Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(29/79)


- HASIM ile/değil/yerine HISIM

( Yağı, düşman. İLE/DEĞİL/YERİNE Akraba, yakın. )


- HAŞİN[Ar.] değil/yerine/= KATI, KESKİN, SERT, KIRICI


- HASIRALTI değil HASIR ALTI


- HAŞİV[Ar.] değil/yerine DOLDURMA

( Doldurma. | Yazıyı ya da konuşmayı gereksiz ayrıntılarla uzatma. )


- HASL ETMEK ile/ve/değil/yerine VASL ETMEK


- HAŞR Ü NEŞR[Ar.] değil/yerine/= TOPLANMA VE DAĞILMA


- HAŞR değil/yerine/= TOPLA(N)MA


- HASRET[Ar.] ile/değil HASLET[Ar.]

( Özlem. İLE Huy, doğa, mizac. )


- HASRET değil/yerine/= ÖZLEM

( (")İnsan("), (")bireyler(") içinde, birey'e özlem duyarak yaşar. )


- HASRETMEK[Ar.] değil/yerine/= ÖZGÜLEMEK


- HASSAS değil/yerine/= DUYARLI


- HASSAS değil/yerine/= DUYARLI


- HASSAS değil/yerine/= DUYARLI


- HASSAS[Ar.]/SANTİMANTAL[Fr.] değil/yerine/= DUYARLI


- HASSAS değil/yerine/= DUYGAN


- HASSASİYET değil/yerine/= DUYARLILIK


- HASSASİYET değil/yerine/= DUYARLILIK/DUYGUNLUK


- HASSATEN[Ar.] değil/yerine AYRICA, ÖZELLİKLE


- HASTA NAKİL AMBULANSI değil SAYRI TAŞIMA ARACI, CANKURTARAN


- SAYRI/HASTA SAHİBİ ile/değil SAYRI/HASTA YAKINI


- HASTA ile/değil DANIŞAN


- HASTA ile/ve/değil/<> FARKLI

( [not] PATIENT/SICK vs./and/but/<> DIFFERENT )


- HASTA ile/değil/yerine HAYRAN/LIK

( SNOBİZM: Moda olan her şeye, yapmacıklı ve budalaca hayranlık. )


- HASTA değil PARASIZLIK


- HASTA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SIKINTILI


- HASTA ile/ve/değil/||/<>/< YASTA


- HASTAHANE değil/yerine ŞİFÂHANE


- HASTALIĞI, ZİHİN/DÜŞÜNCE GÜCÜYLE:
"İYİLEŞTİRMEK" ile/ve/<>/değil/yerine İLERLEMESİNİ ENGELLEMEK


- HASTALIK:
KİŞİLERDE ile/ve/değil/||/<>/< İLİŞKİLERDE


- HASTA/LIK ile/değil FARKLI/LIK

( Özellikle Down Sendromu'nda. )


- HASTALIK ile/ve/değil/yerine HAL


- HASTALIK ile/ve/değil HASTA

( Hastalık yoktur, hasta vardır! [Her hastanın kendi özel/"karmaşık" durumu ve hastalığı vardır.] )

( [not] DISEASE/ILLNESS vs./and/but PATIENT/SICK )


- HASTA/LIK değil/yerine/= SAYRI/LIK / SAYRU


- HASTALIKLI BAĞIMLILIK ile/değil/yerine/||/<>/< SAĞLIKLI BAĞIMLILIK

( )


- HASTAHANE[Fars.] değil/yerine/= SAĞALTAY


- HAŞV değil/yerine SÖZ

( Uzun ve yararsız, dolma/doldurma söz. DEĞİL/YERİNE ... )


- HAT SÂHİBİ ile/ve/değil/<> HAL SÂHİBİ


- HÂT ile/değil HATT


- HAT yerine/değil HÜSN-İ HAT


- HAT değil/yerine/= İLETİR


- HATA/KUSUR ARAMAK/BULMAK (İÇİN/ÜZERE) ile/değil/yerine BİR EKSİĞİNİ/HATASINI (DAHA) DÜZELTTİRMEYE ARACI OLMAK


- HATA-SEVAP değil HATA-SAVAB


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> AĞMAN

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Eksiklik, kusur, ayıp. )


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> APTALLIK (ETMEK)


- HATA ile/ve/değil/<> ATÂLET


- HATA ile/ve/değil/||/<>/< ÇIKMAZ "SOKAK"

( İnsanda/kişide[kişinin emeğinde, üretiminde, davranış ve tutumunda, sözünde/yazısında/çiziminde, yeğlemesinde ve seçiminde] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Doğada/fizikte/kimyada, dirimbilimde. )


