Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 7.670 başlık/FaRk ile birlikte,
7.670 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(29/32)


- TAKALLÜS (ETMEK) değil/yerine/= KASILMA/KASILIŞ


- TAKALLÜS[Ar.] değil/yerine/= KASILMA


- TAKDİR ile/ve/<> TEŞHİS


- TAKİFİLAKSİ/TACHYPHYLAXIS[İng.] değil/yerine/= DİRENÇ GELİŞİMİ


- TAKILMAK ile/ve SENDELEMEK


- TAKINTI ile/değil/yerine ALERJİ


- TAKINTI OBSESYON ile/ve/> SİNİRCE TAASSUB NEVROZ ile/ve/> ÇILDIRI/PSİKOZ


- TAKIPNE ile BRADIPNE

( Solunum sayısının artması. İLE Solunum sayısının azalması. )


- TAKSONOMİ/TAXONOMY[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME, SINIFLANDIRMA, SINIFLANDIRMA KURALLARI


- TAKTIL AGNOZİ/TACTILE AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= DOKUNMA TANIMAZLIĞI


- TAKTİL AGNOZİ ile ODITUAR AGNOZİ


- TAKVİM YAŞI/KRONOLOJİK YAŞ/CHRONOLOGICAL AGE[İng.] değil/yerine/= TAKVİM YAŞI


- TALİS[Lat. < TALIS] değil/yerine/= BÖYLE, BUNUN GİBİ


- TAM TAHNÎT ile/değil/yerine YARIM TAHNÎT

( Mısır'da. İLE/DEĞİL/YERİNE Osmanlı'da. )

( TAHNÎT: Ölüyü, bozulmaması için belirli bir yapı ve oranda ilâçlama, koruma. )


- TAMAMLAYICI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEKLEYİCİ


- TAMPON ÇÖZELTİ/BUFFER SOLUTION[İng.] değil/yerine/= DENGELEYİCİ ÇÖZELTİ


- TAMPON ile KALKAN


- TAMPON[Fr.] değil/yerine/= TIKAÇ | BASKIT | DENGELEYİCİ

( Bir deliği kapamaya yarayan, herhangi bir nesneden yapılmış büyük tıkaç. | Bir darbenin şiddetini azaltmaya yarayan, içi yumuşak nesneyle dolu şey. | Çarpışmaların etkisini azaltmak için vagonların, otomobillerin ön ve arkalarında bulunan donanım. | Kanı silmek, durdurmak için kullanılan gazlı bez yumağı ya da sterilize edilmiş pamuklu özel parça. | Bir darbenin, çatışmanın şiddetini azaltan etken. )


- TAMPON[İng.] değil/yerine/= TIKAÇ | BASKIT | DENGELEYİCİ


- TAMPONAT[İng. < TAMPONADE] değil/yerine/= BASKILANMA


- TANATOFOBİ/THANATOPHOBIA[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM KORKUSU


- TANATOS/THANATOS[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM İÇGÜDÜSÜ


- TANDEM MASS SPEKTROMETRİ/TANDEM MASS SPECTROMETRY[İng.] değil/yerine/= ARDIŞIK KÜTLE İZGE ÖLÇÜMÜ


- TANI/TEŞHİS[Ar.] ile SAĞALTIM/ONDURMA/REHABİLİTASYON/REHABILITATION[İng.]


- TANI ile/ve/||/<> TANIM

( DIAGNOSIS vs./and/||/<> DEFINITION )


- TANIDA/TEŞHİSTE:
TESPİT ile/değil ÖNCELİK


- TANI/MA:
"HASTALIK" değil BELİRTİLERİ


- TANIMA ile/<> AYRILMA

( Kişilerin birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır. )


- TANİN[Fr.] değil/yerine/= TANEN

( Birçok bitkide bulunan, tıpta kullanılan, tadı buruk bir nesne. )


- TANJANSİYALITE/TANGENTIALITY[İng.] değil/yerine/= ÇEVRESEL KONUŞMA


- TANSİYOMETRE[Fr.] değil/yerine/= GERİLİMÖLÇER


- TANSİYON ALETİ/SPHYGMOMANOMETER[İng.] değil/yerine/= KAN BASINÇÖLÇER


- TANSİYON/BLOOD PRESSURE | TENSION[İng.] değil/yerine/= KAN BASINCI | GERILIM


- TANSİYON ÖLÇÜMÜ'NDE:
SOL KOL değil SAĞ KOL değil BACAK

( Sol Kol'dan alınan değerler, Sağ Kol'a göre[doğru olan] 1'er derece daha yüksektir[sol kolun kalbe yakın olması nedeniyle]. )


- TANSİYON değil/yerine/= GERİLİM, GERGİNLİK, BASINÇ


- TANSİYON ile/ve/||/<> GÖVDE ISISI

( 50 - 100[küçük] | 100 - 140[büyük] İLE/VE/||/<> 36.5 )


- TANSİYON[Fr.] değil/yerine/= KAN BASINCI | GERİLİM


- TARÇIN ve/||/<> KİMYON

( Şekerin etkisini azaltmaya ve gövdedeki dengeyi sağlamaya yarar. VE/||/<> Bakliyatların sindirimini kolaylaştırıcı etkisi/katkısı vardır. )


- TARDİF DISKINEZİ/TARDIVE DYSKINESIA[İng.] değil/yerine/= GEÇ DEVİNIM BOZUKLUĞU


- TARDİF DISTONİ/TARDIVE DYSTONIA[İng.] değil/yerine/= GEÇ GERİM BOZUKLUĞU


- TARTAR ile TARTAR

( Dişte. İLE Tartma aracı, kantar/terazi. | Sürekli tartan kişi. )


- TÂR U PÛD[Ar.] değil/yerine/= ARIŞ[Fars. < ERŞ/EREŞ] İLE ARGAÇ[Ar.]

