Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 7.670 başlık/FaRk ile birlikte,
7.670 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(26/32)


- ŞA'B[çoğ. ŞUÛB] ile ŞÂB/ŞÂBB[Ar. < ŞEBÂB | çoğ. ŞÜBBÂN] ile ŞÂB[Fars.]

( Cemaat, taife, kabile. | Kızıldeniz'den çıkarılan dallı budaklı taşlar. | Bölünmüş, parçalanmış şey. | Kafatasındaki çatlaklık. İLE Genç, delikanlı; yiğit. İLE Şap. )


- SÂBİ' ile SABÎ

( Yıldızlara tapanlardan sebea'lı. İLE Henüz memeden kesilmemiş eril çocuk. | Üç yaşını tamamlamamış eril çocuk. )


- SABİM/HEALTH INFORMATION COMMUNICATION CENTER[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLGİ İLETİŞİM MERKEZİ


- SABİT ile/ve/||/<> DONMA


- SABUN[Ar. < ŞÂBÛN] ile ARAP SABUNU

( Kirli ve yağlı şeyleri temizlemekte kullanılan, türlü yağlarla alkaliler birleştirilerek yapılan nesne. | Bu nesnenin kalıp durumunda olan biçimi. İLE Potasla yapılan, yumuşak, esmer bir sabun. )


- SABUN ile/ve/||/<> KÖPÜK

( ... İLE/VE/||/<> Sabun, deterjan vb.nin suda erimesinden oluşan beyaz kabarcık. | Çalkanan, kaynatılan, mayalanan, yukarıdan dökülen sıvıların üzerinde oluşan hava kabarcıkları yığını. | Yapay olarak elde edilen, yumuşak ve esnek dolgu gereci. | Gaz ve buharların sıvı katmanları ile kuşatılmasından oluşan yığın. | Hayvanların, bazı kez de kişilerin ağzında görülen salyamsı kabarcıklar. )


- SAÇ:
AT KUYRUK ile/ve TOPUZ

( [Daha çok] Günlük yaşamda. İLE/VE [Daha çok] Özel toplantılarda. )

( İkisi de alımlıdır/etkileyicidir. )


- SAÇ EKİMİNDE:
FUT ile/değil/yerine/> FUE


- SAÇ EKİMİNDE:
MİKROMOTOR ile FUE İĞNESİ

( )


- SAÇ:
JÖLELİ ile/ve/değil/yerine ISLAK


- SAÇ RENGİ AÇMADA:
SOMBRE ile/değil/||/<> OMBRE

( En fazla 4 ton açık renk yeğlenebilir. İLE Saçın doğal tonundan 7 ton daha açık renkler yeğlenebilir.[Saçların doğal rengi fark etmeksizin çok farklı tonda uygulanabilmektedir.] )


- SAÇ ile AHCEN

( Kıvırcık saç. )


- SAÇ ile BELİK/BÖLÜK

( ... İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü. )


- SAÇ ile BİR TUTAM SAÇ

( HAIR vs. STRAND )


- SAÇ ile/ve KIL

( Kafa derisinde bulunan deri uzantısı/artığı. İLE/VE Gövdede bulunan deri uzantısı/artığı. )

( MÜCA'AD[< CA'D]: Kıvırcık, kıvrılmış, lülelenmiş saç. )

( GİSÛY-İ MÜFETTEL: Örülmüş saç. )

( ÇEVGÂN-I SÜNBÜL: Sevgilinin saçı. )

( HAIR/TRICHO vs./and A HAIR OF HAIR )


- SAÇ ile/değil SAC ile/değil SAÇ

( Baş derisini kaplayan kıllar. İLE Yassı demir çelik ürünü. | Bu nesneden yapılmış dışbükey pişirme aracı. | Sactan yapılmış olan. İLE Kuyrukluyıldız çekirdeğini saran, ışıklı gazyuvarı. )


- SAÇ ile/ve/<> TIRNAK

( Saç ve tırnaklar ölümden sonra uzamazlar! [Ölümde gövde su kaybettiğinden dolayı deri sıkılaşır, bu da saç ve tırnağın uzadığı yanılgısına neden olur.] )

( "Saç, sefadan; tırnak, cefadan uzar." )

( Baş derisini kaplayan kıllar. İLE İnsanda ve çoğu omurgalı hayvanda parmak uclarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka. | Kanca gibi araçların kıvrık yeri. | Gemi demirinin ucundaki yassı parça. | Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar. | Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılan dişlerin her biri. | Kanun çalmakta kullanılan mızrap. | Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski. | Tırnak işareti. )

( ŞA'R ile/ve/<> ZIFR )


- SAÇAK ile SAYVAN[Fars.]

( ... İLE Güneşten, yağmurdan korunmak için ya da süs olarak, bir şeyin üzerine çekilen, dam saçağı gibi düz ya da eğilimli örtü. | Evlere bitişik, önü açık, direkler üzerine oturtulmuş, üzeri örtülü yer. | Kulak kepçesi. )


- SAÇLARDA:
GÜR ile YOĞUN


- SAÇLARIN BÜYÜME DÖNGÜSÜ AŞAMALARI:
ANAGEN ile/ve/<>/> CATAGEN ile/ve/<>/> TELOGEN


- SAÇMA/LIK:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI ile/ve/ne yazık ki/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ/SUSKUNLUĞU


- SADIR ile SÂDIR

( Göğüs/sine. | Yürek/kalp. | Kazaskerlere verilen san. | Sadrazam sözcüğünün, kısa söylenişi. İLE Çıkan, görünen. )


- ŞÂFİ'[Ar. < ŞEFÂAT] ile ŞÂFÎ[Ar. < ŞİFÂ] ile ŞÂFİÎ[Ar.] ile ŞÂFİÎ[Ar.]

( Şefaat eden, hatalı kişinin affı için araya girip yalvaran. İLE Hastayı iyi eden, şifa veren. | Yeter görünen, kifâyet eden. İLE İmam-ı Şâfiî mezhebinden olan kişi. İLE Dört mezhepten birinin imamı olan kişi. [İdris][Hicrî: 150 - 204] )


- SAFRA[İt.] ile SAFRA

( Gemileri ve her boyda deniz aracını, dengede tutmak istenilen su düzeyine kadar batırabilmek için, dip bölümlerine konulan ağırlık. | Balonlarda bulunan pilotların, yükselmek ya da inişi yavaşlatmak istediklerinde attıkları ağırlık. | Sıkıntı, tedirginlik, rahatsızlık veren kişi. İLE Öd. )


- SAĞ AKCİĞER ile/ve SOL AKCİĞER

( 3 bölüm[lob] vardır.[üst-orta-alt] İLE/VE 2 bölüm[lob] vardır.[üst-alt] )


- SAĞ/SOL BEYİN değil SAĞ/SOL YARIMKÜRE


- OMUZ:
SAĞ ile/ve/<> SOL

( Kişinin, %80'inin sağ omuzu, sol omuzundan düşüktür. İLE/VE/<> Kişinin, %20'sinin de sol omuzu, sağ omuzundan düşüktür. )


- SAĞ SALİM değil/yerine/= SAĞ SAĞLAM/SAĞ ESEN/ESENLİKLE


- SAĞAK ile ...

