
Nesneler(Doğa ve üretim nesnelerini keşfedelim mi?)
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 6.918 başlık/FaRk ile birlikte,
6.918 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(13/29)
- İZ/EZ ile ÇİZİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Topraktaki ya da herhangi bir uzunlamasına çizik. İLE ... )
- İZOBAR değil/yerine/= EŞBASINÇ
- İZOLASYON/ISOLATION[İng./Fr.]/TECRİT[Ar.] değil/yerine/= YALITIM | AYIRMA | YALNIZLAŞTIRMA
( Elektrik akımının olumsuz etkilerini önlemek için, iletkeni kauçuk, lastik, porselen vb. ile kaplama, yalıtma. )
- İZOLE/ISOLATED[İng.] değil/yerine/= YALITIK | AYRI
- JALUZİ ile JAKUZİ
- JANT[Lat.]/İSPİT[Yun.] değil/yerine/= KURÇ
- YANILSAMA:
JASTROW ile/ve/||/<> PUNZO
- AKÜ:
JEL ile/ve/||/<> KURU
- JENERATÖR[Fr.] değil/yerine/= ÜRETEÇ
- JEODEZİ[Fr.] değil/yerine/= YERÖLÇÜM
- JİLET ile/ve/||/<> BALTA
( Keskindir ama odunu parçalayamaz/kesemez. İLE/VE/||/<> Güçlüdür ama traş edemez. )
( )
- JİLET ile NEŞTER/BİSTURİ
- JİLET[İng. GILETTE] ile JİLE[Fr. GILET < İsp. JILECO < Tr. YELEK]
( İnce çelikten yapılmış, genellikle iki ağızlı keskin tıraş bıçağı. İLE Daha çok kadınların giydiği yelek. )
- JUL[Fizik bilgini Joule'ün adından] ile/ve/<>/> KİLOJUL
( Bir cisim üzerine uygulanan bir nevtonluk kuvvetin uygulama noktasını, kendi doğrultusunda bir metre değiştiren iş birimi. [ 1J = .239 cal | 1cal = 4.184 ] İLE/VE/<>/> Bin jul değerinde iş birimi. )
( 1 JOULE = ENERJİ )
( JOUL: Nesnenin, yerkeçimi karşısındaki 1 m. aşağı inişiyle oluşan 1 derecelik enerji. )
( J sembolü ile gösterilen joule; Uluslararası Birim Sistemi'nde enerji, iş ya da ısı miktarından türetilmiş bir birimdir. Bir metre üzerinden, bir newton'luk kuvvet uygulanarak harcanan enerjiye ya da bir saniye içinde bir ohm'luk bir direnç üzerinden geçen bir amperlik elektrik akımına eşittir. )
( ENERJİNİN KORUNUMU - JOULE )
( 1 kilojoule [kJ] = 1000 joule [J]
1 kilowatt-hour [kW*h] = 3600000 joule [J]
1 watt-hour [W*h] = 3600 joule [J]
1 calorie (nutritional) = 4186.8 joule [J]
1 horsepower (metric) hour = 2647795.5 joule [J]
1 Btu (IT) [Btu (IT), Btu] = 1055.05585262 joule [J]
1 Btu (th) [Btu (th)] = 1054.3499999744 joule [J]
1 gigajoule [GJ] = 1000000000 joule [J]
1 megajoule [MJ] = 1000000 joule [J]
1 millijoule [mJ] = 0.001 joule [J]
1 microjoule [µJ] = 1.0E-6 joule [J]
1 nanojoule [nJ] = 1.0E-9 joule [J]
1 attojoule [aJ] = 1.0E-18 joule [J]
1 megaelectron-volt [MeV] = 1.6021766339999E-13 joule [J]
1 kiloelectron-volt [keV] = 1.6021766339999E-16 joule [J]
1 electron-volt [eV] = 1.6021766339999E-19 joule [J]
1 erg = 1.0E-7 joule [J]
1 gigawatt-hour [GW*h] = 3600000000000 joule [J]
1 megawatt-hour [MW*h] = 3600000000 joule [J]
1 kilowatt-second [kW*s] = 1000 joule [J]
1 watt-second [W*s] = 1 joule [J]
1 newton meter [N*m] = 1 joule [J]
1 horsepower hour [hp*h] = 2684519.5368856 joule [J]
1 kilocalorie (IT) [kcal (IT)] = 4186.8 joule [J]
1 kilocalorie (th) [kcal (th)] = 4184 joule [J]
1 calorie (IT) [cal (IT), cal] = 4.1868 joule [J]
1 calorie (th) [cal (th)] = 4.184 joule [J]
1 mega Btu (IT) [MBtu (IT)] = 1055055852.62 joule [J]
1 ton-hour (refrigeration) = 12660670.23144 joule [J]
1 fuel oil equivalent @kiloliter = 40197627984.822 joule [J]
1 fuel oil equivalent @barrel (US) = 6383087908.3509 joule [J]
1 gigaton [Gton] = 4.184E+18 joule [J]
1 megaton [Mton] = 4.184E+15 joule [J]
1 kiloton [kton] = 4184000000000 joule [J]
1 ton (explosives) = 4184000000 joule [J]
1 dyne centimeter [dyn*cm] = 1.0E-7 joule [J]
1 gram-force meter [gf*m] = 0.00980665 joule [J]
1 gram-force centimeter = 9.80665E-5 joule [J]
1 kilogram-force centimeter = 0.0980665 joule [J]
1 kilogram-force meter = 9.8066499997 joule [J]
1 kilopond meter [kp*m] = 9.8066499997 joule [J]
1 pound-force foot [lbf*ft] = 1.3558179483 joule [J]
1 pound-force inch [lbf*in] = 0.112984829 joule [J]
1 ounce-force inch [ozf*in] = 0.0070615518 joule [J]
1 foot-pound [ft*lbf] = 1.3558179483 joule [J]
1 inch-pound [in*lbf] = 0.112984829 joule [J]
1 inch-ounce [in*ozf] = 0.0070615518 joule [J]
1 poundal foot [pdl*ft] = 0.04214011 joule [J]
1 therm = 105505600 joule [J]
1 therm (EC) = 105505600 joule [J]
1 therm (US) = 105480400 joule [J]
1 Hartree energy = 4.3597482E-18 joule [J]
1 Rydberg constant = 2.1798741E-18 joule [J] )
- ...KA... ile/ve/değil/||/<>/> ...KÂ...
( İkamet, istikamet, tekabül, mukabil, enkaz/ı, erkan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Tekâmül, kâğıt, erkân, iskân, eşkâl. )
(
)
- KAÂT ile/||/<> OYMA AJUR
( Oyma. Herhangi bir biçim ya da yazının kâğıttan oyarak çıkarılmasıyla oluşturulan bir süsleme sanatı. Oyulup çıkarılarak başka yere yapıştırılır.["Erkek oyma", oyulan bölüme ise "dişi oyma" denilir.] İLE/||/<> Delikli olarak uygulanan süsleme biçimi. )
- KAB[Ar.] ile KÂ'B[Ar.]
