
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
OSMANLI TÜRKÇESİ'nde
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
EN SON YAPILMIŞ OLAN EKLEMELER
[ 06 March - 09 May 2025 arasında... ]
Bugün itibariyle yapılmış olan eklemeler aşağıdaki gibidir.
[ 06 March - 09 May 2025 arasında... ]
( 28 yeni ekleme, 14 katkı(bilgi/açıklama) )
- MUTLAK ve/=/||/<> ADEM
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 May | 02:26 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71693(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- ENİS ile/ve/||/<> KURBİYET
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 21:12 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71634(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- NISF ile/ve/||/<> CERH
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 02:06 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71624(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yarım. İLE/VE/||/<> Yarmak. )
- SERSERİ[Fars.] ile/ve/||/<> HERCÂÎ[Fars.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 27 April | 21:39 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71618(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Başı boş.[baş başa][kendi kendine] İLE/VE/||/<> İsteğinde kararlı olmayan ya da konudan konuya geçiveren. | Aşkta, değişken, vefâsız. )
- TAHFİF ile/ve/||/<>/> TAHRİF
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 April | 02:37 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71588(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Hafifletme. İLE/VE/||/<>/> Bir şeyin aslını bozma; değiştirme. | Bir sözcük ya da tümceyi değiştirip bozma, üzerinde oynayarak anlamı değiştirme. )
- ŞAHIS ile/ve/||/<>/> TEŞAHHUS
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 April | 00:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71582(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kimse, kişi. | Bir insanın görünen biçimi. İLE/VE/||/<>/> Şahıs biçimine girme, cisimlenme. | Kendini belirli etme, ayrılarak belirme, ortaya çıkma. )
- ÂMM[Ar.] ile AMR[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 23 April | 21:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71580(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- HAYYİZ[Ar.] ile/ve/||/<>/> TAHAYYÜZ[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 April | 13:38 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71569(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Mekân, mevki, sâha. İLE/VE/||/<>/> Yer tutma, önemli bir yeri olma, saygıya/hürmete, îtibâra nâil olma. | [nesneler için] Boşlukta bir yer tutma, yer işgal etme. )
- TEŞRİK[Ar.] ile/ve/||/<> MÜŞTEREK[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 April | 13:33 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71568(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yaptığı bir işe birini ortak etmek. İLE Ortak. | Ortaklaşa, el birliğiyle yapılan/hazırlanan. | Ortaklaşa kullanılan. | Ortaklaşa, birlikte. )
- İFLÂS[Ar.] ile/değil/yerine/>< İHLÂS[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 April | 12:49 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71562(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- MAHV[Ar.] ile/değil/yerine HAVF[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 April | 12:28 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71561(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- HAYBE/T[Ar.] ile HEYBET[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 15 April | 11:23 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71541(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Boş, işe yaramaz, anlamsız iş. İLE Korku ve saygı uyandıran görünüş. )
- HEYBE[Ar. < AYBE] ile HEYBET[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 15 April | 11:17 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71540(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Omuzda taşınan, içine öteberi koymaya yarayan, kilim ya da halıdan yapılmış iki gözlü torba. | Omuza geçirilebilen tek gözlü bir çanta türü. | Eril üreme örgeni.[Güney İkizdere -Rize'de] İLE Korku ve saygı uyandıran görünüş. )
- İRÂDE[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İDÂRE[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 April | 16:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71531(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- SÂBIK[Ar.] ile SÂDIK[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 04 April | 02:27 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71485(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Önceki. İLE Sadakatli. | Doğru, gerçek. )
- RÜKÛ[Ar.] ile/ve/||/<>/> RÜCÛ[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 03 April | 21:39 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71470(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- İCBÂR[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İCRÂ[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 03 April | 14:26 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71468(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- KÜFÜR[Ar. KÜFR] ile/ve/||/<> HİCÂB[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 31 March | 00:59 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71458(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- TİLMÎZ[Ar.]["TIRMİZ" değil!] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TÂLİP[Ar. < TÂLİB]
[Eklenme Tarih ve Saati: 31 March | 00:55 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71457(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- FESAD ile/||/<> FENÂ
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 22:14 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71447(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- İNŞİKAK-I/ŞAKK-I KAMER değil/yerine/= AYIN YARILMASI
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 22:45 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71245(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- CAFCAF/LI[Fars.] değil/yerine/= GÖSTERİŞ
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 22:07 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71242(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden. | Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli olan. )
- TEZAHÜR ile/ve/||/<>/> TESİR
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 March | 15:24 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71237(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- HÂNE[Fars.] ile/değil/yerine/||/<>/< BASAMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 22:54 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70871(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- İSÂLE[Ar. < SEYL | çoğ. SEYELÂN] ile İZÂLE[Ar. < ZEVÂL]
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 March | 15:00 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70867(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Akıtmak. İLE Yok etme, giderme. )
