Bugün[13 Ekim 2025]
itibarı ile 32.206 başlık/FaRk ile birlikte,
32.206 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(127/130)


- YETENEĞİNİN ...:
"SAHİBİ OLMAK" ile/ve/değil/||/<>/> KÖLESİ OLMAK


- YETENEK ve/||/<>/> ÇALIŞMA

( Ortalamanın üzerine çıkarır. VE/||/<>/> Yeteneklilerin üzerine çıkarır. )


- YETENEK ile/ve/değil/||/<> YÜREK


- YETER! ile/ve/||/<> HAYIR!


- YETERİNCE SU: İÇMEMEK ile/değil/yerine/>< İÇMEK

( Gövdede, çok fazla, bilinmedik ve beklenmedik hastalık/sorun oluşur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sağlık durumu pek bozulmaz. )


- (YETERİNCE) SU İÇMEYİ:
UNUTMAMAK ve/||/<> ATLAMAMAK ve/||/<> ERTELEMEMEK


- YETERİNCE ile/değil/yerine BELİRLİ BİR ÖLÇÜ/MİKTAR

( [not] ENOUGH vs./but CERTAIN DOSE
CERTAIN DOSE instead of ENOUGH )


- YETERLİ NEDEN ile/ve YETERSİZ/BÖLÜMSEL NEDEN

( Etkin/lik doğar. İLE/VE Edilgin/lik doğar. )

( Etkisi, kendi yoluyla açık ve seçik olarak anlaşılabilen. İLE/VE Etkisi, kendi yoluyla/aracılığıyla, dışarıdan ve net olarak anlaşılamayan. )

( ADEQUATE CAUSE vs. INSUFFICIENT/PARTIAL CAUSE )

( ADAEQUATA CAUSA cum/et INADAEQUATA SEU PARTIALIS )


- YETERLİ = ADEQUATE[İng.] = ADÉQUATE[Fr.] = ADEQUATUS[Lat.]


- YETERLİ ile/ve/değil/yerine/<>/< TATMİN EDİCİ


- YETERLİ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KABUL EDİLEBİLİR/LİK


- YETERLİLİK ile/ve/> YETENEK


- YETERSİZ BAKİYE değil/yerine/= YETERSİZ TUTAR


- YETERSİZ ÇÖMEZ ile/ve ORTA NİTELİKLİ ÇÖMEZ ile/ve İYİ ÇÖMEZ

( Yetersiz bir çömez, öğretmenin ününden yararlanır. İLE/VE Orta nitelikli bir çömez, öğretmenin sevecenliğine hayrandır. İLE/VE İyi bir çömez ise öğretmenin düzencesiyle(disipliniyle) güçlenir, gelişir. )


- YETERSİZ OLMAK ile/ve/> YETERSİZ KALMAK

( TO BE INSUFFICIENT vs./and/> INCAPACITY )


- YETERSİZ" ile/değil/yerine/>< AKILLI

( Daha fazla bilinmek için "uğraşırlar". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Daha fazla bilmek için çalışırlar. )


- YETERSİZ(LİĞ)İ "BAHÂNE ETMEK" ile/değil/yerine/>< İSABETLİ GEREKÇE/DAYANAKÇA GÖSTERMEK/ARAMAK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/<>/> GEÇERSİZ/LİK


- YETERSİZ/LİK ile YANILTICI/LIK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine YETENEKSİZ/LİK


- YETERSİZLİK ile/ve/=/||/<> YETMEZLİK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/||/<> YETMEZ/LİK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/||/<> YÜZEYSEL/LİK


- YETERSİZLİKLERİ/Nİ İNKÂR ETMEK ile/ve/||/<> KUSURLARI/NI İHMAL ETMEK


- YETİ = MELEKE = FACULTY[İng.] = FACULTÉ[Fr.] = VERMÖGEN, FÄHIGKEIT[Alm.] = FACULTAS[Lat.] = FACULTAD[İsp.]


- YETİ ile/ve/<> NİTELİK


- YETİ ile/ve YETENEK


- YETİ ve/||/<>/> YETENEK

( Melek. VE/||/<>/> Meleke. )


- YETİ ile/ve YETENEK/KAPASİTE

( KUVVE ile/ve İSTÎDAD )

( ... ile/ve PUISSANCE )

( FACULTY vs./and CAPACITY )


- YETİ ile/ve YETERSİZLİK

( FACULTY vs./and INSUFFICIENCY )


- YETİ ile/ve/<> YETKİ


- YETİM ile/ve/||/<> ÖKSÜZ

( [Ergenlikten önce]
Babası ölmüş/olmayan çocuk. [Babası belirli fakat ölmüş olan.] İLE/VE/||/<> Annesi ölmüş/olmayan. | Annesi ya da hem annesi, hem de babası ölmüş olan çocuk.
["annesiz" diye bilinir ve "anneden öksüz, babadan yetim kalmak" sözü kullanılır. Oysa ki, "öksüz/ögsüz" sözcüğü, "bilge-âlim" ikilemesi gibi "ögsüz-yatim"dir.(ögsüz al-yâtîmu wa ʾl-ḥayrânu. wa-aṣluhu: ögsüz maʾḥûḏun min ōg wa-hwa ʾl-ʿaqlu wa ʾl-fiṭnatu).][İlk zamanlarda, anne ile ilgisi yoktu. Yâtîm, "Tek kalmış, ergen olmadan önce babası ölen çocuk" demektir.]
[Yetimlik, maddî manevi desteği olmamaktır. Sonraları, sözlüklerdeki "ög/öğ"(anne)nin etkisiyle yanlış ayrıştırmaya gidilmiştir. ("Atası ölen, öksüz galmaz; anası ölen, öksüz galur.")] )