( Uzaklık, mesafe. İLE Topuk kemiği, aşık kemiği. | Tavla zarı. | Sekiz köşeli, sekiz yüzlü nesne. | Küp. )
- KABA ile/değil/yerine ENGİN
- KABA ile/ve/değil/<> GELİP GEÇİCİ
- KABAK ile ARMUT KABAĞI
( Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki. | Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü. | Kabak kemane. | Ham, tatsız kavun, karpuz. | Tüysüz, dazlak. | Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan taşıt lastiği. | Bilgisiz, görgüsüz, kaba. | Kısa boynuzlu hayvan. İLE Ürünü, armut biçiminde olan bir süs kabağı. )
( CUCURBITA cum ... )
- KABAKLAMAK ile KABAKLAŞMAK ile KABAKLIK
( Ağaçların gençleşmesi için dallarını budamak. İLE Saçları dökülmek, dazlaklaşmak. | Taşıt lastiklerinin, dişleri aşınıp yüzeyi düz bir duruma gelmesi. İLE Karpuz ya da kavunun ham olma durumu. | Başın tüysüz ya da dazlak olma durumu. | Bilgisizlik, görgüsüzlük. )
- KABALAK ile KABALAK
( Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir başlık türü. İLE Kabak yaprakları biçiminde etli ve tüylü yaprakları olan, kırlarda ve su kenarlarında yetişen bir bitki. )
- KABARMA ile/ve/<> KÖPÜRME
- KABARTI ile KABARTMA
( Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer. İLE Kabartma işi. | Bir biçimin ya da bir süslemenin düz yüzey üzerindeki çıkıntısı. | Kil, alçı, taş vb. işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılan yapıt, rölyef. | Kabartılarak yapılan. )
- KABIZ[Ar. < KABZ]["ka" uzun okunur] ile KABIZA["ka" uzun okunur] ile KABZ[Ar.] ile KABZA[Ar.]
( Alan, tutan, kabzeden. | Peklik/kabızlık veren. | [anatomide] Sıkan, çeken. [KABZ >< BAST] İLE [anatomide] Büken.[: Oynak kemikler arasındaki açıları daraltan kasların genel adı.] İLE El ile tutma. | Avuç içine alma, kavrama. | Azrâil tarafından ruh teslim alınma, ölme. | Peklik, amelsizlik, kabız. İLE Tutacak/tutamak yeri, sap. )
- KABUL ile/ve/||/<>/< MAKBUL
- KABZ ile KABZ
( AVUÇ İÇİNE ALMA, EL İLE TUTMA, KAVRAMA | GÖNLE GELEN SIKINTI | HAK VÂRİDÂTINDAN KESİLEN ile AZRAİL TARAFINDAN RUH TESLİM ALINMA, ÖLME )
- KABZA ile/ve/||/<> BARÇAK
( ... İLE/VE/||/<> Kılıç kabzasının siperi. )
- KACAK ile KAÇAK
( Mutfak araçları, kap kacak. İLE Bir kapalı kaptan, bir borudan sızan gaz ya da sıvı. | Gizlice kaçırılmış olan mal ya da nesne. | Bağlı bulunduğu yerden ya da yasadan kaçan, uzaklaşan. | Yasaca yapılması yasak olan ya da yapılması için gerekli izin alınmayan. | Yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan ya da bir yerden çıkarılan. | Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice. )
- KAÇAK ile KAÇIK ile KAÇINTI ile KAÇKIN
( Bir kapalı kaptan, bir borudan sızan gaz ya da sıvı. | Gizlice kaçırılmış olan mal ya da nesne. | Bağlı bulunduğu yerden ya da yasadan kaçan, uzaklaşan. | Yasaca yapılması yasak olan ya da yapılması için gerekli izin alınmayan. | Yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan ya da bir yerden çıkarılan. | Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice. İLE İlmeği kaçmış (çorap vb.). | Bir yana kaçmış, kaymış. | Bazı davranışları dengesiz olan, zıvanasız. | Çorabın ilmeği kaçmış yeri. İLE Erken doğan kuzu. | Sızıntı, kaçak. İLE Bir yerden ya da bir işten kaçmış kişi. | Toplumdan uzak duran, toplum içine çıkmak istemeyen kişi. )
- KAÇAN/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN/LAR
- KÂD[Ar.] ile KADD[Ar.] ile KÂD[Ar.]
( Mahzûn olma. İLE Boy. İLE Hırs. )
- KADD[Ar.] ile KATT[Ar.]
( Uzunlamasına kesmek. İLE Enine kesmek. )
- KADEH[çoğ. AKDÂH] ile KADEH
( MÜRŞİDİN SÖZLERİ | İÇKİ BARDAĞI ile KALB )
- SAĞRAK/KADEH:
TOPRAK ile/ve METAL ile/ve CÂM
( XV. yy.'da. İLE/VE XVI. yy.'da. İLE/VE XVII. yy.'da. | İçi şarap dolu kadeh. )
- KADEH ile/ve/değil/yerine PİSAGOR'UN KADEHİ
( ... İLE Ölçüyü kaybedersen, herşeyi/ni kaybedersin. )
( ... İLE İçine konulan şarabın, kadehin ortasındaki çıkıntının seviyesini geçmesiyle, fazla olanı değil kadehin içindeki tüm sıvıyı, altındaki deliklerden akıtır. [Nerede duracağını ve ne kadar içmesi gerektiğini bilmeyenler için ve sınırlarını öğrenmeleri için yapılmıştır.] )
( |
)
( )
- [Ar.] KADEM[Ar.] ile KADEM[Ar.]
( Kıdem, derece. İLE Yarım arşın uzunluğunda bir ölçü. | Mimari arşının yarısı kadardır ve 12 parmak uzunluğundadır.[Hafriyatlarda kullanılırdı] | Ayak. )
- KADIN ile/ve/||/<>/> MÜCEVHER ile/ve/||/<>/> ERKEK ile/ve/||/<>/> KADIN
( Birbirini tüketen döngü. )
- KADIRGA ile BAŞTARDE/BASTARDA[İt.]
( ... İLE Osmanlı donanmasında kullanılan, kadırga türünden bir savaş gemisi. )
- KADIRGA ile/ve/<> KALYON
( Hem yelken, hem de kürekle yol alan, özellikle Akdeniz'de kullanılmış bir savaş gemisi. İLE/VE/<> Yelkenle ve kürekle yol alan savaş gemilerinin en büyüğü olan yelkenli gemi. )
- KADRAJ[Fr. CADRAGE] değil/yerine/= ÇERÇEVEYE ALMAK
( Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )
- KADRAN[Fr. < CADRAN] ile/ve/||/<> KADRAJ[Fr. < CADRAGE]
( Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam ya da başka işaretler bulunan düzlem. | Ölçek. İLE/VE/||/<> Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )
- KADÜK[Fr. < CADUC] değil/yerine/= DEĞERİNİ/ÖNEMİNİ YİTİRMİŞ, GEÇERLİLİĞİ KALMAMIŞ, ESKİMİŞ
- KÂFFE/Sİ[Ar.] değil/yerine/= TÜMÜ, HEPSİ, TAMAMI
- KÂFİ değil/yerine/= YETERLİ
- KÂĞIT-KÜREK KAYIT-KÜREK
- KAĞIT ÖLÇÜLERİ
- KÂĞIT PARA:
HÜKÜMDARIN BORCU ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HALKIN BORCU
- KÂĞIT PARA:
KÂĞITTAN değil PAMUKTAN
( 1950'den önce, kenevir ve ağaç kabuğu kullanılarak yapılırdı. )
- KÂĞIT ile ABADİ[Fars.]