- HATA ile/değil FARK

( Kişiler arasında ve kişisel özelliklerde/"eksikliklerde", hata değil, ancak fark olabilir. )


- HATÂ[Ar.] ile/değil HATTÂ[Ar.]/DAHASI ile/değil HATTA

( Yanlış. İLE Dahası. İLE Sınırda[hat üzerinde]. )


- HATA ile/ve/değil İHMAL

( [not] MISTAKE vs./and/but NEGLIGENCE )


- HATA ile/ve/<>/değil/yerine İSABETSİZLİK


- HATA ile/ve/değil/< NİYET BOZUKLUĞU


- HATÂ değil/yerine/= YANLIŞ


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> YETERSİZLİK


- HATA ile/ve/değil/||/<>/> (YÜKSEK) BEDEL


- HATADAN:
ÇEKİNMEK ile/değil KAÇINMAK


- HATALARINLA:
[ya] YÜZSÜZLEŞMEK ya da/değil/yerine YÜZLEŞMEK

( Kişinin, kendiyle yüzleşmeye yüzü yoksa, başkalarının hatalarıyla oynar durur. )


- HATAYA ŞANS VERMEK değil HATA(YA) (YAPMAYA DA) FIRSAT VERMEK


- HATEM:
"SONLANMA" değil BÜTÜNLEŞME/OLGUNLAŞMA


- HATİP değil/yerine/= SÖZEN


- HATIRA[Ar.]/BERGÜZAR[Fars.]/YÂDİGÂR[Fars.] değil/yerine/= ANMALIK, ARMAĞAN


- HÂTIRÂ değil HÂTIRA


- HATIRLAMAK[Ar.] ile/değil/yerine/= ANIMSAMAK


- HATRINA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAYRINA


- HATT:
CUMARTESİ GÜNÜ YAZILANLAR ile/değil/yerine ÖTEKİ GÜNLERDE YAZILANLAR

( Satılmazdı ve alınmazdı. İLE/DEĞİL/YERİNE Satılırdı ve alınırdı. )

( Hattatlar, her gün yazdıkları fakat Cuma günleri izin yaptığından, Cumartesi günleri yazdıkları hatlar, bir günlük aranın girerek ellerinin "soğuması"/uzaklaşmış olması nedeniyle Cumartesi günkü yazdıkları, alıştırma yazısı/günü olarak kabul edilir ve değer görülmezdi. )


- HATTA[Ar.]["HATA" değil!] değil/yerine/= DAHASI


- HATT-I MÜBAS değil/yerine/= TEĞET


- MÜDAFAA:
HATTI ile/ve/değil/||/<>/< SATHI


- HAVA ATMAK ile/ve/değil/yerine/||/</>< HAVA KATMAK


- HAVA "ATMAK" ile/değil/yerine PAYLAŞMAK


- HAVA (DURUMU) ile/ve/<>/değil İKLİM

( 21 - 22 derecenin altında ve üstünde olan ortamlarda, kişilerin, konu ne kadar önemli olursa olsun toplantılarda konuşmacıya beş dakikadan fazla odaklanamadıkları araştırmalar sonucu tespit edilmiştir. )

( Günümüz belediye yönetmeliklerinde, apartmanlardaki kalorifer kazanları ve ısılar için şu yönerge vardır: "Dışarıda havanın ısısı 17 derecenin altına düştüğünde kalorifer yakılmak zorundadır. Oda sıcaklıkları ortalama 21 - 22 derece dolayında olmalıdır." )

( Hayvanların iklimin genel gidişine göre doğurdukları ve doğacak yavru sayısını ayarladıkları tespit edilmiştir. )

( Bitki tohumlarının belirli bir ısı ve nem olmadıkça filizlenmediği bilinmektedir. )

( Ağustos böcekleri, 17 yıl toprak altında yetişir. Havanın 17 C olduğu günün gecesi dışarı/yüzeye çıkar. İki günde ağaçların tepesine ulaşmaya çalışırlar. )

( ERZE[Fars.]: Eski yönteme göre yeryüzünün bölündüğü yedi iklim.[yedi parçadan birinci iklim, ekvatora yakın olan bölge. )

( ... ile/ve/<>/değil MERZÜBÛM )

( [not] WEATHER vs./and/<>/but CLIMATE )

( VAYU ile/ve/<>/değil ... )


- HAVA KİRLİLİĞİ ile/ve/değil/||/<> İÇ ORTAM/MEKÂN HAVA KİRLİLİĞİ


- HAVA MUHALEFETİ değil/yerine/= KALIK ELVERİŞSİZLİĞİ


- HAVA[Ar.] değil/yerine/= GÜNZEL | EZGİ | KALIK


- HAVA/AMBİYENS[Fr.]["AMBİYANS" değil!] değil/yerine/= ORTAM


- HAVA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZİHNİN

( Hava, nasıl olursa olsun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Düşünce/zihin/hâl havan iyi olsun. )


