
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
T'LERDE
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 7415 başlık/FaRk ile birlikte,
8267 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(2/9)
- AKLIN İLKELERİ ile/ve/||/<> TERSİNEMEZLİK(TERMODİNAMİK YASALARI)
- AKROTER[Fr.] değil/yerine/= TABAN | TRABZANDA AYAKLIK BİÇİMİNDE SAĞLAMLAŞTIRMA ÖĞESİ | TABANDAKİ ÇIKINTILI BEZEME [MİMARLIK]
- AKS-ÜL-AMEL/TEAMÜL[Ar.]/REAKSİYON[Fr./İng. < REACTION] değil/yerine/= TEPKİ/TEPKİME
( Birbirini etkileyen nesneler arasında ortaya çıkan durum. )
- AKSİLİK değil/yerine/= TERSLİK
- AKSİNE/BİL-AKİS[Ar.] değil/yerine/= TERSİNE
- AKSİYOM ile TEZ
( AXIOM vs. THESIS )
- AKSİYOM ile TOTOLOJİ
- AKS-ÜL-AMEL değil/yerine/= TEPKİ
- AKTARMAK ile/ve TAŞIMAK
( TO TRANSFER/TRANSMIT vs./and TO CARRY )
- AKUAMARİN ile/||/<> TOPAZ
( Açık mavi renkte bir beril türü. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilir. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 7.5-8 İLE/||/<> 8
Işık Kırma İndisi: 1.57-1.58 İLE/||/<> 1.61-1.62
Rengi: Açık mavi İLE/||/<> Sarı, mavi, pembe
Molekül yapısı: Be³Al²Si6O08 İLE/||/<> Al²SiO4(F,OH)² )
- AKUAMARİN ile/||/<> TURMALİN
( Açık mavi renkte bir beril türü. İLE/||/<> Birçok renkte bulunabilen bir taş. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 7.5-8 İLE/||/<> 7-7.5
Işık Kırma İndisi: 1.57-1.58 İLE/||/<> 1.61-1.64
Rengi: Açık mavi İLE/||/<> Çok renkli
Molekül yapısı: Be³Al²Si6O08 İLE/||/<> (Na,Ca)(Li,Mg,Al)(Al,Fe,Mn)6(BO³)³Si6O08(OH,F)4 )
- ALABORA[İt.] (OLMAK) değil/yerine/= TEPETAKLAK (OLMAK)
( Bir deniz teknesinin devrilecek kadar yan yatması ya da batması. )
- ALAN ile/ve/< ÂLEM ile/ve/< ŞUBE ile/ve/< SINIF ile/ve/< TAKIM ile/ve/< AİLE ile/ve/< CİNS ile/ve/< TÜR
( ZÜMRE[Ar.]: Alttakım. )
( LEOPAR: Eukarya alanının, Hayvan/Animalia âleminin, Chordata şubesinin, Memeli/Mammalia sınıfının, Etobur/Carnivora takımının, Felidae ailesinin, Panthera cinsinin, Panthera Pardus türündendir. )
( Taksonomi Nedir? Sınıflandırma Biliminin Temel Kuralları )
( DOMAIN vs./and/||/<>/< REGNUM vs./and/||/<>/< FILUM vs./and/||/<>/< CLASSIS vs./and/||/<>/< ORDO vs./and/||/<>/< FAMILIA vs./and/||/<>/< GENUS vs./and/||/<>/< SPECIES )
- ALÂVÂN ile/= TİMSAH
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- TUĞGENERAL
ile
TUĞBAY
ile
ALBAY
( Tugay komutanı.
İLE
Tugay komutanlığı yapan albay.
İLE
Alay komutanı. )
- ALDATMA ile "TEZGÂH"
( Aldatmayın, incitmeyin! )
( Don't cheat, don't hurt! )
( TO CHEAT vs. "TO CONCOCT" )
- ALEL değil/yerine/= TÜR GEN
- ÂLEM ile/ve/değil TANRIDAN GAYRI/MASİVA
- ÂLET = TOOL[İng.] = OUTIL[Fr.] = WERKZEUG[Alm.] = ARNESE[İt.] = HERRAMIENTA[İsp.] = ARNESE[Lat.] = TO ORGANON[Yun.] = ÂLET[Ar., Fars.] = WERKTUIG[Felm.]
- ALİMENT- ile/||/<> NUTRİ- ile/||/<> SİTİO-/SİTO- ile/||/<> TROPH-/-TROPHİA/-TROPHİC/-TROPHİN/TROPHO-/-TROPHY ile/||/<> -OREXİA ile/||/<> EMET-/EMETO- ile/||/<> JEJ- ile/||/<> -PHAG/-PHAGE/-PHAGİA/PHAGO-/-PHAGOUS/-PHAGY
( Besin, besinsel. İLE/||/<> Beslenme, besinsel. İLE/||/<> Tahıl, besin, tane, tohum, besinlerle ilgili. İLE/||/<> Besin ve beslenme ile ilgili. İLE/||/<> İştah, istek. İLE/||/<> Kusma. İLE/||/<> Açlık, kuru. İLE/||/<> Yeme, yiyen, yutan. )
- ALİZE[Fr.] değil/yerine/= TROPİKAL BÖLGELERDE DENİZLERDEN ESEN BAZI YELLER
- ALKIŞ ile/ve/||/<> TEZAHÜRAT
( ... İLE/VE/||/<> Bağırıp çığırarak, alkışlayıp tempo tutarak yapılan gösteri. | Hastalıklarda belirtiler. )
- ALLAH'A:
TÂLİB (OLMAK / OLAN/LAR) ile/ve/<> TÂLİBLERE TÂLİB (OLMAK / OLAN/LAR)
- ALLOGREFT değil/yerine/= TÜRDEŞ YAMA
- İLKOKUL FİŞLERİ:
ALMANYA'DA ile İNGİLTERE'DE ile JAPONYA'DA ile [ne yazık ki]
TÜRKİYE'DE
( Üretim ve yaşam, disiplinle başlar. İLE Geçmişini bilmeyen, geleceğini belirleyemez. İLE Yaşamak için üreteceksin. İLE Ali, ata bak! )
- ALOGAMİ[Fr.] değil/yerine/= TOZLAŞMA/TOZLANMA
( Eril örgenlerdeki çiçek tozunun, rüzgâr ya da böceklerin aracılığıyla çiçeklerin tepeciğine konması, döllenme. | Polen tanelerinin rüzgâr, böcek, su gibi etkenlerle dişi üreme gözelerine ulaşması. | Sporlaşma. )
- ALOGREFT/ALLOGRAFT[İng.] değil/yerine/= TÜRDEŞ YAMA
- ALOPECİA AREATA ile/||/<> TELOGEN EFFLUVİUM
( Bağışıklık düzeninin saç köklerine saldırması sonucu saç dökülmesi. İLE/||/<> Stres ya da hormonal değişiklikler nedeniyle saç dökülmesi. )
- ALOSENSİTİZASYON/ALLOSENSITIZATION[İng.] değil/yerine/= TÜRDEŞ DUYARLILAŞMA
- ALOTRANSPLANTASYON/ALLOTRANSPLANTATION[İng.] değil/yerine/= TÜRDEŞ NAKİL
- ALT HAVA YUVARI ile GÖZ YUVARI ile HAVA YUVARI ile ISI/SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile IŞIK YUVARI ile İYON YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YER YUVARI
( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yer gazyuvarındaki atom ve moleküllerin, güneş ışınlarıyla iyonlaştığı, 80-400 km. yükseklikler arasındaki katman. İLE ... İLE 12 km. İLE 150 km. İLE ... İLE 5000 km. )
- ALTERNATİF TIP yerine TAMAMLAYICI TIP
- ALTERNATİF ile/ve/||/<> TEKABÜLİYET
- ALTIN ORAN ve/||/<>/> TEKRARLAYAN ALTIN ORAN
- ALTIN ile TİBR
( Sikke haline sokulmamış altın ve gümüş. | Toz halinde altın. | Altın külçesi. )
- ALTIN ile TİLLE[Fars.]
( ... İLE İşlenmemiş altın. )
- AMEL-İ SÂLİH ile/ve/||/<> TAKVÂ
- AMERİKA BADEMİ ile HİNT BADEMİ ile TAS BADEMİ
- AMERİKA ÜZÜMÜ ile AYI ÜZÜMÜ ile BEKTAŞÎ ÜZÜMÜ ile ÇAVUŞ ÜZÜMÜ ile DENİZ ÜZÜMÜ ile KÖPEK ÜZÜMÜ ile KUŞ ÜZÜMÜ ile TİLKİ ÜZÜMÜ
- AMERİKAN TİMSAHI ile TİMSAH[Ar.]
( Tatlı suda yaşarlar. İLE Bazıları tuzlu suda yaşarlar. )
( Karada saldırgan değildir. İLE Büyük ve saldırgandır. )
( Tek çenelerini kullanırlar. İLE İki çenelerini de kullanırlar. )
( ... İLE Daha uzun ve daha dar burunları vardır. Gözleri daha öndedir. Dördüncü dişleri alt çeneden dışarı taşar. )
( Mide özsularında, demir ve çeliği eritmeye yetecek kadar hidroklorik asit vardır. )
( ARCHOSAURIA: Timsahları, dinozorları ve kuşları içeren sürüngen öbeği. )
( CAYMAN[Amazonlar'da] ile ... )
( [kökeni/etimolojisi] EL LAGARTO DAS INDIAS[İsp. Hint kertenkelesi] ile KROKODEILOS[Yun.]: Kertenkele. [İlk kez Heredot kullanmıştır.] )
( |
|
)
(
Tarihin en büyük timsahı. [Avustralya, 1957. boyu 8,6 m.] )
( Yaşamları boyunca, 2000 civarında diş değiştirirler. İLE ... )
( Anne timsahlar, yuvalarındaki yumurtaların üstünde yatma olanağı bulamazlarsa yumurtaların serin ortamda büyümesiyle dişi timsahlar çıkıyor. Üzerlerinde yatma olanağı bulurlarsa yumurtaların sıcak ortamda büyümeleri sonucunda eril timsahlar çıkıyor. )
( 68 dişleri vardır. )
( Timsahlar, terlemez. )
( ... ile TİMSÂH[çoğ. TEMÂSÎH] )
( ... ile NEHENG/NİHENG[çoğ. NEHENGÂN] )
( ALLIGATOR vs. CROCODILE )
( ... cum CROCODILUS )
- AMETİST ile/||/<> TURKUAZ
( Mor renkli bir kuvars türü. İLE/||/<> Mavi-yeşil renkli bir fosfat. )
( Mohs Sertlik Derecesi: 7 İLE/||/<> 5-6
Işık Kırma İndisi: 1.54-1.55 İLE/||/<> 1.61-1.65
Rengi: Mor İLE/||/<> Mavi-yeşil
Molekül yapısı: SiO² İLE/||/<> CuAl6(PO4)4(OH)8·4H²O )
- AMORAL[Fr.] değil/yerine/= TÖRE/AHLÂK DIŞI
- ANAYASA:
DEVLETİN SINIRLANDIRILMASI ve/||/<> TEMEL HAKLAR VE BİREY HAKLARININ GÜÇLENDİRİLMESİ
- ANCILLARY ATTACHMENT and TEMPORARY INJUNCTION and NON PROS
( İhtiyati haciz. VE İhtiyati tedbir. VE Takipsizlik kararı. )
- ANGUT ile/ve TAMAT
( Yaban ördeği. İLE/VE Bir tür yaban ördeği. )
- ANHİDROZ[Fr.] değil/yerine/= TER SALGISININ YOK OLMASI YA DA AZALMASI
- ANHİDROZ değil/yerine/= TERSİZ | SUSUZ
- ANI ve/<> TANI
- ANIMSAMA = TAHATTÜR = REMINISCENCE[İng.] = RÉMINISCENCE/RAPPELER[Fr.] = ANAMNESIS/ERINNERN[Alm.] = RECORDOR[Lat.] = ANAMNESIS[Yun.]
- ANKA KUŞU :/<> TURNA KUŞU
- ANKARA KEÇİSİ ile/ve YABAN KEÇİSİ(NÄFE[Fars.]) ile/ve AKDAĞ KEÇİSİ ile/ve MARKOR ile/ve ŞAMİ ile/ve ŞAMUA ile/ve TAR ile/ve TİFTİK
- ANLA! ve/||/<>/> TAMAMLA!
- ANLAM BİLİMİ ile DİL BİLİMİ ile YAZIN/EDEBİYAT BİLİMİ ile GÖK BİLİMİ ile HALK BİLİMİ ile İŞ BİLİMİ ile TOPLUM BİLİMİ ile TOPRAK BİLİMİ ile YER BİLİMİ/ARZİYAT
( İlim, gücümüz; iman, kılıcımız; sükût da delinmez zırhımız olsun! )
- ANLAM/KAVRAM:
NİCELİK EVRENSEL ve/||/<> TİKEL ve/||/<> TEKİL
- ANLAM SANATLARI'NDA:
İLHAM ile/ve/<> TEVRİYE[< VERÂ] ile/ve/<> İSTİHDAM ile/ve/<> MUGALATA-İ MANEVİYE ile/ve/<> TENÂSÜB[< NİSBET] ile/ve/<> LEFF Ü NEŞR ile/ve/<> TECÂHÜL-İ ÂRİF[/ÂNE/ÎN] ile/ve/<> HÜSN-İ TA'LÎL[< İLLET] ile/ve/<> SİHR-İ HELÂL ile/ve/<> İRSÂD ile/ve/<> MÜBALAĞA ile/ve/<> TEZAD ile/ve/<> İSTİĞRÂK[< GARK][GULÜVV] ile/ve/<> TEKRÎR[< KERR] ile/ve/<> RÜCÛ ile/ve/<> TEFRÎK[< FARK] ile/ve/<> KAT' ile/ve/<> TERDÎD[< REDD] ile/ve/<> İLTİFÂT ile/ve/<> TELMİH ile/ve/<> İRSÂL-İ MESEL
( İki ya da ikiden fazla anlamı olan bir sözcüğü, bir mısra ya da beyitte tüm anlamlarıyla kullanma sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, birden fazla anlamı olan bir sözcüğü, anlamlarından sadece yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetme sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, bir sözcüğü hem gerçek, hem mecaz anlamlarını kastederek kullanma sanatı. İLE/VE
Anlamı birden fazla olan sözcük ve deyimleri beyitin anlamını değişik biçimlerde açıklanabilecek biçimde kullanma sanatı. İLE/VE
Bir konuyla ilgili birden fazla sözcüğü bir mısra ya da beyitte sıralama amacı gütmeden kullanmak. İLE/VE
Bir beyitte yer alan, birbiriyle ilgili sözcüklerin sıralanmasıyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir anlam inceliği yaratmak ya da bir lâtife yapmak amacıyla, bilinmiyormuş ya da başka türlü biliniyormuş gibi gösterme sanatı. İLE/VE
Nedeni bilinen bir olayı, düşsel ya da gerçekdışı ve güzel bir olaya bağlama yoluyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir sözcüğü ya da söz öbeğini hem kendinden önceki sözcüklerin sonunda, hem sözcüklerin başında anlamlı olacak biçimde kullanma. İLE/VE
Bir mısranın secî ya da uyağını bir iki sözcükle ima etme sanatı. İLE/VE
Bir sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi abartılı biçimde az ya da çok göstererek ve lâtifeli bir biçimde anlatma. İLE/VE
İki duygu/düşünce/hayal arasındaki birbirine karşıt özellikleri birarada söyleme. İLE/VE
Över gibi görünerek yermek, yerer gibi görünerek övme sanatı. İLE/VE
Söyleyişi güçlendirmek için belirli bir anlamdaki sözcüğü ya da söz öbeğini yineleme sanatı. İLE/VE
Bir sözün anlamını, bir kavramın gücünü pekiştirmek için, o sözden/kavramdan cayar gibi görünüp cayılmış görünen sözü/kavramı daha güçlü biçimde belirtmek. İLE/VE
İki şey arasındaki farkı belirtmek. İLE/VE
Söyleyişin gücünü artırmak için, sözü [mısrayı, satırı] yarıda kesmek. İLE/VE
Sözü, beklenmedik, çarpıcı bir sonuca bağlama sanatı. İLE/VE
Şiirde bir duygulanma ya da duygu değişikliğiyle şiirdeki konuyu değiştirmeden seslenilen kişiyi ya da varolanı değiştirmek. İLE/VE
Bilinen bir olay, kişi ya da nükte, fıkra, atasözünü dolaylı biçimde anlatma, ima etme sanatı. İLE/VE
Bir düşünceyi pekiştirmek amacıyla bir atasözü ya da o değerde bir söz öbeğini alıntılamak/kullanmak. )
- ANLAM ile/ve/<> TAD
( Bir şeyin anlamı olmazsa, tadı/lezzeti de olmaz. )
( MEANING vs./and/<> EFFECT )
- ANLAM ve/<> TARİH ve/<> DİL
( MEANING/SENSE and/<> HISTORY and/<> LANGUAGE )
- ANLAMA ile/ve/<> TANIMA
( TO UNDERSTAND vs./and/<> TO RECOGNIZE )
- ANLAMAK ile/ve TAKDİR ETMEK
( TO UNDERSTAND vs./and TO APPRECIATE )
- ANLAMAMAK ile/ve/<>/değil TEMBELLİK
( [not] NOT TO UNDERSTAND vs./and/<>/but LAZINESS/INDOLENCE )
- ANLAMLANDIRAMAMAK ile/ve/||/<>/> TAKILI KALMAK
- ANLAYIŞ ile/ve/<> TANIM
- ANLIK ile/ve/<> TAMLIK
- ANMA ile/ve TEKRAR
( YÂD ile/yerine/değil ... )
- ANNE SÜTÜ ile/ve/||/<>/> TİRLE[Fr. < TIRE-LAIT]
( ... İLE/VE/||/<>/> Meme başı üzerine yerleştirilip sütün alınmasına yarayan araç. )
- ANNE/BABA ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> TORUN ile/ve/||/<>/> TORLAK
( )
( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Torun çocuğu. )
( ... İLE/VE/||/<>/> Ceviz [kabuğu]. İLE/VE/||/<>/> Ceviz içi. İLE/VE/||/<>/> ... )
- ANTEDİLÜVIEN[Fr.] değil/yerine/= TUFAN ÖNCESİ
- ANTİHİPERTANSİF değil/yerine/= TANSİYON DÜŞÜRÜR
- ANTİLOP ile TESEBE
( ... İLE İri bir antilop. )
- ANTİLOP ile TİBET ANTİLOBU
- ANTİPOT[Fr.] ile TABAN KARŞITI
( Taban karşıtı.[coğr.] | Kapalı tohumluların yumurta gözesi karşısında bulunan üç gözeden biri. )
- ANTİSELEKSİYON[Fr.] değil/yerine/= TERS SEÇİM
( ... İLE Sigortalının karşılaşabileceği olasılıklardan, yalnızca gerçekleşme olasılığı yüksek olanı seçme. )
- ANTİSOLER[Fr.] değil/yerine/= TOPLUM DIŞI KALAN
- ANTROPOMORFİK TANRI ile/ve TEOMORFİK İNSAN
- -APHİA ile/||/<> TACT-
( Dokunma. İLE/||/<> Dokunma. )
- APHL/ASSOCIATION OF PUBLIC HEALTH LABORATORIES[İng.] değil/yerine/= TOPLUM SAĞLIĞI LABORATUVARLARI DERNEĞİ
- APİKAL/APICAL[İng.] değil/yerine/= TEPE, UC (İLİŞKİLİ)
- APROZODİ/APROSODY[İng.] değil/yerine/= TONLAMA BOZUKLUĞU
- ARAÇLAR/BİLGİLER/TUTUMLAR:
KURUCU ile/ve/||/<> TAŞIYICI ile/ve/||/<> ÖĞRETİCİ
- ARAMA ile/ve/||/<> TARAMA
- ARANIP TARANMA
- ARAPAYMA BALIĞI ile ARANOVA BALIĞI ile TAMBAKUİ BALIĞI
( 3 m. uzunluğunda ve 160 kg. ağırlığındadır. İLE ... İLE 40 kg. ağırlığındadır. )
( Sürü olarak avlanırlar. İLE ... İLE ... )
( Amazon ormanlarında yaşarlar. )
- ARAPÇA ile/ve/||/<> FARSÇA ile/ve/||/<> TÜRKÇE
( Felsefe/bilim dili. İLE/VE/||/<> Sanat dili. İLE/VE/||/<> Eylem dili. )
( Fasîh. İLE/VE/||/<> Lâtif. İLE/VE/||/<> Zarif. )
- ARASTA ile/||/<> ŞADIRVAN ile/||/<> TABHANE ile/||/<> DARUŞŞİFA
( Çarşı, dizi dükkânlar. Bazen önlerinde revak ya da karşılıklı sıraların arasında örtü bulunanlar, bir tür kapalı çarşı oluşturur. İLE/||/<> Bir çeşit meydan çeşmesi. Özellikle cami avlularında, çepeçevre muslukları olan çokgen su tesisi. İLE/||/<> Konukevi/misafirhane. | Dini yapıların bir bölümü.[Özellikle gezici dervişlerin konuk edildiği oda.] İLE/||/<> Şifahane, hastahane gibi sağlık kuruluşlarına verilen eski adlardan biri. )
- ARAZİ ile/ve TOPRAK
( TOPRAK
Tarlam, sana üçyüz fidan aşılasam
Tarla coşar, fidan coşar, el coşar
Gücüm yetse, hemen işe başlasam
Kazma coşar, kürek coşar, bel coşar
Muhidime örnek olmak maksadım
Sevinir evlâdım, söylenir adım
Hız ile yürür idim olsa kanadım
Yolcu coşar, ayak coşar, yol coşar
Çalışırsan toprak verir cömerttir
Emeksiz istemek, dermansız derttir
Çalışmak, insana büyük servettir
Kese coşar, gönül coşar, el coşar
Yılda bir kez, çiçek açan ağaçlar
Hayatta insana ömür bağışlar
Her taraftan cıvıldaşır o kuşlar
Seher coşar, bülbül coşar, gül coşar
Güzelin kulağı, küpeyi saklar
Ağacın yaprağı, meyveyi koklar
Mehtap ile birleşince yapraklar
Gölge coşar, mehtap coşar, dal coşar
Yel, dala değdikçe, sor ki, dallar ne çeker
Durmaz inler, ırgalanır, Hû çeker
Demişler ki, bu derdi bu çeker
Veysel ağlar, sazı ile tez coşar
[ Veysel (Âşık) 'ın yazdığı ilk şiirdir. ]
[ Sürekli erişim adresi...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/12792 ]
)
( ... ile/ve TÜRÂB )
( ... ile/ve HÂK, ÂCÂK )
( ... ile/ve PİTHİRİ )
- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT
- ARDIÇ ile/ve TAG
- ARDINA KADAR AÇMA! ve/||/<> TAMAMEN KAPATMA!
( Kapatmaya gücünün yetmeyeceği kapıyı. VE/||/<> Açmaya yüzünün tutmayacağı kapıyı. )
- ARDRAMATİK[Fr.] değil/yerine/= TİYATRO SANATI
- AREFLEKSİ/AREFLEXIA[İng.] değil/yerine/= TEPKESİZLİK
- ARHAT ile/ve/||/=/<> TATHAGATHA ile/ve/||/=/<> SIDDHA ile/ve/||/=/<> MUKTA
( Caynacılık'ta/Jainizm'de, sonsal aydınlanmaya ulaşan kişilere verilen adlar. )
- ARKADAŞ ile/ve/değil TANIDIK
( [ne yazık ki] Hesap yapanların, arkadaşları/dostları yoktur. Sadece, "hesaplarına"/"çıkarlarına"/"beklentilerine" uyan "tanıdıkları" vardır. )
( [not] FRIEND vs./and/but ACQUAINTANCE )
- ARKOZ[Fr. < ARKOSE] ile TORTUL KAYAÇ
( ... İLE Birleşiminde feldspat bulunan, kum taşı türünden bir tortul kayaç. )
- ARMA:
DİREK ve/||/<> SEREN ve/||/<> HALAT ve/||/<> TEL MAKARA ve/||/<> YELKEN
( ARMA: Teknede, güverteden yukarı bölümde bulunan donanımların genel adı. )
- ARÛSİYE ile/||/<> AŞAR/ÖŞÜR ile/||/<> AVÂRIZ ile/||/<> BÂÇ/BÂC[Fars.] ile/||/<> BÂD-I HAVA ile/||/<> BERAYA ile/||/<> CİZYE ile/||/<> ÇİFT BOZAN ile/||/<> GEVARE ile/||/<> HİM ile/||/<> İMDADİYE ile/||/<> İRÂD-I CEDÎD ile/||/<> LEZ ile/||/<> MAKİRİYE ile/||/<> OTLAKİYE ile/||/<> REAYA ile/||/<> TAPU ile/||/<> ZEAMET
( Yeni evlenen erkeklerden alınan bir tür vergi. İLE/||/<> Müslümanlardan 1/10 oranında alınan toprak vergisi. İLE/||/<> Osmanlılarda önceleri halktan yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak toplanan vergi. İLE/||/<> Pazar/gümrük/yol/köprü vergisi. İLE/||/<> Topraksız köylüden alınan kazanç vergisi. İLE/||/<> Vergi ve haraç vermeyen Müslüman ahaliye verilen ad. İLE/||/<> Eskiden müslüman olmayanlardan alınan bir çeşit vergi. İLE/||/<> Osmanlı Devleti'nde nedensiz yere toprağı işlemeyi bırakanlardan alınan vergi. İLE/||/<> Turfanda sebze meyvelerden alınan vergi. İLE/||/<> Bingazi ve Trablusgarp'tan alınan bir çeşit vergi. İLE/||/<> Savaş giderlerini karşılamak için alınan vergi. İLE/||/<> III. Selim'in Nizâm-ı Cedîd Ordusu için oluşturduğu, bazı vergileri kapsayan hazine. İLE/||/<> Trablus ve Bingazi'deki hurma ve zeytin ağaçlarıyla kuyulardan aldığı vergi. İLE/||/<> İskelelerden alınan vergi. İLE/||/<> Malı otlaklardan alınan vergi. İLE/||/<> Bir sultanın yönetimi altında vergi veren halk için kullanılan bir terim. Genellikle yetiştirdiği ve ürettiği mallardan vergi ödeyen köylüler için kullanılır. Böylece, toplum tabakalarından köle ve esirlerin üstünde, kentli esnaf ve tüccarların altındaki, tarımla uğraşan halk topluluğu demektir. Osmanlı'da ise bu terim zamanla özelleşerek müslüman olmayan tebaaya ayrılmıştır.[Reaya hukukunun düzenlenmesi Hz. Peygamber'in ehl-i zimmete verdiği ahidnamelerle başlar. Fetih yıllarında İslâm ordularının kumandanları ile dört halife, Hz. Peygamber'in yolunda giderek yeni açılan ülkeler halkına ahidnameler vermiştir. Bu ahidnamelerde, zimmeti kabul eden kent ve köy halkının, nüfuslarına ve gelirlerine göre tayin edilen vergi karşılığında korunması sağlanırdı.] İLE/||/<> Hazine arazisini ekip biçenlerin ödediği vergi. İLE/||/<> Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri 20.000 akçeyle 100.000 akçe arasında olan topraklar ve bu topraklardan alınan vergi. [Eyalet merkezlerinde oturan üst düzey yöneticilere(hazine ve tımar defterdarına, sancaklardaki alay beylerine, kale dizdarlarına, divan kâtiplerine, vs.) verilirdi.] )
- ARUZ[Ar.] ile/ve/||/<> TAKTÎ[Ar.]