( ... İLE Kalınca ve açık saman renginde, yarı mat bir kâğıt türü. )
- KÂĞIT ile AYDINGER[< EIDINGER özel adından]
( ... İLE Parlak yüzeyli, saydam, mimarlıkta çizim için kullanılan özel bir kâğıt. )
- KÂĞIT ile/>< ÇELİK YÜNÜ
(
Özellik | Kâğıdın Yanması | Çelik Yününün Yanması |
---|---|---|
Kimyasal Süreç |
|
|
Yanma Ürünleri | Karbondioksit [CO2] ve su [H2O] | Demir[III] oksit [Fe2O3] |
Kütle Değişimi |
|
|
Karşılaştırma |
|
|
- KÂĞIT ve/||/<>/> GAZETE ve/||/<>/> ROMAN
( [olmasaydı, ...] Kapitalizm olmazdı. VE/||/<>/> Ulus olmazdı. VE/||/<>/> Birey olmazdı. )
( "Kitap, Kütüphane, Yazı, Okuma Kültürü, Yayıncılık" Konulu Kitaplar )
- KÂĞIT ve/||/<>/> KİTAP
( Gibi sessiz. VE/||/<>/> Gibi dolu. [olmayı yeğle(yebil)menin önemi/önceliği] )
- KÂĞIT ile KONÇİNA[Yun.]
( ... İLE İkiliden altılıya kadar olan oyun kâğıtları. )
- KÂĞIT ile KUŞEKÂĞIDI/PAPYEKUŞE[Fr. < COUCHE]
( ... İLE Kalın, ağır gramajlı parlak, düzgün, pürüzsüz, kaygan bir tür kâğıt. )
- KÂĞIT ile PAPİRÜS[Yun. < Lat.]
( Hiçbir kağıt parçası, 7 kezden fazla ikiye katlanamaz. )
( ... İLE Papirüsgillerden, Nil kıyılarında yetişen bir bitki. | Eski Mısır'lıların, papirüs saplarından yaptığı kâğıt. | Bu kâğıda yazılmış el yazması. )
( PAPER vs. PAPYRUS )
( ... cum CYPERUS PAPIRUS )
- KÂĞIT ile PELÜR[Fr.]
( ... İLE Daktiloda, yazıyı çoğaltmak için kullanılan için kâğıt. )
- KAĞITTA:
A0 ile/ve/<>/>/< A1 ile/ve/<>/>/< A2 ile/ve/<>/>/< A3 ile/ve/<>/>/< A4 ile/ve/<>/>/< A5
( Ayrıntılarını izlemek için burayı tıklayınız... )
( [kapladığı alan] 1 m² İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin yarısı. [1/2] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin dörtte biri [1/4] ]İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin sekizde biri. [1/8] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin onaltıda biri. [1/16] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin otuzikide biri. [1/32] )
- KAĞŞAK = ESKİMİŞ, GEVŞEMİŞ, DAĞILMAYA YÜZ TUTMUŞ (EŞYA, YAPI)
- KAHVE ile/ve/||/<>/> KAHPE/KAHBE
- KAHVERENGİ ile BAKIR RENGİ
( ... İLE Kızıla yakın kahverengi. )
- KAHVERENGİ[Ar.] değil/yerine/= KULA
- KAİME ile/||/<>/> DARPHANE
( Kâğıt para ya da hazine bonosu. İLE/||/<>/> Para ve değerli kâğıt basılan yer. )
( MUKATAA: Osmanlı maliye tarihinin en önemli konularından biri, devlet harcamalarında finansman aracı olan Mukataa Kurumudur.[Osmanlı maliyecileri, bu kurum aracılığıyla devletin nakit gereksinimi karşılama, iç borçlanmayı sağlama ve özel sektörü finansman sürecine katma amacını öngörmüşlerdir. Hazînenin gelir kaynaklarından biri, Devlet'e âit bir arâzi ya da gelirin bir bedel karşılığında kiraya verilmesi ya da geçici olarak devredilmesidir. Devlete gelir getiren kaynakları kiralayanlara ise "mültezim" adı veriliyordu. Mukâtaanın önemine göre, mültezim, bir birey olabileceği gibi, bir ortaklık da olabilmekte ya da birkaç mukâtaa topluca bir mültezime verilmekteydi. Ayrıca mukataa topraklarının gelirleri doğrudan hazineye aktarılmaktaydı.] )
- KAKMAK ile/değil ÇAKMAK
- KÂLÂ[Fars.] ile KÂLE[Fars.] ile KAL'A[Ar. çoğ. KILÂ'][Fars.]
( Kumaş. | Anamal, sermaye. | Ev eşyası. İLE Kumaş. | Kelek, ham kavun. İLE Kale, hisar. | Bir şeyin aslının, temelinin, güvenliğinin sürdürüldüğü nesne.[O eser, ilmin kal'asıdır.] )
( SUIDAS[Σοῦδα]/SOUDA(SUDA):
10. yüzyılda Bizans'ta yazılmış Antik Akdeniz dünyası ile ilgili bilgi veren dev ansiklopedidir. 30.000 tanım içerip, ansiklopedik sözlük biçiminde yazılmıştır; pek çok eskiz kaybolmasına rağmen kimi kısımlar Ortaçağ Hristiyan derleyicileri tarafından muhafaza edilmiştir. Suda isminin kökeninin muhtemelen[1] Bizans Yunancasında "kale", "hisar" manasına gelen souda kelimesinden geldiği düşünülmektedir. )
- KALABALIK ile/ve/değil DOLU
- KALAK ile KALAK
( Gelin tâcı. İLE Tezek yığını. )
- KALASTRA[İt. < CALASTRA] ve/||/<> FİLİKA[İt. < FELUCA]
( Gemilerde cankurtaran filikalarını oturtmak için güvertelere konulan sehpa. İLE Cankurtaran sandalı. )
- KALAY ile/ve/||/<>/> KALAYLAMA
( Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7, yoğunluğu 7,29 olan, 232 °C'de eriyen, gümüş beyazlığında, kolay işlenebilen, yumuşak bir öğe. [simgesi Sn] | Kalaylanmış bir kabın üzerindeki alaşım tabakası. | Aldatıcı görünüş. | Sövme, küfür. İLE Oksitlenmeden korumak için bir metal parçasını ya da kabı kalay tabakası ile kaplamak. | Eksiklikleri, kusurları görünüşte gizlemeye çalışmak. | Sövmek. )
- KALBUR[Ar. < GİRBAL] ile SARAT
( Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan, büyük delikli ya da seyrek telli elek. İLE Büyük delikli kalbur. )
- KALBURA ile/ve/||/<> KEVGİRE DÖNMEK/ÇEVİRMEK
- KALÇIN[İt. < CALZINO] ile KAMARÇİN
( Üstüne başka bir şey giyilmek için abadan yapılan, çizme biçiminde ayak giyeceği. İLE Mestin üzerine giyilen plastik ayakkabı. )
- KALDIRAÇ/MANİVELA[İt. < MANOVELLA] ile KALDIRAN ile KALDIRICI ile KALDIRIM ile KALDIRIŞ ile KALDIRMAK
( Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk. İLE Bazı organları yukarıya doğru hareket ettiren kas. İLE Kriko. İLE Yaya kaldırımı. | Yollarda taşlarla yapılan döşeme. İLE Kaldırma işi. İLE Bulunduğu yerden almak. | Yukarı doğru hareket ettirmek. | Yükseltmek. | Ürün toplamak, taşımak. | Çekmek, taşımak. | Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek. | Hastayı hastaneye götürmek. | Tören yaparak ölüyü gömmek. | Toplamak. | Alıp başka yere götürmek. | Uyandırmak. | Piyasadan çekmek. | Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak. | Kaçırmak. | İyi etmek, iyileştirmek. | Bir şeyden çokça satın almak. | Tayin etmek, atamak. | Yok etmek, ortadan silmek. | Uygun gelmek, yakışmak. | Çalmak, aşırmak. )
- KALDIRMA:
