. İLE/VE/<>/> Aydınlatıcıdır. Kavrama ve kuşatmamızla birliktedir. )

( Açmazlarda, çelişki ve sıkıntılarda deneyimlediğimiz. İLE/VE/<>/> Sonsuzluğu, yüceliği ve üstünlüğü "duyumsatır". )

( ASTONISHMENT/AMAZEMENT vs./and/<>/> ADMIRATION )

( ADMIRATIO cum/et/<>/> ... )


- SASTRA(/ŞASTRA) ile ...

( Kutsal belge ya da sutraların yorumu. (Şerh) )


- SAT ile SAT-SANG

( Etkin durumdaki Sonsal İlke'nin, aşkın[transandantal] yüzü. İLE Doğru ve bilge kişilerle beraberlik. )


- ŞÂT[Ar.] ile ŞAT/ŞATT[Ar. çoğ. ŞUTÛT] ile ŞATH[Ar.] ile ŞAT[Fr. CHATTE]

( Koyun. İLE Büyük ırmak. İLE Ciddi bir hissi ya da düşünceyi mizahî bir edayla anlatan şiir. İLE Sığ sularda, ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz, bir çeşit tekne. )


- SATAŞMAK ile/ve/||/<>/> SÜRTÜŞMEK


- SATEN ile/değil ZÂT-EN


- SATHEN[Ar.] ile SATHÎ[Ar.]

( Dıştan, dış yüzden. İLE Dış yüzeyle ilgili. | [matematikte] Yüzeysel. [İng. SUPERFICIAL, Fr. SUPERFICIEL] | Üstünkörü. )


- SATHÎ[Ar.] değil/yerine/= YÜZEYSEL/GELİŞİGÜZEL/ÜSTÜNKÖRÜ


- ŞATHİYAT ile ŞATHİYE

( Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler. İLE Yergiye, alaya, şakaya yer veren manzum yapıt. | Tasavvuf konularını mizahlı bir biçimde işleyen, coşku hâlinde söylenen bir şiir türü. )


- ŞATHİYE[Ar.] ile ŞÂTIİYE[Ar.]

( Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler. İLE Uzunbacaklılar.[Fr. ECHASSIERS] )


- SATI ile SATIH[Ar.]

( Satmak, satış. İLE Yüz, yüzey. )


- SATIH/SATHİ[Ar.] değil/yerine/= YÜZEY/SEL


- SATILABİLİRLİK ile/ve/değil/<> DEĞİŞİM DEĞERLİLİK


- SATIR ARASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- SATIR İLE SÜTUN İLE NULL ile/||/<> MATRİS UZAYLARI

( Matrise bağlı vektör uzayları. )

( Formül: dim(N(A)) + rank(A) = n )


- ŞÂTIR[Ar. < ŞETÂRET | çoğ. ŞUTTÂR] ile ŞÂTR[Fars.]

( Neşeli, zevkli, şen, şenlik. | Büyük bir kişinin atı yanında gitmekle görevli ağa. | Tören ve alaylarda, sultanın, vezirin yanında yürüyen görevliler. İLE Yarı, yarım. | Bölüm, parça, kısım. | Dize/mısra. )


- SATIR[Ar.] değil/yerine/= DİZEK/ÇİZEK


- SATIR ile/ve SADIR


- SATIR'DAN ile/ve/yerine SADIR'DAN (OKUMAK/KONUŞMAK)


- SATIRSONU ile SATIRBAŞI


- SATIŞ/SATIM ile SATIN (ALMAK)

( Satıcı ile alıcı arasında yapılan ve bir malın, alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir eder alınması yoluyla yapılan işlem, satma eylemi. İLE Ederini vererek bir şey almak. )


- SATIŞ VAADİ değil/yerine/= SATIŞ ÜSTLENİMİ


- SATIŞTA:
N ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> I ile/ve/||/<> D ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> S