- TÂLİK[Ar. TA'LİK < ALAK] ile TÂLİK[Ar. TA'LİK] ile TALİKA[Bulg. TALİGA < Mac.] ile TÂLİK'UT TÂLİK(ÂT)[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 05 May | 17:23 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/16843(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Asma, asılma. | Bir koşul ile bağlama, bir konuyu başka bir konuya bağlı kılma. | Belirli bir zamana bırakma, geciktirme, erteleme. İLE Îran'da XI. ve XII. yüzyılda tevkî ve rikā' yazılarından geliştirilmiş bir yazı çeşidi.[Türkçe'de nestâlik yazıya da tâlik denmiştir.] İLE Dört tekerlekli, üstü kapalı bir çeşit hafif at arabası. İLE Bir kitabın bazı yerlerini açıklamak ve eleştirmek amacıyla sayfa kenarlarına konan ya da ayrıca bir risâle biçiminde yazılan notlar. )
- İMLÂ[Ar. MELV] ile/ve/||/<> İMLÂ[Ar. < MEL]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 23:58 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/11255(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yazım (kuralları).[< Söyleyip yazdırmak.] | Bir yapıtı ya da bir ezgiyi notaya alıp yazma. İLE/VE/||/<> [boşluğu/çukuru] Doldurmak. )
- TECRİT ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEHCİR
[Eklenme Tarih ve Saati: 12 March | 21:35 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/9445(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ayırma. | Birini dış dünyadan kopararak kendi durumuna bırakma. | Bulaşıcı hastalığın daha fazla canlıya bulaşmasını önlemek amacıyla sayrının öteki canlılarla olan ilişkilerinin en az seviyeye indirilmesi ya da kesilmesi. | Soyutlama. | Yalıtım. | Mahkûmu cezasını tek başına çekmesi için öteki hükümlülerden ayırma. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Göç ettirmek. )
- ANALİZ[İng.]/TAHLİL[Ar.] yerine ÇÖZÜMLEME/ÇÖZGÜ
- ARİTMETİK ile/ve/değil CEBİR ile/ve/değil GEOMETRİ
( Zaman. İLE/VE/DEĞİL Zemin/mekân. )
( ... İLE/VE/DEĞİL Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )
( ... İLE/VE/DEĞİL Dengeyi/itidali simgeler. )
( Geometri, mekânın yorumudur. )
- ARÛSİYE ile/||/<> AŞAR/ÖŞÜR ile/||/<> AVÂRIZ ile/||/<> BÂÇ/BÂC[Fars.] ile/||/<> BÂD-I HAVA ile/||/<> BERAYA ile/||/<> CİZYE ile/||/<> ÇİFT BOZAN ile/||/<> GEVARE ile/||/<> HİM ile/||/<> İMDADİYE ile/||/<> İRÂD-I CEDÎD ile/||/<> LEZ ile/||/<> MAKİRİYE ile/||/<> OTLAKİYE ile/||/<> REAYA ile/||/<> TAPU ile/||/<> ZEAMET
( Yeni evlenen erkeklerden alınan bir tür vergi. İLE/||/<> Müslümanlardan 1/10 oranında alınan toprak vergisi. İLE/||/<> Osmanlılarda önceleri halktan yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak toplanan vergi. İLE/||/<> Pazar/gümrük/yol/köprü vergisi. İLE/||/<> Topraksız köylüden alınan kazanç vergisi. İLE/||/<> Vergi ve haraç vermeyen Müslüman ahaliye verilen ad. İLE/||/<> Eskiden müslüman olmayanlardan alınan bir çeşit vergi. İLE/||/<> Osmanlı Devleti'nde nedensiz yere toprağı işlemeyi bırakanlardan alınan vergi. İLE/||/<> Turfanda sebze meyvelerden alınan vergi. İLE/||/<> Bingazi ve Trablusgarp'tan alınan bir çeşit vergi. İLE/||/<> Savaş giderlerini karşılamak için alınan vergi. İLE/||/<> III. Selim'in Nizâm-ı Cedîd Ordusu için oluşturduğu, bazı vergileri kapsayan hazine. İLE/||/<> Trablus ve Bingazi'deki hurma ve zeytin ağaçlarıyla kuyulardan aldığı vergi. İLE/||/<> İskelelerden alınan vergi. İLE/||/<> Malı otlaklardan alınan vergi. İLE/||/<> Bir sultanın yönetimi altında vergi veren halk için kullanılan bir terim. Genellikle yetiştirdiği ve ürettiği mallardan vergi ödeyen köylüler için kullanılır. Böylece, toplum tabakalarından köle ve esirlerin üstünde, kentli esnaf ve tüccarların altındaki, tarımla uğraşan halk topluluğu demektir. Osmanlı'da ise bu terim zamanla özelleşerek müslüman olmayan tebaaya ayrılmıştır.[Reaya hukukunun düzenlenmesi Hz. Peygamber'in ehl-i zimmete verdiği ahidnamelerle başlar. Fetih yıllarında İslâm ordularının kumandanları ile dört halife, Hz. Peygamber'in yolunda giderek yeni açılan ülkeler halkına ahidnameler vermiştir. Bu ahidnamelerde, zimmeti kabul eden kent ve köy halkının, nüfuslarına ve gelirlerine göre tayin edilen vergi karşılığında korunması sağlanırdı.] İLE/||/<> Hazine arazisini ekip biçenlerin ödediği vergi. İLE/||/<> Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri 20.000 akçeyle 100.000 akçe arasında olan topraklar ve bu topraklardan alınan vergi. [Eyalet merkezlerinde oturan üst düzey yöneticilere(hazine ve tımar defterdarına, sancaklardaki alay beylerine, kale dizdarlarına, divan kâtiplerine, vs.) verilirdi.] )
- ASEBİ ile/||/<> ÂSİ ile/||/<> CELÂLÎ
( Hırçın ve sinirli kişi. İLE/||/<> Yasalara başkaldıran, isyan eden. İLE/||/<> İlk olarak Yavuz Sultan Selim döneminde ortaya çıkan Bozoklu Derviş Celal'in adamlarına ve ondan yana olanlara sonraları da türeyen eşkıyaya verilen ad. )
- BAHARİYE ile/||/<> CERÂYE ile/||/<> ARPALIK ile/||/<> DİRLİK ile/||/<> HAS ile/||/<> İLTİZAM ile/||/<> LEZEZ ile/||/<> ULÛFE
( Sultanların, Yeniçeri ağası başta olmak üzere ocak ağalarına dağıtığı yazlık giysi ya da kumaş. İLE/||/<> Evkaf idaresi tarafından yoksullara dağıtılan yiyecek ve ödenek. İLE/||/<> Devlet görevlilerine maaşlarında ayrı olarak ya da emekliliklerinde verilen ek ödenek. İLE/||/<> Devlete ait bir hizmeti yapmakla görevlendirilen kişiye ücret anlamında ayrılan geçim kaynağına verilen ad. İLE/||/<> Osmanlı'da, toprak düzeninde geliri yüz bin akçaden fazla dirlik.[Sultana, hanedan üyelerine, vezir-i azama, beylerbeyine, sancak beyleri ve üst düzey devlet görevlilerine verilirdi.] İLE/||/<> Devlete ait gelir kaynaklarının peşinen, "mültezim" adı verilen kişilere belirli bir süre bırakılması. İLE/||/<> Askerlerin aldığı üç aylık maaşın Şevval, Zilkâde ve Zilhicce aylarına denk gelen dördüncü bölümü. İLE/||/<> Kapıkulu askerlerine, saray ve devlet kuruluşlarındaki bazı görevlilere üç ayda bir verilen ücret. | Yeniçerilere verilen üç aylık ücret. )
- CA'D[Ar.] ile CÂDD/E[Ar.]
( İLE )
- CA'L[Ar.] ile CÂL/Î[Ar.]
( Yapma, meydana getirme. | Sabır, tahammül. | İşe başlama, alma. İLE Tuzak. | Misvak ağacı. )
- CÂBE[Ar.] ile CA'BE[Ar. < BEYT]
( İLE )
- CÂDDE[Ar.] ile CADDE[Ar.]/ŞÂH-RÂH[Ar.]
( İLE )
- CÂDÎ[Ar. çoğ. CÜDÂT] ile CÂDÎ[Ar.]
( İLE )
- CAFCAF/LI[Fars.] değil/yerine/= GÖSTERİŞ
( Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden. | Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli olan. )
- CAHD[Ar.] ile CÂHİD[Ar. < CAHD] ile CÂHİD[Ar. < CEHD]
- CAHD[Ar.] ile İNKÂR[Ar.]
- CAHD[Ar.] ile KEZİB[Ar.]
- CAHÎM[Ar.] ile NÂR[Ar.] ile SA'ÎR[Ar.] ile HARÎK[Ar.]
- CÂHİZ[Ar.] ile CAHİZ/CAFİZ[Ar.]
( Cesaretli, gözüpek. İLE Katılar için kullanılan hacim ölçüsü. )
- CÂİL[Ar. < CEVELÂN] ile CÂİL[Ar.]
( Dönüp dolaşan, cevelân eden. İLE İşleyen, yapan, eden, yaratan. )
- CÂİL[Ar.] ile CÂHİL[Ar. < CEHL]
( ... İLE Bilmeyen, bilgisiz. | Genç, tecrübesiz, toy. )
- CÂİZ[Ar. < CEVAZ] değil/yerine/= UYGUN / OLABİLİR, OLUR
- CÂLÎ[Ar.] ile CÂLİ'[Ar.] ile CA'LÎ[Ar.] ile CÂL/CÂLÎ[Ar.]