( Dirsek ile bilek arası ya da diz topuk arası. )


- SAĞALTIM AMAÇLI ile/ve/değil/||/<>/> GELİŞ(TİR)ME AMAÇLI


- SAĞALTIM:
DAVRANIŞÇI ve/ya da BİLİŞSEL ile/ve/||/<> DİNAMİK ile/ve/||/<> VAROLUŞÇU


- SAĞALTIM/TEDAVİ[Ar.]:
AYAKTA ile/ve/||/<>/> YATARAK


- SAĞALTIM/TEDAVİ ile/||/<> REHABİLİTASYON

( Sayrılığın iyileştirilmesi için yapılan etkiler. İLE/||/<> Sayrının eski işlevselliğine kavuşması için yapılan destekleyici çalışmalar. )


- SAĞAR ile/değil SAĞIR

( Sağma işlemi yapan. İLE/DEĞİL Duymayan/işitmeyen kişi. )


- SAĞIR/İŞİTMEZ ile/ve/ya da DİLSİZ ile/ve/ya da SAĞIR VE DİLSİZ

( Kimse duymak istemeyenler kadar sağır olamaz. )

( EBSEM[Ar.]: Dilsiz, susmuş. )

( SAMEM[Ar.]: Sağırlık. )

( Telefonu ilk bulan Alexander Graham Bell, eşi ve annesiyle -ikisinin de sağır olmasından dolayı- hiçbir zaman telefonda konuşamadı. )

( ATREŞ ile/ve AHRAS )

( KÜND-GÜŞ: Sağır. [ KERİ: Sağırlık.] ile/ve ... )

( DEAF vs. DUMB or DEAF-MUTE )


- SAĞÎR/SAGİR[Ar.] ile/değil/||/<>/> SAĞIR[Ar.]

( Küçük, ufak. | Ergenlik çağına gelmemiş, bülûğa ermemiş, velî ya da vasîye muhtaç çocuk. | Ayırt edemeyen. | Zelil ve aşağılık kişi. İLE/DEĞİL/||/<>/> Duymayan. )


- SAGİTAL EKSEN/SAGITTAL AXIS[İng.] değil/yerine/= ÖN-ARKA EKSEN


- SAĞLAK ile SOLAK

( AMBIDEXTRUS: İki elini de kullanabilme. )

( ... ile AHLEF )


- SAĞLAM ZİHİN ve/||/<>/>/< SAĞLAM GÖVDE

( Sağlam anlık[zihin], sağlam gövdede bulunur. VE/||/<>/>/< Sağlam gövde, sağlam anlıkta[zihinde] bulunur. )


- SAĞLIK ENFORMASYON SİSTEMLERİ/HEALTHCARE INFORMATION SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLİŞİM DÜZENİ (BİLİM DALI)


- SAĞLIK ile/ve GÜÇ/KUDRET

( image

image )

( HEALTH vs./and POWER )


- SAĞLIK = HEALTH[İng.] = SANTÉ[Fr.] = GESUNDHEIT[Alm.] = SALUTE[İt.] = SALUD[İsp.]


- SAĞLIK ve/> ONGUNLUK/SAADET/MUT

( Sağlık olmazsa saadet olamaz. )

( ASKLEPIOS )


- SAĞLIK ve/||/<>/< SÜREKLİLİK


- SAĞLIK ></ne yazık ki YARIMLIK

( ... >< Sakat ve sağlıksız olma durumu. | Kasık fıtığı. | Paranın yarısı. )


- SAĞLIK ve/||/<>/> YOLCULUK SAĞLIĞI


- SAĞLIKLI/SAĞLIKSIZ ... değil/yerine ORANTILI/ORANTISIZ ...


- SAĞLIKLI" ile/ve/değil/||/<> YETERLİ


- SAH/SAK SUBARAKNOİT HEMORAJİ/SUBARACHNOID HEMORRHAGE[İng.] değil/yerine/= SUBARAKNOİT KANAMA


- KENDİLİK:
SAHTE ile/değil/yerine/>< GERÇEK


- SAHV ile ...

( AYILMA, AYIKLIK, KENDİNE GELME | HASTANIN İYİLEŞMESİ | HAKK'LA BEKÂ )


- ŞÂÎRE[Ar. çoğ. ŞÂİRÂT, ŞEVÂİR] ile ŞAÎRE[Ar.]

( Bayan şair. İLE Arpa danesi, tek bir arpa. | Arpacık.[çoğ. ŞAÂYİR][Fr. ORGELET] )


- SÂİRFİLMENÂM[Ar.]/SOMNAMBULE[Fr.] değil UYURGEZER


- SAK/SAC[İng.] değil/yerine/= KESE


- SAK ile SAK[Ar.]

( Uyanık, gözü açık. | Uykusu hafif. İLE Sap. )


- SA'KA[Ar.] ile SÂKA/SAKKÂ[Ar. < SEVK | çoğ. SÂİK] ile SAKA[Ar.] ile ŞAKA[Ar.]

( Bayılma, baygınlık, kendinden geçme durumlarına yol açan bir hastalık. İLE Ardçılar, ordunun gerisinde bulunan askerler. | Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan. | Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kişi. İLE Kuş. )


- ŞAKAK ile DULUK

( Göz, alın ve yanak arasında, elmacık kemiğinin üstünde bulunan, çukurumsu bölge. İLE Yüz. | Şakak. | Yüzün, şakakla çene arasındaki yanı. )


- ŞAKAK/DULUK KISMI(LOBU) ile/ve ALIN VE ÇEPER KISMI(LOBU)

( Yanlamasına oluk[lateral fissure], şakak[temporal] kısmını alın ve çeper kısmından ayırır. )

( Ense kısmını ayıran bir yarık yoktur. )

( SUDG[çoğ. ASDÂG]: Şakak/lar. )


- SAKAL ile/ve/<> FAVORİ

( Ben Affleck


Bradley Cooper


David Beckham


Denzel Washington


George Clooney


Hugh Jackman


Jake Gyllenhaal


Kit Harington


Leonardo DiCaprio


Mel Gibson


Pierce Brosnan


Robert Pattinson


Shia LaBeouf


Tom Hardy


Viggo Mortensen
)

( LİHYE ile/ve/<> SEBELE )

( RÎŞ ile/ve/<> ...
BÂME: Uzun, sık ve kaba sakal.
BÂM TELİ: Sakalın dudağa bitişik olan kalın telleri. )

( BEARD vs./and/<> SIDEBURNS )

( BARB cum/et/<> ... )

( MÜSÂL ile/ve/<> ... )


- SAKAL ile HATT

( ... İLE Gençlerde yeni terleyen bıyık ya da sakal. )

( TEGİL: Sakalı yeni çıkmaya başlayan genç. )


- SAKAL ile KABA SAKAL

( ... İLE Gür ve geniş sakal/lı. )


- SAKAM[Ar. çoğ. ESKAM] ile SAKAM[Ar. çoğ. ESKAM]["ka" uzun okunur]

( Hastalık, illet. İLE Hastalık, illet. )


- SAKARİMETRE[Fr.] değil/yerine/= ŞEKERÖLÇER

( Bir sıvıda, çözelti durumunda bulunan şeker miktarını belirlemeye yarayan aygıt. )


- SAKARİN[Fr.] ile SAKAROZ[Fr. < Yun.]

( Genellikle şeker sayrılarının, şeker yerine kullandığı, madenkömürü katranından elde edilen, beyaz bir toz. İLE Şekerkamışı ya da şekerpancarından elde edilen bir tür şeker. [Simgesi: C12H22O11] )


- SAKAT[Ar.] değil/yerine/= ÇOLAK/SÖKEL


- SAKAT/ALÎL[Ar.] ile TOPAL

( ... İLE Yürürken, sağa sola bükülüp yuvarlanır gibi devinme nedeniyle verilen ad. )

( CRIPPLE/DISABLED vs. LAME )


- SAKATLANMAK[Ar.] değil/yerine/= ÇOLMAK


- SAKÎ[Ar.] ile SÂKÎ[Ar. < SAKY | çoğ. SUKAT]

( Kırağı, çiy.[Fars. JÂLE, ŞEBNEM, BEŞG, BEŞM | Yun. DROSOSTALIDA] İLE Su veren/dağıtan. | Kadeh, içki sunan. | Baldıra, ya da baldır kemiğiyle ilgili. | İnsana/kişilere, Allah sevgisi/nuru saçan kişi. )