( ... İLE/VE/||/<> Kesme, parçalama. | Aruz ölçüsünde, bir dizeyi, ölçünün parçalarına göre ayırma. )
- ARZ ile/||/<> ARZEN ile/||/<> ARÂZİ-İ MAHMİYE/MAHMİYYE ile/||/<> ARÂZİ-İ MUKÂTAA ile/||/<> ARÂZİ-İ MAHLÛLE ile/||/<> ARÂZİ-İ MEKTÛME ile/||/<> ARÂZİ-İ MEZRÛA ile/||/<> ARÂZİ-İ MÎRÎYE/EMİRİYYE / MÎRÎ ARÂZİ ile/||/<> ARÂZİ-İ SELÎHA ile/||/<> ARAZİ-İ SENİYYE ile/||/<> TEBA-İ DEVLET-İ ALİYE/ALİYYE
( Toprak. | Sunma, bildirme. İLE/||/<> Genişlik, en. İLE/||/<> Geliri(rakabesi) Hazineye ait bulunan araziden koru, mer'a, yol, pazar yerleri gibi halkın gereksinimlerine ayrılmış yerler. İLE/||/<> Maktû(götürü) bir vergiye bağlanmış arazi, kesime verilmiş topraklar; devlete hizmeti geçen önemli kişilere bizzat devlet tarafından geliri ya da vergisi terk edilen topraklar. İLE/||/<> Tasarruf sahibinin intikal sahibi bırakmaksızın ölümü ile hazineye dönen miri arazi. İLE/||/<> Devlete ait olduğu halde, devletin hakkı çiğnenerek haksız ve fuzulen işgal edilen arazi. İLE/||/<> Ekilen arazi. İLE/||/<> Mîrî yani devlete ait topraklar. | Çıplak mülkiyeti devlete, sadece tasarruf hakkı kişiye ait [Arz-ı mîrî] olan taşınmaz [tarla, çayırlık, yoncalık, harman yeri, yaylak, kışlak ve koruluk gibi]. İLE/||/<> Çıplak arazi. İLE/||/<> Saltanat makamını işgal edenlere ait toprak. İLE/||/<> Osmanlı Devletine bağlı/tâbi. )
- AŞ yerine TAAM
- ASALAK ile TAMASALAK
( ... İLE Toprağa ve özümlemeye bağlı tüm besinlerini, konakçıdan sağlayan bitki asalağı. )
- ASHAB ile/ve/> TABİÎN ile/ve/> TEB-İ TABİÎN
- ÂŞIK OLMAK ile/ve/||/<> TAKINTILI-ZORLAYICI(OBSESİF-KOMPULSİF) KİŞİLİK BOZUKLUĞU
( Gövdede, aynı biyokimyasal etkileri "yaratıyor"/yaratabiliyor. )
- AŞILAMAZ/LIK ile/değil/yerine TÜKETİLEMEZ/LİK
- ASILMAK ile TIRMALAMAK
- ÂŞİNA değil/yerine/= TANIDIK/BİLDİK/TANIŞIK
- AŞINIM/KOROZYON/CORROSION[İng.] ile/ve TERSİNEMEZLİK/ENTROPİ/ENTROPY[İng.]
( Tersinemezlik, nesnel zamanı kurar. )
- AŞK >< TAASSUB
- AŞK ile TAŞKIN SEVGİ, ĞARAM/GARAM
- AŞK ile/ve/<> (")TİTİZLİK(")
( FALL IN LOVE vs./and/<> (")FASTIDIOUSNESS/FUSSINESS(") )
- AŞK ile/ve/değil/||/<> TUTKU
( Bilincin kayması. | Zihnin by-pass'ı. İLE/VE/DEĞİL ... )
( AŞK: Kendi kendini deneyimleme. )
( AŞK: Kara baht. )
( AŞK: Uykuya dalmadan önceki son düşündüğün ve uyandığındaki ilk düşündüğün. [tabii uyuyabiliyorsan] )
( AŞK: Kendi bilgisinin bittiği yerde, aczin başladığı zaman bilinebilir. )
( [not] LOVE vs./and/but PASSION )
- AŞK'IN GETİRDİĞİ TUTKU ile/ve TUTKUNUN GETİRDİĞİ BELÂ
- AŞKIN TANRI ile İÇKİN TANRI ile TEVHİD TANRI
( Semitik dinlerde, önce "Aşkın Tanrı" kavramıyla soyutlamaya gidilerek paganlık aşılmak istenmiş (Musevilik); sonra "İçkin Tanrı" kavramıyla "Tanrı Kutu" insana indirgenmiş (Hristiyanlık); sonra iki kavramın birleşmesine gidilerek "Tevhid Tanrı" kavramı oluşmuştur (Müslümanlık). )
- AŞKIN/LIK = MÜTEAL = TRANSCENDENT, BEYOND[İng.] = TRANSCENDANT, AU DELÀ DE[Fr.] = TRANSZENDENT, JENSEITS/DAS JENSEITIGE[Alm.] = OLTRE[İt.] = MAS ALLA DE[İsp.] = TRANS, TRANSCENDENS, ULTRA[Lat.] = PERA(N)[Yun.] = MÂVERA/Î[Ar.] = MÂFEVK[Fars.] = BOVENGAAND[Felm.]
- AŞKINSAL ile AŞKIN
( Deneyimde kendi olarak ortaya çıkmamakla birlikte, deneyimi olanaklı kılan. İLE Görüde temsil olanağı bulunmayan ve bu itibarla aşkınsal unsurlarca kuşatılamayan. )
( TRANSCENDENTAL vs. TRANSCENDENT )
- AŞKINSAL = TRANSCENDENTAL[İng., Fr.] = TRANSZENDENTALE[Alm.] = TRANSCENDENTALIS[Lat.]
- AŞKTA:
TUTARSIZLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< TUTARLILIK
( Tutmazsa/tutmazlarsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Tutarsa/tutarlarsa. )
- ASLAN ile TAMERİN
( ... İLE Siyah aslan. )
- ASLÎ ile/ve/||/<>/> TALÎ
- ASTRONOMİ ve TIP
( ASTRONOMY and MEDICINE )
- AT ile TEVSEN[Fars.]
( ... İLE Başı sert at. )
- ATARDAMAR YANGISI ile/ve TOPLARDAMAR DUVARLARI YANGISI ile/ve AK KAN BEZİ YANGISI(ADENİT) ile/ve KALP KAPAKÇIĞI YANGISI
( ARTERİT ile/ve FLEBİT/TROMBOFLEBİT ile/ve VALVULITIS )
- ATEİZM/ATEİST:
TANRI TANIMAZ/LIK ile/ve/değil TANRIYI KARIŞTIRMADAN BİLİMSEL ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA YAPMAK
- ATEİZM["ATAİZM" değil!] ile TEİZM
( Ateizm, tanrı tanımazlık, tanrı bilgisine, düşüncesine, inancına sahip olmamak. İLE Teizm, öncelikle ve sadece tanrıyı, aracısız, din ve/ya da hiçbir dinî etkilenim olmadan düşünmek, kabul etmek, inanmak, yaşamak. )
- ATEŞ ÇİÇEĞİ[Lat. SALVIA SPLENDENS] ile ATLAS ÇİÇEĞİ ile ÇADIR ÇİÇEĞİ ile ÇUHA ÇİÇEĞİ ile GÜZELHATUN ÇİÇEĞİ HANIMELİ(HONEYSUCKLE) ile ITIR ÇİÇEĞİ ile İPEK ÇİÇEĞİ ile KAHKAHA ÇİÇEĞİ/GÜNDÜZ SEFASI ile KOHLERIA ÇİÇEĞİ ile KÜPE ÇİÇEĞİ ile LÂVANTA ÇİÇEĞİ ile MAHMUR ÇİÇEĞİ ile MUM ÇİÇEĞİ ile PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ile SALON ÇİÇEĞİ ile SARAY ÇİÇEĞİ ile TELGRAF ÇİÇEĞİ ile YAYLA ÇİÇEĞİ ile YILAN ÇİÇEĞİ ile YILDIZ ÇİÇEĞİ ile ÖLMEZ ÇİÇEK ile GELİNCİK ÇİÇEĞİ(POPPY)[Lat. FRITILLARIA IMPERIALIS]
- ATEŞ ile/ve TOPRAK
( ... İLE/VE Hazinet-ül esma. )
- ATEŞBALIĞI/SARDALYA/SARDALYE[İt.][Lat. CLUPEA PILCHARDUS] ile VONOZ[Yun.] ile SARDUNYA(SARDINE) ile SAZAN(CARP)[Lat. CYPRINUS CARPIO] ile KOLYOS ile HAMSİ(ANCHOVY) ile BAKALYARO[Lat. MERLANGUIS MERLANGUS] ile ÇİNGENE PALAMUDU ile MALTAPALAMUDU[Lat. NAUCRATES DUCTOR] ile TORİK(BONITO) ile ALTIPARMAK ile LÜFER/KUNBER[Ar.] ile ÇİNAKOP/TEMNODON SALTATOR[Lat.] ile ÇİPURA/AURATA AURATA[Lat.] ile HANİ/SERRANUS CARILLA[Lat.] ile HARHARYAS/CARCHARHINUSLAMIA[Lat.] ile İSTRONGİLOS[Lat. SMARIS VULGARIS] ile İŞKİNE[Lat. SCIAENA UMBRA ] ile İZMARİT[Lat. MAENA VULGARIS] ile KOFANA[Yun.] ile TEKİR[MUGIL SURMULLETUS] ile BARBUNYA/BERBUNİ[Ar.]/MULLUS BARBATUS[Lat.] ile KÂĞITBALIĞI ile KALKAN ile KILIÇ ile LAHOS/LAGOS/KAYAHANİSİ[Yun.] ile LİPSOS[Yun.][Lat. SCORPAENA PORCUS] ile MAZAK[Lat. TRIGIA LINEATA] ile MELANURYA[Lat. SPARUS MELANURYA] ile MORİNA[Lat. GADUS MORRHUA] ile MERLİN BALIĞI ile PİSİ ile PLATİKA[Lat. ACERINA CERNUA] ile RİNA/TIRPANA[Lat. RAJA BATIS] ile SARIAĞIZ[Lat. SCIAENA AQUILLA] ile SARIBALIK[Lat. IDUS JESSES] ile SARIGÖZ[Lat. SARGUS SALVIERI] ile SARIHANİ[Lat. EPINEPHELES GIGAS] ile SARPA[Yun.][Lat. BOOPS SALPA] ile SİNAGUD ile SİVRİ ile KARAGÖZ ile MARANGOZBALIĞI/TESTEREBALIĞI[Lat. PRISTIS PRISTIS] ile MERCAN ile USKUMRU(MACKEREL)[Lat. SCOMBER SCOMBRUS] ile ÇİTARİ/BOX SALPA[Lat.] ile ÇOPRABALIĞI/COBITIS[Lat.] ile ÇOPURİNA ile ÇOTİRA/BALISTES CAPRISCUS[Lat.] ile ÇURÇUR/CRENILABRUS[Lat.] ile DAĞALASI/SALMA ALPINUS[Lat.] ile YAYINBALIĞI[Lat. SILURUS GLANIS] ile YAZILIHANİ[Lat. SERRANUS SCRIBA]
- ATIF ile TEŞMİL
- ATLAS[İlk omur]:
İNSANDA ve TARİHTE/MİTOLOJİDE
( Kafatasını taşır. VE Aklı taşır. )
- ATLET ile/ve/||/<>/> TAVŞANLIK
( ... İLE/VE/||/<>/> Değerli ağaçlarla ince işler yapma sanatı. | Atletizm yarışlarında rekor kırması beklenen atletin önünde koşup tempoyu yüksek tutan atletin yaptığı iş. )
- ATMAK değil TERK
- ATM-/ATMO- ile/||/<> TYPH-/TYPHO- ile/||/<> FEBR-/FEBRİ- ile/||/<> PYR-/-PYRA/PYRETO-/PYRO-
( Buhar, buğu. İLE/||/<> Buhar, ateş, stupor, tifüs ve tifo ile ilgili. İLE/||/<> Ateş. İLE/||/<> Ateş, yangın, ateşle ilgili. )
- ATOM MODELLERİNDE:
DEMOCRITOS ile/ve/||/<>/> DALTON ile/ve/||/<>/> THOMSON ile/ve/||/<>/> RUTHERFORD ile/ve/||/<>/> BOHR ile/ve/||/<>/> MODERN ATOM KURAMI
( )
- ATOM ile/ve/||/<> TO KENON
( Bölünemeyen. İLE/VE/||/<> Boşluk. )
( Fiziksel. İLE/VE/||/<> Matematiksel. )
- ATOM ve/||/<>/< TORYUM[Th]
( Birkaç türü birleştiğinde çeşitli molekülleri, bir tek türü ise bir kimyasal öğeyi oluşturan parçacık. VE/||/<>/< Atom numarası 90, atom ağırlığı yaklaşık 232 olan, yoğunluğu 112,6 olan, 1700 °C'de eriyen, kurşun renginde, havada bozulmaz, atom enerjisi kaynağı olarak kullanılan radyoaktif bir öğe. )
- AVCI-TOPLAYICI değil TOPLAYICI-AVCI
- AVCI/LIK ile/ve TOPLAYICI/LIK
- AVRUPA SUSAMURU ile KANADA SUSAMURU ile BREZİLYA SUSAMURU ile HİNT SUSAMURU ile AVUSTRALYA SUSAMURU ile TIRNAKSI SUSAMURU ile KÜÇÜK TIRNAKLI SUSAMURU ile DENİZ SUSAMURU
- AYAK ve/<> TÜM ÖRGENLER
- AYDINLANMA(/IŞIKLANMAK) = TENEVVÜR = İŞRAK(tasavvuf) = ENLIGHTENMENT[İng.] = ENLAITEMENT, SIÈCLES DES LUMIÈRES[Fr.] = AUFKLæRUNG[Alm.] = ESSERE ILLUMINATO[İt.]
- AYIP OLMAZ/ARANILMAZ!:
TIPTA ile/ve/||/<> HUKUKTA ile/ve/||/<> SÖZLÜKTE ile/ve/||/<>
FELSEFEDE ile/ve/||/<> BİLİMDE ile/ve/||/<> SANATTA ile/ve/||/<> SPORDA ile/ve/||/<>
DOĞADA ile/ve/||/<> HAYVANLARDA ile/ve/||/<> BİTKİLERDE ile/ve/||/<>
NESNELERDE ile/ve/||/<> DİRİMBİLİMDE ile/ve/||/<>
ANLIKTA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<> USTA(AKILDA) ile/ve/||/<> TARİHTE ile/ve/||/<>
RIZÂDA ile/ve/||/<> GÜVENLİKTE ile/ve/||/<> İKİ KİŞİ ARASINDA ile/ve/||/<>
EŞEYSELLİKTE ile/ve/||/<> DÖRT DUVAR ARASINDA ile/ve/||/<> BATTANİYENİN ALTINDA
- AYIP ile/ve < TEZAD
- AYIRMAK/AYIRABİLMEK ile/ve/>/= TOPARLAMAK/TOPARLAYABİLMEK
( TO SEPARATE vs./and/>/= TO (BE ABLE TO) PACK/SUMMARIZE )
- AYKIRI ile TUHAF
( INCONGRUOUS vs. WEIRD )
- AYKIRI/LIK / KARŞITLAMLI = MUFÂRIK[Ar.] = TENÂKUZ[Fars.] = PARADOX[İng.] = PARADOXE[Fr.] = WIDERSINNING/KEIT, PARADOX/IE[Alm.] = PARADOSSO[İt.] = PARADOX[İsp.] = PARADOXON[Lat.] = PARADOKSOS[Yun.] = PARADOX[Felm.]
- AYNEN ile/ve TAMAMEN
( EXACTLY vs./and COMPLETELY )
- AYNI ile/ve/||/<> TIRHALLI
( ... İLE Aynı koşullar altında bulunanların, aynı durumda olduklarını anlatmak için kullanılan bir söz. )
- AYRI PETALLİ KOROLLA, DIALIPETAL KOROLLA, KORİPETAL KOROLLA = TÜVEYC-İ KESÎRÜ'L-EVRÂK = COROLLE POLYPÉTALE, COROLLE DIALYPÉTALE
- AYRI/LIK ile/ve TAŞKIN/LIK
( DISTINCT vs./and IMPETUOSITY )
- AYRIM ile/ve/||/<>/< TANIM
( DIFFERENTATION vs./and/||/<> DEFINITION )
- AYRIMSAMA ile/ve/||/<> YENİDEN ÜRETME ile/ve/||/<> TANIMA
- AYRINTICILIK ile/ve/||/<> TİTİZLİK
- AYRINTI/LAR ile/ve/yerine TEMEL İLKE/LER
( DETAIL/S vs./and BASIC PRINCIPLE/S
BASIC PRINCIPLE/S instead of DETAIL/S )
- AZAB:
TECELLÎDE İNAT ve TAASSUB
- AZGIN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TAŞKIN/LIK
- AZITMAK ile DAĞITMAK ile TOZUTMAK
- AZ/YETERSİZ KAZANÇ TUTUMLU OLMAK
- A/AN[Yun.] ile/||/<> ANTİ[Yun.] ile/||/<> Bİ/BİS[Lat.] ile/||/<> DE/DES[Fr.] ile/||/<> DİS[Yun.] ile/||/<> EX[Lat.] ile/||/<> EXO[Lat.] ile/||/<> EPİ[Yun.] ile/||/<> FOS[Yun.] ile/||/<> GEO( >JEO)[Yun.] ile/||/<> HETER/O[Yun.] ile/||/<> HYPO(HİPO)[Yun.] ile/||/<> HYPER(HİPER) ile/||/<> HYDRO(HİDRO)[Yun.] ile/||/<> HOMO[Yun.] ile/||/<> İL/İN ile/||/<> İNTER[Lat.] ile/||/<> İZO[Yun.] ile/||/<> COZMO(KOZMO)[Yun.] ile/||/<> KONTRA[İt.] ile/||/<> KO/KOL/KOM/KON[Lat.] ile/||/<> MAKRO[Yun.] ile/||/<> MİKRO[Yun.] ile/||/<> MONO[Yun.] ile/||/<> NEO[Yun.] ile/||/<> OTO[Yun.] ile/||/<> PAN[Yun.] ile/||/<> PAR/PARA[Yun.] ile/||/<> POLİ[Yun.] ile/||/<> PRE[Fr.] ile/||/<> PRO[Yun.] ile/||/<> RE[Lat.] ile/||/<> SYN/SYM/SEM[Yun.] ile/||/<> SÜR[Lat.] ile/||/<> TELE[Yun.]
( Yok/luk. [ametal | amorf | aritmik] [analjezi | anestezi | anonim]
İLE/||/<>
Karşıt. [antibiyotik | antipatik | antitez]
İLE/||/<>
Çift, tekrar. [binok | bisiklet]
İLE/||/<>
Olumsuzluk.[demode | deforme | deşifre]
İLE/||/<>
Olumsuzluk ve güçlük. [diskalifiye | dismorf | disfonksiyon]
İLE/||/<>
Dışı, dışında, ...-dan başka. [exporte | expresyonizm | expresyon]
İLE/||/<>
Dışarıdan, dıştan bakılınca. [exotermik | exotizm]
İLE/||/<>
Üzerinde. [epiderm | epigrafi]
İLE/||/<>
Işık, parıltı. [fosfat | fosfor]
İLE/||/<>
Yerle ilgili ön ek. [jeofizik | jeoloji/jeolog]
İLE/||/<>
Öteki, öbür, başka. [heterojen | heterozigot]
İLE/||/<>
Aşağı, alt, daha alt. [hipoderm | hipotenüs | hipotez]
İLE/||/<>
Üstünde, aşırı, yukarı, dışında. [hipertansiyon]
İLE/||/<>
Su, suyla ilgili. [hidrosefali | hidrografi | hidrojen]
İLE/||/<>
Eş, benzer. [homojen | homonim | homolog]
İLE/||/<>
-dan yoksun. [illegal] [indirekt | inorganik]
İLE/||/<>
Ara, arası. [internasyonal | interpol]
İLE/||/<>
Eşitlik. [izobar | izotop | izoterm]
İLE/||/<>
Evren. [kozmogami | kozmopolit | kozmoloji]
İLE/||/<>
Karşı, aksi yönde. [kontrast | kontgerilla | kontratak]
İLE/||/<>
Birlik, beraberlik. [koalisyon | koleksiyon | konferans
İLE/||/<>
Büyük, geniş. [makrosefal | makrostopi]
İLE/||/<>
Küçük. [mikrofilm | mikrometre | mikrofon]
İLE/||/<>
Bir, tek. [monarşi | monolog | monopol]
İLE/||/<>
Yeni. [neolitik]
İLE/||/<>
Kendi, kendiliğinden. [otobiyografi | otopsi | otokritik]
İLE/||/<>
Bütün, birlik. [panorama | pankreas]
İLE/||/<>
Boyunca, karşı, üstünde, yanında. [paragraf | paralel]
İLE/||/<>
Çok. [poliandri | poliklinik]
İLE/||/<>
İlk, önceki, birinci. [prefabrik | prematüre]
İLE/||/<>
İleride, önde. [prolog | prova | prototip]
İLE/||/<>
Yeniden, tekrar, geri döndürmek. [reaksiyon | redaktör]
İLE/||/<>
Birlikte. [simetri | senfoni | sempati]
İLE/||/<>
Süper, üstünlük. [sürmenaj]
İLE/||/<>
Uzak, ırak. [teleferik | telefon | telepati] )
( ANTİ-...
- Antiaging/anti-aging: Genç kalma, yaşlanmayı önleme; yaşlanmayı önleyici.
- Antialerjik: Duyarca önleyici/giderici.
- Antidepresan: Çökkünlük giderici.
- Antidiüretik: Sidik/idrar kesici.
- Antidiyabetik: Şeker düşürücü.
- Antidot(e): Panzehir.
- Antiemetik: Kusma önleyici.
- Antienfeksiyöz/antienfektif: Bulaş önleyici/giderici.
- Anti-enflamatuvar: Yangı giderici.
- Antiflojistik: Yangı giderici.
- Antifungal: Mantar giderici/karşıtı.
- Antihelmintik: Solucan kıran/giderici.
- Antihemorajik: Kanama kesici/önleyici.
- Antihipertansif: Kan basıncı düşürücü.
- Antikoagülan: Pıhtı önleyici/çözücü.
- Antikodon: Karşıt şifre.
- Antikonsepsiyonel: Gebelik önleyici.
- Antikonvülzif: Nöbet önleyici.
- Antimalarial: Sıtma ilacı.
- Antimikotik: Mantar ilacı/karşıtı.
- Antineoplastik: Kanser ilacı.
- Antinevraljik: Sinir ağrısı dindirici.
- Antiparaziter: Asalak karşıtı/ilacı.
- Antipiretik: Ateş düşürücü.
- Antiproliferatif: Çoğalım önleyici.
- Antiprüritik: Kaşıntı giderici.
- Antisekretuvar: Salgı önleyici.
- Antisepsi: Arıtım, bulaş giderici.
- Antiseptik: Arıtkan, bulaş gideren.
- Antispazmodik: Kasılım çözücü.
- Antistres: Gerilim giderici/önleyici.
- Antite: Özgün durum.
- Antite morbid: Sayrılıklı özgün durum.
- Antitermik: Isı/sıcaklık düşürücü.
- Antitussif: Öksürük kesici/önleyici.
- Antivertijinöz: Baş dönmesi önleyici. )
- BADEM ile TAŞBADEMİ
( ... İLE Kabuğu çok sert bir tür badem. )
- BADMİNTON değil/yerine/= TÜYLÜ TOP
- [ne yazık ki]
BAĞIMLI ile/değil TUTKUN
- BAĞIMLILIK = DEPENDENCE[İng.] = DÉPENDANCE[Fr.] = ANHÄNGIGKEIT, DEPENDENZ[Alm.] = DIPENDENZA[İt.] = DEPENDENCIA[İsp.] = CONIUNCTIO[Lat.] = TO KATANTES, SÜNDESMOS[Yun.] = TAVAKKUF[Ar.] = BASTEGÎ[Fars.] = AFHANKELIJKHEID[Felm.]
- BAĞIMLI/LIK ile/ve/||/<>/> DÜŞKÜN/LÜK ile/ve/||/<>/> TAŞKIN/LIK
- BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/||/<> TAM/LIK ile/ve/||/<> TUTARLI/LIK
( INDEPENDENT vs./and/||/<> COMPLETE vs./and/||/<> CONSISTANT )
- BAĞIMSIZLIK ile/ve/||/<> TARAFSIZLIK
( INDEPENDENCE vs./and/||/<> IMPARTIALITY/NEUTRALITY )
- BAĞINTILARDA:
YANSIMA ile BAKIŞIM(SİMETRİ) ile TERS BAKIŞIM ile GEÇİŞME
( xRx İLE xRy ise yRx İLE ... İLE xRy ^[ve] yRz ise xRz )
- BAĞIRSAK ile/ve/||/<> TÜMÜR
( ... İLE/VE/||/<> Bağırsakların iç yüzeylerinde bulunan pürtüklerin adı. )
- BAĞLAMAK ile/ve TOPARLAMAK
- BAKANAK ile TOYAK ile TOYNAK
( Geviş getiren hayvanların tırnağı. İLE At tırnağı. İLE At, eşek gibi tektırnaklı hayvanların tırnağı. )
( ... ile ... ile SÜNBÜK[çoğ. SENÂBİK], HÂFİR[çoğ. HAVÂFİR] )
( ... vs. ... vs. HOOF )
- BAKIM ile/ve/<> TEMİZLİK
- BAKIR NEFESLİLER ile/ve TAHTA NEFESLİLER
- BAKIR ile TOMBAK[Fr.]
( ... İLE Kuyumculukta kullanılan, %80 bakır, %20 çinkodan oluşan sarı renkli alaşım. | Bu alaşımdan yapılmış olan. )
- BAKIŞ AÇISI ile/ve/||/<>/>/< TUTUM
- BAKIŞIM = SYMMETRY[İng.] = SYMÉTRIE[Fr.] = EBENMAß, SPIEGELGLEICHHEIT, SYMMETRIE[Alm.] = SIMMETRIA[İt.] = SIMETRIA[İsp.] = CONVENIENTIA PARTIUM[Lat.] = SÜMMETRIA, EMMETRIA, EURÜTHMIA[Yun.] = el-TENÂSUK, el-TAMÂSUL, TAVÂZİ, MAVÂZÂT[Ar.] = TEKÂRON, SÂZOVÂRÎ[Fars.] = SYMMETRIE[Felm.]
- BAKIŞIMSIZLIK/ASİMETRİ ile TERS ORANTI
- BALGAM[Ar.]/SPUTUM ile TUZLU BALGAM/MAYASIL/EGZAMA[Fr. < ECZEMA < Yun.]
( Solunum örgenlerinin salgıladığı, ağızdan dışarı atılan sümüksü sıvı. İLE Bazı deri hastalıklarının ortak adı. | Birdenbire ortaya çıkarak gelişen, kızartı, kaşınma, sulanma, kabuk bağlama gibi doku bozukluklarıyla belirginleşen bir deri hastalığı. )
- BAOBAB AĞACI = ŞİŞE AĞACI = TERSYÜZ AĞACI = ŞEYTAN AĞACI
( )
( Anavatanı Madagaskar olan Baobab ağaçları, Mali'de de bulunmaktadır. [İçinin su dolu olması, çöl koşullarında ayakta kalmalarını sağlamaktadır.][Beyaz çiçeklerinden sos yapılmaktadır.] )
( )
( ADANSONIA GRANDIDIERI )
( ADANSONIA (TREE) )
- BARAKA ile TAVHÂNE[Fars.]