KORUMA ile/ve/||/<> YOK ETME
( KATERGEIN )
- KALDIRMAK ile KAYDIRMAK
- KALDIRMAK/BİTİRMEK ile/ve/<>/değil/yerine DARALTMAK
- KALE[Ar. < KAL'A]/KERMEN ile KALEBENT
( Düşmanın gelmesi beklenilen yollar üzerinde, askerî önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlarda güvenliği sağlamak için yapılan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı, kermen. | Satranç tahtasının dört köşesine dikilen, tahtanın bir tarafından öteki tarafına kadar düz olarak boş hanelerde gidebilen kale biçiminde taş. | Genellikle bir düşüncenin savunulduğu, sürdürüldüğü yer. | Takımla oynanan bazı top oyunlarında topun sokulmasına çalışılan yer. | Denizli iline bağlı ilçelerden biri. | Malatya iline bağlı ilçelerden biri. İLE Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu. )
- KALEM İŞİ ile/||/<> ŞAM İŞİ ile/||/<> HALİÇ İŞİ
( Yapıların genellikle iç yüzeylerinin bezenmesinde kullanılan bir süsleme tekniği.[Boya, taş, ahşap yüzeyler üzerine fırça ile boyanan renkli nakışlar.] İLE/||/<> XVI. yüzyıl başında hem çini hem de keramiklerde kullanılan bir teknik.[En önemli özelliği, sırın pek parlak olmaması nedeniyle renklerin puslu görünmesidir. En karakteristik renkler, puslu bir yeşil ve mordur.] İLE/||/<> XV. yüzyıl sonunda mavi-beyaz tekniğin keramiklerde kullanılan bir uygulaması.[İnce spiral dallar üzerinde minik çiçekler, yapraklar yer alır.] )
- KALEM TÜKETMEK ile/ve/değil/daha çok/+/||/<>/></< SİLGİ TÜKETMEK
- KALEM ile/ve DOLMA KALEM
( HÂME ile/ve ... )
( PENCIL vs./and PEN )
- KALEM ile KAMIŞ
- KALEM ile KEÇİTIRNAĞI
( ... İLE Kesici ağzı üçgen biçiminde olan oyma kalemi. )
- KALEM ile KURŞUN KALEM
( ... İLE İçi grafitli, yazısı kolayca silinebilen, değişik biçimleri olan bir kalem türü. )
( PEN vs. PENCIL )
- KALEM ile/||/<> TAŞÇI/OYMACI KALEMİ
( ... İLE/||/<> Yontma işlerinde kullanılan, ucu sivri/keskin araç. )
- KALICI ile/ve/değil/||/<>/< GEÇERLİ
- KALICILIK ile/ve/değil/||/<>/> BAĞLAYICILIK
- KALİFİYE/VASIFLI değil/yerine/= NİTELİKLİ
- KALIN >< YUFKA ile/ve/||/<> YOĞUN >< İNCE
( Diklemesine.[On kâğıdın, üst üste konulması.] İLE/VE/||/<> Enlemesine.[On ipliğin, üst üste eğrilmesi.] )
( "(Bir şey) yufka iken (onu) delmek kolaymış, ince olanı (da) kırmak kolay. Yufka, kalın olursa (onu) delmek zormuş, ince, yoğun olursa (onu) kırmak zormuş." )
- KALIN ile/ve GENİŞ
- KALIN ile/ve/<> KABA
- KALIN ile KALIN ile KALIN
( Nesnelerde, uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan. | Enli ve gür kaş. | Yoğun, akıcılığı az olan. | Etli, dolgun. | Pes ses. İLE Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para ya da armağan, ağırlık. İLE Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü. )
- KALIN ile KALINCA
( ... İLE Kalına yakın. )
- KALIN/LIK / KABA/LIK değil/yerine/>< İNCE/LİK
( Kişinin, kırılma nedeni. >< Herşeyin kırıldığı nokta. )
- KALINTI ile/ve/||/<> BULUNTU
- KALINTI ile/ve/<>/değil İZ
- KALIP[Ar.] ile SAÇULA[İt.]
( ... İLE Dökümcülerin kullandığı, ağaçtan yapılmış kalıp. )
- KALİTE/Lİ[Fr./İng. < QUALITY] değil/yerine/= NİTELİK/Lİ
- KALKAN ile KALKAN
( Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık. | Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık. | Koruyucu. İLE Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme ya da çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü balık. )
- KALKER TAŞI ile/ve/||/<> KİL ile/ve/||/<> DEMİR CEVHERİ
( Çimento yapımında kullanılırlar. )
- KALKMA ile KALKINIŞ ile KALKINMA ile KALKIŞMA ile KALKIK
( Kalkma işi. İLE Kalkınma işi. İLE Kalkınma işi. | İyileşme, şifa bulma. İLE Kalkışmak işi. | İsyan, ayaklanma, kıyam. İLE Düzeyine göre yüksekte olan. | Kabararak yerinden ayrılmış. | Dik durumda, ucu yukarı doğru olan. )
- KALÖRİFER/KARALÜFER" değil ISITAŞIR/KALORİFER
- KALORİFER[Fr.] ile RADYATÖR[Fr.]
( Merkez ve depo durumunda olan bir kazandan çıkan sıcak hava, su ya da buharı, borularla dolaştırmak yoluyla bir yapının her yanını ısıtan aygıt. İLE Bir akaryakıtın yanmasından ya da sıcak bir akışkandan aldığı ısıyı dışarı ileten, dilimli borulardan oluşan ısıtma aygıtı. )
- KALPAK ile/ve PAPAK
( ... İLE/VE Uzun, tüylü kalpak. )
- KALPAK ile/ve ŞUBARA
- KALSEDON/KALKEDON TAŞI değil/yerine/= KADIKÖY TAŞI
( Genellikle mavi renkte bulunan bir taş. )
- KALSEDUAN = KADIKÖY TAŞI
- KAM' değil/yerine/= EZME, KIRMA; ZAPTETME
- KAMA ile KAVELA[İt. < CAVIGLIA]
( Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak. | Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş ya da cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üstüne ya da arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası. | Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı. | Topun gerisini kapayan kapak. | Oyunda kazanılan her parti. | Oyunda sayı. İLE Halatların dikişlerinde kullanılan demir ya da ağaç kama. )
- KAMANÇO[İt. < CANGIA] değil/yerine/= YÜKLEME, AKTARMA, ELDEN ELE GEÇİRME
- KAMARÇİN ile ÇEDİK
( ... İLE Eskiden, mest üzerine giyilen sarı pabuç. )
- KAMBİYO[İt. < CAMBIO] değil/yerine/= ÇAPRAZ PARA DEĞİŞ-TOKUŞU
( İki ayrı ülke parasının birbiriyle değiştirilmesi. | Herhangi bir yerdeki bir alacağın tahsili, bir borcun ödenmesi ya da bir yerden toplanan para ve para yerine geçen taşınabilir değerlerin başka bir yere aktarılması için yapılan işlemin bedeli. | Bu işlemin yapıldığı yer. )
- KAMBUR ile KAMBUR
( Bel ya da göğüs kemiğinin eğrilmesi, raşitizm sonucu, sırtta ve göğüste oluşan tümsek. | Bazı hayvanların sırtındaki çıkıntı. | Gövdesinde bu tümsek bulunan kişi. | Sıkıntı, dert. İLE Yapı ya da eşyada dışarıya doğru eğrilme. | Ütü yastığı. )
- KAMÇILAMAK değil/yerine TETİKLEMEK
- KAMERA[Fr.] ile KAMARA[İt.]
