Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

P'LERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 02 May 2025 ]
itibariyle 2946 başlık/FaRk ile birlikte,
3230 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(4/4)


- PLAZMA/PLASMA[İng.] değil/yerine/= KAN SIVISI


- PLAZMOLİTİK ile TURGORLUK

( Bitki gözelerinin su kaybederek büzülmesi. İLE Bitki gözelerinin su alarak şişmesi ve sertleşmesi. )


- PLAZMOLİZ değil/yerine/= BÜZÜNME/SU SALMA


- PLAZMOLİZ ile HEMOLİZ

( Göze zarının göze çeperinden ayrılması. İLE Kırmızı kan gözelerinin parçalanması. )


- PLC/PROGRAMMABLE LOGIC CONTROLLERS[İng.] değil/yerine/= PROGRAMLANABİLİR MANTIK DENETLEYİCİLERİ


- PLEASED vs. HAPPINESS


- PLEASURE vs. INDOLENCE


- PLEASURE vs./and RENUNCIATION

( ZEVK ile/ve FERAGAT )


- PLEASURE vs./and JUDGEMENT


- PLEDGE[İng.] değil/yerine/= DESTEK


- -PLEGİA/-PLEGY ile/||/<> -PLEXİA

( Paralizi, palsi, felç. İLE/||/<> Paralizi. )


- PLEİSTOSEN[Fr. < Yun.] değil/yerine/= BUZUL DÖNEMİ


- PLEJİ/PLEGIA[İng.] değil/yerine/= FELÇ


- PLEKSUS/PLEXUS[İng.] değil/yerine/= SİNİR-DAMAR AĞI


- PLENTY vs. PLENTIFUL


- PLEOMORFİK/PLEOMORPHİC[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİ


- PLEOMORFİZM/PLEOMORPHISM[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİLİK


- PLETHRON[Yunan çağında, Anadolu'da] ile ...

( 100 ayak. )


- PLEVRA[İt.] ile/ve PERİTON[Fr. < Yun.] ile/ve MASRİKA

( Göğüs boşluğunun iç yüzünü ve akciğerleri saran zar. İLE/VE Karın zarı. İLE/VE Bağırsakları tutan karın iç zarı. )


- PLİKA/PLICA[İng.] değil/yerine/= KATLANTI


- PLİKASYON/PLICATION[İng.] değil/yerine/= KATLANMA


- PLIMPTON 322 : x² + y² = z²

( Babil'de bulunan çivi yazılı bir kil tablettir. Tableti özel kılan ise matematiksel içeriğidir. En önemlisi, Plimpton 322 olan yaklaşık 400 tablet sayesinde, Babil dönemi matematiği çözümlenmiştir. Tabletin, milâttan önce 1800 ilâ 1650 yılları arasında yazıldığı tahmin edilmektedir. )


- PLONJON[Fr.] değil/yerine/= DALIŞ


- PLOT[İng.] değil/yerine/= KURGU, ANA ÇİZGİ


- PLOTINOS/PLOTINUS ve/||/<>/> PORPHYRIOS/PORFİRİOS ve/||/<>/> PROCLUS

( [ö.] 270 ve/||/<>/> M.S. 305 ve/||/<>/> 17 Nisan 485 )


- PLOTINUS ile/ve/<> ORIGANES ile/ve/<> LONGINUS


- PLSI/PROBABILISTIC LATENT SEMANTIC INDEXING[İng.] değil/yerine/= OLASILIKLI GİZLİ ANLAMSAL İNDEKSLEME


- ŞAKÜL/ŞAKUL/ŞAVUL[Ar.]/PLUMB[İng.] değil/yerine/= ÇEKÜL


- PLURAL vs. SINGULAR


- PLÜRALİST değil/yerine/= ÇOĞULCU


- PLÜRALİST değil/yerine/= ÇOKÇU


- PLÜRALİZM değil/yerine/= ÇOĞULCULUK


- PLÜRALİZM değil/yerine/= ÇOKÇULUK


- PLÜTOKRASİ[Fr. < PLOUTOCRATIE] ile BEY ERKİ / VARSIL ERKİ

( "Zenginlerin yönetimi, zenginler iktidarı." )


- PLUTOKRASİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= VARSILERKİ


- PLÜTON:
GEZEGEN ile CÜCE GEZEGEN

( Kuiper Kuşağı'nda yer alan Plüton bu kuşaktaki öteki gök nesnelerine göre en büyüklerden biri olmasına karşın, Dünya'nın uydusu olan Ay'dan daha küçüktür. Güneş Sistemi'nde bilinen en büyük cüce gezegen olan Plüton'un, Güneş'in etrafındaki dönüş süresi 248 yıl sürmektedir. )

( Adı 1930'da, 11 yaşındaki Oxford'lu kız öğrenci Venetia Burney tarafından verildi. Venetia'nın dedesi, torununun yaptığı öneriyi yakın arkadaşı Oxford Astronomi Profesörü Herbert Hall Turner'a iletmesiyle konulmuştur. )

( PLANET vs. DWARF PLANET )


- PLUTON:
GEZEGEN ile/ve/değil GAZ BULUTU

( Yoğunlaşırsa. İLE/VE/DEĞİL Kümelenirse. )


- PLUTON OLMA! ve MERKÜR OLMA!

( Donarsın! VE Yanarsın! )

( İkisi de olma! Dünya/da ol! )


- PLUTON ile/ve/||/<> CHARON

( ... İLE/VE/||/<> Plüton'un en büyük uydusudur. Aynı zamanda, Plüton'a en yakın olan uydudur. Çapı, yaklaşık olarak Plüton'un yarıçapı kadardır. Yüzey sıcaklığı, yaklaşık olarak -220 ºC olan uydunun yüzeyi, metan ve donmuş buz nitrojen ile kaplıdır. Charon'un yüzeyinde, 7-8 kilometre kadar derinliğe sahip ve yaklaşık 1000 kilometre kadar uzanan kanyonlar olduğu gözlemlenmiştir. 2015 yılında, New Horizons uzay aracı, Charon'a 21 bin kilometre kadar yaklaşmıştır ve uydu hakkındı bazı önemli bilgiler toplamıştır. )


- PLUTONYUM[Fr.] ve/<>/< NEPTUNYUM

( Atom numarası 94 olan, neptunyumdan elde edilen, radyoaktif bir öğe. [Simgesi: Pu] VE/<>/< ... )


- PLÜVİYOMETRE[Fr.] değil/yerine/= YAĞIŞÖLÇER


- PLÜVİYOMETRE değil/yerine/= YAĞIŞÖLÇER

( Belirli bir zamanda. belirli bir yerde düşen yağış miktarını ölçmeye yarayan aygıt. )


- PM/PACEMAKER[İng.] değil/yerine/= KALP PİLİ


- PNEUMO-/PNEUMON-/PNEUMONO- ile/||/<> PULMO- ile/||/<> BRONCH- ile/||/<> HEPA-/HEPAT-/HEPATICO-/HEPATO- ile/||/<> ANTHRACO-

( Akciğer, hava ya da solunumla ilgili. İLE/||/<> Akciğerlerle ilgili. İLE/||/<> Bronş. İLE/||/<> Karaciğerle ilgili. İLE/||/<> Kömür, siyah renk ile ilgili [antrakoz: Akciğerlerde kömür tozu birikmesi]. )


- PNN/PROBABILISTIC NEURAL NETWORKS[İng.] değil/yerine/= OLASILIKSAL SİNİR AĞLARI


- PNÖMOTİK/PNEUMATIC[İng.] değil/yerine/= HAVALI, HAVA BASINÇLI


- PO&SUP2;/PARTIAL OXYGEN PRESSURE[İng.] değil/yerine/= PARSİYEL OKSİJEN BASINCI


- POA/PROOF OF AUTHORITY[İng.] değil/yerine/= YETKİ BELGESİ


- PÖÇ/UCA değil/yerine/= KUYRUKSOKUMU


- pocul.[Lat. < POCULUM] değil/yerine/= BARDAK


- PODYUM[Yun.] değil/yerine/= ÇIKMALIK, YAYKIN

( Genellikle atletizm yarışmalarında derece alan atletlerin ya da giysileri sergilemek için mankenlerin çıktığı, merdivenli, yüksekçe yer. )


- POESİS ile/değil MİMESİS


- POETİK[İng./Yun.] değil/yerine/= ŞİİRSEL


- POETİKA ile/ve/||/<>/> RETORİK ile/ve/||/<>/> DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ANALİTİK

( Üretim/İntac. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... )


- POETRY vs. POEM


- POH POH (SERİLMEK)


- POİKİLO- ile/||/<> -TROPE/-TROPİC/-TROPİSM/TROPO-/-TROPY

( Değişik, düzensiz. İLE/||/<> Dönme, döndürücü, dönme ya da değişme eğilimi. )


- POLAR ile/>< APOLAR

( Elektronların eşit olmayan dağılımı sonucu oluşan moleküller. İLE/>< Elektronların eşit dağıldığı moleküller. )


- POLARİS değil/yerine/= KUZEY YILDIZI


- POLARITE/POLARITY[İng.] değil/yerine/= KUTUPLULUK


- [Fr.] POLARİTE ile POLARİZASYON ile POLARMA ile POLAROİT

( Bir elektrik üretecinin kutuplarını birbirinden ayırt etmeyi sağlayan nitelik. İLE Kutuplanma. İLE Doğrudan doğruya, kendi kaynağından çıkan bir ışığın, yansıdıktan sonra ya da kırıldıktan sonra gösterdiği özelliklerin tümü. | Kimyasal tepkimeler dolayısıyla bir pildeki gerilimin düşmesi. İLE Geçirdiği ışığı polaran saydam yaprak. | Çekim ve baskı işlemlerini çok çabuk ve otomatik olarak yapan fotoğraf makinesi. )


- POLARİZASYON/POLARISATION değil/yerine/= UCLAŞMA/KUTUPLAŞMA


- POLARİZASYON/POLARIZATION[İng.] değil/yerine/= KUTUPLAŞMA


- POLARİZASYON değil/yerine/= UCAYLANMA


- POLARÖLÇER/POLARİMETRE[Fr.] ile POLARİSKOP[Fr.]

( Bir ışığın, polarma oranını ölçmeye yarayan aygıt. İLE Bir ışığın, doğal ya da polarılmış olup olmadığını belirlemeye yarayan aygıt. )


- POLE değil/yerine/= UÇ, UCAY


- POLEMARKHOS ve SOKRATES

( İkisinin de haksız/yersiz öldürülme nedeni, mal varlıklarıydı. )

( Mal varlığından dolayı. VE Bilgi ve düşünme varlığından dolayı. )


- POLEMIC vs. PHILOSOPHICAL DISCUSSION


- POLEMİK[Yun.]/YAZILI TARTIŞMA ile FELSEFİ TARTIŞMA

( POLEMIC vs. PHILOSOPHICAL DISCUSSION )


- POLEN, ÇİÇEK TOZU = TAL' = POLLEN


- POLEN/POLLEN[İng.] değil/yerine/= ÇİÇEK TOZU


- POLEN TÜPLERİ = ECZA-İ TALÎ'A = UTRICULES POLLINIQUES, TUBES POLLINIQUES


- POLİ-/POLİO- ile/||/<> POLY- ile/||/<> PLURİ-

( Gri, beyin ve sinir sisteminin gri maddesi ile ilgili. İLE/||/<> Çok, fazla, birçok bölümleri tutan, çok kaynaklı, çok tipli. İLE/||/<> Çok, fazla. )


- POLİASİT ile POLİYESTER/POLYESTER[Fr.]

( ... İLE Tahta üzerine sürüldüğünde koruyucu, parlak bir katman oluşturan, poliasitin doymamış alkollere ya da glikollere etkimesiyle elde edilen kimyasal madde. )


- POLİÇE[< İt. < Yun.] ile BOLİÇE

( Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir parayı, kendi adına ya da bir başkasının buyruğuna ödemesi için alacaklının, borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )


- POLICE vs. POLICEMAN


- POLİÇE[İt. < POLIZZA] ile/ve/||/<>/> KLOZ[Fr. < CLAUSE]

( Belirli bir sürenin sonunda belirli bir parayı kendi adına ya da bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE/VE/||/<>/> Sigorta poliçelerinde özel koşulları bildiren ek başlıklar. )


- POLİÇE[İt. < BOLIZZA] ile BOLİÇE[İbr.]

( Belirli bir sürenin sonunda belirli bir parayı kendi adına ya da bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )


- POLİÇE değil/yerine/= ÖDEKÇE


- POLİÇE[< İt. < Yun.] değil/yerine/= SİGORTA BELGİTİ


- [ne yazık ki]
POLİFALJİ ile/ve/||/<> OBURLUK


- POLİFONİ değil/yerine/= ÇOKSESLİLİK


- POLİFONİK değil/yerine/= ÇOKSESLİ


- POLIFORM/POLYFORM[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİ


- POLİGENİK/POLYGENIC[İng.] değil/yerine/= ÇOK GENLİ


- POLİGİNİ/POLİJİNİ ile/ve POLİANDRİ ile/ve POLİGAMİ

( Erilin çok eşliliği. İLE/VE Dişilin çok eşliliği. İLE/VE Çok eşlilik. )


- POLİGON ile ...

( Çokgen. )


- POLİGON değil/yerine/= ATIŞ ALANI


- POLİGON değil/yerine/= ÇOKGEN


- POLİGRAFİ ile/ve PASİGRAFİ


- POLİMER KİMYASI ile/||/<> ELASTOMER KİMYASI

( Polimerlerin yapısını ve özelliklerini inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Elastomerlerin yapısını ve özelliklerini inceleyen bilim dalı. )


- POLİMER KİMYASI ile/||/<> MAKROMOLEKÜLER KİMYA

( Polimerlerin yapısını ve özelliklerini inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Büyük moleküllerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )


- POLİMER KİMYASI ile/||/<> MONOMER KİMYASI

( Polimerlerin yapısını ve özelliklerini inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Monomerlerin yapısını ve özelliklerini inceleyen bilim dalı. )


- POLIMER/POLYMER[İng.] değil/yerine/= ÇOĞUZ


- POLİMER[Fr. < POLYMERE] ile/ve/||/<>/> KOPOLİMERLEŞME ile/ve/||/<>/> KOPOLİMER[Fr. < COPOLYMERE]

( Tekrarlanan yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı birleşikler. İLE/VE/||/<>/> Doymamış birleşikler karışımının büyük moleküller vererek polimerleşmesi. İLE/VE/||/<>/> Kopolimerleşme ile elde edilen nesne. )


- POLİMER ile POLİMERİ[Fr. < Yun. POLUS: Çok. | MEROS. Yan.] ile POLİMERLEŞME ile POLİMERLİK

( Yinelenen yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı bileşikler. İLE Polimerlik. İLE Benzer ya da farklı birçok küçük molekülün, "polimer" denilen büyük moleküller biçiminde birleşmesi. İLE Biri, ötekinin polimeri olan iki molekül arasındaki bağıntı. )


- POLIMERİZASYON/POLYMERIZATION[İng.] değil/yerine/= ÇOĞUZLAMA


- POLİMERİZASYON ile/>< DEPOLİMERİZASYON

( Monomerlerin birleşerek polimer oluşturması. İLE/>< Polimerlerin monomerlere ayrılması. )


- [Yun.] POLİMNİA ile/<> MELPOMEN ile/<> KALYOPE ile/<> KİLYO ile/<> ÖTERP ile/<> TERPSİGOR ile/<> ERATO ile/<> TALİA

( DOKUZLUKLAR[Yun. ENNEADLAR]
[simgelerdi...]
Ruhların, metafizik ve kehanet bilimlerinin sanatını.
İLE/<>
Yüzünde taşıdığı trajik maske ile Yaşam ve Ölümü.
İLE/<>
Bilimin tekrar doğuş sürecini.
İLE/<>
Tıp bilimini.
İLE/<>
Maji bilimini.
İLE/<>
İnsan ve psikolojik yapısının bilimini.
İLE/<>
Taşlar bilimini.
İLE/<>
Bitkiler bilimini.
İLE/<>
Hayvanlar Bilimini. )

( )


- POLIMORF/POLYMORPH[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİ | PARÇALI


- POLIMORFİK/POLYMORPHİC[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİ


- POLIMORFİZM/POLYMORPHISM[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİLİK


- POLINOM[İng.] değil/yerine/= ÇOK TERİMLİ


- POLINÜKLEER/POLYNUCLEAR[İng.] değil/yerine/= ÇOK ÇEKİRDEKLİ GÖZE


- POLİP/POLYP[İng.] değil/yerine/= SAPLI UR


- POLİP[Fr. < Yun.] ile LİPOM[Fr.] ile SARKOM[Fr.]

( İyi huylu ur. Selenterelerden, toplu ya da tek başına yaşayabilen, basit yapılı hayvan. | Mukoza ile kaplı boşluklar içinde gelişen, yumuşak, telsel, genellikle saplı ve armut biçiminde ur. İLE Zararsız ur. Yağ dokusunun, bulunduğu yerde büyümesiyle oluşan iyicil ur. İLE Tehlikeli bir ur. )


- POLİPEPTİT ile POLİNÜKLEOTİT

( Amino asitlerin birleşmesiyle oluşan zincir. İLE Nükleotitlerin birleşmesiyle oluşan zincir. )


- POLİPEPTİT ile/ve/||/<>/> PROTEİN

( Aminoasitlerin, zincir oluşturduğu yapı. İLE/VE/||/<>/> Polipeptitlerin, işlevsel duruma gelmiş olması. )


- POLİS


- POLİS[Yun.] ile/||/<> SİT/SİTE[İng. < CITY < Yun.]

( Çevresinde sur bulunan, aşağı kent ve gerisindeki akropolis adı verilen iki tepeden oluşan kent (site) devletidir. İLE/||/<> Kapalı bir öbek oluşturan yapı toplulukları, birbirinden ayrılmadan korunması gereken alan. )


- POLİS ile ...

( ŞEHİR [İstanbul'un adlarından biri olarak da kullanılmıştır.] )


- POLİS[İng./Fr. POLICE < Yun. POLIS(ἡ πόλις)] ile/ve/||/<>/> KOMİSER[Fr. < COMMISSAIRE]["komser" değil!]

( ... İLE/VE/||/<>/> Güvenlik teşkilatının meslek aşamaları içinde yer alan, il, ilçe ya da bucaklarda bulundukları yerin emniyet ve asayişine ait işleri yöneten, üniformalı ya da sivil memur. | Hükûmet komiseri. | Saha komiseri. )


- POLİSOMNOGRAFİ/POLYSOMNOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= UYKU ÇİZGESİ


- POLİTEİZM ile HENOTEİZM ile DÜEİZM ile MONOTEİZM

( Çok tanrılılık. İLE Üç tanrılılık. İLE Çift tanrılılık. [Zerdüştlük.] İLE Tek tanrılılık. [Yahudilik. Hristiyanlık. İslâm.] )


- POLITENESS vs./and CULTURE


- POLITICAL/DIPLOMATIC/MILITARY HISTORY vs. HISTORY


- POLİTİK DÜŞÜNCE ile/ve POLİTİK FELSEFE


- POLİTİK ERDEMLER ile/ve/||/<> BİLGELİK[DİANOETİK] ERDEMLERİ

( Tedbir, itidal ve cesâret. İLE/VE/||/<> Adâlet, bilim ve aşk. )


- POLİTİKA EKONOMİSİ değil/yerine/>< EKONOMİ POLİTİKASI


- POLİTİKA ile/ve/||/<>/>/< JEOPOLİTİKA ile/ve/||/<>/>/< EKONOMİ

( ... İLE/VE/||/<>/>/< Coğrafya, ekonomi, nüfus vb.nin devletin ve yönetimi üzerindeki ülkeler arasındaki koşulları, değişkenleri ve etkisi. İLE/VE/||/<>/>/< ... )

( POLITICS vs./and/||/<>/>/< GEOPOLITICS vs./and/||/<>/>/< ECONOMICS )


- POLİTİKA ile/ve/<> POLİTİK OLAN


- POLİTİKACI değil/yerine DEVLET ADAMI

( Seçimleri düşünür. DEĞİL/YERİNE Gelecek kuşakları düşünür. )


- POLİVALAN/POLYVALENT[İng.] değil/yerine/= ÇOK DEĞERLİKLİ


- POLKA[Çekçe] ile ...

( Polonya'ya özgü bir dans. | Bu dansın müziği. )


- POLO ile/ve/değil ÇEVGAN


- POLONEZ ile ...

( Polonya milli dansı ve bu dans için yapılmış müzik parçası. )


- POLONYUM[Fr.][< Polonya]

( Atom numarası 84, atom ağırlığı 210 olan, ilk radyoaktif öğe. [ Simgesi: Po ] )


- POLO[Tibet dilinden] = ÇEVGEN[Fars.]

( Değnek. | Atlara binilerek değneklerle oynanan bir çeşit top oyunu. )


- POLYANNA İLKESİ ile WOBEGON GÖLÜ İLKESİ

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- POLYANNA'CI/LIK ile/değil/yerine/<>/< İYİMSER/LİK


- POLYANNACILIK ile/değil POZİTİFLİK


- POLYBIUS ve/||/<> MONTESQUIEU

( Hiçbir şey insan kalbindeki vicdandan daha korkunç bir tanık ya da daha dehşet verici bir suçlayıcı olamaz. İLE " 'Önyargı' dediğimiz, bazı şeylerin bilinmemesi değil kişinin, kendini tanımamasıdır." )


- POMACEAE = TUFFÂHÎYE


- POMAK

( Rumeli'de, Bulgarca konuşan bir Türk ve Müslüman topluluğu. )


- POMPA/LAMA ile/ve/||/<> KÖRÜK/LEME


- POMPALAMAK ile/değil/yerine DESTEKLEMEK


- PONKSİYON[Fr. < Lat.]