- SAKÎM[Ar. < SAKAMET] değil/yerine/= BOZUK/YANLIŞ/EKSİK

( Hasta, hastalıklı. | Yanlış. | Rivâyeti doğru, sağlam olmayan hadîs. )


- SAKIRDAMAK ile ŞAKIRDAMAK

( Korkudan ya da soğuktan dolayı titremek. İLE "Şakır" diye ses çıkarmak. )


- SAKIZ ile KARDEŞKANI

( ... İLE Kardeşkanı ağacından alınan, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, koyu renkte bir sakız. )


- SAKÜLER/SACCULAR[İng.] değil/yerine/= KESELEŞMİŞ


- SALGI ile/ve YAYILMA

( Kimyasal. İLE/VE Kimyasal/Elektriksel. )


- SALGILAMAK ile BOŞALTMAK

( SECRETION vs. EXCRETION )


- SALGILAMAK ile/değil YAYMAK


- SALGIN ile "... DALGA"


- SALGIN ile KOLERA[Fr. < CHOLERA]

( ... İLE Şiddetli ishal ve kusmalarla kendini gösteren, çok bulaşıcı, salgın ve öldürücü bir hastalık. )


- SÂLİM ile/ve/<> SELİM

( Güvende olmak, güven vermek. İLE/VE/<> Duru olmak. )

( Aklın. İLE/VE/<> Kalbin. )

( ... İLE/VE/<> Doğru, dürüst, kusursuz. | Ur ya da bazı sayrılıklarda, sonu iyi, tehlikesiz, kötücül olmayan, iyicil. )


- SALIN/PHYSIOLOGICAL SALINE[İng.] değil/yerine/= SERUM FİZYOLOJİK


- SALİSİLİK ASİT ile GLİKOLİK ASİT


- SALLA(N)MAK ile SİLKELE(N)MEK

( TO SWING vs. SHAKE OFF )


- SALLANMAK ile YALPALA(N)MAK

( TO SWING vs. TO LURCH )


- SALYA[Ar. < Yun.]/RÎK[Ar.] ile TÜKÜRÜK

( Ağızdan sızan tükürük. İLE Tükürük bezlerinin, ağza akan salgısı. )

( MEL'UB: Salyalı ağız. )

( SALIVA vs. SPITTLE )


- SÂMÎ ile SEMÎ

( Zaman zaman duyan. İLE Sürekli duyan. )


- SÂMÎ ile SEMÎ

( Zaman zaman duyan. İLE Sürekli duyan. )


- SAMPLE[İng.] değil/yerine/= ÖRNEK


- SAMPLING[İng.] değil/yerine/= ÖRNEKLEME


- SANAT ile SAYRILIK


- ŞANKR ile ...

( Ülser. )


- SANRI ile/ve/||/<> SANCI


- SANTRAL/CENTRAL[İng.] değil/yerine/= MERKEZÎ


- SANTRİFÜGAL/CENTRİFUGAL[İng.] değil/yerine/= MERKEZKAÇ


- SANTRİFÜJ/CENTRİFUGE[İng.] değil/yerine/= DÖNDÜR AYIR AYGIT


- SANTRIPEDAL/CENTRIPETAL[İng.] değil/yerine/= MERKEZCİL


- SAPLANTI ile/değil TİK[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL Herhangi bir kas kümesinin, istençdışı devinmesi. | Alışkanlıkla sık sık yinelenen, gülünç, sıkıcı söz ya da el, kol, yüz devinmesi. )


- SAR/SPECİFIC ABSORPTION RATE[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜL SOĞURMA DEĞERİ


- SAR'/SAR'A[Ar.]/TUTARAK/TUTARIK/TUTARGA/YİLBİK[Ar.] ile SÂRÂ[Ar.]

( Tutarık, tutarak, bayıltıcı bir sinir/beyin hastalığı. İLE Katkısız, hâlis. )


- ŞARBON[Fr. < CHARBON] değil/yerine/= KARAKABARCIK


- ŞARBON[Fr.] değil/yerine/= YANIKARA/KARAKABARCIK/KARAYANIK

( Çeşitli hayvanlarda, özellikle koyun ve sığırlarda görülen, deri ya da mukoza yoluyla insana bulaşan, bulaştığı yerde kara bir çıban yapan, tehlikeli sayrılık. )


- SARGI ile FASKA[Lat.]

( Esnek bir maddeden yapılmış, uzun, dar ve ince şerit. | Bir elektrik makinesinde ya da aygıtında, aynı devreyi oluşturan iletkenlerin tümü. | Gövdenin bir bölümünü yerinde ya da baskı altında tutmak amacıyla uygun biçimde sarılmış şerit. İLE Kundak çocuklarının beline, zıbının üzerinden sarılan geniş sargı. )


- SARGILI ile/değil SARILI


- SARHOŞ ile KÖR KANDİL/GÖK KANDİL

( ... İLE Aşırı derecede sarhoş. )


- SARHOŞ[Fars. < SER-HOŞ] ile MASTOR/MASTUR

( ... İLE İleri derecede sarhoş. )


- SARİ ile SÂRİ

( Budist rahiplerin giydiği sarı renkli giysi. İLE Bulaşıcı sayrılık. )


- SAR'Î ile SARÎ' ile SÂRÎ[Ar. < SİRÂYET] ile SÂRÎ[Fars.] ile SARÎH[Ar. < SARÂHAT]

( Sar'a hastalığı ile ilgili. | Sar'alı. İLE Yere yığılmış sar'alı kişi. İLE Bulaşan/bulaşıcı. [İng. CONTAGIOUS, Fr. CONTAGIEUX] İLE Sürücü, süren. İLE Açık, meydanda. | Belirli. | Saf, halis. | Safkan Arap atı. )


- SARIÇALI = ÇOBANTUZLUĞU/KADINTUZLUĞU/AMBERBARİS

( Ayrı taçyapraklı ikiçeneklilerden, çiçekleri sarı, meyvesi ekşi ve kırmızı renkte, kabuğu ve kökü, solucan düşürücü ilaç olarak kullanılan bir bitki. )

( BERBERIS VULGARIS )


- SABIR/SARISABIR[Süryanice ŞABRÂ] ile SARISALKIM

( Zambakgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, yaprakları, oldukça yüksek bir sapın tepesinde, rozet biçiminde toplanmış bulunan bir süs bitkisi. | Bu bitkinin, etli ve kalın yapraklarından çıkarılan, kırmızımsı esmer renkli, tıpta ve boyacılıkta kullanılan bir madde. İLE Baklagillerden, salkım durumunda sarı çiçekleri bulunan, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir ağaç. )

( ŞİBÂRU[Akatça]: Sivri bir araç. İlâç olarak kullanılan bir bitki. )

( ALOES cum LABURNUM )


- ŞARJ ETMEK değil/yerine/= YÜKLEMEK


- SARKOİDOZ ile/||/<> TÜBERKÜLOZ

( Gövdede küçük yangılı[granülom] göze kümelerinin oluşumu ile ilişkili bir bağışıklık sayrılığı. İLE/||/<> Mycobacterium tuberculosis bakterisinin neden olduğu, akciğerlerde ve öteki organlarda bulaş ile ilişkili bir sayrılık. )


- SARSIM ile SARSINTI

( Sarsma eylemi. | Gök nesnelerinin[cirim], genel çekim yasasına uygun olarak birbirini çekmesi nedeniyle herhangi bir gezegenin hareketinde görülen karışıklık. İLE Birden sallanma, sarsılma. | Titreme. | Deprem. | Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri. | Bir kurum ya da kuruluşun dengesini etkileyen bozukluk. | Kaza, ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, fiziksel ya da coşkusal nitelikteki, birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü. )


- ŞAŞI/LIK ile/değil ŞAŞIL/ŞEHLÂ

( Birbirine paralel görme ekseni olmayan (göz ya da kişi.) | Gözlerini çarpıtarak. İLE Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı göz. )

( AHVEL ile/değil ... )

( LÛC ile/değil ... )

( [not] GOGGLE/CROSS-EYE/SQUINT vs./and/but ... )


- SATELLIT SİSTEM/SATELLITE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= UYDU DÜZENİ


- SAYGI/LI ve/||/=/<>/>/< ÖLÇÜ/LÜ/LÜK


- SAYRI/HASTA/HİPOKONDRİAK ile/değil SAYRIMSAK

( ... İLE/DEĞİL Gerçekte sayrı olmadığı halde, kendini sayrı gösteren/sanan. )


- SAYRILIK/HASTALIK/MARAZ[Ar.] değil/yerine/>< ESENLİK


- SAYRILIK ile/ve BÖLGESEL SAYRILIK

( DISEASE vs./and ENDEMIC )


- SAYRILIK ile/ve/<> İHTİLÂT[Ar.]