( Görüntüleme aracı. | Görüntülerin filme alınmasını sağlayan araç, alıcı. | Kameraman. | Bir çekime başlanırken, yönetmenin alıcıyı çalıştırmaları için verdiği buyruk. İLE Gemi Odası. | İngiltere yasama meclisi. )
- KAMİNETO[İt. < CAMINETTO] değil/yerine/= KÜÇÜK İSPİRTO OCAĞI
- KAMIŞ ile BAGAS
( ... İLE Ezilip suyu çıkarılmış, kâğıt ve yakıt yapımında kullanılan kamış. )
- KAMIŞ ile SU KAMIŞI/HASIR OTU/KOFA/KİLİZ
( Buğdaygillerden, sulak, nemli yerlerde yetişen, boğumlu, sert gövdesi olan bitkiler. | Bu bitkiden yapılmış olan. | Sıvı içecekleri, bardak ya da şişeden kolayca içmek için kullanılan ince, plastik boru, pipet. İLE ... )
( PHRAGMITES AUSTRALIS cum ... )
- KAMPANA[İt. CAMPANA] ile/değil/yerine/= ÇAN
( Çan. | Tekerleğin dingil üzerindeki fren mekanizması. İLE/DEĞİL/YERİNE/= İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran, madenden araç. )
- KAMPANYA < CAMPAGNA[İt.]
( Politika, ekonomi, kültür vb. alanlarda belirli bir süredeki etkinlik dönemi. | Tüketiciyi özendirmek için belirli sürelerde düzenlenen indirimli ya da taksitli satış. )
- KAMUFLAJ[Fr./İng. < CAMOUFLAGE] değil/yerine/= GİZLEME/ÖRTME
- KAMUFLAJ değil/yerine/= GİZLEYİ
- KAMUFLE ETMEK değil/yerine/= GİZLEYİLEMEK
- [KAMUSAL MAL'DA] KÖY ORTA MALLARI:
OTLAK ile/ve/||/<> YAYLAK ile/ve/||/<> KIŞLAK ile/ve/||/<> BALTALIK
- KAMYON ile KAMYONET
( Motorlu büyük yük taşıtı. | Bu taşıtın taşıyabildiği miktarda olan. İLE Yük taşıyan küçük kamyon, pikap. )
- KAMYON ile KAPTIKAÇTI
( ... İLE Kamyonla otomobil arası motorlu yolcu taşıma aracı. | İskambille oynanan bir oyun. )
- KAMYON[Fr. CAMION] ile/ve/||/<> TANKER[Fr.]
( Motorlu, büyük yük taşıtı. | Bu taşıtın taşıyabildiği miktarda olan. İLE Petrol, benzin gibi akaryakıt ürünleriyle, sanayi ile ilgili yağ vb. sıvı nesneleri taşıyan gemi ya da kamyon. )
- KAN ile/ve/<> PLAZMA[Yun.]
( ... İLE/VE/<> Kanda alyuvarla akyuvarların içinde bulunduğu sıvı. | Elektrik yükü yansız olan gaz moleküllerinden, pozitif iyonlardan ve negatif elektronlardan oluşan akışkan. )
( NEZF: Kanama. )
( HÛN ile/ve/<> ... )
( BLOOD vs./and/<> PLASMA )
- KANALİZE ETMEK/OLMAK değil/yerine/= YÖNLEMEK/YÖNLENMEK
- KANAT ile/ve/değil/||/<> ANGIÇ
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Araca daha fazla yük yüklemek üzere yanlarda oluşturulan parmaklık, kanat. )
- KANAT ile/değil KANAAT
( Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan örgen. | Balıklarda yüzgeç. | Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey. | Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı. | Yan, taraf. | Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri. | Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol. | Angıç. | Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah. | Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü. İLE/DEĞİL Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum. | Kanma, inanma. | Kanış, kanı, inanç, düşünce. )
- KANATA[İt. < CANETTA] ile GÜĞÜM[Yun.]
( Ağzı geniş, tek kulplu su kabı. İLE Yandan kulplu, boynu uzun, genellikle bakırdan su kabı. )
- KANAVA[İt. < CANOVACCIO] değil/yerine/= TASLAK
( Kaneviçe. | Bir biçim, resim, plan ya da eserin sonradan üzerinde işlenecek olan basit biçimi, taslak. )
- KANCA ile/ve/değil ÇENGEL
- KANCA ile KAPÇAK
( ... İLE Uzun saplı büyük kanca. )
- KANCA[İt. < GANCIO] ile/ve KARMUK
( ... İLE/VE Büyük kanca. )
- KANCALI İĞNE değil/yerine ÇENGELLİ İĞNE
- KANDELA[İt. < CANDELA] = MUM[Fars.]
- KANDİL ile KANDİL ile KANDİL
( İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşmuş aydınlatma aracı. İLE Kandil gecesi. İLE Çok sarhoş. )
- KANDİL ve MÂHYA
( ... VE Ramazan ayında birden çok minaresi olan camilerin minareleri arasına gerilen iplere kandil ya da ampullerle yazılan yazılar, resimler. )
- KANDİLLİ ile KANDİLLİ
( Kandili olan. İLE Çok sarhoş. )
- KANEPE[Fr. < CANAPÉ] ile KANEPE[Fr. < CANAPÉ]
( Birkaç kişinin oturabileceği genişlikte koltuk, çekyat. İLE Genellikle çay ve kokteyller için hazırlanan, çeşitli yiyeceklerle süslenen çok küçük ekmek. )
- KANGAL[Yun.] ile KANGAL ile Kangal
( Tel, kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla yapılan bağ. | Bu biçimde bükülmüş şeylerin her bir halkası. İLE Deve dikeni. | Kangal ilçesine özgü bir köpek. İLE Sivas iline bağlı ilçelerden biri. )
- KANIRMAK ile KANIRTMA ile KANIRTMAÇ
( Bir şeyi eğip zorlayarak yerinden çıkarmak ya da çıkarmaya çalışmak. İLE Kanırtma işi. İLE Bir şeyi kanırtmak için kullanılan değnek ya da araç, bir tür kaldıraç. )
- KANIT ile/ve/||/<> SAĞLAMA
- KANITLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TEMELLENDİRMEK
- KANO ile WAKA
( ... İLE Maoriler'in, 1200 yıl önce Yeni Zelanda'ya ulaştığı kano. )
- KANTAR[Ar. < KİNTÂR]/BASKÜL[Fr. < BASCULE] değil/yerine/= TARTI (ARACI)
( Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç. | Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aracı, el kantarı. | 56,452 kilogram ağırlığında ya da kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi. )
- KANTAR ile/ve/||/<>/< TOPUZU
- KAP-KACAK
( ÂVEND )
- KAP ile BADYA
( ... İLE Ağzı geniş, yayvan, büyükçe su kabı. )
- KAP ile (")ÇAP(")
- KAP ile/değil DAĞAR
( ... İLE/DEĞİL Ağzı yayvan, toprak kap. | Dağarcık. )
- KAP ile GÜLABDAN[Fars.]