( İplik ve atkı. )

( TÂR: İplik, tel. | PÛD: Argaç, dokumada, enlemesine atılan atkı. )


- TAŞ ile KAYA ile TEPE ile DAĞ

( Kimyasal ya da fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde. | Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş. | Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme. | Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme. | Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher. | Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik ya da tahta parçalardan her biri. | Bazı örgenlerin içinde, özellikle idrar kesesi vb. oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı nesne. | Bazı kütlelerden kopan ya da koparılan parça. | Üstü kapalı bir biçimde söylenen iğneleyici söz. İLE Büyük ve sert taş kütlesi. | Kayaç. )

( HACER, CÜMD ile/ve CELMED )

( SENG ile/ve ... )

( STONE vs./and ROCK )


- TAŞAK/HAYA/BİLLUR[Ar.]/TESTİS[İng. < TESTICLE] ile/ve/||/<> ANTER

( Hayvan ve insanda. İLE/VE/||/<> Bitkide.[Çiceklerin tohum taşıyan torbaları] )


- TASDİK ile/ve/||/<>/> TAKLİT


- TASFÎK-İ ESNÂN[Ar.] ile ...

( Soğuktan dişlerin birbirine çarpması. )


- TASHÎH[Ar. < SIHHAT]["TAHSİH" değil!] ile DÜZELTME/DÜZELTİ


- TASHİH[< SIHHAT] ile/ve/<> TÂDİL


- TASHİH[< SIHHAT]["TAHSİH" değil!] ile/ve/değil/yerine/+/> TEKMİL


- TAŞIMA KARGATULUMBA[İt. < CARGA TROMBA] TAŞIMA

( ... İLE Birkaç kişinin, birini yakalayıp elleri üstünde havaya kaldırarak götürmesi. )


- TAŞKINLIK/...MANİ ile/ve ÇÖKÜNTÜ/DEPRESYON


- TAŞMA ile/ve/hem de/||/<> YANSIMA


- TAT ile TAT ile Tat

( İran'lılara verilen bir ad. )

( Canlıların, besinlerdeki uçucu olmayan bileşikleri damak, boğaz ve dil yüzeyindeki mukoza noktaları aracılığıyla algıladığı duyum. | Tatlılık. | Hoşa giden durum, lezzet, zevk. İLE Dilsiz. İLE Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan Arap ya da İran'lılar. | Hazar Denizi kıyısında, İran Azerbaycanı sınırında yaşayan, İran soyundan olan bir topluluğun adı. )


- TATARCIK ile TATARCIK

( Türlü hastalıkları taşıyan, insanda, asalak olarak yaşayan böcek. İLE Şiddetli karın ağrısı. )

( PHLEBOTOMUS cum ... )


- TATLI/RAFİNE(BEYAZ) ŞEKER/FRUKTOZ(MEYVE ŞEKERİ) => ŞİŞMANLIK ile/ve/<> SÜREĞEN YORGUNLUK

( ["Gerekli"/gereksiz] Tüm [olağan/yoğun/fazla] şekerli ürünler, [tatlılar ve hatta çoğu şekerli meyve], insülin direnç eşiğinin yükselmesine ve hızlı iniş çıkışlar nedeniyle [daha fazla/hızlı yeme isteği, yorgunluk ve dinlenme gereksinimi] kısır döngüsüne sokan bir süreci tetiklemektedir. Dolayısıyla, doğada pek yeri ve yararı olmayan tatlıya (ve "tutkusu"na), ihtiyârımızla[Hayır! diyebilme bilgi ve becerimizle] karşı/uzak durmamızı sağlamak ve sürdürmek durumundayızdır!

Her zaman için anımsanmalı ki...
Yediğimizden "kâr", yemediğimizden yarar elde ederiz! )


- TATMİN[Ar.] ile DOYUM/DOYGUNLUK


- TATULA ile NAVÇAĞAN

( Patlıcangillerden, çiçekleri beyaz ya da mor renkte, meyveleri dikenli bir bitki. [Kasların kasılmasını giderdiği için tıpta kullanılır.] İLE Çiçekleri katmerli ve mor renkte olan bir tatula türü. )

( DATURE STRAMONIUM cum DATURA )


- TAUN[Ar.] ile/<> VEBÂ[Ar.]

( Bulaşıcı hastalıklar. İLE/<> Hasta sıçanlardan, insana geçen bir mikrobun oluşturduğu, bulaşıcı ve öldürücü bir hastalık. )


- TAVİ/TRANSKATETER AORTİK VALF İMPLANTASYONU/TRANSCATHETER AORTIC VALVE İMPLANTATION[İng.] değil/yerine/= KATETERLE AORT KAPAK YERLEŞTİRME


- TAVUKKARASI değil/yerine/= GECE KÖRLÜĞÜ


- TAZELEYİCİ ve/||/<> GENÇLEŞTİRİCİ

( Uyku, yıkanma, sarılmak, birlik, oyun, hareket, çalışma, spor, felsefe, dil, bilim, doga, yeşil, sanat, sevgili, dost, sohbet. )


- TBI/TOTAL BODY IRRADİATION | TRAUMATIC BRAIN İNJURY[İng.] değil/yerine/= TÜM GÖVDE IŞINLAMASI | TRAVMATİK BEYİN HASARI


- TCP/TRANSMİSSION CONTROL PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= AKTARIM KATMANI GEÇİŞ DENETIM PROTOKOLÜ


- t.d.[Lat. < TER DIE] değil/yerine/= GÜNDE 3 KEZ


- TDP/FRESH FROZEN PLASMA[İng.] değil/yerine/= TAZE DONMUŞ PLAZMA


- TEBEŞİR ile/değil ALÇITAŞI

( Kalsiyum karbonat. İLE/DEĞİL Kalsiyum sülfat dihidrat. )

( ... İLE/DEĞİL En az 4000 yıldır çıkarılmaktadır. Çıkarılan tüm alçıtaşının %75'i alçı ve ondan yapılan kartonpiyer, fayans ve ortopedide kullanılır. )

( ... İLE/DEĞİL Çimentonun çok önemli bir bileşenidir. Gübre, kağıt ve kumaş üretiminde de kullanılmaktadır. )

( Piramit'lerin içindeki sıvalar alçıtaşıyla yapılmıştır. Bina sıvaları da alçıtaşındandır. )