( Parlayan, cilâlı. | Cilâlayan, parlatan, temizleyen. | Sürgün eden. İLE Açık-saçık hanım. | Utanması kıt adam. İLE Sahte, yapmacıklı, düzme. | [Felsefe'de] Yapma. [ARTIFICE(Fr.)] İLE Tuzak. | Misvak ağacı. )
- CÂLİS[Ar. < CÜLÛS] ile CÂLİŞ[Fars.]
( Oturan, oturucu, tahta çıkan, cülûs eden. İLE Çiftleşme. | Naz ve gamze ile salınan. )
- CAMADAN[Fars.] ile CAMADAN[Fars.]
( Çapraz düğmeli, işlemeli, bir tür kısa yelek. İLE Dört köşe yelkenleri, boğarak, yüzeylerini küçültme. )
- CÂMİ'[Ar. < CEM çoğ. CEVÂMİ'] ile CÂMİ'[Ar. < CEM çoğ. CEVÂMİ'] ile Câmî[Fars.]
( CÂMİ: CEBRAİL + AZRÂİL + MİKÂİL + İSRÂFİL
( Beyin. + Göz. + Kulak. + Ağız. )
( Derleyen, toplayan, cem eden. | İçine alan, içinde bulunduran. İLE İçinde namaz kılınan ibâadet yeri. İçinde Cuma namazı kılınan mescit. İLE İran'ın XV. yy.da yetişmiş büyük mutasavvıf, mütefekkir ve âlim şâiri. )
- CÂMİ'[Ar.] ile CÂMİH[Ar.]
( ... İLE Başı sert hayvan. )
- CÂN[Ar.] ile CÂNN/CÂN[Ar.]
( Can, ruh. | Hayat, yaşayış. | Gönül. | Silah. İLE Cin taifesi. )
- CÂNÎ[Ar. < CİNÂYET] ile CÂNÎ[Fars.]
( Cinâyet işleyen. İLE Candan sevilen, azîz. )
- CÂNİB[Ar.] ile KENEF[Ar.]
- CÂNİB[Ar.] ile NÂHİYE[Ar.] ile CİHET[Ar.]
- CANLI/LIK ile/ve/değil DİRİ/LİK
( [not] ALIVE vs./and/but VIVACITY )
- ÇÂRE[Fars.] ile/ve/||/<> DEVÂ[Ar.]
- CÂVİDÂN-NÂME[Fars.] ile CÂVİDÂN-NÂME[Fars.]
( Kur'an'ın, Esterâbâd'lı Fazlullah tarafından, Hurûfiye tarikatının inancına göre yapılmış tefsiri. İLE Baba Efdâl-i Kâşânî tarafından yazılmış ahlâk ve felsefe kurallarını derleyen Farsça eser. )
- CÂYİ'[Ar. çoğ. CİYÂ'] ile CÂYİR[Ar.]
( Ac, ac olan, acıkmış. İLE Cevir ve cefâ eden/edici. )
- CE'BE[Ar.] ile CEBE[Ar.]
( Göbek bölgesi. İLE Zincirden ya da halkadan örme zırh. )
- CEBÂN[Ar.] ile CEBBÂN[Ar.]
( Korkak. İLE Peynirci. )
- CEBEL(LEŞME) değil CEDEL(LEŞME)
( TARTIŞMA, SERT MÜNÂKAŞA | KAVGA )
- CEBERÛT[Ar.] ile CİRİYYE[Ar.] ile KİBR[Ar.]
- CEBİR = CEBR[Fars., Ar.] = ALGEBRA[İng., İt., İsp., Dan., Rus.] = ALGÈBRE[Fr.] = ARS RATIOCINANDI PER LITTERAS, ARS PER LITTERAS[Orta Lat.] = ALGEBRA, BUCHSTABENRECHNUNG[Alm.] = ALGEBRA, STELKUNDE[Fel.]
- CEBÎRE[Ar.] ile CEBÎRE[Ar.]
( Kırık/çıkık olan bir örgene sarılan tahtalar. İLE Halkın bir işe hazırlanması. )
- CEBL[Ar.] ile CEBR[Ar.]
( Yoktan yaratma. İLE Zor, zorlama. | Düzeltme, tamir etme. | Matematik, cebir. )
- CEBREN[Ar.] ile CEBRÎ[Ar.]
( [zarf] İLE [sıfat] )
( Zorla, cebr ile. İLE Zorla, zor altında. | Cebirsel. )
- CED/CEDD[Ar.] ile CED'[Ar.]
( Dede, büyükbaba. Annenin/babanın babası. İLE ... )
- CED ile/||/<> ECDÂD ile/||/<> CEDİD
( Dede, ata. İLE/||/<> Büyük babadan başlayarak geriye doğru atalardan her biri. İLE/||/<> Yeni. )
- CEFR[Ar.] ile CEFR/CİFR[Ar.]
( Geniş kuyu. İLE Güyâ bilinmezden/gaipten haber veren bir ilim. )
- ÇEH[Fars.] ile ÇEH[Fars.]
( Kılıç ve hançer gibi şeylerin kını/kılıfı. İLE Kuyu. )
- CEHADEHU[Ar.] ile CEHADE[Ar.] ile BİHİ[Ar.]
- CEHÂM[Ar.] ile CEHÂN[Ar.]
( Yağmur vermeyen bulut. İLE Dünya. | Sıçrayan, fırlayan, çabuk hareket eden. )
- CEHL[Ar.] ile CEHR[Ar.]
( Bilmezlik, cehâlet. İLE Yüksek sesle söyleme. )
( CEHL: Köyde/çölde kaybolmuş deve yavrusu. )
- CEHL[Ar.] ile HUMK[Ar.]
- CEHR[Ar.] ile I'LÂN[Ar.]
- CEHR[Ar.] ile IZHÂR[Ar.]
- CEHR[Ar.] ile KEŞF[Ar.]
- CELÂDET[Ar.] ile NEFÂZ[Ar.]
- CELÂLET[Ar.] ile HEYBET[Ar.]
- CELEB[Ar.]/İÇOĞLANI/İZLATKO ile CELEB[Ar.]
( ... | İstanbul sarayında ilk işe başlamış acemi. İLE Orospu, fahişe. | Çan. )
- CELESÂT-I ÂTÎ değil/yerine/= GELECEK OTURUMLAR
- CELÎD[Ar.] ile CELÎD[Ar.]
( Fazla celâdetli[yiğit/kahraman] olan. İLE Kırağı, çiy, şebnem. )
- CEM'[Ar.] ile ECMA'U[Ar.]
- CEM'[Ar.] ile HAŞR[Ar.]
- CEM'[Ar.] ile KÜLL[Ar.]
- CEM[Ar.] ile CEM'[Ar. çoğ. CUMÛ] ile CEMM[Ar.]