( ... İLE Limonluk. | Yoksulların sığındığı sıcak yer. )
- BARDAK ERİĞİ ile CAN ERİĞİ ile ÇAKAL ERİĞİ | [Lat. PRUNUS SPINOSA] ile DAĞ ERİĞİ ile GÖVEM ERİĞİ ile MALTA ERİĞİ/YENİDÜNYA ile TÜRBE ERİĞİ
( TÜRBE ERİĞİ: Gülgillerden, kırmızı, tatlı, küçük çekirdekli, etinden kolay sıyrılabilen bir tür erik. )
- BARINAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> TAPINAK
- BARIŞ:
ÇOK KUTUPLU, SIRADÜZENLİ[HİYERARŞİK] DENGE "DÜZENİ" ile ÇİFT KUTUPLU "DÜZEN" ile TEK BİR DEVLETİN "DÜZENİ"[PAX ROMANA]
- BARKOD değil/yerine/= TANITKI
- [İt.] BAS ile BASBARİTON ile BARİTON ile TENOR ile KONTRTENOR
( En kalın, eril seleni. | En kalın sesli orkestra çalgısı. İLE Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen, buna karşın, basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen eril seleni. İLE Bas ve tenor selenleri arasında bulunan eril seleni. İLE En tiz ya da en ince eril seleni. İLE Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen ve buna karşılık basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen bir eril seleni. )
- BAŞ = HEAD[İng.] = TÊTE[Fr.] = HAUPT[Alm.] = TESTA[İt.] = CABEZA[İsp.] = CAPUT[Lat.] = HE KEFALE[Yun.] = REİS[Ar.] = SER[Fars.] = HOOFD[Felm.]
- BASAMAK ile/ve/değil/<> TARAÇA[İt. < TERRAZZA]
- BAŞARI ile/ve/||/<> "TUTUNMAK"
- BAŞARMAK ile/ve/değil/||/<>/< TUTTURMAK
- BASELİNE değil/yerine/= TEMEL ÇİZGİ | BAŞLANGIÇ
- BASIN/MEDYA:
SİYASİ/EKONOMİK "GÜCÜN"/"İKTİDARLARIN"
değil
TOPLUMUN OLANAĞI/ÜRÜNÜ/HİZMETİ
- BAŞKALAŞIM ile YARIBAŞKALAŞIM ile TÜMBAŞKALAŞIM
( ... İLE Böceklerde, kurtçuk evresi görülmeyen başkalaşma türü. İLE Böceklerde, kurtçuk ve koza evresi geçiren başkalaşma türü. )
- BAŞLANGIÇ ile/ve TÜRDEŞLİK
- BAŞLI BAŞINA ile TAMAMEN
- BAŞLIK ile TAMLAMA
( TITLE vs. NOUN/PROPOSITIONAL PHRASE )
- BASMAK" ile/ve "TEPELEMEK"
- BAŞTAN SONA ile TÜMEVARIM
- BAST-I ZAMAN ile TAYY-İ ZAMAN
( Zamanın uzamış gibi olması. İLE Zamanın kısalmış gibi olması. )
- BASTIRMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< TUTMAK
- BAYBAYUK/BAYBAYUQ = TUNAVVİT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ağaç dallarından sarkan sepet biçiminde bir yuvası olan ve ezgili bir biçimde şakıyan bir kuş. )
- BAYKAL GÖLÜ ile/ve TANGANİKA GÖLÜ
( Sibirya'da. İLE/VE Tanzanya'da. )
( [dünyadaki] En derin göl. İLE/VE İkinci en derin göl. )
( Baykal Gölü'nün suyu, rahatlıkla içilebilecek kadar temizdir. İLE/VE ... )
( Baykal Gölü'nün, 31.000 km²'lik alanı, 23.000 km³'lük hacmi vardır.[Dünyadaki tüm ırmaklar Baykal Gölü'ne aksa, bu hacmi, ancak bir yılda doldurabilirmiş.] )
- BAYKUŞ ile TONGUÇ
( ... İLE En büyük çocuk. | Bir tür baykuş. )
- BAZ[İng./Fr. < BASE]/ALKALİ[Fr. < ALCALI] değil/yerine/= TABAN | ACIT
- BAZ ile TUZ
( OH? iyonu veren nesne. İLE Asit ve bazın nötralizasyonu ile oluşan bileşik. )
- BAZAL/BASAL değil/yerine/= TABAN | TEMEL | ALT
- BAZI BİLGİLERİN SUNUMUNDA:
TAÇLANMAK ile/ve/değil/<>/></< TAŞLANMAK
( Taşlanılmadan, taçlanılmaz! )
- BAZI BÖCEK TAKIMLARI'NDA:
ANOPLURA ile COLEOPTERA ile DERMAPTERA ile DIPTERA ile HEMIPTERA ile HYMENOPTERA ile ISOPTERA ile LEPIDOPTERA ile ODONATA ile ORTHOPTERA ile SIPHONAPTERA ile TRICHOPTERA
( Kanatsız dış parazitlerdir. Ağız parçaları emici tiptedir. Küçük, yassılaşmış gövdeleri vardır. Gözler indirgenmiştir. Bacakların tarsus bölümleri, deriye tutunmak için tırnak şeklindedir. Yarı-başkalaşım geçirirler. Konağa özgü parazitlerdir. İLE İki çift kanatları vardır [bir çifti kalın ve derimsi, bir çifti zarsı]. Zırh şeklinde dış iskeletleri vardır. Ağız parçaları ısırıcı ve çiğneyicidir. Tam başkalaşım görülür. İLE İki çift kanatları vardır [bir çifti derimsi, bir çifti zarsı] ya da kanatsızlardır. Ağız parçaları ısırıcı tiptedir. Gövdenin arkasında kıskaç şeklinde uzantılar vardır. Yarı-başkalaşım görülür. İLE İki çift kanatları vardır [bir çifti kısmen derimsi, bir çifti zarsı]. Ağız parçaları delici ya da emici tiptedir. Yarı-başkalaşım görülür. İLE Zarsı iki çift kanatları vardır. Baş hareketlidir. Ağız parçaları çiğneyici ya da emicidir. Dişillerin arkasında zehir iğnesi vardır. Tam başkalaşım vardır. Birçoğu sosyal yaşam sürer. İLE İki çift zarsı kanatları vardır [bazı evreleri kanatsız]. Ağız parçaları çiğneyici tiptedir. Yarı-başkalaşım görülür. Oldukça sosyal hayvanlardır. İLE Küçük pullarla kaplı iki çift kanatları vardır. Dil şeklinde olan uzun ve kıvrık ağız parçası emici tiptedir. Tam başkalaşım görülür. İLE İki çift zarsı kanatları vardır. Ağız parçaları çiğneyici tiptedir. Yarı-başkalaşım görülür. İLE İki çift kanatları vardır [bir çifti derimsi, bir çifti zarsı]. Ağız parçaları ısırıcı ve çiğneyici tiptedir. Yarı-başkalaşım görülür. İLE Gövde yanlardan basık ve kanatsızdır. Erginleri, kuşlardan ve memelilerden kan emerler. Ağız parçaları delici ve emici tiptedir. Bacakları sıçrayıcı tiptedir. Tam başkalaşım görülür. İLE İki çift, kıllı kanatları vardır. Ağız parçaları çiğneyici ya da yalayıcı tiptedir. Tam başkalaşım görülür. Sucul larvaları ipek ağ örerler ya da ipekle kum, çakıl ve odun parçalarını birleştirerek evcik inşa ederler. )
( Bit. İLE Kıt kanatlılar. İLE Kulağa kaçanlar. İLE Sinekler, sivrisinekler. İLE Gerçek tahtakurusu, kati tahtakurusu. İLE Karıncalar, arılar, eşekarıları. İLE Beyaz karıncalar. İLE Kelebekler, güveler. İLE Kızböcekleri, Teyyare böcekleri. İLE Cırcırlar, Çekirgeler, Peygamberdeveleri. İLE Pireler. İLE Evcikli böcekler. )
( Yaklaşık Tür Sayıları: 2.400 ile 500.000 ile 1.000 ile 120.000 ile 55.000 ile 100.000 ile 2.000 ile 140.000 ile 5.000 ile 30.000 ile 2.000 ile 7.000 )
( Amazonlar'da, 200.000'in üzeri çeşit, böcek bulunmaktadır. )
( ABC Adaları Mercan kayalıklarında, 800 balık türü, 8000 kabuklu ve omurgasız türü bulunmaktadır. )
- BAZI KAVRAMLARI:
KOPYALA-YAPIŞTIR değil/yerine TEKRAR TEKRAR DA OLSA YAZMAK
- ... BAZLI[< İng. BASE] değil/yerine/= TEMELLİ
- BEBEK ile TAŞ BEBEK
( ... İLE Genellikle alçı vb. yapılmış oyuncak bebek. | Yaşı ilerlemiş olmasına karşın genç görünen kişi. )
- BEBEK/ÇOCUK GELİŞİMİNDE İLİŞKİLER:
İKİLİ ile/ve/||/<>/> ÜÇLÜ ile/ve/||/<>/> TOPLUMSAL
- BECÂYİŞ[Ar.] ile TAKAS[Ar.]
( Karşılıklı yer değiştirme. İLE Değişim. | İki ülke arasında yapılan alışverişin, karşılıklı olarak malla ödenmesi. )
- BECERİ ile/ve/||/<> TÂLİ(H)
( Kişide, ikisinin de bulunması gerek. )
- BECERİKSİZ/LİK ile/değil TİTİZ/LİK
( [not] CLUMSINESS/INCOMPETENCE vs./but FASTIDIOUSNESS/FUSSINESS )
- BEDEL-İ FERÂĞ ile/||/<> BEDEL-İ MİSL ile/||/<> BEDEL-İ MÜSEMMÂ ile/||/<> TAKDÎR-İ BEDEL ile/||/<> MUBÂDİL
( Mîrî arazi ve çifte kiralı [icareteynli] vakıf taşınmazlarının tasarruf haklarının devredilmesi karşılığı alınan para. İLE/||/<> Arazi hukukunda tasarruf hakkı karşılığı emsaline uygun ödenen para. İLE/||/<> Akitte tayin olunan bedel. İLE/||/<> Bir gayrimenkul malın emsaline göre bedelini takdir etme . İLE/||/<> Başkasının yerine getirilmiş, bir şeye bedel tutulmuş. )
- BEĞENİ ile/ve/<> TERBİYE
( LIKING vs./and/<> BRINGING UP )
- BEKÇİ ile/ve/değil/||/<> TÜRBEDAR
- BEKLEMEK ve/= TERBİYE
- BEKLEMEK ve/= TERBİYE
( TO WAIT and/= TRAINING )
- BELÂ'DA:
ŞERİAT ile TARİKAT ile HAKİKAT ile MÂRİFET
( Sabreder. İLE Rızâ gösterir, şükr eder. İLE Nedenini araştırır, ilmini yapar. İLE Hizmet eder. )
- BELGİT/SENET ÇEŞİTLERİ'NDE:
ADİ ile RESMİ ile RE'SEN DÜZENLENMİŞ/TANZİM EDİLMİŞ ile TASDİKLİ ile HATIR ile KIYMETLİ ile TİCÂRÎ ile EMTİA
- BELİRGE/SENDROM[Fr. < Yun.] ile TRAVMA[Yun.]
( Özel bir bozukluğu belirleyen, birarada görülen, tanıyı kolaylaştıran bulgu ve belirtilerin tümü. İLE Bir doku ya da örgenin yapısını ya da biçimini bozan ve dıştan, mekanik bir etki sonucu oluşan yerel yara. )
( SYNDROME vs. TRAUMA )
- BELİRLEME ile TARİF
( DESIGNATION vs. DESCRIPTION )
- BELİRLEME ile TARİF
- BELİRLE(N)ME, BELİRLENİM = DETERMINATION[İng.] = DÉTERMINATION[Fr.] = DAS BESTIMMEN[Alm.] = DETERMINAZIONE[İt.] = DETERMINACION[İsp.] = CONSTITUTIO, DEFINITIO, DETERMINATIO[Lat.] = HO HORISMOS, HE TAKSIS[Yun.] = VUCHA(T), MÂL[Ar.] = TAYÎN[Fars.] = BEPALING[Felm.]
- BELİRME ile/ve/<> TAŞMA
- BELİRSİZ ile/ve/||/<>/> SONSUZ ile/ve/||/<>/> TEK
( Tek aynada. İLE/VE/||/<>/> Karşılıklı aynanın arasında. İLE/VE/||/<>/> Birbirine bakan üç aynanın[üçgen içinde] ortasında. )
- BELİRSİZ ile/ve TANIMLANAMAZ OLAN
( INDEFINITE vs./and NOT POSSIBLE TO DEFINE )
- BELİRTEN değil/yerine/= TAMLAYAN
- BELLEK ile/ve TARİH
( Bellek, sadece benzerlik ve sürekliliği temel alırken, tarih farklılık ve düzensizlikleri önemser. )
( Bellek, geçmişi sözlü gelenek içinde yaşatırken, tarih, geçmişi, yazıyla sergilemektedir. )
( Collingwood, anılar ile tarih arasında farkı, düzenli ve çıkarımsal olup olmamasına bağlamıştır. Tarih düzenli ve çıkarıma dayanan bilgi çeşididir. Anılar ise çoğu zaman bu özelliğe sahip değildir; dolayısıyla onlar tarih değillerdir.
MEMORY vs./and HISTORY )
- BELLEK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL BELLEK
- BEN = ZÂT = I[İng.] = das SOSEIN[Alm.] = TO TI ESTIN, TO TI ÈN EINAI[Yun.] = ESSENTIA[Ortaçağ Lat.]
- BENHUR ve TITANIC ve YÜZÜKLERİN EFENDİSİ(YÜZÜK KARDEŞLİĞİ)
( Bugüne kadar sadece bu üç film, onbir dalda Oscar ödülü kazanmıştır. )
- BENİMSEMEK ile "TUTMAK"
( TO ADOPT vs. "TO SUPPORT/LIKE" )
- BENİMSEMEK ile "TUTMAK"
- BENZETME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TANIM
( "Ağyârını câmî, efrâdını mânî." İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ağyârını mânî, efrâdını câmî. )
- BERTARAF ile TELÂFİ
- BEŞÂŞET[Ar.] ile TALÂKATU'L-VECH[Ar.]
- BESLENME BİLİMİ ile TIBBİ DİYETETİK
( Besinlerin gövdede nasıl kullanıldığını ve insan sağlığını nasıl etkilediğini inceleyen bir bilim dalı. İLE Hastalıkları önlemek ve tedavi etmek için beslenme planları geliştirmeye odaklanan bir sağlık mesleği. Bu iki dalın kesiştiği noktada, bireylere ve hastalara özel beslenme planları oluşturulmaktadır. )
- BESLENME ÖRGENLERİ = TAĞDİYE ÅLETLERİ = ORGANES DE NUTRITION
- BESLENME = TAGADDİ, TAĞDİYE, İGTİDÂ'[< GIDÂ] = NUTRITION
- BESLENME ve/||/<> TRİGLİSERİT
- BESLENME ile TUTUNMA
- BESLENMEDE, ...:
YEŞİL ve/||/<> SARI ve/||/<> TURUNCU ve/||/<> KIRMIZI ve/||/<> MOR
( Zehir atıcı. VE/||/<> Güzellik. VE/||/<> Kanserden koruyucu. VE/||/<> Kemik sağlığı. VE/||/<> Uzun yaşam. )
( )
- BETEL/KİFAS[İbr.] | PETRUS[Lat.] ile TEMELTAŞI
( BETEL/KİFAS[İbr.] | PETRUS[Lat.] )
- BETİK ve/||/<>/< TAMAMLANDIĞI YERDE BAŞLAYAN
- BETİM, BETİMLEME = TASVİR, TAVSİF = DESCRIPTION[İng., Fr.] = BESCHREIBUNG[Alm.] = DESCRIPTIO[Lat.] = DESCRIPCIÓN[İsp.]
- BETİM, BETİMLEME = TAVSÎF = DESCRIPTION
- BETİMLEME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TANIMLAMA
- BEVL/TEBEVVÜL ile TEŞÂŞÜR
( İşemek. [BEVLE )
- BEYÂN:
TAKRİR ve/||/<> TEFSİR ve/||/<> TAĞYİR ve/||/<> ZARURET ve/||/<> TEBDİL
( Doğrudan doğruya beyân. VE/||/<> Tefsir yoluyla beyân. VE/||/<> Tağyir yoluyla beyân. VE/||/<> Mantık sonucu beyân. VE/||/<> Başka bir sözü yerine koyarak beyân. )
- BEYAZ KARINCA ile TERMİT
( WHITE ANT vs. TERMIT )
- (BEYAZ) ŞEKER ile/yerine TATLANDIRICI
- BEYZİK[İng. < BASIC] değil/yerine/= TEMEL
- BEZ ile TELA
( ... İLE Kumaşla astar arasına konularak giysinin dik durmasını sağlayan kolalı bez. )
- BEZK[Fars.] değil/yerine/= TESPİHBÖCEĞİ
- BEZLİ MİDE ile/ve TAŞLI MİDE
( TAŞLIK, KONSA, KATI: Kuşların sindirim kesesi. )
- BFO/BASİC FORMAL ONTOLOGY değil/yerine/= TEMEL BİÇİMSEL VAROLUŞ
- BIÇAK ile/değil TAHRA
( ... İLE Bir tür eğri budama bıçağı. )
- BİLEŞKE ile/ve/||/<> TOPLAM
- BİLGE KRAL ile/ve/||/<>/> TİMOKRASİ ile/ve/||/<>/> OLİGARŞİ ile/ve/||/<>/> DEMOKRASİ ile/ve/||/<>/> TİRAN
- BİLGELİK ve/> TEMKİN
- BİLGİ AHLÂKI ile/ve/<> TEFEKKÜR AHLÂKI
( MORALS OF KNOWLEDGE vs./and/<> MORALS OF THINKING )
- BİLGİ ve/<> TAMLIK
( KNOWLEDGE and/<> COMPLETENESS )
- BİLGİ ile/ve/||/<>/> TAVTİA
( ... İLE/VE/||/<>/> Anlatılacak amacı destekleyecek biçimde, önceden bazı sözler söylemek. )
- BİLGİDE/BİLİMDE, ALANDA/KONUDA ASLOLAN/ÖNCELİKLİ OLAN:
"BİLMEMİZ GEREKEN" ile/ve/||/değil/yerine/>< TAKİP EDEBİLMEMİZ/ETMEYE ÇALIŞMAMIZ
- BİLGİNİN/VERİNİN:
ÖZDEŞLİĞİ ile/ve/||/<> TEMSİLİ ile/ve/||/<> TASVİRİ ile/ve/||/<> İNŞÂSI
- [ne yazık ki]
BİLGİSİZLİK SÜRECİ VE SONUCU:
DEMOKRASİ ile/ve/||/<>/> OLİGARŞİ ile/ve/||/<>/> TİRANLIK
- BİLİM ile/ve/||/<> TARİH
( BİLİM TARİHİ KILAVUZU - NOBEL YAY. )
( Tanrının yapıp etmelerini inceler. İLE/VE/||/<> Kişinin yapıp etmelerini inceler. )
( Türleri inceler. İLE/VE/||/<> Kişileri konuş(tur)ur. )
- BİLİM ile/ve TEEMMÜL
- BİLİM ile/ve/||/<> TEKNİK
( ... İLE/VE/||/<> Bir sanat, bir bilim, bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi. | Fizik, kimya, matematik vb. bilimlerden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama. | Bu uygulamaya dayanan, bu uygulamaya ilişkin. | Yol, beceri, yöntem. )
( SCIENCE vs./and/||/<> TECHNICS )
- BİLİM ile TEKNOLOJİ
( SCIENCE vs. TECHNOLOGY )
- BİLİM > TEKNOLOJİ > KONFOR(MİZM)
- BİLİM ve/||/<>/< TÜMEVARIM
- [ne yazık ki]
| KİŞİSEL(KENDİNİ İSPAT) "...DIR!"I
ile
TAHMİN "...DIR!"I |
ile/değil/yerine/><
BİLİMSEL "...DIR!"
( KOŞAÇ: Ad tümcelerinde özne ile yüklemi birleştiren, yükleme güçlü olasılık, olumluluk, olumsuzluk, süreklilik, kesinlik kavramları veren -dır / -dir eki ya da değil sözcüğü. )
- BİLİNÇ ile/ve/||/<>/< TOPLUMSAL KOŞULLAR
- BİLİNÇLİ" YEĞLEME/TERCİH ile/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH
( Bağlam, "bilinçli" olup olmamak üzerinden değil bir karar ya da davranışın/tutumun, "yönelimli, amaçlı, kasıtlı" olduğunu belirtmek üzere "yeğlemek" tek başına bunu karşıladığından, yeterli ve geçerli olduğundan, farkındalık yansıttığından, "yeğlemenin/tercihin" önüne yeğlemeyi "güçlendireceği/destekleyeceği" varsayılan/sanılan bir sözcük daha gerekmemektedir/kullanılmamalıdır. )
- BİLİNÇLİ ile/değil TEK BİLİNEN
- BİLME BİÇİMLERİ ile/ve/||/<> TİN BİÇİMLERİ
- BİLME/İLİM YÖNTEMİNDE:
TARÎK-UL-HAVAS ile/ve/||/<>/> TARÎK-UN-NAZAR
( Doğrudan/zorunlu/doğal ve duyu/lar(ımız) ile. İLE Bilimsel yolla/araçlarla. )
- BİLME/K ile/ve/değil/<>/>< TANIMA/K
( Bazı olay/olgu/bilgi/durum/tutumları sadece biliyor olmak, tanımanın öteki ucudur/olabilir. )
- BİLMEK ile/ve/<> TANIMAK
( TO KNOW vs./and/<> TO RECOGNIZE )
- BİLMEK ile TANIMAK
- BİLMEK ile TANIMAK
( Bilmek, bilmeyi bilmektir. İLE İrfan + Marifet. )
- BİLMEK ile TANIMAK
- BİLMEK ve/<> TANIMLAMAK ve/<> ANLAMAK
( TO KNOW and/<> TO DEFINE and/<> TO UNDERSTAND )
- BİLMEMEK ile/ve/değil TERBİYESİZ/LİK
- BİNYE[Ar.] ile TE'LÎF[Ar.]
- BİR ALANIN/KONUNUN:
"EN İYİSİ" OLMAK ile/değil TEK KİŞİSİ OLMAK
- BİR DÜŞÜNCE/BİLGİ/SÖZ İLE:
TOPLUMU "BOZMAK" ile/değil TOPLUMUN BİR BÖLÜMÜNÜ "BOZMAK" ["bozulacağına" dair ısrarcı olunuyorsa...]
( Olumsuz/kötü niyetli kasıt. İLE/DEĞİL Gelişmek/geliştirmek üzere/için. [Bazı bilgi ve durumlar, herkese değil bazı kişilere verilebilir/verilmelidir.] )
- 1 RAKAMI ile TEK SAYILAR ile ASAL SAYILAR
( Tasavvufta 1 rakamı adetten sayılmaz ve tek sayılar 3'ten başlatılır. )
( bkz. Tasavvuf'ta/Sufism )
( ... İLE ... İLE Kendinden ve birden başka hiçbir tamsayıya bölünemeyen sayılar.[2, 3, 5, 7, 11, 13, 17, 19, 23, ...][Matematikçilerden başka kimsenin anlamadığı nedenlerden dolayı 1 rakamı, asal sayı olarak kabul edilmez.] )
( ... İLE ... İLE 1 ile 100 arasında yirmibeş asal sayı varken, 100 ile 200 arasında yirmibir asal sayı vardır. 1 ile 1.000.000 arasında 78498 asal sayı varken, 10 milyon ile 11 milyon arasında 61938 asal sayı vardır. )
- 1/0:
SONSUZ ile/değil TANIMSIZ
- BİR ile/ve/||/<>/> BİN ile/ve/||/<>/> MİLYON ile/ve/||/<>/> MİLYAR ile/ve/||/<>/> TRİLYON ile/ve/||/<>/> KATRİLYON ile/ve/||/<>/> KENTİLYON ile/ve/||/<>/> SEKSTİLYON ile/ve/||/<>/> SEPTİLYON ile/ve/||/<>/> OKTİLYON ile/ve/||/<>/> NONTİLYON
( ... ile~> 3 ile~> 6 ile~> 9 ile~> 12 ile~> 15 ile~> 18 ile~> 21 ile~> 24 ile~> 27 ile~> 30 [0/Sıfır] )
- BİR ile/ve TEK
( ONE vs./and UNIQUE )
- BİR
ve/||/<>/>
US
ve/||/<>/>
TİN
[Duyusal ve akılsal]
ve/||/<>/>
(DOĞA)
- BİR(1) TANE ile/değil TEK
- BIRAKMAK ile TERK ETMEK
( TO QUIT vs. ABANDONMENT/FORSAKE/RENOUNCE/LEAVE )
- BİRAZ" ... ile/değil TAMAMEN ...
- 1.5 - 2 YAŞINDAKİ, DIŞARI ÇIKMAK İSTEMEYEN ÇOCUĞA:
"DIŞARI ÇIKIYORUZ/ÇIKALIM MI?" DEMEK/SORMAK değil/yerine "TAVŞAN GİBİ Mİ, SİNCAP GİBİ Mİ ÇIKALIM?
- BİREY YÖNETİMİ ile/ve TOPLUMUN YÖNETİMİ ile/ve DEVLETİN YÖNETİMİ
( TEKZİB-İ AHLÂK ile/ve TEDBİR-İ MENZİL ile/ve SİYÂSET-İ MEDENİYE )
- [simge] DAĞ:
BİREYDE ile/ve/||/<> TOPLUMDA
( Nefs. İLE/VE/||/<> Devlet. )
- BİREYİN ÖZGÜRLÜĞÜ ile/ve TOPLUMUN ÖZGÜRLÜĞÜ
( FREEDOM OF THE PERSON vs./and FREEDOM OF THE SOCIETY )
- BİREYİN, TOPLUMDAKİ ETKİSİ/EDİLGENLİĞİ ile/ve/<> TOPLUMUN, BİREYDEKİ ETKİSİ/EDİLGENLİĞİ
- BİREY/KİŞİ < TÜZE/HUKUK
- BİRİKTİRMEK ile TOPLAMAK
( Ha bir kuru emektir.
"Biriktir de biriktir." )
( TO SAVE UP vs. TO COLLECT )
- BİRİNE EĞİLMEK:
İBÂDET değil TÂZİM(SAYGI)
- BİRLEŞİK PETALLİ KOROLLA, GAMOPETAL KOROLLA, SİNPETAL KOROLLA = TÜVEYC-İ ÂHÂDÎYÜ'L-VARAK = COROLLE MONOPÉTALE, COROLLE GAMOPÉTALE
- BİRLEŞTİRMEK ile TAMAMLAMAK
( TO UNITE vs. TO COMPLETE )
- BİR/LİK ve/+ ÇOK/LUK | ve/||/<>/> TÜMEL/LİK
( | UNITY and/+ ABUNDANCE | and/||/<>/> UNIVERSAL )
- BİS ile/> TORTU
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BİSİKLET TEKER TELLERİ:
OLAĞAN DİZİLİŞLİ ile/değil/yerine TUR DİZİLİŞİ
- BİSİKLET TEKER TELLERİ: OLAĞAN DİZİLİŞLİ ile/değil/yerine TUR DİZİLİŞİ
- BİSİKLET ve/<> TAKI
- BİSİKLET ve/||/<>/< TARİHİ
( "The History Of The Bicycle" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )
- BİSİKLET ve/<> TASARIM
- BİSİKLET ve/<> TAŞIMACILIK
- BİSİKLET ve/<> TEDBİR
- BİSİKLET ve/<> TEKNOLOJİ
- BİSİKLET ve/<> TRAFİK EĞİTİMİ/BİLİNCİ
- BİSİKLETTE:
MAYO ile/ve/değil/yerine TAYT
- BİT ile TAHTABİTİ/BAKKA[Ar.]