( Saçı/başı, arkadan öne doğru okşanır. İLE/VE/||/<> Saçı/başı, önden arkaya doğru okşanır. )

( EYTÂM[Ar. < YETÎM/YÂTÎM] ile/ve/||/<> O/Og/Ög[: Ana.] )

( İnsan, babanın [temel] desteğiyle; hayvan, annenin [temel] desteğiyle yaşar. )

( ORPHAN vs./and MOTHERLESS )


- YETİM ve SAGİR/SAGİRE


- YETİŞKİN ile/ve/||/<>/< YATIŞKIN


- YETİŞKİN ile/ve/<>/değil YENİYETME


- YETKE(OTORİTE):
GELENEKSEL ile/ve/||/<> ETKİLEYİCİ(KARİZMATİK[Fr.]) ile/ve/||/<> YASAL


- YETKE ile YETKİ

( Yaptırma ya da yasak etme hakkı ya da gücü, sulta, otorite. | Yeterliğine herkesi inandırarak, bir kişinin kendine sağladığı itaat ve güven. İLE Bir görevi/işi, yasaların verdiği olanaklara göre, belirli koşullarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet. )

( SULTA ile SALAHİYET )


- YETKECİ/OTORİTER[İng.] ile/değil/yerine/>< ÖNDER/LİDER[İng.]

( Bencil. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Alçakgönüllü. )


- YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"

( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> "GENETIC" FALLACY )


- YETKİ ile/ve/değil/yerine/<> YETKİNLİK


- YETKİLİ OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< ETKİLİ OLMAK/OLABİLMEK


- YETKİLİ ile/değil/< YETKİN


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ

( THE SOURCE OF AUTHORITY vs. THE ACTION OF AUTHORITY )


- YETKİN BİLGİ ile/değil/yerine KESİN(YAKÎN) BİLGİ

( [not] PERFECT KNOWLEDGE vs./but DEFINITE/CERTAIN/EXACT KNOWLEDGE
DEFINITE/CERTAIN/EXACT KNOWLEDGE instead of PERFECT KNOWLEDGE )


- YETKİN/LİK ile YETİŞKİN/LİK


- YETKİNLEŞ(TİR)MEK ile/ve/<> TAMAMLA(N)MAK

( KEMÂL/TEKÂMÜL )


- YETKİNLİK ile/ve ERDEM

( ARETA )


- YETKİN/LİK ve/<> GÜÇLÜ/LÜK ve/<> YETERLİ/LİK ve/<> YETENEKLİ/LİK

( Ne zaman ki güçlülük, tek çözüm olarak kalır; o zaman anlarsın, ne kadar güçlü olduğunu. )

( PERFECT/ION and/<> POWERFUL/NESS and/<> ENOUGH/SUFFICIENCY and/<> ABILITY/CAPACITY/SKILL )


- YETKİSİZLİK ile/ve/<> KABUL EDİLEMEZLİK


- YETMEK ile YETİŞMEK


- YEVM-İ MEAD ile ...

( KIYAMET GÜNÜ (YEVM-EL-FETH, YEVM-ÜD-DÎN, YEVM-ÜL-CEM, -AHD, -FASL, -HAŞR, -KARÂR, -KIYÂM, -MÎÂD, -MİSÂK, -MÎZÂN) )


- YEVMİYE ile KIST el-YEVM

( Günlük yapılan iş ödenen ücret. İLE Görev başına gelinmediği günlerde kesilen ücret. )


- ...'YI ANIMSAYACAKSINIZ ... ile/değil ...'YI ANIMSAYACAKSANIZ ...


- ...'YI:
BAŞLATAN ile/ve/değil/||/<>/> BAŞLATICILARDAN BİRİ


- ...'YI GEREKTİRİR ile/ve/değil/||/<> GETİRİR


- ...YI:
"HİSSEDİYORUM" ile/ve/değil/||/<>/>/< VARSAYIYORUM


- ...YI ORTAYA KOR değil ...YI ORTAYA KOYAR


- ...YI/UYUMU:
GÖSTERMEK ile/ve/||/<>/> GÖRMEYİ ÖĞRETMEK


- ...'YI:
"UZATMAK" ile/değil/yerine SÜRDÜRMEK


- YİĞEN" değil YEĞEN


- YIĞIN = KÜTLE = MASS[İng.] = MASSE[Fr., Alm.] = MASSA[Lat.] = MASA[İsp.]


- YIĞIN ile LODA/NODA

( ... İLE Küme, yığın. | Demet. | Taneli ya da tanesiz saman yığını. | Üzeri toprak ya da otla örtülmüş saman yığını. )


- YIKANMAK ile/ve/||/<> ÇİMMEK


- YIKAR:
ASIK SURAT ve AŞIRI SÜRAT ve ARSIZ AVRAT ve HAYIRSIZ EVLAT

( Esnafı. VE Sürücüyü. VE Zengini. VE Aileyi. )


- YIKAR ile YIKAR

( Yıkamanın geniş zamanlı tanımı/kullanımı. İLE Yıkmanın geniş zamanlı tanımı/kullanımı. )


- [ne yazık ki]
YIKICI BENCİLLİK ile/değil/yerine/>< GÖZETICİ BENCİLLİK


- YIKICI ELEŞTİRİ YAPMA! ile/ve/||/<> SAVUNMA! ile/ve/||/<> AŞAĞILAMA! ile/ve/||/<> KÜSME!