- HAVA/CI/LIK değil/yerine/= GÖĞEY/Cİ/LİK


- HAVADAR[Ar., Fars.] değil/yerine/= YELEÇ/YELEKEN

( Yüksek ve çevresi açık yer. )


- HAVAÎ değil/yerine/= GÖĞELİ


- HAVAİ değil/yerine/= YELEME

( Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan. )


- HAVALANDIRMAK değil/yerine/= GÖĞELTMEK


- HAVALANMAK değil/yerine/= GÖĞELMEK


- HAVALI ile/ve/<>/değil/yerine GÖSTERİŞLİ


- HAVALİMANI değil HAVAALANI

( ... değil PERVÂZ-GÂH )


- HAVANDA SU DÖVMEK ve/||/<> PATİNAJ ile/ve/değil/||/<> TOP ÇEVİRMEK


- HAVF[Ar.]/FOBİ[İng.] değil/yerine/= YILGI, KORKU, KORKMA

( Belirli nesneler ya da durumlar karşısında duyulan, olağandışı güçlü korku, dehşet. )


- HÂVÎ[Ar.] değil/yerine/= İÇİNE ALAN, İÇERME, KAPSAYAN


- HAVLU ile/değil AVLU[Yun.]/HANAY/SAHN[Ar.]/HAYAT[Ar. < HIYÂT]

( Gövdenin çeşitli yerlerinin kurulanmasına yarayan dokuma bez. İLE Bir yapının ya da yapı öbeğinin ortasında kalan, üstü açık, duvarla çevrili alan. )


- HAVLU ile/ve/değil PEŞKİR[Fars. PÎŞ-GÎR]

( ... İLE/VE/DEĞİL Havlu olarak kullanılmasının yanısıra, elbezi ya da peçete olarak da kullanılabilmektedir. | İnce havlu. )


- HAVLU ile/değil PEŞTAMÂL[< Fars. PÜŞT-MÂL), MİZER/NİTÂK[Ar.]

( ... İLE/DEĞİL Hamamda, örtünmek ve kurulanmak için kullanılan ince dokuma. | İş yaparken, bele bağlanan, uzun, geniş dokuma. | Başa örtülen dokuma. )

( PÎŞ-GÎR[PEŞKİR şeklinde galat olarak kullanılmıştır.] ile PÜŞT-MÂL[: Arka örten/silen şey.] )


- HAVUZ değil/yerine/= DOLGAN


- HAVUZ[Ar.] ile/ve/değil PİSİN

( Etrafı çitle çevrili yer. | Suya girme. | Sakınılacak işe girişme. İLE/VE/DEĞİL Yüzme havuzu. )


- HAVZA-İ FAHMİYE değil/yerine/= KÖMÜR BÖLGESİ


- HAWAII ile/değil HONOLULU

( ... İLE/DEĞİL 5509 km2.dir. Şehrin %72'si deniz suyuyla kaplıdır. )

( ... İLE/DEĞİL Hawaii'nin başkentidir. [Hawaii adasında değil Oahu adasında yer alır!]
Captan Cook, Hawaii adalarını 1778'te keşfetti.[Cook, 1779'da Hawaii'de öldürüldü.] Kont Sandwich'in[sponsoru] anısına Sandwich adaları olarak değiştirdi. Amerika'nın eyaleti olmadan önce XIX. yüzyıl başında Hawaii Krallığı olarak biliniyordu.
Dünyada yetişen ananasların üçte birinden fazlası Hawaii'dedir. )


- HAY TEK[İng. < HIGH TECH] değil/yerine/= YÜKSEK TEKNOLOJİ


- HAYA/HUSYE/BEYZE/BİLLUR/MEBİZ[Ar.]/TESTİS[Lat.] değil/yerine/= ERBEZİ/TAŞAK

( TESTICLE vs. SCROTUM )


- HAYAL ETMEK değil/yerine/= DÜŞLEMLEMEK/DÜŞLEMEK


- HAYAL (ETMEK) ile/ve/değil/yerine HEDEF/LEMEK

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Eylem. )


- HAYAL GÜCÜ:
TEKRARLAYICI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YARATICI

( IMAGINATION: PRODUCTIVE instead of/vs./||/<>/> REPRODUCTIVE )


- HAYAL KIRIKLIĞI ile/ve/değil/<> YAŞANABİLECEK MUTLULUK

( İnsanı en çok üzen, hayal kırıklığı değil yaşanabilecekken yaşanamayan mutluluklardır. )