( ... İLE/VE/<> Sayrılık[hastalık] karışması. | Karşılaşıp görüşme. )


- SAYRU ile ...

( Hasta. )


- SBRT/STEROTAKTİK VÜCUT RADYOTERAPİSİ STEREOTACTIC BODY RADIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= STEROTAKTİK GÖVDE IŞIN SAĞALTIMI


- SBS/HEALTH INFORMATION SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLİŞİM DÜZENLERİ


- SBS/SEQUENTIAL BACKWARD SELECTION[İng.] değil/yerine/= SIRALI GERİ YÖNLÜ SEÇİM


- SBY/HEALTHCARE KNOWLEDGE MANAGEMENT[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLGİ YÖNETİMİ


- SC/SUBCUTANEOUS[İng.] değil/yerine/= DERİ ALTI


- SCALABILITY[İng.] değil/yerine/= ÖLÇEKLENEBİLİRLİK


- SCALENE MUSCLE ile ...

( SKALEN KAS, KABURGALARI KALDIRAN KAS )


- SCALP ile ...

( Kafatası üzerindeki saçlı deri. )


- SCANNING[İng.] değil/yerine/= TARAMA


- SCD/ANİ KARDİYAK ÖLÜM/SUDDEN CARDIAC DEATH[İng.] değil/yerine/= KALP YETMEZLİĞINE DAYALI ANİ ÖLÜM


- SCH/SCHIZOPHRENIA[İng.] değil/yerine/= ŞİZOFRENİ


- -SCHESIS ile/||/<> -SCHISIS/SCHISTO- ile/||/<> FLUX- ile/||/<> ISCH-/ISCHO-

( Süpresyon, denetim, birikim, akışın önlenmesi. İLE/||/<> Yırtık, dalak, fissür, yapışıklıkların önlenmesi. İLE/||/<> Akış. İLE/||/<> Denetim, eksiklik, durdurma, baskı altına alma. )


- SCOTO- ile/||/<> SKİA- ile/||/<> NOCT-/NOCTİ-/NYCT-/NYCTİ-/NYCTO-

( Karanlık. İLE/||/<> Gölge. İLE/||/<> Gece. )


- SCURVY ile ...

( İSKORBÜT, C VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNDEN OLAN HASTALIK )


- SD/STANDART DEVİYASYON STANDARD DEVIATION | SPATIAL DISORIENTATION[İng.] değil/yerine/= STANDART SAPMA | UZAMSAL YÖNELIM BOZUKLUĞU, MEKANSAL YÖNELIM BOZUKLUĞU


- SDLC/SOFTWARE DEVELOPMENT LIFE CYCLE[İng.] değil/yerine/= YAZILIM GELİŞTİRME YAŞAM DÖNGÜSÜ


- SDP/HEALTH TRANSFORMATION PROJECT[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROJESİ


- SEANS[İng.] değil/yerine/= OTURUM


- SEANS/SESSION[İng.] değil/yerine/= OTURUM


- SEBEL[Ar.] ile ...

( Göze inen perde. Dumanlı, bulanık görme hastalığı. )


- ŞEC ile ŞECC

( ... İLE Geminin, denizi yararak yol alması. )


- ŞECERE[Ar.]["SECERE" değil!]/PEDIGRI/PEDIGREE[İng.] değil/yerine/= SOYAĞACI/SOYKÜTÜĞÜ


- -SECT ile/||/<> TME- ile/||/<> -TOME ile/||/<> -TOMY

( Kesmek. İLE/||/<> Kesmek. İLE/||/<> Kesici araç, kesilen bölüm, kesi. İLE/||/<> Kesme işlemi. )


- SEDÂ/SÂDÂ (ÇIKARMAK):
DİŞLERİN ISLIKLI SESİ YOLUYLA ile/ve DİLİN HAREKET ETTİRİLMESİ YOLUYLA ile/ve DAMAĞIN BÜZÜLMESİ YOLUYLA ile/ve DUDAKLARIN BİRBİRİNE BASTIRILMASI YOLUYLA ile/ve BURUNDAN SOLUMA YOLUYLA


- SEDASYON/SEDATION[İng.] değil/yerine/= SAKINLEŞTİRME


- SEDATİF/SEDATIVE[İng.] değil/yerine/= SAKINLEŞTİRICİ


- SEDEF HASTALIĞI ile ...

( Bulaşıcı değildir! | Güneş, tedavide yararlı olabilir fakat fazlası artırır. | Sigara da artırır. )


- SEDEF ile/||/<> EGZAMA

( Deride kalın, kırmızı ve pullu plaklar ile ilişkili bir bağışıklık sayrılığı. İLE/||/<> Deride kızarıklık, kaşıntılı, kırmızı kabarcıklar ve yangılı döküntüler. )


- SEDEFOTU

( Sedefotugillerden, keskin kokulu, sarı çiçekli ve tıpta kullanılan bir ağaççık. )

( RUTA )


- SEDÎD[Ar. < SEDÂD] ile SEDÎD[Ar.] ile ŞEDÎD[Ar.]

( Doğru, hak. İLE [anatomide] Kapak. İLE Yeğin, şiddetli. )


- SEDİMANTASYON/SEDİMENTATION[İng.] değil/yerine/= ÇÖKME | TORTULAŞMA


- SEDİMENT[İng.] değil/yerine/= ÇÖKELTİ, | TORTU


- SEDİMENTASYON | SEDİMENTOLOJİ[Fr./İng./Alm.] ile TORTULAŞMA | TORTUBİLİM

( Tortu oluşması, çökelme. | Pıhtılaşması önlenmiş kanda, alyuvarların dibe çökme hızının ölçülmesiyle yapılan, bir tür kan gözlemi. | Tortulaşma. )


- SEDYE[İt.] değil/yerine/= KATLANABİLİR YATAK


- SEFALJİ ile/||/<> MİGREN

( Baş ağrısı. İLE/||/<> Şiddetli baş ağrıları ve öteki belirtilerle ilişkili bir nörolojik sayrılık. )


- ŞEFE[Ar.] ile ...

( Dudak. | Su içmek. )


- ŞEFKÂT >< ŞEHVET


- ŞEGAF["ga" uzun okunur] ile ŞEGAF[Ar.]