- YIKICI YAKLAŞIM ile/ve/değil/<> KATILAŞTIRICI YAKLAŞIM


- YIKICI ile/ve/<> KIYICI

( DESTRUCTIVE vs./and/<> CRUEL )


- YIKILAN/YIKILACAK "KÖPRÜ" ile/değil/yerine/>< SAĞLAM KÖPRÜ

( 2 yıllık. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< 90 yıllık. )

( [güya] Sağlam/yeni. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eski. )

( image )

( Yer: Ordu )


- YIKILIŞ ile/değil/yerine KALKIŞ

( )

( Bazı "yıkılışlar", daha parlak kalkışların habercisi/teşvikçisi olabilir. )

( "Ümit Yitimi" değil/yerine Ümit... )


- YIKIM ile/ve/||/<> ÇÜRÜME


- YIKIM ile/ve/değil YIKILIM

( Yapıda. İLE/VE/DEĞİL Fizikte, kimyada. )


- YIKIYOR/LAR ile YIKIYOR/LAR

( Arabayı. İLE Binayı. )


- YIKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< AŞMAK


- YIKMAK ile/ve/<> DEVİRMEK


- YIKMAK ile/ve/||/<> YAKMAK/GÖYMEK


- YIL-GÜN ile/ve YEDİCE/HAFTA[Fars. < HEFTE]


- YIL ile/ve ARTIK YIL

( 365 gün 6 saat. İLE/VE Dört yılda bir gelen 366 günlük yıl. )

( [Çuvaşça] SUL ile/ve ... )

( ÂM, SENE ile/ve ... )

( SÂL ile/ve ... )

( YEAR vs./and LEAP YEAR )


- YIL ile/ve BILDIR/BILDUR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( ... İLE/VE Bir önceki yıl. )


- YIL ile/||/<> HESAP

( Güneş yılının hassas hesabı: 365 gün 5 saat 46 dakika 24 saniye )

( Battani tarafından 900 yılında keşfedildi/formüle edildi. (858-929) (Ülke: Harran) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: Trigonometrik tablolar, güneş yılı hesabı, astronomi) )


- YIL ile YAZSIZ YIL

( ... İLE 1815'te, Endonezya'daki Tambora Dağı'ndaki volkanik patlama sonucu oluşan kül bulutunun stratosfere kadar yükselmesi ve güneş ışınlarını engellemesi nedeniyle ısı 3 derece düşmüştü. [Dünyanın çoğu bölgesinde çeşitli iklimsel bozukluklara, soğuk ve kıtlığa neden olmuştur.] )

( ... İLE Avrupa'da ürünlerin fiyat artışı; Alman mucit Karl Drais'e ilkel bir bisiklet icat etmesi noktasında ilham kaynağı oldu. İsviçre'de bozuk hava koşulları ve sürekli yağışlar 1816 yılında yazar Mary Shelley'i eve kapatmış ve ünlü korku romanı "Frankenstein"ın ortaya çıkmasına dolaylı da olsa etkide bulunmuştur. )


- YILAN BALIĞI ile BAHÇE YILAN BALIĞI

( ANGUILLA ANGUILLA cum HETEROCONGRINAE )


- YILAN BALIĞI ile DENİZ YILANI


- YILAN ile/ve ÇİVİT YILANI


- YILAN ile DENİZ YILANI


- YILAN ile ESKÜLAP YILANI

( Ayrıntıları için burayı tıklayınız... )

( ... cum ZAMENIS LONGISSIMUS )


- YILAN ile HALKALI MERCAN YILANI


- YILAN ile HAZER YILANI/BOZYÖRÜK


- YILAN ile KARA MAMBA/SİYAH AĞAÇ YILANI

( ... İLE Dünyanın en zehirli ve en hızlı yılanı. [saatte 16 km.] )

( ... İLE Gri renkte olmalarına karşın, ağızlarının içleri koyu siyahtır. Adını da bu durumdan alır. )

( )

( ... İLE Ağaçtan sarkmayı severler. )

( ... cum DENDROASPIS POLYLEPIS )


- YILAN ile KIRBAÇ YILANI


- YILAN ile KÖR YILAN

( ... İLE Kör yılangillerden, solucanla beslenen, yılana benzer, ayaksız bir sürüngen. )

( ... İLE TYPHLOPS VERMICULARIS )


- YILAN yerine SÜRETKER(SÜRÜNGEN)


- YILAN ile UZUN KUYRUKLU DENİZYILANI

( Endonezya resiflerinde yaşarlar. )


- YILAN ile/ve YEŞİL YILAN


- YILAN ile ZEYTİNYEŞİLİ SUYILANI

( Avustralya okyanuslarında yaşar. )


- YILANBALIĞI ile KURT YILANBALIĞI

( )


- YILANBALIĞI ile LAMPRİ

( EEL vs. (SEA) LAMPREY )

( ANGUILLA cum PETROMYZON )


- YILANBALIĞI ile MAGRİ


- YILANBALIĞI ile MAGRİ[Yun.]