( GYPSOS[Yun.] > GYPSUM[İng.] )


- TEBEVVÜL-İ SÜKKER ile TEBEVVÜL-İ SÜKKERÎ ile TEBEVVÜL-İ ZÜLÂL ile TEBEVVÜL-ÜD-DEM

( Şekerin sidik yoluyla çıkması, şeker işeme. İLE Sidikte şeker bulunması. İLE Sidikte albümin bulunması. İLE Kan işeme, sidiğin kana karışarak kan zehirlenmesi. )


- TEBHÂL/E[Ar.] | COLD SORE, HERPES[İng.] değil/yerine/= UÇUK


- TEBZÎL[Ar. < BEZL] ile TEBZÎR[Ar. < BEZR | çoğ. TEBZÎRÂT]

( Yarma, delme. | Bir örgenin suyunu boşaltmak üzere o yeri bir araçla delme işlemi. İLE Tohumu saçıp dağıtma. | Har vurup harman savurma. )


- TECA'ÜD[Ar. < CA'D] değil/yerine/= BÜKLÜM BÜKLÜM SAÇ

( Saçın kıvırcık, büklüm büklüm olması. )


- TECBÎR[Ar. CEBR] ile ...

( Kırık/çıkık kemiği iyileştirme, sarma/alçıya alma. )


- TECDÎR[< CEDERÎ] ile VAKT-İ TEFRÎH

( Çocuğun çiçek çıkarması. İLE Çiçek hastalığı aşısının yapılmasından etkisini gösterinceye kadar geçen zaman. )


- TECENNÜN[Ar.] değil/yerine/= ÇILDIRMA, DELİRME, AKLINI OYNATMA


- TEDAVİ" BAKANLIĞI değil/yerine SAĞLIK BAKANLIĞI


- TEDAVİ ile/ve DÖNÜŞÜM


- TEDAVİ[Ar.] ile/ve OTAMA/SAĞALTIM/TERAPİ[Fr.]

( Fiziksel olana. İLE Zihinsel olana. )

( Örgenlere uygulanabilen. İLE/VE Tine uygulanabilen. )


- TEDAVİ/TREATMENT[İng.] ile SAĞALTIM/SAĞALTMAK ONULTUM/ONULTMAK


- TEDÂVİ ile/ve/||/<>/> TELÂFİ


- TEDBİR[Ar. < DÜBÛR] ile/ve TEMKİN[Ar. < MEKÂNET]

( Tedbirli ve mütevazı olun, şansı yakalarsınız. )

( Bir şeyi sağlayacak ya da önleyecek yol, yöntem, çözüm, çare. İLE/VE Bir işin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranma. | Ağırbaşlılık. | Hastalığın bir yere yerleşmesi. | İhtiyat, tedbir. )

( PRECAUTION vs./and COMPOSURE )


- TEE/TRANSÖZOFAGEAL EKOKARDİYOGRAFİ TRANSOESOPHAGEAL ECHOCARDIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= YEMEK BORUSUNDAN EKOKARDİYOGRAFİ


- TEEKKÜL ile ...

( Yaranın açılıp büyümesi, oyulup açılması. )


- TEFCİR[Ar.]/DRENAJ[Fr.] değil/yerine/= AKAÇLAMA

( Toprakta bitkilerin yetişmesine zararlı olan fazla suların akıtılması. | Yarada biriken sıvıyı akaçla boşaltma. )


- TEFSİRE[Ar.] ile ...

( Hekimin, sayrının sidiğindeki değerleri/sonuçları incelemesi. | Sayrının, hekim tarafından incelenmiş sidiği. )


- TEİN[Fr.] ile/ve/||/<> KAFEİN[Fr.]

( Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde. İLE/VE/||/<> Kahve ve çayda bulunan etkili madde. )

( İÇMEMEYİ YEĞLİYORUZ!

Yediğimiz, "kâr"; yemediğimiz, yarar!
Yaptığımız, "kâr"; yapmadığımız, yarar!
Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar!

(Bir şey ki, yemesen de olur... YEME!
Bir şey ki, içmesen de olur... İÇME!
[tüm abur-cuburlar, et ve tüm hayvansal "ürünler",
kahve ve de özellikle sigara!] )


- EV/MAĞAZA:
TEK KAPILI değil ÜÇ KAPILI

( Sibirya'da, her evin/mağazanın, üç kapısı bulunmaktadır. [Dışarıdan bir mekâna girdiklerinde, her kapı boşluğunda 10'ar saniye beklerler. -42 °C'den, +20 °C'ye girerken yaşanılan ısı farkının, gövde ve cilt üzerinde oluşturacağı olumsuz etkileri önlemek için alınan bir tedbirdir.] )


- ÖZDEŞ(TEK YUMURTA) İKİZLERİ ile KARDEŞ(ÇİFT YUMURTA) İKİZLERİ

( MÜTÂEMET: İkiz doğurma. )

( Siyam İkizleri yazısı için burayı tıklayınız... )

( Her zaman aynı cinsiyete sahiplerdir. İLE Farklı cinsiyetlere sahip olabilirler. )

( Tek zigot oluşur. İLE İki zigot oluşur.
[İkisinde de göbek bağı bulunmaktadır. Çift yumurta ikizlerinde ayrı ayrı plasenta ve su kesesi varken bu durum, tek yumurta ikizlerinde farklılık göstermektedir. Tek yumurta ikizlerinde döllenmenin gerçekleştiği zamana göre plasentalarının ve su keselerinin ayrılıp ayrılmayacağı durumu farklılık göstermektedir. Döllenmenin, 1 ile 4 arasında gerçekleştiği durumlarda, ikizlerin ayrı ayrı su kesesi ve plasentaları olabilir. Ancak, 4 ile 8 gün arası döllenmelerde, su kesesi ve plasenta ortaktır.] )

( Bir yumurtanın döllendikten hemen sonra ikiye bölünerek ortaya çıkan iki göze öbeğinin gelişimiyle. İLE İki ayrı yumurtanın, iki ayrı spermle döllenmesinden oluşan. )