( Kalp zarı. İLE Delicesine sevme. )


- SEĞİRDİM ile SEĞİRME

( Yaya koşusu. | Top atıldığında, kundağın geri tepmesi. | Değirmene su veren oluğun eğimi. İLE Hafif kımıldama ve daha çok, gövdenin bir yerinde, deri ile birlikte derinin hemen altındaki kasların hafifçe oynaması. )


- SEĞİRME ile TİTREME

( İRTİKÂZ[< REKZ]: Nabzın atması, seğirme. )

( İHTİLÂC-I AYN: Göz seğirmesi. )

( * Başın üst kısmının seğrimesi iyi bir makam ve mevkiden haber verir.
* Başın yan tarafının seğrimesi sağı ve solu hayırlı eyler.
* Alnın seğrimesi sağda ise eğlence, solda ise habere işarettir.
* Kaşın seğrimesi sağ-sol her yer dostlukla dolar.
* Kaşın ortası seğrirse sağı zevk ve solu kederdir.
* Dil seğrirse sağı hüzün, solu coşkunluktur.
* Gözün dışı seğrirse sağda kötüleme, solda ziynettir.
* Gözbebeğinin seğrimesi sağ gözde olursa sıkıntı, solda sevinçtir.
* Göz kuyruğunun seğrimesinde sağ göz için sevinç, solda maldır.
* Gözün altı seğrirse, sağdaki iyiliğe, soldaki mevkiye alâmettir.
* Yanağın seğrimesi sağda olursa hayır, solda olursa mala işarettir.
* Burundaki seğrime sağ tarafta kahır, sol taraftaki mevkiye işarettir.
* Dudağın üst kısmındaki seğrime sağda olursa rızk, solda şenliktir.
* Dudağın uç kısmının seğrimesi sağda zarar, solda esenliktir.
* Dudak altının seğrimesi sağda ve solda sürekli güzellik alâmetidir.
* Seğriyen çene sağda eğlence, solda güzellik işaretidir.
* Kulağın seğrimesi sağda ve solda güzel habere işarettir.
* Boğazın seğrimesi sağda mala, solda üzüntüye delildir.
* Arka omuzların seğrimesi sağda olursa hüzün, solda olursa keder alâmetidir.
* Kol pazularının seğrimesi sağda olursa rızık, solda olursa mala çıkar.
* Bilek seğrirse sağda ve solda iyi habere işarettir.
* Kolların seğrimesi sağda kötüleme, solda ayıptır.
* Elin bilekleri seğrirse sağda mala, solda meşakkate delildir.
* Elin sırtı seğrirse sağdaki üzüntüye soldaki şerefe alâmettir.
* Avucun seğrimesi ikisinde de rızık ve mala işarettir.
* Başparmak seğrimesi sağda yük, solda üzüntüdür.
* Şehadet parmağı titreyip seğrirse sağ ve solda yeni sebeplere çıkar.
* Orta parmak seğrimesi sağda olursa üzüntü, solda olursa neşedir.
* Serçe parmak seğrimesi sağda makam ve solda gam işaretidir.
* Yüzük parmağının seğrimesi solda hayır, sağda mal işaretidir.
* Göğüs seğrimesi sağda hüzün, solda sevinç olur.
* Meme seğrimesi sağda makam, solda sevinç alâmetidir.
* Karnın seğrimesi sağda kavuşma, solda neşedir.
* Göbek seğrimesi sağda üzüntü, solda esenliktir.
* Böğür seğrimesi sağda mevki, solda rızık alâmetidir.
* Oyluğun seğrimesi sağda güzellik, solda oğul işaretidir.
* Kasık seğrimesi sağda olursa cima'(çiftleşme), solda yolculuktur.
* Husyelerin(testis) seğrimesi sağda çocuk doğumuna, solda kedere işarettir.
* Makatın seğrimesi solda yol, sağda mal işaretidir.
* Baldır seğrimesi sağda olursa eğlence, solda yolculuk işaretidir.
* Diz seğrimesi sağda üzüntü, solda sevinç alâmetidir.
* Bacak seğrimesinden sağda mal, solda mevki görünür.
* Sırtın ortasının seğrimesi sağda yol, solda erzak işaretidir.
* Karın arkasının seğrimesi sağda mal, solda ayrılık alâmetidir.
* Topuğun seğrimesi sağda mal ve solda yolculuk alâmetidir.
* Ayak arkasının seğrimesi sağda hüzün, solda esenliğe çıkar.
* Elin kemiğinin seğrimesi sağda yolculuk, solda mal demektir.
* Avuç seğrirse sağda yola, solda şeref kazanmaya delildir.
* Başparmak seğrimesi sağda mal, solda murada çıkar.
* İkinci parmak seğrimesi sağda ve solda iyi haberdir.
* Orta parmaklar seğrirse sağda ve solda çekişmeye sebep olur.
* Yüzük parmağı seğrirse sağda çekişme, solda sevinç vardır.
* Küçük parmak seğrirse sağda ve solda rızık ve mal demektir. )


- SEGMENT[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM | KESİT | PARÇA


- SEGMENTAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLÜ


- SEGMENTASYON/SEGMENTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME


- ŞEHVET ile ...

( AŞIRI İSTEK | MADDEYE OLAN BAĞIMLILIK | NEFİS )


- SEKANS/SEQUENCE[İng.] değil/yerine/= DİZİ, SIRA


- SEKEL/SEQUELA[İng.] değil/yerine/= SAYRILIK KALINTISI


- ŞEKER SAYRILIĞI ile GİZLİ ŞEKER SAYRILIĞI

( DIABETES INSPIDUS vs. DIABETES MELLITUS )


- ŞEKER ile/ve/<> İNSÜLİN DİRENCİ

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- ŞEKER ile/ve/||/<>/< ŞÜKÜR


- ŞEKERİN DÜŞMESİ değil MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ

( ... değil
MAGNEZYUM KAYNAKLARI:

Kuruyemiş
Kuru sebze zarı
Tohumu alınmamış tahıl
Yeşil sebzeler

Magnezyum açısından zengin besinler:
Koyu yapraklı sebzeler: Pazı, marul, ıspanak
Meyve: Muz, kayısı, avokado, şeftali ve erik
Badem, kaju, ceviz
Baklagiller: Fasulye ve mercimek
Esmer pirinç, darı, yulaf
Patates
Kabak

MAGNEZYUM İÇERENLER:
ELMA: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR
KAYISI: POTASYUM, FOSFOR, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR
KAVUN: KALSİYUM, FOSFOR, DEMİR
ANANAS: SODYUM, POTASYUM, MAGNEZYUM, KALSİYUM, FOSFOR, DEMİR
MISIRÜZÜMÜ: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR
ARMUT: SODYUM, MAGNEZYUM, FOSFOR, KALSİYUM, DEMİR
İNCİR: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM
MANDALİNA: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR
LİMON: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR
LAHANA: ÇİNKO, MAGNEZYUM, DEMİR, KALSİYUM, FOSFOR
KİRAZ: DEMİR, MAGNEZYUM, POTASYUM, SODYUM, FOSFOR
ÇİLEK: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR
DOMATES: KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR, POTASYUM )

( Magnezyum eksikliği, aynı zamanda kalsiyum eksikliğine neden olur. Çünkü, gövdenin, kalsiyumu emmesi için magnezyuma gereksinimi vardır. )


- SEKESTRASYON/SEQUESTRATION[İng.] değil/yerine/= KAN GÖLLENMESİ | AYRIKLAŞTIRMA | YIKILIM


- SEKONDER/SECONDARY[İng.] değil/yerine/= İKINCİL | İLİŞKİLİ


- SEKRESYON/SECRETION[İng.] değil/yerine/= SALGILAMA | SALGI


- SEKSİYON[Fr., İng. SECTION] değil/yerine/= BÖLÜM


- SEKTE[Ar.]/KRİZ[İng. < CRISIS] ile/||/<>/> BUNALIM/BUHRAN[Ar.]

( Tıpta. [kalp sektesi(nden ölmek/gitmek) /kalp krizi(nden ölmek/gitmek).] İLE/||/<>/> Toplumsal. [büyük buhran (1929)] )


- SEKTÖR/SECTOR[İng.] değil/yerine/= KESİM


- SEKUNDUM/SECUNDUM[İng.] değil/yerine/= İKINCİL


- SEL'A[Ar. çoğ. SELEÂT, SİLA'] ile SELÂ'[Ar.]