( Hükümdar, şah. | Şark söylencesinde/mitolojisinde şarap ve içkinin mucidi. | Süleyman Peygbamber'in takma adı. İLE Toplanma, yığma. | Birden fazla kişi, hayvan ve eşyayı gösteren ad. | Çoğul. [Ar. dilb.] İLE Büyük sayı, çokluk, kalabalık. )
- CEM[Ar.] ile TE'LÎF[Ar.]
- CEMÂ'AT[Ar.] ile BEVŞ[Ar.]
- CEMÂ'AT[Ar.] ile FERÎK[Ar.]
- CEMÂ'AT[Ar.] ile FERÎK[Ar.]
- CEMÂ'AT[Ar.] ile FEVC[Ar.] ile SÜLLE[Ar.] ile ZÜMRE[Ar.] ile HİZB[Ar.]
- CEMÂ'AT[Ar.] ile Fİ'E[Ar.]
- CEMÂ'AT[Ar.] ile MELE'[Ar.]
- CEMÂ'AT[Ar.] ile ŞİRZİME[Ar.]
- CEMÂ'AT[Ar.] ile TÂİFE[Ar.]
- CEMÂAT[Ar. < CEM] ile CEMÂÂT[Ar. çoğ. CEMÂAT] ile CEMÂD[Ar.]
( İnsan topluluğu. | İmamın arkasında namaz kılanlar. İLE İnsan toplulukları. | İmamın arkasında namaz kılanlar. | Bir mezhepten olan topluca halk. | Yeniçeri teşkilâtında birkaç odadan oluşan bölüm. İLE Taş gibi cansız olan şey. )
- CEMÂH[Ar.] ile CENÂH[Ar.]
( Atın baş sertliği, harınlık. İLE Kanat, kuş kanadı. | Kol, pazı. | Yan, kol. | Âhiret. )
- CEMÂL[Ar.] ile BAHÂ'[Ar.]
- CEMÂL[Ar.] ile NEBL[Ar.]
- CEMÂL[Ar.] ile SERV[Ar.]
- ÇEMÂN[Ar.] ile ÇEMEN[Erm.]
( Naz ile salınarak yürüyen. | Şarap kadeni. | Çemen. İLE Yeşil ve kısa otlarla örtülü yer, çimen. | Ağaç ve çiçeği olan çayır, yeşillik. )
( ... cum CUMINUM CYMINUM )
- CEMÎ[Ar.] ile/ve/||/<> KÜLLÎ[Ar.]
- CEMİ ile/ve/||/<> KESİR ile/ve/||/<> MEBZUL[Ar. < BEZL] ile/ve/||/<> CÜMLE
( Toplam. İLE/VE/||/<> Çok. İLE/VE/||/<> Bol, çok, ucuz. | Tıka basa. İLE/VE/||/<> Ne var, ne yok ise hepsi. | O andaki hepsi. )
- CEMM[Ar.] ile KESÎR[Ar.]
- CENAH ile/||/<> CEPHE ile/||/<> MİLNE HATTI
( Savaş düzenindeki ordunun merkeze göre iki yanından her biri. İLE/||/<> Üzerinde savaşın sürdüğü bölge. İLE/||/<> İzmir'in işgalinden sonraki ilk Yunan ilerlemesinde fiilen kurulan Yunan duraklama cephesi.[Ayvalık Kozluca'nın kuzeyinde, Soma, Akhisar, batısından Ödemiş ve Aydın'ın doğusundan geçerek Büyük Menderes Irmağı boyunca uzanan çizgi] )
- CER'[Ar.] ile CER/R[Ar.] ile CER[Ar.]
( Suyu, yudum yudum içme. İLE Çekme, sürükleme.| Arapça'da, ait olduğu ismi, meksûr[kesreli=esreli] okutan harf ya da edat.[harf-i cerr] | Para, eşyâ vb. çekme. İLE Yarık, çatlak, özellikle yarılmış yer. )
- ÇERAG/Ğ[Fars.]/ÇIRA değil/yerine/= KANDİL, MUM, IŞIK | OTLAMA, OTLAK
- CERÂHAT/CİRÂHAT[Ar.] ile CERÂHÂT[Ar. çoğ. CERÂHAT/CİRÂHAT]
( İrin, yara. | Cerrahlık. İLE Yaralar, irinler. )
- CERAHAT ile/değil/yerine/>< CEMAAT
- CERDE[Ar.] ile CERDE[Ar.]
( Mekke'de, hacılara eşlik eden atlı koruma görevlisi. | Tüysüz, dazlak. İLE Sarı renkli, donu sarı, kuladan açık olan at. )
- CERED[Ar.] ile CERED[Ar.]
( Çıplak bir duruma getirme. İLE Yaralı. )
- CERH[Ar.] ile KESB[Ar.]
- ÇERH[Fars. < ÇARH/ÇERYH]/FELEK[Ar.] değil/yerine/= ÇARK
- CERÎ/CERY[Ar.] ile CERÎ'[Ar. < CÜR'ET]
( Cereyan. İLE Yiğit, cesur, gözü pek, yürekli. )
- CERİB[Ar.] ile CERÎB[Ar.]
( Uyuz hastalığına tutulan, uyuz. İLE Eskiden Arap ülkelerinde kullanılan [aşağı-yukarı] 216 litrelik bir hacim ölçüsü. | Tarla ve arazi ölçüsü. | Dönüm. )
- CERİD/E, CERDÂ[Ar.] ile CERÎDE[Ar.] ile CERÎDE[Ar.]
( Verimsiz, çorak yer. İLE Gazete, tutanak, zabıtnâme. İLE Yalnız, tenha. )
- CERİDE ile/ve/||/<>/> ZÂBİT CERİDESİ
- CERÎM[Ar.] ile CERÎN[Ar. çoğ. ECRÂN, ECRİNE, CÜRÜN]
( Kabahatli, suçlu. İLE Hurma kurutma yeri. )
- CESET/NAAŞ[Ar. < NA'Ş] değil/yerine/= ÖLÜYİN/GÖVRE
- CEV'ÂN, CÂYİ'[Ar.] ile CEVÂN/CÜVÂN/CİVÂN[Ar.]
( Ac, acıkmış, midesi boş. İLE Genç, taze, delikanlı. )
- CEVÂBÎ[Ar.] ile CEVÂBÎ[Ar. < CÂBÎ]
( Yanıt/cevap, karşılık. İLE Tahsildarlar, câbîler. )
- CEVÂD[Ar. < CÛD] ile CEVÂDD[Ar. < CADDE]
( Cömert, eli açık. İLE Büyük, işlek yollar, caddeler. )
- CEVÂD[Ar.] ile NEDÂ[Ar.]
- CEVÂD[Ar.] ile VÂSİ'[Ar.]
- CEVÂRÎ[Ar.] ile CEVÂRİH/CÂRİHA[Ar. < CERH]
( Hizmetçi kızlar, halayıklar. İLE Yırtıcı kuş ya da hayvanlar. )
- CEVR[Ar.] ile ZULM[Ar.]
- CEZ'[Ar.] ile CEZ'[Ar.] ile CEZ[Fars.]/CEZÎRE[Ar.]
( Göz boncuğu denilen, kara alaca ve değerli bir süs taşı, damarlı akik. İLE Ağaç kökü. İLE Ada. )
- CEZÂ'[Ar.] ile CEZÂ'[Ar.]
