Bugün[22 Ekim 2025]
itibarı ile 9.273 başlık/FaRk ile birlikte,
9.273 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(25/38)


- MİZAN ile/ve USÛL/YÖNTEM


- MODEL ile/ve ALGI DÜZENEĞİ

( MODEL vs./and PARADIGM )


- MODELİ ELE ALAN DÜZEN ile/ve GÖZLEMİ ELE ALAN DÜZEN

( THE SYSTEM WHICH CONSIDERS THE MODEL vs./and THE SYSTEM WHICH CONSIDERS THE OBSERVATION )


- MODERN (OLMAK) değil/yerine UYGAR OLMAK


- MOMENT:
"AN/KIPI/UĞRAK" ile/değil/yerine AŞAMA


- MOTİVASYON ile PERFORMANS

( MOTIVATION vs. PERFORMANCE )


- MUAZZEZ[Ar.] değil/yerine/= SAYILAN, SAYGI DUYULAN/GÖSTERİLEN


- MÜBÂGAME değil/yerine/= TATLI DİLLİLİK


- MÜBAHASE[Ar.] değil/yerine/= KONUŞMA


- MÜBAŞERET[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİM

( Bir işe başlama. )


- MÜBTESİM[< TEBESSÜM] ile GÜLÜMSEYEN, TEBESSÜM EDEN


- MÜCADELE ve/||/<>/> MÜŞAHEDE


- MÜDÂFAA ile/ve MUHAFAZA


- MÜDAHALE ile/ve/<> SINIRLAMA

( INTERFERENCE vs./and/<> LIMITING )


- MUFASSAL[Ar.] değil/yerine/= AYRINTILI


- MÜFERRİG[Ar.] ile MÜFERRİK[Ar. < FARK]

( Dolu kabı boşaltan. | Yemeği kurtaran. İLE Kısaltan, taksîr eden. )


- MÜFRİT[Ar.] değil/yerine/= AŞIRI


- MUHABBET ve/||/<>/< HAKİKAT

( Sözlerde. VE/<> Gözlerde. )


- MUHABBET ile/ve/<> MERHAMET ile/ve/<> ADÂLET

( LOVE vs./and/<> MERCY vs./and/<> JUSTICE )


- MUHABBET ve/<> MÜNÂSEBET

( LOVE and/<> RELATIONSHIP )


- MUHÂKEMÂT'I:
VAROLUŞ/A değil/yerine UYGULAMA/LARA


- MUHÂKEME ile/ve/||/<>/> MÜZÂKERE


- MUHARRİK[< HAREKET] ile MÜTEHARRİK[< HAREKET]

( Tahrik eden, harekete geçiren, oynatan. | Kışkırtan, ayartan, dürten. İLE Hareket eden, kımıldayan, oynayan. )


- MUHARRİK[Ar. < HARÎK] ile MUHARRİK[Ar. < HARK] ile MUHARRİK[Ar. < HAREKET]

( Yakan, tahrîk eden. İLE Çok yakan. | Çok hareket eden. | Pek susatan. İLE Hareket ettiren, oynatan. | Kışkırtan, ayartan, dürten. | [fels.] Devitken. | [kimya] Karmaç. )


- MUHARRİK ile/ve MÜTEHARRİK

( Hareket ettirici. İLE/VE Hareket eden. )


- MUHAYYİLE ile MÜTEHAYYİLE


- MUHDES ve/||/<> MANZUM ve/||/<> MALÛL ve/||/<> MAKÛL ve/||/<> MAHDUT ve/||/<> MÜSPET


- MUHİBB[< HUBB] ile SEVEN, SEVGİ BESLEYEN, DOST

( SEVEN, SEVGİ BESLEYEN, DOST )


- MÜHLET ile MÜDDET[< MEDD]

( Başı ve sonu belirli bir gün/saat ile belirlenmiş olan. İLE Geniş ve tüm süreci yansıtan/düşündüren kavram. )

( Süre, varolmanın belirsizce sürmesidir. )

( Bir işin yapılması için verilen zaman. Bir işi, belirli bir zaman için geri bırakma. İLE Zaman, vakit. | Bir şeyin uzayıp sürdüğü zaman. | Belirli bir zaman/vakit. )

( ... ile BERHE )

( ... vs. DURATION )

( ... cum DURATIO )


- MUHLİS[Ar.] ile MUHLİS[Ar. < HULÛS]

( Saç ve sakalına kır düşmüş kişi. İLE Katkısız, hâlis. | Dostluğu, samimiyeti ve hali içten, gönülden olan. [eskiden, büyükten küçüğe yazılan resmî yazılarda, bir nezâket dili olarak "ben" anlamına gelen, "muhlisiniz" biçiminde kullanılırdı] )


- MUHTASAR[Ar. < HASR] ve/> MÜFÎD[Ar. < FEYD]

( Kısaltılmış, ihtisâr edilmiş. VE/> İfade eden, anlatan. | Anlamlı. | Yararlı. )


- MUHTEREM[Ar. < HÜRMET] ile SAYGIDEĞER/SAYIN

( Saygıdeğer, sayın, ihtirâm olunmuş. )


- MUİN ile/ve/||/<> HİMMET ile/ve/||/<> MÜZAHERET ile/ve/||/<> NUSRET

( Çoğunlukla alt seviyedeki kişinin yardımı.[Alttaki kişi, yukarı yardım/muavenet eder.] İLE/VE/||/<> Yukarıdan aşağıya yardım.[Yetkili kişi, aşağı yardım/himmet eder.] İLE/VE/||/<> Yandan, eş makamdan yardım.[Meslektaş, meslektaşına aynı güç ve konumdakine yardım eder.] İLE/VE/||/<> Lojistik yardım. )


- MÜJDE ile/ve/<> ÜMİT


- MUKÂBERE[Ar.] ile/ve/||/<> MUÂNEDE[Ar.] ile/ve/||/<> MÜCÂDELE[Ar.] ile/ve/||/<> MÜNÂZARA[Ar.] ile/ve/||/<> MUÂKEDE[Ar.] ile/ve/||/<> MUŞÂABE[Ar.] ile/ve/||/<> MUGÂLATA[Ar.]