( Gövdenin herhangi bir boşluğunda bulunan bir sıvıyı akıtmak ya da çekmek için, içi boydan boya delik bir iğneyi batırma işi. )


- PONKSİYON/PUNCTION[İng.] değil/yerine/= DELME


- PONTON[Fr.] ile TOMBAZ

( Batmış gemileri askıya alma işinde kullanılan büyük duba. | Yat limanlarında yatların yanaşması için zincirle karaya bağlı sabit duba. İLE Irmaklarda işleyen, altı düz kayık. | Üzerinde köprü kurulan, altı düz kayık biçiminde duba, ponton. )


- PONZO YANILSAMASI ile/ve/<> MÜLLER-LYER YANILSAMALARI


- POP ile/ve/değil/yerine/||/<>/> POPÜLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KLASİK


- POP ile/ve/||/<>/> ROCK ile/ve/||/<>/> KLASİK ile/ve/||/<>/> CAZ/JAZZ


- POPÜLASYON DİNAMİKLERİ ile DOĞUM ORANI

( Bir popülasyondaki canlı sayısının zamanla nasıl değiştiğini inceleyen bilim dalı. İLE Belirli bir zaman diliminde doğan bireylerin sayısının toplam popülasyona oranı. )


- POPÜLASYON GENETİĞİ ile DOĞAL SEÇİLİM

( Bir popülasyondaki genlerin ve genotiplerin zamanla nasıl değiştiğini inceleyen bilim dalı. İLE Evrimin itici gücüdür. Yaşamda kalma ve üreme olasılığı en yüksek olan canlıların genlerini gelecek kuşaklara aktarmasını sağlar. )


- POPÜLASYON YOĞUNLUĞU ile DAĞILIM

( Belirli bir bölgedeki birey sayısının o bölgenin yüzölçümüne oranı. İLE Bir nüfustaki bireylerin bir bölgeye nasıl dağıldığını gösterir. )


- POPÜLASYON ile HABİTAT

( Belirli bir bölgede yaşayan aynı türden canlıların öbeği. İLE Bir türün yaşadığı ve gereksinim duyduğu tüm çevresel koşulların bütünüdür. )


- POPÜLASYON ile TOPLULUK

( Aynı türün bireylerinin oluşturduğu öbek. İLE Farklı türlerin bireylerinin oluşturduğu öbek. )


- POR/PORE[İng.] değil/yerine/= GÖZENEK


- PORNO/GRAFİ


- PORNOGRAFİK:
APAÇIK ile/ve/<> ÖZSÜZ GÖRÜNÜŞ


- POROZİTE/POROSITY[İng.] değil/yerine/= GÖZENEKLİLİK


- PORSELEN ile FAĞFUR[Fars.]

( ... İLE Çin imparatorlarına verilen san. | Çin'de yapılmış kâse, tabak, vazo gibi porselen eşya. )


- PORSELEN ile MAYSERN PORSELENİ


- PORSELEN ile MERTEBANİ/SELADON TABAK

( ... İLE İçine konulan yiyeceğin zehirli olup olmamasına göre renk değiştiren tabak. )


- PORSELEN ile SAKSONYA[Saksonya yer adından]

( ... İLE Almanya'da, Saksonya bölgesinde yapılan, iyi nitelikli porselen tabak vb. türden kap. )


- PORSİYON[Fr. < Lat.]

( Herhangi bir yemekten, bir kişiye verilen belirli miktar. )


- PORSİYON değil/yerine/= PAYLIK


- PORSUK ile BAL PORSUĞU

( Sansargiller ailesinin Mellivorinae alt ailesindeki Mellivora cinsine ait tek türdür.[12 alt türü vardır]

Soyu tükenmekte olan bir hayvan değildir ve IUCN Kırmızı Dizini'nde en düşük kaygı altındaki bir türdür.

Yaşadığı alanlar, Güney Fas'tan, Güney Afrika'ya ve Hazar Denizi'nden, Hindistan'a kadar uzanır. )

( İlgili yazı ve ayrıntıları için burayı tıklayınız... )

( ... cum MELLIVORA CAPENSIS )


- PORSUK ile BOZ ALABAŞLI BOZ PİS PORSUK

( ... İLE Zeki Müren'in seslendirdiği/yaygınlaştırdığı tekerlemede geçen. )


- PORSUK ile DACHSHUND

( ... İLE Sosis şeklinde gövdeleri olan köpekler. )


- PORSUK ile KUTUP PORSUĞU


- PÖRSÜK ile PÖRTLEK

( Gevşeyip sarkmış, yıpranmış. İLE Dışarı doğru çıkık, patlak göz. | Cıvık şeylerin, çatlayan kabuktan, delikten dışarı çıkmış durumu. )


- PORSUKAĞACI

( Porsukgillerden, yaprakları iğne biçiminde, yaz kış yeşil bir orman ve süs ağacı. )

( TAXUS BACCATA )


- PÖRSÜME ile KOFLUK


- PÖRSÜMEK = SALKIMAK

( Gevşeyip sarkmak, pörsümek. )


- PORT/PORTA[İng.] değil/yerine/= GİRİŞ YERİ


- PORTABIL/PORTABLE[İng.] değil/yerine/= TAŞINABİLİR


- PORTAKAL GAZI değil RENKLİ VE GAZLI SİS BOMBASI

( Portakal gazı diye bir şey yokmuş. )


- PORTAKAL ile GREYFURT/ALTINTOP/KIZMEMESİ

( ORANGE vs. GRAPEFRUIT )

( CITRUS SINENSIS cum CITRUS PARADISI )


- PORTAKAL ile MAYMUN PORTAKALI

( ... İLE Zambiya'da yetişen, sert kabuğunun kırılarak çıkarıldığı büyük çekirdekli bir meyve. )


- PORTAKAL[Portekizce] ile TURUNÇ[Fars.]

( ORANGE vs. BITTER/SEVILLE ORANGE )

( CITRUS SINENSIS/CITRUS AURANTIUM cum CITRUS AURANTIUM AMARA )


- PORTAKAL ile YAFA[< YAFA kenti] PORTAKALI

( ... İLE Kalın kabuklu, çekirdekli bir portakal türü. )


- PORTAL yerine EŞİK


- PORTAL değil/yerine EŞİK


- PORTATİF[Fr.] ile MOBİL

( Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir duruma getirilebilen. İLE ... )


- PORTATİF değil/yerine/= SÖKKURLU


- PORTATİF/SEYYAR değil/yerine/= TAŞINABİLİR/TAŞINIR


- PORTE[Fr.] değil/yerine/= DİZEK[müzik'te]

( Notaların, üzerinde ya da arasında yazıldığı, beş koşut çizgi. )


- PORTE değil/yerine/= DİZEK


- PORTFÖY[Fr.] değil/yerine/= PARA CÜZDANI


- PORTMANTO[Fr.] değil/yerine/= ASKILIK

( Palto, şapka gibi şeyleri asmak için yapılmış, raflı ve bazısı aynalı askı yeri. )


- PORTO RİKO(BORICUAS) ile ...

( 50 ırmak ve 1200 dere yer almaktadır. )


- PORTOLAN HARİTA ile AZİMUTAL HARİTA


- PORTONEMA[Yun.] ile ...

( Yosun sporlarının çimlenmesinden oluşan, iplik biçimindeki organ. )


- PORTÖR değil/yerine/= HASTALIK TAŞIYICI, SAYRITAŞIR, SAYRI TİNİ


- PORTRE ile PORTE

( Bir kişinin yağlıboya, fotoğraf vb. bir yolla yapılmış betimi. | Bir kişinin, bir şeyin özlü ya da yazılı betimi. İLE Notaların, üzerinde ya da arasında yazıldığı, beş koşut çizgi. )


- p.os[Lat. < PER OS] değil/yerine/= AĞIZ YOLUYLA, AĞIZDAN


- POS/PROOF OF STAKE[İng.] değil/yerine/= PAY KANITI


- POSA ile CİBRE[< Yun.]

( Suyu alınmış her tür yiyecek maddesinin artığı. | Tortu, çökelti. | Ezilmiş pancarın, soğuk suda birkaç kez sıkılmasından sonra geriye kalan ve suda erimeyen artık. İLE Sıkılıp suyu alınan üzüm ve başka meyvelerin posası. )


- POSSIBILITY vs. CHANCE


- POSSIBILITY vs. OPPORTUNITY


- POSSITIVE RESPOND vs. RESPONSE


- POST ile/ve/değil/yerine/||/<> DOST

( Toprak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Allah. )

( Postu bırakırsak, dostu buluruz! )


- POST ile TAHT


- POSTA KATARI ile/değil POSTA TATAR'I/LARI


- POSTA KOYMAK ile/ve ULTİMATOM VERMEK


- POSTACI ile/değil/yerine POSTA KUTUSU

( Papua Yeni Gine'de, hiç postacı bulunmuyor. Ancak posta kutusu kiralayabiliyorsunuz. )


- POSTAHANE ile/değil SU ALTI POSTAHANESİ

( Dünyanın tek sualtı postahanesi, Vanuatu'nun Port Vila yakınlarındaki Hideaway Adası'nda bulunmaktadır. )


- POSTER değil/yerine/= ASKILI SUNUM, ASKILI TANITIM


- POSTERIOR[İng.] değil/yerine/= ARKA | ARKADA


- POSTEROLATERAL/POSTEROLATERAL[İng.] değil/yerine/= ARKA-DIŞ YAN


- POSTEROMEDİYAL/POSTEROMEDIAL[İng.] değil/yerine/= ARKA-İÇ YAN


- POSTİKTAL/POSTICTAL[İng.] değil/yerine/= NÖBET SONRASI


- POSTMORTEM[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM SONRASI


- POSTNİŞÎN ile/ve/değil SECCÂDENİŞÎN

( Sabûrî Çelebi'den sonra [1717] Hüdâyî Tekke'sinde irşad postuna oturan zâtlara, seccadeye oturuyor anlamina, "seccâdenişiîn" denilmiştlr. [Huzur Defteri, Fatih Çıtlak] )


- POSTNİŞİN ile/ve SERTARÎK ile/ve SERTABBÂH ile/ve SERZÂKİR ile/ve İMÂM ile/ve MEYDANCI ile/ve TÜRBEDÂR ile/ve ÂSÂDÂR ile/ve NAKÎB ile/ve PAZARCI ile/ve ÇERÂĞÎ ile/ve SÂKÎ ile/ve FERRÂŞ ile/ve KAPUCU


- POSTOP./POSTPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT SONRASI


- POSTOPERATİF/POSTPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT SONRASI


- POSTULA ile/ve/değil EŞİK


- POSTÜR/POSTURE[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DURUŞU


- POSTURE/POSITION vs./and ATTITUDE


- POŞU ile/değil/yerine BAŞÖRTÜSÜ

( Bir tür kenarları saçaklı başörtüsü. İLE ... )


- POT KIRMAK ile ÇAM DEVİRMEK


- POT ile POT[Alm.]

( Kötü dikiş nedeniyle kumaşta oluşan büzülme ya da kıvrım. | Yanlışlık, hata. İLE Irmakları geçmek için kullanılan sal. )


- POTA[Fars. < BÛTE] ile POTA[Fr. < POTEAU]

( İçinde maden ergitilen kap. İLE Baskette, topun sokulmaya çalışıldığı çember. )


- POTAMOGAL ile ...

( Afrika'ya özgü, memeli ve yırtıcı bir hayvan. )


- POTAMOLOJİ ile ...

( Akarsuları inceleyen bilim dalı. )


- POTANSİYEL ENERJİ ile/ve/||/<> KİNETİK ENERJİ

( Yükseklik ya da konumdan kaynaklanan enerji. İLE/VE/||/<> Bir nesnenin deviminden kaynaklanan ve bundan dolayı sahip olduğu enerji. )


- Bİ'L KUVVE[Ar.]/POTANSİYEL[Fr., İng. < POTENTIAL] değil/yerine/= İÇKİN/GİZİL/GİZİLGÜÇ


- POTANSİYEL ile/ve ENERJİ

( POTENTIAL vs./and ENERGY )


- POTANSİYEL ile KONDİSYON


- POTANSİYEL ile/ve/değil OLANAKLILIK


- POTANSİYEL ile/ve/değil OLASILIK


- POTASYUM[Fr. < Lat.] ile/ve/<> POTAS[Fr. < Alm.]

( Potasyum hidroksit içinde bulunan, atom numarası 19, atom ağırlığı 39.10 olan, 0.87 yoğunluğunda, 62.5 °C'de ergiyen, 15 °C'de mum gibi yumuşak, soğukta sert ve kırılgan öğe. [Simgesi: K] İLE/VE/<> Potasyum hidratı, potasyum karbonatı gibi potasyum bileşiklerine verilen genel ad. )


- POTASYUM ile POTASYUM HİDROKSİT(POTASKOSTİK) ile POTASYUM KLORÜR ile POTASYUM NİTRAT ile POTASYUM SÜLFAT ile POTASYUM SÜLFÜR

( Potasyum hidroksit içinde bulunan, atom numarası 19, atom ağırlığı 39.10 olan, 0.87 yoğunluğunda, 62.5 °C'de ergiyen, 15 °C'de mum gibi yumuşak, soğukta sert ve kırılgan öğe. [Simgesi: K] İLE Akkor derecede uçucu olan, 360 °C'de ergiyen, suda ısı açığa çıkararak çözünen, beyaz bir katı. [KOH] İLE Öteki potasyum bileşiklerinin çoğunun hazırlanmasında kullanılan, susuz durumda, 768 °C'de ergiyen, renksiz küpler biçiminde billurlaşan madde. [KCI] İLE Güherçile. İLE Potasyum klorür üstüne sülfirik asidin etkisiyle elde edilen, tarımda gübre olarak kulanılan madde. [K2SO4] İLE Kükürtlü hidrojenin, potasyum hidroksite etkimesiyle oluşan bileşik. [KHS] )


- POTASYUM ile RUBİDYUM[Fr. < Lat.]

( ... İLE Atom numarası 37, atom ağırlığı 85.46 olan, 1.52 yoğunluğunda, 39 °C'de ergiyen, çabuk oksitlenen, pancar gibi bazı bitkilerde, madensularında bulunan, potasyuma benzer kimyasal öğe. [Simgesi: Rb.] )


- POTENT[İng.] değil/yerine/= GÜÇLÜ


- POTENTIAL vs. PROBABILITY/POSSIBILITY


- POTİN/FOTİN[Fr.] ile BOT

( Koncu ayak bileğini örtecek kadar uzun olan, bağcıklı ya da yan tarafı lastikli ayakkabı. İLE ... )


- POTUK ile POTUK

( Kırmalı ve geniş. İLE Deve yavrusu. )


- POTUK ile POTUR

( Kırmalı ve geniş. İLE Kırmalı ve potlu. | Arka tarafında kırmaları çok, bacakları dar bir tür pantolon. )


- POUR vs. SPILL


- POVERTY vs. DEPRIVATION


- POVERTY vs. "STRAIT"


- POW/PROOF OF WORK[İng.] değil/yerine/= İŞLEM KANITI


- POWER OF ATTORNEY ile/ve/||/<> GENERAL POWER OF ATTORNEY ile/ve/||/<> SPECIAL/EXCLUSIVE POWER OF ATTORNEY

( Vekâletnâme. İLE/VE/||/<> Genel vekâletnâme. İLE/VE/||/<> Özel vekâletnâme. )


- POWER vs. ORGANIZED POWER


- POWER vs. STRENGTH


- POWER vs./and RESISTANCE


- POWER vs./and TO RULE/DOMINATE


- [not] POWERFUL/STRONG vs. DIFFERENT


- POWERFUL/STRONG vs. FACILITATED


- POZ ile/değil/yerine KOZ


- POZ[Fr.] ile POZİSYON[Fr.]

( [Resim ya da fotoğrafta] Duruş. İLE Fotoğrafta, objektifin açık kaldığı süre. | Kurum, çalım. İLE Bir şeyin, bir nesnenin, bir kişinin, bir yerde bulunuş durumu, konum. | Bir kişinin, toplumsal durumu. )


- POZİSYON/POSITION[İng.] değil/yerine/= KONUM | DURUM


- POZİSYONLA(N/DIR)MAK değil/yerine/= KONUMLA(N/DIR)MAK


- POZİSYON/STATÜ/VAZİYET değil/yerine/= KONUM


- POZİTİF BİLİM yerine DENEY BİLİMİ

( POSITIVE SCIENCE instead EXPERIMENTAL SCIENCE )


- POZİTİF BİLİM ile/ve MANEVÎ BİLİM

( Açıklayıcı. İLE/VE Anlamaya yönelik. )


- POZİTİF/POSITIVE[İng.] değil/yerine/= VAROLAN | ARTI | OLUMLU


- POZİTİF YÜK ile/ve/||/<>/>< NEGATİF YÜK

( Proton fazlalığına sahip. İLE/VE/||/<>/>< Elektron fazlalığına sahip. )


- POZİTİF ile/ve AVANTAJ

( POSITIVE vs./and ADVANTAGE )


- POZİTİF ile NEGATİF


- POZİTİF/LİK ile/ve DIŞADÖNÜK/LÜK

( POSITIVE/NESS vs./and EXTROVERT/NESS )


- POZİTİF/LİK ile/ve UYUMLU/LUK

( POSITIVE/NESS vs./and HARMONIOUS/HARMONY )


- POZİTİVİST değil/yerine/= OLGUCU


- POZİTİVİZM ve MODERNİZM ve NİHİLİZM


- POZİTİVİZM değil/yerine/= OLGUCULUK


- POZİTİVİZM ile PRAGMATİZM


- POZİTRON ile POZİTRONYUM

( Pozitif elektron. İLE Negatif bir elektronla bir pozitrondan oluşan, hidrojen atomuna benzeyen kararsız yapı. )


- POZMAQ[Azr.] = SİLMEK (YAZI)[Tr.]


- POZOLOJİ/POSOLOGY[İng.] değil/yerine/= DOZLAMA BİLGİSİ


- PPE/PERSONAL PROTECTIVE EQUİPMENT[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL KORUYUCU EKİPMAN, KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM


- PPM/PARTS PER MILLION[İng.] değil/yerine/= MILYONDA BİR


- PPM/PERMANENT PACEMAKER KALICI PACEMAKER[İng.] değil/yerine/= KALICI KALP PİLİ


- p.r.[Lat. < PER RECTUM] değil/yerine/= REKTUM/ANÜS YOLUYLA


- PRACTICAL vs. PRACTICABLE


- PRADHAVAMSA-ABHAVA ile ...

( Yokolmadan önceki yokluk. )


- PRAG < PRAHA[:
Eşik][Çek dili]

( "Altın Şehir", "Yüz Kuleli Kent", "Şehirlerin Anası", "Kuzeyin Roma'sı" adlarıyla da anılır. )


- PRAG-ABHAVA ile ...

( Ortaya çıkıştan sonra yokluk. )


- PRAGMACILIK = PRAGMATISM[İng.] = PRAGMATISME[Fr.] = PRAGMATISMUS[Alm.] = PRAGMA[Yun.]


- PRAGMATİK ANALİZ/PRAGMATICS[İng.] değil/yerine/= EDİMBİLİMSEL ÇÖZÜMLEME


- PRAGMATİK/PRAGMATICS[İng.] değil/yerine/= YARARCILIK, EDİMBİLİM


- PRAGMATİK değil/yerine/= EDİMBİLİM/EDİMBİLİMSEL


- PRAJNA[Sansk.](PUNNA[Palice], HUİ[Çince]) ile ...

( En yüksek bilgelik, aşkın bilgelik. Ayırdedici bilgelik. İçgörü, sezgi. Şeylerin gerçek doğasına yalın aklın ötesinde doğrudan doğruya bakma yetisi durumu. Evrensel madde. )


- PRAJNA[Sansk.] = PUNNA[P.] = HUI[Çince]


- PRAKRİTİ[Sansk.] ile ...

( Varoluşun maddesel yapısı. Kozmik cevher, fenomenal mevcudiyetin orijinal, kendi nedensiz olan nedeni; şekli, sınırı olmayan, değişmez, devinmez, ebedi ve herşeyi saran, kaplayan. Ona "Avyakta" da denilir. )


- PRAKSİ/PRAXIS[İng.] değil/yerine/= EDİM


- PRALAYA ile ...

( Kozmos'un, En Yüce Gerçeğin Tezahür Etmemiş Mutlağı içine katılmasıyla gerçekleşen tam eriyiş, dağılış. Tanrı'nın dinlenmesi. )


- PRANA ile ...

( Yaşam soluğu, yaşamsal ilke. )


- PRANA = KALEM NURLARI


- PRANA ile/ve MOKSHA


- PRANA ile/ve PRAJNA


- PRANDİYAL/PRANDIAL[İng.] değil/yerine/= ÖĞÜNE AIT


- PRARABDAHA ile ...

( Üstlenilen bir iş olarak başlayan kader. Böylece, sanchita karma'nın birikiminden oluşan bu yaşamın kaderi. )


- PRASARANA ile ...

( Genleşme. )


- PRASEODİM[Fr.]

( Atom numarası 59, atom ağırlığı 140,92 olan, soluk sarı renkli bir öğe. [Simgesi: Pr.] )


- PRATİK[İng., Yun.]/TEAMÜL[Ar.] değil/yerine/= KILGI/KILGIN/KILGILI


- PRATİK değil/yerine/= KOLAY


- PRATİK/TATBİK/AT ile UYGULAMA


- PRATİSYEN değil/yerine/= ALIŞTIRMAN


- PRATYEKA-BUDA(JİRİLİ[Japonca]) ile ...