( ... İLE Yılanbalığıgillerden, Avrupa kıyılarında yaşayan, büyük bir balık. )

( CONGER CONGER )


- YILANBALIĞI ile MİGRA

( ... İLE Büyük türde bir yılanbalığı. )


- YILANBALIĞI ile MURANA/ŞAKIT

( ... İLE Yılanbalığına benzeyen, çok yırtıcı, sıcak denizlerde yaşayan, göğüs yüzgeci olmayan bir deniz balığı. )

( ... cum MURAENA )


- YILANBALIĞI/YAYINBALIĞI ile ELEKTRİKLİ YILANBALIĞI


- YİLBİK/SAR'/SAR'A[Ar.]/TUTARAK/TUTARIK/TUTARGA ile TUTARAK

( Sara hastalığı. İLE Direnme, inat. )


- YILDAN YILA (GELİŞMEK/ESKİMEK)


- YILDIRIM: Hem yerden, hem gökten! [Buluştukları ve çarptığı noktadaki eşik!] -ve


- YILDIRMA ile/ve/<> BEZDİRME


- YILDIZ KÜTLELİ KARA DELİK ile/||/<> SÜPER KÜTLELİ KARA DELİK

( Yıldız kütleli kara delik 3-100 güneş kütlesi İLE süper kütleli kara delik milyon-milyar güneş kütlesidir. Yıldız kütleli yıldız çöküşü İLE süper kütleli galaksi merkezi oluşumudur. Samanyolu merkezinde Sgr A* 4 milyon güneş kütleli süper kütleli kara deliktir. )

( Andrea Ghez tarafından 2020 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1965-) (Ülke: ABD) (Alan: Astronomi) (Önemli katkıları: Samanyolu merkezindeki süper kütleli kara delik (Sgr A*) gözlemi, Nobel Ödülü (2020)) )


- YILDIZ ile BAŞYILDIZ

( ... İLE Çift yıldızlarda kütlesi büyük olan yıldız. | Sinema, tiyatro ya da müzikhol sanatçılarının en önde geleni. )


- YILDIZ ile/||/<> KATALOG

( Zij-i Cedid yıldız kataloğu, 994 yıldız )

( Ulug Bey tarafından 1437 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1394-1449) (Ülke: Semerkant) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: Zij-i Cedid yıldız kataloğu, Semerkant Rasathanesi) )


- YILDIZ ile "KUYRUKLU YILDIZ"(KOMET)/KİRLİ KARTOPU/BUZLU ÇAMUR TOPU

( ... İLE Adlarında yer almasına karşın yıldız değillerdir. Buz ve kozmik toz karışımından oluşurlar. Nüve, Koma, Hidrojen bulutu, Toz kuruğu ve İyon kuyruğu olmak üzere beş bölümü vardır. )

( STAR vs. COMET )


- YILDIZ ile TAKIMYILDIZ

( )

( STAR vs. CONSTELLATION )


- YILDIZLI ile/ve/||/<> YALDIZLI


- YILKI(OTLAK) ATI(/ÖZGÜR/YABAN AT) değil/= HERGELE

( Tek tırnaklı hayvan sürüsü. )

( ... ile Yılkı )

( Sahipleri tarafından, kışın kendi haline bırakılıp yazın yaşarlarsa kullanılan atlar. [soğuktan ve açlıktan çoğu ölür]

[Dünya üzerinde yaşayan yaban atı yoktur. Sonuncusu, 1909 yılında, Rusya'da, hayvanat hapishanesinde ölmüştür.] )


- YILLAR ile/ve/||/<> YOLLAR


- YILLARCA ile/ve/değil/||/<>/< YILLAR BOYUNCA


- YILLIK BİTKİ ile UZUN SÜRELİ BİTKİ

( PLANT vs. PERENNIAL )


- YİNE DE ile/ve/||/<> İLLE DE

( Sen! )


- YİNE DE ile KARŞIN/RAĞMEN[RAĞM: İnadına davranma.]


- 20 BAB ve 35 BAB


- YİRMİ YIL ÇALIŞAN ÖĞRETMEN:
[ya] BİR YILLIK "DENEYİMİNİ", YİRMİ YIL BOYUNCA TEKRAR EDEN
ile/değil/yerine/ne yazık ki/ya da/><
YİRMİ YILLIK DENEYİMİ OLAN


- YIRTICI ile/ve/||/<> AVCI


- [ne yazık ki]
YIRTICI ile/ve/<> YIKICI


- YIRTIK-PIRTIK (GİYSİ)


- YIRTINMAK ile/ve ÇIRPINMAK

( Parçalanırcasına bağırmak. İLE/VE Çok istenilen bir şeyi gerçekleştirmek için aşırı derecede çaba harcamak. )


- YİTİRİLEN ŞEYLER İÇİN ÜZÜLME (İFTİKÂD)


- YİTTİ ile YETTİ

( Yetti. )


- ...('YI/YA) YAPMAMA/UYGULAMAMA/UYMAMA:
"ÖZGÜRLÜĞÜ" ile/ve/değil/yerine OLANAĞI/OLANAKLILIĞI/İHTİYÂRI


- YİYECEK:
BESİN ve/||/<>/> SÜPÜRGE


- YİYECEK ile/ve/||/<>/> YEMEK


- [ne yazık ki]
"YİYELİM-İÇELİM, KİMSEYE DOKUNMAYALIM" ve/||/<>/>/< "YİYEYİM-İÇEYİM, KESEME DOKUNMAYAYIM"


- YİYEN" ile/değil YEĞEN


- YOĞUN BAKIM ve/||/<>/> YOK'UM(YOĞUM)! BAKIN!

( Dün. VE/||/<>/> Bugün. )


- YOĞUNLAŞMA ve/||/<> FARKLILAŞMA ve/||/<> BELİRLEME


- YOĞUNLAŞ(TIR)MAK ve/<>/> DAVET


- YOĞUNLUK BAĞIMLI ile/||/<> YOĞUNLUK BAĞIMSIZ

( Bağımlı rekabet/hastalık, bağımsız doğal afet. )

( Formül: Populasyon boyutu etkili İLE değil )


- YOĞUN/LUK ile/ve/değil/||/<>/> YORGUN/LUK


- YOK ETMEK ile/değil ÖRTMEK


- YOK ETMEK" ile/ve/<>/değil/yerine TIRNAK İÇİNE ALMAK "..."