( Sabırsızlıkla sızlanma. İLE İyi ya da kötü karşılık, azap. )
- CEZÂ[Ar.] ile MUKÂBELE[Ar.]
- CEZEL[Ar.] ile CEZER[Ar.]
( Bir şeyi ikiye bölme. İLE Havuç. )
- CEZEL[Ar.] ile SÜRÛR[Ar.]
- CEZÎL[Ar.] ile CEZL[Ar.]
( Peltek ve bozuk olmayan söz/sözcük. İLE Tomruk, kalın odun. | Çetrefil olmayıp, dürüst, doğru olan. [sözler/sözcükler için kullanılır] )
- Cİ'TUHÛ[Ar.] ile Cİ'TU İLEYHİ[Ar.]
- CÎBÂ[Ar.] ile CİBÂH[Ar. < CEBHE:
Alın]
( Odun. İLE Alınlar. )
- CİBİLLE[Ar.] ile NÂS[Ar.]
- CİBRİYYE[Ar.] ile KİBR[Ar.] ile CEBERÛT[Ar.]
- CİDÂL[Ar.] ile CİDÂR[Ar. çoğ. CÜDÜR/CÜDRÂN]
( Karşılıklı kavga, savaş. | Zorlu, hararetli konuşma. İLE Duvar. | Zar. )
- CİDD[Ar.] ile İNKİMÂŞ[Ar.]
- CİDE[Ar.] ile GINÂ[Ar.] ile YESÂR[Ar.]
- CİHAZ[Ar.] değil/yerine/= AYGIT
( Aygıt, alet, takım. | Çeyiz, kadının evlenirken birlikte getirdiği eşyalar. )
- CİMÂ'[Ar.] ile CİMÂH[Ar.]
( Birleşme. [insanda] İLE Atın sert başlı olması. )
- CİMÂL[Ar.] ile CİMÂR[Ar.]
( Eril develer. İLE Toplu kabîle. | Süvâri alayı. )
- ÇÎN[Fars.] ile -ÇÎN[Fars.]
( Kıvrım, büklüm, çatıklık, buruşukluk. İLE "toplayan, derleyen" anlamlarıyla bileşik sözcükler oluşturur.[HÛŞE-ÇÎN: Başak toplayan.] )
- CİNS[Ar.] ile KABÎL[Ar.]
- CİNS[Ar.] ile NEV'[Ar.]
- CİNS[Ar.] ile SINIF[Ar.]
- CİNS[Ar.] ile VECH[Ar.]
- ÇIPLAK/LIK(") ile/ve/değil/||/<>/< (")ŞEFFAF/LIK(")
( BÜREHNEGÎ/BEREHNEGÎ ile/ve ... )
- ÇIPLAKTOHUMLULAR, AÇIKTOHUMLULAR = URYÂNÜ'L-BÜZÛR = GYMNOSPERMES
( Tohumları kozalak pulları üzerinde açık olarak bulunan çiçekli bitkilerin ayrıldığı iki büyük daldan biri. )
- ÇİRÂ[Fars.] ile ÇİRÂĞ[Fars.]
( Nasıl? İLE Fitil, kandil, mum. | Çırak. | Emekli, tekaüt. | Öğrenci, talebe. )
- ÇIRAK[Fars. :Işık.] ve/<> ÇERAĞ[Fars.]
- CİRÂN[Ar. < CÂR] ile CÎRÂN[Ar. < CERRE]
( Toprak testiler. İLE Komşular. | Müşteriler. | Etrafta/civarda olan yerler. )
- CİSM-İ TABİÎ ile CİSM-İ TÂLÎMÎ ile CİSM-İ RİYÂZÎ
( Doğal nesne. İLE Matematiksel nesne. İLE ... )
( Tüm nesneler/cisimler, ya devim ya da dinginliktedir. )
( Nesneler/cisimler, birbirinden, tözde değil fakat devim ve dinginlikte ayrılır. )
( Nesnelerin/cisimlerin etkileşimleri, doğalarına bağlıdır. )
- CİSM[Ar.] ile CİRM[Ar.]
- CİSM[Ar.] ile ŞAHS[Ar.]
- CİSM[Ar.] ile ŞEY'[Ar.]
- CİSMANİ[Ar.] değil/yerine/= EYİNSEL
- CİSMU LÂ YENFEKKU MİN KEZÂ[Ar.] ile LÂ YEBRAHU[Ar.] ile LÂ YEZÂLU[Ar.] ile LÂ YAHLÛ[Ar.] ile LÂ TE'ARRÂ[Ar.]
- CİSN[Ar.] ile DARB[Ar.]
- CİZM[Ar.] ile CİZN[Ar.]
( Tayın, porsiyon. İLE Ağaç kütüğü. | Kök. )
- CİZYE[Ar.] ile MAKTÛ' CİZYE[Ar.]
( Müslüman olmayan teb'adan alınan vergi. İLE Fetih sırasında, ahâlîsi Müslüman olmayan yerlerin halkından sulh yoluyla tâyin olunan maktû bedel, vergi. )
- CU'L[Ar.] ile CÛL[Ar.] ile ÇUL[Ar. < CULL]
( Ücret, karşılık. | Ayak kirası. İLE Çaylak. )
- CÛ[Fars.] ile CÛ/CÛY[Fars.] ile -CÛ[Fars.] ile CÛ'[Ar.][Fars.]
( Arama, araştırma. İLE Akarsu, ırmak, çay. İLE "arayan, araştıran, arayıcı" anlamalarına gelen sıfatlar oluşturur. İLE Aclık, ac kalma. )
- ÇÛBÎN/E[Fars.] ile ÇÛBÎN[Fars.]
( Ağaçtan yapılan şey. Değnek gibi kuru nesne. İLE Nûşirevân'a karşı ayaklanmış olan, Hürmüz'ün seraskeri Behrâm'ın takma adı. )
- CÛD[Ar.] ile KEREM[Ar.]
- CÛD[Ar.] ile SEHÂ'[Ar.]
- ÇUKURCUK/GAMZE[Fars.]/DIMPL/E[İng.] ile/ve/değil GAMZE[Fars.]
( Yanaktaki çukur. İLE/VE [Divan edb.] Sevgilinin süzgün bakışı. | Birkaç anlama gelebilen bakış. )
- CÜLMÛD[Ar.] ile CÜLMÜD[Ar.]
( Kaya. İLE Sesi güçlü olan kişi. )
- CÜNBÂN[Fars.] ile -CÜNBÂN[Fars.]
( Sallayan, kımıldayan, hareket eden. İLE Kımıldanan, kımıldatan, sallanan, oynayan, oynatan anlamlarına sıfatlar oluşturur.[DÜNBÂLE-CÜNBÂN: Kuyruk sallayan.] )
- CÜRM[Ar.] ile/değil CİRM[Ar.]
( Suç. İLE/DEĞİL Oylum/hacim, nesne/cisim. )
- CÜRÛF[Ar.] ile CÜRÜF[Ar.]