( Aydınlanmaya kendi çabaları ile ulaşmış ve Dharma'yı vaaz etmeye dönmemiş kişi. (Tasavvuf terminolojisiyle, bir çeşit "Üveysi"). )


- PRAVRİTTİ ile ...

( Devam eden faaliyet, dünyevi yaşama eğilim. Gidiş yolu. )


- PRAY vs. INVOKE


- PRAYATNA ile ...

( İsteme, çaba. )


- PRE-İKONOGRAFİ'DE:
OLGUSAL ile İFADESEL

( Konu. İLE Çözümleme. )

( ... İLE Uzlaşımsal. - Muvazaa )

( FACTUAL ile EXPRESSIONAL )


- PRE- ile PRO- ile PROTO- ile POST- ile RE- ile RETRO- ile SUPRA-

( ... öncesi. İLE Önce, önünde. İLE İlk- İLE ... sonrası. İLE Yeniden. İLE ... arkası. İLE ... üstü. )


- PRECAUTION vs. COMPOSURE


- PRECAUTION vs. FORBIDDEN


- PRECAUTION vs. PARANOIA


- PRECEDE vs. PROCEED


- PRECESSION değil/yerine/= DÖNDERGEÇ


- PRECISE(NESS) vs. DEFINITE vs. ABSOLUTE


- PREDİKTİF/PREDICTIVE[İng.] değil/yerine/= ÖNGÖRDÜRÜCÜ (ETKEN)


- PREDİKTÖR/PREDICTOR[İng.] değil/yerine/= ÖNGÖRDÜRÜCÜ


- PREDISPOZAN/PREDISPOSING[İng.] değil/yerine/= YATKINLAŞTIRAN


- PREDISPOZE/PREDISPOSED[İng.] değil/yerine/= YATKIN


- PREDISPOZİSYON/PREDISPOSITION[İng.] değil/yerine/= YATKINLIK


- PREFABRİK[Fr.] değil/yerine/= HAZIRYAPIM EV


- PREFABRİK değil/yerine/= ÖNYAPILI/KURMALI/KURMA


- PREFER vs. CHOOSE


- PREFORMASYON >< EPIGENESIS


- PREHİSTORİK değil/yerine/= ÖNESKİNCİL


- PREKLINİK/PRECLINICAL[İng.] değil/yerine/= KLINİK ÖNCESİ


- PREKÜRSÖR/PRECURSOR[İng.] değil/yerine/= ÖNCÜL


- PRELIMINER/PRELIMINARY[İng.] değil/yerine/= ÖNCÜL | İLK


- PRELOAD[İng.] değil/yerine/= ÖN YÜK


- PRELÜD[Fr. < Lat.] ile ...

( Ses ya da çalgı ile ilgili bir kompozisyona girişi sağlayan yazılı ya da doğaçtan olan müzik parçası. )


- PREMAKASH ile ...

( Brahman, sınırsız sevgi yönüyle. Bu Chidakash'ın bir başka adıdır, fakat bilgi yönünden çok sevgi yönüne ağırlık verir. Sevgi, Öz Varlığın kalp, gönül yoluyla ifadesidir. )


- PREMATÜRE/PREMATURE[İng.] değil/yerine/= ERKENDOĞAN, GÜNSÜZ | ERKEN


- PREMATÜRE değil/yerine/= ERKEN DOĞAN


- PREMEDİKASYON/PREMEDICATION[İng.] değil/yerine/= HAZIRLAYICI SAĞALTIM


- PRENS[Fr./İng. < PRINCE] ile/||/<> GİRAY ile/||/<> ARŞİDÜK[Fr. < ARCHIDUC]/ARŞİDUKA ile/||/<> VOYVODA

( Hükümdar ailesinden olan erkeklere verilen unvan. | Bir prensliğin başında bulunan. | Bazı ülkelerde en yüksek "!soyluluk" unvanıydı. İLE/||/<> Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen san. İLE/||/<> Avusturya - Macaristan prenslerine verilen unvan. İLE/||/<> Slav dillerinde kumandan ya da prens anlamına gelir. [Osmanlı'da, Eflak ve Boğdan'ı topraklarına katmadan önce bu ülkelerin kralları voyvoda adıyla anılmaktaydı. Osmanlı zamanında aynı terim, Eflak ve Boğdan vilâyetlerine Sultan tarafından tayin edilen valiler için kullanılmaya devam etti. Voyvodalar, Osmanlı'nın kadrolarında sancak beylerine eşit konumdaydı.][Anadolu ve Rumeli'deki resmî Hıristiyan yöneticilere de bu ad verilmiştir.] )


- PRENSİP KARARI değil/yerine/= İLKE VARGISI


- PRENSİP OLARAK .../PRENSİPTE ... değil/yerine İLKECE ...


- UMDE[Ar.]/PRENSİP[İng. < PRINCIPLE] değil/yerine/= İLKE


- PRENSİP ile YASAK

( PRINCIPLE vs. FORBIDDEN )


- PRENSİP ile YÖNTEM

( PRINCIPLE vs. METHOD )


- PRENSİP/Lİ/PRINCIPLE[İng.] değil/yerine İLKE/Lİ


- PREOP./PREOPERATİF PREOPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT ÖNCESİ


- PREPARASYON/PREPARATION[İng.] değil/yerine/= HAZIRLAMA


- PREPARAT/PREPARATE[İng.] değil/yerine/= HAZIR İLAÇ


- PRESENT vs. BRIBE


- PRESENT vs. FUTURE


- PRESENT vs. PAST


- PRESENTATION vs. TO TELL/TO EXPLAIN/TO DESCRIBE


- PRESENTLY vs. AT PRESENT


- PRESENTLY vs. JUST NOW


- PRESİPITAN/PRECIPITANT[İng.] değil/yerine/= TETİKLEYİCİ | HIZLANDIRICI | ÇÖKELTICİ


- PRESİPITASYON/PRECIPITATION[İng.] değil/yerine/= ÇÖKELME | HIZLANDIRMA


- PRESISTOLİK/PRESYSTOLIC[İng.] değil/yerine/= SISTOL ÖNCESİ


- PRES(S)[İng.] değil/yerine/= BASIN


- PRESTIGE vs. CHARISMA


- PRESTİJ ile KARİZMA

( PRESTIGE vs. CHARISMA )


- PRESTİJ ile PERESTİJ[Fars.]

( ... İLE/DEĞİL Tapınma, taparcasına sevme. )


- PRETA ile ...

( Kötü karması tarafından bu üzücü fakat geçici varoluş durumuna sokulmuş aç, şaşırmış bir hayalet. )


- PRETEND vs. FORGERY


- PRETENTIOUS vs. ENOUGH


- not PRETEXT vs. MEANS


- PREVALAN/PREVALENT[İng.] değil/yerine/= YAYGIN


- PREVALANS/PREVALENCE[İng.] değil/yerine/= YAYGINLIK ORANI


- PREVANTİF/PREVENTIVE[İng.] değil/yerine/= ÖNLEYİCİ


- PREVANTORYUM[Fr. < Lat.]

( Gövdelerine verem mikrobu girmesine karşın henüz hastalığa yakalanmamış zayıf kişilerin, vereme yakalanmasını önlemek amacıyla bakıldıkları sağlık kurumu. [Maslak Kasırları'nda.] )


- PREZANTASYON/PRESENTATION[İng.] değil/yerine/= SUNUM


- PREZENTASYON[İng. < PRESENTATION] yerine SUNUM


- PREZERVASYON/PRESERVATION[İng.] değil/yerine/= KORUMA


- PREZERVASYON SOLÜSYONU/PRESERVATION SOLUTION[İng.] değil/yerine/= KORUMA ÇÖZELTISİ (TRANSPLANTASYON)


- PRI MADONNA değil PRIMA DONNA[İt.]

( ... DEĞİL Operada, baş kadın rolünü oynayan oyuncu. )


- PRICE vs. COST


- PRICK TEST/SKIN PRICK TEST[İng.] değil/yerine/= DERİ DELME TESTİ


- PRIDE vs. HONOUR


- PRIMARY vs. SECONDARY


- PRİMAT ile ŞEBEKLER

( ... İLE Primatların alt takımı. )


- PRIME[İng.] değil/yerine/= ÖNCEL


- PRIMER/PRIMARY[İng.] değil/yerine/= BİRINCİL


- PRIMING[İng.] değil/yerine/= HAZIRLAMA


- PRIMİTİF/PRIMİTIVE[İng.] değil/yerine/= İLKEL


- PRIMITIVE RELIGIONS vs./and MORAL RELIGIONS vs./and COSMIC RELIGIONS


- PRİMİTİVİZM değil/yerine/= İLKELCİLİK


- PRIMORDİYAL/PRIMORDIAL[İng.] değil/yerine/= İLKEL | TEMEL


- PRIMUM NIHIL NOCERE[İng.] değil/yerine/= ÖNCELİKLE ZARAR VERME


- PRIMUM[İng.] değil/yerine/= İLK | ÖNCE


- PRINCIPLE vs. FORBIDDEN


- PRINCIPLE OF THE REASON vs./and REASON


- PRINCIPLE vs. PREACCEPTANCE


- PRINCIPLE vs. PRINCIPAL


- PRINCIPLE vs./and HYPOTHESIS


- PRINCIPLE vs./and INTEGRITY


- PRINCIPLE vs./and REGULARITY


- PRINCIPLE vs./and TRANSFORMATION


- PRINT OUT[İng.] değil/yerine/= ÇIKTI


- PRINTER[İng.] değil/yerine/= YAZICI


- PRIVATE vs. PERSONAL


- PRIVILEGED vs. PRIORITY


- PRİZ ile/ve/değil EŞİK


- PRİZ[Fr.] ile/ve/||/<>/< FİŞ

( Elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva. İLE/VE/||/<>/< Prizden akım almaya yarayan araç. | Bir yapıtın hazırlanmasında kolaylık sağlamak ya da bir işe kılavuzluk etmek için yazılıp sınıflandırılan küçük kâğıt yapraklardan her biri. | Bir işi yaptırmak ya da gereken kaydın alındığını belirtmek için bir koçandan koparılmış kâğıtlardan her biri, makbuz. )

( )


- PRİZ[Azr.] = ÖDÜL[Tr.]


- PRIZE vs. REWARD


- PRİZMA ile PİRAMİT[Fr. < Yun.]

( [mat.] Biçme. | [fizik] Işık ışınlarını saptıran ve ayrıştıran, saydam maddeden yapılmış üçgen prizma. İLE [mat.] Tepeleri ortak bir noktada birleşen, tabanları da herhangi bir çokgenin birer kenarı olan birtakım üçgenlerden oluşmuş cisim. | Mısır firavunlarının mezarlarına verilen ad. | Gösteri jimnastiklerinde, jimnastikçilerin, araçlı ya da araçsız olarak birbirinin omuzlarında, dizlerinde oluşturdukları gösterişli ve düzenli biçimler. )

( PRISM vs. PYRAMID )


- PRK/PHOTOREFRACTIVE KERATOCTOMY FOTOREFRAKTİF[İng.] değil/yerine/= KORNEA KESİSİ, IŞIKKIRAN SAYDAM TABAKA KESİSİ


- PRN/PRO RE NATA[İng.] değil/yerine/= GEREKSİNIM DURUMUNDA, İHTİYAÇ HALİNDE


- pro rat. aet.[Lat. < PRO RATİONE AETATİS] değil/yerine/= YAŞA GÖRE


- pro us ex.[Lat. < PRO USU EXTERNA] değil/yerine/= DIŞARIDAN KULLANMAK İÇİN


- PROAKTİF ZİHİN ile REAKTİF ZİHİN

( Proaktif zihniyetliler, kendilerini harekete geçirerek, teşvik ederek, inisiyatif alır. İLE Reaktif zihniyetliler, sorumluluğu üstlenecek birinin ortaya çıkmasını bekler. )


- PROBABILITY vs. CHANCE


- PROBABILITY vs. POSSIBILITY


- PROBABİLİZM değil/yerine/= OLASICILIK


- PROBABLE vs. LIKE


- PROBİYOTİK/PROBIOTIC[İng.] değil/yerine/= YARARLI MINICAN


- PROBLEM vs. DEFICIENCY


- PROBLEM vs. RISKY


- PROBLEM" değil AYRIM


- PROBLEM/Lİ yerine SORUN/LU


- PROBLEMATİK değil/yerine/=


- PROBLEM/ISSUE vs. DISTRESS


- PROCEDURAL PROVISION and/||/> SUBSTANTIAL PROVISION

( Yönteme/usûle ilişkin kararlar/hükümler. VE/||/> Esasa ilişkin kararlar/hükümler. )


- PROCEDURE vs./and/<> PROCESS

( İşlem. İLE Süreç. )


- PROCESS vs. CONTENT


- PROCESS vs. DURABLE


- PROCESS vs. PHASE


- PROCESS vs. TRACK


- PROCESS vs./and STRUCTURE


- PROCESS vs./ <> OUTCOME

( proses vit autkam )

( SÜREÇ ile SONUÇ )


- PRODROM[İng.] değil/yerine/= ÖNBELİRTİ


- PRODROMAL[İng.] değil/yerine/= ÖNBELİRTILİ


- PRODÜKSİYON değil/yerine/= YAPIM


- PRODÜKTÖR değil/yerine/= YAPIMCI/ÜRETİCİ


- PROFAN ile ...

( Kutsal olmayan. )


- PROFAZ ile TELOFAZ

( Mitoz ve mayoz bölünmenin ilk evresi. İLE Mitoz ve mayoz bölünmenin son evresi. )


- PROFESÖR["PROFÖSÖR" değil!] değil/yerine/= BİLMEN


- PROFESÖR ile LEKTÖR

( ... İLE Üniversitelerde, uygulama çalışmaları, yabancı dil öğretimi vb. ile görevlendirilen öğretim üyesi yardımcısı. | Üniversitede, dışarıdan, ders veren profesör. )


- PROFESÖR ile SLADE

( ... İLE Cambridge, Oxford ve Londra üniversitelerinde kıdemli sanat profesörlerine verilen unvan. )


- PROFESYONEL ile ÇOK ANLAYAN


- PROFESYONEL değil/yerine/= İŞGEDENUZMAN


- PROFESYONEL değil/yerine/= UZMAN/CA


- PROFICIENCY[İng.] değil/yerine/= YETERLİLİK


- PROFICIENCY vs./and PARADIGM


- PROFİL/PROFILE[İng.] değil/yerine/= DÖKÜM | YANDAN GÖRÜNÜŞ


- PROFİLAKSİ/PROPHYLAXIS[İng.] değil/yerine/= ÖNLEME


- PROFİLAKSİ ile/||/<> SAĞALTIM/TEDAVİ

( Sayrılığın önlenmesi için alınan önlemler. İLE/||/<> Var olan sayrılığın iyileştirilmesi için yapılan etkiler. )


- PROFİLAKTİK/PROPHYLACTIC[İng.] değil/yerine/= ÖNLEYİCİ


- PROFIT vs. BENEFIT/ADVANTAGE


- PROGERİ ile ...

( Erken yaşlanma. )


- PROGNOSİS ile/||/<> TANI

( Sayrılığın olası seyri ve sonucu hakkında yapılan öngörü. İLE/||/<> Sayrılığın belirlenmesi ve adlandırılması işlemi. )


- PROGNOZ/PROGNOSIS[İng.]/AKIBET[Ar.] değil/yerine/= SONLANIM


- PROGRAM vs. PROGRAMME


- PROGRAM[İng.] değil/yerine/= İZLENCE, İZLİK


- PROGRAM[İng. PROGRAM | Fr. PROGRAMME ] değil/yerine/= KOMUTLAM


- PROGRAM ile/ve TASARIM

( PROGRAMME vs./and DESIGN )


- PROGRAMME vs. DESIGN


- PROGRES/PROGRESS[İng.] değil/yerine/= İLERLEME | GÜNLÜK


- PROGRESİF/PROGRESSIVE[İng.] değil/yerine/= İLERLEYİCİ


- PROGRESS vs. TRANSFORMATION


- PROGRESYON/PROGRESSION[İng.] değil/yerine/= İLERLEYİŞ


- PROJE ile FORMÜL

( VADE-MECUM: Cepte taşınabilecek boyda formül kitabı. )


- PROJE ile iDEA


- PROJE ile MODEL


- PROJE[İng. PROJECT] değil/yerine/= TASARI/İŞ


- PROJEKSİYON/PROJECTION[İng.] değil/yerine/= YANSITMA | İZ DÜŞÜM


- PROJEKSİYON değil/yerine/= YANSITMA


- PROJEKTİF/IDENTIFIKASYON PROJECTIVE IDENTIFICATION[İng.] değil/yerine/= YANSITMALI ÖZDEŞİM


- PROJEKTIL/PROJECTILE[İng.] değil/yerine/= MERMİ, ATIŞ


- PROJEKTÖR değil/yerine/= IŞILDAK/İZDÜŞÜREÇ


- PROKARYOT ile/||/<> ABC TAŞIMA DÜZENİ/ATP-BAĞLAYAN KASET[İng. < ATP-BİNDİNG CASSETTE]

( ... İLE/||/<> Prokaryotlardaki üç taşıma düzeninden biri. Şeker ve aminoasit gibi organik moleküller ile sülfat, fosfat ve nadir metaller gibi inorganik nesnelerin göze içine alınımına yarar. )


- PROKARYOT değil/yerine/= İLKEL ÇEKİRDEKLİ


- PROKARYOTİK GÖZE ile ÖKARYOTİK GÖZE

( Çekirdek ve organeller içermeyen basit gözeler. İLE Çekirdek ve organeller içeren karmaşık gözeler. )


- PROKOPE ile/ve/||/<>/> PROFECTUS ile/ve/||/<>/> PROGRESS

( Antik çağda. İLE/VE/||/<>/> Orta çağda. İLE/VE/||/<>/> Modern çağda. )


- PROKSİMAL[/PROXIMAL[[İng.] değil/yerine/= BAŞLANGICA YAKIN


- PROLAPSUS[İng.] değil/yerine/= SARKMA


- PROLETARYA[Fr. < PROLÉTARIAT]

( Emekçinin oluşturduğu sınıf. )


- PROLIFERASYON/PROLIFERATION[İng.] değil/yerine/= ÇOĞALMA


- PROLIFERATİF/PROLIFERATIVE[İng.] değil/yerine/= ÇOĞALAN


- PROLOG[Fr.] değil/yerine/= ÖNDEYİŞ


- PROMETHEUS ile/ve EPIMETHEUS


- PROMETHEUS'UN ATEŞİ(N) ÇAL(IN)MASI ile/ve/||/<> PANDORA'NIN KUTUSU


- PROMETYUM[Fr.]

( Atom numarası 61, atom ağırlığı 145 olan, nadir topraklar öbeğinden bir öğe. [Simgesi: Pm] )


- PROMISSORY NOTE and BILL OF EXCHANGE

( Bono. VE Poliçe. )


- PRÖMİYE(PREMIER) ile GALA


- PRÖMİYER/GALA["İLK PRÖMİYER/İLK GALA" değil!] değil/yerine/= İLK GÖSTERİM


- PROMOSYON değil/yerine/= TANITIM


- PROMOTOR[İng.] değil/yerine/= KURUCU, GELİŞTİREN


- PRON/PRONE[İng.] değil/yerine/= YÜZÜSTÜ


- PRONASYON/PRONATION[İng.] değil/yerine/= İÇE DÖNME (KOL VB.)


- PROP/PROBE[İng.] değil/yerine/= BAŞLIK, MIL


- PROPORSİYON/PROPORTION[İng.] değil/yerine/= ORANTI


- PROPORSİYONEL/PROPORTIONAL[İng.] değil/yerine/= ORANTILI


- PROPORTION vs. BALANCE/PROPORTION


- PROPORTION vs./and SYMMETRY


- PROPOSAL vs. INVITATION


- PROPOSAL vs. SUGGESTION


- PROPRIOSEPTİF/PROPRIOCEPTIVE[İng.] değil/yerine/= DERİN DUYU


- PROPRIYOSEPSİYON/PROPRIOCEPTION[İng.] değil/yerine/= KONUM DUYUSU ALGILAMA


- PROPRIYOSEPTÖR/PROPRIOCEPTOR[İng.] değil/yerine/= KONUM DUYUSU ALMACI


- PROSEDÜR/PROCEDURE[İng.] değil/yerine/= İŞLEM


- PROSEDÜREL BELLEK/PROCEDURAL MEMORY[İng.] değil/yerine/= İŞLEM BELLEĞİ


- PROSES/PROCESS[İng.] değil/yerine/= SÜREÇ


- PROSODİ[Yun.]