- YOK ETMEK ile/değil/yerine/>< YAŞATMAK

( Yoketmek yerine yaşatmak )

( İMHÂ ile/değil/yerine/>< İHYÂ )


- YOK ETMEK ile/değil/yerine YOK OLUŞ


- YÖK HOCASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YOK HOCASI


- YOK OLACAK OLAN ve/<> YOK HÜKMÜNDE DE OLABİLİR


- YOK OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAĞILMA


- YOK OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜNMEME


- YOK OLMADAN ÖNCEKİ YOKLUK ile/ve ORTAYA ÇIKIŞTAN SONRA/Kİ YOKLUK

( NONEXISTENCE BEFORE TO BECOME NOT EXIST vs./and NONEXISTENCE AFTER EXISTENCE )

( PRADHAVAMSA-ABHAVA ile/ve PRAG-ABHAVA )


- YOK OLMAK ile/ve/=/değil VAR OLMAK


- YOK > VAR" değil VAR > YOK

( "Yok"tan var olmaz/çıkmaz! Önce "yok", olamaz! "Yok"tan, var'a öncelik olamaz! VE/FAKAT/ANCAK Var'ın olmamasına yok diyebiliriz. Ancak, var'dan, yok'a öncelik-sonralık ilişkisi kurulabilir. )


- YOK YA:
ŞAŞIRMA ile/ve/||/<> DEĞİL'


- YOK ile/değil GEÇERLİ DEĞİL


- YOK yerine HAK VERE


- YOK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLANAKSIZ


- YOK ile/ve PAYLAŞILABİLİR OLMAYAN

( NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and UNSHARED )


- YOK ile/ve/değil/yerine VAR DEĞİL

( "YOK" değil/yerine "VAR DEĞİL"

Bazı kültürlerde, günlük dilde ve felsefede "Değil-leme" yöntemi ile bazı durumlar için üst bir bilinç kullanılmaktadır. Buna verilebilecek birkaç örnekten biri de Anadolu Kültürü ve Bilgeliği'nde "YOK" sözünün kullanılmamasıdır. "Yok", kavram olarak da, dil ve yaşamsallık açısından da o kadar yerini almıştır ki, bir kişinin farkında olmadan bile kullanması durumunda etrafındakilerden biri, "yok" sözünü kullanmaması gerektiğini uygun bir biçimde belirterek, uyarır o kişiyi. Yok sözünü kullanmak yerine "Var değil", "Hak getire", "Hak vere" sözleri kullanılır. Aynı biçimde "Bitti" yerine de "Bereketlendi" kullanılır. (aynı zamanda "Bitirmek" yerine "Tamamlamak" sözcüğünü kullanmak zihin programlaması, olgusallık ve dil açısından daha da yerinde bir tanımdır.)

"Evet!" ve "Hayır!" sözcüklerinde de buna benzer, hatta daha da öte bir durum vardır. "Hayır!" sözü, her ne kadar olumsuzluk anlamında kullanılıyor olsa da, bu duruma verilen ad, o olumsuzluktan bir hayır gelmesini ya da geleceğini düşünmekle bağlantılı bir olumlu kılma sözüdür. Derinlere ve uzun geçmişe dayanan Anadolu Kültürü'nün, din ve tasavvuftan da yararlandığı yaşamsal ve dil üzerindeki bilge tutumlarının günlük dile ve halka yansıtma çabaları birçok örnekte görülebilir. "Çok ..." yerine "Yeterli"; "Almak" yerine "Edinmek"; "Fakat" değil "Aynı zamanda" gibi, durumun karşılığını daha derinlemesine verebilecek sözlerin kullanılmasına yönelik çabaları gözlemlemek ve bunlardan üst düzeyde yararlanmak gerekir.

Bu tür çabalar nesne, kavram, olgu ilişkilerinde insanın ve toplumların yaşanmışlıklarındaki derinliklerden ve geleceğe bir miras olarak bırakılmak istenen, insanlığın gelişimine olan etkilerini öngörerek varılmış tutum ve sonuçlardır. Önceki ve "Hayır!" örneğinde olumsuz bir sözün söylenmiyor olmasında bir yasak, haram ya da günah bilincinden çok, bilgece, bilinçli bir tutum söz konusudur.

Bu tutumlar sadece sözler için değil, daha uygun karşılıkları bulunan davranışlar için de geçerlidir. Örneğin, birine -özellikle bir çocuğa- bir şey vermek istendiğinde, avuç aşağıya bakar biçimde uzatmak değil/yerine verilecek olanın, avucun içinde bulunduğu açık bir avuç uzatmaktır. Bu tür uygulama ve kavramlarda kullanılabilecek tanımlara da örnek olarak, "Aşure/Yemek Pişirmek" yerine/değil "Aşure Kaynatmak"; "Yemek"e yerine/değil "Lokma"ya katılmak/davet; ışığı/mumu/ateşi/ocağı "Söndürmek/Kapatmak" yerine/değil "Dinlendirmek"; "Yakmak/Açmak" yerine/değil "Uyandırmak"; "Ney Sesi" değil/yerine "Ney Sedâsı", "Ney Çalmak" değil/yerine "Ney Üflemek" dendiğini bilmeli; "Saç/sakal/kıyafet Düzeltmek" değil "Huy Düzeltmek" gibi hem zihinsel, hem yaşamsal kullanımlardan haberdar olmalı, kişi diline ve kendine gereken özeni ve önemi göstermelidir.