( Maden posası, dışık. Erimiş malzemelerin yüzeyindeki safsızlık. İLE Yar, uçurum. )
( SCUM vs. ... )
( ABSCHAUM/SCHAUM/SCHLACKEN mit ... )
( ÉCUMER avec ... )
- CÜRÜM ile/değil CİRİM(ECRÂM)
( Suç. İLE/DEĞİL Kütle/oylum[hacim]. )
- CÜRÜMDAŞ[Ar.] değil/yerine/= SUÇ ORTAĞI
- CÜSÂM[Ar.] ile CÜSÂM[Ar.]
( Büyük, geniş. İLE Uykuda gelen ağırlık, ağırbasma, kâbus. )
- CÜZ'[Ar.] ile BA'Z[Ar.]
- CÜZ'Ü MİNE'L-CÜMLE[Ar.] ile SEHMÜ MİNE'L-CÜMLE[Ar.]
- CÜZZÎ ile CÜZ
( Zihnî. İLE Vücudî. )
- EL-BURHÂN ile CEDEL ile HATÂBE(T) ile ŞİİR ile MUĞÂLATA/SAFSATA
( İspat. Kesin sonuç olmak amacıyla kesinlik taşıyan öncüllerden oluşturulan kıyas. İLE Diyalektik. Yaygın olarak bilinen önermelerden oluşan kıyas. İLE Retorik. Güvene bağlı olarak kabullenilen(makbûlât) önermelerden oluşan kıyas. İLE Poetik. İnsan ruhunu mutluluğa ya da mutsuzluğa yöneltici etkisi olan önermelerden oluşan kıyas. İLE Sofistik. Gerçeğe benzer ya da yaygınlık kazanmış yalan ya da kuruntudan oluşan önermelerden oluşan kıyas. )
( Safsata Türleri )
- HESAP[Ar. < HİSBE]/CALCULUS = ÇAKILTAŞI
( Çakıltaşlarını saymaktan gelir. )
- HURÛŞ[Ar.] değil/yerine/= COŞMA, TAŞMA, ŞAMATA, TELÂŞ, GÜRÜLTÜ
- KERRAT[Ar.] (CETVELİ) değil/yerine/= ÇARPMA/ÇARPIM (TABLOSU)
- KÜSÛR ile/||/<> CÜZ[çoğ. ECZÂ] ile/||/<> SAHÎH ile/||/<> MAHREC
( Kesirli sayı. | Kendisinden daha büyük bir sayıya pay olan sayı ya da payda alan sayı. İLE/||/<> Kesirli sayılarda bütünden alınan parça, pay. İLE/||/<> Tam sayı. | Kendinden daha büyük bir sayıya pay olmayan sayı ya da payda almayan sayı. İLE/||/<> Payda. )
- KUTUR değil/yerine/= ÇAP
- MÂHİYET'TE VARLIK:
AYNİYET ile/ve GAYRİYET ile/ve CÜZZİYET
- MAZRUB değil/yerine/= ÇARPAN
- MAZRUBÂT-I TEFRİK değil/yerine/= ÇARPANLARA AYIRMA
- MÜFRED ile/ve TESNİYE ile/ve CEM'İ
( Tekil. İLE/VE İkili. İLE/VE Çoğul. )
- MÜHİMME ile CÜZZÎ
- MUHİT-İ DAİRE değil/yerine/= ÇEMBER
- ÖLÇÜT = MISDAK, MİYAR, KISTAS = CRITERION[İng.] = CRITÉRIUM, CRITÈRE[Fr.] = KRITERIUM[Alm.] = KRITERION < KRINEIN:AYIRMA, YARGILAMA[Yun.] = CRITERIO[İsp.]
- TAADDÜT[Ar.] değil/yerine/= ÇOĞALMA, SAYININ ARTMASI
- TARH değil/yerine/= ÇIKARMA
- VECHE ile CEPHE/CEBHE
( ... İLE Alın (yüz). | Savaş bölgesi. | Taraf, yön. )
- ZARB değil/yerine/= ÇARPI
- ZİYÂDE[Ar.] değil/yerine/= ÇOK, DAHA ÇOK | ARTMA, ÇOĞALMA | ARTAN, FAZLA KALAN | ÇOK BOL | AŞIRI, FAZLA
- CA'D[Ar.] ile CÂDD/E[Ar.]
( İLE )
- CA'L[Ar.] ile CÂL/Î[Ar.]
( Yapma, meydana getirme. | Sabır, tahammül. | İşe başlama, alma. İLE Tuzak. | Misvak ağacı. )
- CÂBE[Ar.] ile CA'BE[Ar. < BEYT]
( İLE )
- CÂDDE[Ar.] ile CADDE[Ar.]/ŞÂH-RÂH[Ar.]
( İLE )
- CÂDÎ[Ar. çoğ. CÜDÂT] ile CÂDÎ[Ar.]
( İLE )
- CAHD[Ar.] ile CÂHİD[Ar. < CAHD] ile CÂHİD[Ar. < CEHD]
- CÂHİZ[Ar.] ile CAHİZ/CAFİZ[Ar.]
( Cesaretli, gözüpek. İLE Katılar için kullanılan hacim ölçüsü. )
- CÂİL[Ar. < CEVELÂN] ile CÂİL[Ar.]
( Dönüp dolaşan, cevelân eden. İLE İşleyen, yapan, eden, yaratan. )
- CÂİL[Ar.] ile CÂHİL[Ar. < CEHL]
( ... İLE Bilmeyen, bilgisiz. | Genç, tecrübesiz, toy. )
- CÂLÎ[Ar.] ile CÂLİ'[Ar.] ile CA'LÎ[Ar.] ile CÂL/CÂLÎ[Ar.]
( Parlayan, cilâlı. | Cilâlayan, parlatan, temizleyen. | Sürgün eden. İLE Açık-saçık hanım. | Utanması kıt adam. İLE Sahte, yapmacıklı, düzme. | [Felsefe'de] Yapma. [ARTIFICE(Fr.)] İLE Tuzak. | Misvak ağacı. )
- CÂLİS[Ar. < CÜLÛS] ile CÂLİŞ[Fars.]
( Oturan, oturucu, tahta çıkan, cülûs eden. İLE Çiftleşme. | Naz ve gamze ile salınan. )
- CAMADAN[Fars.] ile CAMADAN[Fars.]
( Çapraz düğmeli, işlemeli, bir tür kısa yelek. İLE Dört köşe yelkenleri, boğarak, yüzeylerini küçültme. )
- CÂMİ'[Ar. < CEM çoğ. CEVÂMİ'] ile CÂMİ'[Ar. < CEM çoğ. CEVÂMİ'] ile Câmî[Fars.]
( CÂMİ: CEBRAİL + AZRÂİL + MİKÂİL + İSRÂFİL
( Beyin. + Göz. + Kulak. + Ağız. )
( Derleyen, toplayan, cem eden. | İçine alan, içinde bulunduran. İLE İçinde namaz kılınan ibâadet yeri. İçinde Cuma namazı kılınan mescit. İLE İran'ın XV. yy.da yetişmiş büyük mutasavvıf, mütefekkir ve âlim şâiri. )
- CÂMİ'[Ar.] ile CÂMİH[Ar.]
( ... İLE Başı sert hayvan. )
- CÂN[Ar.] ile CÂNN/CÂN[Ar.]