( ... İLE Gülsuyu serpmek/dökmek için kullanılan, ağzı emzikli, armut biçiminde küçük kap. )
- KAP ile GÜVEÇ
( ... İLE İçinde yemek pişirilen toprak kap. | Bu kapta pişirilen yemek. )
- KAP ile HOKKA[Ar.]
( ... İLE Metal, cam ya da topraktan küçük kap. )
- KAP ile KAPÇIK
( ... İLE Küçük kap. | Boş mermi kovanı. | Tahıl tanelerinde kabuk. )
- KAP ile KIRBA[Ar. < KİRBA]/KIRPA
( ... İLE İçinde su taşınılan, ağzı dar, altı geniş su kabı. | Çok su içen kişi. | Çocuklarda karın şişmesiyle beliren bir hastalık. )
- KAP ile MAHRA
( ... İLE/VE Üzüm taşımada kullanılan tahta kap. )
- KAP ile MATARA[Ar.]
( ... İLE Yolculukta kullanılan, boyna ya da bele asılı olarak taşınan su taşıma kabı. )
- KAP ile MUFLA[Fr.]
( ... İLE Nesneleri, aleve değdirmeden, ateşin etkisine uğratmak için kullanılan büyük toprak kap. )
- KAP ile SEFERTASI
- KAP ile YAĞDANLIK
( ... İLE Makine parçalarına yağ akıtmak için kullanılan, ince uzun bir borusu olan kap. )
- KAPAA değil KAPAĞI
- KAPACIK / KAPAKÇIK
( Küçük kapak. | Yürekte ve damarlarda kanın ya da başka sıvıların geri dönmesini önleyen supap durumunda küçük kapak. )
- KAPAK ile KEPENK
( ... İLE İş yeri, pencere, kapı vb. yerleri kapamak için kullanılan, türlü biçimlerde sac levha, demir ya da tahta kanat. )
- KAPAK ile/değil/yerine/||/<> TABAK
- KAPALI KAPI ile/değil YANLIŞ ANAHTAR
- KAPALI ile/ve/||/<> DOLAYLI
- KAPALI/LIK ile ÖRTÜK/LÜK ile GİZLİ/LİK
- KAPAMAK ile KAPATMAK
( Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek. | Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak. | Bir şeyin görünmesine engel olmak. | Geçişi engellemek. | Tıkamak, içini doldurmak. | Su, elektrik gelişini kesmek. | Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek. | Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak. | Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek. | Ortalıktan alıp saklamak. | Karşılamak, denk gelmek. İLE Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek. | Kapamak. | Bir kadınla nikâhsız yaşamak. | Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek. | Herhangi bir yerin tüM tüketimlerini üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek. | Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek. )
- KAPAN ile KAPAN
( Tuzak. İLE Büyük dükkan/depo.[ > Unkapanı ] )
- KAPAN ile/değil/yerine TUZAK
( Nesne. İLE Kavram. )
- KAPAR ile KAPAR
( Kapatmanın geniş zamanlı tanımı/kullanımı. İLE Kapmanın geniş zamanlı tanımı/kullanımı. )
- KAPASİTE[Fr./İng. CAPACITY] değil/yerine/= SIĞA/YETENEK/YETİ
( Bir kondansatörün, elektrik yığma sınırı. )
( Bir şeyi içine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü, sığa. | Belirli bir alana sığabilecek kişi ya da nesne sayısı. | Bir işletmenin üretim miktarı. | Bir kondansatörün elektrik yığma sınırı, sığa. | Anlama, kavrama yeteneği. )
- KAPATMAK ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/>< ÜSTÜNÜ ÖRTMEK
- KAPELA[İt.] değil/yerine/= ŞAPKA
- KAPI KOLU ile/değil KAPI TUTAMAĞI
- KAPI TOKMAKLARINDA:
BÜYÜK HALKA ile/ve KÜÇÜK HALKA
( Baylar için. Çalanın/misafirin bay olduğunu anlamak için. İLE/VE Bayanlar için. Çalanın/misafirin bayan olduğunu anlamak için. )
- KAPI ile/ve ÇIKRIK[Yörük]
( ... İLE/VE Bahçe kapısı. )
- KAPI ile DERVAZE
( ... İLE Şehir ve kale kapısı. )
- KAPI ile/ve/||/<> GEÇİT
- KAPI ile/değil KAPAK
- KAPI ile KAPICIK
( ... İLE Yumurtacığın tepesinde bulunan çiçek tozu borusunun geçtiği delik. )
- KAPI ve/<> KIPI
( Zemin. VE/<> An.[Zaman] )
- KAPI ile/ve/||/<>/> SAPI
- KAPI ile/ve SÖVE
( ... İLE/VE Kapının yerleştiği kasa, çerçeve. | Eşik. )
- KAPI ve/||/<>/> YAPI
- KAPİK ile KAPİK
( Köpek. İLE Rublenin yüzde biri değerinde para birimi. )
- KAPIL[İng. < COUPLE] ile KAPIL
( Çift. İLE Kapma işine konu olmak. | Sürüklenmek. | Birine güvenip boş bulunarak aldanmak. | Birine tutulmak, bağlanmak, yoğun sevgi duymak. | Bir şeyin ya da birinin güçlü etkisinde kalmak. )
- KAPILAR:
İKİ MENTEŞELİ değil/yerine (EN AZ) ÜÇ MENTEŞELİ
- KAPİTAL ile/ve/||/<>/> KAPİTALİST ile/ve/||/<>/> KAPİTALİZM
- KAPİTALİSTLEŞME ile/ve/||/<> ULUSLAŞMA ile/ve/||/<> BİREYLEŞME
( Kâğıt para. İLE/VE/||/<> Gazete. İLE/VE/||/<> Roman. )
- KAPİTALİZM:
MAL ÜRETİMİ ile/ve/değil/||/<>/< MÜŞTERİ ÜRETİMİ
- KAPİTALİZM:
ÜRÜN ÜRETME değil/ne yazık ki/>< MÜŞTERİ ÜRETME
- KAPLAMA ile KURON[Fr. < COURONNE]
( ... İLE Korumak için diş üzerine geçirilen metal kaplama. )
- KAPLARDA:
POLİKARBON yerine TİRİTAN KO-POLYESTER
( ... YERİNE BPA içermezler. )
- KAPLAYAN ile/ve/<> KAPSAYAN
- KAPORA[İt. < CAPARRA] değil/yerine/= GÜVENMELİK
- KAPORTA[İt. < BOCCAPORTA] ile/ve/||/<> KAROSER[Fr. < CARROSSERIE] ile/ve/||/<> TAMPON[Fr. < TAMPON]