"Körü körüne Taklit" yerine/değil "Muhabbetle(Sevgiyle) Taklit" etmek, "Emir Eden" değil "Hizmet Eden" olmak, "Tutmak/Saklamak" yerine "Heybeye Atmak", "Hakkını Vermek" yerine "Hakkını Teslim Etmek" ve tüm bu ayrıntıları "Akılla Tartmak" yerine "Kalple Dinlemek" gerekir.

BU İNSAN DEDİKLERİ EL, AYAKLA, BAŞ DEĞİL,
ÂDEM MÂNÂ'YA DERLER, SURAT İLE KAŞ DEĞİL )

( [not] LACK vs./and/but NOT EXIST
NOT EXIST instead of LACK )


- YOK ile/değil/yerine YOK DENİLEBİLECEK KADAR AZ


- YOK ile/ve YOKLUK

( NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and NONEXISTENCE )


- YOKLAMAK ile YOK-LAMAK


- YOKLUĞU PAYLAŞMAK değil VARLIĞI PAYLAŞMAK ve/||/<> İYİ GÜN DOSTU OLMAK değil KÖTÜ GÜN DOSTU OLMAK


- YOKLUĞUN ESASI VE USÛLÜ ile VARLIĞIN ESASI VE USÛLÜ


- YOKLUK:
TERBİYE EDER ve/+/||/<>/> ADAM EDER


- YOKLUK, YOKTUR değil YOKLUK, YOKTUR, YOKTUR!


- YOK/LUK ile/ve/<>/değil GÖRÜNMEZ/LİK, BİLİNMEZ/LİK

( AMÂ: Görünmezlik yeri/"ülkesi". )

( [not] NONEXISTENCE vs./and/<>/but INVISIBLE, UNKNOWN )


- YOKLUK ile/ve SALTIK/MUTLAK YOKLUK

( NONEXISTENCE vs./and ABSOLUTE NONEXISTENCE )

( ABHAVA ile/ve ATYANTA-ABHAVA )


- YOKLUK ile/ve/||/<>/>< VARLIK

( Gölgesi olmaz! İLE/VE/||/<>/>< Gölgesi mutlaka vardır. )

( Yokluğun varlığa gücü yeter de, varlığın yokluğa gücü yetmez. )

( Varlığımın değerini bilmeyeni, yokluğumla terbiye ederim! [en uzun süre 7 yıldır!] )

( Yoktur. İLE/VE/||/<>/>< Vardır. )

( There is no shadow! vs./AND/||/<>/>< Shadow is exist absolutely. )

( Yokluğunuzu hissetmeyeni, varoluşunuzla "rahatsız etmeyin!" )

( NONEXISTENCE vs./and/||/<>/>< EXISTENCE )


- YOKLUK ile YOK İKEN

( NONEXISTENCE vs./and WHEN (IT IS) NOT EXIST )


- YOKLUK ile/ve YOK OLMADAN ÖNCEKİ YOKLUK

( NONEXISTENCE vs./and NONEXISTENCE BEFORE TO BECOME NOT EXIST )

( ABHAVA ile/ve PRADHAVAMSA-ABHAVA )


- YOKLUK ile/ve YOKLUĞUN VAROLUŞU

( NONEXISTENCE vs./and BEING OF NON-BEING )

( ... ile/ve VU ZHI YOU )


- YOK/LUK ile/ve/değil ZİHİN

( Yok etmeyince, yok olmaz. )

( [not] NONEXISTENT/NONEXISTENCE vs./and/but THE MIND )


- YOKLUKTAN YARATMAK ile/ve YOK İKEN YARATMAK


- YOKSA ... ile AKSİ HALDE ...


- YOKSA ile YA DA


- YOKSUL:
YENİ ile ÖZGÜR ile YARATICI ile BİRLEŞMİŞ ile DÜŞKÜN

( Eric Hoffer'ın, Kesin İnançlılar[Kitle Hareketlerinin Anatomisi] adlı kitabını okumanızı salık veririz... )


- YOKSULLARIN "KURABİLDİĞİ", ANCAK ...:
HAYAL ve/||/<> TURŞU


- YOKSULLUĞU SONLANDIRMAK:
HAYIR İŞİ ile/ve/değil/||/<> ADÂLET


- YOKSULLUK:
YİYECEK BİTİNCE ile/ve/değil/||/<>/> ADÂLET BİTİNCE


- YOKSULLUK ile/ve/ne yazık ki/> MUTLAK YOKSULLUK


- [ne yazık ki]
YOKSUL/LUK ve/değil/||/<> YOLSUZ/LUK


- YOKSUN ile/değil UZAK


- YOKSUNLUK ile/ve/||/<> (OPTIMAL/OMNIPOTANT) KIRILMA


- YOKSUN/LUK ile YOKSUL/LUK

( Yoksullukların en kötüsü, kendini aciz görmektir. )

( VITA VERE APOSTOLICA: Yoksulluğu yüceltme. )

( Yoksulluk korkusunu tanımadıysak, kendi yoksulluğumuzu yaratırız. )

( Elini cebine attığında boşsa. İLE Elini tutan yoksa. )

( DEPRIVATION vs. POVERTY )


- YOKTAN değil YOK İKEN


- YOKTU değil KAYITLARDA YOK/BULUNMUYOR


- YOKTUR:
YOLA ÇIKIP VARMAYAN ve/||/<> YOLDAN ÇIKIP VARAN


- YOKUŞ ile BAYIR

( ... İLE Küçük yokuş. )


- YOKUŞ ile/değil/yerine EĞİM/ŞEV[Fars. < ŞÎB]

( Bisiklet kullanmayan kişiler, bildikleri/gördükleri yollardaki eğimin açısına ve uzunluğuna göre, yolun/eğimin tamamını/bütününü "düşünerek", eğimli yollarda çok yorulacaklarını varsayarlar/zannederler. Hatta, o dik "yokuşun", çıkılamaz olduğunu zannederek, süreci düşünmeden/deneyimlemeden, sonuç merkezli bir (ön)"yargı"da bulunurlar. Gözlerini, yolun sonuna dikerek ve yetersizliklerine, güçsüzlüklerine bağlayarak ve ümitsizliğe düşürecek olan yüklü/şişmiş "yokuş" sözcüğü ile yanına bile yaklaşmazlar bisikletin.