( Bildiği hâlde inkâr etmek. İLE/VE/||/<> Bilmediği halde iddia etmek. İLE/VE/||/<> Doğrunun tespiti için başkasıyla tartışmak. İLE/VE/||/<> Doğrunun tespiti için kendiyle ya da başkasıyla tartışmak. İLE/VE/||/<> Konuşmaksızın kendiyle tartışmak. İLE/VE/||/<> Bilimsel bir konuyu, yalnızca doğrunun tespiti için tartışmak. İLE/VE/||/<> Bilimsel bir konuyu, yalnızca râkibi alt etmek için tartışmak. )


- MÜKÂFÂT[Ar. < KİFÂYET] ile MÜSÂVÂT[Ar. < SEVİYY]

( Beraberlik. | Bir hizmet ya da iyiliğe yönelik edilen iyilik. | Çalışkan öğrenciye öğretmeninin verdiği beğenme kâğıdı, takdir. İLE Eşitlik, aynı halde ve derecede olma. )


- MÜKÂFÎ[Ar. < KİFÂYET] ile MÜKÂFİL[Ar. < MİHÂD]

( Beraber, eşit. İLE Birbirini korumayı, birbirine yardım etmeyi taahhüt edenlerden her biri. )


- [ne yazık ki]
MÜKÂLEBE[< KELB] ile/değil/yerine/>< MÜKÂLEME[< KELÂM]

( Dalaşma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Konuşma. | Antlaşma. )


- MUKAYYET(BİTİMLİ/KAYITLI/SINIRLI) VARLIK ile GAYRİ-MUKAYYET VARLIK

( Kaydı, kayıttan âzâde olanlar anlar. )

( LIMITED EXISTENCE vs. EXCEPTION OF LIMITED EXISTENCE )


- MÜKELLEF/İYET ile/ve/< MES'UL/İYET


- MÜKELLEFİYET[Ar.] ile YÜKÜM/LÜ/LÜK

( Yapılması zorunlu olan iş ya da bir işi yapma zorunluluğu. | Mükemmel hazırlanmış, külfetle süslenmiş olan. )


- MÜKEMMEL ile KUSURSUZ


- MÜKEMMEL[Ar. < KEMÂL] ile MÜKEMMİL[Ar. < KEMÂL]

( Tam, olgun, kusursuz, eksiksiz, kemâle erdirilmiş, kemâl bulmuş, tekmîl. | Güzel, âlâ. İLE Tamamlayan, tamamlayıcı, ikmâl eden. )


- MÜKEMMELLİK/KEMÂL ile/ve ÖLÜM

( Ölmeden önce ölün! - MÛTÛ KABLE EN TE-MÛT )

( Ölüm, ölüler için! Diriler için ölüm yok. )

( ÂŞIKLAR ÖLMEZ YERDE ÇÜRÜMEZ ÖLEN, HAYVAN İMİŞ )


- MÜKEMMEL/LİK ile/ve/değil/yerine NORMAL/LİK


- MÛKIR[Ar.] ile MUKIRR[Ar. < KARÂR]

( Meyvelerinin çokluğu nedeniyle dalları sarkmış ağaç. İLE İkrar eden, doğruyu söyleyen, kusurunu, kabahatini gizlemeyen. | Birinin, kendinde hakkı olduğunu haber veren kişi. )


- MÜKRİM[Ar.] değil/yerine/= KONUKSEVER


- MÜLÂHAZA[< LÂHZ] değil/yerine/= DİKKATLE BAKMA | İYİCE DÜŞÜNME, DÜŞÜNÜŞ | DÜŞÜNCE


- MÜLÂKAT[Ar. < LİKA] ile/ve/değil/yerine/<>/< LİYÂKAT


- MÜLKİYET ile/değil/yerine/< AİDİYET

( Kendine. İLE Kendini. )


- MÜNSİF ile ...

( İNSAFLI )


- MÜNTAHAP[Ar.] değil/yerine/= SEÇİLMİŞ, SEÇME


- MUNTAZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZGÜN/DÜZENLİ


- MÜNTEVÎ[< NEV]:
BİR ŞEY YAPMAYA NİYETLENEN -<


- MÜNTEZİ'[Ar. < NEZ] değil/yerine MÜNTEVÎ[Ar. < NEV]

( Bir şeyi söken, yerinden çekip koparan. DEĞİL/YERİNE Bir şey yapmaya niyetlenen. )


- MÜPHEMİYET[Ar.] değil/yerine/= BELİRSİZLİK


- MURAT ile/ve/değil/||/<>/> MEŞAKKAT


- MÜRECCEH[Ar.] değil/yerine/= YEĞ / YEĞREK


- MÜRÜVVET[< MER] değil/yerine/= KUTSEVİNÇ İNSÂNİYET, MERTLİK, YİĞİTLİK | CÖMERTLİK, İYİLİKSEVERLİK


- MUSAHABE[Ar.] değil/yerine/= KONUŞMA, GÖRÜŞME


- MÜŞÂHEDE (ETMEK) değil/yerine/= GÖZLEM/LEMEK


- MÜŞÂHEDE ve/<> MÜKÂŞEFE

( Görmek. VE/<> Perdeyi açmak. )


- MÜSÂVÂT ile/ve/> MUTÂBAKAT["MÜTÂBAKAT" değil!]