- HAYAL KIRIKLIĞI(NA UĞRAMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÜZÜLMEK


- HAYAL ile/ve/değil/||/<>/< ARAYIŞ


- HAYÂL değil/yerine/= DÜŞ(LEM)/SAYIK


- HAYAL değil/yerine/= İMGE


- HAYAL ile/ve/değil/yerine/<> MÂNÂ


- HAYAL ile/ve/değil TAHMİN

( [not] TO IMAGINE vs./and/but ESTIMATE/CONJECTURE )


- HAYALÎ İHRACAT değil/yerine/= DÜZMECE DIŞSATIM


- HAYALÎ[Ar.]/FANTASTİK[Fr. FANTASTIQUE/İng. FANTASTIC] değil/yerine/= DÜŞLEMSEL


- HAYALÎ ile/değil/yerine/>< HAKİKÎ


- HAYAL(İN)DEN "YOLA ÇIKMAK" ile/değil/yerine HAYALLER(İN)DEN YARARLANMAK


- HAYALLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAŞAM/HAYAT


- HAYALPEREST değil/yerine/= DÜŞLEMCİ


- HAYAT AĞACI ile/ve/değil/yerine/<> BİLGELİK AĞACI

( Sempatik sinir düzeni/sistemi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Parasempatik sinir düzeni/sistemi. )

( Gövde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Sinir düzeni/sistemi. )


- HAYAT GÜZEL YAŞAMAYA DEĞER"
değil
HAYAT, GÜZEL! YAŞAMAYA DEĞER!
ile/ve/ya da/||/<>
HAYAT, GÜZEL YAŞAMAYA DEĞER

( Yazıda noktalamanın/virgülün ve konuşmada vurgunun/duraklamanın/yuvarlamamanın önemi. )


- HAYAT STANDARDI değil/yerine/= YAŞAM ÖLÇÜNÜ


- HAYÂT[Ar.] değil/yerine/= YAŞAM


- HAYATİ ile/ve/değil/||/<> MERKEZİ


- HAYATÎ[Ar.]/SURVIVAL[İng.]/VITAL[İng.] değil/yerine YAŞAMSAL


- HAYA-TINDA değil/< HAYATINDA


- HAYATI/NI YAŞAMAK ile/değil/yerine ADAM OLMAK


- HAYATINI YAŞAMAK ile/ve/<>/değil/yerine HAYATI YAŞAMAK


- HAYDİ BAY değil/yerine/= UĞURLAR OLSUN, HOŞÇAKAL, SAĞLICAKLA


- HAYDUT/ŞAKİ değil/yerine/= YOLKESEN/SOYGUNCU


- HAYIR:
"BİR" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (")BİN(")

( [(")İstediğimiz(") ...] Oluyorsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Olmuyorsa. )


- HAYIR İŞ(LER)İ ile/ve/değil/||/<> ADÂLET


- HAYIR değil/yerine/= İYİLİK


- HAYIRHAH değil/yerine/= İYİLİKSEVER


- HAYIRLARA VESİLE OLMAK değil/yerine/= İYİLİKLERE YOL AÇMAK


- HAYIRLI OLMAK değil/yerine/= İYİLİK GETİRMEK


- - "..., HAYIRLI OLSUN" ile/ve/değil/||/<>/>/< "..., (... İÇİN) (DE) HAYIRLI OLSUN, HAYIRLARA VESİLE OLSUN"

( Kutlama. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Tesellî. )


- HAYIRLI ile/ve/<>/değil/yerine VERİMLİ


- HAYIRLI/HAYIR değil/yerine/= İYİ/KUTLU


- HAYIRSEVERLİK ile/ve/değil/||/<>/< SUÇLULUK (DENEYİMLERİ/BELLEK KAYITLARI/DÜŞÜNCESİ/KABULÜ)

( "Üstten bakan hayırseverlik" yerine yan yana yürüyebileceğimiz dayanışma daha değerli olan. )


- HAYIT değil AYIT

( Mineçiçeğigillerden, Akdeniz çevresinde yetişen, mavi, beyaz ya da menekşe renginde çiçekler açan, 1-2 metre boyunda bir ağaççık. )

( V. AGNUS CASTUS )


- HAYLİ değil/yerine/= EPEY


- HAYRANLIK ile/ve/değil/||/<>/< MAĞLUP OLMUŞ KISKANÇLIK


- HAYRANLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> TESLİMİYET


- HAYRAT değil/yerine/= EYGÜ


- HAYRET değil/yerine/= ŞAŞMA, ŞAŞIRMA, ŞAŞA KALMA


- HAYSİYET ile/değil HASİYET/HASSA

( Kişilik, onur. İLE/DEĞİL Özgülük. | Yarar, etki. )