( Hıyarcık. | Ur. | Başta olan yarık. İLE Cenin torbası, son. )


- SELÂMOTU

( Maydanozgillerden, 1-2 metre boyunda, pis kokulu, tıpta kullanılan bir bitki. )

( LEVISTICUM )


- YAPITLAR/KÜLLİYELER:
SELÂTİN[< SULTAN] ile/ve/||/<>/> SADRAZAM ile/ve/||/<>/> TEKKE

( Sultanların adına yaptırılan ve birden çok minaresi bulunan büyük camilere ve yapıtlara verilen ad. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... )


- ŞELATÖR/CHELATOR[İng.] değil/yerine/= ŞELATLAYICI


- ŞELAZYON/CHELATION[İng.] değil/yerine/= ŞELATLAMA, KISKAÇLAMA, METAL İYON-ORGANİK MOLEKÜL BAĞLANMASI


- SELE ile SELE[Lat.] ile SELE/SERE

( Yayvan sepet. İLE Çifttekerin, oturulacak yeri. İLE Açık duran başparmağın ucundan, göstermeparmağının ucuna kadar olan uzaklık. )


- SELEKSİYON/SELECTION[İng.] değil/yerine/= SEÇME | AYIKLA(N)MA | SEÇELE


- SELEKTİF/SELECTIVE[İng.] değil/yerine/= SEÇİCİ


- SELEKTİVİTE/SELECTIVITY[İng.] değil/yerine/= SEÇİCİLİK


- SELEKTÖR/SELECTOR[İng.] değil/yerine/= SEÇİCİ


- ŞELEL ile ...

( Gözdeki ağ tabakanın en duyarlı noktası. Sarı benek. | Gövdedeki renkli lekeler. | İskorbüt. )


- SELEM[Ar.] ile SELEM[Ar.]

( Diş gediği. İLE Peşin para ile veresiye mal alma. )


- SELEN/SADÂ/ÇATI ve/<> ÖZ

( SADÂ: Kişinin özü. )


- SELEN TİTREŞİMLERİNDE:
BAŞ ile/ve/||/<> BURUN ile/ve/||/<> GÖĞÜS

( Tiz selenin oluştuğu yer. İLE/VE/||/<> Nazal selenin oluştuğu yer. İLE/VE/||/<> Pes selenin oluştuğu yer. )


- SELEN/SADÂ ÇIKIŞLARINDA:
BURUN ile/ve/||/<> DUDAK ile/ve/||/<> DİŞ ile/ve/||/<> BOĞAZ

( A, E, O, Ö, U, Ü[ön, ün, on, en, an, un, nane, Nalan vb.] İLE/VE/||/<> B, M. P[baba, biber, bebek, mama, meme, pek, pes vb.] İLE/VE/||/<> D, T[dadı, dede, tuttu, tırtıl, taktı] İLE/VE/||/<> A, E, I, İ, O, Ö, U, Ü )

( Almanca'da, daha çok, boğaz seleni; Fransızca'da, daha çok, dudak seleni; İngilizce'de, daha çok, diş seleni çıkar. )


- SELEN/SES TELLERİ ile/ve/değil/||/<>/< SELEN/SES KIVRIMLARI


- SELF-ASSESSMENT[İng.] değil/yerine/= ÖZ DEĞERLENDİRİM


- SELF-AWARENESS[İng.] değil/yerine/= ÖZ FARKINDALIK


- SELF-EXPANDABLE[İng.] değil/yerine/= KENDİLİĞİNDEN GENİŞLEYEBİLEN


- SELF-IDENTITY[İng.] değil/yerine/= ÖZ KİMLİK


- SELF[İng.] değil/yerine/= ÖZ, KENDİ


- SELÎS[Ar.] ile SELÎS[Ar. < SELÂSET]

( SELÎS-ÜL-BEVL: Sidiğin sürekli akıntısı. | Sidiğini tutamayan. )

( Kolay, yumuşak. | Bağlı, boyun eğmiş. İLE Düzgün, akıcı. | Türk halk şiiri ve müziğinin XIX. yüzyıl başlarında meydana çıktığı anlaşılan bir şekli. )


- ŞELL ile ...

( Çolaklık, elin/kolun eğri oluşu. )


- SELLA TURSİKA/SELLA TURCICA[İng.] değil/yerine/= TÜRK EYERİ


- SELLA[İng.] değil/yerine/= EYER


- SELLAR[İng.] değil/yerine/= EYERSİ


- SELÜLER/CELLULAR[İng.] değil/yerine/= GÖZESEL


- SELÜLİSIDAL/CELLULICİDAL[İng.] değil/yerine/= GÖZE ÖLDÜRÜCÜ ETKİ


- SELÜLİT ile CAPITON


- SELÜLİT ile/değil KARINÇATLAĞI


- SEM/SCANNING ELECTRON MICROSCOPY[İng.] değil/yerine/= TARAMA ELEKTRON MİKROSKOBU


- SEMAN[Fr.] ile SEMAN[Fr.]

( Bir metale değmesi durumunda, ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı öğelerden bir ya da birçoğunu, o metalin yüzeyine yayan madde. İLE Diş köklerini kaplayan, sert madde. )


- SEMANTIC DATABASE[İng.] değil/yerine/= ANLAMSAL VERITABANI


- SEMANTİK ANALİZ/SEMANTIC ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= ANLAMSAL ÇÖZÜMLEME


- SEMANTİK BELLEK/SEMANTIC MEMORY[İng.] değil/yerine/= ANLAMSAL BELLEK


- ÂFETLER:
SEMÂVÎ ile/ve/||/<> MÜKTESEP

( ÂFÂT-I SEMÂVİYE ile/ve/||/<> ÂFÂT-I MÜKTESEBE )


- SEMEN ile SEMENT ile SEMENT

(

SEMEN ile SEMENT arasındaki FaRkLaR

Temel Özellikler Karşılaştırması

Özellik SEMEN TIP SEMENT YAPI/İNŞAAT SEMENT DİRİMBİLİM/TIP
Türkçe Adı Meni Çimento Diş Sementi / Kemik Sementi
İngilizce Adı Semen Cement Cementum / Bone Cement
Tanım Eril üreme düzeninden salgılanan dirimsel sıvı. Su ile sertleşen yapı nesnesi. Diş kökünü kaplayan doku ya da protez yapıştırıcısı.
Kullanım Alanı Üroloji, Androloji, IVF Yapı/İnşaat, Mimarlık, Mühendislik Diş Hekimliği, Ortopedi
Köken Latince (semen = tohum) Latince (caementum) Latince (cementum)
Nesne Türü Dirimsel sıvı Dirimsiz toz/katı[kuru durumda] • Diş: Dirimsel doku
• Kemik: Sentetik polimer
Bileşim • Sperm gözeleri
• Fruktoz
• Proteinler
• Enzimler
• Kireçtaşı
• Kil
• Demir oksit
• Silisyum oksit
Diş:
• Hidroksiapatit [%50]
• Kolajen
Kemik:
• PMMA polimer
İşlev Üreme, sperm taşıma Yapı ögelerini bağlama • Diş: Kök koruma, bağlantı
• Kemik: Protez sabitleme
Fiziksel Durum Viskoz sıvı Toz [kuru] / Hamur [ıslak] • Diş: Sert doku
• Kemik: Hamur > Katı
pH Değeri 7.2 - 8.0 [hafif bazik] 12 - 13 [kuvvetli bazik] • Diş: ~7 [nötr]
• Kemik: 7 - 8
Renk Beyazımsı-gri Gri • Diş: Sarımsı
• Kemik: Beyaz/Şeffaf

Ayrıntılı Kullanım Alanları

SEMEN (Meni) SEMENT (Çimento) SEMENT (Tıbbi)
  • Spermiyogram testleri
  • İnfertilite tedavisi
  • Tüp bebek (IVF)
  • Sperm bankacılığı
  • Adlî tıp incelemeleri
  • Hormonal çözümlemeler
  • Beton üretimi
  • Harç yapımı
  • Sıva işleri
  • Seramik yapıştırma
  • Prefabrik yapılar
  • Yol ve köprü inşaatı
Diş Sementi:
  • Periodontal tedavi
  • Kök yüzeyi restorasyonu
  • Diş anatomisi eğitimi
Kemik Sementi:
  • Kalça protezi
  • Diz protezi
  • Vertebroplasti
  • Kifoplasti