- MÜSÂVÎ[< SEVİYY] değil/yerine/= EŞİT | DENK

( EŞİT, BİRİNİN ÖTEKİNDEN FARKSIZ OLANI, AYNI HALDE VE DERECEDE BULUNAN )


- MÜSEMMÂ[Ar. < SEMV < SÜMÜVV] ile MÜSÂMAHA[Ar. < SEMÂHAT]

( Tesmiye olunan, bir adı olan, adlanmış, adlı. | Muayyan, belirli zaman. İLE Görmemezliğe gelme, göz yumma, hoş görme. | Aldırış etmeme. | Savsaklama. )


- [ne yazık ki]
!MÜSKİRAT[Ar. < SEKR] değil/yerine/= SARHOŞ EDEN ŞEYLER


- MUSTAFA KEMAL/ATATÜRK ile/ve/||/<>/< KÂZIM KARABEKİR


- MUSTAFA ile/ve/||/<> MUHTAR[< HAYIR]


- MÜSTAKİLL[Ar. < KILLET] değil/yerine/= BAĞIMSIZ

( BAŞLI BAŞINA, KENDİ BAŞINA, KENDİ KENDİNE, AYRICA, BAĞIMSIZ )


- MUSTAR ile/değil/yerine/||/>< MUHTAR

( Şarap. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Yapmayabilme ve yeğleme olanağını ve gücünü kullanan kişi. | "Hayır!" diyebilme farkındalığı/önceliği. )


- MÜSTEHABB[< HUBB] ile ...

( Sevilen, beğenilen. | Farz ve vâcibden başka olarak sevap kazanılan iş. | Hz. Muhammed'in, bazen işleyip bazen terk ettiği güzel iş. )


- MÜŞTEHİ[Ar.] değil/yerine/= İSTEKLİ

( Bir şey için çok istek gösteren, istekli. | İştahlı. )


- MÜSTEKMİL[Ar. < KEMÂL] ile MÜSTEKMİN[Ar. < KEMN ve KÜMÛN]

( Tam, olgun bir duruma getiren, eksiksiz olarak bitiren, istikmâl eden. İLE Gizlenen, saklanan. )


- MÜSTESNÂ[Ar. < SENY] değil/yerine/= AYRI TUTULAN

( İSTİSNÂ EDİLEN, KURAL DIŞI BIRAKILAN | ÜSTÜN | AYRI TUTULAN | BENZERLERİNDEN BASKIN )


- MUT ile MUT

( Tüm özlemlerin, eksiksiz ve sürekli olarak yerine gelmesinden duyulan kıvanç, kut. İLE Elli şilinlik tahıl ölçeği. )


- MÜTEBESSİM[< BESM] değil/yerine/= GÜLÜMSEYEN/GÜLEÇ :)


- MÜTEESSİR[< ESR < ESÂRET] değil/yerine/= HÜZÜNLÜ, KEDERLİ, ÜZÜNTÜLÜ | BİRİNİN ACISIYLA ACILANAN | DUYGULANMIŞ


- MÜTEFEKKİRE ve/<> TERTİB


- MÜTEHARRIK[Ar. < HARK] ile MÜTEHARRİK[Ar. < HAREKET]

( Yırtılan, taharruk eden. İLE Hareket eden, kımıldayan, oynayan. | [felsefe, fizik] Hareketli, işler. )


- MÜTEHAVVİL[Ar.]/PARAMETRE[Fr./İng. < PARAMETER] ile DEĞİŞKEN

( PARAMETER vs. VARIABLE )


- MÜTEHAYYİLE ile/ve/<> MÜTEFEKKİRE

( Yaşam. ILE/VE/<> İlim. )


- MÜTEKÂMİL[Ar.] değil/yerine/= OLGUNLAŞMIŞ


- MUTENA[Ar.]/MÜMTAZ[Ar.]/GÜZİDE[Fars.]/ELİT[Fr./İng. < ELITE] değil/yerine/= ÖZENİLMİŞ | SEÇİLMİŞ, SEÇKİN, BEĞENİLMİŞ, ÖNEMLİ | AYRI/ÜSTÜN


- MÜTENÂSİB[< NİSBET] ile ORAN/ORANLI, UYGUN

( UYGUN OLAN, HER BAKIMDAN BİRBİRİNE UYGUN, DENK )


- MUTLAK (KAVRAMLAR) ile/ve/değil EYTİŞİMSEL/DİYALEKTİK (KAVRAMLAR)


- MUTLAK (KAVRAMLAR) ile/ve/değil EYTİŞİMSEL/DİYALEKTİK (KAVRAMLAR)

( Birbirinden ayrılamayan kavramların didişmesi. )

( [not] ABSOLUTE (CONCEPTS) vs./and/but DIALECTIC (CONCEPTS) )


- MUTLAK ÖZGÜRLÜK >< EŞİTLİK ile/<> MUTLAK EŞİTLİK >< ÖZGÜRLÜK

( Özgürlük ve Eşitlik, genişlediği oranda, birbirini yok eder.
[ "Mutlak Özgürlük" diye bir şeyden söz ettiğimiz oranda "Eşitlik"ten,
"Mutlak Eşitlik" diye bir şeyden bahsettiğimiz oranda da, "Özgürlük"ten söz edemeyiz. ] )


- MUTLAK ZAMAN ile/ve MUKAYYET ZAMAN ile/ve PSİKOLOJİK ZAMAN


- MUTLAK ile/ve ADÂLET

( ABSOLUTE vs./and JUSTICE )


- MUTLAK ile/ve BELİRLEYİCİ


- MUTLAK ile/ve DEĞİŞMEZ

( ... ile/ve LÂ-YETEGAYYER )

( ABSOLUTE vs./and CONSTANT )


- MUTLAK ile/ve/değil/yerine DÜŞÜNME BİÇİMİ


- SALTIK/MUTLAK ile/ve GÖRELİLİK

( Göreli olan, mutlak kabul edildikçe, çatışma, kaçınılmazdır. )


- MUTLAK ile/ve/değil GÜVENİLİR


- MUTLAK ile/ve İLKE

( Göreliliği, birliğe getiren ilke. İLE/VE ... )

( MUTLAK: ZAMAN VE MEKÂN ÜSTÜ )

( MUTLAK: Değişenlerin, ilkeleri. )

( ... ile/ve UMDE )

( ABSOLUTE vs./and PRINCIPLE )


- MUTLAK ile İNAK

( ABSOLUTE vs. DOGMA )


- MUTLAK ile/ve/değil/yerine ITLAK


- MUTLAK ile/değil/yerine UZLAŞILMIŞ


- MUTLAKA ile BİR ŞEKİLDE

( ABSOLUTELY vs. IN A WAY )