( Otomobilde, kaput ya da ön kapak. | Motorlu taşıtları örten, genellikle sacdan yapılmış dış bölüm. | Gemi içinin aydınlanması ve hava alması amacıyla güvertede açılmış bulunan camekânlı yer. | Kişinin yüz, giysi, ayakkabı vb.nden oluşan dış görünümü. İLE/VE/||/<> Otomobilde, mekanizmayı oluşturan motor, makine, tekerlek, şasi vb. bölümlerin dışında kalan, görünen dış bölüm. İLE/VE/||/<> Bir deliği kapamaya yarayan, herhangi bir nesneden yapılmış büyük tıkaç. | Bir darbenin şiddetini azaltmaya yarayan, içi yumuşak nesneyle dolu şey. | Çarpışmaların etkisini azaltmak için vagonların, otomobillerin ön ve arkalarında bulunan donanım. | Kanı silmek, durdurmak için kullanılan gazlı bez yumağı ya da sterilize edilmiş pamuklu özel parça. | Bir darbenin, çatışmanın şiddetini azaltan etken. )
- KAPSAM ile İSTİAP
( ... İLE İçine alma, içine sığdırma. )
- KAPSAM/AK ile/ve/değil/||/<>/< KAPLAM/AK
( Sınırları içine başka konuları ya da anlamları alma durumu. İLE Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği var olanların ve bireysel olayların bütünü. )
( Felsefede. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Mantıkta. )
- KAPSAM/LI ile/ve/||/<> KAPASİTE/Lİ
- KAPSAM/LI ile/ve/||/<> NİTELİK/Lİ
- KAPSÜL[Fr. < CAPSULE] -/
( Ateşli silahlarda, horozun ya da iğnenin çarpmasıyla ateş alan, bir tür özel barutla dolu, küçük, yuvarlak metal parça. | Bazı ilaçların, kolay yutulmak üzere içine konulduğu, ilacın yapısını etkilemeyen jelatinden kap. | Laboratuvarlarda kullanılan yarım küre biçimindeki kap. | Raflı mobilyalarda rafları taşımak için yan tablalara açılan deliklere çakılan ortası delik ve silindir biçimli metal ya da plastik araç.| Oturma mobilyalarının, masa, sehpa vb. eşyaların ayaklarının altına çakılan, genellikle üç tırnaklı ya da ortadan çivili, tepesi bombeli, kalın sacdan pres yapılarak elde edilen araç. | Bazı bitkilerde tohumları içinde taşıyan kuru kabuk. | Bir örgeni ya da yapıyı çevreleyen kese biçiminde zar. | Oyuncak tabancalarda kullanılan, şerit biçiminde iki kâğıt tabaka arasına konmuş patlayıcı madde. | Şişe kapağı. )
- KAPTIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< KAPILMAK
- KAPULANA -ile
( Mozambik'te, kadınların gündelik kullandıkları, gövdeye sarılarak giyilen bir çeşit giysi. [Bazen 2 ya da 3 kapulana, üst üste giyiliyor.][En yeni ve en temiz olanı alttadır.] )
- KAPUT[Fr. < CAPUTE] ile KAPUT
( Asker paltosu.| Otomobil, kamyon vb. motorlu taşıtlarda motoru örten açılır kapanır biçimdeki kapak. | Prezervatif. İLE İskambilde el vermeden yenme. | Kötü, bozuk, işe yaramaz. )
- KÂR ETMEYE ÇALIŞMAK ile/değil/yerine/< ZARAR ETMEMEYE ÇALIŞMAK
- KÂR ile GETİRİM/RANT[Fr.]
( ... İLE Bir mal ya da paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeden sağladığı gelir. )
- KAR' ile KAR' ile KA'R[çoğ. KUÛR] ile KÂR[Fars.] ile -KÂR[Fars.]
( Kapıyı çalma. İLE Hekimin, hastayı muayene ederken, ses almak üzere, bir örgene/uzva parmakla vurması. | Kapı çalma. | Su kabağı. İLE Çukur şeyin dibi, dip, son/nihayet. | Derinlik. İLE İş güç, iş. | Kazanç, temettü. | Meşguliyet; sanat. | İşleme, etki/te'sir. | Savaş. İLE "-li, -ci, eden, -edici" eklerinin karşılığıdır. Adları sıfat yapar.[HİLE-KÂR, İSYAN-KÂR, KANAAT-KÂR vb.] )
- KAR ile/ve/||/<>/> KARLIK
( Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak düşen su buharı. İLE/VE/||/<>/> Kar kuyusu. | Dışı hasır örgüsüyle kaplı, içinde kar ya da buz koymak için bölmesi bulunan, soğutucu olarak kullanılan büyük şişe. )
- KÂR["KAR" degil!] ile/ve ZARAR
( Fahiş olmamak kaydıyla çeşitli koşullara göre değişebilir. İLE/VE Neresinden dönülürse kârdır. )
- KARA ile KARA
( Yeryüzünün denizle örtülü olmayan bölümü, toprak. İLE En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı. | Bu renkte olan. | Esmer. | Kötü, uğursuz, sıkıntılı. | Yüz kızartıcı durum, leke. | İftira. )
- KARA ile KARANLIK
- KARACA ile KARACA ile KARACA
( Rengi karaya yakın olan, esmer. İLE Üst kol. İLE Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir hayvan. )
- KARAĞI ile KARAĞI
( Ateş karıştırmaya yarayan, eğri uçlu demir çubuk. İLE Gece körlüğü, tavukkarası. )
- KARAKEHRİBAR = OLTU/OKSİDİYON TAŞI
- KARANLIK ile/ve/||/<> BULANIK
- KARANLIK ile/ve/yerine KANDİL (-İN UYANDIRILMASI)
- KARANLIK ile/değil LOŞ
( ... İLE/DEĞİL Yeterince aydınlık olmayan, yarı karanlık, az ışık alan yer. | Az ışık veren. )
- KARARLILIK ile/ve/||/<> YARILANMA
- KARARSIZLIK ile/değil/yerine/>< KARARLILIK
( Kör bir bıçak gibidir.[parçalar/yırtar] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Keskin bir bıçak gibidir.[bir kerede ve dümdüz keser] )
- KARARTMA ile KARARTMAK
( Savaş durumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıkları örtme ya da söndürme biçiminde alınan önlemlerin tümü. İLE Rengini karaya çevirmek, esmerleştirmek, siyahlaştırmak. | Karanlık duruma getirmek. | Işığı kısmak ya da örtmek. | Kötü bir duruma getirmek. )
- KARAT değil KIRAT[Ar.]