- HAYSİYET değil/yerine/= ONUR


- HAYSİY(Y)ET değil/yerine/= ONUR


- HAYVAN/BİTKİ ile/değil ANTOZA

( ... İLE/DEĞİL Çiçek hayvan. )


- HAYVAN GİBİ YAŞAYAN "KİŞİ/İNSAN" ile/değil/>< İNSAN GİBİ HAREKET EDEN "HAYVAN"


- HAYVAN:
"RİYÂKÂR DEĞİLDİR" değil İKİYÜZLÜLÜK/RİYÂKÂRLIK YAPAMAZ


- HAYVAN YILI TAKVİMİ:
ÇİN ve/değil/< ÖZBEKİSTAN

( Hayvan yılı takvimini, Çin'liler, Özbekler'den almıştır. )


- HAYVAN ile/değil BİYOLOJİK YIĞIN

( Doğasında. İLE/DEĞİL Hayvanat bahçesinde. )


- HAYVAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İNSAN

( Âlet kullanan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Âlet yapan. )

( [doğduklarında] Özgürlükleri yoktur fakat (belirli bir oranda ve kısa sürede) yaşamda/ayakta kalma "yetkinlikleri" vardır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Özgürlükleri vardır fakat yaşamda/ayakta kalma "yetkinlikleri" yoktur. )

( [Kalabalıklaştıkça ...] "Akıllanır". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> "Aptallaşır". )

( Kısmen/neredeyse "düşünebilen". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Düşündüğünü düşünen.[Sapiens sapiens] )

( "İnsan"ın Taksonomik Sınıflandırılması

Tip: Canlılık (Biota)

Süper Alan (Superdomain): Arkeler ve Ökaryotlar (Neomura)

Alan: Ökarya (Eukarya)

Klad: Amipler, Hayvanlar, Mantarlar (Unikonta)

Klad: Arkadan Kamçılılar, Hayvanlar ve Mantarlar (Opisthokonta)

Klad: Hayvanlar ve Tek Hücreli Yakın Akrabaları (Holozoa)

Âlem: Hayvanlar (Animalia)

Alt Âlem: Gerçek Dokulular (Eumetazoa)

Klad: Çift Yanlı Simetrikler (Bilateria)

Üst Şube: İkincil Ağızlılar (Deuterostomia)

Şube/Filum: Kordalılar (Chordata)

Alt Şube: Omurgalılar (Vertebrata)

İnfra Şube (Infraphylum): Gerçekçeneliler (Gnathostomata)

Üst Sınıf: Dört Üyeliler (Tetrapoda)

Sınıf: Memeliler (Mammalia)

Alt Sınıf: Doğuran Memeliler (Theriiformes)

İnfra Sınıf (Infraclass): Plasentalı Memeliler / Eteneliler (Eutheria / Placentalia)

Üst Takım (Superorder): Kemiriciler, Tavşanımsılar, Sivri Sincapçıkgiller, Primatlar, Abalı Memeliler (Euarchontoglires)

Takım: Primatlar / İri Beyinli Yüksek Memeliler (Primata)

Alt Takım: Kuru Burunlu Primatlar (Haplorrhini)

İnfra Takım (Infraorder): Maymunlar (Simiiformes / Simians)

Geçiş Takımı (Parvorder): Eski Dünya Maymunları ve Kuyruksuz Maymunlar (Catarrhini)

Üst Aile/Familya: Kuyruksuz Maymunlar / İnsansılar (Hominoidea / Apes)

Aile/Familya: Büyük Kuyruksuz Maymunlar (Hominidae / Great Apes)

Alt Aile/Familya: İnsan, Şempanzeler, Goriller ve Ataları (Homininae)

Oymak/Tribü: İnsan, Şempanzeler ve Ataları (Hominini)

Alt Oymak: İnsan ve Ataları (Hominina)

Cins: İnsan (Homo)

Tür: Anatomik Olarak Modern İnsan/Kişiler / Bilge İnsan/Kişiler (Homo sapiens)

Alt Tür: Modern Bilge İnsan (Homo sapiens sapiens) )

( Kişi, hayvanlardan uzaklaştıkça hayvanlaşır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Kişi, hayvanlara yakınlaştıkça insanlaşır. )

( [not] ANIMAL vs./and/but/||/<>/> HUMAN
HUMAN instead of ANIMAL )


- HAYVANAT BAHÇESİ" ile/değil HAPİSHANE/ZİNDAN[Fars.]