- MUTLAKA ile MUHAKKAK


- MUTLAK/LIK ile/ve KESİN/LİK

( ABSOLUTE vs./and DEFINITENESS | CERTAINTY )


- MUTLAK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YETKİN/LİK

( Bir şeyin mutlak olması, yetkin olduğu anlamına gelmez. )


- MUTLU OLMAK:
"HERŞEYİN YOLUNDA OLMASIYLA" değil SORUNLARI, GÖRMEMEZLİKTEN GELEREK


- MUTLULUK ADASI ve/||/<>/< SIRADANLIK DENİZİ

( Mutluluk adasına, sıradanlık denizinden ulaşılır. )


- MUTLULUK ARAYIŞI değil/yerine MUTLULUK

( Mutluluğa engel olan şey, mutluluk arayışıdır. )

( Mutluluk, kelebek gibidir. Biz yakalamaya çalıştıkça, o kaçar. Ne zaman ki, dikkatimizi başka şeylere veririz, ancak o zaman gelip omzumuza konar. )

( [not] SEEKING HAPPINESS but HAPPINESS
HAPPINESS instead of SEEKING HAPPINESS )


- MUTLULUK:
DAHA ÇOK OLANI ARAMAK değil/yerine/>< DAHA AZ OLANIN, TADINI ÇIKARMAK


- MUTLULUK:
"EN"/DAHA FAZLA ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/< EN/DAHA AZDAN ZEVK ALMA/ALABİLME


- MUTLULUK:
FİYATI OLANLARLA değil/yerine DEĞERİ OLANLARLA


- MUTLULUK:
GERÇEKLİK ile/ve/değil/yerine/-/||/<> BEKLENTİSİZLİK


- MUTLULUK İÇİN ...:
DAHA AZ ... ve/>< DAHA ÇOK ...

( ... nefret edelim. VE/>< ... sevelim.
... kaygılanalım. VE/>< ... dans edelim.
... alalım. VE/YERİNE/>< ... verelim.
... tüketelim. VE/YERİNE/>< ... üretelim/türetelim.
... somurtalım. VE/YERİNE/>< ... gülelim.
... konuşalım. VE/YERİNE/>< ... dinleyelim.
... korkalım. VE/YERİNE/>< ... deneyelim.
... yargılayalım. VE/YERİNE/>< ... kabul edelim.
... izleyelim. VE/YERİNE/>< ... yapalım.
... şikâyet edelim. VE/YERİNE/>< ... takdir/tebrik edelim. )


- MUTLULUK:
İSTASYON ile/değil/yerine/>< YOLCULUK


- MUTLULUK, ...:
"YAŞAM TARZIMIZDA" değil YAŞAMA BAKIŞ TARZIMIZDA


- MUTLULUK ile AŞK ile EFSANE

( İki kişi, birbirini sever ve birlikte olurlarsa MUTLULUK olur. İki kişiden, biri sever de öbürü kaçarsa AŞK olur. İki kişi, birbirini sever de kavuşamazlarsa EFSANE olur. )


- MUTLULUK ile/ve/değil AVUNMAK


- MUTLU/LUK ve/||/<>/>/< DİNGİN/LİK


- MUTLULUK ile/ve/||/<> DOSTLUK ile/ve/||/<> AŞK

( Birlikte gülebiliyorsak. İLE/VE/||/<> Birlikte ağlayabiliyorsak. İLE/VE/||/<> Birlikte susabiliyorsak. )


- MUTLULUK ile/ve GÜÇ

( HAPPINESS vs./and POWER )


- MUTLULUK ile/ve/değil HUZUR

( Kişi/insan her zaman için mutluluktur fakat asla mutluluk sahibi değildir. )

( Her şeyden çok iç huzuruna gereksiniminiz var -ki bu iç ve dış arasındaki uyumu gerektirir. )

( Huzurlu olmadıkça gerçeği göremezsiniz. )

( Eğer huzur istiyorsanız o yolda çaba göstermelisiniz. )

( İçindeki huzur kişinin felâketlere daha çabuk karşı gelmesini sağlar. )

( Huzuru olan kişi özgür olur ve özgür olan kişi de başkalarını özgürlüğe ulaştırır. )

( Omurgayı hiçbir eylem rahatsız etmediğinde, huzursuz zihin yavaş yavaş rahatlar. )

( Sadece aslî olanda sükûn ve huzur vardır. )

( Ne tür bir huzur? İstediğinize sahip olmanın huzuru mu, yoksa sahip olmadığınızı istememenin huzuru mu? )

( EUDAIMONIA ile/ve/değil ... )

( Takmadığın kadar. İLE/VE/DEĞİL Boşverdiğin kadar. )

( One is always bliss, but never blissful.
You cannot see the true unless you are at peace.
If you want peace you must strive for it.
What kind of peace is it? The peace of having what you want, or not wanting what you do not have? )

( [not] HAPPINESS, BLISS vs./and/but PEACE )


- MUTLULUK >< KİBİR/BÖBÜRLENME


- MUTLULUK = SAADET = HAPPINESS[İng.] = BONHEUR, FELICITÉ[Fr.] = GLÜCK[Alm.] = FELICITAS[Lat.] = FELICIDAD[İsp.]