( IDENTICAL/MONOZYGOTIC TWINS vs. DIZYGOTIC TWINS )


- TEKİT[Ar.] değil/yerine/= GÜÇLENDİRME, SAĞLAMLAŞTIRMA | ÜSTELEME

( Bir düşünce ya da istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek. | Sayrılık, hastalığın yeniden ortaya çıkması, nüks etmesi, depreşmesi. )


- TEKLEME ile/ve/||/<> TAKILMA

( Sık fideleri seyrekleştirmek. | Motorda pistonun birinin çalışmaması. | Nesnenin bozulup tutukluk yapması. | Kalbi düzenli çalışmama. | Kekelemek. İLE/VE/||/<> ... )


- TEKRAR ile NÜKS


- TEKTORİYA/TECTORIA[İng.] değil/yerine/= ÇADIR


- TEL KÜF ile/ve/||/<> TEL KÜFLÜCE

( Gövdede, hemen hemen tüm dokularda yerleşebilen asalak bir tür mantar. İLE/VE/||/<> Tel küften ileri gelen ilkel mantar hastalığı. )

( SPOROTRICHUM SCHNECKI cum ... )


- TELANJİYEKTAZİ/TELANGİECTASIA[İng.] değil/yerine/= KILCAL DAMAR GENİŞLEMESİ


- TELÂUB[Ar. < LA'B] ile TELÂ'UB[Ar. < LA'B]

( Oynama, oynaşma.[bkz. MÜLÂABE(< LA'B, LU'B')] İLE Oynama, oyunla uğraşma, eğlenme. | Yemeklerin ağızda tükürükle karışması. | Salyanın akması. )


- TELEASISTANS/TELE-ASISTANS[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN YARDIM


- TELEKONSÜLTASYON/TELECONSULTATION[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN DANIŞIM


- TELEMENTÖR/TELE-MENTOR[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN YÖNDER


- TELEMETRİ/TELEMETRY[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN ÖLÇÜM


- TELEMONİTÖRİZASYON/TELEMONITORING[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN İZLEM


- TELERADYOGRAFİ/TELERADIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN X-IŞINLI GÖRÜNTÜLEME


- TELESAĞLIK/TELE-HEALTH[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN SAĞLIK


- TELESİMEK ile/ve/||/<> ZAYIFLAMAK

( Yorulmak, güçsüz kalmak, yorgunluktan bayılacak duruma gelmek. İLE/VE/||/<> ... )


- TELETIP/TELEMEDICINE[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN TIP


- TELOMER:
ANNE KARNINDA ile/ve/||/<>/> YAŞAMDA


- TEMA[İt.]/THEMA[İng.] değil/yerine/= ANA DÜŞÜNCE, İZLEK

( Bir sanat yapıtında, işlenilen, geliştirilen ana düşünce. )


- TEMÂRUZ[Ar. < MARAZ] değil/yerine/= SAYRIMSAMA, KENDİNİ HASTA GİBİ GÖSTERME


- TEMARUZ/SIMULATION, MALINGERING[İng.] değil/yerine/= SAYRIMSAMA


- TEMAS[Ar.] değil/yerine/= DEĞME/DEĞİNTİ/DOKUNMA/DOKUNUŞ


- TEMAS[Ar.] değil/yerine/= DEĞME, DOKUNMA | İLİŞKİ | BAĞLANTI

( Değme, değinti, dokunma, dokunuş. | Buluşup görüşme, ilişki kurma, ilişki. | Değinme, sözünü etme. | Gidip gelme, ulaşım, bağlantı. )


- [ne yazık ki]
TEMBEL/LİK ile/ve/değil/||/<> ELİNDEKİNİN DEĞERİNİ BİLMEZ/LİK


- TEMEL ile/ve/||/<>/> TAMAMLAYICI


- TEMİZLENME ile/ve EVRİM


- TEMPO[İt.] ile DİZEM/RİTİM[Fr. < Yun.]

( ARSIS ve THESIS: Ritim tutulurken elin ya da ayağın kalkıp inmesi. )

( TEMPO vs. RHYTHM )


- TEMPORALİTE değil GEÇİCİLİK


- TEMYİZ KUDRETİ/HUKUKİ EHLİYET/CIVIL RESPONSIBILITY[İng.] değil/yerine/= AYIRTIM GÜCÜ


- TENÂSÜL-İ BİKRÎ[Ar.], PARTENOJENEZ/PARTHÉNOGÉNÈSHE[Fr.] ile URANISME ile ...

( Eşeysel ilişki olmaksızın gerçekleşen doğum. İLE Eşeysel ilişkiye varmayacak biçimde eril ile erilin sevişmesi. )


- TENDİNİT ile/||/<> BURSİT

( Tendonların yangılanması. İLE/||/<> Eklem çevresindeki bursa adı verilen keselerin yangılanması. )


- TENDÜRÜST[Fars.] değil/yerine/= DİNÇ, SAĞLAM


- TENEFFÜS-İ CİLDÎ ile TENEFFÜS-İ KASABÎ ile TENEFFÜS-İ SAFÎRÎ ile TENEFFÜS-İ SINÂÎ ile TENEFFÜS Bİ-L-HEVÂ

( Deri solunumu. İLE Trake solunumu. [biyolojide] İLE Havanın soluk borularına girdiği ya da çıktığı sırada doğal olmayan ses. (tıp'ta) İLE Boğazdan açılan yapay bir delik aracılığıyla sayrının soluk alması. (tıp'ta) İLE Hava ile solunum. )

( TENEFFÜS[< NEFES]: Nefes, soluk alma; Yorgunluk almak için dinlenme; Tan yeri ağarma; Deniz suyunun dalga ile sahile vurması. )


- TENİN:
"BESLENMESİ" ile/ve/<> DESTEKLENMESİ

( İçeriden. İLE/VE/<> Dışarıdan. )


- TENKİT ile/ve/<> TENKIYE[< NAKY]