( Bir koşuk bestesinde, hece vurgularının, müzik vurgu ve yükselişleriyle iyice uyuşmuş olması ve bu yoldaki kuralların tümü. )


- PROSPEKTİF EVALÜASYON/RETROSPECTIVE EVALUATION[İng.] değil/yerine/= İLERLEYİK DEĞERLEME


- PROSPEKTİF/PROSPECTIVE[İng.] değil/yerine/= İLERLEYİK


- PROSPEKTÜS/PACKAGE INSERT[İng.] değil/yerine/= TANITMALIK


- PROSPEKTÜS[Fr./İng. < PROSPECTUS] değil/yerine/= TANITMALIK


- PROSTAT BEZİ ile/||/<> TESTİS ile/||/<> VAZEKTOMİ/VASEKTOMİ

( Mesane tabanında olmak üzere sidik borusunu[üretra] kuşatan ve meni salgılayan eril üreme bezi.[Bu meni, erbezlerinde yapılan spermleri penise taşır. Yaşlılıkta prostatın iyi huylu olarak büyümesi, sık görülen bir durumdur ve mesanede sidik birikmesine neden olabilir. Yaşlılarda prostat kanseri de sık görülür. İki biçimde de sayrıya cerrahi girişim yararlı olur.] İLE/||/<> Hayvanda, sperm ve eril hormonları olan androjenleri üreten örgen.[İnsanda, testisler iki tanedir ve oval biçimindedir.[Penisin hemen arkasında ve anüsün önünde bulunan skrotal kesede bulunur.] İLE/||/<> Bir erilin spermini taşıyan tüpleri, gebeliği kalıcı olarak önlemek için kesmek ya da kapatmak amacıyla yapılan cerrahi işlem.[Genellikle lokal anestezi altında yapılır. İşlemin gerçekleşmesi yaklaşık olarak 15 dakika sürer.] )


- PROSTAT KANSERİ ile/||/<> TESTİS KANSERİ

( Prostat bezinde kanser gözelerinin büyümesi. İLE/||/<> Testislerde kanser gözelerinin büyümesi. )


- PROSTAT[Fr. < Yun.] değil/yerine/= KESTANECİK

( Erillerde, sidiktorbasının altında bulunan, siyeğin başlangıç bölümünü çevreleyen ve meni yapımında görev alan, içsalgı da salgılayan bez. )


- PROSTATİT ile/||/<> PROSTAT KANSERİ

( Prostat bezinin yangılanması. İLE/||/<> Prostat bezinde olağandışı göze büyümesi ile ilişkili bir kanser türü. )


- PROSTELA[Yun.] değil/yerine/= ÖNLÜK


- PROTAKTİNYUM[Fr.]

( Aktinit öbeğinden olan radyoaktif bir öğe. [Simgesi: Pa.] )


- PROTEİN KATLANMASI ile PROTEİN İŞLEVİ

( Proteinlerin amino asit zincirlerinden üç boyutlu yapılara dönüşme süreci. İLE Proteinlerin gözede ve organizmada yerine getirdiği işlevler. )


- PROTEİN ile ALBÜMİN[Fr. < ALBUMINE]

( Canlı gözelerin ana nesnesini oluşturan, genellikle sülfür, oksijen ve karbon öğeleri bulunan amino asit birleşiminden oluşmuş, karmaşık yapılı doğal nesne. İLE Bitkilerin, hayvanların doku ve sıvılarında bulunan, birleşimi karbon, oksijen, azot, hidrojen ve kükürt olan, suda eriyen, beyaza yakın renkte, yapışkan özellikte bir protein. )

( ALBÜMİNİMETRİ: Fizyolojik bir sıvıdaki albümin oranını ölçme.
ALBÜMİNİMETRE: Fizyolojik bir sıvıdaki albümin oranını bulmaya yarayan araç. )


- PROTEİN ile ANTİKOR[Fr. < ANTICORPS]

( ... İLE Gövdeye giren antijenlere karşı oluşan bağışıklık proteini. )


- PROTEİN ile/ve/||/<>/> DNaz PROTEİN(DORNAZ ALFA) / rhDNaz[REKOMBİNANT DEOKSİRİBONÜKLEAZ I]

( ... İLE/VE/||/<>/> Dornaz alfa, DNA'yı seçici olarak klivaj eden bir enzim olan rekombinant insan deoksiribonükleaz I'nın oldukça saf bir çözeltisidir.[Kistik fibroz hastalarının balgam / mukusunda bulunan DNA'yı hidrolize eder, akciğerlerdeki viskoziteyi azaltır ve salgıların daha iyi temizlenmesini sağlar.] )


- PROTEİN ile/ve/<> GLOBÜLİN[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Kanı oluşturan maddelerden biri olan iri moleküllü protein. )


- PROTEİN değil/yerine/= ÖNBESİ


- PROTEİN[Fr. < Yun.] ile PEPTİD

( Canlı gözelerin ana maddesini oluşturan, genellikle sülfür, oksijen ve karbon öğeleri bulunan amino asit bileşiminden oluşmuş, karmaşık yapılı doğal madde. İLE ... )

( PROTEIN vs. PEPTIDE )


- PROTEİN ile/ve/||/<> S PROTEİN


- PROTEİN(LER) ile YAĞ(LAR) ile KARBONHİDRAT(LAR) ile MİNERAL(LER) ile VİTAMİN(LER)

( Canlı gözelerin ana nesnesini oluşturan, genellikle sülfür, oksijen ve karbon öğeleri bulunan amino asit birleşiminden oluşmuş karmaşık yapılı doğal nesne. İLE Birleşiminde stearik, oleik, palmitik asitlerle gliserin bulunan ve bunların oranlarına göre kıvamları değişen bitkisel ya da hayvansal nesne. İLE Karbon, hidrojen ve oksijen atomlarından oluşan organik bileşiklerin genel adı. İLE Normal sıcaklıkta doğada katı durumda birtakım nesnelerle karışık ya da birleşik olarak bulunan ya da kimyasal yollarla elde edilen inorganik nesne. İLE Besinlerde bulunan, gövdede genellikle yapılmayan, yağda ya da suda çözünebilme özelliği olan, eksikliği ya da fazlalığı çeşitli hastalıklara yol açan nesnelere verilen genel ad. )

( PROTEINS vs. FATS vs. CARBOHYDRATES vs. MINERALS vs. VITAMINS )


- PROTEKTİF/PROTECTIVE[İng.] değil/yerine/= KORUYUCU


- PROTEST (TUTUM/TAVIR) değil/yerine TEPKİCİ/TEPKİSEL (TUTUM/TAVIR)


- PROTESTO[İt.] ile MANİFESTO[İt. < Lat.]

( Bir davranışı, bir düşünceyi, bir uygulamayı, haksız, yersiz, gereksiz bularak karşı çıkma, kabul etmeme. | Herhangi bir davranışın, haksız, yersiz, gereksiz görülerek onanmadığını bildiren resmi açıklama. | Değerli evrak niteliğindeki borç senedinin ödenmemesi durumunda, özel bir biçime bağlı ve belirli hukuksal sonuçlar doğuran bildirim. İLE Bir gemideki malları göstermek için kaptan tarafından boşaltma işlemlerinin yapılacağı gümrük idaresine verilen dizin. | Bildiri. )


- PROTEZ /PROSTHESIS[İng.] değil/yerine/= TAKMA


- PROTEZ[Fr. PROTHESE] değil/yerine/= TAKMA ...

( Eksik bir örgenin yerini tutmak, bir örgenin sakatlığını örtmek amacıyla yapılan yapay örgen ya da parça. | Bu amaçla yapılıp kullanılan örgen. | [dilb.] Öntüreme. )


- PROTİ


- PROTİK SOLVENT ile/>< APROTİK SOLVENT

( Hidrojen bağı oluşturabilen solvent. İLE/>< Hidrojen bağı oluşturamayan solvent. )


- PROTİSTLER/PROTİSTALAR değil/yerine/= YUVARGİLLER


- PROTİSTOLOJİ ile ...

( Tek hücrelileri inceleyen bilim dalı. )


- PROTOKOL ile FORMALİTE

( PROTOCOL vs. FORMALITY )


- PROTOKOL değil/yerine/= SÖZLEŞME/ANTLAŞMA, SÖZ BELGE/TUTANAK | SEÇKİN, SEÇKİNLER

( Bir toplantı sonunda imzalanan belge. | Diplomaside uyulması gereken kurallar. )


- PROTON ile/ve/||/<>/>< ELEKTRON

( Pozitif yüklü parçacık. İLE/VE/||/>< Negatif yüklü parçacık. )


- PROTON/LAR ile/ve ELEKTRON/LAR

( + yüklü. İLE/VE - yüklü. )

( J.J. THOMPSON[18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940]: Elektronları, izotop kavramını keşfetmesi ve kütle spektrometresini icat etmesiyle bilinir. Gazların elektriksel iletkenliği üzerindeki çalışmaları ve elektronları keşfinden dolayı 1906'da Nobel Fizik Ödülü ile ödüllendirilmiştir. )


- PROTOPLAZMA ile/ve/<> İÇPLAZMA

( ... İLE/VE/<> Bir gözeli canlılarda, protoplazmanın merkez bölümüne verilen ad. )


- PROTOPLAZMA ile YALANCIAYAK

( ... İLE Bir gözeli hayvanlarda, devim ve beslenmeye yarayan protoplazma uzantısı. )


- PROTOTİP/PROTOTYPE[İng.] değil/yerine/= ÖN MODEL | İLK ÖRNEK


- PROTOTİP ile/ve/değil ARKAİK


- PROTOTİP[Fr.] değil/yerine/= İLK ÖRNEK


- PROTOTİP değil/yerine/= İLK ÖRNEK


- (not PROUD FOR) PROUD OF


- PROVA[İt.] değil/yerine/= ÖNBASKI


- PROVA[İt.] ile PRUVA[İt.]

( Bir şeyin amacına uygun, istenilen düzeyde olup olmadığını anlamak için yapılan deneme. | Bir giysiye son biçimini vermeden önce giysiyi giyecek kişinin üzerinde yapılan düzeltme. | Yazar ya da düzeltmen tarafından üstünde düzeltmeler yapılan basılı metin. İLE Geminin önü. )


- PROVA[İt.] değil/yerine/= ALIŞTIRMA


- PROVA[İt.] ve REPETİSYO

( Bir şeyin amacına uygun, istenilen düzeyde olup olmadığını anlamak için yapılan deneme. | Bir giysiye son biçimini vermeden önce giysiyi giyecek kişinin üzerinde yapılan düzeltme. | Yazar ya da düzeltmence, üstünde düzeltmeler yapılan basılı metin. İLE Müzik ve tiyatroda prova. )


- PROVİDANSİYALİZM[Fr./İng. PROVIDANTIALISM/E] değil/yerine/= KAYRACILIK

( Evrendeki tüm olayları tanrısal nedene dayandıran, insanın ancak Tanrı kayrasıyla, bağışıyla kurtulabileceğini ileri süren öğreti. )


- PROVIDE vs. SUPPLY


- PROVING vs./and PLAUSIBILITY/PERSUASIVENESS


- PROVİZYON değil/yerine/= KARŞILIK(/DENETİMİ)


- PROVOKASYON/PROVOCATION[İng.] değil/yerine/= KIŞKIRTMA


- PROVOKATİF/PROVOCATIVE[İng.] değil/yerine/= KIŞKIRTICI


- PROVOKATÖR değil/yerine/= KIŞKIRTMACI


- PROX- ile/||/<> PROXİMO- ile/||/<> JUXTA-

( Yakınında, bitişikte. İLE/||/<> Proksimal, en yakın. İLE/||/<> Yakın. )


- PROZODİ ANALİZ/PROSODY ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= VEZİN ÇÖZÜMLEMESİ


- PROZODİ değil/yerine/= SESLEM UYUM


- PROZOPAGNOZİ/PROSOPAGNOSIA[İng.] değil/yerine/= YÜZ TANIMAZLIĞI


- PROZOPAGNOZİ/PROSOPAGNOSIA değil/yerine/= YÜZ TANIMAZLIĞI / YÜZLERİ TANIYAMAMA


- PRP/PLATELET RICH PLASMA TROMBOSITTEN[İng.] değil/yerine/= ZENGIN PLAZMA


- PRTHAKTVA ile ...

( Ayırıcı özellik. )


- PSALTERİON ile ...

( Telli bir çalgı. )


- PSG/POLİSOMNOGRAFİ POLYSOMNOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= UYKU ÇİZGESİ


- PSİKANALİZ/PSYCHOANALYSIS[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜNCE, DUYGU, DAVRANIŞ, DEĞER, DENEYİM VE DİL ÇÖZÜMLEMESİ


- PSİKANALİZİN BÜYÜK ADLARI:
GÖZLEMCİ ile/ve/değil/<>/< KURGUCU


- PSİKİYATRİ İLÂÇLARI/NDA:
"SIFIR'DAN, ARTI'YA" ve/fakat/değil EKSİ'DEN, SIFIR'A

( Pek olanaklı/olası değil. VE/FAKAT Olanaklı/olası. )


- PSİKİYATRİ ile/ve/||/<>/> PSİKİYATRİST[< ALYENİST]

( 1803'te[/n sonra]. ile/ve/||/<>/> 1840'ta[/n sonra]. )


- PSİKİYATRİ'DE:
FRANSIZ EKOLÜ ile/ve/||/<>/> ALMAN EKOLÜ


- PSİKİYATRİ'DE PARADİGMALAR

( * BİYOLOJİK
* PSİKOLOJİ KURAMLARI
* SOSYAL
* TRAVMA
* KÜLTÜREL )


- PSİKODİNAMİK ile/ve/||/<> BİLİŞSEL


- PSİKODRAMADA:
ISINMA ve/||/<>/> OYUN ve/||/<>/> PAYLAŞIM


- PSİKOLEPTİK/PSYCHOLEPTIC[İng.] değil/yerine/= RUHSAL YATIŞTIRICI


- PSİKOLOG ile PSİKİYATRİST

( PSYCHOLOGIST vs. PSYCHIATRIST )


- PSİKOLOJİ:
3D ile/ve/değil/||/<>/> 6D

( Düşünce, Duygu ve Davranış. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Değer, Deneyim ve Dil. )


- PSİKOLOJİ[6D] ile/ve/||/<>/> AKTARIM


- PSİKOLOJİ:
BİLİMSEL ve/||/<> SANATSAL

( Gövde. VE/||/<> Zihin. )


- PSİKOLOJİ/PSYCHOLOGY[İng.] değil/yerine/= ANLIK/ZİHİN BİLİMİ


- PSİKOLOJİ ile/ve BİLİM ile/ve FELSEFE

( Bilinçle. İLE/VE Nesnelerle. İLE/VE Bilincin bilinci. )


- PSİKOLOJİ ve ELEKTROMANYETİK

( Freud, Maxwell'in elektromanyetik teorisindeki kavramları nefs kuramına uygulamıştır. )


- PSİKOLOJİ ile/ve/||/<>/> POZİTİF PSİKOLOJİ


- PSİKOLOJİ ile/ve/<> PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK(PDR)


- PSİKOLOJİ'DE

( * YAKLAŞIM TÜRLERİ'NDE:
NÖROBİYOLOJİK ile/ve DAVRANIŞSAL ile/ve BİLİŞSEL ile/ve PSİKOANALİTİK ile/ve FENOMENOLOJİK
* PSİKOLOJİ ALANLARI'NDA:
DENEYSEL ile/ve FİZYOLOJİK ile/ve GELİŞİMSEL ile/ve KİŞİLİK ile/ve SOSYAL ile/ve BİLİŞSEL ile/ve KLİNİK VE DANIŞMANLIK ile/ve OKUL VE EĞİTİM ile/ve ENDÜSTRİ
* ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ'NDE:
DENEYSEL ile/ve GÖZLEM ile/ve TARAMA ile/ve TEST ile/ve VAK'A TARİHÇESİ )


- [ne yazık ki]
PSİKOLOJİDE/PSİKİYATRİDE:
GERÇEK "HASTA/LAR" ile/ve/değil/<>/> GERÇEK HASTANIN, "HASTA ETTİKLERİ"


- PSİKOLOJİDE/TÜZEDE KORUMA:
KENDİ İÇİN ve/||/<>/> YAKIN ÇEVRE İÇİN ve/||/<>/> TOPLUM İÇİN


- PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK(PDR) ile PSİKOLOJİ ile PSİKİYATRİ

( 1898 - Türkiye'de, Psikiyatri eğitiminin başlangıcı. )

( Üniversitelerin Eğitim fakültelerine bağlı olan Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden mezun olurlar. İLE Üniversitelerin Fen-Edebiyat fakültelerine bağlı olan Psikoloji bölümünden mezun olurlar. İLE Tıp fakültesinden mezun olurlar ve Psikiyatri alanında uzmanlık yapmışlardır. )

( Okullarda ve eğitimle ilgili öteki alanlarda hizmet verirler. Eğitimini alırlarsa bazı testler uygulayabilirler fakat terapi yapamazlar. İLE Terapist olmak isterlerse yüksek öğrenim görüp gerekli eğitimleri tamamlar ve terapi yapabilirler. İLE İlâç yazma yetkisine sahiplerdir. Terapi eğitimlerini alırlarsa terapi de uygulayabilirler. )

( PSYCHOLOGY vs. PSYCHIATRY )


- PSİKOLOJİK VE TOPLUMSAL SORUNLARIN KÖKENİNDE:
[ya] COŞKUNUN ile/ve/ya da/||/<> ÖFKENİN ile/ve/ya da/||/<> KORKUNUN DÜZENLENEMEMESİ


- PSİKOLOJİK ile/değil/yerine PSİKOJENİK


- PSİKOLOJİK ile/değil PSİŞİK


- PSİKOLOJİSİ BOZUK OLAN ile KARAKTERİ BOZUK OLAN

( Düzelir. İLE Düzelmez. )


- PSİKOPAT ile/ve/değil/< CAHİL


- PSİKOPAT ile/değil/yerine SOSYOPAT


- [ne yazık ki]
PSİKOPAT/LIK ile/ve/||/<> İNSAFSIZ/LIK


- PSİKOPOS ile MATRÂN/MITRÂN

( Katoliklerde bölge papazı. İLE Taç giymiş psikopos. )


- PSİKOSEKSÜEL EVRELER ile/ve/||/<>/> GELİŞİM EVRELERİ


- PSİKOSOMATİK/PSYCHOSOMATIC[İng.] değil/yerine/= ZİHİNE DAYALI GÖVDE


- PSİKOTERAPİ ve/||/<>/> FELSEFÎ PSİKOTERAPİ


- PSİKO-TOPLUMSAL BEN ile/ve/||/<> TEMSİLİ BEN ile/ve/||/<> EYLEYEN BEN


- PSİKOTROP/PSYCHOTROPIC[İng.] değil/yerine/= ZİHİNETKİLER


- PSİKOZ/PSYCHOSIS[İng.] ile/||/<> DEREALİZASYON ile/||/<> DEDİFERANSİYASYON

( Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Ayrıştırma/ayrımlaşma yitimi. )


- PSİKOZ ile/ve/||/<>/> KİŞİLİK BOZUKLUKLARI ile/ve/||/<>/> NEVROZ

( Gerçeklikten kopma, halüsinasyonlar ve sanrılar ile ilişkili bilişsel bozukluk. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Kaygı ve stresle başa çıkma zorlukları ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. )


- PSİŞE[Yun.]/ANIMA[Lat.] ile/ve/||/<> SOMA[Yun.]/CORPUS[Lat.] ile/ve/||/<> PNEUMA[Yun.]/SPIRIT[Lat.]


- PSİŞE/PSYCHE[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜNCE, DUYGU, DAVRANIŞ, DEĞER, DENEYİM VE DİL


- PSİŞİK "DERT" ile/ve FELSEFİ "DERT"

( Sorun. İLE/VE Sorunsal. )


- PSYCH-/PSYCHO- ile/||/<> PSYCHRO- ile/||/<> CRY-/CRY-MO-/CRYO- ile/||/<> -THYMİA/THYMO- ile/||/<> -MANİA ile/||/<> PHREN-/-PHRENİA/PHRENO- ile/||/<> EROT-

( Zihin, zekâ ile ilgili, zihinsel olaylarla ilgili, psikolojik yöntemlerle ilgili, psikolojik. İLE/||/<> Soğuk. İLE/||/<> Soğuk, donma. İLE/||/<> Psişe, psişik durumla ilgili, timusla ilgili. İLE/||/<> Delilik, manik durum. İLE/||/<> Mental bozuklukla ilgili, diyaframla ilgili. İLE/||/<> Aşk. )


- PSYCHOLOGY vs. PSYCHIATRY


- PTEROZOR ile/ve/||/<> ARCHAEOPTERYX ile/ve/||/<> COMPSOGNATHUS

( İlgili konuşmayı izlemek için burayı tıklayınız... )


- PTEROZOR ile NE KUŞ, NE DİNOZOR


- PUAN MUN JON:
KUZEY KORE ve/<> GÜNEY KORE

( Kore'yi ikiye bölen, 38. paralelde bulunan bir köy. )

( [o dönemde] Sovyetler Birliği'nin egemenliğindeydi. VE/<> ABD'nin egemenliğindeydi. )

( Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki bazı FaRkLaR'ı görmek için burayı tıklayınız... )


- PUBLISH or PERISH


- PUDRA ile TAŞPUDRA

( ... İLE Süslenmek için kullanılan pudra ve krem karışımı katı madde. )


- PUFLA ile PUFLA/TOZAK

( Bir tür ördek. İskandinavya kıyılarında yaşar. İLE İnce kuş tüyü. )

( SOMATERIA cum ... )


- PÜFÜR PÜFÜR (ESMEK)("KÜFÜR KÜFÜR" değil!)


- PUJA ile ...

( Tapınma, ibadet. )


- PÛJÎNE[Fars.] ile ...

( 1240 gr. ağırlığında bir ölçü. | Kantar. )


- PUKÖ/PICA/PLAN, İMPLEMENT, CONTROL, ACTION[İng.] değil/yerine/= PLAN, UYGULAMA, KONTROL, ÖNLEM


- PUL ile/değil İNCE VİDA


- PUL[Fars.] ve/||/<> KONFETİ[İt. < CONFETTI] ve/||/<>

( ... VE/||/<> Düğün, balo vb. eğlencelerde, spor karşılaşmalarında serpilen, küçük yuvarlak pul biçiminde kesilmiş renkli kâğıt parçaları. )


- PUL ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> KUL

( Varsa pulun, cümle âlemdir kulun. )


- PUL ile PAYET[Fr.]