- MUTLULUK ile/ve/||/<>/>/< SÜKÛN


- MUTLULUK ile/ve/değil/||/<>/< TATMİN OLMA


- MUTLULUK ile/ve/> VERİMLİLİK

( HAPPINESS vs./and/> PRODUCTIVITY )


- MUTLULUK ve/||/<>/>/< YETİNMEK


- MUTSUZLUK ya da KAYGILILIK ile/değil/yerine/>< HUZURLULUK

( Geçmişte. YA DA Gelecekte. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Şu anda ve burada/kilerle. )


- MUTSUZLUK MERKEZLERİ ile/ve/değil/yerine/>< MUTLULUK MERKEZLERİ

( 7. SAADET[SÜREKLİ MUTLULUK] MERKEZİ
------------------
6. YÜKSEK BİLİNÇ
5. KOŞULSUZ SEVGİ (BOLLUK)
4. SEVGİ
[mutluluk merkezleri]
ile/ve/değil/yerine/><
[mutsuzluk merkezleri]
3. GÜÇ
2. DUYGU
1. GÜVENLİK [en alt] )

( YÜKSEK BİLİNÇ KILAVUZU )


- MUTSUZLUK NEDENLERİ'NDE:
CEHÂLET ve DALGI/GAFLET


- MUTSUZLUK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< ÇOCUKLUĞUNU KAYBETMİŞ OLMAK


- MUTSUZLUK ile/ve/> HASTALIK

( ŞEKÂVET ile/ve/> ... )


- MUTSUZLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MUTLULUK

( Sahip olduklarımızı unuttuğumuzdan dolayı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Sahip ol(a)madıklarımıza ulaşmak için. )

( En mutsuz kişi, geçmiş ve/ya da geleceğe (fazla) odaklı olandır. )


- MÜVELLİDÜLHUMUZA[Osm. Tr.] = OKSİJEN[Fr. < Yun. OKSYS: Ekşi. | GENNAN: Doğurmak.]

( Hidrojenle birleşerek suyu oluşturan, atom ağırlığı 16, rengi, kokusu ve tadı olmayan, havada, %20 oranında bulunan bir gaz. [Simgesi: O] )


- MUZAHİR[Ar.] değil/yerine/= DESTEKLEYEN, YARDIM EDEN


- MÜZE:
"KORUMA/SERGİLEME YERİ" ile/değil/||/<>/< ESİNLENDİRME YERİ/ARACI


- NAKİL (ETMEK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKIL (ETMEK)


- NAMAZ:
DÜŞÜNCE ve EYLEM BİRLİĞİ/BULUŞMASI


- NAMAZ ile/ve/||/<>/< AHLÂK

( [Zorunlu/Farz!] 5 vakit. İLE/VE/||/<>/< 24 saat boyunca, her an. )


- NAMIK KEMÂL FIKRALARI değil NÂM-I KEMÂL FIKRALARI


- NANO TEKNOLOJİ ve/<>/|| NENE(NİNE) BİLGELİĞİ


- NASIL GÖRDÜĞÜNÜ DEĞİŞTİR ve/<>/> NASIL DEĞİŞTİĞİNİ GÖR


- NASIL GÖRÜNDÜĞÜMÜZ ile NE BİLDİĞİMİZ

( Ne bildiğimizi değiştirir. İLE Nasıl göründüğümüzü değiştirir. )


- NASIL YARARLANIRIM? değil/yerine/>< NASIL YARARLI OLABİLİRİM?


- NASIL? ile NE KADAR?

( HOW? vs. HOW MUCH? )


- NAZ ve/>< ŞEVK

( Süreksizlik. VE/>< Süreklilik. )

( İSTİĞNA: Önerilen bir işe karşı nazlanma, nazlı davranma. | Doygunluk, gönül doygunluğu. )


- NAZAR ile NAZAR

( Bilenlerin/âlimlerin bakışıyla/nazarıyla. İLE Cahillerin bakışıyla/nazarıyla. )

( Kuram/nazariye/teori sunar. İLE Kıskançlık/hased yaratır. )


- NE ÂLÂ ile/ve/<> PEK ÂLÂ

( [istenilen şey] Olursa. İLE/VE/<> Olmazsa. )


- NE ARAYACAĞIMIZI BİLMEDEN ile/ve/||/<>/> NE BULACAĞIMIZI BİLMEMEK


- NE ATTIĞIMIZ ve/||/<> NE KATTIĞIMIZ


- [ne] AYNI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/ne de AYRI/LIK


- NE DEDİĞİ(Nİ ANLAMAK) ile NE DEMİŞ OLABİLECEĞİ(Nİ ANLAMAK)

( TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE SAID vs. TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE MEANT TO SAY )


- NE DERSİN? ile/ve/<> NE EDERSİN?

( N DERSİN? <> N EDERSİN? )

( Ne edersen onu dersin, ne dersen onu edersin! )


- NE İSTEDİĞİMİ/Zİ BİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEYE GEREKSİNİMİM/İZ OLDUĞUNU BİLMEK

( Herkes "bilir". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bazıları bilir. )


- [ne] İSTEMEK ne de DAYATMAK


- NE KADAR SEVDİĞİNİZ ve/+/||/<> NE KADAR NAZİK YAŞADIĞINIZ ve/+/||/<> NASIL, ZARÂFETLE VAZGEÇEBİLDİĞİNİZ


- [ne] KUSURSUZ KİŞİ ne de KİŞİDE/İNSANDA KUSUR

( Seveceksen, öylece sev! Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur. )

( Kusursuz olsaydık, başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya o kadar meraklı olmazdık. )


- NE OLDUĞU/N ile/ve/<>/değil/yerine NE OLMADIĞI/N

( Bize ancak ne olmadığımız söylenilebilir. )

( Ne olmadığımızı bilme yoluyla gerçek kimliğimizi tanırız. )

( By knowing what we are not, we come to know ourselves.
The way back to ourselves is through refusal and rejection.
Can only tell us what we are not.
By knowing what we are not, we come to know ourselves. )

( Aslımıza geri dönüş yolu, reddetme ve geri çevirmeden geçer. )

( [not] HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE vs./and/<>/but NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT
NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT instead of HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE )


- NE OLDUM! ile/değil/yerine NE OLACAĞIM?