( Elmas, zümrüt vb. değerli taşların tartısında kullanılan, 0,20043 gramlık ağırlık ölçü birimi. | Nitelik, değer, düzey, seviye. )
- KARAVAN[Fr. < CARAVANE] ile KARAVANA[İt. < CAROVANA]
( Bir otomobilin arkasına takılan, hem taşıt hem konut olarak kullanılan üstü kapalı araç. İLE Genellikle orduda yemek dağıtımında kullanılan büyük metal kap. | Bu kaptan dağıtılan yemek. | İnce, yassı elmas. | Atış taliminde hedef tahtasını bile vuramama. )
- KARAVAN ile/ve/değil CAMPER
- KARAVANA[İt. < CAROVANA] ile KERES
( Genellikle orduda yemek dağıtımında kullanılan büyük metal kap. | Bu kaptan dağıtılan yemek. | İnce, yassı elmas. | Atış taliminde hedef tahtasını bile vuramama. İLE Büyük ve derin karavana. )
- KARAVELE/KARAVELA[İt. < CARAVELLE] ile/ve/<>/> KARAKA
( Yelkenli keşif gemisi. Büyük deniz teknesi. | Gemilerde denizcilik kurallarına aykırı durum. İLE/VE/<>/> Büyük, yelkenli gemi. )
- KARAYEL ile KARAYER
( Kuzeybatı'dan esen, genellikle soğuk, bazen fırtına niteliğinde yel[>< keşişleme]. | Kuzeybatı 315°'lik yön. İLE Mezar, sin, gömüt. )
- KARBON ile GRAFİT[Fr. < Yun.]
( Atom numarası 6, atomsal kütlesi 12.01115, yoğunluğu 3.52 g/cm³, ergime derecesi 3500 °C, kaynama derecesi 4800 °C, elmazs, kömür ve grafit olarak serbestçe bulunan ve organik bileşiklerin ana elementini oluşturan, ısı ve elektriği oldukça iyi ileten, atomları, karbonda kristal yapının büyük bir sertlik kazanmasına yol açan, eşit aralıkta ve dört yüzlü, grafitte düzgün altıgen kafesler oluşturarak üst üste katmanlar biçiminde dizilmiş olan, duruma göre elektroartı ya da elektroeksi olabilen, doğal karbonun %98.9'unu oluşturan 12 kütle numaralı kararlı izotopu, tam olarak 12 birimlik atomik kütlesiyle en son atomsal kütle birimi [bağıl çekirdeksi kütle birimi] olarak, radyoaktif da denilen 14 kütle numaralı doğal radyoaktif izotopu, yayınladığı 156keV enerjili beta [β"] ışınları ve 5780 yıl yarılanma süresiyle, yaş belirlemede ve fotosentezde, karbonun metabolik yolunun açıklanmasında kullanılan, periyodik cetvelin dördüncü sütununda yer alan ametal. [Simgesi: C]
İLE
Kurşunkalem ve bazı aygıt parçalarının yapımında kullanılan, yumuşak, kolaylıkla toz durumuna gelebilen, gri siyah renkli, yapay olarak billurlaşabilen, bir çeşit doğal karbon. )
( CARBON vs. GRAFIT )
( LE CARBONE avec GRAFIT )
( KOHLENSTOFF mit ... )
- KARBONADO[İsp. < CARBONADO] değil/yerine/= KARAELMAS
( Kayaları delmekte kullanılan siyah elmas. | Maden kömürü. )
- KARBONAT ile SODYUM KARBONAT
( Karbonik asidin bazlarla birleşerek oluşturduğu tuzların genel adı. | Sodyum bikarbonat. | Genellikle sindirimi kolaylaştırmak için suya katılan kimyasal birleşim. İLE Sabun yapımında, temizlik işlerinde kullanılan, güçlü bir alkali tuz.[Na2CO3] )
- KARBONLAMA ile KARBONLAMAK/KARBÜRLEME
( Çeliğe karbon verme işlemi. İLE Bir maden ya da alaşımı karbon bakımından zenginleştirmek. )
- KARELEME ile KARELEMEK
( Karelemek. | Bir resmin, büyülterek ya da küçülterek benzerini çıkarma yöntemi. | Herhangi bir çokgenle eş değerli bir kare çizme. | Eş değer bir kare ile hesaplama. İLE Karelere ayırmak. | Bir resmi büyültme ya da küçültme işleminden sonra asıl örneğin oranlarını kopyasında da elde etmek için bir resmi eşit sayıda karelere ayırmak. )
- KARGA BURNU değil KARGABURNU
( Ucları karga gagası gibi kıvrık olan araçların ortak adı. | Tel bükmekte kullanılan ve ucları sivri koni biçiminde olan metalden bir kıskaç türü. | Sanayide küçük ve yuva içine yerleştirilmiş vidaları sökmeye yarayan ince, uzun ağızlı araç. 4. isim, halk ağzında Kapı mandalı. )
- KARGA-TULUMBA[değil!][İt. < CARGA LA TROMBA] değil YELKENLERİ TOPLA
- KARGA ile KARGA
( Kargagillerden, kanatları geniş, tüyleri kara renkte, tarla ve bahçelere çok zarar veren kuş. İLE Bir şeyin asıl durumunu yitirerek baş aşağı olması. | Yelkenleri toplama. )
- KARGILIK ile KARGILIK
( Fişeklik. İLE Kamış yetişen yer. )
- KARGIN ile KARGIN ile Kargın
( Eriyen karların oluşturduğu akarsu. | Karla karışık yağan yağmur. İLE Marangozlukta kullanılan bir tür büyük rende. İLE Oğuz Türkleri'nin, yirmi dört boyundan biri. )
- KARGO[Fr./İng. < CARGO] değil/yerine/= YÜK
- KARGODA:
HASARLI MAL ile EKSİK MAL
- KARIK ile KARIK
( Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması. | Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz). İLE Ark. | Arklar arasında kalan toprak parçası. | Sabanla açılan çizi. )
- KARILMA ile KARILMA
( Karma işlemi yapılması, karışma. İLE Hayvan çiftleşmesi. )
- KARINA -ile
( Gemi teknesinin su içinde kalan bölümü. )
- KARINCA ile ATLIKARINCA
( ... İLE İri bir karınca türü. | Yere dikilmiş bir eksen çevresinde döndürülen askılara takılı oyuncak atlar. )
( ... cum PONERA GRANDIS )
- KARIŞ ile/ve KULAÇ
( Parmaklar birbirinden uzak ve açık duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ve serçe parmağın ucları arasındaki açıklık/mesafe. İLE/VE Gerilerek açılmış iki kolun parmak ucları arasındaki uzaklık/mesafe. )
( ... İLE/VE İki buçuk mimari arşın.[Hafriyatta, kuyu açanlar arasında ve suların derinliğini belirtmekte kullanılan bir ölçüdür] )
( [Yunan çağında, Anadolu'da] ... İLE/VE 6 ayak ya da 4 dirsek, 1,776 metre. )
( ŞİBR ile/ve BEV' )
( BİDİST, BEDEST ile/ve ... )
- KARIŞIK = CONFUSED[İng.] = CONFUS[Fr.] = UNKLAR[Alm.] = CONFUSUS[Lat.]
- KARIŞIK ile/ve/değil DAĞINIK
( [not] MIXED vs./and/but MESSY )
- KARIŞIK ile/ve/değil KARMAŞIK
( [not] MIXED vs./and/but COMPLICATED )
itibarı ile 6.918 başlık/FaRk ile birlikte,
6.918 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(13/29)
SÖZLER |
Nesnelerle uyum içinde yaşayın. |
TAŞLANMIŞ KOTLAR |
Leyleğin yuvadan attığı yavruları; kot taşlama işçileri |
ÖLÇÜM ARAÇLARI |
AKSELEROMETRE |
RAKAM/NUMARA ÖNEKLERİ |
Yotta(Y) = 1,000,000,000,000,000,000,000,000 |
KAĞIT ÖLÇÜLERİ |
(mm. | inch) |
TIKANDI BABA |
|