- HAYVANINISEVER ile/değil/yerine/>< HAYVANSEVER


- HAYVANLAR:
"BİZİM İÇİN" değil BİZİMLE BİRLİKTE


- HAYVAN/LIK ile/değil/yerine/>< HAYRAN/LIK


- HAYVANSAL "PROTEİN" ile/değil/yerine/||/<>/< BİTKİSEL PROTEİN


- HAYVANSEÇER değil/yerine/>< HAYVANSEVER

( Kedi, köpek sevip inek, koyun, balık yediğinizde, hayvansever değil, hayvan seçer oluyorsunuz. Ne zaman bir köpeğe duyduğunuz sevgiyi ve dostâne yakınlaşmayı bir ineğe de duyarsınız; işte o zaman kendinizle çelişmemiş olacaksınız. )

( Kendime, evrene, çevrem(iz)e, hayvanlara, tüm canlıların yaşam hakkına saygı göstermek üzere ve sağlığım/ız için de et ve hayvansal ürünleri yememeyi yeğliyorum/z...

Bu duyarlılığı gösteren ve gösterecek herkese teşekkür ediyorum/z... )

( )


- HAZ" ve "GÜÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM ve DEĞER


- | "HAZ YAŞAMI" ile/ve/||/<> "POLİTİK YAŞAM" |
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>
KURAMSAL YAŞAM


- HAZ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAK/K('A NİYAZ)


- HAZ ile/değil/yerine HAS

( [not] PLEASURE vs./but PURE/SPECIAL
PURE/SPECIAL instead of PLEASURE )


- HAZ ile/ve/değil/yerine/<>/> İHTİZAZ

( Gövdesel. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Zihinsel. )


- HAZ ile/değil/yerine OLGUNLUK

( Olgunluk, hazzı erteleyebilme becerisidir. )


- HAZCI/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BİLGİSİZ/LİK VE BİLİNÇSİZ/LİK


- HAZFETMEK[Ar.] değil/yerine GİDERMEK/KALDIRMAK


- HÂZIK[Ar.] değil/yerine/= BECERİ SAHİBİ


- HAZIM CİHAZI değil/yerine/= SİNDİRİM AYGITI


- HAZIM değil/yerine/= SİNDİRİM


- HAZIM değil/yerine/= SİNDİRİM/SİNDİRME


- HAZIMSIZLIK değil/yerine/= GÜÇ SİNDİRİM


- HAZIN[Ar.] değil/yerine/= KIŞLIK YİYECEK


- HAZIR ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÜRETMEK/YAPMAK

( [not] TO BUY A READY PRODUCT vs./and/but/||/<>/< TO PRODUCE/MAKE
TO PRODUCE/MAKE instead of TO BUY A READY PRODUCT )


- HAZIR BİLGİ ile/ve/değil/yerine YÖNLENDİRİCİ BİLGİ


- HAZIR OLMAK/OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TÂLİP OLMAK/OLAN


- HAZIR OLMAK ile/ve/<>/değil/yerine HAZIRLIKLI OLMAK


- HAZIR değil/yerine EMEK

( [not] READY but/instead of LABOUR )


- HAZÎRE ile/ve/değil HÂMÛŞÂN

( ... İLE/VE/DEĞİL Sessizler, susmuşlar. [Mevlevî mezarlıkları] )


- HAZIRLA(N)MAK ile/ve/değil PROGRAM YAPMAK

( [not] TO GET READY vs./and/but PROGRAMMING )


- HAZIRLIKSIZ ... ile/değil/yerine/>< HAZIRLIKLI ...


- HAZİRUN değil HAZIRUN


- HAZMETMEK değil/yerine/= SİNDİRMEK


- HBOT/HYPERBARIC OXYGEN THERAPY[İng.] değil/yerine/= YÜKSEK BASINÇ OKSİJEN SAĞALTIMI, HİPERBARİK OKSİJEN TEDAVİSİ


- HBS/HOSPITAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HASTANE BİLGİ DÜZENİ


- HBYS/HOSPITAL INFORMATION MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HASTANE BİLGİ YÖNETİM DÜZENİ


- HCI/HUMAN COMPUTER INTERACTION[İng.] değil/yerine/= INSAN BİLGİSAYAR ETKİLEŞİMİ


- HTK/HCT/HEMATOKRIT HEMATOCRIT[İng.] değil/yerine/= ALYUVAR YÜZDESİ


- HEBÂ değil/yerine/>< ÇABA


- HEBÂ ile/değil/yerine FEDÂ


- HECCAV[Ar.] değil/yerine YERGİCİ


- HECE ile/ve/değil/yerine/=/||/<> OCAK


- HEDEF ile/değil GÖZLEĞİ

( ... İLE/DEĞİL Gözetleme yeri. | Dağların yüksek yerlerinde, nişan almak için ağaç ya da taştan yapılan belirli yer. )