( Gereksinim. İLE/VE/||/<> Dikkat. İLE/VE/||/<> İlgi. İLE/VE/||/<> İstek. İLE/VE/||/<> Eylem. İLE/VE/||/<> Tatmin. )

( Need. VS./AND/||/<> Attention. VS./AND/||/<> Interest. VS./AND/||/<> Desire. VS./AND/||/<> Action. VS./AND/||/<> Satisfaction. )


- SATRANÇ TAŞLARININ DEĞERLERİNDE:
1 ile/ve/||/<>/< 3 ile/ve/||/<>/< 5 ile/ve/||/<>/< 9 ile/ve/||/<>/< SONSUZ

( Piyon. İLE/VE/||/<>/< Filler. İLE/VE/||/<>/< Atlar ve kaleler. İLE/VE/||/<>/< Vezir. İLE/VE/||/<>/< Şah. )


- SATRANÇ ile ÂRİFLERİN SATRANCI/YILANLI DAMA

( ... İLE Mat yoktur. )

(

)

( )


- SATRANÇ ile BİSÂT-I SATRANÇ

( Satranç tahtası. )


- SATRANÇ = CHESS[İng.] = ÉCHESS[Fr.] = SCHACH[Alm.] = SCACCHI[İt.] = AJEDREZ[İsp.]


- SATRANÇ ile/ve/||/<> KÖRLERİN SATRANCI ile/ve/||/<> KÖRLEME SATRANÇ

( )


- SATRANÇ ile ŞATRANÇ


- SATRANÇTA:
AÇILIŞ ve/||/<> YAPILMAMASI GEREKENLER

( * At ile başlanmaz!
* Kalelerin önündeki piyonlarla başlanmaz! [Yandan değil ortadan başlanır!]
* Vezir'in önündeki piyonla başlanmaz! )


- SATTVA <

( Aydınlatan. )


- SATURATED İLE UNSATURATED İLE TRANS ile/||/<> YAĞ ASİTLERİ

( Lipid yapı taşlarının sınıflandırması. )

( Formül: C₁₆H₃₂O₂ (palmitik) )


- SATÜRN URANÜS

( ... İLE/VE/<> Bulunuşu/adlandırılışı, 1781'dedir. )

( Güneşe uzaklık sırasında yedinci olan ve güneş çevresindeki dolanımını 84 yılda tamamlayan gezegen. )

( Uranüs'ün, mavi-yeşil renkte olmasının, atmosferinde bulunan metan gazından kaynaklandığı düşünülüyor. Uranüs'ün Satürn gibi halkalarının olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu halkalar, Satürn'den daha az ve incedir. Ortalama sıcaklığı -197 °C olup Satürn'den sonra en sert rüzgarlara sahip ikinci gezegendir. )

( SATURN~URANUS )


- S.A.V. değil/yerine/= S.A.S.


- SAV ile/||/<> SAVA

( Haber. İLE/||/<> Havadis. )


- SAVAB - HATA ile SEVAP - GÜNAH


- SAVÂB[Ar.] ile SEVÂB[Ar.] ile SEVVÂB[Ar.] ile SAVB[Ar.]

( Doğruluk, dürüstlük. Doğru hareket/davranış/düşünce. | Doğru, dürüst. İLE Ödüllendirilen hareket/davranış/tutum. | Hayırlı hareket, hayır işleme. İLE Elbiseci. İLE Yön/cihet, taraf. )


- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile ASKERİCİLİK/MİLİTARİZM


- SAVAŞ değil/yerine/>< BARIŞ

( İyisi yoktur. DEĞİL/YERİNE/>< Kötüsü yoktur. )


- SAVAŞ ile/değil FETİH

( [not] WAR vs./but CONQUEST )


- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile/ve/değil/||/<> !İÇ SAVAŞ/AYAKLANMA

( POLEMOS ile STAZIS )


- SAVAŞ ile KORSANLIK ile TİCARET


- SAVAŞ yerine MÜCADELE


- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine/< SALDIRI/Ş


- SAVAŞ değil/yerine/>< SANAT


- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine SAVAŞIM


- SAVAŞ ile/ve/değil/||/<>/< TUZAK


- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ve/||/<>/>/< !YILDIRMA/TERÖR[Fr.]