( Can, ruh. | Hayat, yaşayış. | Gönül. | Silah. İLE Cin taifesi. )
- CÂNÎ[Ar. < CİNÂYET] ile CÂNÎ[Fars.]
( Cinâyet işleyen. İLE Candan sevilen, azîz. )
- CÂNİB[Ar.] ile NÂHİYE[Ar.] ile CİHET[Ar.]
- CÂVİDÂN-NÂME[Fars.] ile CÂVİDÂN-NÂME[Fars.]
( Kur'an'ın, Esterâbâd'lı Fazlullah tarafından, Hurûfiye tarikatının inancına göre yapılmış tefsiri. İLE Baba Efdâl-i Kâşânî tarafından yazılmış ahlâk ve felsefe kurallarını derleyen Farsça eser. )
- CÂYİ'[Ar. çoğ. CİYÂ'] ile CÂYİR[Ar.]
( Ac, ac olan, acıkmış. İLE Cevir ve cefâ eden/edici. )
- CE'BE[Ar.] ile CEBE[Ar.]
( Göbek bölgesi. İLE Zincirden ya da halkadan örme zırh. )
- CEBÂN[Ar.] ile CEBBÂN[Ar.]
( Korkak. İLE Peynirci. )
- CEBEL(LEŞME) değil CEDEL(LEŞME)
( TARTIŞMA, SERT MÜNÂKAŞA | KAVGA )
- CEBERÛT[Ar.] ile CİRİYYE[Ar.] ile KİBR[Ar.]
- CEBİR = CEBR[Fars., Ar.] = ALGEBRA[İng., İt., İsp., Dan., Rus.] = ALGÈBRE[Fr.] = ARS RATIOCINANDI PER LITTERAS, ARS PER LITTERAS[Orta Lat.] = ALGEBRA, BUCHSTABENRECHNUNG[Alm.] = ALGEBRA, STELKUNDE[Fel.]
- CEBÎRE[Ar.] ile CEBÎRE[Ar.]
( Kırık/çıkık olan bir örgene sarılan tahtalar. İLE Halkın bir işe hazırlanması. )
- CEBL[Ar.] ile CEBR[Ar.]
( Yoktan yaratma. İLE Zor, zorlama. | Düzeltme, tamir etme. | Matematik, cebir. )
- CEBREN[Ar.] ile CEBRÎ[Ar.]
( [zarf] İLE [sıfat] )
( Zorla, cebr ile. İLE Zorla, zor altında. | Cebirsel. )
- CED/CEDD[Ar.] ile CED'[Ar.]
( Dede, büyükbaba. Annenin/babanın babası. İLE ... )
- CED ile/||/<> ECDÂD ile/||/<> CEDİD
( Dede, ata. İLE/||/<> Büyük babadan başlayarak geriye doğru atalardan her biri. İLE/||/<> Yeni. )
- CEFR[Ar.] ile CEFR/CİFR[Ar.]
( Geniş kuyu. İLE Güyâ bilinmezden/gaipten haber veren bir ilim. )
- ÇEH[Fars.] ile ÇEH[Fars.]
( Kılıç ve hançer gibi şeylerin kını/kılıfı. İLE Kuyu. )
- CEHADEHU[Ar.] ile CEHADE[Ar.] ile BİHİ[Ar.]
- CEHÂM[Ar.] ile CEHÂN[Ar.]
( Yağmur vermeyen bulut. İLE Dünya. | Sıçrayan, fırlayan, çabuk hareket eden. )
- CEHL[Ar.] ile CEHR[Ar.]
( Bilmezlik, cehâlet. İLE Yüksek sesle söyleme. )
( CEHL: Köyde/çölde kaybolmuş deve yavrusu. )
- CELEB[Ar.]/İÇOĞLANI/İZLATKO ile CELEB[Ar.]
( ... | İstanbul sarayında ilk işe başlamış acemi. İLE Orospu, fahişe. | Çan. )
- CELÎD[Ar.] ile CELÎD[Ar.]
( Fazla celâdetli[yiğit/kahraman] olan. İLE Kırağı, çiy, şebnem. )
- CEM[Ar.] ile CEM'[Ar. çoğ. CUMÛ] ile CEMM[Ar.]
( Hükümdar, şah. | Şark söylencesinde/mitolojisinde şarap ve içkinin mucidi. | Süleyman Peygbamber'in takma adı. İLE Toplanma, yığma. | Birden fazla kişi, hayvan ve eşyayı gösteren ad. | Çoğul. [Ar. dilb.] İLE Büyük sayı, çokluk, kalabalık. )
- CEMÂAT[Ar. < CEM] ile CEMÂÂT[Ar. çoğ. CEMÂAT] ile CEMÂD[Ar.]
( İnsan topluluğu. | İmamın arkasında namaz kılanlar. İLE İnsan toplulukları. | İmamın arkasında namaz kılanlar. | Bir mezhepten olan topluca halk. | Yeniçeri teşkilâtında birkaç odadan oluşan bölüm. İLE Taş gibi cansız olan şey. )
- CEMÂH[Ar.] ile CENÂH[Ar.]
( Atın baş sertliği, harınlık. İLE Kanat, kuş kanadı. | Kol, pazı. | Yan, kol. | Âhiret. )
- ÇEMÂN[Ar.] ile ÇEMEN[Erm.]
( Naz ile salınarak yürüyen. | Şarap kadeni. | Çemen. İLE Yeşil ve kısa otlarla örtülü yer, çimen. | Ağaç ve çiçeği olan çayır, yeşillik. )
( ... cum CUMINUM CYMINUM )
- CEMİ ile/ve/||/<> KESİR ile/ve/||/<> MEBZUL[Ar. < BEZL] ile/ve/||/<> CÜMLE
( Toplam. İLE/VE/||/<> Çok. İLE/VE/||/<> Bol, çok, ucuz. | Tıka basa. İLE/VE/||/<> Ne var, ne yok ise hepsi. | O andaki hepsi. )
- CENAH ile/||/<> CEPHE ile/||/<> MİLNE HATTI
( Savaş düzenindeki ordunun merkeze göre iki yanından her biri. İLE/||/<> Üzerinde savaşın sürdüğü bölge. İLE/||/<> İzmir'in işgalinden sonraki ilk Yunan ilerlemesinde fiilen kurulan Yunan duraklama cephesi.[Ayvalık Kozluca'nın kuzeyinde, Soma, Akhisar, batısından Ödemiş ve Aydın'ın doğusundan geçerek Büyük Menderes Irmağı boyunca uzanan çizgi] )
- CER'[Ar.] ile CER/R[Ar.] ile CER[Ar.]
( Suyu, yudum yudum içme. İLE Çekme, sürükleme.| Arapça'da, ait olduğu ismi, meksûr[kesreli=esreli] okutan harf ya da edat.[harf-i cerr] | Para, eşyâ vb. çekme. İLE Yarık, çatlak, özellikle yarılmış yer. )
- CERÂHAT/CİRÂHAT[Ar.] ile CERÂHÂT[Ar. çoğ. CERÂHAT/CİRÂHAT]
( İrin, yara. | Cerrahlık. İLE Yaralar, irinler. )
- CERAHAT ile/değil/yerine/>< CEMAAT
- CERDE[Ar.] ile CERDE[Ar.]