( Temizleme, fenâsını atma. İLE/VE/<> Ayıklayıp temizleme. | Kalın bağırsağa su verme ve bu iş için kullanılan araç.[HUKNE: Şırınga.][İHTİKAN | Fr. LAVMAN] )


- TENS/TRANSKÜTANÖZ ELEKTRİKSEL SİNİR STIMÜLASYONU TRANSCUTANEOUS ELECTRICAL NERVE STIMULATION[İng.] değil/yerine/= DERIDEN ELEKTRİKSEL SİNİR UYARIMI


- TEN[Fars.]/SEL ile/ve/<> TİN/SEL ile/ve/<> TİN

( Ten, tinin zemini olamaz. )

( Giysi tenden, ten de candan habersiz! )

( Nedeni dışarıda olan. İLE Nedeni ve ereği/amacı kendinde olan. )

( Gövdenin dış yüzü, deri, cilt. | Gövde, vucut, beden. İLE/VE/<> İnsanın ve insanlığın toplam değeri, birikimi. )


- TENSILE STRENGTH[İng.] değil/yerine/= GERILIM GÜCÜ


- TENSILE STRES/TENSILE STRESS[İng.] değil/yerine/= GERILIM DİRENCİ


- TENSILE[İng.] değil/yerine/= GERILIM


- TENTÜR[Fr.] ile/ve/||/<> TENTÜRDİYOT[Fr.]

( Alkolün bir ya da birden çok bitki üstündeki eritici etkisi sonucu elde edilen sıvı ilâç. İLE/VE/||/<> Mikrop kapmasını önlemek için bir kesik ya da sıyrığa sürülen iyot tentürü. )

( TINCTURE OF IODINE )


- TEPKİ ile TEPKİME

( vs./and/||/<> REACTION )


- TEPSERMEK = KURUYUP ÇATLAMAK


- TER KOKUSU ile KOLTUKALTI KOKUSU

( Koku koltukaltından geliyorsa, "koltukaltın kokuyor" ya da "koltukaltından koku geliyor" demek gerekir. "Kokuyosun!" ya da "Ter kokuyosun! / Terlemişsin sen!" denilmez! )

( PERSPIRATION SMELL/STINK vs. ARMPIT SMELL/STINK )


- TER KOKUSU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TEN KOKUSU


- ter.[Lat. < TERE] değil/yerine/= SÜR, OV


- TERAPİ/THERAPY[İng.] değil/yerine/= SAĞALTIM


- SAĞALTIMLAR'I/TERAPİLER('İ)


- TEREVVUH[Ar.] değil/yerine/= BİR ŞEYDEN KOKU ALMA


- TER/LEME ile SICAK/ATEŞ

( ARKAN ile ... )

( SWEAT/PERSPIRE/PERSPIRATION/TRANSPIRATION vs. HOT/FEWER )


- TERMAL/THERMAL[İng.] değil/yerine/= SICAK KAPLICA SUYU | ISIYLA İLGILİ)


- TERMINAL DÖNEM/TERMINAL PHASE[İng.] değil/yerine/= ÖLÜMCÜL EVRE


- TERMINAL[İng.] değil/yerine/= SON


- TERMINASYON/TERMINATION[İng.] değil/yerine/= SONLANDIRMA


- TERMINOLOJİ/TERMINOLOGY[İng.] değil/yerine/= TERİM BİLİMİ


- TERMODİLÜSYON/THERMODİLUTION[İng.] değil/yerine/= SICAKLIK SEYRELTME


- TERMOMETRİ/THERMOMETRY[İng.] değil/yerine/= SICAKLIK ÖLÇÜMÜ


- TERMOREGÜLASYON/THERMOREGULATION[İng.] değil/yerine/= SICAKLIK DÜZENLENİM


- TERMOREGÜLATÖR/THERMOREGULATOR[İng.] değil/yerine/= SICAKLIKDÜZENLER


- TERMOTERAPİ/THERMOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= SICAKLA SAĞALTIM


- TERMOTERAPİ değil/yerine/= ISI SAĞALTIMI


- TERSİL/TERTILE[İng.] değil/yerine/= ÜÇTE BİRLİK


- TERSİNEMEZLİK/ENTROPİ ile KARGAŞA ile KANSER

( Doğada. | Nesnelerde. İLE Toplumda. İLE Biyolojide. )


- TERSİYER/TERTİARY[İng.] değil/yerine/= ÜÇÜNCÜL, ÜÇÜNCÜ


- TERZİ, KENDİ SÖKÜĞÜNÜ DİKEMEZ ile/ve/||/<> KELİN İLACI OLSA BAŞINA SÜRER/MİŞ


- TERZİ:
[hem] "ORTOPEDİST" ve/||/<>/hem de "PSİKOLOG"


- TESALÜP[Ar.] değil/yerine/= ÇAPRAZ GELME

( İki şeyin birbiri üzerine çapraz biçimde gelmesi. | Sinir ve damarların birbirinin üzerinden çapraz olarak geçmesi. )


- TEŞA'UL[< ŞU'L] ile TEŞA'UR[< ŞA'R] ile TEŞÂUR[< Şİ'R] ile TEŞÂVÜR[< ŞÛRÂ]

( Parlama, tutuşma. İLE Kıllanma, tüylenme. İLE Şâir tavrı takınma, şâirlik taslama. İLE Birbirine danışma. )


- TESDİS[Ar.] ile TESTİS[Lat.]

( Sayısını altıya çıkarma ya da altıya bölme. | Bir gazelin her beytine dört dize ekleyerek altılı duruma getirme. İLE Erbezi, taşak, haya, husye. )


- TESEHHÜR[< SEHR] ile ...