- BİTİRMEK ile/değil/yerine TAMAMLAMAK
( Yapılan birçok işte/ilişkilerde, "bitirmek" yerine "tamamlamış/tamamlanmış" olduğu düşüncesi/sözcüğü çok daha yerindedir. )
( TO END/FINISH vs. TO COMPLETE )
- BİTİRMEK yerine TAMAMLAMAK
- BİTİRMEK ile TÜKETMEK
( TO FINISH vs. TO CONSUME )
- BİTKİ ÖRTÜSÜ ile TUNDRA[Fr. < TOUNDRA]
( ... İLE Kutuplara yakın bölgelerin bitki örtüsü. | Bu bitkilerle kaplı geniş alan, kutup bozkırı. )
- BİTKİLER:
AVRUPA'NIN TAMAMINDA ile/ve/||/<> TÜRKİYE'DE
( 12.000 tür. ile/ve/||/<> 9.000 tür. )
- BİTKİLER ile TALLI BİTKİLER
( ... İLE Kök, gövde, yaprak gibi ana örgenlerden yoksun bulunan ve çoğu asalak ya da çürükçül yaşayan ilkel bitkiler topluluğu. )
- BİTMEK ile TERLEMEK
( Kılların çıkması. İLE Bıyığın/sakalın, yeni yeni çıkmaya başlaması. )
- BÖBREK:
İKİ ile/ve/||/<> TEK
- BÖBREK TAŞI ile TARLADAKİ TAŞ
( HASÂT-ÜL-KİLYE ile ...
KİLYE[: Böbrek.] ile ... )
( CALCULUS vs. STONE )
- BÖCEK ile TAKLABÖCEĞİ
- BÖCEK ile TAŞBÖCEĞİ
( ... İLE Kabuğu, katır boncuğuna benzeyen bir yumuşakça. )
( ... cum CYPRAEA )
- BÖCEK ile TESBİH BÖCEĞİ
( Tesbih böceklerinin soluk delikleri, bacaklarındadır. )
- BODRUM KAT ile/ve/<> TAVAN ARASI
( "Travmalar". İLE/VE/<> "Hoş anılar". )
- BOĞA ve/||/<> KURT ve/||/<> TURNA
( Güç simgesi. VE/||/<> Birliktelik simgesi. VE/||/<> Sanat, zarâfet ve ekin/kültür simgesi. )
- BOĞMAÇ/TURNİKE[İng. < TOURNIQUET] ile TURNİKE[Fr. < TOURNIQUET]
( Kan akıntısını durdurmak için kanama noktasının gerisine yapılan sıkı sargı. İLE Kişilerin teker teker geçmesini sağlamak amacıyla bazı yerlere konulan, uclarından biri çevresinde dönebilecek düzende yatay olarak yerleştirilmiş çarpı biçiminde araç. )
- BOĞUMLU GÖVDE = SÂK-I UCZÎ = TIGE NOUEUSE
- BÖLGELERİNE GÖRE ile/ve KONULARINA GÖRE ile/ve TEKNİK YAPILARINA GÖRE ile/ve İCRADA KULLANILIŞ TÜRÜNE GÖRE
- BÖLGESEL BASINÇ ile TOPLAM BASINÇ
( Bir gazın karışımdaki basıncı. İLE Karışımdaki tüm gazların toplam basıncı. )
- BÖLMEK ile TOPLAMAK
( İkili. İLE Üçlü. )
- BÖLÜM/KISIM ile SINIF ile TÜR
( İkisi. İLE Araz. İLE Zât. )
( AKSAM ile ASNAF ile ENVÂ )
- BÖLÜNEMEZ/LİK ile/ve/değil TAHLİL EDİLEMEZ/LİK
- BOMBA ile TNT
( BOMB vs. TRINITROTOLUENE )
- BOŞ ile TENHA
- BOŞLUK/ESPAS[Fr. < ESPACE < Lat. SPATIUM]/SPACE[İng.]:
GENEL ile/ve/||/<> RESİMDE/FOTOĞRAFTA/SANATTA ile/ve/||/<> TİPOGRAFİDE ile/ve/||/<> BASIMCILIKTA
( GENEL ANLAMDA BOŞLUK/ESPAS:
Aralık, boşluk, uzaklık ya alan anlamına gelir.
İLE/VE/||/<>
RESİM/FOTOĞRAF VE SANATTA BOŞLUK/ESPAS:
Resim, heykel ve öteki görsel sanatlarda, boşluk, alan, derinlik, perspektif ve atmosfer gibi kavramları tanımlar.
Bir sanat yapıtındaki nesneler arasındaki boşluklar, yapıtın kompozisyonunu ve dengesini etkiler.
Sanatçının izleyiciyi yapıtın belirli bir noktasına yönlendirmesine ya da belirli bir duyguyu iletmesine yardımcı olabilir.
(Örneğin, bir resimde espas, resmin içindeki dengeyi ve açıklıkları yansıtmak üzere kullanılan bir terimdir. Doğru kullanıldığında resimdeki dengeyi ve bütünlüğü daha net anlamamıza olanak sağlar.)
İLE/VE/||/<>
TİPOGRAFİDE BOŞLUK/ESPAS:
Harfler, sözcükler ve satırlar arasındaki boşlukları tanımlar.
Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için önemlidir.
Doğru espas kullanımı, metnin göz yormadan okunmasını sağlar.
(Örneğin, sözcük ve karakterler arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için oldukça önemlidir. Espaslar, genellikle yazı karakterleri arasındaki boşluklar olarak kullanılır.)
İLE/VE/||/<>
BASIMCILIKTA BOŞLUK/ESPAS:
Harfleri birbirinden ayırmak için kullanılan küçük metal çubuklara denir.
Bu çubuklar, harfler arasında istenen boşluğu oluşturmaya yardımcı olur.
BOŞLUĞUN/ESPASIN ÖNEMİ:
Görsel iletişimde ve metin tasarımında önemli bir rol oynar.
Doğru espas kullanımı, bir yapıtın ya da metnin etkisini artırabilir.
Yanlış espas kullanımı, yapıtın ya da metnin anlaşılmasını zorlaştırabilir ya daa estetik açıdan hoş olmayan bir görünüm oluşturabilir. )
- BOTU ile/ve/||/<>/> TİTİR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dişi deve. İLE Deve yavrusu. )
- BOYA ile TOPRAK BOYA
( Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen ya da içine katılan renkli nesne. | Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu ya da yağlı boya. | Aldatıcı görünüş. | Yazmak için kullanılan mürekkep. İLE İçinde demir oksidi bulunan renk, kiremit kırmızısı. | Minerallerden elde edilen boyar nesne. )
- BOYLAM DEĞERLENDİRMEDE:
HADLEY SEKSTANTI ve/||/<> H-4 KRONOMETRESİ ve/||/<> TELESKOP
- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET
- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET
- BOZUK PLAK (GİBİ) ile/ve/||/<> TEMCİT PİLAVI (GİBİ)
- BOZULMA ile/değil TAKILMA
- BRADİKARDİ ile/||/<> TAŞİKARDİ
( Kalp atış hızının normalden düşük olması. İLE/||/<> Kalp atış hızının normalden yüksek olması. )
- BRAHMAN:
SAT ve/||/<> TİYA
( Belirginlik. VE/||/<> Belirsizlik. )
- BRONZ[Fr.] değil/yerine/= TUNÇ/ÇODIN[dvnlgttrk]
( Genellikle %1-10 kalay ve %90-99 bakırdan oluşan bir alaşım. [Günümüzde, kalay içermeyen alaşımlar için de bronz adı kullanılmaktadır. Alüminyum/manganez/berilyum bronzu gibi.] )
- BRUKSİZM ile/||/<> TEMPOROMANDİBULAR EKLEM BOZUKLUĞU (TME)
( Dişlerin istemsiz sıkılması ya da gıcırdatılması. İLE/||/<> Çene ekleminde ağrı ve fonksiyon bozukluğu. )
- BRUKSİZM ile/||/<> TİNNİTUS
( Dişlerin istemsizce sıkılması ya da gıcırdatılması. İLE/||/<> Kulakta çınlama ya da uğultu duyulması. )
- BRUKSİZM ile/||/<> TRİSMUS
( Dişlerin istemsiz olarak sıkılması ya da gıcırdatılması. İLE/||/<> Çene kaslarının kasılması ve ağız açmada zorluk. )
- BRUSELLOZ ile/||/<> TÜBERKÜLOZ
( Brusella bakterisinin neden olduğu, genellikle hayvandan insana bulaşan bir bulaş. İLE/||/<> Mycobacterium tuberculosis bakterisinin neden olduğu, genellikle akciğerleri etkileyen bir bulaş. )
- BUHUR[Ar.] = TÜTSÜ
( Dinî törenlerde ya da çevrenin güzel kokmasını sağlamak amacıyla yakılan kokulu nesne. | [argo] İçki. )
- BUKALEMUN ile/değil/yerine TRUVA ATI
- BULMAK ile/ve TESPİT ETMEK
- BULUNÇ/VİCDAN ve/||/=/<> TARİH
( Kişide. VE/||/=/<> Toplumda. )
- BÜNYÂD değil/yerine/= TEMEL | BİNÂ, İNŞAA, YAPI
- BURN-OUT değil/yerine/= TÜKENMİŞLİK
- BÜSBÜTÜN ile/değil/yerine TÜMÜYLE/TAMAMEN
- BÜST[Fr.] ile TORS
( Yontu sanatında başı, göğsü, kimi zaman da omuzları içine alan yontu türü. İLE Gövde heykeli. )
- BÜTÇE YÖNETİMİNDE:
NAKİT ile/ve/<> TAHAKKUK
- BÜTÜN BUNLAR değil TÜM BUNLAR
- BÜTÜN CANLI ORGANİZMALAR ile/ve/değil/||/<>/> TÜM VAR OLANLAR
- BÜTÜN "VARLIK/LAR" değil TÜM VAROLANLAR
- BÜTÜN ile/değil TOPLAM
- BÜTÜN ile/değil/yerine TÜM
( Parçası bulunur. İLE/DEĞİL/YERİNE Parçası bulunmaz. )
( Nitelikse. İLE/DEĞİL/YERİNE Nicelikse. )
( Tekse. İLE/DEĞİL/YERİNE Çoksa. )
( Bütün, ("Parçaların biraradalığı", "Bütünlük", "Entegrasyon/Integration/Integrity") anlamını taşıyan bir sözcüktür.
Tüm ise, (ingilizce "Whole/All") ile karşılık bulur. Parça parça olsa da, çeşitli oranlarda eksiklikler de olsa istisnasız ve ayırımsız, tamamıyla/tümüyle kapsamadır.
Bütün elmalar, bütün insanlar, bütün arabalar, bütün kitaplar, olmaz! Parçalarının ayrı ayrı kullanılma durumu olmayanlar için gereksiz/yersiz/fazladan bir sözcüktür "bütün".
Bir saksıdaki çiçeğin tüm yaprakları söz konusuysa, "bütün yapraklar" denildiğinde, --her sözcüğün, kendi anlamını taşıdığı bilgisiyle--, ucu sararmış/kırılmış, bir parçası kopmuş yapraklar devredışı bırakılmış olur, ki biz tamamını, hepsini demek istiyoruzdur.
"Bütün parçalar" diyemeyeceğimiz ve
"Bütünden Gelim/Bütüne Varım" olamayacağı gibi! )
- BÜTÜNCÜL ile TÜMEL
( INTEGRAL vs. UNIVERSAL )
- BÜTÜNLENME ile/ve/||/<> TAMAMLANMA
- BÜTÜNLENME ile/ve/||/<> TAMLANMA
( )
- BÜTÜNLE(N)MEK ile/ve TAMAMLA(N)MAK
( TO (GET) COMPLETION vs./and TO (BECOME) COMPLETE )
- BÜTÜNLEYİCİ ile TAMAMLAYICI
( INTEGRANT vs. COMPLEMENTARY )
- BÜTÜNLÜK ile/değil TÜMEL
- BÜYÜK OKYANUS [KUZEY]:
DOĞU ÇİN DENİZİ ile/ve/||/<> KORE BOĞAZI ile/ve/||/<> SARI DENİZ ile/ve/||/<> KORE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JAPON DENİZİ ile/ve/||/<> LA PEROUSE BOĞAZI ile/ve/||/<> TERPENİYA BOĞAZI ile/ve/||/<> OHOTSK DENİZİ ile/ve/||/<> TTATAR BOĞAZI ile/ve/||/<> UDSKAYA KOYU ile/ve/||/<> ŞELİHOV KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PENJUNA KOYU ile/ve/||/<> KURİLSKİYE BOĞAZI ile/ve/||/<> BERING DENİZİ ile/ve/||/<> BERING BOĞAZI ile/ve/||/<> ANADIR KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NORTON KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU
- BÜYÜK OKYANUSTA:
[AVUSTRALYA'DA]
TAZMANYA DENİZİ ile/ve/||/<> BASS BOĞAZI ile/ve/||/<> HALIFAX KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PRENSEN CHARLOTTE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PAPUA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CARPENTERIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> MERCAN DENİZİ ile/ve/||/<> BISMARCK DENİZİ ile/ve/||/<> ARAFURA DENİZİ ile/ve/||/<> FLAMINGO KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BANDA DENİZİ ile/ve/||/<> MOLUK BOĞAZI ile/ve/||/<> MAKASSAR BOĞAZI ile/ve/||/<> TİMOR DENİZİ ile/ve/||/<> JOSEPH BONAPART KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CLARENCE BOĞAZI ile/ve/||/<> FLORES DENİZİ ile/ve/||/<> JAVA DENİZİ ile/ve/||/<> SELEBES DENİZİ ile/ve/||/<> SULU DENİZİ ile/ve/||/<> BALABAC BOĞAZI ile/ve/||/<> GÜNEY ÇİN DENİZİ ile/ve/||/<> TAYLAND KÖRFESİ ile/ve/||/<> VİETNAM KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİLİPİNLER DENİZİ ile/ve/||/<> LUZON BOĞAZI
ile/ve/||/<>
[G. AMERİKA'DA]
PENAS KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORCAVADO KÖRFEZİ ile/ve/||/<> GUAYAQUIL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KANALI ile/ve/||/<> TETUANTEPEC KOYU
ile/ve/||/<>
[K. AMERİKA'DA]
KALİFORNİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KRALİÇE CHARLOTTE BOĞAZI ile/ve/||/<> HECATE BOĞAZI ile/ve/||/<> COOK KOYU ile/ve/||/<> SHELIKOF BOĞAZI ile/ve/||/<> BRISTOL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KUSKOKWIM KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU ile/ve/||/<> BERING BOĞAZI
- BÜYÜK TURKİA ile/ve TURKİA
( Türk adının tarih sahnesine çıkışı VI. yüzyılda Gök-Türk Devleti'nin kuruluşuna bağlıdır. )
( XIII. yüzyılda, Avrupalı gezginlerin, Kıpçak da içinde olmak üzere, Tuna boylarından Altay Dağları'na kadar uzanan tüm bölgelere verdikleri ad. İLE/VE
XIII. yüzyılda, Avrupalı gezginlerin, Selçuklu Anadolusu'na verdikleri ad.
XI. yüzyılda büyük Türk ve Selçuklu göçleri ile Türk illerinin sınırları çok genişlemiştir. Bu nedenle XIII. yüzyılda, Türkistan ya da Türk-ili(Arz üt-Türk), Çin ve Hindistan sınırlarından Rum ve Rus ülkelerine kadar yayılmış ve dünyanın dörtte biri olarak kaydedilmiştir. )
- BÜYÜK ile/ve/değil TÜMEL
- BUYURGANLIK ile/değil TOPLUMSALLIK
- BUZAĞI["BUZA" değil!] ile/<>/> DANA ile/<>/> DÜVE ile/<>/> İNEK ile/<>/> TOSUN ile/<>/> BOĞA/KELE ile/<>/> ÖKÜZ ile/<>/> SIĞIR
( Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu. İLE/<>/> İneğin, sütten kesildikten sonra 15 aylığa kadar olan yavrusu. İLE/<>/> Doğum yapmamış dişi inek yavrusu. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri dişi sığır. İLE/<>/> Danalıktan yeni çıkmış 15 - 24 ay arasındaki genç boğa. | [mecaz] Sağlıklı, tıknaz delikanlı. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri erkek boğa/sığır. İLE/<>/> Kısırlaştırılmış/burulmuş boğa. İLE/<>/> Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı. )
( VATSA ile/<>/> DAM ile/<>/> BACHHIYA ile/<>/> GO/GOU ile/<>/> BACHHRA ile/<>/> VRSABHA ile/<>/> PRSTHA ile/<>/> GAAY/BAIL [PASHU/GODHAN] [AGHNYA: Öldürülmemesi gereken, kesilmeyecek olan.] )
( VEAL vs./<>/> CALF vs./<>/> HEIFER vs./<>/> COW vs./<>/> STIRK vs./<>/> BULL vs./<>/> OX/OAF vs./<>/> CATTLE )
- ASSELİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ARTİNSKİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANİZİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AALENİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> APSİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ALBİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AKİTANİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> TORTONİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> MESSİNİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ZANKLEYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> BOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ATLANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBBOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBATLANTİK ÇAĞ
( [yaklaşık...]
298.9 - 295.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Sisuraliyen Dönemi'nin dört evresinden ilki.] İLE/VE/||/<>/> 290.1 - 279.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 247.2 - 242 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Orta Triyas Dönemi'nde bulunan iki çağın altta olanı.] İLE/VE/||/<>/> 174 - 170.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi.[Orta Jura Dönemi'nin dört bölümünden en küçüğüdür. Bajosiyen Çağı'nın altında, Alt Jura Devresi'ndeki Toarsiyen Çağı'nın üzerinde yer alır.] İLE/VE/||/<>/> 125 - 113 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Dünya çapında biriken kayaları simgeleyen Alt Kretase Dönemi'ndeki altı ana bölümden beşincisi.][Bu çağın kayaları, Barremiyen Çağı'na ait kayaların üzerinde, Albiyen Çağı'na ait kayaların altında bulunur.] İLE/VE/||/<>/> 113 - 100.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Alt Kretase Dönemi'nin altı ana bölümünden en üstte olanı.][Apsiyen Çağı kayaçlarının üzerinde, Senomaniyen Çağı kayaçlarının altında] İLE/VE/||/<>/> 23.03 - 20.4 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Miyosen Devri kayaçlarının en erken ve en alt bölümü.][Aquitaine bölgesinde (Güneybatı Fransa) bulunan kayaçlardan] İLE/VE/||/<>/> 11.608.000 - 7.246.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7.246.000 - 5.332.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 5.332.000 - 3.600.000 yılları arasındaki zaman dilimini kapsayan jeolojik zaman dilimi.9.000 - 7.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7500 - 5000 yıl öncesine ait ıslak okyanus iklimi dönemi.[Kuzeybatı Avrupa'da, sıcaklıkların şimdikinden daha sıcak olduğu dönem.] İLE/VE/||/<>/> 5.000 - 2.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 2.500 yıl öncesinden başlar.[Holosen epoku içindeki son dönemdir.] )
- CAGRATA-AVASTHA ile/ve SVAPNA-AVASTHA ile/ve SUŞUPTA-AVASTHA ile/ve TURİYA-AVASTHA
( Uyanık-lık/uyumama durumu. İLE/VE Uyku durumu. [rüya görerek] İLE/VE Uyku durumu. [rüyasız] İLE/VE Aşkın durum. )
- ÇAĞRIŞIM = TEDAî = ASSOCIATION)[İng., Fr.] = ASSOZIATION[Alm.] = ASOCIACIÓN[İsp.]
- ÇALIŞMAK ile/ve TEMBELLİK SONRASI ÇALIŞMAK
( ... İLE/VE Olumlu bir yaklaşımla, daha dönüştürücü, üretken bir çalışmaya dönüştürülebilir. )
- CAMİLER ile TIMBUKTU'DAKİ CAMİ
- ÇAN BİÇİMİNDE/ÇANSI KOROLLA = TÜVEYC-İ CERESÎ = COROLLE CAMPANULÉE
- CAN ile/ve/<> TEN
( Ben/beden(gövde). İLE/VE/<> Hizmet. )
( LIFE vs./and/<> SKIN )
- ÇAN ile/değil TİBET ÇANI
( ... İLE/DEĞİL 52 öğenin biraradalığı ile oluşturulmuş en iyi/özel çan. )
- CAN = TİRİM = PSYCHY[İng.] = ÂME[Fr.] = ANIMA, VITA[Lat., İt.] = LEBENSHAUCH, DAS BELEBENDE[Alm.] = TO PNEUMA, HO ZÕN[Yun.] = ALMA[İsp.] = ZIEL[Fel.] = SJÆL, İLDSJÆL[Dan.] = DUH[Rus.]
- CANİK ATI ile/ve "DOĞU"/"BATI" TRAKYA ATI ile/ve AYVACIK(EDREMİT) MİDİLLİSİ ile/ve UZUNYAYLA(KAYSERİ) ATI ile/ve TOROS(ADANA)[YARIMKAN] ATI ile/ve KÜRT ATI ile/ve MALAKAN(KAFKAS) ATI
( Muzaffer Paşa komisyonundan. [1900] )
- CANIMIZI, TEN EYLEMEK/SANMAK/VARSAYMAK ile/değil/yerine/>< TENİMİZİ, CAN EYLEMEK
- CANINI ÇIKARMAK ile/değil/yerine/>< TADINI ÇIKARMAK
- CANLI = TİRİG = ZENDE, CÂNAVAR(CÂNOMANDÂN: CANLILAR)[Fars.] = HAYY[Ar.] = LIVING THING[İng.] = ÊTRE VIVANT[Fr.] = VIVO, ANIMAL[Lat.] = DAS BESEELTE, DAS LEBEWSESEN, DAS LEBENDIGE, DAS BELEBTE[Alm.] = TO ZÕN[Yun.] = VIVENTE[İt.] = LO VIVO[İsp.] = LEVEND WEZEN[Fel.] = LEVENDE VÆSEN[Dan.] = JIVAYO SUŞŞESTVO[Rus.]
- CANLILIK = TİRİGLİG = SERZENDEGÎ[Fars.] = el-HAYAVİYE/T[Ar.] = LIVELINESS[İng.] = VITALITÉ[Fr.] = VITALITAS[Lat.] = DIE BELEBUNG, DIE BELEBHEIT, DIE LEBENDIGKEIT, DAS LEBENDIGSEIN[Alm.] = HË EMPSÜKHË[Yun.] = VITALITA[İt.] = VIDALIDAD[İsp.] = LEVENDIGHEID[Fel.] = LIVLIGHED[Dan.] = JIVAYO SUŞŞESTVO[Rus.]
- CANLI:
[ne] BÜYÜK, [ne de] KÜÇÜK değil TEK
( Canlının, (en) "küçüğü" ya da "büyüğü" diye bir şey yoktur/olmaz! Hücreden daha büyük bir canlı yoktur. )
- ÇANTA TAŞIYAN
- ÇARK ile TARTURA
( ... İLE Çıkrıkçı çarkı. )
- ÇARP(IL)MAK ile TEPELE(N)MEK
- ÇARPIŞMAK ile/ve/değil/yerine/>< TARTIŞMAK
- ÇARX[Azr.] = TEKER[Tr.]
- CAT- ile/||/<> EN- ile/||/<> END-/ENDO-/ENTO-/ESO- ile/||/<> EP-/EPİ- ile/||/<> DEXTR-/DEXTRO- ile/||/<> DİST-/DİSTO- ile/||/<> DORS-/DORSİ-/DORSO- ile/||/<> HYP-/HYPO- ile/||/<> HYPER- ile/||/<> HYPS-/HYPSİ-/HYPSO- ile/||/<> E-/EC-/EX-/EXO-/OE- ile/||/<> EXTRA-/EXTRO- ile/||/<> MES-/MESO- ile/||/<> MET-/META- ile/||/<> İM- ile/||/<> İN- ile/||/<> İNTER- ile/||/<> İNTRA-/İNTRO- ile/||/<> LATER-/LATERİ-/LATERO- ile/||/<> ULTRA- ile/||/<> UN- ile/||/<> SUB- ile/||/<> SUPER- ile/||/<> SUPRA- ile/||/<> SYN- ile/||/<> TRANS- ile/||/<> PERİ- ile/||/<> PRE-/PRAE-/PRO- ile/||/<> PROT-/PROTO- ile/||/<> RETRO- ile/||/<> PAN-/PANT-/PANTO- ile/||/<> CO-/COM-/CON- ile/||/<> POST- ile/||/<> PLEİO-/PLEO- ile/||/<> MEDİ-/MED- ile/||/<> MULT-/MULTİ-
( Aşağı, alt, uzak, karşıt, cot, ile. İLE/||/<> İçine, içine koymak, içte kapatmak, çevrelemek. İLE/||/<> İçinde, iç tarafta. İLE/||/<> Yukarıda, üstte, arasında, önde, yanda, tarafında, dışta, üstte, üzerinde, ek olarak. İLE/||/<> Sağda, sağa doğru, sağ tarafta. İLE/||/<> Distal, merkezden uzakta, ayrı, arkada. İLE/||/<> Sırt, sırtla ilgili, dorsal geri, arka. İLE/||/<> Altında, aşağıda, normalden az. İLE/||/<> Üzerinde, üstünde, yukarısında, ötesinde, normalden fazla, aşırı. İLE/||/<> Yüksek, yükseklik, yukarıda, yukarı, yukarıya. İLE/||/<> Ötesinde, dış, kapalı, -den, bütünüyle, olmaksızın, dışında, dış tarafta, bütünüyle. İLE/||/<> Dışında, fazladan, ötesinde, üstüne, ek olarak. İLE/||/<> Orta, arada, birleştirici bölüm, kısmı, ikincil. İLE/||/<> Sonra, ötesinde, arasında, değişim, dönüşüm, başkalaşım. İLE/||/<> Değil, olmayan, olumsuz anlam veren ön ek. Yokluk, eksik, olmaksızın. İLE/||/<> İçine, içte, içinde, e doğru, üzerinden. İLE/||/<> Arasında, içlerinde, çevrelenmiş, sarılmış. İLE/||/<> İçinde, içine, içe doğru. İLE/||/<> Yan, yanda, yan tarafta. İLE/||/<> Ötesinde, aşırı, fazla. İLE/||/<> Değil, eksik, yoksun. İLE/||/<> Boyunca, ötesinde, bütünü ile. İLE/||/<> Altında, yakınında, hemen hemen, yakın, eksik, az çok. İLE/||/<> Yukarıda, aşırı, üzerinde. İLE/||/<> Yukarıda, üzerinde, üstünde. İLE/||/<> İle, birlikte, yapışık, kaynaşmış, bağlantı [b, m, p öncesi sym, l öncesi syl olur]. İLE/||/<> Önce, önünde. İLE/||/<> Çevresinde, yakınında, ötesinde, dolaylarında. İLE/||/<> İlk kez, ilk durum. İLE/||/<> Geri, sırt, arka, arkada. İLE/||/<> Bütün, genel, hepsi. İLE/||/<> İle, birlikte. İLE/||/<> Sonra, arkasında, daha sonra. İLE/||/<> Daha fazla. İLE/||/<> Orta, orta çizgi ve düzlemle ilgili, mediyal, ara, arada. İLE/||/<> Çok, fazla, aşırı, çok sayıda bölüm tutan. )
- CATERING[İng.] değil/yerine/= TOPLU YEMEK SUNUMU
- ÇATIŞMA ile "TAKIŞMA"
- CAYAMBE ile/ve SARA URCU ile/ve ANTISANA ile/ve COTUPAXI ile/ve CHIMBARAZI ile/ve TUNGURAHU ile/ve EL ATAR ile/ve SANGAY
( Yanardağlar ülkesi Ekvador'da bulunan etkin yanardağlar. )
- CEZBE/CAZİBE ile/ve TAHRİK
- CEC-/CECİ-/CECO-/CAEC-/CAECİ-/CAECO- ile/||/<> TYPHL-/TYPHLO-
( Kör, çekumla ilgili. İLE/||/<> Çekumla ilgili, körlükle ilgili. )
- BİLGİSİZLİK/CEHÂLET ile/ve/<> TAKINTI
- CEHÂLET ile/ve TEVEKKÜLDEN UZAK OLMAK
- CEHÂLET ile/ve TİCARET
( IGNORANCE vs./and TRADE/COMMERCE )
- ÇEKİÇ ile/ve/değil/||/<> TOKMAK
- ÇEKREK = TEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Tek kat. )
- ÇELİŞKİ ile/ve/||/<> TUTARSIZLIK
- ÇELİŞME/ÇELİŞKİ = TENAKUZ = CONTRADICTION[İng., Fr.] = WIDERSPRUCH[Alm.] = CONTRADICTIO[Lat.] = CONTRADECIR[İsp.]