- SAVAŞMA değil/yerine/<>/> TANIŞMA


- [ne yazık ki]
SAVAŞTAN GERİYE KALANLAR:
ÖLÜLER "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> YAS TUTANLAR "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> HIRSIZLAR "ORDUSU"


- SAVCININ/POLİSİN İŞİ(/GÖREVİ/SORUMLULUĞU):
"(HERHANGİ) (BİR) ZANLI YAKALAMAK" değil (İLGİLİ/KANITLI) ZANLIYI YAKALAMAK


- SAVCININ/POLİSİN İŞİ(/GÖREVİ/SORUMLULUĞU):
"ALEYHTE KANIT TOPLAMAK" değil HEM LEHTE, HEM DE ALEYHTE; NE LEHTE, NE DE ALEYHTE KANIT TOPLAMAK


- ŞAVK/ŞEVK[Ar.] değil/yerine/= IŞIK


- SAVM ile/ve ZÜHD


- SAVM-I DÂVÛD ile ...

( BİR GÜN ORUŞ TUTMAK, BİR GÜN TUTMAMAK )


- SAVRUK ile SAVSAK

( Aklını işine vermeyen, dikkatsiz. | Düzensiz, dağınık. İLE İşlerine önem vermeyip onları gelişigüzel yapıveren ya da daha sonraya bırakan. )


- SAVRULMAK ile/değil/yerine/>< SALINMAK


- SAVSAKLAMA ile/ve/<> SALLAMA


- SAVT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAMT[Ar.]

( Ses, sadâ[insan sesi], selen. | Bağırma, haykırma, çığlık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Susmak. )


- SAVT[Ar.] ile SAVT[Ar.] ile ŞAVT[Ar.]

( Ses, sadâ[insan sesi], selen. | Bağırma, haykırma, çığlık. İLE Kamçı, kırbaç. İLE Tavafta, her dönüşün adı. )


- SAVT[Ar.] ile SIYÂH[Ar.]


- SAVUNMA HAKKI ile/ve/||/<> KENDİNİ İFADE ETME HAKKI


- SAVUNMA İÇİN BAHANE (BULMAK) ile/yerine/değil ŞÜKÜR İÇİN BAHANE (ARAMAK/BULMAK)

( Bulmak için değil, kaybetmek için arıyoruz. )

( Her mazharata bir mazeret bulunur. )

( [not] EXCUSE FOR DEFENSE vs./but EXCUSE FOR GRATITUDE
EXCUSE FOR GRATITUDE instead of EXCUSE FOR DEFENSE )


- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
FİZİKSEL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA SİLAHLARI ile/ve DAVRANIŞSAL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA HAREKETLERİ


- SAVUNMA MEKANİZMASI ile/ve/||/<> AVUNTU


- SAVUNMA ile CAHİLLERİN "SAVUNMASI"

( Konu/olgu çerçevesinde kalarak geçerli dayanakçaları öne sürme çabası ve hakkı. İLE Konuyu/olguyu değerlendirmek yerine ya kendilerini savunurlar ya da kişileri örnek gösterir ve saldırırlar. )

( Duygular, bilgilerle ters orantılıdır. Ne kadar az biliş varsa o kadar savunuş vardır. )

( DEFENCE vs. DEFENCE OF IGNORANTS )


- SAVUNMA ve/||/<> GÜDÜLENME ve/||/<> KAYGI


- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAVUŞTURMA


- SAVUNMA ile/değil/yerine SERİMLEME

Bugün[13 Ekim 2025]
itibarı ile 32.206 başlık/FaRk ile birlikte,
32.206 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(102/130)