( GECE UYUMAYIP, UYANIK KALMA )


- TEŞEMMÜ'[Ar. < ŞEM] ile TEŞEMMÜM[Ar. < ŞEMM]

( Mumlaşma, mum bağlama, muşamba gibi olma. | Üzerine bal mumu sürülme. [TEŞEMMÜ-İ KEBED: Karaciğerin muşambalaşması, siroz.] İLE Koklama. )


- TEŞEMMÜS[Ar. < ŞEMS] değil/yerine/= GÜNEŞ ÇARPMASI


- TEŞENNÜC[Ar. < ŞENC]/İSPAZMOS/SPASM[İng.]/SPASME[Fr.] değil/yerine/= KASILMA

( Kasların kasılması, gerilip/çekilip büzülmesi. )


- TEŞHİS/DIAGNOSIS[İng.] değil/yerine/= TANI


- TEŞHİS[Ar.] değil/yerine/= TANI/TANIMLAMA

( Hastalığın ne olduğunu araştırıp ortaya koyma. Kim ve ne olduğunu anlama, tanıma, seçme. | Belirleme. | Kişileştirme. )


- TEŞHÎS[< ŞAHS | çoğ. TEŞHÎSÂT] ile TEŞHÎZ[< ŞAHZ | çoğ. TEŞHÎZÂT]

( Ayırma, seçme, fark etme, tanıma. | Hastalığın, hangi hastalık olduğunu bilme. | Eşyaya şahsiyet verme, onlara hitâb etme. İLE Sivriltme, keskinleştirme. | Bileme. | Uyandırma, kuvvet ve etkisini artırma. )


- TESMÎM[Ar.] ile TESMÎM[< SEMM]

( Eklemlerin yüzlerini birbirinden ayırma işi. Bir örgeni, eklem yerinden kesip atma. İLE Zehirleme, zehirlenme. )


- TESPİT ile GENELLEME


- TESPİT ile/ve/değil/||/<>/< İTİRAF


- TESPİT değil/yerine/= SAPTAMA

( [not] DETERMINATION but/= DETECTION
DETECTION instead of DETERMINATION )


- TESPİT ile/ve TEŞHİS

( ESTABLISHING vs./and DIAGNOSIS )


- TESPİT ile/ve/değil/||/<>/>/< (HAKKI/NI) TESLİM


- TEŞRÎH[Ar. < ŞERH | çoğ. TEŞRÎHÂT] ile TEŞRÎHÎ[Ar.] ile TEŞRÎ/Î(LEGISLATIVE)[Ar.]

( Açma, yayma, etraflıca şerh etme/edilme. | Dilim dilim, parça parça kesme. | Bir ölü gövdesini kesip parçalara ayırma. Otopsi. | Anatomi. | İskelet. İLE Anatomiye özgü, anatomiyle ilgili. İLE Yasa ile, yasa ile ilgili. )


- TEŞRİHHANE[Ar. + Fars.] ile DERSLİK

( Otopsi yapılan yer. | Tıp fakültelerinde anatomi dersi yapılan yer. )


- TESTİS-İ ile/değil TESTİ-Sİ

( Şu sayrının erbezi/testisi. İLE/DEĞİL Şu su/şerbet testisi. )


- TESTLERDE:
POZİTİF ile/ve NEGATİF

( Bulunmuşsa/varsa. İLE/VE Bulun(a)mamışsa/yoksa. )

( Anlamlandırması/yorumlaması, beklenilen/aranılan şeyin karşılığına göre değişir. [ur/bakteri vb. için bakılmışsa pozitif çıkması olumsuzdur/kötüdür fakat gebelik, aşının tutması vb. için bakılıyorsa pozitif çıkması olumludur/iyidir.] )

( POSITIVE vs./and NEGATIVE : ON TESTS )


- TEŞVİK ile/ve/<> CEVAZ


- TETAHHUL[Ar.] ile TETAHHUR[< TEHÂRET, TUHR/TUHUR | çoğ. TETAHHURÂT]

( Dalak şişmesi. İLE Temizlenme. )


- TETANİ/TETANY[İng.] değil/yerine/= KASINIM


- TETANOZ ile/||/<> BOTULİZM

( Clostridium tetani bakterisinin neden olduğu, kas spazmları ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Clostridium botulinum bakterisinin neden olduğu, kas zayıflığı ve kötürümlük ile ilişkili bir bulaş. )


- TETANOZ ile/||/<> DİFTERİ

( Clostridium tetani bakterisinin neden olduğu, kas spazmları ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Corynebacterium diphtheriae bakterisinin neden olduğu, boğazda kalın bir zar oluşumu ile ilişkili bir bulaş. )


- TETANOZ/TETANOS[Fr.] değil/yerine/= KAZIKLI HUMMA

( İnsan ve hayvan gövdesine açık yaralardan giren, genellikle toprakta, gübrede yaşayan bir basilin yol açtığı, kasların sürekli ağrılı kasılmasıyla kendini gösteren ateşli ve tehlikeli bir hastalık. )


- TETRALOJİ/TETRALOGY[İng.] değil/yerine/= DÖRTLÜK | DÖRTLEME


- TETT ile/ve/||/<>/> STT/SKT

( Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi İLE/VE/||/<>/> Son Tüketim Tarihi/Son Kullanım Tarihi )


- TEVAR/TORASİK ENDOVASKÜLER AORT ANEVRİZMA TAMİRİ THORACİC ENDOVASCULAR ANEURYSM REPAIR[İng.] değil/yerine/= DAMARİÇİ GÖĞÜS ANA ATARDAMAR BALONCUK ONARIMI


- TEVERRÜM[Ar.] değil/yerine/= VEREM OLMA


- TEVLİT[Ar.] değil/yerine/= DOĞURMA, DOĞURTMA | NEDEN OLMA, OLUŞTURMA


- TEXT MINING[İng.] değil/yerine/= ÖRÜT MADENCİLİĞİ


- TEZEHHUR[Ar.] ile TEZEHHÜR[Ar. < ZEHRE | çoğ. TEZEHHÜRÂT]

( Denizin köpürüp taşması. İLE Çiçeklenme. | [kimya] Çiçeksime, tuzlanma.[Fr. EFFLORESCENCE] | Üst derinin üstünde görülen ufak ufak kabarcıklar. )


- TF-IDF/TERM FREQUENCY-İNVERSE DOCUMENT FREQUENCY[İng.] değil/yerine/= TERİM SIKLIĞI – TERS BELGE SIKLIĞI


- TF/TERM FREQUENCY[İng.] değil/yerine/= TERİM SIKLIĞI


- THESAURUS[İng.] değil/yerine/= EŞANLAMLILAR SÖZLÜĞÜ, KAVRAM DİZİNİ


- THOUGHT ECHO/ÉCHO DE LA PENSÉE[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜNCE YANKILANMASI


- THRESHOLD[İng.] değil/yerine/= EŞİK DEĞER


- TIA/TRANSIENT İSCHEMIC ATTACK TRANSIENT[İng.] değil/yerine/= İSKEMIK ATAK, GEÇİCİ YETERSİZ KANLANMA ATAĞI


- TIBBEN[Ar.] ile TIBBÎ[Ar.]