İlişkiler ve Karşılaştırma

SEMEN <> İnşaat SEMENTİ SEMEN <> Tıbbi SEMENT İnşaat SEMENTİ <> Tıbbi SEMENT
Benzerlikler:
• Ses benzerliği
• Latince köken
• Yabancı dilden geçme
Benzerlikler:
• İkisi dirimbilim terimi
• Tıp alanında kullanım
• Latince köken
Benzerlikler:
• "Sement" adını taşıma
• Sertleşme özelliği
• Bağlayıcı işlev
FaRkLaR:
• Dirimli >< Dirimsiz
• Tıp >< İnşaat
• Sıvı >< Katı
FaRkLaR:
• Üreme >< Yapısal
• Sıvı >< Katı doku
• Geçici >< Kalıcı
• Gözesel >< Gözesiz
FaRkLaR:
• İnşaat >< Tıp
• Yapı >< İnsan gövdesi
• Büyük ölçek >< Mikro ölçek
• Dış mekân >< Gövde içi

Özet ve Önemli Noktalar

Ölçüt SEMEN SEMENT [İnşaat] SEMENT [Tıp]
Ana Alan Sağlık - Üreme Yapı/İnşaat Sağlık - Diş/Ortopedi
Doğal/Yapay Doğal Yapay Doğal (diş) / Yapay (kemik)
Dirimlilik İlişkisi Dirimli ürünü Dirimsiz nesne Dirimli doku / Dirimsel uyumlu nesne
Yenilenme Sürekli üretilir Tek kullanımlık Yenilenmez (diş) / Tek kullanım (kemik)
Sıcaklık Dayanımı Gövde sıcaklığı [37°C] Yüksek [>1000°C üretim] Gövde sıcaklığı [37°C]
Araştırma Alanı Androloji, Embriyoloji Nesne Mühendisliği Periodontoloji, Ortopedi
Sonuç: "Sement" sözcüğü, bağlama göre çok farklı anlamlara gelebilir:
  • Günlük kullanımda: Genellikle inşaat malzemesi olan çimento
  • Diş hekimliğinde: Diş kökünü kaplayan doğal doku
  • Ortopedide: Protez sabitleme nesnesi
  • SEMEN ise: Sadece üreme düzeni ile ilgili tıbbi terim
)


- SEMENT ile/ve/||/<> PERIODENTAL LİGAMENT

(

SEMENT ile PERİODONTAL LİGAMENT arasındaki FaRkLaR

Diş Destek Düzeninin İki Önemli Bileşeni
ANATOMİ İLİŞKİSİ

ALVEOL KEMİĞİ < [PERİODONTAL LİGAMENT] > [SEMENT] > DİŞ KÖKÜ
\___________________ SHARPEY LİFLERİ ___________________/

Periodontal ligament lifleri, sement içine gömülü olarak sonlanır

SEMENT

Sert Doku
Mineralize Yapı
Lif Tutunma Yüzeyi

PERİODONTAL LİGAMENT

Yumuşak Doku
Fibröz Yapı
Esnek Bağlantı

Temel Özellikler Karşılaştırması

Özellik SEMENT Sert Doku PERİODONTAL LİGAMENT Yumuşak Doku
Tanım Diş kökünü kaplayan kemik benzeri sert doku Diş kökü ile alveol kemiği arasındaki fibröz bağ dokusu
Latince Adı Cementum Ligamentum periodontale
Doku Tipi Sert, mineralize bağ dokusu Yumuşak, fibröz bağ dokusu
Konsistans Katı, kemikten daha yumuşak Esnek, lifli, elastik
Yerelleştirme Diş kökü yüzeyinde [dentin üzerinde] Sement ile alveol kemiği arası boşluk [0.2 - 0.4 mm]
Kalınlık • Servikal: 50 - 60 μm
• Apikal: 150 - 200 μm
• Yaşla artar
• Ortalama: 0.15 - 0.38 mm
• En dar: Orta 1/3
• En geniş: Apikal ve servikal
Bileşim • %45 - 50 İnorganik [hidroksiapatit]
• %50 - 55 Organik [tip I kolajen]
• Su
• %70 Su
• Tip I ve III kolajen lifler
• Elastin, oksitalan lifleri
• Glikozaminoglikanlar
Ana Gözeler • Sementoblastlar [yüzeyde]
• Sementositler [içeride]
• Sementoklastlar [rezorpsiyon]
• Fibroblastlar (en çok)
• Osteoblastlar
• Sementoblastlar
• Makrofajlar
• Epitelyal artıklar [Malassez]
Vaskülarizasyon Avasküler
Kan damarı içermez
Zengin vasküler
Superior/inferior alveolar arterlerden beslenir
İnervasyon Sinir yok
Ağrı duyumsamaz
Zengin sinir ağı
• Mekanoreseptörler
• Proprioseptif lifler
• Ağrı alıcıları
Yenilenme Hızı • Çok yavaş
• Yaşam boyu yavaşça birikir
• Çok hızlı
• Turnover: ~21 gün
Rejenerasyon Sınırlı rejenerasyon kapasitesi Yüksek rejenerasyon kapasitesi

İşlevsel Özellikler

İşlev SEMENT PERİODONTAL LİGAMENT
Ana İşlev • Periodontal liflerin tutunma yüzeyi
• Diş kökünü koruma
• Dentin duyarlılığını önleme
• Dişi alveol kemiğine bağlama
• Çiğneme gücünü iletme ve dağıtma
• Şok emilimi
Mekanik Rol • Edilgen destek
• Sert tutunma yüzeyi sağlama
• Etkin destek
• Devingen asıltı düzeni
Çiğnemede • Sabit dayanak noktası
• Güç aktarımında ara yüzey
• Hidrolik damper görevi
• Güç dağıtımı ve emilimi
Adaptasyon Yaşla kalınlaşma
Aşınmaya karşı giderim
• İşlevsel uyum
• Güce göre yeniden düzenlenme
Beslenme Periodontal ligamentten difüzyonla Kendi damar ağından doğrudan

Histolojik Özellikler

Parametre SEMENT PERİODONTAL LİGAMENT
Tip • Aselüler [üst 2/3]
• Selüler [apikal 1/3]
• Karışık
• Düzenli fibröz bağ dokusu
• Yoğun kolajen lif demetleri
Lif Düzeni İçinde Sharpey lifleri gömülü
(Ekstrensek lifler)
5 ana lif öbeği:
• Alveolar krest
• Horizontal
• Oblik (en çok)
• Apikal
• İnterradiküler
Matriks • Mineralize matriks
• Kemik benzeri kompozisyon
• Hidrate yumuşak matriks
• Proteoglikan zengin

İlişkiler ve Etkileşimler

ANATOMİK VE İŞLEVSEL İLİŞKİLER
Birlikte Çalışma: • İkisi birlikte "Periodonsiyum" düzeninin parçasıdır
• Dişin çenede tutunmasını sağlar
• Sharpey lifleri ile fiziksel bağlantı
• Çiğneme gücünü birlikte karşılar
Bağlantı Biçimi: • PDL lifleri > Sement içine 5-10 μm gömülür
• Bu lifler, "Sharpey lifleri" olarak mineralize olur
• Sement yüzeyinde sementoblastlar PDL'den kaynaklıdır
• PDL'nin vasküler ağı sementi besler
Karşılıklı Etki: • PDL hasarı > Sement rezorpsiyonu
• Sement kaybı > PDL ataçmanı kaybı
• PDL inflamasyonu > Sement hiperplazisi
• Sement tamiri > PDL'den göze göçü