Oysa ki, bisiklet kullananlar için durum böyle değildir. Bisiklet kullanımında ve bisiklet kullanıcıları için geçerli olan, basıyor oldukları pedaldır. Yeterli olacak olan bacak/kas gücü ve vites kullanımının sunduğu kolaylıklar ile çoğu zaman, neredeyse düz yolda pedal çevirdikleri kadar rahat pedal çevirirler. Bisiklet kullanmayanlar için zannedildiği kadar güç değildir pedal çevirmek ve yol almak.

Yokuş ile Eğim arasındaki fark, tamamen zihinsel ve dilseldir. Bisiklet kullan(a)mayan kişiler, zihinlerindeki yolun/eğimin tamamına "yokuş" diyerek, daha baştan, önyargı ve sonuç odaklılıklarının yarattığı zihinsel ve dilsel engele takılır. Ya da böylesine değiştirilebilecek bir "engel" yerine "yokuş" tanımından vazgeçerek, %90 oranında kolaylaştırabilirler bisiklet üzerine çıkmayı. Düz yol aramak gibi yersiz bir beklentiden de kurtulmuş olur ve bisikletleriyle yol alırlar.

Bisiklet üzerine çıkılır, "yokuş" denilen fakat bisiklet üzerindeyken sadece bir eğim olarak deneyimlenen bu yollarda bir süre bisiklet kullanılırsa, çevrilen pedalın kolaylığı kadar ve sadece yoldaki bir eğim olarak geçilir o süreç ve kolaylıkla tamamlanır, o gözde ve sözde büyütülen eğim. )


- YOKUŞ ile KIRKMERDİVEN

( ... İLE Dik yokuş. )


- [ne yazık ki]
"YOKUŞA SÜRMEK" ile/ve/<> "BİN DEREDEN SU GETİRTMEK" ile/ve/<> "ENSESİNDE BOZA PİŞİRMEK"["kafasında" değil!] ile/ve/<> "TOPU, TACA ATMAK" ile/ve/<> TRİBÜNLERE OYNAMAK ile/ve/<> İPE UN SERMEK


- [ne yazık ki]
YOKUŞA SÜRMEK ile/yerine ÜMİTSİZLENDİRMEK

( TO MAKE DIFFICULTIES vs. TO GET HOPELESSNESS/DESPAIR
TO GET HOPELESSNESS/DESPAIR instead of TO MAKE DIFFICULTIES )


- YOL GEÇEN HANI ile ...

( Beyazıt'ta, Çarşıkapı - Kapalıçarşı arasında bulunan eski bir han. )


- YOL GÖSTERİRKEN, YOL KESMEK ile/ve/<> YOL KESERKEN, YOL GÖSTERMEK


- YOL ÜSTÜNDE TAŞ GÖRSEK, ...:
"YOLDAN VAZGEÇMEK" ile/değil/yerine/>< ÜSTÜNDEN GEÇMEK


- YOL VERMEK ile/değil/yerine YER VERMEK


- YOL YÜRÜMEK değil YOL SÜRÜMEK


- YOL ile/||/<> ANALİZİ

( Path analizi (yol analizi) yöntemi )

( Sewall Wright tarafından 1921 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1889-1988) (Ülke: ABD) (Alan: Genetik) (Önemli katkıları: Wright-Fisher modeli, popülasyon genetiği) )


- YOL ile KOL


- YOL ile NALDÖKEN

( ... İLE Taşlı, çakıllı yol. )


- YOL ile UZAM

( PATH/WAY vs. SPACE )


- YOL YOLCU

( WAY
PASSENGER )


- YOL ve/<> YORDAM ve/<> YÖNTEM


- YOLA ÇIKAMAYAN ile/ve/<> YOL ALAMAYAN

( Niyetinden kuşku duyan. İLE/VE/<> Amacından kuşku duyan. )


- YOLA ÇIKMAK:
"İKNA EDİLMİŞLER" İLE ile/değil/yerine/>< İNANMIŞLAR İLE


- YOLCU OLMAK ile/ve/değil YOLDA OLMAK

( MALAGA: Yolculuk. )


- YOLDA KALMAK ile SINIFTA KALMAK


- YOLDAN ÇIKAN ile/değil/yerine/>< YOLA ÇIKAN

( Yola çıkıp varmayan, yoldan çıkıp varan olmamıştır. )


- YOLDAN ÇIKMIŞ OLMAK ile/ve/değil YOLDAN UZAKLAŞMIŞ OLMAK


- YOLDAŞ ile/ve TARİKAT

( Önce refîk, sonra tarîk. )

( Yolda kalma! Gel! [Gelince de yola takılıp kalma!] )


- YOLDAŞLIK (RIFK)


- YOLLU" (OLMAK) ile/değil YOLDA (OLMAK)


- YOLSUZLUK ile YOLSUZLUK ile YOLSUZLUK

( Parasızlık. İLE Dolandırıcılık. İLE Aidiyetsizlik. )


- YOLSUZLUK ve ORUNÇ/URUNÇ/RÜŞVET

( İRTİKÂB ve İRTİŞÂ'[< RİŞVET] )