( Hekimliğe uygun olarak, hekimliğin gösterdiği yolda. İLE Hekimliğe özgü, hekimlikle ilgili. | Hekimce. )


- TIBBİ İLÜSTRASYON/MEDICAL ILLUSTRATION[İng.] değil/yerine/= TIBBİ GÖRSELLEME


- TIBBİ/MEDICAL[İng.] değil/yerine/= TIP İLİŞKİLİ


- TIC/MEDICAL MONİTORING DEVICE[İng.] değil/yerine/= TIBBİ İZLEME AYGITLARI


- t.i.d.[Lat. < TER IN DIE] değil/yerine/= GÜNDE 3 KEZ


- TİDAL VOLÜM/TIDAL VOLUME[İng.] değil/yerine/= SOLUK OYLUMU/HACMİ


- TIDAL[İng.] değil/yerine/= GEL-GİTSEL


- TİFO[Fr. < Yun.] değil/yerine/= KARAHUMMA

( Kirli sularda, bu sularla sulanmış sebzelerde bulunan, mikroplarla oluşan, ortalama üç hafta süren, ateşli ve tehlikeli bir bağırsak hastalığı. )


- TİFO ile/||/<> KOLERA

( Salmonella typhi bakterisinin neden olduğu, ateş ve karın ağrısı ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Vibrio cholerae bakterisinin neden olduğu, şiddetli sürgün ve dehidrasyon ile ilişkili bir bulaş. )


- TİFÜS[Fr.] değil/yerine/= LEKELİHUMMA

( Bitle geçen, ortalama 15 gün süren, gövdede pembe lekelerle beliren, ateşli ve tehlikeli bir sayrılık. )


- TİG/DİAGNOSTIC-RELATED GROUPS[İng.] değil/yerine/= TANI İLİŞKİLİ ÖBEKLER


- TİK/TIC[İng./Fr.] değil/yerine/= SEĞİRCE/SEĞİRTİ


- TIKINMA! | IKINMA! | SIKILMA!


- TIKINMA/K ile/değil/yerine YEME/K

( Eline geçen yiyeceği oburca yemek. İLE/DEĞİL/YERİNE Yemek yemek. )


- TIKNAZ/TIKIZ ile BODUR

( Şişmanca, toplu, kısa ve kalın yapılı. İLE Enine göre boyu kısa ve tıknaz. )


- TILT TABLE TEST[İng.] değil/yerine/= EĞİMLİ MASA TESTİ


- TILT[İng.] değil/yerine/= EĞİM


- TIMAR ile TIMAR

( Hayvanlarının kıllarını, derisini temizleme. | Ağaç bakımı. | Yara bakımı. İLE Anadolu Selçukluları ve Osmanlı'larda, belirli görev ve hizmet karşılığında kişilere verilen, yıllık geliri 3.000 - 20.000 akçe olan toprak. | Osmanlı'da kamu arazisi [mirî] içinde, yönetimi sipahiye bırakılmış olan verimli topraklara verilen ad. [Tımar düzeni, merkezden denetlenen büyük bir sipahi gücü besleyerek sultanın ordusuna asker sağlamak için tasarlanmıştır. Tımara hak kazanan kişi, ancak askeri sınıftan olabilirdi. Reayaya tımar vermek kesinlikle yasaktı.][Tımar düzeni, 1839'da Tanzimat Fermanı'yla kaldırılmıştır.] )


- TIMESTAMP[İng.] değil/yerine/= ZAMAN DAMGASI


- TİMÜS[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ÖZDEN/UYKULUK

( Göğüs kemiği arkasında bulunan iç salgıbezi. )


- TİN ile İÇGÜDÜ

( SPIRIT vs. INSTINCT )

( JINGSHEN ile BENNENG )

( ... ile İNSİYAK/SEVK-İ TABİİ )


- TÎN ve/||/+/<> MÂRİC

( Toprak ve su. VE/||/+/<> Ateş ve hava. )


- tinct./tr.[Lat. < TINCTURA] değil/yerine/= TENTÜR


- TİNDALİZASYON/TYNDALLIZATION[İng.] değil/yerine/= AŞAMALI MİKROPSUZLAŞTIRMA


- TINNITUS[İng.] değil/yerine/= KULAK ÇINLAMASI


- TİNNİTUS ile/||/<> MENİERE

( Kulakta çınlama ya da uğultu. İLE/||/<> İç kulakta sıvı birikimi ile baş dönmesi ve duyma kaybı. )


- TİNNİTUS ile/||/<> VERTİGO

( Kulakta çınlama ya da uğultu. İLE/||/<> Baş dönmesi ve dengesizlik. )


- TYPE I BIAS[İng.] değil/yerine/= BİRINCİ TÜR YANLILIK


- TYPE II BIAS[İng.] değil/yerine/= İKINCİ TÜR YANLILIK


- TIP:
İYİ ile/ve/||/<> ORTA ile/ve/||/<> KÖTÜ

( Önler. İLE/VE/||/<> Hastalık/sorun, belirmeden, yok eder. İLE/VE/||/<> Tedavi eder. )


- TIP:
ORTODOKS ile/ve/||/<>/< ÇİN ile/ve/||/<>/< HİNT(AYURVEDA)


- TIP/TABABET değil/yerine/= SAĞ/SAĞBİLGİ


- TIP TARİHİNDEKİ DÖNEMLER:
GİZEMCİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AKILCI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLİKÇİ


- TIP = MEDICINE[İng.] = MÉDECINE[Fr.] = ARZNEI[Alm.] = MEDICINA[İt., İsp.]