- CEM ile/||/<> TEFRÎK ile/||/<> DARB ile/||/<> TANSÎF
( Toplama işlemi. İLE/||/<> Çıkarma işlemi. İLE/||/<> Çarpma işlemi. İLE/||/<> Yarıya bölme işlemi. )
- CEM[Ar.] ile TE'LÎF[Ar.]
- CEM ve/<> TERTİB
- CEM ile/ve/değil TEVHİD
- CEMÂ'AT[Ar.] ile TÂİFE[Ar.]
- CEMAAT ile TARİKAT
( Sufi ile Zahit Öyküsü - İsmail Güleç )
- ÇEMOSFER = TERMOSFER
- CER-/CERO- ile/||/<> TYR-/TYRO-
( Mumsu yapıda. İLE/||/<> Peynir ya da peynirimsi. )
- ÇERÇEVELENDİRME ve/||/<>/> TANITILABİLİRLİK
- ÇERÇİ ile TÜCCAR
( Mal takasıyla sınırlı. İLE Pazar yaratan. )
( Köy, pazar gibi yerlerde dolaşarak, ufak tefek tuhafiye eşyası satan, gezgin esnaf. İLE Ticaret yapan, ticaretle uğraşan kişi. )
- CESÂRET ile/ve/||/<>/>/< TESLİMİYET
- CESEDİ:
SIRIKLAR ÜSTÜNE BIRAKMAK ile YAKMAK ile TOPRAĞA GÖMMEK
( Yakutistan'lılar, cenazelerini bu 3 biçimde kaldırırlar. [Ölüleri için yas tutmazlar.] )
- CESET = CESED[Ar., Fars.] = CETHE/T, NAŞ/NAAŞ[Ar.] = CORPSE[İng., Fr.] = CADAVRE[Fr.] = CADAVER[Lat., İsp.] = LEICHE[Alm.] = HO NEKROS[Yun.] = CADAVERE[İt.] = LIJK[Fel.] = LIGET[Dan.] = TRUP[Rus.]
- ÇEŞİT ile TÜR
( KIND vs. TYPE )
- ÇEŞİTLİLİK ile/ve/<>/> TÜKETİM
- ÇETREFİLLİ ile NETAMELİ ile TUMTURAKLI[Fars.]
( Karışıklığı dolayısıyla anlaşılması ya da sonuca bağlanması güç. | Yapı ve ses kurallarına aykırı kullanılan dil. | Sarp, engelli ve engebeli yer. İLE Gizli bir tehlikesi olduğu sanılan, tekin olmayan. | Başına sık sık kaza gelen. İLE Gösterişli. | Anlama bir şey katmayan, bir anlam bildirmeyen ancak kulağa hoş gelen. )
- CEVHER[Ar.] değil/yerine/= TÖZ
- CEVHER ile TÖZ
- ÇEVİRİ ile/ve/yerine TÜRKÇELEŞTİRME
- CEVİZ ile TETİR
( ... İLE Cevizin yeşil kabuğu ve yaprağı. | Yeşil ceviz kabuğu, nar gibi bitkilerin bıraktığı leke. )
- CEZÂ:
HAD ve/||/<> KISAS ve/||/<> ERŞ ve/||/<> TÂZİR
( Beş amaç/makâsıd-ı hamse. VE/||/<> ... VE/||/<> ... VE/||/<> İctihad yoluyladır.[Had ve kefâret cezası konulmamışlar için] )
- CHATGPT ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TURGPT
( [Dil Desteği]
Çok sayıda dilde, metin anlama ve üretme yeteneğine sahip bir yapıdır. Ancak, özellikle İngilizce odaklıdır.[Öteki dillerdeki etkililiği, İngilizce kadar yüksek olmayabilir.]
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>
Özellikle Türkçe dilinde üstün performans gösteren ve Türkçe içerik oluşturmak ve anlamak için odaklandırılmış bir yapıdır. )
( [Eğitim verileri ve kaynaklar]
Çok sayıda İngilizce metin kaynağından eğitilmiştir ve İngilizce'ye odaklanır.[Öteki dillerdeki veri kaynaklarına da erişimi vardır.]
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>
Özellikle Türkçe içeriklerden eğitilmiş ve Türkçe'deki metinleri daha iyi anlayabilen ve yansıtabilen bir yapıdır. )
( [Türkçe kültür ve aktarım anlayışı]
Türk kültürü ve tanımları konusunda sınırlı bilgiye sahip olabilir ve bu nedenle Türkçe içerikleri daha az doğru biçimde işleyebilir.
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>
Türk kültürünü ve tanımlarını daha iyi anlar ve bu nedenle Türkçe metinleri daha iyi işleyebilir. )
( [Uygulama Alanları]
Genel sohbet, metin oluşturma, soru-yanıt uygulamaları, metin tabanlı oyunlar ve daha fazlası gibi geniş bir uygulama yelpazesi için kullanılabilir.
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>
Özellikle Türkçe içeriğe sahip web siteleri, müşteri hizmetleri botları, özel Türkçe metin oluşturma görevleri ve Türkçe'deki çeşitli uygulamalar için daha uygundur. )
- ÇİÇEK ile TOMURCUK/BÛJENE[Fars.]
( ... İLE Henüz açılmamış çiçek. )
- ÇİÇEKLENME = TEZEHHÜR = FLORAISON
- ÇİÇEKLENME = TEZEHHÜR = FLORAISON
- CİDDİYET ile/ve/değil/yerine TUTARLILIK
( KONSEKAN: Tutarlı, mantıklı davranan. Yargıları mantığa uygun olan. )
- ÇIKAR ile/değil/yerine TAD/ZEVK
- ÇİMENTO değil/yerine/= TAŞÖZÜ
- CİMRİ/LİK, HASİS/LİK, PİNTİ/LİK ile/değil/yerine TUTUMLU/LUK
( BUHL/BUHÛL, HİSSET ile/değil/yerine ... )
( STINGI/NESS, PARSIMONIOUS vs./and THRIFTY/NESS
THRIFTY/NESS instead of STINGI/NESS, PARSIMONIOUS )
- CİNÂS/TECNİS ile/ve KALB ile/ve İŞTİKAK[< ŞAKK] ile/ve AKİS ile/ve İADE ile/ve TARSÎ'/TERSÎ'
( Söylenişleri ve yazılışları aynı, anlamları farklı iki sözcüğü birarada kullanmaya bağlı bir sanat. İLE/VE Bir sözcükte harflerin yerleri değiştirilerek yapılan cinas. [anlamlı olma koşuluyla] İLE/VE Aynı kökten türemiş sözcükleri aynı mısra ya da beyitin içinde kullanma sanatı. [teslîm, selâmet, selâm] İLE/VE Bir mısranın söz sırasını anlamlı bir biçimde değiştirerek yineleme sanatı. İLE/VE Bir şiirde her beyitin son sözcüğünü (ya da sözcük öbeğini), ondan sonraki beyitin ilk sözcüğü olarak kullanmak. [her beyitin ilk sözcüğü aynı beyitin son sözcüğü olarak yinelenirse ve şiirin uyağını oluşturursa mukaddem ü muahhar[< te'hîr] adını alır.] İLE/VE Bir şiirin mısralarındaki sözcükleri sayı, uyak ve ölçü bakımından birbirine denkleştirme sanatı. [bu sanatın kullanıldığı şiirlere murassa' denilir] )
- ÇINGIRAK BİÇİMİNDE/ÇINGIRAKSI KOROLLA = TÜVEYC-İ CÜLCÜLÎ = COROLLE URCÉOLÉE
- CİNS = CİNS[Fars., Ar.] = GENUS[İng., Lat.] = GENRE[Fr.] = GATTUNG[Alm.] = T0 GENOS[Yun.] = GENERE[İt.] = GENERO[İsp.] = SOORT[Fel.] = SLAGS[Dan.] = ROD[Rus.]
- CIRMALAMAK değil TIRMALAMAK
- CİSİM ile/ve/<>/< MEKÂN ile/ve/<>/< HEY'ET ile/ve/<>/< SÛRET-İ VEHMİYE(CİSM-İ MEVHUM) ile/ve/<>/< TEŞEKKÜL/TAHAYYÜL/TAŞAHHUS ile/ve/<>/< SÛRET-İ NEV'İYE(İSTİDAD/TAAYYÜN İSTİDADI) ile/ve/<>/< SÛRET-İ CİSMİYE ile/ve/<>/< UNSUR(TAHAYYÜL) ile/ve/<>/< HEYULA
- CIVADRA[İt. < GIVADERA] ile TALİMAR[İt. < TAGLIAMARE]
( Geminin baş tarafından havaya doğru biraz kalkık olarak uzatılmış bulunan direk. İLE Baş bodoslamasından omurgaya kadar uzanan, cıvadra donanımına destek olması amacıyla konulan ekleme. )
- ÇOĞUL ile TEKİL
( PLURAL vs. SINGULAR )
- ÇOĞUL ile TEKİL
- ÇOK DALLANMIŞ PANİKULA, TİRSUS = ANKÛD-I HERAMÎ = THYRSE
- ÇOK/GERÇEKTEN İSTEMEK ile/ve/<> TAM/DOĞRU İSTEMEK
( REQUEST SO MUCH vs./and/<> ENTIRE/RIGHT REQUEST )
- ÇOK KİŞİYLE ile/ve/||/<> AZ KİŞİYLE ile/ve/||/<> TEK BAŞINA
( Konuş. İLE/VE/||/<> Düşün. İLE/VE/||/<> Karar al. )
- ÇOK SÖZ ile/yerine TOK SÖZ
( Sözü çoğaltan, perdeyi kalınlaştırır. )
( MANY WORD vs. FULL WORD
FULL WORD instead of MANY WORD )
- ÇÖKÜNTÜ/DEPRESYON ile/ve/||/<> TÜKENMİŞLİK (BELİRGESİ)
- COLE-/COLEO- ile/||/<> COLP-/COLPO-/COLPOS- ile/||/<> ELYT- ile/||/<> EPİSİO- ile/||/<> ESTR- ile/||/<> HYSTER-/HYSTERO- ile/||/<> GAM-/GAMO- ile/||/<> GYN-/GYNAE-/GYNAEC-/GYNEC-/GYNECO-/GYNO- ile/||/<> İNGUİN-/İNGUİNO- ile/||/<> -TOCİA/TOCO- ile/||/<> SYRİNG-/SYRİNGO-
( Vajina ya da örtücü tabakaları ile ilgili. İLE/||/<> Dölyatağı, rahim/uterus, vajina ile ilgili, vajinal, vajinal sayrılık, oyuk. İLE/||/<> Kılıf, yaprak, vajina ile bağlantılı, vajina ile ilişkili. İLE/||/<> Vulva ile ilgili. İLE/||/<> Kadın üreme örgenlerindeki döngüsel değişiklikler. İLE/||/<> Uterusla ilgili, histeri ile ilgili. İLE/||/<> Eşeysel birleşme, bölümlerin birleşmesi ya da kaynaşması. İLE/||/<> Kadınlarla ilgili, eş. İLE/||/<> Kasık. İLE/||/<> Çocuk doğumuyla ilgili, doğumla ilgili. İLE/||/<> Tüp ya da fistülle ilgili. )
- ÇÖLYAK ile/değil TROPİKAL SPRUE
( ... İLE/DEĞİL Bu hastalık, çölyak hastalığını taklit ederek bazen doktorları yanıltsa da tropik bölgelerde yaşayan ya da geziye çıkan kişilerin kaptığı bir bulaşımdan kaynaklanır. Belirtiler arasında, şiddetli ishal, kuvvet kaybı, ateş, gece körlüğü ve besin emilimi yetersizliği görülür. Hastalığa neden olan bakteri, kesin olarak bilinmemekle beraber antibiyotik ve vitaminlerle tedavi edilebilmektedir. İyi haber şu ki, dünya çapında artan hijyen ve sağlık koşulları ile antibiyotik sağlanabilirliği sayesinde, bu hastalık giderek azalmakta. )
- COSMOS ile/ve TOPOS
( Küreyi/küreleri kapsayan. İLE/VE Kürenin içindekileri kapsayan. )
- ÇÖZÜM ile/ve TEDBİR
( SOLUTION vs./and PRECAUTION )
- ÇÖZÜMLEME = TAHLİL[Ar.] = ANALYSIS[İng.] = ANALYSE[Fr.] = ANALYSE[Alm.] = ANALYSIS < ANALYEIN[Yun.] = ANALIZAR[İsp.]
- ÇÖZÜMLEME ile/ve/||/<>/> TRANSAKSİYONEL ÇÖZÜMLEME
- ÇÖZÜMSÜZ ÇATIŞKI = TESAVİ-İ NAKİZEYN = ANTINOMY[İng.] = ANTINOMIE[Fr.] = ANTINOMIE[Alm.] = ANTI-NOMIA[Yun.]
- CREDO UT INTELLIGAM ile/ve/||/<> NOVETIM TE, NOVETIM ME ile/ve/||/<> TE INVOCO, DEUS VERITAS ile/ve/||/<> DEUS SAPIENTIA ile/ve/||/<> DEUS BEATITUDO
- crRNA ile/ve/||/<> tracrRNA
- CS-DA/SENTENCE LEVEL SENTIMENT ANALYSİS değil/yerine/= TÜMCE SEVİYESİ DUYGU ÇÖZÜMLEMESİ
- CÜMLE yerine TÜMCE/SÖZEY
- CURA ile/> ÇÖĞÜR ile/> TAMBURA ile/> DİVAN
- ÇUVAL ile TELİS[Ar. < TİLLİS]
( ... İLE Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval. )
- ÇUVAL ile/ve TELİS/JÜT
( ... İLE/VE Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval. )
( JÜT[Bengal dilinden], [Lat. CORCHORUS CAPSULARIS]: Ihlamurgillerden, Hindistan ve Bangladeş'te yetişen, ip ve çuval yapımında kullanılan, liflerinden yararlanılan bir bitki. | Bu bitkinin liflerinden yapılan dokuma. )
- CYN-/CYNO- ile/||/<> CAUD-/CAUDO- ile/||/<> ICHTHY-/ICHTHYO- ile/||/<> ACARO- ile/||/<> ARACHNO- ile/||/<> TERAT-/TERATO- ile/||/<> ZO-/ZOO-
( Köpek. İLE/||/<> Kuyruk. İLE/||/<> Balık. İLE/||/<> Kene, uyuz. İLE/||/<> Örümcek, ince ağ benzeri yapı [araknoid: Beyin zarlarından biri]. İLE/||/<> Canavar. İLE/||/<> Hayvanla ilgili. )
- DAĞ NANESİ ile TAŞ NANESİ
- DAG[Argu] ile/ve/||/<>/> TEGUL[Oğuz]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- DAĞ ile TEPE
( ŞİMRÂH: Dağ tepesi. )
( BÎSÜTÛN: Âşık Ferhad'ın, sevgilisi Şîrîn'in emriyle Kermanşah civarında deldiği dağ. | Gökyüzü. )
( Sevgili Ersin Alok'un çektiği dağ fotoğraflarını görmek için burayı tıklayınız... )
( )
( En yüksek dağlar:
Mauna Kea (Hawaii) 10.200 m.
Everest (Nepal) 8848 m.
K2 (Kaşmir) 8611 m.
Kangchenjunga (Nepal) 8600 m.
Makalu (Nepal) 8481 m.
Dhaulagiri (Nepal) 8172 m.
Nanga Parbat (Kaşmir) 8126 m.
Annapurna (Nepal) 8078 m.
Gasherbrum (Kaşmir) 8068 m.
Gosainthan (Tibet) 8013 m. )
( CEBEL[çoğul > CİBÂL] ile ... )
( KÛH ile ... )
( MOUNTAIN vs. HILL )
- DAĞ ile TÛR
( ... İLE Hazreti Musa'nın ilâhi tecelliye mazhar olduğu dağ. )
- DAI ile/>< TAI
( Dua eden. İLE/VE Tanrı'yı inkâr eden. )
- DALAI LAMA ile TASHI LAMA ile PACHA LAMA
- DALGA ile TİDAL DALGASI TİDAL DALGALARI TIDAL WAVES
( Denizaltı yer sarsıntısından oluşan iri dalgalar. )
- DALGA ile TSUNAMI
( Gel-git etkisiyle, havayla, rüzgârla ya da çeşitli doğal nedenlerle denizde oluşan dalga. İLE Denizaltındaki yer sarsıntısından ileri gelen büyük dalga. )
( AZİYY[çoğ. EZÂVÎ] ile ... )
- DALGALARDA:
ALFA ile BETA ile GAMMA ile TETA
( [Saniyede] 8-12 titreşim. İLE 25-100 titreşim. İLE 1 sn. İLE ... )
- DALMAK ile TAKILMAK
- DALYASAN değil TAYLASÂN
- DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR ile/ve/||/<> TAŞI DELEN, SUYUN GÜCÜ DEĞİL DAMLALARIN SÜREKLİLİĞİDİR
- DANS = DANCE[İng.] = DANSER[Fr.] = TANZEN[Alm.] = BALLARE[İt.] = BAILAR/DANZAR[İsp.]
- DANS ile/ve/||/<> TWIST[İng.]
( ... İLE/VE/||/<> 1961 yılında yaygınlık kazanan çok hızlı ritmi olan bir dans. | Bu dansın müziği. )
- DARÜŞŞİFA:
FATİH ile/ve/||/<> HASEKİ ile/ve/||/<> SÜLEYMANİYE ile/ve/||/<> ATİK VÂLİDE SULTAN ile/ve/||/<> SULTAN AHMED ile/ve/||/<> TOPKAPI SARAYI ENDERUN
- DAVÂ değil/yerine/>< TERK-İ DAVÂ
- DAVLUMBAZ/TAVLUMBAZ/DAVLUNBAZ[Ar. TABL + Fars. -BÂZ]/KÜLÂH[Fars. < KULAH: Şapka.] değil/yerine/= TÜMSEK/ÇIKINTI
( Mutfak duvarlarında ocak, fırın vb.nin dumanını toplayıp bacaya vermeye yarayan emici ile donatılmış, piramidimsi biçimde çıkıntı. | Ocağın üzerinde, eşya koymaya yarayan raf. | Üzeri oymalı, işlemeli, birkaç gözü olan bir çeşit dolap. | Yandan çarklı vapurların çarklarını örten yarım daire biçimindeki kapak. | Otomobillerin tekerleklerini örten yarım daire biçimindeki kapak. | Kaptan köşkü, gemilerdeki yönetim yeri. | Aralık, antre. | Gözenek. | Yüksek. )
- DAVRANIŞ ile/ve TUTUM
( Koşullarınızı (belki) değiştiremezsiniz, fakat tavır ve tutumunuzu değiştirebilirsiniz. )
( Başkalarına açık davranırsanız kaybetmezsiniz. )
( Davranışlarda üç amaç: * Yarar, * Haz, * İyi. )
( Kendi tutumunuzu değiştirebilirsiniz. )
( Tutum, fırsatı kendine çeker. )
( Önemli[öncelikli] olan, ne yaptığınız değil, ne yapmaktan vazgeçtiğinizdir. )
( Gövdenin öfkesini gözleyin, davranışlarınız kontrol altında olsun. Hiç kimseye davranışlarınızla zarar vermeyin. )
( [sometimes] We cannot change our circumstances but our attitudes we can change.
We can change our attitude. )
( BEHAVIOUR vs./and ATTITUDE )
- DAVRANIŞ ve TUTUMLAR'DA
- DAVUL/GONG ile TAMTAM
( ... İLE Orkestrada yer alan bir tür Çin gongu. | Afrika yerlilerinin çaldığı davul. | Bazı olayları haber vermeye ya da açıklamaya yarayan, davulla yapılan ses. )
- DAVUL ile TİMBAL[Fr.]
( ... İLE Bakırdan yapılan, küre biçiminde bir davul türü. )
- DAVUL ve/||/<> TOKMAK
( Davul, ayrı kişide; tokmak, ayrı kişide olmaz! )
- DAVULLAR'DA:
TRAMPET[İng. < DRUMBEAT] ile/ve KÖS[Fars. < KÛS]/GROSKES ile/ve NAKKARE[Ar.] ile/ve TIMPANO
( İki değnek ile çalınan küçük davul. İLE/VE Büyük davul. İLE/VE Mehterhanede kullanılan davul. İLE/VE Orkestra'da kullanılan davul. )
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/||/<> TEVEKKÜL
- DAYAN(DIR)MAK ile "TAKILMAK"
- DEDİKODU ile/ve/değil/< TEVÂTÜR[Ar. < VİTR]
( Söylenti. [Olumsuz/istenmeyen.] İLE/VE/DEĞİL Bir haberin/bilgi(nin) yayılması. [Olumludur.] )
( [not] GOSSIP [-] vs./and/but RUMOUR [+] )
- DEF ile/ve TEF/DAİRE ile/ve MAZHAR/MIZHER/BENDER/BENDİR
( ... İLE/VE Etrafında ziller olan. İLE/VE Tekkelerde zikir esnasında kullanılan ve bazılarının kenarlarında halkalar bulunan, kasnağı çifte kirişli, zilsiz, kasnak çapı 50-60 cm. civarında, def biçimindeki ritim sazı. )
- DEĞER ile/ve/değil TESPİT
- DEĞER/LER ile/ve/<> TARİH
( VALUE/S vs./and/<> HISTORY )
- DEĞER/LER ile/ve/<> TARİH
( VALUE/S vs./and/<> HISTORY )
- DEĞERSİZLEŞİR ile/ve/||/<> YOLDA KALIR ile/ve/||/<> YALNIZLAŞIR ile/ve/||/<> TÜKENİR ile/ve/||/<> BİLGİSİZ SAYILIR
( Her durumunu anlatan. İLE/VE/||/<> Herkese güvenen. İLE/VE/||/<> Her sırrını açığa vuran. İLE/VE/||/<> Her becerisini ortaya döken. İLE/VE/||/<> Her bildiğini söyleyen. )
- DEĞİŞMEZ/LİK ile/değil TUTARLI/LIK
- DEHÂ ile/ve/değil TUTKU
( [not] GENIUS vs./and/but PASSION )
- DEİZM:
(")İNANÇ(") ile/ve/değil/||/<>/< "TAVIR"
- [Yun.] DEKATLON ile TRİATLON ile PENTATLON
( 100 m. koşusu, uzun atlama, gülle atma, yüksek atlama, 400 m. koşusu, 110 m. engelli koşu, disk atma, sırıkla yüksek atlama, cirit atma, 1500 m. koşularını içeren atletizm yarışması. İLE Üç ayrı sporun[sırasıyla, yüzme, bisiklet ve koşu] yapıldığı yarışma. İLE Eski Yunan'da, koşu, uzun atlama, cirit atma, disk atma ve güreşi kapsayan atletizm yarışması. | Beş spor dalını [uzun atlama, mızrak atma, 200 m. koşusu, disk atma, 1500 m. koşusu] kapsayan atletizm yarışması. )
- DELİL değil/yerine/= TUTAMAK
- DEMAGOJİ ile TOTOLOJİ
- DEMLENME ile "TATLANMA"
- DEMOKRASİ ile/ve TEMSİLÎ DEMOKRASİ
( 500 kişiye kadar uygulanabilen. İLE/VE Temsilcilerle uygulanabilen. )
- DEMONSTRASYON/DEMONSTRATION[İng.] değil/yerine/= TANITIM GÖSTERİSİ
- DENETLEME:
ÜRETİM ÜZERİNDEN ile/ve/değil/||/<>/< TÜKETİM ÜZERİNDEN
- DENETLEME ile/ve TEKRAR
( INSPECTION vs./and REPETITION )
- DENEY = TECRÜBE = EXPERIENCE, EXPERIMENT[İng.] = EXPÉRIENCE[Fr.] = ERFAHRUNG[Alm.] = EXPERIENTIA[Lat.] = EMPEIRIA[Yun.] = EXPERIENCIA[İsp.]