( ... İLE Giysi vb. işlemek için kullanılan küçük, pırıltılı pul. )


- PUL[Azr.] ile PUL[Tr.]

( Para. İLE Posta parası karşılığı mektup zarfı, kartpostallara ve damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası. | Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık. | | Tavla oyununda kullanılan, plastik, tahta vb.nden yapılmış yassı yuvarlak levhacık. | Vida, cıvata vb. şeylerin boynuna geçirilen, ortası delik metal levhacık. | Propaganda amacıyla kullanılan yazılı küçük kâğıt. | Küçük ve ince tabakacıklar. | [bitki bilimi] Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri. | [hayvan bilimi] Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin gövdesini kaplayan boynuzsu, sert levhacık. | Akçeden küçük, metal para. )


- [not] "PULL/INFLUENCE" vs./and TO GIVE (HIS/HER/ITS) DUE


- PULLUK ve/||/<> KULAK DEMİRİ

( ... VE/||/<> Pullukta, uç demirinin kaldırdığı toprağı ters çeviren demir. )


- PULLUK/KÖTEN ile/ve KUTAN

( Toprağı sürmek için kullanılan tarım aracı. İLE Büyük pulluk. )


- PULMONER/PULMONARY[İng.] değil/yerine/= AKCİĞER


- PULS/OKSİMETRİ / PULSE OXIMETRY[İng.] değil/yerine/= VURU-OKSİJEN ÖLÇÜMÜ


- PULSAR değil/yerine/= ATARCA

( Uzayda kısa aralıklarla ve hızla dönen [0.033 - 3.5 saniye] düzgün radyo dalgaları yayan nötron yıldızları. )


- PULSASYON/PULSATION[İng.] değil/yerine/= VURUM


- PULSATIL/PULSATILE[İng.] değil/yerine/= VURUMLU


- PULSE/PULSUS[İng.] değil/yerine/= NABIZ


- PULUÇ/INNÎN, ANÂNET[Ar.]/IMPOTENCE[İng.]/IMPUISSANCE[Fr.]/EMPTOTANS[Fr. IMPUISSANT] ile/>< PRİAPİZM

( Eşeysel güçsüzlük, iktidarsızlık. Ereksiyon olamama. (Kalkmaması) | Kısır, güçsüz. İLE/>< Sürekli erekte durumunda olma. [Tarihte ilk olarak M.Ö. 1550'lerde Antik Mısır'da yazılmış olan Ebers tıp papirüsünde "Priapizm" hastalığından söz edilmiştir. Bu hastalığın tarihteki ilk tarifi ise M.Ö. 300'lü yıllarda Apamealı Demetrius tarafından yapılmıştır.] [Çok tanrılı Yunan mitolojisinde, Bereket Tanrısı dışında, Dionysus, Pan ve Hermes gibi tanrılar da büyük üreme örgenleri ile bilinir.] )


- pulv.[Lat. < PULVIS] değil/yerine/= TOZ, PUDRA


- PÜLVERİZATÖR[Fr.] değil/yerine/= PÜSKÜRTEÇ/PÜSKÜRTÜCÜ SPREY


- PUNCTUATIONS


- PÜNEZ[Fr.] değil/yerine/= RAPTİYE[Ar.]

( Düz, geniş başlı, kısa bir çivi görünüşünde, kâğıt ya da karton gibi şeyleri bir yere tutturmak için kullanılan araç. )


- PUNGENT vs. DENSE


- PUNISHMENT vs. SANCTION


- PUNT[İt.] değil/yerine/= FIRSAT

( Uygun zaman. )


- PUPILLA[İng.] değil/yerine/= GÖZBEBEĞİ


- PÜR KUSÛR ve/||/<> el-FAKİR TAHT-Ü-TÜRÂB


- PÜR TEMKÎN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EHL-İ TEMKÎN

( Çok ağırbaşlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ağırbaşlı. | Televvünden kurtulup huzur ve sükûna mazhar olmuş kişi. | Kendini sadece Tanrı yoluna adamış kişi. )


- PÜR/PUR[Fars.] ile PİR[Fars.]

( Dolu, dolmak. | Çok fazla. | Sahip, mâlik. )


- PURANA ile ...

( Kutsal Hindu metinleri derlemesi. )


- PÜRÇEK ile PÜRÇEK

( Şakaklardan sarkan saç, zülf. İLE Bitkilerin saçaklı kökü ya da püskülü. )


- PURE vs. SIMPLE


- PURE vs. UNADULTERATED


- PURGATORYUM[ARAFAT] ile ...

( KATOLİK İNANCINA GÖRE, TANRI'NIN İNAYETİYLE ÖLEN FAKAT YETERİ KADAR TEMİZLENMEYEN RUHLARIN KALDIKLARI YER [PROTESTAN KİLİSESİ BU GÖRÜŞÜ KABUL ETMEZ!] )


- PURGING[İng.] değil/yerine/= AYIKLAMA | ARINDIRMA


- PURIFICATION vs./and ENLIGHTENMENT


- PURIFIED REASON vs./and INTENTION = HEART

( SAF(LAŞTIRILMIŞ) AKIL ile/ve NİYET = KALP )


- PURIFY vs. TO BE REFINED


- PURITY and WISDOM and LOVE


- PURITY vs. TOLERENCE


- PÜR-MELÂL[Fars.] ile ...

( Gamlı, kederli, sıkıntılı, üzüntülü. )


- PURNA ile ...

( Dolu, tamam, mutlak, sonsuz. (Brahmaniçin kullanılır.) )


- PURSANTAJ[İng. < PERCENTAGE]["PURSUNTAJ" değil!] değil/yerine/= YÜZDE

( Filmlerin sinema salonlarında gösterildiği süre boyunca elde edilen bilet gelirlerinin dağıtım oranı. [Bu oran, yapımcılar, dağıtımcılar ve sinema salonları arasında bilet satışlarından elde edilen kazancın nasıl paylaştırılacağını belirler.] [Pursantaj oranı, genellikle film gösteriminin ilk haftalarında yüksek olur, ardından zamanla düşebilir.] )


- PÜRTÜK ile/<> PÜRÜZ ile/<> PÜTÜR

( Herhangi bir şeyin üzerindeki çıkıntı biçiminde küçük kabarcık, çıkıntı. İLE/<> Bir şeyin düzgünlüğünü bozacak çıkıntı, gedik ya da kusur. | Engel, güçlük. İLE/<> Küçük kabarcık, çıkıntı. )


- PURUSHA[Sansk.] ile ...

( Varlığın maddesel olmayan özeü. Kişisel ruh. Kozmik Ruh, tüm maddi tezahürlere (Prakriti) bilinç görünümü veren, evrenin ebedi~etkin nedeni. Purusha'nın madde içindeki esareti, sayısız arzulara yol açan Chitta-vrittis'den doğan "Ben" bilincinden ötürüdür. (bkz. Jivatman) )


- PÜRÜZ/LÜ ile TIRTIK/LI


- -PÛŞ[Fars.] ile PÛŞ[Fars.]

( Örten, giyen, giyinmiş" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar.[PÂ-PÛŞ: Pabuç, ayakkabı. | Ayağı örten. | SER-PÛŞ: Başı örten.] İLE Örtü, örtünülecek şey, giysi. | Zırh. )


- PUS ile PUS[Fr.]

( Görüş uzaklığını çok azaltmayan bir tür hafif sis. | Bazı meyvelerin üzerinde oluşan, zamk ya da sakıza benzeyen madde. | Yaprakların üzerinde görülen, örümcek ağını andıran böcek ya da kurt yuvası. | Ağaçların kütük ve dallarındaki yosun. | Bazen, meme başında oluşan kabuk. İLE Parmak ölçüsü, İngiliz uzunluk ölçüsü olan ayak'ın 1/12'si, inç.[25,4 milimetre] )


- PÜS ile/||/<> PÜSE

( Erik, kayısı, badem vb. ağaçlardan sızan zamk, kedibalı, keven bitkisinden elde edilen zamk, kitre. İLE/||/<> Çamların çıralı yerlerinden elde edilen siyah katran. )


- PUSAN ve/<> SUVAN ve/<> ECO

( Kore Savaşı'nda, askerlerimizin gönderildiği, sıcak savaşın gerçekleştiği cepheler.
[27 Temmuz 1953'te, 2 yıl, 9 ay, 10 gün süren sıcak savaş bittiğinde, 6360 şehit, 229 tutsak, 5247 de gazimiz olmuştu.] )


- PUSAT ile PUSAT ile PUSAT

( Araç. İLE Silah, zırh vb. savaş aracı. İLE Giysi ya da giysilik kumaş. )


- PUSET[Fr. < POUSSETTE] değil/yerine/= (KÜÇÜK) ÇOCUK ARABASI


- PUŞKİN ve/||/<> GOGOL ve/||/<> GONÇAROV ve/||/<> DOSTOYEVSKİ ve/||/<> TURGENYEV ve/||/<> TOLSTOY ve/||/<> ÇEHOV ve/||/<> GORKİ ve/||/<> ZAMYATİN ve/||/<> BULGAKOV ve/||/<> PASTERNAK

( 1799 - 1837 ve/||/<> 1809 - 1852 ve/||/<> 1812 - 1891 ve/||/<> 1821 - 1881 ve/||/<> 1818 - 1883 ve/||/<> 1828 - 1910 ve/||/<> 1860 - 1904 ve/||/<> 1868 - 1936 ve/||/<> 1884 - 1937 ve/||/<> 1891 - 1940 ve/||/<> 1890 - 1960 )

( )


- PUŞT[Fars.] ile PÜŞT/ER[Ar.]

( Eşeşeysel erkeklerin eşeysel "keyiflerine" "hizmet eden" erkek. | Ağır ve kaba sövgü sözü. | Güvenilmez, kalleş. İLE Arka, sırt. )


- YILANLARDA:
PUSUDA BEKLEYENLER ile/ve/değil/yerine/||/<> AV PEŞİNDE HAREKET EDENLER


- PUSULA ile/ve/||/<> EĞİM PUSULASI


- PUSULA[İt. < BUSSALO] ile/değil/yerine İLETECİK/BETİK/PUSULA[İt.]/TEZKERE[Ar.]

( Üzerinde kuzey-güney doğrultusunu gösteren bir mıknatıs iğnesi bulunan ve yön saptamak için kullanılan kadranlı aygıt. İLE/DEĞİL/YERİNE Küçük bir kâğıda yazılmış kısa mektup. | Üzerinde alacak hesabı yazılmış kâğıt. | Bir iş için izin verildiğini bildiren resmi kâğıt. | Genellikle ozanların yaşamlarıyla koşuklarından söz eden yapıt. )


- PUSULA[İt. < BUSSALO] değil/yerine/= YÖNDEÇ/YÖNEÇ/İLETECİK


- PUSVAL ile ...

( Yemenicilerin kullandığı ölçü. )


- PUT IN SIDE BY SIDE vs. TO BRING TOGETHER


- PUT KIRMAK ile/değil YORGAN SİLKMEK


- PUT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KUT


- PUT / ŞEYTAN ile TÂGUT["gu" uzun okunur][çoğ. TAVÂGÎ/T]

( ... İLE Kayıptan haber veren, büyücü. | Şeytan. | İslâm'dan önce, Mekke'deki Lât ve Uzzâ putları. )


- PUTİYA ile ...

( Küba'da yaşarlar. | Sadece Karayipler'de yaşarlar. )


- PUT/LARI/NI KIRMAMAK ve/||/<>/> KENDİNİ, PUT KILMAK


- PUT/LAŞTIRMA ile/ve/değil/||/<> İLÂH/LAŞTIRMA


- PUTLAŞTIRMA ile/değil/yerine VEFÂ


- PUTLAŞTIRMAMAK ve/||/<> DONDURMAMAK


- PUTPERESTLİK:
(")TAPMAK(") değil YÖNELİM

( Putperestlik, bir şeye tapmak değil soyut olana somut bir şey üzerinden yönelmektir. )


- PUTREL/POTREL[Fr.] ile/değil/yerine/= DEMİR KİRİŞ

( Yapılarda, demiryollarında kullanılan demir kiriş. )


- [ne yazık ki]
PUTUNU, KENDİ YAPAR, KENDİ TAPAR" ve/||/<> KÖLELEŞTİRİRSİN ALDIRMAZ; "KÖLE" DERSİN, KALDIRMAZ


- PÜTÜR PÜTÜR

( Yüzeyi düzgün olmayan nesnelerde. )


- p.v.[Lat. < PER VAGINAM] değil/yerine/= VAJİNA YOLUYLA


- PY- ile/||/<> PYEL-/PYELO- ile/||/<> PYL-/PYLE-/PYO-

( Cerahatle ilgili, cerahat olması. İLE/||/<> Böbrek pelvisi ile ilgili. İLE/||/<> Portal venle ilgili. )


- PYTHON:
2 ile 3


- PYTHON ile RUBY


- RANT (ELDE ETMEK) ile PRİM (TOPLAMAK)


- RAPEL/DOZ BOOSTER DOSE[İng.] değil/yerine/= PEKİŞTİRME DOZU


- RASYONEL ile PRAGMATİK


- RAYBA[Alm.] değil/yerine/= PÜRÜZALIR


- RAZMOL ile/ve PASPAL

( İri kepekli un. İLE/VE Çok kepekli un. )


- REFERANS ile/ve PERSPEKTİF


- REINFORCEMENT[İng.] değil/yerine/= PEKİS¸TİRME


- REKLÂM = ADVERTISEMENT[İng.] = RÉCLAME[Fr.] = ANZEIGE/REKLAME[Alm.] = PUBBLICITÀ[İt.] = ANUNCIO[İsp.]


- REMBRANDT ile PICASSO


- RENDE[Fars.] ile PLANYA[İt.]

( Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç. | Üzerinde küçük delik ve kesici çıkıntıları bulunan, soğan, havuç gibi şeyleri ufak parçalara ayırmak için kullanılan mutfak aracı. | Bu araçla ufak parçalara ayrılmış şey. İLE Ağaç rendelemekte kullanılan, uzun marangoz rendesi. )


- RESİM ile PEYZAJ[Fr.]

( ... İLE Kır resmi. | Bahçe düzenleme işi. )


- RESİM ile/ve/> PİKTOGRAM ile/ve/> PETROGLİF ile/ve/> YAZIT

( ... İLE/VE/> Resimli, anlamlı simgeler. İLE/VE/> Çeşitli biçimli harflerden oluşan, ilk dönem simgeleri/tamgaları. İLE/VE/> ... )


- RESİM ile/ve/<> PİTORESK[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Durumu ve görünüşü, resim konusu olmaya değer görünüş. )


- REVZEN ile PENCERE

( PENCERE )


- RİSK ile/ve/<>/değil POTANSİYEL


- RİTÜEL ile PROTOKOL[Fr. < Yun.]

( ... İLE Bir toplantı, oturum, soruşturma sonunda imzalanan belge. | Diplomatlar arasında yapılan antlaşma tutanağı. | Diplomatlıkta, devletler arasındaki ilişkilerde geçen yazışmalarda, resmi törenlerde, devlet başkanları ile onları temsilcileri arasındaki görüşmelerde uyulan kurallar. )


- RL/REINFORCEMENT LEARNING[İng.] değil/yerine/= PEKİŞTİRMELİ ÖĞRENME


- YEL/RÜZGÂR ile PAMPERO

( ... İLE Patagonya'da, şiddetli, soğuk ve hiç dinmeyen rüzgâr. )


- YEL ile/ve/<> PİNEL[İt.]

( ... İLE/VE/<> Rüzgârın estiği yönü göstermek için direk şapkalarının üstüne konulan yelkovan biçimindeki araç. )


- YEL/RÜZGÂR ile PUPA[İt. < POPPA]

( ... İLE Gemiye arkadan esen rüzgâr. | Geminin arkası, kıç. )


- S ile/ve/||/<> P ile/ve/||/<> D

( I. orbit. İLE/VE/||/<> II. orbit. İLE/VE/||/<> III. orbit. )


- SAAT ile PİRYOL[Marka adından]

( ... İLE Üzerinde kümbet biçiminde bir kapağı bulunan, oldukça büyük bir tür cep saati. )


- SABİTLER:
YER ÇEKİMİ ile/ve/||/<> IŞIK ile/ve/||/<> PLANCK


- SAÇ ile/değil POSTİŞ[İt.]

( ... İLE/DEĞİL Kadınların, genellikle başlarının arkasına taktıkları ek saç. )


- SADEFE[Ar.]/SCALE[İng.]/ÉCAILLE[Fr.] ile PUL

( Balık pulu. )


- SAĞALTIM/PSİKOTERAPİ ile/ve/||/<>/> PSİKANALİZ


- SAĞLAMLAŞTIRMA ile/ve/||/<> PEKİŞTİRME


- ŞAH ile/ve VEZİR ile/ve FİL ile/ve AT ile/ve KALE/ROK ile/ve PİYON[Fr. < Lat.]

( ... ile/ve FERZ/FERZÎN/FERZÂNE/FERZEND[Fars.] ile/ve PÎL ile/ve ... ile/ve RUH ile/ve PİYÂDE, BEYDÂK[Ar.] )

( KING vs. QUEEN vs. BISHOP vs. KNIGHT vs. ROOK vs. PAWN )


- SAHİBİ OLMAK ile/değil/yerine PARÇASI OLMAK


- ŞAHİN ile PAÇALI ŞAHİN

( ... İLE Sesi şahinde pes ve gürdür. )

( ... İLE Tundra, açık araziler, turbalıklar, kumullar ve bataklıklarda ürerler. )

( ... vs. ROUGH-LEGGED BUZZARD )

( ... cum BUTEO LAGUPUS )


- SAHİP ÇIKMAK ile/ve/değil PAYLAŞAMAMAK


- SAHNE[Ar. < Yun.] ile/ve/||/<> PARTER[Fr.]

( ... İLE/VE/||/<> Tiyatro, sinema gibi yerlerde, sahnenin bulunduğu ilk kata ve burada bulunan koltuklara verilen ad. )


- SAKLAMAK ile/ve/değil PAYLAŞMAMAK

( [not] TO CONCEAL vs./and/but NOT TO SHARE )


- SAL YAYLASI ve POKUT YAYLASI


- SALSA ile BACHATA ile MAMBO ile MERENGUE ile SAMBA ile RUMBA ile CHA CHA CHA ile PASO DOBLE ile JIVE

( Dünyanın her yerinde bilinen Salsa, Avrupa'da, Karayipler'de, özellikle Küba ve Porto Riko'da, Orta Amerika'da, Panama, Guatemala ve New York'un Latin kolonilerinde çok gelişir. Elektrikli çalgıların da kullanıldığı Salsa danslarında, Afrika kökenli vurmalı çalgılar ve bakır üflemeli sazlar büyük rol oynar. Salsa'da, şarkılar her zaman İspanyolca olup şarkıların başlıca işlevi, dans figürlerine eşlik etmektir. Dünyanın belirli bölgelerinde, belirgin olarak ötekilerden ayrılan Salsa stilleri vardır. Birbirinden farklı figürlere sahip olan Salsa'nın tarzları, aynı dansın farklı yaklaşımları ve felsefeleri olarak kabul edilebilir.

İLE

1980'lerde, Dominik Cumhuriyeti'nde, turizmin gelişmesi ve ülkenin dünyaya açılması sonucu popülerliği artan Bachata, içinde aşk, tutku gibi duyguları yansıtan romantik şarkılarla yapılan bir dans türüdür. Bachata, ayrıca, ülkemizde Salsa'dan sonra en çok yeğlenen, yakın eşli bir danstır.

İLE

Küba'da ortaya çıkan Mambo, Kuzey Amerika'daki, Swing ve Rock gibi türlerden etkilenerek günümüzde yapılan biçimini alır. Erkek dansçının sol ayakla başladığı ve ağırlık merkezini ise kalça olarak belirlediği bu dans türü, en yaygın biçimde Küba'da karşımıza çıkar. 1950'li yıllarda, Avrupa tarafından da tanınan Mambo, kıtaları aşan bir dans olarak tüm dünyaya yayılır.

İLE

Dominik Cumhuriyeti'nin yerel dansı olan Merengue, özellikle küçük ve kalabalık dans salonlarına karşı oynanan bir dans türüdür. Oldukça hareketli figürler içeren Merengue, öğrenilmesi kolay, doğaçlamaya açık bir "eğlence" dansı olarak da bilinir. Çiftlerle değil, bir çember şeklinde uygulanan Merengue, hızlı ayak hareketleri, omuzların silkilmesi ve kıvrak kalça hareketleri, bu dansın ana yapısını oluşturur.

İLE

Samba, Brezilya'nın Rio kentinde düzenlenen karnavallarda, kutlama ve eğlenceyi temsil eden dans olarak bilinir. Brezilya müziğine ait kuvvetli bir davulun da yer aldığı, özgün bir müziğe sahip olan Samba, Rio Karnavalı'ndaki dansçıların, gösterişli giysileriyle gösteriye dönüşür. Karnavallarda yapılan bu tip Samba, daha gelişmiş bir biçim olan Uluslararası Samba'dan farklıdır. Samba, Rio Karnavalı'nda, kişisel olarak uygulansa da uluslararası gösterilerde eşli olarak uygulanır.