- TIP ile/ve/||/<> ADLÎ TIP


- TIP ve/||/<> SANAT

( )


- TİPİK/TYPICAL[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜN, OLAĞAN


- TIPTA, 4P: PREDİKTİF ve/||/<> PREVANSİYON ve/||/<> PERSONALISED ve/||/<> PROAKTİF


- TIPTA:
GENEL CERRAHİ ile/ve/||/<> İÇ(DAHİLİYE) ile/ve/||/<> KADIN-DOĞUM ile/ve/||/<> ÇOCUK HASTALIKLARI


- TIRAK ile -TIRAK/TRAK[Fr. < TRAC] ile TRAKA[İt.] ile TRAKE[TRACHÉE < Lat. < Yun.] ile TRAKİT[Fr. TRACHYTE < Yun.] ile TRAKTÖR[Fr. TRACTEUR < Lat.] ile TRAKUNYA[Yun. DRANKONTION]

( Çarpan ya da kırılan bir şeyin çıkardığı tok ses. İLE Benzer/yaklaşık.[mavimsi / kırmızımsı vb.] | Oyuncunun sahneye çıkacağı sırada ya da oyun sırasında, kaygıya ve/ya da korkuya kapılması, rolünü unutması. İLE Yelkenli teknelerde bir mandar aracılığıyla çekilerek direğe çıkıp bakım ve onarım yapılan oturaklı sepet. İLE Soluk borusu. | Eklem bacaklılarda bulunan solunum kanalı. İLE Fazla miktarda feldispat, çok az kuvarz içeren, kırılınca pürüzlü bir yüzeye sâhip olan açık renkli volkan taşı. İLE Tekerlekleri arâzi ve sürülmüş tarla gibi yumuşak zeminde dönebilen/devinebilen, genellikle çift sürmede kullanılan, arkasına römork takılarak kamyon görevi gören motorlu taşıt. İLE Çarpan balık. )


- TIRMIK ile/ve KARTUK

( Tırnak beresi/yarası. | Kabartılmış toprağın taşını, çöpünü ayıklamak için kullanılan seyrek dişli, tarak biçiminde araç. İLE/VE Büyük tarla tarağı. )


- TIRNAK ve/||/<> LUNULA

( ... VE/||/<> Tırnağın başladığı yerdeki beyaz daire kesitinin adı.[Keratine olmamış, henüz düzleşmemiş gözelerden oluşur.] )


- TİROİT[Fr./İng. < THRYOIDE] değil/yerine/= KALKAN BEZİ

( Gırtlağın ön ve alt bölümünde bulunan, çok damarlı, salgısını kana veren bir bez. )


- TİROİT[Fr./İng.] ile/ve/||/<> TİROKALSİTONİN[Fr./İng. < THYROCALCITONINE] ile/ve/||/<> TİROKSİN[Fr./İng. < THYROXINE]

( ... İLE/VE/||/<> Kalkan[tiroit] bezinden salgılanan, kandaki kalsiyumu azaltan hormon. İLE/VE/||/<> Tiroit hormonlarının ilk keşfedileni. )


- TİRYÂK[Ar., Fars. < Yun.] değil/yerine/= MACUN/PANZEHİR

( Bitkisel ve madensel nesnelerin karışımından yapılan macun. )


- TISS/THERAPEUTIC INTERVENTION SCORING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= TERAPÖTİK GİRİŞİMSEL PUANLAMA DÜZENİ | GİRİŞİM PUANLAMA DÜZENİ


- TİT/URINALYSIS[İng.] değil/yerine/= TAM İDRAR TAHLİLİ


- TİTRASYON/TİTRATION[İng.] değil/yerine/= EŞ DEĞERLEME


- TİTRE/TITER[İng.] değil/yerine/= EŞ DERİŞİM


- TİTREME ile ISPAZMOZ[Yun.]

( ... İLE Aşırı titreme, kasılma. )


- TİTREMEK/TİRİLDEMEK ile SAKIRDAMAK/SAKIRTI

( ... İLE Korkudan ya da soğuktan titremek. )


- TİTREMEK ile/ve/> SARSILMAK

( RA'ŞE ile/ve/> ... )

( SHIVE vs./and/> SHAKE )


- TİTREMEK/ÜRPERMEK ile İFİLDEMEK

( ... İLE Hafifçe titremek. )


- TİTÜBASYON/TITUBATION[İng.] değil/yerine/= TİTREK BAŞ


- TİYATRO ve/=/||/<> HALK SAĞLIĞI


- TLD/TERMOLÜMINESAN DOZİMETRE THERMOLUMINESCENT DOSİMETER[İng.] değil/yerine/= TERMOLÜMINESAN IŞINÖLÇER


- TMS/TRANSKRANİYAL MANYETİK STIMÜLASYON TRANSCRANIAL MAGNETIC STIMULATION[İng.] değil/yerine/= KAFATASINDAN MANYETİK UYARIM


- TMU/TRANSKRANİYAL MANYETİK UYARIM TRANSCRANIAL MAGNETIC STIMULATION[İng.] değil/yerine/= KAFATASINDAN MANYETİK UYARIM


- TOFÜS/TOPHUS[İng.] değil/yerine/= YUMRU


- TOK ile/ve/||/<> PEK

( Karnın. VE/||/<> Sırtın. )

Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 7.670 başlık/FaRk ile birlikte,
7.670 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(29/32)
Bu çalışmada,
[doğrudan ya da dolaylı]
her türlü katkısı/desteği olan, yakından tanıdığımız ve tanımadığımız tüm TIP mensuplarına
(Sayın/Sevgili Dr.) Ahmet Çorak'a, Metin Bobaroğlu'na, Kayıhan Şahinoğlu'na, Ömer Naci Ergin'e, Sevil Atasoy'a, Nilgün Bozbuğ'a
tüm emekleri ve desteği için
ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ!!!