- [ne]
"SERT" ne de "YUMUŞAK"

( [ne] Çevremizdekileri kıracak kadar. NE DE Kişilere cesâret verecek kadar. )


- NE SORUSUZ YANIT ile/ve/||/<> NE DE YANITSIZ SORU


- [ne] "VARLIĞA YERİNİRİM" ne de "YOKLUĞA ERİNİRİM"

( Ancak, yokluğu birebir, kendin deneyimle(yebil)dikten sonra söyleyebilirsin/söylemelisin! )


- NE VAROLANI ile/ve/<> KİM VAROLANI

( İnsan dışındaki herşey. İLE/VE/<> İnsan. )

( BEING OF WHAT vs./and/<> BEING OF WHO )


- NE YAPABİLİRİM?:
OLAĞAN KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMSUZ KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMLU KOŞULLARDA | ve/||/<> KİŞİYE YÖNELİK

( [yalın haliyle] Ne yapabilirim?.[her koşulda!] VE/||/<> Tüm olumsuz koşullara karşın ne yapabilirim? VE/||/<> Bu olanaklarla daha ne/ler yapabilirim? | VE/||/<> Senin için ne yapabilirim?[üç koşulu da ayırabilen ve anlayabilenlerin erişebileceği noktadır!] )


- NE YAPABİLİRİM? ve/> NASIL YAPABİLİRİM?

( Kişinin, kendine sorabileceği en temel sorulardır! )

( WHAT I CAN DO? and/> HOW I CAN DO? )


- NE YAPACAĞINI BİLMEK ile/ve/değil/||/<>/> BİLDİĞİNİ, YAPMAK/UYGULAMAK


- NE YAPACAĞINI BİLMEK
ile/ve/değil/yerine/<
NE YAPMAYABİLECEĞİNİ/YAPMAYACAĞINI! BİLMEK !!!

( Ne yapman gerektiğinden çok, önce ne yapmaman gerekiğini bil, yeter. Çoğu zaman ne yapman gerektiğini bilemeyebilirsin, fakat ne yapmaman gerektiğini her zaman çok iyi bilebilirsin. )

( İsabet ve kesinlik tutturulamayabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< İsabet ve kesinlik üzerinedir, kolaylıkla sağlanabilir, tamamen uzlaşımsal ortak bir hareket noktası sunabilir. )

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )

( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )

( Irmağın derinliği, iki ayakla birden ölçülmez! )

( Bilme sanatı, neyi gözardı edeceğini bilmektir. )

( )

( [not] TO KNOW, WHAT TO DO vs./and/but TO KNOW, WHAT, NOT TO DO
TO KNOW, WHAT, NOT TO DO instead of TO KNOW, WHAT TO DO )


- NE YAPARSAK/YAZARSAK YAPALIM/YAZALIM,
HİÇBİR KONUDA:
ACELE ETME(YELİM)! ve/||/<>/> ÖZEN GÖSTER(ELİM)!

( )


- NE YAPMAYABİLECEĞİNİ BİLMELİ!

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )


- NE? ile/ve KİM?

( "Ne?", doğa yasalarıyla bilinebilir. Ya "Kim?" )

( WHAT? vs./and WHO?
It's able to know "What?" by nature laws. So "Who?" )


- NE? ve/||/<>/>/< NASIL? ve/||/<>/>/< NEDEN? ve/||/<>/>/< NİÇİN?

( Hangi şey? VE/||/<>/>/< Ne asıl? VE/||/<>/>/< Ne'den? VE/||/<>/>/< Ne için? )

( Evren/doğa/nesne/insan. VE/||/<>/>/< Bilim. VE/||/<>/>/< Felsefe/Sanat. VE/||/<>/>/< Sanat/Felsefe. )

( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )

( "What is?" question is metaphysical question. )

( Cosmos/nature/matter/human. VS./AND/||/<>/>/< Science. VS./AND/||/<>/>/< Philosophy/Art. VS./AND/||/<>/>/< Art/Philosophy. )

( WHAT? vs./||/<>/>/< HOW? vs./||/<>/>/< WHY? vs./||/<>/>/< WHAT FOR? )


- NECÎB ve/> HALÎL

( ... İLE Samimi arkadaş. )


- NEDEN/AÇIKLAMA:
ŞU ile/ve/<> ŞÖYLE


- NEDEN/ETKEN - ETKİ ile NEDEN - TEPKİ

( Cansızlarda. İLE Canlılarda. )


- NEDEN?(NE'DEN?) ile NASIL?(NE ASIL?)

( Bilimin sorularıdır. )

( Önemli[öncelikli] olan, neyi yaşadığınız değil, nasıl yaşadığınızdır. )

( WHY? vs. HOW?
Questions of the science.
It's not the issue what you live, it is how you live. )


- NEDEN ile BAHÂNE[Fars.]

( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )

( REASON vs. PRETEXT )


- NEDEN ile/değil İLLET

( ... İLE/DEĞİL Varoluş nedeni. )


- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ

( Hiçbir şey, kendinin nedeni olamaz. )

( CAUSE vs./and CAUSE OF THE SELF )

( ... cum/et CAUSA SUI )


- NEDEN ile/ve "MADEN"


- NEDEN? ile/ve/<> NASIL?

( Bilimin sorularıdır. )

( Nedeni olan, nasıla katlanır. )


- NEDEN? ile NİÇİN?

( Ne'den? İLE Ne için? )

( WHY? vs. WHAT FOR? )


- NEDEN? ile NİÇİN?

( Ne'den? İLE Ne için? )

( Hangi şey? VE Ne asıl? VE Ne'den? VE Ne için? )

( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )

( Her biri bir ötekinin nedenidir. )

( ŞERAİT ile/ve/<> ŞERİAT )

( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )

( Çocuk sorusu. İLE/VE Yetişkin sorusu. )

( "Ne?", doğa yasalarıyla bilinebilir. Ya "Kim?" )

( Felsefe ve din alanının sorularıdır. )

( Ne'den? İLE Ne için? )

( WHY? vs. WHAT FOR?
WHAT? vs. HOW? vs. WHY? vs. WHAT FOR?
"What is?" question is metaphysical question.
[not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other.
[not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE
CAUSE/S vs./and/<> CONDITION/S
REASON vs. PRETEXT
HOW? vs. HOW MUCH?
WHAT (IS) THIS? vs./and WHAT WORTH OF THIS?
Question of child. WITH/AND Question of adult.
WHAT? vs./and WHO?
It's able to know "What?" by nature laws. So "Who?"
WHO? vs. FOR/TO WHAT?
Questions of the philosophy and religion.
FROM WHAT? vs. WHY? )