İLE

Yavaş tempolu, zor bir Latin Amerikan dansı olan Rumba, dans eden çiftler arasındaki tutkuyu hareketlere yansıtır. Aşkın dansı olarak da nitelendirilen rumbada, dansın tutkusunun ve etkisinin büyük bölümü, müzikteki ezgilerde yaşam bulur. Rumba'yı, kusursuz olarak uygulamak için müziğe ve teknik ayrıntılara bağlılık gerekir. Bu ayrıntılar da dansçılardaki güçlü bir denge ve bilek, diz ve kalça koordinasyonu sonucunda ortaya çıkar.

İLE

Amerika'da, 1950'li yıllarda, Mambo ve Rumba'nın birleşiminden doğarak ortaya çıkan Cha Cha Cha, neşeli ritmleri ve müzikleriyle zamanla tüm dünyaya yayılan bir dans türü olur ve Uluslararası Latin Amerikan Dansları'nın vazgeçilmezlerinden sayılır. Canlı, dinamik, hızlı hareketler içeren Cha Cha Cha; neşeli, sevinçli, yerinde duramayanların dansı olarak adlandırılır.

İLE

Kökleri İspanya'ya uzanan "Paso Doble", "iki adım" anlamına gelir. Temiz ve canlı hareketler gerektiren Paso Doble'nin ruhunu seyirciye aktarabilmek için yavaş ve sakin hareketlerden kaçınmak gerekir. Latin dansları arasında en son öğrenilen Paso Doble'de, doğaçlama figürler yoktur, önceden belirlenmiş bir koreografiyi gerektirir.

İLE

Temelinde akrobatik hareketler barındıran bu dans türü, İkinci Dünya Savaşı süresince, Amerika'dan İngiltere'ye yayılır ve ilk olarak 1944 yılında, Londra'lı bir dans öğretmeni olan Victor Silvester tarafından "Jive" olarak adlandırılır. Canlı ve enerjik olmanın yanısıra, zarif bir görünüm de gerektiren bir Latin Amerikan dansı olan Jive, oldukça hareketli figürler içerir. )


- SALT = SIRF, SAF, MAHZ = PURE[İng.] = PUR[Fr.] = REIN[Alm.] = PURUS[Lat.] = PURO[İsp.]


- ŞALVAR[Fars. ŞELVÂR]/DİMİ ile/değil/yerine PANTOLON

( Genellikle, ağı çok bol olan, bele bir uçkurla bağlanan, geniş bir pantolon türü. İLE ... )


- ŞALVAR[Azr.] = PANTOLON[Tr. < Fr.]


- SALYANGOZ ile PULLUK SALYANGOZU


- SANDAL ile/<> PİROG

( ... İLE/<> Mali'de, Nijer ırmağında kullanılan bir sandal. )


- ŞANGIRTI ile PATIRTI

( Tabak, bardak, şişe vb.nin bir yere ya da birbirine çarparken, kırılırken çıkardığı sesin adı. İLE Pat pat çıkan sesin adı. | Herhangi bir biçimde ya da ayakları yere kuvvetle basarak yürüme sonucu çıkan gürültü. | Gürültülü çatışma, arbede. )


- SANSAR ile PORSUK/DACHS[Alm.]

( Türlü küçük etçil hayvanların ortak adı. İLE Sansargillerden, su kıyılarında, kazdıkları deliklerde yaşayan, ot ve etle beslenen, pis kokulu bir hayvan. )

( MARTES MARTES cum MELES, MELEN VULGARIS )


- SAO TOME ve/<> PRINCIPE

( Afrika'nın en küçük ülkesi. )


- SARI KİRAZ ile/ve/||/<> PEMBE KİRAZ ile/ve/||/<> İTALYAN KİRAZ


- ŞARKI ile POTPURİ[Fr.]

( ... İLE Sevilen müzik yapıtlarından seçilmiş bölümlerin sıralanmasıyla oluşan müzik parçası. )


- ŞAŞKIN/LIK ve PANİK


- SCHRODINGER DENKLEMLERİ ile/ve/||/<> PAULI DIŞLAMA İLKESİ

( [olmasa ...] Madde yok. İLE/VE/||/<> Kuvvet yok. )


- SCIENCE ile PSEUDO SCIENCE


- SEBZELER:
BUZDOLABI POŞETİNDE SAKLANMAMALI! ve/ya da POŞETLER, DELİNMELİ!


- SEHİM/SEHM[Ar.] değil/yerine/= PAY

( Pay/hisse karşılığı/bedeli. | Pay. | Yüksek çelik binaların tepesinin sürekli olarak sağa sola yaylanması. )


- ŞEKER ile PUDRA ŞEKERİ

( SÜKKER-İ MESHÛK: Toz şeker. )

( SUGAR vs. CASTOR SUGAR )


- SELLA/CELLA ile/||/<> APSİS ile/||/<> TRANSEPT ile/||/<> ÇAN KULESİ ile/||/<> PİETA

( Eski Yunan ve Roma'da içinde kült heykelinin korunduğu, tapınağın en kutsal bölümü. İLE/||/<> Kiliselerde korunun arkasında bulunan ve camilerdeki mihrap bölümünün karşılığı olan, tonoz ya da kubbe ile örtülü bölüm. İLE/||/<> Örtü sisteminde nefleri dik açı ile kesen ve altyapıya da yansıyan birim. Kiliselerde apsisin önünde nefleri dik olarak kesen uzun mekân. Kilisenin planını bir haç biçimine sokan bu mekânda kral galerisi ve kilise orgu da yer alır. Bazı kiliselerde haç biçimli planın doğusunda da ek bir transept bulunur. İLE/||/<> Kilise çanının bulunduğu yapı. Başlı başına bir mimari yapı sayılabilecek örneklerine de rastlanır. İLE/||/<> İsa'nın betimleniş türlerinden biri.[Ölü İsa'nın gövdesi annesinin kucağında ya da kolları arasındadır.][Kökeni XIV. yüzyıl Almanya'sına dayanır. Daha çok resim sanatında rastlanır. Heykel alanında da bilinen örnekleri vardır.] )


- SEMENDER ile CÜCE/KÜÇÜK/PÜRÜZSÜZ SEMENDER

( ... cum LISSOTRITON SCHMIDTLERI )


- SERAMİK[Fr. < Yun.] ile PORSELEN[İt.]

( Yüksek ısıda pişirilmiş toprak, fayans, porselen yapımıyla ilgili olan. | Yüksek ısıda pişirilmiş topraktan yapılan vazo, çanak, çömlek gibi nesne. İLE Kaolinden yapılma, beyaz, sert ve yarı saydam çömlek hamuru. | Bu hamurdan yapılmış çanak, çömlek. )


- SERGİLEMEK ile PAYLAŞMAK

( TO EXHIBIT/DISPLAY vs. TO SHARE )


- SERİ BAĞLANTI ile/ve/||/<> PARALEL BAĞLANTI

( Devre ögelerinin ardışık olarak bağlanması. İLE/VE/||/<> Devre ögelerinin yan yana bağlanması. )


- SERT ile/ve/değil PÜRÜZLÜ/TIRTIKLI


- SEVİ = AŞK = LOVE[İng.] = AMOUR[Fr.] = LIEBE[Alm.] = AMOR, CARITAS[Lat.] = PHILIA, EROS, AGAPE[Yun.] = AMOR[İsp.]


- ŞEY ile AM[: Sevgi (AM-ON-RA: Kozmik sevgi güneşi.)/AMRAMAK]/PENİS(SİK/YARAK) / VAJİNA/VAJEN/VULVA/MEHBİL/FERÇ/FERC[Ar.]/KÜS[Fars.]/KAOS[Yun.]/KUKU/ÇİLİK/PITTIK/GUBBAK

( FALLUS cum ... )

( ŞEY, MAÂB[: Ayıp yeri. | Ayıp.] ile AVRET, ZEKER[çoğ. ZİKÂR, ZİKÂRE, ZÜKRÂN, ZÜKÛR], LÂ-YUKAL, KADÎB, MÂDDE / FERC[: Aralık, yarık, çatlak.] )

( ... ile KÎR[eril] / KÜS[dişil], MERZ-GÛN )

( THING vs. PENIS(COCK) / VAGINA(CUNT/PUSSY) )

( CHOSE avec VAJEN )


- SFENKS ile PETERBALD ile CORNISH REX


- SİGMA BAĞI ile/||/<>/> Pİ BAĞI

( Birinci oluşan kovalent bağ. İLE/||/<>/> İkinci ve üçüncü oluşan kovalent bağ. )

( İki atom arasında eksenel bakışıma sahip bağ. İLE İki atom arasında eksen dışı bakışıma sahip bağ. )


- ŞİİR = POEM[İng.] = POÈME[Fr.] = GEDICHT[Alm.] = POEMA[İt., İsp.]


- SIKIŞTIRMAK ile PAKETLEMEK


- SİLİKAT[Fr. < SILICATE] ile PİROKSEN[Fr. < PYROXENE]

( Silisik asidin, bazlarla birleşerek oluşturduğu tuz. [Yapı malzemesi olarak kullanılan, cam, çimento, tuğla gibi maddelerin bilişiminde bulunur.] İLE Doğal kalsiyum, magnezyum ve demir silikatlarına verilen ad. )


- ŞİLİN[İng. SHILLING] ile PENİ[İng. PENNY]

( Avusturya para birimi. | Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti, Kenya, Somali ve Uganda para birimi. | İngiliz lirasının yirmide biri olan para. İLE Sterlin'in yüzde biri değerindeki para birimi. )


- SİM ile/ve/değil/||/<> PUL


- SİNDİRİM'DE:
TÜKÜRÜK BEZİ ile/ve/<> İNCEBAĞIRSAK BEZİ ile/ve/<> PANKREAS ile/ve/<> KARACİĞER


- SİNGAPUR ile/ve/<> PULAV UBİN ADASI

( ... İLE/VE/<> Singapur'un Changi Havaalanı'nın bulunduğu ada.[Ağaçları, çiçekleri, çağlayanları ile dünyanın en güzel havaalanı unvanını almaktadır.] )


- SIR:
"ÜSTÜ ÖRTÜLEN" değil PAYLAŞIL(A)MAYAN


- SIR ile/||/<> SIRALTI TEKNİĞİ ile/||/<> SLİP TEKNİĞİ ile/||/<> PERDAH TEKNİĞİ/LÜSTER ile/||/<> RENKLİ SIR TEKNİĞİ ile/||/<> KARBOTİ

( Keramikler üzerinde koruyucu, cam benzeri tabaka. İLE/||/<> Keramik boyalarının bisküvi halindeki keramikler üzerine boyanarak üstlerine sır çekilmesi, boyaların sır altında kalması ile oluşan teknik. İLE/||/<> İlk dönem Osmanlı keramiklerinde hamur kırmızıdır. İşte bu kırmızı rengi kapanak, beyaz ve düzgün bir yüzey elde etmek için keramikler astarlanır. Slip tekniğinde de esas olan bu astardır. Bu teknikte süsleme astarla yapılır. Burada astar, normaldeki halinden daha koyudur. Kırmızı hamurlu kap üzerine, istenen motiflere göre fırça ile astarla süsleme yapılır ve istenen renk, saydam sırlanır. İLE/||/<> Perdah tekniği çini ve keramik alanında bir sır üstü çalışmasıdır. Kap istenen renkte sırla sırlanıp fırınlandıktan sonra perdah adı verilen madde ile istenen örnekler yapılır ve az hararetli, dumanlı bir fırında tekrar fırınlanır. Bu fırınlamadan sonra, kap madeni bir parlaklık kazanır. İLE/||/<> Osmanlılar tarafından uygulanan bir çini tekniği. Bu teknikte boya sır altındadır. Sırın kendisi renklidir. İlk olarak, levha üzerine sınır birbirine karışmasını önleyen, kontur oluşturan bir madde ile sınırlar belirlenir. Daha sonra, istenen renkler sırasıyla boya gibi kullanılarak levha renklendirilir. En son fırın işlemiyle renkler ve yüzey tarafında içinden kaynaklanan bir mermerleşme karışması sağlanır. İLE/||/<> Keramiklerin süslenmesinde kullanılan bir teknik. Doğrudan kabın üzerine yapılan ya da ikinci hamuru yapıştırmak yoluyla bir takım kabartma figürlerin işlenmesi. )


- SİS ile/ve/||/<>/> PUS

( [Görüş uzaklığı] 1 km.den az ise. İLE/VE/||/<>/> 1 km.den çok ise. )


- ŞİŞE ile POTKAL[İt.]

( ... İLE Kaza ya da başka bir olayı karadakilere bildirmek için gemilerden denize salınan, içinde mektup olan şişe. )


- [ne yazık ki]
ŞİŞMAN/LIK ve/||/<>/> PİŞMAN/LIK

( Ağzımızı tutmazsak. VE/||/<>/> Dilimizi tutmazsak. )


- SİSTEM FELSEFESİ/FİLOZOFU ile PROBLEM(/SORUN) FELSEFESİ/FİLOZOFU


- SİSTEM ile PROGRAM


- SİTE[Fr. < Yun.] ile POLİS[Fr. < Yun.]

( Daha çok, belirli meslek bireyi için yapılmış ya da belirli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu. | İlkçağda, kendi yasalarıyla yönetilen, bir ya da birkaç kentten oluşan devlet. | Kent. İLE Kent. | Kent düzenini sağlayan yetkilendirilmiş güç. )


- SİYAH JAGUAR ile PANTER

( Güney Amerika'da yaşarlar. İLE ... )

( Hiçbir hayvan tamamen siyah değildir. [Yakından bakıldığında derilerindeki benekler hafifçe görülür] )


- SİYAH LEOPAR ile PANTER

( Afrika ve Asya'da yaşarlar. İLE Panter sözcüğü, Aslan, Kaplan, Jaguar ve Leopar'a [bu 4 kükreyebilen kediye] verilen genel addır. )

( Hiçbir hayvan tamamen siyah değildir. [Yakından bakıldığında derilerindeki benekler hafifçe görülür] )

( Panterler Ortaçağ armalarında çok renkli, uysal ve güzel kokan olarak betimlenmiştir. )

( ... ile PELENG[çoğ. PELENGÂN] )

( ... ile PANTHERA: Tüm hayvanlar. [Hem gerçek, hem de mitolojik hayvanları tanımlamak üzere] )

( ... ile PANTER: Beyazımsı sarı renk. | PANDARAH: Kaplan. )


- SİYAH PUMA değil PANTER

( Panter deyince akla gelen "Siyah Puma"dır fakat böyle bir hayvan bulunmamıştır. )


- SİYÂSET ile/ve/<> POLİTİKA


- SODYUM[Fr., İng.] değil/yerine/>< POTASYUM[Fr., İng.]

( Sodyumu düşük olan gıdalar tüketilmelidir. DEĞİL/YERİNE/>< Potasyumu yüksek olan gıdalar tüketilmelidir. )

( Atom numarası 11, atom ağırlığı 22,990, yoğunluğu 0,971 olan, 97,5 °C'de eriyen, deniz ve kaya tuzlarında, doğada birleşik olarak çok yaygın bulunan, beyaz, parlak, mum gibi yumuşak bir öğe. Simgesi: Na DEĞİL/YERİNE Atom numarası 19, atom ağırlığı 39,10, yoğunluğu 0,87 olan, 62,5 °C'de eriyen, 15 °C'de mum gibi yumuşak, soğukta sert ve kırılgan, potasyum hidroksit içinde bulunan bir öğe. Simgesi: K )


- SOĞAN ile/ve/||/<> PIRASA[Yun.]

( Zambakgillerden, yemeklere tat vermek için yumrusu ve yeşil yaprakları kullanılan güzel kokulu bitki. | Çiğdem, lale, zambak, sarımsak vb. bitkilerin toprak altındaki yumru kökü. İLE/VE/||/<> Zambakgillerden, sapından ve yapraklarından yararlanılan, çok yıllık bir kış sebzesi. )

( ONION vs.{and/||/<> LEEK )

( ALLIU(/A)M CEPA cum/et/||/<> ALLIUM PORRUM )


- SOĞAN ile/ve/||/<> PORTAKAL

( Katmanları itibariyle. İLE/VE/||/<> Dilimleri itibariyle. )


- SOĞUK YEREL RÜZGÂRLAR:
BORA ile İMBAT ile MİSTRAL ile POYRAZ ile ETEZYEN ile KRİVETZ


- SOKRATES ile/ve/||/<> PATANJALI


- SOKRATES ve/<>/> PLATON ve/<>/> ARİSTOTELES

( ... VE/<>/> Olması gerekeni bilirim/bileyim. VE/<>/> Olanı (")bilebilirim(")/bileyim. )


- SOKRATES ile/değil PLATON'UN "SOKRATES"İ


- SOLOMON ADALARI'NDA:
İNGİLİZCE ve/<> PİSİN

( ... VE/<> Yerel dil. )


- SOLUK ve/||/<> BESLENME ve/||/<> PSİKOLOJİ ve/||/<>
FİZYOLOJİ ve/||/<> EŞEYSELLİK ve/||/<> İLETİŞİM

( www.KendiniTANI.com )


- DENKÖBEK/SONSAL SINIFLAMA = CATEGORY[İng.] = CATEGORIE[Fr.] = KATEGORIE[Alm.] = PRAEDICAMENTUM[Lat.] = KATEGORIA[Yun.] = CATEGORÍA[İsp.]


- SONSUZ/LUK ile/ve/||/<> Pİ ile/ve/||/<> GOOGOLPLEX ile/ve/||/<> GRAHAM ile/ve/||/<> RAYO

( ∞ İLE İLE Googol, matematikteki büyük sayılardan biridir ve 10 üzeri 100'e eşittir. Başka bir deyişle 1 googol, 1 rakamına yüz sıfır ekleyerek yazılır. Bu terim, Amerika'lı matematikçi Edward Kasner'ın yeğeni Milton Sirotta[1929–1980] tarafından 1938 yılında kullanılmaya başlanmıştır.[Milton, bu sırada dokuz yaşındaydı.] )

( Bir trilyon, oniki sıfırla yazılır. Yüz tane sıfır kullanırsak, buna, bir "gogol" denilir. Bir gogol sıfır kullanılarak yazılan sayıya, "gogolplex" denilir. Evrendeki tüm moleküllerin sayısını yazmak için 79 sıfır yetiyor. Bir milyon gün, ancak 2739 yıl oluyor. İstanbul'un fethinden bu yana, sadece 17 milyar saniye geçmiş. Yazının bulunuşundan bugüne ise ancak 189 milyar saniye geçmiş.[Bu, trilyonun ancak beşte biridir.] Bir kişinin yaşamı, ortalama 2 milyar saniyedir. )

( "Graham ve Rayo Sayısı" ile ilgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- SORMAK = ASK[İng.] = DEMANDER[Fr.] = FRAGEN[Alm.] = DOMANDARE[İt.] = PREGUNTAR[İsp.]


- SORUN = MESELE = PROBLEM[İng., Alm.] = PROBLEME[Fr.] = PROBLEMA < PRO:ÖNE. BALLEIN:ATMAK[Yun.] = PROBLEMA[İsp.]


- SORUNLAR:
"DARBE" ile/değil/yerine PÜRÜZ


- SORUNSAL = İHTİMALİ = PROBLEMATIC[İng.] = PRBOLÉMATIQUE[Fr.] = PROBLEMATISCH[Alm.] = PROBLEMATIKOS[Yun.]


- SÖZ = PHRASE[İng.] = EXPRESSION[Fr.] = ÄUßERUNG[Alm.] = ESPRESSIONE[İt.] = EXPRESIÓN[İsp.]


- SPECIMEN/SPECİMEN[İng.] değil/yerine/= PARÇA ÖRNEK


- SPESİMEN/SPECİMEN[İng.] değil/yerine/= PARÇA ÖRNEK


- SPREY[İng. SPRAY] değil/yerine/= PÜSKÜRTÜCÜ

( Bir püskürtücü yardımıyla çok ince damlacıklar durumunda püskürtülen sıvı. | Püskürtücü. )


- STAR PLANET


- STEP ile/değil PAMPA

( ... İLE/DEĞİL Arjantin'de, stepten daha genç olan oluşuma verilen ad.[Pampada yetişen ve sarı renkli, çiçeklere sahip çalılıkları, yerliler, kayıklarında, sudan korunmak için kullanırmış. Bunların adı da "calafete" imiş ve Calafata kasabası, adını buradan almış.] )


- STERLİN ile/ve/||/<> PENİ

( İngiliz para birimi. İLE/VE/||/<> Sterlinin yüzde biri değerindeki para birimi, "kuruş". )


- SU EKSİKLİĞİ:
KANDA ile/ve/<> OMURLARDA ile/ve/<> KEMİKLERDE ile/ve/<>
AKCİĞERDE ile/ve/<> PANKREASTA ile/ve/<>
MİDEDE ile/ve/<> BAĞIRSAKLARDA ile/ve/<> GÖZEDE

( Yüksek tansiyona neden olur. İLE/VE/<> Bel/boyun fıtığına neden olur. İLE/VE/<> Gut/artrit gibi romatizmal hastalıklara neden olur. İLE/VE/<> Astıma neden olur. İLE/VE/<> Şeker hastalığına neden olur. İLE/VE/<> Ülsere neden olur. İLE/VE/<> Kabızlığa ve kolon kanserine yakalanma olasılığına neden olur. İLE/VE/<> Su eksikliği nedeniyle, beynimiz, hücreye oksijen göndermeyi keserse, oksijen kesilmesi sonucunda da hücre, kanserleşme sürecine girer! )


- SUÇ ile PAY


- SUFFOLK ile COOPWORTH ile PORSET HORN ile HAMPSHIRE


- SUGİLİT ile/||/<> PERİDOT

( Mor renkli nadir bir mineral. İLE/||/<> Zeytin yeşili renkte bir olivin türü. )


- SÜLEYMAN ve/<> SUNULLAH ve/<> FEYZULLAH ve/<> ÂLÎ ve/<> PÎRÎ ve/<> NEV'Î

( Kanûni Sultan Süleyman. VE/<> Sunullah Efendi. VE Feyzullah Efendi. VE Gelibolu'lu Âlî. VE Piri Reis. VE Yahya Efendi. )

( Sultan. VE/<> Şeyhülislâm. VE Muhaddis. VE Tarihçi. VE Denizci. VE Şair. )

( Kanûni Sultan Süleyman ve/<> sınıf arkadaşları. )


- SÜLFÜR ile PİRİT[Fr. < Yun.]