Klinik Önem ve Uygulamalar

Klinik Durum SEMENT PERİODONTAL LİGAMENT
Periodontitis • Yüzey kontaminasyonu
• Endotoksin birikimi
• Taş tutunması
• İnflamasyon ve yıkım
• Ataçman kaybı
• Cep oluşumu
Ortodontik Tedavi • Genellikle dengeli
• Nadiren rezorpsiyon riski
• Yeni sement yapımı
• Etkin yeniden biçimlenme
• Basınç tarafı: Rezorpsiyon
• Gerilim tarafı: Yapım
• Diş hareketi sağlar
Travma • Çatlak/kırık olabilir
• Yüzeysel hasar
• Rezorpsiyon başlayabilir
• Yırtılma(avulsiyon)
• Ezilme(intrüzyon)
• Gerilme(ekstrüzyon)
• Mobilite artışı
Yenileyici Sağaltım • Yeni sement biçimlenmesi kolay değil
• Büyüme etmenleri gerekli
• Sementogenez indüksiyonu
• İyi yenileyici gizil gücü
• GTR ile yenilenebilir
• Kök göze kaynağı
Yaşlanma • Kalınlaşma(hipersemantozis)
• Aselüler sement artışı
• Permeabilite azalması
• İncelme
• Göze sayısı azalması
• Vaskülarite azalması
• Elastisite kaybı

Karşılaştırmalı Özet

TEMEL FaRkLaR VE BENZERLİKLER
Benzerlikler • İkisi de periodonsiyumun parçası
• İkisi de mezenkimal kökenli
• İkisi de diş desteğinde kritik
• İkisi de yaşam boyu etkin
• İkisi de periodontal sayrılıktan etkilenir
Ana FaRkLaR SEMENT:
✓ Sert doku
✓ Avasküler
✓ Sinir yok
✓ Yavaş değişim
✓ Durağan destek
PDL:
✓ Yumuşak doku
✓ Zengin damar ağı
✓ Sinir lifleri var
✓ Hızlı yenilenme
✓ Devingen destek
Metafor "Çapa Yeri"
Geminin çapa attığı zemin gibi
"Asma Köprü"
Esnek ama güçlü bağlantı
Önemli Nokta: SEMENT ve PERİODONTAL LİGAMENT birbirinden ayrı düşünülemez. İkisi birlikte işlevsel bir bölüm oluşturur:
  • Sement olmadan: Periodontal ligament lifleri tutunamaz
  • PDL olmadan: Diş çene kemiğine bağlanamaz
  • İkisi birlikte: Dişin hem sabit, hem de esnek tutunmasını sağlar
Bu ilişki, dişin "sert ama esnek" biçimde çenede durmasını ve çiğneme güçlerine dayanmasını olanaklı kılar.
)


- SEMIKANTITATİF/SEMIQUANTITATIVE[İng.] değil/yerine/= YARI NICEL


- SEMIPERMEABIL/SEMIPERMEABLE[İng.] değil/yerine/= YARI GEÇİRGEN


- SEMİRMEK ile/ve/<>/< SÖMÜRMEK


- SEMİSİRKÜLER/SEMICIRCULAR[İng.] değil/yerine/= YARIM DAIRE


- SEMİYOLOJİ[Fr.]/SEMIOLOGY[İng.] değil/yerine/= GÖSTERGEBİLİM/BELİRTİ BİLİMİ

( Hastalıkların belirti ve işaretleriyle ilgilenen tıp dalı. | Göstergebilim. )

( )


- ŞEMME[Ar.] ile (ŞEMME-İ MUHAMMED) ile ...

( Bir kere koklama. | Pek az şey, zerre. İLE Koku. (HZ. MUHAMMED'İN KOKUSU) )


- SEMPATİ/SYMPATHY[İng.] değil/yerine/= HOŞ DUYUM


- SEMPATİK/SYMPATHETIC[İng.] değil/yerine/= SEMPATİK (SİNİR BİLİMİ) | SEVİMLİ, CANA YAKIN


- SEMPOZYUM/SYMPOSIUM[İng.] değil/yerine/= BİLGİ ŞÖLENİ


- SEMPTOMATİK/SYMPTOMATIC[İng.] değil/yerine/= BELİRTILİ


- SEMPTOMATİK TEDAVİ/SYMPTOMATIC TREATMENT[İng.] değil/yerine/= BELİRTİ SAĞALTIMI


- SEMPTOMATOLOJİ/SYMPTOMATOLOGY[İng.] değil/yerine/= BELİRTİ BİLİMİ


- SEMPTOMATOLOJİ ile/ve/||/<> ETİYOLOJİ ile/ve/||/<> TERAPÖTİK

( Göstergelerin incelenmesi, belirtibilim. İLE/VE/||/<> İLE/VE/||/<> Nedenlerin araştırılması. İLE/VE/||/<> Tedavi/sağaltım yollarının araştırılması ve uygulanması. )


- SENDELEME ile YALPALAMA

( ... İLE Dengesi bozularak, bir sağa, bir sola eğilmek. [YALPA: Rüzgâr ya da dalgaların etkisiyle, geminin, bir sancağa(sağa), bir iskeleye(sola) yatıp kalkması.] )


- SENDROM/SYNDROME[İng.] değil/yerine/= BELİRGE


- SENİL/SENILE[İng.] değil/yerine/= YAŞLI


- SENİLİTE/SENILITY[İng.] değil/yerine/= YAŞLILIK


- SENİN GİBİ ile/değil/yerine SENİNKİ GİBİ


- SENİYY/SENİYYE[Ar.] ile SENİYYE[Ar. çoğ. SENÂYÂ]

( Yüksek, yüce. İLE Öndeki dört diş. )


- SENKOP/SYNCOPE[İng.] değil/yerine/= BAYGINLIK


- SENKRON NÖRAL NETWORK/SYNCHRONOUS NEURAL NETWORK[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI SİNİR AĞI


- SENKRON/SYNCHRONOUS[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI


- SENKRON TRAMSMİSYON/SYNCHRONOUS TRANSMİSSION[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI İLETIM


- SENKRONİK/SYNCHRONICAL[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI


- SENKRONİZASYON/SYNCHRONIZATION[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLAMA


- SENKRONİZE/SYNCHRONIZED[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI


- SENKRONİZM/SYNCHRONISM[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLILIK


- SENSASYON/SENSATION[İng.] değil/yerine/= DUYUM


- SENSE[İng.] değil/yerine/= UYARI ALGILAMA


- SENSIBILITE/SENSIBILITY[İng.] değil/yerine/= DUYUMSALLIK


- SENSITİF/PERİYOT SENSITIVE PERIOD[İng.] değil/yerine/= DUYARLI DÖNEM


- SENSITİF/SENSITIVE[İng.] değil/yerine/= DUYARLI


- SENSITİVİTE/SENSITIVITY[İng.] değil/yerine/= DUYARLILIK


- SENSITİZASYON/SENSITIZATION[İng.] değil/yerine/= DUYARLILAŞMA


- SENSÖR/SENSOR[İng.] değil/yerine/= DUYARGA, ALGILAYICI


- SENSORİYEL/SENSORIAL[İng.] değil/yerine/= DUYUMSAL


- SENSORY GATING[İng.] değil/yerine/= DUYUSAL KAPILAMA

Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 7.670 başlık/FaRk ile birlikte,
7.670 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(26/32)
Bu çalışmada,
[doğrudan ya da dolaylı]
her türlü katkısı/desteği olan, yakından tanıdığımız ve tanımadığımız tüm TIP mensuplarına
(Sayın/Sevgili Dr.) Ahmet Çorak'a, Metin Bobaroğlu'na, Kayıhan Şahinoğlu'na, Ömer Naci Ergin'e, Sevil Atasoy'a, Nilgün Bozbuğ'a
tüm emekleri ve desteği için
ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ!!!