( Mekke'de, hacılara eşlik eden atlı koruma görevlisi. | Tüysüz, dazlak. İLE Sarı renkli, donu sarı, kuladan açık olan at. )
- CERED[Ar.] ile CERED[Ar.]
( Çıplak bir duruma getirme. İLE Yaralı. )
- ÇERH[Fars. < ÇARH/ÇERYH]/FELEK[Ar.] değil/yerine/= ÇARK
- CERÎ/CERY[Ar.] ile CERÎ'[Ar. < CÜR'ET]
( Cereyan. İLE Yiğit, cesur, gözü pek, yürekli. )
- CERİB[Ar.] ile CERÎB[Ar.]
( Uyuz hastalığına tutulan, uyuz. İLE Eskiden Arap ülkelerinde kullanılan [aşağı-yukarı] 216 litrelik bir hacim ölçüsü. | Tarla ve arazi ölçüsü. | Dönüm. )
- CERİD/E, CERDÂ[Ar.] ile CERÎDE[Ar.] ile CERÎDE[Ar.]
( Verimsiz, çorak yer. İLE Gazete, tutanak, zabıtnâme. İLE Yalnız, tenha. )
- CERÎM[Ar.] ile CERÎN[Ar. çoğ. ECRÂN, ECRİNE, CÜRÜN]
( Kabahatli, suçlu. İLE Hurma kurutma yeri. )
- CEV'ÂN, CÂYİ'[Ar.] ile CEVÂN/CÜVÂN/CİVÂN[Ar.]
( Ac, acıkmış, midesi boş. İLE Genç, taze, delikanlı. )
- CEVÂBÎ[Ar.] ile CEVÂBÎ[Ar. < CÂBÎ]
( Yanıt/cevap, karşılık. İLE Tahsildarlar, câbîler. )
- CEVÂD[Ar. < CÛD] ile CEVÂDD[Ar. < CADDE]
( Cömert, eli açık. İLE Büyük, işlek yollar, caddeler. )
- CEVÂRÎ[Ar.] ile CEVÂRİH/CÂRİHA[Ar. < CERH]
( Hizmetçi kızlar, halayıklar. İLE Yırtıcı kuş ya da hayvanlar. )
- CEZ'[Ar.] ile CEZ'[Ar.] ile CEZ[Fars.]/CEZÎRE[Ar.]
( Göz boncuğu denilen, kara alaca ve değerli bir süs taşı, damarlı akik. İLE Ağaç kökü. İLE Ada. )
- CEZÂ'[Ar.] ile CEZÂ'[Ar.]
( Sabırsızlıkla sızlanma. İLE İyi ya da kötü karşılık, azap. )
- CEZEL[Ar.] ile CEZER[Ar.]
( Bir şeyi ikiye bölme. İLE Havuç. )
- CEZÎL[Ar.] ile CEZL[Ar.]
( Peltek ve bozuk olmayan söz/sözcük. İLE Tomruk, kalın odun. | Çetrefil olmayıp, dürüst, doğru olan. [sözler/sözcükler için kullanılır] )
- Cİ'TUHÛ[Ar.] ile Cİ'TU İLEYHİ[Ar.]
- CÎBÂ[Ar.] ile CİBÂH[Ar. < CEBHE:
Alın]
( Odun. İLE Alınlar. )
- CİBRİYYE[Ar.] ile KİBR[Ar.] ile CEBERÛT[Ar.]
- CİDÂL[Ar.] ile CİDÂR[Ar. çoğ. CÜDÜR/CÜDRÂN]
( Karşılıklı kavga, savaş. | Zorlu, hararetli konuşma. İLE Duvar. | Zar. )
- CİMÂ'[Ar.] ile CİMÂH[Ar.]
( Birleşme. [insanda] İLE Atın sert başlı olması. )
- CİMÂL[Ar.] ile CİMÂR[Ar.]
( Eril develer. İLE Toplu kabîle. | Süvâri alayı. )
- ÇİRÂ[Fars.] ile ÇİRÂĞ[Fars.]
( Nasıl? İLE Fitil, kandil, mum. | Çırak. | Emekli, tekaüt. | Öğrenci, talebe. )
- ÇIRAK[Fars. :Işık.] ve/<> ÇERAĞ[Fars.]
- CİRÂN[Ar. < CÂR] ile CÎRÂN[Ar. < CERRE]
( Toprak testiler. İLE Komşular. | Müşteriler. | Etrafta/civarda olan yerler. )
- CİSM-İ TABİÎ ile CİSM-İ TÂLÎMÎ ile CİSM-İ RİYÂZÎ
( Doğal nesne. İLE Matematiksel nesne. İLE ... )
( Tüm nesneler/cisimler, ya devim ya da dinginliktedir. )
( Nesneler/cisimler, birbirinden, tözde değil fakat devim ve dinginlikte ayrılır. )
( Nesnelerin/cisimlerin etkileşimleri, doğalarına bağlıdır. )
- CİSM[Ar.] ile CİRM[Ar.]
- CİZM[Ar.] ile CİZN[Ar.]
( Tayın, porsiyon. İLE Ağaç kütüğü. | Kök. )
- CU'L[Ar.] ile CÛL[Ar.] ile ÇUL[Ar. < CULL]
( Ücret, karşılık. | Ayak kirası. İLE Çaylak. )
- CÛ[Fars.] ile CÛ/CÛY[Fars.] ile -CÛ[Fars.] ile CÛ'[Ar.][Fars.]
( Arama, araştırma. İLE Akarsu, ırmak, çay. İLE "arayan, araştıran, arayıcı" anlamalarına gelen sıfatlar oluşturur. İLE Aclık, ac kalma. )
- ÇÛBÎN/E[Fars.] ile ÇÛBÎN[Fars.]
( Ağaçtan yapılan şey. Değnek gibi kuru nesne. İLE Nûşirevân'a karşı ayaklanmış olan, Hürmüz'ün seraskeri Behrâm'ın takma adı. )
- CÜLMÛD[Ar.] ile CÜLMÜD[Ar.]
( Kaya. İLE Sesi güçlü olan kişi. )
- CÜRM[Ar.] ile/değil CİRM[Ar.]
( Suç. İLE/DEĞİL Oylum/hacim, nesne/cisim. )
- CÜRÛF[Ar.] ile CÜRÜF[Ar.]
( Maden posası, dışık. Erimiş malzemelerin yüzeyindeki safsızlık. İLE Yar, uçurum. )
( SCUM vs. ... )
( ABSCHAUM/SCHAUM/SCHLACKEN mit ... )
( ÉCUMER avec ... )
- CÜRÜM ile/değil CİRİM(ECRÂM)
( Suç. İLE/DEĞİL Kütle/oylum[hacim]. )
- CÜSÂM[Ar.] ile CÜSÂM[Ar.]
( Büyük, geniş. İLE Uykuda gelen ağırlık, ağırbasma, kâbus. )
- CÜZZÎ ile CÜZ
( Zihnî. İLE Vücudî. )