- DENEY ile TEST
( Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem. İLE Birinin, bir topluluğun doğal ya da sonradan kazanılmış yeteneklerini, bilgi ve becerilerini ölçmeye ve anlamaya yarayan sınama. | Doğru yanıtın, seçenekler arasından bulunmasına dayanan bir sınav türü. | Biyolojik bir işlevi ya da değişmez bir niteliği incelenen bireyin tepkisini, örnek olarak alınan normal bireyinkiyle karşılaştırarak ölçmeye ve değerlendirmeye yarayan yoklama. | Bir hastalığın varoluşunu ve niteliğini anlamak için yapılan laboratuvar araştırması. )
( EXPERIMENT vs. TEST )
- DENEYİM = TECRİP = EXPERIMENT, EXPERIENCE[İng.] = ERFAHRUNG, EXPERIMENT[Alm.] = EXPÉRIMENTATION, EXPÉRIENCE[Fr.] = EXPERIENTIA
- DENEYİMSEL TAMAMLIK ile SONUÇLU TAMAMLIK ile TÜMEL TAMAMLIK ile YAKIN GEÇMİŞ TAMAMLIK ile TAMAMLIK GÖRÜNÜŞÜ
( EXPERIENTIAL PERFECT vs. RESULTATIVE PERFECT, PERFECT OF RESULT vs. PERFECT OF PERSISTENT SITUATION vs. ... vs. PERFECT ASPECT )
- DENİZ ASLANI ile/değil TAKLİTÇİ AHTAPOT
- DENİZ KAPLUMBAĞALARI ALT SINIFLARINDA:
SİNİ ile D.KAPLUMBAĞASIGİLLER ile ZEYTİN RENKLİ ile ARCHELON ile PROTOSTEGA ile TOXOCHELYIDAE ile THALASSEMYDIDAE ile PROTOSTEGIDAE
( İki yılda bir çiftleşirler.[Altı yuvaya kadar, her yuvaya yüzden fazla yumurta bırakabilir.][Yavrular, yaklaşık altmış günde yumurtalarından çıkar.] İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... )
- DENİZ YENGECİ ile TATLI SU YENGECİ
( SERETÂN-I BAHRÎ ile ... )
- DENİZ YILANI ile/değil TAKLİTÇİ AHTAPOT
- DENİZYILDIZI ile TRİTON DENİZYILDIZI
- DENKLEMLERDE EŞİKLER:
PİSAGOR ile/ve/||/<>/> LOGARİTMA ile/ve/||/<>/> TÜREV ile/ve/||/<>/> KARMAŞIK SAYI
( )
( )
- DEPLESYON/DEPLETION[İng.] değil/yerine/= TÜKENME | SİLINME
- DEPLESYON değil/yerine/= TÜKENME
- DEPREMDE:
ÇÖKMEK ile/ve/||/<> KAPANMAK ile/ve/||/<> TUTUNMAK
(
)
- DERDE:
DERMAN ile/ve/değil/yerine/||/<> TESELLİ
- DERDE:
DEVÂ ile/ve/değil/yerine/<> TESELLİ
( Gövdede. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Zihinde. )
- DER-/DERO- ile/||/<> CERVİC-/CERVİCO- ile/||/<> TRACHEL-/TRACHELO- ile/||/<> OM-/OMO- ile/||/<> PHARYNG- ile/||/<> CLEİD-/CLEİDO-
( Boyun. İLE/||/<> Boyun, boyunla ilgili, bir organın serviksi ile ilgili. İLE/||/<> Boyun ya da boyuna benzer yapı ile ilgili. İLE/||/<> Omuz. İLE/||/<> Boğaz. İLE/||/<> Köprücük kemiği, Klaviküla ile ilgili. )
- DERİN DÜŞÜNME ve/<> TAHAMMÜL
( CONTEMPLATION and/<> ENDURANCE )
- DERİN/LİK ile/ve TUTARLI/LIK
( Derinlik, kişinin en kapsamlı gereksinimlerine olan duyarlılığında oluşturulan dengeden söz eder. Tutarlılıksa güvenilirliğe değinir. )
( DEEP/NESS vs./and CONSISTENCY )
- DERİVATİF/DERIVATIVE[İng.] değil/yerine/= TÜREMIŞ
- DERİVE/DERIVED[İng.] değil/yerine/= TÜREMİŞ
- DERT[Fars. < DERD] ile TASA
( Dert icat etmek zorunda değiliz! )
( Üzüntü. | Hastalık. | Ağrı. | Sorun, kaygı. | Ur. İLE Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam. | Tatmin edici olmayan ya da tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici düşünce ve duygu. )
( ... ile TÂSE )
( We need not invent trouble. )
- [ne yazık ki]
DESPOT[Fr. < DESPOTE | Yun. < DESPOTES(: Efendi.)] ile/ve/<> DESPOT[Yun.] ile/ve/<> DİKTATÖR[Lat. < DICTATOR] ile/ve/<> FAŞİST[İt. < FASCIO(: Demet, birlik.)] ile/ve/<> TİRAN[Yun. < TYRANNOS]
( Bir ülkeyi, zora ve baskıya dayanarak "mutlakiyetçilikle" "yöneten" kişi. İLE/VE/<> Ortadoks Rumlar'ın, din başkanlarına verilen ad. İLE/VE/<> Her dediğini ve dilediğini yaptırmak isteyen kişi. İLE/VE/<> Tüm siyasal yetkileri kendinde toplamış kişi. | Zorba. İLE/VE/<> Eski Yunan'da, siyasal erki, tek başına elinde tutan kişi. | Siyasal erki, zorla ele geçiren, onu kötüye kullanan kişi. | Acımasız, gaddar. )
( Hiçbir koşul ya da yasaya bağlı olmadığı/olamayacağı, sınırlandırılamayacağı zannı ve/ya da iddiasıyla davranır.[Güçlerini keyfi kullanır, yasalara uymaz, topluma karşı acımasızdır.] İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> "Yasaya" "bağlı" görünümünde, ölçüsüz, kişisel ve keyfî davranır. | Dizgeli/sistematik bir baskıcı "yönetim biçimi" uygular.[Genellikle acil durum ya da kriz dönemlerinde ortaya çıkar, siyasi muhalefeti bastırır, kişisel çıkarları için gücü kullanır.] İLE/VE/<> Faşizme bağlı olarak yönetir. Güçlü bir merkezi hükümete, şiddete ve milliyetçiliğe inanır, genellikle sivil özgürlükleri sınırlar. İLE/VE/<> Daha zalim ve baskıcı bir yöneticidir. Mutlak güce ve sınırsız yetkiye sahip olduğunu varsayar, topluma kıygı/zulüm uygular. )
( İdi Amin[Uganda], Caligula[Roma İmparatorluğu] İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> Adolf Hitler[Nazi Almanyası], Joseph Stalin[Sovyetler Birliği] İLE/VE/<> Benito Mussolini[İtalya] ve Francisco Franco[İspanya] İLE/VE/<> Antik Yunan'daki bazı "önderler" ve modern çağda Saddam Hüseyin[Irak], Pol Pot [Kamboçya], Robert Mugabe[Zimbabwe] tiran olarak tanımlanabilir. )
( İSTİBDAT: Uyruklarına hiçbir hak ve özgürlük tanımayan sınırsız tek erklik/monarşi, despotluk. )
( MÜSTEBİT ile/ve/<> ... )
- DESTEK ile/ve/<> TEŞVİK
( SUPPORT vs./and/<> ENCOURAGEMENT )
- DESTEK ile TUZAK
- DEVAM ile/ve TAKİP
- DEVE-CÜCE OYUNU yerine TOHUM-FİDAN-AĞAÇ OYUNU
- DEVE ile TÜLÜ
( ... İLE Güreşçi eril deve. )
( Afrika ve Arap çöllerinin simgeleri olsa da deve, Amerika kökenlidir. Atlar ve köpekler gibi, develer de 20 milyon yıl önce Amerika'nın otlaklarında evrildi. Bu hayvanlar, o zamanlar, bildiğimiz haliyle hörgüçlü yük hayvanları olmaktan çok zürafaya ya da ceylana benziyordu. Bering kara köprüsünden Asya'ya 4 milyon yıl önce geçtiler. )
( CAMELUS cum ... )
- DEVEKUŞU ile TEPELİ DEVEKUŞU / (AVUSTRALYA) CASSOWARY KUŞU
( )
( ... İLE Yeni Gine'de, çevresindeki bazı adalarda ve Avustralya'nın kuzey ucunda yaşarlar. )
( ... cum CASUARIUS CASUARIUS )
- DEVİR ile/||/<> TEMLÎK
( Bir hakkın, birinden başka birine geçmesi. )
- DEVİR[Ar.] ile TESELSÜL[Ar.]
( Dönme, dönüş. | Aktarılma. | Bir malın mülkiyetini ya da bir mal üzerindeki hakkı bir başkasına geçirme. | Bir görevin birinden bir başkasına geçmesi. | Sürekli ve düzenli değişme, çevrim. | Bir hareket, birbirinin aynı olan ve eşit zamanlarda yapılan başka hareketlerden oluştuğunda hareketlerin her biri ya da bunların yapılması için geçen her zaman aralığı, periyot. | Dolaşma. İLE Zincirleme. | Birbirine bağlı, birbiri ile ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra, silsile. | Birden fazla kimsenin bir borçtan dolayı sorumlu olması. )
- DEVLET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TÜZE/HUKUK
( "Yüce". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< En yüce. )
- DEVLETİN SÜREKLİLİĞİ/KALICILIĞI ile/ve/||/<> TOPLUMUN SÜREKLİLİĞİ/KALICILIĞI
( Siyaset ile. İLE/VE/||/<> Bilgi ve dil ile. )
( [simgesi/değeri/ölçütü] Bayrak. İLE/VE/||/<> Sancak. )
( BEKÂ-İ DEVLET ile/ve/||/<> BEKÂ-İ MİLLET )
- DEVLETİN/DİN'İN:
SAĞLADIKLARI VE KORUDUKLARI
ve/+/||/<>/>/<
TEMEL GÜVENCELERİ
( * CAN GÜVENLİĞİ
* AKIL SAĞLIĞI
* NESİL SÜREKLİLİĞİ
* MAL GÜVENLİĞİ
* DİN GÜVENCESİ
ve/+/||/<>/>
* SAĞLIK GÜVENCESİ
* EĞİTİM GÜVENCESİ
* GÜVENLİK GÜVENCESİ
* YARGI GÜVENCESİ )
( Giderdim, gönülden kini,
Kini olanın, olmaz dini! )
( ZARÛRİYÂT-I DİNİYYE / MAKÂSID-I HAMSE )
- DEVŞİRME ile/||/<>/> CİVELEK ile/||/<>/> ÇERİ ile/||/<>/> YENİÇERİ/SOLAK ile/||/<>/> CERRAH ile/||/<>/> BAŞESKİ ile/||/<>/> EŞKİNCİ ile/||/<>/> KETHÜDA ile/||/<>/> ODABAŞI ile/||/<>/> TURNACIBAŞI ile/||/<>/> ULÛFECİ ile/||/<>/> ASÂKİR-İ MANSURE
( Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri ocağına alınacak çocukları seçip toplama işi. İLE/||/<>/> Yeniçeri ocağına yeni girmiş delikanlı. İLE/||/<>/> Asker. İLE/||/<>/> Piyade askeri. İLE/||/<> Yeniçeri ordusunda görevli hekim. İLE/||/<> Yeniçeri bölüklerinin en kıdemsiz subayı ve erlerinin en kıdemlisi. İLE/||/<>/> Osmanlı sultanı ya da serdar ile savaşa giden ve ordunun vurucu gücünü oluşturan yeniçeri askerleri. İLE/||/<>/> Yeniçeri Ocağı'nda, Yeniçeri Ağası'ndan sonra gelen en yüksek subay. İLE/||/<>/> Yeniçeri kuruluşunda görevi alaylarda selâm törenlerini düzenlemek ve yönetmek olan subay. İLE/||/<> Yeniçeri Ocağı'nda bir bölüğünün komutanı. Son dönemde mübaşirlik yapanlara verilmiştir. İLE/||/<> Yeniçerilikte bir sınıf süvari askeri. İLE/||/<> İkinci Mahmut döneminde, yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra kurulan yeni ordunun adı. )
( FERİK: Tümgeneral ya da korgeneral.
HASSA ORDUSU: Hükümdarı ve sarayı korumakla görevli askeri sınıf.
KAPIKULU: Ücretli Osmanlı askeri.
KARAKULAK: Emir çavuşu ya da haberci.
LAĞIMCILAR: Kapıkulu Ordusu'nda düşman kalesini yıkmak için tünel kazan askeri birlik.
LEVEND: Deniz askeri.
LİKATOR: Bulgarlar'dan oluşan Voynuk Teşkilatındaki küçük rütbeli subaylar.
LİVA: İki alaydan oluşan askeri birlik. | İlden küçük, ilçeden büyük olan yönetim bölgesi.
MALKOÇ: Akıncılar ocağının komutanı.
PENCİK: Asker yetiştirilmek için, savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemioğlan adayları.
PEYK: Postacılık, taşımacılık ve korumacılık yapan, törenlerde yer alan asker sınıfı.
REDİF: Son dönem Osmanlı ordusunda askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er.
REİS-ÜL KÜTTAB: XVII. Yüzyıla kadar Osmanlılarda Sultan divanı katiplerinin başı.
RİKABİYE: Sadrazam, vezir gibi devlet adamları tarafından devlet adamlarına verilen ad.
RİYALA: Tümgenerale eşit bir rütbe.
SAKA: Eyalet askerlerine bağlı bir sınıf.
SALMA: Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri.
SARICA: Eyalet valilerinin buyruğundaki başıbozuk asker.
SEKBAN: Eyalet paşaları ve sancak beylerine bağlı olarak görev yapan bir sınıf asker. | Sınır boylarında görev yapan asker sınıfı.
SERASKER: Kara ordusu komutan. | Sadrazamlık görevi ile yükümlü olmayan ve Osmanlı ordusunun komutanlığını yapan vezirin ünvanı.
SİPAHİ: Osmanlılarda tımar sahibi atlı grup.
ÜMERA: Bey, amir, üst düzey subay.
VELEDEŞ: Kapıkulu süvarilerinin oğullarına verilen ad.
VÜZERA: Vezirler.
YASAVUL: İlhanlılarda ordu müfettişine verilen ad. )
- DEYİM ile/ve/||/<> TERİM
- DICOM/DIGITAL IMAGING AND COMMUNICATIONS IN MEDICINE[İng.] değil/yerine/= TIPTA SAYISAL GÖRÜNTÜLEME VE İLETİŞİM
- DİDİKLEMEK ile TİFTİKLEMEK
- DİDİM ile/<> TAÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gerdek gecesi gelinin giydiği taç. İLE/<> ... )
- DİDİŞME ile/değil/yerine/>< TARTIŞMA
- DİK GÖVDE = SÂK-I MÜSTAKÎM = TIGE DROITE
- DİKİŞ ile TEYEL
( ... İLE Seyrek ve eğreti dikiş. )
( BAHYE [BAHYE-ZEN: Terzi.] )
- DİKOTOMİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TRİKOTOMİ
- DİL ve/<> İLİM ve/<> TEFEKKÜR ve/<> TAKVÂ
- DİL ile/ve TARİH
( Herşeye yayılmış olan en genel temsil. İLE/VE ... )
( Dil, zihin tarafından, zihin için meydana getirilmiştir. )
( Dil, varlığın evidir. )
( Zihin, dili şekillendirir ve dil de zihne şekil verir. )
( Konfüçyüs: "Eğer konuşulan dil doğru değilse o zaman söylenilen söz, söylenilmek istenen şey olmaz. O zaman, yapılması gereken yapılmaz ve eğer işler yapılmadan kalırsa, maneviyat ve sanat bozulur. O zaman, adâlet, sahtekârlıkla yürür. Eğer bu olursa, kişiler, kendilerini umutsuz bir karmaşanın içinde bulur. Bu nedenle, söylenilen şey her şeyden önemlidir ve bu konuda dikkatsizlik yapılmamalıdır." )
( Language is an instrument of the mind. It is made by the mind, for the mind. )
( LANGUAGE vs./and HISTORY )
- DİL = TONGUE[İng.]
- DİL ve/< TÜM ÖRGENLER
( Tüm örgenler dilin peşinden gider. )
- DİL ile/ve TUTARLILIK
- DİLBİLİM ve/||/<>/> DİL ve/||/<>/> TÜMELLER ve/||/<>/> TANIM ve/||/<>/>
ÖNERME ve/||/<>/> YARGI ve/||/<>/> ÇIKARIM ve/||/<>/> TASIM/KIYAS
- DİLDEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TELDEN
- DİLİ(ZİHNİ) (DOĞRU/YETKİN) KULLANMAK ile/ve/<> TÜRKÇE'Yİ (DOĞRU/YETKİN) KULLANMAK
- DİLSİ KOROLLA, DİL BİÇİMİNDE KOROLLA = TÜVEYC-İ LİSÂNÎ = COROLLE RUBANÉE, COROLLE LIGULÉE
- DİN:
TAKVÂ ve/||/<> TÖVBE
( Koruma. VE/||/<> Dönüşme. )
- DİN ile/ve/değil/||/<> MEZHEB/MEZHEP ile/ve/değil/||/<> TARİKAT
( Bir dinin çeşitli görüş ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her birine verilen ad.["DOKTRİN" olarak da adlandırılır] | Yol. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Aynı dinin içinde bazı yorum ve uygulama farklarına dayanan, bazı ilkelerde birbirinden ayrılan Tanrı'ya ulaşma ve onu tanıma yollarından her biri. | Bir şeyhe bağlı kişiler için konulmuş olan manevi, ahlâkî ve toplumsal kuralların tümü ve bu kurallara göre örgütlenmiş kurum. | Yol. )
- DİN ile TEK TANRILI DİN
- DİN ile/ve TERCİH (ETMEK)
- DİN ile TİN
- DİN ile/ve/<> TİN
- DİNÎ SÖYLEM ile TEOLOJİK SÖYLEM
- DİNÎ TERBİYE ile/ve TASAVVUFÎ TERBİYE
- DİNLEMEK ile/ve "TAKİP ETMEK"
( TO LISTEN vs./and "TO FOLLOW UP" )
- DİNOZOR ile/ve/||/<> TÜYLÜ DİNOZOR
( Büyüklerde. İLE/VE/||/<>/< Küçüklerde. )
- DIRAFT[İng. < DRAFT] değil/yerine/= TASLAK
- [ne yazık ki]
DİRENÇ ile/ve/değil/yerine/<>/> TEPKİ
- DİRGEN ile TOPLA
( Harmanda, sapları yaymaya yarayan, uzun çatallı araç. İLE Üç parmaklı dirgen. )
- DIŞ DÜNYA ile/ve/değil/yerine TOPLUM
- DIŞ VAROLAN YASASI ile/ve TİN'İN YASASI
( Belirlenim. İLE/VE Özgürlük. )
- DİŞ = TOOTH[İng.] = DENT[Fr.] = ZAHN[Alm.] = DENTE[İt.] = DIENTE[İsp.]
- DİŞ ve/<> TÜM ÖRGENLER
- DİSGUZİ/DYSGEUSIA[İng.] değil/yerine/= TAT ALMA BOZUKLUĞU
- DİSİPLİN ile TİTİZLİK
( DISCIPLINE vs. FASTIDIOUSNESS/FUSSINESS )
- DİSİPLİN(LER):
INTER ile/ve/||/<>/> MULTI ile/ve/||/<>/> TRANS ile/ve/||/<>/> OMNI ile/ve/||/<>/> HOLİSTİK
( İkili. İLE/VE/||/<>/> Çoklu. İLE/VE/||/<>/> Çeşitli. İLE/VE/||/<>/> Karışık. İLE/VE/||/<>/> Bütüncül. )
- DISPOSABLE[İng.] değil/yerine/= TEK KULLANIMLIK / KULLAN AT
- DIŞSAL ile/ve/<> TARİHSEL
- DIŞSAL ile/değil TİNSEL
- DİVAN DÜZYAZILARINDA:
TEZKİRE ile/ve TARİH ile/ve SEFARETNAME ile/ve SEYAHATNAME ile/ve SİYASETNAME ile/ve MÜNAZARA ile/ve MÜNŞEAT ile/ve EVLİYÂ TEZKİRESİ ile/ve KISAS-I ENBİYÂ
- DÎVÂN EDEBİYATI ile TANZİMAT EDEBİYATI
- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL OLMAYAN/LAR]:
BAHÂRİYE ile/ve/<> CEMREVİYE ile/ve/<> FAHRİYE ile/ve/<> IYDİYE ile/ve/<> MEDHİYE ile/ve/<> MERSİYE ile/ve/<> HİCVİYE ile/ve/<> GAZAVATNÂME ile/ve/<> SAKİNÂME ile/ve/<> HAMAMNÂME ile/ve/<> SAHİLNÂME ile/ve/<> KIYÂFETNÂME ile/ve/<> SURNÂME ile/ve/<> LÛGAZ ile/ve/<> MUAMMÂ ile/ve/<> HEZLİYÂT ile/ve/<> TARİH DÜŞÜRME ile/ve/<> ŞEHR-ENGİZ ile/ve/<> DÂRİYE
( XIII. yy.'dan, XIX. yy.'a kadar, 3182 Dîvân Şairi vardır. )
( Bahar nitelemeleriyle başlanarak birini övmek için yazılan kasîde. | Baharın gelişiyle doğanın uyanışını, değişimini, güzelleşmesini konu edinen kasîdeler. İLE/VE/<>
Bayramlar, baharlar gibi cemre vesilesiyle, dönemlerindeki önemli kişiler için yazılan şiirler. İLE/VE/<>
Bir kişinin[devletli, bir başka şair ya da şairin kendinin] övüldüğü şiirler. İLE/VE/<>
Dönem büyüklerinden birini bayramın gelişi dolayısıyla öven kasîde türü. İLE/VE/<>
Bir kişiyi [devlet ya da tasavvuf ileri gelenlerini] övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir ölenin/vefâtın ardından duyulan acıyı anlatmak, öleni övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir kişiyi, kurumu, toplumsal olayı, geleneği yeren/taşlayan manzum türü. [Siham-ı Kaza - Nef'î] İLE/VE/<>
Savaşları, kahramanlıkları, zaferleri anlatan manzum ya da mensur yapıtlar. [İlk gazavatnameler XV. yy.'da yazılmaya başlanmıştır] İLE/VE/<>
İçki ve içki âlemlerinin övülerek anlatıldığı manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hamamları, hamam eğlencelerini ve hamamdaki güzelleri betimlemek üzere yazılan manzum yapıtlar. [ilki: Deli Birader - Gazalî] İLE/VE/<>
İstanbul kıyıları ile buralardaki yerlerinin anlatıldığı şiirlerin genel adı. [Fennî] İLE/VE/<>
Kişilerin karakterlerini, fiziksel görünümlerini [göz rengi, boy uzunluğu/kısalığı vb.] temel alarak açıklamaya çalışan yapıtlar. İLE/VE/<>
Sarayın mutlu günlerini [evlenme, doğum şenlikleri vb.] anlatann manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hece vezniyle yazılmış manzum bilmece. İLE/VE/<>
Belirli kurallara göre düzenlenip çözülebilen manzum bilmece. İLE/VE/<>
Alaylı bir dille yazılmış manzum türü. [zarif bir nükte ya da güzel bir mazmun kadar kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere de yer verilir] İLE/VE/<>
Önem verilen bir olayın ya da bir yapının kuruluş yılını bildiren bir tümce, bir mısra ya da beyit yazmak. İLE/VE/<>
[Fars.: "Şehir karıştıran"] Bir kenti, o kentin güzelliklerini, doğal ve sosyal özelliklerini anlatan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Yeni yaptırılmış saray, köşk, yalı benzeri binalar için yazılmış kasîdeler. )
- DÎVÂN ŞİİRİ ile/ve HALK ŞİİRİ ile/ve TEKKE ŞİİRİ
- DİVAN ile/ve/||/<> TAŞRA DİVANLARI
- DİYAFOREZ değil/yerine/= TERLEME
- DİYAGNOSTİK/DİAGNOSTIC[İng.] değil/yerine/= TANISAL
- DİYAGNOZ/DİAGNOSIS[İng.] değil/yerine/= TANI
- DİZAYN EDİLMİŞTİR değil/yerine/= TASARLANMIŞTIR
- DİZAYN/DESİGN[İng.] değil/yerine/= TASARIM
- DİZİ ile/ve/||/<>/> DİZİN ile/ve/||/<>/> DİZGE ile/ve/||/<>/> TİN
( Dışındalık. İLE/VE/||/<>/> Betimlemeli. İLE/VE/||/<>/> Zorunluluk. İLE/VE/||/<>/> (Ancak) Kişide. )
( SERIAL vs./and/||/<>/> INDEX/LIST vs./and/||/<>/> SYSTEM vs./and/||/<>/> SPIRIT )
- SQL'DE:
DML ile/ve/||/<>/> DDL ile/ve/||/<>/> DCL ile/ve/||/<>/> TCL
( )
- DNA:
ADENİN ve/||/<> TİMİN ve/||/<> GUANİN ve/||/<> SİTOZİN ve/||/<> FOSFAT ve/||/<> DİOKSİRİBOZ ŞEKER
( Adenin, Timin ile birleşir. VE/||/<> Sitozin, Guanin ile birleşir. )
- DNA REPLİKASYONU ile TRANSKRİPSİYON
( DNA'nın kopyalanması işlemi. İLE DNA'daki bilginin RNA'ya aktarılması işlemi. )
- DOĞA (DÜZENİ) ile/ve TOPLUM (DÜZENİ)
( Madenler, bitkiler ve hayvanlar.[MEVÂLİD-İ SELÂSE] İLE/VE İnsan. )
( Olan. İLE/VE Oldurulan/olmayan. )
- DOĞA KAYNAKLI FELÂKET/ÂFET ile/ve İNSAN KAYNAKLI FELÂKET/ÂFET ile/ve TEKNOLOJİ KAYNAKLI FELÂKET/ÂFET
( ... İLE/VE Savaş. İLE/VE ... )
( Sonrasında nefret duygusu oluşturmaz. İLE/VE Sonrasında nefret uyandırır. İLE/VE ... )
( Birbirimizin karşısına çıplak çıkmak zorunda olsaydık, birbirimizi gırtlaklamak daha zor gelirdi. )
( NATURAL DISASTER vs. DISASTER BY HUMAN vs. DISASTER BY TECHNOLOGY )
- DOĞA ve/||/<> MANTIK ve/||/<> TİN
- DOĞA = TABİAT = NATURE[İng., Fr.] = NATUR[Alm.] = NATURA[Lat.] = PHYSIS[Yun.] = NATURALEZA[İsp.]
- DOĞA ile/>< TARİH
( NATURE vs./>< HISTORY )
- DOĞA ile/ve TARİH
( Hepimizin[tüm varolanların] mekânı. İLE/VE Kişinin mekânı. )
- DOĞA ile/ve TARİH/TOPLUM DÜNYASI
( Süreklilik. İLE/VE Süreksizlik. )
- DOĞA ile/> TİN
( ... İLE/> Doğadan ayrılan. )
( ... İLE/> Doğanın ereğidir. )
( Kendini, doğada açığa çıkar. )
- DOĞA ile/ve/= TÜMEL AHLÂK
- DOĞADA, "BÜTÜN VARLIKLAR" değil TÜM VAROLANLAR
( Vucud = Varlık ve Mevcud = Varolan ayrımı. )
- DEĞİŞİM ve GELİŞİM:
DOĞADA ile/ve/||/<>/> EKİNDE ile/ve/||/<>/> DEVLETTE ile/ve/||/<>/> ALTYAPIDA ile/ve/||/<>/> TİCARETTE ile/ve/||/<>/> MODADA ile/ve/||/<>/> TEKNOLOJİDE
( Milyonlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Binlerce yılda. İLE/VE/||/<>/> Yüzyıllarda. İLE/VE/||/<>/> Onlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Yıllarda. İLE/VE/||/<>/> Aylarda. İLE/VE/||/<>/> Günlerde. )
- DOĞAL BESLENMEDE:
MESAFE ile/ve/||/<> ZAMANLAMA ile/ve/||/<> TOHUM ile/ve/||/<> KAYNAK ile/ve/||/<> İŞLEME ile/ve/||/<> SAĞLIK ile/ve/||/<> CANLILAR
( Yakın. İLE/VE/||/<> Döngüsel. İLE/VE/||/<> Yerli. İLE/VE/||/<> Aracısız. İLE/VE/||/<> Organik/zehirsiz. İLE/VE/||/<> Dirimsel çeşitlilik. )
- DOĞAL ile/ve/değil TARİHSEL
- DOĞAL ile/değil TARİHSEL
- DOĞAL ile/ve/||/<>/> TİNSEL ve TOPLUMSAL
- DOĞAN ile TEPELİ DOĞAN
( ... ile SIKAR[< SAKR]["ka uzun okunur"] )
- DOĞANIN TİNİ ile/ve/<> TİNİN DOĞASI
( Yansıma. İLE/VE/<> Yanılsama. )
- DOĞRU = TRUE[İng.] = VRAI[Fr.] = WAHR, RICHTIG[Alm.] = VERUS[Lat.] = VERDADERO[İsp.]
- DOĞRU ile/ve/<> TÜMEL
- DEMOKRASİ:
DOĞRUDAN ile TEMSİLİ ile LİBERAL ile SOSYALİST ile SOSYAL
- DOĞRULAMA, OLUMLAMA = TAHKİK = VERIFICATION[İng.] = VÉRIFICATION[Fr.] = VERIFIKATION[Alm.] = VERIFICACION[İsp.]
- DOĞRULUK = HAKİKAT = TRUTH[İng.] = VÉRITÉ[Fr.] = WAHRHEIT, RICHIGKEIT[Alm.] = VERITAS[Lat.] = ALÉTHEIA[Yun.] = VERDAD[İsp.]