- HEDEF ile/değil HİTAP

( "Ben" ve "Sen" sözcükleri ve kullanımı, bir hedef değil hitap aracıdır!
Yaşamımızdaki bazı/birçok şey (bu/şu/o),
"benim/senin/onun için böyle/şöyle/öyle!"
"bana/sana/ona göre böyle/şöyle/öyle!"
ya da
ben/sen/o,
"öyle istiyorsa öyledir"
"öyle düşünmüyorsa öyle değildir"
gibi ne yazık ki çokça kullanılan zırva ifadelerle hareket noktası oluşturulamaz! Yani kişi(kendi ya da başkaları), kendinden ve/ya da başkalarından hareket ederek bir sonuç alamaz, yargıda bulunamaz/bulunmamalıdır.

Bu tür, "ben/sen/o" ifadeleri, hitap için kullanılmak yerine bir hedef olarak hiçbir biçimde kullanılamaz. Bu "yaklaşım" ya da "ifade tarzı", öznellikle, demokratlıkla ya da "faşizmle" hiçbir biçim ve koşulda bağlantılandırılamaz/bağdaştırılamaz ya da indirgenemez de!

Son yıllarda, özellikle de sinema/dizi, kitap ve internetin, bilimsel ve/ya da kişisel araştırma ve yayınların, ülkemizde ve dünyada hızla yaygınlaşmasıyla, Amerika/Avrupa zihni ve diliyle yazılmış kitaplarda/filmlerde çokça kullanılan "Ben/Sen" sözcüklerinin etkisiyle de, ülkemizde, bazı/çoğu kişi tarafından yanlış/yamuk bir biçimde düşünsel çabası/becerisi yetersiz ya da benmerkezci kişilerin zihnine ve diline yerleşmiştir ne yazık ki. Toplum olarak bir anda düzeltilemeyecek olsa da, bireysel olarak yeterli bilgi ve bilinçle çok şey değişebilir/değiştirebiliriz. )

( Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır. )

( [not] TARGET vs./but ADDRESSING )


- HEDER[Ar.] ile/değil HEBÂ[Ar.]

( Karşılığını alamama, boşa gitme, ziyan olma. İLE/DEĞİL Hiçbir işe yaramadan yok olma, boşa gitme. )


- HEDİYE[Ar.]/PEŞKEŞ[Fars.] değil/yerine/= ARMAĞAN

( MUNUS[Lat.]: Armağanlaşmak. )


- HEDONİ/HEDONIA[İng.] değil/yerine/= HAZ


- HEGEL'İN:
"DİYALEKTİK FELSEFESİ" değil
KURGUL FELSEFESİ


- HEGEMON ile/değil/yerine/>< EGEMEN


- HEKİM/HEKİMLİK değil/yerine/= OTACI/OTACILIK

( OTACI: Saray hekimi. )


- HEKLEMEK"[İng. < HACKING] ile/değil/yerine/>< EKLEMEK


- HELÂK ETMEK değil/yerine/= ÖLDÜRMEK/BİTİRMEK


- HELÂK OLMAK değil/yerine/= ÖLÜP BİTMEK


- HELEZON değil/yerine/= SARMAYAY


- HELİKS/HELIX[İng.] değil/yerine/= SARMAL


- HELKE ile/değil/yerine BAKRAÇ

( Bakraç, kova. İLE/DEĞİL/YERİNE Çoğunlukla bakırdan yapılan küçük kova. | Bir bakracın alabildiği miktar. )


- HELOZON değil HELEZON


- HELYOTERAPİ/HELIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= GÜNEŞLE SAĞALTIM


- HEMAFEREZ/HEMAPHERESIS[İng.] değil/yerine/= KAN AYIR-SEÇ (İŞLEMI)


- HEMAGLÜTİNASYON/HEMAGGLUTINATION[İng.] değil/yerine/= KAN KÜMELEŞMESİ


- HEMATİT[Fr. < HÉMATITE] değil/yerine/= KAN TAŞI

( Kırmızı ya da esmer renkte olan doğal demir oksidinden oluşan, yaralardan akan kanı durdurmak için kullanılan bir mineral, hematit. )


- HEMATOLOJİ değil/yerine/= KAN BİLİMİ

( Kan üzerinde incelemeler yapan bilim. )


- HEMCİNS değil/yerine/= EŞEYDEŞ


- HEMCİNS ile/ve/değil/||/<> HEMDERT

( Varolanların tümü. | Cinsleri bir olan, aynı soydan. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Dertleri ortak/yakın olan kişiler. )


- HEMEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SICAĞI SICAĞINA


- HEMFİKİR değil/yerine/= DÜŞÜNDEŞ/OYDAŞ


- HEMFİKİR değil/yerine/= OYDAŞ


- HEMISFER/HEMISPHERE[İng.] değil/yerine/= YARI KÜRE


- HEMODİLÜSYON/HEMODILUTION[İng.] değil/yerine/= KAN SEYRELIM


- HEMODİNAMİ/HEMODYNAMICS[İng.] değil/yerine/= KAN DOLAŞIM DEVİNIMLİĞİ


- HEMODİYALİZ/HEMODIALYSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ARITIM/SÜZDÜRÜM


- HEMOFİLTRASYON/HEMOFILTRATION[İng.] değil/yerine/= KAN SÜZDÜRÜM


- HEMOGRAM/HEMOGRAM[İng.] değil/yerine/= KAN GÖZE ÇİZGESİ


- HEMOLİZ/HEMOLYSIS[İng.] değil/yerine/= ALYUVAR YIKIMI


- HEMORAJİ/HEMORRHAGE, BLEEDING[İng.] değil/yerine/= KANAMA


- HEMORAJİK DİYATEZ/HEMORRHAGIC DIATHESIS[İng.] değil/yerine/= KANAMA EĞİLIMİ


- HEMOSTAZ/HEMOSTASIS[İng.] değil/yerine/= KANAMA DURDURMA


- HEMOVİJİLANS/HEMOVIGILANCE[İng.] değil/yerine/= KAN TAKİP DÜZENİ


- HEMPA[Fars.] ile/değil/yerine/>< KANKA/ARKADAŞ

( Kötü işlerde aynı amaçla ve birlikte hareket eden kişi, ayaktaş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kan kardeşliği kadar yakınlıkla birlikte hareket eden/ler. )


- HEMŞİRE/ŞVESTER değil/yerine/= SAYRICI < KARDEŞ[KADIN]


- HENDEK değil/yerine/= ÇUKUR


- HEP ile/yerine/değil DAHA ÇOK


- HEP[Fars. < HEB] ile/değil İKİ (KEZ)

( [not] ALLWAYS vs./but TWO (TIMES)/TWICE )


- HEP ile/değil/yerine OLABİLDİĞİ KADAR


- HEPA/FİLTRE HİGH-EFFICIENCY PARTICULATE AIR FILTER[İng.] değil/yerine/= YÜKSEK VERİMLİ PARÇACIKLI HAVA SÜZGECİ


- HEPİMİZ:
AYNIYIZ değil AYNI DEĞERDEYİZ


- HEPİMİZİN "HAYATLARI" değil HAYATI


- HEPİMİZ(İN), ... ile/değil HER BİRİMİZ(İN), ...


- HER ANLAM/DA ile/ve/değil/||/<>/< HER ALAN/DA


- HER BİRİSİNE değil HER BİRİNE


- HER DERDE DEVÂ OLAN:
(")SARIMSAK(") ile/ve/değil/||/<>/< SARILMAK


- HER HALÜKÂRDA değil/yerine/= HER DURUMDA


- HER İKİ KAPILARIMIZ değil İKİ KAPIMIZ


- HER İKİSİ değil İKİSİ ya da HER BİRİ


- HER NE KADAR ŞÖYLE OLMASINA KARŞIN/RAĞMEN değil HER NE KADAR ŞÖYLE OLSA DA ya da ŞÖYLE OLMASINA KARŞIN


- HER NE MENEMSE" ile "HER NE ŞEYİMSE/SİKİMSE" |
ile/değil/yerine/||/<>/<
"HER NEYSE"


- HER NEYSE değil/yerine NEYSE


- HER SEFERİNDE değil/yerine/= DEĞME KEZ


- HER ŞERDE, BİR HAYIR VARDIR" değil HER ZAHMETTE, BİR RAHMET VARDIR


- HER ŞEY, DEĞİŞİR değil HER ŞEY, (BELİRLİ/BELİRSİZ) BİR ŞEYE GÖRE DEĞİŞİR


- HER ŞEY ile/ve/değil/||/<>/>/< HER ŞEYDE


- HER ŞEYİ BİLİYOR OLMAK değil ÇOĞUNLUĞUN, PEK FAZLA ŞEY BİLMİYOR OLMASI


- HER "ŞEYSİ" değil HER ŞEYİ


- HER "SORUNLARINI" (ÇÖZMEK) değil HER SORUNUNU (ÇÖZMEK)


- HER "VARLIK" değil VARLIK(VUCUD) ya da HER VAROLAN(MEVCUD)


- HER ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BAZI

( [kitap] Okunmaz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazılarına başvurulur. )

( [eşya] Kullanılmaz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazıları saklanır. )

( [yazar] Sevilmez. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazıları (sadece) beğenilir. )