- NEDEN ile SAİK


- NEDEN-ETKİ ile/ve/değil EYLEM-AMAÇ

( [not] CAUSE-EFFECT vs./and/but ACTION-PURPOSE )


- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ

( Her biri bir ötekinin nedenidir. )

( [not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other. )


- NEDENİN YOKLUĞU ve/||/<>/> YOKLUĞUN NEDENİ


- ... NEDENİYLE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... GEREĞİNCE


- NEDENLERDEN BİRİNCİSİ ile/ve/değil/yerine NEDENLERDEN BİRİ

( [not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE )


- NEDENLİ DÜŞÜNMEK ve/=/||/<>/> DERİN DÜŞÜNMEK


- NEDENSELLİK ile/ve/<>/değil/yerine BÜTÜNSELLİK


- NEDENSELLİK ile/ve/değil EŞZAMANLILIK

( [not] SCIENTIFIC TERM vs./and/but SYNCHRONOUSNESS )


- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK

( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )

( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )


- NEDENSİZ/SEBEPSİZ ile/değil BİR ANDA

( [not] WITHOUT APPARENT REASON vs./but SUDDENLY )


- NEFRET ile/ve/> DİKKAT > İLGİ > YAKINLIK

( HATE/HATRED vs./and/> ATTENTION > INTEREST > CLOSENESS/SYMPATHY )


- NEFRET ile/değil/yerine/>< SEVGİ

( 3 DEREKE[Cehâletle orantılı olarak] ile/değil/yerine/>< 3 DERECE )

( Kendinden. Yanındakilerden. Onu sevenlerden. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kendini. Yanındakileri de. Onu sevenleri de. )

( Eden uzaklaşır. >< Yakınlaştırır. )

( Düşmanlarımızdan nefret etmemek gerek. Bu, algılama ve yargılama yetimizi sınırlar. )

( Nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir. )

( Ürküp kaçma. | Tiksinme, iğrenme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )

( NEFRET-İ TECEDDÜD: Yenilik kaygısı. )

( [not] HATE vs./but/>< LOVE
LOVE instead of HATE )


- NEFS TERBİYELERİ/AYDINLANMA
(İŞRÂK/ENLIGHTENMENT)/İLİMDE GELİŞME ÖNKOŞULLARI
(EN AZ ÜÇÜ UYGULANMALI)

( * GILLET-İ TAAM(AZ YEMEK)[Az yemek, az uyumaktan daha önemlidir.]
* GILLET-İ MENÂM(AZ UYKU)
* GILLET-İ KELÂM(AZ KONUŞMA)
* UZLET-İ ANİL ENAM(HALKTAN UZAKLAŞMA)
* ZİKR-İ MÜDAM(ZİKİRDE DAİM OLMA)
* FİKR-İ TAMAM(DÜŞÜNCEYİ OLGUNLAŞTIRMA) )

( Hakikati arayın, bulmak için de nefsinizi öldürün! )

( Nefsin beraat ettiremeyeceği suç yoktur. [Yani dikkat etmek ve nefse kanmamak gerekir! )


- NEFS ile/ve/<> VİCDAN

( Öğretmeni ol! İLE/VE/<> Öğrencisi ol! )


- NEFSANİYE/T ile ŞEYTANİYE/T

( [Kötülüğü] Kendine yapan. İLE Başkalarına yapan. )


- NEFSİNİ:
"SİLEN" değil/yerine/>< BİLEN


- NEFS'ÜL EMR:
İRFÂNÎ VE KELÂMÎ ile/ve KOZMOLOJİK VE METAFİZİK ile/ve ONTOLOJİK VE MANTIK


- NEGATİF ile/ve DEZAVANTAJ

( NEGATIVE vs./and DISADVANTAGE )


- NEGATİF/LİK ile/ve İÇEDÖNÜK/LÜK

( NEGATIVE/NESS vs./and INTROVERT/NESS )


- NE-LİK ile/ve NİTELİK ile/ve İLİŞKİLERİ


- NE'LİK(SİZ) ile/ve NİTELİK(SİZ)


- NEREDE ÇOKLUK, ORADA BOKLUK ile/ve/değil/yerine NEREDE HAREKET, ORADA BEREKET


- NEREDEN GELDİĞİNİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( [nereye gideceğini] Bilmez. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilir. )


- NEREYE GELDİĞİMİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEREDEN GELDİĞİMİZ


- NEREYE? ile NEREYE KADAR?

( WHERE? vs. UNTIL WHERE? )


- NERGİSZAMBAĞI = GÜZELHATUNÇİÇEĞİ

( Soğanla üretilen, iri ve güzel çiçekli bir süs bitkisi. )

( AMARYLLIS )


- NEŞE ve/||/<> COŞKU


- NEŞE ve/<>/< GÜVEN


- NESNE İKİLİĞİ ile HAREKET İKİLİĞİ


- NESNE/KAVRAM ile/ve/> OLAY ile/ve/> OLGU

( Çıraklık. İLE/VE/> Kalfalık. İLE/VE/> Ustalık. )

( Duyusal. İLE/VE/> Tasarımsal. İLE/VE/> Düşünsel. )

( Kağıt, yazı değildir; fakat o, yazıyı taşır. )

( SUBJECT vs./and/> EVENT vs./and/> FACT )


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNE ile/ve/<> HAREKET

( OBJECT vs./and/<> MOVEMENT )


- NESNE ile/ve/değil/yerine/<>/>< KAVRAM

( Yıkılabilen ve yıkanabilen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Yıkılamayan ve yıkanamayan. )

( vs./and/||/<>/and/but/< CONCEPT
CONCEPT instead of OBJECT )


- NESNE ile/ve NESNE

( İki ne-ise-ne arasındaki fark, en özel niteliklerine [ehassu’s-sıfat] göre yapılır. )

( OBJECT vs./and OBJECT )