- DOĞRU/LUK ile/ve TATMİN EDİCİ/LİK
- DOĞUM ile TÜREME
- | DOKTOR ile HEKİM | ile/ve/değil/yerine TABİP
( | Fakültelerin bölümleri üzerine doktora yapmış kişi. Akademik bir derecenin adı. | Öğretme yeterliliği. İLE Hikmet sahibi. Doğruyu, yanlıştan ayırabilen kişi. | Tıp fakültesi öğrenimi/eğitimi almış pratisyen ya da eğitimini devam ettirmiş tüm hekimler. [Doğrudan doktora[Doktor] unvanı verildiğinden ve bu sıfatının öne geçirilmesinden dolayı doktor adı yerleş(tiril)miştir. | İLE/DEĞİL/YERİNE Tıp/tababet bilimiyle/ilmiyle uğraşan, insan gövdesiyle ilgili bilgiye sahip kişi. )
( | ... ile ... | ile/ve/değil/yerine BİCİŞK/BİZİŞK )
- DOKU = NESİÇ, NESC = TISSU
- DOLANDIRICI ile TAVCI
( ... İLE Birini kandırarak, yüze gülerek aldatan kişi. | Yurt dışından geldiğini söyleyerek üzerindeki değeri düşük altın ya da mücevherleri çok değerli gösterip dolandırıcılık yapan kişi. )
- DOLAP ile TEL DOLAP
( ... İLE Yanları ve kapağı, ince delikli telden yapılmış dolap. )
- DOLU ile TAM
( FULL vs. COMPLETE )
- DONANMA ile/||/<> KARAKA ile/||/<> KARAVELA ile/||/<> KIRLANGIÇ ile/||/<> KÖKE ile/||/<> MALAYA ile/||/<> KAPTAN-I DERYÂ ile/||/<> LEVEND ile/||/<> TERSANELİ
( Osmanlı Donanması ya da eski adıyla Donanma-yı Hümâyûn, Osmanlı Devleti'nin deniz kuvvetleri. XIV. yüzyılda kuruldu. Osmanlı Devleti, 1323 yılında Karamürsel'i fethederek denize ulaştı, Karamürsel Bey komutasında ilk donanma oluşturuldu veKocaeli'nde yapılan savaşlarda denizden destek sağlandı. 1327 yılında Karamürsel'de ilk Osmanlı tersanesi kuruldu ve böylece deniz gücünün kurumsallaşma çalışmaları başladı. Osmanlı donanmasında sıradüzensel düzene geçildi. İlk Kaptan-ı Derya(Donanma Komutanı), Karamürsel Bey oldu. 1337 yılında Kocaeli ele geçirildi. Böylece 1353 yılında gerçekleşecek olan Rumeli'ye geçişin önü açıldı. Bundan sonra donanmanın merkezi sırasıyla İzmit, Gelibolu ve son olarak da İstanbul oldu. İLE/||/<> Donanma da kullanılan ve ana güvertesi ile iki alt güvertesinde top bataryaları bulunan bir kalyon türü. İLE/||/<> Donanmanın büyük gemileri. İLE/||/<> Donanmada kullanılan bir tür küçük savaş gemisi. İLE/||/<> Osmanlı Donanmasında kullanılmış bir tür savaş gemisi. İLE/||/<> Vahdettin'in sığındığı İngiliz zırhlısı. İLE/||/<> Donanma komutanı. İLE/||/<> Deniz askeri. İLE/||/<> Deniz subay ve erlerine verilen ad. )
- DÖNBABA = TURNAGAGASI
( Sardunyagillerden, tohumlarının ucunda turna gagasına benzer ince uzun bir uc bulunan, yaprakları güzel kokulu bir bitki. )
( GERANIUM ROBERTIANUM )
- DÖPİYES[Fr. DEUX-PIÈCES] ile/değil TAYYÖR[Fr. TAILLEUR]
( Yalnızca ceket ve etekten oluşan iki parçalı kadın giysisi. İLE/DEĞİL Ceket, etek ve bluzdan oluşan üç parçalı kadın giysisi. )
- DORUK/ZİRVE[Ar.] ile TEPE
( Dorukta, tüm yollar, aşağı doğru götürür. )
( From the summit all roads lead downwards. )
( EVC, ŞÂHİKA ile ... )
( BERMÂL ile ... )
( SUMMIT vs. HILL/TOP )
- DORUM/KÖŞEK/KÖÇEK/POTUK/TAYLAK/YELEK ile TAYLAN
( Bir yaşına kadar olan deve yavrusu. İLE İki yaşında deve yavrusu. )
- DOYGUNLUK ile/ve/değil/yerine TADINA VARMAK
- DOYUM ile/ve/> TEKRAR
( SATISFACTION vs./and/> REPETITION )
- DOYURUCU ile/ve/değil/||/<> TOK TUTUCU
- DRAM[Fr. < DRAME]/DRAMA ile TRAJEDİ[Fr. < Yun. TRAGEDIE]
( Sahnede oynanmak için yazılmış oyun, drama. | Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu ya da televizyon filmi. | Tiyatro yazını. | Acıklı olay. İLE Konusunu efsanelerden ya da tarihsel olaylardan alan, acıklı sonuçlarla bağlanan bir tür tiyatro yapıtı, facia. | Üzücü iki [ve üzeri] olmazın biraradalığı. )
- DRG/DIAGNOSTIC-RELATED GROUPS[İng.] değil/yerine/= TANI İLİŞKİLİ ÖBEKLER
- DÛÇÂR[Fars.] ile TUTULMUŞ, UĞRAMIŞ, YAKALANMIŞ
( TUTULMUŞ, UĞRAMIŞ, YAKALANMIŞ )
- DUDAKLI KOROLLA = TÜVEYC-İ ŞEFEVÎ = COROLLE LABIÉE
- KEBİKEÇ/DÜĞÜNÇİÇEĞİ[Fars.] = TURNAAYAĞI
( Düğünçiçeğigillerin örnek bitkisi. )
( RANUNCULUS )
- DUMAN ile TUMAN, TENBÂN[Fars.]
( Yanan ya da buharlaşan bir nesneden göğe doğru yükselen yoğunluk. İLE Don, içe giyilen don, şalvar. )
- DÜMDÜZ ile/ve/||/<> TEKDÜZE
- DÜN ile/ve TÂR
( Gece. İLE/VE Karanlık. )
- DÜNÜŞGE[Kençek] ile TERE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yabani tere. İLE ... )
- DÜNYA ile/ve/||/<> TOI 700 D
( ... İLE/VE/||/<> Dünyadan 100 milyon ışık yılı uzaklıkta, yaşama uygun bir gezegen. )
( ... İLE/VE/||/<> TOI 700 D, "TOI" (TESS Object of Interest) 700 D olarak adlandırılan bir öte gezegen ya da güneş dışı gezegen[exoplanet]. Bu gezegen, NASA tarafından Kepler uydu gözlemleriyle ve TESS (Transiting Exoplanet Survey Satellite) tarafından keşfedilmiştir. TOI 700 D, yörüngesinde TOI 700 yıldızının 3. gezegeni olarak bilinmektedir ve yörüngesinin merkezinde bulunan yıldıza yaklaşık 100 dünya günü içinde dönmektedir. [TOI 700 adlı bir yıldızın yaklaşık 100 işaretli yıldızın yakınında yer alır ve yaklaşık D tipi bir yıldız olarak kabul edilir.]
TOI 700 D, gezegenin yörüngesinde döndüğü yıldızın yakınında yer almasına karşın yörüngesinin merkezinde bulunan yıldızın yaklaşık olarak aynı sıcaklıkta olduğu ve dolayısıyla potansiyel olarak yaşam ve yerleşim için uygun bir ortam oluşturabileceği düşünülmektedir. )
- DÜNYA ve/ TÜRKİYE ve/ İSTANBUL ve/ FATİH
( Gövde. VE Yüz. VE Göz. VE Gönül. )
- YALAN:
DÜNYADA ve/||/<> SİYÂSETTE ve/||/<> TİCARETTE ve/||/<> FELSEFEDE ve/||/<> EDEBİYATTA ve/||/<> GAZETECİLİKTE ve/||/<> GENÇLİKTE
( Vefâ. VE/||/<> Vaad. VE/||/<> Reklam. VE/||/<> Safsata. VE/||/<> Mecaz. VE/||/<> Haber. VE/||/<> Aşk. )
- DÜRBÜN ile TELESKOP
( BINOCULARS vs. TELESCOPE )
- DÜRTÜ = DRIVE, IMPULSE[İng.] = IMPULSION[Fr.] = TRIEB[Alm.] = IMPETUS[Lat.]
- DURUM/VAZ:
TAHKİKÎ ile/ve/||/<>/> TEVİLÎ
- DURUŞ ile/ve TUTUM
( Sen doğru dur, kötüler ecelini bulur! )
( POSTURE/POSITION vs./and ATTITUDE )
- DURUŞMA ile/ve/||/<> TENSİB DURUŞMASI/İSTİNÂBE
( ... İLE/VE/||/<> Davanın görülmekte olduğu mahkemeye gönderilmek için başka bir yerde bulunan bir tanığın, oradaki mahkemece ifadesinin alınması. )
- DÜŞÜNCE = FİKİR = THOUGHT[İng.] = PENSÉE[Fr.] = GEDANKE[Alm.] = PENSAMIENTO[İsp.]
- DÜŞÜNCE ile/ve TANRI
( IDEA vs./and THE GOD )
- DÜŞÜNCE ile TEKLİF
( IDEA, THOUGHT vs. PROPOSAL )
- DÜŞÜNCE ile/değil/yerine TÜREYEBİLİR/TÜRETİLEBİLİR DÜŞÜNCE
( İyi düşünceler, hormonların dengeli salgılanmasını sağlar. )
( Yüksek düşünceler, örnek kullanılmadan, hoşnut edici bir biçimde anlatılamaz. )
( Kötü düşünce, döner-dolaşır, ne yapar-eder size ulaşır! )
( Hakkımdaki yüksek düşünceniz, sadece sizin bir düşüncenizdir. [Onu herhangi bir anda değiştirebilirsiniz. Görüş ve kanılara nasıl/neden o kadar önem yüklenebilir?] )
( Your high opinion of me is your opinion only. [Any moment you may change it. How/why attach importance to opinions?] )
- DÜŞÜNCE ile/ve TUTKU
( IDEA vs./and PASSION )
- DÜŞÜNME = TEFEKKÜR = THINK[İng.] = PENSÉE[Fr.] = DENKEN[Alm.] = COGITARE, COGITATIO[Lat.] = NOEIN, DIANOIA[Yun.] = PENSAR[İsp.]
- DÜŞÜNMEK ile TAKILMAK
- DÜŞÜNMEK ile/ve/<> TEKRARLAMAK
( TO THINK vs./and/<> TO REPEAT )
- DUYARLILIK ile/ve "TOPLUMSAL ROL"
( SENSITIVITY vs./and "SOCIAL ROLE" )
- DUYARLI/LIK/HASSASİYET ile TİTİZ/LİK
( Durumunuzun ne denli nazik olduğunu fark ettiğiniz anda uyanık ve tetiksizsinizdir. )
( SENSITIVENESS vs. FASTIDIOUSNESS/FUSSINESS
The moment you have seen how fragile is your condition, you are already alert. )
- DUYARSIZLIK ile/ve TEPKİSİZLİK
( INSENSITIVITY vs./and NON-REACTING )
- DUYGU ile/ve TUTKU
( EMOTION vs./and PASSION )
- DUYGUDAŞLIK = TECAZÜP = SYMPATHY[İng.] = SYMPATHIE[Fr., Alm.] = SYMPATHEIA[Yun.] = SIMPETIA[İsp.]
- DUYGULANIM = TEESSÜR = AFFECTION[İng., Fr.] = AFFEKT, AFFEKTION[Alm.] = CARIÑO[İsp.]
- DUYGUSAL/LIK ile/ve/||/<> TEPKİSEL/LİK
( Bilgisizlikle. İLE/VE/||/<> Bilinçsizlikle. )
- DUYU ve/||/<>/> ALGI ve/||/<>/> BETİMLEME ve/||/<>/> TASARIM
- DUYULARDA:
| GÖRME, DUYMA ve DOKUNMA |
ile/ve/değil/||/<>
TATMA ve KOKLAMA
- DUYULARDA:
GÖRME VE DUYMA ile TATMA VE KOKLAMA VE DOKUNMA/LÂMİSE[Ar.]
( Temsil edilebilirlik sağlayan. İLE Temsil edilebilirlik sağlayamayan. )
( "Süreklilik" sağlar. İLE "Geçici"dir. )
( Duyulara açık olan, en örtük olandır! )
- DUYUM ile TAHMİN
- DUYUSAL DENEYİM ile BİREYSEL BİLİNÇLİLİK ile TOPLUMSAL İLİŞKİLER
- DUYUSAL KANIT ile/ve/||/<> TÜMEL KANIT
( Anlık/zihin. İLE/VE/||/<> Us/akıl. )
- DÜZ ANLAM ile TERS ANLAMLANDIRMA
- DÜZ YÖNELTEÇ/GİDON ile/ve/>< TERS YÖNELTEÇ/GİDON
( )
- DÜZ </=/> TERS
( ANAKİKLİK )
( PALINDROME )
- DÜZELTMEK ile TOPARLAMAK
( TO SMOOTH; TO CORRECT vs. TO PACK/TIDY UP; SUMMARIZE )
- DÜZEN ile/ve TEKRAR
( ORDER vs./and REPETITION )
- DÜZENLEME ile TOPARLAMA
( TO ORGANIZE vs. SUMMARIZE )
- E5 ile/ve TEM
( E5 otoyolu. İLE/VE Avrupa otoyolu. [Transportation European Motorway] )
- ECLIPTIC PLANE and TILT
( %23,5 and % 22 - 24,5 )
- ECLIPTIC değil/yerine/= TUTULUM DÜZLEMİ
- EDEB ve/=/<> TEVHİD
- EDEBİYAT ile/ve TARİH
( Bilim olarak görülmese de her âlimin bilmesi gerekir. )
- EDİLGEN/LİK(PASİF/LİK) ile/ve/değil TAM YERİNDE OLMAK
- EDİMSELLİK:
DOĞADA ve/||/<>/> TİNDE
( İkisinde de kuvvettir. )
- EĞİLİM = TEMAYÜL = INCLINATION[İng., Fr.] = NEIGUNG, ZUNEIGUNG[Alm.] = PROPENSIO, INCLINATIO[Lat.] = INCLINACIÓN[İsp.]
- EĞİTİM ve/<>/|| TEDAVİ
( eğitim şart )
- EĞİTİM = TERBİYE = EDUCATION[İng., Fr.] = ERZIEHUNG[Alm.] = EDUCAIÓN[İsp.]
- EĞLENCE ile TOY
( ... İLE Yemekli eğlence. )
- EK İŞ ile/ve/değil TEK İŞ
- EKİN ile TINAZ
( ... İLE Savrulmak için hazırlanan dövülmüş ekin yığını. )
- EKİN/KÜLTÜR ve/||/<>/> TAT
- EKİN/KÜLTÜR ve/> TÖRE
( Temeli/altyapıyı sunar. VE/> Sürekliliği sunar/sağlar. )
- EKİP/TEAM[İng.] değil/yerine/= TAKIM
- EKİZDE(FOTOĞRAFTA):
TAFK ile/ve/||/<>/> İFSAK ile/ve/||/<>/> TAFK ile/ve/||/<>/> AFSAD ile/ve/||/<>/> AFAD
( [kuruluş yılı] 1950 ile/ve/||/<>/> 1959 ile/ve/||/<>/> 1959 ile/ve/||/<>/> 1977 ile/ve/||/<>/> 1979 )
- EKİZDE/FOTOĞRAFTA:
ANALEMMA ile/ve/||/<> TUTULEMMA
( Bir gök cisminin bir başka gök cisminden gözlendiği zaman, gökküre üzerinde günün belirli bir anındaki ortalama konumuna göre yıl içindeki hareketini gösteren eğridir. Bir analemma fotoğrafı, yıl içinde farklı günlerde hep aynı saatte güneşin fotoğrafını çekerek elde edilebilir. İLE/VE/||/<> Analemma'nın güneş tutulması içereni. )
- EKLEMLİ/MAFSALLI GÖVDE = SÂK-I MAFSALÎ = TIGE ARTICULÉE
- EKLİPTİK[Fr./İng.] değil/yerine/= TUTULUM
( Bir yıl boyunca, Güneş'in, gök küresi üzerinde çizdiği çemberin sınırladığı daire. )
- EKSİKLİK ile/ve/||/<> TAMAMLANAMAZLIK
- EKSİKLİ/LİK ile/ve TUTARSIZ/LIK
( DEFECTIVE/NES vs./and INCONSISTENCY )
- EKSTİRPASYON/EXTİRPATION[İng.] değil/yerine/= TÜMÜYLE ÇIKARIM
- EL ve/<> TÜM ÖRGENLER
- ELDE ETMEK ile/ve/değil TAHSİL ETMEK
- ELE ALMAK ile TARTIŞMA
( "DISCUSS" vs. ARGUE )
- ELE ALMAK ile TARTIŞMA
( DISCUSS vs. ARGUE )
- ELEK ile/ve TEPİR/LEÇER
( ... İLE/VE Tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya yarayan, kıldan ya da kamıştan yapılmış elek. )
- ELEKTRİKSEL İLETKENLİK ile/ve/||/<> TERMAL İLETKENLİK
( Bir nesnenin elektrik akımını iletme yeteneği. İLE/VE/||/<> Bir nesnenin ısıyı iletme yeteneği. )
- ELEKTROKİMYA ile TERMOKİMYA
( Elektrik ve kimyasal tepkimeler arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı. İLE Isı ve kimyasal tepkimeler arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalı. )
- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TARTIŞMA
- ELEŞTİRİ ile/ve TAVIR
( CRITIQUE vs./and MANNER )
- ELEŞTİRİ = TENKİT = CRITICAL[İng.] = CRITIQUE[Fr.] = KRITIK[Alm.] = KRITIKE[Yun.] = CRÍTICO[İsp.]
- ELEŞTİRİ ile/değil/yerine TESPİT
( [not] CRITIQUE vs./but TO DETERMINE
TO DETERMINE instead of CRITIQUE )
- ELEŞTİRMEK ÜZERE BİLGİ TOPLAMAK/CIMBIZLAMAK ile/değil/>< (TAM/DOĞRU/SAMİMİ) DİNLEMEK
- ELMAS ve TIRNAK
( Elmas doğadaki/doğal en sert maddedir. Elması eritebilen tek şey, gözyaşıdır. VE Gözyaşının eritemediği tek şey ise tırnaktır. )
( Gözyaşı, göze kaçan birçok maddeyi eritebilecek keskinliktedir. Geceleri tırnak kesilmemesinin nedeni ise gözyaşının tırnağı eritememesinden dolayı sıçrayıp da göze kaçmaması/batmaması içindir. [Yani, hurafe/bâtıl inanç değildir, dikkat etmek gerekir.] )
( Tavukların kursağı bile tırnağı eritemez. )
( Cam kesiminde elmas kullanılır. )
- ELVAN ve TELVİN
( Doğa. VE Bülbül. )
- EM- ile/||/<> -EMİA/-AEMİA ile/||/<> AP-/APO-/APH- ile/||/<> HEM-/HEMA-/HEMAT-/HEMATA-/HEMATO-/HEMO- ile/||/<> SANGUİ-/SANGUİN- ile/||/<> -PLASMİA ile/||/<> THROMB-/THROMBO-
( Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili durum. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan plazmasının özel bir durumu ile ilgili. İLE/||/<> Pıhtı ya da trombusla ilgili. )
- EMÂNET ETMEK değil/yerine TEŞEKKÜR ETMEK
- EMBOLİ/EMBOLUS[İng.] değil/yerine/= TIKAÇ
- EMBOLİ ile/||/<> TROMBOZ
( Damar içinde dolaşan bir pıhtının tıkanıklığa neden olması. İLE/||/<> Damar içinde pıhtı oluşumu ile tıkanıklık oluşması. )
- EMBOLİZASYON/EMBOLIZATION[İng.] değil/yerine/= TIKAÇLA(N)MA
- EMEL ile TÛLE EMEL
- EMİN OLMAK ve/<> TESLİMİYET
- EMİR ile TÂLİMAT
- EMİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TEKLİF
- EN BÜYÜK SORUNLAR:
KENDİNDEN MEMNUN OL(A)MAMA ile/ve/||/<> TATMİN OL(A)MAMA
- EN BÜYÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> TEK
- EN KALABALIK KENT/LER:
MUMBAI ile TOKYO
( 12,8 milyonluk nüfusu ve 440 km²'lik yüzölçümüyle km² başına 29,042 kişi!
İLE
13,500 km² üzerinde yaşayan 35,2 milyon kişi.[eğer bütün anakent alanı dahil edilirse] )
- EN ile/ve/||/<> TAM
- EN ile/ve TEK
( THE MOST vs./and UNIQUE )
- ENÂT[Ar.] ile TU'EDE[Ar.]
- ENDÛH[Fars.] değil/yerine/= TASA, KAYGI, SIKINTI
- | ENERJİ || HELYUM[He] || NÖTRON |
ile/ve/<>/<
DÖTERYUM[D] || TRİTYUM[T]
( )
- ENERJİ = TERSİNEMEZLİK(ENTROPİ[İng. ENTROPY])
- ENFARKTÜS[Fr. < INFARCTUS] değil/yerine/= TIKANCA
- ENGEL OLMAK değil/yerine TEŞVİK ETMEK
- ENGEL ile/ve TUZAK
( BARRIER vs./and TRAP )
- ENGELLERDE/MÂNİ:
ŞER'Î MÂNİ ile/ve/||/<> TABİÎ'Î MÂNİ ile/ve/||/<> ÖRFE DAYANAN MANİÎ ŞER'Î
- ENSELEMEK" ile "TEPELEMEK"
- EPİGRAF değil/yerine/= TANIMLIK
- ERDEM = FAZİLET = VIRTUE[İng.] = VERTU[Fr.] = TUGEND[Alm.] = VIRTUS[Lat.] = ARETE[Yun.] = VIRTUD[İsp.]
- ERDEM ve/||/<> TÜZE(HUKUK)
( Erdemin ölçüsü, tüze'dir. )
- EREK = GAYE = PURPOSE, END[İng.] = FIN[Fr.] = ZWECK[Alm.] = FINIS[Lat.] = TELOS[Yun. < TELEUTE]
- EREK ile/ve TAVIR
( AIM vs./and MANNER )
- EREKBİLİM = MEBHAS-I GAYAT = TELEOLOGY[İng.] = TÉLÉOLOGIE[Fr.] = TELEOLOGIE[Alm.]
- ERİK ile TÜRBE
- ERİNÇ, DİNGİNLİK = PEACE, REPOSE[İng.] = TRAQUILLITÉ[Fr.] = BERUHIGUNG[Alm.] = QUIETUS[Lat.]
- EROS ve/||/<> LİBİDO
ile/ve/||/<>/<
TANATOS ve/||/<> DESTRUDO
( Eşeysel ve varoluş yönünde dürtü ve güdü. İLE/VE/||/<>/< Varoluşsal dürtü ve güdü. )
( SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/< EDOARDO WEISS )
- EROS ile TANATOS
- EŞ ÖZDEŞİM ile TAMAMLAYICI ÖZDEŞİM
- ESANSİYEL/ESSENTIAL[İng.] değil/yerine/= TEMEL | NEDENİ BİLİNMEYEN
- EŞANTİYON/PROMOTIONAL MATERIAL[İng.] değil/yerine/= TANITMALIK
- ESÂRET[Ar.]/YÛG[Fars.] değil/yerine/= TUTSAKLIK/BOYUNDURUK(/YÜK)
- ESAS ile TAMAMLAYICI
( BASE vs. COMPLEMENTARY )
- ESİR DÜŞMEK değil TESLİM OLMAMAK
- ESÎR[Ar.] değil/yerine/= TUTSAK
- EŞİT OLAMAMA ile/ve/||/<> TAYİN EDİLEMEME
- EŞİTLİK/MÜSÂVAT ile/ve/değil/yerine/< TÜRE/ADÂLET
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< Güçsüzün hakkının/haklarının savunulması/korunması. )
( Kişilerin eşitliği, sadece adâletin [en kısa sürede] sağlanması için [tüze/hukuk önünde] geçerlidir. [ille de bir farkı olacaksa/oldurulacaksa, sadece bilgileri/bildikleri/marifetleri iledir/kadardır.] )
( )
( [CHAT GPT >]
Eşitlik, ırklarına, cinsiyetlerine, dinlerine ya da öteki özelliklerine bakılmaksızın tüm bireylere aynı biçimde davranılması gerektiği düşüncesini belirtir. Bu, herkesin aynı fırsatlara ve haklara sahip olması ve kimliğinden dolayı dezavantajlı ya da ayrımcılığa uğramaması gerektiği anlamına gelir.
Öte yandan, adâlet, yasaların âdil ve uygun biçimde yönetilmesini ve de âdil bir toplumun sürdürülmesini ifade eder. Bireylerin hukuka ve ahlâkî ilkelere göre haklarını almasını ve yanlış davranışın cezalandırılmasını içerir.
Eşitlik ve adâlet, genellikle birbiriyle ilişkili olsa ve örtüşebilse de aynı şey değildir. Eşitlik, herkese aynı biçimde davranmakla ilgiliyken, adâlet, bireylerin hak ettiklerini almasını ve yanlışların ele alınmasını sağlamakla ilgilidir. Bir toplumun eşit olup da âdil olmaması ya da tam eşitlik olmadan adâletin olması olanaklıdır.
[English]
Equality refers to the idea that all people should be treated the same, regardless of their race, gender, religion, or other characteristics. It means that everyone should have the same opportunities and rights, and should not be disadvantaged or discriminated against based on their identity.
Justice, on the other hand, refers to the fair and proper administration of laws and the maintenance of a just society. It involves ensuring that individuals receive what they are due, according to the law and moral principles, and that wrongdoing is punished.
While equality and justice are often related and can overlap, they are not the same thing. Equality is about treating everyone the same, while justice is about ensuring that people receive what they are entitled to and that wrongdoing is addressed. It is possible for a society to be equal but not just, or for there to be justice without complete equality. )
( )
( [not] EQUALITY vs./and/but/< JUSTICE
JUSTICE instead of EQUALITY )
- EŞİTLİK/TESÂVÎ ile TESÂVUK
- ESKİ DİL ile TEMEL DİL
- ESKİZ değil/yerine/= TASLAK
- ESKİZ değil/yerine/= TASLAK
- EŞSÖZ = İADE-İ MÂNÅ = TAUTOLOGY[İng.] = TAUTOLOGIE[Fr., Alm.] = TAUTOLOGIA[Yun.] = COSA FINALIS
- ESTETİK ile/ve/||/<> TARİH
- ETEK ile/ve TARLATAN[Fr.]
( ... İLE Kabarık görüntü vermek için değişik malzemelerle yapılan bir tür iç giysisi. )
- ETEK ile TÜTÜ
( ... İLE Balerin eteği. )
- ETKİ ile/ve/<> TEPKİ
( EFFECT vs./and/<> REACTION )
- ETKİLEMEK ile/ve/<> "TAMAMLAMAK
- ALE ETKİSİ ile/||/<> ALLEE ETKİSİ ile/||/<> BULMER ETKİ ile/||/<> POZİSYON ETKİSİ ile/||/<> TETRİS ETKİSİ ile/||/<> WAHLUND ETKİSİ ile/||/<> YANLIŞ ORTAKLIK ETKİSİ
( Bireylerin kendi türünden bireylerin varoluşundan sağladığı kazancı. İLE/||/<> Tür içindeki bireylerin, aynı türde olanların çevresinde olmasından dolayı kazandığı avantaj.[İlk olarak, 1930 yılında, Warder Clyde Allee tarafından ileri sürülmüştür.] İLE/||/<> Seçilim sürdükçe genetik çeşitlilik azalır, çünkü çeşitlilik doğa tarafından seçilip azaltılır. Bu azalma, ebeveynlerin populasyona göre fenotip çeşitlilik miktarı ile doğru orantılıdır. Çeşitliliğin artışı ise genetik mekanizmalar aracılığıyla sağlanır. İLE/||/<> Genin dışavurumuna [ve fenotipe olan etkisinin] genellikle komşu genlerle olan etkileşiminden etkilendiği ve genlerin mekansal yerleri değiştiğinde (translokasyonda olduğu gibi) ekpresyonunun da değiştiği genetik etki. İLE/||/<> Bireylerin bir etkinliğe çok fazla zaman harcaması sonucu bu etkinliğin düşüncelerini, zihinsel imajını ve düşlerini etkilemesi. İLE/||/<> Bir popülasyon içinde bulunan alt popülasyonlardaki alel frekansının dağılımından ötürü, popülasyon genelinde heterozigotluğun kuşaklar içinde azalması.[1928 - Sten Wahlund] İLE/||/<> Başka kişilerle davranış, tutum, inanç bakımından benzerliklerinin abartılması. )
- ETKİLEŞME ENERJİSİ ile/ve/||/<> TEPKİME HIZI
( Kimyasal etkileşimin başlaması için gerekli olan enerji miktarı. İLE/VE/||/<> Birim zamanda gerçekleşen kimyasal değişim hızını tanımlar. )
- -EURYSİS ile/||/<> TENS- ile/||/<> TRACT-
( Gerilme, genişletici ameliyat. İLE/||/<> Gerilme. İLE/||/<> Çekme, germe. )
- EVİN/EWİN ile TAHIL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Tahıl tanesi, tohum. İLE ... )
- EVRENSEL ile/değil TÜMEL
- EVRİM:
DİRİMSEL ile/değil TARİHSEL
- EVRİM = TEKÂMÜL = EVOLUTION[İng.] = ÉVOLUTION[Fr.] = ENTWICKLUNG, EVOLUTION[Alm.] = EVOLUTIO[Lat.] = EVOLUCIÓN[İsp.]