( ... İLE Pırıltılı kristallerden oluşan, doğal demir sülfürü[FeS2] ya da doğal bakır sültürü.[CuS2] )


- SÜPERKRİTİK AKIŞKAN ile PLAZMA

( Hem sıvı, hem de gaz özellikleri gösteren nesne. İLE Yüksek enerjili iyonize gaz. )


- SÜREÇ ile PROSEDÜR

( PROCESS vs./and PROCEDURE )


- SÜREÇ = VETİRE = PROCESS[İng.] = PROCESSUS[Fr.] = PROZESS[Alm.] = PROCESSUS[Lat.] = PROCESO[İsp.]


- SÜREKLİ:
"TOPLARSAK" ile/değil/yerine/>< PAYLAŞIRSAK

( Hiçkimseye yetmez. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Herkese yeter. )


- SÛRET değil/yerine/= PAY


- SÜS BİTKİLERİ = ZÎNET NEBÂTÂTI = PLANTES DE PARADE, PLANTES ORNEMENTALES


- SUSABİLMEK/SÜKÛT ve/||/<> PERHİZ/REJİM ve/||/<> NEŞE ve/||/<> COŞKU


- SÜTUN[Fars.] ile/değil PARAÇOL/PARAŞOL[İt. < Yun.]

( ... İLE/DEĞİL Gemi çatmasında, eğri parça. | Cumba vb. altına destek olarak konulan eğri ağaç. )


- SÜZÜLEN GÜNEŞ LEKESİ ile/ve PATLAYAN GÜNEŞ LEKESİ


- TABELA[İt. < TABELLA] ile URANLIK/PANKART[Fr. < PANCARTE]

( Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret ya da resim bulunan, tahta ya da sac parçası, levha. | Hastahane, yatılı okul, askerî birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge. | Hastahanelerde, her hastanın, gündelik yemek ve ilâcının yazıldığı kâğıt. İLE Toplantı ve gösterilerde taşınan, üzerinde benimsenen amacın birkaç sözle gösterildiği karton ya da bezden levha. )

( ... ile LAFİTE )


- TAÇ YAPRAKLAR, PETALLER = EVRÂK-I TÜVEYCÎYE = PÉTALES


- TAHİN ile/ve/<> PEKMEZ

( ... İLE/VE/<> GÛŞÂB/GÛŞÂN )


- TAHTA ile PADAVRA[Yun.]

( ... İLE Köknar ve ladin ağaçlarından elde edilen, çatı örtüsü olarak kullanılan ince tahta. )


- TAHTA ile PLANÇETA

( ... İLE Ölçme tahtası. )


- TAKI ile PANDANTİF[Fr.]

( ... İLE İnce bir zincirle boyna takılan değerli takı. )


- TAKIRTI ile PATIRTI

( Bir şeyin çıkardığı, kuru ve sert ses. İLE Pat pat çıkan sesin adı. | Herhangi bir biçimde ya da ayakları yere kuvvetle basarak yürüme sonucu çıkan gürültü. | Gürültülü çatışma, arbede. )


- TAKLA/K ile/ve/||/<> PERENDE[Fars.]

( Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp gövdeyi üstten aşırtarak öne ya da arkaya yapılan dönme hareketi. | Otomobil, kamyon vb. devrilip yuvarlanma. | Uçak, güvercin vb.nin uzunlamasına ya da yanlamasına dönme hareketi. İLE/VE/||/<> Havada çark gibi dönerek atılan takla. )


- TAKVİYE (ETMEK) değil/yerine/= PEKİŞTİRİ/SAĞLAMLAŞTIRMA/GÜÇLENDİRME/DESTEKLEME/BERKİTME


- TAM ALGI = İDRAK-İ DAKİK = APPERCEPTION[İng., Fr., Alm.] = PERCIPERE[Lat.]


- TAM BİR PİSTİL/UZV-İ TE'NÎS-İ TAM = PISTIL COMPLET


- TAM DOĞRU DEĞİL değil PEK DOĞRU DEĞİL


- TAMAM değil/yerine/= PEKİ/OLUR


- TAMARİN ile PAMUK BAŞLI TAMARİN

( ... İLE Kuzey Kolombiya’nın ormanlarında yaşarlar. )

( )

( ... cum SAGUINUS OEDIPUS )

( gfgdsfgdf )


- TANIT = İSPAT = PROOF[İng.] = PREUVE[Fr.] = BEWEIS[Alm.] = PROBARE[Lat.] = PRUEBA[İsp.]


- TAPİ ile/ve PATA


- TART[Fr. < TARTE] ile/||/<> TARTÖLET ile/||/<> TURTA[İt. < TORTE] ile/||/<> PAY[İng. < PIE] ile/||/<> KİŞ[< QUICHE] ile/||/<> GALETTE

( Tatlı ya da tuzlu olabilir. [Modern tartlar, genellikle meyve tabanlıdır, bazen de koyu krema ile olabilir.] İLE/||/<> Üzeri açık ve içinde dolgu kreması olan tartın küçük çeşididir. Genellikle tek kişilik minik kalıplarda pişirilir. İLE/||/<> Altı hamur, arası dolgu[meyve/sebze] üzeri ise hamurla kapatılarak yapılan ve genellikle tuzlu olabilen bir hamur çeşididir. İLE/||/<> Altı hamur, arası meyve dolgulu, üzeri rende hamur ya da kafes şeklinde hamur parçalarıyla kapatılan bir pasta çeşididir. İLE/||/<> Tart gibi altı hamur üzeri ise tamamen tuzlu olarak hazırlanan sebze dolgulu bir hamur çeşididir. İLE/||/<> Tarta benzeyen bir tatlı türüdür.[Hamurundaki farklar nedeniyle tart ile birbirinden ayrılmaktadır. Galetta hamuru, pizza hamuru gibi açılır ve tart kalıbı yerine bir yuvarlak fırın kabının içine, dışarı taşacak biçimde fırın kağıdı serilip üzerine açılan hamur yerleştirilir. İçine meyveleri dizildikten sonra hamurun fazla kalan kenarları meyvelerin üzerine doğru kapatılır.] )


- TAŞ ile/değil PAMUKTAŞ

( ... İLE/DEĞİL Bazı kaynak sularının dibinde biriken, kalkerli ya da silisli tortu. )


- TAVŞAN ile PİKA


- TAVUSKUŞU ile/değil PERESTÂN[Fars.]

( ... İLE/DEĞİL Tavuskuşu-Albino )

( ... İLE/DEĞİL Tavuskuşu gibi güzel tüylü bir kuş. )

( TAVUSKUŞU YAVRUSU

)

( [not] PEACOCK vs./but ... )


- TEDBİR ile PARANOYA

( Tedbirli ve mütevazı olun, şansı yakalarsınız. )

( Sonuca yönelik düşünme. İLE Sonuca yönelik olmayan düşünme. )

( ASPHALEIA ile/ve ... )

( Bir olay ya da kişinin bir durumu/sorunu ile sınırlı/özel kalabilen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Sürekli ve her koşulda, herhangi bir özel durumla sınırlı kalmayacak sürekli/kalıcı olan. )

( Seninle. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Senden sonra da! )

( Ne olduğu. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Ne/nasıl[ne/yin asıl] olması gerektiği. )

( Çözümsüzlük hiçbir zaman çözüm değildir/olamaz! [kabul edilemez/edilmemeli, gözardı edilemez/edilmemeli, boş verilemez/verilmemeli, ertelenemez/ertelenmemeli!] )

( PRECAUTION vs. PARANOIA
PRECAUTION vs./and COMPOSURE
PRECAUTION vs. NECESSITY
PRECAUTION vs. TO THINK
Thinking to [get/go] consequence. WITH Any kind of thinking without consequence.
ESTABLISHING vs./and DIAGNOSIS
SECCURITY vs./and PRECAUTION
SOLUTION vs./and PRECAUTION
SOLUTION vs./and CONSEQUENCE/RESULT
SOLUTION vs./and EXPLANATION
SOLUTION vs./and GAME
FINDING SOLUTION vs. FIX THE SOLUTION
[not] SOLUTION vs./and/>/but CONTINUAL/REAL SOLUTION
CONTINUAL/REAL SOLUTION instead of SOLUTION
PRECAUTION vs. PARANOIA )


- TEKERLEK ile/ve/<> POYRA

( ... İLE/VE/<> Tekerleğin ortasında, parmakların sokulduğu, çevresi delikli ağırşak. )


- TEKÎD[< EKD | çoğ. TE'KÎDÂT] değil/yerine/= PEKİTME

( Sağlamlaştırma, güçlendirmek, güç vermek. | Üsteleme, bir iş için önceden yazılan bir yazıyı tekrarlama. | Pekiştirme. )


- TEKNE ile PİNAS

( ... İLE Mali'de, Nijer ve Bani ırmaklarının kesişim noktasında bulunan Mopti'de kullanılan bir tekne. )


- TEKRAR ile/ve PEKİŞTİRME

( REPETITION vs./and TO CONSOLIDATE )


- TEKRAR ile/ve PEKİŞTİRME

( REPETITION vs./and TO CONSOLIDATE )


- TELÂFİ ile/ve/||/<> PANZEHİR


- TEMEL KABULLER/AKSİYOMLAR:
VAR OLUŞ ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLIK ile/ve/||/<> DEĞİŞMEZLİK/BENZERLİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİRLİK ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK ile/ve/||/<> PAYLAŞILABİLİRLİK/ANLATILABİLİRLİK


- TEMİZ/LİK ile/ve/<> PARLAK/LIK


- TEOLOJİ ile/ve/||/<>/> METAFİZİK ile/ve/||/<>/> POZİTİVİZM


- TEPKİ GÖSTERMEK ile/ve POSTA KOYMAK


- TERLİK/ŞIPŞIP/ŞIPIDIK[argo] ile/ve PANTUFLA[Yun.]


- TERZİ:
[hem] "ORTOPEDİST" ve/||/<>/hem de "PSİKOLOG"


- TƏBLİĞ[Azr.] = PROPAGANDA[Tr.]


- THALES ile/ve/değil PARMENİDES

( İlk filozof, Thales değil Parmenides olarak kabul edilir. )

( PARMENİDES - PERİ PHYSEOS(DOĞA ÜZERİNE) )


- TİKEL = CÜZ'Î = PARTICULAR[İng., İsp.] = PARTICULIER[Fr.] = PARTIKULAR[Alm.] = PARTICULARIS[Lat.]


- TİLKİ ile PAMPA TİLKİSİ


- TİN/AN = SPIRIT[İng.] = ESPRIT[Fr.] = GEIST[Alm.] = SPIRITUS[Lat.] = PNEUMA, NOUS[Yun.] = ALIENTO[İsp.]


- TIPTA, 4P: PREDİKTİF ve/||/<> PREVANSİYON ve/||/<> PERSONALISED ve/||/<> PROAKTİF


- TIRNAK İÇİNE ALMAK ile/ve/||/<> PARANTEZ İÇİNE ALMAK


- TITICACA GÖLÜ[GÜNEYBATI]:
"HUINAMARCA GÖLÜ" ile/ve/<> "PEQUENO GÖLÜ"

( Bolivya'lıların, gölün güneybatısında kalan, kendi taraflarında bulunan %40'lık bölümüne verdikleri ad. VE/<> Bolivya tarafındaki, gölün bu aynı küçük bölümüne, Peru'luların verdikleri ad.[Tiquina adlı dar bir boğazla ayrılmaktadır.] )


- TİTİZLİK ile/ve/||/<>/> PİMPİRİK/LİK / PİMPİRMEK

( ... İLE/VE/||/<>/> Gereksiz yere titizlik gösteren. | Kuşkucu. | Çok yaşlı ve güçsüz kişi. | Harap, bozuk, virâne. )


- TİYATRO ile PARADİ

( Tiyatroda üst kat galerisi. )


- TOHUM ile PITRAK

( ... İLE Hayvanların kıllarına ve kişilerin giysilerine takılan bir bitki tohumu. )


- TOPAÇ ile PIRLANGIÇ

( Çevresine ip sarılıp birden bırakılarak ya da kamçı ile vurularak döndürülen koni biçiminde ucu sivri oyuncak. | Kurşun borunun ağzını genişletmekte kullanılan bir tür ağaç tıkaç. | Kayık küreğinin toparlakça yeri. | Toparlak sepet ya da küçük küfe. İLE Ses çıkararak dönen topaç. )


- TOPTAN ile PERAKENDE


- TÖREN ile/ve POTLAÇ[Fr. < POTLATCH]

( ... İLE/VE Bazı ilkel toplumlarda yapılan sözleşme töreni. )


- TÖZ İKİLİĞİ(DUALİZMİ):
ETKİLEŞİMCİLİK ile/ve/||/<> EPİFENOMENALİZM ile/ve/||/<> PARALELİZM


- TOZ = GUBÂR = POUDRE


- TRAFİK KURALLARI ve/<> PSİKİYATRİ


- TRAJEDİ(") ile/ve/||/<> (")PARODİ(") ile/ve/||/<> (")İRONİ(")


- TRANSKRİPSİYON ETMENLERİ ile PROMOTÖR BÖLGESİ

( DNA'daki belirli genlerin transkribe edilmesini denetleyen proteinler. İLE DNA'da transkripsiyonun başlangıç noktasını belirleyen bölge. )


- TRANSLASYON ile PROTEİN SENTEZİ

( RNA'daki bilginin proteinlere dönüştürülmesi işlemi. İLE Gözelerde proteinlerin üretilmesi işlemi. )


- TRİYAS[Fr.] ile/> PLİYOSEN[Fr. < Yun.]

( İkinci Çağın yaklaşık kırk beş milyon yıllık dönemi. İLE/> Üçüncü çağın en son dönemi. )


- TROMBOEMBOLİZM/THROMBOEMBOLISM[İng.] değil/yerine/= PIHTI TIKANIMI


- TROMBOJENİK/THROMBOGENIC[İng.] değil/yerine/= PIHTI OLUŞTURUR


- TROMBOJENİTE/THROMBOGENICITY[İng.] değil/yerine/= PIHTILAŞTIRICILIK


- TROMBOLITİK/THROMBOLYTIC[İng.] değil/yerine/= PIHTI ERITİR


- TROMBOLİZ/THROMBOLYSIS[İng.] değil/yerine/= PIHTI ERİMESİ


- TROMBOPLASTİK/THROMBOPLASTIC[İng.] değil/yerine/= PIHTILAŞTIRICI


- TROMBOSİT/THROMBOCYTE, PLATELET[İng.] değil/yerine/= PULYUVAR


- TROMBOZ/THROMBOSE[İng.] değil/yerine/= PIHTI TIKAÇ OLUŞUMU


- TROMBÜS/THROMBUS[İng.] değil/yerine/= PIHTI TOPAĞI


- TÜBERKÜLOZ ile/||/<> PNÖMONİ

( Mycobacterium tuberculosis bakterisinin neden olduğu, akciğerlerde ve öteki organlarda bulaş ile ilişkili bir sayrılık. İLE/||/<> Bakteri, virüs ya da mantarların neden olduğu, akciğerlerde yangılanma ile ilişkili bir bulaş. )


- TÜKENME:
"YENİLİNCE" değil "PES EDİNCE"


- TÜKETİM ile/ve/değil/yerine/||/<> PAYLAŞIM


- TÜKÜRÜK ve/<> PTİYALİN[Fr. < Yun.]

( ... VE/<> Nişastanın sindirilmesine yarayan, tükürükte bulunan bir enzim. )


- TÜMAMİRAL ile PATRONA[İt.]

( ... İLE Tümamirale yakın eski bir deniz subaylığı aşaması. )


- TÜMSEK ile PERİPİRAMİDİ

( Küçük tepe, tüm, tümbek. | Çıkıntılı yer, kabarıklık, şişkinlik. İLE Bir taş yığını ile bunun altında kalmış topraktan oluşan, piramit biçiminde tümsek. )


- TÜMTANRICILIK = VÜCUDİYE = PANTHEISM[İng.] = PANTHÉISME[Fr.] = PANTHEISMUS[Alm.] = PAN:HERŞEY, HEP, TÜM. THEOS:TANRI[Yun.]


- TURRE[Ar.] ile/ve PÜRÇEK/ZÜLF/ZÜLÜF[Fars.]/BÂRE[Fars.]/KÜJEK[Argu][dvnlgttrk]

( Alnın bir kısmına düşen saç. Kıvırcık saç lülesi. İLE/VE Yanağa sarkan saç. Şakaklardan sarkan saç lülesi. | Bele ya da topuğa kadar uzun olan saç. | Sevgilinin saçı. )

( ZÜLF-İ DİL-ÂRÂ: Sevgilinin gönlün süsleyen, gönle hoş gelen zülfü. ZÜLF-İ DİREFŞÂN: Dalgalanan saç. ZÜLF-İ MÜŞG-BÂR: Misk saçan zülf. ZÜLF-İ YÂR: Sevgilinin zülfü, saçı. | Menfaat, çıkar.[Zülfiyara dokunmak deyiminde] )


- TUTKU = İHTİRAS = PASSION[İng., Fr.] = LEIDENSCHAFT[Alm.] = PASSIO[Lat.] = PATHOS[Yun.] = PASION[İsp.]

( Tutuklu kalmak. )


- TUTUMLULUK ile/ve/değil PARA HARCAYAMAMAK


- TUZAK ile/ve/değil/||/<> PUSU

( [ne yazık ki] Yakalamaya yarayan araç ya da düzenek. | Birini güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için kurulan düzenek. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Birine saldırmak için saklanarak beklenilen yer. )


- UÇAK ile PLANÖR[Fr.]

( ... İLE Hava akımlarından yararlanarak uçan, motorsuz hava aracı. )


- ÜÇGEN ile PENROSE ÜÇGENİ

( ... ile )


- ÜÇGEN ile POLİTZER ÜÇGENİ


- UCUZ BİSİKLET ile/ve/değil/yerine "PAHALI" BİSİKLET


- ULAŞIM ARAÇLARINDA:
KORİDORU YEĞLEYEN ile/ve
PENCERE KENARINDA OTURAN


- ÜLSERATİF KOLİT TÜRLERİNDE:
ÜLSERATİF PROKTİT ile PROKTOSİGMOİDİT ile SOL TARAFLI KOLİT ile PANKOLİT ile AKUT ŞİDDETLİ ÜLSERATİF KOLİT

( Ülseratif kolitin en hafif biçimidir. Enflamasyon, anüse(rektum) en yakın bölgeyle sınırlıdır ve rektal kanama ile kendini gösterir. İLE Yalnızca kalın bağırsağın son bölümü(rektum ve sigmoid kolon) tutuludur. Belirtiler arasında, kanlı ishal, karın krampları, ağrı ve tuvalete çıkma gereksinimi duyulmasına karşın yapamama sayılabilir. İLE İltihaplanma, kalın bağırsağın dalağa kadar olan sol kısmına doğru uzanır. Kanlı ishal, kilo kaybı, abdominal kramp ve sol tarafta ağrı ile kendini gösterir. İLE Sıklıkla tüm kalın bağırsağı etkiler ve şiddetli olabilen kanlı ishal, karın krampları ve ağrı, yorgunluk ve önemli kilo kaybına neden olur. İLE Bu nadir kolit biçimi, tüm kolonu etkiler ve şiddetli ağrı ve ishal, kanama, ateş ve yemek yiyememeye neden olur. )

( )

( Ülseratif kolit, sindirim sisteminde uzun süreli iltihaplanma ve ülserlere (yaralara) neden olan bir bağırsak hastalığıdır. Kalın bağırsak (kolon) ve rektumun iç yüzünü döşeyen mukozayı etkiler. Gövdeyi güçsüz düşüren hatta ölüme neden olan komplikasyonlara neden olabilir. Belirtiler genellikle zamanla gelişir ve hastalığın tutulum yeri ve şiddetine göre değişir. )

( )


- ULUMA ile PAVKIRMA

( ... İLE Tilki ya da çakalın uluması. | Ateşin, alev alev yanması, bir yere doğru yönelmesi. | Çok öfkelenmek. )


- UN TANESİ/PARÇASI ile/ve/||/<>/> PİRİNÇ TANESİ/PARÇASI

( Düşünce. İLE/VE/||/<>/> Sözcük/terim. )


- UN ile/ve/<> PAÇAL

( ... İLE/VE/<> Ekmek yapmak için çeşitli tahılların, yasaca gerekli karışım oranı. | Türlü şeylerin karışımı. )


- UNICORN ile PEGASUS

( Boynuzlu at. İLE/VE Kanatlı at. )


- URANOS ile/ve PONTOS

( Gök. İLE/VE Deniz, Su. )


- URGAN ile/ve HALAT ile/ve PALAMAR/YUNA

( Keten, kenevir, pamuk, jüt gibi türlü dokuma nesnelerinden yapılan, ince halat. [Sicimlerin üç-beşinin biraraya getirilmesiyle.] İLE/VE Urganların biraraya getirilmesiyle. İLE/VE Halatların biraraya getirilmesiyle. )

( Matta, Markos ve Luka İncil'lerinin, "Zengin birinin cennete gitmesi, bir devenin iğne deliğinden geçmesinden daha zordur" şeklindeki ünlü sözleri büyük olasılıkla yanlış bir çeviridir. "Kalın halat" anlamına gelen Aramca "gamta" sözcüğü, "deve" anlamına gelen "gamla" sözcüğüyle karıştırılmıştır. )

( RESEN[Fars.]: İp, urgan, halat. )


- URUGUAY ile PARAGUAY

( URUGUAY: Kuşları barındıran ırmak. İLE ... )


- ÜRÜN ile/ve/||/<> PARÇA


- USHUAIA ile/değil PUERTO WILLIAMS

( Arjantin'de. İLE/DEĞİL Şili'de. )

( Güney Amerika'nın en ucundaki(/güneyindeki) iki şehir. )


- ÜSTÜNDE DURMAK ile ALTINI ÇİZMEK ile PEŞİNDEN KOŞMAK


- ÜSTÜSTE ile PEŞPEŞE[Fars. PEŞT Â PEŞT]


- UTANÇ = SHAME[İng.] = HONTE[Fr.] = SHAM[Alm.] = PUDOR[Lat.]