- YOLU BİLMEK ile/ve/> YOLDA İLERLEMEK

( Yolunuzu, kendiniz bulmalısınız. )

( TO KNOW THE WAY vs./and/> TO BE ON THE WAY/TO PROGRESS
You must find your own way. )


- YOLUN BAŞI ile/ve/||/=/<> YOLUN SONU


- YOLUNDAN ile/değil YOLUYLA


- YOL/YÖNTEM ile/ve İŞ ile/ve BİLGELİK

( WAY/METHOD vs./and BUSINESS vs./and WISDOM )


- YÖN DEĞİŞİMİ ile/ve/||/<> HIZ DEĞİŞİMİ


- YÖN ile ARA YÖN/ASYÖN

( Belirli bir noktaya göre olan yer, taraf. | Bir şeyin belirli bir noktaya baktığı yan, veçhe. | Bir yere gitmek için izlenilen yol, cihet, istikamet. | Tutulacak, izlenilecek yol. İLE Dört ana yönden ikisi arasında olan yönlerden her biri. )


- YÖN ile/ve/||/<> BAĞLAM


- YÖN ile BOYUT

( DIRECTION vs. DIMENSION )


- YÖN ile/ve İŞARET

( DIRECTION vs./and SIGN )


- YONCA ile EKŞİYONCA

( Baklagillerden, başak durumundaki, çiçekleri kırmızı ya da mor renkli, hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerinin genel adı. İLE Ekşiyoncagillerden, çok yıllık, otsu bitki. )

( TRIFOLIUM cum OXALIS )


- YÖNE ile/değil YÖNDE

( Mesafe. İLE/DEĞİL Her bir yön. )

( İLÂ CİHED ile/değil Fİ CİHED )


- YÖNELİM ile/ve/değil/<> DOĞRULUM/TROPİZM[Fr. < Yun.]


- YÖNELME ile/ve/||/<>/> YAKINLAŞMA (İSTEĞİ)


- YÖNETİCİ:
ORTALAMA ile/ve/||/<> İYİ ile/ve/||/<> İLERİ

( Para kazandırır. İLE/VE/||/<> Düzen kazandırır. İLE/VE/||/<> İnsan kazandırır. )


- YÖNETİM:
HASARLARI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLASILIKLARI


- YÖNETİM/İDÂRE TÜZESİ/HUKUKU ile/ve/||/<> KAMU TÜZESİ/HUKUKU


- YÖNETİM ile/ve/||/<>/> YÖNETİMİN SORUMLULUĞUNUN, TARİHSEL GELİŞİMİ

( ... İLE/VE/||/<>/> Blanco Kararı ile. [1873] )


- YÖNETİM ile/ve/||/<>/> YÖNLETİM


- YÖNETME ile/ve/değil/+/||/<>/> YÜRÜTME


- YÖNETMEK ile ABRAMAK

( Deniz taşıtlarını yönetmek. )


- YÖNETMEK = DOĞRULUK/DÜRÜSTLÜK[Fars.]

( Yönetmek, dürüstlük demektir. Sen doğru yönetirsen, kimse yanlış olmaya cesâret edemez. )


- YÖNETMEK ile/ve/||/<> "YÖN VERMEK"


- YÖNETMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< YÖNLENDİRMEK


- ... YÖNETMENLİĞİ değil ... YÖNETMELİĞİ


- YONGA/KAMGA ile YONTU

( Kesilen, yontulan ya da rendelenen bir şeyden çıkan parça. İLE Taş, tunç, mermer, kil, alçı, bakır gibi maddelerden yontularak, kalıba dökülerek ya da yoğrulup pişirilerek oluşturulan yapıt. )


- YÖNLER ile/ve/değil İNSANIN DURUŞU/DURUŞLARI


- YÖNLÜ SEÇİLİM ile/||/<> DENGELEYİCİ SEÇİLİM

( Yönlü tek yön seçilim, dengeleyici ortalama. )

( Formül: Trend İLE balanced )


- YÖNTEM/METOD ile YOL


- YÖNTEM/USÛL["USÜL" değil!]/METOD[İng. < METHOD] ile/ve ÜSLÛB


- YÖNTEM ile/ve/<> BİLİNÇ

( METHOD vs./and CONSIOUSNESS )


- YÖNTEM ve/<> KOŞULLAR


- YÖNTEM ile/ve/<> TUTUM

( METHOD vs./and/<> ATTITUDE )


- YÖNTEM = USÛL = METHOD[İng.] = MÉTHODE[Fr.] = METHODE[Alm.] = METHODUS[Lat.] = METHODOS[Yun.] = METODO[İsp.]


- YÖNTEM ile/ve/||/<> YÖNETİM


- YÖNTEM ile/ve YORDAM

( METHOD vs./and WAY )


- YÖNTEM ile YORDAM(MELEKE)


- YÖNTEM/USÛL ile/ve/||/<>/> İŞLEYİŞ


- YONUGİ ile/ve/<> KARENBİ ile/ve/<> GİNDO ile/ve/<> SEBU ile/ve/<> DEGOGO

( Mali'nin, Dogon bölgesindeki, Songo köyünde yaşayan kabileler. )

( [görevleri] Şef ailesi. İLE/VE/<> Halkla ilişkiler. İLE/VE/<> Sağlık ve tıp. İLE/VE/<> Tüze ve adâlet. İLE/VE/<> Ticaret ve dış ilişkiler. )


- YÖREL ile/ve/||/<> YEREL

Bugün[13 Ekim 2025]
itibarı ile 32.206 başlık/FaRk ile birlikte,
32.206 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(127/130)