- EXECUTION vs. TO FASTEN
- EXPENDITURE and PUBLIC EXPENDITURE and TAX EXPENDITURE
( Gider, harcama, masraf. VE Kamu giderleri. VE Vergi gideri. )
- EXPORT PROMOTION and EXPORT RESTRICTIONS and EXPORT SUBSIDY and EXPORT VOLUME and TEMPORARY EXPORT
( İhracatın teşviki. VE İhracat sınırlamaları. VE İhracat sübvansiyonu. VE İhracat hacmi. VE Geçici ihracat. )
- EYTİŞİM/DİYALEKTİK:
DOĞAL ile/ve/||/<> TARİHSEL
- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/||/<> TARİH
- EZBER ile/ve/||/<> TAKLİT
- F ve/||/<> S ve/||/<> T ve/||/<> K ve/||/<> Ç ve/||/<> Ş ve/||/<> H ve/||/<> P
[FISTIKÇI ŞAHAP]
( Bu harfler, ayrık de'lerin kullanımı dışında, ancak, buradaki öteki harflerle kullanılır.
Levent'te | Erdinç'te | Sınıfta | Geçitte, Geçişte | Sancak'ta | Sehpada | Edip'te | Sevinçte, Sevinç'te | Elektrikçi )
- FACEBOOK ile X/TWITTER ile YOUTUBE ile LINKEDIN ile INSTAGRAM ile PINTEREST ile BLOG ile FOUR SQUARE
( Kurabiye yemeyi seviyorum. İLE Kurabiye yiyorum. İLE Bakın nasıl da yiyorum kurabiyeyi. İLE Nasıl kurabiye canavarı oldum? İLE Buyurun, kurabiye yerkenki fotoğrafım. İLE Kurabiye tarifimi de paylaşayım. İLE Kurabiye yapma/yeme anılarım. İLE Şurada, kurabiye yiyorum. )
( I like eating cookie. VS. I'm eating cookie. VS. This is how I eat my cookie. VS. My skills include eating cookie. VS. Here's a photo of the cookie I eat. VS. Here's my recipe for the cookie. WITH Here's my cookie eating experience. VS. This is where I am eating the cookie. )
- FANATİKLEŞ(TİR)ME ile/ve/||/<> TARAFTARLAŞ(TIR)MA
- FARE ile/ve/||/<> TAVŞAN
- FARK[Ar.] ile TEFRÎK[Ar.]
- FARKINDALIK ve/||/<> TUTUM ve/||/<> ÖZGÜNLÜK
( AWARENESS and/||/<> ATTITUDE and/||/<> AUTHENTICITY )
- FARKLAR ile/ve/<>/değil/yerine TEMEL/BELİRLEYİCİ FARKLAR
- FARMAKOLOJİ ile TOKSİKOLOJİ
( İlaçların nasıl çalıştığını ve gövdeyi nasıl etkilediğini inceleyen bir bilim dalı. İLE Zehirlerin nasıl çalıştığını ve gövdeye nasıl zarar verdiğini inceleyen bir bilim dalı. Bu iki dalın kesiştiği noktada, yeni ilaçlar ve tedaviler geliştirilmekte ve zehirlenmelerin önlenmesi ve tedavisi için çalışmalar yapılmaktadır. )
- FARMAKOLOJİ ile/||/<> TOKSİKOLOJİ
( İlaçların etkilerini ve kullanımını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Zehirlerin etkilerini ve tedavisini inceleyen bilim dalı. )
- FARMASÖTİK KİMYA ile/||/<> TOKSİKOLOJİ
( İlaçların kimyasını ve etkilerini inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Zehirli nesnelerin kimyasını ve etkilerini inceleyen bilim dalı. )
- FASİYAL PARALİZİ ile/||/<> TRİGEMİNAL NEVRALJİ
( Yüz kaslarının zayıflığı ya da kötürümlüğü. İLE/||/<> Yüzde ani ve şiddetli ağrı atakları. )
- FASON ile/ve TAŞERON
- FAZ UZAYI ile/ve/||/<> TERSİNEMEZLİK
( ... ile/ve/||/<> 10[üzeri 10 üzeri 25] [olasılıksızlık] )
( m = 3, n= 3 [1/4060]
m = 4, n= 4 [1/10.000]
m = 5, n= 5 [1/100.000] )
- FEATURE OF EARTH değil/yerine/= TOPAN
- FECİR değil/yerine/= TAN
- FEHM ile TEDEKKÜR ile TEFEKKUH
- FELDİSPAT[Alm.] ile TRAKİT[Fr. TRACHYTE]
( Silikatlı mineral grubu. İLE Yanardağ kayalıkları arasında bulunan bir feldispat türü. )
- FELSEFE TARİHİ ile/ve/=/||/<>/>/< TARİH FELSEFESİ
- FELSEFE ve/||/<>/> İDEOLOJİ ve/||/<>/> TÜZE
( Başlar. VE/||/<>/> Deneyimlenir. VE/||/<>/> Düzenlenir. )
- FELSEFE ile/ve/<> TARİH
- FELSEFE ile/ve TASAVVUF
( Akla, biçim verir. İLE/VE Nefse, biçim verir.["Akıl kârı" değildir.] )
- FELSEFE ve/<> TASAVVUF
( Aklın hikmetli dilidir. VE/<> Ahlâkın hikmetli dilidir. )
- FELSEFE ile TEFELSÜF
- FELSEFE ve/<> TIP ve/<> TARİH
( Tabakât Literatürü Üzerine Bir İnceleme
[ www.klasikyayinlari.com/ebooks/default.aspx?kitapid=123 ] )
- FELSEFE ile/ve/||/<> TÜMEL/LİK
( FELSEFE: Tümel anlama ve açıklama. )
- FELSEFE ve/<> TUTKU
( Kişi, felsefeyi, ancak tutkuyla yaşama katar. )
- FELSEFE ve TÜZE(HUKUK)
( Yunan ökesi/dehası. VE Roma ökesi/dehası. )
- FELSEFİ İNSANBİLİM/ANTROPOLOJİ ile TOPLUMBİLİM/SOSYOLOJİ
( İnsanın doğası, anlamı ve varoluşu üzerine felsefi sorgulama. İLE Toplum, sosyal ilişkiler ve kurumlar üzerine bilimsel inceleme. )
- FELSEFİ ÖZDEKÇİLİK/MATERYALİZM ile TARİHSEL ÖZDEKÇİLİK/MATERYALİZM
( Gerçekliğin nesnel unsurlardan oluştuğunu savunan felsefi görüş. İLE Tarihin sınıf çatışmaları ve ekonomik etmenlerle biçimlendiğini savunan görüş. )
- FERÂCE ile TENNÛRE
( =KİSÂ=HIRKA=ABÂ=HULLE=BÜRDE=FERACÂ ile =KAMÎS=GÖMLEK=ENTÂRİ )
( ... İLE Mevlevî dervişlerinin, semâ âyini sırasında giydikleri geniş eteklik. )
- FERÂGAT(BEZL) ile TERK
( Canına kıymazsan, seyahat etme! )
( ABNEGATION vs. ABANDONMENT )
- FERÂGAT ile/ve/<> TESLİMİYET
- FERMAN[Fars.] ile/ve/||/<> TEVKİ[Ar.]
( ... İLE/VE/||/<> Sultan fermanlarına çekilen tuğra. | Bu tuğrayı taşıyan ferman. )
- FERMAN ile/ve/değil TOMAR
- FESTİVAL ile/değil TURNUVA
- FETHA ile/ve KESRE/ESRE/HAFZ ile/ve HEMZE ile/ve ÖTRE/ZAMME ile/ve ŞEDDE/TEŞDÎD ile/ve TENVÎN ile/ve NASB ile/ve REF ile/ve İLLET ile/ve MEDD/E ile/ve MEDD-İ LÎN ile/ve LÎN ile/ve VAV-I ATIFA
( a ya da e [düz ve geniş ünlü] okutan üstün imi. İLE/VE/||/<> ı ya da i [düz ve dar ünlü] okutan im. İLE/VE/||/<> Elif, vav, ye, he üzerine konan işaret - gırtlak vuruşu; elifin adı. İLE/VE/||/<> o, ö, u, ü [yuvarlak ünlü] okutan ötre imi. İLE/VE/||/<> Bir yazacı çift okutan ve şedde denilen im. İLE/VE/||/<> Sözcüğün sonunu, nun gibi okutmak üzere konan iki üstün[-en], iki esre[-in], iki ötre[-ün]. İLE/VE/||/<> Yazacın etha'lıymış gibi a ya da e'yle okunması. İLE/VE/||/<> Bir sözcüğü zammeli[ötre - yuvarlak ünlülü (o, ö, u, ü)] okuma. İLE/VE/||/<> Çeker harfleri[matres lectionis] elif, vav, ye yazaçlarından biri. İLE/VE/||/<> elif, vav, y e'yi çekerek uzatma. İLE/VE/||/<> vav ile ye sesçil imsiz[harekesiz] olup kendinden önceki yazaç üstün imi almışsa medd-i lîn olur. İLE/VE/||/<> Yumuşatarak çekme. İLE/VE/||/<> Atıf vavı. Bağlaç. Arapça ya da Farsça iki sözcüğü birbirine bağlarken, ilk sözcük ünsüzle bitmişse bu yazacı ü gibi okutur [ilim ve irfan~ilm ü irfan], ünlüyle bitmişse iki sözcüğü bağlayan vav, vü biçiminde okunur [kaza ve kader / kaza vü kader]. )
- FETİŞ ile TAPMA/TAPINMA, TAPINCAK
( FETISH vs. TO ADORE/WORSHIP )
( ... cum DEVOTIO )
- FETVÂ ile/ve TAKVÂ
- FEYEZAN/SEYLAP değil/yerine/= TAŞKIN
- FFP/FRESH FROZEN PLASMA | FİLTERING FACE PİECE[İng.] değil/yerine/= TAZE DONMUŞ PLAZMA | YÜZE SÜZGEÇLENEN PARÇA
- FIBONACCI ile/ve/||/<>/> TARTAN
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Aşağıda ve sıkça gördüğünüz kumaş, dönem dönem moda olan, genelde battaniyelerde karşımıza çıkan, geleneksel "İskoç deseni"ni de anımsatıyor. Bu tarz desenlere, "tartan" adı veriliyor.
Geçtiğimiz yıllarda bu tartanlardaki çizgilerin kalınlığının 1,1,2,3,5,8,13,21... biçiminde devam eden Fibonacci sayılarına göre oluşturulduğu fark edildi.
İlk tasarımcıların neden bu biçimde döşeme yaptığıyla ilgili bir bilgimiz olmasa da böyle bir ilişki olduğunu görmek çok heyecan verici... )
( )
- FİDAN:
AÇIK KÖKLÜ ile TÜPLÜ
( )
- FİİLLERDE:
MEMNÛ ile/ve/||/<> TAVSİYEYE ŞÂYÂN / GAYR-I ŞÂYÂN ile/ve/||/<> MUBAH
- FIKIH ile TARİHÎ BİLGİ
( Olması/Olmaması Gereken İLE "Ne olmuş" olduğu )
- FIKIH ve/> TASAVVUF
( "Tasnif'ul Ulûum" kitabında Tasavvuf: "İmanın meyvesi ve İslâm'ın neticesi."/"Hüve semeretül iman ve neticetü'l-İslâm" )
( İman ve itikadı anlatan geniş ve derin ilim.[Bu ilmi anlatan kitaplara AKÂİD de denilir.] VE Gövde ile yapılacak ahkâm-ı islâmiye'yi bildiren ilim ve kitapları. VE Halk için, tahsili olmayanlar için yazılmış olan ve herkesin bilmesi, inanması ve yapması gereken kelâm, ahlâk ve fıkıh bilgilerini kısaca ve açıkça anlatan ilim ve kitapları. )
- FİKİR ile TEZÂHÜR
( IDEA vs. TO APPEAR )
- Fİ'L[Ar.] ile HALK[Ar.] ile TAĞYÎR[Ar.]
- FİLİZ ile TOMURCUK
( Tohumdan ya da tomurcuktan çıkan körpe ve küçük dal, sürgün, ışkın, eşkin, cımbar, çıvgın, şıvgın. İLE Bir bitkinin üzerinde bulunan ve ileride sap, çiçek ya da yaprak verecek olan filiz. | Çiçek açacak gonca. )
- FİLİZLEMEK ile FİLİZLENME ile FİLİZLENMEK ile TOMURMAK
( Bitkilerin, gereğinden çok olan filizlerini kırmak. İLE Yumruların üzerinde, ince uzun filizlerin belirmesi biçiminde görülen patates hastalığı. İLE Filiz vermek. | Gelişmeye, büyümeye başlamak. İLE Ağacı dibinden kesmek. | Ağaç ve asmalarda filiz vermek üzere gözler kabarmak, tomurcuklanmak. | Şişip kabarmak. )
- FİLOZOF BİLİM İNSANI ile TEKNİK BİLİM İNSANI
- FIRKA:
SİYASİ PARTİ ile/||/<> TÜMEN
- FIRTINA ile TURNAGEÇİDİ
( ... İLE Baharda esen bir fırtına. )
- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU
( 1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü )
( MUHÂCEZE: Fısıldamak. )
- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU:
1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü.
- FİTNE ile/ve TEŞVİŞ
- FİZİK ile KUVANTUM FİZİĞİ ile TERMO DİNAMİK
- FİZİKSEL KİMYA ile/||/<> TERMODİNAMİK
( Kimyasal süreçlerin fiziksel özelliklerini inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Enerji ve nesne arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalı. )
- FOLKLOR[Fr. < FOLKLORE]/HALKİYAT[Ar.] değil/yerine/= TUYBİLİM/HALKBİLİM
- FOLKLORİK değil/yerine/= TUYBİLİMSEL
- FOLKSONOMİ/FOLKSONOMY[İng.] değil/yerine/= TOPLUMSAL SINIFLANDIRMA
- FORSEPS/FORCEPS[İng.] değil/yerine/= TUT ÇEK
- FORUM[Lat.] değil/yerine/= TOPLU TARTIŞI/TARTIŞMA
- FOSİLBİLİM değil/yerine/= TAŞILBİLİM
- FOSİLLEŞME değil/yerine/= TAŞILLAŞMA
- FOTOĞRAF ile TEMSİL
- FOTOKİMYA ile/||/<> TERMOKİMYA
( Kimyasal süreçlerdeki ışık etkilerini ya da ışık etkisiyle gerçekleşen kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Isı etkisiyle gerçekleşen kimyasal süreçleri ya da kimyasal süreçlerdeki ısı değişimlerini inceleyen bilim dalı. )
- FOTOTAKSİ ile/ve TROPİZM
( Işığa doğru hareket. İLE/VE Işık, ısı gibi dış etkilerle bir organizmanın belirli bir yöne doğru yer değiştirmesi. Doğrulum. )
- FOTOVOLTAİK KİMYA ile/||/<> TERMOELEKTRİK KİMYA
( Işığı elektrik enerjisine dönüştüren kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Isıyı elektrik enerjisine dönüştüren kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. )
- FRESK ile/||/<> KÖŞEBENT ile/||/<> KEMER ile/||/<> TEPELİK
( Yaş sıva üstüne boya ile yapılan resim ve süsleme. İLE/||/<> Dikdörtgen ve kare formlu biçimlerde köşelere yapılan süsleme. İLE/||/<> Dairesel, örgülü ara taşıyıcı ve bezeme öğesi. Düşey güçleri yatay güçlere çevirip kemer ayaklarından zemine taşıyan geçiş ögesi. İLE/||/<> Kompozisyonu oluşturan süs düzeninin üst ya da tepe bölümlerinde bulunan motifler. )
- ft. pulv.[Lat. < FIAT PULVIS] değil/yerine/= TOZ DURUMUNA GETİRİNİZ
- FULL-TIME[İng.] değil/yerine/= TAM GÜN
- FULMINAN/FULMINANT[İng.] değil/yerine/= TEZ KÖTÜLEŞEN
- FULTAYM değil/yerine/= TÜM GÜN/TÜM SÜRE
- FURGON[Fr. < FOURGON] ile/ve/||/<> TORNET[Fr. < TOURNETTE]
( Yolcu katarlarına eklenen yük vagonu. İLE Bilyeli tekerlekler ve küçük bir sandıktan oluşan basit taşıma aracı. )
- FURKAN ile/ve/<> TEFRİK
- G ile/ve/||/<> V ile/ve/||/<> a ile/ve/||/<> (x,y,z ile/ve/||/<> t)
( Gama. İLE/VE/||/<> Hız. İLE/VE/||/<> İvme. İLE/VE/||/<> Mekân. İLE/VE/||/<> Zaman. )
- GAFLET ile/ve/değil TESADÜF
- GAGA ile TUMŞUK/TOMŞUK
( ... İLE Papağan, kartal vb. kuşların kemerli gagası. )
- GALILEO AÇMAZI ile/ve/||/<> HILBERT OTELİ AÇMAZI ile/ve/||/<> TRISTRAM SHANDY AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI
- GAMBOT[İng. < GUN-BOAT] değil/yerine/= TOPÇEKER / SAVAŞ GEMİSİ
( Ağır top taşıyan küçük savaş gemisi. | Top çeken araç. )
- GARANTİ ile/ve/değil/yerine TEDBİR
( [not] GUARANTEE vs./and/but PRECAUTION
PRECAUTION instead of GUARANTEE )
- GAY(HOMO/"İBNE") ile TRAVESTİ/TRANSVESTİ ile TRANSEKSÜEL("DÖNME")
( Gay: Homoseksüel. Lezbiyenler için de kullanılır. Gay(Daha çok bilinen): Eril görünümde olup, öteki eril görünümlü kişilerle yakın ilişki kuran ve eşeysel/anal(pasif ve/ya da aktif) ilişkiye giren kişilere verilen ad. İLE Tra(ns)vesti: Eril gövde doğumlu olup, daha sonra dış görünümünde dişilliğe bürünen fakat penis ve testisleri(ya da sadece penisleri) yerinde durmaya devam eden(bazılarının testislerin olduğu bölgeye, (penis aynı yerinde kalarak) penisin altına, görünümü ve işlevselliğini taşıyan vajina oluşturan, eril gövdelerle ilişkiye(daha çok para/maddi çıkar karşılığı) giren kişilere verilen ad. İLE Transeksüel: Gövdesini tamamen öteki gövdenin biçimine büründürmüş, göğüs ve eşeysel örgenlerini tamamıyla ve birebir değiştiren, çeşitli "homoseksüel" ilişkiler kuran kişilere verilen ad. )
- GAYRET ile/ve TAHSİL
( Kişiden. İLE/VE Allah'tan. )
- GAYRET ve/<> TEVEKKÜL
- GAYRET ile/ve/> TEVHİD
- GAYRİMENKUL[Ar.] değil/yerine/= TAŞINMAZ
- GAZETE ile TAKVİM-İ VEKÂYİ
( ... İLE Osmanlı Devleti'nin ilk resmi gazetesi. 01 Kasım 1831'de yayımlamaya başlamıştır. Siyasal haberlerin ve bildirilerin yanı sıra, yasaları, tüzükleri de tam metin verir, ayrıca iç ve dış önemli olaylarla fen, sanat, ticaret ve ziraat İLE ilgili haberler de içerirdi. )
- GEÇERLİLİK ve/||/<> TUTARLILIK ve/||/<> TARİHSELLİK
- GEÇİCİ = TRANSITIENT, TRANSITIVE[İng.] = TRANSITIF[Fr.] = ÜBERGEHEND[Alm.] = TRANSIENS[Lat.]
- GEÇMİŞE YÜRÜMEZLİK/TEK YÖNDE DEĞİŞİM ile/ve/=/||/<> TERSİNEMEZLİK
- GELENEKTE:
SÜREKLİLİK ile/ve/<> TUTARLILIK
( CONTINUITY vs./and/<> CONSISTENCE :IN TRADITION )
- GELİŞİM ile/ve TAMAMLANMA
( DEVELOPMENT vs./and TO GET COMPLETE, COMPLEMENT )
- GEMİ ile TRANSATLANTİK
( SİRİUS: Atlas okyanusunu aşan ilk buharlı gemi. )
- GENÇ GÖVDE, GÖVDECİK = RÎŞ = TIGELLE
- GENDER[İng.] değil/yerine/= TOPLUMSAL CINSİYET
- GENEL ile/ve TEMEL
( Uzlaşım. İLE/VE Zorunluluk. )
( GENERAL vs./and BASIC )
- GENEL ile TÜM
( GENERAL vs. WHOLE )
- GENEL ile/ve TÜMEL
( Vahdet. İLE/VE Ahad. )
( Zorunluluk yoktur/olmaz! İLE/VE Zorunluluk vardır, aranır ve/ya da bulunmak zorundadır. )
( GENERAL vs./and UNIVERSAL )
- GENELDE ile/ve/değil TEMELDE
- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/ya da/||/<>/= İNDİRGEME ile/ve/ya da/||/<>/= ÖZDEŞLEŞTİRME ile/ve/ya da/||/<>/= "KÖKTENCİLİK" ile/ve/ya da/||/<>/= "TOPTANCILIK" ile/ve/ya da/||/<>/= "SONUÇ ODAKLILIK"
( Tüm genelleme ya da indirgemeler, tamamen yanlıştır! )
( GENERALIZATION vs./and TO REDUCE, REDUCTION vs./and IDENTIFICATION vs./and RADICALISM vs./and WHOLENESS vs./and FOCUSING TO CONSEQUENCE/RESULT )
- GENELLEME ile TOPTANCI TUTUM
( GENERALIZATION vs. WHOLENESS ATTITUDE )
- GENELLEŞTİRME = TAMİM = GENERALIZATION[İng.] = GÉNÉRALISATION[Fr.] = GENERALISATION[Alm.] = GENERALIS[Lat.]
- GEO- ile/||/<> TOP-/TOPO-/-TOPY
( Yer, toprak. İLE/||/<> Yer, yerleşim, lokalize. )
- GEOMETRİ[Fr./İng. < Yun.] ile/ve TOPOLOJİ[Fr./İng. < Yun.]
( İki nokta arasındaki en yakın mesafeye, doğru denir. )
( Bir şey, yıkılınca, prizmatik durur. )
( Nokta, çizgi, açı, yüzey ve nesnelerin birbiriyle ilişkilerini, ölçümlerini, özelliklerini inceleyen matematik dalı. | Bu konu ile ilgili olan kitap ya da ders. İLE Geometrik nesnelerin nitelikleriyle ilgili özelliklerini ve bağıl konumlarını, biçim ve büyüklüklerinden ayrı olarak alıp inceleyen geometri dalı. )
- GERÇEK "BİR ..." ile/değil "TAM BİR ..."
- GERÇEK KİŞİ/LİK ile TÜZEL KİŞİ/LİK
- GERÇEKLİK ile/ve (TOPLUMSAL) UZLAŞIM
( REALITY vs./and [SOCIAL] COMPROMISE )
- GERÇEKLİK = TRUTH[İng.] = VÉRITÉ[Fr.] = WAHRHEIT[Alm.] = VERITAS[Lat.]
- GERÇEKLİK/HAKİKAT:
ÇÜRÜTEMEDİĞİMİZ ve/||/<> TÜKETEMEDİĞİMİZ
- GERDEK/GİRDEK[Fars.]/ZİFÂF, ARÎS[Ar.]/EVANGADİ[Etiyopya'da] ile/ve/> TÜM GÜN VE GECELER
( TAHCÎL[Ar. < HACLE]: Gerdeğe sokma. | HACLE: Gelin odası. )
- GEREKSİNİM/AÇLIK:
UYARILMA ile/ve/||/<>/> TANINMA ile/ve/||/<>/> YAPILANDIRMA
- GEREKSİNİM ile/ve/değil/||/<>/< TAMAMLAYICI/LIK
- GERGEDAN ile TÜYLÜ GERGEDAN
( ... İLE Yaklaşık 10.000 yıl önceye kadar yaşamış bir gergedan türü. )
- GERGİN/LİK ile/ve/||/<> TEDİRGİN/LİK
- GERİ TEPME ile/ve/||/<> TERS TEPME
- GEŞÜR/GEZRİ/TURMA = TURP
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- GETR[Fr.] değil/yerine/= TOZLUK
( Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş vs.'den yapılmış nesne. )
- GEZEGEN ADLARI ve/> TANRI ADLARI
- GEZGİN TURİST
( TRAVELLER
TOURIST )
- GİRD değil/yerine/= TOPLANMAK, TOPARLANMAK, BİRİKMEK
- GİRİFTÂR[Fars.] ile TUTKUN
- GİYSİ ile/ve/||/<> TUHAFİYE[Ar.]
( Çorap, mendil, eldiven gibi giyim ile kurdele, dantel gibi giysi süsüne yarar şeyler. )
- GİZEMCİLİK = TASAVVUF = MYSTICISM[İng.] = MYSTICISME[Fr.] = MYSTIZISMUS[Alm.]
- GİZEMCİLİK(MİSTİSİZM) ile/ve TASAVVUF
- GİZLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> TERSİYLE GÖSTERMEK
- GNOZİ/GNOSIA[İng.] değil/yerine/= TANIMA
- GÖLGE ile TAM GÖLGE
( Gölge, varolanı gösterir. )
( SHADOW vs. UMBRA )
- GÖLGE ile/ve/||/<> TÜREV
- GÖLGEBALIĞI ile TAŞLEVREĞİ/MİNAKOP
( Alabalıkgillerden, uzunluğu 20-50 cm., sırt yüzgeci büyük, tatlı su balığı. İLE Gölgebalığıgillerden, büyük, Atlantik, Akdeniz ve Karadeniz'de yaşayan bir balık. )
( THYMALLUS THYMALLUS cum UMBRINA CIRHOSA )
- GÖMLEK ile TESPİT(/DELİ) GÖMLEĞİ
- GÖMÜLMEK değil TOPRAĞA SIRLANMAK
- GÖMÜLMEK değil TOPRAĞA SIRLANMAK
- [not] GOODNESS/KINDNESS vs./and/but TO GIVE TO THE BUSINESS IT'S DUE
- KİŞİ:
"GÖRDÜĞÜMÜZ" ile/ve/değil/yerine TANIDIĞIMIZ
- GÖREV/İMİZ:
"SİYASET" değil TESİS-İ ADÂLET
- GÖRÜ:
BÜTÜNSEL ile/ve/=/||/<> TANRISAL
- GÖRÜ ile/ve TANIKLIK
- GÖSTERMEK ile/ve/||/<> TANITMAK
- GÖT KOKUSU değil/yerine/||/<>/< TER ya da BOK KOKUSU
- GÖVDE VE DALLAR = SÂK VE A'ZÂ = TIGE ET RAMEAUX
- GÖVDE ve/||/<> ANLIK(ZİHİN) ve/||/<> TİN
( Çap/çeper. VE/||/<> Yarıçap. VE/||/<> Merkez. )
- GÖVDE = BEDEN = BODY[İng.] = CORPS[Fr.] = DAS LEIB, DER KÖRPER[Alm.] = IL CORPO[İt.] = EL CUERPO[İsp.] = CORPUS[Lat.] = TO SOMA, HO KHROS[Yun.] = CİSM, CESED, CURM[Ar.] = BEDEN[Fars.] = HET LICHAAM[Felm.] = DEHA[Sansk.]
- GÖVDE = SÂK = TIGE
- GÖVDEDEN DOĞMAK/DOĞAN ile/ve TOPLUMDAN DOĞMAK/DOĞAN ile/ve KENDİNDEN DOĞMAK/DOĞAN
- GÖVDENİN DENGESİNDE: SU ve TUZ
- GÖZE/HÜCRE ile TURGOR
( ... İLE Gözenin çok su çekerek şişmesi, özsuyunun kıvamının azalması. )
- GÖZLEMLEMEK ile TARAMAK
( TO OBSERVE vs. TO SCAN )