- NESNE ile/ve/||/<>/< SÜPERNOVA

( OBJECT vs./and/||/<>/< SUPERNOVA )


- NESNE ile/ve TANIM ile/ve KAVRAM

( OBJECT vs./and DEFINITION vs./and CONCEPT )


- NESNEDE ile/ve/||/<>/> BİTKİDE ile/ve/||/<>/> HAYVANDA ile/ve/||/<>/> İNSANDA/KİŞİLERDE

( Etkileşim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve yönelim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve iletişim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve iletişim ve bildirişim. )

( Tüketilir. İLE/VE/||/<>/> Su tüketir. İLE/VE/||/<>/> Su ve yiyecek tüketir. İLE/VE/||/<>/> Su, yiyecek tüketir ve tin/ekin üretir. )


- NESNE-KONU ile/ve KONU

( Tüm disiplinlerin nesnesi dışarıdadır. İLE/VE Sadece felsefede 'konu' kendi içindedir. )

( OBJECT-TOPIC vs./and TOPIC )


- NESNEL İLKE ile/ve TİNSEL İLKE

( OBJECTIVE PRINCIPLE vs./and SPIRITUAL PRINCIPLE )


- NESNEL KAVRAM/LAR ile/ve/<> BİLGİ İÇEREN KAVRAM/LAR

( Açıklanırlar. İLE/VE/<> Anlamlandırılırlar. )


- NESNE/LER ile/ve/||/<>/> KİŞİ/LER

( Aldığın yere bırakılmalı. İLE/VE/||/<>/> Hak ettiği yerde bırakılmalı/tutulmalı. )


- NESNELER'DE:
TARİH ile/ve/<>/değil SÜREÇ

( Nesnelerin tarihi olmaz, süreci olur. )

( [not] HISTORY vs./and/<>/but PROCESS )


- NESNELERDE, TEMEL VE ORTAK ÖĞELER:
KARBON ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HİDROJEN ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> FOSFOR ile/ve/||/<> SÜLFAT


- NESNELEŞTİRME ile/yerine NE İSE NE'LEŞTİRME(O'LAŞTIRMA)


- NESNELEŞTİRME ile NESNELLEŞTİRME


- NESNELLİK ile/ve ÖZNELLİK

( OBJECTIVITY vs./and SUBJECTIVITY )

( ... ile/ve ZHUTIXING )


- NESNEL/OBJEKTİF DUYGULAR ile/ve PAY ALMA/KATILMA DUYGULARI ile/ve DURUM (İÇERİKSİZ) DUYGULARI


- NESNENİN BİLİNCİ ile/ve KENDİ-NİN BİLİNCİ

( CONSCIOUSNESS OF THE OBJECT vs./and CONSCIOUSNESS OF THE SELF )


- NESNENİN "GÜZELLİĞİ" ve/||/<>/> YETKİN/LİK

( Kendini oluşturan bölümlerle birlikte, göstermiş olduğu uyumdur. VE/||/<>/> Bir şeyin, kendi kavramıyla uygunluğu. )

( Doğa, en yüce uyum ve yetkinliktir. )


- NESNENİN MERKEZİ ve/||/<> BİLİNCİN MERKEZİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜĞÜN MERKEZİ

( Kendi dışındadır. VE/||/<> Kendini bilmedir. VE/||/<> Kendine yeten varolmadır. )


- NESNENİN/MALIN/PARANIN:
YOKLUĞU ile/>< VARLIĞI

( Paylaşılması kolaydır. İLE/>< Paylaşılması zordur. )


- [ne yazık ki]
[ne] "SÖZ DİNLEMEK" ile/ve/ne de/||/<>/< RİCÂ TANIMAK


- NET/KESİN/EMİN) BİLGİ SUNMAK ile (")MÜDAHALE (ETMEK)(")


- NET ile SONSAL

( CLEAR vs. A POSTERIORI )


- NETLEŞTİRME ile/ve/değil/||/<>/< AYRIŞTIRMA


- NETLİK ile "AŞIRILIK"

( CLEAR vs. "EXCESSIVENESS" )


- NET/LİK / NETLEŞTİRMEK ile BELİRGİN/LİK / BELİRGİNLEŞTİRMEK

( Güneş parlarken hemen hemen görünmez. )

( CLEAR vs. CLARITY
When the sun shines, it's hardly visible. )


- NET/LİK ile KESİN/LİK

( CLEAR/NESS vs. DEFINITE/CERTAINTY )


- [ne yazık ki]
NEYİ
BÖLÜŞEMİYORUZ? ve/||/<> NİYE DÖVÜŞÜYORUZ?

( Hiçbir mal, bizim değil! VE/||/<> Hiçbir can, bizim değil! )


- NEYİN ARANILMASI GEREKTİĞİ ile/ve/değil/yerine NEREDE ARANILMASI GEREKTİĞİ


- NEZÂFET ile TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET

( TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET )


- NEZÂKET:
BAŞKASINI RAHATSIZ ETMEMEK değil BAŞKASI İÇİN RAHATSIZLIK DUYMAK


- NİCEL ÇOKLUK ile/ve GENEL KABUL/LER

( QUANTITATIVE MAJORITY vs./and GENERAL ACCEPTANCE/S )


- NİCELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NİTELİK

( Bölünebilir olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bölünemez olan. )

( Altın, altınlık niceliğinde, altınlık niteliklerini barındırır. )

( ARITHMOS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EIDOS )

( [not] QUANTITY vs./and QUALITY
QUALITY instead of QUANTITY )


- NİCELİKLİ ile NİCELİKSEL


- NİCELİKSEL MATEMATİK ile KAVRAM MATEMATİĞİ


- NİKMET ile/> HİKMET


- NİMET ile NİKMET

( ... İLE Şiddetli cezâ. )


- ...'NIN(BEKLEMENİN/DÜŞÜNMENİN VB.):
"ÂLEMİ" YOK! değil GEREĞİ YOK!

Bugün[22 Ekim 2025]
itibarı ile 9.273 başlık/FaRk ile birlikte,
9.273 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(25/38)