- UTİLİTARİZM ile PRAGMATİZM


- UYUKLAMA ile/ve/<> PİNEKLEME

( ... İLE Uyuklama, uyuklar gibi hareketsiz oturmak. | Bir yerde, hiçbir iş yapmadan oturmak. )


- UYUM ile/ve PARALELLİK

( HARMONY vs./and PARALLELNESS )


- UZAKLIK ÖLÇÜMÜNDE:
NİRENGİ ile/ve/||/<>/> PARALAKS


- ÜZÜNTÜ = KEDER = PAIN[İng.] = DOULEUR[Fr.] = SCHMERZ[Alm.] = DOLOR[Lat.]


- V ve/||/<> P ve/||/<> T ve/||/<> E

( Hız. VE/||/<> Basınç. VE/||/<> Zaman. VE/||/<> Enerji. )


- VAZGEÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PEŞİNDE KOŞMAMAK


- VEBÂ/COCOLIZTLI[Aztek dili]:
HIYARCIKLI/BUBONİK ile/ve/||/<> AKCİĞER/PNÖMONİK ile/ve/||/<> PULMONER/SEPTİSEMİK

( )


- VERMEK/ALMAK ile PAYLAŞMAK

( Paylaşmak, zevki bir kat artırır. )

( TO GIVE/TO TAKE vs. TO SHARE )


- VİLÜS/VILLUS, VILLI[İng.] değil/yerine/= PARMAKSI ÇIKINTI


- VİNÇ[İng.]/MATAFORA ile PALANGA[İt. < PALANCO]

( Ağır yük kaldırmaya yarayan araç. İLE Bir halatla makaralardan oluşturulan, ağır nesneleri kaldırmaya, sağa sola döndürmeye yarayan donanım. )


- VİŞNE SUYU ile/değil PİSAP SUYU

( ... İLE/DEĞİL Vişne suyunun tadına benzeyen, kurumuş ottan elde edilen, Moritanya'ya özgü bir tad. )


- WABP:
WERNICKE ve/||/<> ANGULER GIRUS ve/||/<> BROCHA ve/||/<> PREFRONTAL KORTEKS


- YALAN:
SAFSATA ile/ve/<> MECAZ ile/ve/<> PROPAGANDA ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> HABER

( Felsefede. İLE/VE/<> Yazında(edebiyatta). İLE/VE/<> Siyasette. İLE/VE/<> Ticarette. İLE/VE/<> Gazetecilikte. )


- YALAN ile/ve PALAVRA[İsp. < PALABRA]/MARTAVAL[argo]

( ... İLE [eskiden] Genellikle posta vapurlarında, üst güvertenin altındaki güverte. | [argo] Herhangi bir konuda, gerçeğe aykırı, uydurma söz ya da haber. Uzun ve boş konuşma. )


- YAMA ile/ve NIYAMA ile/ve ASANA ile/ve PRANAYAMA ile/ve PRATYAHARA ile/ve DHARANA ile/ve DHYANA ile/ve SAMADHI

( Eylem kontrolü. İLE/VE Kişisel eylem kontrolü. İLE/VE Duruşlar ve gövde çalıştırma teknikleri. İLE/VE Soluk ve enerji yönetimi. İLE/VE Çakra ve Kundalini teknikleri. İLE/VE Odaklanma teknikleri. İLE/VE Derin odaklanma teknikleri. İLE/VE Üstün odaklanma teknikleri. )


- YANGIN ile/ne yazık ki/||/<> PATLICAN YANGINI


- YANILMALI TASIM = KIYAS-I FASİT = PARALOGISM[İng.] = PARALOGISME[Fr.] = FEHLSCHLUSS, PARALOGISMUS[Alm.] = PARALOGISMOS[Yun.]


- YANMAK ve/<> PARLAMAK


- YAPBOZ:
LEGO[Lat. Bir araya getiriyorum. | Danca < LEG GODT(: İyi oyna)] ile PUZZLE


- YAPRAKTAKİ EKSİKLİKLERDE:
AZOT ile KALSİYUM ile MAGNEZYUM ile POTASYUM

( İLE

İLE

İLE
)


- YARALAR:
KESİK ile/ve/||/<> DELİCİ ile/ve/||/<> EZİKLİ ile/ve/||/<> PARÇALI ile/ve/||/<> KİRLİ(ENFEKTE)

( - Bir travma sonucu deri ya da mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır.
- Aynı zamanda, kan damarları, kas ve sinir gibi yapılar etkilenebilir.
- Derinin koruma özelliği bozulacağından, enfeksiyon riski artar. )

( Bıçak, çakı, cam gibi kesici aletlerle oluşur.[Genellikle basit yaralardır. Derinlikleri kolay belirlenir.] İLE/VE/||/<> Uzun ve sivri aletlerle oluşan yaralardır.[Yüzey üzerinde derinlik hakimdir. Tetanos tehlikesi vardır.] İLE/VE/||/<> Taş yumruk sopa gibi etkenlerin şiddetli olarak çarpmasıyla oluşan yaralardır. İLE/VE/||/<> Dokular üzerinde bir çekme etkisi ile oluşue. Doku ile ilgili tüm örgen, saçlı deri de zarar görebilir. İLE/VE/||/<> Mikrop kapma olasılığı bulunan yaralardır. | Gecikmiş yaralar.[6 saatten fazla] | Dikişleri ayrılmış yaralar. | Kenarları düzgün olmayan yaralar. | Çok kirli ve derin yaralar. | Ateşli silah yaraları. | Isırma ve sokma ile oluşan yaralar. )

( [Ciddi yaralanmalar]
- Kenarları birleşmeyen ve ya 2-3 cm. olan yaralar.
- Kanaması durdurulamayan yaralar.
- Kas ya da kemiğin göründüğü yaralar.
- Delici aletlerle oluşan yaralar.
- Yabancı nesne saplanmış olan yaralar.
- İnsan ya da hayvan ısırıkları.
- Görünürde iz bırakma olasılığı bulunan yaralar. )

( [İlk yardım]
- Yaraya saplanan yabancı nesneler çıkarılmaz.
- Yara içi kurcalanmamalıdır.
- Yarada kanama varsa durdurulur.
- Yara, temiz bir bezle örtülür.
- Yara üzerine bandaj uygulanır.
- Tıbbî yardım istenir[112]. )


- YARARLI/ŞİFALI BİTKİLER = NEBÂTÂT-I NÂFİ'A = PLANTES UTILES

( Şubat ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Şakayık/Ayıgülü[Paeonia Delora] - Soğanlar

(Şubat ve Mart ayı boyunca)
Defne[Laurus Nobilis] - Gövdenin kabuğu, kökleri, yaprak ve meyvesi
Hatmi[Althaea Officinalis] - Kökleri
Melekotu[Archangelita Officinalis] - Kökleri
Sarı Çam[Pinus Silvestris] - Tomurcuğu
Süsen[İris] - Kökleri
Yılanbıçağı[Arum Maculatum] - Kökleri

(Şubat, Mart ve Nisan ayı boyunca)
Huşağacı[Betula Alba] - Kabuğu

---

Mart ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Bohça Otu[Helleborus Orientalis] - Kökleri
Ökseotu[Viscum] - Küçük dalları
Kadın Tuzluğu[Berberis Vulgaris] - Köklerin kabuğu
Saplı Meşe[Quercus Pedunculata] - Kabuğu

(Mart ve Nisan ayı boyunca)
Söğüt[Salix] - Kabuğu, yaprak ve kökleri
Kokulu Menekşe[Viola Odorata] - Çiçekleri ve sapları

---

Nisan ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Söğüt[Salix] - Kabuğu, yaprak ve kökleri
Kokulu Menekşe[Viola Odorata] - Çiçekleri ve sapları

(Mayıs'tan Temmuz'a kadar)
Banotu [Hysocyamusniger] - Yapraklar, kök ve tohumlar
İtsinekleri[Marribium Vulgare] - Çiçekleri
Papatya[Matricaria Chamomilla] - Çiçekleri
Şakayık[Paeonia Officinale] - Çiçekleri ve kökleri

(Nisan ve Mayıs ayı boyunca)
Biberiye[Rozmarinus Officinalis] - Yaprakları
Sarmısakotu[Allaria Officinalis] - Tüm bitki

(Nisan'dan Ağustos'a kadar)
Çoban Çantası[Capsela Bursa] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sabin Ardıcı[Juniperus Sabina] - Yapraklarıyla birlikte genç dalları

(Nisan'dan Eylül'e kadar)
Menekşe[Viola Tricolor] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sinir Otu[Plantago Lanceolata] - Yaprakları

---

Mayıs ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Gelincik[Papaver Rhoeas] - Çiçekleri
Mürver Ağacı[Sambucus Nigra] - Çiçeği, meyveleri ve dal kabukları

(Nisan ve Mayıs ayı boyunca)
Biberiye[Rozmarinus Officinalis] - Yaprakları
Sarmısakotu[Allaria Officinalis] - Tüm bitki

---

Haziran ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Su Yoncası[Menyanthes Trifoliata] - Tüm bitki

(Nisan'dan Ağustos'a kadar)
Çoban Çantası[Capsela Bursa] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sabin Ardıcı[Juniperus Sabina] - Yapraklarıyla birlikte genç dalları

---

Temmuz ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Ihlamur[Tilia] - Çiçekleri
Ebegümeci[Malva Silvestris] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği

(Nisan'dan Ağustos'a kadar)
Çoban Çantası[Capsela Bursa] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sabin Ardıcı[Juniperus Sabina] - Yapraklarıyla birlikte genç dalları

---

Ağustos ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Ahududu[Rubus İdaeus] - Yaprakları ve meyveleri
Baldıran[Conium Maculatum] - Ucları, yaprağı
Beyaz Ballıbaba[Lamium Album] - Çiçekleri
Çilek[Fragaria Vesca] - Yaprakları
Çobanüzümü[Vaccinium Myrtillus] - Meyveleri ve yaprakları
Çuha Çiçeği[Primula Officinalis] - Kökleri
Frenk Kimyonu[Carum, Carvi] - Olgunlaşmış meyveleri
Güzel Avrat otu[Avropa Belladone] - Yaprakları ve kökleri
Kırlangıçotu[Chelidnium Majus] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Kişniş[Coriandrum Sativum] - Meyveleri
Lavanta[Lavandula Officinalis] - Çiçekleri
Oğulotu/Melissa[Melissa Officinalis] - Yaprakları
Öksürükotu[Tussilago Farfara] - Yapraklar
Portakal Nergisi[Calendula Officinalis] - Çiçekleri
Sığırdili[Borrago Officinalis] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Taşyonca[Melilotus Officinalis] - Çiçek taşıyan küçük dalları
Yüksükotu[Digitalis] - Yaprakları

(Nisan'dan Eylül'e kadar)
Menekşe[Viola Tricolor] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sinir Otu[Plantago Lanceolata] - Yaprakları

---

Eylül ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Adaçayı[Salvia Officinalis] - Yaprakları
Ahududu[Rubus İdaeus] - Yaprak ve meyvesi
Atkuyruğu[Equisetum Arvense] - Yazın sapı
Ayrıkotu[Agropyron Repens] - Kökleri
Beyazayüzümü[Arctostaphylos Uva-ursi] - Yaprakları
Büyük Isırgan[Urtica Dioica] - Yaprakları ve tohumları
Civan Perçemi[Achilkea Millefolium] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Çiğdem[Colchicum Autumnale] - Tohumlarla kökleri
Çobandeneği[Polygonum Bistorta] - Kökleri
Güzelavratotu[Atropa Belladona] - Kökleri
Hakiki Yoğurtotu[Galilim Verum] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Hatmi[Althaea Officinalis] - Kökleri (soyulmuş olarak)
Kadıntuzluğu[Berberis Vulgaris] - Köklerin kabuğu
Kayışkıran[Ononis Spinoza] - Kökleri
Kekik[Thymus Serpyllum] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Kırmızı Kantaron[Erythraea Centairium] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Kuşburnu[Rosa Canina] - Meyveleri
Kuzupıtrağı/Koyunotu[Agrimonia Eupatoria] - Tüm köküstü
Meyankökü[Glycyrhizaglabra] - Kökleri
Nane[Mentha Piperita] - Yaprakları
Pelinotu[Artemisia Absinthium] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Radika[Cichorium Prun Astri] - Tüm bitki
Rezene[Foeniculum Vulgare] - Meyveleri, kök ve yaprakları
Sabunotu[Saponaria Officinalis] - Kökleri ve Yaprakları
Sığırkuyruğu[Verbascum Phlomoides] - Yaprakları ve Çiçekleri
Subiberi[Polygonum Hydropiper] - Tüm köküstü
Şerbetçiotu[Humulus Lupulus] - Kozalakları
Taşanason[Pimpinella Saxifraga] - Kökleri
Tatula/Boru Çiçeği[Datura Stramonium] - Yaprakları, çiçek ve tohumu
Yermeşesi/Kısamahmut[Teucrium Chamaedrys] - Çiçek açan köküstü kısmı
Yılan Bıçağı[Arum Maculatum] - Kökleri

---

Ekim ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Ardıç[Juniperus Communis] - Meyveleri
Hindiba[Taraxacum Officinale] - Kökleri
Karakafesotu[Sympahytum Officinale] - Kökleri
Kediotu[Valeriana Officinalis] - Kökleri
Ökseotu[Viscum Album] - Küçük dalları
Süsen[İris] - Kökleri (soyulmuş olarak) )


- YAŞAM BİÇİMİ ile/ve/<> PAYLAŞIM BİÇİMİ


- YAŞAM:
OYUN ve/||/<>/ya da KEÇİBOYNUZU ve/||/<>/ya da PAMUK - DEMİR


- YAŞAM ile/ve PAYLAŞIM

( LIFE vs./and SHARING )


- YAŞAM ve/=/||/<>/>/< PAYLAŞIM


- YAŞMAK ile PEÇE/NİKAB


- YATAY/DİKEY ile PARALEL

( ARZÎ/UFKÎ / TÛLÎ/ŞÂKULÎ ile ... )

( HORIZONTAL / VERITICAL vs. PARALLEL )


- YAYGI ile PALA

( ... İLE Adi yaygı. )


- YAYMAK ile PAYLAŞMAK

( TO EXTEND vs. TO SHARE )


- YAZ TATİLİ ve/ne yazık ki/||/<>/> PARANIN KATİLİ


- YILAN ile PAMA

( ... İLE Zehirli bir yılan. )


- YILAN ile PİTON

( ... İLE Piton ve boğa yılanlarının dudakları doğadaki en duyarlı sıcaklık algılayacısıdır. )

( ... İLE Gaia(yer)'nın doğurduğu tasavvur edilen efsanevi yılan. [Yüz adet başa, alev çıkaran yüz ağza sahip olarak tasvir edilmiştir.] [Apollon'un öldürdüğü kabul edilir.] )

( SNAKE vs. PYTHON )

( NATRIX cum PYTHON )


- YOGA ile/ve/||/<> PİLATES

( Daha çok maneviyat ve solukla ilgilidir. İLE/VE/||/<> Dikkatli hareket ve güce odaklanır. )

( [Gövdeyi ...] Zihin ve iç benlikle bağlantı kurmak için kullanır. İLE/VE/||/<> Gövdenin iç işleyişine bağlanmak için kullanır. )


- YOĞUNLUK ile/ve PAYLAŞIM

( DENSITY vs./and SHARING )


- YOK ile/ve PAYLAŞILABİLİR OLMAYAN

( NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and UNSHARED )


- YOKSUNLUK = PRIVATION[İng., Fr.] = MANGEL[Alm.] = PRIVATIO[Lat.] = STERESIS


- YOKUŞ ile PALANDÖKEN

( ... İLE Taşlık yokuş. )


- YOL ile PATİKA[Slavca]

( WAY/ROAD vs. TRAIL )


- YÖNETİMSEL SORUMLULUĞUN TARİHSEL GELİŞİMİNDE:
MÜLK-DEVLET KURAMI ile/ve/||/<>/> POLİS-DEVLET ANLAYIŞI ile/ve/||/<>/> HAZİNE KURAMI

( Prusya, Büyük Frederich. İLE/VE/||/<>/> Nazi Almanya'sı, Stalin Rusya'sı. İLE/VE/||/<>/> Devlet ve hazine, ayrı tüzel kişilik. )


- YOSUN ile PASİFİK YOSUNU

( Sularda yetişen, ilkel yapıdaki örneklerine verilen genel ad. İLE Patagonya'da. )


- YÜKLEM = MAHMUL = PREDICATE[İng.] = PRÉDICAT[Fr.] = PRÄDIKAT[Alm.] = PRAEDICATUM[Lat.] = KATEGOREMA[Yun.]


- YÜKSEK MALİYET/Lİ ile PAHA/LI


- YÜLÜME/TRAŞ/TIRAŞ[Fars. < TERAŞ] ile/ve/||/<>/> PERDAH[Fars.]

( Saç ya da sakalı kesme işi. | Erkek saçını belirli bir biçim vererek kesme. | Kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal. | Bir şeyin üzerindeki pürüzleri alma, belirli bir biçim vermek üzere yontma. | Yalan, asılsız, bıktırıcı, gereksiz söz. İLE/VE/||/<>/> Parlatma, parlaklık verme. | Tıraştan sonra tersine yapılan ikinci tıraş. )


- YUMUŞAK ile/ve/değil PÜRÜZSÜZ


- YUNUS/BALİNA ile PASİFİK DOMUZ BALİNASI (MUTUR/YUNUS/AZAK YUNUSU)

( ... cum PHOCOENA PHOCOENA )


- ZAR ile PERDE


- ZAR ile PERDE(HİCÂB-I KİBRİYA)


- ZAR ile PERİKART[Fr.]

( ... İLE Yüreği saran zar. )


- ZÂT-ÜL-ERCÜL-İL-KEFFİYYE[Ar.] ile PALMIPÈDES[Fr.] ile ...

( Perdeayaklılar. )


- ZÂT-ÜL-HURTÛM[Ar.] = PROBOSCIDIENS[Fr.] = ...

( Hortumlu hayvanlar sınıfı, hortumlular. )


- [ne yazık ki]
ZAVALLILIK:
PARAYLA OLAN ile/ve/değil/<> PARAYLA OLMAYAN


- ZEHİR/AĞI/SEM[Ar.] ile/ve/||/<>/>< PANZEHİR[Fars. < PÂD-İ ZEHR(PÂD: Saklayan. | Koruyan, bekleyen. | Büyük, ulu.)]

( SEMM ile ... )

( ZEHR ile BÂD-ZEHR )

( POISON vs. ANTIDOTE )

( VENOM vs./and/< ANTI-VENOM )


- ZEHİRLİ BİTKİLER = NEBÂTÂT-I SEMMÎYE = PLANTES VÉNIMEUSES, PLANTES VÉNÉNEUSES


- ZEKİ ile/ve/değil/||/<> PİSLİK


- ZERRE[Ar.]/MOLEKÜL[Fr.] değil/yerine/= PARÇACIK/TOZAN

( Çok küçük parçacık. | Öğe ya da bileşikleri oluşturan ve onların özgül niteliklerini gösteren en küçük birim. | [fiziksel kimya] Bir ya da birkaç çekirdek ya da elektronlu yapı. | Bir bütünün, en küçük parçası. )


- ZEVZEK/LİK ile PATAVATSIZ/LIK


- ZEYTİNYAĞI ile PAMUKYAĞI

( ... İLE Pamuk çekirdeklerinden elde edilen, zeytinyağına benzer bitkisel yağ. )


- ZİHİN ve/||/<> PARAŞÜT

( İkisi de açık olmadığı sürece bir işe yaramaz. )


- ZİHİN ile/ve/||/<> PARAŞÜT

( Zihin, paraşüt gibidir. Açık değilse işe yaramaz. )


- ZİNCİR ile PRANGA[İt.]

( ... İLE Ağır cezalıların ayaklarına takılan kalın zincir. )


- ZITLARIN BİRLİĞİ ile PARADOKSLARIN BİRLİĞİ


- ZOR ile/ve PİS


- ZÜBÜK ve/||/<> PIRT

( )


- ZÜ-L-CENÂH-I SÂBİH[Ar.] = PLEURONECTES[Fr.] = ...

( Yanyüzergiller. )



(4/4)




Bu sayfa 01 Ocak 2025 itibariyle 240 kez incelenmiş/okunmuştur.